kız komple güzel değil ki.

Komple kotu +1

Bu beyaz degil ki hem GRI

al bunu al al al al. bizımla değil

bu kıza yakışmamış ama ben saçlarında beyazları olan hatunları da adamları da beğeniyorum.. saçın tellerinin beyaz görünmesi boyası akmış ve dibinin beyaz görünmesinden daha güzel..

dip boyasının çirkinliği hiçbir şey de yok..

yuh kadının ayak bileğinde bile selülit var ve saçları i ğrenç görünüyor :(

berbat

zevk meselesi tabi sen beğenirsin başkası beğenmez, bence kıyafete olmuş ama kıyafeti değiştirince başka bir saç rengine dönmesi gerekir.

kötü. başarısız bir x-men storm cos-play'i gibi duruyor.

abi diyorum inşallah abisindir, lütfen erkek halinle dokunma o bölgeye :(

tüy dökücü kremin jiletten bi farkı yok. jiletle alırsan da eskisinden daha gür çıkar artık örmeye falan başlarsın.
çok rahatsız edici boyutlardaysa tek seferlik ağda yaptırabilirsin uzun bi süre eski uzunluğuna kavuşmaz ama hem çok acı verir hem de bunu sakın yaz ayı içerisinde yapma millet anlar :P

@golgi bu kadar duygusalliga gerek yok yine cikacak :(

@neira krem de mi gurlestiriyo?

alma.

erkek de mecbur kaldı mı öyle bir dayanır ki ağdaya. biz dans klubundekı arkadaslarımızı kendı ağdacılarımıza götürmüştür. göğüslerini aldırdı adamlar. epilasyona başla kesim çözüm?

Krem, jilet, makine hepsi özünde aynı. Kılın derinin üzerindeki kısmını alıyorlar sadece. O yüzden çıkanlar daha sert ve gür, hatta daha koyu renk görünüyor. Ben ellemeyin derim ama tamamen kurtulmak istiyorsanız lazer olabilir. Ağdaya da dayanabilirsiniz ama geçici bir çözüm olur, tabii yine de ilk üç maddeden daha iyidir.

Al bir saç kesme makinası belli aralıklarla kısalt, kaymak gibi istemiyorsan tabi..

yapma lan. Erkeklerde kızlar gibi tüysüz kılsız olursa ne farkımız kalır.

bizi mağara adamı halimizi hatırlatan ve özümüzdeki primitif canlının varlığının en göze görünür hali o kıllar, onlara dokunma. Metroseksüelleşme =/

seyrek ama uzun mu demek istediniz? öyleyse traş makinası vb.'yle kısaltın bence.(ayarlı başlıkları oluyor ya onlarla) Ben öyle yaptım 2 ay oldu uzamaya başladı belki daha sonra tekrar kısaltırım.

Çok rahatsız etmiyorsa uzun değilse falan almayın derim, ama "bu ne lan zaten uzun, alsam daha çok artsa bile yine kısaltırım keserim yeter ulan!" modundaysanız kesin gitsin. Psikolojiniz rahatlayacak vücudunuzla barışacaksınız. :)

5 numaraya vur kıllarını kısalt yani.

dokunma o tüylere evil. sakın dokunma.

seni dondururlarsa ölmüş olmuyorsun zaten. yaşamını durdurmuş oluyorsun. seni dağıtacak ve vücuttaki kan döngünü durduracak veya o sistemi parçalayacak mikroorganizmaları engelliyorsun. yani bir bilgisayarı da koysan normal doğaya mikroorganizmalar dağıtır parçalar onu ama dondursan mikroorganizmaları engeller ve seneler sonra çalıştırabilirsin.

yani dondur gitsin kendini işin sıkıntı tarafı bugün iki hafta toplumdan uzakta kalsan toplumu değişmiş ve başkalaşmış buluyorsun. eğer ileride çözerlerse seni o toplumu çok çok başka bulucaksın hiç alışamayacaksın ve müthiş yalnızlık hissedeceksin ama bunun ötesinde belki onlar da psikolojide müthiş ilerlemiş olup bu sorununu hemen çözecekler.

aha eksi engine sıctı
milyon yıl boyunca dna'nı koruyabilecek bir şey bulursan yaptır tabi. ölmeyi beklemeye gerek yok adamlar simdiden koyun cloneluyor :P

Kültürlerarası iletişim dersi aldım, çok sıkıntı olmaz, ayak uydururum, her ortama girerim.

klon değil ama. ben olayım işte. bu kafada, aynı böyle.

Yap abi, iyi fikir. Yıllar sonra insanlık hem ölüyü (donmuşu) canlandıracak teknolojiyi bulur, hem de yaşlanma ile ölmeye çözüm bulur (ya da bin yıl civarı yaşayacak kadar). O yüzden şimdi yaşasan ederin maksimum 100, ama ileride bunu 1000'e çıkarabilirsin.

İşin kritik yanı şu; ne zaman (kaç yaşındayken) donduracaksın kendini? 70 yaşında dondurursan, sonra çözülünce ölümsüz de olsan zaten yaş 70'i bulacak, tadını o kadar da alamayacaksın. 30 civarı, fit bir halde dondursan; e ya ileride bu teknolojiyi bulamazlarsa? Elinde olan 50 seneden de olmuş olursun.

İyi düşün yani.

bkz. futurama ilk bölüm

uzayda seni bi ta$a baglariz

iyi fikir taşa bağlarsın böylelikle boşlukta mal mal dolaşmamış olursun. üzerine de bir tane not yazarsın. beni çözün hayata geri döndürün dünya'da çok büyük bir hazinem var gömülü... sizinle paylaşırım falan yazarsın.

denek hayvanına dönersin belirli aralıklarla tekrar canlandırıp üstünde deney yaparlar sonra tekrar dondururlar. bilim için güzel olur tabi. normal hayata katılabileceğini sanmıyorum.

buzluğa koymadığın sürece 2. günden itibaren et ürünleri sakıncalı

@duygusalvekomik peki pismis yemegi buzlukta ne kadar saklayabilirim ?

sıkıntı olmaz. bol pul biber dök, bastırsın.

4 günlük tavuğu yeme bence. tavuk zehirlenmesi çok fenadır. ben 2 gün geçince bile şüpheleniyorum.

ben olsam yerdim bişey olmaz kapağı kapalıysa

yeme sakın
ben de öyle 4 gündür dolapta duran tavuğu yiyeyim dedim ama zaten kokusu kötüydü anladım attım ama bazen kokusundan belli olmuyor. özellikle yazın tavuk hiç dayanmıyor dolapta

tavuk çok çabuk bozulan bir et çeşidi olduğundan yenmesi oldukça riskli gözüküyor buradan. hele bir de marketlerden alınan tavuklardansa, önceden şoklanıp tekrar gevşetilmediğini bilemeyiz.

beyaz et yaklaşık oda sıcaklığında 10 dakika içinde stafilacocus aerus, salmonella, e-coli isimli bakterilerin çılgınca üremesine olanak sağlar. 83 derece üzerinde ya da 4 derece altında saklanmıyorsa bu gıdaların bakterileri öldürücü bile olabilir.

ben olsam yerdim diyen zevata kanmayın.

pişmiş ve piştikten sonra buzdolabında saklanmış tavuğa 4 günde hiçbir şey olmaz.

off vallahi billahi herkes sallıyor yahu. buzluğa koymadığın sürece et ürünleri de sakıncalı falan değil. özellikle kırmızı eti kesilir kesilmez yemeye kalkarsan et ürününden tiksinirsin o derece. kasapta gördüğüm cillop gibi ızgaralık etleri adam bana "o daha bugün geldi, biraz dinlensin, yarın vereyim" diye satmıyor abicim. buzlukta falan da değil normal buzdolabında duruyor etler. et dediğin dinlendikçe güzel olur ne iki günde bozulması? tam tersine iki günden önce yersen kötü olur, kayış gibi olur.

tavuk dediğinin o bakterileri üretmesi için de çiğ olarak açıkta bırakılması gerekiyor. pişmiş tavuk 10 dakikada o kadar bakteri üretseydi memleketimde tavuk döner yiyen bir tane adam sağlam kalmazdı. 83 derecenin üstünde saklamak denilen şey "pişirmek" işleminin ta kendisi zaten.

ayrıca bugün salı. 4 değil 3 gün olmuş. pişmiş ve buzdolabında saklanan tavuk yemeğini üç günde çöpe atacaksanız ya çok zenginsiniz, ya çok müsrifsiniz demektir. buzdolabı denen alet bunun için icat edilmiş. pişmiş tavuk üç gün durmayacaksa ne yapayım ben buzdolabını.

marketten alındığında donup çözülmüş olduğunu bilemediğiniz ya da şüphelendiğiniz tavuğu zaten ilk gün de yemeyecektiniz. ilk gün pişirip yediyseniz ve bir sıkıntı olmadıysa o tavuk siz alana kadar olması gerektiği gibi saklanmış demektir. zehirlese ilk gün de zehirlerdi.

ilk gün zehirlememiş tavuk pişmiş halde üç gün buzdolabında çok rahat bir şekilde durur ve bozulmaz.

duyuru "dolapta x var, falanca gündür duruyor ne yapayım" sorularıyla dolu. pişirilerek dolaba konmuş ve zırt pırt çıkarılıp ısıtılmamış bir yemeğin aklı başında, normal çalışan bir buzdolabında uzun süre dayanabilmesi gerek. (burada kibritsuyu +1) 1 hafta on gün bile durur. durmasaydı ben şu an çoktan tahtalıköyde olurdum.

yemekleri pişirince soğur soğumaz dolaba atın. kısım kısım yiyecekseniz, tencereyi dışarıda fazla bekletmeden istediğiniz kadarını içinden alarak ısıtın. bu şekilde hiçbir yemek 3 günde çöpe gidecek kıvama gelmez.

açıkçası tahminden ziyade aldığım gıda hijyeni dersinde aklımda kalanları belirttim ben. neticede insan sağlığı, " ye canım bişey olmaaaz" diyecek kadar basit değil.
ps: stafilokok bakteriler 100 dereceye kadar dayanabilmektedir. bazı çeşitleri 4 derece altında 83 derece üstünde bile 10 dakika sonra bağışıklık kazanıp bir süre sonra da üremeye başlayabilirler.
burgerking, mcdonalds gibi restaurantlarda da pişmiş ürünlerin sıcak bir ortamda (schut, steamer vs) bekletilmesi 10 dakika içinde satılmayan ürünlerin çöpe atılmasının nedeni de bu risktir.

mcdonalds da 10 dk icinde satilmayan urun cope mi atiliyormus? defalarca yasandi siparis verdikten sonra 5 saniye icinde onumdeydi hamburger. yani benim icin yapilmadi orada duruyordu.. yani her bunu yasadigimd 10 dk icinde mi yapilmisti o hamburger?

edit: cevap: 3 gun gecmis pismis halde pek bir sey olmuyor genelde ama acip koklamak lazim..
bakteri makteri diyenlere de. olum hangi ulkede yasiyorsunuz adam eli kil dolu kebap yapiyor lahmacun yapiyor afiyetle yiyoruz hadi o sonra pisiyo, firinlarda insanlar gidiyor butun ekmekleri her yere dokunduklari elleriyle elliyorlar biz de yiyoruz o ekmekleri. bu kadar abartmamak lazim..

ambalajların üzerinde rakamlar vardır. 1 den 12 ye kadar. o rakamlar o ürünün atık olma zamanını gösterir. ürünü yapan eleman işaretler 10 dakika sonrasını. normal şartlar altında 10 dakika içinde satılmadıysa ürün (patates için 6 dakika mesela) çöpe atılması gerekir ancak franchise restaurantlarda patron ve kar döngüsü nedeniyle bu ürünler genelde yeniden ambalajlanır.
restoran müdürü ve vardiya müdürlerinin atık oranı üzerinden KPI ları vardır. müşterilerin beklememeleri için önceden hazırlanan saatlik satış tahminlerine göre (önceki günün ya da önceki hafta o günün saatlik satış rakamları baz alınarak hazırlanır) belirli sayıda ürün hazır bulundurulur.

ps: mcdonalds ya da burgerking de çalışmıyorum :)

icloud ile eşzamanlama yapınca hepsini alıyor
sonra da zaten reset atıp vermelisin

sadece fotoğrafları istiyorsan bilgisayarıma girince çıkıyor ztn

o yüzden naapıyoruuz, evdeki bütün apple ürünlerini alıp sobaya atıyoruz
yok kardeşim hepimiz aynı dertten muzdaribiz. çözümü yok işte :/ gel de delirme.

tabiki atmıyoruz manyak mıyız biz. çare aceplayer. itunes.apple.com
itunes'a gerek kalmadan browser üzerinden kablo bağlamadan bile wifi üzerinden atabiliyorsun mp3'ü. ya da filmi vs hemen hemen her formatı destekler. internetten mp3 bile indirebilirsin bu programa.

selected playlist diyor ya, şarkılarının hepsi default olarak seçili olur.
sen tüm şarkılarını ctrl+a ile seçip sol tarafında yer alan kutucuğun tikini kaldıracaksın (söyleyince çok komik oluyor lan bu :D )
bu durumda hiç bir şarkın seçilmeyecek.
Bir de tavsiyem, itunes'u türkçe yükle. İngilizce kasmaya harbi gerek yok.

copytrans kullan

qashqai

qashqai

arabadan anlamam ama nissanın dışı daha güzelmiş şimdi googleladım :P

hangisinin tadını seviyosan onu ye yahu gelmiş burda 30 kalorinin hesabını yapıyo
30 kalorinin hesabını yapan adam çikolata zateen yememeli
delirtmeyin beni bak

hepsi zararlı, az ya da çok.
(bkz: glikoz şurubu)
(bkz: glikoz şurubu kullanılan ürünler)

südlü.

Süt

vücuduna verdiği zarara bakmadan çikolata yiyip de 30 kaloriyi dert etmen bambaşkaymış :)

hacılar ben bitter sağlıklıdır olayını sorguluyorum burda ya :)
ikisini birden yerim zaten yiceksem.

sağlıklı olan bitter burada bahsettiğiniz markaların bitterleri değil.

en az yağ, şeker içeren çikolatalardır ve itiraf etmek gerekirse tadı zehir gibidir. zaten sırf bu yüzden bitter seviilmez pek.


size lindt'in %70 bitterini öneririm başlangıç için.
ikinci seviye %85 bitter.

son level %90 olan ki ben bittere deli olduğum halde henüz o levelde değiilim.

bu çikolatalardan sonra ülker, milka v.b markaların bitter de olsa %70 de yazsa (ki sanırım hiçbiri %50'yi geçemiyor) çikolatalarının tadlarının ne kadar ağır, şekerli ve yağlı olduğunu anlıyorsunuz!

iyi de biri 25gr diğeri 32gr

bitter ama %70 lik olanı tercih ediyorum ben genelde

@rotten head düzelttim, haklısın.

tadelle bitter i görünce hemen savunayım dedim.Efendim kalorisi malorisi bir yana,onda bir lik hassasiyetle hiç kimse yağ, protein vb. hesabı yapmaz zaten. tadelle bitter bence tam anlamıyla mükemmeldir.Çikolatanın olması gerektiği gibidir.adında bitter olsa da kendisi bitter den uzaktır ve bambaşka bir sınıftadır.Sütlüyü de denedim ancak 4 parça yiyip hiç bir şey anlamamktansa 2 parça yiyip o kakaoyu,o özü hissetmekten ve bunun acı tadı almadan gerçekleşmesinden yanayım.
Yani tadelle bitter forever.

evet
belirtiyorsun askerlik durumunu

renkler var bir de birinde wok ocağı varmış, diğerinde yok, daha aşağılara inmedim, başka farklar da olabilir.

soldaki siyah olduğu için, ortadaki de woklu olduğu için öyle.

@nereye bu gidis
@neira

woklu olan daha ucuz la? en pahalı siyahı?

hayır, en ucuzu woklu olan değil, iyi bak. fotoğrafına bakarsan anlarsın zaten, bi ocağı daha büyüktür. e siyah olan da haliyle daha pahalı olur çünkü eskiden siyah renkli beyaz eşya yoktu. çeşit yani:)

anladım. renk bariz olarak fiyatı öne çekebiliyo demekki ekstrası olmamasına rağmen. teşekkür ederim.

pan flute

neira naber?

sozlesmenin altini ustunu iyice okudun mu? kucuk puntolu yazilari? belki bir hile vardir?

amlarına koy. ciddi söylüyorum.

ya sözleşmede illa vardır zaten fiyat değistirme hakkı saklıdır falan gibi ama yok yani bana satarken asla değişmeyecek diyosa bi çalışan o zaman bunu kasten dedirtiyorlardır + dediğim gibi kanunlar turkcellin sözlesmesinden daha üstün. bana öyle sattılar. yakarım bu gezegeniii

servis sağlayıcı sözleşme maddelerini değiştirebilir diye bir madde koymaya hakları olduğunu düşünmüyorum. tüketici mahkemesine verin her türlü. madde koymak kolay, imzalamak da kolay, kanuna aykırıysa imzalansa dahi maddeler geçersizdir.

ben de fazlasıyla yeme isteği uyandırıyor,gerçekten çok güzeller.

çok yapay duruyi. yemek değil oyuncak gibin.

bana hep maket gibi gelirler, herhangi bir can çekmesi söz konusu olmuyor gördüğümde.

bi keresinde tadına bakmıştım o yüzden hiç canım çekmiyor. görüntü olarak da bi merak uyandırmıyor zaten. belki daha güzel şeyler yapsalar hoşuma gidecek ama...

yapay duruyor insanın yiyesi gelmiyor. sanki oyun hamurundan yapılmış gibi.

aynen oyun hamuru gibi duruyo bende de hiç yeme isteği uyanmadı.

Komple şeker hamurundan yapılmıyorlar ki! Üzerleri kaplanıyor sadece o hamurla. Eğer içinin keki, kreması güzelse, taze meyvelerle filan yapılmışsa, çok da şekerli değilse, gayet de afiyetle yiyorum valla. Bizim bi arkadaş yapıyor mesela. Yeme de yanında yat.

süs gibi duruyolar. evdeki eşyaları nasıl yemiyosam onları da yiyesim gelmiyo.
ama tadına bakmıştım. çok kötü zaten

old possum, biliyorum tabi ki içini :)ama dışardan bakınca mesela çikolata kremalı bir pasta kadar iştah kabartıyor mu onu merak ediyorum.

ben hep ailemdekilerin yakınımdakilerin doğum gününde son zamanlarda bu pastalardan yedim. içi şahane oluyor bazılarının yapan yere göre değişir. dışı değil içi önemli. dışı zaten özel gün olduğu için böyle her gün eve alıp yenmez bunlar özel gün işi.

iştah konusuna gelirsek kabarıyor ama delirmiyorum. bakıyorum çok güzel diyorum bence özel günlerde böyle olmalı pastalar.

Tadı güzel değil şeker hamurunun. Bakınca yiyesi geliyor insanın ama bi kez yiyince hep akılda o leş gibi tadı kalıyor. O yüzden ı-ıh.

Harcanan zamana değecek bir şey değil gibi gelir bana, dolayısıyla oldukça da pahalılar. Öyle çok kalabalık parti vermişliğim yoktur ama kırk yılın başı gerekirse kendim yaparım pastamı.

reyonuna bile yaklaşmam

wifi babaya çaput bağla.

hayır yastığını ısırarak ağlamalı ve kendi bileklerini kelepçeleyerek jandarmaya teslim olmalısın

2 3 günlük bi aksama olduğu için süper sevinmeli ve bugün en az 50 gb daha sömürmelisin çünkü yarına kadar onu düzeltirler.

Adil kullanım sayfasına yönlendirene kadar sömürmelisin interneti. Bana da o güzelliği geçtiğimiz ay yapmıştı çok sevinmiştim :)

Beni es geçmedi pezevenk 53 gb yahu bu bana yapılır mı :D
Sevinmelisin ayrıca..

adil kullanımlarda genelde kullanıcı havuzuna bakılır, eğer seninle aynı server'dan interneti sömürenler de çok yoğun kullanıcılar ise adil kullanımı devreye sokup hızını düşürüyolar. ama demek ki şu ana kadar bi sıkıntı yaşanmamış, o yüzden hızını düşürme gereği duymamışlar. bikaç güne inebilir hızın, tedarikli ol :)

havaşa 25, pegasusun servisine 15 tl veririk otogardan binip direkt havalanında inebilirsin.

Gecenlerde biris daha sormustu aynisi

Marmaristen bodrum minibusune binebilirsin hava alanin kavsagin iner yuruyebilirsin otostop cekersen gecen arabalarin durma ihtimali yuksek ya da kavsaktan 50 metre geri de taksi duragi var orada iner 20 tl sanirim ona verirsin gorutur

görüşmeyin adamla bu kadar zor mu?

önceki duyuruyu da okudum ve kovun bence evinizden, fazla bile dayanmışsınız. çocuklarınız kişiliklerinin temellerini atacakları çok önemli yaşlarında ve böyle bi insanı onların etrafında tutmanız çok tehlikeli. resmen evladınıza göz göre göre zarar veriyor bu adam. ne yapın ne edin uzak tutun.

Mümkün olduğunca görüşmemeye çalışıyorum ama bayram ziyaretlerinde ve eşimin ailesinin yazlığında ister istemez karşılaşıyoruz.

herif magandanın teki ve bence çocuklar için çok tehlikeli. hiç abartmıyorum yarın öbürgün çocukları taciz etmeye falan da başlar. sağlam bi şekilde sert çıkışmanız lazım böyle saçmalık olmaz.

şikayet et,savcılığa.hukukçu değilim ama herhalde yapılması gereken budur.yani avukat arkadaşlar varsa böyle birşey yapılabilir mi,sonuç alınır mı,ya da ne yapılır bir açıklasınlar.ne demek çocuğa kötü davranmak ya?

Eşinizin de hatası var ama bence.Bu nedir yahu benim cocuğuma biri boyle davransa kardeşim bile olsa ortalığı ayağa kaldırırım.Kaldi ki şiddete vardırmış olayı hic hos degil.Sizin yerinizde olsam hic görüşmem.

Ya yemin ediyorum arkadaşlar çocuklar bir de yaramaz olsalar hadi diycem. Gayet sakin şeker gibi çocuklar. Ha arada yaramazlıkları oluyo tabii ama onun yanında korkudan zaten gıkları çıkmıyo.

enişte bey gerekli ağırlığı koyarsa ve aile ilişkisini keserse sorun ortadan kalkar ama bunu yapamayabilir de, ne de olsa kardeşidir. bu durumda da enişte beyle konuşun, siz ve çocuklar amca ile aynı ortamda bulunmayın. enişte bey isterse görüşsün, takılsın ama sizin böyle bir zorunluluğunuz yok.

eşinizin kardeşi diye siz laf etmek istememişsiniz ama o çocukların anası ben olsam daha ilk günden yapamazsın derdim, net. çocuğu yalnız yakalayıp sıkıştırmak ne demektir ya?

Taciz etmedigine eminmisiniz cocuklari. Ayse arman in gecen bi yazi dizisi vardi cocuklar boyle seylere farkli anlam yukledikleri icin anlatmiyorlarmis. Ayrica bir daha da gorusmeyin cok zor degil cephe almak.

Adamda bi piskopatlık ve ruh hastalığı var belli, benim çocuğuma biri bi fiske vursun parmağının ucuyla, yemin ederim doğduğuna pişman ederim. üstelik yaramazlık yapmamışken. Ayrıca ben de taciz konusundan korktum allah korusun, hiç belli olmaz değişik bi tip.

bence amcamızın psikolojik sorunları var.

ayrıca amca-dayı dediğin çocukları şımartır, anne babanın izin vermediği şeyleri alır çocuklara çaktırmadan falan. nası amca bu anlamadım.

Arkadaşlar eşimi bilmem ama ben onunla görüşmeme ve çocuklarımı görüştürmeme kararını aldım artık. Kendisine de şu maili atıyorum. telefon filan açın demeyin sinirden ne konuşacağımı bilemem. "Defaaten seninle konuşulduğu halde, halen oğluma karşı davranışlarında bir değişiklik yok. Bir gece öncesinde omzunu sıkıp taciz ediyorsun ertesi gün ensesine patlatıyorsun. Çocuğa ettiğin hakaretleri saymıyorum bile . (Bilimum salak, gerizekalı vb.) Lütfen artık çoçuklarıma 'gestapo' gibi davranmaktan vazgeç. Bilmem farkında mısın ama çocuklarımla iletişimin emir kiplerinden öteye geçmiyor. Kimse bizim çocuklarımızı sevmek zorunda değil ama kimse onlara fiziksel ya da sözel olarak şiddet uygulayamaz. Geçen yıl bize İstanbul a geldiğinde çocuğa yemek yerken 'sana bi vururum beynin tavana yapışır' dediğinde benim annem şok oldu. Üstelik çocuğun tek suçu yavaş yemek yemek idi. O gece annem polis çağırmayı bile düşündü ve ben onu bir şekilde ikna edip vazgeçirdim. DAvranışlarının tuhaflığının ayırdına varmanı istiyorum. Evet annenin oğluma karşı aşırı düşkünlüğünü ona annesi gibi davranmasını ben de yadırgıyorum ama bunun böyle olmasında çocuğun bir suçu yok. O yüzden eğer ki annnenin torunlarına ilgisini kıskanıyorsan , öfkenin nensnesi yeğenlerin olmamalı. Bunu annenle çözmelisin bizi ilgilendirmez. Çocuklarla bir problemin varsa da bu senin kişisel sorunundur istersen profesyonel yardım alırsın. Son olarak söylüyorum" çocuklarıma hakaret aşağılamada bulunma! Vücut dokunulmazlıklarına saygı göster.!" Çünkü onlarında izzet-i nefisleri ve karakterleri var. Ben ve babaları yaşadığımız müddetçe buna izin vermeyeceğiz.

maille olacak is degil. kararini aldigin iyi olmus. cocuklari da gorusturme. baba da her seyi bilsin.

bir de sen de baba da çok pasif davranmışsınız.bu adam bu çocuğa kötü davranmaya cesaret edememeliydi.önceki duyuruna da baktım,niye tahammül ediyosunuz buna?

gestapo'nun ne demek olduğunu biliyor mu acaba?

"Noolcak abimde beni dövüyordu çocukken"

bence bu kilit cümle. küçükken döven abi eşiniz ise bu adam besbelli abisinden yani eşinizden, çocukları kullanarak intikam alıyor. bilinçli değilse bile gayrı ihtiyari bir intikam güdüsü geliştirmiş sanki.

mümkün olduğunca uzak durmakta ve eşinizin bu konuyu da vurgulayarak kardeşiyle konuşmasında yarar var.

@kibritsuyu evet bende bunu düşündüm ama kardeş dalaşından öteye gittiğini pek zannetmiyorum eşimle arasındaki şiddetin. Çünkü eşim çok pasif, kedi bir adamdır :) 8 yıllık evliyiz sesini bile çok az yükseltmiştir bana. Yaa arkadaşlar bu adam o denli farklı ki benim kocamdan. Hayır babaları biraz aksi titiz bir adam ama çok beyefendidir.Mali müşavir, 70 yaşında ama halen çalışır. Kayınvalideme bir tokat bile atmamıştır. Yalnız babannne benim oğluma çok düşkün bence bu kıskanıyor. Ne biliim mantık almıyor.

@possum, cocuklugunda ne yasamis o bilinmez.
yalniz buradan gorunen o ki adamin davranisini aciklamaya calismaya, onla iletisimde kalmaya artik hic gerek yok. gec bile kalmisiniz, artik onceliginiz onlem almak olmali.

bazı ailelerde olur büyükler küçükleri ezer, döver ve bunu sevdiğinden, onu düşündüğünden yaptığını düşünür veya küçükler saygılı olmalıdır, büyüklerin her dediğini yapmalıdır diye düşünürler. yani nefret etmek değil de bencillik ve öküzlük.

kendi çocuğu varsa onlara da farklı davrandığını, yoksa da olunca farklı davranacağını düşünmüyorum. o şekilde mail atmak bütün aile içinde sıkıntıya sebep olabilir, "ben çocuğu sevdiğimden yapıyorum ne biçim yazı yazmış" diye tüm aileye dedikodu yapar siz kötü duruma düşersiniz. en güzeli bunu eşinizle konuşup amca ile çocukları görüştürmek istemediğinizi söylemeniz. amcanın haberi bile olmasın boşverin.

Maili gönderdiniz mi?Cevap yazdı mı? Çok merak ettim.

bence amcaya hiçbir şey söylemeyin, daha çok nefreti bilenir, intikam almak ister. onun bulunduğu ortamlara girmeyin, çocuklarınızı göstermeyin. eşinizin anne babasına da bu durumu belirtin gerekirse.

Gönderdim arkadaşlar maili.Okudu da. Cevap yok. Eşime de söyledim böyle böyle mail attım diye. Sen bilirsin, haklısın dedi. Yaa arkadaşlar yemin ederim benim annem olsa yerimde atmaca gibi atlardı buna. Kayınvalidemle de konuştum o da haklısın kızım böyle yapacaksa çocuklarla görüştürmeyelim sen de görüşme dedi. Annesi bile hak verdi bana düşünün.Hayır dedim amcalık yapmıyor ki zaten bir kere bir tatlı söz dökülmüyor ağzından. Hiç olmasın daha iyi. Çocuklar benim amcamı seviyorlar. Adamcağız her gelişinde bunlara çikolata şeker, nasıl seviyor bunları.Anne senin amcan bizim amcamız diyorlar. Artık öyle olacak.

ya bu amca dediğin adam ciddi psikolojik problemleri olan manyak bir herif. sakın ola ki çocuklarla görüştürme bunu. eşin galiba pasif-silik bir adam. maille falan bir şekilde hareketlerine devam ederse hiç düşünmeden savcılığa suç duyurusunda bulun. ileride senin çocukların da manyak olursa sorumlusu bu adamdır. taciz bile olabilir bence.

ve ayrıca kocanla amca arasında zamanında bir olay sebebiyle böyle yapıyor olabilir bu herif. kocan da ondan razı belki. o çocukları uzak tut bu adamdan. her zaman.

bir onceki duyurunuda görüp ne insanlar var demiştim, çocuklarının ruh sağlıkları için evi ayarmalı sert olmasada katı bi şekkilde evden gondermelisiniz. cocuğundan kıymetli değil bu ayı.

İğneyi kendime çuvaldızı başkasına arkadaşlar. Evet eşim ailesine çok düşkün. Annesinin sözünden çıkmaz. Benim aileme bile benden daha saygılı. Ama bu pasifliği, fazlaca iyi niyetli olması kendi çocuklarına zarar veriyor.

Yok bizimle yaşamıyor yanlış anlaşılmasın ama yazları sık görüşüyoruz.

valla,yapılacak tek şey dava açmak ve bu adamla ilişkinizi tamamen kesmek.tamam o senin eşinin kardeşi olabilir.ama bir tarafta da senin çocuğun var ve değeri o adamla kıyaslanamaz bile.eşinle de konuş ilişkinizi kesin onunla.tabii dava da açın mutlaka.

annelerı zamanında ılgısını abısıne mi vermiş sadece? bu yuzden anneye de kardesıne de kın beslıyor gıbı bunu da kardesının cocugundan cıkarmaya calısıyor. onu da sevın dıyecektım ama dur gözyaslarımı sıleyım... gorusmemek en guzelı ama keske telefon acıp ne kadar hayvanlassa da ses tonunu degıstırmeden ıctenlıkle anlatsaydın. dıger cocuguna nasıl davranıyor?

evinize almayın bu manyağı. eşiniz de kardeşiyle görüşmek isterse dışarda görüşsün, yemeğe çıksın, memleketlerinde buluşsunlar vs. ama bu adam evinize girmesin, çocuklarınızla değil yalnız, topluluk içinde bile muhattap etmeyin. ayrıca da ben çok huylandım bunlar hiç normal gelmedi, bi de kızınız var, aklıma fena fena şeyler geliyor. ayşe armanın ropörtaj dizisini ben de okudum belki ondan çok etkilendim, siz de bulup bir okusanız isterseniz bulup link atarım size.

Bu sıcakta uzun kollu giyme abes duruyor. Tshirt makbul ama ayakkabı önemli bunda, tamamlayıcı sonucta. Süet spor seyleri tercih etmen taraftarıyım.

tshirt giy başkan ve evet saati çıkar.

ayrıca o ''benim adım cafer'' duruşunuda değiştir amk

dediğiniz gibi süet lacivert tonlarında bi ayakkabı giyecektim tam da...

1. yi giy. yazanlar erkek ben kadınım bunu gözönünde bulundur ve beni dinle

Bu sıcakta uzun kollu giyersen kız sana eroinman muamelesi yapsa yeridir. Tişört derim.

şu kemerin üstünden indir şu şeyin eteklerini aq ne giyersen giyde yapma sunu.

kotu çıkar, doğru düzgün bir şey giy.

gömlek giy amk. eskiden tişörtçüydüm de gömlek daha iyi duruyor bence.

erkeğim.

edit: tişört giyersen şu kemerini o şekilde göze sokma. tamam tikkisin anladık ama yapma.

tişörtü giyersen bi ütüle ama tişört bana biraz basit kalır gibi geldi. saat güzel bence. 1.yi sakın giyme. gömlek de olabilir.

gömleğe ütü vurcam bi. eğer giyersem . o zaman büyük durmaz.
birazdan gömlek caps i atacağım.

ben de gömlek diyorum daha iyi gibi. uzun kollu olmasın bir de.

tshirt gayet güzel durmuş bence
o değil de kız arkadasıyla bulusurken giyinimine dikkat eden bi erkek gördüm ya gözlerim yaşardı artık ölsem de gam yimem :p

kollar ince. birinciyi giy

t shirt giyme

uzun kollu gömlek yada kolları kıvrılmıs tshırt giy onlar güzel olmuş.. ama kesinlikle yarım kollu giyme ne o ilk okul bebesi gibi

not: hatun kişiyim

yarım saate çıkarım heralde.

buyrun bunlar da gömleğin son hali ve ayakkabı.

gömlekli fotograf: p1308.hizliresim.com (ev seksisi pozu vermek istemedim.)

ayakkabı fotografı: u1308.hizliresim.com

defnex +1

yarım kollu iticidir gömlekte daha itici. o gömleğin göbek kısmı neden acayip öyle bilemedim.

kolları kıvrık olan en iyisi içlerinden bence.
kadınım.

kesinlikle 1.

ayrıca ayakkabıların güzel ama kotun çok çirkinmiş

hala kotu giyme diyorum, çok paspal duruyor. "neat" olmalısın ilk buluşmada, temiz çocuk olmalısın, hatta olgun olmalısın.

la olm 1. giy bak eyyor abim demişti dersin. ilk günden istediklerin olmazsa sonra gelip bizi suçlama amk.

gömlek şık kot dandik bence de.

kotu değiştim ...

bu nasıl ? kotu beğenmeyenler??


u1308.hizliresim.com

kendini hangi kiyafette rahat hissedeceksen onu giy.yoksa kipraşir durursun..
kız nasıl şaşalı giyinecek onuda anlamadım..hava 32 derece.

açık renk kot daha iyi olabilir. ayakkabını gördükten sonra özellikle. böyle koyu lacivert olmussun bastan asağı. uygun bir şeyin varsa açık renk kot yoksa bu da idare edebilir.

yok mu şöyle pantalonların?

www.zara.com
www.zara.com
www.zara.com
www.zara.com

Hepinize ayrı ayri tsk ederim.

Ek not: kiz ne giydigine dikkat etmeyecek bile.

Ayrica erkek adamsin giy bise cik iste olm :)

İmza: bir abin

sağdaki v yaka iyi gibi ama kızlar fikrini söylerlerse daha doğru olur.

kilo alıp-verme durumu olabilir.

ofiste simdi yine denedim bu sefer sola yatti, demek ki bir yere dogru cekiyor. 3. bir noktaya gidip tekrar deniycem buna gore cekim alanini yaratan objeyi triangulate etmeye calisacagim, bundan 7 sezon dizi cikar. sizce ceken sey nedir??? !?

yatan ne ben anlamadım

bir süre o tarafta yatılı kaldıysa ondan olabilir.

yakın zamanda alışkanlıklarda soldan sağa geçiş gibi bir durum olmuşsa şimdi o tarafa meyilleniyor olabilir

bu kadar incelikle çok sıkıntı çekersiniz, bırakınız yatsın istediği yere, sola yatmakla sol tarafınız aşınmaz.

abi genelde solda durur. teamüller de bunu gösteriyor. ancak sağı tercih etmesi de bir sorun olduğu anlamına gelmez. belki güney yarım kürede yön değişimi olabilir ama. ben basınç merkezinden ziyade fiziksel özelliklerle ilgili olsa gerek.

neira ve for day to break'in mesaj kutularını kilitledin şu anda.

yoo gelen bişi yok
hani pipisi falan mı diye düşünüyorum ama curve ise yan yatıyordur tabi
bilemedim ben onu

haha tüm cevap veren arkadaşlara teşekkürler, imza trol.

resmen taciz ediyor seni. seni mutsuz ettiğini söyle yine de anlamıyorsa şikayet et.

'söz ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakki kötektir' demiş ziya paşa. koskaca paşa, vardır elbet bi bildiği.

şimdi adam normal değil orası kesin ama sen neden adam arayınca açıyorsun onu anlamadım? ayrıldın bitti bir daha telefonlarına çıkmaman ve hayatını ona anlatmaman gerekirdi. kesinlikle şikayet et devam ederse.

@eyyor haklı, mutlaka tanıdığın, tanıdığının tanıdığı bir "kabadayı/mafya vari tip" vardır. Söyle biraz tırstırsınlar. Polise git savcılığa git diyeceğim ama pek etkili olmaz bu "tiplere".

adım 1, kendisine rahatsız olduğunu, artık aramamasını, devam ederse şikayetçi olacağını söyle. telefonlarına çıkma.

işe yaramazsa adım 2, polise, savcılığa git.

işe yaramazsa adım 3, "dinsizin hakkından imansız gelir".

şikayet edersen tutuşur.

annene de söyle ararsa açma de. ikiniz de açmayın o arayınca. hatta baktın başka numaradan arıyor. açtıktan sonra suratına kapat. 1 arar 2 arar sonra pes eder yorulur. eve gelirse de kapıyı açma. kapıda çok taciz ederse polis çağırrısın.

istanbuldaysan gidip dövebilirim

evet kasımpaşalıyım

ayrıldık diyorsun ama her gün arayıp konuşmasına izin veriyorsun, konuşuyorsun ve hesap veriyorsun. ayrıldıysan niye hala sevgili gibi konuşuyorsun ki, açma telefonu.

polisi ara alsınlar içeri akıllanır

savcılığa dilekçe ver. yine işe yaramazsa çok sağlam dövdür ama öyle basitinden olmasın. resmen adam doğduğuna pişman olsun.

aynı olayları ben de yaşadım :/ tehditleri, kapıya dayanmaları, hakkımda çıkardığı kötü laflar sonucu savcılığa başvurdum. bi kaç kez duruşmaya çağırılmışım ama adres değişikliği yüzünden farketmediğimden bi gün gidip şikayetimi geri aldım. hatta arada şikayetini geri almazsan başını yakarım diye tehditlere devam etti falan. tek çaresi zaman öyle diyim sana. ne yaparsan yap o herif ruh halinden çıkamayacak. benim de denemediğim şey kalmadı yani telefonu bi erkeğe açtırıp ben yeni sevgilisiyiz kızı rahat bırak da dedirttim. babama aratıp bu kız delidir peşini bırak da dedirttim. hiçbir şey işe yaramıyor. o çocuğun psikolojisi tamamen seni geri kazanmak üzerine programlı şu an.
iki seçeneğin var, ya savcılığa gideceksin ya da suyuna gidip sakinleşmesini bekleyeceksin. her gün telefonda havada sudan konuşsan bile o bi süre sonra rahatlar. ama ağlamaya falan başlarsa ve sen de kes ulan sesini dersen tekrar başlar küfür etmeye.

işte bu tür şeyler sık oluyor, bu riske girmek istemeyen kadınlar da erkeklere mesafeli duruyor haliyle, sonra da kezban mezban diyorlar o kadınlara. allah belasını versin ne diyeyim. dövdürmek lazım herhalde.

ne kadar çok taviz verirsen o kadar fazlasını isteyecek.
belki sana iftiralar sallayacak, belki paylaştığınız özel anları annene anlatmakla, camı pencereyi indirmekle tehdit edecek.

artık daha fazla taviz vermemelisin. ayrılmışsınız ama sözde kalmış o ayrılık. annenle konuş, yaşadıklarını anlat, sonuçta olan biteni senin ağzından en net şekilde öğrenirse senin de için rahat edecektir. annen de karşıda nasıl bir model olduğunu bilecektir.

bir anda bıçak gibi kes görüşmeyi, telefonunu değiştir vs.
hala rahatsız etmeye devam ediyorsa polise gitmekten çekinme.

ipadde şöyle değiştirmiştim.

ayarlar > itunes store / app store > apple kimliği e-mail > apple kimliğini göster.

bu şekilde çıkıyor bilgiler.

kredi kartı türk malı olduğu için olmuyor onu napıcaz ya? ya ne saçma sapan bişi bu itunes falan ya

Göremiyoruz.

bende de görükmedi

www.facebook.com
diyo ama
ordaki se sedeftir belki

tanımam etmem kendisini de bi an öyle görünce merak ettim dedim acaba ben mi yanılıyorum falan. ona çok benziyor da...

evet o bu bence.

o dönemin cazı oluyor herhalde. ama genelde bulundukları on yılın adıyla anılıyor bu tür müzikler. 30's, 40's, 50's gibi.

jazz

classic jazz

Henry Hall'un vikipedi sayfasında english dance band demiş. Adı her ne kadar grup türü gibi dursa da bir caz çeşidiymiş galiba. Ya da küçük bir yazım hatası: "British dance band is a genre of popular jazz and dance music that developed in British dance halls and hotel ballrooms during the 1920s and 1930s, often called a Golden Age of British music prior to World War II."

araçlar - seçenekler - gizlilik - engellenmiş kişiler

yıllardır antalyada denize girerim hiç başıma gelmedi ki antalyada olma ihtimali daha fazladır

gecen bir yerde gormustum, bos bir gunes kireminin kapak kismini cikartip, siseyi kesiyorlardi, sonra icine ne istiyorsan koy, kapagi kapat, disardan bakinca gunes kremi.

evet yapacak bir şey yok biz sahilde havluların altına filan saklıyoruz. erkekseniz cepli bir mayo kurtarabilir sizi parayı cebe koyarsınız. telefon işi sakat ama. mümkünse götürmeyin yanınızda olmadı denizden bol bol gözleyin oturduğunuz yeri..

abicim tatilde de telefonunuzu odada bırakıverin.

@tonakai
oha lan süper fikirmiş. ama bence bu cevabını sil, hırsıza yol göstermiş olma=)

@ben smyrna yatma uyuma tatilinden çok gezme görme tatili olacağından telefon lazım olabilir diye düşünüyorum. ama tabi ki ihtimaller dahilinde.

yani düşünüyorum da bi yerde başıboş havlular varsa o civarda illa ki değerli eşya da vardır diyorum; saklama işi yanında paranoyasını getirir zehir olur o deniz. nöbetleşe daha iyi belki de.

yıllardır tatile giderim, kaş, olimpos, antalya, kemer, belek vs. hiç başıma gelmedi. genelde telefonu otelde bırakırım ama. önceki yaz ayvalıkta abimin telefonu çalındı. bir de 15 yıl önce kınalı adada ayakkabılarımız(!) çalınmıştı.

@tonakai

bunun bir versiyonu da büyük karton kahve bardaklarına doldurmak. hatta pipeti de içinde bırakıyordu ki gerçekçi olsun.

annemin bikinisinin içliği çalınmıştı :P
hiç bilemezsin hırsızın nerede olduğunu o yüzden bi yöntem bulun mesela güneş kremi kutusu şeklinde kılıf gördüm nette :P
buldum; 1havalar.com

@rentts yani cuzdan yerine gunes kremi calma ihtimali oldugu icin biraz daha sansli oluyoruz dursun bence :)

@spadram weeds'in bir bolumunde park gezerken/satis yaparken onlarda ayni sekilde parayi kahve bardaginin icinde tutuyorlardi :) fena fikir degil o da

Genelde kalabalık yerlerde sıkıntı olmaz. Örneğin Konyaaltı'da telsizli görevliler dolaşıyor, şüpheli birini gördüler mi hemen baskın yapıyorlar. Biraz daha tenha bir yere giderseniz kilitli dolap bakının civarda, kapitalizm her yerde, akıl eden birileri vardır. Yoksa da şezlong şemsiyesini kullandığınız ya da yemeğini yediğiniz müesseseye rica edin çekmeceye koysunlar. Yok illa ki koymazlarsa da "Abi şunu bir şarja taksanız? 1 saate alırız." gibi ayak da yapabilirsiniz.

Bizim sitenin plajinda bekci amca var, telefonlari ona veriyoruz.

ben taniyorum, maalesef sadece 1 kisi :)

Nadir ama var.

yok

birileri egosunu şişirmediyse egosu yüksek değildir zaten
türk kızlarında bol bol bulunabilir gibi

benim etrafımdaki (eş-dost) kadınların hepsi öyle. egolu ve bencil biri ile neden takılayım ki?

egosu yüksek olmayan kadınları da siz beğenmiyorsunuz. sonra rererö. yok sarışın, yok sıfır beden götünü kaldırıyorsunuz. sonra hiç egosuz kadın yok. he he evet.

var ama görmeyi, iletişim kurmayı becerebilmek lazım. her yüksek egolu insan diğer insanlara aynı şekilde davranmaz. samimiyeti hissederse ya da aradaki iletişim sağlam olursa. o yüksek egolu insan yelkenleri suya indirip şeker gibi biri de olabilir.

İnsanoğlu temelde bencildir. Özgüveni yerlerde olan bi tip arıyorum diyosan asosyal tiplere bakınmayı deneyebilirsin, tabii ilgini çekerse o ezik(?) tipler.

sana öyle rastlamış. çeşit çeşit insan var. bu dediklerini hayatta söylemeyecek erkekler tanıyorum. sana rastlayan kadınlardan ağzın yanmış belli ki, her ağzı yanan gibi sen de genelleme yapıyorsun maalesef. :)

egosu yüksek olan insan tam tersi mütevazı olur çünkü ego istekleri akılcı yollarla bastıran bir savunma mekanizmasıdır. kibirli insan egosu düşük insandır. sorunuza gelince bunu nasıl kadınlar olarak genellediniz anlamış değilim hayatınızda kaç kadın tanıdınız? ayrıca insan doğası gereği bencildir ama bütün insanları aynı kefeye koymak=düz adamlık. burada da erkeklerin neden kadınlardan daha bencil olduğuyla ilgili bir tartışma ve ilginç argümanlar var mesela bkz. www.experienceproject.com(women)-Love-Them-More-Than-They-Love-Us/40988

var, sevgilisi tarafından henüz terk edilmiş kadınlar:D hem de öyle bir seviyedeki egoları, asansörle -5 yani.

iletişimi koparırsan işin kolaylaşır
ya da başkasını bulacaksın

the next girl

(bkz: fuck buddy)

öncelikle öyle bir şey namümkün. reddedileceğin kıza yanaşmayacaksın.

oldu diyelim, neira +1, gözden ırak gönülden de ırak + çivi çiviyi söker.

bu arada, özellikle adanalı ise kız, usulde reddetmiş, ama esasta reddetmemiş olabilir. ısrar etmenizi, peşinden koşmanızı bekliyor olabilir, olabilir de olabilir.

öncelikle o kişiyle arandaki bütün iletişimi koparman lazım, bütün sosyal ağlarda profilini takip etmeyi bırak, mümkünse başka arkadaşlarına zaman ayır, olabildiğinden çok gez toz, hobilerin varsa onlarla uğraş

iletişimi tamamen kesmek. zamanında konuştuğum bi kız vardı, gayet iyi anlaşırdık, rakı balığımızı yapardık, takılırdık. sonra durum oraya geldi, ben açıldım o da reddetti. arkadaşım olarak görüyorum seni ama istersen, sana zor gelirse arkadaşlığımızı da kesebiliriz demişti. ben de salak gibi "rahatsız olmam, arkadaş olmaya devam edebiliriz" demiştim. sonuç olarak, bi faydasını görmedim. aynı senaryo 1 sene sonra tekrar yaşandı ve bu sefer iletişimi tamamen kestim. en doğrusu da bu, olmuyorsa olmuyordur.

doktora gitmekten niye korkuyorsun? doktor da mı tırmalayacak?
muhtemelen kan toplamıştır, yine de endişeliysen göster.

Morarma kandan olmuştur.

mikrop kapmışsın
antibiyotik kullanman gerek
doktora gitmekten korkacak yaşta mısın bilmiyorum ama gitmezsen çok daha korkutucu şeyler olabilir
bu arada kedinin aşılarını yaptırman gerek

Bence doktora gitmelisin antibiyotik yada krem verir en azından çabuk iyileşir sonuçta kedinin aşıları var sana zorla kuduz aşısı yapılacak değil ya ama şöyle bir durum var ev kedisi de olsa 3 doz kuduz aşısı yaptırabiliyor doktorlar bilgin olsun...

kedilerin tırnakları doğal olarak pis olur aşılarıyla ilgisi yok. sen de bepanthen merhem sürersen geçer birkaç güne.

kedin evde de olsa karma ve iç parazit aşılarını yaptırman gerek. poposundan kurtlar gelirse şaşırma

kedi tırnağı neden ve nasıl kirli oluyormuş?

benimkiler yer gün tüylerini temizledikten sonra tırnaklarını da tek tek temizliyor.

kedilerin tırnaklarını niye kesmiyorsunuz?

ayrıca kedili evde her daim antibiyotikli merhem olmalıdır.

kedilerin tırnakları oyuklu, ikiye katlanmış gibidir ve içinde pislik birikir. incecik iğne gibi bir törpüleri olmadığı için özellikle arka ayaklarındakileri pek temizleyemezler.

illa hell bunny olcak diyosan internetten alıcan
yok retro 50 olsun yeter dersen kostümcülere bakabilirsin bence

sergen 2

55 cm

Dıgıdık

Steve McManaman'ın iki yarış atı vardı bir ara ve birinin adı "some horse", diğerininkiyse "other horse"'tu. Ben muhtemelen "at" veya başka bir hayvan ismi koyardım direk, "tavşan" gibi...

Deh güzel olurdu (hem süreklide söyleyeceğim için)

soyadımı koyardım

uckac'ı bahsettiği kişi robbie fowler: (bkz: #13637931)

at!

dehdeh duldul jr

leyla

jimmy mandolin
1beygir
etigüzel

şahbatur

zıpkın...

Jessica parker

şirk

Oymapınar

Ürün güzelmiş de o plastik vakumlara asla güvenmem. Üstten cama geçen br şey olsaymış iyiymiş. Ayrıca bunların kalorifer peteklerine asılanı var, ona da bakabilirsiniz.

mümkünatı yok
o vakumlar incecik tabelaları bile bi süre sonra tutamıyor çünkü kuruyor

aynen kalorifer peteğine takılan çoraplık gibi şeyler var üzerine minder koyarsın tamam işte :P

dsmert bi acayip altyazıları eksik ve kayıyor
ayrıca pek kullanışlı değil

digiturkten memnunum

digiturk e yeni üye oldum, kanallardan bazıları kayıp 15 günde 20-25 kez çağrı merkezini aradım, kayıt bıraktım ama yapmıyorlar. aradım iptal edin madem yapılmıyor dedim, bir fatura dönemi geçirmeniz lazım diyorlar. futbol izleme imkanın varsa digiturkten uzak dur.

Dünyaya 1000 defa gelsem 1000'inde de D-Smart izlerdim...

Yillardir ikisinin de full paketi ve hd si mevcut. Ben digiturku daha cok seviyorum filmleri daha guzel. Normal hd kanallari d smartta daha cok.

(bkz: tivibu ev)

digi artı uydu.

bence ikisine de elini verme kolunu alamazsın maçları zaten izliyormuşsun

Boyner ve YKM diğer markaları da satıyorlar.

cakabo+1

boynerin içi çarşı zaten bin çeşit markanın standı var
ykmye hiç gitmedim
mudo ise sadece kendi ürettiklerini satıyor diye biliyorum

boyner iclerinde en iyisi bence

boyner ve ykm levis, adidas gibi yuzlerce marka satiyor

mudo sadece kendi uretimi ve ithal ettigi urunleri satiyor

mudo başka firmalara ürettiriyor, kendi etiketini koyuyor. ykm ise bunu yaptığı gibi başka markaları da stand olarak satıyor. boyner bana göre en iyisi. ykm eskisi gibi değil ve ürün çeşidi iyice azalmış. boyner ilk açıldığından beri genişliyor. mudo da kötü değil, iyi ürünler var.

Gülmedim. Gülene de iyi bakmam.

gülünecek bir şey yok.

gülmedim. bir his uyandırmadı.

gülmedim, gülene de küfrederim. kendimi kötü hissettim. gülünmesi yanlış çünkü hastalıkla dalga geçilmez.

Gülünecek ne olduğunu anlasam ahlâki eleştiri getireceğim de...

Gülmedim, 1 saat baksam aglarim bile

gülmedim. gülünmez.

13-14 yaşında bir ergenin elinden çıkmış talihsiz bir caps. gülmedim. bunu caps yapan çocuğu adam etmek isterim.

hiç komik değil

gülmedim. hislerimde bi dalgalanma olmadı. karaktersiz yavşaklar gülebilir. nötr. işte.

gülmedim. yapana karşı bi sinir olma hissettim.
bence gülünemez. gülünmesi doğru değil. çünkü bu komik değil.
rica ederim.

tüylerim diken diken oldu biraz. buna gülünmesi için hazırlayan kişinin beyninde sorun var.

gülmek için haysiyetsiz ve şerefsiz olmak gerekir sanırım.

gulmedim. gulen de son derece yanlis bir tutum icerisindedir bence.

gülmedim
yanlışı doğruyu bilmem, komik bir şey olmadığı için gülmedim.

buna gülen adam vicdansızdır.

gülünmez,çok acı bişey.

Araştırdık da olduk, sen de dene. Ayrıca ilk canlının oluşumuna dair kesin kanıt yok, sadece güçlü bir hipotez var.

Ruh'un varlığını sorgulayan "bilimsel" kaynak bulamazsın. Üçüncü soruya yorum bile yapmıyorum :/

Edit: Neira da feci saçmalamış tabii.

ilk canlının nasıl oluştuğunun kesin bir kanıtı olsaydı zaten herkes ona sike sike inanırdı. ateist olunmasının sebebi tamamen varlığına inanılmayan bir tanrı oluşudur. yani "karanlık, güneşin olmamasından dolayı var olan bir şeydir" gibi anlatabildim mi? öyle bildiğim bi kaynak yok yani :)

oncelikle kurani okuyup sacma buluyorsun, sonrasi fizik kimya biyoloji.

@albayrak +1


Kuran'ı okuyunca zaten ateist oluyorsun. Olmasan bile en kötü ihtimalle benim gibi deist olursun.

Ardından youtube'da Türkçe altyazılı George Carlin stand-up'larından Religion is Bullshit adlı bölümü izliyip süreci tamamlıyorsun.

Ama anladığım kadarıyla senin amacın, kaynak okuyim araştırıyım, bir şeyi konuşurken destekli konuşuyim diye çabalamak heralde. Onun için yerli ateist forumları siteleri var. Oralarda kaynaklar bulabilirsin.

o değil de, evrim kuramının ateizme kaynak olduğu hakkındaki yargıları nereden ediniyorsunuz yahu? evrime en büyük katkı yapanlardan sayayım örneğin; modern evrimin babası sayılan dobzhanskiy oldukça bağlı bir hristiyandı, darwin asla ateist olmamış birisi idi ve bir süre uniteryanist hristiyandı ardından agnostik oldu, lamarck, cuvier gibi kuramın en büyük isimleri hristiyan ve tanrı inancına sahip kişiler idi, malthus hakeza gene öyle idi, mendel hali hazırda zaten kilise'de çalışmalarını yaptı ve rahip idi, falan filan. olmayan şeyleri üretip sonra onları doğruymuş gibi yazmayın sağa sola, hakeza saçma olduğu kadar komik ve acınası da oluyor. evrim kuramının ve evrim araştırmalarının ateizm kaynaklığı gibi bir derdi yok; ortada gezinen saçma sapan şeyleri bir zahmet doğru saymayın.

ilk canlı varlığın oluşumu hakkında da bilimsel araştırmalar var. örneğin 1953 Miller-Urey deneyi var, dünya atmosferini simülte edip sadece su, hidrojen, ammonia, metan ve yıldırım için elektrik akımı amino asit benzeri kompleks amino asitler üretiliyor. tabii bu deney için sorun örneğin canlılar ortay çıktığın atmosfer bugünkü gibi değil idi deneyden çok sonra bulunduğu üzere. ardından dünyanın canlıların ilk ortaya çıktığı erken dönemindeki koşulları simülte edilerek benzer deneyler yapıldı ve gene bu deneylerde komleks moleküller elde edildi ve bununla kompleks moleküllerin dünyanın erken koşullarında da ortaya çıkacağı gösterildi. yani "ilk canlının kendiliğinden oluşumuna dair kanıt yok" gibi birşey yok hali ile @adoramer3ku'nun dediği gibi yahut duyuru altındaki başka kullanıcıların dediği gibi. ardılında dünyadaki canlılığın bugüne gelmesi üzerine kuramlar var falan ama ilk canlılık diye sorduğun için buradan ötesi gerekli değil sanırsam yazmak adına rna dünyası, rna'nın oluşumu üzerine farklı kuramlar vesaire diye.

ama bunun da tanrı'nın varlığını yoksayacak yahut varsayacak bir tarafı yok; bunun ile tanrı'nın varlığı-yokluğu arasındaki kolerasyonu da siz nereden buluyorsunuz ben anlamış değilim.

yardımcı olsun www.youtube.com

@kulkke: Miller deneyi "kanıt" olarak kabul edilmedi, şüpheli bir deney. İlk canlının nasıl oluştuğuna dair "kanıtlanmış" hiçbir şey yok. Bilmeden konuşmamak gerek. İlk canlılığın aminoasitlerden, basit (ilkel gen bilgisi taşıyan) maddeleri içine alarak çevrelemiş zarlardan geldiği çoğu kişi tarafından inanılan durum olsa da bu hâlâ yeterli delillerle destek göremedi ve hâlâ bir hipotez.

Elbette çoğu bilim adamı canlının cansızdan geldiğinde hem fikir (hatta başka yolu yok) ancak ortada kanıtlanmış bir şey yok.

Arkadaşın evrimi tanrının yokluğuna yormasının da tek sebebi "ya islam ya hiç" şeklinde bir düşünce yapısında olması olsa gerek. Bunda hiçbir gariplik görmüyorum. Birinin dinleri reddettikten sonra agnostik mi, deist mi yoksa ateist mi olacağı kendine kalmış ve hangisini neden seçtiği senin benim sorgulayacağımız bir şey değil.

@adoramer3ku miller deneyin başlangıç yalnızca zaten deneyler sürecinde. ben de zaten söyledim sorunu olduğunu atmosfer açısından, o açıdan mihenk taşı da olsa hali ile yanlışlığı var idi simülte ettiği koşullar açısından. ancak ardılında dünyanın erken atmosferi simülte edilerek benzer deneyler defalarca yapıldı ve gene kompleks bileşiklere ulaşıldı. miller deneyi değil ama ardılındaki deneyler kompleks bileşiklerin ve canlılığın ortaya çıkması için kanıtlar o açıdan.

mikrofosiller falan kısmı da var ama oraya girmenin soru açısından faydası yok.

canlılığın nasıl bugüne geldiği konusunda teori-kuramlar birden fazla, ancak "ilk canlılığın kendinden ortaya çıkabildiği" deneyler ile gösterilmiş ve bu açıdan kesin olan birşey.

onun haricinde müslüman olup da evrimi yanlışlamayanlar da var. yani dediğim gibi zaten tanrı düşüncesi ile evrim kuramı ve evrim çalışmalarının bir korelasyonu, alakası yok. gerisinde de x dini ama diye tartışmanın da evrim ile dinin korelasyonunun olup olmadığı konusunun içeriğine giren bir tarafı yok.

edit ile büdüt: aslen "şüpheli" birşeyi de yok deneyin yanlış atmosfer düşüncesi haricinde ki onun da adı 'şüphelilik' değil. neyse...

@kulkke: Abicim benim bildiğim kadarıyla bu olayı "kanıtlar" bir deney yok. Varsa göster ben de bileyim, bilmeyi isterim çünkü.

Öte yandan bana göre müslümanlıkta evrimin yeri yok, ılımlılaştırmadan ibaret durum. Bing bang'e de öyle oldu ya, birden bire Tanrı'nın dünyayı 7 günde yaratması "sembolik hikaye" oldu. Yakın zamanda islam yeni bir ılımlılaştırmaya gider ve bu sefer de insanın çamurdan yaratılışı evrimle ilgili bir "sembolik hikaye" oluverir. Semavi dinler dünyanın yaşının 6000 olduğunu, yüzeyinin düz olduğunu, güneşin dünya etrafında döndüğünü iddia eder. Neyse, inanç işi tabii.

Edit: Tanrı'yla doğrudan doğruya bir korelasyon olmayabilir ama kitaplı dinlerin doğruluğuyla doğrudan ilişkisi var elbette.

deneyin koşullar değiştirilerek yapılmışları var; gene deneyin başka sonuçları üzerine de araştırmalar var. en son benzeri bir deney ile çalışma 2008'de yapıldı örneğin sanırsam ardılında yenisi yapılmadı ise. örneğin güneş sisteminin bazı kesimlerinde miller deneyinin kullandığı şartların olduğu da bulundu, falan filan. bir ara üşenmez isem (ki üşenirim gibi geldi, hakeza tüm hepsini tek tek yazmanın anlamı da yok) gidip üniversiteden akademik dergi ve kitaplık kaynak taramasına girişirim deneylerin geri kalanlarının tarih, yer ve deneyi gerçekleştirenler için ama yani. örneğin, işe volkanik patlamaları vesaireyi de katan şu en son deney dediğim 2008'deki deney var şu anda elimin altında ve fazla bakınmadan bulabildiğim ve akademik yayından link verebileceğim;

www.sciencemag.org

yani ardılında koşullar değiştirilerek yahut yeni koşullar eklenerek tekrarlandı fedalarca miller deneyi. gene örneğin en son olarak miller deneyi ve ardılındaki deneylerden ortaya çıkan "last universal common ancestor" ile uğraşılıyor idi.

yani miller deneyi yapıldı ama yanlış atmosfer koşullarını düşündü erken dünya için ve deney orada bırakıldı gibi birşey yok. dediğim gibi, erken dünya koşulları simülte edilerek deney tekrarlandı, başka koşullar konularak tekrarlandı, vesaire. söylediğim deneylerin sonuçlarında da kompleks bileşikler elde edildi. ek olarak, güneş sistemi içerisinde özgün 1953'teki miller deneyinin koşullarının önceden de olmuş olduğu yerler de saptandı. o açıdan yani ilk deney yani '53 miller-urey deneyi de mihenk taşı olmasının ötesinde hala anlam da taşıyor kullanılan atmosfer koşulları ile birlikte; yani onu da bir kenara atıp orada bırakmak gibi birşey de yok '53 miller-urey deneyini de.

eğer ki bahsettiğimiz şey dünyadaki ilk canlılığın nasıl ortaya çıktığını tam olarak gösteren bir deney ise, bu yok. eğer ki bahsettiğimiz ama ilk canlılığın kendiliğinden ortaya çıkabildiğini gösteren deneyler ise, dediğim gibi bunlar atmosferin şu andaki koşulları, erken dünya koşulları, ek koşullar vesaire ile mevcutlar.

gerisi konusunda yani din-inanç konusunda ise, yani, insanların tercihi. semavi dinler denilen musevilik ve musevilik ardılı dinler yahut başka dinler ya da inanışlar yahut inanmayışlar insanların tercihi ama dediğim gibi bunlar ile evrim yahut ilk canlının ortaya çıkışı ve diğer araştırmalar ve kuramlar arasında bir bağlantı yok doğrudan. sorun olan şey bu. o açıdan "ateizm için canlının oluşumu, evrim" denmesi saçma mı? saçma.

The Wolverine

ben geçen gün "beyaz saray düştü" diye bi filme gittim çok beğendim.

Son konser mi öyle bişey var. dün göstrerime girdi daha gidemedim ama güzel bişeye benziyor.

before sunset ve before sunrise izlediyseniz before midnight'a gidin.

The Wolverine

yapar ve yazar. kendini aşıyorsa yönlendirir

dahiliye doktorları nedense kendilerini bi bok zannediyorlar ama aslında hiçbir şey bilmiyorlar. benim hem açlık hem tokluk şekerim aşırı yüksek çıktı, insülin direncim de 4.18 çıktı ve doktor buna rağmen senin bir şeyin yok git rejim yap dedi. endokrinden randevu vermesini istedim ihtiyacın yok dedi. neyse sonra bi sekilde tanıdık yoluyla test sonuçlarımı endokrine gösterdim bana hemen glikofaja başlaman lazım senin dedi o sayede rejimim işe yarıyor ve zayıflıyorum. bence paraya kıy ve özel hastanede endokrine git çünkü dahiliyeci adamı sinir ediyor.

teşekkürler cevap için. önce testi yaptırıp dahiliye kanalıyla bir endokrinci bulayım o zaman.

dahiliyeci de uzmanlığı sırasında endokrin görüyor (hem servis hem poliklinik) konuya marangoz kadar uzak değil, yani öyle hiçbir şey anlamıyor falan demek komik tek bir dahiliye uzmanı üzerinden

www.hurriyet.com.tr

ben likya yolunda 2 gün yürüdüm
ilk gün 30 km yürüdük sana şöyle diyim deli gibi güneşin altında sürekli dağda in çık in çık ciddi yorucu yani güneş olmasa sıkıntı yok da bi de yanıma yiyecek almamıştım harbi geberdim.
fethiyedeki başlangıç noktasından başlayıp gece turan campingde kalmıştık işte 30 km falan yapıyor. 135 kilo arkadaşın için çok zor olur yani o yokuşlarda falan sürekli dizlerine yük bindirecek bacaklarına yazık sakatlanabilir.
ben tavsiye etmiyorum. zayıf sağlıklı insanlar kafasında şapkayla ve bol yiyecek ve suyla gitsin okay ama şişko adam yapmamalı bu işi.

ben iki günde 20 km'lik kısmını yürüdüm, sonra tam bir hafta merdiven inip çıkamadım. yani biraz kondisyon yükleyip gidin, yoksa çarpıyor yokuşlar. bol içecek taşıyın, sürekli sıvı tüketin. sıcak olacaktır elbette, kendinizi hazırlayın:) gereksiz hiçbir şey almayın, ağırlaştıkça ağırlaşıyor o çantalar. el feneri ve bıçak almayı unutmayın. yakınlarınıza nereye gittiğinizi, hangi gün nerede olacağınızı haber verin, zira çoğu yerde telefon çekmiyor, 112'yi bile arayamazsınız. gidin ama eğlence sizi bekliyor.

selam sevgi

1) 10 ağustos yanlış bir tarih. likya yürüyüşleri haziran 20-25 dedin mi biter. eylül sonu ekim başı gibi yeniden başlar. hava çok sıcak olacağı için kimse kendini riske atmaz ağustos gibi keskin bir tarihte. ağustosta yürüyen bağımsız yürüyüşçüler de genelde hep otostop çekmek mecburiyetinde kalırlar ilk asfaltta...

5-7 gün normal hava koşullarında ideal ama ağustosta nasıl olur bilemem...



2)daha çok yanartaş-çıralı- Olimpos-adrasan-gelidonya-melanippe-karaöz-papaz koyu- kargılıdere yapıp mavikentten-demre-kekovaya kadar olan kısmı es geçmelisiniz. mavikente vardığınız anda minibüsle kumluca, kumlucadan da minibüsle demre yapmalısınız... çünkü mavikent-demre arasındaki yol asfalttan ibaret otoyoldan yürüyorsunuz ve o sıcakta asfalt çekilmez... o arayı minibüsle geçmenizi tavsiye ederim. kışın bile çekilmiyor o yol ve rampalar..



3)turun size avantajı, sizi konaklatır bir pansiyonda. sabah minibüsle alır parkura götürüp yürütür. parkurun sonunda sizi minibüsle toplar geri otele götürür.. ertesi gün yine minibüsle alıp, parkurda nerde kaldıysanız oraya geri götürür ve akşam yine minibüsle gelir sizi toplar.. daha garanti iştir. bölge ve medeniyet hakkında bilginiz yoksa size rehberlik hizmeti de verir. bağımsız gidecekseniz rehbersiz, boş gözlerle gezersiniz...minibüs gibi, hazır otel gibi nimetlerden uzak kalırsınız fakat köylülerle sohbet, yemek, konaklama, misafirperverlik, macera, kaybolma, vahşi yaşam falan gibi nimetlere de daha yakın olursunuz. ki likya yolunun tabiatında asıl bunlar yatmaktadır..

4)birçok çivi gibi adam yarı yolda kalmıştır. çivi gibi olmak bir şey ifade etmiyor. önemli olan azim ve sağlıklı kararlar alabilmek. deli cesareti ile parkura başlayıp yarı yolda hem kendini hem ekibi bekleten çok insan var. aşırı kafa dengi biriyse, çok yakın bir arkadaşsa onunla beraber yeri geldiğinde o noktada sabahlamanız gerektiğini bilerek yola çıkmalısınız.

5)bol bol ilk yardım malzemesi,(ağrı bandajı, bileklik, dizlik, baton, bandana, şapka, yara bandı, batikon gibi set götürün. suyunuzu asla ama asla ihmal etmeyin. susuz yaşayamazsınız. acil durum için yakındaki pansiyon, kasaba, köy, jandarma karakolu gibi bölgelerin numaralarının yazdığı bir kağıt hazırlayın. telefona kaydetmeyin. teknolojiye güvenmeyin. kaba taslak bir harita çizin bir kağıda ve cebinize atın.

bol bol likya makaleleri okuyun. hem likya tarihi ile alakalı yazıları bilin ki, gittiğinizde ee hacı iymiş diyip dönmeyin. bilerek izleyin o güzel bölgeleri.ve diğer gezen insanların tecrübelerini okuyun ki, aynı hatalara sizler düşmeyin.

yanınıza (İYİ) bir bıçak alın. işçi eldiveniniz mutlaka olsun. iyi bir fener alın. (bakın iyi diyorum.. iyi olmazsa yolda kalırsınız). dizlik mutlaka bulundurun. öyle motorcu dizliği değil. dizinizi koruyacak bir bandaj gibi bir şey.




şimdilik diyeceğim bu kadar saygılar

selamlar

10 ağustos çok yanlış bir tarih. bırakın yürümeyi, nefes alamazsınız. nisan-mayıs-haziran başı ve eylül sonu-ekim bu iş için uygun zamanlar

kamp mı kuracaksınız yoksa konaklama noktalı (pansiyonlarda vs) mı hareket edeceksiniz? ona göre parkur seçimi yapmalısınız.

likya yolu bilginiz sınırlı ise tur olmasa bile yanınızda bir bilen, ya da daha önce giden birilerinin gps bilgileri (kaydedilmiş harita) olmadan gitmeyin derim.

135 kiloluk arkadaş, dizlerine güveniyorsa ve dediğiniz gibi çivi gibiyse sıkıntı olmaz. yine de görece rahat parkurları seçebilirsiniz.

mutlaka 10 ağustos'ta gidecekseniz size önerim yayla rotaları olacaktır. tahtalı dağı-beycik köyü-ulupınar ve sonrasında illa deniz kenarı derseniz yanartaş-çıralı-olimpos rotasını tavsiye ederim. tahtalı dağına teleferikle çıkıp iniş rotasını yapabilirsiniz zirveden.

sevgiler.

ilk cevabımdaki rotadan gidecekseniz şayet, karaöz'den sonra havasu köy adını sora sora gidin. karaözden havasu'ya yani gagai adlı antik kentin sırtlarına yürürseniz kimselerin bilmediği bir parkurdan geçmiş olursunuz mesela. kimselerin bilmediği mezarlar, şehirler, orman etapları.... değişik bir tecrübe oluyor. her tarafınız dikenlerden çiziliyor ama değiyor.

sıradışı bir tur hevesiniz varsa ve kalıpların dışına çıkma arzusundaysanız ve detay isterseniz bana pm atın... ben size güzel rotalar çizerim maps üzerinden...

bilhassa adrasan-gelidonya-melanippe korsan koyu- karaöz- papaz koyu-kargılıdere- mavikent rotasında daha tecrübeli birini bulacağınızı sanmıyorum. benim meslek olarak yürüyüş icra ettiğim bölgedir...

36 bazen 35.5

Ayagimdan utandim akhxhsha

51

38

35 diye numara mı var?
39 benim

36 giyiyorum ben.

37

ekleme; yok kadının ayak numarası, meme büyüklüğü, yok adamın penis uzunluğu derken çıldırdınız yahu.. sonra da aşk yok meşk yok diyin bu kadar dar sığ şekilci olursanız sonuç duygusuzluk olur..

sevmiyorum demek başka olur mu yaöyle ayak deyip aşağılamak başka..

40 benimki

39-40

kusura bakmayın 175 boya 37 numara ayak olmaz.

43

taraklı

anlayışlar kıt tabi. sadece kendini savunmak için yanlış görülen şeylere itiraz edilir sanıyorlar. mal dolu ortalık normal, alıştık biz size. zoruma gitmedi ve sana bunu ispatlamak zorunda da değilim. yaptığın şey şekilcilik faşistlik bi yerde. ben de buna itiraz ettim ama tabi kapasite yetersiz, anlayış kıtlığı malum. sen de haklısın, elinden gelen bu. yazık.

soruya cevap vereyim, 37,5 - 38.

anında değişmiş cevap. silmiyorum dursun böyle.

ben sana johnny depp olamazsın demedim, adam olamazsın dedim.

sen ekledikçe ekleyeceğim, faşistlik büyük ayak sevmiyorum demen değildi zaten ama bunu neden yaptığına ilk paragrafımda değinmiştim. faşistlik "37den büyük ayak mı olur çok çirkin lan. 37den büyükse kesin yetidir." yaklaşımı. insanları kendi tercihleri olmayan şeylerle bile aşağılama çabaları. hitler de yahudi doğdukları için yüzbinlerce insandan nefret ediyordu. ilişkiyi sen kur diycem ama boşa açıklıyorum. mühim olan ayak değil iq bi yerde tabi, olan var olmayan var.

37

ya bıraksana, zavallıca bi kız düşürme yöntemi işte. önce bok atar sonra mesajlarında beliriverir. meh meh meh.

iyi de 35 numara ayak çoğu yerde "çocuk ayağı" kabul ediliyor. 35 dendiğinde baya çocuk reyonuna yönlendiriliyorsunuz. 37,5 büyük sayılıyorsa o zaman geriye bi tek 36 ve 37 numara kalıyor. şekilcilik yapıcaz kılıf bulucaz diye kendinizi şaşırıyorsunuz. her şeyi bitti ayak numarası kaldı zaten.

36, bazen 37
Boyum 165

Bu arada hatunlar hakli
Gec kalmisim ama yetistim kizlar ;)

40 41 boy da 178

zımparaladıktan sonra boyarsan paslanmaz.

del geç yasağı öyle saçmalık mı olur.

bana kalırsa bahçede bir demire vs bağla yok mu?

işleyen demir demişsin ama çelik jant olduğu için ve bodrum gibi nemli bir yerde muhafaza ettiğin için paslanıyor. istediğin kadar zımparalayıp pas önleciyi kullan yine aynı şey olur. sana tavsiyem ya aliminyum jant takıp pas derdinden kurtul ya da jantlarını wd-40 ile temizledikten sonra nemli yerde saklama. asansör yasağını çiğnememeni tavsiye ederim sonuçta her defesında tekerlekler etrafı pisletecek ve kapıcınız temizlemekle uğraşacak.
bence en iyi seçenek aliminyum jant. ha bu arada paslı olmasının da bir sakıncası yok yani kötü görüntüsü dışında bisiklete zarar vermez.

@ayn-i cemin bülbülü: bahçede yarım saat durmaz, çalarlar anında:)
@sttc: zaten boyalıydı, boya falan dinlemiyor, o kadar nemli ki bodrum.

Kuantum mekaniğinden anlıyorum, şu iCloud'dan bir bok anlamadım.

iCloud desktop diye bir şey var yanılmıyorsam, bilgisayarına yüklüyorsun, iCloud'daki fotoları çekip bilgisayarına kaydediyor.

ipod u usb ile bağlayıp fotoları bilgisayarına alabilirsin.
icloud a foto atmak için stream ı açmak lazım galiba,
geri almak aslında basit, ipodu reset ettikten ya da güncelledikten sonra icloud hesabınla giriş yaptığında tüm dosyalar geliyor ipoda .

tamam şimdi bilgisayarımdan girip fotoları aldım o iş halloldu ama viber imessage vb chat loglarını napıcam onları da almanın bi yolu var mı? ne acayip bişi bu icloud itunes falan ne antikalar ya :)

icloud.com üzerinden yedeklenen fotografları göremiyorsunuz, o fotograflar sadece restore edersen geri gelsin diye var. aynı şekilde ipod'un icloud ayarlarında viber, imessage vs açıksa restore ettiğinizde onların da hepsi gelecek.

boğa, bahariye caddesi, opera pasajı, mango

kadife sokak

rex.

yukarda sayılanların hiçbiri kadıköy çarşıda değil :P
balıkçılar ve baylan pastanesi geliyor benim aklıma. bak onlar çarşıda :)

edit çarşı demişsin. hacıoğlu :p

beyaz fırın, ermeni kilisesi.

timsah heykeli

halil lahmacun.

osman ağa camii ve balık pazarı.

akmar

askeri malzemelerin satıldığı kadıköy çarşısı geliyor

iki elimle kafasından tutup dizimi hunharca suratına geçirdiğimi hayal ederdim

Yuzerim.Rahatlatiyor,unutturuyor..

sinir olurum ama sonra, insan olduğunu düşünürüm. insanlar çoğu zaman adi olabiliyor. karakteri öyle olabilir. bu beni bağlamaz. kendimi soyutlar muhattap bile olmam. ona sinir olup hınç peşinde koşmak ona değer vermektir.

kendimi yıpratacak kadar değer vermem herkese. ancak buna değecek kadar hayatımın önemli bir parçası olmalı..

ben genellikle sinirden çatlayana kadar kartışıyorum. artık elim kolum titremeye başlayınca eh şeter ulan diyip çıkıyorum :/ ama sonuçta beni bu denli sinirlendirebilecek kişi sayısı azdır zaten bu benim onlara tanıdığım bir yetkidir.

nazim hikmet kültür merkezi piraye cafe

piraye cafe'de geçen yedim korkunçtu, konserve domatesle falan yapmışlardı ekşiydi. Moda Dodo falan çok daha iyi, gerçi ideal menemeni bulamadık daha.

nazima gitmeden ara sokakta var, güzel menemencidir, salas mekan seversen öneririm.

26a sahaf'ta cok guzel yapiyolar. caferaga spor salonunun yanindaki minik sokakta.

dediğiniz yerleri henüz deneyemedim ama kimyon'unki gayet güzelmiş :)

moda ali usta dondurmacısının hemen yanında ismi "yer" olan bi yer var orada yemiştim cidden harika yapıyorlar.

tarifini vereyim yapın ya gerçekten çok kolay.

nazim hikmet, piraye cafedeki rezalet. yazildigi gibi konserve salca, erimemiş kaşar, yok denecek kadar az biber ve kocaman sucuklar geldi bana. sanirim hayatimda yedigim en kotu menemendi. Meshur menemenci sahinden sasmayin derim.

balen ne?
benim sütyenlerimin hiçbir yeri kırılmıyor sorun sende :p yok yok sende değil sütyeninde

balenin camdan olmadığına emin misin?
makinaya atma birde metal çürüyor olabilir.

balenli çamaşır sevmiyorum ben ama bol kızlı bir sülalem var kimseden öyle bişey duymadım
şu sorun oluyor yalnız kenar dikişleri atıyor çamaşırın orda balen çıkıyor :P hatta ordan güzelce baleni çekip çıkartanı biliyorum.

Penti den almaya başladım, bu sorun çıktı!
La senza dan aldığımı pek kullanmıyorum kırılacak diye :(
Çok güZel de :(


Kahrolsun bağzı balenler

Şimdi sorun ben de mi?
Hangi markayı önerirsiniz sütyen de?

Marks&spencer ve la senza sağlam çıktı penti boş

Başka?

ben de la senzadan alıyorum çok güzel bişi böyle hissetmiyosun
bu arada hala anlamadım balen ne
sen sütyenini ufak çamaşır şeysine koyup at makineye

loya var nbb var en basitinden. ben şu ana kadar ne kırılanı gördüm ne duydum.

@neira, memenin altına denk gelen metal kısım yok mu hani. o işte balen.

@neira

Sütyendeki göğüs kabının altında yarımay şeklindeki demir çıbığa balen deniyo.
Hep sağ taraf kırılıyo.

gece yatarken çıkartmıyorsan da kırılıyor olabilir
balen ne ya demir işte :) la senzadan aldığımdan beri kırılmıyor benimkiler
dandik inci falan anında gidiyodu

@neira

Az kullanılmış sütyenlerimde mefta olunca artık balenlerini çıkardıklarımıgece yatarken kullanıyorum.
Evet daha öncede sütyensi yatmıyodum
Ne bileyim rahat hissetmiyorum kendimi.

Nalaka ki?

nasıl nalaka ki? e kırılmaları gayet normal dandik demir onlar sağa sola her döndüğünde bozuluyorlar.
ben de eskiden yatamazdım artık evde bile takmıorum cıbıl alıştım dene çok güzel oluyo :)

Gece sütyenle yatıyosan ve makineye topa koymadan atıyosan normal.

Yoksa pentinin birden fazla kullanıyorum, bi sorun yaşamadım.

Bu arada pentide göğüs ölçünü bilmediğini söylersen ölçüyolar, yanlış beden alma olayın ortadan kalkar.

H&M'in sütyenlerini kullanıyorum. Bu arada aynı sütyenleri yıllardır kullanıyorum. Zerre sıkıntı çıkmadı. Bildiğin makinede yıkıyorum.

Belki cidden marka ile ilgilidir.

Top kullanmıyodum top u bi deneyeyim ama makinede kırılmıyo ki.
Üstümdeyken kırılıyo adiler....
Göğüs ölçümle alakası yok ben ölçümü biliyorum hani annem dedi belki küçük alıyosun diye. Bende dinleyip öyle istedim bana yardım eden çalışandan. Bi büyüğünü verdi aldım. O da çok geçmeden iptal...

Top alayım bi bakalm olmazsa pentide sıkıntıvar:(

Şöyle söyleyeyim; lazer ameliyatı söz konusu olunca ne kadar insan varsa o kadar fikir oluyor, kafan çok bulanacak.
Bence yaptır, ben yaptırdım, mutluyum.
Ancak 2 tür var hangisinden olsam diye işlemiyor durum, önce doktora gidip kornea ölçümü falan yaptırman lazım. Kornean inceyse farklı kalınsa farklı ameliyat oluyorsun, yine numaran çok yüksekse farklı olabiliyor. Ben şahsen 1 doktora gittim, güvendim, yaptırdım. Sana tavsiyem 2 ya da çok istiyorsan 3 doktora git, konuş.
Anadolu yakasında ama Kudret Göz Hastanesi'nde Mehmet Ali Özdil'i tavsiye edebilirim.

babam astigmat sahibiydi ve 2 kere bu işin en iyisi olduğu iddia edilen sinan göker'e ameliyat oldu ama istediği verimi alamadı. bi süre sorunsuz geçse de sonra gene astigmat belirdi. bu doktor bu işi türkiye'ye getiren ve en fazla sayıda ameliyat yapan doktor ancak gene de konu astigmat olunca çok verimli olmayabileceğini kendimiz gördük. bilgin olsun.

ben yaptıralı 6 sene oldu, hem miyop hem astigmat vardı aynı senin gibi. hala hiçbir sorunum yok çok şükür.
bana da 20 sene sonra kör olacan ıvır zıvır bi dolu laf etmişlerdi, ben de senin mantıkla 5 sene sonra ölcem belki demiştim. hala aynı mantıktayım.
ankara turkuaz göz merkezinde yaptırdım.

gözle ilgili tüm rahatsızlıklar için iyi bir doktor bulup ona güvenmenizi tavsiye ederim. elbette kişinin bünyesine göre etkileri farklı olabiliyor. gözü sıfırlanan var, sıfırlanmayan var. 4-5 sene sonra göz numarası gene artan var, artmayan var. örneğin ablamla doktorlarımız aynı, 6 numara gözlerini 2002 yılında ameliyat ettirdi. o günden beri bir daha hiç sorun yaşamadı. ben de 2005'lerde niyetlendim, doktorum gözümde retina incelmesi olduğunu fark etti, asla tavsiye etmem dedi. elbette onun lafını dinledim, gözlüklerimle mutluyuz... :))

en önemlisi doktor, ben 95'ten beri aynı doktora gidiyorum, bir kez pişman olmadım. isterseniz ismini verebilirim...

bacım şimdi şöyle anlatayım sana
3, 17 ve 22 yaşlarımda ameliyat olduğum için (17 yaşındaki lazer ameliyet) doktor tekrar ameliyatın sakıncalı olduğunu, gözle fazla oynanmaması gerektiğini söyledi. lazer ameliyatını çok erken olmuşsun o yüden numaraların ilerlemiş, en az 23 yaşına kadar beklemen gerekirdi dedi. artık gözlerim yine öküz gibi astigmat ve hipermetroplu ve ben amliyat olamıyorum.
eğer ameliyat olmaya kararlıysan bi kere avrupa yakası diye bir şey yok bağdat caddesindeki veni vidiye gidip profesöre muayeneni yaptıracaksın ve o ameliyat olup olmamana karar verecek. 4 5 yıl sonra tekrarlayıp tekrarlamayacağını da o sana söylecektir zaten. öyle bir durum varsa ameliyat olmanın bi anlamı yok çünkü teknolojinin gelişmesiyle senin gözünün bozulmasının bi sağlantısı yok.
sen benim dediğim hastaneye git hele

6 ay once olmus birisi olarak tavsiye ederim.

bahariye caddesinde happy moon's diye güzel bir yer var.

moda teras ve 360 istanbul east. ucuz değiller.

happy moon's'u pek beğenmem ben, oraya vereceğin parayı kesinlikle çiya'ya ver, pişman olmazsın.