Giriş
(6)

Sifreli bir zip dosyasinin sifresini bilmeme sorunsali

kayranin kedisi
Bu dosyayi kullanabilmem icin bir yontem, bir olasilik var midir?
Bu dosyayi kullanabilmem icin bir yontem, bir olasilik var midir?
0
kayranin kedisi
(20.11.08)
Brute force yontemi ile sifre kirmaya calisan programlar var. Onlari deneyebilirsiniz.
0
wpi
(20.11.08)
apasscracker.com

tabi cpu gucune, sansiniza ve sabriniza bagli..
0
katafalk
(20.11.08)
sifrenin 12 karakterden fazla olmasi lazim. vah bana vahlar bana diyorum :)
0
🌸kayranin kedisi
(20.11.08)
dosya internetten indirildiyse dosya adi ile aramak da bir ise yarayabilir..
0
katafalk
(20.11.08)
12 haneli olmasi cok sorun degil eninde sonunda kirilir ama harf/rakam/sembol karisiksa unutun o i$i
0
cashiz
(20.11.08)
12 karakter ve fazlası, üzerinde sembol olmasa bile duruma göre aylar, yıllar alabilir. şifre bu kadar büyük ise pek şansın yok. dosya internette ngelme ise daha önce denildiği gibi google'da dosya ismini aratabilirsin, bir yerden çıkar. ama kendi dosyansa ve hatırlayamayacağın 12 karakterden büyük bir şifre koyduysan, yapacak bir şey kalmıyor.
0
kurukafa
(20.11.08)
(4)

Bir olasılık sorusu

kurukafa
Geçen başka bir kontekstte sorulmuştu ama cevaplanmadı sanırım başlığı da bulamadım. Şöyle bir olasılık sorununu çözmeye nasıl yaklaşmalıyız:Bir torbadaki topların üzerinde 1'den 49'a kadar sayılar var. Torbadan üç top çekiyoruz, çektiğimiz üç toptaki sayıların toplamının 51 etmesi olasılığı nedir?
Geçen başka bir kontekstte sorulmuştu ama cevaplanmadı sanırım başlığı da bulamadım. Şöyle bir olasılık sorununu çözmeye nasıl yaklaşmalıyız:

Bir torbadaki topların üzerinde 1'den 49'a kadar sayılar var. Torbadan üç top çekiyoruz, çektiğimiz üç toptaki sayıların toplamının 51 etmesi olasılığı nedir?
0
kurukafa
(20.11.08)
cevabını direk veremeyeceğim ama şunu söyleyebilirim; bütün olasılıkların sayısı 49x48x47

şimdi toplamı 51 eden bir olasılığı ele alalım 1 2 48 olsun ( bunun gibi kaç tane daha var elle bulunması biraz kasar ve bayar bu yüzden matlab yazılımı ile yapılabilir belki )

şimdi 1 2 48 durumu tek durumdur diyemeyiz çünkü 1 mi önce çektin 2 yi önce çektin belli değil o yüzden her üçlü toplamın aslında 6 tane olasılığı var.

(toplamı 51 eden üçlü grup sayısı)x6 / 49x48x47

diye düşündüm ama bir yerde hatam varmış gibi geliyor kolombiyalı suser kardeşler uyarsınlar.
0
allezz
(20.11.08)
valla bir kimyager gözüyle bende o şekilde düşünebildim, esasında birazda yamulmadım desem yalan olur. elektrik-elektronikçiden yardım alıyorum onda da yamulma belirtileri var. bi sonuca ulaşırsa yazarım.

Bogota'dan sevgiler...
0
onlygodjudgeme
(20.11.08)
evet böyle tek tek yapılabilir, ama ben daha "matematiksel" bir çözüm peşindeyim. Aslında python ile durumun simülasyonunu yapıp olasılığı buldum daha önce. Bunu hespalayabileceğimiz kısa bir yol nasıl olabilir diye düşünüyorum. yani "genel" bir çözüm arıyorum. mesela 1000000 top olabilridi ve çok daha büyük (veya küçük) bir toplam sorabilirdim, bu şekilde yapmak imkansız olur o zaman.
0
🌸kurukafa
(20.11.08)
[2*(1+2+3+...+11)+12]/(49*48*47)
0
edge_nabby
(20.11.08)
(4)

RSS tam olarak nedir? (RSS for dummies)

atomic punk
Araştırdım, okudum, ettim bi bok anlamadım.Mesela,(bkz: #1730576)Yok yani olmuyor, anlamıyorum. xml'i, plugin'i bilmemnesi.. Pc ile münasebeti sınırlı olan bir insanım. Anneye msn kullanmayı anlatır gibi anlatmanızı rica ediyorum sizden. Nedir bu RSS, ne için kullanılır, nasıl kullanılır, coder mode
Araştırdım, okudum, ettim bi bok anlamadım.

Mesela,

(bkz: #1730576)

Yok yani olmuyor, anlamıyorum. xml'i, plugin'i bilmemnesi.. Pc ile münasebeti sınırlı olan bir insanım. Anneye msn kullanmayı anlatır gibi anlatmanızı rica ediyorum sizden. Nedir bu RSS, ne için kullanılır, nasıl kullanılır, coder moder olmayan insan için gerekli birşey midir?

Öyle bir anlatılıyor ki bu RSS, sanki herkes anasının karnından kod satırıyla çıkmış; anlamak mümkün değil. Ben şu an konuya ilişkin devasa cehaletimle rss denen teranenin blog, gazete filan takip etmede işe yarar bir teknoloji olduğunu ve kodla modla alakası olmayan standart internet kullanıcılarına da faydası dokandığını sanıyorum. Yanlış mıyım?

Hadi arkadaşlar, bi yardım eli uzatıverin..
0
atomic punk
(19.11.08)
gazetelerin, blogların felan çoğunun böyle bir rss adresi olur.. aynı bir internet sitesi adresi gibi.. çok basit, rss okuyan programlar var ücretsiz.. bu adresleri o programa ekliyorsunuz (mesela gazeteler için ilgilendiğiniz konuları felan seçebiliyordunuz sanırım, onlar da ona göre adres oluşturuyordu..)
aynı mail okumak gibi düşünebilirsiniz.. ilgilendiğiniz konularla ilgili yeni güncellemeler oldukça size haber veriliyor..
yani bi ara denediğim kadarıyla böyle bir şeydi..
0
p shadow
(19.11.08)
doğrusun. basitçe: bir rss reader programı ediniyorsun (bazı browserlarda bütünleşik geliyor ama bu iş için hazırlanmış ayrı bir yazılım tercih edilebiliyor). Sitelerde rss ikonu gördüğün yerlerde rss linki vardır. o linki bu programa veriyorsun, ve o sitede bir şey update edildiği zaman program rss linkinin içeriğinden buna bakıyor, anlıyor, sana haber veriyor ve sitenin rss feedinde verdiği kadar içeriği görebiliyorsun (kimisi önizleme tadında verir kimisi tüm içeriği verir) ilgini çekerse tıklıyorsun sitenin kendisi browserda açılıyor. Böylece mesela ilgini çekebilecek bir bloga veya siteye rastladığında o siteyi bookmark edip ara ara "yeni bir şey var mı?" diye bakmak yerine rss linkini readerına veriyorsun, bir şey eklenirse haberin oluyor. yoksa da zaman kaybetmiyorsun siteleri tek tek dolaşarak.
0
kurukafa
(19.11.08)
Çok teşekkür ederim kurukafa ve p shadow. : )
0
🌸atomic punk
(20.11.08)
webdeneyimleri.donanimhaber.com
vidolu detaylı anlatım
0
neylim
(20.11.08)
(6)

Hele Bi Diyin Hele !

deliktas
İki güzel sorum var sizler için güzel Zionlular:1. Evimde kullandığım modem kablolu. Benim kablolu modemimden komşum da faydalanmak istiyor. Ancak kendisi kullanıdığı laptapın özelliklerinden faydalanmak için kablosuz internet istiyor. Dedik ki alalım kablosuz bir modem verelim yayını çeksin arkadaş
İki güzel sorum var sizler için güzel Zionlular:

1. Evimde kullandığım modem kablolu. Benim kablolu modemimden komşum da faydalanmak istiyor. Ancak kendisi kullanıdığı laptapın özelliklerinden faydalanmak için kablosuz internet istiyor. Dedik ki alalım kablosuz bir modem verelim yayını çeksin arkadaş. Ancak benim evimden onun evine malesef modemin gücü yetmedi, çekmedi. Olay bu iken soru da bu: Adsl kablosunu benim evimden çekip onun evinde kablosuza nasıl çevirebiliriz. Kablolu ve kablosuz iki modem arasında bir bağlantı yapsak olur mu?

2. Msn üzerinden webcam ile yaptığım görüşmeler, internet korsanları tarafından ele geçirilebilir mi? Ben karşı tarafı görüntülerken onlar da bu görüntüleri çalıp izleyebilir mi?(Bunu hep merak etmişimdir ve daha çok etrafımdakiler bana sorduğu için bilmek istiyor, onları da bilgilendirmek istiyorum)
0
deliktas
(19.11.08)
2. msn üzerinden yapılan iletişim encrypted yani şifrelenmiş değildir. senin bilgisayarın ile konuştuğun kişi arasında bulunan makinalardan herhangi birine erişimi olan biri bütün iletişiminizi aradan alabilir. Eğer OsX kullanıyorsan Adium'un bütün protokoller için encryption desteği var (ama video yok ve karşındakinin de adium kullanıyor olması gerekiyor).
0
kurukafa
(19.11.08)
@kurukafa

peki encrypted destekli görüntülü görüşme yapabileceğimiz bir program var mıdır? (mesela skype falan)
0
🌸deliktas
(19.11.08)
1.de anlattığınız olayı ben yapmıştım olmuştu. komşudan gelen kabloyu kablosuz modeme bağlamıştım ve bir sorun yaşamadım bağlatıda.
0
handgrenade
(20.11.08)
araya modem yerine almaç göndermeç koyabilrsiniz bu cihaz ortada bi yerde olur adsl bağlantısnı alır yayar genelde trublex villa tarzı yerlerde orta kata konuur.
1 mb lik bir bağlantınız varsa ve karşı tarafla görüşme rahatlıkla yapıyosanız başkası sizi izlemiydur emin olun
0
neylim
(20.11.08)
1. biraz uzun i$ ama $u an benim yaptigimi yapabilirsin. ben de net i kablosuz kullaniyorum ama hat kom$uda. once biz da senin dedigin gibi denedik ama verim alamadik. sonra onun evindeki splitter dan benim eve telefon hatti cektik (yakla$ik 20m) ve modemi benim evime kurduk. sonra da onun makine sabit oldugu icin benim evdeki modemden telefon hattinin uzerinden cat5 kabloyla tekrar sabit hat cektik. iki kablo dolaniyo apartman arasinda ama bizim i$imiz goruldu.
0
eusebiodelaparma
(20.11.08)
(bkz: #14363617)
0
transall
(20.11.08)
(10)

airties rt-205

steyro
ben bu kablosuz modemi access point olarak kullanabilir miyim? modem ayarlarında routing falan var ama. yardımcı olabilecek biri var mı?
ben bu kablosuz modemi access point olarak kullanabilir miyim? modem ayarlarında routing falan var ama. yardımcı olabilecek biri var mı?
0
steyro
(19.11.08)
Eger yanlis anlamadiysam asil modem olarak kullandigin baska bir alet var. Eger ondan cikan kabloyu bunun portlarindan bir tanesine takarsan kullanabilirsin. Airties'in dhcp ozelligini kapatmani oneririm (web arayuzunden oluyor).

Airties'in wireless ayarlarini (SSID, guvenlik vs) yaptiktan sonra calismasi lazim. Routing tarafini karistirmana gerek yok.
0
wpi
(19.11.08)
benim internet bağlantım var. kapsama alanında 1 tane internet bağlantısı olmayan bir modem var. modemlerin ikiside airties rt-205. diğer modem access point olabiliyo mu? ordan da daha uzağa aktarım yapmak istiyoruz
0
🌸steyro
(19.11.08)
denemedim ama aradığın şey sanırım kontrol arabiriminde "kablosuz" altında "mesh".
0
kurukafa
(19.11.08)
@wpi nin cevabı bana şunu düşündürdü..

adsl e aboneyim.uydunete geçecem fakat kablosuz modemi 180ytl..çok pahalı yani..kablolu modemini alsam 80liraya ondan çıkan kabloyu adsl de şuan da kullandığım philips marka wireless modeme bağlayıp kablosuz kullanabilirmiyim...

olurmu böle bişey.
0
copy paste
(19.11.08)
@kurukafa sanırım aradığım şey mesh. ama etkin değil
www.zshare.net
0
🌸steyro
(19.11.08)
Evet yanlis anlamisim.

Mesh ozelligi olmasini beklemiyordum ben o modemde. Iyi valla. Yalniz senin ekran goruntusunde "etkinlestir" dugmesini goremedim.
0
wpi
(19.11.08)
yani? etkinleştiremez miyim? airtiesin sitesinde bakıyorum mesh kurulumuna. ama rt-210 için tarif etmişler ve menü değişik.
0
🌸steyro
(19.11.08)
WPA etkinken etkinleştirilemiyor diyor o ekranda.. wep e falan geçip deneyin isterseniz..
0
metox
(19.11.08)
kablosuz güvenliğini wpa yaparsan kullanamıyormuşsun, güvenlik sistemini değiştir.
0
kurukafa
(19.11.08)
aradığım şey mesh miş. güvenlik seviyesini wep yapınca mesh açıldı ama bu sefer de pc kablosuz ağa bağlanamadı. (yeni şifre tanımladım, şifreyi falan girdim ama olmadı) modemi resetledim. cevaplar için teşekkürler. yarın forumlardan mesh ile ilgili dökümanlara bakacam, yapamazsam bir duyuru daha açacam.
0
🌸steyro
(23.11.08)
(3)

Ses Efektleri

mavie
Merhaba, Ulusal bir kanalın magazin servisinde çalışıyorum. Bazı ihtiyaçlara ödenek ayıramıyoruz.Onlardan biri de VTR'lerde kullanmak üzere ses efektleri.Elinizde ses efektleri varsa paylaşabilir misiniz?Ya da nereden, hangi siteden (ücretsiz) temin edebileceğimi söyleyebilir misiniz?
Merhaba,
Ulusal bir kanalın magazin servisinde çalışıyorum. Bazı ihtiyaçlara ödenek ayıramıyoruz.
Onlardan biri de VTR'lerde kullanmak üzere ses efektleri.

Elinizde ses efektleri varsa paylaşabilir misiniz?
Ya da nereden, hangi siteden (ücretsiz) temin edebileceğimi söyleyebilir misiniz?
0
mavie
(19.11.08)
kurukafa
(19.11.08)
www.sounddogs.com inanılmaz detaylıdır ama iyi araştırman lazım. ve direk indirebilmen de süper bi güzellik.
0
rentts
(19.11.08)
www.soundsnap.com
bundan daha iyisini bulamazsın.
0
only
(19.11.08)
(5)

Fotoşapım aman aman

ophelia
elimdeki laptopa geçenlerde korsan korsan fotoşap yüklemeye kalktım. benim evdeki antivirüs programı internete erişmek isteyen .exe'leri bloklayıp bana soruyor diye burda da interneti kesme gibi bir girişimim olmadı install yaparken. sonra tabi haliyle fotoşapınızın lisansı yok bikbikbik dedi ve kap
elimdeki laptopa geçenlerde korsan korsan fotoşap yüklemeye kalktım. benim evdeki antivirüs programı internete erişmek isteyen .exe'leri bloklayıp bana soruyor diye burda da interneti kesme gibi bir girişimim olmadı install yaparken. sonra tabi haliyle fotoşapınızın lisansı yok bikbikbik dedi ve kapandı. şimdi bunu geri almak nasıl oluyor bilmiyorum (format haricinde geri almayı bilmiyorum yani. e format da atamam yani uzun sürüyo vs.). ve fotoşap gibi bir şeye ihtiyacım var lan, en ufak bişeyin editini bile yaparken fotoşap açmak istiyorum ellerim kaşınıyor.

windows xp için fotoşap muadili(30 gün trial filan da olur), kolay indirilebilen bir şey istiyorum. bilen gören var mıdır?

gimp önermeyin sinirim tepeme çıkmasın ehehehe
0
ophelia
(19.11.08)
acdsee olur, irfanview olur, tabii basit crop vb. i$lemleri icin.
0
oligomer
(19.11.08)
0
metox
(19.11.08)
ofican sinirlendirmek gibi olmasın ama tabii ki gimp ehehe mis gibi.
0
kurukafa
(19.11.08)
@oligamer : ay yok ters çevirip şeffaflık verip yansımalı imajlar yapmak istiyorum dfsdfsdf
0
🌸ophelia
(19.11.08)
pixia da guzel bir program, filtre filan da indirip kullanabilirsin. ayrica freeware.
0
npyx
(19.11.08)
(9)

işletim sistemi 32bit mi olacaaak 64bit mi?

oddity
ben bir işletim sistemi edinmeden önce 32bit mi 64bit mi olması gerektiğine nasıl karar veririm? donanımla ilgili bir şey mi bu?
ben bir işletim sistemi edinmeden önce 32bit mi 64bit mi olması gerektiğine nasıl karar veririm? donanımla ilgili bir şey mi bu?
0
oddity
(19.11.08)
evet donanımla ilgili. işlemciniz 32 bitse 32, 64 bitse 64 kurmak gerekmekte.
0
elcezire exclusive
(19.11.08)
hmm tamamdır, teşekkürler, son bir soru: core2duo 2.0ghz (t5750) var bende ve şimdi baktım ki 64bit imiş kendisi. ancak işletim sistemim 32bit. bunun dezavantajları nelerdir? şu an neler kaçırıyorumdur?
0
🌸oddity
(19.11.08)
işlemcin 64 bit ise 64 bit kurmak zorunda değilsin. ne kaçırdığını bilmiyorsan muhtemelen hiç bir şey kaçırmıyorsun diyeyim. :) 64bit uyumsuzlukları sebebiyle bir kaç baş ağrısı kaçırıyorsundur en fazla.
0
kurukafa
(19.11.08)
intel ve amd nin son işlemcileri 64bit olup 32bit e de destek vermekte; O yüzden siz en iyisi 32bit kurun özel bir amacınız yoksa; Çünkü 64 bit işletim sistemlerinin driverı ayrı dert programları ayrı dert.
0
mrtksn
(19.11.08)
64 bit olupta 32 bite destek vermeyen işlemci duymadım. yoktur demiyorum ama hiç öyle bişiy duymadım.
0
darknum
(19.11.08)
her şeyi anladım da şunu anlamadım. madem işlemcinin 64 bit olması halinde bile os 32 bit olsun diyorsunuz, o halde 64 bit os'ları kim kullanıyor? bir fark olmalı yahu?
0
🌸oddity
(19.11.08)
hali hazirda 32 bit isletim sistemine sahipken islemciyi tam performans kullanamiyorsunuz. Bununla birlikte ram destegi vs de farkli 32 bit le 64 bit arasinda. Misal Xp de 32 bit isletim sistemi kullanirken en fazla 2 gb rami kullanabilirsiniz. Bunun nedenleriyle ilgili guzel bir baslik ve entry vardi ama bulamadim. Daha fazla ram'e ihtiyac duyuyorsaniz 64 bit dusunebilirsiniz misal.

kurukafa'nin dedigi "ne kacirdigini bilmiyorsan muhtemelen hicbir sey kacirmiyorsun" cumlesi ondandir ve bu cumleye katiliyorum. Driverlari, programlari ayri dert 64 bit'in.

aradigim baslik bu degildi ama: (bkz: windows xp professional x64 edition)
0
entrapmen
(19.11.08)
32-bit bir işlemci memory addressing'i 32 bit ile kontrol eder. 32 bit ile de 2^32 farklı memory değeri tutulabilir. 2^32 bit de 4 GB RAM'e eşittir. Yani işletim sistemi desteklediği takdirde en fazla 4 GB RAM kullanabilirsiniz bilgisayarınızda eğer 32-bit'lik bir işletim sistemi kullanıyorsanız. 64-bit işlemci+işletim sistemiyle bu sınır çok çok yukarılara çıkıyor.
0
simendiferlerin efendisi
(19.11.08)
64 bit olunca daha çok RAM takma ihtimalin oluyor ayrıca 64bit için derlenmiş yazılımlarda daha yüksek performans alınması olası. o yüzen 16gb ram takıp ne bileyim mesela database sunucusu yapmayacakasanız bu aleti muhtemelen 64bit olaylarına bulaşmanıza da gerek yok. Firefoxun bile resmi 64bit sürümü yok yahu.çok spesifik yazılımlarda fayda görürsünüz onun dışında sadece dert ve tasa olur şimdilik
0
mrtksn
(19.11.08)
(9)

son kullanma tarihi geçmiş tylolhot

kurukafa
son kullanma tarihi aralık 2007 olan bir tylolhot paketi var. ne olur ki bunu içsem?
son kullanma tarihi aralık 2007 olan bir tylolhot paketi var. ne olur ki bunu içsem?
0
kurukafa
(17.11.08)
olmaz be ne olacak...

(şimdi gelip fazla duyarlı biri aaah hiç öyle olur mu filan der de, ne olacak abi, parasetamol...)
0
mortifera
(17.11.08)
hiçbir şey olmaz. etki anlamında. etken madde bayatlamıştır. karaciğer enzimlerini gereksiz yere yorar. 2 bardak su iç daha iyi
0
sen dururken annenmi gidcek ekmek almaya
(17.11.08)
tylol hot a zaten asla içmeyin diyorlar. zararlıymış falan.
artı bi de zamanı geçmişse hiç içme. su kaynat limon sık içine bi tatlı kaşığı da bal. mis.
0
ymerdiveni
(17.11.08)
iiiiiiiiçç!
bisey olursa soyle ama.
0
sirahmet
(17.11.08)
icmeden once prospektusunu okuyunuz ama bence ictikten sonra okumak daha eglenceli. +)
0
lejant
(17.11.08)
tylol hot icmeyin yahu iciyosaniz yaninda baska bi grip ilaci almayin yahu. parasetamol zehirlenmesi yapiyor bu ilaclar sonra benim gibi gozunuzu acilde acarsiniz
0
sanio
(17.11.08)
içtim, bişey olmadı. ehe
0
🌸kurukafa
(18.11.08)
fazla icme nolur nolmaz, zaten bircok doktor gerekmedikce kullanmayin ilac derler. tylol hot ve remidon plus yuzunden hastanelerin acil servislerinde dolandim o gun bugundur sadece aspirin icerim oda basim agridiginda.
0
sanio
(18.11.08)
bak geç kalmışım! yaw toplatıcam tum tylolhotları yazık günah kardeşim içmeyiniz. uyku da gelmiştir sonra ooh...
0
random blonde
(18.11.08)
(6)

hiç bişey yapmamak

sifatsiz
yaklaşık 2 haftadır hiç bişey yapmak istemiyorum. çalıştığım ofise zorla gidiyorum ellerim klavyeye dokunmak istemiyor o derece daraltılardayım. evde oturmak bile yoruyor gibi geliyor bir kitap okuyayım diyorum yok oda olmuyor hemen sıkıntılar basıyor tv izliyim diyorum yok oda olmuyor. böyle sabaht
yaklaşık 2 haftadır hiç bişey yapmak istemiyorum. çalıştığım ofise zorla gidiyorum ellerim klavyeye dokunmak istemiyor o derece daraltılardayım. evde oturmak bile yoruyor gibi geliyor bir kitap okuyayım diyorum yok oda olmuyor hemen sıkıntılar basıyor tv izliyim diyorum yok oda olmuyor. böyle sabahtan akşama kadar mal mal ekrana bakıyorum gün ölüyor. nedir benim bu üstümdeki atalet duygusu nasıl baş edecem ben bunla bir bilen yardımcı olsun.
0
sifatsiz
(16.11.08)
grip olup da iyileşme kısmına şiddetle katılıyorum. üşüt. bildiğin üşüt bence. sonra ağır hasta ol, burnun aksın, gözlerin yaşarsın falan. iyileşince, bi de banyo yapınca halk oyunları oynamak istiyor deli gönül.
0
lovemyself
(16.11.08)
yeni insanlarla tanış
0
desdinova
(16.11.08)
bir iki gün (hafta sonu da olabilir tabii bu) bir arkadaşının evinde kalıp kendine bir değişiklik yarat.
0
co2s2
(16.11.08)
(bkz: depresyon)
0
kurukafa
(16.11.08)
daga bayira tirman. en olmadi yildiz parkina gidip, sessiz sakiz biraz etrafi izle. tek basina ol tabi bu arada mumkunse. sessiz kal biraz, sonbaharin yapraklari, yesilin miskin tonu, kus bocek sesleri filan süper hissettirir.

ha, boyle zamanlarda en sevdigin seyleri yapmak da ise yarar. en sevdigin muzikleri dinle, en sevdigin filmleri izle, kendine kucuk kucuk hediyeler al. sevdigin, edinmek veya yapmak istedigin bir sey varsa ve bugune kadar hep ertelediysen tam vaktidir.
0
kaamos
(16.11.08)
sana adrenalin lazım.
0
chaud
(17.11.08)
(7)

Çocuk pornografisini engelleme

44
Arkadaşlar internette alenen çocuk pornografisi içeriğiyle karşılaşıldığında ne yapılması gerekir? Nereye şikayet edilebilir? Ulusal veya uluslararası olarak engelleme girişimi yapılabilir mi?
Arkadaşlar internette alenen çocuk pornografisi içeriğiyle karşılaşıldığında ne yapılması gerekir? Nereye şikayet edilebilir? Ulusal veya uluslararası olarak engelleme girişimi yapılabilir mi?
0
44
(16.11.08)
bu soruyu ben de soracaktım. basbaya çocuk pornosu linkleri (ilk bakışta 14-15 yaşlarında gibi görünen, pornografik hallerdeki kız fotoğrafları vb)veren rusça bir siteye denk geldim üstelik çok saçma bir google araması sonucunda. sonra linklere tıklayıp inceledim çocuk pornosu değilmiş nasıl yapmışlarsa örnek fotoğraflarda bir takım ufak tefek kadınları olduklarından çok genç göstermişler. sonradan sitenin bir yerinde gördüm zaten hepsi 18+ ibaresini. bildiğim kadarıyla oyuncu 18+ olduktan sonra herhangi bir engelleme vb yok. belki sizin karşılaştığınız da bu tip bir şeydir.
0
blackdog
(16.11.08)
@blackdog
Valla bilemiyorum, sizin bahsettiğiniz gibi durumlarla karşılaştım ancak az önce karşılaştığım durum hiç de öyle değildi. Öyle olmasını umuyorum ama görseydiniz eminim siz de ne yapacağınızı şaşırırdınız. Öyle böyle değil resmen çocuk resimleriydi. Reklam olmasın ve yayılmasına ortak olmayayım diye link veremiyorum.
0
🌸44
(16.11.08)
Sayın galadnikov teşekkürler. Ancak ben geçmişi sildim ve bir daha da o siteye girmek istemiyorum. Nasıl ulaştığımı hatırlıyorum ama tam link için tekrar girmem gerekiyor maalesef.
0
🌸44
(16.11.08)
@galadnikov
Ben ilk girdiğim sitenin adresini verdim, ordan nasıl ulaştığımı anlattım siteyle ilgili bilgi kısmında. Bir de dediğiniz gibi yapayım garanti olsun.
0
🌸44
(16.11.08)
Az önce tam link alabilmek içn ve yaşla ilgili bir uyarı var mı diye tekrar girdim ve ihbarı yeniledim. Maalesef sitede yaşlarının 18'den büyük olduğuna dair hiçbir uyarı yok.
0
🌸44
(16.11.08)
eğer türkiyeden işletilen bir site değilse, malesef yapacağınız ihbar, sitenin türkiyeden erişiminin engellenmesi dışında hiç bir işe yaramayacaktır. sitenin host edildiği yeri bulup onlara direk ihbar etmek bir çözüm olabilir belki.
0
kurukafa
(16.11.08)
Sayın galadnikov'un verdiği bilgi sayesinde artık siteye ulaşılmıyor. En azından buradan ulaşılmıyor. Nasıl yapıyorlarsa arka kapıdan dolaşmak da işe yaramıyor. Böyle sitelerle karşılaşan arkadaşlara değerlendirmelerini öneririm.
0
🌸44
(13.12.08)
(7)

kızın babasına benzetilen erkek

angut
Bi kız arkadaşı olan bi erkeği babasına benzetiyorsa bu durumda ne düşünülmeli ne yorum yapılmalı?Bu iyi bişey midir, kötü mü?
Bi kız arkadaşı olan bi erkeği babasına benzetiyorsa bu durumda ne düşünülmeli ne yorum yapılmalı?
Bu iyi bişey midir, kötü mü?
0
angut
(16.11.08)
(bkz: kizlarin babalarina benzeyen erkek secme sebepleri) (59)

diye bir sey var, bilmiyorum alakali midir..
0
la traviata
(16.11.08)
babadan babaya farklar vardır.
0
szqnn
(16.11.08)
bence kızlar babalarına benzeyen erkekleri seçmezler; babalarını çok yakından gözlemledikleri için ondaki spesifik özellikleri yine çok yakından inceledikleri sevgililerinde tespit ederler, sonra da babalarına benzeyen adamları tercih ettiklerini düşünürler. büyük yanılgı...
0
blackdog
(16.11.08)
iyi veya kötü diyebilmek için daha fazla detay lazım.
0
tabudeviren
(16.11.08)
cumlede virgul eksik, iyi de degil kotu de degil, garip birsey.
0
ermanen
(16.11.08)
tam anladığım şeyi mi soruyorsun bilmiyorum ama o işin dinamikleri biraz değişik. yani kız, erkek arkadaşını bbasına benzetiyorsa şöyledir diye net bir şey söylemek kolay değil. mesela benim bir kız arkadaşım babasının parfümünü kullandığımı ve bunu mümkün ise değiştirmemi kibarca rica etmişti, bundan rahatsız olmuştu, ki babası ile ilişkisi gayet iyi olan birisiydi. ama tam tersi örneklerini de gördüm, yani net bir şey çıkartmaya çabalamamak laızm bence.
0
kurukafa
(16.11.08)
soyut bir kavram + baba seviliyor = iyi
soyut bir kavram + baba sevilmiyor = kötü
somut bir kavram + baba seviliyor = iyi
somut bir kavram + baba sevilmiyor = kötü

dinamikler babayı sevip sevmediği ağırlığında. soyut bir kavram misal koruma, şefkat, ilgi vs vs. somut kavramsa arkadaşların bahsettiği gibi traş olur, saç tarama olur, koltuğun yerini değiştirme olur, yemek pişirme olur. kızın ne açıdan söylediğine göre değişir. bence tabi
0
atrin
(16.11.08)
(8)

hangi linux?

ycan07
linux a geçmek istiyorum ancak onlarca çeşidi var. kullanıp memnun olduğunuz, yeterince hızlı, ufak tefek programlarda sorun çıkarmayan (phun, guitar pro gibi..) bir sistem varsa tavsiyelerinizi bekliyorumnot: 64 bitlik olursa süper olur
linux a geçmek istiyorum ancak onlarca çeşidi var. kullanıp memnun olduğunuz, yeterince hızlı, ufak tefek programlarda sorun çıkarmayan (phun, guitar pro gibi..) bir sistem varsa tavsiyelerinizi bekliyorum

not: 64 bitlik olursa süper olur
0
ycan07
(16.11.08)
Mint'i bu kadar yukarılarda görmemiştim hiç, acayip bir şeyler yapmış ki son altı ayda üç numara olmuş heralde, ne yapmış diye bakmak lazım.

1 Ubuntu
2 openSUSE
3 Mint
4 Fedora
5 Debian
distrowatch.com
0
areels
(16.11.08)
o bahsettiğin programların linux sürümü yoksa hiç bulaşma; wine ile falan belki çalışır ama olsun;

Bence virtualbox ile sanal makina oluşturup ona kur ubuntuyuş,pardusmuş her neyse merakını gider; Baktın merak gidermekten öte, kendi windowsundan çok bu sanal makinadaki zamazingoyu kullanıyorsun o zaman kurarsın bilgisayarına normal yollarla;
0
mrtksn
(16.11.08)
virtualbox'la uğraşma bence. windows lazımsa, onu silmeden ayrı bir partition'a linux kurabilirsin. (dual boot olayı)

ben pclinuxos ve pardus kullandım. şu an ubuntu kullanıyorum. diğer 2si de güzeldi ama ubuntu'nun çok avantajı var. en başta en yaygın linux dağıtımı. o yüzden internette bir çok kaynak bulabiliyorsun. ingilizce forum çok aktif. ayrıca depolarında bir sürü program var. pardus ve pclinuxos'ta yoktur mesela bu.

bi de farklı farklı masaüstü ortamları var. bunlardan en gelişmişleri gnome ve kde. masaüstü ortamı aynı olan dağıtımlarda çok fark olmaz. kullanış açısından aynıdır. eğer hard diskinde yerin varsa, windows'un yanına bi tane gnome'lu bi tane de kde'li linux kur derim. sonradan beğenmediğini silersin. gnome'lu olarak ubuntu tavsiye ederim. kde'li olarak da opensuse ve pardus iyidir. (kubuntu da var bu arada.)

aslında hiçbirini kurmadan live cd'lerini indirip dene istersen.
0
edge_nabby
(16.11.08)
chip sizin için bir makale yayınlamış bugün. buyrun:
www.chip.com.tr
0
edge_nabby
(16.11.08)
eğer linux ve bilgisayar ile aran iyi ise archlinux derim. kurması miraz meşakkatli olabilir ama tam olarak istediğin sistemi elde edersin.
0
kurukafa
(16.11.08)
ubuntu iso dosyasını indirip bir cd ye yazdırıp daha sonra bilgisayarınızı cd den boot ederek bilgisayarınıza kurmadan deneyebilirsiniz. ~edge_nabby bahsetmi$ zaten $imdi $ey ettim~
guitar pro denemedim bir emulator vasıtasıyla fakat tuxguitar diye güzel bir ikamesi mevcut. i$imi görüyor.
phun'a gelince... ne olduğu hakkında en ufak bi fikrim bile yok.

ayrıca buna benzeyen bir duyuru ben de açmı$tım fakat bulamadım (git: )ini.
0
durum serserisi
(16.11.08)
Eğer yeni başlıyorsan pardus tavsiyemdir. türkçe pek çok kaynağa ulaşabilirsin.


ozgurlukicin.com
pardus-wiki.org

gibi pek çok site var.
0
alkolik imam
(16.11.08)
cevap veren herkese teşekkürler. live cd olarak ubuntu indirip kullanmaya karar verdim. bahsettiğim programları da wine filan bi şekilde halledicez artık.
0
🌸ycan07
(16.11.08)
(4)

Kan tahlili

trendkill
Merhaba canlar ben şimdi kan tahliline gidicem ama bu tahlil öncesi aç kalma sınırları nedir acep?kimi diyor sadece 8 saat olur. öncesi zaten olmaz. sonrasında da değerler değişir falan filan. bu işin doğrusu nedir?bir de sigara içmek sonuçları etkiler mi?
Merhaba canlar ben şimdi kan tahliline gidicem ama bu tahlil öncesi aç kalma sınırları nedir acep?
kimi diyor sadece 8 saat olur. öncesi zaten olmaz. sonrasında da değerler değişir falan filan. bu işin doğrusu nedir?
bir de sigara içmek sonuçları etkiler mi?
0
trendkill
(14.11.08)
ne tahlili olduğuna göre değişir, kimisi için 1.5 iskender yiyip bile gidebilirsin, kimisi de dilin gırtlağına yapışsın ister. laboratuara sormalısın bunu.
0
kurukafa
(14.11.08)
özel bir şey değilse, şeker, kolesterol vs rutin şeylere baktıracaksanız sabah kalkıp aç susuz gideceksiniz. işte akşam normal yediklerinizi yiyip yatın. sabah da kalkın gidin. tokluk kan şekerine de bakılacaksa ilk kan alımından sonra yemek yiyip, iki saat sonra bir daha gideceksiniz.
0
kibritsuyu
(14.11.08)
sabah aç kalınarak gidilecek tahlil ise 7-8 saatlik bir açlık gerekiyor. yani gece 24'ten sonra birşey yemeyin. ayrıca suyu da çok içmemek gerekiyor. birkaç yudum içebilirsiniz sadece.
0
mea maxima culpa
(14.11.08)
bu link faydalı sanki
www.bilim.gen.tr
0
mermaid
(14.11.08)
(14)

konuşulan kişiyle göz teması kuramamak

szqnn
evet efendim böyle bir sorunum var ve maalesef ben bundan çok şikayetçiyim.ne olursa olsun karşımda konuştuğum kişiyle gözgöze gelmekten,gözlerinin içine bakmaktan acayip derecede rahatsızlık duyuyorum.bir de konuşurken sadece gözlerinin içine bakan insanlar vardır,en çok korktuğum insan tipidir tak
evet efendim böyle bir sorunum var ve maalesef ben bundan çok şikayetçiyim.ne olursa olsun karşımda konuştuğum kişiyle gözgöze gelmekten,gözlerinin içine bakmaktan acayip derecede rahatsızlık duyuyorum.bir de konuşurken sadece gözlerinin içine bakan insanlar vardır,en çok korktuğum insan tipidir takdir edersiniz ki.

bazen gözgöze geliyorum 4-5 saniye sonra gözlerimi kaçırıyorum sonra göz teması kurmam gerektiği aklıma geliyor,bakıyorum lakin yine 4-5 saniye sonra gözlerimi kaçırıyorum.bir şey anlatırken de sağa sola bakarak,elimdeki bir nesneyle oynayarak anlatıyorum bir türlü konuştuğum insanın gözlerine bakamıyorum.yarın bi gün iş görüşmesine gitsem ne yapıcam bilmiyorum.bu şekilde hiç sallamıyormuş izlenimi veriyorum,karşımdaki bir şey anlatsa sallamıyormuşum gibi görünüyor.ayrıca içine kapanık,ezik bir insan olarak bile görünüyo olabilirim ki allahtan muhabbetim iyidir ordan kurtarıyorum.

sonuç olarak nasıl kurtulurum bu dertten?var mıdır bi tedavisi?aynı dertten mustarip insanlar var mı aramızda ?kurtarın beni..

merak edenler olabilir sosyal fobim falan yok gayet sosyal bir insanımdır.
0
szqnn
(14.11.08)
(bkz: bir saniyeden uzun sure goz temasi kuramamak)

Sizden baska bu dertten mustarip olanlar da var kisaca. Sosyal fobim yok demissiniz ama genelde sosyal fobiden ileri geliyor. Dikkatleri uzerine cekmekten korkan insanlar genellikle boyle davranislar sergiliyor. Hele soylediginiz bir sey tamamen buna isaret ediyor; "en çok korktuğum insan tipidir takdir edersiniz ki.". Bu tur seyleri yenmenin yegane yolu inatla uzerine gitmektir. Kendinizi zorlayarak gozlerinin icine bakmaya calisabilirsiniz.

Bu olayin ileride de basinizi agritacagini dusunuyorsaniz ve kendi basiniza yenemiyorsaniz bir psikologla gorusebilirsiniz. Psikolojik bir sey oldugundan tedavisi vardir muhtemelen ama yine olay sizde biter.
0
entrapmen
(14.11.08)
sosyal fobiyle alakası yok.misal yeteneğim olsa kalkıp stand up yapabilirim utanmam.veya lise hayatı boyunca dikkat çekebilecek bir sürü fırlamalık yapmışlığım da vardır.aynı şekilde bir cafede,barda karşı cinsten bir insanla kesişirken böyle bir sorun yaşamıyorum:)sadece karşılıklı konuşurken.
0
🌸szqnn
(14.11.08)
hiç bir şey düşünme karşındakini dinlerken ona odaklan sadece, gülümseyerek dinlemeyi dene. ne bileyim aklıma gelen bir şeyi daha söyleyeyim büyük boyutlardaki göz ve yüz fotoğraflarına bak sıklıkla, onlarla konuş, ciddiyim. belki "göz" etkileyici geldiği için bakamıyorsundur, iyi gelir kimbilir .
0
nihilanth
(14.11.08)
durmadan da insanin gozunun icine bakamazsin konusurken, asik olursunuz sonra mazallah..
0
ermanen
(14.11.08)
kaşlarına bak. (ciddiyim)
0
kurukafa
(14.11.08)
salla be abi, doksanlı yılların çeviri kadın dergilerinin abuklaması bu hadiseler. rahat oli istediğin yere bak. sen birini sallıyorsan o zaten uğraşmaz kendini ispatlamak için, sallamazsan daha iyi. ha iş görüşmesi demişsin. o konuda tecrübem yok fazla.
0
tannhauser
(14.11.08)
konuştuğun kişinin ağzına bakarsan göz temesı olduğunu zanneder. insanlar konuşurken farkında olmadan birbirlerinin ağzına bakarlar zaten. gözlerinin içine bakma durumu her zaman olmaz. bunun deneyini yapın.

samimi olduğunuz birinin ağzına bakıp neresine baktığını sorun. gözleri diyecektir. aynı şekilde gözlerine baktığınızdaysa alnına baktığınızı düşünecektir.
0
s e ff a f
(14.11.08)
@ s e ff a f
göze bakmaya çalıştığımda karşımdaki bütün enerjimi alıyor :) bu yüzden ağıza odaklanıyorum zaten o kadar yakın mesafeden gözün nereye baktığı anlaşılmıyor.
0
ukeladümbelek
(14.11.08)
bende de oluyor bu bazen. konusurken gozlerinin icine direk bakinca sanki karsimdakini tehdit ediyormusum, ona karsi kotu seyler hissettigimi aktariyormusum gibi hissediyorum (cumleye bak hizaya gel).

dudaklarina, kirpiklerine falan bakiyorum oyle bi nobet :) gelince.

ya da bir sey anlatirken ara ara goz temasi kurmak faydali olabilir. ben bi sey anlatirken boyle yaparim ornegin. masaya bi sey cizermisim gibi yapip onun ustunde anlatirim, 5 saniye masaya anlatirken 5 saniye de gozlerinin icine bakarim.
0
osuruklu
(14.11.08)
konuştuğunuz kişinin alnında hayali bir üçgen oluşturun ve o üçgeni bozmamaya çalışın yani sürekli takip edin .ciddiyim deneyin bi işe yarar
0
dr.ramiz
(14.11.08)
iki gözünün ortasına da bakabilirsin, ağiz veya kaşlardan daha yakın isabet sağlar:)
0
flyalone
(14.11.08)
olmuyor efendim orasına burasına bakmaya zorlayınca olmuyor. iletişiminiz bozuluyor sonra. konuşulan konudan uzaklaşıyorsunuz. kendinizi göze bakmaya zorlayınca da uzaklaşıyorsunuz.
ama zorlayarak da bi ilerleme kaydedilmiyor değil hani. ben kendi üzerimde bu yolu deniyorum. şunu söyleyebilirim artık dinlerken daha rahat temas kuruyorum. ama konuşmaya başlayınca gidiyo yine.
şöyle bir merakım var aslında: konuşma zorluğunuz var mı? utangaçlıktan bahsetmiyorum, daha çok beyin kaynaklı olabilecek hafif kekeleme, kelimelerin zor çıkması falan?
0
dr cucu
(15.11.08)
@dr. cucu , hayır öyle bir sorunum yok gayet akıcı konuşurum:)
0
🌸szqnn
(16.11.08)
hmm. bende bir miktar var da acaba bunla alakalı olabilir mi diyecektim. hani konuşurken kelimelere fazla yoğunlaşıldığı için karşıdakine bakmaktansa gözü devirip kelimeleri düşünmek falan feşmekan. neyse:)
0
dr cucu
(17.11.08)
(10)

imac

acidelia
yeni bir masaüstü bilgisayar almayı düşünüyorum.2000 küsür ytl civarına 2 tane 22" monitörlü ve masaüstü bir bilgisayar mı ?yoksa 24" ikinci el, ya da 20" sıfır bir imac mi ?tasarım işiyle uğraşıyorum, bu evimdeki bilgisayar olacak. gerçekten mac almaya değer mi ? daha doğrusu bir mace bu kadar para
yeni bir masaüstü bilgisayar almayı düşünüyorum.

2000 küsür ytl civarına 2 tane 22" monitörlü ve masaüstü bir bilgisayar mı ?

yoksa 24" ikinci el, ya da 20" sıfır bir imac mi ?

tasarım işiyle uğraşıyorum, bu evimdeki bilgisayar olacak. gerçekten mac almaya değer mi ? daha doğrusu bir mace bu kadar para vermeye değer mi ? sonuçta teknik özellikler açısından 2000 küsür ytl ye imaci 2 ye katlayacak bilgisayar toplanabiliyor.
0
acidelia
(13.11.08)
kesinlikle imac al. her kurusuna deger
0
jay kay
(13.11.08)
masaüstü topla
0
enter saltman
(13.11.08)
@jay kay
sebebini sorabilir miyim? (uyuzluk olsun diye değil, daha hızlı bir pc'ye neden imac tercih edilmeli diye)
0
redlinetheturk
(13.11.08)
sebebini ben anlatayım(maydonozluk olsun diye değil)
imac:
stabil çalışır
virüsle baş ağrıtmaz(yiğidi öldür hakkını yeme)
hata verme oranı düşüktür
ekran kalitesi falan yüksektir
pc:
windowsla çalışır(hadi ya)
en manyak virüste bi format herşeyi halleder(bkz: bi format atalım adamları)
hata verme oranı kullanımınıza ve parça kalitesine bağlıdır(2000 ytl verince parça zaten kaliteli olur)
max. 500 ytllik bi monitörle yemek bile yaparsınız
her türlü parça update edilebilir
sınırsız program seçeneğiniz vardır
0
enter saltman
(14.11.08)
@enter saltman siz imac ile pc yi değil, mac os ile windowsu karşılaştırmışsınız ama :).. ha linux kullanın gibi bir çıkıntılık yapmıcam, yapamam demiyorum yapmıcam diyorum : P, ama sonuc olarak windows u da (en azından xp'yi) stabil bir hale getirmek mümkün. tam bu anda true image veya benzeri bir programla imaj alınırsa format işi de on dakikaya düşer.. mac kullanmadığım için tavsiye de bulunmayayım, ama madem bu kadar şey yazdım şunu söyleyim, tasarım için kullanıcaksanız ve pc almaya karar verirseniz, ekran kartı ve monitörün maksimum çözünürlük ve yenileme hızlarını öğrenerek alın, imkan varsa deneyin.
0
madik atak
(14.11.08)
kişisel bi seçim bu bence. ben imac 24" kullanıyorum. 90dan beri mac kullanıyorum hatta. iş yerimde pc kullandığım oldu zamanında, ama hep maci tercih ettim.

şöyle söyliyeyim. şu anda, ayni anda illustrator, freehand, lightroom, photoshop, itunes, amule, firefox, pages, keynote, peerguardian, scrivener, ve writeroom çalıştırıyorum.. (tahmin edin naapıyorum bunlarla hehe :) problemsiz. bana yetiyor, artıyor bile.
0
zkurmus
(14.11.08)
macos uyumlu bir pc topla pc'ye macos kur.
0
kurukafa
(14.11.08)
bir mac te tasarim yapmak ile bir pc de tasarim yapmak farklidir, kullanan bilir
0
jay kay
(14.11.08)
tasarım işleri için imac candır. sırf o görüntü kalitesi için bile para vermeye değer. neticede, imac a windows da yükleyebiliyorsunuz ihtiyaç duyarsanız ve gayet stabil bir şekilde çalıştırabiliyorsunuz.
0
ali87
(14.11.08)
evde kullanacaksiniz ama ne yapacaksiniz onu soylememissiniz.. kullanim alanlariniz neler? oyun oynayacak, nette gezecek, bilgisayari download'a birakacaksaniz falan bence pc iyidir.. imac'tan daha dogrusu pc veya windows disindaki sistemlerden cogu kullanici s1k1l1yor bir suru sonra.. ben olsam pc toplardim.
0
katafalk
(14.11.08)
(25)

dahi anlamındaki de'ler

tranko buskas
yıllardır türkçe konuşuyorum, hatta bu dilde yazıyorum -yanlış anlaşılmasın efenim anadilim olduğundan- şu dahi anlamındaki de bağlacının önceki sözcüğe bitişik yazılmasındaki mantığı anlayamıyorum.hayır nedir bu ısrar? neden? özellikle mi yapılıyor? daha çok yeni (yakın) nesillerde (nesil derken sö
yıllardır türkçe konuşuyorum, hatta bu dilde yazıyorum -yanlış anlaşılmasın efenim anadilim olduğundan- şu dahi anlamındaki de bağlacının önceki sözcüğe bitişik yazılmasındaki mantığı anlayamıyorum.
hayır nedir bu ısrar? neden? özellikle mi yapılıyor? daha çok yeni (yakın) nesillerde (nesil derken sözlüğü kastetmiyorum) gözlemliyorum ama yetişkin, olgun insanlarda da var.
bizim zamanımızda lisede türk dili ve edebiyatı dersi vardı, sanırım şimdi edebiyat ayrı, türk dili ayrı ya da herneyse aynı görevi gören bir ders var sonuçta. ortaokulda da dil bilgisi vardı türkçe dersi içinde.
o dil bilgisi dersinde de sözlükte bu kadar çok takılan "fiillerde çatı" (burda ettirgen ekolünü kastediyorum) kurallarının yanı sıra "de" bağlaçları da görülüyordu, öğretiliyordu ama nedense sözlükte de'lerin doğru kullanımına ayrılığına bu denli özen gösterilmiyor.
hani herkes taşın altına elini soksa, "biraz daha özen göstersek nasıl olur?" diye soracaktım ben.
0
tranko buskas
(12.11.08)
bu dahi anlamındaki -de yazılımına dikkat etmeyi takıntı olarak görenler var. hatta başlığı görünce, yine biri dikkat edenlere laf mı etti ki, diye düşündüm. ama anlam değişiyor kardeşim. "kardeşim de" ile "kardeşimde" arasında dağlar kadar fark var.

yeni nesil diyoruz, sms mantığı diyoruz, ama olmuyor.

elcevap: süper olur, dünya barışına yaklaşırız bence.
0
lovemyself
(12.11.08)
öss'ye odaklı eğitilen ve okuma alışkanlığı olmayan nesillerin çok da şaşırtıcı olmayan bir problemi bu. (sayın agamemnon, sizin durumunuzu ayrı tutuyorum tabii burada)
yani, bana da uyar :)
0
kobuzchu kiz
(12.11.08)
dahi anlamındaki de'ler, bağlaç anlamındaki ki'ler falan hep yanlış yazılıyor sözlükte zati. o benim de gözümü rahatsız ediyor ama sonuçta bu işin de bir temeli var. adam okulda öğrenmediyse bu saatten sonra öğretemeyiz. hadi bir kişiye öğrettik, binlerce kişi var daha.

el alışkanlığı olmuş artık.
0
rectoa
(12.11.08)
bence asıl öss'ye hazırlanan bir nesilin bilmesi şart olan bir kural bu. eşek gibi bilmeleri gerekiyor zira öss'de en az 3 soru çıkardı bu kuraldan. ha benim dediğim sınavların üzerinden yıllar geçti. şimdi bilemem sistemi. ama şu da var ki bu kuralı uymayanlara tekmeyle dalasın geliyor ve evet takıntı düzeyinde bu bende.
0
teritori
(12.11.08)
@agamemnon

şimdi benim yazdığım "n'olucak" biraz farklı bir konumda. o da şöyle. "ne olacak" ifadesinin konuşma dilindeki karşılığı. hatta biraz da karikatür yazımı diyebiliriz. (o da apostrofla ayrılması kısmı tabii, yoksa öyle apostrofla ayrılan sözcük de yok türkçe'de...)

ama temelde türkçe'nin tam da yazıldığı gibi konuşulan bir dil olmadığını (öyle ama %100 değil) gösteren işaretlerden biri.

türkçe'de bazı sözcükleri yazıldığı gibi okuyabilirsin, sorun olmaz ama kulağa hoş gelmez. o yüzden de okunuşu biraz farklılaşabilir. n'olucak da bunlardan biri. "yapmayacağız" demek yerine "yapmiycaz" demek gibi. yoksa tansu çiller ağzıyla türkçe konuşursun. "olacak mı? olucak mı? "olmayacak-olmiycak" yapabilecek miyiz? yapabilicek miyiz?" gibi. örnekler çoğaltılabilir. ha benim yaptığım n'olucak da doğru bir yazım kullanımı değil tabii ki ama ben biraz da karikatürsel olsun istedim :)
0
🌸tranko buskas
(12.11.08)
yazım yanlışları yapılmış metinleri hatta arkadaşlarımdan gelen mesajları okuyamıyorum, sanki karşımda koyun kesiyorlarmış gibi gözümü kaçırıyorum, bakamıyorum bile :)

okulda zorla okutulan birkaç kitap dışında kitap okumamış çocuklar tanıyorum.
insanlar dilbilgisi gibi sıkıcı şeyler üstüne düşünmek bile istemiyor, yazıveriyor öylesine, o insanlar zaten öylesine yaşıyor. el sürçmesi bir yana, yanlış yazdığını bile farketmeden sürekli yazım yanlışı yapanları ciddiye alamıyorum açıkçası. takıntıysa takıntı!

@agamemnon
n'olucak yanlış, n'olacak doğru.
0
zen spider
(12.11.08)
0
zen spider
(12.11.08)
"Her neyse" de ayrı yazılıyor mesela. Lisede dilbilgisi de görmüşsünüz halbuki. Sonra "burda" değil "burada" falan... Oluyor böyle hatalar, fazla takmamak lazım.
0
leylak sarabi
(12.11.08)
"dede de" de; de, ayri yazilmalidir.
0
ermanen
(12.11.08)
"dilbilgisi" de ayrı yazılıyor örneğin. "dil bilgisi" diye, siz de ukalalık yapmışsınız hesapta...
konuşma dilinde "burada" sözcüğünü "burda" diye telaffuz edersin de, dil bilgisi'ni dilbilgisi diye telaffuz edemezsin. o bariz yazım hatasıdır. bir diğeri ise konuşma dili rahatlığıdır. ha yanlıştır o ayrı.

ayrıca herneyse, herhangi bir, hiçbir şey, birkaç gibi sözcüklerin ayrı ya da bitişikliği türk dil kurumu'nun başına geçen yönetimlerin geldiği ideolojilerine göre dönem dönem değişmekte. bilmem 1980 bir şey hatırlatıyor mu, tevellüt yeterse tabii. takıldığın noktayı iyi seçmek lazım...
0
🌸tranko buskas
(12.11.08)
süpersin valla, bence DE biraz daha hassasiyet göstersek harika olur:)
0
think martini
(12.11.08)
bu kadar kolay bir kurala yaygın olarak uyulmamasının sebebinin altında şu vardır:

"dahi anlamındaki" ifadesi günümüz insanı için pek bir şey ifade etmiyor. (yanlışım varsa düzeltin lütfen)

çünkü biz günümüzde "dahi" kelimesini "bile" anlamında kullanıyoruz. ve "bile anlamına gelen de eki" kimseye hiç bir şey ifade etmiyor.

bu hatayı "dahi anlamındaki de" durumuna indirgeyenler durumu nasıl açıklıyor, merak ediyorum.

zira zaten bu kural ayrı yazılacak -de, -da eklerini belirlemeye yeterli bile değil ki...

bakınız dahi anlamındaki de ayrı yazılır başlığına pascha c zamanında ne yazmış:

-----------------------
aslında eksik bir önermedir. doğrusu "bulunma durumu belirtmeyen bütün de'ler ayrı yazılır" olmalıydı.
örneğin,
ortam güzel bir restoran:
+ eh geldik işte! sen ne yiyeceksin?
- ben sadece kola alayım.
+ ama nasıl olur? bu restorana gelinir de iskender yenmez mi?

bu diyalogda gördüğümüz gibi "gelinir de"deki de bağlacı dahi anlamına gelmemektedir. bambaşka bir anlamı vardır. demek ki doğru önerme yukarıda da belirttiğim gibi "bulunma durumu belirtmeyen bütün de'ler ayrı yazılır" olmalıydı. aslında bu eksik önermede türk eğitim sistemin kolaycı, ezberci tutumunu görebiliriz.
--------------------

durum bu iken hala "bile" anlamında kullandığımız "dahi" anlamındaki de ekinin ayrılması gerektiğini insanların kafasına kakarak yol katedebileceğimizi sanımıyorum. En basit örnek:

kurukafa da gelecekmiş.
kurukafa bile gelecekmiş.
kurukafa dahi gelecekmiş.

bu üç cümle kimse için aynı anlama gelmiyor, bu yüzden kimseye hiç bir şey ifade etmiyor. bu yüzden "dahi anlamındaki de ayrı yazılır" diye insanların etrafında zıplayan kişilerin ne demek istediklerini anlamlandıramıyorum. ve neden bahsettiklerini bildikleri konusunda şüphelerim var. dahi kelimesinin herkesin bildiği ama benim bilmediğim güncel bir anlamı var ise biri bana açıklayabilir mi?

Ben bu kuralı ilkokulda öğretmenimin söylediği bir yöntem ile öğrendim, insanlara öğretmek istiyorsanız bence kolay ve akılda kalıcı bir yöntemdir:

bir -de -da ekini cümleden çıkarttığımızda cümle gramer açısından hatalı bir cümle haline dönüşmüyorsa ( anlam bozulabilir sorun değil) bu ek ayrı yazılır. bakalım:

kurukafa da gelecekmiş.

eki atıyoruz:

kurukafa gelecekmiş.

iki cümle de anlamları farklı ancak gayet makul cümleler. bitişik bir örnek:

baba ben bu akşam kurukafa'larda kalacağım.

eki atıyoruz:

baba ben bu akşam kurukafa'lar kalacağım.

gördüğümüz gibi ikinci cümlede hatalı bri gramer sözkonusu. bu yüzden eki bitişik yazıyoruz. bunu bir kaç kere yazarken sorgulayan ve kendini düzelten/onaylayan kişi içsel olarak durumu anlaıyor ve daha fazla "dahi anlamındaki de imiş" yok şuymuş buymuş diye düşünmesine gerek kalmıyor. ben bu kurala istisna bir durum olabileceğini düşünüyorum ama aklıma gelmiyor, biliyorsanız söyleyin ama en azından insanları netrafında "dahi anlamındaki de ekini ayrı yazacağını öğrenemedin mi??" diye dolaşmayın, rica edeceğim.

edit: okuduğuma göre söylediğim yöntem her şeyi kapsamasına rağmen gerçek dahi/bile anlamındaki eklerde çuvallıyormuş. o durumlarda ekstra olarak "bile anlamındaki de ayrı yazılır" kuralı da eklenebilir. ama bu "dahi anlamındaki de" durumu, diğer durumlara göre çok nadir gerçekleştiğinden, ek bir bilgi olarak verilmesinde yarar var derim, nacizane.
0
kurukafa
(12.11.08)
nedense türk dil kurumu sizin ısrarla birbirinden ayırmaya çalıştığınız dahi anlamındaki de ile bile anlamındaki de’yi aynı kefeye koyuyor. ikisini de dahi sözcüğünün karşılığı olarak vermiş sözlüğünde. bunun için güncel türkçe sözlüğe “dahi” yazmak yeterli oluyor.

yani dahi anlamındaki de dediğimizde o bile anlamındaki de’yi de kapsıyor. kendimizi zorlamamıza veya durumu başka bir duruma indirgememize gerek kalmıyor böylece.

ayrıca söz konusu ifadenin yaygın kullanımının dahi anlamı olması da “bulundurma anlamında olmayan” demeyişimizin basit bir gerekçesi olabilir pekala. bunu anlamamız da zor olmasa gerek. türk dili uzmanlarına bile sorduğunuzda –ki bu durum için özel olarak sordum- ayrı yazılan de bağlacının “dahi anlamındaki de” olduğu yanıtını alırsınız.

yani kuralı adlandırmanın yanlış olduğu ve bundan dolayı bu kurala uyulmuyor olmasının gerçekçi olması kadar da ironik bir yaklaşım da “bulunma belirtmeyen butun de ler ayri yazilir” başlığı kadar paylaşılır ve taraf bulur. bakmayan için o başlıkta tek entry olduğu görülebilir ama tek başımıza dilin kurallarını ve hatta bunların adlandırılmalarını değiştirmeye çalışıyoruzdur; o zaman başarılar.
0
🌸tranko buskas
(12.11.08)
insanların "biraz daha özen" göstermesini istiyorsun, bunu da o insanların ne anlama geldiğini bilmediği bir kelime "anlamındaki" eki ayrı yazmalarını isteyerek sağlamaya çalışıyorsun. ben de sana başarılar dilerim.

dahi kelimesini herkes "bile" anlamında kullanıyor, ve "dahi anlamındaki de ayrı yazılır" diye çırpınan kişilerin yarısından fazlasının dahi kelimesinin bu kuralın ismi türetilirken bilinen anlamından haberdar olmadığından eminim.

özetle "dahi anlamındaki de ayrı yazılır" isimli kural, doğru anlaşılsa bile, zaten senin ve benim gibilerin rahatsız olduğu eklerin(de, da ekleri) yanlış bir şekilde bitişik veya ayrı yazılması durumunun yarısını dahi kapsayacak bir kural değil. insanlar bu eklerin yanlış yazıldığını gördükleri anda "dahi anlamındaki de ayrı yazılır!" diye milletin kafasına kakıyorlar ama oradaki ek dahi anlamına gelmiyor bile... herkes ezberden okuyor. ve ben "dahi" ve "bile" anlamını ayırmıyorum. sadece günümüzde "dahi" kelimesi artık sadece "bile" anlamında kullanılıyor. o kadar türk dili uzmanı tarafından, ve ilkokuldan beri sınıf geçmek için diğer derslerden ayrı olarak kesinlikle geçilmesi gereken türkçe/türk dili dersinde 11 sene boyunca "dahi anlamındaki de" diye anlatılan ve her kompozisyon sınavı ertesinde tekrar tekrar kafaya kakıla kakıla bu şekilde anlatılan bu basit kural anlaşılmıyorsa, muhtemelen senin gibi "oo kuralın ismini mi değiştiriceksin şimdi" diyenler yüzünden anlaşılmıyordur.

örnek:
"o filme seninlede gitmek istiyorum ama sinemaya giripte beğenmezsin diye korkuyorum."

gibi bir cümle yazan kişiye yaptığı hata olarak sadece "dahi anlamındaki de eklerini ayırmalısın" diyorsan, korkarım boşa kürek çekiyorsundur. zira bahsettiğin kural burada yapılan hatayı kapsamadığı gibi, kapsadığı yerdeki anlamı bile dahi kelimesinin genel olarak bilinen anlamı ile beraber düşünüldüğünde hiçbir şey ifade etmiyor.

o gösterilmesini istediğin "biraz daha özen" içinde kendi tarafında durumu daha anlaşılır kılmak gibi bir kaygın olmadığı sürece ben insanların bu "dahi anlamındaki de ekini ayrı yaz" korosunu acı bir sırıtma ile izlemeye devam edeceğim.

ışık ve sevgiyle
0
kurukafa
(13.11.08)
sen muhtemelen onbinlerce insandan oluşan ve saf olduklarına kendilerini inandırmaya çalıştığın bir insan güruhuna yüzünde acı bir gülümsemeyle bakıyor olarak kalacaksın.

çünkü durumu kendi bakış açınla açıklamaya çalıştığın sırada bile -belki de isteyerek- anlaşılmaz olmaya çabalamışsın sanki.

yazdıklarını tekrar tekrar okudum ama gerçekten de derli toplu bir şey anlamadım. sadece ısrarla bu kuralın adının "dahi anlamına gelen de olmaması" ve öyle adlandıran insanların da sadece kendi pencerelerinden bakan hatta at gözlüğü takmış insanlarmış gibi adlandırılabilecekleri gibi imalar sezinledim.

ısrarla da dahi sözcüğünün ya da bu anlamdaki de'lerin bile anlamına gelmesi de var.
ben de ilave edeyim zarf olarak kullanıldığında üstelik gibi, pekiştirme gibi anlamları da vardır de ekinin ama bunlar bile anlamına da gelen dahi sözcüğünün türev anlamları.

yani bizim o at gözlüğüyle baktığımız ve 80 sonrası eğitim anlayışıyla yorumladığımız 11 yıl boyunca başımıza kakılan, senin ille de kural ismi dediğin "anımsama" şekli çok da değişmiyor.

benim senin yazdığın iki mesajın arasında yazdığım ve açık-anlaşılır olduğunu düşündüğüm mesaj mı anlaşılmıyordu anlayamadım gerçekten de. orda referans da vermiştim üstelik. sadece kendi düşüncelerim de değil ki bunları salt hezeyan olarak değerlendirelim.
tdk dedim, filolog görüşü dedim, "pascha c" adlı arkadaşın görüşünün yalnızlığı ve hatta tikelliği dedim.

ben de aydınlık günler dilerim...
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
@galadnikov

oradaki eskimiş nerede yazıyor dikkatini çekerim. dahi'nin yanında yazıyor. de da anlamının karşılığının verildiği satırda değil. ilk anlamının de da olduğu ikinci anlamının bile olduğu yazılı orada.

eskimiş olan "dahi" kullanımı. anlamları değil. nasıl sadece bile anlamına geldiğini anlamak da oldukça güç!..

ben de referans alacağım dilcilere sorduğumu söylemeliyim :) necmiye alpay da elbette iyidir işinde eminim ondan da...

edit: sözlükleri doğru okumakta fayda var sanırım. eskimiş dediği anlamı değil, sözcüğün kendisi. kullanımı eskimiş ve şu anlamlara geliyor diyor. tdk gayet açık ve en sağlam referans.
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
tdk sözlüğünde de -de -da anlamlarının karşılıklarında eskimiş ibaresi yok dikkatini çekerim. dahi sözcüğünde var eskimiş ibaresi. hangisinin türk dili açısından daha geçerli bir referans olduğu konusunda tartışmaya ben de gerek duymuyorum.
ayrıca evet ben dahi geleceğim eski bir kullanım elbette. kimse de yeni oldğunu iddia edemez ancak kullanıl(a)mayan olduğunu da kimse iddia edemez. bazı anlar geliyor ben dahi sözcüğünü de kullanıyorum.
cümle içindeki anlamı bile ya da -de -da'nın tam karşılayamadığı durumlar oluyor zira...
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
şimdi ordaki tireler karıştırılmaması içindi (bir de ekinden ve bir de de bağlacından sonra yazdığımdan dolayı). yukarıda yazdıklarıma bakarsan karıştırılmayacak olan yerlerde kullanmadığımı görürsün.

gelelim necmiye alpay'ın verdiği örneklere. ben örnekleri çoğaltabilirim de az bile vermiş. o örneklerin hiçbirinde dahi anlamında kullanılmıyor. ama kurukafa'nın da ve sanırım sizin de takıldığınız nokta bu kuralı adlandırma kısmı oluyor.

de bağlacı ayrı bir sözcük olmasına rağmen ilk çıkış noktası o eskimiş ve zamanla başka anlamlar da kazanmış olan dahi sözcüğü olduğundan "dahi anlamındaki de" olarak isimlendiriliyor. neden bu noktaya bu kadar takılındı anlamak güç.

yoksa "hem... hem de...", "ne... ne de", sürerlilik, azımsama, tehdit etme, hayret-şaşırma, inanmama, artma-yükselme, tariz sanatı örneklemesi gibi anlamlara da gelebiliyor...
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
bu da ayrdıldığımız bir nokta işte. sözlükte de çok yaygın olmakla birlikte de'nin kendinden önce gelen sözcüğe bitişik yazımı kadar benim gözümü alan ve antipati uyandıran çok az nokta oluyor. tahayyül diyemeyip de taayyül diyeni hatta muğlak yerine muallak diyeni bile anlayabiliyorum ama çok temel bir dil bilgisi kuralını ezen geçen insanı anlamakta güçlük çekiyorum.
kendini ifadesi de, yazdıklarını savunması da o denli güçleşiyor çünkü. kalemi de o denli zayıf kalıyor işte. o yüzden de'yi bitişik yazan adamı benim gibi ayar veren bir adamdan daha saygın bulman onların yararına değil, zararına oluyor.
bir moderatör olarak işiniz madem sözlüğü çok daha güzel bir yer haline getirmek, keşke dil bilgisi kurallarına uyan insanların yazmasını sağlamak da bunun (ağırlıklı) bir parçası olsa.
kolay gelsin ayrıca.
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
kısa bir türkçe dersi; eğer bir kelime kullanıyorsanız ve sonunda -de varsa, şöyle yapın;

örnek kelimemiz; "benimde böyle bir şikayetim var" (yazımı yanlış mı hep birlikte bakalım)

"de" gençen yerdeki ekin dahi anlamına geldiğini şu şekilde kontrol edebiliriz, -de yerine "dahi" kullanarak; "benim dahi böyle bir şikayetim var" ( a aa kelime cuk oturdu ) o zaman bu "dahi" anlamına geliyor. yani ne yapmalıyız ayrı yazmalıyız.

kusursuzlaşan örnek; "benim de böyle bir şikayetim var."

konuya ek olarak,

(bkz: yalnisi yanlis yazmak)
(bkz: bağlaç olan ki ayrı yazılır)
0
kendinikertenkelebek
(13.11.08)
anlıyorum. zaten sözlüğün benim anlayamadığım uygulamaları da var (birçoğu da formatın birer parçası olan). neyse, gönüllü yapılan bir iş için zaman gerektirmekte. kolay gelsin tekrar.
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
galadnikov, söylemeye çalıştığım şeyi benden daha iyi ifade etmişsin, teşekkür ederim.

tranko buskas, sormuşsun ya en başta "nedir bu ısrar, neden, özellikle mi yapılıyor?" diye. çok basit bir argümanla çıkılmış karşına: çünkü "dahi anlamındaki de ayrı yazılır" şeklinde yapılan bir başa kakma, veya bir ezber veya başka bir şey, bu ekleri bitişik yazıp seni gıcık eden insanlar için HİÇBİR ŞEY ifade etmiyor. çünkü dahi kelimesinin bu "eskimiş" veya "eskimemiş" anlamını bilmiyorlar. bu yüzden de öğrenemiyorlar. bu kadar basit.

yine de hadi herkes dahi kelimesinin bu artık pek de kullanılmayan anlamını biliyor olsun, böyle aşmış insanlar düşün, bunu bile biliyorlar ama tek sorunları eklerle. sözkonusu kural doğru şekilde anlaşıldığında bile, bu eklerin yerine göre nasıl yazılacağı ile ilgili durumların kısıtlı bir bölümüne açıklama getirebiliyor. yani aslında insanların yanlış yere ayrı veya bitişik yazılmasından şikayetçi oldukları ek "dahi" anlamında olmuyor çoğu zaman, ancak bu eklerin ne zaman nasıl yazılacağını bilen kişilerin büyük bir bölümü bile böyle bir durumla karşılaştıklarında "dahi anlamındaki de ayrı yazılır" diye çıkışıyorlar, yanlış yere. oradaki anlamı "dahi" kelimesinin eskimiş anlamına bile karşılık gelmiyor yani, ama herkes kurulmuş saat gibi bu cümleyi tekrarlayıp duruyor!

sen bunu insanlara daha düzgün bir şekilde anlatmaya gönüllü değilsen, bu durumun düzelmesi isteğindeki samimiyetine şüpheyle bakarım, samimiysen de yaptığın şeye anlam veremem. bu ekleri ayırmayı bilmeden bir kelimenin bu kadar nadir kullanılan ve eski bir anlamını bilmelerini beklemeni de gerçekçi bulmam.

...derim ve çekilirim, sana kolay gelsin.
0
kurukafa
(13.11.08)
hala daha aynı şeyi konuşur olup kalmışız kurukafa.

galadnikov'la konuştuğumuz ve ona da ifade ettiğim şey -ki tdk güncel sözlüğünün de söylediği gibi- dahi sözcüğünün "dahi" şeklindeki kullanımının eskimiş olduğu idi. ama sen hala eskimiş anlamı deyip duruyorsun. dahi sözcüğünün "dahi" anlamına gelen eskiyen bir karşılığı yok. o "de" sözcüğü ve o da çok kullanılıyor. hatta yukarıda -eğer baktıysan- necmiye alpay'ın vermediği örneklerle de "de" sözcüğünün hangi anlamlara da hizmet ettiğini anlatmaya çalıştım. ve o anlamların hepsinden daha fazla ve hala en çok kullanılan anlamı da dahi anlamı. bu sayfada yazdıklarımızdaki de da'ları bile saysan en çok dahi anlamına geldiklerini görürsün. deneyebilirsin...
yani senin savunduğunun maalesef aksine çoğu zaman da dahi anlamında kullanılıyor. o eskimiş dediğin anlamda.
sanırım sırf bu yüzden de dahi anlamındaki de diye adlandırılması çok garip değil.
zaten bu sayfaya yazan 10 küsur kişi ile okuyan yüzlerce kişi bunu anlamakta zorluk çekmiyor emin ol.
bir kaç kişinin farklı adlandırması da onları müstesna yapmaktan öteye gitmez kanımca...
0
🌸tranko buskas
(13.11.08)
evet aynı şey devam ediyor çünkü aynı bir şey ifade etmeyen karşılığı veriyorsun. o yüzden şöyle bir yöntem düşündüm, tek bir soruya cevap istiyorum:

"o filme seninlede gitmek istiyorum ama sinemaya giripte beğenmezsin diye korkuyorum."

gibi bir cümle yazan kişiyi nasıl uyarırsın? ve bu ekleri nasıl yazacağını bilen insanların nasıl uyardığını/yardımcı olmayaçalıştığını gözlemliyorsun?

iki bölümlü tek soru, 100 puan. gidiş yolundan puan yok.
süre başladı. :)
0
kurukafa
(14.11.08)
ben sana gidiş yolundan da puan alabileceğin bir yol göstermişken senin elindekileri hunharca harcaman pek iyi olmamış. senin zararına... artık sana bir şey öğretebileceğimi hiç sanmıyorum.
ama senin cevabını tahmin edebiliyorum. "de gördüğüm her yere bile koyarım"... :)
sen devam et...
olmadı sayfadakileri tekrar oku. temcit pilavı gibi tekrar açıklamayacağım...
0
🌸tranko buskas
(14.11.08)
(3)

GVZ

naithan
ya arkadaşımın gözlerinde genetik bi problem var ve %10 u görüyo.rahat ders çalışması için metin okuyucu bi program varmış GVZ adında benden bulmamı istedi.ben baktımda bulamadım bi yardımcı olabilir misiniz?GVZ=gevezeymiş aynı zamanda.
ya arkadaşımın gözlerinde genetik bi problem var ve %10 u görüyo.rahat ders çalışması için metin okuyucu bi program varmış GVZ adında benden bulmamı istedi.ben baktımda bulamadım bi yardımcı olabilir misiniz?

GVZ=gevezeymiş aynı zamanda.
0
naithan
(11.11.08)
bildiğim kadarıyla metin okuyucu değil, ses ile pc'yi kontrol etmeye yarıyor. buyrun linki:
www.downtr.net
0
dinomazu
(11.11.08)
GVZ türkçe text to speech ve speech recognition alanlarında çalışan bir türk firması.
Aradığınız ürün ise şurada: www.gvz.com.tr ürünler altında netokur veya komutanlar ve pcokur. Yazıdan konuşma sentezleme çok fazla arge isteyen (ve her dil/dil ailesi için farklı temellere göre kurulmuş sistemler isteyen) karmaşık bir iş olduğu için bunu ecnebiler dibine kadar senelerdir araştırıyor ve uyguluyor olsa da, okunacak metinler türkçe ise bu ürünlerden başka şansınız yok sanıyorum. ama işi iyi yapıyor. ürünlerin fiyatları konusunda fikrim yok ama websitesindeki formdan kendilerine ulaşabilirsiniz sanıyorum.
0
kurukafa
(11.11.08)
dinomazu@
metin okuyucudur.

naithan@
metin okuyucu ve bilgisayarı kumanda etme şeklinde 2 ayrı versiyonu vardır. bir ofis dökümanı veya websitesinde yazıları seçip oynat dediğinizde o size başlıyor okumaya. çok da güzel sese sahip okuyan bağyan. 600mb civarında setup dosyası vardır bilginiz olsun. bir dönem merak edip kullanmışlığım var. oradan biliyorum.

aramanız gereken program "gvz pcokur" olmalıdır. bu şekil google da aratırsanız size gerekli linkler çıkacaktır. ziplenmiş hali 350mb civarıdır. açtığınızda ise 600mb'a dönüşecektir.
0
winsome
(12.11.08)
(7)

yurtdışından alkislarlayasiyorum.com a bağlanma sorunu?

beni birak saraba bak dayi
yurtdışından ki ziyaretçilerin www.alkislarlayasiyorum.com a giremediği üzerine duyumlarım var. neden olabilir?
yurtdışından ki ziyaretçilerin www.alkislarlayasiyorum.com a giremediği üzerine duyumlarım var. neden olabilir?
0
beni birak saraba bak dayi
(11.11.08)
evet girilmiyor, proxy ile giriliyor.
0
ermanen
(11.11.08)
istanbulda alelade bir evden de girilmiyor. opendns kullanıyorum, adı çözemiyor.

more details deyince:
Nameserver trace for www.alkislarlayasiyorum.com:
Looking for who is responsible for root zone and followed f.root-servers.net.
Looking for who is responsible for com and followed h.gtld-servers.net.
Looking for who is responsible for alkislarlayasiyorum.com and followed ns3.dnsservis.com.

Nameservers for www.alkislarlayasiyorum.com:
ns3.dnsservis.com returned (NORECORDS)
ns4.dnsservis.com returned (NORECORDS)
0
kurukafa
(11.11.08)
evet ben de giremiyorum istabul dan.
0
rentts
(11.11.08)
bende aciliyor an itibariyle.

istanbul - avrupa
0
la traviata
(11.11.08)
kesinlikle çözebilmiş değilim açanlar ve açmayanlar var. herkes açamasa çözecem ama bu durumda çözemiyorum
0
🌸beni birak saraba bak dayi
(12.11.08)
dns serverda herhangi bir calisma olmus olabilir mi? eger dns degisikligi olduysa bazen cozumlemede sorun olusabiliyor. bir-iki gune kadar duzelmezse dns serverla ilgilenen kimse onunla bir gorusun derim.

ayrica ben girebiliyorum su an. istanbul - avrupa.
0
entrapmen
(12.11.08)
Ben Londra'dan giriyorum gayet.
0
386 dx
(12.11.08)
(11)

silah sesi

agk
şimdi efendim merak etmeyin komşumu öldürme niyetim falan yok, detaylı bir sohbetin arkasında anlaşmazlık olarak bıraktığı bir konudur bu, ben de sizden gelecek cevaplarla fikir oluşturmaya çalışacağım.soru şu;akşam evinizde güzel güzel otururken silah sesi duydunuz. ne yaparsınız?polise mi haber ve
şimdi efendim merak etmeyin komşumu öldürme niyetim falan yok, detaylı bir sohbetin arkasında anlaşmazlık olarak bıraktığı bir konudur bu, ben de sizden gelecek cevaplarla fikir oluşturmaya çalışacağım.

soru şu;

akşam evinizde güzel güzel otururken silah sesi duydunuz. ne yaparsınız?
polise mi haber verirsiniz, çıkıp ortalığı kolaçan mı edersiniz yoksa aman ya birileri gerekeni yapar der keyfinize mi bakarsınız?

polise haber veririm diyenler: kaç el silah sesi duyarsanız polisi ararsınız? yani tek el olsa da arar mısınız? yoksa bir çatışma mı çıkması gerekiyor harekete geçmeniz için.

edit: maç sonrası falan değil. yazması utanç verici ama gayet olağan dışı bir silah sesi.
apartmandan, apartman dışından sonuçta çok yakınınızda bir yerden geliyor.
0
agk
(11.11.08)
silahın sesine göre ve zamanına göre değişir maç sonrası ise kimse bişey yapmaz genelde gecenin 2 sinde 2-3 el silah sesi gelirse şüphelenilir ve polise haber verilir. ha çatışma çıkarsa zaten polis gelir bi şekilde;çıkıp ortalığı kolaçan etmek istemem açıkçası ama haberde veririm polise..
edit:o değilde maçtan sonra süper adam vurulur kim vurduya gider gidende enteresanmış.
0
buffy de vampir sayilir
(11.11.08)
kesinlikle kolaçan etmem. tek el bile olsa polise haber veririm. silah sesi uzaktan gelirse emin olamam belki ama yakından geliyorsa ve eminsem polisi ararım evet.
0
miymiymiy
(11.11.08)
çatışma yoksa aramam. bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
0
robin crusoe
(11.11.08)
(bkz: bystander effect)

üst katımda, alt katımda, yan komşumda olmadıkça "daha yakın biri gerçekten ciddi bir şey varsa görür arar" derim. bir de her gün silah sesi duymadığımdan emin olamam zaten.
0
kurukafa
(11.11.08)
yukarda yazılan sosyal psikoloji konularından biri olan bystander effect konusu sorunuza cevap verir.

özetle insan böyle durumlarda nasılsa biri haber vermiştir der. oysa bir çok insanın tanık olduğu bir olayda herkes bu düşünceye sahip olduğundan dolayı kimse haber vermez.
0
sijwocaq
(11.11.08)
av malzemecisinden 40'lık paket torpil aldım. arada patlama fotoğrafı çekmek için veya deneysel amaçla balkonda patlatıyorum. tabanca sesinden daha çok ses çıkıyor. gerçi uzaklardan nasıl duyuluyor bilmiyorum ama yan apartmandan cama çıkıp bakıyorlar. illa tabanca olmayabilir yani. gerçi bir gün polis dayanacak kapıya ama dur bakalım.
0
kibritsuyu
(11.11.08)
Belki veledin biri evde patlatmıştır deyicektim ki kibritsuyu yazmış zaten. Benim de evin içinde patlatmışlığım vardır.
Şahsen ayırt tdebiliyorum torpille silah sesini. Torpil daha gür daha kalın ses çıkartıyor ancak mermi iç ortamda patladığı için biraz daha tiz, narin bir sesi oluyor. Ha ama alt/üst katımdan öyle bir ses duyarsam ararım ben. Başka kattan gelse duycağımı sanmıyorum. Onun dışında apartman boşluğunda patlasa zaten bütün apartman duyar biri arar diye ben aramam.
0
inugard
(11.11.08)
bizim sokaktan akşamları geçerken periyodik olarak (pzt - perş - ctesi) arabasından silah atan bi manyak var. daha henüz plakası almış değilim, arka plakasında ışık yok, ben pencereye koşana kadar sokağın aşağısına gidiyor zaten. ama her seferinde 155i arıyorum. her seferinde "tamam" diyorlar "başka şikayet yok ama". komşularıma da soruyorum, "evet duyuyoruz, naapalım" diyorlar. 1.5 senedir bu devam ediyor. hiçbiri daha polisi aramamış. rasalar belki bişi olur, ne bileyim ben pusuda bekleyeceğime o günler bi polis koyarlar sokağa diye umuyorum. ama benden başka kimse şikayetçi olmadığı için deli muamelesi görüyorum 155 tarafından mütemadiyen.
0
zkurmus
(11.11.08)
kimse kusura bakmasın ama balkonda torpil patlatan görürsem gider kafasına odunla dalarım. dağ başı mı burası? balkonda torpil patlatıyor denemek için paşam.
0
elcezire exclusive
(11.11.08)
bir keresinde evin altından 5-6 el silah sesi gelmişti. ben de direkt çatışma oluyor paniğiyle polisi aramıştım. sonuç, gece 2'de kız almaya gelen konvoyun (garip adetlerimiz) attığı silahlarmış. polis bir de teşhis için beni aradı dışarı çıkmak zorunda kaldım o da ayrı bir mevzuydu.

soruna cevap olarak, silah sesini duyduğum saatler ve silah sesinin yakınlığı önemlidir. apartman içerisinden geliyorsa kesinlikle ne oluyor diye etrafa göz atar ve haber verirdim polise.
0
nihilanth
(13.11.08)
silah sesi herkesin yakinen tanıdığı bişey olmadığından zor bi konu. ben genelde silah sesi olabilecek bir şey duyduğumda ne olduğundan emin olmadığım için bişey yapmıyorum. silah sesi olduğundan emin olmam çok zor.
0
cereal killer
(17.11.08)
(5)

internet nıçışlarda

gelen gecer mdmx
arkadaşlar büyük bir sorunum var. internetim çok yavaş 1024 sınırlı bağlantım var özellikle upload hızım inanılmaz yavaş(lazım oluyor ordan biliyorum-ayrıca (bkz: DU meter))neyse şimdi yaptığım kontrollü deneyleri aktarayım ona göre bir cevap yazarsanız sevinirim:*bence virüs olamaz: formatlanmış bi
arkadaşlar büyük bir sorunum var. internetim çok yavaş 1024 sınırlı bağlantım var özellikle upload hızım inanılmaz yavaş(lazım oluyor ordan biliyorum-ayrıca (bkz: DU meter))neyse şimdi yaptığım kontrollü deneyleri aktarayım ona göre bir cevap yazarsanız sevinirim:
*bence virüs olamaz: formatlanmış bir adet pc ve aynı zamanda ev arkadaşında aynı sorun olması.
*Modemden kıllanıp ttnetin verdiği sikindirik modemi denemek(onda daha kötüydü)-(tabi bu bizimkini aklamıo)
*ttneti aradağımda sizin hızınızın süper olması lazım yeni hatlar açtık sizin orada yanıtının alınması.**

aklıma gelen tek sorun modem oluyor ama yeni bir modem almadan önce buraya sormak istedim yeni bir modem alır da sorunum çözülmezse yakarım buraları(ankara) yeminlen...
0
gelen gecer mdmx
(11.11.08)
daha onceden de var miydi bu sorun?

genellikle bu tur sorunlar modem bazli olmaz. hat bazli olur. ttnet'in ne dedigine aldirmayin.
speedtest sitelerinden deneme yapin bir de. eger hala sorun varsa telekom'a ariza kaydi birakmak icin uzun ugrasilar verin ama bir sekilde ariza kaydi verin. cok yuksek ihtimal hattinizda bir sorun vardir, duzeltirler.
0
entrapmen
(11.11.08)
ttnetin sitesinden hız testi yaptırdım normal çıktı başka önerebileceğin site var mı?
0
🌸gelen gecer mdmx
(11.11.08)
download:865 kbps
upload:205 kbps
çıkıyor 1024 için ideal olan nedir acaba?
0
🌸gelen gecer mdmx
(11.11.08)
rakamlar fena degil.
kayiplar olmasi normaldir. ttnet'in disinda; www.speedtest.net adresinden de dene bi. eger orada da benzer sonuclar cikarsa bir sorun yok demektir.
0
entrapmen
(11.11.08)
Upload hızın normal. 1024 asimetrik bağlantının 1024kbps download ve 256kbps upload limiti vardır. Ama 256 görülmez tabi bir sürü overhead fala nderken 200-256 arası gidip gelir. bu da saniyede 25-30kbyte/saniye gibi bişey eder. üst limit genelde budur bu hatta. downloadın da genelde 900-1000kbps (yani 90-100kbyte/sn) arasında seyreder, başka bir yük yoksa hattında.
0
kurukafa
(11.11.08)
(4)

Kablosuz modem 54 mbs mi 125 mbs mi alsak?fiyat farkı 55 ytl

manonflier
soru şu ki 3 kişi kullanacağız ben kardeşimin bilgisayarı ve ust kattaki komşumuz .airties rt205 modeli var tek portlu 125 mbs fiyatı ise 135 ytl.philips kablosuz modem tek portlu ise 54 mbs fiyatı 80 ytl.şimdi bizim işimizi görecekse vermeyelim fazladan 55 ytl.ne dersiniz?ve bir ust kattaki komşu
soru şu ki 3 kişi kullanacağız ben kardeşimin bilgisayarı ve ust kattaki komşumuz .
airties rt205 modeli var tek portlu 125 mbs fiyatı ise 135 ytl.
philips kablosuz modem tek portlu ise 54 mbs fiyatı 80 ytl.

şimdi bizim işimizi görecekse vermeyelim fazladan 55 ytl.ne dersiniz?

ve bir ust kattaki komşumuz ile ortak kullanabilirmiiyiz? kablosuz ama çeker mi o kadar diyelim ki ustuste olan odalarda mı kullanmak lazım?
0
manonflier
(10.11.08)
kablosuz alicilariniz 125 mbs desteklemiyorsa hic gerek yok.
0
trimpot
(10.11.08)
anladım bundan haberim yoktu ya nasıl anlayabiliriz 125 mbs destekleyip destelemediğini?
benim geçen sene aldığım dizüstü bilgisayar asus f3sr destekler mi kine?
0
🌸manonflier
(10.11.08)
üst kat komşunuz ile dosya paylaşmayacaksanız ona da gerek yok. bu 125mbps dediği kablosuz networkte dosya paylaşma hızı. sadece internet paylaşacaksanız internet hızınız 125mbps yi veya 54mbpsyi bulmayacağından sorun yok.
0
kurukafa
(10.11.08)
muhtemelen modemin dibine kadar soksan bile 54 Mbit/s gecmez o :)
0
trimpot
(10.11.08)
(9)

kedi tüyü ve kist

forumtrak
annemin kediyi evinde istememe gerekçesi olarak gösterdiği kedi tüyünün kist yapma durumu diye bir şey gerçekten var mıdır? yoksa anneye böyle bir durumun olmadığı nasıl gösterilir? kanıtlanır?
annemin kediyi evinde istememe gerekçesi olarak gösterdiği kedi tüyünün kist yapma durumu diye bir şey gerçekten var mıdır? yoksa anneye böyle bir durumun olmadığı nasıl gösterilir? kanıtlanır?
0
forumtrak
(09.11.08)
vardır. ayrıca evde hayvan beslemeyen bir tanıdığım da bu olaya maruz kalmıştı. ama yüzde yüz olacak diye bir şey yok. ihtimal.
0
cha
(09.11.08)
veterinere gidin beraber, şu aşıyı yaparsak şöyle olur bu aşı paraziti öldürür dolayısıyla kist ihtimalini önler gibi iç rahatlatıcı bilgiler versin annenize..
0
sharpenter
(09.11.08)
hayvanın tüyü tek başına kist yapmaz. hayvanın dışkısı yoluyla atılan bir cins parazit, tüy yolu ile bir şekilde dolaşımınıza girerse o parazitin böyle bir risk oluşturma ihtimali var. bunun da aşısını yaptırdığın zaman riski ortadan kalkıyor.
0
kurukafa
(09.11.08)
tek başına kedi tüyü kist yapmaz:
www.veterinerhekim.net
www.derki.com
www.sokakkedisi.net

internetteki veteriner forumlarına yazıp cevabı annenize gösterip inandırabilirsiniz:
www.veterinerhekim.net
www.facebook.com
0
zen spider
(09.11.08)
comptrol
(09.11.08)
zorlamayın. muhtemelen anneniz kediden korkuyor ve bunu itiraf edemediği için kist mist bahane ediyor. böyle insan çok tanıdım. kedi geleli evime gelmeyen arkadaşlarım var.
bu arada kedi tüyü kist değil ama sinir yapıyor. evin her tarafı tüy, giysiler tüy. sabahtan akşama temizle o gene döküyor. kedi ile birlikte yaşamak için gerçekten sevmek gerek. aksi takdirde işkenceye dönüşüyor. anne ile oturuyorsanız ve istemiyorsa ısrar etmeyin. ayrı eviniz olduğunda edinirsiniz kedi.
0
synick
(09.11.08)
aşı oluyor bu hayvanlar, aşı olunca da tüyleri zarar bakımından insan saçından farksız diyor veterinerler.
0
kayranin kedisi
(09.11.08)
kedinin kist ve parazit aşılarını düzenli yaptırdığın sürece ortada hiç bir risk olmaz.yani şöyle söyliyim,bende parazit vardır,kedimde yoktur.
0
alexios
(09.11.08)
kist hidatik dediğiniz şey sizin, valla göğüs cerrahisinde de genel cerrahide de kaç tane hastanın operasyonuna girdim, bir tanesinin bile kedisi yoktu, evcil kedi dışında, parazit taşıyan kedi-köpek dışkısıyla kirlenmiş, böyle sularla sulanmış meyve sebze vb den kapılıyor o hastalık genel olarak.

hapını verirsiniz kedinin, çiğ etle de beslemezsiniz, hiç problem olmaz..
0
kara kadife
(09.11.08)
(7)

Ekşi Sözlük Cpu Power.

alkolik imam
Anneye anlatır gibi anlatabilecek olan birilerini arıyorum. Tam olarak ne işe yarar? Hayır ben de faydalı olmak istiyorum:)
Anneye anlatır gibi anlatabilecek olan birilerini arıyorum. Tam olarak ne işe yarar? Hayır ben de faydalı olmak istiyorum:)
0
alkolik imam
(09.11.08)
pc'ne bir program kuruyorsun. bu program çeşitli araştırmalar üzerine yapılmakta olan çalışmalar için ilgili kurumlara işlemci desteği sağlıyor. bu da şöyle oluyor, sana bir paket yolluyorlar. bu paket'e "soru" da diyebiliriz. senin bilgisayarın bu sorunun cevabını tekrar merkeze yolluyor internet vasıtasıyla. böylece araştırmalar hızlanıyor. mesela aids araştırmaları içindi en son. işlemcinin kullanmadığın bölümlerini kullanıyor yani. ve ortaklaşa bir süper bilgisayar inşa edilmiş oluyor.
0
tannhauser
(09.11.08)
net bilmesemde bildiğim kadarıyla, bir gen projesi için gerekli olan hesaplamaları her kaydolup login olan bilgisayara bölüp, paket paket hesaplama veriyor.her bilgisayar açıkken bu hesaplamaları yapıyor ve sonucu oraya geri yolluyor. ordan başka bir hesaplama alıyor. neticede kendi cpunu ve ramini stediğin bir kısmını bu projenin kullanımına açıyorsun. sonuçta insanlığa faydalı olacak bir büyük projenin parçası oluyorsun...
0
jeanluc
(09.11.08)
peki bu araştırmaların ayrıntılarını öğrenebilir miyiz acaba? neye yardım ettiğimizi bilsek diye
0
allezz
(09.11.08)
kurukafa
(09.11.08)
(bkz: seti at home)
0
desdinova
(09.11.08)
@allez: örneğin aids araştırmaları, kanser araştırmaları. bir paket geldiğinde hangi konuyla ilgili bir çözümleme yapıldığı, senin olaya nasıl yardım ettiğin filan gibi istatistiksel bilgiler vs. program arayüzünde belirtiliyor zaten. bununla ilgili tartışmalar eksi sozluk cpu power başlığında yapılmıştı yanılmıyorsam.
0
tannhauser
(09.11.08)
world community grid'in kendi icinde 5 farkli arastirma var su an (www.worldcommunitygrid.org). hangilerine katkida bulunmak istedigini kendin belirleyebiliyorsun. ayrica climateprediction, einsteinathome, setiathome, rosettaathome projelerinde de eksi sozluk cpu power takimi var. bunlardan baska, farkli konularda 60 kadar boinc projesi bulunuyor.
0
ainothia
(09.11.08)
(5)

depresyon

asivan
ben biraz takıntılı biriyim.yani bi şeye taktım mı takıyorum.son zamanlarda daha da kötü olmaya başladım.çünkü etrafımda benim psikolojimi düzeltecek bana yardımcı olacak kimse yoktu.2 gün önce lustral almaya başladım.süper geldi.beni normalde krize sokacak bi olay karşısında o kadar sakindim ki anl
ben biraz takıntılı biriyim.yani bi şeye taktım mı takıyorum.son zamanlarda daha da kötü olmaya başladım.çünkü etrafımda benim psikolojimi düzeltecek bana yardımcı olacak kimse yoktu.2 gün önce lustral almaya başladım.süper geldi.beni normalde krize sokacak bi olay karşısında o kadar sakindim ki anlatamam.bu şekilde yani sakin olarak daha mantıklı oluyorum.ve sonrasında olayı düşünemedim bile.beynim rahatladı valla.normalde olsa krizlerdeydim şimdi.bi panik bi stres sorma gitsin.şu an süperim.düşünemiyorum çünkü.eğer bu ilacı kullanmamış olsaydım bi çıkmazdaydım çünkü,şu an herhalde kriz geçiriyor olurdum.yalnız bu ilacı dr.tavsiyesiyle değil eczane çalışanının tavsiyesiyle aldım bu şekilde almak doğru değil belki ama iyi geldi işte.yalnız bugün hiç bir şey yiyemedim.midem den ses ler geliyor ama canım istemiyor.bu durum geçer mi acaba.tşk ler
0
asivan
(08.11.08)
doktor bana lustral ile birlikte supradyn (vitamin hapı) yazmıştı. lustral iştahı kapatıyor, supradyn açıyor.
0
insanimsi
(08.11.08)
Malesef yaşadığın etki bir placebo etkisi. Yani aslında ilaç şu anda senin psikolojinde kimyasal bir etki ile iyileştirme yapmaya başlamamış, fakat sen ilaç aldığın için kendini iyi hissetmeye şartlamışsın içten içe. Zira bu tip ilaçların etki göstermeye başlama süresi en iyi ihtimalle 1 haftadır, kimilerinde 3-4 haftayı bulabilir, bunlardan önceki etkiler "placebo" etkilerdir. Tabi depresyon halinde ilaca sığınma refleksi ile yaşadığın şey doğal, fakat seni iyi yapanın şu aşamada ilaç değil iyi olmaya dair düşüncelerin olduğunu unutma. Bu belki içinden bulunduğun durumdan çıkış bileti için sana yol gösterici olabilir. (bkz: plasebo etkisi)

Yeme içme durumu da aynı şekilde, ilacın şu aşamada bir etkisinin olması pek olası değil. Emin değilim ama prospektüsünde etkilerin görülmeye başlaması için gerekli yaklaşık minimum sürenin yazması gerekiyor.

Sen ye, yedikçe açılır iştahın. :)

not: bu arada bu ilaç öyle vitamin gibi kafana göre "günde bir tane alayım iyi olayım beyav!" tadında alınmıyor, rahatsızlığının durumuna göre tedavi aşamasında doz ayarlamaları var, 1 hafta sonra şu kadar arttırılı, veya şu durumda bu kadar azaltılır vs. gibi. Daha sonra da kontrolsüz olarak bırakmak da başına iş alacaktır. Yani ilacın placebo etkisini de görmüşken bence doktor kontrolünde olmadan vücudunun kimyasıyla bilinçsizce ve kontrolsüz olarak oynama derim. Sırf ilaç aldığın fikriyle bile iyi olabiliyorsan, kendine ilaçsız da yardım edebilirsin şu aşamada muhtemelen.

Geçmiş olsun.
0
kurukafa
(08.11.08)
bu tarz ilaçlar (yani uyuşturucular) beyni kullanmayı engelliyor bu yüzden de sinirlenmeyen uysal bi insan olunuyor ama erken yaşta alzheimer yapıyor. doktordan ilaç isterseniz gene öyle birşey vericektir hepsi yan etkisi bol olan ilaçlar.ama doktora gitmekte fayda var tabii.
0
neira
(08.11.08)
yahu bildiğim kadarıyla bu ilaçlar 1 günde falan etki etmiyor bu kadar cabuk sonuc almanız aklıma placebo etkisini getirdi ama :S
0
sleep may be the enemy
(08.11.08)
ilacın etkisi o kadar az ki, yok desek yeridir.
psikolojik bir rahatlama da var aslında. şunu düşünmek lazım, mesela sabah kalkmak için iki tane alarm kurduğunuzu düşünün. birinci alarm çaldığınızda kalkmazsınız, kapatıp beklersiniz. ikincide kalkarsınız. tek alarm kurmuş olsanız, birincide kalkarsınız ama.

beyin böyle işte. nasıl kurduğunuza bağlı. sinirlenmiyorum, diye bir kabulünüz var ya şimdiki yazınızda, o ilacı kullanmanın sevinci ve kurgusu var bence kafanızda. mesela birkaç ay kullansanız, "artık bu ilaç da bana yaramıyor, sinirlenmeye başlıyorum" diyebilirsiniz.

sinirlenmemek, ya da yapmayı istemediğiniz şeyi yapmamak için farklı bahaneler bulun bence. ama bu bir süre oyalar sizi. sonra hoop başka bir bahane. bu bahaneler, söz konusu ilaç gibi fizyolojinize uzun vadede zarar vermeyecek şeyler olsun ama tavsiyem.
0
lovemyself
(09.11.08)
(3)

matematikçi aranıyor

benden bi nikim olmaz
öss ye hazırlanıyorum ve dersanenin olmadıgı günler yapamadığım soru çıkınca duvara kafa atıyorum filan.acaba sebatla derdimi dinleyip çözüm sunabilecek matematikçi arkadaşlar var mıdır?
öss ye hazırlanıyorum ve dersanenin olmadıgı günler yapamadığım soru çıkınca duvara kafa atıyorum filan.
acaba sebatla derdimi dinleyip çözüm sunabilecek matematikçi arkadaşlar var mıdır?
0
benden bi nikim olmaz
(08.11.08)
çoktan bitirmiş olması gereken işleri savsaklamak için buraya alakasız şeylere cevap yazmak için gelen bir sürü kişi var burada (biri de ben). Sen sor bakalım, arkası gelir muhakkak. gelmezse de kaybedecek bir şeyin yok.
0
kurukafa
(08.11.08)
ben yardımcı olabilirim diycem ama nete pek zaman ayıramıyorum. dersanede stajer matematikciyim ankarada.. aklına bisey geliyosa yapabilecek, yardımcı olamaya calısırıM?
0
therevo
(08.11.08)
matematikçi değilim ama sen buraya taratıp koy sorunu vaktim oldukça ben de yardımcı olmaya çalışırım, ki buraya koyduktan sonra yardımcı olabilecek bir sürü insan çıkar.
0
light beam
(09.11.08)
(7)

Utangaçlık Sıkılganlık

allezz
Efendime söyliyim, "küçükken", "teenager iken" utangaç olan topluluk içinde konuşamayan, yeni insanlarla tanışmayı zor bulan, bir sohbet esnasında açacak konu bulamayan, diğer insanların hakkında ne düşündüklerine çok kafa yoran, yanlış yapma korkusu olan, genelde yapmadığı şeylerden pişman olan bir
Efendime söyliyim, "küçükken", "teenager iken" utangaç olan topluluk içinde konuşamayan, yeni insanlarla tanışmayı zor bulan, bir sohbet esnasında açacak konu bulamayan, diğer insanların hakkında ne düşündüklerine çok kafa yoran, yanlış yapma korkusu olan, genelde yapmadığı şeylerden pişman olan bir insan iken sosyal anlamda kendinde reformlar yapabilmiş sözlükçü arkadaşlar yapmışlarsa nasıl yapmışlardır merak ediyorum.
0
allezz
(08.11.08)
şincik şöyle oluyor;

tarifine uyan biri olarak şunu söyleyebilirim; ben yabancısı olduğum ortamlarda yakın bir zamana kadar ağzımı bile açmaz, soğuk nevale tadında takılırdım. zamanla çevremdeki insanların benden bir üstünlükleri olmadığını farkettiğim anda cesaretim yerine geldi, çok da sallamamaya başladım söylenenleri.

olay bende basitçe bu.
0
rectoa
(08.11.08)
hepsi bir süre sonra önemsiz oluyor. insanlar olsun, onların tepkileri olsun, onları eskisi kadar önemsememeye başlıyorsun bir süre sonra. şimdi kaç yaşındasınız bilmiyorum ama ben üniversiteye girmemden beri böyle bir değişim geçirdim sanırım.
0
tom riddle
(08.11.08)
Hayatının bir noktasında (17-18 gibi) aslında kafanın diğerlerinden çok daha fazla çalıştığını ve aslında acılı yalnızlıklarının nedeninin bu olduğunu anlayıp sonrasında komik bir insan oluyorsun. Gerisi geliyor.

Kendine güven meselesi tamamı ile.
0
sui
(08.11.08)
Üniyi yeni bitirdim bu sorunların çoğunu atlattım zamanında ama daha iyi sonuçlar elde etmiş kişilere varsa görüşlerini alayim dedim. Mesela burda da var bir sorun, hala kendimde sorun olduğunu düşünüyorum. Dışardan bakılınca oldukça başarılı biri görünmeme rağmen hep kendimde eksik arıyorum, kendimi bir şekilde yetersiz görüyorum ve bu kendine güvensizlikten kurtulamıyorum. Bir konu hakkında kesin kararlı bir insan görüntüsü çizemiyorum. Evet konuyu biraz dağıttığımın farkındayım. Yuh eşşek kadar olmuş hala nelerle uğraşıor diyenlerinizi duyar gibiyim
0
🌸allezz
(08.11.08)
Bu durum seni kendini geliştirmene sevkediyorsa dozu kaçmadıkça iyidir. "Süperim ben yeter bu kadar" demekten iyidir en azından.

Ben lise dönemine kadar olan çekingenliğimi ve utangaçlığımı korkunun üzerine giderek yendim. Sosyalleşmek adına bana zor gelen şeyleri kendimi zorlayarak ve korkularımın gerçekleşmesini tamamen göze alarak zorlama ile gerçekleştirdim. Daha sonra korkulacak bir şey olmadığını anlayınca geçiyor.

Bir de ufaklığımdan beri utangaçlığımı kendimce cezalandırmak adına kendimi sonrasını düşünmeden korkutucu durumların içine attım. Atıyorum okulda sahne ile ilgili bir şey için başvurular alınıyorsa gittim kendimi yazdırdım, iki kişiyle konuşmaya çekinirken kendimi sahnede bulduğum zamanlar oldu (tiyatrodur, şiir okumadır, müziktir). Böyle durumlar yaratabilirsin kendine, kendini iraden ile topluluk içinde falan konuşacak durumlara anlık olarak sokamıyorsan buna kendini mecbur bırakacak ve daha uzun vadede gerçekleşecek şeylerin içine at. Daha sonra mecbur kalacağın için heyecandan ölecek gibi olsan da bir şekilde işi kıvırmak zorunda olduğunu bildiğinden bunları bastırıp korkunun üzerinde tepinmek zorunda kalıyorsun. İşin gücün nedir bilmiyorum ama işe yarıyor. Şu anda ara ara sahneye çıkmamı sağlayan bir işim var ve sahnede neredeyse evimde - odamdaki kadar rahatım diyebilirim. Karşılaştırma olarak: küçükken minibüste para uzatmaya bile acayip çekinirdim. Buna sadece kendimi korktuğum şeyleri yapmaya mecbur bırakarak ulaştım diyebilirim. evet.
0
kurukafa
(08.11.08)
rezil olmayi dusunmeyeceksin, riske girmeyi seveceksin, istedigini yapacaksin, ama her dusundugunu de soylemeyceksin, belli topluluklara katilmayi deneyebilirsin...
0
ermanen
(08.11.08)
(bkz: jeux d enfants)

bu filmi izle. aşkı anlatıyor ama kız ve erkek arasındaki iddialaşmalarda çevrelerinin tepkisine ve bu kızla erkeğin bu tepkilere kayıtsızlığını incele. senin durumundaki biri için şahane olacak, muhtemelen de insanlara bakış açın değişecek.

demiştim ya ben de senin gibiydim diye, bu filmi izledikten sonra her şey daha da netleşti. yaşamaya geldik şuraya, millet ne der diye tasa edersek işimiz var.

ha filmi izlemiş de olabilirsin bu arada tabii.
0
rectoa
(09.11.08)
(6)

panik atak mi oluyorum lan yoksa?

osuruklu
ogrenci oldugumdan, master icin ortalamami(2.66) yukseltmem gerektiginden, hayatim ders ders ders olmus durumda. daha once aldigim dersler olmasina ragmen ve ayni zamanda ne kadar ustune dussem de ilk sinavlarim sk gibi afedersin. bazen her sey guzel gibi giderken birden salak bi endiseye kapiliyoru
ogrenci oldugumdan, master icin ortalamami(2.66) yukseltmem gerektiginden, hayatim ders ders ders olmus durumda.

daha once aldigim dersler olmasina ragmen ve ayni zamanda ne kadar ustune dussem de ilk sinavlarim sk gibi afedersin. bazen her sey guzel gibi giderken birden salak bi endiseye kapiliyorum; sictim, master yapamicam, got gibi ortada kalicam. bi dakika sonra geciyo bu durum; hallederiz aq, atla deve degil ya...

boyle "git-gel"ler yasiyorum bazi bazi. neler oluyor bana. normal miyim?
0
osuruklu
(08.11.08)
hiç utanmadan git hocalarla konuş. hocam master istiyorum. yüksek not almak için ne yapayım de. iyi davran hocalara, peşlerinde dolaş.

kastırma kendini. nerde master yapmak istiyorsun. git o bölümün hocaları ile de tanış bişiler yap.

gitme gelme. rahat ol :))
0
mea maxima culpa
(08.11.08)
2,5 civarı bir ortalaman varsa fizikte gayet güzel master yaparsın. hatta daha düşük ortalamaya sahip bir arkadasta su anda u.s.a de phd'sini yapıyor. bu kadar çok takılma bence ortalamaya. ama senin istediğin okul öyle bir şart koyduysa birazcık kas ama abartma atla deve değil ya :)

şaka bir yana da dediğim gibi 2,66 ya takılma, olabildiğince yüksek tutmaya çalış ortalamanı ama olmuyorsa da master yapamıcam falan diye üzülme yapılıyor, sonuçta mezun oldugun okula da bakıyorlar.
0
light beam
(08.11.08)
gayet normal.. bende sıçtım, naapçam ben diye diye uykularımı kaçırıyordum.. nooldu? geçti giti.. hallolur herşey, hocalarınla konuş sen :)
0
metox
(08.11.08)
bu panik atak değil de anksiyete sorunu olabilir. panik atakta endişelerin "ulan ölüyor muyum yoksa, nefes de alamıyorum, lan!" falan gibi olur.
0
kurukafa
(08.11.08)
hocalarimla da aram iyi aslinda. beraber calismak istedigim hocayla simdiden proje yapiyoruz. ama bilemedim iste. ustune dusmeyince belki daha iyi olur. en azindan belli bi sure.
0
🌸osuruklu
(08.11.08)
hah işte tamam. hocayla arayı iyi tut sen, sonra üçtü beşti ortalamaya bakmazlar. kanaat çok önemlidir.
0
mea maxima culpa
(08.11.08)
(14)

düşünülen ile söylenen şeyin farklı olması (doktor, psikolog vs)

lovemyself
ilginç bir rahatsızlığım var. konuşurken, misal "şunu masaya koy, üstünü ört" diyeceksem, şunu masaya ört, üstünü sakla" ya da "şuna bak" diyeceksem "buna şak" diyorum :))başlarda bu komik gelmişti, ama gitgide sıklaşmaya başladı. son üç yıldır daha sık oluyor. aynı durum yazarken de söz konusu. bir
ilginç bir rahatsızlığım var. konuşurken, misal "şunu masaya koy, üstünü ört" diyeceksem, şunu masaya ört, üstünü sakla" ya da "şuna bak" diyeceksem "buna şak" diyorum :))

başlarda bu komik gelmişti, ama gitgide sıklaşmaya başladı. son üç yıldır daha sık oluyor. aynı durum yazarken de söz konusu. bir kelimeyi ısrarla başka şekilde yazıyorum. artık sinir olmaya başladım. diyelim ki kelimeyi yazarken "aslında" yerine "aklında" yazdım, kelimeyi siliyorum, bir daha yazıyorum, yine "aklında" yazmışım.

psikoloji eğitimi aldım, freud un dil sürçmeleri hakkındaki fikirlerini falan biliyorum. ama bu bazı konudaki kelimelere yönelik bir tutum değil. on dakikalık bir konuşmada en azından beş tane hata yapıyorum.

yönetici konumum var, yüzlerce kişiye seminer veriyorum. beni nasıl zorluyor, anlatamam. geçenlerde bir hastada böyle bir sorun olduğunu duydum. duyduğu ve anladığı halde yanlış yazıyormuş biri, hastalığının adını hatırlayamadı ama hasta yakını. o zaman aklıma geldi, başkalarında da olabilir bu yahu, dedim ve ahanda yazdım size.

ne dersiniz? ölecek miyim? salak mıyım yoksa?
0
lovemyself
(08.11.08)
ben hala trafik isiginin kirmizi oldugunu kendime bile itiraf edemiyorum hocam.

"siyah yancak lan dur dur dur"

siyah abi benim icin o. kirmizi degil :)
0
osuruklu
(08.11.08)
öyle böyle değil, valla çok zorluyor beni bu durum.

böyle bir hastalık var mı yok mu, onu merak ediyorum. yeni bulunan bi rahatsızlık falan? benim zamanımda yoktu :)
0
🌸lovemyself
(08.11.08)
bir miktar bununla alakalı olsa gerek...
(bkz: spoonerism)
en.wikipedia.org
0
dehri
(08.11.08)
asosyal olup gun icinde az konustugunuzdan , konusma yetinizde bir gerileme soz konusu olabilir mi?
0
comptrol
(08.11.08)
aklında insanın başka şey varsa genelde oluyor bu durum, ben de çok sık yaşıyorum. yani sebebi dalgınlık olabilir mi sizdeki de?

sizin dediğiniz gibi kelimelerdeki harflerin birbirine girmesinin yanı sıra, konuşurken o sıra aklımda olan kelimeyi kouyorum cümlenin içine, o da ilginç olabiliyor ve yeri geldiğinde de zor durumda bırakabiliyor.
0
light beam
(08.11.08)
asosyallik ya da az konuşma söz konusu değil, tam tersi. çalışıyorum, danışmanım, dediğim gibi, yüzlerce kişiyle konuşmam lazım bir gün içinde. çok dolu ve bol konuşmalı geçiyor günlerim.

ama tabi insanın yaşı ilerledikçe daha olgun oluyor, daha az konuşuyor. ya da söylediklerini daha çok kalıptan geçiriyor. eskisi kadar "düşünmeden konuşan" biri değilim. alakalı olabilir mi diye düşününce.. büyümekle de ilerleyen bi şey olabilir, doğru.

@dehri; süpersin. tam dediğin gibi, spoonerism doğru kelime.
ama bu bir hastalık mı, hastalık olduğunu kabul edip tedaviye başlayayım mı, şaşırdım orda. kendime terapi yapsam, uzansam, konuşsam?

kafam karıştı çok. hastaymışım resmen.
0
🌸lovemyself
(08.11.08)
hayatını çok zorluyorsa bu durumla nöroloji ilgilenir sanıyorum. şimdi çok fazla bilgim olmasa da beyninde konuşma fonksiyonlarını yöneten tarafta bir sorunun işaretçisi olabilir mesela, bu sorunu yazarken de yaşıyorsan başka bir yere bakarlar.

çocukluğundan beri varsa da olurunu söylerler.

hayat kaliteni gerçekten etkileyecek boyutta olduğu için profesyonel yardım almanda fayda var.
0
kurukafa
(08.11.08)
madem konu açıldı yazayım şunu da, üniv döneminde bolca yazı yazdım ben. hem okul işleri için, hem de yazı üzerine çalıştım bi yerlerde. neyse efendim, orada yanlış yazıp da sonradan düzelttiğim kelimelere baktım, genelde benzer kelimeler. konuşurken çok alakasız şeyleri karıştırıyorum birbirine, ama yazarken daha sistematik. misal, özel ilişkilerinde bağlılık sorunu olan biriyim. aldatma derecesinde değil asla, karakter sahibiyim çok şükür, ama birine aşık olup da bağlanamam (özel bir konu ama örenk bu yönde, ondan yazdım) ve "bağlanma" "bağlılık" gibi kelimelerin hepsini yanlış yazmışım. gelişim psikoloji dersi sınavı yazılı kağıdında iki soruya iki sayfalık bir cevap yazmışım mesela, toplam sekiz tane "bağlılık" kelimesi var, sekizi de yanlış yazılmış, sonradan okurken düzeltmişim.

yazıda daha mantıklı açıklamalar yapıyorum yani hatayla alakalı. konuşurken her şeyi karıştırıyorum.
alaam sen aklıma mukayyet ol yarabbim :)
0
🌸lovemyself
(08.11.08)
bana da cok oluyor. iş geregi surekli bilgisyaarların kablosuz agların içindeyim.. evde de işte de esasında.
onlardan şüpheleniyorum kesin beynimizi peynir haline getiriyo bu pis teknoloji :(
0
merope
(08.11.08)
düşüncenin, konuşma fiilinin önüne geçmesi durumu da olabilir. yani çok hızlı düşünme esnasında, dilin bunu geriden geç takip etmesiyle ilgili olabilir.
0
fizikopat
(08.11.08)
ciddiyim, şaka yapmıyorum kısmı endişelendirdi beni?
0
🌸lovemyself
(08.11.08)
lovemyself, sen imkanın varsa bri nöroloğa gözük. Bu bsit bir kafa karışması olabileceği gibi, daha ciddi ve erken teşhis edilirse hayati olabilecek bir durumun habercisi de olabilir. Endişelenme ama önlemini al.
0
kurukafa
(08.11.08)
?
ya ben tamamen psikolojik olduğunu düşünmekteydim. psikoloji eğitimi aldım, kendi kendime halletmeye çalışıyordum. bi doktora görüneyim o zaman..
0
🌸lovemyself
(08.11.08)
hayır, solak değilim. bildiğin sağak işte.

gündelik hayatı etkiliyor mu, evet, fena halde.
0
🌸lovemyself
(12.11.08)
(9)

iç organ çürümesi

submariner
eğer birisinin iç organları çürüme tehlikesi ve ölme ve felç olma riski varsa ne yapmalı
eğer birisinin iç organları çürüme tehlikesi ve ölme ve felç olma riski varsa ne yapmalı
0
submariner
(07.11.08)
intihar etmeli.
0
insanimsi
(07.11.08)
ayrıca soruya yarıldım. yaşayan her insanın ölümü bir bakıma sorduğun gibi gerçekleşiyor. tez mezarlıkta yer bulun.
0
insanimsi
(07.11.08)
hastaneye gittim zaten doktor suratıma söyledi organların iflas etmek üzere dedi not sigara kullanmıyorum haftada bir şise içki içiyorum o kadar
0
🌸submariner
(07.11.08)
sebebini söylemedi mi?
hmm, anladığım kadarıyla dermansız derde tutulmuşsun ve bizlerden ölmeden önce şunu yap bunu et gibi tavsiyeler bekliyorsun. doğru mu?
0
insanimsi
(07.11.08)
e doktor bunu suratını söyledi de, tedaviden hiç bahsetmedi mi? genetik bir rahatsızlık olabilir mi?
0
deckard
(07.11.08)
submariner, gecmis olsun. sana daha kesin cevaplar verebilecek baska bir doktora gorunmeni tavsiye ederim. teshisi koyduktan sonra, hic bir tedaviden bahsetmedi mi?

ayrica bu duyuruya verilen cevaplar, surada ne kadar cok gerizekali insan oldugunu gostermistir bana. sagolsun.
0
comptrol
(07.11.08)
doktor şu anda yapacak bir şey yok dedi sorunum şöyle idi öksürürken tıkanıyordum göğsüm yanıyordu işte test yaptılar tansiyon ölçtüler kanımı aldılar
0
🌸submariner
(07.11.08)
submariner, rahatsızlığının ismi nedir? söylemediyse başka bir doktora git. geçmiş olsun.
0
kurukafa
(07.11.08)
bütün duyuruların tek cümle. ekşi duyuruda tanıdığım bir müneccim yok. o yüzden sorarken daha açık ifadelerle sorarsan daha fazla yardım alabilirsin.
0
darknum
(07.11.08)
(12)

Dean R Koontz tavsiye??

HATT0
Onlar Yoktu ve Nöbet haricinde hangi romanlarını tavsiye edersiniz? (Onlar Yoktu ve Nöbet'i okuduydum :) )
Onlar Yoktu ve Nöbet haricinde hangi romanlarını tavsiye edersiniz? (Onlar Yoktu ve Nöbet'i okuduydum :) )
0
HATT0
(06.11.08)
gecenin tam yarısı ilk aklıma gelen oldu.
0
whoosie
(06.11.08)
phantoms okumuştum, güzeldi. türkçesi ne bilmiyorum.
0
kurukafa
(06.11.08)
Kesinlikle ama Kesinlikle Frankenstein serisi. "MÜKEMMEL!"
0
hlathguth
(06.11.08)
pek çok kitabını okudum, aklımda en iyi kitabı olarak yıldırım (lightning) kalmış.
0
kimi raikkonen
(07.11.08)
phantoms'un türkçesi kurbanlar. oldukça güzel bir kitap.
0
blackbasat
(07.11.08)
yabancılar / strangers
fısıltılar / whispers
fanatikler / servants of twilight

içlerinde öncelikli olarak yabancıları tavsiye ederim. muhteşem bi roman.

ayrıca aynı türde stephen king'den ''sadist'' vardır. hayatımda okuduğum en kusursuz kitaplardan biridir.
0
godless killing machine
(07.11.08)
bulabilirsen "kanatlar".
0
dalamar
(07.11.08)
çatırtı da güzeldi.
0
bordeaux
(07.11.08)
hız / velocity

doğaüstü olaylara kaçmadan yazdığı ender kitaplardan. hatta sanırım 2-3 tanesinden biri. ama böylesine bir sürükleyiciliği çok az kitapta gördüm ben.
0
oldtimer
(07.11.08)
kalbin karanlık ırmakları
0
yazar kasa
(07.11.08)
buzlar arasında. kral tv'de bir vj'in tanıtımından etkilenip almıştım ortaokulda. kutuplarda araştırma yapan ekip, kopan bir buz parçasının üzerinde kalır. sürükleyici bir kitap olduğu kalmış aklımda. robin cook kitaplarına da bakın.
0
moontaxi
(07.11.08)
Eğer bulabilirsen, kışa açılan kapı (door to december) okumanı öneririm.
0
kahlan amnell
(07.11.08)
(7)

windows xp açılmıyor

sessia
kardeşimin laptopundaki sorun, windows xp işletim sistemini kullanıyor. bilgisayarı açtığında çıkan yükleme sayfasından sonra devam etmiyor artık bilgisayar, saatlerce beklesek de o ekranda kalıyo öyle. bunun çözümü nedir bilen var mı?
kardeşimin laptopundaki sorun, windows xp işletim sistemini kullanıyor. bilgisayarı açtığında çıkan yükleme sayfasından sonra devam etmiyor artık bilgisayar, saatlerce beklesek de o ekranda kalıyo öyle. bunun çözümü nedir bilen var mı?
0
sessia
(06.11.08)
öncelikle laptopu fişten çekip pilini çıkarın sonra geri takın ve deneyin olmazsa güvenli modda açmayı deneyip sistemi geri yüklemeyi deneyin belki işe yarar. olmazsa format gerekli diye düşünüyorum. ama tabi takılı kaldığı ekranı anlatırsanız sorunun windowsda mı hdd'de mi belki anlarız.
0
wish i could fly
(06.11.08)
işte tam burda takılıyor:
i35.tinypic.com

dediklerini deniycem
0
🌸sessia
(06.11.08)
abi harbiden saatlerce beklediniz mi ya?
0
tannhauser
(06.11.08)
güvenli kipte açılıyor mu?
ve o ekranda mavi şerit sağa doğru hareket ediyor mu beklerken sürekli yoksa o da mı takılıyor?
0
kurukafa
(07.11.08)
yaklaşık 1 ay önce aynı sorunu yaşadım. ben harddisktendir dedim format atmaya çalıştım. portatif windows, linux...vs hepsini denememe rağmen başarılı olamadım çünkü. servise verdiğimde ramlerde ve anakartta sorun olduğu söylendi. anakart değişti ram yenilendi geldi. gerçekten çok sinir bozucu bir durum.geçmiş olsun umarım garanti kapsamındadır cihazınız. verin servisine, markasına göre en geç 1 ay içinde gelir.


edit: şimdi bi daha baktımda öle hemen servis demişim ama onu son çare olarak tavsiye ediyorum. yapılabilecek her şeyi denediğinizden emin olun. içindeki belgeler çok önemli değilse yedeği alınmışsa format atmayı deneyin mesela bakalım izin verecek mi. bende mesela önyükleme yaptıktan sonra duruyodu formatta atamıyordum. bide mesela laptopta harddiskkin çalıştığını gösteren bir led vardır yanıp sönen. bendeki takılma durumunda o sönüyordu mesela hiç yanmıyordu o esnada. harddisk in bozuk olabileceği şüphesi ordan doğmuştu. ama belki sizinki işletim sistemi kaynaklıdır. halllolabilir.

forumları dolaşın bir portatif windowslar var yada 4gblık bi flashınız var ise içine normal windows kurun, flashtan boot etmeyi deneyin bu sayede harddiskinize ulaşıp bilgileri kurtarabilirsiniz.
0
kojiro
(07.11.08)
bu sorunun anakart ya da ram ile alakali oldugunu sanmiyorum. kuvvetle muhtemel sistem dosyalari ya da kullanici dosyalari ucmus. format at düzelir.
0
trimpot
(07.11.08)
güvenli kipte açıp sistem geri yükleme yaptım ve düzeldi, tesekkurler.

@tannhauser
ben lafın gelişi deidm onu ama kardeşim beklemiş olabilir:P

@kurukafa
mavi şerit hareket ediyordu evet, o takılmıyordu ama artık düzeldi saolasın

@kojiro
neyse ki servise gitmeye gerek kalmadı teşekkürler, bilgisayar baya eski zaten, tuşları filan fırlıyo artık :)) garanti süresi kalmadı yani yine iyi dayanıyo, bazen böyle sorunlar çıkarıyo ama bakalım nereye kadar götürecek:)
0
🌸sessia
(07.11.08)
(4)

durup dururken bilgisayar kapanıyor

t joe
soru aynen başlıkta yazdığı gibi, bilgisayarımı açtıktan sonra bazen karşılama ekranında şifremi yazdıktan sonra bazen açıldıktan 5-10 dakika sonra bilgisayarım kapanıyor. bazen de saatlerce kullanıyorum hiçbi' şey olmuyor..msconfig den baktım başlangıca, normalin dışında bi' şey yok, görev yönetici
soru aynen başlıkta yazdığı gibi, bilgisayarımı açtıktan sonra bazen karşılama ekranında şifremi yazdıktan sonra bazen açıldıktan 5-10 dakika sonra bilgisayarım kapanıyor. bazen de saatlerce kullanıyorum hiçbi' şey olmuyor..
msconfig den baktım başlangıca, normalin dışında bi' şey yok, görev yöneticisinden işlemleri kontrol ettim yine bi' olağan dışı bi' şey yok gözüküyor. eset kullanıyorum ve tüm güncellemeleri tamam, onunla da tarattım ama hiçbir şey bulamadı..
ayrıca bilgisayar laptop ve fanında bir sorun yok, açtım baktım ne bir tıkanma ne farklı bi' şey var.. ne yapmam gerektiği konusunda ise en ufak bi' fikrim yok..
0
t joe
(05.11.08)
hemen öncesinde bir mavi ekran almıyorsan güç kaynağını değiştir.

edit: pardon laptop olduğunu kaçırmışım, çok sık karşılaşılan bri sorun olduğundan sonuna kadar dikkatle okumadım. Laptop ise, senin yapabileceğin pek fazla bir şey yok donanım kaynaklı ise(ki öyle gözüküyor).
0
kurukafa
(05.11.08)
masaüstü olsaydı @kurukafa'nın dediğ igeçerliydi ama dizüstünde sorun kısadevre olabilir ya da anakart sorunludur.Servise gitmen gerekli.
0
edip
(05.11.08)
Yakın zamanda RAM eklediysen onları çıkarıp bi dene. Bazen RAMler uyumsuzluk yapabiliyor.
0
sebeklik
(06.11.08)
Fazla ısınıyor olabilir, kendini korumak, işlemcinin havale geçirmesini önlemek amacıyla kapanıyor olabilir. Battaniye yorgan gibi bir şeyin üzerinde kullanıyorsanız, hava alabileceği bir zeminde kullanmanızı tavsiye ederim. Yok kullanımınız gayet normalse, bi teknik servise inceletilmesi çok yerinde olur.
0
non descript
(06.11.08)
(9)

Biri bunu durdursun!

clandestino88
Arkadaslar 3 gündür fena halde gözüm seğiriyor hakim olamıyorum.İlk gün uykusuzluktandır dedim.Uyuyunca olmadığını anladım anormal psikolojik bir durum da yok.Ama kafayı yerim bu gidişle durduramıyorum efendiler sürekli tıklıyor.Ne yapayım ne edeyim yok mu bunu durdurmanın bir çaresi bana bir akıl v
Arkadaslar 3 gündür fena halde gözüm seğiriyor hakim olamıyorum.İlk gün uykusuzluktandır dedim.Uyuyunca olmadığını anladım anormal psikolojik bir durum da yok.Ama kafayı yerim bu gidişle durduramıyorum efendiler sürekli tıklıyor.Ne yapayım ne edeyim yok mu bunu durdurmanın bir çaresi bana bir akıl verin.
0
clandestino88
(05.11.08)
göz seyirmesi tamamen yorgunlukla ilgili bir hadise demişti göz doktoru. iyi de bir doktordu. biraz istirahat, biraz sabır tavsiye ediyorum.
0
tannhauser
(05.11.08)
benim yaklaşık 2-3 ay sürdü ama şimdi eser yok. dinlenmek tek ilacı.
0
rentts
(05.11.08)
durdurmanın mümkün olduğunu sanmıyorum. Ara ara bir iki ay ziyaret ediyor, çok ekrana bakmaktan falan da oluyor sanırım. istirahat, mümkün değilse kafaya takmamak tek çözümü olsa gerek.
0
kurukafa
(05.11.08)
Pekistirelim o zaman
Bana da olmustu, gecti sonra, tamamen yorgunluktan olmustu...

edit: yalniz sonradan farkettim, siir gibi yazmisim
0
ermanen
(05.11.08)
Herkes söylemiş ama, sebebi gerçekten yorgunluk. Vücudunuz atrık yorgunluğu atamayınca belirti olarak bunu gösteriyormuş. Kronik yorgunluk yani. Uzun (Gerçekten uzun) süreli bir dinlenme gerekiyor size. Benim geçen dönem her gün atardı. Zaten üzerine de bir sürü sağlık sorunu yaşadım. Dikkatli olun ve kendinizi çok yormayın.
0
nuage
(05.11.08)
Herkese teşekkürler arkadaslar galiba sebebi hepinizin dediği gibi yorgunluk zira son 5 günün 3 günü ayakta dolaşmaktan-iş gereği- inanılmaz yorulmuştum bir de 3 gün arayla aksamları 2 halı saha macı yapınca bünyeye ters geldi tabii.Maalesef dinlenecek vaktim de yok çekicez artık bir süre o zaman ama inanılmaz rahatsızlık verici birşey herkese tekrar teşekürler.
0
🌸clandestino88
(05.11.08)
sadece yorgunluktan değil ciddi magnezyum eksikliğinden de olabiliyor. kötü şeyleri ise düşünmeyelim mesela ms gibi. magnezyum alın bence ama çoookkkk rahatsız etmeye başlarsa doktor doktor kalksana..
0
jade
(05.11.08)
(git: 40502)
0
libera
(05.11.08)
yorgunluk, stres ve b vitamini eksikliğinden kaynaklanıyor.
b vitamini takviyesi, biraz dinlenme ve kafanızı meşgul eden strese sokan şeylerden uzaklaşmak için hoşunuza giden ve sizi yormayacak bişey ile meşgul olmanız ve seyirmeyi düşünmemeye çalışmanız halinde 1 hafta 10 güne kadar seyirme falan kalmaz :)
ben bir dönem uykudan uyanıyordum ağlayarak allahım tik yapıştı üstüme napıcam diye...
geçmezse doktora başvurun en kısa zamanda ama.
0
likeaprayer
(06.11.08)
(23)

ailevi problemler (ustte kalirsa bir muddet, super olur)

saramara
konu biraz uzun ve karisik, elimden geldigince tum detaylari anlatmaya calisacagim. ben 21 yasinda bir kizim. 22 yasinda askerligini yeni yapmis bir kuzenim var. bu kuzenim cok kotu bir aile ortaminda hicbir zaman dogru duzgun bir yonlendirme gormeden buyudu, liseyi devamsizliktan bitiremedi, alkoll
konu biraz uzun ve karisik, elimden geldigince tum detaylari anlatmaya calisacagim. ben 21 yasinda bir kizim. 22 yasinda askerligini yeni yapmis bir kuzenim var. bu kuzenim cok kotu bir aile ortaminda hicbir zaman dogru duzgun bir yonlendirme gormeden buyudu, liseyi devamsizliktan bitiremedi, alkolluyken arabu kullanip birisine carpti vs. Ama aile icinde onun hep cok zeki ve iyi kalpli olduguna, icinde yetistigi sartlar yuzunde boylesi davranislara yoneldigine inanildi. askerligini bitirip donunce, benim aileme yaptigim baski sonucu kuzenimi universite sinavlarina hazirlanip hayatini bir duzene sokmasi, o aile ortaminda uzaklasmasi icin istanbul'daki evimize cagirdik. kuzenim o doneme kadar orta anadolu'da gayet tutucu bir kentin gayet tutucu bir ilcesinde yasiyordu.
normalde cok sabirli ve hosgorulu bir insan degilim, ama ona elimden geldigince anlayisli olmaya calistim. dersanesi baslamadan kitaplar alip ben calistirmaya basladim, kendi arkadas grubumla tanistirdim, normalde odama kapanip film seyredip kitap okumak gibi seylerden hoslanirken onunla vakit gecirmek icin ozellikle caba sarfettim. ozellile diyorum cunku hic ama hicbir ortak noktamiz yok (abartmiyorum) ve onu 5 senedir filan gormemistim zaten. bu surede gosteridigi ve bana cok ters gelen, butun arkadaslarima bunun saci uzun, bunu kupesi var diye bir kulp bulmasi, yeni erkek arkadasimin yaninda eski erkek arkadasimdan surekli onunla gorusuyormusum ve onun hakkinda konusuyormusum gibi bahsetmesi, ben msn'de yazisirken gelip yazdiklarimi okuyup yorumlar yapmasi gibi davranislara da bunlarin yanlis oldugunu ogrenecek bir ortamda buyumemis diye ses cikarmadim. normalde bu tur macoluklara sinir olmama ragmen isanbul'da bulunan diger kuzenime hemen erkek arkadasimdan bahsedip "ifadesini aliriz" seklinde konusmasina da iyi niyetli oldugunu dusunerek gulup gectim.
ramazan bayrami arifesinde baska bir ilde oturan amcamin yanina gidecegini soylerek babama otobus bileti aldirdi, ertesi gun ogrendik ki bursa'a kiz arkadasiyla bulusmaya gitmis once. donuste de dogrudan eve gelmek yerine yine eskisehir'e gidip kiz arkadasiyla bulusup sonra istanbul'a gelmis. bizi bu sekilde salak yerine koymasi, gozumuzun icine baka baka yalan soylemesi acikcasi bana cok koydu. kizdigim bir diger nokta ise ben ogrenci olmama ragmen aileme yuk olmamak icin calisip kendi parami kazanirken, kuzenimin babamdan aldigi paralarla gidip kiz arkadasiyla gonlunu eglendirmesi. butun arkadas ortamindan kopup tek basina hic bilmedigi bir yere, hic bilmedigi insnalarin arasina geldi, eskiden kafasina gore takilirken kati kurallari olan bir ev ahalisinin arasina karisti diye dusunerek yaptiklarini kendime maruz gostermeye calistim.
ama bu olaydan sonra kendisinden baya sogudum. kendisiyle ilgili baska kimi problemlerimiz de var. mesela bizim eve iki paket cikolata alinmissa ve ben birini yemissem oburunu muhakkak kardesime birakirim ya da nezaket geregi yemeden once iizn alirim. bazilarina bu gereksiz ya da aile icinde olmamasi gereken bir sey gibi gelebilir ama bizim evde alistigimiz duzen bu. babam mesela parasini kendisi odemis bile olsa bizim kitaplarimizi bizden izin almadan alip okumaz. oyle olunca onun dan diye odama dalip kafasina gore bir sey almasi, babamin parfumunu izinsiz kullanmasi gibi seyler sesimizi cikarmasak da baya tuhafimiza gidiyor. annemin yaptigi hicbir yemegi begenmiyor (adam domates, icinde domates olan yemekler, patates, herhangi bir sebze, tarhana corbasi, hatta genel olarak corba,salata yemiyor. bunlar ilk aklima gelenler, durumun zorlugunu takdir edersiniz) ve hatta 'bu ne bicim sey yenir mi be' diyerek annemin kalbini kiriyor. bu sebeple de sadece sucuk, kasar, muz ve cevizle besleniyor. gecen gun diger kuzenim bizdeyken annem yine 'hic yemek yemiyor' diye dertlenirken mesela, benim gordugumun farkinda olmadiigindan annemle alay ediyordu. oss'ye hazirlansin diye burda ama sabahtan oglene kadar dersanede, ogleden aksama kadar uyuyor ve aksamdan sabaha kadar da kiz arkadasiyla telefonda konusuyor, yani ders calismak icin ekstra bir gayreti de yok, odevlerini bitirdiginden bile emin degilim. halbuki durumu cok kotu, carpim tablosunu bile bilmiyor, ben de matematik nazisi gibi surekli pesinde ogrendin mi ogrendin mi bak beraber calisalim diyorum ama kendisi bir gayret gostermezse aklina akitamam herhalde 7*4'u.
bizim evde herkes her gun dus alir, kuzenime pazar gunu artik bir yikansan dendiginde daha sali yikandim temizim diyor, evde o yuzden surekli agir bir koku var. onemsiz gibi gorunebilir ama surekli ya tirnak yiyor ya da disini karistiriyor ve benim de icim kalkiyor, sofra adabi rezalet. 22 yasinda kazik kadar adam oldugu icin bazi konularda kirici olmadan uyarida da bulunulamiyor, hepimiz rahatsiz rahatsiz susuyoruz yani.
iste basta anlattigim olay ve ev icindeki hali tavri yuzunden ben kuzenimden sogudum. karsilastigimizda nezaketen sordugum bir kac soru ve bazen oturutup calistirdigim matematik konulari haric hicbir iletisimimiz yok. arkadaslarla cikarken onu da davet ediyorum ve gelmesi icin israr ediyorum ama gorev duygusuyla. bazen ona daha iyisini dogrusunu gosterecek kimse olmadigi icin boyle, kendini onun yerine koysana, hic tanimadigin, aliskanliklari bambaska olan insanlarin arasina gidiyorsun ve annen baban aramiyor bile (uc aydir filan bizde kuzenim, annesi daha yeni yeni arayip halini hatrini sormaya basladi) diyorum kendime. beni sevdigini ve deger verdigini dusunuyorum ama ben iletisim icin bir adim atmazsam onun da atmadigi bir gercek. adil olmam gerekirse, bendeki isteksizligi sezdigi icin cekiniyor olabilir ama.

simdi durumlar boyleyken boyle. ben takintili bir insan oldgum icin onemsiz seyleri mi buyutuyorum ve daha anlayisli mi davranmam lazim, yoksa o verilen sanslari kullanamadi deyip artik ona yaklasmaya calismaya bosvermem mi?

her turlu fikir ve yorum makbuldur.
0
saramara
(05.11.08)
soyle ki aslında benimde benzer bir kuzenim var bende once esitlerin iliskisini kurmaya calıstım onunla ama olmadı benim suistimal dedigim baskalarının asırı samimiyet diyebilecegi durumlar olustu.
sonunda bende esitlerin iliskisi durumundan vaz gectim. artık onunla farklı oldugumu dusunuyorum. hatta bunu ona bir kac defa kırıcı olmak pahasına gosterdim.

burda onemli olan kimsenin hayatını kendisine ragmen degistiremeyecegini anlamak. sonucta bu adam 22 yasına yasına gelmis ve hala degismek istemiyorsa bırak istedigi gibi yasasın sende akrabalıgını surdur ama arkadas olma. hatta bi adım daha ileri gidip iddia ediyorum bu adamın hayatına mudahil olmak hakkın degil.
0
hellcaraxe
(05.11.08)
22 yaş, bir insanın yetiştirilmesi, değiştirilmesi için oldukça geç bir yaş. Belli ki karakteri bu şekilde oturmuş ve zorlamayla, dayatmayla değiştiremeyeceksiniz. Yetiştirilme tarzı -yetişme tarzı diyelim, pek yetiştirilmemiş- kendi memleketinde, kendi çevresinde yaşamasını gerektiriyor. İstanbul'da, sizin yanınızda kalmaya devam etmesi hem kendisinin hem de sizlerin kötülüğüne olur.
Yetiştiği şehire gönderildiğinde tamamen ilgisiz bırakın, terk edin demiyorum lakin her koyunun kendi bacağından asıldığını, bu günlerin onun geleceği için önemli olduğunu saygı duyduğu bir büyüğü uygun bir dille anlatırsa kendi kararını vererek üniversiteye gidip gitmeme seçimini yapacaktır. Üniversiteye gitmeye karar verirse girdiği yeni çevrenin etkisiyle iyi yönde şekillenecek, üniversiteye gitmediği takdirde yine çevresinin etkisiyle farklı yönde şekillenecek ve olgunluğun vermiş olduğu havayla iyiye gidecektir.
Her ne kadar 22 yaş çok geç demiş olsam da artık çocukluktan çıkma yaşı biraz yükseldi. Şu anda yoğun gel-gitler yaşaması, etrafından gördüğü, televiyondan gördüğü hayatları kıskanması, taklit etmek istemesi gayet normal, askerliğini de yaptığına göre sosyalleşmekten artık korkmuyor ve dışarı daha rahat açılabiliyor. 2-3 sene içerisinde toplum içindeki kendi konumunu anlayacak ve buna göre hareket etmeye başlayacaktır.
Kendinizi yıpratmanıza gerek yok.
0
inshroud
(05.11.08)
universite sinavlarina girmek universiteye hazirlanmak kendi secimiydi bunu belirtmem gerek diye dusundum. ve bize gelmeden once cok sevdigi amcasindan, dedeme herkes onunla oturup konustu; kararli oldugunu, onunde uzanan zorluklarin farkinda oldugunu ve bunlari goguslemeye hazir oldugunu kendisi defalarca soyledi, ondan bagimsiz alinmis bir karar degildi yani bu.
0
🌸saramara
(05.11.08)
sen şimdiye kadar gayet doğru ve güzel davranmışsın. arkadaş ise şımarık büyütülmesinin etkisi ile iyice yayılmış ve gemi azıya almış.

bence hiçbir gerginlik yaratma. üzerine de gitme. gerekirse onun olmadığı bir ortamda rahatsızlıklarını anne babana söyle. onların da çok üstüne gitme.

arkadaşla arana mesafe koy. sınırlarını belirle. hiç değilse seninle olan ilişkisinde haddini hududunu bilsin.

ancak bunu gerginlik yaratmadan yapacaksın. ve önemli olan sinirlenmeyeceksin.

onun dışında okulun var, arkadaşların var, erkek arkadaşın var. onlarla ilgilen, kendine meşgaleler bul.

dikkatini çocuk üzerinden çek. sonuçta anladığım kadarıyla sizde kalmaya devam edecek. sokağa atamazsınız, yani atmaz annenler.

çocuğu da düzeltemeyeceğine göre sen sinirlenmeyip, kaale almayacaksın. belki senin rahatsızlıklarını belirtmen üzerine annenle çocuğu bir hizaya çeker ama takılma bunun üzerinde.
0
mea maxima culpa
(05.11.08)
bence yollarınızı bir şekilde ayırın. neticede siz elinizden geleni yapıyorsunuz. bu olay tedaviyi kabul eden veya tedaviyi reddeden bir hasta gibidir. ya fişinin çekilmesi gerekir, ya da tedaviyi daha da sürdürmek.

şu anda kendi hayatınızı başkası için yaşar moda girmişsiniz, planlarınız, bütçeniz, pek çok şeyiniz kuzeniniz üzerine kurulu, neden? yani 10 yıl sonra pişmaniyet duyacağınız bir şeyi, en güzel zamanlarınızı neden böyle harcıyorsunuz? eğer bunun vicdani bir yanı varsa, yazdıklarınıza göre yeterli vicdani sınırları geçmişsiniz.

bu tip insanlarda, rest çekimi genelde işe yarar. çekin konuşun. benim şartlarım tarzım bu, uyarsan uy, uymazsan kendi yolunu çiz demelisiniz. neticede 22 yaşında bir insan sokakta kalmaz, en kötü şey gider ailesinin yanına.
0
galahad
(05.11.08)
Kuzeninle ilgili sorunlarini onunla paylasmazsan degismesini bekleyemezsin ("Paylasirsan degisir" demiyorum). Sizin adetlerinize uymayan bir sey yaptiginda, "kuzen, boyle boyle yaptin ama bizde bu hos karsilanmaz, su sebepten dolayi. Onun yerine soyle yapar misin?" diyebilirsin. Bu arada sizin adetlerinizin de baska ortamlarda hos karsilanmayacak seyler olabilecegini fikrini aklinin bir kosesinde tut.

Anlattigin zor bir iliski. Verdigin caba da takdire edilir. Eger cabana devam etmek istiyorsan bahsettigim sekilde devam etmeni oneririm. Sabrinin sonuna geldiysen kibar ama kesin bir sekilde iliskini kesmen en iyisi olur.
0
wpi
(05.11.08)
Kuzenin senin anlattigin haliyle degerlendirirsek yuzsuzun teki gibi gorunuyor... Yani insan en azindan minnet duyar... Velev ki kuzenin amcanin ogluysa ve o amcan vaktiyle babanin himayesinde buyuduyse falan anlarim ama oteki turlu ise siz zaten yeterince katlanmissiniz... Iki sorum olacak -ucuncu soru da yukaridaki cumlede gizli: "Amca oglu mu, amca yukaridaki gibi mi?"-
soru 1:
Kuzeninizin kardesleri var mi? Varsa onlar da oyle mi?
2:
Alkollu olarak kaza yapinca pismanlik duydu mu? Duyduysa ne kadar surdu, kalici etkileri oldu mu?

Eger yukaridaki sorular isiginda cevaplanabilecek kisimlari saymazsak; kuzeniniz yanci, belesci, yuzsuz ve pis (hijyenik olarak)... Yani tek kelimeyle "katlanilmaz!"... Katlanamamaniz cok, cok dogal...
0
thunder thunder thunder thundercats
(05.11.08)
Terbiyesizlik sınırları dahilindeki hareketleri, kuzeninin iyi niyetli olmadığını açıkça gösteriyor. Sadece akrabalık bağınız olduğu için onunla ilgilenmeniz, iyiliğini istemeniz, her türlü terbiyesizliğine, densizliğine, patavatsızlığına katlanmanız sizin müthiş derecede iyi niyetli olduğunuzu gösterdiği gibi, onun bunlara layık olmak için hiçbir çaba sarfetmemesi de kötü niyetini çok açık ortaya koyuyor. Sonuçta bu adam dağdan gelmedi, sizin yaşam tarzınızdan daha önce hiç haberdar olmayan, anlam veremeyen birisi değil. Eğer gerçekten farklı bir yaşam tarzınız olduğunu anlayacak kapasitede değilse, afedersiniz ama zaten üniversiteye girebilmesi, girse de başarılı olması mümkün değil.
Ancak dediğim gibi, bence kendisi bunların gayet farkında ve kötü niyetinden dolayı o şekilde davranıyor. Hatta bence İstanbul'a gelmekteki amacı okumak felan değil. Üzgünüm ama adam sizi, ailenizi kullanıyor. Ve gösterdiğiniz iyi niyet ve serbestlikten güç alıyor. Bu tip insanlara karşı bir miktar baskı kullanmanın, azıcık korkutmanın ayaklarını yere basmalarını sağladığına şahit oldum çok defa. Unutmayın ki fevri bir hareketi başınıza dertler açabilir. Çektiğiniz sıkıntıya değmez.
0
mabl
(05.11.08)
bazi seyler soyleniyor kendisine yani sorunlar dile getirilmiyor degil, gerek annem gerek babam gerekse ben tatli dille mesela kiz arkadasiyla gunde 5-6 saat telefonda konusmanin bu donem icinde ona zarari olabilecegini, biraz daha derslerine odaklanirsa kizla iliskilerinin uzun vadede daha saglikli olacagini filan soyluyoruz (kiz universitede okuyor ve kizin annesi diplomasiz bu kizi sana vermem diye resti cekmis). yikanma konusunda da hadi bir gir yikan istersen rahatlarsin filan deniyor hayir ben yikanmayacagim dedigi zaman yapilacak bir sey kalmiyor.
@thunder thunder thundercats: amcamla o sekilde bir iliski soz konusu degil ve evet amcamin oglu. kardesi de sanirim onun gibi olma yonunde hizla ilerliyor. kazasindan sonra da bir uzuntu pismanlik benim bildigim kadariyla olmadigi gibi mahkemedeki umursamaz tavirlari, olayi ciddiye almayisi nedeniyle ekstra ceza yedi.
0
🌸saramara
(05.11.08)
bence ilişiğinizi kesecekseniz bile,bunu yapmadan önce kesinlikle kendisine; durumu,hissettiklerinizi ve düşündüklerinizi açıklayan net bir konuşma yapın. eğer bunu yapmadan pat diye bitirirseniz,zaten gerek insani gerek sosyal yönden eğitimini iyi alamamış bir insana,siz de aynı muameleyi yapmış olursunuz ve belki de ilerde vicdan azabı çekersiniz...

en azından sizin ne düşündüğünüzün ve niye böyle davrandığınızın sebebini bilmek hakkı. ha sonra yine adam! olmazsa o zaman istediğinizi yapın. ama öncesinde kesinlikle net bir konuşma yapıp herşeyi açık açık anlatın...

çünkü böyle arkasından üzülüp,ondan soğumaktansa, herşeyi açık açık konuşmak daha faydalı olacaktır.
0
brkylmz
(05.11.08)
bunu söylemek aslında ne denli acı bende farkındayım fakat durum şu ki "bu zamanda" bir akrabadan beklenmeyecek ölçüde sabırlı ve anlayışlı davranmışsınız. bahsi geçen arkadaş belli bir yaşa gelmiş olduğundan mütevellit bazı alışkanlıklarının değişmesi zor. aslında kimsenin kimseyi değiştirme gibi bi görevi de yok fakat burada, siz, bariz etkilenen tarafsınız. böyle birine tahammül etmek cidden zor. kendi hayat tarzını size uydurması yada başka tabirle bu şekilde evrilmesi gerekirken, size bazı dayatmalarda(erkek arkadaş, uzun saçlı, küpeli arkadaş vs.) bulunuyor ve bunu da gayet gamsızca ve fütürsuzca yapıyor. siz de direniyorsunuz ve bi kriz doğuyor.

kendimi sizin yerinize koyuyorum da ben olsam bu vakte kadar çoktan konuşurdum. 3 ay diyorsunuz, 3 ay ne demek? bahsi geçen konu ruh sağlığınızı etkilemiş durumda(lütfen yanlış anlamayın) ve sadece sizi değil aile içi ilişkilerinizi de zedeleyebilir git gide. alın karşınıza bi konuşun. böyle böyle deyin. bi süre gözleyin, tutumlarınızda siz edilgen değil, etken taraf olun. "kuzen kızma ama bu böyle" deyin, -abartmadan- dominant olmaya çalışın. yanlış/hatalı gördüğünüz davranışlarını anında-hemen uyarın. üstünden vakit geçmesin.

tabi tüm bunlarla birlikte kökten bi değişim beklemek biraz hayalci bi yaklaşım olur. dediğim gibi fazlasıyla iyi niyetli ve toparlayıcı davranmışsınız bu zamana kadar. kendinizi suçlamayın, "hiç tanımadığı şehirde, hiç tanımadığı insanlarla birlikte, olur böyle şeyler" demeyin. siz değilsiniz o kentin zaptiyesi. ne insanlar var taşradan gelip -karşısındakine hiç sıkıntı çektirmeden-uyum sağlayan.

öte yandan bu sınav süreci* öyle birilerinin dayatmasıyla olabilecek bir şey değil. siz üsteledikçe o boşlayacak, umursamayacaktır. siz, anneniz veya babanız, faketmez hiç, onun gözünde hepiniz -bu sınav sürecinde- bi otorite gibisiniz. siz çalış dedikçe kayda değer bi sonuç alamazsınız. ancak ve ancak kendi kulvarında biri, kendi ayarında bi arkadaş, bi sevgili onu yönlendirebilir. başka çaresi yok gibi bi şey ne yazık ki.

sözün özü, siz -bi akraba olarak-üzerinize düşeni fazlasıyla yapıyorsunuz. bu süreci bitirmek sizin elinizde, unutmayın ki kendi aile düzeninizden önemlisi yok. bi şekilde konuşun ve yollarınızı ayırın.
0
crayze horse
(05.11.08)
Ailecek gösterdiğiniz hoşgörü, empati, sabır ve yardım isteği takdire değer gerçekten.
Öte yandan bu kişi istanbula "güya" üniversite kazanmak için gelmiş ama bir çabasının olmamasından anlıyoruz ki bunu başaramayacak ve görünüşe göre böyle bir niyeti de yok. Şehirde yaşamak için üniversite sınavını bahane ediyor ve evinizi kullanıyor. Ekmek elden, su gölden. Üstüne yüzsüzlük var. Hem kaynaklarınızı hem ev huzurunuzu kendi keyfi için tüketiyor. Bu kaynakların tükeneceğini farkettiği durumda muhtemelen biraz agresifleşecek ve sizin kontrol edemeyeceğiniz ve hem kendisi hem başkaları hem de sizin için tehlikeli olabilecek yollara sapacaktır. Çocuk olsa birisi 24 saat özveri ile üzerine eğilebilir ancak bu yaştan sonra çok güç, üniversite de okuyamayacağına göre ve şehirde kalmak için böyle bir yol uydurduğuna göre bunu devam ettirmek için gerekli maddi kaynağı bir dönemde "yaratmaya" çalışacaktır. İki adım sonrasını pek düşünmez bu tipler, prototipleştirmek istemiyorum ama çok görüyoruz.

Benzer bir durumda olan ve olması gerektiği gibi yaşayan kişileri de gördüm. Bir aile dostumuz 3 sene önce Van'da rastladığı 8 çocuklu imkansızlıklar içinde yaşayan bir ailenin en küçüğünü istanbulda yalnız yaşayan birinin evine yerleştirdi, çocuk yemedi içmedi kendini derslerine verdi, okulunu kazandı ve birincilikle devam ettiriyor. Tek hayali de önce kendine sonra da doğduğu topraklara yardımcı olabilmek. Bu süre zarfında şehir hayatını öğrendi ve sosyal faaliyetlerde şehirde doğup büyümüş benden bile daha uygun davranışlar sergilemekte. Bu süre zarfında artık okuma şansı olmayan iki abisi daha buraya getirildi çalışmaları için ve canlarını dişlerine takarak hem de birbirlerine destek olarak burada hayatlarını sürdürüyorlar.

Bu kişilik ile alakalı bir şey, belli bir yaştan sonra pek düzeltmenin mümkünü yok. Üniversite sınavının nasıl bri sınav olduğunu hepimiz az çok biliyoruz. Ders çalışmıyorsa, sadece kursta oturup (ki bunu acaba yapıyor mu gerçekten?) sınavı kazanması pek mümkün değil, ki çarpım tablosundan biel bihaber diyorsun. Eğer üniversite kazanmak gibi bir niyeti yok ise ve istanbulda kalmak için sizin kaynaklarınızı yalanla dolanla sömürmeye devam ediyorsa, siz bu duruma iyi niyetle karşılık verdiğiniz sürece o da "iyi o zaman" deyip aynen devam edecektir. Çünkü davranışını mükafatlandırıyorsunuz bir nevi. Ve biraz daha uzun vadede başınıza daha büyük işler bile alabilirsiniz.

Şimdi tanımadan etmeden bu yorumları yapıyorum ama, ben anlattığın durumda olsam tecrübelerime göre bunları düşünerek hareket ederdim. Açık açık söylerim, böyle üniversite falan kazanamazsın, ve böyle bir niyetin yoksa yol verelim sana derdim. Büyük ihtimalle "aa yok olur mu çalışıyorum ben kazanıcam" falan der, tamam dersin, aynı halin devam ettiğini gözlemlersin, bu konuşma bir daha tekrarlanır, ondan sonra da başının çaresine bakar.
0
kurukafa
(05.11.08)
Troll kokusu alıyorum...
0
sheba and the albino girls
(05.11.08)
troll kokusu derken bunlari uydurdugumu kast ediyorsaniz gercekten yaniliyorsunuz.
0
🌸saramara
(05.11.08)
bence öncelikle annenizle ve babanızla bu durumu konuşun. yemeği beğenmiyor diye anneniz boşuna kendini üzmesin örneğin. benim çok sevgili kardeşim bile bazen "ay şunu yemem ay bu iğrenç" diyordu ilk başta ama "ye nesi var" vs. diyorduk sonra "tamam sen bilirsin" diyip tabağı onunden almaya başlayınca, sonunda aç kalınca yemeye başladı. neyse beslenirse beslensin 22 yaşındaymış. sizinle beraber sofraya oturmaya bile zorlamayın.

sormadan eşyaları kullanıyorsa demek ki yetiştirilirken hiç görmemiş bazı şeyleri. ya da örneğin babanızın parfümünü vs. kullanması parfüm gibi şeylerden yoksun olarak büyüdüğünün de göstergesi olabilir. aslında bu bütün ufak tefak anlattığınız, yıkanmaması, paylaşmaması, izin almaması, parayı çarçur etmesi vs. sizi ne kadar sinir etse de o kadar büyük sorunlar değil aslında. doğru düzgün bir aile ortamında büyümediği için büyük ihtimalle sosyal davranışları zayıf. siz bazı konularda uyardığınızda da kendini ezik hissedip üste çıkmaya çalışacaktır. o yüzden en iyisi kendi haline bırakmak. ufak şeyleri siz de o kadar kafanıza takmayın. bunlar kardeşler arasında da sıklıkla olan şeylerdir.

arkadaşlar konusunda sizin arkadaş grubunuzla o kesinlikle uyuşmuyor anladığım kadarıyla. kendi arkadaş grubunu yavaş yavaş oluşturmasını bekleyin derim. yine o sizin arkadaşlarınızın yanında onların fiziksel ozelliklerini eleştirmesi ya da maço tavırlar sergilemesi kendini aşağı hissettiği için olabilir.

evet şımarıklık, terbiyesizlik vs. var ama bunların yanında kuzeniniz bence depresyon da geçiriyor olabilir. sürekli uyuması, etrafına ilgisizliği, kendini aşağı hissettiği durumlar, yalan söylemesi gibi şeyler bunun da belirtisi olabilir. bir süre uyarıda bulunmayı bırakın ve üstüne gitmeyin. iyi günlerinde napalım bugün ne yapmak istersin gibi onun fikirlerini alın ve daha çok onun yapmak istediği şeyleri yapın. hoşuna gidecek ufak tefek hediyeler alın arada örneğin en sevdiği şarkıcının albümünü ya da telefon için kontör vs. gibi. karşılığında birşey beklemeyin. sizin onu önemsediğinizi belki de ilk defa hayatında birinin onu önemsediğini hissetmesi lazım.

ona açılın. sanki çok yakınmışsınız gibi. çok kişisel sorunlarınızdan bahsedin, dertleşin bakalım nasıl tepki verecek. yavaş yavaş bir süre sonra o da içini açmaya başlayabilir ama burda korkmuş bir kişilik var en dipte bence o yüzden sabırlı olmanız gerekiyor.

bir de illaki uyarmanız gereken ya da söylemeniz gereken şeyler olduğunda. odanı topla, yıkan, ders çalış gibi emir cümleleri yerine düşüncelerinizi belirten cümleler kurun ve sen ne düşünüyorsun diye karşılık bekleyin. kendi planlarınızdan bahsedin ve senin planların ne gibi onun düşüncelerini önemsediğinizden bahsedin. öss dersane test test test diye onu daha çok germeyin. arada aslında üniversite okuyorsun da ne oluyor, üniversiteyi kazanmamak yolun sonu değil bir arkadaşım vardı yine de başarılı oldu gibi şeyler diyerek bu gerginliği üzerinden almaya paylaşmaya çalışın.

yalan soylemesini de çok kişisel algılamayın. sanırım kuzeniniz 22 yaşında olmasına rağmen hala ergenlik problemleri yaşıyor. yalan soylemesi de size sorup izin vermeyeceğinizi düşünmesi öyle ortada bir durum olmamasına rağmen bunu kafasında büyütmesi sonucu olmuş olabilir. bu tür yalanlar bir çok insanın kendi ailesine bile söylediği yalanlardır. nasıl tepki verdiğinizi bilmiyorum ama bir daha böyle birşey olduğunda yakaladığınızda düşünmeden tepki gösterip kızıp alınmayın. neden söylemedin ki, söylesen izin verirdik gibi yalan söylemesine gerek olmadığını ve ona güvendiğinizi anlamasına çalışın.

en önemlisi de güven işte. kendine güvensiz, siz de ona güvenmiyorsunuz bunun bir çıkış yolu yok. önce siz ona güvendiğinizi hissettirmelisiniz. kuzen de olsanız ailenizin bir parçası olduğunu hissettirmelisiniz. üzerine gitmeden, abartmadan, ona açılarak yapabilirsiniz bunu. katı kuralları olan bir ev ahalisi diyorsunuz. bu kuralları biraz esnetin. yoksa kuzeninizin davranışları herkesin canını sıkmaya ve huzuru bozmaya daha beter neden olacaktır. ondan ekstra şeyler beklemeyin. para konusunda asla ben çalışıyorum sen yiyorsun paraları gibi bakmayın olaya. onun da zamanı gelecektir. ya da durumun farkına varması için durumunuzun iyi olmadığına dair ufak sinyaller verin. ya da ailenizin kuzeninize aylık belli miktar bir harçlık vermesi ve bununla idare etmesi gerektiğini söyleyin. arada da senin harçlık azalırsa bana gel ben yardım ederim gibi açık kapı bırakın ki onu düşündüğünüzü anlasın.

ailenizle bu konuda neler hissettiğinizi eğrisi doğrusuna konuşun ve onlardan da yardım isteyin. örneğin anneniz ona özel bir yemekte sucuklu yumurta yapsın, babanız kendi oğluymuş gibi bir berbere gidelim desin ya da bir işi için yardım istesin ve sonra "aferin" desin. siz ona yardım etmek yerine yardım taleb edin. onun varlığının önemli olduğuna ve başarabileceği katkısı bulunabileceği şeyler olduğuna inandırın. biraz yüreklendirerek davranış bozukluklarını çözebilirsiniz diye düşünüyorum. adım adım.

tabii bu bir tercih meselesi. beni ilgilendirmez ben onun için bu yaştan sonra çaba gösteremem vs. demek de sizin seçiminiz. ama eğer onu kazanabilirseniz bence bu sizin hayatınızda da önemli bir yer tutacaktır. farklı olmanızdan korkmayın. herkes farklıdır birbirinden. herkesin sevdiği yemekler, renkler, müzikler, hobiler farklıdır. bu farklılıkları paylaşmayı deneyin ve onun kendiniz gibi olmasını beklemeyin. siz onu değil o kendini değiştirmeli. bu da ancak empati kurarak olabilir.
0
random blonde
(05.11.08)
@saramara,

"yikanma konusunda da hadi bir gir yikan istersen rahatlarsin filan deniyor hayir ben yikanmayacagim dedigi zaman yapilacak bir sey kalmiyor" demissin.

Bu, yikanmasini onermek icin yanlis bir yol bence. Onun yerine, "kuzen, daha sik yikanmak temizlik acisindan iyi bir aliskanliktir. Kisi kendi farkina varmasa bile 1-2 gun sonra kokmaya baslar. Bak biz ve cevremizdeki bir suru insan da boyle yapiyor. Sen de boyle yap lutfen" demek daha cok ise yarayabilir. Bunu denedikten sonra "lutfen daha sik yikan, kokuyorsun ve kokun cevrendikleri rahatsiz ediyor" diyebilirsin.

Kuzenin cok farkli bir ortamdan geliyor, senin de belirttigin gibi. Sizin ona yeni dunyasini anlatmaniz lazim. Kisiligi, davranis bicimleri, aliskanliklari hep yetistigi yerden geliyor. Simdi bambaska bir yerde ve yeni aliskanliklara ihtiyaci var. Bircok aliskanligini birden degistirmek cok zor. Degismek gerektiginin farkina varmak daha da zor. Bu konulari bu sekilde onunla konusmayi da deneyebilirsin.

Bir sonuc cikmayabilir. Ama bence dogruya en yakin yollardan biri bu.
0
wpi
(05.11.08)
ailenin kurallari kesinlikle onu icin esnetiliyor, bana ve kardesime gosterilmeyen hosgoru ona gosteriliyor (bunu kiskaniyor ya da bundan rahatsiz oluyor degilim). kendisine hicbir sekilde ders calis vs gibi baski uygulanmiyor hatta mesela annemle okey oynayacaksak bak iki saattir odandasin gel biraz kafan acilsin deniyor, onun ailece yapilan her etkinligin bir parcasi olmasi konusunda ekstra caba gosteriliyor, yemek konusunda da dedigim gibi gayet rahat, sevmedigi hicbir seyi nezaketn de olsa agzina koymuyor zaten, gidiyor kendisine sucuklu yumurta yapiyor, annem mesela o yesin diye sadece onun sevdigi hicbirimizin yemedigi seyler yapiyor yine de yaranamiyor. hicbir hobisi ve ilgisi de yok, beraber sinemaya filan gittigimizde de bu ne bicim filmmis diye soyleniyor genelde.
kisisel meselelerimi gerekmedikce en yakin arkadasima bile acmam, sirf o kendini bana yakin hissetsin diye yukarida belirttigim gibi eski erkek arkadasimdan vs bahsettim ve az kalsin simdiki erkek arkadasimdan ayriliyordum, onun o tavri yuzunden bize oturmaya gelen cocuk resmen evi terketmisti. babamin oyle seylerden hoslanmadigini bildigi halde babamin yaninda x'le mi konusuyorsun selam soyle ehehe seklinde tavirlari da cabasi.
kendi parfumu yoktu, maddi sikinti cekti gibi bir durum da yok, onu ailesinin durumu bizimkinden oldukca iyi. yine de ailesiyle arasi bozuk oldugu icin harcligini babam veriyor ama gunde 6 saat kiz arkadasiyla cep telefonunda konustugu icin yetiremiyor. diger amcamlardan filan istiyor bu sefer. maddi konulardaki rahatsizliklarimi burada dile getirsem de ne ben ne de ailem asla va asla kendisine yansitmiyoruz.
yine de yeterince anlayis gostermedigimizi dusunuyorsaniz biraz daha denemeye calisirim ama gelen diger ogutler haddinden fazla taviz verdigimiz yonunde sanki?
0
🌸saramara
(05.11.08)
yani taviz diye düşünmemek lazım işte. bazı şeyler zaman alır. neredeyse erkek arkadaşınızdan bu yüzden ayrılmanız da gereksiz geliyor bana. erkek arkadaşınızın sizin yanınızda olması lazım, bu kadar kolay siniri bozulmaması lazım. isterse kavga etsinler, atıyorum kuzeniniz üstüne atlasın falan. sizi anlaması lazım. bence bu konu yüzünden zaten kuzeninizden ayrı bir soğumuşsunuz. ortada bir sorun yok aslında sizi bu kadar gerecek.

sinemaya gidince bu filmi beğenmediyse beğenmeyebilir. nezaket göstermesini beklemeyin. herkes kibar olmayabilir. ailesinden hiç görmemiş demek ki. ne kadar süredir birliktesiniz bilmiyorum ama böyle bir insanın önceki aile hayatı kötü olduğu için şu an böyle bu insan. hiç kimse anne karnından böyle doğmaz. seçim sizin ya buna alışıp yavaş yavaş değişmesini bekleyeceksiniz ya da taviz diyorsanız bu işe ne yapmayı düşünüyorsunuz. onu geri göndermeyi falan başka çözüm yok o zaman. bu da ne değiştirecek?

bırakın kendi halinde yaşasın biraz. bu kadar gözünüze batmasın. ev arkadaşınız olabilirdi bu insan daha beter de olabilirdi. psikolojisinin normal olmadığı belli. para dertse dediğim gibi harçlık verin ve fazlasını istiyorsa bişekilde de buluyorsa bulsun o zaman. telefonda 6 saat konuşuyorsa tek bir insanla daha uygun tarife birşeye geçmesini önerin. tek kişiyle tüm gün beleş konuşulabilen sabit faturalı hatlar var. hem ona daha fazla harçlık kalır. hayır yani telefona para harcıyormuş bi sanki. klasik olacak ama içkiye kumara kötü alışkanlıklara para harcıyor mu? zaten bunun gibi şeylere harcarsa o da başka bir sorun ya. para da çalmıyor sanırım. kötünün kötüsü değil şuan yani. babanıza erkek arkadaşınızı ispiyonlayabilir. bunu kardeşiniz bile yapabilir. bunlar çocukça şeyler, bunu yapmak da çocukça bunu kafaya takmak da çocukça.

kuzeniniz kapalı bir ortamdan geldiği için sizin yaşantınız ona çok acayip geliyor olabilir. ve cehaleti yüzünden her zaman sizin yaşantınızı eleştirecektir. ancak bu şekilde iletişim kurabiliyor aslında bence. bu da birşeydir.

ailesiyle arası kötü diyorsunuz. görünüşte kabalığı kini kötülüğü bu yüzden ama ben kişisel bir kötü olma çabası göremiyorum. ailesine olan hıncını sizden çıkarıyordur belki de. karşılıksız ilgi göstermek çok zor değil. çok daha kötü art niyetli insanlar var ama tercih sizin, sizin hayatınız bence dayanamayacak gibiyseniz ve aile huzurunuz giderek kötüye gidiyorsa o zaman onu geri gönderin dicem ama bu onun yaptıklarından daha beter olur gibi geliyor bana.

bir de ya aileniz hepinize aynı davransın ya da kimseye özel kuralları esnetmesin. ne ona sizden daha farklı olduğunu hissettirin ne de şımartın. hem kardeşinize gösterilmeyen şeyler ona müsamma ediliyor diyorsunuz. bu kardeşinizi de üzebilir. aileniz elinden geleni yapıyorsa devam etsinler ama yaranamıyor annem diyorsunuz. yaranmayı beklemeyin. binkez iyi olun bir kere karşılık bekleyin. ve zaman tanıyın.

ben biraz bu tür olaylara sabırlı bakma yanlısıyım biraz dalaylama sabırı =) çünkü başka yöntemler daha büyük sorunlara neden olabiliyor zamanla. bir de gerçekten inanılmaz büyük anlaşamamazlıklar göremedim ben ama bu bana göre olabilir belki sizin hayatınızda çok önemlidir bunlar. önce kendinizi bir dinleyin...
0
random blonde
(05.11.08)
@saramara burda sizden çok ailenizin çocuğa karşı tavirları önemli. onlar ne düşünüyor? böyle devam mı edecek çocuk?

eğer anne baban her halukarda sonuna kadar çocuğu destekleyelim diyorlarsa çaresiz sen biraz görmezden geleceksin.

ama çocuğu biraz hizaya çekmek lazım. ne demek annenin pişirdiği yemeği yememesi. dolapta sucuk, muz vs bulamasın aç kalsın, bakalım bir daha yapıyor mu böyle bir şeyi.

kendi anne babası ile arası bozuk bir insana annenlerin iyi davranması çok zararlı. ailecek (kendi ailesi, amcanlar ve siz) bütünsel olarak disiplinli davranmak lazım. yani kendi anne babasından yüz bulamazsa seninkilerden buluyor, olmadı amcanlardan buluyor.

bu böyle gider yani. annenlerle konuş bence.
0
mea maxima culpa
(05.11.08)
cok tesekkur ederim random blonde, benim icin sagduyunun sesi oldunuz adeta:)
0
🌸saramara
(05.11.08)
"takintili bir insan oldgum icin onemsiz seyleri mi buyutuyorum" demşsin ya hah işte ondan. bu duyuruya harcadığın eforla bir kısa öykü ya da deneme çıkartırdın bir de. muhtemelen yazılmış en uzun duyuru bu olsa gerek.

bir de şu paragraf işine alışamadınız bir türlü. yediniz bitirdiniz yorgun gözlerimi.
0
blackdog
(05.11.08)
saramara, sen detay verdikçe ben burda çileden çıkıyorum, sinire strese giriyorum. evlat olsa sevilmez dicem ama, zaten evlat olarak sevilmemiş.
random blonde'un tavsiyeleri gerçekten sağduyulu, ve sizin sağduyu, hoşgörü ve sabrınız da onu yola getirmeye yetecek gibi görünüyor. inşallah başarılı olursunuz da ben de sabır ve hoşgörüyle insanların yola getirileceğine inanmaya başlarım.
hak hukuk dağıtmak bana düşmez tabi ama, bu kadar ilgiyi hakeden, hakkını verebilecek milyon insan varken haketmeyen birine bu kadar enerji harcanması zoruma gidiyor.
0
mabl
(06.11.08)
Derslere ilgisizliğinden, kız arkadaşıyla daha fazla ilgilendiğinden, daha çarpım tablosunu bile bilmediğinden bahsetmişsiniz. Bence de üniversiteyi kazanması bu şartlarda hayal gibi... Ayrıca anlattıklarınızdan anlaşıldığı kadarıyla siz ev sahibi/sahibesi olarak elinizden geleni yapmışsınız/yapıyorsunuz. Kendinizi suçlamanız yanlış.
Ancak Allah size kolaylık ve sabır versin diyebilirim...
0
mim
(09.11.08)
(3)

korsan yazılım

seyduna sahrud
benim yazılımım korsanmıs, fakat pc yi ilk aldıgımda orijinaldi daha sonra bi arkadasıma format attırtmıstım haliyle korsan yazılım kullanıyorum su an. laptop ın altındaki bi bandrolde product key im var onu kullanarak orijinal yazılıma gecebilirmiyim.
benim yazılımım korsanmıs, fakat pc yi ilk aldıgımda orijinaldi daha sonra bi arkadasıma format attırtmıstım haliyle korsan yazılım kullanıyorum su an. laptop ın altındaki bi bandrolde product key im var onu kullanarak orijinal yazılıma gecebilirmiyim.
0
seyduna sahrud
(05.11.08)
0
deadstar
(05.11.08)
program bile varmış konuyla ilgili.
www.dosyakupu.com
0
deadstar
(05.11.08)
(xp kullandığını varsayıyorum)
büyük ihtimalle arkadaşın aktivasyon istemeyen corporate edition bir windows yüklemiştir ve o windows da senin bilgisayarın altındaki seriali kabul etmez. Laptopun altındaki bandrolde gözüken versiyonu yüklemelisin(mesela home ise xp home).
0
kurukafa
(05.11.08)
(1)

etkinleştirme süresi dolmuş windows

derectus
Etkinleştirme süresi dolmuş bir windowsu düzeltmek için bilgisayarı kapatmamak haricinde ne yapmak gerekir?(internetsiz bir bilgisayar)
Etkinleştirme süresi dolmuş bir windowsu düzeltmek için bilgisayarı kapatmamak haricinde ne yapmak gerekir?
(internetsiz bir bilgisayar)
0
derectus
(05.11.08)
etkinleştirme ekranında microsoftun verdiği numarayı arayarak telefon üzerinden etkinelştirme yapabilirsiniz. onların telefon aracılığı ile verdiği key'i girerseniz etkinleştirilmiş olur.
0
kurukafa
(05.11.08)
(4)

Görsel / fotografik hafıza nasıl gelişir?

caturanga
gireceğim bir sınav için görsel hafızamı geliştirmek üzere acilen doküman arıyorum. şu anda yapabildiğim facebook'taki games ve benzeri flash oyunları oynamak ve melik duyar'ın görsel hafıza kasetlerini mp3 halinde dinlemek.bunun için bildiğiniz bir oyun (mesela kartlarda çıkan şekiller her tur artı
gireceğim bir sınav için görsel hafızamı geliştirmek üzere acilen doküman arıyorum.

şu anda yapabildiğim facebook'taki games ve benzeri flash oyunları oynamak ve melik duyar'ın görsel hafıza kasetlerini mp3 halinde dinlemek.

bunun için bildiğiniz bir oyun (mesela kartlarda çıkan şekiller her tur artıyor, biz ya eşleştiriyoruz ya da doğru bir sırada dizmeye çalışıyoruz)işte böyle bir oyun.

veya herhangi başka bir kaynak, kitap tavsiyesi de alabilirim.

o kadar kısa sürede olmaz bu iş demeyin, bilirim. ama şu flash oyunlarını bile üç kere arka arkaya oynayınca bir ilerleme katedilebiliniyor.

iki haftalık bir sürede günde 1-2 saat tatbik etmek üzere herhangi bir çalışma sistemi de önerebilirsiniz.

teşekkürler.
0
caturanga
(04.11.08)
nasıl bir sınav olduğunu söylersen daha nokta atışı tavsiyeler yapılabilir sanıyorum.

ve eklemek istedim: bahsettiğin kişi alanında biraz soytarı olarak bilinir. teknikleri hafızayı geliştirmekten çok içinden çıkılmaz bir karmaşa haline sokar uzun vadede. ama bahsettiğin kasetleri bilmiyorum dinlemedim.
0
kurukafa
(04.11.08)
Surasi var mesela, cocukca gelebilir ama faydali yine de:
www.eyecanlearn.com

ayrica google'da "improve visual memory" veya "visual memory exercise" gibi keyword'lerle aratirsan farkli kaynaklara ulasabilirsin
0
ermanen
(04.11.08)
@kurukafa sınavın içeriğini açıklamaktan imtina ediyorum ama önüme şekiller konulabileceği ve fotografik/görsel hafızayı ölçmeye yönelik testler yapılabileceğini söylediler. melik duyar'ın bazı yöntemlerinin işe yarayacağını umuyorum. tümü olmayabilir ama arada hafıza üzerine doğru şeyler de söylediği kesin.

@ermanen yazarlığın hayırlı olsun bu arada. site süper inceliyorum şu anda çocukça falan olsun önemli değil.
0
🌸caturanga
(04.11.08)
Buna benzer bir duyuru daha buldum, orda da farkli birsey onermisim nedense:
(git: 36753)
0
ermanen
(04.11.08)
(5)

windows lisanslama hakkında...

la grande
Şimdi üzerinde vista home versiyonu bulunan ve işyerinde kullanılan masasüstü bir bilgisayarı vista bussines versiyona geçirmek gerekirmi? (bazı bilgisayarcılar ısrarla gerekir diyor) bsa gelip arkadaşım "ne iş?" demesin, başımız ağrımasın?
Şimdi üzerinde vista home versiyonu bulunan ve işyerinde kullanılan masasüstü bir bilgisayarı vista bussines versiyona geçirmek gerekirmi? (bazı bilgisayarcılar ısrarla gerekir diyor) bsa gelip arkadaşım "ne iş?" demesin, başımız ağrımasın?
0
la grande
(04.11.08)
gelmesi büyük şans olur. yani şanssızlık anlamında şans. gelirlerse de başınızı ağrıtırlar.
0
teritori
(04.11.08)
ne amaçla geçireceğiniz çok önemli. home sürümü bir "domain" üyesi olamaz. xp pro veya vista business olmalı ki domain'e join yapılabilsin. ama şirket ufak bir şirket ve domain yapısı yoksa gerek de yok.
bsa baskınlarını küçük firmalara yapmıyor. ayrıca bi ara bsa'nın ne kadar legal olduğu da tartışma konusu olmuştu. sonuçta kullanılan yazılımın lisans bedelini ödemek de yasal bi zorunluluk.
0
hayo
(04.11.08)
bsa gayet kucuk firmalara da geliyor. sonucta turkiye'de sokaga ciksa 100 sirketin 99u lisanssiz urun kullaniyor. genelde baskinlar sikayet uzerine yapiliyor. rakipler birbirlerini ispiyonluyorlar. yalniz ben windowsun sayfasina baktim sirketler professional almak zorunda diye bi ibare goremedim. goren varsa bana linki atabilir mi?
0
terp
(04.11.08)
Hala oyle mi bilmiyorum ama BSA once telefon ile ariyor. BSA dediginiz seyde zaten microsoft sayilir. Bunlar telefon ile ariyorlar ve firmadaki bilgisayar sayisi ve lisanslari ile ilgili soru soruyorlar. Bunu yapmalari ne kadar yasal mechul. Hatta muhtemelen sizi aradiklarinda biz sizi geri arayalim telefon numaranizi alabilir miyiz ya da faks gonderebilir misiniz gibi bir tavra girerseniz size kontak bilgilerini vermiceklerdir ya da sallicaklardir. O yuzden direk muhattap olmayin derim telefonla. Bu sirketlere gitme isi o kadar kolay degil her gidilecek sirket icin izin cikarilmasi lazim ve 2 tane vista icin ugrascaklari sanmiyorum. Ayrica baskin yapcaklari yerden emin olmalari lazim yoksa daha sacma bi durum olur.
0
badseed
(04.11.08)
anladığım kadarıyla iş yerinde "vista home" kullanmak bir sakınca yaratır mı diye soruyorsun. Hayır lisanslı olduğu sürece bir sorun tabii ki yaratmaz.
0
kurukafa
(04.11.08)
(3)

kare olmayan ico dosyalarını xp kare yapıyor ?

madik atak
var mıdır bunun bir çözümü.. hızlı başlata koyduğum bir kısayola dikdörtgen bir .ico yu simge olarak koymak istiyorum.. koyabiliyorum ama xp onu kare olana kadar sıkıştırıyor.. regeditte ayarı var mıdır? bilen biri beri gelebilir mi?XP sp3
var mıdır bunun bir çözümü.. hızlı başlata koyduğum bir kısayola dikdörtgen bir .ico yu simge olarak koymak istiyorum.. koyabiliyorum ama xp onu kare olana kadar sıkıştırıyor.. regeditte ayarı var mıdır? bilen biri beri gelebilir mi?

XP sp3
0
madik atak
(04.11.08)
Bu problemi cozmenin baska bir yolu, diktortgenin kisa tarafinin iki yanina seffaf kisimlar ekleyerek kare hale getirmek olabilir.
0
wpi
(04.11.08)
böyle yapınca icon u bozmuyor ama yine küçültmeye tabi tutuyor.. icon ne kadar büyük olursa olsun, hızlı başlattaki genişlik ve yükseklik değişmiyor
0
🌸madik atak
(04.11.08)
ürettiğin ico dosyasının boyutları kare olmalı, içine istediğin şekli koyabilirsin. yani 32x64 bir ikon olmaz diye biliyorum. 32*32 yapıp içindeki dikdörtgeni 16x32 olarak çizmen gerekir falan.
0
kurukafa
(04.11.08)
(5)

ufak bi photoshop yardımı

samaras8
bi arkadasım dovme yaptırıcak cok sevdigi sevgilisini koluna kazıtıcakne kadar ısrar ettiysek olmadıdovmeci arkadasda benim resmim iyi değil bu kızın fotografını karakalem yapın getirin dedikadıkoyde falan dolastıkda cok para istiyo boyle yapan insanlar onun yerine dedik acaba varmıdır bi plug-ini t
bi arkadasım dovme yaptırıcak cok sevdigi sevgilisini koluna kazıtıcak
ne kadar ısrar ettiysek olmadı
dovmeci arkadasda benim resmim iyi değil bu kızın fotografını karakalem yapın getirin dedi
kadıkoyde falan dolastıkda cok para istiyo boyle yapan insanlar onun yerine dedik acaba varmıdır bi plug-ini tek dokunusla yapsa soyle kara kalem
cok tesekkurler yardımlar icin
0
samaras8
(04.11.08)
kimsenin bu insanlık suçuna ortak olmak isteyeceğini sanmıyorum ama, karakalem derken nasıl bir şey istiyor? siyah beyaza falan mı çevirmenizi istiyor? ne farkedecek anlamadım.
0
kurukafa
(04.11.08)
arkadaşın akıllıca hareket ettiği söylenemez ama madem sordun cevaplayalım.

Filter - Sketch - Photocopy

ahanda örnek
img87.imageshack.us
0
axijazz
(04.11.08)
sana fiyat konusunda çok uygun ve çok yetenekli bir sanatkar önerebilirim.
istanbul kartala gitmek isterseniz kendisi mimar sinan mezunu gerçekten iyi işler yapmış bir dövmeci. ilgilenirseniz özel mesaj atarsınız telefon numarasını veririm.
0
crystalsoul
(04.11.08)
ben olsam öyle diyen bir dövmeciyi tercih etmezdim. madem öyle manyakça mantıksız bir şey yapacak hakkını verebilecek birine yaptırsın. bi de ne yap ne et mümkün olduğu kadar küçük olsun bari dövme.

öte yandan o iş için photohosopta plugin e bile gerek yok al sana tutorial:

www.graphic-design.com
0
blackdog
(04.11.08)
sakın "resmim iyi değil" diyen bir dövmeciye, hele hele portre dövmesi yaptırmanyın. acayip üzülürsünüz. dövme bu, boru değil.
0
whoosie
(04.11.08)
(6)

Evde web sayfası barındırmak ve yayınlamak.

seen sea
Diyelim ki kendi sayfamızı tasarladık yaptık. Sayfayı evimizdeki bilgisayarın harddiskinden yayınlamak istiyoruz. Bununla ilgili bir kaç sorum var:1- Evde sürekli açık kalacak olan PC sadece çalışşın yeter denecek düzeyde olsa olur mu yoksa iyi işlemci ve ram gibi parçalar ister mi? isterse misal.2-
Diyelim ki kendi sayfamızı tasarladık yaptık. Sayfayı evimizdeki bilgisayarın harddiskinden yayınlamak istiyoruz. Bununla ilgili bir kaç sorum var:

1- Evde sürekli açık kalacak olan PC sadece çalışşın yeter denecek düzeyde olsa olur mu yoksa iyi işlemci ve ram gibi parçalar ister mi? isterse misal.
2- Ne tür bir internet bağlantısı lazım? Orta büyüklükte bir kaç dükkanın sitesi olacak, çok ziyaretçisi olacağını sanmam. Ama yine de ADSL yetmez sanırım, uydudan bağlantı ya da diğer kablolu bağlantılar... (fayatları hakkında bir tahmininiz varsa o da olur).
3- Alan adını için ne yapmamız gerekiyor, nerelere başvurmak gibi? Bunun ücreti nedir?
4- Arama motorlarına kayıt diye birşey duydum. buna gerek var mı, yoksa hiç birşey yapmadan siteyi yayınlasak googledan arayan biri bizi bulabilir mi?

Bir de unutmadan bu iş astarı yüzünden pahalıya mı gelir?
0
seen sea
(02.11.08)
1- İyi işlemci ve ram, sitenin nasıl çalıştığına bağlı olarak değişir. Örneğin bir ton CPU time gerektiren işler yapan bir PHP, ASP uygulaması mı bu? Yoksa basit uygulamalar mı?
2- İnternet bağlantınızın upload kısmı burada daha önemli diye tahmin ediyorum. 1 Mbps ADSL bağlantısının 256 Kbps upload hızı vardır ki bu da böyle bir iş için yetersizdir bana kalırsa.
3- Godaddy.
4- SEO çalışmazsanız insanların sizi Google'dan bulmaya başlaması daha uzun sürer.

Eğer adam gibi bir bilgisayar ve internet bağlantısı varsa iyi olabilir ama bunlar için ekstra yatırımlar yapmanız gerecekse, işin ölçeğinin ufak olduğunu göz önünde bulundurursak (yani bu hizmeti satın almak istediğinizde, dedicated server tutmanızı gerektirmeyecek büyüklükte) değmez diyebilirim.
0
fredi
(02.11.08)
5- evet astarı yüzünden pahalıya gelir. hiç gerek yok, çok komik fiyatlara ufak çapta hosting sahibi olabiliyorsunuz.
0
ref
(02.11.08)
bu iş için (nadir ziyaret edilen içinde resimler bulunan bir kaç site) yeterli olacak internet bağlantısına vereceğin 1 aylık parayla bir sürü yerden 1 senelik hosting alabilirsin.
0
kurukafa
(02.11.08)
valla söylenenlerin çoğu doğru. yani açacağınız websitesi alacağı günlük tekil ziyaretçi gibi verilere göre bilgisayar işlemcisi ram önemli olacak ve tabiki upload. hiç uğraşmayın ben size hosting veririm parayada gerek yok maksat işiniz görülsün. özel mesaj atın sözlükten.
0
crystalsoul
(02.11.08)
1-piyasada bulabileceginiz kendisini duzgun calistiran(oyun falan demiyorum bak) en ucuz bilgisayar isinizi cok uzun sure gorur, gormezse uzerinde calistirdiginiz kod kotudur, veya cok asiri ziyaretciniz vardir ve zaten adsl falan kullaniyorsaniz bandwidth'iniz yetmez. ornek: celeron islemci, 1gb ram, linux os canavar is gorur.
2-uploadi olan bir baglanti gerekiyor, adsl bunun tam tersi ne yazik ki, ondan ozel baglantilar lazim t1 t3 syncdsl gibi
3-eger statik ip'niz varsa, alan adinin nereden alindiginin bir onemi yok
4-alan adlarinin bir yerlerde gecmesi lazim, sitelere kaydetmekte zarar yok (google'in indexine falan).
5-astarindan pahalliya gelir, duzgun bir host bulun orada host edin.
0
compumaster
(02.11.08)
google da bulunabilirlik açısından biraz para harcamanız gerekecek eğer organik ziyaretçi kaygınız varsa. misal döviz kelimesinde üst sıralarda yer almak istiyorsanız öncelikli yapmanız gereken döviz piyasalar vs içerikli sitelerden backlink "anchor link" elde etmenizdir. bu nedir xx.com sitesinden döviz kelimesiyle link almanız. yani döviz diye bir link düşünün sizin sitenize linklenmiş. bu backlink elde etme işlemini parayla yapabilirsiniz. pagerank 4 bir siteden aylık 20 25 ytl civarı backlink alabilirsiniz. piyasayı araştırırsanız zaten öğreneceksiniz. bu işlem yani parayla backlink elde etme yontemi aslınnda google botunu kandırmaktır. google ın çok backlink alan siteleri üst sıralara getirme mantığı esasen : siz bir site açiyorsunuz ve bu site insanlar tarafından beğeniliyor ve faydalı bir site olduğu düşünülüyor. ve insanlar size kendi sitelerinden karşılıksız backlink veriyor ve size sizin sitenizi yararlı bulduğu için katkı sağlamış oluyor. google da bir çok yerden backlink kazanmış bir site "kötü olamaz" mantığıyla sizin sitenizi aramalarda üst sıralara taşıyor ödüllendiriyor. şu halde yeni açacağınız bir siteye belirli aralıklarla backlink satın almak iyi bir yontemdir. fazla yüklenirseniz sandbox tehlikesi var. mrtksn in bahsetmiş olduğu çöplük dizinler de az da olsa işe yarar. ama google da bulunur olmanızda pek faydası yoktur. bu çöp dizinlere eklemeniz google botu tarafından daha fazla ziyaret edilmeniz akabinde sitenizin indexlemesi anlamına gelecektir. çöp dizinden kastım herkes açıyor ya saçma sapan toplistler hitlistler bunlara ekleyin yine zarar gelmez. yeni açtığınız siteyi dmoz a kayıt edebilmeniz güzel olur. siteniz dmozda yer alıyorsa otomatik olarak dir.google.com da yer alıyor demektir. ancak dmoz.org a site başvurusu yapmak ve onaylanması başvuracağınız kategoriye göre zor olabilir. mesela çok rekabet olan kategorilere sitenizin eklenmesi zaman alabilir. dmoz konusunu google da biraz araştırın. google sürekli erişilebilir siteleri sever bu yüzden evden host açma konusunu tekrar düşünün. googleın sevdiği bir diğer şeyse "eski domain" yani kayıt tarihi eski domain. 2004 den once kayıt edilen domainler çok zor sandbox a düşüyor. sandboxdan öte google eski domainleri sever. yeni register edilmiş bir domain google da ilk zamanlar üst sıralarda yer alır giren ziyaretçiye şaşırırsınız ama google sizi daha sonra gerilere hak ettiğiniz yere atacaktır. eski domainleri www.freshdrop.net gibi sitelerden bulabilirsiniz. ha bu demek değildir ki yeni register edilmiş domainle böle bi işe girişilmez. girişilir! ancak herkes bilir eski domaini google "bu site şu tarihten beri kayıtlı istikrarlı bir site" olarak nitelendirdigi için daha çok sever.
0
crystalsoul
(02.11.08)
(2)

haftalık haber sitesi

natnan
büyük oranda keyfi sebeplerden dolayı pek fazla gazete/haber sitesi okumam.Hatta çoğunlukla ekşide gördüğüm haberler dışında pek bir bilgim olmaz dünyadan(o da az buz sayılmaz).gazete/haber sitesi okumak sıkıcı gelir bana.Sırf günü doldurmak için konulmuş balon haber ya da benim ilgimi çekmeyen habe
büyük oranda keyfi sebeplerden dolayı pek fazla gazete/haber sitesi okumam.Hatta çoğunlukla ekşide gördüğüm haberler dışında pek bir bilgim olmaz dünyadan(o da az buz sayılmaz).

gazete/haber sitesi okumak sıkıcı gelir bana.Sırf günü doldurmak için konulmuş balon haber ya da benim ilgimi çekmeyen haberlerle dolu oluyorlar gibi geliyor bana.

Sonuç olarak şöyle kısaca(tek cümleyle değil de yeterince açıklayıcı olacak,daha ayrıntı istersem üzerine tıklayayım mesela) bu hafta dünyada,türkiyede bunlar bunlar oldu diyecek bir site bir yöntem var mıdır?

yoksa yaratılsındır.
0
natnan
(02.11.08)
haber sitelerinin rss feedlerine üye olabilirsin mesela. rss readerda sadece başlıklar gözükür, istediğinin üzerine tıklayıp örneğin ufak bir alıntı görürsün, ilgini çekerse başlığa tıklayıp web sitesine yönelirsin.
0
kurukafa
(02.11.08)
hafif.org da anasayfanın sağ tarafında 'mim nehri' var. Bu başlık altında, kişiler tarafından seçilmiş güncel haberler yer alıyor..
0
ukeladümbelek
(02.11.08)
(5)

Tabu - Anlatmada Sınır Nedir?

annem bana kiz bul evlen dedi
Tabu oynarken bazıları kelimenin kendisini değil, hecelerini ya da parçalarını ayrı ayrı anlatıyorlar.saat:tahıl ölçeğibir binek hayvanıbirleştirBöyle saçma şey olur mu? Tabuda direkt kelimeyi anlatma kuralı yok mu?O zaman ben her kelimeyi harflerinden anlatırım.saat:ş'den önceki harfb'den önceki ha
Tabu oynarken bazıları kelimenin kendisini değil, hecelerini ya da parçalarını ayrı ayrı anlatıyorlar.

saat:
tahıl ölçeği
bir binek hayvanı
birleştir

Böyle saçma şey olur mu? Tabuda direkt kelimeyi anlatma kuralı yok mu?

O zaman ben her kelimeyi harflerinden anlatırım.

saat:
ş'den önceki harf
b'den önceki harf
b'den önceki harf
u'dan önceki harf
birleştir
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(01.11.08)
saat için kesinlikle olmaz "bizce" ama bileşik kelimeler için belki..
0
co2s2
(01.11.08)
yani olimpik bir spor olmadığı için zekice ve eğlendirici olduğu sürece neden olmasın... herhalde ölçüt şöyle koyulabilir: söylediğin yöntemle oyun oynamaının bri keyfi kalıyor mu? eğer her kelime böyle bölüne bölüne kolaylaştırılıyorsa oyunun tadı kaçar zaten kurallar değişir falan.
0
kurukafa
(01.11.08)
Bizim oynadığımız şekilde aşağıdaki anlatımlar yasak:
Bileşik olmayan bir kelimeyi parçalara ayırarak anlatmak
Kafiye ve benzeri sessel çağrışımlarla anlatmak
Başka dildeki karşılığını kullanarak anlatmak

Aşağıdakiler ise serbest:
Bileşik kelimenin bileşenlerini anlatmak
Şarkı sözünden hareketle anlatmak
Tabu kelimelerden birini başarıyla anlattıktan sonra o kelimeyi ve ondan türeyen kelimeleri kullanmak
0
calendil
(01.11.08)
öyle hiç zevki çıkmıyor, olay zaten o kelimeyi (heceleri değil) bilindik tanımlardan uzak şekilde anlatmakta değil mi?
0
quinza
(01.11.08)
tabu yazılı kurallarına göre kesinlikle bileşik kelimeler dışındaki kelimeleri bölemezsin. hatta çağrıştıramazsın (saate satmaktan gidemezsin, satmak diyene ona benzer bi şey diyemezsin) bile.
0
desdinova
(01.11.08)
(7)

kağıt sırasını tersine çevirmek

inshroud
İlginç başlık oldu değil mi? Neyse... konu şu ki, elimizde numarandırılmış olarak yaklaşık 40.000 tane kağıt var, bu kağıtlar ters sıralı, yani 40.000 numaralı kağıt en üstte. Yapmak istediğimizi anlamışsınızdır, kağıtları düz sıraya koymak istiyoruz, 1 numaralı kağıt en önde olsun. Elimde yeteri ka
İlginç başlık oldu değil mi? Neyse... konu şu ki, elimizde numarandırılmış olarak yaklaşık 40.000 tane kağıt var, bu kağıtlar ters sıralı, yani 40.000 numaralı kağıt en üstte. Yapmak istediğimizi anlamışsınızdır, kağıtları düz sıraya koymak istiyoruz, 1 numaralı kağıt en önde olsun. Elimde yeteri kadar adam ve yeteri kadar zaman var, ayrıca bu iş için eminim bir makine (makina mı?) vardır ama mevcut değil. Aklınıza gelen pratik bir yöntem var mı? parça parça yapıyoruz şu anda, eleman alıyor eline 200 kağıdı, şırak şırak değiştiriyor sırasını. kolay yol istiyorum.
0
inshroud
(31.10.08)
Elle yapılacak ise, en tepedekini alıp yana üstüste koya koya en alttakini yukarı almaktan daha optimize bir yöntem olduğunu sanmıyorum.
0
kurukafa
(31.10.08)
Bi tane fotokopi makinasının içine yerleştirin kağıtları, sanki üzerilerine yazılacakmış gibi, ve renksiz kokusuz dumansız bir şeyi 40000 kere fotokopi edin. Yani hiçbirşeyi. Böylece fotokopi makinesi en üstteki kağıdı ilk alıp hiç bir şey kopyalamayarak kenara atacaktır.

Gidin bir fotokopiciye rica edin, üç beş de verin eline gerekirse. Mürekkep falan harcanmayacak sonuçta, sadece zaman kaybı biraz.

Evet zeki bir insanım, teşekküre gerek yok.
0
sui
(31.10.08)
fotokopi makinesi kullanmak bence iyi olmaz. en beyaz kağıtta bile bir iki nokta çıkıyor sağa sola.
0
co2s2
(31.10.08)
O zaman printer kullansın, aynı hesap. Ama daha uzun sürer.
0
sui
(31.10.08)
ters koyacaksınız düz bir zemine. sonra parmak hareketiyle en üstten başlayıp en alttakine gelene kadar şak şak diye yan tarafa atacaksınız, biraz dağınık olacaktır ama 1 saniyelik el hareketiyle o da hallolur :). bu kadar.
0
radikalherif
(31.10.08)
3 tane fotokopi makinemiz var, türlü türlü denedim ama her seferinde aynı sırayla çıkartıyor akıllı ibneler. Elbet vardır sırasını değiştirip çıkartan ama malesef elimizde yok, hatta deneme esnasında makinelerden birinin "asansör" tabir edilen kağıt beslemesini kaldıran kısmını bozduk. Halen kağıtları masanın üstüne koyarak şrak şrak yana atmak suretiyle işlem devam ediyor, hemen hemen yarısına yaklaştık, elemanların da elleri hızlandı. Pazartesi günü işi bitirecekler gibi, yardımlar için teşekkürler.
0
🌸inshroud
(01.11.08)
O zaman hakikaten akıllıymış sizin makineler. Bizim buradakiler en üsttekini alıp, basıp, atıyorlar.
0
sui
(01.11.08)
(5)

kafa atan(!) hdd

cyberpunk
geçenlerde üzerinde smartmedia logosu bulunan, tv'ye falan bağlanabilen 3.5" 300gb'lık harici hdd (http://getir.net/gbm bunun 300 gb'ı) çalışırken tepesine mouse düştü. yıllardır başıma gelmez dediğim şey başıma geldi ve hdd bozuldu. power düğmesine basınca windows aygıtı algılıyor, hatta her zaman
geçenlerde üzerinde smartmedia logosu bulunan, tv'ye falan bağlanabilen 3.5" 300gb'lık harici hdd (getir.net bunun 300 gb'ı) çalışırken tepesine mouse düştü. yıllardır başıma gelmez dediğim şey başıma geldi ve hdd bozuldu. power düğmesine basınca windows aygıtı algılıyor, hatta her zaman yaptığı gibi önce dosyaları tarıyor; ama dostoyevski adlı klasöre geldiğinde hdd kafa atmaya (clicking, ticking, kafa atma sesi...) başlıyor. bir süre sonra da windows aygıtı tanımaktan vazgeçiyor. bunun üzerine ben de hdd'yi dışındaki aparattan söküp ide kablosuna dahili hdd gibi bağlıyorum, bu sefer de klik sesleri eşliğinde bios'ta ne yapsam aleti tanıtamıyorum. hadi 150 gb'lık müzik arşivimden geçtim ama benim tüm portfoliom (tasarımlarım vs.) bu hdd'de ve murphy kurallarına uyması gerektiği üzere yedekleri yok. öyle veri kurtarma merkezlerine verecek dolarlarım da yok. yok mudur bi çözüm bulabilecek.
0
cyberpunk
(31.10.08)
oncelikle gecmis olsun.
ilk tavsiyem tabi ki profesyonel bir sirkete gondermeniz, ama kaybedecek birseyiniz yoksa google da sunu arayin : freezer trick
0
cench
(31.10.08)
dosyaları taramasını(autorun aramasını) engellemek için shift tuşuna basılı tut harddisk açılırken. daha sonra bilgisayarımdan sürücünün üzerine sağ tıklayıp araştır diyerek içine gir ve kurtarabildiğin her şeyi kurtar öncelikle.

bunu yapmadan önce antivirüs gibi şeyler var ise onları da kapat.
0
kurukafa
(31.10.08)
kurukafa'nin da belirttigi gibi eger klasorlere ulasabiliyorsaniz, oncelikle kurtarabildiginiz butun dosyalari kurtarin.
0
cench
(31.10.08)
son senelerde bir kaç kere toshibanın laptop diskleri yüzünden başıma geldi bu kafası vuran hdd olayı. sonuncusunda şöyle bir durum vardı, normalde hiç açılmamaya başlayan laptopu yukarı aşağı yavaşça periyodik olarak hareket ettirince alet açılıyordu. bu şekilde yüklü bir miktarda veriyi kurtardım. sonra harddisk tamamen öldü tabi. büyük ihtimal sizde bu yöntem işe yaramayacaktır zira bendeki durumda kafa sesi henüz her açılışta gelmiyordu. iyice paketleyip buzluğa koyun freezer trick şeysi için. bir ihtimal çalışır.
0
elcezire exclusive
(31.10.08)
aa bi dakka, her açılışta değil belli klasöre geldiğinde yapıyormuş ki bu durumla benim durumum aynısı. dediğim gibi sallama işe yarayabilir. harddisk hızla dönen bir alet olduğundan yukarı aşağı hareket ettirildiğinde kafası mafası jiroskopik bir etkiyle çarpmaktan vazgeçebilir. sallama hareketi şu şekilde oluyor, hdd'nin şu en alt tarafını hareket ekseni olarak kullanıp çok yavaş hareketlerle yelpaze gibi sallayacaksınız.
img258.imageshack.us
şöyle bişi. çok yavaş ama. 2 saniyede falan 120 derece aşağı dönderin, 2 saniyede de eski konumuna getirin mesela. bu tamamen tesadüf eseri bulduğum bir durumdu. o yüzden garantisi yok maalesef.
0
elcezire exclusive
(31.10.08)
(12)

özür dilemek?

passion rules the game
bana über bir özür dileme taktiği lazım. her türlü kabul. ama olayı sormayın, genel bir şeyler de olur. :)
bana über bir özür dileme taktiği lazım. her türlü kabul. ama olayı sormayın, genel bir şeyler de olur. :)
0
passion rules the game
(31.10.08)
kız ama çiçek olayına kancağını sanmıyorum. öyle ki daha önce kötü giden bir arkadaşlığı da düzeltecek bir şey arıyorum, kız istemese bile öyle süper bir şey olsun ki hayır diyemesin manasında. çok önemli benim için. ona değer verdiğime ve yanında olmak istediğime inanmalı ama doğuştan odunum bu konularda.
0
🌸passion rules the game
(31.10.08)
''allah beni kahretsin intihar ediyorum'' de kesin affeder
0
papaz efendi
(31.10.08)
çiçekti böcekti değil de kendisine özel yapılmış bişey olmalı bence.
adına şiir yazmaktır vb. şeyler. kişiye özel yani. yoksa herkes çiçek almayı bilir. etkisiz değildir belki çiçek ama şahsa özel olması daha etkili bir çözüm bence
0
ymerdiveni
(31.10.08)
gozlerinin icine bakarak ozur dilemek ve atesli bir gece
0
ermanen
(31.10.08)
arkadaş kardeşim, arkadaş..:)


@ymerdiveni şiir biraz abartı olabilir. daha doğrusu bir kıza şiir yazsam utancımdan evden çıkamam
0
🌸passion rules the game
(31.10.08)
hımmm, ben bir süre ilişkimi kopardığım bir arkadaşımdan "görüşmediğimiz süre boyunca hep hissettim eksikliğini, senin yerini doldurmam çok zor, seni bilerek kırmayı hiç istemedim, yaptığım her türlü eşşeklik için özür dilerim" diyerek özür dilemiştim. gerçekten her kelimesine inanarak söylemiştim ama, bence anahtar da bu, samimiyet :) çok güzel özür kartları var eğer yüzyüze söylemekten çekiniyorsan, bir adet al ve içinden geldiği gibi özür dile. bence yeterli olur.
ps: ben kadınım, arkadaşım erkekti. sadece arkadaştık bu arada, evet.
0
opucuk baligi
(31.10.08)
çok büyük şeyler olmadığı sürece, hayatımda kolay kolay reddedemeyeceğim tek özür dileme şekli, herhalde ilgili şahsın karşıma geçip yüzüme bakarak kısaca durumun bir özetini geçip üzgün olduğunu ve özür dilediğini içtenlik ile söylemesi (rüşvetsiz bir şeysiz) olur sanıyorum.
0
kurukafa
(31.10.08)
aslında ateşli bi' gece çok iyi çözüm ama madem ki arkadaş, "bugün bacım yarın ihtiyacım" olayına girme sen, "özrü kabahatinden büyük"(gerçekten büyük mü? ehehe ) derler sonra..
sen bi çiçek filan olayına gircen mecbur ve eski anılardan derlenmiş güzel bi konuşma hazırla; tamamdır ;)
0
t joe
(31.10.08)
hediye, rüşvet olmaz, samimiyetle pişmanlığı dile getirmek lazım.
"özür dilerim, çok büyük hayvanlık yaptım. bunlar hiç yaşanmamış olsun isterdim ama belki de bu sayede seninle olan arkadaşlığımın benim için ne kadar değerli olduğu kafama dank etti. seni üzgün görmeye dayanamıyorum/bana kırgın-kızgın olduğunu bilmek beni kahrediyor. lütfen beni affet" gibi bir şeyler işe yarayabilir.
işin özünde yaptığınızdan pişman olduğunuzu, onunla olan arkadaşlığınızın sizin için çok değerli olduğunu ve onu kaybetmek istemediğinizi vurgulamanız lazım. çok abartmayın, üzgün ve pişman olduğunuzu hissettirmeniz yeterli. gerisi gelecektir. ama affetmesi için biraz zaman tanıyın. kızgınsa biraz zaman alabilir. bu arada yakınlarında olun, yavru köpek bakışları atın, eninde sonunda affeder.
0
zen spider
(31.10.08)
Çiçek gardını düşürür aklını karıştırır, samimi bir itiraf da duygularını yumuşatır. Sinsi plan gibi oldu gerçi, idare ediver. Çok karmaşık şeylere gerek yok bence.
0
hellguard
(31.10.08)
güzel bir yemek yap kendin yap ama
mücver felan pişir
kadın budu köfte pişir
pilav tereyağıyla
kuzu incik
mezelerdende haydari amerikan salatası vesaire
öyle bir sofra donat ki yani kız görünce aga bu nedir deyip kalsın.
yada boşver belkide ben acıktım ondan saçmaliyorum.
0
crystalsoul
(31.10.08)
passion rules the game: demek istediğim tam anlamıyla şiir değil zaten. kişiye özel yapılmış olmalı yani.
kurukafa nın verdiği örnek de çok etkili olur bence.
0
ymerdiveni
(31.10.08)
(15)

yalnız ama mutlu?

chaud
yalnız bir insan veya tek başına olmak isteyen birisi dışarıda eğlenmek için ne tür aktivitelere katılabilir ?Mesela sizin milletle çekilmiyor tek başıma paşa paşa yapıorum dediğiniz şeyler var mı?
yalnız bir insan veya tek başına olmak isteyen birisi dışarıda eğlenmek için ne tür aktivitelere katılabilir ?
Mesela sizin milletle çekilmiyor tek başıma paşa paşa yapıorum dediğiniz şeyler var mı?
0
chaud
(30.10.08)
fotoğrafa başlayabilirsin
0
flyalone
(30.10.08)
Evet fotoğraf candır.
0
inugard
(30.10.08)
muzik enstrumani calmak
disarda demissin ama disarda da calinir belki:)

tek basina yapilan sporlar var bir de?

seyahat edilebilir, bu sirada baskalariyla tanismak sana kalmis tabi, belki baskasi seninle tanisir..

son olarak baskalarina yardim edebilirsin, teknik olarak tek basina yapmis oluyorsun..
0
ermanen
(30.10.08)
bisiklet.
0
kurukafa
(30.10.08)
sinemaya tek basina ve hatta salonda kimse olmaksizin izlemek. bu super olur da olmuyor genelde.
0
entrapmen
(30.10.08)
ufak tefek de olsa kırtasiye alışverişi yapmak, yada özellikle dev bi megastora gidip, ikea olur, eskiden metro vardı hala var mı bilmem, bauhaus olur ofis store olur, kabalcı gibi biyer olur, dnr, ya da cağaloğlu tarafları olur, bit pazarı olur, 1 milyoncu olur birsürü karışık ıncık cıncık envai çeşit olan biyere gidip herşeyi karıştırarak deneyerek, altına üstüne bakarak dolaşmak da dolaşmak...

konsere gitmek, sergi açılışlarına gidip bi bardak şarap kapıp alıcıymış gibi bakmak insanları gozlemlemek, sokakta birini kısa sureliğine takip etmek (kalabalık zor oluyor), balık tutmak, imza günlerine gitmek, bi ses kayıt cihazı alıp sokaktaki insanlarla roportaj yapmak, kavun seçmek (milletle en çekilmicek şeydir), bi kursa gitmek, kuş gözlemciliği yapmak, şimdiye kadar milletle yapılan tüm aktiviteleri tekbaşına yapmayı denemek (insan bazen tek başına bişeyler yiyip içmeyi bile özleyebiliyor, bide yanına dergi kitap fln alıp okumak mesela) yaşadığı yerde şimdiye kadar hiç gitmediği turistik ya da tarihi biryere gitmek, koleksiyon yapmak istediği birşeyler toplamak için gezmek (deniz kabuğu olur, shot bardağı olur, hatta biyerlerden ufak tefek yürütülen birşeyler olabilir tuzluk gibi, adrenalinli de olur) trafiğin çok yoğun olmadığı saatlerde toplu taşıma araçlarıyla gezmek, sokak hayvanlarını beslemek, dişiysen kuafore gitmek, erkeksen berbere gidip gazete çay muhabbet yapmak, bir eskiz defteri alıp etrafta gördüklerini karalamak, not almak, extrem sporlarla uğraşmak, lunaparka gitmek, böcek örnekleri toplamak, koşmak koşmak koşmak...

bunların hepsini bir arada yapan manyak bi insan portresi çizdim sanırım ama olsun ^_^
0
random blonde
(30.10.08)
tiyatroya gitmek beni epey oyalardı yalnız dolandığım zamanlar. devlet tiyatroları ve belediye tiyatrolarından bahsediyorum özellikle. biletlerini haftalar önceden alması, oyun gününü beklemesi filan bile bi heyecan unsuruydu. oyunun ardından eserle ilgili yazılmış çizilmiş şeyleri okumak filan da var sonra.
0
peki
(30.10.08)
küçük, keyifli bir kafe bulup kahve-sigara eşliğinde kitap, dergi falan okunabilir, süper olur.
0
kobuzchu kiz
(30.10.08)
düşünmek, yalnızken düşün.
0
naithan
(30.10.08)
sahaf gezer, kitapçida vakit geçirir, bara gider dans eder(erkekse biraz zor ama), sinemaya gider,5-12 kasim arasinda Kısa Film festivaline gider, konsere gider, günübirlik haftasonu turlarina katilir ( yakin yerler), müzeleri gezer...
0
gdduman
(30.10.08)
italyancaya başlayabilirsin. (bkz: yeni başlayanlar için italyanca)
0
hakiki bulut
(30.10.08)
motosiklet kullanmak. virajlı, uzun bir yolda motosiklet kullanmak.
0
kriker
(30.10.08)
otostop.
0
insanimsi
(30.10.08)
kitap okumak ki biriyle yapabilen varsa haber versin.
koşmak veya jogging müzik eşliğinde.
film izlemek ki konuşkan biriyle hiç olmuyor.
kitapçılarda kitap arkası okumak, aylak geçirilecek birkaç saatin varsa ideal.
balık tutmak.
neden ben yalnızım diye hayatını ve çevreni sorgulamak.(neyse:)
0
son nefes
(30.10.08)
herkese çok teşekkür ederim fotoğrafçılık,kuş gözlemciliği ve kafede sigara+kahve+kitap süper gözüküyor.
@random blonde okurken kocaman bi sırıttım sen hiç değişme emi :D
0
🌸chaud
(31.10.08)
(15)

eve siparislerde bahsis verilir mi?

armish
mc donalds'ti, burger king'ti, pizza hut'ti falan bunlardan eve siparis verdigimizde, gelen adama bahsis vermek gerekir mi? Genelde tek kisilik bir seyler verdigimden, en fazla 10 milyon civari oluyor siparislerim; adama 1 milyon versem, sanki bir acayip kaciyor falan.Ben de bazen veriyorum, bazen v
mc donalds'ti, burger king'ti, pizza hut'ti falan bunlardan eve siparis verdigimizde, gelen adama bahsis vermek gerekir mi?

Genelde tek kisilik bir seyler verdigimden, en fazla 10 milyon civari oluyor siparislerim; adama 1 milyon versem, sanki bir acayip kaciyor falan.

Ben de bazen veriyorum, bazen vermiyorum; ama hep ayni huzursuzluk. nedir adabi?
0
armish
(29.10.08)
zorunluluk yok, sonucta maaslari var.

ama misal 8,5 - 9 ytl lik falan bir sey aldim diyelim, 10 verip ustunu almiyorum.
veya tam 10 tuttuysa ben de sizin gibi veriyorum bozuk 1-2..

tamamen sizle alakali bir sey.
0
la traviata
(29.10.08)
bence %10 civarı vermek iyi olabilir. 10 ytl ise 1 ytl, 15 ytl ise 1.5 ytl gibi.
0
papado
(29.10.08)
tamam da armish o eleman sadece senin verdiğin 1 lira bahşişi almıyorki. günde onlarca yere gidiyordur. sürümden kazanıyor öyle düşün.
bence bahşiş vermelisin hiç vermesen daha iyi olmaz değil mi?
0
hollowlife
(29.10.08)
ben vermiyorum, tabi adam içinden küfredip gidiyorsa bilemem.

zaten adamlarda refleks mi olmuş ne, parayı alır almaz arkasını dönüp delicesine kaçıyor hepsi :)
0
spacetimereality
(29.10.08)
hayatta vermem ben bahşiş, öğrenci adamım zaten, o parasını kazanıyo. neyse efendim, içinizi rahatlatmak adına yemeksepetine girip siparişinizi getiren şubenin sayfasını açıp orada siparişi isteyeceğiniz bölgeye göre "minimum paket tutarı"na bakabilirsiniz. onun altını zaten yollamıyolar. fazlasını da vermeye gerek yok bence. yine de bahşiş hesabın %10'u kadar olcak derler(krizden sonra oran nasıl değişir bilemiyorum tabi:))..
0
jangara
(29.10.08)
ülkemiz kültürü gereği bahşiş vermeye gerek yoktur. bu da garip, rüşvetin normal olduğu memlekette bahşişe iyi gözle bakılmaz. batılı memleket adetlerinden olan bahşiş bizde de yaygınlaşmakla beraber bir sisteme oturmamış olması insanı güç durumda bırakıyor. bunun en uygunu alınan hizmet bedeli üzerinden %10 vermektir sanırım. ancak kimi müesseseler zaten garsoniye ücretini fiyata yansıttıkları için bahşiş lüzumsuzdur, böyle müesseseler de toptur.
0
tannhauser
(29.10.08)
nerede okudum tam olarak hatırlamıyorum; bir kurye anlatıyordu sanırım. Sipariş teslim etmek için kapıyı çaldıklarında karşılarına çıkan insanların geneli onlara acıyomumuş gibi tavır takınıyorlarmış, kafalarını önlerine eğerek mahçup bir portre çiziyorlarmış. harçlık alma yaşı geçmiş çocuklara bayram bahşişi verme zorumluluğu gibi bir mahçupluk. bu tavrın yerine "merhaba, nasılsın," gibi diyalog kurmayaya çalışışsa daha güzel olurdu. su ikram etmeyi teklif etmek, iki kuruş atmaktan daha insancıl bence. bahşiş meselesine gelince, bu insanlar düzenli olarak maaş alıyorlar, bahşiş zaten temel olarak gönüllülük esasına dayanır. siparişiniz çabuk geldiyse, cebinizde fazladan paranız varsa, iyi gününüzdeyseniz ya da kuryeye ilk görüşte aşık olmuşsanız çıkarır verirsiniz. vermezsenizde kimse bu yaptığın etik değildir diyemez.
0
thelepermessiah
(29.10.08)
bu gibi yerlerde elemanın bahşiş alacağı varsayılarak maaşlar düşük tutulur.

yani adamın maaşı var diye vermemezlik etmeyin. bir yemeğe 10 lira verdikten sonra 1 lira da servis elemanına verince fakirleşmeyeceksiniz herhalde. bu kadar cimrilik de bence ayıp.

bahşiş olayı bütün dünyada var. hatta yurtdışında garsonluğun bahşişlerden dolayı acayip karlı olduğunu duyuyoruz.

ayrıca çoğu yerde bahşişler toplanıp sonra paylaşılıyor. yani bir tek o garson veya eleman kazanmıyor. bütün garsonlar.

sadece bazı yerlerde bahşişi garsoniye adı altında yüzde 10 fiyatlara giydirilmiştir, orda vermeye gerek yoktur.
0
mea maxima culpa
(29.10.08)
ben genelde vermiyorum
0
desdinova
(29.10.08)
%10 civari bir sey verirsen iyi olur. 10 liralik yemegi ayagina getirtecek hic kimse fazladan bir lirayi veremeyecegini iddia edemez. Vermek istemiyorsan o baska. Ama versen iyi olur.

%10 da kaba hesab. Rahatsan daha fazla, sikisiksan biraz daha az verebilirsin. Yeter ki az da olsa bir seyler ver.
0
wpi
(29.10.08)
ben veriyorum ve normal olduğunu düşünüyorum. evet maaşı var, iyi kötü çalışan herkesin maaşı var ama hiç kimse de kolay geçinmiyor.

durumuna bağlı aslında, vereceğin ekstra 1-2 lira senin gırtlağından hatrı sayılır bir eksilmeye yol açacaksa, ucu ucuna denk getiriyorsan o kişiyle pek farkınız yoktur muhtemelen ve bahşiş vermeye gerek yoktur. ama 1-2 liranın hesabını günlük hayatta yapmıyorsanız bence bu durumda da yapmamak iyi olabilir.

tabi tuhaflık faktörü var, yani insan çekiniyor biraz haliyle. bu yüzden ben alacağım şeyin parasını ve vereceğim bahşişi toplu bir şekilde bir yere koyuyorum, gelince adama tek hamlede verip teşekkür edip iyi akşamlar diliyorum (yani bu yemeğin parası al bu da sana bahşiş ehe ehe iyisin hadi demiyorum). Atıyorum eğer 9 liralık bişey aldıysam da 10 lirayı verip teşekkür edip hemen iyi akşamlar diliyorum (evet hep akşamları istiyorum yiyecek bişeyler).

öyle yani. kafasına kakmadan vermek lazım imkan varsa, cebinizdeki bozukluğun kaç para olduğu konusunda bir fikriniz yoksa eksilmesi bişey ifade etmez herhalde. Kuruş sayıyorsanız vermeyiniz tabii. Gönül işi...
0
kurukafa
(29.10.08)
ben vermiyorum. kimse vermezse ne böyle bir talep olur ne de işveren maaşı düşük tutar. işverenin ödemekle mükellef olduğu maaşa niye ben ortak oluyorum ki? hem ürünü satın alıyorum hem de maaşlı elemanının maaşını ödemeye işverenle ortak oluyorum. mantığım almıyor.
0
cha
(29.10.08)
1ytl'yle zengin olmam ama ben de vermemek taraftarıyım (bazen vermem gerektiğini hissettiğim oluyor, veriyorum. neden veriyorum? daha iyi muamele görmek için, işimi gördürmek için, kıyak yapılabilsin diye, velhasıl "daha iyi" olması için malın/hizmetin. o zaman nedir? bahşişle rüşvet arasında çok ince bir çizgi vardır. bağlamsal olarak bakıldığında da benzer kökenlerden türediği gözlemlenir. benim inancım bu. ha bahşiş düşmanı mıyım? değilim dediğim gibi, arada veriyorum.)

bir de kayıtdışıya hizmet ediyor sizin için önemi varsa, heheheh.
0
boshi
(29.10.08)
verdim gitti.
0
🌸armish
(29.10.08)
ben bahşişi bol verme taraftarıyımdır.getiren eleman ikinci sefer benim adresimi gördüğünde son sürat geliyor.çoğu seferde ekstra bedelsiz ürünlerle geliyorlar.keza gittiğim yerlerde de ilk seferde verdiğim yüksek bahşiş ikinci seferde yol su elektrik olarak geri dönüyor.sonuçta bahşişi alan elemandır giren çıkan patronadır.evet muhterem bir insanım.

hatta zamanında kaldığım bir otelde bahşiş verdiğim bir eleman şu anda istanbul da 5 yıldız otelin ön büro müdürü olmuş.oraya gittiğimde tanıdı beni.halihazırda otelde çok komik ücretler karşılığında kalabiliyorum.

bahşiş iyidir.
0
cizgilipijama
(29.10.08)
(6)

çinliler süt içebiliyor mu?

nerdeyim ben
cehaletimi gençliğime verin dostlar, gece gece nerden aklıma takıldıysa. yıllar önce bir kitap okumuştum, kitapta çinlilerin süt içmediğini, daha doğrusu süt içmekten pek hoşlanmadıklarını söylüyordu. sebep olarak ise, genetik yapıları nedeniyle midelerinin sütü hazmedemediğini söylüyordu. böyle biş
cehaletimi gençliğime verin dostlar, gece gece nerden aklıma takıldıysa. yıllar önce bir kitap okumuştum, kitapta çinlilerin süt içmediğini, daha doğrusu süt içmekten pek hoşlanmadıklarını söylüyordu. sebep olarak ise, genetik yapıları nedeniyle midelerinin sütü hazmedemediğini söylüyordu. böyle bişeylerdi işte. harbiden var mı böyle bişey? süt içemiyo mu bu adamlar? ya da bilimsel olarak böyle bir şey söz konusu olabilir mi? mümkün mü?
0
nerdeyim ben
(29.10.08)
bu sadece çinliler için değil bütün dünya vatandaşları için geçerli aslında. insanlığın büyük bir bölümünün (şimdi yüzde atmayayım) laktoza töleransı yok. okuduğuma göre (bilimsel bir geçrek olarak baz almayın da aman) insanların (ve çoğu diğer canlının) bağırsaklarında laktozu (yani süt şekerini) sindiren enzimler sadece doğumdan sonra kısa bir süre için aktif. daha sonra canlının anne sütü ile bağı kesileceği için süt sindirmesine gerek kalmıyor ve bu enzimler ortadan kayboluyor. (bazı kişilerde ise bu enzimler kaybolmuyor aslında normal bir memeli perspektifinden bakınca süt ve süt ürünlerine toleransın "olması" anomali olan. olmaması değil.)

mide ve bağırsak sıkıntıları ile doktor ziyareti dünyada birinci veya ikinci sıralarda genelde, ve insanların çoğu laktoz intolerant olduğunu bilmiyor, sütü peyniri yoğurdu çok normal sindirdiğini sanıyor, bir sürü sindirim sıkıntısının sebeplerinden biri olabileceğini aklına getirmiyor doğal olarak.

halbuse sütten kesildikten sonra süt tüketmeye devam eden pek canlı yok ortalıkta bizden başka (var mı? aklıma gelmiyor). sadece yapabildiğimiz için ve ürünlerini sevdiğimiz için tüketiyoruz ama evrimsel süreç öyle işlememiş tabii.

sırf süt üretmek için beslediğimiz canlıların da (doğal ihtiyaç fazlası yani) ekolojik dengeye zararı oldukça büyük ayrıca.

yani diyeceğim odur ki: doğaldır, olabilir.

en.wikipedia.org
0
kurukafa
(29.10.08)
Iciyorlar tabi ama sutu az tuketen ulkelerden biri, bir de bir ara zehirli sut skandali olmustu Cin'de onun da etkisi olmustur.

Ayrica gecmiste icmiyorlarmis. Surda "History of genetic prevalence" kisminda yaziyor:
en.wikipedia.org

edit:
2008 yilinin skandali da surda yaziyor:
en.wikipedia.org
0
ermanen
(29.10.08)
benim çinli bir kaç arkadaşım var, içiyorlar valla. 71 yaşında lim abim var mesela çok gördüm elinde sütle.
0
agk
(29.10.08)
böyle bir şey tommiks'te de vardı, konyakçı çinlilere biftek falan yediriyordu hasta ediyordu adamları. doktor da çinliler pirinçten başla bişey yemez diyordu. o gün bugündür çinlileri sırf pirinçle beslenir sanırım.
0
elcezire exclusive
(29.10.08)
sut tartisilan bir konu. hatta sut tuketmeye karsi cikan ve bunu yaymayi amaclayan bir orgutlenme de mevcut. ingilizce ama asagidaki yazida anlatmis biraz yazar.
hubpages.com
Wiki der ki:
China: Sweetened milk is a drink popular with students of all ages and is often sold in small plastic bags complete with straw. Adults not wishing to drink at a banquet often drink milk served from cartons or milk tea.

Hong Kong - milk is sold in glass bottles (220 mL), cartons (236 mL and 1L), plastic jugs (2 litres) and aseptic cartons (250 mL).

Japan: Commonly sold in 1 litre waxed cardboard boxes. In most city centers there is also home delivery of milk in glass jugs. As seen in China, sweetened and flavored milk drinks are commonly seen in vending machines.
0
pyro clustic flow
(29.10.08)
wang isimli çinli bir arkadaşım vardı hem de deli gibi süt içerdi. hatta mançuryalılar da içiyor.
0
goodbyecruelworld
(29.10.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.