yakın arkadaşlarından ve akrabalarından (kısaca sana güvenen birilerinden) istemek dışında bi çaren yok gibi.

biliyorum biraz ilginc bir istek olacak; ama eger gun icerisinde 10 milyar ustu odeme, havale vs.. yapacak biri varsa bana yardimci olabilir mi. bizzat gelir tum kimlik bilgilerimi verir beraber bankaya gideriz. benim hesaba yatirip hesap dokumu cikartiriz. dokum aldiktan sonra parayi geri cekip aynen geri veririz.

cok acil bir durum olmasa boyle birsey istemem.

erasmus oryantasyon programinda bize sigorta ve teminat sirketletinden bahsetmislerdi. belli bi ucret karsiliginda belli miktarda meblayi teminat olarak gosteriyorlarmis. fakat bu konuda bilgim bu kadar.

10000 tl yatırırım , ama seninle beraber gelirim bankaya kimliğin bende olur , sana parayı hangi sartlarda yatırdıgıma dair bir sozlesme gibin bişi imzalatırım birde 500 lira para alırım senden. kabul ediorsan anadolu yakasındayım

@mortac , Oha be, 100 Tl falan istesen neyse. Bankadan kredi çekip, geri ödese bile bu kadar masrafı olmaz. Abartmışsın.

@mortac, çocuğa yardım et bence, 500 tl almasan da ölmezsin.
güven sorunu yaşamasam ben de yardım ederdim ama.. işte..

seni cok iyi anliyorum, benim de basima geldi. ve bu yuzden kimseyi bulamadigim icin ret almistm. ret yuzunden de baya basim agrimisti.

mortac isimli kisi kimse cok cok iyi biri bence.

umarim halledersiniz hemencecik. insanlik olmesin arkadas!!! .com

mortac 500 az bence çaresiz adamı bulmuşken 1000tl'sine al...

kesin olmayan birsey icin 500 lira veremem hocam. dedigim gibi vizeye red alirsam. hem bu 500 lira hem acentaya 300 lira hem de basvuru, sigorta ucretleri 150 lira daha toplam 1000 milyara yakin zararim olacak.

mortac'ın teklifi gayet mantıklı. bana 1.000 TL versen de ben mortac'ın yaptığını yapmazdım. daha doğrusu uğraşmazdım.

siz çare olun o zaman ! , ben risk alıorum varsa aranızda risk alabilen delikanlı buyursun !

10 bin'e gerek yok. bi şekilde 3000-5000 tl toparla. maksat senin oradaki masraflarını karşılayabileceğini görsünler. senin üstüne ev araba varsa onları belgele. senin üstüne yoksa aileninkileri belgele. kredi kartın varsa açık hesaptan çekebilirsin. maaşın çok düşük değilse vize çıkar zaten. benim bankada 3-4 bin varken almıştım.

eşten dosttan topla kısacası. buradan kimse borç vermez. bu mortac da 500 tl vermeyeceğin için sallamış zaten. parası olduğundan veya vereceğinden değil.

@keltikfrost ne oldu ne bitti bizi bilgilendir. merak ettik burda biz ev hanimlari olarak.

bir de panik yapma bankalarin kapanmasini. onlar isi hemen halletmek icin bugun yap diyeceklerdir ama benimkini 20 gun falan bekletmislerdi, korkma halledemezsen hemen.

@wilwarn, henuz bir gelisme yok beklemedeyim. alti ustu vize diyebilirsiniz. ama hayatimda hic birseyi bu kadar istememistim. olmazsa heralde 1 hafta kendime gelemem.

bence sana yardımcı olacak arkadaşla anlaşma yap.
vize çıkarsa 300 tl çıkmazsa 100 tl ver.
kimse bu işe de girmez bedava gözden çıkar artık bu parayı.

yuhunuz! bi de utanmadan dizi izleseydin bari:) valla ben ben fazla duyuruya takilabiliyorum.

bir sn bile boş vaktim olmuyor kaldı ki bilgisayarda vakit geçirmiyorum masa başı işi değil..

duyuruda takılmakla dizi izlemek arasında ne fark var ki? ikisinde de işyerindeki boş vakit kullanılıyor sonuçta.

yaklaşık 17 saat çalışıyorum ve 2 saati boş geçiyor. onda da rüya görmeyi tercih ediyorum ya da fransızca çalışıyorum.

mesai 8 saatse en az 5 saati boş geçer benim. ofisimde tek olduğum ve sahadaki en yetkili kişi ben olduğum için film, dizi izlerim. arada uyuduğum da olur.

buna benzer bir soru ben de sormuştum. (git: 360781)

8 saat falan iş yerindeyim.
1-2 saat çalışıyorum.
aklıma eseni yapıyorum. bazen uyuyorum, 2 hafta önce tiramisu yaptım.
sözlük, duyuru, bir kaç blog var işte. haberler şunlar bunlar.
sabah kahvaltımı falan burada yapıyorum.
kitap okuyorum, ders çalışıyorum bazen.
bazen kaçıyorum iş yerinden geziniyorum falan.

Hocam ne iş yapıyorsunuz? Merak ettim valla..

www.youtube.com

misal
www.youtube.com

beirut dinle şarkılarından seçebilirsin. denendi %100 işe yarıyor.
yada şöyle bişi deneyebilirsin www.youtube.com

Dogs Die In Hot Cars - Godhopping www.youtube.com
They Might be Giants - Withered Hope www.youtube.com
Stephen Malkmus - Baby C'Mon www.youtube.com

www.youtube.com

gece boyu siki siki baba dinledim beirut'tan :)
beirut onceden de dınlerdım ama hıc gormemıstım siki siki baba caldıklarını.

www.youtube.com

ben mutluyken hair'in soundtrack'i "let the sunshine"ı dinlerim. (ya da onu dinlediğimde kendimi mutlu hissederim, bilmiyorum)

orjinal versiyonunu ama...

1 ay önce buydu www.youtube.com
şimdi bu www.youtube.com

www.youtube.com

bir hafta önce buydu, bugünü de editlerim kısa sürede.
edit: ben bu şarkıyla nasıl mutlu olmuşum yahu? benim mutluluk anında kafam güzelleşiyor olsa gerek. bütün gün şarkıyıda söyledim üstelik 'i can see you burning with desire for a kiss..' tövbeler olsun

bugün: www.youtube.com (en azından stresimi gideriyor.)

profesyonel düşünüp 1. seçeneği işe alın demiycem . 2 yi alın yeni evlenmiş falan hem diğeri madem ki işe çok hakim illa ki bulur yine bi yerlerde .

kesinlikle ikinci. taze evli ve ogrenmeye hevesli ise digerinden cok daha faydali olur. sonucta sosyal medya. dur suna bakiyim falan diyerekten savsaklama falan fazla olur. ama taze evli ve merakli adam disiplinli ve cefakar olur.

simdi boyle konusuyoruz da ilk aday bir yakinim cikiyormus:)

iki de işi başarabilecek gibiyse altyapısı da iyiyse ikiyi al. ama sırf iyilik olacak diye işi yapamayacak birini alma tabi.

@tsubasa +1

işe hakim olan her şekilde iş bulabilir. yine evlenene bir şans verin. öğrenmeye de hevesliymiş zaten.

ikisini de cağırın , bir fincan iki de zar verin büyük zar alanı atın.. lady luck karar versin madem ikisi de finale kaldı..

unutmayınki bu devirde kimin kimden daha çok paraya ihtiyacı olduğu belli olmaz yani parayla imanın kimde olduğu hesabı herkezin kendine göre sıkıntısı var siz işe duygularınızla değil işin gerektirdiği gibi davranmanız iş etiği açısından daha doğru olur firmanızın kriterlerine ve ihtiyaçlarına en uygun olan kişiyi seçmelisiniz ama bence işin sorunsuz ve problemsiz ilerlemesini istiyorsanız tecrübeli olan tabiki daha doğru bir seçimdir

İşi bileni alın derim!
Bu ülkede hevesli ama işe vakıf olmayan insanlar tercih edildiğinden dolayı, işi bilenler işsiz kalıyor. Ayrıca yeni evli olması da kendi kararı duygusal düşünmeyin.

İşi bilmeyeni aldık.
Yeni evlendi vs diye.
Umarım mahçup etmez.

hadi hayırlısı.
umarım bizi de mahcup etmez. bir sürü kişinin kendisinden iyi verim beklediğini belirt laf arasında;)

aki kaurismaki

edgar wright
tim burton

(bkz: christopher nolan)

Ekşi Sinema şöyle bir liste yayınladı, buradan da yararlanabilirsiniz belki, hem reklam da olsun :)

eksisinema.com

muhtemelen herkes aşağı yukarı aynı isimleri yazacaktır ama ben yine de yazayım.

stanley kubrick
alex proyas
lars von trier
terry gilliam
emir kusturica

edit: david lynch'i nasıl unuttum :)
edit 2: dil geliştirme kısmını atlamışım. kusturica'nın bir tek arizona dream filmi var ingilizce.

(bkz: david fincher)

not: gönül krzysztof kieslowski de der ama dil geliştirme kısmındaki dilin ingilizce olduğunu var saydığım için fincher dedim.

(bkz: kim ki duk)

Lars von Trier

Kaliteli yonetmen demis, gidip Tim Burton filan yazmislar...

Dil gelistirme derken, Ingilizce'yi kastediyorsun sanirim? O halde, Ken Loach, Woody Allen (erken donemdeki filmleri), klasikleri seviyorsan ama fazla da kafa yormak istemiyorsan kesinlikle Billy Wilder, Coen Biraderler, Mike Leigh'i sevmem ama genelde begenirler...

baba gibi alet, kap yürü hayırlı olsun bence

makine akıyor. fiyat araştırması da yaptıysan sorun yok :)

makine iyi de fiyat fazla gibi.

bu fiyata daha iyisni bulamadım. sabah 100 lira daha ucuzdu da kaçırdım.

aldım şimdi çok teşekkürler herkese, herkese benden heineken, adanaya yolunuz düşerse bi şırdan ısmarlarım, çok öpüyorum sizi ben sizi çok seviyorum

www.pcdepo.com

@keltikfrost kredi kartıyla alıcaktım. aldım yani. tek çekim ya da havale yapıcak olsam orası var haklısın.

edit: killjoy olsan da sana da şırdan var tabii ki.

free dos olduğunu hatırlatmıyoruz.

@even, dezavantajı nedir freedos'un? pek goremedım ben yorumlara bakıp. aksine sempati de duydum, windows a para vermıyomusuz mu oyle bıseymıs.

Kendiniz para vermeyecekseniz korsan Windows'u ve driverları kendiniz yükleyeceksiniz.

@even içinde yüklü windows gelse bile yine format atıp kendı windows'umu yukleyecektim zaten, alt sınıf bi' kullanıcı değilim. sağol uyarı ve bilgilendirme için yine de, tşk

yaşlar kaç 20-40 mı yoksa 35-55 mi?
20-40 gibiyse olmaz 20 yaş çok hayat görüşleri farklı

20-40 ama kız olgun denebilir

Doğrusu kendimden 10-15 yaş büyük adamlarla yaptığım ilişki denemelerim başarasız olmuştu, sıkıcı gelmişlerdi biraz. Kadın adamdan sıkılmayacağını düşünüyorsa, erkenden çöken, yaşlı hayatı süren bir adamla sorunu olmayacaksa olabilir belki. Ha bir de bunun toplumsal boyutu var, sürekli insanların can sıkıcı bakışları, sorularıyla uğraşmak vs... Aileler de muhtemelen desteklemez, o da ayrı problem.
Bir kız deyince kadın tarafının küçük olduğunu düşündüm eğer 20-25 ise bence acele etmemesinde fayda var.
edit: 20 yaşında kadın 40 yaşında erkek, bence hiç bulaşmamak gerek ama istisnalar olabilir tabii... 20 yaşında evlenmek isteyen kadın da neyse amaan...

20 yaş çok fazla, şimdi burdan iyi gözüküyor hadi 20-40 yine bir nebze de yarın 30-50 olunca hiç çekilmez.

Adam kızdan 20 yaş büyük ama çok yakışıklı gösteriyor. böle bir mantık olurmu yani ciddi konu diyorsun görünümü daha çok ön planda göstermişsin.

20 yaş borumu saçmalık.

olmamalı.
10 yıl sonra kadın 30 a gelecek adam olacak 50.
adamda iş bitecek.

İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur...

O iş yaş.
Yaşanmaya calisilmisi var burada..

millet için mi seviyorsunuz birbirinizi kardeşim. boşverin elalemi. eğer arada aşk varsa kilometreler, yıllar ve liralar sadece sayısal bilgidir.

iliskiyi yasayan 40 yasindaki adamla 20 yasindaki kiz.burda yorum yapanlar degil.
neler yasadiklarini,nasil karakterlerde insanlar olduklarini,birbirlerini ne kadar sevip deger verdiklerini biz degil onlar biliyorlar.karar vermesi gerekenler de onlar..

biz evleniriz cok da mutlu oluruz diyorlarsa bosversinler diger insanlari,evlensinler,mutlu mesut yasasinlar....

mutluysanız elaleme bok yemek düşer

müsait bir anında geri plana attığın mantığını çağır da biraz düşün. eğer hala eminsen, yardır mübarek. zira, aşıkken yediğin hurmalar, gün gelir bişeybişey tırmalar.

yav öfff bi akıllı olun be kardeşim, yok aşıksaymış da kime neymiş de hangi hayal dünyasında yaşıyorsunuz, ne içiyorsunuz ondan bana da versenize. bunu bir de kadınlar söyleyince iki katı dumura uğruyorum. bırakın artık şu baba gibi sevgili saplantısını. duygulara kapılmayın, bir gün er ya da geç akıl zaferini kazanır. ya da kapılın, sevişin, koklaşın, yaşayın ve bitirin ama evlenmeyin yazık, günah.

mutlu torun
gülçin yahya
neşriyatları

internetteki kitap sitelerinde bulduğum mutlu torun ve gülçin yahya kitapları genelde ud metodu. daha çok klasik batı armonisi anlatır gibi anlatacak bir nazariyat kitabı yok mudur?

ogrish.com?

(bkz: shownomercy.com)

rotten yada snuffx

browser tarafından yorumlanmayan kodları yayımlarsan nasıl yorumlatabileceğin hakkında yardımcı olabiliriz. Burada farazi olarak ne dememizi bekliyorsun ki ?

hatalari soyliyim.

*resimler yanyana gorunmesi gerekirken alt alta gorunuyor.
*resimlerin uzerine gelince border hoveri olmasi gerekiyor olmuyor.
*navbar ogelerini li'lerle yaptim. active diye bir class olusturdum. li'ye active classi verdigimde background, border vs,,gorunmuyor kisaca o class calismiyor.
*bazi tablolarin uzerine gelince altlarinda border hoveri cikmasi gerekiyor cikmiyor
*linklere cssde verdigim bazi renk ve boyut degerleri calismiyor.

calismayi su sekilde yapmistim.

once wrapper, content, sidebar, main vs..diye idler olusturdum. sonra mainin h2taginin boyut ve pozisyon bilgilerini sabitledim.(cunku tum h2ler ayni olacak ama sadece backgroundlari degisken olacak. bu yuzden ayni olan ozellikleri #main h2 olarak. degiskenleri de <h2 class="degisken"> olarak mainin altinda hallettim.

not:yalniz navbar hatasi disindaki tum hatalar ayni divin icinde oluyor.

oysa nefret ediceğine sende belediyeden ruhsatlı entel seyyar satıcı olsan.. ama lanet ego yemez dimi ? kendine konduramazsın.. etiketlersin anca ''belediyeden ruhsatlı seyyar satıcı '' diye

ne kadar cok maganda sever varmis. adres sorunca tersleyen, turisti kaziklayan, yoldan gecen bayanlara ..cekmis gibi bakan hanzolardan hoslaniyorsaniz size de lanet olsun.

not:isini hakkiyla yapan durust seyyarcilara saygim sonsuz.

bunun icin kitap yazip, tutorial yapiyorlar. senin durumundakiler de disiplinli bir calismayla onlari hatmediyor. oyle kalem tavsiyesiyle olacak is degil.

bu işin kitaptan filan öğrenilecek bir yönü yok. çize çize olacak işte. en fazla perspektif, iki noktalı perspektif neymiş, onları öğren, bu da zaten 15 dakikanı almaz internette bulursun. onun dışında yardıra yardıra çizicen. kolay gelsin.

faber castell'in griden siyaha tonlamalı bi seti var (6'lı ve shades of grey diye geçiyormuş). azcık pahalı. ama onunla gölgeli falan çok güzel bina eskizleri yapılabiliyor. mesela bi arkadaşım önce lamy ile çizip sonla gri tonlamalarla gölegeler falan yapıyor baya güzel oluyor eskizleri. bi de pentel'in baya uygun fiyatlı 2-3 lira falandı en son bi sketch kalemi var o da güzel sonuçlar veriyor. ya aslında hiç olmadı 2-3 ton gri, bi ince bi kalın siyah, hatta bi kaç ton kahverengi ile de takılabilirsin.

ya bi de aydıngere çıktı alıp üzerinde geçerek deneyebilirsin. hatta böyle bazı yerlerde elini biraz titreterek falan çizersen havalı duruyor.

evet dedigin problem var kardesim. normalde 1/2 haftada gelen pasaport o sacmalik yuzunden 20 kusur gunde geliyor. zaten vize mize de var. kisacasi senin is olmaz.

evet pasaportlarda sıkıntı var.aynı hafta içinde teslim ederlerken şimdi 2-3 haftada gelir diyorlar. vize isteyen bir yere gidecekseniz pazartesi başvurursanız belki ucu ucuna yetişebilirsiniz.

daha bugün pasaport başvurumu tamamladım, parmak izi falan verdim. 1 hafta içinde elime ulaşacağını söylediler.

20 haziranda başvurdum.
hala gelmedi.

vize isteyen bir yere gidecekseniz pek mümkün görünmüyor. yalnız uçak biletlerinizi alır, pasaport başvurusuna öyle gider ve biletleri gösterip "gitmem lazım" derseniz aynı gün basabilirler bile.

hiçbir rezervasyonu olmamasına rağmen gölbaşı'na(pasaportlar orda basılıyor) gidip "basın la!" diyen ve yarım saat içinde pasaportunu alan insanlar var.

bunları denerim, yaparım derseniz bir ihtimal olabilir.

bugun yasadigim seyden sonra sonmez reyis'in hack tarifi gibi hesap sorma tarifi vermek istiyorum. dilekce, yazi, mail bunlar fasa fiso. hesap sormak istiyorsan gireceksin mulki amirinin odasina dayayacaksin kafasina silahi, 3 ay sonra geldigimde bu projeler bitmemisse seni rahmetli ananin yanina yollarim diyeceksin.

not : 1 aydir randevu almak icin kendimi yirtiyordum. bugune aldim. gittim. sistem koptugu icin hasta bakamiyorlarmis. ulan doktor orada bos bos oturmus netten okey oynuyor. hasta da bekliyor. neymis sistem yokmus. su an oyle sinirliyim ki karsima bir doktor,memur,yonetici ciksa ellerimle yogurup onu bir cigkofteye donusturebilirim.

ülkece öyle ileri(!) bir demokrasi tecrübe ediyoruz ki, şu laf geldi aklıma şikayet meselesiyle ilgili olarak:

ananı kim belledi? kadı. kime şikayet edeceksin? kadıya.

Marmaray projesinin resmi bitiş tarihi 2016, o yüzden hesap soramazsın.

devlete bağlıysan maaşından kesiliyor olabilir. tahmini söylüyorum.

nasil birikiyor yaa! zaten asgari ucretle calisiyoruz. hastalandigimda ilac alirken ekstradan 50-100 lira verecek gucum olacak mi! allah belalarini versin. eskiden boyle birsey yoktu. ne kadar kolay ya vatandasi soguslemek

Eczaneden ilacını alamadan çıkan gördüm (bu borç yüzünden).

(bkz: sen gelme ulan ayı)

orgy'lere piknik denir burda. sen yenisin sanırım.

Gecenin bir yarısı ilgi görmek için troll'lemeye çalışıp onu bile beceremeyen insanların olmadığı bir dünyada yaşıyorlar sayende.

@check minus süpersin.

ben mathilda için geliyorum tüm zirvelere sizi bilmem :)

edit: bu arada ekşiden biri harbi bu arkadaşı terslemiş sanırım, yapamazsın falan mı dediler arkadaşım?

Asosyallik kafana vurmuş senin bi psikiyatriste falan görün sen. Okuldaki arkadaşlarınla nasıl tanıştın ? Ulan aynı sınıftasınız diye gidip tanışılır mı olum? ahahaha :) ya onu bırak, mahalledeki arkadaşların falan ? Ulan mahalle ya,başka bir şey değil yani, nasıl tanışırkin insan...? E mk kimle nerede ne zaman tanışacaz ? Belli bir kitaba mı uyduracaz bu işi ? Millet istediğiyle istediği vakit tanışır, seni ne ilgilendirir ki ? yoksa zirvede birisi falan mı tersledi?

@harrp

Yahu en azından bir ortak noktan var. Aynı sınıfta okumak gibi, aynı mahallede/apartmanda oturmak gibi, aynı ofiste çalışmak gibi vs. vs. Yani iletişim yüzyüze ve ortak bir alan var. En azından tahmin edilebilir ön bir güven oluşmuş durumda değil mi?


Pekiii akşamdan sarma hazırlayıp bu sarmayı kimin yiyeceğini dahi bilmeden hazırlanıp piknik zirvesine gitmekle bu anlattıkların eş değer şeyler mi?

Ben hatun düşer diye gidiyorum ama hep sarma yiyiyorum, beyler :(

bırak ya. bunlar bi kere de rakı maç zirvesi yaptılardı. buradan görmüştüm ben de. ahlaksızlık diz boyu. kadınlar çok anlarmış gibi alkol alıyorlar, erkekler "şunun kafası güzel olsa da hmpfs!" modunda falan. sokaktan masayı gördüğüm gibi lanet ederek uzaklaşmıştım ben de. oradan da bara gitmişler leş gibi içmeye yine. bi de piknik falan yapmışlar, nasıl bir eziklikse artık.. teallam. ben şahsen şöyle düşünüyorum; "hiç tanımadığım birinin yanında niye içeyim ki? ya evime kadar takip ederse?"

alksjdlaksjdalksjd

Burada da iletişim halindeyiz, sürekli bir iletişim var ve istenirse ortak bir alan yaratılır. Şahsen bende buluşmalara falan gidecek değilim, gitmem de, ancak gün gelir, acayip sıkılırım, eş dost ortalıkta yoktur gelir buraya yazarım içecek birileri aranıyor diye. Çekinmeden de giderim. Tabi buluşmada dolma börek işi biraz bokunu çıkarmak oluyor. Ama türklerin adetidir böyle konularda abartmak napalım.

yeni insanlarla tanışmayı asosyallik olarak gören insanları da görüyoruz. fazla bilgisayardan beyin sulanmış zaar

şimdi sana desem ki gel sevişelim gelmez misin ?

@stayout, ben gelsem ? sütyen ölçünü pm ile bekliyorum.

tanışmak için gidiyolar panpa. çoğu hatun/adam indirmek için gidiyor ama, hadi sözlükçüler, kabul edelim. ben gitmiyorum mesela çünkü hepsi "ayyy ne tatlı/salak çocukkk ergennn" deyip sevicek falan.

ben gitmiştim bir keresinde güzel geçmişti. ortam güzeldi.

su mesajlardan sonra katilimci profiline bakinca arkadasa kismen hak verir oldum.

tamam hadi üzülme sen de gel. ama bu seferlik...

background-repeat:repeat-x;

hocam repeatlik bir durum yok sen anlamadin heralde yada ben anlatamadim. background da sorun yok. sorun:tum sayfayi kapsayan div'in yeni icerik girildikce uzamamasi. bir yerde sabit kaliyor. height auto ve %100 u de denedim olmadi. anca o dive manuel bir deger girince buyuyor (1000px gibi)

he evet ben yanlış anlamışım. e div'e height değeri verme o zaman? kendi kendini ayarlasın?

bi de overflow: auto; ekle css'e.

saol kanka. overflow yapinca oldu.

atmadan once config-sample dosyasini dosyasini acip veritabani bilgilerini degistiriyor ardindan config olarak kaydediyorsun(sample kismini siliyon)

ya eyvallah da sıfır bilgi yani. bunun böyle basitçe kullanılabilecek tumblr gibi falan bir arayüzü yok mu?

wordpress dosyalarını indirim ftp'ye yüklemen gerek. sonra siteye girdiğinde ilk defa kurman için seni yönlendiriyor. şurayı bi oku: www.wp-tr.org

direk wordpress.com'dan kurarak domaini yönlendirseniz ? yoksa da ben yardımcı olurum hostunuz varsa bir mesaj atın bakalım.

sahibinden
ve
gittigidiyor

sahibinden e ekliyorum ama ürünün onaylanmasını bekliyorum devamlı, daha önceden pasaj.com da satış yapıyordum, çok düzenli ve sade bir site ama şuan satış olayı orada kalktı, Etsy nin Türkiye versiyonu.
Etsy de satış yapabilmek için ingilizceme pek güvenemiyorum malesef, aslında orası iyi bir site.
gittigidiyor da eklenen her ürün için para alıyor ama sanırım yine de en güvenilir site orası, belki orada bir mağaza açarım :)

yoga, nefes egzersizleri

ya duyarsız biri olacaksın ki bu sayede aklıselim davranıyorsun ya da öngörülü olabilmeli ve hızlı düşünebilmen gerekiyor o anlarda, bu da sakinlik getiriyor bir nebze.

dexter ı örnek al kendine.

olaylari kucumse ve onemseme. Ne kadar buyutursen o kadar panik yaparsin.

gelişen olaylar karşısında, kendine telkin yaparak soğukkanlı olunabiliniyor zamanla.
tabii, önce neler karşısında soğukkanlışığımızı kaybediyoruz onu bulmak lağzım.
sonradan, o olaylarla yeniden karşılaştığımızda, şöyle bir kendimizi tartmalı ve "şşş sakin" demeliyiz kendimize.
öyle, öyle oluyor işte bişeyler.

duygusal tepki vereceğini anladığın anda hiçbişey yapma. sakinleşene kadar dur bekle.

idm ile yükleyip kendi hostuna upload edebilirsin

o çok zor yahu, yokmu iframe kodu falan direk alıp koysam?

site:eksisozluk.com arayacağın kelime

şeklinde arama yaparsan yalnızca ekşisözlük içinde ararsın.

@alkolik imam, hayır onu biliyorum. aradığım şey o değil.

google, eğilim ve istatistiklere göre zaten bir sıralama yapıyor. ve ben de sıklıkla wikipedia ve sözlüklere bakıyorum çıkan sonuçlar dahilinde. fakat bazen son ikinci üçüncü sayfada oluyor sözlükte bulunan şey. oysaki ben bunu ilk sayfada görmek istiyorum.web üzerinde bir arama yapsın fakat sonuçların sıralamasında sözlük ilk sayfada olsun.

onu anca google yada sen yaparsın(en çok girdiğin siteleri değiştirerek) üçüncü parti bir tarayıcı veya eklenti ile olacak şey değil. ki google'un şu anki tüm politikası bu hiyerarşi üzerinden gidiyor. ve öyle bir seçenek de görmedim. kullanıcı google'a ne veriyorsa google'da onu veriyor. milyarlarca kullanıcıyı memnun etmenin en iyi yolu bu zannımca

@keltikfrost kesinlikle haklısın.
işte normal şartlar altında sponsor bağlantılarını haric tutuyorum, ilk sırada wiki veya sözlük çıkmalı. çünkü web geçmişi istatistiklerinden baktım da eksisozluk.com en sık ziyaret edilen sayfa tüm zamanlarda.

kaldı ki ben üçüncü parti veya yazılım aramıyorum sadece web geçmişi, arama özelleştirme gibi özelliklerden bu söylediğim şeyin yapılabildiğini sanıyordum. yapılamıyormuş galiba.

maalesef. şöyle bişiler kullansan?

chrome.google.com
chrome.google.com

evet onu biliyorum. chrome değil ama operada sürekli kullanıyorum benzeri fonksiyonu.

neyse arama kutusuna yalnızca dört harf fazla yazmak da çok bir sorun değil, teşekkürler.

support.google.com
özetle, kullandığınız tarayıcının Geolocation özelliğini kullanarak bağlı olduğunuz wifi yada kablolu ağın IP adresini kontrol edip yerinizi buluyor...

ip'den buluyor.

uk.answers.yahoo.com

iyi de onlar farklı şeyler. adamlar maps hizmeti sunuyor, ve zorla birşey yaptırmıyor. bu butona tıklarsan yerini bulabilir ve rahatlıkla hedef seçip mesafeyi görebilirsin diyor. gps den farkı yok.

iss lerden geliyor o bilgi sanırım ama kablonet sağolsun bazen 2 mahalle ötede görünebiliyor :)

ertesı gun hapı her zaman ılıskı yaptıgın zama alınmıyor. ayda 1 dıye bılıyorum. cok zararı oluyoır yanı. prezervatıfsız ılıskı kurmakta garıp oluyor. garıp ısler herkesın kendı ıstegı var işte. kımısı sexi uç noktada yaşamak ıster. onlar ıcın kotu oldu yanı bu durum

mesele kürtaj değil çünkü, olayın operasyon tarafından bakarsanız tek mesele kürtajmış gibi görünüyor, ama buradaki mesele kürtaj, sezeryan ve daha bir sürü mevzu üzerinden -tecavüzün ne kadar basit ve tüh tüh tüh olmasaymış iyiymiş ama oldu naapalım modu da dahil- kadınların alenen aşağılanması, kuluçka makinesi olarak algılanması falan filan... adam sezaryene neden karşı mesela, bu ülkemizde sıklıkla gereksiz yere uygulanan bir operasyon olduğu için DEĞİL DE, sezeryan yapan kadın 3.yü doğuramaz, onun nüfus isteklerini yerine getiremez diye... Ayh ne yazsam boş tabii... erkek gözüyle baktığınız sürece kürtajın kürtaj-cerrahi-kazımak kısmında kalacaksınız.

kimse ay canım sıkıldı bir kürtaj olayım da geleyim demiyor, bu öyle canı sıkılanın yaptırdığı bir operasyon değil ama mecbur kalındı ise de kişinin kendi hayatı üzerinde vereceği bu denli kararı da devlete sorması olacak iş değil, rica ederim. o kadar mevzu varken memlekette, ne gibi bir sıkıntı yaratmış ki en önemlli konu olarak öne sürülğyor. bunun için yasaya gerek var mı , yahu?
cezanı mı çeksin, ne demek istiyorsunuz?
o kadar sorumsuzluk örneği var bu ülkede, işiçi ölümlerinde alınmayan tedbirlerden daha mı önemli ya da trafik kazalarındaki ölümlerden, rica ediyorum biraz mantık biraz. kimsenin sorumsuzluğunun bedelini siz ödemiyorsunuz ama onca aptala verilen ehliyet nedeniyle ölebiliyor, yaralabiliyorsunuz, şu hassasiyetlerinizi rica edeiyorum gözden geçirin.

Aptalların ve aptallığın hakkını değil, kişisel hayatı savunma durumu bu. Taviz çorap söküğü sistemiyle ilerler, bugün yapılan kişisel müdahale yarın gelir başka yerleri de vurur.

Bunu bilebilecek olgunluktasınızdır diye düşünüyorum. Nihayetinde, aptallık yerine kendi haklarını savunacak derecede olgunlar.

Ayrıca korunmasız ilişki bu ülkede kadının korunmadığı ilişki demektir genelde, erkeklerimiz korunmayı sevmez, illa korunulacaksa bu kadının görevidir. Korunma yöntemlerinin tamamı kadına bir şekilde hasar verir, ama mecburdur kadın yapacak bir şey yoktur. Kadın, adam istediği her zaman onunla birlikte olmak zorundadır, regl dönemlerinde kadınlar dayak yiyor bu ülkede biliyor musunuz? Ertesi gün hapı, herkesin ulaşabildiği bir şey değildir, kaldı ki ulaşılabilir bile olsa bir insanın hayatı boyunca 3'ten fazla kullanmaması önerilir, öyle zırt pırt kullanılacak bir şey de değildir.

kimse zevk için, hobi olarak hamile kalıp kürtaj yaptırmıyor... "kaza" sonucu hamile kalıyor hamile kalmak istemeyen kadınlar genellikle. tecavüz falan gibi olayları saymıyorum bile fark ettiysen...
istemeyen, yanlış bulan kürtaj yaptırmaz, bu onların hakkıdır, ama yaptırmak isteyenin de yaptırmaya hakkı olmalıdır, diğer insanlara kendilerini haklı göstermek zorunda dahi değillerdir.

konu o değil ki. şu anda da 3 aylık bebeği aldıramıyorsun zaten. 8-10 haftadan daha küçükse ancak... he ondan sonra yaptıran da vardır ama ona zaten biz de karşıyız. yoksa evet kimse "sevişelim de hamile kalırsam kürtaj yaptırırız" demiyor.

bu arada; ertesi gün hapı korunma metodu olarak görülmemeli. tecavüz sonrası, kondom yırtılması vs gibi durumlarda kullanmak için... yoksa efendim sevişelim arkasından ertesi gün hapı alalım olmuyor. olsa çok pratik olurdu ama çok zararlı olduğu için hiç önerilmiyor...

bu tip, herkesi ve her durumu kapsayacak uygulamalar, normal durumları değil, istisnai ve anormal durumları da kapsayacağı için genelde tepki alır. tabi ki "bile isteye korunmayıp da hamile kalan insanlar rahat rahat kürtajını yaptırabilsin" diye protesto edilmiyor bu.
ama doğum kontrol yöntemlerinin hiçbiri ama hiçbiri %100 etkili değildir. korunan kişinin de hamile kalma ihtimali vardır, tecavüze uğrayanın da hamile kalma ihtimali vardır.

ailemde yaşanan bir kürtaj hikayesi mesela; kadın 5 yıldır evli, çocuk sahibi olmak istiyor, korunmuyor. kocası bir gün eve geliyor ve pat diye "benim başkasıyla ilişkim var seni terk ediyorum" diye çıkıp gidiyor. bikaç hafta sonra kadın hamile olduğunu öğreniyor. naapsın? aile olmaya çalışan kadın, kendini aniden bekar bulduğunda çocuk doğurmak zorunda mı? o babasıyla büyütmeyi düşünerek hamile kalma kararı vermişti, hiç hesaba katmamışken bekar anne olmak zorunda mı?

bu bir kamu alanının genişlemesi, devletin heryere elinin uzanması, bunu ahlak üzerinden yapıyor gibi görünmesi. sizce de devlettin alanları yeterince geniş değil mi?

devletin özgürlükleri kısıtlaması olarak görmüyorum. hatta tam tersi, vatandaşların özgürlük kisvesi altında sorumsuzluklarını küçücük bedenlere ödetmesi olarak görüyorum. çorap söküğü diyen arkadaşa da empati yapmasını tavsiye ediyorum. bugün kendi tembelliği ve aptallığı yüzünden böyle bir karar alan insan bu rahatlıkla yarın öbür gün daha uç şeyler yapmayacağı ne malum?

şu duyurudan;

tecavüz olayına karşı çıkmam için tecavüze uğramış olmam,
hırsızlığa karşı çıkmam için hırsızlığa maruz kalmam,
enseste karşı çıkmam için enseste maruz kalmam,
cinayete karşı çıkmam için cinayete kurban gitmiş olmam,

gerektiğini anlıyorum.

vay anasını sayın seerciler.
aynı hava.. nefes almak.. israf.. tebrik..

bunu savunanların, ağızlarından salyalar çıkarak kurdukları cümlelerde insanın aklına inanın çook başka şeyler getiriyor, kişisel özgürlüklerin bu denli hafife alınmasını inanın kabul edemiyorum.
mevzu kürtaj değil mevzu kişi hak ve özgürlükleri, ama işin içine cisel ilişki girince mutlaka ahlak açısından da bakmak lazım, ahlak birtek onun üstüne, kadın bedeni aracılığıyla kurulur. pes, pes ,pes....

@holy senin gibi anlamak için başka organlarını kullananları görünce ben de aldığım nefese isyan ediyorum.

kürtajı tamamen yasaklamayacaklar zaten süresini 4 haftaya kısaltacaklar. doktor geçen tvde dedi 4 haftalıkken hamileliği anlamak çok zor. ki şu an 10 haftaya kadar yapılıyor ve geneli 8 haftalık iken oluyormuş.

ben de şahsen kürtaja karşıyım ama devlete ne aq. 10 hafta sınırı koymuşsun daha ne kasıyorsun. ayrıca bu kürtaj muhabbetinin de sırf gündem değiştirme olduğunu düşünüyorum. bir doktorlara danışır dimi, başbakan çıkıyor saçmalıyor, sağlık bakanı sıçıp sıvıyo. kasıtlı hareketler yani bunlar.

ayrıca korunmasız ilişkiye girenleri de anlamak mümkün değil bence de. ama şöyle bir olay var o bile tamamen koruyamıyor yani. ki ertesi gün hapı alsan da o bile kesin değil. yani kondomla ilişkiye girip ertesi gün hapı alsan yine de milyonda bir de olsa ihtimal var. o yüzden kürtajı tamamen yasaklamak kuzey kore'nin müslümanlısı olma yolunda atılacak büyük bir adımdır.

Bakış açın çok yanlış. Kimse kürtajın ne kadar ideal olduğunu söylemiyor. Her aklı yerinde insan kürtajın bir doğum kontrol yöntemi olmadığının da bilincinde. Ancak çocuk doğurmak, bakmak buna hazır olmak ya da olmamak bireylere özel kararlardır. Her doğum kontrol yöntemi 100% sonuç vermez. Ya da bir aksilik olur şartlar değişir: işten çıkarılırsın, eve haciz gelir, hastalanırsın vs; kendin çocuksundur bakmaya hazır olmadığını geç anlarsın, hamilelik sıkıntılıdır, annenin ruhsal fiziksel sağlığı(bebeğin de) doğuma ya da sonrasına müsait değildir. Sebebi ne olursa olsun çok kişisel şeyler bunlar ve bir başka otoritenin o kişinin kendi bedeniyle, hayatıyla ilgili böylesine önemli bir konuda söz söyleme hakkı olmamalı.

Burada asıl karşı çıkılan siyasilerin insanların yaşam şeklini bu derece kontrol etmeye, kendi etiklerini kabul ettirmeye çalışması ve bireylerin haklarını hiçe saymaları.

-ülkemin belli bir bölgesinde genç kızların ve hatta kız çocuklarının korkuç şekilde artan intihar oranı çok yüksekse ve bu kızlar sadece birer istatistik rakamı olarak yer alıyorsa kayıtlarda,
-çocuk esirgemelerin koşulları bu kadar ortadaysa, çevre esnaflar bile kontör karşılığı bu çocuklara bir sürü şey yapmayı kendisine hak görüyorsa,
-20 küsur kişinin tecavüzüne uğrayan bir kız çocuğunu koruyamıyorlarsa,
-kadın cinayetleri bu boyuta geldiyse ve artarak devam ediyorsa,
-karakolda kadın şüpeliyi (?) döven polislerin akibeti güzelce örtbas edildiyse,
-kadın sığınma evlerinin neredeyse tamamı kapatıldıysa,
-bu kürtaj konusuna karşıt fikir beyan eden bazı andavallar bile söz konusu partili bir bakanın eşinin tüplerini bağlatmasını karşı argüman olarak kullanacak, aynı mentalite ile karşılık verecek kadar eril( ve de geri zekalı) bir dile sahipse,
-töre indirimi gibi bir uygulama bu ülkede yıllarca uygulandıysa,
-evinizin önünde ki çöp kovalarına boyu yetmediği için içine girerek çöp toplayan çocuklar yaşıyorsa ülke sınırlarında,
-dolmuş kiralayıp sokakta yatmak daha katlanılabilir diye antalya'ya kışı geçirmek üzere giden sokak çocukları varsa,


ve bu örnekler daha geniş zamanım olsa sayfalarca çoğaltılabilecek kadar çoksa, kimse bana bu uygulamaların "ceninin hakkını korumak" adına savunulduğunu söylemesin. bunun 5 sene sonrası kadınlar araba kullanmasın, tek başına yolculuk etmesine gidecek. sakın bana ama ordu falan gibi bir söylemle gelmeyin.

keyfi olarak kürtaj yaptıran bir kadını canlandıramıyorum ben kendi mantığımda. varsayalım öyle, amma velakin sebebi, gerekçesi her ne olursa olsun herhangi bir bireyin ( kadın demeye bile gerek yok ) kendi bedeni üzerinde söz hakkı vardır. son söz kendisine aittir. kamu malı mıyım ki ben kamu benim bedenime dair karar verebiliyor?! zaten sağlık v.b. gerekçelerle gerekli düzenlemeler yapılmış durumdadır ve revizyona gerek yoktur. varsa da buna tıp eğitimi almış kişiler karar verir.

edit: ama diğer ülkelerde ki tecavüz mağduru kadınlar doğurdular ne var ki diyen şahıslar; o terk edilen çocukların 2 yaşında olanlarının dahi amerikadan gelen şahıslarca çocuk pornosunda kullanıldıklarına, kaldıkları yurtlarda ki müdürlerin bu işten zengin olduklarına dair çarşaf çarşaf haberleri okumuşlar mıdır acaba o zamanlarda, yoksa para saymakla mı meşgullerdi diye sorarım ben. insanlar pembe gözlük takınca dünyanın pembe olduğunu sanmıyorlar mı, çıldırıyorum.

@keltikfrost,

isyan etmek, ileriye götürüp adımlar atıp gelişilince bir anlama bürünüyor tabi.

hayatta insanların başına istemeseler veya her türlü tedbirleri alsalar dahi nelerin gelebileceğini düşünebilecek kapasitenin olmamasından başlayabilirsin belki. "yaştandır herhalde, o yüzden geçer bir süre sonra" diye düşünmeyi tercih ediyorum, ayıp olmasın diye..

zira hayatla ve insanoğluyla ilgili bu gerçeği; kendi başına ya da çevrende yakının olanların, sevdiklerinin başına gelerek öğrenmek zorunda da kalabilirsin...

Burada mesele düşünceni karşı tarafa zorla kabul ettirmek, üstelik te bunu kadın tarafını en aşağılayan bir biçimde yapmak. Bir karşı örnek vereyim; bundan bir süre öncesine kadar kadınlardan çok erkekler çıkıp kadınların başlarını örtme hakkını savunuyordu. Bu dönemde başı örtülü kadınlar derse alınmazken bu düşünceyi savunan erkekler derslerine rahatça giriyorlardı. Şimdi yine erkekler diyorlar ki "kadın kürtaj olmasın" ama bunu diyen / demeyenlerden peydahlanan çocuklar kadınların bedeninin içinde. Onun için diyoruz "bu kadınların seçimi olmalı " diye.

Seviş geçer panpa.

www.youtube.com

agora meyhanesi
seni ben ellerin olasın siye mi devdim

makamlar hakkında az çok fikir edinin. hicaz nedir, segah nedir? nihavend ne işe yarar? böyle bir giriş daha iyi olabilir.

abdulkadir meragî, ıtrî dede, dede efendi, numan ağa filan araştır.

her birinize ayrı teşekkürler arkadaşlar, güzel oldu bu.

gamzedeyim deva bulmam

windows movie maker

videonun o bolümünü movie maker yada premiere ile kesebilir yada karartabilirsin

gönder filmi ben düzelteyim

yapma bunu, yapma bunu!

Hiç profesyonel değil..

don't!

bu yapacaksan mevcut işinde kal panpa. mis gibi iş

yakışık almaz.

inciswf.com

ulan adam ne cingeneymis derler panpa, yapma. zam doneminde yaparsin.

ya da ille de yapicam diyorsan senin yerinde olsam teklifin gelmesini beklerim. teklif geldikten sonra baska sirketlerle de gorustum su kadar veren var dersin. ben sizinle yoluma devam etmek istiyorum ama aklimin bir kosesinde soru isareti/pismanlik kalsin istemiyorum, ucreti X'e cekebilir miyiz dersin?

dostum o tren kaçmış, görüşme sırasında söyleyecektin rakamı. şimdi görüşmede x rakam diyip sonra maille de olsa yüz yüze de olsa x+y para istiyorum demen hiç şık olmaz.

hem de çok uluslu bir şirket, yabancılarla görüştüm diyorsun. böyle bir şey yaparsan aldığın işi kaybedebilebilirsin bence.

aynen kovalaynen +1

ayıp.

php!

Kesinlikle C# Hem windows hem de web uygulamaları geliştirebilirsin.

c#+1

java veya php. ama kesinlikle c# tan uzak dur. net!

hepinize tik koydum ama kafa karisikligindan baska bir yarari olmadi:) hanginize inanak kanka?

www.tiobe.com
Öncelikle uluslararası arz-talep meselesini şu tablodan görebilirsin.

insanlar c# neden der. bana göre visual studio'nun sürükle bırak kolaycılığı yüzünden. peki c# ile gerçek bir programcı olur musun, bence bu piyasada çok zor.

c# ile web, windows ve mobil uygulama yapabilirsin ancak kurumsal işlerde java her zaman bir adım öndedir.

java ile yapılmayacak iş yok. en kral android uygulamasını da yazarsın, web de, windows da..

ama dersen ki, ben daha çok web üzerine eğileceğim. tereddütsüz php derim.

çabuk bir şekilde öğrenip hemen uygulamaya geçmek istiyorsan php öğren derim. php dediğimiz bir web programlama dilidir. şu anda internet ortamında soruna en hızlı bir şekilde cevap alabileceğin, her platformda destek gören, dokümantasyonu sağlam güzel sevdiğimiz bir dildir.

c# ise masaüstü uygulamaları geliştirebileceğin bir dildir. buna bağlı olarak asp.net ortamında ki kodu c# veya vb ile yazılıyor, yine web uygulamaları geliştirebilirsin. önce c#'ı öğrenmen gerekiyor, daha sonra bunun asp.net üzerindeki yapısını da çözmen gerekiyor, ayrıca web tarafında yeni yeni kullanacağın fonksiyonlar filan da ekleniyor.

masaüstü ile işim olmaz diyorsan c#'ı boşver.

html, css, ps, illustrator, flash'ın sonuna en güzel php yakışır.

c# kraldir, guzel bir dildir; visual studio cok yardimci olur ama java ile baslamak daha mantikli ve kullanisli bence.

phpnin yapisi sizi kisitlamaz ve ilk defa programlama ögrenen, object oriented hakkinda bilgisi olmayan biri icin cok tehlikeli bir aractir. rezalet kodlar cikarabilirsiniz. isinizi hizli halledersiniz ama uzun vadede cok zararda cikarsiniz.

javanin object oriented yapisi, birbirinden kral frameworkleriyle daha faydali olabilirsiniz bence.
ayni sey c# ve web icin mvc frameworku icin de gecerli ama insanliga fayda acisindan javada israr ediyorum. zaten javadan sonra c#a gecmek cok kolay.

oyun işine girmeyeceğim diyorsan java yoksa c++