www.nadirkitap.com

Aslında sorularınıza en sağlıklı cevap bulabileceğiniz yer burası www.sap.com bence.

Kod yazmayı bilmeyen ama bilişim sektöründe danışmanlık veren kişiler genelde yazılım şirketlerinde yönetici, temsilci vb olur. Konuya hakimseniz, ne yapılabileceğini biliyorsanız, danışman olabilirsiniz ama dediğim gibi altınızda kod yazmayı bilen kişiler gerekir.

Ben Sap danışmanı alacak olsam, sap hakkındaki kilit noktalara hakimiyetine, konuya hakimiyetine, önceki referanslarına ve bilişim sitemi hakimiyetine bakardım.

1- beklenen ingilizce düzeyi sap literatürünü takip etmek için yeterli olan ingilizcedir. çok keskin ifade edeyim: sdn.sap.com sitesini açın, yazılanları anlıyosanız sorun yoktur. zaten birçok şey bu sap developer network içinde dönen şekilde. danışmanların çoğunun anadili ingilizce olmadığından dolayı ingilizce çok zorlamaz. konuşma, eğer yabancı müşteride veya dış ülkede çalışmayacaksanız hiç lazım olmaz.

2- evet, sap danışmanlarının işi bundan ibarettir. ama merak etmeyin, bu iş bazen sıfırdan erp yazmaktan çok çok daha zor olabilir. bir şirket 30 40 kişilik bir ekiple 3 5 senede bir sistemi doğru düzgün kuruyor olabilir. yani şirkete hazır sistem kurmuyorsunuz. içine girince deniz derya oluyor.

3- sap danışmanları ikiye ayrılır: uygulama danışmanları ve teknoloji danışmanları. uygulama danışmanları kodlama bilmez. bilebilir ama gerek yoktur. bunlar genelde şirketlerin maliye, muhasebe, satış, tedarik, malzeme yönetimi gibi süreçlerini analiz ederek sisteme uyarlar. genelde endüstri mühendisliği, işletme gibi bölümlerden mezun olanlar bu kısımdadır. 15 sene çalışıp zerre kod bilmeyenleri vardır. ama kod bilirse işini daha rahat ve güzel yapar. teknoloji danışmanları, ki çoğu abapçıdır, ise işin daha kod ve altyapı kısmındadır. müşteriyle doğrudan pek muhatap olmazlar. modül danışmanları, yani uygulama danışmanlarıyla beraber çalışırlar. bilgisayar ve programlama ile ilgili olanlar genelde bu kısımdır. ama istersen her ikisini de öğrenip yapabilirsin.

4- ben yapsam değil ama, danışmanlık şirketlerinin genel mantığını anlatayım. hırslı ve istekli, verilen işi bitirmek için dişini tırnağına takan eleman arıyorlar. sap danışmanlığı emek yoğun bir iş olduğundan, kendini biraz paralamadan yürütmek zor. hal böyle olunca kendine güven, planlı çalışma, liderlik vasıfları falan çok gerekli olan şeyler olmuyor. o yüzden danışmanlık şirketleri junior alırken yaşlıca eleman almıyor. "haftada 5 gün şehirdışında çalışır mısın?" diye sorunca "ohoo zevkle" demek gerekiyor. bu diğer iş alanlarında da geçerli ama burada daha bi geçerli.

5- seyahat problemi, sevgilini/eşini/nişanlını görme isteği, rutin ve huzurlu bir hayat sürme isteği, ofis ortamı isteği(masam olsun üstünde çiçeem fotoğrafım olsun vb.) ... bırakalım bunları. şirketine ve gönderdikleri projeye göre, hayatın havaalanlarında rötar yapan uçak bekleyerek, şehrin taa öbür ucunda cehennemin dibindeki şirketlere giderken 2, 3 saatlik yollarda geçebilir. o yüzden sap danışmanlığı genç işidir. biraz yaşlanınca ya da evlenince, danışmanlar sabit yeri olan şirketlere geçiyorlar.

last.fm bilmiyorum ama myspace te çok müzisyen var bence uygun olur.

gruba ücretsiz blog tarzı bişey açıp rapidshare linki verebilirler mesela şarkıları. myspace, last fm, facebook, twitter gibi yerlerden de bloglarına yönlerdirirler insanları. en basit bu geldi aklıma ücretsiz yol olarak.
ücretli olarak da domain alsınlar grubun adına (:

myspaceden ziyade last fm derim. bir de bu arkadaşlarının facebook grubu varsa üye falan edinmeleri de güzel olur. orada da güzel reklam olur. tabi varsa bişi diyememm. olmaz mı ki?? (((:

Bandista'yı taklit etsinler?

herkesdinlesin.com

birsürü amatör müzisyen var. kolay glsin.

www.soundcloud.com

download özelliğini isteğe göre açıp kapayabiliyorsunuz.

torrent de kullanılabilir.

evet tik konsa iyi olur ama fazla takma bence.

çok takılacak bir durum değil, çoğu kişi ne işe yaradığını bile bilmiyor o tick'lerin ayrıca sadece bir soru sorup gidenler var, dert etmeye gerek yok.

yok öyle fazla taktığımdan değilde hani yazanlar emek veriyorlar bi teşekkür gibi tik koysa duyuru açan kişi güzel olur yani hemde okuyanlarda "haa tamam bak buymuş çözümü" diye bişiler öğrenmiş olur.

bence uygun ve güzel olduğunu düşündüğümüz cevaplara biz de oy verebilelim, herkes her cevabı oylasın, sonuçta aynı problemi biz de yaşayıp o cevapla çözmüş olabiliriz..

daha da anlamadığım bir şey var tiki miki de geçtim.

bir arkadaş gelmiş duyuru açmıl. başlığa da yazmış "acil yardım" falan diye. konu da beni ilgilendiriyor. bildiğim bir konu. yardımcı olmak istiyorum. diyorum ki şöyle şöyle olabilir, böyle böyle olabilir, ayrıntı verirseniz daha fazla yardımcı olabilirim. buryaa yazmak istemezseniz aha mail adres, ya da mesaj atın.

ne mail geliyor, ne mesaj geliyor, ne kendi duyurusuna cevap yazıyor şöyledir böyledir diye.

e ulan peki o zaman ne demeye geldin burada "acil yardım" diye zor durum mesajları bırakıyorsun? acilse cevaplara da bak da yardımcı olalım. yok madem sallamayacaktın, hiç sorma bu siteye.

@kibritsuyu; belki adamın başına bir şey gelmiştir :/

bence moderatörlerin yapabileceği çok bir şey yok. tik atılmadı diye duyurunun silinmesi saçma. bence tik olayı kadırılabilir eğer bu kadar rahatsız olunuyorsa.

@cedric

tik atılmadı diye duyurunun silinmesi çok ta iyi bir fikir olmayabilir kabul ediyorum, hatta saçma bile denebilir seninde söylediğin gibi ama tik olayının kaldırılması en az bunun kadar saçma olur diye düşünüyorum...

internet kullanıcılarının o tikin nasıl atıldığını ve anlama geldiğini öğrenmeleri için bir zaman geçmesi gerekiyor. kendimden biliyorum.

sayfanın tepesinde bir yerlerde "SSS" gibi bir bölüm, pek çok işe yarayacaktır.

bu amaçla moderatörlerin "acemiler, siteye ilk girdiğinizde ne sıkıntı yaşadınız?" tarzı bir anket açmaları, durumu açıklığa kavuşturacaktır.

Tik'te falan değilim de kibritsuyu'na katılıyorum.
O acil yazısı eğer bildiğim bir konuysa elimin ayağımın dolanmasına neden oluyor. Elimden geleni yapmak istiyorum ama ne dönüş oluyor ne bir şey.
Belki bu konuda bir yaptırım uygulanabilir? mi? Bilemedim.

cok tartistik bunu daha once, bir sure sonra takmiyorsun... insanlar garip.

rumuzunu aklımda tutabildiklerime bir daha cevap yazmıyorum ben. tik koymadı diye değil, geri dönüp duyurusuna bakmadı diye. yoksa işine yaramamıştır koymamıştır tik. ama bazen doğru cevaba bile koymuyorlar.

"sayfanın tepesinde bir yerlerde "SSS" gibi bir bölüm, pek çok işe yarayacaktır."

abi yillardir sayfanin altinda "yardim/hakkinda" seklinde bir link mevcut. internet kullanicilarinin bir takim seyleri ogrenmesi zaman aliyormus. okuyuverin abi bir zahmet? valla zor degil.

tik atilmamis cevaplari bulunan duyurulari silmek mantikli degil elbet. ben ve bir takim arkadaslar (bkz: iste o uyeler) cevap alip bir de tesekkur eden kisiler tick atmamissa eger o cevaplari tikliyoruz.
ayrica bir kullanicinin tum sorularinin cevaplari tiksiz ise tek tek ugrasmak yerine topluca tikledigim oluyor. bir de kullanicilara mesaj da atiyorum "bu boyledir" seklinde. ama basta dedigime donersek, su "yardim/hakkinda" sayfasini herkes okusa hic bunlar olmayacak.

bence teraziye tıklayalm en iyisi bu. evet terazi olmalı.En çok benmkine tıklanmalı.

@ sserth h:

5 dakika aradım "yardim/hakkinda" bulamadım. böyle birşey varsa elbette işe yarar ama sağdaki "feedback" yazısının facebook şeklinde okunması gibi, "yardim/hakkinda" da hiç görünmüyor. (hala bulamadım ctrl+f de işe yaramadı)

Benim de sinir olduğum bir durum. Tik olayı da önemli. Atsın atmasın en azından cevapları okuduğunu bilelim. İşine yaradı mı? Dönüp bir şey desin en azından.
En gıcık olduğum da isim sorup, geri dönmeyenler. En son köpeğine isim soran Tueio' ya bir sürü cevap verilmiş, ben de yazdım ne tik var, ne de geri dönüp bir şey yazmış. Çok biliyorsan, git köpeğine kendin isim koy, sorma duyuruya.
Sağlık ile ilgili sorularda da, o kişinin durumunu merak ediyorum ister istemez. Aklıma takılıyor. Geri dönüp, iki satır yazılsa ne olur? Çok mu zor?

evet ulasabilir, file shredder ya da ismi farklı da olsa bu şekilde calısan proramlar ile silmek gerek. baya uzun surer yalnız. low level format da oluyordu sanırım.

Peki bir embesile anlatır gibi ne yapmam gerektiğini anlatabilir misiniz çok zamanınızı almayacaksa?

www.fileshredder.org

surdan proramı cekip kuruyoruz, sonra hdd leri takıp bunları program uzerınden sil/format diyoruz. silme algoritması soracaktır. ordan birini secip aleti calısmaya bırakıyoruz o silince haber eder.

low level formatla olmuyormus bu arada. onu da duzelteyim.

programla uğraşmayayım diyorsanız, bilgileri sildiğiniz diski, başka dosyalar ile ağzına kadar doldurun, silin. tamamdır.
Edit: imla

İşinize yarayacağını düşündüğüm şu 2 linke bir göz atın zira tüm seçenekleriyle bu konu anlatılmış:

lifehacker.com

gizmodo.com

Yok yapmayın. Biz denemiştik. Hem güzelim pipo tütünü hiç oldu hem de sigara.

pipo tütününe benzer tütnlerden sarılan puroya benzer cigarlar var, vanilya aromalı ve çikolata aromalı olanları çok popülerdi bir dönemler.

sanırım bunlardan bulursan amacına ulaşırsın. genelde beşli kutularda satılır bunlar, küçük ahşap filitreleri vardır. Ankara'da amerikan pazarı civarında olurdu.

Markası da sanırım jewels gibi birşeydi.

ben yaptım oldu :) yanmasında problem yok fakat çok ağır oluyor

acuutane tedavisi aldım 6 ay kadar yaraların ilaçla birlikte impetex ve bepanthen krem kullandım ara ara doktor bepanthenin merhemini de sür diyordu. işin önemli kısmı da şu; doktor hanım yapma ilaçlarla nemlendirme takviyesi uygulatıyordu, yazdığı reçetelerden pek anlamam da, yaptırdığı ilaçlar daha güzel sonuç verdi. gayet iyi bir doktordu tedavi sürecinde 2 haftada bir gidip görünüyor ayda bir kan değerlerimi falan istiyordu. eğer Samsundaysan Gül Fındık diyebilirim. il belirtmemişsin ondan (:

çok pardon yazmayı unutmuşum,
izmir veya istanbulda bir doktor arıyorum..

rubiks cube'e katılıyorum. dermatologların belirli miktarlarda karışımlarla verdikleri ilaçlar oldukça işe yarıyor. Ben de yara izim için kullanmıştım.

Bir de şehir belirtseymişsiniz keşke.

ben de daha önce roaccutane tedavisi gördüm, bu ilaç ciltte acayip soyulma yapar zaten. sivilce izlerim tedavi sırasında ve sonrasında %70 kadar azaldı. yüzümde suçiçeği izleri kalmıştı 4 sene öncesinden ama şu an kayboldu diyebilirim. bir de tedavi sonrası cildin toparlanması için 6 ay - 1 senelik bir bekleme lazım. bunun haricinde TCA peeling, ya da lazerle cilt soydurmayı düşünebilirsin. bunun için bulunduğun bölgedeki hastanelerde bulunan doktorlara danışman yeterli, gerekli bilgileri alabilirsin.

istanbul cevre hastanesi memduh altaç, yapma krem verir, istiklal caddesi rebul eczanesine yaptırırdım ben. doktordan memnundum. gerekmedikce ilac yazmaz.

roaccutane dahil olmak üzere her türlü ilacı kullandım, uygulamadığım da pek bir şey kalmadı, hacılara hocalara bile zamanında gitmişliğim var.. ama hiç biri kesin çözüm olmadı bir de izler kaldı.
mail box'ıma hergün salyangoz özlü krem gibi şeyler düşüyor... inanasım yok ama bir yanım acaba diyor... acaba bu mucize ilaç olabilir mi?

fiyat olarak gayet uygun, seyehatte falan okunması güzel. gözlerinde problem yoksa küçük puntolar harici sorun yok. yalnız alırken bu ebata sığdırmak için kesip biçmişler midir acaba gibi bir soru takıldı amerikada falan yapıyorlar oyle naneleri ama kontrol etme fırsatım olmadı. herhalde yoktur oyle bir şey.

normal kitaplardan farkı yok ebat dışında, daha pratik işte.

ama ben sevmiyorum kütüphanemde hoşlanmıyorum öyle minicik minicik kitaplar görmekten.

fazla saifeli olmayan kitaplar için kesme-biçme olmayacağından oldukça kullanışlı.

Yolculuklarda, özellikle valizsiz ve uçakla yapılanlarda son derece işe yarıyor.

eskiden bütün matbaalar yapardı. ben limon ve lemanlarımı ciltletmiştim. eski tip matbaalar yapması lazım. en azından nerede yapıldığını bilirler.

direk hazır ciltlerini alsan daha kolay değil mi? ucuz fiyatlara bulunabiliyor

Kırtasiyelere sor onlar yapar. ben yaptırmıştım en azından. birinden biri mutlaka yapar.

İstanbul'daysan Beşiktaştaki ozalitçiler yapar gibi bunu bence.

genelde üniversite çevresindeki bütün fotokopici/ozalitçiler yapar.

Turan Güneş Kerem Kırtasiye. Ben geçen sene yaptırdım. Ulaşım zor olacaksa bana yollayın ben alıp götüreyim, işyerime çok yakın. Ciltletir size geri yollarım.

@heavysmoker, kitabı okumayıp filmi çekilince izlemek gibi oluyor o.

@endless, son çare olarak o şekilde yardım isterim hocam. teşekkür ediyorum. ben şu kopyalama merkezlerine bir göz atayım.

biraz daha ucuz ve böyle abidik gubidik birşey lazım.

Örneğin,bizimle ticaret yapmayı reddedene kadar almak istediğimiz ürün katlanabilir bir su şişesiydi.Süper dayanıklı,carbonfiberden mi ne yapılmıştı.O tarz birşey lazım..

Ama yine de teşekkür ederim.Önerilerim arasında götüreceğim gruba

tayland menşeili ilginç ucuz birşey biliyorum. tanesi 3-4 lira gibi bişeye denk geliyor diye hatırlıyorum. videoları izle anlarsın.

www.skylanterns.net

doguda el işi yapan halk eğitim merkezleri var. üretiyolar satyolar böyle. oralara bi başvurun. araya şirket bulunur ürün bulunduktan sonra ama gerek kalmaz gibime geliyor. bu arada bunlar eşarptır dantel işidir kilimidr herşeyi üretiyolar

Bence budur;

www.youtube.com

Hollanda pazarını bilmiyorum pek ama defne sabunu veya nar ekşisi olabilir. Onlara hitap edecek şeyler bunlar bildiğim kadarıyla.

Zannederim derdinize derman olabilirim. Phoenix'ten Atlanta'ya us airways ile ucarken yol bitmiyor diye alisveris katalogunu hatmetmistim ve hollanda'da (hatta amerika disinda hicbir yerde) bulunmayan onlarca urun oldugundan eminim. Cok orijinal seyler (tabi gercek hayatta ne kadar gerekli, tartisilir) var. Kapitalizm sagolsun adamlar orijinal r2 d2 bile satiyor. Mesela bir urun vardi sisiriyorsun sonra ona sarilip yatiyorsun ucakta... Ben size katalogun linkini vereyim. ilk sayfalarda parfum, saat, vs. gibi rutin seyler var ama sonlara dogru cosuyor, orijinal urun dolu... Siz incelerseniz eger, tahminimce onlarca alternatif bulacaksiniz. Sonra ilgili urunu google'dan falan aratip ureticiyel irtibata gecersiniz.

skymall.shoplocal.com

gırgır satın, dolma sarma makinası satın, limona saplayıp limonun suyunu çıkarma aleti satın.dikiş iğnesine iplik geçirme hedesi satın.
bunlar antin kuntin değişik şeyler. misal davul fırın. süper ısınır, güzel ve çabuk pişirir.

meyve sebze soyma aleti var mı hollanda'da? :P şaka bir yana www.thinkgeek.com ürünlerine bakabilirsiniz

Empatinin yanında bonus olarak gelir. "Aynı koşullarda ben nasıl davranırdım" diye kendinize sorarak hoşgörüp görmeyeceğinize karar verebilirsiniz. Koşulları iyi analiz etmek gerekir tabi. Bir davranışın sizin göremediğiniz motivasyonları da olabilir.

39 yıllık hayat tecrübesi söyle diyor, artık.

hoşgörü: "sırtınızı, hoş gördüğünüz insanın ayağı ile aynı seviyeye indirip, çiğneyerek geçmesi için zemin teşkil etmek"

kelime yanlış anlaşılıyor biraz. hoş kelimesi sanki onaylamak anlamında zannedenler var.
ben aynı apartmanda yaşayan bir gay i onaylamasam da hoş görebilirim. yani olumlu veya olumsuz bir tepki göstermezsem mesela muhittin abi ile aynı şekilde davranırsam bunun adı hoşgörmektir. homoseksüelliğe karşı olabilirim, hatta bununla ilgili sert görüşlerim de olabilir, ama apartmanımdaki şahısa ayrımcılık yapmam, şiddet uygulamam, kötü söz söylemem gibi...
osmanlı bu konuda iyi bir örnektir. bir çok din bir arada yaşamış ve yanılmıyorsam bizdeki maraş olayları veya 6-7 eylül olayları gibi bir şey yaşanmamıştır.

bana (bkz: hümanizm) ile çok benzermiş gibi geliyor. çocuğa birşey öğretmenin yolu ise, örnek olmak.

Keskin sınırların olmamasıdır. "öyle olursa asla tahammül edemem "gibi sınırlandırmalardan arınmaktır. İnsanları sevmek ve onları dinlemek/anlamak istemek bu duyguyu güçlendirir.

Öbür yandan kendinize zarar veren bir şeye katlanmak hoşgörü değildir. Örneğin çok titiz bir insansanız ve sevgiliniz çok pis ise onu hoşgörmeniz mantıklı değildir. Çünkü her şey ve herkesten önce kendi ruh ve beden sağlığınızı korumanız gerekir. Zaten bu durumda hoşgörüden değil, tahammül etmekten, katlanmaktan bahsedebiliriz.

Hoşgörü tahammül etmek ve/ya katlanmak demek değildir.

ben bazen şöyle düşünüyorum. karşınızdaki insanda sizi rahatsız eden şeyler aslında sizin kendinizle ilgili rahatsız olduğunuz şeyler. yani bir tür yansıtma yapıyoruz. leylak sarabının bahsettiği empati gibi bir nevi.
böyle düşününce hoşgörü kendiliğinden gelişiyor. çocuğun hoşgörülü olabilmesi için önce sizin hoşgörülü davranmanız gerekir, çünkü birebir sizi ve etrafını kopyalayacaktır.

Kanyak ile de yapılır, vodka ile de... Önemli olan kullanılan içkinin fazla aroma içermemesi, yani sadece içindeki etil alkol için kullanılıyor olması.

Şeker ilave edilir, bir de aroma vermesi istenen bileşen...

peki kanyak mı daha çok aromasını belli eder votka mı? ona göre alacağım.

bariz bir şekilde kanyak aromasını daha çok belli eder.

kesinlikle votka!
örnek
1 kg vişne
1 kg şeker
1,5 litre votka

önce vişne ve şeker 3-5 gün kadar bir kavanozda ağzı sıkıca kapalı mümkünse güneşte bekletilir. bu arada günde 1-2 kere kavanoz sallanarak karıştırılır. (kesinlikle ağzı açılmamalı)
vişneler iyice suyunu salıp rengi dönünce votka eklenir. 2-3 hafta sonra süzülür, içilir.

(ben tanelerini ayırıp çerez gibi yiyorum, hem lezzetli, hem kafa yapıyor)

sizin icin onemli olan meyvenin aromasi ise votka ile yapin. sonucta kendi tadi yok.

o sekilde likor yaptiktan sonra kanyak ile de yapabilirsiniz. kanyak ise kendi tadini da katacak. bunu guzel sekilde idare edebilirseniz ortaya daha ilginc bir likor cikabilir. ama votkadan yapilma sade likoru tercih etmeniz de muhtemel.

Amaç aroma ise votka. Yok keskinlik ise kanyak.
İki türlsünü de denedim, ben votkalı olanı tercih ediyorum. Hem bekletildikten sonra aromayı veren içeriği yemek (vişne vs) de ayrı bir zevk oluyor.

ermeni bir tandığımız ispirto ile yapıyormuş. ne kadar doğrudur bilmem.

ilk akla gelenlerden ama; hani şöyle biraz alımlı, şık bir kadın geçerken yolun kenarında dikilen 4-5 kişilik grup "gösterelim anam" bakışlarıyla taciz eder, baştan aşağı götten memeye süzer ya, kadının gözünden onlar olabilir mesela.

collegehumor'da kadının kendi gözünden olayları gösterdiği bir video vardı. o fikir verebilir. hem mizahi olur.

Erkekleri avucunda oynatmak,
Kadın değil erkek ilgilenmeli (ilk adımı atmalı) mantığıyla hayatlarını sürdürdüklerinden, beğendikleri kişiyle başlamasını istedikleri ilişkiyi başlatmak için, kendinin gidip bir şeyler yapması yerine, çeşitli kurnazlıklarla, çakallıklarla, cilvelerle, erkeği kendilerine çekip (belki aşık edip)sırf "senden hoşlanıyorum" dememek adına, kendi yapmaları gereken şeyi zorla erkeğe yaptırarak, ilişkinin başlamasını sağlamaları, kadın gözünden aşkın, flörtün vs. nasıl olması gerektiğini, olayları nasıl "belli bir kalıba" bağladıklarını gösteren bir şey bence.

Erkeğini gözüne kestirip sinsi bir bakış atan kadın görüntüsü kompoze edilebilir bu konuda.

ek: erkeğim.

kadın gözüyle hayattan kareler adlı fotograf yarısması ıcın sanırım. bıraz komısyon ıster ama bu yazarcanlar :)

eskı yarısma fotograflarına da bakın..

Sana tam olarak fikir verir mi bilemem ama şunu söyleyebilirim.Kadınlar heer zaman erkeklere nazaran daha detaycıdırlar.Erkekler bütüne odaklanır iken kadınlar için önemli olan detaylardır.Kurgunda buna değinebilirsin.

Belki bir yanda çok lezzetli ve bol kalorili yiyecekler, diğer yanda mankenler olabilir.

Veya koca kalafı bi erkek patrona aşağıdan ve hafif kısık gözlerle bakış olabilir. Patron da kadını taciz ediyor olabilir veya işaret parmağını burnuna sokuyor olabilir.

mydonose binasıyla komşuyuz, kapılarını çalıp sorayım diyecem ama "eski bi şarkı sanırım ıslıkla çalınınca herkes melodiyi tanıyor ama isim bilen yok, gitar var bi adam söylüyo" dersem gülerlermiş gibi geldi. Biraz daha ipucu verirseniz pazartesi öğrenirim.

"ozel hayatın gizliliği" ?

sözlüğü okumayacak biriyse sorun olmayabilir. (mesela brad pitt)

cık olmaz sanmıyorum.

''bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir'' kapsamına girer sanırsam.

bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir kıstas olsaydı, götümüze girebilir diye bir kavram olmazdı zaten. o yazı da halen niye altta duruyo o da ayrı bi konu tabii.

sözlüğü okuması muhtemel biri hakkında olursa yaptırım uygulanır. denemek için benim adımı kullanabilirsiniz.

ad ve soyad verip özel hayatın gizliliğine tecavüz ederseniz gg olur. Uçar mısıjnız pek bilemiyorum.
Ama Ayşe'yi siktim falan derseniz bişşi olmaz. Bir sürü Ayşe var çünkü.

sevişmek istenen ünlüler başlığına sözlüğü okuma veya yazılandan bir şekilde haberdar olma potansiyeli olan ünlüleri yazdığı için uçan çok insan var.

tabii bir de lucy liu ile yattım var ama lucy liu nereden bilsin? eğer siz de türkiye sınırları içinde yaşamayan birini yazacaksanız bir engel yoktur.

lucy liu'nun öğrenip öğrenememe ihtimalini nereden biliyoruz peki?

tc vatandasi olup olmamasina bakiliyor herhalde. tc vatandasi oldugunu nasil anliyoruz, orasi muamma.
kisaca deneme yanilma olayi bunlar. sikayet oldugu takdirde, ornegin mustafa topal ile yattim dediniz, aramalarda mustafa topal diyince zart diye ismi cikan herhangi bir mustafa topal gelip de sikayet ederse o vakit ucmaniz isten bile degil.

yapmayi dusunuyorsaniz, bir belki bile oldugunda bu tur seyleri yapmayin diyebiliriz kisaca.

eğer uçmak gibi bir korkunuz varsa, açmayın böyle bir başlık. "açarsam uçar mıyım?" diye sormanın ne faydası var. ne gerek var ki böyle bir entry'e.

aylarca bunu yazmak için mi beklediniz yazar olmayı?

ya durun vurmayın tamam anladım açmıcam öyle bir niyetimde yok meraktı sadece abooww tırstım bir daha soru falan sormucam

niye girsin hakaret mi edeceksin?

linkini verirseniz bir şey olmaz.

(gg sadece hakaret için değildir.)

bir entry'nin nasıl şekilde legal olacağına inanıyorsanız öyle yazın. örnekte de entry'nin altına "lostpedia'dan çeviridir" yazmanın bir götürüsü olmaz. çok da şık olur.

ha bu şekilde bir hata yapan birini buldunuz ve ispiyonlayıp ispiyonalamamak konusunda tereddütteyseniz, önce yazara bir mesaj atın, "kaynak gösterirseniz daha iyi olur, merak eden oraya da girer bakar" diye; sonuç alamazsanız ispiyonlarsınız. praetorler gerekli kararı verirler.

Pek yaratıcı gelmedi bana ama şuralarda bahsetmişler biraz. Belki işine yarar.

www.datingtales.net

answers.yahoo.com

Kime/neye olduğunu söylememişsiniz ama... www.complimentday.com

bayana söylemek için

darth maul olabilir belki

yok o degil. hatta nick altına bakmıştım o yazarın. lost teorileri cok iyi diye azan vardı onun hakkında.

(bkz: aryon)?

abulafia

benim aradıgım abulafia. yes he is the secilmis one. tsk.

picnic at hanging rock'u andırdı bana sanki.

hmmm. piknikle alakalı birşey sölememişti bana ama yine gösteririm. teşekkürler. onun dışında şartları sağlıyor gibi.

Bir de Lycanthropus'u gösterin. O da olabilir www.imdb.com

hani pek katilli değil ama annemin o yıllara ait hatırladığı en korkunç film "suspiria"dır. bi şansınızı deneyin. şu da linki:

www.imdb.com

kesinlikle suspiria:)

çok uzun zaman önce (üniversite yıllarımda) warner home video için dublaj ve altyazı çevirisi yapmıştım sorunuz nedir?

bir dönem yaptım, şimdi tıbbi çeviri yapıyorum gerçi ama buyrun.

Çok sayıda kısa filme ingilizce altyazı için çeviri yapmıştım ama hayrına. Bi yardımım dokunursa burun?

www.eksistats.com size yardımcı olabilir sanırım.

teşekkürler fakat ben sözlüktekini arıyorum. ayrıca ekşistats'ta en beğenilen yazarlar (Karma TOP 10) var ama en beğenilen entry'leri ile ilgili bir bölüm yok bildiğim kadarıyla.

ben hiç ama hiç böyle birşey hatırlamıyorum.

yılların en beğenilenleri entry olarak giriliyor. oraya baksana.

yukarıdaki paneldeki istatistik e tıklayınca geçen haftanın en beğenilen entry'leri· geçen haftanın en dikkat çeken entry'leri· geçen haftanın en kötülenmiş entry'leri çıkıyor o deilmidir soru?

hayalet uzuv diye bir olay var ama organlar için geçerli mi bilmiyorum

(bkz: phantom limb)?

en.wikipedia.org

Dan Brown oku. Tüm kitapları iyidir seversin.
birde Warcraft üçlemesi var onuda seversin sanırım.

Edit: Warcraft bilimkurgu değil ama fantastik. yüzüklerin efendisi gibi biraz.

babil kitaplığı- jorge luis borges.

bir kitap değil bir sürü kitap

ahaha, ekşi duyuruda en çabuk/çok cevap alışım galiba.

@pposeidon, dan brown açmıyo beni dijital kaleyi ve da vinci şifresini okudum ama ıh.
warcraft fantezi mi? bilim kurgu fanteziye kaydığı an mahvoluyorum çünkü sevmiyorum...

@pterosaurus evet okudum onu o da çok çok sevdiklerimden. benzeri bir şey var mı aklında?

@ayiadam, bakacağım şimdi saolasın

kurtlar imparatorluğu
kızıl nehirler

The Catcher In The Rye - J.D. Salinger (Çavdar tarlasında çocuklar ve Gönülçelen olarak 2 ayrı isimde çevrildi)
Aylak Adam - Yusuf Atılgan
Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim - Joanne Greenbergin
Puslu Kıtalar Atlası - İhsan Oktay Anar

otostopçunun galaksi rehberi 5+1 derim ben, evet.

tanrıların arabalarını okuduysan, cevapları veren bütün arkadaşlardan özür dileyerek söylüyorum ama hepsini siktiret, direk git "türklerin kültür kökenleri" kitabını oku. yazar "ergun candan". zaten tanrıların arabaları'na bol referans içeriyor. ne kitabın adına ne de yayınevine aldanma gerçekten güzel, ufuk açıcı bir kitap.

George Orwell seviyosun ve hayvanlar çiftliği,1984 okumuşsun.O zaman sıra yine Orwell dan Aspıdıstra da.Bu kitap ta Orwell ın paraya hicvidir,mükemmeldir.

The girl with the dragon tattoo Şubumi tadında ama daha güncel bir kitap.

Ursula k le guin - Mulksuzler

Otostopçunun Galaksi Rehberi, Puslu Kıtalar Atlası, Çavdar Tarlasında Çocuklar, Aylak Adam, Borges ve Mülksüzler + 1

ayrıca roman dışında öykü okumak müthiş keyifli bir şey. Edgar Allan Poe, Sait Faik ve Cemil Kavukçu'dan ne bulursan oku. Şahanedir. Bunlar dışında Murat Gülsoy'un öyküleri de eğlencelidir. Oğuz Atay'ın öyküleri de romanlarından daha az bilinse de romanlarından aşağı kalmaz ve kasmaz da adamı.

Nitelikli bilimkurgu seveceksin sanıyorum. Fahrenheit 451'i birisi önermiş, ben de önereyim. Ayrıca Kaplan! Kaplan! ı da mutlaka okumak gerek. Müthiş sürükleyicidir ayrıca. Ha tabii Philip K. Dick'ten de ne yazmışsa okumak gerek. Bilimkurgu seven birisi kesinlikle sever.

Ha ayrıca, Üç Silahşörler de çok keyifli, sürükleyicidir.

yine tanrıların arabaları üzerinden gider isek, daniken'ın diğer kitapları biraz temcit pilavı tadında olmakla birlikte hoşuna gidebilir. tanrıların mucizeleri/ayak izleri/stratejisi diye gider. özellikle tavsiye edebileceğim sonsuzluğun işaretleri(nazca çizgileriyle ilgili güzel bir kaynak) ve tanrıların şoku kitapları olabilir. tanrıların mucizeleri bir miktar parapsikoloji hususu üzerine.

cevaplardan birinde türklerin kültür kökeni denmiş, ona da ekleme yapmak gerekirse bu minvalde yayınlanan tüm sınır ötesi yayınevi kitapları ilgini çekebilir. gizli sırlar öğretisi ile başlayıp son üç peygamber, kıyamet alametleri vs. şeklinde devam edebilirsin. aynı yayınevinden çıkan yıldızlardan gelen tanrılar kitabı da yine tanrıların arabaları tadındadır.

bunların dışında uzaylılar ile ilgili türkçede basılmış farah yurdözü'nün, jenny randles ve peter hough'ın kitapları olabilir. ruh ve madde yayınlarından çıkan birkaç kitap da var konuyla ilgili, kitapçılarda ilgili bölümde rahatlıkla bulunabilir. giovanni scognamillo'nun da gizli dünya devleti ve dünya dışı varlıklar üzerine yayınlandığı zaman açısından kayda değer eserleri var ancak bulmak pek kolay değil artık korkarım.

genel anlamda ise hala okumadıysan yüzüklerin efendisi, silmarillion ve eküri kitapları elbette ve şiddetle tavsiye olunur. söylenmiş gerçi ama otostopçunun galaksi rehberi'ni de tekrar belirtmekte fayda var.

(bkz: kırmızı pazartesi)

hacı, vermek bambaşka almak bambaşka.. almak çok zordur.

üstelik aldın da sağlıklı mı aldın, kas yaparak sporla mı aldın, yoksa düz havyan yiyerek mi aldın o da çok önemli. sonra geri verirken ağlama.

şakası yok bu işin marş marş diyetisyen ve spor salonu.

bi de galiba karluk vardı alım işleriyle ilgilenen.

ya vermek problem değil, zaten o kilo normal kilom olacak! vermesem de olur, biraz dikkat eder fazlasını almayıveririm. spor salonuna gidecek zerre vaktim yok malesef. diyetisyene de verecek zırnık param yok, servis olmasa sabah işe gidemiycem moruk!

ben alma konusunda çok yetenekliyimdir. bütün gün yatarım hareketsiz olurum. her zaman zaman günlerce pizza yerim, burger yerim. bol alkol içerim. dönem dönem çikolata, pasta, tatlıya abanırım. böyle yap almazsan ben insan değilim!

spor salonlarında kilo almak için genelde kilo vermeye çalışanlarla aynı spor programı uygulanır. ama sporun sonunda zayıflamak isteyene sen bir şey yeme bu saatten sonra, kilo almak isteyene de eve git ve yemek ye, denirdi.

yani yoğun aktivitelerden sonra, uykudan önce, gece geç saatlerde yani yemek yiyeceksiniz. yolu bu. hamur, kızartma, yağlı yiyeceklere yöneleceksiniz. tadı güzel olan her şey kilo yapıyordur genelde, tadı güzel olanlara yönelin.

evet ama alabilmek için ciddi yeme içme yatırımı yapmanız gerek, diyetisyene 50 lira veremeyen siz o ete süte yoğurda bala muza nasıl para vereceksiniz? kilo almak zengin işidir, sıkı iştir, basit bir konu değil. vücut geliştirme ile ilgilenenlerin forumlarını inceleyin.

bi de Karluk kişisine özelden yazın. kolay gele..

bir arkadasim standartin cok atinda oldugu icin kilo almaya calisiyor ve onun durumunda, yemek ayirt etmeden, yiyebildigi kadar yemesei gerektigini biliyorum

ama iki ay fast food tuketmek seni rahatca 70 yapar, buda tecubeyle sabittir.

kilonu 26.5 ile carp, cikan sayiya da en az 700-800 kalori ekleyip hareketsiz bir yasam surersen alirsin o kadar kiloyu.

57 kilo diyelim, 57*26.5=1510 kcal. sen gunde 2300-2400 kcal alsan olur bu is.

yazılanları okumadım umarım aynı şeyleri yazmıyorumdur.makarna,ekmek,hamur işi,tatlı gibi şeylere aban,yemek yedikten sonra bide abur cubur ye,uyumadan önce de yemek ye,ama 3 ana öğününün saati belli olsun.bu şekilde kilo alabilirsin kanımca ama bide metabolizma olayı var.ben fil kadar yesemde alamıyorum mesela

Yatmadan önce bir şeyler yiyin. Jambonlu sandviç, pekmezli süt, çerez, cips, vs...

dayı, kaloriyi proteini doktoru saglıgı falanı filani s. et. olay şu* ;

-ana öğünlerde ekmekle doydugunu hissettigini siklemezcesine, gırtlagından fışkırana kadar yemeye devam.
-ara öğünlerde, cips, çikolata, süt, obur cubur bisküvi kilonun anasını aglatıyo.
- Bisküviyle cipsle işim olmaz diyosan: Ateş seni çağırıyor. Burger King'e gidiyosun, elemana derdini anlatıyosun, kredi kartını veriyosun, kilonu alıyosun kardeşim.

- Son çare olarak, gece uyumadan önce patates kızart, ekmegin arasına bas, süt'le birlikte tüket. Sonra dooogru yataga. Garanti çözüm.

- GNC ürünlerini de öneririm (daha saglıklı en azından :).

MAKARNA :) 7/24

sakın abur cubura abanma
cevizli pestil ye, tahin-pekmeze ekmek ban ye ama sanayi tipi abur cuburdan kaçın!

hacı günde üç öğün ve üç çeşit yemek ye, artı öğünler içinde son öğünü cok gec saatte ve ekmeğe abanarak ye, 1 ay da benim gibi 12 kg alırsın:(
bu atraksiyona başlamadan önce 176 cm boyunda 73.5 kg ağırlığında bir adamdım ( yani boy kg orantısı gayet yerinde fiziksel olarak mükemmel durumda idim )
sigarayı bırakmaktan mütevellit yemeğe saldırdım ve şimdi bu haldeyim. karın bölgemde tipik pilates topu yutmuş insan edası var. sonra da kaliteli bir spor salonu olsun hatunu bol olsun ki gaza gelip karnımda ki yağ birikintisini atar eski halime dönerim dedim 1300 $ domaldım. ama veremiyorum bu kilo yu üühühühü....

abicim sakin ola kilonu yag olarak alma. insan gibi git spor salonuna sporunu yapip duzgun duzgun al kilonu.

bence pekmez ve balık yağı (kapsülde olanları tavsiye ederim) içseniz, makarnaya, hamburgere abanarak aldığınızdan biraz daha saplıklı kilo alırsınız. Hem vücut hamallık edeceğine bi fayda görür.

duvar saati, iki tane almaktan yırtarsın

babana cüzdan al, annene de kolye al.

www.hepsiburada.com

veya

www.hepsiburada.com

hastası olurlar, kullandıkça hatırlarlar...

gerçekten işlevsel olmayan hiçbir şeyi alma.. onlar şimdi "kullanmaya kıyamama" hali yaratırlar.. anneme 10 sene evvel cüzdan aldım 4 yıldır kullanıyor.. 6 yıl yattı öle.. annene zarif bir küpe kolye gibi bilirsin işte tarzını..

ev aleti alırsan işini görür ama hani duygusallık? ama hakikaten böle annenin mesela bulaşık makinesine ihtiyacı varsa böle eve çok lazım bir şey anne+baba ortak hediye..

babaya yeni nesil süper atkılardan diyeceğim ama kış bitti. küçük her yere götürülen trt fm çeken radyolar olabilir..

kuzum benim sen ne alırsan al 10 numara evlatsın yine de :)

yemeğe çıkarsan onları?

Her ikisi için tek bir dijital çerçeve alın, birlikte çektirdiğiniz fotoğrafları ekleyin.

@kurremkarmerruk

Çıkardım aslında ama nedense rahat hissetmiyorum hala. Yetersizmiş gibi görünüyor gözüme.

babaya kaliteli bir gömlek/t-shirt al yaz boyunca giysin adamcağız, anneye de kolye al. altın olsun tabi, kolye takmıyorsa büyük altın al. istediği zaman bozdurup ihtiyacını istediği şeye göre karşılar.

ayrıca hediyenin kalıcı olup olmamasına ne bakıyosun ki, annen ile babana alıyorsun sonuçta. baban giyip birileri tarafından gömleği sevilir sorulursa bizim oğlan aldı demesi onu zaten gururlandırır. neyin kalıcısı olacak ki, sevgiliye mi alıyosun hem.

ilk kazandığım parayla anneme mutfak masası babama da gömlek almıştım. bence hediye + yemek ya da madem çıkardım diyorsun pasta filan al ev için. kardeş varsa o da nasiplenir yazık.

@copy paste

Hediye zaten doğum günlerinde aldığım bir şey. Sembolik olsun istiyorum, ki bence bunun sevgiliye hediye almakla çok ayrı kategorilerde değerlendirilmesi lazım. Daha değersiz bir olaymış gibi göstermek yanlış.

Hangi il için?

endless il yada ilçe farketmiyor. sadece telefon vs. ile arayip sorumlu kişiden bazı bilgiler ve yardım almak isteyeceğim o kadar. herhangi bir yer olabilir.

bahçelievler'de varmış sanırım.

bahcelievlerkulturmerkezi.blogcu.com

bakırköy belediye tiyatrosunda çocuk oyunları sahneleniyor. ama çocuk tiyatrosu dedğiniz başka bir şeyse onu bilemem: bbt.bakirkoy.bel.tr

bahsettiğim hem büyükler tarafından çocuklar için hazırlanan oyunlar yapan bir tiyatro hem de çocuklar tarafından sunulan oyunlar yapan bir tiyatro. ve belediye bünyesinde olacak.

biz kukla tıyatrosu yapıyoruz ornegın, ısteyen beledıyelere. cocuklar ıcın.

Aşağı yukarı bütün şehir tiyatrolarının çocuk tiyatrosu departmanı var ve şehir tiyatroları belediyelere bağlı. Örneğin:

www.ibb.gov.tr

(bkz: türev)
(bkz: güneşin oğlu)

fasulye olabilir.

Laleli'de bir Azize ve Gemide Serdar Akar'dan gelsin.
Pardon Mert Baykal'dan gelsin.

Bir de kısa film için "Sadi Celil Cengiz" yazıp aratın. Süfer adamdır.

güneşin oğlu, laleli'de bir azize ve gemide'yi izledim. ama diğerlerine bakacağım teşekkürler. yeni tavsiyelere de hala açığım tabi ki:)

doktor değilim ama kütürtü falan deyince boyun geldi aklıma. baktılar mı bilmiyorum tabii. boyun denen merette sorun oldu mu her bir şeyi yapabiliyor.

başınızı öne eğdiğinizde ağrı artıyorsa büyük ihtimalle sinüzitten oluyor. tarifiniz de buna uyuyor. nörolog gerekmez bir doktor sinüs filminizi isteyebilir. böylece belli olur her şey. ayrıca dişlerinize de mutlaka baktırın. ilgilenilmeyen çürük çok fena şeylere neden olabilir. lenfleri bile şişirebilirmiş.

bruxism?

Çok genel bi kural var bu gibi konularda benim deneyimlediğim: Eğer teşhis ve tedavi içinize sinmiyor, işinize yaramıyosa, başka bir doktora daha görünün.

Biz oturduğumuz yerden size teşhis koyamayız. Belki tekrar tomografi çekilmesi, başka bir doktorun bakması gerekir.

Ankara'daysanız yardımcı olabilirim.

Tdk'nın bunun için bir bölümü var, aklınızda olsun. Böyle durumlarda oraya da başvurabilirsiniz. Örneğin sizin sorunuz için:

tdk.org.tr 'e girip 'sıradan' yazınca "alelade / amiyane / banal / bayağı / beribenzer / ikinci sınıf / lalettayin / macerasız " sonucu çıkıyor.

Mikrodalgada yemek filan ısıtabiliyorsun 1-2 dakikada. Buna karşın kek-börek-pasta üçlüsünde mini fırınların hatta özellikle davul fırınların bariz üstünlüğü var.

bence türklere daha çok mini fırın hitap ediyor birçok bakımdan.

Babanızın evi olduğuna göre, mikrodalgada yemek ısıtmaktansa fırında yemek yapmayı tercih edeceklerdir. Mikrodalga fırın ile bir şey pişiremezsiniz sadece hazır yemekleri ısıtırsınız. Bir de yanlış kullanım nedenli kazalar var, alüminyum folyonun patlaması falan...

Baba evlerine mini fırın yakışır.

ha ama diyorsanız "babam/annem internet kurdu" o zaman mikrodalga da olur. Yabancı dilde onlarca mikrodalgada yemek pişirme tarifi var. (not da düşelim: mikrodalga fırında pişen yemeklerin sağlığa zararı üzerinde mütabık kalınamadı hala)

davul fırın tek geçerimama iki seçenek varsa mini fırın ofcourse.

ikisi bir (hem fırın hem mikrodalga) olanlarından alın sorun kalmasın :) yerine göre mikrodalga, yerine göre fırın avantajlı...

mikrodalgada yemek yapılmaz diye kim sallamış >:( bütçe varsa fırınlı mikrodalgalar var en temizi.

şu an olduğumuz yer, bir zamanlar olduğumuz kişiyken gittiğimiz yer değil (eskiden de değildi)

@ask-i endaz, orange coffee:

'bir zamanlar olduğumuz kişi' kısmı nerede? 'when we were where we once were'ü kastediyorsanız, o kısım 'bir zamanlar olduğumuz yerdeyken' anlamına geliyor.

Neyse, benim kanaatim şu sekilde:

"Şu anda olduğumuz yer bir zamanlar olduğumuz yerdeyken gittiğimiz yer değil ve değildi."

where we are is not and was not

where we went

when we were where we once were

deyü üçe ayıralım.

Bu durumda;
şu anda olduğumuz nokta,
daha önce olduğumuz nokta değil.
ki o noktada da daha önceden bulunmuştuk.

Toparlayalım:
Daha önce bulunduğumuz yer/konum, şu anki yer/konumumuz değil.

Diyor ki geçti Bor'un pazarı şür eşşeği Niğde'ye

where we are - is not and was not - where we went -- when we were - where we once were--
diye parçalarsak,
"bir zamanlar olduğumuz yerdeyken gittiğimiz yer şu anda olduğumuz yer değil ve değildi" ya da carcass'ın çevirisi doğru gibi geliyor bana (neredeyse aynı oldular zaten). diğer yandan doğrudan çeviri istemezsek, biraz daha anlamlı bir türkçeleştirmesi şöyle olabilir diye düşünüyorum.
"bir zamanlar durduğumuz yerden gittiğimiz yön, şu anda durduğumuz yer değildi, hala da değil."
daha da anlamlı hali ise bence şöyle olur;
"zamanında yürüdüğümüz yol, bugün olduğumuz yere çıkmazdı hala da çıkmaz."

böyle durumlarda kabul etmiyorlar genelde. ama egosunu okşamış, mutlu etmiş oluyorsun. kabul etmemesinin sebebi de "önüme gelen her teklifi kabul edecek biri değilim" mesajını vermek oluyor. bence yine yolla, artı puandır.

kızın hayatında biri var mı yok mu öğren. varsa bulaşma. yoksa gönder.

ego şişer, uzun vadede zararına olur. yaklaşmak için daha başka bir yöntem olmalı.

Bence ona bulmaca çözdürün. Çiçekte bir şeyler yazsın, sonra başka bir şey gönderin ve orada başka bir yere ipucu versin. Yaratıcılığınızın gittiği yere kadar gitsin böyle, sonra da bir adres verin, veya son ipucunu siz elden verin...

Böylece hem hatunu meraklandırır, hem şaşırtır, hem mutlu eder, hem de ilgisi yoksa bile ilgisini çekmeyi başarırsınız.

Kadınlar çiçeği her şekil kabul eder genelde. Tabii geçmişinden getirdiği ve ona çiçek göndereceğini ve bu yolla özür dileyeceğini düşündüğü biri yoksa.

Ama madem hatunu tavlamak istiyorsunuz, dediğim gibi yapın, onu şaşırtın, merakta bırakın. Sıradanlaşmayın.

Resmi tatillerde muhtarlık açık olmaz.

ne yazıkki yiğitim :/

Muhtardan muhtara değişebiliyor galiba :

www.icadiyemuhtarligi.com

İşiniz çok acilse, muhtarda yakınsa şansınızı denemekte fayda var.

Örneğin bizim muhtar cumartesileri açıktır 11 - 18 arası. Muhtarlığınızı arayıp sormak en iyisi bence çünkü gerçekten muhtardan muhtara değişiyor.

assert h ya da compumaster'la..

mail adresleri varsa yazabilirmisiniz

compumaster [at] eksiduyuru.com

compumaster verilmiş zaten, onun dışında iki yol var iletişmeniz için,

1- bunu gördüklerinde onların size ulaşabileceği bir mail adresi verebilirsiniz ya da duyuru'ya kaydolurken kullandığınız mail adresiyle, iletişim için kullanılabilecek mail adresinin aynı olduğunu teyit edebilirsiniz.

2- ekşi duyuru mesaj fasilitesini kullanarak ulaşabilirsiniz..

Eeeeeen altta şu yazıyor:

"buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden assert h
modere edenler assert h, c sharp, compumaster, dambil, deckard, kahvegibi, robin"

Bu insanlardan birine mesaj atın

Trt3 olabilir mı? Dün öyle duymuştum.

televizyon erisimim yok, videosunu ariyorum o nedenle. tesekkurler yine de.

5dreams.panasonic.net

bu avrupa sampiyonasi degil mi? sanirim ayni gosteriyi yapmis olimpiyatta da, ama ben olimpiyat performansini merak etmistim. neyse sanirim bulamayacagim kisa vadede. tesekkur ederim.

mikrodalga fırın, hayat kurtarır.
ketıl ya da direkt kahve makinası. şahsen kahvesiz ders çalışmak pek huyum değildir.

ısıtıcı, nisan falan anlamam ben, lazım olabilir. bi küçük soba en azından.

Üç aylığına buzdolabı almak yerine dışarıda geçiştirseniz veya hemen aldığınız gün pişirseniz? Yiyecek fiyatlarına bakmak lazım tabii. Bir de interneti yeni bağlatacaksanız astarı yüzünden pahalıya gelebilir kapattırırken. Cep telefonu üzerinden bağlansanız daha uygun olabilir mi, ona da bakmanızı tavsiye ederim.

kettle

bir iki tabak birkaç bardak ve 6'lık setlerden çatal bıçak takımı alın. Bi tane de keskin bıçak alın.

Açacak alın, tirbüşonlu olursa bonus olur.

bir tava(yımırta neyin), bir tencere (makarna falan) alın. çaydanlığı boşverin çay demleme özelliği de olan kettle alın. Bi noktadan sonra hep dışardan sipariş hem mide bulandırır hem de cep yakar. Habire asitli içecekler de gastrit falan yapar.

Bunlar her durumda işe yarar. yanınızda götürürsünüz, işe yaramasa bile satarsınız ikinci el.

Bi de yatak işini çekyat tarzı bişi olarak edinin bence. Hem oturmak istediğinizde falan işe yarar.

İnternete girecekseniz ve yerde oturmaktan hoşlanmıyorsanız (ben bayılırım ama genelde kimse sevmez), masa da gerekecek. Sandalyeye gerek yok çünkü çekyat alırsanız ona oturabilirsiniz. derslerinize de o şekil çalışabilirsiniz. gerçi çekyat "gel bana yat" diye size bağırabiliri... Eğer öyle durumlarda kontrol kaybı yaşıyorsanız sandalye de almakta fayda var.

hiç mi kebapcı falan yok etrafta ben de severim yemeksepetini ama öyle tek çare de değiller kedileri

kebap istiyicektim zaten.

de buna guvenim eve geldim, simdi disari cikilmaz bi daha.

genel bi sorun mu var, girilemiyo deil mi siteye?

www.adreseyemek.com

giriliyor

edit: çok acilse kullanıcı adı ve şifrenizi girebilen bi arkadaşınıza gönderin o versin sipariş. çok önemliyse şifreyi değiştirirsiniz sonra zaten..

Bende de sorun yok, gayet hızlı girdim.

acildi sonradan, girilmiyordu.

Bölüm koordinatörün bi halt bilmiyor afedersin.. Erasmus'a kabul için Almanca Fransızca İngilizce İspanyolca ve hatta İtalyanca dillerinden birinden gideceğin ülkeye göre sınava girersin mülakatla birlikte değerlendirilerek gidip gitmeyeceğine etki eder. Bu dillerden başka bir dil konuşulan bir yer seçilmiş ise yeterli olduğun dilde sınava girer, orada da o ülkenin erasmus dil kursuna katılırsın.. Sınavlar eğer yeterli bir dil eğitimin yoksa kastırıcı olabilir derdini anlatacak düzey yetmez..

Ben Tömer'den memnun kalmıştım. Ebru hoca vardı, hala varsa o süperdir.

ingilizcen varsa torrentten michel thomas spanish indir. otur calış. ben denedim gördüm. inanılmaz etkili. yok ben gunde bir saatimi bile ayıramam dersen işin her halükarda zor zaten.

Ben mayonezsis istemiştim der almazdım.

karşı taraf haklı. rus salatası da istemediğinizi belirtmeniz gerekirdi. veya hiçbir şekilde içinde mayonez bulunan bir şey istemediğinizi söylemeniz gerekirdi.

rus salatasının içinde mayonez olması ayrı bir konu, sizin mayonez istememeniz ayrı bir konu. Siz bunu derken muhtemelen karşı taraf sadece mayonez sıkılmasın dediğinizi anlamıştır haklı olarak. Mayonezi hiçbir surette istemediğinizi ayrıca belirtmeniz gerekirdir.
Hem mayonezsiz kumpir ne yahu, yenir mi öyle şey. Rus salatası da olmayacak. Patates haşlama yiyin siz :)

kumpirci haklı

Bana söyleseniz ve "rus salatası da koymayın, hiçbir şekilde mayonez istemiyorum" demezseniz rus salatasını koyarım, mayonez koymadan kumpirinizi veririm.

rus salatasındakini değil de, harici mayonez istemediğinizi düşünmüş olabilir.

mesela bunun tersi bir olay başıma geldi. tek whopper+kola istedim. ekstra ketçap istedim. içinde var, veremeyiz dedi:)

kumpir alırken genelde ne istediğin veya ne istemediğin söyleniyor.rus salatasını belirtmek sizin elinizde.
kumpirci haklı.

bana kalırsa cahil periler, uzak, eşkıya.

fatih akın, nuri bilge ceylan'ın filmleri diyeceğim ama tam popüler kültür mü olur?

bence nefes in dvd sini alabilirsin. Daha yeni ingilizce altyazı ile seyrettim bence gayette güzel çevirmişler.

En süperi hazır ödülü de kapmışken semih kaplanoğlu'nun üçlemesi olur bence. yumurta-bal-süt

devrim arabaları bence

(bkz: uçurtmayı vurmasınlar)

misal ulak pek begenilmisti bir takim cekler tarafindan.

70 gündür işçilerle iç içe olan bir ankaralı olarak sorunun ikinci kısmına cevap verebilirim: evet olay tam olarak o. "ben istanbul'dan kalktım sizi desteklediğimi göstermek için buraya geldim" derseniz onlar için en büyük mutluluk olacaktır. tek istedikleri bu tarz destekler çünkü, yalnız olmadıklarını bilmek istiyorlar.

Kaç kişisiniz? Ben vereyim otobüs paranızı ama benim de çok param yok.

www.ortakaraba.com
www.ayniyolunyolcusuyuz.com

gibi siteler var. burada yola çıkacağın tarihte o yolda araba sürecek birini bulursan belki bedava, muhtemelen otobüsten ucuz fiyata yolculuk yapabilirsin.

bu hafta sonu sendikalar veya tmmob'ye bağlı odalar otobüs kaldırabilir. odalardan birini (mesela elektrik mühendisleri odası İst. Şubesi'ni) arayıp sorabilirsiniz.

pazar günleri ayrancı pazarı'na organik pazar kuruluyordu. hala var mı bilmyiorum. oraya bakabilirsiniz.

eğer illa ucuz olsun demezseniz fluffy marka yumurtalar var orgaaaanik.

maycrestfall da demiş. bu ürünler pahalı olsa da tavuklara saçma şeyler yedirmediklerini garanti ediyorlar.

Neredeyse her semtte ve/ya alışveriş merkezinde organik ürünler satan tükkanlar var. belirli bir yer söylerseniz size en yakın olanı bulmaya çalışabiliriz mesela?

3.bp.blogspot.com

Pandoraya bi bak istersen, eğer orda yoksa kitapları getirtme imkanları var

adres?

www.pandora.com.tr

Çalışma Saatlerimiz :
Pazartesi-Çarşamba: 10.00-20.00
Perşembe-C.tesi: 10.00-21.00
Pazar: 13.00-20.00
Dini bayramların ilk 2 günü kapalıyız

İletişim :
Pandora Kitabevi
Türkçe yayınlar: İstiklal cad., Büyükparmakkapı sk. 3
İngilizce yayınlar: İstiklal cad., Büyükparmakkapı sk. 8
34433 Beyoğlu
İstanbul
t: (212) 243 35 03 , 243 35 04
f: (212) 249 47 57
GSM: (533) 389 63 80
[email protected]

Öncelikle taksimden başla derim(hatta başka yere gitmene gerek kalmayacaktır).İlk İstiklal kitabevine bak orda bulamassan aşağıya inerken solda mephisto var.Baktın ordada yok aşağıya doğru insan kitap var.Eğer aradağın kitapların can yayınları veya yky den basılmışsa onların satış merkezleride istiklaldedir.Hiç olmadı Galatasaray Lisesinden ilk sola dön sahaflar var onlara sorarsın.Bir de şöyle bir ihtimal var İstiklalden bayağı aşşağıya doğru yürüyeceksin Gs lisesini geçtikten yaklaşık 100 m sonra Robinson Cruose var oraya sıpariş ver yoksa bile getiriyorlar.

aman dikkat !!!

istiklal caddesindeki insan kitap "insan yayınları"na ait olup muhafazakar bir yayınevi & kitabevidir. yanlı$ olmasın.

teşekkürler arkadaşlar

türkçe'nin çok kötü olduğunu bu noktasız, virgülsüz cümlenden anladım. anlatım bozukluğu var sorunda. noktalama kurallarına kısaca baksan da kendin yapsan.

acele olmasa da uğraşsam..

@bibilsem

ukalalık etmeden önce düşünmek lazım sanki 2 dak'ka.

"türkçe'nin çok kötü olduğunu bu noktasız, virgülsüz cümlenden anladım. anlatım bozukluğu var sorunda. noktalama kurallarına kısaca baksan da kendin yapsan."
demişsiniz.

"türkçenin..." şeklinde yazılmalı idi.
bir de son cümleniz "3 nokta" ile bitse daha uygun olurdu.




@sarper361
yarın akşam

çok uzun değilse ben de bakarım; [email protected]

ben yaptım, 25 yansıymış, dupe olmasın.

iki semt için ortak bir bölge biraz zor gibi.. her durumda ikisinden birisi için çift vesait gerekir sanırım. bir de bütçe önemli..tellcom'dan kastınız süperonline fiber sanırım..herhangi bir semtin tamamında oldugunu söyleyemiyoruz bu hizmetin. mesela biz geçen ay taşındık, aynı semtte birbirine 3-4 dk mesafeli evlerden birinde vardı diğerinde yoktu. burası türkiye! onun için begendiginiz evi tutmadan önce superonline'dan sorgulatmanız daha sağlam olur. 2+1 evler de genelde eryaman'da falan oluyor ama cok uzak oralar, bulasmayın. ama bütçe belirtmemişsiniz, ankara'yı ne kadar biliyorsunuz bir de? bi söyleyin hele..

iki semt için ortak bölge aramıyorum zaten. ya biri ya da öteki olacağı için hani her ikisi için de ayrı ayrı birer çember çizmeye çalışıyorum. (evet terbiyesizin önde gideniyim ama napiim pek te iyi bilmiyorum ankarayı). bu arada eklemeyi unuttum özür dilerim ulaşım sorunu yok. büyük ihtimalle arabam olacak ve erken kalkıp uzun yol gitmekten çekinmem. bütçeye gelirsek ne yalan söyleyeyim çok fazla kira ödemek istemiyorum. şu anki hesaba göre hani max 800 tl falan gibi bir bütçe var elimde. mesela evet eryamanın uzak olduğunu biliyorum ama dediğim gibi bu benim için pek sorun değil. önemli olan sağlam bir internet bağlantısı ve merkezi sistem ısıtma. superonline tavsiyesi için teşekkürler bu arada.

şehiriçi-şehirdışı kriterleriniz de önemli.. eryaman dedigimiz yer tamamen konuttan ibaret bir semt. hatta eryaman'daki evlerin %70 1+1.. ısınması dahil 350-400 tl civarına bu olayı çözebilirsiniz.. ama 1 saatlik bir yol sürer sabah akşam.. ben şehir merkezinde oturmayı sevmem, arabam varsa direkt böyle yerler düşünürüm ama tercih meselesi tabi. ısıtmalar çoğunlukla merkezidir burada, binalar yeni sayılır. eryaman dışında merkezde hesaplı yerler dikmen (genelde kombilidir, 500 civarına kirayı halledebilirsiniz.. ısıtma için de bi 150-200 gidebilir..ama sadece kış aylarında..hatta sadece çok soguk olan 1-2 ayda bu maliyete yükselebilir) heryere yakın bir semttir dikmen. binaları ortayaşlıdır..gölbaşı için bile tercih edilebilecek bir semttir. onun dışında bekarların ve ögrencilerin tercih ettigi yerler kolej, kurtuluş civarıdır ancak binalar oldukça eskidir.. ögrenci milleti nasılsa tutar dediği için kümes gibi evlere dünyanın parasını isterler..

anlıyorum teşekkür ederim. sabah akşam bir saat yol gitmek gerçekten de problem olmayacaktır. onu ve fazlasını istanbul'da da yapıyorum zaten. şehir merkezinde yaşamayı ben de istemiyorum esasen. dediğiniz gibi ısınma dahil 350-400 civarında bir meblağ ile hallolacaksa eryaman çok öne çıkıverdi şimdi birden gözümde. hani ayrıca bu işler olur da ankaraya gelirsem zaten direkman sokakta kalacağım diye bir kayıt yok. hani etrafı görüp durumu tam olarak değerlendirebilmek adına 1-2 ay uzak bir akrabamın yanında kalacağım. şu an yaptığım bir çeşit ön hazırlık sadece. çok teşekkürler.

Gölbaşı-Karum arası Yıldız var. Örneğin çalıştığım şirketin arka sokağında 3+1 merkezi sistem ısıtmalı bir dair kirada, aradım sordum bu duyuruyu okuyunca, 900Tl dedi.

bilgi için çok teşekkürler. bu biraz bütçeyi aşan bir alternatif ama bu tip lokasyonlar olduğunu da bilmek adına yelpazeyi daha iyi kurgulamayı sağlıyor.

ulaşım sorun değilse batıkent gibi eryamandan nispeten daha yakın yerleri de deneyebilirsiniz (fiber var diye hatırlıyorum orada o yüzden dedim) ama yine de uzaktır buralar da. dikmen vadisi gibi yerler daha ucuz oluyor. ayrancıda da ucuz yerler olduğunu söylemişti arkadaşlarım. tutacağınız ev bir üniversiteye yakınsa (mesela odtü ve 100. yıl arasındaki ilişki gibi) fiyatlar uçuyor maalesef okullara uzak yerler seçmeye çalışın ev masrafından kurtulmak için ama ev ve benzin arasındaki dengeyi de kurmanız lazım tabiki ucuz ev alıp benzine bir ton para ödemek de saçma sonuçta

Karum için Ayrancı, Yıldız, Hoşdere. Makul fiyata bulursunuz buralardan.

Gölbaşı için de Oran, Yeni Oran(Dikmen de diyorlar Yeni Oran'a) iyi olur. Fakat Oran'da 4+1, 5+1 lerin kiraları oldukça yüksek ama 2+1'ler ne kadar olur bilmiyorum.

Ama bence Birlik Mahallesi'yle, Sancak Mahallesi'ne bakın derim. Oran'a oranla kiralar daha düşük, iyi bi semt, Karum'a da arabayla 10 dakikada bile gidersiniz. Ayrıca Gölbaşı'na 20-25 dk sürer gitmeniz. Kendi arabanızı kullanmak istemediğinizde de ulaşım rahat(Gölbaşı hariç).

çok çok teşekkürler tüm cevaplara. bayağı bir çerçeve oluştu kafamda. sağolasın sözlük. varolasınız yazarlar.

"Anne ben senin gözü kapalı güvenebileceğin kadar emin, iyi yetişmiş, ahlaklı, dürüst bir insanım... Bana inanmıyor musun?"

Bu durumda kullanılabilecek yalan budur. Ama insanın kendine yedirebilmesi önemli tabi... Bol şans...

soyle ki,

aksam 10-11 civarinda disarida olun.
yalani soyleyen kizin bi kiz arkadasini veya erkek arkadasinin herhangi bir kiz arkadasini bi on dakikaligina disarda yaninizda olmak icin ikna edin.

anne sizi aramadan siz anneyi arayin kalabalik bi ortamdan. (ister okanin program saati, ister baska saat) cok rahat konusun, gulun edin, selami var "ayşenin fatmanin xin de sana anne" diyin. hatta o sirada kizlardan biri bagirsin "selam söööyleeeee" diye.
(not: o kiz arkadsin numarasini verin, nasilsa aramaz onu geri anne)

kissadan hisse: yalan kotu bisey ama bazen elzemdir.

fanınızım, başka yok mu?

bu arada kızlardan herhangi birini o saatte alıkoyamayız çok ters bir gün.

disko kralına gidiyoruz diye yalan söyleyecekseniz,okanın programında olabilmek için çok erkenden stüdyoya girmeniz lazım bunu göz ardı etmeyin.program sırasında cep telefonlarınızı kapatmanızı isteyeceklerdir.bu yüzden annenize telefonlarımızı kapatmak zorundayız falan deyin.böyle ayrıntılarla telefon açmaktan yırtarsınız.saat 8-9 gibi herhangi birinden bile annenizi aramasını isteyebilirsiniz.o sizi geri aramaz.sonra da telefonunuzu kapatın.ayrıntılara önem vermek sorundasınız:))
bi de tabii ki disko kralını sözlükten ve internetten takip edin.yalanınız ortaya çıkmasın

@böhü

çok teşekkürler. ilettim ancak esaskızdan, yaa hiçbiri tamam budur dedirtmedi bana. tarzı bir cevap geldi.

annenin, oo piti piti yapıp kızlardan birini aramasını bekliyor sanırım.

disko kralını izlemiyorum ama bildiğim kadarıyla 3-4 gibi bitiyor. anne kişisi de bunu bilirse yatar uyur o saate kadar beklemez.

@matilda
sorun 12 den öncesi.

Zaten yayında olacaksınız. Telefonu kapatmamız istendi desin. Program reklama girse bile orda konuklarla falan konuşmaya, ayarlar yapılmaya devam ediliyo desin. Stüdyo yönetmeni istedi biz naapalım desin.

O kızlardan biri ben olabilirim. Sahip olmam gereken ismi ve ne dememi istiyorsanız bunu belirtin, size telefon numaramı vereyim. Annesi ararsa sakin sakin istediğinizi söylerim.

(bkz: telekonferans)

annen iyi ki kızın ev numarasını istememiş. Neden bu kadar acemice yalanlar söylüyosunuz? Annen de farkındadır aslında herşeyin.

ne kadar klişe yalanlar bunlar :)

diğer 3 kızı ayarlasa da kızlar yanındaymış gibi idare etse olmuyor mu?

efendim hepinize çok teşekkürler, çeviremedik olayı özetle. beni acemi yalanlarının içine katmayan sevgilim esaskız kişisi de batırdı olayı, riski göz önüne alamadı tabii sonrasında.

lazor
la_traviata
böhü
matilda
serafettinn
beltedmanatee
jeanne hebuterne

çok teşekkürler.

endless_dream'e ise güvenip işbirliği teklifi ettiği için özel minnet duyuyorum.

yakında bir sonraki hafta bu işi nasıl kotarırız adlı bir duyuru açacağım. kendinize iyi bakın.

www.vizeislemi.com
Böyle bir şey mi istiyorsunuz anlayamadım net olarak ama bu sitenin sağ üst köşesinde "vize başvuru destek hattı" var. Aradığınız site bu olmasa bile o hattan yardım alabilirsiniz sanki.

tam olarak olmasa da aradigima cok yakin, tesekkur ederim.

free cycle mail gruplarina yaz, almak isteyen birileri cikabilir.

herhangi bir okulun, universitenin kutuphanelerine yahut kutuphanelere bagislayabilirsin. ekonomi universitesi bunyesinde buyuk bir kitap bagisi programi da vardi gecen donem ama devam ediyor mu bilmiyorum.

Dinar'da bir köy okulunda öğretmenlik yapan bir arkadaşım var. Onların böyle şeylere ihtiyaçları olduğunu biliyorum. Adres verebilirim isterseniz.

TNT Ekspres Türkiye kuryeleri 444 0 868 no'lu telefonu arayarak kitap bağışlamak isteyenlerin kitaplarını kapılarından ücretsiz olarak teslim alıyor ihtiyacı olan okullara götürüyor. istersen google kitap tnt yaz birçok sayfa açılıyor bakabilirsin ve kampanya hakkında bilgi sahibi olursun. bunu deneyeceğine eminim çünkü evden çıkmana ve posta parası vermene gerek yok :D

ben hazır cappucino ile türk kahvesini karıştırıp sıcak suyla içmiştim, biraz acı ama sonuça mideye giren madde aynı :) beyne giden kafein de.

ben yapıyorum valla.gayet de içiliyor mideme vs bi zararını görmedim.amacını karşılıyor..

aslına bakarsanız türk kahvesini türk kahvesi yapan yapılış şekli olduğu için bu rasgele bi kahve oluyor(etik açıdan söyledim bunu,türk kahvesine saygım sonsuz(milliyetçilikten değil,seviyorum..))

turk kahvesi, espresso, americano falan filan hepsi bildiği kahve, sadece hazırlanışı bakımıdan farklılık gösterir. Ayrıca granül kahve dediğin de bildiğin nescafe. Neyse eğer kahveyi suyla beraber kaynatmazsan (türk kahvesi)içinde kalan kahveyi süzmen gerekir bu da sana filtre kahve olarak geri döner (americano). Ancak türk kahvesi yapmak için hazırlanan kahveler çok ince çekildiğinden french press ile iyi süzemezsin, kağıt filitre ile süzmek gerekir.

edit: yan bilgi kahve ne kadar ince çekilirse kafeini de o kadar azalır. Kalın çekilmiş kahve içerek daha fazla kafein tüketebilirsiniz...

"kaynar suya karıştırılıp içilemez mi"

Buna kovboy kahvesi deniyor sanirim. Icilir tabi ama kahve taneleri agzina gelir, rahatsiz olmaz misin? Olmazsan ic, zarari yok.

Cogu kahve hazirlama sekli sicak suyun kahve ile bir sure temas etmesine, sonra kahveden ayrilmasidir. Filtre, french press, espresso...

Turk kahvesinin durumu ayri. Orada kahve sunulurken kahve hala su ile beraber. Bunun kotu etkilerini kismen kahveyi yavas icerek tanelerin cogunun dibe cokmesi ile, kismen de icildiginde rahatsizlik vermeyecek kadar ince kahve kullanarak gideriyoruz.

Yine Turk kahvesini de istedigin sekilde sicak su ile karistirip icebilirsin. Ama bilinen yolla pisirmedigin icin tadi ayni guzellikte olmayabilir bu sefer.

Uyanık kalmak için kolayla neskafe karıştırılır en sağlıksız yoldan.

Türk kahvesinin keyfi, muhabbeti falan vardır. Yani kültürel bir değer. Şu ana kadar uyku kaçırıcı olarak türk kahvesi içeni hiç duymadım.

Alternatif türk kahvesi içme şekli olarak ben de kaynar süte eklemiştim. Tadı güzeldi.