Giriş
(10)

film izlerken ortaya çıkan çizgiler

joehigashi
arkadaşlar elimde mkv uzantılı bir dosya var. Media player classic'te bu dosyayı açtığımda aşağadaki görüntü hatası ortaya çıktı. Diğer mkv uzantılı dosyalarda yapmamasına rağmen açmak istediğim bu dosyada kazaa media codec pack'i silip güncel versiyonu yeniden kurmama rağmen bu sorun ortaya çıktı.
arkadaşlar elimde mkv uzantılı bir dosya var. Media player classic'te bu dosyayı açtığımda aşağadaki görüntü hatası ortaya çıktı. Diğer mkv uzantılı dosyalarda yapmamasına rağmen açmak istediğim bu dosyada kazaa media codec pack'i silip güncel versiyonu yeniden kurmama rağmen bu sorun ortaya çıktı. Nasıl düzeltebilirim ? işte sorunlu görüntüden bir caps

img82.imageshack.us
0
joehigashi
(29.10.08)
bütün film bu şekilde ise aktarma/okuma/yazma hatası olmasının pek mümkünü yok. Bütün framelerde aynı hata olması gerekir yoksa.
bir codec problemi olmalı. (sorununa çözüm değil ama anki06'nın cevabının yanlış olabileceğini söylemek için yazdım)
0
kurukafa
(29.10.08)
ancak aynı dosya arkadaşımın makinesinde sorunsuz çalışıyor. Yani sorunun mkv dosyasında olduğunu sanmamaktayım.
0
🌸joehigashi
(29.10.08)
kmplayerla açmayı dene
0
goodbyecruelworld
(29.10.08)
kmplayer indirip bir de onunla dene. mkv uzantılı dosyalarla o baş ediyor. sorun çözülmezse klite codec pack'in son sürümünü indir.

ha bir de ram, işlemci, ekran kartı bilgilerini de yazıverirsen daha sağlam cevaplar alman olasıdır.
0
tannhauser
(29.10.08)
makine laptop. Özellikleri :

core 2 duo 1.66 ghz
1 gb ram
geforce 8400 gs ekran kartı.

bu arada şu an zaten kazaa'nın son codecleri yüklü durumda.
0
🌸joehigashi
(29.10.08)
pardon ama hangi filmi izliyorsun?
0
insanimsi
(29.10.08)
değişik player'larda dene. tavsiyem gom player. codec'lerden arınmış bir sisteme k-lite mega codec pack kur. k-lite'ı kurarken codec namına işaretleyebileceğin her şeyi işaretle. (quicktime alternative de kur hatta.) gom player'ı kurarken gom player'ın kendi codeclerini kurma. çünkü çakışma yapabilir. gom player'ı ilk açtığında birkaç ayar soracak. orda normal görüntü seçeneği seçili kalsın. (diğeri kaliteli gibi bir şeydi, ama kastırıyo o.) gom player'ın bilgisayarının kaldıramayacağı kalitede videoları, bilgisayarın kaldırabileceği şekilde gösterme gibi bir özelliği olması lazım. mesela media player classic'in çok kaliteli ama kasıla kasıla gösterdiği videoları, gom akıcı bir şekilde ama kalitesini düşererek göstertebiliyor.
0
edge_nabby
(29.10.08)
izlediğim ya da izlemeye çalıştığım film dünyanın merkezine yolculuk.
0
🌸joehigashi
(29.10.08)
aslında filmi başka bir formata dönüştürüp izlemeyi deneyebilirsin. dönüştürücü olarak avidemux önerebilirim.
avidemux.sourceforge.net
0
edge_nabby
(29.10.08)
Mkv 720 P divx dosyasıdır içinde altyazı + birden çok ses + divx rip dosyası bulunur. Kalitesi yüksektir. Matroska codec pack indirerek bu sorunu halledebilirsiniz.
0
anki06
(09.03.09)
(10)

elektronik aletlerin ambalajını açmak

natnan
genelde küçük elektronik aletlerin - başka da oluyordur ama -;usb olsun,gamepad olsun,mouse olsun;ambalajları vardır şeffaf plastikimsi.Açılmamak için direnirler.Bıçaklarla saldırır açarım genelde de,nedir bunun olayı?Nasıl açılır?niye böyledir?
genelde küçük elektronik aletlerin - başka da oluyordur ama -;usb olsun,gamepad olsun,mouse olsun;ambalajları vardır şeffaf plastikimsi.Açılmamak için direnirler.

Bıçaklarla saldırır açarım genelde de,nedir bunun olayı?Nasıl açılır?niye böyledir?
0
natnan
(28.10.08)
ısıtılarak yekpare hale getirilir onlar, olayları o mağazada müşteri açamasın...
bıçakla girişmek en kolayı.
0
agk
(28.10.08)
düşündüğüm kadarıyla dükkanda içindeki çalınması ndiye mümkün oldukça zor açılsın, kolay bir yolu olmasın diye öyle yapılıyorlar. "evde istediğin gibi aç"...

baya vakit alabiliyor. kolay bir yolunun olmaması, dizayn tercihi yani.
0
kurukafa
(28.10.08)
peki pakete neresinden girişmek lazım bıçakla?
0
🌸natnan
(28.10.08)
pakete dışından girişmek gerek diye düşünüyorum.
0
cha
(28.10.08)
o da bir bakış açısı tabi.
önce hangi kısmına bıçağı saplasak da ordan kesmeye başlasak bize maksimum performansı verecektir?
bir ambalaj üzerine bu mühendislik niye derler adama tabi.
0
🌸natnan
(28.10.08)
www.enjoyzibra.com

birde böyle bir olay var ama bunun ambalajını nasıl açarsın onu bilemedim.
0
patricia teyze
(28.10.08)
Sağlam bi makas da iş görür ben denedim oldu. :)
0
tracy mcgrady insani
(28.10.08)
almanyada fln onlar acılaiblen bi yapıdalar. gecmeli birbirine. buralarda ısıyla kapatılıyor nedense.
0
bryan fury
(28.10.08)
Bicakla cok zor ve tehlikeli. Makas cok kolaylastiriyor isi. Buyuk ve saglam bir makasla deneyin.
0
wpi
(28.10.08)
evet birbirine yapıştırılmış kenarları makasla kesilerek açılması en kolayı. ya da ufak boylu ve ince bir bıçağı kenarından sokarak boylu boyunca yarmak.
alakalı olarak böyle ürünlerin iadesi nasıl oluyor? malum ambalajı bozulmamış olacak diye bir yasa var.
0
insanimsi
(28.10.08)
(4)

Bilgisaarın kendi kendine kapanması

rapper134
Şimdi sözlükte de var bu problemle ilgili neden ve çözüm önerileri fakat ben hala sorunun kaynağını bulamadım. Bilgisayar'da herhangi bir dramatik değişiklik olmamasına rağmen bir iki hafta önce kendi kendine kapanmaya başladı. Bazen saatlerce açık durduktan sonra kapanıyor. Bazen daha windows'a düş
Şimdi sözlükte de var bu problemle ilgili neden ve çözüm önerileri fakat ben hala sorunun kaynağını bulamadım. Bilgisayar'da herhangi bir dramatik değişiklik olmamasına rağmen bir iki hafta önce kendi kendine kapanmaya başladı. Bazen saatlerce açık durduktan sonra kapanıyor. Bazen daha windows'a düşmeden üst üste kapanıyor.

Kasanın içindeki fanlar çalışıyor.
NOD32yle virus taraması yaptım hehangi birşey bulamadı
ccleaner'la temizlik yaptım
deneme yanılma yoluyla srekli kullandığım programları (explorer, winamp vb.) çalıştırmayarak gözlem yaptım birşey değişmedi yine kapanıyor.
İnternete bağlı değilken de kapanıyor.
Kasa elektriğini üçlüden alıyor. O üçlüde başka üçlüye güç veriyor. Diğer fişleri iptal edip denedim yine kapanıyor.
Klavyenin içini temizledim yine kapanıyor.

Bu durumda işlemcinin fazla ısınması,(fançalışmasına rağmen ve overclock yok) , harddisk problemi, power supply problemi gibi donanım problemleri ya da tanımlayamadığım bir yazılım problemi öngörüyorum ama böyle olsa bile çözümü konusuna pek fikrim yok.
0
rapper134
(28.10.08)
tozunu da aldım fana bakmak için kasayı açtığımda temizledim her yerini,
Aynı mal durumlar benim de başıma gelmişti önceden, hoporlerden ses çıkmamasının nedeninin fişinin takılı olmaması gibi. O yüzden o bağlantılarını da kontrol ettim hepsini söküp tekrar çıkardım. Fakat çözüm olmadı bunlar.
0
🌸rapper134
(28.10.08)
bios ekranindan veya everest isimli programi kullanarak i$lemci isisini kontrol edebilirsiniz.Kendiliginden kapanma sorunu genellikle isidan kaynaklidir. İslemci isisi belirtilenin uzerinde ise muhtemelen sogutucu toz dolmus veyahut islemci sogutucu arasinda bulunan termal macunun iletkenligini yiritmesinden kaynaklidir.
0
oligomer
(28.10.08)
kapanmadan hemen önce bir mavi ekran görmüyorsan %90 power supply problemidir.
0
kurukafa
(28.10.08)
işlem ısısı konusunu değerlendiricem, ctrl alt del'den işlemci yükünü kontrol ediyorum ama o anlık veri sağlıyor tabii.
Mavi ekran görmüyorum ve otomatik yeniden başlat seçeneğini kapattım.
Bu sorun başladığında sadece kilitlenme şeklindeydi, birkaç gün sonra, kendi kendine restart a dönüştü, son olarak ta kendi kendine kapanmaya dönüştü.
Dün arka planda çalışan programlara baktım. Her bir dosyanın hangi programa karşılık geldiğine. ckv0.exe isimli bir dostumuzun virüs olduğunu gördüm ve NOD32 bulamıyor bunu.
bu ckvo.exe başlangıçta etkin hale geliyordu ve msconfigden bunu check ini kaldırdım.
Bilgisayar o zamandan beri sadece bir kere kilitlendi ki önceden yarım saatte bir kapanıp duruyordu.
Sorun burada olabilir. araştırıp ckvo.exe 'yi temizleyen bir program bulacağım bilgisayardan tamamen kalktığında sorunun da biteceğini umuyorum.
0
🌸rapper134
(29.10.08)
(3)

yönetici parolası ne ola

iker
şimdi ben windows xp'yi onarmak istiyorum. bunu için cd yi taktım bilgisayarı yeniden başlattım. windows xp ön yüklemeyi yaptı. r ye basıp onar dedim. 1-2 dk sonra onarmak istediğim sürücüyü sordu. onu da seçtim. sonra yönetici parolası sordu. bilmediğim için direk enter a bastım. altı satıra geçti
şimdi ben windows xp'yi onarmak istiyorum. bunu için cd yi taktım bilgisayarı yeniden başlattım. windows xp ön yüklemeyi yaptı. r ye basıp onar dedim. 1-2 dk sonra onarmak istediğim sürücüyü sordu. onu da seçtim. sonra yönetici parolası sordu. bilmediğim için direk enter a bastım. altı satıra geçti c:>windows_ yazılı halde kaldı.

yönetici parolası ne olur acaba. ben böyle bir parola tayin ettiğimi hatırlamıyorum.
0
iker
(27.10.08)
123456 olabilir.
yada windows'u kurduğunda bir yönetici (Administrator) parolası girdiysen o da olabilir.
0
ukeladümbelek
(28.10.08)
Anladığım kadarıyla onarma'yı erken seçmişsiniz. O ekranı geçin, onarmadan (xp kur seçerek), sonraki ekranda onarmayı seçin xp üzerine tekrar xp kurar dosyalarınız da kaybolmaz (şifre de sormaz). Ama bu işinize yaramıyorsa sorduğunuz şifre ukeladümbelek'in bahsettiği (windows kurarken girdiğiniz) şifre olmalı.
0
Eork-hai
(28.10.08)
alt satırda c:\windows> promptunu gördüysen yönetici şifresi atamamışsın demektir yani girdiğin şifre(boş şifre) doğru. kurtarma işlemini oradan komutlar yazarak yapacaksın.

edit: windowsun üzerine windows kurmak istersen aradığın yer kurtarma konsolu değil yukarıda dendiği gibi.
0
kurukafa
(28.10.08)
(1)

google sorusu

koparnick
çok megalomal biri olduğum için ara sıra google'da nikimi aratıyorum.. ancak bazen sözlükte olmayan başlıkların olduğu sayfanın arama sonucunda çıktığını görüyorum.. örneğin şimdilerde şu sayfa çıkıyor.."and thanks go to koparnick"tabi ampul abi eşliğinde ve "böyle bir şey yok.. ama olabilir de.." s
çok megalomal biri olduğum için ara sıra google'da nikimi aratıyorum.. ancak bazen sözlükte olmayan başlıkların olduğu sayfanın arama sonucunda çıktığını görüyorum.. örneğin şimdilerde şu sayfa çıkıyor..

"and thanks go to koparnick"

tabi ampul abi eşliğinde ve "böyle bir şey yok.. ama olabilir de.." sözleriyle.. bunun nedeni nedir? birisi bu başlığı arattığı için mi çıkıyor bu sayfa? yoksa öyle her türlü olasılık kafadan çıkabilir mi? ne bilim "göt koparnick" falan vs..
0
koparnick
(27.10.08)
birisi öyle bir bkz(link) verdiği için çıkıyor. birisi "and thanks go to koparnick" içerikli bir akıllı bkz falan yapmıştır. senin için sözlüğün verdiği "yok böyle bişey" sayfası "tüh yokmuş" dedirtse de, kendisi legal bir web sayfası ve kendisine link bulunduğundan indeksleniyor haliyle.
0
kurukafa
(27.10.08)
(9)

digiturk ve yağmur sorunsalı

hububrad
bu yağmur yağınca, rüzgar esince yayının aksaması olayı sadece biz keriz digiturk abonelerine mi özel? mesela bugün bildiğimiz üyeliksiz uydu risivırı kullanan ve yayını aksayan kişiler var mı aramızda istanbulda oturan?
bu yağmur yağınca, rüzgar esince yayının aksaması olayı sadece biz keriz digiturk abonelerine mi özel?

mesela bugün bildiğimiz üyeliksiz uydu risivırı kullanan ve yayını aksayan kişiler var mı aramızda istanbulda oturan?
0
hububrad
(26.10.08)
istanbul anadolu yakası'nda normal uydu anteni + sıradan bi receiver ile gayet sorunsuz yayın alıyorum. feci şekilde de yağmur yağıyor.
0
cruor
(26.10.08)
dijital uydu+lig tv kullanıyorum. bende de ara ara kesintiler oldu ama toplasan 5 dakika.
0
teritori
(27.10.08)
kütahyada akeriyenin kantinindeki digiturk de bozulurdu yağmur ve kar yağarken.
0
insanimsi
(27.10.08)
burada digitürk yağmurdan önce bile bozuluyor... manyetik kuvveti mi alıyor nedir digitiürkte sinyal gidiyor 10 dakka sonra yağmur başlıyor.
0
kurukafa
(27.10.08)
nedenini söyleyim, digitürk'ün bağlı olduğu direği değiştirmeniz lazım her zaman oluyorsa, önce direncekler ama değiştirmek zorundalar.
0
thefirstfbli
(27.10.08)
ben bu cevaplardan normal uydunun daha sorunsuz olduğu sonucunu çıkardım şahsen.

direk değiştirsinler diye çağırırsın yaptık diyip, bir şey yapmadan giderler. ya da yaparlar gene bozulur. hiç uğraşılmaz yani.
0
🌸hububrad
(27.10.08)
normal uyduda fazla problem yaşanmıyor. çok nadir oluyor. en çok digiturkte duyuyorum sorun.
0
cha
(27.10.08)
Digiturk çanakları biraz ufak(tı), en azından bizimki öyle idi dediğiniz şey sık sık oluyordu. Şikayetlerimiz sonucunda bağlantı kablosuna bir aparat takmışlardı, sinyali mi güçlendiriyormuş neymiş öyle bir şey demişlerdi(geçmiş zaman). Şu an normal uydu kullanıyoruz, bahsettiğiniz sorun; ntv, ntvspor, cnbce, e2(yani ntv paketi) ve atv kanallarında oluyor. Diğerlerini izleyebiliyorken bu kanallar en ufak yağmurda, rüzgârda izlenemez oluyorlar.
Bu deneyimlerin yerleri; Giresun(iki farklı muhit), İstanbul(Ben diyeyim 5, sen de 15 farklı yer).
0
late viper
(27.10.08)
d-smart da ayni etkiyi ben de yaratıyor
kerizlik hissi
evet, evet tam manası ile o
sürekli müsteri hizmetlerini ariyorum ayni bik bikle karsilaniyorum
0
gdduman
(27.10.08)
(13)

paylasmayi sevmemek

turkish tekila
kendi bakis acima gore gayet normal, disaridan aldigim tepkilere goreyse kisilik bozuklugu bir davranis(mis). burada yardim etmek haricindeki keyfi durumlardan bahsediyorum. laptopimi, ipodumu, cep telefonumu, kitaplarimi ve buna benzer kisisel esyalarimi bir baskasina vermekten haz etmiyorum, cunku
kendi bakis acima gore gayet normal, disaridan aldigim tepkilere goreyse kisilik bozuklugu bir davranis(mis). burada yardim etmek haricindeki keyfi durumlardan bahsediyorum. laptopimi, ipodumu, cep telefonumu, kitaplarimi ve buna benzer kisisel esyalarimi bir baskasina vermekten haz etmiyorum, cunku benim kadar ozenli kullanacagini (benden ozenli olsa bile benim tarzimda kullanamayacagini) dusunuyorum. "hadi bana sunu ismarla", "sen odesene" gibi otlakci yaklasimlardansa tiksinmekteyim. bu yasima kadar hic kimseden bu yaklasimla bir seyler istemedim, isteginde bulunmadim. keza kisisel esya konusunda da istekte bulunmadim, karsimdaki insana bagli olarak hareket ettim. herkesten de ayni sekilde davranmasini bekledim. ama oyle tepkiler aliyorum ki, sanki paylasilmadigi surece sosyal iliskiler yuruyemezmis gibi.

anlamiyorum?
0
turkish tekila
(26.10.08)
bu paylaşmayı sevmemek değildir. hiç kimse "kişisel" eşyasını paylaşmayı sevmez, senden bunu talep edenler de dahil. normal yani.

çözüm: onlardan bir kaç ufak şey iste, uzaklaşırlar hemen.
0
kurukafa
(26.10.08)
e bu durumda hepimiz deliyiz
0
nooneatall
(26.10.08)
beni de son derece kıl eden bir durum şu "bana bunu ısmarla" olayı. işyerinde sık sık başıma geliyor. ama savuşturuyorum bi şekilde. paranı doğru kullan da aç kalma ulan it diyemiyorsun tabi adamlara. bu şekilde devam ederlerse diyicem ama. yakındır.
0
hububrad
(26.10.08)
kişilik bozuluğu filan değil bence, gayet normal bir duygu. Sana çok da hak veriyorum, "bir şey ısmarlasana" insanlarına hiç değinmiyorum bile, siyanür ısmarlasam içim anca rahat eder:)
ayrıca senin herhangi bir talepte bulunmadığın, kendini karşısında asla öyle bir konuma getirmediğin insanların nasıl bu kadar anlayışsız olup hala sana yaklaşabildiklerini de anlamıyorum, ya ben senden bir şey istiyor muyum, seninle o kadar samimi miyim ya da ben bundan hoşlanıyor muyum ki sen bana geliyorsun. İnsan biraz da karşısındakine göre hareket etmez mi yaa, neyse, amma da dertliymişim:)
hiç de sorunlu diilsin, çok normalsin, ben de sendenim:)
0
think martini
(26.10.08)
e laptop'ı ipod'u paylaşmaz kimse bence de. bazen bana da diyolar "abi be benim yolum uzun, ipod'u versene yarın getiririm" falan diyolar. şarjı yok falan diyip savuştururdum eskiden ama artık direkt veremeyeceğimi söylüyorum. laptop hele asla verme yanlısı değilim. kitaplarımı da belli başlı kişilerle paylaşırım (kütüphanemde çok sayıda 1970-1980 arası basımlı kitaplar var(dı), bir kısmı başkalarının elinde mundar olunca kütüphanemi resmen dışarıya kapadım).

başlığı ilk okuduğumda basit şeyler için de aynı duruma sahipsiniz diye düşündüm. yani mesela öğrenciyken biri silgi, uç vs. istediğinde de paylaşmıyorsanız ya da bi komşu kapınızı çalıp bir bardak şeker istediğinde verme yanlısı değilseniz o zaman belki abartmışsınız derdim ama bu durumda bile cevap asla kişilik bozukluğu ol(a)maz.
0
deckard
(26.10.08)
bahsettiğin şeyler çok normal, millet otlakçılığa alışmış, sen tepki gösterince ondan bozuluyorlardır. taviz vermemek en iyisi. sonra "keşke" dememek için iyi yapıyorsun.
0
rectoa
(26.10.08)
kişisel eşyaları paylaşmak istememe durumu bende de var. istenen şeyin maddi değeri ne olursa olsun (kalem, müzik aleti, telefon vs) isteyen kişinin benden çok daha özenli kullanacağımı bilsem bile vermek içime sinmiyor, verdiğim şeyi bir daha kullanmak gelmiyor içimden, alan kişi geri verdiğinde de uzunca bir süre kullanamıyorum, bozukmuş, işlevini yitirmiş gibi görünüyor gözüme.
0
ravioli
(26.10.08)
hayır gayet güzel yürür..paylaşmasını bilen insanla paylaşmak gerek, sizin gibi düşünen insanlardan oluşan bi çevrede bu daha kolay olur tabi. misal ben de kitaplarımı paylaşmayı hiç sevmem, birine verdiysem ve ucunda bi kırışıklık olmuş şekilde geri aldıysam deli olurum. tavrınızı koyduğunuz ve insanların sizi böyle kabul etmelerini sağladığınız zaman onlar da bunu sorgulamamaya başlarlar..
0
quinza
(27.10.08)
kişisel eşyalarınızı başkalarıyla paylaşmak istememeniz çok normal, kimsenin de bu yüzden size laf etmeye hakkı yok. paylaşmak içten gelen bir davranış olmalıdır. ciddi bir ihtiyaç için kişisel eşyaları ödünç vermek ayrı bi olay. ama sadece keyfi olarak sizden bir şeyler isteyen, vermeyince de üstüne suçlayan insan otlakçıdır, asalaktır ve ciddiye alınmamalıdır.
0
quasiromantic
(27.10.08)
yok,

boşuna takma kafaya, seni sömürmek isteyen eş dost akraba arkadaş lakırdısı bunlar. Paylaşmak zorunda değilsin kişisel eşyalarını, altına imza atıyorum. Ayrıca varsın yürümesin yani sosyal ilişkilerin, çoluğunla çocuğunla ailenle manevi anlamda birşeyler paylaş o yeter hepimize.

bir de bu var, (bkz: #12505816), bir süre sonra bu sonuç çıkıyor.
0
thefirstfbli
(27.10.08)
ben de hep paylaşmak istiyorum bende mi bi gariplik var acaba? tabi herkesle değil ama yakın arkadaşlarımla falan paylaşıyorum. hatta ben öneriyorum istersen vereyim falan diye. hatta elektronik değil ama başka başka şeyleri hibe ederim zaman zaman. bişeyimi çok beğenirse bi arkadaşım al senin olsun demekten hiç çekinmem.
0
likeinme
(27.10.08)
Bir şeyler paylaşmak önemlidir elbette. Hani Laptop'ını paylaşmazsın ama lazım oan arkadaşına cep telefonunu verebilirsin. Daha az ya da daha fazla olabilir bu kişiye göre değişir ama olay "hiç paylaşmamak" ya da paylaşmak istememekse bu bir sorundur.
Hayatı boyunca kimseye çay ısmarlamayan adamlar vardır. Eniştem mesela adam hayatı boyunca kahvede bu çayları da ben vereyim dememiş.
Arkadaşına kütüphanenden bir kitap vermek ya da yemek yedikten sonra hesabı ödemek güzel şeylerdir. Eğer karşındaki malın teki değilse o da yapar. Uzun vadede kimse zarar ya da kârda olmaz.
Bu yaklaşımının sömürüldüğünü hissettiğin noktada ona göre duruş sergilersin. Yoksa her tanıdığına "gel yemek ısmarlayayım" demek değil olay.
Sosyal ilişkiler de alış-veriş gibi bir şeydir. Maddi ve manevi pylaşım nedeniyle kurulmaktadır. Hayatta kalmak için sürü halinde yaşayan hayvanların ya da boncuk gibi dizilip birbirlerinin başlarındaki bitleri temizleyen maymunların olayı insnaların arkadaşlıkları gibidir. Manevi olduğun kadar maddi de destek olursun ve sağlıklı bir sosyal ilişkiyse aynı oranda da karşılık alırsın.
Sadece 2 günlüğüne dvd yazıcıya ihtiyaç duyan arkadaşına bunu vermezsen o da illa ki aynı şekilde karşılık verecek diye bir şey yok. O da sen sevgilinden ayrıldığın zaman ihtiyacın olan manevi desteği vermeyecektir.
Bunu yapma nedeni de "vay ibne vermemişti aleti" şeklidne bir kinlenme ya da bir şeyi alamamanın getirdiği eziklik, hırs, açgözlülük değil tamamen senden alamadığı arkadaşlık desteğidir.
Paylaşılmadığı sürece sosyal ilişkiler yürümez. Haa herkesin pinti olduğu bir akradşa ortamı olur kimse kasılmaz "üff bir şeyimi isteyecek" diye ama o arkadşa ortamı da hiç bir zaman yakınlaşamayacak birbirlerine olması gerektiği kadar destek olamayacaklardır.
0
vecna
(27.10.08)
normal bence. fotograf makinesi laptop ipod cep telefonu gibi her an ihtiyac olabilecek seyleri (simdi analog ornek bulamadim, evdeki tek cd kalemi olabilir ama mesela?) paylasmayi ben de sevmiyorum hatta paylasmiyorum da. ama cep telefonu hibe etmisligim var mesela, psp ve wii paylasmisligim var (kullanmiyorum) ki hala arkadaslarimda ikisi de, sikayetci degilim eksikligini hissetmiyorum. ama fotograf makineni ver deseler hayatta vermem ya ertesi gun lazim olursa.
0
disq
(27.10.08)
(5)

laptopum takıldı !

orange coffee
ibm r50e laptopum. her zaman bilgisayarı kapamadan direkt kapağını kaparım log off misali. 10 dk önce falan yine kapadım lakin şu an açamıyorum.. yani kapağı açınca log in olamiyorum monitör açılmıyor falan.. log off yaptığımdaki gibi uyku modunda.. naabdıysam olmadı. ne oldu la buna:sna bu: http://
ibm r50e laptopum. her zaman bilgisayarı kapamadan direkt kapağını kaparım log off misali. 10 dk önce falan yine kapadım lakin şu an açamıyorum.. yani kapağı açınca log in olamiyorum monitör açılmıyor falan.. log off yaptığımdaki gibi uyku modunda.. naabdıysam olmadı. ne oldu la buna:s

na bu: www.pcpress.co.yu
0
orange coffee
(26.10.08)
fişten çek, pilini çıkar, tekrar pili takıp açmayı dene. yoksa büyük ihtimal hardware problemi.
0
mortifera
(26.10.08)
bencede pilini çıkar bi
0
enter saltman
(26.10.08)
pilini çıkartmak yerine kapanana kadar power düğmesine de basılı tutabilirsin.
0
kurukafa
(26.10.08)
canı istedi açıldı tekrar anlamadım valla..
teşekkür ederim yinede..
0
🌸orange coffee
(26.10.08)
kurukafa nin onerisini destekliyorum benim de basima geldi bu olay,
kapanana kadar kapatma dugmesine basip kapatinca sorun cozulmustu.
0
lejant
(27.10.08)
(5)

bu nası kedi lan?

pascha d
hacı ne kedisi bu arslan gibi..? türünü cinsini anlayan çıkar mı burdan?2006 yılında odtü çarşıda görülürdü bu yeleli kedi..
hacı ne kedisi bu arslan gibi..? türünü cinsini anlayan çıkar mı burdan?
2006 yılında odtü çarşıda görülürdü bu yeleli kedi..
0
pascha d
(26.10.08)
cok guzel bir Ankara kedisi diyorum
0
wyanet
(26.10.08)
safkan bi tür olduğunu sanmıyorum. yakın akrabaları kara ve kabarık tüylü kediler olan bir sokak kedisi.
0
robin crusoe
(26.10.08)
wyanet haklı.
siyah ankara kedisi (angora cat)
tüylerinin ucu kırmızıya çalar gibi, uzun tüylü Zenci kedi.
0
nicin ben
(26.10.08)
yele normal diosunuz yani?
0
🌸pascha d
(26.10.08)
e normal, kediler ve aslanlar ortak bir familyadan zaten.
0
kurukafa
(26.10.08)
(6)

DİSKOKİNGODİSCOKİNG

colonizer
Disko Kralı'nda arkaplanda Disko King yazısı başlıktaki gibi geçiyor sanırım. Bilinen bi kelime oyunu mudur bu? Nedi tam olarak bilemedim."God is Coking"
Disko Kralı'nda arkaplanda Disko King yazısı başlıktaki gibi geçiyor sanırım. Bilinen bi kelime oyunu mudur bu? Nedi tam olarak bilemedim.

"God is Coking"
0
colonizer
(26.10.08)
'coking' olsa bile o 'joking' gibi okunur sanırsam. o manaya geliyor olabilir.
ya da tanrı tüttürüyor manası da olabilir, ama saçma olur sanki öyle...
0
sirrikadem2
(26.10.08)
Ben de bilemedim tam olarak. Ortaya bi "O" koymuşlar ama neden.
0
🌸colonizer
(26.10.08)
Çok safça cevaplıyor olabilirim ama, o Kingodisco değil mi? King of Disco yani. Disko Kralı.
0
mabl
(26.10.08)
Hagaden onun gibi bir şeymiş sanırım. Ne yazmışım yalnız ha.
0
🌸colonizer
(26.10.08)
cevap: e) hepsi
0
kurukafa
(26.10.08)
Okan Bayulgen yine inceden inceden koca ulke ile tasak geciyor gibime geldi. Ama cok zekice bir davranis, takdir ettim.

Ince islerin adami.
0
vita vinum est
(27.10.08)
(8)

neden laptop faresi?

co2s2
soru çok basit.insanlar neden laptop faresi alırlar? neden o eziyete katlanırlar? neden eciş bücş tutarlar fareyi de bilgisayarı rahat rahat kullanamazlar. nerede bizim eski toraman farelerimiz?gören de sanır ki, laptop faresi ile normal fare arasında boyut olarak kat kat fark olduğu için çantaya fa
soru çok basit.

insanlar neden laptop faresi alırlar? neden o eziyete katlanırlar? neden eciş bücş tutarlar fareyi de bilgisayarı rahat rahat kullanamazlar. nerede bizim eski toraman farelerimiz?

gören de sanır ki, laptop faresi ile normal fare arasında boyut olarak kat kat fark olduğu için çantaya falan koymakta zorlanıyorlar. halbuki laptop faresi normal farenin olsun olsun yarısı olsun. kaldı ki laptoplar'ın çoğu yerlerinde sabit duruyor ve bir yere gitmiyor, fare de onlarla beraber sabit duruyor. hatta ve hatta, laptop bir yere gitse bile fare bırakılıyor.

çok küçük ve önemsiz bir konu gibi gelebilir ilk etapta ancak bu konuya takmış durumdayım. neden derseniz, bilgisayarı içindeki ram'i tutarak ya da işlemciye tıklayarak kullanmıyoruz. fareyle kullanıyoruz, klavyeyle kullanıyoruz. 2 gb yerine 1 gb ram alsak bilgisayar yarı hızda çalışmaz, ya da 20 çekirdekli işlemci almadık diye bilgisayar internete girmemezlik etmez ancak kötü bir fare ile bilgisayar kullanma hızımız düşebilir. hatta kötü bir klavye ile çok çok düşebilir (anekdot: birisine laptop almam gerekiyordu, çoğunlukla email ve word için kullanılacak. bayanı da yanıma alarak gittim mağazaya, teker teker denettim klavyeleri. hangisi daha iyi yazıyosa onu aldırdım, fiyata falan bakmadım)
0
co2s2
(25.10.08)
ben de merak ediyorum bunu. insan normal fareyi rahat rahat kullanmak varken neden ufacık şey ile parmaklarını kasar ki?
0
lemmiwinks
(25.10.08)
benim için tam tersi. O koca fareyi kullanmak bi derttir. o minyon fare ile çok rahat ediyorum. ÖZellikle microsoft marka farelerle.
0
alkolik imam
(25.10.08)
ufak fareleri büyük farelerden çok çok daha rahat buluyorum. bilek bir yerde sabit parmaklar ile kolayca hareket edebiliyorum ki bu bence çok şık bir olay. tşk.
0
kurukafa
(25.10.08)
ben uzun yıllar "normal" tabir edeceğimiz boyutta fareler kullandım. daha sonra laptop alınca gördüm ki harbiden zor bu normal fareleri taşıması yahu. neyse gittim a4tech'in süper bi modelini aldım. öyle mikro düzeyde küçük değil, ama küçük yine de. şimdi mutlu mesut yaşıyoruz kendisiyle, internet kafeye gitmem gerekti mi zorluk çekiyorum o "normal" farelerle. elim de baya büyüktür diyebilirim. ama alıştım bi kere. ha şunu da söylemeden geçemeyeceğim, bazı laptop fareleri cidden çok küçük oluyo, ben de akıl erdirebilmiş değilim. kızlar için felan heralde daha çok:)
0
jangara
(25.10.08)
daha kolay taşınıyor masada fazla yer işgal etmiyor kablosuzsa tadından yenmiyor
www.hepsiburada.com
bende böyle bişey var aşırı memnunum yani laptop için
desktopta ise a4 tech x7 gaming var
0
buffy de vampir sayilir
(25.10.08)
laptop u temel amaci, yani mobilite icin kullaniyorsunuz, cantanizda ve uygunsuz calisma ortamlarinda cok yer kaplamadigi icin tercih edilir..
0
murat mc
(25.10.08)
Taşınabilir bilgisayarı gerçekten taşımak isteyenlerin tercihidir çünkü. Laftan da anlaşılacağı gibi çanta yerine kılıf kullanıp adaptör bile taşımak istemeyenler için masaüstü farenin nereye sokulacağını bulmak büyük bir sorun. Ayrıca genel kanının aksine çok büyük farelerde ergenomi sorunu olabiliyor; orta ve işaret parmaklarının arası fazla açıldığından kullanım sonrası elde ağrı yaşanabiliyor. Dolar fırlamadan önce şöyle bir şeyler almıştım ve şu an epey memnunum...
www.hepsiburada.com
0
metal revolution
(25.10.08)
eski farelerin normal olduğunu kim söyledi, bence şimdiki laptop fareleri el anatomisine daha uyumlu. Donanımcılar sonunda uygun boyutu buldu kanımca, bi de şu var benim elim küçük kardeşim:D
0
ukeladümbelek
(26.10.08)
(3)

windows etkinlestirme.

dodocan
merhaba,gecen gun yeni bir pc aldık , daha onceden kullanmıs oldugumuz (orjinal wındows surumu yuklu olan) bu hard diski ,yeni aldıgımız pc taktık.fakat windows donanımınızda değişiklikler oldu ,windows etkinlestirmeniz (3 gun var) gibi yazı cıkmaya basladı.ve pc icinde onemli bilgiler var ,biz de
merhaba,
gecen gun yeni bir pc aldık , daha onceden kullanmıs oldugumuz (orjinal wındows surumu yuklu olan) bu hard diski ,yeni aldıgımız pc taktık.
fakat windows donanımınızda değişiklikler oldu ,windows etkinlestirmeniz (3 gun var) gibi yazı cıkmaya basladı.
ve pc icinde onemli bilgiler var ,biz de orjinal windows cd bulamıyoruz .ben netten buldugum bir seri numarası ile tekrar etkinlestrimeye kalksam sonuc ne olur. eskı seri ile bu calısıyo diyip pc kitler mi?
yada ne yapmamız lazım bir yardım.
0
dodocan
(25.10.08)
öncelikle yeniden kurmadan bir harddiski yeni bilgisayara takıp xp kullanmak pek sağlıklı değil. genelde bir sorun çıkacak ise hiç çalışmaz ama dikkatli olmakta fayda var. özellikle önemli işlerde kullanıyorsanız en kısa sürette format atın derim. bu bir...

bilgisayarı değiştirdiğiniz için donanımın değiştiğini algıladı ve yeniden aktivasyon istiyor bu normal. Eğer windowsu en son kuralı ve aktive edeli uzunca bri süre geçtiyse(sanırım 6 aydan fazla) direk aktive et diyebilirsin, büyük ihtimalle kabul edecektir. Kabul etmezse, bu seri numarası ile maksimum aktivasyon limitini aştınız falan gibi bir şey derse bilgisayara bir şey olmaz 3 gün daha çalışmaya devam eder.

Dediğim gibi, aktive olmayı kabul etmezse, orada söylendiği gibi telefon ile microsoftu arayıp manual olarak aktivasyon şifresi almanız gerekiyor. Bu da sancısız bir işlemdir aslında. Ama bütün bu işlemin toplamına "paranla rezil olmak" denir. O ayrı...

Internetten windows aktivasyonu için banlanmamış bir xp şifresi bulmak demek yolda yürürken 100$ bulmak demektir, halihazırdaki seri numarayı değiştirmeyin.

Ha bir de, bilgisayara orijinal windowsu kurarkenki seri numarası bilgisayarda kayıtlıdır, çeşitli programlar veya aktivasyon ekranından(kabul edilmezse) görmeniz mümkündür. Windows CD'sini bulmak hiç bir işinize yaramaz.

Son olarak, bu işlemi yaptıktan sonra harddiski eski bilgisayara takarsanız yine aktivasyon isteyecektir. Ama online olarak kbul etmez 6 ay(emin değilim tam süreden) geçmeden.
0
kurukafa
(25.10.08)
windows versiyonundan bahsetmemissiniz ama;

(git: #16836) belki isinize yarayabilir. sayet xp degil de vista ise su sonuclarin arasinda onun da yaniti var...

www.eksiduyuru.com
0
entrapmen
(25.10.08)
xp ya da vista farketmez.
halledemediyseniz bana mesaj atin tamam.
0
trimpot
(25.10.08)
(8)

sigara ve zararları

tabudeviren
bazı sitelerde görürüz. adam/kadın sigara içtiği için kolu bacağı kesilmiş / sesi gitmiş. makineyle konuşuyor.böyle örnekleri görünce aklıma bizim eski komşu geliyor.adam sabahtan akşama kadar fabrika dumanı gibi tüterdi.üstelik maltepe içerdi. günde 1 paket, belki daha fazla.adama hiçbir şey olmazd
bazı sitelerde görürüz. adam/kadın sigara içtiği için kolu bacağı kesilmiş / sesi gitmiş. makineyle konuşuyor.

böyle örnekleri görünce aklıma bizim eski komşu geliyor.
adam sabahtan akşama kadar fabrika dumanı gibi tüterdi.
üstelik maltepe içerdi. günde 1 paket, belki daha fazla.

adama hiçbir şey olmazdı. sadece öksürürdü o kadar.
70-80 arası bir yaşta öldü. o da kalp krizinden mi tansiyondan mıydı neydi.

sigara bazı kişileri etkilemiyor mu acaba?
0
tabudeviren
(24.10.08)
genetik olarak bazılarının çok şanslı olduğu söyleniyor. Sanırım bu da o gruba dahil.
0
alkolik imam
(24.10.08)
dudak tiryakisiydi belki de...
0
goodbyecruelworld
(24.10.08)
annemde 30 sene maltepe içtikten sonra 2 ay önce 47 yaşında öldü .
0
buffy de vampir sayilir
(24.10.08)
hiç sigara içmeden genç yaşında kanserden ölen de bir sürü kişi var. genetik. kimilerinde uyanması kolay ama belki de sigara içmeden hiç uyanmayacak bri mekanizmayı tetikliyor, kimisinde böyle kansere yol açacak bir mekanizma yok, kimisi de içse de içmese de yakalanıyor, yapacak bir şey yok.
0
kurukafa
(25.10.08)
dünyanın adaletsizliğine bir başka örnek daha işte. komik oldu.
0
insanimsi
(25.10.08)
sigaranın oldukça ciddi bir zararı da zaten damar sertleşmesi yaratması ve buna bağlı yüksek tansiyondur. bu da uzun vadede kalp krizi riskini oldukça arttırır. allah gecinden versin tabii, gösterilen örneklerde olduğundan daha uzun yaşamış ne mutlu ama ölüm sebebi sigaradan bağımsız diyemeyiz.
0
burfak
(25.10.08)
Kanserlerde genetik yatkınlık direkman en önemli etkenler biridir. Mesela Akciğer Kanseri'nde 3 önemli etken Genetik/Sigara/Çevresel Faktörler'dir. Sigara, içen herkesi etkiler ama bazısında kolayca kansere yol açar, bazısında seneleri alır. Ama illa ki etkiler.
0
there is nothing left for me
(25.10.08)
Daha önce yazılanlardan farklı olarak kol bacak kesilmesi olayları için şu kaynağı öneririm:

en.wikipedia.org
0
hlathguth
(29.10.08)
(6)

İnternet Yasaklamalarına Karşı Yasal Eylem

teritori
Bunu nasıl bir platform altında gerçekleştirebiliriz?Yeter artık. Birer birer özgürlüklerimiz kısıtlanıyor ve bizler hala klavye delikanlılığı yaparak ve ktunnel, vtunnel, opendns gibi kullanarak karşı çıkıyoruz.İnternet üerinde yapılan propagandalar asla işe yaramaz. Bir şekilde herhangi bir meydan
Bunu nasıl bir platform altında gerçekleştirebiliriz?
Yeter artık. Birer birer özgürlüklerimiz kısıtlanıyor ve bizler hala klavye delikanlılığı yaparak ve ktunnel, vtunnel, opendns gibi kullanarak karşı çıkıyoruz.
İnternet üerinde yapılan propagandalar asla işe yaramaz. Bir şekilde herhangi bir meydanda toplanılıp bir eylem yapılmalı ki gündeme gelsin konu. kaldı ki internette bile vatan veya ntvmsnbc dışında nerede gördünüz bunun haberini?

Buradan hak hukuk bilen arkadaşlara ciddi bir şekilde soruyorum, nasıl yapılır, gerçekleştirilir bu eylem?
0
teritori
(24.10.08)
dinomazu
(24.10.08)
internet konusunda bir meydanda toplanıp eylem yapılması şu an için bana biraz uzak bir ihtimal gibi geliyor. şu anda gerçekten bundan daha önemli problemlerimiz var ülke olarak ve o kadar şey için organize bir eylem yapılamazken, internet sansürü hakkında yapılacağını zannetmiyorum..

umarım yanılıyorumdur.
0
co2s2
(24.10.08)
internet sansürlerine karşı eylem fikrimin temel noktası sadece bir gruba hitap edecek bir eylem olmayacak olması. ha belki sadece akp kanadından destek görmez ama çok farklı açılardan insanlar toplanabilir.

gerçi bir yandan da düşünüyorum da daha mantıklı düşünmesi gereken genç toplumda youtube yasağını savunan insanlar gördüm. önce eylemi içten, derinden başlatmak sanırım en mantıklısı.
0
🌸teritori
(24.10.08)
olay yasama tarafında yapılacak bir müdahale ile çözülebilir. bence seçimlere kadar beklemek lazım, seçimler yaklaşırken daha yüksek sesle bu konunun meclis gündemine gelmesi sağlanabilir. sonuçta infazlar yasalara göre yapılıyor.
0
dreamkeeper
(24.10.08)
benim aklıma insan hakları mahkemesi geldi ama ne anlarım ki o işlerden
0
yuto
(24.10.08)
Yasadaki açıklardan faydalanarak bu işi yaptıran kişiler kendilerince bri avukat ordusuna para akıtıyorlar bildiğim kadarıyla. bu durumda karşı bir hareket için bu işle ciddi olarak ilgilenecek ve yasa bilen birinin veya birilerinin (bir avukat) hatrı sayılır bir çaba göstermesi gerekiyor anladığım kadarıyla.

tabi bu işi yapacak kişilerin bir yandan geçinmesi de gerekiyor, yani desteklenmesi gerekiyor. yasal olarak hakkımızı ülke içinde ve dışında arayacak kişilere maddi ve manevi olarak destek olabileceğimiz bir platform olabilir gibi geldi aklıma. yani en azından ben şahsen böyle bir örgütlenme durumunda bizi yasal zeminde temsil edecek kişiye bu desteği vermeyi isterdim.
0
kurukafa
(25.10.08)
(6)

Sans Faktorunun en az Oldugu Oyun / Spor

ermanen
Sans Faktorunun en az oldugu oyun veya spor hangisi? Oyunlarda satranc gibi geldi, sporlarda da dovus sporlarindan biri gibi geliyor ama hangisi olabilir?
Sans Faktorunun en az oldugu oyun veya spor hangisi? Oyunlarda satranc gibi geldi, sporlarda da dovus sporlarindan biri gibi geliyor ama hangisi olabilir?
0
ermanen
(24.10.08)
oyunlara briç de ekleyebilirsin, sporlara da atletizm tadında şeyler...
0
dinomazu
(24.10.08)
oyun olarak go'da da şans yok pek.
0
insanimsi
(24.10.08)
Karşılıklı icra edilen(iki kişilik) sporlar olsa gerek(ama topsuz olmalı)... Şans kısmı sadece rakibe bağlı oluyor, yani rakibin hata yapması...
Evet satranç iyi bir örnek, keza boks da öyle(ha boks spor mudur orası ayrı).
0
late viper
(24.10.08)
Şans konusuna bakış açısına göre oldukça değişkenlik gösterebilir.
Mesela "yazı tura oyunu" desem, tamamen şans dersiniz, ama determinist bir düzene inanıyorsanız aslında yazı mı tura mı geleceği bellidir, ve mikro ölçekte beyne indiğinizde aslında sizin yzıyı mı turayı mı seçeceğiniz de bir çeşit kimyasal prensipler vasıtası ile kaçınılmaz bir şekilde bellidir.

bu durumda ortada "şans'a dair" hiç bir şey kalmıyor.

fakat bu durumun non-lineer yapısı sebebiyle, parametrelerini ve işleyişini kesinlikle bilemediğimiz için önceden belirlenmesi imkansız bir sonucu olacağını bu yüzden buna basitçe "şans" diyebileceğimizi savunabilirsiniz, bu durumda orhan babanın dediği gibi "bence sen de haklısın" kardeşim derim. derim amma eklerim:

madem yazı tura oyununda hangi yüzü seçeceğin, ve parayı atan kişinin parayı tam olarak nasıl atacağını dikte eden bedensel yapıyı harekete geçiren beyin bize göre lineer olmayan prensiplerle çalıştığından ve sonucunu tahmin edemeyeceğimizden buna "şans" diyebiliyoruz, o zaman satranç da bu perspektiften tamamen bir şans oyunu oluverir. tarafların bir strateji yerine diğerini seçmesi tamamen böyle doğrusallıktan uzak bir proses sonucu vuku bulmaktadır çünkü. ve durumu etkileyen bir çok dış etken de vardır.

burada amacım yazı turaya "şans oyunu değil" veya satranca "abi tamamen şans oyunu ya" demek değil tabii ki. amacım "şans faktörü" denen şeyin tek başına "bilinç" kavramından ayrılamayacağını, bakış açısına göre değişebilmekle birlikte hemen her zaman birbirlerinin içindeo lduklarını vurgulamak. ben sadece bu açıların ekstrem uçlarından iki örnek dile getirdim.
0
kurukafa
(24.10.08)
Abi isin felsefesini baska soru da soracaktim:)
0
🌸ermanen
(24.10.08)
yüzme geliyor aklıma. kapalı havuzda olacak ama:) akıntı yok, rüzgar yok bişey yok. tamamen sporcunun performansı ile ilgili. ha adamın koluna bacağına kramp girer, gözü kararır, kalp krizi geçirir, onları çoğu spor dalında olan riskler olarak değerlendirirsen eleyebilirsin..
0
jangara
(24.10.08)
(5)

mac book pro'da türkçe klavye sorunu

danimarkaprensi
Sayın Romalılar,Yeni alınan Mac Book Pro'nun klavyesinin Türkçeleştirilmesi için ille servise mi gitmek gerekir? Yoksa başka bir yolu var mıdır? Varsa nedir, yoksa kaç paradır... duyan bilen varsa yardım için itiniyla minnetar olunur.
Sayın Romalılar,

Yeni alınan Mac Book Pro'nun klavyesinin Türkçeleştirilmesi için ille servise mi gitmek gerekir? Yoksa başka bir yolu var mıdır? Varsa nedir, yoksa kaç paradır... duyan bilen varsa yardım için itiniyla minnetar olunur.
0
danimarkaprensi
(23.10.08)
Türkçeleştirmekten kastınız nedir?

Donanımsal olarak mi? Yazilimsal olarak mi?
0
helenart
(23.10.08)
Klavyemdeki "ş,ğ,ı,ü" gibi karakterlere bastığımda bunların çıkmasını nasıl sağlayabileceğimi merak ediyorum. Çünkü şu an bunlara başka karakterler atanmış durumda. ş' ye noktalı virgül, ç'ye nokta gibi...
0
🌸danimarkaprensi
(23.10.08)
system preferences --> international --> input menu
buradan klavyenize uygun layoutu seçin.
ücret: 20$ paypal ile yollayın pls ltf tşk.
0
kurukafa
(23.10.08)
ben bakındım bayağı bulamadım 90 euro +kdv gibi bi fiata değiştirdim serviste.
0
cizgilipijama
(24.10.08)
$u şekilde oluyor. Klavyenizin karakter setini "Turkish - QWERTY PC" olarak seçerseniz. klavye üzerinde olmamasına rağmen bu tuşları daha önce oldukları yerlere basarak kullanabilirsiniz.

[Not: Klavyeniz F klavye ise durum değişir. Sadece Q klavye için geçerlidir bu çözüm. Sonuçta kimsenin klavyesinde o harfler yok =o)]
0
gunes yanigi olan penguen
(24.10.08)
(10)

Cırcıra çözüm?

sifatsiz
arkadaşlar pazar gününden beri acaip bir şekilde cırcır olmuşum. gün içinde sürekli haşlanmış patates yiyorum ama hiç bir etkisini göremedim zaten rengide garip çıkan şeyin kahverengi değil bildiğin koyu sarı gibi ne yapacağımı bilemedim karnımda çok fena ağrıyor sürekli birşeyler fokurduyor sanki m
arkadaşlar pazar gününden beri acaip bir şekilde cırcır olmuşum. gün içinde sürekli haşlanmış patates yiyorum ama hiç bir etkisini göremedim zaten rengide garip çıkan şeyin kahverengi değil bildiğin koyu sarı gibi ne yapacağımı bilemedim karnımda çok fena ağrıyor sürekli birşeyler fokurduyor sanki midede. ilk defa daha demin yoğurt yedim etkisi olurmu? ayrıyeten ne yemek ne içmek gerek dursun bu meret artık bi el atı verseniz...
0
sifatsiz
(22.10.08)
aratin burda 'ishal' diye birkac baslik var. klasik kahve - limon da yazayim.
0
pyro clustic flow
(22.10.08)
Kahve-limon iyi gelir cırcıra, tadı fenadır ama ilaç niyetine yutulabilir bu illetten kurtulmak için. 1 kaşık Türk kahvesine biraz limon sıkıp, hoop yutuyoruz:)
0
dinza
(22.10.08)
Uc gun ishal mi olur yahu? Hemen eczaneden ilac alin. Yarina gecmezse klinige falan gidin.
0
wpi
(22.10.08)
Leblebi,

Avuç avuç leblebi.

Patlayana kadar leblebi.

İlle de leblebi.
0
the bourgeois
(22.10.08)
mikrobik ishal ise antibiyotik tedavisi gerekir, ağrı falan da varsa muhtemelen öyledir. ufak bir dışkı testi isterler sonra antibiyotik tedavisi.

ilaç ile falan ishali durdurmaya kalkma sakın. vücudun sürekli dışarı atarak bir şey ifade etmeye çalışıyor. bir savunma mekanizması olarak düşün. (günlük bağırsak anormallikleri için geçerli değil tabi bu dediğim)

günlük falan bir şey olsa bişey değil de 3 gündür sürüyorsa doktora gitmelisin muhakkak yani.

imza: böyle iki kere amipli dizanteri geçirmiş biri.
0
kurukafa
(22.10.08)
kola+aspirin ishale kesin çözüm
0
merope
(22.10.08)
eger mikrobik ishalse oyle kahve-limon, gazoz-aspirin ile falan gecmiyor. ben tam 13 gun ishal oldugumu bilirim, kullanmadigim ilac kalmadi, gecmedi de gecmedi. ta ki arkadasim adana'dan salgam getirene kadar; 1 bardak ictim, 36 saat sonra afedersin monument/2 gibi sictim.
0
osuruklu
(22.10.08)
Bir tatlı kaşığı çay evet bildiğimiz çay ancak pişmemiş, demlenmemiş tavşan kanı olmamış halinden :) kuru çayı yiyin anında keser. not:doktor değilim :)
0
from brain to fingers
(23.10.08)
Ben derim ki; siz bağırsak enfeksiyonu geçiriyorsunuz. Dolayısıyla da, doktora gitmeniz yararınıza olur. İshal bir-iki günden fazla sürerse tehlike arz eder zaten. Sizinki ise dört gün olmuş. Derhal doktora gidin bence.
0
nuage
(23.10.08)
(git: 38426) payro'nun bahsettiği başlıklardan biri.
0
light beam
(23.10.08)
(4)

Sesi yazıya çeviren program

bitter moon
arkadaşlar Türkçe, sesi yazıya çeviren bir program arıyorum .hepinize şimdiden teşekkürler.
arkadaşlar Türkçe, sesi yazıya çeviren bir program arıyorum .
hepinize şimdiden teşekkürler.
0
bitter moon
(22.10.08)
verimli anlamda bunu yapabilen program olduğunu zannetmiyorum. yıllardır efsaneler dolaşıyor etrafta ama hala bir dengaver program çıkmadı.
0
co2s2
(22.10.08)
bunu yapabilen wordspotter adında bir yazılım var. hali hazırda kullanıyoruz. ama maalesef sadece yazılım olarak bulunmuyor. xspeech markalı bir ses kayıt cihazı içinde çalışıyor. ben de aradım zamanında ama bulamadım standalone halini.
www.bircom.com
0
sefapezevengi
(22.10.08)
üniversitedeyken bu işten para kazandığımız olmuştu.
yani kongrelerde filan konuşma yapan adamların konuşmalarını yazıya geçiriyorduk dinleyip dinleyip. kulaklarımız mikiliyodu valla. zor iş. transkripsiyon deniyor bu işe. böyle aratırsan belki bir şeyler çıkar ama olsaydı onlar kullanırdı heralde. ya pahalı ya da yeterince iyi değillerdir. şimdilik.. ya da 4-5 senede çok şey değişmiş de olabilir tabi.
tıp çok gelişti.
0
insensitive
(22.10.08)
Malesef Türkçe için böyle bir uygulama yok. Yapmak için biraz ARGE ve para gerekiyor ve kimse bu işin altına layıkı ile girmiş değil. İngilizce istersen, dendiği gibi işletim sistemleri ile bütünleşik geliyor artık.

Yakında GVZ böyle bir şey çıkartacak diyorlar ama bilemiyoruz.

Yok yani.
0
kurukafa
(22.10.08)
(4)

bittorrent hatası (bsod)

quanta
merhaba son bir kaç gündür bittorrent ten bir şey indirmeye başladıktan kısa bir süre sonra sistem aşağıdaki hatayı veriyor.DRIVER_IRQL_NOT_LESS_OR_EQUAL (mavi ekran)msconfig ten baktım eternet kartım usb denetliyicilerinden biriyle irq paylaşıyor denetliyiciyi kaldırdım ama yine aynı hatayı aldım.
merhaba son bir kaç gündür bittorrent ten bir şey indirmeye başladıktan kısa bir süre sonra sistem aşağıdaki hatayı veriyor.

DRIVER_IRQL_NOT_LESS_OR_EQUAL (mavi ekran)

msconfig ten baktım eternet kartım usb denetliyicilerinden biriyle irq paylaşıyor denetliyiciyi kaldırdım ama yine aynı hatayı aldım.

eternet kartımın sürücüsünü güncelledim ama durum değişmedi.

ikisini birden yaptım yine bsod yine bsod.

bu sorun daha önce de olmuştu ama sonra kendiliğinden düzeldi. bu sorunu sağlayacak veya düzeltecek herhangi bir değişiklik yaptığımı hatırlamıyorum. sanırım anakartta bir sorun olabilir belki..

evet arkadaşlar bi el atıverinde toparlayım aleti.
0
quanta
(22.10.08)
bu bir bios update falan yapmadıysan %90 olasılıkla(dikkat küsüratlı olasılık vermedim) bir donanım sorununa işaret eder. memtest ile bir ram testi yap bakalım.
0
kurukafa
(22.10.08)
bende öyle düşünüyorum soruyu yazdıktan sonra bilgisayarı açtım biraz tozunu aldım ve nerdeyse 1 saattir sorunsuz çalışıyor.
0
🌸quanta
(22.10.08)
evet ram hd gibi parçalardaki arızalar, sadece o bölgeye erişildiğinde kendilerini gösterirler. yani bilgisayarın bıraktığın halde 10 sene de sorunsuz çalışabilir ama oraya bir şey denk geldiğinde gidecektir yine :)
0
kurukafa
(22.10.08)
ram hatasi bu.
ben de karsilasiyorum arada.
0
trimpot
(22.10.08)
(6)

Af olaylari ile ilgili.. kafam karisti, nedir durumum?

la traviata
hemen olaya giriyorum uzatmadanelimizdeki malzemeler,* 1999 yilinda uludag uni'de iktisat okumaya basladim.* 2003 yilinda, istanbulda bir lisans programini kazaninca,yani konservatuvari, iktisattan kaydimi aldirdim mezun olmadan ve istanbulda kayit yaptirdim. (bu sirada yanimda verdigim derslerin tr
hemen olaya giriyorum uzatmadan

elimizdeki malzemeler,

* 1999 yilinda uludag uni'de iktisat okumaya basladim.
* 2003 yilinda, istanbulda bir lisans programini kazaninca,yani konservatuvari, iktisattan kaydimi aldirdim mezun olmadan ve istanbulda kayit yaptirdim. (bu sirada yanimda verdigim derslerin transkriptini de aldim geldim, ilk iki senenin derslerinin tamamini vermistim nerdeyse, sonraki dersleri umursamamistim kopmustum okuldan)
* su an yeni okulumda son senem, bu sene mezun olacagim.
* bundan 2 sene once, acikogretim fakultesinin yetkililerine gittim ve dedim ki "bir lisans programi okunurken bir yandan acikogretim de okunuyormus. ben de dolayisiyla istanbulda kendi okulumda okurken, ayni zamanda acikogretimden iktisati bitirebilir miyim" dedim, adamlar evet dediler. fakat sorun su ki, elimdeki transkriptteki hic bir dersi kabul etmeyeceklerini, bastan baslamam gerektigini soylediler (bu kisim ayri bi hastalikli durum)

ve simdi af cikti
bu aftan benim yararlanma sansim var mi?
yani uludag uniye kayit yaptirip, sonra dikey gecis ile kaydimi acikogretime aldirsam ve verdigim dersleri vermis kabul ettirsem?

ama uludaga kayit yaptirmak icin varolan okulumla ilisigimi kesmem gerekiyor degil mi?
eger hal boyleyse, af hakkim ilerde baki kalir mi ben mezun olduktan sonra?

2 lisans programi arasinda askere gitme zorunlulugu var bir de degil mi?

naapsam bana bir cozum onerseniz, iki diploma istiyorum.
0
la traviata
(21.10.08)
aftan tabii ki yararlanabiliyorsun. bir okul kayıt yaptırman için diğerinden kaydını sildirmen gerekmiyor bildiğim kadarıyla. kayıt yaptırdıktan sonra kaydını dondurabilyormuşsun. açık öğretime geçiş imkanı varsa onu da yaparsın.

af hakkı af kanunu gazetede yayınlandıktan sonra 2 ay içinde başvurunca oluyor, 2 ay sonra hak bitiyor.

şimdi www.ogrenciaffi.org da forumda sorabilirsin bunu. yoneticiler baya tecrübeli bu sorulara daha doğru cevap verebiliyorlar. zaten onlar durmadan meclise gidiyorlar filan. yasanın çıkmasında ve tasarıda çok etkili olmuşlar, valla cin gibi çocuklar.
0
mea maxima culpa
(21.10.08)
ya kan ter icinde yuzlerce sayfalik iktisat, isletme, envanter, hukuk o bu su derslerini verip bir devlet universitesinde, sonra da acikogretimde ayni isimli dersler yerine saydiramamak sacmalik degil mi? tersi olsa anlarim da?
0
🌸la traviata
(21.10.08)
@mrtksn

iste bunun baska bir cozumu var mi diye dusunuyorum. cikmazdayim bu durumda sanirim?

gerci simdi dusunuyorum da, dün "keske af seneye ciksaydi" demistim. mezun olurdum en azindan diye dusunmustum.
ama seneye cikmis olsa bile, askere gitmeden once kayit yaptiramayacagima gore, seneye cikmis bir af da isime yaramayacak?
0
🌸la traviata
(21.10.08)
aynı anda iki lisans programına(biri açıköğretim olmadığı sürece) kayıtlı olamıyorsun. bu durumda uludağa af ile geri dönüp bitirebilmen için: konservatuarı bırakman veya konservatuardan mezun olman gerekiyor.

konservatuarı bırakırsan sanırım aftan yararlanıp uludağ'a sorunsuz olarak devam edebilirsin, ama tabii bu durumda konservatuar diploaması almazsın.

konservatuarı bitirdikten sonra ise yaşına göre(29 u bulmadıysan) 2 sene tecil hakkın var. Fakat bir lisans programına kaydolmak istersen bu tecil hakkı gidiyor, izin vermiyorlar diye biliyorum. yani konservatuardan mezun olduktan sonra 4 senelik bir fakülteye devam için askerlik şart olmalı. fakat 2. sınıftan itibaren devam edeceğin için bir şans verirler mi bunu sormak lazım.

Açıköğretim ise 4 senelik bri okul bitirdikten sonra askerliği tecil etmiyor artık. Yani şöyle özetleyebiliriz: konservatuarı bitirdiğin takdirde, yüksek lisans yapmadığın sürece 2 sene sonra askersin, ve yeni bir lisans programına başlayamıyorsun(açıköğretim dahil, başlasn da askerliğine mani olmuyor). Yani istediğin şey için(iki diploma) pek çıkar yol göremiyorum, üzgünüm.

Kolay gelsin
0
kurukafa
(21.10.08)
80 dogumluyum. bu durumda o dedigin tecil olayinda da patlama imkanim var mezun olurken sanirim : )
isin daha da komigi, benim su anki okulumun unutkanligi yuzunden (ya da baska sebep bilmiyorum) 2 kere de asker kacagi oldum bu son egitim surecimde. kanitladik falan tabi ama, dosyam cok komik bir hal aldi askerlik subesinde. o yuzden artik bana hicbi konuda izin vermezler.

yine de arastiracagim bu konuyu.
tesekkurler tum cevap verenlere.
0
🌸la traviata
(21.10.08)
dediğim sitede forumda sor.

misal yarın mecliste konuşulurken askerlikle ilgili madde değiştirilebilir. bunu konuşuyorlar günlerdi forumda.
0
mea maxima culpa
(21.10.08)
(3)

bisiklet (nasil, ne marka)?

anneke
arkadaslar bisiklet tecrubesi yazlik yerlerde surus yapmayi gecmemis bir insana ne tip bi bisiklet almayi onerirsiniz?ayrintilarindan pek anlamadigim icin, hem surus konforu rahat hem de yokus cikarken -bilkent'te kampus ici kullanmayi dusunuyorum ve her yer yokus burada- beni zorlamayacak, yagmurda
arkadaslar bisiklet tecrubesi yazlik yerlerde surus yapmayi gecmemis bir insana ne tip bi bisiklet almayi onerirsiniz?

ayrintilarindan pek anlamadigim icin, hem surus konforu rahat hem de yokus cikarken -bilkent'te kampus ici kullanmayi dusunuyorum ve her yer yokus burada- beni zorlamayacak, yagmurda camurda problem yaratmayacak, kafama esti mi bilkent-odtu yapabilecegim, hafif bir bisiklet almak istiyorum.

onerebileceginiz modeller var mi?

bir de yerden kar kalkmasa da -malum ankara- kisa mesafelere gidip gelmek istiyorum aldigima gore; ince lastik daha mi mantikli olur? ince lastigin yokus cikarken dezavantajı, kaymasi bi seyi olur mu?

ankara'da bildiginiz electra bayiisi var mi (townie 21 commuter modelini tavsiye edenler oldu)?

geotech city bike fiyat olarak cok uygun ama cok mu agir gelir?

300-500 arasi bir seyler vermeyi dusunuyorum bu arada.

simdiden tesekkurler.
0
anneke
(21.10.08)
bütçenize uygun hafif bir bisiklet bulmanız çok zor. günümüzde hafif bisikletlerin (ki burada hafiflik 11 kilo ve altı olarak baz alıyorum) fiyatları 1500 ile 10000 ytl arasında, çeşitli yelpazelerde satılmakta.

ben city bike'ı ülkemize çok uygun bulmuyorum. bu bisikletler mtb ile yol bisikleti arasında şehirde kullanılmak için tasarlanmış olup, bisiklet yolunda kullanılmaya musait bisikletlerdir. yani oyle kaldırımdan inmeye pek fazla gelmezler. ayrıca mtb formuna sahip olmadığı için kadro yapısı itibariyle gereksiz ağır olurlar.

bu yüzden mtb almanızı tavsiye ederim. sonuçta mtb ye de çamurluk takabilir ve yağmur çamurdan korunabilirsiniz. delta bisiklette çeşit çeşit mtb çamurluğu bulunmaktadır.

ben city bike'tan çok anlamam bu yuzden tavsiyemi bütçenize uygun mtb'lerden yana yapacağım.

ya sedona 751 ya da geotech ascent alın. bütçenize en uygun seçenekler bu iki bisikletlerdir.

ikisi arasında kararsız kalırsanız servis ağı ve müşteri memnuniyeti açısından geotech'i tercih edebilirsiniz. delta bisiklet bu konuda çok iyidir.
0
ayanux
(21.10.08)
(bkz: trek)
genelde pahalı ama 500 civarı olup da çok hafif kaliteli bisikleti de var.satan bi yer bulunca bakınız bence.
0
dunyanin en gereksiz adami
(21.10.08)
sedona borla derim.
0
kurukafa
(21.10.08)
(7)

Çakmak alevindeki renk farkı

kurukafa
Cevabını az çok kestirebiliyorum ama daha güzel fiziksel bir açıklama getirir biri belki.Çakmağı çaktık, ateş yandı. Dibi mavi üstü sarı böyle ne güzel... nedir bu renk olayı?
Cevabını az çok kestirebiliyorum ama daha güzel fiziksel bir açıklama getirir biri belki.

Çakmağı çaktık, ateş yandı. Dibi mavi üstü sarı böyle ne güzel... nedir bu renk olayı?
0
kurukafa
(21.10.08)
mavi kısmın sıcaklığı 1400 derece iken kırmızı 800 derece filan. sıcaklık değişikliği ile ilgili.

bunun nedeni de ateş yanarken yanlardan ve alttan oksijeni bol hava çekiyor. ve bu hava karbondiyoksiti gittikçe bollaşarak yukarı doğru çıkıyor. mavi kısım en sıcak kısım bu nedenle.
0
mortifera
(21.10.08)
@mortifera, ben mavi kısmı sarıdan (turuncu değil mi bu?) soğuk olarak biliyordum. kaynak maynak gösteremem ama öyle biliyordum işte.
0
insanimsi
(21.10.08)
mortifera
(21.10.08)
hmm. yanlış biliyormuşum.
0
insanimsi
(21.10.08)
peki o zaman bu benim annemin "ocak bugün çok alevli(sarılı) yanıyor tüp bitecek" teorisini doğruluyor sanırım. tüp gazının son demlerini verdiğinden o kadar da sıcak olamıyor ve her zamanki mavi ucu az sarı yerine daha böyle sarılı sarılı yanıyor.

peki tüp neden hep pazar günleri biter?
ehe ehe hayır, o soruyu başka bir zaman sorucam. çıkabilirsiniz.
0
🌸kurukafa
(21.10.08)
mortifera'nin verdigi link'teki cevapta bir link var; isin kimyasini, pirolojisini bile aciklamis:
www.straightdope.com
0
ermanen
(21.10.08)
ışığın doğasından dolayı çünkü. ışık, mor'dan kırmızı'ya kadar renklere ayrılabilir (mor-mavi-yeşil-sarı-turuncu-kırmızı). ışığın dalgaboyuyla ilgili bunlar. mavi'nin dalgaboyu daha düşük, enerjisi yüksek. dolayısıyla daha sıcak. ondan ötesi herkesin bildiği mor ötesi ışınlar oluyor. (daha da gerisinde x-ışınları, gama ışınları var, ki enj'leri o kadar büyük ki uzun süreli maruz kalındığında hücreyi kanserli hücre yapıyor fln).

mor'dan kırmızıya doğru gidildikçe dalgaboyu artar, enerji düşer (yani sıcaklık düşüyor). kırmızıdan sonra da kızılötesi, mikrodalga ve en son radyo dalgaları var. radyo dalgalarının boyu metrelerce olabiliyor hatta. bunların da enj'si çok düşük fln işte. yıldızlarda da öyle. kırmızı parıldayan bir yıldız nispeten soğuktur (Güneş'ten soğuk). mavi parıldayan ise çok yüksek sıcaklıklardadır.
0
deckard
(21.10.08)
(3)

flv videolara watermark nasıl gömerim?

beni birak saraba bak dayi
arkadaşlar ben elimdeki flv videoların üstüne site adı yazmak istiyorum. bu işi xilisoft yapıyor fakat o da çok pahalı bir program. bana bu konuda bir alternatif önerebilir misiniz?flv videoya yazı eklenecek ve yine flv ye convert edecek. yani ilk önce avi yapıp yazı ekleyip sonra yine flv ye çevirm
arkadaşlar ben elimdeki flv videoların üstüne site adı yazmak istiyorum. bu işi xilisoft yapıyor fakat o da çok pahalı bir program. bana bu konuda bir alternatif önerebilir misiniz?
flv videoya yazı eklenecek ve yine flv ye convert edecek. yani ilk önce avi yapıp yazı ekleyip sonra yine flv ye çevirmek gibi zaman alıcı bir çözüm olmamalı.
dosya boyutu fazla büyümeyecek.
teşekkürler
0
beni birak saraba bak dayi
(21.10.08)
flv'ye has bir bilgim olmamasına rağmen, genel görüntü sıkıştırma prensiplerine dair yüzeysel bilgimden söyleyebilirim ki, bir şekilde decompress-recompress etmeden video üzerine bir şey eklemeniz pek mümkün değil. Bunu otomatik yapacak programlar vardır belki ama yine de bu açma ve yeniden kayıplı sıkıştırma işlemini yapacaklardır. ama misal sitedeki flash oynatıcımda videonun üzerinde gözükse yeter, karşı taraftaki kullanıcının bilgisayarında cachelenen flv dosysının içinde olmasa da olur dersen onun bir yöntemi vardır sanıyorum ve bilenlere bırakıyorum.

ha bir de flv bir container formattır.
0
kurukafa
(21.10.08)
egzantrik bir çözüm olarak şunu önereyim:

videoyu orjinal boyutunda oynatırken camtasia studio ile screen capture alıp sonra produce my video kısmından watermark ekleyebilirsiniz.

olmadı ae cs3 flv import ediyor sanırım.
0
sijwocaq
(21.10.08)
ffmpeg.mplayerhq.hu (windows versionunu arayıp bulman lazım buluo...)

şuraya bi bak...

www.jeroenwijering.com

şöyle bi komutu var

ffmpeg -i get_video.flv -vhook "./vhook/imlib2.dll -i logo.png" -y g.avi

vs. vs. )
0
huzursuz
(21.10.08)
(6)

sağ soğan sol sarmısak muhabbeti nedir?

kurukafa
sağını solunu yazı yazdığı/kuvvetli olduğu tarafa göre anlayan biriyim, hayatım boyunca bu konuda hiç sıkıntı çekmedim. sağlak olduğum için biri sağ dediği zaman yazı yazdığım tarafımı, sol dediği zaman yazmadığım tarafımı anlıyorum, ekstra bri efor gerekmiyor yani.ama senelerdir merak ederim, bugün
sağını solunu yazı yazdığı/kuvvetli olduğu tarafa göre anlayan biriyim, hayatım boyunca bu konuda hiç sıkıntı çekmedim. sağlak olduğum için biri sağ dediği zaman yazı yazdığım tarafımı, sol dediği zaman yazmadığım tarafımı anlıyorum, ekstra bri efor gerekmiyor yani.

ama senelerdir merak ederim, bugüne kısmetmiş. şu "sağa sarmısak sola soğan" mıdır, tam tersi midir nedir... bu sağı solu ayırdetmek için kullanılan bir metod mu? eğer öyle ise nasıl çalışıyor?
0
kurukafa
(21.10.08)
sağını solunu ayıramayan insanlara tavsiye edilegelen abuk yöntem.

sağ - sarmısak
sol - soğan

isim benzerliğiyle ayırt edilebilmesi için bu şekil tavsiye ediliyor.

sağ deyince mesela adam bakıyo aha bu tarafa bağlamışım sarmısağı demek ki sağ burası.. gibi.
0
insensitive
(21.10.08)
yani evet anlamadığım bu aslında. yani bir tarafına sarımsak bir tarafına soğan mı bağlayıp dolaşması tavsiye ediliyor? yoksa tamamen şaka modunda bir şey mi.
0
🌸kurukafa
(21.10.08)
Bunu ben de bir ara dusundum ve ben de bir bok anlamadim. Galiba mantikli bir aciklamasi da yok.. Yani sagda solda da sormustum ama kimseden duzgun yanit gelmemisti. Varsa aciklayabilecek bir babayigit ciksin aciklasin. Yoksa, ben diyorum ki, bu anlamsiz bir seydir iste..
0
vita vinum est
(21.10.08)
Bi yere asmıyorlar da cebinde taşıyorlar sağını solunu bilmeyenler. Tabi gerçekten taşıyan var mıdır bilmiyorum, kokarca gibi.
0
mabl
(21.10.08)
anaokulunda çocukların cebine koyuyorlar...
0
theunforguven
(21.10.08)
sağına soluna birşey bağlamana veya cebinde soğan taşımana gerek yok. mega hafıza denen bir muhabbet vardı. hatırlayanlar vardır. (bkz: posterity) orada ingilizce kelimelerin anlamları imgelerle öğretiliyordu. özellikle çocuklar soyut kavramları anlamakta zorluk çekerler. bu kavramlar çocuklara somutlaştırılarak öğretilir. ("allah baba" gibi) çocuğa sağım sarmısak solum soğan derseniz sağında bir sarmısak solunda soğan hayal eder ve bu imge bilinçaltında daha kolay yer tutar. evet.
0
dursunkaptan
(21.10.08)
(21)

su markası için isim aranıyor

voldem
kuracağımız su paketleme firması için isim aranıyor(hayat su, erikli su gibi) tavsiye ve görüsleriniz bizim için çok önemlidir. saygılarımızla..
kuracağımız su paketleme firması için isim aranıyor(hayat su, erikli su gibi) tavsiye ve görüsleriniz bizim için çok önemlidir. saygılarımızla..
0
voldem
(20.10.08)
duru su.
gok su.
selale
irmak su
0
pyro clustic flow
(20.10.08)
değerli taşlardan gidebilirsin
0
mortifera
(21.10.08)
"şellale" gibi ıkırcıklı bir isimle dikkat çekebilirsiniz bence.
0
kurukafa
(21.10.08)
haşikio

ben sırf ismindan dolayı alırdım valla..
0
thefalloftekin
(21.10.08)
sukûnet
0
deckard
(21.10.08)
şellale gibi atraksiyonlara girme çok itici oluyor. ikileme harfleri sakın.
0
cha
(21.10.08)
erikçi. tasarımı da erikli'ye benzettin mi oh mis.
0
kimlanbu
(21.10.08)
hayyat su
havat su
erikki
eriklii
eriqli
dananesa
şırdan
şırlayn

gibi.
0
cha
(21.10.08)
jing su
shen su
kama su

sudan sebep

karsu
aysu
susu
uslusu
ussu
pusu
...

edit: "karanlik su" diyesim de geldi ama kimse almaz heralde
0
ermanen
(21.10.08)
cha: itici olmasında bir sorun yok bence, bu durum tanınırlığını arttırıyor. çiftlemeli markaları ben de itici buluyorum ama bu yüzden almamazlık etmedim hiç.

bu arada eklemekte fayda görüyorum ki doğu illerinde şelaleye şellale derler. yani dediğin gibi bir motivasyonla da düşünmemiştim.
0
kurukafa
(21.10.08)
ab-ı hayat
0
mabl
(21.10.08)
(levent kırca girişi)

gökçek su

(halk bu suyu kapış kapış alacak)
0
kurukafa
(21.10.08)
Bir zamanlar su paketleme konusunda ilginç bir fikrim vardı o zamanlar araştırmıştım tarım köyişleri bakanlığından üretim izni almış tüm firmaları incelemiş ve isimlerine bakmıştım yamulmuyorsam değerli taşlardan doğadan gelen hemen hemen her isim için üretim izni alınmıştı.h2o çok mantıklı gelmişti onunda isim hakları alınmıştı.O zamanlar kalite hissi uyandırıcak yabancı menşeli bir isim ve cin fikirli harf oyunlu isimler yoktu..
0
geldimoraya
(21.10.08)
h20 mantıklı ama hedef kitlesinin yüzde kaçı lise ve üniversite mezunu?

bence doğadan gelen isimlerin yanı sıra istanbul su, marmara su gibi birşeyler de yapbilirsin. akılda kalıcı ve güvenilir.

veya kız isimleri olabilir pelin su, çiğdem su gibi. kadın isimleri her zaman çekici gelir insanlara.

değerli taşlar ve madenler de güzel fikir. filiz su, kristal su, mercan su, safir su, yakut su falan filan.

böyle akılda kalıcı, dikkat çekici, insanda güzel duygular uyandıran isimler.
0
mea maxima culpa
(21.10.08)
Opal Su
değerli taşlardan açılınca konu hoş geldi bi an.
0
prodeq
(21.10.08)
tiramisu.. alırdım şahsen ben.
0
dalamar
(21.10.08)
günsu
altın su
alsu
elmalı(erikliye rakip)
0
atabari19
(21.10.08)
olmayacakları söyleyim

yaşam su olmaz. hayat suya iltibas
billur su olmaz. billur tuz tanınmış marka olduğundan iltibas
yağmur su olmaz. suyun niteliğini belirtir
berrak su olmaz. suyun niteliğini belirtir.


bir de sanırım su da marka ismi çok önemli değil. baksana çene suyu diye bir su var ve insanlar içiyor :)
0
kahvegibi
(21.10.08)
biiçim su =)
0
krasotkin
(21.10.08)
onlar marka ismi değil. suyun çıktığı kaynakla ilgili isimler onlar. demek öyle bir mahallede, dağda, mevkiide çıkıyormuş o su. çene tepesi, erikli ovası filan gibi.
0
mea maxima culpa
(21.10.08)
CanSu
Yaşam

bence güzel isimler...

:)
0
jeanluc
(22.10.08)
(6)

C Soruları

fadetoreality
Merhaba, string ve pointer'larla sorunlarım var. Biraz uzun, ama okuyup yardım edebilecek varsa benim için süper olur.1)main() { char *a; printf("%d", strlen(a));}Bu kod "0" yazıyor. Ama yanına bir de b[10] diye bir char tanımlarsam 11 yazmaya başlıyor. Bu durumda a'nın tanımını char *a="" şek
Merhaba, string ve pointer'larla sorunlarım var. Biraz uzun, ama okuyup yardım edebilecek varsa benim için süper olur.

1)
main() {
char *a;
printf("%d", strlen(a));
}

Bu kod "0" yazıyor. Ama yanına bir de b[10] diye bir char tanımlarsam 11 yazmaya başlıyor. Bu durumda a'nın tanımını char *a="" şeklinde yaparsam yine 0 yazıyor. Burada Codeblocks kullandım, Mingw ve Gcc var içinde. char satrını b'li veya b'siz halde main'in dışına çıkarırsam derleyip çalıştırdığımda bozulup kapanıyor.

DevCpp'de ise "char *a;" tanımı main'deyken çalışmıyor. yanına b[10] ekleyince 0 yazıyor. Tanımı b'li veya b'siz halde main dışına çıkardığımda çalışmıyor. Yine a'ya ="" şeklinde ilk değer verince sorunlar çözülüyor.

Hatam ne, bu fark neden? Örneklerde ilk değer vermeden kullanıyorlar, ben ne yapmalıyım?

2) Asıl sorunum... Yazılan satırı getchar ile alıp mesela \n karakterine kadar bir diziye atamak istiyorum; ama dinamik olsun istiyorum. Yani c!='\n' ise *a'yı bir genişlet ve c'yi ona ekle şeklinde. Aşağıdaki kod olmuyor ve pek işe yarar değil, ama düzene girer mi?

main() {
char *a = "\0", *b = "\0";
char c;
int i = 0;
while ((c = getchar()) != '\n') {
b = (char *)malloc((strlen(a) + 1) * sizeof(char));
strcpy(b, a);
b[strlen(a)] = c;
b[strlen(b)] = '\0';
free(a);
a = (char *)malloc(strlen(b) * sizeof(char));
strcpy(a, b);
free(b);
}
a[strlen(a)] = '\0';
printf("%s, %d, %d", a, strlen(a), strlen(b));
}
0
fadetoreality
(19.10.08)
sorunun tamamına bakamadım kusura bakma ama ilk örnekte bir pointer deklare ediyorsun ama pointerı initialize etmiyorsun. hafızada rastgele bir noktaya point ediyor. bu durumda bunu strlen içine sokmanın sonucu belirsizdir diye düşünüyorum.
0
kurukafa
(20.10.08)
Bazı belgelerde, forumlarda initialize etmemişler, hatta etmeye gerek yok yazan bile var. Edince sorun kalmıyor zaten, ama ="" şeklinde sıfır byte olarak tanımlamak doğru mu bilemiyorum. Teşekkür ederim.
0
🌸fadetoreality
(20.10.08)
1. char *a; şeklinde yaptığınız deklarasyonda bir initialization olmadığından a bir null pointer olması lazım çoğu derleyicide. bu bağlamda üzerinde strlen() çağırmak tehlikeli ve anlamsız. underflow olması riski var ama sanırım strlen() de bunun için bir kontrol koymuşlar ki 0 veriyor. yanına bir array ekleyince 11 vermesi a nın rastgele bir değere sahip olması ve b nin hemen +1 adresinde bulunmasıyla alakalı.

2. c de dinamik bellek yönetimi biraz zor bir konu. kodu incelemek gerekirse,
gece vakti yanlış söylüyor olabilirim ama, b[strlen(b)] indisler 0dan başladığı için legal olmayan bir statement olsa gerek? aynısı a için de geçerli.
bir de bu ödev falan değilse, çoğu api nin çok güzel string implementasyonları var, hiç biri olmadı standart kütüphanenin(STL) içinde çok güzel bir array<> template i var dinamik bellek yönetimli.
0
talemon
(20.10.08)
char e[]={'x', 'y', '\0'}; tanımıyla strlen(e) "2" döndürüyor. Yani e[strlen(e)]=null oluyor sanırım. Hatta dizide birden çok '\0' da olsa yine 2 çıkıyor sonuç.

Stl C++'da galiba, ama onda zaten string tipi de var.
0
🌸fadetoreality
(20.10.08)
\0 string sonlandiricisidir. milyon tane de koysan strlen ilk \0'e kadar olan yeri dikkate alir.

yani char e[]={'x', 'y'} de yapsaniz \0 default olarak sona eklenir.
0
fdegir
(20.10.08)
kodu mumkun oldugunca degistirmemeye calistim farklari gorebilmen acisindan. Birde b degiskenine temp dedik daha okunabilir olsun diye.

//char *a = "\0", *temp = "\0";

//a'yi allocate edip bos bir string olarak yaratalim
char *a = (char *)malloc(sizeof(char));
a[0] = '\0';

char *temp = NULL;
char c;

//int i = 0;
while ((c = getchar()) != '\n')
{
//a'nin boyutundan 2 fazla yer ayirmamiz lazim biri yeni eklenecek karakter icin
//digeri null karakter icin
//temp = (char *)malloc((strlen(a) + 1) * sizeof(char));
temp = (char *)malloc((strlen(a) + 2) * sizeof(char));
strcpy(temp, a);

temp[strlen(a)] = c;

//temp'de henuz string'in sonu belirten null deger yok ondan strlen ne dondurur mechul
//temp[strlen(temp)] = '\0';
temp[strlen(a)+1] = '\0';

//loop'a girmeden a'yi dinamik olarak olusturdugumuz icin burda artik bir sorun cikmamasi lazim
free(a);

//a icin temp'in uzunlugundan 1 fazla yer ayirmak lazim sondaki null degerler beraber
//a = (char *)malloc(strlen(temp) * sizeof(char));
a = (char *)malloc((strlen(temp)+1) * sizeof(char));
strcpy(a, temp);
free(temp);
}

//buna gerek yok zaten strcpy ile temp'i kopyaladiginda sondaki null karakterde geliyor
//a[strlen(a)] = '\0';

//temp pointeri loopdan cikarken free edilmis ondan burda strlen'e veremezsin.
//printf("%s, %d, %d", a, strlen(a), strlen(temp));
printf("%s, %d", a, strlen(a));
0
badseed
(20.10.08)
(3)

bilgisayar bilimi insanları

psyche
turing, dijkstra gibi bilgisayar biliminin temelindeki algoritmaları yapmış aklınıza gelen insanların isimlerini ve aynı zamanda teoremlerinin isimlerini de yazarsanız sevinirim.
turing, dijkstra gibi bilgisayar biliminin temelindeki algoritmaları yapmış aklınıza gelen insanların isimlerini ve aynı zamanda teoremlerinin isimlerini de yazarsanız sevinirim.
0
psyche
(19.10.08)
crown
(19.10.08)
bir de geçen pazar turing testi filan yapılacaktı o geldi şimdi aklıma. ne oldu o? bişey duymadığıma göre makina testi geçemedi herhalde yine.
0
🌸psyche
(19.10.08)
bir sistem %25 oranda başarı gösterdi ama 30 a ulaşamadığı için evet dediğin gibi geçilmedi.
0
kurukafa
(19.10.08)
(6)

Logo

axijazz
selamlar;kurumsal bir şirkete ait logonun rengi değişken olabilir mi? yani zemin rengine göre logonun rengini değiştirmek caiz midir?çakma bir örnek ekledim.
selamlar;
kurumsal bir şirkete ait logonun rengi değişken olabilir mi? yani zemin rengine göre logonun rengini değiştirmek caiz midir?

çakma bir örnek ekledim.
0
axijazz
(19.10.08)
Şayet kurumsal kimliğe örnek veren bir şirketse zaten belli bir portfolio içinde ren kalıp ve kullanımlarının çizelgesi vardır. Yani şu şu şu mekanda şu renler kullanılır, belli renklerin kullanımı yasaktır veya belli bouytun altında logo kullanılmamalıdır gibi. Verdiğin örnek biraz basit olmuş. Mesela Microsoft kolay kolay kara bir zemin üzerine kırmızı Microsoft logosu koymaz işletim sistemi ve office reklamlarında...
0
metal revolution
(19.10.08)
renkler kurumsal kimliğin bir önemli parçasıdır diye düşünüyorum. en az form kadar renkler de önemli.
0
kurukafa
(19.10.08)
Hayır caiz değildir. Logo sizin görsel bir simgenizdir ve marka elemanlarınızın en önemlilerindendir. Bir marka elemanı kullanmanızın nedeni, insanların zihnine sadece sözlerle değil görsel olarak da kazınmak istemenizdir. Dolayısıyla tutarlılık ve süreklilik önemlidir, logo rengini farklı farklı kullanmak, her olay için farklı bir slogan kullanmaktan farklı değildir.

Bir logonun siyah üzerine beyaz, beyaz üzerine siyah gibi geçişleri olabilir ama bunun haricinde koyu yeşil üzerine açık yeşil, turuncu üzerine sarı gibi farklı renklerde kullanımları olmamalı.
0
sui
(19.10.08)
@mrtksn sormak istediğim tam olarak buydu. yani renklerde her hangi bir özellik yoksa şirketi logonun rengi değil de tamamen şekli tanımlıyorsa ve tek renkse değişebilir mi?
0
🌸axijazz
(19.10.08)
O örnekte gösterilerini Adidas yapar, çünkü Adidas. Onun logosunun şekil olarak tanınırlığı rengin ötesindedir. Nike da yapar. Ama bir Garanti, yapmaz misal.

Farkındalığı o kadar yüksek bir marka değilseniz önermem ben şahsen.
0
sui
(19.10.08)
nasıl ki türk bayrağının üzerindeki kırmızı beyaz başka renklerle değiştirildiğinde anlatım zarar görüyorsa kurumsal logolar için de aynı şey geçerli.
0
blackdog
(20.10.08)
(2)

MSN'e birini eklediginde, eklenmemis olmasi sorunsali...

ermanen
MSN'e birini eklediginde, bazen online oldugu halde offline gozukuyor, ancak o da beni eklerse birbirimizi gorebiliyoruz. Bazen tek tarafli eklemek ise yaramiyor yani. Neden oluyor bu? Daha once birbirimizi ekleyip engelleme gibi durumlar da yok.edit: kabul da ediyor ayrica..
MSN'e birini eklediginde, bazen online oldugu halde offline gozukuyor, ancak o da beni eklerse birbirimizi gorebiliyoruz. Bazen tek tarafli eklemek ise yaramiyor yani. Neden oluyor bu? Daha once birbirimizi ekleyip engelleme gibi durumlar da yok.

edit: kabul da ediyor ayrica..
0
ermanen
(18.10.08)
sanırım birini listene eklediğinde "bu kişinin benim online olduğumu görmesine izin ver" kutusunu tikliyorsun. yan itek taraflı eklediğin zaman o kişi seni eklemezse o kişinin online olup olmadığını görmene zaten izin yok.
0
kurukafa
(18.10.08)
Sürüm çakışması olabilir mi? Örneğin Windows Live Messenger ilk çıktığından MSN Messsenger ile kabul edilenler onda gözükmüyordu. Hatta MSN Web Messenger'da kabul ettiğim kişi akşam eve döndüğümde listemde yoktu ve yasaklılardaydı. En güzeli her 2 tarafın da Windows Live Messneger'ın son sürümünü kullandığına ve ekleme-kabul etme işlerini de o sürümle yaptığına emin olmak...
0
metal revolution
(18.10.08)
(3)

yurtdışı çıkış harç pulu

o s c a r
arkadaşlar, her seferinde ödenmesi mi gerek bunun?şimdi şöyle ki, bulunduğum ülkeden türkiye'ye gideceğim bir haftalığına. daha önce çıkarken ödemiştim bu mereti banka aracılığıyla. şimdi türkiye'den çıkarken yine ödemeyeceğim herhalde değil mi? yalnız banka dekontu yalan oldu galiba, nerede bilmiyo
arkadaşlar, her seferinde ödenmesi mi gerek bunun?

şimdi şöyle ki, bulunduğum ülkeden türkiye'ye gideceğim bir haftalığına. daha önce çıkarken ödemiştim bu mereti banka aracılığıyla. şimdi türkiye'den çıkarken yine ödemeyeceğim herhalde değil mi? yalnız banka dekontu yalan oldu galiba, nerede bilmiyorum:)

nedir bu işin prosedürü, bilgilendirebilirseniz çok sevinirim.

şimdiden teşekkürler.
0
o s c a r
(18.10.08)
valla bildiğim kadarıyla çok şık bir hareket ile ödeyeceksin.
0
kurukafa
(18.10.08)
yurtdışına her çıkışta ödeniyor.
0
papado
(18.10.08)
her çıkışta ödenmek zorunda ama oturma izniniz varsa ödemenize gerek yok. oturma izni kartınızı göstermeniz yeterli.
0
filtre kahve
(18.10.08)
(8)

macintosh kullanılabilecek mekân

enter saltman
imac macbook vb. kullanıp nedir ne değil öğrenmek istiyorum bunların internet cafe tarzı mekanları var mıdır?apple store da kullanmayı denedim de olmadı:(
imac macbook vb. kullanıp nedir ne değil öğrenmek istiyorum bunların internet cafe tarzı mekanları var mıdır?apple store da kullanmayı denedim de olmadı:(
0
enter saltman
(17.10.08)
İnternet cafede mac bulunalabileceğini hiç düşünmüyorum. Ben bi aralar grafik tasarım kursuna giderken orada bile mac bilgisayar yoktu. Ama matbaa,reklam ajansı gibi yerlerde kullanabilrsin. Tabi ilk önce oralara bi şekilde girmen gerek.
0
eftalit
(17.10.08)
Macbook'u olan bir arkadaşını kafalasan?
0
metal revolution
(17.10.08)
apple dükkanlarında var
0
passion rules the game
(17.10.08)
pc'ne yükleyebilirsin biraz çaba ile mac os x'i.
0
kurukafa
(17.10.08)
kurukafa mubalaga etmis, biraz caba dedigi biz faniler icin genelde cok caba oluyor.
En mantiklisi buyuuk apple store larda takilmak gibi su asamada.
internet cafe tarzi mekanlari yoktur, sanmiyorum.
belki tasarim kurslarinin veya universitedeki gorsel iletisim tasarimi bolumlerinin mac lableri olur, onlari kullanabilirsiniz.
bahcesehir universitesi besiktas kampusunde girisin hemen yaninda bir mac lab i gordugumu hatirliyorum birkac yil once ama simdiki durumunu bilmiyorum, ayrica ogrenci olmak gerekir normal olarak.
0
gimbal
(17.10.08)
bahcesehir'in besiktas kampus mac lab'indeki macler cok dandik, powerpc zamaninda kalmis aletler gibi geldiler bana daha cok. klavyeleri filan eski tip rahatsiz.

buyuk ve koko$ alisveris merkezlerinde (kanyon, istinye park) mac dukkanlari var ("pupa" ve "troy", aratsan baska subelerini de bulabilirsin bagdat caddesi vs) oralarda da tezgaha "serili" halde ve calisir durumda/kullanilabilecek cesit cesit mac var.
0
disq
(18.10.08)
sakarya universitesinin internet merkezinde(saüsem) de var. hemde ücretsiz. bi şekilde kampüse girersen kullanırsın. sakarya ya mac kullanmaya mı gelecem dersen bilemem tabi...
0
quadropol
(18.10.08)
barnies cafe var, ataşehir'de ve caddebostan'da. internet bağlantısı bulunan iMac'leri var. kahveni söylersin, bilgisayarın başına geçersin. (:
0
raincoat
(28.01.09)
(3)

Online ders tahtası

kurukafa
İnternette olan biri ile eş zamanlı görüntüleyebileceğimiz, üzerine bişeyler çizebileceğimiz böyle basit tahta gibi bir uygulama-site cinsi bilen var mıdır?
İnternette olan biri ile eş zamanlı görüntüleyebileceğimiz, üzerine bişeyler çizebileceğimiz böyle basit tahta gibi bir uygulama-site cinsi bilen var mıdır?
0
kurukafa
(17.10.08)
teşekkürler, msn bizim için bir opsiyon değil. biraz daha gelişmiş ve msn'e bağlı olmayan bir şey olursa iyi olur.
0
🌸kurukafa
(17.10.08)
netmeeting :)
0
cardioid
(17.10.08)
(7)

karın ağrısı

ben de bir gun yazar olurum belki
sevgili ekşiduyuru hekimleri,üç gündür karnım ağrıyor. ağrıyordan ziyade ara ara vuran sancılanmalar var desek daha iyi tanımlamış oluruz. semptomlar şöyle:-karnım şiş. sert böyle.-tuvalete düzgün çıkamıyorum. ama kabızlık veya diaretik bir durum da söz konusu değil.-ara sıra geğiresim geliyor ama g
sevgili ekşiduyuru hekimleri,
üç gündür karnım ağrıyor. ağrıyordan ziyade ara ara vuran sancılanmalar var desek daha iyi tanımlamış oluruz.
semptomlar şöyle:
-karnım şiş. sert böyle.
-tuvalete düzgün çıkamıyorum. ama kabızlık veya diaretik bir durum da söz konusu değil.
-ara sıra geğiresim geliyor ama geğiremiyorum. nadiren geğirince de hıçkırık gibi kısa kısa geğiriyorum.
-sancılar sadece midemde değil, daha aşağılarda da sancılanma oluyor.
-kusma bulantı yok
-iştahsızım.

bu neden olabilir yahu. sancı geldiğinde dayanılmaz oluyor.
0
ben de bir gun yazar olurum belki
(16.10.08)
Doktora gitmeyi neden denemediniz? Apandisit falan mı ki? Apandisitse zor olur. Bence buradan tavsiye almadan direkt gitseydiniz keşke. Gitme imkânınız mı yok ki? Fırsat mı yok? Bence fırsatını bulunca gidin derim.
0
nuage
(16.10.08)
apandisitimi 13 yaşında aldırdım.

edit: ulan aldırdım diyince sanki böyle hastaneye gidip "apandisidimi alın, istemiyorum onu artık" demişim gibi oldu. öyle değil, zorla aldılar.
0
🌸ben de bir gun yazar olurum belki
(16.10.08)
(bkz: assit)
gerçi neden assit olsun ki diyeceğim de karın şiş diyorsunuz. e doktora gidin :)
0
there is nothing left for me
(16.10.08)
tekrarlıyorsa ara ara:
(bkz: spastik kolon)
0
kurukafa
(16.10.08)
yaw doktora git, doktora git diyorsunuz, tamam eyw, gideceğim, ama yarın. Bu gece vakti neyim olabilir diye merak ettim. hemen şimdi doktora gidemem heralde. :-)
0
🌸ben de bir gun yazar olurum belki
(16.10.08)
spastik kolon olma ihtimali yüksek.
0
likeinme
(17.10.08)
mide fıtığı olmasın aman?
0
cardioid
(17.10.08)
(3)

illustrasyon hazirlamak icin freeware/shareware program onerisi

feeling the blanks
mesela asagidaki iki linkte sunulan resimler gibi seyler hazirlayabilmek icin kullanabilecegim freeware/shareware program onerisi olan var midir?http://www.ediblecomputerchips.com/Nano-Tech/Final/Two-A.jpghttp://timprosserfuturing.files.wordpress.com/2008/04/nanobot3_260a.jpg
mesela asagidaki iki linkte sunulan resimler gibi seyler hazirlayabilmek icin kullanabilecegim freeware/shareware program onerisi olan var midir?

www.ediblecomputerchips.com
timprosserfuturing.files.wordpress.com
0
feeling the blanks
(16.10.08)
alyuvarlı olan vektör tabanlı bir çizim programına benziyor, efektlere bakılırsa ilustrasyon değil de bir 3d tasarım programı kullanılmış gibi. diğeri için birşey söylemem çok zor, yoruma açık gibi. kusura bakmayın spesifik bir isim veremiyorum ama eğer ki kimse vermezse anahtar kelimelerden isteğinize uygun bir şeyler çıkarırsınız belki googledan.
0
talemon
(16.10.08)
böyle şeyleri vektörcüler de yapıyor, öyle çalışmak ister misin bilmiyorum ama inkscape'e bakabilirsin. free softwaredir.
0
kurukafa
(16.10.08)
duyurunun tarihi epeyce geçmiş ama, belki birisine faydalı olur, yazalım: opensource bir yazılım olan inkscape kullanılabilir.

www.inkscape.org

İlk linkteki imajın alternatif yapımı için Autodesk Maya çok daha kolay bir yol. Çizimler çok çok çok kompleks olmadığı için hemen biter ve Mental Ray render motorunun Sketch and Cell Rendering özelliği ile render alıyoruz. Olay tamamdır.
0
gozupek
(29.05.09)
(2)

Java kütüphanesi

leylak sarabi
Java için bir neural network kütüphanesi varmış, J'li bir şey, JINI gibi. NeuralJ değil ama. nedir o?O yoksa başka bir şey de olur artık, kısfmet.
Java için bir neural network kütüphanesi varmış, J'li bir şey, JINI gibi. NeuralJ değil ama. nedir o?
O yoksa başka bir şey de olur artık, kısfmet.
0
leylak sarabi
(15.10.08)
jknnl veya joone olabilir mi?
0
kurukafa
(15.10.08)
jdnn vardı bi de sanırım.
0
lepidodendron
(16.10.08)
(5)

kapalı ortam hastalığı... [ terleme, sıkılma ]

sirrikadem2
Uzun zamandır farkındayım, ama bugün daha bir farkında oldum durumun.Efendim, ben şimdi kapalı bir ortama girdiğimde terlemeye başlıyorum. Misal, otobüs durağındayım diyelim, bekliyorum. Hiçbir sorun yok. Otobüse biniyorum, başlıyorum terlemeye. Benzer birçok örneğini yaşıyorum. Kapalı bir ortama gi
Uzun zamandır farkındayım, ama bugün daha bir farkında oldum durumun.

Efendim, ben şimdi kapalı bir ortama girdiğimde terlemeye başlıyorum. Misal, otobüs durağındayım diyelim, bekliyorum. Hiçbir sorun yok. Otobüse biniyorum, başlıyorum terlemeye. Benzer birçok örneğini yaşıyorum. Kapalı bir ortama girdim miydi, terler başlıyor akmaya.

Birisi dedi ki, astımın var. Bir başkası bronşit başlangıcı dedi. Bense biraz psikolojik diyorum sanki.

Ne olabilir?
0
sirrikadem2
(15.10.08)
(bkz: klostrofobi)
0
insanimsi
(15.10.08)
sadece terliyor musun yoksa bir endişe, bir bunalma gibi bir durum da beraberinde seyrediyor mu?
0
kurukafa
(15.10.08)
Kapalı ortamlara giren her insanda bir terleme ya da vücut ısısında yükselme görülebilir. Bunlar normaldir. Ancak, kurukafa'nın da dediği gibi bir endişe ya da korku oluyorsa, o zaman "klostrofobi"den şüphelenebilirsiniz.
0
nuage
(15.10.08)
tamamen psikolojik bende de oluyo bazen. Biraz da kapali alan disinda kalabaliktan da kaynaklaniyo olabilir.
0
blackworld
(15.10.08)
Yazdıkların bana "pasif panik atak" gibi geldi. evet, panik atağın aktifi-pasifi olur mu deme, bir akrabama bu teşhis konmuştu aynı şikayetlerden dolayı.
0
trawmatolog
(15.10.08)
(11)

köpek fobisini aşmak

lovemyself
aşamıyorum.izmir in sokak köpekleri meşhur. bazen beraber geziyorlar, tam kabus. geçen 19 tane köpek saydım mesela pencereden. hayvandır, hakları vardır, ama yolda bu kadar başıboş dolaşmaları beni tedirgin ediyor."tedirgin olmak" çok yeterli bir kelime değil buraya. bakkala gideceğim, ya da yorgun
aşamıyorum.
izmir in sokak köpekleri meşhur. bazen beraber geziyorlar, tam kabus. geçen 19 tane köpek saydım mesela pencereden. hayvandır, hakları vardır, ama yolda bu kadar başıboş dolaşmaları beni tedirgin ediyor.

"tedirgin olmak" çok yeterli bir kelime değil buraya. bakkala gideceğim, ya da yorgun bir şekilde işten geliyorum, hoop yolda iki tane köpek. bir de insanların yanına geliyorlar. bazen coşup, zıplarcasına koşarak, fena şekilde havlayarak, at olsa sört nala diyeceğim şekilde yanına geliyorlar insanın. sonuçta ısırıyorlar mı? yok. ben ısırdıklarını görmedim. ama korkuyor insan yahu. yavrusu sevilmek için, büyüğü acıktığı için, diğeri oynamak için, bir başkası da sırf korkutma amaçlı, huy kapınca falan geliyorlar insanın yanına.

evi araç gürültüsü olmasın diye sakin yerden aldık. insan da yok pek. gece dışarı çıkamaz oldum yahu. çok fena tırsıyorum. bir de, küçükken bakkal dönüşü, çevreden hep derler ya, "bi şe olmaz, ısırmaz o, geç" diye, öyle dediler diye yürüdüm ben. ama titriyorum korkudan. bir köpek önce bana baktı, sonra daha yakın olduğu için hemen önümde yürüyen teyzenin bacağını ısırmıştı. o zamanlar daha kontrolsüzdü tabi köpekler. belki de ısırmadı, bacağına dokundu belki, ama aklımda ısırdı diye kalmış. yirmi yıl öncesi. ondan da korkuyorum azıcık. ama ciddi bir sorun bu, yaşam kalitemi engelliyor.

soru şu:naapayım?
0
lovemyself
(14.10.08)
ben ufakken aynen senin gibiydim, aşırı bir köpek korkusu vardı. yani seninki ve benim bahsettiğim bir "fobi" oluyor aslında, yani rasyonel olmayan korku. ve mantıklı olmadığının sen de farkında oluyrosun aslında, ama elden bir şey gelmiyor.

bir gün bir evin bahçe duvarında oynarken bahçeden içeriye düştüm. kapalı, kilitli bir bahçe ve bir bekçi köpeği var, direk hayvanın üzerine düştüm. o yaşta beni bir güzel kovaladı, ısırdı oramı buramı, ufacık çocuğum tabi... tuhaf bir şekilde sonra azaldı korkum, yine de biraz kaldı. daha sonra çok köpekli bir yere taşındık, zaman içinde bir şey olmadığını anladıkça geçti. şimdi evimde bir tane köpeğim var hatta.

yaş ilerledikçe zorlaşıyor anlaşılan, irrasyonel korkuları yenmek çok zor. yani ben şimdi sana gündüz vakti sokaktaki bir köpeğin durup dururken gelip seni ısırması sayısal loto kazanma ihtimalin kadar desem de olmayacak. fakat geceleri iş değişir, grup halinde dolaşan köpekler cidden tehlikeli olabiliyorlar.

benim için köpeğin niyetini anlamak çok önemli, ve bu yetiyi köpek besledikten sonra öğrendim. sokakta öylesine duran bir köpeğin bakışından, kulaklarından, kuyruğundan, oturuşundan o andaki ruh halini hemen anlayabiliyorum. tehdit edici bir hale çok çok nadir rastlıyorum, hemen belli ediyor kendini, hiç bakmadan biraz uzaktan gidiyorum. bu yetiyi kazanmamdaki en büyük etken evimde köpek beslemem oldu. evde hayvan bakma durumun varsa, güzel küçük bir kuçu edinebilirsin bence. köpekleri tanımana baya yardımcı olacaktır, ve bir köpeğin niyetini bir bakışta hemen anlayabileceksin ki bu da baya yardımcı olur sanıyorum.

bir de not: bir köpek cidden durup dururken ısırma amaçlı saldırmaz kolay kolay. fakat canı bişeye sıkkındır korkutmak için bölgesini korumak için havlaya havlaya üzerine gelebilir. başıma bri kaç kere geldi, yüksek ses ile bağırıp(ama çok yüksek) üzerine iki rap rap adım atarsan geri giderler. bunu gece deneme tabi, gece köpek sürüsü ile karşılaşmamaya çalış, taksi maksi kullan gereğini yap. bu fobi ile alakalı bir şey değil, cidden tehlikeli olabiliyor.

çok karmaşık yazdım sanırım ama sözün özü, tavsiyem ufak bri köpek alman veya bir yerdeki köpeği ara ara beslemen falan olur.
0
kurukafa
(14.10.08)
cevap için teşekkürler. doğru yazmışsın aslında. ama bu halde köpek besleyemem. birinci sebep çok korkuyorum, öyle böyle değil. ikinci sebep canım sıkılır, gezmeye giderim, bir hafta sonra dönerim. köpek edinmek çocuk sahibi olmak gibi, ciddi bir şey. ama mesela dışardan bakıp mantıklı düşününce, evde beslediğim köpeği severim gibi geliyor. bir gün bu fobiyi aşıp da evime bir köpek alacağımı düşünürüm mesela. küçük minicik köpek de sevmiyorum, kocaman şirin olanlarından alırım hemi de.

ama şu var, sokak köpeği hayvanını uzaktan görüyorum ya mesela, göz göze gelince ben hemen geri gidiyorum ya da bekliyorum gelecek mi gidecek mi diye. o zaman hemen bana doğru havlayarak geliyor hayvan. korkumu anlıyor demek ki ve iyice artırıyor. tanıdığım biri geçiyor aynı yerden, köpekte tık yok. bir bakıp oturuyor aşşaa. aslında bir bilse ki bana iyi davranıp havlayarak koşturmasalar dört nala, ben onu ne de güzel beslerim, hepsini severim.

geçen gün üzerime doğru kesin ısıracak, hatta parçamı bırakmayacak bir edayla dili dışarda havlayarak koşan kızgın köpek geldi. kendimi caddeye attım ya. ciddi bir kazaya ramak kala durumu oldu. şöför kardeşten birkaç küfürle kurtardım durumu. hayat kalitemi etkiliyor.

çok üzgünüm be sözlük.
0
🌸lovemyself
(14.10.08)
köpek kovucular var, hani daha rahat hissetmek için.
0
rectoa
(14.10.08)
yangına körükle gitmek gibi olacak ama köpekten korkmakta fayda vardır. tedbiri elden bırakmamak lazım. ne yapacakları belli olmuyor bu hayvanların. kedi gibi değiller sonuçta. bir köpeğin her zaman için zarar verme ihtimali söz konusudur. sadece başıboş köpekler için demiyorum, sahibinin elindeki cici köpekler bile bazen kafayı sıyırıp saldırganlaşabiliyor. hele başka köpek falan gördülerse tamam artık.
0
cruor
(14.10.08)
1. Köpekleri sevin ve onlardan korkmayın!!!... Kendim bile gülüyorum bu önerime. Köpeklerden neredeyse hiç korkmayan, üstelik nedense köpekler tarafından sevilen birisi olmama rağmen geceleyin ıssız bir yerde bir köpekle karşılaşsam ödüm kopar. Köpekten korkmamanın köpeklerin saldırma olasılığını düşürdüğü doğrudur ama nasıl olacak bu açıklayan yok. Evet evde köpek beslemek köpek korkusunu biraz azaltır ama tamamen ortadan kaldırmaz. Evde beslenen eğitimli, yaşam savaşı vermeyen bir köpekle sokak köpeklerinin reaksiyonları aynı değildir.
2. Köpekten korkmaktan korkmayın. Köpekten korkmak sağlıklıdır ve dahi gereklidir. Sokak köpekleri genellikle durup dururken saldırmaz ama hiç saldırmayacaklarının da bir garantisi yoktur. Biraz once okşadığınız kedinin kokusu üzerinize sinmiştir, bilmeden yavrularının bulunduğu tarafa doğru gidiyorsunuzdur, korktuğunuz için artan adrenalin salgınızın kokusunu alır ve o adrenalini saldırıya hazırlandığınız için salgıladığınızı düşünür, biraz önce birinden sopa yemiştir, açtır, karısıyla kavga etmiştir, vesaire, vesaire.
3. Evinizin civarındaki köpeklere ara sıra yiyecek bir şeyler verin. Yanınızda da köpek kurabiyesi türü şeyler taşıyın. Rüşvet bu ülkede oldukça etkili bir metottur unutmayın.
4. En ciddi önerim ise paranıza kıyıp (50-100 TL olmalı) köpeksavar almanızdır. Pille çalışan bir cihaz. İnsan kulağının duyamayacağı ama köpekleri rahatsız eden frekansta bir ses çıkarıyor. Hiç bir köpek size on metreden fazla yaklaşamaz.
0
o midas
(14.10.08)
köpeksavar olayını çok duydum ama hiç ciddiye almamıştım açıkçası. kullandığım taktirde yanıma yaklaşmaz ama hadi ya kıllanırsa köpek, karga gibi kinciyse, takip ederse beni ne bileyim.. bunu düşüncem..

bir de şu kafama takıldı. yanımda yiyecek bulundursam, versem, o yiyeceği yedikten sonra daha da istemez mi bu hayvan? ya da madem varmış üzerinde diye, hani altın yuymurtlayan tavuğu kesip karnını arama misali (teşbihte taha olmaz) saldırırsa?

köpekten korkmak normaldir ve gereklidir, mesajlarına da teşekkür ediyorum ayriyetten. normalim ben. normalim ben.
0
🌸lovemyself
(15.10.08)
öncelikle fazla takılmayın, normal birisiniz. dünya üzerinde köpekten korkan pek çok insan vardır, hatta ben köpek korkusundan mahalleden taşınan insanlar biliyorum, veya statü gereği köpek sahibi olup kendi köpeğinden korkan.

ben de yıllarca köpeklerden korktum. bir kangal yüzünden elektrik direğine tırmanmışlığım bile vardır. ancak daha sonra neden korktuğumu araştırmaya karar verdim ve kendimi köpeklerin içinde buldum. gerçekten muhteşem hayvanlar, buna emin olun. ben yavru bir köpek alarak işe başladım, onun üzerinde hakimiyet kurdukça, sokakta olan köpeklere de salça oldum, çünkü bir köpeğe hakimiyet kurduğunuz zaman, ortamda olan diğer köpekler ister istemez kendileri sizin buyruğunuz altına giriyor.

bu yöntem doğru mu? değil. pek çok köpek sahibi, kendi köpeği dışında olan köpeklerden korkar. yapacağınız şey basit, mümkünse bir köpek eğitim çiftliğine gidip, eğitimli bir köpek izleyeceksiniz. daha sonra o köpeğe yaklaşacaksınız. bu köpek sosyalizasyon tamamlamış ve komut dışında diş göstermeyeceği için rahat olun, ben kefilim öyle köpeğe;) ha orada olan eğitmen dingillik yapıp; tut tut derse bilemem tabi.

yalnız şunu unutmayın, bir köpek bir insandan güçsüzdür, yani teke tek mücadele içine girseniz, rahatlıkla yersiniz o köpeği. neticede köpeğin beyni kıvrımlı değildir,insan gibi düşünemez. ama sizin adrenalin salgılamanızı veya ter kokunuzu yaklaşık 1 km2 lik bir alanda zorlanmadan alır. yani yol değiştirmeniz yeterli değil, hormonlarınıza da hakim olmalısınız. nasıl olacak; insan>büyük. bunu kafanıza işleyin.

izmir civarında bafi k-9 diye bir çiftlik olmalı, gidin oraya bence.
0
galahad
(15.10.08)
annem en tatlı köpekten bile korkan biriydi. kendisinin anlattığında göre, bir gün, gittiği kuaförde bir rottweiler görmüş. köpeğin komutlara uyması, ve de ayak dibinde sessizce beklemesi fln çok hoşuna gitmiş. sonradan dokunmaya fln alıştı. en sonunda da ben de köpek istiyorum diye tutturmuştu :)

yiyecek verirseniz, evet, daha fazla sırnaşacaktır. hiçbir şekilde ilgi göstermezseniz bir süre sonra gidiyor sokak köpekleri.

üzerinize doğru hızla koşan köpekten kaçmanız içgüdüsel bir durum, her canlıda varolan bir şey. fight or flight response diye geçiyor sanırım. üzerinden gelmeniz ise bence koşa koşa üzerinize gelen bir sokak köpeğini, eğer yapabilirseniz, iyice tartaklamanızdan sonra olacak.
0
tom riddle
(15.10.08)
hayvanları gercekten cok sevdigim halde ben de köpeklerden cok korkuyorum
universitedeyken sabahın köründe köpegin gibi bacagıma yapışmıştı bornovada :(
sanırım bacagımla çiftleşmek istemişti, hayatımın en korku dolu anlarıydı- alay eden olmasın cok ciddiyim -

o günden beri en küçügünden bile olsa köpeklerden çok korkuyorum. mesela her an elimi kapıcak veya üstüme atlıcakmış gibi geliyor. hele sabah karanlık oldugunda cok korkuorum sokaklarda havladıklarını duyunca. ama ben sunu anladım köpege cantamı savurup "kışt" diyince zaten gidiyor. bi şekilde el kol savruldugunu görünce hemen yandan yandan kaçmaya baslıyolar. zavallı köpecikler :( hayat sokakta onlar için cok zor
ha bide aklınızda bulunsun naylon poset e de geliyola, posetlerden yemek buldukları icin elinizdeki posette hayvana yemegi cagrıstırıcaktır..
0
merope
(15.10.08)
insan bilmediğinden korkar.
git bir kaç köpeği sev onlara yaklaşmayı öğren. bu hayvanlar, hele hele senin o mahallenin insanı olduğunu bildikleri durumda seni ısırmayı bırak tersine seni korur. kaçmak, yolunu değiştirmek, köpek kovucusu geçici çözümdür. ama bu köpek milletiyle enseye şaplak olursan hem bu derdinden kurtulur, hem de hayatta yeni bir keyif keşfetmiş olursun. git bir kaçına yemek ver. önce önlerine at sadece. sonra otur, toplansınlar başına parça parça yedir. zamanla elinden alsınlar. bakmışsın korkacak birşey yok. bir köpeğin kafasını okşamak büyük keyif. kaçırma derim.
0
arnold schwarzeneger
(15.10.08)
aynı korku bende de vardı ve yenmek adına ne yapabilirim diye düşünürken gidip rottweiller aldım bi tane, yaklaşık 5-6 senedir de benimle köpek korkusunu bırakın hayatımda önemli değişikliklere yol açtı. köpek korkusu konusunda psikolojik yorumlar yapmayacağım zira gerekenler yazılmış ama köpeklerin sudan pek hoşlanmadıklarını biliyorum bu nedenle dışarı çıkarken yanında bulunduracağın dolu bir pet şişe (mümkünse büyük) bir nebze de olsa engelleyici olabilir :)
0
sgp
(25.01.09)
(3)

usb bellekte klasöre şifre koyma

in vito veritas
Başlıkta belirttiğim gibi usb bellekte bir klasör oluşturup buna her türlü erişimin şifrelenmesini istiyorum. şifre girmeden dosya silenemesin, içinde ne var görülemesin ya da içine herhangi birşey kaydedilemesin. tabi bu bellek bir sürü bilgisayarda kullanılacağı için kendi bilgisayarıma kuracağım
Başlıkta belirttiğim gibi usb bellekte bir klasör oluşturup buna her türlü erişimin şifrelenmesini istiyorum. şifre girmeden dosya silenemesin, içinde ne var görülemesin ya da içine herhangi birşey kaydedilemesin. tabi bu bellek bir sürü bilgisayarda kullanılacağı için kendi bilgisayarıma kuracağım bir program işimi görmez diye düşünüyorum. bu arada sandisk micro crusier 4GB kullanıyorum.
0
in vito veritas
(14.10.08)
folder lock tarzı programların portable versiyonları mevcut internette. işinizi görürler.

şöyle de bi link var.
www.softarchive.net:97577.html
0
fucksmakinasi
(14.10.08)
truecrypt gibi çözümlerle içeriği şifreleyebilirsin ancak verinin eklenmesini ve silinmesini engelleyebileceğini sanmıyorum. yani görmedim hiç, en basitinden format atılır...
0
kurukafa
(14.10.08)
Dosyayı WinRar ile sıkıştırıp şifrelesen. Açabilmek için illa ki şifre gerekir. Ama bu ne yazık ki silinmesini veya kopyalanmasını engellemez.
0
metal revolution
(14.10.08)
(4)

ohm sesi gibi

ditriell
duyduğuma göre bazı ses dalgaları uzun süre dinlendiğinde kişinin transa girmesine o olmadığı uyumasına sebep oluyomuş .. bi de bu bilinçaltını uyaran sesler , ipnotize edici sesler, garip bir his bırakan sesler, azdıran sesler... nedir bunlar gercekten .. bir la notası bunları yapabilir mi .. ya da
duyduğuma göre bazı ses dalgaları uzun süre dinlendiğinde kişinin transa girmesine o olmadığı uyumasına sebep oluyomuş .. bi de bu bilinçaltını uyaran sesler , ipnotize edici sesler, garip bir his bırakan sesler, azdıran sesler...
nedir bunlar gercekten .. bir la notası bunları yapabilir mi .. ya da bi beta dalgası ya da teta dalgası nası yapılabilir pc kullanarak/mümkün müdür..
Glossolalia diye bişi var bi de, hiç bir örneğini gördünüz mü, ya da yapan arkadaşınız var mı ..
teşekkür ederim gercekten herhangi birini cevaplandırdıysanız..
0
ditriell
(14.10.08)
Surda aciklamis biraz:

en.wikipedia.org
Auditory driving and auditory art
0
ermanen
(14.10.08)
Bilimsel olarak kanıtlanmış bir olayı yok, sadece beynin ürettiği bilinen frekanslara karşılık olarak sinyal dinleterek etki olduğuna dair subjektif yorumlar mevcut. Aradığın şeyin ismi sanıyorum ki "binaural beats".
0
kurukafa
(14.10.08)
www.hayatimdegisti.com

belki biraz yardımcı olabilir..
0
te cetveli dyr
(14.10.08)
www.hemi-sync.com/ bu adamlar bu konuda baya ileri...meditasyon..astral yolculuk...ben bi ara yaptım..ilginç bir tecrübeydi!
0
dosealas
(14.10.08)
(2)

excel formulu

ali87
şimdi 12 basamkalı bir sayı var excel bu sayıya şöyle bir işlem yapacak: bu sayının her bir basamağını sırası ile 1-3-1-3-1-3-1-3-1-3-1-3 ile çarpacakmümkün mü bu??
şimdi 12 basamkalı bir sayı var excel bu sayıya şöyle bir işlem yapacak: bu sayının her bir basamağını sırası ile 1-3-1-3-1-3-1-3-1-3-1-3 ile çarpacak

mümkün mü bu??
0
ali87
(13.10.08)
3 ile çarpılan basamak 9 dan büyük olursa ne olacak?
0
kurukafa
(13.10.08)
bu çarpımların sonuçları toplanacak mı ne olacak?

her bir çarpım ayrı bi hücrede duracaksa böyle yapabilirsiniz.

=PARÇAAL(A1;1;1)
=PARÇAAL(A1;2;1)*3
=PARÇAAL(A1;3;1)
=PARÇAAL(A1;4;1)*3
.
.
=PARÇAAL(A1;12;1)*3

ingilizce excel'de "parçaal" yerine "mid" kullanın.
0
cruor
(13.10.08)
(13)

şöyle bir yazı geldi doğruluk oranı yüzde kaç?

mortifera
Her arama yaptığımda ekranımdaki 'aktif aramalar' yazısı benim de dikkatimi çekiyordu aslında ama durumun farkında değildim. ##002# 'i aradım hemen ben de. Gerçekten de aktarma iptal dedi. Demek
Her arama yaptığımda ekranımdaki 'aktif aramalar'
yazısı benim de dikkatimi çekiyordu
aslında ama durumun farkında değildim. ##002# 'i
aradım hemen ben de.
Gerçekten de aktarma iptal dedi.
Demek bize sormadan arama aktarması komutu
verilmiş. Hemen siz de düzeltin.
>
> ÇOK ÖNEMLİ!!!!! Lütfen Hemen Uygulayın...
>
> Okuyacağınız yazı AVEA, TURKCELL ve VODAFON 'u
karalama kampanyası
> değildir. Her ne kadar ilk okudunduğunda şüphe
ile yaklaşılsa da,
> deneyince gördüm. Siz de mutlaka iletebildiğiniz
kadar herkese bu maili
> forward edin.
>
> AVEA, TURKCELL VE VODAFON KULLANANLAR
>
> Telefonunuzdan hemen ##002# yi tuşlayın ve
arayın. Ekranınıza aktarma
> iptal diye bir yazı gelecek. Böylece bugüne kadar
sizden para kırpan!!
> yönlendirmeyi kaldırmış oluyorsunuz. Bu işlemi
yapmadığınız
> müddetçe, size ulaşamayan herkesten bir kontör
düşülüyor...
> Bunu AVEA, TURKCELL ve VODAFON kullanan herkese
göndermenizi rica
> ediyorum. Göndermediğiniz takdirde sizin her
aramanızda da , sizden de kontör
> düşüyor.
>
> Eğer aradığınız kişinin telefonu da telesekreter
ayarli ise,
> dinlediğiniz 1 sn'lik 'aradığınız kişiye
ulaşılamıyor' mesajı için de
> bir normal arama karşılığı ücretlendiriliyorsunuz
!!!
> İşin garip olan kismi bu değil aslında. Normal
AVEA, TURKCELL ve
> VODAFON hatlarında default (fabrika çıkışı)
> olarak ayarli bir telesekreter yokken, herkese bu
telesekreter otomatik
> olarak ayarlı geliyor!!! Yani, sizin hiçbir
şeyden haberiniz yokken,
> tabiri yerindeyse belli etmeden sizden hıncını
alıyor.
> Arkadaşınızı aradığınız ve ulaşamadınız mı? Hemen
1.5kontor .
> İki dakika sonra yine mi ulaşamadiniz bir 1,5
kontör daha...
> İşin daha da kötüsü kimsenin böyle bir
uygulamadan haberi yok,
> herkes (diğer operatörlerde olduğu gibi) aranılan
telesekreterin bedava
> olmasını bekliyor.
>
> Bu olayı iptal ettirmek ise daha da komik; AVEA,
TURKCELL ve VODAFONE'yi
> arıyorsunuz, durumu anlatıyorsunuz. Görevliler de
size AVEA, TURKCELL ve
> VODAFON hatlı telefonunuzdan ##002# 'yi aramanız
durumunda tele
> sekreterin kaldırılabileceğini anlatıyorlar.
>
> Bu mail'i bana gönderen dostuma teşekkür
ediyorum.

> --
Dr. M. Turan Çuhadar
Vali Yardımcısı
0
mortifera
(12.10.08)
'0' koskoca çorlu vali yardımcısı kontürlerle mi uğraşıyor. resmen adamın adını kullanmışlar
0
imparatorolmayikolaymisandin
(12.10.08)
> dinlediğiniz 1 sn'lik 'aradığınız kişiye ulaşılamıyor' mesajı için de
> bir normal arama karşılığı ücretlendiriliyorsunuz !!!

palavra...

edit:
hahahaha vali yardımcısını daha şimdi gördüm. yuh be...
0
cruor
(12.10.08)
bana da başka önemli konumda bir insanın imzasıyla geldi. adını hatırlamıorum
ama inanmayınız. yahu kimaramışcell e yönlendirdim ben tel i. kapalıyken kim aradıysa msj gelio iptal edince haliyle gelmeyecek. olur mu öle şey?
0
oceano
(12.10.08)
forwardlar ne zaman doğru oldu ki?
vali yardımcısı da süpermiş yanlız.
0
axijazz
(12.10.08)
koskoca turan çuhadar yazmış ama lütfen saygı gösterelim!
0
🌸mortifera
(12.10.08)
bir iki hafta önce bir köşe yazısında okumuştum bu konuyu. yalnız kimindi yazı hatırlamıyorum. cengiz semercioğlu olabilir. bilemedim şimdi.
0
patricia teyze
(12.10.08)
marcelorios
(12.10.08)
benim telefonumda ben ne zaman birisini arasam "note, active diverts" diyor. bundan kıllanıp ekşi duyuruya sormuştum(hatta sanki o zaman duyuru yeni açılmıştı ilk sorum bile olabilir tey gidi), "ne yönlendirmesi lan?" diye. bu telesekreter hizmetinin getirdiği teknik gerekliliklerden biri dediler. yani arada bir proxy varmış gibi oluyor sanırım. ödül olarak da telefon kapalıyken sizi kimlerin aradığını telefonu açtıktan sonra mesaj olarak alıyorsunuz ve sesli mesajları dinliyorsunuz. ama bunun ekstra bir ücreti yok diye biliyorum.

ancak ben böyle bir şeyi hiç özel olarak ayarlamadım. eskiden yoktu, yurtdışına çıktım roam ettim, döndüğümde kendiliğinden oldu diye hatırlıyorum. yanılıyor da olabilirim zamanlaması konusunda ama ben kendim böyle bri talimat vermedim.
0
kurukafa
(12.10.08)
ben bu haberi hafta ortasinda internethaber sitesinde görmüstüm. renk olsun diye sonuna valiyi yazmislar sanirim. www.internethaber.com

bu haberde yazildigi sekilde bir dogruluk payi var mi bilinmez ama; ##002# yönlendirmeyi kapatiyor evet. ben yaptim sahsen.
0
trimpot
(12.10.08)
yazan kişi "ulan şimdi vali desek yemezler. en iyisi yardımcı yapalım biz bunu" şeklinde düşünmüş sanırım.
0
tai
(12.10.08)
gecen hafta milliyet internette de vardi bu haber. direk hatta oneriyorlardi yapmasini herkesin.

ben yaptim ve gercekten duzeldi, bir yamugunu gormedim.
0
la traviata
(12.10.08)
kontörünü falan bilmem ama ben bunu geçen sene avea hattımla yaptım (oha 1 senedir dolanıyo demek ki), o zamana kadar gelen "aradığınız ama ulaşamadığınız kişi telefonunu açtı, şimdi arayın" ve "telefonunuz kapalıyken şu kişi sizi aradı bulamadı" mesajları gelmez oldu. sokayım kontöre. gelsin lan bu mesajlar. geri eski haline nasıl getiriliyo bu?
0
kibritsuyu
(13.10.08)
kibritsuyu: arayanibil servisini aktif hale getirmen gerekiyor. musteri hizmetlerini arayarak ya da avea sitesinden bunu yapmak mumkun.
0
trimpot
(13.10.08)
(6)

sene 2008 yine ayni gruplari dinliyoruz

outshined
1992-93'de zipir bir lise ogrencisiyken dinledigim gruplar sunlardi: red hot chilli peepers, nirvana, pearl jam, metallica, stone temple pilots, alice in chalins, megadeth ve pek tabi pantera. sene oldu 2008 bakiyorum herkes ayni gruplarin albumlerinin ckmasini bekler olmus ben dahil. eger kurt caba
1992-93'de zipir bir lise ogrencisiyken dinledigim gruplar sunlardi: red hot chilli peepers, nirvana, pearl jam, metallica, stone temple pilots, alice in chalins, megadeth ve pek tabi pantera. sene oldu 2008 bakiyorum herkes ayni gruplarin albumlerinin ckmasini bekler olmus ben dahil. eger kurt cabain olmemis, pantera alice in chains dagilmamis olsa inanin onlarin da yeni albumunu bekler olurduk. stp de velvet revolver oldu zaten. diyecegim o ki ,istisnalar haric, bunca senedir neden adam gibi, klasik olacak, saglam, kendini dinlettiren bir grup cikaramadi muzik endustrisi? ya da vardi da benim haberim mi olmadi. goruslerinizi bekliyorum
0
outshined
(12.10.08)
"topu topu 7 nota var kaç farklı şarkı yapılabilir ki?"

---eski bir mongol özdeyişi
0
mortifera
(12.10.08)
Kişisel görüşüm, muhafazakar yapıdaki insanlar lise çağlarında coşkuyla dinledikleri müziklere gruplara takılıp kalıyor, hayatının geri kalanında nerde bizim zamankiler diye dolaşıyor.
Yenilikçi tipler ise yeni çıkan herkesi herşeyi coşkuyla takip edebiliyor.

Ben de ilk gruptanım.
0
mabl
(12.10.08)
Bu "ürün" olarak sunulan müziğin sikko evriminden gelen bunaltıdan kaynaklanıyor. Malesef batı insanının müzik ile olan tek ilişkisi satın alabildiği müzik, para amaçlı kurulan bu düzende müzik 90ların sonuna kadar "big 6" olarak bilinen 6 büyük şirketin(Sony, EMI, Polygram, BMG, WEA ve MCA) piyasa yönetimi ile üretiliyordu. Yani dinleyici için çok şey ifade eden hayatlarının önemli bir noktasına yerleştirdikleri müzik, aslında bu "big 6" denilen şirketler grubunun fazla para kazanma amaçlı formülleri üzerinden güncel trendlere göre "seçilmiş ve ürettirilmiş" müzikler idi.

Internet'in yaygınlaşması ile malum sorunlardan dolayı bu şirketler maddi girdi çıktılarını kontrol edemez oldular ve birbirlerini almaya başladılar. 90ların sonunda 5 şirkete düştüler, şu anda ise "big 4" oalrak biliniyorlar. Bugün bir müzik dükkanına gittiğinizde alabileceğiniz müziklerin %90'ından fazlası bu şirketler tarafından üretiliyor.

Sizin kişiliğiniz endüstriyel düzenin önerdiklerinden dışarı çıkacak bir şekilde evrildi ise bu dönemde, bugün sıkıntı çekiyor olmanız normal. Tıkanıklığı gidermek için bazı önyargılardan kurtulmak lazım. Mesela zamanında "taptırıldığımız" o müzisyenlerin aslında kayıt şirketlerinin daha büyük karlar elde edebilmesi için gerekli hamlelerle "müzisyen ve müzisyen olmayan" şeklinde özellikle ayırtılmış hedef kitlelere, onların(müzisyenlerin) isteği dahilinde veya dışında uyuşturucu olarak yutturulduğunu kabullenmeye başlamak iyi olabilir. Bu insanların bir müzik tanrısı olmaması, sadece pazarlama yöntemleri ile böyle bir illüzyon yaratılması, aslında kendi muhitinizde bile gerekli şişirme ile böylesine güzel(veya güzel görünen) müzikleri çıkarabilecek kişiler olduğunun farkedilmesi güzel bir adımdır.

Buradan şuna geliyorum: artık müzik kültürü bu "büyük şirketlerin" yönettiği bir kültür olmaktan sıyrılıyor, internet devrimi ile beraber. Bu yüzden bu şirketler birbirlerini bir iki kere daha aldıktan sonra alternatif yollara yönelecekler. "e epki biz ne dinleyelim" diye sormuşsun, ona gelmek istiyorum aslında. Internet derya deniz, bir albümü olmayan fakat inanılmaz güzel müzik yapan onbinlerce müzisyen var. 1990larda olsaydık bunların her biri kayıt şirketleri tarafından itina ile "ilah" haline getirilebilirdi ve bugün herkes onlara tapınıyor olabilirdi(tabi çoğu o dönemde çocuk idi ama anlatmaya çalıştığım şey anlaşılmıştır sanıyorum).

Müzik konusunda ciddi isen ve hayatın boyunca "fast food" tüketmekten bunalmışlığın yaşattığı şişkinliği yaşıyorsan sana tavsiyem kendi imkanları ile müziklerini üreten kişilerin müziklerini sergiledikleri online mecralara akman. Birinin müziğini çok beğenmen için onun arkasına "big 4 biraderleri" almasına gerek olmadığının farkına varman. Zira bu biraderlerin o dönemdeki en büyük avantajları müzik kaydetmenin çok masraflı(milyon dolarlık stüdyolar) ve çok özel yetenek isteyen, öğrenmesi zor ve teknikleri gizli(ancak usta çırak ilişkisi ile öğrenilebilen) bir işlem olması idi. Şimdi bugün biri evinde kurduğu bir kaç bin dolarlık bir ekipman ve bilgi erişimi kolaylığı sayesinde 1980lerin 90ların multimilyon stüdyolarından çıkan işlerden daha güzel şeyler çıkarabiliyor. "çıkarabiliyor" diyorum çünkü bunu da tabii yapabilen var yapamayan var. Araştırmak gerek ve artık bence müzik dinlemek için "albümü çıkmış" muhabbetini beklemekten vazgeçmek gerek. Bu şirketlerin kanatları altındaki kişiler dünyanın en güzel müziğini yapan çok özel insanlar değil. Aralarında muhakkak müthiş yetenekler de var ama süper müzik yapan bütün insanlar kapılmış değil(belki yüzbinde biri bile değil).

Neyse sözün özü, interneti bu iş için seferber etmek iyi bir fikir. İlle bilinmiş kişileri aramamak lazım. Tabi ciddiyete göre değişir, buna vakit vermeme diyorsan "fast food" aramaya devam, ancak fast foodun güncel hali artık tad vermiyorsa bir çıkış yolu olduğunu da sanmıyorum. Çünkü müzik endüstrisi en çok para kazandıracak formüller üzerinden ilerler ve sen güncel müzikten hoşlanmıyorsan hedef kitlesinin dışında kalmışsındır çoktan zaten. Seni tatmin edecek bir şey gelmeyecektir, çünkü "en fazla satacak şey" bugün senin istediğin şey değildir. Sektör en fazla satma ihtimali olanı üretir.

Uzun oldu ama böyle işte.
0
kurukafa
(12.10.08)
last fm diye bir şey var.
belki de dinlediklerin haricinde "adam gibi, sağlam, kendini dinlettiren" gruplar vardır da keşfedememişsindir. last fm iş görür gibi.
0
gevrek boyoz klorak
(12.10.08)
evet çok katılıyorum. zevk alarak dinlediğim müzikler genelde lisede dinlediğim müzikler oluyor. last.fm'i öneriyorum ben de.
0
ophelia
(12.10.08)
herkese icin cok tesekkurler. ama mesele gecmiste kalma degil. mesela sene 2008 olmus millet hala guns'n roses albumumunun cikmasini bekliyor. metallica album cikariyor sozlukte sayfalarca yorum yapiliyor. daha bu listeye rage against the machine, bon jovi, alanis morisette'yi ekleyebilirim.

amerikada yasadigimdan zaten ne kadar yeni grup varsa takip edebiliyorum ayrica imeem yada last fm 'i de dinliyorum. ne bileyim dinledigim 30 seconds to mars, three days to grace, killers gibi bir suru grup var, avril lavigne bile dinledim ama butun bu gruplar hic bir zaman mesela bir green day tadi bile vermiyor.

yenilik deyince eline gitari alip iki akor basip muzik yaptigini sanan gruplari kastediyorsaniz dinlemeye degmez... sanirim tozlu raflarda takilmaya devam
0
🌸outshined
(12.10.08)
(6)

"Bu Site Bilgisayarınıza Zarar Verebilir!"

hlathguth
Bilen bilir, caz içerikli sağlam bir paylaşım sitesi var. İsmi Qblog. Girmek istediğimde:http://www.google.com.tr/interstitial?url=http://qblog.nov.ru/ adresinde belirtildiği üzere "Uyarı- bu siteyi ziyaret etmek bilgisayarınıza zarar verebilir!" diyor. Bense bilgisayarımın zarar görmemesini, ancak
Bilen bilir, caz içerikli sağlam bir paylaşım sitesi var. İsmi Qblog. Girmek istediğimde:

www.google.com.tr

adresinde belirtildiği üzere "Uyarı- bu siteyi ziyaret etmek bilgisayarınıza zarar verebilir!" diyor. Bense bilgisayarımın zarar görmemesini, ancak aynı zamanda siteye giriş yapabilmek istiyorum.

Yardımcı olabilir misiniz?
0
hlathguth
(12.10.08)
bende de aynısı yazıyor
demekki birşekilde yasaklı bir içerik teşkil ediyor
0
blackidom
(12.10.08)
Ancak erişmem şart, çünkü arşivimin eksik parçaları bu sitede. Yok mu yardım edecek birileri?
0
🌸hlathguth
(12.10.08)
google sadece uyaruyor, sen siteye erişebilirsin? (sadece google üzerinden eriştiğin için uyarıyor)

qblog.nov.ru

Ama site kapalı şu anda veya ben giremiyorum.
0
kurukafa
(12.10.08)
firewall'un varsa girebilirsin siteye, muhtemelen site bir şekilde trojen falan bırakıyordu bilgisayarına google'da bunu yakalayıp uyarıyor. Eğer açılmıyorsa da google'dan bağımsız olarak kapanmıştır site.

Bir de şu var, google bazen sizin bilgisayarınızdaki spyware'leri uyarıyor, başka sitelerde de böyle yazılar çıkarsa kendi bilgisayarınızı taratın.
0
thefirstfbli
(12.10.08)
siteye girmeye çalışınca, firefox da "Saldırgan olarak bildirilmiş site!" uyarısı verdi. bu uyarının sağ alt köşesindeki "Bu uyarıyı yok say"a basınca girebiliyorsun. "Bu site neden engellendi?"ye basınca alttaki sayfayı açıyor. firefox'un noscript eklentisini yüklersen, sitenin bilgisayarına zarar verebileceğini zannetmiyorum.

safebrowsing.clients.google.com
0
edge_nabby
(12.10.08)
yok, site kapanmış.
0
edge_nabby
(12.10.08)
(4)

NVIDIA ve Apple meselesi

160yaşındayım
Sayın insanlar, tam da almama iki gün kala Apple MacBook Pro'larda NVIDIA kartlarının sorunlu olduğu yolunda haberler geldi. Ücretsiz tamir yapacaklarmış, tamam, ama şimdi hiç almamak mıdır daha doğru olan, sorarım bilenlere. Bakın, bunalıma girdim, şimdi Pro'yu alıp sonra gerekirse tamire verip, ge
Sayın insanlar, tam da almama iki gün kala Apple MacBook Pro'larda NVIDIA kartlarının sorunlu olduğu yolunda haberler geldi. Ücretsiz tamir yapacaklarmış, tamam, ama şimdi hiç almamak mıdır daha doğru olan, sorarım bilenlere. Bakın, bunalıma girdim, şimdi Pro'yu alıp sonra gerekirse tamire verip, geri alıp falan kullanmaya devam etme riskine siz olsanız girer miydiniz? Haber linkini veriyorum aşağıda. Sonuçta arıza çıkmayabilir de. Ama çıkabilir de. İki gün kala yapılır mı bu?

shiftdelete.net
0
160yaşındayım
(12.10.08)
salı günü yeni macbook prolar tanıtılacak. şimdi alma bence, yenisini bekle.
0
kurukafa
(12.10.08)
Beklemek, elbette, mantıklı geliyor ama yeni ürünlerin sadece lansmanları değil, fiyatlarının da faydalı olacağını bekleyebilir miyiz?
0
🌸160yaşındayım
(12.10.08)
apple'ın macbook pro serisinin(veya macbook) en yeni versiyonu genelde aynı fiyat kalır. yani bugün mbp alacağın fiyata bir kaç gün sonra yeni seriyi alacaksın, eskisi(almayı düşündüğün) piyasadan kalkacak. bulursan da çok daha ucuza bulacaksın.
0
kurukafa
(12.10.08)
Fiyatlarda (en azından MacBook'da) düşme olacağı söyleniyor. Hatta Intel'in Onboard kartları yerine NVIDIA kullanılacakmış. Salı gününü görmek lazım Apple almadan önce kesinlikle.
0
arche
(12.10.08)
(11)

gitarda re telinin kopmaması için..

ravioli
ne yapmak gerekir?
ne yapmak gerekir?
0
ravioli
(12.10.08)
Neden kopsun ki?

Hadi mi desen anlarım da re teli nasıl kopar ki, klasik gitar da olsa elektro da olsa re de fazla bend de yapılmaz.
0
thefin
(12.10.08)
klasik gitar ise eger, ben cok kopardim. sebebi de perdedeki demir zamazingonun biraz keskin olmasi. distaki nikel sargiyi zedeliyodu, kopuyordu haliyle sonradan.
0
osuruklu
(12.10.08)
@thefin: kendi gitarımda da arkadaşların gitarlarında da en çok re teli kopuyor, hatta şimdiye kadar başka telim kopmadı benim.

eşikleri zımparalamak işe yarar mı acep, yoksa bozar mıyım klavyeyi?
0
🌸ravioli
(12.10.08)
normalde iyi bir gitarda herhangi bir telin kopmaması gerekiyor abanmadıktan sonra.. fakat uyduruk gitarların köprüleri çok tel koparıyor tabii.. re telini koparmayı başaran bir gitar çok büyük ihtimalle yine köprüden koparıyordur diye tahmin ediyorum, yoksa koca tel ortadan cart diye kopmaz.. köprünün ordaki saddle a bir ayar çektir derim.
0
deahy
(12.10.08)
uzun süre kullanmamak lazım aynı teli. her gün bir kaç saat çalınan bir gitarın tellerini yaklaşık 2 haftada bri değiştirmek gerekir yoksa sesi baya saçmalaşır zaten zamanla. öyle arada bir tıngırdatıyorum diyosan 1-2 ay da olabilir, ama re telinin dışındaki sargı açılıp da içindeki maddeler gözükünceye kadar kullanıyorsan muhtemelen ömrünün 4-5 katı kadar kullanıyorsundur takımı.

özellikle sahil gitaristlerinde re telinin ikinci perdeden zedelenip kopması sık karşılaşılan bir durumdur. heh

gitarın nedir?
0
kurukafa
(12.10.08)
@kurukafa: gitarın markası arenas, 4-5 sene önce kursa heveslenen kardeşim için almıştım.
0
🌸ravioli
(12.10.08)
arkadarşlarının gitarında da sadece re telinnin kopmasını düşünerek; yeni başlayan insan genelde ses çıkartmak için abanır ve bu abanma genelde ortadaki tellere denk gelir. re teli de ortada olduğu için normal olmayan bi şekilde normaldir.
perdelerde ya da köprüde sorun olması çok muhtemel.

canı istediği zaman çalan bir gitar kullanıcısı için değil 2 hafta ya da 2 ay, 6 ayda bir kere değiştirmek yeterlidir.
0
dorian greyfurt
(12.10.08)
öğrenci gitarlarının perdeleri sargılı tellere daha çok zarar verir tabii. her gün 1 saat bile olsa çalınan bir klasik gitarın üzerinde 6 ay tel bekletilmez, 2 hadi bilemedin 3 ay bile oldukça fazladır. kopar gider teller yani normaldir(belki kopmaz normalde(öğrenci gitarından bir üst kalitede bir gitarda) ama sesi büyük ölçüde ölür). ancak daha ilk aydan kopuyorsa veya telin sargıları zedeleniyorsa perdeler ortalama bir arenas'a göre bile kötü durumda olabilir.
0
kurukafa
(12.10.08)
klasik gitarda bence sol el tırnakları da fazlaca etkili oluyor bu konuda. benim klasik de süreli aynı teli koparıyordu. dikkat ettiğimde eşiğin yavaş yavaş keskinleştiğini ve telin de bu noktadan inceldiğini gördüm. zımparalamak eşiği bozar bu şekilde de çok tel koparır. sanırım çabucak öğrenip kaliteli bir gitar almak gerekiyor.
0
buzkran
(12.10.08)
bildiğim kadarıyla re teli, mi ve la telinden daha ince olmasına rağmen gerginlik olarak gitara daha çok yükleniyor, benim bugüne kadar re telim koptuysa hep eşikten kopmuştur, perde kısmından zedelenecek kadar uzun süre kullanmamak lazım zaten, eşikten kopmaması içinde yapılan telin arkasından çevirirken biraz u gibi bırakmak, v gibi değil, böylece oraya fazla yüklenmiyor, biliyorum karışık oldu ama eşiği incelediğinde kesin anlarsın:)
0
crimson king
(12.10.08)
sargı tellerin en incesi ve en dayanıksızı olduğu için en çok re teli kopar. anormal değildir. sabır ile yaklaşmak lazım.
0
co2s2
(12.10.08)
(16)

bilgisayar overclock hakkında acil

head
selam,sabah 1950xt PRO'nun performansından yakınıp bi voltaj oynaması yapayım dedim.burn-in seçeneği altında mhz ve volt ayarları yapılıyordu. ben de iki farklı perimetreyi aynı anda değiştirdim ve minimum ayarları seçmiştim. şu anda monitör açılmıyor. bilgisayar kendini başlatsa bile görüntü alamıy
selam,
sabah 1950xt PRO'nun performansından yakınıp bi voltaj oynaması yapayım dedim.
burn-in seçeneği altında mhz ve volt ayarları yapılıyordu. ben de iki farklı perimetreyi aynı anda değiştirdim ve minimum ayarları seçmiştim. şu anda monitör açılmıyor. bilgisayar kendini başlatsa bile görüntü alamıyorum. ekran kartını çıkarıp anakarta bağladım monitörü ancak halen fayda yok.

ne yapılmalı? bios'u dışardan nasıl resetlerim veya çözüm olacaksa?
0
head
(11.10.08)
bios pilini cikartip 15 sn bekledikten sonra tekrar takin.
belki bir ise yarar.
0
trimpot
(11.10.08)
işe yaramadı ne yazık ki. monitör açılmıyor.
sorusu olanlara; evet monitör çalışıyor.
0
🌸head
(11.10.08)
anakart nedir?
tam olarak adi modeli yazar misin?
0
trimpot
(11.10.08)
intel D946GZIS
0
🌸head
(11.10.08)
sen kurcalarken ekran kartı filan kaymış olmasın? bios pilini çıkarınca resetlenmesi lazım da.
0
mortifera
(11.10.08)
yok abisi, resetlemiyor bildiğin. şimdi bi çay koydum pili çıkarıp. birazdan deneyeceğim.
şu anda anakarta takılı monitör soketi.ekran kartı çıkık bir şekilde duruyor masanın üstünde.
0
🌸head
(11.10.08)
yok yine resetlenmedi.
0
🌸head
(11.10.08)
cmos clear icin pin olmali üstünde.

suraya bir bakar misin: www.intel.com
0
trimpot
(11.10.08)
olmadı yine. monitör açılmıyor. pili de çıkardım ama bana mısın demedi.
0
🌸head
(11.10.08)
bundan 10-15 sene önce 286 bilgisayarımda biosu resetlemek için şöyle bir şey yapmıştım.bilgisayara zararı olur mu bilmiyorum.

kasayı açtım.2 kablo aldım.anakartın pilini çıkarttım.iki kabloyu birbirine bağladım.bir ucunu + ya bir ucunu - ye değdirdim.bilgisayarı açtım.bios resetlenmişti.
hiçbir çözüm bulamazsan,anakartı falan tamamen gözden çıkartırsan,bu işlem aklında olsun.


bir de,ekran kartını alıp başka bir bilgisayarda denesen .belki kartı falan yakmışsındır.
0
marcelorios
(11.10.08)
problem ekran kartı kaynaklı görünmüyor,iki ekran kartının(diğeri anakart üzerindeki oluyor anladığım kadarıyla) birden yanmış olması düşük bir ihtimal.
Monitörünüzü mümkünse başka bir bilgisayarda deneyin,belki monitör'de sorun vardır.Kablosunun ucuna garip bir şeyler olmuştur falan.
0
natnan
(11.10.08)
monitörde sorun yok. sinyal yok diyor normal kablosu çıkık olduğu zaman. takınca ışığı yanmıyor. hem anakart, hem ekran kartı girişlerinde. başka bir monitör taktım, yine görüntü yok.

başka bir çözüm yöntemi olan var mı?
0
🌸head
(11.10.08)
head, bilgisayarı açtığında bilgisayar görüntü gelmese de windowsu başlatıyor mu? harddisk hareketi var mı?
0
kurukafa
(11.10.08)
yok galiba. bi 10 dakka bekledikten sonra windows tuşu - yukarı tuş - enter - enter kombinasyonunu denedim, ancak tek işlem bile yapmadı.
0
🌸head
(11.10.08)
bios pilini çıkarınca resetlenmiyorsa bir de açılışta insert tuşuna basılı tutarak açmayı dene.
0
jr
(11.10.08)
hmm yaptığın işlemin böyle bir şey ile sonuçlanması ilginç, en azından onboard ekran kartının çalışması gerekirdi, işlemin biosa bir şey yazıp yazmadığından emin değilim. yazıyorsa bios gitmiş olabilir ki bu acı olur. öte yandan bilgisayarlar statik yüklenme durumlarında da böyle bir sorun yaratabiliyorlar(ekranın açılmamasının yanında bilgisayarın post'u geçemediğini varsayıyorum). herhangi bir beep sesi de duymuyorsun sanırım.

bilgisayarındaki bütün kartları sök evde kalorifer falan varsa üzerlerine yay, bişeyler atıştır(bu önemli) sonra geri tak bir ihtimal düzelebilir, bu gibi sorunlarda sorunun kaynağını bilemediğim durumlarda son çare olarak deneyip başardığım olmuştur bir kaç kere.
0
kurukafa
(11.10.08)
(3)

Kopya Korumalı DVD Çoğalma

sijwocaq
Hazırlamış olduğumuz film DVD'sini kopya korumalı çoğaltmak istiyoruz. Bu işi yapabilecek olan firma bilen var mıdır acaba?
Hazırlamış olduğumuz film DVD'sini kopya korumalı çoğaltmak istiyoruz. Bu işi yapabilecek olan firma bilen var mıdır acaba?
0
sijwocaq
(11.10.08)
şuradakiler olabilir:
(git: 41057)
0
late viper
(11.10.08)
DVD nin kopyalanmasını engellemek istiyorsanız, bu tam anlamıyla mümkün değil biliyorsunuz değil mi? DVD writer'a koyup copy demenin sonuç vermeyeceği şekilde bir koruma sağlanabilir ama zaten DVD riplemek için çok az kişi böyle bir şey deniyor. Bu iş için yapılmış programlar her türlü DVD yi kopyalayacaklardır.
0
kurukafa
(11.10.08)
@ kurukafa

dvd'nin kopyalanmasının tam olarak engellenemeyeceğini biliyorum tabii ki. amaç sadece basit ev kullanıcılarının kopyalamasını engellemek. crc koruması ile korunsun istiyorum yani.
0
🌸sijwocaq
(11.10.08)
(22)

Flört Danışmanlıgı (Koşun, yardım lazım)

Wishborn
bayan kişiyle 2 haftada 10 kere filan buluşuldu, saatlerce telefon konuşmaları, msjlaşmalar şunlar bunlar...Ciddi bir ilişkinin temelleri atıldı (öyle olmak zorundaydı). Bugun konuşurken, dedim ben hoşlanıorum, ottur boktur vs... "işte bilmiyorum, emin degilim, istiyorum ama şimdi bi ilişkiye başl
bayan kişiyle 2 haftada 10 kere filan buluşuldu, saatlerce telefon konuşmaları, msjlaşmalar şunlar bunlar...Ciddi bir ilişkinin temelleri atıldı (öyle olmak zorundaydı). Bugun konuşurken, dedim ben hoşlanıorum, ottur boktur vs... "işte bilmiyorum, emin degilim, istiyorum ama şimdi bi ilişkiye başlarsam kendime verdigm sözlerin tam tersini yapmış olucam vs vs vs" dedi... öyle havada kaldıııık...

Şimdi cep telefonundan msj aracılıgıyla vurucu hamleler yapmalıyım, bildiginiz saglam numaralar varmıdir? Abartı etkileyici msjlar filan?

Yardım edin bu arkadaşınıza :)
0
Wishborn
(10.10.08)
(bkz: bize gelsene)
0
ermanen
(10.10.08)
(bkz: gizli siktir)
0
bryan fury
(10.10.08)
@mrtksn

k:20- e:22
0
🌸Wishborn
(10.10.08)
Heöö 2 haftada 10 defa buluşuyor, mesajlar falan da yoğun ama ciddi ilişkiye hazır değilim öyle mi? Ne diyeyip bilemedim ama pek bi alengirli durum var =)
edit: Ne ciddisi? İlişki demiş sadece, dikkatim dağılmış meğersem...
0
inugard
(10.10.08)
arama hiç. bi kere bile. eşşek gibi geri arar. aramazsa da salla gitsin. sinir oluyorum yaa böyle hatunlara. madem gönlün yok ne diye buluşup konuşuyosun di mi? nazın da bi adabı var.
oh be rahatladım :)
0
opucuk baligi
(10.10.08)
bence herhangi bi hamle yapmayın,opucuk balıgı dogru soyluyo,ses seda çıkmayınca kesin kendi arar.
tecrübeyle sabit :D
0
f1
(10.10.08)
msn gibi bi ortamdaysanız online olup hiçbi şey yazmaman, neşeli şeyler dinlediğini göstermen iyi olur. iradeliyse o da yazmaz muhtemelen. ama işin oluru varsa birkaç güne de kendisi damlar.
şimdi sen bi şeyler yazarsan bu biraz zayıflık göstergesi olur kiii, bu ileride çok daha fazla taviz verebileceğin anlamına gelir.
0
william axl rose
(10.10.08)
Ayak yapıyor. Numara falan gerekmiyor. aynen yukarıdaki arkadaşlara katılıyorum. sessiz kal birkaç gün.
0
october swimmer
(10.10.08)
10 kez buluştuktan sonra kızdan hala sevgili olma yönünde bir tepki gelmediyse ya kız tarafı çok ağır, ya da sen kanka modunda yaklaşmışsın ve seni sevgili olarak düşünemiyor.

Numara vs çekmeye çalışacaksan niyetin pek "iyi" değil sanırım. No comment.
0
kimlanbu
(10.10.08)
kendine ne sözü vermiş?
0
kurukafa
(10.10.08)
img380.imageshack.us

Wishborn kardeş, zor iş be. Umarım ciddi ciddi aşık değilsindir, zira sıkıntılı bi durumdur, bilirim. Kısa mesajla filan çözülecek iş de değil üstelik. Vuruculuğunu siktirettim kısa mesajın, istersen Shakespeare ol, Baudelaire ol, döktür beyitleri, dörtlükleri, iş olmayacaksa olmaz.

"Hiç dokanma o kesin arayacaktır" diyecem, o da popülizmin dik alası olacak. Berke Hürcan - Josh Holloway çapında fiziki görünüşün ya da kalın bir cüzdanın, otomobilin, pahalı elbiselerin ya da şöhretin yoksa erkek için "aranmak" istisnai bi durumdur. Ama neyse, yine de umarım arar. Ya da umarım aşık filan değilsindir. Zor işler vesselam. Ararsa da "ben ekmeğime bakarım" modu galiba en iyisi. Uma uma bi hal oldum ama, umarım aşık filan değilsindir.
0
atomic punk
(10.10.08)
senden daha yaşlı birisi olarak şöyle bir öğüt vereyim (ben de başarıdan başarıya koşan birisi değilim ama yıllar bazı şeyler öğretiyor)

zamanını sorunlu ve sonu olmayacak şeyler için harcama. madem ilgileniyorsun al karşına kardeşim böyleyken böyle benim niyetim bu sen ne diyorsun de, cevabı hayırsa güle güle.

önündeki maçlara bak. öyle uzun uzun düşünmeye gerek yok. arkadaşlar doğru yazmışlar. üstüne düşme. bir kere sorman yeterli.

eğer 10 kere buluşmadan sonra ilişkiye girmek istemiyorum diyorsa ya niyeti başka demek, ya da seni oyalıyor. üstüne düşmeni mi bekliyor?

yav böyleleri ile uğraşmaya değmez. sonra geri bakınca en güzel yıllarım saçma sapan kişilerle heba oldu demeyin.
0
mea maxima culpa
(10.10.08)
belirtmeyi unuttuğum bikaç noktaya mea maxima culpa çok güzel bi biçimde değinmiş.
bu söylediklerin yaşandıktan sonra kız böyle bi şey diyosa o kızın biraz sorun sahibi olması çok yüksek bi ihtimal. bu durumda devreye senin niyetin giriyor. yani bu kızdan beklentilerin önemli. fırtınasız, sakin ve huzurlu bir ilişki arıyorsan bu kızdan elinden geldiğince uzak durman senin yararına olur. çünkü anlattıklarından yola çıkarsak bu kızın sana vadettiği en belirgin şey; belirsizlik gibi duruyor.

dediğim gibi senin niyetin çok önemli bu aşamada. hani senin de niyetin sadece vakit geçirmekse, belirsizlik beni germez; ben kolay kolay üzülmem diyorsan gidişatı koru.
0
william axl rose
(11.10.08)
direk ilerle, kaç.

şu memlekette ilişki yetkileri default olarak kız milletinde başlıyor ya dayanasım gelmiyor. age of oldu vallahi çıkmalar mıkmalar.
0
dorian greyfurt
(11.10.08)
Bence hiç hesap kitap yapmadan içinden ne geliyorsa onu söyle. Ama önce düşün derince, ne istiyorsun ne düşünüyorsun ve nasıl hissediyorsun onun bi farkına var, sonra hepsini tek tek anlat.

Bu kadar açık olmanın sonucunda iki ihtimal var; ya hoşlandığın kız senin açık olduğunu görünce rahatlayıp gerçekte ne düşündüğünü o da açıkça söylecek ve iş savaşa dönüşmeden, karşılıklı hamle planları 'şöyle dersem böyle düşünür'ler olmadan rahat, germeyen bir ilişkiye yol verecektir ki böyle olursa harika olur. Ya da 'bu çocuk bana hasta, biraz da saf galiba, aptal aşık ehe' diye düşünüp seni süründürmeye çalışacaktır ki buna karşı tetikte olursan bişey olmaz, kendini koruyabilirsin.

Zaten bi ilişki ya ilk durumdaki gibi olmalı, ya da hiç olmamalı bence. Biraz bekle, ipleri eline verme, insiyatifi sen al demişler genelde cevap olarak da şaşırdım biraz. Herkesin doğrusu kendine tabi tavsiye benimki.
0
joelskellington
(11.10.08)
arama, arama, arama.
0
betty puf puf
(11.10.08)
direkt bize gelsene diye mesaj at. sonra da "ben biliyorum o bize gelsene tekliflerini falan, ben senin bildiğin kızlardan değilim" tribine girerse "kusura bakma da bu yaştan sonra senle kafelerde sürtüp tabu falan oynayacak halim yok, gelmezsen de normal karşılarım olabilir" falan de. hatta o kadar uzun uzadıya cevap yazmana bile gerek yok.

yani direkt olaya gir. 22 yaşında adamsın gerek yok böyle ayak oyunlarına. net olmak lazım.
0
vita vinum est
(11.10.08)
Fazla kaptırmadan uzak dur. Böyle sorunlu tiplerden sevgili bile olsa sorunlu bir ilişki yaşamış olursun. Sana da zamanına da parana da yazık. Çünkü bunlardan sonra olacakları az çok kestirebiliyorum.
0
ataturkiye
(11.10.08)
olurda muhabbet arasında "ben seni arkadaşım olarak düşünmüştüm" derse meşe odunuyla giriş.
0
dis kapinin mandali
(11.10.08)
bu kızdan uzak durun fikrine katılmıyorum.
Her kız kendi kendine "bir daha aşık olmayacağım/erkeklere güvenmeyeceğim" türünden en az 5-10 kere söz vermiştir 20 yaşına kadar.
Bazı erkekler bile yapıyor bunu.O derece :P
0
natnan
(11.10.08)
"istiyorum ama..." diye başlayan cümle "bir süre daha peşimde koşman lazım, prensesim ben çünkü" diye devam ediyor olabilir ablanın kafasında. bu durumda o sessiz kalma oyununun dozu kaçarsa niyetinin ciddi olmadığı izlenimini edinebilir. bilemem tabi, edinmeye de bilir.
0
leylak sarabi
(11.10.08)
hemen kabul etmiş olmamak için öyle demiş bence. fazla çabaya gerek yok.
0
cereal killer
(14.10.08)
(2)

tecil sorunu

avifa
Simdi söyle bi durum var ve benim bu konu hakkında hic bir bilgim yok.Gecen sene üniversiteden mezun olmus er kisiler askerlik tecillerini yaptırdıktan 1-2 ay sonra 2 sene tecil ettirme hakkı geldi. Kasıma kadar tecilleri var bu arkadasların ama bu 2 senelik haktan yararlanıp yararlanamıyacaklarını
Simdi söyle bi durum var ve benim bu konu hakkında hic bir bilgim yok.
Gecen sene üniversiteden mezun olmus er kisiler askerlik tecillerini yaptırdıktan 1-2 ay sonra 2 sene tecil ettirme hakkı geldi. Kasıma kadar tecilleri var bu arkadasların ama bu 2 senelik haktan yararlanıp yararlanamıyacaklarını bilemiyoruz.
Zaten birine kagıt gelmis, sınav yerinizi belirlemek icin askerlik subesine bekleniyorsunuz diye..
Tecili 1 sene daha uzatamıycakları mı simdi bunlar?
0
avifa
(10.10.08)
kendi kendilerine hiç bir şey yapmazlar, gidip dilekçe vermen lazım.
0
kurukafa
(10.10.08)
o haktan yararlanmak için belli bir başvuru süresi vardı sanırım. kağıt falan geldiyse geçmiştir tabi ki.
0
dorian greyfurt
(11.10.08)
(3)

vista'nın ilginç hata mesajı

deckard
powerpoint'te sunum hazırlıcam daha ilk adımda yaran bir mesajla karşılaştım, olayın tüm ciddiyetini de kaybettim. screenshot şu; http://img126.imageshack.us/my.php?image=saadsry7.jpggoogle'daki sonuçlara göre visual basic hatasıymış bu. peki bu hatayla ne demek istiyor vista? arkaplana görsel koyar
powerpoint'te sunum hazırlıcam daha ilk adımda yaran bir mesajla karşılaştım, olayın tüm ciddiyetini de kaybettim.

screenshot şu; img126.imageshack.us

google'daki sonuçlara göre visual basic hatasıymış bu. peki bu hatayla ne demek istiyor vista? arkaplana görsel koyarken çıktı karşıma.
0
deckard
(10.10.08)
eklemeye calistiginiz fotografi masaustune kopyalayip bir de öyle dener misiniz?

aksamdan beri bu hatanin çözümü icin arastiriyorum, dert oldu içime serefsizim.
0
trimpot
(10.10.08)
bence dosyanın bulunduğu yoldaki boşluklar veya türkçe karakterlerle ilgili bir sorun.
0
kurukafa
(10.10.08)
evet başka bir dizinden kopyalayınca hata mesajı çıkmadı, sağolun. lakin bu nasıl bir türkçedir anlamış değilim.
0
🌸deckard
(10.10.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.