Nba jam diyesim geldi ama?

www.youtube.com

belki de budur:
www.youtube.com

Hangi platformda oynuyordun?

aklıma nekketsu geliyor nes için. onun yanında, psx'te nba showtime: nba on nbc diye 3 boyutlu bi oyun daha vardı.

street hoop

yok abi ya çok eski diildi pcde oynuyodum tek hatırladığım oyuncuların çocuk gibi olup acayip sesler çkardığı ve carmelonun saçlarıydı hadi be bulak şu oyunu

amsterdam desem sen ordan bağlantıyı kur işte...

onları hiç tanımamışsın, hiç olmamışlar gibi düşün.

çoooooooooooooooooooook zor be hafız.

sevgilini nasıl sallamazsın mesela, ondan ayrılırsan ve ilişki istemeyen insan olursan sevgili derdinden kurtulabilirsin.

trafikteki bencil mallardan kurtulamazsın, arabayı sürmeyi azaltarak ve mümkün olduğunca raylı sistemi ve deniz yolunu kullanırsan bu sıkıntın da epey azalır gibi.

işinden memnun değilsen, başka bir iş bakmaya başla. bundan da bu şekilde kurtulabilirsin ama yeni işyerinde mutlu olacağının da garantisi yok.


totalde çok zor, hayatında büyük ve köklü değişiklikler yapman gerekir. bunlara kayıtsız ve duyarsız kalmak çok zor çünkü, normalsin sen.

feleğin sillesini yemeniz lazım. "kansersiniz" denildikten 1 hafta sonra, aslında kanser olmadığını öğrenen adam bile şu saydığınız on şeyden yedisini sallamıyor. bir onkoloji hastanesine gidin, saydığınız şeylerin hiçbir öneminin olmadığını görebilirsiniz.

hayata en önemli şeyin kendin olduğunu ve sana rahatsızlık vereni düşünmemen gerektiğini öğren. kendine rahatlatıcı bi hobi edin artık gitarmı çalarsın, meditasyonmu yaparsın, viski puro/pipo mu yaparsın, o sırada rahatlatıcı bulduğun müzikler aç, bunlarla ilgili forumlara bak falan.
sevgilin seni mutlu eden insan olmalı sana sorun olan sürekli yoran biri ise değiştir. hayatındaki herşeyde öyle. mutlu huzurlu olup standart yaşamayı, çok para kazanıp sürekli sıkıntıda, kalp krizinin sınırında yaşamaya tercih ederim ben.

dorian gray'in portresi

(bkz: karamazov kardeşler)
(bkz: sofinin dünyası)
(bkz: nils holgersson'un maceraları)
(bkz: oliver twist)

bridget jones'un günlüğü

Swann'ın bir aşkı

cevdet bey ve ogullari

(bkz: ivan ilyiç'in ölümü)

ayrıca ister istemez:
(bkz: veronica pompa istiyor)

oblomov, dorian grey'in portresi, nilgün, zavallı necdet, madame bovary, goriot baba, tess, armance.

kaderci jak ve efendisi - diderot
juliette - marquis de sade

adı aylin
yüzbaşı selahattin'in romanı

nietzsche agladıgında
genc wertherin acıları

(bkz: ali ile ramazan)

jane eyre böyle yazılmıyodu galiba ama anladın sen :)

Ince Memed diyorum baska da bir sey demiyorum :)

therese raquın (emile zola),efruz bey (ömer seyfettin),cemo (kemal bilbaşar),pol ve virjini (bernardin de saint pierre),emile (jean jacques ruso)

betty blue

mark twain kitapları: tom sawyer ve huckleberry finn'in maceraları (?).

lujin savunması

üniversitesine göre değişebilir.Üniversitelerin web saydlarının akademik takviminde yüksek lisans için olan bölümünde belirli tarihler yazıyor başvuru için.Boğaziçi ve İtü'nün var mesala

neredeyse hepsi alır. enstitü sayfalarından takip etmen lazım (fen bilimleri, sosyal bilimler enstitüsü vs.)

aliyorlar panpa, benim de gotum tutustu, askerlik geliyor, hemen ales'e girdim, guz doneminde de basvurucam en ucuzundan biseylere.

alanı var almayanı var.
ilan.memurlar.net

"tüm ilanları göster"i tıklayıp, eski ilanlara bakabilirsiniz.

şimdiden takip etmeni öneririm. arkadaşların da dediği gibi üniversitesine göre değişir. tezli ya da tezsiz farketmez.

2 gün süren hickirik dönemlerim oluyordu, simdi hickirigim baslar baslamaz hemen dus aliyorum. kesin cözüm bence.

Git tabi, hayatı boyunca hıckıran adamı okumadın mı?
en.wikipedia.org(hiccups)

bir parça ekmek yiyorum, geçiyor. saçma ama bende işe yarıyor.

fiction sanırım buldum ben. teşekkürler. biraz paranoyak oldu ama. swh

o dediğiniz sey için fiction pek olmaz gibi...

fictional daha az paranoyak olur sanki.

setting?

styling?

fiction dedigin roman oyku. Mis en scene olabilir aradigin kelime.

fiction dediğiniz şey tam olarak kurmacadır. (cevap-nick uyumu)

staged photoshoot

şu olabilir mi? img109.imageshack.us

evet o. ama gerekli mi rehin kaldırmak için? elimde bankadan aldığım noter onaylı rehin kaldırma yazısı var. ekstradan gidip ruhsattan sildirmem gerekli mi?

geçenlerde bu işlemi yaptırdım. bankadan "kredileri ödediğime" dair belge ile emniyete giderken yolda bir eleman "abi, ruhsat işi mi?" diye yanıma sokuldu. ben de "dur bakayım nasıl oluyormuş, ucuza yapılıyorsa boşuna emniyette sıra beklemem" diye elemanın peşinden gittim. evrakı falan inceledi, "ruhsatta yer varmış, ek-1 belgesine gerek yok. hemen bilgisayarla hallederiz." dedi. "kaç liraya yapacaksın?" dedim. "50" dedi. "emniyetten farklı ne yapıyorsunuz?" dedim. "orada 20 lira alırlar, 1 saat de beklersin. burada 5 dk" dedi. "olsun" dedim, evraklarımı alıp emniyete gittim. 5 dk sonra sıra geldi, hiç para ödemeden işlemi hallettim. ruhsat değişmedi. sadece bir form doldurdum, o kadar. siz siz olun, emniyetin oralarda dolaşan bu tip adamlardan uzak durun.

hepsiburada'dan almıştım bir zamanlar 2 lira gibi bir şeydi. kaybettim, sonra yine hepsiburada'dan adler diye bir markanınkini aldım. o da 2,5 lira civarındaydı. hep aynı tarz, parmaksız, dandik eldivenlerden kullandım, yıllardır da spor yapıyorum, ellerimde nasır namına hiçbir şey yok, isveçli balıkçıların elleri gibi ellerim.

hepsiburadadaki 3 liralık deri eldivenden aldım

iyi hoş ama bilek koruması yok ayrıca o pahalı ürünler kadar iyi değil elbette

finspor tarzı mağazadan voit alıcam 25-30 tl falan
alınca sölerim yorumumu

almışken iyi bişi al

dökümanı bilgisayarınıza indirin diye bir düğme var. ona tıklayın, giriş yapmanız lazım giriş yapmak ister misiniz diye soracak. isterseniz facebook, gmail, twitter vs. hesabınızla giriş yapabilir ya da üye kayıt sekmesinden bu site için yeni üyelik açabilirsiniz.

pdf olarak indirdim, word'e attım, dosyayı da upload ettim. buyrun.
www.wupload.com

google maps, 4.4 km diyor.

6 7 km olması lazm

Yürüyerek 25-30 dakika sürer. :)

ebay'den 55 lira civarında bir fiyata almıştım, dolar arttı ama yine de daha ucuza belki bulursunuz.
8-9 ay kullandım, sonra sol tarafı bozuldu. garanti vs olmadığı için öyle duruyor, boş bir vaktimde tamire götürücem. sizin 90'a bulduğunuz garantiliyse alınabilir. bilgisayarda müzik dinlemek, arada da tv'ye bağlamak için almıştım. sağlam, güzel bir sesi vardı, bassları falan oldukça iyiydi. ondan önce dandik bir philips'im vardı, onunla mukayese edersem, ses açısından verdiğim paraya değdi ama çok çabuk bozuldu.

odatv herhalde, sakallı da soner yalçın.

hırçın saldırgan genç irisi oray eğin, yaşlı psikopatta yalçın küçük sanırım.

bence ilk olarak, kasetçalarlı teybinizi değiştirin. halihazırdaki teyple ne amfiden ne de hoparlörlerden verim alabilirsiniz.

@marcelorios dikkat ettiyseniz sorduğum soru teyp değişimi ile ilgili değil... sorulan soruya cevap rica ediyorum...

"bazen hayalgücün seni yanıltır, uyma ona" diyor

Sınırlar sadece aklımızda yaşarken eğer hayalgücümüzü kullanırsak bütün olasılıklar sınırsız olur.

Muhalliyemiz bizi kandırmakta, bazen birçok kurnazları bile geride bırakır ve bunlar hüküm ve söz sahibi oldular mı, iş bitmiş demektir. Artık aklımızın bu işi mantığa uydurup kabul etmesi zaman alacaktır.
Muhalleyemiz; sanıyorum müdür, başkan ya da çevre anlamına gelmektedir. Onu maalesef bilemiyorum. Umarım bunun faydası dokunur.
Bana göre; çevrenin değişmesinden rahatsızlık belirten bir cümle. Hatta klasiklerden alınmış olabilir. "Bizim zamanımızda böyle miydi azizim?" diyor.

"muhayyilemiz bizi iğfal etmekte bazen birçok fettanları geri bırakır. Ve bunlar hüküm ve nüfuzu ellerine aldılar mı, iş bitmiş demektir: Artık dimağımızın bu işi mantığa uydurup makul göstermesi bir zaman meselesidir."

hayalgücümüz, (bazen) şuh ve işveli kadınlardan bile daha baştan çıkartıcı olabilir (fettan, çeldirici ve ayartan şeyler anlamında da kullanılır. bu durumda dahi, anlamında bir değişiklik olmuyor.) ve hayalgücümüz, bizim üzerimizde söz sahibi olmaya ve bize tesir etmeye başladığında, iş işten geçmiş demektir. zihnimizin bu durumu (hayalgücünün, şahsın bizatihi kendisi üzerinde söz sahibi olması, kişinin hayalgücünün yönlendirmesi ile karar vermesi ve bu doğrultuda yaşamaya başlaması) mantığa uydurup, makul göstermesi bir zaman meselesidir. belirli bir süre sonra, kişi gerçeklikten kopar, yeni durumu akla yatkın olarak görmeye başlar. sanki daha öncesi yoktur. "hayat bu işte, bundan önce boşuna yaşamışım." diye düşünmeye başlar. aslında muhayyile'nin tam karşılığı hayalgücü değil. daha geniş bir anlamı var muhayyile'nin, üzerinde biraz düşünürseniz, belki hissedebilirsiniz.
sabahattin ali'nin ruhu şad olsun.

En önemlisini söyleyeyim; o "muhalliye" değil, "muhayyile"dir. O da zaten hayalgücü anlamına gelir. Gerisi oradan anlaşılır. Çok basit bir cümle, bunu çözmek için bu kadar uğraşmaya gerek bile yok.

edit: muhayyile konusunu marcelorios da düzeltmiş, görmemiştim, açıklamasına +1.

ikisi bir adrada. haftada birgün havuz 2-3 gün spor salonu. dinç, dinamik, zinde, fit bir erkişi olursunuz en kısa zamanda. hem de yaşamdan aldığınız keyif üst düzeye çıkar.

kapalı havuzlarda ortam ısısı kışın oldukça iyidir. her daim sıcak suyla duşunuzu alırsınız. yanınıza bir saç kurutma makinesi (ufaklarından)alırsanız kışın hiçbir sorununuz olmaz. olmadı çantanızdan berenizi hiç çıkarmayın. iki ay bu söylediğim tempoda yaşadım. çok keyifliydi. sonra gerek gittiğim havuzun aşırı kalabalıklaşması gerekse zamanla üşengeçliğimin sportmenliğimi yenmesi neticesinde bıraktım ama keyifliydi.

yüzme+barfiks derim. diğeri spordan ziyade hammallık gibi geliyor bana.

kardiyo yapmadan göbek zor babacım.

daha önce koşu bandı denedim, bacaklarım ve popom eridi ama göbek aynı kaldı!

demişin olayı kendin özetlemişin.

Bölgesel yağ yakımı diye bir olay insan metabolizmasında suni müdahaleler olmadan mümkün değil diye biliyorum.

Biraz daha sıksaydınız disinizi göbekteki erimeyi de görebilirdiniz.

Vicud önce gereksiz yağları (yüz, kol, bacak, ayak v.s.) ardından depo bölgelerini yakar (göbek, sırt, kadınlarda basen v.s.).

yüzmeden yüzmeye fark var. siz nasıl bir program düşünüyorsunuz? mesela: 2 git gel, sonra 5 dk dinlen, biraz sırtüstü yüz, sonra dinlen gibi bir şey düşünüyorsanız, pek işe yaramaz. bence spor salonuna yazılın, ağırlık antremanları ile desteklenen bir kardiyo programı ile daha fazla yağ yakabilirsiniz.

yüzme ile zayıflayan birisi olarak kesin söylüyorum. haftada iki gün ile zayıflanmaz. haftada en az 5 gün, ortalama 1 saat yüzmeniz lazım non-stop.

@mea maxima culpa gider mi yani göbek? :)

erkeklerin kiloları göbekte toplanıyor. kilo verince direk göbekten gidecek sizin :) ama dediğim gibi 1-2 gün giderseniz veya 15-20 dakika cıp cıp yaptım çıktımla olmaz.

kendimden biliyorum. düzenli gidilince veriliyor kilo. öbür türlü zinde olursunuz sadece.

bakmissinizdir muhtemelen ama (bkz: barcin)

Bayaa eski bir site.

(bkz: barcin.com)
(bkz: barcin)

bayaaa eski bir şirkettir. sorun çıkmaz.

sağlamdır, vakti zamanında iki tane ayakkabı alıp ikisini de iade etmiştim, geri ödemeyi de geciktirmemişlerdi.

alternatif olarak spormarketim.com u önerebilirim, fiyatları bir karşılaştırın.

devam ediyor. sdü'de devam ediyor en azından.

selçuk ve atılım, geçen yıl aldı.

kara kitap / orhan pamuk kesinlikle tavsiye ederim. bence (benim okuduklarım arasında)en güzel romanı.

'bir gün' yazarını unuttum ama suan en cok satılanlar arasında begenmeyenı gormedım

Aşkın Gözyaşları

ben şu an oblomov'u okuyorum. mükemmel.

tavsiyesini vermekten asla bıkmıycam, otostopçunun galaksi rehberi. dene, pişman olmayacaksın.

okumadıysanız eğer "nietzsche ağadığında".

huzur, tanpınar.

yalnızız, içimizdeki şeytan, küçük ağa.

ihsan oktay anar - amat. yalnız yanına denizcilik terimleri ile ilgili bir sözlük de alınsa güzel olur.

katre-i matem - iskender pala
veronika ölmek istiyor - paulo coelho
kürk mantolu madonna - sabahattin ali
nietzche agladiginda - irivin d. yalom
sana gül bahçesi vadetmedim - joanne greenberg
siyah kan - jean christophe grangé
safiye sultan serisi
harry potter serisi

benim sevdiklerimden ilk aklıma gelenler..

(bkz: yüz yıllık yalnızlık)
(bkz: şeytanın fısıldadıkları) çerez niyetine bu

tanpınar-saatleri ayarlama enstitüsü.filibeli ahmet hilmi-amak-ı hayal.sabahattin ali-kürk mantolu madonna.yakup kadri-sodom ve gomore.seç birini.

poyrass +1, ama amat ağır gelebilir, puslu kıtalar atlası, alamut

@wineglass yazdım listeye, orhan pamuk okurum çoğunu okudum ama bunu atlamışım demek ki, yazdım alacağım :)

@cmr_s dediğin kitap bu olmalı : www.kitapyurdu.com

@Şizofren o kitabı başka bir arkadaş daha tavsiye etmişti soramamıştım, nasıl bir kitap konusu tam olarak nedir ?

@repins hangi yayınevinin kitabını okuyorsun ? www.insankitap.com alırsam bunu alırım çevirmenden dolayı.

@in vino veritas ben onun yanlışlıkla filmini izledim önce ve çok sevmştim. kitap olarak alırsam bunu mu alayım : www.insankitap.com çünkü farklı bir versiyonu daha vardı.

@morr aylak adam heralde bir yıldır alınacaklar listesinde ama nedense daha almadım. alıp okuyacağım ilk kitaplardan.

@naksidil ah kardeşim bitirip verse :)

@poyrass tek hayali kaptan olmak olan birine verilecek en güzel tavsiye :)

@nucleon puslu kıtaları okudum, harika idi. yazarın diğer kitaplarını okuyacaktım ama o arada aldığım yerde yoktu üstünde durmamıştım, iyi oldu bu başlık hatırladım tekrardan..


hepinize çok çok teşekkür ederim. belki ekleyecek olanlar olabilir, yazın siz, ben listeme ekler onları da okurum :)

kızıla boyalı saçlar.

orphan ?

www.imdb.com ?

@ground yok bu değil. mistik öğeler yok filmde.
@marcelorios teşekkür.

yanlis hatirlamiyorsam amerikali bir aile gelip evlatlik ediniyordu cocugu. guzel filmdi bu arada.

eskişehir yolu devam, bilkent kavşağı devam, hacettepe kavşağı çıkacak önümüze, sağdan devam ederek hacettepe'ye dönüyoruz. düz devam, hacettepe'nin girişi gelecek karşımıza, oradan sağa dönüyoruz, dümdüz devam, sağ tarafta migros var, orayı da geçiyoruz, aşağıda 4 yol ağzı var, uludağ hemen sol tarafta.

g.co

1600 falan olması lazım, en azından babamınki o kadar

2300 civarı.

www.uzmantasarisi.com

kilon iyi bence.

bacakların için ip atla.

Amaç sıkılaşma ise haftada 2 gün düzenli yürü ya da 2 gün ip atla bence.onun haricinde pilates ya da ağırlık çalışabilirsin(küçük ağırlıklar-bool tekrar)

- Düzenli olarak yapmaya devam ederseniz yediklerinize de dikkat etmeniz durumunda yeterli olur sanıyorum.
- Yağ yoğun bölgeler incelir. Eğer öne eğilerek koşuyorsanız dik koşmaya alışın, karın kısmı daha çabuk incelir ve sıkılaşır.
- O zaman alan bir şey. İlk başladığımda 1 Km.'yi yavaş bir tempoda ve 5 molayla koşuyordum. Şimdi 15 Km.'yi molasız ve fena sayılmayacak bir tempoda koşabiliyorum. Çok hızlı koşmak ve sonra durmak yerine, bir tempo belirleyip yavaş bile olsa o tempoda devam etmenizi öneririm. Çok çok yavaşlayabilir, hatta yürümekle aynı hızda gidebilirsiz ama koşmaya devam etmeye çalışın mümkün olduğunca. Çok da zorlamayın tabii.
Not: Bence de kilonuz gayet iyi.

ben sizin yerinizde olsam, interval kardiyo yapardım. şöyle ki: önce bir 5dk kadar yürüyüş (ısınma babında), sonra 1 dk koşu, 4 dk yürüyüş, 1 dk koşu, böyle aralıklarla toplam 30 dk antreman. kondisyon kazandıkça, 3 dk yürüyüş, 1 dk koşu, daha sonra 2 dk yürüyüş 1 dk koşu olarak devam edin.
sabit hızla koşmanın çok faydalı olduğuna inanmıyorum. aslında genel olarak koşmanın çok da sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. (şahsi tecrübelerime dayanarak söylüyorum.)arada vücudu şaşırtmak lazım. bir de, vücut şuradan kilo verir buradan verir gibi kesin bir şey söylemek mümkün değil. genetik faktörler etkili oluyor.
kilo da yanıltıcı olabilir. kas ile yağ, aynı ağırlıkta olmuyor. yağlı bir 62 kg ile fit bir 62 kg arasında dağlar kadar fark var. kilo çok da önemli değil anlayacağınız.

Yaptığın antrenmanı hiit'e çevirir, güçlendikçe de tabata antrenmanı seviyesinde bir yoğunluk yakalayabilirsen en ideal şekline ulaştırırsın.

Bölgesel yağ yakımı yoktur. Nerenin inceleceğine genetiğin karar verir. Koşu yaptığın için bacakların bir miktar kas kazanır ve daha sıkı görünür.

Vücut çok çabuk adapte oluyor. 1 ay sonra kendini tanıyamayacak kadar güçleneceksin, kondisyonun artacak. Sadece inatçı ol.

Ekstra olarak şekeri hayatından çıkar, karbonhidratı minimumda, proteini maksimumda tut. Yağdan çok fazla kaçma, sadece kızartma türü yağlı yiyecekleri tüketme. Süt, peynir ve et gibi gıdaları orta yağlı olarak ye. Bol bol su iç, vücudunu susuz bırakma.

valla bu işler mesleğe göre çok değişken olmakla beraber,

mezun olmadan 4. sınıftayken, hocam elektrik mühendisleri odası yönetim kurulunda olduğundan onun vasıtasıyla hiçbir ücret talep etmediğim bir işe girip 6-7 ay çalıştım.

askerden döndükten sonra, kariyer.net üzerinden 5-6 iş görüşmesine gittim. ordan bir iş buldum.
o işi bırakınca yine elektrik mühendisleri odası vasıtasıyla başka bir iş buldum. e bu işler belli bir çevre edindirdi tabi.
sonra baktım özelde huzur yok, 3 ay kpss'ye çalışıp bir kuruma atandım.

benim hikayem böyle.

tanıdık aracılığı ile. öğrenciyim, günde 2 saat internet işi yapıyorum. rahat öğrenci hayatı sürdürecek kadar veriyorlar.

hazırladığımız projelere kaynak yaratmak için şirketlere gidiyor, sponspor olmalarını istiyoruz. bu bize hem tecrübe hem de çevre kazandırıyor. mezun olunca, projeler sayesinde edindiğim kontakları kullanmayı düşünüyorum. pek çok arkadaşım bu sayede mezun olmadan çok iyi yerlerde iş buluyor.

mesleğe göre değişir dedikleri gibi. ben de sektörün %99unun olduğu istanbul yerine dur bakalım erken daha diyerek memlekette bir ajansa girdim. nasıl girdim? çünkü adamlar vasıflı elemanların istanbula kaçmasından bıkmış beni havada kaptılar. sonra ne oldu? bana yetmez oldu bu küçük ajans. ben de küçük kaçamaklar yapmaya başladım. işten erken çıkmalar filan. bir gün yine erken çıkıp arkadaşımın küçük bir köydeki yazlığına yola çıktım. o köye çok sık araç gitmiyordu. beni bırakmayı teklif eden adam şimdiki patronumu yetiştiren eski patronu çıktı. böyle bir tesafüfle yardırdım:)

kpss a+torpil.

üniversitedeki ilk yılımdan beri, ne iş olsa yaptım. maaş ne kadar demedim, ne gün ödenir demedim, yol demedim, yemek demedim. cebimden ekstra bir şey çıkmadığı sürece her şartla çalıştım, her işi yaptım. okulum 6,5 yılda anca bitti. sonra hemen askerlik, sonra da daha makul bir iş. tek sıkıntım, görüşmelerde birinci sınıftan beri çalıştığıma inanmayanlar oldu :)
not: ilk 2 sene okuduğum alanda çalıştım, ondan sonra tamamen alakasız işler yaptım.

@delphin

kesinlikle çekmiyor hemde bu 3g çıktı çıkalı 5 sene öncesinden bile kötü oldu, adamlar milleti mal yerine koyup çayır çayır reklam yapıyor, ama türkcell efendi istanbul göztepede evim hemde 2. kat burda bile çekmiyor, istanbulun göbeğinde çekmiyo trabzon yaylalarında çekicekmiş :)

hayır nie bu reklamları denetleyen, yalan reklam varsa ceza veren bir kurum yok ? varsada icraati yok ? bi filmde iki öpüşme görünse hemen ceza veriyolar ama firmalar atıyo tutuyo sallıyo müşteri kekliyo elleyen yok

"nie bu reklamları denetleyen, yalan reklam varsa ceza veren bir kurum yok ? varsada icraati yok"

Çünkü burası Türkiye,

bim.sanayi.gov.tr

@marcelorios

yazdım bakalım ne çıkıcak, cevabı paylaşırım gelince

turkcell dört çeker reklamları zaten kimsenin şikayetine bağlı olmadan rekabet kurulu tarafıondan kaldırılşmıştı ama tekrar yayına başladılar. ne oldu bilmiyorum.
reklam şikayetleri için (bkz: günseli özen ocakoğlu)na yazınız.

Amasya il merkezinden zor cekiyor, bir de tunelde mi cekecek.

hayır yapan her yerde yaptırabiliyorsunuz.

dışarıda da yapılıyor. geçen ay ankara'da yaptırdım, 20 veya 25 liraydı.

goo.gl

magnat, jvc ve alpine kullandım, en iyisi alpine'dı. tesisatı kuran usta, pioneer'ın iyi olmadığından falan bahsetmişti. ne kadar doğrudur, bilemem.

karbüratörlü.

yarı enjeksiyonlu gibi?

karbüratörlü

en.wikipedia.org

karburatorlu aractir bu.

Karbüratörlü

yok.

adli suçsa evet.

yok.

yüzsün yüzsün. en güzeli yüzmek kalcalar icin.

havuzu olan bir spor salonuna gitsin birde diyet yapsın adam gibi

yüzerek 12-13 kilo verilmez bence. spor salonuna gidip cardio+diyet kombosu yapman lazım kanımca.

düzgün bir diyet (aç kalmak değil) ve bunun yanında düzenli spor. yüzme olur, cardio olur ve hatta caddebostan sahilinde yürümek bile olur.

sporla verilmiyo kilolar, diyet en onemlisi(biliyorum diyet de yapicam demissin, safi diyet bile verdirir yani, spor extradir) ama kalori yakmak acisindan yapabiliyorsan kickboxing derim

ahanda ben...kendimi gördüm yazdıklarında resmen:)bende vakti zamnında sporu bırakıp kilo alanlardanım...ben planımı yaptım...dukan diyeti diye bişey var...onu denicem..deneyen ve memnun kalan sağlıklı zayıflayan tanıdıkları gözlemledim...ama sporcuysan bilirsin sende hareketsiz olmaz bu işler..benim bisikletim var bütün yazı teker üstünde geçirmeyi planlıyorum...aletti salondu havuzdu daralıyorsan ben gibi bisiklet gezintileri çok hoşuna gidecek hiç şüphen olmasın:)

sporu bırakma durumunda kalacak herkese önerim kesinlikle aç kalınmaması gereken bir diyet ve hamlamayacak kadar cüzi bir spora nefsi zorlamak şeklinde ayda 3 kilodan beş ayda fazlalıklar gider. zayıflayamıyorum zira irade olarak zayıfım diyorsanız da bir diyetisyen gazına ihtiyaç var. şimdiden zerafet dolu günler dilerim.

yaklaşık 30dk geçmiş, kimse "seviş" yazmamış. rekor.

yüzmek en güzeli.

Zamanında ben de sporu bıraktığım için söylüyorum. Ben diyetisyene gittiğimde bana diyet vermedi. Diyet yapman iyi olmaz dedi. Sporla halledicez senin kilo problemini dedi. Tımam dedim. Arasıra eliptik bisiklete biniyorum evde. Yarım saat sürüyorum kan ter içinde kalıyorum. 100 kalori yaktığımı gösteriyo şerefsiz. Araştırdım falan sonra, aslında yarım saat içinde 250 kalori yaktırdığını söylüyolar internette. Ama şuna dikkat. Gün içinde ortalama 2000 kalori yakıyoruz metabolizmamızın hızına göre. Bu kaloriden daha azını aldığın sürece zayıflamaya başlarsın. Yani yediğin şeylerin mutlaka kalorisine bak. hesabını yap. Ha bu arada spor için günlük 1 saat ayırman herşeyi çözer bence. ;) sana inanıyorum million dolar baby. :)

arkadaşlar, yüzmeyi tavsiye etmişsiniz ama yüzmeden yüzmeye fark var. "10 metre yüz, 2 dk dinlen sonra sırtüstü yüz, sırt ağrıyınca yüzüstü yüz, biraz daha dinlen" gibi bir ritimle yüzüldüğü taktirde, kilo verilmez.
her gün 45 dk-1 saat arası eliptik bisiklete binmenizi tavsiye ediyorum. yanında da 1,5 veya duruma göre 3 kg'lık dambıllarla, kas kütlesini artıracak ağırlık egzersizleri.

Insanity diye bir program var.Zaten eski sporcuymuşsunuz o göbeği baklavaya çevirirsiniz.Hem de evde yapıyorunuz 60 günde,extra bir ağırlığa ihtiyacınız da yok.Ohh mis Ahanda linki

www.beachbody.com

marttan bu yana spor mpor yapmadan 15kg verdim. kickbox filan değil senin derdinin çözümü. eğer izmirdeysen bana bu mucizeyi yaşatan akupunkturcu abimizin ismini cismini verebilirim.

Eski profesyonel sporcuysan, imkanın varsa salona git. Yoksa,
www.bodyrock.tv

ayrıca (bkz: crossfit)

Ve tabi ki, diyet. Low ya da 0 carb tavsiye ederim.

spor + diyet. diyeti kafanıza göre yapmayın. diyet kişisel bir program. bana uyan size uymaz. iyi bir diyetisyen ele alsın durumu.

Sevisin. Misyoner pozisyonunda degil. Kovboy basta olmak uzere cesitli pozisyonlarda hardcore yapin.
Partnerinizin yeterli performansi gosterebilmesi icin cialis kullanmasini saglayin. Hem spor yapmis olursunuz hem de zevk almis olursunuz

kendine öküz falan demesin, bol bol gaz versin daha ziyade "şöyle güzelim, böyle alımlıyım, uzun yıllar giderim var" falan diye. sonrasında yaşına baksın. otuzun altındaysa sıkıntı yok. deli gibi aç da kalmasın, yediği şeylerin bileşimine baksın..kesinlikle ekmeği kessin. sonrasında versin kendini yürüyüşe bilmemneye. fekat burada mühim husus, her ne yapıyorsa düzenli yapsın. aynı gün aynı saat aynı süre gibi yani. bir de bu işleri yaparken terlesin. öyle pazarda gezer gibi yürümesin yani. ha bir de başarırsa bize de haber versin, biz de yapalım, nihahaa:)

yüzüp, yavaş yavaş yemek yesin.
sporu bırakan ben hafiften tekrar geri dönüp, yavaş yavaş yemeye tekrar alışarak aldığım 10 kg'nin 9 kg'sini 1 ayda verdim.
yavaş yemek yemek önemli.

en iyisi ip atla sen hem hesaplı hem pratik hem deli kardıyo, şöyle günde 500'den başlayıp yavaş yavaş arttırmak yanında da yarım mekik artı aletsiz squad oh mis.

www.myfitnesspal.com

kalori hesaplamaca. çoğu arkadaşımı hizaya getirdi burası.

-çağdaş kuramların türk siyasetine etkisi

-o dönemden günümüze siyasette kadın erkek tutum farklılıkları

ya da daha spesifik olması için,

-iklimin siyasi yaklaşımlara etkisi

olabilir mi acaba.

hangi düzey? lise, yüksek lisans?

lisans düzeyinde bir araştırma ödevi.

ikinci meşrutiyetten günümüze siyasi cinayetler
veya spesifik gibi konu üzerine kanuni esasi, 1921, 24, 61 ve 82 anayasalarının karşılaştırılması. iletişim özgürlüğü veya temel hak ve özgürlükler bağlamında karşılaştırma yapılabilir.

benim geniz etim alındı, küçükken. şimdi küçültme olayı var ha, bilmiyordum.

sanırım daha önce narkoz yemedin, takma kafana sorun olmaz. 2 kez yedim (ikisi de çocukken) gayet sağıklıyım. benim kanlı-bıçaklı ameliyatta sorun olmadı, lazerde hiç olmaz.

lazer mi radyofrekans mı? 3-5 kere radyofrekans ile küçülttürdüm, bayıltma falan yoktu. lokal ile uyuşturmuşlardı, konka hipertrofisi için genel anestezi biraz ağır değil mi? başka doktorlara da danışın bence.

radyofrekans tabi ben karıştırdım.

KPSS sonuç belgesi mi?

aynen..yada ben su dersten su kadar net yaptim kazandim falan da dersen aydinlanabilirim

www.kpsspuan.net şurası bence işini görür

kpss'de farklı puan türleri var. tek bir puan yok yani.

eyvallah.cok makbule geçti...

otrivin ?

otrivin olamaz. 3-5 günden fazla kullanılmasını önermiyorlar burunda bağımlılık yaptığı için.

nazoster mi ki?

otrivine; 6 ay kullan dememiştir bu spreye, çünkü en fazla art arda 3 gün kullanılman gerekiyor bu spreyi. ama en iyi burun açıcılardan.
ve ben 6-7 aydır kullanıyorum, yasağına rağmen. tüm hayatını etkileyen bir ilaç olabiliyor zamanla.

deniz suyu spreyi olabilir mi?

deniz suyu olanın adı sterimar

flixonase da olabilir, o da baya iyi ve uzun süreli kullanım için uygun.

nasonex

nazofix?

otrivin değildi, deniz suyu da değildi, kalan ihtimaller üzerinde oylama usulü denemeler yapılacaktır. Herkese teşekkürler :)

risonel.

iliadin?

iliadin kullanıyorum otrivinden sonra, etkisi hızlı değil ama 10 dk sonra gizemli bir şekilde etkili oluyor. otrivine gibi burun deliklerini fazla açmıyor, normal bir şekilde açıyor daha uzun süre etkili oluyor.
da, benim sormak istediğim acep uzun süreli kullanılır mı bu?

he orospu çocuğu taskiciden bahsediyorsunuz.

www.eksisozluk.com

başlığı şurada.

buldum ya işte burda:
www.yorumcuk.com

bu orospu çocuğuna kimse bişe yapmamış. taksiciye en azından girmeye yeltendiler.

video.mynet.com

www.iha.com.tr

taksici değil. bu olaydan bahsediyor.
(bkz: sokak ortasında tekme tokat kadın döven erkek)

derdin istirahatse başka bahane bul.. öyle rapor all.. şuan çalışıyormusun?

ya raporlarını mı araştıracaklar sgkdan? yok artık. benim arkadaşım da rapor aldı psikiyatristten hem de major depresyon diye. hiç de bişi olmadı. bizim arkadaşlar da hiç izne çıkamıyorlar çok yoğun diye gittiler depresyon diye bir ay rapor aldılar. bişi de olmadı. kamuda hiç etkisi olmaz. bizimkiler de kamuda. ben de kaç aydır raporluyum ve belki psikiyatriden uzatabilirim. ama ilerde gireceğin özelde ne olur bilemicem. şu anda özelde çalışıyorsan ve iş yerin problem çıkartmazsa al. sicilde de görünmesi saçma yani, ilk defa senden duyuyorum. raporunu da iş konusunda değil evle/çevreyle ilgili al. annemler boşanmak üzere ne bileyim arkadaşım intihar etti gibi doktora söyle ayarlar o.

kamuda işe girdiysen bir problem çıkmaz ama işe girmeyi düşünüyorsan unut. bu raporu önüne koyarlar. özelde de aynı mesele. yine iş başvurusunda görürsün o raporu. hiç alma iyisi mi.
mutlaka 10-15 gün rapor almak istiyorsan ortopedi gibi (burkulma mesela), hariciye gibi (bunun örneği de hemoroid) ileride hiç başının ağrımayacağı dallar var.

2007 yılında celp dönemi için 5 günlük rapor almıştım kuzenimden. rapora da genel şeyler yazmıştı. "stres, uykusuzluk vs."
kamuda çalışıyorum. raporu verirken personel başkanına söyledim, "bir şey olmaz" demişti. yalnız, rapora tutup da major depresyon, intihar eğilimi gibi şeyler yazdırmayın. yuvarlak şeyler yazdırın, böyle yumuşak yumuşak.

genişleyen barfiks şeyleri var. spor malzeme satan yerlerde bulunur, yaklaşık kapı genişliğinde oluyor, yanlardan çevirdikçe enine genişliyor ve kapıya sıkışıyor bir anlamda.

Kapının kasasına dik koyamazsın, esneme yapar, daralma yapar bişey olur bir sakatlık çıkar Allah korusun. Portatif, ayaklı olanları var mı bilmiyorum ama varsa eğer öyle bir şey alsan daha sağlam olur gibime geliyor.

o kapı barfiksleri kapının ağzına eder kasayı ezer bozar ağzına eder. yapıştırmada hayatta olmaz sakatlanırsın. en güzeli demircide demir yaptır u harfi şeklide tavana dübelle vidala. Sonra taşınırken söker deliklere azıcık alçı çeker kamufle edersin. kapıya sıkıştırsan ev sahibi ile aran daha beter olur. 4 delikten birşey olmaz

ev sahibi evini sürekli kontrol etmiyorsa ne gibi bir zararı olabilir ki? nasıl sabitleniyor bilmiyorum ama eğer delik açmak gerekiyorsa, ileride sorun olursa alçıyla kapatır üstüne boya atarsın.

bende kapi pervazina sikisandan var, kenarlari siyah plastik kapiya hic zarar vermiyor. 70 kiloyum gunde 30 tane barfiks cekiyorum ama 2 yildir bana misin demedi. pervazin biraz genis olmasi lazim ama tam oturmasi icin.

www.sportifhareketler.com

Şunu tavsiye ederim.Ayrıca diğer işlevleri için de kullanışlı.

üstad, bende boş duran bir barfiks var, pervaza sıkıştırılanlardan. ankara'daysanız adres vereyim, yolunuz düşerse alın.
şuna benziyor, markası dunlop

www.hepsiparis.com

arap şakir mi senin dediğin karakter? kemal sunal filmlerinde vardır mesela.
büd:ehhehe karışmış bendeki veriler. sakar şakir filmindeki ünal gürele gitmişim ben.

arap abdo?

arap abdo.

ehuehue sağolun.

o zaman hepinize gelsin

www.youtube.com


sdfjsfjsdf

baxter

taxi driver tek geçerim

Michael Douglas'ın oynadığı Game diye bir film vardı. Aklıma gelince tüylerim diken diken olur. Kesinlikle seyretmelisin.

www.imdb.com

(bkz: c.r.a.z.y.)
(bkz: neşeli günler)

game süperdir gerçekten ama ne tarz bir film. ben sana bir sürü ağlak film yazarım şimdi buraya.
million dollar baby
forrest gump
changeling
revolutionary road
schindler's list
life is beautiful
cold mountain
ağlak olmasa da:
kill bill'i çok severim. mona lisa smile çok iyiydi. tarz meselesi yani.

pulp fiction
the big lebowski
groundhog day

prince of persia

fall
clockwork orange
big lebowski
network

en iyi kısmını sallayalım da,

The Fall

mutlaka izlemelisin derim.

kibar feyzo
fight club

the fountain

the green mile

gladiator

the godfather
being there
one flew over the cuckoo's nest

Seyrettiğim en iyi film hangisi bilmiyorum. Sana katkısı olur mu bilmem ama şu ana kadar fikrini söyleyenlerin film bilgisi iyi değil.

black bir hint filmi,jeux d'enfants,patch adams ve time traveler's wife tavsiye ederim...

oldboy
shawshank redemption
I'm a cyborg but that's ok
Adams aebler
mr. nobody
okuribito
little miss sunshine
black
trois couleurs bleu
what dreams may come

(içlerinden birini seçemedim =))

esaretin bedeli
her şey çok güzel olacak
milyoner

game zaten yazilmis .onun disinda psikolojik gerilim sevenler icin 1408 .dun trt de wardi 4 yil oldu izleyeli sonunu blerek tekrar izledm .
dip not : bi kere izledgm flmi izleyemem.

eyşan'ın babasını öldüreceğinden o kadar emin ki "serdar öldü" diyor. ezel'in eyşan'a ne söylediği, büyük ihtimalle gelecek haftaki bölümde flashbackle gösterilecek. serdar öldü.

ceset görmedik. ali otele girerken açık pencereyi gösterdiler. kan da yok? nasıl eminiz öldüğünden?

salih kalyon ayrılmak istiyormuş uzun süredir.

back to the future ep1 it's about time
monkey island

sanitarium

broken sword 1-2

gümrüğe takılır vergi biner. vergi acıtır. yapmayın öyle birşey.

ya arkadaşımın dediğine göre kargo söyledikleri zaman arasında gelmezse parayı toptan iade ediyorlarmış ama. Bir de yılbaşı bakmazlar falan deniyor hediye paketi yapıp gönderiyorlarmış.

(türkiye'de yaşadığınızı varsayarak) amazon'un türkiye'ye elektronik ürün gönderdiğinden emin misiniz?

bu risk size ait ben olsam söylentilere göre hareket edip o kadar parayı riske atmam. geçme ihtimali var tabii ki.

ayrıca evet birçok ürün türkiye gönderilmiyor bir deneyin.

gönderim tipini gift olarak işaretlerse yılbaşında bakılmıyor. gönül rahatlığıyla gönderebilir.

ben amerikadan aldım senin yapmayı düşündüğün gibi ve 30 lira filan verdim sadece kargoya. 500 de alete vermiştim sanırım 32gb. ipod touch başlığında entrylerim olcaktı orda uzun uzun anlatmıştım; (bkz: ipod touch/@karmarulez). aklına takılan başka bir şey varsa bu konuda elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.

Bildiğim kadarıyla elektronik alet Türkiye'ye geliyor. Gift işaretliyeceğim onun dışında teslimatta bir problem çıkarsa diye bir sorum var benim.

2. el alıcaksan tavsiye etmem geri şikayet edemezsin ama yine de sen bilirsin tabi. sıfır alıcaksan direkt kendi sitesinden almak daha mantıklı. gift işaretlettirdiğin zaman hiçbişey olmaz. benimkinin üstünde "30$ - mp3 player" yazmışlar sorunsuz geçti gümrükten.

teslimatta ne sorunu çıkacak arkadaşım kargo şirketinin elemanı kapına getirecek alacaksın.

Amerika'dan geliyor alet gümrükte takılabilir, yolda gelirken darbe alıp kırılabilir. Geri gönderebiliyormuyuz Amazon'da

teslim alırken imza atmadan önce kargo kutunu aç kontrol et. eğer sorun varsa tutanak tuttur iade edebilirsin. ama bu işlemi yapmazsan edemezsin.

amazon turkiye'ye elektronik alet gondermez. ama amazon ile abd'de (ya da avrupa da olur, o zaman amazon.co.uk, amazon.fr, amazon.de gibi siteleri kullanacaksiniz tabi sitenin dili de ona gore almanca fransizca vb olacak) yasayan ya da orada bulunan, otelde kalan bir arkadasiniza gondereyim diyorsaniz, amazon en problemsizidir, kendilerinden kaynakli sorun da cikmaz. urunde sorun olursa 3. paragraf.

hatta urun arkadasiniza ulastiktan sonra vazgecerseniz, (baska yerde daha ucuza buldunuz diyelim) daha orijinal ambalaji acilmadiysa tabi, yine internet uzerinden "pick-up" ayarlayarak kargo firmasinin arkadasinizin evine ugrayip urunu geri almasini saglayabilir paranizi geri alabilirsiniz. bu islem sirasinda bir barkod print ettiriyor size, o yuzden arkadasiniz sizin sifreniz ile yapsa daha iyi olur, print edip kutunun uzerine yapistirmasi lazim cunku. ya da siz print edip arkadasiniza faks cekebilir, scanleyip gonderebilirsiniz.

urunde bir hata/defo varsa, orijinal ambalajini (urun ambalaji, gonderi kutusu degil) acmis dahi olsaniz, yine site uzerinden hatali urun bildirimi yapip yine kapiya kargo cagirtabilir, urunu geri verebilir, isterseniz yenisini (tekrar gonderiyorlar) isterseniz de paranizi geri alabilirsiniz. (bu ikinci kisimdan emin degilim su anda)

son iki paragraf abd icin gecerlidir, avrupada farkli olabilir :) siparisi onceden vermediginiz takdirde (arkadasiniz otele varmadan da olabilir, ucaga binmeden de, ama kisaca ulkeden/sehirden ayrilmasina soyle rahat bir 5-6 gun kala) otele gonderi son anda gonderilen siparisler icin biraz risklidir. cunku oteller onune gelen her pakedi kabul edip bekletirler. bu sebeple, arkadasiniz da pakedi almak icin orada olmayacagindan, otel lobisi ile telefonda (skype tabi) konusup derdinizi anlatmaniz, amazon'un pickup etmesini saglamaniz gerekir, pakedi geri gonderip paranizi geri alabilmek icin. lobi ile konusup pakedi baska bir adrese gondermelerini saglamak da mumkun, paket kimin adina geldiyse (arkadasinizin adi) o adi kullansaniz daha kolay olur diye de tahmin ediyorum.

peynirden soğudum :( keşke benzetme yapmasaydın.

kozmetik ürün satan mmm migroslar ya da gratis vs gibi bir yer de olabilir. oraya gidip, mutlaka görevli vardır danışıp, siyah noktalarını da belirtip, benim önerim, tanecikli bir yıkama günlük temizleme jeli alman. güzelce tanecikleriyle ovacaksın burun ve elmacık kemiği üstlerini.

kökten çözümü yok, burun yapıyor işte. sadece bir tavsiyede bulunabilirim. şu spalarda, spor salonlarında falan buhar odaları oluyor ya. burundaki siyah noktalar için birebir. imkanınız varsa bir deneyin. 5'er dakikalık 3 seans buhar sonrası exfoliating scrub (türkçesi ne bilmiyorum, içinde kil falan olan kremler var ya, ölü derileri soyan. şunun gibi www.iherb.com ile burnu, yanakları falan 2-3 dakika iyice ovalarsanız, siyah noktalardan 1-2 hafta için kurtulabilirsiniz. sonra yine siyah nokta çıkacak. aynı şeyleri yine yapacaksınız. (ayda 2-3 sefer buhar odasına girerseniz, o ayı siyah noktasız geçirebilirsiniz)

belki hamam da aynı etkiyi gösteriyordur(burundaki yağların yumuşaması, gözeneklerin açılması gibi) ama denemediğim için bilmiyorum.


www.medikalmarket.com.tr
bu ürünün başka markalı olanından vardı bende, hiç işe yaramıyor.
nive burun bandı işe yarıyor ama o da geçici bir süre (ayrıca pahalı)
evde yapılan buhar banyosu da işe yaramıyor.

sonuç olarak, kendi tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim. burun ve çevresindeki siyah noktalar için en etkili yol, buhar odası.

hava değişikliği, yaşam şartlarında yada beslenme düzeninde olan değişiklikler, stress vs sivilce gibi siyah ve beyaz nokta problemine neden olabilir. ayrıca zamanınızın çoğunun geçtiği yerin havası kirli ise yada son dönemlerde sık sık yüzünüzü ellemeye başladıysanız bu da siyah ve beyaz nokta oluşumunu tetikler.
bu küçük canavarların yaşla bi alakası yoktur 55inde de çıkabilir. eğer çok dert ediyorsanız. buhar banyosu, üstüne peeling son olarak da kil maskesi işe yarayacaktır. kil maskesi gözenekleri sıkıştırır o yüzden önemlidir. yada neutrogena deep clean serisi fiyat performans olarak oldukça başarılıdır.
yüzü sık sık yıkamak iyidir ancak cilt ph ına uygun bir sabunla yıkarsanız daha iyi sonuç alırsınız

Özellikle tam yağlı süt bunun tetikleyicisidir.

sonuna #t=3m21s. ekleyin.

o belirtilen yerde videoya sağ tıkla "copy video url at current time" ı seç

ne zamandan beri youtube'ta videonun üstüne sağ tıklayabiliyoruz. :(

oha cidden :(

dexter ya da bored to death ya da boston legal.

the office (amerikan)

breaking bad, nip/tuck, mad men, fringe, house.

the pillars of the earth. ortaçağ ingilteresindeki taht kavgalarını anlatan 8 bölümlük mini dizi. tüm bölümleri yayınlanmış durumda. dp'deki altyazısı çok başarılı.

nasıl bişey lazım sana?

mad men izlemelisin ama gece gece yeni başlayanı açmayabilir. fringe izle.

Spartacus izle

Son oylar, Breaking Bad mi Fringe mi yoksa kırmızı köşede Philedelphia'dan Bored to Death mi?

the pacific izle.

persons unknown. 2. sezonu da çekilmeyecekmiş tek sezonu bitirirsin bi gecede çerez gibi.

Spartacus izleyip bitireli yıl oldu, devamı olmayacak şeye de başlamayım diyorum. Fringe ne üzerine, bored to death ne üzerine?

Edit;altımdaki arkadaşa, yürüyen ölüler izlendi bitti, ama saol gerçekten de güzel çünkü.

dün aksam ben de böyle bir boşluğa düşmüştüm. bir sezonluk bir dizi önereyim hepi topu 6 bölüm. bir solukta izledim.
the walking dead. gerilim, korku, dram, macera herşey var.

fringe sınır bilim üzerine. elbette kurgu. bilimsel kurgu diyelim.

The lost room. 4.5 saatlik 3 bölümlük(ama internet ortamında 6. her bölümü 2 ye bölmüşler) mini dizi.
şimdi başlarsan sabaha biter işte. go!

Arkadaşlar konularını da yazarsanız seçmem kolaylaşacak. Breaking Bad ve Fringe arasında kaldım ama Fringe dp'de pek sağlam değil, kaynak da gösterirseniz tadınızdan yenmezsiniz!

supernaturel

adı üstünde

bence sen sons of anarchy izlemelisin.

lost room da iyidir.

iki bölüm spartacus izleyip üzerine masturbasyon yaparsın. o kadar. 5 bölüm izledim bıraktım. sezonun yarısı oluyor. meraktan ve cinselliğe açlıktan izleniyor.

breaking bad izlenmeli, ama gece gece başlanmamalı. iki bölüm izleyip yatmak bir anlam ifade etmez. mad men'le benzer durumda bu da. supernatural'in ilk iki sezonu yarrak gibi. 3ten başlayayım diyorsan başla. bölümler arasında bir bağlantı yok zaten ilk iki sezonda.

monk

fringe e sarcam gibi ama breaking bad'de bir köşede aklımda duracak. kaynak verebilir misin cro magnon fringe için? Diziport'da kaynak sorunu var, açılmıyor.

chuck.

anlamam öyle kaynaktan falan. sözlükten spoiler dışı yazılara bakabilirsin. imdb'de konu özetleri ve değerlendirmeler var onlar yardımcı olabilir.

friends in son bölmünü az önce izledim panpa. şuan ağlıyorum biliyo musun ?

friends!

fringe in ilk sezon çok sıkııcı. ama hikaye süper. ama ilk sezonda hikaye az anlatılıyor. ama sabırlı olursan fena değil gibi dizi.

supernatural olabilir belki...

4400

(bkz: leverage)

human target

prison break

fringe.. yani konu takibi belli hatlarıyla gerekir ama her bölüm kendi içinde ayrı bir konu üzerinden gidiyor..

supernatural, 4400, fringe,house, prison break izlendi ve sevildi. teşekkürler, yeni bişeyler bakıyorum sanırım

devlet bahçeli'nin olacaktı.

"21 aralık 2010 da türkiyede ne olacak" değil, "21 aralık 2010'da türkiye'de ne olacak" olmalıydı.

özensizlim mail-msn ikilisinde değil. devlet bahçeli'nin şeklinde ayırmamışsınız nin ekini. özensizlik orada, bir problem yok yani.

"msn adresi"nde sorun yok da, "devlet bahcelinin"de kesme isareti kullaman lazim.

sag frame de hatali, sol frame olacak

peki bir hata yaptığımızda hemen çaylak mı yapılmalıyız?

3. nesilsiniz ama? 3. nesil neredeyse 10 senedir sözlük yazarı olan birinin bu hataları yapması? kaldı ki pek sorun olmamalı 10 entry girdikten sonra sıralamada en önlerde olacaksınız zaten kayıt tarihiniz eski olduğu için.

10 yıldır yazıp tek hatada çaylak olmak...

Google cache'te haskoylu deli hasan nick'li birini ucurdugum belirtilmis. iftira oldugunu soylemek isterim. ne kendisi ile bir alakam var ne de tanimisligim. kamuoyunun dikkatine sunarim :p

adilhan kitapçılar çarşısında var. zafer çarşısı(giyim dünyası) yanı.

pirinç han/gramofon

Tunali Pasaji en alt kat

adilhan'da ankara'nın en iyi plakçısı bulunuyor, bir de tunalı hilmi caddesi'ndeki pasajlarda suleyman diye bir adam var. sozlukte başlığı falan da var, caz, blues, metal gibi "zor bulunan" plakları oradan temin edebilirsin. Suleyman biraz pahalıcıdır.
ama adilhan giriş kattaki dükkana kesinlikle uğra.

www.youtube.com

Bübü'yü işin içine kattığınıza göre TSM arıyorsunuz, o zaman "uzun hava" değil "gazel" arıyorsunuz sanırım (Kendimi Hababam Sınıfı filmindeki genç edebiyat hocası kız gibi hissettim). Aslında onları bırakın, hüzzam faslı açın, aynı etkiyi gösterir. ŞArkı olarak "Ömrümüzün son demi" olabilir mesela.

müzeyyen senar olmaz mı?

ne bileyim inceye çıkan erkek sesi arıyorum niyeyse bu gece, müzeyyen senar olmaz gibi. o yüzden neşet te pek uymuyo bu duruma, cosmicstring açıklayıcı anlatım için teşekkürler ancak hani nasıl söyleym biraz ata demirer in stand-up larında taklidini yaptığı uzun havalar var ya, çok enstrüman içermeyen, dramatik ses değişiklikleri olan filan. gerçi ömrümüzün son demini dinlemekteyim şu an hiç fena değil ancak yok bahsettiğim tsm de değilmiş..

Bu durumda anahtar kelimeleriniz:

sıra gecesi, ibrahim tatlıses, urfa'nın etrafı

thm--> muharrem ertaş
tsm --> abdullah yüce

kurutuyor benım bıldıgım.

hayır efendim terramycin'in akne vulgaris'te kullanım endikasyonu yok. akne tedavisinde etkin topikal ajanlar mevcut. onları deneyin terramycin yerine.

2 günde sivilce izi kaybolmaz, zaten peeling(kimyasal veya lazer) dışında sivilce izini yoketmek de mümkün değil.

yaa nasıl olur? bana "ondan sür hemen söndürür hepsini kurtulursun" dediler. bana yalan söylediler, bana yalan söylediler, kaderden bahsetmediler :/

eğer imkanınız varsa bir dermatologa görünün yoksa veya basit bir akne vakası ise herhangi bir doktora görünün. reçetenizi hazırlar. aknenin etkin bir tedavisi var. mahrum kalmayın:)

terramycin anti bakteriyel bir karışımdır. bakteriye bağlı sivilcelerde rahatlama yapar

ne zaman sivilce çıksa yatarken sürerim, sabah geçmiş olur. deneyiniz...

terramycin antibakteriyeldir evet ve akneler de bakteriyel etkenlerle oluşur. ama endikasyon denilen bir kavram var. her ilacı her şeye kullanmıyoruz. aknilox, cleocin, benzamycin, aknelyse, aksil, ihtiyol...... gibi onlarca, yüzlece akne tedavisinde endike ilaç varken neden terramycin kullanılsın? gerenk yok.

akne tedavisinde oral olarak kullanılan tetrasiklin grubu antibiyotiğin, topikal olarak kullanılmasında sakınca yoktur, yarar vardır. terramycin, merhem şeklinde bir ilaç olduğundan dolayı; isotrexin, cleosin vb. ilaçların yaptığı kuruma ve kabuklaşmayı da yapmıyor. yalnız yatarken sürecekseniz üzerine bir yara bandı yapıştırın, vazelin lekesi kumaşlardan çıkmıyor çünkü...

sende bi sevişemedin gitti be bro. sür terramycin'i boşver yahu.

izler için contractubex jel

var tabiki serdar ortaci bile begenenelerin oldugu bir ulkede yasiyorz.

önemli olan insanın kendini beğenmesi. sen kendini beğendikten sonra birinin onayına ihtiyaç duymazsın. bunlarda toplumun içerisinden öyle çıkmış tipler. birilerinin beğenileriyle varolmamış sanatçı, onların ilgisi kesilse bile hala orada duruyor işte. gitse bile bıraktığı izler kalır.

ne varmış serdar ortaçta. eğlendiriyor adamın şarkıları.

şimdi allah için "yazlık" eglence şarkılar üreten serdar ortaçla

ne türk ne alman, arada "zavallı" gibi duran ismail yk nın şarkıları aynı degil.

serdar ortaç begenmek çok normal.

beğenen var ki adamlar klip çevirip, konserler veriyorlar. fanatizm kötü bişi demiş miydim?

ajdarın yoktur. boys anıların vardır. cankanın da var. ismail yknın hayvan gibi seveni var. olmasa bilmem kaç yüz bin albüm satmaz heralde. bi örnek vereyim kuaförde kral tv açık, ismail ykdan "allah belanı versin" çalıyordu, hafif tebessüm ettim önüme bakarak, çocuk "istersen değiştireyim aplaa" dedi, dedim "yok biraz garip şarkıları ondan güldüm", manikürcü kız da duydu "aaa ama bi bu şarkısı böyle bence diğerleri çok güzell yaa" dedi. evet mahalle arası kuaförüne gidiyorum ucuz diye alksjd öyle işte özet olarak evet ajdar hariç hepsinin seveni var.

hacı ismail yk nın 2 şarksını beğeniyorum. seni de anlıyorum.
giiiiiiit hadiiiiiiiiiiii giiittttttttt

maalesef o kadar çok beğenen var ki, sen şimdi burda farkettin şaşırdın di mi ben bizzat gördüm

en çok albümü satılan ismail ykydı bir ara hala öyledir belki.

milletin 50-100 bin satıcam albümümü diye yırtındığı bir dönemde ismail yk milyon sattı. şimdi biraz abes kaçmıyor mu bu bilgi eşliğinde ismail yk'yı seven var mı demen?

beğenmiyorum.
ne beğenecem la

@emrag ne biliym? ismail yk nın satışlarını mı takip ediyorum.

cankan adlı grup genelde tırto işler yapıyor. başarısızlar bana kalırsa. www.youtube.com

boys anılar'ın kayda değer şarkısı yok. hatırladığım bir tek ''ah çekecek vah çekecek gitccek görcek dellenecek'' diye bir şarkıları olduğu.

ajdar lugatımda yok.

ismail yk nın ise genel olarak çoğu parçasını dinliyorum. evet ismail yk yı seviyorum. itiraf gibi oldu lan.

allah belanı versin den sonra sad but true patlatabilen bir adamım.

işte bakıp araştırmadan direk düşmanca saldırıyorsun. kendi kendine ismail yk'yı kim dinler diyorsun. sözlükten 2 kelime okuyup sonra milletle dalga geçmek için apaçi diyorlar yazıyorsun. kendi dünyanda yaşamayı bırak da az sokağa çık, gez dolaş.

ismail yk'yi begeniorum.yani radyoda ya da tv'de çalsa severek dinliyorum ama o kdr.ne mp3ünü indirdim ne cdsini aldım ne de konserine gittim.

bizim 'bi arkada$'tan gelsin:

img228.imageshack.us

yk 4 eva :|

mesele begenip begenmemek degil herkesin istedigi sekilde kendisini ifade etmesi ve istedigi gibi yaşamasi hakkina saygı göstermektir. bunun aksi, ancak faşizm ve cehalet ile aciklanabilir ama siz az once silinen duyuruda bir diplomat ailesinden geldiginizi ifade ettiniz ve size göre bu da size ingilizce ve bati kültürü üzerinde söz söyleme hakki veriyor; ayni hakka dayanarak kimin ne okuyup ne okumayacagina, ne seyredip seyretmeyecegine, ne dinleyip dinlemeyecegine karar verebileceginizi düsündürüyor. ingilizce bilginizin ancak türkceniz kadar olabilecegini dışişlerindeki dile vakıf amcalariniz söylemedi ise ben söyleyeyim. acikcasi karakteriniz ve ruh haliniz hakkinda ciddi süphelere gark etti bu aksamki performansiniz.

Ajdar kısmını bilmiyorum ama gerikalanlar için iyice derine inmeye gerek yok, Mesut Özil bunların hepsini sevdiğini (başka isimler de var) söylemişti bir röportajında.

@atmacaged
ailem diplomat ben degilim, merak etme :)

insan biraz da okudugunu anlar degil mi?

evet bence de, biraz okudugumuzu anlasak?
başlıkta sordugum şarkıcıları begenip begenmedigimizi soruyor, benim hakkımda ne düşündügünüzü degil.

ben beğenmiyorum ama teyzem gayet beğeniyor ve yakışıklı buluyormuş. annem de yakışıklı adam dedi.

İsmail yk muhtemelen ülkede en çok beğenilen bir kaç şarkıcıdan biridir. cankan'ı da seven vardır, boys anılar denilen grubun ya da adamın isminden başka bir şeyini bilmiyorum. ajdar'ı da seven, beğenen olabilir ancak bunun sebebi şarkıları değildir herhalde, "ajdar beni eğlendiriyor" diyen bir adam ajdar'ı beğenebilir. kaldı ki ajdar tüm ülkeyi eğlendirdi bir süre.



ismail yk'nın kendisine göre oldukça düşük kalibrede olan kişilerle karşılaştırılması da biraz aşırı popülerliğin etkisi biraz da toplumu tanımamanın. ismail yk'nın ilk albümü çıktığında henüz popülerliği düşük seviyedeyken "nerdesin" şarkısı hoşuma gitmişti. sonra açıpta dinleme ihtiyacı hissetmedim zaten her yerde çalıyordu. bu her yerde çalma olayı bir süre sonra insanlarda nefret oluşturuyor. buna bir diğer örnek ise yalın'dır mesela. ilk piyasa yaptığı şarkısı; sanırım "ellerine sağlık" filandı adı, yayın organlarında en çok çalınan şarkılarımızdan biriydi sanırım, şarkıyı başta herkes sevse de zamanla pek çok kişi sıkılmıştı... vesaire vesaire...


ek1:bir de bu ismail yk'nın youtube'da dönen çeşitli enstrümanları sırayla çaldığı bir videosu var, izleyince herhal büyük müzisyen de popülerliğe kurban gitti, sırf paraya çalışıyor demiştim.


ek2:
evire çevire seni öyle bir döverim
bir o kadar dayak da ben yerim netekim
elindeki çoksa az olanla paylaş
nasıl müzisyen bilemiyo'm şu serdar ortaç

koyudan açığa doğru tüm renkler ton ton
benim memurum işini bilir dediydi tonton
bir elimde mikrofon kafamda da ponpon
uçuyo'n dediler bana yere de kon kon

1-beğenmiyorum.
2-beğenmiyorum.
3-beğenmiyorum.
4-beğenmiyorum ama seviyorum. bana samimi geliyor. hatta biraz para kazansın ajdar diye "nane nane şekeri" adlı albümünü almıştım. 2 şarkı, 2 de remix vardı. döndürüp döndürüp dinliyordum. bugün albüm yapsa yine alırım.

ben ismail yk nın bas gaza şarkısını seviyorum.

hiçbirini beğenmiyorum ama ismail yk'nın şarkıları tv'de veya arabadayken radyoda rastgelirse bazen (evet bazen) dinliyorum öylesine. tabi her an değiştirebilirim kanalı.

diğerlerinin şarkısını da zaten meraktan öylesine dinlemiş bulunduk önceden.

İsmail YK, Cankan gibi şeyleri benzer kültür tabakasından insanlar çok beğeniyor. Ajdar'ı da aynı zeka grubunda olan insanlardan beğenen vardır mutlaka.

Serdar Ortaç'ı bunlardan pek ayıramam ben. O da bir kültür tabakasına (eller havaya) sesleniyor.

En sevdiği şarkıcı İsmail YK olan biriyle konuşabileceğim konu sayısı, en sevdiği şarkıcı Serdar Ortaç olan biriyle konuşabileceğim konu sayısından fazla değildir sanırım :)