Lüzum yok.

iyi olur bence. düşünceli eleman olursun. atmayıp çat diye gitmekten daha iyidir bence :) gerçi benim staj yaptığım yerler hep ofislerdi, mail atıp haberleştiğim de çalışan 10-15 kişiden biriydi. bilemedim.

çok fazla yazışıp bunaltma insanları.

öncelikle doğrusu "stajyer kişi"

sonrasında, ikisinin arası telefondur. mail atıp gerginlik yaşayana kadar bir telefon açıp 1 dakika içerisinde sorarak hem düşünceli olursun, hem de insanlara batmazsın.

postaneden pul istiyorsun veriyorlar.yurt dışına göndereceğini belirtmen lazım ama sanırım. fiyatı ona göre olduğundan daha fazla pul yapıştırman gerekebilir. önce alıp sonra da kullanabilirsin. evinde geniş geniş tatlı tatlı yapıştırabilirsin cici pullarını. postahane dışında satılıp satılmadığını bilmiyorum ama iyi kalpli bir memura denk gelirsen seçip almana izin verebilir. çirkefliği üstündeyse, bunlar var başka yok da diyebilir.

benim bildiğim kart yollarken zarfa koymazsanız kendiliğinden onlar çıkarıp pul yapıştırıyorlar.

ya da o zamanlar öyleydi. ben pul istiyorum demiştim de, ordaki abi buna damga pul basılmaz zaten demişti.

@duydukduymadıkdemeyin, hmm tamam yol üzerinde gördüğüm bütün postanelerde sorarım o zaman :)

@bipolar, işlerine gelmemiş bence. yurtdışından gelen neredeyse bütün kartlarım üzerinde pul var. onlar gönderiyorsa biz niye gönderemeyelim?

yolladığınız mektuplara siz pul yapıştırabilirsiniz (tutarı doğru olmalı yoksa göndermezler) ya da parasını verirsiniz, otomatik damga basarlar

sanırım yanlış anladın, pul yapıştırdı kendisi direk. açık yolladığın kartlara direk pul yapıştırmak gerekiyormuş.

@bonjurkes, işte otomatik damga basılmasını istemiyorum :)

@bipolar, o da ilginç, benimkileri direk makinadan geçirmişti adam. toplamda 1 tane kartım pulsuz geldi şimdiye kadar. amaan birbirlerinden haberi yok bunların.

Şu anda kartpostal yurtdışına 2 lira. Bu tutarda istediğiniz pulu yapıştırabilirsiniz. Pulsuz verirseniz ptt yapıştırmaz. Ayrıca mesela 1 liralık pul yapıştırıp üstünü elden verebilirsiniz. Bu sayede beğendiğiniz bir seri çıktığında evde saklayabilir, uzunca kullanabilir, fiyat değişirse farkını verebilirsiniz. Tabii postanede elden atmanız gerekir.
PTT ana merkezlerinde (mesela Kadıköy iskeledeki gibi) filateli servisleri bulunur. Oraya gidip o dönem çıkan serileri sorabilirsiniz. Bazen acayip güzel pullar oluyor. Hatta ve hatta PTT'nin sitesindeki filateli sekmesinden abone olup pulların evinize düzenli gelmesini bile sağlayabilirsiniz.

@whoosie bu cevap süper yardımcı oldun :) sirkeci'deki postanede de vardır muhtemelen diye düşünüyorum. sağol :)

terim, teknik direktör olarak 5 şampiyonluk kazandı ya o yüzden olsa gerek.

5 şampiyonluğa 1 yıldız veriliyor. ve fatih terim de gs'yi 5 kere şampiyon yaptı. dolayısıyla yıldızların biri onun olmuş gibi oluyor. sanıyorum :)

totalde gs ye terim 5 şampiyonluk kazandırdıysa o yuzdendir

5 sampıyonluk kazandırdı. Belkı onu temsılen solemıslerdır.5 sampıyonlukta bır yıldız gelmıyor mu formaya?

evet. çok defa kargom geldi . hatta yılbası olan cts bile geldi. o derece.

evet. evet.

Öyleyse perşembe günü kargolanan paketim, cumartesi gelir değil mi? Çok mesudum. Anneler günü hediyem yetişecek.

evet, ama pazar yapmazlar. kargonuz cumartesi günü verilirse pazartesi teslim alırsınız. cuma günü kargoya verilirse, mesafeye göre cumartesi alırsınız.

örneğin, istanbul'dan ankara'ya cuma günü verilen bir kargo cumartesi teslim edilir.
gibi...

want2die yalnız gönderen kişinin şube'den alınacak diye belirtmesi gerekiyordu kargoyu verirken, öyle bir durum söz konusu değilse şubeden alamaz. anca adresi bulamayıp, sizin evi bulamadık gelin şubeden alın diye kağıt bırakmaları lazım.

ne diyorsun ptt bile cts kargo getiriyor. geçen gün sorulan bir soruyla öğrendim bende. cts gelmeyeceğini düşünüp çıkmışlar evden, ptt den gelip bulamamışlar evde. ilginç olaylar...

bazı şirketler (bkz: kuryenet) gönderen kişinin talimatı olmadan teslimat adresini değiştirmiyorlar.

misspera nın filan sahte satacağını sanmıyorum. bazı parfümler hafif oluyo, hemen ucuyo. bu onun gercek ya da sahte olmasıyla ilgili değil. edt edp farkı filan da var. araştırmak lazımm :/

Sahteler genelde uçucu olmaz zaten. Kolonya basıyorlar.

geçen mikrodalga alanlar vardı buralarda. ben uzaktayım, muafım, kafa rahat. bir telefon yeter.

Fenerbahçeli olmasına rağmen Galatasaray'ın şampiyonluğunu hediye etmeyi düşünüyorum.

bu ara herhangi bir sinir krizi geçirmesem ona en büyük hediye olur ya du bakalım

makyaj seviyorsa mac'ten hediye çeki alabilirsiniz, ya da makyaj hediye edebilirsiniz, ya da eğitim hediye edebilirsiniz (bunlar da çek gibi)

ben çanta aldım, istediği bi çanta vardı. benimki çok açık ama, "bunu al bana" dedi resmen :D markafoni'de indirimde gördüm hem de, yarın geliyor bir de, bala bakar mısın :)

kıyafet almayın, gerçekten denemeden olmuyor. ya da makyajda olduğu gibi sevdiği bir markadan hediye çeki verebilirsiniz. ya da aksesuar alabilirsiniz. seveceği tarzda bir takı, şal, şapka vs?

zor iş yaa.. kolay gelsin :)

Beyaz eşya, tencere tava nedir arkadaş? Sana hediye olarak alsalar sevinir misin? Temizlikçiye mi bir şey alıyorsun. Buna kızıyorum işte, böyle olunca kızıyorum. Anne o, o bir insan. Sevgiline, arkadaşına alırken nasıl uğraşıyorsan, annene de uğraşacaksın. Tencere ne lan? Napçak annen tencereyi?

bonnyfood'dan kekli buket aldım, çok sevdi. yedik ailecek. :D

bir de mutfak eşyası almayın ya. o evin aşçısı ya da hizmetçisi değil. kadının kendine bir şey alın. kendisi kullanacağı bir şey olsun. türk ailesinde kadın mutfak işleriyle bütünleştiği için herkes fırın, yemek takımı, çatal bıçak alıyor, ama anne de bir birey. onu mutlu edecek, şahsına dair bir şey alın lütfen.

dampire de aynını yazmış zaten, şimdi gördüm. +1

Fotoğraf makinesi aldım 150 liraya. Bayağı da güzel.

hiçbir şey.

ben şunu aldım: www.dekorasyon.com

ihtiyaçtan ziyade hoşuna gidecek birşey daha makbul--bence.

varoşlarda ucuz ev kiralar, internet falan kullanmaz, hafta sonları bir yerlere gitmez, sigarayı otlanır, cebindeki kuruşun hesabını yapar falan, bu şekilde kıt kanaat geçinir.

evli olanlar nasıl geçinebiliyor, işin doğrusu aklım almıyor. evli değilse öğrenciler nasıl geçiniyorsa öyle geçinir.

bi komşumuz var. aile yardımıyla filan minik bi ev aldılar ilk evlilik yıllarında. kadın da çalışıyordu adam da. sonra çocuk oldu, kadın işten ayrıldı, adam devam etti. adam asgari ücretle bir fabrikada çalışıyor, hem de 60 km yok gidiyor evden işe. deli gibi mesai yapıyor, sabahın 6sında servise biniyor aksam 9.30-10.00da geliyor, ordan üç beş kuruş alıyor. çocuğun okulu için kardeşleri yardım ediyor arada. evet kıt kanaat geçiniyorlar ama lafı gelip de söyleyene kadar biz hiç düşünmemiştik asgari ücret olduğunu. ev olduktan sonra zor da olsa yaşanıyor. bana versen o parayı ben beceremem herhalde.

evli değil ise, ve evi de yoksa eve ortak şart. 4 kişi mis. yeme içme ve haftada 2 biraya yeter. başka da bir şey yapamaz. o yüzden kitap niye satılmıyor. satılmaz tabi. adam ayda 10 kitabı nereden alıp okusun?

not: kütüphane diyeni döverim.

çalışanın anası ağlıyor zar zor geçinmeye çalışıyor büyük ihtimalle de geçinemiyor. amk ülkece kaçakçılık yapmadığımız için yöneticiler yatsın kalksın dua etsin.

ayaklarını çok çarpan biriysen önü kapalı olanları var bu tip sandaletlerin. daga çıkarken filan daha güvenli ama interraili bilemicem :)

çorapla giyeyim deme sakın .

cırt cırtlar ikide bir açılıp sinirini bozabilir özellikle de ıslanırsa, bence tokalı bir şeyler al

iyidir hocam al gitsin. çok yürüyorsun çünkü. spor ayakkabı içinde bütün gün yürüyünce akşam hostele gidip ayakkabıları çıkartınca 1 numara büyümüş gibi hissediyorsun ayakları.

ceyo al.

Ben Nike'ın mıydı Reebok'ın mıydı aldım bir tane öyle gittim. Ayağımın arkasını vurdu her giydiğimde. Öneremiyorum bir model ama arkası çok önemli, ona göre ayağını vurmayacak bir ayakkabı almanı tavsiye ederim.

bence ön kısmı kapalı olan bir model seç. dasher'in dediği gibi sıkıntı olabiliyor..

eczane olabilir ya da en yakın poliklinik.

misafir olarak bulunduğun bölgenin aile hekimine gidebilirsin, bu şekilde ilaç yazdırmıştım ben.

@dasher
cumartesi öğleye kadar doktor olmasa da görevli birileri bulunuyor diye hatırlıyorum ama emin değilim.

illa orda kayıtlı olan hekime gitmen gerekmiyor. diğer yerler misafir olarak da alıyorlar. ayrıca daha önce gitmediysen ilk gittiğin yere kaydın yapılıyor. yani git, niye geldin demezler. al kimliğini de yanına git. geçmiş olsun.

edit: ya haftasonu açık mı onlar?

özellikle ikea'nın her ürünü sitesinde yer almıyor gidip bakmakta fayda var. ikea'nın ofis düzenleyicileri bölümünde bu tarz ürünler var diye hatırlıyorum.

bi milyoncu, japon pazarlarında bunların renklilerini bulabilirsin baya ucuza ama tasarım olarak ne kadar uyumlu olur kullanacağın yere bilemiyorum tabi.

ikea'da böyle bir şey görmedim ama dosyalık gibi kat kat çıkan raflardn filan da var office storelarda ve ikeada.

edit: istanbuldaysan nişantaşında muji var.

gittigidiyordan alsana, orjinaliyle birebir 50 tl.

deichmann mı ne, orda da var bu tip ayakkabılar.

viaporta falan bak ucuz converse alabilirsin.

1. 1-2 haftada geçeni de var bir ay duranı da. üstünden geçirtiyorlar daha uzun süre kalsın diye.
2- hoş durur iyi yapılırsa.
3- cennetten düşen melek var sözlükte, geçici yapıyor mu bilmiyorum. edit: @exla teşekkürler, "cennetten kovulan" imiş :)

1 seneye kadar kalıcılığı olanlar var diye biliyorum. o da deri altına yapılıyor ama çözünüyor mudur nedir bilmiyorum. sadece yaptıran bi kız söylemişti.

www.eksisozluk.com

Bu arada cennetten düşen melek değil, "cennetten kovulan".

neredeyse ezbere biliyorum orayı ama hatırlamıyorum böyle bir yer. kuyumcular var bir sürü ama ellerinde bunlardan var mıdır bilmiyorum.

edep vereceksin kardeşim.
edepli olmayı öğreteceksin.
başıboş bırakırsan böyle olur.

"aynı şeyi erkek yapınca da helal koçum oluyor."

toplum ve ahlak bilincine giriş 101

ağaç yaş iken eğilir diye pek güzel bi sözümüz var.

ms 8. yy da yazılmış abidelerde diyor ki "her dediğini yapmayın, şımartmayın"

çok verip arsız etme az verip hırsız etme de derler.

bide anasına bak kızını al derler

bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim de çok hoş.

çocukken çok titiz büyütülmeli insanlar. aman ilk çocuk aman erkek çocuk yok efendim son beşik diye şımatılmamalı. kim ne derse desin kız çocuğu annenin huyunu alır efendim. yanlış arkadaş seçimi teşhisi koyup hava değişimi öneriyorum.

bu arada hakkaten ben atlamışım o kısımları
1.sana ne?
2."dövmesen orosbu oluyor" hiç dayak yemedim. vesika için müracaat neresi?

Sen gibi odunlar olmasa kimse intihar etmez, annesi, babası diğer insanlar ne der düşüncesiyle hareket ettiğinden, özgür bir bireyin cinsel hayatına müdahale etmek zorunda kalır, sanane anten beyinli, ister fingirder, ister başka şey yapar, kızın kendi hayatı, sen namus bekçisimisin.

Yani sen gibi moronlar kızın arkasından konuşmasa hiç bir sorun olmayacak.

'dövmesen orospu oluyor' bu pek iyi bir kafa değil açıkçası.

dövme dışında başka yollar da var cezalandırma ve eğitmenin. Ama kişiyi en çok etkileyen sosyal hayatı oluyor ailenin dışında. Orada da pek yapılabilecek bir şey yok.

He tokat sebebi zaten ayrı; ermanene +1 verdim gitti.

@disfircasiyimben

atıp tutmadan önce bi sor bakalım orası neresi diye? izmir'den ya da istanbul'dan bahsetmiyoruz. şimdi neresi olursa olsun farketmez deme kafanı kırarım valla. sen nerede ya da nasıl bi ortamda büyüdün bilemem ama, büyüdüğün yerden pek dışarıya çıkmadığın ve yaşadığın ülke hakkın pek bilgi sahibi olmadığın belli. etik kural denen bi şey var, aç araştır birazda sonra gel burada öt allahın embesili.

hem ne demek la siz konuşmasınız hiç bir sorun olmayacak? sen kendi namusunu düşünmeyebilirisin ama herkes senin gibi düşünmüyor işte. adamın kızını yiyecekler, kimse arkalarından konuşmayınca hiç bir sorun olmayacak hea?:) aklını sikim senin. allahın salağı adamın namusu gitmiş, elalemin dediklerini ne yapsın o dakkadan sonra.

iyi sen kızın olursa eğer, kızım senin cinsel özgürlüğün var diye onun bunun altına yatmasına izin ver, başkalarının dediklerinide duymamazlıktan gelirisin olur biter.

@yokartikdahaneler
@natnan

edep verilmeyen kızlar için söyledim, ya da bazı şeyler için geç kalınanlar için. o anlamda bakın, herkes kızını dövecek diye bir şey yok tabiki:)

annesi napıyomuş ıssızda?

kimse kimseyi dövmesin.

Bizim ailede kimse kimseye fiske bile vurmadı. Ne ablam orospu oldu ne ben pezevenk oldum. Ama küçüklüğünde "dayak" ile büyüyenlerin kızının "tenhada fingirdeştiğinden" bahsediyorsun.

Ahlak aileden gelir. 16-17 yaşlarına kadar olan insanlar ailelerinin birer aynasıdır. Aile çocuğuna düzgün ahlak vermezse "dövmesen orospu olma yolunda ilerliyorlar" mantığı harekete geçiyor.

blackmail son kez uyarıyorum, üslubunu düzelt.

@dampire

küçüklüğünde "dayak" ile büyüyenlerin kızının "tenhada fingirdeştiğinden" bahsetmiyorum. kızına edep veremeyenlerden ve sonra başlarına gelen olumsuzluklardan bahsediyorum.

ayağından zincire vurup kömürlüğe kilitlemek lazım.

Bu zihniyet kızları oropsu yapıyor..Ne var ki ıssızda fingirdeşse en fazla öpüşür koklaşır hafiften..Bunlar yasaklanınca fingirdeşme meselelerine aç kalıyorlar sonrasıda belli zaten üniversiteye gider aile yok yanında kendini 30 yaşında adamların yatağında bulurlar.Yozlaşmamak kaydıyla bir kızın cinselliğini yaşaması çok normal ama baskılar dejenere olmaya yol açıyor.

@blackmail "adamın kızını yiyecekler, kimse arkalarından konuşmayınca hiç bir sorun olmayacak hea?:) aklını sikim senin. allahın salağı adamın namusu gitmiş, elalemin dediklerini ne yapsın o dakkadan sonra."

bunları söyleyen bir insana cevap vereceğimi sanmıyorum, ayrıca hala başkasının meselesini kendine mesele ediyorsun.

kızına edep vermek ne demek ya? öncelikle oğullarına da kızlarına davrandıkları gibi davransalar o oğullar başkalarının kızlarına bu gözle bakmaz. dolayısıyla kız yapınca "erkeklerin altına yatan namussuz" olmaz. kızları kıstırmak yerine eğitmek ve fakat öncelikle erkekleri eğitmek gerek. edep dediğiniz ne ki? insanları sorumluluk ve özgüven sahibi olacak şekilde yetiştirmek gerektiğini düşünüyorum. "cıss" dediğin şeyi merak ediyor çocuk normal olarak. ve sen çocuğunla düzgün bir iletişim kuramazsan bu duruma gelmesi normal.
ayrıca kimse komşu çocuğunun namusundan sorumlu değil. "adamın kızını yiyecekler" bakışı da ne kadar sağlıklı bir düşünün.

@Kierkegaard

ıssızdaki fingirdeşmeler yasaklanmayınca bu işin ıssızda kalacağını nereden biliyorsun peki?

@blackmail "iyi sen kızın olursa eğer, kızım senin cinsel özgürlüğün var diye onun bunun altına yatmasına izin ver, başkalarının dediklerinide duymamazlıktan gelirisin olur biter."

Bunları yazan bir insanla tartışmayı daha fazla sürdüremem, cinsel özgürlüğün ne olduğundan bir habersin daha, seninde o dedikodu yaparak, laf çıkartan insanlardan bir farkın yok.

@disfircasiyimben

bilmukabele. şimdi bi insan için namusu en ön plandaysa ve bu kirlenmesini istemiyorsa bunda anlaşılmayacak ne var? bunu anlamayan adama ben niye cvp verim asıl. adamın en değer verdiği şey kirleniyor, sen elalem konuşmazsa sorun olmaz diyorsun.

lan arkadaşım cinsel özgürlük olabilir buna lafım olmaz. bi insan sevgilisiyle istediğini yapar kimse karışamaz. ama piyasada düşmekten bahsediyorum ben, ve üniversite ortamından falanda bahsetmiyorum. etik kuralları olan, herkesin bi takım kurallar çerçevesinde yaşadığı, örf adet denilen şeylerin hala benliğini koruduğu bi yerden bahsediyorum.

@bigane

ben elalemin namusundan sorumluyum demedim zaten. o lafıda adamın gözünden örnek vermek için söyledim.

@Kierkegaard

işte mesele orda. o verdiğin örnekler bazı yerlerde yok anlatamıyor muyum? örfü adeti ben koymuyorum, bana niye 40 yaş üstü düşünceye sahipsin diyorsun şimdi? ben küçük yerlerdeki anlayışla cevap veriyorum size.

Bu yasaklamaların temelinde "ben yapamadım onlarda yapamasın" düşüncesi var.Ailesi bunu yaşamamış çocuğunada yaşatmak istemiyor tamamiyle "Ego" yani.İnsan kendi "ben"ini yıkamadıkça böyle dar fikirlere saplanıp debeleniyor.Ben şahsen cinsellikle namusu bağdaştıramıyorum.İslam ülkelerindeki bitmek bilmeyen zırvalardan birisidir burada tartışılan konu.

Örf adet demişsinde bunlar yapay şeyler 100 sene önceki örf adet şimdi yok.Şİmdikide 100 sene sonra olmayacak.

@ Kierkegaard

ben yapmadım onlarda yapmasın düşüncesi değil temeldeki, yapılanın yanlış olduğu görüşü tamamiyle. ama işte sen cinsellikle namusu bağdaştırmıyorsan zaten oturup tartışmamızın bi anlamı yok. zırva dediğin şey islamın temellerinden birisi zaten. ee senin gibi düşünenlerede burada kimse oturupta islamı anlatamaz şimdi:) herkesin görüşü kendisine..

@nozel kız kardeşim yok..Annemde "hacı" sizin kafadan biri.Ben savunuyorum.Teorini çürüttüm.

o kadar değer veriyorsa eğer "namus'a" kızını istediği gibi yetiştirseymiş. cem yılmaz dediyse "bu çocuk bence olmamış", çocuklar oyun hamuru gibidir, tabii ki karakterleri filan farklıdır herkesin ama hamurunu ailesi şekillendirir.

annesi iki tokat atıyorsa eğer, kızını iki tokat yediğinde aklı başına gelecek şekilde yetiştirseymiş. ya da daha normali, kızını orada rencide etmek yerine insan yerine koyup orada düzgün bir şekilde müdahele edip kızıyla ve hatta çocukla konuşsaymış, kendi doğrusu varsa bunu savunabilmeli insan.

daha önce yukarda demiş birileri, ne kadar kısıtlarsan o kadar patlar. biraz rahat bırakacaksın, çocuk senin kuklan ya da bir oyuncağın değil, ayrı bir birey.

kıza yazık olmuş, hem kendi vücudunun kıymetini öğretmemişler demek (ya da öğretmişler ve o bu şekilde mutlu) hem de deli gibi baskı altında. kurtulur inşallah.

ve oğlanları niye kötülüyorsunuz? yanlış biliyorsunuz tamamen. oğlum yapsın aferin ama kızım yapsın döverim düşüncesini niye hemen attınız ortaya? oğlu terbiyesizlik yaptı diye dayak atan ailelerde biliorum.

oğlu terbiyesizlik yaptı diye dayak atan aileler de biliniyormuş, işe bak ya. ne güzel, ne süper. oğlu bir kızla fingirdeşti diye dayak atan aile bilinmiyorsa var bu işte bi yanlışlık. dayak hepten yanlış ya, neyse.

@devilred

ben dayağı savunmuyorum arkadaşım, yazılanlara cevaben yazdım. herkes dio oğlan yapınca iyi hoş kız yapınca hemen orospu oluyo falan. aman neyse ya sikerim..

erik çıkmış panpa.. o değil de erikler gidene kadar sıcaktan büzüşüp yumuşarsa yazık olur. fikir hoş ama uzun yol gidecekse eriklerin yıpranma paylarını hesaba kat bence.

istanbul- eskisehir.

madoda fln şokluyolar ya ole şoklatsak olur mu:)

çok iyi olur, soğuk tutucu poşetler var, onun içine bir iki de buz kaseti koy.

o adamla evlenilir öyle diyim sanaa

renkli eğlenceli minik bi kaba da tuz koy yolla.. bence çok güzel fikrin..

Ergence bir hareket dışarıdan bakan herkes için, kusura bakma :)
Ama ikinizin arasında güzel bir jest olarak anılabilir, bence gönder :)

olur o iş o vakit. yap bence.

daha önemli duyurulara cevap vermek isteyenler için duyurular oldukları yerde duruyorlar, durumun önemine kim karar veriyorsa artık..

ben çok sevinirdim... 25 yaşındayım, hiç de ergen işi değil bence :)

hayatta hala böyle sevgili varmı sorusu geliyor insanın aklına yap arkadayız

forrest gump
green way

(bkz: the pursuit of happyness) (truvaiti görmesin)

lisede i am sam izlemiştik bir de. erotik sahne vs. var mıydı tam hatırlamıyorum ama o da güzeldir.

a beautiful mind.

forrest gump'ta forrestın boşalma sahnesi falan var. siz imdb'den isediğinzi konu + rating seçerek filmlere bakın bence. PG ve G olanlar size uyar. mesela forrest gump pg-13 demiş. bu demektir ki 13 yaş üstü filmden "noluyoz lan" diyerek çıkmaz ama bahsettiğim gibi sahneler yüzünden film piç olur. imdb'de parents guide sayfası filmde ne tür "sakıncalı" sahne olduğunu yazar genelde.
mesela forrest gump için:
www.imdb.com

hım bu bana uymaz derseniz başka filme bakarsınız.

öncelikle göstermemeniz gerekenleri sayayım ondan sonra öneride bulunacağım:

good will hunting
dead poets society
the emperor's club

gibi filmler göstermeyin lütfen öğrencilere yazık.

gösterebileceğiniz güzel filmler

-Vozvrashchenie bu çok güzel ve kısadır
-zelig klasik woody allen komedisi siyah beyaz olduğu için sıkılabilirler.
- my left foot bir azim hikayesi aynı zamanda müthiş bir oyunculuk örneği bence diğer önerilerimi siktiredip bunu izletin.
- in the name of the father yine daniel day-lewis oynuyor yine azim, vazgeçmeme falan filan.
- the man from earth insanı düşünmeye itiyor falan sekssiz falan filan.
- l'illusioniste dostluk özveri gibi kavramları anlatan hoş bir animasyon film

jack ass serisi.

liseliler, liseli sakalarina bayilacaklar.

zamanında felsefe hocamız 'Der Name der Rose' (gülün adı) filmini izlettirmişti. ben film boyunca uyuduğum için iyi midir,kötü müdür, cinsellik var mıdır bilmem. sonra da merak edip izlemedim zaten.

biz lise prep'te sınıfça birlikte "life as a house" adli filme gitmiştik. içinde erotik sahneler de vardı ama hepimiz çok etkilenmiştik filmden, beğenmeyen çıkmamıştı. öyle ki filmin digiturk sayfasından kestiğim afişi yıllarca odamın duvarını süsledi. bir izleyin bakın bence.

(bkz: life is beautiful)

(bkz: hachiko: a dog's story)
(bkz: 3 idiots)
(bkz: taare zameen par)

ayarı bozuktur belki.. bakır oranı fazla olabilir...

@bilmemkacincinick, (nick çok şekermiş bu arada) normal fiyata aldık sonuçta, satarken bi' sorun çıkmaz diye umuyoruz... :)

ben hic yalan soylemem.

ben hiç yalan söylemem +1 . bunu söyleyen insan eski erkek arkadaşım ve kendisi mitomani hastası olacak kadar çok yalan söylüyordu.yazık.

turkiye cennettir

makarna yapmak cok kolaydır.
istanbul dünyanın en guzel sehri.(hadi len!)


bi de bence şu da agır yalanlardan.

'ben aska inanmam' (hmm , peki)

eski erkek arkadaşım kanser olduğunu söylemişti. 3 sene sonra öğrendim işin aslını. daha büyüğünü duymadım şimdiye kadar. yok mu artıran?

eski bir arkadaşım ( hatun ) hamile olduğunu sonra babasının bunu öğrenince kalp krizi geçirdiğini söylemişti. daha sonra kardeşinden hiç öyle birşey olmadığını öğrenmiştim.

Maliye bakanımız 2009 yılından beri
"Benzine tek kuruş zam yapmadık" dedi.
amk alnımızda mal mı yazıyo dedin ya, ordan aklıma geldi.

eski erkek arkadaşım eski kız arkadaşı ile cinsel ilişkiye girdiğini, kızın tutucu ailesi sebebiyle onunla evlenmesi gerektiğini söylemişti. ne kadar safmışım.

eski erkek arkadaşımın, orta 2 terk iken üniversite terk olduğunu söylemesi,
babasının mühendis olduğunu söylemesi,
beni aldatmadığını söylemesi,
esrar içmeyi bıraktığını söylemesi,
beni sevdiğini söylemesi.

yıllarca sorgulamadan inandım. ne aptalmışım.

en büyüklerinden birini ben söyledim. benim karşılaştığım yalanlardan aklıma gelenler..

eski erkek arkadaşımı başka bir şehirde -tamamen tesadüf eseri- başka bir kızla elele gezerken gördüm. kendisini önemsemediğim için sadece yanlarına gidip hal hatır sordum. ertesi gün evime geldi. kızın kanser olduğunu ve kendisine aşık olduğunu söyledi. onu mutlu edebilmek için sevgilisi gibi davranıyormuş. yersen.

eski iş yerimde bir arkadaş hamile olduğunu ve problemli bir hamilelik olduğu için çalışmaması gerektiğini söyleyerek işten ayrılmıştı. biz kendisinin ve bebeğin sağlığı hakkında bilgi almaya çalışırken, ayrıldığı hafta başka bir yerde işe başladığını öğrenmiştik.

lise sonda iken tutucu ailem beni okul balosuna yollamıyordu. bende kız arkadaşıma kalmaya gittim onla beraber baloya gittik. sınıf arkadaşlarımızla eğlendik. dans ederken resim çektirdik. önce annem seneler sonra babam yakaladı. hala bana güvenmiyor babam.

:D aklima geldi.

2-3 senelik bir iliskim vardi, o gun de memlekete otobusum var gece 11'de mi ne. bulusacaktik guya ben gitmeden evvel. ariyorum acmiyor, en sonunda otobusumun kalkmasina 1 saat varken acti.

"seni arayamadim, cunku arkadasim kalp krizi gecirdi" :D

sac telini bile saklardim. sikerim dedim, ona ait ne varsa hepsini yaktim, 7 album fotograf (250 tane aşagı yukarı), yedigimiz çikletaların paketi. bi daha da aramadim. bundan tam 5 sene sonra facebooktan ekledi. oylesine bi konustuk, bakti yaptığının üzerine ölmemişim, yasiyorum, ellesmedi bi daha.

içimi döktüm ya la :D

arkadaş babanem öldü diye halısaha maçını ekmişti.

amk yalana ne gerek var halısaha sonucta, gelemiyom de bitti gitti işte :)

25 yaş dolmadığı sürece ailenizin sosyal güvencesinden yararlanabilirsiniz.

edit: tabi okul da devam ediyor olması lazım.

25ini geçmediysen devam eder.

sarımsak. annen sarımsak sürsün.

küçük bi merhem var üstünde aslan resmi olan, benimkileri hep o geçirdi şimdiye kadar.

thiocilline göz pomadı

kirpik dibi iltihaplanmasi oldugundan o arpaciga en bitisik 2-3 tane kirpigi cimbizla cek

sarımsak +1

kes bi dişi, azıcık sık ki suyu biraz çıksın, arpacağın üzerine değdir, becerebilirsen sür. deli gibi yakar ama daha etkilisini görmedim. genelde ufak olanları sabaha geçer yani.

sarimsagi gozkapaginin ic kismina suruyoruz galiba?

1. arpacık iltihaptır. 1 ay süren iltihap için sarımsak kullanırsanız sizi döverim
2. novartis'in okacin isminde antibiyotik damlası var ancak kendi kafanızdan kullanmamalısınız. ve fakat göz doktoruna giderseniz vereceği ilaç budur. damla ile geçmez ise beş dakikalık bir operasyon ile temizlenir.
3. sarımsak ha.. (bkz: retina dekolmanı/@ben smyrna)

öehhhhhhhhhhhh sarımsak ne yaaa...madem anlamıyorsunuz yorum yapmayın bari adam 1 ay demiş yazık günah
doktora gitmişsiniz doktorun dediğini yapınız. zaten 1 aydır geçmiyor daha da kötüye gitmesini istemezsiniz değil mi?

muhtemelen cildin yağlı. daha özellikli daha kaliteli yağlı ve sorunlu ciltler için daha mineralli olanlarından kullanmalısın.

blot film var mac'te. yağlanan yere koy kağıdı emsin hepsini, pudra geçip durup ağırlaştırma. watsons'ınkiler filan pudralı. macinki naylon gibi değişik bir kağıtımsı bir şey. süper ötesi yani, aşağıdakilerin hiçbiri olmasa bile bu kurtarır.

body shop'un seaweed serisi matlaştıran yapıdadır, onun kremini nemlendirici olarak kullanmaya başlarsan gün içinde yağlanman azalır. aynı özellik mac oil control lotion'da da var. üstelik o bir de çok iyi makyaj bazıdır.

onun dışında yine mac'te transparent powder var, ben loose olanını tavsiye ederim asıl ama pressed hali de var. fondötenin üzerine bunu uygula çok hafifçe (fırçayla ama puflarla değil). eğer çok yağlanırsan yine bundan geçebilirsin çünkü çok çok ince yapıdai flormar'ın filan toz pudraları solda sıfır kalır.

bu üçünü birleştirerek kullanırsan hele ooh tamam :)

edit: 7de sürülen fondötenin 15 gibi yağlanmaya başlaması normal aslında karma cilt için bile. yine de sebum kontrolu olan ve daha uzun süre dayanıklı fondötenler kullanabilirsin (mac studio fix fluid, prolongwear)

yasemin çayı arıyorsunuz, aktarlarda belki arifoğlunun falan internet sitesinde bulabilirsiniz.

aktarlarda var, bi de shiffahome bak.online satışları vardı sanırım.

ronnefeldt'in var pek bi şahane ama nereden bulursunuz bilemicem.

olay olan araba değil, magazincinin densizliği ve densizliğe magazin programında sahip çıkılması.

video.milliyet.com.tr linkten bakıver.

Ben yine de arabasinin markasini merak ettim. Yeni almis diyor.

görebildiğim kadarıyla lamborghini.

kendi arabası milyonluk değilmiş ama kendi koleksiyonunda da olan bi arabadan karısına almış, o bi milyonlukmuş.

lamborgini değil mi o murcelagio mu ney

milyonluk olan karısına aldığı yalan olmasın bentley gibi duruyor,ha ben bu işten ne derece anlarım tartışılır.

İlk gözüken araba Lamborghini, ikincisi Bentley

ilki lamborghini gallardo, ikincisi bentley continental gt

bu haberi yapan, bu insanları bu kadar darlayan o lavuk umarım yanarak ölür.

bence hic baslamadan bitir, pek iyi seyler denmiyor islenmis kahvaltiliklar hakkinda.

ama illaha yiycem diyorsan 30 gr kadar yani ince belli bir caybardagi (tepeleme olmayack) nesfit kalani arzuna gore sut, az yada cok sana kalmis.

ooo ince çay bardağı kadar mı yeniliyor ben kaseyi dolduruyorum 3 çay bardağı falan

portakal suyu koyuyorm ben

bir paketi 1059 kalori muhtemelen 4 gunde bitiyordur senin paket:) diyet yaptigini dusunerek 30 gr dedim yoksa istedigin kadar koy:)30 gr diyet icin onerilen olcu cunku.

ama gereksiz seker yuklemesi yapiyorusn vucuduna yazik.

besin degerlerine bir bak ne kadar carb. ne kadar seker var icinde diye.sabahlarini protein agirlikli alirsan daha uzun sure tok kalman mumkun.

bence onu yiyeceğine yoğurt ile yulafı karıştır ye hem baya tok tutuyor.

içinde glikoz şurubu var onların, sağlıklı olayım derken sağlığınızdan olmayın. içindekiler'i okuyun, bilinçli beslenin.

ama yenme reconu olarak geveğin üzerini biraz geçecek kadar süt seviyordum ben.

işlenmiş kahvaltılıklarda çok fazla şeker oluyor, yulafı sütle karıştırıp biraz kuru üzüm/kuru kayısı vb at içine çok daha iyidir.

sadece nesfit bulabildim, o yulaflı musli mi diyorlar o gerçekten daha guzel ve daha sağlıklıdır o zaman dediğinize göre.. nesfitide atayım çöpe madem, yulaflı bi şeyler bulayım ben

www.etietieti.com

direk linkini vereyim.

bunların besin değeri yok
işlenmiş gıda onlar zaten mayalanmadıkça veya çimlendirilmedikçe tahılların besin değeri az kuruyemişler daha iyi.
peynir tereyağı yumurta zeytin ceviz yeşillik filan öneririm.
ama nesfitin içinde tropik meyve kuruları var onlara hastayım o başka.

papajohns kampanyaları cok başarılı.
bir kere kahvaltı kampanyası aldım balıkçı çıktı!
bir kere ışıklı ny silüetli ayna aldım limangodan kıvırıp götlerine sokmadığıma dua etsinler. Resmen adam kazıklıyorlar. Ne ışık var ne bişi. Atılan şikayet maillerine cevap dahi vermediler. Allahtan çok pahalı değildide çok koymadı. (bu fırsat sayılırmı bilmiyorum ama)

dogrusunu soylemek gerekirse, (antalya icin konusuyorum) cogu firma vermesi gereken hizmeti vermiyor.
firsat sitelerinden bir masaj aldin mesela, herifler sanki sana 'babalarinin hayrina' masaj yapiyorlarmis gibi bi izlenim olusturuyorlar.
hatta bazilari, bunu su an veremiyoruz, onun yerine sunu verelim felan seklinde geliyorlar. ayrica, firsat siteleri de verilen hizmetin takibi konusunda hic bir yaptirim icerisinde deiller. firsatta bi problem oldugunda, kolay yolu bulup, karsi tarafi push etmek yerine, hemen paranizi iade etmeyi tercih ediyorlar -ki o yuzden de hergecen gun daha cok kan kaybedip, satislari gunden gune azaliyor.
ayrica, bi cok bu siteyi kullanan insan, bi daha kullanmayi tercih etmiyor. cunku firsat siteleri konuyu hicbi sekilde takip etmiolar.

yemek için olanlarda bir kaç yere gittim ve hiç sorun yaşamadım, gayet de iyi karşılandık filan. manikür için aldım bi şey ama daha gitmedim.

bu fırsat sitelerinde aslolan şey mekandır. Öncelikle fırsatların yer aldığı mekanları değil, mekanlarda yer alan fırsatlara bakacaksın. bügüne kadar 30'a yakın çeşitli fırsatlardan aldım, bazısı iyiydi, bazısı kötü. aldığım siteyle de alakası yok. önemli olan mekan.

mesela nokta turizm ile ağva gezisi aldım 50 TL'ye bok gibiydi. tüten tur ile aldım, aynı fiyattı ve gayet güzeldi. 8.75'e açık büfe kahvaltı aldım, şahaneydi, fakat yeşilköy'de 19 TL'ye açık büfe kahvaltı aldım, vasattı.

yani fırsat sitelerinden ziyade mekanlara öncelik ver, hatta sözlükte mekanlar hakkında bilgi edin. sonra fırsatı al.

Angry Birds
Paper Toss
Facebook
Twitter
Youtube
Tom cat

hepsi herkese hitap etmeyebilir tabi ama en faydalı/eğlenceli gördüklerim,

flipboard
facebook
hipstamatic
iphone'u bul
soundhound
light
hareket saati
foursquare
myfitnesspal
sleep cycle
camera+
instagram
dropbox
yemeksepeti
grupanya
im+

oyun olarak;
age of zombies
jetpack joyride
monsterdash
temple run
zombie highway
samurai2
fight night
high noon

İnstagram
Smurfs ville
Twitter
Facebook
İbb trafik
Whatsapp
Doodlejump
Kelime avi
Pic stitch
Leme cam
Powercam
Darmander panaroma
Get glue
Turkcell pusula
Turkcell yol bilgisi
Mekanist
Cinebonus
9gag
Soundhound
Shazam
Fizy
Yemeksepeti
Flaslight
Frametastic bendekiler

plants vs zombies
asphalt 6
run like hell
ebay

mesajlaşma için :whatsapp
sosyal zımbırtılar var: instagram, twitter, facebook, foursquare vs
resim yapıyorsan filan : brushes
toplu oyun programları var, onlara bakılabilir
mario gibi şeyler seviyorsan run diye bi oyun var
kelime avı süper bi kelime oyunu, online bi oyun ama

aklıma ilk anda bunlar geldi

aa bi de easy relax ultimate var böyle fon müziği gibi şeyler için, orman sesleri deniz sesleri white noise vs.. güzel bi program.

beyaz saç dökülmez derler, ben de aynı yaşta aynı durumdan müzdaribim. :)

genetiğe delalettir.

abi ailede böyle bi vakıa yok bilinen. görenler acayip şaşırıyo

seni görüp acayip şaşıranlara de ki;
duyurudan cecilia'nın kardeşi 17 yaşında 52 yaşında ki babası ile aynı kırlıkta saçları varmış.

bu arada hagaten beyaz saç dokulmuyor. kaynak: saglam gözlemlerim

stresten beyazlıyor saçlar malesef. dert olcak bişey mi var;?

stresten beyazladığına ben kendi saçımda şahidim.

ne kadar dogrudur bilemiyorum ama saclari boyatmak da beyazlatiyor.

benim de saçlarım beyaz. erken beyazlayan saçın dökülmeyeceğine dair bir rivayet dolaşıyor ne zamandır.
lisede bir arakadaş bana özenip kafayı kolanyaya boca ederdi saçlarını sırf beyazlasın diye; ama nafile tabii.
öyle, kolonyayla fln olsaydı bu işler ohooo...

sirkeci

kadınlar evlenene ya da işe girene kadar ailelerinin sigortalarından faydalanabiliyorlar. bu nedenle gerek yok. yine de kesin bilgi almak için 170'i arayabilirsiniz.

25 yaşını doldurmuş bir kız öğrenci olarak söylüyorum ki, part time çalışıyorsan : evet, çalışmıyorsan : hayır.

bizler "eski kız" olarak, çalışmadığımız ve evlenmediğimiz sürece babamızdan anamızdan faydalanabiliyoruz.

part time çalışırsan iş başka, o zaman gidip test mest yaptırıyosun işte. gerçi onda da şirketler sanıyorum maaştan kesip farkı yatıracak ve yine bir şey yapmaya gerek kalmayacak. full time çalışıyorsan zaten sorun yok.

edit: 25ini geçtiğin için öğrenci belgesi kar etmiyor. eğer çalışıyorsan part time her şekilde belge götürüyorsun öğrencilik bir şey değiştirmiyor.yoksa zaten bişey yapmana gerek yok.

şu anda hiçbir şey olarak kullanılmıyor.
ben çıktım, istanbul üniversitesi'nde okurken, okulu gezmeye gelen bir öğrenci kafilesinin arasına sızıp çıkmıştım.
onun haricinde okula da devamlı gitmişimdir ama 4 yılda başka çıkan kimseyi görmedim. oraya çıkarken bana güvenlik amiri 20-30 kişi bulun bana isim yazdırın öyle gelin izin verim demişti. o da ne derece doğru söylüyodu bilmiyorum.

edit: girişinde istanbul büyükşehir belediyesi itfaiye idaresi yazıyordu hatırlayabildiğim kadarıyla, yani hala yangın kulesi olarak kullanılıyor olabilir.

Şuan çıkılmıyor.Okul öğrencilere de izin yok.İzin alınabilecek tek merci turist kafileleri olabilir, o da belki. Hava durumunu öğrenmek için kullanılıyor.

işte kulenin tepesi ne renkse ertesi günün hava durumunu işaret ediyor. kırmızı = kar gibi

vikipedi:

"Uzun süre geceleri farklı renklerde aydınlatılarak İstanbullulara ertesi günün hava tahminin duyurulması için kullanıldı. Kulenin mavi renkte aydınlatılması ertesi gün havanın açık olacağını, yeşil yağmuru, sarı sisi ve kırmızı karı haber verir. Bu uygulamaya 1995 yılında son verildi, 2010 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin girişimiyle tekrar başlandı.[1]

1997 yılında başlayan restorasyon çalışmalarına kadar kullanılamayacak durumda olan kule iki yıl süren çalışmalar sonucunda eskiden olduğu gibi yangın gözetleme, meteoroloji ve yol durumunu bildirmek amacıyla kullanılmaktadır. Günümüzde İstanbul Üniversitesi'nin Merkez Kampüsü içinde yer alır."

ben 1. sınıfken iktisat fakültesi kuleye cıkıyoruz dıye etkınlık yapmıstı ve kişi sayısı sınırlıydı katılım sınırlıydı..birinci sınıf olduğumdan dedim önümde çok sene var çıkarım heralde ama bir türlü nasip olmadı..daha 1 senem var çıkmak için..bu arada uzunca bir dönem tadilatta idi. tadilattan sonra çıkışa izin verilecegi söyleniyordu ama ses seda yok...

4a, özel sektörde çalışan ve dolayısıyla sigortalı olmak zorunda olan sınıfı gösteriyor.

60a ise 5510 sayılı sosyal güvenlik ve genel sağlık sigortası kanunu'nun 60. maddesinin a bendi.

buna nereden baktın acaba?

esgm.sgk.gov.tr

yarı kalıcıymış kozmozbyhesionka.wordpress.com

mavi yapmak için saçları gerçekten çok çok açmalısın. çünkü sarı + mavi = yeşil eşitliğinden dolayı yeşilimtrak tonlarda saçların olur yoksa. açmadan boyanacak ve düzgün duracak bir mavi bilmiyorum ben. ayrıca kalıcı yoktur bu renklerde, hepsi yarı kalıcıdır, üstüste boyandıkça yavaş yavaş oturmaya başlar: boyadıktan sonra ilk hafta 3 kez yıkasan akacak olan renk ile boyamaya başladıktan 3 ay sonra haftada 3 kez yıkadığında kalacak olan renk çok farklıdır.

jean's color ve manic panic güzeldir. taksim'de anabala pasajındaki kozmetik şeyler satan yerde farklı boyalar da var ama pahalı orası biraz. genişce bir kuaför malzemesi satan yer bulsan en azından boyayı kendın alırsın, açtırma işini kuaförde yaptırıp boyayı sen yaparsın. bir de bu tip boyaları evde boya, çünkü saçında ne kadar uzun tutarsan o kadar iyi, kuaför 30-40 dakikada yıkar onu, sen evde 3-4 saat tut kafanda, hatta boyayıp kurutup tarayıp yatıp sabah yıkayanlar var. ne kadar ock kalırsa o kadar cok kalıcı olur.

burada aratın, çok yazdım bu konuda.

makyajda yaşlandırma için şunu söyleyebilirim, normalde çizgilerin olacağı yerlere tenden daha koyu çizgiler çekiyoruz. mesela oyuncuya kızgın baktırın kaşlarını çatsın olabildiğine, en ufak girinti oluşan yerleri bile belirginleştirin. kocaman gülsün, burundan yanağa inen çizgileri belirginleştirin. gibi gibi. sonra normalde bakıldığında yüzü çizikler içinde bir insan oluyor. hafiften dağıtın, ama çok değil, seyirci uzaktan bakacak çünkü. biz bunu yapardık okulda. bir de parlatıcı filan kullanmayın, mat şeyler kullanın. o kadar geldi aklıma. yine de youtube'da aranabilir "stage makeup" gibi bir şey.

mimik belirginleştirmek konusunda haklısınız, teşekkür ederim. biz onları kalemle yapıyoruz mesela ama daha da yaşlandıracak, daha özenli bir yönteme ihtiyaç var bu sene...

ses için açık kapalı harflerle çalışılan ve tekerlemeler olan çalışma abakları var ama net bir yayın evi söyleyemeyeceğim.
makyaj için yumurta akı kullanabilirsiniz.oyuncunun yüzünün belli bölgelerine ve elinin üzerine sürmelisiniz.el genelde unutuluyor.bir de saçlar pudra yerine guaj boyayla beyazlatılmalı.illa pudra kullanılıyorsa sprey ya da jöle kullanılmalı ki sahnede pudra tozu uçup gitmesin.

yaşlandırma için saçlara diş macunu. denendi çalışıyor %1oo

birinci şık diye biliyorum.

İTÜ'deki uygulama için: www.sis.itu.edu.tr

Öğretim süresine ek süreler ve ek sürelerin getirdiği öğrenci katkı payı

MADDE 16 – (1) Lisansüstü eğitimde azami süre içinde, bir derse üçüncü defa kayıt yaptıran öğrencilerin katkı payı üç ayrı katkı payının toplamıdır. Bunlar: İlgili dönem için belirlenen katkı payı, kredi başına ödenecek katkı payı ve dersin alınacağı dönem için belirlenen kredi başına katkı payının % 50 fazlasıdır. Bir derse dördüncü defa kayıt yaptıran öğrenciler ise ilgili dönem için belirlenen katkı payını, kredi başına ödenecek katkı payı ve dersin alınacağı dönem için belirlenen kredi başına katkı payının % 100 fazlasını; beşinci veya daha fazla defa kayıt yaptıran öğrenciler ise ilgili dönem için öngörülen katkı payını, kredi başına ödenecek katkı payı ve dersin alınacağı dönem için belirlenen kredi başına katkı payının yüzde % 300 fazlasını ödemek zorundadırlar.

(2) Azami süre içinde öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerin katkı payı üç ayrı katkı payının toplamıdır. Bunlar: İlgili dönem için öngörülen katkı payı, her bir ilave ders için kredi başına ödenecek öğrenci katkı payı ve dersin alınacağı dönem için kredi başına katkı payının % 100 fazlasıdır. İkinci defa kayıt yaptıran öğrenciler dersin alınacağı dönem için kredi başına katkı payının % 200 fazlasını, üçüncü defa kayıt yaptıran öğrenciler dersin alınacağı dönem için kredi başına katkı payının % 300 fazlasını, dördüncü ve daha fazla defa kayıt yaptıran öğrenciler ise dersin alınacağı dönem için kredi başına katkı payının % 400 fazlasını ödemek zorundadırlar.

(3) Lisansüstü öğrenimin, azami süre içerisinde tamamlanamaması halinde, tez aşamasında ödenecek öğrenci katkı payı, lisansüstü öğrenim için belirlenen dönemlik katkı payı ikinci fıkrada yer alan oranlar uygulanarak hesaplanır.

(4) Her bir ders için kredi başına ödenecek katkı payı tutarları, her bir dersin kredisinin ilgili dönemde alınması gereken toplam ders kredisine oranlanması sonucu bulunacak katsayının, ilgili dönem için belirlenen öğrenci katkı payı ile çarpılarak, Üniversite Yönetim Kurulunca dönem başlarında hesaplanır.

2den fazla alınırsa bir takım hesaplamlar var. tabi 8 yıldan sonraya geçerseniz o zamanda eklemeler oluyor.

ama 2014-2015 öğretim yılından itibaren geçerli. geçen dönem alınan fazladan paralar geri ödeniyor şu ara.

mamaları pahalı sayılabilir. 2 kg 50 tl civarında ve 1 ay gidiyor. Birde kum olayı var. 8 paketi 50 lira her paket bir ay gidiyor. en önemlisi veteriner masrafı. benim gittiğim veteriner kedim sokak kedisi olduğu için muayene parası falan kesinlikle almıyor. sadece aşı parasını onu bile indirimli alıyor ama bir akşam kedim çok hasta oldu ve mecbur başka bir veterinere götürdük sadece bir iğne yaptı ve 150 lira istedi. uzun uğraşlar sonucu 75 liraya kapattık. yani iyi bir veteriner bulamazsınız hiç beklenmedik masraflar çıkarabilirler.

bir de parayla almayın mümkünse. sokakta da kendi haline yaşayabilen kedileri eve almayın. benim kedim bulduğumda küçücüktü, annesi yoktu ve çocukların elinde oyuncak olmuştu. mecburiyetten aldım eve. ben eve alırım sorun olmaz ama özgürlüğünü kısıtlamamak için almak istemedim. maalesef almazsam ölürdü büyük ihtimalle.

durum bu. biraz dağınık anlattım ama tavsiye etmem. bir öğrenciyi çok sarsabilir.

kanka boşver evde besleyip tutsak etme kedileri. evimiz bahçeli olmasa ben de kedi beslemezdim, böyle olunca istedikleri zaman özgürce dolaşabiliyorlar.

siktir et bence hayvan alma. arada sırada apartman önündeki kedilere mama falan ver. kısırlaştıracak imkanın varsa kısırlaştır. öyle sev yani. özgürlüklerini alma derim.

belki muhabbet kuşu? yavru bi erkek alsanız ve ilgilenseniz konuşsa biraz bence kedimsi bir şey olabilir. zira ben de muhtemelen kedi bakamayacağım için ve böyle şeyleri deli sevdiğim için sonunda muhabbet kuşu alıcam :)

hiç de pahalı değil aslında. Sadece toplu alışveriş yapmanız gerekiyor ve sabır lazım çünkü biraz asi yaratıklar. İnsan gibi muamele edip kumunu temiz mamasınıda dolu tutunca sıkıntı yaratmaz. Ama tırnaklarını törpülemesi için bir tırmanma aparatı almak lazım yoksa koltuk moltuk ne varsa talan ediyor itler

Bütçe ne kadar?

a248.g.akamai.net

bu tarz bi kit olabilir ama on tane farklı oje+oje kurutucu falan gibi daha küçük bütçeli hediyelerle de mutlu edebilirsin, ilgi alanına göre değişir ama pudra fondöten ten rengine uyumlu olması gerektiği için seçimi zor olur.

o tür şeyler biraz alışkanlık işidir. makyaj malzemesi yerine genelde kullandığı parfümlerin tarzında body shop'ta eau de parfum, eau de toilette çeşitlerine bakabilirsin aynı kokulardan vücut bakım setleri falan da var...

makyaj malzemesi için mac'e gidebilirsin. biraz tuzlucadır, rujlar 43tl kalemler 39tl filan ama ordaki makeupartistlerden fikir alabilirsin, mutlaka bir de kasada hediye değişim kartı al, ama kıza söyle değiştirecekse denemesin, almazlar geri :) ayrıca hediye çekleri de var, 50tl ve 100tl'lik. eğer meraklıysa makyaja 100tl'lik hediye çeki alıp ver bence :)

mascara alacaksan benefit'in "they are real" olması lazım bir maskarası var, kullanıp da beğenmeyen duymadım, yen çıktı zaten. sephora'larda var.

ruj biraz sakat olur almak için, ama mac'te russian red diye bir kırmızı var, pek güzel, çok esmerse yakışmayabilir bir tek.

oje seviyorsa orly marka güzeldir, sevdiği renklerden bi iki tane alabilirsin belki. bütçeni de bilmiyorum ki :)

body shop çikolata aromalı bir seri çıkarıd. 3al2öde var şu anda o seride. baody shop'a da bak derim eğer kakao-çikolata aroması seviyorsa.

çok güzel makyaj malzemeleri vs. koymak için kutuları oluyor. kullanışlı ve gerekli bişey bence.

bütçe 300 tl civarı.
ama o dediğiniz mekanların hiç biri şu an bulunduğum yerde yok,küçük bi şehirdeyim,daha her yerde bulunıcak markalar önerseniz:D

İstanbul'daysan Bath & Body Works'e git derim (İstinye Park ve Suadiye'de var), benim için bir cennet :) Hediye sepetleri var, tek tek alabileceğin yüzlerce ürün var, muhteşem kokular var, bir kadın için güzel kokan ne ararsan var yani :)

edit: şimdi okudum, İstanbul'da değilmişsin :(

aynısını yaşadım , anlıyorum halini. ben yutkunamıyordum bile enfeksiyon kapmıştım.

şimdi eğer evde varsa elektrikli battaniyeyi bir güzel sar altına ve çalıştır. üstünü olabildiğince kalın giyin atlet üstüne tişört uzun kollu bir şeyler ama teri çekecek cinsten şeyler. yatağa girdiğinde hemen üstünde yünlü bir battaniye olsun, eğer yünlü yoksa naylon olmayan bir battaniye de olabilir. onun üzerine de yorgan battaniye ne varsa attır epeyce kalın olsun üstün.

olabildiğince çok terleyeceksin. terledim deyip öyle hemen çıkmak yok. o kalın kalın giyindiğin elbiselerinden ter dışarıya çıkacak.

eğer varsa evde terleme yardımcı sıvılar iç. sıvı al bolca yatağa girmeden önce. çişim geldi diye çıkmayacak kadar çok yani.

artık kıçından akan ter çarşafını ıslattığında yataktan çıkıp koşa koşa duşa gir. burası önemli kısım sakın oyalanma ve terin üzerinde hiç bir şekilde kurumasın.

banyodan sonra da kendini sıcak tut, üşüme, mümkünse uyu. sabah uyandığında çok çok iyi olacaksın.

hadi geçmiş ola.

@ftdmr şimdi hastaneye gidiyorum. oara ikna olmazsam deneyeceğim dediğini

Bi ara aynı şeyi yaşamıştım, 1 hafta boyunca can çekiştim resmen. Sonra küçük özel bi poliklinikte bana şöyle bir şey yapmışlardı. Bi serum, 4-5 tane farklı iğne şeysini (adını bilemiyorum, iğne yapılmak üzere enjektörün içine alınan tüpler var ya) serumun içine koymuşlardı. Bunlardan biri vitamin, biri ağrı kesici vs. gibi. Bu "kombo"yu aldıktan sonra 2 gün de ilaçlara devam edince mis gibi oldum. Acıbadem'e falan gitsen yapabilirler bence. Sadece serum bile olsa, kombosuz yani, faydası olur.

ateşi düşürmek için iyice terleyin derler ya, battaniyeleri kat kat kat ört üstüne, terleyip ateşi atarmışsın, sabaha bişeyin kalmaz-mış. geçmiş olsun.

hocam bi nane limon kaynatıp için. sonra da diğer arkadaşların dediği gibi üst üste kat kat giyinip yatın. diğer gün de akşam duş alın :)

hastaneden geldim. bir sürü kan aldılar. serum verdiler. viral bir şeymiş. domuz gribinin yeni versiyonunu yüklemişler bana bir yerden. ateş düşürücü filan verdi. umarım düşürür de bu gece uyurum biraz.

teşekkürler cevap veren herkese

geçmiş olsun tekrar..

yok kanka bu değildi.

amcanın biri, eline bir adet elma almıştı ve önündeki bir adet kağıtla anlatıyordu.

bir de şöyle bir şeyler var. iki bölüm, sırasıyla 1-2.

www.youtube.com

www.youtube.com

carl sagan'in videolarini arat.

(bkz: #14077173)

ben de yancı olsam soruya :)

bugün işten ayrıldım da bu gelir testini kaç gün içerisinde yaptırmam lazım acaba?

18'ini 2008'den önce bitirdiysen babandan faydalanmaya devam ediyorsun. eğer sonraysa gelir testi olaylarına girmen gerekiyor.

faydası olmayacak sanırım, polo'nun spor ayakkabı numarası normal, bottan bihaberim.

Kalın çorapla giyersin, sen yine de her zamanki büyük al pek sorun olucağına sanmıyorum.

Kalıpları normalden daha büyük. Geçen yaz spor ayakkabı almıştım, 41 giyerim normalde, 41 numaraları baya büyük geldi. 40 almıştım. Dün de bot sipariş ettim 40 numara, nasıl olacak bakalım.

@tcyx, eheh botun gelince bi söyleyiverir misin nasıl olduğunu bi zahmet :)

aft'ın iyileşmesi değişkendir. ben 2 hafta çektiğimi bilirim. milletin kullandığı pamuklu çubuk gibi olan bir ilaç vardı. çok acıtıyormuş ama bitiriyormuş. ben piraldyne kullanıyorum, pyralvex mi ne öyle bi ilacın ucuz bir muadili. bir de olur da yazın güneye inerseniz dut suyu alın ölüdenizden. çok iyi geliyor düzenli içince. mevsiminde olabildiğine tüketin. pekmezini filan da yiyin. karadut yani. çok geçmiş olsun :/

edit: sözlükte vardır kesin aft başlığında o feci acıtan ilaç. bu arada diğer bahsettiğim ilaç da fena yakar bir kaç saniye. bir de dut şurubu var, onu da yaranın üzerine gelecek şekilde gagara filan yapıyorlar. denemek lazım.

piraldyn isimli ilacı kullanabilirsin. @dasher in dediği oje gibi sürülebilen siyah renkli bi ilaç. yaranın üstüne sürüyorsun. diş etlerin de zayıflık varsa diş etlerine de sür. günde 3 defa. eczaneden reçetesiz alabilirsin. fiyatı 5 lira.

gelir sıfırsa neyle geciniyorsun diyor. giderlerıne bakıyorlar zaten.

evet odeme yapcan.

misal, o cevrede o ev kac para kira eder, o bi giderin oluyor, sonra yedıgın ıctıgın sigaran alkolun fln derken liste uzun. ev esyası da muhım tabi. 55" plazma varsa kimi kekliyorsun gelir yok derken diyor.

kendi yağımla kavruluyorum. veya baba parasıyla geçiniyorum. ya da mahallelinin yardımıyla, yaptığı yemeklerle doyuyorum diyelim ne değişir :)

giderlerime nereden bakacaklar ki resmiyette hiç bir harcamam yok.
ne yani başıma bi adam dikip "1 ay bu senle kalacak ne harcıyosan bakacak" mı diyecekler?

resmiyet nedir?

yakındaki evlerin kirası ne alaka... ev benim üstüme olsaydı da mı aynısını yapacaklardı?

ha iste baba parası senın gelirin olmus oluyor. mahallelinin yaptıgı yardım da gelir sayılıyor fln fln. resmıyet bu. eve gelecekler illa ki.

cevap yaz yerine mesaj yaza demişim olay mesajda anlattığım gibi kafam dalgın yine.

ha yani ben babamdan aylık 285 alıyorum onunla yaşıyorum desem sorun yok yani.
evdeki lcd hediye olamaz mı? bi gelirimin olması şart değil. ha lcd'nin taksidi devam ediyo olur. o zaman derler nerden geliyo bu para diye. ama lcd vakti zamanında alınmış bi lcd ise tutup da bunu nerden aldın demezler diyemezler heralde. ona bakılırsa tutar koltuk takımından, tıraş bıçağına kadar hesaplar "nerden geliyo" diye ve bi şekilde 295'i geçer. feriştahını bile göçertir evdeki aletleri hesaplayarak bi orana ulaşacaksaç ve bu sadece bana değil herkese olur.

ev eşyalarını ikinci el fiyatıyla toplamaya kalksan aylık geliri 10.000'den az olan hane çıkmaz ki :) bu resmi bişey değil.

ailen var senin. o ailede calisanlara bakacak. maaslarina bakacak. toplayacak. ailedeki kisi sayisina bolecek.
kategoriye gore odeyeceksin isin kabacasi bu.

ayrı evdeyse aileye bakmaz kendi soylemediği surece, ama babnın sahibi oldugu evde tek başına 250 lirayla yasadıgına devlet inanmaz. zaten asgari, ucrein altında geliri olanlara devlet memuru eve gelip kontrol yapacak. yani ailem 500 lira veriyor diip 35 lira aylık odesen bile devlet memuru kontrol edecek. evin yerine gore ödememen imkansız gibi. bu nedenle beyan verirken saklayamayacagın seyleri soyleme lcd, bulasık makinesi, internet baglantısı vs.
denetim hemen olmaz ama ileride olurda terslik olursa gecmise donuk verirler babayaro cezayı.

numbernine ortada dolaşan formlarbakarsan yediğin yemekten evdeki çamaşır makinesie dek neyi kaça aldın taksit mi peşin mi soruyorlar. sonra senin beyanına göre kontrol etmeye memur geliyor. gelir tespiti adına yatan para üzerinden değil yediğin içtiğin, aldığın eşya, harcadığın para üzerinden oluyor. koltukların, televizyonun,çamaşır bulaşık makinen varolan paranın harcanmış hali onlar için.

o yzdenbu yasa çok saçma ve o yüzden hava atmaya meraklı yurdumun on bin milyon taksitle gelirinin kat be kat üzerinde eşya alan insanları en yüksek sınırdan prim ödemek zorunda kaldıklarında şaşırmamalı...

ailemle yaşamıyorum ama. yalnızım.
babam sigortalı olmasaydı mesela.
babam ailesiyle yaşamadığı halde dedemden mi para isteyeceklerdi? bu mudur?

ve bi "hane" olayı var. "aile" değil de "hane" olarak geçiyo tüm cümleler. haliyle babam için verdiğim örneği çürütmekte bu. haliyle benimkini de çürütmekte.

hane dedigi oturdugun evi ve aynı evdeyse anne babanı ve cocugunu kapsıyor yasaya gore anne, baba cocuga ve cocuk da anne, babaya bakmak zorunda ancak bu anynı evdeyse gecerli. sen farklı hanedesin ancak hic parasız geinmem mumkun değil bu nedenle babam bana su kadar para veriyor demen lazım. bu kisi babn olmak zorunda değil ornegın bir yardımsever bile olsa o senin gelirin, oturdugun muhit ev esyaların vs de yasam standartlarını belirliyor ona gore de gss primi oduyorsun. mantıksız ama boyle.

yav tamam saysın buzdolabını, lcd'yi de. karşısında muhatap yok ki. kimin bu lcd diyecek. babamın üzerine... buzdolabı da öyle. evdeki her şey, ev de dahil olmak üzere öyle. yani ben sadece vücudumla o evdeyim :)

komikleşiyo durum gitgide amk :)

tamam babam bana aldı bu lcdyi buzdolabını evin tüm eşyalarını ama bunu ben ödemedim. babam ödedi. yani gelir de babamın. ha illa birinden para isteyeceksen bunların sahibi olan adamdan iste. sahibi olmadığım bişey için benden para istenmesi çok saçma olur. haliyle ben devlete neyin parasını ödeyeceğim. babamın eşyalarının mı? babamın kullandığı arabanın da benle alakası yok misal. onu da katacaklar o zaman öyle mi?

ben bunu yasal olarak temellendiremiyorum kafamda. devletin bunu nasıl yapacağını da hiç uyduramadım mantığıma...

yaşadığın ev ne? kira ise mesela o evin kirası sana gelir görünüyor başkası ödese bile. faturalar da öyle. onlardan bir gelir hesaplanıp "madem onlara para buluyorsun buna da bul" diyorlar sana. mutlaka ali tezel'in videosunu izleyin haber türk'teki.

olayı şu devlet diyor ki sağlık guvencesini herkes almak zorunda. calısanlar bunun cin para oduyor ve zorunlu. ben bunu calısan calısmayan herkese zorunlu kılıyorum. calısanlar eskisi gibi devam. diğerleri ise kazandığına gore değil gelirine gore bu ğrimi pdemek zorunda. yani senin o evde varlıgınla bulunmam birilerinin sana o evi sağlaması anlamına geliyor. demek ki gelirin var diyor bunu belirlemek için bir sürü metrik kullanıyor. evsiz barksız kimsesiz isen para odemiyorsun. veya yarıma muhtac isen 295 tlye kadar yardım alıyorsan para odemiyorsun. ama diyelim sokakta yasayan bir kimsesiz dusun adama her ay 300 lira ver ve adam devlete desin ki bu bana her ay 300 lira veriyor yardım olarak. o adam bile ayda 35 lira odemek zorunda. yani diğer her turlu devlet alıyor.

e bu ücretsiz olan kısımdan kimse yararlanamıyo o zaman. istediğin kadar fakir ol. bi evde oturman yeterli. istersen tek oda olsun... istersen işsiz ol. istersen eşin de çalışmasın. sadece faturaları, aylık yemeğini(zeytin-ekmek), evin kirasını, zar zor aldığı kanepeyi tv'yi falan saysa bile aha sana 1000tl. böl ikiye 500. yani "aa zenginmişsiniz lan aslında siz" deyip gülecekler adamın yüzüne. valla sövemiyorum bile. alkış...

su durum mumkun, gecekondu dusun 1 asgari ucretlı aile var. diyelim 3 cocuk.
ev gelirini 5'e boluyor 294 tl altında cıktıgı için kadın ce 18 yas ustu cocuklar odemiyor.

yani eski yesil kartlı vb yardıma muhtaclar odemiyor. sen, ben seve seve. o yuzden çok oy kaybettirmez bu olay akp'ye sozlukte sıklıkla soylebdiği gibi. ben zaten vermiyordum, sadece öfkem artıyor başka birşey yok.

e sadece maaşa bakmıyomuş ki. fatura diyo. yardımlar diyo(ki böyle bi adama devlet zaten yiyecek ve yakacak yardımı yapıyodur)... o bi şekilde geçiyo 300ü.

ben anladım olayı ya. neyse...

update den sonra diyorsun. büyük ihtimalle o daha fazla yoruyor bilgisayarın beynini. arkada çalışan yeni programlar eklenmiş olabilir.
oyunun kayıt dosyalarını al ve yeniden yükle.

şöyle bir şey de var, update ettim çünkü hiç açılmıyordu. bari update edeyim dedim. ağaçlar filan oynuyor, sadece sim kıpırdamıyor bir kaç saniye. ilginç. biraz araştırdım pek çözüm bulamadım. biraz daha kurcalayalım bakalım :)

nane limon iç, ada çayıyla gargara yap. Yarında doktora git

zencefil+bal, ya da zencefilli şeker.

strefen diye bir pastil var. boğaz acımaları için filan üstüne görmedim.

zencefil bal kombosuna karabiberde ekliyorsun mis

çok teşekkürler hemen zencefil + bal + karabiber ne varsa içiyim. çünkü bu şekilde uyuyamam bile. ne illet bişi yav.

Geçmiş olsun.Bir formül de benden;
2 diş sarmısak ezilir,1 adet limon sıkılır bunlar karıştırılır,içerisine 1 kaşık (metal olmasın) bal ilave edilir.Lıkır lıkır içilir.Zımba gibi olunur.

tuzlu su ile gargara yapmayi da deneyebilirsin.

öncelikle geçmiş olsun. şimdi yazdıklarımı oku, dediklerimi yapma. geçen haftalarda senden beterdim. limon, mimon. kocam sağolsun dıgıdık dıgıdık, at geliyo, araba geliyo, porsuk geliyo diye yedirdi, içirdi. baktık ki boğazımdaki iltihap kardeş yatıya gelmiş, bir bardak rakıyı sek, büyük yudumlarla, ama boğazımda gargara yapacakmışçasına geride bir müddet beklete beklete içtim. hem kolay uyudum, hem sabaha tertemiz uyandım. tekrar uyarı: içki bütün kötülüklerin anasıdır, hastayken bize en iyi annelerimiz bakar:)

zencefil, bal ve karabiber olayını yaptım. şuan beklemedeyim. olmazsa sarımsak olayına da geçerim. her yola varım yani. teşekkürler.

evde rakı yok malasef. ama bugün için lazım çünkü bu şekilde uyuyabileceğimi sanmıyorum. sabaha bişiyim kalmaz zaten. tuzlu su olayına da giriyim en iyisi.

tantum verde ile gargara yap. hzlı bi şekilde rahatlatıyort.

hoca bordo biraz daha küçük hissettirir odayı, ancak tavsiyede bulunamayacağım

açılın içmimarım. bej toparlayacaktır. gençlik hevesleriyle kötü kafe rengine boyamamanı tavsiye ederim. artı koyu renk hatayı belli eder, duvarın bu haliyle koyu renk kötü durur.

bence koyu gri tercih edebilirsin.bi arkadaşım kullanıyor odasında çok şık bayılıyorum sarı lambaderle falan güzel oluyor.

acik turkuaz (cok tatli, su rengi gibi bir mavi yani) veya tiffany rengi denen yesil-mavi arasi bir renk oneririm. duvarlara baktikca icin acilir; bu sene acaip revacta ic mekanlarda ve hatta mobilyalarda. bir de pinterest.com u incele, bir suru fikir bulacaksin.

bej - açık gri gibi bir renk boyayın. yatağın başının olduğu/mantar pano'nun olduğu duvar tek başına bordo olup diğerleri açık bir renk olabilirse pencereden gelen ışıkla öyle karanlık filan olmaz.

hangi renk olursa olursa olsun çok açık tonlardan seç özellikle de oda küçükse

bir ilave yapayım, öğrenci evimde yapmıştım hoşuma gitmişti
kapıyıda aynı renge boya ama kapının kasasının pervazını kontrast oluşturacak başka bir renge boya. güzel görünüyor

limango var, clubboon var.

yoo normalde de mağazalarda sezon sonu indirimine giren ürünler oluyor genelde. sezon içi olanlarda oluyor bazen ya da herhangi bir sezonu olmayan markalar. mesela tefal gibi ya da cats gibi gibi.

lancome vardı geçen mesela. arada inglot giriyor. yok satıyor bunlar direk. ama en sağlamları markafoni ve trendyol.

100 parça üründen 5 tanesi geçen sezon, diğerleri çok eski sezon oluyor genelde.

morhipo.com

bu siteler belirli firmalarla anlaşır. bu yüzden portföy o kadar da geniş değildir. portföyüne yeni markalar eklediğinde genişlemeye başlıyor.

edit: vazgeçtim morhipo yu önermiyorum kargom gene sorunlu geldi. boyner dedik bağrımıza bastık ilkin resimde yanlış ürün, ikincisinde defolu ürün.

Ben surekli alisveris yapiyorum. Yeni sezon eski sezon ayrimina takilmayan biri olsam da gecen gun 100 liralik alisverisimin magazadaki karsiligina baktim. 200 liraydi. 100 lira cepte kaldi yani. Magazada 80 lira olan gomlegi 30'a alinca mutlu oluyor insan. Oneririm.

Sanırım mayıs 2011'den beri satılan tüm ürünlerin garantisinde fatura ve onaylı garanti belgesi olmak zorunda tamir için. Bayaa kişi mağdur oluyor sürekli ama durum bu. Garanti belgesi içinden çıkmadıysa mağazadan istemeliydiniz.

apple mağazasına gitmeyi deneyin. onlar seri numarasından garantisini filan görüp tamir etmişlerdi benim ipodumu.

edit: benimki eski bir konu ama. şimdi nasıldır bilemem.

@roket adam
madem öyle garanti belgesini vermeyen işyerlerine de ceza kesmeleri lazım ama nerde onlarca böyle şeyler almışımdır daha heralde birisi garanti belgesi imzalayıp verdi.

dasher +1.

plaseboya inan sigortan da hallolur

öğrenci ve 25 yaşından küçük olduğun için hala babandan faydalanıyorsun.

önceden çalışmış olman bir şey değiştirmiyor.

eğer çalışmaya başlarsan yeniden part time filan, o zaman araştırırsın ki ali tezel'in habertürkte bir programı var internetten bulursun.

25ini geçtikten sonra her şekilde ödeme yapman gerekecek ama daha var o zamana.

ayrıca gideceksen de erkenden git, 9 gibi. eğer bir şeyler yapman gerekiyormuşsa önce muhtardan form 5'i al. yanına da bi tükenmez kalem alıp öyle git.

@neyazsam, 2008 öncesi 18'ini doldurmuş için ve kızlar için geçerli. 2008 öncesinde 18ini doldurmuş olanlar "eski kız" sonrakiler "yeni kız". yani ben 86lıyım, okula devam ediyorum, 25 yaşındayım, part time çalıştığım için seve seve başvurumu yaptım ve eksik kısmı ödeyeceğim. ama eğer çalışmıyor olsaydım hiç bir sorun yoktu ben ölene kadar evlenmediğim ve çalışmadığım sürece. 2008den sonra 18 olanlar için ise bu 25 yaşına kadar. 25ten sonra ödemek zorundasın. benim de kaynağım ali tezel. eski - yeni kız tabiri de ondan. habertürk'teki programda anlattı bunu.

inemiyo olabilü ama aç da olabilü. kumruları yakalarsa, gövdeye gönderir. gözünün yaşına bakmaz. yiycek iççek bırakırsan da "yan cebime" koy der yani.

kumru için çıkmıştır oraya o çakal. hepsini boğar,öldürür. indir ve bırak gitsin hacı. git bakkaldan 1 liralık salam al da koy önüne.

@compadrito e ben ne yapayım şimdi? bi daha gördüğümde yanına gidip almaya çalışayım da aşağı indireyim bari. bilerek ve istiyerek çıkıyorsa nasıl olsa yine çıkmanın yolunu bulur di mi?

itfaiye teşkilatının bir görevi de ağaçta vb. yüksek yerlerde mahsur kalmış kedileri salimen aşağı indirmektir. yani, bazı kediler nası çıktıklarını unutur ve aşağı inemezler. ama çaresizlikten ve aşağı inemediği için mi miyavlıyo, karnı aç olduğu için mi miyavlıyo, beni kucağına alıp sev diye mi miyavlıyo, "lan burda semiz kumrular var, bunları nasıl lüpletecem? yardım et bana ipne!" diye mi miyavlıyo bunu anlaman için biraz daha tecrübe edinmen gerekiyo. her bir miyavlamanın tonu, sesin rengi, süresi ve kedinin yüz ifadesi farklıdır. sezgilerine güvenerek bu ayrımı yapmaya çalış. peynir ver, kıyma filan ver. iplemezse, üçbuçuk attığı için miyavlıyo olma ihtimali daha yüksektir.
evet, kumru için çıktıysa, gene çıkar oraya. uslanmaz. kurtaracağım derken, can havliyle bi yerini de tırmalayabilir. onun için eline bi şeyler sar tedbir olarak.

kimliğin yanında olsun yeter. ismimin alacaklar ve hemen çıkartmıyorlar. o esnada senden nüfustan aile kaydını ve kimlik fotokopisini hazır etmeni söylerle bir kaç gün sonra aradıklarona onlarıda alıp gidersin.Tabi bu işler kaymakamlıkta yapılıyor. ondan sonra sgk ya gidiyorsun.

öyle gelir testine, bir merkeze gidip giremiyorsun. o kadar kolay değil maalesef. zaten adına aldanma, yaptığın harcamalar üzerinden hesaplanacak.

merkezler hınca hınç öyle kalabalıkmış ki, izdiham varmış. bugün kardeşim gitmişti o söyledi. ali tezel'in konuyla ilgili çok güzel açıklamaları var. burada bir çok başka sorularda verdik linklerini. arayıp o linki bulmaya çalış, nette de bulabilirsin ali tezel diye aratırsan.

gidip başvuru yapıyorsun. gelir testine hemen gelmiyorlar. gelirin olmasa da giderlerine bakarak, onları gelirin olarak kabul edecekler. yani kaçarın yok, öyle ya da böyle para ödeyeceksin. bu yeniliğin tek amacı o zaten, herkesi ayakta öpmek!..

@holy diver,

Giderlerimi ne şekilde ıspatlayacaklar?

Üzerime herhangi bir fatura kaydı falan yok.

evine bakacaklar, eşyalarına bakacaklar filan. ailenle yaşıyorsan eğer o evin ortak gideri kaç kişiyseniz ona bölünecek. ona göre.

ailenizdeki insanların kimlik fotokopilerini ve muhtarlıktan form 5'i alıp yanınızda bir tükenmez kalem ile gidin.

sabahtan gidin. ben uyuyakaldım 10.30'da gittim, öğleden sonraya kaldım. 1.40'da çıktım. sabah 9 gibi giderseniz çabuk halledersiniz.

geçmiş olsun :/

ali tezel'in katıldığı programları araştır netten. orada anlatıyor adam detaylı olarak.

evin senin üzerine değil mi? bunun benzini yok mu? bir ay boyunca aç mı kalıyorsun? evdeki buzdolabı çamaşır makinesi, tv, vs nasıl çalışıyor, elantirik faturası yok mu? su harcamıyor musun? faturası yok mu? doğalgazla ısınmıyor musun, faturası yok mu?

belediye sana yardım yapıyor olsun, onu bile gelirin olarak yazacaklar. kiranı baban ödüyor olsun, o kirayı gelir olarak yazacaklar.

yanlış bilmiyorsam; faturaların üzerine olup olmaması önemli değil. ikametin neredeyse, ona göre bakılacak. ikametin ailenin yanındaysa, onların giderleri gelirleri üzerinden hesaplanacak. tek başınaysan, ikametin o adresteyse, yine o bahsettiğim giderler üzerinden hesaplanacak. o giderler o adrese ait. ve sen de o adreste oturuyorsun, ikametin orada görünüyor.