gulsum
Merhaba. Avusturya vizesi için randevu aldım. bileti de Vİyana'ya gidiş dönüş şeklinde rezerve ettim fakat ben arada Prag Bratislava budapeşte 'ye de gideceğim. vize de herhangi bir sıkıntı yaşar mıyım. başvuruyu sadece Vİyana giriş çıkış olarak yapacağım çünkü. yardımlarınızı rica ederim.sevgiler.
Merhaba. Avusturya vizesi için randevu aldım. bileti de Vİyana'ya gidiş dönüş şeklinde rezerve ettim fakat ben arada Prag Bratislava budapeşte 'ye de gideceğim. vize de herhangi bir sıkıntı yaşar mıyım. başvuruyu sadece Vİyana giriş çıkış olarak yapacağım çünkü. yardımlarınızı rica ederim.
sevgiler.
sevgiler.
0
yaşamazsın, vizeyi aldıktan sonra çıkış yaptığın ülkenin bir önemi yok. sen sadece vize başvurunu yaparken tutarlı şeyler sun, prag'a vs. gideceğini söylemediysen viyana giriş viyana çıkış demen lazım zaten, tutarlılık önemli yani. kendi içinde tutarlı olduktan sonra vizeyi alırsın, sonra viyana'ya girdikten sonra istersen portekizden çık.
0
multiple seçmeniz önemli değil, multi sadece schengen'den çıkarsanız lazım. Sınırda kontrol yok zaten. Sınır da pek yok karayolunda.
0
başvuruyu yaparken doldurduğun kağıtta soruyor başka avrupa ülkelerine seyehat edecek misin diye. Orda belirtirsin.
0
dengelisiz
merhaba arkadaşlar logitech kulaklık kullanıyorum. artık tek taraftan ses geliyor. ne dersiniz düzeltmenin bir yolu var mıdır? teşekkürler.
merhaba arkadaşlar
logitech kulaklık kullanıyorum. artık tek taraftan ses geliyor. ne dersiniz düzeltmenin bir yolu var mıdır? teşekkürler.
logitech kulaklık kullanıyorum. artık tek taraftan ses geliyor. ne dersiniz düzeltmenin bir yolu var mıdır? teşekkürler.
0
model için bilinen problemleri bir tarayın internet üzerinde. belki çözümü vardır. çözümü yoksa logitech seve seve yenisini size verecektir, öyle de güzel adamlar.
0
tchuck
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------sizce de işin biraz cılkı çıkmadı mı?arya son bölümde ölecek şekilde bıçaklanıyor ve hakkında toplam
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
sizce de işin biraz cılkı çıkmadı mı?
arya son bölümde ölecek şekilde bıçaklanıyor ve hakkında toplam 1 entry giriliyor.
niye? çünkü dizide artık iyiler kesinlikle ölmüyor ve ölmeyeceklerini biliyoruz. hatta ölseler bile, yeniden dirileceğini veya zamanın değişeceğini veyya aslında o kişinin o olmadığını adımız gibi biliyoruz.
3 sezon önce arya bıçaklansa, herkes buz keserdi. küfürler savururdu, nasıl yani arya da mı gitti diye ağlaşırdı. çünkü o dönem bilirdik ki, dizide bir defa ölen kişi ölmüştür.
ama artık dizide çok olumsuz bir durum olduysa o olumsuz durumun aslında olmadığına dair;
1. abi öldü ama tekrar dirilecek.
2. abi öldü ama ölen kişi aslında o değil, onun yüz değiştirmiş hali.
3. abi öldü ama aslında ölmedi çünkü şimdi bran geçmişe gidip o anı değiştirecek
4. abi çok kötü duurmda ama şimdi ejderha gelecek kurtaracak.
diyoruz. öldü yerine başka bir senaryo koyun işte, farketmez yani.
senaryo resmen buna döndü.
tolkien'in, kurgusu sıkıştığında kartal çağırması gibi
game of thronesun senaristleri de senaryo sıkıştığında bir mucize belirtiyorlar anında.
eskiden böyle değildi. çünkü kitaba biraz daha sadıktı.
koca kuzey kralı bıçaklandığında kimse dirilecek demedi
ned starkın boynu koptuğunda kimse dikilecek demedi.
sizce de bu durum çok baymadı mı ya?
ben artık hiç heyecan duymuyorum.
dağ gelip aryanın kafasını elleriyle parçalasa yeniden dirileceğine adım gibi emin olurum.
ramsay gelip jon'un derisini yüzüp yaksa, tekrar dirileceğini biliyorum. hatta sansa için bile durum aynı.
şimdi savaş olacak, sizce jon snow'un savaşı kaybetme ihtimali var mı?
o savaşa 62 tane mormont askeriyle gitse bile 5 bin kişilik bolton ordusunu yerlebir edeceğini adım gibi biliyoruz (belki 10bin belki 20bin herneyse).
bran stark nights king tarafından gebertilse, ölmeyeceğini biliyoruz.
diğer an karakterler için de durum aynı. samwell tarlynin başına bile kötü bir şey gelmeyeceğini biliyoruz.
2 bölüm sonra tyrion'ı bir ejderha yakıp bölüm bitse; "abi tyrion da daenerys gibi yanmazmış aslında" diyerek tyrionın ölmeyeceğini rahat raat söyleyebiliriz mesela.
ve bu durum İNANILMAZ BAYIK.
sizce de işin biraz cılkı çıkmadı mı?
arya son bölümde ölecek şekilde bıçaklanıyor ve hakkında toplam 1 entry giriliyor.
niye? çünkü dizide artık iyiler kesinlikle ölmüyor ve ölmeyeceklerini biliyoruz. hatta ölseler bile, yeniden dirileceğini veya zamanın değişeceğini veyya aslında o kişinin o olmadığını adımız gibi biliyoruz.
3 sezon önce arya bıçaklansa, herkes buz keserdi. küfürler savururdu, nasıl yani arya da mı gitti diye ağlaşırdı. çünkü o dönem bilirdik ki, dizide bir defa ölen kişi ölmüştür.
ama artık dizide çok olumsuz bir durum olduysa o olumsuz durumun aslında olmadığına dair;
1. abi öldü ama tekrar dirilecek.
2. abi öldü ama ölen kişi aslında o değil, onun yüz değiştirmiş hali.
3. abi öldü ama aslında ölmedi çünkü şimdi bran geçmişe gidip o anı değiştirecek
4. abi çok kötü duurmda ama şimdi ejderha gelecek kurtaracak.
diyoruz. öldü yerine başka bir senaryo koyun işte, farketmez yani.
senaryo resmen buna döndü.
tolkien'in, kurgusu sıkıştığında kartal çağırması gibi
game of thronesun senaristleri de senaryo sıkıştığında bir mucize belirtiyorlar anında.
eskiden böyle değildi. çünkü kitaba biraz daha sadıktı.
koca kuzey kralı bıçaklandığında kimse dirilecek demedi
ned starkın boynu koptuğunda kimse dikilecek demedi.
sizce de bu durum çok baymadı mı ya?
ben artık hiç heyecan duymuyorum.
dağ gelip aryanın kafasını elleriyle parçalasa yeniden dirileceğine adım gibi emin olurum.
ramsay gelip jon'un derisini yüzüp yaksa, tekrar dirileceğini biliyorum. hatta sansa için bile durum aynı.
şimdi savaş olacak, sizce jon snow'un savaşı kaybetme ihtimali var mı?
o savaşa 62 tane mormont askeriyle gitse bile 5 bin kişilik bolton ordusunu yerlebir edeceğini adım gibi biliyoruz (belki 10bin belki 20bin herneyse).
bran stark nights king tarafından gebertilse, ölmeyeceğini biliyoruz.
diğer an karakterler için de durum aynı. samwell tarlynin başına bile kötü bir şey gelmeyeceğini biliyoruz.
2 bölüm sonra tyrion'ı bir ejderha yakıp bölüm bitse; "abi tyrion da daenerys gibi yanmazmış aslında" diyerek tyrionın ölmeyeceğini rahat raat söyleyebiliriz mesela.
ve bu durum İNANILMAZ BAYIK.
0
bu kadar kafaya takıyorsan izleme diziyi, kitabı bekle.
evet dizi ve kitap ayrıldı ve evet senaristler istedikleri gibi at koşturuyorlar. insanlar beğenmedikleri, kendilerini bayan şeyleri izlemek zorunda değiller.
evet dizi ve kitap ayrıldı ve evet senaristler istedikleri gibi at koşturuyorlar. insanlar beğenmedikleri, kendilerini bayan şeyleri izlemek zorunda değiller.
0
Çoook spoiler'lı------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir bayma olmadı, bayılmadım ama iki hayal kırıklığına uğradım.İlki Benjen Stark, diğeri the Hound.
Game of Thrones'un en güzel tarafı ne olduğunu anlamadan öyle kalakalmaktı, ölen ölüyordu. Jon Snow hadi idare edilir de; dizinin en güzel yanı seni öylece ortada bırakmaması, "closure" vermemesiydi.
Benjen Stark kayboldu, cesedi bile bulunamadı. Zaten o koşullarda olması gereken oydu. Ona ne olduğunu bilmeden öylece kalmamız gerekiyordu. Öldüğünü içten içe biliyorsun; aynı Stannis'in ölümünü tam göstermemeleri gibi. Kayboldu, ötesi yok. Onun geri çıkışı ve "Yok, children of the forest beni buldu, dragonglass'la yaşıyorum" kısmı çok büyük hüsran oldu benim için.
Aynı şekilde, the Hound'ın da o dağ başında mucizevi bir şekilde ölmeyip Brotherhood Without Banners tarafından kurtarılması iyice öeh dedirtti. En son Küçük Emrah filmlerinde olan bu derece kurtulmalar yakışmıyor.
Onun dışında ben geri kalanı seviyorum. Her zaman bir sürpriz, bir 'twist'' oluyor.
Bir bayma olmadı, bayılmadım ama iki hayal kırıklığına uğradım.İlki Benjen Stark, diğeri the Hound.
Game of Thrones'un en güzel tarafı ne olduğunu anlamadan öyle kalakalmaktı, ölen ölüyordu. Jon Snow hadi idare edilir de; dizinin en güzel yanı seni öylece ortada bırakmaması, "closure" vermemesiydi.
Benjen Stark kayboldu, cesedi bile bulunamadı. Zaten o koşullarda olması gereken oydu. Ona ne olduğunu bilmeden öylece kalmamız gerekiyordu. Öldüğünü içten içe biliyorsun; aynı Stannis'in ölümünü tam göstermemeleri gibi. Kayboldu, ötesi yok. Onun geri çıkışı ve "Yok, children of the forest beni buldu, dragonglass'la yaşıyorum" kısmı çok büyük hüsran oldu benim için.
Aynı şekilde, the Hound'ın da o dağ başında mucizevi bir şekilde ölmeyip Brotherhood Without Banners tarafından kurtarılması iyice öeh dedirtti. En son Küçük Emrah filmlerinde olan bu derece kurtulmalar yakışmıyor.
Onun dışında ben geri kalanı seviyorum. Her zaman bir sürpriz, bir 'twist'' oluyor.
0
@fakyoras,
olay senaristlerin diziyi dandikleştirmesi değil.
artık her halükarda senaryonun çıkmaza girmesi. iyi karakterler asla ölmez, ölürse dirilir, dirilmezse aslında o değildir.
olay senaristlerin diziyi dandikleştirmesi değil.
artık her halükarda senaryonun çıkmaza girmesi. iyi karakterler asla ölmez, ölürse dirilir, dirilmezse aslında o değildir.
0
Kitaptan spoiler içerir
Benjen kitap okuyanların teorisi aslında. Kitapta "Coldhands" diye bir karakter var ve onun Benjen olduğu düşünülüyor.
Sandor "the hound" Clegane'de yaralı halde bırakılıyor ve Brienne'in Quiet Island'da denk geldiği, kilise yapan gruptaki, uzun boylu, iri eleman olduğu düşünülüyor. O rahipler onu yaralıyken buluyor (Brotherhood Without Banners) değil. İyileştirip bakıyorlar diye devam ediyor teori. Ian McShane'in dizide Ray olarak oynadığı ve sadece D&D'nin bildiği bir sebeple BWB tarafından öldürülen "Elder Brother" Hound'un öldüğünü ve onu kendisinin gömdüğünü söylüyor. Tabii okur-teorisi bunun metafor olduğu ve Sandor Clegane'in eski halinin öldüğü ve onun yeni biri olduğu yönünde.
Aynı şekilde Ser Robert Strong'un da Gregor "the Mountain" Clegane olduğu düşünülüyor.
Dizide ise bunların bu kişiler olduğu belirtildi zaten. Dizi hayal gücü kullanmaya ve düşünmeye malzeme vermiyor. Her şeyi pişip önüne koyuyor. Bunu yaparken de tabii ki ilgi ve reyting kaygısı ile izleyenleri mutlu edecek hareketler geliyor. Olacaktır o yüzden öyle fantastik hareketler. Daenerys'in insanı bayan konuşmaları, bir yerleri yakıp tekrar içinden çıkması, Ramsey'in babasını öldürmesi, Tyrion'u Dany'nin yanına götürmeleri, Varys-Theon ve Jaime-Bronn ilişkileri falan hep bu sebepten diye düşünüyorum.
O değil de Bran ne zaman geçmişi değiştirdi? Arya ne ara ölümcül yara aldı?
Benjen kitap okuyanların teorisi aslında. Kitapta "Coldhands" diye bir karakter var ve onun Benjen olduğu düşünülüyor.
Sandor "the hound" Clegane'de yaralı halde bırakılıyor ve Brienne'in Quiet Island'da denk geldiği, kilise yapan gruptaki, uzun boylu, iri eleman olduğu düşünülüyor. O rahipler onu yaralıyken buluyor (Brotherhood Without Banners) değil. İyileştirip bakıyorlar diye devam ediyor teori. Ian McShane'in dizide Ray olarak oynadığı ve sadece D&D'nin bildiği bir sebeple BWB tarafından öldürülen "Elder Brother" Hound'un öldüğünü ve onu kendisinin gömdüğünü söylüyor. Tabii okur-teorisi bunun metafor olduğu ve Sandor Clegane'in eski halinin öldüğü ve onun yeni biri olduğu yönünde.
Aynı şekilde Ser Robert Strong'un da Gregor "the Mountain" Clegane olduğu düşünülüyor.
Dizide ise bunların bu kişiler olduğu belirtildi zaten. Dizi hayal gücü kullanmaya ve düşünmeye malzeme vermiyor. Her şeyi pişip önüne koyuyor. Bunu yaparken de tabii ki ilgi ve reyting kaygısı ile izleyenleri mutlu edecek hareketler geliyor. Olacaktır o yüzden öyle fantastik hareketler. Daenerys'in insanı bayan konuşmaları, bir yerleri yakıp tekrar içinden çıkması, Ramsey'in babasını öldürmesi, Tyrion'u Dany'nin yanına götürmeleri, Varys-Theon ve Jaime-Bronn ilişkileri falan hep bu sebepten diye düşünüyorum.
O değil de Bran ne zaman geçmişi değiştirdi? Arya ne ara ölümcül yara aldı?
0
Şu kısmı anlamadım. Arya'nın bıçaklanmasını örnek göstererek şu yorumu yapmışsınız:
"game of thronesun senaristleri de senaryo sıkıştığında bir mucize belirtiyorlar anında."
Şimdi Arya'nın bıçaklanması da senaristlerin bir ürünü, dolayısıyla senaristler hem senaryoyu kendileri sıkıştırıp hem de mucize ile çözmez. Ne gerek var?? Olsa olsa bu durum "filler" diye tabir ettiğimiz şey olur, ki Game of Thrones’da gereksiz bilgi neredeyse hiç yok, Çehov’un Silahı tekniği kullanılmış diyebiliriz teknik olarak. Kaldı ki Snow'un dirilmesi dışında örneğini verdikleriniz henüz gerçekleşmedi. Ne Arya dirildi (ölmedi ki), ne azıcık adamla savaş kazanıldı (az olacağından bile emin değiliz henüz), ne Bran Stark öldü (gayet de kaçıyorlardı), ne de Sam'in geleceği belirli. Tabi olaylar iyimser de sonuçlanabilir ama dediğim gibi henüz hiçbiri gerçekleşmedi. Hal böyleyken senaristleri "sıkışınca saçmalıyorlar" diye eleştirmek baya absürd geliyor kulağa.
Bayan kısım senaryo değil bir de, izleyici teorilerinin belirli ve tek bir doğrultuda oluşması baymıştır olsa olsa. Bu da direk kişisel beklentilerle alakalı. Bütün bunlar sizin beklentileriniz yani, burada eleştirdiğiniz de kendiniz olmalısınız. Snow'un dirilmiş olması sizi bu tarz beklentilere sokmuş anladığım kadarıyla. Ki Snow'un dirilmesinin de senaryo sıkışmasıyla bir alakası yoktu. Gayet de güzel bir kurgu idi oradaki çok önceden gelen kilit bir nokta.
Snow savaşı kaybetmeyecek bence. Zaten iki ihtimal var :)
Beklentiniz "beklenmedik olaylar olsun, biz de sürpriz yaşayalım, keyfimize bakalım" ise, dizide beklentiler yönünde iyimser olaylar yaşanırsa sıkılırsınız tabi. Ama dediğim gibi henüz bu bahsettikleriniz yaşanmadı.
"game of thronesun senaristleri de senaryo sıkıştığında bir mucize belirtiyorlar anında."
Şimdi Arya'nın bıçaklanması da senaristlerin bir ürünü, dolayısıyla senaristler hem senaryoyu kendileri sıkıştırıp hem de mucize ile çözmez. Ne gerek var?? Olsa olsa bu durum "filler" diye tabir ettiğimiz şey olur, ki Game of Thrones’da gereksiz bilgi neredeyse hiç yok, Çehov’un Silahı tekniği kullanılmış diyebiliriz teknik olarak. Kaldı ki Snow'un dirilmesi dışında örneğini verdikleriniz henüz gerçekleşmedi. Ne Arya dirildi (ölmedi ki), ne azıcık adamla savaş kazanıldı (az olacağından bile emin değiliz henüz), ne Bran Stark öldü (gayet de kaçıyorlardı), ne de Sam'in geleceği belirli. Tabi olaylar iyimser de sonuçlanabilir ama dediğim gibi henüz hiçbiri gerçekleşmedi. Hal böyleyken senaristleri "sıkışınca saçmalıyorlar" diye eleştirmek baya absürd geliyor kulağa.
Bayan kısım senaryo değil bir de, izleyici teorilerinin belirli ve tek bir doğrultuda oluşması baymıştır olsa olsa. Bu da direk kişisel beklentilerle alakalı. Bütün bunlar sizin beklentileriniz yani, burada eleştirdiğiniz de kendiniz olmalısınız. Snow'un dirilmiş olması sizi bu tarz beklentilere sokmuş anladığım kadarıyla. Ki Snow'un dirilmesinin de senaryo sıkışmasıyla bir alakası yoktu. Gayet de güzel bir kurgu idi oradaki çok önceden gelen kilit bir nokta.
Snow savaşı kaybetmeyecek bence. Zaten iki ihtimal var :)
Beklentiniz "beklenmedik olaylar olsun, biz de sürpriz yaşayalım, keyfimize bakalım" ise, dizide beklentiler yönünde iyimser olaylar yaşanırsa sıkılırsınız tabi. Ama dediğim gibi henüz bu bahsettikleriniz yaşanmadı.
0
Bence herkesin öldürülüp durması durması baymıştı artık. Ary ölmesin ya. Yapılacak çok şeyler var.
0
rednblue
merhaba,Kredi kartı hareketlerimde alışveriş yapmadıgımı düşündüğüm bir yerden az bir miktar (11 tl) alışveriş yapıldığını gördüm. sonradan işlem yapılan gün iş giris çıkıs saatlerime sistemden bakıp orada olmadığıma emin oldum. şimdi bankadan kartı kapattım postan çekildiğini söylediler ama bu işle
merhaba,
Kredi kartı hareketlerimde alışveriş yapmadıgımı düşündüğüm bir yerden az bir miktar (11 tl) alışveriş yapıldığını gördüm. sonradan işlem yapılan gün iş giris çıkıs saatlerime sistemden bakıp orada olmadığıma emin oldum. şimdi bankadan kartı kapattım postan çekildiğini söylediler ama bu işlem nasıl olmuş olabilir 11 tl için ne firmaya ne bankaya gidip uğraşmayacağım ama şaşırmış durumdayım. bu firmadan daha önce birkaç ufak alışverişim oldu kartımı orada kullandım yani ama hiç şüpheli birşey hatırlamıyorum. Lütfen bilen biri aydınlatsın aynı durumla karşılaşabilecek kişilere de bir önlem olsun.
Kredi kartı hareketlerimde alışveriş yapmadıgımı düşündüğüm bir yerden az bir miktar (11 tl) alışveriş yapıldığını gördüm. sonradan işlem yapılan gün iş giris çıkıs saatlerime sistemden bakıp orada olmadığıma emin oldum. şimdi bankadan kartı kapattım postan çekildiğini söylediler ama bu işlem nasıl olmuş olabilir 11 tl için ne firmaya ne bankaya gidip uğraşmayacağım ama şaşırmış durumdayım. bu firmadan daha önce birkaç ufak alışverişim oldu kartımı orada kullandım yani ama hiç şüpheli birşey hatırlamıyorum. Lütfen bilen biri aydınlatsın aynı durumla karşılaşabilecek kişilere de bir önlem olsun.
0
dükkana gidip konuş ben o tarihte burada değildim benim kartımdan bu para nasıl çekildi ya bana kamera kayıtlarını gösterin ya da ben sizden şikayetçi olacağım de hatta bankayı ara ve şikayetçi ol
0
Ben bir kere yanlışlıkla aynı ücreti 5 sefer çektirmiştim. Firmanın sitesinde sıkıntı vardı. Aradım, harcamayı yapmadığıma dair bir form doldurup fakslamamı istemişlerdi. Onu kullanabilirsin.
Müşteri hizmetlerini ararsan yardımcı olurlar.
Bu tarz işlemlerde miktar önemli değil ama adli bir vaka olursa başın belaya girer. İtirazını mutlaka yap. Dükkana veya bankaya gitmene gerek yok.
Müşteri hizmetlerini ararsan yardımcı olurlar.
Bu tarz işlemlerde miktar önemli değil ama adli bir vaka olursa başın belaya girer. İtirazını mutlaka yap. Dükkana veya bankaya gitmene gerek yok.
0
bankaya özellikle sordum bana geri dönülecek mi diye şubeden şikayet formu doldurmanız lazım dedi iade olacak vs demedi.firma ile ise uğraşmak istemiyorum ne idiğü belirsiz birileri çıkar filan diye. sadece teknik olarak nasıl mümkün oldu onu merak ediyorum hem kendim için hem de diğer okuyanlar da bilinçlensin diye. saat tam vermiyorum ama 4 te oradan alışveriş yapmış olmam mümkün değil işteydim.
0
bence de mağazaya gidin. mesele 11 lira değil burda. ortada bi hırsızlık varsa ortaya çıkmalı.
öncelikle çok emin olun işlemi yapanın siz olmadığınıza. kamera kayıtlarında kendinizi görürseniz ayıp olur.
bankadan bilgi alabiliyor musunuz işlem nasıl yapılmış diye? şifreli mi şifresiz mi?
öncelikle çok emin olun işlemi yapanın siz olmadığınıza. kamera kayıtlarında kendinizi görürseniz ayıp olur.
bankadan bilgi alabiliyor musunuz işlem nasıl yapılmış diye? şifreli mi şifresiz mi?
0
iş giriş çıkışımdan kontrol ettim o saatte işteyim. bankaya saat kesin mi dedim evet dedi ki zaten orada satılan ürünü bir süredir almıyorum o yüzden şüphelendim. şifreli işlem mi diye sordum sadece pos mu mail order mı onu söyleyebiliyoruz dedi pos çekimiymiş. şifre mi imza mı temassız mı söyleyemedi.
0
bir ihtimal belirli bir miktara kadar tutarı poslar ofline olarak alabiliyor diye biliyorum.
pos merkezle iletişime geçemeyecek durumdaysa oflline çekiyor bağlantı kurduğunda işlemi merkeze gönderiyor.
bu şekilde olma ihtimali olabilir ssate fazla takılma
pos merkezle iletişime geçemeyecek durumdaysa oflline çekiyor bağlantı kurduğunda işlemi merkeze gönderiyor.
bu şekilde olma ihtimali olabilir ssate fazla takılma
0
Harcamaya itiraz edersen : harcamayı senin yapmadığın belli olur. Banka firmayla irtibata geçer ve bu müşterimiz bu harcamayı yapmamış der. Onlardan fiş, fatura, teslim belgesi gibi bilgileri ister. Firma veremezse veya benim durumumda olduğu gibi yanlışlığı kabul ederlerse banka paranı iade eder.
Hangi ürünün alındığından veya dükkandan eminsen kartı değiştirmen yeterli olur. Ancak açık provizyonları vs. iyice kontrol et. Yapılmış ama henüz ekstreye yansımamış harcamalar olabilir.
Hangi ürünün alındığından veya dükkandan eminsen kartı değiştirmen yeterli olur. Ancak açık provizyonları vs. iyice kontrol et. Yapılmış ama henüz ekstreye yansımamış harcamalar olabilir.
0
benzer bir olayı ben de yaşadım. fakat en sonunda o harcamayı yaptığımı hatırladım.
öncelikle kredi kartının kullanıldığı saat bilgisini telefon bankacılığından öğrendim. bazen ekstreye farklı saatler yansıyabiliyormuş. beni yanıltan da bu olmuştu. çok detaylı hatırlamaya sebep vermeyecek kadar ufak bir tutardı aynı sizinki gibi. sonra saatleri eşleştirip, biraz da hafızayı zorlayınca o harcamayı yaptığımı hatırladım. zaman aldı ama :) fakat kartı bilgilerimin çalınmadığını anlamış olmak en güzeliydi. halen ara ara olur bu.
öncelikle kredi kartının kullanıldığı saat bilgisini telefon bankacılığından öğrendim. bazen ekstreye farklı saatler yansıyabiliyormuş. beni yanıltan da bu olmuştu. çok detaylı hatırlamaya sebep vermeyecek kadar ufak bir tutardı aynı sizinki gibi. sonra saatleri eşleştirip, biraz da hafızayı zorlayınca o harcamayı yaptığımı hatırladım. zaman aldı ama :) fakat kartı bilgilerimin çalınmadığını anlamış olmak en güzeliydi. halen ara ara olur bu.
0
pardonan
Kısa ingiliz dizilerini seviyorum.1) Tercihen ingiliz dizisi olsun2) Tercihen mini dizi olsun.3) Komedi olmasın.Bayılarak İzlediklerim:1) Sherlock2) The Night Manager3) Black Mirror4) True Dedective5) FargoSon ikisi ABD yapımı ama anlamışsınızdır siz neleri sevdiğimi.
Kısa ingiliz dizilerini seviyorum.
1) Tercihen ingiliz dizisi olsun
2) Tercihen mini dizi olsun.
3) Komedi olmasın.
Bayılarak İzlediklerim:
1) Sherlock
2) The Night Manager
3) Black Mirror
4) True Dedective
5) Fargo
Son ikisi ABD yapımı ama anlamışsınızdır siz neleri sevdiğimi.
1) Tercihen ingiliz dizisi olsun
2) Tercihen mini dizi olsun.
3) Komedi olmasın.
Bayılarak İzlediklerim:
1) Sherlock
2) The Night Manager
3) Black Mirror
4) True Dedective
5) Fargo
Son ikisi ABD yapımı ama anlamışsınızdır siz neleri sevdiğimi.
0
0
Peaky blinders!
ingiliz dizisi check, non komedi check, mini dizi fail.
hafif mafyavari dizi. ama süfer.
ingiliz dizisi check, non komedi check, mini dizi fail.
hafif mafyavari dizi. ama süfer.
0
EasyTiger
sevgili duyurucular,picasa çok karışık geldi. windows'u aratmayacak kolay bir resim açma programı yok mu ?biraz araştırdım ama sonuç alamadım.ücretsiz olursa sevinirim.
sevgili duyurucular,
picasa çok karışık geldi. windows'u aratmayacak kolay bir resim açma programı yok mu ?
biraz araştırdım ama sonuç alamadım.
ücretsiz olursa sevinirim.
picasa çok karışık geldi. windows'u aratmayacak kolay bir resim açma programı yok mu ?
biraz araştırdım ama sonuç alamadım.
ücretsiz olursa sevinirim.
0
space tam ekran açmıyor, tam ekran yapınca da fotolar arası geçiş yapamıyosun. ben de arıyorum şöyle sırayla fotoğraflara bakabileceğim bi program. takipteyim.
0
hacı fotoğrafların olduğu dosya içi görüntüsünü değiştirsen...çok pratik oluyor bence...
0
dosyaları seçip preview'de açarsanız sırayla bakılıyor ama ben acaba soruyu mu anlamadım ki?
0
öncelikle dosyaları seçmeniz gerekiyor space/preview için. seçmezseniz fotolar arası ilerleme olmuyor malesef. cmd+a ardından space işinizi görecektir.
0
space ile preview açarsanız aşağı ok tuşuyla ilerleyebiliyorsunuz diğer fotolara ama previewi sol üstten tam ekran yapınca ilerlenmiyor, mesele bu. ya da ben beceremedim.
0
tavish11
Üniversitede Amerikan Tarihi kuruluştan 1.dünya savaşına diye bir ders almıştım. Beklediğim gibi çıkmadı. Hocası zordu. Bıraktım. Yerine başka ders aldım. Bu ders transsikriptte FF olarak gözüküyor.Bu durum Amerika vizesini etkiler mi? Amerika öğrencilerden vize başvurusunda kapalı zarfta öğrenci be
Üniversitede Amerikan Tarihi kuruluştan 1.dünya savaşına diye bir ders almıştım. Beklediğim gibi çıkmadı. Hocası zordu. Bıraktım. Yerine başka ders aldım. Bu ders transsikriptte FF olarak gözüküyor.
Bu durum Amerika vizesini etkiler mi? Amerika öğrencilerden vize başvurusunda kapalı zarfta öğrenci belgesi ve transikript istiyor
Bu durum Amerika vizesini etkiler mi? Amerika öğrencilerden vize başvurusunda kapalı zarfta öğrenci belgesi ve transikript istiyor
0
@peggy, geçen ay "öğrenci vizesine" başvuran bir arkadaşıma notları yeteri kadar yüksek değil diye vize vermediler.
0
Direkt söylediler mi, notların yüksek olmadığı için vize çıkmamıştır diye, yoksa sizin yorumunuz mu? Adamlar bu insanın gerçekten öğrenci olup olmadığını bilmek istiyorlar. Derslerin neredeyse hepsi FF olduğu takdirde, "okula gitmiyor ki bu" algısı oluşabilir tabii, ama tek dersen red yemesi de saçmalık olur, akademi değil sonuçta konsolosluk:)
0
Dersin hangisi olduğu önemli değil ama not ortalaması dusuk ise vize vermeme ihtimalleri var. Benden görmek istedikleri tek belge transikprit idi. Direk çıktıyı vermiştim. Sonra vizeyi onayladılar.
Demek istediğim not ortalamasının yüksek olması gerekiyor. 2.30 üzeri gibi. Ders etkilemez.
Demek istediğim not ortalamasının yüksek olması gerekiyor. 2.30 üzeri gibi. Ders etkilemez.
0
@peggy evet, iki kere başvurdu, ikisi de red. ikincisinde artık "neden ha, neden?" diye sorunca cevap verdiler. cevap da buydu. belki kaçınmak için uydurma bir cevap verdiler bilemiyorum, lakin verilen cevap bu.
0
@givemesomesubstance, kötü olmuş ya notları o kadar inceliyor olmaları çok gereksiz. ben öğrenciyken başvurduğumda sorun yaşamamıştım. üstelik ilk dönem okula hiç gitmediğim, direkt 2. dönem başladığım için ilk dönemki derslerin hepsi FF'di, yine de şanslıymışım sıkıntı çıkmadı, insiyatife kalıyor çoğu zaman.
bol şans diyelim.
bol şans diyelim.
0
@peggy buradaki fark başvurduğun vizenin türü aslında. öğrenci vizesi için biraz kastırıyorlar. bir çok kişi dil kursu/okul bahanesiyle amerika'ya kapak atma peşinde olduğundan nota bakmaları çok gereksiz görünmüyor bana. ancak turist vizesi isteyen bir üniversite öğrencisi ise söz konusu, o durumda haklısın, gereksiz bir uygulama olurdu.
0
tanri oldu nietzschez ki simdi
Google'a yazmak yerine kafalarına güvendiğim yazarlara sormak daha mantıklı geldi.Tamamen bakir bir yer olsun istemiyorum fakat tıklım tıklım da olmamalı. Yani yine insanlar olsun az buçuk. Kamp da yapabilirim, apartta da kalabilirim o da sorun değil. Ama mesela 10 günlük tatilin 10'unu da aynı alan
Google'a yazmak yerine kafalarına güvendiğim yazarlara sormak daha mantıklı geldi.
Tamamen bakir bir yer olsun istemiyorum fakat tıklım tıklım da olmamalı. Yani yine insanlar olsun az buçuk. Kamp da yapabilirim, apartta da kalabilirim o da sorun değil.
Ama mesela 10 günlük tatilin 10'unu da aynı alanda geçirmek sıkıcı olacağından doğa yürüyüşü de yapabileyim, ormanda kayalıklarda dolanayım. bazı akşamlar gecelere akabileceğim bir yerler de olsun en azından araçla gidebileceğim mesafede.
Geceler illa kulüp olmak zorunda değil, belki bi festival alanı da olabilir.
Tamamen bakir bir yer olsun istemiyorum fakat tıklım tıklım da olmamalı. Yani yine insanlar olsun az buçuk. Kamp da yapabilirim, apartta da kalabilirim o da sorun değil.
Ama mesela 10 günlük tatilin 10'unu da aynı alanda geçirmek sıkıcı olacağından doğa yürüyüşü de yapabileyim, ormanda kayalıklarda dolanayım. bazı akşamlar gecelere akabileceğim bir yerler de olsun en azından araçla gidebileceğim mesafede.
Geceler illa kulüp olmak zorunda değil, belki bi festival alanı da olabilir.
0
olympos öldü yeaa tayfası gelmeden önce olympos taraflarını önerebilirim. çünkü bir çok yerin ortasında kalıyor. ama illa olympos'ta kalmak zorunda değilsiniz. bir çok yere yakın dediğim gibi, gece takılacağınız yerler de var civarda. bir gün adrasan, bir gün çıralı, bir gün gelidonya feneri, bir gün olympos, bir gün phaselis falan takılın bence yakın olarak. oralardan max. 3 saatlik mesafelerde başka bir sürü yer de var. kelebekler vadisi, kabak, köprülü kanyon, kaş taraflarına da uğrarsınız arabanız ve çadırınız var nasıl olsa.
0
tüm ege sahilleri bu tanıma uyar sanırım.
gökova. biraz tıklım tıklım olabilir gerçi ama doğa da ormanda kumsalda deniz de var. marmarise akarsın bir kaç akşam.
gökova. biraz tıklım tıklım olabilir gerçi ama doğa da ormanda kumsalda deniz de var. marmarise akarsın bir kaç akşam.
0
enkolaykullaniciadi
http://i.hizliresim.com/l1LoJl.png4 numaralı evin bir odası cam duvar ve dışarı penceresi yok ama bunu gözardı edin. Diğerlerinin kuzey, güney vs. gibi özellikleirni değerlendirmeyin. sadece ev planının kullanışlılığı, mantıklısı açısından bakın.
i.hizliresim.com 
4 numaralı evin bir odası cam duvar ve dışarı penceresi yok ama bunu gözardı edin. Diğerlerinin kuzey, güney vs. gibi özellikleirni değerlendirmeyin. sadece ev planının kullanışlılığı, mantıklısı açısından bakın.
4 numaralı evin bir odası cam duvar ve dışarı penceresi yok ama bunu gözardı edin. Diğerlerinin kuzey, güney vs. gibi özellikleirni değerlendirmeyin. sadece ev planının kullanışlılığı, mantıklısı açısından bakın.
0
fiyatı muadillerine göre çok uygun değilse bence bu projeden ev alma.
1-ebeveyn banyo yok
2-wc var, artık yeni lüks konutlarda wc falan olmuyor kiler koyuyorlar yerine.(hadi bu lazım veya istesen kilere çevirirsin göz ardı edilebilir)
3-1-2-3-5'te balkonlar salonun ergonomisini oldukça bozmuş, ayrıca ufacık o balkonlar sadece kombi sığar bir de bir kişi sigara içer. kullanışlı değil.
4-4.'nün planında wc'ye giriş yatak odasından olmuş. ilginç ve anormal seçim. ebeveyn banyosu yapsalardı bari yapmışken.
avantajları karanlık oda olmaması ve odaların yamuk yumuk olmaması gibi duruyor.
sen yine de birini seç dersen. 4'ü alır, cam duvarı yıkar o odayı salona katar evi 2+1 olarak kullanırdım. (sığarsa wc'yi de ebeveyn banyoya çevirmeye çalışırdım)
1-ebeveyn banyo yok
2-wc var, artık yeni lüks konutlarda wc falan olmuyor kiler koyuyorlar yerine.(hadi bu lazım veya istesen kilere çevirirsin göz ardı edilebilir)
3-1-2-3-5'te balkonlar salonun ergonomisini oldukça bozmuş, ayrıca ufacık o balkonlar sadece kombi sığar bir de bir kişi sigara içer. kullanışlı değil.
4-4.'nün planında wc'ye giriş yatak odasından olmuş. ilginç ve anormal seçim. ebeveyn banyosu yapsalardı bari yapmışken.
avantajları karanlık oda olmaması ve odaların yamuk yumuk olmaması gibi duruyor.
sen yine de birini seç dersen. 4'ü alır, cam duvarı yıkar o odayı salona katar evi 2+1 olarak kullanırdım. (sığarsa wc'yi de ebeveyn banyoya çevirmeye çalışırdım)
0
bence 1 olmadı 2. o taraf hem m2 açısından hem odaların dağılışı bakımından daha avantajlı duruyor.
0
Bence de 1 veya 2 ama bu biraz orada yaşayacak kişilere bağlı. Benim 1-2'deki amacım yatak odalarının konumlandırılma şekli idi. Evlerde yatak odaları uzak olsa iyi olur diye düşünüyorum, insanların özelleri biraz kendine kalabilsin. Odalarında oraya buraya gürültü gitmeyecek şekilde rahat davranabilsinler ve geniş olsun diye. Başka bir ailenin hemen çocuğunun sesini duyması ve ona koşturması gerekir ve yanyana olanı tercih edebilirler. Ebeveyn ve biraz da bebek olmayan çocuklar varsa, 1-2 iyi bence. Karı-koca yatak odasında rahat etsinler.
0
1 ve 2.
4 ve 5'te odalar ince uzun, bi halta yaramaz. 1 ve 2de ebeveyn banyo da var, mis.
4 ve 5'te odalar ince uzun, bi halta yaramaz. 1 ve 2de ebeveyn banyo da var, mis.
0
@babilbaligi
abi aslında hepsinde ebeveyn banyo var. sadece 4 te wc yok onun yerine kiler var.
abi aslında hepsinde ebeveyn banyo var. sadece 4 te wc yok onun yerine kiler var.
0
oda konumlandırmaları bakımından 4. antreden salon ve mutfağa en kısa sürede ulaşmak kullanımı kolyalaştırır. yatak odalarının da uzak oolmaları tercih sebebi olabilir bu güzergaha. dezavantajı mutfak boyutu.
sonrasında 2,1 ve odaları ince uzun olan 3,5 bence.
sonrasında 2,1 ve odaları ince uzun olan 3,5 bence.
0
bu binadan ev almam.
bir katta 5 daire var apartmanda tek asansör var. oldu olacak hiç olmasaymış.
10 katlı bir bina olsa daire başı 3 kişi 150 kişiye bir asansör kadar saçma bir şey duymadım.
bizim bina da 30 daire var 2 asansör pik saatlerde yetmiyor.
adamlar taşı sıkıp suyunu çıkarmış para için. hiç gerek yok bence.
bir katta 5 daire var apartmanda tek asansör var. oldu olacak hiç olmasaymış.
10 katlı bir bina olsa daire başı 3 kişi 150 kişiye bir asansör kadar saçma bir şey duymadım.
bizim bina da 30 daire var 2 asansör pik saatlerde yetmiyor.
adamlar taşı sıkıp suyunu çıkarmış para için. hiç gerek yok bence.
0
tchuck
ya arkadaş, ekşide habire "vay daenerys yanmıyor diye bişi yok" yazılıyor da. ben mi yanlış hatırlıyorum kitabı?bildiğim kadarıyla daenerys kesinlikle yanmıyor. sıcağın ona işlememesini geçtim, 1. kitap sonundaki mucize dışında,5. kitap sonunda kendi ejderhası yakıyordu gene daenerys, yine kel kalıy
ya arkadaş, ekşide habire "vay daenerys yanmıyor diye bişi yok" yazılıyor da. ben mi yanlış hatırlıyorum kitabı?
bildiğim kadarıyla daenerys kesinlikle yanmıyor. sıcağın ona işlememesini geçtim, 1. kitap sonundaki mucize dışında,
5. kitap sonunda kendi ejderhası yakıyordu gene daenerys, yine kel kalıyordu ama yanmıyordu yani.
targaryenler yanmıyor diye bişi yok bu bilindik bişi,
hatta eski kafadan kontak krallar ejderhaları diriltecem diye ateşlere atlayarak falan yanmışlardı.
ama daenerys kesinlikle yanmıyor yani tartışılacak bir konu değil ki bu?
o 1 defaya mahsus bir mucize falan değildi yani.
bildiğim kadarıyla daenerys kesinlikle yanmıyor. sıcağın ona işlememesini geçtim, 1. kitap sonundaki mucize dışında,
5. kitap sonunda kendi ejderhası yakıyordu gene daenerys, yine kel kalıyordu ama yanmıyordu yani.
targaryenler yanmıyor diye bişi yok bu bilindik bişi,
hatta eski kafadan kontak krallar ejderhaları diriltecem diye ateşlere atlayarak falan yanmışlardı.
ama daenerys kesinlikle yanmıyor yani tartışılacak bir konu değil ki bu?
o 1 defaya mahsus bir mucize falan değildi yani.
0
evet yanmıyor zaten. dizinin son bölümünde de yanmadığını gördük.
0
fakat spoiler ibaresi koymadan spoiler verenler öbür dünyada yanıyormuş diyolar?
0
ya öf ne spoiler ibaresi sıktı bu mevzu da, nerdeyse 6 sene olmuş daenerys'in yanma muhabbeti. işin spoilerı mı kalmış, got'un adını bilen herkes daenerysi biliyor zaten. bırakın şu hassasiyetleri allah aşkına.
@mit dir,
dizinin bir anlamı yok hiçbirş ey kitaba uygun dğeil. millet de o yüzden diziye laf atıyordu "abi daenerysin yanmaması diye bişi mi var ya" diye. halbuki var evet. daenerys yanamaz
@mit dir,
dizinin bir anlamı yok hiçbirş ey kitaba uygun dğeil. millet de o yüzden diziye laf atıyordu "abi daenerysin yanmaması diye bişi mi var ya" diye. halbuki var evet. daenerys yanamaz
0
ikinizde kitap ve bölüm sonları diye spoiler vermişsiniz düd. yanma mevzu başlardan beri bilinen bir şey de, 5. kitabın sonunda kendi ejderhasının yaktığını bilmek zorunda mıyız? veya son bölümü izlememiş birisinin ilgili sahneyi okuması hoş değil.
kaldı ki soru ne burada tam olarak? bize soracağınıza bu yorumu yapanlara sorun ekşiden?
kaldı ki soru ne burada tam olarak? bize soracağınıza bu yorumu yapanlara sorun ekşiden?
0
sarper361
"Kardeşler otel ev sahipliğinde “Notes Jazz Sunset at Niğde” konserleri başlıyor, yaz boyunca devam ediyor."Bunu nasıl çeviririz Britanyalılar?
"Kardeşler otel ev sahipliğinde “Notes Jazz Sunset at Niğde” konserleri başlıyor, yaz boyunca devam ediyor."
Bunu nasıl çeviririz Britanyalılar?
Bunu nasıl çeviririz Britanyalılar?
0
gneral
arkadaşlar selam,şöyle özetleyeyim;aylar var,her ayın günü var.her ayın gününde şunlar var;- gelir1- gelir2- kredi kart banka1- kredi kart banka2- kredi kart banka3- gider- şahsi gider1- şahsi gider2bunları nasıl bir tablo üzerinde yapabilirim. her ayın gününe gireceğim için sıkıntım orada. örneğin
arkadaşlar selam,
şöyle özetleyeyim;
aylar var,
her ayın günü var.
her ayın gününde şunlar var;
- gelir1
- gelir2
- kredi kart banka1
- kredi kart banka2
- kredi kart banka3
- gider
- şahsi gider1
- şahsi gider2
bunları nasıl bir tablo üzerinde yapabilirim. her ayın gününe gireceğim için sıkıntım orada. örneğin 1 ocak için alt satıra hücre birleştirme ile mi bu kalemleri gireceğim, nasıl?
deneme yanılma ile bir şekilde yaparım ama süreklilik arzedeceği için sonradan değiştirmede sıkıntı yaşarım diye endişe ediyorum.
napalım?
şöyle özetleyeyim;
aylar var,
her ayın günü var.
her ayın gününde şunlar var;
- gelir1
- gelir2
- kredi kart banka1
- kredi kart banka2
- kredi kart banka3
- gider
- şahsi gider1
- şahsi gider2
bunları nasıl bir tablo üzerinde yapabilirim. her ayın gününe gireceğim için sıkıntım orada. örneğin 1 ocak için alt satıra hücre birleştirme ile mi bu kalemleri gireceğim, nasıl?
deneme yanılma ile bir şekilde yaparım ama süreklilik arzedeceği için sonradan değiştirmede sıkıntı yaşarım diye endişe ediyorum.
napalım?
0
En temizi bir tablo oluşturup Pivot kullanarak takip etmek.
Örnek tablo şöyle olabilir.
Tarih - (Gelir / Gider) - Tip - Detay - Tutar
01.01.2016 - Gelir - Gelir2 - Osman abi - 100
02.01.2016 - Gider - Şahsi Gider2 - Yemek - 50
Bu şekil aklına yatarsa pivot tablo üzerinden tüm detayları alabilirsin.
Örnek tablo şöyle olabilir.
Tarih - (Gelir / Gider) - Tip - Detay - Tutar
01.01.2016 - Gelir - Gelir2 - Osman abi - 100
02.01.2016 - Gider - Şahsi Gider2 - Yemek - 50
Bu şekil aklına yatarsa pivot tablo üzerinden tüm detayları alabilirsin.
0
excel şablonlarında aratırsanız buna uygun şeyler bulabilirsiniz. eğer bu şekilde bir şey bulamazsanız şunu deneyin.
A sütununa A2, A3, A4, ... şeklinde bu başlıkları yazın. B1, C1, D1 ... 'de ise ayın günleri olsun. bunu bir ay için yapın sonra kopyalayıp aşağılarda başka hücrelere yapıştırın veya başka bir sheet açın, oradan devam edin.
A sütununa A2, A3, A4, ... şeklinde bu başlıkları yazın. B1, C1, D1 ... 'de ise ayın günleri olsun. bunu bir ay için yapın sonra kopyalayıp aşağılarda başka hücrelere yapıştırın veya başka bir sheet açın, oradan devam edin.
0
gazozailacatmauzmani
selamlar, yaklaşık 1 ay sonra kız arkadaşımın doğum günü var. Standart elbise, saat tarzı şeyler düşündüm, hala düşünüyorum. Hatta saat de karar kıldım gibi. Ama hediye alacağım şahsiyet tam bir panter emel, sokak hayvnları için deliriyor, alıyor besliyor, evinde bakıyor, arabasının arkasında her za
selamlar, yaklaşık 1 ay sonra kız arkadaşımın doğum günü var. Standart elbise, saat tarzı şeyler düşündüm, hala düşünüyorum. Hatta saat de karar kıldım gibi. Ama hediye alacağım şahsiyet tam bir panter emel, sokak hayvnları için deliriyor, alıyor besliyor, evinde bakıyor, arabasının arkasında her zaman koli koli mamalar var. Daha önce ofisten bir arkadaş kız arkadaı için fidan bağışlamıştı, tema bir ormanda isme fidan dikip bir belge gönderiyor bu ağaç şuraya sizin için dikildi vb diye. Kızın da hoşuna gitmişti. Şimdi hayvanlarla alakalı bu şekilde hem hoşuna gidecek, hem yarar sağlayacak bir hediye arayışındayım ne yapabilirim sizce
0
bazı barınaklarda fahri hayvan sahiplendirme varmış, hayvanın aylık giderlerini üstleniyormuşsun, onlar da istediğin zaman gelip sevme, hatta bi süre sonra sana güvenirlerse birlikte gezme fırsatı veriyorlarmış.
0
Bizim barınağımıza bağış yapabilirsin :)
Normalde özel günler dışında (yılbaşı, 14 şubat vs) belge vermiyoruz bağışlar için ama bu durum için bir şey ayarlayabiliriz.
hayvankurtarma.org
Baba jo'nun dediği gibi bir de Candostu projemiz var. Aylık 2 paket mama karşılığında bir köpeği candostu seçiyorsunuz. Barınağa gelip gezdirebiliyorsunuz, sevebiliyorsunuz vs. Sizin barınaktaki çocuğunuz gibi oluyor. Merak edersen daha çok bilgi verebilirim.
Normalde özel günler dışında (yılbaşı, 14 şubat vs) belge vermiyoruz bağışlar için ama bu durum için bir şey ayarlayabiliriz.
hayvankurtarma.org
Baba jo'nun dediği gibi bir de Candostu projemiz var. Aylık 2 paket mama karşılığında bir köpeği candostu seçiyorsunuz. Barınağa gelip gezdirebiliyorsunuz, sevebiliyorsunuz vs. Sizin barınaktaki çocuğunuz gibi oluyor. Merak edersen daha çok bilgi verebilirim.
0
hayvanlar ile ilgili olanlar dışında çeşitli bağışlar da var. sertifika şeklinde yollayabilirsiniz de.
şuraya bakabilirsiniz www.heifer.org
şuraya bakabilirsiniz www.heifer.org
0
hasanemrex
Arkadaşlar sadece film ve internete girmek için bu notebooku almayı düşünüyorum fiyat performans olarak nasıldır bi yorum yapabilir misinizÜrün şu http://www.teknosa.com/urunler/125032899/hp-stream-11-d001nt-k6d29ea-notebook
Arkadaşlar sadece film ve internete girmek için bu notebooku almayı düşünüyorum fiyat performans olarak nasıldır bi yorum yapabilir misiniz
Ürün şu www.teknosa.com
Ürün şu www.teknosa.com
0
0
proculianus
Cep telefonumla internete ofisteki wifiden baglaniyordum. Ama şu an bağlanmıyor. Şifre değişikliği falan yok. Ofisteki diğer arkadaşlarım kullanabiliyor. Bilgisayarlarda da bi sorun yok. Neden olabilir?Telefon samsung galaxy s6 edge.
Cep telefonumla internete ofisteki wifiden baglaniyordum. Ama şu an bağlanmıyor. Şifre değişikliği falan yok. Ofisteki diğer arkadaşlarım kullanabiliyor. Bilgisayarlarda da bi sorun yok. Neden olabilir?
Telefon samsung galaxy s6 edge.
Telefon samsung galaxy s6 edge.
0
wi-fi'yi açıp kapatın.
telefonunuzu yeniden başlatmayı deneyin.
olmadı uçak moduna alıp sonra normal haline döndürün.
telefonunuzu yeniden başlatmayı deneyin.
olmadı uçak moduna alıp sonra normal haline döndürün.
0
marshmallow güncellemesi aldı mı? marshmallowlarda ola bir sorun. wifi ayarlarında wifi ağını unutup tekrar bağlatın.
0
Wifi ağını unutup tekrar bağlanmayı ve kapatıp açmayı denedim olmadı. Ağa bağlanıyor şeklinde bi yazı var ama bağlanmıyor bi türlü
0
evrimini tamamlamis hamambocegi
okumuş olduğunuz sonu şaşırtıcı biten, sürükleyici gerilim/polisiye türünde bir kitap önerebilir misiniz?bir de kitabın çok kalın ve ağır bir dille yazılmamış olmasını istiyorum.
okumuş olduğunuz sonu şaşırtıcı biten, sürükleyici gerilim/polisiye türünde bir kitap önerebilir misiniz?
bir de kitabın çok kalın ve ağır bir dille yazılmamış olmasını istiyorum.
bir de kitabın çok kalın ve ağır bir dille yazılmamış olmasını istiyorum.
0
kalın olmayan polisiye kitaba denk gelmedim hiç. kalın kabulünüzse @elorelia'nın önerdiği "ölümsüz" diğer polisiyelerden farklı bir yerde, hoş bir sürükleyiciliği olan bir kitaptı.
0
ben bu aralar Celil Öker'in kitaplarını okuyorum, buradan biri tavsiye etmişti bana da. kurgusu "vay anasını" dedirtmiyor ama üslup güzel, samimi. anlatım hemen sarıyor. kitaplar ince, akıp gidiyor. dan brown'daki ya da Grange'daki gibi şeytanlar antik gizemler gizli örgütler falan yok tabii. Daha bizden. Onun dışında yormayan Ahmet Ümit var ama onu ninem bile okuduğu için okuduğunuzu varsayıyorum. Daha kurgulu, ciddili polisiye isterseniz Ejderha Dövmeli Kız var. Ama o kalın biraz.
0
Ahmet ümit falan gibi polisiyeye hakaret tadındaki light kitapları değil de gerçek polisiyeleri okumak istiyorsan,
Tess gerritsen- cerrah.
Craig russell- kötü ruh- karanlığın soluğu- kara büyü
Jean christopher grange- leyleklerin uçuşu- kızıl nehirler
Massimo maratti- öldürmek için mükemmel bir gün
Yazarını hatırlamadığım katili olmayan adam adlı bir roman.
Henning mankellin bütün romanları.
Bir kaç da taş gibi polisiye dizi yazayım. Mentalist ya da Sherlock gibi kurgunun da kurgusu şeyler yerine ruhu, heyecanı ve gerçekçiliği olan şeyler.
Broadchurch, the missing, forbrydelsen, Bron broen. Hepsi müthiş. Tırnak yediriyor.
Tess gerritsen- cerrah.
Craig russell- kötü ruh- karanlığın soluğu- kara büyü
Jean christopher grange- leyleklerin uçuşu- kızıl nehirler
Massimo maratti- öldürmek için mükemmel bir gün
Yazarını hatırlamadığım katili olmayan adam adlı bir roman.
Henning mankellin bütün romanları.
Bir kaç da taş gibi polisiye dizi yazayım. Mentalist ya da Sherlock gibi kurgunun da kurgusu şeyler yerine ruhu, heyecanı ve gerçekçiliği olan şeyler.
Broadchurch, the missing, forbrydelsen, Bron broen. Hepsi müthiş. Tırnak yediriyor.
0
fakyoras
selam,su an windows kullanicisiyim, orta vadede macOS evrenine adim atmayi planliyorum. steam'de o kadar oyunum var, bunlari mekbukumda kullanabilecek miyim direk? yoksa virtual pc filan mi yapmam gerekecek?internete baktim, kimi oynanabilir demis, kimi oynanamaz demis degisik bir seyler cikmis orta
selam,
su an windows kullanicisiyim, orta vadede macOS evrenine adim atmayi planliyorum. steam'de o kadar oyunum var, bunlari mekbukumda kullanabilecek miyim direk? yoksa virtual pc filan mi yapmam gerekecek?
internete baktim, kimi oynanabilir demis, kimi oynanamaz demis degisik bir seyler cikmis ortaya.
su an windows kullanicisiyim, orta vadede macOS evrenine adim atmayi planliyorum. steam'de o kadar oyunum var, bunlari mekbukumda kullanabilecek miyim direk? yoksa virtual pc filan mi yapmam gerekecek?
internete baktim, kimi oynanabilir demis, kimi oynanamaz demis degisik bir seyler cikmis ortaya.
0
Bi kismi mac uyumludur oyunlarin. Digerleri icin windows kuracaksiniz mac cihaziniza. Virtual pc olmadan boot asamasinda hangisiyle acilmasini istediginizi secersiniz.
0
sayfasinda mac uyumlu oldugu yazan oyunlari oynayabilirim o zaman, guzel haber :)
ben olsam her platforma ayri ayri satardim :( steam isini bilmiyor...
ben olsam her platforma ayri ayri satardim :( steam isini bilmiyor...
0
aynen öyle. ama macbook üzerinde iyi bir ekran kartı ve ssd olması mühim, yoksa benim gibi ancak indie oyunlar oynayabileceksiniz :) (zaten genelde indie oyunlar mac desteği sunuyor)
0
Benim mac'te hem os x hem windows var (bkz: bootcamp) CS:GO'yu iki platformda da oynayabiliyorum ama Windows'taki performansı OS X'te alamıyorum. Birebir aynı grafik özelliklerde olsa da Windows bir tık daha iyi performans veriyor oyunda. Ayrıca os x'in fare mantığı da FPS oyunlarına çok ters. Fare hareketinin hızına göre değişkenlik gösteren bir hassasiyeti var. O yüzden FPS'lerde yemiyor.
Mac'e windows kurmayı düşünüyorsanız virtual pc, paralel falan düşünmeyin. Direkt bootcamp ile kurun.
Mac'e windows kurmayı düşünüyorsanız virtual pc, paralel falan düşünmeyin. Direkt bootcamp ile kurun.
0
mr.goodcat
şirket içi olaylardan bahsediyorum. örneğin bizde geçen sene 5 kişilik temizleme oldu. şef, mühendis, teknisyen hepsini uçurdular.
şirket içi olaylardan bahsediyorum. örneğin bizde geçen sene 5 kişilik temizleme oldu. şef, mühendis, teknisyen hepsini uçurdular.
0
x sorumlusu ile y sorumlusunun birbirine tekme tokat daldığını gördü bu gözler :O
0
Sirket kampusunde yasayan bir kac kisi kira masraflari olmadigindan bir sure para biriktirip ev almisti.
0
belki soruna cevap olmayacak ama şunu söylemek istiyorum. bir şirketin, bunların için de en kıdemli mühendis, teknisyen de olsa 5 kişiyi çıkarması hiç de "oha" denecek bir durum değildir. gayet normaldir.
geçenlerde bir duyurunun altında, hamile kadının işten çıkarılması veya hamile olan bir kadının işe alınmamasıyle ilgili birkaç şey yazılmıştı, hatta orada da şirketlerin hayır kurumu olmadığını belirtmiştim. yani, sen o şirket için artık istenmeyen adamsan, gidiyorsun.
geçenlerde bir duyurunun altında, hamile kadının işten çıkarılması veya hamile olan bir kadının işe alınmamasıyle ilgili birkaç şey yazılmıştı, hatta orada da şirketlerin hayır kurumu olmadığını belirtmiştim. yani, sen o şirket için artık istenmeyen adamsan, gidiyorsun.
0
çok eskiden daha çömezken herkes harıl harıl çalışıyor ofiste. hışımla finans müdürü içeri girdi yanımdaki masadaki muhasebe şefinin masasının önünde durdu "hemen tasını tarağını topla defol git burdan hemen hemen defol" diye bağırmaya başladı. adam hiç istifini bozmadı. hiç sallamadı resmen ya :) saat 17:30 falandı. saat 18:00 olunca adam hiç bişey olmamış gibi toparlandı kartını bastı çıktı gitti :)))
0
seks skandalı + ot yetiştirme skandalı.
ikisi de basına yansıdı.
yeter mi duşbegcim?
ikisi de basına yansıdı.
yeter mi duşbegcim?
0
Müdürlerden biri cd mış.
Bakım müdürüyle üretim müdürü, yarı mamüllerin arasında halvet ederken basıldı. Var mı arttıran?
Bakım müdürüyle üretim müdürü, yarı mamüllerin arasında halvet ederken basıldı. Var mı arttıran?
0
Global bir firmanin Çin şubesindeki yoneticilerinin tamaminin yolsuzluga bulasmasi. Hepsinin işten çikarilmasi ve mahkeme dava işleri.
0
bizim tuvalette biri çöpe sıçıyormuş. temizlik görevlileri de artık başa çıkamayıp uyarı yazısı yazmışlardı. artık kaç kez sıçtıysa :D
0
bizim ofiste bir kiz sekreter , yardimci vb diye alinmisti. kiz nisanliydi. cok da tatli bisi yesil gozlu, fizigi yuzu duzgun. kiz isten cikti. bizde calistigi 8 ay boyunca kizin ofiste elden gecirmedigi evli erkek kalmamis. ben haric ki ben evli degildim.
var mi buna benzer :) hatta kiz bana da yazmisti ama ben nisanli diye beni arkadas olarak goruyor diyerek ciddiye almamistim.
var mi buna benzer :) hatta kiz bana da yazmisti ama ben nisanli diye beni arkadas olarak goruyor diyerek ciddiye almamistim.
0
Ben size neler anlatırdım da ifşa olurum neyse, bizim iş yerinde bir rehin alma olayı oldu. Basında çok küçük bir yer edindi, 3-4 cümle ile geçiştirildi.
0
temizlikçi abla ile başka bir temizlikçi amca basılmıştı. buna şaşırıp tartışmıştık kendi aramızda. durumu en çok eleştiren iki kişi bir hafta sonra şirket aracında basıldılar :) bir seferinde de genel müdür çağırmıştı beni. eşinin hamile olduğunu, zor durumda olduğunu mümkünse porno sitelere erişimini açmamı istemişti :)
0
bu başlık efsane olur söyleyeyim :D vay be milletin şirketinde ne seks dönüyormuş arkadaş...
benim kısa bir süre çalıştığım yerde (bir tek sekreter kadındı) tek duyduğum şey daha önce birinin tuvalette osbir çektiği, temizlikçinin sperm bulduğu falan.
benim kısa bir süre çalıştığım yerde (bir tek sekreter kadındı) tek duyduğum şey daha önce birinin tuvalette osbir çektiği, temizlikçinin sperm bulduğu falan.
0
bizim evli tas gibi ceo'yla evli tas gibi bilmem ne müdürü, yine evli tas gibi bi takım lideriyle evli ama eh bi kadın okuldaş ayagına 4lü tatile cıkıp kızlı erkekli oda karması yapıp bunu da şirkete ödetiyorlar. hayır madem bi nane yiceksiniz bari kendi paranızla yapın. muhasebede arkadasın olunca da duyuyorsun.
0
Adamlar/Hanimlar ki bunu yapanlar icin souluyorum calismaktan ziyade sevismeye geliyorlar demek ki. Ve ay sonunda parayi aliyorlar bide ayın elemani seçildikleri zaman düşünemiyorum. Cok iyi sevistiniz alin buda ödülünüz.
Valla benim eski çalıştığım sirkette bir kadinin 5 kisiyi idare edip en sonunda birinin digerini anlamasi ile ortaya cikan durum vardi. Ki olmayan bir sey degilmis normal sonuc.
Valla benim eski çalıştığım sirkette bir kadinin 5 kisiyi idare edip en sonunda birinin digerini anlamasi ile ortaya cikan durum vardi. Ki olmayan bir sey degilmis normal sonuc.
0
sadece ozel sektorde olsa iyi. kamuda da neler neler oluyor ama hep "kaset siyaseti" olarak biliniyor sonra.
0
Kadrolaşabilmek için 120 kişi iki sene içinde, performanslarına bakılmadan işten atıldı.
0
eski çalıştığım yerde mesai saatlerinde 4-5 polis ofisi basmıştı. bütün bilgisayar ve sunuculara el koyuyoruz diye. filmlerdeki gibiydi :)
0
genellikle seri üretim fabrikalarında vardiyalı çalışılıyorsa deli seks döndüğü bilinen bir gerçektir. çalıştığım her firmada vardı. son çalıştığım yerde patron, ik müdürü ve muhasebe müdürü kadın ile yatıyordu ve bu kadınlar arasında büyük bir soğuk savaş vardı. kadınların ikisi de evliydi. en sonunda muhasebe müdürü işten ayrıldı, ik müdürü de eşinden boşanıp patronla yaşamaya başladı.
ağzımız açık kaldıydı anasını satayım.
ağzımız açık kaldıydı anasını satayım.
0
Çalıştığım kuruma Dallas demek daha doğru olur.x Müdürle y asistan arasında uzun süren aşk kıvılcımları hepimize tsunami etkisi yaptı.Kendisini herhalde şirketin genel müdürü statüsüne kadar getireceklerdi.Lakin ki öyle de değildir.Herkesin popisi kendine oldu.Kız evrakta sahtecilikten disiplin kurulu kararıyla 1 günde şutlandı.İçimizin yağları eridi mi? Çokta güzel eridi.
0
Eski patronum üretim müdürünü yukarı çağırıp, adam ıslık çala çala elleri cebinde merdiven çıkarken son adımını atmasıyla yumruklamaya başlamıştı. Sonra da etek giydirdi müdüre ama sağlam dövmüştü dağ gibi adam kıpkırmızı çıktı odadan :)
0
1.iş yeri;iş girdiğim ilk hafta patronun hıyar, senin ağzına sıçarım dediğini duyup şok olmuştum. Bir de birini türk kahvesi içtiği için azarlamıştı. 1,5 yılda o kadar çok kişi çıktı ve çıkarıldı ki aklımda kalanlar;
8 yıllık elemanı da siktir git diyerek işten çıkarmıştı.
Şirketi fazla mesai yaptırıp para ödemedikleri için şikayet eden arkadaşı bulup iki dakika da uçurdular.
2.iş yeri; burada da 6 ay çalıştım, sebepsiz yere ben dahil 5 kişi işten çıkartıldı. Benim işten çıkartılma şeklim sms yolu ile oldu. Çalışanlardan biri mobinge dayanamayarak iş yeri içinde intihara teşebbüs etti. Kurtuldu ama kadını işten çıkardılar.
3.iş yeri; şizofren bir tip vardı, onun hikayesi çok, ilginçlerinden biri iş yemeğeindenn sonra geceyi otelde geçirip, faturayı şirkete ödetmesi ve şirket bunu örtbas etti.
Olaysız 4.iş yerini arıyorum.
8 yıllık elemanı da siktir git diyerek işten çıkarmıştı.
Şirketi fazla mesai yaptırıp para ödemedikleri için şikayet eden arkadaşı bulup iki dakika da uçurdular.
2.iş yeri; burada da 6 ay çalıştım, sebepsiz yere ben dahil 5 kişi işten çıkartıldı. Benim işten çıkartılma şeklim sms yolu ile oldu. Çalışanlardan biri mobinge dayanamayarak iş yeri içinde intihara teşebbüs etti. Kurtuldu ama kadını işten çıkardılar.
3.iş yeri; şizofren bir tip vardı, onun hikayesi çok, ilginçlerinden biri iş yemeğeindenn sonra geceyi otelde geçirip, faturayı şirkete ödetmesi ve şirket bunu örtbas etti.
Olaysız 4.iş yerini arıyorum.
0
şirketin 40 yıllık patronunun intörn makine mühendisi arkadaş kızıp bir hafta işe gelmemesi. patronun bu süre zarfında (1 hafta) intörn öğrencinin kendisinin üzerine oynadığını düşünüp zaten hasta olan karısının üzerine gitmesi kadının hastaneye kaldırılması, hastanede kadının uyuyup bir daha uyanmaması kapanış olarak kadının ölmesi.
0
theguardianofthecemetery
Lütfen arkadaşlar öğrenci bir arkadaşımız için acil lazım. Yardımcı olabilirseniz çok mutlu edersiniz.
Lütfen arkadaşlar öğrenci bir arkadaşımız için acil lazım. Yardımcı olabilirseniz çok mutlu edersiniz.
0
ilkini çevirmeye çalıştım.
26 Aralık 2004'te Endonezya'nın kuzeybatı kıyılarındaki Sumatra adasını büyük bir deprem vurdu. 9 şiddetindeki deprem son 40 yıldaki görülmüş en şiddetli depremdi. Bu derece şiddetli bir depremin sonucunda okyanusta dev dalgalar oluştu. Bu dalgaların hızı saatte 480 km hıza kadar ulaştı. Dalgalar 75 dakika içerisinde Afrika kıyılarına, yaklaşık 600 km öteye kadar ulaştı. Dev dalgalar 11 ülkeye etki etti. En çok Endonezya, Sri Lanka, Hindistan, Tayland ve Maldivler etkilendi. Sonuçta 300.000 kişi can verdi, yarım milyondan fazla insan yaralandı, binlercesi halen kayıp ve milyonlar evsiz kaldı.
Bilim adamları bu yıkıcı dalgalar için özel bir isim verdiler. Japonca kökenli Tsunami olarak adlandırılıyor. Tsu Japonca'da liman, Nami ise dalga demek. Tsunami'nin sebepleri arasında su altındaki volkanik hareketlenmeler, yer kaymaları, hatta okyanusa düşen meteor parçaları var ancak en yaygın sebebi su altındaki depremler.
26 Aralık 2004'te Endonezya'nın kuzeybatı kıyılarındaki Sumatra adasını büyük bir deprem vurdu. 9 şiddetindeki deprem son 40 yıldaki görülmüş en şiddetli depremdi. Bu derece şiddetli bir depremin sonucunda okyanusta dev dalgalar oluştu. Bu dalgaların hızı saatte 480 km hıza kadar ulaştı. Dalgalar 75 dakika içerisinde Afrika kıyılarına, yaklaşık 600 km öteye kadar ulaştı. Dev dalgalar 11 ülkeye etki etti. En çok Endonezya, Sri Lanka, Hindistan, Tayland ve Maldivler etkilendi. Sonuçta 300.000 kişi can verdi, yarım milyondan fazla insan yaralandı, binlercesi halen kayıp ve milyonlar evsiz kaldı.
Bilim adamları bu yıkıcı dalgalar için özel bir isim verdiler. Japonca kökenli Tsunami olarak adlandırılıyor. Tsu Japonca'da liman, Nami ise dalga demek. Tsunami'nin sebepleri arasında su altındaki volkanik hareketlenmeler, yer kaymaları, hatta okyanusa düşen meteor parçaları var ancak en yaygın sebebi su altındaki depremler.
0
givemesomesubstance: Çok ama çok teşekkür ederim. Ne kadar makbule geçti anlatamam. Ellerine sağlık. Vaktiniz varsa ikincisini de çevirebilir misiniz rica etsem? Çok oluyorum, biliyorum ama öğrenci ödevi. Yardımcı olursanız sevinirim.
0
DNA Bilgisayarı: DNA, canlılarda genetik bilgiyi saklar. DNA'yı özel yapan sınırlı bir alanda sınırsız bilgiyi saklayabilmesidir. Bir miligram DNA, içerisinde dünyadaki bütün basılı materyalleri saklayabilir. Son zamanlarda bilim adamları DNA bilgisayarları üzerinde çalışıyorlar. Hatta şimdiden ilk prototip olarak MAYA-II'yi tasarladılar. Eğer bu teknolojiyi daha da öteye taşıyabilirlerse, mevcut bilgisayarlar da günümüz standartlarında hayal etmesi zor bu derece büyük bilgileri saklayabilecekler.
Nano Tedaviler: Nanoteknolojinin ilaçlarda kullanım alanı çok geniştir. Bilimadamları sadece kanser hücrelerini yok edecek nanomoleküller üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar. İlaçları vücutta hedeflenen bölgeye gönderebilmeyi mümkün kılıyor. Nanoteknolojinin yardımıyla mikroskobik robotlarla çok zor ameliyatları gerçekleştirebilecek, zarar görmüş dokuları iyileştirebilecek, kanser veya bakteriler gibi belirli tipteki hücreleri takip edip yok edebileceğiz. Nano tedaviler bugün belki daha emekleme aşamasında olabilir, ancak ilk aşının keşfinden bu yana modern tıbbın en büyük adımlarından biri oldukları söylenebilir.
Nano Tedaviler: Nanoteknolojinin ilaçlarda kullanım alanı çok geniştir. Bilimadamları sadece kanser hücrelerini yok edecek nanomoleküller üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar. İlaçları vücutta hedeflenen bölgeye gönderebilmeyi mümkün kılıyor. Nanoteknolojinin yardımıyla mikroskobik robotlarla çok zor ameliyatları gerçekleştirebilecek, zarar görmüş dokuları iyileştirebilecek, kanser veya bakteriler gibi belirli tipteki hücreleri takip edip yok edebileceğiz. Nano tedaviler bugün belki daha emekleme aşamasında olabilir, ancak ilk aşının keşfinden bu yana modern tıbbın en büyük adımlarından biri oldukları söylenebilir.
0
sabor
Ara ara balik tutmaya sehir disindaki baraj gollerine falan gidiyorum. Bir cadir alip 2-4 kisilik arkadas grubuyla kamp yapayim istiyorum. Arabanin bagajinda hazir bir cadir bulunsun. Decathlonda falan 100tlden basliyor 1500tl ye kadar cikiyor. Bunlarim malzeme kalitesi nasildir, neye dikkat edilmel
Ara ara balik tutmaya sehir disindaki baraj gollerine falan gidiyorum. Bir cadir alip 2-4 kisilik arkadas grubuyla kamp yapayim istiyorum. Arabanin bagajinda hazir bir cadir bulunsun. Decathlonda falan 100tlden basliyor 1500tl ye kadar cikiyor. Bunlarim malzeme kalitesi nasildir, neye dikkat edilmeli fikriniz var mi?
0
decathlon'da quechua'nın hızlı kurulan çadırları var. onları tavsiye ederim. biraz yer kaplayabilir bagajda ama bir çadırda en önemli şeylerden birisi kurulum bence. malzeme kalitesi konusunda da başarılı bi marka quechua. çeşitli dizayn, özellik ve genişlikte ürünleri var. önerim de şu www.decathlon.com.tr
0
www.decathlon.com.tr
kurulmamış hali bence gereğinden fazla yer kaplasada. biz bunu sırtımıza atıp çadır kuruyorduk. bence sizin de işinizi rahatlıkla görür.
kurulmamış hali bence gereğinden fazla yer kaplasada. biz bunu sırtımıza atıp çadır kuruyorduk. bence sizin de işinizi rahatlıkla görür.
0
mutekebbir
Bir excel dosyası hazırladım, şifreledim. Şuan yapmak istediğim şey, dosyaya şifresiz de girilebilsin fakat üzerinde oynama yapılamasın, sadece şifre ile giriş yapıldığında değişiklikler kayıt edilsin.Şifreyi bilmeyen kişi salt okunur olarak açıp bilgileri görebilsin fakat değiştiremesin istiyorum,
Bir excel dosyası hazırladım, şifreledim. Şuan yapmak istediğim şey, dosyaya şifresiz de girilebilsin fakat üzerinde oynama yapılamasın, sadece şifre ile giriş yapıldığında değişiklikler kayıt edilsin.
Şifreyi bilmeyen kişi salt okunur olarak açıp bilgileri görebilsin fakat değiştiremesin istiyorum, nasıl yapıldığını bulamadım bir türlü.
Biraz kurcaladım, izni sınırla bölümü var sınırlı erişim vs. oradan gidiyorum ama bir yere yönlendiriyor orası da açılmıyor devam edemeyince kimlik bilgileri girilmeden olmaz diyor tıkanıyor.
Başka yolu var mıdır?
Teşekkürler.
Şifreyi bilmeyen kişi salt okunur olarak açıp bilgileri görebilsin fakat değiştiremesin istiyorum, nasıl yapıldığını bulamadım bir türlü.
Biraz kurcaladım, izni sınırla bölümü var sınırlı erişim vs. oradan gidiyorum ama bir yere yönlendiriyor orası da açılmıyor devam edemeyince kimlik bilgileri girilmeden olmaz diyor tıkanıyor.
Başka yolu var mıdır?
Teşekkürler.
0
review tabından protect workbook diyerek yapabilirsiniz. burada nelerin değiştirilmemesi gerekir siz seçiyorsunuz. ama öncelikle değiştirilmesini istemediğiniz hücreleri seçerek format cells diyin ve açılan pencereden protection tabından protect kutusunu işaretleyin.
0
@himmetdayi; bakmıştım oraya ama olmadı maalesef.
@givemesomesubstance, burası da yine o kimlik bilgileri yönetme tarafına gönderiyor beni orası da devam etmiyor.
@kimlanbu; o kadar bile uğraşmaz buradakiler ya öyle büyük bir olayı yok da şu dediğim olayı yapabilseydim iyi olacaktı.
Teşekkürler tekrar.
@givemesomesubstance, burası da yine o kimlik bilgileri yönetme tarafına gönderiyor beni orası da devam etmiyor.
@kimlanbu; o kadar bile uğraşmaz buradakiler ya öyle büyük bir olayı yok da şu dediğim olayı yapabilseydim iyi olacaktı.
Teşekkürler tekrar.
0
charlotte blanc
yurtdışına para gönderiyoruz ziraat bankası kullanarak. türkiye to özbekistan. swift kopyası istiyorlar bizden ödeme yaptığımıza dair ama ziraat bankası swift kopyayı hep ödeme yaptığı günün ertesi yolluyor. bu normal mi onu sormak istedim ? baskı kurarak swift kopyasını daha erken alabilir miyiz ?
yurtdışına para gönderiyoruz ziraat bankası kullanarak. türkiye to özbekistan.
swift kopyası istiyorlar bizden ödeme yaptığımıza dair ama ziraat bankası swift kopyayı hep ödeme yaptığı günün ertesi yolluyor. bu normal mi onu sormak istedim ? baskı kurarak swift kopyasını daha erken alabilir miyiz ?
swift kopyası istiyorlar bizden ödeme yaptığımıza dair ama ziraat bankası swift kopyayı hep ödeme yaptığı günün ertesi yolluyor. bu normal mi onu sormak istedim ? baskı kurarak swift kopyasını daha erken alabilir miyiz ?
0
biz de genelde ertesi gün alıyoruz. karşı taraf bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyor olsa gerek. bir gün bekleyiversin.
0
Özbekistan'da iki tür kur vardir. umarim gönderdiğiniz odemeyi, o kurlara uygun olarak yapmissinizdir.
ayrica swift bir gun sonra aliniyorsa, bir gun sonra gönderirsiniz siz de.
ayrica swift bir gun sonra aliniyorsa, bir gun sonra gönderirsiniz siz de.
0
swift mesajı teknik olarak işlem anında yaratılan bir şey. bu özelliğiyle işlem anında size iletebilmeleri mümkün.
ertesi gün yollamalarının 2 sebebi olabilir. ya işlemi ertesi gün yapıyorlar ve akabinde size yolluyorlar ya da tembelliklerinden ertesi gün yolluyorlar.
ertesi gün yollamalarının 2 sebebi olabilir. ya işlemi ertesi gün yapıyorlar ve akabinde size yolluyorlar ya da tembelliklerinden ertesi gün yolluyorlar.
0
damdanakan
Akıl sağlığı, normallik vs bunlar bi ölçüde göreceli ama beyninizin düzgün çalışmadığını ve bu gidişin sizi deliliğe surukleyecegini dusunup korktuğunuz oluyor mu? Delirmekten korkan delirmez derler ama deliren insanlar geceden sabaha mi deliriyor sizce? Öncesinde o yaklaşan tehlikenin ayak seslerin
Akıl sağlığı, normallik vs bunlar bi ölçüde göreceli ama beyninizin düzgün çalışmadığını ve bu gidişin sizi deliliğe surukleyecegini dusunup korktuğunuz oluyor mu? Delirmekten korkan delirmez derler ama deliren insanlar geceden sabaha mi deliriyor sizce? Öncesinde o yaklaşan tehlikenin ayak seslerini duymuyorlar mi, huzursuz olmuyorlar mi? Mesela psikotik olanlarda gerçekdışı dusuncelerine karşı bi icgoru var mıdır?
Neyse, soru başlıkta.
Neyse, soru başlıkta.
0
o korku anksiyete belirtisi. sonunda bişey olmuyor. nasıl delirdim? olayı gerçek değil yani.
0
Delirme dedigin olay anlikta olabilir. Hersey yolunda giderken bi gun kalkmissin kafanda birsey.. O birsey kisa zamanda aklini alir senden. Kontrol edemezsin.
Evet korkuyorum.
Evet korkuyorum.
0
İşte ben de onu soruyorum aslında. Delirmekten korkan ya da delirmeye başladığını hisseden delirmiyor da kim deliriyor? Bi sabah uyandım ve delirdim gibi bi şey mi?
0
son yıllarda en büyük korkum bu sanırım. neden bilmiyorum ama sürekli olarak kendimi mental olarak tartma ihtiyacı hissediyorum. öyle aşırı bir her hareketi sorgulama hali değil ama mesela "bu hafta kafam yerinde mi?" diye düşünüyorum bazen. iyi miyim, kendimde miyim, nereye gidiyorum vs.
delirmek çok korkunç bir şey. çok zeki olduğumdan değil ama yine de beynimin sahip olduğum en değerli şey olduğuna inanıyorum. nefes almaya devam ettiğim sürece onun sağlıklı olmasını isterim. aksi, benim için en acınası şey olur. bu çoğu kişi için geçerli. mesela annemin delirdiğini görmektense ölmesini tercih ederim. akıl sağlığını kaybetmiş insanlara acımıyorum ama çok üzülüyorum, kalbim kırılıyor resmen. şöyle bi' dürtüp "niye kaybettin olum?" diye sorasım geliyor. annemin ölmesi hayatın bir parçasıdır, acı verse de yaşamın doğal bir sonucudur ama beni tanımaması, en basit işlerini bile göremeyecek hale gelmesi... ben bunu kabullenemem açıkçası, bana çok ağır gelir.
en kötüsü de sanırım ömür boyu bu korkuyla yaşayacak olmak. bir gece dişimi fırçalamasam, "hasta mısın lan sen, kişisel bakımını ihmal eder mi oldun it oğlu it, yarın da altına sıçarsın kesin, püüü!" diye kızıyorum kendi kendime. şu an iyiyim ama bu kafayla delirip de farkına varmayacağım herhalde jshjsk
delirmek çok korkunç bir şey. çok zeki olduğumdan değil ama yine de beynimin sahip olduğum en değerli şey olduğuna inanıyorum. nefes almaya devam ettiğim sürece onun sağlıklı olmasını isterim. aksi, benim için en acınası şey olur. bu çoğu kişi için geçerli. mesela annemin delirdiğini görmektense ölmesini tercih ederim. akıl sağlığını kaybetmiş insanlara acımıyorum ama çok üzülüyorum, kalbim kırılıyor resmen. şöyle bi' dürtüp "niye kaybettin olum?" diye sorasım geliyor. annemin ölmesi hayatın bir parçasıdır, acı verse de yaşamın doğal bir sonucudur ama beni tanımaması, en basit işlerini bile göremeyecek hale gelmesi... ben bunu kabullenemem açıkçası, bana çok ağır gelir.
en kötüsü de sanırım ömür boyu bu korkuyla yaşayacak olmak. bir gece dişimi fırçalamasam, "hasta mısın lan sen, kişisel bakımını ihmal eder mi oldun it oğlu it, yarın da altına sıçarsın kesin, püüü!" diye kızıyorum kendi kendime. şu an iyiyim ama bu kafayla delirip de farkına varmayacağım herhalde jshjsk
0
Bugun bunu dusunuyordum. Dusunmek deliligi anlayabilmek icin pek etkin bir yontem degil, bunu kabullendim once. Ama delirdigimin dusuncesi bile ufak bir urperti duymama yetti.
Kontrolun elimizde olmamasi kimilerine sempatik ve heyecan verici gelebilir bile. Yalniz kontrolsuzluk hic de oyle tatli bir sey degil, ozgurlukle karistiran bir cok insan var etrafimda. Aci verici midir bilmiyorum, cunku farkindalik da minimum duzeyde olsa gerek. Ancak tahmin yurutebiliyorum, dedigim gibi dusunerek bir yere varmak zor.
Kontrolun elimizde olmamasi kimilerine sempatik ve heyecan verici gelebilir bile. Yalniz kontrolsuzluk hic de oyle tatli bir sey degil, ozgurlukle karistiran bir cok insan var etrafimda. Aci verici midir bilmiyorum, cunku farkindalik da minimum duzeyde olsa gerek. Ancak tahmin yurutebiliyorum, dedigim gibi dusunerek bir yere varmak zor.
0
Aynen bir gun kalkiyor ve deliriyorsun. Cunku hastalik bu. Nasil bir gun kalkiyorsun grip oluyorsun. Delirmekte bir beyin hastaligidir. Hormonlar degisiyor neticede.
Ayrica cok buyuk bir yikim cok buyuk bir izdirap oldugunu dusunuyorum. Ara ara akliniz yerine geldiginde aslinda yini kontrol edemeyeceginizi bilmek cok kotu olmali. Isinizi, okulunuzu, sevgilinizi kaybetmek, dusunememek, korkunc..
Neyseki tip ilerliyor ve yeni yeni ilaclarla sanirim delilikte kalkicak yakinda.
Ayrica cok buyuk bir yikim cok buyuk bir izdirap oldugunu dusunuyorum. Ara ara akliniz yerine geldiginde aslinda yini kontrol edemeyeceginizi bilmek cok kotu olmali. Isinizi, okulunuzu, sevgilinizi kaybetmek, dusunememek, korkunc..
Neyseki tip ilerliyor ve yeni yeni ilaclarla sanirim delilikte kalkicak yakinda.
0
donem donem korktugum oldu. ama boyle zamanlarda beynimin olmasi gerektigi gibi calismadigini dusunup ilerisi icin kendimi duzeltmem gerektigini hissedebiliyorum, ki bu bile bence saglik belirtisi. tamamen kafayi siyirmis olsaydim kendime 'bak boyle gidersen sonun hayir degil, dogru dusunemiyorsun su an' diyemezdim, cunku coktan bunu dusunebilme yetimi kaybetmis olurdum. ha, bu dusunce benim iyilesmeme katki sagladi mi, onu bilmiyorum. bence bir travmadan sonra bu sekilde delirenler de bunun ayak seslerini duyuyor olmalilar. baska turlusune aklim ermiyor. bir gecede 'hadi ben delirdim, hoscakalin normlar' olmaz herhalde. bence onlar, bu ayak seslerini duydugu halde karsi koyabilecek gucu kendinde bulamayanlar, ya da karsi koymak istemeyenler. tabii bu dedigim psikotikler icin boyle olmayabilir. hatta degildir gibime geliyor. simdiye kadar hic oyle biriyle iletisime gecmedim, klinik bilgim de yok. onlarda hic mi 'acaba bunlar gercek degil mi' dusuncesi olmaz, ben de cok merak ediyorum.
0
baya korkuyorum. ailemde akıl hastalığı olan birkaç kişi olduğu için küçüklükten beri de korkardım.
hatta bir dönem bazı şeylerin sonucunda aklımı kaybettim heralde delirenler de delirmeden önce böyle şeyler yaşıyorlar gibi bir paranoyaya bile kapıldım. tam böyle düşündüğüm gün hiçbir şey gerçek değilmiş her şey boşmuş ve önceki dertlerim saçmalıkmış gibi gelmişti. sonra geçti tabi bunlar.
ama delirme evresini ben de gerçekten merak ediyorum. bunu belki de çok az insan bilir zaten. yavaş yavaş delirse de insan o an gerçekliği o sonuçta.
hatta bir dönem bazı şeylerin sonucunda aklımı kaybettim heralde delirenler de delirmeden önce böyle şeyler yaşıyorlar gibi bir paranoyaya bile kapıldım. tam böyle düşündüğüm gün hiçbir şey gerçek değilmiş her şey boşmuş ve önceki dertlerim saçmalıkmış gibi gelmişti. sonra geçti tabi bunlar.
ama delirme evresini ben de gerçekten merak ediyorum. bunu belki de çok az insan bilir zaten. yavaş yavaş delirse de insan o an gerçekliği o sonuçta.
0
Bi doktor, anksiyete hastaları en çok değer verdikleri şeyi kaybetmekten korkar. Senin gibi delirmekten korkanlar da zekasına güvenen, her işi aklıyla cozebilecegine inanan insanlardan çıkar gibi bi şey demişti. Yıllar içinde aklımı kullanarak birtakım kritik mevzulara çözüm uretemedigim için iki senedir bende de aşırı bi delirme korkusu var. Demek ki, o kadar iyi kullanamıyorum kafami, olmasa da olur mu diyorum içten içe, bilmiyorum ki. Beyin çok acayip bi varlık. Kim bilir arka sokaklarda ne olduysa, kendini kitlemeyi falan seçti. Biliş faaliyetlerim ciddi sınırlı son iki yıldır, algılama, hatırlama, hafıza, çağrışım. Gerçeklik algimda bile sapmalar olduğunu dusunuyorum zaman zaman. Mesela dün klip izlerken "Keşke bundan sonra da Sia calsalar" diye geçirdim içimden, çat Sia'nin klibi dönmeye başladı. Az önce "Acaba klip cidden başladı mı, ben mi öyle sandım" diye dusunurken buldum kendimi. Bayağı huzursuzum yani bu mevzuda.
0
Korkuyorum. Bir arkadaşımın ilk psikotik atağının başlangıcında bana "bana ne oluyor şu anda?" diye çaresizce sorması, hiç beklemediği bir anda herkesin başına gelebileceğini düşündürüp daha da korkuttu. Kimsenin başına gelmesin.
0
...artan gerilimi çeşitli kanallarından birinden akmaya başlar ve fırtına gibi kontrolsüz bir sel halinde fışkırır, bu sele De lilik denir. Bazen de çökme yavaş olur. Başlangıçta farkedilmeyen ama yavaş yavaş artan bir basınç. îç kemiren bir hoşnutsuz luk, üzerinize saldıran çocuksu bir korku; bunlar durmadan genişleyen bir yörüngede ilerleyerek kişilik denilen esraren 49 tuluş. Dayanılamayacak bir şeyden kaçış. Ve işte bu neden le Delilik geldi. Kurtarma; saf, basit, katıksız kurtarma." Delilik, bizleri eline alan İnsanî korkuların hiçbirini bil mez. Hata yapmayı - vicdanı olmadığından - Tanrı korkusu nu, veya şeytanları da bilmez. Bu dünyada hiçbir şey, başı nı kaldırıp hak iddia ettiğinde, onu durduramaz. Onun seçti giz gücün üstünde oymalar yapıyorlar. Bu, belki de öyle küçük ve yavaş hareketlerle oluyor ki, başlangıçta farkedilmiyor. Sonra 'yıkım' başlıyor. Mantık ve aklın şeytanca kuruntular tarafından yok edilmesi sonun da melekelerin, yetilerin çökmesine biz 'yıkım' diyoruz; tem kinli ve düzenli düşünceler buna boyun eğiyorlar. Mantığın düzenli yolunda, vahşi bir düzensizlik hüküm sürüyor ve bü tün duygular ayaklanıyor, başkaldırıyor. Yıkım. Yine de, her olayda olduğu gibi, görüş açısı manzarayı değiştirir. Ben, Delilik denen bu olgunun öbür yakasında duruyorum ve elimi öbür tarafa uzatmak, oraya geçmeyi bir gün başarabilenlere uzanabilmek istiyorum. Veya (Tanrı on ları esirgesin!) sevdiklerinin yanında durup bariyerin yüksel mesini seyretmek, ölümden beter olan ve karşıya geçmenin mümkün olmadığı bir uçurumu görmek. Onlar, gerçek kay bın ne olduğunu; tabutların, mezarların ve yumuşak topra ğın sakin, sessiz finalinin daha çok tercih edilebileceğini de neyerek öğrenirler. Onlara, şunu söyleyebilirim; (çünkü ben biliyorum, ben oradaydım) "Unutmayın ki bir ruh, o Delilik denen belirsiz denizde seyrederken, sizin kaybettiklerinizden çok daha faz la ve daha önemli şeyler kazanmıştır. Normal, aklı başında insanların Yıkım dedikleri şey, Deliliğin vahşi isterisini ta nıyanlar için - ben bunu iyi bilirim- bir kurtuluş anlamına gelir. Azat edilme. Kaçış. "
0
Dayanılamayacak bir şeyden kaçış. Ve işte bu neden le Delilik geldi. Kurtarma; saf, basit, katıksız kurtarma." Delilik, bizleri eline alan İnsanî korkuların hiçbirini bil mez. Hata yapmayı - vicdanı olmadığından - Tanrı korkusu nu, veya şeytanları da bilmez. Bu dünyada hiçbir şey, başı nı kaldırıp hak iddia ettiğinde, onu durduramaz. Onun seçti giz gücün üstünde oymalar yapıyorlar. Bu, belki de öyle küçük ve yavaş hareketlerle oluyor ki, başlangıçta farkedilmiyor. Sonra 'yıkım' başlıyor. Mantık ve aklın şeytanca kuruntular tarafından yok edilmesi sonun da melekelerin, yetilerin çökmesine biz 'yıkım' diyoruz; tem kinli ve düzenli düşünceler buna boyun eğiyorlar. Mantığın düzenli yolunda, vahşi bir düzensizlik hüküm sürüyor ve bü tün duygular ayaklanıyor, başkaldırıyor. Yıkım. Yine de, her olayda olduğu gibi, görüş açısı manzarayı değiştirir. Ben, Delilik denen bu olgunun öbür yakasında duruyorum ve elimi öbür tarafa uzatmak, oraya geçmeyi bir gün başarabilenlere uzanabilmek istiyorum. Veya (Tanrı on ları esirgesin!) sevdiklerinin yanında durup bariyerin yüksel mesini seyretmek, ölümden beter olan ve karşıya geçmenin mümkün olmadığı bir uçurumu görmek. Onlar, gerçek kay bın ne olduğunu; tabutların, mezarların ve yumuşak topra ğın sakin, sessiz finalinin daha çok tercih edilebileceğini de neyerek öğrenirler. Onlara, şunu söyleyebilirim; (çünkü ben biliyorum, ben oradaydım) "Unutmayın ki bir ruh, o Delilik denen belirsiz denizde seyrederken, sizin kaybettiklerinizden çok daha faz la ve daha önemli şeyler kazanmıştır. Normal, aklı başında insanların Yıkım dedikleri şey, Deliliğin vahşi isterisini ta nıyanlar için - ben bunu iyi bilirim- bir kurtuluş anlamına gelir. Azat edilme. Kaçış. Deliliğin keskin dişlerinden kur ği kişinin başka tercih hakkı yoktur. Onu izlemeleri, söz dinlemeleri ve ümitsizce, onu tatmin edecek bir beceri göstermeye çabalamaları gerekir. O bir yaşam gücüdür, kendi ağına dolaşmış bir yaşam. Kimse onu düzeltemez, çünkü iplikler kendi etrafında dolaş mış, kördüğüm olmuş. Hiçbir tabiat olayı bu kadar ürperti veremez. Ancak bir tayfun- bir Niagara Şelalesi veya okyanusların gelgiti, delir miş bir beyin kadar kolaylıkla zaptedilebilir! Onu hiçbir şey durduramayacak - onu tutabilecek hiçbir şey yok; kendi karanlık mağaralarında kaderini takibetmek için çevresini silip süpürmesini hiçbir güç engelleyemez. Onun hakkında çok az şey biliniyor ve kurtulma zamanı ge lince onu hiçbir şey durduramaz. Bunun bir esaret mi yoksa kurtuluş mu olduğu o kişinin görüş açısına bağlıdır. Esaret nedir? Özgürlük nedir? Bunların tanîmları, Deliliğin ne ol duğu bilmecesinin eksiklerini tamamlar; çünkü delilik her ikisini de kapsar. Ben Deliliğin gücünü - ve acımasız esrarı nı - hergün gördüğüm halde ve onu çok yakından tanıdığım halde, beni sürüklediğini ve - (nereye, bilmem) alıp götürdü ğünü hissetmiştim - cehenneme giden yol boyunca sürüklen dim ve diğer tarafta da çok uzaklarda, mantık ve aklın do nuk, sıkıcı yönlerini hissettim - yine de, bu olağanüstü yol culukta yaşadığım tecrübeleri anlatabilmem çok zor. Hiç değilse şunu öğrendim: hiçbir şeyin ondan korktuğu muz, ürktüğümüz ve beklediğimiz zamanki kadar müthiş ol madığını, bu gerçek başımıza geldiğinde anlarız."
0
Bert Kaplan - Akıl Hastalarının İç Dünyası kitabından psikoz geçmişi olan bi hastanın yazdıkları.
0
korkmuyorum, hatta hoşuma gidiyor sanırım. şu sıralar tam bunu farketme aşamasındayım. kendi kendime düşünüp gülüyorum, absurd şarkılarda ağlıyorum. hiç yapmadığım şeyleri şiddetle yapmak istiyorum ve bunun gibi birsürü şey. insanların bana bakışı değişiyor bunu görüyorum ama umursamıyorum. delirtenler utansın ben neden utanayım deli miyim ^^ sanırım böyle daha mutlu olacağım. süreci hızlandıracak şeyler olsa keşke.
0
Buranın yarısı saten ilaç kullanıyor. Ben kullanmadım hiç ama Hepimiz az buçuk deliyiz
0
'Bir gün delirirsem' diye hiç korkmadım ama bir kere 'Aaa, deli miyim' diye korktum. Şu an için öyle bir korkum yok. Delirme değil de, kaliteli yaşayamama korkum var. Bir psikoza yakalanma korkum yok ama 'Acaba bir çeşit nevrozdan çekiyor muyum' diye düşünmüyor değilim.
'Deli' bir çok yakın tanıdığım vardı. Birkaç rahatsızlık birden. Hiçbir şey bir günde gelmedi. Küçük küçük şeyler biriktikten sonra resmi bir delilik oluştu. Öncüleri vardı. Ağır şeyler yaşıyordu. Gerçi çoğunlukla kontrol altında olabiliyordu. Onda gördüğüm şu oldu: Delirmemek için bilerek deliliğe vurmak gerek. Örneğin, çok mu can sıkıcı şeyler oldu, her şey üst üste mi geliyor; kontrollü bir şekilde manyak kahkahaları atmak ya da ne bileyim, sokakta dans etmek gibi, zararsız ve bilinçli yapılan deliliğe vurma egzersizleri en çok işe yarayanlar. Düşün ki bir piston var, birisi sürekli aşağı itiyor ve sen de kapsın. Basınç sürekli artıyor ve bir noktadan sonra patlayacaksın. Patlamadan o basıncın bir kısmını dışarı vermek gerekiyor; deliliğe vurma da o işe yarıyor.Gazı alıyor, böylece pistona biraz daha sıkışma payı bırakıyor.
Bir de delinin deliyi dakikada tanıması gerçek. Bazı deliler teşhis koyacak kadar iyi biliyorlar bu işi. Onlar 'İyisin' diyorsa iyisindir.
'Deli' bir çok yakın tanıdığım vardı. Birkaç rahatsızlık birden. Hiçbir şey bir günde gelmedi. Küçük küçük şeyler biriktikten sonra resmi bir delilik oluştu. Öncüleri vardı. Ağır şeyler yaşıyordu. Gerçi çoğunlukla kontrol altında olabiliyordu. Onda gördüğüm şu oldu: Delirmemek için bilerek deliliğe vurmak gerek. Örneğin, çok mu can sıkıcı şeyler oldu, her şey üst üste mi geliyor; kontrollü bir şekilde manyak kahkahaları atmak ya da ne bileyim, sokakta dans etmek gibi, zararsız ve bilinçli yapılan deliliğe vurma egzersizleri en çok işe yarayanlar. Düşün ki bir piston var, birisi sürekli aşağı itiyor ve sen de kapsın. Basınç sürekli artıyor ve bir noktadan sonra patlayacaksın. Patlamadan o basıncın bir kısmını dışarı vermek gerekiyor; deliliğe vurma da o işe yarıyor.Gazı alıyor, böylece pistona biraz daha sıkışma payı bırakıyor.
Bir de delinin deliyi dakikada tanıması gerçek. Bazı deliler teşhis koyacak kadar iyi biliyorlar bu işi. Onlar 'İyisin' diyorsa iyisindir.
0
@hasmet: deliliğin kıstası ilaç kullanmak değil. Odaklanma problemi için de ilaç kullanan var. İnsanları zan altında birakmayalim.
0
ayço'nun söylediği şeyi üstüme alındım :D
okb'nin uç aşamalarında uzun bir süre geçirdim. bi ara psikoloğa her seansta, "aklımı kaçırıvericek gibi oluyorum" diyordum, çünkü gerçekten öyle hissediyordum. zavallı, "okb ritülleri saçmalıklarını yerine getirmekte inat ettiğin için delisin zaten" diyemeyeceği için "bişey olmaz" dedi hep, gerçekten de o korktuğum çizgiyi geçmedim hiç. ama sonra anladım ki öyle bişey yok, delirmek öyle bişey değil zaten. stresin dibine vurunca yaşadığımız yanılsamaları deliriyoruz zannediyoruz, hepsi bu.
özetle, bence iyisin :D
okb'nin uç aşamalarında uzun bir süre geçirdim. bi ara psikoloğa her seansta, "aklımı kaçırıvericek gibi oluyorum" diyordum, çünkü gerçekten öyle hissediyordum. zavallı, "okb ritülleri saçmalıklarını yerine getirmekte inat ettiğin için delisin zaten" diyemeyeceği için "bişey olmaz" dedi hep, gerçekten de o korktuğum çizgiyi geçmedim hiç. ama sonra anladım ki öyle bişey yok, delirmek öyle bişey değil zaten. stresin dibine vurunca yaşadığımız yanılsamaları deliriyoruz zannediyoruz, hepsi bu.
özetle, bence iyisin :D
0
korkmuyorum. delirirsem de deliririm nolcak yani? kısmet :/ hayatta iki seçenek yok. genelde iki ucun arasında savrulup duruyoruz ve hayatımızı istediğimiz kadar mantık çerçevesinde yaşayalım, o iki uçtan birine savrulmak şans işi. çevremiz, içinde bulunduğumuz toplum, sevdiklerimiz, işimiz etkiliyor. bunlara etki etme derecemiz de kısıtlı kalacağına göre, korkmuyorum yani olacağı varsa olsun.
0
Bize öyle bir bilgi gelmedi. i.hizliresim.com
Delirme konusunda da bir süreç olan durumlarda hastanın süreci fark ettiğini sanmıyorum. Süreç olmayan durumlarda ise bir travma etkili oluyordur ki zaten o da bir anda olup değişme konusu.
Delirme konusunda da bir süreç olan durumlarda hastanın süreci fark ettiğini sanmıyorum. Süreç olmayan durumlarda ise bir travma etkili oluyordur ki zaten o da bir anda olup değişme konusu.
0
arada bi kafayı çoktan yedim de bunların hiçbiri gerçek değil ben aslında yok muyum gibisinden sorguluyorum ama çok da şey yapmıyorum. sonuçta gerçek de çok keskin sınırlarla belirlenmiş bir algının sonucu değil.
0
takıntı ve anksiyetenin en son raddesinden iki büyük korku vardır 1. aklımı yitiricem 2. ölücem.
sizin yerinizde olsam bi psikiyatriste danışırım, bir yakınım bu korkusu yüzünden ciddi ilaçlar kullandı
sizin yerinizde olsam bi psikiyatriste danışırım, bir yakınım bu korkusu yüzünden ciddi ilaçlar kullandı
0
Ağır ruh hastalıklarının hiç birinde kişi hasta olduğunun farkında değildir içgörü falan mümkün değil yani. Geceden sabaha delirmiyorlar bu bi süreç ama iplerin koptuğu bir an oluyor tabi. Nevrozlularda durum farklı hasta olduklarının olacaklarının farkındalar ama gereksiz bir farkındalık tabii. Delirmekten korkanlar Delirmezler evet çünkü dediğim gibi delirecek olan ağır hastalar durumlarının farkında değil.
Yaklaşan tehlikenin ayak sesleri ancak nevrozdan psikoza geçişte olur ki o da işe yaramaz, mesela depresyondaki bir hastayı düşünelim başlangıçta durumunun farkındadır depresyonu büyüdüğünde hasta içinde bulunduğu durumdan kurtulmak için bilinçdışı bir savunma mekanizması geliştirir çoğunlukla sağlıklı olmayan bu mekanizma hastayı şizofreni gibi ağır bir hastalığa sürükleyebilir.
Delirme kavramı göreceli dediğin gibi, şu sınırı geçince hasta deli sayılır gibi bir durum yok haliyle.
Ve evet korkuyorum çünkü delirdikten sonra bilinç kapanıyor yani kişi deli olduğunun farkında olmuyor. Aslında güzel bir şey olabilir bilemiyorum ;) ama delirmeyeyim ya böyle iyi.
Yaklaşan tehlikenin ayak sesleri ancak nevrozdan psikoza geçişte olur ki o da işe yaramaz, mesela depresyondaki bir hastayı düşünelim başlangıçta durumunun farkındadır depresyonu büyüdüğünde hasta içinde bulunduğu durumdan kurtulmak için bilinçdışı bir savunma mekanizması geliştirir çoğunlukla sağlıklı olmayan bu mekanizma hastayı şizofreni gibi ağır bir hastalığa sürükleyebilir.
Delirme kavramı göreceli dediğin gibi, şu sınırı geçince hasta deli sayılır gibi bir durum yok haliyle.
Ve evet korkuyorum çünkü delirdikten sonra bilinç kapanıyor yani kişi deli olduğunun farkında olmuyor. Aslında güzel bir şey olabilir bilemiyorum ;) ama delirmeyeyim ya böyle iyi.
0
@manuel: bana da öyle geliyor. Süper bi dönüm noktası olacak bu sınav benim için gibi hissediyorum. Ay hadi ins cnm yha ;)
0
tabii ki hayır evlat neden mi çünkü
Ben deliyim…
Yorgun ve yalnızım. Kaldırımlara misafirim...
Gecenin gözleri üzerimde.
Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem…
Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim.
Ey! Sabreden derviş bana da sabretmeyi öğretsene.
Ben deliyim, ama çok şey bilirim.
Renkler ve zevkler hiçbir şey ifade etmez bana...
Sonların başladığı yerden, başlangıçların son bulduğu yere gidiyorum.
Kara bir tren gibiyim yani, bir istasyondan bir istasyona, hep aynı raylar üzerinde.
Ben deliyim…
Yağmurun yağması benim için romantik değildir,
ben kurşun yağmurlarını bilirim.
Benim güneşim batmaz, dünyam dönmez, ayım hep mehtap halindedir, rüzgârlarım doğudan eser...
Kadehime doldurduğum hüzünle sarhoş olurum,
Mezem ise bir dilim umut.
Ezbere bilirim yaşamayı, yaşarken savaşmayı.
Ben deliyim.
Ben buralara ait değilim.
Dağları sırt sırta vermiş bir ülkem, surlarla çevrili bir şehrim.
12 den sonra volta attığım caddelerim, kızıl sakallı bir dayım bir de kara gözlü yarim var benim.
Ben Deliyim.
Söyleyemediğim düşüncelerim var.
Her akşam ayrı bir meydanda, Atatürk heykelinin karşısında, olmayan aklımı dar ağacına asar, ipini çekerim.
Ölüm, ölüm kurşun olup yağar üzerime.
Binlerce kez öldürülmüş ama ölmemişim.
Ben sıratın canbazı, doğal bir felaket, sosyal bir belayım.
Ben deliyim…
Benim mevsimim değişmez, sadece bahardır.
kuşlardan sadece güvercini bilirim, yüreğim kanatlarıyla beraber çarpar.
İnsanlardan yalnız çocukları severim, onları da büyüyünceye kadar.
Ben deliyim…
Bağıra bağıra şarkılar söylerim, sessiz sessiz şiirler yazarım. Bilmediğim yerlerin, tanımadığım kişilerin resimlerini çizerim.
Ben deliyim...
Kendimle sohbet eder, kendi kendime gülerim.
Telefon kulübeleriyle kavga ederim.
Asfaltın siyahında kaybolur, düşüncelere dalarım.
Çıkmaz sokaklarda kendimi arar, bir de üstüne güzel hayaller kurarım.
Sonra, sonra hayallerimle beraber suya düşerim.
Ben deliyim…
Çayım sekiz şekerlidir, cigara üstüne cigara yakarım.
Dumanı iner efkarımın şehrin üstüne.
Parayı sevmem ama para için çalışırım.
Dört yaşında aşık olduğumu, sonra babamın hiç başımı omuzuna dayamadığını hatırlar, hayal de olsa omuzlarında uykuya dalar, Rüyalar görürüm, uyandığımda hiçbirini hatırlamadığım halde...
Ben deliyim…
Güzel bir yaşam benim için anlam taşımaz, kimseye düşman değilim, kimseye de dost olmadım.
Ben kendime bile yabancıyım...
Duygularım hep sansüre uğramış, bir fahişenin hayatı gibi yalancıdır gözyaşlarım...
Ufacık bir bakış boğazımı düğümler.
Kimi özlediğimi bilmeden, hasretin en yoğun halini yaşarım.
Ah! İçimden dağıtmak gelir, dağıtamam ya, kendimi dağıtırım.
Gözlerimin kahverengisi gitgide koyulaşıyor, insanlarınki kankırmızılaşır.
Bakamam kimsenin yüzüne, sevgiye muhtaç bir yavruya döner yüreğim... Kalbim titrer, haykırırım ama duyuramam sesimi...
Yine de sardığım tütünde, yaktığım cigarada bulurum mutluluğu...
Ben deliyim, ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...
Sonu dramla biten bir hatıra, üç bölümlük bir komedi dizisiyim.
Çoğu zaman çorbama kinimi doğrar, öfkemi kaşıklarım.
Zehir kokan bir gül biter dudaklarımın arasında,
Kimisi tükürür, kimisi öper.
Tükürene mezar, öpene lalezar olurum.
Ben deliyim...
Zülfün hergece ihanetler rıhtımında.
Ciğerimin üstünde sevdasını kurşuna dizer.
Ve ufacık bir bakış boğazımı düğümler.
Ben deliyim...
Bulmacaya benzerim. Kimi zaman soldan sağa bir nota.
Kimi zaman yukarıdan aşağıya Eski Mısır'da bir Tanrıyım.
Ben deliyim, geceyi ikiye böler, sonra hayatın adını yalan koyarım...
Ben deliyim, ben yüreklerde ünlem, kafalarda soru işaretiyim.
Ben deliyim, bağrı taşlarla dolu bir Toprak parçasıyım.
Bir uçtan bir uca kurumuşum.
Karınca yuvaları ve Ayak izleriyle süslüdür tenim...
Kar yağar üşürüm, güneş olur kavrulurum.
Ben deliyim...
Mutluluğu uzaktan seyrederken cebimde küçük umutlar biriktirir, gözlerimi kapının eşiğine dikerim.
İşte o zaman hayat acı kahve tadı verir, hep içime atarım ama, kendimi içine atacak bir yer bulamam.
Anlamayana az gelirim, anlayana çok...
Ne yarınlar birşey bekler benden, ne de ben yarınlardan...
Ben deliyim...
Ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...
Ben deliyim…
Yorgun ve yalnızım. Kaldırımlara misafirim...
Gecenin gözleri üzerimde.
Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem…
Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim.
Ey! Sabreden derviş bana da sabretmeyi öğretsene.
Ben deliyim, ama çok şey bilirim.
Renkler ve zevkler hiçbir şey ifade etmez bana...
Sonların başladığı yerden, başlangıçların son bulduğu yere gidiyorum.
Kara bir tren gibiyim yani, bir istasyondan bir istasyona, hep aynı raylar üzerinde.
Ben deliyim…
Yağmurun yağması benim için romantik değildir,
ben kurşun yağmurlarını bilirim.
Benim güneşim batmaz, dünyam dönmez, ayım hep mehtap halindedir, rüzgârlarım doğudan eser...
Kadehime doldurduğum hüzünle sarhoş olurum,
Mezem ise bir dilim umut.
Ezbere bilirim yaşamayı, yaşarken savaşmayı.
Ben deliyim.
Ben buralara ait değilim.
Dağları sırt sırta vermiş bir ülkem, surlarla çevrili bir şehrim.
12 den sonra volta attığım caddelerim, kızıl sakallı bir dayım bir de kara gözlü yarim var benim.
Ben Deliyim.
Söyleyemediğim düşüncelerim var.
Her akşam ayrı bir meydanda, Atatürk heykelinin karşısında, olmayan aklımı dar ağacına asar, ipini çekerim.
Ölüm, ölüm kurşun olup yağar üzerime.
Binlerce kez öldürülmüş ama ölmemişim.
Ben sıratın canbazı, doğal bir felaket, sosyal bir belayım.
Ben deliyim…
Benim mevsimim değişmez, sadece bahardır.
kuşlardan sadece güvercini bilirim, yüreğim kanatlarıyla beraber çarpar.
İnsanlardan yalnız çocukları severim, onları da büyüyünceye kadar.
Ben deliyim…
Bağıra bağıra şarkılar söylerim, sessiz sessiz şiirler yazarım. Bilmediğim yerlerin, tanımadığım kişilerin resimlerini çizerim.
Ben deliyim...
Kendimle sohbet eder, kendi kendime gülerim.
Telefon kulübeleriyle kavga ederim.
Asfaltın siyahında kaybolur, düşüncelere dalarım.
Çıkmaz sokaklarda kendimi arar, bir de üstüne güzel hayaller kurarım.
Sonra, sonra hayallerimle beraber suya düşerim.
Ben deliyim…
Çayım sekiz şekerlidir, cigara üstüne cigara yakarım.
Dumanı iner efkarımın şehrin üstüne.
Parayı sevmem ama para için çalışırım.
Dört yaşında aşık olduğumu, sonra babamın hiç başımı omuzuna dayamadığını hatırlar, hayal de olsa omuzlarında uykuya dalar, Rüyalar görürüm, uyandığımda hiçbirini hatırlamadığım halde...
Ben deliyim…
Güzel bir yaşam benim için anlam taşımaz, kimseye düşman değilim, kimseye de dost olmadım.
Ben kendime bile yabancıyım...
Duygularım hep sansüre uğramış, bir fahişenin hayatı gibi yalancıdır gözyaşlarım...
Ufacık bir bakış boğazımı düğümler.
Kimi özlediğimi bilmeden, hasretin en yoğun halini yaşarım.
Ah! İçimden dağıtmak gelir, dağıtamam ya, kendimi dağıtırım.
Gözlerimin kahverengisi gitgide koyulaşıyor, insanlarınki kankırmızılaşır.
Bakamam kimsenin yüzüne, sevgiye muhtaç bir yavruya döner yüreğim... Kalbim titrer, haykırırım ama duyuramam sesimi...
Yine de sardığım tütünde, yaktığım cigarada bulurum mutluluğu...
Ben deliyim, ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...
Sonu dramla biten bir hatıra, üç bölümlük bir komedi dizisiyim.
Çoğu zaman çorbama kinimi doğrar, öfkemi kaşıklarım.
Zehir kokan bir gül biter dudaklarımın arasında,
Kimisi tükürür, kimisi öper.
Tükürene mezar, öpene lalezar olurum.
Ben deliyim...
Zülfün hergece ihanetler rıhtımında.
Ciğerimin üstünde sevdasını kurşuna dizer.
Ve ufacık bir bakış boğazımı düğümler.
Ben deliyim...
Bulmacaya benzerim. Kimi zaman soldan sağa bir nota.
Kimi zaman yukarıdan aşağıya Eski Mısır'da bir Tanrıyım.
Ben deliyim, geceyi ikiye böler, sonra hayatın adını yalan koyarım...
Ben deliyim, ben yüreklerde ünlem, kafalarda soru işaretiyim.
Ben deliyim, bağrı taşlarla dolu bir Toprak parçasıyım.
Bir uçtan bir uca kurumuşum.
Karınca yuvaları ve Ayak izleriyle süslüdür tenim...
Kar yağar üşürüm, güneş olur kavrulurum.
Ben deliyim...
Mutluluğu uzaktan seyrederken cebimde küçük umutlar biriktirir, gözlerimi kapının eşiğine dikerim.
İşte o zaman hayat acı kahve tadı verir, hep içime atarım ama, kendimi içine atacak bir yer bulamam.
Anlamayana az gelirim, anlayana çok...
Ne yarınlar birşey bekler benden, ne de ben yarınlardan...
Ben deliyim...
Ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...
0
bunu düşündüğüm dönemler oluyor. 2 kez iş yapamaz hale geldiğim oldu. katatonik takıldığım, 3-4 gün sokakta yattığım bir dönem. sonra 7 ay evden çıkmadığım bir dönem oldu. özellikle evde kaldığım dönem aklıma geliyordu. anam-babam, arkadaşlar ziyarete geldikten sonra düşünüyordum. istiyordum sınırı geçmeyi. aklını yitirmeyi bir bakıma bedenin zarar görmemek için kendi kendini kapatışı, bir kurtuluş olarak görüyordum. çocukluğa dönecektim. sorunlar başkalarına ihale olacaktı. anamı babamı da suça dahil olarak görüyordum, umurumda değildi yaşayacakları. sonra zihnimde amele çöküşü yapıp düşündüğüm bir dönem oldu. sonunda yaşanacaklar korkutmadı da üzücü geldi. belki geçen ayların ardından kimyasal dengem değişmişti. kendim şımarık bir ergen, anam-babamsa birer gariban gibi geldi gözüme özetle. tuttum kendimi. şu an dizginlerin elimde olduğu dönem sürüyor. kuzenim de korkar aklını yitirmekten. dedem şizofrendi, dayım şizofren. ona da diyorum korkma üçüncü kuşakta favori benim diye bu konuda. ama belli olmaz tabii. şu an her tarafım jilet ve sigara izi dolu, zihni ve fiziki pek çok yetimi kaybetmiş bir haldeyim ama ceset gibi de olsa sürdürmeye çalışacağım bu şekilde gitmeyi. bir tek olumlu tarafı, fırsat maliyetini yok sayarsak, ekonomik açıdan oldu. bağımlılıklarımı yitirdim.
benim bu hallere düşüşüm genelde kabullenemediğim olayların ertesinde gerçekleşmişti. şimdi kabullenemeyeceğim bir durum olmayacak kadar mantıklı/hissizleşmiş gibi hissediyorum kendimi. aklımı yitirmeyi intihar gibi bir şey olarak gördüğümden kendim için bir şey fark etmeyeceğini düşünüyorum. ama geride kalanlar için istemiyorum.
benim bu hallere düşüşüm genelde kabullenemediğim olayların ertesinde gerçekleşmişti. şimdi kabullenemeyeceğim bir durum olmayacak kadar mantıklı/hissizleşmiş gibi hissediyorum kendimi. aklımı yitirmeyi intihar gibi bir şey olarak gördüğümden kendim için bir şey fark etmeyeceğini düşünüyorum. ama geride kalanlar için istemiyorum.
0
in vino veritas
klasik turistik mekanlarının hemen hepsini gezmiş biri çek cumhuriyetinde nerelere gidebilir? az kişinin bildiği, gezip görmeye değer mekanlar (kasaba/köy/dükkan/restoran hepsi kabul) var mı tavsiye edebileceğiniz? yanımda çek insanlar olacak iletişim ve sosyal problemler yaşamayacağım o yüzden. 1 h
klasik turistik mekanlarının hemen hepsini gezmiş biri çek cumhuriyetinde nerelere gidebilir? az kişinin bildiği, gezip görmeye değer mekanlar (kasaba/köy/dükkan/restoran hepsi kabul) var mı tavsiye edebileceğiniz? yanımda çek insanlar olacak iletişim ve sosyal problemler yaşamayacağım o yüzden. 1 haftam var, ayrıntı gezmeye vakit var yani fazlasıyla.
0
Geçen @kuehles buradan önermişti, Cesky Krumlov. Güzel bir yere benziyor.
0
Terezin turistik mekan sınıfına girer mi bilemedim.
Toplama kampı hiç görmediysen savaşın etkilerini güzel yansıtan bir yer, daha önce gördüysen etkilemeyebilir.
Toplama kampı hiç görmediysen savaşın etkilerini güzel yansıtan bir yer, daha önce gördüysen etkilemeyebilir.
0
Ostrava'ya gelirsen beni görürsün, olmaz mı :( Şaka şaka sadece ben yokum, maden müzeleri falan var hoşuna giderse. Lisa Hora'ya çıkılabilir bu mevsimde, muhtemelen Radegast da güzeldir. Ya da gel sen bira ısmarlayayım burada, laflarız biraz.
0
Hello ben geldim shdjdj
Tesekkurler @givemesomesubstance :))
Cesky krumlov, znojmo (almancasi znaim). Brno bence tirt ama kotu bi yer degi.
Dogaya merakli misiniz? Guney moravia bolgesi var, adrspach-teplice rock town var, bi de protected landscape areas diye gecen, adlarini cekce oldugu icin deneme yanilma yontemiyle bile hatirlayamadigim yerler var :(
Broumovska mi ne oyle bi yer var, bizim peri bacalarina benzeyen seyler var. bu protected landscape areas tan.
Cek cumda znojmo, brno, prag haric baska yere gitmedim. Ama yakinimda oldugu icin surekli manyak gibi arastiriyorum :) ordan biliyorum.
Tesekkurler @givemesomesubstance :))
Cesky krumlov, znojmo (almancasi znaim). Brno bence tirt ama kotu bi yer degi.
Dogaya merakli misiniz? Guney moravia bolgesi var, adrspach-teplice rock town var, bi de protected landscape areas diye gecen, adlarini cekce oldugu icin deneme yanilma yontemiyle bile hatirlayamadigim yerler var :(
Broumovska mi ne oyle bi yer var, bizim peri bacalarina benzeyen seyler var. bu protected landscape areas tan.
Cek cumda znojmo, brno, prag haric baska yere gitmedim. Ama yakinimda oldugu icin surekli manyak gibi arastiriyorum :) ordan biliyorum.
0
mc limon
Calistigim devlet kurumu, bulundugum departmanla ilgisiz surekli egitimlere gonderiyor. Egitimlere giderim cani gonulden ama sonrasinda sen bu egitimi almissin diye surekli alakasiz is kitliyor? bunlari reddetme ya da gitmeme gibi bi hakkim var mi?
Calistigim devlet kurumu, bulundugum departmanla ilgisiz surekli egitimlere gonderiyor. Egitimlere giderim cani gonulden ama sonrasinda sen bu egitimi almissin diye surekli alakasiz is kitliyor? bunlari reddetme ya da gitmeme gibi bi hakkim var mi?
0
toplu bir fiyat alıyorlar herhalde eğitim kurumundan/eğitmenden, sonra da kontenjan dolsun diye yolluyorlardır diye düşünüyorum. reddetme şansınız olduğunu sanmıyorum :( geçerli bir mazeretiniz yoksa.
0
loveinaflipbook
selamlar, önümüzdeki haftasonu için otomatik bir araç kiralamak istiyorum. budget'ta indirimim var ama istediğim tarihte otomatik araç yok veya çok pahalı. araç kiralamak için sizin kullandığınız ve memnun kaldığınız şirketler hangileri?
selamlar,
önümüzdeki haftasonu için otomatik bir araç kiralamak istiyorum. budget'ta indirimim var ama istediğim tarihte otomatik araç yok veya çok pahalı.
araç kiralamak için sizin kullandığınız ve memnun kaldığınız şirketler hangileri?
önümüzdeki haftasonu için otomatik bir araç kiralamak istiyorum. budget'ta indirimim var ama istediğim tarihte otomatik araç yok veya çok pahalı.
araç kiralamak için sizin kullandığınız ve memnun kaldığınız şirketler hangileri?
0
otorento'ya bakabilir misin, çeşit çok.
edit: europcar'dan da platinum indirimim var 50%, oradan beğenirsen yollayabilirim şifreyi.
edit: europcar'dan da platinum indirimim var 50%, oradan beğenirsen yollayabilirim şifreyi.
0
Hertz ile sorun yasamadim, memnunum. Yurtdisinda Avis kullandim ama cok parami aldilar:)
Driveyoyo uyeligim de var. Otomatik araclar var onlarda. Cok pratik uygulama hem de.
Firsat sitesinden indirim kuponu almistim bir keresinde, cok uzuca gelmsiti.
Driveyoyo uyeligim de var. Otomatik araclar var onlarda. Cok pratik uygulama hem de.
Firsat sitesinden indirim kuponu almistim bir keresinde, cok uzuca gelmsiti.
0
koca dost dev
Abi kardeş Oyun geçmişimiz Ageofempires1,fifa 96-97-98, Simcity 2000, HardTruck, GTA1 falan.. Akşamları PC ortamında projektörle duvara yansıtarak iyi vakit geçirtecek oyun tavsiye edebilirsiniz.Yıllardır oyun oynamadığımız için yeni akımlara adapte olmamız biraz zor olabilir. oldschool tarzı olursa
Abi kardeş Oyun geçmişimiz Ageofempires1,fifa 96-97-98, Simcity 2000, HardTruck, GTA1 falan..
Akşamları PC ortamında projektörle duvara yansıtarak iyi vakit geçirtecek oyun tavsiye edebilirsiniz.
Yıllardır oyun oynamadığımız için yeni akımlara adapte olmamız biraz zor olabilir. oldschool tarzı olursa seviniriz.
Akşamları PC ortamında projektörle duvara yansıtarak iyi vakit geçirtecek oyun tavsiye edebilirsiniz.
Yıllardır oyun oynamadığımız için yeni akımlara adapte olmamız biraz zor olabilir. oldschool tarzı olursa seviniriz.
0
euro truck simulator 2 ile başlasınlar, Age of Empires 2 HD ile ısındırın, Fifa aynı fifa zaten top depmece işte.
0
terraria ya bakın bi, hosunuza gidebilir ama duvura yansıtılıp oynanacak oyun degil .
0
oo rise of denmiş. efsane oyun ama size gitmez bu saatten sonra. oyunun dinamiklerini öğrenmeniz uzun sürer.
pes/fifa veya age of 2 hd diyorum ben de.
pes/fifa veya age of 2 hd diyorum ben de.
0
Madem duvara yansıtacaksınız öyleyse size film gibi bir oyun lazım, here comes the game !
Life is Strange ! Birden fazla kere oynarsınız, döne döne oynarsınız, benden söylemesi..
Life is Strange ! Birden fazla kere oynarsınız, döne döne oynarsınız, benden söylemesi..
0
aradaki uzaklik
Gençler selam. Bir hafta sürecek bir road tripe çıkıyoruz. Yılda dinlemelik tam yol müziği diyebileceğiniz hangi adamlar var? Country tarzı tercih sebebidir. Bir kaç akustik gitar, arkada mızıka, keman vs. Güzel de bir vokal.
Gençler selam.
Bir hafta sürecek bir road tripe çıkıyoruz. Yılda dinlemelik tam yol müziği diyebileceğiniz hangi adamlar var?
Country tarzı tercih sebebidir. Bir kaç akustik gitar, arkada mızıka, keman vs. Güzel de bir vokal.
Bir hafta sürecek bir road tripe çıkıyoruz. Yılda dinlemelik tam yol müziği diyebileceğiniz hangi adamlar var?
Country tarzı tercih sebebidir. Bir kaç akustik gitar, arkada mızıka, keman vs. Güzel de bir vokal.
0
Spotify da road trip listeleri var bi bakin. Ayni sekilde country de.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
yakininda büyük bir konsoloslukbankalarbüyük bir devlet kurumu sektör cemiyetimeslek odasıbüyük bir vakıf yada dernek gibi bi şeybüyük ve köklü bir lise 200 metre mesafede yine büyük bir devlet dairesi hemen karşısında 1 yıla açılacak olan 200+ odali bir hotel.ne açalım da para kazanalim? butik bir
yakininda
büyük bir konsolosluk
bankalar
büyük bir devlet kurumu
sektör cemiyeti
meslek odası
büyük bir vakıf yada dernek gibi bi şey
büyük ve köklü bir lise
200 metre mesafede yine büyük bir devlet dairesi
hemen karşısında 1 yıla açılacak olan 200+ odali bir hotel.
ne açalım da para kazanalim?
butik bir pastane?
70 metrekare ve kira 9500.
i.hizliresim.com
büyük bir konsolosluk
bankalar
büyük bir devlet kurumu
sektör cemiyeti
meslek odası
büyük bir vakıf yada dernek gibi bi şey
büyük ve köklü bir lise
200 metre mesafede yine büyük bir devlet dairesi
hemen karşısında 1 yıla açılacak olan 200+ odali bir hotel.
ne açalım da para kazanalim?
butik bir pastane?
70 metrekare ve kira 9500.
i.hizliresim.com
0
şık bir restaurant gidermiş buraya. hafta sonu da canlı bir yer ise şukela. ama pastane de iyi fikir.
0
Abi orası Molla Feneri Caddesi, oranın insanına hipster cafe gitmez. Cafe iyi fikir ama muhafazakar cafe olsun.
0
take away +1
lezzetli bir menemenci de olur. hafif atıştırmalık babında. alternatif yemek anlamında ya da...
kahvede yaratıcı olun. kişiye özel bir fikir geliştirebilirsiniz belki.
bir de müşterileri önemseyin. memnuniyet insanı 2.3. kez ve defalarca oraya geri getirir :)
Barista da ağzı laf yapan biri olsun.
lezzetli bir menemenci de olur. hafif atıştırmalık babında. alternatif yemek anlamında ya da...
kahvede yaratıcı olun. kişiye özel bir fikir geliştirebilirsiniz belki.
bir de müşterileri önemseyin. memnuniyet insanı 2.3. kez ve defalarca oraya geri getirir :)
Barista da ağzı laf yapan biri olsun.
0
Lezzetli öğle yemeği servis eden orta pahalılıkta. Hipster baristayla ancak Karaköyde iş yaparsın. Sadece kahve satmak için de çok geniş bir yer.
0
öğlen atıştırmalık bir şeyler de çıkaran (salata, sandviç, çorba tarzı) pastane kafeteriya tarzı bir yer.
0
kahve dukkanindan 10k kira çıkar mi emin değilim.
bölge aynı zamanda turizm bölgesi ancak turist güzergahı için biraz kenarda kalıyor, bu kirayı ya turiste hitap eden hediyelik esya dükkanı çıkarır yahut cok çılgın kar marji olan unlu mamuller dükkanı.
sabah sandvic, borek poğaça ivir zıvır, sabah servisinin ardindan atistirmalik bakery ürünleri çıkar tezgaha. bu saatlerde kahve dahil edilebilir olaya işte.
ayrıca şöyle bir gözlemim var; yakinda sapa bi yere kurulu migros var, geçen yıl her akşam bi satış fişi alırdım oradan, ortalama musteri sayisi 300'u gecmezdi.
boş yere yer işgal eden manav reyonunu kaldırıp mini bi firin koyup sıcak bir kaç ürün satmaya başladılar.
borek, poğaça, tart, cupcake felan. müşteri sayısı direkt 1000'e fırladı. ve bu mecburiyet çünkü öyle sapa ki..
bilemiyorum altan, valide sultan'a o arsayı sattirmam lazim :p
bölge aynı zamanda turizm bölgesi ancak turist güzergahı için biraz kenarda kalıyor, bu kirayı ya turiste hitap eden hediyelik esya dükkanı çıkarır yahut cok çılgın kar marji olan unlu mamuller dükkanı.
sabah sandvic, borek poğaça ivir zıvır, sabah servisinin ardindan atistirmalik bakery ürünleri çıkar tezgaha. bu saatlerde kahve dahil edilebilir olaya işte.
ayrıca şöyle bir gözlemim var; yakinda sapa bi yere kurulu migros var, geçen yıl her akşam bi satış fişi alırdım oradan, ortalama musteri sayisi 300'u gecmezdi.
boş yere yer işgal eden manav reyonunu kaldırıp mini bi firin koyup sıcak bir kaç ürün satmaya başladılar.
borek, poğaça, tart, cupcake felan. müşteri sayısı direkt 1000'e fırladı. ve bu mecburiyet çünkü öyle sapa ki..
bilemiyorum altan, valide sultan'a o arsayı sattirmam lazim :p
0
çok masalı, ucuz sulu yemek konseptli self servisli balkan lokantası gibi bir şey olabilir. müşteri devir hızı fazla olur, elemanı da paket servis bölümüne kaydırarak ekstra masraf yapmazsın.
0
Oradan en iyi davetiyeci olur.
Dukkana gore is bicmek genelde riskli yontemdir,bildiginiz ise gore dukkan bulsaniz daha guzel olur.bu dukkan yokusun bitiminde asagidan yukari cikanin nefeslendigi,terledigi yer genelde bu noktada mola vermezler,asagiyi kaybettik,sultanahmetten gelip nuruosmaniye ye giden bi ust yoldan duz gider bu da gitti.geriye bir tek turkocagi caddesine giden gelenler kaldi,onlarda esnaf agirlikli ,birazda turist.iran konsoloslugunun sana faydasi yok,cevre dukkanlara goz at,turstik esya,kitapvs satisi kurtarir mi bak.10 lira buyuk para,
Dukkana gore is bicmek genelde riskli yontemdir,bildiginiz ise gore dukkan bulsaniz daha guzel olur.bu dukkan yokusun bitiminde asagidan yukari cikanin nefeslendigi,terledigi yer genelde bu noktada mola vermezler,asagiyi kaybettik,sultanahmetten gelip nuruosmaniye ye giden bi ust yoldan duz gider bu da gitti.geriye bir tek turkocagi caddesine giden gelenler kaldi,onlarda esnaf agirlikli ,birazda turist.iran konsoloslugunun sana faydasi yok,cevre dukkanlara goz at,turstik esya,kitapvs satisi kurtarir mi bak.10 lira buyuk para,
0
@cizgilipijama, migros'un olayını tespit edene kadar bende böyle soylerdim. ki orası yokuşun tam ortasi.
unlumamul öncesi ve sonrasını bizzat takip ettim arada devasa bir fark var.
turist için dediğin doğru, kapalicarsi/nuruosmaniye tarafina çıkmak için greens marketin olduğu caddeyi kullaniyorlar.
bu yüzden hesaba turist dahil etmedim. dikilitas'ta darphanenin altinda simdiki sinpas binaninin hemen karşısında köhne bi mr. cookie vardi, efsane lezzetleri vardı ve taş gibi ayakta kalabiliyordu.
kendimi bildim bileli hizmet sektöründeyim ve sinifina göre müşteriye nasıl hitap ediliri gercekten iyi bilirim. bu konuda kendime güveniyorum.
su an ihtiyacım olan sağlam bi fizibilite yöntemi, müsait bir günümde sabah 6'da yanan milli eğitim binasinin önüne sandalyeyi atıp orada akşama dek gozlemlemeyi düşünüyorum.
trafik yoğun bir bölge olması, yolun her iki kenarinda araçların park halinde olması handikap olabilir ancak bu bölgede dükkan önünü isparktan kiralayabiliyorsun, sura hotel su an izin cikarmak üzere, milli egitim binasının inşaatı bu yüzden durdu. orası çalışmaya başlayınca oradaki araçlar da ortadan kalkacak.
v.s v.s
elbet baliklama atlayıp sazanlik edecek degilim ama su an artilar eksilerin önünd benim için.
unlumamul öncesi ve sonrasını bizzat takip ettim arada devasa bir fark var.
turist için dediğin doğru, kapalicarsi/nuruosmaniye tarafina çıkmak için greens marketin olduğu caddeyi kullaniyorlar.
bu yüzden hesaba turist dahil etmedim. dikilitas'ta darphanenin altinda simdiki sinpas binaninin hemen karşısında köhne bi mr. cookie vardi, efsane lezzetleri vardı ve taş gibi ayakta kalabiliyordu.
kendimi bildim bileli hizmet sektöründeyim ve sinifina göre müşteriye nasıl hitap ediliri gercekten iyi bilirim. bu konuda kendime güveniyorum.
su an ihtiyacım olan sağlam bi fizibilite yöntemi, müsait bir günümde sabah 6'da yanan milli eğitim binasinin önüne sandalyeyi atıp orada akşama dek gozlemlemeyi düşünüyorum.
trafik yoğun bir bölge olması, yolun her iki kenarinda araçların park halinde olması handikap olabilir ancak bu bölgede dükkan önünü isparktan kiralayabiliyorsun, sura hotel su an izin cikarmak üzere, milli egitim binasının inşaatı bu yüzden durdu. orası çalışmaya başlayınca oradaki araçlar da ortadan kalkacak.
v.s v.s
elbet baliklama atlayıp sazanlik edecek degilim ama su an artilar eksilerin önünd benim için.
0
mevkiyi bilmiyorum ama bana da güzel bir kahveci olur gibi geldi. zaten yeni nesil kahvecilerde butik bir pastanede sattığın ürünleri satabiliyorsun.
0
Ben sana yazarken sen ek yazmisin ben onlari gormemistim asagi yukari ayni seylerden bahsetmisiz,sende olanin bitenin farkindasin.
Migros olayina gelince evet fis sayisi artmis olabilir ama cirosu ne?,yi bir mudurle,ufak oyanamalarla perakende de farklar yaratabilmek mumkun,birazda degisen karekter.eskiden defterdarlik emniyet matbaa kagitci denkleminden tamamen turistik bolgeye donus,arap turistler,yuzlerce yeni otel,inanilmaz yatirim.
Ben sana 10 cok diyorum isinin cirosunu bilen adama anlam ofade etmez.en son ornegini garip bir kiraya evet diyen tavuk donercide gordum.adam 5 liraya menulerle 25 k kiraya evet dedi.dedim ki ben net gerizekaliyim,hesaptan kitaptan anlamiyorum.
Iyice incele bolgeyi cevre kiralarina bak,is ne durumda ona gore kararini ver.
Migros olayina gelince evet fis sayisi artmis olabilir ama cirosu ne?,yi bir mudurle,ufak oyanamalarla perakende de farklar yaratabilmek mumkun,birazda degisen karekter.eskiden defterdarlik emniyet matbaa kagitci denkleminden tamamen turistik bolgeye donus,arap turistler,yuzlerce yeni otel,inanilmaz yatirim.
Ben sana 10 cok diyorum isinin cirosunu bilen adama anlam ofade etmez.en son ornegini garip bir kiraya evet diyen tavuk donercide gordum.adam 5 liraya menulerle 25 k kiraya evet dedi.dedim ki ben net gerizekaliyim,hesaptan kitaptan anlamiyorum.
Iyice incele bolgeyi cevre kiralarina bak,is ne durumda ona gore kararini ver.
0
kanka, sapa dediğin migros cağaloğlu'nun göbeğinde yalnız, ayrıca marmaray çıkışında. turist güzergahı olmayabilir ama hafta içi oranın memuru yeter onlara. ek olarak yeni açıldığından yeni yeni alışıyoruz, zira alt sokakta şok ve karfur da var biliyorsun, milletin ayağı oraya alışıktı.
valla motor servisi kuvvetli bi dürümcü açarsan iyi iş yapacağını düşünüyorum. çünkü sultanahmet civarındaki büfe ve kafeler iş yoğunluğu gerekçesiyle servis yapmıyorlar. sen o konumda ne açarsan aç, kahvaltı ve öğle yemeğine çalışacaksın, orası kesin. akşamları ve haftasonları ölü oralar malum. pastanenin getirisi ne olur bilmem ama 1 tl'ya poğaça satmaktansa 10-15 tl'ya öğle yemeği satman daha mantıklı bence.
valla motor servisi kuvvetli bi dürümcü açarsan iyi iş yapacağını düşünüyorum. çünkü sultanahmet civarındaki büfe ve kafeler iş yoğunluğu gerekçesiyle servis yapmıyorlar. sen o konumda ne açarsan aç, kahvaltı ve öğle yemeğine çalışacaksın, orası kesin. akşamları ve haftasonları ölü oralar malum. pastanenin getirisi ne olur bilmem ama 1 tl'ya poğaça satmaktansa 10-15 tl'ya öğle yemeği satman daha mantıklı bence.
0
winston insani
Merhabalar,Yarın sabah leventten kartal metroya gitmem gerekiyor.Düşündüğüm güzergah şöyle.Levent metrodan yenikapıYenikapıdan marmarayMarmarayda `ayrılık çeşmesi` durağında inOradan kartal metrosuna geçiş yapDoğru mu bu şekilde?
Merhabalar,
Yarın sabah leventten kartal metroya gitmem gerekiyor.
Düşündüğüm güzergah şöyle.
Levent metrodan yenikapı
Yenikapıdan marmaray
Marmarayda ayrılık çeşmesi durağında in
Oradan kartal metrosuna geçiş yap
Doğru mu bu şekilde?
Yarın sabah leventten kartal metroya gitmem gerekiyor.
Düşündüğüm güzergah şöyle.
Levent metrodan yenikapı
Yenikapıdan marmaray
Marmarayda ayrılık çeşmesi durağında in
Oradan kartal metrosuna geçiş yap
Doğru mu bu şekilde?
0
yandex metro uygulamasını şiddetle tavsiye ederim.
en hızlı rotayı şu şekilde gösteriyor. 1 saat 2 dakika.
levent > zincirlikuyu - metro
zincirlikuyu > uzunçayır - metrobüs
ünalan > kartal - metro
bir diğer alternatif ise sizin anlattığınız gibi. 1 saat 6 dakika.
en hızlı rotayı şu şekilde gösteriyor. 1 saat 2 dakika.
levent > zincirlikuyu - metro
zincirlikuyu > uzunçayır - metrobüs
ünalan > kartal - metro
bir diğer alternatif ise sizin anlattığınız gibi. 1 saat 6 dakika.
0
Evet dogru sekil.
Ama istersen gayrettepeden metrobusle uzuncayirda inip oradanda aktarma yapabilirsin kartal metrosuna
Ama istersen gayrettepeden metrobusle uzuncayirda inip oradanda aktarma yapabilirsin kartal metrosuna
0
gneral
arkadaşlar selam,şimdi iade ettiğim oyunlardan 49 tl yüklenmiş hesaba...işyerinde oynamalık, tam ekran olmayan, vakit geçirmelik oyun, simulasyon vs vs. neler alayım?bridge constructor var mesela... bunun gibi.
arkadaşlar selam,
şimdi iade ettiğim oyunlardan 49 tl yüklenmiş hesaba...
işyerinde oynamalık, tam ekran olmayan, vakit geçirmelik oyun, simulasyon vs vs. neler alayım?
bridge constructor var mesela... bunun gibi.
şimdi iade ettiğim oyunlardan 49 tl yüklenmiş hesaba...
işyerinde oynamalık, tam ekran olmayan, vakit geçirmelik oyun, simulasyon vs vs. neler alayım?
bridge constructor var mesela... bunun gibi.
0
Mini metro.
Humblebundle'da var bu hafta. Alin bence 6 oyun, 5.50$, gayet de basarililar. Ama steam wallet kullanilmiyor malesef.
Humblebundle'da var bu hafta. Alin bence 6 oyun, 5.50$, gayet de basarililar. Ama steam wallet kullanilmiyor malesef.
0
stavro
Bunlari neyle tatlanditiyorlar, icmekte bir sikinti var mi?
Bunlari neyle tatlanditiyorlar, icmekte bir sikinti var mi?
0
sakarin, apartam, fenilalanin vs.
fazla kullanımda ishal yapıyor diyorlar fenilalanin için.
fazla kullanımda ishal yapıyor diyorlar fenilalanin için.
0
Bu maddelerin direkt kansorejen olduğu yönünde bilimsel bir kanıt yok ama kontrosüz insülin salınımı yapmasına müteakip üretilen IGF-1 isimli hormonun hücre büyümesine neden olduğu bilimsel olarak biliniyor. Tabii bu sadece tatlandırıcılar için değil tüm basit şekerler için geçerli.
0
sağlığa zararlı olup olmamasını geçtim kolanın ve diğer içeceklerin tadını çok bozuyor. bu bile başlı başına tercih etmeme sebebi.
0
doktorların dediğine göre şekerliden daha zararlı. tadı elde etmek için kırk çeşit kanserojen madde giriyo onun içine diyor.
0
tamamen satış politikası için, göz boyamaya yönelik birşey olduğunu düşünüyorum. gıda maddesinin üzerine ''şekersiz'' yazıyorlar bir de. şekersiz yazınca sağlıklı, diyete uygun vs gibi algıya sebep oluyorlar. ee tamam anladık şeker koymamışınız ama içinde tatlandırıcı maddeler var.
ayrıca diğer arkadaşların da dediği gibi bildiğimiz beyaz şeker bu tatlandırıcılardan çok daha sağlıklı ki şekerin kendisini bile kullanmayın diyor uzmanlar.
ayrıca diğer arkadaşların da dediği gibi bildiğimiz beyaz şeker bu tatlandırıcılardan çok daha sağlıklı ki şekerin kendisini bile kullanmayın diyor uzmanlar.
0
six packsiz
2 aylık erkek bir tekirimiz var. Herhangi bir sağlık problemi yok çok şükür. Aşı yaptırmamız şart mı? Mutlaka yaptır derseniz hangilerini yaptırayım? 1 yaşından sonra kısırlaştırmayı düşünüyorum bakalım.
2 aylık erkek bir tekirimiz var. Herhangi bir sağlık problemi yok çok şükür. Aşı yaptırmamız şart mı? Mutlaka yaptır derseniz hangilerini yaptırayım? 1 yaşından sonra kısırlaştırmayı düşünüyorum bakalım.
0
Karma aşıları var bir de kuduz aşısı ve en önemlisi iç ve dış parazit aşılarl.
0
karma aşı mutlaka yaptırılmalı.
hem zaten aşı için illa veterinere gideceksiniz, oraya sorsanıza?
hem zaten aşı için illa veterinere gideceksiniz, oraya sorsanıza?
0
karma, iç ve dış parazit yaptırman yeterli. dışarı çıkıyorsa bunlara ilave aşılar yapılabilir. kuduz, lösemi, mantar gibi. dışarı çıkmıyorsa hayvan fazla kimsayal almasın. dediğim aşıları yaptırmanız yeterlidir.
0
@givemesomesubstance
para almak için şunuda bunuda yapalım diyecek o kadar veterinere denk geldim ki.
@evine santral mesafesi
Dışarı çıkmıyor hocam. Tamamdır onları yaptırayım en iyisi.
para almak için şunuda bunuda yapalım diyecek o kadar veterinere denk geldim ki.
@evine santral mesafesi
Dışarı çıkmıyor hocam. Tamamdır onları yaptırayım en iyisi.
0
veterinerler fazladan kilitlemek için bir sürü aşı önerirler hiç kanmayın. ben belediye kliniğine gidiyorum çoğu aşılar da ücretsiz. ankaradaysanız adres vereyim.
0
karma aşıları (3. doz diye biliyorum), kuduz, lösemi aşıları olması gerekiyor. düzenli aralıklarla iç ve dış parazit aşıları da hem sizin hem de onun için faydalı unutmayın.
0
@evine santral mesafesi
Hocam istanbuldayım ve maalesef burada sokak hayvanları hariç müdahale etmiyorlar. Ederlerse onlarda kalıyor, yoksa özel veterinere götürün diyorlar.
Hocam istanbuldayım ve maalesef burada sokak hayvanları hariç müdahale etmiyorlar. Ederlerse onlarda kalıyor, yoksa özel veterinere götürün diyorlar.
0
Yavru olduğu için 21 gün arayla toplamda 2 adet karma, 2 adet lösemi aşısı yapılacak. Sadece 1 kereye mahsus bu.
Lösemiden önce paraya kıyıp kan testi yaptırmanızı öneririm. Çünkü pozitif çıkarsa lösemi aşısı yapmıyorlar.
Karma ve lösemi daha sonra her yıl sadece 1 kere yaptırmanız gereken aşılar.
Bunların dışında 3 ayda bir kere iç ve dış parazit aşıları var. Ben dış parazit için aşı değil, damlayı tercih ediyorum.
Ayrıca kedi sürekli evdeyse veteriner ile konuşup parazit aşılarının aralığını uzatmanız da mümkün.
Sonra yine yılda 1 kere olması gereken kuduz aşısı var. Bunu her yerde yaptırabilirsiniz. Belediye barınakları sahipli olsa dahil kuduz aşısı yapmak zorundalar. Bu toplumu ilgilendirdiği için onlara sahipli bile olsa, herhangi bir ücret alınmadan kuduz aşısı yapılması gerektiği talimatı verilmiş çünkü.
Lösemiden önce paraya kıyıp kan testi yaptırmanızı öneririm. Çünkü pozitif çıkarsa lösemi aşısı yapmıyorlar.
Karma ve lösemi daha sonra her yıl sadece 1 kere yaptırmanız gereken aşılar.
Bunların dışında 3 ayda bir kere iç ve dış parazit aşıları var. Ben dış parazit için aşı değil, damlayı tercih ediyorum.
Ayrıca kedi sürekli evdeyse veteriner ile konuşup parazit aşılarının aralığını uzatmanız da mümkün.
Sonra yine yılda 1 kere olması gereken kuduz aşısı var. Bunu her yerde yaptırabilirsiniz. Belediye barınakları sahipli olsa dahil kuduz aşısı yapmak zorundalar. Bu toplumu ilgilendirdiği için onlara sahipli bile olsa, herhangi bir ücret alınmadan kuduz aşısı yapılması gerektiği talimatı verilmiş çünkü.
0
karma, lösemi, kuduz, iç parazit, dış parazit. Kuduz aşısı yasal zorunluluk. Dışarı çıkmasa da yapılacak fakat erken olabilir kuduz aşısı için veterinere sor. Parazit aşıları da evden çıkmasa da gerekli. çünkü sen çıkıyosun getirebilirsin. Kısırlaştırma 8-10 aylıkken yapılabilir. Yaş ilerlerse anesteziye bağlı rahatsızlıklar olabilir.
0
six packsiz ben sana tablet şeklinde belediye kliniğinden 3 liraya iç parazit hapı alıp yollayabilirim. ikiye bölüp veriyorsun 3 ayda 1. 6 ay yetiyor. burada veterinerlerin yaptığı gibi tüm aşıları sayanlara itibar etme. 20 yıldır 50'den fazla kedi baktım. dediğim aşıları yaptırsan yeterli.
0
taha1907
arkadaslar merhaba.Europcar in turkcell plat. Hat sahiplerine arac kiralamada %50 indirim firsati varAcaba hat baskasinin ustune olursa ve araci online kiralasam araci almaya gittgimde sikinti olur mu?Tesekkurler
arkadaslar merhaba.
Europcar in turkcell plat. Hat sahiplerine arac kiralamada %50 indirim firsati var
Acaba hat baskasinin ustune olursa ve araci online kiralasam araci almaya gittgimde sikinti olur mu?
Tesekkurler
Europcar in turkcell plat. Hat sahiplerine arac kiralamada %50 indirim firsati var
Acaba hat baskasinin ustune olursa ve araci online kiralasam araci almaya gittgimde sikinti olur mu?
Tesekkurler
0
kurnaz
benim sorum şu, şimdi örnektehttp://www.levonkordonciyan.com/referanslar.htmlreferanslarda mesela sallıyorum barack obama, hadi anlaştılar, ürün üretildi ama parası nasıl alınıyor? bildiğin banka havalesi mi? yoksa başka türlü bir durum olabiliyor mu?yurt dışından gelen yüklü havalelerde nasıl halle
benim sorum şu, şimdi örnekte
www.levonkordonciyan.com
referanslarda mesela sallıyorum barack obama, hadi anlaştılar, ürün üretildi ama parası nasıl alınıyor? bildiğin banka havalesi mi? yoksa başka türlü bir durum olabiliyor mu?
yurt dışından gelen yüklü havalelerde nasıl hallediyorlar vergi işini?
son soru, adam nasıl bu kadar ünlü kişiye hizmet verebiliyor? nasıl ulaşıyor, ya da bu kişiler nasıl ulaşıyorlar üreticiye?
www.levonkordonciyan.com
referanslarda mesela sallıyorum barack obama, hadi anlaştılar, ürün üretildi ama parası nasıl alınıyor? bildiğin banka havalesi mi? yoksa başka türlü bir durum olabiliyor mu?
yurt dışından gelen yüklü havalelerde nasıl hallediyorlar vergi işini?
son soru, adam nasıl bu kadar ünlü kişiye hizmet verebiliyor? nasıl ulaşıyor, ya da bu kişiler nasıl ulaşıyorlar üreticiye?
0
1. banka havalesi elbette. faturaya hesap detaylarını yazarsan her türlü yapılır.
2. bir nevi ihracat işlemi olduğu için vergisi çok az olmalı varsa bile. o vergi de gümrükte alınıyordur zaten.
3. referanslar ile kulaktan kulağa. zaten bu kişileri bir çoğunun danışmanı, sekreteri falan var, onlar iletişime geçip hallediyorlar.
2. bir nevi ihracat işlemi olduğu için vergisi çok az olmalı varsa bile. o vergi de gümrükte alınıyordur zaten.
3. referanslar ile kulaktan kulağa. zaten bu kişileri bir çoğunun danışmanı, sekreteri falan var, onlar iletişime geçip hallediyorlar.
0
siksen kirk karakter dolmaz
Selamlar,Uçak bileti alacağım turkcell platinum kullanıcılarına indirimli oluyor eğer yardımcı olabilecek varsa çok sevinirim:)
Selamlar,
Uçak bileti alacağım turkcell platinum kullanıcılarına indirimli oluyor eğer yardımcı olabilecek varsa çok sevinirim:)
Uçak bileti alacağım turkcell platinum kullanıcılarına indirimli oluyor eğer yardımcı olabilecek varsa çok sevinirim:)
0
loveinaflipbook
selamlar, haftasonu için gezmelik doğa parçası bir yer bakınıyorum. Atatürk arboretumu her zaman kalabalık oluyor haftasonları, düğün fotosu için gelenlerle birlikte hele tam felaket.ben de taa kadıköy'den oralara kadar gidip kalabalık çekmektense, daha yakın benzer yerlere bakayım dedim. var mı böy
selamlar,
haftasonu için gezmelik doğa parçası bir yer bakınıyorum. Atatürk arboretumu her zaman kalabalık oluyor haftasonları, düğün fotosu için gelenlerle birlikte hele tam felaket.
ben de taa kadıköy'den oralara kadar gidip kalabalık çekmektense, daha yakın benzer yerlere bakayım dedim. var mı böyle bildiğiniz farklı farklı bitki türlerinin olduğu mekanlar? çok orman vs olmasına gerek yok, çok farklı bitki türlerinin olması (incelemek için vs) daha önemli benim için.
şimdiden teşekkürler!
haftasonu için gezmelik doğa parçası bir yer bakınıyorum. Atatürk arboretumu her zaman kalabalık oluyor haftasonları, düğün fotosu için gelenlerle birlikte hele tam felaket.
ben de taa kadıköy'den oralara kadar gidip kalabalık çekmektense, daha yakın benzer yerlere bakayım dedim. var mı böyle bildiğiniz farklı farklı bitki türlerinin olduğu mekanlar? çok orman vs olmasına gerek yok, çok farklı bitki türlerinin olması (incelemek için vs) daha önemli benim için.
şimdiden teşekkürler!
0
Ataşehir'in ortasında küçük bir botanik bahçesi vardı ama son durumunu bilmiyorum. Farklı gül türleri istersen göztepe gül bahçesi, yanında da küçük bir park var ama pek tatmin edici olmaz ve tüm gelinler damatlar orada.
0
yemrem
mobildeyim, bağlantım çoook yavaş onun için arama yapamıyorum. murat kıyılar'ın davranışsal finans kitabını istanbulda satan kitap evi-kitapçı-yayınevi vs. var mı, bu kitabı nerden elden alabilirim acaba? bakabilecek arkadaşa çok minnettar kalacam. şimdiden teşekkürler.
mobildeyim, bağlantım çoook yavaş onun için arama yapamıyorum. murat kıyılar'ın davranışsal finans kitabını istanbulda satan kitap evi-kitapçı-yayınevi vs. var mı, bu kitabı nerden elden alabilirim acaba?
bakabilecek arkadaşa çok minnettar kalacam. şimdiden teşekkürler.
bakabilecek arkadaşa çok minnettar kalacam. şimdiden teşekkürler.
0
fiziken gidip alacağınız bir kitapçı bulamadım ama aşağıdaki adreslerden online temin edebilirsiniz, stokalarda mevcut.
www.kitapyurdu.com
www.pandora.com.tr
www.idefix.com
www.kitapyurdu.com
www.pandora.com.tr
www.idefix.com
0
allstar
Şirket emaili icin outlook kullaniliyor, bilgisyaarlardan birinde office outlook yok baska turlu emaili kullanmanin bir yolu var mı?
Şirket emaili icin outlook kullaniliyor, bilgisyaarlardan birinde office outlook yok baska turlu emaili kullanmanin bir yolu var mı?
0
enkolaykullaniciadi
neler var, tavsiye edebileceğiniz?
neler var, tavsiye edebileceğiniz?
0
la noix
Cikip alicam ne alayim? Yakinlarda teknosa bineks falan var. f-p iyi ne onerirsiniz?
Cikip alicam ne alayim? Yakinlarda teknosa bineks falan var. f-p iyi ne onerirsiniz?
0
çıktığımda beni kandırmak istediklerinde neye dikkat etmem lazım peki? anneye anlatır gibi :)
0
bu modemden gayet memnunum.
torrent indiriyor. indirdiği torrent dosyasını kablosuz olarak televizyon, telefon, tabletten oynatabiliyorsunuz. üzerine ftp sunucusu kurulabiliyor. vpn ve ddns desteği var. dışarıdayken telefon ile eve bağlanıp, torrent inmiş mi kontrol edebiliyorum. indirmesi için yeni torrent ekleyebiliyorum.
www.vatanbilgisayar.com
torrent indiriyor. indirdiği torrent dosyasını kablosuz olarak televizyon, telefon, tabletten oynatabiliyorsunuz. üzerine ftp sunucusu kurulabiliyor. vpn ve ddns desteği var. dışarıdayken telefon ile eve bağlanıp, torrent inmiş mi kontrol edebiliyorum. indirmesi için yeni torrent ekleyebiliyorum.
www.vatanbilgisayar.com
0
yons
yeni kredi çekenler de iade alabiliyor mu bu masrafları?
yeni kredi çekenler de iade alabiliyor mu bu masrafları?
0
hayır. bankalar sözleşmelerinde değişikliğe gitti, onlar size oluşan/oluşacak masrafları önceden belirtmek zorundalar. dolayısıyla itiraz edemiyorsunuz. eğer sözleşmenizde yer almayan bir masraf kalemi gördüyseniz (elinizde bir örneği vardır sözleşmenin tahminimce) o zaman itiraz edebilirsiniz. fakat yazmadıkları bir şeyi alacaklarını zannetmiyorum, yemez.
0
Gayet de iade aliyorlar,banka tarafindayiz. Banka giderini fatura vs gibi belgelerle kanitlayamadigi sürece iade aliyor tüketici. Konut kredisi çeken adam tam tuketici zaten. Ama ev veya kendiniz icin sigorta yaptirdiysaniz mesela onu iade alamazsiniz ama bunu bilmeden sigorta masrafını bile iade isteyip kaybeden tuketiciler var.
0
galandar kostumu
drama/komedi dalında. shameless, weeds derken hersey iyiydi. ellerim bomboş kaldı. benzer önerisi olan?
drama/komedi dalında. shameless, weeds derken hersey iyiydi. ellerim bomboş kaldı. benzer önerisi olan?
0
yas kac diyecegim ama weedse uzun süre devam ettiyse, 20+ diyorum. eger daha ufaksan, skins ilginc bir diziydi, üzdügü ya da yardigi bölümler oldu, ama dedigim gibi ufakken izleyince güzeldi. uk serisi tabi.
uzun uzun yazacaktim da burda hislerime tercüman olmuslar zaten: m.reddit.com
uzun uzun yazacaktim da burda hislerime tercüman olmuslar zaten: m.reddit.com
0
yas 30 nerdeyse ya, ergen işi olmasın. yaşamın icinden olsun bi de. böyle şeyler istiyorum
girls izleniyor
girls izleniyor
0
jamalbsf
Döner sipariş, haşlama uğraşmak gerek. Hof hayat ne kadar zor !!
Döner sipariş, haşlama uğraşmak gerek. Hof hayat ne kadar zor !!
0
bunu buraya soracak vaktiniz var, verilecek cevapları bekleyecek kadar da, okuyacak kadar da. bence haşlama ile uğraşın direk. sonra da yersiniz hem.
0
döner fiyatına biftek alıp evde yapmak. haşlama kadar uğraştırmaz + dönerden çok daha fazla fayda
0
givemesomesubstance
Var mı aramızda oraya buraya ufak tefek çizim yapan? Hatta sketchbook tutan, tutmasa bile ufacık kağıtlara veya defter köşesine çizen? Amatör ya da pro olmanız farketmez. Varsa aramızda böyle arkadaşlar ve paylaşıyorsa Instagram hesaplarını takip etmek isterim. Bir de bazen denk geliyorum; günlük ve
Var mı aramızda oraya buraya ufak tefek çizim yapan? Hatta sketchbook tutan, tutmasa bile ufacık kağıtlara veya defter köşesine çizen? Amatör ya da pro olmanız farketmez. Varsa aramızda böyle arkadaşlar ve paylaşıyorsa Instagram hesaplarını takip etmek isterim.
Bir de bazen denk geliyorum; günlük veya haftalık olarak bir konu belirleniyor ve ona ilişkin doodle veya daha pro çizimler gerçekleştiriyorsunuz ardından da ilgili hashtag ile paylaşıyorsunuz Instagram veya benzeri platformlarda. Böyle aktiviteler görünce hashtagler vasıtasıyla oradan oraya oradan oraya bir sürü çizer keşfediyorum. Böyle bir aktivite yapsak nasıl olur ki? Atıyorum, camping diye bir konu belirlenmişse herkes kendi çapında çağrıştırdığı kadar camping ile ilgili bir şeyler çiziktiriyor. Olmaz mı ki?
Bir de bazen denk geliyorum; günlük veya haftalık olarak bir konu belirleniyor ve ona ilişkin doodle veya daha pro çizimler gerçekleştiriyorsunuz ardından da ilgili hashtag ile paylaşıyorsunuz Instagram veya benzeri platformlarda. Böyle aktiviteler görünce hashtagler vasıtasıyla oradan oraya oradan oraya bir sürü çizer keşfediyorum. Böyle bir aktivite yapsak nasıl olur ki? Atıyorum, camping diye bir konu belirlenmişse herkes kendi çapında çağrıştırdığı kadar camping ile ilgili bir şeyler çiziktiriyor. Olmaz mı ki?
0
böyle bir etkinlik düzenleyecekseniz katılmak isterim kendi çapımda. salak salak çizittirmeyi seviyorum, yeteneğim varmış gibi anlaşılmasın, eğlencesine sadece :)
ortak bir platform da bulunabilir bu arada. belli programlar mevcut çizimlerinizi belli insanlarla paylaşabildiğiniz ya da yayınlayabildiğiniz.
ortak bir platform da bulunabilir bu arada. belli programlar mevcut çizimlerinizi belli insanlarla paylaşabildiğiniz ya da yayınlayabildiğiniz.
0
ya zaten benim de öyle "ooo, abiyi kültürel varlıkları koruma listesine alalım" gibi bir yeteneğim yok, olsa olsa iş arkadaşları falan "aa o ne?!" falan diyor.
maksat çizimden keyif alan insanlara ulaşıp, sanatın boşa gitmemesi. yani o kadar çok çöple buluşan doodle oluyor ki, bunun olmaması için bir dürtü lazım geldi. o noktada da bu fikir çıktı ortaya. yeterli insan olursa -hani en azından 5 kişi diyelim- eğlenceli olur gibime geliyor.
maksat çizimden keyif alan insanlara ulaşıp, sanatın boşa gitmemesi. yani o kadar çok çöple buluşan doodle oluyor ki, bunun olmaması için bir dürtü lazım geldi. o noktada da bu fikir çıktı ortaya. yeterli insan olursa -hani en azından 5 kişi diyelim- eğlenceli olur gibime geliyor.
0
5 olduk. o zaman bir platform belirleyelim instagram tarzında veya @loveinaflipbook'un önereceği daha işlevsel bir şey varsa. ardından haftalık olarak konu belirler, çizmeye başlarız. sonra dilerseniz burada da paylaşabiliriz (telif hakkı iddia etmek yok!)
0
şimdi aklımda olan dijital platformlar var. öncelikle normalde nasıl cihazlar kullanıyorsunuz onları belirleyelim:
1) tabletiniz var mı?
2) varsa işletim sistemi ne?
3) akıllı telefonunuz var mı?
4) varsa işletim sistemi ne?
5) çizimleri genelde kağıt üzerinde mi yapmayı tercih ediyorsunuz? yoksa herhangi bir app kullanıyor musunuz? (bilgisayarda, telefonda, tablette, vb.)
bunları cevaplayarak ortak bir platformda buluşabiliriz diye düşünüyorum.
mesela ben telefon olarak android, tablet olarak ipad kullanıyorum. ikisi için de güzel ve hazır bu tip için platformlar var. sizden gelecek cevaplara göre ortak bişey belirleriz bence kısa sürede :)
1) tabletiniz var mı?
2) varsa işletim sistemi ne?
3) akıllı telefonunuz var mı?
4) varsa işletim sistemi ne?
5) çizimleri genelde kağıt üzerinde mi yapmayı tercih ediyorsunuz? yoksa herhangi bir app kullanıyor musunuz? (bilgisayarda, telefonda, tablette, vb.)
bunları cevaplayarak ortak bir platformda buluşabiliriz diye düşünüyorum.
mesela ben telefon olarak android, tablet olarak ipad kullanıyorum. ikisi için de güzel ve hazır bu tip için platformlar var. sizden gelecek cevaplara göre ortak bişey belirleriz bence kısa sürede :)
0
tablet ve akıllı telefon var, her ikisi de android.
doodleları genelde sıkıntıdan iş yerinde ufak not kağıtları üzerine yaptığımdan kağıt üzerinde daha çok çiziyorum diyebilirim ama iş yeri dışında tablet kullanıyorum, daha basit oluyor.
bu arada mayıs ayında başlayalım diyorum. 1, 8, 15, 22 ve 29 mayıs günleri için 5 maddelik bir konu listesi oluşturalım. 1 hafta içerisinde çizebildiğimizi çizip bahsettiğim tarihte paylaşımları gerçekleştirelim. konu başlıkları için illa aktiviteye katılmak gerekmiyor, aklına güzel bir fikir gelen fikrini burada paylaşabilir pek tabi.
doodleları genelde sıkıntıdan iş yerinde ufak not kağıtları üzerine yaptığımdan kağıt üzerinde daha çok çiziyorum diyebilirim ama iş yeri dışında tablet kullanıyorum, daha basit oluyor.
bu arada mayıs ayında başlayalım diyorum. 1, 8, 15, 22 ve 29 mayıs günleri için 5 maddelik bir konu listesi oluşturalım. 1 hafta içerisinde çizebildiğimizi çizip bahsettiğim tarihte paylaşımları gerçekleştirelim. konu başlıkları için illa aktiviteye katılmak gerekmiyor, aklına güzel bir fikir gelen fikrini burada paylaşabilir pek tabi.
0
aynen. bence bir platform belirleyelim çizdiğimiz ortamdan bağımsız. kağıda çizilse bile bir yolunu bulup paylaşabiliriz, en azından fotoğrafını falan çekeriz.
çizim günlerine konu için de şuradan fikirlere bakabiliriz belki. ya da varsa aklınızda bir şeyler paylaşın olur mu? :)
www.behance.net
çizim günlerine konu için de şuradan fikirlere bakabiliriz belki. ya da varsa aklınızda bir şeyler paylaşın olur mu? :)
www.behance.net
0
Watsap grubu kurup oraya atalim daha pratik ve kolay olur herkes icin grubun kendi mediasinda da saklanir cizimler.
0
@eclipsed moon, kendi aramızda ilk paylaşımları bu şekilde yapabiliriz tabi, fakat paylaşımların tamamı dışarıya kapalı olacak bu durumda. ama diyorsan ki ilk olarak aramızda yapalım sonra bir platforma ilgili tagler ile paylaşırız diye, o olabilir bak.
tag olayı şu açıdan önemli, bu vesileyle başkalarının da görüp ilgisini çekmesi durumunda, kendi doodlelarıyla katılabilir aramıza. instagram'da bu şekilde çığ gibi büyüyebiliyor drawing/doodle challengelar.
tag olayı şu açıdan önemli, bu vesileyle başkalarının da görüp ilgisini çekmesi durumunda, kendi doodlelarıyla katılabilir aramıza. instagram'da bu şekilde çığ gibi büyüyebiliyor drawing/doodle challengelar.
0
alaimisema
Güneş gözlüğünü genelde kafama takıyorum sadece araba kullanırken gözüme takıyorum ama yinede takınca en azından gözüme zarar vermeyecek bir camı olsun dedim çakma gözlükleri atayım artık. Aşırı pahalı olmayan hangi markalara bakmak lazım? Not: Cinsiyet kadın, bütçe 500 TL, olabildiğince altı olsa h
Güneş gözlüğünü genelde kafama takıyorum sadece araba kullanırken gözüme takıyorum ama yinede takınca en azından gözüme zarar vermeyecek bir camı olsun dedim çakma gözlükleri atayım artık. Aşırı pahalı olmayan hangi markalara bakmak lazım?
Not: Cinsiyet kadın, bütçe 500 TL, olabildiğince altı olsa hoş olur tabii.
Not: Cinsiyet kadın, bütçe 500 TL, olabildiğince altı olsa hoş olur tabii.
0
Bütçen 500'se rahatlıkla alabilirsin.
Ben çeşitlilik ve fiyat performans açısından Rayban almanı tavsiye edebilirim
Ben çeşitlilik ve fiyat performans açısından Rayban almanı tavsiye edebilirim
0
aşırı pahalı olmayan deyip 500 tl bütçe vermek...
bi de gözlük işi tavsiye ile olmaz. çok beğendiğim ne gözlükler var, bok gibi duruyor yüzümde.
bi de gözlük işi tavsiye ile olmaz. çok beğendiğim ne gözlükler var, bok gibi duruyor yüzümde.
0
@elorelia, 3000 TL'ye de gözlük gördüm bakarken.
model değil marka soruyorum kalite seviyesi öğrenmek açısından, elbette yüzüme uygun olana bakacağım gidip.
model değil marka soruyorum kalite seviyesi öğrenmek açısından, elbette yüzüme uygun olana bakacağım gidip.
0
çok geniş bi spektrumu var, ne önerebiliriz ki. her marka olur. miu miu güneş gözlükleri son birkaç yıldır çok popüler.
0
ralph lauren'den memnunum ben. hem güneş gözlüğü hem de optik gözlük olarak var. fiyatları da 300 civarında oluyor.
0
gozluk cami onemli. polarize ve antirefle kaplamali camlar tercih edilmeli bence. ozellikle araba kullanirken faydasi oluyor. rayban'larda var bu.
0
long live rock n roll
Sorunun iki tarafı var aslında:1) Yazma motivasyonunuz nedir? Yani temelde hangi güdünüzü tatmin etmek için yazıyorsunuz? Karma artırmak mı, sosyal medyada popüler olmak mı, insanları bilgilendirmek mi, insanları güldürmek mi, siyasi rezilliklere giydirip stres atmak mı, duyar kasmak mı, ilgilendiği
Sorunun iki tarafı var aslında:
1) Yazma motivasyonunuz nedir? Yani temelde hangi güdünüzü tatmin etmek için yazıyorsunuz? Karma artırmak mı, sosyal medyada popüler olmak mı, insanları bilgilendirmek mi, insanları güldürmek mi, siyasi rezilliklere giydirip stres atmak mı, duyar kasmak mı, ilgilendiğiniz konularda insanları bilinçlendirmek mi, iş ola mı......???
2) Neler yazmayı tercih ediyorsunuz? Bir entry girmeyi düşündüğünüzde "Bunu yazmalı mıyım" gibi bir filtreden geçiriyor musunuz yoksa aklınıza ne gelirse yazıyor musunuz? Eğer kafanızda filtre varsa, nedir bu? Örneğin benim en büyük kriterim; daha önce söylenmemiş bir şey söylemeye çalışmak, bilgi vermek, ya da yeni bir bakış açısı sunmak. Tabii ki %100 uygulamıyorum ama bu uğraşımdan dolayı çok popüler başlıklara yazmıyorum çoğunlukla. Çünkü benden önce 100 defa söylenmiş bir şeyi bir de benim tekrarlamam saçma geliyor. Mesela bu yüzden ölen birinin başlığı altına 150 tane entry girilmişken, 151. kişinin gelip "Hayata gözlerini erken yumdu, huzur içinde yatsın" yazması çok ama çok saçma geliyor. Zaten yüzlerce kez söylenmiş bu, senin de yazman ne işe yarayacak? Duyar mı kasıyorsun? Yoksa kişisel Facebook hesabınmış gibi "aha ben bu adamı çok severdim" şovu mu yapıyorsun? Bu eğilime yaklaşımınız nedir?
1) Yazma motivasyonunuz nedir? Yani temelde hangi güdünüzü tatmin etmek için yazıyorsunuz? Karma artırmak mı, sosyal medyada popüler olmak mı, insanları bilgilendirmek mi, insanları güldürmek mi, siyasi rezilliklere giydirip stres atmak mı, duyar kasmak mı, ilgilendiğiniz konularda insanları bilinçlendirmek mi, iş ola mı......???
2) Neler yazmayı tercih ediyorsunuz? Bir entry girmeyi düşündüğünüzde "Bunu yazmalı mıyım" gibi bir filtreden geçiriyor musunuz yoksa aklınıza ne gelirse yazıyor musunuz? Eğer kafanızda filtre varsa, nedir bu? Örneğin benim en büyük kriterim; daha önce söylenmemiş bir şey söylemeye çalışmak, bilgi vermek, ya da yeni bir bakış açısı sunmak. Tabii ki %100 uygulamıyorum ama bu uğraşımdan dolayı çok popüler başlıklara yazmıyorum çoğunlukla. Çünkü benden önce 100 defa söylenmiş bir şeyi bir de benim tekrarlamam saçma geliyor. Mesela bu yüzden ölen birinin başlığı altına 150 tane entry girilmişken, 151. kişinin gelip "Hayata gözlerini erken yumdu, huzur içinde yatsın" yazması çok ama çok saçma geliyor. Zaten yüzlerce kez söylenmiş bu, senin de yazman ne işe yarayacak? Duyar mı kasıyorsun? Yoksa kişisel Facebook hesabınmış gibi "aha ben bu adamı çok severdim" şovu mu yapıyorsun? Bu eğilime yaklaşımınız nedir?
0
motivasyonum olmadığından yazmıyorum. bazen çoğu yerde bu kadar doğrudan ve özet bulamadığım bilgilerin hatrına yazma sorumluluğu hisseder gibi olsam da sonra üşeniyorum. çaylaklık entrilerine ek olarak 3-5 bişey yazmışımdır en fazla. geçen önemli bir olayda bilgilendirme amacıyla yazdım 3-5 yıldır ilk kez.
0
yillar sonra okumak icin yaziyorum. ilk yazar oldugumdaki entry'leri ara ara okuyorum ve zevkli oluyor. bos seyler degil de, fikirlerimi beyan eden denemeler falan yazmaya calisiyorum genelde.
0
1. motivasyonum pek yok. yani 9 yılda 250 entry girebildiğime göre olmamalı. tatmin etmek istediğim güdülerin başında can sıkıntısı ve paylaşım yatıyor.
2.bilgi vermeyi amaçlıyorum ama veremediğim ile kalıyorum. bir bakmışım anket dolduruyorum. nasıl yazıyorum? o an sözlükte bir şeyi okurken bir şey çağrışım yapıyor ve başlıyorum yazmaya. çok büyük çoğunluğu böyle çıkmıştır ortaya. yoksa bunu akşam sözlüğe yazayım gibi bir düşüncem olmuyor pek. bir de beğendiğim/ilgilendiğim şeyler hakkında da yazıyorum. zaten ilgilenmediğim bir şey hakkında yazmak da saçma olurdu ya, neyse.
2.bilgi vermeyi amaçlıyorum ama veremediğim ile kalıyorum. bir bakmışım anket dolduruyorum. nasıl yazıyorum? o an sözlükte bir şeyi okurken bir şey çağrışım yapıyor ve başlıyorum yazmaya. çok büyük çoğunluğu böyle çıkmıştır ortaya. yoksa bunu akşam sözlüğe yazayım gibi bir düşüncem olmuyor pek. bir de beğendiğim/ilgilendiğim şeyler hakkında da yazıyorum. zaten ilgilenmediğim bir şey hakkında yazmak da saçma olurdu ya, neyse.
0
1) yazmaya bayılıyorum, ötesi yok. konuşkan birisi sayılmam. insanlarla iletişimim çok kısıtlı. yazma manyaklığı bununla birleşince ortaya korkunç bir şey çıkıyor, "eniştemin neden böyle olması" diye bir başlığa 74 paragraf yazabiliyorum. onun dışında, son birkaç yıl içerisinde fazla eppekten dolayı iq seviyem deniz seviyesine düşmeden önce, ilgilendiğim spor dallarıyla ilgili güncel şeyler yazmayı çok seviyordum. isveç ikinci ligi'ndeki 8-4 biten maç olsun, arnavutluk'ta X takımının 9 yıllık şampiyonluk serisini bozan takım olsun böyle şeyler yazmayı seviyorum. bunun dışında kendimce değerlendirmeler yapıp fikir/öneri getirdiğim de oluyor. son günlerde nhl play-off'ları için yazmaya çalışıyorum mesela ama sınırım yok bu konuda, dediğim gibi her halt hakkında bıdır bıdır konuşabilirim çünkü yazmayı, kendimi anlatmayı falan seviyorum.
sözlüğün şu anki halini iğrenç ve kalitesiz buluyorum. bunda büyük payım olduğuna inandığım için nerden baksan 16 bin tane entry silip, yeni fakat pek de temiz olmayan bir sayfa açtım sözlük kariyerimde. şimdi daha ılımlı, daha az manyak, daha az nefret edilen biri olmaya çalışıyorum. onun dışında kız kovalıyorum.
***
o değil de yazdığımı okurken fark ettim, 1 deyip bırakmışım sajhfajkflşa. aklıma organize işler'deki diloloji sahnesi geldi,
"bu bir dedin ya iki ne?"
www.youtube.com
sözlüğün şu anki halini iğrenç ve kalitesiz buluyorum. bunda büyük payım olduğuna inandığım için nerden baksan 16 bin tane entry silip, yeni fakat pek de temiz olmayan bir sayfa açtım sözlük kariyerimde. şimdi daha ılımlı, daha az manyak, daha az nefret edilen biri olmaya çalışıyorum. onun dışında kız kovalıyorum.
***
o değil de yazdığımı okurken fark ettim, 1 deyip bırakmışım sajhfajkflşa. aklıma organize işler'deki diloloji sahnesi geldi,
"bu bir dedin ya iki ne?"
www.youtube.com
0
Yaklaşık 6 yıldır ekşi sözlük yazarıyım ve henüz entry sayım 450-500 falan. Çoğu zaman bir şeyler yazmaya üşeniyorum. Yazdığım zaman da genelde kimsenin yazmadığı, gözden kaçmış bazı detayları belirtmeye çalışıyorum. Genelde entry'lerim kullandığım ürünler, okuduğum kitaplar, dinlediğim müzikler ve izlediğim diziler, filmler hakkındaki görüşlerimden oluşuyor. Bu bağlamda sözlük'ü kişisel bloğum olarak kullanıyorum desem yalan olmaz. Bunu itiraf ettiğim için bana kızanlar olur belki ama olsun. Çok da umrumda değil açıkçası. Neticede çöp entry girmiyorum ve kurallara uygun yazıyorum. Toplumsal konular üzerine yazmaktan ise hiç hoşlanmıyorum çünkü yazarken de bu tip başlıkları takip ederken de inanılmaz geriliyorum. Sakin sakin takılıyorum kendi çapımda.
0
Yeni insanlarla tanışmak için yazıyorum. Ben de varım diyebilmek için.
ilgimi ne çekiyorsa, ne anlatmak istiyorsam. kriterim de sonradan bu yazdığımı silmek ister miyim. Evet ise yazmıyorum, hayır ise yazıyorum.
ilgimi ne çekiyorsa, ne anlatmak istiyorsam. kriterim de sonradan bu yazdığımı silmek ister miyim. Evet ise yazmıyorum, hayır ise yazıyorum.
0
1- öncelikle sinema ve müzik alanlarında, ikinci olarak da teknoloji alanında insanları bilgilendirmek için yazıyorum.
bazen o kadar underrated müzikler/filmler/teknolojik ürünler konusunda yazıyorum ki biliyorum aylarca belki kimse okumayacak bile ki okunmuyor (bunu oylanma parametresine göre söylüyorum). ama yıllar sonra bir kişi bile okuyacaksa ve faydası dokunacaksa o bir kişi için yazıyorum.
çünkü yeri geldiğinde çok spesifik araştırmalarımda sözlük bana çok yardımcı oldu. eski kalitesini kaybetse de halen bu özelliğini koruyor benim için. madem ben faydalandım başkaları da benim yazdıklarımdan faydalansın istiyorum. saçma ama sanki vefa borcuymuş gibi.
2- benim de kriterim önceden söylenmemişi söylemek veya söylenenlere farklı bir pencereden bakmak. tekrara düşmemeye özen gösteriyorum genelde.
örneğin: eksisozluk.com
5 gündür oylayan yok, altına yazan eden de yok ama bir gün biri o ürünü merak edecek ve benim entrym'e ulaşacak biliyorum.
bazen o kadar underrated müzikler/filmler/teknolojik ürünler konusunda yazıyorum ki biliyorum aylarca belki kimse okumayacak bile ki okunmuyor (bunu oylanma parametresine göre söylüyorum). ama yıllar sonra bir kişi bile okuyacaksa ve faydası dokunacaksa o bir kişi için yazıyorum.
çünkü yeri geldiğinde çok spesifik araştırmalarımda sözlük bana çok yardımcı oldu. eski kalitesini kaybetse de halen bu özelliğini koruyor benim için. madem ben faydalandım başkaları da benim yazdıklarımdan faydalansın istiyorum. saçma ama sanki vefa borcuymuş gibi.
2- benim de kriterim önceden söylenmemişi söylemek veya söylenenlere farklı bir pencereden bakmak. tekrara düşmemeye özen gösteriyorum genelde.
örneğin: eksisozluk.com
5 gündür oylayan yok, altına yazan eden de yok ama bir gün biri o ürünü merak edecek ve benim entrym'e ulaşacak biliyorum.
0
artık yazmıyorum. son tema değişikliğinden sonra yazma hevesim kalmadı.
genelde bilgi veren entrylerim var. komiklikli başlıklara az girmişimdir. teknoloji, ağlık vs. üzerine yazmışımdır.
genelde bilgi veren entrylerim var. komiklikli başlıklara az girmişimdir. teknoloji, ağlık vs. üzerine yazmışımdır.
0
çok yazmıyorum. ama yazıp yazıp sildiğim çok oluyor bu ara. bildiğin paragraf döşeniyorum, sonra da 'amaaan bana ne yaa...' deyip sildiğim çok oluyor.
genelde müzik, dizi, konser düzleminde yazıyorum.
son zamanlarda da gariptir seksle ilgili başlıklara entry giriyorum.
genelde müzik, dizi, konser düzleminde yazıyorum.
son zamanlarda da gariptir seksle ilgili başlıklara entry giriyorum.
0
1) yok. yazma motivasyonumu başka bir sözlükte toplamda 6-7 bin entry ile tatmin ettim, zaten o zamanlarda ekşi'de yazma merakım yoktu. gerçi hiçbizaman olmadı, o zamanki tema vs. durumlarından okuması ve birilerine ulaşması kolay olur diye kayıt olmuştum, üye olduktan sonra da 3 yılda 500 entry yazmamıştım.
2)motivasyonum varken kendimi yazarak ifade etmekten hoşlanıyordum, hala severim ama eskisi kadar döktüresim yok; arada geliyor onu da buraya yazıyorum zaten. fikrim olan herhangi bir konuda, komikli ya da ciddili yazabilirim; kısıtlamam yok. eskiden rahatlamak için yazdığım için itiraf tarzı iç dökme başlıklarını da kullanıyordum mesela. benim yazdığım sözlük sıfırdan başladığı için çok açık vardı ve bu yazılmış mı diye düşünmeme gerek kalmıyordu. ekşi ise bu açıdan doyuma ulaştığı için yazmak için heves ettiğim bazı şeylerin önceden yazıldığını görerek kendimi frenlediğim olmuştur.
bu konuda sana katılıyorum ama sözlüğün sahibi bile katılmıyor, yaz babam aklına ne gelirse yaz diyorlar ki sözlüğün boka sarmasının sebeplerinden biri bu.
2)motivasyonum varken kendimi yazarak ifade etmekten hoşlanıyordum, hala severim ama eskisi kadar döktüresim yok; arada geliyor onu da buraya yazıyorum zaten. fikrim olan herhangi bir konuda, komikli ya da ciddili yazabilirim; kısıtlamam yok. eskiden rahatlamak için yazdığım için itiraf tarzı iç dökme başlıklarını da kullanıyordum mesela. benim yazdığım sözlük sıfırdan başladığı için çok açık vardı ve bu yazılmış mı diye düşünmeme gerek kalmıyordu. ekşi ise bu açıdan doyuma ulaştığı için yazmak için heves ettiğim bazı şeylerin önceden yazıldığını görerek kendimi frenlediğim olmuştur.
bu konuda sana katılıyorum ama sözlüğün sahibi bile katılmıyor, yaz babam aklına ne gelirse yaz diyorlar ki sözlüğün boka sarmasının sebeplerinden biri bu.
0
Genelde kitap film falan yazıyorum ama son zamanlarda pek yazmıyorum. Bazen diyorum bir şeyler yazayım diye, sonra vazgeçiyorum. Aşklı meşkli şeyler de çok yazdım zamanında, şimdi sanki günlük gibi okuyorum, ilginç oluyor vaktinde neler hissettiğimi görünce.
0
1) fikirlerimi bir nick arkasına saklanarak yazmak daha çok hoşuma gidiyor. çünkü maalesef bazı fikirlerimi kendi kimliğimle açıklamam bazı problemlere yol açabilir. bunlar üzerinden tartışmak falan da hoşuma gidiyor. bazı konularda da bilgilerim olduğunu düşünüyorum, bir kişiye bile olsa yardımcı olabilecek bir bilgiyi paylaşmış olmak iyi hissettirir.
2) filtreden geçirdiğim oluyor. siyasi ve dini konularda sadece. gazetelerde yazan şeylerden farklı siyasi fikirlerim var ve halkın çoğunluğuyla din konusunda aynı fikirde değilim. ki din mevzusundan bir entry'm savcılığa verilmişti, ondan beridir inanılmaz hassas halkımızın inanılmaz değerlerini incitir miyim diye 2 kere düşünerek yazıyorum.
2) filtreden geçirdiğim oluyor. siyasi ve dini konularda sadece. gazetelerde yazan şeylerden farklı siyasi fikirlerim var ve halkın çoğunluğuyla din konusunda aynı fikirde değilim. ki din mevzusundan bir entry'm savcılığa verilmişti, ondan beridir inanılmaz hassas halkımızın inanılmaz değerlerini incitir miyim diye 2 kere düşünerek yazıyorum.
0
1. yazma motivasyonum yok. öyle denk gelirse yazıyorum. bağımlısıyım diyemem.
2. eskiden tematik takılırdım, bilgi içeren uzun entryler girerdim ancak sözlüğün anası sikildiği için artık taşak amaçlı yazıyorum genellikle ya da ampır ampır yazanlara cevap yazıyorum tam bir forum gibi.
2. eskiden tematik takılırdım, bilgi içeren uzun entryler girerdim ancak sözlüğün anası sikildiği için artık taşak amaçlı yazıyorum genellikle ya da ampır ampır yazanlara cevap yazıyorum tam bir forum gibi.
0
dreadplayer
Anüite nedir? Nasıl hesaplanır? Örnek bir soru ile anlatabilirseniz müteşekkir olurum.
Anüite nedir? Nasıl hesaplanır? Örnek bir soru ile anlatabilirseniz müteşekkir olurum.
0
google üzerinde bir çok eğitim dökümanı var, çok da güzel örneklerle anlatılıyor. anüite öncesinde basit ve bileşik faizi iyice öğrenin ama.
www.google.com.tr
www.google.com.tr
0
hullabaloo
arkadaşlar yeni daireme taşınmadan önce evin içine biraz bakım yaptıracağım.-komple boya badana (badana ne demekse artık :) )-komple fayans-mutfak-banyo-su borularının değişmesi-salon ve odalarda parkeev 2+1 ve 90m2sizce bu dediğim şeylerin toplam masrafı ne kadar tutar daha önceden tecrübe eden var
arkadaşlar yeni daireme taşınmadan önce evin içine biraz bakım yaptıracağım.
-komple boya badana (badana ne demekse artık :) )
-komple fayans
-mutfak
-banyo
-su borularının değişmesi
-salon ve odalarda parke
ev 2+1 ve 90m2
sizce bu dediğim şeylerin toplam masrafı ne kadar tutar daha önceden tecrübe eden var mı?
ben tahmini olarak 20bin diye düşünüyorum ama siz ne dersiniz?
-komple boya badana (badana ne demekse artık :) )
-komple fayans
-mutfak
-banyo
-su borularının değişmesi
-salon ve odalarda parke
ev 2+1 ve 90m2
sizce bu dediğim şeylerin toplam masrafı ne kadar tutar daha önceden tecrübe eden var mı?
ben tahmini olarak 20bin diye düşünüyorum ama siz ne dersiniz?
0
sadece mutfak+banyo ve bunların fayansları 20bin tutar diye düşünüyorum. işçilik dahil tabi.
0
2016 ortalama maliyetlerde konut en son 750TL/m2 olarak açıklandı.
bahsettiğin şeyler ciddi tadilat olduğundan dolayı %50'sini alıyorum.
90*750*%50=33.750 TL çıkıyor.
30bin TL civarında tutar sanırım.
bahsettiğin şeyler ciddi tadilat olduğundan dolayı %50'sini alıyorum.
90*750*%50=33.750 TL çıkıyor.
30bin TL civarında tutar sanırım.
0
üzgünüm ki sorduğun yere göre fiyat değişir. iyi araştır.
ayrıca mutfak dolabı da olacak mı? kombi ya da? yoksa sadece bunlar mı?
parkelerin de kalitesi var biliyorsun ki? ortalama 30 tutar diyorum ben de.
ayrıca mutfak dolabı da olacak mı? kombi ya da? yoksa sadece bunlar mı?
parkelerin de kalitesi var biliyorsun ki? ortalama 30 tutar diyorum ben de.
0
peki bütün bu işler için bir iç mimar tutsam onunla istediğim şeyler doğrultusunda anlaşsam çok mu masraflı olur? yoksa kendim bu işleri yapacak ustalarla tek tek mi konuşup anlaşayım?
0
mutfak ve banyo komple elden geçecek. komple yıkılıp yenisi yapılacak. bir de mutfak ve banyo dolapları için tanıdığım bir marangoz usta var işinde epey iyi onunla çalışıcam. parke fayans vb malzemeler için ise çok uçmadan biraz kaliteli bir şeyler istiyorum...
0
Son yazdıklarınıza bakarak içimden bir ses 40-45 bin TL'den aşağı kapatamayacak gibisiniz siz bu işi diyor.
0
iç mimar kendi ustasıyla çalışır. ama seninkiyle anlaşırsa sıkıntı olmaz.
tasarımcı ve zanaatkar ilişkileri var bunlarda. mimar marangozun işçiliğine saygı duymak, o da mimarın dilinden anlamak durumunda.
bence mimar işi çok daha pahalıya gelecek. üzerine kendin düşünmek, araştırmak istemiyorsan mimarla çalış elbette. zaten o alanla hiç ilgin yoksa biraz da mecbursun sanki. sıradan bir şey istemiyor gibisin çünkü.
aksi halde sadece marangozuna danışacaksan bi fiyat al fakat yine de başkalarına da sor. senin marangoz diğerlerinden çok fazla fiyat vermezse onunla devam et. böyle şeylerde uyum sağlamak önemli. işçilik kötü oluyor yoksa.
tasarımcı ve zanaatkar ilişkileri var bunlarda. mimar marangozun işçiliğine saygı duymak, o da mimarın dilinden anlamak durumunda.
bence mimar işi çok daha pahalıya gelecek. üzerine kendin düşünmek, araştırmak istemiyorsan mimarla çalış elbette. zaten o alanla hiç ilgin yoksa biraz da mecbursun sanki. sıradan bir şey istemiyor gibisin çünkü.
aksi halde sadece marangozuna danışacaksan bi fiyat al fakat yine de başkalarına da sor. senin marangoz diğerlerinden çok fazla fiyat vermezse onunla devam et. böyle şeylerde uyum sağlamak önemli. işçilik kötü oluyor yoksa.
0
Bizim 3+1 88bin tuttu. Tmm bazi seyleri luks yaptik ama fayanslar ucuz. Gerci yerler lamine. 2 banyo var
0
standart malzemelerle yaparsanız 30-40 arası, bilemedin 45 tutar.
lüks malzemeyle ucu açık.
lüks malzemeyle ucu açık.
0
iç mimar tutarsan kafadan 10 kağıt mimara ekle:) + mimarın çalıştığı ustalar da diğer ustalardan pahalı çalışır. senin ustaları bulman seramikleri fayansları dolap takımlarını seçmen lazım.
bu arada doğru usta çok önemli. geçen bi kiracımız rica etti evi biraz tadilat yaptıralım diye. tamam dedim, benim tanıdığım var ona yaptıralım dedi. ucuz hem dedi yine okey dedik adam şebekeve gider boru bağlantılarını nasıl yaptıysa 3 ayda bütün duvarlarda rutubet oluşmuş. şimdi rutubet için yeni usta tutucam. kiracıyı da çıkardım evden. kısaca 3 kuruş kâr edicem diye dandik malzeme ve kötü ustaya gitme.
bu arada doğru usta çok önemli. geçen bi kiracımız rica etti evi biraz tadilat yaptıralım diye. tamam dedim, benim tanıdığım var ona yaptıralım dedi. ucuz hem dedi yine okey dedik adam şebekeve gider boru bağlantılarını nasıl yaptıysa 3 ayda bütün duvarlarda rutubet oluşmuş. şimdi rutubet için yeni usta tutucam. kiracıyı da çıkardım evden. kısaca 3 kuruş kâr edicem diye dandik malzeme ve kötü ustaya gitme.
0
cevap veren herkese teşekkür ederim, beklediğimden epey fazla çıktı ama sanırım bu fiyatlar varken iç mimar düşüncesini devre dışı bırakmam gerekiyor. ustaları çevredeki tanıdıklara sorarak falan araştırayım.
0
Yer neresi? Belki burdan tanidik cikar? Mesela benim calistigim adam gayet uygun fiyat verdi istediklerimize gore
0
burada feci feci sallamislar. boya badana 1500 tutar boya dahil. parkenin m2 si 30 tl den alsan zaten islak zemin haric 60 m2 yaptirsan iscilik fln 2500 tutar. mutfak banyo koctasa git gor cok kalite beklentin yoksa al sana mutfak m.koctas.com.tr
yani kisaca 20 bine cok kral sekilde bunlari yaparsin. Istanbul anadolu yakasindaysan sana bu isleri tek elden yapabilecek birini onerebilirim
yani kisaca 20 bine cok kral sekilde bunlari yaparsin. Istanbul anadolu yakasindaysan sana bu isleri tek elden yapabilecek birini onerebilirim
0
tolga asp
hayır az para da değil, kaç tane ülke var toplanıp silah alsalar avuç kadar örgüt temizlenecek, suriye eskisi gibi güllük gülistanlık olacak, insanlar bırakın ülkesini terketmeyi dışarıdakilerin bile bir kısmı geri dönecek (diye tahmin ediyorum). olmadı o parayı esad'a ver kendi mücadele etsin. ben
hayır az para da değil, kaç tane ülke var toplanıp silah alsalar avuç kadar örgüt temizlenecek, suriye eskisi gibi güllük gülistanlık olacak, insanlar bırakın ülkesini terketmeyi dışarıdakilerin bile bir kısmı geri dönecek (diye tahmin ediyorum). olmadı o parayı esad'a ver kendi mücadele etsin. ben ışid'in elinde 6 milyar euro'luk cephane olan bir ordu ile başa çıkabileceğini düşünmüyorum.
ab böyle bir imkan varken neden erdoğan'ın ağız kokusunu çekiyor beni aydınlatabilir misiniz?
damlayan musluğu onarmak yerine altına kova koyuyorlar resmen.
ab böyle bir imkan varken neden erdoğan'ın ağız kokusunu çekiyor beni aydınlatabilir misiniz?
damlayan musluğu onarmak yerine altına kova koyuyorlar resmen.
0
1- 6 milyar euro ab icin aksam eve donerken elin agzin bos durmasin diye yedigin sosisli parasi gibi.
2- oldurerek bitmiyor. oyle bir dunya yok.
3- turkiyeye geri gonderelim turkiye baksin, para onemli degil, 2-3 de gerceklesmesi imkansiz soz veririz turkiyeyi kafalariz kafasindalar, ki anlasma da imzalandi zaten.
2- oldurerek bitmiyor. oyle bir dunya yok.
3- turkiyeye geri gonderelim turkiye baksin, para onemli degil, 2-3 de gerceklesmesi imkansiz soz veririz turkiyeyi kafalariz kafasindalar, ki anlasma da imzalandi zaten.
0
Her şey o paraya alınacak cephane ile ölçülmüyor malesef. Başlangıç olarak insan hayatının önemi konusunda Avrupalı ile Ortadoğulu kafası arasındaki farkı anlamaya çalışmak gerekir.
Mücadele dediğiniz şey öncelikle halen sürüyor, ne kadar efektif yapılıyor bilmiyorum, savunma uzmanı değilim ama bu mücadelenin çok efektif olduğu söylenemez, yıllardır süre geliyor çünkü. Ve bu tip mücadelelerde yalnızca para kaybı değil, insan kaybı da yaşanabilir. Ek olarak zaman ve diğer kaynaklar. Avrupa'nın kendi askerinin (belki Esad'ın askerleri de) hayatını tehlikeye atmak gibi bir düşüncesi olduğunu düşünmüyorum, olsa dahi halkından başka ülkedeki bir kargaşa için askerlerinin hayatını tehlikeye atması büyük tepki görecektir. Kendi kuyruklarına ciddi şekilde basılmadığı sürece bir girişimde bulunacaklarını da zannetmiyorum (Fransa'nın Paris saldırısı sonrasında aldığı tavır gibi).
Ek olarak ortada 5 milyon gibi bir mülteciden söz ediliyor. Bu sorun çözülene kadar bu insanların barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçları karşılanmalı, Avrupa da bunu istiyor bir nevi. Yoksa sınırlarını kapatıp bu insanları çok rahat ülkesine sokmayabilir, ki bazıları bunu yapıyor da. Bugün 6 milyar Euro ile bir karşı atak başlatsanız dahi ISIS'in temizlenmesi ve bu insanların tekrardan ülkelerine dönmeleri ciddi zaman alacaktır (en az 1 yıl). Bu süre zarfında bu insanlara ne olacak? Masrafların hepsini Türkiye mi üstlenecek? Avrupa bu parayı Türkiye’ye vererek hem bu mültecileri ülkesine almıyor, hem de temel ihtiyaçlarının karşılandığından emin oluyor. Uzun vadede ölen/ölecek insan sayısının çok daha fazlası şu an hayatta ve kaçış durumunda. Bu insanları düzgün bir birey olarak kazanmak çok daha önemli.
Mücadele dediğiniz şey öncelikle halen sürüyor, ne kadar efektif yapılıyor bilmiyorum, savunma uzmanı değilim ama bu mücadelenin çok efektif olduğu söylenemez, yıllardır süre geliyor çünkü. Ve bu tip mücadelelerde yalnızca para kaybı değil, insan kaybı da yaşanabilir. Ek olarak zaman ve diğer kaynaklar. Avrupa'nın kendi askerinin (belki Esad'ın askerleri de) hayatını tehlikeye atmak gibi bir düşüncesi olduğunu düşünmüyorum, olsa dahi halkından başka ülkedeki bir kargaşa için askerlerinin hayatını tehlikeye atması büyük tepki görecektir. Kendi kuyruklarına ciddi şekilde basılmadığı sürece bir girişimde bulunacaklarını da zannetmiyorum (Fransa'nın Paris saldırısı sonrasında aldığı tavır gibi).
Ek olarak ortada 5 milyon gibi bir mülteciden söz ediliyor. Bu sorun çözülene kadar bu insanların barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçları karşılanmalı, Avrupa da bunu istiyor bir nevi. Yoksa sınırlarını kapatıp bu insanları çok rahat ülkesine sokmayabilir, ki bazıları bunu yapıyor da. Bugün 6 milyar Euro ile bir karşı atak başlatsanız dahi ISIS'in temizlenmesi ve bu insanların tekrardan ülkelerine dönmeleri ciddi zaman alacaktır (en az 1 yıl). Bu süre zarfında bu insanlara ne olacak? Masrafların hepsini Türkiye mi üstlenecek? Avrupa bu parayı Türkiye’ye vererek hem bu mültecileri ülkesine almıyor, hem de temel ihtiyaçlarının karşılandığından emin oluyor. Uzun vadede ölen/ölecek insan sayısının çok daha fazlası şu an hayatta ve kaçış durumunda. Bu insanları düzgün bir birey olarak kazanmak çok daha önemli.
0
