Giriş
(1)

mum yapımı

saturndeki salyangoz
merhaba arkadaşlar, evime cok yakin bi semtte mum fabrikasi var ve bir de magazalari var, orada bireysel olarak mum yapımı malzemeleri satiorlar, alip başlicam zira mumlari cok severim ama arastirdigim kadariyla biraz zahmetli bir iş, ilk yaptiginiz mumlar rezalet oluyormuş. başlangic icin alicagim
merhaba arkadaşlar, evime cok yakin bi semtte mum fabrikasi var ve bir de magazalari var, orada bireysel olarak mum yapımı malzemeleri satiorlar, alip başlicam zira mumlari cok severim ama arastirdigim kadariyla biraz zahmetli bir iş, ilk yaptiginiz mumlar rezalet oluyormuş. başlangic icin alicagim malzemeler yüz lirayi buluyor. daha önce mum yapma işine bulaşmiş arkadaşlar varsa fikir almak isterim...
0
saturndeki salyangoz
(25.07.09)
ben daha önce şöyle yapmıştım: bildiğimiz parafin aldık oldukça ucuza. mum boyası edindik ki onun da fiyatı pek yüksek meblağlarda değildi. evdeki tekila shot bardaklarını, ufak küllükleri, minik kaseleri falan da kalıp olarak kullandık. fitil olarak da bir iki tane fitil aldık, bir de kalın ipleri kullandık. parafini kaynatıp boyayı döktük içine ve kalıplara boşattık. 1 gün soğumaya bıraktık. gayet de güzel mumlarımız oldu. belki kokulu falan değil ama bizi tatmin etti. maliyeti de sizin söyediğinizin en az yarı fiyatına mal oldu.
0
endless dream
(25.07.09)
(8)

hayatı öğreniyorum vol. 1

emraah
merhaba. yeni bir eve taşındım. kızılaya 3-4 dakika, ana caddenin hemen arkasındaki sokakta olduğundan ötürü geceleri evin önünde travestiler bekliyor. aklıma birkaç soru takıldı, önceden hiç bu konu hakkında düşünmemiş, kimseyle konuşmamıştım pek. da nasıl sorsam bilemedim şimdi. sırayla sorayım da
merhaba. yeni bir eve taşındım. kızılaya 3-4 dakika, ana caddenin hemen arkasındaki sokakta olduğundan ötürü geceleri evin önünde travestiler bekliyor. aklıma birkaç soru takıldı, önceden hiç bu konu hakkında düşünmemiş, kimseyle konuşmamıştım pek. da nasıl sorsam bilemedim şimdi. sırayla sorayım daha kolay olur.

1) ekşi sözlükte ve tdk'nın sözlüğünde çelişkili tanımlar var, tam olarak tanımı nedir.
2) biri niye onlarla yatmayı tercih eder? kendisi de eşcinsel olduğu için? ucuz olduğu için?
3) transseksüelle aynı şey mi kelime anlamı olarak? fark nedir? kibar söyleniş felan mı?
4) pipi kesilmiş mi, duruyo mu? bu konuda da çelişkili şeyler okudum.
5) eğilim midir? tercih midir? yani bir erkeğin gay olması tercih değil eğilimdir ya, o hesap.
6) sadece para için bu yolu tercih etmiş olamazlar heralde?
7) önyargınız var mı? varsa "sapkın" oldukları için mi, yoksa genel hal ve tavırlarından ötürü mü?
8) dün gece 1-2 gibi bir kız arkadaşımla eve girerken kendisi biraz korktu da, ne bileyim ben gayet hoşgörülü ve rahatım tür bu insanlara karşı. ne zarar gelebilir ki?

oha lan, çok aptalca oldu sorular. neyse..
0
emraah
(11.07.09)
travestilerde erkeklik organı mevcuttur. ameliyat geçirdiğinde transeksüel olur. ama transeksüel travestiler de mevcut sanırım.

biri onlarla yatmayı tercih etmez, başka seçeneği olmayan insanlar onlara gider. bu bir tercih değildir.

para için eşcinsel olunmaz. eşcinsel insanlar para kazanmak için bu yolu seçebilir.

önyargım yok. bir kısmını tanıyorum zira. onlarla eylemlere katıldım vakti zamanında. her ay biri öldürülüyor çeşitli sebeplerden. onlar da insan. hatta bir kısmı politik olarak türkiye'nin yarısından daha aktif. daha protestan.

tabi hepsi her zaman size iyi davranacak diye birşey yok. çünkü hayatın sillesi en fazla onlara çarpıyor. sinirli anına denk gelirsen küfürü yersin. onları yadırgayarak yaklaşırsan iyi olmaz. çünkü senden benden hiçbir farkları yok. milyonlarca farklı hayattan biri sadece.

ha, bir de, onlar senden benden daha tecrübeli insan konusunda. her türlü insanlarla ilişki içinde bulunuyorlar. yüzüne baktığın an nasıl bir insan olduğunu çıkarabilirler. emekçi hareket partisi ve lgbtt(lezbiyen gay biseksüel travesti transeksüel birliği) aracılığıyla bir kısmıyla tanışabilirsin.
0
cro magnon
(11.07.09)
önyargılı olmamak lazım hepsi şöyledir böyledir diye. ama toplum içindeki konumları dolayısıyla kendilerini korumak için saldırganlaşmış durumdalar (apar'ın şahane bir entry'si var konuyla ilgili). yakın zamanda izmir bornova sokakta kendi halimde yürürken davetlerine kayıtsız kaldığımdan olacak balkondan kafama doğru bira şişesi attı bir adedi. şu an 3. sayfada da olabilirdim, benim hoşgördüklerim, beni öldürebilirdi bu da garip bir şey işte.. sorularının bazılarının cevabını biliyorum teknik olanlardan ama onlar çok önemli değil sanki..
0
surtunme kuvveti
(11.07.09)
arayıp bulmak zor olur diye yazdım (bkz: #13039569)
0
surtunme kuvveti
(11.07.09)
bazı adamlar geceleri arabalarla gelip bunları rahatsız da ediyor hatta. arabayla kovalıyorlar, laf atıyorlar, saldırıyorlar, saldırganlaşıyorlar.

sürekli bıçaklanıyorlar, kurşunlanıyorlar, öldürülüyorlar. devlet dahil kimsenin sikinde olmuyor bu insanlar. kimsenin. birbirlerinden başka kimseleri yok. biri öldüğü zaman devlet katili arama zahmetine bile girmiyor. kimse insan yerine koymuyor bunları. olayın çarpıcılığını birkaç saatliğine içlerine girdiğimde anladım.
0
cro magnon
(11.07.09)
3) Transseksüel değiller. Transseksüel'deki trans kısmı geçiş demektir. Oradan yola çıkabilirsiniz. Transseksüeller cinsel geçişlerini tamamlarlar/tamamlama dönemindedirler. Travestilerin penisleri vardır.
4)Sanırım buna cevap vermiş oldum
5) Eğilimdir. Belki %1-2 oranında tercih eden erkekler olabilir. Geri kalanları gay oluyor zaten. yani kadın olmayı arzulamayan eşcinsel erkekler. Genelde eğilim olduğu için evlerinden ayrılırlar zaten. Ve yine bu nedenle evsiz, yersiz, yurtsuz kalırlar. Son çareleri de bedenlerini satmaktır. Hayatta kalabilmek için.
6)Karınlarını doyurmak ve belki de hayallerindeki cinsiyet değiştirme operasyonunu yaşayabilmek için para biriktirebilmek için bu hayata mahkum olurlar. Kimse o iğrenç hayatı yaşamayı isteyerek arzulamaz. En azından Kızılay'da veya Taksim'dekiler.
0
endless dream
(11.07.09)
onlardan korktuğunuzu farketmiyorlar da sanma, o an yüzünün ifadesini karşıdan görsen.. :) neyse fazla uzattım herhalde, uzayayım.
0
cro magnon
(11.07.09)
5-ne tercih ne eğilimdir gerçeği kimliktir.
6-hayır.
7-önemli olan insanlıktır.
8-transfobiklerden asıl zarar gelir.
0
guzellige inancimi sarsan simgeler var
(11.07.09)
travesti kelime anlamı olarak karşı cinsin kıyafetlerini giymeyi ifade eder. burada cevap olarak verilen şeyler büyük ihtimalle türkiye için geçerliliği olan şeylerdir herhalde, ama örneğin uzakdoğuda travestilerin kendilerine özgü güzellik yarışmaları olduğu, kimilerinin gerçek kadınlardan daha güzel olduğu, hatta en meşhurlarının gerçek kadınlardan daha yüksek kazançları olduğundan sözediliyordu bir belgeselde. veyahut seksüel bir "hizmet" yapmayıp sadece sahne şovları vb. ile geçineni de var idi.

tercih-eğilim bağlamında kökenlerine dair şeyler sorgulanabilir. bu fikrin (kadın gibi giyinen erkekler) kadınların tiyatrolarda rol almasının yasak olduğu dönemlerden ortaya çıktığından söz edilir mesela.
psikoseksüel olarak freudyen açıklamaları da vardır. şu erkeğin meşhur kastrasyon korkusu veya daha normal ifadelerle erkeksel baskınlık ve rekabetten kaçınma adına kadın kıyafetleri altında kendilerini güvende hissettikleri vb. için bir kamuflaj yöntemi olarak kullanıldığından bahsedilir.
0
lhun
(11.07.09)
(11)

Ankarada suşi nerede yenir?

decoder
Birkaç mekan ismi sayabilirseniz mesut olacağım.
Birkaç mekan ismi sayabilirseniz mesut olacağım.
0
decoder
(11.07.09)
cepa'da vardı bir restoran. adını anımsayamadım..
0
dambil
(11.07.09)
arjantin caddesi'nde sushico, gop'ta ve park caddesinde quick china..
0
swing
(11.07.09)
cepa'daki yer fan fang, bestekarin oralarda da bir yer vardi sanki..
0
fuchuki
(11.07.09)
panora veya gop sushico. quick china'dan sushi konusunda daha iyi (genelde)
0
rygard
(11.07.09)
cepa fan fang
0
zener
(11.07.09)
bestekardaki mekanda sushi yoktu hatırladığım kadarıyla.
hiçbir alternatifi düşünme, quickchina ya direk.
0
lhun
(11.07.09)
en güzeli quick china'dır.
ayrıca minaseranın (çayyolu) yakınlarında bir yer daha açıldı sushisu oranınki de başarılı.
0
merry shelly
(11.07.09)
sushico tabiki
0
demlikposet
(11.07.09)
Yok sushisu rezil. pirinçler bizim baldo pirinç,ister istemez lapa oluyorlar. Ayrıca balığı pirince yapıştıramıyorlar, sostan çıkarıp ağzınıza atma sürenizde geçen zamanda lapa pirinç kütlesi 3 takla atıp 2 salvo yapıyor.

Eğer sasimi seviyorsanız gidin ama. güzel kesiyorlar balığı.
0
endless dream
(11.07.09)
bestekarda vardi en son, arkadasim tunali'da icip icip midye yerine sushi diye tutturmustu hatta
quickchina en guzeli tabi ki
0
fuchuki
(15.07.09)
quickchina'nın suşileri, sushico'dan daha güzel
0
kokomichu
(14.10.09)
(3)

No frostta et ürünleri saklama süresi

clementine
Maksimum ne kadar olabilir?Et, tavuk, balık gibi.Mesela 2 ay öncesinden alınmış nugget var, bu pişirilir mi?
Maksimum ne kadar olabilir?

Et, tavuk, balık gibi.
Mesela 2 ay öncesinden alınmış nugget var, bu pişirilir mi?
0
clementine
(04.07.09)
bence bozulmamıstır, yenebılır.
ayrıca nugget'lar zaten pısırılıp tekrar dondurulmuyor mu?
0
think martini
(04.07.09)
eti kavurup koyduysanız 2-3 ay gider. olduğu gibi attıysanız 3-4 ay rahat gider.
tavuk da 3-4 ay gider muamele görmediyse.

bunları yemediğim için lezzetlerinde fark olur mu bilmiyorum.
ama balık en fazla 1 ay dursun. sonrasında ne yediğinizi anlayamazsınız, anca balık-ekmek olur ondan.

nugget da üstte söylendiği gibi, 1 yıla yakın durabilir. en azından kutuda satılanların skt'leri 1 yıllık oluyor.
0
endless dream
(04.07.09)
profosyonel bir mutfakta calisan biri olarak bizim mutfagin politikasini soyleyeyim size:

eger taze bir urunu dondurucuya koyarsaniz, dondurucudaki omru 28 gundur. 28. gun dondurucudan cikarilmali ve cikarildiktan sonra uc gun icerisinde de tuketilmelidir.

eger, halihazirda dondurulmus satilan bir urunu dondurucuya koyarsaniz, urunun omru paketin uzerinde yazar zaten.
0
hapsuruk
(04.07.09)
(3)

Takıldım kaldım, bir baksanız...

endless dream
Merhaba,Türkiye'deki şehirlerin gdp ve gdp pc'lerini bulmam gerekiyor. Özellikle de Sivas ve Trabzon'un. Bu konuda bana gösterebileceğiniz sağlam bir kaynak var mı? Gözünüzün yağını yiyim ya, valla çok çaresiz kaldım...
Merhaba,

Türkiye'deki şehirlerin gdp ve gdp pc'lerini bulmam gerekiyor. Özellikle de Sivas ve Trabzon'un. Bu konuda bana gösterebileceğiniz sağlam bir kaynak var mı?

Gözünüzün yağını yiyim ya, valla çok çaresiz kaldım...
0
endless dream
(07.06.09)
il il gdp çok zor,

sevgili biricik tuik'imiz anca 2001'e kadar vermekte il il gsyih'leri.

2001'den itibaren türkiye ortalama büyüme rakamlarını kullanarak yaklaşık gsyih'ları hesaplayabilirsin Sivas ve Trabzon için.

sözlükteki yazar tuik uzm yrd , ona da sorabilirsin.
0
arigold
(07.06.09)
Maalesef öyle. Bana güncel gerekiyor. Her türlü anahtar kelimeyi denedim, her aramada sabırla 20. sayfalara kadar gittim google'da ama yok...
0
🌸endless dream
(07.06.09)
her ili türkiye ortalamasında büyüt, gerçeğe oldukça yakın çıkar sonuç.
0
arigold
(07.06.09)
(11)

sevgiliye alınabilecek çokk ilginç bir hediye.. böle fantastik ve de ucuz bir şey.. ne ki bu?

fuck milk get beer2
bu konularda oldukça öküzümdür..çiçek vermek ve hediye almak konusunda tam bi odunum.. napim karakterim böyle.. ama çok seviyorumm... tralalalalla...hediye alırken, verirken "ya beğenmezse" korkusunu bütün ateşi ile yaşıyorum..yaklaşık 2 aylık, harika bir ilişkim var.. yepisyeni... bi çok kez hediye
bu konularda oldukça öküzümdür..
çiçek vermek ve hediye almak konusunda tam bi odunum.. napim karakterim böyle.. ama çok seviyorumm... tralalalalla...

hediye alırken, verirken "ya beğenmezse" korkusunu bütün ateşi ile yaşıyorum..
yaklaşık 2 aylık, harika bir ilişkim var.. yepisyeni... bi çok kez hediye almak için gezdim dolaştım çarşı, pazar, pasaj, internet.. yok.. bulamadım, karar veremedim bir şeye..

öyle piyasada gördüğünüz 3-5 ay takılıp, ayrılınacak sevgililerden değil.. artık yaş ilerledi, "ergenlik sevgililik" tadını geçtim artık.. "oldukça ciddi" düşünüyorum, kafamda çok güzel düşünceler var ilerisi için.. her neyse aşk sarhoşu, aşk sarhoşu lafı uzatmayim de soruma geçeyim..

"klasik, sevgiliye alınan hediyeler" vs. tarzı bir şey değil de, içinden veya dışından "aaaaa.. süper lannn.. çok orijinalll, nasıl akıl etmiş böyle bir şeyiiiii!!!!" diyeceği bir hediye almak istiyorum.. ilk hediyem olacak bu.. aslında çok çok geç bile kaldım, 2 aya yaklaştı...

nette bir çok hediye sitesi var.. ama çok basit şeyler.. saatlerdir gene netteki hediye sitelerini geziyorum, bulamadım bişe.. başta da dediğim gibi bu konularda oldukça kazmayım..
ekşi sözlük'teki insanların orjinalliğine güveniyorum.. "bi onlara sorim bakim" dedim..
0
fuck milk get beer2
(16.05.09)
el becerin var ise kendi yaptığın şeyler her zaman hatun kısmının hoşuna gider.
0
anarche
(16.05.09)
Orijinal bir hediye almak istiyorsanız, kişiye özel olmalı yani ben şunu alın diyemem; ancak onunla paylaştığınız, aranızda özel olan şeyleri düşünün derim. Sevgilinizin öne çıkan özelliklerini düşünün, en sevdiği şeyler, hayalleri vs... bunların doğrultusunda alın bir şeyler. Ben bir ara T shirt bastırmayı düşünmüştüm mesela ama kendimin tasarlayacağı bir şey olacaktı, onu yansıtacaktı. Böyle bir şeyler işte... Üzerinde emek harcadığınız bir şey güzel olur bence.
0
loralynn
(16.05.09)
bakmışsındır belki ama burada ilginç şeyler satılıyor.
www.bunlardanistiyorum.com
0
sanal uyku
(16.05.09)
www.umbra.com bu sitede çok hoş fotograf çerçeveleri var. onlardan çoklu olanlardan birini seç. ykm lerde satılıyo. hatta ona benzer çerçeveler heryerde var. o küüçük küçük çerçevelere fotograflarınzı koy. arkalarına da minik minik notlar yaz. geçirdiğini ve geçireceğiniz zamanlarla ilgili.
0
fotograf cekemeyen japon turist
(16.05.09)
gitar çalmayı biraz biliosan am c/f g em kombinasyonuyla aşkınızı anlatan bi dörtlükle çalıp söyleyip kaydet. bayılır.
0
spirit crusher
(16.05.09)
bu arada ilk hediyeyi abartıp karşı tarafın beklentisini de yükseltme derim.ademoğluyuz neticede hep fazlasını isteriz..
hediyen zaten ilk olacağı için kendiliğinden özel olur..
0
iloushka
(16.05.09)
Tahta boyayabilir misin? Benim bir sevgilim bana ufak bir kutu boyamıştı en sevdiğim renkte. Kutunun kapağına da bizim fotoğrafımızı koymuştu (Bunu tahta boyayanlar nasıl yapıldığını iyi bilir. Veya bu tür tahta-boyama ile ilgili dükkanlar bu tür fotoğrafları basıyorlar oldukça makul fiyata). O kutunun içine de elinle yazdığın bir mektup koyabilirsin. Veya birlikte izlemek üzere bir film. Veya sevdiği herhangi bir şey. Misal benim sevgilim bana bir adet film ve çok sevdiğimi bildiği bonibonlardan koymuştu.

Yeminle o adamı unutamadım. Eski meski ama çok aşıktım lan...
0
endless dream
(16.05.09)
zamanındda bana gelmiş bir hediyeden yola çıkıyorum:

güzel bir çocukluk fotoğrafımı alıp kendisinin bir çocukluk fotoğrafı ile fotoshoplamıştı, tabii uyumlu olmalı fotoğraflar, yani birinin üzerinde pipi gösterdiği pöstekide (eğer yoksa öyle bir fotoğrafınız, klasik Türk ailesi çocuğu değilsiniz demek ki), öbürü ip atlıyor falan olmamalı.

her neyse..o fotoğrafı bana hediye eden kişi ile sonra yürümedi -- ama zamanında, aldığımda, "aa ne orjinal" demişliğim vardı.
0
cedilla
(17.05.09)
zamanında bu duyuruyu görseymişim aynı soruyu sormazmışım :P
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(03.11.09)
her ne kadar yaz mevsimi geçityse de bunu öteki yaz kullanabilirsin. şöyle t-shirt ler var;

www.tish-o.com.tr
0
bu nick tam yirmi alti karakter
(03.11.09)
Yılbaşı, doğum günü ya da sevgililer günü gibi zamanlarda hediye için farklı bir şeyler ararsanız, direk cevap olabilir. Tasarım ürünler arıyorsanız takip etmekte fayda var.
luckybeads.blogspot.com
0
marlon brando
(22.12.11)
(8)

Hangi Dershane ?

nouma21
Merhabalar Hazırladığım bir proje için iki soruluk bir anket yapıyorum. Bir kaç dakikalık düşünme ve yazma eylemiyle bana yardımcı olursanız çok mutlu olur, dersten geçerim.1- Dershane denildiğinde hangi dershane aklınıza geliyor?2- Dershane seçiminde göz önüne aldığınız kriter nedir? a- Fiyatı
Merhabalar

Hazırladığım bir proje için iki soruluk bir anket yapıyorum. Bir kaç dakikalık düşünme ve yazma eylemiyle bana yardımcı olursanız çok mutlu olur, dersten geçerim.

1- Dershane denildiğinde hangi dershane aklınıza geliyor?

2- Dershane seçiminde göz önüne aldığınız kriter nedir?

a- Fiyatı
b- Öğretim Kadrosu
c- Yaygınlığı( Tanınırlık)
d- Önceki yıllarda yerleştirdiği öğrenci sayısı(oranı)

cevaplarsanız çok sevinirim, ayrıca bu konu üzerine varsa elinizde bulunan makale ya da benzer araştırmları gönderebilirseniz daha çok sevinirim, iyi akşamlar
0
nouma21
(14.05.09)
1- direk final geliyor. (hiç gitmişliğim olmamasına rağmen)

2- öğretim kadrosu, önceki yıllarda yerleştirdiği öğrenci sayısı
0
dambil
(14.05.09)
1.)uğur, fdd, fem

2.) lisede dershaneye giderken yakın arkadaşlarımın gittiği dershaneye gitmiştim. hatta hep beraber oturup hacı, feme gidelim demiştik. kriterimiz beraber olmaktı.
0
shadoww17
(14.05.09)
final, kavram.
yıllardan beri başarılı olması, ilgi/alaka/olanaklar ( özel etüt vs vs), bana burs vermesi.
(bunu fiyatı olarak da algılayabiliriz)
0
ninaurora
(14.05.09)
uğur
c
0
cnonefb
(14.05.09)
1) fen bilimleri, fem, final, sınav, mef
2) ideolojisi. tanınırlığı.
0
carnicero
(14.05.09)
1- güvender dersaneleri geliyor nedense (her ilde isimleri farklıdır, istanbul için fem)
2- öncelikle öğretim kadrosu sonrasında tanınırlık.
0
etna
(15.05.09)
1- fem, final
2- ideolojisi, fiyatı, öğretim kadrosu
0
bir zamanlar cocuktum
(15.05.09)
1- Final ama sadece çağrışım sebebiyle. Yoksa hayatta tercih etmezdim. (marka bilinirliğinin gözü kör olsun)
2- Krizden önce sorsaydınız direkt b idi ama şimdi a
0
endless dream
(15.05.09)
(4)

Yazlık çorap tavsiyesi

guitarman
Havalar ısınınca ayaklarım ayakkabının içinde yanmaya başlıyor.Terleme değil kesinlikle.Giydiğim ayakkabılarla ilgili olduğunu sanmıyorum, çünkü çeşit çeşit ve gayet de kaliteli ayakkabılar (gözenekli mözenekli) denememe rağmen durum değişmedi.Mesele çorabın şekli ile, bileğinin uzunluğu ile alakalı
Havalar ısınınca ayaklarım ayakkabının içinde yanmaya başlıyor.
Terleme değil kesinlikle.
Giydiğim ayakkabılarla ilgili olduğunu sanmıyorum, çünkü çeşit çeşit ve gayet de kaliteli ayakkabılar (gözenekli mözenekli) denememe rağmen durum değişmedi.
Mesele çorabın şekli ile, bileğinin uzunluğu ile alakalı da değil sanırım. Ayağım yanmasın ama, kısa bilekli değil uzun bilekli çorap giymeye de razıyım.
Velhasıl, yazın hangi çorap giyilir ?
Biri dedi, 100% pamuk giy, biri dedi hiç pamuk olmayanlar var, onlardan giymen lazım, biri dedi 80% polyester olcak %2 elastan vs vs vs
0
guitarman
(11.05.09)
Benimde aynı şekilde bir süre devam eden problemim oldu, olayı şu şekilde çözdüm.
Sandalet giy, malum önümüz yaz. Akşamları ya da gün içerisinde ayaklarını bol bol yıka, pudra kullanabilirsin.
Eğer ayakakkabı giyeceksen, kesinlikle ama kesinlikle pamuklu kaliteli bir çorap giymelisin, her halükarda ayaklarını sık yıkamalı ve pudralamalısın.
Sorunun mantar olduğunu düşünüyorum, eğer deri soyulması problemi falan da varsa teşhisim! doğrulanmış olacaktır.
Eğer ki bu söylemiş olduğum koca karı olmayan çözümleri beğenmmezsen veya çare olmazsa bir dermatoloji uzmanına görünmelisin.
Geçmiş olsun.
0
tanjant
(11.05.09)
Sentetik olmasın. Pamuklu giyerseniz yanma azalır. Bilekle bir alakası olduğunu düşünmüyorum. Sentetik yakar. Kışın anlamazsınız ama yazın alttan verir ateşi. Havlu çoraplar dahi sentetikten daha iyi.
0
endless dream
(11.05.09)
kesinlikle %100 pamuklu giymelisiniz. en sağlıklısı pamuklu. pamuklu olmayanlar genelde daha ucuz olur, kalitesiz malzemeden yapılır, sadece yanma değil mantar oluşumuna ve bir sürü hastalığa neden olabilir.

aynı tavsiye çorap dışında iç çamaşırları için de geçerli tabi.
0
wilwarn
(11.05.09)
spor çorap giyebiliyorsanız dri-fit veya dry-fit yazanlardan alın - nike'da adidas'ta filan satılıyor. benim büyük oğlum okuldan geldiğinde ayakları o kadar terlemiş, sıcaklaşmış oluyordu ki, böyle banyodan çıkıp buruşmuş gibilerdi. hem de kışın! o dri fitlerden aldım, mis. mis!
0
zkurmus
(12.05.09)
(2)

kaburga kırığı

böhü
kaburga kırığı sonrası bandaj ya da korse gibi bi şeyler kullanılması şart mı arkadaşlar?bunlar hangi durumlarda ve ne kadar süreyle kullanılıyor?
kaburga kırığı sonrası bandaj ya da korse gibi bi şeyler kullanılması şart mı arkadaşlar?bunlar hangi durumlarda ve ne kadar süreyle kullanılıyor?
0
böhü
(10.05.09)
pratikte göğüs kafesine herhangi bir zarar vermeyen, tek kaburga kırığı olan genç hastalarda kaburga kırıkları için herhangi bir bandaj ya da korse kullanılmasına gerek yoktur. Yine de tanınız sadece kosta (kaburga) kırığı mı değil mi bilemediğim için net şeyler söylemek mümkün değil. Geçmiş olsun
0
plastik turambar
(11.05.09)
Yaşınız biraz önemli. Ben kırdığımda bir şey takmadım, 3 kırık da zaman içinde düzeldi. Ama babam kırdığında korse takması gerekti.(Babamınki tek kemikti, benimki 3 tane ve babamın kırdığı kemiğin aynısı da bu 3'e dahildi.)
0
endless dream
(11.05.09)
(2)

Ve Fakat Benim Badilerim...

endless dream
Yazıyorlar ama badi'ye basınca ben göremiyorum. En son feel in the blanks'ta yaşadım bunu. `türkçe konuşmaktan aciz milliyetçi` başlığında bir sürü entry'si var ama bende gözükmüyor, öteki badilerimin aynı başlıktaki entry'leri gözüküyor ama. Neden ki?Bir tane sorum daha var.Şimdi kim olduğunu hatır
Yazıyorlar ama badi'ye basınca ben göremiyorum. En son feel in the blanks'ta yaşadım bunu. türkçe konuşmaktan aciz milliyetçi başlığında bir sürü entry'si var ama bende gözükmüyor, öteki badilerimin aynı başlıktaki entry'leri gözüküyor ama.

Neden ki?

Bir tane sorum daha var.

Şimdi kim olduğunu hatırlamadığım bir başka badimin entry'sinde de her "al" harf dizimi seçili geldi. Yani sanki mouse ile o "al" ları seçmişim gibiydi. Ama tüm entry boyunca böyleydi. Yanlış hatırlamıyorsam 3 paragraflık bir entry idi ve hangi kelimede "al" varsa seçiliydi...

N'oluyor kuzum? Ben mi deliriyorum, sölükte mi bir problem var?
0
endless dream
(05.05.09)
sanırım bug var. çünkü ben de geçen gün badi entry'lerime bakarken hiç tanımadığım bir yazarın entry'lerini gördüm. elemanın gizlice evime gelip kendini badi olarak eklettirmediğini varsayarak söylüyorum bug var diye.
0
deckard
(05.05.09)
Özür dilerim elbette feeling the blanks'tan bahsediyordum. Zaten bahsettiğim başlığa yazan da kendisi. Fell in the blanks'ı bilmiyorum.Tanımıyorum, hiç duymadım. Benimki zihinsel deformasyon.

Badi yazan butondan bahsediyorum, b'den değil. Hatta hazır aklıma gelmişken, deckard da badim mesela, onun yazdıklarını da görmüyorum.
0
🌸endless dream
(05.05.09)
(11)

annenin gönlünü almak.

playthegame
bugün 2 kere telefonda tartıştık annemle. o alınganlık yaptı ben de alttan almadım, hırçın davrandım. hala tam anlamıyla hatalı olduğumu düşünmesem de birkaç saattir ağladım ağlayacağım. zaten bir yıl olmasına rağmen alışamadım uzak olmaya ondan. ne yapsam ne etsem bilemedim. kırgın olunca daha da k
bugün 2 kere telefonda tartıştık annemle. o alınganlık yaptı ben de alttan almadım, hırçın davrandım. hala tam anlamıyla hatalı olduğumu düşünmesem de birkaç saattir ağladım ağlayacağım. zaten bir yıl olmasına rağmen alışamadım uzak olmaya ondan. ne yapsam ne etsem bilemedim. kırgın olunca daha da koyuyor uzakta olmak. sarılsam barışırdık şimdi..
gönlünü almak istiyorum, ama telefonda yapamam ağlayıveririm. özür dilerim içerikli mesaj atsam özür dilenecek bir şey de yapmadım. soğuk-sert konuştum. ne yapsam ki?
0
playthegame
(05.05.09)
boş mesaj gönder......
0
mevta
(05.05.09)
anneye gurur olmaz suçlu olmasanda özür dile bence anneden özür dilemekle hiç bişey olmaz hele ki uzaktaysan hiç uzatma bence hemen aç ağlasan bile özür dile derim ben :)
0
hebelehübele
(05.05.09)
bence telefonda konuş, ağladığında o da yumuşayacak zaten.
0
rectoa
(05.05.09)
çok uzak değilsen bir mektup yazarsın bi de hediye alırsın kargoyla anneler gününde gönderirsin olur biter.
0
ocanal
(05.05.09)
sonucuda bildir be meraklanırım ben :)
0
hebelehübele
(05.05.09)
Buraya yazdıklarınızı ona da söyleyin. Başka birşeye gerek yok.
0
pass
(05.05.09)
Yazın. Hatta nostaljik olsun mektupla gönderin. Madem konuşamıyorsunuz...
0
endless dream
(05.05.09)
Telefonu açıp doğrudan yavşayın, anne evladına kırılamaz. hemen unutur.
0
bitter cikolata
(05.05.09)
"biraz sert konuştum galiba özür dilerim" türevi birşey denebilir. özür dilenecek birşey yapmadım derken bile alttan alamıyorsunuz. bence gerçekten hırçın davrandığınızı düşünüyorsanız özür dilenecek birşey varmış.
0
prodeq
(05.05.09)
mesaj attım, buraya yazdıklarıma benzer. sesimiz titreye titreye konuştuk, barıştık :)
anneler candır, kırmayın! :)
0
🌸playthegame
(05.05.09)
Geçmiş olsun. Aslında yazdıklarınız değildir sizi barıştıran.. Titreyen sesiniz...
0
pass
(06.05.09)
(3)

aç karnına ilaç

madrigal
merhabalar, aç karnına ilaç içtim bayağı bi açtım ama içtiğim ilaçta parol ,bi yarım saat sonra başım filan döndü bi kaç parça çikolata attıktan sonra iyi gibi oldum nedir bunun sebebi?
merhabalar, aç karnına ilaç içtim bayağı bi açtım ama içtiğim ilaçta parol ,bi yarım saat sonra başım filan döndü bi kaç parça çikolata attıktan sonra iyi gibi oldum nedir bunun sebebi?
0
madrigal
(23.04.09)
İlaçtan bağımsız olarak aç aç gezmekten kan şekerinizin düşmesi gibi geldi bana.
0
sui
(23.04.09)
aç karnına ilacın yan etkisi mideye zarar vermesidir genelde. yani baş dönmesi vs aç karnınıza olduğunuzdandır sadece.
midenizde yanma veya ağrı varsa ancak o sebep olabilir ama baş dönmesi bu sebeplerden biri değildir.
0
endless dream
(23.04.09)
tansiyonunuz düşmüştür. ağrı kesiciler yapabilir böyle.
0
d_esign
(24.04.09)
(6)

kupe deligi

TheGood
yaklasik 6 aydir falan kupe takiyorum. sol kulagimda iki tane delik var. bugune kadar bir problem yasamadim. alt tarafta yani nizami yerde olan delikte bir halka kupe var.dun uyandigimda hafif bir sizlama hissettim bu halka kupenin deliginde. soyle bir dondurdum halkayi hafif bir aci oluyor cevirirk
yaklasik 6 aydir falan kupe takiyorum. sol kulagimda iki tane delik var. bugune kadar bir problem yasamadim. alt tarafta yani nizami yerde olan delikte bir halka kupe var.

dun uyandigimda hafif bir sizlama hissettim bu halka kupenin deliginde. soyle bir dondurdum halkayi hafif bir aci oluyor cevirirken. herhalde uyurken biraz takildi ve zorlandi diye dusunuyorum.

sizisindan iltihap suphesi duydugum icin kupeyi cikarmadan bir antibiyotik deri pomadi olan ''thiocilline'' uyguluyorum dunden beri. tatli bir kasinti var dunden beri delikte. acaba bu kasinti antibiyotik kremin bir yan etkisi midir? yoksa baska bir seyin delaleti midir?

son olarak kupemi cikarmak istemiyorum :(

not: simdi internetten uzun sureli kullaniminda kasinti yapar diye okudum. ben sadece dunden beri kullaniyorum ya neyse. merak ettigim kasintinin iltihap veya benzeri kotu bir durumun habercisi olup olmadigi.
0
TheGood
(23.04.09)
halka küpe kulağındayken yatmışsan hafif ağrıması, kaşınması normal. kaşıntın ve iltihap şüphelerin geçtikten sonra en azından uyurken küpeni çıkarman iyi olacaktır. ilaç hakkındaysa bir yorumum yok.
0
jack of hearts
(23.04.09)
efendim yatarken küpe takacaksanız düz demir küpelerden takın. ben kapanmasın diye oyle takıyorum.
0
emcedeltate
(23.04.09)
Küpe ne? altın mı? Gümüş mü? Kaplama mı? Kaplama ise alerji yapmış olabilir. Evet onca süre sonra da yapabiliyor. 10 delik sahibiyim. Biliyorum da konuşuyorum.
0
endless dream
(23.04.09)
Hem 6 aydır küpe takıyorum demişsin, hem de sadece dünden beri kullanıyorum demişsin.
Bence sendeki kaşıntı şizofreniden kaynaklanıyor. Bir şişe Passiflora'yı dik kafana bir şeyciğin kalmaz.
0
punkertifo
(23.04.09)
küpe kullanılır mı? kastettiği ilaç, oymuş iki gündür kullandığı.
0
jack of hearts
(23.04.09)
kupe siyah boya ile kaplanmis metal bir kupe; celik oldugunu tahmin ediyorum. delige giren kisminin boyasi kullanmaktan oturu dokulmeye baslamisti. yaklasik bir iki aydir hic cikarmadim kulagimdan. 8-9 saattir antibiyotik krem surmedim kasintisi gecti. demek ki kremden oluyomus kasinti. kupeyi oynatinca hafif bir sizi var simdilik. dedigim gibi takilmadan dolayi bir zorlanma olmus herhalde. gececek diye umuyorum.

alerjinin belirtisi ne ola ki? umarim bu tarz bise cikmaz isin altindan.

son olarak ''punkertifo'' kardesim hangi dili kullandigini aciklar ise ben o dile hakim bir insan olmadigimi ogrenir, yasamim boyu ayagimi denk alir yasarim ;)

mevcut ve mustakbel cevaplar icin simdiden tesekkurler.
0
🌸TheGood
(24.04.09)
(11)

Yatalak yardıma muhtaç bir insan için neler yapabiliriz?

ataturkiye
Bir yakınımızın ameliyatı sırasında tanıştık `Musa SÜT` ile. Sürekli yatakta yatmaktan yatak yarası çıkmıştı kendisinde. Kapkaçcıların saldırı sonrasında felç geçirip ailesi tarafından terk edilmiş.Hikaye kısmını aşağıdaki haber sitelerinden okuyabilirsiniz.http://www.samanyoluhaber.com/sondakika-36
Bir yakınımızın ameliyatı sırasında tanıştık Musa SÜT ile. Sürekli yatakta yatmaktan yatak yarası çıkmıştı kendisinde. Kapkaçcıların saldırı sonrasında felç geçirip ailesi tarafından terk edilmiş.

Hikaye kısmını aşağıdaki haber sitelerinden okuyabilirsiniz.

www.samanyoluhaber.com
www.haberler.com
www.gazeteyenigun.com.tr

Şimdi sorunumuz şu; Musa SÜT şu an Mersin'de Sosyal hizmetlerde kalıyor ancak maaş henüz bağlanmamış. Kendisi nakite sıkışmış durumda. Biz elimizden geldiğince yardım ediyoruz/topluyoruz. Ancak sürekli yardım lazım.

Kendisine düzenli/düzensiz nasıl nakit yardım bulabiliriz?

Duyuru bir süre yukarıda kalabilirse sevinirim.
0
ataturkiye
(22.04.09)
belediyeye başvurursanız yardımcı olabilirler.
büyükşehir ya da ilçe ye gidin, anlatın. ihtiyaç sahiplerine aylık maaş bağlıyorlar.
0
lovemyself
(22.04.09)
Nakit yardım nerden bulunur bilmem ama bulunur ise ilk iş şunlardan bir adet almanızı öneririm. Yatmaktan oluşan yaraların önüne geçmeye yarıyor bu alet :

www.medikalreyon.net
0
skatheist
(23.04.09)
yatagin kampanyasi var burda da, daha ucuz. haftaya ofistekilerden para toplayabilirsem bunu gonderebiliriz. konusuruz. www.medikalstore.com
0
pyro clustic flow
(23.04.09)
Aklıma ilk olarak bir gazeteciye baş vurmak geldi. Onunla bir röportaj yapılması sağlanabilse... Bunun için bir yazı taslağı oluşturalım buradan ve aklımıza gelen bu tür konulara duyarlı köşe yazarlarına mail atalım? Medya oldukça itici bir güç olabilir. Ne dersiniz?
0
endless dream
(24.04.09)
@endless dream valla 2 sene önce doğan haber ajansını aramıştık da "biz zaten ropörtaj yaptık" demişlerdi. Zaten çeşitli medya kuruluşları haber yaptıkları için bir daha gelmiyorlar. Ama olabilir yani neden olmasın. Bir kişi haber yapsa, yardım istese daha çok kitleye ulaşılabilir.
0
🌸ataturkiye
(24.04.09)
@mor oje o zaman Mersin'deki sözlükçü arkadaşlar konuya el atabilirlerse iyi olur.
0
🌸ataturkiye
(25.04.09)
Ben yine de Hürriyet'ten Ayşe Arman'a, Milliyet'ten Can Dündar'a, Vatan'dan Elif Ergu'ya ve Akşam'dan Tuğçe Tatari'ye mail attım.

Eğer benden iletişim adresi isterlerse sizle iletişime geçmem gerekecek. Küçük bir ihtimal belki ama yine de bir umut...
0
endless dream
(25.04.09)
Şimdi açık açık telefon numarasını buraya yazmak isterdim ama çok da gururlu biri, gururu kırılabilir. En iyisi özelden aktarayım ben yardım edebileceklere.
0
🌸ataturkiye
(26.04.09)
benim bildiğim kadarı ile, devlet yatalak hastası olanlara aylık maaş bağlıyor. mesela bu bahsettiğiniz gibi yatalak hastalara, zihinsel engelli olup da bakıma muhtaç olanları vb kapsayan bir uygulaması var. imkanınız varsa yerel yönetimdekilere (kaymakam, muhtar) haber verip onlara arkadaşın durumundan ve hikayesinden bahsedin. bu bahsettiğim yardımı o arkadaşa da bağlayabilirler.
0
fizikopat
(26.04.09)
@fizikopat valla en son bize aylığın bağlanmadığını bildirmişti kendisi. Zaten zoraki durumda olmasa hiç arayacak biri değil. Öyle de gururlu.
0
🌸ataturkiye
(27.04.09)
@fempusay okudun mu bilmiyorum konuyu ama zaten kendisi Sosyal Hizmetlerde kalıyor şu an.
0
🌸ataturkiye
(27.04.09)
(5)

keşke'lerin yavaştan sorun olmaya başlaması

hikaye mesture
23 yaşındayım ve hayatta keşke demekten hep uzak oldum. durum buysa kötü de olsa bundan sonrasına bakmayı bildim diyebilirim. ama şimdi, yaşadığım birkaç major olaydan sonra elimdeki fırsatları kaçırdığımı gittikçe daha da çok farkediyorum. bu (daha yeni atlattığım diyebilirim) depresyonumdan bana k
23 yaşındayım ve hayatta keşke demekten hep uzak oldum. durum buysa kötü de olsa bundan sonrasına bakmayı bildim diyebilirim. ama şimdi, yaşadığım birkaç major olaydan sonra elimdeki fırsatları kaçırdığımı gittikçe daha da çok farkediyorum. bu (daha yeni atlattığım diyebilirim) depresyonumdan bana kalan bişey heralde. hala o civarlarda da geziyor olabilirim bilmiyorum.
major olaydan kastım elbette herzaman karşıma çıkmayacak ve başkasına anlatırken ona "ben olsaydım"la başlayacak cümleler kurdurtucak şeyler. işte biraz serinkanlıyım heralde. 'varsın olsun' gibi bişey değil bu aslında. 'daha ne fırsatlar çıkacak karşıma' gibi de değil. ince ayrıntısıyla da uğraşmıyorum. bunlar bariz önümde olan ve benim o an göremediğim, sonradan pişman olup olmayacağımdan da zerre kadar endişe duymadığım durumlar.
bunlar yavaştan beni kemirmeye başladılar. içten içe çökertmeye çalışıyorlar sanki. keşke'ler aynı durumda olabilip de seçim tekrar karşıya geldiğinde doğruyu seçerek derhal bertaraf edilebiliyor ama geri dönüşü olmayan durumlarda?
benim merak ettiğim ileride keşke'lerin pençesine düşmeyeceğimden eminim. sorum/sorunum da burda. hacim olarak değil de, özkütlesi artar mı bunların yaş ilerlemesi ile? yani sayısından endişe etmiyorum. çünkü daha bilinçli biriyim sanki bu olaylardan sonra ama geride bırakılanlar ile gece yattığında, gözünü kapattığında, benzer olay yaşadığında (kaçınılmaz olarak olacak) akla gelip de iyiden iyiye derecesi artar mı pişmanlığın?
30'lu yaşlarımda "10 sene önce neler yapabilirdim" veya "geçmişteki ben'in o durumda hayaletimsi bişey olup da kulağına yapacağı/yapması gereken şeyleri fısıldayacağım bir durum olsa ne de güzel olurdu" diye ciddi ciddi düşündüğümü düşünmek midemi bulandırıyor.
0
hikaye mesture
(18.04.09)
Merhaba,
Herkesin hayatında "keşke"ler vardır. İnsan ne kadar "Hiçbir zaman 'keşke' demedim." dese de, demiştir. Bu normal bir şey. Yaşanılan şeyler arttıkça da "keşke"ler artar. Birbiriyle doğru orantılıdır bunlar.
Yaşınız arttıkça "keşke"lerin artması da kaçınılmaz oluyor bir nevî. Burada yapmanız gereken şey, mümkün olduğunca "keşke" dememeye çalışmak ve onun için de ona göre yaşamak. Daha önce yaşadığınız bir şey için de "O zaman doğrusu oydu." diye düşünmek. Sonuçta insan yaptığı bir şeyin ileride neye sebep olacağını tam olarak bilemez. Normal şeyler bunlar yani. Sizi, kendinizi sıkmamaya, "Öyle oldu." demeye ve her şeyi "yeri gelince" oluruna bırakmaya davet ediyorum. Bir zamanlar yaptığınız ve şimdi "keşke"lerle andığınız şeyler de aslında sizin "keşke" diyebilecek ayrıma ulaşmanızı sağlıyor. Size zarar gibi görünse de, o ayrımı yapabilecek yetiyi kazandırıyor size. Dert etmeyin.
Kolay gelsin.
0
nuage
(18.04.09)
Hayatta keşke dememek gibi bir durum yok. Dahası, bence, hayatta keşke demeyen, ya da keşke demekten korkan bir insanın ciddi problemleri vardır. Son zamanlarda bir moda var "Hayatta hiç bir şeyden pişman olmadan yaşayacağım" diye, bu çok yanlış bir hadise bence, insan hayatta pişman da olabilmeli, keşke de diyebilmeli, yanlış yaptığı şeyler için de üzülebilmeli. Aksi durum insanları ruhsuzlaştırıyor, benim naçizane görüşüm bu.

Bu çerçevede, fırsatlar konusunda da şunu diyebilirim, hayatta her fırsat değerlendirilmek durumunda değildir. Öyle insanlar da görüyorum, karşılarına bir fırsat çıkıyor ve hemen üstüne atlıyorlar, kendilerini ve çevrelerindekileri hırpalıyorlar o fırsatı kullanabilmek için. Bu bir noktadan sonra resmen "fırsat orospuluğuna" dönüyor. Bazı fırsatlar bilerek de kaçırılabilir. Bunlar bizim seçimlerimiz, ve sonuçta, işte o "10 sene sonra" bizi nispeten durduğumuz yerden memnun olduğumuz bir noktaya getiriyorsa bu seçimler, demek ki bir problem yoktur.

Diyeceğim "keşke" ve "fırsat" kelimelerine yüklenen büyük anlamlara takılmayın.
0
sui
(18.04.09)
Bu size ait bir sorun değil. sadece sözlük'te keşke ile başlayanlara bakmanız bile ne kadar sıradan bir sorununuz olduğunun göstergesi.

Önemli olan kendinizle barışmak ve kendinizi sevmek. Bence burada sorun yaşıyorsunuz. Kendinizi severseniz, keşkeleriniz canınızı yakmaz. "aman o zaman da öyle yapmışım" diyerek yaptıklarınızdan dersler alabilecek ve bu dersleri hayatınızın geri kalanında uygulayacak hale gelirseniz bu sorununuzu halledersiniz.

Herkesin keşke'leri, vardır. bu keşkeler sadece keşkelerinizden ders almadığınız sürece büyüdükçe büyür. 23 yaş hayatla tanışmanın yaşı. biraz kendinize zaman tanıyın. kendinizi dinleyin. keşke'lerinizin açıklamalarını yapın.

ayrıca o keşke'lerinizin gerçek keşke'ler olup olmadıklarını inceleyin. Çünkü mesela şu anda abd'deki bir bankadan iş teklifini hayatının aşkı için geri çeviren birinin keşkesi sahte bir keşkedir. çünkü eğer o teklifi kabul etseydi belki de şu anda abd'deki işsiz sayısına +1 olarak katılmış olacaktı.

Yani demem o ki, çıkın içinizden de dışarıdan bir bakın kendinize...
0
endless dream
(18.04.09)
serseri marti
(18.04.09)
soruna cevap mı bilmem ama jim carrey nin yes man adlı filmini bi izlemeni tavsiye ederim. belki konuyla alakalıdır. alakalı diilse de komiktir.
0
rentts1
(18.04.09)
(4)

hamur saklanır mı?

domine deyus
şimdi ben gece acıkmalarım için genelde krep yaparım evde ekmek falan yoksa.sırf bunun için küçük kutu süt ve ın stokluyorum evde. ekmek stoklayamıyorum zira.ama her seferinde hamur yapmak da zor gelmeye başladı. ben şöle kocaman kap hamur yapsam dolapta ne kadar saklayablirim bunu? gıda mühendisi,
şimdi ben gece acıkmalarım için genelde krep yaparım evde ekmek falan yoksa.
sırf bunun için küçük kutu süt ve ın stokluyorum evde. ekmek stoklayamıyorum zira.

ama her seferinde hamur yapmak da zor gelmeye başladı. ben şöle kocaman kap hamur yapsam dolapta ne kadar saklayablirim bunu? gıda mühendisi, deneyimli ev kızı falan vardır di mi burada:)

içinde süt, un, yumurta ve yağ var.
0
domine deyus
(17.04.09)
saklanmaz... en fazla bir gün o da dolapta... ama maya olduğu için dolapta durması hamuru oozar, sağlığı geçtim pişirdiğin tat vermez...

anam deyü...
0
yapcak bisi yok
(18.04.09)
yok mayasız bişey bu. ama yumurta olması beni de işkillendiryor.
0
🌸domine deyus
(18.04.09)
İçinde süt ve yumurta bulunan şeyler genel olarak saklanamaz. Buzluk da buna dahil.
Arkadaşlar cevap vermiş ama genel bir kural olarak bu aklınızda olsun.
0
endless dream
(18.04.09)
1- haftasonu 50-60 tane krep yap at buzluğa. çözdür çözdür ye. hiçbişicikler olmaz. bir hafta idare eder.

2- süt, un ve yağ karışımını at dolaba. en az 3-4 gün normal durur. yumurtasını atıp çırpıp bişir yi.

3- un, yumurta ve yağ karışımını at buzluğa. çözdür içine sütü kat pişir. sapasağlam kalır hiçbişi olmaz.

4- süt, un, yumurta ve yağ karışımın da dolapta 24 saat durur. yani iki günlük stoklar halinde de yapabilirsin.

not 1: mayalı hamurlar dolapta 24 saat bekleyebilir mayası kaçmaz. mayalı hamurları ayrıca dondurabilirsiniz de. 3 ay durur bir şey olmaz. çözdürdükten sonra fazla bekletmemek lazım.

not 2: krep, waffle, blini gibi akışkan hamurlardaki asıl dondurulamama sorunu sütten kaynaklanıyor. haliyle içindeki su ve yağ ayrışarak donuyor. lezzeti bozulur.
0
sipsi
(18.04.09)
(8)

saç kremi tavsiyesi

kibritsuyu
banyodan sonra düğüm düğüm olmuş ve zor taranan saçları açmak için "durulanmayan", saçın üstünde kalan bir saç kremi tavsiyesi istiyorum sözlük hanımlarından. veya uzun saçlı beylerden.saçların dalgalı ve boyalı olduğunu belirteyim.
banyodan sonra düğüm düğüm olmuş ve zor taranan saçları açmak için "durulanmayan", saçın üstünde kalan bir saç kremi tavsiyesi istiyorum sözlük hanımlarından. veya uzun saçlı beylerden.

saçların dalgalı ve boyalı olduğunu belirteyim.
0
kibritsuyu
(17.04.09)
elidor 7 24 var. dalgalı ve boyalı saçlara özel olanı da var.

(bkz: krem 7 24)

eğer bunun gibi bişey aramıyorsanız loreal elseve inkiler iyidir yani

www.google.com.tr
0
emcedeltate
(17.04.09)
elidorun ince narin minik yapılı bir kremi var uzun zamandır kullandığım en iyi durulanmayan krem diyebilirim.
0
fotograf cekemeyen japon turist
(17.04.09)
elseve'in anti-casse diye geçen turuncu şişeli olanları. ama sprey olmayanından alacaksın burası mühim, sıvı sabun gibi olanları güzel. sprey olanları güzel değil.
0
mortifera
(17.04.09)
Kerastase in nutritive serisini önerebilirim, bir kaç tane durulanmayan kremi var birini seçebilirsiniz, benim saçlarım da uzun-boyalı, ense kısmım rastalı gibi dolaşırdı hep, iyi geldi bu seri.

bir de gliss in sıvı saç kremi de iyi ama saç derisini yormayan olanı değil,diğeri.
0
pinking of you
(17.04.09)
Efenim Swarzkopf Gliss öneriyorum. Bomba ürünleri var. Ama ne gerek var tabii o kadar para vermeye. Avon'un bi kremi vardı bi de papayalı. Yine yıkamadan kullanılanlardan. Arkadaşlarımdan biri o koca afro kafasını açmayı bırak düzleştiriyordu bile! Dene bence ucuz da hem.
0
follus cerebralis
(17.04.09)
ben her banyodan sonra mavi su diye bişey kullanıyorum. ablamdan gördüm kullanmaya başladım. saçları m ince telli olduğu için çok zor oluyodu açması ama bu mavi sudan biraz sıkıyorum tarak kayıp gidiyo. fena bişey cidden.
0
telewizyon sehpasi
(17.04.09)
body shop'da amlica diye bişi var. banyodan çıktıktan sonra sürüyorum, bezelye kadar minicik kadarı benim omzumla belimin tam arasında uzunluğu olan (tasfir yeteneğimi yitirdim yazarken) dalgalı ama boyasız saçlarımı hemen açıyor, pırıl pırıl yapıyor. reklamcıydım eskiden ebet.
0
zkurmus
(17.04.09)
Kerastase Nutritive Serum Nutri-Sculpt

Yıllardır kullanıyorum, son derece memnunum. Saçı asla yağlandırmıyor, ipek gibi yapıyor. Benimki boyalı saç. Diplere sürmeyin.
0
endless dream
(18.04.09)
(3)

Bir Ozlu Soz Hakkinda Yorum ve Soru

ermanen
"Better to remain silent and be thought of as a fool than speak out and erase all doubt!"Abraham Lincoln bu ozlu sozunde hakli mi sizce, bir de her zaman icin mi kastetmis bunu yoksa supheli durumlarda mi?
"Better to remain silent and be thought of as a fool than speak out and erase all doubt!"

Abraham Lincoln bu ozlu sozunde hakli mi sizce, bir de her zaman icin mi kastetmis bunu yoksa supheli durumlarda mi?
0
ermanen
(09.04.09)
her zaman için işte, salaklığın kesinleşeceğine konuşma salak sansınlar işte. belki başkalarının kendinen başka herkesi salak görmesine vurgu yapmıştır.
0
passion rules the game
(09.04.09)
answers.yahoo.com

en iyi cevap seçilen cevapta şöyle bir açıklama yapılmış: "It's not necessarily about someone being generally stupid, but more about someone who is ignorant on a particular subject, but likes to talk about it anyway."
0
quasiromantic
(09.04.09)
Kim için söyledi bilmiyorum ama ben bu lafı uzun zamandır bizim siyasetçilerimiz için söylüyorum. Sadece politikaya bakmak bile doğruluyor lafı. Bir de sadece aptal olmak değil bence de olay, cehaletin, vasıfsızlığın, "gerçek kişiliğin" ortaya çıkması. Yani Cem Yılmaz'ın "Marx'ı bilmiyorum ama mark var. Acaba onu kullanan biri mi" demesini düşünün. Aman da süper esprili, çok zeki kesin diye yere göğe kondurulamayan adamın siyasi tarihe, felsefeye zerre alakadar olmadığını fark etmek beni oldukça üzerdi...
0
endless dream
(09.04.09)
(18)

Depresyon

elemanyak
lanet olası ergen veletlerinki gibi olmayandan. bildiğin uzun vadeli artık kurtulmak istediğim bu kurtulma isteğinin getirdiği sabırsızlığın beni yiyip bitirdiği, 8 aydır iğne fıçısındaymışım gibi yaşatan türden. ilk kez karşılaştım bu hastalıkla. ilacın bu hastalığa etkisi yüzde 30. yüksek doz kull
lanet olası ergen veletlerinki gibi olmayandan. bildiğin uzun vadeli artık kurtulmak istediğim bu kurtulma isteğinin getirdiği sabırsızlığın beni yiyip bitirdiği, 8 aydır iğne fıçısındaymışım gibi yaşatan türden. ilk kez karşılaştım bu hastalıkla. ilacın bu hastalığa etkisi yüzde 30. yüksek doz kullanmama rağmen geçmiyor, geçmiyor, geçmiyor. lanet olası doktorlar ilacın dozunu yükseltmekten başka bir şey yapmıyorlar. artık doktora da gitmek istemiyorum. bir de buna anksiyete bozukluğu eklendi. artık kurtulmak istiyorum.

bu hastalığa yakalanıp ilaç kullanmış, ben bu hastalığı yendim diyenlerden rica ediyorum. lütfen bir şeyler tavsiye edin.

edit: eyke nin tavsiyesi üzerine: 21 yaşındayım, eğitim fakültesi öğrencisiyim (6. sınıfa uzattım ve su anda 5. sınıftayım) ve nefret ettiğim küçük bir şehirde okuyorum. (kastamonu). 1. sınıf asosyal, çekingen, utangaç, toplumun içine (sınıf, kalabalık vs.) girdiğinde gerim gerim gerilen bir tipim işte. sevgilim yok hiç de olmadı. çünkü ben kendine güveni 0 olan ezik bir insanım. burda yazdıklarım kadar bir gün içerisinde konusmuyorum. (git gez toz arkadaş, sevgili bul demeyin rica ediyorum. tam bir azap bunları yapabilmek benim için)

daha ekliycem: aptalca, aklıma geldikçe rastgele ekliycem. utanmıycam, acizliğimi, zavallılığımı herkes okusun diye kasmadan yığıcam buraya kelimeleri.

hiç arkadaşım yok 1 tane bile evet bir tane bile arkadaşım yok. abartmıyorum. "1" tane bile arkadaşım yok şu şehirde. bu kadar zavallılık içinde emin olduğum tek şey bunun benden kaynaklanmadığı. bu boktan, çıkar dolu üniversite yaşamında kim benim gibi hem namaz kılan, hem manowar dinleyen biriyle arkadaş olmak ister ki? daha kişiliğim bile tam oturmamış ki böyle ne olduğu belirli olmayan biri olup çıkıvermişim. ilgisiz doktorlar benim bu konusmaya açlığımı söylememe rağmen görmezden geliyorlar ve basıyorlar ilacı. zaten bu içine sıçtığımın şehrinde de benim yararlanabileceğim psikolog yok.

sevgilim olmasını istiyorum bazen hem de çok. ama yemin ederim ki bunun şehvetle ergen veletlerin libidoya dayanan seks ihtiyaçları doğrultusunda girdiği ilişkilerle benzerliği yok. ama dedim ya kendine güveni sıfır olan aylarca aynı elbiseyile aynı çoraplarla dolaşan, aylarca sakal traşı olmayan saçları zaten zıvanadan çıkmış bir insanım. nasıl olsun kız arkadaş? zaten kız arkadaşım olsa gezmek tozmak birlikte eğlenmek mümkün değil benim için çünkü ben sürekli kimsenin olmadığı kalabalık olmayan yerlerde kalmak istiyorum.

bir de midemde ve bağırsaklarımda acı-ağrı oluyor sanırım demiycem umarım bu psikiyatrik durumumla alakalıdır. yoksa kanser diycem emin olarak. hayatımda yaşamadığım baş dönmeleri de var. nefes almada problem var (umarım ben öyle hissediyorumdur), sigara kullanmıyorum ama bu yaşımda 1 kat merdiven çıkıp çarpıntısı olan nefens nefese kalan kim var? akciğer kanseri midir? astım mıdır? emin olamıyorum kafayı yiycem. birisi çıkıp bana ciğerlerinde ya da kalbinde hiç ama hiç sorun yok desin dünyalar benim olucak. (şimdi sen olsan sevgili dostum doktora gidip nasıl anlatırsın bu ciğer durumunu?)

sürekli suçluluk duygusu hissediyorum. geçmişle ilgili sadece hatalarım aklıma geliyor. ulan harbiden kötüyüm be. ne çok derdim varmış arkadaş! ağlamaklı oluyorum, ağlayamıyorum. bazen bulunduğum ortamı yakıp yıkıp rahatlamak fikri geçiyor aklımdan.

çok fazla unutkanlaştım.

karayip korsanlarında bir adam vardı hani. bulduğu hazineyi harcadıktan sonra tayfasıyla beraber lanetlendi(kaptan bilmem ne) o adamın dertlerine benim dertlerimi ekle. o adam yediği elmadan tad alamıyordu. koku alamıyordu vs. işte o benim sevgili dostum.

eminim bunları yazdığım içinde birkaç saat sonra pişman olucam. onun için şunu söyleyeyim belki biraz rahat olur içim: kusuruma bakma dostum.
0
elemanyak
(02.04.09)
öğrenci misiniz? yaşınız nedir, iş durumunuz hayatınız bunların hepsi önemli ne yapman gerektiği konusunda.
0
eyke
(02.04.09)
Kastamonu da kurtulman biraz daha zor olur :) Kastamonu dayım ben de yardımcı olabilecegim bir konu varsa elimden geleni yaparım.

hiç arkadasım yok diyorsun sen de istersen arkadaşın olabilirim. Kastamonu da hayat pekte çekilir değil ama yardımcı olmak isterim sosyalleşme adına buluruz yapıcak bir şeyler.
0
rurouni
(02.04.09)
bunları yapmak azap demişsin ama yapmaktan başka çaren yok. kendini zorlamak zorundasın, hayatının merkezine hiçbirşey yerleştirmeden pozitif düşünmeyi öğrenmek zorundasın. üniversite yıllarında (özellikle ilk iki sene) ben de bu sorunu yaşadım. ilaçla, doktorla olmaz, kendini değiştirmek için çaba sarfedeceksin, yalnız olmaktan mutlu olsan da bunun yanlış olduğunu bileceksin. insan sosyal bir varlıktır, bu su gibi, hava gibi bir ihtiyaç, almayınca kendisini depresyon olarak hissettiriyor. insanları yargılamadan sevmeyi öğreneceksin, herkes hayatı bildiği en iyi şekilde yaşar, farklılıklar hayatı güzel kılar, farklı bir insan varken yanında ona uyum sağla. Bir değişiklik olarak bak, farklı bir tecrübe. İnsan herşeyden keyif alabilir, sadece meraklı olmak, açık olmak yeterli.

Dozunu bilmiyorum ama aynı durumu yaşamış biri olarak söylüyorum, kendini zorlaman gerekiyor. Ve olabildiğince erken, çünkü bu zaman isteyen bir süreç, kendini zorlaman yetmeyecek, bu açık kişiliği kendine benimsetmek zorundasın. Üniversite bitene kadar zorla kendini. Daha sonra askerlik senin için biçilmiş kaftan. Sosyal hayatta insanlarla çok fazla ilişki kurmak zorunda olmayabilirsin ama askerde böyle bir şansın yok. Zorundasın, asıl orada anlayacaksın aslında ne kadar kolay olduğunu.

Kendini zorla, sabırlı ol, vazgeçme.
0
turkish tekila
(02.04.09)
Oha delirmişsiniz siz! Ne kanseri onu bi kere def edin. Hastalık hastası olma yolunda ilerliyorsunuz, buna dikkat edin.

Ayrıca aylarca ayynı çorapla gezmek nedir? Aylarca traş olmamak nedir?

Resmen "ben den uzak durun" mesajı veriyorsunuz insanlara.

Önce bir kendinize gelin. Adam gibi kendinize özen gösterin. Abuk subuk kanser saplantılarınızdan kurtulmak için bir çek up yaptırın.

Ben bir kadın olarak aylarca aynı çorabı giyen ve aynı kıyafetleri giren birini bilsem, ona para yardımında bulunurdum açıkçası. Başka da bir şey gelmezdi aklıma.

Kendinize gelirseniz sorununuz kalmayacak. İnsan gibi yaşayın. Bırakın maymunlar kendi habitatlarında takılsın.

Ciğer miğer çok dert ediyorsanız şuraya not düşün, Ankara'da misafir edeyim sizi, Türkiye'nin en iyi göğüs hastalıkları profesörü ile tanıştırayım, muayene ettireyim.
Bu nedir arkadaş, kendini gömmüşsün lağıma kendi ellerinle.

Bi kendine gel lan!
0
endless dream
(02.04.09)
off hocam çok geçmiş olsun. anladım isteğini ancak aklıma gelen tek şeyi her ihtimalde denenebilir, ya da işe yarar diye yazmak istedim. öyle reikiydi, meditasyondu zımbırtılarından değil. en azından bi ara konuş insanlarla falan...
teknik transformal nefes. transformal breating diye geçiyor al bi de link dene mutlaka
www.nevsahfidan.com
0
follus cerebralis
(02.04.09)
yiğenim bir kaç yıl öncede bende senin durumundaydım. tabii durumumun farkında da değildim ben. bir gün beni tanımlayan bir yazı ilişti nette gözüme. uzun yazı okumasını sevmeyen bendeniz 5-6 sayfa yazıyı bi çırpıda yuttum, kendimi bulduğum için. öğrendim ki bende anksiyete bozukluk varmış. ve yapmak isteyipte yapamadıklarımın bir çoğunu bu anksiyete bozukluk engelliyormuş. tabii isteyip yapamadıkça da depresyan halinden kurtulamıyor insan. neyse benim gibi anksiyete bozuklğu olan, yani sosyal fobisi olan bir çok insanla tanıştım forumlar aracılığıyla. onların tavsiyeleriyle doktora gittim. hiç de doktor seçmedim bazı kişilerin yaptığı gibi. devlet hastanesine gidip bir psikiyatra derdimi anlattım. hemen teşhisi koydu zaten saolsun. 20 ay sabırla, düzenli bir şekilde ilaç kullandım tedavi için. ve 20 ayın sonunda geriye baktığımda çooook fazla ilerleme kaydettiğimi gördüm. insan ilişkilerim düzeldi, kalabalık ortama girdiğimde üzerime üzerime geliyorlar hissi gitti. ikili ilişkilerde daha bi cesurum, daha bi kendine güvenim var. olmak istediğim gibi olmaya başladım diyebilirim.

Bu hastalıktan kurtulmanın tek çaresi var. hastalığı yeneceğine inanıp düzenli bir şekilde ilaç kullanmak. yoksa iki de bir ilaç fayda vermiyor, başka ilaç kullanayım, doktor hiçbişey bilmiyor diyerek tedaviye yarım bırakmakla sittin sene kurtulamazsın bundan.

doktor bana 2. görüşmemizde, uzun soluklu bir tedaviye başladığımı ve en az 1,5 - 2 yıl sabratmemi söylemişti. tabi bu süre zarfında bende de bir çok kez gitgeller olmuştu. ama zamanla bu git-geller yani hastalığın depreşmesi azalıp yok oluyor buna emin ol.
galiba sen biran önce ilerleme kaydetmek istiyorsun, bu hastalık öyle dozaj artırmakla veya ilaç değiştirmekle değil uzun süre düzenli kullanmakla yenilir. sana tek tavsiyem sabırlı ol ve bunu yeneceğine inan. kendine en az 15 ay olmak üzere bir süre belirle ve bu süre zarfında düzenli bir şekilde ilacını kullan.
0
readmymind
(02.04.09)
ilk mesajı yazarken eklemeler yapmışsın onlara nazaran birşeyler daha yazayım.

okuduğuma göre sen kendini iyice salmışsın. biraz kendine çeki düzen ver. veremiyorsan bile elinden geldiği kadar birşeyler yapmaya çalış. değişim senin elinde, ilaç kullanırken sadeec ilacaca bel bağlamak da yanlış, kendini zorlamalısın birşeylere. insanları gözlemle, yapmaktan utandığın şeyleri diğer insanlarda rahat rahat yapıyorsa sende utanma aynı şeyi yaparken.

ve şu adrese bir göz at. www.yasamadonus.org forumu da var,
orada bu sorunları aşmaya çalışan ve aşabilmiş insanların yazılarını bulabilirsin. yardımcı olacağını düşünüyorum.
0
readmymind
(02.04.09)
hani ne psikologum ne de psikoloji öğrencisiyim ama bir kaç tavsiyem var;
-günlük rutin yaptığınız işlerinizi değiştirin,
-hem de her şeyi.. ama her şeyi,
-dişlerinizi sol elle fırçalamaya kadar uçuk şeyleri bile..
-odanızın şeklini değiştirin.
+parfümünüzü değiştirin.
-bilgisayarda masaüstü görüntüsünü,
+kendinizi çok kötü hissettiğinizde üzerinizdeki kıyafetlere bakın ve o kıyafetleri kaldırın bir süreliğine giymeyin.
-yeni birkaç giysi alın.
-haberleri seyrediyorsanız seyretmeyin.
+hele ki dinlediğiniz müzikler mi? hiç birini dinlemeyin yepyeni daha önce hiç dinlemediğiniz müzikler dinleyin.
-eğer ki ilginiz varsa karikatür dergileri alın,
-satranç oynamayı biliyorsanız ve geliştirmek istiyorsanız ustaların oynadıkları maçları kendi kendinize oynayın analiz yapın saatlerce.
+berbere gidin saçlarınızı hoşunuza gidecek şekilde değiştirin,
+her gün traş oluyorsanız arada kirli sakal bırakın, yok ben zombi gibi yaşıyorum 3 hafta traş olmadan okula gidiyorum diyorsanız,cildiniz el verdiğince her gün traş olmaya çalışın.
+kol saatiniz varsa değiştirin yoksa yeni alın. param yok diyorsanız şehir merkezlerinde 5 liraya 10 liraya saatler satılıyor onlardan da olsa alın.
-kahvaltı menünüzü değiştirin, tatlı yemiyorsanız yiyin.
+eğer ki sabahları kalkmak için cep telefonunun alarmını kullanıyorsanız alarm sesini değiştirin ve pek tabi telefonunuzun zil sesini değiştirin, yok ben sessizde kullanıyorum diyorsanız dersten çıktığınız gibi açın sesini.

buraya kadar yazdıklarımı yeni yazdığınız mesajınızı okumadan yazdım.
-1 kat bile merdiven çıkamıyorum diyorsunuz, aylık cûzi bir miktar vererek bir spor salonuna gidin, hafif hareketler yapın sadece yürüyüş bandında yürüyün yada bisiklete binin bir kaç aleti kullanın sıkılınca bırakın ama gidin hayatınızda köklü değişiklikler yapıyorsunuz çünkü. yok ben asosyalim gidemem utanırım mı diyorsunuz? herkesin gittiği saatler genelde akşam üzerleri haftasonları ise öğlen ve öğleden sonralarıdır. siz bu saatler dışında gidin kimsecikler olmaz.
-uyku düzeniniz yoksa onu ayarlamaya çalışın, yok gece benim uykun gelmiyor yatsam da uyuyamıyorum diyorsanız sabah 6 da kalkın çıkın dışarıya bi yürüyün ekmek alın kahvaltı yapın gün içinde uyumayın akşam uykunuz gelsin.

kısacası yukarıda yazdığım örnekler hayatınızda hiçte önemsemediğiniz fakat hayatınıza yer etmiş olan olaylar dizgisi. bunları alışageldiğiniz şekilde yaparak içinde bulunduğunuz depresyon halinden çıkamıyorsunuz. çünkü her sabah kalkıp aynı işleri yaparak aynı müzikleri dinleyerek, aynı masaüstü resmine bakarak kendinizi gün içerisinde çok çabuk bir biçimde depresyonun getirdiği ruh haline sokuyorsunuz. bir düşünün insanlar doğum günlerinin sabahında uyandıklarında neden mutlu olurlar? ya da aylarca özlemini çektikleri tatil yolculuğuna çıkacakları sabah neden yerlerinde duramazlar ve garip bir enerji halinde olurlar. bir düşünün bu garip enerji anında telefonunuz çalsa ve tatile gideceğiniz kişiler gelemeyeceklerini söyleseler ve sabahın o saatinde yatağınıza geri girseniz, nasıl bir ruh hali içinde olursunuz? işte insanlar ne zaman rutin yaşamdan çıkarlarsa ruh halleri de yaptıkları şeylere göre değişiklik gösterir. eğer ki sosyal olarak arkadaş ortamı olarak veya sevgili gibi kişiler ile temasa geçemiyorsanız kendi hayatınızı yukarıda yazdığım 3-5 örneği göz önünde bulundururak değiştirin. ama cidden değiştirin. yok ben asosyal olduğum kadar evde kendi başıma değiştirebileceğim durum şartlarını değiştirmeye bile üşenirim diyorsanız, hiçbir gelişme kaydedemezsiniz. ama bunları bir deneyin derim...
0
ykyt
(02.04.09)
çok şey söyleyebilirim bu konuda. yaşadıklarının benzerini birçok üniversite öğrencisi ilk yıllarında yaşar. ya da yaşamanın eşiğine gelir. ortam, şehir, hayat değiştirmek kolay değildir. daha sonra birçoğu üstesinden gelebilir bu sorunun bazıları ise bataklığa iyice gömülür.

ben de dürüst olmalıyım diye düşünüyorum, sen de bataklığa gömülmüşsün açıkçası. kurtulamamışsın yalnızlıktan. yalnızlık öyle birşey ki insanı kemirir. mahveder. öyle ben yalnızım, cool takılıyorum diyen insanlar "KESİNLİKLE" mutsuz tiplerdir.

sorununu bizzat tecrübe ederek çözmüş biri olarak tavsiyelerim olacak. tabii sen şunları söyledikten sonra: birincisi yalnız bir çocuk muydun yani bu durum üniden sonra mı ortaya çıktı? hayatının bi döneminde kendini diğer insanlardan üstün gördün mü?
0
eyke
(02.04.09)
bence spor yapın, kesinlikle ama kesinlikle spor yapın.. madem insanlardan çekiniyorsunuz, evde şınav, mekik, ağırlık allah ne verdiyse çalışın, yapamam diye gözünüz korkmasın, örneğin hiç şınav çekemiyorsanız bile 1 ay kendinizi zorlasınız, ayın sonunda 10-15 şınav rahat çekerseniz.. bunları nden diyorum çünkü düzenli spor vücuttaki erkeklik hormonu (testosteron) oranını %20 arttırır, bu da size hem sağlık hem özgüven kazandırır. insan ruhsal olduğu kadar biyolojik ve kimyasal bir varlıktır unutmayın, sizi mutlu edecek şey illa birini sevmek, başarılı olmak gibi ruhsal durumlar olmyabilir bunlar metabolik şeylerle de ilgilir, hormonlar, sinirler vs.. iddaa ediyorum sadece 3 ay boyunca bütün bunları düşünmeyi bırakın sadece spor yapın 3 ay sonunda bambaşka biri gibi hissedeceksiniz, özgüvenin en iyi ilacı spordur derim ben.. çünkü sosyal fobiniz var ya, spor yaptığınızda "ben bunların alayını döverim lan" diye bir his oluşuyor ki sosyal fobi falan kalmıyor..:) kız meselesinde ise aradaki farkı açıkça göreceğinize eminim, çünkü dediğim gibi deli gibi artan bir testosteron söz konusu.. ya da spor yapmayın oturun kitap okuyun, kitap yazın falan.. ama sizin durumunuzda tek bir geçerli şey var ki; mevcut durumunuzdan kendinizi soyutlamak, şu andan itibaren geçmişinizde ne varsa hepsini unutp, bambaşka bir yoldan gitmek.. spor bunun için iyi bir ilaç, gerekli gücü aldığınzda da geçmişinizle yüzleşirsiniz tam şukela olur..
0
commorientes
(02.04.09)
Hicbir zaman seninki kadar agir seyretmese de benzer sureclerden ben de gectim defalarca. Aylarca evden cikmadigim, saci-sakali salip kendime bakmadigim, telefonla konusmanin bile izdirap verdigi surecler. Belki benimki bir secimdi ama buna zorunlu olmanin da nasil bir sey oldugunu az-cok tahmin edebiliyorum.

Hepimiz kendi aklinca uygun olan tavsiyeleri sunariz sana. Fakat ortada olan bir gercek var ki o da isin sende bittigidir. Kendin bir eylemde bulunmadigin surece tanri bile elini uzatsa nafile.

Sana iyi gelecek, seni bu karanliktan kurtaracak seyler belli fakat ben yine de sayacagim:

- Bir kere her seyden once goruntunu duzelt. Berbere git, sakallarini kes ya da sekil ver, annenle alisverise cik ve kendi zevkine gore yakistigini dusundugun giysiler al. Bu en onemli kosul; kendini temiz ve iyi hissetigin zaman ozguvenin bir parca artacak. Bu da hayat kalitene yansiyacak.

- Ikinci maddeye @commorientes'in dedigi gibi "spor"u koyuyorum. Hemen git bir spor salonuna yazil diyecegim ama maddi olanaklarini belirtmedigin icin kesin konusamiyorum. Ama ayda 50 tl verebilecegini farz ederek bunu soyleyecegim: Git bir spor salonuna yazil! Spor yapmak hem mutluluk hormonlarini harekete gecirecek, hem de ozguvenini katbekat arttiracaktir. O kadar para veremem diyorsan da ilk etapta evde sinav-mekik-barfiks uclusunu uygula. Sonrasina bakariz.

- Ucuncu maddeye kisisel gelisim koyuyorum: Bir hobi edin. Ilk etapta doga gezilerine katil, fotograf cek falan demeyecegim. Cunku su anda boyle bir sey yapmak senin icin cok zor olacaktir. Bunun yerine kendi basina yapabilecegin seyler olsun, sectigin konuyla ilgili forumlar olacaktir. Oralarda takil, arkadas edin, ayni ilgi alanlarina sahip insanlar cok daha kolay kaynasabiliyorlar.

Sevgili konusunu fazla dert etme, bu oyle bir sey ki kimisi yilda 8-10 kisiyle birlikte oluyor, kimisi 30 yasina kadar karsi cinsin elini tutmamis oluyor. Emin ol 21 yasina kadar yakisikli/guzel dahi olsa sevgili edinememis nice gencler var bu ulkede. Ama sunu bil ki yeterli ozguven seviyesine ulastiktan ve sosyal ortamini sagladiktan sonra ilk sevgiline de ulasacaksin. Sonra da devami gelir zaten.

Biliyorum ki bu soylenenleri yapmak sana olum gibi geliyor, neresinden baslayacagini bilmiyorsun, bir sey yapmaya taakatin yok. Cunku yalnizliga da alismissin ayni zamanda. Ve aliskanliklardan kurtulmak zordur. Fakat suna emin ol ki bir yerden baslamak "Zorundasin"! Bugun olmazsa yarin. Ama eninde sonunda harekete gececeksin.

Ve son olarak diyecegim: O kadar gencsin ki! Henuz 21 yasindasin, hayata baslamadin bile. Her seyin basi gelecege umutla bakabilmek. Ileride yasayacagin guzel gunleri hayal et aksam basini yastiga koydugunda. Birlikte olacagin sevdicegi dusun. Yakalayacagin basarilarin planlarini kur.

Yani kisaca "Umudunu Kaybetme" :)

Ve bir not: Sunu da unutma ki burada biz variz. Her turlu sorun icin eli klavyede bekleyen cengaverler :) Yarin yine yazarsin, yine elimizden geleni yazariz. Umuyorum ki bir sonraki yazinda "Sevgilimle soyle-boyle oldu da boyle boyle mi yapsam" seklinde mesajlarini goruruz. Ya da gormeyiz bilemiyorum :P
0
msb
(03.04.09)
Şimdiye kadar söylenenler mantıklı. Benim takıldığım nokta kendine güveninin olmaması. Bence önce otur şimdiye kadar iyi yaptığın, "başarabildim" dediğn, kendini iyi hissettiğin olayları, anları tek tek yaz; ama sallayarak değil, üzerinde düşünüp vakit harcayarak. Sonra bunları yaparkenki ruh halini düşün, seni motive eden şeyleri düşün. Böylece kendine güvenmeni sağlayacak doneler ve ardında yatanlar sende farkındalık sağlar. Kendini toparlamak için çaba sarfet ve umutsuzluğa kapıldığın anda bu yazdıklarını düşün.
0
nano mercy
(03.04.09)
Önce sorunu anlatmışsın, sonra zaten nedenlerini anlatmışsın.

Psikiyatristler için şunu söyleyeyim, özele gitmediğin sürece yalnızca ilaç yazarlar oysa ilaç yanında terapi de gerekir. İlaç yalnızca işi hızlandırır.

Aslında yazılacak çok şey var ama özetle şunu söyleyeyim. Kendinize bir hobi bulun. Bir de evcil hayvan. Misal köpek. Biliyorum namaz kılınan yerde olmaz ama Köğeği gezdirmeye çıkarttıkça mecburen bir yerler de görmüş olursunuz. Yok o şimdilik o olmaz derseniz akvaryum kurun kendinize. Bitkili balıklı. Bitkili akvaryumlar biraz daha uğraş gerektirir. www.akvaryum.com adresinde forumda akvaryum camlarının yapılmasından balık seçimine, bitki için gerekli tüm düzeneklerin anlatımı var. Ben de senin gibiydim. Senin kadar değil ama senin gibiydim. Bir amaç edindikten sonra, boktan bir şey de olsa bu insan kendini biraz daha iyi hissediyor, hele hele bir canlının sorumluluğunu aldığında daha bir titiz oluyorsun.
0
Kazmapolitan
(03.04.09)
bana yardımcı olma isteği içerisinde olan-olmayan bu yazdıklarımla ilgilenenlere çok çok teşekkür ediyorum. çok samimi söylüyorum ki çok duygulandım. birilerinin orada benim iyiliğim için bir çaba içerisine girmesi bu mesajı 500 yakın kişinin okuması kendimi biraz da olsa değerli hissetmeme sebep oldu.

bir de eyke dostumun öğrenmek istediklerine cevap vereyim: hayatımın bu dönemine kadar gayet sosyal ve konuşkan birisiydim. hiç bir zaman kendimi diğer insanlardan üstün görmedim. yanlızlığın cool olduğunu düşünmedim. girdiğim her ortamda en büyük kahkaha müsebbibi olduğumu çok fazla kişiden duydum zamanında (her sınıfta bir tane bulunan sürekli espri yapan adam modeli). yine o zamanlar da çevreme karşı bir çekingenlik söz konusuydu ama bu şimdikinden çok çok daha az. farkedilmeyecek kadar.

aslında çocukluğuma dair kötü anılarım da var. ama burada anlatmam sanırım uygun değil.
0
🌸elemanyak
(03.04.09)
yazacaklarımın hemen heopsini zaten arkadaşlar yazmışlar buraya. ancak ben kendi tavsiyemi vereceğim: kitap yazın.

ben de çok çok ağır bir depresyon hali yaşadım, hayata küsmeler, isyanlar, yalnızlıktan keyif almak. her şey. her şey tek kelimeyle zordu. yapmak bir şey istemiyordum, konuşacak biri, anlaşacak biri. ama sonra kitap yazmaya karar verdim. yani konu sadece kitap değil. blog da olabilir. hikaye de olabilir.

tavsiyem şu: kendi hayatınızı yazın; ancak kendi hayatınızı istediğiniz gibi yazın. karakteri size benzesin ama sizin olmak istediğiniz her şey olsun. ve giderek ona beznediğinizi fark edeceksiniz. araya farklı şeyeler, olmasını isteidğiniz arkadaşlar koyun. belki bir sevgili?

uzun bir süreçtir kitap yazmak, belki iki üç yılınızı alır. ama o yıllar sonunda normale önmüş umutlu bir birey olursunuz. yapmaya çalışın bunu dostum.
0
sen git ben geliyorum
(03.04.09)
Kardeş mesajına iş yeri ortamında rastladım. Çok ilgimi çekti, word dosyasına kaydettim, işten her fırsat bulduğumda okudum hem mesajı hem verilen cevapları. Bunu da akşam evde yazsam mı diye düşündüm ama tutamadım kendimi, yazıyom. Öncelikle çok teşekkürler ve tebrikler böyle bir durumda dahi kendini bu kadar açık yazabilme takatini, basiretini ve samimiyetini gösterebildiğin için. Böylesi durumlarda insana kendini düzgünce anlatmaya çalışmak zor gelir, sıkılır bırakırsın bi yerde. Teşekkür ediyorum sana çünkü bir süredir yavaş yavaş çıkmakta olduğumu düşündüğüm tünele başka birinin gözünden baktım sayende. Hele üstteki 2. mesajından sonra senin durum cuk oturdu benim duruma. O yüzden sana bianda bi sürü şey söyleyesim var. Çenem düşüktür, daha kötüsü mevzuyu dallandırır budaklandırırım konuşurken, o yüzden ana gidişatı kaçırmamaya çalış ve işine yarayacakları al gerisini filtrele. 1,5 senedir süregelen bu depresif dönemden sonra, zaten kısıtlı olan bütünsel bir çerçevede anlatma/yazma yeteneğimi tamamen kaybettiğim için aklıma gelen herşeyi madde madde yazmak durumundayım, umarım işine yararlar:

- birincisi ve en önemlisi burada bizler ya da çevrende içini döktüğün kişilerden seni iyi anlayanlar elbetteki çok değerli olacaktır senin için. Özellikle de sorunu tanımana yardımcı olma noktasında. Fakat ne kadar iyi anlaşılırsan anlaşıl,sorun da istediğin kadar iyi tanımlansın bu, iş çözüme gelince seni sadece kendinin dürtükleyeceğin gerçeğini değiştirmiyor. Bu dürtükleme de 'kendini zavallı gibi görme, sürekli geçmişteki yanlışlarını hatırlama, insanları beğenmeme, onlardan uzaklaşma, içine kapanma, kendini tanıma, prensipler edinme, değişme' gibi aşamalarla ilerleyen bir süreçten sonra kendiliğinden gerçekleşecek zaten. Yani yakında başka biri olucan. Bu durumun sadece senin tarafından sonlandırılacak, sana yardımcı olmaya çalışanlar kendini anlamanda yardımcı olabilecekler ancak. O yüzden sorunun sende, çözümün de sende olduğunu asla aklından çıkarma. Şu aşamada Hindistan'a otostopla gitmek de, hem güzel hem şefkatli bir kız da, yoga da , yehova şahitleri de, kariyerist bir kaçış yolu da, intihar da, kendinden kaçış, bi sonraki dalgaya erteleme, uyuşturma, tatmin olamayıp daha ağır bir umutsuzlukla eski haline dönme gibi sonuçlar doğurur ancak. sorun sensin, sebebi (kendimden örnek veriyorum) köpek gibi sevip karşılık alamadığın karşıcinste değil, hiçbir zaman anlaşamadığın baban da diil problem, sistem de diil. Sorun senin şu an bulunduğun noktayı beğenmemen. Oturup ağlıyorsun aslında şu an o noktanın üzerinde. Çözüm de sensin, yukarıdaki kaçış yolları değil. Eğer bu süreci bir kendini tanıma ve şu ana kadarki 'sen'in özeleştiri süreci olarak görürsen, ki zaten öyle de gelişiyodur, içindeki akıllı sen'in gözü açılmıştır, kendi röntgenini kendin çekiyosundur diye tahmin ediyorum.

- Sağlık konusu da çok benzer oldu bende de. Hayvan gibi yemiş, 140 kiloyu görmüş, deli gibi sigara alkol tüketmiş biriydim ve zerre umursamazdım. Ama artık bu sağlık mı depresyonu tetikledi, depresyon ve kendini beğenmeme mi sağlık konusunda duyarlı hale getirdi bilemiyorum, 1,5 senede 25 senede gittiğimin 3 katı kadar sağlık ocağına ve hastaneye gittim. Sperm testinden tut da 24 saat kalbe bağlanan holter denen bi cihazla gezmeye kadar her bi boku gördüm.. Bi ara en rahat muhabbet edebildiğim tipler hastanedeki hastalık hastası teyzeler, amcalardı. Ha hiçbişeyim yok muydu? Tabiki vardı... Kalbimde çarpıntı vardı, sabaha karşı uykudan uyandıran ve bazen sinirlenince baş gösteren. dakikada 170 attığını alet kaydetti zaten, nefes darlığı da gelişti. Bi ara 3-4 gün boyunca 2-3 günlük ömrüm kalmış gibi yaşadım. Ama neticeyi söyliym, stres azalınca hepsi geçti. Hiç bi bokun yok yani rahat ol. Bol su iç, sabahları da yoğurt ye tabii. Ha benim bu 1.5 senelik sağlık takıntım hiç mi bi boka yaramadı. yaradı tabi, kalbimi yordum, 70de ölüceksem 55te falan ölürü herhalde şimdi:) Yani atlatıcaksın bu sağlık sorunlarını, tek eline geçen de yıpranmışlık olucak işin acı kısmı. Saçların dökülücek, sertleşme sorunu yaşıycaksın, kalbin 170 vurucak, 1 sene sonra bi kırda piknikte çimenlere daha kel, genç yaşta gerektiğinde sertleşebileceğine olan inancı %100den %60lara düşmüş, kalbi o anki yaşından 3-4 yaş daha yaşlı biri olarak uzanacaksın kız arkadaşınla. Eline geçen eksi bu. Artıyı da söyliym üzülme hemen: dibi gördün, eğer bu tünelden kendini tanımış, yer yer acımış, bazen kızmış ama çoğu zaman anlamış biri olarak çıkarsan, yani kendini anlayıp sevmeye başlarsan bu bunalımlı süreç içinde sağduyulu, berrak, hep senin için iyi olanı seçecek bir 'akıl' oluşturarak sonlanacak, bundan büyük de bir artı olmaz hayatta onu bil. Kendini eleştir, kendini anla, kendini sev, kendine değer ver.. Sokrates'ın 'kendini tanı' lafıyla dalga geçerdik lisede.. Şimdiyse yeryüzünde söylenmiş en bilgece söz olduğunu düşünüyorum..

- Son mesajın çok önemli. Muhabbetmişsin, espriliymişsin zamanında. Aynı ben. En büyük amacım insanları sürekli güldürmekti.. 10 sene boyunca 2 dakikadan fazla oturaklı olamadım. Geyik, geyik.. Ama çok zararını gördüm bunun hala da görüyorum.. Kardeş, kimse senden ortamların neşe kaynağı olmanı istemez. Ama olursan da çok cıvıtmadğın sürece karşı çıkmaz. Çünkü çok işe yarar böyle tipler.. Ama 23-24ten sonra hayatın ciddiyeti başlayınca sap gibi kalma ihtimalin yükselir. o yüzden ciddiyeti çok önemse.. İnsanlarla konuşurken ciddi ol, ciddi arkadaşlıklar kur. Seni kırabilecek, nazarında çok da önemli olmadığın, senin de çok önemsemediğin adamlarla var olan ilişkilerini ilerletmeye çalışma. Seni sevenleri sevmeye çalış. Kardeşinle aranda bi soğukluk varsa bi an önce gider mesela.. Aile olayını da bi an önce hallet. Sev onları.. oldukları gibi kabullen. Hele anneyi babayı bu yaştan sonra hiç değiştirmeye uğraşma. Çevre konusunda herkese içini açma öyle hemen.. Kızlar da sevmez. Herkese yapma espri, hakedenleri güldür.. Herkesi +dan başlatma. Sıfırdan başlasın, herkesin bi bilançosu olsun gönlünde. Yaş 27 olur, hala yanında olan kahrını çeken anne, kanka, hep orada olacağı var sayılan arkadaşların önemi anlaşılır, bu sefer it gibi pişman olursun değmemiş arkadaşlara, kızlara verdiğin emeğe. seni seven iyi insanlardan soğuma öyle hemen, müzikten anlamıyo, zekası ortalama, tipsiz, çok saf vb. sudan sebeplerle. elitist olma , iyi insan az bulunan bişey..

- Hayatta bana en güzel akılları vermiş 2. kişi, o kadar kahrımı çekmiş adam, bıkmıştı benim yakınmalarımdan artık.. Bıktırma insanları, gel buralara yaz daha iyi. Uzun zamandır görmediğin eski güzel günlerden arkadaşlarla buluş, o ortama gir, bak görüceksin bi anda eski sen oluyosun:) Bide zaaflarını, zayıf noktalarını, seni anlar düşüncesiyle 2. grup arkadaşlarınla paylaşma. Kimisi ilerde yüzüne vuruyo inanmıycaksın.. Gel buraya yaz. Keşke ben de o doktora gidecek ya da buraya yazacak cesarete sahip olsaydım. belki bu kadar uzamazdı, annemi bu kadar üzmezdim.

- Şimdi bi kuzenin gelse mesela güvendiğin, bi sürü anlatıcan bi anda, boğucan.. Çook zor olucak şu durumunda ama insanları dinlemeye başlasan, beklemediğin tiplerin ne kadar derin, görmüş geçirmiş tipler olduğunu keşfetsen çok iyi olur.. Dinle ve anla.. Güvenilir, komplekssiz tiplerle dertleşmekten asla çekinme, ama daha çok dinleyen taraf ol.

- Buraya kadar okuma sabrını gösterebildiysen, dinleyen taraf olursun çok rahat. çok dinleyen çok anlar, çok bilir ve çok daha rahat gider bu karanlık ormanda bilader bunu unutma.

- Ortam öyle hissettirmedikçe kendini özel hissetme.. Biriyle 6-7 kişilik bi ortama giriyosan, ve o gayet rahat takılıyo da sen fazlalık gibi hissediyosan sorunu ortamın zeka düzeyi düşüklüğüne, sana göre olmamasına vb. bağlama. çok yaşanan bi sorun bu.. İnsanların beğenilecek yönlerini gör biraz da. Ve kendine bak.. ortama giren, hiçkonuşmayan, kendini bi bok sanan bi tip olup çıkıyosun boyle bi durumda. Bak yaş olucak 27 (anla işte 27 yaşındayım) mecbur giricen bi ortama, iş olur arkadaş çevresi olur.. Ve bugün bu kendini yalıtma hastalığın, orada 'adapte olamama, konuşacağı susacağı yeri bilememe, empati kuramama, çayını gidip kendin alırken diper boşalan bardakları alma inceliğini gösterememe, karşı tarafı anlamama, beğenmeme, herkeste bi kusur arama, cinlikleri, bakışları, imaları çözememe ve neticeyi ben özelim zekiyime getirip istemeye istemeye marjinal mutsuzu oynamak zorunda kalma' şeklinde dönecek sana uyarırım önemle.

- son olarak yaş 21 , süper.. üniyi aile yanında okumak yerine ben de kastamonuda ya da benzer küçük bi şehirde okusaydım keşke.. 5 sene erken girip çıkardım.. yogayı boşver, turp gibisin de, ayak mantarı sahibi olmadan çıkar ama çorapları.. sana dışarı çık, kırlara koş, ilk gördüğün kıza yaz demiycem.. salaklık olur bu.. yoga falan da yapma çok meraklı diilsen.. ama naçizane fikrim, sevdiğin bi şeyin peşinden gidersen iyi olucak. sevdiğim bişey yok deme var olduğuna eminim. 27 yaşında gitar dersine ve felsefeye başladım.. Anlayışlı, iyi niyetli kızlarla dostluklar kur.. Onlar önce seni anlar, sonra da uygun kızı bulurlar..

- bu mesajı hiçbir zaman utanıp silme.. ben de öyle yapıcam.. memleket bizim gibilerle dolup taşmışş.. yalnız hissetmesin kimse. hade hoşçakal..
0
eugenick
(03.04.09)
@eugenick: inanın anlattıklarınız aynı benim. kalbimin sizin değerlerinizi gördüğünü çok iyi hatırlıyorum. öyle zamanlarım oldu ki bir günde 5 doz diazem 1 doz largactil yedim. yine de doktorlar sakileştiremiyordu beni. birkaç gün içerisinde öleceğime o kadar emin olduğum günelr oldu ki (özellikle doğum günümün gecesinde ve kadir gecesinde yaşadığım gerginliği kelimelerle anlatmam mümkün değil). bunun yanında acil serviste beni tanımayan doktor yoktu.

bu hastalığıma kadar özellikle saydım. sağlık karnemde -bebekliğimi saymazsam- gittiğim muayene sayısı iki elimin parmakları kadar belki vardır belki yoktur. ama bu sekiz ayda yaptırmadığım test gitmediğim alanın doktoru kalmadı (sanırım bir tek üroloji ve onkoloji kliniğine gitmedim)

benim çarpıntılarım nefes darlığım göğüs ağrılarım hala devam ediyor. umarım sizinki gibi geçer. ayrıca zahmet edip üşenmeyip, babane milletin derdinde demeyip uzun uzun yazdığınız için tüm arkadaşlarla beraber size, özellikle, teşekkür etmek istiyorum.

@rurouni: sana da çok teşekkür ederim dostum. çok düşüncelisin. ama bu kadar anlattıktan sonra yüzüne bakmaktan utanırım.
0
🌸elemanyak
(03.04.09)
öncelikle sosyal fobiyi yenmek için en iyi yol tiyatro bana sorarsan.Yani bir oyunculuk kursuna yazılmalısın.Çok kısa zamanda inanılmaz açılıyosun.Düşünsene kendini direk insanların önüne atıyosun.Hangi ilaç bu kadar etkili olabilir ki?

Eğer kastamonu öyle bi yer yoksa,okulundaki tiyatro kulübüne gidersin sen de.Hem daha ucuzdur;)

Spor yap diyen arkadaşlara katılıyorum.Egzersiz insanın gerilimini alır.Ama illa öyle spor salonu bilmemne...uğraşamam dersen,evde yapabileceğin şeyler de var.Tibet'in gençlik pınarını yapabilirsin mesela.Yoganın özeti gibi bişey.5 hareketten oluşuyo ve çok pratik.Günde maksimum yarım saatini alır.

Bir de arkadaşların dediği gibi alışkanlıklarını değiştir.O zaman sen de değişirsin:)
0
migelo
(03.04.09)
(8)

Ankara'yı avcumun içi gibi bilenler

gozu yasli kurbaa
sevgili ankaralılar;ulusa hiç gitmemiş bir arkadaşınız olsaydı, siz de ona ulus gezintisi bakınsaydınız nerelere giderdiniz? sırasıyla hangi ağzından girip hangi burnundan çıkardınız.
sevgili ankaralılar;
ulusa hiç gitmemiş bir arkadaşınız olsaydı, siz de ona ulus gezintisi bakınsaydınız nerelere giderdiniz? sırasıyla hangi ağzından girip hangi burnundan çıkardınız.
0
gozu yasli kurbaa
(02.04.09)
nasıl gidilir ki çengelhan'a. samanpazarının oralardan mı yoksa?
0
🌸gozu yasli kurbaa
(02.04.09)
nasıl gidileceğini başkalarına bırakarak nerelere gidebileceğinizi söylemek gerekirse; anadolu medeniyetleri müzesi ve ankara kalesi'ne çıkın gsgm'nin hemen yanından. zaten birbirine çok uzak değil. tam ulus meydan'da ziraat bankasının bir iki dükkan yanında urfa sofrası vardı (hala var mı bilmiyorum), orda kebap yiyin, özellikle patlıcan kebabı, nefis...
0
mahallenindelisi
(02.04.09)
Mutlaka kale gösterilmeli. Bit pazarı da fena olmaz. Çıkrıkçılar yokuşu da iyi bir tercih olur kaleyi gezdikten sonra.
Bentderesi ve Çin Çin'e hiç gerek yok.
Palas Otelin oralarda bir heykel vardır oldukça eski tarihlere dayanan, hatta yanlış hatırlamıyorsam bir İtalyan veya İspanyol heykeltraş yapmıştı. At üstünde Atatürk heykeli. Onu da görsün.
0
endless dream
(02.04.09)
heykele yakın hacıbayram camii vardır. değişiklik olur gidip görün bence. kıymasız ankara döneri yemek isterseniz cami avlusunda nazım usta'nın yeri ankara'nın en iyisidir bence deneyin. yine heykelin arkasında kalan halin arkasında tarihi suluhan vardır. şadırvanda bir çay ısmarlayın kendinize. suluhan'ın hemen yanından itfaiye meydanına doğru inen dar sokakta bir ortadoğu pazarı tadı alabilirsiniz. fotoğraf çekecekseniz eğer güzel kareler yakalayacaksınız bu sokakta. bahsi geçen sokağın sonu itfaiye meydanına açılır sol tarafa ilerlerseniz bit pazarına varırsınız. çanta ve cüzdanları kollayarak turlayın. önünde gramafon falan bulunan bir dükkan görürseniz girin üst kattaki pikap ve gramafonlara bakın. meraklı olduğunuz anlarlarsa size plaktan zeki müren dinletirler.

hacıbayramın arka taraflarında ve kalenin altında tarihi evler vardır ama sakata gelme ihtimali de yüksektir oralarda çok bulaşmayın.
0
ankaragazozu
(02.04.09)
dünya dolusu teşekkürler tüm ilgi sahiplerine.
0
🌸gozu yasli kurbaa
(03.04.09)
ulusa hiç gitmezdim ben.
0
halef
(03.04.09)
ankaranın şehir olduğunu hatırlatan tek yerdir ulus. rüzgarlı dolmuş durakları, hacıbayram, ankara kalesi, altındağ belediyesi ve itfaiye meydanı. bu beş noktayı google maps ten bulup içinde kalan alanı mümkünse yürüyerek karış karış gez. ankarayı ve ankaralıyı tanımak için en güzel yöntemdir.

yukarıdakilere ek olarak, heykelin sol tarafındaki garabet mekan ulus şehir çarşısı ile hacıbayram arasında tarihi kalıntılar ve julianus sütunu bulunur.
0
makineci
(03.04.09)
arabasız gidecekseniz sıhhiye köprüsü'nden çinçin dolmuşuna binip samanpazarı'nda inin. şu yukarıda sayılanların hepsi yürüyecek mesafede o indiğiniz yerden. kime sorsanız da gösterir.
0
kibritsuyu
(03.04.09)
(6)

Bukalemun isimli sevimli yaratık..

naanick
Merhaba ahali.Bu bukalemun canlısından istiyorum ben. kendim de kapkara bişeyim. koyayım istiyorum göbeğimin üstüne, renk değiştirsin siyah olsun falan.Bunların satışı nerelerde yapılıyor. bukalemun sahibi olup bu aralar yavru alacak olan falan var mı aranızda (kopek sahiplerine sık soylenen söz gib
Merhaba ahali.

Bu bukalemun canlısından istiyorum ben. kendim de kapkara bişeyim. koyayım istiyorum göbeğimin üstüne, renk değiştirsin siyah olsun falan.

Bunların satışı nerelerde yapılıyor. bukalemun sahibi olup bu aralar yavru alacak olan falan var mı aranızda (kopek sahiplerine sık soylenen söz gibi oldu) =)

bi buldurun be..
0
naanick
(02.04.09)
Pet shoplarda satılır. Ama daha çok büyük olanlarında.
Evinizde canlı yaratıklar beslemeye hazır mısınız? O hayvanların canlı et yemeleri gerekir, böcek beslemeniz lazım.

Bir de yazıktır günahtır, onlar doğa hayvanı... Ömrünü yarıya indirmiş olacaksınız hayvanın. En fazla 2 yıl yaşarlar evde.
0
endless dream
(02.04.09)
Sürüngenlerle ilgili forumlarda bukalemun bakımının çok zor, ilgi isteyen ve masraflı bir iş olduğunu sıklıkla okuyorum. Turtleturk, petarkadas, hepsievcil, surungenx (yanlis hatırlamıyorsam adını) gibi forumlarda alınık satılık canlılar bölümü de mevcut. Ömürleri de genelde kısa, uyarmadı demeyin.
0
tekosin
(02.04.09)
cevaplarınız için teşekkürler.

@endless dream : haklısın ama petshop'da duracağına ben daha iyi bakarım gibi geliyor. eğer söylediğin mantıkla hareket edersem petshop'dan alıp doğaya salmam lazım. ha bile bile lades diyerek doğal ortamından uzakta beslemek var tabi o ayrı. bu mesajından sonra bir kez daha düşünmeye karar verdim.

@tekosin : forum isimleri için çok sağol araştırmaya başlıyorum şimdi
0
🌸naanick
(02.04.09)
siyah olmaz merak etme. sadece kahverengi sarı ve yeşil tonlarına girerler
0
soujiro
(02.04.09)
her renge giremiyor mu bu fake video mu peki
www.youtube.com
0
maersk
(02.04.09)
@maersk

bence bu ray-ben reklamı, bu kadar seri ve etkili değildir yahu değişim.
0
gokriver
(03.04.09)
(2)

muharlık seçimi

ezeriko
sonucu internetten öğrenebilmenin yolu var mı?
sonucu internetten öğrenebilmenin yolu var mı?
0
ezeriko
(02.04.09)
Şu an için yok. En teknolojik yol olarak, internetten muhtarınızın(eski) telefon numarasını bulup aramanızı önerebilirim sadece.
0
endless dream
(02.04.09)
mahalle de ki bakkal,manav,berber gibi esnaflara sorabilirsin hatta neden kaybettiğini bile onlar biliyodur:)
0
cold12
(02.04.09)
(6)

[spor] bacak esnetme

makineci
şimdi efendim, kütükten insana dönüşüm sürecimin bir parçası olarak, antrenman sonlarında bacak esnetme hareketleri yaparım. (dizlerimi bükmeden ayak uçlarıma zar zor değiyorum, o derece) bu işin düsturunun "no pain no gain" olduğunu biliyorum.yine ağır bir idmanın ardından "acı yok" telkinleri eşli
şimdi efendim,

kütükten insana dönüşüm sürecimin bir parçası olarak, antrenman sonlarında bacak esnetme hareketleri yaparım. (dizlerimi bükmeden ayak uçlarıma zar zor değiyorum, o derece) bu işin düsturunun "no pain no gain" olduğunu biliyorum.

yine ağır bir idmanın ardından "acı yok" telkinleri eşliğinde bacaklarımı zorladım da zorladım. lakin ertesi gün dizimin tam içinde inceden bir sızı oluştu. özellikle merdiven çıkarken hissediliyordu. bildiğim kadarıyla burası menisküse tekabül ediyor.

sorum şu: bacak kaslarımı, bağlarımı esnettiğimi sanarken aslında menisküsümü mü zorluyorum? esnetme için tanımlanan acı eşiğini fazlaca aşmış olabilir miyim? yoksa bu matrikste bir dalgalanma mı?
0
makineci
(01.04.09)
bi kere en başta yanlış yapıyorsunuz. kaslar antrenmana başlamadan esnetilir. ki her antrenmandan önce yapılması gerekir esneme hareketleri. ve esnetiyim derken çok zorlarsanız kas yırtılmalarına sebep olabilirsiniz.
0
rentts1
(01.04.09)
Rocky sandınız herhal kendinizi bir an. Acı yok evet de, o kadar da değil.
Aşama aşama gidin. Hemen ayaklarınızı değmeniz gerekmiyor. Önce dizlerinizin altına, sonra daha altına, sonra daha altına... Biraz sabır işi bu. Ben ayağıma değeceğim derken bağlarınızı fazla esnetmişsiniz. Ağrı olması normal esneme hareketlerinde ama çok ağrı olması normal değil. Bu yüzden size zahmet biraz sabırlı olup yavaş yavaş ilerleyin.

sonradan aklıma geldi: ağrıyan yerlerinizde şişlik var mı? parmağınızı ağrıyan bölgeye bastırın ve çekin, bir çukur oluşuyor mu?
0
endless dream
(01.04.09)
antrenman oncesinde hafif tempoda duz kosu ardından acma germe hareketlerini yapmalisin once.. esnek olmayan bir vucutla pata kute spor yapmaya kalkarsan daha cok hasar gorursun.
0
allan quatermain
(01.04.09)
Kaslar idman başlamadan önce ısıtılır, ancak idman bittikten sonra da yine cool down denilen bir yavaş yavaş soğutma durumu vardır ve bu sırada aynı başlangıçtaki gibi bacaklar, kollar, bel, dizler, dirsekler yine gerilir, fakat bu yumuşak bir biçimde yapılır.

Ancak esas hata bacakları esnetirken aşırı zorlamak. Yüksek tekme vurmak için mücadele sporlarında bacağı iyice germek ve zorlamak gerekir, ancak onda bile "no pain no gain" diyerek yırtılacak kadar yapılmaz. Kasların zorlandığını hisset, yanmayı hisset, ama belirli bir noktada bırak.

Bacağı esnetirken hangi hareketleri yapıyorsunuz bilmiyorum fakat hamstring denilen üst bacağın arkasındaki kasları esnetirken diz zorlanmaz pek. Esas zorlanma dizi kırarak quadriceps'leri esnetmeye çalışırken olmuştur en fazla. Sanmıyorum öyle menisküs falan olacağını fakat bazı hareketlerin dize zarar verdiğini belirtip o germek hareketlerini yasaklamıştı bizim antrenörler, dizi zorlayacak hiçbir hareketi yapmayın bundan sonra.
0
tekosin
(02.04.09)
no pain no gain de kastedilen kas acısıdır eklem değil.
eklem acısı tehlike işaretidir. dinlen biraz.
0
arnold schwarzeneger
(02.04.09)
Bilinenin aksine, esneme hareketlerinin spordan hem önce hem sonra yapılması gerekir. Sadece önce değil. Siz sadece sonra yapıyorsanız, o da hatalı.

Spora başlamadan önce aşamalı egzersizler (yani küt diye ayağa değmeye çalışmak değil, yüksek tempolu ama sadece gidebildiğiniz yere kadar eğilmek mesela)
Spordan sonra da daha düşük tempolu, bolca nefes alıp vererek rahatlamaya yönelik egzersizler.

Eklem işi hassas iş. Sızlama kaslardan birinde deseniz telaşa pek gerek yoktu ama diz daha da önemli. İhmal etmeyin bence, sürerse mutlaka doktora görünün.
0
delimine
(02.04.09)
(7)

kıl dönmesi riskini sıfıra indirmek/azaltmak için ne yapmak gerekir?

ravioli
az önce sözlükte yazılanlara ilişti gözüm. cidden bela bir şeymiş. bunun olmaması için ya da riski azaltmak yapılan bir şeyler var mı?bir de normal kıllar 2-3 santim uzuyor en fazla, bi noktadan sonra uzamıyor ama bu dönen boklar 20-30 santim oluyormuş, niye?
az önce sözlükte yazılanlara ilişti gözüm. cidden bela bir şeymiş. bunun olmaması için ya da riski azaltmak yapılan bir şeyler var mı?
bir de normal kıllar 2-3 santim uzuyor en fazla, bi noktadan sonra uzamıyor ama bu dönen boklar 20-30 santim oluyormuş, niye?
0
ravioli
(01.04.09)
sanırım oturuş şeklini iyi belirlemek ve malum bölgeyi epilasyon, ağda vs. ile temiz tutmak(bi de bi cerrahtan duydum, kot pantolon giyenlerde daha fazla oluyomuş bu nalet olay).
0
zgrydn
(01.04.09)
2. soruya cevap: kıllar sürekli dökülerek kendini yenileyebiliyor; ancak dönen kıllar dökülmedikleri için sürekli uzuyorlar.
0
ataturkiye
(01.04.09)
arkadas soylemis. eger killi bir insan evladiysaniz kuyruk sokumu bolgesini her gun yikanip temiz tutmak ve tras etmek gerekiyor. bunun yani sira hareketli bir yasam tarzi sart. bilgisayar basinda oturup kalmamak gerekiyor. ha bir de "kaykilarak" oturmayin uzun sure. allah got vermis, ustune oturun.
0
kezzy homeros
(01.04.09)
aman diyim traş etmek olur mu ya? yüzümüzde her gün traş ettiğimiz sakallarımızda bile traştan sonra kıl dönmesi olabiliyorken hiç göremediğimiz bir bölgeyi jiletle traşlamak çok sakat. yani makineyle kısaltılabilir ama sinek kaydı yapmayın hiç bi zaman. ayrıca şunları izlemekte fayda var.
www.uzmantv.com
0
rentts1
(01.04.09)
1. valla kaçışı yok. olacağın varsa oluyorsun. istersen sadri yıldız gibi havada asılı dur (şahitlerinin olması önemli) istersen takla atarak otur, öyle. bunun dışında ne yaparsan yap yüzde yüz çözüm değil. oturmamak tabii ki çözüm ama oturmadan hayat yaşanmıyor işte. eğer çok oturman gereken bir işte çalışıyorsan, tek %100 çözüm o bölgeye epilasyon.

2. e dönen kıllar dışarı çıkamıyor ki? o yüzden içeride uzuyor da uzuyor. başıma geldi oradan biliyorum.
0
deckard
(01.04.09)
ara sıra kontrol et, şüphen varsa takibe al.
0
radikalherif
(01.04.09)
Az biraz cesaret toplayıp lazer epilasyona başvurun. 1-2 kere ananızdan doğduğunuza pişman olursunuz ama hayatınız boyunca bir daha böyle bir endişe yaşamazsınız. Ameliyat ihtimalini sıfırlamak da cabası.

Hatta son zamanlarda bu lazer epilasyonların eve alınanları da çıkmış annemin dediğine göre. "Millete götümü açamam hacı" diyorsanız onlardan edinip kendi işinizi kendiniz görün. Ama tabi bu aletlerin fonksiyonları ile ilgili pek bilgim yok.
0
endless dream
(01.04.09)
(2)

yıllık yazısı (kendim için değil valla)

light beam
üniversite hocasının üniversite öğrencisine yazabileceği yıllık yazısı örneği lâzım bana, fikir verebilecek olanlar varsa süper olur. hoca okulda bölüm başkanı ve prof, öğrenci de işte normal bir öğrenci. ben ne hocayım ne de öğrenci, ama saçma sapan şekilde bu iş başıma kaldı, ne yazılır ki? 2-3 sa
üniversite hocasının üniversite öğrencisine yazabileceği yıllık yazısı örneği lâzım bana, fikir verebilecek olanlar varsa süper olur. hoca okulda bölüm başkanı ve prof, öğrenci de işte normal bir öğrenci. ben ne hocayım ne de öğrenci, ama saçma sapan şekilde bu iş başıma kaldı, ne yazılır ki? 2-3 satırlık bir şey yeterli olur sanırım, kendimi hoca yerine koyuyorum hiç ciddiyeti olmeyor yazdıklarımın bilemedim ne yapmak gerek.
0
light beam
(31.03.09)
ornek veremiyorum ama genelde caliskan dikkatli vs vs bir ogrenci oldugundan, ne parlak bir genc oldugundan, genel muhtesem karakter ozelliklerinden ve onun hocasi olmaktan ne kadar gurur duyduklarindan falan bahsederler ve basarilarinin devamini dileyerek bitirirler
0
cisterna
(31.03.09)
Bölüm başkanıysa cisterna'nın bahsettiği kadar yağlamasın bence. Zeki, çalışkan, üretken,bir öğretmenin eğitim vermek isteyeceği türden bir öğrenci olduğunu yazsan mesela light beam'ciğim?
0
endless dream
(31.03.09)
(5)

Kalp ?

ymerdiveni
Selamlar, bu bir iki haftadır kalbim ağrıyor zaman zaman. Kramp mıdır nedir hiçbir şekilde bir bilgi veremeyeceğim. Şöyle ön bilgiler vereyim, alkol çok tüketmem, sigara içinse 10 numara pasif içiciyim. Üşütme falanla alakalı olabilir mi ya da boy uzaması falan(yaş 20)?. Fast food tüketirim haftada
Selamlar, bu bir iki haftadır kalbim ağrıyor zaman zaman. Kramp mıdır nedir hiçbir şekilde bir bilgi veremeyeceğim.
Şöyle ön bilgiler vereyim, alkol çok tüketmem, sigara içinse 10 numara pasif içiciyim. Üşütme falanla alakalı olabilir mi ya da boy uzaması falan(yaş 20)?. Fast food tüketirim haftada 1-2 kere?
Sinirli ve stresliyim son dönemlerde, bunla alakalı olabilir?
Doğru teşhis tabii ki doktordur ama, yine de merak ettim neden olabilir?
0
ymerdiveni
(31.03.09)
tek bir sebep gostermek dogru olmaz. muhtemelen usutmus olabilirsiniz... ya da stresli bir donem geciriyorsaniz ve ustune beslenmenize yeteri kadar dikkat etmiyorsaniz bu tip carpintilar, agrilar yasayabilirsiniz.
0
knipeos
(31.03.09)
Kalp ağrımaz öncelikle onu belirteyim. O ya gazdır, ya da başka bir şeydir ama aklınıza kalp krizi geçiriyorum falan gibi şeyler getirmeyin.

Tansiyonunuz nasıl? Hiç ölçtünüz mü? Bir de 1 dakika boyunca nabzınızı sayın, kaç çıkıyor?
0
endless dream
(31.03.09)
kesin gazdır... eğer başka türlü ise kuvvetli öksürün. damarları açar
0
artikbenimdebirvolvomvar
(31.03.09)
Ölçtüm geçenlerde tansiyonumu normaldi.
Yok yahu kalp krizi falan aklımdan bile geçmez, "uyuyamıyorum demek ki insomnia'yım hem karizmam da olur" şeklinde değilim. Hani ciddi bişey olma ihtimali var ise doktora gideyim diyordum, önce bir bilgi almak istedim.
0
🌸ymerdiveni
(31.03.09)
E iyi o zaman gazdır o. Gaz söktürücü bir şeyler tüketin ilaç veya bitki.
Adaçayı, anason, fesleğen, kakule, muskat, rezene, zencefil, zerdeçal en kolay bulabileceğiniz gaz söktürücü özelliği de olan bitkiler.

yok ilaç diyorsanız da (bkz: metsil)
0
endless dream
(31.03.09)
(3)

seçim

sanal uyku
mahalle mahalle hangi parti yüzde kaç oy almış bulabilir miyim?
mahalle mahalle hangi parti yüzde kaç oy almış bulabilir miyim?
0
sanal uyku
(30.03.09)
Bugünlerde çok zor, hem ysk'nın sitesi çok yoğun hem de verilerin girilmesi Türkiye şartlarında uzun zaman alır. Normalde ysk.gov.tr'den ulaşılabiliyor. 2007 seçimlerinden bir süre sonra kendi semtimin bilgilerine ulaşmıştım.
0
gulden kale
(31.03.09)
mahalle olarak yok ama ilçe olarak bir süre sonra giriliyor internet sitesine. o bir süre uzun bir süre oluyor ama genelde.
0
coffee and cigarettes
(31.03.09)
Ben bugün bizim muhtarı aradım, muhabbetimiz de vardır kendisiyle, o mahalle mahalle gezmiş bizim bölgeyi, ondan aldım bilgi. Ama onun da belirttiği üzere sonuçların internete düşmesi oldukça zaman alabilirmiş.

Bir de muhtarını öğrenmek isteyenlere tavsiyem, arasınlar sorsunlar, kaç takla attım bulmak için ama en temizi böylesi.
0
endless dream
(31.03.09)
(10)

kısa ve öz

123456789
e niye çaylak oldum şimdi ben? nickim felsefecii.
e niye çaylak oldum şimdi ben?

nickim felsefecii.
0
123456789
(27.03.09)
en son kendi entrynizi sildiğiniz görünüyor modlog'ta. bilgilerinizde de silinen entryniz yok hiç. garip evet.
0
rectoa
(27.03.09)
troll başlıklarına ayar dolu bkz verdiniz mi hiç?
0
teritori
(27.03.09)
belli bir sebep görünmeyebilir modlog'da uzun süredir takip ediliyor olabilirsiniz, hata değil ama istenmeyen hareketleri birden fazla yapmışsanız çaylaklığa düşürülmüş olmanız normal.
0
ocanal
(27.03.09)
@teritori- evet verdim. zenci'nin açtığı cacık bir başlığa buraya küfür gelecek şeklinde bir bkz verdim.
0
🌸123456789
(27.03.09)
umarım küfürlü konuştuğum için çaylak edilmişimdir.
0
🌸123456789
(27.03.09)
olan biten'de şöyle bir şey var, belki alakalıdır.

trol başlıklarına ayar dolu bkz'lar giren kitlenin sözlük yazarlığının evrim basamağının en altında, muhtemelen çaylaklardan bile daha aşağıda yer aldığını biliyor muydunuz?
(kimi raikkonen, 27.03.2009 21:06)
0
marcelorios
(27.03.09)
trol başlıklarına ayar dolu bkz'lar giren kitlenin sözlük yazarlığının evrim basamağının en altında, muhtemelen çaylaklardan bile daha aşağıda yer aldığını biliyor muydunuz?
[edit imlacılar da hemen yanlarında bunların, kardeş kardeş oynuyorlar işte.]

(kimi raikkonen, 27.03.2009 21:06 ~ 21:23)
0
endless dream
(27.03.09)
o sebepten çaylak edilmişsin. uçurulmadığına dua et. kimi raikkonen şimdi bir duyuru girdi sözlükte. bakalım ne demiş;

trol başlıklarına ayar dolu bkz'lar giren kitlenin sözlük yazarlığının evrim basamağının en altında, muhtemelen çaylaklardan bile daha aşağıda yer aldığını biliyor muydunuz?
[edit imlacılar da hemen yanlarında bunların, kardeş kardeş oynuyorlar işte.]
(kimi raikkonen, 27.03.2009 21:06)

edit: ohooo. çayır çimendi hep.
0
teritori
(27.03.09)
🌸123456789
(27.03.09)
kimi raikkonen
(28.03.09)
(10)

göz çevresi morluğu

zipirinsan
ya, morluk da değil aslında, kahverengilik diyim siz anlayın. basbaya kahverengi far sürmüşüm, hatta fazla kaçırmışım gibi duruyor. ben beyaz tenli insanım, böyle rakun gibi.. hiç hoş değil? durduk yere niye böyle oldu ki? nasıl geçer?
ya, morluk da değil aslında, kahverengilik diyim siz anlayın. basbaya kahverengi far sürmüşüm, hatta fazla kaçırmışım gibi duruyor. ben beyaz tenli insanım, böyle rakun gibi.. hiç hoş değil? durduk yere niye böyle oldu ki? nasıl geçer?
0
zipirinsan
(27.03.09)
uykusuzluk.
0
ocanal
(27.03.09)
eğer sonradan oluştuysa çok uyumaktan yada uykusuzluktan olabilir, yani kısacası düzenli uyumamaktan. bir diğer ihtimal karaciğerde bi problemden dolayı(ilaçlara karşı alerjik reaksiyon vs.). son ihtimalde ailede ırsı ise. ben de benzer durum söz konusu ama muhtemelen bu yukarıda olanların hepsine sahip olduğumdan :)
0
roadrunner merlin
(27.03.09)
@roadrunner merlin: ailede falan bir şey yok. ama son biriki gündür böyle. ilaç da almıyorum:( nasıl geçer peki, onu bilen var mı?
0
🌸zipirinsan
(27.03.09)
uykusuzluk, yorgunluk sebep olabilir, medikal olarak ne yapılır bilmiyorum ama eğer şansınızı kozmetikte deneyecekseniz , özelikle Shiseido ,Kanebo, Kose gibi japon markalarının envai çeşit beyazlatıcı kremleri var. belki işe yarar. geçmiş olsun.
ha iyileşinceye kadar da kapatıcı olarak, estee lauder double wear i öneririm.
0
pinking of you
(27.03.09)
buz?
0
szqnn
(27.03.09)
Sallama çay poşetleri var ya, onları sıcak suya batırın, biraz ılınınca gözlerinizin üzerine koyun ve bekleyin biraz. iyi gelir gözlere.
0
endless dream
(27.03.09)
sallama çay poşetlerini içtikten sonra atmayıp buzluğa atın, sonra çıkarıp kullanın. Bu kalıcı bir çözüm değil elbet ama önemli günlerde işe yarayan bir çözümdür.
Bir de patates vardı sanırım böyle ama ondan emin olamadım pek bak şimdi:)
0
dinza
(27.03.09)
@zipirinsan, uykuna ve aldığın gıdalara dikkat etmeni tavsiye edebilirim(düzenli uyku, dengeli ve düzenli beslenme vs.). eğer geçmez aksine artarsa bence bi doktora git, en azından neden olabileceğine dair daha sağlıklı bilgiler alırsın. ayrıca yok sallama çay poşeti, patates vs. bunlar esas sorunu çözmekten çok görünümü düzeltmeye dair şeyler, senin durumun daha çok durup dururken oluşmuş sanırım. umarım sadece stress ve uykusuzluktan dolayı geçici birşeydir
0
roadrunner merlin
(27.03.09)
pc başında çok durma.
0
yuceonder
(28.03.09)
geçmişte sinüzit geçirmişliğiniz varsa bazen sinüslerde iltihap kalıntısı (bu da ne demekse) olabiliyormuş ve de bu göz altılarına vurabiliyormuş. geçen bir tanıdığımın son birkaç yıldır göz altlarındaki koyuluğa böyle bir yorum getirdi doktoru. ama tabii bu sebepten birkaç günde peydahlanır mı böyle bişey bilemem. yine de bir baktırmakta fayda olabilir.
0
gabircik
(28.03.09)
(2)

photoshop yazacağımız sözcüğe göre font bulma

thenis
şimdi arkadaşlar ben bi ara bi font kullanmıştım çok işime yaradı güzel bi fonttu ama ismini unuttum.sadece rakam yazmak için kullanıyordum.bu nedenle fontlara bakarken örnek olarak gösterilen "sample" işime yaramıyor.ben sample yerine başka bi sözcük koyup fontlara o şekilde bakabilirmiyim?
şimdi arkadaşlar ben bi ara bi font kullanmıştım çok işime yaradı güzel bi fonttu ama ismini unuttum.sadece rakam yazmak için kullanıyordum.bu nedenle fontlara bakarken örnek olarak gösterilen "sample" işime yaramıyor.ben sample yerine başka bi sözcük koyup fontlara o şekilde bakabilirmiyim?
0
thenis
(21.03.09)
endless dream
(21.03.09)
zannetmiyorum öyle bir seçenek olduğunu. ama preferences kısmına göz gezdirin belki olabilir.
0
ymerdiveni
(21.03.09)
(11)

unutkanlık

radioheadbanger
selam kızlar. benim ciddi bi unutkanlık sorunum var. işemeye tuvalete girip ellerini yıkayıp çıkan bi insancağızım. şimdi bi not defteri alim kendime dedim. plan, sürekli not alıcam aklıma her geleni. böylelikle unutmamın bi önemi kalmıcak. fakat şimdi de not defterine yazmayı unutuyorum. not defter
selam kızlar. benim ciddi bi unutkanlık sorunum var. işemeye tuvalete girip ellerini yıkayıp çıkan bi insancağızım. şimdi bi not defteri alim kendime dedim. plan, sürekli not alıcam aklıma her geleni. böylelikle unutmamın bi önemi kalmıcak. fakat şimdi de not defterine yazmayı unutuyorum. not defterine yazmayı akıl edince yazana kadar neyi yazacağımı unutuyorum. not defterine not almayı başarırsam da bi not defterim olduğunu unutuyorum. açıp bakmayınca not almanın bi anlamı kalmıyor. not defterine kese yapıp boynuma asmayı düşündüm ama hem çok komik olacak hem de yine unutma ihtimalim yüksek. böyle unutkan insanlar için daha makul bi zımbırtı falan yok mudur? bilen varsa beri gelsin. teşekkürler.
0
radioheadbanger
(19.03.09)
memento tarzı dövme çok aşırı kaçar. en iyisi o an not almak. ufak bi kayıt cihazıyla aklınıza geleni kaydedip dinleyebilirsiniz. nottan daha kolay.
0
holly golightly
(19.03.09)
yatmadan önce içilen bir su bardağı taze sıkılmış havuç suyunun unutkanlığa iyi geldiğini duymuştum. defterle falan uğraşmazsın hem, kökten çözüm.
0
aklimdan zorum var
(19.03.09)
@holly

"götümden kan aldılar" diye dövme yaptıracağım bir şey söz konusu değil, gündelik şeylerden bahsediyorum. kayıt cihazına kaydetmek ile not defterine not etmek arasında teoride bir fark yok. zaten "alternatif bir şeyler var mı?" demek istedim sorumda. anlaşıldığını düşünüyorum.

@aklimdan

katı meyve sıkacağım yok.
0
🌸radioheadbanger
(19.03.09)
ufak tefek hatırlatıcı şeyler yapabilirsin. Örnek: sabah çıkarken anahtarımı almayı unutmamak iin gece yatarken kapının önüne alakasız şeyler koyuyorum veya kapının kupbuna ayakkabımı takıyorumm geceden sabah çıkarken de vaziyeti görüp önce dumur oluyorum sonra neden öyle bişi yaptığımı hatırlayıp anahtarımı alıyorum.
0
thefin
(19.03.09)
ses kayıt cihazı olabilir mi? Unutmamak için de kıç cebinizde bulundurun, o zaten kendini size hatırlatır. Ama işe yararsa bana sövmek yok.
0
endless dream
(19.03.09)
hatirlamaya odaklanirsan, unutmayi unutursun. onun disinda beslenmeyle ilgili bir durum olabilir.

zimbirti istiyorsan su var:
www.livescribe.com
0
ermanen
(20.03.09)
Bi de şey olabilir, telefonda fotoğraf çekme özelliği varsa, aklınıza bir şey geldiğinde bir fotoğraf çekin. Kaldırım taşı, güvercin, zart zurt, ne olduğu önemli değil yeter ki size o aklınızdaki şeyi hatırlatsın....
0
endless dream
(20.03.09)
doktora gittin mi?bence önemli sorun herşeyi bu kadar unutmak..
0
kalimotxo
(20.03.09)
sannora
(20.03.09)
gingko bloba işe yarıyor cidden. yaşlı insanlarda bile işe yaradıgına şahit oldum. hapı da var çayı da var onu kullanmayı deneyebilirsin. bi de sudoku çözebilirsin o da süper.
0
likeinme
(20.03.09)
aslında burada ciddi bir hatırlama sorunundan bahsettim. kendini hatırlatacak bir şeyler aradım. fakat iletişim kuramadık sanırım bir kısmınızla. benim sorduğum şey, random şekilde titreyip, ara sıra ötüp kendini hatırlatan bir not defteri gibi bişilerdi. mesela bir kolye parçası var, o boynunuzda sabit, not defterinden uzaklaştığınızda ötmeye başlıyor geride bıraktın diye. bunun gibi bir şeyler sordum. ne saçma şeydir "kitap oku bu bir" falan. fotoğraf çekmek de not almakla aynı şey. fotoğrafa bakmayı hatırlasam bile neyi çağrıştırdığını anımsayamayacağım. hep gün içinde aklıma gelmesi gereken şeyleri zamanı geçtikten sonra fark edeceğim. telefon ajandası da hakeza. belirli bir saati olmadan yapmam/bakmam/ilgilenmem gereken şeyler için not defterinden farkı kalmıyor. soruma beklediğim cevabı alamadım kısacası, iyi ifade edemedim demek ki kendimi. zamanınızı harcadığım için üzgünüm. sanırım şu hapları deneyeceğim.
0
🌸radioheadbanger
(20.03.09)
(11)

Köpek ve sorumluluk üzerine kısa bir çıldırış.

hellguard
Şimdi ben bir köpek almayı planlıyorum. Böyle giderse de plandan öteye gidemeyecek sanırım. Bir soru sormak istiyorum sevgili köpek sahiplerine; "Yahu nasıl bir özgüvendir ki bu köpeği tutup eve getirebiliyorsunuz?"Garip hemi? Evat. Ben bayadır köpeklerin eğitimi, sağlık bilgileri, cinsleri, karakte
Şimdi ben bir köpek almayı planlıyorum. Böyle giderse de plandan öteye gidemeyecek sanırım. Bir soru sormak istiyorum sevgili köpek sahiplerine; "Yahu nasıl bir özgüvendir ki bu köpeği tutup eve getirebiliyorsunuz?"

Garip hemi? Evat. Ben bayadır köpeklerin eğitimi, sağlık bilgileri, cinsleri, karakterlerini araştırıyorum. Leerburg eğitim dvdlerinden tutun da pozitif eğitimcilik üzerine internette izlemediğim görsel, okumadığım materyal kalmadı. Yani olaya teknik açıdan hakim sayılırım ama cesaret edip de bir köpeği sahiplenemiyorum arkadaşlar. "Neden lan?" dediğinizi duyar gibiyim...

Şimdi ben üniversite son sınıftayım ve bu yaz okul bitecek (yani... biter dimi? eheh). Düşünüyorum tabi okul bitecek "ulan yazın eve dönüş yaşayacağım, nası olacak köpek?" diye, ayrıca 3 haftaya bir memleket yakın diye gidip geliyorum. Bu bir. İkincisi hadi okul bitti ondan sonra alsam eve hayvanceğizi yine kendi kendime diyorum ki "Sen askerliğini de yapmadın dimi?" haydii şimdi de askere gidersem köpeğe anam babam iyi bakabilirler mi emin olamıyorum, ki askere ne zaman gideceğim de bir muallak. Tamam askere de gittim sonra işe girecem tabi. Bu köpek evde ne yapar günde bilmemkaç saat köpek evde yalnız bırakılır mı? Ordan da bir muallak yaşıyorum oluyor beyin bir muşmula. Yani bu düşünceye göre ben bir köpekle hayatı paylaşamayacağım gibi duruyor. Bunları düşünürken bir yandan da köpeğin eğitimi, bakımıi vesaire konuları hakkında okudukça okuyor dinledikçe dinliyorum. Manyak oldum lan.

Evet sonuç? Siz nasıl karar verdiniz köpek almaya? Bunun günlük egzersizini, eğtiminin sorumluluğunu nasıl üstlendiniz yahu? Ben mi gözümde büyütüyorum? Bu kadar insan köpeğe nasıl bakabiliyor? Hububat fiyatları hakkında kısa bilgiler yazınız.
0
hellguard
(19.03.09)
arkadaşım.
o aklına esince köpek alanlara sen aldanma. onlar 2-3 sene sonra o köpekleri zaten atıyorlar. sen bu endişeleri yaşayarak zaten gerçekten bir hayvansever olduğunu kanıtlamışsın. tavsiyem şu:
askerlik önemli ve uzun bir süreç. askerliğini yap, gel. hemen al. hiç bekleme. zaten o köpek senin yanında dünyanın en mutlu köpeği olur.
Not: hayvan barınaklarından köpek alırsan daha iyi olur. hayvan sevgisi hayvan ticaretine de karşı olmayı beraberinde getirir.
0
hamamdakaybolansabununesrari
(19.03.09)
evet ilk olarak barınaklara bakıcam zaten. gerçi oradaki gönüllüler, haklı olarak, çok sıkı kurallar koymuşlar sahiplenme adına. teşekkürler öneri için.
0
🌸hellguard
(19.03.09)
Siz evde anneniz olmadan da yaşabiliyorsunuz değil mi? Yani eğer dolapta suyunuz varsa, susadığınızda suyunuzu içersiniz, yemek yapmayı bilmiyorsanız anneniz eve gelene kadar beklersiniz.
Aynı şey köpekler için de geçerlidir. 1 yaşından sonra zaten köpek günde 1 öğün yer ve o da genelde akşamları verilir. Eğitirseniz kakasını tutar, siz yap diyene kadar da öleceğini bilse yapmaz. Çişini de tutar. Bu nedenle günde 8 saat görüşmeseniz ama geri kalan zamanda güzel ve kaliteli zaman geçirseniz en ufak bir endişeniz olmadan dostunuzu evde bırakabilirsiniz.

Çocuğunuza tuvaleti öğretirken ne yaparsınız? Ya bu ne büyük sorumluluk deyip sizi doğurmaktan vazgeçmemiş anneniz ki gelmişsiniz hayata, aynı oksijeni paylaşıyoruz sizinle. O zaman sizin de korkmanız gerekmez. Zaten köpeklerin karakterleri vardır. Zaman içinde bir bakarsınız birbirinizi eğitmişsiniz. Tuvalet eğitimi asla zor değildir, en fazla sizin altınıza yapmaktan vazgeçiş süreciniz kadar zor olacaktır, güvenin bana.

Egzersiz dostunuzun türüne göre günde en çok 2 defa gerekir zaten. O da yürüyüş. Ki bu yürüyüş sizin de kendinize geçtiğiniz bir kıyaktır. Siz de spor yapmış olursunuz. O yüzden de bir saatten sonra alışkanlık halini alır. Tatilde yürüyüş yapmadan bir gün geçirdiğinizde eksiklik hisseder olursunuz.

Ailenize güvenmeyin. Eminim pırlanta gibi insanlardır fakat insanların iyi kalpli olmaları onların sizin dostunuzu emanet edebileceğiniz anlamına gelmez. Kız arkadaşınızı en yakın dostlarınıza emanet etmiş gibi olursunuz...

Asker işini halledin, sonra dostunuzla aynı eve çıkın bence. Bu arada da içinizdeki sevgiyi barınaklardaki hayvanları severek giderebilirsiniz mesela. hatta www.haytap.org
0
endless dream
(19.03.09)
kopek bakmak cok mesagatli bir is degildir. zaten bakmak da sayilmaz o, bir iki sorumlulugunu ustleniyorsunuz sadece.

fakat siz tatile/yurtdisina felan gitmek istediginiz vakit, kopek buyuk sorun olacaktir, onu bakacak yer aramaniz lazim biraz tatil programi yapmadan once. ya da kopegi de gotureceksiniz.

kopegi gun icerisinde yalniz birakmak pek bir sorun olmaz. evde takilir kafasina gore. oyuncagidir kemigidir radyo televizyon insan gibi oyalayabiliyor kendini.
ama once yalniz kalmaya yavruyken alismasi lazim yoksa evi parca pincik eder, konu komsuyu havlaya havlaya deli eder.
0
yirtik foto
(19.03.09)
zaten türkiye' de olan cins sokak köpeği sorununun artışı ve köpekçilik camiasının skimsonik bir şekilde ilerlemesinin yegane sebebi budur. kayak takımı almak için evden çıkıp köpek ile gelen veya çocuğuna karne hediyesi olarak köpek alan insanlar var. ha ben uzun yıllar bunun mücadelesini verdim, özellikle bull-type (pitbull, bull terrier, staffordshire terrier vs) ırkların yanlış sahiplendirilmelerinin, sahiplerinin köpekleri adece dövüş amaçlı kullanmamalarının önüne geçmek istedim, o dediğiniz leerburg cd lerinin yaratıcısı ed frawley' den tutun, armin winkler' e kadar türlü insanlarla iletişimim oldu, bir köpek için evimden 400-500 km öteye gittim, ancak yıldım, yıldırıldım, en sonunda eyt eytere bea dedim siktir oldum gittim. artık kendi köpeğim ve sokağımda olanlar için varım. bu sorduğunuz sorunun cevabını buldum ben; insan egosunun önüne geçilmiyor. insan her zaman bir köpeğe hakim olacağına inanıyor ve olay hüsrana doğru yaklaştığı zaman köpekten kurtulma yollarını arıyor. insan bir köpeğin karşısında aciz olma hesabını asla yapmıyor ve daha sonra o köpeğe barınak yolu görünüyor.

köpek için yazılmış kaç kitap var bu ülkede, köpek psikolojisi hakkında kim ne biliyor? tamer dodurga var, onun da yazdıkları yıllar önce çürütüldü, veterinerlerin yetersiz, eğitmenlerin yetersiz, kaliteli köpek üreten çiftliklerin sayısı bir elin parmağını geçmez, köpek sahiplerinin temel argümanları ' bizim köyde bir köpekler var' üzerine kurulu. o yüzden nikaragua veya honduras FCI üyesi iken biz değiliz. araştırma olayı da malesef köpek sahiplerinde yok. köpek sahipleri genelde araştırmaya kapalılar.

merak ediyorum bu sözlükte bile o kadar köpek sahibi var, kaçı köpeğinin kalça ve ön kol filmlerini çektirdi, kimi yılda bir sefer kan sayımı yaptırıyor, kaçı köpeğinin gözlerini kontrol ediyor, kaçı köpeğinin dişlerini düzenli fırçalıyor. yetersiz köpek sahipliği yapmaktansa yapmamanız en iyisi emin olun. siz yanlış değilsiniz, çoğunluk yanlış. 6 yaşında alman çoban köpeğim var, kalça çıkığı oranı eşleşmeye müsait, 60 metrekarelik alanda sakladığınız topu açık havada bulur, 300-400 adımınızı gittiğiniz rotadan takip eder, sevk kayışsız istediğiniz tempoda omuz hizanızı geçmeden yürür, evde bir kediyle beraber yaşıyor, mükemmel bir karaktere ve çalışma isteğine sahiptir, ama omuz boyu 5 cm kısa ve tüy renkleri sırt bölgesinde koyu diye ben bu köpeği eşleştirmiyorum ve yavrusu olmayacak bu köpeğin. çünkü bunu yaparsam yıllardır savunduğum şeyleri elimin tersiyle itmiş olurum, ırk köpek besliyorsanız ırkın karakteristiğini sürdürmeniz esastır, köpeği kuluçka makinası gibi kullanmak değil. ben bu köpekten şimdiye kadar yaklaşık 50 yavru alırdım ve tanesini 700-800 tl arası elimi öpene satardım, ama yapmıyorum yapamıyorum. tekrar ve tekrar söylüyorum; sizin yaptığınız doğru, bu işin ilmini yapan, duygusal değil bir kinolog gibi sokulan herkes sizi haklı bulur, şu yazınızı bir ırk federasyonu sitesinde yazsanız alkış alırsınız. cidden tebrik ederim.

ben köpek almaya ne zaman karar verdim? annem ve babam benim kadar bilgi sahibi olduğu zaman. çünkü ben bu köpekle günün belli saatleri birlikte oluyorum, annem babam bütün gün. köpek günde 3 sefer sistemli şekilde dışarıya çıkıyor, bunların birisinde at-getir, bir tanesinde eğitim tekrarı yapıyor. bunları babam yaptırıyor. akşam ise ben veya annem çıkartıp sağı solu eşmesine veya oyuncaklarıyla oynamasına izin veriyoruz, stres atıyor hayvan. köpeğin çalışması gerekiyor hellguard, çalışan köpek mutlu olur, köpeğini çalıştırabilecek isen okey, al köpeği. ama bunu yapamayacak isen yazık etme hayvana, hatta benden sana bir abi kıyağı, olaki köpek almaya karar verirsin, o zaman bana ulaş. iyi bir sahibe iyi bir köpek yakışır, elimin uzandığı yere kadar ( ki baya uzun oluyor bu emin ol ;) ) sana destek olurum.

gerçekten bu kafada isen tekrar tekrar helal olsun, sen bu işi çözmüşsün.
0
galahad
(19.03.09)
ben evde köpek beslenmesini ve parayla satılmasını hiç uygun bulmuyorum. özellikle buna pek de uygun olmayan cinsler için. siz araştırmanızı derinlemesine yapmışsınız, biliyorsunuz. köpek beslemek tabi ki bir sorun değil ancak sizin günde 3 saat göreceğiniz hayvanı anne-babanın başına sarmak ne kadar doğru? ayrıca köpek beslemekteki en meşakkatli taraf arkadaşlık etmek, ilgilenmek. işten gelip yorgun olduğunuzda bile onunla yürüyüşe çıkıp, oyun oynamanız gerekecek. köpek değil, hayat boyu (en azından onun hayatı boyu) dost alacaksınız bence ona göre karar verin. ben hiç köpek almaya karar vermedim ama kendisini yine de nüfusumuza yazdırdı izmirin dağında. aldım ankaraya getirdim, bırakamadım. geri dönmek için gün sayıyorum ki ormanına kavuşsun, özgürce gezsin tozsun, yine çekirge kovalasın, keçi boku yesin. bence en şanslı köpek o. :) arkadaşın önerisine de katılıyorum, mutlaka barınaklara bakın. sokak köpekleri hep çok sevecen ve iyi niyetli oluyor. eğitimi de hiç zor değil. eğitmen bir aylığına 1.500 lira istedi, veremedim. kendi çabamla eğitiyorum ve sokakta tasmayla zorlanmadan gezdirebiliyorum. (zaten tasmasız dağ yürüyüşlerinde çok rahat geziyordu) hatta şu an gel, otur, çak gibi komutları bile öğrendi. bahçede yaşadığı için çiş-kaka yürüyüşüne de gitmiyoruz. ancak sıkılıp gezmek isteyince çıkıyoruz, turluyoruz. gerçekten çok iyi bir arkadaş, size ve ona üzüntü yaratmayacağına inandığınız an alın derim.
0
kediebesi
(19.03.09)
köpeği para ile satmama kısmına katılmak pek mümkün değil. bu gün adam gibi bir köpeğin doğum masrafı ( ultrason, protein bazlı mama, rutin kontroller, mineral hapları ve veteriner masrafı) 2000 tl yi bulur. hayrına verecek 2000 tl niz varsa o parayı hesabıma yatırabilirsiniz :) bu arada bu köpek bir de ırk standartlarına uygun bir köpekse bu daha da katlanır. biliyor musunuz bir erkek köpek ırkına göre yılda en fazla 60 sefer eşleşebilir ve bu iş için tek eşleşmeye 10-15 bin dolar isteyen insanlar var.

siz bu işi kolay görüyorsunuz ama ben iş köpeklerinden bahsediyorum, köpeğin iş yapmasından bahsediyorum. ha olur 500 baş koyununuz, siz bir sokak köpeğini o sürüyü çevirmesi ve/ veya koruması için koyabilirsiniz, ama ben o sürü için 10-15 bin tl yi gözden çıkartırım. neticede ortada 150 bin tl lik sürü var. sizin emanet ettiğiniz köpek o sürüyü uçurumdan uçurtur veya kurda yem eder, ben elim ensemde takılırım. siz trilyonluk deponuzu çomara emanet edersiniz, ben 10 bin tl verip aslan gibi work bir dobermann alırım. birini atlatmak daha kolaydır, birini daha zordur, bu iş tüm dünyada böyledir.

köpeğin evde beslenmesi konusu görecelidir, ben de uygun bulmuyorum, ancak şehir hayatı bunu gerektiriyor. yapacak bir şey yok. işte anne baba başına sarıyorsunuz keyfinize bakıyorsunuz. köpek özlem çekiyor filan akşam gelince beraber sofraya oturuyoruz.
0
galahad
(19.03.09)
bence galahad, konuyu apayri bir yere(ve bence bu baslikta degil baska baslikta tartisilmasi gereken bir yere) cekti.
arkadas en basitinden bir soru sormus, kopek bakmayi teknik olarak biliyorum pratige uygulamakta endiselerim var demis. pek sanmiyorum ki amaci kopek alip ciftlestirip bundan para kazanmak olsun. bir hayat arakadasi edinmek ve onun bakimini ustelenmeye hazir.
anlamadim ki kurt kopeginin anatomik bozuklugunun ve dogum masraflarinin konuyla alakasini.
fakat basligi acan kisi bir hikmet bulmus demek ki cevapta; tik koymus. bana da bok yemek duser.
0
yirtik foto
(20.03.09)
kim ne derse desin... köpek gibi bir hayvan, yalnız yaşayan insanın hayatına sığmaz. evet, siz işteyken yalnız kalırsa ölmez, alışır ama köpek için hiç de ideal bir yaşam ortamı değildir bu. köpek için en uygun sahip ailedir. çoluk çocuk okula ya da adam işe gittiğinde evde kalan bir ev hanımı varsa köpek hayatını yaşar. gerisi hikaye.
köpekleri ölmemiş, hayatta kalmış olan herkes size "e ben yaptım oldu, çok kolay" diyebilir ama onlar genelde hayvanla empati kuramadıkları için onun tam olarak ne durumda olduğunun farkında olmayan insanlardır. evet, köpek güçlü bir hayvandır ve koşullara ayak uydurmayı öğrenir ama çok afedersiniz bu sadece .ike .ike alıştırmaktır.
0
cereal killer
(20.03.09)
en ufak bir tereddutun varsa alma. sahibi 2 gunlugune sehir dısına cıktı diye yalnizliktan kendini duvarlara carpan, evi dagitan hatta tasmasiyla intihar eden kopekler duydum cevremden. kimseye iskence yapma bence. sonra birazcik vicdanin varsa verirken cok uzulursun..
0
jeanne hebuterne
(20.03.09)
aslinda bunu evlilik gibi dusunebiliriz. bence sen hazir degilsin henuz ya da sen hazirsin da kosullarin henuz hazir degil. evde en az 2 kisinin olmasi kesinlikle sorumlulugu paylasma adina iyi oluyor.
10 yil once bebekken arkadasim bize birakmisti gecici sure kalacak yeri yoktu, sonra alistik, bize satti. cok planli olmadi benimkisi.
zor is kopek bakimi, ilgi sevgi bakim yurume egitim cis kaka mevzularina ek olarak bir de yalniz birakamama olayi var. yillardir memeleke gidip en uzun 5 gun kalabiliyorum misal. simdi ise yaslandi iyice onu bile yapmamaya karar verdim.
0
pyro clustic flow
(20.03.09)
(7)

tirnak batmasi, askere gitmek ve koca ayak

dwight
euro olculerine gore 48 +-1 numara bir ayaga sahibim. buna mukabil her iki ayak bas parmak tirnagimda hafif capta tirnak batmasi mevcut. cap buyuktu, indirdik sukur. ilacla tedavi sureci devam ediyor, lakin 3 haftada ne olacak bilmiyorum. neden 3 hafta? nisanda askere gidiyorum da ondan. komutanina
euro olculerine gore 48 +-1 numara bir ayaga sahibim. buna mukabil her iki ayak bas parmak tirnagimda hafif capta tirnak batmasi mevcut. cap buyuktu, indirdik sukur. ilacla tedavi sureci devam ediyor, lakin 3 haftada ne olacak bilmiyorum. neden 3 hafta? nisanda askere gidiyorum da ondan. komutanina yalvar, botunun parmak kismini kes, kislada sandalet giy, kazara tirnagina tufeginlen ates et gibi yararli onerileri olabilecek arkadaslarin durumum hakkinda fikir bazinda yardimlarini bekliyorum. yani mesela askeriye de tirnagin cekilmesi kotu birsey mi? doktor askerde cekerler olm tirnagini dedi, sen cek diyemedim.

not: adaylarin askerligini yapmis olmalari gerekmemektedir lakin tecrube tercih sebebidir.
0
dwight
(19.03.09)
Bizim birlikte de çok uzun boylu ve uzun ayaklı bi arkadaş vardı, kendine göre bi ayakkabı bulamamaktan korkuyodu. Neyse ki o şanslıylı onunla özel olarak ilgilenip depo da 1-2 tane ayakkabı denettiler. Ama siz o kadar şanslı olmayabilirsiniz. Elinize 42 numara ayakkabı verip bunu giy diyebilirler. Bence kendi botunuzu kendiniz götürün. Siyah askeri bot olduğu sürece kendi botunuzu giymeye izin verir çoğu yer. Bu şekilde deneyerek kullanarak filan alırsınız botu...

Tırnağı kessin çekerler gibi geliyor bana da fakat bu birliğe gelişinizden sonra 3-4 haftayı bulabilir. Eğer katılış muayenesinde bunu belirtip hastaneye sevk alıp bi de sevk tarihine kadar spor istirahati alamazsanız geçmiş olsun, tırnak çekilinceye kadar koşarsınız o postallarla...
0
selimse
(19.03.09)
48 numara ayağı olan birisine 42 numara ayakkabı verip göndermezler uganda ordusundan bahsetmiyorsak. ayağınıza en uygun botu verirler ellerinde olan. yanlardan biraz vuruyo, rengini beğenmedim falan derseniz değiştirmezler haliyle ama günlük hayatınızı etkileyecek hale gelirse bir çare bulunur. gözünüzde öcü yapmayın bu askerlik olayını. makul ve mantıklı bir şekilde sorununuzu anlatırsanız çözüm üretirler.
0
mahallenindelisi
(19.03.09)
muhtemelen ayagina uygun botu bulmakta epey zorlanacaksin... ama revire gidip ayagini gosterir durumu anlatirsan, oradaki doktor astek de iyi biriyse sana terlik istirahati verir, ayagin duzelene kadar idare edersin oyle.
0
alpinsamuray
(19.03.09)
ayrıca tırnak çekilmesi ile ilgili olarak; askerlerin sağlığına çok özen gösteriliyor (en azından benim yaptığım yerde zamanda öyleydi). ben kısa dönem yapmama ve askerliğin bitmesine 2 ay kalmasına rağmen hiçte acil olmayan bir durum için ufak bir operasyon geçirdim. komutanım ne gereği sivilde yaptırırsın falan demedi hiç. 3-4 gün hastanede kaldım, sonrasında 7 gün yatak istirahati aldım. hastanede sabahları pijama ile tekmil vermek biraz tuhaftı ama olsun.
0
mahallenindelisi
(19.03.09)
yahu rahatlamaya basladim. yok anestezi olmadan cekiyorlar, yok bot ayagini hobbit ayagi gibi yapacak yok bizim arkadasin yanlis tirnagini cektiler falan fesmekan zaten askere gidecek olmanin yeteri kadar psikolojik baskisi var ustumde bi de bu olay olunca iyice sikintiya dustum lakin gorunen o ki cok da kotu olmayacak hatta hastanede istirahat falan guzel seyler bunlar.
0
🌸dwight
(19.03.09)
aynı sorun bende de vardı yani bot bulamama. acemilikte bana göre bot bulamadılar ben de tüm acemilik boyunca kendi nike acg botlarımla takıldım. bütün bölük bana bakıp "vay olum ne şanslısın lan" falan diyodu hepsinin ayağı paramparça olduğu için=) acemilikten sonra da zaten bi daha bot giymedim diyebilirim (bi gün denetleme için atışa gittik o kadar) asteğmen olduğum ve karargahta çalıştığım için. düşeceğin birlik çok önemli kısa dönem yaparsan çok fazla acıycaklarını zannetmiyorum ama astek olursan revire gidersin artık onlar hastaneye mi sevk eder kendileri mi çeker orasını bilmem. ama her iki ihtimalde de terlik istirahati verirler. bu arada eğer bot bulamazsam nolur acemilikte diye düşünüyosan askeri malzeme satan yerlerde büyük numaralar var. al ordan bi tane git. ayrıca şunu da kulağına küpe et ne kadar hastalığın falan varsa askerdeyken hallettir.
0
rentts1
(19.03.09)
Şöyle bir şey var, geliştireni de bizzat tanıyorum, uygulamalarını gördüm, hepsinde başarılı sonuç alındı. Bir bakın isterseniz.www.tirnakbatmasi.org

diş teli gibi düşünün, çok kolay uygulanıyor ve kesin sonuç veriyor. ayakkabı da giyebiliyorsunuz.
0
endless dream
(19.03.09)
(9)

ölmemek

zombikanı
onlarca hastalığı,kullandığı binlerce ilacı olmasına rağmen niye ölmüyor bazı insanlar?doktorların ölmsi lazım dediği insanların yaşamasının sebebi nedir?ehehe öldürmeyen şey güçlendiriyo mu :)yok var bi amcamız akrabalardan, herbişeyi var ama adam da tık yok helal olsun.hayır be ölsün istemiyorum b
onlarca hastalığı,kullandığı binlerce ilacı olmasına rağmen niye ölmüyor bazı insanlar?doktorların ölmsi lazım dediği insanların yaşamasının sebebi nedir?ehehe öldürmeyen şey güçlendiriyo mu :)yok var bi amcamız akrabalardan, herbişeyi var ama adam da tık yok helal olsun.hayır be ölsün istemiyorum bana ne de adamın rampaların ustasıyım tavrı hasta ediyo beni.
soruya bak ya
0
zombikanı
(18.03.09)
huzurlu olursan olmezsin.
0
ermanen
(18.03.09)
moral motivasyonun iyi olması, hayata olumlu bakmak ve hastalıkları sallamamak buna cevap olabilir.
0
readmymind
(18.03.09)
takdiri ilahi
0
alchemistt
(18.03.09)
her şeyi var demişsin de stresi yoktur :)
0
only
(18.03.09)
Cevabını bulursam öleceğim için aramıyorum bile. Bizi böyle kabullenin, illa ölmemiz lazımsa adres vereyim gelin sıkın kafama. Kesin ölürüm o zaman.
0
endless dream
(18.03.09)
sen neden ölüp gitmiyosan onlar da o nedenle ölüp gitmiyodur. hakkaten de sorun çok yamuk böyle lav püskürtesim geldi size ve sizin gibilere.
0
hemera
(18.03.09)
ölmemek, aslında kişinin yaşama azmiyle ilgilidir. hani, gözü açık gitme deyimi var ya... tamamen onunla ilgili. kişinin ne kadar yapaacak şeyi, görmek istediği varsa o kadar hayata tutunuyor. zilyon tane hastalığım oldu, bir ton ilaç içtim. maşallah turp gibiyim. stresse, alası var bende, stresi yoktur diyenlere selam ederim:) aynı şekilde, annem de zilyon hastalık ve ilaca rağmen hala ayakta. maşallahı var. ve kişi kanser de olsa, böbrek yetmezliği de çekse, en nihayetinde yaşamayı ne kadar istiyorsa o kadar yaşar. ölmemenin sebebi, yaşama azmi ve dr house tipi sağlam doktorlardır. doktorun iyiyse yaşarsın dostum:)
0
zipirinsan
(18.03.09)
ayrıca evde 15 kere kalp krizi geçirmiş ve kendi kendine kalp masajı uygulayarak hayata geri dönmüş birisidir bahsedilen.insanüstü bir varlık.

hemera sana da tik verdim farklı bi bakışaçısı saygı duyuyorum adhashd.
0
🌸zombikanı
(18.03.09)
çünkü doktorlar aslında hala pek çok şeyi bilmiyorlar.
0
kediebesi
(19.03.09)
(4)

çeviri kontrolü

egilincecataligozukmeyenentelmuslukcu
Belediye Başkanı Roman Mahallesi'nde Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Teknik Ekibi, Fevzipaşa Mahallesi Muhtarı Ramazan Işıldak ile birlikte Fevzipaşa Mahallesinde teknik incelemelerde bulundu. Fevzipaşa Mahallesi’nin Sarıçay kısmı (maşatlık) girişinden başlayan teknik inceleme, Testicioğlu Sokak, K
Belediye Başkanı Roman Mahallesi'nde


Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Teknik Ekibi, Fevzipaşa Mahallesi Muhtarı Ramazan Işıldak ile birlikte Fevzipaşa Mahallesinde teknik incelemelerde bulundu.

Fevzipaşa Mahallesi’nin Sarıçay kısmı (maşatlık) girişinden başlayan teknik inceleme, Testicioğlu Sokak, Kuyu 1 Sokak, Kuyu 2 Sokak, Zafer Meydanı’nda yapılan incelemelerle devam etti.

Ülgür Gökhan teknik inceleme gezisinde; “ Fevzipaşa Mahallesi’nin Sarıçay kısmında kalan bölgesi ile Barbaros Mahallesi’nin Devlet Su İşleri tarafında kalan bölgesi arasında uygulanacak bir köprü projesi üzerinde çalışıyoruz. Fevzipaşa Mahallesi’nde kentsel dönüşüm projelerimiz olacak. Palamut depoları olarak bilinen eski metruk yapılardan bir tanesini istimlak ederek Çanakkale Belediyesi olarak aldık. Buraya herkesin kullanabileceği bir sosyal hizmet evi yapacağız. Fevzipaşa Mahallesi insanları bizimle birlikte kentsel dönüşümü yaşayacaklar” dedi. Gökhan,”Aynı zamanda daha önceki incelemelerimizde tespit ettiğimiz eksiklikler giderildi. Mahalle’nin içinde kalan birkaç sokağa da parke taş döşeyeceğiz” dedi.

bu metnin aslıydı. aşağıda da benim çeviri var. yalan yanlış varsa belirtiniz;

The Mayor in the Gypsy District 20/02/2009
Ülgür Gökhan, who is the mayor of Çanakkale, and municipality engineering officers and Ramazan Işıldak, who is the district headman, investigated Fevzipaşa District.

Technical investigation was started in the entrance of Sarıçay area and continued in Testicioğlu Street, Kuyu 1 Street, Kuyu 2 Street and Zafer Square.

Ülgür Gökhan said: “We work on a bridge project that will be applied between Sarıçay area in Fevzipaşa District and the area near Government Water Affairs in Barbaros District. In addition, we will implement an urban transformation project in Fevzipaşa District. Çanakkale Municipality has expropriated a ruined building known as tunny storage. This building will be transformed into a welfare service building by the municipality. People in Fevzipaşa District will live the urban transformation with us.” Furthermore Mr. Gökhan said: “Some problems that were determined in past investigations have been solved. Additionally, some roads will be floored with cobblestones.” while investigating.
0
egilincecataligozukmeyenentelmuslukcu
(17.03.09)
en sondaki while investigation, metni biraz bozmuş gibi.
during the (technical) investigation (trip), ülgür gökhan said "........"
daha mı güzel?

we work on a bridge project yerine, we are working...
ruined building yerine deserted building...

bir de o palamut deposu, balık olan palamut mu yoksa ağaç olan palamut mu? ağaçsa, acorn olmalı.
0
marcelorios
(17.03.09)
"People in Fevzipaşa District will live the urban transformation with us"

yerine

"residents of Fevzipaşa District will experience the urban transformation with us" gibi bir şeyler olsa daha iyi olur gibi?
0
endless dream
(17.03.09)
işi gücü biraktim gecenin bu vakti elimden geldigince düzeltmeye calistim. yine de ufak tefek hatalar cikabilir. bilen arkadaslar önerilerini ve düzeltmelerini belirtirlerse sevinirim. fevzipasa güzel mekan, dönüsüm mönüsüm olmadan oldugu gibi kalsa keske.


The Mayor in the Gypsy District 20/02/2009

Ülgür Gökhan, the mayor of Çanakkale, a team of engineers from the municipality technical services department, and the district headman, Ramazan Işıldak, visited Fevzipaşa District for a technical investigation.

The visit started at the onset of Sarıçay area and continued in Testicioğlu Street, Kuyu 1 Street, Kuyu 2 Street and Zafer Square.

Ülgür Gökhan stated: “We are currently working on a bridge project to be built between Sarıçay area in Fevzipaşa District and the area near Government Water Affairs in Barbaros District. Moreover, we are planning to implement an urban transformation project in Fevzipaşa District. Çanakkale Municipality has expropriated a deserted building formerly used as a tunny warehouse. It will be transformed into a welfare service building to be run by the municipality. People in Fevzipaşa District will enjoy the urban transformation with us.” Furthermore Mr. Gökhan added: “Problems of the district noted during the previous investigations have already been tackled. Additionally, some roads in the district will be paved with cobblestones which haven’t been done so up to now.”
0
atmacaged
(17.03.09)
Öncelikle tek tek düzeltmek yerine çeviri, özellikle de İng-Türkçe çeviri ile ilgili yapısal bir kaç şey daha çok işinize yaarayabilir idye düşünüyorum.
en temel leylerden biri yan cümlecikleri en aza indirgemek, who is- which is .....'den mümkün olduğunca kaçınmak. Yani doğrudan Mayor of Çanakkale, bilmemkim along with his technical team (of engineeers? istenirse)and district bilmem ne ramazan falanca çok daha sağlam bir çeviridir. İki kişi için peşpeşe aynı kalıpla who is diye tekrarlamak metni zayıflatır.
Sonra was started'lı falan edilgen fiilli cümleleri de en aza indirgemek fena olmaz. Türk bürokrasi dili İngilizce'de doğrudan çeviride aynı şeye tekabül etmiyor. Yani başlatıldı yerine direk started demek daha iyi olur. Ayrıca bu inceleme gezisi ise, daha teftişvari ve soruşturma anlamlı investigation yerine technical research, inquiry, observation falan daha iyi oturabilir. Yine edilgen çatılı will be applied ve sıkışık yan cümlecikler de metni boğuyor gibi. ruined yerine demolished hatta run down'ı öneririm. welfare service building ise tamamen sözlük ve çeviri kokuyor, onların terimsel karşılığı community center olarak geçer genelde, zaten building genelde pek o tarz binalar için kullanılmıyor.En sondaki ağır şekilde edilgen isim cümlesinin ise doğrudan etken fiilli isim cümlesine dönüşerek,
we have already solved certain problems detected in previous investigations çok daha verimli olabilir.
he also added that they would lay down cobblestones to some streets as well falan gibi bir şeyler daha net ve temiz gelebilir kulağa.
tespit için determine yerine detect
some yerine bağlamsal olarak yine certain, transform yerine convert, hatta to be renovated into a community center
gibi düzeltmeler de genel havayı toparlar gibi. genelde meselenin özü sözlük ve türkçe kavramsal tornistan kokmayan bir metin oluşturmaktır çünkü.
dar vakitte pat pat fazla kibar olamadan direk konuya planjonla bölük pörçük yazdım, işe yaramazsa çöpe atın, kusura da kalmayın, affedin e mi?
selametle.
0
serendipity
(17.03.09)
(7)

çok alkolün zararları

ophelia
Hani şu şarapçı arkadaşlar çizgi filmlerde kırmızı burunlu resmedilir ya. o acaba alkolikliğin bir göstergesi midir? karaciğerin yüze bir yansıması değildir değil mi? doktor amcalar bi ışık tutsa. alkol alınca başa gelen yüz kızarması kötü bi işaret mi?
Hani şu şarapçı arkadaşlar çizgi filmlerde kırmızı burunlu resmedilir ya. o acaba alkolikliğin bir göstergesi midir?
karaciğerin yüze bir yansıması değildir değil mi? doktor amcalar bi ışık tutsa. alkol alınca başa gelen yüz kızarması kötü bi işaret mi?
0
ophelia
(16.03.09)
o kızarıklık sarhoslugun alameti oalrak kullanılır.

sarhosluga dalalettir, ortama gore kotu olaiblir de guzeldir.
0
bryan fury
(16.03.09)
şöyle bir şey var:

(bkz: rosacea)

alkol, kahve, soğuk hava tetikliyor. cilt doktoruna gidip emin olsanıza.
0
zihuatanejo
(16.03.09)
@want2die: yok ya merakım "acaba alkolik miyim?" değil de, "karaciğerim alarm veriyor mu?" idi. tenks
0
🌸ophelia
(16.03.09)
alkol alinca kan basinci yukselir, yuzdeki kilcal damarlar genisler, en belirgin kilcal damar genislemeleri ve kirmizilasmalar da burnun ucu, kulaklar ve gozler ve goz kapaklarinda olur. hatta alkolik insanlarda da yerlesik bir kirmizi burun bulunur.
0
ermanen
(17.03.09)
Çok alkolde yüz kızarır, bide karacigeri ele alırsanız yüz kızarır babam gibi.. cilt altındaki kılcal damarları kanama yapıo alkolik deildir ama içince içio o da.. içmein çok lütfen
0
Merwish
(17.03.09)
Kırmızı burun dışında yüzde uzaktan bakınca sivilce gibi gözüken kızarıklıklar da oluşabilir. Yanakta, alında vs. Nedeni de açıklanmış yukarıda.
0
endless dream
(17.03.09)
test yaptırıp, asparajin amino transferaz(ast) ve alanin amino transferaz(alt) değerlerine baktırın.
0
pain
(17.03.09)
(29)

Suçla, Kriminolojiyle, Adli Bilimlerle ilgili popüler bir dergi olsa?

beccaria
Merhaba arkadaşlar. Bir konuda fikirlerinizi almak istiyorum. Tarihle veya bilimle ilgili popüler dergiler gibi (mesela Atlas, Bilim ve Teknik, NTV Bilim, NTV Tarih, Popüler Tarih, Toplumsal Tarih, National Geographic gibi) suç konusuna özgülenmiş bir dergi olsa ve bu dergi de saydığım diğer dergile
Merhaba arkadaşlar. Bir konuda fikirlerinizi almak istiyorum. Tarihle veya bilimle ilgili popüler dergiler gibi (mesela Atlas, Bilim ve Teknik, NTV Bilim, NTV Tarih, Popüler Tarih, Toplumsal Tarih, National Geographic gibi) suç konusuna özgülenmiş bir dergi olsa ve bu dergi de saydığım diğer dergiler gibi yurtçapında yaygın dağıtıma sahip olsa içinde neler olmasını isterdiniz? Bahsettiğim varsayımsal dergi kriminoloji, suç tarihi, suçların ve suçluların ortaya çıkarılması hikayeleri, biraz hukuk, adli bilimler vb. ile ilgili. Böylesi bir dergi olsaydı içinde şu şu konular, resimler, yazarlar, haberler, çizerler, çizgi hikayeler vb. olsaydı dediğiniz şeyler nelerdir? Sınırsızca düşünün, her ayrıntıya girmekten kaçınmayın. Bu zaten düşünülmüştür demeyin.

Bu arada ekşi duyuru yöneticelerinden dileğim küçük çaplı bir araştırma başlangıcı niteliğinde olan bu duyuruyu bir süre tepede tutmaları.
0
beccaria
(15.03.09)
csi:ny'da kullandıkları über teknolojik aletlerle ilgili makaleler olsun. "şu alet gerçekten var, şu teknolojiyi kullanarak şu şu işleri yapıyor." "bu alet var ama, tv'de gözüktüğü gibi değil aslında, tam olarak bunu yapıyor."

sonraa, seri katillerle ilgili dosyalar olsun; özellikle yakalandıktan sonra (varsa tabii öyle bir şey) psikolojik tahlilleri (çocukken annesi zorla yumurta beyazı yedirmiş, ondan böyle olmuş) olsun.
0
kobuzchu kiz
(15.03.09)
belirli olaylardaki suclularin genelinde bulunan ortak özellikler. mesela tecavüz suclularinin %68i 43 numara ayakkabi giyer. bu kadar absürd degil tabii ki ama acep ortak noktalari var midir, varsa nelerdir. bunlar olabilir mesela.
0
zeykur valekov
(15.03.09)
suç ve suçluları ortaya çıkarmada kullanılan teknikler,maddeler,aletler,vb. hakkında bilgi vermeyin,daha profesyonel ve tedbirli suçlular türemesin!

böyle bir dergi mi çıkarmayı düşünüyorsunuz?
0
skplgl
(15.03.09)
-her ay gelmiş geçmiş en büyük suçlulardan bir tanesinin hayatı.
-eski zaman işkenceleri.
0
teritori
(15.03.09)
skplgl ' nin dediğine katılıyorum. amerikadaki csi dizilerinin suçlara etkisini anlatan bir yazı bulmuştum stumbleda, o yazıda bu diziler sayesinde suçluların nasıl akıllandığı anlatılıyordu. kısaca olmamalı böyle bir şey
0
gunetapar_
(15.03.09)
hatta ben şu anda, aşırı dozda enjekte edince insanı öldüren ama kısa sürede tamamen vucüttaki bileşiklere ayrılan, bu yüzden otopside bulunamayan bir şey biliyorum. ben bile biliyorum düşün yani
0
gunetapar_
(15.03.09)
suçluların beyin yapılarına düşünce biçimlerine değinilse mesela. ne bileyim yani suçlulara tü kaka demek yerine söylediklerine devranışlarına filan odaklanılsa.
0
oceano
(15.03.09)
İlginç yakalanma hikayeleri olabilir. Polsiye romanlardaki olaylara benzer yaşanmış davalar.
Elbette "sizden öyküler" gibi bir bölüm de olmalı.
0
vecna
(15.03.09)
Sevil Atasoy'un Hürriyet'te pazar günleri yazdığı yazılar tadında birkaç yazı güzel olurdu.
0
endless dream
(15.03.09)
- teknoloji
- tarihte bugun
- psikiloji
- hukuk
gibi suca dair temel yaklasimlarin olacagi bolumlere ek olarak:
sucun nedenlerinin yanisira, sonrasindaki mevzulara da yaklasablirsiniz. ne bileyim, ' oncesi sonrasi' kosesi olur mesela, orda olayi anlatip sonra da ordaki kisi ve yakinlariyla roportaj yapip bugunlerini de sayfalara tasiyabilirsiniz.
bir de bazi suclar komuoyunu daha cok ilgilendiiyor, yani herkesin haberinin oldugu bir cinayet dosyasi mesela. sonrasinda hemen unutuluyor yani sonrasinda bir gelisme olsa bile insanlar yeni bir 3. sayfa haberiyle ilgilenmeye baslamis olabilir. misal boyle bir vakayi ay sonra ya da 3 ay sonra ya da dava karara baglaninca, yeni bulgular ogrenilince vs gibi kriterlerle izleyebilirsiniz. bu bolumun adi ' takipteyiz' gibi bi sey olabilir mesela.
sonra bir de sey aklima geldi. bilmem o tipo bir imkaniniz olur mu ama 'katilim kim' gibi bi bolum olabilir. kimin oldurdugu belli olmayan vakalarda, size basvurular, siz de arastirirsiniz vs.
0
pyro clustic flow
(15.03.09)
polisiye bilmeceler olabilir. yani uc dort clue ile sak diye sucluyu bulabilme gibi.
bi de bazi kullanilan kimyalsallar evde nasil uretilir tarzinda bisi olabilir...
sonra sucsuzlarin psikolojisi de incelebilir.

mesela neden cok guzel bir kizin hirsizlik yapmayacagina inaniriz gibi...
0
yirtik foto
(15.03.09)
Kontr-Kriminoloji ya da Kontradalet diye bir bölümü olsun.

Burada Uğur Mumcu cinayeti, Hrant Dink, Engin Çeber cinayeti gibi cinayetler ele alınsın. Süreç adım adım değerlendirilsin.

Devlet nasıl kanıtları çalı süpürgesiyle süpürdü, polisler nasıl Samastla fotoğraf çekildi, Engin Çeber'e işkence yapılan hapisanenin kamera kayıtları neden silindi, kullanılagelmiş işkence yöntemleri nelerdir, nası etkileri olur. 19 Aralık katliamında, devletin kullandığı kimyasal silahların etkisi nelerdi bilelim.
0
anadolu
(15.03.09)
olacaksa bilimsel değil magazinsel olmalı.
0
turkish tekila
(15.03.09)
böyle bi dergi çıkarsa bi şekilde benim haberim olsun. reklamı iyi yapılsın. sadece istanbul'da ankara'da satılmasın, küçük yerleşim yerlerinde de de bulunabilsin.

yoksa ben alıp okuyamadıktan sonra içine hayatın anlamını koysanız bi gram faidesi yok.
0
yo wassup
(15.03.09)
simdi, suclular xp kazanır denmıs de, magdurların kazanacagı experience ı nedne gormuyoruz ?
0
bryan fury
(16.03.09)
yazabilen varsa kisa agatha christie öyküsü yazsin
0
zeykur valekov
(16.03.09)
adli bilimler ve adli psikyatri dergisi var ama populer bi bakış açısıyla yapılamamış dergilere tıklarsanız konu başlıklarını bulabilirsiniz aşağıdaki linkte;
www.seckin.com.tr
0
efsunlu
(16.03.09)
ben şöyle bir örnek vereyim.
tecavüzcü tenor şahin öğüt'e "ığğğ iğrenç. ölsün o o.çocuğu hem de operacıymış" demek yerine, bunu yapmaya onu iten nedenleri, davranışlarını, yaşayış tarzını, aile hayatını irdelese.. ne güzel olurdu.
0
oceano
(16.03.09)
işledikleri suçlar anlatılırken sıradan anlatılmasın. yani "gitti, öldürdü, geldi" gibi değil de "şunu yaparken şunu düşünüyordu, o sırada birden panikledi ve böyle yaptı" tarzı.
0
rectoa
(16.03.09)
istatistiksel bilgilere yer verilmeli. çeşitli suçların ve kurbanların istatistikleri olsun. coğrafyaya göre, suçun niteliğine göre, kurban seçilen kişilere göre istatistikler versin. suçların nasıl cezalandırıldığına yer versin.
hangi suçu işleyen nerde, ne kadar ceza almış gibi istatistikler de koyulabilir.
onun dışında, eğer yol göstermek gibi amaçlarınız olacaksa; suçların ne şekilde, nereye bildirilmesi gerektiği, bir suçluyla davalık olunduğunda nasıl yollar izlenmesi gerektiği gibi hukuki bilgiler verilebilir.
bi de hakkaten fazla bilimsel olursa ilgi görmeyebilir. magazinsel yanı olmalı. bazı suçluların ve ilginç suçların hikayeleri güzel okunuyor. suçlunun psikolojisi ve geçmişi anlatılırsa iyi olur. profiling denen olay ilginç bi de. onunla ilgili bilgi verebilir ya da hala çözülmemiş olan suçların failleriyle ilgili profiller hazırlayabilirsiniz.
potansiyel suçluya hitaben şeyler de yazılabilir. suç işlemeye meyilli, ne biliyim bişiyler çalmaya yatkın ya da taciz, tecavüz etme gibi istekler içinde olan bi insan naapmalıdır, nasıl bi yardım almalı ya da bu tip eğilimlerle nasıl savaşmalıdır gibi.
0
cereal killer
(16.03.09)
yeni harman'da turkiye'nin bitki ortusu diye bir harita verilmisti. nerede ne kadar uyusturucu kenevir filan bulundu, bunlari veriyordu. boyle seyler olabilir.
uyusturucu kullanimi ile ilgili istatistikler yararlari/zararlari suc ile ilgili bagintisi nedir? bunlardan bahsedilebilir.

bir de tarihteki enteresan suclardan bahsedilebilir, mesela zehirli bir yilanla oldurulen kurban gibi...
0
yirtik foto
(16.03.09)
promosyonları olsun isterdim konuyla alakalı
öyle ama
0
zombikanı
(16.03.09)
suçtan sonrası da işlensin. yani ailesini katletmiş birinin akıbeti ne olmuş onu da bilelim. hapiste şişlenmiş mi, idam mı edilmiş, intihar mı etmiş. hangi suça ne kadar ceza verilmiş onlar da sunulsun. suçu öğrenelim ama cezayı da bilelim ne olmuş.
0
holly golightly
(16.03.09)
Sevl Atasoy olsun, hatta işi ona bırakın tamamen.
0
alchoburn
(16.03.09)
tv.de, sanırım Deşifre programındaydı, arada Arzugül pektaş adında bir psikiyatr açıklamalar yapardı vakalarla ilgili, bunun gibi bir psikayatrın yazılarına yer verilebilir. cinayet romalarıyle ilgili bölümler olabilir. dostoyevski üzerine araştımalar eleştirilere yer verilebilir.

toplumu bilinçlendirmeye yönelik yazılar görmek isterim ben mesela... Allah korusun, hepimizin başımıza böyle şeyler gelebilir. Bu olayları yaşayan insanlar suçluların yakalanması cezalarını çekmesi için neler yapabilirler? kimlerden, nelerden şüphelenmelidirler? vs. vs.
0
gijilti
(16.03.09)
organize suçlara da yer verilsin. ne bileyim tayland'daki mafya gruplarından haberdar olalım. yeni hükümet mafyanın üzerine gidince öldürülen politikacıları öğrenelim. daha iyisi politika ve organize suçu dünya çapında haritalandırsın. atıyorum insan ticaretinin bilinen tüm ağları sergilensin. italya'da kopya üründen geçinen ve belediyesi dahil tüm şehri mafyanın elinde olan bi şehrin ve ilişkilerinin belgeselini izlemiştim natgeo da ordan geldi aklıma. malları satacak insanları afrikadan nasıl topladıkları, çinden nasıl sahte mallar yaptırdıkları, karaparayı nasıl akladıkları vs.
ayrıca pablo escobar quote ları olsun :)
0
portik
(16.03.09)
suca maruz kalan masumlarin akibeti de incelenebilir. genelde bu hep atlanan yandir. suclu hakkinda bircok sey sunulurken atiyorum olen maktulun esi akrabalari neler yasamistir. yasadiklari bu vakanin sonucunda bu durumu atlatabilmisler midir, atlatmislarsa nasil atlatmislardir vs.

bir de sucu ve sucluyu ovmemeye onem verilmeli. bi ara discovery'de izledigim bir programda soylenen bir sey beni cok rahatsiz etmisti misal; "cok kurnazca ve ince eleyerek hazirladigi plana sadik kalmisti. kendine guvenini ve zekasiyla..." buradan sonrasini hatirlamiyorum. midem bulanmisti. sanki onun yaptigi seyi over gibi!

suc oncesi yapilanlar, ulkemizde ve diger ulkelerde suc oncesi seylerle alakali makaleler olabilir. benzer sekilde insanlarin suca maruz kalmamasi icin oneriler iceren yazilar yer alabilir.
0
entrapmen
(17.03.09)
bir konu daha geldi aklıma da, magdurların hakları, ya da kriminal incelemelerin proseduru, ya da hangi delil ne kadar surede toplanmalıdır/toplanabilir, sahihliğini korur, sahihtir vs bu gibi hukuki taraflarına da deginse super olurdu.

veya, standart işleyisin dısında inceleme sırasında baska bi olasılık geldi diyelim aklımıza bunun incelenmesini nasıl yapabiliriz ya da duzenlenen rapora ititraz gibi konular.
0
bryan fury
(18.03.09)
Herkese verdiği yanıtlardan ötürü teşekkür ederim. Konuyla ilgili özgün fikirleri olan varsa her zaman buraya yazabilir.
0
🌸beccaria
(18.03.09)
(2)

mudo concept'teki buzdolabı vs. oyuncak mı?

murtaza koptagel
soru gayet net. mudo concept'te satılan mini buzdolabı, retro sosisli yapma makinası, pamuk şeker üretme aparatcağızı gibi ürünler gerçekten işe yarıyor mu?özellikle almayı düşündüğüm kırmızı mini buzdolabını kullanan varsa, görüşlerini belirtirse çok sevinirim. 87 lira çok değil aslında ama boşa gi
soru gayet net. mudo concept'te satılan mini buzdolabı, retro sosisli yapma makinası, pamuk şeker üretme aparatcağızı gibi ürünler gerçekten işe yarıyor mu?

özellikle almayı düşündüğüm kırmızı mini buzdolabını kullanan varsa, görüşlerini belirtirse çok sevinirim. 87 lira çok değil aslında ama boşa gitmesini istemem, öğrenciyiz sonuçta.
0
murtaza koptagel
(15.03.09)
hepsi çalışır durumdadır o ürünlerin. nasıldır, nedir bilemeyeceğim ama.
0
teritori
(15.03.09)
Evet onların hepsi çalışıyor. Uzun yıllardır satılıyordu yurtdışında, Türkiye'ye yeni getirmeye başladılar. Zamanında detaylı bir araştırma yapmam gerekmişti bu konuda, hepsini bizzat kendim test ettim.
0
endless dream
(15.03.09)
(8)

film önerisi

ne gerek var ki
şimdi şöyle, yakın bir arkadaşıma mallık edip ondan hoşlandığımı belli ettim şuanda ikimizinde kafası karışık, kız bana kesinlikle arkadaş gözüyle bakıyor, uzun zamandır kıza film vericem diyip duruyordum şimdi kıza bu durumu da göz önünde bulundurarak hangi filmleri vereyim, önerilerinizi yazarsanı
şimdi şöyle, yakın bir arkadaşıma mallık edip ondan hoşlandığımı belli ettim şuanda ikimizinde kafası karışık, kız bana kesinlikle arkadaş gözüyle bakıyor, uzun zamandır kıza film vericem diyip duruyordum şimdi kıza bu durumu da göz önünde bulundurarak hangi filmleri vereyim, önerilerinizi yazarsanız çok mutlu olurum, birçok insanın da işine yarayacaktır.
0
ne gerek var ki
(15.03.09)
When Harry Met Sally
0
mavi karanlik
(15.03.09)
50 ilk öpücük iyi gider diye düşünüyorum.
0
readmymind
(15.03.09)
0
endless dream
(15.03.09)
(bkz: amelie)
0
orange coffee
(15.03.09)
0
kose
(15.03.09)
(bkz: love actually)
0
la traviata
(15.03.09)
casablanca
0
szqnn
(15.03.09)
serendipity diyorum. tecrübeyle sabittir iyi gider.
0
zartanyan
(15.03.09)
(16)

sevgili para vs. ne yapsam?

darkprin
şimdiii uzun süreli bir ilişkim var. kendisi sevgilim olduğu kadar da bir baba, abi gibi koruyucum gibidir de. sıkıntılarımı filan hep onunla paylaşırımpara durumu benden kat be kat iyi. bayağı iyi hatta. ama ondan hiç para istememiştim şimdiye kadar. cep telefonu faturam da çok düşük gelmez, geneld
şimdiii uzun süreli bir ilişkim var. kendisi sevgilim olduğu kadar da bir baba, abi gibi koruyucum gibidir de. sıkıntılarımı filan hep onunla paylaşırım
para durumu benden kat be kat iyi. bayağı iyi hatta. ama ondan hiç para istememiştim şimdiye kadar.
cep telefonu faturam da çok düşük gelmez, genelde onunla konuşurum. bu yüzden sms arama derken biraz yüksek gelir. şimdiye kadar ondan hiç yardım istemedim ama bu ay faturamı ödeyemedim eksiğim vardı utana sıkılan zor zoruna biraz destek istedim. çok zor istedim ama. durumu da anlattım, ki biliyordu da zaten.
ve hemen ikiletmeden bana para gönderdi. anında. ki ben azcık istemiştim o bana faturanın tümünü yolladı.

şimdiii..
fatura için babamdan para aldığımı biliyordu. yani hiç param yok değil, eksiğim var olarak da biliyordu ama faturanın tümünü yolladı. eksiklerini hallet rahat ol dedi. elimde bir miktar para kaldı.
sizce ben bu parayı ona geri mi vereyim (faturayı hallettim teşekkür ederim hayatım diyerek), yoksa ancak 1-2 hafta sonra alabileceğim geçmiş doğum günü hediyesini mi alayım?

iade etmeyi deneyin diyorsanız, sizce telefonda "para kaldı ben sana geri vericem" diye mi söyleyeyim, yoksa yüz yüze geldiğimizde çıkarıp "al hayatım faturamı yatırdım teşekkür ederim" diyerek mi vereyim?

ki almak istemeyecek, onu da biliyorum. fakat arada kaldım.
parayı iade etmeye kalkışırsam ve dayanamayıp alırsa ya almayı düşündüğünü değil de daha ucuz bişeyi hediye olarak alıcam, ya da bi süre beklemem gerekicek.

napsam sizce?
0
darkprin
(14.03.09)
faturayı yatırdım al buda para üstün demek çok yakışıksız bir hareket olur, erkekler bu konuda çok hassaslardır ve ayrıca böyle bir harekette bulunmanız aranızdaki ilişkide henüz onu kabullenmediğiniz anlamınada gelebilir.

ikili ilişkilerde para almak veya vermek çok mühim konular değildir, ayrıca sevgiliden borç alınmaz para lazım olur istersiniz varsa verir. zamanı geldiğinde oda sizden ister.

tabi bu dediklerim çok büyük meblalar için geçerli değildir, büyük meblalar genelde evlenmek üzere olan çiftler için geçerli olabilir ama sizin durumunuzda büyük bir miktar olduğunu düşünmüyorum.

para iadesi yerine kendisine ufak bir hediye almanız ve hem doğum günü hemde dar zamanda size yardım ettiği için teşekkür anlamına gelecek şekilde hediyenizi vermeniz daha şık ve kabul edilir bir hareket olacaktır.
0
snow bros
(14.03.09)
Arayı hiç sogutmadan Bir hediye al gitsin...
0
aspet
(14.03.09)
kişiyi tanımak lazım biraz.
para durumu sizden kat be kat iyiyse büyük ihtimalle almayacaktır parayı.Bşu boşuna uğraşmayıp hediye alabilirsiniz direk.
0
natnan
(14.03.09)
bu mevzu bahis olan sevgili hani şu bi süre önce uğrunda deli gibi üzüldüğünüz, bizden tavsiye istediğiniz malum şahıs mı???? eğer oysa yani ohm a katılıyorum. senin hala o adamla ne işin var? hangi sıkıntılarını paylaşıyorsun yahu?
0
sleep may be the enemy
(14.03.09)
faturadan arta kalanı vermen saygısızlık olabilir. şimdi veremiyorsan bile, elin bollaştıgı zamanda aldıgın paranın tümünü iade etmeni, ve bu parayı alırkende ondan borç gibi aldıgını söylemeni tavsiye ederim. kişiyle ne kadarka samimi olsan para işi pis iştir. hem aldıgın para için ezilmemiş olursun, hemde aranızdak ilişkinin adı neyse ona zeval gelmemiş olur. sıradışı yani özel gün dışında bir hediyede gerek yok kanımca.
0
scp
(14.03.09)
evet önceki duyuruyu okudum,vazgeçtim ayrılıncılara katılıyorum :)
want2die sevgilin de sana ek kartını verdi mi?Yoksa sırf erkek olduğun için bu yükümlülüğü sadece kendi de mi görüyorsun?
0
natnan
(14.03.09)
bir erkek olarak böyle bir durumda sevgilimin bana para üstünü vermesini hiç hoş karşılamazdım.
zaten senin maddi durumunu biliyor, içinde olduğun durumuda biliyor, sana ona göre para veriyor. aman sıkıntı çekme diye.
sen para felan iade ederek aranızı bozma onun yerine hediye al.
sonra nazikçe durumuda anlat.
aranızdaki güveni dahada arttıracaktır.
0
zayfin
(14.03.09)
diğer başlığını şimdi okudum da midem bulandı gerçekten. şu 2 başlığı ciddiye alıp cevap yazanın karısının, kocasının da böyle bir sevgili bulması temennimle.
0
emrag
(14.03.09)
bence babana bir sor bakalım "evli sevgilimden telefon faturası için borç aldım para üstünü geri vereyim mi?" diye. en güzel cevabı o adamcağız verir tahminim.
0
atrin
(14.03.09)
bu kadın kısmısını anlamak çok güç gerçekten. ulan bi insan evli birisiyle nasıl bişeylere başlar. hadi bilmiyodun diyelim peki öğrendikten sonra nasıl devam ettiriyosun. hey allam.
(daha dün de 3 maymunu izledim lan)
0
rentts1
(14.03.09)
ya biz erkekler olarak zaten doğuştan aldatma switch imiz on geliyor. (ben hariç)
o yüzden adama diycek laf yok allahından bulsun ne diyelim. hakkaten olan o evdeki kadına oluyo aslnda ama henüz kadıncağızın haberi yok.
0
rentts1
(14.03.09)
Bu kadar üzerine gitmeyin arkadaşlar. O öyle bir hayat yaşamayı kendisine layık görmüşse sizin "midem bulandı" gibi laflarınız kendisine sadece bir fiske daha atar. Ayrıca bir insanı yargılayarak, onu dışlayarak ona doğruyu gösteremezsiniz. Sadece sizin laflarınıza değer vermemesini sağlarsınız.

Bence eğer bu adam öbür duyurundaki adamsa, paranın üzerini ona versen de, hediye alsan da bir farkı olmayacaktır. Çünkü onun için bunun bir önemi olduğunu düşünmüyorum. Cebine atsan da umrunda olmaz. Hediye alsan onun seni daha fazla sevmesini sağlamazsın. Para üstünü versen gururu incinmez. Çünkü gururu olsa zaten 2 kadını bir arada hayatına sokmazdı.
Bu yüzden istediğini yap.
Ama şunu asla unutma, ne yaparsan yap, o adam karısına geri dönecek. Seninle sevişecek, kendini tatmin edecek ve gülümseyen yüzüyle evine girecek, karısını öpecek, akşam yemeğine oturacak.

Bu yüzden maymun olma onu karısından vazgeçireyim diye. Çünkü bunu yapmayacak. Eğer bunu kabullenmeyi gururuna yediriyorsan, git şirin bir hediye al. Belki daha heyecanlı sevişirsiniz o akşam...
0
endless dream
(14.03.09)
artanını geri verin tabii ki. bi insana kendi parasıyla hediye alınır mı? ucuz olsun, ufak olsun ama kendi paranızla alınmış hediye olsun. bi zahmet... parasını benim verdiğim hediyeyi ben istemem şahsen. hiçbişey almasanız bile daha iyi.
0
cereal killer
(15.03.09)
önceki duyuruda bahsettiğin adamsa, ye gitsin. aksi taktirde, o adam zaten eninde sonunda seni şutlayıp karısının yanına dönecek ve sen de "ulan o kadar düşünceli davrandık yemedik yedirdik" vs. deyip kendini daha çok üzeceksin. ya da adam karısını şutlayıp sana gelecek, ama bu seferde karısına yaptığını sana yapacak. e o zaman neden değer veresin ki bu adama.
0
zubundy
(15.03.09)
Geçmiş doğumgünü hediyesinden bağımsız bir hediye al. Geçmiş doğumgünü hediyesini de al ama, unutma bak.
0
mithy
(15.03.09)
yahu kimin kimle ne iliski ysadıgından size ne, sen sadık ol esine sevigline olmayan sana nıye batıyor. o bulanan mıgdenle o ovundugun degelrerını de al git, kimse senınle aynı fikirde aynı hayatta olmak zorunda degil. senı ne alakdar ediyor kimle iliskisi oldugu. yapmak isteyıp de yapamadıgından mı bu hırsın ? yoksa aynısını partnerin yapar dıye mı bu linc ? bu ezikligin mı burda efelenmene sebep. kim ne karısır yahu benım kimle iliskim oldugu.

yemektir, cici seylerdir o sekilde bi guzellik yapılaiblir, ustunu iade etmeyi denemen cok sacma, ve komık olur. odeyebilecgin zaman tamamını odemeyı dene ama kabul emtez muhtemelen. oylesi daha uygun olur.
0
bryan fury
(15.03.09)
(3)

ödem sorunu

cairo
şimdi millet ben ödemden şikayetçiyim sadece bende mi oluyo yoksa herkes mi böyle ben mi abartiyorum onu şey etmek istedim....ben aşırı dikkatli beslenen bi insanoğluyum....lakin bazen oluyor ki bende böyle abur cubur yemek falan istiyorum...mesela dun biraz abarttim aksam cips biskuvi falan yedim..
şimdi millet ben ödemden şikayetçiyim sadece bende mi oluyo yoksa herkes mi böyle ben mi abartiyorum onu şey etmek istedim....

ben aşırı dikkatli beslenen bi insanoğluyum....lakin bazen oluyor ki bende böyle abur cubur yemek falan istiyorum...mesela dun biraz abarttim aksam cips biskuvi falan yedim..sora susadim tabe su içtim bol bol...e diyeceksiniz ne var bunda....dun sabah 49 kilo olan ben bu sabah 1.5 kg odem ile yuz goz şiş uyandım....

ve bu hep boyle...eger dikkat etmezsem hemen odem yapiyo vucudum...

hatta bunun için nefrologa bile gittim, aldestoron hormonunda biraz fazla ama hayati bi sorun yok sadece dikkatli beslen dedi....

şimdi herkes bole biraz yemegi abartinca hemen odem yapio mu yoksa allahın şansli kulu ben miyim....

ha birde odem attırıcı ne tavsiye edersiniz???
0
cairo
(14.03.09)
Yemeyi abartınca değil de tuzu abartınca olabilir. Fazla tuz şişirir ve ödem yapar. Bol bol su için ertesi gün ve tuzsuz beslenmeye dikkat edin.
0
endless dream
(14.03.09)
yok sadec tuz degil...tabi tuzda onemli onada cok dikkat ediyorum...cips sadece dun yegimin için soledim...mesela normal bi aksam yemegi ustune hadi canım cok cekti bi tatlı yedim...hopp odem...olan odemde dedigin gibi bol su ve bitki cayi gene max dikkat ile 2-3 de anca çözülüyor.
0
🌸cairo
(14.03.09)
Şimdi ödemin nedenlerine kısaca bakalım....
Böbrek,
Hormon,
Karaciğer,
Kalp,
Damar,
İdiyopatik Ödem

Doktora gidip hormon kontrolu, kan taklilleri vs yaptırdığınızı varsayarak idiyopatik yani nedeni bilinmeyen ödem diye şeyettiydim ben. Bu idiyopatik ödem de genelde kilo fazlası, çok tuz tüketimi,aşırı stres, çok karbonhidrat tüketimi, vs gibi nedenlerle oluyor. Kilonuza ve yediklerinize dikkat ettiğinize göre onlar da değil. O zaman geriye tuz kalıyor diye düşünmüştüm.

Ama öyle değil diyorsunuz... O zaman bence komple bir taramadan geçirin kendinizi. Kan tahlilleri, muayene gibi.. Ondan sonra yine bir şey çıkmazsa, onunla yaşamayı öğrenmeniz gerekecekmiş gibi geldi bana.
0
endless dream
(14.03.09)
(13)

geçmeyen öksürük

natnan
Bundan 1,5 ay önce bir grip salgınında hastalık kaparak ateşlendim,2 günde geçti bir tek öksürük kaldı.Bu öksürük bir türlü tam olarak geçmiyor.Tam geçti diyorum iki içki içiyorum yine başa dönüyor.En son mediko'ya gittim belki bakteryaldır da antibiyotik alırım diye,bademcik ve kan örneği aldılar.S
Bundan 1,5 ay önce bir grip salgınında hastalık kaparak ateşlendim,2 günde geçti bir tek öksürük kaldı.Bu öksürük bir türlü tam olarak geçmiyor.Tam geçti diyorum iki içki içiyorum yine başa dönüyor.

En son mediko'ya gittim belki bakteryaldır da antibiyotik alırım diye,bademcik ve kan örneği aldılar.Sonuçta virütik çıktı,dinlen dediler.1 hafta dinlendim,spor salonuna gitmedim,paso sauna'ya gittim,vitaminleri götürdüm.Tamam dedim geçti artık bir hafta sonra ve bi gece dışarı çıktım,diğer gün yine başa döndü herşey.Yeniden öksürüyorum.

Normalde çok içici biri değilim de,şu an Erasmus öğrencisiyim ve normalde çok sıcakkanlı bir insan değilim :).

Nabem ben?
0
natnan
(13.03.09)
Kocakarı ilacı efendim... Ayva yaprağı alıyorsunuz bir aktardan, demleyip içiyorsunuz. En fazla 1 hafta daha devam eder.
0
endless dream
(13.03.09)
mediko'ya degil de hastaneye falan gitseniz, virütik değildir belki?
0
boshi
(13.03.09)
o 'paso' saunaya gittiğiniz zaman yeniden üşütme vs gibi bişi olmuş olabilir. Öksürükle içkiyi de pek bağdaştıramadım. Eğer boğaz temizleme öksürüğü gibi bişise faranjit olabilir diye düşündüm. Aynısı bendede var çünkü öhö öhö öksürmeme gerek yokken boğazımı temizlemeye çalışıyorum gereksiz ve tahriş ediyorum ve sora daha kötü öksürük vs vs.
0
Merwish
(14.03.09)
aktardan küçük bir şişe kekik yağı alıyorsun ve bir kesme şekerin üstüne 2-3 damla döküyorsun, emiyorsun. günde bir kaç kez yap bunu, boğazı temizliyor. geçmiş olsun..
0
pongiyen
(14.03.09)
(bkz: zencefil)
0
yapacakbirseyyok
(14.03.09)
@Merwish : İçki değil de,içkinin soğuk olmasıyla alakalı olabilir.Gerçi buz gibi içmiyorum hiç.İçkiden olduğu kesin,hep iki küçük bira içtikten 1-2 saat ile bir dahaki sabaha arasında başlıyor öksürük,belki bir de az bir boğazda garip hisler oluyor.

Bir de 'paso' nun neyine takıldınız anlayamadım.
Kocakarı ilaçları iyi hoş sağolun da,el memlekette adam akıllı sebze bulmakta zorlanıyorum.
0
🌸natnan
(14.03.09)
artik hastalik diil de hastalik boyunca cok fazla oksurmenden kaynaklanan bogazda bir tahris durumu var, bu yuzden oksuruk durmuyor, oksuruk durmadikca daha da cok tahris oluyor, tahris olunca daha cok oksuruk falan gidiyor bu. tedavisi oksurmemek.
bunun icin de semptomatik tedaviye yonelik bi kocakarilik da ben yapiyim artik ne kadar olursa:
2 tatli kasigi toz zencefil ve 2 tatli kasigi bali karistiriyosun iyice
biraz da limon sikiyosun
yiyosun onu
yakacak bogazini biraz
ustune de varsa konyak, yoksa viski, yoksa nane likoru, olabildigince alkol orani yuksek agir bi icki.
0
cisterna
(14.03.09)
zencefil bal limon konyak bunlar kolay bulunan seyler, dene
0
cisterna
(14.03.09)
acik konusayim, house m.d izledikten sonra virütiktir o diyip gecenlere inanmayin, bir daha hastaneye gidin derim.
ne olur ne olmaz, yaban ellerde. zaten sigorta da var sanirsam. köküne kadar kullanin sigortayi, "öksürük neden gecmedi alooo?" yapin doktora bogazi isaret ederek.
0
zeykur valekov
(14.03.09)
drill diye bi pastil var, bulundugun ulkede var midir bilmem (fransa'da vardi)
tetracaine diye bir lokal anestezik madde ihtiva ediyor, uyusturuyor bayagi bogazi, daha az oksuruyorsun filan, bana bayagi iyi gelmisti
0
cisterna
(14.03.09)
Efem paso gitmemeniz adına söyledim çünkü tüm gözenekleriniz açılıo. Çocuk dr ları bile cocukları yıkadıktan sora pudralamayı öneriyo hastalığa üşütmeye açık olmasın vucutları diye. Onun dışında söylediğiniz gibi soğuk içtiğiniz için oluyo olabilir. Bence tahrişiniz var boğazınızda öksürdükçe artıyor.
0
Merwish
(17.03.09)
Ah mı ettiniz bana da öksürük oldum bende yahu?
0
Merwish
(25.03.09)
eheh kusura bakmayın :P,geçmiş olsun.
0
🌸natnan
(25.03.09)
(9)

kisa sacli kadin resmi

osuruklu
begendiginiz kisa sacli bi kadin var mi? unlu, unsuz farketmez. kisa sacli veya dazlak kadin gormek istiyorum en acilinden.google'a "bald woman, bald girl yaz" demeyin yalniz, kuserim...
begendiginiz kisa sacli bi kadin var mi?

unlu, unsuz farketmez. kisa sacli veya dazlak kadin gormek istiyorum en acilinden.

google'a "bald woman, bald girl yaz" demeyin yalniz, kuserim...
0
osuruklu
(11.03.09)
deviantart denedin mi?
0
teritori
(11.03.09)
audrey Tautou.
Jean Seberg - serseri aşıklardaki rolünde.
0
radikalherif
(11.03.09)
flickr'dan da bakabilirsin.

www.flickr.com
0
jamesjersey
(11.03.09)
natalie portman ve winona ryder bence enfes
www.miodiolive.com
upload.moldova.org

filiz akın'a da çok yakışıyor
turkkitap.de
0
endless dream
(11.03.09)
meg ryan ve winona ryder tabi ki.
0
oceano
(11.03.09)
natalie imbruglia bi ara kısa saçlıydı süperdi
0
tembel degilim useniyorum
(12.03.09)
www.hairfinder.com

ama yüzün de böyle olması lazım..
0
wolkymus
(12.03.09)
kirmizi gul demet demet
(12.03.09)
kesinlikle halle berry
realmusicpeople.com
0
black wings gray eyes
(12.03.09)
(6)

Şöyle güzel bi salata olsa da yesek!

maxpainn
Kolay bulunabilecek malzemelerle yapılabilecek hem doyurucu sağlıklı hem de lezzetli bir salata tarifiniz var mıdır? Kısa sürede yapılabilmesi tercih sebebidir...
Kolay bulunabilecek malzemelerle yapılabilecek hem doyurucu sağlıklı hem de lezzetli bir salata tarifiniz var mıdır? Kısa sürede yapılabilmesi tercih sebebidir...
0
maxpainn
(10.03.09)
Al iceberg de denen göbekli marulu doğra. Üstüne zeytinyağı, limon, tuz, küp domates, ton balığı ve isteğe görer kekik ya da nane de koy tamam...
0
crown
(10.03.09)
aysberg denen göbek marulu temel malzeme alırsanız, bulduğunuz yeşillikler, domates ve haşlanmış yumurtayla gayet besler.

yok baya baya beslesin diyosanız, annemim tarifini yazıyım, beklenmedik şekilde güzel oluyo :
patates haşlanır,diri kalır. içine piyazlık , kuru soğan doğranır, buna sos olarak da az bi yoğurt, az bi mayonez, limon,karabiber ,tuz istenirse hardal, ve zeytinyağı. üstüne de dereotu koyarsınız, yakışıyo. tavsiye ederim
0
kanuniye
(10.03.09)
domates + salatalik/marul/gobek + maydonoz + nane (taze) kiyalim. uzerine limon, nar eksisi ve beyaz peynir. yag opsiyonel. afiyet olsun.
0
orqan
(10.03.09)
her türlü yeşillik (ıspanaktan semizotuna, maydanozdan naneye) + ufak bir kasede bir çay kaşığı zeytinyağı, nar ekşisi, bir çay kaşığı yoğurt, bir tutam kekik,nane,biberiye(veya işte sevdiğiniz baharatlar--yoksa da bu kısmı es geçin) + yağsız tavada közlenmiş hellim peyniri.


marul + küp kesilmiş haşlanmış patates + kırmızı tatlı biber + taze soğan + (zeytinyağı + yarım limon + 1 kaşık yoğurt karışımı sos niyetine)

marul/iceberg + tuzda ovulmuş ve durulanmış mor lahana + salatalık + domates + çarliston biber + yer elması rendesi + haşlanmış yeşil mercimek + taze soğan + ......

Salata işte... neyi seviyorsanız onu koyun, uygun bir aroma için ya nar ekişili ya sirkeli ya da limonlu bir sos yapın (ki genelde içeriğinde kuru nane, az kekik, biraz tuz, biraz karabiber, vs gibi evde bulunan otlar kullanılır) oldu bitti işte.
0
endless dream
(11.03.09)
Bir de brokoli veya karnabaharı biraz haşlayıp üzerine sarmısaklı veya baharatlı yoğurt dökmek de güzel olur bence.
0
endless dream
(11.03.09)
(bkz: gavurdagi)
0
jaaaccckkk
(11.03.09)
(1)

vosvos

coffee and cigarettes
volkswagen kaefer işte. bizim tosbağa. var mı buralarda sahip olan, bilen, anlayan. dürtsün sözlükten.
volkswagen kaefer işte. bizim tosbağa. var mı buralarda sahip olan, bilen, anlayan. dürtsün sözlükten.
0
coffee and cigarettes
(10.03.09)
Elsanın Mecnunu vardı...ama çekti gitti. Belki arkadaşları ulaşmanızı sağlayabilir.
0
endless dream
(10.03.09)
(7)

Merdivenden yuvarlanan bilgisayar

sui
İki gün önce cpu fanını "nasıl yapsam da temizlesem" diye sorduğum bilgisayarı "arkadaşla birlikte temizleyelim" mantığıyla götürmeye niyetlenrken, torbanın sapları koptu ve bilgisayar (kasa yani) merdivenlerden yuvarlandı. Bir nevi dimyat mardin pirinç üçlemesiyle karşı karşıyayım, çok sinirlendim
İki gün önce cpu fanını "nasıl yapsam da temizlesem" diye sorduğum bilgisayarı "arkadaşla birlikte temizleyelim" mantığıyla götürmeye niyetlenrken, torbanın sapları koptu ve bilgisayar (kasa yani) merdivenlerden yuvarlandı. Bir nevi dimyat mardin pirinç üçlemesiyle karşı karşıyayım, çok sinirlendim vb., ama konumuz bu değil.

Neyse soru şu:

1. Başına böyle bir şey gelip de bilgisayarına hiç bir şey olmayan nurlu bir insan evladı var mı?

2. Bu trajikomik hadise bilgisayarın en çok nerelerine zarar verme eğilimdedir, oraları bir check edelim?

3. Aleti denediğimde karşılaşabileceğim en kötü sonuç nedir?
0
sui
(10.03.09)
1. Dell İnspiron bişi(buraya numara gelecek) düşürdüm merdivenden. En ufak bir şey olmadı. Sonra şarap döktüm göçtü.
0
endless dream
(10.03.09)
Merdivenlerden yuvarlanmak kadar extreme bir deneyim yaşamadıysam da 1-2 defa yaklaşık 1 metreden yere düşürmüşlüğüm var. Bilgisayardan bilgisayara değişebileceği gibi, sizin şansınıza da kalmış. Muhtemelen en çabuk etkilenecek yer hard disk olur. Eğer şanslıylanız S.M.A.R.T değerlerinde "reallocated sector count" miktarı biraz artmış bir biçimde normal çalışmaya devam edebilir, eğer bilgisayar açılıyorsa ilk burayı kontrol edin. Yani, oturum açabilecek kadar iyi durumdaysa muhtemelen biraz gürültülü çalışan fan, bad sector ihtimali yüksek hard disk gibi telafisi zor olmayan sorunlarla kurtarabilirsiniz.
0
twang
(10.03.09)
harddisk göçmüştür, anakart çatlamıştır cd-rom belki zarar görmüştür. başka birşey aklıma gelmiyor.
0
enter saltman benim
(10.03.09)
açın artık şu bilgisayarı, zarar gördüyse hdd zarar görmüştür, diğerlerine pek bir şey olacağını sanmıyorum ben de düşürdüm birkaç kere hdd'de zarar görmemişti, sizinki daha yüksek ve şiddetliyse belki hdd zarar görmüştür. çok yüksek ve şiddetliyse bilemem tabi, ama açın artık.
0
abtash
(10.03.09)
Şehirler arası yolculukta masaüstünün kasasını bagaja bırakmıştım. Almak için bagajın kapağı açılmasıyla üstüste istiflenmiş valizlerin arasından büyük bir gürültüyle düştü. Kesin gitti dedim ama hiçbişey olmamıştı.
0
iustitia omnibus
(10.03.09)
Tamam bir bakayım oralara.

@abtash, açma fırsatım olmadı çünkü üniversiteye getirip bıraktım, sonra dersten işten güçten gidip bir daha bakma fırsatım olmadı. İnşallah olacak bugün yarın da kendimi hazırlıyorum bu süre içerisinde.
0
🌸sui
(10.03.09)
3/5 basamaksa birsey olmaz ama komple kat indiyse bad sector kesin, anakart problemi yuksek ihtimal.
0
fdegir
(10.03.09)
(5)

ağlamak

senbanaadamolamazsındemedin
şimdi ben çocukluğu geçtikten sonra ki bu da orta okul yıllarına falan denk gelir, neredeyse hiç ağlamamıştım. allaha şükür beklenmedik kayıplarımız olmadı sülaleden amaiki dedem de vefat etti mesela. benim yaşıtım kuzenlerim ağlamış ama bende tık olmadı.yine ailece görüştüğümüz diğer ailelerin de b
şimdi ben çocukluğu geçtikten sonra ki bu da orta okul yıllarına falan denk gelir,
neredeyse hiç ağlamamıştım. allaha şükür beklenmedik kayıplarımız olmadı sülaleden ama
iki dedem de vefat etti mesela. benim yaşıtım kuzenlerim ağlamış ama bende tık olmadı.
yine ailece görüştüğümüz diğer ailelerin de büyüklerinden kayıplar oldu. olsun olsun üzüldüm işte biraz, ama hiç bir ağlama belirtisi yok. bunlar olduğunda 25 civarı yaşlardaydım.
hatırladığım tek ağlama üniversite yıllarında büyük bir hayal kırıklığı yaşatan bir kız mevzusu için oldu, o da 10sn süren ağlamaklı bi durum olmuştu.

şimdi otuz yaşımı da gördüm sonunda. artık okuduğum acıklı bir (gerçek olacak ama) hikaye için bile çat diye yaşlar boşalır oldu gözümden. örneğin:sozluk.sourtimes.org
lan noluyo bana? neden ağlıyası gelir ki sonradan insanın?
0
senbanaadamolamazsındemedin
(09.03.09)
sevişiyorum, geçmiyor yine de.
testorteron fazlasından ağlar mı ki insan hem.
0
🌸senbanaadamolamazsındemedin
(09.03.09)
30 yaş sendromu, yaşlandığını hissetmek, yaklaşan andropoz... =)
0
9uncu nesilim ama para bende
(09.03.09)
hahah, böylece duyuru'nun yaş ortalamasını öğrenmiş olduk hep beraber.
yaşlı dediler lan 30'a :) ben gideyim de mezar arayım bari kendime...

ayrıca durumunda bir gariplik görmedim ben, gayet de zırlanası bi link vermişsin hem...

ek olarak mevsim değişiyo, bahar geliyo filan. sen de melankolik bir ruh hali içinde olabilirsin...
0
uyuzcan
(09.03.09)
toptan ağzıma sıçtınız sağolun :)
uyuzcan hocam sen de olmasan napıcam ben.
dur bari nasihat modu yapayım fırsat varken.
öhm. genşler, 20ler çabuk bitiyor.
0
🌸senbanaadamolamazsındemedin
(09.03.09)
Duygular sabit değildir ki...Değişir, gelişir. Sizinki de öyle olmuş.

Duygulandınız diye bu durumu sorun etmeniz daha bir irdelenesi geldi bana:)
0
endless dream
(09.03.09)
(7)

mikro dalga fırında yapılabilecek yemekler

abtash
mikro dalga fırın var, ocak yok. ne yapabilirim ben bununla, hazır yemekler dışında. bugün öğrendim ki(fırında makarna dışında normal gibi yani) makarna yapılıyormuş. görmesem tadından anlamazdım fırında yapıldığını. çorba yapsam olur mu? bi de kaç derecede yapmak gerekir. patates de severim. haydi
mikro dalga fırın var, ocak yok. ne yapabilirim ben bununla, hazır yemekler dışında. bugün öğrendim ki(fırında makarna dışında normal gibi yani) makarna yapılıyormuş. görmesem tadından anlamazdım fırında yapıldığını. çorba yapsam olur mu? bi de kaç derecede yapmak gerekir. patates de severim. haydi yap'a git demeyin size sığındım.
0
abtash
(07.03.09)
mikro dalga fırınlar gönderdiği dalgalar ile yiyeceğin içindeki su moleküllerini çıldırtıp, titreştirip, birbirine sürttüre sürttüre ısınmalarını sağlıyor..
bütün moleküller bir anda sürtünüp ısındığı için şip şak anında ısınıyor yemek..

bu sebeple bu fırında içinde su olan her şey yapılır yani (gibime geldi)..
0
fuck milk get beer2
(07.03.09)
simit/açma/poğaça alınır; içine kaşar domates sucuk vs. konulup mikrodalgada ısıtılır. başka hiç bir yemeğe falan gerek olmaz sanırım
0
reeper redeemer
(07.03.09)
@fuck milk get beer2
elektrik elektronik açıklaman için teşekkürler.

peki hangi yemekleri, hangi derecede yapabiliriz, kapağında yazmıyor. evdeki fırında yazıyordu. bi de aşırı koku yapmayacak şeyler olsa süper olur.

patates yapmak istiyorum çok severim, ne kadar suyla, kaç derecede kaç dakika gerekir?

patates derken hani şu fırında tavuk-patates oluyor ya ondan. yapılır mı mikrodalga'da? suya gerek yoktur belki bunun için.
0
🌸abtash
(07.03.09)
mikrodalgaların ayrıca "fırın" özelliği olanlarla başarılı yemekler elde etmek mümkün. evdeki mikrodalgalarla en fazla kıymanın buzu çözülür, pilav ısıtılır, hazır yemekler pişirilir yenir.

çok emin olmamakla birlikte bir arkadaşım mikrodalgada kumpir yaptığını iddia etmişti. bir patatesin içini de pişirmek için ne kadar süre orada tutmak gerekir bilemiyorum.

bir de mikrodalga tostu denilen bir şey var. tost ekmeğinin üzerine kaşar falan koyup yapılabilir. ancak mikrodalgada ısıtılan poğaça, ekmek türü gıdalar 10 dakika içinde taş kesilmekte. mikrodalganın pişirme konusunda pek iyi bir araç olduğunu söyleyemem.
0
holly golightly
(07.03.09)
ben tavuk filan pişiriyodum, oluyo da tadı bi acaip oluyodu sanki. deneme yanılma yöntemiyle zamanını ayarlıyodum, 5 dk ya ayarlıyoodum, baktım olmamış bi 5 dakka daha yapıyodum ama sanırım 5 dk yeter.
0
kanuniye
(07.03.09)
(git: www.devletsah.com)

bu adreste bazı tarifler var. özellikle bir brownie tarifi var ki gerçekten çok başarılı.

muhtelif sitelerde makarna ve kestane pişirildiğini, mısır patlatıldığını görmüştüm. balık buğulama da yapılabiliyor.
0
aklimdan zorum var
(07.03.09)
endless dream
(07.03.09)
(17)

hiç acıkmıyorum, günlerce yemek yemeden durabiliyorum, neden?

fuck milk get beer2
arkadaşlar ben kendimi bildim bileli zayıf birisiyim.. şu anda boyum 1.76 - 1.77kilom 58..erkeğim..günlerce yemek yemesem gene de acıkmıyorum..mesala şu andan örnek vereyim.. şu anda cumartesi akşamındayız.. en son yemeğimi perşembe sabahı yedim.. ve hala aç değilim.. bu 2 gün içerisinde sadece bira
arkadaşlar ben kendimi bildim bileli zayıf birisiyim..
şu anda boyum 1.76 - 1.77
kilom 58..
erkeğim..

günlerce yemek yemesem gene de acıkmıyorum..
mesala şu andan örnek vereyim.. şu anda cumartesi akşamındayız.. en son yemeğimi perşembe sabahı yedim.. ve hala aç değilim.. bu 2 gün içerisinde sadece bira içtim 5-6 tane.. onun haricinde ne bir lokma yemek, ne başka bir şey..

4 gün - 5 gün yemek yemesem de acıkmadığımı biliyorum.. açlık hissi gelmiyor.. ama zayıflıyorum, zayıflama olyı var.. ki zaten zayıfım..

neden acıkmıyorum ben?

yemek yemeyen beslenemeyen insan hiç bir şey yapamaz ki..
ne okulda anlatılanlar kafasına girer.. ne başka bir şey..
0
fuck milk get beer2
(07.03.09)
bu şekil çok yaşamazsın, bence doktorluk bir durum bu, ciddiye almazsan vücudunda başka sorunlara neden olabilir gibi, prşembeden bugüne bir şey yememek büyük olay...
0
alchemistt
(07.03.09)
Cok sakincali bir durum!
Yaklasik 3 gunden soz ediyorsun. Yasindan bahsetmemissin ama gelisme caginda oldugunu dusunuyorum ve bu durumu daha da vahim kiliyor. Birada da besleyici ogeler var ama tabii ki yeterli degil. Bu mesaji alir almaz lutfen bir seyler ye ve acilen bir doktorla gorus.
0
msb
(07.03.09)
Ayrica bira icmek mideyi kazindirir. Ben tok olsam bile 2 kutu bira ictikten sonra karnima atacak bir seyler ararim. Gercekten ters giden bir seyler var. Siradan bir istahsizlik durumu degil.
0
msb
(07.03.09)
yaşım 24..
ayrıca kendimi bildim bileli böyleyim..
yani yeni bir durum değil.. yılllaaaarrrdır böyle..

doktora gitmeyi düşünüyorum da hep erteliyorum işte.. azonce "hep açım" diye bir duyuru görünce gene aklıma geldi bu sorun.. ben de bir sorayim dedim..
en son ne zaman yemek yediğimi hatırladım.. ve evet perşembe sabah minik bi kahvaltı etmiştim.. onun haricinde hiç bir şey yemedim..
ayrıca çoğu zaman yiyeceklerden midem bulanıyor.. mesala şu anda.. aklıma yiyecekler geldi ve midem bulanıyor..
0
🌸fuck milk get beer2
(07.03.09)
Ayrıca bir erkek için 1.76-1.77 boya... hadi 1.80 diyelim. 1.80 boya 58 kilo feci bir şey. Çok zayıfsınız bence. Anormalliği buradan anlamalısınız. Bunun yanında bir de zayıflıyorsanız, gerçekten ciddi bir şeyler var demektir. En kısa zamanda doktora görünün derim.
0
nuage
(07.03.09)
geçen sene 49 kiloydum... saldırmıştım yemeklere zorla kilo almıştım.. psikolojik sınırın altı oluyor 50.. :))
gideyim bari bir doktora..
gerçi bir doktor ile konuşmuştum geçtiğimiz senelerde.. "psikiyatrik sebepler" demişti..
0
🌸fuck milk get beer2
(07.03.09)
Genelde öyle şeyler söylüyorlar. Bir şey diyemiyorlarsa psikolojiktir diyorlar. :)
Ama sizinki gerçekten psikolojik olabilir.
Yalnız 49 kilo daha da kötüymüş. Şimdi iyisiniz o zaman. Maşaallah. :P
0
nuage
(07.03.09)
belki anoreksiya olmuşsundur, doktora git.
0
miss antartika
(07.03.09)
bu boya bu kilo cok az. Acil kilo alman lazim. vucut gelistirme urunleri satan bir yerden ve ya herhangi bir gnc shop tan weight gainer al. en az 10 kilo alman gerekli yoksa cok buyuk hastaliklara yakalanabilirsin
0
rich peach
(07.03.09)
sabah şöyle böyle bir kahvaltı yapıyorum bi daha yatana kadar acıkmak aklıma gelmiyor. ama ben de gastrit var. bu güzide hastalığın emrinde bünyem. o ne derse onu yapıyorum. bir de kurtlarınız olabilir mi? kurtlar açlık duygusunu ortadan kaldırıyor. hele sabah kalktığınızda yastıkta sarı lekeler bulunuyorsa kurttan şüphelenin.
0
hia
(07.03.09)
benzeri bir durum bende de var ancak üç gün gerçekten çok uzun. en çok gördüğüm iki gündü benim ki o da aşk acısından resmen azap çektiğim bir dönemdi:)
acıkmıyorum ben de resmen çoğu zaman. zayıf olduğum için spora başladım ve epey yol aldım.
spor düzeni aynı zamanda yemek düzeninin de getiriyor, ancak yine de bana anlatılan gibi olmadı. spor yapınca yorulup yemeğe saldırırsın denirken hiç de öyle birşey olmadı bende.
sadece yemem gerektiğini kendime empoze etmeye çalıştım ve aç olmasam da birşeyler yedim.
şimdi bazı sebeplerden sporu bıraktım ve yeme düzenim yine bozuldu. kilo verdim ama yine de eski halimden daha iyiyim.

bu durum galiba psikosomatiklik denen şey. moralim bozulduğu an tüm açlığım geçiyor. sizdeki de aynısı sanırım.

evet weigt gainer al ama GNC ye bulaşma. paran varsa weider yoksa hardline kullan.
ancak spor yapmazsan bunlar hiç bir işe yaramaz. olsa olsa göbek belki.
yazıl bir spor salonuna, aksatma hiç, 6 ay sonra aynada kendine bakınca beni hatırla:)
bak nasıl gaza gelmişim ki sizden sene geçtim
0
domine deyus
(07.03.09)
bisey yemek isteyince yiyemiyor musun peki? simdi soyle bir iskender olsa...
yoksa "acikmiyorum o yuzden yemeyeyim" gibi bir durum mu soz konusu?
0
kurukafa
(07.03.09)
Anoreksiya olduğum vakitler ben de öyleydim. Korkunç kötü bir şey olduğunu iyileşip de bir sürü ilaç almak zorunda kalınca anladım. Üzerinden 10 sene geçti ben hala eksikleri tamamlamaya çalışıyorum.

Bu yüzden lütfen doktora gidin, gelecekte çekmemek için şimdiden tedbir alın. İnanın normal bir şey değil ve vücudu yavaş yavaş eritiyor.
0
endless dream
(07.03.09)
yemek yemeyi sevmemek bence normal bir durum. üç gündür bi şey yememek falan mantıksız şeyler bunlar ama, ben de yemek yemeyi sevmem mesela. otur, kes, ağza at, çiğne.. üşenirim. yemekten tad almam pek. bence bununla alakalı bir şey. yaın gereği zayıfsın ve aralarda atıştırdığın şeyler seni doyuruyor olabilir.

hani doktora git tabi, sen fazla zayıfmışsın, ama yemek yemeyi sevmemek de normal bi şey bence.
0
lovemyself
(07.03.09)
evet yemek yemeyi sevmiyorum..
şöyle "bir iskender olsa oh" durumlarında eğer açsam yerim ki çok çok zor acıkıyorum..
normalde midem bulanır yiyeceklerden.. anorexia nevroza durumu olduğunu sanmıyoruzm.. o durumu bilirim.. benimki başka bir şey eminim..
millete, yaşıtlarıma bakıyorum, maşallah bir kuzuyu koysan önüne adamın bana mısın demeyecek devirecek.. ben hiç.. yarım ekmek bile bitirmeden doyarım.. hatta ne yarım ekmeği.. bir dilimle doyduğum zamanları çok bilirim.. az kızmadılar zamanında..
0
🌸fuck milk get beer2
(07.03.09)
bunun için haplar olması lazım iştah açıcı gibi birşey.. yani atıyorum doktor şu saatlerde şu ilacı almalısın diyor, alıyorsun, karnın acıkıyor, yemek yiyorsun..

bide hiç anlamasam da serum süper bir şey gibi geliyor.. acıkmıyorsan da arada git serum ye koldan.. =)

ve kesinlikle doktora bi görün.. psikolojik falan derse başka bi doktora da görün.. insanız sonuçta belki bilmeyen birine denk gelmişindir falan.. nelerle karşılaştık..
0
p shadow
(07.03.09)
yemesi kolay şeylere yönel.
örneğin ekmek, sulu yemek vs gibi şeylerle uğraşana kadar bibuçuk iki porsiyon mantı çok kolay yeniyor. yoğurtlu soslu falan lüp lüp gidiyor.
yemek yiyeceksen sıcak taze ekmekle dene. yarım ekmekten az soğuk ekmek yiyebilirken hızla sıcak ekmeğe girersem bi ekmek bitiyo mesela.

hatta bugün bile ya, dur anlatayım. hastayım ve hiç birşey yiyesim yok. ekmek vs ile uğraşana kadar tortolini mortolini gibi bi ada sahip soslu makarna yedim. tadı da iyiydi baya. şak diye bitti.
0
domine deyus
(08.03.09)
(7)

seçim müziklerinin sandığa etkisi

fuck milk get beer2
ya arkadaşlar bu seçim müzikleri akşama kadar beynimi s*ti resmen..5 dakikaya bir başka partinin minibüsü geçiyor..görebileceğiniz en iğrenç müziği bağirtiyor.. bi de 1. viteste gidiyor şerefsiz yarım saat sürüyor geçip gitmesi.küfürbaz oldum evde..ben merak ediyorum "ulan bu seçim müziğinin, sandığ
ya arkadaşlar bu seçim müzikleri akşama kadar beynimi s*ti resmen..
5 dakikaya bir başka partinin minibüsü geçiyor..
görebileceğiniz en iğrenç müziği bağirtiyor.. bi de 1. viteste gidiyor şerefsiz yarım saat sürüyor geçip gitmesi.
küfürbaz oldum evde..

ben merak ediyorum "ulan bu seçim müziğinin, sandığa etkisi nedir, hay allah belanızı versimn ya" diye..
yani şöyle bir olay var mıdır?
bir seçmen giden bi araba görüyor.. çalan müzik hoşuna gidiyor ve şöyle diyor..
"ulan çalan müzik de kıpır kıpır maşallah, oyy dayanamirem oynicam.. oyum senindir 29 mart günü"

böyle seviyede bi insan var mı?

yani hayır bi heavy metal çalsa birisi, dayasa distortionu, solo attırsa falan belki verrim oyumu cidden.. :d :d :d
ama hepsi de çingene müziği ya..
0
fuck milk get beer2
(07.03.09)
gerekli mercilere şikayet et. zira sesli propaganda yapmak ayın 9'una kadar yasak. mahalleyi de belirt, bir daha mahalleden geçmezler.
0
guybrush threepwood
(07.03.09)
Merhaba,
Aynı durumdayım. Her şekilde lanet okuyorum. O rezil müzikleri veyâ şarkıları seven insan yoktur bana kalırsa. "Rezil" diyorum çünkü, o tür müzikleri sevmemem bir yana, onlar o hoparlörlerden gerçekten rezil bir şekilde çıkıyor ve adetâ beyni mahvediyor. Herkes rahatsızdır.
Kolay gelsin.
0
nuage
(07.03.09)
Etme boş yere, bir işe yaramıyor. Biz ettik cuma günü, "olur öyle şeyler" cevabı aldık.

Bence o müzik kulak dolgunluğu için. En çok bağıran sesini duyurur hesabı. Beynini kullanmayan vatandaşlar varsa, kulak dolgunluğu kadrosundan oy almak istiyorlar.
0
endless dream
(07.03.09)
Saadet Partisinin seçim müziği Ceza kabul etmeyince Türk asıllı alman bir rapçiye verilmiş diye duydum ben, hitap ettikleri kitlenin seveceği müziği yakalamaya çalışıyorlar bence.
0
kabal
(07.03.09)
saadet partisinin ki grup nasihat..
oldu bitti milli görüş için rap şarkılar yapan bir grup.. yeni değil olay..
sadece şarkıları seçim müziği yapılınca gündeme geldi..
yaptıkları şarkıda kullandıkları sample'lar da grup yorumdan çalıntı.. komunist gruptan..
0
🌸fuck milk get beer2
(07.03.09)
ya bu adamların müziği güzelmiş buna verelim değil de tersini düşününce; bi parti müzik filan yapmasın mahallelerde gezinmesin, insanlar "aa bak bunlar hiç mahallemize gelmedi, seçim vaktinde gelmedilerse iktidara geldikten sonra hiç gelmezler. onlara asla oyumu vermem" diye düşünebilir. o seçim arabaları istiklal caddesinde gezinmiyor sonuçta. kenar mahallelerde de geziniyor. ve evet insanlarımız çeşit çeşit. sırf arabasıyla sokağına gelmedi diye oy vermemezlik yapabilirler.
0
hia
(07.03.09)
reklamın iyisi kötüsü olmaz diye düşünüyorlar herhalde. (bu arada ben de illet oluyorum, hepsine hem de)
0
hicazkar
(07.03.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.