Giriş
(2)

ttnet baglanti , surekli arama

karamuratbenim
hepinize iyi gunler. bugun adsl hattimda sorun oldu( yillardir olur ya neyse). ama bu cok farkli sorun. adsl yi aradigimda hat kopmamasi icin adsl'nin bulundugu sabit telefonu surekli aramam gerekiyormus. yarin is saatinde onlar birini yollayacakmis. simdi cozum cok sacma ama bugun pazar hafta ici o
hepinize iyi gunler. bugun adsl hattimda sorun oldu( yillardir olur ya neyse). ama bu cok farkli sorun. adsl yi aradigimda hat kopmamasi icin adsl'nin bulundugu sabit telefonu surekli aramam gerekiyormus. yarin is saatinde onlar birini yollayacakmis. simdi cozum cok sacma ama bugun pazar hafta ici okula yetistirmem gereken bir suru ders, odev falan var. cep telefonundan surekli sabit bir yeri arama gibi bir olay var mi? ttnette ki elemanin soyledigi de cok dogru. aramayinca baglanti kopuyor. elimde telefon surekli ariyorum 40 dkdir. bir el ativerin be.
0
karamuratbenim
(11.10.09)
yapmam gereken; surekli arama tusuna basmadan sabit bir yeri gun boyu aramak. ya da baglantim icin baska bir bir cozum onerisi olan soyleyebilir. ttnetteki eleman surekli o numarayi ara, hattan dusmemesi icin demisti.
0
🌸karamuratbenim
(11.10.09)
bazı cep telefonlarının x dakika sonra otomatik olarak ara fonksyonu vardı..
0
natnan
(12.10.09)
(6)

adres?

nhl
LİBYA CAD AHMETLER NO:40 /AnkaraNECATİBEY CAD. KIZILAY NO:46 /AnkaraKIBRIS CD. ÇAMKORU SK. TOPRAKLIK MAH. NO:30 /Ankara ----yukarıda yazmış olduğum adreslerin Gazi Üniversitesi merkez kampüsüne uzaklıkları nekadardır?tahmini! ulaşım kolaylıkları,yürüyüş mesafesi vs.vs.vs.
LİBYA CAD AHMETLER NO:40 /Ankara

NECATİBEY CAD. KIZILAY NO:46 /Ankara

KIBRIS CD. ÇAMKORU SK. TOPRAKLIK MAH. NO:30 /Ankara

----yukarıda yazmış olduğum adreslerin Gazi Üniversitesi merkez kampüsüne uzaklıkları nekadardır?tahmini! ulaşım kolaylıkları,yürüyüş mesafesi vs.vs.vs.
0
nhl
(11.10.09)
maps.google.com dan adresi yazınca gösteriyor nerede olduğunu, oradan bir tahmin yapabilirsiniz
0
natnan
(11.10.09)
çamkoru sokak kıbrıs caddesine çok uzak değil ise ve necatibey caddesi sizin ulaşımınız için daha kolay olabilir. ikisinden de yürümesi biraz zor gibi soğuk havada hiç yürüyemezsiniz.
necatibey caddesi hayli büyük olduğundan duruma göre maltepe köprüsünden otobüsle ya da demirtepe ankaray istasyonundan kolayca ulaşabilirsiniz. caddenin başlarında ise sıhhıye köprüsü tercih edilebilir.
0
knorbulyon
(11.10.09)
bu yazdığım adresler yurt adresleri.gazi üniversitesi merkez kampüse uzaklıkları ve ulaşımını bilmiyorum.
KIBRIS CD. ÇAMKORU SK. TOPRAKLIK MAH. NO:30 /Ankara
LİBYA CAD AHMETLER NO:40/Ankara
bu iki adres Çankaya da die yazıyo....
Ankara yı bilmiyorum o yüzden Çankaya da olduğunu öğrendiğim bu yurtların gazi merkez kampüse ulaşımı nasıl?uzak mı?
0
🌸nhl
(11.10.09)
necatibey'den demirtepe'ye geçip maltepe-tandoğan-beşevler (kampüs burda) şeklinde dümdüz yürüyerek okula varırsınız. yarım saatte yürünür heralde o yol... geze geze gidersiniz işte... o çok gelirse yine demirtepe'den 383 ('tü galiba) no.lu otobüsle 5 dakikada kampüse varırsınız. dediğim gibi, aceleniz yoksa yürürsünüz, yol üstünde yemek falan da yersiniz hem... otobüs 15 dakikada bir geçer, toplamda 20 dakikada okulda olursunuz. (yurdun necatibey'in neresinde olduğu da önemli tabi)

diğerlerini tam bilmiyorum ama necatibey ankara'daki en merkezi yerlerden biridir. yurt ücreti falan çok dert değilse necatibey'i tercih edin derim... ankara'nın her yerinden kızılay'a (dolayısıyla necatibey'e) çok rahat ulaşırsınız, ileride çok rahat edersiniz. (diğer iki adres de öyle olabilir tabi, bilemiyorum.)
0
sezercik yavrum benim
(11.10.09)
kıbrıs caddeside, kurtuluş ankaray durağına 5 dk yürüme mesafesindedir.
0
a7x
(11.10.09)
Merhaba önce Merkez Kampüse metro ile ulaşım için Beşevler'e gitmek gerekir. Yaklaşık 500 metre yürüyerek girişine varabilirsiniz. Libya caddesindeki adres tahmin ediyorum yokuş olan caddenin yukarısına düşüyor. O nedenle en yakın olan sanırım Kolej durağı. Ya da Kızılay'a da yürünebilir. Ancak dönüşte yokuş yukarı sanırım aşağı yukarı 500-600 metre var. Kıbrıs Caddesi içinde aynı şey geçerli. Bahsedilen sokak yine % 100 değil ama dik bir yokuşta ve yaklaşık 1 km uzakta Kurtuluş metro durağı var. Yani gidişte yokuş aşağı inilebilir ancak dönüşte zor olabilir. Necatibey nisbeten daha kolay. Kızılay metro durağına düz yol yürünüp Beşevler'de inilebilir. Yürünebilir ama biraz uzun sürer tahmini 2-3 km arası. Libya cadve Çamkoru Sk dönüşü için dolmuş ve otobüs alternatifleri düşünebilirsiniz. Onları bilemiyorum. Kolay gelsin..
0
pac man
(11.10.09)
(9)

Lens ve göz kuruması

quaker
Selam yenilmez Galyalı'lar!Bendeniz, 4 yıldır lens kullanan bir faniyim.. Lensleri 4-5 saat kullandıktan sonra gözlerim kurumaya başlıyor ve görüntü bulanıklaşıyordu.. Sonra buna çare buldum suni göz yaşı damlaları vs. bir şekilde hallettim..Ancak gel gelelim 1 hafta evvel işe girdim, sürekli bilgis
Selam yenilmez Galyalı'lar!
Bendeniz, 4 yıldır lens kullanan bir faniyim.. Lensleri 4-5 saat kullandıktan sonra gözlerim kurumaya başlıyor ve görüntü bulanıklaşıyordu.. Sonra buna çare buldum suni göz yaşı damlaları vs. bir şekilde hallettim..
Ancak gel gelelim 1 hafta evvel işe girdim, sürekli bilgisayar karşısındayım..
Sabah 9'dan akşam 6'ya gelene kadar, seviye seviye gözüm bulanıklaşmaya başlıyor. Damlayı kullanıyorum ama etkisiz. (LCD ekran bu arada.) Ağırlıklı olarak sağ gözümde görüntü gidiyor. Kuruduğunu açık açık hissediyorum. Göz kapağımın üzerinden lensi tekrar yerine oturtabiliyorum oynayarak vs. Hatta bazı durumlarda extreme mode'a geçip direk sokuyorum parmağı oynuyorum lens ile sağa sola. Sağ gözü kapıyorum mis gibi net, açıyorum sol göz ne kadar net olsada sğa göz bulanık olduğundan görüntü kayıyor.. (Hani lensle uyursunuz, lens göze yapışır kupkuru halde.. Hİçbir halt görmezsiniz lens olsa dahi gözde.. O duruma geliyorum kısaca..)

Göz numaralarım bu arada 8.5 miyop ve astigmatlar vb.. Kol gibi kısaca.. Bausch & Lomb kullanıyorum en toriğinden..
0
quaker
(09.10.09)
acuvue advance ya da oasis kullanmayı deneyin.
bilgisayar karşısında 3 lens denedim en etkilisi buydu.
0
natnan
(09.10.09)
bak ben de lenslerimin gün içinde sık sık kurumasından şikayetçiydim. sen gibi rahatsız olurdum. iş çıkışı kururdu. yatana kadar rahatsız olurdum.

üniversiteden bi arkadaşımın tavsiyesiyle johnson and johnson marka lense geçtim. 2 aydır kullanıyorum henüz ama saatlerdir bilgisayar başında oldugum günlerde bile kurumuyor.

biraz pahalıdır diğer lenslere göre ama dene derim.

2 modeli var sanırım advance ile oasys. arkadaşım advance kullanıyo ben oasys. gerçekten çok ince ve asla kurumuyor.
0
esmer
(09.10.09)
Yeba! İkiniz de aynı cevabı verince çok mutlu oldum :)

Tam karar versek? Advance mi oasys mi?
Ona göre sipariş vereyim bugün yarın..
0
🌸quaker
(09.10.09)
istersen bi de sözlükteki yorumları oku öyle karar ver:)
(bkz: acuvue advance)
(bkz: acuvue oasys)

yani pek fark olmadığını söylüyorlar. bence fiyatı sana uygun olanı al.

rahat ol cidden memnun kalcaksın:) ama temiz kullanmaya dikkat!
0
esmer
(09.10.09)
4 yıldır gözümde bir sorun olmadı temizlik konusunda :) Zaten her akşam mutlaka solusyona koyarım sabah tekrar takarım. Elleride yıkarım çıkarmadan evvle lensleri vs.

Ozaman direk sözlüğe akayım yorumları alayım ve siparişe geçeyim.. Çok ümitliyim hehe!
0
🌸quaker
(09.10.09)
oasys alın. uyurken çıkartırsanız, tek çifti 4-5 ay kullanabilirsiniz. parasını fazlasıyla çıkartır. 4-5 ay dedim ama daha fazla da kullanılabilir, ben 4 aydan sonra değiştiriyorum ama yenisini taktığımda bile fark hissetmiyorum.
torik değil benim lensim bu arada
0
sttc
(09.10.09)
Ben lensle uyumam zaten aşırı durumlar haricinde. (Lens kutusu veya solusyonu olmayan yerde yapacak şey kalmıyor.)

O zaman oasys'tir.. 4-5 ay zaten aşırı bir sür ebana.. 2 ayda lomb'lar gözüme batmaya başlar hep.. 4 ay mucize :)
0
🌸quaker
(09.10.09)
20 yıldır lens kullanıyorum, son yıllarda da acuvue. (Göz numaralarım 10'lardan 8'lere yeni düştü, 1 numara da astigat var.) Gözlerimde 1 veya 2 kez sorun oldu 20 yılda. Temizliğine dikkat etmek ve mecbur kalmadıkça lensle uyumamak dışında birşey yapmadım. Bilgisayarla da aynı şekilde haşır neşirim. Kuruluğa engel olmak için, gözlerinizi sık sık kırpmanızı öneririm.
0
uyuklayankedi
(09.10.09)
ortam havası da etkili dikkat edin, yani -artık zamanı geçti ama- sürekli bir klima ya da havalandırmanın açık olduğu ortamlarda benim lensler double kuruyor.
0
pinking of you
(09.10.09)
(3)

php - kullanıcı çıkışı

natnan
kullanıcı logout olduğunda bir şey yaptıracağım siteye.logout tuşuna tıklasa hayat güzel tabi. Logout olmadı, zaman aşımından çıktı/browserı ya da siteyi kapattığında ben bu işi yaptırmak istesem yaptırabilir miyim?iş : login olduğu süreçte toplanılan bilgiyi - sessionda topladığımızı varsayalım - b
kullanıcı logout olduğunda bir şey yaptıracağım siteye.logout tuşuna tıklasa hayat güzel tabi. Logout olmadı, zaman aşımından çıktı/browserı ya da siteyi kapattığında ben bu işi yaptırmak istesem yaptırabilir miyim?

iş : login olduğu süreçte toplanılan bilgiyi - sessionda topladığımızı varsayalım - bir yere maillemek.
0
natnan
(05.10.09)
onunload diye bir event var. hangi browserlarda düzgün çalışır bilmiyorum ama sayfayı terkettiginde , ileri - geri - refresh veya sayfa kapandıgında gibi durumlarda fire olur.
bu eventin içine basit bi ajax call yazıp bilgileri email ile gönderebilirsin istedigin yere.

ya da sayfanın kapanmasını beklemeden , belirli periyotlarla gönderim de yapabilirsin bu iş için özel bi mail hesabı ayırıp.
0
alwaysdrunk
(05.10.09)
onunload kullanmak yerine bir online kullanıcı gibi sistem yazıp (giriş yapan kullanıcının id sini bir tabloya yazdırmak, yaptıgı islemde son islem tarih/saatini update etmek vs işlemler) sonrasında cron a atılan bir script le atıyorum 20 dakikadır işlem yapmamış kullanıcıyı offline olmus sayıp yapılacak işlemleri yapmak bana iyi fikir gibi geldi. adamın giriş çıkış zamanlarını da aşağı yukarı tutmuş olursun.

edit : tabi toplanılan bilgiyi de session da degil db toplaman gerekecek, tekrar düşününce ne kadar mantıklı bilemedim. düşünmek lazım cok kullanıcı olunca performans ne olur diye
0
yasaluyari
(06.10.09)
az kullanıcı var.
kriterimiz yazımı kısa ve kolay olması.
0
🌸natnan
(06.10.09)
(4)

Become a Legend

krizalider
Pes 2009'da become a legend modunda forvet olarak kariyerimi sürdürmekteyim. Çeşitli transferlerden sonra 2. sezonun başında tottenham'a geldim. iyi bir kulübe geldiğimi biliyorum. 510 maaşım var. lig arası oldu ve everton 640'a transfer teklifinde bulundu. arkadaşlar sorum da burada başlıyor. bu mo
Pes 2009'da become a legend modunda forvet olarak kariyerimi sürdürmekteyim. Çeşitli transferlerden sonra 2. sezonun başında tottenham'a geldim. iyi bir kulübe geldiğimi biliyorum. 510 maaşım var. lig arası oldu ve everton 640'a transfer teklifinde bulundu. arkadaşlar sorum da burada başlıyor. bu modda iyi bir kulüpte oynamak mı önemlidir? yoksa iyi maaş veren bir kulüpte oynamak mı? bir türlü karar veremedim. tecrübeli arkadaşlardan net yanıtlar bekliyorum.
0
krizalider
(04.10.09)
maaşınız zaten yükselir iyi oynarsanız onu dert etmeyin. bence önemli olan sevdiğiniz kulübe transfer olup orda kalıcı olabilmek , kupalar kazanmak, goller atmak, goller attırmak.
0
cumingsoon
(04.10.09)
en azından iki pas yapabilirler diye düşünüyordum. :) bir de oyunda sanırım uyarılarda bir şey okumuştum. "büyük kulüplerde daha fazla experience veriyor." tottenham'a ilk transfer olduğumda öyle demişti. hatta tottenham beni istediğinde become a legend'in anasayfasında cafcaflı uyarılar çıkmıştı. o yüzdendir büyük kulüp diye tutturmam. bir de forvet olarak hangi özellikleri daha fazla kasmam lazım? dribble speed, speed, shotpower falan hepsi gerekli. sana zahmet olacak biraz ama adamının özelliklerinin screenshot'ını koyabilir misin? hangi özelliği nereye kadar kasacağımı bilmiyorum. ikinci sezonda olmama rağmen stamina'yı 83'e kadar kastım mesela. sanki bu bana biraz fazla geldi.
0
🌸krizalider
(04.10.09)
sürekli koşuşturmassanız o stamina size yeterli olur bence. Neyi kasacağınızı da nasıl bir forvet olmak istediğine göre karar verin bence. Uçarım kaçarım, çalım atarım, çok pis ara pas alırım diyorsanız speed - dribble kasın, boşluk bulup dağdan taştan çakarım 90a diyorsanız şut kasın. Ben şahsen hepsinden biraz kasıyorum.

İyi takımda olmanın avantajı, evet bence daha güzel paslaşıyorlar. Galatasaray'dan Liverpoola geçtim hayat bayram oldu valla :). Yine mallar tabi jugadorun dediği gibi ama daha az mallar, daha çok pozisyon yaratıyorlar, daha iyi defans yapıyorlar..
Daha iyi takımda olman daha çok experience point vermesi dolaylı. Oynadığın takımlar güçlüyse, maç bir derbiyse ya da önemli bir maçsa(kupa - avrupa şampiyonası gibi) match experience denen kırmızı experience alabiliyorsun. Bunları da güzel bir takımla oynadığın takdirde daha sık yaptığın için - ki kupalarda ilerlediğin takdirde bir sezonda daha çok maç oynadığın için de hem yeşil hem kırmızı - daha çok exp alıyorsun.
0
natnan
(05.10.09)
sürekli koşuşturmuyorum. yani şöyle anlatayım.

bir maç oluyor. sürekli pas istiyorum. 3 şutun sağlamca kaleyi bulduğu zaman ve iyi paslaşıp iyi yer tuttuğum zaman maçın adamı seçiliyorum. antrenör de her maç oynattığı için kondisyon düşükken mecburen kendini biraz zorlaman gerekiyor ve dayanmıyor stamina.

çalımlar atıp ceza yayından şutları gole çeviren bir forvetim. ara sıra kornerlerde iyi yer tutup kafayla goller de atabiliyorum.

şimdi tüm bu verdiğiniz bilgiler ışığında:

- iyi bir kulüp seçmek daha mantıklı.
- speed, dribble speed kasılacak.

teşekkürler :)
0
🌸krizalider
(05.10.09)
(1)

RoverPC S5 telefona IPhone OS yüklemek?

phonex
http://bit.ly/SqynC bu linkte görebileceğiniz üzere roverpc s5 marka rusya'dan alınmış üzerinde windows mobile 5.0 en yüklü bir telefon/pda mız bulunmakta. arkadaş iphone da iphone diyor. kendisine bunun mümkün olamayacağını donanımına göre bir ayar çekilmiştir falan dedim ama benim de aklıma takıld
bit.ly bu linkte görebileceğiniz üzere roverpc s5 marka rusya'dan alınmış üzerinde windows mobile 5.0 en yüklü bir telefon/pda mız bulunmakta. arkadaş iphone da iphone diyor. kendisine bunun mümkün olamayacağını donanımına göre bir ayar çekilmiştir falan dedim ama benim de aklıma takıldı. google amcama sordum ama neye göre arayacağımı da bilemediğimden pek istediğim sonuçlar çıkmadı. mümkün mü? mümkünse nasıl?

teşekkürler.
0
phonex
(04.10.09)
ne iphone OS u ne de bahsimevuz telefonu biliyorum.
Ama bence olmaz. Cep telefonu gibi kısıtlı gömülü sistemlerde öyle yok şu OSu yükleyeyim yok bu OSu yükleyeyim gibi bir esneklik söz konusu değildir.IPhone'un donanımı IPhone OS'u destekleyen instructionları vardır, diğer makinenin de windows mobileı vardır.
Misal bakınız eski maclere; intel işlemci kullanmadığı için windows yüklenemezdi o bilgisayarlara.

bence..
tabi en iyisini google amca bilir.
0
natnan
(05.10.09)
(3)

netlimitsiz'e geçiş

claeryn
ttnet net4 8 mbite kadar olan limitliden yine 8mbite kadar limitsize online işlem merkezinden anında geçtim. ben şimdi direkt limitsiz mi oldum, yoksa diğer aya falan mı geçerli olacak? diğer duyurulara baktım 12 saatte, anında geçer gibi şeyler söylenmiş ama emin olmak istedim. bir de yine bir duyu
ttnet net4 8 mbite kadar olan limitliden yine 8mbite kadar limitsize online işlem merkezinden anında geçtim. ben şimdi direkt limitsiz mi oldum, yoksa diğer aya falan mı geçerli olacak? diğer duyurulara baktım 12 saatte, anında geçer gibi şeyler söylenmiş ama emin olmak istedim. bir de yine bir duyuruda bir daha 1 mbite geçemiyorsunuz diye bir şey gördüm. bu doğru mu? ben 15 gb'ı geçersem 1mbit limitsize geçerim diye düşünüyordum.

not: sözleşmeli değilim.
0
claeryn
(03.10.09)
1mbit limitsize geçiliyor sanırım.
En azından bir arkadaşım limitli 8den limitsiz 1e geçiş için başvurdu. Bir dahaki aya geçireceklerini iddia etmiş ttnetçiler.
Bildiğim kadarıyla anında geçiş yapıyorlardı bu ttnetçiler. bu arkadaşıma da öyle demişlerdi hatta ama düşmeyince hızları arayıp sordular, bir dahaki ay dediler. ttnet bu belli olmaz.
0
natnan
(03.10.09)
1mbit limitsize kesinlikle geçebiliyorsunuz, ben ilk 1 ay sonrasında geçtim direkt, hızın düşmesini falan beklemeden. yok en az 2 mbite falan geri dönebiliyormuşsun sadece bir şehir efsanesi.
0
baldur2
(04.10.09)
ben 1-limitliden 1-limitsize geçiş işlemini 3 gün sonra aktif ettirmiştim. o ay içinde 1-limitsiz parası ödedim. aynısı 8mbitte de olur sanırım. müşteri hizmetlerini arayıp teyit ettirsin olur biter.
0
muratmrt
(04.10.09)
(2)

Easywords'u olan?

natnan
(git: 22929)site bayadır göçük duruyor. Elinde olan varsa bir yere upload etse ya da yollasa?
(git: 22929)
site bayadır göçük duruyor. Elinde olan varsa bir yere upload etse ya da yollasa?
0
natnan
(22.09.09)
kendisine e-mail/mesaj atsaniz?

edit: ok, anladim.
0
sourlemonade
(22.09.09)
atmıştım bir kaç ay önce...
mesajları silmişim o yüzden hatırlayamıyorum nedenini ama edinemedim kendisinden.
bu şekilde başka arayanlar da erişebilir diye bir de.
0
🌸natnan
(22.09.09)
(1)

İstanbulda Uygun Fiyata Araba Kiralama?

kurtcobainn
2 arkadaşım istanbula geliyorlar, araba lazım olacak ve uygun fiyata (40-50 tl) araba arıyoruz kiralık. nereden kiralayabiliriz?
2 arkadaşım istanbula geliyorlar, araba lazım olacak ve uygun fiyata (40-50 tl) araba arıyoruz kiralık. nereden kiralayabiliriz?
0
kurtcobainn
(21.09.09)
www.autoeurope.com.tr
en uygun fiyatı veren aracı(diğer firmaları da aratıyor) firma hep bu olmuştur yurt dışında. TR versiyonu da verdiğim gibi fakat aynı şekilde en uygun fiyatı verir mi bilmiyorum.
0
natnan
(21.09.09)
(6)

bilgisayardan bilgisayara veri aktarımı

kibritsuyu
sora sora sonunda aldım yeni laptopumu. henüz ilk şarjı dolsun diye bekliyorum (gereksizdir belki ama türk alışkanlığı işte) kullanmadım.şimdi durum şudur. eski bilgisayarımda 15-20 gb kadar belki daha fazla tam bilemiyorum müziklerim filmlerim falan var. bunları yeni bilgisayara aktarmanın en hızlı
sora sora sonunda aldım yeni laptopumu. henüz ilk şarjı dolsun diye bekliyorum (gereksizdir belki ama türk alışkanlığı işte) kullanmadım.

şimdi durum şudur. eski bilgisayarımda 15-20 gb kadar belki daha fazla tam bilemiyorum müziklerim filmlerim falan var. bunları yeni bilgisayara aktarmanın en hızlı yolu nedir?

1. 8 gb'lık flashdiskle parça parça taşımak
2. cross kablo ile bilgisayarları birbirine bağlayıp ağ üstünden atmak
3. eski bilgisayarı kablo ile, laptopu kablosuz şekilde modem üstünden ağ kurrak bağlamak ve yine ağ üstünden atmak.
4. diğer.
0
kibritsuyu
(16.09.09)
2 nolu seçenek. cross kablo ile bilgisayarları birbirine bağlayıp ağ üzerinden atmanı tavsiye ederim.

Yada her iki bilgisayara DC++ kurup gerekli işlemleri yapıp saniyede 10 - 12 MB hızda atabilirsin. Ama ondada dosyaları upload etmesi bayaaaa uzun sürüyo. yok yok en iyisi ikinci seçenek.
0
marwin
(16.09.09)
1 i kullanacaksan total commander ile yap tasıma islemlerını diger turlu osya sayısı asrttıkca windoz un tasıma islemleri dramatik bi sekilde sıcıyor.
0
bryan fury
(16.09.09)
1 derim.
network problem çıkarmayı sever
0
natnan
(16.09.09)
flashdisk super bir sey
0
co2s2
(16.09.09)
flash elbette hatta sen bunu yazana kadar taşımıştım bile ben.
bir de korkma kullan bişi olmuyor.
wifi ile dosya aktarımı mevzuuna hiç girme büyük verilerde ağlarsın.
0
ozdek
(16.09.09)
kesinlikle flashdisk..
0
eja
(16.09.09)
(4)

yurtkur başvurusu - arasınıf

aithra
yurtkur yurt yerleştirmelerinde arasınıflar farklı muamele mi görüyor?yeni başlayanlardan öğrenciler sıraya göre yurda yerleştirilirken, arasınıf öğrencileri farklı bir sıraya tabi tutuluyormuş sanırım, bunun doğruluk payı var mı? teşekkürler.
yurtkur yurt yerleştirmelerinde arasınıflar farklı muamele mi görüyor?
yeni başlayanlardan öğrenciler sıraya göre yurda yerleştirilirken, arasınıf öğrencileri farklı bir sıraya tabi tutuluyormuş sanırım, bunun doğruluk payı var mı?
teşekkürler.
0
aithra
(16.09.09)
onu biliyorum, teşekkürler :)
esas problem: mesela yeni kazanan öğrencilerden 100 kişi alırlarken arasınıflardan 10 kişi almaları. sorum: yedek listelerinde ara sınıf ve yeni kayıt diye iki farklı liste mi var ve yeni kayıttan 100 alınırken ara sınıftan neden ilk on alınıyor? ya da alınmıyor mu?
0
🌸aithra
(16.09.09)
ana sistemi bilmiyorum,yurtların bağımsız işleyip işlemediğini de bilmiyorum bu konuda.
ama bizim KYK yurdunda dediğiniz gibiydi.100 kişi alınırken 10 arasınıf alıyorlardı.
Nedeni bence mantıklı,çünkü sen en az 1 sene o şehirde yaşamışsın ve tecrübelisin.Ayrıca çözüm bulma/eve çıkma sorumluluklarını karşılayabilmek için daha olgunsun.Yeni gelmiş öğrenci bunlardan yoksun.
0
natnan
(16.09.09)
yurtkur sizi olgunlaştırmak için orda değil ki, kalacak yer sağlayacak geliri olmayan aileler için devlet tarafından orda, öyle değil mi sayın natnan? sizin dediğiniz gibi olsaydı, devlet yurtlarında sadece bir sene kalabilirdik, 2. sene nasılsa olduk piştik die postalarlardı.
eskiden sistem böyle değildi, bu sisteme yabancıyım ondan soruyorum var mı böyle bir şey diye. varsa da nedeni bu değildir herhalde.
teşekkürler.
0
🌸aithra
(16.09.09)
evet değindiğiniz nokta da doğru.
bizim yurt yöneticileri böyle demişti sanırım,o da var. Ama biraz da bireysel hareketti onlarınki. kyk'dan gelen asil/yedek listesini takmadan kendileri karar veriyor(du) kim girecek kim girmeyecek.
0
natnan
(17.09.09)
(1)

atatürk havaalanına ulaşım ve konaklama

denize karsi icen keci
arkadaşlar saat 3 te atatürk havaalanında olmak için uygun konaklayacak bir yer aramaktayım. önünden/yakınından havaş geçen veya taksi ile uygun fiyata gidebileceğim biraz öğrenci işi bir yer arıyorum. beyoğlu öğretmen evi uygunmudur mesela? veya havaalanında saatlik odalar vardı yanlış hatırlamıyor
arkadaşlar
saat 3 te atatürk havaalanında olmak için uygun konaklayacak bir yer aramaktayım. önünden/yakınından havaş geçen veya taksi ile uygun fiyata gidebileceğim biraz öğrenci işi bir yer arıyorum. beyoğlu öğretmen evi uygunmudur mesela? veya havaalanında saatlik odalar vardı yanlış hatırlamıyorsam fiyatları nedir?
0
denize karsi icen keci
(15.09.09)
sanırım iş bankasınındı özel bölümü vardı,oldukça rahatmış.
tabi müşterisi olmanız lazım.ücretsiz.
tabi gece 3ten bahsediyorsanız
0
natnan
(15.09.09)
(5)

oyun adı soruyorum

fuckocalyptica
böyle motosiklet yarışıydı ama diğer motosiklettekilere beyzbol sopasıyla, zincirle filan dalıyoduk. road ... idi ismi galiba. road rush, road crash? ne ki?
böyle motosiklet yarışıydı ama diğer motosiklettekilere beyzbol sopasıyla, zincirle filan dalıyoduk. road ... idi ismi galiba. road rush, road crash? ne ki?
0
fuckocalyptica
(14.09.09)
(bkz: road rash)

off hayatımın oyunuydu eskiden.
0
leans
(14.09.09)
yıllarca road rush diye aramasaymışım da buraya sorsaymışım bulurmuşum demek ki.
0
🌸fuckocalyptica
(14.09.09)
off süper oyundu o ya
0
natnan
(14.09.09)
bende bu oyunun hastasıydım cevaplamak istiyorum bende. road rash.
0
xenophobe
(14.09.09)
bende ısrarla cevaplamak istiyorum road rash olarak hatta fantastik olacak ama atmasaydım orjinali bulunuyor olacaktı bende çok fantastik bi oyundu lan ne oyundu be eski günleri hatırladım şimdi deniz kenarında falan motorlarla çetelerle falan of of neyse evet.
0
buffy de vampir sayilir
(14.09.09)
(6)

neden insanların fikirlerini eleştirmek isteriz?

p shadow
genel olarak dinlere inanmıyorum.. insanlarla bu konuyu tartışmaktan da keyif alıyorum.. en doğruyu bildiğimi düşünmüyorum, ama insanlarla tartışmak istiyorum.. çevremin çoğunu islam'a inanan ancak sadece, basit bir şekilde inanan ve sorgulamayan, islamın şartlarını pek de takmayan bir kesim oluştur
genel olarak dinlere inanmıyorum.. insanlarla bu konuyu tartışmaktan da keyif alıyorum.. en doğruyu bildiğimi düşünmüyorum, ama insanlarla tartışmak istiyorum.. çevremin çoğunu islam'a inanan ancak sadece, basit bir şekilde inanan ve sorgulamayan, islamın şartlarını pek de takmayan bir kesim oluşturuyor.. ve ben artık abarttığımı düşünmeye başladım.. sanki hazine bulmuşum gibi düşündüklerimi insanların gözüne sokmaya başladım.. neden?

tamam, genel olarak insanlar doğru bildiğini aktarma eylemindedir.. ancak benim bu yaptığım nedir? hani kimse bana sataşmıyor, bende spesifik olarak kimseye sataşmıyorum ama atıyorum facebook'da richard dawkins'in bir videosunu görüyorum, bayılıyorum, paylaşıyorum.. pastafaryanlık hakkında bulduklarımı paylaşıyorum.. dinler hakkında bulduğum güzel alıntıları paylaşıyorum.. amacım nedir? beni buna iten dürtü nedir? ego tatmini? ama benimle tartışan kimseyi madara etmek istemiyorum, aşşağılamıyorum, kendimi haklı çıkarmak için kasmıyorum.. sadece insanlar sorgulasın istiyorum.. tamam, insanlar mutlu değiller mutlu olduklarını sanıyorlar, sürekli sorunlarla yaşıyorlar, sürekli olan olaylar neticesinde birilerini suçluyorlar, pek çok şeye anlam veremiyorlar, kafalarında hep soru işaretleri geziyor, ama en azından huzurlu sayılırlar.. yani sanki.. ne biliyim ya of.. öyle..

"ah yavrum seni çok üzmüşler" modundayım evet.. birileri bir ses versin nolur..
0
p shadow
(12.09.09)
kendi dogrularimizin mutlak dogru oldugunu, baskalarinin da dogruyu gormesi gerektigini dusundugumuzden elestiririz bence.

bunun disinda 'ben de burdayim, bana da bakin' gibi dusunceler de elestiri yaptirir.
0
nawres
(12.09.09)
insanlarin kafalarini kullanmalarinin yayginlasmasi sonucunda butun dunyanin ve dolayisi ile kendinin, cocuklarinin, torunlarinin daha guzel bir dunyada yasayacagini samimiyetle biliyorsun, ve farkinda olmadan bunu elde etmek icin uzerine duseni yapiyorsun. yani bir fayda istegi sebebiyle. yani belki oyledir, bir fikir verir.
0
kurukafa
(12.09.09)
elestiririz cunku dusunceler elestireldir. kendi fikirlerimizin dengini bulmak icin ya da baskalarinin fikirlerini kendi dusuncelerimize denklestirebilme olasiligi hos geliyor insana. olumlu elestiri iyidir ama ornek olmak daha iyidir.
0
ermanen
(12.09.09)
sen tam kararını verememiş olabilir misin? konuyu sürekli canlı tutarak kendin de konu hakkında düşünmeyi sürdüyorsun belki de.
0
lizard queen
(12.09.09)
bazıları sayesinde dinin eskisi kadar masum olmamasından kaynaklanıyordur bu.(eskiden de çok masum olduğunu düşünmüyorum ama daha az göze batıyordu tabi).
din kılıfı altında insanlar saçma sapan şeyler yapar oldu,sadece kendi inancı deyip geçemez olduk çünkü sadece kendine olmaktan çıktı din.her geçen gün din konusunda başka olaylar duyuyoruz ve her geçen gün bu olaylara daha çok uyuz oluyoruz.gözümüze batıyor ve bir şeyleri düzeltmek istiyoruz ve asıl suçlu insanları suçlamak yetmiyor bize,kullanılan araç olan dine de bulaşıyoruz
0
natnan
(12.09.09)
kendin vermişsin zaten cevabı=) insanlar sorgulamadığı ve bu sorgulamamaları ülkeyi bu hale getirdiği ve sorgulamamanın yanlış olduğundan haberleri olmadığı için gözlerine sokmaya çalışıyorsun. sen sadece istiyorsun ve bu isteğin gerektirdiklerini yapıyorsun..

eleştirme konusuna gelirsek de yukarıdakilerden pek farklı olmayacak ama bizim gibi ne kadar çok insan düşünürse kendimizi o kadar güvende ve zeki hissederiz. ego tatmini de olabilir bir yerde..
0
dambil
(12.09.09)
(10)

çok cahilim be sözlük

sarper361
şimdi işletim sistemleri hakkında pek bir bilgim yok ama macbooklara filan windows yüklenebildiğini biliyorum(yanlış biliyor da olabilirim).benim anadolu çocuğu asusuma mac os yüklenir mi peki yoksa illa elmalı bilgisayar mı lazım?
şimdi işletim sistemleri hakkında pek bir bilgim yok ama macbooklara filan windows yüklenebildiğini biliyorum(yanlış biliyor da olabilirim).benim anadolu çocuğu asusuma mac os yüklenir mi peki yoksa illa elmalı bilgisayar mı lazım?
0
sarper361
(07.09.09)
yuklenir. nur topu gibi bir tane hackintosh'unuz olmus olur.

www.osx86project.org
www.hackint0sh.org

adreslerini ziyaret ediniz.

not: o kadar da kolay bir surec degildir ve datalarinizin yedegini almayi unutmayin.
0
crucio
(07.09.09)
kuruluyor da biraz meşakkatli bir iş(miş)...
nette anlatımı ve videoları dolaşıyor, bakarak yapılabilir yani.
ilk bulduğum:
forum.ceviz.net
0
late viper
(07.09.09)
pek tercih edilmemesinin sebebi ne sorun mu çok oluyor? benimde oyunlardan kurtulmam lazım sadece photoshop illustrator kalsın onlara odaklanayım istiyorum aklıma bu fikir geldi.
0
🌸sarper361
(07.09.09)
Kurabilirsiniz ama bilgisayarınızın bazı özellikleri -mesela işlemcinin uygun olması- desteklemesi gerekiyor. İnternette ararsanız gerekli özellikleri bulabilirsiniz.

Şayet bilgisayarınız uyumlu ise kurulum kısmı windows kurar gibi. Yalnız şöyle bir şey var; kurma işini yaparken bir yerde "kurulum ayarları" gibi bir yer var. İşte o yer çok önemli. Bilgisayarınızın donanımına göre özellikleri seçmeniz gerekiyor. Yoksa ileride bazı sorunlar yaşayabilirsiniz.

Ayrıca hatırlatmak isterim; ne kadar iyi ayarlarsanız ayarlayın, mac işletim sistemi en iyi performansı yine macbook'larda gösterir. Kuracağınız işletim sistemi orijinali gibi olmayacaktır.

Benim tavsiyem bu işten anlayan bir arkadaşınız varsa ona yaptırın. Ben öyle yapmıştım. Ama sonra sıkıldım openSUSE kurdum.
0
gyroscope
(07.09.09)
o da nesi? soru değişti peki bahsettiğim durumu(bkz: 2 yukarısı) karşılayabilecek bir öneriniz var mı?
0
🌸sarper361
(07.09.09)
linux(ubuntu,pardus,fedora vs..) kurup - üstüne virtualbox üzerine windows yükleyebilirsiniz. bu windows üzerinde pek oyun oynayamassınız çünkü ekran kartı destekleri pek iyi değildir.
yalnız photoshop da ekran kartı istemekte o yüzden kesin bir şey diyemeyeceğim.fakat photoshop oyun motorlarının istediği özellikler-pixel shader 3.0,antialiasing gibi- ister mi şüpheliyim."virtualbox photoshop" diye googlelarsanız bilgi alabilirsiniz bence.
0
natnan
(07.09.09)
Ben mac kullanacaksanız gidip bir imac ya da macbook almanızı öneririm. Almak istemezseniz Linux kullanabilirsiniz. Linux o oyunları direkt olarak çalıştırmaz. Bazı programlar -wine gibi- aracılığı ile bir kısım oyunlar oynanabilir. Photoshop konusu hakkında bir bilgim tam olarak yok. Hiç merak etmediğim için pek araştırmadım. Ama yanılmıyorsam adobe photoshop Ubuntu üzerinde stabil olarak çalışıyordu.
0
gyroscope
(07.09.09)
eger donanimlarinizin kext keyleri(mac'lerin driver lari) varsa pc ye yukledigin mac yine performansli olarak calisir. uyumluluk listesi icin

wiki.osx86project.org adresinden bilgisayarini bulmaya calisabilirsin. benim butun parcalar uyumlu o yuzden gayet guzel bir sekilde kullaniyorum
0
crucio
(08.09.09)
Lifehacker'dan resimli anlatımı şuradan:
lifehacker.com
0
fretboard
(08.09.09)
dualboot candır. virtualbox vs olmadan aynı makinada birden fazla windows + mac os + bilimum linux olabilir.
ha ben win xp dışında bir şeyde rahat edemiyoum ne mac os ne windows.
0
kofteburger
(08.09.09)
(10)

gözlük + cam fiyatları ne kadar?

emrag
gözlerim 1 numara kadar miyop. nerden baksan 10-12 yıldır aynı gözlüğü kullanıyordum ta ki geçenlerde arkadaş üstüne basıp bir camını kırana kadar. ben gözlüğü alalı 10 sene olunca fiyatlar ne alemde bilemiyorum tabi. çerçevenin özel bir şey olmasına gerek yok, uyduruk bi şey olabilir, camların da ö
gözlerim 1 numara kadar miyop. nerden baksan 10-12 yıldır aynı gözlüğü kullanıyordum ta ki geçenlerde arkadaş üstüne basıp bir camını kırana kadar. ben gözlüğü alalı 10 sene olunca fiyatlar ne alemde bilemiyorum tabi. çerçevenin özel bir şey olmasına gerek yok, uyduruk bi şey olabilir, camların da özel bir şey olmasına gerek yok. nedir bu şekilde cam + çerçeve gözlük fiyatları?

gözlüğü sürekli takmıyorum. sadece geceleri görüşüm bulanıklaştığı için dolmuş, otobüs yazılarını göremiyorum yakınıma gelinceye kadar, bir de film izlerken kullanıyorum.

hazır başlık açmışken lens fiyatlarını da sorayım??
0
emrag
(06.09.09)
bi soru daha ben şimdi elimde sağlam kalan camı götürsem gözlükçü bunun numarasını anlayıp da bana aynı numara cam verir mi? şimdi bir de göz muayenesi olmak istemiyorum çünkü şu an ki camlarla mükemmel görünüyor uzaklar.
0
🌸emrag
(06.09.09)
fiyatları bilmiyoum ama ikinci sorunuza istinaden cevap, evet yapabilir. gözlükçüler cam ölçümü yapıp numaralarını tespit edebiliyorlar.
0
demcan
(06.09.09)
çerçeve fiyatları çok değişken,gidip görmeniz gerekiyor diye biliyorum.Kaçtan başlar kaça biter bir fikrim yok.
ben en son 2.5 miyop + 1 astigmat organik camları 30 liraya yaptırdım. 10 lirasını bağkur verdi.
hem 10 lira için(belki çerçeve için de 3-5 bir şey atıyordur) hem de daha sağlıklı olması için göz muayenesi daha iyidir.Eğer miyopunuz düştüyse daha düşük numaralı bir gözlük takmanız daha iyi.olandan daha yüksek takmanız numarada artışa sebep olabilir.Gerçi sürekli takmıyor olmanız çok sorun yaratmaz.
0
natnan
(06.09.09)
bir de geçende arkadaşın gözlüğünü kırmıştım,onun numaraları daha yüksekti,camı üstüne prizmatikti(uv ışınlaırnı engelliyor falan),çerçevesi özel kaliteli bir şeydi,tamir + cam için 80 lira vermiştim.
çok koymuştu :)
0
natnan
(06.09.09)
Çerçeve daha geçen aldım, 80 tl civarında bir fiyatı vardı. Titanyum çerçeveler 150 tl'den başlıyor dendi, yuh dedim. Camlar inceltildikçe fiyatları çok artıyor, 1 numara için inceltme gerekmez zannedersem.
0
Lethe
(06.09.09)
ha bir de lens : www.lensmarket.com en uygun fiyatlar burda.
düz miyoplu bünyeye 6lı paket ( 3+ aya kadar kullanılabilir) 30-40 lira civarı olması lazım
0
natnan
(06.09.09)
100 lira kadar bayılcam gibi o zaman gözlük için :/
0
🌸emrag
(06.09.09)
geçen hafta gözlük satın aldım ben de.

ilk beğendiğim çerçeve ray ban idi.475 lira fiyatı vardı.camlarla birlikte pazarlıkla 300 liraya kadar indi.

sonraki beğendiğim çerçeve ise benx diye bir markaydı.çerçeve 55 lira camlar 60 liraydı.ikisini pazarlıkla 80 e aldım.

eğer sosyal güvenceniz varsa 40 lira falan da o veriyor yani 40 liraya bile halledebilirsiniz onu.benim gözlük hakkım dolmuştu kullanamadım ama kullanabilseydim 40 liraya gelecekti.
0
nevrochaotica
(06.09.09)
sosyal güvence yok. hepsi cepten çıkacak.
0
🌸emrag
(06.09.09)
Ben yaklaşık 25 senedir gözlük kullanıyorum.

2 hafta önce gözlüğümü yeniledim.

Ben çerçeveye çok para verme taraftarı değilimdir. Fakat camlar söz konusu olunca paradan kısmam. Çünkü göze yapılacak en büyük kötülük "normal cam" kullanmaktır.

Verdure marka çerçeve + anti-refleli iki cama 125 TL. ödedim. Not: S.G.K.yı işin içine hiç katmadım.
0
Ted Lapidus
(06.09.09)
(14)

sevgilisi olmamış adam

potato
bendeniz oluyorum o adam, hiç doğru düzgün kız arkadaşım olmadı şimdiye kadar, hep kısa süreli benim için hüsranla biten hikayeler yaşadım. her neyse, şu sıralar çok yakın olduğum bi kız var, o da bana karşı boş değil gibi. şimdi soru geliyor; bu kıza şimdiye kadar hiç kız arkadaşım olmadığını söyli
bendeniz oluyorum o adam, hiç doğru düzgün kız arkadaşım olmadı şimdiye kadar, hep kısa süreli benim için hüsranla biten hikayeler yaşadım. her neyse, şu sıralar çok yakın olduğum bi kız var, o da bana karşı boş değil gibi. şimdi soru geliyor; bu kıza şimdiye kadar hiç kız arkadaşım olmadığını söyliyeyim mi? "ıyy ezik lan bu yaşa gelmiş sevgilisi olmamış maldır bu" şeklinde düşünür mü? yalan söyleyip 2-3 sevgilim oldu mu diyeyim? ne yapayım?

aslında karşıdakinin şimdiye kadar sevgilisinin olmaması gibi bir durum olsa benim için hiç sorun olmaz ama işte insan yine de düşünüyor. bu arada kızın önceden bir aşk hayatının olduğunu biliyorum.

yaş:22

ps: yazdığınız cevaba cinsiyetinizi de iliştirirseniz çok sevinirim
0
potato
(06.09.09)
söylersen :

-kız gerçekten seviyorsa daha iyi en azından eskisi ile ilgili fazla kafa kurcalıyıcı sorular yönetlmez sana, ayrıca senin sadece ona ait oldugunu düşünüp sana daha fazla baglanabilir. (iyiye ya da kötüye yormak sana kalmış)

söylemezsen :

hiç birşey olmaz aynen devam edersiniz

erkek
0
türk kelekom
(06.09.09)
söyle tabii neden çekinesin?
hatta aynen yazdığın gibi, şimdiye kadar hiç doğru düzgün kız arkadaşım olmadı, hep kısa süreli ilişkilerim oldu, sürmedi dersen daha iyi anlatmış olursun.

bendeniz bir bağyanım bu arada. yaş 23buçuk:)
0
somethinginthewayshemoves
(06.09.09)
söylemek en iyi çözüm sanırım bu durumda. ben kızın yerinde olsam bilmek isterdim yani. vereceği tepkiyle ileride ne durumda olabileceğinizi de tahmin edersin diye düşünüyorum. "ezik" diye düşünürse, bilirsin ki zaten birlikte olmanız daha da kötü olacak, rahat edemeyeceksin falan, ha "olsun canım ne var bunda" derse de seni olduğun gibi kabul ettiğini bilirsin, daha güçlü bir bağ oluşur.

2-3 sevgilim oldu dersen de kesin bilmek isteyecektir. şimdi olmasa ileride soracaktır, kimdi nerdendi diye, konusu mutlaka açılır yani. o yüzden yalan söylemeye hiç gerek yok.

ayrıca cinsiyet: kadın, yaş: 21
0
pandora
(06.09.09)
bnmde 21 yaşındayım şuana kadar 11 ciddi ilişkim oldu...günübirlikleri saymadım... bir sonraki sevgili bana sorarsa ben ne yapayım peki? 10 mu diyim, 20 mi?hangisi daha iyi "ilk sevgilimsin, seni bekliyordum" demek mi, "senden önceliklerde aynıydılar" demek mi. bende işin içinden çıkamadım... dürüst ol demiyorum ama bir düşün. benim ilişkim olsaydı, "sadece son sevgilim olduğunu bilmen yeterli derdim..." öncekileri karıştırma. erkek
0
barfbag
(06.09.09)
ben bir kadın olarak duymak isterdim bunu ya. yalnız derken kısa süreli yaşadım kısmını at. hatun kısmısı kıllanır kısa süreli ilişki diyen adamdan.
0
gene mi gene
(06.09.09)
Söyleme, ayrıca ne gerek var? Geçmişi de karıştırmayın hiç. Zaten insanlar birbirlerini çabuk tüketmeleri sonucu (geçmişi ortaya dökme, özel alanın kalmaması) tartışarak deşarj olmaya başladılar. Sevgilin de olsa, asla her şeyini bilmemeli, giz olmalı. Bu demek değildir ki arkadan iş çevirmelisin, bahsettiğim böyle bir şey değil. Güven ve dürüstlük bir ilişkinin temelini oluşturan iki ögedir evet, ama aptalca her detayı vermek de yanlış.

btw, dişiyim.
0
Struttin
(06.09.09)
ehhe bence söyleme. sorarsa da geçiştir eğer yalan söylemek istemiyorsan. ama söyleme derim. nedenini uzun uzun yazamıyacağım ama söylemee.
erkek.
0
x factor
(06.09.09)
Ben olsam hoşuma giderdi erkek arkadaşımın ilk kız arkadaşı olmak, söyle yani neden olmasın...
0
yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin
(06.09.09)
doğru düzgün kız arkadaşım olmadı, hep kısa süreli ilişkiler yaşadım dersen şimdiki kızda bi çekince olur bence. "acaba benle de mi kısa sürecek?" sorusu kızın beynini kurcalayabilir ve belki sırf bu yüzden seninle birlikte olmak istemeyebilir. hiç sevgilim olmadı demek daha mantıklı geliyor bu durumda. neden diye sorarsa; "gerçekten sevebileceğim biri olmadı" falan dersin :)

23 m istanbul :))
0
vudin
(06.09.09)
x factor'e katılıyorum, karşındakinden ne kadar hoşlansanda ilişki içerisine girdiğinde nasıl olduğunu bilmiyorsun. eğer satranç ilişkisi modelini benimsemiş tiplerdense çok çekersin. tabii sen şimdi kızı sevdiğin için konduramazsında. mümkün olduğu kadar yuvarlak konuş tam anlatma olayı. hem kızın gönlünü al hem de olayı tam anlatmadan geçiştir ama aklında bir fikir oluşsun yani. zaten bundan sonraki hayatın bunu yapmakla geçecek...

21 pipi
0
cevaps
(06.09.09)
bence 22 yasinda biri icin "hic sevgilisi olmama" durumu, yani en azindan ciddi bir iliskisi olmamasi durumunun cok ozel bir tarafi yok. Benim de 22 yasina kadar hic ciddi iliskim olmamisti. (22'ye 3 ay vardi tam rakam vermek gerekirse), ondan oncesinde benim de bir kac kisa sureli husranla biten ufak tefek hikayelerim olmustu. Ilk defa ciddi bir iliski yasamaya basladigimda yani "hic sevgilim olmadigini soylesem mi soylemesem mi" ikilemine dusmemistim. Bence soylersen "Bu yasa gelmis hic ciddi iliskisi olmamis" dememesi lazim yengenin. Tabi kisiden kisiye degisir ama, yahu 30 yasinda degilsin ki, 22 alti ustu... Ben anlatmistim o ufak tefek kisa sureli hikayelerimi bile, ama yani lafa benim hic sevgilim olmadi uhuhu diye girersen olmaz da, iste mesela ben yeri gelince demistim ki ya iste soyle bir kiz vardi, 1 ay kadar ciktik, sonra soyle soyle oldu ayrildik vs. seklinde anlatmistim. Hic bir sey de olmamisti, yani ters bi tepki gormemistim. Hatta ben de ona sormustum o da anlatmisti, ben de ters bi tepki vermemistim.
Tabi kisiden kisiye cok degisir tepkiler, asiri kiskanc falan ise yenge, anlatmamakta fayda da olabilir. Ama yani normal sartlar altinda, dedigim gibi "uhuhu" modunda anlatmazsan, hic bisi olmamasi lazim.
0
efe
(06.09.09)
"ıyy ezik lan bu yaşa gelmiş sevgilisi olmamış maldır bu" demesi %99 ihtimaldir.. hele de "bu arada kızın önceden bir aşk hayatının olduğunu biliyorum." cümlesini sarfettikten sonra..
siz burada yazanlara aldırmayın, tabii o da duyuru kullanıcısı falan değilse..:) yani artık ilkokul, ortaokul da başlıyor bu işler, siz o kızdan hoşlandıysanız, ortalama 15 yaşından beri kaç tane bu kızdan hoşlanan, yazan, seven adam olmuştur.. ee önceden bir aşk hayatı olduğunu biliyorsanız sizin bilmediğiniz daha neler vardır.. kızlar hakkında bilimsel bir gerçek bu linkini bulursam atarım, kızların-kadınların anlatıkları muhakkak ama muhakkak eksiktir, bunu unutmayın..
şimdi sizin iş yatar mı yatmaz mı olur mu olmaz mı bilmem ama eğer " benim hiç sevgilim olmadı biliyor musun merve" diye yaklaşırsanız merve ye, mervenin " ayy canım benim kıyamam sana.." ve hemen akabinde onu sevdiğinizi falan söylediğinizde " ama tatlım ben seni arkadaşım olarak seviyorum.." demesi muhtemeldir..
ayrıca bir kızın sizi sevdiğini, sinemada elele tutuşsanız dahi zor anlarsınız, her zaman arkadaş geyiği vardır.. şimdi sen " o da bana karşı boş değil galiba" demişsin ama belki o bunları çok sevdiği bir arkadaşı ile yaptığını zannediyor? o "boş olmama durumu" sadece arkadaşça dostça bir yaklaşım belki?
neyse çok uzun konuştum, toparlayayım; 1) kesinlikle sevgili olmadan "ben daha önce kimse ile çıkmadım" demeyin, sevgili olursanız söylersiniz, o zaman sizi daha çok sever..
2) açık konuşun kızla sevgili misiniz dost musunuz nesiniz belli olsun, yoksa siz onun peşinde öyle aylarca boş boş koşarken, umut ederken bir bakarsnız hooop o başkasına gitmiş.. olayı kesinleştirmezseniz çok üzülürsünüz sonra
3) dünyadaki tek kız o kız değil bunu unutmayın
4) yaş arttıkça şöyle 30 a falan yaklaştıkça merak etmeyin bir sürü kadın bulacaksınız, o yüzden hiç dert etmeyin..
0
kalim
(06.09.09)
kıza bağlı.
0
natnan
(06.09.09)
abartılacak bir durum değil yahu 22 yaşına kadar ciddi bir ilişkinizin olmaması. olmaması da iyi bir yandan, bağlanmaya ilk kez bu kadar yaklaştığınızı görmeniz iyi bir şey. söyleyin, anlayışla karşılayacaktır.

22 xy
0
ceres
(06.09.09)
(4)

Creative 2+1 hoparlör

Rodin
Muhterem duyuru ahalisi bende başlıkta belirttiğim arkadaştan var.şimdi bunun sol hoparlörü çok düzgün bir şekilde ses veriyor.Sağ hoparlör ise o kadar ama o kadar az ses veriyorki sesi sonlayınca bir fısıltı gibi ama net bir ses veriyor yani cızırtı veya dıııt diye bir ses gelmiyor.Denetim masasınd
Muhterem duyuru ahalisi bende başlıkta belirttiğim arkadaştan var.şimdi bunun sol hoparlörü çok düzgün bir şekilde ses veriyor.Sağ hoparlör ise o kadar ama o kadar az ses veriyorki sesi sonlayınca bir fısıltı gibi ama net bir ses veriyor yani cızırtı veya dıııt diye bir ses gelmiyor.Denetim masasında ses efekti cart curta girdim hoparlör ses ayarında iki hoparlörde full görünüyo nabıyım ben şimdi?
0
Rodin
(06.09.09)
Creative SBS 370 mi o? Bende var bu 2.1 setten, ses ayarı kumandasındaki tekerlekle yapılıyor. Oksitlenme midir nedir bilmiyorum ama zaman zaman kolonlardaki denge aynen bozuluyor. Kumandasından ses ayarıyla ileri geri biraz oynayınca düzeliyor. Kumandanın içini dikkatlice açıp temizleyebilirsiniz. Bence tekrar etmemesi için kumandadan sesi sabitleyip adaptöründen açıp kapatmak ve mümkünse ses ayarını sadece bilgisayardan yapmak gerek.
0
stephen dedalus
(06.09.09)
windowsun ses yöneticisinde (sağ aşağıdaki ikona çift tıklıyoruz) denge kısmı var,belki ordaki sola kaymıştır.
winampte de vaar buna benzer bir şey,orda da olmuş olabilir.
0
natnan
(06.09.09)
aynisindan bende de var. bende ayni orunu yasiodum. bilgisayara giren jak la, sub in arkasindakini degistir. baya bir vizzzz lama duyacaksin. sesini sonuna kadar actiginda bu vizzlama gidecek daha sonra sadece sistemden sesi acip kapaman gerekecek ancak sorunun cozulumus olacak.
0
buyerson
(06.09.09)
I love you buyerson:D harbiden yaradı be:D
0
🌸Rodin
(06.09.09)
(4)

bilgisayar sorunu- windows başlamıyor

theos ek mekhanes
kurtarın beni kafayı yemek üzereyim.windows vista kullanıyorum. öncelikle bilgisayar bir iki kilitlendi kendi kendine, ekrandaki görüntü saçmaladı böyle piksel piksel renkler saçmaladı, sonra kapadım tekrar açmaya çalıştığımda windows başlatılamadı. oturum açma sorunlarını kendi kendine denetledi al
kurtarın beni kafayı yemek üzereyim.
windows vista kullanıyorum.
öncelikle bilgisayar bir iki kilitlendi kendi kendine, ekrandaki görüntü saçmaladı böyle piksel piksel renkler saçmaladı, sonra kapadım tekrar açmaya çalıştığımda windows başlatılamadı.

oturum açma sorunlarını kendi kendine denetledi alet, belli bir noktaya geri yükleme yaptı yine olmadı. masa üstünün gelmesi gereken noktaya kadar geliyor ancak gelmiyor ekran kararık halde kalıyor sonra ya mavi ekran veriyor "windows başlatılamadı" vs diyor ya da öyle kalıyor kendim kapatmak durumunda kalıyorum.

şu an güvenli kipten girebiliyorum bilgisayara. niye böyle olur, ne yapmalıyım a dostlar bi yol yordam gösterin lütfen.
0
theos ek mekhanes
(06.09.09)
o siyah ekrandayken ceterele alt deleyt çalışıyor diye hatırlıyorum. görev yöneticisi/ işlemler explorer.exe yi sonlandırıp bi daha reset atmayı deneyin. bakalım nolucak.
0
emcedeltate
(06.09.09)
denedim ancak olmadı olamadı.
0
🌸theos ek mekhanes
(06.09.09)
virüs taratabilirsiniz
vista cdsi vardı repair gibi bir seçenek olabilir belki o işe yarar.
0
natnan
(06.09.09)
Bir disk taraması yaptırın. Bilgisayar açılır açılmaz F8' e basın, gelen ekranda "komut istemiyle güvenli modu" seçin. Açıldıktan sonra CHKDSK /r komutunu verin, hardiski bir tarasın bakalım. Komutu yanlış hatırlamıyorsam böyleydi.
0
vrythngfrz
(06.09.09)
(3)

laptopun açılmaması sorunu

baldur2
acer 5920g laptopun power tuşuna basıyorum ve ekrana hiç bir şey gelmiyor. bir de power tuşunu basılı tutup kapatamıyorum, dokunur dokunmaz da kapanıyor laptop. sizce sorun ne olabilir? bir fanlarını falan mı temizlesem? bataryalı da denedim bataryasız da denedim bu arada, ikisinde de siyah ekrandan
acer 5920g laptopun power tuşuna basıyorum ve ekrana hiç bir şey gelmiyor. bir de power tuşunu basılı tutup kapatamıyorum, dokunur dokunmaz da kapanıyor laptop. sizce sorun ne olabilir? bir fanlarını falan mı temizlesem? bataryalı da denedim bataryasız da denedim bu arada, ikisinde de siyah ekrandan başka bir şey gelmedi.
0
baldur2
(05.09.09)
ben pek umut göremedim açıkçası.
garantisi bitmemiştir işala.
0
natnan
(05.09.09)
yok 5-10 gün var galiba bitmesine:)
0
🌸baldur2
(05.09.09)
aynı şey hp laptop'ta başıma geldi. anakart yanmışmış. garanti kapsamında 1 haftada beleşe değiştirdiler. hemen teknik servise koş.
0
her pakette once kalite
(05.09.09)
(3)

Dizüstü ---> LCD

nano mercy
Bilgisayarımdaki filmleri kalite kaybı olmadan tvde nasıl izleyebilirim? Bilgisayar: VGA, RJ11, RJ45, S-Video Out, Headphone Out/S/PDIF, Mic In, DC In, ExpressCard/34TV: • Ext 1 Scart: Sol/Sağ Ses, RGB•Scart sayısı: 2• Ext 3: YPbPr, Sol/Sağ Ses girișiHDMI v1.3, CVBS giriși, Sol/Sağ Ses giriși•Ses Çı
Bilgisayarımdaki filmleri kalite kaybı olmadan tvde nasıl izleyebilirim?

Bilgisayar:
VGA, RJ11, RJ45, S-Video Out, Headphone Out/S/PDIF, Mic In, DC In, ExpressCard/34

TV:
• Ext 1 Scart: Sol/Sağ Ses, RGB
•Scart sayısı: 2
• Ext 3: YPbPr, Sol/Sağ Ses giriși
HDMI v1.3, CVBS giriși, Sol/
Sağ Ses giriși
•Ses Çıkıșı - Dijital: Koaksiyel (cinch)
•Diğer bağlantılar: S/PDIF çıkıșı (koaksiyel)
•HDMI 1: HDMI v1.3
• EasyLink (HDMI-CEC)

USB girişi ve HDMI çıkışı olan DVD player ya da benzer bir şey mi almalıyım?
0
nano mercy
(03.09.09)
vga-hdmi dönüştürücü kablolarından almalısın.
0
ocanal
(03.09.09)
bildiğim kadarıyla vgadan lcdye bağladığınızda pek de güzel olmaz.
referans verem hatta : (bkz: #11265507)
dvi çıkışınız yok mu bilgisayarınızda? dvi-hdmidır oluru
0
natnan
(04.09.09)
120 ekran sony'ye bagladim laptopimi vga kablo ile. canavar gibi goruntu vardi.

ama yine de en guzelinin usb girisli dvd player ya da wd tv gibi cozumler oldugu da ortada.
0
co2s2
(04.09.09)
(7)

usb direksiyon seti

natnan
50 - 100 lira arasında almayı planlıyorum bir tane.ne alayım,ne önerirsiniz?Not : Bu soru kendini 1-2 hafta sonra satın almadan önce tekrarlayacaktır.
50 - 100 lira arasında almayı planlıyorum bir tane.
ne alayım,ne önerirsiniz?



Not : Bu soru kendini 1-2 hafta sonra satın almadan önce tekrarlayacaktır.
0
natnan
(03.09.09)
ben zamanında snoopy diye bir marka almıştım ama hiç memmun kalmadım beceremedim bir türlü logitech filan da denedim en güzeli klavyede sürmek bence ama illa alcam diyosan snoopy filan dandik bişi alma sakın sakın ha.
0
bakteric
(03.09.09)
üzücü bir haberim var sana; o fiyatlara aldığın ürünler malesef seni tatmin etmeyecek, hatta tatmin etmeyi geçtim bir işine yaramayacak, oynarken-oynamaya çalışırken- sinir olduğunla kalıcaksın.

paranın gözü kör olsun diyorum ve her ne kadar pahalı da olsa

logitech g25 racing wheel
logitech driving force pro isimli ürünleri öneriyorum.

ayrıca www.rallivideo.com adresindeki foruma sorarsan eminim yardımcı olacaklardır, belki de daha ucuz ve kaliteli direksiyon setlerini sana önereceklerdir. ikinci el de bulabilirsin.
richard burns rally oynamak güzel şey :D
0
ninjatuner
(03.09.09)
üzüyorsunuz beni :)
oysa ki (bkz: snopy) güzel şeyler diyorlar.
0
🌸natnan
(03.09.09)
snoopy bende de var 50 liraya alındı. 2 kez usb girisi bilgisayara takıldı ve kutusunda şuanda istersen 35tl ye verebilirim.ama yok satmıyorum bu kadar dandik bir şeyi sana satıp senin de oyun oynama zevkini elinden almayayım.
0
ykyt
(03.09.09)
o paraya aldığınız direksiyonlarla oynadığınız oyun, klavyede oynadığınızın yarısı kadar tat vermeyecektir.250-300den aşağıya gerçekten zevk verecek direksiyon yok.
0
suursuz deve
(03.09.09)
50 liraya almış olduğum, markasını bile bilemediğim şu an (istersen kontrol ederim) kutusunda duran bir direksiyon setim var. dilersen irtibata geçelim yarı fiyata göndereyim sana... hevesini almış olursun bari. benden önceki yorumlara katlıyorum. ucuz etin yahnisi yavan oluyor... :))
0
minyatur dev
(04.09.09)
100-150 lira arasına biraz uğraşıp 2. el logitech driving force pro alabilirsiniz.
0
skatheist
(04.09.09)
(4)

Tüketici hakları

bir zamanlar cocuktum
Efendiler şimdi anacığım, indirimden 3 tane kot almış. Peşin fiyatı 34tl iken taksitli fiyatı 54tl lira, sanırım arada bu bilgi katakulliye gitmiş annem peşin fiyatı ile taksitli fiyatı aynı diye 3 aylık taksit yaptırarak ürünü almış.Sonuç itibari ile eve gelince durumu fark etti ve direkt kotları a
Efendiler şimdi anacığım, indirimden 3 tane kot almış. Peşin fiyatı 34tl iken taksitli fiyatı 54tl lira, sanırım arada bu bilgi katakulliye gitmiş annem peşin fiyatı ile taksitli fiyatı aynı diye 3 aylık taksit yaptırarak ürünü almış.

Sonuç itibari ile eve gelince durumu fark etti ve direkt kotları aldığı yeri arayarak, ürünleri bu fiyattan almak istemediğini iletti, bu faturayı iptal edip peşin fiyatından nakit ödemek istedi ancak karşı taraf bunu kabul edemeyeceğini söylüyor. Tabi bu durum insanın sinrini bozuyor, önemli olan 3 kuruşluk fiyat farkı değil adamların sizi enayi yerine koyması ve küstahca cevap vermesi.

Ki ürünler hiç kullanılmadı bu duruma göre iade etmemiz durumunda direkt bize para iadesi yapmaları gerekmiyor mu (sanırım dükkanda indirimdeki ürünlerde iade kabul edilmez diye duvara yapıştırılmış kağıtlar var, bu durum da iade işi yalan mı olur?). Ne yaapılabilir bu adamların bu küstahlığının önüne geçebilmek için?

ah anam garip anam:)
0
bir zamanlar cocuktum
(02.09.09)
Tuhaf, artık vade farkı pek kalmadı, olsa bile %60 vade farkı olamaz. Bu mağazaya bir de siz gitseniz veya birlikte giderek fiyatları kontrol ettikten ve fiyatların böyle olduğunu gördükten sonra yüzyüze derdinizi anlatsanız telefondaki kadar kolay "hayır" diyemezler sanırım.

Ancak aynı şeyi kendim yapar mıydım, sabırla inkna etmeye çalışır mıydım? Emin değilim, asabiyim ben biraz. Bu yüzden biraz araştırdım, sanırım 'sebep göstermeksizin iade' için uzaktan (internet ve telefon gibi) ve harcama belgesi olmaksızın yapılan alışverişlerde 10 gün süre var. Tüketici Yasası'nı iyice inceleyin yine de.
0
uyuklayankedi
(02.09.09)
gidip iade edin. 15 gün içinde yanılmıyorsam geri verebiliyorsunuz. hadi 1 hafta olsun, ne fark eder.

geri verdikten sonra, isterseniz, istediğiniz şartla da geri alabilirsiniz.
0
tulkas
(02.09.09)
ben de istedikleri kadar kağıt yapıştırsınlar tüketici haklarına göre iade almak zorundalar diye biliyorum.
0
natnan
(03.09.09)
ben de üstüme "aldığım her şeyi keyfim isterse her koşulda iade edebilirim" diye yazı asıp gezicem öyle mağazaları. o yazıyı gösterirse ben de gösteririm kendi yazımı. yazıyla olsaydı...
0
kibritsuyu
(03.09.09)
(6)

Kablosuz Ağ Bağlantı Gücü

Alice
Kablosuz modem aldık ama odaların birinde 4/5 diğerinde de 3/5 çekiyor. Bir şey indirirken bu indirme hızını etkiler mi? Neyi etkiler?? Bunun bir çıkar yolu yok mu? Yerini değiştirdik ettik ama bütün stratejik noktalarda aynı sonucu aldık. 5/5 başarılı olduğumuz tek yer evin tam ortasında, bir kapın
Kablosuz modem aldık ama odaların birinde 4/5 diğerinde de 3/5 çekiyor. Bir şey indirirken bu indirme hızını etkiler mi? Neyi etkiler?? Bunun bir çıkar yolu yok mu? Yerini değiştirdik ettik ama bütün stratejik noktalarda aynı sonucu aldık. 5/5 başarılı olduğumuz tek yer evin tam ortasında, bir kapının önü. Oraya da koyacak halimiz yok valla. Tavana, duvara asıp kablo çekmeyi bile düşündük ama yine 5/5 elde edemiyoruz iki bilgisayarda da. Amma dertli bu internet işleri, zaten paylaşamıyorduk şimdi iyice bela oldu.
0
Alice
(02.09.09)
etkilemez diye biliyorum da bir teknik eleman gelip dövmesin beni burada

kaç kişi kullanıcak interneti.? ne indiriceksiniz.? birde kullanılan programlar internetin hızını azaltır diye biliyorum.
0
alokozay
(02.09.09)
Anlamadım valla.. ne indireceğimiz ne fark edecek ki? Ha şarkı, ha film, ha oyun.. Hepsini indireceğim sonra da basıcam kırbacı basıcam kırbacı.. Dediğim gibi iki kişi kullanıyor bilgisayarı. Program mrogram nereden çıktı bilmiyorum. Bağlantı hızını soruyorum, hiçbir şey yapmıyor olsak bile ulaşabileceğimiz en yüksek hızı etkiler mi bu bağlantı gücü? Gerisi önemli değil.
0
🌸Alice
(02.09.09)
über bir bağlantı hızınız yoksa etkilemez. zaten wireless bağlantının üstüne fareyi getirdiğinizde hızla ilgili bilgi yazıyor.
0
emrag
(02.09.09)
Nasıl über olacak? 2 megabayt mı ne bağlantı hızı. 200 ile indiriyordu kabloluyla ama kablosuzla denemedik. Hatta niye denemek yerine gelip burada sorduğumu bilmiyorum, şimdi farkettim :P Ama madem sordum, söyleyin. O bağlantı gücünün anlamı ne?
0
🌸Alice
(02.09.09)
30-40 mbit değilse internet hızınız bir şey olmaz diye bilir ve söylerim ben.
0
natnan
(02.09.09)
sinyal gücünü diyorsun sanırım. o senin 3/5, 4/5 dediğin olay işte. 3 çubuk 4 çubuk sorun yaratmaz. hele ki 2mbit bağlantıda.
0
emrag
(02.09.09)
(2)

wireless ile bazı sitelere giremiyorum :/

emrag
ağdaki bilgisayar üzerinden nete giriyorum. (bağlantı wireless) şöyle bir sorunum var ki modeme kabloyla bağlanan diğer bilgisayar her siteyi açabiliyorken, o bilgisayar üzerinden nete bağlanan bilgisayar bazı sitelere girmiyor. mesela hepsiburada ya da milliyet'in, hurriyet'in siteleri ya da içinde
ağdaki bilgisayar üzerinden nete giriyorum. (bağlantı wireless) şöyle bir sorunum var ki modeme kabloyla bağlanan diğer bilgisayar her siteyi açabiliyorken, o bilgisayar üzerinden nete bağlanan bilgisayar bazı sitelere girmiyor. mesela hepsiburada ya da milliyet'in, hurriyet'in siteleri ya da içinde türkçe karakter olan siteler. dns otomatik de olsa kendim de ayarlasam fayda etmedi. sadece proxy kullanarak ya da netteki proxy siteleri üzerinden ulaşabiliyorum bu sitelere. ethernet ya da usb ile modeme bağladığım zaman da sorun yok. sadece diğer bilgisayar üzerinden wireless ile bağlanınca sorun yaşıyorum. nedir buradaki sorun? deliricim. az kaldı.
0
emrag
(02.09.09)
firewall - antivirüs varsa onların ayarlarına bakınız.(kolayı disable edip denemek(hem kendi bilgisayarınızda hem de aracı bilgisayarda)
türkçe karakterle ne alakası var hiç bir şey aklıma gelmior ama.
0
natnan
(02.09.09)
kapalı windows'un firewall'u. tüm antivirüs, firewall ne varsa da sildim sonuç alamadım. mesela yerli haber sitelerinden hiç birine giremiyorum wireless ile.
0
🌸emrag
(02.09.09)
(3)

aylık mavi kart

iker
ben bu karttan almak istiyorum ama nasıl. iett'nin sitesine girdim 1 resim bir de nüfus cüzdanı ile akbil satış noktasına başvurun demişler. herhangi bir yere başvursak oluyor mu? bi de kart almak mecbur mu ben 1-2 ay yüklicem o kadar...
ben bu karttan almak istiyorum ama nasıl. iett'nin sitesine girdim 1 resim bir de nüfus cüzdanı ile akbil satış noktasına başvurun demişler. herhangi bir yere başvursak oluyor mu? bi de kart almak mecbur mu ben 1-2 ay yüklicem o kadar...
0
iker
(02.09.09)
karta gerek yok. akbil tom u alman yeterli. o kartın da bi esprisi yok zaten.
0
bryan fury
(02.09.09)
2 hafta önceki bilgilerime dayanarak söyleyeyim.
herhangi akbil doldurucu yer yapmıyor.ama sorarsanız en yakın mavi kartçıyı gösterir tahminimce.
bu kartı almanız mecburi.
bir de şöyle bir durum var,bu kartlar dönemlik,aylık değil gibi bir abzürtlük var.
yani 28 Ağustostan 28 Eylüle kadar hangi tarihte alırsan al o kartın son günü 4 ekim.27 Eylül'de alırsan da 4 ekim 28 Ağustos'ta da.
0
natnan
(02.09.09)
mavi kart ve akbili sadece iett ye ait akbil dolum merkezlerinden alabilirsin. aylık dolduracaksan yine iett ye ait yerler yapıyor. Otomatik Makineler ve özel bayiler sadece para dolumu yapar.

İett'ye ait olanlar ana duraklarda oluyor. Taksim, Beşiktaş, Kadıköy, Mecidiyeköy gibi merkezlerden alabilirsin.
0
tolginho
(02.09.09)
(4)

otobüs bileti sorgulama

natnan
yok mu bunun sitesi yahu bulucak.com vs gibi.topu topu 7-8 uçak firması 100000 bin otobüs firması var tabi,kolay olmaz o iş ama yapan yok mudur?yoksa yapayım mıdır :P
yok mu bunun sitesi yahu bulucak.com vs gibi.
topu topu 7-8 uçak firması 100000 bin otobüs firması var tabi,kolay olmaz o iş ama yapan yok mudur?
yoksa yapayım mıdır :P
0
natnan
(30.08.09)
www.biletall.com var. 80 tane firmadan sorguluyor.
0
sourlemonade
(30.08.09)
bibakalim
(30.08.09)
sorgulamaya gerek yok, metro turizm nasılsa gidiyordur.
hatta gitmiyorsa bile siz rica edin, uğrarlar.
0
aithra
(31.08.09)
:)
metro turizm evimin önüne bıraksa binmem.
ve tabi ki (bkz: metro turizm)
0
🌸natnan
(31.08.09)
(3)

(ACIL) Cokmus WinXP ve Diskleri Gormeyen Ubuntu Live CD

roadrunner_merlin
Merhabalar,Epeydir Windows XP kullaniyordum ama dun aksam kendileri sizlere omur. Simdi Ubuntu 7.04'un live cdsini taktim ve su anda onun uzerinden internete cikabiliyorum. Istedigim sey, 2 partition olan diskime ve usb external hdd'ime erisip gerekli yedeklemeleri yaptiktan sonra format atmak ama d
Merhabalar,

Epeydir Windows XP kullaniyordum ama dun aksam kendileri sizlere omur. Simdi Ubuntu 7.04'un live cdsini taktim ve su anda onun uzerinden internete cikabiliyorum. Istedigim sey, 2 partition olan diskime ve usb external hdd'ime erisip gerekli yedeklemeleri yaptiktan sonra format atmak ama disklere erisirken asagidaki hatalari aliyorum, nasil cozebiliriz?


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
External HDD'e erismeye calisirkenki gelen hata mesaji;
-------------------------------------------------
Unable to mount the selected volume. The volume is probably in a format that cannot be mounted.
mount: wrong fs type, bad option, bad superblock on /dev/sda1,

missing codepage or other error

in some cases useful info is found in syslog - try

dmesg | tail or so



error: could not execute pmount
------------------------------------------------------------
C'e erismeye calisirkenki gelen hata mesaji;
-------------------------------------------------
Unable to mount the selected volume.
error: device /dev/hdc5 is not removable

error: could not execute pmount

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
0
roadrunner_merlin
(30.08.09)
7 versiyonunun ntfs desteği vardı diye hatırlıyorum ama yine de sorun oysa yazayım.
sol üstteki uygulamalar dan ekle kaldır'a girip
ntfs diye aratın,sanırım ntfs3g diye bir program çıkacak onu yükleyin.
sonra o programı açıp (uygulamalar - sistem di sanırım) bişileri(hatırlayamıyorum) tikleyin :)
sonra tekrar açmayı denediğinizde ya açılacaktır ya da başka bi hata verecektir.
başka bir hatada forcela açmanızı isteyecek bir komut verir size.
uçbirim/terminal açarak o komutu girerseniz bu sefer olur.
permission denied derse komutun başına "sudo" ekleyin.
0
natnan
(30.08.09)
@natnan
benimki 7.04, sanirim ntfs destegi 7.10'dan sonra gelmis.
Add/Remove dan arattim ama ntfs3g yok sadece ntfsprogs var o da yuklu.
0
🌸roadrunner_merlin
(30.08.09)
o zaman terminal'den karıştırmayı deneyin.Pek deneyiminiz yoksa önemli bir nokta : TAB düğmesi yazıları tamamlayıcıdır,yani moun yazıp bir kere TAB a basarsanız moun'la başlayan sadece mount varsa ona tamamlar,birden fazla seçenek varsa iki kere basın listeler seçenekleri.
biraz deneme yanılma ve TAB ile
mount -f -ntfs-3g /dev/sda1
mount -f -ntfs-3g /dev/hdc5
deneyin.
hatta benim ubuntumda mount.ntfs diye bir komut var "-ntfs-3g" argumanını kaldırıp onu da kullanabilirsiniz sanırım.
0
natnan
(30.08.09)
(5)

E-posta sonu

natnan
E-postalarınızı nasıl sonlandırırsınız?Arkadaşlar,dostlar,tanıdıklar neyse.Eyvalla kankadan hadi kendine iyi baka kadar gidebiliyor.Sorum tanımadık ya da az tanıdık -iş amaçlı (dilekçe gibi bir şey istenebilir,bilgi olabilir,şöyle şöyle bir şey yaptım olabilir)-internette sitede gördüğünüz birinden/
E-postalarınızı nasıl sonlandırırsınız?
Arkadaşlar,dostlar,tanıdıklar neyse.Eyvalla kankadan hadi kendine iyi baka kadar gidebiliyor.
Sorum tanımadık ya da az tanıdık
-iş amaçlı (dilekçe gibi bir şey istenebilir,bilgi olabilir,şöyle şöyle bir şey yaptım olabilir)
-internette sitede gördüğünüz birinden/siteden bilgi alma amaçlı
-iş arkadaşı
-akademik

gibi durumlarda nasıl bitiriyorsunuz e postalarınızı?
Örn : "Rica ederim","İyi çalışmalar","Sevgiler"
0
natnan
(27.08.09)
İyi günler dileklerimle.
-İsim Soyisim-
0
kemal sunal
(27.08.09)
Hepsi için "iyi çalışmalar", "kolay gelsin" denebilir. Samimiyet varsa ve görüşülen biriyse "görüşmek üzere" gayet uygun. Üst düzey yönetici ya da mesafeli olduğunuz birisiyse "saygılarımla" iyi olur.
0
Lethe
(27.08.09)
İş yazışması ise yüzde doksan şöyle bişey olur:

Saygılarımla,
Ahmet Mehmet Bilmemne
Pazarlama Sorumlusu
ZartZurt San. ve Tic. A.Ş.
Tel: 0212 234 45 56 (123)

Yok iş değil ama formal olması isteniyorsa şu yeterli:

Saygılarımla,
Ahmet Mehmet Bilmemne
0
burasi kasiyo msn var mi
(27.08.09)
bir de şöyle bir şey var :
kişi üstünüzdür (hoca misal)
"tamam natnancım o böyle olsun bu şöyle olsun

görüşmek üzere,sevgilerle der."

biz ne diyebiliriz?
tamam hocacım öptüm kocaman diyemeyiz heralde :P
0
🌸natnan
(27.08.09)
İlginiz için teşekkür ederim. İyi çalışmalar.

Saygılarımla,

ad soyad
diğer bilgiler

----
gibi bi şey olabilir mesela hocaya cevap olarak
0
qsxdr
(27.08.09)
(4)

klor problemi

madrigal
dün havuza başladım 1.5 saat yüzdüm, çıktığımda gözler feci kırmızıydı , damla damlattım filan kaşınmıyor ama annem tutturdu gözlük kullan diye, neyse 20 gün daha gideceğim havuza bu klorun zararı ne olur en fazla?edit: zaten bone ile garip bir biçim alıyorum, gözlükle pekiştirmek istemem.
dün havuza başladım 1.5 saat yüzdüm, çıktığımda gözler feci kırmızıydı , damla damlattım filan kaşınmıyor ama annem tutturdu gözlük kullan diye, neyse 20 gün daha gideceğim havuza bu klorun zararı ne olur en fazla?

edit: zaten bone ile garip bir biçim alıyorum, gözlükle pekiştirmek istemem.
0
madrigal
(26.08.09)
havuzda gözlerin kızarması bana göre çok normal artık :) $u ana kadar bir zararını görmedim ama havuza gireceksin gözlerden önce kulaklarını iyi tıka.Eczaneden tıkaç al falan.Çok çabuk iltihap kapıyor meret.Gözlere gelince dediğim gibi doktor değilim ama benim her gün havuzdan çıkınca öle 2-3 saat kaldığımız için kıpkızarık oluyordu.
0
Belegg
(26.08.09)
klor atılan havuzlar yerine ozonlananlara gitmek kesin çözüm gibi sanki.
0
roadrunner_merlin
(26.08.09)
gözlükte ne problem var?
0
natnan
(26.08.09)
küçükken klor seviyesinin fazla olduğunu düşündüğüm bir havuzda yüzdükten sonra geçici körlük yaşamıştım (brightness'ı son seviyeye getirmişsin gibi) çayla falan pansuman yaptılar sonra geçti..
0
rednoff
(26.08.09)
(17)

çok ileri Gelecek sizce nasıl olacak ?

efe
düşüncelerinizi bekliyorum zaman sınırlaması yok 100 sene sonra, 500 sene sonra, 100 bin sene sonra diye yorum yapın, merakla bekliyorum. bir de niye öyle olacağına dair bir iki şey de söylerseniz daha iyi olur. her cevaba tik var :)bence örneğin, 1000 sene içinde dünyada en fazla iki dil kalır, yin
düşüncelerinizi bekliyorum zaman sınırlaması yok 100 sene sonra, 500 sene sonra, 100 bin sene sonra diye yorum yapın, merakla bekliyorum. bir de niye öyle olacağına dair bir iki şey de söylerseniz daha iyi olur. her cevaba tik var :)

bence örneğin, 1000 sene içinde dünyada en fazla iki dil kalır, yine insan ömrü 200-300 ü bulur. 20.000 sene içinde marsta dünya benzeri atmosfer yaratırız tüm gezegene yayılırız...
0
efe
(24.08.09)
50 sene sonra obezite tavan yapacak. bütün işlenmiş gıdalar fda tarafından şişmanlattığı ve hastalığa neden olduğu gerekçesiyle yasaklanacak.
0
clementine
(24.08.09)
150 sene içinde olacaklar:

iklim değiştikçe ve doğa zarar gördükçe türler azalacak, doğanın dengesi tamamen bozulacak. gelişen teknolojiyle doğru orantılı olaran artan enerji ihtiyacı en önemli gündem maddelerinden biri olacak. doğalgaz ve petrol gibi fosil yakıtlar ortadan kalktıkça enerjiye duyulan ihtiyaç gittikçe artacak, ancak güneş, elektrik ve rüzgar enerjisi daha fazla geliştirilemezse etraf otomobil çöplüğüne dönecek ve kışları gerçekten çok üşüyeceğiz. ancak üşümeden önce de son kalan doğalgazı satanları zengin edeceğiz. belki onlar bu kaynaklarla yeni enerji kaynakları bulacaklar, eğer bulamazlarsa da gelişmiş bir uygarlığın elindeki teknolojiyi enerji olmadığı için kullanamayan çaresiz temsilcileri haline geleceğiz. iklim değiştikçe ve doğal kaynaklar kimi yerde artıp kimi yerde azaldıkça su ve tarım ürünleri için savaşlar çıkacak. insan nüfusu artmaya devam edecek, güçlü ülkeler iyi yaşam seviyelerini korumak için güçsüz olanlara saldırıp onların elindeki kaynakları (verimli toprak, su) alacaklar, ele geçirilen sömürgelerin halkı açlığa ve ölüme mahkum bırakılacak. genetik bilimi iyice gelişecek, kanser gibi zor hastalıklara çözümler bulunacak. tabii bundan sadece gelişmiş ülkelerde yaşayanlar yararlanacaklar.

rusya ve çin dünya çapında en önemli güçler olacaklar. çin insan gücüyle, rusya da kısa ve orta vadede zengin doğal kaynakları sayesinde dünyada iyice söz sahibi olacak.
0
i ve been mistreated
(24.08.09)
2012'de olmezsek,
- 100 yil icinde iklimler farklilasir, atmosfer ve kara/su dagilimlari degisir, insanlar goc etmeye baslar
- 200 yil icinde dunyada savas cikar, bircok insan aya yerlesmistir o sirada, diger gezegenlere de yerlesme planlari baslamistir
- 500 yil icinde dunyada yiyecek kitligi yasaniyordur, dunyada insan dagilimi ve yogunlugu azalmistir, belli bolgelerde devasa cam kubbeler icinde teknolojik sehirler kurulmaya baslanmistir
- 1000 yil icinde ucan arabalar yayginlasmistir ve yakin gezegenlerdeki yerlesim bolgelerine yolculuklar yapilabiliyordur, yasam olan gezegenler kesfedilmistir
- 5000 yil icinde uzak gezegenlere yerlesmeye baslamis oluruz, evrenin bircok yeri kesfedilmis olur, dunyanin nufusu azalmistir, kapali sehir sistemleri disinda kalan vahsi insan irklari vardir, dunyanin cogu yeri collesmistir.
- 10.000 yil icinde yeni dunyaya gidilebilmistir, isik hizina yakin uzay araclari vardir.
- 100.000 yil icinde gezegenler arasi uzay yolculuklari vardir artik, isinlanma icat edilmistir, insanin yaslanmasi yavaslatilmistir ve hastalik yoktur.
- 500.000 yil sonra isik hizi asilabiliyordur, hyperspace kesfedilmistir.
- 1.000.000 yil sonra iste bildigin star wars, battle star galactica...
- 1.000.000.000 yil sonra evrenin her yeri kesfedilmistir, zavalli dunyamiz yok olmaya baslamistir o sirada, yeni irklar vardir, insan irki degismistir tamamen
- 6.000.000.000 yil sonra gunes sistemi yok olur, samanyolu yamulmustur heralde, oyle bilgi duseyim dedim.
- 100.000.000.000 yil sonra cok boyutlu algisal zaman yolculuklari yapilabiliyordur, bildigimiz insan irkinin soyu tukenmektedir, ondan turemis farkli irklar vardir
- 1 trilyon yil sonra uzay ve zaman kavrami farklidir, algimizin otesinde bir evren degisimi oluyordur,
- 1 undesilyon yil sonra, farkli evrenlere ve farkli zamanlar icice gecmeye baslamistir, canlilar yoktur o sirada, bilmedigimiz enerjiler sevisiyordur birbiriyle..
- 1 sentilyon yila yakin hersey yok olur, butun evrenler ve zamanlar, dusunup dusunemedigimiz hersey, hiclik..

o sirada gozumu acarim ve hersey yeniden baslar..
0
ermanen
(24.08.09)
max 50 sene sonra "sirozdan öleceğim"
0
kemal sunal
(24.08.09)
dünya üzerindeki paylaşım kavgası ve bunun getirisi olan, nükleer ve biyolojik silahlar ile birlikte maks. 20 yil. sonrasi düzlük.. haydi bismillah..
0
kobretti
(24.08.09)
50 milyon yıl sonra tarih dersleri çok zor olur.
0
wampex
(24.08.09)
ben uzay çağını merakla bekliyorum. dünyalıların dünyalı olduklarını fark ettikleri zamanlar... nene gel atmosfere çıkalım diyen torunlarıma yiee bi durun alla aşkına demek istiyorum. :)
0
kediebesi
(24.08.09)
En geç 100 yıla barbarlığa düşeriz. Bildiğimiz anlamıyla medeniyet izole edilmiş ve nükleer güçle kendilerini devam ettirmeye çalışan şehir devletlerinin hakimiyetinde olur, dünyanın geri kalanı taşla okla mızrakla mağaralarda yaşar. Nükleer santrallerin eskimesi sonucunda şehirler birer birer barbarların eline düşerken "medeni insan"ın yapabileceği tek şey seyretmek olur. 500 yıla yeni bir dünya kurulur, ama çok daha az nüfusla ve çok zor yaşam şartlarıyla.
0
calendil
(24.08.09)
madem zaman sınırlaması yok, o zaman şu linkleri verip kaçayım ben;

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

alakalı olarak;

www.redcolony.com
www.marsdrive.com
www.nexialquest.com
www.worlddreambank.org
0
deckard
(24.08.09)
bir büyük savaş daha bekliyorum ben, doğu-batı ya da kuzey-güney istikametinde, bilemedim tam olarak.
papalığın ortadan kaldırılmasını da bekliyorum, milletler birliğinin (?) çok fazla ayağına dolandı çünki.
tüm suların kirlenmesini de bekliyorum, ki zaten kirlendi sayılır.
salgın ve diğer hastalıklardan daha fazla insan ölecek bir de (kanser mesela).
teknolojinin de anamızı ağlatacağını söyleyebilirim, hiç özelimiz kalmayacak.
devletler daha okkalı yalanlar atacak.
hiç bir yiyecek doğal olmayacak.
0
aithra
(24.08.09)
gelecek 100-150 sene içinde önemli şeylerin olacağını düşünmüyorum ben. aya çıkıldıktan sonraki gelişmelere bakarsak, ki önemli bişey yok, uzaya gideriz koloni kurarız vs gibi fikirler 1000 seneleri bulur bence, dünya genel olarak kendi dertleriyle uğraşacak gibi görünüyor. doğal kaynakların azalması, küresel ısınma vs günümüze göre daha çok kendini hissettirir heralde. bunların mücadelesi falan, pff sıkıcı yani.

ama dünya 20.000 sene dayanırsa, işte o zamanı görmeyi çok isterdim.asıl heyecan o zaman başlar heralde.
0
pinking of you
(24.08.09)
çok ileri gelecek olmaz,düzlük olur kobretti'nin dediği gibi.20 yıl değil de daha çok tabi.bunun nedeni savaşlar olabilir,iklim olabilir,kuyruklu yıldız olabilir,matrix-battlestar galactica-terminator gibi yapay zekanın ebemize düz gitmesi olabilir ama çok büyük ihtimal olur bence.
daha kısa gelecekte insan hayvanının çalışma sistemi tamamen anlaşılarak hayatın boku çıkacak.Diriltme-klonlama (ki bence şu anda gizli olsa da olma ihtimali çok yüksek) yaygınlaşacak,boku çıkacak.Elektronik organikle karışacak.İnsan beyninin karmaşık düşünce/yetenek kapasitesiyle elektroniğin yüksek işlem kapasitesi birleştirelerek çılgın yapay zekalar yaratılacak.
İnsanın beyninin çok daha büyük kısmını kullanması sağlanacak,kim bilir ne 'heroes'lar olacak.Vücuda implantasyonlar ile yetenekler ve bilgiler yüklenebilecek.
Bu ortaya çıkan yüksek becerilerin kontrolü çok zor olacak,anarşi ve kaos olacak.
derim ben :P
Çok oyun-dizi-film kompilasyonu oldu ama mantıklı şeyler bence.
0
natnan
(24.08.09)
belki de öyle bir felaket olur ki tüm medeniyet yok olur. sadece şu an aç susuz bile direnebilen fakir toplumlar kalır. medeniyet unutulur. mad max kibin.
0
kediebesi
(24.08.09)
Hepimiz öleceğiz.
0
guess
(24.08.09)
50 sene içinde banka memuru diye bişe kalmaz. yani ben bugün hiç ihtiyaç duymuyorum. para yatırma çekme için bankamatik, işlemler için internet kullanıyorum. kredi için yüzyüze görüşme zaten yok artık. çekle mekle de nadiren işim oluyor ki 50 seneye kadar çek de demode olur. yerine elektronik bişe çıkar. yani şu teknolojiyle arası iyi olmayan nesil olmasa, banka memurları bugün bile kaldırılabilir. ama önce o neslin ortadan kalkması beklenmek zorunda.

ayrıca 100-150 sene içinde elektrik dağıtım sistemlerinde de bi değişme olabilir. güneş enerjisini verimli ve maliyeti düşük şekilde depolayabileceğimiz üniteler üretilirse, termo, hidro ve nükleer santraller, tüm hatlar, şebekeler iptal edilebilir.
tüp gibi eve elektrik sipariş edilir. arıyorsun eve 1mws'lik akü getiriyolar. boşu alıp doluma götürüyorlar. ooh ne güzel. böylece hatların ve santrallerin kaçak, kayıp, inşaa ve bakım masrafları ortadan kalkar. faturalandırma işlemi de tarih olur.
0
cruor
(24.08.09)
bence bu log u zaman kapsülü yapalım. 100 yıl sonrasına ışınlayalım hehe
0
kediebesi
(24.08.09)
he bir de 2025 civarında süper bilgisayarı yapacaklarını söylüyorlar ön görülerinde, süper bilgisayar yapıcı abiler.
0
kediebesi
(24.08.09)
(32)

sevgili ile yaşanan sorunlar ve psikolog

pozitif dusunce de kazanir
iyi geceler.1 hafta önce ayrılmak zorunda kaldık sevgiliyle. başka bi çocukla yaklaşık 1 aydır konuştuğunu(telefonda ve sms ile) itiraf etti ben de ayrıldım kendisinden. deli gibi severdik birbirimizi, çok iyiydik herkes gıpta ederdi yaw.bugün konuştuk, çok pişman kendisi ama affet diye de yalvarmıy
iyi geceler.

1 hafta önce ayrılmak zorunda kaldık sevgiliyle. başka bi çocukla yaklaşık 1 aydır konuştuğunu(telefonda ve sms ile) itiraf etti ben de ayrıldım kendisinden. deli gibi severdik birbirimizi, çok iyiydik herkes gıpta ederdi yaw.

bugün konuştuk, çok pişman kendisi ama affet diye de yalvarmıyor. biraz zaman ver bana diyor.

ben ise onu gerçekten çok seviyorum. sırf aldatma değil olay, başka hataları da var. ama ben onsuz yaşayamam şu 1 haftada onu anladım. hatalarının kendisi de farkında. çok kırgınım ona öyle böyle değil ama hala çok seviyorum kendisini, canımdan bir parça koptu.

siz ne kadar yorum yapsanız da ben ikna olmayacağımı bilmiyorum(olayı da doğru düzgün anlatmadığımdan kelli olaya hakim de değilsiniz), arkadaşlarımla da çok konuştum, olmuyo çıkamıyorum işin içinden.

diyorum ki psikoloğa gitsek, tutsam kolundan götürsem. kendim de tedavi olsam o da.
bu süreç nasıl işliyor, neler yapmalıyım?
ve can alıcı nokta da para. öğrenci adamız sonuçta. ortalama ne kadardır seansı?
kaç seans gidilmelidir?

bi yardımcı olsanız bu konuda?

(bitik durumdayım, çok kötü anlattım kusura bakmayın)
0
pozitif dusunce de kazanir
(24.08.09)
ilk olarak şunu söylemek gerek ki "ben onsuz yaşayamam" kadar büyük yanılgı yok hayatta.bal gibi yaşarsınız.olmuyor ise olmuyordur ve de.şu da var ki -adı ne olursa olsun- bir kere yapan bir daha yapar(artık ne yapıyor ise).bence ayrılığa kendinizi alıştırmaya başlayın ki ilişkinizin maalesef kurtulma şansı yok.bol şans ve sabır ve de.
0
c non
(24.08.09)
önce bi sakinleş:) bu kadar panik bir haldeyken herhangi bir mantıklı karar alamazsın.
psikologluk bir şey var gibi görünmüyor anlattıklarından ama dün burdaki duyurulardan bir kaç tanesinde seansın 100 lira olduğundan bahsediliyordu.
0
yalniz bir opera
(24.08.09)
kız 1 aydır başkasına niyetlenmiş, sen hala onu seviyorsun? bence bu sevgi değil, kız sende alışkanlık yapmış onsuz bir hayat garibine gidiyor. bence alışmalısın. kabullenmelisin.

çok seviyorum, onsuz yaşayamam falan hikaye abi. sırf örnek olsun diye söylüyorum. çünkü biliyorum ki herkesin böyle bir yaşantısı vardır. eski sevgilimle 2 buçuk sene yapışık ikiz gibi yaşadık. onsuz yaşayamazdım. deliler gibi seviyordum. sonra ne oldu sence? bir yerden sonra aşk bitti, alışkanlık kaldı. ve 1 seneden fazla böyle devam ettirdik. çünkü ayrılınca ne yapacağımızı ikimiz de bilmiyorduk. boşluğa düşeceğimizi düşünüyorduk. bu düşünce bizi birlikte tutuyordu, ama yetmedi. başkasına aşık oldum ve bitti. ve çok kötü bitti. şimdi keşke gerektiği zaman bitirebilme gücü olsaymış elimde diyorum. o gücü kendimde bulamadım.
0
cro magnon
(24.08.09)
valla dayanamıyorum açık açık söyleyecem:

öncelikle c non'un söylediği aklında bulunsun. kimse vazgeçilmez değil. sen de değilsin, o da.

şimdi bu hatun sana "zamana ihtiyacım var" demiş. neden zamana ihtiyacı var acaba? çünkü seninleyken başka biriyle arasında yakınlaşma oldu, baya gaza geldi ve bunu sana da söledi sonunda ilişkinizin içine etmek için ama n'oldu? bu yeni eleman muhtemelen pek umduğu gibi çıkmadı, ters birşey oldu onunla. cidden büytük hata yaptığını düşünse herhalde seni geri kazanmak için daha çok çaba harcardı. bu, muhtemelen "ya bu herif beklediğim gibi çıkmadı pek, bununla olmazsa ben pozitif dusunce de kazanir'a dönerim" düşüncesiyle söylenmiş. yani kkesin değil tabi ama ben sana söyleyeyim durum %80 budur.

şimdi, ben yapamamıştım ama senin yapman gereken şudur: kızın ağzına sıçman lazım. evet, elinden geldiğince kötü davran, sallama, kesinlikle ilgi gösterme. seviyor olabilirsin kızı, muuhtemelen içinden öyle davranmak gelmeyecek ama inan bana bunu yapman lazım. ancak senin her tribine katlanır ve yaptığının seni ne kadar incittiğini cidden anlayabilirse ilişkiniz düzelebilir (sen anladı sanıyosun muhtemelen de yok, kızlar öyle kolay kolay anlamaz ne halt ettiğini). eğer dayanamaz da konuştuğu lavuğa meyil ederse de salla gitsin, hiç değmez. şu anda aranızın senin çabalarınla düzelmesi, sadece ileride senin daha acılı bir ayrılık yaşamana sebep olacaktır.

kız konusunda söyleyeceklerim bunlar. kendin hakkında yapacakların ise biraz sana kalmış. ben şahsen cidden kötü dönemler yaşadım ama çok düşündüğüm halde şimdilik hiç psikoloğa filan gitmedim. spor yapmak, fotoğraf vs gibi hobilerle uğraşmak, arkadaşlarınla daha sık görüşmek, kısacası boş kalmamak önemli.
0
fortisvita
(24.08.09)
ona "yol vermeyi" göze alabilir misiniz? bu zamanı vermemeyi, yok saymayı? yaptığınız an O anlamını yitirecek çünkü. onsuz yaşamak sizin için zor olmayacak. ihtimal dahilinde geri de gelebilecek.

onun hatırasına sarılmayı, onunla var olmayı başarabilecek misiniz? düşüncesini, yüzünü beyninizden kimse çekip alamaz, bir asır içinizde tutarsınız ve devamlı zarar görürsünüz! yazdığınız gibi de aldatıldınız. bu çok büyük bir şeydir, insanın içinde çıban olur, patladığı an irininde herkes boğulabilir.

tedavi için ilk görüşme 130 sonrakiler yarısı diye biliyorum. muayene tam, rutin kontroller yarım yani. ikiniz giderseniz bir seferde 130 olur yani.

benim de canımdan parça koptu, herkesin acısı kendine fazladır ya yine de gören duyan bile ortak oldu. deli gibi feryat ettim, tırnaklarımı etime geçirdim ve bekledim. istemeden bekledim:)

şidmi aşk var mı derseniz yok. güvenimi kaybettim çünkü, başka türlü aldatmış beni diyeyim. sevgi var ama bunu adlandıracak konumda değilim. çok sağlam koştuğunuz bir maçtan sonra oturur kalırsınız, ilk adımı atarken titrer ya ayaklarınız tam o haldeyim. ilk adımları attım ve tekrardan yürümeye başladım, gücümü yolda topluyorum.

yani inanın geçecek her şey, acıtmadan falan değil kıvrandıra kıvrandıra muhtemelen geçirerek geçecek. ama geçecek işte, ötesi yok geçiyor bir şekilde. feci bir dayak yediniz ve ölmeniz mümkün değil. gözünüzü hastanede açmadan toparlanıp evde pansuman yapacaksınız. öte halde pansuman hastanede olacak, ağrı sızı daha da artacak ve kol gibi bir fatura çıkacak. yine de geçecek, geçiyor. geçmesin diye uğraşsan da geçiyor.

geçmiş olsun, bu iş tedaviyle olacak iş değil derim. kendinizi baştan yaratın, kas yapın, saçınızı uzatın, giyiminizi değiştirin, kendinize olan güveninizi yenileyin. bunları yaparken desteğe ihtiyacınız varsa onu doktordan alın. diğer duruma doktor karışamaz.

şöyle taş gibi bir hatun bulun kendinize, bir şey yapmak için olmasa da sadece modeli yükseltmiş olabilmek için. avunmayı sağlar.
0
tgc
(24.08.09)
edit: son iki mesajı şimdi gördüm, daha önce yazdım bunu:

dost acı söyler diosunuz hepiniz.

ama bi psikoloğa gitsek daha iyi olmaz mıydı. vazgeçilmiyo be...

100 lira olsa hemen götürürüm.

off size katılıyorum haklısınız ama şu sıralar ruh gibi dolaşıyorum günler geceler geçmiyo.
ne dicemi de bilmiyorum onu istiyorum, her şeyimdi lan!
0
🌸pozitif dusunce de kazanir
(24.08.09)
sen onun herşeyi değilmişsin ama. nasıl yedirebiliyorsun bunu? çok merak ediyorum.
0
cro magnon
(24.08.09)
valla çok teşekkür ederim cevap verenlere teker teker. hepsini bir kaç kez okudum, hala da okuyorum.

ama ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemiyorum.

evet yediremiyorum kendime ama o kadar kararsızım ki.

yazdıklarınıza yorum bile yapamıyorum. beynim duruk bir kaç gündür.
sadece okuyorum...
0
🌸pozitif dusunce de kazanir
(24.08.09)
1 aydır başkasıyla görüşüyorsa.. ve bunu sana itiraf edebilme cesaretine kavuştuysa ümidi kesmenin vakti gelmiştir. kaybetmeyi göze almaktır bu gayet açık. hoş itiraf etmeseydide bitmiş zaten ki başkasına kaymış bu kişi.. bence boşuna uğraşma. psikolog aşka meşke iyi gelmez.. her insan kendinin psikoloğudur. onu tanımadan önce nasıl yaşıyorsan ayrıldıktan sonrada yaşarsın. ben onsuz yapamam kadar saçma bi laf yoktur... arkadaşında dediği gibi bir kere yapan yine yapacaktır. hatta bu sefer vicdanı daha az sızlayacağından daha beterinide yapacaktır..

ayrılınız..
0
ztpz
(24.08.09)
dostum kişisel olarak yapmanı önerdiğim şeyler;

* o kızdan direk ayrıl
* bir spor salonuna yazıl, güzel fit bir vücut yap. 2-3 aya toplarsın 6 aya sen de brad ben diyim tom..
* o sana akıl veren arkadaşların olsun, facebook, 80630 vs. vasıtası yeni bir hatun bul kendine. illaki aşk arama, baktın hatun güzel direk atla.
* aşktan anlamayan bir öküz değilim. ama kimse böyle birşey yaşamayı hak etmez. kendine böyle birşey yaşatma bence. uğruna dünyayı yakacağım kızın adını zor hatırlıyorum şuan.. (biliyorum "sizin aşkınız çok başka ve temiz ama.." di mi? inan aşık olan herkes böyle düşünüyor.)
* seni depresifleştirecek herşeyden kaç şu ara. eternal sunshine vs.
* bitik durumda olma. hayat güzel. sende güzel bir arkadaşımızsın ince düşüncenden anladım bunu. gülümse, bu kadar ciddiye alma.
* yazımı yurdum atasözü ile bitiriyorum..

sana kız mı yok?
0
milk it
(24.08.09)
bir de şu var:

(sağlıklı) bir ilişki nedir, bunu tanımlamanız gerek.

ama bence (sağlıklı) ilişki:insanların bir başlarına iken olan hayatlarına lezzet katmak için yaşadıkları kısa-uzun çok çok yakın arkadaşlık.ama ve lakin insan bir ilişkiyi "ben onsun yapamam" fikri ile ite kaka sürdürmeye çalışıyorsa o şey yaşanılan şahane bir ilişkiden çok bir tür kişisel ya da çift taraflı işkenceye dönüşüyor bir zaman sonra ki amaç hayata lezzet katmak falan da olmuyor. şunu da biliyorum ki insan "onsuz" bir hayatı korkutucu-üstesinden gelinemez görüyor kimi zaman mamafih insanlar kendilerini korumak için kendilerine zarar veren insanları uzak tutmalılar. son olarak: aşk şahahe bir şey doğru insan ile doğru zamanda; ancak doğru insan artık doğru insan değilse aşık bile olsanız da kendiniz için kaçınız o insandan.bunu yapmanın ne kadar zor olduğunu inanınız ki kestirebiliyorum fakat unutmayın ki bir gün birine aşık oluyorsunuz bir başka gün bir başkasına siz bile farkında olmadan.

bir de:yukarıda da anlatmaya çalıştım ama tekrarlama gereği duyuyorum.seans ücreti ne olursa olsun psikoloğa gitme fikrini aklınızdan çıkarınız.size sizden başka kimse yardım edemez.ve siz de en iyi yardımı size zarar veren insanlardan kendinizi uzak tutarak sağlayabilirsiniz.

öyle.
0
c non
(24.08.09)
önce sakinleyelim, derin nefes alıp, algıları açıp okuyalım;

psikolog sorusu; seansı 100 liradan 3-4 seans sürer.. ama sizinki daha cok ilişki danışmanının işi gibi görünüyor tam emin değilim.

pozitif düşünce; herkes hata yapar öle ya da böle..

kadınların da zaman zaman kafası karışır, etrafta da kafa karıstırmak için hazır bekleyen modeller de çoktur..

1. hatasını anladıysa bunun farkındaysa üstelik bi de üste cıkıp hemencik "affet beni ben ettim sen etme" demeyip, kötü ve kafası karısık bir süreçte olduğu için ikinizi de daha da fenasına sürüklememek için "zaman ver bana" diyorsa..

ben o hatuna eyvallah derim. kimse hatasını 1 günde anlayıp ertesi gün pişman olup affet diye ağlamaz. zaman lazımdır.

sevgilinin gerçekten kafası karısmış, sana, hayata, ilişkiye dair. ne büyük aşklarda neler yaşanıyor, sevdicekten kusursuz mükemmel sadık sevgili rolü beklemek niye? o bir insan ve bu dönem boşluğa düşmüş olabilir.

kızı yargılayan arkadaşlara da uzun süreli ilişkilerinin bi yerinde hiç mi acaba demediler diye sorarım.. ayrıca sırf telefon ve sms ile biri ile görüştü diye kötü kadın muamelesi yapılmasından daha fena bişey olamaz 21. yüzyıldayız ne tuhaf ne iğrenç ne adi ilişkiler yaşıyor insanlar. pozitif düşüncenin ilişkisi öle değil çok belli.

dostum, kıza zaman ver gerçekten ama üstüne düşme.. yani seven ve ilişkinin devamını bekleyen roldesin ama o kadar da hevesli görünme, üzüldüğünü, bozulduğunu, acı cektiğini, hayal kırıklığına uğradığını açıkca belli et her türlü davranışınla.. "iyi peki hadi öp barışalım" durumu olmasın yani.

o zaman kıza şöle bi mesaj verirsin; "oh be neler yaptım terketmediği gibi ayrılmadığı gibi bi de ayrılmayalım diye o üstüme düştü, çantada keklik lan bu adam." düşüneceği yoksa da düşündürüsün fazla sınırsız olma yani verdiklerinde..

sakin, sakin..

bence çok cool bir süreç izleyeceksin..

hem sevgine, hem ilişkine, hem kız arkadasının kötü döneminde ona sahip çıkıyorsun, mücadeleni veriyorsun, savaşını veriyorsun hem de ama yine de bi uzaksın böle hatundan.. daha dün tependeyken şimdi elini tutmaya cekinir olacak.. üzdü çünkü seni.. hemen yanında yürüyeceksin ama uzak durucaksın, duygusal bir sınır çiziceksin aranıza..

ben, onu üzmeme incitmeme rağmen büyük eşeklik etmeme rağmen, yine de benden vazgeçmeyerek elimi tutan, belli bir süre içinde de kaybedeceğimden çok korktuğum ama yine de gitmeyen ve elimi tutmaya devam eden bir adamın

hele ki bir türk erkeğini değil bir daha kalbini kırmak, tanrıya şükrederim böle bir erkek için.

çünkü o önce insan sonra erkek olduğunu kanıtlamıştır bana..

duygularını dinle derim dostum.

derinlerde gerçekte ne istediğini bul.

karısı ya da sevgilisi tarafından daha ciddi boyutlarda aldatıldığı halde ilişkisini devam ettirecek kadar sevgiye odaklanan adamlar var bu dünyada.

ama iyi tart kendini, sonra ilerleyen aylar, yıllarda içindeki bastırmadığın bir öfkeye dönüşmesin bu olay. yansıtırsın yoksa ilişkiye ikinizde üzülürsünüz.

gülümseyerek kapatalım; "hatasız kul olmaz, hatamla sev beni."
0
medre
(24.08.09)
medre'ye katılıyorum. hemen herkesin biletini kesmemek lazım. psikoloğu falan da boşverin inanın düşündüğünüz gbii bi faydası yok.
0
velvet revolution
(24.08.09)
hepinizin yorumuna saygılıyım, emin olun hepsini üç-beş kere okuyup anlamaya çalıştım, teşekkür ederim.

ama medre'nin yorumu ilaç gibi geldi yemin ediyorum...
0
🌸pozitif dusunce de kazanir
(24.08.09)
medre'nin yorumu ilaç gibi geldi çünkü o sana duymak istediğin şeyleri söyledi.ben daha bozulup da düzelen bir ilişki görmedim de yaşamadım da.yine de gene de karar senin.ama ille de sürdürmek istiyorsan ilişkiyi:

-eski konuları kesinlikle açma.
-kimle konuştun, ne ettin, ne yaptın, o kim, bu kim gibi sorular kesinlikle sorma.
-çok sevdiğini kız arkadaşın çok bilmesin, bilse de görmesin.
-bunu yeni bir ilişki gibi düşün ve ona göre hareket et.

kolay gelsin.
0
c non
(24.08.09)
c non a bi noktada bende katılıyorum ancak ona duymak istedikleri demeyelim de farklı bir bakış açısı diyelim.. pozitifin dile getiremediği ama aradığı cümleleri ben özetlemiş oldum.. çünkü eğer kesinlikle bitirmiş olsaydı, nefret ettirecek kadar çirkin bişey yaşanmış olsaydı bu başlığı asla açmazdı. intikam, öfke, kin ve kırılan gururdan kıvranıyor filan olurdu ama ben pozitifin kelimlerinde bunu görmedim.

affedebileceğini biliyor, bunu hissediyor ama yöntemini ve yolunu bilmiyordu.

hamiş; şahit olunmuş 2 örnekten;

üzen taraf "vay ben ne yaptım" diyerek birden ayılmış ama uzun süre kendine ve sevgilisine yasattıklarından dolayı bünyeyi aklı toparlayamadığından ne kendisine ne sevgilisine hayrı olmamıştır.

birbirlerine zaman, sevgi ve sefkat vererek yaralarını karşılıklı sarmışlardır. acıyı cektiren de acı cektiği için, acıyı ceken onu sarmış sarmalamış.. bi başka gün acıyı ceken cok acı cektiği için, acıyı veren onu pamuklara sarmıstır..

uzun sürdü ama basardılar. çünkü seviyorlardı. insanlardı, hatalar, yanlışlara rağmen yaşananları kabullenebilecek cesareti gösterebilecek kadar.

ne alışkanlıktı adı, ne de onsuz yaşayamama yanılgısı.

seviyorlardı.

ki pozitif in hikayesi onlarınkinin yanında neredeyse gülümsetecek kadar masum ve basit (kötü anlamda değil) kalıyor.

c non un önerileri de derinlemesine uygulanması gereken öneriler.
0
medre
(24.08.09)
Kardeşim öncelikle yapman gereken sakin olabilmek..

Sakin olduğun sürece akıl yapın ve olaylara bakış açın normal bilinçli bir insan gibi oluvericek buna eminim bi önce sakin..

yapılan yorumları okumaya zamanım olmadığı için öncelikle aynı şeyleri gevelemekte istemem fakat kendi görüşlerimle sana yardımcı olabilmek adına deneyimlerimi sunmayı amaçladım..

İlk olarak Bu olay senin aklından hiç bir zaman çıkmıycak bunu kabul et yıllar sonra yine birlikte olsanız bile hiç bir zaman güvenemiyeceksin sevgiline..

İkinci söluyucegım se ise bir insan hatasını anlamışsa zaten anlamıstır neden zaman ıstesın kı ? emınım dusundugu ve yapmaya calıstıgı se tam anlamıyla gerceklesmedıgınden oturu bu zamanı beklıyor ve senın elınde olman ıcın pısman gıbı duruyor. ( dostum biraz sert gibi oldu ama kusura bakma nolursun daha sağlıklı dusunebılmen adına sert konustum).

Üçüncü söluycegım mevzu ise biz sevgilini tanımadıgımız ıcın genel yargılardan bahsedıyoruz acaba ıcıne kapanık bırımıdır cok vurdumduymaz ego sahibi bi insanmıdır bize bunlardan bahsedebilirsen daha cok yardımcı olabiliriz sanırım..

Dördüncü sorcağım şe ise psikolog yerine ben olsam eğer işim gücüm yoksa kendimi bi kaç gün inzivaya çekerdim ve hayatımın geri kalanını etkiliycek bu kararı çok iyi analiz edip öle hareket ederdim basit bişe değil bu..
0
emresimsek
(24.08.09)
bence psikolog olayını dusunme,pahalıya gelır.hem kız gtmeyı kabul edıcek mı bakalım.kızın gonlu baskasına kaymıs ısteyerek yapmıs,bunun doktorluk bı yanı yok
kıza acık kapı bırak ama asla affettım deme.ugrassın bı sure senı gerı kazanmak ıcın.ama cokta umutlanma.yanı senı yada dıger cocugu yedekte tutuyo olabılır.gercı kndısı ıtıraf etmıs,wıcdan yapmıs demek kı bu sana deger werdıgını gsterır.taraflardan bırı aldatınca ılıskı bıter dıye bısey yok.dewam edebılır duzelebılır de kı bunu kndı tecrubeme dayaranak soyluorum,cunku bnmde basıma geldı,ama ASLA ESKISI GIBI OLMAZ.bunu goze alabılıyosan dewam et derım ama hemn degıl.baktın eskısı gıbı olmadı bırak gtsın.ayrıca kndıne unutucam yada unutamıcam dıye baskı yapma.rahat bırak kendını.ınsanız we emın ol unutuyoruz.ıyı olanı da kotu olanı da.
0
tueio
(24.08.09)
saçlarımız dökülüyor,hücrelerimiz yenileniyor,hava kararıyor,cildimiz buruşuyor.
değişiyoruz.değişirkende bişeyleri bırakmamız gerekiyor.
ne mutlu sanaki değişim senide bulmuş.bu büyüyü sakın bozma.ve sakın ama sakın müzik dinleme.herşey gayet güzel.
0
pedreklamlarındakimavisıvı
(24.08.09)
psikoloğuna göre çift seansları 100 ile 200 lira arasında değişir (daha uçanları da vardır). şunu garanti edeyim psikoloğun kesinlikle faydası olur.
hangi şehirdesin?
0
insanimsi
(24.08.09)
icmis olan icecektir.
0
gunlerin kopegi
(24.08.09)
'zorla sikişten piç doğar' gibi çok felsefik bir atasözü ile yol göstermek isterim. hiç kasmayın üstadım, hiç zorlamayın. uzun ömürlü olmaz ilişkiniz. en ufak şeyde bu dönemin bahsi açılır açılır durur.
0
galahad
(24.08.09)
aldatmak şahsın sorunları halletme (halledememe) biçimi. sorunu kendisiyle alakalı yani, kendisinin çözmesi gerekiyor. bir de aranızdaki sorunları çözemezseniz kişi aldatmaya meyledebiliyor başkasıyla baştan yaşamaya yöneliyor flört dönemini (bir nevi çözmeye çalışmıyor gibi).
severken de aldatabilir insanlar, kötü ama doğal bir durum. size olan sevgisini anlarsa düzelir belki durum.
siz de bu yaptıklarını unutup onu suçlamayacaksanız düzelir bence.
ayrıca neşelenin azcık, bi komedi filmi izleyin vs.
(diğer arkadaşların yorumlarını okumadım, yazıldıysa affola)
0
aithra
(24.08.09)
dostum kimse vazgecilmey degildir. bugun baskasiyla gorustugu halde devam edersen yarin obur gun iliskiniz tekrar boyuldugunda onun ayni seyi yapmayacagini nereden biliyorsun? sakin ol ve onu cikar hayatindan. hayatindan cikarmak kolay olur; aklindan cikarmak uzun surer ama basarirsin.
hayatina devam et. aliskanliklarini ve beklentilerini baska birine sakla. kendini baska birine sakla. sana daha cok deger verecek birine.
0
sen git ben geliyorum
(24.08.09)
medre'ye katıldığımı belirteyim ben de.
eğer ki bu yarım aldatma - ki dürüstçe çıkmış karşına,bu da bir artıdır - meselesi ilerleyen zamanlarda kafanı kurcalamayacaksa sürekli,bir kadın aldatınca gözünde direk kötü kadına(hele ki sırf kadın olduğu için) dönüşmüyorsa medre'yi dinleyebilirsin.Ama anın zayıflığıyla bunları kabulleniyorsan hiç bir şey olmaz bu işten.
Bir de daha 1 hafta olmuş,boktan hissetmen çok normal.Ama şunu kesinlikle bil ki hep böyle hissetmeyeceksin.muhtemelen daha önce de yaşadın ve sen de biliyorsun.
0
natnan
(24.08.09)
onsuz yaşayamam gib birşey yokmuş ben bunu yaşayarak öğrendim son üç ayda, sancılı oluyor ama geçiyor.4 yıllık ilişkimi bitirdim aldatma falan da yoktu, beni yıprattığını hissettim bitirdim. hayatta sizden önemli birşey yok. size, sağlığınıza zarar verecek şeyleri kapı dışarı edin. bence çok yıpranmış o ilişki, isteseniz de eskisi gibi olmaycaktır. hayatınızda yeni sayfalar açmalısınız
0
yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin
(24.08.09)
hayat kisa degmez bir kiza
0
ikinci ihtimal
(24.08.09)
sadece dinlenin ve bekleyin. öğrenci olduğunuza göre muhtemelen tatildesiniz.
aynısını yaşadım. hiç bir geri dönüş yaşamadım yalnız.
ve bu durum çok koymuş olsa da, sonrasında aldığım haberler ve yaşanan olaylarla uzamış da olsa, bir an için sırtımdan yük kalktığını hissetmiştim. rahatlamıştım baya. tabi bu sadece ufacık bir an sürdü.
sonra çok üzüldüm.
ama sonra düşündüğüm gibi oldu. herşey hızla düzelmekle kalmadı, daha üst boyutlara taşındı. (onunla değil elbette, o hıyarın biri olarak kalacak gönlümde sadece) çok daha mutlu, mesut günler yaşadım. ohh! canıma da değdi doğrusu, dadından yinmedi. :D
göynünü her daim ferah tutasın.
0
kediebesi
(24.08.09)
yok çıkamıyorum işin içinden.

yeme, içme, uyku kalmadı.

çıldırcam beynimi yiyen düşüncelerden.
arkamda bırakacaklarımı düşünerek kıymıyorum canıma.
yoksa hiç durmam.
0
🌸pozitif dusunce de kazanir
(24.08.09)
haydaa.abartmayasınız o kadar da abartsanız da.inanınız ki sizi anlıyorum(z), mamafih bu duygu halinin geçici olduğunu söylemek zorundayım.zaman hızlı geçiyor ve zamanı böyle şeyler için harcamak bir zaman sonra pişman ediyor insanı.

şöyle cümleleri yazmış birileri bir zaman:

...
gelir ve tekrar doğar ölmüş sandığın aşka
anlarsın ölüm yoktur geçen zamandan başka.

ne kadar alakalı oldu bilemedim gerçi.neyse.zamanlardan bir zaman "çok aşığım ben ama" diyen bir arkadaşı dövmüştük, sonra düzeldi hemen.sizi de mi dövsek?
0
c non
(24.08.09)
c non sopayı kap gel, ben tutayım sen vur.. sen tut ben vurayım

nickine baksana sen dostum önce bi.

kazanırsın o zaman işte.

bi akışa bırak.. bi suya bırak, suya anlat bakalım ne olacak..
0
medre
(25.08.09)
Hani küçükken uyuyormuş gibi yaparken uyuyakalırdıkya, unutmuş gibi yap unutursun ;)
0
KaeL
(23.08.10)
(7)

sinirlendim şimdi

madrigal
- internet bağlantı hızım 8 mb- wireless kullanıyorum- son iki gündür indirme yaparken hızım 50 kb'ı geçmiyor, hani 15 gb tan sonra hızı 512 ye düşürüyorlar ya zaten 8 mb e bağlattığım zaman ben 20 gb yapmıştım ( dexter,the office,the simpsons...) neyse firefox bile yavaş sorun nerde.not: jdownload
- internet bağlantı hızım 8 mb
- wireless kullanıyorum
- son iki gündür indirme yaparken hızım 50 kb'ı geçmiyor, hani 15 gb tan sonra hızı 512 ye düşürüyorlar ya zaten 8 mb e bağlattığım zaman ben 20 gb yapmıştım ( dexter,the office,the simpsons...) neyse firefox bile yavaş sorun nerde.

not: jdownloader modeme kendi reset atıyor acaba o bozmuş olabilir mi?

edit: ayın dokuzunda hızı 8mb te yükselttim zaten o güne kadar 20 gb yapmıştım ,ayın dokuzundan bu son iki güne kadar download yaparken hızım 110-140 arasıydı yane hızı 512 ye düşürmüş olsalar bile yine çok iyi indiriyordu ama son iki gün firefox acayip biçimde yavaşladı , şu mesajı yazarken neler çektiğimi bi görseniz, wireless 4 nokta çektiği halde bazen internet bağlantısı kopuyor.

edit 2: test yaptım keşke 512 olsa

img6.imageshack.us
0
madrigal
(22.08.09)
zaten 20 gb yapmıştım demişsiniz? kota sıfırlanmaz ki geçiş yapınca. 512 hızınız var şu an. o hızla da 50 kbps gayet normal.
0
cro magnon
(22.08.09)
speedtest.ttnet.net.tr de kaç görüküyor? düşmüş herhalde 512'ye, yalnız 110-140 da çok düşük. 8 mbit desteklediğine emin misin bulunduğun yerin altyapısının?
0
cro magnon
(22.08.09)
512 olsa bile mesajı yazarken kıvranmaz ya da firefox aşırı yavaş olmaz.
girin modem ayarlarına bakın başka kullanan var mı.
0
natnan
(22.08.09)
sürekli kopuyor da demişsiniz. kesin bağlantıda bir problem var, ama hızınız 512ye düşürülmüş olabilir. 512'ye düşse bile 330dan fazla bandwith kullanmanız lazım. hız 512 olsa bile bir sorun var yani.
0
cro magnon
(22.08.09)
8 mbit üyeliğiniz ne zaman başladı? eğer 3 ay olmadıysa bağlantınız hala 8 mbit sınırsız olması lazım. adil kullanım 4. aydan başlıyor.
0
pragmatist kedi
(22.08.09)
@ pragmatist kedi; bu ayın dokuzunda başladı.
0
🌸madrigal
(22.08.09)
o zaman 512 kpbs ye düşmesiyle alakalı değil. kabloları modemi falan gözden geçir. olmadı türk telekomu ara.
0
pragmatist kedi
(22.08.09)
(4)

web sitesi hazırlamak for dummies!

şehnaztango
html le hiç bişi bilmeden websitesi hazırlamaya çalışıyoruz.kod yazmadan üyelik kutusu eklemek mümkün müdür frontpage aracılığıyla?hazır bi format bulabilir miyiz frontpage le çat diye yapıştıralım?
html le hiç bişi bilmeden websitesi hazırlamaya çalışıyoruz.
kod yazmadan üyelik kutusu eklemek mümkün müdür frontpage aracılığıyla?
hazır bi format bulabilir miyiz frontpage le çat diye yapıştıralım?
0
şehnaztango
(21.08.09)
sadece görüntüsel olarak mı üyelik kutusu istiyorsunuz yoksa işlevsel olarak da mı?
işlevsel olarak sırf htmlle olacak iş değil biliyorum ben.
0
natnan
(21.08.09)
işlevsel olarak html ile kesinlikle mümkün olmaz. üyelik demek veritabanı sistemi demek ki veritabanı ile html çalışmaz. asp, php, coldfusion, jsp artık hangi dilde isterseniz mutlaka veritabanı ile çalışan bir dil bilmeniz lazım.
0
prodeq
(21.08.09)
(bkz: joomla)
(bkz: wordpress)
(bkz: drupal)
0
magoria
(21.08.09)
html ile ancak gatekeeper tarzı önceden sizin belirlediğiniz kullanıcı adı - şifre kombinasyonlarının çalışabileceği bir sayfa hazırlayabilirsiniz. onu da çözmesi çocuk oyuncağı olur sanıyorum çünkü ben bile aşabiliyorum onları.
0
gonion
(21.08.09)
(7)

Film onerin bize noluur...

luin 41
Asmis internet baglantisi bulunca kendini kaybeden insan modeli olarak kendimi film indirmeye adadim. Soyle vurdulu kirdili, bol aksiyonlu heyecanli film onerilerinizi duymak isterdik.
Asmis internet baglantisi bulunca kendini kaybeden insan modeli olarak kendimi film indirmeye adadim. Soyle vurdulu kirdili, bol aksiyonlu heyecanli film onerilerinizi duymak isterdik.
0
luin 41
(19.08.09)
Vurdulu kirdili olmasa da,
Hayao Miyazaki'den - Spirited Away

İnternet bağlantın için değer.
0
burka
(19.08.09)
(bkz: ip man)
(bkz: taken)
(bkz: Banlieue 13)
0
pragmatist kedi
(19.08.09)
(bkz: crank)
(bkz: wanted)
0
argent dawn
(19.08.09)
(bkz: hard boiled)
0
atmosphere
(19.08.09)
district 9
the departed
sin city
grindhouse
heat
the dark knight
die hard serisi
terminator serisi
matrix serisi
resident evil serisi
0
ermanen
(19.08.09)
bir de bourne serisi
bourne identity
bourne supremacy
bourne ultimatum
0
natnan
(19.08.09)
angels and demons
0
voodoo 007
(20.08.09)
(23)

erkeklerle yaşamak

clem
kendime yeni bir ev buldum. evde iki erkek yaşıyor, ben 3.olarak gireceğim, hepimiz öğrenciyiz. sorum şu ki, ben bayanım ve daha önce uzun süreli erkeklerle yaşamadım. ama gördüğüm kadarıyla gayet uyumlu, temizlik konusunda filan çok sorun çıkarmayacağa benziyorlar. bu konuda tecrübesi fikri olan va
kendime yeni bir ev buldum. evde iki erkek yaşıyor, ben 3.olarak gireceğim, hepimiz öğrenciyiz. sorum şu ki, ben bayanım ve daha önce uzun süreli erkeklerle yaşamadım. ama gördüğüm kadarıyla gayet uyumlu, temizlik konusunda filan çok sorun çıkarmayacağa benziyorlar. bu konuda tecrübesi fikri olan varsa lütfen paylaşın, zor bir şey mi yapıyorum??
0
clem
(11.08.09)
arkadaşsanız ne sorun olacak? ama dışarıdan yabancı olarak girdiyseniz alışmak süre alabilir. bayağı uzun bi süre.
0
care
(11.08.09)
erkeklerle olan yakınlığına bağlı, yani, üniversiten muhabbetin olan insanlar mı, daha önceden tanıştığın insanlar mı, yoksa bir eve rastgele mi yerleşiyorsun. tabi ki sonuncu değildir. ama bu bilgiyi verirsen daha yardımcı olabiliriz.
0
bykush
(11.08.09)
yok arkadaş değiliz yeni tanıştım. hatta diğerini görmedim bile sadece biriyle tanıştım. ay sonunda gelecekmiş diğeri.
hepimiz aynı üniversitedeniz. ben boş oda arıyordum. onlar da odaya birini. ilanlarla bulduk birbirimizi.
0
🌸clem
(11.08.09)
çok zor durumda değilseniz aynı eve çıkmayın ya da başka bir ev bulana kadar geçici olarak kalın. ev hayatında sizin özgürlüğünüzü kısıtlar. evde rahat rahat don paça dolaşamazsınız, kız kıza oturup dedikodu yapamazsınız, ihtiyacınız olan şeyleri ev arkadaşlarınızda bulamazsınız. etrafınızda çok örnek olduğunu pek zannetmiyorum, herkesin tuhaf bakışlarına eve gelen arkadaşların hakkınızda tuhaf yorumlarına, geyiklerine maruz kalırsınız. birde divit'in dediği gibi komşular, gelen giden, hatta evdekiler horosbu cocugu çıkabilir, her gelen "-yollu len bu ehaeha" diyerek asılabilir.
0
mahallenindelisi
(11.08.09)
burası türkiye kendini nerede yasıyor sanıyorsun sen. bi erkek olarak ben bile cesaret edemem tanımadıgım insanlarla aynı evde yasamayı ortalık cani sapık dolu yaw. yine de sen bilirsin bakarsın cok iyi oglanlardır.
0
anconia
(11.08.09)
üniversite'den ilanla cevabını bekliyordum açıkçası. önerim yine de hemen anlaşmayın da, mümkünse bi haftalık veya 15 günlük deneme isteyin, tabi ne derece faydalı olur bilmiyorum. biz erkekler flört döneminde dahi takla atabilitesi olan insanlarız, bir hafta kasarız bir şey olmaz diyebilirler. en azından ikisiyle de tanışmanızı öneririm.
0
bykush
(11.08.09)
sakın çıkma. biraz daha bekle ekş duyuruya yaz kız arkadaş bulursun kanımca.
0
batarmur
(11.08.09)
bir de kendinizi çağdaş modern sanıyorsunuz, nesi yanlış arkadaşın yaptığının ? bende o şekil yaşadım bir sorun olmuyor, dikkat edeceğin şeyler kızlarla da olsa dikkat etmen gerekenler, bir farkı yok.

her erkek zikici efendi sapık horospu çocuğu olmadığı gibi her kız/kadın da melek, züper, kaşar değil.
the end
0
alchemistt
(11.08.09)
ya herkes çok olumsuz bakmış da yaşadığımız yer tamamen öğrenci çevresi. ve bütün apt.da sadece öğrenciler yaşıyor. bizim gibi kızlı erkekli örnekler de var. he 2 erkek 1 kız var mı ondan emin degilim. beraber yaşayacağım insanlarla bir sorun olacagını düşünmüyorum yani zaten son 4 senedir evde hep kızlı erkekli kalınmış. ve çıkacağım çocuğu tanıyan ortak arkadaşlarımız da var.
yani hiç mi çık diyen yok ya. herkes neden bu kadar olumsuz bakıyor. yani ben daha çok sadece yaşamak zor olur mu anlamında bir soru sormuştum. genelde cvplar kız erkek beraber kalınır mı, kim ne der gibi oldu..

bu kadar mı kötü haldeyiz ya, hiç mi medeni erkek kalmadı, hiç mi ihtimal yok sadece ev arkadaşı arıyor olmasına..

@alchemistt: heh sağ ol yaa. hiç mi yok böyle düşünen diye korkmaya başlamıştım.
0
🌸clem
(11.08.09)
ya denemeden olmaz bence. hem kız hem erkek için. ben 3 kızla kalıyordum (cinsiyet bayan) ama delirmek üzereydim. ne uyuturlardı ne de en ufak saygıları vardı bana.

ha erkek dediğin insanın iyi niyetli olup olmadığını bi süre kalıp anlayabilirsin bence.
0
clementine
(11.08.09)
kız - erkek, ateş - barut ilişkisi olarak değil de mahallenindelisi'nin dedikleri mantıklı.zorluk olursa bir bunlar olur.yoksa güveniyorsanız olmayacak şey değil.
0
natnan
(11.08.09)
valla eskişehir de onca ev değiştirdim, en düzgün en dolu dolu yaşadığım dönem iki kız iki erkek bir arada yaşadığımız dönemdi. üniversite öğrencisisin kesinlikle yaşa, ancak çıkmadan önce sağlam adamlar olup olmadıklarına dikkat et, tek sorun hiç tanımadan iki herifin eline çıkman bunun dışıında, her ne kadar sonunda evleri ayıracakda olsanız kızlı erkekli ev candır canandır anıdır güzeldir, deneyiniz.
0
bir zamanlar cocuktum
(11.08.09)
clem geçen sene 2.5 ay bu sene de yine benzer bir zaman diliminde 2 erkek+2kız ya da 2 erkek+ 1kız yaşamış biri olarak sana söyleyebileceğim kızlardan daha çok sorun çıkarmazlar. temizlikle düzenle ilgili sınırları baştan çizip taviz vermezsen bi sorun olmaz. ki zaten bu yapılmazsa kızlarla bile sorunlar çıkıyor. benim şu anki ev arkadaşlarımdan birisi arada benim bulşıklarımı bile yıkıyor:) kız olsa çemkirir yapmaz. ama yine de kız olsalar mutfağa giderken donla gitmeye çekinmezdim ya da geçen hafta regl ağrısından ölürken bana majezik bulabilirlerdi. anlatmaya çalıştığım biraz seni kısıtlar erkeklerle yaşamak ama çok büyük sorun olmaz. bu arada türkiye nin neresinde bu ev? kampusistan gerçek mi oluyor ki? ilk defa gördüm trde kızlı erkekli ev.
0
gene mi gene
(11.08.09)
@gene mi gene: ya aslında benim de tam olarak sormak istediğim buydu, tabi ki bunlar benim de kafama takılıyor, bir şekilde kısıtlanacağım kesin ama bana çok da 'olamaz yapamam' gibi gözükmedi, yani sonucta elim mahkum yeni eve çıkıcak maddi gücüm yok. odası boş olan bir arkadaşım da yok. yani yabancı biriyle yaşayacağım, ve günlerdir ev geziyorum. bayanlardı tabi ki ilk tercihim ama simdi bu insanları açıkcası gayet iyi uyumlu buldum, gerekenleri de önceden konuşacağım ve evi de çok beğendim. böyle de bakınca bu gibi sorunlar kısıtlanmalar da idare edilebilir gözüktü bana.
burada sormamın sebebi de başta yazdığım gibi daha önce tecrübe etmiş birinin fikrini almaktı. belki aklıma gelmeyen şeyler vardır diye..
ve kesinlikle kızların da çok güvenilir olmadığına eminim. erkeklerin ne yazık ki adı çıkmış, önyargı filan.. tabi ki haklı da olunabilir ama.. hepimiz üni ögrencisiyiz, konuşarak sorunlar çözülebilir gibi geliyor.
bu arada mekan hisarüstü (ist).
0
🌸clem
(11.08.09)
daha once de soylendigi gibi deneme suresi talebiyle en az bir haftalik bir surec gecir. daha sonrasinda zaten neler olacagini az biraz kestirmis olursun.

erkeklerin sapik, manyak, cani bilmem ne cikmasi olayina hic katilmiyorum. bu tur seylerin cinsiyeti olmuyor. sorun cikartma ve diger seylerde de benzer sekilde. benim bir ev arkadasim oldukca uyumlu birisiydi. bulasiklari yikar, camasirlari yikar asar utulerdi. ustelik erkekti. kisaca ilk goruste killanmadiysan (digerini gormemissin henuz) bir sorun yoktur.
etraftaki komsular bir sey diyebilir mi? diyebilirler, yeter ki ev sahibi bir sey demesin. gerisi muhim degil.
0
entrapmen
(11.08.09)
cinsiyeti ne olursa olun ev arkadaşınızı güvenilir ya da size önceden refere edilmiş insanların arasından seçmenizi tavsiye ederim. pek iyi olmayan gerçek hikayeler biliyorum.
0
narcissa black
(11.08.09)
değişik bir deneyim olur kanımca. iyi de olur hatta. ama evin içerisinde siz de kısıtlanacaksınız bir miktar, o arkadaşlar da. buna razıysanız bir problem yok bence.
0
cro magnon
(12.08.09)
herkes yüklenmiş ama, tekrar edeyim, çıkma demedim, dikkat et diye özellikle belirttim, tabi ki herkes manyak, sapık, cani değil ama, dediğim gibi önceden tanımakta fayda var. tabi ki anlaşılabilir insanlarsa, kızkıza eve çıkmaktan daha güzel bile olabilir. önemli olan başta sınırları çizmek.
0
bykush
(12.08.09)
ahah manyak mısın yeaa uyurken götüne bakarlar ?!?!

bişicikler olmaz. biraz otoriteni koy, hijyen kuralları falan dikkat edilsin.
0
lhun
(12.08.09)
ben evde olmasa da yurtta erkeklerle yaşamıştım bir dönem, herkesin tek kişilik odası vardı, banyo mutfak tv odası filan ortaktı, biraz büyükçe bir ev gibi düşünebilirsiniz. kaldığınız adamlar eğlenceliyse yemekleri birlikte yapar, güler eğlenir geçinir gidersiniz, benim en çok rahatsız olduğum noktalar banyodan bornozla çıkamamak, orda giyinip çıkmak zorunda olmak, mutfağa televizyon izlemeye filan giderken hep düzgün giyinmek zorunda hissetmek (işte sütyensiz çıkamazsın, gecelikle çıkamazsın, vb - hiç umursamam diyosan ayrı da ben umursuyordum), bu arada onlar genellikle daha rahat oluyorlar belden üstü çıplak takılıyor adam mutfakta veya banyodan havluyla çıkıp senle koridorda muhabbet edebiliyor - sinir bozucu :) baştan temizlik yemek vb. konularda kuralları koyarsan yaşanıyor ya o kadar büyük bi mesele değil, ama erkeklerin her zaman erkek olduğunu unutmamanı öneririm :)))
0
opucuk baligi
(12.08.09)
uyarıda bulunan arkadaşların iyi niyeti su görütmez bir gerçek. ayrıca bir çok kız bilirim ki, erkeklerle daha iyi anlaşır. gel gör ki, sen ev arkadaşlarını tanımıyorsun. yani şöyle bir hikaye bile yazılabilir; ikisinden birisiyle yakınlaşman muhtemeldir, ve her ikisi de aynı anda senden hoşlanırsa curcunaya, matrixe gel. ama onun dışında zamanının iyi geçeceğinden eminim. eleştiriyi göğüsleyebilirsen iyi bir deneyim olabilir. yine de kız da olsa erkek de, tanımadan önce diğerlerinin de dediği gibi deneme sürecini atlama derim.
0
outlawrider
(12.08.09)
öncelikle cesaretin için gerçekten tebrik ederim. Başımdan geçen bir geziyi aktariyim hemen.

Antalyada tatil yapmaya gittik. İnternetten tanıştığımız bir çocuk bizi ücret karşılığı evine davet etti. Ev 3 oda bir salon (1 oda kilitli) 1 odayı da bize vermeyi kabul etti. Biz eve gittiğimizde kapıyı bir bayan açınca biz ev sahibinin arkadaşı zannetsekte bayanda oda kirayalan biri çıktı. Tabi kız biraz ürktü 3 erkeği karşısında görünce. Bizde şaşkınlığımızı gizleyemedik. Tabi çocukta pişkinlikle "kalın abe ya nolceeek" diyince. Oturup konuştuk. Bayan çalışıyormuş antalyada. Giriş saatlerini,arkadaş getirip getirmediğini,erkek arkadaşı olup olmadığını MAKUL bir dille sorduk. Bizde ona göre pek evde gözükmemeye çalıştık. Şimdi hikayenin ana konusuna gelince.Kaldığım o 15 gün boyunca bir bayanla evde yaşamak hakkında fikir yürütebilirim diye düşünüyorum. Evde bir bayan oluyorsa eğer erkekler biraz anlayışlı iseler kesinlikle bir problem teşkil etmez. Özellikle iki tarafta bazı konularda anlayışlıysa çok eğlenceli bile olabilir. Biz ilerliyen günlerde güldük eğlendik muhhabet ettik. Arkadaşlarıyla tanıştık. Rakı masası kurduk falan. Ama sarkma vs. o işlere girmemeye özen gösterdik.

Ancak herkes böyle olmayabilir. Orda görübileceğiniz muamele farklı olabilir. Bu işin sapığı var, manyağı var hiç tanımadğınız biriyle eve çıkmak gerçekten ürkütücü. Çünkü bayansınız ve gücünüz bir erkeğe yetmeyebilir. Ve bu gibi durumlarda gerçekten üzülerek söylüyorum ki istenmeyen olaylar yaşayabilirsiniz. Bu en kötü senaryodan sonra. Orda geçirdğiniz günlerde arkadaşlar arasında problem baş gösterebilir. Duygusal yakınlık oluşabilir... Bu işler sonuçta hormon işi =)

uzun lafın kısası...
Gerçekten iyi tanıyın çıkacağınız insanları. Maddi durum elvermiyorsa bile lütfen biraz arayın çevrenizde. Mutlaka eve çıkıcak insanlar bulursunuz.
Saygılar...
0
viperbilal
(12.08.09)
ya ama yorumlarda yoldan geçen adamla ev tutuyormuşum muamelesi yapıyor herkes, tekrarlamam gerek galiba, bizim yaşayacağımız yer sadece öğrencilerin yaşadığı sanki dış dünyaya kapalı bir alan gibi. apt. da aynı şekilde. ve şu anda eve çıkacağım insanla da ortak arkadaşlarımız var. ikimiz de ayni üni.deyiz.
yani öyle hiç bilmediğim birine de durduk yerde güvenmem zaten.

hoşlanma olayı tehlikeli bir konu.. ama kendi açımdan öyle bir şey olmayacağına eminim diyebilirim. görmediğim çocuk zaten muhtemelen benden yaşça bayağı küçük olacak. onlar açısındansa, şu zamana kadar o evde 4 senedir kızlarla yaşamışlar. ve konuştuğumuz kadarıyla saygılı olacagını düşünüyorum, umuyorum..

kendi erkek arkadaşım olursa ve bundan rahatsız olacak bir karakterdeyse zaten yolu açık olsun. yıllarca kıskanç sevgiliyle uğraşmış biri olarak, kimsenin nazını çekemem artık.

hepinize tekrar iyi niyetiniz için teşekkür ederim. umarım yanılmıyorumdur, ve bazı arkadaşların dediği gibi eğlenceli bir tecrübe olur benim için..
0
🌸clem
(12.08.09)
(4)

renk sararması?

miraletus
merhabalar. son bir haftadır rengim resmen sarardı. ama ne bir karaciğer problemim var ne de böbrek. hatta hayatımdaki en sağlıklı dönemlerimden birindeyim rejim yaptığımdan 2 aydır içki de içmedim. herhangi bir başka sıkıntımda yok ama ne hikmetse rengim çok sarardı. bu arada 7-8 kiloda verdim o dö
merhabalar. son bir haftadır rengim resmen sarardı. ama ne bir karaciğer problemim var ne de böbrek. hatta hayatımdaki en sağlıklı dönemlerimden birindeyim rejim yaptığımdan 2 aydır içki de içmedim. herhangi bir başka sıkıntımda yok ama ne hikmetse rengim çok sarardı. bu arada 7-8 kiloda verdim o dönemde acaba diyorum, beslenmeden kaynaklanan bir şey olabilir mi? söyleyecek sözü olan arkadaşlara selam olsun :)
0
miraletus
(10.08.09)
(bkz: gilbert sendromu)
yalnız dehşet yorgunluk görülür.sağlıklıysanız bu olmayabilir.
0
natnan
(10.08.09)
ya aslında inanılmaz yorgunum :) ya böyle sendrom falan deyince insan bir tırsıyo. ama sağlıklıyımdır hani dikkat de ederim kendime ve az çok bilgim vardır bir sorun olsa anlardım gibi geliyor. sadece rengim gitti
0
🌸miraletus
(10.08.09)
safra kesesinden de kaynaklanması mümkün bunun. yani safra yolları tıkanıp bir nevi sarılık yapabilir (hepatit değil asla karıştırmayın), verdiği yegane belirti de bu olabilir. tabii, sizdeki bu olmayabilir. belki de sandığınız kadar sarı bile değilsiniz. tırsmayın, doktora gidin, içiniz rahatlasın. geçmiş olsun.
0
tarantinoesque
(10.08.09)
tarantinoesque'in açtığı konuyu genişleteyim.

Diyet yaptığınız için yağlı yiyecekler yemiyorsunuzdur. Yağlı yiyecekler yemedikçe yağları fiziksel olarak parçalayan safra enzimleri safra kesesinden çıkmıyorlar. Zamanla bu enzimler yoğunlaşıp katılaşarak taş oluşturuyorlar. Taşlar tıkanma yapmaya başladığında tıkanma sarılığı başgösteriyor.

Bu da ihtimaller arasında.
0
ataturkiye
(10.08.09)
(5)

Laptop alırken...

ubiquitous
Merhabalar laptop almak isteyen birine kaliteli ve uygun(1.5 milyara kadar) olarak ne önerirsiniz? Dizi izleme ve internette takılma amaçlı. Hd vidyo kalitesi de olsa kötü olmaz hani
Merhabalar laptop almak isteyen birine kaliteli ve uygun(1.5 milyara kadar) olarak ne önerirsiniz? Dizi izleme ve internette takılma amaçlı. Hd vidyo kalitesi de olsa kötü olmaz hani
0
ubiquitous
(10.08.09)
fiyat aralığı vermeniz gerekli öncelikle
0
natnan
(10.08.09)
fiyat belirtmemişsiniz. hd izleme önceliğiniz olduğuna göre şu işinizi fazlasıyla görecektir.

www.hepsiburada.com
0
blackdog
(10.08.09)
1.5 milyar civarı düşünüyorum yeni parayla 1500 lira
0
🌸ubiquitous
(10.08.09)
asus, lenovo ve samsung'lara bakın o zaman. işlemci ve ekran çözünürlüğü sizin için önemli olacak.
0
blackdog
(10.08.09)
15.4 inç'lik asuslarda diğer hiç bir markada olmayan 1440x900 ekran çözünürlüğü desteği var. diğer markalar 1280x800'e kadar çıkabiliyorlar ve çok değil gibi gözükse de dağlar kadar fark var. kesinlikle asus tavsiye ediyorum.
ayrıca benden tavsiye harddisk alanının mümkün olduğunca büyük olmasıdır.
0
vudin
(10.08.09)
(16)

din ve aile

mari
hafif guzin abla usulu bir soru olacak sanirim ama sorayim dedim yine de. simdi benim babam dinine cok bagli bir insan. beni ve kardesimi de hep bu prensipler cercevesinde yetistirdi. (annem de inanclidir filan da, babam kadar hayatinin merkezinde degildir din. ama babama da karismaz.) cocukken inan
hafif guzin abla usulu bir soru olacak sanirim ama sorayim dedim yine de. simdi benim babam dinine cok bagli bir insan. beni ve kardesimi de hep bu prensipler cercevesinde yetistirdi. (annem de inanclidir filan da, babam kadar hayatinin merkezinde degildir din. ama babama da karismaz.) cocukken inanc zaten oyle cok da sorguladigim bir sey degildi. hani "babam diyorsa oyledir" modunda. tabii buyudukce kendi goruslerin sekilleniyor. ben simdi koca kazik olmus durumdayim ve gayet kaypak bir durusum var. isler yolundayken ateist, ucak duserken agnostik/musluman diyelim, herhalde en iyi bu ifade eder su anki halimi. acikcasi oturup bu konuya kafa yormaya da vakit ayirmadim. hayatimda ugrastigim baska seyler var su an icin, ama bu da boyle geride duruyor yani.

bu uzuun girizgahtan sonra konuya geleyim: ailemden uzakta yasiyorum ve babam her telefon gorusmemizi "kizim dua ediyorsun degil mi? manevi beslenmeni ihmal etme" filan seklinde bitiriyor. ben de "hiii, evet" filan diyerek gecistiriyorum ve bundan huzursuzluk duyuyorum. simdi bunun en makul cozumu oturup "baba bak benim bu konuda goruslerim degisti, suphelerim var" filan diye oturup konusmak. ama bu babami en hafifinden cok uzer. yani onun allah'in varligini tartismaya acmasi sozkonusu degil. bu sefer oturup bana on kati ogut vermeye baslayacak beni "dogru yola" cekmek icin. tutup boyle bir tartismaya girmek istemiyorum. ama bir anlamda da babama yalan soyledigim icin mutlu degilim. boyle bir durumda siz olsaniz ne yaparsiniz?

not: soruyu allah zaten vardir/yoktur tartismasina cekmezseniz sevinirim. tesekkurler.
0
mari
(09.08.09)
aynı şekilde devam edin. evet, hıı cevaplarına yoksa babanızı üzersiniz. sizin huzursuzluğunuz sizin için daha huzurlu olacaktır.
0
sokak cocugu
(09.08.09)
şimdi asıl soru şu, söylerseniz ne olur söylemezseniz ne olur?

bence boş yere babanızı üzmeyin. anlayışla karşılayabileceğini düşünüyorsanız söyleyin, karşılamayacağını düşünüyorsanız kalsın böyle. din meselesini oturup da mantıklı tartışmak pek mümkün değil. oturup konuşmak istiyorum demişsiniz ama ne konuşacaksınız?

edit: söyleyeyim mi söylemeyeyim mi diye sormuş burada da yola gel diye yazı yazıyorsunuz ya, ne diyeyim.
0
cro magnon
(09.08.09)
küçük pembe yalanlar söylüyorsun. çok da takmıyorsun bu işleri. yapacak bişiy yok.
0
darknum
(09.08.09)
öğrenci isen ve yaşın küçük ise hiç heyecan arama.
0
emrag
(09.08.09)
Bosver, yalana aynen devam. Sonucta babanin iyiligi icin soyluyorsun.

Boyle bir durumu ogrenirse eminim ki onun icin cok buyuk bir yikim olur. Isleri karistirmaya hic gerek yok.

Baban yikilacagina biraz huzursuz ol n'olcek yani.
0
msb
(09.08.09)
@cro magnon, aslinda benim durusumu daha net belirlemem bu sorunun cozumlerinden biri. ama onun iki olasi sonucu var: ya "yola gelecegim" ve babam da ben de mutlu olacagiz, ya da ateistlikte karar kilip yalan soylerken daha da huzursuz olacagim. acikcasi bu konuyu desersem ateistlikte sonlanacagimi bildigim icin sanirim mevzuya egilmeyi erteliyorum :)

@emrag, 27 cok da kucuk sayilmaz herhalde...

bu arada cok tesekkurler herkese cevaplar icin.
0
🌸mari
(09.08.09)
"kendim için yapmam gerekenleri yapıyorum hiç merak etme" de hem yalan söylememiş olursun kafan ağrımaz istemediğin tartışmalarla hem de baban huzurlu olur..
0
bathoryy
(09.08.09)
babanızın düşünce yapısından hoşlanmadığımı belirteyim. dine inandığı için değil, size "dua ediyor musun" diye sormasından. yani ben şahsen kendi kızımın inancına karışma hakkını kendimde bulmuyorum ki zaten istesem de karışamam. "inanacaksın!" mı diyeceğim? inanç bu sonuçta. herkesin dini kendine. kızın da olsa seni ilgilendirmez.

bi kere inanıp inanmama "karar verme" ile olmaz. "ha tamam o zaman allah varmış" ya da "ha tamam lan yok allah mallah" diyerek olur mu öyle? öğrenmek lazım ki düşünce yapın gelişebilsin. bilmeyen adam herşey olabilir. "allah niye yok?" desem tıkanıp kalacak, ortaya tek bir argüman koyamayacak ateist yok mu çok, aynı şekilde inançlı da çok.

babanıza söyleyecekseniz de kafanızda oturtun bi önce. ki bence 27 yaş çok geç bunun için. niye inanmıyorsun diye sorduklarında "çünkü ne bileyim öyle hissediyorum, 6. his" demeyin. bir bilgi dağarcığınız, bir düşünce yapınız olsun.

ya da siktiredin, hiç düşünmeyin bu konuları. siz bilirsiniz.
0
cro magnon
(09.08.09)
yani "6. hissim oyle diyor" boyutunda cahil degilim ama kendimi bu konuyu oturup butun boyutlariyla tartisabilecek yetkinlikte de gormuyorum. zaten "durusumu belirlemek" derken de kastim "bir haftasonu oturayim kendi kendimle munazara edeyim de sonuca varip pazartesi ona gore davranayim" da degil. ama dedigim gibi tek bir tarafta olmaktan ziyade arada derede kalmis durumdayim.

babam konusu da soyle ki, evet, ideal kosullarda karismamasi gerekir. ama anne babalar malum. bizim iyiligimizi istiyorlar. onun da kafasindaki en buyuk iyilik tanimlarindan biri manevi huzur, buna da yalnizca din yoluyla ulasilabilecegine inaniyor. acikcasi annelerin surekli "sirtina bir hirka al, yemeklerine dikkat et" demeleriyle bunun arasinda cok da buyuk bir fark gormuyorum.

@anconia, zora dusunce siginacak yer aramak anlaminda demistim, yoksa onun adinin muslumanlik olmadiginin farkindayim. kelime oyunu icin (bkz: dusen bir ucakta ateist olmaz)
0
🌸mari
(10.08.09)
duruşun muruşun konuyla ne alakası var ki.Durumun annenin "erkeklerle aynı evde uyumuyorsun di mi?" sorusuna cevaptan bir farkı yok.

Ayrıca bir duruş ya da fikir olması niye şart.Benim için bu sorular "banane"dir.Allah varsa vardır yoksa yoktur.Ne mutludur onlara.Varsa cayır cayır yanacağızdır ya da belki yanmayacağızdır kim bilir,yoksa da zaten ne farkeder.Niye illa inanacaksın ya da inanmayacaksın diye dayatılıyor ki?
O zaman yarın gidip yoldan geçen adama bir fizik teorisine inanıp inanmadığını sorayım,bir cevap bekleyeyim,bakalım ne oluyor.(Biraz ilginç bir örnek oldu :))

Soruya gelirsek olayı dinmiş,erkekmiş,sigara içmekmiş şeklinde ayırmak değil de öğrenince babanın üzüleceği önemsiz bir yalan olarak görün ve öyle karar verin.
0
natnan
(10.08.09)
Bence sen olaya yanlış bir yerden bakıyorsun. inanç yani senin inanıp, inanmaman babayın meselesinden çok senin meselen. Yanacak olan öncelikle sensin. Babana "evladına(emanete) neden sahip çıkmadın" diye sorulacak. O da "kızım beni kandırmış" diyecek ve onun seninle ilgili sorumluluğu bitecek. İş aıl sende! sonsuzluk aleminde yerin neresi? Şüphelerin varsa ki olabilir. "Neden araştırmadın? Sana akıl nimetini verdik" diyecekler...
Kısacası ben olsam olaya bu noktadan bakardım.
0
ugur
(10.08.09)
benim durumum seninkinin aynısı idi. oturup konuşmak değil ama yavaş yavaş oturup konuşacak kıvama getirdim. beni ailemi üzmek değil de inanmadığım şeklide konuşmak davranmak rahatsız ediyordu. artık biliyorlar üstümden yük kalkmıştı o zaman. sorun olmuyor sonra çocuğusun sevmekten vazgeçmezler. ama yavaş yavaş alıştır direk söylersen de bıçak gibi kelimeler kullanma.
0
efe
(10.08.09)
pro ateistsen ve yeter artık öğrensinler diyorsan açık açık söyle babana ama unutma ki sen kendimi kanıtladım diye düşünürken, o ben nerede yanlış yaptım diye çok üzülecek o yüzden sen evet babacım ediyorum demeye devam et onu üzmemiş ol; zaten ateist olduğun için de yalan söylemenin senin için bir sakıncası yok =). hem zaten bu tarz inançlar kişiye ait olduğu için baban bile olsa seni senden daha iyi tanıyamaz. büyük ihtimalle onun da bu soruyu sormaktaki amacı kendini rahatlatmak o kadar içten içe dinimin bir vazifesi olarak çocuğumu da doğru düzgün yetiştirdim diyecek ve mutlu olacak
0
inexplicable
(10.08.09)
@inexplicable, yalan soylemenin vicdanini sizlatmasi icin ille dindar olup cehennemden korkmak gerekmiyor. zaten guzel ahlakin dinin tekelinde sanilmasi da beni dinden sogutan temel seylerden biri. tik attim ama cevap vermeden de edemedim :)
0
🌸mari
(10.08.09)
"zaten ateist olduğun için de yalan söylemenin senin için bir sakıncası yok =). ",

biz her akşam orgy yapıyoruz, birbirimizin kanını emiyoruz. bizim için sakıncası yok. seni de bekleriz.

tövbe tövbe yav.
0
cro magnon
(10.08.09)
@cro magnon tamam bro takılın siz.
0
inexplicable
(11.08.09)
(2)

resim gönderme (mail ile)

torque
arkadaşlar yaklaşık 40 tane resmi bir arkadaşa göndermem gerekiyor. hotmail veya gmail'de var mı bunun kısa yolu? zira çok uzun sürüyor hepsini ayrı ayrı eklemek
arkadaşlar yaklaşık 40 tane resmi bir arkadaşa göndermem gerekiyor. hotmail veya gmail'de var mı bunun kısa yolu? zira çok uzun sürüyor hepsini ayrı ayrı eklemek
0
torque
(03.08.09)
zipleyip göndermeyi denesen ?
0
cigara boregi
(03.08.09)
zipleyiniz..
40 resim dosyasını seçiniz -> sağ tık -> gönder -> sıkıştırılmış bilmemne.
ve yollayınız
0
natnan
(03.08.09)
(45)

Sizce??

Rodin
Şimdi bana enayi diyeceğinizi bilerek birşey soruyorum lütfen enayiyi içinizden deyin.Bir kız arkadaşım vardı başka şehirden bu beni 5 kez falan terketti aslında 5'den sonra saymadım desem yeridir yani en son beşi hatırlıyorum şimdi öss'ye hazırlanırken ikimizinde durumu iyiydi ikimizde ham 280 puan
Şimdi bana enayi diyeceğinizi bilerek birşey soruyorum lütfen enayiyi içinizden deyin.Bir kız arkadaşım vardı başka şehirden bu beni 5 kez falan terketti aslında 5'den sonra saymadım desem yeridir yani en son beşi hatırlıyorum şimdi öss'ye hazırlanırken ikimizinde durumu iyiydi ikimizde ham 280 puan falan alıyorduk ve birbirimize sözlerimiz vardı örn.ikimizde istanbulu yazacaktık öss geldi geçti onun sınavı istediği gibi geçti yine yüksek bir puan aldı fakat ben biraz çuvalladım onun içinde istanbul değil ankara yazmak zorunda kalacağımı söyledim ona oda olsun bende gelirim dedi ve bir daha hiç aramadı telefonlara cevap vermedi(uzak olmanın faydası).Yani kısacası yine terketti -tabi daha önceki tüm terketmeleri aynı şekilde oluyordu hiç haber vermeden çekip gidiyordu-fakat babamın babalık yapıp oğlum seni istanbulda özel bir üniversiteye göndermek istiyorum demesi üzerine içimi buruk bi hüzün kapladı.Sizce arasam gelir mi? bana arama demeyin lütfen sizce gelir mi sadece bunu söyleyin zor durumdayım yalvarıyorum.
0
Rodin
(02.08.09)
gelmez. maalesef.
0
trocero
(02.08.09)
gelir mi gelmez mi bilemiyorum ama gelse de sana bi faydası olacagını (iliskinizin devam edecegini) sanmıyorum
0
yasaluyari
(02.08.09)
5 kere terkmiş baska bırıne yaklas sen bence zaten üniv. hayatına giriyorsun,arayıpta kızı kendini üzme bence...
0
charliee
(02.08.09)
Deli misin? arana sakın. salla gitsin.
0
axijazz
(02.08.09)
baskasını bul abi vaktin mı bol sadist mısn nesin.
0
bryan fury
(02.08.09)
gelmez büyük ihtimalle ama benim anlamadığım şey seni bu kadar çok terk eden birine göre hayatını şekillendirmeye çalışman.üniversite seçimi önemli bir karardır az çok gelecekte ne olacağına karar vereceğin bir yerdir. hadi sen kendini düşünmüyorsun bari ondan isteme sana göre üniversite seçmesini. yaptığın bencillikten başka birşey değil bence.
0
burbat
(02.08.09)
yepyeni vakıf üni, yepyeni insanlar.. arama, ara diyene de aldanma. ararsa da sallama. nefis fırsatlar çıkacaktır, karşına. falım manisi gibi oldu ama kendine hakim ol derim.
0
gokriver
(02.08.09)
Ya benim için hiçbirşey yapmıyor zaten o yine istediği yere gidiyor zaten benimde istediğim yerde istanbuldu isteklerimiz paraleldi kimse birbirine bağlı bir seçim yapmadı yani.
0
🌸Rodin
(02.08.09)
universitede yeni, taze bir baslangic yap, ayagina kafana dolama bu kizi. bize arama demeyin diyorsun, iyi de diycek baska bir sey yok ki. hayat 17'sinde zor olmali.

not: bir sure gelmez, okula baslayip, gonlune gore birini bulamazsa gelir ama.
0
pyro clustic flow
(02.08.09)
Lütfen bunu gören herkes cevap versin 11 kilo verdim lan bu dertten.
0
🌸Rodin
(02.08.09)
buna çok yakın bişey yaşadım yıllar evvel.

kız gelmez, gelse de hayır gelmez.
0
rectoa
(02.08.09)
:) sevgilinle aynı üniversiteye gidersen BOK yemiş gibi pişman olursun. her boka karışır. hayattan bezersin
0
mozart
(02.08.09)
aramadan haber vermenin yolu yok mu?

ortak arkadaş olur facebook olur,msn de kişisel iletine yaz bişey yap anlasın madem..hem direk sölemeyince daha darbeli olur(gerçi darbesi mi kalmış artık nese)

ama arama yapma.

not: kilonun hiç bir faydası yok zaten sana=)
0
şehnaztango
(02.08.09)
herkes cevap versin diyorsun da vereceğimiz cevabı da sen seçiyorsun gibi? arama. o ararsa da ilgilenme. okul tercihini bir başkasını düşünerek değil tamamen kendine odaklanarak yap.
0
bigane
(02.08.09)
gelip gelmeyeceğini bilemem ama senin iyiliğin için gelmemeli. bu takıntı hiç iyi değil.
0
pragmatist kedi
(02.08.09)
gelir.
desem mutlu olacaksın ama gelmez. gelmemeli. sen de aramamalısın. hayattaki vereceğin belki de ilk önemli kararda birbirinizi yönlendirmeyin. ikiniz de ileride büyük ihtimalle çok pişman olursunuz. yapmayın etmeyin, çocuk oyuncağı değil bu. hem gönül hem de yerleştirilme işiniz.
0
ceres
(02.08.09)
ararsan gelir ama ARAMA, yaz vakıf üniversitesini git istanbula, istanbul küçük nasıl olsa karşılaşırsınız. sonrasına da o zaman kendin karar verirsin
0
de jure
(02.08.09)
ara, muhtemelen gelir. fakat aramadan önce ne istediğine karar ver. anlattığın kadarından belli zaten bu ilişkinin yürümeyeceği. zira buna benzer bir ilişki yaşadım, aynı şehirde de buluştuk, sonu hüsran. seni epey yıpratır. bana kalırsa git istanbul'a, yeni ufuklara yelken aç. hiç kendini heba etme sonu olmayan bir ilişki için.
0
end of life
(02.08.09)
kilon ideal kiloya ulaştıysa ara. daha ulaşmadıysa az daha ver öyle ara.
0
prodeq
(02.08.09)
Msn ve facebookda engelledi beni.
0
🌸Rodin
(02.08.09)
gelir sonra yine terkeder. sonra yine gelir, yine terkeder. istediğin bu mu gerçekten?
0
yalniz bir opera
(02.08.09)
istanbul yaz nevizadeye ak.ne hatunlar gelip geçecek bi taneye takılmamanı tavsiye ederim.
0
gossamer
(02.08.09)
enayi demicem de deli misin yahu? bu kadar laçka olmaz bi ilişki, 18inde bile olsan. sil msnden facebooktan falan. hangi üniversiteye istiyorsan oraya git.

gelir mi? soruna cevap olarak da zaten gelmesin diyorum. hele aynı üniversitede falan ooff ömrünü yer bu kız senin. tabi başka birini bulup sana tekmeyi basmazsa. ağlak ağlak geçmez üniversite, keyfini çıkaracak şekilde yaşa.
0
quasiromantic
(03.08.09)
kiz gelmez.

ama sen illa istanbul'a gelmek istiyorsan bana mesaj at arada gelir döverim seni. psikopatlik olsa gerek.
0
zeykur valekov
(03.08.09)
ara kesinlikle istanbulda okuyabileceğini söyle. eğer sana bu sayede yaklaşabileceğini düşünüyorsan elinden geleni ardına koyma. onu tekrar kendine ısındırt ve sonunda yaptığı şeyi yani sen istanbul da kalamayacağını söylediğinde terkettiğini ama asıl şimdi bu sebeplerden onu terkettiğğini söyle. ölsende kararından vazgeçme. her zoru gördüğünde seni terkeden birisine yapabileceğin en güzel şey budur. ayrıca doğru cevaplara da tik koy.
0
ykyt
(03.08.09)
uzmanlar sizin için düşündü ve karar verdi: arama!

gönlün neyi nasıl isterse onu yap.bu şekilde tecrübelerinle ilerdeki ilişkilerine yön verebilme yetisini kazanırsın.
0
Ayiyogi
(03.08.09)
seni defalarca terkeden birinden ilerisi için nasıl bir umut beslemektesin çok merak ettim arkadaşım. tut ki geldi, sonra bir daha gitti, sonra bir daha aradın ve yine geldi. bu kişiyle ciddi bir ilişki düşünecek olursan-ki orası muhakkak- ilerde evlenince gitmeyeceğinden nasıl emin olabilirsin? hadi çocuk da oldu diyelim, nasıl güven içinde bir hayat sürebileceksin? bak sana arama demiyorum ama; aradıktan sonrasını da hesap et biraz. mazoşizme kayan bir aşk hayatın var bana göre...
0
trawmatolog
(03.08.09)
yahu hayatının en güzel yıllarını yaşamaya başlayacaksın yakında aman ha böylesine bir kız için ziyan etme üniversite yıllarını, biliyorum şimdi çok basit ve anlamsız gelecek ama emin l daha ne aşklar yaşayacaksın. aman ha böyle 5 kez habersizce seni terk eden bir kız için olası en güzel yıllarını bok edeyim deme, yazık olur...
0
bir zamanlar cocuktum
(03.08.09)
yahu msn ve facebook'ta bile engellemiş diyorsun. daha da bu kızdan bir hayır beklemen mantıklı mı sence? zorla güzellik olur mu? boşver işte. bak ne güzel yeni bir okula başlıyorsun. yeni insanlar, yeni fırsatlar.
panik olma. başka birini bulursun yakında. bol şanslar.
0
killer
(03.08.09)
gelir. ama biraz daha kanını emmeye gelir. gelmesin daha iyi. gönül ferman dinlemiyor herhalde ama ne yap et dinlet yazık yahu gençliğine.
0
geldiler
(03.08.09)
gelmez. hem zaten üniversite demek yeni insanlar yeni fırsatlar demek. mühendislik okumayacaksan yeni kızlar demek hatta
0
posteriti
(03.08.09)
gelir gelmez bırak onu bi kenara. onun yerine 17-18 yaşında bu kadar saf olmak sağlıklı mı onu düşün bence.

(abla nasihati; kızın yerinde olsam diil istanbula cennete gitsen gelmezdim zaten. sıkı dur biraz, piç severiz o yaşlarda, unutma bunu)
0
summer of 1985
(03.08.09)
Ah lise a$kları ah !! Yaz a$kalarına ne kadar benziyorlar değil mi?
0
robinbook
(03.08.09)
kusura bakma ama şu duyuruda da ne enayi aşıklar var lan. aşın oğlum bunları artık. kız vermiş işte sana yolunu, sen de ufak ufak yollan. dönüp bakma arkana. yani anlayamıyorum açıkçası o kız nasıl terkedebiliyor seni 5 kere_? gurur yok mu oğlum sende_? biliyorum ağır laflar bunlar ama akıllan biraz. zaten ayrı şehir ilişkisi zor iş. neyse cık kızılaya git ssk'ya dağıt biraz kafanı. arasan şu an geri gelmez. biraz yaşar hayatını 2-4 sene arası bir sürede döner sana. siktir et bırak bu saf aşık işlerini. az kendini düşün, gururlu ol.
0
ayiadam
(03.08.09)
ne yalvarıyon yav? bak evladım şimdi sen maksimum 18 yaşında falansın ya... abi niye bu derece kafayı taktın bu kıza 5 den sonrasını saymadım ne demek. bi yazdıklarını oku bi oku senin bu kızı tanımadan önceki haline şu yazıyı okutsaydık kendin bile sopayla döverdin sanırım kendini. hayır hani baban istanbul falan diyince az sevinmişsin ya.. abi bu kızla tekrar orda görüşsen nolur görüşmesen nolur? kızlar böyle ezik ezik şeyleri sevmezki? sana neden böyle davranıyor neden bunlara maruz kalıyorsun düşün bi düşün? cok sevdiğinden mi? valla sanmıyorum. kendin demişsin msn den facebookdan sildi engelledi diye. daha ne üstüne gidiyorsun dünyada kız mı yok?? yav bak şu hayatta karşılıklı sevilmek gibi güzel birleş yok ko g.tüne bu tarz takıntılı şeylerin, sizi sevmeyen hatunların. üniversiteni de adam gibi seç ilerde ağlarsın ha zira bikaç aya bu kız hikaye olacak üzülmeyeceksin bile belki ve o zaman işte tek başına kalacaksın o üniversitede. şimdi sececeğin bölüm hayatını belirleyecek ayağını denk al nereyi SEN istiyorsan orayı yaz. aklını başına topla kendine gel!
0
velvet revolution
(03.08.09)
istanbulda hayatini yasa kafayi mi yedin.
0
alkolikfedai
(03.08.09)
gelse bile ki bence gelmez, üniversite bu bir ton yeni insanla tanışacaksınız ilk kendisine birini bulduğunda seni terk eder!
üzgünüm ama böyle...
0
ilse
(03.08.09)
manyak mısın lan istanbulda hayatını yaşa.
0
karapolisnas
(03.08.09)
hepsini boşver,izmir'e gel..
0
natnan
(03.08.09)
kesin gelir sonra kesin gider
0
comf
(03.08.09)
valla ben olsam ilk başta yaklaşır, tekrardan ilişkiye başlar ve sonra terkederdim. o kıza yapılacak en güzel olay budur. hatta bu konudaki obsesifliğimi kullanıp kızın gittiği okuldan bi kızla çıkarak ara sıra kampüsüne gider gözünün önünde takılarak beni defalarca terketmesinin acısını çıkarırdım. daha yapılacak bir sürü şey var da, neyse susayım ben.
0
exexex
(03.08.09)
aramaya kararlısın madem ara o zaman. ya kötü davranacak, ya telefona bile cevap vermeyecek ya da gelecek ama kısa süre içinde yine terk edileceksin. bu gerçeği daha kolay kabullenmeni sağlayacaksa ara.

yalnız babanın seni özel üniversiteye göndermesi konusunda biraz daha düşün. ankara biraz boğucu olabilir ama izmir çok güzel ve rahat bir şehir mesela. ille de istanbulda okumak için ailene o kadar yük olmana gerek var mı? üstelik de bunun seninle olmak istemeyen bir kız dışında geçerli bir sebebi yokken. istanbulun daha masraflı ve pahalı bir şehir olduğunu, babanın okul taksitleri dışında da bir sürü para harcamak zorunda kalacağını düşün. üstelik oldu da okulu uzattın, sınıfta kaldın kendini çok kötü hissedeceksin.

bence vakıf üniversitesine gitme kısaca.
0
hayali arkadaş
(03.08.09)
anlaşılan dengesiz birinden bahsediyoruz. gelip gelmeyeceğini belli olmaz bence; ama gelse bile 3 vakte yine gider. sonra yine aynı şeyler.
0
ksl
(03.08.09)
Bunların hepsi kırıcı ama realist cevaplar,cevapların hiçbirini yanlışlayamayacağım veya doğrulayamayacağım için hepinize tik attım atamadıklarım varsa kusura bakmayın yeni cevaplarda bekliyorum ve hepinizin durumumu az çok anladığınızı tahmin ediyorum herşey için sağolun duyuru tayfası.
0
🌸Rodin
(04.08.09)
sonuç ne şimdi ben merak ettim????
0
velvet revolution
(16.08.09)
(6)

Bu laptop ne kadar eder?

8kobe8
Evet başlıktan da anlaşılacağı üzere arkadaşımın satmak istediği laptop'ın ederi hakkında görüşünüzü almak istedim.model : Toshiba Satellite Pro A300-15W1yıl garantisi mevcut,arızasız sorunsuzyenisinin piyasa fiyatı : 1.899,00 USD + KDV civarlarında..Ürün ÖzellikleriMarka Toshiba Satellite Pro A30
Evet başlıktan da anlaşılacağı üzere arkadaşımın satmak istediği laptop'ın ederi hakkında görüşünüzü almak istedim.

model : Toshiba Satellite Pro A300-15W
1yıl garantisi mevcut,arızasız sorunsuz

yenisinin piyasa fiyatı : 1.899,00 USD + KDV civarlarında..


Ürün Özellikleri
Marka Toshiba Satellite Pro A300-15W
Driver Toshiba Satellite Pro A300-15W Windows XP ve Vista Driverı
İşlemci Intel Core 2 Duo T9300 - 2.5GHz (6 MB L2 cache, 800MHZ FSB)
Ekran 15.4" Toshiba TruBrite® WXGA TFT ekran (1,280 x 800 çözünürlük)
Bellek 3072MB (2.048+1.024) DDR2 RAM max. 4096MB
Sabit Disk 250 GB (5.400 rpm) Seri ATA HDD
Optik Sürücüler DVD Super Multi (DVD±R/RW, DVD-RAM) çift katmanlı sürücü
Ekran Kartı ATI MOBILITY RADEON HD3650 HyperMemory teknolojili, 512MB yerleşik, 1,279 MB kullanılabilir grafik belleği, 16x PCI Express
Ses Toshiba Bass özelliği geliştirilmiş ses sistemi, stereo hoparlörler
Faks / Modem Uluslararası V90 modem (V.92 ready)
Ağ Bağlantısı Ethernet LAN 10/100
Kablosuz İletişim Wireless LAN (802.11 a/b/g / draft -N ), Bluetooth 2.0 + EDR ile kablosuz iletişim, Ethernet LAN 10/100
Bağlantı Arayüzleri DC-in, harici monitor, mikrofon, kulaklık (stereo), RJ-11, RJ-45, TV-out (s-video), i.LINK, 5'i birarada media kart slotu, 4 x USB 2.0, Express Card Slot, HDMI
Batarya Li-ion pil (2.15 saate kadar pil kapasitesi)
Ağırlık 2.7 kg
İşletim Sistemi Microsoft Windows Vista Home Premium Edition (TR/ENG)
Ek Özellikler Entegre 1.3Mp web kamera (Yüz tanıma+Kartvizit okuma fonksiyonlu) ve mikrofon (VoIP), HD Audio
0
8kobe8
(28.07.09)
bugün arkadaş bir asus aldı aşağı yukarı bu sistemde. 1500ytl verdi kdv dahil. bu durumda 1500den fazla etmeyeceğini düşünebilirsiniz ki 1500de etmez bence.
0
argent dawn
(28.07.09)
1500den çok edecegi kesin. Toshiba nere Asus nere...
0
507
(29.07.09)
1 yıl kullanılmış makineye 1000 lira bile fazla bence ama piyasayı bilmiyorum tabi..
alet fena değil gerçi
0
natnan
(29.07.09)
@507 bir senede bilgisayarların değer kaybetme olayı yarı yarıyadan fazla oluyor genelde o yüzden hala 1500 altı eder diye düşünüyorum. ve asus vs toshiba kavgasından öyle açık farkla bir birinci çıkmaz. ama benim tercihim asus olur. şu anda bu civarda aletlerin fiyatı 1500-2000 ytl arası ve iki sene garantisi var. bir sene kullanılmış ve haliyle bir sene garantisi olan bir aleti satarsan fiyat gayet de paldır küldür aşağı iner.
0
argent dawn
(29.07.09)
dogrudur iner. ama ben toshiba'ya 1.5 asus parasi veririm sahsen.
0
507
(29.07.09)
kullanan kisi iyi kullandiysa 1500 lira eder bence cok rahat. ama yok iste halinin ustunde, yok kucaginda, pilini falan cikarmadan paso fise takili kullandiysa hic alma derim.
0
1001gecemasallariyla1002gece
(29.07.09)
(4)

aşırı yorgunluk üstüne antreman yapmak

ya ben lan neyse
sürekli halsizlikten şikayetçiyim. günde 10 saat uyku yetmiyor. sürekli uykum geliyor. bunun üzerine karateye başladım. haftada 3 gün antreman var. dün bi antreman vardı bu ikinci gidişimdi antremana. fakat nasıl olduysa hala inanılmaz yorgunum. bu aşırı yorgunluğun son antremandan olduğu belli. sor
sürekli halsizlikten şikayetçiyim. günde 10 saat uyku yetmiyor. sürekli uykum geliyor. bunun üzerine karateye başladım. haftada 3 gün antreman var. dün bi antreman vardı bu ikinci gidişimdi antremana. fakat nasıl olduysa hala inanılmaz yorgunum. bu aşırı yorgunluğun son antremandan olduğu belli. sorunm şu: ilerleyen antremanlardan sonra da hep böyle mi olacak? yoksa vücut alışacak mı? antreman yaptıysanız, spor tecrübeniz varsa -benim yok sayılır- cevabınız ne olur bu soruya? hep böyle yorgun olacaksam devam etmem imkansız.

21. yaşın son günleri, 8 senedir antreman yapmayı bırakın 1 kilometre dahi koşmamış erkek.

@babatema: doktora göründüm. bilirubin seviyesini biraz yüksek olması dışında bir sorun yok dedi.
0
ya ben lan neyse
(28.07.09)
bi doktora görünmeyi denedin mi?
0
babatema
(28.07.09)
0
ermanen
(28.07.09)
ilk antremanlarda normaldir. aspirin filan için faydası olur.

sürekli halsizlik ve uyku yetmemesi filan için b vitamini takviyesi diyorum. vitamin eksikliği olabilir.
0
mea maxima culpa
(28.07.09)
(bkz: gilbert sendromu) diyeyim ben de müzdarip biri olarak.
O yorgunluk ve yüksek bilirübin seviyesi dinlenerek geçecek.Kendinizi çok yormaz/çok içmez iseniz normal bir insan gibi yaşamaya devam edersiniz.Antrenmanın falan alakası yok yani durumla.
0
natnan
(29.07.09)
(34)

[spoiler] What is the Matrix lan!?!

gholeman
düne kadar matrix filmleri hep baştan savma ve farklı zamanlarda izlemiştim. dün oturdum. duraksız 3 filmi ardarda izledim. herşeyi anlarım sanmıştım. ama olmadı yine olmadı.bir kere mimar ve kahin karakterleri tam olarak ne?ben bütün programları yazan program olarak düşündüm. ilk yapay zeka belki d
düne kadar matrix filmleri hep baştan savma ve farklı zamanlarda izlemiştim. dün oturdum. duraksız 3 filmi ardarda izledim. herşeyi anlarım sanmıştım. ama olmadı yine olmadı.

bir kere mimar ve kahin karakterleri tam olarak ne?
ben bütün programları yazan program olarak düşündüm. ilk yapay zeka belki de. yok ama animatrix te robotlar vardı.

herneyse. en anlamadığım konuysa neo nun 6. seçilmiş kişi olması. nasıl olmuş da olmuş.

morpheus 2199 civarında olduklarını söylemişti. acaba 2700 lerde olabilirler mi?
herşey silinmiş sanki. zion yok edilmiş. hatta mimarın dediğine göre 6 erkek 14 dişi gibi bi rakamla tekrar üremişler. tekrar tekrar.

mimarla konuşma sahnesini de tam anlamadım. arkadaki görüntüler önceki seçilmişler miydi yoksa neo nun paralel evrenleri mi?

tamam mimarı anladım. ama en sondaki baby face robot neydi öyle? robot kral mı?

beyaz ikizler ne ayaktı?

merovigian ın korumaları hani şu çok eski bi matrix versiyonundan olanlar. vampir miydi onlar? gümüş kurşunla mıhladı kadın.

daha sorum vardı ama hatırlayamıyorum. beni aydınlatın lütfen. adamlar ne film yapmışlar ama beh.
0
gholeman
(28.07.09)
Mimar matrix'i dizayn eden arkadaş. Aynı zamanda zion'daki insanları da kontrol eden programı yazan eleman. Program içinde program gibi düşün. Matrix içinde matrix.

Kahin ise ilk matrix'den gelen başka bir program. Somut bir işlevi yok, sadece seçilmişe yön gösteriyor.

Bundan önce 5 kere zion yıkıldı ve savaş kaybedildi, seçilmiş kişi ise peşine taktığı insanlarla matrix'ler yeniden yapılandırılınca yeniden insanlar kurtarmaya başladılar. Aynı senaryo 5 kere tekrarlandı.

Arkadaki görüntüler Neo'nun beyninden geçen düşünceler.

Babyface ilk yapay zeka o. Kendi zekasından sonra programlar yazıp matrix'e yönlendiriyor.

İkizler mero'nun korumaları.

Evet o korumalar vampirdi. Şimdiki dünyaya ait değiller o yüzden de insan arasına salınmıyorlar. Ama silinmeye de kıyılamamış, öyle koruma koruma takılıyorlar.

Daha soru varsa alayım :)
0
ataturkiye
(28.07.09)
nası yani ya!

zion da gerçek değil mi yani? zion daki insanları kontrol eden program ne?

o zaman neo nun matrix te değilken sentinelleri eliyle durdurması öyle oldu?

ikizler de vampirler gibi bi program heralde.
0
🌸gholeman
(28.07.09)
Zion da yalan hacım. O da kontrol altında. O da matrix. Yeniden yıkılıp yeniden inşa ediliyor. Neo'nun özel güçleri var vs. Matrix'den farkı yok ki?

İkizler de program. O şarap içip Monica'yı hüpleten eleman da program.
0
ataturkiye
(28.07.09)
son olarak şunu diyeyim. son sahne kahin ve mimar güneş batarken muhabbet ediyorlar.

mimar isteyen çıkıcak ben insan mıyım diyor. nerden nereye çıkıcak. soğan gibi katman katman vallahi.

bir de zion da matrix ise böyle bir program yazmadaki amaç ne? direniş oluşturmuşlar resmen. direnen adam daha mı çok elektrik üretiyor yani?

o zaman o babyface da asıl yapayzekanın zion gerçekliğindeki görüntüsü o zaman. oyh oyh iyice karıştı. neyse ben biraz matrix revelotuions başlığını karıştırayım.
0
🌸gholeman
(28.07.09)
Aynen öyle. Soğan hesabı. Ben mesela şu an en üst katmandan yazıyorum. Mimar benim :)

Amaç yok valla. Oyun gibi simülasyon izliyor mimar. E tanrı da öyle değil mi zaten? Hayatın anlamı mı var? Puşt yukardan izleyip gülüyor bize.

Yapay zeka gerçek dünyadaki yapay zeka. Onun bir yansıma olduğunu sanmıyorum. Belki de gerçek dünyaya uygun yazılan bir programdır?
0
ataturkiye
(28.07.09)
mimar'ın odasında gördüğünüz neo versiyonları sadece olasılık. ama neo o olasılıklardan sadece birini yaşıyor. diğer olasılıkları da yapma ihtimali vardı ama yapmadı.

benim bildiğim zion matrix'in içerisinde değil. matrix içerisinde seçilen kişinin güçleri matrix'in dışına taşıyor bildiğim kadarıyla. yani seçilmiş kişi matrix'le sınırlı kalmıyor, gerçek dünyada da matrix ile ilintili şeyleri kontrol edebiliyor. yanlış biliyorsam düzeltiniz.

bu olayların dünya takvimiyle hangi tarihte gerçekleştiği tam olarak bilinmiyor. tek bilinen bundan önce zion 5 defa kuruldu, yok edildi ve yeniden kuruldu. seçilmiş kişinin asıl görevi zion'u kurtarmak değil, yıkılan zion'un yerine belirli sayıda kişiler seçerek yeni bir zion kurmak. zion'u kurtarmayı başaran ilk seçilmiş ise neo oldu.

şimdi diyeceksin zion neden yeniden kuruluyor ki? makineler bunu niye istesin? sorun şu ki matrix kusursuz değil. gerçek dünya olmadığı için kusursuz olamaz da. bu yüzden sistemi reddedenler illa ki çıkıyor. ve hem makineler için hem sistemi reddedenler için en iyi yol "kur, yok et, yeniden kur" sistemi olmuş.
0
cro magnon
(28.07.09)
oha! zion da mı sahteydi? O_o baştan izleyeyim şunları ya... Ben bi cacık anlamamışım o zaman.

Edit: Üstteki cevaptan sonra yine kafam karıştı.
0
tcp0203
(28.07.09)
zion sahte değil. o sadece bir teori. ama filmde buna dair birşey yok. zion programa direniş gösteren insanların yaşadığı ve belli büyüklüğe gelene kadar müsamaha gösterilen, zamanı gelince yok edilen şehirdir.
0
cro magnon
(28.07.09)
matrix denen programın 0 1 leriyle oynayan adam uçan zıplayan bombalayan robotların 0 1 leriyle oynayabilir mantığı getirebiliriz neo'nun gerçek(?) dünyada robotları patlatmasına.
değil mi?
0
natnan
(28.07.09)
seride söylenen şuna benzer birşey idi efenim, buradan çıkarım yapınız:

seçilmiş kişinin kudreti matrix'i aşar. dışına da taşar.

nerede olduğunu hatırlamam için yeniden izlemem gerek ama hatırlayan başka birileri vardır diye umuyorum.
0
cro magnon
(28.07.09)
evet zion gayet gerçek sanırım. belki de yoruma bırakılmıştır.

mimar neo ya seçilmiş kişinin güçleri matrixten taşar gibi bişi diodu. güçler geri aktı yani matrix ten.

ve evet denge için. her şeyin poizitifi ve negatifi vardır olayı. hatta ilk mükemmel dünyadaki herkesin ölmesi de bundan. zion var ki bazı insanlar (hacker sanrım çoğu) anlasın matrix in varlığını. direniş olsun.
0
🌸gholeman
(28.07.09)
neo'nun güçlerinin gerçek dünyaya taşınmasının mantığını şöyle kurdum ben naçizane:

şimdi matrix'te bir hasar aldığımız zaman gerçek hayatta da beynimiz bunu gerçek yapıyor, değil mi? hatta dış görünüşümüz de saçımız hariç gerçek dünyada da aynı. buradan şu çıkarımı yapmaya çalışıyorum, matrix içerisinde özel güçler edinen biri, atıyorum beyninde filan özel bir bölüm oluşan birisi aynı özelliği gerçek hayata taşıyabilir. diye düşünüyorum yoksa itirazın mı var?

edit: ve bir de şu var, neo kör olduğunda hiçbir yeri göremiyor normalde. ama makineleri görebiliyor. hissediyor. yani matrix ile bir bağlantısı olan herşeyi hissedebiliyor olabilir. ajan smith'i de hissetmişti mesela.
0
cro magnon
(28.07.09)
matriz mimarın yazdıgı program. içinde zion da var. zion robotların enerji uretmek icin insanları bagladıkları programın dısı sadece. anımatrix de savastan sonraki kısım yanı.
0
bryan fury
(28.07.09)
neo nun guclerının zion da da olması ya da kısıtlı olmsaı da hala mimar ın koduna baglı kalmasından.

robotların yazdıgı proram vm ile matrix e proram kurmak oluyor bi nevi.
0
bryan fury
(28.07.09)
demek ki biz hiçbir şey bilmiyormuşuz lan. vay anasını sayın seyirciler.

şimdi zion da matrix'e dahil mi oluyor? o zaman makinelerin kontrolünden kurtulabilen hiç mi yok?
0
cro magnon
(28.07.09)
şöyle bi yazı vardı maille gelen:

Aşağıdaki yazı yabancı bir forumdan alınmıştır. Bence şu ana kadarki en
başarılı açıklama:

Neo bir tür makine... Genetik olarak geliştirilmiş bir insan ve makine
olarak programlanmış bir zihin (büyük olasılıkla "One" kalıp programı
üzerine kurulu olarak). Bunun içindir ki Revo'nun sonunda vücudu
götürülürken {?} turuncu ışık olarak görünüyordu. Turuncu ışık,
makinelerin
birbirlerini görme şekilleri, ve dolayısıyla Neo'yu da görüş şekilleri.
Ayrıca Neo'nun, Bane'in içindeki Smith'i görüş şekli de böyle... Neo,
Bane'in zihni içindeki Smith'in makine programını görüyor ve bu yüzden
gördüğü de Smith şeklinde bir turuncu ışık.

Ama Neo'nun makine olması için tek sebep bu turuncu ışık meselesi
değil.
Üçleme boyunca başka ipuçları da veriliyor, örneğin: "Sinirsel kinetik
seviyesi normalin çok üstünde" , "Tam bir makine", "Senden önceki beş
selefin dizayn olarak benzer şekilde yapılandırılmıştı" v.b.

Peki madem Neo bir makine, o zaman neden yaratıldı (her makinenin bir
amacı
olmalı)? Kahin ve Mimar tarafından "One" olması için yaratıldı. Mimarın
ona
açıkladığı gibi : "Senin yaşamın Matrix programının içinde varolan
dengesiz
bir denklemin arta kalan artıkları... Beş selefin bezer yapıda dizayn
edilmişlerdi, türünün geri kalanına bağlı olmanı sağlayan ve "One" ın
işlevini belirleyen bir onay... "One" ın görevi kaynağa dönmek ve
taşıdığı
kodun geçici yayılışı ile ana programı yüklemek."

Tercüme etmek gerekirse, Mimar Neo'ya onun, kurtulan insanlar için dini
bir
figür olması için dizayn edildiğini söylüyor, böylece umutlarını ona
bağlayıp yanında olacaklar ("...artıkların toplamı... ") Bu sayede
insanlar
bütün dikkatlerini savaş yerine Neo'ya verecekler ve topluca tek bir
mekanda
(Zion) bulunacaklar (ki bu amaç için makineler tarafından inşa edilmiş
bir
şehir Zion). Neo gerçek hayat içinde bir kontrol şekli.

Neo'nun, Kahin ve Mimar'ın planlarında kendi üstüne düşeni yapmasını
garanti
etmek için makineler onu "...türünün geri kalanına bağlı olmasını
sağlayan"
şekilde yarattılar. Bununla beraber ileri düzey yetenekleri ve Kahin'in
yol
göstericiliği onu görevinde tutuyor.

Mimar ayrıca diyor ki: " One" ın görevi kaynağa dönmek ve taşıdığı
kodun
geçici yayılışı ile ana programı yüklemek." Bunun manası şu: Neo'nun
zihnindeki "One" programı Matrix içindeki en önemli (baş) program.
Artık
görevi de (amacı da) bittiği için silinmek üzere kaynağa dönmeli (her
makinenin bir amacı olmalı). "...geçici yayılma..." cümlesi, "One"
programının bir sonraki Matrix sürümünde de kullanılacağı anlamına
geliyor.
Neo'nun soldaki kapıyı seçmesinin Matrix'i neden yokettiğinin cevabı da
burada yatıyor çünkü Matrix içinde sadece bir tane "One" olabilir.
Neo,
Matrix'in içinde kalarak onun yeniden yüklenmesini engelliyor çünkü
gelecek
sürüm için gereken yeni bir "One" olmadan yeniden yükleme işlemi bir
işe
yaramaz. (Programcılık terimleriyle söylemek gerekirse Neo, "en
öncelikli
iş" ve Matrix programının ana flamasını (semaforunu) bırakmıyor)
{burayı
kesin yanlış çevirmişimdir, programcılıkta buna ne denir bilmiyorum
çünkü }

Tamam, demek ki "One", geliştirilmiş bir genetiğe, yapıya ve makine
programlı bir zihne sahip bir insan ve Kahin'le Mimar tarafından her
Matrix
sürümü için belli bir amaçla yaratılmış ( Matrix içinde ve dışında
kontrol )
Şimdi "One" ın üçlemenin hikayesi içindeki asıl yerine bakalım.

Açıklandığı gibi, Matrix, Mimar tarafından, insanlarla savaşın sonunda
kontrol ve enerji kaynağı amaçlı olarak yaratıldı (inanması zor
biliyorum).
İlk Matrix"... doğal olarak kusursuzdu, sanat eseriydi, haşmetliydi...
ikincisi tekrar dizayn edildi... doğanızın garipliklerini
yansıtabilmesi
için." Basitçe cennet ve cehennem. İki durumda da insanlara Matrix'in
gerçekliğine inanmayı isteyip istemediklerine dair bilinçli bir seçim
hakkı
verilmedi. Bu yüzden insanların çoğunluk bir kısmı programı reddetti
ve
öldüler ("...bütün hasadı kaybettik...")

Bu sorunu çözmek için Kahin yaratıldı ve doğru bir tahminle insanların
bir
seçim verilme ihtiyacında olduklarını gördü. "Cevap, hissi bir program
tarafından bulundu, insan psikolojisini daha iyi anlamak için
yaratılmış bir
program... bulduğu çözümü deneklerin 99.9% si bilinçsiz bir durumda
bile
olsalar, seçim şansı verildiğinde kabul ettiler."
Böylece insanlar bir seçim şansı verilince, bilinçsiz durumda olsalar
dahi,
ki sadece 0.1% herşeyin farkında, Matrix'i kabul ettiler.

Makineler için kötü olarak bu 0.1%'lik kesimin büyük çoğunluğu gerçek
dünyayı Matrix'e tercih ettiler. "bu cevap işe yarasa da doğuştan
hatalıydı
ve sürekli hatayı oluşturuyordu ve eğer kontrol edilmezse sistemi
tehdit
edebilirdi. Bu yüzden programı reddedenler bir felaket olasılığını
oluşturuyorlardı."
Makineler bu yüzden bu 0.1% i de kontrol edebilmek amacıyla Zion ve
"One" ı
yarattılar.

Daha önce de açıklandığı gibi, Zion insanların tek bir mekanda
toplanmaları
amacıyla kuruldu ve "One" ın amacı da dinsel bir figür olup insanların
yenilenmiş savaşa odaklanmalarını engellemekti. İki türlü kontrol.

Ama Zion ve "One" la bile seçimin önceden bilinemezliği ("sürekli
hata")
makineleri, Matrix'i yeniden yüklemeye zorladı. Bu işlem ; "One" ın,
Merovingian'ı yenecek, Anahtarcı'yı ele geçirebilecek güç seviyesine
yükselip kaynağa her gelişinde tekrarlanacaktı. Sonra "One" programı,
gelecek Matrix'in hazırlanması amacıyla kaynağa (ana makine) tekrar
sokulacak. Bu işlem {"One" ın kaynağa yüklenmesi işlemi} süresince
makineler
"One" ın bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak insanların davranış
şekillerini daha iyi öngörebilecek ve "sürekli hataları" daha aza
indirgeyecekler.

Matrix'in altıncısının başında durum bu. İnsanlar için ne şanstır ki,
her
nedense, kahin artık insanların matrix'te hapsedilmelerini ya da
kurtulanların öldürülmelerini istemiyor. Bu yüzden riski göze alıp bir
"devrim" yaratma amacıyla Neo'yu kullanıyor.

Birinci filmde "One" ile önceki beş seferde de olduğu gibi
karşılaşıyor.
Normalde sadece Mimar'la buluşabilmesi için basitçe yardım ederken bu
sefer
Neo'ya özel bir kurabiye veriyor (Neo da yiyor kurabiyeyi) Sıradan bir
kurabiye değil, Neo için upgrade bir program bu. "One" ı yaratan
kendisi
olduğu için Kahin, onun ilerde neler yapacağını tam olarak biliyor
-özellikle Smith'i nasıl yok edeceğini- (Smith'in içinde bir nevi bir
Neo-Smith kopyalaması oluyor). Bu yüzden Kahin upgrade kodun içine
Smith'in
kendisini kopyalayabilmesi için gereken yeteneği ve hem Neo hem de
Smith
için geleceği görebilme yeteneğini de ekliyor.

İkinci filmde Neo Mimar'la buluşarak "One" rolünü devam ettiriyor.
Yalnız
Trinity'ye olan aşkından dolayı Matrix'i reload eden kapı yerine sol
kapıyı
tercih ediyor. Ki bu davranışı zaten Kahin tarafından önceden
görülmüştü
"One" ı yaratan o olduğu ve aynı zamanda insan davranış şekillerini de
tahmin edebilecek yetenekte olduğu için. Bu yüzden Trin'e, "One" a aşık
olacağını söylemişti ve bütün bunların Neo'nun o kapıyı seçmesiyle
sonuçlanacağını biliyordu.

Üçüncü filmde Kahinin planı tutuyor. Makineler Zion'a altıncı kez
saldırırlarken Smith de kendisini kopyalamaya devam ediyor. Diğer
taraftan
Neo da tren istasyonunda sıkışmış durumda. Sonuç olarak Mimar'la
buluşma
görevini yerine getirmiş olmanın sonucu olarak {amacı bitmiş durumda},
programındaki bir kodu kırıp olağanüstü yetenekleri ile tekrar makine
dünyasının parçası olmayı başarıyor (belki de Kahinin upgrade'i
sayesinde)
ve bu sayede kablosuz olarak diğer makineleri hissedip onları kontrol
edebiliyor. {Bu cümle çok zordu, ingilizcesine de bakın bence} Bunun
ilk
örneği ikinci filmin sonunda sentinelleri durdurması. Yeni
yeteneklerine
yabancı olduğu için, her nasılsa, programı {kendisi} Matrix'in güvenlik
noktasında (tren istasyonu) sıkışıp kalıyor.

Tren istasyonunda Rama Kandra, karısı ve kızları Sati ile karşılaşıyor.
Rama
ve karısı diğer tüm makineler gibi gerçek hayatta var olan ve Matrix'e
bağlanıp insan gibi yaşayan makineler. Sati, bu ikisinin "sevgi"
sonucu
yarattıkları bir program ama Rama'nın Neo'ya dediği üzere Sati'nin
varlığı
makinelerin bilgisi dışında değil. Rama ve karısı, Matrix'e, Sati'yi
güvende
olması için Kahinin yanına götürmek üzereler çünkü amacı olmayan her
program
mutlaka silinmeli. {kızın silinmesini istemiyorlar}

Neo; Trin, Morph ve Seraph tarafından kurtarıldıktan ve standard
şekilde
Matrix'ten çıkarıldıktan sonra Hammer'da iken gelecekle ilgili yeni bir
şey
görüyor. Matrix güç istasyonundan {tarlalar herhalde kastettiği} 01
Makine
şehrine giden üç güç kablosu... Yeni bağlantı yeteneği sayesinde
bunları
görebiliyor. Logos'u alıp Trin'le beraber 01'e doğru yola koyuluyor.
Yol
esnasında Bane ile (içinde Smith programı olan) karşı karşıya geliyor
ve
onun tarafından kör ediliyor. Kör olduğu halde diğer makineleri turuncu
ışık
halinde görebiliyor, Smith'i de Bane'in içinde görebiliyor ve bu sayede
Bane'i yeniyor. Ayrıca 01'den üzerlerine gelen bombaları da kontrol
ediyor
sonrasında.

Bu esnada Smith kontrolsüz bir şekilde kendini kopyalamaya devam ediyor
ve
Seraph ile Sati'yi de ele geçirdikten sonra Kahin'le karşılaşıyor.
Kısa
konuşmalarında Kahin'e "anne" diyerek onun (Mimar'la beraber) kendisini
yaratmış olmasına gönderme yapıyor... Neo'yu da yaratmış olduğu gibi
(ki şu
an Smith'in programının bir parçası). Kahin ona "ne yapmaya geldiysen
yap"
diyor ve Smith onu da ele geçiriyor. Yeni oluşmuş Smith doğrulup
isterik
bir şekilde gülmeye başlıyor, filmin sonunda olacakları önceden
görürken.

Kaçınılmaz olarak Logos, 01'e düşüyor ama Neo, yeni makine görüşü ile
turuncu renkte ışıyan şehri üstten görmeden düşmüyor. Trin ne yazık ki
ölüyor ve Neo'ya ödünç alınmış bir zamanı beraber yaşamış olduklarını
söylüyor çünkü önce Neo, sonra da Trin diğeri tarafından ölümden
döndürülmüşlerdi daha önce. İkisi de ölümü göze almış {ya da buna
koşullanmış} ama bu sefer Trin, Neo'ya onun hakkında hissettiklerini
söyleyebildiği için mutlu. (Burada Wachowski kardeşlere yazıklar olsun
Trin'i bu kadar silik bir şekilde öldürdükleri için. En azından gemiyi
kurtarmaya çalışırken ölemez miydi, düşmesine izin vermek yerine?)

Neo Logos'dan çıkıp çarptıkları makine binasına giriyor (bina da aynı
turuncu ışık şeklinde görülüyor). Deus Ex Machina ile karşılaşıyor ve
makine, her ne kadar, Smith'i durduracak tek kişinin Neo olduğunu
bilmesine
rağmen ona karşı bir nefret gösteriyor (Neo'nun çoğunluk oranda insan
olmasından dolayı). Güç gösterisinden sonra makine Neo ile barış
konusunda
anlaşıyor, Neo'nun Smith'i yok etmesi sözüne karşılık. Sentineller,
Zion
tapınağına ataklarını geri çekiyorlar ki tek mevzi o kalmış. (rıhtım ve
şehir çoktan yok edilmiş)

Makineler, Neo henüz kendi başına Matrix'e bağlanma yeteneği kazanmamış
olduğu için Neo'yu Matrix'e sokuyorlar (Neo'nun yeteneklerin kullanmayı
öğrenmesi durumu, üçleme boyunca devam ediyor). Ardından Neo, geleceği
ve
onu yendiğini gördüğünü söyleyen tek özel Smith'le karşı karşıya
geliyor.
Diğer Smith'ler (Matrix'teki herkes ele geçirilmiş durumda) sadece
savaşı
seyrediyorlar.

Şiddetli bir mücadele sonunda Neo yenilmek üzere ama dövüşmeye devam
ediyor.
Neden diye sorulduğunda da "çünkü bunu seçtim" cevabını veriyor
-ikinci
filmdeki "herşey seçimle başlar" (insanların gerçek özgürlüğü
başarabildikleri tek yol) cümlesine gönderme yaparak. Smith'e attığı
dondurucu yumruğa rağmen Neo yenilir. Smith onu ele geçirmeden önce
duraklar ve her nasılsa bu anı daha önce görmüş olduğunu ve ne
söyleyeceğini
bildiğini söyler. "başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır" der,
karman
çorman bir halde. Bu sayede Neo, Smith'in içinde bir yerlerde Kahinin
hala
var olduğunu ve Smith'in bazı düşüncelerini kontrol edebildiğini anlar.
İpucunu alan Neo kendisini Smith'e bırakır.

Neo yenilir ve Smith'in orijinal (esas) amacı tamamlanır... "One" ı yok
etmek (ama bu görevi başarabileceği hiç beklenmemiştir ondan ve bunun
yüzünden belki o kadar kızgın ruh haline sahiptir). Artık Smith'in bir
amacı
kalmadığı için silinmelidir. Ama silinmesi gereken her program kaynağa
geri
dönmekle yükümlü ise Smith nasıl silinecektir? Basit, makineler Neo'nun
içinden Smith'e bir miktar enerji kullanarak komut yollarlar. Bu hem
orijinal Smith'in hem de klonlarının silinmesini sağlar ve işgal
ettikleri
vücutlar geri gelir (bu ajan programlarının basit bir fonksiyonu, o
bedene
nasıl girdilerse öyle çıkarlar -ölüm durumu istisnası dışında-)

Matrix döngüsünde diğer bir devrim {ya da tur demek istemiş galiba}
tamamlanır, "One" kaynağa gelmiş ve ana programı yüklemiştir (Neo'nun
programı, bilgi ve deneyimleri). Matrix ardından reload edilir... 20.
yy
sonları.

Kahin; Sati, Seraph ve Mimar ile güneş yükselirken parkta buluşur.
Mimar
Kahin'e çok riskli bir oyun oynamış olduğunu söyler ve Kahin de ona
barışa
sadık kaıp kalmayacağını sorar. İnsan olmamasından ötürü (insanları
sözlerini tutmamasından dem vurarak) sözünü tutacağını söyler. Bu,
bilinçsiz bir şekilde Matrix'in varlığının farkına varıp da çıkmak
isteyen
olursa özgür bırakılacakları, Zion'dakilerin öldürülmeyecekleri
anlamına
gelir. İnsanlar ve makineler arasındaki savaş bitmiştir ya da
ertelenmiştir.

Güneşin yükselişine bakarken Kahin Sati'ye bunun onun işi olup
olmadığını
sorar ve Sati bunu (güneşin doğuşu) Neo için yapmış olduğunu söyler.
Sonuç
olarak kaynakta yüklenen Neo'nun sevgiyle ilgili deneyimleri,
makinelerin
Sati'ye acımalarına ve onu silmek yerine ona bir amaç vermelerine sebep
olur. Artık güneşi kontrol etmektedir. Sati Kahin'e Neo'yu görüp
görmeyeceklerini sorar, Kahin görebileceklerini söyler, "One"
programının
önceki seferlerde olduğu gibi, ilerde de kullanılacağı için. M3, M1'in
başladığı yerde biter böylece, bir farkla, Matrix'in varlığını
farkedenler
özgür bırakılacaklar (tatmin edici bir uzlaşma bence)
_____________________________________________
Neo is a machine, kinda. He is a human with enhanced genetics, enhanced
implants, and a machine programmed mind (probably based on a "The One"
template program). That's why, at the end of Revolutions, when his body
is
being taken away, he is shown as an orange glow. The orange glow is how
the
machines see each other, and therefore how they see Neo. It is also how
Neo
sees Smith inside Bane... he is seeing the machine program of Smith
inside
Bane's mind, and therefore it is an orange glow in the shape of the
Smith.

But the orange glow isn't the only reason to believe Neo is a machine.
Throughout the trilogy other hints are given, such as: "His neural
kinetics
are way above normal.", "He's a machine.", "Your five predecessors were
by
design based on a similar predication...", etc.

So if Neo is a machine, why was he created (as all machines must have a
purpose)? He was created by the Oracle and the Architect to be The One.
As
the Architect explains to him: "Your life is the sum of a remainder of
an
unbalanced equation inherent to the programming of the Matrix... Your
five
predecessors were by design based on a similar predication, a
contingent
affirmation that was meant to create a profound attachment to the rest
of
your species, facilitating the function of The One... The function of
The
One is now to return to the Source, allowing a temporary dissemination
of
the code you carry, reinserting the prime program."

Translated, the Architect is explaining that Neo was designed to be a
religious figure to the freed humans, thus causing them to put their
faith
(hope) in Neo and to rally around him ("...sum of a remainder...").
This
helps to ensure that the freed humans are focused on Neo instead of
war, and
to keep them all together in one place, Zion (which was built by the
machines for this purpose also). Neo is a form of control in the real
world.

And just to make sure that Neo carries out his part of their plan, the
machines programmed him with "... a contingent affirmation that was
meant to
create a profound attachment to the [humans]." This, along with his
enhanced
abilities and the "guidance" of the Oracle, keeps him on the intended
course.

The Architect also states that "The function of The One is now to
return to
the Source, allowing a temporary dissemination of the code you carry,
reinserting the prime program." This simply means that The One program
in
Neo's mind is the most important (prime) program in the Matrix, and
that now
that his mission (purpose) is complete, he must return to the source
for
deletion (all machines must have a purpose). The phrase "... temporary
dissemination..." means that the The One program will be used again in
the
next version of the Matrix. This is also why Neo's choice of the left
door
will destroy the Matrix, as there can be only one The One in the Matrix
at
any time. By staying in the Matrix Neo is preventing it from being
reloaded,
as a reload will do nothing without another The One for the next
version.
(In programming terms he is the highest priority task, and he will not
release the Matrix program's main semaphore.)

OK, so The One is a human with enhanced genetics, enhanced implants,
and a
machine programmed mind, and was created by the Oracle and the
Architect to
carry out a specific purpose (form of control in and out of the Matrix)
in
each iteration of the Matrix. Now let's see how The One fits in with
the
entire story of the trilogy.

As is explained, the Matrix was created by the Architect, at the end of
the
war with the humans, as a way to control the humans and use them as a
power
source (I know, hard to believe...). The first Matrix was "... quite
naturally perfect, it was a work of art, flawless, sublime.", while the
second Matrix was redesigned "... to more accurately reflect the
varying
grotesqueries of your nature." Basically Heaven and then Hell. In both
cases, however, no conscious choice was given to the humans as to
whether or
not they wanted to believe in the reality of the Matrix. This caused
the
majority of humans to reject the Matrix and die ("... whole crops were
lost.").

To solve this problem the Oracle was created, and realized correctly
that
the humans needed to be given a choice: "Thus, the answer was stumbled
upon
by another, an intuitive program, initially created to investigate
certain
aspects of the human psyche... she stumbled upon a solution whereby
nearly
99.9% of all test subjects accepted the program, as long as they were
given
a choice, even if they were only aware of the choice at a near
unconscious
level." So by giving humans a choice, even at an unconscious level that
only
0.1% are ever aware of, they accepted the Matrix.

Unfortunately for the machines, however, a majority of the 0.1% who
were
aware of the choice usually chose the real world over the Matrix.
"While
this answer functioned, it was obviously fundamentally flawed, thus
creating
the otherwise contradictory systemic anomaly, that if left unchecked
might
threaten the system itself. Ergo, those that refused the program, while
a
minority, if unchecked, would constitute an escalating probability of
disaster." The machines therefore also needed a way to control the 0.1%
of
the humans who chose the real world over the Matrix, thus Zion and The
One
were created.

As was explained earlier, Zion was built by the machines to ensure that
the
freed humans would all gather in one place, and The One was created to
be
their religious figure, helping to distract them from renewed war with
the
machines. Both forms of control.

But even with Zion and The One, the unpredictability of choice
("systemic
anomoly") still forced the machines to occasionally "reload" the
Matrix.
This always occurs when The One reaches the Source, which he can only
do
after attaining the level of power necessary for him to defeat the
Merovingian, obtain the Keymaker, etc. The One program is then
temporarily
reinserted into the Source (machine mainframe), in preparation for the
next
iteration of the Matrix. In the process the machines gain the knowledge
and
experiences of The One, allowing them to better predict the future
behavior
of the humans, and thus reduce the systemic anomolies.

So that is the situation at the start of the sixth iteration of the
choice-Matrix. Luckily for the humans, however, the Oracle does not
want
them to be enslaved in the Matrix any longer, or for the freed humans
to be
killed. She therefore decides to take a risk and use Neo to bring about
a
"revolution".

In M1 (The Matrix) she meets with The One, Neo, as she has done in the
five
previous iterations of the Matrix. Normally she simply helps guide The
One
to his meeting with the Architect. Except this time the Oracle gives
Neo a
special cookie, which he eats. The cookie isn't actually a cookie,
though,
it's an upgrade to Neo's program. Since the Oracle created the The One
program, she can predict exactly what Neo will do in the future,
specifically how he will destroy Smith (from the inside, with some
copying
from Neo to Smith occuring). She therefore includes in the program
upgrade
code that will give Smith the ability to replicate himself, and for Neo
and
Smith to see the future as she does.

In M2 (The Matrix Reloaded) Neo plays out his role as The One, meeting
with
the Architect. However, due to his love for Trinity he chooses the left
door, preventing the Matrix from reloading. This was seen in advance by
the
Oracle, as she has the ability to predict Neo's behavior (as explained
above) as well as human behavior in general (due to the nature of her
program). She therefore told Trinity that she would fall in love with
Neo
(in M1), all the while knowing it would eventually cause Neo to choose
the
left door.

In M3 (The Matrix Revolutions) the Oracle's plan comes to fruition.
While
the machines begin their assualt on Zion (for the sixth time), Smith
continues to replicate himself throughout the Matrix. Neo, on the
otherhand,
is stuck in the train station. Apparently, fulfilling his mission to
meet
with the Architect unlocks some section of his program that allows Neo
to
use his enhanced implants to once again become part of the machine
collective (perhaps because of the Oracle's upgrade?). He is therefore
able
to sense and control other machines wirelessly. The first example of
this is
when he stops the sentinels at the end of M2. Since he is not quite
ready to
use his new abilities, however, his program gets stuck at the security
checkpoint of the Matrix, the train station.

In the train station Neo meets with Rama Kandra, his wife, and their
daughter Sati. Rama and his wife are both machines from the real world
who
can jack into the Matrix, like all other machines, and live human
lives.
Sati is a program created by these two machines out of love, which Rama
explains to Neo is not out of the grasp of the machines. They are on
their
way back into the Matrix to leave Sati with the Oracle for safe
keeping, as
any program without a purpose is deleted.

After being rescued from the train station by Trinity, Morpheus, and
Seraph,
Neo is helped out of the Matrix using the standard jack. While aboard
the
Hammer he has another vision of the future, this time of the three
power
lines leading from the Matrix power station to 01, the machine city (he
is
able to see the power lines due to his newfound connection to the
machine
collective). He therefore takes the Logos, along with Trinity, and
leaves
for 01. Along the way he confronts the stowaway Bane (who has the Smith
program inside of him), and is blinded by him. Although blind, Neo is
still
able to see other machines (orange glow), including the Smith program
inside
Bane, which he uses to defeat Bane. He also uses his power to control
other
machines to detonate the bombs fired at the Logos by the 01 defenses.

Meanwhile Smith is replicating out of control in the Matrix, and
eventually
confronts the Oracle after taking over Seraph and Sati. They have a
brief
conversation in which he calls her "Mom", referring to the fact that
she
helped to create him (along with the Architect) as well as Neo (part of
his
program now). The Oracle then tells Smith to "Do what you came here to
do.",
so he takes over her as well. The newly formed Smith then stands up and
laughs hysterically, foreshadowing the events at the end of the movie.

Eventually the Logos crashes in 01, but not before Neo gets a top-down
view
of the orange glowing city with his newfound machine-vision (notice the
fractal patterns). Unfortunately Trinity is killed in the crash, and
explains to Neo that both of them have been living on borrowed time.
Neo
since he was ressurected by Trinity, and Trinity since she was
ressurected
by Neo. Both are meant to die and Trinity is simply happy for the
oportunity
this time to tell Neo how she feels about him. (But shame on the
brothers
for killing off Trinity in such a lame way. Couldn't she have at least
died
trying to save the ship, not just letting it crash!)

Neo then leaves the Logos and enters the machine building into which it
crashed (the building is seen in the same orange glowing
machine-vision). He
is then confronted by the Deus Ex Machina, who knows that Neo is the
only
one who can stop Smith from destroying the Matrix, but still shows
hatred
toward Neo (due to the fact that he is mostly human). After a show of
force,
the Deus Ex Machina agrees to peace with the humans in exchange for
Neo's
promise to destroy Smith. This causes the sentinels to halt their
attack on
the Zion temple, the last holdout of the remaining humans (the dock and
city
have already been destroyed).

The machines then jack Neo into the Matrix, since he has not yet
masterred
the ability to do so wirelessly (this theme of Neo having to learn to
use
his new abilities runs throughout the trilogy). Neo then confronts
Smith,
who says he has seen the future, and that he (the one particular Smith)
is
the one that defeats Neo. The other Smiths (all of the other people in
the
Matrix have now been taken over by him) therefore only watch as the
fight
begins.

After a brutal battle Neo is near defeat, but continues to fight. When
asked
why he does so, Neo responds "Because I choose to.", echoing the theme
in M2
that "Everything begins with choice." (the only way humans achieve true
freedom). But even though he delivers a stunning punch to Smith which
sends
him through the ground, Neo is eventually defeated. Before Smith takes
him
over he pauses, however, realizing that he has seen this very moment in
his
visions, and he already knows what he is going to say. "Everything that
has
a beginning has an end..." he mutters confusedly. This causes Neo to
realize
that the Oracle still exists somewhere inside of Smith, and that she is
partially able to control his thoughts. Taking his cue from the Oracle,
Neo
freely gives himself to Smith.

Thus Neo is defeated, and Smith's original purpose, to defeat The One
(which
he is never really expected to achieve, which leads to his bad
temperment)
is accomplished. Smith therefore no longer has a purpose and must be
deleted. But since programs marked for deletion must return to the
source,
how is Smith to be deleted? Simple, the machines send the command
through
Neo, into Smith, using a burst of energy. This causes all of the Smith
clones, and the original Smith, to be deleted, leaving the original
inhabitants of the bodies he has taken over (this is a basic function
of the
agent programs, that they leave their hosts as they found them, with
death
being the only exception).

This then completes another revolution in the Matrix cycle, as The One
has
reached the Source and has reinserted the prime program (Neo's program,
his
knowledge and experiences). The Matrix is then reloaded back to it's
initial
state, the late 20th century.

The Oracle then meets with Sati, Seraph, and the Architect in a park
outside
the city as the sun rises over it. The Architect tells her that she was
playing a "very risky game", and she asks him if he will honor the
promise
of peace. He says that he will, since he is not human (meaning humans
do not
keep their promises, an insult). This means that those people who
unconsciously become aware of the Matrix and choose to leave will be
freed,
and those living in Zion will not be killed. The war between man and
machine
is over, or at least suspended.

Looking upon the sunrise the Oracle asks Sati if that was her doing,
and the
girl responds that she did it for Neo (made the sun rise). Apparently
Neo's
experience with love, which was uploaded from him to the Source, caused
the
machines to show pity on Sati and give her a purpose instead of
deleting
her. She is now in control of the sun. Sati also asks the Oracle if
they
will ever see Neo again, and the Oracle replies that they might,
indicating
that the The One program will be used again in the future, as it had
been
for the previous six iterations of the Matrix. M3 therefore ends where
M1
began, except that now the humans who become aware of the Matrix will
be
freed (a decent compromise if you ask me).

Whew, done! Hopefully this helped those of you who were confused like
me
after seeing M3 for the first time. I know that I am not 100% correct
in
what I've said here (perhaps only 50%), but it's a nice starting point.
Maybe others can build on it to make it even more correct and useful.
Thanks
for reading!
0
geldiler
(28.07.09)
teori'yi yazan arkadaş iyi bir iş çıkarmış lakin hepsinin doğru olduğu kanısında değilim. neyse, şimdi zion gerçek dünyada oluyor değil mi?

edit: bu arada çeviren sensen uğraşıp da çevirdiğin için tebrik ederim.
0
cro magnon
(28.07.09)
cevaplar için sağolun. teori gerçekten iyimiş. zaten film in yönetmenleri bile tek fikir üzerinden gitmemişlerdir. böyle teoriler üretilebilen filmler efsane olabiliyor zaten.
0
🌸gholeman
(28.07.09)
animatriks'e göre önce bildiğimiz robotlar yaratılıyor. sonra savaş ve dünyanın yaşanamaz hale gelmesi, sonrasında dünya liderleri robotlarla anlaşma yapıyor ve matrix içinde yaşamayı kabul ediyolar. ilk matrix böyle kuruluyor.

sonrasında sanıyorum matrix'i bir ütopya-cennet vari yaptıkları için insanlar adapte olamıyorlar ve bu yüzden gidip 99 senesini canlandırıyorlar. hata ayaklamak içinde kontrollü bir ortam yani zion 'u kullanıyorlar. Zion'un amacı hataların (adapte olamayan insanlar) belli bir bölgeye toplanması.
0
darknum
(29.07.09)
Zion gercek. Nokta. Tartismaya bile luzum yok yani bunu.
Aksini nasil iddia edebiliyorsunuz anlamadim.
0
dream endless
(29.07.09)
senın bunu idda etmen gidi.
0
bryan fury
(29.07.09)
Teoriyi okudum ve çok abartmalar olduğu kanısındayım. Bu insanların basit şeylere anlam yükleme işine de ayrıca kılım. Kod gönderme ne yahu? İyice uçmuş teoriyi yazan arkadaş.

@dream endless zion gerçek değil. Şuna istinaden söylüyorum. 2. filmin sonunda Morfeyyaz "kaynağın yokedilmesine rağmen neden savaşın bitmediğini" sorguluyordu. Neo ise "Her şeyi başka bir sistem kontrol ediyordu" diyerek aslında gerçek dünyanın da bir yanılsama olduğunu söyledi. Morfeyyaz "i don't believe" diyerek ilk filmde Neo'nun yaptığı gibi gerçeği reddetti. Oysa Neo da ilk filmde Morfeyyaz'ın yaptığı gibi "buna inanmak çok güç ama bıdıbıdı da bıdıbıdı..." diye Morfeyyaz'ı teselli etti.

Sarı ışık yeşil ışık dalgası da şu. Yeşil ışıklı kodlar 1. matrix'in kodları, sarı ışıklı kodlar da 2. matrix'in kodları. Sonuçta ikinci matrix gerçekten gerçekse ışıklı kodlar görünmesi saçma olurdu.

Not: Animatrix serisini izlemedim ama basitçe her şeye cevap verebilirim sanıyorum.
0
ataturkiye
(29.07.09)
Ayrıca ve ayrıca Ajan Smith'in Zion'daki bir kişinin içine girebilmesi de zion'un matrix tabanlı olduğunun en büyük kanıtlarından biri. Eğer gerçek dünya olsaydı Ajan Smith aynı matrix'de yaptığı gibi nasıl insanların bedenlerine sızabilirdi?
0
ataturkiye
(29.07.09)
gayet sızar. nasıl sızar? sonuçta gerçek insanların beyinleri kablolarla matrix'e bağlı değil mi? sonuç olarak matrix'te öğrendiği bir bilgi gerçek beynine işleniyor. dolayısıyla kablolar aracılığıyla smith insanların beynine sızabilir.

neden sızamasın ki?
0
cro magnon
(29.07.09)
Kablo nedir? Konuyu biraz açabilir misin?
0
ataturkiye
(29.07.09)
demek istediğim insanların beyinlerinin arkasından bir giriş mevcut ya. o. matrix'e o yolla bağlanılmıyor mu?
0
cro magnon
(29.07.09)
Tamam o yolla bağlanılıyor da gerçek dünyaya o girişten sızması imkansız. Bir bilgisayar programı gerçek bir beyne nasıl sızabilir?
0
ataturkiye
(29.07.09)
bilgi olarak? sonuçta matrix'teki bilgiler o yolla beyin dalgalarına dönüşüyor. smith'in varlığı da teknik olarak bilgiden ibaret değil mi? sonuçta beynin arkasından giriş yapan kablonun olayı kodları beyin dalgalarına dönüştürmek aynı zamanda.
0
cro magnon
(29.07.09)
Zion'un yer aldigi dunya'nin adi MACHINE WORLD olarak geciyor. Mesela Oracle'in metro istasyonunda sikisan Neo icin sarf ettigi "He is trapped between this world (Matrix) and the machine world". Matrix dunyasiyla bizim bildigimiz anlamda "gercek dunya"nin yani machine world'un farkli oldugu yonundeki yorumlar da defaatle dile getirilen "both worlds", "other world" gibi ayrimlardan ortaya cikiyor. Yani iki dunya, iki duzlem var.

Simdi Trinity ve Neo'nun Logos'la bulutlari asip gercek, mavi gokyuzunu gordugu ani dusunelim.

Bakiniz Morpheus hazretleri ne buyurmuslar:
"We don't know who struck first - us, or them. But we know it was us that scorched the sky. At the time they were dependent on solar power and it was believed that they would be unable to survive without an energy source as abundant as the sun."

Daha da oteye tasiyalim:
"Me and my brother Dozer, we're both one HUNDRED PERCENT PURE, OLD FASHIONED HOME-GROWN HUMAN, born free!...Right here, in the real world. Genuine child of Zion."

Boyleyken boyle.
Zion'un bildigimiz dunyada, makinelerin istila ettigi ve Matrix'in "hardware"'i olan dunyada var olan gercek, Matrix var olmasa da var olabilecek bir yer olabildiginin cesitli kanitlari.

Aha ben boyle iddia ediyorum. Elle tutulur kanitlar verin var olmadigina dair, ondan sonra "sen nasil iddia ediyorsan" deme rahatligina sahip olursunuz.
0
dream endless
(30.07.09)
Tamam o yolla bağlanılıyor da gerçek dünyaya o girişten sızması imkansız. Bir bilgisayar programı gerçek bir beyne nasıl sızabilir?

ataturkiye, Fikralarla Turkiye isimli diziyi degil Matrix'i tartisiyoruz.
Neo ve Smith, Dunya-Matrix arasindaki paralellige vakif olmuslar, birbirlerini The Source vasitasiyla etkileyebiliyorlar zira ikisi de The Source kodlarini manipule edebilecek kudretteler.

Bir bilgisayar programinda olen insanlar nasil gercek dunyada da oluyorsa, yani boyle bir fiziki kudrete vakifsa, ya da nasil Neo kung-fu ogrenirken vucudu gercek dunyada hareket ediyorsa, vucut sinirlarini zorlayan ve -belki de insan metabolizmasinda var oldugu fakat gizli kaldigi senaristlerce belirlenmis- bazi insanustu kudretlerin bilgisayar programinin unlock'iyla, haxxorz'uyla gercek dunyada acilmasi da cok enteresan degil.
0
dream endless
(30.07.09)
@dream endless Neo kaynağa dönmesine ve kaynağı yoketmesine rağmen Matrix bitmedi. Bitmesi gerekiyordu senin teorilerine göre. Nitekim Morfeyyaz da öyle biliyordu. Ancak ne matrix bitti ne de savaş. Zion'un defalarca yıkılıp yapılandırılması da bir program olduğunun kanıtı değil mi? Aynı matrix gibi 5 kere yık yap. Nitekim bunu bilen tek kişi Neo oldu ve "ya bunu kimse bilmiyor ya da bana kimse söylemedi" dedi. Programların ya da insanların sözlerini referans almak burada mantıksızca; çünkü onlar da bu gerçeği bilmiyorlar.

Ayrıca bu bir film sonuçta. Teorileri yazanlar tanrı değiller ve mutlaka falso verilen yerler olacaktır. Çok da ciddiye almamak lazım. Hele asabileşmek hiç yakışmaz :)
0
ataturkiye
(30.07.09)
iyi de amaç matrix'i bitirmek değildi zaten, barışı sağlamak ve zion'u kurtarmaktı. ve başarıldı da.

zion'un 5 defa kurulup yıkılması illa ki program olduğunu göstermiyor. sonuçta matrix'e bağlı insanlar arasından bir tanesini seçip çeşitli özellikler bahşediyorlar, ve zion yok olduğunda "al şu kadar insanı git bi daha kur" diyorlar. her seferinde zion aynı zion olmak zorunda değil, ama 20 kişiyi tutuşturup da "al kur" dersen kurulur, çok zor değil bence.

bir sorun daha var, şimdi diyelim ki zion'un bulunduğu dünya da başka bir kod sistemi, ve matrix'ten kurtulmayı başaranlar oraya gidiyor. demek ki zion'da yaşayanlar teknik olarak hala makinelere bağlı. yani hala pil olarak kullanılıyorlar. o zaman makineler niye zion'u imha etme gereği duyuyor? oradaki bütün insanları zaten kullanıyor? bütün dünya zion'a taşınsın ne farkeder yani?
0
cro magnon
(30.07.09)
Amaç matrix'i bitirmekti. Kaynak yok olunca program nereden yayınlanacak?

Her tarafı zaptedilen bir dünya var ve her tarafı makinelerle dolu. Bu dünyada nasıl yeni bir insan şehri kurabilirsin? Düşmanının orta yerinde kamp kurmak gibi bir şey bu.

Bu kısım muallak. Ya gerçekten insanlar "gerçek" dünyada (öz hakiki dünya gibi oldu bu) makinelere bağlı yaşıyorlar ya da insanlar da basit birer programdan ibaret. Çünkü Mimar Neo'nun da bir program olduğunu ima ediyor her seferinde. Diğer insanların da program olmadığı ne malum?
0
ataturkiye
(30.07.09)
ataturkiye, asabiligimin hedefi sen degildin evvela onu soyleyeyim.

Zion'un tekrar yikip yapilanmasi diye bakmamak lazim olaya, direnise devam etmek olarak bakilabilir. Yani bu bilincli bir yikip yapilanmadan cok, Matrix kuvvetlerince yikilmasina ragmen insanlarin tekrar yapilanmasi gibi gozukuyor.

En nihayetinde, soylenenler neticesinde, bilhassa Morpheus hoca efendinin pure, old-fashioned human tanimi cercevesince, Zion'un gercek oldugunu soyleyebiliriz. Ha aksini iddia edersek soyle bir soru cikiyor, Zion gercek degilse, bu heriflerin gercek bedenleri nerede? Insan tarlalarini neden ve nasil bir programin icine entegre etmis makineler?
0
dream endless
(30.07.09)
(4)

Java Compiler Tavsiyesi

suursuz deve
Artık java da öğrenmenin vakti gelmiştir diyip, javaya girişmiş bulunmaktayım. Aklımda borland jbuilder var ama başka tavsiyeleriniz de olursa, bu daha iyidir onu boşver diye, kabulümdür. Bir de şöyle link falan verirseniz download için, mümkünse tam versiyonu için, çok şükela olur, hayır duası eder
Artık java da öğrenmenin vakti gelmiştir diyip, javaya girişmiş bulunmaktayım. Aklımda borland jbuilder var ama başka tavsiyeleriniz de olursa, bu daha iyidir onu boşver diye, kabulümdür. Bir de şöyle link falan verirseniz download için, mümkünse tam versiyonu için, çok şükela olur, hayır duası ederim.
0
suursuz deve
(28.07.09)
netbeans de var.
0
sourlemonade
(28.07.09)
compiler ? javac , ide ? eclipse.
0
dark dante
(28.07.09)
ide olcak o pardon :D
0
🌸suursuz deve
(28.07.09)
eclipse en yaygını
0
natnan
(28.07.09)
(3)

prag/viyana kalınacak yer tavsiyesi

divina
Şimdi 16'sında Prag'a gidiyoruz 6 kişi olarak. Oradan da Viyana'ya geçilecek bir iki gün kalma üzere. Oralarda kalınacak yer tavsiyesi olan var mıdır acaba?
Şimdi 16'sında Prag'a gidiyoruz 6 kişi olarak. Oradan da Viyana'ya geçilecek bir iki gün kalma üzere. Oralarda kalınacak yer tavsiyesi olan var mıdır acaba?
0
divina
(28.07.09)
klişe olacak ama :
(bkz: couchsurfing)
(bkz: hostel)
0
natnan
(28.07.09)
prag için söylüyorum... haritada A noktasında bir hostel var geceliği 2 kişilik oda 20 euro (kişi başı) idi geçen sene mayısta... al katında roxy adlı gece kulübü ve konser mekanı var, hoş yerdir, konserleri süperdir. sakın yer bulmadan gitmeyin prag'a ayrıca merkeze yakın olsa iyi olur.

www.travellers.cz

maps.google.com
0
yapcak bisi yok
(28.07.09)
Teşekkür ederimm :) Hemen bakacağım buraya. O kadar yer baktım da görmemiştim bunu.
0
🌸divina
(29.07.09)
(4)

Helsinki aktarmalı uçuş ve 11 saat bekleme

aacwarlock
Yurt dışına hiç çıkmamış biri olarak. finnair'den Stockholm'e Helsinki aktarmalı ucuş aldım. Ufak bir problem var :P. 00:25 - 11:45 arası yaklaşık 11 saat bekleme sürem var bu sürede neler yapılabilir. Uyu derseniz hayatta uyuyamam. Bazı ülkelerde ücretsiz şehir turu yaptırıldığını duydum finlandiy
Yurt dışına hiç çıkmamış biri olarak. finnair'den Stockholm'e Helsinki aktarmalı ucuş aldım.

Ufak bir problem var :P.
00:25 - 11:45 arası yaklaşık 11 saat bekleme sürem var bu sürede neler yapılabilir. Uyu derseniz hayatta uyuyamam. Bazı ülkelerde ücretsiz şehir turu yaptırıldığını duydum finlandiya'da böyle bir hizmet olsa da o saat aralığında pek mümkün olacağını sanmıyorum. Önerilerizini bekliyorum

Birde aktarma işleminde helsinkide bavulla uğraşmam gerekir mi? yoksa bavullar bineceğim uçağa otomatik olarak yerleştirilir mi?

şimdiden teşekkürler.
0
aacwarlock
(22.07.09)
bavulla uğraşmazsın,

bence gece de olsa, atla otobüse, şehir merkezine gel, dolaş helsinkiyi yürüyerek, ufak şehir zaten, hırsızı uğursuzu da pek olmaz, rahat rahat takıl.
0
arigold
(22.07.09)
arigolda katılıyorum.
0
natnan
(22.07.09)
çok teşekkürler cevaplarınız için.
2 yıllık öğrenci vizem(isveç)olacak herhalde finlandiya sorun çıkarmaz.
0
🌸aacwarlock
(22.07.09)
çıkarmaz.
0
386 dx
(22.07.09)
(3)

güneye inmek

erostrada
yahu ağustos başı benim hatunla 3-5 gün güneye inelim diyoruz, şimdi herkeste bi olimpos sevdası var ama kız zaten rus, bi de antalyaya götürmek istemiyorum..bunun dışında ege veya akdenizde denizi güzel, fiyatı güzel seçenekler var mıdır?
yahu ağustos başı benim hatunla 3-5 gün güneye inelim diyoruz, şimdi herkeste bi olimpos sevdası var ama kız zaten rus, bi de antalyaya götürmek istemiyorum..
bunun dışında ege veya akdenizde denizi güzel, fiyatı güzel seçenekler var mıdır?
0
erostrada
(17.07.09)
(bkz: assos)
(bkz: ayvalık)
(bkz: foça)
(bkz: çeşme)
(bkz: karaburun)
0
justaddwater
(17.07.09)
justaddwater'ınkiler ege olmuş çok.Gerçi ne farkeder,ege gibisi var mı.
akdeniz değil de akdeniz-ege karışımından muğla ilçelerini önerebilirim.
bodrum-fethiye-datça-marmaris ya da akyaka-dalyan gibi aklıma gelmeyen bir sürü daha küçük ve şirin yerleri önerebilirim.
0
natnan
(17.07.09)
(bkz: datça)
0
chak 666
(17.07.09)
(1)

eclipse

danisikli dogus
Herkese merhaba;Staj yaptigim yerde hewlett packard klavyeler var. Herhangi bir windows uygulamasinda calisan klavye(notepad,word..) `Eclipse`te nedense calismiyor. sadece ctrl v(yapistir) kismi calisiyor.Sebebi ne olabilir?Tesekkurler simdiden.
Herkese merhaba;

Staj yaptigim yerde hewlett packard klavyeler var. Herhangi bir windows uygulamasinda calisan klavye(notepad,word..) Eclipsete nedense calismiyor. sadece ctrl v(yapistir) kismi calisiyor.

Sebebi ne olabilir?

Tesekkurler simdiden.
0
danisikli dogus
(16.07.09)
sorun eclipse'de olmasın?silin baştan kurun falan?
0
natnan
(16.07.09)
(5)

Kullanımda olan dosyayı kopyalamak

arnold schwarzeneger
Serverdaki .mdf ve .ldf dosyalarını bilgisayarıma çekmem lazım ama gün içinde bunlara sürekli erişim olduğu için alamıyorum, erişim hatası veriyor kopyalamaya çalışırken. illa mesai sonrasını mı beklemek gerek yoksa var mı bir çözümü?
Serverdaki .mdf ve .ldf dosyalarını bilgisayarıma çekmem lazım ama gün içinde bunlara sürekli erişim olduğu için alamıyorum, erişim hatası veriyor kopyalamaya çalışırken. illa mesai sonrasını mı beklemek gerek yoksa var mı bir çözümü?
0
arnold schwarzeneger
(08.07.09)
kopyalarken üzerinde bir değişiklik yapmadığın için bir sınırlama olmaması lazım sanki ama?
ama o sırada biri değiştiriyorsa afallayabilir tabi..
pek cevap olmadı galiba.sisteme bağlı biraz da.
0
natnan
(08.07.09)
mssqlserver service'ini durdurup kopyalaman gerekiyor abi.

start -> run -> net stop mssqlserver
dosyalari kopyala bu arada. sonra:
start -> run -> net start mssqlserver

yani malesef service durmadan alamiyorsun.

alternatif olarak, backup'ini alabilirsin. (.BAK olarak) o backup dosyasini baska sql server'a restore edebilirsin.
0
sourlemonade
(08.07.09)
@assert h; dediğin şekilde yapmaya çalıştım ama restore sırasında .ldfyi istiyor bazı databaselerde.
0
🌸arnold schwarzeneger
(08.07.09)
istememesi lazim?
.BAK 'tan restore ederken direkt zaten BAK dosyasinin path'ini belirtiyorsun. bos bir database olusturup sag tiklayip 'restore database' ile.
0
sourlemonade
(09.07.09)
İstemiyormuş. hatayı yanlış görmüşüm. sağol.
0
🌸arnold schwarzeneger
(09.07.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.