Giriş
(13)

Ne versen yiyecek misafir ve itibar konusu

beyfendi
Misafirin "yemek için zahmete girme çok, ne varsa onu yeriz" diyeni sizin gözünüzde profili küçük, genel konularda da zahmete girmeye değmez biri konumunda biri midir?Sorudaki maksadı, aradaki samimiyetin durumu vs. gibi konuları uzun uzun yazıp daha net bir şey sorayım istedim ama gelecek cevabı ma
Misafirin "yemek için zahmete girme çok, ne varsa onu yeriz" diyeni sizin gözünüzde profili küçük, genel konularda da zahmete girmeye değmez biri konumunda biri midir?

Sorudaki maksadı, aradaki samimiyetin durumu vs. gibi konuları uzun uzun yazıp daha net bir şey sorayım istedim ama gelecek cevabı manipüle etmemek adına en yalın haliyle ilk akla geldiği şekliyle soruyorum.

ek: çok samimi olmadığınız, yeni yeni tanıştığınız biri olduğunu varsayın.
0
beyfendi
(29.04.24)
aksine profili yüksek, can dostum, tam güvendiğim kişi/kişiler demektir.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(29.04.24)
El üstünde tutulması gereken, profili en yüksek kişidir.
0
rock n roll
(29.04.24)
Hocam gelen misafir "Ben bi biftek alayım" dese daha mı hayırlı misafir olacak anlamadım. Ben ki çok yemek seçen biriyim, gittiğim evde ne yemek varsa onu yerim, olması gereken budur yani
0
nundu
(29.04.24)
Ben çok şaşırdım böyle bir soruya. Hayır değildir tabi ki, hiç böyle bir şeyin düşünülebileceğini bile bilmiyordum.

Yani zahmet etmeyin diyen insanın bunu söylerkenki niyeti değişebilir. Kimi laf olsun diye söyleyip aksinin yapılmasını bekler, kimi gerçekten samimi şekilde söyler. Ancak "ben misafir gittiğim yerde iyi yemek beklerim" diyen birisiyle hiç karşılaşmamış olsam da, böyle birini görsem çok şaşırır ve hakkında olumsuz düşünürdüm.

Yani aslında cidden şaşırdığım için ne desem bilemedim. Ben yemeği özensiz buldum, daha iyi olmalıydı diyen biriyle karşılaşacağımı hiç sanmıyorum.

Sizin nereden aklınıza düştü ki bu? merak ettim.
0
akhenaten
(29.04.24)
Nundu +1
Akhenaten +1
0
jülsezar
(29.04.24)
Profili düşük? Aklıma bile gelmez.
0
unabomber
(29.04.24)
Yemek daveti gerçek bir durum değil sadece örnekti aslında. Gelecek misafirin yemek için özel siparişinin olması kulağa abes şekilde nasıl küstah geliyorsa, benim örnekte de nezaket kör göze parmak olmuş. Asıl kastettiğim aslında nezaketin, iyi niyetin yanlış anlaşılıp, insanın kendine ne kadar değer veriyorsa başkalarının da ona sadece o kadar değer vermesiyle ilgiliydi. Aşağılık kompleksi olan, öz değeri düşük birinden de benzer durumlarda benzer şeyler söylemesi beklenir ya hani, bunun ayrımını bizi çok da iyi tanımayan insanlar yapabiliyor mu acaba onu merak ediyorum.

"ne versen yiyecek misafir" deyimini geçen haftalarda fatih altaylı'nın yayınlarından birinde duymuştum. o başka bir bağlamda kullanmıştı bunu ama aklıma bunu getirmişti.
0
🌸beyfendi
(29.04.24)
Misafir ağırlayacaksam ve yemekli olacaksa güzel bir ana yemek ve meze, tatlı vs olur masada. Eğer birisi ben et, tavuk, balık yemem derse mezelerle bile idare edebilir. Hele ki en baştan "zahmet etmeyin" dedilerse gerekirse dışardan istediği bir yemeği söylerim, eşim evdeki mevcut malzemelerden bir şeyler ayarlar.

Eğer evime çağıracak kadar değer veriyorsam en iyi şekilde ağırlamaya çalışırım, hiç kimse için "zahmete değmez" demem.

Çok samimi bir arkadaşım geliyordur, o zaman duruma göre gerekirse dışardan pizza söylesem de sıkıntı olmaz. (hatta pizza daha pahalıya geliyor sdfgsdf)
0
kimlanbu
(29.04.24)
@beyefendi, anladım. Eh tabi, insanın kendine verdiği değer nasıl muamele gördüğünü de etkiliyor ister istemez. Ancak örnek biraz zorlayıcı olmuş gerçekten. Yemek konusundaki tavırlar genelde kültürel kodlarla sıkı sıkıya sınırları çizilmiş şeyler.

Örnek bir açıdan da iyi olmuş, çünkü "insanın kendine verdiği değer" talepkarlıkla ilişkili değil her zaman. Şımarıklık ve bencillik gibi kavramlar da var. Eğer kendine saygı konusu yanlış anlaşıldıysa belli bir zihinsel çıta aşılıp bu olumsuz sınırların içine de ilerlemek olası.

İnsan hakkını koruyabimeli, gerektiğinde mesafe koyabilmeli bu daha çok karakterle alakalı bir durum. Kendine saygısı olan insan şunları şunları yapar demek çok güç. Birçok konuda bu geçerli, davranışlar ortamın kokusuna göre anlam kazanır. Kendine saygısı olan ve olmayan insanlar arasındaki fark da onlar istese de istemese de kendisini bu sebeple hissettirir zaten.

Çevrenizdeki insanlar da haliyle farkında olsunlar ya da olmasınlar bunu algılayacak ve ona göre davranacaklardır.
0
akhenaten
(29.04.24)
Empati, nezaket, tevazunun eziklik olarak algılandığı bir toplumda, evet “düşük profil.” Ben düşük profilliyim mesela bu bakış açısına göre. Ama bencil, kaba ve kibirli olacağıma ezik olayım daha iyi.
0
auroraaurora
(29.04.24)
Bence öylesine söylenen, otomatik bir laftır. Hiçbir anlam ifade etmez.
0
michael_knight
(29.04.24)
Ben de gittiğim yerlerde bunu. söylerim ama öylesine değil, samimiyetle. Asıl maksat görüşmek konuşmak ne de olsa.
Düşük profilli biri olma meselesi değil bu bana göre.
Arkadaşlarının yanına hal hatır sorma kılıfı altında sadece midesi için gidenlerden ben de hoşlanam.
0
diyecevaplandı
(29.04.24)
enteresan bir soru, hic dediginiz gibi bakmamistim.
soyle yazmissiniz; iyi niyetin yanlış anlaşılıp, insanın kendine ne kadar değer veriyorsa başkalarının da ona sadece o kadar değer vermesiyle ilgiliydi. Aşağılık kompleksi olan, öz değeri düşük birinden de benzer durumlarda benzer şeyler söylemesi beklenir ya hani, bunun ayrımını bizi çok da iyi tanımayan insanlar yapabiliyor mu acaba onu merak ediyorum.

buna istinaden sanirim ben soyle dusunuyorum, ben degerliyim, benim degerim bana hazirlanan sofra ile belirlenmedigi gibi sofrayi hazirlayan kisi tarafindan da belirlenmiyor. ama kendi degerimi bildigim icin bana ozen gosteren insanlarla birlikte olmayi seciyorum (ve ben de ozen gosteriyorum). yeni tanistigim birinin hazirladigi/hazirlamadigi sofra benim degerimden cok onun ozeni/ozensizligi/zamani olup olmadigi/aliskanliklari/kulturu ile ilgilidir. dolayisiyla bu konuya deger uzerinden degil bu cercevede yaklasirim. zamani olmamis olabilir, ya da ozensiz biri olabilir. eger yakin arkadaslarim davet ediyorsa zaten ne varsa onu yeriz evet, bazen de yemeyiz, mukellef sofra hazirlarlar.

son olarak, beni yemege davet eden birine hic dediginiz gibi bir sey deme ihtiyaci duymadim acikcasi, beni yemege davet ettiyse ztn ne pisirip pisirmeyecegini dusunmustur, o onun sorumlulugunda olan alandir, boyle bir yorum yapma ihtiyaci duymam, tesekkur ederim, gidip gidemeyecegimi soylerim ve bir sey getireyim mi derim, hele hele de yeni tanistigim biriyse.

yakinimsa zaten usulunu bildigim icin kendini misafir agirlamak icin paralayan biriyse soylerim boyle bir sey sanirim. dediginiz yorumu genellikle kendim birine gitmeyi teklif ettiysem soylerim, yani 'ayse sana geleyim aksam ama lutfen bir sey hazirlama vs.' gibisinden.
0
kassiopeia
(29.04.24)
(5)

Pasaport yenilemek ne kadar sürüyor?

michael_knight
Pasaportumu yenilemem gerekiyor. Ama bir yandan da pasaportla yapmam gereken işlemler var yakın zamanda o yüzden ne kadar süreceğini merak ediyorum.- İstanbul'da son zamanlarda pasaport yenileyen oldu mu, kaç gün sürdü?- Yeni doğan oğluma 15-20 gün önce ilk pasaportunu çıkarttırmıştım ve 5-6 gün sür
Pasaportumu yenilemem gerekiyor. Ama bir yandan da pasaportla yapmam gereken işlemler var yakın zamanda o yüzden ne kadar süreceğini merak ediyorum.

- İstanbul'da son zamanlarda pasaport yenileyen oldu mu, kaç gün sürdü?
- Yeni doğan oğluma 15-20 gün önce ilk pasaportunu çıkarttırmıştım ve 5-6 gün sürmüştü, benim pasaportumun yenilenmesi de aynı süre midir?
0
michael_knight
(28.04.24)
maks 10 gün
0
numlock
(28.04.24)
yenileme diye bir olay yok sıfırdan pasaport başvurusu yapıyorsunuz her halükarda. sonra da ankaradan postayla geliyor. bu ara randevu sıkıntısı yok hemen tamamlarsını başvuruyu. bir ay önce benimki 3 günde geldi. geçen hafta arkadaşınki ertesi gün ulaştı. ikisi de istanbul. yolda kaybolma gibi ekstrem bir olay yaşanmadığı sürece 1 haftayı geçmez.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(28.04.24)
- İstanbul'da son zamanlarda pasaport yenileyen oldu mu, kaç gün sürdü?
+ İkinci pasaport başvurusunu 22 Mart Cuma yaptım, 25 Mart günü gelmişti.

@kanatlı kontun müşfik öpücüğü -- +1
0
put it in your appropriate place
(28.04.24)
eskisini iptal ettirmenize gerek yok bu arada. ikinci pasaport olarak yasvuru yapacagim deyip nedeninizi sundugunuzda ikinci pasaportu alabiliyorsunuz, ilki de sizde kaliyor.
0
sanal uyku
(29.04.24)
Merak eden olursa bilgi olsun;
29 Nisan'da başvurdum.
30 Nisan'da postaya verdiler ve Posta Takip Kodu verilmişti.
3 Mayıs sabahı ilçenin PTT'sine geldi.
6 Mayıs'ta getirdi görevli.

Yani pasaport çok hızlı hazırlandı, PTT biraz uzun sürdü ama toplamda yine de 7 gün.
0
🌸michael_knight
(13.05.24)
(10)

Ekşi duyuru hakkında

Mirket
Sorulan sorulara bazan çok güzel cevaplar veriliyor.Soruyu soran cevapları thickliyor, bu kısmı tamam ama verilen cevaplardan bazıları gerçekten çok doyurucu oluyor. Bu tip cevapları diğer üyeler de beğenebiliyor olsalar ve beğeni sayısı da cevabın yanında görünüyor olsa çok güzel olmaz mı?Mesela dü
Sorulan sorulara bazan çok güzel cevaplar veriliyor.

Soruyu soran cevapları thickliyor, bu kısmı tamam ama verilen cevaplardan bazıları gerçekten çok doyurucu oluyor. Bu tip cevapları diğer üyeler de beğenebiliyor olsalar ve beğeni sayısı da cevabın yanında görünüyor olsa çok güzel olmaz mı?

Mesela dün sorulan 1929 kriziyle ilgili soruya @nundu'nun verdiği cevap çok güzeldi ve ben bu cevabı oylamak isterdim.
0
Mirket
(28.04.24)
Evet güzel olurdu.
0
rock n roll
(28.04.24)
çok saçma olurdu. duyuru başına onlarca cevap gelse filtrelemek adına biraz mantığı olurdu. bari burda "beğeni" işi olmasın. cevabı beğenen beğenir zaten.
0
numlock
(28.04.24)
buraya uygun bir sistem olurdu. çünkü burası bir soru cevap ve yardımlaşma platformu. diğer mecralar gibi sosyal medya paylaşım platformu değil. duyuruda bir film sorulmuş bu ne diye mesela, 2 kişi farklı yazmış ama biri doğruysa girip onu oylamam "evet bu cevaba katılıyorum" demem gerekir yazmadan. ya da adam laptop önermiş 4-5 cevap var, birinin fp önerisi çok iyi ona like atıp o cevabı öne çıkarmam gerekir
0
avatar is back
(28.04.24)
Teşekkür ederim öncelikle güzel düşünceleriniz için :D

Bence burası sözlük ya da twitter gibi daha fazla like almak için insanları saçmalamaya itecek bir platform değil, o yüzden like sistemi mantıklı olabilir. Mesela çok sık iki çanta/saat/tişört vs arasında seçim sorusu soruluyor. Teker teker cevap yazmak yerine halihazırda yazılan cevaplardan biri likelanabilir
0
nundu
(28.04.24)
Bence güzel olmazdı. Oy almak için soruya cevap olmayan garip cevaplar verilirdi.
Çok beğendiğiniz cevaplarda mesaj atıp teşekkür edin bence.
0
michael_knight
(28.04.24)
Bence de güzel olurdu. Artık bazı geliştirmelerin yapılması lazım.
0
pispinti
(28.04.24)
guzel olabilir bence ama daha tik koymayi bilmiyor cogu insan. ugrasip cevap yaziyosun, duyuruyu acan gordu mu, gordu de begenmedi mi belli degil. moderasyon "tesekkur ederim" mesajlarini bile silmeye ant icmisken sitenin ozelligi olan tik koymayi es gecmeyi pek umursamiyor.
0
supergirl
(28.04.24)
Yillardir istenen bir ozellik. Sorulara cevaplara + - gelmesi cok iyi olurdu. Stackexchange sitesi gibi. Eksi duyuru isteklerinde de en ust sirada.

Compu'ya kalmis. Kafasina eserse yapar ama burayi oluruna birakmis gibi yillardir. Yapay zekaya yaptirabilir :)
0
ermanen
(28.04.24)
şöyle bir ekstra ile donanımhabere dönmesinin önüne geçilebilir.

yoruma verilen "like" ya da adı her neyse, herkes tarafından değil sadece duyuru sahibi ve yorum sahibi tarafından görünür olur. böylece hem duyuru sahibine "bu cevap daha doğru" demiş olunur, hem de yorum sahibine takdir/teşekkür edilmiş olur. üçüncü kişiler için akış ve görünüm eskisi gibi doğal haliyle kalır.
0
robin crusoe
(29.04.24)
Duyurunun domain ücreti otomatik ödemede olmasaydı eğer büyük ihtimal erişimi kesilir birkaç ay fark edilmezdi bile :D Duyurunun şusu olsa ne iyi olurdu demeyi 2016-17 yıllarında bıraktım ben şahsen. Hakkı teslim edilecek bir şey varsa el yordamıyla en kötü +1 bile yapılabilir
0
beyfendi
(29.04.24)
(6)

İşverenin size güvenmemesi

psmstc
Şöyle ki işvereniniz önemli bir topluluğa sunum için sizi görevlendiriyor. Ama bir meslektaşınızı da dinleyiciler içerisinde tüm gün tutuyor. Ve gün içinde de aynı iki seansa da kendi ara ara katılıyor. Ve 1 yıl beraber çalışmışsınız. Bu ne anlama gelir? Nasıl algılamalıyım? Tam güvenmiyorsan neden
Şöyle ki işvereniniz önemli bir topluluğa sunum için sizi görevlendiriyor. Ama bir meslektaşınızı da dinleyiciler içerisinde tüm gün tutuyor. Ve gün içinde de aynı iki seansa da kendi ara ara katılıyor.

Ve 1 yıl beraber çalışmışsınız.

Bu ne anlama gelir? Nasıl algılamalıyım?

Tam güvenmiyorsan neden görev veriyorsun diyorum içimden. Demoralize edici çünkü.

İçimi de dökmek istedim.

Şimdiden teşekkürler…
0
psmstc
(27.04.24)
Guvensizlik, o is siz yapabilecekken baskasina verilmesidir. Bu soylediginiz sey yaptiginiz isin kontrol edilmesidir yalnizca, ki bence her alanda herkesin bu tarz bi kontrol mekanizmasina tabii olmasi gerekiyor. Bu tarz olaylari kisisel almamanizi onemiririm.
0
bosver nicki
(27.04.24)
Bence de güvensizlik değil bunun adı. Kontrol kelimesi daha uygun. Siz işveren olsanız böyle önemli bir sunum için her şeyin yolunda gidip gitmediğini kontrol etmez miydiniz bir şekilde? Biz her hafta başında toplanıp ekip yöneticimize bir önceki hafta neler yaptığımızı anlatıyoruz. Biz çalışıyor muyuz çalışmıyor muyuz buna olan güvensizlikten mi mesela bu :) hayır kontrol mekanizması ile ilgili. her şeyin yolunda gidip gitmediği, işlerin yürüyüp yürümediği vs.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(27.04.24)
Sunumu nasil yaptiginizi merak etmesi kadar dogal bir sey yok. Size guvenmese hic size yaptirmazdi. Ki onemli bir sunum diye kendiniz diyorsunuz. Kendinize guvenin, gelip izlemesinden de zevk duyun, bunu govde gosterisine cevirin hatta. Gozune daha cok girin bu firsatla
0
mor oje
(27.04.24)
Güvenmeyen insan sizi görevlendirmez.
Diğer meslektaşınızın orada tüm gün olma sebebi belki de onun da o işi öğrenmesini istemesi.
Sizi kontrol etmesi de çok saçma olmazdı.
0
michael_knight
(27.04.24)
Sunumu senden başka yapabilecek arkadaşların mutlaka vardır ama seni seçmiş. Bu sana güvendiğini gösterir. Bir de çok rica ediyorum artık kendini bir sal.
0
rock n roll
(27.04.24)
Bu durumu güvensizlik olarak algılamadım.
0
basond
(28.04.24)
(5)

Sizce bu ürün alınır mı (masaj şeysi)

tchuck
https://www.hepsiburada.com/yasomi-relaxon-x10-katlanabilir-elektrikli-tam-vucut-isitmali-masaj-yatagi-p-HBCV0000619ZZL?magaza=Yasomiyani ilk kez görüyorum bunu, bütün yorumlar da çok iyi gözüküyor.galiba sırta çok bişey yapömıyormuş ama bacak boyun parçaları çok iyiymiş vs.sizce alınır mı?
www.hepsiburada.com

yani ilk kez görüyorum bunu, bütün yorumlar da çok iyi gözüküyor.
galiba sırta çok bişey yapömıyormuş ama bacak boyun parçaları çok iyiymiş vs.

sizce alınır mı?
0
tchuck
(26.04.24)
Tam dolapta gereksiz yer işgal eden, atsan atılmaz satsan satılmaz bir alete benziyor.
0
orangesandsea
(26.04.24)
O ürünü bilmiyorum. Ben masaj da sevmiyorum. Ama daha ucuz olan şu ürünü (mutlaka bu olmak zorunda değil, buna benzer farklı markalar var, aynı üretici üretiyor herhalde) eşim, annem, kayınvalidem, kuzenim, arkadaşım beğenerek kullanıyorlar. Birbirinde görünce hepsi kendine de aldı.
www.hepsiburada.com
0
michael_knight
(26.04.24)
abi o ne. alınmaz.
0
gabe h coud
(26.04.24)
Boyun, omuz için bende bu var. Çok memnun kaldım, anneme de aldık.
ty.gl
Eğer sadece bu bölgeler için istiyosanız bu alet yeter bence. Ama aldıgınızda çift yöne de dönüyor mu kontrol edin. Anneme aldıgımızda tek yöne dönüyodu iade edip tekrar aldık.
0
mellifica
(27.04.24)
Bizim bütün sporcular tabanca gibi olanlardan kullanıyor. Bunun üstüne mi yatacaksın olmaz ki.
0
gece abisi
(27.04.24)
(6)

Bes mantıklı mı yapan var mı

meraklitursucu
Bes için ne düşünüyorsunuz? Devlet katkısı ve fonları düşününce mantıklı geldi ama bilemedim.
Bes için ne düşünüyorsunuz? Devlet katkısı ve fonları düşününce mantıklı geldi ama bilemedim.
0
meraklitursucu
(26.04.24)
maaştan otomatik kesildiği için ben çıkmadım, hiç yoktan birikim oluyor , bana öyle bir faydası var, fonu da en riskli fonu seçtim getirisi yüksek şuan için.
0
jülsezar
(26.04.24)
BES yaptırmak mantıklı. Çünkü o para otomatik kesiliyor, bozdurması zor, 56 yaşımı veya biraz daha devlet katkısı hak etmeyi bekleyeyim diye insan bekliyor ve böylece para birikiyor. Unutuluyor.

BES finansal olarak mantıklı değil. Kendiniz her ay o kadar parayı alıp bir yatırım aracında değerlendirseniz daha fazla kazanırsınız ve istediğiniz anda bozup başka bir yatırıma geçebilirsiniz.

BES yaptırın. Ama fonları olduğu gibi bırakmayın, kendiniz seçin.
Önemsemediğim ve neredeyse varlığını unuttuğum BES sayesinde zamanında ev aldım.
0
michael_knight
(26.04.24)
fonlar riskli, yüksek getiri istiyorsanız riskli fonlar seçeceksiniz ben seçtiğimde kaybım çok oldu, dengeli fonlar ise aşırı az kazandırıyor dolara yatırsam daha çok kazanırdım o para ile. 10. senem seneye dolunca çıkıcam devlet para veriyor diye getirisi düşük yatırım aracında kalmak istemiyorum açıkçası.
0
eja
(26.04.24)
kenara para atılmış oluyor. biriken parayı da doğru fonlara koyarsanız, mevduat faizlerinin ya da döviz artışlarının çok üzerinden bir gelir elde etmeniz mümkün olur.
0
co2s2
(26.04.24)
15 yıl boyunca düzenli olarak artan miktarlarda bes birikimi yaparsan (hisse senedi fonlarında) multi milyoner olursun emekli olunca. bu kadar net.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(26.04.24)
Eğer siz yatırım araçlarına hakimseniz ve aktif olarak kullanabiliyorsanız; yaptığınız yatırımlar denk gelen risk kategorilerine göre BES fonlarının üzerinde değerleniyorsa BES mantıksız olur.

Ama yatırım anlamında derinlemesine bilginiz yoksa ya da bilginiz olsa bile gerekli dikkati veremeyecek bir iş hayatına sahipseniz BES mantıklı olur. En azından hayatınız boyunca yapacağınız yatırımların bir bölümünü de BES'in oluşturması işinize gelir.

Hiçbir yatırım aracı tek başına saf doğru olan değil. Eğer öyle olsa herkes ona yönelirdi. Her türlü yatırımın pozitif ne negatif yönleri var. Örneğin BES çok kafa yormanız gerekmeyen dertsiz bir yatırım, ayrıca devlet desteği alan bir yatırım. Sonuçta idare etmesi kolay, bozması zor. Diğer taraftan tam olarak kontrolünüzün olmadığı bir yatırım. Size birikim sağlar, ancak BES'le çok sıra dışı yüksek bir birikim elde etme olasılığınız yok, BES fonlarını bu derece iyi yönetiyor olsanız zaten kendinizi BES fonlarıyla yetineceğiniz bir alana kısıtlamazsınız, yani neden yapasınız ki bunu? BES'te aktif bir yönetime sahip değilsiniz. Paranız sadece BES fonlarında kalır. Fon getirileri düştüğünde alıp tek tek seçeceğiniz hisselere, emtialara, kripto varlıklara vs. dağıtamazsınız.
0
akhenaten
(26.04.24)
(3)

Yıllık izin anlaşmazlığı

oldz
Müdür yıllık iznimi bölmek istiyor 10 gün ve 4 gün tek seferde kullanmama izin vermiyor. Ne yapılabilir? Mevzuata göre bölünemez yazıyor, anlaşma halinde bir bölümü on günden az olmamak şartıyla bölünebilir yazıyor. Anlaşmazlık durumunde ne yapabiliriz? İk’ya yazmak çözüm mü?
Müdür yıllık iznimi bölmek istiyor 10 gün ve 4 gün tek seferde kullanmama izin vermiyor. Ne yapılabilir? Mevzuata göre bölünemez yazıyor, anlaşma halinde bir bölümü on günden az olmamak şartıyla bölünebilir yazıyor. Anlaşmazlık durumunde ne yapabiliriz? İk’ya yazmak çözüm mü?
0
oldz
(26.04.24)
Hukuki olarak yapabileceğiniz pek bir şey yok. Aslında en az 10 gün kesintisiz kullandırmak zorunda ama bu kanunun uygulandığı çok az işyeri var.
İznin ne zaman olacağını belirlemek işverenin yetkisinde. Eğer ters giderseniz hiç izin kullanmak istemediğiniz bir Kasım ayında size 10 gün izin verebilir. Zararlı çıkarsınız.

Pratikte de müdürünüzle anlaşamayıp İnsan Kaynaklarına yazmak pek iyi sonuç vermez. İnsan Kaynakları doğal olarak yöneticinin tarafını tutacaktır.

Müdürünüzle anlaşmak dışında bir çözüm göremiyorum.
0
michael_knight
(26.04.24)
Aslında izin 14 gün değil, 2 hafta. Dolayısıyla 2 hafta blok veya 1 hafta-1 hafta kullanmak doğru olan.

Ancak burada iş durumunuzu ayarlamak, sezonsallık varsa bunlara dikkat etmek lazım.

Müdürünüze 2 hafta blok kullanmayı teklif edin. Eğer kabul etmezse, 1 hafta 1 hafta kullanın. Sizin durumunuzu bilmem ama izne çıkıp, 2 hafta sonra Perşembe günü iş başı yapmak, can sıkıcı olur.

Teklifinizi kabul etmezse, "müdürüm bir İK'ya danışsak mı, belki bir yolu vardır" diye onun üzerinden sorun.


.
0
kartallar yuksek ucar
(26.04.24)
müdürün dediğini yapman lazım iş durumuna göre ayarlamıştır
ya da çok boş zamanda hepsini kullanma riskini al bekleyip
0
bir soru sorcam
(26.04.24)
(12)

Dyson tipi süpürgelerin hazneleri cok küçük değil mi

condom kurşunu
Mesela 3+1 100 m2 evi süpürmek için habire haznenin boşaltılması mı lazım yoksa baya bir şey alıyor mu?
Mesela 3+1 100 m2 evi süpürmek için habire haznenin boşaltılması mı lazım yoksa baya bir şey alıyor mu?
0
condom kurşunu
(26.04.24)
Her markanın hazne boyu ayrı, hepsine küçük diyemeyiz. Bu sizin süpürge ve silme sıklığınıza bağlı olarak da değişir. İdeal olanı her kullanımda boşaltmanız az çok bakmadan.
0
orangesandsea
(26.04.24)
sık sık boşaltman lazım. çabuk doluyor. zaten bu tip süpürgeler bütün evin süpürge işini baştan aşağı yapmaya uygun değil. bizde asıl klasik yatay süpürge var. dyson'ı çabuk kirlenen yerleri arada süpürmek için kullanıyoruz.
0
sir gawain
(26.04.24)
4+1 evi komple süpürünce boşaltıyorum hazneyi. Boşaltmasam bir iki yer daha süpürülür aslında. Hemen dolmuyor öyle. Ya da evim temiz ahdkshsk.
0
kaptan maydanoz
(26.04.24)
Evde iki kedi var, sık sık süpürüyor olmama karşın 2+1 evde sürekli doluyor. Küçük yani haznesi. Ama boşaltması çok pratik. O yüzden rahatsızlık vermiyor bu durum
0
biseysorcaktim
(26.04.24)
sık sık boşaltılmalı. bizde genelde kedi tüyü doluyor. halisiz odalarda hic sikinti yok haliya bi geciyoruz hazne doluyor
0
ala09
(26.04.24)
X3 Kedi tüyü dolduruyor hemen.
0
hasmetizm 2046
(26.04.24)
boşaltması aşırı kolay, 2+1 evde dyson v15 3 kere süpürüyor, sonra doluyor.
0
benaslinda
(26.04.24)
bizde v11 var, haznesi gayet genis, en azindan birkac kez supurmek sorun olmuyor evi. ama v15 gordum gecen kuzende, haznesi kucucuk, 1 kerede dolabilir gibi. hepsi ayni degil yani.
0
lemmiwinks
(26.04.24)
Kedi varsa 3+1 evi komple alinca tika basa doluyor. (V12)
Ben ok’im ya, en azindan ruhumu bile cekiyor supururken. Dolsun, bosaltirim. Faydasina bakarim.
0
mor oje
(26.04.24)
Dert edilecek bir konu değil bence. Ev kirliyse belki bir kere boşaltmak gerekebilir ama o bile belki.
Küçük yapmalarının bir sebebi de bize süpürgenin fazla kir topladığını hissettirmek bence. Ayrıca hazne büyüdükçe ağırlık artacak, şekil bozulacak.
Dyson v15'i boşaltmak birkaç saniye sürüyor. O hazneyi her boşaltmak insana ayrı bir keyif veriyor, en azından bana.
0
michael_knight
(26.04.24)
Bir sürü evde kullandım, boşken evi temizleyeme başlayıp da bitirmeden dolduğunu hiç hatırlamıyorum. En kötü tam doluyor ev 4 veya 5 odalı olsa bile.

Kullandıklarım: dyson, philips, grundig
0
ananiyimioguz
(26.04.24)
küçük, ben kullanmıyorum ama köpekli arkadaşımın evinde evi haftada 1 süpüren biri için 2 odada bir boşaltmak gerek ve şarjı yüksek ayarda çabuk bitiyor v15ti sanırım modeli.
hatta neden herkes buna bu kadar yükselmiş ki dedim sadece fırça ucunu sevdim içinde dönen fırça var tüyleri çok güzel alıyor.
0
eja
(26.04.24)
(11)

ilişkimiz 2 hafta sürdü diyen birileri ne yaşıyor?

mr.goodcat
herkesin herkesle flörtleştiği bir dönemdeyiz. bazısına sorulduğunda ilişkimiz 2 hafta sürdü diyor mesela. bu kadar kısa süren bir ilişkinin başlangıç miladı mı oluyor o halde? zaten 1-2-3 hafta dediğin periyot flörtleşme periyodu. yani bir şey oluyor da o bir anda ilişkiye mi dönmüş oluyor, ne oluy
herkesin herkesle flörtleştiği bir dönemdeyiz. bazısına sorulduğunda ilişkimiz 2 hafta sürdü diyor mesela. bu kadar kısa süren bir ilişkinin başlangıç miladı mı oluyor o halde? zaten 1-2-3 hafta dediğin periyot flörtleşme periyodu.

yani bir şey oluyor da o bir anda ilişkiye mi dönmüş oluyor, ne oluyor yani?
0
mr.goodcat
(25.04.24)
onlar genelde hayatında birisi olsun diye beraber oluyorlar, diğer taraftan başkalırıyla görüşmeye devam ediyorlar. daha iyisini bulunca da ayrılıyorlar. bunu genelde yeni kuşak yapıyor. 38 yaşındayım, benim zamanımda böyle değildi. şimdi her şey çok hızlı gelişiyor ve her şey çok normal kabul ediliyor.
0
numlock
(25.04.24)
bunu diyen birinin görece daha uzun ya da daha derin bir iliskisi olmamistir herhalde. senin iliskiye yükledigin anlam belki daha uzun süren daha derin bir sey icin gecerli. ama o da bu duyguyu yasamak, bir seylere anlam yüklemek istedigi icin böyle diyor. biraz daha yasi kücük birinin yapacagi bir sey gibi bence de.
0
robert bosch
(25.04.24)
aslında sorumu tam doğru yöneltemedim.

ben ilişki neden 2 hafta sürüyor demiyorum. 2 hafta süren bir ilişki nasıl başlıyor. yani buna nasıl ilişki denebiliyor? bana göre 2 haftalık şey flörtleşmedir. yani ilişki demek için 2 haftanın öncesinde bir flört aşaması geçmesi gerekiyor.

yani;

flört --->> x --->>> ilişki --->> 2 hafta sonra the end

bu x'de ne oluyor yani?
0
🌸mr.goodcat
(25.04.24)
onu 2+2=4 mantığında düşünemezsin. evet anlıyorum demek istediğini ama belli bir süreç söylenemez. olsun olsun ortalama 20 gün olsun flört. başlangıç düdüğü yok bu işin.
0
numlock
(25.04.24)
flört yok bence direkt one night two night stand ama bir yandan da cok zaman da gecirmece sonra ayrilik. :(
0
robert bosch
(25.04.24)
bir ay bir yerde calisan da iki sayfa cv yaziyor su projeyi ustlendim, sunu cozdum, bunu hallettim vs, ayni hesap.
0
cooperr
(25.04.24)
Bir yerden kabul ediyorlar işte. Kimi dating uygulamalrını silince başladık sayıyor, kimi üstüne konuşup anlaşınca, kimi daha tanışır tanışmaz... Neticede insan bir noktada "evet benim artık bir ilişkim var" diyor, doğru olsun ya da olmasın. Çünkü bazen tarafların biri kendi kendine de gelin güvey oluyor.

İlişkiler söz konusuysa her şey mümkün. Çok anlamaya çalışmayın.
0
akhenaten
(25.04.24)
hiç bir şey olmuyor. sadece lafta 2 hafta. nereden sayarsan say
0
abelardo
(25.04.24)
Ben uzun süredir o dünyadan uzaktayım ama ilk sevişmeden itibaren sayıldığını düşünüyorum.
Yani sevişmişler, görüşmeye devam etmişler ve 14 gün sonra "bir daha görüşmeyelim" demişler.
0
michael_knight
(25.04.24)
Seni seviyorum dendiyse o ilişki başlamıştır benim için. Kriterim bu.
0
kaptan maydanoz
(26.04.24)
@kaptan maydanoz ilişkinin başlamasıyla "seni seviyorum" denmesi arasında ortalama 3-4 ay var benim tecrübelerimde.
Bence o çok büyük bir adım.
0
michael_knight
(26.04.24)
(3)

Mutfak musluğundan az su gelmesine çözüm?

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar,Kiracısı olduğum evde linkteki gibi bir mutfak musluğu başlığım var. Lavabodaki musluk ya da duştaki gayet bol akarken mutfaktaki sabır terbiyecisi gerçekten. Bunu ev sahibine demeden ya da tesisatçı çağırmadan kendi başıma halledebikir miyim? Nasıl daha fazla su akmasını sağlarim
Merhaba arkadaşlar,

Kiracısı olduğum evde linkteki gibi bir mutfak musluğu başlığım var. Lavabodaki musluk ya da duştaki gayet bol akarken mutfaktaki sabır terbiyecisi gerçekten. Bunu ev sahibine demeden ya da tesisatçı çağırmadan kendi başıma halledebikir miyim? Nasıl daha fazla su akmasını sağlarim? Ek olarak 1.kattayim hani üst kat olsa yine anlayacağım:/

images.app.goo.gl

Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.
0
Amaranta ursula
(24.04.24)
Buna benzer kasetli sistem banyo bataryası bozulmuştu. Tesisatçı çok para istediği için kendim alıp taktım. İlk kez böyle bir şey yaptım. O günden beri o musluktan az akıyor.
Sığ tecrübelerime dayanarak diyebilirim ki söküp takarsanız düzelir.
0
michael_knight
(24.04.24)
Lavabonun altında bir tane sıcak su ve bir tane de soğuk su için 2 adet ara musluk vardur.
O muslukların içinde devreden gelen kireç ya da pisliğin bataryaya zarar vermemesi için filtre vardır. Bazan o filtreler dolup tıkanabiliyor.
Açıp temizlemesi çok kolay.
Youtube'da ara musluk filtresi temizleme diye aratırsam video çıkacaktır.
Video bulamazsan ara muslukların fotoğrafını koyarsan yardımcı oluruz.

Aha bu da video
www.youtube.com
0
Mirket
(24.04.24)
Arkadaşlar çok teşekkür ederim.
Dediğiniz gibi eyvenin altında 2 musluk varmış. Ben tek musluk olduğunu onun da çamaşır makinesine gittiğini sanmıştım. Şimdi diğerini açınca su epey çok geldi. 4 aydan beridir mum gibi akan suyla bulaşık yıkıyorum. Keşke daha erken sorsaydim buraya.
0
🌸Amaranta ursula
(24.04.24)
(9)

Aşırı zenginler hangi ürünleri kullanıyor?

michael_knight
Jeff Bezos, Ali Koç kadar varlıklı zenginlerden bahsediyorum, hangi günlük ürünleri kullanıyorlar?Diş macunu Colgate, el sabunu Dove değil herhalde Ali Koç'un.Bizim asla adını duymadığımız çok özel markalar var mı bu insanlar için yoksa Macro Center'da satılan en iyi ürün neyse onu mu kullanıyorlar?
Jeff Bezos, Ali Koç kadar varlıklı zenginlerden bahsediyorum, hangi günlük ürünleri kullanıyorlar?
Diş macunu Colgate, el sabunu Dove değil herhalde Ali Koç'un.

Bizim asla adını duymadığımız çok özel markalar var mı bu insanlar için yoksa Macro Center'da satılan en iyi ürün neyse onu mu kullanıyorlar?

Diş macunu, tuvalet kağıdı, sabun, gazoz, parfüm, şampuan, deodorant ve bunun gibi aklıma gelmeyen ürünler.
0
michael_knight
(24.04.24)
gizemli urunler kullandıklarını sanmıyorum. ya marketteki ürünlerden yada channel, gucci gibi pahalı ama bilinen şeyleri kullanıyorlardır. zira bu ürünleri aramak, keşfetmek ciddi emek ve zaman gerektirir. dünya kadar işlerinin arasında bunları araştıracaklarını sanmıyorum.
0
buenosdias
(24.04.24)
www.vice.com

bunu ornek olarak verdim, bu tarz bir suru baska butik, luks urun/marka var. adini bile duymadigimiz daha da luks urunler elbette ki vardir. colgate de kullanan zengin vardir illa ki ama cogunlugu luks marka kullaniyordur diye dusunuyorum. bu urunleri aramak, kesfetmek icin ciddi zaman harcamalik bir durum yok cunku sadece zenginleri hedef alan pazarlamacilar var onlara ulasan.
0
hot potato
(24.04.24)
Ozel kozmetikciler var kisiye gore urun uretiyor
0
duyurukullanıcısı
(24.04.24)
foucauldian
(25.04.24)
Bill gates casio saat kullanıp mcdonals'tan yiyor.
0
ferenc
(25.04.24)
yani bezos kadar olmasa da çok çok zengin genç ve yaşlı sanayici tanıdıklarım var. normal senin benim kullandığımız ürünleri kullanıyorlar. sadece şimdi sen sorunca fark ettiğim parfüm konusunda daha farklı şeyler kullanıyorlar. ama öyle binlerce dolarlık parfümler değil, bulmuş kendine yakışan kokuyu sadece onu kullanıyor. hepsinin yadigarlık lüks saatleri var ama günlük yaşamda takmazlar pek.
0
numlock
(25.04.24)
Birbirlerinden görerek markalar yayılıyor zaman harcamaya gerek yokx
Ali Koç’u bilemem de Rebul’un sıvı sabunu 700 lira mesela. Vakti zamanında bir çevrede iken sabun kolonya oda için koku çubukları vs hep aynı kokudan kullanırdım. Benim evdeki sabun Rebul ise onların bizim hiç bilmediğimiz markalardan seçimleri olabilir veya Dove alıp geçebilirler tabii hepsi aynı halt diye :)
0
cilekli pasta
(25.04.24)
Aşırı zenginleri, dünya ile bağlarını koparmış, günde 20 saat çalışan uhrevi kişiler gibi görenler var. Ben de birkaç yıl önce aynı şeyi cep telefonu olarak merak edip sormuştum yani dünyadaki milyarderler, bizim beyaz yakalının borç harçla aldığı son model akıllı telefonlarla aynı şeyi mi kullanıyor diye; o zaman da yok zenginler çok takmıyor, tuşlu telefon kullanıyorlar vs diyen vardı. Yani böyle takılan zenginler de vardır da gösteriş hastası petrol zenginleri falan da var bu dünyada. Bence kesin altın kaplama klozet tadında gereksiz lüks tüketim günlük eşyaları vardır.

Bi ara ekşide Beymen'deki metal bir kürdanla ilgili başlık açılmıştı, tek kürdan bilmem kaç liraydı. Yani onun gibi şov amaçlı eşyalar vardır zenginlerde, hepsi tibet keşişi gibi maddi yüklerden arınmış sadece çalışarak yaşamıyor sonuçta :)
0
nundu
(25.04.24)
Ben Ali Koç ile aynı tuvalet kağıdını kullandığıma inanmıyorum. (Selpak)
0
🌸michael_knight
(25.04.24)
(16)

Sizi hungur hungur aglatan film/ler

lapaz
Neler?
Neler?
0
lapaz
(23.04.24)
Grave of the fireflies
0
ya volna
(23.04.24)
mar adentro.

ilk kez 15-16 yaşındayken izlemiş, yarısına bile gelmeden "ulen engelli halinle bile karı kız etkileme peşindesin" diye kızıp kapatmıştım ahaha.

sonra ama işte biraz yaşlanıp çelikten yapılmadığımı fark edince, etrafımda bazı insanların benzer durumlar yaşadığını görünce, benim de üç dakika sonra engelli olmayacağımın garantisi olmadığını anlayınca... çok fena vurdu.

kaldı ki filmin teması zaten "engelli adam var, ölmek istiyo"dan ibaret değil, çok şey bulabilir her insan kendinden.

koskoca adamım, gerçek anlamda bir sürü peçete harcayıp salya sümük aralıklı olarak belki bir saat ağlamıştım bu filmde.

***

ikinci olarak "idi i smotri" ama eğer tarihe, ikinci dünya savaşı'na merakınız yoksa gerçekten önermem. ben kahvaltı yaparken savaş videosu izleyen biriyim, bu film psikolojimi bozmuştu. çok kaliteli ama çok ağır. hollywood'un tırt kahramanlık hikayelerine karşı isminin de söylediği gibi "gel ve gör" neymiş savaş diyor. çok fena.
0
mark greg sputnik
(23.04.24)
hachiko
0
hakmut
(23.04.24)
sanırım en son the broken circle breakdown’da hüngür hüngür ağlamıştım.
0
sir gawain
(23.04.24)
Babam ve oğlum. Hanıma da altyazılı izlettim "manyak misin ya böyle film niye izlenir üzücü" dediydi. Katılıyorum.
0
logisticsmanager
(23.04.24)
Manchester By The Sea
Babam ve Oğlum

Bu iki filmi ne zaman izlesem ağlarım, iki filmin de ana mevzusu ortak aslında.
0
blue rebel motorcycle club
(23.04.24)
titanic (kücükken)
prayers for bobby (lisede)

alttakiler 20+ yaslarinda

unsere Mütter, unsere Väter
dedemin insanlari
The Boy in the Striped Pyjamas
hachiko
selvi boylum, al yazmalim
castlevania (dizi ama olsun)

ben kücük bir diaylogdan bile aglayabilirim. günlerce onu düsünebilirim. öyle bir mallik :D
0
robert bosch
(23.04.24)
Field of Dreams
0
heritage
(23.04.24)
ucurtmayi vurmasinlar
0
cooperr
(23.04.24)
Train De Vie
Life is Beautiful
Aslan Kral
Dizi olarak da this is us... ne ağlakmışım ya :)
0
charbiel
(23.04.24)
The Cure (1995)
0
EasyTiger
(23.04.24)
dünyanın ortasında aşk için ağlıyorum
0
basond
(23.04.24)
Precious (2009)
Ağlamaktan mahvolmuştum. Bence dünyanın en üzücü filmi.
0
michael_knight
(23.04.24)
Uçurtmayı vurmasınlar
Canım kardesim
Kız kardeşim Momo
Babam ve oğlum
PS i Love you
0
alimcgraw
(23.04.24)
(bkz: incendies)
0
rentts
(23.04.24)
Gönül yarası. Ne filmdi be..
0
halk
(24.04.24)
(5)

Maaş mı şirket sahibi olmak mı daha kazançlı?

michael_knight
Ayda 100 bin lira brüt maaş alan bir çalışanla ayda 100 bin lira kar eden bir şirket sahibini karşılaştırsak hangisinin cebine bir yılda daha fazla para girer?Şirket sahibinin sadece yeteneği ve zamanını sattığını, herhangi bir malzeme masrafı olmadığını ve 10 bin lira iş yeri kirası ödediğini varsa
Ayda 100 bin lira brüt maaş alan bir çalışanla ayda 100 bin lira kar eden bir şirket sahibini karşılaştırsak hangisinin cebine bir yılda daha fazla para girer?
Şirket sahibinin sadece yeteneği ve zamanını sattığını, herhangi bir malzeme masrafı olmadığını ve 10 bin lira iş yeri kirası ödediğini varsaysak.

Maaşı çalışanın aylık ortalama kazancı 65 bin lira oluyor. Şirket sahibi için nasıl bir tahmin yapabiliriz?
(Pek çok harcamasını masraf yazabilecek ama mesela muhasebeci parası, defter masrafı vs. ödeyecek)
0
michael_knight
(22.04.24)
Şirket sahibi olursanız, hukuki olarak işçi değilsiniz ve işveren olursunuz. Dolayısıyla bazı avantajlarınız olur, ancak örneğin SSK primi yerine BAĞKUR primi ödersiniz ve daha yüksektir. Ayrıca muhasebeci tutmanız ve her ay devlete vergisel konuları iletmeniz gerekir. Bu süreçte hata yaparsanız ceza ödersiniz vs. Yani işveren olmanız çok daha fazla efor ve risk içerir.

Tek müşteriniz olacaksa maaşlı devam edin. Birden fazla müşteriniz olursa zaten fatura düzenlemeniz gerekecek, ve işveren olmanız gerekecektir.
0
alfired
(22.04.24)
Vergilerle ilgili kabaca bir fikir edinmek için sormuştum.
Maaşlı çalışanın eline 65 bin lira geçerken şirket sahibinin eline 80 bin lira mı geçecek mesela?
0
🌸michael_knight
(22.04.24)
Şirket şahıs şirketiyse gelir vergisi oranları ve dilimleri aynı şekilde. Avantaj olarak olarak yemek, benzin vb giderlerinizi vergiden düşebileceksiniz. Dezavantaj olarak muhasebeci ücreti, bağkur primi vb ücretler olacak. KDV konusundan bahsetmemişsiniz, eğer %20 KDV ile fatura kesip brüt 100 bin lira alacaksanız vergi matrahınız düşük olacağından ekstra avantaj olur. 100 bin net üzerine kdv kesecekseniz de o kdv'nin bir kısmını giderlerden dolayı ödemeyeceğiniz için yine ufak bir avantaj olur.

limited şirketse şu an %25 kurumlar vergisine tabi. giderlerinizi de yine düşeceksiniz vergiden. Dolayısıyla 80 bin gibi bir şeye gelecek. sanal ofis ücreti ödemeniz veya ofis olarak kullanabileceğiniz bir adresiniz olması gerekecek. Muhasebe ücreti biraz daha fazla olacak. Bir de ticaret odası aidati var. Ayrıca şirketten kendi hesabınıza para çekerken kar payı ödemesi olarak çekerseniz %15 stopaj var sanırım. Avans olarak çekerseniz yok vergi.

Her iki alternatif için ayrıntılı hesaplama yapmak gerekir ama gider gösterebileceğiniz giderlerinizin büyüklüğüne göre şirket daha avanajlı olur muhtemelen.

tabi diğer arkadaşların da ilettiği gibi kıdem tazminatı, işsizlik ödemesi vb gibi özlük haklarınız olmayacak, yıllık izin, resmi tatil izinleri gibi konular da müşterinizle sözleşmenizin konusu olacaktır.
0
perferil
(22.04.24)
şirket sahibi olmak daha iyi. bankalarla anlasırsın calısanların promosyonuna cokersın :)
0
sizofren06
(22.04.24)
100k maaşı brüt değil net olarak varsayarsak aynı karı elde etmek için en az 2 kat kazanç lazım. İşverenlerin sabit giderleri var, kira, stopaj, muhasebe vs vs. kar oranına göre cironuzun da en az 3-5 kat olması lazım. Özetle ayda 400-500k döndürebilecekseniz şirket açmak mantıklı.
0
kimlanbu
(22.04.24)
(2)

İstanbul Avrupa yakasında mangal yapılmayan sakin güzel piknik alanı

Cezcez
Kalabalık olmasın diyeceğim ama kalabalık yine tolere edilebilir. İnsanların dip dibe olmadığı yeşil koşuşturmalı çocuklar için falan neresi var?
Kalabalık olmasın diyeceğim ama kalabalık yine tolere edilebilir. İnsanların dip dibe olmadığı yeşil koşuşturmalı çocuklar için falan neresi var?
0
Cezcez
(22.04.24)
Kemerburgaz Kent Ormanı.
Ben çok seviyorum. Girişi araç başı 50-80 TL gibi bir şey olmalı. İçerisi tertemiz, çocukların ilgisini çekebilecek atlıkarınca, macera parkuru gibi aktiviteler de var, normal orman, ağaç, göl, manzara da var.
İçeride genellikle büyükşehir belediyesinin kafe-restoranları var, fiyatları piyasaya göre uygun ama aşırı ucuz da değiller.

Yolu zannettiğinizden çok daha kısa sürüyor.
Çok büyük bir yer, 10 kere gitseniz halen görmediğiniz yerleri olur. Tenha olsun isterseniz ilerilere gidip tenha yerler de bulabilirsiniz ama tuvalet ve kafelerden uzak olursunuz. Mangal kesinlikle yasak.

kemerburgazkentormani.ist
0
michael_knight
(22.04.24)
Atatürk Kent Ormanı
0
chicha_v2
(22.04.24)
(7)

Köpek için gps

avatar is back
Kaybolma kaçırılma durumlarına karşı önlem olarak gps ile takip etmek istiyoruz. Çözümler nelerdir? İlk akla gelen gps’li tasmalar. Önerir misiniz? Bir de deriye vücuda falan var mı gps vs? (Bu kısmı hiç bilmiyorum öyle akla geldiğinden mütevellit sordum)
Kaybolma kaçırılma durumlarına karşı önlem olarak gps ile takip etmek istiyoruz. Çözümler nelerdir? İlk akla gelen gps’li tasmalar. Önerir misiniz? Bir de deriye vücuda falan var mı gps vs? (Bu kısmı hiç bilmiyorum öyle akla geldiğinden mütevellit sordum)
0
avatar is back
(22.04.24)
GPS mutlaka pil gerektirir. Bu yüzden 2-3 günde bir şarj etmeniz şart. Benim bulduğum, kullandığım ve memnun kaldığım tek ürün Alcatel Move Tracker oldu. Türkiye'de Alcatel Bag Tracker ismiyle cihazı ve Dog Collar kılıf olarak tasmaya takılması için olan deri zımbırtıyı satıyorlar.

Ben çok memnun kaldım (yıllardır). Pili en az 2-3 gün gidiyor. Yani köpek kaybolsa bile ertesi gün arayabilirsiniz. Harita üzerinde yerini de cep telefonunuzdan takip edebiliyorsunuz.

Kötü tarafı: Köpeği değil, ama cihazı çalabilirler. Tasmayı çıkarmaları yeterli olur. Benim için köpeğin maddi değeri değil, kendisi önemli. Bu yüzden kullandım ve çok memnun kaldım.
l
0
alfired
(22.04.24)
onun yerine apple airtag daha mantıklı o zaman. 1 yıl giden şarj + yarısından daha ucuza. neyi kaçırıyorum?
0
🌸avatar is back
(22.04.24)
airtag gps değil, etrafta iphone varsa onun lokasyonunu kullanıyor. Uydudan almıyor yani veriyi.
0
nundu
(22.04.24)
@nundu, yine de çözüm olabilir o zaman. kaybolma yeri dağ başı değil de, şehir içi veya kaçırılma durumuna karşı önlem. her iki durumda da yakınlarda bir apple ile temasa geçerek sinyal göndereceğini ve yerini tespit edeceğimizi düşündük. bu şekilde bakınca mantıksız değil gibi duruyor. ev köpeği değil de, bir kaç kulübe köpeği var. evde olsa zaten işler değişirdi, kaçırılma riskleri var, yıllar önce köpeklerden bir tanesi kaçırıldı mesela. köpeğin anlık gps takibine ihtiyacımız yok, bulamadığımızda bir kaç gün içinde fark edildiğinde sinyal ile son yeri, nerede olduğunu görebilelim yeter mantığındayız
0
🌸avatar is back
(22.04.24)
Köpeği çalan insan tasmasında bir cihaz olduğunu farkettiği anda tasmayı çıkarır.. Kötü niyetli insana karşı işe yarayacak bir yöntem değil bence hem de hem pahalı (cihaz fiyatı dışında aylık ödemesi var) hem fazla büyük hem de suya karşı dayanıklı olmayabilir. (su dayanıklılığını bilmiyorum)

Evde yaşayan ve birkaç haftada bir orman gezisine gittiğimiz köpeğim için AirTag kullanıyorum. Onu bir buzdolabı poşetine koyup ağzını sıkıca bağladım sonra güçlü bir bantla tasmasına bağladım. Su geçirmiyor, kopması imkansız (tasmasını koparma huyu olan bir köpek koparabilir)

Kötü niyetli insana çözüm olacak bir şey bence yok.
Pek detaylıca düşünmedim ama belki köpeğin karnına (veya tüysüz bir yerine) cep telefonu numaranızı dövme yaptırmak işe yarayabilir.
0
michael_knight
(22.04.24)
Airtag kullanırsanız kesin yerini bulamazsınız. Mesela Airtag olursa, köpek Beşitaştadır. Ama GPS detekli bir cihaz olursa, nokta atışlı yerini görürsünüz, mesela Beşitaş'taki heykelin 1m sağında gibi.
0
alfired
(22.04.24)
@alfired daha önce AirTag kullanmadınız sanırım.
"Beşiktaş" kadar genel bir bölge vermiyor. En son AirTag ile iletişim kuran iPhone'un tam konumunu veriyor.
Sizin verdiğiniz örnekte AirTag heykelin 1-2 metre yakınından sinyal verecektir çünkü heykelin etrafında çok iPhone var.

Belgrad ormanında olsaydı ormanda en son yanından geçen iPhone neredeyse oradan sinyal verecekti.
GPS kadar mükemmel çalışmıyor, sinyalin geç geldiği zamanlar da oluyor ama gösterdiği konum düşündüğünüz kadar geniş değil.
0
michael_knight
(22.04.24)
(10)

Arabanızda akü şarj cihazı bulunduruyor musunuz?

sasailic
Beklenmedik bir anda akünüzün bitme ihtimaline karşı aracınızda akü takviye cihazı bulunduruyor musunuz? Sizce gerekli bir şey mi? Evetse önereceğiniz bir marka veya ürün varsa paylaşır mısınız? Teşekkürler.
Beklenmedik bir anda akünüzün bitme ihtimaline karşı aracınızda akü takviye cihazı bulunduruyor musunuz? Sizce gerekli bir şey mi? Evetse önereceğiniz bir marka veya ürün varsa paylaşır mısınız? Teşekkürler.
0
sasailic
(19.04.24)
takviye kablosu var sadece. şarj cihazı olsa iyi olur da onun şarjını sürekli takip etmek lazım. lazım olduğunda şarjı bitik olursa bir işe yaramaz.
0
inheritance
(19.04.24)
Ortalama akü ömrü 5 yıl ve bitmeye yakın marş sesinden anlaşılıyor. Biterse de etraftan kablo bulunur gibi geliyor bana. Bunun için şarj cihazı taşımak manasız bence.
0
Piukh
(19.04.24)
Hayır. Kimse bulundurmuyor. Sadece oto elektrikçilerde, araba tamircilerinde var. Normal kullanıcı için gereksiz.
Çok az insan takviye kablosu taşıyor. Bir tahminde bulunsam arabaların %5'inde vardır takviye kablosu. Bence onu da taşımak gereksiz.
Akü bitmeden anlaşılıyor veya bitince bir çözüm bulunuyor. Çok düşünmeyin.
0
michael_knight
(19.04.24)
bizde var, bir sabah araba calismayip etrafta yardim edebilecek kimseyi de bulamayinca almistik. daha sonra bir benzinlikte yine araba calismayinca kullandik ve cok isimize yaradi. pahali bir sey degildi, ydisindayiz 90 euro'ya almistik. bence gayet gerekli bir sey.

yani tam olarak sarj cihazi mi bilmiyorum ama arabayi calistirmak icin aküye baglanan batarya gibi bir sey, ikinci bir arabaya gerek kalmadan arabayi calistiriyorsunuz yani.
0
mamu
(19.04.24)
Bende de yok ama olsa fena olmazdı. Ne olur ne olmaz.
0
prole
(19.04.24)
5 yılda 1 başınıza gelecek iş için cihaz alınmaz. Sonuçta Alaska'nın kırsalında ormanda kulübede yaşamıyorsunuz. Yaşıyor musunuz yoksa?
0
Huan8
(19.04.24)
bulundurmuyorum, yol ortasında 220 volt priz denk gelmeyeceğine göre akü şarj pek işime yaramaz. araç takviye ile çalıştıktan sona elektrik sisteminde-aküde bir arıza yoksa zaten aküyü şarj edecektir.

çekme halatı, akü takviye kablosu ve elektrikli kompresör var.
0
orpheus
(19.04.24)
bir kaç sene önce akü bitince takviye kablosu almıştım yakındaki bir benzinlikten. hala o duruyor, yeter bence.
0
co2s2
(19.04.24)
Takviye kablosu bulunduruyorum, bence yeterli
0
mirty
(19.04.24)
kaç sene evvel BIM in verdiği Polo Smart akü takviye aletini almıştım. 2 kere lazım oldu ikisinde de kurtarmıştı beni.
onun haricinde ışık kaynağı ve powerbank olarakta kullanıyorum.

tavsiye ederim bu tip şeyler öyle bir yerde kalıp bir kere lazım olur onda da işinize yarar.
0
gibicibicis
(19.04.24)
(5)

Kamp 101

Lubb
Şimdi ben şu ekonomide tamamen acemi eğlendiren bir kamp işine girişsem zorunlu ekipmanlar ve diğer masraflar dahil ne kadar bütçe ayırmam gerekir?Bu soruya cevap veren tecrübeli arkadaşların giriş sseviyesi ekipman alışverişi konusunda tercihlerini okumaktan da mutlu olurm.[Bahar yaz aylarında Haft
Şimdi ben şu ekonomide tamamen acemi eğlendiren bir kamp işine girişsem zorunlu ekipmanlar ve diğer masraflar dahil ne kadar bütçe ayırmam gerekir?

Bu soruya cevap veren tecrübeli arkadaşların giriş sseviyesi ekipman alışverişi konusunda tercihlerini okumaktan da mutlu olurm.

[Bahar yaz aylarında Haftasonu kampı gibi bir şey için. 2 kişi.]
0
Lubb
(19.04.24)
Soru tam olarak şöyle mi?
İki kişi 2 günlük kamp yapmak için kaç liralık donanım gerekiyor?

Cevap için kamp vahşi doğa kampı mı, kamping kampı mı sorusunun cevabı gerekiyor.

Bir de A101de de kamp malzemesi var, ithal olan da var. Hangisi?
0
Mirket
(19.04.24)
Acemi birine vahşi doğa kampı öneriliyorsa olabilir ama yok hocam sen bir git güvenli alana çadırını kur bir deneyimle diyorsanız camping site.

O yüzden açık bıraktım o kısmı.

Diğer hususlar da benzer.
0
🌸Lubb
(19.04.24)
Kampcılıkla ilgili üyesi olduğum başka bir gurupta var öyle ilk kampını dağda yapmak isteyenler. Bana da çok akıllıca gelmez.

Ben malzemeyi yazayım fiyat ve kalite muazzam değişiyor. Ona internetten sen bak. Bir de kampinglerde özellikle şehre yakın olanlar ve özellikle haftasonları çok uçuk olabiliyor. Otele gitsen çok daha ucuz fiyatları veriyorlar.

3 kişilik çadır.
İki ayrı şişme yatak veya şişme mat.
Alta sermelik mukavva olsa iyi olur. Yoksa onun için de mat gerekir.
İki kafa lambası.
Bir çadır lambası.
Yeme içme malzemesi keyfe kalmış. Kahve tadını iğrençleştiren tahta muglara bayılıyo mesela herkes.
Mangal teşkilatı varsa kömürü tavuğu falan oralardan temin edersiniz.
Tuvalet kağıdı sabun falan bulundurun bence.
Hava durumuna göre uyku tulumu veya ucuzundan hem alta hem üste polar battaniye
kamp sandalyesi, masası, araba varsa tabi.
Elektrik hep problemdir powerbank
Kahvaltılık. Ben zeytini peyniri haşlanmış yumurtayı domates, salatalık biberi, günlük dozlarda kilitli poşete, onu da saklama kutusuna koyuyorum. Bozulacaklar için bagajda hep strafor kutum, buzlukta da buz akülerim hazırdır.
Benim iki kişilik tabak, çatal, bıçak, mug takımı var. Sen tek kullanımlık al.
Hatun kişiler led lamba ve mum olayına bayılıyor. Led lamba, şu yılbaşı ağaçlarına dolananlardan. Çadır önüne asarsın.
Aklıma gelen olursa eklerim.

Kamp yeri bakarken, yakında 3 harfli market var mı konusu çok önemlidir.
En usta kapçının bile daima bir eksiği vardır. Murphy kanunu
Çadır önüne eşya ve özellikle ayakkabı koymayın. 4 ayaklı dostlarımız tekini alıp götürmeye bayılır.

İnsanlar ilk gittikleri kampta ya bu işe aşık olur ya da kamp işinden nefret eder. Bu nefret edici tayfanın elinden sadece bir kez kullanılmış kamp malzemesini 2. el olarak almaya bakın.
Kampın cafesi varsa bile pahalıdır. Çadır önünde bir şeyler içmek çok zevklidir. Malzemeniz olsun.
0
Mirket
(19.04.24)
Instagram storynize "çadırını ödünç alabileceğim arkadaşım var mı?" diye sorun bence.
Çoğu insan böyle konularda yardımcı olmayı sever.
Çadırı ödünç verecek kişi şişme yatak da ödünç verir, diğer malzemeleri de ödünç verir. Nereye gidebileceğinizle ilgili tavsiye de verir.

Eğer bu ödünç alma işi olmazsa çadırı da, yatağı da kiralayabileceğiniz bir kamp alanı ile başlayın. Her kamp alanına telefon etseniz çadır ve yatak ellerinde olacağına ve kiralayacaklarına eminim. Siz de sadece geri kalan eşyalarınızı taşırsınız ve bu işi öğrenmeye başlamış olursunuz.
0
michael_knight
(19.04.24)
Once suyu ve tuvaleti olan bi cadir alaninda 2 gece kalin. Bi daha düsünmezsiniz bile. Masrafa girmeyin.
0
halk
(19.04.24)
(2)

trendyol yemek'te dönen ketenpere

yazar yazmaz yazan yazar
aynı restoran birden fazla isimle hizmet veriyor. mesela normalde sipariş vermediğim bir restoran var ama farklı isimle de satış yaptığı için ben de başka bir yer sanıp sipariş veriyorum ama gelen kutuda bile o istemediğim restoranın logosu var. meğer aynı yermiş.diğer bir katakulli de mesela aynı r
aynı restoran birden fazla isimle hizmet veriyor. mesela normalde sipariş vermediğim bir restoran var ama farklı isimle de satış yaptığı için ben de başka bir yer sanıp sipariş veriyorum ama gelen kutuda bile o istemediğim restoranın logosu var. meğer aynı yermiş.

diğer bir katakulli de mesela aynı restoran hem hamburger hem tatlı satıyor. bunlar için ayrı ayrı profil oluşturmuş. bu yine kabul edilebilir bir şey ama bir aldatmaca var sonuçta farklı isimler.

bu aldatmacaları şikayet edebileceğim bir kurum yok mu? insanları kandırmak bu kadar kolay olmamalı.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(18.04.24)
(bkz: ghost kitchen) olayı buraya da gelmiş sanırım.
0
inheritance
(18.04.24)
Yok.
Resmi olarak şikayet edebileceğimizi sanmıyorum. Çünkü hukuki olarak bir sorun yoktur. Farklı iki şirket kurmuştur muhtemelen.
Trendyol'a şikayet etsek umursayacağını sanmıyorum, zaten o da bu işin bir parçası.

Bizim mahallede bir kebapçı var, puanları iyiydi. Tam sipariş verecekken gördüm ki yorumlarda sushi'lerinin iyi-kötü olduğundan bahsetmiş insanlar. Bizim mahallede de Dürüm Molası ve Meşhur Pideli Döner aynı restoran. Böyle pek çok yer var.
Başarılı bir kebapçı vardı bizim mahallede, puanları çok iyiydi. Sonra çok zam yaptı. puanları düştü. Dükkanın ismi X kebap'tı.
X Kebap ve Baklava adıyla yeni hesap açtılar. Fiyatları düzgündü. Puanları yeniden yüksek hale geldi.

Trendyol da bu işin bir parçası o yüzden bu konuda çözüm bulabileceğimizi sanmıyorum.
0
michael_knight
(18.04.24)
(14)

Mobil tarifenize ne kadar ödüyorsunuz?

kukuleta
Yıllardır kullandığım 40 GB internetli epey bi konuşmalı tarifeme 130 lira gibi bir tutar ödüyordum.Bugün Türk Telekom'dan aradılar. Taahhütüm bitiyormuş, aynı paketin taahhütsüz fiyatı 1900 küsür lira, taahhütlüsü de 580 liraymış.Bana çok uçuk geldi bu artış.Tamam o zaman başka operatöre geçeceğim
Yıllardır kullandığım 40 GB internetli epey bi konuşmalı tarifeme 130 lira gibi bir tutar ödüyordum.

Bugün Türk Telekom'dan aradılar. Taahhütüm bitiyormuş, aynı paketin taahhütsüz fiyatı 1900 küsür lira, taahhütlüsü de 580 liraymış.

Bana çok uçuk geldi bu artış.

Tamam o zaman başka operatöre geçeceğim muhtemelen diyerek kapattım.

Haziran'da taahhütüm bitmeden yeni bir teklif sunarlar mı acaba?

Siz ne kadar ödüyorsunuz?
0
kukuleta
(18.04.24)
30gb işte ek şeyler falan 425tl vodafone
0
duyurukullanıcısı
(18.04.24)
15 gb,1000 dk 125 tl türk telekom faturalı.

taahhüt bitiyorsa kendi numaranızla başka bir firmaya geçin. geçiş yapacağınız firma en az yarı yarıya daha ucuz bir öneri sunacaktır size.

not: türk telekom ev internetim bitti aradım istediğim tarife için 350 tl önerdiler comnet'e geçiş yaptım 170 tl ödüyorum aylığa vurunca.
0
biravekahve
(18.04.24)
30 gb 2000 dk 250 sms tt
320 tl taahhütlü faturalı
0
sevilen progressive türkücü
(18.04.24)
Aynı paket derken aynı içeriklere sahip adı farklı başka bir tarife mi yoksa doğrudan bire bir kendi tarifenizin taahhütsüz fiyatı mı?

Sözlükte bunla ilgili entryler vardı. Operatörler doğrudan kendi kullandığınız tarifenin taahhütsüz fiyatını söylemekten çekiniyor. Gerekirse cimerden bilgi edinme dilekçesi falan atarak tam olarak kendi tarifenizin taahhütsüz ücreti nedir onu öğrenin. Bunun sebebi var olan tarifelerin fiyatlarında değişiklik yapmanın, yeni tarifeye fiyat biçmekten daha zor olması deniyordu. Eski tarifeye sadece zam yapılabiliyor, haliyle %200-300 gibi fark koymak zor oluyor yasal olarak. Ancak yeni tarifeye sıfırdan fiyat vermek başka. Bu yüzden atıyorum 30gb internet görünen ama çok ufak tefek farklılıkların olduğu bir ton naylon tarife var ortalıkta.

Bunun dışında 580 lira piyasa fiyatı, doğrudur. Malesef böyle paket fiyatları.
0
akhenaten
(18.04.24)
taahhutsuz 34GB int+1000dk 550₺

sms bile yok
0
ala09
(18.04.24)
Vodafone 40 GB. 390 TL. Şubat ayında bu tarifeye geçtiğim için böyle ucuz. (Düzeltme: ilk 3 ay böyleymiş sonra 500 küsür bir şey olacaktı galiba, şimdi aklıma geldi.)

580 lira bana biraz fazla göründü. Biraz daha inceleseniz 400 - 450 civarında bir teklif olması gerek gibi geliyor bana. Bilgi değil, his.
Şubat ayından önce 200 TL karşılığında sınırsız internet paketim vardı.
0
michael_knight
(18.04.24)
Vodafone
20gb
1000dk
250 sms

194tl. Faturalı.
0
Amaranta ursula
(18.04.24)
500 lira ödüyorum 20 gb spotify ucretsiz vodafone
0
eja
(18.04.24)
Turkcell yıllık 120GB, 12.000 dakika ve 6.000 SMS paketine aylık 310TL ödüyorum.
0
pispinti
(18.04.24)
Vodafone 260 sanırım. 30 gb faturalı
0
gabe h coud
(18.04.24)
35GB 2000DK 250SMS - 320TL - Türktelekom - 1 Yıllık taahhütlü
0
ananiyimioguz
(18.04.24)
Prime 25 GB ₺140. 2-3 ay sonra yenilenecek. ₺300 falan fiyat çıkar herhalde.
0
nawar
(18.04.24)
Bu arada artık herkes numara değiştirerek operatörün kendi abonelerinden bile daha uyguna paket alıyorlar ve haksızlık oluyor, hem sürekli bir operatör geçişi oluyor vs. diye numara geçişleri arasındaki kampanyaları ya kaldırmışlar ya da düşürmüşler avantajlarını diye duydum, yanlışım varsa düzeltin
0
ananiyimioguz
(18.04.24)
160 ödüyorum sonbaharda yaptım taahhüdü, 12 GB 1000 dk 100 sms Vodafone
0
sanguine
(19.04.24)
(7)

Gereksiz yapılan bebek alışverişleri

wild honey suckle
Sayın sözlükçüler,Hamileyim ve bu konulardan zerre anlamıyorum:)Bebek ve çocuk ürünleri bildiğiniz gibi adam silkeleme şiarıyla oluşturulmuş bir derya. Milyar tane ürün var ve çoğu fahiş fiyatlara. Siz tecrübeli anne babalara soruyorum,Şunu şunu aldık almaz olaydık bir kere kullanmadık dediğiniz şey
Sayın sözlükçüler,

Hamileyim ve bu konulardan zerre anlamıyorum:)

Bebek ve çocuk ürünleri bildiğiniz gibi adam silkeleme şiarıyla oluşturulmuş bir derya. Milyar tane ürün var ve çoğu fahiş fiyatlara. Siz tecrübeli anne babalara soruyorum,

Şunu şunu aldık almaz olaydık bir kere kullanmadık dediğiniz şeyler neler? Mesela bana sürekli sterilizasyon makinası çok gereksiz diyorlar. Siz heves edip neler aldınız ve kullanmadınız? Tabi aynı şekilde kesinlikle al dedikleriniz neler?

Teşekkürler
0
wild honey suckle
(18.04.24)
Kıyafet konusunda çok dikkatli olman lazım. Arkadaşlarınız falan bir anda birçok kıyafet hediye edebilirler, giyemeden küçük kalır. Ayrıca, kıyafet/ayakkabı konusunda geleceğe yatırım yapma. Seneye kış için palto, yaz için tshirt alma. Kış sıcak geçebiliyor, yaz soğuk geçebiliyor, bedeni olmuyor vs.

Kanguru diye bir şey var, süper. Bebeği oyalayacak bir şey bulamadığında yüzü dışarı bakacak şekilde bindirip mahallede (hatta evde) dolaştırıyorsun. Hem kendin nefes alıyorsun, hem bebek eğleniyor.

Şunu aldım birkaç ayda küçük geldi: i0.shbdn.com
Keşke en başından tahta karyola alsaymışım.

Park yatak ödünç aldık. Hiç kullanamadık. Bebek gündüzleri oynamaya oraya girmek istemedi. Geceleri de orada uyutmak mümkün değil. Geceleri bebekle aynı seviyede olmak lazım, yanyana yatıyor gibi.

Şu tarz bir şey al, katlanır bebek bakım seti: encrypted-tbn0.gstatic.com

Hasta oldu nebulizatör aldık. Nefret etti, ağzının önünde bir cisim istemiyor.
0
kanepeee
(18.04.24)
insanlar gidiyor bebege gidip dünya kadar kıyafet alıyor. sonra bebek biraz iri dogunca kıyafetler çöpe. bir de bebekler çok hızlı büyüyorlar bunu hesaba katmıyorlar 20 tane zıbınlık alıyorlar. en fazla 5 tanesini giyiyor. sonra digerleri bebegin büyüme hızına yetişemiyor ve olmuyor. hadi onlarda çöp. bez olayı da öyle . mesela dünya kadar bez stok yapıyorlar. bunların bir kısmı bebegin büyüme hızına yetişemiyor. boşa çıkıyor. veya aldıgı dünya kadar stoklu marka bez bebegin teninde alerji yapıyor. hoppp onlarda boşa..

benim akraba gitti bebek dogmadan otomatik sallanan ana kucagından aldı. dünya kadar para verdi. sonra bebek dogunca ona yatırdı. bebek onun üzerinde hiç durmadı huzursuz oldu. niye çünkü uyurken sallanmaktan hoşlanmıyordu. ama gidip düz yataga yatırınca uyuyordu. hadiii o da çöpe.

bir çok çılgın anne baba gaza gelip daha oturamayan bebege gidip spor ayakkabısı alıyorlar. bunlar da dünya para. bazıları gidip 5 çift ayakkabı alıyorlar. bebek o ayakkabıyı en fazla 1 ay giyebiliyor. digerleri tabiki çöpe gidiyor.

Akrabanın dedesi çocuk dogunca gitmiş akülü araba almış. çocugun o akülü arabaya binebilmesi için en az 4 yaşına gelmesi lazım. gel gelelim bu oyuncakların aküsü 2 sene bile kullanılmayınca ölüyor çöp oluyor. adamlar o heyecanla bunu düşünemiyor
onun için alacagınız şeyler için sakın acele etmeyin. zaten lazım olacak şeye kısa sürede ulaşabilecek çagdayız.
0
limonlu eksi
(18.04.24)
az ve mumkunse ikinci el kiyafet +1

zorunlu seyleri onceden alin, zorunlu olmayan seyleri gerektiginde alirsiniz. zorunlu olanlari da sayiyla alin, abartmayin. hem dosek, hem yatak, hem karyola, hem besik almayin mesela. sterilizasyon makinesi eger biberonla besleniyorsa gerekli olabilir, sadece anne sutuyle besleniyorsa hic gerek yok. bebekten bebege degisiyor.

yani en gerekli seyler, bez, krem, islak mendil, 3-5 takim kiyafet fazlasina gerek yok, bir suru agizlik bez, 1-2 tane battaniye, yatak odasinda yatirmalik yer, diger odalarda yatirmalik yer, bebek arabasi, kanguru dedikleri vucut temasini saglayan zimbirti (uzun bi bez parcasi genelde). Ates olcme aleti falan alacaksaniz onu en kalitesinden alin, dandik olanlar fazla olcuyor bosa panik yaptiriyor. "white noise" yapan seyler guzel. uyku tulumu. ilk aklima gelenler bunlar. bunlarin ustune alengirli seyl almaya gerek yok ilk etapta. yeriniz paraniz ve ihtiyaciniz olunca alirsiniz.
0
icim urperiyor
(18.04.24)
Sterilizasyonu ben çok az kullandım, makina olmadan da sterilize edebilirsiniz kullanıyorsanız biberonları ve emzikleri.

Bebek arabası şart.
Alt değiştirme ünitesi hiç almadım ve ihtiyacım olmadı.
Araba kullanıyorsanız oto koltuğu da şart.
Bez çok almayın, büyüdükçe olmayabilir ve elinizde kalabilir.
Kıyafetler çok sık yıkanıp kirlendiği için yedekli olması iyi elbette ama yine aşırıya kaçmayın derim, bende kullanılmamış/az kullanılmış çok bebek eşyası vardı, ihtiyacı olanlara ulaştırdım en sonunda. Ayakkabı özellikle, giydiği zaman alın ve bence çok çeşitli almayın bütçeniz kısıtlıysa.
Bebek kitapları, oyuncaklar hiçbir zaman fazla olmuyor :) oğlum eski oyuncaklarını hala çıkartıp oynuyor ara ara, yaş aralığından bağımsız.
Park yatak hiç kullanmadım, kanguru almıştım hiç kullanmadım -benimki durmadı içinde. Ama tam tersi şu sallanan ana kucakları (isveçli bir firmadan almıştım, ismini unuttum şu anda ama bayağı ünlüler) elim ayağım olmuştu benim, en çok kullandığım üründü.
0
deartheodosia
(18.04.24)
Biraz karışık ve uzun yazdım maalesef.
İlk 2-3 ayın eşyası dışında bir şey almayın. Her şeyi zamanı gelince alın. Tercihleriniz değişebiliyor, bebeğin davranışları değişebiliyor, birilerinden hediye gelebiliyor, bir akrabanın eski eşyaları gelebiliyor vs.
Mümkün olan her şeyi ikinci el alın çünkü çok kısa sürede gereksiz hale geliyor.

- Park yatak: Kullanmadım diyenlerin nasıl kullanmadığını anlayamıyorum. Bebeği içine koyuyorsun uyuyor. Kendi yatağının da kenarına getiriyorsun, istersen yan tarafını açıyorsun. Bebekle aynı seviyede uyumuş oluyorsun.
- Bebek arabası: Arabanız varsa travel sistem almanızı öneririm, büyük kolaylık oluyor ve oto koltuğu masrafı yapmamış oluyorsunuz.
- Küvet ve file: Trendyol'da en çok satan modeli aldık, katlanıp küçülebiliyor. Memnunuz ama diğer çeşitleri denemedim, bilmiyorum.
- Ana kucağı: Babybjörn'ün taklidi olan Pierre Cardin'i aldık. İşimizi gördü ama şimdiki aklım olsa onu almam. Biraz daha bebeği kavrayan bir model alırım. Elektrikli ana kucağı alan arkadaşım çok memnun kaldı. 8 bin liralık bir ürün aldı, 3bin 500 liraya sattı. Ana kucağı ilk 5-6 ay kullanılabiliyor, sonra çöp.
- Emzik: Kullanıp kullanmamaya karar vermeniz gerek. İnsanlar %50 - %50 ayrılıyor genelde emzik konusunda. Çocuk doktorunuz, büyükleriniz ve internetteki kaynaklara bakarak kendi kararınızı verin.
- Kanguru: kanguru değil de sling'i mutlaka denemek isteyeceksiniz. Basit bir kumaş parçası, çok para vermeden bir tane alın, denersiniz.
- Telsiz: Videolu alayım diye düşününce fiyatlar çok yüksekti, paraya kıyamadım, karar veremedim alamadım. 6 ay oldu. İhtiyaç hissetmedik. Bizim hayat şeklimizle ilgil sanırım. Bence siz de ihtiyacınızın ses mi video mu yoksa kullanmamak mı olduğunu anlayınca satın alın.
- Müslin bez: Ne kadar çok alırsanız o kadar iyi.
- "Keçe Anne Bebek Bakım Çantası" adıyla satılan sepet gibi şey bizim evde çok kullanılıyor. Pek çok bebekli ailede görüyorum.
- Oyuncak: Çok fazla oyuncak almamaya çalışın. Zaten ilk aylarda neredeyse hiç gerekmeyecek. Ben pilli ve düğmeye basınca ses çıkaran oyuncakların zararlı olabileceğini düşünüyorum. Mümkün olduğunca çıngıraklı oyuncaklar tercih ediyorum. Siz de bebeğiniz büyürken farklı tercihler yapabilirsiniz, şimdiden almayın.
- Koku geçirmeyen çöp kutusu: Çok gerekli. Korbell marka bu alanı domine etmiş sanırım. Biz de ondan aldık. Yedek poşetlerini almak da önemli olduğu için bilinmeyen bir marka almayın.
- Çanta: Doğum yaptığımız özel hastane güzel bir çanta verdi, kullanıyoruz. Yaklaşık 1200 TL verip bir çanta daha almıştık, onu daha az kullanıyoruz. Bebek arabası alınca ondan da bir çanta çıktı. Hastane verecekse almasanız da olur. İhtiyacınızı anlayınca daha bilinçli bir seçim yaparsınız.
- Battaniye: En azından 3-4 tane mutlaka gerekli. Yaza yaklaştığımız için belki geciktirebilirsiniz yine de 1-2 tane alın derim.
- Hastane pompası kiralamayın. Bir aylık kira fiyatına alacağınız pompa aynı işi yapıyor. Boşuna kira vermeyin. Almakla, geri götürmekle uğraşmayın.

Eşim batıl inancı sebebiyle 7. aya kadar bebek için alışveriş yapmamıza izin vermedi. Son anda alışveriş biraz zor oldu bize.

Ek: En önemli kısmı unutmuşum. Şimdiden çocuğa yatak almayın. Odasını boğmayın. Benim en beğendiğim yatak bu ama saçma sapan bir fiyatı var. Uygun fiyat böyle yatak yapan bulunca alacağım ama daha zamanımız var sanırım. goodnightkid.com
0
michael_knight
(18.04.24)
biberon ve emzik de kullandık ama sterilizasyon makinesi almadım. temiz içerikli deterjan almıştım. ara ara da kaynattım. çoğu emzik mikrodalgada su içinde temizlenebiliyor zaten. emzik ve biberon da tercihe bağlı biraz. ilk 40 gün önerilmiyor ama illaki emzik veririm diyorsanız bir tane alın, dursun. ne zaman kafayı sıyıracağınız belli olmaz çünkü. damaklı ve kauçuk uçlu olsun ama bir tane yeterli çünkü almayabiliyor bebekler ya da belki sen tercih etmezsin. biberona da hemen gerek yok. zaten gerek olursa ilk başta şırınga ya da kaşık biberon kullanırsınız. ama dediğim gibi şu an gerek yok, ihtiyaç olursa alınır.

ana kucağı fıtık garantili bir ürün. bebeğim kilolu olmamasına rağmen ben çok zorlandım ve kullanmadım. hediye gelmişti, işe yaramadı. para verip almazdım. hani deneme imkanın varsa birinde deneyip alabilirsin belki ileride. yoksa bence gereksiz. zaten bazı bebekler sevmiyor.

park yatak ve beşik hediye geldi. ikisi de kullanıldı ama şöyle. 5 aylıkken işe başladım. park yatağı eşimin ailesine kuruldu, beşik bizim eve kuruldu. ikisi de işe yaradı yani. ama böyle bir durum yoksa ben olsam anne yanı beşik alırım büyük boyutlu. çünkü bebekle aynı hizada olmak ilk aylar çok iyi olurdu. almadığıma pişmanım. mesela biz bebekle yattığımız için bi süre sonra beşik yatak kenarı koruma görevi gördü sadece. 1 yaşından biraz sonra montessori tipi yatağa geçtik rahat ettik. yani büyük hantal bi beşik almaya bence hiç gerek yok. anne yanı beşikten sonra direkt montessoriye bile geçilebilir oda ayrılacaksa. ayrılmayacaksa basit bir beşik yeterli. park yatak alacaksanız da içine mutlaka ekstra sert bir yatak alın bebek sağlığı açısından.

kıyafet konusu da şöyle. aman lazım olmaz diye çok da az alma. yaz bebeği olursa mesela çok terler, günde iki üç zıbın gidebilir mesela. asla bir sürü eldiven şapka vs alma. eldiven zaten ilk hafta sonrası önerilmiyor. şapka da aynı şekilde soğukta dışarı çıkmadığı sürece evde gereksiz ilk günler sonrası. yani hastane çıkışı denilen pahalı pahalı takımlara gerek yok. 5-6 zıbın, 3-4 yakım yeterli. hepsi de aynı kalıp olmasın tabi, büyüklü küçüklü olsun. ilk ayı atlattıktan sonra yine ihtiyaca göre çıkıp alınabilir zaten. 10 mendi yeter. kışın doğacaksa iki pamuk battaniye, yazın doğacaksa 2-3 müslin örtü. alacağın yatak türüne göre sadece çarşaf. yastık-yorgan kılıflı takımlara gerek yok zaten kullanmıyoruz.

her markanın ayakkabı kalıbı farklı. vicco küçük kalıp mesela. o yüzden biraz riskli ama biz yürümeye başlayınca aralıklı beden olacak şekilde stok yaptık. mevsim denk geliyor bi şekilde. bot belki beklenebilir.

alt açma örtüsü al mutlaka paket paket ve alt değiştirirken örtüyü bölgeyi kapatacak şekilde kaldır. o kadar çok kaka ve çiş kazası yaşadım ki. iki saniyede değiştiririm, ne var ki diyorsun ama öyle tazyikli kaka yapıyorlar ki inanamazsın. başlangıç için bir beden bebek bezini günde 15 tane gidecek gibi hesapla. belki daha fazla. bizimkine bu be yeter dedikleri bez yetmedi mesela. ama stok yapmak riskli. iki paket alıp duruma göre stok yapılabilir. ıslak mendil de aynı şekilde. doğru ıslak mendili bulduktan sonra koli koli depolayabilirsin yer varsa. ben öyle yapıyordum. korbell çöp kovası asla aldığıma pişman olmadığım bir ürün. ikinci el de bakabilirsin. poşeti muadil alıyoruz biz ama.

ana kucağı otomatik vs alanlar çok gördüm ama bende dümdüz bi model vardı. fazlasına ihtiyaç duymadım. zaten bu tip şeylerde uzun süre yatması sağlıklı değil. uyutmayı da önermiyorlar. bebek ölümleri bile gerçekleşmiş. kullanacaksan da sen uyanık ol yanında ve kemeri takılı olsun mutlaka. ve bir iki saatten fazla yatmasın.

bebek oturma minderi kullandım hafif oturmaya başladıktan sonra. ucuz bi modeli iş görür.

mama sandalyesi en uygunu alıp geçmek mantıklı. bime filan geliyor, onlar bile olur.

minder ve sandalye 6. ay sonrası için. ama türkiye enflasyonu düşünülürse eğer yerin varsa şimdiden alınabilir şeyler.

otuz tane oyuncağa, kitaba şuna buna gerek yok şimdilik. siyah beyaz kartlar ve bir tane çıngırak yeterli emin ol. saklama kabıyla da oynayabiliyorlar zaten bebeklikte. büyüdükçe alırsınız.

www.hepsiburada.com bu şart. özel sırt çantası uygun bi şey alınmalı. normal çanta verimli olmuyor. çünkü ilk başlarda bir yere giderken yanına bir ton şey alman gerekiyor. ve çok bölmeli, özel gözlü bi çanta iş görüyor. ama bir sene sonra filan boşa çıkar. ama dediğim gibi ilk sene çok işe yarıyor.
bendeki şu. www.hepsiburada.com

işe erken başlayacaksan bi elektrikli sağım pompası şart. yoksa manuel de iş görür. süt-meme durumu değişken olur mu bilmiyorum ama ben olsam şimdiden bi manuel alırdım. ne zaman lazım olacağı belli olmuyor. sütler boşa gitmesin diye bi paket saklama poşeti alınabilir. gümüş kapak aldım, kullandım, işe yaradı mı bilmiyorum. meme başı yarası fena bi şey. ben silikon uç kullandım yara olduğunda. pazar günü nöbetçi eczanelerde aramıştık. yani herkesin başına gelmeyebilir ama şu anki aklımla ilk alacağım şeylerden biri. bir tane meme ucu kremi lansinoh vs bir tane de medikal bir krem, madecassol gibi. lansinohu silmeye gerek yok ama diğeri bebek emmeden silinmeli mutlaka. gümüş kapak almayacaksan da meme başını kıyafetten korumak için muadil kapaklardan al bence. bir de göğüs pedi çok kullandım ben ilk aylarda. emzirme sütyeni almadım. normalde sütyen kullanmıyorsan rahat edemezsin zaten. pedli sporcu sütyenleri filan da iş görüyor.

araba varsa yine enflasyonu düşünerek bir tane oto koltuğu şimdiden. 360 derece dönen modeller pratik oluyor.

bebek arabası ise şöyle. gidin deneyin. en pratik katlanan, sürülen hangisiyse onu alın. koca koca modeller bir süre sonra çöp oluyor. çok pahalı bir şeye gerek yok. zaten bir süre sonra tamamen katlanır modellere ya da baston modellere geçiliyor pratiklik açısından.

telsiz ilk aylar olmasa da sonrasında gerekli. görüntülü filan almadık biz ama.

saydığım hemen her şey ikinci el alınabilir. sıfır olsun diye uğraşma. yatak harici belki hiçbiri ömürlük değil çünkü. dediğim gibi mesela 1 yaşından sonra o hantal bebek arabasına binmeyecek, 8. aydan sonra anne yanı beşikte yatırmak tehlikeli olacak.
0
elorelia
(19.04.24)
yazılanlardan sonra aklıma gelenler oldu, onları da ekleyeyim;

benim aldığım sallanan ana kucağı babyjörn’dü, çok çok memnun kaldım. inanılmaz memnun kaldım. bebeğimi koyup minik minik sallayarak uyuttum hep.
park yatak kullanmadım :) kullanmayan kullanmıyor işte. ihtiyacı olan bir hamileye gönderdim daha sonra.
okbaby’nin banyo aparatını almıştım, bebekken ona koyarak yıkadım hep. büyüdükçe şu ebebek’te satılan minik küvetlere geçtik. benimki banyo yaparken doldurup içinde yıkanmaya bayılıyor.
süt sağma makinası da aşırı kullandığım bir şey olmuştu benim. çok sütüm vardı, maalesef bir çoğu da çöpe gitti ama sadece psikolojik etkisinden dolayı bile alırdım.
telsiz vs. hiç kullanmadım, ev geniş olsa da duyuyordum zaten ya da bulunduğum odada uyuyordu.
mama sandalyesi ilk ikea’dan almıştım, idare etti ama sonra sığmamaya başladı. chicco’dan alarak güncelledim. şu an 3.5 yaşında, yemek yerken hala o koltuğa oturmak istiyor.

ayrıca ne güzel öneriler yazılmış <3 hamileler kaydetsin :)
0
deartheodosia
(19.04.24)
(6)

Siyaset, trollük, beklentiler...

rukayka
Başlığa ne yazacağımı bilemedim. Ekşisözlükte "rögar kapaklarının yola sıfırlanmaması" başlığını görünce yazmak istedim. Şu konuda kanaatlerinizi merak etmekteyim. Yakın tarihte bir yerel seçim olduğu için yerel yönetimler üzerinden sormak isterim. Gözlemlediğim kadarıyla şöyle bir refleks gelişti.
Başlığa ne yazacağımı bilemedim. Ekşisözlükte "rögar kapaklarının yola sıfırlanmaması" başlığını görünce yazmak istedim. Şu konuda kanaatlerinizi merak etmekteyim. Yakın tarihte bir yerel seçim olduğu için yerel yönetimler üzerinden sormak isterim. Gözlemlediğim kadarıyla şöyle bir refleks gelişti. Günlük hayatta karşılaşılan eksiklikler, sorunlar vs. yönetimdeki partiye göre klişe atışmalara dönüşüyor. İnsanlar oy verdikleri partinin yönettiği yerde karşılaştıkları sorunlara daha toleranslı davranıyorlar. Mesela bu rögar kapakları ile ilgili sorun 2019'da araç kullanmaya başladığımdan beri dikkatimi çeker oldu. Parti farketmeksizin İstanbul'da ilçelerin hemen hemen tümünde bu sorun mevcut. Aslında şehirde kendini gösteren aksaklıklar yönetici partiye göre değişmiyor. Yani toplumsal olarak kamu hizmetleri ve halkın beklentileri irtifa kaybediyor. Kendimin durduğu yeri şöyle ifade edeyim: Yerel yönetimden kaynaklı sorunları dile getirirken, ilgili yerlere şikayet kaydı v.s. bırakırken partiye göre bir üslup, tavır seçmiyorum. 1995'den beri İstanbul'da toplu ulaşım kullanan biriyim. İETT'de durak ve otobüs içindeki dijital ekranların hayata geçirildiği, otobüslerin yenilendiği bazı dönemler oldu. Hangi başkan dönemiydi hatırlamıyorum ama iyileşme net olarak kendini hissettirmişti. Daha sonra her geçen gün kötüye giden bir İETT oldu. Şu an mesela çalışan ekran hemen hemen yok gibi. Hem otobüsün içinde yolcuyken hem de araba sürücüsü olarak rastlaştığımızda güven vermeyen bir otobüs şoförü profili var şimdi. Şerit ihlali yapan, durağa yanaşmada özensiz davranan, diğer trafik kurallarını ihlal eden sürücülere daha sık rastlar oldum. Tem otoyolunda araç zıplatan asfalt kusurları var... İstanbul'un genelinde yolların şerit çizgileri silik, şerit takibi için öndeki araçtan v.s. göz kararı ile yol takibi yapılıyor. Yani diyeceğim şu ki keşke partizanlık yapmadan, yönetimde kim olursa olsun haklı taleplerimizde ısrarcı olsak...Şunu yazmasam eksik olacak. İstanbul'da adayların otopark sorununu dile getirmediği bir seçim kampanyası yaşadık. Sanırım onlar da halkın beklentilerini (!) doğru okumuşlar ki sorunlara değinme ihtiyacı bile duymadılar.

@Edmond Haklısınız, biraz uzun ve dağınık oldu...
@michael_knight yazdığınız ironik cevapla derdimi anladığınızı anlıyorum:)
@Ufuk Siz de anlatmak istediğimi tam olarak anlamışsınız, teşekkür ederim.
0
rukayka
(17.04.24)
Siz hangi partiyi destekliyorsunuz, ona göre cevap vereceğim.
Benim sevdiğim partiyi mi yoksa düşmanı olduğum partiyi mi?
0
michael_knight
(17.04.24)
Soru nedir, nasıl bir cevap beklentisi var anlamadım ama,
Neyi nereden, nasıl isteyeceğimize karar vermemiz gerekiyor sanırım.

Mesela TEM otoyolu bildiğim kadarıyla ulaştırma bakanlığının. Dolayısıyla asfalt kusuru ile Büyükşehir Belediyesinin bir alakası yok.

Ayrıca Başkanı ayrı partiden Belediye meclisini ayrı partiden seçen biziz. Taksi sayısının arttırılması konusunda bile onyüzbin defa toplantı yapılıp sonuç alınamayan bir şehirden bahsediyoruz. Yanlış seçim tercihleriyle olayı biz kilitlemiş, bir büyüğümüzün tabiriyle Belediyeyi 'topal ördek' haline biz getirmişiz.

Ayrıca o rogar kapakları nerede bilmiyorum ama sorumlusu ilçe belediyesidir büyük ihtimal.

Çöpün toplanmamasında bile kabahati Büyük şehir Belediyesinde arama kolaycılığındayız

vs.
0
Mirket
(17.04.24)
Türkiye siyasetten ve kültürel olarak kutuplaşmış bir ülke ve Halk da bu yanıltıcı gözlüklerle görüyor olayları. Biz-öteki ayrımı kolay kolay son bulmaz.

Böyle olması siyasilerin de işine geliyor. En ağır ihmallerde bile sorumluluk alan yok.
0
Ufuk
(17.04.24)
Bahsettiğiniz sıkıntıyı bugünlerde Twitter'da banyo-jakuzi konusunda görüyorum.

Bir kısım "belediyede banyonun ne işi var" diyor. Bir kısım "jakuzi diye yalan söylediniz" diyor.
Kimse de demiyor ki "hem jakuzi diye yalan söylemek hem de belediyeye 8 tane banyo yaptırmak saçma."

Siz ne diyorsunuz o işe?
0
michael_knight
(17.04.24)
@michael_knight Şöyle yorumluyorum. Belediyede jakuzi yokken jakuzi var diyen kişi yalan söylemiştir, ilgili başkana iftira atmıştır. Ve evet, doğru soru: Belediyede 8 banyonun ne iş var?
0
🌸rukayka
(17.04.24)
durak ekranı akp döneminde geldi.

mor (yarı halk yarı özel) otobüsler logo değişmeden sarı renkle giydirildiler chp döneminde, oradaki kötü şoför profilini iett sanıyor insanlar. bunu niye yaptılar anlamadım. resmen kendi topuğuna sıkmak. ayrıca yeni şoförleri gazi vb çöküntü mahallelelerden alıyorlarsa, ki alıyorlardır, o da etkilidir.

gugıla belediye + memur sayısı yazdım faaliyet raporu çıktı ilk sonuçta. 580 kişi çalışıyormuş binada. 8 duş azmış.

kapak kaldırım bunlar hep ölçüsüz işlerdi. bunlardan evvel sokaktan hayvanları toplamak lazım. şehirler kaldırım yüksekliğinde londra standardında olacak ama baldırınızdan ısırık alacaklar kedi pisliği çocuğunuzun bağırsağını düğümleyecek :)
0
lambırcek
(17.04.24)
(17)

Tatil Bütçesi

auroraaurora
1 haftalık tatile kaç maaşı vermek makul olur? 3-4 aylık maaşı gömmek saçma mı?
1 haftalık tatile kaç maaşı vermek makul olur? 3-4 aylık maaşı gömmek saçma mı?
0
auroraaurora
(17.04.24)
1 haftalık tatile 1 maaş bile vermem.
0
prezarlatif
(17.04.24)
2 maaş ideal
0
bir demet ben
(17.04.24)
yuh yani 3-4 aylık maaş nedir. en fazla 1 aylık maaş
kendimden örnek vereyim maaş 40 bin bu yıl 20 bin 1 haftalık tatile ayırdım.
0
sizofren06
(17.04.24)
cok fazla evet. bütcenin cok üzerinde. lüks bir tatil o yüzden mi yoksa zaten bütce mi düsük?
lüks icin vermem ama zaten maasim azdir o zaman veririm.

2 haftalik tatil icin max 1 maas gibi benim hesap.
0
robert bosch
(17.04.24)
çok saçma olur. o bir hafta için 3-4 ay çalışmak zorunda olduğun gerçeği tatilde geçireceğin her saniye içine oturur, keyif alamazsın.
0
hrskrs
(17.04.24)
1 haftalık tatile 2 maaş verdim mutluyum. ama 3-4 ay fazla ya maaşın düşük ya baktığın yer çok uçuk.
herşey gibi tatil fiyatlarıda saçmalamış durumda olduğu için fiyat algın artık gitmiş durumda
0
eja
(17.04.24)
maaşla bakmamak lazım olaya. maaş 500k ise 500k mı harcayacaksın? her tatilin bir ederi var.

her halükarda 3-4 aylık maaşı 1 haftalık tatile vermek çok saçma olur. zaten pratikte batmadan mümkün olmaz gibi.
0
gabe h coud
(17.04.24)
EUR olunca çok pahalıya mal oluyor. :(
Lüks bir tatil değil, ama cennetten bir köşe olduğu görmek isterdim. Vazgeçeceğim maalesef sanırım.
0
🌸auroraaurora
(17.04.24)
Belek Maxx Royal 6 gece 2 kişi 120bin fiyat verdi şimdi baktım da.
Benim için çok ruh halimi değiştirmez boşa masraf olur ama size iyi gelecekse neden olmasın?

Ben senede 3 maaş rahat tatil parası harcıyorum açıkcası parça parça ama yeni ülke görmek, yeni kültürler tanımak vs. bana iyi geldiği için değiyor.
0
cilekli pasta
(17.04.24)
1 - 1,5 Genelde ben de çevremdekiler de öyle yapıyoruz.

3-4 maaş harcamak çok fazla benim gözümde. 1 haftalık rahatlama için 4 ay çalışacağımı bilince o bir haftayı da çok rahatsız geçiririm.
0
michael_knight
(17.04.24)
Bir haftalik tatile en cok iki haftalik maasimi veririm. Sadece benim maastan gider, esimin maasindan gitmez.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.04.24)
1 aylık maaş verdim yazın. Ama seneye 1 yetmeyecek gibi.

Ben dinlenmeyi önemsiyorum bu arada. İçime sinerse 2 maaş bile verebilirim.
0
drako
(17.04.24)
bu kişinin maaşına göre değişir.
50k diyelim maaşa.
yurtiçi 1/4 maaş, yurt dışı max 1 maaş veririm.
0
jelly bear
(17.04.24)
Cok sacma geldi bana. 1 maas verilir anca ama o da yurt disinda bi yer olmali. Turkiyede tovbeliyim otellere. Kimseye de tavsiye etmiyorum. Max royale falan gitmeyeceksen turkiyede tatile para verilmez. Dolandirma uzerine kurulu bi sistem var artik bana gore. Fiyat algisi yok nasilsa diyip paranin karsiligi hizmeti asla vermiyorlar.
0
Kittie
(17.04.24)
15 günlük tatile 1 maaş verdim geçen yaz, yol yemek barınma vb dahil Airbnb tutmustuk, sadece çok az içki içtim.
0
sanguine
(17.04.24)
10 günlük italya tatiline her şey dahil 1 maaşa yakın harcadım. Bir şeyden de kısmadım. Ama tek kişiydim. Kişi başı 1 maaş olur sanki.
0
ruhen hastayim ben
(18.04.24)
3-4 aylik gomersem batarim.
max. 1 ay diyorum ama o bile zorluyor.
0
cooperr
(18.04.24)
(17)

Ofise çalışanları mutlu edecek ne alınabilir?

PoscheN
Şirketin 20.000 civarı mili birikti, ofistekileri mutlu edecek bir cihaz vs alayım istiyorum.Tam otomatik kahve makinelerinden düşündüm ama onu aldıktan sonra asıl mesele başlıyor. Tahmini aylık 20.000 üzerinde kahve süt vs masrafı olur. Başka öneriniz var mı?
Şirketin 20.000 civarı mili birikti, ofistekileri mutlu edecek bir cihaz vs alayım istiyorum.

Tam otomatik kahve makinelerinden düşündüm ama onu aldıktan sonra asıl mesele başlıyor. Tahmini aylık 20.000 üzerinde kahve süt vs masrafı olur.

Başka öneriniz var mı?
0
PoscheN
(17.04.24)
Onların fikirlerini al ona göre hep birlikte karar verin.
0
rock n roll
(17.04.24)
Çalışanlara sorun.
Hem fikirlerinin alınması hoşlarına gidecektir.
Hem de sizin görmediğiniz bir ihtiyaç vardır belki de.
0
Mirket
(17.04.24)
Eğer herkesin çok iyi geçindiği bir ortam değilse bence fikir almayın. Konu iş dışındaki şeyler, örneğin sürprizse hiç hesapta yokken gelen şeyi herkes az çok beğeniyor genelde. Ama tartışmaya açınca çok öznel ve zevke dayalı bir konu olduğundan haliyle ortaya birçok fikir çıkıyor, herkesin beklentisi farklı doğal olarak. Bu fikirler çok değişkense hem sonuçta büyük kısmının hevesi boşa çıkıyor hem de varsa gruplar arasında "onların dediği oldu" vs. sürtüşmeleri besleyen bir durum oluşuyor.

Tam otomatik kahve makinası bence iyi, kahve masrafınız yok mu zaten onu tam anlamadım? Eğer normalde çekirdek değil de türk kahvesi tüketiliyorsa espresso yerine suyunu vs. kendi veren arçelik telvelere de bakabilirsiniz.
0
akhenaten
(17.04.24)
Hava temizleme cihazi?
0
eja
(17.04.24)
bence de fikir almayın sonra hepsinin ortak fikri olan şeyin kahve makinesindeki gibi sürekli maliyeti de olabilir bu sefer siz zor durumda kalırsınız.

öneri olarak ise ofis çalışan sayınızı bilmediğim için yazıyorum siz uygunsa değerlendirirsiniz

Herkese bir travel mug alınabilir, kahvelerini evden gelirken getirirler.

Masaüstü oyun seti olabilir arada bir kısa molalar vermenin ve stresi azaltmanın eğlenceli bir yolunu sağlamış olursunuz :)

Kablosuz şarj pedlerinden alabilirsiniz sayıca çoksanız 3 kişiye bir tane düşecek gibi gibi
0
Kediyi üzdün
(17.04.24)
1-2 kişi çalışıyorsa fikirlerini al. fazlasıyla fikir sormanın manası yok. iyi bir kahve makinesi alın, kullanmak isteyenler şahsi kahvelerini filtrelerini getirip kullansınlar. biz de öyle, sütü kahvesi herkesin dolapta duruyor.
0
avatar is back
(17.04.24)
Belirlediğiniz seçeneklerden birini seçmelerini isteyin. Hem sizin istediğiniz bir şey olur hem onlar da istedikleri olmuş gibi hissederler
0
sumuklurakun
(17.04.24)
Kapsül kahve makinesi olabilir. Her çalışan kendi kahvesini alır size masraf olmaz. Benim çalıştığım yerde böyle.
0
jazzabel
(17.04.24)
Ben kötümserim bu konularda.
Kahve makinesi kesinlikle almayın. Kahve masrafı var, arızası-tamiri var, temizliği var, etrafa pislik yaratması var.
Hava temizleme cihazı alırsanız nereye koyulacağı sıkıntı çıkarır, herkes kendine yakın olsun diyecek. Birileri de "ofiste hava o kadar kötü ki cihaz aldılar" diyecek.
Çalışanlara sormanın ne kadar kötü bir fikir olduğunu zaten güzelce anlatmışlar.

Bence en iyisi o millerin yok olup gitmesi. Millerle printer kağıdı, tükenmez kalem gibi şirketin zaten aldığı bir şey alıp geçin.
Mümkünse hiçbir şey almayın. Yapacağınız alışverişi beğenmeyen mutlaka olacaktır, bu sorumluluğa girmeyin.
0
michael_knight
(17.04.24)
yeni beklentiler yaratmayacak, hakkinda dedikodu yapilmayacak seyler alin. isyeri oldugu icin kiymet bilinmemesi, nankor yorumlar yapilmasi olasi. kotu insanlar olduklarindan degil sen, ben de yapariz. is hayatinin dinamikleri yuzunden dogamizda var.
0
buenosdias
(17.04.24)
Yani nasıl bir yerde çalıştığınızı bizden iyi biliyorsunuz. Ben böyle sorunlar olmayan bir ofisteyim. 15 kisiyiz ve bir tane bile sıkıntılı insan yok.
Bu sebepten bu sorunun bende cevabı ekip toplantısında sormak. Ha ama yok garip bir ortamdaysaniz, bu sıkıntı olacaksa o zaman başka fikir bir anket yapıp içine x adet fikir koymak olabilir. Bu sekilde en azından demokrasi olur.

Ben çok şaşırıyorum bazen insanlarin nerelerde calistigina. Iş arkadaşı olunmaz, ofiste bir şey sorulmaz falan. Herkes çok negatif genelde iş hayatı ile alakalı.
0
logisticsmanager
(17.04.24)
Kapsül kahve makinası +1.
0
drako
(17.04.24)
Kesinlikle fikir sormayın. Mutlu sonla bitme imkanı yok. Hatta çalışan sayısı ne kadar fazla ise o kadar sorun çıkabilir.

Beyaz yaka kahve ile çalışır ama kahve makinesinin bakımı, gideri şusu busu fazla. Sırf bakım vb. maliyetlerden kaçınmak için satın alma maliyetini 1 yıllık kira bedeli olarak ödeyip kiralayan büyük firmalar biliyorum.

Kapsül ya da 87 çeşit yapmaya filtre kahve makinesi fikirleri güzelmiş. Alternatif olarak sandalyeler yeni ve ergonomik değilse onlar denenebilir. Gerçi ofis sandalyelerinin fiyatları aldı başını gitti. Dinlenme/Eğlence odası gibi bir şey için TV+PS5 olabilir.

Ofise demirbaş olarak alınmayacaksa hediye çekleri de olabilir. Attık bütçeye göre bir yemek organizasyonu ya da ofiste "Happy Friday" falan da olur.
0
nawar
(17.04.24)
Kesinlikle fikir sormayın. @nawar +10
0
WithWorth
(17.04.24)
tam otomatik kahve makinesi alın. bu çekirdekli olanlarından. ilk başta jest olarak siz alın 1 kg'luk çekirdek kahvelerden birkaç paket. (amazonda bolivar marka çok iyi 1kg 319TL)
sonrası sizde deyin. aralarında bittikçe dönüşümlü alsınlar. eski iş yerimde öyleydi
0
limonlu eksi
(17.04.24)
hediye/alisveris ceki
0
icim urperiyor
(17.04.24)
Carbonator
0
lapaz
(17.04.24)
(6)

Dük süpürge önerebilir misiniz?

santimantal
Kablolu süpürgem var ama süpürürken beni yorduğu için temizlik yapmak istemiyorum ya da erteliyorum.Bu yüzden dikey süpürge almaya karar verdim. Belki böylece üşenmeden her gün temizlik yapabilirim.Süpürgenin emiş gücü yüksek olmalı. Ama kablolu süpürgeye oranla ne kadar yüksek oluyordur bilemiyorum
Kablolu süpürgem var ama süpürürken beni yorduğu için temizlik yapmak istemiyorum ya da erteliyorum.

Bu yüzden dikey süpürge almaya karar verdim. Belki böylece üşenmeden her gün temizlik yapabilirim.

Süpürgenin emiş gücü yüksek olmalı. Ama kablolu süpürgeye oranla ne kadar yüksek oluyordur bilemiyorum. Bu konuda bilginiz var mı?

Marka ve model önerebilir misiniz?
0
santimantal
(16.04.24)
Hocam birazdan 10 kişi dyson, bir kişi de philips yazacak sana. Ama ben soruda şunu anlamadım: Kablolu süpürge istemeyip dikey süpürge isterken aslında şarjlı dikey süpürge mi istiyorsun? Yoksa kablolu dikey de olur mu?
0
prole
(16.04.24)
Hocam üşenmeden her gün temizlik yapmanın gerekliliği üzerine düşünün ve günlük hayatımızdaki mikropların bize ne kadar faydalı olduğu üzerine okuma yapın bence.
Her gün temizlik yapmak diye bir gereklilik yok.
Ev ahalisinin çalıştığı onca hanede 2 haftada bir yarım yamalak yapılıyor temizlik.
Çocuklar çamur içinde büyüyünce sağlıklı oluyorlar falan.
Ben miele in normal kablolu süpürgesini kullanıyorum. Ama hareketi o kadar kolay ki yerde, hiç zorluk olmuyor temizlik. Onu da düşünebilirsin. Bataryalı dikey süpürgelerin bataryaları çok uzun gitmiyor diyorlar.
0
zimbirik
(16.04.24)
grundig aldık anneme daha yeni diyip çekileyim.
0
baldan kaymak
(17.04.24)
greenote gsc50 veya gsc60, amazon üzerinden yurtdışından alabilirsiniz. ben 1 haftadır kullanıyorum. çok hafif, kullanımı çok rahat ve günlük temizlik için gayet yeterli. fiyatı 4000 tl civarı. dyson vb markalara 20 bin lira vermek istemedim.
Yurtdışından satmak için birkaç tane getiren arkadaşım var, videosunu inceleyin düşünürseniz yardımcı olurum.
0
mustafakesekci
(17.04.24)
dyson derler dysonun bataryası bitince yenisi 5 bin tl.
ortalama bir marka alıp bataryası ucuz olursa daha mantıklı.

dünya batarya işini çözene kadar kralını da alsan bir gün o batarya bitecek. dikey süpürgede ağırlık önemli ağır bir şey alıpta zorlanmakta var, çekiş gücü düşük alıp çekmemeside var.
0
mikahakkinen
(17.04.24)
Bütçeniz varsa bütçenize göre Dyson v15 veya v8 öneririm.
Dyson alıp da memnun olmayan insan hiç görmedim. Beğenmeyenlerin hepsi kullanmayanlar. Belki istisnası vardır diyeceğim ama yoktur.

Kablosuz süpürge gerçekten temizlik yapmaya başlamak için çok yardımcı oluyor. Hangi marka olduğu çok önemli değil. Her gün temizlik hedefiniz bana fazla geldi. Her gün değilse de aklınıza geldiğinde hemen süpürmeye başlayabilirsiniz.
0
michael_knight
(17.04.24)
(13)

yap / yapma

inspired by a true story
2 hafta flort ettigimiz, coookkk hoslandigim adam beni aniden ghostladiktan sonra klasik "sorun sende degil bende" konusmasi yaparak benimle gorusmek istemedigini soyledi. ben de ne yapayim, durumu kabullenmeye calisiyorum. sorun su ki bu arkadasla biz ayni dans kursuna gidiyoruz ve kursta her turda
2 hafta flort ettigimiz, coookkk hoslandigim adam beni aniden ghostladiktan sonra klasik "sorun sende degil bende" konusmasi yaparak benimle gorusmek istemedigini soyledi. ben de ne yapayim, durumu kabullenmeye calisiyorum.

sorun su ki bu arkadasla biz ayni dans kursuna gidiyoruz ve kursta her turda partner degistirerek dans ettigimiz icin denk gelme ihtimalimiz cok yuksek. beni reddettikten sonraki ilk derste ozellikle benimle dans etmek icin yanima geldi (denk gelmedik) hayir diyemedim ama kendimi cok huzursuz hissettim. belki yaniliyorumdur ama benim ilgimi kaybetmek istemiyor ya da beni gormezden geliyormus gibi gorunup kalbimi daha fazla kirmamak icin de fake bir ilgi gosteriyor olabilir. iki turlu de kalbim daha cok kiriliyor. ayrica kafami resetlemeye calisirken, kursta onu gorucem anksiyetesi yetmezmis gibi bir de "acaba benimle dans etmek isteyecek mi" gerginligi yasiyorum.

bu durumu ortadan kaldirmak icin kendisine acikca "bana biraz zaman ver, sana karsi ilgimi kaybedince, kendimi hazir hissedince yeniden seninle dans etmek icin ben sana gelirim" demeyi dusunuyorum. boyle hem fake ilgisinden kurtulurum, hem dans etme ihtimalimiz ortadan kalkar, hem de ben kendimi hazir hissettigimde o da bunu biliyor olur.
ne dersiniz? sacma mi dusunuyorum?

dipnot: karsimdaki kisi (tamamen benim yorumum) aldatilarak terk edilmis olma travmasini atlatamamis, o gunden beri yaklasik 20 kadinla gecici iliskiler yasamis, ozguveni cok yuksek gorunen ama bir yandan da cok kirilgan bir adam. taktik filan yapip ilgisini nasil yeniden kazanirim derdinde degilim, boyle bir adami hayatimda istemiyorum ama ilgim hala bitmedi, azalarak bitsin istiyorum.tesekkurler.
0
inspired by a true story
(16.04.24)
Kral oltayı atmış bekliyor. 21. Olma yolunda gidiyorsunuz. Reis yaaaa
0
allah yazdiysa bozsun
(16.04.24)
@arbre valla baska dans kursu yok, kucuk bir ilcede yasiyoruz. ayrica olsa bile neden ondan kacinmak icin kursumu degistireyim? ben sadece ilgim bitene kadar kafam rahat gidip geleyim istiyorum.
0
🌸inspired by a true story
(16.04.24)
Öyle bir konuşma yapmanıza gerek yok. Kurstaki diğer insanlara nasıl davranıyorsanız ona da öyle davranmalısınız. Bunu yapabileceğinizi düşünüyorum. Sizi reddetmiş bir insan var karşınızda, bırakın ne yapıyorsa yapsın sizin hayatınızda bir etkisi olmamalı artık.
0
pispinti
(16.04.24)
Kursu birakiniz derim. Baska kurs olmamasina ragmen.
0
WithWorth
(16.04.24)
hocam arkadaş sıradakine geçmiş, sizi de mesafeli ama yedekte tutuyor. yazması kolay uygulaması zordur ama yapmanız gereken tek şey umursamamak.

Bu arada aldatılarak terk edilmiş ve travmasını atlatmak için 20 kadında ilişkiye girmiş adam zaten bir önceki ilişkisinde kendisi de aldatıyordur. Bu kesin gibi bir şey...
0
yeninesiltupcu
(16.04.24)
Hiçbir şey yapmayın.
"Benimle dans etme" diye konuşmanız büyük bir şey yapmak oluyor. Siz hiçbir şey yapmayın.
Onunla dans ettiğiniz 5-6 dakikada da kendinize hakim olun.

GKK. Gönül kaçanı kovalar.

Siz ilgilenmeyince büyük ihtimalle o sizinle ilgilenecek. Yine ilgilenmeyin. İlgilenirseniz anında yine kaçacak.
Bu güvenilmez adamı unutun. Zaten bu kişiyle geçireceğiniz zaman harcanmış zaman olacak, sonradan pişman olursunuz.
Hiçbir güzel aşk hikayesi bu anlattığınız şekilde başlamıyor.
0
michael_knight
(16.04.24)
bambambam diye konuşacağım.

Önünüzde iki seçenek var
1. Kurstan ayrılmak
2. Kursta kalmak

Böyle bir sebep yüzünden kursu bırakıp kendinizden ödün vermemelisiniz.

Kaldığınız takdirde de bir an evvel bu tabulaşmaya müsait tavrınızdan vazgeçip bu kişiyle dans edip konuyu kapatmalısınız.

Bu kişiyle bundan sonra kendisi istese dahi birlikte olmamalısınız. Yaptığı şey en objektif haliyle dengesizce. İnsan hayatta dengesizlikler de yapabilir, ama bundan kendisi ders çıkarıp kendi hayatını düzene sokmalı. Bu görev size ait değil. Bu kişiden zarar görme ihtimaliniz yüksek. Benim bu zamana kadar gördüğüm kadarıyla insanlar ilişkilerde hata yaptıklarında affedildiklerinde ders çıkaramıyorlar, affedilmediklerinde alıyorlar bu dersi. (tabi bu kişinin ne hissettiğini bilmiyorum, sadece bu kişi size geri dönmek isterse diye size söylüyorum bunu, belki de umrunda değil onun.)

Hal böyleyken olayı daha fazla romantize etmeyin. Bittiğini kabullenin. Bunu kabullenmeniz için onunla dans etmek bir yöntem. Eğer olayı kafanızda büyütüp bu dans işini tabu haline getirirseniz kendiniz zarar görürsünüz. Yapmanız gereken şey sanki yaşananların hiçbir önemi yokmuş gibi her şeyi normalize etmek. Yalnız siz böyle umarsız göründüğünüz zaman bu kişinin egosunu incitip ondan tekrar ilgi görmeye başlayabilirsiniz. İşte o aşamada bu ilgiyi kibarca elinizin tersiyle itebilirseniz fenafillaha ermiş olacaksınız :D bir daha da böyle bir konuda bu şekilde hissetmeyeceksiniz hiçbir zaman.

Ayrıca "biraz zaman ver" tarzı şeyler söylemeyin lütfen, hiç tasvip etmedim. Böyle davranmak sizi duygusallaştırıp olayla baş etme sürecinizi uzatır sadece. "Belki sonra" deyip geçin en fazla.
0
akhenaten
(16.04.24)
ercu+1 hem ozguvenli hem kirilgan olmasina gumledim. tam bi narsist reismis amq hastasi
0
ala09
(17.04.24)
Yapma

Ortam garip olmasın, dans partnerini değiştirirken denk gelince sorun olmasın diye direkt gelmiş olabilir.

Ayrıca aynı kurstasınız, 2 hafta flört ettiniz, ghostladı ama ghostlamayıp ilgilenmediğini belirtti. Ben bu zaman çizelgesini anlamadım. Aynı kursta olduğunuz için ne zaman ghostladı ne zaman dansa kaldırdı karıştı orası.

Bu arada yaklaşık 20 kadınla geçici ilişkiler yaşamış olmasının paylaşım sebebi ya arkadaşça sohbet ya da 21. geçici ilişki olmanızı iistemesi. Siz onu istemeyince de devam etmeye çalışmış normal iletişime.
0
nawar
(17.04.24)
@ercu direkt sayi vermedi ama aldatildigi iliskisi bittiginden beri (5 yilda) hayatina 15-20 kadin girdigini soyledi.

@nawar yok oyle degil, bariz sekilde benimle dans etmek icin salonun obur kosesinden bana dogru geliyor. zaman cizelgesi basitce soyle. ayni dans kursunda birkac aydir tanisiyoruz, 2 hafta flort ettik, sonra birden iletisimi kesti. bir hafta sonra dans kursunda karsilastik ve iliski istemiyorum vs dedi.

guncelleme: sonuc olarak yapmadim arkadaslar. ama ben mesafemi korumaya calistikca, o beni daha cok zorluyor, gozunu surekli ustumde hissediyorum. yine benimle dans etmek icin karsi koseden geldi. dersten sonra salondan cikarken herkese dogru el sallayip iyi aksamlar dedim, bana eliyle opucuk atti. ne kafasi yasiyor bilemiyorum.
0
🌸inspired by a true story
(17.04.24)
Sende heyecan uyandirmayi seviyor.Sen bu hikayede sadece bahanesin.Hic sallamasan, sallamadigini da belli edecek kadar cool olsan muhtemelen o tekrar kapini calacak ama bunu yapabilecek gibi gozukmuyorsun.
0
turkuaz
(17.04.24)
@turkuaz belki haklisin ama hoslandigim ve (sayesinde) cok yukseldigim adam beni istemedi diye 3 gun sonra onu sallamiyor gibi davransam, bu onu sallamadigim anlamina gelir mi? bence gelmez, sallamiyor gibi yaptigim kabak gibi gorunur olur. zaten su anda gercekten sallamiyor olsam, flort ederken o kadar da hoslanmamis olurdum. e adam biliyor benim ondan cok hoslandigimi, demez mi ayak yapiyor diye. bence der.
0
🌸inspired by a true story
(17.04.24)
@inspired by a true story,flort doneminiz ile su an arasinda fark var.O zaman iliski ihtimali varmis ancak su an neden olmayacagina dair aciklama yapilmis bir tarafsiniz.Dolayisiyla bir gunde beyazdan siyaha gececek psikolojide olun demiyorum ama bu surec yasanmisken ayni ilgiyi gostermemeniz ona daha notr davranmaniz eski duygularinizin sahte oldugunu gostermez.Bence dogru olan bu.
0
turkuaz
(18.04.24)
(1)

Özel sektör maaşlarında emekli maaşı promosyonu olmuyor mu

condom kurşunu
Emekliler maaş taşıyınca habire promosyon alıyor ya emekli olmayanlar için de pompryon beren banka var mı böyle taşımalara
Emekliler maaş taşıyınca habire promosyon alıyor ya emekli olmayanlar için de pompryon beren banka var mı böyle taşımalara
0
condom kurşunu
(16.04.24)
Özel sektörde maaşın hangi bankadan yatırılacağına işveren karar veriyor.
Bankalar maaş hesaplarını şirketlerden alabilmek için onlara bazı avantajlar sunuyor. Bazısı belli bir para öneriyor, bazısı ucuza kredi veriyor, pek çok teklifte bulunabiliyorlar.

Çalışanını mutlu etmeyi tercih eden firmalar genelde maaş için bir bankayla anlaşıp para alıyorlar ve bu parayı çalışanlara dağıtıyorlar.
Bunu yapmak zorunda değiller ama bazısı yapıyor.

Yani emeklilerin maaşını taşıdığı gibi özel sektörde çalışan kişi maaşını bir bankaya taşıyıp promosyon alamaz, bunu işveren yapabilir. Aldığı parayı dağıtabilir de dağıtmayabilir de.
0
michael_knight
(16.04.24)
(7)

icloud kaç gb kullanıyorsunuz?

respect
ve fiyatları nedir? ben hiç kullanmadım almak mantıklı mı?
ve fiyatları nedir? ben hiç kullanmadım almak mantıklı mı?
0
respect
(16.04.24)
200 gb - geçen sene 40 liraydı şimdi 80-100 civarı sanırım.
0
gabe h coud
(16.04.24)
0 gb hiç ihtiyaç duymadım
0
baldan kaymak
(16.04.24)
200 gb ama yakında bir üste geçmem gerekecek - 40 TL

Hafızası çok yüksek bir telefonunuz yoksa mantıklı, benim 128gb. Icloud olmazsa patlarım. Fotoğrafları bilgisayara yedeklemeyi de sevmiyorum, icloudda olunca her an elinin altında oluyor
0
PoscheN
(16.04.24)
Almak kesinlikle mantıklı. Ben 2TB kullanıyorum. 5 kişilik ailemle paylaşıyoruz.

Fotoğrafların orada güvende olması hem de her istediğimde hiç uğraşmadan galeriden bakabilmek büyük kolaylık.
Ayrıca aile içinde fotoğraf paylaşmak da pratik ve keyifli.

Fiyatlar aylık;
200 GB - 40 TL
2 TB - 130 TL

50 GB veya 200 GB çok kısa zamanda dolacaktır ve mecburen 2TB'a geçeceksinizdir.
5-6 yıl sonra o da yetmez herhalde. Yani bu işe bir başladınız mı çıkmak zor olacaktır, onu şimdiden söyleyeyim.

Zamanında çok fazla fotoğrafımı kaybettim, yedekleri yoktu. Çok pişmanım. Bir daha böyle bir olay yaşamak istemiyorum.
0
michael_knight
(16.04.24)
2tb . aile olarak kullanıyoruz. eşim ile beraber. 200 kullanıyorduk geçen ay doldurmuşuz. mecbur arttırdık.

ben arşivciyimdir. benim için çok mantıklı.

google drive da kullanıyorum.
0
bir ileti paylastim
(16.04.24)
Ben çok fotoğraf-video çekmememe rağmen depolama sıkıntısı yaşamamak adına 256GB almıştım telefonu. Bu sefer de icloud kapasitesi doldu diye darlayıp durdu beni. Sırf o uyarı kalksın diye 50GB paket aldım. Ayda 13TL sanırım. Biraz saçma oldu ama bende durumlar böyle.
0
pispinti
(16.04.24)
200 gb kullanıyorumü şu an yarısı dolu. ayda 39,99 ödüyorum, papara ile ödeyince 38,50'ye falan geliyor :)
0
mustafakesekci
(17.04.24)
(8)

yunanistan mı kıbrıs mı tatil için daha uygun

Kediyi üzdün
evet arkideşler ikisine de hiç gitmedim. sorum başlıktaki gibi.edit: Asıl öğrenmek istediğim şu; ikisine de gidip para harcadıysanız aşağı yukarı hangisi daha ekonomik bir ülke bilirsiniz. Kıbrıs Yunanistan'dan daha pahalı değilse ilk tercihim olur neticede yavru vatan ama fiyatlar iki katıysa yapac
evet arkideşler ikisine de hiç gitmedim. sorum başlıktaki gibi.

edit: Asıl öğrenmek istediğim şu; ikisine de gidip para harcadıysanız aşağı yukarı hangisi daha ekonomik bir ülke bilirsiniz. Kıbrıs Yunanistan'dan daha pahalı değilse ilk tercihim olur neticede yavru vatan ama fiyatlar iki katıysa yapacak bir şey yok Yunanistan'a gidip yarı fiyata tatil yaptım diye mutlu olurum.

Bu amaçla sordum bu soruyu, detayların önemli olmadığını düşünüyordum ama öyle değilmiş :)

2 kişi kurban bayramı tatilinde gitmeyi planlıyoruz. Butik otel, airbnb veya 3 yıldızlı otel bütçemize uygun olan seçenekler. Tüm maliyetleri 2 kişi bölüşeceğimiz için bütçeyi esnetmemiz mümkün.
0
Kediyi üzdün
(16.04.24)
Vize sorun değilse Yunanistan daha uygun
0
kaptan memo
(16.04.24)
Arkidiş, 6 çocuklu aile misin, tek başına üniversite öğrencisi misin, 5 yıldızlı otel mi seversin, 12 kişilik hostel odasında mı kalırsın, asgari ücretli misin, gayrimenkul zengini misin? Edirne'de mi oturuyorsun, Mersin'de mi yaşıyorsun? Hiçbirini bilmeden nasıl tavsiye versinler?
Yunanistan tatil için daha uygun.
0
michael_knight
(16.04.24)
@kaptan memo, kapıda vize olayı ile gitmeyi düşünüyorum diğer türlü vizeyi almaya enerjim yok hiç.
0
🌸Kediyi üzdün
(16.04.24)
yunan tabi ki. pasaporta kıbrıs damgası vurdurursan yunana gidemezsin.
0
mikahakkinen
(16.04.24)
www.flypgs.com

kapıda vize için de önceden başvurmak gerek diyorlar. bi araştırın derim.
0
elorelia
(16.04.24)
@michael hocam tavsiye istemedim, hangisi daha uygun diye soruyorum. her türlü özellikteki birisi soruyor olabilir, tüm seçeneklerde bu iki ülkeden hangisi daha uygun. her ikisinde de aynı seçeneği istiyor olabilirim zaten. Size hostel mi 5 yıldızlı mı diye sormuyorum ki, 5 yıldızlı ise hangisinde daha uygun maliyet olarak bunu soruyorum.
0
🌸Kediyi üzdün
(16.04.24)
michael_knight +1
elorelia +1

acentalar aracılığı ile başvuruluyor, sınırda parayı vereyim vize versinler durumu yok maalesef

eksisozluk.com bu başlıktaki son girdileri okuyun, ,

neredeyse schengen gibi uğraşacaksınız randevu vs işleri yok galiba bi tek

üstteki yanıtınıza edit: ama siz ne tarz bir tatil istediğinizi belirtirseniz ona göre daha net bilgi verilir, bu şekilde uzun uzun ikisinin her olasılık için artısını eksisini yazmak gerekecektir
0
jülsezar
(16.04.24)
Kapida vize o kadar yanlis anlasiliyor ki. Yine belge veriyosun, yine saglam para veriyosun ama evet daha az ugrasiyorsun. Ama evet 9 gun icin aliyorsun sadece.
9 gun icin 60 euro vermektense daha fazla zaman icin 100 euro vermek daha mantikli. Belgeler de artik isin olmazsa olmazi
0
mor oje
(16.04.24)
(3)

Nisan 2024 kira artis orani

orusburus
selamlar,temmuz 2024 oncesi zam donemi gelen ev sahipleri kanuni olarak %25'den fazla zam yapabiliyorlar mi? malum %25'lik garabet temmuz ayinda sona eriyor fakat ocak-temmuz donemi arasi muallakta kaliyor bu durumda. kiraci ile bu konuyu nasil konusmali?
selamlar,

temmuz 2024 oncesi zam donemi gelen ev sahipleri kanuni olarak %25'den fazla zam yapabiliyorlar mi? malum %25'lik garabet temmuz ayinda sona eriyor fakat ocak-temmuz donemi arasi muallakta kaliyor bu durumda. kiraci ile bu konuyu nasil konusmali?
0
orusburus
(14.04.24)
Muallakta kalan bir şey yok. Kiracı isterse yüzde 25 isterse yüzde 25ten fazla zam yapar. Koraya verenin yapabileceği bir şey yok. Kiraciya bağlı her şey
0
dre mithatoğlu
(14.04.24)
Hukuki olarak muallakta değil.Temmuz ayına kadar %25 devam ediyor.

Vicdani, ahlaki olarak bir yorum yapmıyorum. O kısım kiracı ve ev sahibine kalmış.
Pek çok insanın TÜFE'yi uyguladığını duyuyorum. 2024 Nisan için %57,50'ymiş.
0
michael_knight
(14.04.24)
michael_knight +1

temmuz ayına kadar devam ediyor kesin. hatta sonra kalkacağı net değil, uzatmamayı düşünüyoruz dediler o kadar.
0
jülsezar
(14.04.24)
(9)

iPhone yıllık maliyet

michael_knight
iPhone'lar arasında seçim yapmaya çalışıyorum. Anneme alacağız. Bir iPhone'un çıkışından itibaren 7 yıl kullanılacağını ve bozulmayacağını/kırılmayacağını varsayarak şöyle bir hesap yaptım.- iPhone 12 64GB 26000 TL (2020) 3 yıl 8666 TL/yıllık- iPhone 13 128GB 370000 TL (2021) 4 yıl 9250 TL/yıllık- i
iPhone'lar arasında seçim yapmaya çalışıyorum. Anneme alacağız.
Bir iPhone'un çıkışından itibaren 7 yıl kullanılacağını ve bozulmayacağını/kırılmayacağını varsayarak şöyle bir hesap yaptım.

- iPhone 12 64GB 26000 TL (2020) 3 yıl 8666 TL/yıllık
- iPhone 13 128GB 370000 TL (2021) 4 yıl 9250 TL/yıllık
- iPhone 14 128GB 44000 TL (2022) 5 yıl 8800 TL/yıllık
- iPhone 14 Plus 50000 TL (2022) 5 yıl 10000 TL/yıllık
- iPhone 15 128GB 52000 TL (2023) 6 yıl 8666 TL/yıllık
- iPhone 15 Plus 57000 TL (2023) 6 yıl 9500 TL/yıllık


Yukarıdaki tabloya bakınca iPhone 15 almak en mantıklı göründü bana.
Gözümden kaçan detay, sizin önereceğiniz başka bir düşünme/hesaplama şekli var mı?
0
michael_knight
(14.04.24)
En mantıklısı bence 13 bu tabloda çünkü 12’ye göre bariz daha iyi kamera var. Yani 12 serisi artık bence alınmaz. 13-14-15 arasında (hatta buna 12 de dahil edilebilir) kullanıcı deneyimi açısından anlamlı fark yok. Yazılım desteği açısından elbette 15 en doğrusu fakat onun da fiyatı malum. Yine 13-14-15’in kameraları da birbirine yakın, hepsi memnun eder.

O yüzden en mantıklısı fiyat/fayda açısından 13.
0
orient blue
(14.04.24)
@orient ama 13'ün yıllık maliyeti 9250 TL. 15'in ise 8666 TL. Hem de 15 alınca yeni telefon almak sebebiyle gelen bir keyif de var.
Neden 13'ün sizin açınızdan öne çıktığını anlayamadım.

Ben fiyatlara yıllık maliyet olarak bakıyorum, bir kerelik yüksek-düşük fiyat olarak bakmıyorum.
0
🌸michael_knight
(14.04.24)
yanıt vermek için giriş yaptım.

bende böyle bakarak android fancılığımı kenara bırakıp s20 fe den bu cihaza geçtim. kalite evet. ve yine evet ki bu mantıklıydı. son taksidi bu ay ödeyeceğim. yıllık maliyet yüksek görünse de 1 yıl sonra dahi bu fiyatın çok üstüne satabileceğimi düşünüyorum. öyle olmasa dahi yeni bir iphone kullanıcı oluyorsun. bence son seriden devam. yeni modelin çıkmasına yarım yıl var.
0
baldan kaymak
(14.04.24)
@dissendium
Anneme en üst iPhone alma sebebim yıllık maliyet olarak onun en ucuzu olması.
Annem telefonunu güzel kullanır, kırılmaz, çizilmez, bozulmaz. Ondaki telefon kullanım ömrü boyunca yaşar genelde. Yıllık maliyetinin daha ucuz olmasına ek olarak en yeni iPhone'u almanın keyfi de olacak. Kamerası annem için çok önemli değil, o kadar özenli fotoğraflar çekmez.

Daha savurgan olduğum için değil daha tutumlu olduğum için pahalı olanı tercih ettim.

@baldankaymak iPhone alma konusunda bir tereddüt yok. Anneme daha ucuz diye android aldık. 2 yıl olmadan saçmalamaya başladı. Sonunda hem daha kalitesiz hem de daha pahalıya geldi o iş. Youtube izlerken telefon çalamıyor vs.


Ek: Çok yanlış bir düşünme şeklim mi var ki orient ve dissendium'a 15 seçme sebebimi doğru aktaramadım?
0
🌸michael_knight
(14.04.24)
ben s serisinden memnundum.

ama fiyatı iphone 11 ile aynıydı. sonrasında ne mi oldu iphone 11 2 katı fiyatına çıktı. s serisi cihazım yerinde kaldı. donma kasma yaşamadım.

s serisi bakabilirsin fp arıyorsan. ama yine de iphone değer kaybı az.
0
baldan kaymak
(14.04.24)
ben sizi anladım fakat 13 ile 15 arasında ne tasarım, ne performans, ne de kullanım deneyimi açısından anlamlı fark var. iki cihazı sadece ekranlarını görebileceğiniz şekilde önünüze koysalar farkı anlamazsınız (aynı anda test edip 15’in daha hızlı olduğunu görmezseniz). o yüzden pahalısını almanın bir anlamı yok. aradaki hız farkı da gündelik hayatta anlamı olmayacak kadar az.

yıllık maliyet hesabı da finansal açıdan yanlış. önemli olan toplam cebinizden çıkan para. gerçi enflasyonu dahil edip ona göre hesaplamak lazım ama çok büyük farklar yaratmaz bu miktarlarda. o yüzden cebinizden çıkan toplama bakın. birine 37 bin, diğerine 52 bin veriyorsunuz ve ikisi de pratikte aynı telefon. en yeni telefonu kullanma keyfi de pek anlamlı değil zira 5 ay sonra yenisi çıkacak.

siz bilirsiniz tabii.
0
orient blue
(14.04.24)
yıllık maliyet hesabı finansal açıdan doğru.

size iki anlaşma önerseler:
1) 6 yıl sabit tutar
2) 3 yıl sabit tutar sonra değerleme

böyle bir ortamda hangisini tercih ederdiniz?

sadece yenisini alırım yanıtınız var ise 2.tercih edilir. siz uzun vadede üzmeyecek bir çözüm arıyorsunuz annenize. her halükarda mantıklı çözüm 1 yani iphone 15 olurdu.
0
baldan kaymak
(16.04.24)
ucuz olsun diye dandik android alıp 2 sene sonra bozuldu diyip, 7 sene kullansın diye iphone 15 düşünmek çok mantıklı değil. Geçen senenin samsung amiral gemileri gayet hesaplı şu an. Onları da minimum 5 sene kullanırsınız. Telefonu ikinci elde satma planınız da olmadığına göre sizin için daha kârlı olur.

Bence iphone almanın androide göre tek mantıklı yanı ikinci el fiyatı. Ben hayatımda hiçbir telefonu ikinci el alıp satmadım, böyle bir niyetim olsa istemeye istemeye iphone alabilirdim belki. Onun dışında annenizi minimum 5 sene sorunsuz götürecek telefon olarak galaxy s23 serisine bakabilirsiniz.

İlla iphone olsun derseniz de anneniz iphone 13'ü niye 5 sene kullanamıyor onu da anlamadım. 4 sene dolunca telefon kendini imha mı edecek? Güncelleme almayı kesse bile minimum 2 sene daha kullanılıyor iphonelar gibi gözlemledim hep. Ama sizin 15 alasınız var gibi, o zaman onu alın içiniz rahat etsin
0
nundu
(16.04.24)
@nundu Android-iOS konusunda kararımızı verdik. Tüm dünyada tarafların tartıştığı, biraz da takım tutma haline gelmiş bir konu. O konuda sizin de benim de fikrimiz aynı kalacak.

13'ü belki 5 sene de kullanabilir ama ben hesaplama yapmak için toplam ömrü çıkışından itibaren 7 sene olarak hesapladım. Hesaplama yapabilmek için bir kullanım yılı tahmin etmem gerekiyordu, o şekilde tahmin ettim.

Bütün bu hesaplamayı yaptıktan sonra farkettim ki iPhone 12 ile iPhone 13'ün işlemcileri aynıymış. Tüm hesabım şaştı, kafam karıştı.
0
🌸michael_knight
(16.04.24)
(3)

İstanbuldan Mersin'e giderken nelere dikkat etmeli

sorucu
Hiç karayoluyla bu kadar uzun seyahat etmedim. İstanbul'dan arabayla yola çıkıp Mersin'e varmayı planlıyorum. Tavsiyelerinizi bekliyorum. Yani planım şöyle...Cumartesi İstanbul'dan çıkıp Ankara'ya giderip orada bir öğretmenevi bulup kalırım. Akşama kadar gezilecek bir yer varsa gezerim. Pazar sabahı
Hiç karayoluyla bu kadar uzun seyahat etmedim. İstanbul'dan arabayla yola çıkıp Mersin'e varmayı planlıyorum. Tavsiyelerinizi bekliyorum. Yani planım şöyle...

Cumartesi İstanbul'dan çıkıp Ankara'ya giderip orada bir öğretmenevi bulup kalırım. Akşama kadar gezilecek bir yer varsa gezerim. Pazar sabahı da oradan yola çıkıp Mersin'e giderim. Şurada kalsan daha iyi, şuradaki kebaptan kesin ye, yanına şundan almayı sakın unutma gibi tavsiyeleriniz varsa bekliyorum.
0
sorucu
(14.04.24)
İstanbul- Ankara ve de Ankara - Mersin arası hep otoban. Cumartesi sabah çıkıp akşam rahat rahat Mersin'de olursun. Ben olsam Ankara'da konaklamam.
0
etna
(14.04.24)
etna +1. O kadar rahat bir yolda ben de konaklamazdım. E Mersin'e gitmişken haliyle tantuni kesin yenmeli, seviliyorsa ciğer. Turnib Şalgam'ı da yoolunuz düşerse denemenizi öneririm.
0
en bi orijinal
(14.04.24)
Eğer 65 yaşın üzerinde değilseniz bu yolu bir günde gitmekte zorlanmazsınız.
Mümkün olduğunca erken kalkıp yola çıkın (mesela 6-7 gibi)
Yolda 2 saatte bir mola verin, bacaklarınızı açın, suyunuzu için, seviyorsanız kahve için. Sonra yine devam.
0
michael_knight
(14.04.24)
(5)

Kredi kartı aidatı yasal mı ve iadesi nasıl talep edilir?

anaphylacticshock
Merhaba, Ziraat Bankası'nın BANKKART COMBO gold kredi kartını kullanıyorum. Hem maaş hesabım hem de kredi kartı hesabım tek kartta. Kredi kartımın Nisan ayı dönemine KART AİDAT ÜCRETİ adı altında yüklü bir mebla yansıtmışlar. Kart aidat ücreti kesintileri yasal değil ve iadesini talep etme hakkımız
Merhaba,

Ziraat Bankası'nın BANKKART COMBO gold kredi kartını kullanıyorum. Hem maaş hesabım hem de kredi kartı hesabım tek kartta.

Kredi kartımın Nisan ayı dönemine KART AİDAT ÜCRETİ adı altında yüklü bir mebla yansıtmışlar.

Kart aidat ücreti kesintileri yasal değil ve iadesini talep etme hakkımız var diye biliyordum ancak internette yasal deniyor.

Normalde her sene düşük bir miktar kesilirdi ama bu sene çekilen miktar gerçekten fazla geldi.

Yıllık aidat adı altında kesilen bu tutarlar gerçekten yasal mı?

Bu yıl ve önceki yıllarda kesilen aidat ücretlerinin iadesini toplu olarak talep edebilir miyim?

Bunun için nereye başvurmam gerekir?

(Bankayı aramadım. Arasam ne diyecekleri belli. Aylık belli bir tutar harcama karşılığında kesilen aidat ücretini puan olarak yansıtma kampanyası yapmışlar. Ben puan değil kesilen tutarların iadesini talep etmek istiyorum.)
0
anaphylacticshock
(13.04.24)
Her banka taksiti, kampanyası, puanı vesairesi olmayan aidatsız bir kart çıkarıyor. Bu kartları dışındaki kartların aidatı var. Ziraatin Bankart'ının da aidatı var.

Bankalar genelde telefon açıp, iptal ettiririm haa diye tehdit edip aidatını geri isteyen müşterilerine, eğer bankaya para kazandıran bir müşteriyse, bu seferlik deyip aidatın bir kısmını iade ediyorlar veya puan veriyorlar. Genelde de blöfü görüp kartı iptal işlemi yapıyorlar.

Ziraat Bankasının hiiiç o diyaloglara girmeden direkt kartı iptal edeceğini düşünüyorum ama bir şansını dene istersen.

Bu arada Ziraatin Bankkart Mobilde aidat iade sekmesi var. Orda 6 ay süreyle belirlediği kadar karttan harcama yaparsan aidatını otomatik iade ediyor. İadesi puanla mı oluyor onu bilmiyorum ama puanları da yine mobilden harcamalarını sonradan ödeme olarak kullanabiliyorsun. Diğer bankalar gibi şu tarihte veririm şu tarihe kadar harcamazsan keserim. o arada da sadece anlaşmalı yerde kullanabilirsin saçmalığı Ziraatte yok.

Ben bütün kredi kart sorularında Ziraat güzellemesi yapıyorum da seviyor muyum ben bu bankayı nedir :)
0
Mirket
(13.04.24)
Bahsettiğiniz durum mevduat hesaplarındaki "hesap işletim ücreti" konusundaydı. Kredi kartlarında durum biraz daha farklı. Sizin kullandığınız tarzda adında gold, platinum vb. ibareler olan kartların sağladığı bazı kampanyalar ve ekstra indirimler ya da ne bileyim özel danışmanlık hizmetleri falan oluyor. Kartın prestijine göre ambulans ya da taksi hizmeti veren falan bile var. Bunlara binaen bu tip kartlardan aidat alıyorlar ya da belirlenen tutarda minimum harcama taahhüdü veriyorsunuz. Ancak çoğu bankanın temel seviyede çıkardığı, sadece kredili harcama yapmaya yarayan ve çok bir numarası olmayan kartları da var. Onlardan almayı düşünebilirsiniz.
0
akhenaten
(13.04.24)
Tuketici hakem heyetine yaz yasal degilse iade olur zaten. (Bu sekilde iade alan gördüm ama ayrıntısını bilmiyorum)
0
sanguine mcqaer
(13.04.24)
Kredi kartı aidatı yasal.
Tüm bankalar "Aidatsız Kredi Kartı" çıkarmak zorundalar, çıkardılar. Onlara geçebilirsiniz.

Bankayı arayıp onlarla aylık belli bir tutar vs. gibi pazarlık yapabilirsiniz. Aslında banka bunu yapmak zorunda değil ama sizi kaybetmemek için yapıyor.
0
michael_knight
(14.04.24)
burdan aldım çok kez www.turkiye.gov.tr
0
ShadowOfMoon
(14.04.24)
(5)

Erkekler ve beyaz yalanları (sorum erkeklere)

gnosis
Başlığı gönül işleri olarak açtım ama sadece sevgili-partner olarak değil, genel olarak erkekleri kastediyorum. Çevremdeki erkekler: sevgili, arkadaş, iş arkadaşı, baba, abi, amca...hepsi sürekli ufak tefek yalanlar söylüyor. Genelde bir işi yapmamak, savsaklamak, yaptığı yanlışı başkasının üstüne a
Başlığı gönül işleri olarak açtım ama sadece sevgili-partner olarak değil, genel olarak erkekleri kastediyorum. Çevremdeki erkekler: sevgili, arkadaş, iş arkadaşı, baba, abi, amca...hepsi sürekli ufak tefek yalanlar söylüyor. Genelde bir işi yapmamak, savsaklamak, yaptığı yanlışı başkasının üstüne atmak için yapıyorlar. Sonra bu ortaya çıksa da kabul etmiyorlar. Ben kavga da çıkacak olsa doğruyu söyleyip pazarlık yapıyorum ama çevremdeki erkekler her şeyden yalanla sıyrılıyor.
Siz de böyle yalanlar söylüyorsanız, konuşup anlaşmak yerine sizi yalana iten nedir? Çalıştığınız yerde de aynı şekilde yalan söylüyor musunuz?
0
gnosis
(05.04.24)
Ben söylemiyorum.
Yalan söylemenin erkek ya da kadın için ayrımı yok bence.

Ha ama illa cinsiyet açısından bakacaksak, istersen yalan söyleme ve benzeri konuların istatistikleri araştırmaları internette mevcut. Kadınlar açık ara farkla önde.

Çalıştığım yerde de hiç bir erkeğin iş ile ilgili bir yalan söylediğine şahit olmadım. Vardır illaki ama ben şahit olmadım.
0
sorularimicinfeykhesap
(05.04.24)
Kendi çıkarıma olacak değil de başka birilerinin huzuru, çıkarı için yalan değilse de bilgi sakladığım oluyor.
Çalıştığım bir yerde biri diğeri için "bu gerizekalı o işi beceremez" derse mesela diğer kişiye "X bu işin yetişmeyeceğinden endişeli" diyorum. Yalan söylemek dediğiniz bu mu bilmiyorum.

Bence erkekler çatışmaları daha fazla önlemek istiyor. Çünkü çatışma çıkınca ciddi bir kayba uğruyor (Kavgayı kazanan taraf olsan bile 2-3 yumruk yersin)
Kadınlarsa çatışmaya girmek konusunda daha hevesliler çünkü daha az kayıp yaşıyorlar.

Yalan söyleme konusunda kadınların daha önde olduğunu sanıyorum. Mesela toplumumuzda pek çok erkek sevgilisiyle buluşmaya gittiğini söylemeye çekinirken pek çok kadın bunu saklamak zorunda. Bunun gibi sebeplerle büyürken kadınlar yalan söyleme konusunda daha antremanlı oluyor diye düşünüyorum.

Yine de insanları hele de ofisteyken kadın-erkek olarak çok ayırmıyorum kafamda.

Hatalı olduğunu kabul etmemek kadın veya erkeğe has değil bence. Pek çok insanda var. Haksız mıyım?
0
michael_knight
(05.04.24)
Çalıştığım yerde de yakın arkadaş çevrem hariç çevremde de kadınlar çatır çatır yalan söylüyor ama yakalanınca adı "yalan" olduğu için böyle geçmiyor tabii ki. Erkeklerde yalan söyleme mekanizması daha yeni yeni gelişiyor. O yüzden hem sıkça yakalanıyorlar hem de yalanları (satışçılar ve reklamcılar hariç) çok başarılı değil.

Ben yalanı sevmem. Neredeyse hiç söylemiyorum da. Belirli başlı durumlarda yalan söylüyorum. Özellikle konuşup anlaşmak istemediğim kişilerle "he deyip geçmek" ya da aileme bir konuda detay vermemek vs. gibi herkesin söylediği yalanlar onlar da. Yani berbat kesilmiş bir saç için güzel ya da olmuş demem ama bok gibi olmuş da demem. Fuckbuddy'mle buluşacaksam "arkadaşımla buluşacağım" derim. Depresyonda olsam da "iyiyim" derim. Bir sebeple bir yere geç kaldıysam dert/sebep anlatmak yerine süreyi daha kısa söyleyip gelmek üzereyim falan derim. Söylediğim yalanlar bunlar.

İnsanlarla uğraşmak bir şey anlatmaya çalışmak yoruyor.
0
nawar
(05.04.24)
biz erkekler genel olarak yalan soyleyemiyoruz, soyleyemedigimiz icin erkekler cok yalan soyluyor diye bir kanaat var. zaten yalan denilen kavram, basarisiz oldugunda ortaya cikan birsey, ortaya cikmayan yalanin yalan oldugunu soyleyenden baska kimse bilmiyor ki.

peki neden yalan soylemeye calisiyor bu erkekler? tartismadan kacinmanin en kisa yolu oldugu icin, bunda da basarili olamiyoruz zaten.
0
emrahday
(05.04.24)
bu erkeğin doğasında var. bence hala avcı toplayıcı ruhumuz var. bir erkek her zaman kendini olduğundan fazla gösterir. yalanda bunun bir parçası
0
100binZar
(11.06.24)
(12)

Yurt dışında altın

michael_knight
Kuyumcudan çeyrek, gram altın alıyoruz ya biz para biriktirmek için;yurt dışında (doğumuzdaki ve batımızdaki ülkelerde) bu şekilde altın alınıyor mu?Yatırım veya biriktirme amacıyla aldıkları fiziki bir ürün var mı?
Kuyumcudan çeyrek, gram altın alıyoruz ya biz para biriktirmek için;
yurt dışında (doğumuzdaki ve batımızdaki ülkelerde) bu şekilde altın alınıyor mu?
Yatırım veya biriktirme amacıyla aldıkları fiziki bir ürün var mı?
0
michael_knight
(04.04.24)
Geçenlerde bu sorunun benzeri sorulmuştu. Yurt dışı deneyimli biri "onlar altın vb. almaz, enflasyon olmadığından bu tip şeyler orada değerlenmez. Hisse senedi alırlar, yatırım denince onlar bunu bilir" benzeri bir şey söylemişti, aklımda kalanlar bunlar.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(04.04.24)
@zaman Yurt dışı sadece Avrupa ve ABD'den oluşmuyor ki.
İflas etmiş devletiyle Lübnan var, yasaklarla dolu İran var, düğünlerini altınlara boğan Hindistan var, parası çuvallarla taşınan Venezüella var. Daha pek çok ilginç ülke var. Mesela göçmenler genelde yanlarında sadece altın veya dolar taşıyorlar sanırım.
0
🌸michael_knight
(04.04.24)
yurt disi dediginizi butun dunya ulkelerini kapsayacak sekilde soruyorsaniz, 200'un uzerinde farkli cevap verilebilir bu soruya. bazi ulkelerde altin aliniyor, bazi ulkelerde alinmiyor.
0
icim urperiyor
(04.04.24)
bizde ziynet yaygın olduğu için sistem biraz farklı, çeyrek, yarım vb altınlar 22 ayar oluyor. bunların saflık derecesi 916.66. 24 ayar bilezikler ve külçe altınlar ise 995 saflıkta oluyor. gördüğüm kadarıyla avrupa'da bunlar değil genellikle saflığı 999.9 olan külçeler alınıp satılıyor. satış yapan web siteleri ve kuyumcular var ama bizdeki gibi yaygın olduğunu düşünmüyorum ben de.

www.bullionbypost.eu
0
engelbert humperdinck
(04.04.24)
Arap ülkelerinde ve Hindistan'da bizden daha fazla bu merak. Takı olarak da aşmış durumdalar. Birleşik Arap Emirliklerinde bir kuyumcu görsen, bizdekilerin haline acırsın. Som altın elbise falan satıyor adamlar.

Avrupa ve Amerika hisse senedi biriktiriyor anladığım kadarıyla. Amerikada, bizdeki gibi bankada vadeli mevduat alışkanlığının olmadığını, Bizdeki emeklilik fonuna benzer fonların çok yaygın olduğunu okumuştum.
0
Mirket
(04.04.24)
Fransa'da hayatımda görmedim duymadım. Ayda yılda bir tane böyle altın alan satan yer görebiliyorum. O yüzden en azından Burası için yaygın diyemem. Zaten finans forumlarinda ya da redditte bir kere bile altın al diyen görmedim hiç.
0
logisticsmanager
(04.04.24)
Ülkesine ve ekonomiye bağlı olarak değişir.

Örneğin ABD'de altın kavramı kültürel olarak yoktur, fakat USD enflasyonu olunca CostCo (supermarket) şubelerinde külçe altın satmaya başladı ve milyarlarca dolarlık satışlar yaptı.
0
alfired
(04.04.24)
dubai'de altin otomati bile var.
0
Sour
(04.04.24)
Büyük ihtimalle emtia fonu falan alıyorlardır.

Fakat fiziksel de var yok değil, sadece alış satış arasında yerel yerlerde aşırı fark oluyor diye duymuştum.
www.bullionbypost.co.uk

Aslında düşününce döviz dönüşümü için de hayvan gibi fark var burada.
0
nhk ni youkosu
(04.04.24)
bankada yatan paradan yüksek vergi aldıkları için herkes bir şekilde borsa, fon vb. birşeylere giriyor diye duymuştum.
bir de halkın coğunluğu müstakil, fazla korunaklı olmayan evlerde oturdukları için de altın, ziynet fazla tutmuyorlar muhtelen.
0
parka
(04.04.24)
ben 2 tane ingiliz arkadaşım olmuştu biri eğitim doktora parası için vs uğraştığı için takmıyordu yatırım birikim falan. diğeri de 2 senelik çalışma geçmişi olmasına rağmen direkt mortgage patlatmıştı onu ödüyordu. müstakil güzel bir ev vardı. maaşından kalanları da premier lig takımının kombinesi, arada bir spain-turkey-greece tatili patlatıyordu. birikimi napacak mesele bu adam?

bizim mentalitemiz de farklı. adam var 2 evi 1 arabası var teknik olarak kendini kurtarmış dersin ama hala korkuyor, gelecek kaygısı yaşıyor. çok acayip. çinliler de böyle.
0
avatar is back
(04.04.24)
Kuzey amerikada gidip fiziksel altin almak kesinlikle Turkiye kadar kolay ve yaygin degil
0
hot potato
(04.04.24)
(2)

English central speaking kursu, haftada 2 mi yoksa 3 gün mü alsam?

sirisum
Fiyati uygun olduğu ve arkadaşımın gelisimini gördüğüm için ben de heveslendim. 8 yıl önce upper intermediate seviyesine kadar cikmistim, simdi a2-b1 arasinda debeleniyorum. Artik pratik yapmak istiyorum, akademik bir kaygim yok, ingilizce konusabiliyorum desem yeterli. Sizce kac gün almaliyim, ders
Fiyati uygun olduğu ve arkadaşımın gelisimini gördüğüm için ben de heveslendim. 8 yıl önce upper intermediate seviyesine kadar cikmistim, simdi a2-b1 arasinda debeleniyorum. Artik pratik yapmak istiyorum, akademik bir kaygim yok, ingilizce konusabiliyorum desem yeterli.

Sizce kac gün almaliyim, dersler 25 dk. Haftada 2 mi 3 mü?
0
sirisum
(03.04.24)
2.
Siz 2 günle başlayın, ileride isterseniz 3 güne de geçersiniz.
Bir anda 3 günle başlamak bunaltabilir o zaman kurs işinden tamamen koparsınız. Bir aceleniz de yokmuş. Keyifle, rahat rahat gidin.
0
michael_knight
(03.04.24)
Bence 3.
0
Amaranta ursula
(03.04.24)
(3)

Premiere Pro aşırı kasıyor.

pianeta
8GB M1 Macbook Air kullanıyorum.Son günlerde Premiere inanılmaz kasıyor. Edit yaparken ara render alana kadar canı çıkıyor makinenin.Media Cache kısmını temizlettim. Premiere’e ayrılmış RAM’i maksimuma getirdim. Edit yaparken önizleme ekranını 1/8’e düşürdüm ama hiçbiri etki etmiyor.Şimdi 8GB RAM ta
8GB M1 Macbook Air kullanıyorum.
Son günlerde Premiere inanılmaz kasıyor. Edit yaparken ara render alana kadar canı çıkıyor makinenin.
Media Cache kısmını temizlettim. Premiere’e ayrılmış RAM’i maksimuma getirdim. Edit yaparken önizleme ekranını 1/8’e düşürdüm ama hiçbiri etki etmiyor.
Şimdi 8GB RAM tabi ki kasar diyeceksiniz ama birincisi normalde bu kadar kasmıyordu. İkincisi dev film kurgusu yapmıyorum. Toplasan 10ar saniyelik 2-3 video atıp bunların üstüne efekt eklemeye çalışıyorum.
Arka planda da herhangi bir uygulama çalışmıyor. Sadece Premiere açık.

Var mı bu programı rahatlatmanın ve daha rahat çalıştırmanın başka bir yolu ya da ipucu?
0
pianeta
(03.04.24)
Kullandığınız videoların codec'leri de önemli.
Ne kadar sıkıştırılmış bir codec kullanırsanız o kadar zorlanır.
0
michael_knight
(03.04.24)
update ettiysen bir ihtimal son versiyonda s.çmış olma ihtimalleri var. Bir önceki versiyonu dene derim. Reddit'te i9 işlemcili bilgisayarı kasan da duydum çünkü bi gariplik var. Ben genelde hemen (ve bir proje üzerinde çalışırken) update etmem.

Ham dosyalarını prores veya h264 bile yapsan rahatlaması lazım. H265 ile çalışma (gerçi m1 air bile onu havada karada işliyor ama kısa çözüm bu olabilir)

üzerine eklediğin şey harici bir plugin vs. ise, onun sıkıntısı da olabilir. Örneğin essential graphics'e eklediğin bi animasyon vs. programı patlatıyor olabilir. Daha önce yaşadım.
0
nhk ni youkosu
(03.04.24)
Yukaridakilere ek olarak, macos guncellemesi geldiyse onu da yapin.
0
brkylmz
(03.04.24)
(9)

yurtdışı acenta üzerinden türkiye'de tatil rez. etmek hk

avatar is back
bilindik iyi otel zincirlerinden biri üzerinden 1 haftalık antalyadaki bir otelin tl karşılığı 33k, aynı oteli tr üzerinden kendim yapmaya çalışınca 60-70k istiyor 7 gece için. ben yurtdışı site üzerinden satın alıp bilgilerimi girip ödemeyi yapmak istiyorum ama bunlar girişte hayırdır birader sen y
bilindik iyi otel zincirlerinden biri üzerinden 1 haftalık antalyadaki bir otelin tl karşılığı 33k, aynı oteli tr üzerinden kendim yapmaya çalışınca 60-70k istiyor 7 gece için. ben yurtdışı site üzerinden satın alıp bilgilerimi girip ödemeyi yapmak istiyorum ama bunlar girişte hayırdır birader sen yabancı değil, no türko falan demesinler? ya da en kötü odayı verirler falan elimde bavulla milletle kavga etmeyi asla istemem.

daha önce yapan eden var mı? tecrübelerinize ihtiyacım var.
0
avatar is back
(03.04.24)
Bizzat denemedim ama okuduklarima gore; giriste o ulkenin pasaportu ve gidis donus ucak bileti soruyorlarmis.

Donanimhaberde bi kac kisiden de aradaki farki istemisler, aksi takdirde iptal edicez falan demisler
0
brkylmz
(03.04.24)
bunun sebebi nedir peki? ben niye adamların 2 katı ödemek zorundayım? döviz getiriyorlar diye teşvikleniyorlar mı nedir? turistler bizim kadar harcama yapan tipler de değil. neden yahu
0
🌸avatar is back
(03.04.24)
Pasaport istiyorlar +1
Sebebi farklı ülkelere farklı fiyatlarda satış yapıyor olmaları. Bir de o yabancı ülkede satış hakkı verdikleri acentelere bu yerleri daha önceden toplu şekilde ucuza satıyorlar.

Almanya'daki adamın gidebileceği 20 tane Antalya var, daha ucuz olup o adamı kapmaya çalışıyorlar.
Türkiye'deki adamın gidebileceği 1 tane Antalya var, mecburen gelecek.
0
michael_knight
(03.04.24)
son sorunuza istinaden, benim bildigim kadariyla bunun nedeni o dediginiz fiyatlara ya da altina cok onceden yurt disindaki tur sirketlerine satiliyor odalar, ya da rezerve ediliyor, toplu satis gibi yani, bu nedenle saniyorum. emin degilim. ayrica, oturum izni vs. istediklerini okudum ben de.
0
kassiopeia
(03.04.24)
Acenta satarken gelis gidis ucak bileti, havaalani transfer falan da satiyordur. Onlari da almak zorundasindir yaninda. Booking tarzi bir site mi bu yalnizca otel konaklama satan?
0
freedonia
(03.04.24)
daha önce de tartışılan konuya geliyor o zaman. koca turizm ülkesinde yok mu önceden ucuza bunları alacak turizm şirketi vs? onlar niye ucuza satamıyor?

@freedonia, evet ister flight + hotel ister sadece hotel hizmeti var.
0
🌸avatar is back
(03.04.24)
oteller çalıştıkları acentelerin marketlerine göre fiyat verirler ve önceden ödeme alırlar.

örneğin yaz ayları için odanın geceliğini x miktar euro üzerinden kasım-aralık ayından satarlar ve parasını peşin alırlar. devamında elinde kalan odalar için güncel fiyatları ve ekonomik şartları değerlendirerek yeniden bir fiyatlandırma yaparlar ve satışa başlarlar.

marketlere göre fiyatların verilmesinin sebebi oteldeki misafir popülasyonunun devamının sağlanmasıdır. amerikan ve rus misafirler uzun tatillerde beraber konaklamayı pek sevmezler ve muhakkak bazı problemler çıkar. ayrıca gurbetçi olarak lanse edilen misafirleri de çoğu otel artık konaklatmak istemez çünkü her zaman astarı yüzünden daha pahalıya gelir. böyle sebepler birikir ve otelciler de kendilerine en az problem çıkaran, her şeyiyle hitap edebildikleri ve daha memnun edebildikleri misafirleri konaklatmak isterler.

bütün bu sebepler birleşince iletişime geçtiğiniz bir otel size hitap etmiyorsa ve doğrudan yüzünüze gelmeyin diyemeceği için fiyat vb sebeplerle rezervasyon almak istemezler. acentelere de belirli marketlerde uygulanması şartı ile indirim vererek belirli bir kitleyi tutmak isterler.

lütfen bunu ayrımcılık, kayırmacılık gibi düşünmeyin. rus misafirlerin alanya, ingilizlerin kuşadası-marmaris, bizim gençlerimizin kabak koyu ve çıralı bölgeleri gibi tercihleri nasıl varsa otel olarak da böyle gruplaşmalar, tercihler ortaya çıkabiliyor.

otelcilik özellikle son yıllarda daha çok tercih edilmeye başladığı için bu farklılıkları maalesef yeni keşfediyoruz. örneğin bir şehir otelinde bu bahsettiklerim tamamen geçersizdir. ayrıca +500 yataklı otellerde de fazla dikkat edilmez. ama ara sınıfta kalan ve niş hizmet vermeye çalışan oteller misafirlerini korumak için dikkat etmek zorunda kalıyorlar.
0
bravoteam
(03.04.24)
ben bunun illa acente ile ilgili olmadığını kendime kanıtladım. Şöyle ki hiç aracı kurum olmadan, otelin websayfasına İngiltere'den girince 1500 pound çıkıyorsa Türkiye'den girince aynı tarih aynı oda 2000 pound karşılığı TL çıkıyor. İkisinde de uçak vs. yok dümdüz otel rezervasyonu, kendi sitesi.

Pasaport istemeleri ilginç yalnız, ben mesela İngiltere'deyim şu an, oturma iznim/kartım var onu gösterebilirim onlara ne. Hadi acentelerin önden odaları kapatmasını anlayabiliyorum ama kendi websitelerinde bile böyle fark olması çok acayip.

ve şu da garip, ben gerçekten İngiltere'den gelsem İngiliz vatandaşı değilim diye kabul etmeyip 500 pound daha vereceksin mi diyecek :D Ben siteden bakınca düşük fiyatı görüyorum çünkü. Araştırmasam Türkiye'de yükseğe satıldığını görmem bile.
0
nhk ni youkosu
(03.04.24)
@nhk ni youkosu büyük otellerden bahsediyorsanız web sitelerindeki rezervasyon motoru olsun, çağrı merkezi olsun, sosyal medya hesapları olsun, bir yerden sonra en çok çalıştıkları acenteye, tur operatörüne devredilir. bundaki amaç da reklam giderlerini azaltmak, çağrı merkezi ve rezervasyon personelinden kurtulmak (özellikle de gece saat 04:25'te sosyal medyadan sadece fiyat? yazıp gönderen ve anında cevap alamadığı için otelin google yorumlarına, tripadvisor sayfasına, şikayetvar sitesine ve daha bir çok yere yazan işsiz ev hanımları ve gece aylaklarından kurtulmak da giriyor.)

uzun lafın kısası misafir portföyü belli olan ve ortalama %75 doluluğu yakalayan oteller bir süre sonra ilk zamanlardaki heyecanlarını kaybediyorlar. zaten kalan %25lik kısım patronlar, ticari ilişkileri olan firmalar, hatırlı kimseler tarafından dolduruluyor.
0
bravoteam
(04.04.24)
(15)

Neden muhtar olmaya çalışıyor insanlar?

michael_knight
İnsanlar neden muhtar olmaya çalışıyor?Muhtarlar rüşvet mi alabiliyor ne yapabiliyor? Özellikle şehirler için soruyorum ama köylerdeki sebebini de merak ediyorum.
İnsanlar neden muhtar olmaya çalışıyor?
Muhtarlar rüşvet mi alabiliyor ne yapabiliyor? Özellikle şehirler için soruyorum ama köylerdeki sebebini de merak ediyorum.
0
michael_knight
(03.04.24)
Muhtar Maaşları ve Ortalama Maaş Bilgileri - Kariyer.net www.kariyer.net
0
but that was just a dream
(03.04.24)
bedavadan maaş, silah taşıma ruhsatı, arada bir reisle yemek :) köylerde az biraz forsu da oluyor muhtarın
0
mustafakesekci
(03.04.24)
Muhtarlar 17.002 TL alıyor diye biliyorum. Maaş dışında başka bir gelirleri mi var?
0
🌸michael_knight
(03.04.24)
köydeki adam bağ bahçe hayvanla uğraşıyor parasını kazanma peşinde oluyor zaten. evi var arabası var traktörü var. ee bir de muhtar oldu mu yılda kılçıksız +200k tl para havadan. çok cazip onlara. şehirdekiler de öyle aslında. ek gelir kafasıyla bakıyorlar. bizim mahalledeki muhtar teyze eşiyle esnaf oysa. havadan 17k az mı hojam sen söyle
0
avatar is back
(03.04.24)
gule gule
(03.04.24)
Emekli insanlar için meşgale, mahalleliyle sosyalleşme, ufak da olsa hizmet sağlayabiliyosun, sağladığın en ufak hizmette hürmet görüyosun vs yani emekli olsam siyasete girmek için keyifli bi yol bence.

Mesela bizim ilçe belediye başkanının programını izliyodum yerel bi tv kanalında seçim öncesi. Muhtarlar çok önemli, bizim yapacağımız projelerin çoğu onlardan gelen taleplerle oluyor demişti. Muhtarlar işe yarıyormuş demek ki, belki de biz halk olarak mahalle ile ilgili taleplerimizi muhtarlara iletmeye başlamalıyız :D
0
nundu
(03.04.24)
bizim köyün muhtarı var kazanmak için uçakla seçmen getirtiyor, köyü ele geçirmiş şehirden gelen minibüsü kaldırıp kendi fahiş fiyata taksicilik yapıyor. köydeki adam için asgari maaş aşııırııı çok bir para.
0
eja
(03.04.24)
Muhtar dediğin adam ger partinin ilçe başkanını, kaymakamı, belediye başkanını aracısız görebilen, bunlarla samimi olabilen biri. Bu sayede her işini görebileceği gibi işi olanlara aracı da olabilir. Ciddi bir gelir kapısı olabilir yerine göre.
0
dre mithatoğlu
(03.04.24)
zaten bir dolu sebep yazılmış ama asıl başka bir sebep var. köylerde ve şehirlerin kırsal bölgelerinde (örnek İstanbul Beykoz Karlıtepe) birileri gelip gelip devlet arazisine çöker. bu dağıtımı muhtar yapar.
0
co2s2
(03.04.24)
statü her şeydir
0
benarrivo
(03.04.24)
statu +1. sonucta insanlar sirf mahallelerinde/koylerindeki insanlara gosteris yapmak icin sacma sapan arabalar aliyorlar guclerinin otesinde. muhtarlik da oyle, hatta daha ucuz.
0
hot potato
(03.04.24)
Köylerde maalesef genel olarak daha çok inat, hırs ön plandadır ve akraba yakınları miras dışında birbirine düşürebilecek şeylerden biri varsa muhtarlık seçimleridir.

Yıllar önce köyde kalan biriyle konuşuyordum seçimler öncesi.sanırım 4-5 aday varmış. Adaylardan birbirine akraba olanlar da var.

+ en azından hangisinin elinden bir iş gelir ? dedim.

- hiç birisi bilmez.

Durum bu.

Bu seçimlerde de bir köyden tanıdıklarımla konuştum. Biri eski muhtar olmak üzere iki aday arasında büyük çekişme söz konusu. evlere ziyaretler, ikna çabaları da var.
Yaklaşık 1 ay önceden adaylardan biri seçim faaliyetlerine başlıyor.
Misafir karşılamalar, ikramlar derken seçime kadar bir çok tanıdığın söylediğine göre harcamalar 700.000 TLyi aşıyor.

Burada mesele belli ki, devletin sağladığı imkanlar, maaş, statü vs haricinde tamamen "inada" biniyor.

Sonuçta ise bu harcamaları yapan aday, (geçersiz oylar hariç) yaklaşık 10 oy fark ile kaybediyor.

Yine kumarda kaybetmek yerine böyle bir mücadele için para harcamak bana göre daha anlamlı.
0
diyecevaplandı
(03.04.24)
Annemin babamın kırk yıllık çocukluktan tanıdıkları muhtar işlem başına para alırdı. Hiç utanmadan.
Neyse ki artık muhtara işimiz düşmüyor.
0
pro9it9is9
(03.04.24)
@pro9it9is9 muhtar tüm mahalleyi tanır ki. O zaman kimden para alacak?
0
🌸michael_knight
(03.04.24)
Köyden yabancı biri arsa alır muhtarı görür. Kaçak yapı yapar muhtarı görür. Muhtarı görmeden ev bile alamazsın. Ama rıza ama başka formul.
0
hunharca ben
(07.04.24)
(5)

yurtdışından telefon getirmeye verilen harç parası

mavicorap
bir daha bu ne zaman değişir? kimi nasıl bağlar?yani şöyle sorayımdiyelim ki şimdi almak yerine bir ay sonra gelen birinden telefon getirmesini istedim diyelim, yine gelen kişinin pasaportu müsait aile üyesi vs...o zamana kadar bu harç miktarı değişir mi yoksa o kadar riskli diil mi bu aralar, neden
bir daha bu ne zaman değişir? kimi nasıl bağlar?
yani şöyle sorayım
diyelim ki şimdi almak yerine bir ay sonra gelen birinden telefon getirmesini istedim diyelim, yine gelen kişinin pasaportu müsait aile üyesi vs...
o zamana kadar bu harç miktarı değişir mi yoksa o kadar riskli diil mi bu aralar, neden sonra gelsin istiyorum çünkü ikinci daha sonra gidecek kişi indirimli alabilme ihtimali var %25 abd fiyatıyla, böylece çok daha hesaplıya gelecek. ama çok anormal bir harç gelir diye korkuyorum.
ne diyosunuz bekliyim mi aliyim mi
bu arada 15 pro almayı düşünüyorum.
0
mavicorap
(02.04.24)
Valla ikincisinden geçtim, şimdikinden bile kork bence.
Dünden itibaren her sabah yeni kararnamelere uyanacağımız bir süreç başladı bence.
0
Mirket
(02.04.24)
Sene sonuna kadar bir daha zam gelmesi sürpriz olur. Hele 1 ay içerisinde %99 aynı kalır.

31.692TL zaten harç. Yuh.
0
pispinti
(02.04.24)
Normalde yılbaşında değişiyor. Son yıl Temmuz'da değiştiği de oldu.
Bence bu yıl Temmuz'da da değişmez çünkü harç zaten çok yüksek, caydırcılığını koruyor.

Ama ABD'den almak pek avantajlı değil.
- iPhone 15 Pro ABD fiyatı 32 bin TL. Harç 32 bin TL. Toplam 64 bin TL.
- Türkiye garantili cihaz 70 bin TL.
Garantisi 1 değil 2 yıl. Herhangi birinin sim kartıyla çalışıyor. İkinci elde satarken normal şekilde satabileceksiniz. Kimseden satın alması için, pasaportuna kaydetmek için rica etmek gerekmeyecek. Anında kullanmaya başlayacaksınız.
0
michael_knight
(02.04.24)
harclar artik astronomik, bir mantigi kalmadi telefon getirmenin.
0
cooperr
(02.04.24)
normalde evet cok super mantıklı degıl ama apple da calısan arkadasımız sayesınde ciddi bir indirimle alacagız oradan. bır de ben telefon cok uzun sure kullanıyorum, satacagımı zannetmıyorum.
0
🌸mavicorap
(03.04.24)
(7)

Yatırım Tavsiyesi?

PhoenixRising
Elimde 1-2 ay kullanmayacağım bir miktar para var. Bunun, %15-20 civarında değerlenmesi için, (risk oranı az olacak şekilde) ne gibi yatırımlar yapabilirim? Sizin fikirleriniz nedir?
Elimde 1-2 ay kullanmayacağım bir miktar para var. Bunun, %15-20 civarında değerlenmesi için, (risk oranı az olacak şekilde) ne gibi yatırımlar yapabilirim? Sizin fikirleriniz nedir?
0
PhoenixRising
(02.04.24)
Benim görüşüme göre 1-2 ayda %15-20 riskli bir yatırım gerektirir. Düşük risk ile ben olsam dolar, euro veya altın almayı düşünebilirim. YTD
0
yagmurlu bir gun
(02.04.24)
2 ay surede %20 kar getirecek, riski az olacak... yokum diyor.

2 ayda hem borsada hem fonlarda %20 kar edilebilir bu cok normal ama bunlar hep risk seviyesi yuksek urunlerdir.

Risk seviyesi dusuk, hatta olmayan, mevduat olur, 50 deseniz yillik 2 aylik % 8 civari getirisi olur. Bundan tabii karin %5 stopaj olarak kesilir.


Para getiren seyin riski olur. Risksiz kazanmak diye bir sey soz konusu degil. Bedava peynir anca fare kapaninda...
0
wallcan
(02.04.24)
1-2 ay içinde %15-%20 kazandıracağını ve riskin de az olduğunu söyleyen biriyle karşılaşırsanız paranızı kaptırmayın.

Yatırım fonları sizin için uygun seçenek diye düşünüyorum.
Fonların 1-7 arası risk oranları var. İstediğiniz gibi bir fon mutlaka vardır.
0
michael_knight
(02.04.24)
2 ay için dolar altın fon gibi emtialar riskli olabilir. süre az olduğu için vadeliye atabilirsiniz. şu an bankalar kapıyı %50'den açıyor.
0
spirit crusher
(02.04.24)
1-2 ay için kesinlike PPF
örnek : www.tefas.gov.tr
hemen hemen her bankadan alabilirsiniz.
0
nuisance2
(02.04.24)
Fiziki altin al
www.youtube.com
0
rentts
(02.04.24)
Risk oranı en düşük getirisi sabirt olarak mevduat faizi daha ne olsun %60 faiz garanti. Dövizin hiç bir cazibesi kalmadı.
0
doharkoman
(02.04.24)
(6)

kariyer siyasetçisine bakışınız nedir?

logisticsmanager
Bir arkadaş belediye başkanı oldu.Yani hayatından siyaseti çıkarırsak bir şey yok. Okuduğu bölüm de dahil. Aileden para olmasa ve bir yerlerden tanıdık vs girmese şu an sıfıra sıfırdı kariyer olarak. Zaten secilmemesi imkansız bir yerdeydi parti gereği, hani odun koysan odun seçilir olayi.Ben nedens
Bir arkadaş belediye başkanı oldu.
Yani hayatından siyaseti çıkarırsak bir şey yok. Okuduğu bölüm de dahil. Aileden para olmasa ve bir yerlerden tanıdık vs girmese şu an sıfıra sıfırdı kariyer olarak. Zaten secilmemesi imkansız bir yerdeydi parti gereği, hani odun koysan odun seçilir olayi.

Ben nedense böyle kişilere güvenemiyorum ve kariyeri siyaset olan, siyaset olmasa aç kalacak kişileri tercih etmiyorum. Bana koltuk için her şeyi yapabilirler gibi geliyor. Onun yerine hayatında geldiği nokta sebebiyle siyasete girenleri tercih ediyorum çünkü çoğu zaten kariyerinde bir doyum noktasında ve siyaset olmasa da kendi kariyer ve hayatları var.

Bu arada bürokrat farklı benim için. Bahsettiğim parti yolu ile girenler.

Evet fikirlerinizi alalım.
0
logisticsmanager
(01.04.24)
kesinlikle katılıyorum. Daha geçen yıl bilmemkaç yaşına gelip görevini bırakmak istemeyenler için aynı cümleyi kurmuştum, bıraksalar başka bir hayatları yok yapabilecekleri bir şey yok. Öyle olunca koltuk sevdalısına dönüşüyorlar.

Bu arada benzer bişeyi akademide de görmüştüm, dışarıda başarılı olan ekstra projeler yapan profesörler çok tatlı insanlarken tek işi üniversite olanlar çok gıcık gereksiz sert tiplerdi.
0
nhk ni youkosu
(01.04.24)
Arkadaşınla kişisel bir meselen var gibi geldi. İyi mühendis, doktor gibi kamu faydasını gözeten biri pekala profesyonel siyasetçi olabilir. Olmalı da. Yoksa bizi avukatlar ve iş adamları yönetecek her zaman.
0
prole
(01.04.24)
Siyasetçi denen kişi büyücü gibi bir şey. Asla uyuşmayacağımız bir insan olsa bile ona oy vermemizi sağlayacak şekilde bizi ikna edebiliyor.

Sizin anlattığınız örnekteki genç için en ideal kariyer siyaset olsa gerek. Eğer milyonlarca liralık arsaları varsa yerel yönetimde etkili olması lazım ki belediye onun arsalarını yeşil alan ilan etmesin, üstünden yol geçirmesin, istimlak etmesin vs. Onun arsalarına imar izni gelsin, daha fazla kat çıkma hakkı gelsin, inşaat yaparken işleri kolay ilerlesin. Belli ki belediye başkanı olmasını kolaylaştıracak network'ü de var. Bu durumda bu kariyere girmek yerine bir yerde maaşlı çalışması garip olurdu.

"Ben kariyer siyasetçisine güvenmem" diyen herkes bir sonraki seçimde kariyer siyasetçisine oy atabilir, hiç şaşırtıcı olmaz. Ben de kariyer siyasetçisine güvenmem. Herhangi bir mesleği bir süre yapıp hayatı oradan öğrenmiş olmasını tercih ederim.
0
michael_knight
(01.04.24)
prole+1
işini düzgün yaptıktan sonra önemi yok. meclis hukukçu dolu mesela, ama hukuksuz ya da hukuka aykırı neler neler oldu son yıllarda.
0
gnosis
(01.04.24)
Kıskançlık diyebilirsiniz herkesin kendi fikri, kişisel niye algilayayim.
Türkiye'de yaşamıyorum zaten napayım belediye başkanı olan adamı, misal bir firmada vp falan olsa o zaman kıskanırdim çünkü oralar benim istediğim şeyler :) sadece hayatımda ilk defa siyasetciyi tanıyorum ve biraz "ya bu mudur yani buranin cikartabildigi kisi" diyorum, sasirtti sadece. Zamanında ekside yazar olduğumu duyunca "su başlığa güzel şeyler yazsana ya" demişti kendisi ile alakalı.


Bu arada olay egitimli olmak değil daha çok siyasetin kariyer olmaması, zaten soruda da bunu demişim. Misal yaşadığı yerdeki olaylara tepki gösterip bu şekilde muhtar olan kişiye daha çok güvenim var.
0
🌸logisticsmanager
(01.04.24)
bir kişinin yaşının veya eğitiminin yeterli olmaması siyasette yükselmesine engel değildir. parti örgütüne emek vermek önemlidir. bir kişinin 30 yaşında olması başarılı bir siyasetçi olmasına engel değildir. gençliklerinden bu yana yıllarca partilere emek vermiş insanlar var. broşür dağıtmış, pankart tutmuş, afiş asmış, ev ev dolaşan insanlar var. yükselmek için de doğuştan gelen yetenekler de önemli. en güncel örneği imamoğlu.
0
paintov
(01.04.24)
(2)

iş görüşmesi

aynose
merhaba, görüşmesine gireceğim pozisyonun işe alım müdürüyle resmi olmayan bi görüşmem oldu. Pozisyon biraz kendini tekrarlayan işlerden oluşuyor ve en son pozisyonda çalışan kişiler burada 1 sene çalışıp burayı sıçrama tahtama olarak görmüşler. Şimdi bu pozisyonda uzun sürede çalışacak ve o motivas
merhaba, görüşmesine gireceğim pozisyonun işe alım müdürüyle resmi olmayan bi görüşmem oldu. Pozisyon biraz kendini tekrarlayan işlerden oluşuyor ve en son pozisyonda çalışan kişiler burada 1 sene çalışıp burayı sıçrama tahtama olarak görmüşler. Şimdi bu pozisyonda uzun sürede çalışacak ve o motivasyona sahip birisini arıyor. Kendisini dinleyecek ve konuşurken kendisini rahat hissedeceği birisini arıyor. Teknik yetenekler iş yaparken öğrenilebilir, o yüzden bilgi eksikliği çok önemli değil dedi.

Ben kariyerimin başındayım ve diğer adaylar benden daha tecrübeli kişiler olacak. Kendimi nasıl pazarlayabilirim? Sanki bu dediği noktalarda onu ikna edebilirsem iş olabilir gibi geldi bana. Asıl görüşmede nasıl bir çerçevede konuşayım?
0
aynose
(31.03.24)
1: deneyimsizim diye ne iş olsa yaparım abi deme.
2: bunun senin için iyi bir fırsat olduğunu, uzun yıllar orada kariyer planı yapabileceğini vs. söyle.
3: müdürle veya organizasyondan başkasıyla resmi olmayan şekilde görüştün diye çantada keklik görme işi. bu işler belli olmaz.
4: çok istiyorsan gir görüşmeye gelen soruları tokatla, işi al.

bol şans.
0
datnet
(01.04.24)
Öncelikle görüşme sırasında karşındaki insanı insanları seversen bu hissin karşıya geçeceğini bil.
Çoğu iş görüşmesinde insanlar adaydan çok kendileri konuşmak, anlatmak istiyorlar. İyi bir dinleyici ol. Anlatmaktan keyif alıyorlarsa onların keyfini arttır.
"Ben uzun süre çalışacağım ve mutlu olacağım bir iş arıyorum. CV henüz yeni oluşuyor ve CV'mde sık sık iş değiştirdiğimin görünmesini istemem" gibi bir söz söyleyebilirsin.
Çok istekli, hevesli, motivasyon dolu olduğunu net kelimelerle belirt görüşmede. Kariyerinin başındaki bir insanda aranan en önemli şey bu. Ama bunları ima etme, yeniden söylüyorum ki net kelimelerle belirt.
0
michael_knight
(01.04.24)
(14)

Konserde Tek Başına

bradshaw
Selam :)Tek konsere gitmedim hiç. Haftaya bir konser var İzmir’de, çok istiyorum ama bilet almadım daha. Çünkü tek gidebilicem ve bistro masa varmış, tek olucam masada. Garip görünür mü sizce? Siz görseniz yadırgar mıydınız veya siz yerimde olsanız gider miydiniz?
Selam :)

Tek konsere gitmedim hiç. Haftaya bir konser var İzmir’de, çok istiyorum ama bilet almadım daha. Çünkü tek gidebilicem ve bistro masa varmış, tek olucam masada. Garip görünür mü sizce? Siz görseniz yadırgar mıydınız veya siz yerimde olsanız gider miydiniz?
0
bradshaw
(29.03.24)
git abi en sallıyosun milleti
0
gule gule
(29.03.24)
Merak etme şişe açmazsan masa vermezler zaten, kalabalıkta araya kaynarsın.
0
kimlanbu
(29.03.24)
Masa alacak şekilde bilet alıcam zaten arkadaşlar, sadece biriyle gitmiycem. Şişr açmalı bir yer değil, bira içicem. Ona göre yorum yapabilir misiniz?
0
🌸bradshaw
(29.03.24)
Gidilir, neden gidilmesin ki? Geçen yaz canlı caz müzik de olan bir yere gitmiştik, masalardan birinde 30lu yaşlarında bir adam oturuyordu. Müzik baslamadan önce içkisini içip kitabını okudu, müzik başlayınca herkesten çok o eğlendi. Ben bütün akşam gıptayla adama bakmıştım; sadece kendisine özel, mis gibi bir akşam gecirdi.

Dolayısıyla çok istiyorsanız gidin ve eğlenin derim.
0
fraise
(29.03.24)
Gidilir. Gidin. Ben görsem yadırgamam, hatta imrenir ve içimden tebrik ederim.

Tek başıma gittiğim birkaç konser oldu o konserlerde çok keyif aldığımı hatırlıyorum. Arkadaşlarla olmak güzel ama tek başınıza olduğunuzda tam olarak müziğe, şova dikkatinizi verebiliyorsunuz. Daha doyurucu oluyor. Bu deneyimlerim büyük konserlerden.
Hem gidilmezse bile (ki gidilir) kendinizle ilgili bunu öğrenmiş olursunuz, bir daha gitmezsiniz.

"Bir kişiye masa vermezler" diyen arkadaşlara tik vermemişsiniz ama doğru söylüyorlar. Hiçbir şey olmasa bir arka masadakiler gelir yanınıza, daha yakından izlerler konseri.

Yine de şarjınız full, kulaklıklarınız cebinizde olsun derim.
0
michael_knight
(29.03.24)
Keşke biri olsaydı diyeceğinizi düşünüyorsanız muhtemelen dersiniz ve zevk almayabilirsiniz. Çekingen, etraftakileri düşünen, göz göze gelemeyen biriyseniz bence konserin tadını çıkaracak şekilde salamazsınız ama işte sizi bilemiyoruz. Prensipte yalnız da gidilir tabii. Görsem yadırgamam. Yalnız çok şey yaptım. Konsere de gittim. Giderim yine.
0
nic cage
(29.03.24)
giderim. de erkeksen bazı mekanlar tek erkek olunca sıkıntı yapıyor ne yazık ki.

ben tek başıma çok metal konserine gittim onlarda sorun olmadı tabii.
0
nhk ni youkosu
(29.03.24)
Garip görünmez, yadırgamam, giderim.

NOT: Başkalarının düşüncelerine bu kadar önem vermekten, kendizi topluma kabullendirmeye çalışmaktan vazgeçin velev ki yadırgasınlar, garip görsünler gönlünüzden geçeni yapın kendiniz için yaşayın (tabii ki sınırsızlığı ölçüsüzlüğü kastetmiyorum toplumun ahlak kuralları,değerleri ve yasal kurallar içinde)
0
doharkoman
(29.03.24)
@doharkoman oturmali bir etkinlik sordum sadece, baskalarinin dusuncelerine “bu kadar” onem verdigim kanisina nasil vardiniz :) genel olarak tek etkinlikler yaparim ama konser ilk defa denk geldi, onu da sormak istedim. Neticede kararimi da verdim, olumlu :)
0
🌸bradshaw
(29.03.24)
Jolly Joker Ankara ve Beşiktaş if'te vip bilet ile gitmiştim. Oturdum Feridun Düzağaç'ımı dinledim. Birinde garson arkadaş şaşırmıştı sadece. Onun dışında kendimi rahatsız hissetmedim.

Yalnız bilet ve rezervasyon konusu önemli. Bazen bistro veya vip bilet olsa da rezervasyon için aramak gerekiyor. Bu barlar sonuçta tiyatro salonu gibi düzenli değil. Bileti olmayıp da gelip şişe açtıran, garsona bi şeyler sıkıştıran, seri köz getirci tayfaya bistro ayarlıyorlar. Öyle bir durumda senin masa yalan olmasın. Ya da yan taraf kalabalık geldiyse sana doğru ister istemez kayarlar. Hangisinde hatırlamıyorum ama birinde geç kalan bir çifti benim masaya almışlardı. Biraz uzakta ama aynı bistroyu kullanacak şekilde takıldık.

Vakitli gidip güzel bir yere oturun. Garson arkadaşa göz kırpıp ilk birayı için. Gerisi gelir zaten. Keyifli oluyor.
0
nickini vermek istemeyen uye
(29.03.24)
Sevdiğim bir şarkıcıysa&grupsa hiç umursamam tek de giderim (gittim, ama masalı değildi ortam)
Kafanızdaki en büyük odak ve konsere dair enn büyük motivasyonunuz o şarkıları dinlemekse, hiç düşünmeden bilet alın, müziğe odaklanıcaksınız nasılsa ortam umrunuzda olmayacak.
0
megalomaniac
(30.03.24)
Hah güzel soru. İlk yurtdışı seyahatime bir konser için tek başıma çıkmıştım. İnsanların ne düşündüğü kimin umrunda?
0
thesomberlain
(30.03.24)
Oha şuna bak tek gelmiş konsere cık cık cık derim :)
0
synesthesia
(30.03.24)
Ben de burda sormuştum:
www.eksiduyuru.com

Sonra çok keyif alınca daha sonra tekrarladım. Evet sevdiğiniz ve iyi anlastiginiz insanlarla gitmek daha keyifli olabilir ama hayat o insanları bekleyemeyeceğimiz kadar kısa.
0
Amaranta ursula
(30.03.24)
(3)

iPhone cahili soruları

etna
Benim hanıma fotoğraf gonderemiyorum. Kapasite dolu diyo ama kapasite böyle (60 gb yer var gibi)https://hizliresim.com/tbxmrs3Burada da hiç alan kalmamış görünüyorhttps://hizliresim.com/j17yx5qİcloud alalım dedik, 50 gb 40 liraydı olmadı. Neden olmadı bilmiyorum.2 tb alalım dedik, girince böyle görü
Benim hanıma fotoğraf gonderemiyorum. Kapasite dolu diyo ama kapasite böyle (60 gb yer var gibi)
hizliresim.com

Burada da hiç alan kalmamış görünüyor
hizliresim.com

İcloud alalım dedik, 50 gb 40 liraydı olmadı. Neden olmadı bilmiyorum.

2 tb alalım dedik, girince böyle görünüyor
hizliresim.com

Burada niye 2 tb görünüyor? Bişey satın almadık?
Birde bu niye pahalı? Aylık 130 tl çok değil mi yaa?
Biz ne yapalım şimdi? Windows pc'ye yedekleme istesem nasıl yapabilirim?
0
etna
(29.03.24)
1- kapasite dolmuş. 473 mb kalmış diyor
2- Alan kalmamış
3- 2tb almışsınız, hayırlı olsun.
4- 130 tl çok değil. Bir kişi değil aile için 130 TL (5 kişiye kadardı sanırım)

iCloud almanız çok iyi olmuş. iPhone kullanmanın en keyifli yanı fotoğraflarımın iCloud'da yedeklenmesi, eşimin ve ailemin konumunu canlı şekilde görebilmek, fotoğraf albümleri paylaşabilmek.
2 TB alanı eşinizle(ailenizle) paylaşın.
0
michael_knight
(29.03.24)
madem 2 tb yer var, neden 460 mb görünüyor?
Anlamadım valla
Nasıl aktif ediyoruz bunu
0
🌸etna
(29.03.24)
iPhone'da yer kalmamış.
iCloud'da yer var.

"Fotoğrafları iCloud'a yükle, telefonda durmalarına gerek yok" gibi bir seçeneği seçmeniz gerek.
Şunu yapmalısınız:
www.apeaksoft.com
0
michael_knight
(29.03.24)
(8)

Soba Zehirlenmesi - Karbonmonoksit dedektörü

michael_knight
Sobalı bir evde birkaç gece kalmamız ihtimali var. 1 yaşın altında bebeğimiz var.Eşim de ben de soba zehirlenmesinden korkuyoruz, sobalı evde hiç yaşamadık.Karbonmonoksit dedektörü alırsam soba zehirlenmesinden %100 korunmuş oluyor muyuz?Linkteki 600 TL'lik ürün bu iş için yeterli mi?https://www.hep
Sobalı bir evde birkaç gece kalmamız ihtimali var. 1 yaşın altında bebeğimiz var.
Eşim de ben de soba zehirlenmesinden korkuyoruz, sobalı evde hiç yaşamadık.

Karbonmonoksit dedektörü alırsam soba zehirlenmesinden %100 korunmuş oluyor muyuz?
Linkteki 600 TL'lik ürün bu iş için yeterli mi?
www.hepsiburada.com

Önerebileceğiniz başka bir çözüm olur mu?
0
michael_knight
(29.03.24)
50 sene öncesine kadar her evde soba vardı ve karbonmonoksit zehirlenmesi binde, onbinde bir olan bir şey.
Zaten bunun olması için de ya lodos olacak ya da biri gelip bacayı tıkayacak.
Gece soba yakmalık hava mı kaldı abi, akşamdan sonra yeni kömür yüklemesi yapmazsın olur biter.
0
Mirket
(29.03.24)
@mirket bayram tatilinde bir kamp alanındaki "oba çadırı" veya ahşap karavan gibi bir konaklama seçeneğine bakıyoruz.
O yüzden hem soba tesisatının düzgünlüğüne güvenemedim hem de yakmazsak çok üşürüz diye düşündüm.
0
🌸michael_knight
(29.03.24)
Karbonmonoksit yarı yanma ürünü. Bacadan geri beslenme, havasız ortam, tam söndürülmemiş yakacak, kurum ile vs. tıkalı boru olmadığı sürece düşük ihtimal +1

Hepsiburada'daki random bir satıcının sattığı random bir ürüne güvenmezdim. +1

Uygun ve bakımı yapılmış bir dedektör elbette işinizi görebilir. Bireysel olarak hiç almadığım için marka fikrim yok. Başka çözüm de yok pek. Havalandırma sistemi de kuramayacaksınız çünkü. Eskiden madenlerde küçük kuşları bulunduruyorlarmış yanlarında, gazdan zehirlenmede onlar bayılınca tahliye yoluna geçiyorlarmış tabii bu da uyanık olmayı gerektiriyor :)
0
nawar
(29.03.24)
Abi ben kendi evime aldım iki kata da sebebi de şömine olması.
O dönem çok araştırdım ve çok fazla çin işi, hiçbir testi olmayan ve sadece amazonda bulunan firmalar var.

Bu sebepten araştırıp merkezi hollanda'da olan smartwares ürünü aldım.

O yüzden Türkiye'de alacaksan en azından nerede üretildiği belli olan, testi olan, firmasının yeri belli olan bir şey al.

Misal baktim ve ben alsam hepsiburadada olanlardan;
Fireangel
Eds
Itek
3mk

Bunlar arkasında firma olan ürünler. Senin attığın bildiğin Aliexpress ürünü.
0
logisticsmanager
(29.03.24)
gece uyumadan önce sobayı güzelce söndürün yeterli.
0
orpheus
(29.03.24)
Yanarken kömür ilave etmeyin derler ,
sadece odun yakmak da olabilir .
0
dunyatuhaf
(31.03.24)
iyi bir marka alırsan, evet, %100 çalışıyor. bizde var. memnunuz.
bunu kullanıyoruz: www.amazon.de
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(31.03.24)
Çok teşekkürler cevaplarınız için.
Bebeği yanımıza almamaya karar verdik.
Öyle olunca da bungalow'da kalmak gereksiz pahalı göründü gözümüze zaten sobadan korkuyorduk. Çadırda kalmaya karar verdik.
0
🌸michael_knight
(01.04.24)
(9)

dolar ne olur?

zalbarath
yerel seçimlerden sonra gidişatı nolur? hemen yükselmeye başlar mı?
yerel seçimlerden sonra gidişatı nolur? hemen yükselmeye başlar mı?
0
zalbarath
(29.03.24)
Ani yükselişler beklenmiyor. Seçim öncesi yapılan yüksek faiz artışı USD'ye talebi kesti şu an bankalar mevduata %60 faiz veriyor usd'nin cazibesi yok
0
doharkoman
(29.03.24)
Seçimlerden sonra ilk hafta düşeceğini düşünüyorum.

Ben hiç ekonomi bilmeyen halimle diyorum ki; "Seçimlere kadar yapacağımız işi bekletelim, dolar alalım, para kenarda dursun" diye düşünen milyonlarca dolar sahibi seçimler bitince o dolarları bozdurup ne iş yapacaksa o işi yapmaya başlayacak.
Normalde parasını faize, borsaya yatıran ama "seçime kadar dolarda duralım, garanti olsun" diyenleri de ekleyince bahsettiğim hacim çok büyük.
Bu sebeple de dolar seçimden sonraki 8-10 gün düşecek diye düşünüyorum.
0
michael_knight
(29.03.24)
yükselir.
0
gabe h coud
(29.03.24)
Bu tamamen yabancı yatırımcının gelmesine , ihracat ve turizme bağlı bana göre. evet seçim öncesi faizlerin yükseltilmesi USD talebini kesme amaçlı yapılan bir hamle olsada, merkez bankasının rezeverleri bildiğimiz gibi ekside.

Sadece faiz yükseltmek taleb azaltılabilir ancak. Mevcut kurdan ihraçatcının şikayetçı olduğu hatta üretim yapan bazı firmaların kurdan dolayı fabrikalarını yurdişına taşıdığını biliyoruz.

Şimdi normal şartlarda ekonomi yönetimi yüksek faiz istemiyor, bunu biliyoruz ancak buna mevbur kalındı

Bana göre kkm denen ayak bağı olmasaydı , seçim sonrası için hem yabancı yatırımcının önünü açmak , hemde ihracatın artması için kesinlikle kur serbest bırakılırdı.

Şu an kurun kaderini belirleyek esas konu kkm bana göre, kkm ye kitili kalanlar bıkıp , kendiliğinden tl ye geçene kadar mümkün olduğu yere kadar kontrüllü kur rejimine devam edecekler.

Hatta seçim sonrası daha fazla rezerv satıp, kur döşüyor dahada düşecek algısı oluşturarak ,seçim öncesi pozisyon almış küçük yatırımcı ve kkm'cilere karşı küçük bir hamlede gelebilir.

Özetle , doların kaderini önce psikoloji ve algı yönetimi sonrada gerçekler belirleyecek.

Güncelleme : Bu arada haber akışları da çok önemli ,bugün Dünya Bankası'ndan 1.5 milyar dolarlık kaynak aldık haberi servis edildi. Bu gibi haberleri sadece haber olarak değil , algı yönetimi açısındanda değerlendirmek gerek. Son olarak fed faiz indirimide kurun artış tarihi ile ilgili çok önemli. mevcut durumda yönetimin fed faiz indirimene kadar bir süresi var gibi , zaten bu sebeple rasyoneliz mesajları veriliyor. Ancak fed fazi indirimi ile birlikte potansiyel yatırım o tarihlerdeki kurdan muhtemelen gelmececek ve işte o tarhte kura gerçek değeri teslim edilmek zorunda kalınacak.
0
Rao
(29.03.24)
hemen yükselir mi bilemem ama doların bu kadar düşük kalması bence mümkün değil, faizler yüksek olsa bile, adetten ytd
0
ted
(29.03.24)
Önceden herkes yükseleceğini öngörüyor, kesin düşer diyordum. Şimdi herkes düşeceğini öngörüyor, kesin yükselir diyorum. Gerçekten o kadar çok bilinmez ve enstrüman var ki öngörmek mümkün değil. Bir haftada 40 olsa da şaşırmam, 30'a inse de şaşırmam.
0
halitkin
(29.03.24)
bir kişinin keyfine ve ne planladığına bakıyor. gerisi boş.
ülkede normal piyasa koşulları geçerli değil.
0
parka
(29.03.24)
seçimler bitti, düşük tutmaları için bir sebep var mı ? yükselir, sadece yükseliş hızını bilemiyoruz.
0
orpheus
(29.03.24)
"Seçimlerden sonra ilk hafta düşeceğini düşünüyorum." demiştim.
Ben bildim.
0
michael_knight
(04.04.24)
(12)

İstanbulda hangi lokasyon daha prestijli

adwokat
Merhabalar. Öncelikle sorum bir avukatın prestijine yöneliktir. Müvekkil portföyünün %70’inin yabancı olduğunu varsayarsak hangi lokasyondaki bir ofis avukatın prestijine prestij katar???- İstiklal Caddesi (Grand Pera)- Bağdat Caddesi (suadiye marmaray yakınlarında bir köşk)- Akasya Kule (yüksek kat
Merhabalar. Öncelikle sorum bir avukatın prestijine yöneliktir.

Müvekkil portföyünün %70’inin yabancı olduğunu varsayarsak hangi lokasyondaki bir ofis avukatın prestijine prestij katar???

- İstiklal Caddesi (Grand Pera)
- Bağdat Caddesi (suadiye marmaray yakınlarında bir köşk)
- Akasya Kule (yüksek kat)

Sıralamalarınızı birkaç arkadaşla beraber okuyacağız. Herkese teşekkürler.
0
adwokat
(29.03.24)
Kesinlikle Bağdat Caddesi diye düşünürdüm. Kardeşim avukat olduğu için ona sordum, o da aynı yorumu yaptı. Sebepleri;

1. Pera ve civarı aşırı turistik ve aşırı trafik sorunu olan bir yer. Eski algısı kalmadı.
2. Akasya Kule "farklı ve prestijli" hissi verecek bir lokasyon değil.

Yerinizde olsam tercih yerlerim,

1. Fenerbahçe-Kalamış
2. Suadiye şeklinde olurdu...
0
silverleaf
(29.03.24)
Akasya kule.
0
since1907
(29.03.24)
Öncelikle sorunuzun cevabını yanlış yerde aradığınızı düşünüyorum. Kesinlikle Avrupa yakasında olmalı. Bağdat caddesi ve çevresi Anadolu yakasında yasayanlar için prestijli bir yer olarak görünse de Avrupa yakasından esamesi bile okunmuyor ayrıca yabancılar için bir cazibesi yok Avrupa yakası İstanbul'un dünyaya açılan kapısı. Grand Pera Güzel bir lokasyon ayrıca Nişantaşı, Maslak bölgesine bakın zorlu center olabilir. Yabancılarla iş yapan bütün şirketler, doktorlar, danışmanlar bu bölgelerde yabancıyı Avrupa'dan Asya'ya çekmek büyük mesele gelmiyorlar çoğunlukla.
0
doharkoman
(29.03.24)
valesi olan yer benim için daha prestijlidir, bağdat caddesine gitsem nereye park edeceğim diye tercih etmem mesela.

örnek vermek gerekirse, doktorumuz var annemi takip eden ünlülerinde doktoru, fulya terrace'da vale var otopark var girişler kimlik bırakılarak falan daha prestijli bence, tabi bir çok doktor muayenehanesi buralarda çok önemli bir etken.
0
eja
(29.03.24)
eğer yabancı müvekkil çekmek istiyorsan (oturma izni-mülteci vs. işleri değil gerçek yabancı yatırımcı) kesinlikle avrupa yakası ve hatta Levent/maslak plazalardan biri veya Levent'teki villalardan biri. yabancı müvekkillerle çalışan bir avukat olarak söylüyorum.
0
wendyangelamoiradarling
(29.03.24)
Bağdat caddesi şu an Türkiye'nin en prestijli caddesi ve popülasyonun demografisi ile zenginlik algısını daha rahat sağlarsınız. İstiklal caddesi her ne kadar en eski caddelerden biri de olsa çok kalabalık olmasının yanında profili çok düşük insanlarla dolu.
0
onepointzero
(29.03.24)
@doharkoman'un yazdıklarına imzamı atarım.

Asya yakası ne yaaa?
0
Mirket
(29.03.24)
anadolu yakası yabancıya istanbul gibi gelmiyor. istiklal'den de çok emin değilim ama anadoludan iyidir. bebek bence ideal, hem avrupa hem çehre güzel hem de boğaz.

levent önerisi de güzel.
0
nic cage
(29.03.24)
Bu işleri daha iyi bilenlerin cevaplaması gerek ama saydıklarınızdan hiçbiri istediğiniz etkiyi verir gibi gelmedi.
Aradığınız lokasyon bence Zorlu Center.

Raffles oteli, Prada'sından Rolex'ine her türlü lüks mağazası, otoparkı, müthiş manzarası, metro bağlantısı vs. her şeyiyle ideal.
Müvekkilinize Zorlu PSM'den hoşuna gidecek bir bilet gönderme lüksünüz de olacak.

Sizin işiniz için ne kadar önemlidir bilmiyorum ama Çağlayan Adliyesi'ne hem araçla hem metrobüsle ulaşım da çoğu yere göre kolay.
0
michael_knight
(29.03.24)
Net Nişantaşı bölgesi.
0
halitkin
(29.03.24)
Net olarak Avrupa yakası olmalı. Yabancı müşteriler çok küçük istisnalar hariç istanbul hava alanı kullanacak. Dolayısıyla karşıya geçmek ekstra bir işkence. Kaldı ki iş dünyası dediğin zaman Avrupa yakasıdır.

Avrupa yakası için öneriler verilmiş, ben de bir alternatif olarak Vadi İstanbul'da bir ofis diyeyim. Hava alanından gelmesi kolay, park sorunu yok, etrafta müşteriyi eyleyebileceğiniz pek çok mekan / restoran var.
0
thracia
(29.03.24)
İstiklal kesinlikle değil.
Bağdat bence
0
gadlemler
(29.03.24)
(7)

Seçim sonrası olası istanbul yenilgisi ve Nas ekonomisi

Rao
Merhabalar, Mevcut durumda malum parti bir çok bakanları ile birlikte sahada ve bu durum yerel seçimden çok genel seçim havasını andırıyor.Bu yönüylede istanbul seçim sonucunun önemi daha çok artıyor bana göre. Varsayılmlar üzerinden konuşursak,size göre siyasi iktidar muhtemel bir istanbul yeni
Merhabalar,

Mevcut durumda malum parti bir çok bakanları ile birlikte sahada ve bu durum yerel seçimden çok genel seçim havasını andırıyor.
Bu yönüylede istanbul seçim sonucunun önemi daha çok artıyor bana göre.

Varsayılmlar üzerinden konuşursak,size göre siyasi iktidar muhtemel bir istanbul yenilgisinden sonra tüm faturalarının bedelini mevcut ekonomi yönetimini kesip, tekrar nas ekonomisinde dönme veya dönmeme potansiyeli konusunda sebepleri ile birlikte ne düşünürsünüz ?

Teşekkürler.
0
Rao
(28.03.24)
Bence iktidarın özellikle de ekonomi yönetimiyle ilgil kararlarının nedenlerini şimdiye kadar hiçbir zaman anlayamadım. (Kararları doğru/yanlış buldum demiyorum. Nedenlerini anlayamadım)
Bence kimse anlayamadı.
Bundan sonra da anlayamayacak.
0
michael_knight
(28.03.24)
nas ekonomisi 2021 ekimde başlatılırken hükümetin aklında 2022 mart nisanında erken seçim vardı ve milleti paraya boğup seçime gidilecekti (kaynağını sormayın ama böyleydi). o tutmayınca sonbahara, oradan da 2023 mayısa kadar kaldı ve aslında 3-4 ay sürecek nas ekonomisi merkezli para basıp verelim mantığı 1,5 yıl sürdü.

işte bunu iyice anlamadan geniş kapsamlı yorum yapılamaz. çünkü mevcut iktidar yeni değil, 22 yıllık bir iktidar ve bu 1,5 yılı saymazsanız her zaman yüksek faiz politikası gütmüştür. örneğin 2008'ler 2010 veya 2015'lere bakarsanız yıllık enflasyon ile ihtiyaç taşıt konut kredilerinin altındaydı. o zaman ben şunu sorayım, 22 yıllık bir partinin 20,5 yıllık politikasına neden dönerler mi demiyoruz? çünkü bu 1,5 yıl herkes itiraz etse de herkesin çok hoşuna giden rezil bir dönemdi.

bol kredi sadece seçime yönelikti, yerel seçimden sonra öyle şeylere dönülmesinin ihtimali yok. olmayacak. 2 gün önce emekliler milyonlarcası devletten müjde beklerken "çalışmamız yok" cevabını aldılar. sence ibb bu kadar bıçak sırtı bir seçimken burda bile verilmeyen müjdeler, paralar krediler, seçim sonrası neden verilsin. senin bunu açıklaman gerekir, çünkü sen daha ütopik bir ihtimali sorguluyorsun.

kısacası bu yazdıklarım olacak, inanıp inanmamak sizin elinizde. şaklaban youtuber'lar aha orada herkes izleyebilir. "erdoğan %20 faize müsade etmiş" , "eylülden sonra 1,20'den konut kredisi verilecekmiş" , "sonbaharda faizler düşürülecekmiş kredi dağıtılacakmış"... bunların sonu yoktu. hangileri oldu? hangileri gerçekleşti?
0
avatar is back
(28.03.24)
Nasıl bu kanıya vardınız enteresan şimdiye kadar ekonomi program oldukça istikrarlı gitti ve önümüzdeki süreç içinde beklenti bu yönde zaten başka alternatif kalmadı. Ayrıca iktidar partisinin İstanbul'da yenilgiye uğraması için İstanbul'u yöneten taraf olması gerekir şayet İBB'yi iktidar partisinin adayı kazanamazsa ekonomi politikasında bir değişiklik olmaz mahalli idari seçimlerdeyiz belediye başkanı seçeceğiz idari politikalarla alakası yok.
0
doharkoman
(28.03.24)
bir alakası olacağını sanmam, istanbul seçimini kazansalar da kaybetseler de ekonomi politikası aynen devam eder. muhtemelen bir 4 yıl daha seçim olmadığı için politikalar biraz daha sıkılaşacaktır. vergi zamları vs. asgari ücret zammı istenilen oranda olmayacak. belki faiz biraz daha artacak? bekliyoruz bakalım.
0
turuncu tonlarda
(28.03.24)
Nas ekonomisi diye bir şey yok. Faizlerin azaltılmasının sebebi insanlara para dağıtılması. Siz bankadan toplam maliyeti 1000 dolar olan kredi çektiniz, geri bankaya 600 dolar olarak ödediniz tl değer kaybettiğinden. Aradaki 400 dolar da cari açığa yazıldı.

Enflasyon bilerek artırıldı, bu sayede insanlara para dağıtıldı. Seçimi de böyle kazandılar. Çıkar telefonunu diyen dayılar aslında haklı.

Size şöyle söyleyeyim, 22 cari açığı 7 milyar dolar, 23 cari açığı 48 milyar dolar. Düşünün ne kadar para dağıtıldı. 40 milyar dolarla bir nevi seçimi kazandılar. Nas da işin espirisi işte.
0
substituent
(28.03.24)
Bir çok sorunlarımız olsa da Türkiye'nin her alanda çok büyük çaplı planlarının var olduğunu düşünüyorum.
Sonuçta İstanbul da önemli bir yer.
O nedenle iktidar partisi için İstanbul yenilgisi yere atılan madeni paranın dik gelmesi gibi bir şey.

Elde çok büyük miktarda ek kaynaklar (~500 milyar $ civarında) varsa dışarı ne tür yaptırım yaparsa yapsın onlardan pek etkilenmeden faizlerin de ineceği belirtiliyor yorumlarda.

Tabi biz de nas ekonomisi olarak yorumlansa da gerçek manada İslami finans, bel büken faiz temelli kapitalist sisteme iyi bir alternatif olarak diğer ülkelerin de dikkate aldığı bir husus diye biliyorum.
Günümüzde herkes kendi kredi ihtiyacı veya borcunu düşünse de gerçekte herkes herkese, kurumlar kurumlara, devletler devletlere vb. dibine kadar borçlu. Sistem tammen borçlandırma üstüne.
Bu normal değil, doğal hiç değil.
2. Dünya savaşından sonra iyice kök salan kapitalizm bu yükü kaldırmıyor.
0
diyecevaplandı
(28.03.24)
Ekonomi değişkiliği olmayacak diyen arkadaşlara normal şartlar altında kensinlikle katıldığımı söylemem gerekiyor, aslında olması gerekende bu zaten.

Ancak öncelikle siyasi iktidarin özelliklerini bir hatırlıyalım,

Sizinde bahsettiğiniz gibi mevcut siyasi iktidar 20 yıldan fazla ne olursa olsun iktidarda kalmayı başarımış.
Peki bunu yaparken neler yapmış,

-Dini söylemlerle ayetleri kendi çıkarları için ağzında sakız yapmaktan çekinmemiş. Nas derken , faize karşı çıkarken aslnıda ucuz kredilerle bilinçli olarak servet tranferinin önünü açmış. Gerçekten faiz hassasiyeti olan insanlara en büyük darbe yine kendilerinden gelmiş.

-Bu siyasi yapi , beton ekonomisi ile ve geçiş garantili otoyalları ile ülkenin tüm kaynaklarını yanlış yerlerde hiç etmekten zerrre çekinmemiş.

-Bağımsız olması gereken merkez bankasını kuklaya çevirmiş

ki bunlar sadace bazıları,


Şimdi gelelim yapmak istediklerine , aslında enflasyon ile mücadele etmek istemiyorlar, bunu tuik verilerine kimsenin inanmamasından, faizler yükseltilirken bile para arzının sürekli artmasından anılyoruz.

Yani aslında sıkı bir para politikası istenmiyor, istemiyor çünkü düşük faiz ve neticisenide olan efnlasyon sayesinde dolaylı olarak vergi gelirleri katlayarak artmaya devam ediyor, kasa doluyor. Sahte bir cennet yaratılarak hem vatandaşın gözü boyanıyor ve aynı para kendi yandaşlarına doğru akmaya devam ediyor.

Peki şimdi neden sıkı para politikasına geçilmeye çalışılıyor. Bana göre aslında yine geçmek istemiyorlar ama şöyle bir durum varki döviz bağımlısı bir ülkeyiz, en büyük sıkıntı aslında döviz , kurun kontrol altına alınması için dövize ihtiyacımız var.

Ama o beklenen döviz girdisi ülkeye bir türlü gelmedi , şimşekin ülke ülke gezmesi sonuçsuz kaldı. Peki neden gelmiyor, çünkü yabancı yatarımcı tl nin aşırı değerli olduğunu ve ülkeyi rasyonal ve öngörülebilirlikten uzak olarak etiketlemiş. Şimdi tüm bu algıların değiştirilmesi için biz sıkılaşıyoruz, rasyonele geri dönüyüroz mesajını vermek istiyorlar.
Sadece bu değil ayrıca bununla birlikte mahfi hocanın yapısal reformların olması gerekliliği eksikliğide mevcut.

İşte bana göre bu nokta çok önemli eğer beklenen yabancı yatarım gelir, döviz kontrol altına alınırsa, şimşek ve sıkılaşma başarılı olarak görülecek ve istanbul sonucundan bağımsız olarak yola mevcut ekonomi politikasi ile devam edilecek.

Eğer başarısız olunur, beklenen döviz girdisi sağlanmaz ise ekonomi yönetimi ve sıkılaşma politikaları başarısız olarak kabul edilecek, hele birde istanbul kaybedilmiş ise tekmenin şiddedi dahada artarak, ekonomi yönetimi uzay boşluğuna gönderilecek.

Bu senaryoda fedin faiz indirimi yapıp bollaşmasıda çok önemli çünkü hedef bol parayı rasyoneliz şerbeti ile ülkeye çekmek.

Şimdi sonuç olarak nas ekonomisine gelmek istiyorum.

Eğer ülkeye beklenen döviz girişi gerçekleşirse, o zaman mevcut sıkılaşma ile bir sonraki iktidar riskinin tehlikeye girmesine kadar devam edilecek.

Aksi durumda, mevcut sıkılaşma politilkalarına devam ederek hükümetin çığ gibi büyümüş bütçesine varlık vergileri dışında kaynak sağlaması pek mümkün görünmüyor.Tekrararen , ekonomik hareketlilik azalmasının doğal sonucu olarak vergi gelirleride hepimizin bildiği gibi azalır.

En nihayetinde beklenen döviz giriş olur ise, mevcut sıkılaşma devam eder.
Eğer olmaz ve üzerine istanbul da kaybedilmişsse, tüm fatura ekonomi yönetimine kesilir, nas ekonomisine geçeşin önü açılmış olur. Hemen olur demiyorum, bu bir süreç bugünden yarına olacak bir şey değil.

Not: bunlara yazarken ben doğrusunu biliyorum demiyorum, benimkisi bir düşünce ve sorgulama sonucu çıkan varsayımlar.
0
🌸Rao
(28.03.24)
(9)

''bekleyin geliyorum'' ne kadar süredir?

hunharca ben
sb. buluşmak üzere bir saatte anlaştık, büyük şehirdir, olabilir, tölere edilir. Lakin bu süre sizin için ne kadardır?
sb.

buluşmak üzere bir saatte anlaştık, büyük şehirdir, olabilir, tölere edilir. Lakin bu süre sizin için ne kadardır?
0
hunharca ben
(28.03.24)
yarım saattir.
0
limonlu eksi
(28.03.24)
Buluşulacak saat önceden belirliyse kişi çıkması gereken saatte çıktıysa ekstra durumlar için beklemeye tamamım. Trafik olabilir, kaza olabilir, türlü türlü şey olabilir sorun yok ama rahat davranıp 2 saatlik mesafeye yarım saat kala çıktıysa mantıklı bir mazereti yoksa bir daha buluşmamaya kadar varır iş benim için.

Spontane gelişen bir durum kişinin bulunduğu bölgedeyiz "bekleyin geliyorum" için beklenebilecek maksimum zaman 20-30 dakika. (Herhangi bir toplu taşıma kullanması gereken bir yerdeyse zaten o "bekleyin geliyorum" denecek yer değildir.)
0
mutekebbir
(28.03.24)
Sokakta, ayakta bekliyorsak 7 dakika,
Bir kafede sipariş vermeden bekliyorsak 12 dakika,
Bir restoranda biz yemeğimizi yiyor o sonradan gelecekse biz masada kalkana kadar (tahmini 45 dk.)
Bir barda eğleniyorsak 90 dakika,
Bir barda tek başıma onun gelmesini bekliyorsam 22 dakika.

Ama ben kendimi bildiğim için ve geç kalma konusu beni rahatsız ettiği için "kaç dakika sonra burada olursun?" diye soruyorum. Verdiği cevap beni tatmin etmezse bir de "şu anda neredesin?" diye soruyorum.

Her insan "geliyorum" derken farklı bir şey düşünebiliyor. Siz de bunu bilecek kadar tecrübe yaşamışsınızdır. O yüzden "bekleyin, geliyorum" lafının 2-120 dakika arası bir süreye denk geldiğini bilirsiniz.
0
michael_knight
(28.03.24)
20dk max, İstanbul için. Ben her yere saatinde gidebiliyorum şahsen, çevremdeki birçokları da ufak gecikmelerle ulaşabiliyor gideceği yere. Bazıları buluşma saatini cidden takmıyor, bazen biriyle bir yere gidecek oluyorum örneğin telefonda "çıktık çıktık, 5dkya iniyoruz" diyor halbuki alakası yok.

Yolda kaza olmuştur, trafik durmuştur anca o zaman çok gecikilir. Normal yoğun trafik bile engel değil saatinde gitmeye.
0
akhenaten
(28.03.24)
MK +1

Geliyorum kelimesini yalan söylemek için kullanan insanlar tanıyorum.

Beklerken ki konfora göre değişir. Geç kalan kişi kendini paralamasın yetişeceğim diye ama benim saygı ihtiyacıma da özen göstersin isterim. O yüzden limiti geç kalan değil bekleyenler belirler.
0
hasmetizm 2046
(28.03.24)
makul bir sebep söylemedi ise 30 dk olur maksimum.

istanbul için bazen gerçekten evdeki plan trafiğe uyamayabiliyor. yani kişi gerçekten de evden çıkması gereken sürede çıkmıştır ama, yolda trafikte vs öyle anormal bir durum vardır ki, 20-30 dk gecikebilir.

tabi bunu karşındakie insan gibi anlatmak gerekir. öyle sadece "bekle geliyorum" demeyle olmaz.
0
saturn
(28.03.24)
ya benim "beklemeyle" ilgili çok derdim yok. Telefonum yanımda olsun, şarjım %60'tan fazla ve internetin iyi çektiği bir yerde olayım, hele bir de kulaklığım yanımdaysa 2 saat de beklerim de burda önemli olan beklediğim kişinin kim olduğu ve bekleyin geliyorumdaki bağlam.

Mesela dört kişi sözleştik, üçümüz buluştuk mekana oturduk diyelim. O saatten sonra dördüncü kişinin geleceği saat kendini bağlar yani öncesinde muhabbet edilir, yemek/kahve/bira vs yenir içilir. Oradan başka mekana geçilecekse de kendisine denir şuraya geçiyoruz diye. Genelde yakın başka mekana geçilen buluşmalarda bulundum da arabayla uzak bi yere gidilecekse yarım saat diye düşünüyorum.
0
nundu
(28.03.24)
Kim vurduya gittim dönücem'e aylar yıllar dersek, bekleyin geliyorum da fakir ve orta direk olanlar için yarım saat civarı denebilir.

Elit, konformist, kariyer düşkünü kesim genelde bekletmeyi sevdikleri için onlar konu dışı.
0
diyecevaplandı
(28.03.24)
Yarım saat
0
basond
(28.03.24)
(5)

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası

sanguine mcqaer
Biz çocuk düşünüyoruz ama şimdi TSS yaptırmak istesek 12 ay içindeki hamilelikle ilgili şeyleri üzerine ekstra para ödediğin halde karşılamayacakmış. Ben de o kadar beklemeyi düşünmüyorum açıkçası ayrıca sanırım hastanenin SGK anlaşması olması yetmiyor doktorun da SGK ya bağlı olması gerekiyormuş. Ö
Biz çocuk düşünüyoruz ama şimdi TSS yaptırmak istesek 12 ay içindeki hamilelikle ilgili şeyleri üzerine ekstra para ödediğin halde karşılamayacakmış. Ben de o kadar beklemeyi düşünmüyorum açıkçası ayrıca sanırım hastanenin SGK anlaşması olması yetmiyor doktorun da SGK ya bağlı olması gerekiyormuş. Örneğin Acıbadem'e baktığımda 6-7 tane kadın doğumcu var sadece 1 tanesi SGK'ya bağlı. O da seneye hala bağlı olacak mı belli değil.

Ayy çok kararsız kaldım sanki mantıksız TSS yaptırmak bu durumda. Tecrübeli arkadaşlar fikir verirse çok sevinirim.
0
sanguine mcqaer
(27.03.24)
Özel sağlık sigortası genelde daha pahalıya geliyor.

Benim bildiğim en az 5 ay beklenen versiyonu var hamilelik açısından.
Sigortanın 5. ayı hamilelik başlayınca mecburen iki yıl boyunca sigorta yaptırıyorsunuz. 2 yıllık sigorta parası da hamilelik için özel hastanede harcayacağınız paradan fazla veya aynı oluyor.

Olur da 5 aydan önce hamile kalırsanız boşa gidiyor.
Olur da o yıl hamile kalamadınız yine boşa gidiyor.

Hamilelik için özel sağlık sigortası yaptırmak pek avantajlı değil bence. Hamile kaldığınızda hastanelerin "gebelik paketi" altında paketleri var. Onları incelersiniz.

Paranız cebinizde olsun, istediğiniz yerde istediğiniz zaman harcayın derim.

(Bu konuyu yeterince iyi bilmediğimi, bunların kulaktan dolma bilgi olduğunu da ekleyeyim.)
0
michael_knight
(27.03.24)
anadolu sigortanın hiç süre olmadan doğumu da kapsayan sigortası var. biz onu yaptırmıştık. ama her şeyden önemlisi dediğin gibi "doktorun" anlaşması olması lazım. çalışmak istediğiniz doktorum anlaşmasının olup olmadığını mutlaka sormak lazım sigortayı yapmadan.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(27.03.24)
ben de tss tam bittikten sonra hamile kalmıstım o zaman da cok uzulmustum, sıgortamız varken keske olaydı dıye, fakat simdi geriye bakıp dusununce zaten sıgorta pek cok seyı karsılamıyor kı, yani hem hastanenin hem doktorun anlasması olması lazım ve o anlasmanın bozulmayacak olması lazım.
gebelık/dogum paketlerını ınceleyın, biz acıbadem ankaradan cok memnun kaldık bu arada, daha sonra baska saglık problemlerınde cok aradım acıbadem ın servisini...
0
mavicorap
(27.03.24)
doğum teminatlı tss yaptırabilirsiniz. siz sadece 12 ay beklemeli firmadan fiyat aldınız sanırım. 1 ay beklemeli olan da var, hamileyken yapılan da var. hepsini araştırın bi.

1 ay beklemeli doğum teminatlı alırsanız ama 2 ay içinde filan hemen hamile kalmanız lazım ki parasını ödediğiniz yıl içinde doğurabilesiniz. atıyorum hamile kalma işi sarktı, ikinci sene de doğum teminatlı paket almanız gerekir.

hastanelerden doğum paketi fiyatı alın bir de. 2019 yılınca üstte saydığım sebepten dolayı o stresi çekmek saçma geldi ve hastane paketi almıştım ben ama arada aşırı derecede bir fark yoktu 2 yıllık sigorta ile. yanlış hatırlamıyorsan iki senelik doğum teminatlı sigorta 7küsürdü. ben hastaneden 8500e paket almıştım. ama şu an aynı hastane 40.000 diyormuş. ki en uygunu bu. 100.000 fiyat veren de var. doğum teminatlı sigorta atıyorum 15 bin bile olsa 2 senelik fiyatı yine daha mantıklı oluyor.

evet doktor gidebilir, anlaşması bitebilir vs. ama yapacak bir şey yok. yenidoğan yoğun bakımı da olan bi hastanede, iyi bi doktor bulup şansınıza güveneceksiniz mecbur.
0
elorelia
(27.03.24)
Acıbadem Hastanesinin bildiğim kadarıyla SGK anlaşması yok ve dolayısıyla da herhangi bir sigorta şirketiyle TSS anlaşması da yok olarak biliyorum.

Acıbadem'le ilgili bir düşünceniz varsa öncelikle SGK anlaşması konusunu bir araştırın derim.
0
Mirket
(27.03.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.