Kullandığınız virüs programı nedir?

(bkz: #14939394)
(bkz: avg nin eksi sozluk te virus bulmasi)
(bkz: avg nin eksi sozluk u threat olarak gormesi)

acaba?

tinyurl.com

As Pera Restaurant (Balık Pazarı Sahne sok. No: 25 Beyoğlu / ISTANBUL)

Yine balık pazarı dolaylarında 7.kat'ı tavsiye edebilirim, orta seviyedeki bütçeler için ideal, fiyatlar çok uygun ve manzara harika...

Cumartesi gecesi Nevizade'de Keyif diye bir yere gittik arkadaşla. Üst katında canlı fasıl da var, fiyatları da normal. Kuzu şiş + köfte + bir küçük Yeni Rakı + 4 çeşit meze 80 TL verdik...

Cumhuriyet meyhanesi bundan ötesini bilmem, ama illa fasıl diyorsan ayrıca levent'te ziyade isimli bir yer var her şeyiyle şahanedir.

elmadag meyhanesi musiki anlaminda bulabilecegin en iyi mekanlardan birisi, yayli tanbur calan bir muzisyen bile var ekipte. mezeleri de guzel ve masalar ust uste tepisik degil. arada sirada gidiyorsan o fiyata deger derim sahsen.

ben şimdi hesapladım illa fiks menu mü istemen lazım al 35lik rakını 35, e iki ızgara köfte al 30'ardan, 4 tane meze sana 93 lira eder yüz bile yapmaz.:)) üşenmedim hesapladım ama insanın canı istiyor yahuuu=)))

bu arada söylediklerim elmadağ için geçerliydi.Ben gitmiştim önce den güzel bir mekan.Aman nevizadeye uğramayın hiç. hele müzikten anlıyorsanız sizin için eziyetten başka bişey olmaz.Bir de masa masa gezen müzisyen arkadaşlar bir dünya para alıyor o yüzden astarı yüzünden pahalıya çıkabilir.elmadağ iyi tercih bence.

@pijamaliantigone: biz de öyle düşündük ilk başta hatta tok gideriz bütün parayı mezeye veririz oh mis dedik de maalesef fasılın olduğu günlerde fix menü şartı var. cuma-cumartesi yani.
yolumuz elmadağ gibi görünüyor ama bakalım.
teşekkürler ettim herkese.

gangsta rap = silah+şiddet+karı kız diyerek şuraya bakmanızı öneriyorum. illa aralarında silah sesi olan vardır;

(git: 12753)

slamdog millionaire soundtrack i olmasın.
paper planes
fizy.org

aslında bu çok gangsta türü değildi, eğlenceli bir şey gibiydi hatta. sadece fonda bir yerlerde beat gibi silah sesi kullanılmış.
edit: rentts buldu zaten bu arada :)

şarkı bulunmuş ama şöyle de bişey var benim gayet eğlendiğim.

fizy.org

m.i.a. söylüyor. (paper planes)

(git: 62653)

"duyurunun serverlari amerikada, amerikada yaz saati basladi. Ondan :)
compumaster [ek$i sözlük yazari]"

kimseyi yoldan çevirip köşe yazarı yapmazlar. yıllarca yazı yazmış, belli bir bilgi birikimine sahip insanlardır köşe yazarları. e haliyle kendi çizgileri bellidir. yayıncı kuruluş, kendi gazetesinde, dergisinde vs. sesinin daha güçlü çıkmasını istediği yazara köşe verir.

spor yazarları açısından bakacak olursak maçı izlediği tribünde hakim kanaat neyse ona göre yazarlar. malum basın tribününde izliyorlar.

diğer köşe yazarları ise ne kadar beğenmediğimiz görüşleri savunsalar bile bilgi konusunda bir çok kişiyi öttürecek kadar zengindirler. ha m bison da bilgili bir arkadaşımız ama keskin sirke de küpüne zarar.

bir Mike Patton projesi olan Tomahawk'ın 2007'de çıkan Anonymous isimli albümü tamamen kızılderili müziklerinden oluşuyor.

oliver shanti ve douglas spotted eagle ilk aklıma gelen isimlerdir. yine yine yine last.fm'e bakmanız en güzel sonuçları almanızı sağlar.

last.fm'e üyeyseniz native american tag'ı ile arama yapın. ya da direkt olarak sacred spirit'e benzer sanatçılara göz atın;

www.last.fm

bende bir adet kaset var. indian adında olmalı.

robinbook(et)hotma....

önceki sezonlarda, diğer kazazedeler ihtiyaç oldukça servis ediliyordu. bölüm bölüm ortaya çıkıp kayboluyorlardı. belkim ihtiyaç anında kullanılmak üzere yedek kulübesinde bekliyorlardır.

yakında onların yaşadıkları da bir bölümde özetlenebilir belki de. hatırlıyorsanız geçmişte ana-lucianın olduğu grubun neler yaptığını görmüştük bu şekil.

ya da hemen bir spin-off yapsınlar rahatlayalım. rose ile bernard ın aşk hikayesi çevresinde döndürülebilir ne bileyim.

herkesi gemiye yolladilar gemi de patladi. figuranlari dusunmeye gerek yok artik.

ateşli okların olduğu bölüm bildiğim kadarıyla gemi patladıktan sonra, bu da herkesin gemiye gitmediğini gösterir.

sıçızlama demek doğru değil bence. onlar adı üstünde figüran. hikayeye kattıkları pek bişey yok. daha önceki sezonlarda figüranlara yönelik bi bölüm yapılmıştı ve çok tepki almıştı. çünkü kimse figüran görmek istemio. ana karakterleri seviyo millet. bi de jj boş iş yapmaz. o kalan 15-20 lostielere ne olduğunu da kısaca anlatır ilerleyen bölümlerde.

bernard ile rose ikilisi var onlar figuran değil. onlar da kayıp söyleyeyim dedim.

tamam figüranları ben de sevmiyorum, onlar yok edilsin gerekiyorsa ama açıklanarak yapılsın di mi. yani alevli oklarla hepsinin öldüğünü, bi lostie'lerden sawyer'ın kurtulduğunu görelim mesela (jin sonradan geldi). benim bildiğim lost bunu açıklar havada bırakmaz. ama 3 yıl sonrasını bile gördük, bunlardan ses yok. 3 yıl öncesinde de "lan geri kalanımız nerede" diyen olmadı. endişe içindeyim.

spirit crusher'ın dediği figüranlı bölüm, şu örümcek ısırdı diye felç olan, öldü diye gömülen elmas çalan çift bölümü galiba. o da bir bölüm sürdü öyle kaldı. belki renk olsun diye katmışlardır araya öylesine. anlamsız bir bölümdü. ama olsun ben bunun da altından bir şey çıkacak diye bekliyorum. çıkmasa da önemli değil. havada kalmış bir şey yok. gereksiz bir bölümdü, geçti gitti.

en bilineni; "monitörü akvaryum yapmak" olsa gerek.

hasan bey ve ekibi bu işleri pek sever, ortamlarına takılın.
www.zamazing.org

fandan mini bir masaüstü vantilatörü yapılabilir.

anakarti ortadan delin, her yerde satilan saat aksamlaridan takin. board watch sahibi olun.

www.eksibition.org

(git: 62388)

bari yeniden soracaksın, sorunun başına "önceden sordum ama verimli cevap alamadım" falan yazsaydın.

türkçe mi hesabın yoksa ingilizce mi, hangi dilde anlatılması gerek? onu da belirtirsen.

inbox'a gel..
sağ üst köşede (gerçi senin theme'ne göre farklı yerde de olabilir) "options" var..
ona tıkla..
"more options" a tıkla..
orada "automatically sort e-mail into folders" seçeneğini görürsün.. ona tıkla..
daha sonra "new filter" seçeneğine tıklayınca açılan yerden ayarlamaları yapıyorsun..
a kişisinden gelen mailleri otomatikman bir folder'a yönlendiriyorsun..
hep o folder'a geliyor bundan sonra onun attığı mailler..

madem ingilizcesi yazıldı ben de türkçesini yazayım;
sağ üst tarafta, reklamın biraz üstünde seçenekler var ona bastıktan sonra diğer seçenekler'i seç.
çıkan menüde postanızı özelleştirin başlığı altında; e-postayı klasörde otomatik olarak sıralayın'a tıkla.
ona bastığında zaten sana yeni filtre oluşturmanı söyleyecektir, gerekli adımları izle.

post rock severseniz eğer; god is an astronaut, explosions in the sky, mono, godspeed black you emperor, this will destroy you, joy wants eternity ilk aklıma gelenler, sağlam müzik yapıyor adamlar.

yann tiersen, goran bregovic, vb. bunlar da ayrı bir güzeldir.

enstrümentali okuyunca direkt yansımalar ve incesaz diye zıplayacaktım ama senfonik/klasik demişsin sonra gördüm.
olsun belki seversin klasik türk musikisine yakın, udlu neyli kanunlu filan. :)

can atilla'yı bir deneyebilirsin.

mogwai.

Joe Satriani.

rachel's

-opeth'in enstürmantel parçalarına doyum olmaz 1
-erdal erzincan'ın enstürmantel parçalarına doyum olmaz 2 (anadolu ve giriftar albümleri mesela)
-eleni karaindrou
-göksel baktagir
-nicos ( archipelago albümünü ne yap ne et bul hocaM)
-Odysseus Mediterranean albümü. ( yunan sanatcılar tarafından gene)
-ronan hardiman ( lord of the dance'in müziklerini yapan irlandalı herif , kesinlikle önerrim)


şimdilik bu kadar geldi aklıma.

(bkz: balmorhea)

bunu dinle, beğenmezsen gel seni rock yıldızı yapayım.

önerileriniz çok teşekküerler arkadaşlar
zaten satriani opeth can atilla dinlediğim ismlerdi
özellikle eleni karaindrou ronan hardiman nicos güzeldi
latin iskoç tarzında hareketli gruplar yokmu bildiğiniz

hangedup

burayı kurcalayabilirsiniz:

www.last.fm

ben girebiliyorum şahsen.

bende 404 hatası veriyor neden acaba ?

eksibition.org'un ip adresi değişti. eğer kullandığın dns henüz güncellenmediyse bu hatanın çıkması normal. ama üstünden 72 saat geçtiği için bu olasılık zor gözüküyor.

önceden hosts dosyasını değiştirmiş olabilir misin? bunu yaptıysan eksibition.org ile ilgili satırları silip dene. yine olmazsa:

C:\WINDOWS\system32\drivers\etc\hosts dosyasını aç,

65.254.50.194 eksibition.org
65.254.50.194 www.eksibition.org

satırlarını ekle ve kaydet. ardından command prompt'u açıp "ipconfig /flushdns" yap.. çalışması lazım.

ben bile giriyorum :)

(bkz: tristram melodisini telefonun zil sesi yapmak)

adres degil tristam melodisini kullan diyor.

bence inertia creeps.

(bkz: sozluk yazarlarinin cep telefonu melodileri)

audacity programı ile istediğin şarkının istediğin kısmını kesip kullanabilirsin. mesela ben opeth - porcelain heart'in bridge kısmını kestim onu kullanıyorum.

en güzeli "fida film 10 dk ara" müziği

king of the bongo ya da diğer adıyla bongo bong gibi geldi.

robbie williams da söyledi.

bongo bong ve je ne t'aime plus şarkıları birbirinin devamıdır. bazı yerlerde ikisi bir olarak çalar. bongo bong aynı zamanda king of the bongo olarak da bilinir (aynı şarkı). je ne t'aime plus'ı bir bağyan fransızca söyler.

(bkz: terslen/1)?

seçimi evir (allahım yarabbim)

üstüne gelince yazıyor.

mesaj fasilitesiyle deneme yapmak isteyen herkese de şunu hatırlatmayı bir borç bilelim: başkasından mesaj almayı/başkasına mesaj atmayı beklemeniz gerekmiyor, kendi kendinize mesaj atsanız da çok güzel çalışıyor bu fasilite. istediğiniz kadar deney yapabilirsiniz bu şekilde.

300 tane mesaj var diyelim mesaj kutunda. 300 ün içinden 25'i hariç diğerlerini silmek istiyorsun. kalmasını istediğin mesajları işaretliyorsun sonra terslene basıyorsun. noldu? 25'inin işareti kalktı geri kalan 275'i işaretlendi. bunun için var terslen.

teşekkür ettik. hiç de sandığım gibi bişi değilmiş lan. ben mesaj sahibine gider yapıyon falan sanıyodum.

2 tane götümüze girebilir var. ondandır.

şimdi 1 yıl beklicem sanırım. bari doktora falan yapim..

hocam "gün içinde dünya ile olan tek temasım" diyorsunuz sonra göte girebilir entry giriyorsunuz. bu da demektir ki kuralları çok iyi bilmiyorsunuz. azıcık dikkatli olun, sevdiğiniz şeyleri bu kadar kolay kaybetmeyin yahu.

kuralları tabi ki biliyorum. ama insan bazen kendine hakim olamıyor. 5 yıldır bu sözlüğü ve başka sözlükleri takip ediyorum. onbinlerce yazı yazdım. dergilerde bile çıkan yazılarım oldu. ve aslında ilginçtir ki ben işim gereği de sürekli rapor yazıyorum. çaylak olma sebebim imla hataları kaynaklı olmasa gerek.

buradaki durum benim bir aceminin gösterdiği özeni göstermem gerektiğinin farkında olamamam. yani özgüvenin negatif tezahürü.

unconsciousness gibim..

iki tane gg sebebiyle silinen entry'niz varsa zaten merak etmeyin imla hatasından olduğunu düşünmemeniz gerekir. kaldı ki abuse edilmedikçe o sebepten çaylak etmezler.

ben yazarken çaylak olduğumda 11 ay bekledim.

devlet bile e olmuşken (bkz: e devlet) vatandaşların böyle konuşması normal sayılır.

ersin karabulut'un sandik ici ko$esinde cok goruyorum bu kalibi. ama kokenini bilemicem.
"bir takim carklar bizi siksle."
"durdurulamaz bir guc, yerinden oynamayan bir engele carpinca ne olursle?"

bobiler de popülerleştirenler arasında.

(bkz: imparatore)

-nzi'dir -sle'dir bunlar farklı şeyler. bu -e olayının hep imaparatore'den geldiğini düşünmüşümdür ben pek de hoşlanmam.

hiç bir yararı olamayn forum cevabı:
alla alla ben hiç duymadım böyle bir şey?

linkleri görebilmek için yazılmış, konudan habersiz forum cevabı:
çok güzel paylaşım, teşekkürler

orhan kaynak*: üst komşu

tamamen italyan özentiliğinin getirisi. ayıp ayıp...

Cevap veriyorum. Bu kullanımın kaynağı karikatürist Faruken Bayraktare dir. Hortlattım ama gerçekler böyle. Ayrıca yapanzi gidenzi gibi kullanımların da kaynağı odur. Bilgim bu kadar

yine derken? geçen dönem de istememişlerdi ki? (fen fakültesi adına konuşuyorum)

edit: her dönem istiyorlar? hangi fakülte istiyor yahu? yıllardır şu okulda okurum, bi ilk kayıt zamanı istemişlerdi.

her donem istiyolar maalesef. album yaptilar fotograflarimizdan "dunu bugunu" diye. fotograf kesin istiyolar da ikametgahi vermedim ben gecen donem bisey demediler.

edebiyat fakültesindeyim. ilk dönem alıyorlar ikamet ve fotoğrafı sadece. ikinci dönemde yalnız dekont yeterli. daha dün yaptırdım ben gayet sorunsuz bi biçimde.

edebiyat fakultesi her donem alip o fotolara biyik, sakal falan ciziyolar sanirim. hatirlamiyorum her yenilemede verdim mi vermedim mi diye malesef.

iktisat fakultesindeyim öyle bişi hiç istemediler.

hukuk fakultesindeyim tam 5 senedir
sadece banka dekontu istiyorlar...
bizim boLumden daha prosedürlü oLanlar varmıs demek ki!

Zarar verir diye duymuştum elektrik süpürgesiyle yaparken?
Gerçi ben de yapmıştım bir kere, sorun çıkmamıştı.

kompresör. yapışan toz ancak basınçlı havayla temizlenir. hem bilgisayara bi zararı da olmaz. hiç bişi çıkarmadan kapağı açıyorsunuz içine havayı üfletiyorsunuz. kuru hava olmasına özen gösterilecek tabii.

bütün parçaları çıkarıp takmana gerek yok. belli ki amatörsün. işlemciyi çıkarma mesela. işlemcinin fanı stok mu? stoksa onu bile çıkarmadan temizleyebilirsin. elektrik süpürgesinden fazlası lazım olur fakat. fan tozla kaplıysa mesela, varsa toz çeken bezlerden, yoksa da normal bir peçete ile toz tabakasını kaldırın. onlar birbirilerine çok kenetlenmişlerdir, hepsini almadan aralarını açın işte. sonra süpürgeyle alın tozları. tozları rahatsız etmeden süpürgeyle almaya çalışırsanız hiçbir tozu çekemez makine (tabii acme'nin süper emici süpürge makinesi falan değilse).

anakartın altını falan da iyice temizleyin. uzun bir zamazingoyla oradaki tozları da hareket haline geçirebilirsiniz. dediğim gibi, genelde uzun süreli kapalı kalan kasalarda tozlar birbirlerine kenetlenir. önce onları hareket haline geçirin, sonra süpürge ile tozları alın.

aylar önce temizleme işlemiyle ilgili bir makale yazmıştım. ona da bir göz atın derim ben;

www.techno-labs.com

bence parçaları ne çıkarın ne üzerlerini bezle filan silin . çünkü silerken lehimlere filan zarar verebilirsiniz. komprosörü tutun temizleyebildiğiniz kadar temizleyin.çokda pırıl prıl olmasına gerek yok. bunu 3 haftada bir yaparsanız hiçbir derdiniz kalmaz.

cok onemli bir uyari eklemek isterim. bi $ekilde hava ufleyen bir alet elinize gectiyse, fanlari bununla temizlerken arasina kalem falan siki$tirin. yoksa fanlarin dengesi bozulur veya fanin donebilme hizindan guclu uflerse direkt kirilir. tikkat!

ben de buradan sorayım madem; benim notebook a arada bir fan kısmının oradan kompresörle hava vuruyorum. bayağı bir toz atıyor sağdan soldan ama bir zararı var mıdır?

@hevipeyra, sağdan soldan toz çıkıyorsa iyidir fakat o tozların tehlikeli yerlere kaçma ihtimali de çok büyük. her defasında daha da toz birikir oralarda, sonra ısınma problemleri başlar. en sonunda da mundar olur güzelim laptop.

Şimdi, elimde elektrik süpürgesi var temizlemeyi yapabileceğim. Sağdan soldan tozları kaldırıp, süpürgeyle çekeyim diyorum. Buraya kadar sorun yok herhalde.
Peki, mesela ekran kartının üstünde toplanan tozlara n'apim? Onlar muhtemelen çekilemez süpürgeyle.

üstünde toplanan tozlar? senin hd4870'in vardı yanlış hatırlamıyorsam.

www.exa.com.tr

hanım ablanın olduğu yüzeyi mi diyorsun? oranın içinde biriken tozlara bir şey yapamazsın. süpürge tut yine. alt tarafına da (kondansatörlerin olduğu yere) çok dikkatlice süpürge tut işte.

Kondansatörlerden bahsediyordum.
Peki. Süpürgeyle, dokunulabilecek yerlerdeki tozları alıyorum. Kartlara da değdirmeden üstünden geçiriyorum.

yeniysen hoşgeldin fakat şöyle bir husus var dikkat etmen gereken;

bir soru sorarken sorunun başlığı olarak, soru içeriğini özetleyen bir cümle seçmeniz gerekiyor. kısacası;

"saçmalamaış olabilirim affola:S" gibi bir başlık açmak yerine;
"laptop için ses kalitesini yükseltme yolları" gibi bir başlık daha düzgün olur.

sunu deneyebilirsiniz:

www.winamp.com

Okuyunuz.
www.belgeler.org

tam aklımdan enhancer geçiyordu, diabolus benden önce davranmış.

ancak söylemeden edemeyeceğim. ses kartının ve winamp'ın ayarları doğru yapıldığı taktirde, ses güzel gelir. ekstra bir şey yüklemeye gerek kalmaz. hatta ufak bir ipucu vereyim. winamp'ın ekolaysız ayarlarında laptop speakers gibisinden bir şey var, onu seçin. gerisini de çok kurcalamayın. güzel zannettiğiniz sesin, aslında o kadar da güzel olmadığını farkedeceksiniz.

DFX 8 FOR WİNAMP

Tavsiyelerinden dolayı anekdot, co2s2 ve diabolus79'a uyarılarından dolayı da deckard ve alperze teşekkür ederim...

(bkz: merweax tan ozur diliyorum)

ilk entry silinmiş. merweax da çaylak olmuş. entry şuydu: (bkz: #15626108)

ekşibition'daki screenshot da o silinen entry işte :)

HD4870'e göre sıcak. ama tek sen yaşamıyorsun bu sorunu. şuraya bir göz at derim;

forums.anandtech.com

ati nin kendi programı var galiba ekran kartı ayarları için. ama bulamazsan riva tuner kullan derim. ben fan hızını %55 te tutuyorum. yani fan sesinin beni rahatsız etmeyeceği en yüksek seviyede (gerçi benim kart nvidia 9600gt). sıcaklık 42 dereceyi geçmiyor boştayken.

ispiyonlanmaz. gerekçe yok çünkü. ben karşılaştığımda entry sahibine mesaj atıyorum hep.

ben de mesaj atıyorum, çoğunlukla cevap da gelmiyor, entry de silinmiyor.. garip şeyler bunlar tabi..

boş bkz diye bir kavram var.

yıllardır bu kavramlar ile diyaloglar kuruyoruz, olmadık işler kuruyoruz.

bu tarz boş bkz'ları ispiyonlamak yerine içlerini dolduralım.

böylelikle hayırlı bir iş yapmış oluruz

(bkz: that is not a bug that is a feature)

evet? ben öyle biliyorum.

one multiplied by one equals one şeklinde diye biliyorum ben de. o da olabilir.

evet pek tekerleme gibi söylemek için uygun değil bu haliyle.

multiplied sanki cok uzun gibi geldi bana. okulda ogretirlerken nasil ogretiyorlar ben onu merak ediyorum. hem turkcesi hem de ingilizcesini size nasil ogrettiler?

senin dedgin gibi entrapmen.

üç kere beş'in three by five diye söylendiğini de duydum.

two fives are ten
two sixes are twelve

tabii one five is five şeklinde singular'ı da mevcut

@trocero: three by five dersen 3 bolu 5 anlasilir hocam.

@osuruklu

doğru aslında. multipled by veya divided by. demek ki sonucu da eklersek bir anlam kazanıyor

three by five, fifteen
three by five, point six.

of tam benim konum bu;

(bkz: jardin de la croix)
(bkz: karcius)
(bkz: 7 for 4)
(bkz: octopus)
(bkz: niacin)

bunun dışında her daim;
(bkz: chick corea)
(bkz: frank gambale)

(bkz: guthrie govan)-erotic cakes
(bkz: john norum)
belki biraz (bkz: philip sayce)

(bkz: bozzio levin stevens)
(bkz: lte)
(bkz: devil s slingshot)

paco de lucia dan friday night in san francisco albümü geliyor.

istihbaratçılar sorgular genelde. ne işsin sen? suikastmı yapacaktın haşmetli devletlumuza vs. gibi.

sebep protesto değildir.bir güvenlik önlemi olarak etkisiz hale getirilir.potansiyel olarak tehlikeli addedilir.sorgulandıktan sonra da serbest bırakılır.

kısa bir gozaltı suresi ardır.Cok muhimm bi olay gelmez basına ama korumalar tarafından biraz tartaklanır,Emniyette Toplum huzurunu bozmak adı altında bi suctan dolayı ifade verir 50-60 tl civarinda bir ceza oder.Ama işin içinde sadece protesto amaclı bi kaç cümle varsa gecerlidir bunlar.
p.S:Bazen istisnalar olabilir :)

benim bildiğim "toplum huzurunu bozma" sebebiyle gözaltına alınıyorlar.

polisin kimseye hesap verme zorunluluğu olmadığından pek dert olmuyor. nasıl olsa kılıfına uyduruyorlar.

eğer işin içinde ufak da olsa bi küfür, hakaret falan varsa,
devlet büyüğüne hakaret suçlamasıyla göz altına alabilirler.

gerçekçi bir yaklaşımla;

"toplum huzurunu bozmak" ile "anayasal düzeni bozmak amaçlı örgüt üyesi olmak" arası geniş bir yelpazede suçlanabilir.

mesela diyarbakır veya tunceli doğumlu biri hiç de 50-60 tl ceza ve "mühim olmayan olaylar"la kurtulamaz. karakoldaki polisler tipini bile beğenmediyse karakolda bir süre dayak yer. eğer ölmezse kendine gelince tekrar dayak yer. sonra yollar 3'e ayrılır:

1- hala ölmediyse ve şanslıysa savcılığa götürülür.
2- hala ölmediyse ve şansızsa bir kaç gün daha dayak yeyip savcılığa öyle götürülür.
3- dayak sırasında ölür. "sandalyeden düştü", "başını duvara vura vura kendini öldürdü", "kemeriyle kendini sandalyeye astı" vb ölüm raporlarıyla ailesine teslim edilir.l

(bkz: ctrl w)

F1: Yardım kısmını getirir... Masaüstünde "F1"e basıp yardım menüsünde arama kısmına "keyboard shortcuts" yazarak kısayol listelerine erişebilirsin. Office programlarında belli kısayolları alışkanlık haline getirmek bayağı işine yarayacaktır. windows genel klavye kısayolları şunlar:

CTRL+C
Copy the selected item

CTRL+X
Cut the selected item

CTRL+V
Paste the selected item

CTRL+Z
Undo an action

DELETE
Delete the selected item and move it to the Recycle Bin

SHIFT+DELETE
Delete the selected item without moving it to the Recycle Bin first

F2
Rename the selected item

CTRL+RIGHT ARROW
Move the cursor to the beginning of the next word

CTRL+LEFT ARROW
Move the cursor to the beginning of the previous word

CTRL+DOWN ARROW
Move the cursor to the beginning of the next paragraph

CTRL+UP ARROW
Move the cursor to the beginning of the previous paragraph

CTRL+SHIFT with an arrow key
Select a block of text

SHIFT with any arrow key
Select more than one item in a window or on the desktop, or select text within a document

CTRL+A
Select all items in a document or window

F3
Search for a file or folder

ALT+ENTER
Display properties for the selected item

ALT+F4
Close the active item, or exit the active program

ALT+SPACEBAR
Open the shortcut menu for the active window

CTRL+F4
Close the active document (in programs that allow you to have multiple documents open simultaneously)

ALT+TAB
Switch between open items

CTRL+ALT+TAB
Use the arrow keys to switch between open items

Windows logo key +TAB
Cycle through programs on the taskbar by using Windows Flip 3-D

CTRL+Windows logo key +TAB
Use the arrow keys to cycle through programs on the taskbar by using Windows Flip 3-D

ALT+ESC
Cycle through items in the order in which they were opened

F6
Cycle through screen elements in a window or on the desktop

F4
Display the Address bar list in Windows Explorer

SHIFT+F10
Display the shortcut menu for the selected item

CTRL+ESC
Open the Start menu

ALT+underlined letter
Display the corresponding menu

ALT+underlined letter
Perform the menu command (or other underlined command)

F10
Activate the menu bar in the active program

RIGHT ARROW
Open the next menu to the right, or open a submenu

LEFT ARROW
Open the next menu to the left, or close a submenu

F5
Refresh the active window

ALT+UP ARROW
View the folder one level up in Windows Explorer

ESC
Cancel the current task

CTRL+SHIFT+ESC
Open Task Manager

SHIFT when you insert a CD
Prevent the CD from automatically playing


"alt" tuşunu biraz kurcalamakta da fayda var.

ctrl+mouse scroll kombinasyonu ile pek çok programda zoom yapabilirsin.

shift+mouse scroll kombinasyonu ile internet tarayıcısında ileri-geri fonksiyonlarını gerçekleştirebilirsin.

shift + tab var.

çoğu kişi bilmez. tab'ı tersine işletir. yani tab'la geldiğiniz yerden geriye doğru gidebilirsiniz.

Disari kapali degilmis lan bu! :)

w15.easy-share.com

dışarıya kapalı deyip niye dışarıya açık açtınız ki?

dışarı açık olsa nolcak ki

dalgınlığıma gelmiş sanırım çok özür dilerim, kapatan moderatöre teşekkürü borç bilirim(sanırsam deckard)

her ne kadar haberdar olamayacaksa da poly'ye burdan teşekkür ederim.

@sanal uyku
parayla satılan bir tema bu yamulmuyorsam.

dışarı açık mı kapalı mı nereden anlıyor okuyucu?

@can see:
üstteki cevapla butonunun yanında "es" yazıyorsa dışarı kapalı.

@abtash:
he tamam o zaman. :)

yukarıda cevaplanın yanında es yazıyor ve okuyabiliyorum. ayrıca poly nin de haberi oldu. rica ediyor kendileri:)

poly çok teşekkür ederim tekrardan, bu arada bu ufak çapta da olsa bir bug'a delalet, demek başta dışarı açınca ve internet kullanıcıları mesaj atınca, mesaj atan kullanıcı konu dışarı kapatılsa bile hala erişiebiliyor.

bu arada yemek hala geçerli:)

şunu da sorayım dün nasıl ulşatın o sonuca ben hep aradığım şey + rapidshare yazıp ulaşıyorum yazdıklarıma dün aradım bulamadım, sen aradığın şey + easyshare mi yazdın yoksa bir depu mu biliyorsun?

rica ederim. rapidshare linkleri paylaşan bi siteden buldum. site içerisinde paylaşılan dosyalar ile ilgili önizleme linkleri olduğu için nov:07 temasını bulmak zor olamdı. istediğin başka template varsa bunun geldiği yerde daha çok var ;)
bu arada yemek önemli değil:)
zaten ben yemek seçerim beni doyurmaya kalkarsan kıl olursun:D

Poly şu adresi ver de biz de nasiplenelim:)

çok sağlam kazıklanmışsınız. selamlar.

derdim ama.. bu tip olaylarda işlevsellikten öte moda falan fiyatta belirleyici olabilir.
bazaların üstünde ortopedik yatak falan varsa belki normal de olabilir.

o parayı verirmiyim? asla.

şu özellikler varsa olur ama.
şu hastane yataklarındaki gibi baş ve ayak tarafları bir kumanda ile yükseltilebilenler var. onlar için verebilirim :)

yaa yapma bee dostum zatan kararsızım ayrıca iki yatakta full ortopedik

içindeki his dogru söylüyor.. :)

arkadaşlar öyle diyorsunuz ama iki yatakta yataşın ve ikiside full ortopedik tabi bilrsiniz bunlarda başlığı yorganı yastığı yatağı ayrı olur. ve fiyat öle çıkartılır. ayrıca sözleşmeyi iptal etme şansım varmı daha parayı vermemişim.

bence sen de farkındasın kazıklandığının da milletin seni avutmasını istiyorsun.

Bence kazıklanmışsın, piyasada bazalı yataklar 200 lira civarında. Hadi ekstrasını, ortopediğini falan koy ama yine de o kadar etmez.

bu yatakları birleştirerek çift kişilik kullanmayı düşünmüyorsundur umarım. öyleyse derhal normal çift kişiliğe çevir. bu kadar para verip eziyet çekme. çok kullnışsız oluyor öyle.

ortopedik yataklarda fiyat artar ama 1350 tl 'de bana göre yatak için yüksek.
umarım çook rahattırlar. eğer öyleyseler keyfini çıkar.

o paraya okuz aliriz, kurbanda keseriz hayirli yere harcamis oluruz parayi, postuna da yatariz.

Altı ay önce bellonadan çift kişilik full ortopedik yatak + bazayı 850 TL 'ye 9 taksitli aldım. Eğer iki adet yatağa 1.350 TL vermişsen normal, tane fiyatı bu ise bir miktar fazla geldi bana. Markadan markaya hatta modelden modele fiyat farkı mutlaka olur. Takdir senin.

şurada galadnikov gayet açık yazmıştı (git: 15529)

kibritsuyu ve ben beraber sormuştuk hatta. sondan başa doğru galadnikov diye arat. bulursun açıklamasını.

oraya bakayım dedim de pek karışık malesef.

ilk örnek:
entry 2, entry 6 silinir.

ikinci örnek:
entry n, her n>1 silinir.

@annem bana kiz bul evlen dedi, ilk örnek için soruyorum, 2. entry ile 4. entrynin farkı ne ki? niye biri siliniyor da diğeri kalıyor. bence yanlış oldu sizin yazdığınız?

ilk örnek 4. entry'i farklı hatırlıyorum ya da yanlış okumuşum. 4. entry de silinir.

bir ara ekşi duyuru logosunun üstündeydi ama şu an her şey normal.
aradığını bulmakta zorlanan milyonlar adına teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.
compumaster çalışıyor..

query motorunu cok test etmemisim, ciddi performans sikintilari var. su anda cevaplarda aramayi kapatacagim, yakinda acarim.

ellere sağlık! :)

sorun yok. süper olmuş. duyuru'nun buna ihtiyacı vardı. kusursuz bir yer şu an benim gözümde.

ara butonu cevapla butonunun yanına gelse daha şık olmaz mıydı? diğer butonlardan uzak kalmış, milletin dikkatinden kaçabilir.

bir sorun sayılabilir:

mesela iki kişi var diyelim, "andy kaufman 2" nickiyle bir internet kullanıcısı, bir de ekşisözlük kullanıcısı. (ikisi de benim gerçi) ama ikisinin farklı olduğu durumlarda (ki bu gayet mümkün, kötü niyetli biri ya da diğerinden habersiz bir kullanıcı bunu yapabilir) ayrı ayrı yazarları aratabilmek gerekiyor bence.

şey yapılabilir: internet kullanıcı - sözlük kullanıcısı seçenekleri "tik" halinde bulunur. biz de tikleriz, ya da tik'i kaldırırız filan.

ya da duyuru'da sözlüğe ait nicklerin internet kullanıcılarının alması önlenebilir ama tam tersi için bir çözüm yok maalesef (internet kullanıcısı duyuru nickinin önceden alınmış olup başka birinin sözlükte aynı nicki seçmesi durumu).

bir tane daha:

bir kullanıcıyı nickiyle aratınca eğer o kullanıcının açtığı duyuruya hiç cevap gelmemişse o duyuru arama sonuçlarında gözükmüyor.

edit: örnek. "osculus" nickli kullanıcı. 3 tane duyurusu var. bir tanesine cevap gelmemiş hiç. aratınca o cevap verilmemiş olan gözükmüyor, ama cevap verilmiş diğer iki tanesi gözüküyor. nickine tıklatınca olması gerektiği gibi 3 duyuru da gözüküyor.

@compumaster: cevaplarda arama kapalı olmasına rağmen cevapladığım başlıklar da listeleniyor.

3 girişimden 1inde kesin ekşiduyuru logosunun üstünde çıkıyor arama ekranı

@blackidom, ctrl+f5 yaptınız mı? düzelmesi lazım o zaman.

şuan swiftfox kullanmaktayım. cillop gibi. elinize sağlık.

Islevi mukemmel ama buton daha buyuk ve daha goze batacak sekilde olsa daha guzel olur bence.

edit: ya da ARA kelimesinin rengi duyuru'daki fosforlu yesil yapilabilir, bunlari soylememin amaci artik kimsenin gozunden kacmasin da ayni soruyu sormasinlar:)

super olmus.

çalışıyor.
söylemeseniz farketmezdim.
cevaplanın yanına alınabilir. görünmüyor.

chrome da halihazırda sıçmaktadır. logonun üstünde cıkıyor, deli ediyor bünyeyi. ctrl f5 dinlemiyor

söylenmiş ama bence de "ara" renginde bi değişikliğe gidilse fena olmaz gibi. arka fon füme, "ara" siyah renkte ya şu an vatandaşın gözünden kaçabilir bu haliyle.

img394.imageshack.us şeklinde arz-ı endam etmektedir.

EkşiDuyuru'ya bugün ilk girdiğimde arama gözümü deşecekti neydeyse ama sonra bir gitti, gidiş o gidiş... ne ctrl f5 ne de ctrl r işe yaramıyor. firefox kullanıyorum. niye ki acep?

CTRL F5 calismiyorsa, browser cache'inizi bosaltiniz, tepede gozukmesi tamamen sizin hala eski css'i almanizdan kaynaklaniyor. Ara butonunun rengi yeri vs degismeyecektir. Site tamamen skinable - css dosyalarini ve imajlari degistirip bana gonderirseniz kontrol merkezini yapinca sizin skininizi koyarim.

cevaplarda aranin secilememsinin nedeni secseniz bile arama olmayacagi. bazi senaryolar icin gecerli bu ve ben sorunu cozene kadar ki bu yakin gelecekte olmayacak bu duruma alismak zorundayiz biraz.

Herhangi bir aramada en fazla 2 sayfa gelmektedir. Hic sonuc donmezse de 2 sayfa varmis gibi linkler gelir, bu bug degil. server'a yuk bindirmemek icin yapilmis bir tercih.

şimdi şöyle;

orası doldukça, danışma bürosu havuzuna aktarılıyordu cevaplar. son günlerde de artık iyice sorular azaldı, gelen sorular da hep daha önce sorulan sorulardan ibaretti. çaylak edilen/uçan arkadaşlar da yeni soru olarak açmayı tercih ediyor zaten.

uzun lafın kısası soracağınız bir soru varsa önce büro havuzuna bakın. ctrl+f5 ile sayfa içinde aratabilirsiniz.

işte o soru bankası(!): (git: 15529)

moderatör dememişti onu, ben demiştim. yanılmışım.

ne beşiktaş'ı? fıstık gibi yer. böyle burnumuzun dibinde güzel yerler var da bilmiyor muyuz yoksa? bilen varsa ben de sevineceğim.

besiktasta boyle bir yer olduysa da muhtemelen baska bir yuzyildadir ya da baska bir besiktastir o.

sanki bu rus sitesinin reklam amacli oyunuymus gibi geldi bana : )

değil tabii ki de, sitedeki diğer fotoğraflar normal;

www.brodyaga.com

bi bunda mı çakallık peşinde koşmuşlar çözemedim.

resim belki de lost adası beşiktaş civarına demirlediğinde çekilmiştir. baksanıza, bizim ada değil mi?

ayrica buranin neresi cennet? o vatozlar igneleriyle adamin gogsunu deserler kamil deserler.

Amasra burasi.
www.wallpaperlink.com

beşiktaş merkezli bir emlakçının başının altından çıkmıştır kesin :)
bilmeyen yer belki demiştir herhalde

türkiye değil, o kesin.. dağların şeklinden belli.

resimdeki vatozların yaşam alanı "Güneybatı Atlantik'te, New Jersey'den Florida'ya, ayrıca Meksika Körfezi'nde, Bhamalar'da ve Karayip Denizi'nde yaşar."görüntüye bakılırsa ya bahamalar yada karayipler ama googleda bulunan sonuçlara göre bahamalar burası.(evet araştırdım)

abbasağa parkının orda burası.güzel yerdir sakin.

Karadeniz'de vatoz hayvani yasiyor ama Amasra'ya gidip ozellikle gormedim. Ayrica ben verdigim link'e gore soyledim, emin degilim yani, gitmedim oraya.

motor iskelesinin ora...

bilenler için söylüyorum inönü stadının deniz tarafındaki kalesinin önü orası. boşuna demiyorlar dünyanın en güzel manzaralı stadı diye.

Başka bir Ülkede daha beşiktaş diye bir semt var herhalde :)

burası beşiktaş olsa bizim türk balıkçılar vatozları zıpkınla vurur, sonra kuyruğunu kesip kalkan diye satar. ha teknede öyle takılan ablaya bir şey yapmazlar, buna eminim.

siz onu ekleyin? ben eklemiştim yav diye sorarsa da "ben eklenmem, eklerim" dersiniz.

yani "yanlışlıkla ignore'a bastım" diye mesaj atıp ekleseniz sorun olur mu ki?

ignore'u geri alma diye bir olay yok sonuçta.

yapılan teklifi geri almanın yolu var mı?

@yazar k

işte o yok anasınısataym.. kanımca çok büyük eksiklik..

@yazar k yok.

chuck palahniuk'tan survivor'ı oku. türkçesi peygamberli bişi bişi.

gülse birsel de iyidir o tür birşey okumak isterseniz. tüm kitapları benziyor birbirine zaten. herhangi biri olur.

boris vian oku. günlerin köpüğü harika

@smy : mükemmel tavsiye.

@ sezaryan: Boris Vian' ın diğer kitapları da olabilir.

(bkz: bir dinazorun anıları)
(bkz: bir dinazorun gezileri)

mina ablamız bu konuda çok iyidir.

ihsan oktay anar derim ben, suskunlar ya da kitab ul hiyel mesela.

illaki anı , gezi olsun derseniz de, murat belge olabilir , başka kentler başka denizler.

jack london'ın kitaplarını oku.Hayatı hep gemilerde geçtiğinden hep onları anlatıyo.John barleycorn mesela;)

borges'den (bkz: babil kitaplığı) oku. çok güzel yapıtlar hem bilmediğin yazarları öğrenirsin, hemi de hepsini okuyana kadar bulamıyorum falan demezsin. tavsiyemdir, sözümdür beğenmezsen iade kabulümdür.

bunları okumamış olduğunu düşünerek yazıyorum:

sait faik'ten ne bulursan oku. şahanedir. lisede dayattıkları sıkıcı sait faik imgesini bir kenara bırak, okulda her şeyi sıkıcı hale getirmesini becerirler. george orwell'ın 1984'ünü al oku. murat gülsoy'un öykülerinı öneririm. keyifle okursun. günümüze aittir, görece yaşı genç bir yazardır. daha da genç ve kült olmuş bir yazar ise hakan günday. kinyas ve kayra, zargana ve piç'i yazmıştır. boris vian yerinde bir öneri. ben de katılıyorum. bunun dışında edgar allen poe'nun kitaplarını al oku. mesela morgue sokağı cinayeti'nden başla. fahrenheit 451'i al oku.

sürükleyici olsun alsın uçursun diyorsan jean christophe grange'nin kitaplarını al oku. kızıl nehirler, kurtlar imparatorluğu, taş meclisini okumuştum. güzel polisiyelerdi.

alexander dumas'nınüç silahşörler de müthiş keyfili ve oldukça sürükleyici kitaptır. üç silahşörler ve yirmi yıl sonra diye iki cilt halindedir.

onun dışında etimolojiyi ve sözcükleri eğlenceli buluyorsan sevan nişanyan'ın elifin öküzü kitabını mutlaka oku.

ve en önemlisi aç burada herkesin önerdiği kitaplar hakkında sözlük'te ne yazmışlar, ne demişler onları oku. ona göre fikir edinirsin.

tabi ki lord of the rings. :D burdan tolkien abimizi saygıyla anıyorum.

turkse merhabalar hocam, yabanci ise dear dr. hedehodo.

saygimi sevgi kelimeleri kullanarak belli ediyorum.

eyvallah, müthiş rehbermiş :) bu arada dr. iyidir di mi "dear professor..." diye abanmaya gerek yok. ingilizce metinde dr. yeterli nezaketi veriyor sanırım, öyle mi?

bi de regards diyerek mi kapatıyosunuz, çok gayrıresmi olmaz di mi?

dear prof deme hic. dr unvani fazlasiyla yetiyor ;)

eger bir rica varsa; thanks in advance veya thank you
eger bir durum bildirme olayi varsa, sincerely yeter.

60 yaşındaki profesöre de, benden küçük asistana da "saygılar hocam" derim hep.

Merhaba diye başlayıp, saygılar diye bitir. hoca da neticede, normalse eğer, senin benim gibi adam. takmaz herhalde.

@mrtksn o değilde ne kompleksli bir hocaymış o ya

kapanış cümlesi olarak "best regards" var bi de

bas gitar metodu kitapları var, onlar yardımcı olabilir.

öncelikle ne amaçla çalmak istiyorsun? 3. sınıf stüdyolarda cranberries, red hot chilli peppers vs. çalmak mı yoksa funk çalmak mı, progressive, jazz vs. nedir amacın yani?

henüz kararsızsan kur guitar pro'yu, gir www.911tabs.com'a, istediğin şarkının gp'sini indir çalış. bu esnada akorları öğren. bunun için yine google en iyi öğretmendir. "bass guitar notes chart", "bass guitar chords", "bass notes" vs. gibi keyword'leri arat.

kesinlikle youtube'daki videoları izle. hem milletin neler yaptığını izle hem de hayrına yüklenen lesson'lara bak. lakin başta da dediğim gibi, ne tür çalmak istiyorsan önce ona karar ver ki sonradan ona göre ilerleyebilesin.

bana kalırsa bas gitar = funk. en çok funk dinlerken/çalarken bas gitar çaldığımı anlıyorum. thrash, heavy, hard'n heavy vs. çalmak en kolayı bence. progressive veya fusion, funk, jazz türevlerine kaymak istiyorsan notaları, akorları, gamları, dizilimleri, modları yalayıp yutman şart. ben yalıyorum şu an, 1-2 seneye yutacağım umarım.

kendine bir bas gitar virtüözü seç. benim için bu enstrümanın peygamberi jaco pastorius. victor wooten, marcus miller, richard bona, alain caron gibi halifeler de bas olayını yarmıştır. stu hamm'e de bir bak. daha tonlarca var işte.

son olarak, şunlara bir göz at;

(bkz: yeni baslayanlar icin bas gitar)
(bkz: bas gitar alirken dikkat edilecek hususlar)
(bkz: bas gitar olayini bitirmis gruplar)

teknikler için;

(bkz: slap)
(bkz: fingering)
(bkz: picking)
(bkz: tapping)

ve ne olursa olsun şunu aklından çıkarma, hayatının her anında senin peşini bırakmayacak bir lanettir şu;

(bkz: elektro gitar solosunda ekrana bas gitar gelmesi)

kolay gelsin.

acıkcası eğlence amaçlı kurduk grubu ama neden olmasın eskişehirde ikamet etmekdeyiz .böle kurulup şehrin gözde yerlerinde çıkan arkadaşlar var, ben punk rock yapmak istiyorum, şu power chord olayı felan

en az iki farkli metod kitabin olsun,
bir de stiller iceren metod kitabin olsun.(funk, jazz, reggie filan)

gunde kararli bir sekilde uc saat calisarak saniyorum bir ayda nota bilgisini kavrayabilirsin. parmaklarini hizlandirdiktan uc ay sonra kendi teknigini gelistirmeye baslayabilirsin.

tablar en buyuk yardimcin olacaktir, ama nota bilmen iyi birsey. tabi olmayan sarkilari, kimi muzik terimlerini anlaman ve davulcunla anlasabilmen icin yararli olur.

unutmadan muzik aleti calmayi bir formata sokmak bazen sikici olabilir. o yuzden yatagin uzerinde ayakta, yerde yatarken ya da gitari toptan ters calip kendinizi eglendirin biraz. hem aleti daha iyi kontrol etme sansi yakalarsiniz, hem de pek sikilmazsiniz.

uc ila alti ayda bir de tellerini degistirin aletin bitti gitti.

herkes eğlenmek için girer bu işe zaten :)

punk rock muhtemelen senin için bir adım olur. ha ileride ünlü bi punk rock grubu kurarsın, şarkılarınız çok tutulur falan onlay ayrı, ama sen arkaplanda yine kendini geliştirmeye devam edersin. böyle olur genelde. birçok alakasız alternative rock grubunun basistleri aslında bu konuda ufkunu geniş tutar. yani punk rock ile başlarsın ama sonra o kesmez seni, köküne kadar inmek istersin olayın. o esnada punk rock ile para kazanıyorsan, onu da devam ettirirsin. karışık oldu sanırım biraz, ama bas gitar senin için geçici bir zevk değilse zamanla anlarsın, "aa deckard dediydi" dersin.

madem grubunuz var, baterist arkadaş ile uyumunuzun en üst düzeyde olmasını sağla. hatta grup olarak değil de haftada bir sadece ikiniz girin stüdyoya, baştan sona ritm çalın. başta basit ritmler gider, sonraki zamanlarda 6/8'lik ölçülerde karışık ritmlerde gidip gelmeye başlarsınız.

eööv ne diyebilirim başka, sertaç ekiz vardır sağlam basisttir o da. onun www.basgitarist.com diye bi sitesi var. forumlarında dolan. sağlam elemanlar takılır forumlarına.

gitarın var mı? varsa nedir? ekipman ne düşünüyorsun? bunlar var bi de.

bence hiç tab olayına girme. kulağından notaları çıkarmaya bak. olmadı guitar pro'dan bak. ama tab'lara bakma. nota bilgini kısıtlar senin.

bora uslusoy un bas metodu isimli kitabı var. o'nu önerebilirim. hatta satabilirim :)
ben bas çalmayı bıraktığım için gitarımı sattım. kitap elimde kaldı. şu an piyasada bulunan kitaptır. ikinci baskı yani. şayet düşünürsen makul bir fiyata anlaşabiliriz.
ainfos @ hotmail com ekle görüşelim.

hocam elimde ibanez gitar ile anfi var (hefes edip sonbradan bırakmıi bir arkadaşın), ya 23 yaşındayım çok iyi müzik dinlerim çokda severim,amam hiç ne düz gitara nede ensturman çaldım müzik kulagımda varmı bilmiyorum 1 haftadır çalıyorum ,grupdaki elamanlar 1 hafta için iyi falan diyolar zaten grbda ben kurdum, diğer elemanlar bana göre baya iyi,uzman tv deki videolardan çalışıyorum, ama günde en az bi 30 dakika çalısabiliyorm oklumdan dolayı

uzmantv'de materyal kısıtlıdır. youtube'a, metacafe'ye vs. bak. ibanez'in orta sınıfı bence iyi değil. cort daha iyi. zaten bu işlerde ilerledikçe elinde bi tane sağlam gitar olur (lakland olur, epiphone olur, olur da olur), onun yanında da bi sürü gitar gidip gelir. arkadaştan alırsın, satarsın, başkasına verirsin. benim de çözemediğim garip bir döngü var. geçen aylarda elime washburn xb-200 geçti*. sap ayarı yaptıktan sonra müthiş olacak.

bol bol eğitim videosu izle kısacası.

öncelikle 1 haftadır çalıyorsan stüdyoya girme.
stüdyo insanı belli bir seviyeden sonra geliştirir... şimdi çok işe uyaramaz, diğer elemanlara baktıkça şevkinde kırılır. diğer elemanlara da yazık ayrıca, ben olsam 1 haftalık basçının olduğu stüdyonun semtine uğramam..

bası sadece anfiyle çalışmak zorunda değilsin. ben bas gitar çalışırken tv karşısında parmak çalışıyordum. keza davul çalışırken de stick kontrol çalışıyordum tv karşında vs..
vücudunun bir parçası oldurtman lazım enstrumanı, olmazsa olmaz...

ayrıca bol sabır tabi...

oncelikle zombie calmayarak baslayabilirsin.

funk dinle;

parliament
funkadelic
defunkt
sly & the family stones
chic

70'ler disko muzigi dinle.

boylece zombie gibi sarkilari calarak vakit kaybetmez ve olaya icinden dalarsin.

her zaman metronom ile calis.

gamlari bilmek zorunda degilsin, fretboard'u iyi ogren, hangi ses nerden cikiyor ve boylece bir sarkiya eslik edebil.

red hot chili peppers'in 80'lerdeki albumlerinden bir seyler ogren. basitlik/havalilik orani tavana vurmustur. boylece bas gitaristlere yakistirilan odun kavramindan kurtulmus olursun.

son olarak oyle baslangic icin washburn'le falan baslama. adam gibi gitar al. adam gibi gitardan (ve amfiden) adam gibi ses cikar, zevkini tavana vurdurur. daha da gaz verir.

edit: ohoe biz funk dan girmisiz de sen punk demissin. neyse zombie caldigina gore daha alinacak yolun cok. takribi 3 sene sonra funk dinlemeye baslayacaksin. aa bi herif boyle demisti be dersin, selam edersin.

kuzenim marmara sosyoloji'den mezun. formasyon aldı, şimdi gayet de öğretmen.

bogazici sosyoloji bir numaradir..

boğaziçi. tabii okuyacaksanız, yazacaksanız. yoksa çok sıkılırsınız.

anthology'leri indirin ilk olarak. gerçi ben ilk albümlerini daha çok seviyorum. şahsen en sevdiğim albümleri a hard day's night.

genelde yellow submarine de çok övülür.

abbey road

(bkz: hepsi )

nip tuck 3. sezon finalinde gotan project - santa maria (del buen ayre) çalmıştı. belki odur?

bir de el tango de roxanne var. böyle dizilerde, filmlerde filan kullanılıyor zaman zaman. o da olabilir belki.

yok bunlar değil ama santa maria ya benziyo.biraz daha hareketli bi müzikti.yine de saolun

nip tuck'taki şu idi: Carlos Gardel - Por Una Cabeza

şu adrese bir bak tangodans.com

cikis noktasi benim sordugum sorunun cevaplarinda :)
(git: 61196)

ayrica ozel bir anlami yok sanirim, eglencesine cikti birden ve devam ediyor, haydi sozlukculer teshire...

teshirci kategorisi coktandir var olan bir kategori, yenice filizlenmis bir sey degil. ama muhabbetin guzel olmasindan midir nedir bu ara yeni yazarlarin baya bir ilgisi var. olay bu sadece.

edit: (bkz: bir kisim sozlukculerin bacaklari)
(bkz: soursummitz)

geçen sene de olmuş, her sene dönem dönem oluyor yani böyle bi furya.

(bkz: bir kisim sozlukculerin bacaklari)
(ara: bir kisim sozlukculerin* )

metlaik bordoyla baslayan gecen yılki donem cok daha farklıydı tabi. direk bacaklar olarak gelismisti. ama sikimin muhafazakar iki yuzlulerı gonderenlere orsbu deyince hepsi de silmisti. simdi karabasanhasan ve bi kac kisi yine aynı sikik tavrı ortaya koydu. cin ruhiyeden de bi atak bekliyorum ben bu aralar.

bir arkadaşından duymuştur, bunun yerine kaynağını unuttuğunu söylemiştir. o arkadaşı da abisinden falan duymuştur...

(bkz: sehriban coskunfirat)?

1994 değil ama o. 1995-1996 falan olması lazım.

''sene 94, satanizm yeni çıkmış, biz mezarlıkta içiyoruz yine, işte abi...'' diye de bir forumda imza gördüm ama devamı yok sanırım

spesifik bilmiyorum ama hiç olmadı şuralara bakabilirsiniz:

www.poemhunter.com

www.google.com

türkçeye kolay çevrilirler zaten. gerçi o zaman şiir vuruculuğunu kaybedebilir de..

want2die'ye kesinlikle katılıyorum bir öğretmenler gününde, hocamız okumuştu ağlaya ağlaya gerçi bizim hoca yaşıyordu.
sonuçta gerçekten herkes çok etkilenmişti.

dünyanın en iyi filmi olan (bkz: 28 gün sonra). klasik zombi seviyorsanız seyretmeyin.

"sanırım" yardımcı olur:

(bkz: zombiler üstüne filmler)

=)

(bkz: the astro zombies)
(bkz: dead and deader) (dead and deader/@deckard)

rec

(bkz: brain dead)

28 days later'ın devam filmi var. 28 week later. O da çok başarılı. bir de zombi değil vampir ama 30 days of night müthiş bir film bence.

28 days later ve 28 weeks later zombi değil rage filmleri. sonra "bu adamlar zombi değil mi neden koşuyorlar" demeyin.

kuduruk ingiliz zombilerindense , zevzek japon zombilerini izlemeyi tercih ederim şahsen.

wild zero

300 ve Watchmen'in yönetmeni Zach Snyder'in Dawn of the Dead remake'ini öneririm. Romero'nun filminin yeniden çevrimi olsa da pek karşılaştırmamak lazım. 2000li yıllarda izlediğim en iyi zombi filmi oydu. Bir de Shaun of the Dead var tabi ama izlemişsin.

(bkz: flight of the living dead)

dead set isminde 5 bölümlük bir mini dizi var. 150 dakikalık bir film aslında. tavsiye ederim baya başarılı.

the hills have eyes ve the hills have eyes 2

"..programda soyledigi sozlerle tam bir fasistmiscesine konusan eski asker * *"

tam olarak bu sekilde eski generallerimizden biri hakkinda yazmistim ve gg olarak silindi.

generalin "hott" dedigini dusundum bir an moderasyona, haklilar sikiverir topuklarina falan diye empati yaparak hak verdim.

sen simdi bunu da kafana yazarak muallaklik hesabini yap. goreceksin ki elde kalir yani yok. ozellikle de sabirtasi isen muallaklik durumunu senin icin negatif yonde kullaniyorlar.

"eminimki facebook'da bundan daha beter gg entry yazmis 1 milyon kisi bulabilirim. *"

öncelikle; (bkz: sarhosken entry girmek)

o iki entry'nizin silinmesi esnasında sarhoş olup olmamanız pek bir şeyi değiştirmiyor. keşke girmemiş olsaydınız.. anladığım kadarıyla "hadise bir kere versin ama karım bakire olsun" başlığını siz açtınız. entry'de mahallenizdeki hadise'den bahsetmiş olsanız bile gg olarak düşünülmesi doğru, sonuçta melih in götü başlığındaki gibi düşünmek yanlış olur. burada hadise, direkt bu isimle tanınmış biri. ad-soyad'lı bir şarkıcının adını yazarak başlığı açsaydınız gg olmazdı. dediğim gibi, hadise'nin sahne ismi bu. o yüzden gg olması normal. çaylak olmanız doğru/doğru değil demek saçma olur. ama genel durum itibariyle bir haksızlık yok.

sadece misal olması açısından tanınan bir sima olması sebebiyle veriyorum: dün mesajlaşma yoluyla tartıştığım nickfallin'in kimdir nedirine denk geldim. 7100 entry'de 18 gg'si var. bu 400 entry'den biri gg demek. 7100'de 2500 beğenilen. gayet güzel bir rakam. benim rakamlarla nispeten uyuşuyor. şimdi, nickfallin her 400 entry'de bir acaba çaylak oluyor mu, çünkü diğer hatalı entry türlerinden de bolca yazmış.

bir şeylerin nesnel değil, mümkün olduğunca öznel olmasını istiyorum sadece. nickfallin sadece yeni denk geldiğim bir örnek. kimseyi rencide etmek niyetinde değilim. iyi akşamlar.

hayır yani çaylak oldum, bir sonraki gg'de uçarım muhtemelen. derdim o benim.

@deckard: entry'nin meşruluğunu tartışmıyorum. gg olabileceğini biliyorum eyvallah dedim zaten. sarhoş dediğim, kafam iyiydi. her neyse önemi yok sonuçta girmişim o entry'leri. sorumluluk azalmıyor kafa olunca, evet :)

ama hata yapma şansı (gg konusunda bile) insanlara verilmeli. çaylaklık gg konusunda ilk alternatif olmamalı; benim naçiz düşüncem.

bu durumun "yazık" olduğunu düşünüyorum sözlük adına.

@andu kaufman

istenen sey zaten ucman. hakli mi haksiz mi diye icigini cicigini incelemeden ilk etkilenim olarak ne verdiysen, sabirtasi olarak olabilecek en negatif sekilde degerlendiriliyor.

nedeni de cok fazla olan sabirtasi sayisini mumkun oldugunca indirmek cunku kontrolsuz bir sekilde alinmislardi.

hak, oznellik, etik v.s aramak yersiz, bosa kurek cekiyorsun.

bu mod hayata geçerse sana yaramaz ama, senden sonrakilere çok faydası olacak :)

(bkz: #15574949)

"7100 entry'de 18 gg'si var. bu 400 entry'den biri gg demek. " böyle sacma bir yaklaşımda olaya bakmak hata bir kere. sözlükte kayırılanlar listesi gibi bir şey yapmıştı ssg ne kadar şaka ne kadar gercek bilemeyiz ama. 400 entry de 1gg nin size zararı olmaz gibi bir durumda yok. moderasyondan birine veya direk ssg ye küfür etseniz 1milyon entry de olsa istatiginiz bozarlar merak etmeyin.

moderasyon da keyfiyet faktörü falan var bunlar.

@nochristrequiress:

öyleyse yanlış yapıyorlar. onlar adına da üzüldüm şimdi. iki taraf için de kayıp bence.

uçmamam için, sözlükteki eski nesillerden dostlara seslenip "nickimin altına birkaç entry yazsanıza, burada arkadaşlarım olduğu belli olsun. arkam sağlam olduğu belli olsun." mu demeliyim?

nedir yani? bu mudur?

@rurouni:

haberim var bu kayırma olaylarından, olma mı!

(bkz: sozlukteki pozitif ayrımcılık/@andy kaufman 2)

bence burada çaylak olmasına ya da uçurulmasına tepki gösteren pek çok insanın düştüğü ortak hata şu: sayılara fazla önem vermek.

verdiğiniz örnekdeki yazarın şu kadar entryde, bu kadar gg'si vardır örneğinde de bu hata var. modlog'da incelediğinizde de görebileceğiniz üzere bazı kurum/kuruluş/şirket/kişi hakkında girilen entrylerde sadece fazlaca argo kalıplar(bok gibi, göt etmek..) kullanıldığında dahi entry gg nedeniyle silinebiliyor.

buna ek olarak entryniz ve dolasıyla başlığınız, şahsi görüşümü söylüyorum, sadece gg sebebiyle silinmiş ama "sineğe öyle bir vurmak ki sineğin afallaması" kadar da özensiz bir başlık. bu özensizlik moderatörün ya da moderatörlerin hakkınızda verdiği çaylaklık kararında etkili olabilir.

ayrıca sabırtaşı yazarlar çok kolay uçuruluyor bakış açısı da bir nebze noksan. sabırtaşı yazarlara adeta çaylaklık döneminde yazma hakkı verildi. kulağa pek hoş gelmiyor ama eski nesiller için birden çok moderatörün karar vemesi gerekirken yeni nesiller için tek moderatörün karar verme hakkı olması da bunu doğrular nitelikte. bu noktadan bakarsanız sözlüğe yıllardır yazı yazan yazarlarla aynı şekilde değerlendirilmemeniz daha makul görünüyor.

haklı olduğunuz noktalar olabilir, herkese eşit davranılamayabilir.ama gönüllülük esasına dayanan böyle bir oluşum için daha iyisini yapmak çok ama çok zor..

insanlara hakaret edin, küfür edin. daha sonra da: "vay benim entrymi moderatörler neden sildi. vay ben neden çaylak oldum" şeklinde haykırın.

istersen 50.000 tane entryn olsun. moderatörlere hak vermemek elde değil.. "yok hakaret değil diyorsan" o kişi/kişilere ulaşarak emaillerine o hakaretlerini ilet. akabinde kişilik haklarına saldırı/kişiyi küçük düşürücü ağır ithamlardan bulunarak güzel bir hakaret davası tarafına açılsın. ibretlik olarak sözlükte sallandıralım haberi

bir kere de insan gibi yazın şu sözlüğe. "sözlük" kelimesinin hakkını verin. forum yapmayın canlar.

bu arada benim 10.000 küsür entryme karşılık 30 adet gg entrym var. ancak uzun zamandır sözlük yazarı olup bu gg leri yıla, içeride bulunduğun zamana vurduğumda sözlükte kalmamı sağlıyor.
bu şu demek. entry sayısı önemli değil. gg nedeniyle uçma olayının formülü:
(içeride bulunduğun zaman / gg entry sayısı) ve sık aralıklarla olmayacak bu silinen entrlerin.

ancak yeni neslin kafası basmadığından ssg durumu çok güzel izah etti:

(bkz: moderasyon+kayirma listesi/@ssg)

en kısası otobüs yine. meydandaki otobüslerden öndeki olanlarına binin. biri hariç hepsi geçiyor olması lazım. 93t, 80t, 61b (bu en arkadan kalkıyor) vs. bunlardan birine binin.

üzerinde eminönü ve üç şehitler yazmayan bütün otobüsler geçer ve 8-10 dk sürer.

Çiçekçilerin aşağısındaki sarı dolmuşlardan herhangi birine de binebilirsin. Hepsi geçer ve daha hızlı olur. Otobüsle aynı fiyata gelir Saraçhane.

yaptığın iş yasadışı değilse reklam yapmak serbest. yakın zamanda ben de son klibimin reklamını yapacağım eheh.

kişiselse sanırım sorun olmaz. mesela özel ders veriyorum tarzı ama şirket ismi geçerse o zaman kaldırılması olasıdır.

deckard serbest dediyse sorun yok.

mavi duyuru'yu kullanıp duyurunun birazcık para kazanmasını da sağlayabilirsiniz :)

koşudan önce yemek yemeyin. gün içinde az şey yediyseniz kepek ekmeği, su, az peynir atıştırabilirsiniz. kan şekeriniz düşmesin.

NE YAPARSANIZ YAPIN, ÖNCE ISININ. bu önemli.
gündüz kalkar kalkmaz koşu yapma şansınız varsa öyle yapın, daha yararlı.
2 dakika yürüyüp 5 dakka koşun, sonra tekrar 2 dakika yürüyüp 5 dakka koşun. böyle böyle 25-30 dakika aralıksız devam ettirmeye çalışın. zorlandığınız anda yürümeye dönün, koşu zamanını azaltabilirsiniz. yürüyüş veya koşu sırasında bol su tüketin, suyu direk yutmayın, yudum alın. burundan nefes alıp ağızdan verin.
aletler için ise ilk önce belinizi ısıtın, sağa sola döndürün bel üstünü yani.
her şeyi yavaş yavaş yapın bir de.

bu kadarı yeterli herhal. saat 22'de sporu aç yapacaksanız, sonrasında yoğurt meyve falan yemeniz lazım bu arada. o yüzden erkene alabilirseniz iyidir.

koşudan en az 1-2 saat önce yemiş olun hem yediklerinizi yakarsınız.

1. spora başladığınız zamanla son yemeğiniz arasında 3 saat olması idealdir.
2. amacınız yağ yakımı ise. orta tempoda(ki anladığım kadarıyla şimdilik hızlı tempo yürüyüş veya jogging). 35-45 dk lık bir egzersiz yeterli olacaktır. burada dikkat etmeniz gereken nokta, nefes nefese kalmamaktır. aerobik egzersizler maksimum nabızın %60'ı ile %80'i arasındaki çalışmalardır ki nefes sayısının artması, bu temponun üzerine çıkıldığını işaret eder. yağ yaktığınızı anlamanın en ilkel yolu, nefes sayısının kontrolüdür. ilerleyen dönemde de aerobik egzersizinizi 60 dk'ya kadar yükseltebilir ve 8 saat ara vererek, günde 2 kez yapabilirsiniz.

Amacınız nedir burada, yağ yakmak mı yoksa kondisyon sağlamak mı? Yoksa ikisi birden mi?

Kondisyon sağlamaksa amaç karnınız ne aç ne tok olsun, yavaş yavaş egzersizi arttırın, öyle birden olmaz.

Yağ yakmaksa amaç sabah erkenden tempolu yürüyüş veya hafif koşu. Aç karnına. Belki 2 tane yumurta beyazı yiyebilirsiniz.

Geçen gün arkadaşın bavulunu taşıyayım dedim, 15 dakika taşımışımdır en fazla.. Ertesi sabah uyandığımda sol kolum ve sırt bölgem acayip şekilde ağrıyordu.

Yani buna kondisyon sağlama isteği deniyorsa, evet kondisyon istiyorum.

Ayrıca hayatımda ilk defa göbek yapmaya başladım.. Bunu da engellemek istiyorum. Kas yapmak falan istemiyorum ama şu göbeğim normale dönsün.

hemen her akşam koşuya çıkıyorum, bazen de sabahın köründe çıkıyorum. emin ol işe yarıyor. fakat 1160 metre bana az geldi. yani 4-5 dakikada bitiyor mu ilk etap? toplamda kaç metreyi buluyordur koşu?

ne zaman başladın düzenli spora? tıkanana kadar 3-4 km koşman gerekiyor ki daha çok işe yarasın. belediye'nin aletleri işe yarar evet, mantıklı. fakat önce kendi çapında ısınma hareketleri yapman lazım. sonra belediyenin aletleriyle esnet bacaklarını, en son koşuya başlasan daha mantıklı. ısınmadan yapmak çok yanlış çünkü.

gelelim sorulara;

1. spordan önce çok hafif, yağlı olmayan bir şey yiyebilirsin. aç karnına koşmak zulümden başka bir şey değil.
2. dediğim gibi önce durduğun yerde ısın. ayak bileklerini çevirerek başla, sonra bacakları esnet durduğun yerde, sonra kol ve boyun. durduğun yerde esneme hareketlerini bitirdikten sonra belediyenin ekipmanıyla bacakları kolları vs. esnet. sonra biraz dinlen ve koş.

bir de sormak istiyorum. neresi ora ya? ben levent'te olmama rağmen 22.00'da koşuya çıkarsam bıçaklanma tehlikesi atlatıyorum.

Uzun zaman sonra egzersize başlandığında vücutta şöyle 3-4 gün ağırlık, ağrılar olabiliyor ama hamlığı atmak mı denir bilmem, geçiyor sonra. İyiye işaret diyebiliriz. Mesela sabah aç karnına kardiyo yaparsanız yağ yakımında olumlu sonuç alırsınız diye biliyorum. Kas yapımına gelince, herkesin söylediği şeylerden biridir bu "yağlarımı eritmek istiyorum ama öyle kaslı olmak istemiyorum..." Emin olunuz ki kas yapmak hiç kolay değildir, sakın ola proteini kesmeyin. Kilo başına günde 1 gr alın. Hem zayıflamaya yardımcıdır hem de kas kütlenizi korur. Yavaş yavaş egzersizlerinizi artırırsanız iyi kondisyon sağlarsınız.

Yaparken gerçekten yorulmadığın spor etkilidir demişti bana birsürü para verip gittiğim spor merkezindeki çalışıtırıcı.

@deckard:

Spor yaptığım yer Bahçelievler'de, Ömür Plaza'nın hemen bitişiğindeki koşu yolu. Sözlükte merter de e5 in yaninda sabah sporu yapan insanlar başlığında alaya alınan mekan :) Bizim buralarda öyle bıçaklama tarzı olaylar pek olmuyor. Genelde sitelerin özel güvenlikleri var, o yüzden pek yanaşmıyorlar buralara öyle tipler..

1160 metre o koşu parkurunu iki kere koşmak demek işte. Bir aşağı bir yukarı.. Hafif tempolu koşu yapıyorum, depar attığım falan yok ama yine de 1160 metreden sonra tıkanıyorum. Sanırım hiçbir ısınma hareketi yapmaksızın koştuğum için öyle oluyor. Yarın ısındıktan sonra koşalım bakalım.

Tüm spor aktivitemi bitirdikten sonra toplamda 2 kilometreye yakın koşmuş oluyorum. İlk koşu hiç durmaksızın 1 km kadar işte.. Geri kalanı da (tıkanmam geçene kadar) yürüyüş + tekrar koşu + tekrar yürüyüş şeklinde oluyor. Yürüyüşlerle beraber 2,5 - 3 km ediyor toplam.

Şu an için 3-4 km'yi bir kerede koşmam imkansız. Mümkünatı yok yani :) Koşarken belli bir noktadan sonra nefessiz kalıyorum, kollarım ve boynum acayip derecede ağrıyor. Bu ağrıyı dindirmek için koşuyu bırakıp yürüyüş yapıyorum zaten.

@trista

Kas yapmak zorsa, bu benim için sevindirici çünkü kas mas istemiyorum :) Yumuşacık bir göbeğim olsun vs. istiyorum. Bacak kaslarımda son birkaç günde baya gelişme var yalnız.. Sertleşmeye başladılar. İlk 2-3 gün baya ağrı yapmıştı, şimdi ağrısı falan geçiyor yavaş yavaş.

Halı saha maçı yapacak kıvama geleyim yahu! 2 adım koşunca nefes nefese kalmayayım, ne bileyim 10 dakika yük taşıyınca ertesi sabah ölü gibi uyanmayayım!

Sevgiler, teşekkürler!

:) aman kondisyon sağlayacağım yağ yakacağım derken kaslarınızdan olmayın. Dediğim gibi protein tüketimini kısıtlamayın.

spordan 45 dk önce 1 elma yiyin.
bir de trista, kilo başına 1 gram protein tüketin demiş.
pound başına 1 gram protein olması lazım.

marcelorios, normalde sağlıklı birinin 0.8 gr protein alması gerekir kg başına. ama diyette 1 gr, kas geliştirmek isteyenler için 2 gr diye biliyorum.

o zaman dediğim gibi, ısınarak koşmaya başla. ilk haftadan sonra değişimi fark edeceksin. bünyeyle da alakalı tabii ama, değişim kaçınılmaz :)

bir de sakın ısınmadan o ekipmanları da kullanma. dediğim gibi.. önce ayak bileklerini çevir, sonra bacaklarını esnet, dizini kırarak sağ ayağını kalça hizana kadar kaldır ve sağ elinle tut, sonra bacakları gerip ayaklarına dokun vs. sonrasında kolları genişlet işte. en aşağıdan en yukarı doğru ısınır sporcular. ve tüm bunları durduğun yerde yap.

adım adım ısınmak en iyisi kısacası.

bir de spor ayakkabısı da önemli. koşu ayakkabısıyla koşmak en iyisi.

gram hesabı yapmadan önce şunu da söyler misiniz, kilo başına 1 gr protein diyorsunuz, bunun karbonhidratı da var ama farkettiyseniz. yani ne kadar protein = o kadar karbonhidrat.

değil mi?

geceleri kosyorsan issiz parklardan, karanlik kopru altlarindan uzak dur, aman diyim. kalori yakacam diye baldiri cizdirme sonra 3 kurus icin. yanina cep telefonu ve ipod gibi pahali cihazlari alma. ille de kosarken rocky muzigi dinleyeyim gaza geleyim diyorsan da ucuz bi mp3 player ya da eski bir walkman isini gorur.

ben de h.içi akşamları koşuya çıkıyorum ne zamandır da bu duyuruyu açmak istiyordum yukarıda arkadaşların bıçaklı koşu yapmak istemediklerini de öğrendikten sonra :) diyorum ki ;

misal ben Beşiktaş' ta koşuyorum akşamları. toplansak beraber koşsak?

hayır :) ne kadar protein o kadar karbonhidrat değil. ikisi farklı şeyler. karbonhidrata değinmedim, doğal olarak hiçbirinin kesilmemesi ve normal olarak alınması gerekiyor. kan şekerini dengede tutan ve rafine olmayan karbonhidratlı gıdalar seçilmeli yoksa yağ depolaması kaçınılmaz

legal.

format açısından bir sakıncası yok.

recursive link vermek legalse o da legaldir.

evet ya eski nesillerden birkaçkişi hatta trollerin atası bile denebilir nerdeyse 100küsürlük bi seri yapmıştı galiba. eskilerden biri hatırlatsa keşke nikide dilimin ucunda ama...

hazır burada yapılmışı var;

(bkz: sonu gelmeyen entryler/@burcix)

siz başlıklardan cümle yapmayı planlıyorsunuz, buradaki de sadece yönlendirme. olay aynı ama.

daha işleme alınmamıştır? hemen alınacak diye bir kural yok. gg ise want2die'ın dediği gibi, preatorlara gitmiştir. değilse de henüz işlem sırası gelmemiştir.

ne komiksiniz want'ım deckard'ım. "nasıl bulacam o ispiyonu, hiçbir şeyini hatırlamıyorum, neyi ispiyonlamıştım lan ben" diye soruyor arkadaş.

işlenince mesaj kutunuza düşer "silindi", "hatalı ispiyon" veya "entry'yi yazar kendi sildi, ispiyon isteğiniz kayboldu oldu" diye. işlenmeyen ispiyonlarınızı takip edebileceğiniz bir yer yok.

eğer takıntı yaptıysan her gün modlog'u takip et. psikopat bi çözüm ama sonuca ulaşınca bana teşekkür edeceksin.

bir ay sonra cevap gelebilir.

geç geliyor, herkes ispiyonlayabildiği için şu vakitler.

Merhaba,

Benim gördüğüm şu: Art arda ispiyonladığınız ispiyonlardan birinin cevabı hemen gelirken diğerinin aylar sonra bile gelebiliyor. Aylar önce yaptığım ispiyonların cevapları bugün gelmeye başladı bende de. crown moderatör olunca el attı galiba onlara. :))

beğenmediği entryi bile ispiyonlayan mallar olduktan sonra daha çooook beklersiniz efendim. açıkçası yatıp kalkıp moderatör olmadığınıza dua edin.