sedat peker in yegeni
nedir?
nedir?
0
Twinings'e para yetişmeyeceği için Beta Taç Yaprak-Tirebolu harmanı son aylardaki favorim.
0
evdekiler tirebolu çayına bayılıyor, marka olarak tercihleri YILKA bu yüzden
0
tirebolu 42 ile giresuna gittiğimde tanışmıştım. 4 yıldır hep bu markayı kullanıyorum.
0
ovungec zeus
Sınavın mülakat kısmında ne tarz sorular soruluyor? Hangi alanlara çalışmalıyız?
Sınavın mülakat kısmında ne tarz sorular soruluyor? Hangi alanlara çalışmalıyız?
0
bakanlığın sitesinde örnek sorular vardı, yazılı kısım için yani. sözel kısım zaten malum :)
0
feykalade
özellikle göz makyajımda rahatlıkla kullanabileceğim ve mümkünse paraben içermeyen bir makyaj temizleme suyu(ya da kremi) önerisi istiyorum? garnier göz makyaj temizleyicisi express çift etki genelde iyi yorumlar almış ama kullanan var mı?
özellikle göz makyajımda rahatlıkla kullanabileceğim ve mümkünse paraben içermeyen bir makyaj temizleme suyu(ya da kremi) önerisi istiyorum? garnier göz makyaj temizleyicisi express çift etki genelde iyi yorumlar almış ama kullanan var mı?
0
neutrogena'nın çift fazlı göz makyaj çıkarıcısını öneririm. garnier'i de kullandım o da güzel, bunlar dışında drugstorelarda satılan diğer bir çok markayı da kullandım ama hep neutrogena'ya geri döndüm. bunlar göz makyajı için (eyeliner, rimel vs.)
cilt makyajı için bioderma sensibio h2o micellar suyu öneririm, daha daha makul fiyatlı garnier muadili var ama biodermayı daha çok beğendim.
cilt makyajı için bioderma sensibio h2o micellar suyu öneririm, daha daha makul fiyatlı garnier muadili var ama biodermayı daha çok beğendim.
0
avonun krem makyaj temizleyicisi veya clinique'in temizleme suyu ve yüz temizleyici jel sabunu. üçü de yağlı bir his bırakmadan çok güzel temizliyor.
0
ben tüm makyajımı avokado ya da hindistan cevizi yağı ile çıkarıyorum. üstünden micellar su ile geçiyorum.
micellar sularda garnier'i beğenmemiştim. bioderma çok güzel. en son loreal aldım ve çok memnun kaldım. bundan sonra hep onu alırım diye düşünüyorum. kurutmadı cildimi.
micellar sularda garnier'i beğenmemiştim. bioderma çok güzel. en son loreal aldım ve çok memnun kaldım. bundan sonra hep onu alırım diye düşünüyorum. kurutmadı cildimi.
0
Yves rocher'den çok çok memnunum. Ama son zamanlarda Hindistan cevizi yağı ile çıkarıyorum hep.
0
merry shelly
merhaba,şimdi biraz uzun olacak ama 7 aydır yeni bir yerde çalışıyorum. patronumuz çoğu kişinin de aşina olduğu "dengesiz, ruh hastası, sosyopat" müdür profili. Artık yoruldum, hem de adamın yarattığı strese dayanamadığım için ayrılmak istiyorum.İlk iş deneyimim değil, totalde 7 yıldır çalışıyorum a
merhaba,
şimdi biraz uzun olacak ama 7 aydır yeni bir yerde çalışıyorum. patronumuz çoğu kişinin de aşina olduğu "dengesiz, ruh hastası, sosyopat" müdür profili. Artık yoruldum, hem de adamın yarattığı strese dayanamadığım için ayrılmak istiyorum.
İlk iş deneyimim değil, totalde 7 yıldır çalışıyorum ama çok az tatille çalıştım ve beyin olarak da yoruldum.
Günümüzde iş bulmadan ayrılmak büyük risk ama bu strese dayanacak gücüm de kalmadı. Soru şu iş bulmadan ayrılıp, iş ararken bir yandan da boş boş takılıyım mi? (kendimi asgaride 5-6 ay geçindirecek param var)
siz olsanız napardınız?
özet geççiler için: işten ayrılacağım ama iş bulup mu ayrılsam, bulmadan mı?
şimdi biraz uzun olacak ama 7 aydır yeni bir yerde çalışıyorum. patronumuz çoğu kişinin de aşina olduğu "dengesiz, ruh hastası, sosyopat" müdür profili. Artık yoruldum, hem de adamın yarattığı strese dayanamadığım için ayrılmak istiyorum.
İlk iş deneyimim değil, totalde 7 yıldır çalışıyorum ama çok az tatille çalıştım ve beyin olarak da yoruldum.
Günümüzde iş bulmadan ayrılmak büyük risk ama bu strese dayanacak gücüm de kalmadı. Soru şu iş bulmadan ayrılıp, iş ararken bir yandan da boş boş takılıyım mi? (kendimi asgaride 5-6 ay geçindirecek param var)
siz olsanız napardınız?
özet geççiler için: işten ayrılacağım ama iş bulup mu ayrılsam, bulmadan mı?
0
özet geçilecek bi durum yok kısacık yazmışsınız
iş bulmadan ayrılmak paranız olsa bile mantıklı değil. sabredin biraz. gerekirse izin alın. o arada da iş arayın.
iş bulmadan ayrılmak paranız olsa bile mantıklı değil. sabredin biraz. gerekirse izin alın. o arada da iş arayın.
0
İş bulup ayrıl ancak yeni iş yerine 1 ay sonra başlayabileceğini söyle. Tatil programı yaptım diyebilirsin.
0
5-6 ay geçindirecek dediğin para pratikte seni maks 4 ay götürür. acil bi ödeme çıksa daha da kısa... iş bulmadan ayrılma.
0
Sektör de önemli, iş bulmak kolaysa sektörünüzde olabilir. Gene de sabredebilirseniz bulup ayrılmak daha mantıklı tabii.
0
5-6 ay geçindirecek paran yine kenarda dursun. boşuna harcama. önce kendini sağlama al,sonra ayrıl. zaten tazminatın falan da yok, iş bulduğun gün ceketini alır çıkarsın. stres yapmana da gerek yok zaten kafanda işi bitirmişsin. salla gitsin patronu da.ölmüş eşek kurttan korkmazmış.
0
önce tatile çıkmayı dene 1 hafta falan,
sonra oluyor mu olmuyor mu diye tekrar düşün, sonra tatilin verdiği enerjiyle yeni iş bul devam etmek istemiyorsan..
sonra oluyor mu olmuyor mu diye tekrar düşün, sonra tatilin verdiği enerjiyle yeni iş bul devam etmek istemiyorsan..
0
@interview with the vampire ve @fin eve izin alabilsem çok iyi olurdu ama 1 gün izni bile zor aldım. tatil iznini 1 yıl dolmadan (kasım sonu) hayatta vermez, bir de tatilde olunca bile mailler durmuyor, sürekli laf sokucu, gıcık gıcık mail atıyor adam.
0
o zaman ne kadar çabuk iş bakmaya başlarsanız o kadar iyi edersiniz.
gerçekten bırakırsanız pişman olursunuz eğer iş bulamazsanız. piyasada ne olacağı belli değil.
gerçekten bırakırsanız pişman olursunuz eğer iş bulamazsanız. piyasada ne olacağı belli değil.
0
O patron denen yavsaga 1 dakika daha katlanma. Cikacagini söylediğinde birazdaha dur isleri topla diye yalvarmaya baslar bu serefsizler sakin ola ki 1 dakika fazla durma. Şimdiden isleri yavas yavas yap mesaiye kalma bahane bul. Ne yapabilir ki en fazla bu saatten sonra :D iş bulmadan ayrilsan da bir sekilde oluyor bosver o tecrubeyle bulursun ama temmuzda falan ayril o zamana kadar is ara ayrilinca direk temmuz sicaginda denize atlarsın. Simdi sezon acilmadi daha
0
merry shelly
küçük hesaplar yapma. hemen istifa et. 7 - 8 ay dinlen, gez toz. başka şeylere odaklan. sonra iş aramaya başla. iş konusunu hayatının merkezine alarak yaşamak çok aptalca.
küçük hesaplar yapma. hemen istifa et. 7 - 8 ay dinlen, gez toz. başka şeylere odaklan. sonra iş aramaya başla. iş konusunu hayatının merkezine alarak yaşamak çok aptalca.
0
etkilenmekicinkotuarkadasariyorum
çok sevdiğin bir arkadaşın var ve başka şehre gidiyo. sen aramadıkça o seni hiç aramıyo. ama her aradığında sıcak davranıyo, seni davet ediyo görüşelim diyo samimiyetine inanıyosun... kız ya da erkek farketmez, evlendi, iş güç sahibi oldu para değiştirdi vs. bunları sebep olarak sunmayalım; yapısı b
çok sevdiğin bir arkadaşın var ve başka şehre gidiyo. sen aramadıkça o seni hiç aramıyo. ama her aradığında sıcak davranıyo, seni davet ediyo görüşelim diyo samimiyetine inanıyosun... kız ya da erkek farketmez, evlendi, iş güç sahibi oldu para değiştirdi vs. bunları sebep olarak sunmayalım; yapısı böyle bazı insanların.
ve ondan sürekli yeni bir şeyler öğreniyorsun, muhabbetini de seviyorsun. görüşmek de istiyorsun ama aramazsan aramıyor. bu naza katlanır mısın? hep arayan taraf olur musun?
ve ondan sürekli yeni bir şeyler öğreniyorsun, muhabbetini de seviyorsun. görüşmek de istiyorsun ama aramazsan aramıyor. bu naza katlanır mısın? hep arayan taraf olur musun?
0
Bir yere kadar evet. Bir yerden sonra kendini değersiz hissettiriyorsa ı-ıh oradan sonra bir adım daha atılmaz.
Not: Atıldı, sonuçları görüldü.
Not: Atıldı, sonuçları görüldü.
0
kişinin karakteriyle alakalı bir durum.
ben kesinlikle aramam -hoş beni arayanı da aramıyorum ya neyse- ama farklı düşünceler mutlaka oluri her insanın mizacı bir değil çünkü.
ben kesinlikle aramam -hoş beni arayanı da aramıyorum ya neyse- ama farklı düşünceler mutlaka oluri her insanın mizacı bir değil çünkü.
0
evli insanlar boş vakitlerini eşleriyle ve başka şeylerle geçirmeyi yeğliyorlar. arkadaş arama eylemi onlara zor geliyor. ha tabii kişisine göre değişir. bir de fazla arkadaşı olabilir. alışmıştır aranmaya vs. farklı farklı durumlar var.
en iyi strateji açık açık söylemek sanırım. "hep ben arıyorum" de. "tamam ben arayınca sıcak davranıyorsun ama senin de aramanı isterim" de... olmuyorsa da zorlama boşver...
en iyi strateji açık açık söylemek sanırım. "hep ben arıyorum" de. "tamam ben arayınca sıcak davranıyorsun ama senin de aramanı isterim" de... olmuyorsa da zorlama boşver...
0
bende de vardı böyle tipler aramayınca aramaz arayınca can ciğer buluşalım nasıl özledim bende seni arayacaktımlar vs sonra başıma bir şey geldi 'cnm bn glmyrm bni yannda hsset'
yol yakınken kurtar kendini ben kurtardım ve şuan kafam rahat aramak isteyen dost olan arar zaten
yol yakınken kurtar kendini ben kurtardım ve şuan kafam rahat aramak isteyen dost olan arar zaten
0
naz degildir, yapisi boyledir, hayirsizdir ama aslinda sizi sever. sadece arayip sorma aliskanligi yoktur.
sevin onu, birakmayin :)
kendimden biliyorum. arayamiyorum insanlari, elim gitmiyor.
sevin onu, birakmayin :)
kendimden biliyorum. arayamiyorum insanlari, elim gitmiyor.
0
artık aramıyorum. hatta siliyorum heryerden. sonra arayınca o kişi için de güzel oluyor. aa sen miydin, silmiştim numaranı diyorum.
yaş 39.
yaş 39.
0
yok aramam. sevgili bulunca arayıp sormayı kesen kardeşim gibi gördüğüm bi insanla artık hiç görüşmüyorum.
hele karşı cinsseniz, stepne olma ihtimaliniz yüksek. aman diyim. aramayın. her şey karşılıklı.
hele karşı cinsseniz, stepne olma ihtimaliniz yüksek. aman diyim. aramayın. her şey karşılıklı.
0
arkadaşlar bu kişi kesinlikle sizi bırakacak, bahane edecek biri değil farzediyoruz. sadece yapısı böyle insanları soruyorum. yani sevgi emek mi, karşılık beklememek vs. aramayınca "sevgi" olmaz mı, olur mu? teşekkürler.
ben de arıyorum. aramaya da devam ediyorum. benden 10-15 yaş büyüğüm ayrıca.
ben de arıyorum. aramaya da devam ediyorum. benden 10-15 yaş büyüğüm ayrıca.
0
bazen protesto yapıyorum. şakayla karışık söylüyorum. samimiyete göre izah ediyorum. çünkü gerçekten ben de meraktayım, aynı dediğin tipte. satacak, yolda bırakacak, uzaklaşılacak biri değil, muhabbeti güzel ruh ikizin hatta. ama çok nadir arayıp soruyor.
bence naz değil bu. yapısı böyle. sadece zamanın ne kadar çabuk geçtiğini farketmiyor. yarın ararım, akşama ararım, geç oldu uyumuştur şimdi,...falan düşünüyor ve nihayetinde aradan günler, aylar geçtiği halde aramamış oluyor.
bzen sıkılıyorum hep arayan taraf olmaktan. hatta aramicam diyorum. fakat o güzel arkadaşlığın bitmesi de hoş değil, dediğin gibi birçok şey öğreniyorsun, muhabbetini de seviyorsun. öyle olunca arıyorum.
bence naz değil bu. yapısı böyle. sadece zamanın ne kadar çabuk geçtiğini farketmiyor. yarın ararım, akşama ararım, geç oldu uyumuştur şimdi,...falan düşünüyor ve nihayetinde aradan günler, aylar geçtiği halde aramamış oluyor.
bzen sıkılıyorum hep arayan taraf olmaktan. hatta aramicam diyorum. fakat o güzel arkadaşlığın bitmesi de hoş değil, dediğin gibi birçok şey öğreniyorsun, muhabbetini de seviyorsun. öyle olunca arıyorum.
0
ararsın ama her defasında da aranmaz ki. değersiz hissetmeye başlıyorsun eninde sonunda. bu yüzden hep arayan taraf olmamak, gerekiyorsa görüşmemek lazım diyorum.
0
ben öyle aramayan bir insanım işte. ben olsam aramam. :) sevdiğim arkadaşlarım uzaktaysa, sürekli görüşemiyorsak hiç aramıyorum. sevmiyorum öyle telefonda hal hatır sormayı, muhabbet etmeyi pek. uzun süre görüşmeyince telefonda muhabbet de pek olmuyor. yüz yüze gelsem ama, daha dün ayrılmışız gibi aynı samimiyette konuşurum. beni hep başkaları arar. ama onlar da zamanla sıkılıyorlar bu durumdan ve aramayı bırakıyorlar. arayın bence siz. seviniyordur siz arayınca yine.
0
elmalili hamdi yazar
çok bağlanan biri var karşımda. ayrılmak istiyorum, daha önce 2 kez mesajla ayrılmıştım ama bugün yüzüne karşı söylemek istiyorum. tamamen bitsin artık.öncelikle mekan konusunda sıkıntı yaşıyorum, ayak üstü söylesem çok mu absürt olur? ağlarsa vicdan yaparım ve ne yapacağını da kestiremiyorum. etraf
çok bağlanan biri var karşımda. ayrılmak istiyorum, daha önce 2 kez mesajla ayrılmıştım ama bugün yüzüne karşı söylemek istiyorum. tamamen bitsin artık.
öncelikle mekan konusunda sıkıntı yaşıyorum, ayak üstü söylesem çok mu absürt olur? ağlarsa vicdan yaparım ve ne yapacağını da kestiremiyorum. etrafta insanlar varken de abes olabilir diye düşündüm.
ayrılma nedenim bir başkası. 1 saat içinde buluşacağız.
fikir verin.
öncelikle mekan konusunda sıkıntı yaşıyorum, ayak üstü söylesem çok mu absürt olur? ağlarsa vicdan yaparım ve ne yapacağını da kestiremiyorum. etrafta insanlar varken de abes olabilir diye düşündüm.
ayrılma nedenim bir başkası. 1 saat içinde buluşacağız.
fikir verin.
0
>ayak üstü söylesem çok mu absürt olur?
evet.
oturun bi yerde, doğru düzgün konuş.
evet.
oturun bi yerde, doğru düzgün konuş.
0
ayak üstü elbette söyleme. sakin rahat rahat konuşabileceğiniz bir mekan seçin. ağlama ihtimali fazlasıyla var. bu durumda ne çok yumuşa, nede kararından taviz ver. ikisi de onun için kötü olur.
0
gelip geçenin çok olmadığı bir sokakta kaldırımda oturarak bile olur ayak üstü olmasındansa. bana öyle yapılmıştı şahsen. takdir etmiştim.
0
hjarteblod
"çünkü allah'a iman etmek için" cevabını bir kenara bırakalım. bugün intihar etmemeniz için sebepleriniz neler?intihar etmek neden hastalıklı bir tercih olarak görülür?
"çünkü allah'a iman etmek için" cevabını bir kenara bırakalım.
bugün intihar etmemeniz için sebepleriniz neler?
intihar etmek neden hastalıklı bir tercih olarak görülür?
bugün intihar etmemeniz için sebepleriniz neler?
intihar etmek neden hastalıklı bir tercih olarak görülür?
0
yaşamak varken neden öleyim ki? Zaten eninde sonunda olacak ve ben olana kadar yaşayacağım.Ayrıca benimde kesinlikle götüm yemezdi.
0
geçtiğimiz 3 gün boyunca bir seminerdeydim, kısa film yaptık. Bugün de öğleden sonra Paris'e geldim. Yarın bir mekanda balkan gecesi olacak... kısa vadede bunlar
uzun vadede ise, daha yapmak istediğim çok şey, görmek istediğim çok yer var. hayatta kalmam lazım.
uzun vadede ise, daha yapmak istediğim çok şey, görmek istediğim çok yer var. hayatta kalmam lazım.
0
sevecek birsürü kadın,
sevecek birsürü erkek,
ve birsürü insanla paylasacak biirsürü zevk var.
bu yuzden yasıyoruz. bunlardan zevk almama durumuna gelmek evet, hastalıktır.
sevecek birsürü erkek,
ve birsürü insanla paylasacak biirsürü zevk var.
bu yuzden yasıyoruz. bunlardan zevk almama durumuna gelmek evet, hastalıktır.
0
bn aslında ederımde cıdden birinci neden cok agır basıyo bıde arkamda kalıcaklar bnden utanırlarsa boyle bişi yaptım diye uzulurum
0
Çünkü güzel günler göreceğimi biliyorum, inanıyorum, o güzel günleri yaşarken farketmiyoruz, yaşadıktan sonra, dönüp baktığımızda, ne güzel günlermiş be! diyoruz, takdir senin.
0
daha görüp öğrenmek istediğim şeyler var, ayrıca geleceği merak ediyorum.
0
ilerde herşeyin güzel olacağına dair küçücük bi umut hayatta tutuyo
yoksa dünya sikime boş bi yol bulup 240ı gördüğüm gibi kırarım direksiyonu
yoksa dünya sikime boş bi yol bulup 240ı gördüğüm gibi kırarım direksiyonu
0
şu duyuruda bulunduğum zamandan beri gördüğüm en mükemmel başlık.tebrik ediyorum.
duyuruya gelince.bugün intihar etmemem için bazı sebeplerim var benim de.okumak istiyorum.ama öyle okumak değil,''okumak'' istiyorum.şimdiye kadar yaşlılara hep saygı gösterdim ellerini öptüm yanlarında kusur etmemeye çalıştım.fakat ülkenin çevremin haline bakıyorum da şöyle adam gibi adam yok etrafımda.şimdi beğenmediklerim yaşlı da olsa basıyorum lafı.kalitesizliklerini benim gibi bir çocukla ciddi ciddi tartışmaya girmelerinden anlıyorum.gerçek 'yaşlı' 'çocuk'la laf dalaşına girmez.bi lafıyla susturur.eğer susturamıyorsa boşa harcamıştır yıllarını.günümüz yaşlılarının gençliklerinde yapmadığı şeyleri yapmak istiyorum.o yüzden yaşamak...intihar bir nevi pes etmektir.asla pes etmem.hırslarım var benim kabuğuna sığmayan yenmem lazım onları.sıradan olmak istemiyorum.şimdi aciz ve çaresiz gibi görünsem de ileride güzel günlere yelken açtığım özgürce nefes alacağım günleri yaşamak istiyorum.ama ilk hedefim;şimdiye kadar hep boktan okullarda okudum.şimdi memleketin en iyi okulunda okumadan ölürsem gözüm açık gider.son kez adam gibi bir üniversite okumadan ölmek istemiyorum.
intihar etmek 'amaaaannn boşveer'in biraz daha ses getiren şeklidir.bu kadar saçma şeylerin dert edildiği adaletsizliğin kol gezdiği bu dünyada yaşamak istemeyen yüce insanlara karşı yaşamayı seçenlerin acizliğidir hastalıklı olarak görmek.ben şuna inanırım:yaşamayı göt korkusundan seçen insanlar en acizlerdir intiharı seçenlerin yanından bile geçemezler.ama intihar gibi bu dünyayı istememe yürekliliğini gösterenlere karşı aynı duygu ve düşüncede olup da buna rağmen yaşamayı seçenler en yüksektedir.hayata rağmen yaşamayı seçmek...
duyuruya gelince.bugün intihar etmemem için bazı sebeplerim var benim de.okumak istiyorum.ama öyle okumak değil,''okumak'' istiyorum.şimdiye kadar yaşlılara hep saygı gösterdim ellerini öptüm yanlarında kusur etmemeye çalıştım.fakat ülkenin çevremin haline bakıyorum da şöyle adam gibi adam yok etrafımda.şimdi beğenmediklerim yaşlı da olsa basıyorum lafı.kalitesizliklerini benim gibi bir çocukla ciddi ciddi tartışmaya girmelerinden anlıyorum.gerçek 'yaşlı' 'çocuk'la laf dalaşına girmez.bi lafıyla susturur.eğer susturamıyorsa boşa harcamıştır yıllarını.günümüz yaşlılarının gençliklerinde yapmadığı şeyleri yapmak istiyorum.o yüzden yaşamak...intihar bir nevi pes etmektir.asla pes etmem.hırslarım var benim kabuğuna sığmayan yenmem lazım onları.sıradan olmak istemiyorum.şimdi aciz ve çaresiz gibi görünsem de ileride güzel günlere yelken açtığım özgürce nefes alacağım günleri yaşamak istiyorum.ama ilk hedefim;şimdiye kadar hep boktan okullarda okudum.şimdi memleketin en iyi okulunda okumadan ölürsem gözüm açık gider.son kez adam gibi bir üniversite okumadan ölmek istemiyorum.
intihar etmek 'amaaaannn boşveer'in biraz daha ses getiren şeklidir.bu kadar saçma şeylerin dert edildiği adaletsizliğin kol gezdiği bu dünyada yaşamak istemeyen yüce insanlara karşı yaşamayı seçenlerin acizliğidir hastalıklı olarak görmek.ben şuna inanırım:yaşamayı göt korkusundan seçen insanlar en acizlerdir intiharı seçenlerin yanından bile geçemezler.ama intihar gibi bu dünyayı istememe yürekliliğini gösterenlere karşı aynı duygu ve düşüncede olup da buna rağmen yaşamayı seçenler en yüksektedir.hayata rağmen yaşamayı seçmek...
0
"40 yaşıma kadar hep intiharı düşündüm, ama 40 yaşımdan itibaren insanların intihar etmeye değmeyeceklerini düşünmeye başladım. bana göre intihar, geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır. bu mesajı verebileceğin tıynette insan olmadığını düşününce de intihar etmiyorsun.” ismet özel
0
bilinmeyenden korkuyorum, ölümü ve ötesini de bilmiyorum. bu yüzden intiharı düşündüysem de çok çok küçükken, bu yüzden vazgeçtim. şimdi zaten saçma geliyor.
intihar etmek neden hastalıklı düşünce olarak görülür sorusunun cevabı hastanelerdir bence. sen de binlerce, ben diyeyim onbinlerce insan dünyada hayatta kalma mücadelesi verirken, sağlıklı birinin hayatına son vermek istemesi hastalıklı düşünce gibi görünüyor.
intihar etmek neden hastalıklı düşünce olarak görülür sorusunun cevabı hastanelerdir bence. sen de binlerce, ben diyeyim onbinlerce insan dünyada hayatta kalma mücadelesi verirken, sağlıklı birinin hayatına son vermek istemesi hastalıklı düşünce gibi görünüyor.
0
hayat güzel, niye bitsin isteyeyim ki! gezmek, yemek, uyumak, sohbet vs ...
0
1 mutsuz değilim
2 aile bağları ve sevdiklerim
3 bir süre sonra yaşadığın her sıkıntıyı atlacına bakıyorsunki aslında düşündüğün korktuğun kadar kötü olmamış ve geçmiş gitmiş. işte bu mantıkla şu an
içinde bulunduğun sıkıntılarında bir gün unutulacağını biliyorsun.
2 aile bağları ve sevdiklerim
3 bir süre sonra yaşadığın her sıkıntıyı atlacına bakıyorsunki aslında düşündüğün korktuğun kadar kötü olmamış ve geçmiş gitmiş. işte bu mantıkla şu an
içinde bulunduğun sıkıntılarında bir gün unutulacağını biliyorsun.
0
1.hayatı seviyorum. yapacak birçok şey, görecek birçok yer, okuyacak birçok kitap, izleyecek birçok film var. sevdiğim insanlarla birlikte olmak güzel, onları bırakmak istemem. üstelik dünyanın bundan 30-40 sene sonra nasıl bir yer olacağını da merak ediyorum. uzaylılar var mı en çok ta bunu merak ediyorum :)
2.intiharı ben büyük bir trajedi olarak görüyorum. intihar eden insanın yerine kendimi koymaya çalıştığım zaman işin içinden çıkamıyorum, aklım almıyor. intiharın çeşitli sebepleri oluyor, değişik bir ruh halinde olmak gerekiyor. ama buna doğrudan "hastalıklı bir tercih" demek te doğru olmaz bence, bu daha farklı bir şey. ne bileyim, intihar sanki ya büyük bir fedekarlık ve cesaret, ya da büyük bir aptallık..
bir de bu başlığı okuyanlara şu filmi izlemelerini tavsiye ediyorum; www.imdb.com
2.intiharı ben büyük bir trajedi olarak görüyorum. intihar eden insanın yerine kendimi koymaya çalıştığım zaman işin içinden çıkamıyorum, aklım almıyor. intiharın çeşitli sebepleri oluyor, değişik bir ruh halinde olmak gerekiyor. ama buna doğrudan "hastalıklı bir tercih" demek te doğru olmaz bence, bu daha farklı bir şey. ne bileyim, intihar sanki ya büyük bir fedekarlık ve cesaret, ya da büyük bir aptallık..
bir de bu başlığı okuyanlara şu filmi izlemelerini tavsiye ediyorum; www.imdb.com
0
ben şu entryi okuduktan sonra askıya almıştım bu düşüncemi, bir ara bu yazısı için teşekkür edicem kendisine...
(bkz: intihar etmeye karar vermek/@ruhibirbanyo)
(bkz: intihar etmeye karar vermek/@ruhibirbanyo)
0
Yaşıyorken elimde bişeylerin olduğunu biliyorum.. Ama öldüğümde hiç bişeyin garantisi yok..
Belki ölünce şartlar çok daha iyi olucak ama zaten eninde sonunda ölücem.. Acelem yok yani..
Hem yaşayan bi insan ölebilir.. Bunun garantisi var.. Ama ölen bi insan yaşayabilir mi? Bununda garantisi gene yok..
Fazla garantici miyim diye sorulacak olursa hayır.. Ama intihar etmekte ölmekte hoş şeyler değil bunlar.. En basitinden bi gün herhangi bi hastahanenin ACİL bölümüne gidin orada 1 2 saat vakit geçirin.. Oturun çayınızı için ve izleyin..
Belki ölünce şartlar çok daha iyi olucak ama zaten eninde sonunda ölücem.. Acelem yok yani..
Hem yaşayan bi insan ölebilir.. Bunun garantisi var.. Ama ölen bi insan yaşayabilir mi? Bununda garantisi gene yok..
Fazla garantici miyim diye sorulacak olursa hayır.. Ama intihar etmekte ölmekte hoş şeyler değil bunlar.. En basitinden bi gün herhangi bi hastahanenin ACİL bölümüne gidin orada 1 2 saat vakit geçirin.. Oturun çayınızı için ve izleyin..
0
inner child +1. intihar etme girişimimin başarısız olması sonucu sakat kalmaktan korkuyorum.
0
hiç bir şeyi değiştirmeden, arkada insanların hayatına yarar sağlayacak kayda değer bir şey bırakmadan, hiç var olmamış gibi, öylece gelip gitmek içime sinmiyor. evet, hayat benle de bensiz de devam edecek, ama olumlu bir fark yaratarak, bir şeyler ortaya koyduktan sonra ölmeyi tercih ederim. kendini gerçekleştirme ve özel olma isteğinden sanırım. bir de teknolojik ve medikal gelişmeleri merak ediyorum. ha bir de, bu düşüncenin bir hastalık olma olasılığı da var, eğer serotonin eksikiğinden muzdaripsen, ve bir süre ilaç kullanmayla hayata bakış açın değişebilecekse neden olmasın? intihar aslında bir yardım çağrısı, ilgi çekme yöntemi olabilir. eğer başarısızlıkla sonuçlanırsa daha önce elde edemediğin ilgi, sevgi, tedavi vs. gibi şeylere çok daha kolaylıkla ulaşabilirsin. intiharı düşünen bir kişinin depresyonda olma olasılığı çok yüksek. bu yüzden, bir psikiyatriste görünmekte fayda var.
0
patlak fermuar
sevgili hayvansever dostlarım. apartmanın bahçesinde beslediğimiz 3 kedimiz var. ikisi yavru daha. bu sabah ekmek almaya giderken gördüm ki hayvanlar acıkmış. eve dönüp süt ısıttım içine ekmek doğradım yemediler. oturduğum yerde hazır mama yok. ne vermeliyim bunlara ben. bir de sütü neden sevmediler
sevgili hayvansever dostlarım. apartmanın bahçesinde beslediğimiz 3 kedimiz var. ikisi yavru daha. bu sabah ekmek almaya giderken gördüm ki hayvanlar acıkmış. eve dönüp süt ısıttım içine ekmek doğradım yemediler. oturduğum yerde hazır mama yok. ne vermeliyim bunlara ben. bir de sütü neden sevmediler anlamış değilim. kaynar değildi ılıktı. annem daha önce tavuk haşlamadan kalan suya ekmek doğrayıp vermişti. bunları yiyor bu yavrucaklar. hazır tavuk suyu çorbası alsam yerler mi acaba? bir de en küçük yavrunun gözleri kızarmış hafiften sulanma hissettim. göz damlası damlatayım mı?
0
bizim de bahçede şu anda yavru kediler var ve genel olarak tavuk suyu-ekmek kombinasyonuna bayılıyorlar, sütü de acıkıp başka birşey bulamazlarsa içiyorlar. (sütü hafif sulandırırsanız yavrular için daha iyi olur)
gözleri kızaran yavruyu imkanınız varsa veterinere yada veterinerlik fakültesine (bazen belediyenin de veterienri oluyor) götürün, ona göre bir damla kullanın (bazen antibiyotik kullanımı da gerekli olabiliyor)
gözleri kızaran yavruyu imkanınız varsa veterinere yada veterinerlik fakültesine (bazen belediyenin de veterienri oluyor) götürün, ona göre bir damla kullanın (bazen antibiyotik kullanımı da gerekli olabiliyor)
0
insan için olan herhangi bir ilacı hayvanlara vermeyin, veteriner gözü için ilaç verebilir götürme imkanınız varsa.
kediler için, hele yavrular için süt çok sağlıksız bir besin, sindirim problemi yaşarlar. et suyuna tavuk suyuna, etli yemeğin salçasına bulanmış ekmek, makarna, pilav falan yerler. evde artan yemeklerden verebilirsiniz yani.
kediler için, hele yavrular için süt çok sağlıksız bir besin, sindirim problemi yaşarlar. et suyuna tavuk suyuna, etli yemeğin salçasına bulanmış ekmek, makarna, pilav falan yerler. evde artan yemeklerden verebilirsiniz yani.
0
çok teşekkür ederim arkadaşlar. ben yeşilpınar'da oturuyorum. kağıthane belediyesi'nin veterinerliği var. belediye veterinerliğinde muayene ücretli mi peki? bir de taşıma sepetimiz olmadığı için götürmem imkansız ama yazarlardan just fa siprogut göz damlası önerdi. yine de veterinere gidip danışabilirim.
edit: kağıthane veteriner kliğini aradım arkadaşlar. genta göz damlası önerdi. eczanelerde bulabilirmişim. muayene ücreti 35 liraymış. sokak hayvanları için ücretsiz muayene hizmeti veren bir veteriner yok mu istanbul'da acaba.
edit: kağıthane veteriner kliğini aradım arkadaşlar. genta göz damlası önerdi. eczanelerde bulabilirmişim. muayene ücreti 35 liraymış. sokak hayvanları için ücretsiz muayene hizmeti veren bir veteriner yok mu istanbul'da acaba.
0
beyaz peynir ve yoğurt da severler. süt pek içmezler. mamalarının içine bir miktar haşlanmış yumurta sarısı koyabilirseniz arada iyi olur, yavrulara vitamin takviyesi olur. mutlaka her gün taze su bulundurun bir de.
belediye veterinerlikleri para alıyor ama normal veterinerlerin yanında cüzi kalıyor. etrafta üniversitelerin vet. fakülteleri varsa oralarda ücretsiz muayene ettirebilirsiniz.
belediye veterinerlikleri para alıyor ama normal veterinerlerin yanında cüzi kalıyor. etrafta üniversitelerin vet. fakülteleri varsa oralarda ücretsiz muayene ettirebilirsiniz.
0
sarper361
arkadaşlar ben bundan almak istiyorum ama bir sorun var. alan arkadaşlarımın hepsinin anne babasının bu pasaportu var. benim annemin (öğretmen)yok. onlar yaptıkları işlemleri anlatırken anne/babalarının pasaportu üzerinden yaptığı işlemler de var. ben ne yapmalıyım bu durumda? nasıl bir yol izleniyo
arkadaşlar ben bundan almak istiyorum ama bir sorun var. alan arkadaşlarımın hepsinin anne babasının bu pasaportu var. benim annemin (öğretmen)yok. onlar yaptıkları işlemleri anlatırken anne/babalarının pasaportu üzerinden yaptığı işlemler de var. ben ne yapmalıyım bu durumda? nasıl bir yol izleniyor?
0
anne/baba tarafında kimsede yeşil pasaport hakkı yoksa alamazsın, ya da kişisel olarak bilmem kaç senelik memuriyetten sonra alabilirsin. ya da yine bilmem kaç senelik memurla evlenebilirsin!
0
annenin 1. derece devlet memuru olmasını bekle. 1. derece (1'in 1'i olsa bile) almaya hak kazanıyor. ve tabii sen de
(ama devlet memuruysa geçerli bu dediğim tabii)
(ama devlet memuruysa geçerli bu dediğim tabii)
0
o almadan sen alabiliyor musun bilmiyorum ama, ben zamanında annemle (o da 1. dereceden öğretmen emeklisi) aynı anda çıkarmıştım.
yeşil pasaportun harcı bilmemnesi yok veya çok düşük zaten. ciddi bir masraf olmaz. ikisinden biriyle aynı anda başvur. hemen çıkarırsın o şekilde
yeşil pasaportun harcı bilmemnesi yok veya çok düşük zaten. ciddi bir masraf olmaz. ikisinden biriyle aynı anda başvur. hemen çıkarırsın o şekilde
0
25 yaşını aşmamış ve halen öğrenciysen alabilirsin. onlarda olmasına gerek yok. Annen okuldan gerekli evraklarını toparlasın sen de ziraat bankasına 50 tl pasaport harcını yatır. işlem tamam.
0
kayip cocuk
merhaba,yeşil pasaportum var diyelim, interrail global pass alıp elimi kolumu sallayıp yola çıkabiliyor muyum? vizeyle işim olmuyor mu hiç?global pass te bulunan 30 ülkeden 27'si yeşil pasaport için vize istemiyormuş.yani sorumun cevabı evet mi?
merhaba,
yeşil pasaportum var diyelim, interrail global pass alıp elimi kolumu sallayıp yola çıkabiliyor muyum? vizeyle işim olmuyor mu hiç?
global pass te bulunan 30 ülkeden 27'si yeşil pasaport için vize istemiyormuş.
yani sorumun cevabı evet mi?
yeşil pasaportum var diyelim, interrail global pass alıp elimi kolumu sallayıp yola çıkabiliyor muyum? vizeyle işim olmuyor mu hiç?
global pass te bulunan 30 ülkeden 27'si yeşil pasaport için vize istemiyormuş.
yani sorumun cevabı evet mi?
0
evet.
çıkışı bulgaristan üzerinden yapacaksanız transit vize almanız gerekiyor sadece.
çıkışı bulgaristan üzerinden yapacaksanız transit vize almanız gerekiyor sadece.
0
mentirosa
そしてグーシャ帰国後音沙汰のない件…アンネなんかまだ日本にいるってのにgreegingsメールくれたとゆーのに！まったくve おっつー。やっぱワンピースとスラダンは日本紹介するときの鉄板っしょ！かわまたくーーん！台湾からのコメント嬉しいぞー！海外行くとどうしてもヲタクと距離が縮まる件 しかーしワンピースは空の国?までしかわからない件 そしてセルゲイと友達になる前にこのコメント消さねば！好き勝手書きすぎたbunlar ne demek acaba cümleler birbirinden bağımsız söylenmiş olabilir o yüzden ayrı yazdım, kar
そしてグーシャ帰国後音沙汰のない件…アンネなんかまだ日本にいるってのにgreegingsメールくれたとゆーのに！まったく
ve
おっつー。やっぱワンピースとスラダンは日本紹介するときの鉄板っしょ！
かわまたくーーん！台湾からのコメント嬉しいぞー！海外行くとどうしてもヲタクと距離が縮まる件 しかーしワンピースは空の国?までしかわからない件 そしてセルゲイと友達になる前にこのコメント消さねば！好き勝手書きすぎた
bunlar ne demek acaba cümleler birbirinden bağımsız söylenmiş olabilir o yüzden ayrı yazdım, karşılıklı konuşma gibi. bir de japon kültürü hakkında bir sorum var. acaba bu japonlara ne desek acı koyar, içlerine oturur bunların yumuşak karnı nedir?
ve
おっつー。やっぱワンピースとスラダンは日本紹介するときの鉄板っしょ！
かわまたくーーん！台湾からのコメント嬉しいぞー！海外行くとどうしてもヲタクと距離が縮まる件 しかーしワンピースは空の国?までしかわからない件 そしてセルゲイと友達になる前にこのコメント消さねば！好き勝手書きすぎた
bunlar ne demek acaba cümleler birbirinden bağımsız söylenmiş olabilir o yüzden ayrı yazdım, karşılıklı konuşma gibi. bir de japon kültürü hakkında bir sorum var. acaba bu japonlara ne desek acı koyar, içlerine oturur bunların yumuşak karnı nedir?
0
bende kod mu eksik ondan mı böyle oldu bilmiyorum ama gördüğüm sadece yanyana kareler.
0
ameteratsu yok, shinto yalan.
ne biliyim belki çin'i istila etmelerini söyleyebilirsin.
yada klasik penis muhabbetine girebilirsin.
ne biliyim belki çin'i istila etmelerini söyleyebilirsin.
yada klasik penis muhabbetine girebilirsin.
0
çinli misiniz deseniz alınırlar sanırım. bir dizide makikosan vardı. ona siz çinliler falanlı cümlelerle konuşulunca sinirleniyordu, ben japonun japon diye bağıyordu. tabi engin günaydının sonraki cevabı '' ee ne farkeder'' oluyordu.:)
0
soyadlarına, ailelerine çok önem verirler. hatta soyad-ad şeklinde yazarlar adlarını zaten.
0
"güney kore sizi geçiyor, çin desen dünya lideri" fln dersen alınır bunlar.
0
isyanim var ulaan
Hollanda da çoooooook uzun süreden beri bodyguard olarak çalışan, her türlü ortamda bulunmuş bir abim şöyle bir cümle kurdu;"aga her şeyi kullanırım magic mushroom kullanmam, kullandırtmam" Şaşırdım ben de arkadaş.. Neden böyle dedi?Ayrıca Smart Shoplarda bu magic mushroomlar değil, magic truffle sa
Hollanda da çoooooook uzun süreden beri bodyguard olarak çalışan, her türlü ortamda bulunmuş bir abim şöyle bir cümle kurdu;
"aga her şeyi kullanırım magic mushroom kullanmam, kullandırtmam"
Şaşırdım ben de arkadaş.. Neden böyle dedi?
Ayrıca Smart Shoplarda bu magic mushroomlar değil, magic truffle satılıyor değil mi?
Farkı ne?
Onda bir sakınca var mı?
"aga her şeyi kullanırım magic mushroom kullanmam, kullandırtmam"
Şaşırdım ben de arkadaş.. Neden böyle dedi?
Ayrıca Smart Shoplarda bu magic mushroomlar değil, magic truffle satılıyor değil mi?
Farkı ne?
Onda bir sakınca var mı?
0
onu kullanan çoğacayip halüsülünasyonlar görüyormuş. hani küçücük anahtar deliğinden geçmeye çalışıyomuşsun falan. bana da öyle demişti orada yaşayan biri. hatta bikaç kişi yüksek yerden kendisini zemin katta sanarak atlayıp can vermiş... bilemicem. yemez bence onu kullanmak.
0
mushroomlar yasaklandı, trufflelar mushroom'un toprak üstüne çıkmadan önceki hali. yumru hali mi deniyor? esasen aynı diyebilirim.
ikisininin de etki olarak farkı yok. kullanırken mod çok önemli, doz da çok önemli, kendini kötü hissederken kullanıyorsan, daha da kötü hissedebilirsin ama keyifliyken daha da çok eğleniyorsun.
halüsülasyon olayı çok fazla alırsan oluyor.
öyle "kullanmam-kullandırtmam"lık bir durum yok.
ikisininin de etki olarak farkı yok. kullanırken mod çok önemli, doz da çok önemli, kendini kötü hissederken kullanıyorsan, daha da kötü hissedebilirsin ama keyifliyken daha da çok eğleniyorsun.
halüsülasyon olayı çok fazla alırsan oluyor.
öyle "kullanmam-kullandırtmam"lık bir durum yok.
0
cukutay
klipte oynayan er ve dişi kişilerin üreme organları gözüksün, seyrettikten sonra vay anasını böylesi de varmış diyeyim.
klipte oynayan er ve dişi kişilerin üreme organları gözüksün, seyrettikten sonra vay anasını böylesi de varmış diyeyim.
0
rammstein'in pussy klibinde aradiginizi bulacaksiniz.
buyrun linki: www.visit-x.net
buyrun linki: www.visit-x.net
0
@little red riding hood
Vay be ne klipti. İlk başta bu ne lan dedim ama sonda olay koptu. Teşekkürler.
Vay be ne klipti. İlk başta bu ne lan dedim ama sonda olay koptu. Teşekkürler.
0
necro "who's ya daddy?" uncensored video "the sexorcist"
olarak ara
olarak ara
0
perrantel
baba sevdigim kizi gormek icin japonya'ya gidiyorum. once bulundugum sehirden trenle 11377 km yol gidecegim, sonra oradan ver elini feribot.bu 11377 kmlik yol asagi yukari 20 gun surer diyorlar, haklilar. bu uzun yolculukta can sikilmasin diye ne yapilmalidir? neler onerirsiniz?not: "allah'tan akil
baba sevdigim kizi gormek icin japonya'ya gidiyorum. once bulundugum sehirden trenle 11377 km yol gidecegim, sonra oradan ver elini feribot.
bu 11377 kmlik yol asagi yukari 20 gun surer diyorlar, haklilar. bu uzun yolculukta can sikilmasin diye ne yapilmalidir? neler onerirsiniz?
not: "allah'tan akil fikir" cevabini kabul etmiyorum, onu annem zaten sabahtan beri defalarca kez soyledi.
bu 11377 kmlik yol asagi yukari 20 gun surer diyorlar, haklilar. bu uzun yolculukta can sikilmasin diye ne yapilmalidir? neler onerirsiniz?
not: "allah'tan akil fikir" cevabini kabul etmiyorum, onu annem zaten sabahtan beri defalarca kez soyledi.
0
ne denmesini bekliyorsunuz ki? "hayatının macerası seni bekliyor, inanılmaz bir serüven, çocuklarına, torunlarına anlatacağın bir insanlık mirası peşinde gidiyorsun, yanına tolstoy al, dostoyevski al, seni oyalayacakalrdır" denmesini mi?
bahsettiğiniz yolda, tek başınıza, anladığım kadarıyla da para ve imkan yönünden hayli kısıtlı bir şekilde gidiyorsunuz. bir de canınızın sıkılacağından endişeleniyorsunuz. öncelikle o canınızı kaybetmemek için uğraşacaksınız. bunun yanında dayak yememek, soyulmamak ve insanlar tarafından kandırılmamak için göstereceğiniz çaba ile zaten canınızın sıkılacağını pek düşünmeyin. eskişehir'e trenle ya da izmir'e feribotla gitmiyorsunuz sonuçta.
yine de dostoyevski ve tolstoy'u öneririrm.
bahsettiğiniz yolda, tek başınıza, anladığım kadarıyla da para ve imkan yönünden hayli kısıtlı bir şekilde gidiyorsunuz. bir de canınızın sıkılacağından endişeleniyorsunuz. öncelikle o canınızı kaybetmemek için uğraşacaksınız. bunun yanında dayak yememek, soyulmamak ve insanlar tarafından kandırılmamak için göstereceğiniz çaba ile zaten canınızın sıkılacağını pek düşünmeyin. eskişehir'e trenle ya da izmir'e feribotla gitmiyorsunuz sonuçta.
yine de dostoyevski ve tolstoy'u öneririrm.
0
ansiklopedi al yanına oku. dönünce bir yarışma programına katılırsın.
çizgi roman al, kitap serileri al, 16-32 gblık falan bir mp3 playerla epey bir albümü hatmet.
internet olacaksa laptopun varsa, yanında götür, paso oyun oyna, film izle.
çizgi roman al, kitap serileri al, 16-32 gblık falan bir mp3 playerla epey bir albümü hatmet.
internet olacaksa laptopun varsa, yanında götür, paso oyun oyna, film izle.
0
@demcan: hocam kaderde varsa ne gelir elden.:) bisey olacagini sanmiyorum, burada dogup buyudum. sokaktaki cogu rustan daha iyi rusca konusuyorum, kimse yabanci oldugumu bile anlamiyor. para ve imkanin kisitli olmasi yuzunden hep biseyleri erteledim hayatim boyunca ve geriye baktigimda hep mutsuz oldum. o yuzden denemek gerek diye dusunuyorum.
0
@redlinetheturk: burada 40 gun degil 400 gun calissam 2600 euroyu toparlayamam hocam suan. zaten is yok, olanlari da ortalama 300-350$ maas. zaten suan calisiyorum ama bi yandan anneme de yardim etmem gerek. o yuzden biriktiremem.
0
trans- sibirya'ya gidiyorsun sanırım. benden önce davrandığın için dönüşte tüyo almak isterim. orda sıkılmazsın muhtemelen, sohbet, yeni insanlar ve yol. varışa değil de, yolun kendisine de odaklanırsanız can sıkılmaz ama size bağlı tabii bu. şimdi kitap, müzik vs diycem ama tam olmayacak.
yola çıkmadan yolculukla ilgili araştırmalar yapın, ne yapılır vs.
yanınıza tavla gibi oyun\ oyunlar alın. hem vakit geçirir hem de insanlarla kaynaşırsınız. arada da etrafı gezeceksiniz vs.
iyi yolculuklar
yola çıkmadan yolculukla ilgili araştırmalar yapın, ne yapılır vs.
yanınıza tavla gibi oyun\ oyunlar alın. hem vakit geçirir hem de insanlarla kaynaşırsınız. arada da etrafı gezeceksiniz vs.
iyi yolculuklar
0
@pyro clustic flow: aynen hocam, trans-sibirya. :) sana internete girdikce yazarim durumu.
0
bu yol çoğu gezginin olmazsa olmaz rotalarından biridir. nette çok fazla bilgi var, başka insanların yazdıkları, deneyimleriyle seyahatin renklenebilir. epey kaynak var. bir tanesi için ;
www.trans-siberia.com
www.trans-siberia.com
0
lan size ne be allah allah!
kardeşim ipod touch al bir güzel oyunlar yükle içine müzikler yükle tek başına en azından 5-6 gününü götürür. evet bol kitap (bir de wi fi var mı trende? varsa ipod daha da götürür)
kardeşim ipod touch al bir güzel oyunlar yükle içine müzikler yükle tek başına en azından 5-6 gününü götürür. evet bol kitap (bir de wi fi var mı trende? varsa ipod daha da götürür)
0
ulan adam parasızlıktan trenle gidiyom diyo, millet ipod touch al diyo yahu ya sabır...
0
@cedric tweedledee: sanmiyorum abi. bi kac kere 600-700 kmlik yola gittim, havalandirma disinda bi lux yoktu. eski sovyet trenleri sonucta, revize edilmistir bazilari ama o kadar ileri gittiklerini dusunmuyorum. :)
0
abicim bu ne aşk! vay bee.. umarım gittiğine değer..
neyse 20 gün içinde japonca bilmiyorsan yolda kendi kendine üç beş japonca kelime öğrenebilirsin.. ha bi de günlük tut foto makinen varsa bol foto çek ne diyim
ha ayrıca bişiyi merak ediyorum 20 gün içinde nasıl banyo yapcaksın trende? kokuşmaz mısın?
yoksa içinde banyosu da mı var???
neyse 20 gün içinde japonca bilmiyorsan yolda kendi kendine üç beş japonca kelime öğrenebilirsin.. ha bi de günlük tut foto makinen varsa bol foto çek ne diyim
ha ayrıca bişiyi merak ediyorum 20 gün içinde nasıl banyo yapcaksın trende? kokuşmaz mısın?
yoksa içinde banyosu da mı var???
0
evet yeni bi dil calismak icin guzel bi sure , resim cizebilirsin , cizgi roman olabilir , fotograf cekmek cok mantikli , hatta yolda sevgilin icin bi gunluk tut ^ ^ gidince verirsin , poloroid in varsa tadindan yenmez , el tetrisi olabilir hala elime aldikca saatlerce oynayabiliyorum :P siir yaz ? hayal kur , elbet gecer yirmi gun (: iyi yolculuklar simdiden
0
neyi merak ettim ben biliyomusun 20 günlük yolu gittikten sonra kaç gün kalacaksın sen? 20 git 20 gel 20 de kalsan etti 2 ay çalışıyorum dedin de 2 ay ne dedin de izin aldın söle bize de:D
ya bence bişeyler yaz yanına da böle logo gibi yada şu küçük zeka oyunlarından falan bişeyler alabilirsin. fotoğraf çekmek on numara fikir. fotoğrafları numaralandır ve her fotoğrafın hikayesini de yaz. tanıştığın insanlardan kahramanlar yarat onları yaz:) yeteneğin varmı bilmiyorum ama çizebilirsinde hikayelerin yanına. bence keyifli olur. ha bide bence hep olmayı hayal ettiği şeyler olur ya insanın atıyorum işte dağcılıkla uğraşmak istemişsindir ama yapamamışsındır. git onu tanıştığın insanlara sanki yapmışsın gibi anlat:D hayallerindeki gibi falan egonuda tatmin etmiş olursun arada:D
ya bence bişeyler yaz yanına da böle logo gibi yada şu küçük zeka oyunlarından falan bişeyler alabilirsin. fotoğraf çekmek on numara fikir. fotoğrafları numaralandır ve her fotoğrafın hikayesini de yaz. tanıştığın insanlardan kahramanlar yarat onları yaz:) yeteneğin varmı bilmiyorum ama çizebilirsinde hikayelerin yanına. bence keyifli olur. ha bide bence hep olmayı hayal ettiği şeyler olur ya insanın atıyorum işte dağcılıkla uğraşmak istemişsindir ama yapamamışsındır. git onu tanıştığın insanlara sanki yapmışsın gibi anlat:D hayallerindeki gibi falan egonuda tatmin etmiş olursun arada:D
0
umarim sevdigin kizin da seni sevdigini biliyorsundur da buyuk bir toyluk yapmiyorsundur. :)
hep ogrenmek istedigin ama durmadan erteledigin bir sey vardir muhakkak, onu ogren yolda.
hep ogrenmek istedigin ama durmadan erteledigin bir sey vardir muhakkak, onu ogren yolda.
0
İyi yolculuklar. Umarım sorunsuz, harika bir yolculuk yaşarsınız. Hayatta bir defa yapılacak bir şey. Ben sizin yerinizde olsam kapsamlı bir günlük tutardım. Anlatışınız, diliniz iyiyse döndüğünüzde bastırma imkanı bile doğabilir. Trende çocuk varsa onlarla da oynayın, çabuk vakit geçer.
0
yanına büyük bir defter al ve yaşadıklarını yaz,sonra blog falan yaparsın ne bileyim kitap yaparsın.çocuğun torunun okur belki.
0
girl in a coma
hangi yayınevinin hangi kaynağını önerirsiniz? denedim, faydasını gördüm diyenler,teşekkürler.
hangi yayınevinin hangi kaynağını önerirsiniz? denedim, faydasını gördüm diyenler,
teşekkürler.
teşekkürler.
0
KPDS için konu anlatımlı bir kitap nasıl oluyor bilemiyorum 90 soru okuduğunu anlama üzerine. O yüzden paragraf soruları için kitapları tercih edebilirsiniz. Ya da program
-kitapyurdu.com kitap
-www.passagework.com
-kitapyurdu.com kitap
-www.passagework.com
0
ra s al ghul
maaş, kariyer, iş tatmini, iş/arkadaş ortamı... başka nelerdir sizce bir işi secerken bakılması gereken kıstaslar
maaş, kariyer, iş tatmini, iş/arkadaş ortamı... başka nelerdir sizce bir işi secerken bakılması gereken kıstaslar
0
mesai geç başlayıp erken bitiyorsa, maaş da tatmin ediciyse, iyidir o iş...
gerisi boş
gerisi boş
0
Çalıştığın iş yerindeki "örgütsel adalet" in mevcudiyeti çok önemli. Üstlerin ve diğer yöneticilerin astlarına yönelik tutum ve değerlendirmeleri adil ve tarafsız olmalı. Yani profesyonel bir yönetimin varlığı gerekli. Eğer bunlar varsa iş arkadaşları senin üzerinde hiçbir baskı oluşturamaz, kendini güvende ve huzurlu hissedersin, bu da işten tatmin olma şansını artırır.
İnsanlar en tahammülsüz oldukları nokta bu adalet algısıdır.
Özetle eğer kurumsal bir örgüt ise düşük maaşa karşın uzun vadede istihdam edilebilme güvencesine önem veririm. Değil ise öncelikle kariyer derim. İş arkadaşlarını, maaşı ve iş tatmini görezden gelip kendinize basamak atlatmak olmalı tek amacnız.
İnsanlar en tahammülsüz oldukları nokta bu adalet algısıdır.
Özetle eğer kurumsal bir örgüt ise düşük maaşa karşın uzun vadede istihdam edilebilme güvencesine önem veririm. Değil ise öncelikle kariyer derim. İş arkadaşlarını, maaşı ve iş tatmini görezden gelip kendinize basamak atlatmak olmalı tek amacnız.
0
mesai olmucak bir de ortam arkadaş ortamı iyi olmalı yoksa ne olursa olsun cekilmez o iş
0
tecrübelerime dayanarak söylüyorum erkekler için para ve kariyer daha çok öne çıkıyor. Bayanlarda da boş vakit ve iş ortamı. en azından çalıştığım yerde bu şekilde. Tabii ki hepsi de önemlidir.
0
benim için üç kıstas: çalışma saatlerina uyulsun. parası güzel olsun. ulaşımı kolay olsun. ortam, şirket prestiji, ünvan, rahatlık vs. çok da umrumda olmuyor açıkçası. çünkü şunu biliyorum ki keyfim için değil, sadece hayatımı geçindirmek için çalışıyorum. en rahat iş bile iştir nihayetinde. bana özel hayat tanısın bir de para versin yeter.
0
1.kafam rahat olacak,işi isteyerek yapcam.
2.çalışma ortamı,insanlar iyi olacak.
maaş,kariyer daha sonra gelen şeyler.
2.çalışma ortamı,insanlar iyi olacak.
maaş,kariyer daha sonra gelen şeyler.
0
açıkçası benim şu aralar ilk baktığım şey işlerin düzgün olması. cuma akşam 6:30 da gelip şunları yetiştir denmesi hiç hoş olmuyor. yetiştirdikten sonrada şef 1 hafta elinde bekletince işi haydeee yeter artık durumu oluyor. önemli olan düzgün planlı programlı iş yapan bir yerin olması. yoksa her gün eve değişik değişik maceralarla sinirli ve huysuz bir şekilde eve dönüyorsunuz. birde ister istemez evdekilerin kafasını ütülüyorsunuz.
ikincisi maaş. zaten iyi bir maaşla çalışıyorsanız büyük ihtimalle kariyerinizde iyidir. ne kadar para o kadar saadet. ama bi o kadarda iş ve sorumluluk yüklerler. tabiki istisnalar vardır. aşırı iş yüksek maaş yerine, düzgün planlı bir iş, ortalama maaşı tercih ederim. zaten zor bulunanıda bu.
iş seçerken arkadaş ortamı ise bahane. daha önemli olan şeflerin, müdürlerin ne kadar arkadaşça olduğu(göreceli). iş arkadaşından arkadaş çıkma ihtimali çok düşük. hatta yanınıza arkadaşınızı aldırırsınız benim gibi. sonra onunlada arkadaşlığınız bitebilir. tabiki istisnalar var. iş yerinde evlenenleride gördüm. hem işte hem evde birbirlerine bakabiyorlar. takdir ediyorum. arkadaşlık mevzusu işin stresine sıkıntısınada bağlı. bence seçici bir unsur değil bu.
ikincisi maaş. zaten iyi bir maaşla çalışıyorsanız büyük ihtimalle kariyerinizde iyidir. ne kadar para o kadar saadet. ama bi o kadarda iş ve sorumluluk yüklerler. tabiki istisnalar vardır. aşırı iş yüksek maaş yerine, düzgün planlı bir iş, ortalama maaşı tercih ederim. zaten zor bulunanıda bu.
iş seçerken arkadaş ortamı ise bahane. daha önemli olan şeflerin, müdürlerin ne kadar arkadaşça olduğu(göreceli). iş arkadaşından arkadaş çıkma ihtimali çok düşük. hatta yanınıza arkadaşınızı aldırırsınız benim gibi. sonra onunlada arkadaşlığınız bitebilir. tabiki istisnalar var. iş yerinde evlenenleride gördüm. hem işte hem evde birbirlerine bakabiyorlar. takdir ediyorum. arkadaşlık mevzusu işin stresine sıkıntısınada bağlı. bence seçici bir unsur değil bu.
0
nawres
tabiat ana hakkini helal etsin diye "bireysel olarak" neler yapiyorsunuz, neler yapilabilir?
tabiat ana hakkini helal etsin diye "bireysel olarak" neler yapiyorsunuz, neler yapilabilir?
0
siyah poşet kullanmıyorum, pilleri gerçekten de atık pil kutusuna atıyorum. suyu tasarruflu kullanmaya çalışıyor, evin önüne ve balkona hayvanlar için su koyuyorum. pc ve televizyonu sadece düğmesinden kapatıp bırakmıyorum, fişini de çekiyorum.
işte naçizane ntv yeşil ekrandan duyduklarımla vs bişiler yapmaya çalışıyorum.
işte naçizane ntv yeşil ekrandan duyduklarımla vs bişiler yapmaya çalışıyorum.
0
kullanmadığım ışıkları HERYERDE (okul, kamu binası, ev, işyeri) kapatıyorum. kesinlikle hiçbir çöpü yere atmıyorum, özellikle plastiklere dikkat ediyorum. suyu da çok dikkatli kullanıyorum.
0
elimdeki çöpü metrelerce cebimde taşıyıp çöp kutusuna atmak bile istanbulda kendimi yeterince çevreci hissettiriyor.
0
Calistigim sirkette sozu gecen bi ablayim :p
yemeklerimizi sirkete getiren yemek firmasi kocaman posetlere doldurup getiriyordu. gunde 5-6 tane o kocaman posetleri sadece 5 dklik bir yol icin bize harciyorlardi...
aradim dedim ki sizin kagit posetiniz yok mu?
-yok
+cantaniz yok mu
-ne cantasi
+yemeklerin sigacagi herhangi bir canta
-var ama hanimefendi simdi orada gelip o cantalari bosaltmak bizim calisanlarimizin yapacagi gorev tanimlarindan birisi degil
+peki siz getirin canta ile ben bosalticam
2 hafta ben bosalttim cantalarini daha sonra yurtdisi seyahati icin gitmek durumunda kaldim ama gitmeden yemek firmasini aradim ben gidiyorum poset getirmek yok dedim kikiki yaptim ayip olmasin diye arada
15 gun sonra geri geldigimde calisanlarin artik cantalardan kendilerinin bosalttigini gordum karismadim da niye yapiyorsunuz da demedim evet belki kotu birsey vazifesi olmayan isleri yapiyorlar ama poset kullandirtmaktan sanirim daha masumcadir
bu da boyle bir animdir
yemeklerimizi sirkete getiren yemek firmasi kocaman posetlere doldurup getiriyordu. gunde 5-6 tane o kocaman posetleri sadece 5 dklik bir yol icin bize harciyorlardi...
aradim dedim ki sizin kagit posetiniz yok mu?
-yok
+cantaniz yok mu
-ne cantasi
+yemeklerin sigacagi herhangi bir canta
-var ama hanimefendi simdi orada gelip o cantalari bosaltmak bizim calisanlarimizin yapacagi gorev tanimlarindan birisi degil
+peki siz getirin canta ile ben bosalticam
2 hafta ben bosalttim cantalarini daha sonra yurtdisi seyahati icin gitmek durumunda kaldim ama gitmeden yemek firmasini aradim ben gidiyorum poset getirmek yok dedim kikiki yaptim ayip olmasin diye arada
15 gun sonra geri geldigimde calisanlarin artik cantalardan kendilerinin bosalttigini gordum karismadim da niye yapiyorsunuz da demedim evet belki kotu birsey vazifesi olmayan isleri yapiyorlar ama poset kullandirtmaktan sanirim daha masumcadir
bu da boyle bir animdir
0
genelde standart şeyler.
bir mağazadan birşey aldığımdan torba/poşet almıyorum. çantam büyükse ona atıyorum.
ışıkları kullanmadığımda kaparım, hatta eş dost evinde bile musallat olur kapattırırım.
arabama min. binmeye çalışırım. bindiysem de boş gitmemesine çalışırım (bizim orası biraz sapa, otobüs bekleyenleri alırım)
gazete ve kağıtları biriktirir, geri dönüşüm kumbarasına atarım.
çöpleri çöp kutusuna atarım, çevrede yoksa (ki ankarada çöp kutusu bulmak zor iki gözüm) herhangi bir dükkana girip çöp kutularına atarım.
plastik bardakları tek seferlik kullanmam, mümkün olduğunca çok kullanmaya çalışırım.
bir mağazadan birşey aldığımdan torba/poşet almıyorum. çantam büyükse ona atıyorum.
ışıkları kullanmadığımda kaparım, hatta eş dost evinde bile musallat olur kapattırırım.
arabama min. binmeye çalışırım. bindiysem de boş gitmemesine çalışırım (bizim orası biraz sapa, otobüs bekleyenleri alırım)
gazete ve kağıtları biriktirir, geri dönüşüm kumbarasına atarım.
çöpleri çöp kutusuna atarım, çevrede yoksa (ki ankarada çöp kutusu bulmak zor iki gözüm) herhangi bir dükkana girip çöp kutularına atarım.
plastik bardakları tek seferlik kullanmam, mümkün olduğunca çok kullanmaya çalışırım.
0
Nerdegezer
1- En kalabalık Hıristiyan nüfusu nerede?2- En yoğun olarak Hıristiyan barındıran 3 şehri neresidir?
1- En kalabalık Hıristiyan nüfusu nerede?
2- En yoğun olarak Hıristiyan barındıran 3 şehri neresidir?
2- En yoğun olarak Hıristiyan barındıran 3 şehri neresidir?
0
lubnan'da var baya hiristiyan. beyrut diyebiliriz sehir olarak ama en cok orada midir bilemem.
0
4 milyon nufusunun %40'i hiristiyanmis lubnan'in, buradan 1.5 milyondan fazla hiristiyan var diyebiliriz.
0
simdi baktim da suriye'de de %10 hiristiyan varmis. Orada da 2 milyon hiristiyan yasiyor diyebiliriz.
0
lübnanda 1932den beri nüfus sayımı yapılmıyor. bu süre içinde hristiyan nüfusun büyük bir kısmının göç ettiği düşünülüyor. ama yine de ortadoğu için hala yüksek bir orandadır.
bende mısır,lübnan ve suriye diye sallıyorum. bide expatlardan dolayı arap emirlikleri ekkeke.
not: aha konuyla ilgili bir bbc yazısı buldum.
news.bbc.co.uk
bende mısır,lübnan ve suriye diye sallıyorum. bide expatlardan dolayı arap emirlikleri ekkeke.
not: aha konuyla ilgili bir bbc yazısı buldum.
news.bbc.co.uk
0
hayali arkadaş
perşembe gecesi doğumunu beklediğim hamile kedimde kahverengi bir akıntı başladı ama doğurmaya çalışıyor gibi bir hali yoktu, sabah veterineri aradım 6 saat içinde doğurmazsa getirin dedi, 6 saat sonra götürdüğümde yavruların anne karnında öldüğünü hemen ameliyatla alınmaları gerektiğini yoksa annen
perşembe gecesi doğumunu beklediğim hamile kedimde kahverengi bir akıntı başladı ama doğurmaya çalışıyor gibi bir hali yoktu, sabah veterineri aradım 6 saat içinde doğurmazsa getirin dedi, 6 saat sonra götürdüğümde yavruların anne karnında öldüğünü hemen ameliyatla alınmaları gerektiğini yoksa annenin de öleceğini söyledi. tabi ben de ameliyata izin verdim bunu duyunca. yavrular dışında kedinin rahmini de almış.
yalnız ameliyattan sonra yavruların beşi de yaşıyordu. bu arada kedimin şekerini ölçtü ve şeker 405 çıktı. o geceyi çok zor geçirdik, anezteziden çok zor ayıldı. ertesi gün ölçüldüğünde ise bu sefer şekeri 46 çıktı. bunun üzerine veteriner "demek ki şekeri stresten yükselmiş, diyabeti yokmuş kedinin" dedi. o ilk panik geçince veterinerin çok da gerekli olmayan bir ameliyatı para almak için yapmış olabileceğini düşünmeye başladım, yavruların kesinlikle öldüğünü söylediği için ameliyata izin vermiştim, ameliyattan sonra yavruların beşi de yaşıyordu fakat anne anestezi altında olduğu için süt ememeyip hepsi öldüler. bir taraftan haksızlık ediyor olabileceğimden de korkuyorum, siz ne diyorsunuz?
ikinci sorum da diyabet konusunda şeker düzeyindeki bu çarpıcı dalgalanma tek başına şeker hastalığı belirtisi olamaz mı?
yalnız ameliyattan sonra yavruların beşi de yaşıyordu. bu arada kedimin şekerini ölçtü ve şeker 405 çıktı. o geceyi çok zor geçirdik, anezteziden çok zor ayıldı. ertesi gün ölçüldüğünde ise bu sefer şekeri 46 çıktı. bunun üzerine veteriner "demek ki şekeri stresten yükselmiş, diyabeti yokmuş kedinin" dedi. o ilk panik geçince veterinerin çok da gerekli olmayan bir ameliyatı para almak için yapmış olabileceğini düşünmeye başladım, yavruların kesinlikle öldüğünü söylediği için ameliyata izin vermiştim, ameliyattan sonra yavruların beşi de yaşıyordu fakat anne anestezi altında olduğu için süt ememeyip hepsi öldüler. bir taraftan haksızlık ediyor olabileceğimden de korkuyorum, siz ne diyorsunuz?
ikinci sorum da diyabet konusunda şeker düzeyindeki bu çarpıcı dalgalanma tek başına şeker hastalığı belirtisi olamaz mı?
0
kedim diyabet hastası. bunu tespit etmek için 10 gün boyunca her gün, günde 2 kere kan tahili yaparak teşhis koydular. biz şeker hastalığından, aşırı iştahına rağmen bir anda aşırı kilo kaybı, günde 2-3 kap su içmesi ve görmedeki bozukluk nedeniyle şüphelenmiştik.
sizinkinin şekeri doktorun dediği gibi stresten çıkmış olabilir.
sizinkinin şekeri doktorun dediği gibi stresten çıkmış olabilir.
0
Şimdi talihsiz bir durum olmuş, veterinerin haklılığı haksızlığı için danışmam gerekiyor. Kahverengi akıntıyı düşük gibi algılamış veteriner diye düşünüyorum. Bana başka bir sorun varmış ve yanlış müdahale edilmiş gibi geldi.
Şeker konusunda ise hayvanlar stres altındayken şekerin fırlaması normal, ameliyat yani narkoz şekeri fırlatır. Birçok şeker hastası şekeri düşmediği için ameliyat olamaz mesela çünkü bir de narkoz fırlatırsa şekerden gidebilir hasta.
405 oldukça yüksek bir değer, 46 da çok düşük. Bu konuda Türkiye'deki en uzman kişi İstanbul Üniversite Veteriner Fakültesi Dahiliye Bölüm Başkanı Prof. Alev Akdoğan'dır. Yarın sabah götürürseniz kendisine kediyi gösterme şansınız olur, sabahları onun günü. Elbette şehriniz İstanbul'sa, büyük geçmiş olsun.
Şeker konusunda ise hayvanlar stres altındayken şekerin fırlaması normal, ameliyat yani narkoz şekeri fırlatır. Birçok şeker hastası şekeri düşmediği için ameliyat olamaz mesela çünkü bir de narkoz fırlatırsa şekerden gidebilir hasta.
405 oldukça yüksek bir değer, 46 da çok düşük. Bu konuda Türkiye'deki en uzman kişi İstanbul Üniversite Veteriner Fakültesi Dahiliye Bölüm Başkanı Prof. Alev Akdoğan'dır. Yarın sabah götürürseniz kendisine kediyi gösterme şansınız olur, sabahları onun günü. Elbette şehriniz İstanbul'sa, büyük geçmiş olsun.
0
Çok geçmiş olsun, yavrular için de başınız sağolsun.
Ben de geçen yıl benzer bir problem yaşadım. Kedim hamileliğinin sonuna gelmişti ve 1 tane ölü yavru doğurdu, biz diğerlerini de doğursun diye bekledik, ama 1,5 gün boyunca başka yavru doğurmadı. Hemen veterinere götürdük, ultrason çekildi. Veteriner 2 canlı ve 1 ölü yavru daha olduğunu tespit etti, ancak "ölü yavru doğum kanalını tıkamış" dedi. "Beklersek kedinizin sorunsuzca doğum yapıp ölü yavruyu dışarı atma olasılığı var, ancak eğer doğum yapamazsa ölü yavru çürümeye başlayınca kedinizi zehirler, o anda müdahale edersek yine kedinizi kurtarma ihtimalimiz var ama bu çok düşük bir ihtimal" dedi. Ben de en ufak bir riski bile alamazdım, ama zor bir karardı çünkü kedim 11 yaşındaydı (şimdi 12 yaşında), ameliyattan sonra anesteziden ayılamamasından çok korktum, ama öbür türlü de ölme ihtimali çok yüksekti, o yüzden ameliyata karar verdik. Kedim ameliyat oldu, 1 ölü yavru ve 2 sağlıklı yavru dünyaya getirdi ve benden izin alınarak kısırlaştırıldı. Ama benim şansıma, 1 hafta önce de diğer kedim yavrulamıştı ve 1 tane bebeği olmuştu. Bu 2 bebeği de ona getirdik ve ameliyat olan kedim iyileşene kadar bebekleri diğeri emzirdi. Hepsi sorunsuzca büyüdüler... Sonra diğer kedimi de kısırlaştırdık. Diyabetle ilgili bir sorun çıkmadı bizde. O yüzden kedilerde diyabet konusunda pek bir bilgim yok ama inşallah kediniz bir an önce iyileşip eski sağlığına kavuşur.
Yapılan uygulama ile ilgili tereddütünüz varsa bulunduğunuz yerdeki veteriner fakültesine gidip oradaki hocalara danışın, eğer bir yanlışlık olduğu ortaya çıkarsa uğraşın o veterinerle bence. Çünkü biz onlara bir canlı emanet ediyoruz, çocuk oyuncağı değil bu. Şimdiye kadar ne yazık ki yanlış tedavi ve teşhisten ölen bir sürü hayvan duydum ve bu yanlış kararları veren veterinerlerin meslekten men edilmeleri gerektiği görüşündeyim.
Ben de geçen yıl benzer bir problem yaşadım. Kedim hamileliğinin sonuna gelmişti ve 1 tane ölü yavru doğurdu, biz diğerlerini de doğursun diye bekledik, ama 1,5 gün boyunca başka yavru doğurmadı. Hemen veterinere götürdük, ultrason çekildi. Veteriner 2 canlı ve 1 ölü yavru daha olduğunu tespit etti, ancak "ölü yavru doğum kanalını tıkamış" dedi. "Beklersek kedinizin sorunsuzca doğum yapıp ölü yavruyu dışarı atma olasılığı var, ancak eğer doğum yapamazsa ölü yavru çürümeye başlayınca kedinizi zehirler, o anda müdahale edersek yine kedinizi kurtarma ihtimalimiz var ama bu çok düşük bir ihtimal" dedi. Ben de en ufak bir riski bile alamazdım, ama zor bir karardı çünkü kedim 11 yaşındaydı (şimdi 12 yaşında), ameliyattan sonra anesteziden ayılamamasından çok korktum, ama öbür türlü de ölme ihtimali çok yüksekti, o yüzden ameliyata karar verdik. Kedim ameliyat oldu, 1 ölü yavru ve 2 sağlıklı yavru dünyaya getirdi ve benden izin alınarak kısırlaştırıldı. Ama benim şansıma, 1 hafta önce de diğer kedim yavrulamıştı ve 1 tane bebeği olmuştu. Bu 2 bebeği de ona getirdik ve ameliyat olan kedim iyileşene kadar bebekleri diğeri emzirdi. Hepsi sorunsuzca büyüdüler... Sonra diğer kedimi de kısırlaştırdık. Diyabetle ilgili bir sorun çıkmadı bizde. O yüzden kedilerde diyabet konusunda pek bir bilgim yok ama inşallah kediniz bir an önce iyileşip eski sağlığına kavuşur.
Yapılan uygulama ile ilgili tereddütünüz varsa bulunduğunuz yerdeki veteriner fakültesine gidip oradaki hocalara danışın, eğer bir yanlışlık olduğu ortaya çıkarsa uğraşın o veterinerle bence. Çünkü biz onlara bir canlı emanet ediyoruz, çocuk oyuncağı değil bu. Şimdiye kadar ne yazık ki yanlış tedavi ve teşhisten ölen bir sürü hayvan duydum ve bu yanlış kararları veren veterinerlerin meslekten men edilmeleri gerektiği görüşündeyim.
0
@merry shelley- benim kedim çok iştahlı ve kilolu ama bir kaptan fazla su içmiyor ve görmesinde de bir bozukluk yok sanırım.
@deliberte, marcelle- veteriner kedimi ultrasona sokmadı ve hatta ultrason cihazı bile yoktu ve hatta bebeklerin kalp atışlarını bile dinlemeye çalışmadı. kedinin koktuğunu dolayısıyla yavruların kesinlikle öldüğünü söyledi ve çok emin konuştu. ameliyattan sonra kediyi kapatmadan beni de içeri çağırdığında eldivensiz çalıştığını da görüp iyice öfkelendim zaten. dolayısıyla bu veterinerin hatalı birşey yaptığını düşünme eğilimindeyim, gayet dikkatsiz davrandı çünkü.
istanbulda yaşıyorum ama avcılara epey uzağım, ameliyattan yeni çıkmış kedimi o kadar mesafede yormak da istemiyorum. kediyi götürmeden gidip danışsam işe yarar mı sizce?
@deliberte, marcelle- veteriner kedimi ultrasona sokmadı ve hatta ultrason cihazı bile yoktu ve hatta bebeklerin kalp atışlarını bile dinlemeye çalışmadı. kedinin koktuğunu dolayısıyla yavruların kesinlikle öldüğünü söyledi ve çok emin konuştu. ameliyattan sonra kediyi kapatmadan beni de içeri çağırdığında eldivensiz çalıştığını da görüp iyice öfkelendim zaten. dolayısıyla bu veterinerin hatalı birşey yaptığını düşünme eğilimindeyim, gayet dikkatsiz davrandı çünkü.
istanbulda yaşıyorum ama avcılara epey uzağım, ameliyattan yeni çıkmış kedimi o kadar mesafede yormak da istemiyorum. kediyi götürmeden gidip danışsam işe yarar mı sizce?
0
afedersiniz ama gerizekalı veteriner ultrason çekmeden nasıl emin olmuş acaba yavruların öldüğünden? benim kedim de çok korkaktır ve veterinerden ve diğer yabancı tüm insanlardan çok korkar ve veterinerinimiz bunu bildiği halde, ultrason çekmeye zorunluyuz demişti bize. Çok üzülerek söylüyorum ki sizinki veteriner değil, para avcısıymış...
0
@marcelle- iki veterinerle daha konuştuktan sonra benim kedimi ameliyat eden veterinerin para avcısı olduğuna ben de karar verdim artık.
0
Geç gördüm, elbette siz de danışabilirsiniz ama kediyi de görmek isteyeceklerdir. Bir de oradaki hekim arkadaşlarımdan birine sordum:
"Efendim, gebe kedinin doğumun hangi aşamasında olduğunu bilmiyorum. çok yavru olduğunda anne kedi hepsini doğuramıyor ve kedicikler içeride ölüyorlar. çara geldiği halde ıkınmaların 6 saat sonra bile başlamamış olması tedirgin edici olabilir elbette. sezeryan sonrasında fakültede de rutin prosedür olarak uterusu da alıyorlar yanlış hatırlamıyorsam. ayrıca şeker hem stresten hem doğum döneminde hem de anestezinin etkisiyle yükselir bu normal bir durumdur. gerçi 406 ya kadar yükseldiğini hiç duymadım ama yine de kesin bir şey söyleyemem. şunu diyebilirim ki kedi glukoz seviyesi sadece stresin etkisiyle 280lere kadar çıkabilir(kan alma vs gibi durumlarda bile) bunun strese bağlı normal bir yükselme olduğunu söyler makaleler. tek başına şeker hastalığı olup olmadığını söyleyebilmek için kedinin şekerini takip etmek gerekir. düzenli olarak ölçülmesi ve kayıt tutulması aardından da bunlardaki dalgalanmaların değerlendirilmesi gerekir."
dedi.
ayrıca sizin veteriner sırf para avcısı değil şikayet de edilmesi gerekir bence.
"Efendim, gebe kedinin doğumun hangi aşamasında olduğunu bilmiyorum. çok yavru olduğunda anne kedi hepsini doğuramıyor ve kedicikler içeride ölüyorlar. çara geldiği halde ıkınmaların 6 saat sonra bile başlamamış olması tedirgin edici olabilir elbette. sezeryan sonrasında fakültede de rutin prosedür olarak uterusu da alıyorlar yanlış hatırlamıyorsam. ayrıca şeker hem stresten hem doğum döneminde hem de anestezinin etkisiyle yükselir bu normal bir durumdur. gerçi 406 ya kadar yükseldiğini hiç duymadım ama yine de kesin bir şey söyleyemem. şunu diyebilirim ki kedi glukoz seviyesi sadece stresin etkisiyle 280lere kadar çıkabilir(kan alma vs gibi durumlarda bile) bunun strese bağlı normal bir yükselme olduğunu söyler makaleler. tek başına şeker hastalığı olup olmadığını söyleyebilmek için kedinin şekerini takip etmek gerekir. düzenli olarak ölçülmesi ve kayıt tutulması aardından da bunlardaki dalgalanmaların değerlendirilmesi gerekir."
dedi.
ayrıca sizin veteriner sırf para avcısı değil şikayet de edilmesi gerekir bence.
0
Bir de İstanbul'da kliniğinin ve kendisinin adını söylerseniz başkaları için en azından önlem olur.
0
portlek bocuk
Türkçe Trip-Hop yapılabilir mi? Daha önce yapıldı mı? Yapıldıysa örnekleyiniz. Soru 100 puan olup sınav süresi limitsizdir. Sınava istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.
Türkçe Trip-Hop yapılabilir mi? Daha önce yapıldı mı? Yapıldıysa örnekleyiniz. Soru 100 puan olup sınav süresi limitsizdir. Sınava istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.
0
aylin aslım'ın ilk albümü, umay umay'ın bir kısım şarkısı, mira, hayko cepkin'in ilk albümünü sayabiliriz.
0
tam olarak trip hop sayılmasa da ben yine de kim ki o demek istiyorum.
0
ben dinlemedim ama sözlükte gökhan kırdar'ın bu tarzda "trip" adında bir albümü olduğunu okumuştum, türkçe sözlü müdür onu da bilemicem...
0
umay umay'ın ağzı boşuk aşk mektubu'ndaki bi çok şarkı olabilir mesela. özellikle ihanet, kalbi camdan, aşk mektubu pek benzeşir trip-hop'la.
0
copy paste
kalbini kırıp, onunla alay etmek, küçültücü şeyler söylemekten bahsetmiyorum. oda sıcaklığında 4 yıl boyunca duran parfümden bahsediyorum. bende bi hastalık var, vakti zamanında taksitle ya da peşin herneyse alıp, parfümü doğru düzgün yılda bir iki sefer kullanıp bi köşede bırakıyorum. en son dün sı
kalbini kırıp, onunla alay etmek, küçültücü şeyler söylemekten bahsetmiyorum. oda sıcaklığında 4 yıl boyunca duran parfümden bahsediyorum. bende bi hastalık var, vakti zamanında taksitle ya da peşin herneyse alıp, parfümü doğru düzgün yılda bir iki sefer kullanıp bi köşede bırakıyorum. en son dün sıktım biraz garip geldi kokusu. şişelerin hepside bir parmak kalınlığında kullanılmış ya da kullanılmamış.
yoksa bozuluyor mu bunlar. buzdolabında mı saklasak acaba? ziyan olmasınlar ya.
yoksa bozuluyor mu bunlar. buzdolabında mı saklasak acaba? ziyan olmasınlar ya.
0
marka parfümlerin bozulması diğer ucuz parfümlere göre daha zordur. ekleyeyim dedim.
0
üstünde 3 yıl falan yazmıyor. yıla ait hiç bişey yazmıyor hatta. neyse en iyisi ben buzdolabına atayım.
0
gyroscope
Sevgili filologlar.Bu sene başarabilirsem İstanbul Üniversitesinde İtalyan dili ve edebiyatı okumayı düşünüyorum. Ama bazı kaygılarım var.Üniversiteden dile hakim biçimde mezun olduk diyelim. Peki benim iş imkanlarım ne olacak? Üniversitede dil ve edebiyat konusunda dışında başka bir ders almayacağı
Sevgili filologlar.
Bu sene başarabilirsem İstanbul Üniversitesinde İtalyan dili ve edebiyatı okumayı düşünüyorum. Ama bazı kaygılarım var.
Üniversiteden dile hakim biçimde mezun olduk diyelim. Peki benim iş imkanlarım ne olacak? Üniversitede dil ve edebiyat konusunda dışında başka bir ders almayacağım. Bir işletme bilgisi, bir lojistik bilgisi, ne bileyim bir hukuk bilgim olmayacak.
Sadece dili bilmekle iyi bir kariyer yapabilir mi insan? Biraz araştırdığımda genelde "şu dili bilen şu bölümden mezun kişi arıyoruz" şeklinde ilanlar görüyorum. Nasıl bir gelecek beni bekliyor olacak? Yoksa ben direkt bu sevdadan vaz mı geçeyim?
Dil öğrenmeye yeteneğim ve hevesim var. Hali hazırda iyi seviyede İngilizce de biliyorum. Kafam biraz karışık durumda. Her türlü öneriye/tavsiyeye açığım.
Teşekkürler.
Bu sene başarabilirsem İstanbul Üniversitesinde İtalyan dili ve edebiyatı okumayı düşünüyorum. Ama bazı kaygılarım var.
Üniversiteden dile hakim biçimde mezun olduk diyelim. Peki benim iş imkanlarım ne olacak? Üniversitede dil ve edebiyat konusunda dışında başka bir ders almayacağım. Bir işletme bilgisi, bir lojistik bilgisi, ne bileyim bir hukuk bilgim olmayacak.
Sadece dili bilmekle iyi bir kariyer yapabilir mi insan? Biraz araştırdığımda genelde "şu dili bilen şu bölümden mezun kişi arıyoruz" şeklinde ilanlar görüyorum. Nasıl bir gelecek beni bekliyor olacak? Yoksa ben direkt bu sevdadan vaz mı geçeyim?
Dil öğrenmeye yeteneğim ve hevesim var. Hali hazırda iyi seviyede İngilizce de biliyorum. Kafam biraz karışık durumda. Her türlü öneriye/tavsiyeye açığım.
Teşekkürler.
0
masterını işletme üzerine yada lojistik üzerine yaparsın o konuda da bilgin olur?
0
vejeteryan vampir
merhaba flemenk kelebek,19'unda brüksele gidiyorum da. 21-24 arası bir kısım seminer dizisi vs var. Onun dışında ben 2 gün erken gideceğim. seminer günlerinde de boş vakitlerim olacak. Şimdi:1) Brüksel'de "muhakkak" nerelere, hangi mekanlara gideyim? araştırdığım kadarıyla delirium'da bira içilecek,
merhaba flemenk kelebek,
19'unda brüksele gidiyorum da. 21-24 arası bir kısım seminer dizisi vs var. Onun dışında ben 2 gün erken gideceğim. seminer günlerinde de boş vakitlerim olacak.
Şimdi:
1) Brüksel'de "muhakkak" nerelere, hangi mekanlara gideyim? araştırdığım kadarıyla delirium'da bira içilecek, atomirium muydu, orda atomlar incelenecek, işeyen çocuk heykelinde fotograf çekilinecek, grand palace gezilecek, herhangi bir yerde waffle, midye, çikilat yenecek. başka? nerelere gideyim, ne yapayım?
2) 20'si pazar günü civar bir yere gideyim diyorum. fransa ve brugge seçeneklerim. hangisine gideyim? fransa 50 dakika mı sürüyor, 1 bucuk saat mi? brugge ne kadar sürüyor? fiyatları ortalama ne kadardır?
3) orda yaşayıp da bir bira eşliğinde sohbet edebileceğimiz duyuru sakini olur mu ki? :)
sevgi, saygı, öpücük, gülücük..
editto: hava nasıldır? kalın kaban, ceket falan abartmayayım di mi?
editto 2: amsterdam'a gittim daha önce. aklımda fransa veya brugge var. ve hatta disneyland'a mı gitsem diyorum. tek başına eğlenilir mi ki orda?
19'unda brüksele gidiyorum da. 21-24 arası bir kısım seminer dizisi vs var. Onun dışında ben 2 gün erken gideceğim. seminer günlerinde de boş vakitlerim olacak.
Şimdi:
1) Brüksel'de "muhakkak" nerelere, hangi mekanlara gideyim? araştırdığım kadarıyla delirium'da bira içilecek, atomirium muydu, orda atomlar incelenecek, işeyen çocuk heykelinde fotograf çekilinecek, grand palace gezilecek, herhangi bir yerde waffle, midye, çikilat yenecek. başka? nerelere gideyim, ne yapayım?
2) 20'si pazar günü civar bir yere gideyim diyorum. fransa ve brugge seçeneklerim. hangisine gideyim? fransa 50 dakika mı sürüyor, 1 bucuk saat mi? brugge ne kadar sürüyor? fiyatları ortalama ne kadardır?
3) orda yaşayıp da bir bira eşliğinde sohbet edebileceğimiz duyuru sakini olur mu ki? :)
sevgi, saygı, öpücük, gülücük..
editto: hava nasıldır? kalın kaban, ceket falan abartmayayım di mi?
editto 2: amsterdam'a gittim daha önce. aklımda fransa veya brugge var. ve hatta disneyland'a mı gitsem diyorum. tek başına eğlenilir mi ki orda?
0
Zamanında bi Werchter dönüşü,Brükselde sadece 1 gece kaldığım için ilk 3 soruya cevap veremicem..Ama Delirium'a kesin git.Benim çok içimde kaldı gitmemem.. Havalar için bunu söyleyebilirim,daha önce temmuzun ilk haftası gittiğimde hem Brükselde,hem Werchterde yağmur devamlı yağdı,ama kaban ve cekete gerek yok tabi.ince bir yağmurluk vb yeterli olur.
Brugge'uda sadece 'In Bruges'filminde görmüş biri olarak ben Brugge'u tercih ederdim..Yada trenle amsterdamada geçebilirsin..
Brugge'uda sadece 'In Bruges'filminde görmüş biri olarak ben Brugge'u tercih ederdim..Yada trenle amsterdamada geçebilirsin..
0
1) hepsini saymissin :)
2) paris 1 saat 22 dakika sürüyor. brugge bana daha sevimli geliyor. oraya gitmek 1 saat falan sürer.
3) olabilir
editto : www.zoover.fr (20-25 derece olacak)
editto 2 : disneyland'da eğlenilmez hacı
2) paris 1 saat 22 dakika sürüyor. brugge bana daha sevimli geliyor. oraya gitmek 1 saat falan sürer.
3) olabilir
editto : www.zoover.fr (20-25 derece olacak)
editto 2 : disneyland'da eğlenilmez hacı
0
kriek denen kiraz birasindan icmeyi sakin unutmayiniz. hatta bir tane de benim icin iciniz :)
0
günübirlik antwerpen'e (anvers) git bence, garı süperdir (hehhe ne kadar ilgini çeker bilmiyorum) bence brükselden daha güzel bir şehir.
0
heavysmoker
arkadaşlar herkese selam,2-3 hafta kadar önce iş nedeniyle istanbul'dan ankara'ya taşındım..işyerinin turan gnüeş bulvarında olması sebebiyle iş yerine yakın olsun diye sancak mah de bir ev tuttum taşındım..fakat semt öyle ruhsuz sessiz bir yer çıktı ki bunalıma girdim resmen..yanyana bir sürü apart
arkadaşlar herkese selam,
2-3 hafta kadar önce iş nedeniyle istanbul'dan ankara'ya taşındım..işyerinin turan gnüeş bulvarında olması sebebiyle iş yerine yakın olsun diye sancak mah de bir ev tuttum taşındım..fakat semt öyle ruhsuz sessiz bir yer çıktı ki bunalıma girdim resmen..yanyana bir sürü apartman var ama ne sokaklarda bir insan ne de en ufak bir hareket..
lütfen bana ankara'da merkeze yakın biraz hareketli bir semt önerin..bahçelievler nasıldır mesela? kızılaya aştiye yakın gibi duruyor..google earth den bakıyorum ama pek bir anlam ifade etmiyor...
yardım edecek herkese teşekkürler
2-3 hafta kadar önce iş nedeniyle istanbul'dan ankara'ya taşındım..işyerinin turan gnüeş bulvarında olması sebebiyle iş yerine yakın olsun diye sancak mah de bir ev tuttum taşındım..fakat semt öyle ruhsuz sessiz bir yer çıktı ki bunalıma girdim resmen..yanyana bir sürü apartman var ama ne sokaklarda bir insan ne de en ufak bir hareket..
lütfen bana ankara'da merkeze yakın biraz hareketli bir semt önerin..bahçelievler nasıldır mesela? kızılaya aştiye yakın gibi duruyor..google earth den bakıyorum ama pek bir anlam ifade etmiyor...
yardım edecek herkese teşekkürler
0
cukurambari bosver sancak gibidir, ben de istanbul'dan tasindim asagi ayranci'da oturuyorum. olabilecegi kadar memnumum. bahceli de iyidir, genclik caddesi veya 7. caddeye yakin sokaklar daha guzel. ama ayrancidan turan gunes'e tek otobus/minibusle gidelebilirsin, bahceli'den kizilay'a gelmen gerek.
asagi ayranci yukari ayranci'dan daha iyidir, daha bir mahalle havasi vardir bir de.
asagi ayranci yukari ayranci'dan daha iyidir, daha bir mahalle havasi vardir bir de.
0
ruhsuz sessiz diye kaciyorsaniz cukurambar'dan uzak durun derim, ankara'nin sonradan gorme mekani diyebiliriz burasi icin.
bahcelievler, emek iyidir. yuzuncu yil da iyidir ama harap olmayan evler pahalidir. daha yakin olsun diyorsaniz cevizlidere civarina bakilabilir.
bahcelievler, emek iyidir. yuzuncu yil da iyidir ama harap olmayan evler pahalidir. daha yakin olsun diyorsaniz cevizlidere civarina bakilabilir.
0
öncelikle, sessizliğin şehrine hoşgeldiniz. 2-3 hafta sanırım ankara'nın ne kadar renksiz ve ruhsuz bir şehir olduğunu görmenize yetmedi. hele hele istanbul'dan gelmiş birisi için işiniz son derece zor. ankara hep böyledir önce sessizliği kabul etmenizde faide var diyorum.
0
küçükesat en iyisi. tunalı yürüyerek 10 dakika. kızılay otobisle 15 dakika. tek dolmuşla turan güneştesin. süre 20 dakika. ev kiralarıda orta karardır. hem temiz hem etrafı canlıdır.
0
wehrmacht ss
atakuledeki burger king'in karşısında rezidans tarzı güzel tek katlı bir bina var. Türk bayrağı çekili, polis falan bekliyor neresi bu yer bilen var mı?
atakuledeki burger king'in karşısında rezidans tarzı güzel tek katlı bir bina var. Türk bayrağı çekili, polis falan bekliyor neresi bu yer bilen var mı?
0
valilik konağı atakule'nin diğer tarafında. sizin dediğiniz cinnah'ın üstünde sanırsam ama bilmiyorum :l
0
vercingetorix
olabilir mi? hem de sürekli? yoksa uykusunda mızmızlanması normal midir hep? sanki birilerine kızıyor, korkuyor gibi sıçrıyor bazen.. bir de, kedilerin hafızası nasıldır? yani mesela, çok çok sevdiği birini ne kadar süre görmezse unutur, onu merak ediyorum aslında.. o kişi geri geldiğinde hatırlar m
olabilir mi? hem de sürekli? yoksa uykusunda mızmızlanması normal midir hep? sanki birilerine kızıyor, korkuyor gibi sıçrıyor bazen..
bir de, kedilerin hafızası nasıldır? yani mesela, çok çok sevdiği birini ne kadar süre görmezse unutur, onu merak ediyorum aslında.. o kişi geri geldiğinde hatırlar mı? ya da yaşadığı bir şeyi hep hatırlar mı?
bir de, kedilerin hafızası nasıldır? yani mesela, çok çok sevdiği birini ne kadar süre görmezse unutur, onu merak ediyorum aslında.. o kişi geri geldiğinde hatırlar mı? ya da yaşadığı bir şeyi hep hatırlar mı?
0
bizim oğlan da böyle kanat çırpar gibi kulaklarını çırpıyor :) uçuyor sanırsam rüyasında. bazen de bir anda gözler kapalı kolunu bacağını yalayıp bir hışım sonra kafayı koyup uyumaya devam ediyor. yani normaldir. kediler rüya görür.
0
avlandığını görüyor olabilir. bizimki de sürekli ağzını şaplatıyor uyurken yada birden sıçrıyor. normaldir. öyle durumlarda aniden uyandırmayın, daha çok korkuyorlar.
hafıza konusunu bilmiyorum. bende merak ediyor, sözü yetkililere bırakıyorum.
hafıza konusunu bilmiyorum. bende merak ediyor, sözü yetkililere bırakıyorum.
0
olmaz mı benimkiler hem rüya görüyor hem konuşuyor, kızıyor falan maow muuw diye söyleniyor uyurken bi diğeri gözlerini kırpıyor, kulak falan titretiyor, rüya da görüyorlar.
hafıza da 1 yıl falan sonra bile görse hatırladığı oldu yollarımızın ayrı düştüğü kedilerden daha uzun süreyi yaşamadım bilemem.
hafıza da 1 yıl falan sonra bile görse hatırladığı oldu yollarımızın ayrı düştüğü kedilerden daha uzun süreyi yaşamadım bilemem.
0
ruya goruyo ellesmeyin :))
hazfizalari da dusunuldugunden kuvvetli. sadece bir kere uc hafta kaldigi annemin evini bir sene sonra hatirlamisti. insanlari da hatirliyor. ama ne kadar cok bereber olursa o kadar rahat ve uzun sure sonra da hatirliyor. olaylari bilmem ama mekanlara ve insanlara karsi durum boyle
hazfizalari da dusunuldugunden kuvvetli. sadece bir kere uc hafta kaldigi annemin evini bir sene sonra hatirlamisti. insanlari da hatirliyor. ama ne kadar cok bereber olursa o kadar rahat ve uzun sure sonra da hatirliyor. olaylari bilmem ama mekanlara ve insanlara karsi durum boyle
0
rafet el morad
"very intelligent of you" ne demek olduğunu anlıyorum ama, ne amaçla kullanılıyor, ironi mi içerir bu kullanım, yani bizdeki gibi "ne kadar da zekisin sen" gibi, yoksa "doğru, haklısın, aklıllıca" gibi bir anlamda mı kullanılır?teşekkürler..
"very intelligent of you" ne demek olduğunu anlıyorum ama, ne amaçla kullanılıyor, ironi mi içerir bu kullanım, yani bizdeki gibi "ne kadar da zekisin sen" gibi, yoksa "doğru, haklısın, aklıllıca" gibi bir anlamda mı kullanılır?
teşekkürler..
teşekkürler..
0
türkçede "o sizin zekiliğiniz" nasıl kullanıldığı yerde iltifat/ironi oluyorsa o da kullanıldığı yere göre anlam kazanır.
0
"very kind of you" gibi olsaydi misal, hakikaten, "ay cok kibarsiniz, cok dusuncelisiniz" gibi samimi bir yere cikardi.
"very intelligent of you" daha cok "masallah cok biliyosun" gibi, bir alttan alta laf cakan bir tepki.
"very intelligent of you" daha cok "masallah cok biliyosun" gibi, bir alttan alta laf cakan bir tepki.
0
bluewhale
simdi sorum hem bayanlara hem erkelere ama daha cok bayanlara olayı basitlestirmek gerekirse partner secerken boyu uzun ama yuzu vasat birini mi yoksa yuzu guzel boyu normal birini mi tercih edersiniz.yoksa ikisinide degil cuzdanı siskin olsun mu dersiniz?
simdi sorum hem bayanlara hem erkelere ama daha cok bayanlara olayı basitlestirmek gerekirse partner secerken boyu uzun ama yuzu vasat birini mi yoksa yuzu guzel boyu normal birini mi tercih edersiniz.yoksa ikisinide degil cuzdanı siskin olsun mu dersiniz?
0
bir erkek olarak hala bu sorunun cevabını bulamadıysan bışey demiyorum arkadaşım sana. napolyonun kemıklerı sızlamıstır, taklalar atıyordur mezarında sımdı...
0
1.80 boyunda bir bayan olarak cevap veriyorum: uzun boylu erkek kesinlikle. zaten erkeklerin birçoğundan uzunum, kısa boylu erkekle çıktığım zaman kendimi onun ablası gibi hissediyorum. kısa boylu bi erkekle bir daha hayatta çıkmam.
yüzü vasat olsun, yeter ki uzun boylu olsun.
yüzü vasat olsun, yeter ki uzun boylu olsun.
0
Bir kadın olarak kendimden uzun boylu olanını tercih ederim, eğer kısa olarak tabir ettiğiniz benden uzunsa tabi ki uzun boyluya göre yüz güzelliği de olduğu için onu tercih ederim ama yok benden kısaysa, 1cm bile olsa, uzunu tercih ederim, tabi ille de tercih yapmak zorundaysam, yok değilsin derseniz, hiçbirini tercih etmem, hem uzun hem de yakışıklı olanlar var kardeşim boş yere niye onları seçeyim, aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık durumu.
0
öncelikle önemli olan iç güzelliği.
sonralıkla uzun boylu olsun, geniş omuzlu olsun, kaşlı, gözlü, döşü kıllı olsun.
sonralıkla uzun boylu olsun, geniş omuzlu olsun, kaşlı, gözlü, döşü kıllı olsun.
0
Uzun boy her zaman tercih edilir bence. 190 boyumla, sunduğun alternatifler arasından uzun boylu kızı tercih ederim. Ayrıca kızın uzun olduğu çiftlere de gıcık olurum :)
0
öncelikle gözleri güzel olsun,anlamlı baksın ve tabikide uzun boylu olsun.uzun boylu erkekler kadına güven duygusu veriyo..
0
ne güzel tercih ediyorsunuz öyle seçici cinsler sizi. kalbe bakmayı düşünen var mı aranızda?
benim cevabım: insan olsun.
benim cevabım: insan olsun.
0
ya herkes ne kadar uzunmuş, en kısa ben miyim burda, 161 lik boyumla ne tercih edebilirim ki ben, yüzü güzel erkeği tercih ederim, boyu uzundur zaten benden, yok kısaysa direk uzaklaşırım çünkü ilköğretim öğrencisi olabilir :)
0
1. 90 boyum var çok ekmeğini yedim : ) ama yüzüm de güzel yani kıyas yapamıycam o yüzden ama boy ort. 150 olduğu bi ülkede uzun boy iş yapıyor...
0
uzun boylu erkegin oncelikli olarak avantaji sudur: kalabalik icinde dikkat cekmesi.
soyle bir ornek vereyim. normal bi grupla disari ciktigimda (boy ortalamasi 170-180 arasi) uzun kaldigimdan dolayi ciddi anlamda odak noktasi oluyorum (bunu baskasi yazsa g.tu kalkmis derdim kesin)
ancak 2 basketci arkadasimla disari ciktigimda (biri 193 digeri 197) insanlar bi garip bakiyorlar bize. ve girdigimiz ortamda direkt olarak tum dikkatler bizde oluyor.
sozum o ki ilk bakista adamin beyni ne kadar bosta olsa boy onemli evet.
soyle bir ornek vereyim. normal bi grupla disari ciktigimda (boy ortalamasi 170-180 arasi) uzun kaldigimdan dolayi ciddi anlamda odak noktasi oluyorum (bunu baskasi yazsa g.tu kalkmis derdim kesin)
ancak 2 basketci arkadasimla disari ciktigimda (biri 193 digeri 197) insanlar bi garip bakiyorlar bize. ve girdigimiz ortamda direkt olarak tum dikkatler bizde oluyor.
sozum o ki ilk bakista adamin beyni ne kadar bosta olsa boy onemli evet.
0
görecelilik mevzuu.
ben bir kadın olarak uzun boylu olmayan erkekleri tercih ederim. (kendim kısa olduğumdan değil, ortalamanın üstünde boyum var.)benimle aynı boyda ya da biraz uzun olması benim için uzun boylu olmasına yeğdir. ama pek çok kadın da yanında uzun boylu erkek olmasından ekstra bi keyif alır. sanırım çoğunluk için uzun boy tercih sebebidir.
ben bir kadın olarak uzun boylu olmayan erkekleri tercih ederim. (kendim kısa olduğumdan değil, ortalamanın üstünde boyum var.)benimle aynı boyda ya da biraz uzun olması benim için uzun boylu olmasına yeğdir. ama pek çok kadın da yanında uzun boylu erkek olmasından ekstra bi keyif alır. sanırım çoğunluk için uzun boy tercih sebebidir.
0
fenrir greyback
ne yapılır bu memlekette alışveriş merkezine veya tunalıya gitmekten başka??
ne yapılır bu memlekette alışveriş merkezine veya tunalıya gitmekten başka??
0
Çankaya 365'in içinde bi eğlence merkezi var, ben içini görmedim açıkcası ama oyun salonları, atari vs sair eğlence aktiviteleri var imiş. hiç bişey bulamazsan bunu denemekten zarar gelmez diyorum..
0
nalmes
Efem aşağıdaki linkte yer alan pull&bear'in sitesinde çalan müzik oldukça tanıdık geldi ancak çıkaramadım. Bilen, bildiren olur da paylaşır mı?http://www.pullandbear.com/#/showroom/
Efem aşağıdaki linkte yer alan pull&bear'in sitesinde çalan müzik oldukça tanıdık geldi ancak çıkaramadım. Bilen, bildiren olur da paylaşır mı?
www.pullandbear.com
www.pullandbear.com
0
şarkının ismi sitenin altında the real flight olarak geçiyor ama kimin şarkısı olduğu hakkında en ufak bi fikrim yok, google'dan bi şeyler bulabilirsiniz belki. ayrıca pull&bear'in sitesinden çalan şarkı da indirilebiliyormuş, download butonu var şarkının yanında.
0
pichoscosama2
1976 doğumluyum. Erkeğim.Melankolik filmlerde boğazıma bir yumru tıkanıyor hep. Ağlamamak için zor tutuyorum kendimi. Mesela;1.) Az önce Sleeples in Seatle vardı TV'de. Milyon kere izlemişimdir. Tom Hanks'in oynadığı karakter radyoda 1 sene önce ölmüş karısını anlatır. Krismısta nasıl hazırlık yaptı
1976 doğumluyum. Erkeğim.
Melankolik filmlerde boğazıma bir yumru tıkanıyor hep. Ağlamamak için zor tutuyorum kendimi. Mesela;
1.) Az önce Sleeples in Seatle vardı TV'de. Milyon kere izlemişimdir. Tom Hanks'in oynadığı karakter radyoda 1 sene önce ölmüş karısını anlatır. Krismısta nasıl hazırlık yaptığını, nasıl becerikli olduğunu anlatırken doldu gözlerim. Hemen bastım başka bir kanala. Zaten hep üzer o film beni. (Çok da severim o filmi.)
2.) Selvi boylum, al yazmalım; Hani son sahnede Samet babası İlyas'a değil de babası bildiği Cemşit'e koşar ya. Bunun üstüne Asya da İlyas'ın yanından geçip Cemşit'e doğru yürür. İlyas yıkılır. Bi yandan çok sevinirim Cemşit'i seçtiler diye. Bir yandan İlyas'a üzülürüm. Bir yumruk tıkanır gene boğazıma.
3.) Charli Brown'un pek çok bölümü; (evet ya. çizgi film beni ağlama noktasına getirebiliyor.)
4.) Dead Poets Society; Captan, my captan deyip sıraların üstünde öğretmenlerini uğurladıkları sahne.
5.) Ice Age'de hani bebeğin babasını bulup, ona teslim ettikleri sahne. Bir de mamut amcamızın duvardaki av sahnesini görünce karısı ve çocuğunun insanlarca avlandığını hatırlama sahnesi (yazarken ağlamaklı oldum bak gene)
6.) Stanley Spielberg adlı yönetmenin çektiği (biliyom len. onlar 2 ayrı kişi :D ) Artificial Intelligence; Hani David en son uzaylılarca denizin altında bulunununca ayının verdiği annenin saçından anneyi tekrar yaratırlar. Ama film bu ya, yaratılan anne ne yazıkki 1 gün yaşayacak ve gün sonunda ölecektir. David ve clone anne o gün tam masal gibi güzel bir gün geçirirler. Uyku zamanı gelir ve David ile annesi yatağa uzanırlar. Bu sonsuz uykunun başlangıcıdır ikisi için. (Of var ya bu paragrafı 15 dakikada yazdım vallahi. Arada durup soluklanmasam yanımdakiler hem yazıp hem de niye ağlıyor bu deli diyebilirler.)
7.) Kuzenim Uykusuz dergisini alır. Ben hemen Ersin Karabulut'un Sandık İçi sayfasını okurum. Geçen haftaki öyküsünü ağlamamak için 20 dakikada okuyabildim. Hani şu babasını küçük çocukken nasıl süper insan gibi gördüğü, babasının en zorlu koşullarda bile bu da geçer diye aileye moral vermesi. Büyüdükçe bu iluzyonun azalması. Babanın menüden en ucuz yiyeceği seçmesi. En son karede babanın iş yerindeki probleminden bahsederken, oğlun "Bu da geçer. Hep beraber atlatırız demesi."
Of hele şükür bitti. Şu yukardaki 7 maddeyi ara vere vere yazmam 1 saatimi almıştır belki.
Deli miyim ben?
Melankolik filmlerde boğazıma bir yumru tıkanıyor hep. Ağlamamak için zor tutuyorum kendimi. Mesela;
1.) Az önce Sleeples in Seatle vardı TV'de. Milyon kere izlemişimdir. Tom Hanks'in oynadığı karakter radyoda 1 sene önce ölmüş karısını anlatır. Krismısta nasıl hazırlık yaptığını, nasıl becerikli olduğunu anlatırken doldu gözlerim. Hemen bastım başka bir kanala. Zaten hep üzer o film beni. (Çok da severim o filmi.)
2.) Selvi boylum, al yazmalım; Hani son sahnede Samet babası İlyas'a değil de babası bildiği Cemşit'e koşar ya. Bunun üstüne Asya da İlyas'ın yanından geçip Cemşit'e doğru yürür. İlyas yıkılır. Bi yandan çok sevinirim Cemşit'i seçtiler diye. Bir yandan İlyas'a üzülürüm. Bir yumruk tıkanır gene boğazıma.
3.) Charli Brown'un pek çok bölümü; (evet ya. çizgi film beni ağlama noktasına getirebiliyor.)
4.) Dead Poets Society; Captan, my captan deyip sıraların üstünde öğretmenlerini uğurladıkları sahne.
5.) Ice Age'de hani bebeğin babasını bulup, ona teslim ettikleri sahne. Bir de mamut amcamızın duvardaki av sahnesini görünce karısı ve çocuğunun insanlarca avlandığını hatırlama sahnesi (yazarken ağlamaklı oldum bak gene)
6.) Stanley Spielberg adlı yönetmenin çektiği (biliyom len. onlar 2 ayrı kişi :D ) Artificial Intelligence; Hani David en son uzaylılarca denizin altında bulunununca ayının verdiği annenin saçından anneyi tekrar yaratırlar. Ama film bu ya, yaratılan anne ne yazıkki 1 gün yaşayacak ve gün sonunda ölecektir. David ve clone anne o gün tam masal gibi güzel bir gün geçirirler. Uyku zamanı gelir ve David ile annesi yatağa uzanırlar. Bu sonsuz uykunun başlangıcıdır ikisi için. (Of var ya bu paragrafı 15 dakikada yazdım vallahi. Arada durup soluklanmasam yanımdakiler hem yazıp hem de niye ağlıyor bu deli diyebilirler.)
7.) Kuzenim Uykusuz dergisini alır. Ben hemen Ersin Karabulut'un Sandık İçi sayfasını okurum. Geçen haftaki öyküsünü ağlamamak için 20 dakikada okuyabildim. Hani şu babasını küçük çocukken nasıl süper insan gibi gördüğü, babasının en zorlu koşullarda bile bu da geçer diye aileye moral vermesi. Büyüdükçe bu iluzyonun azalması. Babanın menüden en ucuz yiyeceği seçmesi. En son karede babanın iş yerindeki probleminden bahsederken, oğlun "Bu da geçer. Hep beraber atlatırız demesi."
Of hele şükür bitti. Şu yukardaki 7 maddeyi ara vere vere yazmam 1 saatimi almıştır belki.
Deli miyim ben?
0
filmlerin arka çekimlerini bulup izlemek yada komik seslendirmeler yapılmış ise onları izleyerek pekala bu psikolojiden kurtulunabilir. ersin için ise bişey diyemem.
0
evet dostum... boyle bi soruyu sordugun icin delisin. olmadi insansin.
ben de ne zaman hrant dink gorsem gozlerim doluyor, simdi deli miyim ben?
ben de ne zaman hrant dink gorsem gozlerim doluyor, simdi deli miyim ben?
0
Bayan olarak bende cok duygusallıktan yakınıyorum herseye aglıyorum kurtulmanın caresı varmı nefret edıyorum aglamaktan ama olmuyor gözlerimin sulanmasından bıktım
0
@chaud; Östrojen sebebiyle olsa gerçek ölümlere neden bu tepkiyi vermiyorum?
@jack of shade; :)
@kabaday; Sinefil olmasam da çok film izleyen kamera arkalarını da genelde izleyen biriyim. İşe yaramıyor. :)
@ninonino; Zaten bayansınız. Sizin için normal. :)
@no avalon; Bu ırkçı ülkede hala her dine/dinsize ve ırka saygı bekleyen bizler, evet galiba deliyiz. :(
@jack of shade; :)
@kabaday; Sinefil olmasam da çok film izleyen kamera arkalarını da genelde izleyen biriyim. İşe yaramıyor. :)
@ninonino; Zaten bayansınız. Sizin için normal. :)
@no avalon; Bu ırkçı ülkede hala her dine/dinsize ve ırka saygı bekleyen bizler, evet galiba deliyiz. :(
0
biraz sinirlerin bozulmuş olabilir. duygusal bir insan olabilirsin. yaş ilerledikçe insan daha da hassaslaşır. kötü birşey ya da delilik değil bence.
not: yalnız dikkat ettim daha kimse seviş geçer yazmamış. kınıyorum.
not: yalnız dikkat ettim daha kimse seviş geçer yazmamış. kınıyorum.
0
gerçek ve yan anlamlarıyla boşalmaya ihtiyacın var, birikmiş bişeyler olmalı bilinçaltında, rüyalarını yorumlamaya çalış en basitinden
0
öncelikle ağlamanın ya da duygusal anlamda hassas olmanın "karı"lıkla ilgisi yoktur. ama konu elbette ki bu değil.
bence psikiyatriste görünün çünkü ağır depresyon geçirdiğim dönemlerde aynı sizin gibiydim. her şeye gözüm doluyordu, sonradan en ufak bi olayda bir yerlere saklanıp salya sümük ağlama krizlerine dönüştü ve çok rahatsızlık veriyordu. tedaviyle derhal düzeldi.
dolayısıyla bi uzmana görünün derim...diye düşünüyom...adeta...
sevgilerimle :)
NOT: hayır efendim deli değilsiniz =p
bence psikiyatriste görünün çünkü ağır depresyon geçirdiğim dönemlerde aynı sizin gibiydim. her şeye gözüm doluyordu, sonradan en ufak bi olayda bir yerlere saklanıp salya sümük ağlama krizlerine dönüştü ve çok rahatsızlık veriyordu. tedaviyle derhal düzeldi.
dolayısıyla bi uzmana görünün derim...diye düşünüyom...adeta...
sevgilerimle :)
NOT: hayır efendim deli değilsiniz =p
0
yahu erkekliğine bişi demedim sadece östrojen hormonun fazlalaşmış dedim. Hipofiz bezinde bile bir sorun olabilir. Gerçek ölüm dediğin şeyler haberlerdedir. Allah korusun bir arkadaşın ölürse o zaman görürüm ben seni. Cidden bi baktır.
0
fazla empati yapıyorsun sanırım. benim de zaman zaman aşırı duygusal olduğum zamanlar olur ama bundan çok da şikayetçi değilim.
ben de 76 doğumluyum ve iki çocuk babasıyım, çocuklar olunca biraz daha hassas oluyor insan, birisinin başına kötü bir şey gelince farkında olmadan empati yapıyorum ve ben de çok üzülüyorum ama bu beni rahatsız etmiyor, ağlamaktan da fazla çekinmiyorum(en azından yalnızken)
ben de 76 doğumluyum ve iki çocuk babasıyım, çocuklar olunca biraz daha hassas oluyor insan, birisinin başına kötü bir şey gelince farkında olmadan empati yapıyorum ve ben de çok üzülüyorum ama bu beni rahatsız etmiyor, ağlamaktan da fazla çekinmiyorum(en azından yalnızken)
0
Pichoscosama2 ağlamanın kötü bir yanı yok bence. Erkek olup, ağlamanın da. Ben de çizgi filmlerde bile ağlayan biriyim. Ben kadınım ama, erkek olsam da ağlardım çekinmeden sanırım. Bunu tam bilemiyorum, erkek olmadığımdan. Ağlayabilen erkekleri de, daha normal buluyorum ayrıca. Tabii bu benim görüşüm, başkaları ne düşünür bilemem. Bir problem olarak görüyorsan, tıbbi yardım almalısın. Bence çok insani bir duygu. Depresyon olduğunu pek düşünmüyorum da, tiroid kaynaklı olabilir gibi geldi bana da. Safra kesesindeki taşlar bile, insanın duygularını değiştirebiliyor. Gerçek olaylarda böyle olmaman, kendinle kaldığında yoğun empati yapman olabilir. Bunu da sen bulacaksın. Karı sözcüğüne pek takılan biri değilim, bazı kadınlar bundan hoşlanmayabilir. Bir erkeğin ağlamasını pek bir hoş bulmuş olmalılar ki, bu sözcüğe de takılmamışlar. Beni çizgi filmlere bile ağlarken görenler, dalga geçiyorlar bu arada, kadın olmama rağmen. Şöyle rahat rahat ağlayamıyorum, yanımda birileri olunca. Ağlamak güzeldir diye, bitireyim. İnsanın içi temizleniyor, yıkanıyor adeta. Erkek de olsanız ağlayın, çekinmeyin.
0
keişke ben de ağlayabilsem. kadınların bu özelliğine hayranım. ne kadar güzel ağlayım içlerindeki sıkıntıyı boşaltabiliyorlar. son iki gözyaşımı bile hatırlıyorum. sonuncusu 2005, bir önceki 1991. sizin deli değil sağlıklı olduğunuzu gösterir.
0
depresif bir döneminde olabilirsin. neşelenecek şeyler bulmaya çalış bence.
0
@merry shelly; :)
@ditriell; Rüyalarımı hatırlayamıyorum.
@infamis; Tabi ki karılıkla alakası yok. Başlık dikkat çeksin istedim. Açılışı ne kadar dikkat çekici yaparsan dediklerin/yazdıkların o kadar dikkatli dinleniyor/okunuyor da.
@chaud; Dediklerini yanlış anlamadım. Merak etme. :) Gayet normal bir şey hormonal dengenin oynaması. Ama gerçek hayat ölümleri beni üzmüyor nedense.
Mesela dedem öldü 6 sene önce, ağlamadım. İçimden gelmedi. Ki severdim dedemi.
Veya ailece 35-40 yıllık aile dostumuz olan ailenin babası kalpten öldü pat diye. Adam beni ben de adamı çok severdim. Çok şeker biriydi. Ağlamadım. Kendimi tuttuğumdan değil. İçimden gelmedi.
Son olay mesela gene 35 yıllık bir aile dostumuzun kızı 33 yaşında sarkomadan öldü 3-4 sene önce. Kız, hani derler ya yer yüzüne inmiş bir melek. Örnek bir evlat, örnek bir öğrenci, arkadaşlarının sevgilisi, kocasının bir tanesi olan biri. Kaç sene geçti aradan. Kocası hala toparlayamadı kendini. Hani filmi çekilse "Love Story" filmine 5 basar (Ulen o filme de ne ağlamıştım zamanında). Kızcağız ölünce sevinmiştim tam tersi acıları bir son buldu. Kurtuldu çektiği çileden diye. Eminim filmi çekilse veya romanı yazılsa gene ağlarım. Ama gerçeğinde taş kalpli oluyorum nedense. :(
@frown; Tamam, çok güzel. Empati iyi bir teşhis. Ama neden sadece filmdeki hikâyeye empati kuruyorum da, gerçek hayattaki bir olaya Mr. Spock gibi yaklaşıyorum?
@july14; :) İşin enteresan yanı, acıklı bir filme ağlayan biri varsa yanımda, mesela annem :D, ağlamak yerine katıla katıla gülüyorum. Yok yanımdakilerin bir tepkisi yoksa ben ağlama noktasına geliyorum.
@trocero; Sağlıklı olsam filmlere üzülüp, çevremdeki gerçek ölümlere buz adam gibi takılmazdım. :)
@arnold schwarzeneger; Aslında cıvık bir kişiliğim var ama neyse belki de sen haklısındır.
@ditriell; Rüyalarımı hatırlayamıyorum.
@infamis; Tabi ki karılıkla alakası yok. Başlık dikkat çeksin istedim. Açılışı ne kadar dikkat çekici yaparsan dediklerin/yazdıkların o kadar dikkatli dinleniyor/okunuyor da.
@chaud; Dediklerini yanlış anlamadım. Merak etme. :) Gayet normal bir şey hormonal dengenin oynaması. Ama gerçek hayat ölümleri beni üzmüyor nedense.
Mesela dedem öldü 6 sene önce, ağlamadım. İçimden gelmedi. Ki severdim dedemi.
Veya ailece 35-40 yıllık aile dostumuz olan ailenin babası kalpten öldü pat diye. Adam beni ben de adamı çok severdim. Çok şeker biriydi. Ağlamadım. Kendimi tuttuğumdan değil. İçimden gelmedi.
Son olay mesela gene 35 yıllık bir aile dostumuzun kızı 33 yaşında sarkomadan öldü 3-4 sene önce. Kız, hani derler ya yer yüzüne inmiş bir melek. Örnek bir evlat, örnek bir öğrenci, arkadaşlarının sevgilisi, kocasının bir tanesi olan biri. Kaç sene geçti aradan. Kocası hala toparlayamadı kendini. Hani filmi çekilse "Love Story" filmine 5 basar (Ulen o filme de ne ağlamıştım zamanında). Kızcağız ölünce sevinmiştim tam tersi acıları bir son buldu. Kurtuldu çektiği çileden diye. Eminim filmi çekilse veya romanı yazılsa gene ağlarım. Ama gerçeğinde taş kalpli oluyorum nedense. :(
@frown; Tamam, çok güzel. Empati iyi bir teşhis. Ama neden sadece filmdeki hikâyeye empati kuruyorum da, gerçek hayattaki bir olaya Mr. Spock gibi yaklaşıyorum?
@july14; :) İşin enteresan yanı, acıklı bir filme ağlayan biri varsa yanımda, mesela annem :D, ağlamak yerine katıla katıla gülüyorum. Yok yanımdakilerin bir tepkisi yoksa ben ağlama noktasına geliyorum.
@trocero; Sağlıklı olsam filmlere üzülüp, çevremdeki gerçek ölümlere buz adam gibi takılmazdım. :)
@arnold schwarzeneger; Aslında cıvık bir kişiliğim var ama neyse belki de sen haklısındır.
0
ermanen
"paranormal activity" diye bir film izledim, uyuyamiyorum simdi. manyak oldugumdan supheleniyorum, ne yapayim?Sizin de oldu mu oyle izledikten sonra uyuyamadiginiz film?
"paranormal activity" diye bir film izledim, uyuyamiyorum simdi. manyak oldugumdan supheleniyorum, ne yapayim?
Sizin de oldu mu oyle izledikten sonra uyuyamadiginiz film?
Sizin de oldu mu oyle izledikten sonra uyuyamadiginiz film?
0
e heralde yani. uyunmaz ztn öyle hemen. gün ışığını bekliceksin önce bi yüzünü güneşe tutup ayılıcaksın:) a bak tıpkı akıl hastanesinde doktorların delirmesi gibi :P yoksa sen shizo misin:)))
0
ben uyudum ve sabah banyoda uyandım. sağ bacağımda da sanki iple bağlayıp çekmişler gibi bir ağrı vardı. nooluyoruz lan!
cevap veriyorum; izleyip de uyuyamadığım film olmadı. hatta bazen izlerken bile uyuyabiliyorum.
cevap veriyorum; izleyip de uyuyamadığım film olmadı. hatta bazen izlerken bile uyuyabiliyorum.
0
uyumusum sonra ama arada bir uyandim, dogru duzgun uyuyamadim yani. birseyden korkmaz sanirdim kendimi, peh...
0
o film için öyle diyorlar--seyredenler.
ben acaip korkarım da, eşim kopyaladı seyredenlerden--filmin durduğu harddiskten bile korkuyorum.
(valla şaka değil--arabesk'te ölüp göğe yükselirken kavuşamama sahnesi var ya, ondan bile korkuyorum..ve bir de "bilinmeyen" dergileri vardı eskiden--evde onların durduğu odaya giremezdim).
ama öyle film önerisi olarak, yine eşimin tavsiyesiyle, blairwitch project diyorum...ben yanından bile geçmem, o ayrı.
ben acaip korkarım da, eşim kopyaladı seyredenlerden--filmin durduğu harddiskten bile korkuyorum.
(valla şaka değil--arabesk'te ölüp göğe yükselirken kavuşamama sahnesi var ya, ondan bile korkuyorum..ve bir de "bilinmeyen" dergileri vardı eskiden--evde onların durduğu odaya giremezdim).
ama öyle film önerisi olarak, yine eşimin tavsiyesiyle, blairwitch project diyorum...ben yanından bile geçmem, o ayrı.
0
uyudum, sadece uykuya dalma sırasında hafif tırsmalar oldu.
uyuyamadığım tek film ise vakti zamanında izlediğim The Exorcist. onda da 1 hafta boyunca uyuyamamıştım.
uyuyamadığım tek film ise vakti zamanında izlediğim The Exorcist. onda da 1 hafta boyunca uyuyamamıştım.
0
asutan
amsterdamda fiyatı uygun yeri merkezi kalitesi de hallice olacak gidip de memnun kaldığınız yerler var mıdır nedir nerededir?
amsterdamda fiyatı uygun yeri merkezi kalitesi de hallice olacak gidip de memnun kaldığınız yerler var mıdır nedir nerededir?
0
kesinlikle inner hostel , amsterdam da birçok defa kaldım ama bu kadar iyi olanını görmedim. En son kaldığımda 18 Euro idi günlüğü. Kahvaltı dahil ( açık büfe ve 4 yıldızlı otel ayarında), odalar temiz , banyolu , lcd televizyon bile vardı. İçinde kendi bir barı vardı. Ayrıca mutfak kısmında public buzdolabı var ayrıca mikrodalga fırında mevcut. Hostel 'in 50 m yakınında Albert Heijin marketler zinciri var. Ayrıca yakınında vondelpark gibi bir doğa harikası ve arka sokağında van gogh müzesi var. Şehir merkezine yani dam' a yürüyerek 20 dk. Tram ile 5 dk da gidiyorsun. İstersen tram da bilet okutmanada gerek yok. Ben çok memnun kalmıştım gidersem tekrar orada kalırım
www.innerhotel.nl
www.innerhotel.nl
0
shelter city christian hostel. misyonerlerin mekanı ama böle beklemediğin anda fiyat indiriyolar netteki fiyatlara bakma 5 euroya kaldım ben.. ama dikkatli ol hırsızlık felan oluyo.
0
stayokey, playing pig ile karşı karşıya idiler. 16 euro civarındaydı geçen sene. kahvaltı dahil. tatlı ve büyük bir yerdi. hava alanına shuttle da vardı.
0
soulmate
Arkadaşlar bir dövme modeli arıyorum hatta ünlü birine ait bu dövme fakat google da bulamıyorum arayabileceğim başka arama sitesi yada başka birşey önerseniz çok şukela olucak
Arkadaşlar bir dövme modeli arıyorum hatta ünlü birine ait bu dövme fakat google da bulamıyorum arayabileceğim başka arama sitesi yada başka birşey önerseniz çok şukela olucak
0
hicazkar
film ise adı nedir acep?http://www.youtube.com/watch?v=8ZOR2yN3rjk
0
seviyorum ulan sezenimi deli gibi hem de
profilimde şöyle bişey paylaşılmış da hangi filmden olduğunu merak ettim.http://www.facebook.com/video/video.php?v=155738034478&ref=nfdaha doğrusu yabancılar için hazırlanmış dini bi film mi, yoksa tamamen farklı bi konusu olan bir filmde geçen bir diyalog mu?bilen , eden, gören?teşekkürler
profilimde şöyle bişey paylaşılmış da hangi filmden olduğunu merak ettim.
www.facebook.com
daha doğrusu yabancılar için hazırlanmış dini bi film mi, yoksa tamamen farklı bi konusu olan bir filmde geçen bir diyalog mu?
bilen , eden, gören?
teşekkürler
www.facebook.com
daha doğrusu yabancılar için hazırlanmış dini bi film mi, yoksa tamamen farklı bi konusu olan bir filmde geçen bir diyalog mu?
bilen , eden, gören?
teşekkürler
0
05
şöyle bi ´28 gün sonra, dünyanın durduğu gün, ben efsaneyim, 30 gün gece, yarından sonra´ tarzında zombili virüslü, dünyayı döndüren durduran film tavsiyesi alabilirmiyim tşk.i.bye
şöyle bi ´28 gün sonra, dünyanın durduğu gün, ben efsaneyim, 30 gün gece, yarından sonra´ tarzında zombili virüslü, dünyayı döndüren durduran film tavsiyesi alabilirmiyim
tşk.i.bye
tşk.i.bye
0
dostum "kehanet" olarak çevirilmiş bir film var knowing.. özellikle "dünyanın durduğu gün" e benziyor diyebilink.. sonuna kadar da güzel sürüklüyo
www.imdb.com
www.imdb.com
0
hepsi katastrofik fantazi değil ama,
rec, the blair witch project, the village, cloverfield, 28 günü beğendiysen haftası, dawn of the dead, the silent hill korku/fantastik kısım için.
the mist seversen, the happeningi deneyebilirsin.
daha az garantili olarak the mirrors, 1408, ring filmleri, dark water, signs, war of worlds, hostel filmleri vs. önerebilirim.
rec, the blair witch project, the village, cloverfield, 28 günü beğendiysen haftası, dawn of the dead, the silent hill korku/fantastik kısım için.
the mist seversen, the happeningi deneyebilirsin.
daha az garantili olarak the mirrors, 1408, ring filmleri, dark water, signs, war of worlds, hostel filmleri vs. önerebilirim.
0
guzellige inancimi sarsan simgeler var
beni sevdiğini söyle!birgün 23 yaşında ki julia gözünü açar kendini dört tarafı kapalı bir odanın içinde bulur, odada sadece bir kapı vardır ve kilitlidir. julia 'yardım edin' serzenişleriyle bağırıyordur. birden kapı açılır ve julia hızlıca kapıya yönelir ve odadan çıkar. bulunduğu yer ormanda bir
beni sevdiğini söyle!
birgün 23 yaşında ki julia gözünü açar kendini dört tarafı kapalı bir odanın içinde bulur, odada sadece bir kapı vardır ve kilitlidir. julia 'yardım edin' serzenişleriyle bağırıyordur. birden kapı açılır ve julia hızlıca kapıya yönelir ve odadan çıkar. bulunduğu yer ormanda bir kulübedir. ormanda ki anayolu bulmaya koyulur ve yeşil bir araba görür, dur işareti yapar fakat adam hiç oralı olmaz. daha sonra çok uzak olmayan şehir merkezine yürüyerek gider ve evine ulaşır. yalnız insanların kendisine karşı garip bakışları gözünden kaçmamıştır, herkes kendisine oldukça soğuk ve lakayt davranıyordur. julia'nın ev telefonu çalar ve telefonu açar. telefonda ki patronu robbie'dir. ona işten kovulduğunu ve bunun için bir sebep gösteremediğini, parasını yakında alacağını söyler. julia üzüntü ve sinirle telefonu kapatır. erkek arkadaşını arar ve olanları anlatır. sevgilisi gayet net bir tutumla bu ilişkinin bittiğini ve sonunda ayrılık olacağını söyler. julia bu tutuma bir anlam veremez ve yüzyüze konuşmak istediğini söyler fakat sevgilisi reddeder. julia evinde hergün kopardığı takvim yapraklarına bakar ve üç gündür evde olmadını anlar. en yakın polis karakoluna gider ve olanları anlatır ancak polisler kendisini başından savmaktadıt. 'şuan fiziki bir hasarınız yoksa gerisi sizi ilgilendirir' diyerek julia'yı görmezden gelirler. julia buna çok sinirlenerek polislerin işlerini doğru yapmadıklarını dile getirir ve karakoldan atılır. yolda sinirli sinirli yürürken küçük bir erkek çocuğunun ona dikkatlice baktığını görür ve çocuğun yanına usulca yaklaşarak kafasını gülümseyerek 'ne var' diyerekten sallar ancak çocuğun annesi gelir ve julia'ya trs ters bakarak çocuğu kolundan tutar ve götürür. daha sonra annesinin evine gitmek ister ve kapılarını alar fakat kimse açmaz, camda satılık tabelası görünüyordur ve evin sahipleri evi satmaya karar vermişlerdir. annesini ve ablasını arar fakat telefonları kapalıdır. julia garip birşeyler olduğunu farkeder ve sevgilisinin evine gider. evde başka bir kadın vardır, kadın kapıyı açar ve julia öfkeyle sevgilisinin boğazına yapışır ve ona bir yumruk atar. sevgilisinin tek söylediği söz ise 'çok üzgünüm julia' olur..
aradan bir hafta geçer ve julia kimse tarafından aranmıyordur.. ailesi ve arkadaşları ortalıkta yoktur ve julia bunun için tekrar polise başvurur ama tek söylenen ailesinin yerini söylemenin hukuka aykırı olduğudur. julia deneyebildiği her yolu dener fakat kimseden haber yoktur. yakın akrabalarına danışır fakat onlar kendisiyle görüşmek istemediklerini öğrenir ve kendilerini julia'dan uzaklaştırmak için türlü türlü yollar denerler. birgün julia akrabalarının kapısını çalarak 'neden' diye bağırır ve teyzesi kapıyı açar ve 'sen pisliğin tekisin ve seni istemiyoruz' der. tam o sırada çok sevdiği dayısı görünür ve julia ona sarılır, dayısı daniel'de istemeye istemeye ona sarılır ve amcası kulağına onu aslında çok sevdiğini fısıldar ve şunu der 'seni aslında çok seviyoruz' fakat teyzesi onu oradan derhsl uzaklaştırır.
aradan 2 gün geçer ve daysı daniel'in öldürüldüğü haberini alır. bu julia için büyük yıkım olur ve psikolojik yardım almak istemektedir. gittiği psikolog kendisine yardım için çok geç olduğunu, onu daha fazla kaosa sürüklemek istemediğini söylüyodur. julia buna bir anlam verememiştir. psikolog julia'yı dinliyor gibi yapıp saçmasapan analizlerde bulunuyodur. julia 'asıl sen kafayı yemişsin' diyerek odayı terkeder. julia evden çıkmamaktadır ve bir ay sonra yakın bir arkadaşından doğumgünü partisi için davetiye alır ve partiye gider fakat arkadaşları julia'yle pek ilgilenmemektedirler. kendisini görünce uzaklaşmakta ve lafı geçiştirmektedirler. birden en yakın arkadaşı katty sahneye çıkarak 'evet dostlar bugün aramızda lanet bir pislik bulunmakta adı ise sevgili julia, belki de bir fahişe' der ve herkes gülmeye başlar. julia katty nin yanına gider ve okkalı bir yumruk atar, o sinirle ve ağlaya ağlaya eve döner.. aradan 2 hafta daha geçer. olanlara bir anlam verememektedir. insanlar kendisine düşman gözüyle bakıyordur fakat neden? bu devletin yaptığı bir deney midir yoksa? devamı gelecek..
yahu burda götü kelimesi var mı, varsa nerde? herhangi bir kelime içinde varsa da diyebilirsiniz.. bu yüzden bir yere yazdığım bu senaryo yayınlanmıyor.
birgün 23 yaşında ki julia gözünü açar kendini dört tarafı kapalı bir odanın içinde bulur, odada sadece bir kapı vardır ve kilitlidir. julia 'yardım edin' serzenişleriyle bağırıyordur. birden kapı açılır ve julia hızlıca kapıya yönelir ve odadan çıkar. bulunduğu yer ormanda bir kulübedir. ormanda ki anayolu bulmaya koyulur ve yeşil bir araba görür, dur işareti yapar fakat adam hiç oralı olmaz. daha sonra çok uzak olmayan şehir merkezine yürüyerek gider ve evine ulaşır. yalnız insanların kendisine karşı garip bakışları gözünden kaçmamıştır, herkes kendisine oldukça soğuk ve lakayt davranıyordur. julia'nın ev telefonu çalar ve telefonu açar. telefonda ki patronu robbie'dir. ona işten kovulduğunu ve bunun için bir sebep gösteremediğini, parasını yakında alacağını söyler. julia üzüntü ve sinirle telefonu kapatır. erkek arkadaşını arar ve olanları anlatır. sevgilisi gayet net bir tutumla bu ilişkinin bittiğini ve sonunda ayrılık olacağını söyler. julia bu tutuma bir anlam veremez ve yüzyüze konuşmak istediğini söyler fakat sevgilisi reddeder. julia evinde hergün kopardığı takvim yapraklarına bakar ve üç gündür evde olmadını anlar. en yakın polis karakoluna gider ve olanları anlatır ancak polisler kendisini başından savmaktadıt. 'şuan fiziki bir hasarınız yoksa gerisi sizi ilgilendirir' diyerek julia'yı görmezden gelirler. julia buna çok sinirlenerek polislerin işlerini doğru yapmadıklarını dile getirir ve karakoldan atılır. yolda sinirli sinirli yürürken küçük bir erkek çocuğunun ona dikkatlice baktığını görür ve çocuğun yanına usulca yaklaşarak kafasını gülümseyerek 'ne var' diyerekten sallar ancak çocuğun annesi gelir ve julia'ya trs ters bakarak çocuğu kolundan tutar ve götürür. daha sonra annesinin evine gitmek ister ve kapılarını alar fakat kimse açmaz, camda satılık tabelası görünüyordur ve evin sahipleri evi satmaya karar vermişlerdir. annesini ve ablasını arar fakat telefonları kapalıdır. julia garip birşeyler olduğunu farkeder ve sevgilisinin evine gider. evde başka bir kadın vardır, kadın kapıyı açar ve julia öfkeyle sevgilisinin boğazına yapışır ve ona bir yumruk atar. sevgilisinin tek söylediği söz ise 'çok üzgünüm julia' olur..
aradan bir hafta geçer ve julia kimse tarafından aranmıyordur.. ailesi ve arkadaşları ortalıkta yoktur ve julia bunun için tekrar polise başvurur ama tek söylenen ailesinin yerini söylemenin hukuka aykırı olduğudur. julia deneyebildiği her yolu dener fakat kimseden haber yoktur. yakın akrabalarına danışır fakat onlar kendisiyle görüşmek istemediklerini öğrenir ve kendilerini julia'dan uzaklaştırmak için türlü türlü yollar denerler. birgün julia akrabalarının kapısını çalarak 'neden' diye bağırır ve teyzesi kapıyı açar ve 'sen pisliğin tekisin ve seni istemiyoruz' der. tam o sırada çok sevdiği dayısı görünür ve julia ona sarılır, dayısı daniel'de istemeye istemeye ona sarılır ve amcası kulağına onu aslında çok sevdiğini fısıldar ve şunu der 'seni aslında çok seviyoruz' fakat teyzesi onu oradan derhsl uzaklaştırır.
aradan 2 gün geçer ve daysı daniel'in öldürüldüğü haberini alır. bu julia için büyük yıkım olur ve psikolojik yardım almak istemektedir. gittiği psikolog kendisine yardım için çok geç olduğunu, onu daha fazla kaosa sürüklemek istemediğini söylüyodur. julia buna bir anlam verememiştir. psikolog julia'yı dinliyor gibi yapıp saçmasapan analizlerde bulunuyodur. julia 'asıl sen kafayı yemişsin' diyerek odayı terkeder. julia evden çıkmamaktadır ve bir ay sonra yakın bir arkadaşından doğumgünü partisi için davetiye alır ve partiye gider fakat arkadaşları julia'yle pek ilgilenmemektedirler. kendisini görünce uzaklaşmakta ve lafı geçiştirmektedirler. birden en yakın arkadaşı katty sahneye çıkarak 'evet dostlar bugün aramızda lanet bir pislik bulunmakta adı ise sevgili julia, belki de bir fahişe' der ve herkes gülmeye başlar. julia katty nin yanına gider ve okkalı bir yumruk atar, o sinirle ve ağlaya ağlaya eve döner.. aradan 2 hafta daha geçer. olanlara bir anlam verememektedir. insanlar kendisine düşman gözüyle bakıyordur fakat neden? bu devletin yaptığı bir deney midir yoksa? devamı gelecek..
yahu burda götü kelimesi var mı, varsa nerde? herhangi bir kelime içinde varsa da diyebilirsiniz.. bu yüzden bir yere yazdığım bu senaryo yayınlanmıyor.
0
"ancak çocuğun annesi gelir ve julia'ya trs ters bakarak çocuğu kolundan tutar ve götürür."
ayip degil mi? :/
ayip degil mi? :/
0
humanistyamyam
"Siyah olduğu sürece her müşteriye İSTEDİĞİ" renk arabayı satabilirim."Henry Ford!Niye demiş bunu? ne demek istemiş. bi nane anlamadım.
"Siyah olduğu sürece her müşteriye İSTEDİĞİ" renk arabayı satabilirim."
Henry Ford!
Niye demiş bunu? ne demek istemiş. bi nane anlamadım.
Henry Ford!
Niye demiş bunu? ne demek istemiş. bi nane anlamadım.
0
ya çok basit bir neden var ortada ya da çok karışık. ben karışığı bulduğumu sanıyorum, çok basit bi şi çıkarsa şaşırmam ama
şimdi, siyah boya diğer boyalara göre daha hızlı kuruduğundan ve de bu üretimi hızlandıracağından bizim henry böyle bir karar almış. zaten basit amaçlara yönelik üretilen ford model t'nin üretim zamanı biraz daha kısalmış..
yani henry bence bu sözüyle, diğerlerinden daha fazlasını daha hızlı ürettiğim sürece sektörün lideri olurum demek istemiş..
şimdi, siyah boya diğer boyalara göre daha hızlı kuruduğundan ve de bu üretimi hızlandıracağından bizim henry böyle bir karar almış. zaten basit amaçlara yönelik üretilen ford model t'nin üretim zamanı biraz daha kısalmış..
yani henry bence bu sözüyle, diğerlerinden daha fazlasını daha hızlı ürettiğim sürece sektörün lideri olurum demek istemiş..
0
espri yapmis biraz da. herkesin istedigi renk siyah olsa daha cok araba uretirim, daha cok kisinin arabasi olur, daha cok kazanirim demek istemis, dambil'in dedigi nedenden oturu. ayrica siyah renk daha ucuz ve dayanikliymis.
0
(bkz: fordizm)
en basitinden anlatmak gerekirse mass production denilen kavram nedeniyle çok ama tek tip üretim yapıyor ford amca. o nedenle de herkese araba üretiyor ama çeşitlilik yok. yani sadece siyah üretiyor, pembe isterseniz yok (kim pembe araba ister onu da bilmem) bunu da şakayla karışık bir şekilde dile getiriyor.
en basitinden anlatmak gerekirse mass production denilen kavram nedeniyle çok ama tek tip üretim yapıyor ford amca. o nedenle de herkese araba üretiyor ama çeşitlilik yok. yani sadece siyah üretiyor, pembe isterseniz yok (kim pembe araba ister onu da bilmem) bunu da şakayla karışık bir şekilde dile getiriyor.
0
Bu lafın söylendiği tarihte bi şeyler olmuştu, henry fordda köpek gibi bi adam çok da zeki bu laf da hem bir gerçekliği dile getiriyor hem de espri yapıyordu.
meri şelinin dediğiyle alakası var hatta bu lafın hikayesini de okumuştum bir kitapta yer veriliyordu, unuttum ama.
meri şelinin dediğiyle alakası var hatta bu lafın hikayesini de okumuştum bir kitapta yer veriliyordu, unuttum ama.
0
"müşteriler siyah isterse, her müşteriye istediği renk araba satabilirim" demek istemiş galiba:D
0
ne zaman dediği de önemli. henry ford'un ilk zamanlarında fabrikasında sadece siyah araba üretiliyordu. ondan demiştir
bu adamdan önce araba yapmak zor ve zahmetli bir işmiş. mantık aynı olsa da yapım olarak, etrafında 10-20 işçi arabayı olduğu yerde yapıyorlarmış ve çok kısıtlı imiş bu yüzden yapılan araba sayısı. bu adamın yaptığı şey ise, arabanın bir montaj hattı üzerinde yapılmasını sağlamak. bir arkadaşı ile beraber kısaca verimlilik mühendiliği yapıyor ve hemen kitle üretime geçiyor. yapılan arabalar ise başa dönelim. hepsi siyah.
bu adamdan önce araba yapmak zor ve zahmetli bir işmiş. mantık aynı olsa da yapım olarak, etrafında 10-20 işçi arabayı olduğu yerde yapıyorlarmış ve çok kısıtlı imiş bu yüzden yapılan araba sayısı. bu adamın yaptığı şey ise, arabanın bir montaj hattı üzerinde yapılmasını sağlamak. bir arkadaşı ile beraber kısaca verimlilik mühendiliği yapıyor ve hemen kitle üretime geçiyor. yapılan arabalar ise başa dönelim. hepsi siyah.
0
x factor
Haliyle SpoilerlıNe zamandır izlemiyorum bölümler baya birikti. Sorum şu;En son Orihime'yi kurtarmaya gitmişti ichigo ve tayfası hueco mundo'ya. hani şu ulqiora ve mavi arrancar falan vardı. o bölümler baya güzeldi. Sonra fillerlar başladı ben de izlemedim. Ondan sonraki fillerlar çok kötüymüş. Nası
Haliyle Spoilerlı
Ne zamandır izlemiyorum bölümler baya birikti. Sorum şu;
En son Orihime'yi kurtarmaya gitmişti ichigo ve tayfası hueco mundo'ya. hani şu ulqiora ve mavi arrancar falan vardı. o bölümler baya güzeldi. Sonra fillerlar başladı ben de izlemedim. Ondan sonraki fillerlar çok kötüymüş. Nasıl şu anda bleach, konu nasıl ilerliyor? izlemeye değer mi? Teşşekkürler...
not: ilk 63 bölümü çok beğenmiştim. bounto muhabbeti biraz sıkmıştı ama, geri kalan bölümler de öyle ise pek izlemeyi düşünmüyorum ama...?
Ne zamandır izlemiyorum bölümler baya birikti. Sorum şu;
En son Orihime'yi kurtarmaya gitmişti ichigo ve tayfası hueco mundo'ya. hani şu ulqiora ve mavi arrancar falan vardı. o bölümler baya güzeldi. Sonra fillerlar başladı ben de izlemedim. Ondan sonraki fillerlar çok kötüymüş. Nasıl şu anda bleach, konu nasıl ilerliyor? izlemeye değer mi? Teşşekkürler...
not: ilk 63 bölümü çok beğenmiştim. bounto muhabbeti biraz sıkmıştı ama, geri kalan bölümler de öyle ise pek izlemeyi düşünmüyorum ama...?
0
su an yine filler var, gecmısten bi olay anlatıyor. kılıcları hakkında. bence guzel gidiyor.
0
kurtulan adam
geçen gün gözüm takıldı.blaire vuruldum.bu ikilinin ilişkilerini ıncığına bıncığına kadar anlatabilecek biri var mı?şöyle genel hatlarıyla da olabilir.olmayacak şey değil.
geçen gün gözüm takıldı.blaire vuruldum.bu ikilinin ilişkilerini ıncığına bıncığına kadar anlatabilecek biri var mı?
şöyle genel hatlarıyla da olabilir.olmayacak şey değil.
şöyle genel hatlarıyla da olabilir.olmayacak şey değil.
0
blair chuck un en yakın arkadaşıyla nişanlı gibi bişeydi ilk sezon. sonra bayağı bi izlemedim ben, 2. sezona kdr yani. 2. sezonun başlarından anladığım kadarıyla, chuck la blair yakınlaşmışlar sanırsam, ama chuck bu serseri, özgür hallerinden vazgeçmek istemediği, yani herhangi birine bağlanmak istemediği için blair i ekmiş havaalanında (beraber bi yerlere gideceklermiş sanırsam). ama şimdi pişman gibi tekrar kazanmak istiyo blair i ama blair naz yapıyo fln. hatta şu anda chuck a inat ingiliz bi çocukla çıkıyo, çocuk lord gibin bişey, asilzade yani. tabii bu bnm anlattıklarım henüz 2. sezonun başları. sen nerdesin bilemedim.
0
ya benim 2. sezonun başları dediğim de ilk birkaç bölüm anlamında işte :) demek ki aynı bölümlerdeyiz sen de bnm gibi cnbc e den takip ediyosun heralde.
0
evet cnbceden izledim ilk defa.dayanamadım ilerki bölümlerden parçalar izledim.baya dikkatimi celbetti bu ikili.olaylar nasıl gELİŞİYOR BİLEMEDİM
0
Blair ilk sezon hayatının aşkı olduğunu düşündüğü Nate ile sevgili, hatta herkes bunlara evlenecek gözüyle bakıyor lisede olmalarına rağmen. Bu ikili bir süre sonra birbirlerinin ruh eşleri olmadığını fark ediyorlar ve ayrı yollara devam ediyorlar. Chuck ise dizi ekibinin en pislik, en çapkın, karakteri diyebiliriz, her bölüm bir kızla geziyor falan. Bir kaç olay oluyor ve Blair biraz da intikam için Chuck ile limuzinde birlikte oluyor. Daha sonra bunlar birbirlerine aşık oluyorlar ama itiraf edemiyorlar. İşte yok seni seviyorum dedin, demedin, bekledim gelmedin tarzı bir dargın, bir barışık garip bir şekilde ilerlerken ilişkileri 2. sezon sonunda karşılıklı seni seviyorumlaşıp sevgili oluyorlar. 3. sezon daha yeni başladı işte 2 bölüm oldu hala sevgili bunlar, değişik fanteziler falan yapıyorlar öyle yani. Cnbc-e de 2. sezon yeni başladı daha buralara gelmelerine çok var.
0
dambil
neler var aklınıza gelen?one tree hill'dir, the o.c.'dir başka başka..teşekkürler..edit: eklemeyi unutmuşum. 2000'li yılların dizileri önermenizi istediklerim.
neler var aklınıza gelen?
one tree hill'dir, the o.c.'dir başka başka..
teşekkürler..
edit: eklemeyi unutmuşum. 2000'li yılların dizileri önermenizi istediklerim.
one tree hill'dir, the o.c.'dir başka başka..
teşekkürler..
edit: eklemeyi unutmuşum. 2000'li yılların dizileri önermenizi istediklerim.
0
merry shelly
evet eğer varsa, bana aseksüel kahramanları olan roman, öykü, film, dizi, çizgi roman, animasyon söyleyebilir misiniz? ya da konuyla ilgili şarkı, türkü, şiir vs. ne varsa. yan karakter de olabilir ve tür farketmez.edit: insan olması tercih sebebidir.
evet eğer varsa, bana aseksüel kahramanları olan roman, öykü, film, dizi, çizgi roman, animasyon söyleyebilir misiniz? ya da konuyla ilgili şarkı, türkü, şiir vs. ne varsa. yan karakter de olabilir ve tür farketmez.
edit: insan olması tercih sebebidir.
edit: insan olması tercih sebebidir.
0
genelde hayvan karakterlerin cinsiyeti anlasilmiyo. she-ra'nin kanatli ati, he-man'in atilgani, sonra pikachu:P
0
aseksuel cinsiyeti olmayan demek, bu bakimdan alakasi vardir belki.
cinsel yonelimi/istegi olmayan anlaminda da kullanilabilir ayrica.
cinsel yonelimi/istegi olmayan anlaminda da kullanilabilir ayrica.
0
nawres: yanlışınız var, aseksüel cinsel yönelimi/isteği olmayan anlamında kullanılır, çok kasarsanız cinsiyeti olmayan fantastik bir karakter yaratıp kendisine aseksüel diyebilirsiniz tabi ama cinsiyeti olmayan bir insan gösteremeyeceğinizi düşünüyorum.
tenten kimileri tarafından eşcinsel dense de gayet aseksüel bir karakterdir, herhangi bir geyliğini görmüş değiliz şimdiye kadar.
tenten kimileri tarafından eşcinsel dense de gayet aseksüel bir karakterdir, herhangi bir geyliğini görmüş değiliz şimdiye kadar.
0
aseksuel cinsiyeti olmayan demek, bir sozluk acip bakabilirsiniz. kelimenin koku de belli zaten, basina olumsuzluk eki olan 'a' yi almis.
bu arada duyuru 'insan' olarak degistirilmis, insan olarak hatirlamiyorum, ama insan disi olarak teletubiler olabilir. ama tinki winky haric, o gay:)
bu arada duyuru 'insan' olarak degistirilmis, insan olarak hatirlamiyorum, ama insan disi olarak teletubiler olabilir. ama tinki winky haric, o gay:)
0
hahahha tamam cevaplar için çok teşekkür ediyorum. ama yani aseksüel olduğu "resmi" (hehhehe) olarak bilinenler olursa sevinirim.
0
0
(bkz: karanlığın sol eli) aseksüellikten ziyade bildigimiz cinsiyet rolleri ve cinsel kimlikler degisiyor dönem dönem.
0
Kevin kostner ın oynadığı su dünyası diye bi film vardı orda kostner canlandırdığı yarı insan yarı balık bi karakter vardı o biraz aseksüeldi galiba:D
0
voldemort. adam kafayı idealleriyle bozmuş ergenlikte bile hogwarts da kimseyle ilgilenmemiş
0
joelskellington
4 aylık dişi bir kedimiz var. Müstakil, bahçeli bir evde oturuyoruz. Kedi bahçeyi çok seviyor. Bayılıyor. Gözü daima dışarda. Kapı açılsa biri dışarı çıksa / içeri girse de ben de fıysam diye ortalarda dört dönüyor. Cam kenarlarını seviyor. Orada oturup zaman zaman mırıldıyor.Dışarı çıkması şu sebep
4 aylık dişi bir kedimiz var. Müstakil, bahçeli bir evde oturuyoruz. Kedi bahçeyi çok seviyor. Bayılıyor. Gözü daima dışarda. Kapı açılsa biri dışarı çıksa / içeri girse de ben de fıysam diye ortalarda dört dönüyor. Cam kenarlarını seviyor. Orada oturup zaman zaman mırıldıyor.
Dışarı çıkması şu sebeplerden sakıncalı: Kedicik çok uysal, kavga falan bilmiyor, dışarı kaçtığı zaman mahalledeki diğer kediler bunu fena pataklıyorlar. İkincisi, bahçede bir süre oynadığı zaman üstünde birkaç pireyle eve dönüyor. Üçüncüsü, yan bahçede kocaman bir bekçi köpeği var.
Köpekten korkmasına, sokak kedilerinden birkaç defa dayak yemesine rağmen bizim kız hala bulduğu ilk delikten kaçmaya çalışıyor. Dün akşam nasıl çıktıysa yine çıkmış. Maç izliyordum, kavga eden kedi sesleri arasından bizimkini tanıdım, dışarı çıktım, bizimki kuytu bir köşeye saklanmış, başında kocaman iki üç kedi. Eve getirdim, ağzı burnu kan içinde, her tarafı çizik, tir tir titriyor. İşin garibi "tamam artık kaçmaz dışarı" diye düşünürken bu sabah yine dışarı çıkan biriyle birlikte ok gibi fırladı.
Dışarda bişey yaptığı da yok, öylesine dolanıp duruyor. Sinek kovalıyor vs.
Bu kedi niye kaçmaya çalışıyor?
Ben bu kediyi ne edeyim? Dışarda başına bişey gelse üzülecem, evde tutarak onu hapsediyormuş gibi hissediyorum şimdi de üzülüyorum, dışarı bıraksam yerler bunu yine üzülürüm. Evcil hayvan beslemek böyle bişey değil ki?
Nasıl olacak bilemedim.
Dışarı çıkması şu sebeplerden sakıncalı: Kedicik çok uysal, kavga falan bilmiyor, dışarı kaçtığı zaman mahalledeki diğer kediler bunu fena pataklıyorlar. İkincisi, bahçede bir süre oynadığı zaman üstünde birkaç pireyle eve dönüyor. Üçüncüsü, yan bahçede kocaman bir bekçi köpeği var.
Köpekten korkmasına, sokak kedilerinden birkaç defa dayak yemesine rağmen bizim kız hala bulduğu ilk delikten kaçmaya çalışıyor. Dün akşam nasıl çıktıysa yine çıkmış. Maç izliyordum, kavga eden kedi sesleri arasından bizimkini tanıdım, dışarı çıktım, bizimki kuytu bir köşeye saklanmış, başında kocaman iki üç kedi. Eve getirdim, ağzı burnu kan içinde, her tarafı çizik, tir tir titriyor. İşin garibi "tamam artık kaçmaz dışarı" diye düşünürken bu sabah yine dışarı çıkan biriyle birlikte ok gibi fırladı.
Dışarda bişey yaptığı da yok, öylesine dolanıp duruyor. Sinek kovalıyor vs.
Bu kedi niye kaçmaya çalışıyor?
Ben bu kediyi ne edeyim? Dışarda başına bişey gelse üzülecem, evde tutarak onu hapsediyormuş gibi hissediyorum şimdi de üzülüyorum, dışarı bıraksam yerler bunu yine üzülürüm. Evcil hayvan beslemek böyle bişey değil ki?
Nasıl olacak bilemedim.
0
"Canı sıkılıyordur" olası cevabı için: Ev üç katlı kocaman bir ev, ev değil adeta medrano sirki, her köşede bir atraksiyon. Kendisiyle oynamaya can atan ahaliden iki kişi de var. Evde canı sıkıldığı için kaçıyor olması düşük bir ihtimal belirteyim.
edit: hem can sıkıntısına evden kaçılır mı canım? aa? yemeği burda suyu burda ilgi şefkat burda. olmaz ki.
edit: hem can sıkıntısına evden kaçılır mı canım? aa? yemeği burda suyu burda ilgi şefkat burda. olmaz ki.
0
bunlar bildiğimiz azgınlık belirtileri. ama deneyimsiz olduğu için tabi ne yaptığının da pek farkında olduğunu sanmıyorum. böylesine biz kendi aramızda "başı dışarı" deriz. yani geleceği belirsiz gibi. :)
doğum kontrol yöntemleriyle ilgili bir veterinerden bilgi almanızı tavsiye ederim. hatta yavru bakmak gibi bir niyetiniz yoksa doğrudan kısırlaştırın gitsin. başka yapacak bir şey yok, diğer yollar kedicik için çok zorlu olur.
ekleme: bir de kediniz sokak kedisi ruhlu olabilir. kimi öyle oluyor. onların da "gözü dışarda". :P
doğum kontrol yöntemleriyle ilgili bir veterinerden bilgi almanızı tavsiye ederim. hatta yavru bakmak gibi bir niyetiniz yoksa doğrudan kısırlaştırın gitsin. başka yapacak bir şey yok, diğer yollar kedicik için çok zorlu olur.
ekleme: bir de kediniz sokak kedisi ruhlu olabilir. kimi öyle oluyor. onların da "gözü dışarda". :P
0
kısırlaştırıldı mı diye yazmıştım ama 4 aylıkmış. yalnız çok dikkat edin 5 aylıktan itibaren hamile kalabilir. hamile kalması sağlık açısından tehlikeli. çünkü minnacık daha ve de elbette yavrulara kim bakacak? bence hemen kısırlaştırın. eve de bir arkadaş alın yanına. kapılara pencerelere tel takın.
ne yazık ki kediler alıştıkları şeyi illa ki yapmak istiyorlar. obsesifler.
ne yazık ki kediler alıştıkları şeyi illa ki yapmak istiyorlar. obsesifler.
0
el-cevap. pekala da can sıkıntısından evden kaçabilir. yavru kediler hiper ötesi aktiflerdir. 1 yaşına kadar deli gibi koşacak bir yaşından sonra yavaş yavaş durulacak.
0
bizim kedi kısır olmasına ve hatta bir ayağı çukurda olmasına rağmen, bahçe kapısı açılır açılmaz nerde olursa olsun koşarak dışarı fırlıyor. yani illa azgınlık olması da gerekmiyor. kediyi merak öldürür derler ya, işte meraktan hepsi.
tasma konusuna katlıyorum. bizde aldık, bağlıyoruz kediyi salıyoruz bahçeye, yola fırlamadan (kör olduğu için arabaları görmüyor) çimlerde takılıyor.
tasma konusuna katlıyorum. bizde aldık, bağlıyoruz kediyi salıyoruz bahçeye, yola fırlamadan (kör olduğu için arabaları görmüyor) çimlerde takılıyor.
0
@mea maxima culpa: Kısırlaştırma yanlısı değildik ama dışarı kaçmasın diye diken üstünde olmak da başkaymış. Bir de yanına arkadaş getirdik 2 hafta önce, 1.5 2 aylık bir dişi, ama pek anlaşamadılar. Zaten öteki çok cadıydı cırlayıp duruyordu, bizim kızımız çok munis bişey. Ben bile sevmemiştim ötekini allah için hehe
@elxa: 1.5 aylıkken sokaktan alıp eve getirmiştik, o günden beri bizde. Dışarı çıkmayı hep sevmiştir ama son dönemde başka türlü bir hareketlilik var üzerinde. Linkler için teşekkürler.
@elxa: 1.5 aylıkken sokaktan alıp eve getirmiştik, o günden beri bizde. Dışarı çıkmayı hep sevmiştir ama son dönemde başka türlü bir hareketlilik var üzerinde. Linkler için teşekkürler.
0
burasi kasiyo msn var mi
bu toplardan almak istiyorum, nerede satılır? izmir tercihim, istanbul ya da ankara da olur.
bu toplardan almak istiyorum, nerede satılır? izmir tercihim, istanbul ya da ankara da olur.
0
dandik bi versiyonunu kendin çok rahat yapabilirsin. kadın çorabını uygun boyutta kes, içine kum + bulgur karışımı doldur ağzını sıkıca bağla. üstüne de ince bir çorap (normal pamuklu) geçir, kes uygun boyutta etrafını da dik olsun bitsin.
0
Konak Barçın a gidiniz. O üst katta daha profesyonel ürünleri satıldığı kata bakınız. Son kalan bir adet hackey sack i alınız. Oradaki görevliye "hackey sack" vb kelimeler kullanmayınız. Sarı ve siyah renklerdeki örgü değil kumaştan yapılma 15 ytl lik Nıke marka topu alınız. Arkadaşlarınızla bir süre oynadıktan sonra bir köşeye atınız. Uzunca süreler yüzüne bakmayınız. İyi eğlenceler efenm
0
anaglareb
ben halihazırda ankara'da emek'te ikamet eden bir insanım. bilkent servisine yürümek açısından zorluk çekmeyeceğim yerlerde oturmak istiyorum. ama hani 15-20 dakika yürümek de bir şey değil.sorularım ise şöyle:1- bahçeli, anıttepe, emek, tunalı, tunusu geçtim. bilkent servislerine yürüme mesafesinde
ben halihazırda ankara'da emek'te ikamet eden bir insanım. bilkent servisine yürümek açısından zorluk çekmeyeceğim yerlerde oturmak istiyorum. ama hani 15-20 dakika yürümek de bir şey değil.
sorularım ise şöyle:
1- bahçeli, anıttepe, emek, tunalı, tunusu geçtim. bilkent servislerine yürüme mesafesindeki semtler başka nereler olabilir? eskişehir yolunun karşı tarafı olsun cepanın arka tarafı olsun, buraların adı ne? emlak sitelerinde ne diye aratayım?
2- ben bir eve faturalar dahil 600den fazlasını ayırabilecek durumda değilim ne yazık ki. nereyi tavsiye edersiniz bana?
3- biraz daha uzak olsa da bilkent duraklarına kısa mesafede dolmuşla otobüsle metroyla gelebileceğim bir yerler de olur.
4- kısacası kiralık ev arıyorum ben.
sorularım ise şöyle:
1- bahçeli, anıttepe, emek, tunalı, tunusu geçtim. bilkent servislerine yürüme mesafesindeki semtler başka nereler olabilir? eskişehir yolunun karşı tarafı olsun cepanın arka tarafı olsun, buraların adı ne? emlak sitelerinde ne diye aratayım?
2- ben bir eve faturalar dahil 600den fazlasını ayırabilecek durumda değilim ne yazık ki. nereyi tavsiye edersiniz bana?
3- biraz daha uzak olsa da bilkent duraklarına kısa mesafede dolmuşla otobüsle metroyla gelebileceğim bir yerler de olur.
4- kısacası kiralık ev arıyorum ben.
0
senin ilacın kolej hacı abi ashdfsjfhajh. sıhhıyede de bilkent servisi var, biliyorsundur. ev arkadaşımla kolejde kalıyoruz, bilkentte kendisi. ev kolej otoparkının orda, servise yürüyerek 8 dkda gidiyo. sen de kolejde kurtuluşta uygun bir ev bulabilirsin, kiralar fena değil. dolmuş veya otobüs artı servis yapma boşuna, perişan olursun..
0
tandoğan. bir artı bir bulabilirsin bu fiyata sanırım. cepanın ve bilkent koprusunun arka tarafı dediğin yerler barış sitesi falan oluyor. oralarda servise kadar yani köptrüye kadar bir araç var mı bilmiyorum. araban varsa rahat olabilir o bölgeler. kolej maltepe tarafı da düşünebilirsin ama bence sakat yani o taraflar. ankarada sevmediğim bi yer varsa orası da kolej kurtulustur. esata da bak bence, tunusa baya yakın yerlerde ucuz evler bulunabiliyor.
0
dambil
gün geçtikçe daha da uzaklaşıyorum.ailenizle neler paylaşıyorsunuz? neler konuşuyorsunuz? ortak bir şey bulmakta zorlanmıyor musunuz? sırf paylaşma, konuşma olsun diye gereksiz sorular sordukları oluyor mu? verdiğiniz cevaplara inanıyorlar mı? o gereksiz soruların aslında gereksiz olduklarını söyled
gün geçtikçe daha da uzaklaşıyorum.
ailenizle neler paylaşıyorsunuz? neler konuşuyorsunuz? ortak bir şey bulmakta zorlanmıyor musunuz? sırf paylaşma, konuşma olsun diye gereksiz sorular sordukları oluyor mu? verdiğiniz cevaplara inanıyorlar mı? o gereksiz soruların aslında gereksiz olduklarını söylediğinizde tepki veriyorlar mı? yazın işte ya bir şeyler. aklınıza bu sorular dahilinde gelen herhangi bir şeyler. sene boyunca aileden uzak ama işte tatildir vs'dir o esnalarda aile yanında olanlar cevaplarının sonuna ya da başına bu durumu belli eden bir şey eklerse çok sevinrim.
teşekkürler..
ailenizle neler paylaşıyorsunuz? neler konuşuyorsunuz? ortak bir şey bulmakta zorlanmıyor musunuz? sırf paylaşma, konuşma olsun diye gereksiz sorular sordukları oluyor mu? verdiğiniz cevaplara inanıyorlar mı? o gereksiz soruların aslında gereksiz olduklarını söylediğinizde tepki veriyorlar mı? yazın işte ya bir şeyler. aklınıza bu sorular dahilinde gelen herhangi bir şeyler. sene boyunca aileden uzak ama işte tatildir vs'dir o esnalarda aile yanında olanlar cevaplarının sonuna ya da başına bu durumu belli eden bir şey eklerse çok sevinrim.
teşekkürler..
0
bi yaştan sonra ailenle konuştuğun şeyler de monotonlaşıyor tabii. dediğin gibi gereksiz sorular falan da olabiliyor ama bi yerden sonra sen alttan almaya bakacaksın.
çok bunaldığın zamanlar iyi niyetli oldukları aklına gelsin. valla onlardan başka gerçekten seni seven adam zor bulursun. işte böyle şeyleri düşündükçe gıcık olduğun davranışları da önemini yitirir gözünde.
çok bunaldığın zamanlar iyi niyetli oldukları aklına gelsin. valla onlardan başka gerçekten seni seven adam zor bulursun. işte böyle şeyleri düşündükçe gıcık olduğun davranışları da önemini yitirir gözünde.
0
ailede ya da 2li ilişkilerde dahi bunun olması son derece doğal
ancak sözünü ettiğin "paylaşım" sizi aile yapan en önemli köprüdür aslında.
ailen halinden, senden memnun olabilir, bu durumun farkında olmayabilir
ancak aslına bakarsan, şanslısın ki sen farkındasın
bu yüzden bu "görevi" kaldırabileceğin kadar senin kaldırman gerek
başta yapay,zoraki hatta saçma gelse de o "gereksiz" muhabbetleri sen de açabilirsin
ki işe yarıyor.
seni senden daha çok seven kimi biliyorsan bu böyledir..
diye düşündüm yazdım
ancak sözünü ettiğin "paylaşım" sizi aile yapan en önemli köprüdür aslında.
ailen halinden, senden memnun olabilir, bu durumun farkında olmayabilir
ancak aslına bakarsan, şanslısın ki sen farkındasın
bu yüzden bu "görevi" kaldırabileceğin kadar senin kaldırman gerek
başta yapay,zoraki hatta saçma gelse de o "gereksiz" muhabbetleri sen de açabilirsin
ki işe yarıyor.
seni senden daha çok seven kimi biliyorsan bu böyledir..
diye düşündüm yazdım
0
bana annem demin masada börek yaparken dün gece izlediği bi filmi anlatmaya başladı uzun uzadıya.
her cümlesinden sonra, "hııı, hıı" dedim hemen anlatsın, bitsin diye. bi 10 dakika filan anlatmıştır, kendimi zor tuttum işim var sonra devam edersin deyip içeri geçmemek için.
sonra, baban geldi kapadı televizyonu aptal adam dedi. ben de oh iyi yapmış hepsini anlatmana dayanamazdım dedim. gülüşmeye başladık bana ne adisin ben de ilgiyle dinliyosun sandım filan dedi.
böyle güldük eğlendik. anca bunun gibi spontane gelişen şeyler paylaşıp gülüp eğlenebiliyorum yoksa paylaşacağım bir şey yok benim. ben de epey uzağım. ama çok da dayanılmaz değil yani. 17 yaşında değilim çok şükür (no offence).
her cümlesinden sonra, "hııı, hıı" dedim hemen anlatsın, bitsin diye. bi 10 dakika filan anlatmıştır, kendimi zor tuttum işim var sonra devam edersin deyip içeri geçmemek için.
sonra, baban geldi kapadı televizyonu aptal adam dedi. ben de oh iyi yapmış hepsini anlatmana dayanamazdım dedim. gülüşmeye başladık bana ne adisin ben de ilgiyle dinliyosun sandım filan dedi.
böyle güldük eğlendik. anca bunun gibi spontane gelişen şeyler paylaşıp gülüp eğlenebiliyorum yoksa paylaşacağım bir şey yok benim. ben de epey uzağım. ama çok da dayanılmaz değil yani. 17 yaşında değilim çok şükür (no offence).
0
kopmayın yeter, uzaklaşmakta bir mahzur yok. zamanı gelince yakınlaşacaksınız nasıl olsa.
44 yaşındayım, babam 86 yaşında, son zamanlarda onunla sohbet etmeye doyamıyorum. annem de öyle. bunda biraz da bir zaman sonra istesek de konuşamayacağız gerçeği var ama gerçekten zevkli sohbetlerimiz oluyor.
gençken her söyledikleri batardı oysa, çekişmemiz kavgamız bitmezdi. yani demem o ki arada uzaklaşır, yakınlaşır insan ama kopmamak, köprüleri atmamaktır mesele.
44 yaşındayım, babam 86 yaşında, son zamanlarda onunla sohbet etmeye doyamıyorum. annem de öyle. bunda biraz da bir zaman sonra istesek de konuşamayacağız gerçeği var ama gerçekten zevkli sohbetlerimiz oluyor.
gençken her söyledikleri batardı oysa, çekişmemiz kavgamız bitmezdi. yani demem o ki arada uzaklaşır, yakınlaşır insan ama kopmamak, köprüleri atmamaktır mesele.
0
Ben neredeyse hiç içten konuşamıyorum ailemle, gündelik şeyler konuşuluyor işte. Kardeş bir ergen, anne menopoz, baba andropoz sayılabilir :) Anneyle çok çelişiyoruz o yüzden pek derinlere dalmıyorum. Babam da yurtdışında şu an, aramızdaki bağ kopmasın diye konuşmak zorunda kalıyorum. Genelde o işlerle ilgili konuşuyor ben dinlermiş gibi yapıyorum. Kardeşle iletişim kurduğumuz konu ise müziğin sesi :) Yazarken bile içim karardı bak. Bu arada sadece tatillerde aile yanındayım, şehir dışında okuyorum.
0
yaşla alakalı bişey galiba. bende uzaktım, yani meraba meraba anca vardı çünkü en ufak şeyde kavga çıkar. sonra yaş ilerledikçe böyle gitmesini istemediğimi anladım. saçma sapan şeylerden bahsetmeye, arkadaşlarımı, okulda ve işte başımdan geçenleri anlatmaya başladım. hayatımdaki insanları ve olayları bildikleri için ortak konular arttı. onların gençliklerinde yaşayamadığı şeyleri ben onlara anlatmaya başladım. laf olsun diye başlayan konuşmalar ve sorular can sıkıcı muhabbetten keyifli hale geldi. babam zaten eğlenceli biridir, bir süre sonra zaten laf lafı açmaya başladı. hala kavgalarımız çok oluyor ama sonuçta artık oturup birlikte konuşabilecek durumdayız.
0
ben genelde evde eksik olan seyleri yaparim.
ne bileyim 1986 yilinda alinan kutuphanenin arkasinda destek yoktur, kitaplar dusmektedir, onu yaparim bi sekilde.
utu masasinin civatasi cikar, onu yaptirir annem. duvarda gedik acildiysa oglum sunu bi dolduruver alciyla falan. dogalgaz tesisatini, kombi takilmasini, pvc pencereleri, boyayi, badanayi falan hep benim okuldan dondugum zamanlarda yaptirtirim.
babamla o kadar sayilmaz da, annemle yakiniz baya. oyle zaten pek de evden cikan bi tip olmadigim icin annem genelde hadi suraya gidelim, canli muzik, turku bar, inciraltinda iki bira icme olaylarina falan sokar. babamla da iste okul mevzulari, burodaki durumlar, gecici vergi, stopaj cart curt.
oyle yuvarlanip gidiyomusuz be dambil'im.
ne bileyim 1986 yilinda alinan kutuphanenin arkasinda destek yoktur, kitaplar dusmektedir, onu yaparim bi sekilde.
utu masasinin civatasi cikar, onu yaptirir annem. duvarda gedik acildiysa oglum sunu bi dolduruver alciyla falan. dogalgaz tesisatini, kombi takilmasini, pvc pencereleri, boyayi, badanayi falan hep benim okuldan dondugum zamanlarda yaptirtirim.
babamla o kadar sayilmaz da, annemle yakiniz baya. oyle zaten pek de evden cikan bi tip olmadigim icin annem genelde hadi suraya gidelim, canli muzik, turku bar, inciraltinda iki bira icme olaylarina falan sokar. babamla da iste okul mevzulari, burodaki durumlar, gecici vergi, stopaj cart curt.
oyle yuvarlanip gidiyomusuz be dambil'im.
0
all girls dream
efendim tarihte 2. dunya savasında olması lazım polanyalılar savas sirasında türkiyeye gelmişler hatta kaldıkları yer polenezkoy.polaonyalılar yasadıgı içi bu isim verilmişbaska bi ornekse yanılmıyorsam kuzey kore biz bi macta dunya sampiyonasi mi neydi adamlari yendigimiz halde bayrak mi ne acmişla
efendim tarihte 2. dunya savasında olması lazım polanyalılar savas sirasında türkiyeye gelmişler hatta kaldıkları yer polenezkoy.polaonyalılar yasadıgı içi bu isim verilmiş
baska bi ornekse yanılmıyorsam kuzey kore biz bi macta dunya sampiyonasi mi neydi adamlari yendigimiz halde bayrak mi ne acmişlardi tam hatirlamiorm biri link verirse cok şukela olur.bunun dişinda ne bilim kurtulus savası sırasında ruslardan ciddi miktarda altın maltın yardımı almısız .bu son ornek biraz alakasız oldu ama tarihte türklerle bi sekilde(koredeki iç savasta türklerin yardımı gibi) bizi belli sebepten seven ülkeler varmi varsa nedenr?
baska bi ornekse yanılmıyorsam kuzey kore biz bi macta dunya sampiyonasi mi neydi adamlari yendigimiz halde bayrak mi ne acmişlardi tam hatirlamiorm biri link verirse cok şukela olur.bunun dişinda ne bilim kurtulus savası sırasında ruslardan ciddi miktarda altın maltın yardımı almısız .bu son ornek biraz alakasız oldu ama tarihte türklerle bi sekilde(koredeki iç savasta türklerin yardımı gibi) bizi belli sebepten seven ülkeler varmi varsa nedenr?
0
arjantin falkland savaşı sırasında ingiltere'yi oyaladığımız için mi ne severmiş bizi, vize koymamış o yüzden.
0
japonlar severdi ülkelerini fatsalılar işgal edene kadar.
"ertuğrul fırkateyni", "japon paşa" gibi keywordler sizi istediğiniz bilgilere ulaştıracaktır diye tahmin ediyorum.
"ertuğrul fırkateyni", "japon paşa" gibi keywordler sizi istediğiniz bilgilere ulaştıracaktır diye tahmin ediyorum.
0
hindistan pakistan doalylarında da bir sevgi var. osmanlı hanedanlığının hilafetini kabul eden az sayıda insan oralarda. hatta hanedanlığın son üyeleriyle hint vs prenslerin evliliği var.. bunu da detaylıca araştırmak lazım ama türkler değil osmanlı bu :/
0
afganlar şimdilerde pek seviyorlar oradaki barış gücü olarak diyorlar ama bilemiyorum tam.
0
tam emin olmamakla birlikte irlandalıların türkleri sevdiğine dair yazılar okumuştum. sebebi taa 1. abdülhamit zamanına kadar dayanıyormuş. hatta IRA'nın kurulmasında Abdülhamit'in katkılarının bulunduğu konusunda da rivayetler yok değil...
0
all girls dream: iran'a iki kez gittim, seviyorlar. tarihsel nedenini bilmiyorum bu sevgilerinin ama; zaten sakin, sevecen insanlar. bırakın kavga edip birbirine girmeyi, seslerini bile yükseltmezler tartışmalarda. kültürlerimiz yakındır, onlar biraz daha misafirperverdir türklerden. gerçi ben iran türkiyeyi seviyor (mu bilmiyorum da zaten)değil, iranlılar türkleri seviyor demiş oldum.
0
evet irlandalılar seviyor. bunların kıtlık zamanlarında, osmanlı erzak yardımında bulunmuştu.
güney koreliler seviyor, kore savaşı nedeniyle
avusturalyalılar sever. anzaklar-çanakkale savaşı
ayrıca boşnak, makedon ve arnavutlar (müslüman kesimi) sever, tarihsel geçmişten dolayı.
güney koreliler seviyor, kore savaşı nedeniyle
avusturalyalılar sever. anzaklar-çanakkale savaşı
ayrıca boşnak, makedon ve arnavutlar (müslüman kesimi) sever, tarihsel geçmişten dolayı.
0
pandora
böyle eski, vintage tarzı bir kazak var, nerden alınır, benzeri nereden bulunur bilememekteyim. şu an bulunmaz belki ama kış sezonunda bu tip kazaklar satan yerler bilen varsa çok makbule geçer.http://www.cilekes.com.tr/resimler/yazilar/ali_s.jpg
böyle eski, vintage tarzı bir kazak var, nerden alınır, benzeri nereden bulunur bilememekteyim. şu an bulunmaz belki ama kış sezonunda bu tip kazaklar satan yerler bilen varsa çok makbule geçer.
www.cilekes.com.tr
www.cilekes.com.tr
0
Ebay dolu bunlarla. shop.ebay.co.uk
Dükkan soruyorsan pek şansın yok. Vintage giyim dükkanları epey soruldu burada, arama yapabilirsin. Muhtemelen İstiklal ve Kadıköydeki pasajları gezeceksin.
Dükkan soruyorsan pek şansın yok. Vintage giyim dükkanları epey soruldu burada, arama yapabilirsin. Muhtemelen İstiklal ve Kadıköydeki pasajları gezeceksin.
0
