öyle bir söylenti var ama sigara dumanından daha fazla olacağını düşünmüyorum.

evet dogru. toksik ve kansorejen maddeler var. uzun sure maruz kalınırsa solunum yolu hastalıklarına ve akciger kanserine kadar goturebilir.

www.hurriyet.com.tr

Mehmet Öz'ün bile kanser olma ihtimali varken bence boşverin kanseri hiç uğraşmayalım:)

Sony ericsson w serisi güzel ama maalesef her yıl 1-2 kez sorun çıkarır sana. Özellikle kulaklıkla müzik dinlerken sesi aniden dışarı veriyor,kendini kitliyor falan filan.Nasıl bu kadar çabuk telefon bozabiliyorum diye insan kendinden şüphe duyuyor.O yüzden ondan uzak durun derim:)

e63 kullanıyorum ve tavsiye etmiyorum. çok yavaş telefon, ayrıca mail okurken ufak "i" yok misal "hotmail" değil de "hotmaIl" olarak yazıyosunuz falan. almayın sakın. samsung star'dan uzak durun. sony en şukuluk olanıdır.

ya memleketim telefonculari orjinal cin mali diye bir terim uretmis. benim demek istedigim orjinalin de orjinali, apple'in cinde urettigi yedek parcalar. dealextreme'deki iphone 3g digitizer replacement'a baktim mesela pek cok olumsuz yorum var. cakma cin mali oluyo galiba bunlar.

ebaye de baktim bu arada, genuine yazanla yazmayanda ayni resimler var nasil guveneceksin...

En iyisi apple store'a götürüp onların servise yollaması bence.

apple store cok pahali ve telefonumun garantisi gecti malesef.

Tabi ruhsat sahibinin yapması gerek bu işlemi.Genelde 1-2 gün içinde sana ruhsatı geri verirler.

Bilgiler için çok teşekkür ediyorum. Bilmeyen için gayet aldatıcı bir işlem. Tüv'ün internet sitesinde "muayene yaprağında boşluk yoksa gelme arkadaş" demeye getiren bir anlatım var, çok kafa karıştırıcı idi. bu ek-1 formu da tam olarak saçma sapan bir şeymiş, yok daktilo ya da bilgisayar falan. bürokrasiden tekrar nefret ettim.

how i met your mother ve two and a half man eklenmeli hemen bu listeye himym o kadar bağlayamadı beni ama two and a half man feci saran bir dizi. öncelikle komik yer yer belaltı espriler mevcut bazen klişe ama daha hiç sıkıcı bölümüne denk gelmedim.

izlediklerinden yola çıkarak breaking bad dicem ama ondan önce entourage'ı öneriyorum kesinlikle.sıfırdan başladım ve 7. sezon 8. bölüme yetiştim 4-5 gün içinde..çok sağlam karakterleri var, pişman olmazsın derim.

battlestar galactica var mis gibi

gene house dicem ben aga.

Seinfeld, IT Crowd

dexter, the big bang theory (ilk sezon da güzel ancak ilk sezondan sonra çok daha güzelleşiyor).

listede yok ama bence en önce breaking bad'i izlemelisin. şimdiye kadar izlediğim en güzel dizi.

six feet under?

house
my name is earl

battlestar galactica > orjinal. hikaye muhteşem, gerilim, aksiyon... diziyi bitirdim, bi 2-3 ay da soundtrack lerini dinledim.
it crowd > tavsiye edilmiş. ben de tekrarlayayım.
testees > bulması zor olabilir. tek sezonluk absürd komedi. 13 bölüm. iki eleman kobaylık yapıyor para kazanmak için.
six feet under > drama denince ilk akla gelen güncel dizi (dizi final gördü)
house m.d. > scriptinin uzun olduğu ama boş olmadığı bir dizi. drama türünde.
skins > favori gençlik dizisinde. drama komedi türünde. toplam 4 sezon. ilk iki sezon ilk cast diğer ikisi 2. cast. ilk 2 sezon tavsiyemdir.
the shield > kötü polis hikayesi, aksiyon, drama... güzel bir finali var. bunca sezonu boşuna izlememişim hissi veriyor.
flight of the concords > müzik komedi türünde. bulunması zor olabilir. 2 sezon.

chuck.izledim beğendim.Biraz aksiyon biraz komedidir kendisi.sıkılacağını sanmıyorum.

Nip/Tuck.İlk 2 sezonunu 3 günde bitirmiştim. Kesinlikle tavsiye ederim

desperate housewifes olabilir.birde the simpsons.gerçekten izlemeye değer ikiside.

friends de yok

The O.C yi de ekle bencee ;)

(bkz: the philanthropist)
bayildim
ilk sezon 8 bolum sanirim, cok cok begendim.

net bir şekilde breaking bad. piyasadaki tüm dizileri izledim nerdeyse ve şu an mad men ile kapışacak kalitedeki tek dizi. dexter'dan falan iyi.

sonra himym ya da two and a half men. ben olsam two and a half men izlerim. ilk sezonları inanılmaz komik.

sonra entourage. komedi değil, drama değil. bir avuç zengin züppesinin yaptıkları. ilk sezon çok itici gelecek büyük ihtimal. sonra alışıyorsun ama baya iyi dizi.

battletar galactica var. iyi dizi. bilimkurgu seviyorsan seversin kesin. sonu bence çok çok çok kötü ama herkes beğenmiş benden başka.

it's always sunny in philadelphia
çünki dünyanın en iyi dizisi(peheyyy çok mu iddialı oldu?) çünki farklı ve acayip komik.himym filan izleyemiyorum artık

spartacus blood and sand.

how i met your mother başlı başına bi kültür yahu. 6. sezonu bekliyorum 4 gözle. kaçırma.

Bones
House M.D.
Chuck

Warehouse 13 (çok süper değil ama başka birşey olmayınca idare ediyor)

married with children

(bkz: al bundy)

Kimse supernatural yazmamış ilk sezonu atlatırsan mis gibi dizi. Bilgisayarda var dönüp dönüp izliyorum :)))

1-kesinlikle entourage...7. sezonu çekiyorlar hala doyamadım,sıkılmadım.
2-fringe.agent dunham yeter.izleyince anlarsın:)
3-breaking bad.hem sürükleyici hem sıkıcı.ama cidden sarıyo.

how i met your mother, chuck, doctor who bilimkurgu dediğin için..

ben uzun süre ipod classic kullandıktan sonra ipod touch alınca inanılmaz rahat bulmuştum taşınabilirliğini, hem çok ince hem de hafif. ben her zaman dışarıda cebimde taşıyabiliyorum yani rahatça. wi-fi, uygulamalar falan da cidden faydalı olabiliyor bazen ama bunları yapabilen telefonunuz varsa nano taşımak tabi ki çok daha rahat olur.

yatakta ipod touch'uma sarılarak uyuyorum. o kadar diyim.

hertürlü ipod touch. appstore yeter.

itouch'ımsız tuvalete gidemiyorum, ben de o kadar diyeyim. ccc ipod touch ccc

(abartmış olabilirim ama kesinlikle dalga geçmiyorum)

Araba markalarından anlıyorsanız; Ipod nano renault symbol ise Ipod Touch Subaru Imprezza'dır, o kadar söyleyeyim...

Evden çıkarken cüzdanımdan önce ipod touch'ımı ve aynamı kontrol ediyorum çantamda mı diye.Ondan önceki hayatımda nasıl zaman geçiriyormuşum gerçekten hayret ediyorum. Yattığım yerden nfs oynuyorum,sıkılıyorum biraz dizi izliyorum ardından internette gazetelere bakıyorum sonra yine assassins creed derken hergün daha da aşık oluyorum ipod'uma.

+1 ipod touch

Tabii ki de touch.
Bir süre sonra touch yetmeyecek,kamerası sms i ve araması eksik bide diyeceksiniz.
o zaman da iphone olacak :D

aynı soruyu bugün ben de kendime sesli şekilde bilkomda sormaktaydım.

nanonun artıları; video çekebiliyor, radyosu var, ufak, renk çeşidi fazla.
touchın artıları; wifi, milyon çeşit apple applicationı, dokunmatik ekran, ekran büyüklüğü sebebiyle görsel keyif, hafızanın nanoya oranla daha yüksek olması.

açıkçası gayet dandik bir samsung telefon kullanıcısı olarak, yakın zamanda da yeni bir telefon almayı planlamadığım için yanımda internete girebilen bir aygıtın olması benim için avantaj olacaktı. bir de nanolara göre daha teknolojik geldi touch. kullananlardan da hep olumlu şeyler duyduğum için touch aldım. benim aldığım mağazada sadece 8gb olan versiyonu vardı ve fiyatı aynı kapasitede bir nanodan ucuzdu. o farka da gittim güzel bir hardcase aldım, bence gayet güzel oldu.

hatta bekle biraz bugün yeni retina display'li 720p kameralı 4g versiyonu duyurulucak. saat 5 gibi.

iPod touch'ım benim yeni can yoldaşım! iyi ki almışım diyorum, verdiğim parayı son kuruşuna kadar hak ediyor.

yalnız Touch 4 bugün yarın duyurulacak, ben olsam birazcık bekler 4. nesile bakardım.

gitsin at&t den alsin kontratsiz alabilir oradan.

ayfon 4 varken niye 3gs sipariş ettiniz o da ilginç. bestbuy a baksın varsa orda vardır kontratsız.

Benim bildiğim e-bay harici kontratsız iphone almak neredeyse imkansız.İsterseniz e-bay'e bakın,ödemeyi yapın kargo adresini arkadaşınıza yönlendirin. Ama yarın dönecek diyorsunuz. Yetişmez maalesef.Apple store'da iphone satılmıyor. Hediye ettikleri genelde ipod touch oluyor. Görüntü olarak aynı olduğundan karıştırılmış olabilir.Açıkcası Amerika'dan o kadar uğraşıp getirmenize değmez. sahibinden.com'dan hemen hemen aynı paraya iphone alabilirsiniz. Hem de alacağınız ürünü görme şansınız da var. Bence hiç riske etmeyin derim

iphone 4 e gerek yok ya hem o kadar da para yok. 550 usd maximum. hem 3 ün tipi daha bi hoş :D

eee sonuç nedir şimdi at&t den alabilir mi?
best buy konusunda kesin emin misiniz? akşam olmak üzere :(

store.apple.com

burda en altta 2. dipnotta hediye olarak alınırsa 499 usd diyor 3gs için. ya da sanırım anladığım kadarı ile.

www.bestbuy.com

Duty Free'ler harici galiba migrosta görmüştüm. 5M migroslarda olabilir

migros, makro vs gibi yerlerde bir de kadikoy carsısında bir kahvecide var.

çay ağacı yağı kesin çözüm

genelde çıkışı bir haftayı bulur onun. kasma, düşünme.

bactroban.

bepanten sür kurutuyoo

bepanten hemen kurutmaz, çıkmaya çalısanı daha cabuk cıkartıp kurutur

dokunma. ben çıkmak üzere olan sivilceme 1 haftadır dokunmuyorum çıkamadı eheh. dokununca hemen yayılıyo büyüyo namussuzlar.

garnier in acil sivilce yokedicileri var, sivilcenin çıktığı an sürünce geçiriyormuş.

Body Shop'ın çay ağacı yağı var. Minik koyu yeşil bir şişede satılıyor. Sivilce henüz çıkmadan üzerine uyguluyorsunuz. Hemen söndürüyor. Ne kadar erken uygularsanız o kadar iyi tabi.

pentide çeşitli jartiyer çorapları yok ne yazık ki

vanko diye yazan adı aslında (one co) olan türk firması günlük olarak marketlerde bile satar (tansaş vs.)
calzedonia'dan güzel çeşit çıkar.
katia'nın (çeşitli markaları bulunduran mini zincir) indirimlerini kaçırmayın.

esas önemli ilave.
leg avenue asla tavsiye etmem. görüntü çok hoş tamam. ama çorabın kalitesi, bizim 70'lere 80'lerde gördüğümüz dalgalı kumlu kalın kumaştan bile kötü. ve bir giyişte kaçıyor.

Calzedonia'ya bir bak istersen. Bazen güzel ve ilginç ürünler getirebiliyorlar. Ama silikonlu jartiyer çorabı kavramı yavaş yavaş yaygınlaştığı için renk seçeneklerine daha rahat ulaşabilirsin. Geçen sene Koray'dan bordo,krem ve sütlü kahve tonlarında almıştım.Oralara da bir göz atın derim

Karaciğer yorgunluğunun belirtisi olabilir. Eczaneden bir B vitamini kompleksi alıp yatmadan önce için. Ayrıca yağlı yemekten kaçının, çok alkol tüketmeyin, kırmızı eti abartmayın. Düzelir herhalde.

aynı sorun bende de var. b12 için benexol verdi doktor. bide yağlı yemek yok.

kükürtlü sabun diye bişi vardı onla yıkamak ii geliyodu ama gözünüze kaçmasın inanılmaz yakar.

kardeşimde vardı, deniz ve güneş çok iyi geldi. imkanınız varsa denize girin, güneşlenin.

Ayda 1 kez hamama gidin iyice keselenin.O minik sivilceler çoğu zaman vücudun ölü deriyi tam olarak dışarı atamamasından kaynaklanıyor(olaya getirdiğim bilimsel bakış açısı)Yine ayda bir hatta 2 kez saunaya gider iyice terlerseniz tüm gözenekleriniz açılmış olur. Bir de hafta bir kez güzel bir vücut fırçasıyla problemli bölgeyi iyice sürtün derim. Tabi abartmadan. Banyo fırçasını Body Shop'da bulabilirsiniz.

Kaliteli değildir. Rolling Stone vardı bir zamanlar kaliteliydi ama satılmadığından kalktı piyasadan. N.Geographic'i önerebilirim. Ama müzik dergilerinden önerebileceğim birşey yok.

Boğaziçi Üniversitesinin çıkarmış olduğu sinema üzerine bir dergi var."Altyazı" Tavsiye ederim.
Bir de "Bütün Dünya" var Başkent Üniversitesinin çıkardığı.

bilim ve teknik tempo

Para ve ingilizce mevcutsa şu anda en doyurucu dergilerden biri Monocle. Her şey var içinde.

1- Teşekkürler.

2- Teşekkürler. Ben de Boğaziçi'nde okuyorum, Altyazı gerçekten çok kaliteli.

3- Teşekkürler. Tempo'nun içeriği nedir acaba?

4- Çok mu pahalı ki?

Aktüel nasıl arkadaşlar?

Billboard'ı sevemedim. National Geographic ve Atlas güzel. NTV Bilim bittiğinde biraz daha olsaydı diyorsanız Bilim Teknik de güzel. Haftalık olarak da Uykusuz var tabii ki.

tempo haber dergisi

Roll dergisi tam size göre..

Notos (bkz: notos öykü)
(bkz: bir+bir)

- Bilim Teknik daha mı iyidir NTV Bilim'den? Boş yere para vermeyelim de. :)

- Roll artık yok sanırım?

- Notos Öykü ve bir+bir hakkında çok olumlu yorumlar var. İlk işim bu dergileri almak olacak. Çok teşekkürler.

NTV Bilim daha magazin ama bence Bilim Teknik'ten daha okunabilir bir dergi. Bilim Teknik'in bazı makaleleri bayabiliyor. Ama ikisi de iyi dergiler, boşuna para vermiş olmazsınız.

Roll'u ben de bitti diye biliyorum ve okuduğum kadarıyla biraz taraflıydı.

@esreföldü

Aynı konularda yazan hangi dergiler alınmalı sence? Ayrıca yukarıdakilerden farklı bir dergi tavsiyen var mı acaba?

billboard bu ay itibariyle kapandı diye biliyorum. (bkz: billboard)

ayrıca haftalık haber-aktüel: newsweek(tr) var. fena değil, iş yapar. Her hafta değil de iki haftada bir alınabilir.

sinema alanında: sinema dergisi fena değil. ancak bence her hafta çıkan arkapencere e-dergisi çok iyi.

mizah alanında: penguen iyidir. uykusuz ilk iki sayfası iticidir. leman uçtur.

tarih alanında: ntv tarih fena değil. güzel cdler ekler vs. veriyorlar.

tv: cnbc-e'ninki güzel.

ntv tarih alacağınıza toplumsal tarih dergisini alın. hatta sizin okulunuzun tarihçileri yazarlar burda. çogzel bir tarih dergisidir, kesinlikle takip edilesi.

Savunma & Havacılık var. 24 yıllık dergidir. Konusu önemli değil deyince atladım gerçi :)
4-5 yıldır aynı alanda MSI dergisi var bir de.

ulusa, halin oraya çık. iki üç pasaja sor. anında yönlendirirler seni. ulus bu iş için bitilmiş kaftan.

Genelde semt pazarlarında tencereyi götürürsen tencere tava işleriyle ilgilenen tezgahlar oluyor.

temizkopat arkadaşım:D dun gece sozlukte itsbeauty com diye bi site gördüm parfüm marfüm bir çok şey var galiba, ben biraz baktım sonra hemen uzaklaştım oradan

Itsbeauty candır,canandır:)Sadece parfüm değil kızsal tüm mevzulara çözümü vardır:)Parfüm için daha önce rastladığım bir parfüm blogu vardı ama adını hatırlayamıyorum. Google'dan aratırsan belki çıkar birşeyler

erkek kokularıyla ilgiliyse ben yardımcı olmaya çalışırım. blog tutmaya da başlamıştım ama üşenmekten yazamıyorum. bikoklasanasunu.blogspot.com

üşenmeyi attım, 60 posta yürüyorum :)

Önceden izlememişsen little miss sunshine (git: www.imdb.com)

Bir belgesel tadında "2 Dil 1 Bavul". Kesinlikle tavsiye ederim.

evet yukarıdakileri izledim.onlar gibi.

ayrıca haneke filmleri de dahil edilebilir yardımcı olacaksa.

bloody sunday var şahane bi filmdir.

gerçekliği izleyiciye veren film deyişinden ve haneke filmlerinden yola çıkarak-misal funny games- das experiment diyorum.

son dönem türk sinemasından özellikle sonbahar ve bornova bornova çok iyi bu anlamda.

scrapbook var. gerçekçilik konusunda kimse yanına yaklaşamaz. tabi biraz mide gerektiriyor. o ayrı mevzu.

Soul Kitchen yada Fatih Akın'ın tüm filmleri

(bkz: hunger)

şarjı biraz dolana kadar itunes açılmaz zaten. tamamen bittiğinde kırmızı simge çıkar ve bir süre doldurur. gerektiği kadar dolunca ekrana görüntü gelir açılır ve itunes da görür.

Jailbreak varmıydı cihazda? Belki bağımlı jailbreak olduğundan cihaz açılmamış olabilir mi?

saatlerdir sarjda

jailbreak vardı 3.1.1 ken ben 3.1.2 ye yükselttim jailbreak te gitti. durduk yere oldu ya kapadım koydum 1 ay sonra aldım elime açılmıyo yani olay bu

Blackrainle açmaya çalışsanız.

o nası oluyo?

Bazı seri numaralarına sahip ipod ve iphonelerda jailbreak yaptığınızda bağımlı şekilde kullanıyorsunuz. Yani cihazı hiç kapatmamanız gerekiyor. Kapandığında da blackrain isimli bir programla çalıştırmanız şart. Googledan aratınca çıkıyor zaten. Cihazı bilgisayara bağlayın,ardından "make it rain" butonuna basın. Eğer sorun bundan kaynaklanıyorsa ipodun eski haline dönmesi gerekiyor bu yöntemle

uygulamayı indiridim açınca ASL.dll bulunamadığı içn bu uygulama başlatılamadı. tekrar ykleyin diyoda bşi değişmiyo neyse tamam diynce uygulamanın pencersi açık. make it rain diyorum bu seferde blackra1n çalışmayı durdurdu windows bi çözüm arıyo yazıyo ipod ta gene bşi yok

www.ikaynak.com.
İpod ve İphone konusunda her türlü paylaşımı bulabileceğiniz bir forum. Oraya yazarsanız muhtemelen yardımcı olurlar.Yada bir apple store'a götürüp yeniden yükleme yapacaklar.Türkiye'de nasıl bu prosedür işliyor bilmiyorum ama normalde garanti,fatura vs sormadan cihazınızı hemen orda 10-15 dk için restore ediyorlar. Cihaz fabrika ayarlarına geri dönüyor.

1.b. türklerin işgalinin en az hissedildiği şehirlerden biri olması olabilir, izmir bir yunan şehridir. yunan kızları tüm akdeniz kızları gibi harikadır bence.

sadece kendilerine bakmayı cok iyi bilirler olay budur.

bahsi gecen gozlem sirasinda abazaligin doruklarinda dolaniyor olman.

bir de evde bir iki tur dondukten sonra otobus gozlemlerini gerceklestirirsen, o zaman objektif bir sonuca varabilecegiz.


eyyorlemem bu kadar, hadi hayirli isler

rahatlık +1.. çünkü insanı her tür kılık-kıyafete alışık.. yani istanbul'da asla ama asla giyip de dolaşamayacağın bir kıyafeti, izmir'de giysen, dönüp bakan az olur.. o azınlık da muhtemelen şehir dışından gelmiş misafirler falandır..

yunan kıızlarını görmemenden kaynaklanıyor olabilir. ben istanbulluyum, hayatımda 7-8 kere izmir'e gittim ve bu olayın tek mantıklı açıklamasını izmir'in ege'de olması ve yunanistan'a yakın olması olarak görebiliyorum.

Aslında fransa'nın güneyindekiler, italyan, ispanyol, portekizli yani kısacası akdeniz kızlarının %90'ı acayip ama bizim ülkede antalya'da filan iş yok artık ruslar bastı diyemidir bilemem, olay ege'de hacı.

bu arada hepsinin yüzlerini görebilsek iran'lı bayanlar çok güzeldir, tabi fazla ön plana çıkmadıkları için hepsi canavar gibi düşünülüyor akıllarda, akıllar da ege'ye kayıyor haliyle.

bana şu kafayla ege kızlarını hatırlattığın içinde çok teşekkür ederim, atlayıp gidesim geldi lan.

2 saçma
3 muhtemel
1 yakın geçmiş öncesinde de bu milletler etkileşim içindeydi. balkanlardan göçen türkler iç anadoludan götürülmesine karşın geldiklerinde renkli kişilerdi.

en büyük 3. şehir için böyle bir stereotip saçma ama bakımlı olmaları, sıcak iklimden ötürü giyimdeki imkanlar, muhafazakar nüfusun türkiye oranından düşük olması, bunların verdiği özgüven, alttan çıt çıtlı bodynin orada popüler olmaması* vs vs mantıklı bir açıklama yapmak ayrıca saçma diyeyim.

Çok basit. Gülümsemeleri.
Boxer dergisinin senelerdir Didem Erolu en seksi seçmesinin tek sebebi göğüsleri değil.

İzmirin kızları hakkında genelde şikayet edilen rahatlık gülümsemelerine sebep oluyor. Elbette şikayet edilecek şey değil. Ama tabulara kafayı takmış insanların çekemedikleri birşey.
Ankarada yaşıyorum. Yolda bir kadınla göz göze geldiğim çok seyrek olmuştur. Dümdüz önlerine bakarlar, gözgöze gelseniz bile bakışlar üstünüzden kayar geçer.
İzmirde ise(tatil bölgesi değil, şehir merkezi, kemeraltı, karşıyaka vs..) gözgöze geldiğinizde gözler birden kaçmıyor. Hatta kibarca sanki gözle bir laf atmada bulunur gibi bakarsanız(kibarca) gülümsüyorlar. Ve bu onları daha güzel gösteriyor.
Mesele rahatlık ve medeniyet. Bunların dolayısyla iç huzur ve neşe. İç huzur neşe ve mutluluk da haliyle insanı olduğundan güzel yapıyor.
(hatta daha dolaylı olarak kendilerine spor, makyaj ve moda olarak daha çok bakmalarına sebep oluyor. Böylece gerçekten güzelleşiyorlar)

@ sıkılgan: hayatında 1 kere İzmir'e gittin mi?
@ daglien: güzellik tabiriniz helen gibi hatunlar ise evet izmir in kızları güzel. ve yine evet bir karma söz konusu. yani zamanında mübadele ile gelen yunanlılar vs ile karışılmış. izmirliler göçmen soylarından gelirler yani genel olarak. ayrıca tabiiki ege akdeniz gibi bölgelerin deniz memleketleri olması, zeytinyağlı yemekler ile büyümeleri ve genlerinden gelen doğal güzellikle de bahsettiğiniz gibi bir manzara çıkıyor ister istemez:)

rahatlıktı bilmemneydi diyen bir sürü insan olmuş ancak bu rahatlığın güzel olduklarını duymaya alışmaktan gelen özgüvenin verdiği rahatlık olduğunu kabul eden olmamış. birçok başka şehirlerin de çekemeyip bok atması bu yüzden.
gülümsemek, rahat iletişim kurmak vs hep medeniyetin göstergesidir. içleri de fesat değildir bu yüzden, biraz saf olurlar kabulümdür.
kendine çok iyi bakarlar diyenlere de, izmir'de kimse pahalı kremlerle dolaşmaz. sadece kuyruk yağı yerine zeytinyağı yenir. eğer bu bir ''bakımsa'', evet bakımlılar da.

spor, makyaj bilmemne diyenler de olmuş. arkadaşım! bilmediğiniz konularda da yorum yapmak zorunda değilsiniz. yok öyle bi şey. olay gen, beslenme ve medeniyet dedik. zorlamayın.

Olay sadece ve sadece gen, beslenme ve medeniyet. Evet.
(bkz: makyaj malzemelerindeki inanılmaz mantık hatası)
(bkz: spordaki inanılmaz mantık hatası)

dream eater'a katiliyorum. guzellik genetik bir olay arkadas, oyle kendine guvenmekti gulumsemeydi bilmemne onlar bos laflar. genetik, yetisme beslenme spor... bunlar.

izmir'le alakasız bir konu.
ege'nin kızları güzeldir demek daha doğru.
izmir ege'nin en büyük ili olduğu için orası daha fazla göz önünde / göze batıyor, o kadar.

benzer şeyler söylenmiş ama gen zenginliği bence. osmanlının en kozmopolit şehirlerinden biri imiş.

Evet genetik etmenlerin rolü olsa da bence asıl neden İzmir'in rahat(medeni,gelişmiş,çağdaş adı her neyse artık)bir memleket olmasından kaynaklanıyor. Örneğin bir hatun kişi düşünelim.Ankara yada daha küçük bir anadolu şehrinde yaşadığını varsayalım. Nasıl giyinir? Genelde iddiasız bir thsirt altına yine aynı sıradanlıkta bir kot, babet yada spor ayakkabı. Ama aynı kız İzmir'de olunca(tabi İzmir'de büyüdüğünü varsayarsak) daha iddialı bir tarzı benimsiyor. Mini etek,askılı topuklu ayakkabı vs. Dişiliği daha ön plana çıkıyor çünkü rahatsız olacak ortam yok. Ama bunu daha küçük şehirlerde yapmaya kalksa biliyor ki bambaşka bakışlara maruz kalacak. Şimdi aynı kızı 2 farklı şehirde düşününce İzmir'deki haline güzel,seksi,alımlı diyoruz. Ama diğer hali oldukça sıradan. Burada asıl sorun kavram kargaşası sanki. Yani seksapel ile güzellik kavramının karışması. İzmirliler hemen kızmasın ama İzmir'in kızları güzellikten öte seksi tabirine daha uygunlar.Aynı kızları Ankara'da görsek mesela yine güzel dermiyiz?Sorunun cevabı burada gizli.

@esma_sultan: peki sence izmirlilerin askılı, topulu ve hatta mini vs. giyebilmelerinin sebebi, vücutlarının buna elverişli olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? kot giydikleri zaman bile havaları bir farklı oluyor. aslen izmirli olup gayet de farklı şehirlere okuma amacı ile gidenler izmirli olduklarını oraların giyim tarzlarına adepte olmalarına rağmen, sırf tabii güzellikleri sayesinde belli ediyorlar. sen neyden bahsediyorsun, kendini kandırma :)
yunanlıların tecavüzü ile bir gen karışımından bahseden olmuş. tarih bu kadar çarpıtılır.
(bkz: mübadele)
o zaman ben de derim ki, iç anadoludakiler de ensest ilişkiler yüzünden mi çirkindir acaba... gizli sorunun cevabını merak edenlere...
(bkz: oh içimi de döktüm artık rahatım.)

sanırım tam anlatamamışım, ufak bi karışıklık olmuş, tamam hepsinde bir çekicilik var.. ve bunda giyim kuşamın da önemi bulunmakta ama "makyajla gelen bir güzellikte değil" şeklinde kurduğum cümlede aslında, çıplak güzellikten bahsetmek istemiştim. yani bu yaştan sonra öyle makyaj yapıp güzel giyiniyo diye off ne güzel kız görüşüne kapılmayacak kadar şey gördük geçirdik. (ben güzelden anlarım).
yani benim merak ettiğim şey; yüz ve beden güzelliğinin sırrı nedir di.

www.izmirtanis.net izmirli arkadaşlar siteye gelin göreşelim. sesli ve görüntülü chat odaları yüzlerce üye çok gelişmiş bir sistem.

Sorduklarınız cevaplarını bilmiyorum ama benim 2 arkadaşım yaptırmıştı, biri ayda bir çıkanları aldırmaya gidiyordu diğeri de iğneli epilasyon yaptırmayı düşünüyordu. Bütün tüylerden kurtulunmuyor sanırım.

Öncelikle yaşadığımız modern çağda uzun vadede kanser yapıcılarla burun burunayız. Bilgisayar,cep telefonu,fast food gıdalar vs. Bu açıdan bakınca lazer bana daha masum geliyor. 2 yılı aşkın süredir lazer epilasyona gidiyorum. Çok da memnunum tüylerin yüzde 80ni gitti.Kalanlar da son derece ince ve açık renk yani varla yok arası. Ayrıca zaten işlem hekim tarafından uygulanıyor. Yani birçok hastanede lazer epilasyon yaptırabilirsiniz. Kanser kısmı dediğim gibi kullandığınız roll-on'dan içtiğiniz kolaya kadar herşeyde mevcut maalesef. Eğer Ankara'da iseniz size gittiğim merkezin ismini verebilirim.

Ben yaptırıyorum. Kanser riski yok. Sadece kol, bıyık, çene, bacak gibi güneş alan bölgelere, kişi güneşe çıkacaksa lazer yapmak sakıncalı. Çünkü lekeler oluşabilir. Kılların dökülmesine gelince... İlk başlarda her ay lazer yaptırırsınız, ancak kıllar azaldıkça bu süre 1.5 ay, 2 ay gibi uzar gider. Son olarak da zaman geçtikçe az bir miktar olsa da kıl çıkması mümkün.

bir çok şeyin uzun vadede kanser yaptığı doğrudur. fakat sağlam kaynaklar lazer epilasyonun kanser yapmayacağını iddia ediyor. sizlere de cevaplarınız için teşekkür ediyorum.

Zaten kilo gibi bir probleminiz yok... 4 kilo size uyacaktır... o da max.

*ayarlanabilir olanlardan alın 3-4 kg dambıllar 2 ay sonra hafif gelmeye başlar,
kas kütlesi veya sıkı bir görüntü kazanmanız çok zor.
*ayrica barfiks çekmekte(avuçlar içe dönük,omuz hizasında tutuş) ön kol'a oldukça etki eder.

2 kg yeter

Walla sealth aştın kendini :) arkadaş toparlamak istiyor vücudunu senin gibi uluslararası yarışmalara katılmak değilmiş amacı...

biraz daha para verip takıp cıkarılabilenlerden alın. 2-3 kiloluk dambıl bi süre sonra hafif gelicek ve istediginiz goruntuye kavuşamazsınız hem

2 ile başlayıp memnun kalmazsan 3'e dönersin. 4kg la devam edersen madonna nınki gibi iğrenç kollara sahip olman kuvvetle muhtemel.

kadında kollarda kasların parçalanıp öbek öbek görünmesi hiç hoş durmuyor.

edit : madonna kolu

tinyurl.com

Aman allahım böyle kollara sahip olmaktansa obez olmayı gerçekten tercih ederim:) Ama asıl istediğim daha fit görünmek daha sıkı kollara sahip olmak. En iyisi 3 kg ile bir süre denemek galiba.

2 kglik 2 dumbell yeterli. ağırlığı zamanla arttırman şart değil. zamana karşı uygulanan programlar kadınlar için gayet yeterli. bodyrock.tv diye youtube'da ararsan, kastettiğim antrenman tarzını bulursun.

www.kedilervekitaplar.blogspot.com

sezyum.com

15 dakka oyalar. takip edin arada: www.herkesebendencay.com

armorgames.com

www.alkislarlayasiyorum.com

Bisikletiyle Japonya'ya yolculuk yapan çılgın türk bir bisikletçinin blogunu kesinlikle tavsiye ederim:)Yolda yaşadıklarını blogunda sık sık yayınlıyor. Şu sıralar Çin'de:) İyi okumalar
dogaicinpedalla.blogspot.com/

herkesebendencay vardı zaten. daha once duyuruda yazılmıstı. sık kullanılanlarımda ekli.

biliyorsundur belki, www.stumbleupon.com üye olup ilgi alanlarını belirliyorsun, önüne dünyanın her yanından siteler geliyor..


yazdığın açıklamayı görmemişim :D stumble niye olmasın yaa :p

cizbakalim.com
bilmiyorsan eğer, belki bi yarım saat de bu oyalar..

evet internet sitesinden öğrenebilirsin , ama bazı bilgilere sahip olman gerekir . yeni ceza aldıysan 3 gün içinde yazılmış olur

Vergi dairesinin sitesinden öğrenebilirsin. Ama tabi aracın cezasını öğrenebiliyorsun bildiğim kadarıyla.Ehliyet sahibinin birebir öğrenebileceği bir site var mı bilmiyorum ama aracın cezasını ruhsat sahibinin vergi numarası yada tc kimlik numarasıyla ve tabi aracın plaka bilgileriyle öğrenebilirsin.

gelir idaresi başkanlığının web sayfası www.gib.gov.tr, oradan internet vergi dairesine oradan da motorlu taşıt sorgulamaya giriliyor. Aslında mtv için ama trafik cezasını da gösteriyor diye hatırlıyorum.

4 nolu soruya bir yanıt vereyim ; google' da falan aratırsanız bu işin mağduru birçok insanın feryat figan yakarışlarına denk gelebilirsiniz. Bu işlemin yapılacağı merkezin seçimi çok önemli sanırım, bir de mavi lazer diye bir husus var bildiğin kadarıyla bu işlemlerde en sağlıklı onu tavsiye ediyorlar genelde.

1) Cankaya'da Solazer var fiyatlari iyiydi epey. Atakule'nin ana giris kapininin karsinda hosdere ve cankaya caddesi kosesindeki binanin 1. kati.
2) Solazer yapmiyor cunku kac seans surecegi kesin olmuyor hormonlar falan filan
3) 5 hafta veya seni rahatsiz edecek kadar cikarsa
4) Baya baya kalin siyah killardan kurtuluyorsun hatta 2 seansda falan tuye donusuyorlar onlar biraz inatci oluyor ama
5) yuzunu gunesten cok iyi koruman gerekiyor, surekli 50 faktor gunes kremi (sut veya losyon degil krem) kullanman gerektigini dusunursek sonbahar daha iyi bir secim olabilir

bende araya kaynak atayım;
bu yüzü güneşten koruma olayı nedir? ne kadar süre boyunca koruyacak?

1-Makul fiyat kavramı aslında tamamen size bağlı.Ancak kalitesi ve temizliği açısından aldığı ücreti çok makul bulduğum ki benim de 2 yıldır gittiğim bir merkez var.Hatta şu an çok daha ucuza gelebilecek bir kampanya başlattılar.8 seans ücretini hesaplayıp onun ücte birini tek seferde ödüyorsunuz
2-Tüm vucut paketleri sanıyorum vardır.Zaten en az bayan müşteriler kadar erkek müşterileri görür oldum.Özel erkek doktoru da mevcut
3-İlk etapta seans aralıkları(tabi kişiden kişiye göre de değişerek)45 gün civarı oluyor.İlk başta tüyleri jiletle alıyorsunuz.3-4 gün sonra uygulama gidiyorsunuz.Lazer ışını o tüyleri yakıyor.Bazıları hemen uygulama esnasında dökülüyor.Bazıları ise kökleri artık yandığı için biraz daha uzayıp kendiliğinden dökülüyor.Ama mesela artık 5.seansa gidiyorsunuz tüyler 2-2,5 ayda çıkmaya başlıyor.Ve gözle görülür biçimde inceliyor.Belli bölgelerde hiç çıkmamaya başlıyor.Tamamen ne zaman kurtulurum cevabı kişiye bağlı tamamen.Ve tabi seansları düzenli takip etmenize.Ama size şu kadar söyleyeyim 10-12 seans arası yani bu da yaklaşık 2 yıl eder yüzde 90nundan kurtulursunuz.En azından büyük ölçüde incelip renkleri açılır
4-2 yıldır gidiyorum neredeyse tüm vucuduma uygulatmama rağmen hiç yanma gibi bir durumla karşılaşmadım.Zaten uygulamayı doktor yapıyor.Ama bazı merkezlerde daha etkili sonuç elde etmek için ısıyı arttırdıklarını ve bununda yanmaya yol açtığını duymuştum.Mesela annem 15 yılın sonunda tüylerden kurtuldu tamamen.Şu an yılda bir kez öyle tek tük çıkan tüyler için gidiyor.
5-Aslında şu an başlamak pek iyi değil.Çünkü yaz ayına giriyoruz.Ama yaptıracağınız bölge çok fazla güneş görmeyecekse(yüzünüz-kolunuz filan değilse)çok da bir sakıncası olmaz galiba.Yine doktorunuza danışırsınız.Zaten bronzlaşmış ten üzerine lazer uygulamıyorlar.O yüzden tatile çıkmadan gitmek mantıklı.
Birde 2-3 çeşit lazer var.Bizim gibi akdeniz ülkelerindeki tüy yapısına en uygun Alexandrayt.Koyu tüyleri çok iyi görür.Ve kullanımı için en az pratisyen hekim olma zorunluluğu vardır.Daha doğrusu kullanım ruhsatını almak için.Dyot da sarı ve açık renkli tüyler için kullanılan bir lazer çeşidi.Bir kaç türü daha var bu lazer olayının.Ama en etkilisi kesinlikle alexandryt.Eğer ankaradaysanız bahçelievler 7.caddede mango outletin üzerinde Mayasanté var.Çok memnunum ve fiyat konusunda da makul bir indirim yapacaklarını düşünüyorum.Sonuçta cildinizi emanet ediyorsunuz.Son olarak da atlamışım güneşten koruma mevzu genelde işlemin yapıldığı andan 24 yada 48 saat süre boyunca gerekli.Yani o da yüzünüze,elinize güneşe direk temas eden bir bölgenize yaptırdıysanız.Çok büyük rahatlık kesinlikle bir an evvel başlamanızı öneririm.

once pasaport aliyorsunuz. bunun icin yakininizda bulunan emniyet mudurlugune basvurabilirsiniz. basvurdugunuzun ertesi gunu pasaportunuz cikar. hangi il oldugunu soylememissiniz, ona gore kontrol edin web'den basvuru yapiliyor mu yapilmiyor mu.

daha sonra su sayfaya bakabilirsin, isvicre vizesi icin neler gerekiyor.
www.eda.admin.ch

pasaportunuzu ve yukaridaki linkteki belgeleri/formlari hazirlayarak vize islemlerine baslayabilirsiniz.

Haklisiniz belirtmeyi unutmusum, istanbuldayim. Peki sirket adina mi vize almam daha kolay olur yoksa bireysel turistik vize almam mi?

Pasaport kolay gozukuyor da sanirim vize isi biraz sikinti yaraticak.

iş için gidiyorsan şirketinden davetiye alman sana çok yardımcı olur.

Öncelikle ne için gittiğinize dair bir belge isteyeceklerdir.Örneğin dil okulu için gidiyorsanız ona ilişkin belgeler yada ziyaret için gidiyorsanız gideceğiniz kişinin adresini isterler.Örneğin ben 2008de dil okulu için gitmiştim 2 ayı kapsıyordur.Tam 60 gün vize verdiler.Kesinlikle davetiyeyle gitmenizi öneririm.Diğer türlü zorluk çıkartırlar.

Afrikalının ingilizcesiyle turk ingilizcesi eşit vadatlikta. imkan varsa Kanada, Avustralya Yada Amerika öneririm. O kadar imkan yoksa tr icinde yabancı hocalardan kurs alarak daha sonra yabancı cevre yaparak gelistirbilirsin.

İngiltere veya Amerika'yı düsünüyor musun bilmiyorum ama iyi birer alternatif olabilirler. Aslında biraz pahalı bir ülkeler ama bir yandan da çalışmayı göze alıyorsan,hem daha rahat geçinir,hem de çok arkadaş edinemesen de pratik yapma imkanı bulursun.

Hukuk ingilizcesi oldukça önemli. Bu konuda 3 okul var şu an aklıma gelen.

1-Bournemouth Business School of İnternational (bizzat bulundum,çok Türk var,bu yüzden

hiç tavsiye etmiyorum.)

2-Cambridge law studio

3-University of California San Diego ( üniversite bünyesinde dil eğitimi veriyorlar.bir

arkadaşım çok memnun kaldı.)

Gözlemlediğim kadarı ile Almanca'yı daha çok akademisyen arkadaşlar tercih ediyorlar.Bir hukuk bürosunda avukatlık yapmayı düşünüyorsan İngilizce çok daha fazla karşına çıkacaktır.

Eğer ingilizcenin orta seviyede olduğunu düşünüyorsan latin dil ailesinden bir dil öğren bence.Mesela fransızca.İlk etapda ingilizceden çok farklı olduğu için seni baya zorlar ama zamanla,o ülkede de yaşadığın için yavaş yavaş oturtursun.Fransızca, latin dil ailesindeki 2 dili de çok çabuk kavrayabilme şansı verir.Çünkü ispanyolca ve italyanca grammer ve mantık olarak fransızcayla neredeyse aynıdır.İlerde ispanyolcayı yada italyancayı çok daha rahat öğrenebilirsin.Fransızca için sanılanın aksine Fransaya değil de İsviçra-Cenevreye gitmeni öneririm.İsviçre pahalı bir ülke olsa da fransayla karşılaştırıldığında eğitim oldukça ucuz.Mesela Cenevre Üniversitesinin dil okulu senin gibi sıfırdan başlayan öğrenciler için çok ideal.Hem de Cenevre bir yabancı için yaşaması çok kolay bir şehir.Herşey çok düzenli,insanları kibar,suç oranı çok düşük.Fransa ise tam bir kaos bu konuda.

Sunun treatment ve prevention bolumlerine bi goz at.

en.wikipedia.org


en.wikipedia.org

sozluk.sourtimes.org

aftın sebebinin ne olduğunu söylemek biraz zor. ben uzun bir süre çektim bu aft olayından. çocukken hem vücudum hem de bünyem zayıftı ve gerçekten adam gibi beslenmeyen, yemek ayıran bi insandım ve bu dönemlerde ağzımda sık sık aft çıkardı. yani aftların sebebi vitaminsizlik ve bünyenin zayıf düşmesi olabilir. büyüyüp adam gibi beslenmeye başladıkça gerçekten çok daha nadir çıkmaya başladı. bunun dışında da özellikle insanın stresli ve sinirli olduğu dönemlerde çıkıyor aft. en az on defa bu sorundan dolayı hastaneye gitmişimdir, her seferinde bana bunlar söylendi. sadece bir kere doktor "behçet" olabilir demişti ama o da yanlış tahmin çıktı. bunun dışında aftın ağız temizliğiyle alakalı olduğunu söyleyemiyorum, çünkü aynen senin gibi benim dişlerimde de hiç çürük yok ve küçükülğümden beri düzenli fırçalıyorum.
Kenacort-a diye bir ilaç var, aft çıktığında kullanırsan işe yarar, tavsiye ederim.
içinin rahatlaması için bir doktora görünmende de fayda var. ama çok büyük ihtimalle belirli bir sebep çıkmayacak. sadece moralini düzgün tut ve sağlıklı beslenmeye dikkat et diyebilirim.

bağışıklık sistemindeki en ufak bir düşmede çıkar bu aftlar. patlıcan yersin çıkar, çilek yersin çıkar, hatta kivi, ananas, portakal, bunlar benimkileri tetikliyor. bunları yememeye gayret ediyorum ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirici vitamin alıyorum. beta-glukan ve b vitamini içerikli ilaçlar iyi geliyor. diyelim bunlara rağmen çıkmaya başladı - ki çıkıyor- kişniş bayağı bir önlüyor büyümesini. aktardan kişniş tohumu alıyorsun, 50gr-100gr yeterli olur. bunu robottan geçirip, ya da havanda dövüp bir çay bardağı sıcak suya bir çay kaşığı koyup karıştırıyorsun. ılınınca ya da soğuyunca da içiyorsun. benim kullandığım en etkili bitkisel çözüm bu. diyelim ki bu da etkili olmadı ya da küçük bile olsa çok acı veriyor, adaçayı yap, ve ılınca çayla gargara yap. iyileştirmiyor ama uyuşturuyor.
cildiyeci, kbbcı, dahiliyeci,enfeksiyon hastalıkları uzmanı hepsine gittim. en son geçen yıl bu meretler bütün boğazımı kaplayıp, 3 gün serumla beslenmek zorunda kaldığımda doktor, olur öyle yapacak bir şey yok deyince boşuna doktora para dökmememek lazım diye düşünüyorum(yanlış yönlendirmeyeyim kendim için bu düşüncem).
geçmiş olsun.

benim bildiğim kadarıyla ağız yaralarına en iyi gelen şey kara dut reçeli. biraz araştır bunu.

iki tane ilaç önerebilirim. eczanelerde sağlık karnesine yazdırabileceğiniz mürekkep gibi bir ilaç "pyraldine" diğeri ise satın alabileceğiniz "imunex" adlı hap(10 tl civarı)

düzenli olarak listerine kullanın. tamemen unutacaksınız belli bir süre sonra. hem sadece aftlar için değil, genel ağız sağlığı için de çok yararlı bir gargara..

Aslında ilaç olarak değerlendiremeyiz ama alternatif tıptan karanfili öneririm.Ağzında biraz çiğne ve yaranın üzerine koy.En başta çok fazla yakacak ama yaklaşık yarım saat aftın olduğu bölgeyi uyuşturuyor.Bir de tarçını da önermişlerdi.Ama onu denemedim

Compadrito'nun linklerini oku. Bağışıklık sistemini güçlendir ve dut şurubu sür.

bir bardak suya bir kaç yemek kaşığı tuz atıp karıştırırsın gargara yaparsın bir dakika falan (yaranın olduğu yer biraz sızlar tabi)ertesi gün geçer. geçmiş olsun

bu erkek: Cacharel - Amor Pour Homme

bu da hanım: Cacharel - Amor Amor Sunrise

yani tabi, beğeniler kişiye göre degişir ama body shop white musk veya lancome hypnose onerebilirim.

chanel allure veya chanel allure homme sport

fiyatıyla cezbettiğini söyleyemeyeceğim:)

armani

(bkz: euphoria)

lancome- hypnose

Her ne kadar yaza pek uygun olmasa da müthiş çekici ve farklı;
Givency-Ange ou Demon
Yaz için tender versiyonu çıkmış onu kullanmak daha uygun olabilir bu havalarda

Thierry Mugler - Angel

mentalist
lost

desdinova, tşkler.yazmayı unutmuşum.lost'u izledim.mentalist'e bakıyim.

(bkz: carnivale)
(bkz: rome)
(bkz: friends)

Kesinlikle Nip/Tuck derim.2 plastik cerrahın maceralarını anlatıyor.Madmen var 1960larda bir reklam ajansında geçiyor..Entourage ve Dirt ile güzel zaman geçirirsin.Prison Break de özellikle ilk 2 sezonuyla muhteşemdir.

ezel'i izle işte olum.

Coupling
Married with Children
ER
Scrubs
House M.D.

Hepsi çok güzeldir.

the office(amerikan)

the prisoner

Nip/Tuck
spartachus blood and sand
boşuna yazmış olmayayım hocam izle bunları duacım olucaksın,temin ediyorum seni.

şey yapıcaksın manuel yüklemek zorundasın

automatic sync degil

manuel seçenegini işaretlemelisin.

peki e book?

arkadasinin bilgisayarindan backup alarak yapman lazim sanirim, ben de 2. el aldigimda erase demistim. ebook atmak icin goodreader vb bi prog kurman lazim appstore'dan bak ucretsiz varsa. sonra o programin icine atacaksin ifunbox benzeri bi programla. onerim jailbreak yapip iphone pc suite kullanman, emin ol o aletin jailbreaksiz tadi cikmiyor. sadece muzik dinler internette gezerim diyorsan o ayri tabi :)

simdi bende bi pdf reader var ama benim bilgisayarımda uygulamarlardan o aleti göremiyorum iste arakdasın bilgisayarına kayıtlı oldugu icin. bi yolu yoksa sanırım orda back up yapmadan?

yok iste, muzik atmak ta iskence olacak aytunsu her actiginda erase and sync diyecek. en kestirmesi parali program satin almadiysan direk erase de. ya da arkadasindan backup alip kendi pcne at.

ayrica o pdf readerin klasorune buyuk ihtimal ifunbox isimli progla erisirsin. googleda arat indir calistir, ayni usb disk gibi eriseceksin alete.

ifiles + quickoffice diyip kaçıyorum..

hem hertürlü ebooku okumak.word,excel,pdf,notepad vs...hemde sync belasından kurtulmak için wirelessdan dosya (e-book, video, müzik, film, vs..her türlü ıvır zıvırı göndermek için.

güzel tarafı..ifiles'a şifre koyup özel arşivlerinizi koruyabilirsiniz.

Öncelikle içindeki müzik dosyalarını kaydetmen için bir program öneririm.Sanırım sadece müzik dosyalarını atabiliyor.Touch Copy diye aratırsan yardımcı olur sana.Bütün audio dosyaları direk bilgisayarına yada library'e kopyalayabilirsin.Tabi appler konusunda yapılacak bişey yok sanırım.Aslında jailbreak yapıp silinen uygulamarı yeniden yükleyebilirsin.Ben de ipodu 2.el aldığımda uygulamarın cdsini almıştım.Hem herhangi bir restore durumunda sana lazım olur o cd.E-book konusunda stanza var.Oldukça başarılı bir kitap okuma programı.Hem türkçe source ekleyip türkçe kitapları da okumak mümkün.Appstoredan indirebilirsin.Devamlı kaynak eklendiği için farklı kitapları da okuma şansın olur.Tabi türkçe konusunda kısıtlı kaynak var.Onun harici zaten e-book şeklinde bir çok kitap var appstoreda.Hatta 3d şeklinde kitabı kitap rafından filan seçebiliyosun:)site ismi vermek yasak mı bilmiyorum ama www.ikaynak.com bu konuda çok yardımcı olur.Her türlü sorunu forumda paylaşabilirsin.

bu konuyu mezun.com'da iyice bi arastirdiniz mi?

J-1'le gidip geldikten sonra iki yıl bekleme süresi yok mu? Onu kaldırmak için bir kağıt olabilir. Okulunuzdaki Amarıga görmüş hocalara sorabilirsiniz.

J-1 ile work and travel için gitmiştim 2 yıl kuralı geçerli değildi,

evet baktım mezun.com'a

yüksek lisans yapmayı planlıyorum dersen "başvurdun mu, kabulün nerde" diyebilirler. "gezmeye gidiyorum, arkadaşımı göreceğim geldi" daha iyi gibi sanki.

sen basvurunu yaparken hangi vize turu icin yaptigini soylersen daha aciklayici olur sanirim. gocmen olmayan bi suru vize turu var. turist vizesi icin mi basvurdun? son 1.5 yilda 3 kez vizeye girip ucunde de aldm. 2 ogrenci bi turist. durumunu biraz daha aciklayabilirsen yardmci olabilirim.

yok dönüşte türkiye'de yüksek lisans yapmayı düşünüyorum diyeceğim. yani geri dönüş teminatı olarak. gece uykulu bir halde yazdım tam açıklayıcı olmamış.

b2 vizesine başvurdum arkadaşım az önce ds160 formunu da tamamladım. geçen yaz da work & travel yapmışlığım var.

bence hic ordaki amerikan vatandasi arkadasini falan karistirma. kalma ihtimali olarak karsina cikar cunku. ben work and travel ile gidip gordum, gezemedigim yerler vardi. mesela de iste los angeles'in keyfini cikaramadim bu sene de ona gidip gelmek istiyorum de. rezervasyon yaptir koftiden. ucak ve otel rezervasyonu. iste ucuza paketler buldum dersin.

isi ne kadar dallandirip budaklandirirsan o kadar cok soruyla karsilasirsin, o kadar kafan karisir. mesela ales ve uds sonuclarinin ne senin alacagin vizeyle bi ilgisi var, ne de orda yapacagini soyleyecegin yuksek lisans ile. ayrica no avalon'a katiliyorum, yuksek lisansi falan da karistirmana gerek yok. bankada paran oldugunu gosteren guzel bi kagit ayarla. rezervasyonlarini yaptir, transkriptin hazir olsun. askerlik belgen de hazir olsun. formlar da tamam oldu mu super olur. ha yine tapu mapu falan varsa ailenin ustune falan goturursun.

bi de tereddut edip yalan soyleme. aklina ilk geleni soyle ama dogru olsun. gizleyecek biseyin yok, oraya para birakmaya gidiyosun sonucta. daha once de gidip gelmissin nasilsa. ben turist vizesini almaya gittigimde nerde kalcaksin dedi, isim verdim. nerden taniyosun dedi, tanimiyorum o kisiyi dedim. babamin tanidigi dedim onlar konusup halletti ben orda tanisicam dedim. ha deseydim, arkadasim bilmem ne, bu sefer sorcakti nerden arkadasin, niye seni cagiriyo bilmem ne. e ben de aticaktim mecburen.

21 Nisanda turist vizesi randevusu olan biri olarak yazıyorum:)
Öncelikle sana vereceğim ilk tavsiye dürüst olman.Çünkü bu tarz işlerde söylenilen yalan bir şekilde ortaya çıkıyor.Hele ki abd büyükelçiliği şüphelendiği isimleri didik didik inceliyor.Biz ailecek(anne-baba-çocuk)şeklinde gittik büyükelçiliğe..Amerikan hükümetiyle ilgili bir proje nedeniyle babam 1-2 kez gitmişti.Ancak ona vize vermediler:)Çok ilginç bir durum hiçbir evrak belge istemediler.Abimin yanına gidecektik.Onun orada ikamet adresini bile sormadılar.Turist vizesi olunca açıkcası çok önemsemiyorlar.Bir de şuna inanıyorum çok stres olursan emin ol ters insanlarla karşılaşıyorsun.Babam çok panikti:)Yani daha önce amerikaya gitmiş olman bir referans sayılmıyor onlar için.Zaten altı üstü 5 dk konuşmuşuzdur.Açık ve net ol kendine güven.Eminim sonuç istediğin gibi olur.Zaten dediğim gibi konu turist vizesi olunca çok fazla sıkıntı yaratmıyorlar.

vizeyi aldım arkadaşlar, davet mektubunun faydası oldu, banka hesabına, transkriptime rezervasyonlara hiç bakmadılar.

Aynen odur. Garanti elbette gidiyor ancak restore (geri yükleme) yaparak garanti şartlarına tekrar döndürebilirsin.

yukaridakine ek olarak jailbreak sonrasi da app storedan parayla ( ya da bedavaysa bedava) program satin alabiliyorsun ya da ayni programlari malum yerlerden indirip kurabiliyorsun. skin yukleme avantajlari vs de var tabi.

ee jailbreak yapmazsam apple store'dan hiçbir şey alamıyor muyum, telefonu aldığımda içinde ne varsa anca onları mı kullanıyorum?

hayir. jailbreak yapsan da yapmasan da app store'u kullanabilirsin.

Jailbreaksiz bir iphone yada ipod bence ölü sayılır:)Appstoredaki applerin çok büyük bir kısmını hiçbir ücret ödemeden kullanma şansı verir sana jailbreak.Eğer herhangi bir bozulma durumunda restore edersen garantiyle ilgili hiçbir sorun yaşamazsın.Yani hiçbir eksi özelliği yok diyebilirim.Jailbreaki bir crack programı olarak düşünebilirsin basit haliyle.

jailbreak yapinca push notification (orn:biri size facebook'tan mesaj atinca sms gibi ana ekrana dusmesi) servisinde aksamalar oluyor, cozumu varmis ama apple bu konuda cok inatci ve surekli problem cikariyor. push'suz iphone ozellikle whatssup messenger falan kullanirken cok sikinti yaratir. ayrica jailbreak telefonun daha fazla guvenlik acigi olma ihtimali var. en basitinden apple kendi app store'undaki butun programlari kontrol ediyor. ben sahsen telefon rehberimin ve mail'imin guvenligi icin asla jailbreak yapmam.

bir de app store'daki parali uygulamalarin cogu 1$-5$ araliginda satiliyor. zaten bunlardan en fazla iki uc taneye ihtiyac olur gerisi ucretsiz programlar. ucretli programlar da verilen parayi fazlasiyla hakediyor.