hayat, tam anlamıyla deterministik diyebileceğimiz kadar deterministik değil. eskiden bilim dünyası determinizm altyapısını bırakalı yüz sene geçti. şu an klasik mekaniğin dışında istatistik mekanik ve kuantum mekaniği denilen iki farklı ama birbiriyle uyumlu fizik temelleri kullanılıyor. bilimin felsefesi için kesin olarak şudur diyemeyiz. diyebilen kişiye de geri kafalı denir.
sen kuantum fiziğini örnek vermişsin ama kuantum determinizmin karşısında duran yegane mekanik değil. birçok açıdan kuantum mekaniği, klasik mekaniği yakalamaya ve onun determinizminden çıkmamaya çalışıyor. belirsizlik ilkesi demişsin. belirsizlik ilkesi çok popüler bir örnek olmuş. hani kuantum ile ilgilenip işin mekaniğini bilmeyenlerin ellerindeki tek koz heisenberg amca. bu tür insanlara fermi-dirac istatistiğini araştırmalarını öneriyorum. makro dünya - mikro dünya için de kuantumu değil yine istatistik mekaniği araştırmalısınız.
mikro evrenin incelenemiyor olması? duyduğum en saçma şeydi bu. kapalı bir sistemin makrodurumlarını incelemeyi bırakalı asırlar oluyor. artık bir kapalı bir sistemin makroskobik niceliklerinde yeni bir şey çıkmaz. fakat mikroskobik niceliklerinde çıkabilir ve bir yüz senedir kapalı sistemlerin mikrodurumlarını inceliyor fizikçiler. bir sistemin olası tüm mikrodurumlarını yazabiliyorsak (fermi-dirac istatistiği), faz uzayında betimleyebiliyorsak, olası mikrodurumlarının zamana göre değişimlerini inceleyip buradan entropisinden başlayarak tüm potansiyellerini belirtebiliyorsak, mikro evrenin incelenemiyor olması cümlesine tek kelimeyle gülüp geçerim.
sen işin felsefi kısmını öğrenmek istiyorsan
diyalektik materyalizm kavramını araştırmalısın. hayatı bir felsefi görüşle kısıtlayamazsın. sen bana x yıldızı y ışık yılı uzaklıkta ve z sene sonra yine y ışık yılı uzaklıkta olacak dersen ben septik yaklaşımıma z sene sonra x yıldızının mevcut olup olmayacağını sorgulamakla başlarım.
irreversible process'lerin var olduğu bir evrende her şey hakkında kesin bir yargıya varmamalıyız.