tirnaklar var mi?

her ispiyyonu dikkate alma. eğer entry silinirse o zaman incelersin entry hatalı mı diye.

yok. öyle dümdüz.
bkz ile yazmalıydım değil mi?

böyle legal. başlık zaten anket başlık olduğu için yazılacak entrylerin hepsi birer örnektir. o yüzden tanım tanım devamı "örnek" alıntı ya da bkz değil den dolayı silinmez.

entrye edit yapmışsın. böylece entrini ispiyonlayan arkadaş doğru bi şey yaptığını düşünecek..

@mosakale: hakkın var. sözlüğün kurallarını halen tam olarak öğrenemedim maalesef.
ben de herkes gibi uçurulmak pek istemiyorum :) ilk kez de ispiyonlanınca...
diğer entry'lerde tırnak olduğuna dikkat edince düzelteyim dedim.

kalacak yer bulamazsan van gogh hostel'i tavsiye ederim. hem merkeze yakın hem fiyatları uygun hem de temiz ve güzel bir hostel. (kahvaltı da veriyolla)

iki hafta sonra üç gece kalacağım bir yer var brüksel'de. airbnb.com'den bulmuştum. 50euro/gece. İstersen sen de bir bak bu siteye.

craiglist de once ulke sonra sehir secip arama yapabilir makul fiyatla kalabilirsin

Malezya ucuz bir yer, biliyorsundur. Ben de laptop alacaktım, o vakit param olmadığı içn alamamıştım. Ama iyi ucuzdu (vergi iadesini dikkate almadan söylüyorum). Dediğin yeri hatırlayamadım ama KL'de bayağı büyük alışveriş merkezleri vardı, elektronik eşya mağazaları dolu. Diğer sorularına cevap veremiyorum maalesef.

Ben de sana birşeyler sorayım: Korkunç sıcak mı şu an? Central station önünde büyük bir inşaat vardı, ne durumda?

10 gün sonra bu soruların cevaplarını vereceğim söz :)

Ara ısıtma işlemi (reheat) zaten yapılıyor. İlk türbinden (HP) geçtikten sonra çürük buharın sıcaklığı ve basıncı, kazandan gelen süperheated buhar ile yeniden artırılarak LP türbinden geçiriliyor. Bu işlem ısıl verimin artmasını sağlıyor doğal olarak. Ama tabi elde edilen iş de HP türbindeki kadar olmuyor. Pv diagramına bakarsan türbin çıkış noktasında, doymuş buhar veya asgari 0.9 kuruluk derecesi olan nokta ile doymuş sıvı noktaları arasında kayda değer bir özgül hacim farkını görebilirsin. Yoğuşturmadan ısı verirsen yoğunluk düşük kalacak, türbinden elde edilen iş azalacaktır (Wlp,t < Whp,t). Ayrıca zaten çevrimin mantığı, hal değişiminin başlangıç noktasına geri dönebilmesidir. Ayrıca pompa işi kompresör işine göre daha düşüktür.

Ama esas önemli nokta, senin önerinde çevrimin hangi noktasında çevreye ısı çıkışı olduğu belli değil. Daha doğrusu Ql'den bahsetmiyorsun. Ql olmak zorunda. Bu da yoğuşma ile sağlanıyor.

cevap gönderen olmazsa yarın mesajlaşalım, belki yardım edebilirim.

patron sunu bi dener misin:

mesh(-1035-0.027*a,9*b,7*c)

bunun gibi bişeydi. bu bilgisayarımda matlab kurulu değil deneyemedim

Şöyle bir şey çıktı ama olmadı.

Aslında son değişken için eksen kalmıyor ve yataydaki eksenler ne a, ne b ne de c'ye ait (0 ile 25 ve 0 ile 30 arasında sayılar). Oysa benim beklediğim eksenlerden biri a'yı, diğeri b'yi ve sonuncusu da c'yi göstersin. f ise renkli veya bilimiyorum başka bir yol ile gösterilsin.

Dikey eksen nispeten f değerine benziyor.

tac mahal'i görmeden gelirsen adres ver beyzbol sopamla geleyim.

geçen hafta duydum. şöyle bir yer varmış: en.wikipedia.org

görüntü pek hoşuma gitmedi.

Bir kere 3 hafta yettiğince tüm bilinen şehirlere git. Ve eğer dayanabilirsen tren'le git. Hem ucuz olur hem de neler neler görürsün.

Jaipur ve Agra'yı biliyorsundur zaten.
Bir de Rishikesh var yapabilirsen. Delhi'den kötü otobüslerle 7-8 saatte gidebilirsin.

Ulusal parklara gidebilirsin.
Bangladesh'e geçebilirsin belki.

Ayrıca birçok blog vardır hindistan'a giden yabancıların veya türk'lerin. Lonely planet'ten çok onları hatim etmeni tavsiye ederim.

İyi geziler.

Makro veya slight show ayarı olabilir belki. Sunumun bir kopyasını kaydedin. 25. sayfayı (olmazsa 25-35 mesela) bi silin. Tekrar deneyin. Sorun yoksa, orjinal sununun 25. sf'sındaki bilgileri copy-paste ile yeni kaydettiğiniz sunuda 25. sf olması gereken yerde ekleyeceğiniz yeni sayfaya yapıştırın. Belki bu şekilde olabilir.

ne yaparsam yapayım 25.sayfadan sonra ilerlemiyor.Sanki "25inci sayfada slaytı bitir" komutu gibi bişey var 25.sayfaya gelince kapanıyor.

Çalıntı/ ihbar gibi bir servis olması lazım, onu tuşlayın. Hemen cevap veriyorlar. O zaman da iki saattir herhangi bir müşteri temsilcisine bağlanmaya çalışıyorum, kimseye ulaşamadım deyin. Onlar aktarıyor. Ben hep öyle yapıyorum.

rsatgele tuşlara basın

yanlış hatırlamıyorsam bi tuşa basmadan bekle öyle olması lazım.

@Köle Isaura: çalıntı ihbar işe yaramadı.

Bize yazın kısmında bir numaraları var, oradan zor da olsa birine ulaşabildim. O da daha sonra müşteri temsilcisine nasıl ulaşacağımı söyledi. TC no veya kredi kart no istenildiğinde giriş yapılmayıp, daha sonra gelen menülerden sırasıyla 3 ve 3'e basılınca müşteri temsilcisine bağlanılabiliyormuş, yalnız bayağı zaman alıyor.

Yahu reklam kapmanya için rahatsızlık seviyesinde arıyorlar, ben bankacılık işlemi için biriyle görüşmek istesem bin dereden su getiriyorlar.

3310 bul polite çalarken sesi kaydet.

internette bulamadım. dediğin gibi sadece rng dosyası var.

youtube.da var!

3310da polite yok. 5110da olmalı. 5110 ring tones yaz youtube da bir sürü video çıkıyor.
aradığın bu galiba ama çok kısa, diğer videoalrda uzun hali vardır. oradan kesebilirsin.
youtu.be

www.youtube.com

@dahinnotha: nick ve cevap uyumu diye buna derim. çok teşekkürler. dediğin gibi diğer videolarda daha uzun hali var.

@elalemin derdi: teşekkürler, aynen bu ses. benim 6150'im de vardı.
@mattiadestro: sana da teşekkürler vakit ayırdığın için.

reddedildi. 4+4+4 devam yani

hayırlısı o zaman :(

kbb'de bir şey çıkmamışsa şahsi tecrübelerime dayanarak; tansiyon ile ilgili bir sıkıntınız olabilir.

Veya MS'sinizdir, atak benzeri bir şey yapıyordur.

@jesterdvine
bu tahmin mi, bilimsel bir bilgi mi?
bende de var çünkü kulak çınlaması...

hangi bölüme gitmem gerekir? dahiliye mi?

tinnitus.

geçmiş olsun.

tedavisi yok. isterseniz kulağınızı sağırlaştırabilirsiniz, ama onun da garantisi yok.

@jesterdvine MS atakları 2 yıldan uzun sürer mi? (her gün olmak kaydıyla)

önce kulak burun boğaz. sonrasında nöroloji

Nabzın kulakta atıyor gibi olması, bende de olmuştu. Havuza gidiyordum. meğer iltihap oluyormuş, doktorun dediği bu iltihap yüzünde kulak zarı bir damara yaklaşıyormuş (?). Neyse temizlettim, havuzu bıraktım geçti. Kulak tıkaçı da kar etmediği için havuzu bırakmak zorunda kaldım.
Lanet bişeydi.

Temizletme biraz acı veren bir olay. Detay sorun olursa sorabilirsin.

@iki arada bir derede
teşekkür ederim her iki bölümden de randevu alayım.

@ex902
teşekkürler. ama bendeki uğultu havuz/deniz sonrası oluşmadı. gerçi tam olarak da hatırlayamıyorum ama su kaçmasından dolayı iltihap olsaydı daha önceki muayenemde ortaya çıkardı herhalde. kulaklarımı hiç temizletmedim, işitme kaybım yok, tek sıkıntı geçmeyen uğultu. sessizliğe hasret kaldım resmen.

@benaslinda: hiçbiri. direkt tecrübe ;)

@rapunzel: sürmez gibi ama atağa bağlı. mesela bir yerindeki his kaybı yerleşip günler haftalar aylarca sürebilir. veya görme bozukluğu hiç peşini bırakmayabilir (bu gözdeki derece değil, mesela görüş alanının alt yarısının gitmesi) ataklar flaş çakar gibi gelip gitmez ms'te.

benim cevabım neden tik almadı acaba ? ha pardon KBB'ye gideceksin.

bu arada bende yaklaşık 7 senedir var o çınlama uğultu.

kan basıncın artıgında kulaktaki çınlama da artıyor degil mi ? ve kalp atışınla senkronize oluyor ? tamam işte, götümüzden uydurmuyoruz burada.

@jesterdvine
çok şükür his kaybı yaşamadım hiç. görme bozukluğum ise derece dışında görüş mesafesinde azalma yok.

@turk kelekom
kusura bakma atlamışım tiki :) evet bir kaç kez tansiyonumu ölçtüm çınlama arttığında tansiyonum ve nabzım yüksek çıktı. ama düzenli olarak kontrol etmedim.

hepinize teşekkür ederim, KBB'den tekrar alıyorum randevumu şimdi.

deli degiller, mallar.

yok deli degilde ugrasicak isleri yokki.

hadi yine iyisin. lumia saf dışı
www.youtube.com

yahu herkesin bazı şeylere özel ilgisi oluyor işte. kendini kaybediyor. ya da yaşça henüz çok genç olabilirler. hayatla hiç ciddi tecrübeleri olmamıştır henüz. kimi arabayı karşılaştırıyor. kimi futbol takımını. mesela bana para verseler futbol konuşmam. anlamsız bulurum. ama ankarayı çekici kılan detaylar konusuna bir şeyler yazmadan duramam mesela. kötüleyenlere de içten içe kızarım :)

hoş ben de okudukça zaman zaman garipsiyorum bu telefon olayını ya, boşverip geçiyorum. türlü türlü özelliklerimizle hepimiz insanız işte. ama ekşisözlükte yazılan iğrenç yazıların yanında bu çok da rahatsız etmiyor.

doktor filan değilim de parça parça olayı sanki hemeroid'in semptomplarından biri gibi. google'da yaz, bişeyler bulacaksın.

Google'a bakarsan iki hafta ömrün kaldığına bile inanabilirsin o nedenle bir doktora sor.

işkillendirmek gibi olmasın ama

(bkz: irritabl bağırsak sendromu)

yeni bir işe başladıysan veya ne bileyim yemekhaneyi başka bir firmaya teslim etmişlerse, yani yediğin yemeklerde bi fark oluştuysa bünye alışamamış olabilir.

hemoroid semptomuyla falan hicbir alakasi yok.

ben senin dedigin gibi sicabilmek icin ugrasiyorum, ilaclar kullaniyorum.

atatürk havalimanından yürünebilir yaklaşık 15 dakika sürer. tarif etmek kolay değil sormakta fayda var orada.

B kapısı dedikleri yer mi yoksa Genel müdürlük mü?
B kapısı ise @ghostknight cevaplamış.

Genel müdürlük ise yürümek için biraz uzaktır onun yerine metro son duraktan bir iki durak önce inip taksi ile gitmiştim biraç kez ben. 15 lira filan yazıyordu. Yanlız gidiş istikametinden binmeye dikkat et. Yoksa boşuna fazladan para verirsin.

muhtemelen biliyorsunuzdur fakat
stats.stackexchange.com
size daha doğru cevaplar verebilir

bilmiyordum, bir de oraya sorayım.
teşekkürler.
iyi günler.

O katsayılar anlamsız demek. O katsayılara denk gelen değişkenler model için önemsiz demek yani. Constant'ın önemsiz olması problemi önemsiz diğer değişkenleri çıkarınca düzelir genelde. (Model değişince yani) Düzelmezse normalleştirme uygulayın (çoğu program otomatik normalleştirilmiş denklemi çıkartır). Tahmininizi normalleştirilmiş denklem üzerinden yapıp kendi skalanıza çevirebilirsiniz.

@alicia_dominica: teşekkürler vakit ayırdığınız için.
normalleştirmeyi bilmiyorum (normal dağılımı kastetmiyorsunuz herhalde, eğer öyleyse outlier'lardan birazını feda ederek skewness ve kurtosis'i sağladım).
ben analizleri spss'te yapıyorum. buraya yazığım katsayıları da programın bana çıkardığı tablodan olduğu gibi aldım. bahsettiğiniz normalleştirme denklemini spss'te yapabilir miyim?

Yok normal dağılımdan bahsetmiyorum. Elde ettiğiniz constant'lı olan denklemin yanında/altında veya o katsayıların yanında bir de "standardized coefficients" diye bir şey olması lazım, ona bakabilirsiniz. O standartlaştırılmanın teorik olarak nasıl yapıldığını şu an hatırlamıyorum yalnız. "Multiple Linear Regression Standardization" diye ararsanız çıkacaktır :)

yetişkinlik ve diğer yazdıkların konusunda ideal cevap olmayabilir belki ama ben sana naruto, naruto shippuuden ve samurai champloo'yu öneririm.

rose of versailles

Valla yazmışsın ama ben yazıyorum tekrardan. Monster şahanedir. Sonra dönme, şimdi devam ettir. 7-8 bölüm sonra yardırıp gidiyor zaten.

Yazdığınız serilere 2 kere baktım ama code geass göremedim. Gözünüzden kaçmaz diye düşünmüştüm halbuki. Başrolündeki eleman ciddi manada yagami light ve l kadar zeki. Satranç karşılaşması gibi gelişiyor her şey.

blood plus

Aşağıdaki anime inceleme blogunu paylaşıyor ve duyurudaki insanların "Bana anime önerin" arayışına son veriyorum. İçerik olarak çok zengin ve ayrıntılı bir site.
Düzenli takip ediyorum ben :)

anime-inceleme.blogspot.com

cowboy bebop seyredip beyendiysen
aynı ekipten çıkma
samurai champloo (harikadır)
black lagoon (ağır tempo başlar sonra çok güzel olur)

gerçi üstüne basa basa liseli kıza no!! demişin ama
yine de ısrarla
full metal panic fumofu, kesinlikle güleceksin : )

trigun (çok eğlenceli çok hüzünlü çok çok keyifli)

zaten yazmışlar ama tekrardan zarar gelmez
wolf's rain

sevmeyeni de var ama bence gayet başarılı olan
hellsing

bunlar bir süre idare edecektir seni : )

samurai champloo +1

birde gantz ı öneririm şiddetle.

fullmetal alchemist deneyebilirsin.. bi tane lust diye karakter var onun olayı da tam meme değil.. onun dışında gayet güzeldir..

Film olarak: Paprika

bazuka diyeni de duydum ama kafa mı buluyordu hala emin deilim

biz ailece bazuka diyoruz buna ama daha bilimsel bi adı var mı bilmem. büyük kırtasiyelerin hepsinde bulunur diye tahmin ediyorum.

bazuka çanta...

kargocularda bunların karton olanlarından olması lazım eğer illa çanta şeklinde olması gerekmiyorsa. rulo kutu diye de aratabilirisin ayrıca.

soruna tam cevap olmayacak belki ama bence biraz büyükçe olan kırtasiyelerde bulabilirsin, pek de öyle zor bulunan bişey olduğunu sanmıyorum zira ben de almıştım.

beşiktaşta kabalcı da filan kesin vardır.

programdan ziyade, bilgisayara bir "kitap" klasoru olusturup ona da alt kitap basligi klasorler olusturup bunlarin icine atsaniz?

boylece o klasorlere ilgili fotolara aktardiktan sonra telden de silersiniz?

Yazmayı unutmuşum, benim amacım ne bileyim dışarıdayken, bilgisayar başında değilken bakmak.

dropbox falan kullansan olmaz mı ki? bilgisayardaki dropbox klasörüne atarsın otomatik sync edilir.. istediğin platformda da görüntüleyebilirsin..

z 906 ses sistemi
k 760 solar klavye

ben şu marathon mouse'u çok seviyorum. ilk olarak onu alırdım bi kere.
sonra da şu minik klavyesi vardı, dinovo mini'ydi sanırsam adı.
bir de güzel bir ses sistemi...

tabii kişisel ihtiyaçlarıma göre sıraladım. senin zevkine uymayabilir de.

@buffy de vampir sayilir
Z906 için Z5500 ün varisi deniyor ama forumlarda performans olarak çok daha kötü olduğu yazılıp çizilmiş. Senin tecrüben varmı bu konuda?

bende z623 var, memnunum.

Performance mouse mx güzeldir.

k360 klavye
m705 mouse
yıllarca kullanırsın

ses sistemi ya da klavye+mouse seti...

z5500 şuan sıfırı bulamayacağınız için z 906, bass olarak 5500 e göre daha güçsüz ikisini de dinleme fırsatım oldu.

maps.google.com

bir kırmızı 4'tür.

Hazırlık evet: İki Eylül Kampüsü.

@berginyonbaenre'nin verdiği güzergah çevre yoludur. @soap'ın bahsettiğ kırmızı dört şehrin içinden gider. Her ikisinin mesafesini de aşağı yukarı 5-6 km kabul edebilirsin. Yalnız bahsettiğin cadde üniv. öğrencilerinin çok tercih ettiği yer olması sebebiyle kırmızı dört ile geliş gidişler seni biraz yıpratabilir.

banka fonları oluyor. a ve b tipi fonlar var. risk yok hem 3-5 kar yapar. diğer türlü sürekli takip gerekir. en güvenli fonlar bence. hiç olmazsa çok olmasa da paran artar.

bir projeye yatırım yap cesaretin varsa, mutlaka çevrende vardır yatırabileceğin bir proje.

Faiz dersen, Vakifbank, 32 günlük vadeye masraflardan sonra net 70 lira veriyor.

@secilms uye, kismetse bikac yil sonra kendi projeme yapicam o yatirimi. o sebeblen artirmam lazim.

bana kredi şeklinde vereceksen bana verebilirsin hocam 1 yılda geri öderim.

alta kopyaladım

alternatif olarak openoffice kullanabilirsiniz.

açamadım malesef.

wordde alfabetik sıralama oluyor muydu ki?
google exceli yapıyor alfabetik sıralama işini. seçip sağ tıklayın "Aralığı sırala" deyin.

ex902 adresi alayım. :)

senin dosyanın altına yapıştırmıştım. şimdi giremiyorum ama.

sen son halini gönderince kapattım, msg atsana adresini.

[email protected]

mail adresine nasıl kartpostal göndereyim ex? :)

LibreOffice akar.

www.libreoffice.org

Harici harddisk NTFS ise OS X anca okuyabiliyor, yazamıyor. Dolayısıyla klasör de açamıyor. Ya Fat32 olarak formatlayacaksın harici diski ( onunda kendine has problemleri var, 4gb'dan büyük tek parça dosya olamıyor vs. ) ya da Tuxera NTFS gibi birşey kuracaksın Mac'e ki NTFS'e yazabilsin.

Cok tesekkurler. Hic aklima gelmemisti boyle durum olacagi.
Programa bi bakayim o zaman.

anandan.

üzümünü ye bağını sorma sende

do you think its cake you're eating?

uzman tv'den

dr.suat'tan

kabul ediyorum çok kötüydü :(

senin gibi eksi duyuruya sordum evladim.

kabartma tozunun üzerindeki tariften.

Gençken böyle bir reklam izlemiş, çakmak gözlü şirin bir kızcağıza pasta yapıyormuş babası. Ufaklık çok seviniyormuş babasının pasta konusunda böyle başarılı olmasına. Neyse, eleman o zamanlar içinden geçiriyormuş, keşke benim de böyle bir kızım olsa da ona pasta yapabilsem.

Tabi daha yaş küçük çocuk için, ama yine de ufaktan başlamış, önce her cumartesi standart hazır tarifleri çalışmakla başlamış işe, sonra gidilen mekanlarda kadınların yaptığı gibi tarif sormalara kadar ilerletmiş (elbette çoğundan bişey çıkmamış), en sonunda normal tarifleri kendi hayal gücü ile geliştirmeye öğrenmiş. Bu esnada arkadaş ortamlarında pasta yapımına karşı gösterdiği bu ilgi sayesinde şimdiki eşi ile tanışmış. Vakit buldukça, paraları izin verdikçe yabancı ülkelere gidip yeni tarifler öğrenmeye başlamışlar, özellikle Japonya ve Fransa’daki pasta dükkanlarından çok etkilenmişler. Onda sonra bu ikisinde pasta yapma çok daha heyecanlı bir tutukuya dönüşmüş, işlerini bırakıp ilk dükkanlarını bir kenar mahallede açabilmişler, turuncu camekanlı, otobüs durağının hemen yanı başında, pastalar sadece lezzetli değilmiş, aynı zamanda temizlikleri ve müşteriye gösterdikleri samimi ilgil ile de dikkat çekmişler. Yine bu esnada yalnız gündüz çalışmadıkları için bir kız çocukları olmuş. Zaman içinde işleri iyileşmiş, tanındıkça daha çok kazanır, daha güzel pastalar yapar olmuşlar. Sonrasında işlek bir cadde üzerinde üç katlı bir binanın altına taşınmışlar, küçük bahçesinde büyük bir ağacın olduğu. 3 küçük masa ve sandalye koyabilmişler. Müzik çalmamışlar, yoldan geçen insanların ve arabaların normalde rahatsızlık veren sesleri bu bahçede huzur vermiş. Dükkanın girişinde sol taraf unlu mamullerin ve değişik ekmek türlerinin, çilekli ve elmalı pay'ların olduğu bölüm olmuş, sağ tarafta insanların maşa ile alabilecekleri raflar ve sepetler içerisinde kek bölümü, dükkanın gerisinde ise her bir rafa 10 yaş pastanın sığdığı ve üç raftan oluşan iki soğutma ünitesi yerleştirebilmişler. Burada genelikle çikolatalı, vişneli, şeftalili, muzlu, kivili, çilekli, kestaneli, ballı, peynirli, vb. pastalar sergilemişler. İnsanlara ve işlerine duydukları saygıdan dolayı pastalarında sağlığa zararlı ve ucuz maddeler kullanmayı kesinlikle reddetmişler. Gözlerini para kazanma hırsı bürümediği için pasta fiyatları da gayet alınabilir düzeylerde olmuş hep. Yanlarına üniversiteli gençlerden yardımcılar almışlar, hep biri kız biri erkek olmak üzere, bazıları tüm üniversite eğitimleri boyunca yanlarında kalmış. Kızları ilk kez pasta yapmak üzere mutfağa 5 yaşında girmiş. 10 yaşına geldiğinde tüm şehir küçük kızın pişirdiğ özel "babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi" pastasını alabilmek için kuyrukta bekler olmuş. Lonelyplanet sayesinde şehre gelen gezginlerin bir numraları uğrak yeri olmaya başlamışlar ve buna rağmen alçak gönüllü kişiliklerini koruyabilmişler. Daha büyük bir yere taşınmamışlar, uzun yıllar adres tarifinde veya randevularda adları duyulmuş. Yıllar yavaş ve güzel geçmiş. En büyük mutluluğu da kızı ve eşini öyle neşeli pasta yaparken seyretmek olmuş. Cenneti yeryüzünde gördüğünü düşünmüş hep.

Sonra uyanmış. Ağlamış.

Benim bildiğim TC numarası aynı zamanda senin öğrenci numaran oluyor.

bu adresten numaranı öğrenebilirsin. oidb.ankara.edu.tr

henüz bana da ulaşmış değil o zarf. kayıtlardan önce mutlaka ulaşır olmadı üniversiteyi ararız.

Önce bianchi sonra corratec kullanan biri olarak (ki halen kullanıyorum) sağlamlık istiyorsan corratec. bunun yanında kron ve trek'e de bakabilirsin. Yalnız bunlar arasında bir karşılaştırma yapamayacağım. Ve bunlar dağ bisikletidir.

Trekking bike şeklinde aratırsan ince tekerlekli günlük kullanıma uygun bisiklet bulabilirsin.

Senin derdine çare şehir/tur bisikleti. Trek 7.3 fx kullanıyorum ben ve gayet memnunum. İş ev arası asfalt ise dağ bisikletine flan hiç gerek yok. İhtiyacını fazlasıyla karşılayacaktır.

hiperaktifmanyetik + 1

kesinlikle aradığın şehir/tur bisikleti.

birkaç tane kaliteli alternatif de ben sunayım:

bisikletcim.com
bisikletcim.com
bisikletcim.com

Grafikte cubuk olan ortalama, mean. İnce cizgi olanlar da -+ standart sapma.

Teşekkürler. Peki scale range ile ne demek isteniyor?

scale range grafiği çizebilmen için datayı ölçekleyebilmeni sağlıyor gibi düşün. abuk sayılarla uğraşman yerine, tüm datayı 0'la 4 arasına normalize ediyor.

SEM ayrı bir merkezi dağılım ölçüsüdür, standart sapma değildir. ortalamanın standart hatasıdır. örnekleme ait bir değerdir.

arabama çarpan ve kaçan bir arabayı polise bildirdiğimde "dizi kaçıyor, savcılığa dilekçe verin." dendi mesela bana. hatalı sollamaya hiçbir şey yapacaklarını sanmıyorum.

Sen yolda dümdüz giderken biri arasa senin plakanı verse ve tehlikeli sollama yapıyor dese, bunun sonucunda da polis sana cezai işlem uygulasa nasıl olur?

Tespitini yapamazlarsa ceza falan olmaz. Yok ama mobeseye takılır, polisin önünde yapar, kazaya sebep olur ise o zaman olur cezai işlem.

mobesenin önünde yapsa bile savcılığa dilekçe vermen gerekiyor mobese kayıtlarının incelenmesi için.

tehlikeli ve dikkatsiz arac kullanmaktan ceza yazilir birden fazla sikayette bulunun farkli tellerden makas attigini falanda ekleyin asiri surat ekleyin

Arayın verin plakayı,seyir emniyetini tehlikeye düşürüyor diiyip alkollü falan diyede süsleme yapılır bir yerinede avukat mavukatlık sıkıştırılırsa bir kaç km. sonra durdurulduğunu görebilirsin.

Yahu virajı döneceğiz, dizi halinde 50-60 ile gidiyoruz, sollama yapıyor, tam o esnada karşı şeritten araba çıktı önüne, karşıdan gelen de şaşırmıştır da çabuk tepki vermesi sayesinde kazadan kurtuldular. Ben üç dört araba geriden takip ettiğim için, karşıdan gelenin şaşkınlığını görebildim olay geçtikten hemen sonra, korna bile çalamadı. Sollama yapılmaz çizigisi de var halbuki.

@kayranin kedisi: senin başına gelen olaya da yuh yani. dizi kaçıyormuş.

yok yahu @steward, @skywalkeremre, olmayan şeyleri ekleyip süsleme zaten yapmam. yoksa @himmet dayi'nin söylediği durumdan farkı kalmaz.

Ftm olursaniz ceza yazabilirsiniz.

ücretsiz kargo. +havale ile alımlarda banka seçeneklerinin artması. geçen gün havale ile kitap alacaktım, bir tek yapıkredi mi ne vardı, 3 lira eft 4 lira kargo ile +7 lira ödeyecek oldum, dışardan alırım daha iyi dedim.

ha yine sonradan 52 liraya kredi kartıyla aldım içinizde kalmasın bak kaçtı ulan demeyin :)

10 tl'nin üzerine ücretsiz kargo.

ve kampanya değil ama kitapların biraz daha çeşitlenmesi.

sözlükçüleri bırakıp birazda duyuruculara beleş kampanya yapın. yazar değiliz, entry giremiyoruz.

1) belirli bir miktar(75 tl diyelim mesela) üzerinde alışveriş yapan ilk x kişiye şu kitap hediye gibisinden. hediye kitabın fiyatına karışmıyorum.

2) sık alışveriş yapan üyelere yönelik özel kampanyalar(hediye kitap dışında seçeneğiniz kalmıyor tabi, eheh:)

3) kampanya yerine alışveriş yapanlara yönelik küçük sürprizler.

keltikfrost + 11111111

nesilsiz +1

Kampanyadan ziyade kitaplar çeşitlensin.

kitapların çeşitlenmesi şart, bir de dr.com.tr sizden daha ucuz ve onların çeşitlilik kısmından bahsetmeme gerek yok sanırım:)

keltikfrost'a bir + da benden.

öncelikle kitap sayınız çok az. çeşitlenmesi lazım.

kampanya olarak, belirli yazarların tüm kitaplarını alınca güzel bir indirim olabilir. murakami kampanyası yapmışsınız ya mesela, onun yerine tüm murakami serisini alana daha iyi bir indirim uygulansa daha iyi olur. ama bunun için en azından belli başlı yazarların tüm kitaplarının olması lazım. yalnızca best seller'lara odaklanarak bir yere kadar.

Bir kitap alana bir kitap hediye tarzında bir kampanya olabilir, veya serilerde bir kitabı hediye olarak verebilirsiniz.
Kargo ile ilgili kullanıcının ilk üç siparişi kargo ücretsiz olabilir sonuçta alışkanlık önemli ve bu avantaj bunu sağlayabilir gibi.
Ayrıca burada fikrini kullandığınız kişiye hediye kitapta gönderebilirsiniz, evet :)

1- Kargoyu hiç almayın. Bildiğin sıfır kargo. Bunu yapabilirseniz büyük bir atılım yaparsınız. Ama bu kampanya şeklinde olmayacak, sizin manifestonuz olacak. Bu sayede tek veya çoklu kitap satışlarınızın oldukça artacağını düşünüyorum.
2- @nesilsiz: kitap çeşitliliği +1
3- Gösterdiğiniz her kitap stokta olsun lütfen (ki sizde öyle galiba şu anda - bu çok önemli).
bir dizi kitap alacaktım, uygun fiyata bulduğum sitede aradığım kitaplardan biri yoktu, daha fazla fiyattaki başka bir siteden almak durumnda kaldım olmayan kitap orada var diye. sonra sipariş hazırlanırken bizde de yok dediler. anlatabildim mi?

Bu üçü beni çok kullandığım siteden bu tarafa çeker.
Bu site de, ucuz kitaplarıyla başka bir siteden çekmişti zamanında beni.

Hediye olayına ise karşıyım. Ucuz olursa zaten herkes istediği kitabı daha rahat alır. Şu hediye olayı pek akla gelmez.

Tabi biz bilmiyoruz hangi şartlarda ayakta kalmaya çalıştığınızı, ama siz müşteriye saygı gösterirseniz onlar da size gösterecektir. Ki şu anda birçok insan tarafından taktir ediliyorsunuz eminim. Bu çok güzel. Kaç defa kitap alacak oldum, evde okunmayı bekleyenler yüzünden alamıyorum. Alacağım ama.

Umarım hedeflerinize ulaşırsınız, bizleri de mutlu edersiniz.

Kitap alisverisi yapildikca kitappuan ya da ne derseniz iste, uyelerin ondan biriktirebildikleri bir sistem olabilir, ufak miktarlar bile olsa tesvik edici olabilir. Tabii bir de daha cok cesit..hic kargo.

airbnb.com faydalı olabilir.

(bkz: couchsurfing)

Katya'nın Yazı

Katya'nın Yazı +1
Benim bildiğim Türkçe'ye çevrilmiş toplam 10 kitabı var. e yayınlarından.

İnci sokağı
Kasaba
Yirminci mil
1939 ya da bütün bir yıl
İnfazcı
Kentte sıcak
Heaplaşma
Ölüm dansı

Shibumi'yi beğendiysen aynı karakterler ve konu üzerinde devam eden, Trevenian'ın yazmadığı, varisi niteliğinde birini yazdığı SATORİ kitabı var. onu da oku bence güzel.

Önce filter ekle. Sayı başlığına gel z'den a'ya sırala. Sonra Ad başlığına gel z'den a'ya sırala.

Bu şekilde karıştırmıyor olması lazım. Olmadı dersen listeyi yolla sql de yapayım.

Eğer veriler bu şekilde ise, yani aralarında boşluk varsa; üç adımda yapılabilir.
1- sütunu seçip "data (veri) / text to column" (sütuna dönüştür olması lazım türkçede) tıkla, burada delimiter yazan yeri işaretle, next'e tıkla, sonra "space"i seç, ve finish ile bitir işlemi. Böylece verilerin boşluğa göre sütunlara ayrılmış olur. yani üç sütun, birinde ad, diğerinde soyad, ve sonuncuda da sayı.
2- sayı sütununu seçip istediğin gibi, mesela büyükten küçüğe sırala. diğer sütunlar da bu sıralamaya uyacaktır.
3- sonra sayı sütununun yanındaki boş sütuna geç, verinin olduğu ilk satırdaki (1. satır olarak yorumluyorum) hücreyi seç (verilerin a, b ve c'de olduğunu varsayarak, d1'i seç), oraya şunu yaz:
=a1 & " " & b1 & " " & c1
enter'le. ve bu hücreyi aşağıday kadar sürükle (kopyala yani).
istediğin sıralama bu şekilde olacaktır.

Eyvallah çok sağ olun da ben bunu hazıra konmamak ve öğrenmek adına denedim denedim ama olmadı. İşin komik tarafı hiç değişiklik olmadı yav, böyle yalan yanlış da olsa değişmedi yani. Özelden yazsam düzeltebilir misiniz acaba?

Uğraşamam diyorsanız da sizden önemli değil abiler. (Olur diyorsanız mesaj kutusunun ışığına bakıyor olacağım)

haber.gazetevatan.com

pazarvatan.gazetevatan.com

haber.gazetevatan.com

www.dipnot.tv

www.mutlutonbekici.com

rodos'ta old city denilen yerde pansiyonlar vardı. limandan inip karşıya geçince hemen sağ taraflarda.

ayrıca (bkz: airbnb.com)'a da bakabilirsin, çok alternatif olmasa da şanseseri işe yarar bir yer bulabilirsin belki.

santorini:

- bir gün yeterli bu ada için, gündüz bir denizinde denize girersiniz, akşam da fira'da bir kahve, oia'da gün batımını izlersiniz.

- fira'dan oia'ya garajdan otobüs kalkıyor, 1.70 EUR ücreti. otobüs şöförleri tam bir öküz, çok takmayın.

- sıcak fena olduğu için gezip tozma işini akşam saatlerine bırakın

mykonos:
- sezon ve hareket ağustos sonunda başlıyor
- eski venedik ve merkezde akşam dolaşın, niko'nun yerinde ızgara kalamar, ahtapot yiyin uzo için. pahalı bir yer değil, orta derece.
- atv kiralayıp dolaşın
- burda birkaç gün kalmak iyidir

Ambalaj üreticilerinin kendilerine ekmek çıkarmak için gündem yaratma çabasından başka bir şey değildi.

ne kadar kolay itham ediyorsunuz. ayni yasayla birlikte esmer ekmek uygulamasi da soz konusuydu. yani beyaz ekmeklerin kaldirilmasi kepeklerin tesvik edilmesi de sozkonusuydu.muhtemelen pilot bolgelerden sonra hayata gececek.

yok kolay itham etmiyorum. bu gündemi yaratan, gazetede fotoğraflarını gördüğün kişiyle neredeyse her hafta iş toplantılarına giriyordum.

anladim. bu arada

www.midyatilcetarim.gov.tr

1 temmuzda yururluge girmis. surada da cezalar verildiginden bahsedilmis.

www.stargundem.com

Ekmek aldığım fırında bir süredir camlı bir bölme görür olmuştum. İnsanların elle seçmelerini engelleyecek şekilde. @keltikfrost'un verdiği linkte ambalajsız satılan ekmeklerin bu şekilde muhafaza edileceği yazıyor (5. madde). Demek ki ondan yapmış. Evet bu haliyle insanların ekmeği dokunarak seçmesi engellenmiş oluyor ama satıcının dokunması (paraya ve bilimum herşeye dokunduğu dikkate alındığında) halen problem. Zira herkes Ekmek Teknesi'ndeki rahmetli Nusret Baba gibi değildir herhalde. Ayrıca yaz aylarında bir de sinek durumu var. Gerçi ambalaj da çok etkili gelmiyor bana, zira fırından çıkar çıkmaz ekmeği ambalajlayamazsın, zaten bir süre bekleyecek dışarıda soğuyana kadar. Onun yerine kapalı muhafazalar olabilir (şu ankiler galiba sadece alıcı tarafı kapalı), ve satıcının dokunmasını engellemek için de belki bir maşa kullanımı söz konusu olabilir. Burada da Türk insanı faktörü işin içine giriyor ya neyse. Naylon eldivenler zaten malum, bazen çıplak elle vermesini tercih ediyorum. En temizi kendin yapmak, keşke uğraşabilsem.

cem uzan'a hapis şokundan hallice bir haber bu. geçiniz.

1998-99 gibi de aynen boyle gaza gelinmis, bir sure uygulandiktan sonra da kaldirilmisti.

nerede oynuyorsun?

vize sorunu yoksa adalara giderdim ben. tabi tatili deniz vs şeklinde istiyorsanız. öbür türlü mardin falan da yapılabilir.

Tatilinizin bir kısmı için (3 gün belki) Rodos'u önerebilirim. Çok tenha değildir belki ama kimse kimseyi rahatsız etmez. Tek başına kadınlar üstsüz güneşleniyorlardı mesela. Ben tek gitmiştim, ve çok sıkılmamıştım, bir gün ada turu, bir gün deniz turu, birkaç gün kendim takılmıştım. Bir de 20 euro'ya merkezde bir pansiyon bulmuştum ki değme keyfime. Tenhalık ile ilgili adada uluslararası havaalanı olduğunu söyleyeyim son olarak.

Yunan adalarını asla tavsiye etmem. Genelde çok pahalı oluyor.
Ben Selanik'i çok sevmiştim üstelik cokta ucuz. Mesela. İki kisi balık, meze ve uzosu dahil bir yemeğe 8 Euro vermiştik.
Oradaki yerli halk bile adalara gitmeyin bosuna çok fazla para harcamış olursunuz demişlerdi.

50-60 lira civarında prowell kasklar tercih edilebilir.

www.cinarbisiklet.com

Ben de bi niyetlendim bir ara, gittigidiyor'da birçok çeşit var mesela. Ama denemeden almak istemediğime karar verdim. 90-100 liraya beğendiklerim olmuştu. Ama en azından markaları görürsün.

yüksek lisans ile master aynı şey. ben de aynı olduklarını bilmiyodum mesela başvurana kadar. yüksek lisans yapılan üniversiteden başka bir ilde elbet oturulabilir ancak ders devamlılığı vs. sıkıntı olacaktır. dersler bittikten sonra bir sorun olmaz herhanlde. çalışma konusuna gelince çalışılabilir ama o iş sakat. lisansı bölümün tepelerinde bitiren adamlar çalışırken master yapmaya kalkınca bocalamaya başladılar. tabii bu çalışılan yere de bağlı ancak genel olarak zor.

Lisans dört yıllık üniversite düzeyinde verilen eğitim. Yüksek lisans (YL), lisans'tan sonra 2 yıl süren lisansüstü eğitimin ilk kademesi. Burada bir yıl ders alırsın, ikinci yıl bir tez hazırlarsın (tezsiz olanları da vardır). Bu esnada bir danışman hocan olur, her şeyi onunla planlarsın. Doktora (artık lisans'tan doğrudan doktoraya da başvurulabiliyor) normalde yüksek lisanstan sonra başlar ve teoride dört yıl sürer. Yine bir danışmanın olur, yine bir yıl ders alırsın, ama artık çok daha özel bir konuda çok daha kapsamlı bir tez hazırlarsın. Danışman hocan ile bol bol makale yazar, para bulunca da gidip çalışmalarını konferanslarda sunarsın.

Araştırma Görevlili'ği (ar. gör.), üniversite hocalığı için ilk adımdır (tek adım değildir). Ar. Gör'ün görevi YL ve Doktora yapmaktır. Sonra eğer okulu kadro açarsa yardımcı doçent şeklinde hocalığa ilk adımını atar.

Başka il mevzusu, danışmanına ve alacağın dersleri ne ölçüde takip edebileceğine bağlıdır genellikle. Erzurum'da yaşayıp İstanbul'da YL yapmaya göre Eskişehir'de oturup Ankara'da YL yapmak nispeten daha kolaydır mesela.

4 yıllık üniversiteye lisans denir. (2 yıllıklar ön lisans)

lisans mezunları yüksek lisans yapar. yüksek lisans ile master aynı şeydir.

yüksek lisans sonuçta bir öğrenciliktir. lisans okurken başka şehirde oturulabiliyorsa yüksek lisans yaparken de oturulabilir. çalışmanızda herhangi bir sakınca yoktur. ancak derslere devam ve ödevlerinizi yapma konusunda sıkıntı yaşayabilirsiniz.

iki tür yüksek lisans vardır: tezli ve tezsiz
tezli yüksek lisans: 1 yıl ders aşaması vardır. ders aşamasını tammladıktan sonra tez yazmaya başlarsınız. 1+1 yıl tez süresi vardır. gerçi artık atılma kalktığı için 1+sonsuz gibi bişey oldu. genellikle ilgili lisans bölümü mezunları tercih edilir. öğrenciler sınavla alınır.

tezsiz yüksek lisans: öğrenciler kel alaka lisans bölümlerden mezun olurlar. snav yapılmaz. başvurunalar arasından ales+lisans not ortalaması en yüksek olanlar alınır. dersler genelde ikinci öğretim gibi geç saatlerde olur. harçları tezliye göre çok yüksektir. ders aşamasından sonra bitirm tezi adıyla küçük bi ödev hazırlanabilir.

doktora: yüksek lisans yapmış olanlar başvurabilir. 1 yıl ders aşaması vardır. derslar tamamnlandıktan sonra, "yeterlilik sınavına" girilir. bu sınavla öğrencinin anasından emdiği süt burnundan geitirilir. bütün lisans-yüksek lisans-doktora boyunca öğrendiği herşey sorulabilir. hatta o gün karısıyla kavg etmiş bir hoca varsa jüride sizin ağzınıza sıçar. (bi arkadaş ekolü) bu sınavdan geçen öğrenci tezini yazmaya başlar. doktora aşaması toplam 6 yıl sürer (di eskiden artık atılma kalktığı için ömrünün sonuna kadar doktora yapabilirsin) doktorasını başarıyla tamamlayanlar doktor ünvanı alır. sonuçta bu da öğrenciliktir. şehir dışında oturabilirsin ve hatta çalışabilirsin.

araştırma görevliliği: bir meslektir. yüksek lisans veya doktora nın her aşamasında hatta daha bunlara başlamadan bile bir üniversitenin açtığı araştrma görevlisi kadrosuna başvurabilirisn. hangi koşullarda ar.gör alacaklarına üniversiteler kendileri karar verir. maaşlı olarak üniversitede çalışırsın. yani bşka bi şehirde oturamazsın (yasak değil ama hergün nası mesaiye gidip gelceksin??) ve başka iş yapamazsın.

ar.gör.den beklenen yüksek lisans ve doktorasını tamamlayıp öğretim üyeliğine terfii etmesidir. öğretim üyeleri üniversitelerde ders veren "hoca"lardır. yani yardımcı doçent, doçent ve profesrler. bunlar araştırma görevlilerini kendi ayak işlerini yapmak için işe alınmış hizmetliler olarak görürler. halbuki 3-5 sonra o araştırma görevlileri de doktoralarını bitirip onlar gibi öğretim üyesi olacaktır.

şuradan görebilirsiniz sanırım:

www.scimagojr.com

derginin kendi internet sitesinde de bulabilirsin.

Yuksek ateste yanar cunku. Kavrulur yapisir.

yüksek ateşte pişirirseniz o yemek pişmeden suyu uçar gider, dibi tutar falan filan.

bazı yemeklerin(özellikle et yemekleri) kısık ateşte pişirilmesi gerekir.nedeni ise yerken sert olmaması ve daha lezzetli olması içindir.et hızlı pişerse sert olur.bu bazı sebzeler için de geçerlidir.

3 kezdir yemek yapıyorum kısık ateşte, 1.5 saat filan etleri haşlıyorum, 4 saat de diğer malzemelerle (patlıcan, biber, domates, vb) birlikte pişiriyorum. Belki abartıyorum, ama sonuç harika oluyor. Uzun sürdüğünden dolayı sadece haftasonları yapabiliyorum, babam geceden yapıyor yemeğini mesela, ben yapsam tutamam yerim diye gece yapamıyorum :)

yüksek ateşte dışı yanarken sebzelerin vb. içi tam pişmemiş oluyor. usta aşçılar hep kısık ateşte yavaş yavaş pişirirler, öyle kendi suyunu salan sebzeler falan da daha lezzetli oluyormuş. yemek yapmak sabır işidir. aceleye gelmez derdi kesin milor burda olsa.

İllaki biliyorsundur ama belki bir faydası dokunur;

www.hostels.com

www.hostelworld.com

Tren garının hemen önündeki sokak içerisinde birçok orta seviye otel bulabilirsin. Ben booking.com'dan bulmuştum bir yer, ismini hatırlamıyorum maalesef.
Ayrıca metro istasyonuna da çok yakındır oralar.

(""A"" & x & "":A"" & y & "") yazımı doğru olmaz çünkü A'lar metin olarak algılanacaktır ve bir hücreye referans olduğu anlaşılmayacaktır.

İlgili formüle şu anda nasıl müdahele edilir aklıma gelmiyor pek. Ama bunun yerine VB formülü ile Std. Sapma hesaplayabilirsiniz. Örnekleri mevcut bir çok sitede.

Range("A1:B" & degisken) gibi olmuyor mu?

Asagidaki sekilde calistirabildim ben.

Sub Macro1()
degisken1 = 1
degisken2 = 10

'direkt deger yazdirma
Range("A14").Value = WorksheetFunction.StDev_S(Range("A" & degisken1, "A" & degisken2))

'hucreye formul seklinde atama
Range("A15").Formula = "=STDEV.S(" & "A" & degisken1 & ":" & "A" & degisken2 & ")"

End Sub

@ himmet dayi teşekkürler. dahicocuk'un kodu işe yaradı.

@ dahicocuk çok teşekkürler, bu şekildeki yazımları bilmiyordum, sayende büyük bir dertten kurtuldum.

televizyonu bilmem ama ben cep telefonu almıştım, ertesi gün değişime götürdüm. çamura yatma ihtimallerine karşı tüm çirkefliğimi cazgırlığımı B planı olarak bekletirken 5 dakkada iade aldılar, kartla ödediğim telefonun parasını nakit verdiler.

media markt'tan çıkınca hemen etrafıma bakındım, bi teknosa aradı gözlerim. içeri girip yüzlerine tükürecektim, hizmet sizinki gibi olmaz böyle olur diye. teknosa göremedim, yutkundum.

genellikle bir kaç hafta süre tanıyorlar iade için. o süredne sonra isterse patlasın televizyon, yine iade almazlar.

1 TB harddisk'im kendiliğinden bozuldu (2 yıl garantili), kullanalı neredeyse 2 yıl olmuştu (bir kaç haftası filan kalmıştı). ama ispatlama şansım yoktu, faturasını atmıştım. Neyse, media-markt'a götürdüm, bir şansımızı deneyelim dediler. 3-4 hafta sürmeden aynı modelin yenisini teslim ettiler. Ne ben ne de onlar birbirimizi yormadık hiç. Benim harddisk de gerçekten kendi kendine bozulmuştu.

gidin ve şansınızı deneyin, durumu anlatın. en azından ilgileneceklerdir.

ben arka arkaya 3-4 ürünü zincirleme şekilde değiştirmiş biri olarak, media markt'tan gayet memnunum.

"Cevap olmayan" cevaplar ispiyonlanırsa ya da bir moderatörün dikkatini çekerse siliniyor zaten. Bunun dışında başka çözümü yok bu işin.

var böyle mallar.
adam oyun bilgisayarı topluyorum diyor mesela, cevap veren adam ps3 al pampa diye öneride bulunuyor.

bunların bazıları tamam, alternatif sunabilir ama çoğunluğu soru sahibini delirtecek cinsten.

engelleyemeyiz bence, illa ki bu tip cevap veren çıkar.

ben de tam bu sebepten ispiyon listesinde 2. sıradayım. ifrit oluyorum alakasız cevaplara.

çözüm önerisi nolacak ki buna, adam fikrini diyor. yol gösterecek belki harbiden lan napcam latini diyecek soruyu soran da belli mi olur. ben de yaptım bugün mesela gaziantep'e ağustosta gitsem ramazan dolayısıyla sorun olur mu demişti, bu sıcakta antep çekilmez dedim. bence zararlı değil herkes fikrini yazsın, iyi böyle iyi.

o engellenemez.
ayrıca kötü bişey de değil, tavsiyeler ya da tecrübeler de iyidir bence.

@ekaterina öneride bulunmanız kötü değil ama bazen konu dağılıyor. soruyla alakasız bir öneriniz varsa özel mesajla da belirtebilirsiniz yani.

mesela bir keresinde almanca mı öğreneyim ispanyolca mı diye bir duyuru açmıştım, bir tartışma başladı öğrenirsin,öğrenemezsin, onu öğreneceğine ingilizceni geliştir falan filan diye. halbuki tek sorduğum soru almanca mı kolay öğrenilir ispanyolca mı sorusuydu. konu dağıldı, cevap alamadım.

2 yukarida da ornegi var, gereksiz gibi sanki

@evrenos gazi

2 ustteki duyuruya ben alakasiz bi cevap yazmistim, onu dedim, senin cevabinla alakasi yok.

bu arada montla sic'i cok severek kullanirim, hakkaten devasi montla sicmak olanlara da tavsiye ederim ben siklikla.

su anda da duyuruya ornek teskil edecek hareketlerde bulunuyoruz bu arada, ornek olsun iste.

moderatör var, yazılı kurallar var onun dışındakiler için duyuru ve soru sahipleri rahatsız oldukları şeyleri çoğu zaman belirtiyorlar, yuvarlanıp gidiyoruz

Ben de az önce yukarıda bezelye yemeği tarfi yardımı isteyene dün yaptığım hayatımın en güzel güveç yemeğini tarif edecekken son anda durdurdum kendimi :)

Dur bi dakka ya, o sen değil miydin :))

@ex902 yine et ama özel mesajla at işte orda sorduğumuz şey bezelye :d

"montla sıç"lara sinir oluyorum da "ps 3 al"lar rahatsız etmiyor beni.

o değil, iki gün önce "... biliyor musunuz?" sorusuna "bilmiyorum." diye cevap gelmişti. ilk ispiyonumu yaptım.

Engellenemez diyenler Türkiye'de yaşamayı bayağı kanıksamışlar. Şu dünyanın en kolay çözülebilecek sorunu yahu, nereye engelleyemiyorsunuz?

Al sana burayı 1 ayda tertemiz edecek çözüm metodu:

1- ''Cevap olmayan'' cevaplar 2 defa tekrarlanırsa yazarlığın silinmesi ile cezalandırılır.
2- Duyuru kullanıcılarına da ispiyon hakkı verilir. İspiyon teşvik edilir.
3- Gerekirse daha fazla moderatör alınır.
4- En önemlisi, üyelik alımı kapatılır. Birden fazla üyelik, üyeliklerin tamamının silinmesi sebebi kabul edilir.

Bak bakalım, daha fazla değil, 1 ay sonra kaç troll kalıyor burada.

adamın sorusuna hafif yandan yaklaşanları anlıyorum kısmen.

- sağlamlığından dolayı nokia e72 alıcam ankara'da en ucuz nerede?

yanıt: bende samsung bilmem ne var nokia e72 vardı eskiden. bu samsung ondan 10 kat daha sağlam onu al.

hani adam yan açmış, orta açmış, konuya tatlı yaklaşmış "bak bu da var ama" demiş.

---

e tabi:

Soru : Latince öğrenmeye niyetliyim, kaynak önerir misiniz ?
Cevap : Latince öğrenip napcan ya, hem kendi başına öğrenemezsin git italyanca öğren.

bu itçe.

---

özellikle gece daha fazla var bu. özellikle2, eski duyuruculardan birkaçı artık "her soruya verilecek saçma bir yanıtım var nasıl olsa zamanında bilmem kaç bin soru yanıtlamışım beni de uçuramazlar ya" triplerindeler.

aynı kişiler saçma duyuru da açıyorlar.

@uyuyanadam benim verdiğim örnekle senin verdiğin örnek hemen hemen aynı. seninki biraz daha kibarca söylenmişi sadece.

adam n72 almaya karar vermiş yahu, nereden alırım diye soruyor. n72 alayım mı diye sorarsa samsung öner, eyvallah ama bu sorunun cevabı bu değil. illa n72 yerine samsung öneresin varsa özel mesajla önermen daha mantıklı olmaz mı ? konu dağılıyor çünkü böyle olunca.

@bugunku antremanda goz dolduran futbolcu:

çok öznel bir durum ama benim örnekte, dediğim gibi adam "sağlamlık" kısmından yakalamış, konuya oradan destek olmuş, "ben de nokia e72 kullandım ama..." diyerek de "bak dostum ben de geçtim o yollardan seni anlıyorum ama..." demek istemiş.

---

ama

Soru : Latince öğrenmeye niyetliyim, kaynak önerir misiniz ?
Cevap : Latince öğrenip napcan ya, hem kendi başına öğrenemezsin git italyanca öğren.

burada adam kaba ve kendince "s.ktirrr yaa" tavrı var. bu itlik.

ha şu olsa:

"ben de kendim 4 sene Latince öğrendim ama tavsiyem şu ki, pek işe yaramıyor, İtalyanca çok daha mantıklı"

iki yanıt bir mi?


veya:

soru: bodyye başladım. yarın göğüs günüm. 4 saat 120 set (YUH) göğüs antremanı yapıcam. hareket önerin

cevap: en uzun antreman 1 saat olur. hele ki tek bir kasa, 15-20den fazla set asla girilmez. 4 saat göğüs mü çalışılır?

desen, belli ki adam "bildiğinden" dolayı konuya yaklaşmış. burada soran kişi:

"kes be yanıt ver sadece yanıt ver sana fikrini sormadım" dese, olmaz. çünkü buna böyle denmelidir.

yani birisi benim soruma bir TECRÜBESİNDEN, BİLGİSİNDEN dolayı yan alakalı yanıt verse veya sorumu temelinden reddetse, eleştirse tamam ama adam gelip "kesss be amaaaan" gibisinden yaklaşıyorsa, ki bu çok oluyor, o zaman itlik işte.

mesela Ankara muhabbetlerinde çok oluyor.

"ankara'ya geldim 1.5 gün boşluğum var nereleri gezeyim?"

yanıt-lar:

- hemen geri dön

bu ne şimdi ya? bunlar itlik bence.

alakasız cevap bile değil bu. sorunun anasına saldırmak.

Aklına bununla ilgili (soruya cevap değil ispiyonu dışında) çözüm önerisi gelen var mı ?

dediğim gibi: en çok (benim gıcık olduğum...) "eski" kesim seviyor bunu. sırf "yaaa 2 laf edeyim" şeklinde her duyuruda varlar. konuya yaklaşayım yanından dayanayım vs vs değil, sırf saçmalama amaçlı.

- 10 milyarım var ne yapsam?
- 10 milyar para mı lan itoğlu it.

- şu oldu bu oldu vs vs kız arkadaşımla aram kötü vs
- montla sıç

- ankara'da nereleri gezsem
- hemen geri bas

gibi.

hadi bu adamlara eski emeklerinden dolayı çok gaddar olunamıyor ama en azından belli süreliğine yasak getirilebilir.

Aklına bununla ilgili (soruya cevap değil ispiyonu dışında) çözüm önerisi gelen var mı ?

aslında bana kalsa:

1. alakasız yanıtlar adamın salak vs vs olmasından değil, cıvıtmasından oluyor. adam cıvıtmak için saçmalıyor duyuruda.

2. bence bunun da en büyük sebebi gönül ilişkileri ve cinsel-erotik geyik başlıkları. o tip duyurular insanların cıvıtmasına neden oluyor.

3. keşke bana kalsa burası çok daha net, nesnel, mekanik bir yer olsun.

- şunu çevirir misiniz => yanıt.
- şuradan şuraya gidicem => yanıt

gibi. gönül işleri, adult sorular vs vs siteyi daha bir "civcivli forum" yapıyor. sonra bir bakıyorsun önceleri ciddi soru soran adam sonraları "yeaaaaaa iri meme mi seviyorsunuz iri popo mu?" gibi bir adam oluyor.

@uyuyanadam tavır konusunda haklısın ben kabalık konusunda bir şey demiyorum zaten ama ben kibarca da olsa soruyla alakasız cevap verilmesinden şikayetçiyim. sıkıntım o noktada yani, kaba tavırlar ayrı bir şey. adam latince öğrenmeye karar vermiş, kaynak soruyor. sorunun cevabı ”latince öğrenme bence” olabilir mi yani ?

(git: 447187)

mesela buna gelen yanıtlar.

soru basit. sanki "ben arşivcilik yapayım mı?" "esaretin bedelini 10 dakikada indirdim ama bir daha asla bulamam mutlaka arşivleyeyim di mi?" "izlediğim her şeyi arşivlemeliyim di mi?" diye sormuşum da, gelen yanıtlara bak.

belki asla bulunmayacak bir film elimdeki, belki özel çekim, belki cepten ailemi çekmişim, belki x, belki y...

çözüm önerisi ise:

ekşi duyuru'nun soru cevap temelli bir yer olmaktan çıkıp, her türlü teknik soruya "yaaa gel kanka muhabbete" tadında bir yere dönüşmesine neden olan tutumu ortadan kaldırmak. bunu da anlattım zaten.

arkadaşın dersine ali ağaoğlu giriyordu bi ara.

öğretim görevlisi, misafir öğretim görevlisi gibi statülerle verebilir evet.

halkla ilişkiler ve reklamcılık bölümünde okuyan bir arkadaşımın dersine reklamcılıkla ilgili bir bölümden dahi mezun olmamış ve akademik kariyeri olmayan biri giriyordu. Ama adam yılların ünlü reklamcısı, sektörde en çok adı geçen insanlardan biriydi.

Babam devlet memuru akademisyen değil teknik bir konuda meslek yüksekokullarının derslerine giriyor. Ama bu konuyu Türkiye'de anlatabilecek zaten 1-2 insan var :)her dönem birisi veriyor dersi geçinip gidiyorlar

Bana göre çok doğru değil ama şöyle bir kural var bildiğim kadarıyla: üniversitede ders verebilmek için minimum lisans mezunu olmak gerekiyor. Özellikle uygulama alanlarında bu şart yüzünden çok iyi insanlardan yararlanılamıyor.

Neyse, soru ile ilgili olarak Bölüm/Fakülte kabul ederse, bu şartı sağlayan herkes ders verebilir. Yani illaki o üniversitenin personeli olmak veya akademik ünvan sahibi olmak gerekmiyor.

kolaydan zora; bölüm sekreteri, fakülte sekreteri, rektörlük sekreteri.

kimi yerlerde daha üst kademeye gitmeden alt kademenin onayını da isteyebilirler, bilginize. (dekanlık için bölüm başkanı, rektörlük için dekanlık izni gibi)

rektörlük genel sekreterlik.

eksi++ ile ilgili bir şey mi ki acep? ben kullanmadığım için bilemiyorum, hiç dediğiniz gibi bir şeyle de karşılaşmadım. bir görüntü olsaydı belki daha kolay anlaşılabilirdi.

evet eksi++ var bende. görüntü alayım dedim, kalkmış. bu da yeni bir veri, kaybolabiliyormuş.

başka nerelerde çıktığını bilmemekle birlikte:

tümünü göster dediğinizde, en son hangi entry'de kalmışsanız onu işaretliyor. tümünü göster dedikten sonra onca entry içinde kaybolmayın diye.

[email protected]'a gönder. ama sorununu anlamadım, ekran görüntüsü çok küçük belki ondan.

pek seçemedim dosyayı küçük göründü benim ekranda. direk d nin tamamını seçip o ya kopyalasan olmaz mı

bunun ilacı pivot table gibi geldi bana

nil'in duma duma şarkısı olabilir mi?

yok yahu yabancı bir parçaydı. şimdi sözsüz bir parça nasıl yabancı oluyor. oluyor işte.

nuri alço filmlerinde çalan değil mi?

www.youtube.com ben dın dın dın kısmını böyle okudum ama


edit: www.youtube.com buna da benzettim bilmiyorum ki

bilinmeyen bir şey değil. youtube u açsan bilmem kaç milyon kez dinlenmiştir. yabancı bu arada. orhan gencebay n'alaka

kasıt aramaya başlıyorum artık. abicim yabancı diyorum içinde şarkı sözü barındırmıyor diyorum. ibneliğine mi yapıyorsunuz.