oyle bi bilgi derlenmıyordur.

Ben askerdeyken bi asker arkadaşımız vardı, gayet normal, sorunsuz askerliğimizi yaptık beraber. Döndükten sonra baktım feysbukta, bdp'liymiş meğer. Böyle sayısız örnek vardır ama sayıyı bulmak namümkün.

pkk ya katilan subay bile var. arsivde bulabilirsin.

pkk'nın as kadrosundan biri asteğmenken silahıyla beraber firar edip katılmıştı örgüte sanırım. şimdi adını hatırlayamadım.

tjk tv ye mail atmaktan baka care yok. ahu gumuskemer vardi eskiden.

olmazsa hostel 25$

bari 4 temmuzda da kalsaydiniz. independence day cilgin oluyor.

www.hostelbookers.com

buradan bak uygun seyler vardi.. bi tane fulton streette kaldigim biyer vardi ama kapanmis sanirim.. 50 dolar civarina 3 kisilik odalari var..

www.visitmanhattanapartments.com

ben bir arkadaşımla burada kalmıştım. bölge çok güvenliydi.

times square'da veya brooklyn'de türkçe konuşanlarla mutlaka karşılaşırsınız. onlardan ev kiralayanlar olacaktır. size az bir ücretle bir oda verebilirler, bu onlarında işine gelir. ben öyle yapmıştım.

couchsurfing'e bir baksanız?

31 haziran'da kalacak yer bulamazsınız yalnız.

31 haziran ne lan? ben mi sazanladım yoksa?

evet bizim de aklimiza geldi couchsurfine bakmak ama 12 dolar kayit ucreti istiyor. acikcasi fazla para da yok. independence day de new yorktayiz. her gun jfk airportta kalmayi dusunduk, nasil olur? alirlar mi bizi iceri her gun ya:)

havaalaninda yatirmazlar. onun yerine metro istasyonlarinda yatin. sorun olmaz. sadece kendinizi saglama alin homeless ve bas belasi zenci takimi da orta yatar cunku. ama polis de cok oluyor. timesquare in oradaki istasyon en ideali.

konsolosluga gitmen lazim. 25-50 euro arasidir tahminen.

avrupada fransa harici "bizim anladığımız dilde noterlik işini" konsolosluklar yapıyor.. konsolosluğa gideceksin 30-40 eur gibi bir şey olması lazım

61

4. madde nasıl korunuyor peki?

mantikla korunuyor.

82 olması lazım değil mi, şu anki hali yani? 61'de sadece devletin şeklinin cumhuriyet olduğu değiştirilemez diyor. (bkz: #1450130) ctrl+f > "değiş"

@diyanet takvimi bug var:) (bkz: #24151240)

peh, bunu ilerde kullanmazlar umarım bu cin fikirli denyolar o zaman.

Şimdi efendim, çiçeği burnunda hukukçu olarak açıklayayım ki, kanun düzüyle ve terziyle, lafzıyla ve ruhuyla her alanını kapsar.

82 anayasasının giriş hükümleri de anayasaya dahildir madde olmasa bile ve 2. maddeyle korunmuştur. sadece ilk 3 madde değil, giriş hükümleri de değiştirilemez.

bunu sağlayan 4. madde de bu haliyle 82'de kullanıldı; fakat 61 anayasasının 9. maddesiyle aynı özelliği taşımakta.

sert/katı anayasalarda değişmez maddeler ve değişmezliği sağlayan maddelerin varlığı normal zaten ki isimlerinden de anlaşılıyor zaten.

Edit: ha bir de sevgili arkadaşım lotesse'in www.eksisozluk.com entry'si okunabilir ilgili olarak.

teşekkürler g man.

voltaj değştirici bir adaptör alacaksın dostum, rahat ol :)

radioshack, home depot, stop and shop, target vb. en yakininda hangisi varsa oradan alabilirsin. 3-10 dolar arasi.

@nicke , @jemjum teşekkürler cevaplar için.nicke bakacam phoenixde hangisi var.

Phoenix'de Radioshack varmış. www.radioshack.com adresinde store locator bölümünden bakabilirsiniz dükkan yerlerine.

Sed Hotel - Terrace Restaurant.

beykoz korusu.

her zaman gitmeyecegin bir yer olsun. neden dersen olur da ileride is yatarsa bir daha oraya gidemiyor insan. buna dikkat et. mumkunse omrun boyunca bir daha gidemeyecegin bir yer olsun. oyle pahali oyle luks olsun.

Kız Kulesi

Gazdan ziyade iş debriyajda bitiyor. Araba hareket eder etmez ayağınızı debriyajdan hemen çekmeyin, 2-3 saniye bekleyin yoksa stop eder.

Bol bol pratik yapın. Başka türlü öğrenemezsiniz.

el frenini cek. arabayi sanki el freninde degilmis gibi kaldirirken el frenini birak. bu kadar basit. santim kaymaz ve stop etmez.

2. seçenekte debraja basarken vereceğiniz gazı baya bi abartmadıkça zararı fln olmaz. hangisi kolayınıza geliyorsa onu uygulayın, bir süre sonra alışırsınız zaten. bu arada illa ki stop ettirirsiniz fazlasıyla normal.

not: imkanınız varsa koşa koşa otomatik vites arabaya gidin. sürüş zevki fln hepsi yalan dolan. 2-3 saat büyükşehir trafiğinde göreyim ben diyenlerin sürüş zevkini.

kolayınıza geleni uygulayın, zaten birkaç ay geçmeden alışacaksınız ve ona dikkat bile etmiyor olacaksınız.

Araba dizelse değişir. Örneğin bizimki dizel hiç gaza basmadan kalkıyor. Onun dışında 2. seçenek diyorum. Öbür türlü çok yavaş kalkıyor. Debriyajdan çekerken son anlarda gaza basıyorum ben.

ayak debriyajda onu çekerken yavaşça gaza bas. çok hafif ama. aynı dirençte birinden ayağını çekerken diğerine basıyorsun. ilk denemelerde yolda yokuşta her bi yerde kırmızı ışık sonrası durulabiliyor. herkesin başına gelmiştir eminim. ama sen boş bi arazide pratik yap. öle bi yer yoksa tenha ve çocuk olmayan ara sokaklarda pratik yap. dur kalk pratikleri trafikte çok işe yarıyor. çok da zarar vermez. arabayı birden durdurmadıktan sonra yani ikinci üçüncü viteste birden durdurmadıktan sonra önemli değil.

@nicke o yokuş için geçerli. arkadaş düz yoldan bahsediyor sanırsam.

arabaya zararlı olan kısım, yarım debriyajdayken tam kavrama noktasında hem gitmek hem de debriyajı sabit olarak yarım tutmaktır. 2. zararlı kısım debriyajı çok sert kaldırmaktır. yapmanız gereken hafif kaldırın basın kaldırın basın o kavrama noktasının yani arabanın debriyaja basmadığınız haldeki motorun tepkisi,sesi ile basıp belli bir yere kadar bıraktığınızdaki farklılıktır. onun nerede olduğunu iyice öğrenin. diyelim ki tam bastınız, yavaş yavaş çekiyorsunuz yüzde 30 kadarını çektiniz. araba bi garipleşti, o gaz istediği noktadır. orada hafif gaza basmaya başlayın. yani bu da 1. secenek oluyor. ama sizin dediğiniz gibi debriyajı yarıya getir değil, araba ne kadar da gaz istiyor yüzde 30 mu 40 mı, çünkü kimi arabada yukarıdan kavrar, kimisi en dipte kavrar, eski arabalarda bu ayarlanabilir bir şeydir debriyaj telinden ama yenilerde ayarı kendi yapar. baskı balata aşındıkça yukarıdan kavramaya başlar. siz sonuna kadar çekersiniz debriyajı araba hiç hareket etmek istemez sonunda yüzde 10 luk kısımda hareket etmeye başlar. bir de tabi benzinli mi araç dizel mi? benzinlide biraz daha fazla gaza basma ihtiyacı hissedersiniz, dizelde çok az gaz ile kalkış gerçekleşir. oha ne anlatmışım. umarım anlarsınız. keyifli sürüşler.

hiçbişey düşünmene hesaplamana gerek yok. bir süre sonra otomatik olarak en dik yokuşta bile kaydırmadan stop ettirmeden kalkarsın.

sadece boş bi alanda bol bol pratik yap.

edit: araba dizel

öyle bir aktarma yapılmaz vze geçerliliği süresince iki pasaportu birlikte taşıyacaksınız.

Çoğu ülke iptal edilen eski pasaportla yenisini beraber taşıyarak seyahat etmenize izin veriyor.

5 tane pasaportunuz bile olsa yaninizda tasimalisiniz. bunlarin vizeleri gecmis olsa bile. nolur nolmaz. degmez bir pasaport icin probleme. sizin durumda zaten gecerli bir vize var kesinlikle yaninizda olacak. aktarma yok.

vizeli ve vizesiz paraportunu yaninda tasiyorsun. bu kadar.

rover iyidir. temiz bir 200 bulursan al bence. yedek parça sıkıntısı falan da yaşamazsın o kadar.

biraz emekli amca yorumu olcak ama: parçası pahalı, satarken zor satarsınız. ancak ben satmak istemiyorum, zaten çok kilometrede yapmam diyorsanız alın. bence ford fiesta daha çok hoşunuza gider diye düşünüyorum :)

o fiyata rover kadar kaliteli ve konforlu bir araba bulamazsınız.
yedek parça konusunda büyük şehirlerde sıkıntı yaşanmıyor.yaşansa bile rover motorları honda motorlarıyla benzer olduğu için bir şekilde temin ediliyor.

rover'ın türkiye'de tutulmamış olması gözünüzü korkutmasın.kalitesiz,sıradan bir marka olsaydı bmw milyonlarca pound yatırım yapmazdı bu markaya.

ayrıca rover günümüzdeki mini,land rover,gm gibi markaların atasıdır.

edit: arkadaşım verdiğiniz linkteki aracı almayı düşünüyor.erken davranırsanız papaz oluruz söyleyeyim :)

(bkz: rover 216)
ve
rover 200 serisi, -eski model küçük kasalı- fiestalara göre çok ileridedir. aynı fiyata bulabileceğini küçük kasalı bir fiesta yanında rover 200'ler çok daha geniş hacim sunarlar. büyük şehirlerdeyseniz şayet parça sıkıntısı hiç çekmezsiniz. fiyatları da öyle çok uçuk değildir. servislerinin dışında, sanayide servislerden ayrılmış ustaların da yerleri vardır, yani servislere mahkum da değilsiniz elbette.

1,4 motorunu almayın, zira yaklaşık 1 ton 150 kiloluk bir araca motor küçük gelebiliyor. 1,6 ile rahat edersiniz kanımca. mümkünse abs ve klimalısından alın; tabi sunroof da pek güzel olur. çoğunda bunlar standart. onun dışında araçta -yeni teknolojiler dışında- aradığınız hemen herşeyi bulabilirsiniz. eğer alacağınız kişi aracına temiz bakmışsa sizi uzun süre götürebilecektir bu araç.

yalnız;

1- Alabileceğiniz en yüksek modelli 200 2001 model olacağından dolayı, yani 10 yaşında olduğundan ister istemez parça değişimi gerekebilecektir zamanla (aynı yaştaki tüm araçlarda olduğu gibi).
2- Aracınızı almadan önce bir şekilde yetkili servisine gösterin ve lifte kaldırtın, hatta ustalardan birisini alın ve birlikte araçla gezin. usta muhtemelen size her eksiğini gediini söyleyeceklerdir.
3- Araç tüplü ise markasını ve nerede montajının yapıldığını sorun. Uyduruk montajlı, kalitesiz lpg sistemleri motorun canına okuyor çünkü.
4- aracın kozmetik kusurlarına takılmayın, zira çok kolayca halledilebiliyorlar. yalnızca motoruna, silindir kapağına ve de yürüyen aksamına dikkat edin. buralardaki sorunlar sizi zorlayabilir.

onun dışında araç ile ilgili olarak verdiğim bkz. içerisinde çok güzel yazılar mevcut. parça konusunda bulunmaz diyenleri takmayın, zira henüz bulamadığım parça olmadı :)

iyi biliriz.. :) Öncelikle ailecek bineceğiniz bi araba düşünüyorsanız rover 400 serisi de fena değildir. Hatta daha uygun fiyatlar da çıkabilir karşınıza. Arama alanınız genişler. düşük kilometre,renk,motor seçenekleriniz çoğalır. 1.4 motor 103 beygirlik güç üretiyor. Yakıt tüketimini önemsiyorsanız motorun çok da küçük geleceğini düşünmüyorum. Bu arada BMW'nin de Rover markasına yatırım yaptığı doğrudur. Rover 2001 den sonra çıkardığı 75 serisinde bmw 3 ve 5 serilerindeki motoru kullanmıştır. Daha öncesinde de zaten Honda ileortaklığı bulunuyordu. BMW'nin Rover'ı alma sebebi de aslında kendisine rakip olabilcek kadar lüks otomobil üretmesidir. Kalite konusunda şüphen olmasın. İngiliz sonuçta. :) O yıllarda üretilen çoğu arabadan daha donanımlıdır. Linkteki arabaya gelince... evet o arabaya göz koyan benim! :) Patriot da benim adamımdır. :) benim sayemde öğrendi Rover'ın inceliklerini. Patriot hatılarmısın Çelik diye bi şarkıcı vardı. Onun "Hercai" diye bi şarkısı vardı. Ben daha okula başlamamıştım. O klipte Rover kullanıyodu Çelik. O zaman başladı işte Rover aşkım. Yani (İngiliz aksanıyla), namı diğer "Rova". :)

hepsinin hararet problemi vardir sehir icinde. istisnasiz. o yuzden konforu disinda bir guzelligi yok. bir de o araba 49000 km degildir. rover 20 tr deki en populer rover. o yillarda tum pic genclik aldi bindi. sonradan da bayan arabasi oldu.

bence o km cakma. 200 000 den asagi olmadigini dusunuyorum.

Rover'larda hararet problemi diye bir durum yok. Sıcak havaları sevmedikleri bir gerçek, ancak çok sıcak bir havada trafikte sürekli dur kalk ile 3 saat gitmediğiniz sürece de olabilecek tek şey arada sırada fanın çalışması olacaktır. Araca baktığınız sürece, düzgün kullandığınız sürece de hararet gibi bir şeyle karşılaşmazsınız. Öte yandan Rover motorları alüminyumdur. Dolayısıyla da sıcaktan daha çabuk etkileniyorlar, tıpkı soğuktan da aynı hızda etkilendikleri kadar, ki her ısınmış rover, düz yola çıkıp seri şeklide yol aldıktan 1 - 2 dakika sonra normal sıcaklığına döner, zira ön ızgaralarından çok iyi hava alırlar.

Kilometre için de servisine bir gösterin, ki ilanı ben de yeni okudum. 49,000 gerçekten çok düşük o model için. Ama garaj aracı da olabilir, ki bu şekildeyse hiç kaçırmayın yapışın derim.

rover da hararet problemi var. yok diyen arkadas cok sicak havada dur kalk ile 2-3 saat gitmedikten sonra diyerek bunu dogrulamis zaten.

izmir, ankara ve ist. da sehiricindeki basit yolculuklar bile 30 dk dan az degil. yazlari da yeterince sicak. bu yuzden tekrar uyariyorum bu yaz o arabayi aldiginiza pisman olursunuz. o para rover a degmez. 12 bine astra alirim her turlu.

@nicke Bahsettiğim araç kendi aracım. Sanırım kullandığım aracı sizden daha iyi bilebilirim değil mi?

Rover'da hararet problemi yok. Yalnızca (pek çok diğer araç gibi) "trafikte" 3 saat boyunca "sürekli" dur kalk yaptığında ibrenin yükseleceğini söyledim. Bu durumun kaynağı da motor bloğunun alüminyum yapısıdır, kolay ısınır ve kolay soğur. değil 30 dakikalık, 3 saat istediğiniz sıcaklıkta seyir halindeyken sürdüğünüz sürece de o ibre yukarı çıkmaz, çünkü aracın soğutması yeterlidir.

daha da herhangi bir rover'ı düzgün kullanıp hararet yaptıranını duymadım zaten.

surada bir tartisma var. hararet dahil tartisildi.

forum.donanimhaber.com

www.mgroverturk.com

buyrun, rover kullanıcılarının forumu.

Sistem bakım rutinleri :)
turkmac.com adresindeki adımları uygulayabilirsiniz. Tertemiz olur bilgisayarınız.

benimki de inanılmaz kasmaya başladı. şu ana kadar canavar gibi çalışan saniyeler içinde her şeyi gösteren şey takım takım takılmaya başladı. ve bu 10.6.7 yi yüklediğimden itibaren oldu sanırım sizinki hangi jenerasyon. benimki early-2008 çok da yeni sayılmaz yani. normaldir belki de. eskiyodur sadece.

aynen 10.6.7 den dolayi diye tahmin ediyorum ben de. resmen kasiyor artik ya. aldigima bin pismanim.

kardeşiminki de yavaşlamıştı, aşırı ısınma da oluyordu. Arka kapağını söküp fanın girişindeki ızgaraları temizledik, neredeyse tamamen kapanmış tozdan. işlemci sıcaklığı 90 derecelere çıkıyordu, 39a düştü.

dediğin ölçüler çok göze batıyor kadında, 160 boyundaki kadında 90 60 90 ölçü ararsan olmaz. bence uygunu 85-65-85'tir 1-3 +/-, hem zaten nefes alsın yetmiyor muydu :)

üstte 90, biraz daha olsa iyi olur gibi
60, ütopik :/
altta 90 iyidir iyi..

not: erkeğim.

90 60 90 kadın nasıl olur ki lan? Bildiğiniz biri varsa bir tane örnek versenize.

Gisele Bündchen 89-59-90 mış.
tr.wikipedia.org

bir zamanlar gülben ergen 90-60-90'dı.

90-95/65/95 erkekim

90-55/60-80-85 seviyorum. bence ideal bu.

ben 95-65-85 erkeğim
sevgilim 95-65-90 165 boyunda. gayet uyumlu bi çift olmuşuz.
ama demekki böyle bir kadın olurmuş :D

ölçü yoktur önemli olan oranlardır aslında.

ideal diye bir şey yoktur, bunlara itibar etmeyiniz. önemli olan kişiye özgü bir stil ve güzelliktir.

tabi değişir boya göre aga. düşünsene 1.45 boyundaki birinde 90 60 90 kum saati gibi olur.

o genelde manken takımı için söylenen sözümona ideal ölçüler. benim gözümde değeri yok. biraz da ağıza oturduğu için klişeleşmiş. medya, popüler kültür v.s

o boylarda bir kadın için de göze hoş gelsin yeter. gözüme hoşgelenleri de izin alıp elimde metreyle ölçemedim. izin vermiyorlar. deneyin bak.

onlarca hukuk bürosu bakıyor, tüm dosyaları aynı avukata göndermezler.. hiç bir avukat da altından kalkamaz zaten...
ankara adliyesi dtcf kapısından gir, icra tevzi bürosu nerde diye sor, sonra tevzi bürosuna gidip durumunu anlat ve adama t.c. kimlik numaranı ver..
memur; senin borçlu olduğun dosyanın hangi dairede olduğunu ve dosya numaranı söyleyecek sana..
sonra memurun dediği daireye gidip dosyanı iste, dosyada yazar avukatın adı-adresi-telefonu vs.

odemeyi almadim. zorla imzalattiracak halleri yok ya.

ödeme emrini almamışsan, muhtemelen muhtara bırakılmıştır. muhtarlığa gidip sorsan iyi olur. itiraz süresini kaçırma sakın.

1 yil gecti olaylarin ustunden.

o zaman ilk cevapta da yazdığım gibi, adliyeye gidip dosyanın durumunu öğrensen iyi olur...

lombolico del mondo

@nicke ohaaa bu şarkı!! nicke çok teşekkürler bunu da hatırlattığın için ama bu değil malesef. Yine de 80ler ve 90ların şarkılarını çok seven biri olarak bunu hatırladığıma çok sevindim şu saatte.. saol tekrar.
"L'ombelico del mondo - Jovanotti"

Benim şarkıdaki o mambo dediğim kısım nakaratın ortasında, nakarat da genel olarak daha rahat ve yavaş bi tempoda..

biraz daha ipucu ver o zaman. baska hatiraldigin yeri yok mu?

(bkz: coco jamboo)

ya ya ye koko jambo ya ya ye

Mambo Italiano

www.youtube.com

altavista kullanilirdi en cok. ayrica icq daki bir avuc insan birbirini tanirdi. turkiye den degil bak dunyadan bahsediyorum. bir avuc insan. chat odalari zaten mahalle kahvesi gibiydi.

Google'dan önce de arama motorları vardı elbette. En popülerleri webcrawler, lycos ve tabi ki altavista idi. Bunların temel prensibi aranılan anahtar kelimenin bir websayfasında ne kadar çok geçtiğine göre sonuçların sıralanmasıydı.

Bunun dışında webdizinleri vardı, örneğin Yahoo bir webdizini şeklindeydi ("David and Jerry's Guide to the World Wide Web"). Websiteleri kategorik olarak gruplandırılıyordu. Ulaşmak istenilen bilgiye bu grup/alt gruplar üzerinden erişiliyordu.

Ayrıca webring'ler vardı. İlgili bir siteye erişilince benzer amaçlı diğer sitelere üye oldukları bu webring üzerinden geçilebiliyordu.

Google'ın ayırt edici özelliği PageRank adını verdikleri algoritma oldu. Buna göre sayfanın anahtar kelime ile ilgisini o sayfanın diğer sitelerde ne kadar "refere edildiği" belirliyordu.

Kısaca eskiden "çarliston biber" yazınca arama motoru içinde bu kelimelerin geçtiği ama içerik olarak tamamen çöp siteleri listeliyordu. Çünkü sayfada ve meta bilgilerinde webmasterlar site içeriği ile alakalı olmayan ne varsa giriyorlardı ve böylece sonuçlarda üst sıraya çıkıyorlardı. Halbuki Google içinde "çarliston biber" geçen sayfaların diğer siteler tarafından ne kadar dikkate alındığı, link veren sitelerin kendi değerine göre puanlamasıyla birlikte sıralıyor. (Bu esasında bilimsel bir makalenin değerini ölçmek için kullanılan yönteme benziyor.)

bir ekleme yapmak istiyorum. hatiri sayilir bir yastayim ve 90 larin sonunda yani internet iyice yayginlastiginda bile internetten bir sey arattigimi hatirlamiyorum. ya cok okuzdum ya da saf.

hemen her konuyla alakalı forumlar vardı, bu paylaşım siteleri oldukça aktif idi örneğin programlama konusunda bir bilgiye ihtiyacınız varsa aramak yerine kafanıza takılan soruyu programlama forumlarına yazardınız en fazla 10 - 20 dakika içinde cevap gelirdi, bunun gibi hemen her konuyla ilgili forum bulabilirdiniz nette google çıktı forumlara olan ilgi de hatırı sayılır şekilde düştü çünkü artık insanlar dertlerini forumlara yazmak yerine daha önce yazılmış soruları rahatlıkla google aracılığı ile bulabilir hale geldi. bilen bilir sorucevap.com vardı mesela

arabul.com, altavista, ( astavista bambaşka bir siteydi:)
bir de tempo mu aktüel mi ne zamanında telefon rehberi gibi türkiye de ki tüm internet sitelerinin yer aldığı bir fihrist vermişti düşün artık.

en çok altavistayı kullandığımı hatırlıyorum. webringlerde benzer konulardaki steleri bulmak için oldukça iyiydi.

hatta yanılmıyosam google ilk başlangıçta arama sonuçları için altavistayı kullanıyordu.

gegen die wand,pink flamingos

(bkz: pardon)
(bkz: ağır roman)
(bkz: hababam sınıfı)

cüneyt arkın ve kemal sunal filmleri...

in bruges <3

kemal sunal filmleri. ama coktandir izlemiyorum.

in bruges +1
amores perros

@sormaya geldim pardon'u nasıl unutmuşum ya? en az 3-4 defa izlemişimdir.

la vita e bella

forrest gump

(bkz: reconstruction)

1. (bkz: le fabuleux destin d'amelie poulain)
2. (bkz: v for vendetta)
3. (bkz: a beautiful mind )
4. (bkz: gülen gözler)
5. (bkz: forrest gump)

daha vardir da, ilk aklima gelenler bunlar.

matrix'ler, özgürlüğe kaçış, amadeus, kırmızı keman, piyanist, kuzuların sessizliği serisi (en son film hariç), gladyatör.

@06017 ??

In Bruges +2

groundhog day, it's a wonderful life, the kid (bruce Willisli olanı), family man, me myself I

pride and prejudice, persuation, emma, sense and sensibility

remains of the day, howards end, room with a view

you've got mail, shop around the corner, meet me in st louis, life with father

rapsody, giants, last time I saw paris, the fiddler on the roof, some like it hot`

ayaküstü bunları hatırlayabildim.

Lotr serisi.100 kere falan izlemişimdir ama hala aynı şevkle izleyebiliyorum.Kafamı seveyim kafamı.

entellik yapmayin. adam gibi yazin.

zubuk

atla gel saban

tosun pasa

Mary and Max
Oldboy

Sıkkın olduğumda sürekli açıp izlediklerim. Özellikle mary and max'e erir biterim.

The Notebook
Gerçi ben 2 kez izledim ama sonsuza kadar izleyebilirim.
Not : Romantik değilim.

Woody Allen, Şaban, Amadeus, Contact, Dünyayı Kurtaran Adam, LOTR, bilcümle müzikal.

bourne serisi.

korkuyorum anne

tosun paşa'yı 7-8 kere rahat izlemişimdir vaktinde, sonra harddisk yanınca yalan oldu, elime geçse yine izlerim.

man on the moon
memento
the school of rock
the truman show

fight club
persepolis
jesus christ superstar
gattaca

bunu bana yapılmış bir iş teklifi olarak algıladım.

vardı, kapandı mı

ben www.uniyemek.com kullanıyorum.

eskişehire özel eskisehirye.com ve hatırlayamadğım bi tane daha vardı. ys orda da çalışmaya başlayınca onlar yalan olduydu heralde.

çünkü yemeksepeti bu konuda ilk ve yaratıcı oldu. fikri bulan da onlar, ilk uygulayan da onlar. dolayısıyla akla ilk gelen de olanlar. bir ara o tarz başka siteler duyuyordum ama dayanamadılar. dayanamazlar da zaten. zira restoranlar da yemeksepeti yerinde diğer başka bir siteyle çalışmazlar. çünkü tanınırılık açısından yemeksepeti birinci olduğu için en fazla müşteri yemeksepetinden gelir. az müşteri gelen diğer siteler de dayanamayıp kapanırlar.

network effect

adını tam hatırlamamakla rakibi vardı, 2007 (+1 veya -1 yıl) gibi iflas etti diye biliyorum. bir programlama şirketinde 'reklama önem vermediler' diye bahsetmişlerdi kendisinden.

sefertas ve foodx vardi. kapandilar tabi.

populist ve koyun surusu mantigi ile yasadigimiz icin yok. simdi eksi sozlugun cilgin yazarlari isteseler yoktan var ederler bir siteyi. mesela yemekgetir.com diye bir sey olsa (bakmadim belki vardir) veya baska bir site ve sozluk yazarlari gunde 100 entry kassa yemeksepeti yalan olur.

4 yıldır yok sonunda noldu 600m$ a satıldı.
eder miydi bence etmezdi

tekelleşti, yaşadığım ilde yemek sepeti dışında bir seçenek yok ondan kullanıyorum ben.

acikinca.com tabii rakip demek çok da doğru olmaz herhalde, onun kadar piyasada baskın bir firma yok sanırım

adam agir 31ci. acik ve net. bence uzak dur. tabi seks yapabiliteni bilmeden konusuyorum. sonucta karsilikli bir ihtiyac.

3 hafta he mi? Bence koşarak uzaklaş.
3 ay falan olsa hadi neyse denilebilir de 3 hafta ne lan?

1-adam dandik.romantik değil pornocu
2-hatun renksiz tadsız.koklatıp vermiyo bi de.
3-hatun hala adamı düşünecek kadar loser. (kara kara düşünüyor)
4-adam hatunda manevi anlamda bi numara yok bari fiziksel faydalanayım demiş
5-soruya gelince:aşk (erkeğim)

3 Hafta uzun bir zaman, ben olsaydım ilk hafta bu ilişkiye son verirdim.
Ne yani bugun 5 -10 yıl birliktelik yaşayan insanlar bile birbirini tanımakta gucluk çekiyor.
Bir erkek sizi arzu ediyorsa ve bunun için 3 hafta beklediyse, bence daha fazla dallandırıp budaklandırmadan yanlız kalmanın formüllerini arayın.
Mantık ararsan kaybedersin güzelim.
Ben eski kız arkadasımla,Kemancı rock barda tanısmıstım. O gece beraber olduk!
İlişkimiz 4 sene sürdü, sonra farklı ülkelere gittik halen birbirimizle sıkı bir arkadaş ilişkimiz var. bunun gibi 3 kız arkadasımla daha dost kaldık!
olacaksa olur olmayacaksa mantık yaparak ortalığı bulandırmayın.

Ayrıca Sakın unutma, Cinsel uyumsuzlukta ayrılık nedenidir. hemde en ciddi şekilde! Şahsen sırf bu yüzden 1-2 ay süremi ziyan eden bir kızla olaylı bir şekilde ayrılır, hayatım boyunca O kadını Aptal bir sürtük olarak beynime kazırdım herhalde...

Hem herifi istediğini söylüyorsun, hem de az beklesin öyle olaya girişelim diyorsun.
Hatayı kendinde ara.

aşk ve cinsellik iki ayrı uca konularak birbirine tercih edilecek ya da karşılaştırılacak kavramlar değil.

adan cinselliği algılayış biçimleriniz farklıysa ve bunu anlamışsa açık oynamış, restini çekmiş. sizin için sorunsa cinsellik zaten ileride de yürümez o ilişki, boşverin.

ayrıca 31cilik pornoculukla filan alakası yok üsteki arkadaşların dediği gibi.
türkiyede insanlar bırakın 2-3 ayı 3-4 yıl beraber oldukları halde cinsel ilişkiye girmiyorlar.

cinsel ilişkiye açık olmayan bir karşı cinsle ben olsam beraber olmazdım.

" ilerleyen safhalarda onunla birlikte olup olamayacağımı, ona göre ilişkiyi yürüteceğini " serserimartiya katılıyorum, bu iş hepitopu 2 uçlu bir olay değil. Birisi diğeri tamamlayan 2 mevzu. Adam size fuckbadilik teklif etmemiş yada ilişkiyi o düzeye çekecek değil herhalde?! En fazla napar, siz hayır olmaz, olmayacak derseniniz ve o da önem veriyorsa uzaklaşır.

PS. Kabul, açılımı fazla dürüst ve dümdüz olmuş. İnsan biraz dolaylı gelir be! Gitmiş ar yu sex? diye sormuş resmen tü tü tü :)

bence ikna dediği şu: ben bi veriyim ama vermeden bak beni bırakmıycaksın tımam mıaaa diyim de öyle garanti olsun ondan sonra ten uyumu filan ibreyi vurdururuz 120'ye diyor.

adam sen hazır olmadan hemen yatalım dememiş ki. gelecekte var mı bu olasılık, eğer cinsellik olmadan tatmin olan cinselliği alınmış tiplerdensen (çiçekler böcekler güzel giderken) zamanımı harcamayayım demiş.

bence normal olan şu:

cinsellik + çiçekler böcekler + entelektüel konular + maddi gelecek olasılığı

bu dördü varsa ilişkide devam dersin. biri yoksa hadi eyvallah dersin.

sen cinselliği çıkarıp denklemden, "dur bakalım diğerleri iyi gitsin. eğer onlar tamamsa cinselliği de veririm" mantığındasın.

yani senin mutluluk formülün onunkinden en az 1 eksik.

adam net bi insan,takdir ettim

ortalama ınsan omru 70 yıl fln iste acele etme bekle sen bıraz daha.

geri vites yapma

Seni böyle kolayca bırakıp gidiyorsa yarın bir problem çıktığında başka bir mazeretle yine arıza çıkarır benim formülüm budur bu formüle göre gidiyorum der. Sen de ülen nassı bi ders kitabı bu dersin. Arkadaşın mantığı bu olabilir ama adam gitmesin diye yatmak olmayacak mı senin yaptığın. Yani siz gerçekten nasıl sevişeceksiniz? Kafalar farklı hacı koyver gitsin.

la bırak siktirsin gitsin. herif ağır 31'ci. bırak, sakın dönme.

vermeyen kız yoktur alamayan erkek vardır salak bi laf olsa da doğru. bence böyle bir soru sorup seni kara kara düşündürtceğine, zaten dayanılmaz biri olsaydı adı üstünde işte dayanamazdın :D sen de çok kaptırmamışsın daha bence yol yakınken boşver derim ;)

Birisiyle beraber olma zamanlaması kişiden kişiye değişir. Kimisi daha hassastır, herkesle olamaz,hemen olamaz, alışmak ister, duyguları derinleşsin ister vs. Yani kızı vermedi (!) diye yerden yere vurmaya kimsenin hakkı yok. Ülkedeki gelenek, baskı vs lerin etkisi de olabilir, ama Avrupa'da yaşayan birisi de olsa hemen herifin koynuna girmedi diye de kimse hor göremez.

Aynı şekilde ilk gece barda tanıştığı adam hoşuna gitti beraber oldu diye de birini yargılamak doğru değil. Bunlar tamamen seçimlere ve bireylere dayalı durumlar.

Şimdi, sorduğuna gelirsek, sana gerçekten değer veriyor ve bu ilişkide gelecek görüyor olsaydı bence biraz daha dener, bi kaç ay daha belki sevişmeden durabilirdi - durmalıydı-

Anladığım adamın sevişesi var, net, uğraşmadan pat pat söylemiş. SEn he demeyince de tekmeyi basmış.

Yani sana bunu yapan birini ikna etmeye çalışırsan - ikna edersen bile demiyorum kinasıl ikna eddeceksin dur şu ayı atlatalım Valla sevişecez mi diyeceksin...- kendini küçültmüş olursun. Salla gitsin.

adam 3 haftalık bir ilişki için saçmasapan bir soru sormuş, sizden fazlasıyla makul bir cevap almış (ben de olsam aynı şeyi söylerdim) cevabı beğenmeyince defolmuş gitmiş. hiç dert etmeyin.
muhabbete bak ya, "vücudun benim değilse, sen benim için bir hiçsin gülüm" ooldu paşam!!

adama helal olsun. bence bu kadar dürüst ve aklından geçeni dile giterecek kadar açıksözlü bir insanı kaybetmeyin. sonuçta bu adamın tek derdi cinsellik olsa idi aylarca sesini çıkartmaz, amacına ulaştıktıktan sonra da ayrılırdı. ama adam ilişkide kendisi için önem arz eden konuyu baştan söylemiş, kendini ortaya koymuş yani. çok takdir ettim.

dürüst adamsa hemen ver, otuzbirciyse kafasını kır itin.

adam 3 hafta sonra cinsel iliski istedi diye 31ci ilan edilmez. ha edilir ama turkiye'de edilir. yurtdisinda yasayanlar ne dedigimi eminim anliyordur suan. bi kurtulamadik seksten korkmaktan, sanki iki tarafta zevk almiyor. seks yapmadan iki insan ortada ask olup olmadigini bile anlayamaz.
ben bir kizdan hoslandimi nasil anlarim? seksten sonra yaninda yatmaya devam edip, cuddle etmek isteyip istemememe gore.

3 haftaysa ne olmuş ki? neyi beklemesi lazım? kırkının çıkmasını mı? bu nasıl zihniyet arkadaş. doğal bir istek. 31ci ilan edenler, saçmalamayın.

bir iliskinin yurumesi icin mumkun olan en en kisa zamanda (1-2 hafta yeter bunun icin) onemli olan her seyi deneyip/ogrenip olup olmayacagina karar vermek lazim.
uyusmasi gerekenler cok cok fazla. karakter, aile, etnik koken, din, fiziksel yapi, meslek, kazanilan para miktari, seksle ilgi alaka, muhafazakarlik, sporla ilgi alaka, ilgi alanlari, yasanilmak istenen sehir, yasanilmak istenen iliski cesidi, sevilen sevilmeyen seyler, yapilan asla yapilmayan seyler, genel kultur...
olmayacak tek bir nokta bile varsa o is yurumez; insanlar, bu konuda esnek olmuyorlar, olmamalilar da zaten.
bu kadar kriteri tutturup guzel bir iliskiyi devam ettirip evlenip mutlu olanlari gercekten kutlamak lazim. (bonus: insanlarin cogu tutturmadan evleniyorlar da o yuzden mi mutsuzlar acaba?)

sorunun cevabi: ask. bir suru kriteriniz farkli. olmaz o is.

olay adamın bu soruyu sorması amk. en nihayetinde sevişilir yani kendiliğinden gelişen bir olay. Adam netmiş takdir edesim geldi ama aynı zamanda malmış. çok basit canın sevişmek istiyorsa devam ama unutma adam mal yani aşk falan unut diyorum.

o değilde adamın neresi 31ci arkadaş, adam senden hoşlanmış ilişkimizin ilerleyen kısımlarında sevişmek istiyorum demiş , iki insan arasındaki ilişkide sevişmek için illaki devlerin aşkı olması şartı mı var.

adam king ne istediğini biliyo hacı.ne istediğini bilen adamı türk toplumu sevmiyo.

yanlış adam.

ya bu adam şanslısın ki niyetini dürüst bir şekilde beyan etmiş. yaklaşmayı bilmiyo sana, sormuş; o da öküğzlüğünden mütevelli. ama bilse zaten yolunu da bilirdi. ama bu davranışı ilerde sen ona bağlandın diyelim "e ben sana söledim bu yüzden beraberdik" demesine neden olacak. böle erkeklerden hayır gelmez. ne bu ya? sevgililiğin de bi raconu formatı var fuckbuddy'liğin de. böle sorular sorulması bana kadını meta olarak gördüğünü ima eder. daha başka nasıl aşağılayabilirdi?

ekleme: sevişmekse olay bu da kendiliğinden gelir-ha ilk geceden ha ilk ay sonra. şu tarihten itibaren bunu yapıcaz kendini hazırla demekle olmaz bu işler.

sleepless in seattle
going the distance
the time traveler's wife
the lake house

ferdi tayfur-ben de ozledim

Lake House çok güzel bir seçim olabilir behzat amirim... Bu arada savcu yengeye de hörmetler...:)

teşekkürler hepsini indirip izlemeye başlycam finaller arası haftasonu.parmaklarınıza sağlık

herkesin arkadaş çevresinde var işte bunlardan. gösteriş sadece, başka bir olayı yok. böyle arkadaş elersen bir bakmışsın 2-3 kişi kalmış çevrende.

bu arada duyuru-nick uyumu.

(bkz: attention whore)
(bkz: ilgi orospusu)
(bkz: ilgi manyağı)

bu dediğini çokca yapan biriyim yani yemekten önce sonra bolca resim çekinirim grupça, hatta genelde yemeğin sonunda en şişmanın önünde toplanır yemek artıkları ama bunları çektikten sonra face e koymam hiç, fotoğraf arşivimde kaybolup gider sonra bakınca ne günlerdi be derim, demekki bazıları bunu paylaşmayı seçmiş. tercih farkıdır yadırgamamak lazım.

o degil de karlmarx olmussun facebook ta takiliyorsun, yakisiyor mu ?

kapitalizm. cebimdeki son para ile starbucks'a geldim ama fotoğraftan bu anlaşılmıyor. o zaman eğlenelim! masa üstünde ayfon ama kontör yok annemi bile arayamıyorum. eve de belediye otobüsü ile döneceğim.

ben öyle fotoğraf görünce bunu anlıyorum. zaten öyle fotoğraflara da uzun uzun bakmıyorum. zaten facebookum da yok. onun bunun hesabına girip dolaşıyorum sadece zaman zaman (haberli olarak)

facebook o kadar salak bir yer ki... sırf cıvıklık, gösteriş, abazanlık.

bu da özeti

www.youtube.com

türkçesini de yazayım:

-anlamıyorum bu havaları.bir yağmur yağıyor bir yanıyoruz. ağustosta'yız yahu!
-bunun hiçbir önemi yok. işe takılıp kaldık her gece, ne fark der ki.

+hadi millet, gelin. facebook fotoğrafları zamanı...

*eğlence gırgır şamata*

-hafıza kartı doldu. gidip upload edeyim. süper bir yaz geçiriyormuş gibi görüneceğiz!

(bkz: sonradan gurmeler) diye bir grup var, ama bu bahsettiğiniz onlar değil sanırım. Onlar keşfedilmemişi arıyor, mcdonald's da işleri olmaz bence.

eğer gerçekten varsa,insandan fazlası değildir benim için.

ticaret ile ilgilenen birinin okuma yazma bilmemesi cok sacma. adama gulerler. o yuzden zorlama bir kitap olmus diyorum eseri icin.

çok zorlama olduğu her halinden belli. artı ondan önceki hangi peygamber cihad yapalım demiş ki? çok çelişkili görüşleri var. farklı bir ruh haliyle yazdığı/söylediği düşüncesindeyim. önceki peygamberlere inanalım ve onlar da allahın gönderdikleridir diyor bir başka yerde ise kardeşi mi ebu bekir amcası mıydı neyse onu sırf yeni peygamber geldiğine, kendisine inanmadığı için öldürtüyor. hiç bir ülkede müslümanlarda olduğu kadar şiddet yok. ve bunu da kurandan öğrendiklerini düşünüyorum. sevgi dini falan değil bence. müslümanlar da kızmasın. sadece görüşlerimi bildiriyorum.

ekleme: artık hangi kafa ve ruh haliyle yazılmışsa? bir tıbbiyeli olarak şizofrenik olduğunu düşünüyorum.

tamamen yalan, dolan, politik ve hatta kişisel çıkarlar üzerine bir kitap yazmış sahtekar kişilik. kendi kafasından ve kendine inanacak kadar salak olan insanlardan bir grup kurmuş, sonra bu grup ile kendisine inanmayan insanlara saldırmış ve hatta haraca bağlamıştır.

kişisel çıkarlar için iki basit örnek:

www.kuranmeali.com

www.kuranmeali.com

yasadigina dair herhangi bir kanit yok. var diyen varsa yazsin buraya.

neye inaniyorsaniz o kendi isiniz ama biraz saygili olsaniz...

bir dinsiz olarak, eğer gerçekten yaşamışsa gerçekten saygı duyuyorum kendisine. ondan çıkıp da yayılan bir din bütün dünya çapında bu kadar inanana ulaştı, bazılarına suni de olsa ahlak aşılamayı amaçladı, son derece göreceli olsa da bazı kötülüklerden uzak durmayı öğütledi. bunlar kötü şeyler değil.
bardağın dolu tarafından bakınca gördüklerim bunlar.

azicik cografya bilseydi daha gercekci bir calisma olabilirdi. 20 sene calissam daha kralini yazarim.

saglam hayalgucu varmis, zeki adammis ki kendisi kadar zeki olmayanlari o gun manipule edebilmis. gunumuzdekileri nasil hala etkiledigi ise gunumuz basit insaninin anlayamadigim hareketlerinden.

bir feto degil. artik etkisi yok. cunku feto dedigimiz arkadas sugun cikip "x partisi kuruyorum, ona oy verin" direk verirler.

(bkz: kendisi iyi de çevresi kötü)

o değil, ayı ortadan ikiye böldüğünü yazmasa belki inanırdık.

fotojenik olmadigini dusunuyorum. yoksa niye resme karsi olsun.

Arkadaslar çok önyargılısınz Ne kadar bilginiz var ki bu konu hakkında?Unutmayın cat steven , muhammed ali gibi sonradan müslüman olan insanlar var,Bir dinin peygamberi hakkında böle konusmanız çok doğru değil.. Saygı göstermek lazım

edit:Bu kadar komplex bir sistem boşuna yaratılmamıştır

michael jackson da son dakikada sehadet getirip de gitmis diyorlar onu da ekliyeyim. ayrica amerikan baskani nixon ve tacsiz kral pele de eski muslumanlardan.

@nicke inanmayabilirsin ama bu konu hakkında dalga geçerek konusmak iyi bir şey değil.Çünkü bazılarının kutsal saydığı bir şeyle dalga geçiyorsunz.İster ateist ol ister musevi ister zerdüşt bu konular hakkında saygılı konusmak lazım..

bence saygısızlık filan yapılmıyor.karşıt görüşlerden rahatsız olunca bunu hemen saygısızlık olarak görmeyin.mantıklı şeylerde söyleniyor ama ona kulaklarınızı kapatıp saygı istiyorsunuz.

retarded+1


@eksi herkesin görüşü farklı. heğimiz toplumun birer parçasıyız. herkes dilediği gibi görüşlerini belirtmekte serbest. dalga da geçilmiyor.

Vakt-i zamanında, içinde yaşadığı toplumu düzene sokacak bir takım kuralları o topluma kabul ettirebilmiş, bu bağlamda büyük bir düşünür ve lider. Ama elbette ki kuralları evrensel ve tüm çağlar için geçerli olamamış. Şu an işlemiyor yazdığı kitap. Bu da gayet normal. Zamanın (bin yılların) ne getireceğini kestirebilmek güç.

Bunun yanında devlet başına geçmesi, ordu komutanı olarak savaşıp insan öldürmesi hoş değil. Bu bağlamda bencil biraz.

Yalnız burada önemli bir çelişkiye düşüyorum:
1) İyisinin bu olacağını bildiği için topluma yalan söylemiş ve bu kuralları Allah gönderdi demiş. O zamanki toplumun da hayrına olmuş genel olarak.
2) Bu kuralları beynine gerçekten Allah'ın gönderdiğini düşünmüş, kendisinin seçilmiş olduğunu.

Hangi maddenin doğru olduğunu bilmiyorum. Adam toplumu yönetebildiğine göre, yeni bir akım başlattığına göre zekidir herhalde, o zaman madde 2 yanlış gibi. Ama öte yandan; madde 1 doğruysa, böyle bir insan tüm hayatı boyunca yalan söyleyerek ve rol yaparak yaşayabilir mi... Bu da garip.

necip fazılın çöle inen nur isimli bir kitabı var.bence bunu gerçekten merak ediyosan okumalısın.sorduğun sorunun cevabını sana kimse veremez yani duyuru metoduyla bu cevabı verecek insan bulamazsın.çöle inen nur, okuması keyifli bir eserdir.oku bence.

İnanan ve aksi hakkında bir şeyler söylenince köpüren arkadaşlar şunu anlasınlar. Din hakkında istediğimi atıp tutarım ve bana saygısızlık yapıyorsun dediğinizde sizi umursamam. Zira tek yaptığım orada öyle bir şey yok demek. Çünkü bu, insanlığın iyiliği için yapılması gerekendir. Bana din insanları mutlu ediyor demeyin lütfen, bir sarhoş nasıl ki dertlerinden arınmıştır bir inanan da en fazla o kadar dertsizdir. Ya da uyuşturucu bağımlısı mı deseydim? Yanlış kıyas yapmayayım. Muhammed psikolojik sorunları olan ama çok zeki biridir. Ve ben onun gerçekten yaşamış olduğunu düşünüyorum. İsa ve diğer dinsel figürlerin ise yaşamamış olduğuna neredeyse eminim.

(bkz: varaka bin nevfel)

not: Müslümanlara garezim yoktur, davranışlarına hayran kaldığım birçok müslüman var etrafımda.

muhammed zeki, manipülatif gücü, liderlik vasıfları iyi olan bir yönetici. adamın ticaretteki başarıları da bunu gösteriyor. zaten ticaret hayatı iyi giden insanlar aklından kırk tilki geçen insanlar oluyor-uyanık oluyor zati. bu yüzden kitabından ancak o zamanki durumu ve islamiyetin nasıl yayıldığını ve psikolojik sorunları olduğunu öğrenebiliriz. ama iyi bir kaynak olabilir islami coğrafya için. insandır, o kadar.

siklememek olur bence. ki alayını üstüste koyup siker.

tasavvuf'tur bu üç kelimenin birleşimi. zıttı egoizm olabilir.

narsist olursan bunların karşıtı olur sankim.

vicdansızlık, yargılamamak, beceriksizlik.

bencillik ve gurur diye düşünmüştüm ama, bunlar yeterli gelmiyor..

kişinin vicdanının önüne geçen başka bir yönü olmalı ?

bencillik.

cikabilir. almayabilir adam seni. yeniden vize al surpriz olmasin.

vizenin bitmesine 2.5 ay varmış abi daha, niye zorluk çıkarsınlar anlamadım. kanada tecrübem yok bu arada da avrupada falan yok öyle bişi ynai.

kanadayi bilemiyorum da ben vizemin bitmesine 2 gün kala yolculuk yapmistim.

ben de vize bitimine epey kısa bir süre kalmasına rağmen, dün söz konusu ülkeye rahatça giriş yaptım. hiçbir şey demediler.

yazar olmasa olmaz mi ?

rahat iletişim kurmak açısından yazar demiştim. varsa diğer alternatifler de olur.

sözlük yazarı değil +1 tanıdık

@rastgelebiri özel mesaj attım.

master yapıyorum, haftaya staja başlayacağım, yaz sonunda işe dönüşebilir.

@natnan konuyla ilgili size de mail attım.

wirofon. türkiyedeki ailenizin falan adına alın.

Internetten aramak icin (bkz: voipwise)

metro pcs

benim iki favorim:

sabit hatları aramak için Nonoh www.nonoh.net

cep telefonlarını aramak için Voiplot www.voipalot.com

bu ikisiyle de hem bilgisayardan hem de iphone, ipod touch, android telefonlardan arama yapılabiliyor

real madrid gibi duser muser ezilir diye belki direk muzeye gonderirler :D

yanlis bilmiyorsam sampiyonluk garantilendikten sonraki ilk resmi lig macinda alacaksiniz. yani bir dahaki sezonun ilk macinda.

Türkiye Futbol Federasyonu, geçmiş yıllarda ligin son haftasına kalan yarışta şampiyonluk şansı olan takımların maç oynadığı stadyumlara ayrı ayrı sembolik kupalar gönderiyordu. Bu sezon ise (2010) farklı bir uygulamaya giderek şampiyonluk kupasını, kazanan ekibe bir gün sonra vermeyi kararlaştırdı.

yarın

teşekkür ederim. ben de sembolik kupa alacağımızı düşünmüştüm ondan bööle maç sonunda bakakaldım. artık fb tv izleriz yarın.

saat 8 :30 da mabedde alinacak kupa.

kanada ya gidemez. ayri vize ister kanada.

meksika ya gidilebiliyor.

vizeniz ile çıkış giriş yapabildiğinizden emin olun önce.

bu arada kanada vizesi alacaksanız türkiye'den alın. arkadaşıma Türkiye'den 3 yıllık verilirken bana Amerika'da 1 yıllık verdiler.

selcuk. kusadasi. pansiyon dolu buralar. pazarlikla bulunur.

hiç bir fikrim yok şu anda.yine netten ya da telefonla ayarlıycaz zaten büyük ihtimal.hani bilenler varsa şuraya git diye,bilmeden kafamıza göre gidip g.t gibi kalmayalım dandik bir yerde istedim.cevap verenlere teşekkürler

gümüldür ürkmez taraflarıda olabilir. kalemlik diye bi yer var çadır kurmak için o bölgede. pek güzel değil ama huzurlu.

kafa dinlemekse foça. eski olanı.

bir nedeni akp kazandığı için. Sonuçta birinin oy yüzdesi artarken diğerinin azalır, değil mi?

uçkuruna sahip olamazsan kasetin seni de partini de yakar bilader.

etrafımdakiler chp'ye solcu/dinsiz diye vermiyor, mhp'ye de şiddet yanlısı olduğu için.

aslında chp ve mhp kaybettiği için akp kazanıyor. sorunun cevabına gelince o iki partinin kaybetmesinin nedeni yönetiminin artık eskimesiydi. siyaset yalan ve ikna üzerine kuruludur. bu yüzden yüzler değişmedikçe durum kötüye gider. bu yüzden akp böyle büyük çıkış yaptı ve bu yüzden önüne gelen parti kurmaya başladı. zaten dikkat edersen iki partide de üst kademe değişti. eğer bu parti içinden istifaya zorlama yoluyla olsaydı taban bölünür oylar gene düşerdi ama dışardan gelen bi etkiyle olunca taban kenetlenicek oylar artıcak. aynı zamanda taze kan iki partiye de iyi gelicek. tabi aynı seçim döneminde olması kararsızları yine kararsız bırakıcak ama en azından kendi taraftarlarını galeyana getirip oy artışı sağlıycak. işte bu kaset skandalları hakkındaki benim görüşüm böyle. ayrıca seçimden önce akp ve yakınındakiler hakkında ortaya çıkan skandallar ve skandalımsılar da bence boşuna ortaya çıkmadı. zamanlama önemli.

ben diğerleri değil de akp neden kaybediyora değinmek istiyorum:

artık akp de kaybediyor. kasetler için şöyle bir şey var: cinayet kime yarıyorsa fail odur. ayrıca halka meydanlarda aynı nurdan geldik biz ithamları, birlik olmalıyız aynı nurdan aynı sudan geldik söylemleri insanı ne kadar tatmin ediyor? işsizlikti bilmem neydi insanlar artık bıkmıştı diğerlerinden, ilk seçimi böle kazandı. ikincisini de hadi başımız sıkışıktı falan filan şöle oldu böle oldu yapamadık dedi sabredin bu sefer çözücez diye kazandı. üçüncüsünde nasıl kazanacak?

Çünkü halkta kredileri kalmadı ve hatta sıfırdan yiyorlar artık. Birisi dün dediğini bugün unutuyor, diğeri de manyak istatistik hesaplarıyla ne kadar rüyalarda yaşadığını kanıtlıyor ve diğer yandan da AKP somut işler ortaya koyup seçimi halka bırakıyor. Bunun yanında özellikle orta yaşlıların net farkettiği birşey var; ülkede 50 - 60 yıldır yapılamayanları bu adamlar 5 - 10 yılda yaptı. E rejim diye laik diye kasıldı onca yıl görüldü sonuç. Biri diğerine kitap atınca sallanan karışan ve nerdeyse çöken salak bir ülkeydik o zamanlar..Ayrıca orduyu cansiperane savunduk da noldu?! Asker bilfiil "kanlı terör örgütü" kankası çıktı!

Bu halden sonra ben neden dişi sineğe uçkur çözenlerin partilerine yada içi dışı başka üst düzey yetkililere sahip oluşumlara oy vereyim?

PS: Bu adamların dini söylemleri umrumda değil. Bilakis tiksiniyorum bile. Ama oyum iş yapana. İş yapmaya devam ettikleri sürece sorun değil bana.

bazıları hala "din" i kullanıyor o yüzden kazanıyor demiş akp için. bazıları da çevremdekiler chp'ye dinsiz olduğu için oy vermiyor diyor.

şimdi sen bu algıyı nasıl yarattığına bakmayıp "cahiller yea, dinsiz diye oy vermiyolar, ne gadar saçma" desen kahvene muhabbetinden öteye geçememiş olursun. chp'nin tarihini açıp okuman lazım. o insanlar (yaşlılar) o günlerin ayaklı tarihleri....senin yaşamadığın şeyleri yaşadılar...bunlar da sır değil. açıp okursan görürsün. "chp dinsiz" demek insafsız bir yaklaşım olabilir yalnız çokta yanlış bir şey değil. chp'nin mütedeyyin insanlarla bir alıp veremediği var, bu su götürmez bir gerçek. açıkca bu kesime nefret kusan chp'liler gördüm. sen eğer insanının değerleri ile barışık değilsen ne bok yeren ye iktidara gelemezsin zaten.

bazıları da akp kazandığı için chp ve mhp kaybediyor diyor. olm iyi misiniz? akp şunun şurasında 10 senelik bir parti. 10 sene öncesine kadar niye keybediyorlardı pekii? =))

benim açımdan chp'Nin niye keybettiğine gelince; kendine sol diyen ancak tam bir devlet partisi olan bir partidir chp. elitisttir. statükocudur. akp'nin kürt açılımını eleştirir, kendisi yerine bir şey koyamaz. hatta kürt bile diyemez. daha bir sürü örnek verilebilir. bunlar benim chp'ye oy vermemem için yeterli nedenler benim açımdan.

chp ye, mazideki dikdatör rejimi ve ordu gücünü halka karşı kullanmasından dolayı yani halkın bidaha o günleri yaşama korkusundan ve chp içindeki (aslen alevi olan) dini bu ülkede yasaklamaya ve insanları dinden soğutmaya çalışan kişilerden uzak durmak adına vermiyorlar. madımak oteli olayından bu yana sünni mslümanlara diş bileyen (tabi bide aleviliklerini saklamalarından doğan ezilmişlik duygusunun verdiği sünnilere karşı bi kin var) bi alevi topluluğu var(halbuki bu olay provaksyondur ve gerçek müslüman bu zulmü yapmaz). ve bunlar üst düzeylerde kim sayesinde chp sayesinde (tabi adamlar haketmeden gelmiş değildir bi köyde 7-8 profesör alev varken ve onlara aydın denirken ama aleviler askeriyeye alınmıyordu örneğin bişeylerin önü açılması gerekiyordu. sus payı yani). halbuki dersim olayını kim yaptırdı ismet inönü. kime yaptırdı sabiha gökçene. ee aleviler neden dersimi bombalatan chp nin yanında. çünki sünnilerden öc alacaklar.
www.ensonhaber.com

mhp ye ise ırkçı "tanrı türkü korusun" tarzında faşist söylemlerinden ve bahçeliyle cacık olmayacaklarından ve mhp iktidardayken ne iyi ne kötü hiç bi halt yapamadığından (tabi bunda koalisyon olmalarınında etkisi var) millet vermiyor. şimdi diyeceksinizki ırkçı değil onlar milliyetçi. ?? grçekten inanıyormusunuz. mhp yi gerçekten savunan bi insan asla kürt birine kız vermez isterse dünyanın en düzgün insanı olsun. pkk yerine kürtler der. oğlu polislere taş attı diye çocuklarını döven kürt babalar var. halbuki pkk içinde kürtler dışında ermeni ve türkte vardır. ve onlar kürt mücadelesi derdinde değildir.
bu arada kaset davası chp de oy kaybettirmedi ama mhp haşat olacak. bide mhp de deneyelim dediler.
akp yi hiç sorma o hepsinden gavat
(lafım tüm alevilere değildir yanlış anlaşılmasın)

bazilari akp dini kullaniyor argumanina karsi cikiyor. oglu iyi misiniz o 10 sene once akp mi vardi lan hehehe diyen agziniz bilmiyor belli ki yasiniz da yetmiyor ama akp den once refah partisi vardi. kendileri de aynen akp gibi dini kullanan sozde dindarlardan olusur idi.

chp mutedeyyinlere karsi mesafeliymismismis. laikligi dinsizlik, ve seriata karsi olmayi din dusmanligi diye algilayan sig digmalar icin evet abicim chp mutedeyyinleri hic sevmiyor yakalarsa kesiyor diyorum.

duyuru sahibine de cevap olsun diye sunu diyorum 90 larda hem teror had safhada idi hem de medya ve politikacilar araciligi ile bunun gundemde tutulmasi saglaniyordu. o donem milliyetciligin altin cagi idi. tam aranan ortam. iste o ortamda mhp de zaten zirve yapti. ancak devir degisti o gunun teroristleri bugun iktidarin dostu. o yuzden milliyetcilik suc oldu. mhp yi de yillardir hem medya hem de baska oyunlarla geriye ittiler. ayrica ayni tabana hitap eden akp dini kullanarak muhafazakar olanlarinin bir kismindan oy aldi. alacak da.

chp aslinda kaybetmiyor. hala ayni. oy oranlarina bakabilirsiniz.

iyi muhalefet yapamiyorlar ve liderleri lider degiller... budur derim ben... ve sunu da eklerim ki, deniz bey chp'nin basinda olsaydi hala belki chp bu secimde akp ile basabas giderdi...

bazıları akp tabanının şeriat istediğini filan mı sanıyorlar bilmiyorum ama çok ilginç lan...hakketen çok ilginç. refah partisinin oyu en fazla yüzde 22 dir bazıları bunu da biliyorlar mı acaba...akp kurulduktan sonra refah partisinin muadili saadet de vardı piyasada ve sadece yüzde 2 aldı. akp'nin seçmeni merkez sağdır ve bu seçmen hiçbir zaman şeriat istemez.

ama bunları anyalabilmek için -izmlerden kurtulmak gerek tabii. ne demiş cemil meriç üstad? -zimler düşüncelere vurulan prangalardır. ya yaaa.

tüm tarih bilgisi lisede kemal kara tarih kitaplarından alanlar için chp-mütedeyyin ilişkisi böyle görünecektir, doğrudur. bir mete tunçay okuyun bir başka bir adam okuyun ne bileyim...amann bana ne lan...kafanızı kuma gömmeye devam edin ya da.

@bu nick tam yirmi alti karakter refah partisinin oyu 22 olabilir. peki o gunlerde var olan ve su anda olmayan dyp ve anap in oylari nerede ? iste bu iki partinin muhafazakar kesimi komple akp ye verdi oyunu bunu anlamak ve gormek icin alim olmaya gerek yok. cunku ortada baska oy alan parti yok su anda.

dikkat ederseniz donemin chp ve dsp sinin oy toplamlari asai yukari bugunku chp oyu. zaten dsp ve chp den baska partilere kayma olmasi mantikli degil.

akpliler seriat mi istiyor lafi da komik. seyhinin orasini burasini opup iyilesecegine inanan insanlarla yasiyoruz. bunlar da tkp ye oy vermiyor hearlde.

kardeşim sen kendi ağzınla söylemişsin. dyp ve anap ın oyları akp ye gitti. ben de farklı bir şey yazmamışım iyi okduysan. merkez sağın oylarını aldı akp demişim. o zaman sana göre refah partisi ile anap ve dyp tabanının hiçbir farklılığı yok.

akp seçmeninin şeriat istediğini düşünüyorsan bi yerde yanlış var. ya yazık sana, ya da yazık akp'ye. bilemiyorum, ikisinden biri. eğer ülkenin yüzde 47 sinin şeriat istediğini düşünyorsan daha da yaşanmaz burada. gidelim madem? bu arada bu kadar insan şeriat isteseydi şimdiye gelirdi, merak etme. neyse, daha fazla tartışmaya lüzum yok. bir araştırma vardı onu bulup okumanı öneririm sana. akp seçmeninin sadece yüzde ikisinin şeriat istediği yönünde bir şeydi. hadi iyi sabahlar.

ben zaten senin iddialarin uzerine yazdim oy dagilimini. tabi ki de akp, dyp ve anap in ortak bir secmen kitlesi var. bu yuzden yuzen oy var iste. her 3 partiye de oy verebilecek potansiyel bir yuzde 20 var secim sonuclarina ve hesaplara gore.

akp secmeninin degil ama secmeninin bir kisminin seriat istedigi ayan beyan ortada. bunu gormemek icin de insan kendini zorlamali.

canım kardeşim, "akpliler şeriat istemiyor mu çok komik, tabii ki istiyorlar" dediğin zaman yüzde 47 lik bir kesimin hepsinin şeriat istediğini söylemiş oluyorsun. evet, bu ülkede şeriat isteyenler var, ama bu da yüzde 2 yi geçmez. demokraside marjinal bir takım gruplarda olacaktır. demokrasinin özünde bu var. her türlü fraksiyon olur demokraside. komunisti de olur, sosyalisti de olur, faşisti de olur, satanisti de olur, anarşisti de olur, şeriatçısı da olur.

iyi de ben bir genelleme yapadim ki. hatta seyhinin orasini burasini open o kesimi ornek verdim ozellikle. tabi ki de isteyecekler ayrica katiliyorum. dunyanin her ulkesinde her rejiminde bundan memnun olmayan insanlarin olmasi gayet anlasilabilir bir sey.

akp tabaninin seriat istemesi kismini ben degil once sen dile getirdigin icin belirtmistim. ayrica yuzde 2 cok iyimser bir rakam. tarikatlar var. isim verip polemik yapmayayim ama seriati alenen isteyenler var bunlarin arasinda. milyonlara ulasan takipcileri var bunlarin.

seriati muhammed bile ogutluyor. istenen rejim bu olmali zaten. musluman olup da seriattan ayri bir dusunceye sahip olmak mantikli degil. bu benim yorumum degil kitaptan ve sunnetten cikan dogal sonuc.

bu arada altta "hayaldi gerçek oldu-ak parti" reklamı almış moderatör. vay be ben moderatörleri ak parti düşmanı bilirdim. galiba para her ipliği çözüyo :)

@nicke

ohoo konu çok başka yerlere gitmiş =) laiklikle müslümanlık çelişire filan gitmiş. bu konuya hiç girmeyeceğim. ben son olarak bir şeyler söyleyip tüyeceğim, kısır bir tartışmaya girecek gibi görünüyor bu durum o yüzden uzatmak istemiyorum. sevmiyorum kısır tartışmaları.

akp seçmeninin şeriat istediğini sen söyledin, ben söylemedim. benim söylediğim şey, akp din üzerinden siyaset yapıyor ve bu oyların hepsini de ondan dolayı alıyor söylemine karşı çıkmaktı. akp'ye oy veren yüzde 47 lik kesim sadece din üzerinden siyaset yaptığı için vermedi bu oyları. ayrıca eğer sunni halkın bir problemi varsa ve akp'de bu problemi sahipleniyorsa bu bir yanlış değildir benim gözümde. (bu durumda bunun üzerinden siyaset yapılabilir pekala) aynen alevilerin problemlerine eğilmenin laikliğe aykırı olmaması gibi. ülkede yapılan iki tür siyaset var genelde; birincisi değerler üzerinden yapılan siyaset, ikincisi ise sınıflar üzerinden dizayn edilen siyaset (ki bu genel seçmen kitlesi açısından bir anlam ifade etmiyor pek) akp daha farklı bir şey yaparak sadece değerler üzerinden siyaset yapmadı. buna ab'yi kattı, buna ekonomik hedefler kattı vesaire vesaire. o günki konjonktür de iyiydi açıkcası. ekonomik yönden sersefil bir durumdaydık. (bugün de çok iyi sayılmayız ya, neyse) ha, ne kadar başarılı ya da ne kadar başarısız o tartışılır. onu tartışmıyorum ben.

ama "akp neden kazanıyor?"

sorusuna getirip getirip "e işte din üzerinden siyaset yapıyor da ondan" derseniz, yüzde 47 lik bir kesimi yekpare bir biçimde görmüş olursunuz ki, bu da sizi dünyanın en yüzeysel adamı ödülüne aday göstermeme yeter sanırım. işte hep bu tür analizler yüzünden kaybediyor chp'de zaten. herneyse...yüzde ikilik (ya da üç-dört neyse işte) kısım için çok iyimsersiniz filan demiişsiniz de o benim fikrim değil yalnız. o bir araştırmanın sonucu idi. ntv'de bir tartışma programında izlemiştim. bulabilirseniz bakın, tavsiye ederim. ben hatırlamıyorum araştırmayı ama bu rakam önemli bir rakam olduğu için aklıma yazmışım sanırım.

@neysene

sermayenin rengi olmaz dostum. unutma. bu arada "ak parti düşmanı" nasıl bir söylemdir anlamadım ben pek? akp'ye muhalifi anlarım, akp politikarından hazzetmiyorlar ifadesini anlarım, akp'nin politikalarını yanlış buluyorlar ifadesini anlarım da düşmanı anlayamıyorum arkadaşım gerçekten. bu ülkenin sahibi gibi davranmayın ciddiden insanın sinirleri bozuluyor. akp'li politikacılar ve akp'ye oy vermiş insanlar da türkiye cumhuriyeti vatandaşdırlar. insanları siyasi tercihlerinden dolayı "düşman" ve ya "yandaş" olarak ayırmak nasıl bir zihnin ürünüdür ben anlamadım.

@bu nick tam yirmi alti karakter sermayenin rngi olur birader. bariz örnekler meydanda. orda bi mübalağa yaptım düşmanı diyerek ama sen çok dolmuşsun ya bize patladın. görmek istediğin cevaplara bak belki iyi gelir. yukarda benim yorumumu oku mesela.
edit: senin ilk yorumunun altında

hala akp secmeninin seriat istedigini soyledigim iddia ediliyor. ben akp secmeninde seriat isteyenlerin oldugunu soyledim. bu da bu partinin dini kullandiginin kabak gibi ispatidir. seriat isteyip de mhp ye, bdp ye falan oy veren varsa cevrenizde bilemem. ciddi anlamda zeka problemi vardir.

akp ye oy veren kesimin mantigi ayan beyan ortada. ben ne cevremde ne de sosyal ortamlarda akp yi elestiren akp li gormedim. bu tur koru korune yaklasim cok vahim ve sen/ben, biz/siz ayrimini artiran temel sey. partisini ve liderini elestirmyeyen adam kayiptir bence. askerden farki yoktur. emir verilir uygular.

zaten bu yuzden memlekette bazi semtler, iller komple bir partiye oy veriyor.

bu secim su kaset olayi olmasaydi cok guzel bir sinav olacakti aslinda. akp, chp ve mhp kendini gorecekti. ama malesef yine is rayindan cikti.

akp ab yi katti falan denmis. cok degil o secimden hmen once ab icin hiristiyan kulubu vb, diyenler akp nin basina gecti. hatta birisi cumhurbaskani oldu simdi. bu ab hedefine inana biri varsa cidden ucmustur.

@neysene

görmek istediğim bi cevap yok panpa. bu durumun bi kısır çekişme olarak devam etmesi gerdi beni. zira duyurunun formatı bu değil. böyle tartışmak istemezdim. yorumumu yapıp kenadar çekilmek isterdim. "düşman" konusunda ironi yaptın heralde. onu şimdi farkedebildim. bu saatte anca bu kadar. =) öteki yorumunu da okudum. bi saygısızlık yaptıysam ya da üzdüysem özür dilerim. onu da yaparım yani. =) zaten paralel düşünüyoruz çoğu konuda. sermayenin rengi olmayacağı konusunda hala aynıı düşünüyorum ama=). öyle olsaydı yeşil sermaye dediğimiz "şey" israil ile iş yapmazdı mesela. neyse, bu knonuyu geçelim.

@nicke

yahu başarıp başaramamalarından bahsetmiyorum ben bu süreçleri. o kadar uyum yasaları çıkardılar, o kadar liberali arkalarına aldılar vb...bu adamlara herhalde düşünebilen adamlardı. uçtuklarını da sanmıyorum. neyse, durum böyle böyle. okuyan kişi nerde hangi tartışma çıkmış onun kararını verecektir. benim ilk yazımda "şeriat" diye bir şey geçmiyor zaten. dini kullanıp kullanmama konusuna kafa patlatmışım. ben de biliyorum akp seçmeninin içinde şeriat isteyenlerin olduğunu. ama akp seçmeni şeriat istiyor dersen akp'nin tüm seçmeninin -yüzde 47- şeriat istediği algısını yaratırsın. cümleden cümleye fark var. akp seçmeninin içinde marjinal bir kesim de şeriat istiyor demek başka bir şey akp seçmeni şeriat istiyor demek başka bir şey. budur. ayrıca liderini, oy verdiği partiyi eleştiremeyen adamlara ben de katılırım, ama buradan çıkıp "bidon kafalı" ya efendime sana söyleyeyim "göbeğine kaşıyan adam" a gitmeye karşı çıkarım. bunun sonu "bu halkla demokrasi olmaz" a gider ki o da pek manalı olmaz. durum bundan ibaret. arz ederim.

edit: dini kullanmak ile varılmaya çalışılan nokta "şeriat" olarak alındı tarafımdan. onu da belirteyim.

uyum yasalari turkiye ye mi ab ve abd ye mi daha yararli tartisirim. pek cok uyum yasasinin ek maddelerini bilmiyoruz bilemiyoruz. kimse de yazmiyor bize soylemiyor.

ben bir kac ornek vereyim. atiyorum egitim konusunda bir uyum yasasi var. madde diyor ki iste boyle boyle seyler yapacaksiniz vb. oh ne guzel avrupali gibi egitim geliyor di mi ? hayir bu maddelerin eklerinde diyor ki x adli bir makam acilacak buraya 2 yabanci 1 turk atamasi olacak. avrupa birligi size 10 milyon dolar verecek ama bunun 7 milyonu ile egitimi nasil daha cok kalkindiririz adli bir STO kurulacak ve onlarin harcamasina verilecek vb. arkadas bunlara kapitulasyondan baska bir sey diyemiyorum ben. bunlari oramdan sallamadim. asgi yukari pek cok uyum yasasi hep ek paketiyle maddesiyle geliyor. ama bunlari medya ve vatanperver siyasetcilerimiz bizlere soylemiyor.

o kadar liberal dedigin isimlerin bir kismi her iktidarda yuzlerini ona donen donekler ve tamamen akp nin kendi liberalleri. ha tabi ki bunlarin haricinde de ciddi ciddi destek aldiklari az da olsa baska yazar cizer tayfasi var.

mesela kurt acilimini pek cok kisi yuttu. bazilari sonradan pisman oldular ve itiraf ettiler.

siz hala uyum yasalarını açıklamaya çalışıyorsunuz. ben bu yasaların bizim yararımıza olup olmamasını tartışmıyorum. böyle bir "algı" yaratıldı diyorum. başarılı- başarısızı tartışmıyorum ki. onu anlatamadım sanırım. bakın üstüne basa basa söylüyorum bunu.

konu gerçekten saçma bi yere gitti.

liberaller liboş, dönek oldu vesaire.

çirkinleşti sanki biraz.

neyse. benden bu kadar. iyi sabahlar size.

genc sivillere iyi uykular.

@nicke

bak işte yine aynı şeyi yapıyorsun =) bu etiketleme üzerinden aşağılama tavırlarından vazgeçersin umarım bir gün. senin nezdinde tüm senin gibi düşünenlere de gitsin. =)

neyse kardeşim, sana da iyi uykular.

ayni seyi yapiyorum cunku sozlukten az cok taniyorum :)

@nicke

peki kardeşim. genç siviller hakkında bir iki olumlu yorum yaptım ve genç sivil oldum. peki, sorun yok, sivil olmak her zaman iyidir. ;)

iyi sabahlar.

@bu nick tam yirmi alti karakter...örnek veriyim ozaman "hür adam" filmini duymuşsundur. bu film izmirdeki biçok sinema salonunda gösterilmedi. "biz bu filmi göstermeyiz" dediler. yani bu reklamların içinde ideolojik bi olgu varsa rengide vardır. para herşey değildir. adama para uğruna ideolojini sattın derler.
yeşil sermaye konusundada şunu söyliyim. islami çevreden gibi görünen birçok insan şarlatandır. din bu zamana kadar kullanılması en kolay araçtır onlar için. örneğin papazların hristiyan alemini yıllarca cennetten arsa satmak diye kandırmaları. islamyete batıl inançların girmesi, intahar komandalarını eylem yapmak için "kur'an cihada çağırıyor. gayrimüslimleri öldürün" demeleri. sanki islamiyette cihad güzel sözle anlatmak değilde öldürmekmiş gibi. bunlar islami banka denip bariz bi şekilde faiz olan şeye kar payı diyerek hala milleti kandırmaları vs.
velhasıl insanlar cahil bırakılarak din üzerinden kandırılabiliyor. e hainde çok onlarda efendilerine hizmet ediyorlar. yoksa Abdulhamite bak yahudilerin teklif ettiği paraya tenezzül etmiyor.
bir zamanlar starın başında cem uzan vardı hatırlarsın. kanalına ikide bir ceza gelirdi. sadece kendi partisinin reklamını yapıyor diye. hatta 15 gün kapatılmıştı o sırada kendilerini yenilemişler falan. velhasıl rengi olur dostum olmaz diye bişey yok. ideolojik şeylerde olur.

cumhuriyetin kuruluşu, kalkınışı, o arada büyük buhran, bir süre sonra 2. dünya savaşı, soğuk savaşlar, darbe, ihtilal, demirperdenin yıkılışı derken geldik 90lara. bu sıkıntılı dönemlerde tek parti olan chp, sonra 68 kuşağının çatışmaları (mhp) derken zaten din temelli olan halk 90larda özal'ı, erbakan'ı destekledi ve şimdi erdoğan'ı destekliyor.

mesela köyde yaşayanlar, inönü zamanında buğdayların devlet tarafından toplanıp, depolarla çürüyen bu buğdayların daha sonra denize döküldüğünü bilirler. savaş vardı diye anlatamazsın onlara

(git: 255764) bu duyuruya hitaben mi söylüyorsun? duyurunun sonunda belirtilmiş kedilerin ücretsiz olarak verildiği.

söylenen petshop'a gittin de para mı istediler, bunları söylüyorsun?

bütün kedi ilanlarına bakıyorum, yazıyorum. paralı olanına rastlamadım hiç.

bilmiyorum ilanımı doğru düzgün okudunuz mu ama kediler ücretsiz ve petshopların varlığından rahatsız olan biri (ben) tarafından verildi. paralı falan da değil, daha dün baktım, üstlerine de yazmışlar ücretsiz sahiplendirilecektir diye. petshoptaki çalışanlara da sordum ücretsiz mi veriyorsunuz bunları diye, onlar da "tekir olduğu için ücretsiz veriyoruz." dediler. hemen girişte sağda kediler.

benim amacım oyun çağındaki kedilerin kafeslerde tıkılıp kalmaması. verdiğim ilanda da en ufak bir maddi çıkarım söz konusu değil. kendi kedim geçen sene vefat etti ve onun acısından sonra başka bir kedi sahiplenmek istemediğim için ben almadım, yoksa tek düşündüğüm iki minik can mutlu olsun, rahat etsin. oku bakalım para için kedi ilanı verecek biri miyim?
www.eksisozluk.com

ek bir bilgi, bircok petshop un pazarlama stratejisi, kedileri ucretsiz verdiklerini belirtmek. belirtirken de ayni zamanda tabii ki yaninda su miktarda mama, su sekilde bir tasima kafesi, soyle bir tasma, boyle bir ilac da almaniz gerekiyor.

bahsedilen ilanda boyle bir durum var mi bilmiyorum tabii ki, yalniz bircok ucretsiz kedi bu sekilde satiliyor.

1. sen kimsin, ilanı veren kim, şöyle bir duyuru geçmişine falan bak istersen, hangisi çakma sahibinden.com ilanı gibi duruyor bir düşün.

2. onca kedi sever sana açıklama yapıyor ipinde olmuyor da senin sevdiğin cevap olunca onu mu beğeniyorsun?

3. o tiklediğin cevaptaki gibi bir düşünce de anormal değil. petshop bu, para kazanmak amaçlı bir dükkan. kediyi ücretsiz veriyor, yanında da mama, oyuncak vs satmak İSTİYOR OLMASI son derece normal. zaten de kedi besleyecek kişi bunları alacaktır. kediyi sahiplenmek isteyene "isterseniz mamasından şuyundan buyundan verelim" diyor olabilir, hatta kedileri sahiplendirmek üzere dükkanında ağırlamasının nedeni de bu olabilir, tanıdık falan değilse babasının hayrına kafes açmamıştır, bu mümkün. lakin "kediyi ücretsiz alabilmek için mama almak ZORUNDASINIZ" gibi bir tavır içine girdiklerini de hiç mi hiç sanmıyorum. bu ikisini karıştırmayın. "ben sadece kediyi alayım, mama, oyuncak vs istemiyorum" diyene de "olmaz vermeyiz" demezler.

örnek: taşıma kafesi demişsiniz mesela. kediyi sahiplenene "nasıl götüreceksiniz, bir de kafes verelim" diyebilirler. dükkan dediğin şeyin mantığı bu. ama elinde kafesiyle gelene de "aa kafesi de bizden almak zorundasınız, ozaman vermeyiz" de demezler.

umarım bakmak üzere sahiplenen kişinin ciddiyetini bir şekilde ölçüyorlardır.

@kibritsuyu asil sen kimsin ? ne oldu sana mi dokundu yazdiklarim da hirs yapiyorsun. senin dunyandaki ticaret ve yardim anlayisini bilmem ama sokaktan cuvallarla kedi toplayan veya bedava kedi ilanlari ile bedelsiz kedi sahiplenen bu cakallarla ortakligin var gibi duruyor. bu kadar sert yaptigina gore rahatsiz olmussunuz.

ne guzel is ya ben simdi duyuru duyuru gezeyim milletin yavru kedilerini ay canim cicim diyip hayvanseverlik adi altinda sahipleneyim ondan sonra da ayni yontemlerle ilan verip zaten bedava gelen kediyi yaninda mama, kafes, tasma vb. vererek para kazanayim. ve bir site de buna hizmet etsin.

duyuru gecmisimdeki sorduklarimdan, ilanlarimdan vb, ben sorumluyum. seni ne ilgilendiriyor ki bu ? ne oldu ozgurlukcu ortaminiza ? sansur karsiti muhtesem platformunuza ?

yani bir laf bu kadar g.tünden anlaşılır. ilandan ve şunca yazılandan sonra böyle anlıyorsan diyecek bir şey bulamıyorum. bana dokundu evet, üç günlük duyuru kullanıcısının gelip, senelerdir duyuru'da yazan ve kedi severliği bilinen bir kişiyi "ilanlardan kedi toplayıp pet shop'ında satıyor" şeklinde itham etmen, "çakal" demen rahatsız etti. böyle şeylerin rahatsız etmesi için ortaklığın, maddi çıkarın olması gerekmiyor. ortaklığım yok ama kendisini bizzat tanımadam da kıdemli bir kullanıcı olduğunu ve kedi sevdiğini biliyorum ve üç günlük kullanıcının gelip kendisini bu şekilde itham etmesi rahatsız ediyor.

ayrıca tekrar söylüyorum, böyle bir amaç var mı bilmiyorum ama, olsa bile bir pet shop'ın kendi ürünlerini satabilmek için ücretsiz kedi sahiplendirilmesine aracı olmasında bir sakınca yok. zira kedi sahiplerinin zaten ihtiyacı olan ürünlerdir bunlar.

ulkene girerken degil bulundugun ulkeden cikarken problem oluyor zaten. cok ciddi bir problem. ekonsolosluk a mail at net cevap alirsin.

vizesiz girebildigin avrupa ülkelerine hic bi sekilde tekrar giris yapamiyor olman lazim

seni la ilahe illallah demeye davet ediyorum. imanın tazelesin biraz. bir kez içinden de, bak sen de göreceksin içinde fresh bir şeyler olucak.

(bkz: allah yok din yalan)
dinler kapitalizmin ürettiği, insanları adeta bir koyun gibi, kolayca yönetme safsatasından başka bir şey değilim.
konu ile çok uzun uzun yazabilirim fakat direksiyon sınavından kaldığım ve kendimi yerden yere vurmakla meşgul olduğum için yazamıyorum.

şahsi fikirlerim: yaratıcı(lar) var, dinler doğru değil, ölümden sonra hayat veya başka bişey varsa da cennet/cehennem yok.

bence bildiğin kapkaranlık bişey var. ölücez, biticek. hangi egoist varlık, sırf kendisi yarattı diye ona tapılmasını bekler ve yine hangi acımasız varlık, o çok itinayla yarattığı varlığı cehennemde yakar, ya da çikolata nehirleriyle ödüllendirir? tanrı mı. piyu. belki de tanrı insanı yanlış yola sevkediyordur? şeytan iyidir aslında felan? insanın ruhunu özgür kılıyor nitekim.
üzerinde hiç düşünmeksizin, din kurallarını sorgulamaksızın hayat olmaz ki. tanrı varsa da eğer, mis gibi akıl vermiş bize. neden? düşünelim de onun var olmadığını anlayalım diye. hıhı.

ben de din ve allaha inanan bir müslüman olarak müslümanlığa olan inancımı bir miktar yitirmiş olmakla birlikte tanrıya halen inanıyorum.

tanrı: insanların anlam veremediği ve kontrolünün dışındaki olaylar için yarattığı imge.

din: şimdi ayıp olmasın burada yazmayalım.

ölümden sonra hayat: insanın yok olacağı gerçeğini kabullenemesi. o doğmadan önce de tarih devam ediyordu ve bir şey hatırlamıyordu öldükten sonra da böyle olacak.

solucanlara yemek olmak: illa solucan değil büyük ihtimal böcek ve bakterilere olacaksandır. istersen denize atabilir yada yakabilirsin kendini.

Tanrı ve din dediğimiz şeyler insanların ölüm korkusunu yenmek için uydurduğu safsatalar mıdır?: cevap verdim işte.

amakı hayal in raci sine mi soyundun. gerçekten derin bi bilgin ve inancın yokmuş ki senin sarsılsın.nerden mi anladım. sorularından. soruların hiç derin değil sıradan her türlü insanın sorup düşüneceği derin olmayan sorular. canın sıkılmış senin belli.ki ayrıca da bu konuda aradıklarının cevabını burada bulamazsın ki....kitap oku...........okuuuuuu.........güsel bişeyler oku....kafan rahatlasın.........

dinler konusundaki her şey bana kanıtlanamaz geliyor. bana göre sırf kitaplarda yazıyor diye 1453'te istanbul'u fethettiğimize inanmak bile doğru değilken, 1500 yıl önce bi adamın ayı yardığını, denizi yardığını, dünyayı selin basıp da bi gemiyle tüm hayvanların taşındığını vs. inanılır görmek çok yanlış. gözlemleyebildiğim, kanıtlayabildiğim bilgi doğru bilgidir bana göre. ben ona inanırım.

dinlerin de ne işe yaradığı tartışılır. kimisi diyor ki, toplumda adaleti sağladı da, arap yarımadasında düzen sağlandı falan. bunu diyenler de başka birinden duymuştur bunu. kaç kişi arap yarımadasının sosyolojik tarihi üzerine araştırma yapmış ki?

"benim ülkem dünyadır, dinim de iyi olanı yapmaktır" diye bir söz var. aynen bunu savunuyorum. iyi bir insan olmak için, insanlara iyi davranmak için, cehennem korkusuna, yargılanma telaşına, allah rızasına, bir varlığı mutlu etme gayesine ihtiyaç duymuyorum. eğer bir tanrı varsa da, iyi birisi olmama rağmen, sırf onun varlığını reddettim diye beni ceezalandırmayacak kadar akıllıdır diye düşünüyorum.

ölüm sonrası olayı için stephen hawking'in birkaç gün önce yaptığı bi' açıklama var, çok güzel. bulamadım şimdi ama google'larsanız çıkar eminim. ölüm sonrası hayat, hayal bile değil benim için. neden şu anki durumumuza göre düşünüyoruz ki ölüm sonrasını? sonuçta beynimiz işlevini yitirecek. üzerimizde toprağın atılışını duymayacağız. doğaya yem olacağız. döngü yani. bir zürafaya, ata, kaplana, kuşa ne oluyorsa aynısı olacak.

inandığın dinin kitabını oku, bari komple gitsin.

muğlak fikirlerle bezeliyim bu konuda. dinlerin bahsedildiği kadar adaletli, iyilik dolu vs olduğunu düşünmüyorum. ama dünyanın oluşumu, insanlık tarihi konusundaki bilimsel açıklamaları algılama konusunda da sorunlarım var. bu noktada sanırım küçükken okuduğum ademle havvayı, habille kabili anlatan hikayelerin de etkisi var sanırım.

öbür dünya konusunda ben cehennemin de cennetin de bu dünyada olması gerektiğini ve hatta olduğunu düşünüyorum. ölünce ruhların da yine bu dünyada varlığını sürdürmeye devam ettiğini.


işte böyle bireysel bir inanç sistemi kurmuşum kendimce, şimdi farkettim.

allah var. dinler değil din doğru. ölümden sonra hayat elbette vardır. allah kendisinin yok olduğunun sanılması için açık kapı bırakmıştır ki inanan ve inanmayan belli olsun. tanrı inancı olan biri bu dünyada vuku bulacak haksızlıkların sonraki hayatta telafi edileceğine inanır. yoksa bu dünyada kör olan bir adamın körlüğünün dünya üzerinde bir açıklaması olamaz.

@hekate sanırım kafan güzel.

@inanmazsan inanma

Peki anası babası şaman olan bir çocuğun tanrı'ya inanmasını nasıl beklersin? Ya da hayatı boyunca acıdan başka bir şey hissetmemiş insanların?

@inanmazsan inanma allah dedigin seyin her seyi bildigine inaniyorsun. o zaman bu sinav yapma ihtiyacini niye hissetsin ki ? kimin inanip inanmayacagini onceden zaten biliyor.

tipik bir dogmaci oldugun belli. allah var cunku olmali, din var cunku olmali, cennet var cunku kitap oyle diyor vb. hayatina devam et.

@burberry sen de cok kasma. tek gercek olum. olup gidicez. beynimiz elektrikle calisiyor elektrik kesilecek ve bos gerisi. robottan farkimiz yok.

bence herşey yalan bi gün fiş çekilecek ve ışıklar sönecek.sonrası? sonrası yok. bitti.

doğru ya da yanlış olduğuna siz karar verin ama ben şöyle bir pros and cons yaptım.

1-) eğer tanrı yoksa, ateistler doğru söylüyorlarsa, hepimiz ölünce yok oluruz. kimse dünya'da yaptığı iyi/kötü şeyler için mükafat/ceza görmez. ateistler: 0 - inananlar: 0.

2-) eğer tanrı varsa, cennet/cehennem vardır, ateistler cehenneme; uygun yaşayan "inanan"lar cennete gider. kimse yok olmaz. ateistler: 0 - inananlar: 1.

yani ölümden sonra yaşam yoksa, koy götüne. ama varsa, koyarlar götüne.

ben insanlarla oyun oynayan, sozde onlara test yapip odul ve ceza veren bir tanri yerine tanrisizligi tercih ederim. varligina inanmiyorum. var olsa da sevmiyorum. benim hayatimi hic etkilemiyor yani. her turlu onsuzum. ihtiyacim da yok. kedi fare oynayan yuce bir varlik olabilir mi ?

allah yok. tanrı var.

dinler yok, yani var da insanlar tarafından oluşturulmuş. ingilizce, fransızca vs dillerde religion şeklinde geçen kelime etimolojik olarak birleştirmek anlamına gelir ki dinin amacı insanları birleştirmek, tek bir düşünce altında birleştirmektir. ya da insanları sistemleştirmek, koyunlaştırmaktır. amaç nedir hakkında çok şey söylense de bir çok şey olabilir.

diyelim ki yarın öğle saatini biraz geçtikten sonra öldüm. cennet cehennem olacağını sanmıyorum. ben de merak ediyorum nereye gidicem nasıl olacak ama tanrının bana yaptığım şeyler için hesap soracığını sanmıyorum. belki tekrar yollar buraya, reenkarne olayı.

dinler gerekli ama. ne derseniz deyin dinler gerekli. ölümden sonra cezalandırma sistemine inananların yaptığı\işledikleri suçları\günahları görüyoruz, ya bir de ceza sistemi yok derse herkes. yaptığım yanıma kar kalacak derse?

'' insanlar neyi blirler zevk ve bencilliklerinin arzuladığı sanatsal birtakım şeyleri, hak ve hakikat konusunda ne bilirler hiç! ''

Peki Tanrı yok diyenlere sormak istediğim şu. Evreni ve uzayı düşünün. Güneşi düşünün. Evrende bir enerji var değil mi? Bunlar nereden geldi? Bu enerji nasıl oluştu? Dünya'nın oluşumu değil bahsettiğim, evren ne zaman oluştu, uzay ne zaman ve nasıl oluştu? İlk hidrojen atomu nereden geldi uzaya? İlk enerji nereden düştü?
Bunu mantığımız nasıl açıklayacak?

@burberry bir seyin henuz aciklanamamis veya aciklanamayacak olmasi bir tanri inanisina goturmez insani. afrikadaki kabilelerden farkin kalmaz boyle yaparsan. simsek i aciklayamamis tapmis, gunes, ates vb. de oyle.

elektrik devresi nasil calisiyor biliyor musun ? aciklayamadigin icin ona tapar misin ? nukleer reaksiyon a tapmayi dusundun mu hic ?

@nicke
Olay birşeye tapmak değil. O mantıkla hareket etseydim evrenin veya uzayın kendisin tapardım. :)
Düşün ki evrenin varoluşunu buldular. Nereden geldiğini buldular. Bitmeyecek ki, bu sefer onu oluşturanın ne olduğu sorusu gelecek.
Domino taşları gibi ilerledikçe, yaratmış olan bir varlık aramayacak mıyız?

@vexations: mevlana'nın "zerreler" ile alakalı sözünü bulup oku da

"Sen birine seni hasta eden gözle görülemeyen küçük canlılardır deseydin cadı büyücü damgası yerdin. Bir de şuanki halimize bak. Din bilim henüz toyken ona düşmandı."

iddiasının yanlış olduğunun farkına var.

surekli bir seyin oncesini, sebebini aramak insanin mantiginda ve dusunme yapisinda var. bu da gayet dogal. tabi ki en basa, sebebe yonelik arayis hep devam edecek ve bence bizler asla bunu cozemeyiz. ama ben cozemedigim seylere inanmam. matematik problemleri cozulene kadar zordur. cozulunce biter. bu da oyle. evrenin olusumu buyuk oranda big bang ile aciklaniyor. aciklanabiliyor. peki big bang den once ne vardi diye devam ediyor.

ama bunu sorgulayan bir insan tanrinin nasil yaratildigini nasil sorgulayacak ?

şu da var ki, "bütün bu evrenin tesadüfi bi şekilde oluşmuş olması mümkün değil, bunun bi yaratıcı olmalı" diyenler, tanrı var diyor. bütün bu tesadüfi oluşumu reddedenler, yine gelip, bütün bunları yaratabilicek güçte bir varlığın, kendiliğinden, hiçbişey yokken var olduğunu düşünüyor. o zaman tanrının da bir yaratıcısı var, öyle mi? bence bu daha garip.

@b00x alıntıladığın sözümde tarih bilgisi verdiğim tek ipucu bu zahiri olayın yaşandığı zaman diliminin en az 1675 senesinden önce olduğuydu. Okuyanın şunu anlayacağını düşündüm, "birileri bir yerlerde henüz mikrop ve bakterilerden haberdar değilken biri ortaya bu iddiayı attığında yaşayacağı şey". Her ateist düşündüğünüz gibi saldırgan değil. Mevlana önemli bir düşünürdür ben ne tarih ne zaman belirttim yazımda. Niçin bunu saldırgan algıladınız ben anlam veremedim?

bence ölünce öyle bi şey olcak ki hepimiz şok olcaz. inanamicaksınız olm, bambaşka lan. umarım öyle olur amk, göt oluruz..

@lolita islamda allah in var olusunu sorgulayamazsin mesela. o dogrulmamis vb. diyor. ne kadar garip ve sacma. dogrulmamis da nasil var olmus ? iste bu yuzden islam ve bilim uzak birbirinden.

www.sorularlaislamiyet.com

cevabı yanlış sitede arıyosun.başka sitelerde sor sorunu
bi de yaşar nuri öztürk ün Kur an daki İslam kitabı süperdir.bu çocuklar cahil dinleme onları.

yaratan var diyen asmis insanlara soruyorum. neye dayanarak soyluyorsunuz ?

@vexations
evreni düşün, güneşi falan, galaksileri düşün. bunlar yokken allah varmış.
allah nasıl var olmuş?

@busuta kanser hucrelerinden haberin var mi ? hangi duzenden bahsediyorsun sen ya. zaten bilimden anladigin bariz belli iki seyi birbirine carpistirmaktan ibaret.

belli ki kanser hucrelerinden haberin yok. kanser hucreleri suphesiz ki o mukemmel duzenin var olmadigini gosterir. cunku vucudun bozuk hucreleridir bunlar. bu kadar mukemmel bir sistem! tasarlayan tanrinin gozunden kacmislar belli ki.

buna sinav denemez. cunku ortada bir bozukluk var.

hasta olman hakkinda bilgi sahibi olman anlamina gelmiyor. neyse bu dunyadaki mukemmel sinavinda basarilar.

@nicke
Sana bir konuda katılmıyorum, insan mantığı ile, somut olarak varolan uzayı, evreni, atomu sorgulayıp mantıklı cevaplar bulabilirsin. Fakat tanrı zaten dünya üzerindeki fizik kurallarına uygun olsaydı (varsa eğer), zaten tanrısal bir durum söz konusu olmazdı.
Arkadaşımın dediği gibi, O, yaratabildiği için tanrı. Şu an bir insan, başka bir insanı yaratamaz. Yaratsa da bu kopyalama gibi birşey olur. Yani zaten varolan birşeyi çoğaltma.

Ayrıca, müslüman değilim arkadaşlar. Muhammed'e de inanmam, çümkü o da çok "insani". Devlet kurmak, savaşmak falan..

o yaratabildigi icin tanri ne demek ya. yani daha bastan tanri vardir diyorsun. bu durumda tartismak mumkun degil ki.

Bak tartışılan onun özellikleri değil. Olası bir tanrı'dan bahsediyoruz, yani var olduğunu düşünürsek eğer, o TANRI. İNSAN değil. Anlatabiliyor muyum?

torrent?
sonuna for mac ekleyip aratacaksın.

torrent kullanmayi bilmiyorum. hic kullanmadim. onu da burada aciklarsan sevinirim.

torrent kullanım kılavuzu

(bkz: open office)

torrent kullanım klavuzu

openoffice.org bi dene ben bunu kullaniyorum.

open office'i ben de kullaniyorum mac'imde. hic ms office'e ihtiyac duymazsin.

sürekli internetiniz varsa google docs kullanın. bilgisayara ofis yükleme derdi kalmıyor. Online olarak doküman yaratıp istediğiniz gibi çalışabilirsiniz.
Çalıştığınız dosyayı word/excel formatında indirebilirsiniz.

adalar var.

www.carfree.com

venedik

Noveç'in fjordlarından dolayı karayolu ile ulaşılamayan, sadece deniz you ile ulaşılabilen yerler vardı. Hurtigruten ile gidilebiliyordur ya da daha ufak teknelerle falan. Sorunun ne kadar karşılığı olur bilemedim.

carsiyi tabi ki. guvercin ada da bir gelenek ama bir sey yok. carsi yeterli.

yakınında efes harabeleri ve meryem ana var oralarada gidin

içine protein tozunu ile su/süt koyup, karıştıracaksın. shaker bu işe yarıyor. ve taşıması falan pratik olduğu için önceden koyup çantana, yanında götürebilirsin idmana.

arkadaşım bi spordan önce bi yatmadan önce kullanıyor, senin de öyle olması lazım.
e madem bu kadar cahildin bu konularda, araştırıp alaydın ya.
shaker da süt ve pro. tozu koyup çalkalamak için

antrenmandan sonraki 1 saat içinde almalısın, önce değil. ayrıca sabah 8-10 arası saatler, antrenman için de pek uyugn değil. en ideal vakit aralığı akşam yemeğinden önce 4-6 arası.

kardeşim antrenmandan 30 ila 45 dakika önce al ve antrenmandan yaklaşık bir saat sonra bir daha al. en uygun yolu bu. bende zamanında araştırmıştım en çok bahsettiğim şeklini önerdiler. shaker da içine tozu suyu katıp çalkalayarak daha kolay çözündürdüğü için kullanılıyor. birde taşıması kolay antrenmandan sonra eve gitmiyorsan bir yere gidiyorsan çantandan çıkarıp kolayca içebilirsin pratik oluyor yani.

whey dandik. en iyisi hardcore. muscletech.

Protein tozu spordan önce kullanılmaz. Spordan önce karbonhidrat takviyesi kullanılır.
Spordan sonra ise KESİNLİKLE kullanmalısın.
Gece yatarken de kullanmanı tavsiye ederim.

issiz olmasam da kariyernet uzerinde aktif bir cv sahibiyim, zaman zaman da ilgimi ceken ilanlara basvuru yapiyorum. yaptigim basvurulara telefon veya mail araciligiyla geridonus oranim %5 gibi tahmini olarak.

Geçen Hafta, Kariyer Pusulası İsimli bir Konferans vardı topkapı Eresin Hotelinde...
Konusmacılarından Birisi ise Yusuf AZOZ idi (Kariyer.net Genel Müdürü)
Aynı Soruyu Sordum.
Dedi ki,( aynen aktarıyorum)
*Bizimle Alakalı bir konu değil Biz İnsanlara İş bulmaları ve Kurumsal Firmalara Kaliteli İş gücü Sağlamak İçin Kurulan Elektronik bir Ortamda Aracıyız!
Kurumlar,Kendi İlanlarını yükler,İçeriklerini bünyesindeki İlgili yöneticiler belirler.
Dolayısı İle başvuru yapılan Her talep ( request) İlan sahibi Firmaya verdiğimiz Kontrol paneline Düşer.
Talepleri Firmalar değerlendirir. İşe alımı,Görüşmeye Çağırmayı Tamamen Firmalar yaparlar.
Burada Bizim size Tavsiyemiz,CV doldururken Dikkatli ve Özenle üzerinde durmanız gereken Onlarca Konular Var.
Zamanınızdan Biraz feragat ederek pekala bunlarda Aşılabilir.
Bugun Eksik yanlış CV dolduruldugu için,Gerçekten Çok Kalifiye kişilerin Görüşmelere Çağrılmadıgını Biliyoruz.
Yakında Bununla ilgili gündemimizde Bazı şeyler var bunları uygulamaya koymayı dusunuyoruz! Dedi.

Umarım Yardımcı olmuşumdur. Eğer Yusuf AZOZ ile karşı karşıya gelmek aynı soruyu ona sormak istiyorsan, Bana Mesaj at, yakın Zamanda Konusma yapacağı Bir Konferansa Davet edeyim seni. Selamlar!

kariyer.net bana bir staj, iki de iş buldu. işler tırıvırı ama buldu mu buldu...
görüşmeye gittiklerimi saymıyorum.

1300 civarı başvurum olduğunda 10 civarı iş görüşmem oldu.

Bu kadar istatistik veriden sonra bilimsel sonuç:

Kısfmet.

Sikim böyle işi.. Lakin bu işler böyle..

PS: Tamamen denk gelmiş olabilir ama çağrıldıklarımın büyük bi kısmı secretcv'dendi. Kariyer biraz daha reklam kaygılı bi platform olabilir. Ama çok feci sıkıyor da olabilirim.

kariyer net in sosyal medya temsilcisi damlamis hemen. kotulemeyecektim ama sirf bu yuzden simdi yaygara yapicam.

ben de zamaninda 70 civari ise basvurdum 2 tanesi ile gorusebildim.

cevap veriyorum 39. başvurum olmuş..arayan soran yok..

Kariyer den 7-8 yere başvurdum, 3-4ünden çağrıldım, 2siyle görüştüm, 1ini kabul ettim.

külliyen yalan, zaten yıllık üyelik parası ödediği için şirketler, belki çok iyi biri denk gelir diye kolpadan ilan verip duruyolar. bi boka yaramaz. en güzeli gazete ik sayfaları. para veren adam kesin arıyodur

kariyer netin ne oldugunu anlamak istiyorsaniz eksisozlukteki entryleri okuyun. ne kadar ise yaramaz oldugunu orada anlatanlar var. bir de tipki buradaki gibi reklam kaygili entryler var. kolayca ayirt edersiniz.

turlarla bildigim kadari ile sadece pasaportla gidiliyor bazi adalara. turizm acentesine sormak lazim yine de.

teknen var ehliyetin var ve bunu bilmiyorsun. pes. yonja ya tekneli fotografla dene bunu bir de. belki ekmek cikar. kesin cikar bence.

cevapsiz birakmayayim. ben de bilmiyorum. google a yaz istersen.

ya böyle bişey öğretmediler kursta. ondan bilmiyorum.

normal yatakla kıyaslanmaz. şişme yatakla idare edilebiliyor o kadar. fiyat olarak birbirlerine yakın gibi aslında neden böyle bir kanıya vardınız ki?..

www.everestoutdoors.com

bunu kullandım ben. yatmak için gayet rahat ve koltuk olarak da kullanabılıyorsun. ama hareket kabiliyetin az. sadece yatmak için kullanacaksan gayet kullanışlı. üstünde atraksiyon yapacaksan tavsiye etmiyorum.

bana kalırsa normal yatak daha konforlu ve rahat. havalı yatakta hareket etmek sıkıntılı oluyor.

öğrenci evinin olmazsa olmazıdır. misafir gelince kullanırdım ben

aylarca kullandim. tavsiye etmem. bel agrisi oldurur adami. konfor sifir. en iyisini alsan bile.

(bkz: sylvia plath)

@lucky dog, hocam yanlış anlaşılmasın ama erkek yazar olursa daha bi sevinirim. ben bir bayanın içerisinde olduğum hisleri yansıtabileceğini zannetmiyorum. bakış açısında büyük bir fark oluyor.

albert camus
hatta caligula

oğuz atay; tutunamayanlar'ı oku 3 gün ben böyle hayatı ya diye gezme garantisi veriyorum.. okumuşsundur gerçi.

yeraltından notlar-dostoyevski bi de..

tezer özlü, italo svevo eklenebilir bunlara.

peyami safa.

romain gary(emile ajar)- onca yoksulluk varken.

yusuf atilgan'dan aylak adam'i bir okuyun...

Kötümserlik aranıyorsa natüralistlerin kapısı çalınmalı hocam. Söylenmemiş, şair olarak Beşir Fuad okunabilir.

yabancı - albert camus

cesare pavese

yalnizsin.

(bkz: delayed sleep phase syndrome) ?

Teşekkürederim thor odinsson yönlendirdiğin entry de kendimden birşeyler bulunca bir nebze daha iyi hissettim...
Ve yine kafama takılan bir başka soru...(aslında bunu doktoruma sormak ve onu kişisel cevabını almak daha da rahatlatırdı)

Sevilme ihtiyacınızı nasıl karşılarsınız ?

Soruyu çok doğru bir saatte sordun aslında :)

Sevilme ihtiyacı konusuna gelince, kişiden kişiye göre değişir bence. Yani birisini minicik bir köpeğin sevgisi de mutlu edebilirken başka bir insan çevresindeki herkes onu sevsin ister o bile yetmeyebilir (kimi şu şekil kimi bu şekil diyen adam gibi hissettim bir an).

Kendimden örnek verecek olursam başkaları tarafından sevilmek yönündeki beklentilerimi mümkün olduğunca aza indirmeye çalışıyorum. Hayalkırıklıklarından başka bir şey geçmiyor çünkü ele. Bir de çok tehlikeli bir durum var ki insanların sevgisini kazanmak için türlü şaklabanlıklar içine girilebiliyor farkında olmadan. Bunun yerine bana, düşüncelerime, yaptıklarıma/yapmadıklarıma saygı duysunlar, beni rahatsız etmesinler yeter. Çevremdeki insanlar bana nötr olsalar o bile yeter bana. Zaten zamanla benim gibi düşünen insanlarla daha iyi anlaştığımı fark ediyorum.

başkaları tarafından sevilmek yönündeki beklentilerimi mümkün olduğunca aza indirmeye çalışıyorum...

keşke hiç ihtiyaç duymasaydım sevilmeye ya da minicik bi köpeğin sevgisi mutlu edebilseydi..:(

yapacağın en saçma iş olur muhtemelen bu. türkiye'de menzili sınırlı elektrikli araba kullanmak hakkaten çok gereksiz.

hybrid al eğer tasarruf etmek istiyorsan, ama tamamen elektrikli, e-mobility ile ucundan ilgilenen bir insan olarak, yok abi, aman.

amacım tasarruf veya ekoloji falan değil açıkçası. başka sebepleri var. yurtdışından bu arabaların nasıl getirilebileceğini biliyor musunuz?

bildiğim kadarıyla bir arabanın türkiyede trafiğe çıkabilmesi için o model arabaların ithalatçısı firma tarafından Türkiye'de kullanılabileceğine dair yol testlerinin yapılması zorunlu. Ama yine de bir araştırın.

yani türkiye'de satışı yapılmayan bir markayı kullanmak mümkün olmaz eğer bu dediğiniz gerçekten doğruysa. o zaman reno'nun üreteceklerini beklemem gerekecek sanki. saçmaymış.

boyle bir sey mumkun olsaydi burada bunu soruyor olmazdiniz. dusunun ne zenginler var memlekette. ustelik cevreleri ve baglantilari var.

tam olarak kastettiğiniz şeyi anlamadım açıkçası.

@nicke sen bunu getirip, türkiyede satmak istiyorsun, distribütörlük yapmak istiyorsun sanmış. valla gümrük müdürlüğünü arayıp sorun isterseniz, normal araçların vergisi neyse onun için de alırlar illa ki, bence beklemek en mantıklısı.

ek bilgi: renault fluence`in 2011 ekimde satisa sunulmasi planlaniyor

95 bin lira anahtar teslim fiyatıyla ayrıca.

yurtdışı fiyatının neredeyse iki katı. vergiler sebebiyle herhalde. ama onda bir düzenlemeye gidilecek deniyordu?

aslında çok yakınsanız olmaması gerekiyor ama "aman yazıyorum diye düşünmesin" diye sürekli düşünüp takılıyor olabilir.

diyelim ki bir adam sizden hoşlanıyor ve diyorki sen bu kadının yanında çok dolanıyorsun topuğuna sıkarım gibi ya da

yakın bir arkadaşı sizden hoşlanıyorsa bu çocuğun, o da sizden uzak duruyordur.

belki de sizden hoşlanıyor ama kanka modundan uzaklaşmak istiyordur.

aklıma gelenleri sıralıyorum, fiziksel olarak temas kurduğu kişiler potansiyel sevgili olabilir onun için. ama sen kesinlikle değilsindir o yüzden uzak duruyordur.

ya da senin bu yaklaşmalarının(?) farklı olduğunu hissetmiştir. o yüzden uzak duruyordur, aklında öyle bir şey yoktur, olmamasını istiyordur. (en çok bu yattı aklıma)

ya da bu gibi temaslar oldukça kendisinin farklı hissedebileceğini düşünüyordur uzak duruyordur.

arkadaş ortamınızda başka bir erkek var mı, varsa senden hoşlanıyordur belki, eleman da bu temas durumlarını o çocuk yanlış anlamasın diye uzak duruyordur.
ya da tam tersi başka bir kız vardır, o kız yanlış anlamasın diye uzak duruyordur.

çirkinsindir, senden utanıyordur veya seni yeterince sevmiyodur, samimi olmamak istiyordur, soğutmaya çalışıyordur seni.

ağır olmadı umarım?

yok ya ağır olmadı da saçma bişi yani zaten öle bi niyetim olsa herkese davrandığım gibi davranmam ki, ama kafasında neler kuruyor bilemediğimden böyle gariplikler çıkıyor işte ortaya

aa şey yapsana, mesela böyle iç içe girdik diyip uzaklaştığında ya da koluna girdğinde garipsediğinde, rahatsız mı oluyorsun de. yok mok kem küm ettiğinde, başka arkadaşlarında sorun olmuyor böyle yapman garip geliyor falan de. bakalım ne diyecek. merak ettim ben de ya :D ne meraklı çıktım

girl in a coma, di mi? sorucam ya allallah nimetten mi sayıyo bu salak kendini? ayaküstü sinirlendim

tam anlatamadım, biraz daha açarak kendimden örnek vereyim o zaman. lisede çok samimi olduğum bir arkadaş vardı. dünya iyisi bir kızdı, benim için çok fedakarlık yaptı onun sayesinde liseyi bitirdim aramız bayağı iyidi ama gel gelelim kız güzel değildi ve aynı zamanda şişmandı. arkadaş arasında ister istemez alay konusu oluyordum onunla samimi olduğum için. son zamanlarda aynı senin arkadaşın davrandığı gibi davranmaya başladım, diğer kızlara daha samimi oluyordum, bununla yakın olmamaya çalışıyordum. bu da deliriyordu tabi, küstüm hıh dediğinde hadi güle güle diyordum. ha şimdi görsem tanımam bile, kaç yıldır görüşmüyoruz.

yani diyeceğim, senin arkadaşta da böyle bir durum olabilir mi acaba?

ahahahah bu ne abi? madem yakınlık kuramamasından rahatsızsın sen kur yakınlığı sevgili olun. adam seni özel görmüş zaten belli. ya da dokunursam sıkıntı olur modunda, muhafazakar kız izlenimi mi çizdin acaba.

hiç de muhafazakar değilim, o da bilir, aşık da değil, utanıyor benden filan desem başbaşayken de var bu garip hal. bence en mantıklısı benim ondan hoşlanmamdan korkup böyle gardını alıyor. bunu da konuşmadan çözmek zor olacak oh çok hoşş..

e kurmayın yakınlık sizin böyle bir duygusal eğiliminiz yoksa arkadaşa karşı.. nolcak ki başkasına sarılsın size de sarılmayıversin? anlamadım ben sorunu; ama çözersiniz inşallah amin.