Ekonomi değişkiliği olmayacak diyen arkadaşlara normal şartlar altında kensinlikle katıldığımı söylemem gerekiyor, aslında olması gerekende bu zaten.
Ancak öncelikle siyasi iktidarin özelliklerini bir hatırlıyalım,
Sizinde bahsettiğiniz gibi mevcut siyasi iktidar 20 yıldan fazla ne olursa olsun iktidarda kalmayı başarımış.
Peki bunu yaparken neler yapmış,
-Dini söylemlerle ayetleri kendi çıkarları için ağzında sakız yapmaktan çekinmemiş. Nas derken , faize karşı çıkarken aslnıda ucuz kredilerle bilinçli olarak servet tranferinin önünü açmış. Gerçekten faiz hassasiyeti olan insanlara en büyük darbe yine kendilerinden gelmiş.
-Bu siyasi yapi , beton ekonomisi ile ve geçiş garantili otoyalları ile ülkenin tüm kaynaklarını yanlış yerlerde hiç etmekten zerrre çekinmemiş.
-Bağımsız olması gereken merkez bankasını kuklaya çevirmiş
ki bunlar sadace bazıları,
Şimdi gelelim yapmak istediklerine , aslında enflasyon ile mücadele etmek istemiyorlar, bunu tuik verilerine kimsenin inanmamasından, faizler yükseltilirken bile para arzının sürekli artmasından anılyoruz.
Yani aslında sıkı bir para politikası istenmiyor, istemiyor çünkü düşük faiz ve neticisenide olan efnlasyon sayesinde dolaylı olarak vergi gelirleri katlayarak artmaya devam ediyor, kasa doluyor. Sahte bir cennet yaratılarak hem vatandaşın gözü boyanıyor ve aynı para kendi yandaşlarına doğru akmaya devam ediyor.
Peki şimdi neden sıkı para politikasına geçilmeye çalışılıyor. Bana göre aslında yine geçmek istemiyorlar ama şöyle bir durum varki döviz bağımlısı bir ülkeyiz, en büyük sıkıntı aslında döviz , kurun kontrol altına alınması için dövize ihtiyacımız var.
Ama o beklenen döviz girdisi ülkeye bir türlü gelmedi , şimşekin ülke ülke gezmesi sonuçsuz kaldı. Peki neden gelmiyor, çünkü yabancı yatarımcı tl nin aşırı değerli olduğunu ve ülkeyi rasyonal ve öngörülebilirlikten uzak olarak etiketlemiş. Şimdi tüm bu algıların değiştirilmesi için biz sıkılaşıyoruz, rasyonele geri dönüyüroz mesajını vermek istiyorlar.
Sadece bu değil ayrıca bununla birlikte mahfi hocanın yapısal reformların olması gerekliliği eksikliğide mevcut.
İşte bana göre bu nokta çok önemli eğer beklenen yabancı yatarım gelir, döviz kontrol altına alınırsa, şimşek ve sıkılaşma başarılı olarak görülecek ve istanbul sonucundan bağımsız olarak yola mevcut ekonomi politikasi ile devam edilecek.
Eğer başarısız olunur, beklenen döviz girdisi sağlanmaz ise ekonomi yönetimi ve sıkılaşma politikaları başarısız olarak kabul edilecek, hele birde istanbul kaybedilmiş ise tekmenin şiddedi dahada artarak, ekonomi yönetimi uzay boşluğuna gönderilecek.
Bu senaryoda fedin faiz indirimi yapıp bollaşmasıda çok önemli çünkü hedef bol parayı rasyoneliz şerbeti ile ülkeye çekmek.
Şimdi sonuç olarak nas ekonomisine gelmek istiyorum.
Eğer ülkeye beklenen döviz girişi gerçekleşirse, o zaman mevcut sıkılaşma ile bir sonraki iktidar riskinin tehlikeye girmesine kadar devam edilecek.
Aksi durumda, mevcut sıkılaşma politilkalarına devam ederek hükümetin çığ gibi büyümüş bütçesine varlık vergileri dışında kaynak sağlaması pek mümkün görünmüyor.Tekrararen , ekonomik hareketlilik azalmasının doğal sonucu olarak vergi gelirleride hepimizin bildiği gibi azalır.
En nihayetinde beklenen döviz giriş olur ise, mevcut sıkılaşma devam eder.
Eğer olmaz ve üzerine istanbul da kaybedilmişsse, tüm fatura ekonomi yönetimine kesilir, nas ekonomisine geçeşin önü açılmış olur. Hemen olur demiyorum, bu bir süreç bugünden yarına olacak bir şey değil.
Not: bunlara yazarken ben doğrusunu biliyorum demiyorum, benimkisi bir düşünce ve sorgulama sonucu çıkan varsayımlar.
0