hocam, eger ben dovme yaptırsaydım kendim bişeyler kurcalardım. sonucta ten benim hacı. yani hepsini sen yap demiyorum, ama istedigin sey olsun.
ama tabi en basitinden: www.mysticarttattoo.com

Dostum zaten hep kurcaliyorum :) Buraya post etmemin sebebide fikir almak, belki burada bi arkadas hosuma gidebilecek bir tavsiyede bulunabilir. umit ediyoruz :) soylediklerinde haklisin.

Çok sevdiğin sağlam bir şarkı sözünü al, onu grafiğe dök. Yani dövem şarkı sözünü anlatsın ama kelimelerle yazmasın.

al sana bir suru fikir:

soad2k.deviantart.com
exezsus.deviantart.com
haniek.deviantart.com
xshadow13x.deviantart.com
rapsukka.deviantart.com
graphique101.deviantart.com
nicthekitsune.deviantart.com
kuroixariake.deviantart.com
topekachu.deviantart.com
noctemx.deviantart.com
dilirix.deviantart.com
ce3ge.deviantart.com
vhm-cain.deviantart.com
ca86.deviantart.com
danilo-goncalves.deviantart.com
giney-kill.deviantart.com
sittingduck.deviantart.com
slawomiro.deviantart.com

squeez.deviantart.com
shinybinary.deviantart.com

Ermancim,

graphique101.deviantart.com

bu cok saglam, silah isi bozuyo ama cok ii gercekten.

başkasının fikrini dövme yaptırma.
yaptıracağın dövmeyi bilgisayarına arka plan yap ve aylarca sıkılmadan durabiliyor musun bak.

ben 2. dövmem için fikrimi arkadaşıma söyledim o da alıp grafiğe döktü, eylül gibi yaptıracağım. Eğer kafanda fikir belirirse mesaj at bana ben de tasarım yapan arkadaşa ileteyim

sunu dusunebilirsiniz;
www.hepsiburada.com

western digital alanlar ağlıyorlar, çevremde de ekşiduyuruda da "hardiskim uçtu" diyenlerin hepsi wd sahibi.

seagate freeagent'tan şaşmayın.

(bkz: western digital)

sözlükteki yorumları okuyunca belli oluyor zaten. diğer markaları kullanmadım, net konuşamam. 750 gb lik bir versiyonunu alalı üç sene oluyor. 2 kez masadan düştüğünü onlarca kez hiç bir işlem yapılmadan bağlantısının kesilmesine rağmen bana bir sorun yaşatmadı, taa ki yakın zamanda arkadaşıma verene kadar. geldiğinde 100 gb'lık bölüm kayıptı. yani hard disk 600 gb'ye düşmüş oldu.

çevremden duyduğuma... ya da boşver çevremi sözlükteki markaları oku derim. benim değerlendirmelerime göre açık ara en iyi markadı w&d.

(git: 105250)

harika

güzel olmuş, ödev miydi, canın mı çok sıkıldı :)

binan alt kısmı biraz aceleye gelmiş gibi.

layer üstüne koyarak çizilseydi daha iyiydi. öyle olduğu halde mi böyle oldu acaba.

stock sitelerine ekleyebilirsin. işe yarar.

burda ne işin var? :)

kendimi geliştirmek için çizmiştim.belki güzel şeyler söylersiniz diye paylaşayım dedim.yorumlarınız için teşekkürler.

evet alt tarafları aceleye geldi.ayrıca sol tarafta ki balkonlarıda çizmedim 1 küsür saat o sağdaki balkonlarla uğraştım.maalesef hayalgücüm o kadar kuvvetli değil.en alttaki resimde göreceğiniz üzere başka bir resimden kopyalarak yaptıum..fukka'nın dediği gibi alt layer'a orj. i koyup movie klip'le brightness düşürdüm sonra onun üzerine çizdim.

çok başarılısın ama perspektif ve detay hataların var. çizdiğin resimler için de en önemli şey perspektif olduğuna göre biraz daha geliştirmelisin.
şöyle söyliim
ikinci resimde üst çatı ile alt çatı aynı perspektifte durmuyor. ölçersen sen de fark edeceksin. soldaki pencere yanı kolonda ince bir hatan var. biraz daha incele olur mu? çok iyisin bence devam et mutlaka.

kediebesi tşkler.itiraf etmeliyim ki flashdan başka program bilmiyorum ve bu ilk çizimimdi.acaba başka bir program(mesela illustrate) öğrenip çizimlerimi ordan geliştiriim mi? bide bir sorum olacak.şimdi böyle kopya çizmek iyide olayın içine hayal gücü, yaratıcılık girmediği sürece bu yaptıklarımın bana bir faydası olmaz dimi?

perspektif çizgilerinden faydalanabilirsin. hangi program bunun için daha iyidir bilemiyorum. teknik çizim çok daha kolay ama işin temelidir. tüm büyük ressamlar taklitle başlamıştır, taklit sorun değil. tekniği kavrayınca yaratıcılığın akacaktır. önemli olan gözlem. iyi gözle. çizmek üzere bak. 3. boyutu da unutma hiç :) içinden gelen şeyleri yapmanın her zaman bir faydası vardır. ümitsizliğe kapılıp çalışmaktan kaçınma, en önemlisi pratik.
kolay gelsin. :)
cesaretlendirilecek kadar yeteneklisin. :)
ustalarla çalışmalısın bence. onların çırağı olmaya çalış, ustaların resimlerini alıcı gözle incele.

hocam sorma yaa 5 saatdemi ne yaptım.senin verdiğin linklerdeki olayı anlamadım:( tam olarak farkları söylersen anlarım.şu an sabancının ikizlerini çiziyorum bugün bitirebilirsem gene paylaşırım..çizimim gelişsin diye böyle kasıyorum.şu fotoşop ve illustürator dünyasına adım atmalıyım..

can sıkıntısı nelere kadir :)

ben sketch-up kullanıyorum(evet, can sıkıntısından). Sen de üç boyutlu modellemeler yap, hem kolay, hem bedava

bence rahatlıkla yapamaz, her dövmeci de yapamaz. iyi para isterler gibi.

yatay olarak döndürün bunu. saçılan notalar kolun kanat kısmına gelir, çok tatlı olur.

yatayda cok ters olmazmi ki :)

senin çizimin falan değilse ya da ne bileyim manevi bir değeri yoksa çizimin...bence anatomi bilgisi olan bir çizere yaptırın bir daha resmi. farkındasındır notaları çıkarınca (ki bilgisayar işi onlar) görsellik ya da kalite (çizgi) adına hiç bir şey kalmıyor bu resimde.

...ve normal bir dövmeci kıçıyla bile yapar bunu aslında; ama normal sevide bir dövmeci pek (hatta "hiç"e yakın) yok bu ülkede biliyorsun.

doru demissinde ben nerden bulucam anatomi bilgisi olan kisi :)

önce geçici yaptır, bunu da pro bir dövmeciye anlat. nasıl görüneceğini merka ediyorum diye anlat. hiçbir dövme kağıt üstünde durduğu gibi durmaz çünkü.

yapılır bal gibi de yapılır :)
(bkz: kraft tattoo)
selin yanar - burak erdal çiftine güvenebilirsin. ayrıca selin yanar resim öğretmenliği mezunudur, anatomi demişsin :)
facebooktan da aratabilirsin kraft tattoo diye sayfaları var.
kolay gelsin.

o kadar detayı deriye işlemek çok zor. Yaparım diyen kişiden kesinlikle güvence isteyin, bence dövme için uygun bir desen değil bu.

fenerbahçe trabzon maçına giderdim. biletleri çok ucuz.

yaz geldi, festivaller başladı. efendim öncelikle 25-27 haziran arasında sonisphere festival var. kombine biletler tükendi ama fazladan bileti olup satanlar çok. sonra unirock open air festival da var. o da 2-3-4 temmuz tarihlerinde gerçekleşecek.

üniversite festivallerine takılabilirsin

yarın saat 14:00'te üsküdar icadiye mahallesinde "sandığından daha güçlü olabilirsin" isimli ücretsiz bir konferans var. Ona gelebilirsin!

istanbul caz festivali : chick corea, stanley clarke ve imogen heap üçlüsü derim.

@devils trill sunisphere saha içi kombinesi hazır zaten :)

Yarın 3. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali var. Şiir Hatları Vapuru ile şiir okuması eşliğinde Boğaz Turu ypabilirsiniz.

İlber Ortaylı ile Tarih Yolculuğu söyleşisi de Tarık Zafer Tunaya'da 20 Mayıs'ta.

Topkapı Sarayı'nda Kremlin Hazineleri görülebilir. 7 Haziran'a dek.

Sabancı Müzesi'nde Fırça ve Kalemin İzinde Sınırları Aşmak var. 27 Haziran'a dek.

Psychedelic trance severseniz 22 mayıs'ta Astral Projection geliyor Bronx Pi Sahne'ye. Çeşit olsun diye yazdım.

vardı boyle konsept urunler.

nike'ın alakasız bir ürünü var. ayakkabının içine topuk kısmına yerleştiriyorsun. oradan ipod'una kablosuz olarak veri aktarıyor. ipoddan hızını, yaktığın kaloriyi vs görebiliyorsun.

topuğa yerleştirilen şey pilsiz, piezoelektrik bir cihaz var, sen üstüne bastıkça elektrik üretiyor.

üretilen elektrik pil şarj etmeye vs elverişli olacak kadar yüksek güçte değil tabii ki.

Eğer pil şarj etmek istiyorsan piezoelektrik cihazlar yerine mekanik enerjiyi şu seiko kineticlerdeki gibi elektriğe çeviren bir düzenek bulman gerekir.

son zamanlarla pilsiz fenerler falan moda oldu. içinde güçlü mıknatıslar ve bobinden oluşan düzenekler var. sallayınca oluşan manyetik alandan elektrik enerjisi üretip yüksek kapasiteli kondansatörlere depoluyor. bunlardaki düzeneği modifiye edip kullanabilirsin.

piezo elektronik sensorlerin urettigi volt mili-mini voltlar seviyesinde. Yani oyle muazzam bir enerji uretmiyor. ustelik pek ucuz da olmuyorlar(en azindan bizim labda olcum icin kullandiklarimiz 25-500$ fiyat araliginda)

minimum enerji tuketecek araclar icin yararli olabilir projeniz, saat, uzaktan kumanda filan gibi.

dün de benim kolumda vardı aynından, yıkadım geçmedi. bişey lekesi(salça falan) iz yaptı heralde dedim. şimdi duyurunu okuyunca hatırladım. baktım, geçmiş:)

cok havuc suyu ictiysen oluyo. saka degil. ama seninki boyle bi seye bagli midir bilemem.

bi yerden mi bulaştı dedim ama duş yaptım ecden çıktım. bilemedim.

havuç suyunu sevmem. hiç içmedim diyebilirim.

bu arada şeytan çişi diye bişey de varmış.......:(

googleda bulamadım, o ne olaki? korkutma beni =)

efendim böyle şeylere inanır mısınız bilmem ama şeytan işemesi diye bir şey varmış. dedim ya dün benim de başıma geldi, biraz önce komşu teyze söyledi, genelde uzun süre bekleyen gelin çehizlerine falan işermiş sarı leke şeklinde. sonra insanlara geceleri falan. ne biliym ya kafam karıştı benim de ben de korktum hala araştırmaktayım. bişey bulursam haberdar ederim.

edit: şeytan işemesi diye arayınca çıkıyor bir şeyler...

şeytan bize ne demek istiyor?
ben de uzun süre bekleyen gelin adayımıyım acaba
ehehe

şaka maka öğrenir yazarsan sevinirim. Teşekkürler.

Benim avuç içimde de var şu an ama bilek çalıştırmak için sıktığım yay yüzünden diye tahmin ediyorum. Eğer spor yapıyorsanız tuttuğunuz alet edevatın yaptığı baskı yüzünden oluyordur.

yok Walla spor yapmıyorum.

yapmayın ahali! şeytan falan.
muhtemelen artan gdolu ürünler, katkı maddeleri sebebiyle vücudun tepkisidir. mahvoluyor zaten her hücremiz!

klimasiz yasayamazdim sanirim (sondan basladim cvp vermeye) carpacaksa da klima carpsin :) ter dokmekten iyidir.

"fuji" almistim seneler evel (10 kusur sene), kapasite ve sorunsuzlugundan cok memnunum. bakim konusunu baya bi aksatmama ragmen giki cikmadi. acilis/kapanis timer'i var. o zamanlarda simdiki gibi "tasarruflu" hedeler olmamasina ragmen, elektrik faturasi makul seviyelerde degisiyor. (hafta sonlari full time ve hafta ici sadece aksamlari kullandigimi not dusmeliyim)

eger piyasada varsa o markayi bir incelemenizi tavsiye ederim. aksa altinda idi sanirim; degismis olabilir.

bence çevreye çok zararlı olduğu için tümden vazgeçilsin bu fikriyattan.

Selamlar, sevgiler.

Size bilgi vereyim. Elektrik motorlari, kalkis aninda yuksek akim cekerler. Bu dur kalklarin miktari arttikca bosa elektrik sarfiyatiniz artmis olur. Simdi yeni modeller cikti. Bu modellerde aynen kombilerde alev modulasyonu yapilmasi gibi (yani son yan yerine alevin kisilmasi gibi), kompresor durup kalkis yapmiyor da, sogutma gucunu azaltiyor, devrini dusuruyor vs..
Yani bu klima ortam sicakligi istenilen ayara geldiginde kompressoru stop edip sadece hava uflemiyor da ortam sicakligina yaklasildikca gucunu dusuruyor, istenilen sicakliga gelince minimum sogutmada calismaya devam ediyor.
www.arcelik.com.tr

Bu Arcelik bir ornek, diger markalarda da vardir mutlaka.

Gelelim klimanin faydalarina.

Biliyosunuz sicak hava kadar, nem de cok onemlidir. Ortam nem miktari arttikca ayni sicaklik size bogucu gelmeye baslayabilir. Ama klima icinden gecen hava soguktan gecerken icindeki nem yogunlasir ve disari atilir. Haliyle ortamin nem miktari azalir. Yani ortami cok sogutmasaniz bile nemin azalmasi size serinlik verir.

Denildigi gibi, disarisi 40 dereceyken klimayi 18 derecede calistirip lap diye iceri girerseniz, bir de cik gir yaparsaniz, catlarsiniz. Klimayi adam gibi degerlere getirmek lazim. Misal Antalya gibi bir yerde ailem klimayi 27-28 derecede kullaniyorlar.

Bir de klimanin konumu da onemli. Oturdugunuzda dogrudan uzerinize ufleyemeyecek ama evi derinlemesine de sogutacak bir yer olmali, misal koridora dogru uflemeli ama koltuklara gelmeden gibi..

Boyle bir konfigurasyon ile cillop gibi yasarsiniz.

Dipnot: Alirken mutlaka a sinifi a+ olan bir cihaz alin. Ucuza alip sonra elektrip parasindan "amanin yandim" demeyin. Emin olun, 399 liralik alet ile 1399 liralik alet arasinda daglar kadar fark var.

Son olarak eger modeller arasinda kararsiz kaliyorsaniz, sessizlik faktorune bir bakin. Biri 50 db biri 30 db ise, haliyle dusuk olani tercih edin, yoksa sesten kafaniz siser.

Klima beni hasta etmiyor, tam tersi dinç oluyorum. Yoksa sıcak öyle bir isteksizlik yaratıyor ki.

Tek kötü yanı dışarı çıkmak istediğinizde fırına girmiş gibi hissediyorsunuz. İşte hasta eden bu devamlı sıcak/soğuk geçişleri olacaksa hasta eder.

Elektrik tüketimi konusunda üst sınıf bir klima alın, en kötü 2 sene içinde verdiğiniz parayı telafi eder.

arkadaşlar bilgileriniz için çok teşekkür ederim.. Ama bu işten malesef hiç anlamıyorum.. Bu a+ sınıfına örnek verebileceğiniz net bir model ve marka var mıdır acaba ?

Inverter olan bir klima alın. Kapalı ortamda gün boyu çalışacağı için elektrik sarfiyatınızı çok değiştirir. Verdiğiniz fiyat farkının kapanması ve kara geçmeniz çok uzun sürmez. Daikin ya da mitsubishi tavsiyem.

Klimayı binanın üst katından kaldırıp aşağıya atmadığınız sürece içinde dolaşan soğutucu akışkanın çevreye zarar vereceğini sanmıyorum. O mantıkla hareket edersek buzdolaplarımızla da vedalaşmamız gerekir.

3 nokta z ekseninde(bakis acina gore fotoya) ayri yerlerdeyse(z!=0 yani), yani aralarinda 3. boyutta uzaklik varsa ACAD yapamaz, bunun icin programlar var ama bedavasini goremedim, elle yapacaksin hocam en kolayi, perspektifi belirtip buna gore uzunlugunu bildigin yada tahmin ettigin noktalari baz alarak oransal bir mesafe tablosu yapip noktalarin koordinatlarini yaz bi kagida sonrasi vektorel kolay zaten, usenirsen noktalari AutoCAD e at ordan olctur.

fotoğrafı al, autocad'e arka plan olarak ata. istediğin yerlere noktaları koy. noktaları kullanarak 2 doğru çek, V şeklindeki parçanın açısını ölç. Benim dediğim şey eğer kuşbakışı bir fotoğraftan bahsediyorsanız.

autocad ilk akla gelen ve en basit yol gibi duruyor ama %100 sonuç vermez. açı ve derinlik işin içine ne kadar çok girmişse hata payı o kadar çok olur. %100 sonuç veren bir yöntem de zaten yoktur böyle bir iş için diye düşünüyorum.

bir iki yontem var, ama internetten arastirmasi size kalmis. bu yontem yakin sonuc verir.

Once hakkinda her turlu boyut bilgisine sahip oldugunu varsaydigin bir cismin olacak. buna 'referans' diyelim. bu referansin yer aldigi bir fotograf cekilir. lens bilgileri de gerekli cunku lens resimde merkezden cevreye dogru distortion yaratir.

sonra fotorafta distort edilmis referansini distort edilmemis bir hale ceviren transposition matrixini bulacaksan. bu matrixi elde ederken lensin hangi noktayi ne kadar distort ettigini bilmende fayda var. bu matrix ayni zaman da sana hemen hemen dogru derinlik bilgilerini de verir.

bunlari yapmak icinde bir matlab lazim tabi, image proccesing plug-in'li.

yazarken sikildim, olme essegim olme.

ImageJ bayagi basarili bir programdi ve de bedavaydi (en azindan kisisel/akademik arastirmalar icin)

Ege Üniversitesi havuzu, halka açıksa tabi. Emin olamadım.

ege üniversitesi sanırım aylık 30 lira falan öğrenciye. ben de emin değilim halka açık olup olmadığından.

açık olması lazım.
şuna dayanarak söylüyorum. yanlış hatırlamıyorsam şöyle günlük fiyatlandırması vardı. ege öğrencileri 1.5tl, diğer öğrencilere 3tl, öğrenci olmayanlara 4.5 tl gibi bir şey vardı.

ege havuzu halka acık(tabi değişmediyse) ama seasları ogrenmeniz lazım, bazen de takımlara ayrılmıs falan oluyor..tek seans kalabiliyorsunuz, tabi kim farkedecek sizi orada...
öğrenciye ya da personele cok ucuz ama harici 2-3 kat daha pahalı (tabi yine de cok ucuz*3=ucuz)
eskiden saglıkocaklarından alacagınız rapor yeterli oluyordu, şimdi daha kapsamlı saglık raporu istiyorlar bilginize...

edit:yuzucu mayolarından giymen ve bone takman sart..mayo olarak boxer gibi olanlar ya da daha uzunları da olabilir, vucuda yapıssın yeter..

Ege Üniversitesi havuzu, dışardan gelene de açık. daha geçen hafta sordum, 1.5 saatlik süre Ege Üniversitesi öğrencisine 1.5 tl, dışardan gelen öğrenciye 5 tl, öğrenci olmayana 10 tl.

Ege'nin havuzu çok güzel gerçekten de. hem daha sakin hem de daha temiz.
Dermotolojiden ve intaniyeden rapor almak gerekiyor girebilmek için.
Erkekler için slip mayo şartı var. kadınlara mayo-bikini serbest.

Cok tesekkurler.

Bu slip mayo olayina bi alternatif bulamaz miyiz?

Pek sevmiyorum slip giymeyi :)

Kisa sortlar oluyo onlar olmaz mi?

Bir de alsancak kapali spor salonunda da havuz var mi acaba?

Alsancak'ta açık havuz var.

Slipten başka seçeneğiniz yok bildiğim kadarıyla.

Slip mayoya alternatif olarak yüzücü mayosunu da kabul ediyor Ege. Adidas'ta görmüştüm 39 liraydı her yerde o civar bişey. Şık duruyor.

Tesekkur ederim.

orient sade ve şık

bence daha başka modellerede gözatman faydalı olur. ama ikisi arasında orient derim.

orient+1

ilki daha şık.

orient ama kahverengi olması dezavantaj sanki çünkü her giysiyle uymaz.siyah olsa daha mı iyi ne

Orient'in siyah modeli de var ama kadran da siyah.

www.time66.ru

ikisi arasında orient daha güzel. özelliklerine bakmadım sadece görünüşüne baktım.

büyük ihtimalle kayışta renk seçenekleri vardır. kadran da karar kıl yeter.
orient güzelmiş.

Orienti aldım arkadaşlar, ilk başta ikisini de sepete attım, hangisini alayım diye düşünürken gecenin bir yarısı internet sitesinden aradılar, telefondaki ses orient'i al dedi :) şaka bi yana aradılar gerçekten almıyor musunuz iptal edelim mi siparişi diye sordular. Alacağım dedim.

Kesinlikle birincisi. Kafanı karıştırıp içimde kalan saatin linkini de vereyim :)

www.goody-watch.com

@kimlanbu

arkadaşım çok kötüsün :)
iptal edebilir miyim acaba :)

@tiny toon, bende armani ar4612 aldıktan 1 hafta sonra gördüm sana söylediğim modeli. hala içimde uktedir :)

ilişkiden önce birkaç damla gresyağı damlatın tenasül uzuvlarınıza.

@let the game begin
gres yağı için sözlük'te yazılanları okudum, pek güvenemedim :(

@jugador
önerilerinizi eczaneden temin edebilir miyim? nerede bulunurlar?

durex play o durex urunun adı. su bazlı lubrikantlar kullanın. eczane, buyuk market, watson gibi yerlerde var.

anlayamadığım bir şekilde çoğunluk sadece jel v.b. önermiş lakin bir kadın olarak naçizane tavsiyem, bir jinekolağa gitmenizdir. yara,enfeksiyon v.b. olabilir.

durex play'e +1 diyorum ben de. su bazlı mucize ürün. Normaldir, bir kaç seferden sonra tahrik olma eşikleri yükseldiği için "ıslanma" konusunda sorun çıkabiliyor.

yav demin de yazdım gönderemedim galba, bir daha cevaplıyom.
Bir jinekoloğa görünmeli, enfeksiyon (bakteri ya da mantar ve dahi muhtemelen ikisi birden) olabilr. Tedavi sırasında ilişkiye girilmeyeceği gibi bazı durumalrda tekrarlaması için er kişinin de tedavi olması gerekmektedir. Bunun dışıdna "ilişkiye girememek" lübrikasyon/ıslanma eksikliği nedeni olabilir. Belki "üçüncüyü" ertesi güne bırakmanız gerekbilir. ONun da vücudunu daha iyi dinlemesi/anlaması gerekmektedir. "Ne kadar istesek de" giremiyoruz demek, yeterince sıvı olmadığı, yani psikolojik olarak istese de fiziksel olarak istemediği anlamına gelebilir. Bunun dışında genel olarak her zaman ya da en azından çoğu zaman bir tür lübrikant kullanmak mantar/bakteri enfeksiyonlarını azaltmada işe yarayabilir.

Jinekoloğa gitmesine gerek yok. Üçüncü seferde herkesin canı yanar, normal. Bunların sürtünen organlar olduğunu unutmayın. Prezervatif kullanmak işinizi kolaylaştırır. Kullanmayı seviyorsanız naçizane tavsiyem ilişkiden önce penisinizi yıkayın. Pis olduğundan değil tabii ama organlardaki terlemeler tahrişe neden olabilir.

Yani illa üçe gideceğim diyorsanız ve prezervatif kullanmak istemiyorsanız yıkanmış penis + jel

5 sene sonra nerde buldun oglum bu soruyu. cozmuslerdir herhalde 5 senede :D

Hafiften Vajinismus da olabilir.

Enfeksiyonlar da kuruluk yapar +1

Edit : 5 sene onceki soruymus hortlatilmis sorun kalmamistir herhalde :/

simdi onlar 34 yasinda :D

www.tr-ance.com

buradan ilk önce "dj ekipmanları" kısmına gir, ne var ne yok oku. Ondan sonra da alım satım bölümüne girip sıfır ve ikinci el fiyatlarına bak.

"parça kontör satılır" yazan yerlerden alabilirsin.

carrefourlarda 5lik 10luk 20lik 50lik vardı. dün gördüm.

şaşkınlıktan kafayı yiyeceğim şimdi, dün gece rüyamda izmir körfezine metorların düştüğünü gördüm. şu duyuruyu görünce neye uğradığımı şaşırdım. sayılıyorsa ben gördüm, rüyamda :S

ahahaha flashforwarda bağladık desene :)

meteorun atmosfere giriş açısı ve büyüklüğüne bağlı. öyle apartman büyüklüğünde ise görünebilir, fakat sizin gördüğünüz, başka bir meteor olabilir? atmosfere sert bir giriş yapmış büyük bir meteorun ikiye ayrılıp biri size daha yakın bir yerde erimiş olabilir.

eğer dediğim gibi iki tane varsa, ikisi de meteordur. meteorit olduklarını sanmıyorum. yani yere düşmemiştir.

not: göktaşı yere düşerse meteorit oluyor, yere düşmeden yanıp yokolursa meteor oluyor. yani muhtemelen dünkü vakada meteorit olayı olmadı. meteordu.

Scam diyip içinizi karartmak istemiyorum henüz. İnternetten olmadık şeyler de sipariş edilebiliyor, sizin food supplement'ler test ediliyor olabilir. Atıyorum kokaini besin takviyesi içine gömüp gönderenler olabiliyormuş.

1 hafta daha bekleyin, bundan sonraki siparişlerde de 10$ daha fazla verip fedex, ups vs ile gönderilmesini isteyin bence.

Umarım ebay ya da güvenilir bir kaynaktan sipariş vermişsinizdir yoksa siparişiniz Allaha emanet.

barkod numarasi dedikleri zaten shipping i yapan tasiyicinin vermis oldugu numara adamlar sana tracking numarasi veremiyorlarsa tasiyicinin vermesi lazim

bence adamı bir güzel dövün. bazı yavşakların dayağa ihtiyacı var (?!)

suzin abla dayağa ihtiyacı olan yavşaklar derken ?

salyangoz muhtemelen iyi yikanmamis yesil salatadan lahmacuna atlamistir. cunku lahmacunun icinden salyangoz cikmasi bayagi gercekustu bir durum. orasi ABD olmadigi icin bu olayi bu noktada kapatsan iyi olur. Buradan cikarilacak dersler var tabii. Islak zeminde temkinli adimlarla yurumeyi ogrenmissindir. Senin karin da bu olsun. Bos ver, dirsegini ya da kuyruk sokumunu filan kirmadigina sukret.

bence kesinlikle yetkili çağır. türkiye'de insanlar bu konulara duyarsız kalmazlarsa gereği yapılır, kurallar sertleşir, ciddileşir ve daha temiz ve sağlıklı hizmet alırız. bunu yetkililere bildirmek senin sorumluluğun bence.

Sen şimdi bu aradamı şikayet etmezsen o salyangozu yiyen insanlar da olacaktır zamanla. Var gerisini sen düşün..

salyangozlu lahamcun yapiyoruz yabancı müşterilerimize der çıkar işin içinden-fare çıkmadı ya.

hastalık derecesinde titiz bir imalathane de olsa böyle şeyler olabilir. zaten adam temizliğine inanmasa seni imalathaneye indirmezdi. bence de yapabileceği en kibar şeyi yapmış. çok lüks gördüğün yerlerin restoranları dahi hayallerimizde arzuladığımız gibi değil inan.

İmalathaneyi görmüşsün. Adam zararını karşılamış, bundan sonra dikkat eder bütük ihtimalle. Pantolonu da alırsa ve olayı burada kapatmazsan bence ayıp.

Adam iyi niyetini göstermiş, şikayet etsen nolacak ? Yapabileceğin en iyi şey tekrar olmaması için elinizden geleni yapın demek olacaktır.

Bu arada salyangoz dedikleri gibi iyi yıkanmayan yeşillikle gelmiştir. iyi yıkasalar da kuruyup kaynayabiliyor yapraklara namussuz hayvanlar. Hoş bir şey değil tabii ama adam telafi etmek için elinden geleni yapmış, daha ne yapsın araba mı çeksin altınıza.

Adam ve mekanı sağlam gibi duruyorsa mide bulandırıcı da olsa hepimiz insanız olmuş bir hata de geç (hangimiz annesinin yaptığı yemekte saç bulmadı hiç mesela). Zaten kaliteli bir yer ise adam gerekli dersi çıkaracaktır, yok diyorsan "kalite mi kalite ne arar la bazarda" vur vurabildiğin kadar...

ohaa be abiii national geographic ekibinin afrika bozkırlarında bulamayacağı atraksiyonu lahmacuncuda yaşmamışsın.bence lahmacuncuya,sırf sana bu macerayı yaşattığoı için çiçek yaptırıp teşekkür etmelisin:DDD

yalnız bayağı bayağı senaryolu girmişsiniz oraya. vodvil gibi olmuş.

(bkz: navige)

(bkz: open dns)

pek süper sözlük yazarları, hızırgibisiniz mübarek ! teşekkür üstüne teşekkür !

navige çalıştı
open dns youtub dışında da işe yarıyorsa onu da deneyeceğim
google dns yalan oldu..

yanımda aynı bağlantıya bağladığım bir laptop var normal 4221 4225 le giriyor. ilginç.

benim makina kafayı yedi format zamanı geldi de geçiyor !

www.hackhell.com

hiç kasma, direkt backtrack 4 live cd iso'sunu indir ve çek cd ye. kurmadan direkt cd den boot edebilirsin bu sayede. kablosuz ethernet kartını görürse kullanılabilir halde bir sürü program barındırıyor içinde.

1. çok büyük bir iş değil, kedinin o gün yaptıklarını toparlıycaksın, kumu değiştirmen gerektiğinde de değiştireceksin (bunu da hissetmen o kadar zor değil)
2. kum koymazsan, gazetelerin üzerine yapmaya başlayabilir, sen bilirsin:)

tuvalet emin ol çok da vakit almıyor. alacaksın bir kum kabı, içine güzel bir kum koyacaksın. her gün ya da iki günde bir evden çıkmadan kakalarını çiş topaklarını kürekle alıp çöpe atacaksın. bu işlem 1 dakikanı falan alır. ayda bir de kumu değiştirip kabı yıkarsın olur biter

klozet değil de alaturka tuvalete alışan kediler oluyor ama 100'de biri falan buna alışır sanırım.

valla bizim bi kedi vardı wcsini kendi kendine klozete yapmayı öğrenmiş hatta bizde merak uyanmıştı bu bokları kim kim sıçıp da çekmiyor diye. ama sir gawain'în dediği gibi bu çok nadir bi durum.

youtube'da klozete işeyen sıçan kediler olduğunu görebiliriz. Nasıl eğitilir bir fikrim yok, el kadar bebekken bi sifonluk işi var zaten kedinin, nasıl çıksın klozete. kazara düşerse ölür bile. o yüzden bu seçeneği es geçin

kediyi alıp 3-5 ay sonra sokağa bırakacaksanız kedi falan beslemeyin. askere gidecekseniz, şehir değiştirince yanınızda götüremeyecekseniz beslemeyin kedi.

onun dışında 1 sene sonunda dışarı çıkmak isteyecekler, böğürecekler evin içinde sevişmek için. kısırlaştırırsanız bütün ömrünü evde geçirebilir ama dolaştırmak lazım, o kadar da insafsız olmayın.

ya apartmandaysaniz eger kedi beslemeyin, bahceli bir eviniz varsa bu onada size de eziyet olmaz. isini bahcede gorur. sahsen apartmana hayvani hapis etmek pek haksizca bir durum.

Motorsikletin direksiyon sınavı oldukça kolay. üç dubanın arasından geçiyor sonra 360 derece dönerek tekrar geçiyorsun ve ayağını yere değdirmemişsen sınavı geçiyorsun. Sınav mutlaka manuel vitesli motorsikletle yapılıyor.
İkinci olarak ehliyet kursunu aldığın yer sana direksiyon eğitimi vermek zorunda. Hem otomatik hem de manuel vites motosikletle. Eğer redderse şikayet edeceğini bildir en kralında eğitimi verirler.
Eğer motosiklet sürmeyi düşünüyorsan ileri sürüş tekniklerini içeren bir kursa gitmeni tavsiye ederim.

ben de izmir'de girdim A2 direksiyon sınavına. Kullanacağın motoru sürücü kursu belirliyor, 4-5 sürücü kursu vardı bizimki dahil hepsi vitessiz scooter ile girdi.

3 kuka dizerler, ilk önce slalom yaparsın, sonra dönerken de slalomla dönersin. En son 3 kukanın etrafında bir tur atar motoru teslim edersin.

Dikkat etmen gereken bir kaç şey var. Verilen kası taktıktan sonra bağla, puan kırabiliyorlar. Dönüşlerde ayağını motorun üstünden ayırma, yere basma. Basarsan bittin geçirmiyorlar. Çok hızlı olmaya çalışma, motoru dengede tutabilecek bir hızda yavaş yavaş gitsen de geçiriyorlar.

teşekkürler cevaplar için, umarım vitessiz motorladır sınav.Garajımda fireblade bekliyür yazıktır

Vitesssiz normal scooter ile aldım ben de 2 ay önce. Hiç kuka bile yoktu dümdüz gidip sonra geri döndüm. Hiç kalan olmamıştı.

Hangi kurstan ehliyet alacağına göre değişen şeyler biraz ama aynı alanda birden fazla kurs direksiyon sınavına girerken hiçbirinde vitesli motosiklet görmedim (Hadi yalan olmasın hepsi scooter dı - istisnai bişey değilse viteslide değildi). Şahsen ben vitessiz motosikletle sınava girdim.

Kursun hangi motosiklet(ler)le sınava katılacağını öğrenin. Söz konusu motorla size kurs verilmiyorsa fırsat buldukça motoru kurstan isteyin sokak aralarında çalışın. Sizi şikayet ederim, yakarım, çizerim demektense önce "ben şu motorla biraz çalışayımda sınavda biz hiç direksiyon dersi almadık demek zorunda kalmayalım" gibi bir şey söylemek daha iyi olabilir. Eğer niyetiniz gerçekten ders almaksa o apayrı ama bisiklet üstünde durabiliyorsanız scooter a da çok çabuk alışacaksınız.

kuka arasından gitme gelme diye bakmayın göründüğünden biraz daha zor olabilir. Sizde yolunuza taş vs koyup aralarından geçmeye çalışın. Ayağınızı yere koymadan dönmeye uğraşın. Kask takın ve önüşlerde sinyalverin. Sinyal vererek aldığınız puanlar ayaınızı yere koyduğunuzda size lazım olabilir :)

Panik yapmayın sizden önce düşen şaşan olursa moraliniz bozulmasın.

ben de konyya dan aldım ve vitesli olması şart diye biliyorum 7 ya da 8 tane koninin bir sağından bir solundan geçerek (sağda başlayıp enson da dönüp solda bitirecek şekilde) geliyorsun. benim sürdüğüm 195X model java dediklerinden di çok zorlandım(hatta kurs hocası motoru benm yerime çalıştırdı çünkü çalışmıyordu.
şikayet edeceğini söyle ve mutlaka vitesli de öğretsinler.

aynı gün iki kere burger yemek hiç doğru değil kanımca. en iyisi akşama ızgara tavuk ya da tavuklu salata veyahut da 1 adet kepenkli tost ye.

bi kereden bir şey olmaz.

mcdonalds sitesinden falan big mac kalorisine bak, onu 1.5 ile çarp. Çünkü yanında mezesi ıvırı zıvırı da geliyor. hamburgeri de kocaman.

hatta direkt burger king'den big king xxl menünün kalorsine bak.

ben trance için Full Bass & Treble kullanıyorum, fazla metal dinlemiyorum artık ama arada dinlediğimde de bu ayarda performans diğer "preset" lere göre iyi oluyor.

asio4all kur

enerji içecekleri fayda edebilir. gene de abartmamak lazım tabi.

ben boyle durumlarda filtre kahve içiyorum.sade ya da sutlu farketmez.filtre kahvenin uyku kaçırma özelliği var..

enerji icecegi en etkili cozum redbull vs ama dedigi gibi abartmamak lazim ve bir de 20-30 dklık kısa sekerlemelerle cok daha az uykuyla idare edilebiliyorsun.
dustincurtis.com

efedrin diyor bazıları da salak ediyormuş adamı.

İlaç bilmem ama içebilirseniz; kahveli kola. Bunu içtikten sonra 48saat uyumadığımı bilirim ^^

(bkz: pharmaton)

(bkz: modiodal)
kullanmadan önce bir doktora danış.

lustral ilk 1 hafta hayvan gibi uykusuzluk yapar. üstelik reçetesiz. ancak libidoyu düşürür ve iştah keser. bilginize.

ek bilgi : lustral libido düşürmüyor, sadece boşalmayı geciktiriyor. Gene de tavsiye etmem mayışır kalırsınız.

nikotin

6 ay boyunca alabilmenin herhangi bir yolu yok. illegal işlere girişeceksen de dikkat et. çevirme olduğu zaman online olarak anında sorgulama yapabiliyor artık polisler.

kendini canınızı düşünmeden alkollü olarak araç başına oturmuşsunuz ve sonrasında da polis kontrolüne takılıp ehliyetinize el konmuş, buna karşılık ehliyeti almanın yolunu soruyorsunuz.
takdir ettim sizi.
kendi canınızı önemsemediğiniz gibi başkalarının canını da önemsemediğinizi bu yazınızdan anlıyorum. Ehliyete el konulmasının maksadı "caydırıcı ceza" olmasındandır.
Ama siz cezamı ödedim hadi geri ver düşüncesi ile yaklaşmışsınız. Çok üzüldüm.
maalesef mühim sorunuza çözüm legal olarak yok.
illegal yoldan çözmeyi deneyin, ama unutmayın illegal yolla araç kullandığınız tespit edilirse "evrakta sahtecilik"'ten işlem görüp temiz sicilinize güzel satırlar yazdırırsınız.
kolay gelsin.

başkasının canıyla alakası yok polis bile bana dedi bişeyin yok ama geçince 50 yi alıyorlar. burdan karakter tahlili yaptıysan bravo. kimsenin hayatını tehlikeye attığım yok ayrıca illegal işini ben hallederim sen mrk etme..

gayet de başkasının hayatını tehlikeye atıyosun. 107 promil alkol yasal sınırın 2 katı. Siz kendinizi gayet iyi hissedip mükemmel bir şekilde araç kullanabileceğinizi düşünebilirsiniz. Ama kesinlikle yanılıyorsunuz.

Sorunuza gelince, 6 ay içinde legal yollardan alamazsınız ehliyetinizi. Ancak alkolmetreye üfledikten sonra, "ben bu cihazın doğru ölçtüğüne güvenmiyorum" deme hakkınız var. Bu durumda polisin sizi sağlık kurumuna götürmesi zorunludur. Kan tahlili yapılıp alkol oranı tespit edilir.

alkollü iken araç kullandığınızda siz fark etmeseniz dahi refleksleriniz ciddi şekilde zayıflar. bilimsel bir gerçek bu. bu sebeple belirtilen limitin üstünde alkollü olarak araç kullanmak başkasının ve kendinin canını tehlikeye atmaktır.

ha ben de yaptım zamanında ama cezalar bu kadar sertleşince yapmamaya daha bi dikkat ediyorum. demek ki hakkaten caydırıcıymış cezalar.

tekrar edeyim, illegal işlerin daha beter cezası çıkabilir. yani illegal derken sahte ehliyet kullanmayı falan kast ettiğinizi düşünüyorum. ben olsam, eğer mutlaka araç kullanmam gerekiyorsa ehliyetsiz olarak kullanmayı tercih ederdim. en azından evrakta sahtecilik gibi bir suçtan değil de ehliyetsiz araç kullanmaktan ceza almayı göze alırdım. tabii cezası bu ise. :)

geç kalmışsın iş işten geçmiş, artık unut sen o ehliyeti 6 ay.

illegal olarak bir yöntem var da hepsi yemez. Ehliyetimi evde unuttum diyip kardeşinin falan ehliyet no sunu vereceksin. Yapmak suç, yakalanırsan oyarlar.

kendi ehliyetinin yedeği falan varsa (atıyorum kaybettim diyip bir kanara atmışsındır) telsizle merkezden sorgulama yaptıklarında veya bilgisayardan kendileri kontrol ettiklerinde geçerli olmadığını görürler.

Sahte kimliğin cezasının da apayrı olduğunu belirtmeme gerek yoktur sanırım ?

sorunun cevabı değil ama:
yasal limitin üzerinde alkolle araç kullanırken, yayanın biri kendini arabanın önüne atıp ölürse kasten adam öldürmekten müebbetle yargılanacağınızı biliyor muydunuz?

bence size iyilik etmişler ehliyetinizi alarak. doğru mantık yürütemiyorsunuz çünkü.

komik misin sen son mohikan ?

ilgilendiğin alandan bir öğrenci kulübüne üye ol. gerisi gelir zaten..

tiyatroydu müzikti spordu hiç mi ilgilendiğin birşey yok. tek başına bu aktiviteleri yapman önce gayet eğlenceli sonrasında yeni arkadaşlıklar kurmak için gayet faydalıdır. Ne yaparsan yap öncelikle dışarı çık. kendini evden kov.

evde tek başına mı kalıyorsun?
eğer öyleyse senin gibi birinin yapacağı en büyük hata olur bu.en yakın zamanda yanına birini almayı düşün.iyi biri çıkar çıkmaz ama en azından evde ses olur, onun gelen gideniyle kaynaşırsın sen de.ha kötü mü çıktı, o zaman merak etme kötü ev arkadaşı dışarıda birçok güzel arkadaş edinmeni sağlayacaktır... :D
ha unutmadan bölüm olarak böyle turizm, öğretmenlik filan hoş olur, mühendisten koşarak uzaklaş asosyalin ağa babasıdır onlar, kendimden biliyorum :D

tematik bir cafe bul(bu tabir doğru mu ki?), mesela şairlerin, fanzin hazırlayanların ortak mekanı olduğu,
hobi kurlarına yazıl

piyano al. çok ciddiyim. böylece yalnız da olsan, evinden de çıkmasan yapabileceğin güzel bir şey edinmiş olursun, hem yalnızlığın o kadar da kötü olmadığını fark edersin.

kendi kendini bilerek yalnızlaştırmışsın bence. biraz etrafına bakmayı dene durumun tersine dönmesini istiyorsan...
gözüne kestirdiğin bir grupla takıl.grup, kendi kafana birebir uygun olmayabilir ama bitakıl!
bişey kaybetmezsin.

en aktif topluluğa gir. Bir sürü yeni insan tanırsın. Genelde çoğu bölümde sınıf profili fikstir. 1/3 ü takılmayı seven adamlar, 1/3 ü "abi/abla" tayfası 1/3 ü yıllar geçse bile adı hala bilinmeyen sönük tipler.

Sende sadece girişkenlik yok gördüğüm kadarıyla. Dediğim gibi bir cesaretler topluluklara dal gitsin. Birden fazla gruba katılırsan ortam yaratırsın.

İstediğin çoğunluğu sağladığın zaman o çoğunluk getireceği gereksiz formaliteler yüzünden arar olacaksın seçilmiş yalnızlığını ... Tamam 3-5 kişi olmalı arada görüştüğün ama olmazsa da bunu bir sorunmuş veya eksiklikmiş gibi algılama ... İyi düşüüün...

fenderin bi telini kullanıyordum, modelin hangisi oldugunu bilmiyorum ama bakarım, normalde sert teller severim ama o sertten biraz daha yumusaktı hosuma gitti bi sure kullandım.

elixirlere bakabilirsiniz. ben bas tellerini kullanıyorum ve gayet dayanıklılar. gitar tellerini kullanmadım ama kullanan arkadaşlarımdan gitar tellerinin de uzun gittiğini biliyorum. yalnız fiyatı diğer tellere kıyasla biraz daha tuzludur, dikkat.

öyle deme ben seviyorum o telleri, gerçi hemen kararıyor.
şurada yorumları inceleyebilirsin; www.mydukkan.com

DR güzel...

fender'in 0.8 lik lerini kullanıyorum bir problem yaşamadım. Günde 12 saat gitar mı çalıyorsun, nası 2. günde paslanır :S

edit : ayrıca kalın mi teli nasıl kopar, akord ederken bile koparmayı beceremedim ben.

Hocam Dean Markley tel hem çok uzun süre dayanıyor hem de tınısı mükemmel. Ben de genel de sert tonlar çalarım ve tel budur dedim sonunda.

@germanartillery

hangi modelini kullanıyorsun peki ?

'içince sapıtıyorum'

size ne mına koyim de. harbiden ya, kime ne?

"içmeyi beceremiyorum" de.

antibiyotik kullanıyorum.
reflü var bende.

sevmiyorum?

Nereden duyduysam "bir yudum alsan da aynı günah, koca şişeyi içsen de aynı günah" diye duymuştum. Bara gittiğimizde millet iki bira içip kalkacaksa hiç ağzıma sürmüyordum "ya hep ya hiç" diyordum soranlara.

Vicdanen rahatsız oluyorum dediğinde de anlayış göstermeyecek birisi yoktur umarım çevrende.

Yalanla devam etmek istersen "bir yudum aldığımda bile kusuyorum, midem kaldırmıyor artık" dersen kimse ısrar da etmez.

''sen neden ıcıyorsun'' dıye sorsan..

Niye yalan söyleme gereği duyduğunu anlayabilmiş değilim.

Öncelikle sadece pub'larda mı içemeyi sevmiyorsun. yoksa evde dibine vuruyor musun?

Tabi bu arada gittiğiniz mekanda mümkünse kola veya meyve suyu söylemeyin, Sprite veya ice tea tercihiniz olsun.

sevmiyorum?

günah diye içki içmiyosun, ama yalan söylüyosun hmm. madem yapıyosun tam yap. inandığın şeyin arkasında dur.

"Değerlerimle/prensiplerimle uyuşmuyor." gibi karşıdakine de rahatsızlık vermeyecek bişey söyleyebilirsin. Tabi derdin rahatsızlık vermemekse. Utanıyosan da (ki dalga mı geçecekler? bunla dalga geçecek adamı niye takasın o da ayrı konu) "kokusu rahatsız ediyo/sevmiyorum." falan dersin. Ne var çay bahçesine gidip çay içmeyen insanlar yok mu?

madem günah diye içmiyorsun, "günah diye" de o zaman.

bir de şöyle bir şey varmış: (git: sozluk.sourtimes.org

Yalana ne gerek var? Günah diye içmeyebilirsin, buna hakkın var. Onlar da seni neden kınasın ki? Sana böyle bir soru sormaya ne hakları var? Sen de onlara sor o zaman, neden içiyorlar diye. Alkol almayan biri olarak, onların yanında bulunman bile aslında zor olmalı. Bir de hesap mı soracaklar? Bu kadar ezik olmana gerek yok. Çok çeşitli nedenlerle alkol almayanlar var. Alkol almadan eğlenilmiyor mu yani? Yanlarında ayık birinin olması da iyi, ona bakarsan. Hiç kimseye açıklama yapmak zorunda değilsin. Yaparsan da, doğruyu söyle bari. Her yerde rahat ol, kendin ol. Utanılacak bir şey yapmadığın takdirde.

bir müslüman olarak içmemenin yanında, içenleri uyarman gerektiğini de biliyor musun?

not:müslüman değilim. alkolü de pek sevmem. ayda yılda bir kaç kadeh anca. sevmem dediğimde sorun çıktığına hiç şahit olmadım. sevmem demek yeterli sanırım.

ben içerim; ama günah diye içmiyor olsaydım "günah olduğundan içmiyorum" derdim açık açık

Günah işlememek adına gösterdiğiniz çabadan utanmanızı sağlayan insanlardan uzak durun, yalan söylemek günahında da uzaklaşmış olursunuz.

alkol kullanmıyorum demek tek başına yeterli. gerisinden kime ne. aa neden fln dediklerinde de sevmiyorum de. bu kadar basit. kasma (:

Siz etrafta sızlandıklarına bakmayın. Yine iyi kazanırlar. Ama 40 bin lira abartlı bir rakam. Ortalama bir eczane 3-5 bin lira arası kar eder.

sen ilaç yazdırınca galiba devlet ödüyor parayı eczacılara. bazen devlet ödemeleri geciktiriyor ve eczacılar aç karnına dolaşıyorlar. birde devletin ilaç fiyatlarını düşürme durumu var tabi.

@ vkrhlskr
ecza deposu müdürleri (bölge müdürü/satış müdürü/genel müdür) o kadar kazanmıyor, merak etmeyiniz. onun 8de birini bile ancak kazanıyorlardır en fazla genel müdürler. ya da ben çok yanlış biliyorum.

eczanelerin bulunduğu konum çok önemli. benim askerlik yaptığım ilçede bir tane eczane vardı, adam 3 senede apartman dikmişti, kendisi ve eşinde de passat vardı. yani bok gibi para kazanan eczacılar taşrada oluyor. gerisi sen ben gibiler.

istanbulda ortalama bir eczanenin aylik net kari 6-10 bin arasi degisir. benim bildigim en cok kazanan kisi (b.evlerde bi hastanenin karsisinda) net kar (7-8 calisani var, kocaman bir yer) olarak 17 bin kazaniyor. yapilan yatirim ve diger harcamalarin kazanctan dusulmus yani net halleri.

uç durumlar dısında 3-15 arası kazanırlar(cok buyuk bir aralık ama ikisini de kazanan biliyorum)..hatta 15 de cok oldu..2000 kişiye bir eczanenin dustugu yerlerde aylık 50bin liralık fatura keser eczane ortalama ki batıda ortalama 2000-3000 kişiye bir eczane duser..
guzel meslek oldugu için su an okudugum bolumdur:)
batma sebeplerine gelince..
ilk işe basladıklarında 30bin liranın uzerinde ilaç alıyorlar,ödemesi daha sonra..işler giderek artıyor ve para birikmeye baslıyor..bu arada dukkan masrafıdır(yeni açıldı malum) kişisel masraftır(e yeni mezun evladımız) para harcanıyor devamlı..birden ilaçlar için para ödenmesi gerektiği geliyor kahramanın aklına..ama iş işten gecmiş olabiliyor...birde surekli devletin veznedarlıgını yapıyorlar..ee kasada sıcak para..harcanıyor muhakkak..ama para devletin, eczacının degil..bu işin ucunu da kacırınca sonuc husran..ayrıca devletin 3ayı bulan geri ödemeleri ve kalfaların guzel kıyakları:) şöyleki; eczacılık fakültesinden mezun eczacı bi bok bilmez eczaneyle ilgili..iş kalfada baslar-eczacı yavas yavas ögrenir..bu arada kalfanın depoyla ortak calıstıgını dusunun, satılmayacak ilaçlardan 2-3bin eczacıya taktıgını bir ayda...ohh yeme de yanında yat...
ekonomik durumları ortanın üstündedir..ama 40bin cok ucuk olmus(keşke oyle olsa:)) batıda o sayı abartı biraz...

Ayda 40 bin değil 400bin de kazanırlar "dalavere" yaparlarsa. en basitinden pahalı ilaçları gelen hastalar adına sahte reçete düzenleyip o ilaçların parasını alıyorlar, aynı ilacı bu sefer de reçetesiz olarak okutuyorlar. Al sana 40bin tl. Tabii son yıllarda bunun takibi oldukça sıkı yapılıyor, aynı reçeteye bokunu çıkarıp 100 tane aynı ilaçtan yazamıyorsun.

ayda 40 bin falan kazanmıyoruz telaş etmeyin :) ha benim tanıdığım var 100 bin kazanıyor da diyebilirsiniz de her istisnayı da genele yormayalım. toplum geneline göre iyi para kazanılıyor belki ama sadece o kadar. bir de şu durum var türkiye'de her meslek için geçerli olan. temiz çalışırsan sadece para kazanırsın, fazlası için başka yollar gerekir. burada da istisnalar hariç diyelim kavga çıkmasın :)

olay şudur eczane eczacılarının konuşma dilleri genelde ciro üzerindendir. ciro o ay yaptığınız satışı ifade eder. kar ise bu ciro içinden %10 kadardır. Satılan ilaçların ve kozmetik ürünlerinin karları birbirinden farklıdır, (ithal ilaçlarda farklı, mal fazlası olarak 10 alana 3 bedava şeklinde gelen ilaçlarda farklı, kan ürünü ve diyaliz gibi ilaçlarda farklı vb.) bu nedenle de hiç bir eczacı bir aydaki tam kazancını bir memurun bordrosundaki kadar net söyleyemez, kendi de bunu bilemez çünkü. 40 milyar ciro yapan bir eczacı varsa karı yaklaşık 4 milyardır. bunun içinden personel maaşı, sigortası, dükkan kirası, elektrik, su, vergi düşüldüğünde o ezcacı batabilir veya yaklaşık bir memur maaşı alıyor diyebilirim. Ankara'da yaşayan ve 2002 mezunu olan bir eczacı olarak (eczanem yok benim) söyleyebilirim ki batan, karsız olduğu için eczanesini devreden veya kapatmak zorunda kalan birçok arkadaşım, büyüğüm var. mevcut eczanelerin kapanma durumuna gelince eczacılar yasal bir düzenleme olmasını istiyorlar bu yalan değil. Nufusa göre, eczanelerin birbirine mesafesine göre bazı kurallar konulması her yıl gündeme gelir. Ayrıca da hiçbir meslekte olamayan özellikler var eczacılıkta. Dİyelim ben öldüm, eczanem var, eşim çocuklarım 18 yaşına gelene kadar bir mesul müdür tutup eczaneyi işletme hakkına sahip. Ve eczane eczacılığından emekli olunmuyor,90 yaşında da olsan eczanen açık olabilir. Bu şartlar altında her geçen gün yeni eczacılık fakülteleri açılıyor ve yeni mezunlar çil yavrusu gibi piyasaya saçılıyor. Genellikle büyük şehirler, sağlık ocağı ve hastane karşıları hedef. Böyle olunca da bir pasta yanyana açılan eczanelerce paylaşıldığından hepsine küçücük dilimler kalıyor ve gelir gider dengesi hiçbirini kurtarmayan bir duruma gelebiliyor.

40bin tl net kar oluyor arkadaslar; akrabam o eczanede kalfa. Dediginiz gibi bir hastanenin onune acmislardi dukkani. Ha keza yanlarindaki diger eczaneler de bir o kadar kara giriyorlar. cevaplariniz icin tesekkurler.

"bu entrye eksi oy vereni gözüm görmesin" yazmak başka, sizin ilk örneğinizdeki gibi küfürlü yazmak başka. "gözüm görmesin" tarzı bir tavır görmemezden gelinebilir, çünkü bu duruma uygun bir ispiyon gerekçesi yok. ama entry de ağır küfür, moderatörlerin es geçeceği bir şey değildir yahu. inci mi burası, diyy mi.

daha az önce "bu entrye eksi oy verenin götünde mayın patlasın" diye bitirilmiş bir entry gördüm, o nedenle gerçekten merak ettim ben de zaten.

bu verdiğiniz örnekteki entry silinmez. mizah çerçevesinde ele alınır.

lakin, sizin verdiğiniz örneğe tebessüm edecek bulamayabiliriz. estetik kaygıyla bakın, hak vereceksiniz. yani, argonun her türlüsüne "hooop, napıyon sen" diyemezler. abartanlara "du bakalım orda" diyebilirler.

imam cemaat dengesini kurmak için şu tabiri baz alın : kötüleyin bakalım ibneler . ssg icadı.

dediğiniz gibi izleyen kim varsa sülalesini diye yardırırsanız belki uçmazsınız ama alacakları not ile yaptığınız en ufak hatada şutu yersiniz.

kira sözleşmesi bittiği gibi çakın şutu.

kontrata tekrar göz geçirmem lazım.
peki kira normal mi? niye kazıklanıyo gibi hissediyorum ben :)

karara katılmak mecburi. ödemezsen mahkeme kararıyla alırlar orası ayrı. ama ödemeyi kiracı değil sen yapmalısın, kiracı ile anlaşmak zorunda değilsin.

Kontratın yoksa, kiracıyı çıkarmak daha zor eğer varsa bir avukat bul enfazla 6 ay içinde (eğer kontratın bitmesi yakınsa tabi) çıkartılır.

cins kiracı başa beladır.

edit: eski kiracı piyasanın altında öder elbette ama sanırım hakkı 600 lira olmalı 500 az gibi.

ulan bi de nick alıp burda mı yakaladın beni be kadın! çık hayatımdan!

herkes sallıyor arkadaş.

apartmanca karar aldık diye bir şey olmaz. genel kurul toplanır, genel kurul oy birliği ile karar alır. bir kişi olmaz derse o kadar alınmaz. genel kurulu da malikler oluşturur. yani o evin sahibi. kiracının genel kurulda yeri yoktur, katılamaz, oy kullanamaz, karar alamaz. sizin yerinize apartmanın aldığı karara katılamaz. çok sevimliyse gelip bir kenardan izlemesine izin verilebilir sessizce.

ha size genel kurul çağrısı yapılmıştır, siz katılmamışsınızdır, ona rağmen çoğunluğu sağlayıp toplantıyı yapmışlardır (veya bir hafta sonra çoğunluk aranmaksızın toplantı yapılmıştır, ona da katılmamışsınızdır), toplantıda hazır bulunanlar oy birliğiyle karar almışlardır, o zaman o karara uymak zorundasınız. uymak istemiyorsanız gidip olumsuz oy kullanacaktınız. lakin burada da kiracıya bok yemek düşer, çünkü karara uymazsanız apartman yönetiminin muhatabı kiracı değildir, sizsinizdir. kiracı sadece aidat ödemekle, ortak giderlere katılmakla yükümlüdür. sabit harcamalara kiracı katılmaz, ev sahibi katılır.

karar yasal bir şekilde alındıysa ve siz ödemiyorum lan derseniz yönetim sizi icraya verip çatır çatır alır.

karar yasal şekilde alınmadıysa, yukarıda saydığım genel kurul şartları sağlanmadıysa sıkıyorsa icraya versin, dava açsın. hiçbir şey yapamaz genel kurul kararını gösteremeden.

@kibritsuyu

beni bugüne kadar bi kere bile o toplantıya çağırmadılar. hatta "böyle böyle karar aldık size de şu kadar düşüyo" derlerdi ve ben de verirdim. ya da işte kiradan düşerdim oraya gidemiyosam. ama baktım ki bi iş var bu işte arkadaş. her ay bi şey çıkıyo. "karar aldık da karar aldık"
bana sadece karar geliyo, oylama kısmına bi kez bile çağırılmadım :)
ya bi de işin kötü kısmı apartmanın hepsi kadın! laf da anlatılmıyo hindi gibiler arkadaş bik bik bikbik "lanet olsun ya" diyosun bi süre sonra "ne gerekiyosa yapın"
yok ya atlatıcam ama bi gün "okuyun bakim bütün kararları şimdi" diyip 5 senelik karar oylıycam :)

sorun 3-5 milyar değil beni aptal yerine koymaları.
bi de en son mahkemeyle tehdit olayı gelince iyice çıktım zıvanadan!

Siz yönetimle bir görüşseniz? Dendiği gibi kat malikleri kurulu meselesini soruşturun. Size tebliğ etmek zorundalar toplantıları. Etmedilerse hatalılar.

toplantıya çağrılmadan "şu kararı aldık" diye syledikleri kararların hiçbirine katılmayın, beş kuruş da vermeyin. sıkıyorsa mahkemeye versin.

cinderella man

(bkz: dan in real life)

tanrı ile sohbet.

www.imdb.com

the pursuit of happyness.

yes man

çok nadir rastlansa da gerçekleşebilecek bir olay diye duymuştum. nerede mi duydum? şu ünlü "afgan kız" fotoğrafını çeken eleman, yıllar sonra aynı kadını bulup aynı pozu çekmeye çalışıyordu. o belgeselde geçiyordu böyle bir şeyler.

aynı durumu bende yaşıyorum ve evet bir bilen açıklasa ne güzel olur..

küçük çocuklarda da olur ya, gözleri masmavi olur, sonra gittikçe koyulaşır. Ama yetişkinlerde olur mu hiçbir fikrim yok.

umarım bu kadar ciddi değildir ama bakmanızda yarar var;

sozluk.sourtimes.org

umarım ciddi değildir. cevaplar için teşekkürler..

(bkz: 500 days of summer)

wicker park

(bkz: the pursuit of happyness)

O zaman sana şöyle ortaya karışık döşüyorum :)
25th Hour
Watchmen
The Basketball Diaries
Sleepers
5 Centimeters per Second
The Prestige
Adaptation
The Brothers Bloom
Funny People
Gattaca
He was a Quiet Man
Identity
Inside Man
Man on Fire
The Jacket
Leaving Las Vegas
Matchstick Men
Munich
Taken
30 Days of Night
The Beach
The Road
Blindness
Carriers
Artificial Intelligence

önce bunları bi izle hele :P gerçi eminim birçoğunu biliyorsundur. ben son zamanlarda izleyip beğendiklerimi yazayım dedim ;)

Frequency
(git: www.imdb.com)
(bkz: Frequency)

Casablanca gibi tırt film hariç herhangi bir şeyi izleyebilirsin. Özellikle The Purple Rose of Cairo'yu izlemezsen kalbimi kırarsın.

(bkz: kaç para kaç)

modemde mac filtresi açık olabilir?

etkin değil :(

ağ anahtarını doğru bir şekilde yazdınız mı ? modemden şifreyi kaldırıp o şekilde bağlanmayı deneyin, eğer bağlanırsa şifreye ilgili bir problem vardır.

şifreleme wep ve 20 karakter 10 rakam + 10 harf. modemi resetledim zaten 3 cihaz bağlı. diğerlerinde sıkıntı yok

modem wpa2 sifreli mi? xp isletim sistemi wpa sifreler ile sorun cikartiyor. sifrelemeyi wpa yapiniz


edit: ben yazarken cevap gelmis, sorum hukumsuzdur

şifreyi kaldırınca internet explorer şifresiz kablosuz ağdan internete bağlanamzsınız dedi. bu pcden de internete bağlanamadım

ağlamak istiyorum ya. benim eski pc... r harfi problemliydi. şimdi üstüne çıkıp zıplamak gerekiyormuş. sizi de uğraştırdım.

Sorun kumandada mı yoksa arabada mı biliyor musunuz ? İzmir'deyseniz ve mekanik bir sorunu yoksa ben bakabilirim.

edit : mekanik sorunu varsa da yedek parçalarını bulabilirim ayrıca.

Kumanda yön vermiyor ama pilini arabaya taktığımda tekerlekler sürekli çalışıyor sürekli ses çıkarıyor.maalesef ist dayım

kapsama alanım dışındaymışsınız :/ önerim kumandada problem var mı diye aldığınız yere gidip sağlam bir kumanda ile deneyin ilk önce. boş yere arabaya müdahale etmek zorunda kalmazsınız. ayrıca kumandayı kapatıp da bir deneyin. kapattığınızda kendi kendine hareket etmesi duruyorsa kumanda tamir edilecek. muhtemelen bir kaç transistör yanmıştır.

o civarları bilen birisi hostel tavsiyesi yapabilir. cevap gelene kadar şuradan kendiniz bulmaya çalışın :

www.hostelworld.com

ilk aklıma gelen (git: tr.wikipedia.org) ile disk üzerindeki ihtiyacın olan dosyaları yedeklemen. daha sonra yeni bir kurulum mu, chkdisk mi yaparsın sana kalmış. bu tür bunalım anları için raid sistemini de incelemeni öneririm.

biçimlendirsen de ardından recovery tool vs kullanıp geri getirsen dosyaları?
(bkz: get data back) misal.. her daim işimi görmüştür kendisi..

Bilgilerin çok önemliyse bence formatlama, bir ara windows kurulumu yaparken bir disk bölümünü silmiştim(biçimlendirmeden tabii) yanlışlıkla. Bir programı kullanarak o bölümü açmıştım, ama inan hatırlamıyorum ne yaptığımı. Format atmadan o disk bölümünü görebileceğin programlar mutlaka vardır. 1. cevap mantıklı geliyor bana.

makinayı hiren's bootcd ile açıp disklerin içeriğini görebiliyor musunuz bir bakın.

feshedersiniz. modemi alır ücretini ödersiniz (tabii modem ücretsiz olarak sözleşme ile verildiyse) ayrıca indirimli tarife falan kullandıysanız 3 veya 6 ay 9.90 gibi vb. rakamlar söz konusuysa oradaki uygulanmış indirim tutarlarından normal tarife ücet farkları da alınır. en iyi bir bayiye danışmaktır elbette

@phonex
sadece modemi ücretsiz almıştım. kablosuz olanlarından. bu modem 200 tl gibi bir şey herhalde. yan şuan ki fiyatı üzerinden mi alırlar benden bu parayı?

şöyle söyleyeyim; piyasada 150 den giden modemin üzerine 50-75 gibi bir rakam koyuyorlar böyle bir durum söz konusu olunca. burdan bir kaktırmaca mevcut. dediğiniz gibi bir 150-200 gibi bir rakam söz konusu olur ve rakam olarak sizin modemi aldığınız dönemdeki fiyatın kazık hali geçerli olur. malum modeller yükseliyor eski modellerin fiyatı düşüyor.

istesen de istemesen de ilk 3 ay indirim yapıyorlar bildiğim kadarıyla %50 oranında. modem 120tl olsa 50tl lik borcu kalmıştır. tarife fiyatınız 50tl olsa 3 aylık indirim için toplamda 75tl de oradan gelir. en az 120tl civarı bir para ödersiniz.

bana ücretsiz gelen linux cdlerine bile gümrük parası kesmeye çalıştılar, akıl sır ermiyor işlerine.

2.5 tl gümrük ücreti olmaması lazım. ptt zaten yurtdışından getirilen her türlü şeyden 2-3 TL alıyor bildiğim kadarıyla. standart international shipping olayında türkiye sınırlarına kadar usps, ondan sonra olayı ptt devralır. aldıkları para da bundan dolayı.

hayır wickfox, kesinlikle ppt nin adamı gümrük masrafı oldugunu söyledi, kagıdı bile gösterdi

Ben hiç görmedim, ayrıca oldukça zor olur damacanayı saklamak, açıktaki yuvaya takmak bile mesele. bir de gizli kapaklı bölmesine yerleştirmek zorunda kalırsak yandık.

Saklasak da görüntü bozulacak, düşünsenize damacananın olduğu yer gene kocaman çıkıntı şeklinde olacak.

Yok ya çıkıntı olmaz genişliğini ona göre yapacaklar. aynı kısım kapaklı olsun diyorum sadece. parası olan varsa piyasadaki bu boşluğu değerlendirmek adına bu işe atılabiliriz :)

su an resmini bulamasamda var oyle bir urun. damacanayi alttan takiyorsun. o sekil bir dizayni var. dur bulucam:)

şunu benzettim ama değil sanırım.

www.senocak-as.com.tr

hakikaten hepsi burada:)

www.hepsiburada.com

öyle bir model var mı bilmiyorum ama damacanayı gizlemek için kılıf da düşünülebilir..
bkz marifetli hanımlar ne yapmışlar: getir.net

@use at your own risk

senden allah razı olsun. milyon kere baktım ben hepsiburadaya halbuki. yeni mi geldi bu acaba. yalnız ağzıma ediyim. sabah konuşurken yau bulsam 500 lira olsa veririm demiştim. biraz az diyeymişim keşke. 2 sebil parası bu :(

ticaretine girecek kadar var. ya da bu fiyattan kimse almayacagi icin hicbiryerde yok:)

kale marka su sebillerinde bidon üstüne sebille aynı ebatta sanki uzun bir makinaymış gibi durmasını sağlayan kapak var.

büyük anneler üstüne dantel örebilir.. hatta normalde eskiden sormana söylemene bile gerek kalmazdı ama o teknolojiden muaf kaldık sanırım artık..

harcin icine maydanoz, kimyon, sogan ve sarmisak koymayi unutma.

www.kadirkalemci.com

kardeslerbgt.blogcu.com

baharat olarak kekik ve kimyonu unutmayın, kasap inşallah yağ ayarını çok kaçırmaz çünkü böyle olunca abanıyolar yağa sonra el kadar köfte oluyor parmak kadar.
sarımsak mutlaka koyun, hatta arzuya göre taze soğan ve maydonozda ekleyebilirsiniz. köfteleri şekillendirirken normal tavada yaptıklarınıza nazaran biraz daha iri yapın, yağ kaybını da göz önünde bulundurarak..

Mazlemeler
Yarım kilo çekilmiş et(kıyma)
1 kase bayat ekmek içi
1 adet orta boy soğan
3 diş sarmısak
Maydanoz isteğe bağlı (1 tutam yeterli olur):
1 adet yumurta
tuz, karabiber, kimyon, pulbiber, yenibahar (yine isteiğinize göre baharatlar)

Hazırlanışı
Soğan, maydanoz ve sarmıcağı varsa robotta çekin yoksa minik minik kesin. Ekmek içlerini ufak ufak parçalara bölün ve tüm malzemeleri iyice yoğurun. Daha sonra köfteleri şekillendirin. Artık mangalda pişmeye hazırlar..

www.nefisyemektarifleri.com

herkesin koyun eti yiyemediğini unutma, katıksız dana etinden vazgeçme. hafif yağlı olursa et gayet leziz olur. afiyet olsun :)

sarımsak çok riskli, seveninden çok sevmeyeni var ne koyarsan koy ama sarımsak koyma. ben orda olsam aç kalırım mesela, salataya abanırım hoş olmaz.

hocam noldu köftenin sonucu merak ettim :)

istediğiniz domain boştaysa para değil 5-10 dolar en fazla. Hosting'de fazla trafik olmayacaksa çok ucuza gelir.

Esas sitenin kodlanması para tutar, kredi kartı kullanımı için SSL kullılması gerekiyor, ben kafadan en az 3000TL diyorum.

alerji gibi geldi bana...

sadece cuma günü tetiklenen bir alerji nasıl oluyor yahu ?

polen denen ağaç dölleri uçuşmaya başladı aynı dert bende de var, bi yandan küfrediyorum bi yandan burun spreyi kullanıyorum.

yüzdüğünüz suya bir şey karıştırmışlardır, perşembe günü yüzdüğünüz için de cuma günü tetikleniyordur alerji işte sanırım önceki arkadaş da onu demek istemiş.

illa su değil de o ortamdaki başka bir şey de olabilir.

kesin olarak klordandır.aynısı bana olmustu havuz değiştirince geçti.burun tıkacı kullan diyecem ama burundan nefes veriyosan olmıcak.bazı havuzlarda klor dengesi pek olmuyo.

square law demodulator - karesel demodülatör(kipçözücü)

weighting filter - ağırlıklandırma/ağırlaştırma filtresi

www.tureng.com tavsiye ederim.

teknik sözlük değil ama bolca karşılık verdiği için aranan şeyi bulma olasılığı yüksek bi yer olduğunu düşünüyorum:

seslisozluk.com

"square LOW demodülatör" diye bir şey var mı bilmem ama "square LAW demodülatör" ü karesel kod çözücü olarak, weighting filter'ı ise bağıl değer filtresi olarak çevirebilirsin.

alüminyum folyo bastır yüzeylere. kalıp gibi çıksın işte :)

fiyatı 5000 dolar civarında, eğer almayı planlıyorsan adını araştırırım. istersen yanında 25bin dolara cnc tezgahı da geliyor, 3d taradığını direkt oyup veriyor sana.

McDonalds'ın karşısındaki, İş Bankası'nın ordaki duraktan Kurtuluş-Yenikapı, Mecidiyeköy-Yenikapı otobüsleri vardır, numaralarını yanlış yazabilirim diye güzergah verdim.

numarasına kadar yazacak birisi çıkarsa süper olur :)

70 KY ve 69 A (Google'dan doğruladım)

46ÇY - 46KY - 69A - 70KY - 325YK2

cs5 videolarını yutuptan izle mudur, content aware filling fln

tam cs5 videolarını izle diyecektim ki...diğerlerini at çöpe gitsin resmen, saatlerce uğraşarak yapabileceğin manipülasyonları iki tıklamayla hallebileceğini vaat ediyor.

sanırım daha yeni düştü piyasaya, henüz deneme fırsatım olmadı ama cs5 ve diğerleri diye ayrım yapmak mümkün olacak.

örnek video :

www.youtube.com

ohannesburg. hakikaten bu ney lan böyle. tamamdır kesinlikle cs5.

cs5 videolarına bakıp da bana cs2 yeter diyen çıkmaz heralde.
kendilerini aşmışlar.

help kısmında "about" vs diye bir yer vardır, oralarda yazar normalde..

splash screen'de extended ifadesi olmasi lazim. o varsa trial degildir.

virtualbox diye bir programla yapılabiliyormuş.

agnipulse.com

of of, nasıl silly bir cevap nasıl.. bootable olup olmadığını daemon tools yardımı ile çalıştırarak görebilirsiniz. autorun çıkıyorsa bootable'dır değil direkt dosyalar çıkıyor ve içinde auto.. ile başlayan bir şey yoksa değildir.

daha da silly'si var. stupid ve hatta dunkof...
mealen: "bir kaç denemeden sonra dilini değdirerek."

agnipulse.com

yurdum insani, autorun ve boot farkli hadiseler.

nero'da "cd info"da varmis bu bilgi.