patronun ben olduğuma göre kullanamassın.

çalıştığın yer kurumsal mı?
değil ise bulunduğun sektörün kış mevsiminde yoğunluğunu göz önünde alarak,
müdürlerin istisnai durumlar yaratabileceğinin bilincinde olmayarak şansını deneyip. güzel bir bahane uydurup ayrılabilirsin izine.

boyle bir sure kisiti mi var. ben iki hafta arayla kullaniyorum. muhtemelen sirketten sirkete degisen bir durumdur

Yag icin goturdugu servis ya da benzinci bilir zaten hangi yag konulacagini, standart bir prosedur.

Emniyet kemerine ve hiz sinirlarina dikkat etmesini oneririm nacizane.

arabayı aldıgınızda verilen kitapçıkta hangi yağ kullanılacağı yazar

yanlis anlamayin ama arabanin yagini burdaki onerilere gore mi koyacaksiniz. nerden baksan 200 milyarlik araba. biz simdi organize olup traktor yagi onersek motoru elinize alirsiniz. arayin yetkili servisi sorun. dandik renault'un bile 24 saat calisan yardim hatti var. mercedes evinize kadar gelir, yagi doldurur geri gider

basit bir google aramasi ile bulunabilecek seyler bunlar.

www.google.com

en lezzetlisi Erikli

lezzet: nestle (kişisel görüşüm)
sağlık: sağlık (belediye için analiz etmişti bizim arkadaşlar)

pınar madran.

not: aydınlıyım. suyun çıktığı yerden bile su içtim. fabrika bozdoğan'da zaten.

daha iyisi için.
zemzem suyu.

en iyi su, buzdağı suyu imiş. yani buzdağlarından koparılıp eritilen buzlar en iyi suyu oluşturuyormuş. saf suya en yakın su bu imiş.

erikli panpa

atatürk orman çiftliği elmacık su çıkardı. damacana ve şişelerinde o zararlı maddeden yokmuş, vs baya övünüyor, onu da denedikten sonra kararımı vereceğim.
onun dışında pınar, erikli, badem.

herkes negatif düşünse de benim için

nestle.

erikli.
bi de safsuyun herhangi bi yararının olmadığını, aksine dozunda mineral içermesi gerektiğini biliyodum ben.

erikli +1 yazmayı boynumun borcu bilirim, o kadar severim.
araştırma test falan bilmiyorum ama saçma sapan tatlar vermeyen güzel bir su.

tat olarka kalabak
sağlık olarak hiçbiri

voss tabiki.
www.vosswater.com

her marka suyun asidik değerleri filan farklı, her insanın da ihtiyaçları farklı o yüzden kişiden kişiye değişir.

erikli +1.

nestle yazan cok olmus. ama nestle bildigim kadariyla dogal su degil. bir ara coca-cola'nin turkuaz'i gibi yapay su satiyor.

kalabak, erikli, pınar

milas labranda. gerisi çöp.

kalabak

zemzem

Yaygın satış içerisinde 2011-2012 açıklayamayacağım saflık ve temizlik verilerine göre en iyi su 1- Erikli 2- Nestle. Kesin bilgi.

firefox eklentsi vardı böyle

bu tur uygulamalar "site grabber" diye gecer. aratin bir suru cikar

Yok yok, ben bazı yerlerde OS bazı yerlerde gingerbread yazdığını gördüm de kafam karıştı. yoksa ios ve android e hakimim. ilk sorum hala geçerli=)

6 saat diyeni gördüm sarj için.

gingerbread android ver 2.3 demektir. tabletler icin optimize edilmemis, telefonlar icin cikarilmistir. tabletler icin android 3.0 ve sonrasi (honeycomb, IceCreamSandwich vey JellyBean) kullanilmalidir.

Ha calismaz mi calisir ama 7inclik bir telefon kullanmis olursun

bi halta yarayacak en ucuz tablet 7inch'lik samsung galaxy tab p1000 modelidir.

diğer ucuz abuk subuk tabletleri boş verin. yazılımları hatalarla dolu, ram, işlemci berbat, malzeme kalitesi yerlerde olan çöp ürünler.

Cevap: S2

Galaxy Nexus da Samsung üretimi zaten. Garanti kapsamı yine samsung yetkili servislerinde olacaktır. Google ile ortak yapım diye biliyorum sadece.

bence nexus.

güncelleştirmeler çok daha önce geliyor. s2 ics ye geçeli çok olmadı mesela nexus lar jelly bean kullanıyor.

nexus +1

adamın asıl sorduğu nexus'un fiziksel özellikleri (ekran, kamera, şarj vs) her ikisini de kullanan çok fazla kişi olacağını sanmıyorum.

işlemci ve gpu olarak da s2 biraz önde bu arada. ama güncelleştirme açısından nexus her türlü iyidir.

@himmet dayı: üretici samsung olsa da yazılım tarafı saf google. o yüzden istiyorum zaten.

güncelleme durumu, kağıt üzerindeki özellikleri falan biliyorum, takip ediyorum. fakat yine ekran görüntülerinden nexus'un parlaklığı ve kamerası s2'ye göre biraz daha düşük gibi geldi. kullanım sırasında ne düşünüyorsunuz onu merak ediyorum daha çok.

(git: kiyas.la)
nexus un ekran çözünürlüğü daha iyi ayrıca daha büyük. dayanıklılığı konusunda birşey diyemeyeceğim, telefonu surekli sağ ön cebimde taşıyorum, o cebe başka birşey koymuyorum, nisandan beri kullandığım halde en ufak bir çizik yok ekranda.
özellikle 720p mkv film performansı beni umduğumdan daha çok tatmin etti.
bence eksi tarafları 8mp kamera ( ki 5mp kamerası da çok işlevsel, panaromik resim bile çekebiliyorsun. ), sesi çok yüksek değil. sgs2 ye göre nasıl onu bilmiyorum, ama piyasada ses yükseltici uygulamalar var. rootlu daha iyi çalışıyorlar.

privacy screen filter diye aratin zibilyon tane cikar

bundan ördürün bir tane ;)

www.computerweekly.com

privacy screen filter imiş (sağolsun crucio da aynı şeyi söylemiş)
memlekette satanı bulamadım
www.amazon.com

kıtalar birdi, sonra ayrildi.

antropoloji falan bilmem de kıtalar varken insan var mıydı? insanın ortaya çıkışı aşağı yukarı kıtalar bu hali aldıktan sonraki jeolojik zamanda değil mi?

(bkz: pangaea)

o zaman avustralya kıtası ile asya kıtası bugün ki kadar ayrık değildi aradaki bölge mevsimsel yağışlarla yılın belli kesiminde yağışlarla suya gömülüyor geri kalan zamanda sular çekiliyordu aborjinler'de bu şekilde geçtiler avustarlya'ya sonrada kıtalar ayrıldı işte .

kıtalar birdi, sonra ayrildi. tik konması gereken doğru bir cevap.

değil. doğru olsa her bölgedeki insanların ayrı yerlerde aynı türe evrimleştiğini kabul etmek gerekir ki; o da öyle değil.

doğu asyanın ucundan insanların bering boğazıyla amerika kıtasına geçmesi en geç mö 12.000 yıllarında gerçekleşti, o zamanlar da glacial dediğimiz son buzul çağı vardı.. kıtalar birleşik değildi, kıtaların ayrılması milyon yıllar önce gerçekleşen ve hala devam eden bir proses.

aborjinlerin yeni gine/avustralya'ya geçmesi de yaklaşık en geç m.ö. 40000 yılına kadar gerçekleştiği düşünülüyor ki bu durumda evet, sal-tekne denilen alet yapma yeteneğine sahiptiler.

pangea zamanında insan yoktu.
bu konuda begesel vardı, adını bulursam yazarım. orda dediğine göre, buzul çağında buzların olduğu dönemlerde belli yerlere ilerliyolar. ayrıca kuraklık zamanlarında da denizler çekilince karalar doğal olarak birbirne yakınlaştığından gene geçebiliyolar. mesela bu kuraklık zamnalrından birinde malezya,endomezya ve avustralya neredeyse bitişik. kısa mesafeleri aşabilecek kadar ilkel sandallar yapabiliyolar zaten.

alaskadan yurumuslerdir? bildigim kadariyla orada baglanti var. hatta rusyadan amerikaya tren yolu projesi bile vardi

crucio, alaskadan avustralyaya nası geçsinler :)) onlar amerikaya gidenler.

benim izlediğim belgesele göre afrikadan bir grup mısır üzerinden dağılıyor. bir grup da etiyopyadan yemene, yani arap yarımadasına geçiyor bu kuraklık zamanlarında, sonra kıyı boyunu takip edip lübnan üzeri pakistan, hindistan, oradan endonezya ve avustralya.

baktım ama belgeseli bulamadım..

ipad değil android tablet kullanılıyorum ama bildiğim kadarıyla yanıtlayayım.

1- kapasitif kalemler satılıyor, yazı yazılabilen uygulamalar da eminim vardır ama bu iş için Samsung Galaxy Note serisi çıkıyor, onun kadar işlevsel olabileceğini sanmıyorum.

2-İzlersiniz ama tvye aktarılır mı bilmiyorum.

3-Dosyaları açıyor-okutuyor ama bilgisayardaki kadar rahat bir yazı yazma-tablo oluşturma vs. performansı beklemeyin.

4-Android için programlar var, eminim ios için de vardır.

Sanırım iphone'unuz var, soruşunuzdan öyle anladım. Eğer öyleyse bu genel olarak "büyük ekran" deneyimi sunuyor. Yoksa ios işte ipod-iphone ve ipad'de aynı diye biliyorum.

Teni aldim new ipad iphone dan farki konusulmamasi, dahakolay yazi yazilmasi o kadar ha bi de buyukmekran ve bi yere giderken dizi& film izlemek icin nefis

2- tv ye aktarim yapabilmek icin apple tv almaniz gerekiyor. direk aktarim yapamiyorsunuz sanirim

1-hizli not almak icin cok uygun degil.ama ben butun is notlarimi ve planlarimi ipad uzerinden kullaniyorum.not almak yerine gayet basarili ses kayitlari alabilirsiniz.
2-dizi seyretmiyorum ama ozellikle yurtdisindayken turk tvlerini app ler uzerinden rahatca seyrediyorum.goruntu aktarimi ihtiyacim olmadi ama olsa elimdeki aparatlarla kolayca yapardim bunu.
3-gelen butun word excel dosyalari calisiyor problem yok
4-aciliyor
5-ayni zamanda isyerim sagladigi icin iphone da kullaniyorum ama ekran bana gore gercekten ufak oldugu icin alo demek ve mesaj yazmaktan baska isime yaramiyor.benim icin cok gerekli degil ve pil omru inanilmaz kotu.ipad e gelirsek sarji butun gunu kastira kastira kullansamda bana yetiyor.harita ozelliklerini cokca kullaniyorum.yogun seyahat durumumdan dolayi facetime gibi programlari cokca kullaniyorum.kamerasi cok basarili olmamasina ragmen gordugum birseyi aninda resimleyip gerekli yerlere gonderebiliyorum.vs vs vs sayacaklarimin tamamini birsuru aletle yapabilirim ama bu alette acilis zamani diye birsey yok surekli acik,tam gerektigi zamanda coken herhangi bir program yok.surekli calisiyor.ilk ciktigi hafta gadget merakimdan almistim.o gunden beri telefonumu cokca zaman biryerlerde unuttum ama bu aleti unutmadim.isimin bir kismi elektronik urunlerle ilgili oldugu icin soranlara soyledigim tek cumle su.bugune kadar verdigim parayi tamamiyle hakeden tek elektronik urun

islevsellik demissin,bir bilgisayarin yapabildigi pek cok seyi son kullanici adina yapabiliyor.evvelden tek eksiklik gordugum flash konusunda eskisi kadar sinirli degilim.buyuk bir eksiklik degil.

@skywalkeremre piki dizileri filmleri hala mp4 formatında mı indirmek zorundayız yoksa avi, oynatmaya başladı mı?

Avplayer diye bi uygulama var her firmati oynatiyor arti srt de destekliyor

1 - Kalemler var, el yazısı algılama yok. Dügün çalışanını görmedim herhangi bir platformda.
2 - Dizimag çatır çutur çalışıyor. Açtığınız bölüm gelince 2. part a tıklayıp sonra 1 e geri dönün. Sorunsuz çalışıyor. Site'nin bug'u.
3 - Word-excell muadili uygulamalar var.
4 - Açabilirsin yine ekstra uygulama yardımıyla
5 - Diğer duyuruna da yazdım, bitmiyor namussuzun şarjı. Bu alet yüzünden telefonumu bile kullanırken içim gidiyor, o şarj göstergesinin düşüşü rahatsız ediyor başka bütün cihazlarda.

ben de cevap vereyim. bugün elime geçti ama geçene kadar bayağı araştırmıştım.

1- stylus diyorlar bu kalemlere. onlarca çeşidi var. 10 liradan 60 liraya kadar olanlardan ön tarafı tükenmez arka tarafı stylus olanlara kadar bir sürü var. internetten alabilirsin.

2- dizitv kullanıyordum. dizimag'i denemedim henüz ama çalışıyordur büyük ihtimal çünkü html5 desteği vardı orada. dizileri sezon sezon indirirm ben daha çok, o yüzden AVPlayer diye bir uygulama ile izlemeyi düşünüyorum. altyazı desteği var ve bir sürü fasilitesi.

3- quickoffice var gözüme takılan office programlarında.

4- denemedim henüz ama ifile diye bir jailbreak tweak'i var. onla yapabilirsin sanırım.

5- bunların dışında ekrana bakıp büyüleniyorum. oyun oynuyorum, dergi, gazete, kitap okurum. ilk önce ipod'um sonra iphone'um oldu. en son da ipad. şahsen ipad'ten sonra diğer ikisi çok ezik gelmeye başladı. filmleri, dizileri istediğin formatta indir. avplayer açıyor. appstore'da dolaşırım, uygulama keşfederim. adobe photoshop touch diye bir şey çıkmış. pc'deki photoshop'un mini versiyonu ve bayağı iyi yine. yakında after effects de çıkar zaar. oyunlar zaten muazzam.

bunları sadece 9 saatte yaptım. ama daha önceden deneyim ve bilgim vardı.

üzerinde güvenli ürün olduğuna dair ibareler (örneğin CE) bulunan ürünleri tercih etmelisiniz.adel tehlikeli kimyasallara karşı hassasiyet gösteren firmalardandır mesela.

mothercare, kanz gibi bebek urunleri satan magazalarda bulabilirsinzi

mothercare i aradım ama ellerinde bulunmadığını söylediler. kanz ın da internet sitesinde o tür bir ürün yok. başka bu tür bebek mağazası gibi nereler var?

bir de gıda boyası kalemleri var mesela, onlar zararlı olur mu ki?

d&r ya da office1 gibi yerlerde çocuk bölümleri oluyor oralara bakabilirsiniz

imaginarium mağazalarında var. şekil olarak topacı andırıyor. fiyatı 30 tl. civarı idi yanlış hatırlamıyorsam.

Uzun uzun yazamayacağım ama benim beğendiğim kilolu bir erkek var dünyada. Ama kendisi çok hoş bir ses tonuna sahip ve baya da entelektüel bir arkadaş.
Bazı şeyler fizikselliğin önüne geçebiliyor.

zayıf olmaktan iyidir. 1.80 boy 58 kilo olmaktan çok daha iyidir.

@rorshach8 1.84 103 olmaktan iyi midir? (112'den düştüm gerçi)

1.80 - 85 olmak iyidir

hafif yapılı iyidir, obez iğrençtir evet

kadın yada erkek yürüyen devasa yağ kütleleri çekici değildir. estetik hiç değildir. nadir durumlarda zeka , kültür yada o an açlığı duyulan hissiyat bu kütlelerin görmezden gelinmesine sebep olsa da uzun vadede illa kişi bir yerden açık verir cazibe yitirilir.
kendine saygın olsun diet yap , spora git ve nasılsa spor yapıyorum nasılsa kalori yakıyorum diye düşünüp yemek yemeği abartma.

eminim o da iyi değildir.

erkeğim ama aşk olayının bilimsel karşılığı kimyasal tepkimeler ve sinirsel aktivitelerle örülü. bunlarda çoğunlukla ilk görüşte oluyor. yukarıda denilen gibi karakter vs ile bir kızı etkilemen için uzun süre seni tanıması gerekiyor. bunun yanında kim ne derse desin görüntü herkes için önemlidir. en azından çok süper giyinebiliyor olman, karizmatik bakışlara falan sahip olman gerekir. bunun yanında kişiliğine hayran, yanında harika vakit geçiren ama "keşke çıktığım kaslı adamın yanında da böyle iyi ve güvende hissetsem" diyen taş kızların en azından bir kaç tanesinin etrafında olduğuna eminim.

kızları bırak kendi arkadaş çevren, iş dünyası, pazarlık yaparken vs durumlarda da bakımlı ve düzgün fizikli biri avantajlıdır. sağlık olayından bahsetmeme zaten gerek yok. üşenme spor yap, biraz boğazına hakim ol.

evet aşk hayatına etki eder. oluşacak kız potansiyelinin yanında daha önceden tanıdığın kızlar "messerach'a bak ne kadar değişmiş, çok tatlı olmuş" diyecekler, sen de bişeyleri iyi yönde değiştirme gücü ve azmi olduğunu görecekler, kendileri seni kapmasa bile seni yeni biriyle tanıştırdıklarında akşama onlara bunları anlatacaklar.

bi zamanlar hurley gibi bi adama aşık olmuştum. ben minicik o kocamandı ve hiçbir zaman aa şişman bu diye bakmamıştım. yolda yürürken aşırı şişman birini görünce üzülüyorum ama aşık olabiliyosun gayet. üstelik aynı kişi zayıf olsa bütün sempatisi giderdi ve ben ona aşık olmazdım diye düşünüyorum. ama fazla kilo herkese yakışmaz yani. zayıflamakta fayda var.

sadece boy / kilo orani birsey ifade etmez. kilonun ne kadari kas ne kadari yag o da onemli. ayni hacimdeki kas, yagdan daha agirdir. bizim arkadas var 178 boy 105 kilo ama amerikan futbolcusu, omuzlari nerdeyse benim(1.74, 72kg) iki katim. hafiften gobek de var ama hic reddeden kiz gormedim.

1,76 boy 103 kiloyum fakat öyle bi cüsse varki bende. Hani bazı dişi kişilerin nasıl baktığını gördükçe kilo versem de böyle mi olur diye düşünmekten alıkoyamıyorum :D

1.76 103 kilo olan arkadas kızlar bakmıyordur kutle cekim kuvvetinden dolayı uzay zamanı büküyorsun sana bakıyorlarmış gibi geliyor

Bayılabiliyoruz bile. 1.84 110 en hayran olduğum en yakışıklı en güzel insandı mesela

başkaları için değil sağlığın için kilo ver. sağlık herşeyin başı.

zayıf erkek kilolu erkekten daha itici kesinlikle

Leontikhos, canım yaz ayları diye yağlanıyoruz her insan gibi fakat biraz spor falan var elbet. Kas/yağ meselesi.

evet, neden hoşlanmayalım ki? adonisin kasın vazgeçilmez çok muhteşem bir şey olduğu kuralını kim koyuyor? ya da şişmanların itici olduğu kuralını kim belirliyor?

sismanlarin itici oldugunu biz belirliyoruz. sen ben herkes. niyeyse herkes kendine kalinca olay, ben dis guzellige takilmam diyor. ama sonra insanlarin secimlerine, arzularina, ve bunlar ugruna yaptiklarina, harcamalarina bakiyoruz; tersi cikiyor. insanlarin begendigi sismanlarin, ustte de belirtildigi gibi bu sismanligi kapayabilecek bonuslari var. en onde geleni de yakisiklilik. eger tipin duzgunse cok da onemli diil bence zayiflayip zayiflamaman. veya zayiflayinca daha yakisikli olabilirsin bunu da dusun.

Şimdi bu soruda belirtilmesi gereken bir nokta var. Hoşlanmak, aşık olmak farklı şeyler, beğenmek farklı şeyler. Verilen cevaplarda da zaten genelde "aa neden olmasın, ben bir kere aşık olmuştum" olayını görebiliyoruz.

Bunun nedeni, kadınların hoşlandığı/birlikte olmayı seçtiği erkeklerde aradığı özellikler arasında en önemlisi dış görünüş değildir. Ama bu çok önemli bir avantaj sağlar. Kim ne derse desin, eğer kiloluysan, başka bir artı özelliğin olması gerekir ki sen seçilebilesin. Yakışıklı fit bir erkek, herhangi bir artı özelliği olmamasına rağmen ilgi/alaka görür, belirgin eksisi yoksa.

Şahsen ben bu durumdan memnun değilim ama erkekler ile ilgili gittikçe daha şekilci olmaya başladım son 1-2 yılda. Kötü ten bir, fazla kilo iki. Bu iki problem beni erkekten aşırı derecede itiyor, hemen "arkadaş olarak" görüyorum. Tabii ki bu demek değil ki, yarın öbür gün kilolu bir insanı sevememem ama sevmek biraz farklı. Tanışırsın, bir hareketi, tavrı hoşuna gider, vs. Sorduğunun bu olmadığını düşünüyorum.

Neyse bir de ben kilolu insanlar genelde fazla terlediği için de çekici bulamıyorum.

Bütün şekilciliğim, bayağılığım ve dürüstlüğümle cevapladım.

Kendim de doğuştan şanslı, ne yersem yiyeyim asla kilo almayan bir insanım. Kiloya karşı önyargım, biraz da bu empati kıtlığından kaynaklanıyor olabilir.

ben kendim yapmadım, yapacak bir ortamım yoktu ve zamanında bitirip çalışmak durumundaydım, ama kardeşime tavsiye ettim, hatta ısrar ettim bir sene uzat diye. nedenini soracak olursan, ben öğrencilikten bir şey anlamadım, kantine gidemedim, geyiklerden randıman alamadım, arkadaşlarımın etkinliklerine katılamadım, sabah akşam çalış dur. kardeşim de yatay geçiş yapmıştı, ilk yıl 26 ders yüklediler buna, o da aynı, sürekli çalışmak. ben de dedim ki, hem adam gibi tez yap, sadece tezi bırak ve bir yıl uzat, şöyle tadını çıkar. yaptı, bir sene uzattı, tezden de memnun uzattığına da memnun.

4 sene üniversiteden sonra sizi 40 sene (büyük ihtimalle) sikko bir çalışma hayatı bekliyor.

paranla yapacağın 2 haftalık(o da şanslıysan) tatil, 2 aylık yaz okulu geyiklerinin, üstüne 1 aylık boş vaktin yanında hiç bir şeydir bence. he bütler biraz daha bayık ama..

Tabi ki para sıkıntısı normalin üstündeyse bitirip çalışmaya başlamak daha iyi olabilir. O ayrı..

hayat hiç de okul gibi değil. bu yüzden okulu bir sene daha okumak güzel.

çalışma hayatı kötü değildir elbet fakat öğrencilik güzel şey... Etrafımdan, ailemden, hocalarımdan biliyorum... İnsanlar eşşşşek gibi çalışıyorlar... Bırak tatil yapmayı, kitap okumaya zamanları kalmıyor... Tabii ki git hayvanlaş benim gibi 2-3 yıl uzat demiyoruz... Ama en azından bir yıl uzat, hem yeni insanlar vs tanırsın hem de o bir yılda belki hayata bakış açın değişir... Çünkü sonrasında o bakış açını değiştirecek zamanın bile olmayacak...

okul uzatmak iyi değildir. halbuki ben de üniye ilk başladığımda öyle düşünmüştüm, uzatayım kafa rahat nede olsa öğrenci hayatı.

sanıldığı sürekli çalışmaya gerek yoktur okulu uzatmamak için. doğru zamanda doğru kişilerle çalışırsanız rahat rahat da bitirebilirsiniz. öte yandan çalışıp eğlenceyi kaçırmamak arkadaş ortamı kurmak için en güzel tavsiye okul kulüpleridir. ne bilim tsm olsun, hal müziği olsun şarkı söylemekten korksanız çekinseniz bile gidin. ben gitmedim lakin ihtiyacım ve isteğim yoktu. ama gidenleri gördük.

4 senede bitirirsen 4 sene kaybedersin, 5 senede bitirirsen 1 sene kaybedersin derdi bizim üst dönemler. ben 5.5 senede bitirdim gayet de zevkliydi.

işletme, maliye gibi yatarak geçilecek bir bölümde okuyorsan yeterince gezmişsindir, yatmışsındır gereği yok. ama matematik, mühendislik gibi sınavlardan kafanı kaldıramadığın, sabahlara kadar ders çalıştığın bi bölümdeysen doğru dürüst ne gezebilmişsindir ne etkinliklere katılabilmişsindir. o yüzden 2 3 ders bırakıp uzat ki rahat rahat gez dolaş, 2 haftalık tatil yerine 1 senelik tatil yap. ailenin yanına dönünce ortam çok stres oluyor, 1 sene daha kendi başına olmanın rahatlığı da var. yabancı ülkelerde gençler üniversteye başlamadan veya 1. sınıf sonunda okulu dondurup 1 seneye yakın ülkeyi, dünyayı geziyorlar kafa dağıtıyorlar. bizde bu olmadığı için uzatıp dağcılık kulübüne falan giriyoruz.

para olmadıktan sonra uzatmanın pek bi anlamı yok. ya okul kantininde 10 tane çay içerek geyik yaparsın ya da evde yatar uyursun, oyunlara tv'ye sararsın. kısacası harçlık sıkıntın yoksa uzat, gez toz arpacık.

yattigin yerden, bir halt yapmadan baba parasi yemek guzel geliyor insanlara. calismak zor geliyor

iş hayatının kötü olmasının bir numaralı sebebi sorumluluk üstlenmektir. yıllarca sorumluluklar alacaksınız ve bunları yerine getirmeniz istenecek sürekli. çok önemli bir durum olmadıkça(hastalık vs.) her sabah erken kalkıp işe gideceksiniz. ben de 1 sene uzattım okulu. okula gitmek gibi bir gayem olmadı hiç bir zaman. erken saatte derslerin hiç birine gitmemişimdir. e o rahatlığa alışınca bünyede ters etki yaratabiliyor yeni koşullar. bi de ben 4.sınıfta başladım çalışmaya uzattığım sene de çalıştım. e okulu uzattın niye çalışıyorsun? çalıştın niye okulu uzatıyorsun? ne yardan geçtim ne serden :)

bende de aynı durum söz konusu. çok fena ayağa düştü bu esrar, 13 yaşında yakınım var içtiğini bildiğim, anlayamıyorum çok kızıyorum ama yapacak bir şey yok maalesef.

"yüzlerce defa yanımda içilip teklif edilmesine rağmen ağzıma sürmedim" aynısı benim için de geçerli
bi de erkek tanıyorum kız arkadaş kriteri "esrar içmemiş" olmaktı, yurt dışında yaşıyor gerçi ama Türk. Bilmem buldu mu.
Ben iradeli değilim sadece hevesli değilim o nedenle de içmedim.Gözlemlediğim: çoğunun sebebi merak diye düşünüyorum. Dertle tasayla bi ilgisi yok sırf kafayı güzel yapıyo işte hepsi o. Kimse dur demez herhalde, kimse farkında bile değil ki ...

içmeyin tüüü kaka

icmek icin dert tasa olmasi gerekmiyor bence.

niye birilerinin dur demesi gerekiyor ki ? içen içer içmeyen içmez . irade merak vs vs .. alkolden bir farkı yok sadece biraz saygıyı hak ediyor içene de içmeyenede.

fitne abi bu. klişe olucak ama, göründüğü kadar masum değil. radikalherifin de dediği gibi arayış bi nevi. ama herkes mutsuz diye filan değil.
nankörsün. şımarıksın ama mutsuz olduğundan çaktırmıyorsun ya da kendin de farkında değilsin... işsizsin, en önemlisi de bu. cidden, her sabah götünü tavana vurdurucak bir derdin işin gücün yok ya... tamaam, al sana sabahlara kadar çürümelik eeen k u u l uğraş anasını satayım.

ben de içmedim ama meyletttim bir ara, itiraf edeyim. aranıyoruz hacı biz aranıyoruz.

sigaradan, alkolden daha kötü bir şey değil. sizi bu kadar rahatsız etmemesi lazım.

Dert tasa meselesi değil ya, ot ne anasını satayım 1 saatlik kafası var. Bunların hepsi denyo, sırf havasını atmak için, "yeaa geçende arkadaşlarla ot takıldık" diyebilmek için kullanıyorlar. Yoksa esrarın derde tasaya bi faydası yok.
Sen ağzına sürmemekle en akıllıca şeyi yapmışsın, boşver ne merak et ne de dene. Bunu kullanan insanlarda sike sürülecek akıl yok, hepsi malın önde gideni.

şu yaşıma geldim benim etrafımda -bildiğim/farkettiğim- içen kimse yok valla.. cevapları okuyunca gördüm ki çok pırıl pırıl çevrem varmış doğrusu!

uzak durmakla doğru yapıyosun hacı, öyle kafa kurtarma orada dursun! bir kez sokakta kriz geçiren birine şahit olmuştum (haroyin kriziydi sanırım), kendini öyle şekillere sokacak maddeyi kullanan adamın zihnini seveyim!! saygı.. ya evet.

Yine abartılar yine abartılar... Ya şu ülkede mutluyken, ya da keyifliyken bir şey içilmeyecek mi arkadaş... İlla her bira içenin ya da ot vs artık ne boksa içenin dertli, derbeder ya da dibe mi vurmuş olması gerekiyor... Ot'un medikal amaçla kullanıldığını da unutmayalım lütfen, arabeske vurmaya gerek yok yani...

Bu mesele irade meseleside değilde başka bir olay... Gerçi bu gözler 2 saatte 5 litre coca cola içip abi kafeinn kafası yaşıyom yeaaa diyen angutta gördü... Ne diyeyim ki :)

canım kardeşim sen en güzelini yapıyorsun, emin ol. bir tür "moda" herhalde, ben öyle düşünüyorum, üzerine sohbet etmek, yeni bir jargon oluşturmak, içmeyeni dışlamak, topluluk ve ortaklıkla ilgili bir durum. başka ortak olacak şeyler bulamadıklarından, boş zamanlarda ne yapacaklarını bilemediklerinden geliştirdikleri bir eylem. uyuşturucunun sentetiği, doğalı diye bir şey olmaz; sonuçta uyuşturucu madde. benim de en tiksindiğim şey, ister içkiyle ister başka bir şeyle olsun "uyuşmuş" insan.

ben de sigra içmem, içmedim ama esrara hayır demem herhalde. aklı başında her insan "güzel kafayı" tercih eder. güzel kafa diyorum ama beni anlayanlar vardır.

(bkz: esrar/@compadrito) bir kisiyi bile vazgecirsek, kar, kardir.

kimse dur diyemez bildiğimce bu olaya. esrar keyif vericiler içerisinde hava cıva. küresel uyuşturucuyla mücadele savaşı kaybedildi. goo.gl
satışı devletler kendi kontrollerinde yapma yöntemleri üzerine çalışıyor ve bunlar resmi söylemler.
boşver. goo.gl

iradeliyim diyebilmen için esrarın senin gözünde çok kötü bir şey olması gerekiyor ki sen de içmemek adına bir savaş veriyor olasın. mesela benim saçlarım rastalı olduğundan herkes beni esrar içen rahat bi tip sanıyor ama ben ne esrar ne sigara ne de alkol kullanmam yani kırk yılın başı ortama ayak uydurmak için bira falan içerim o kadar. belki inat yapmışsındır esrar içmemek için. beraber esrar içmek istediğin kişi sana bunu teklif etse sen de bi denerdin diye düşünüyorum. ben geçen bi denedim beynim sallandı kusuyodum. içenlerin bi işine yarıyor ki içiyorlar ama. en kısa yoldan kafayı kurtarmak tabirinde genellikle haklılık payın var ama daha çok alkol almak gibi bi eğlence sanırım.

bence tam bir ergenlik, beni de araniza alincilik. esrar icene kadar hobi bul, gez dolas, eglen, mutsuzum diye niye gidip esrara sariyorsun?

esrar dedigin sey ottur. eroin, kokain gibi kimyasal bir sey degil. simdiye kadar dunyada esrar sebebiyle olen tek bir kisi bile rapor edilmemis. bagimlisi degilim 2,3 kere denemisligim var. kafasi fena olmuyo, guzel muhabbet. ayrica bazi ulkelerde serbest oldugunu da unutmamak lazim.

esrar'a karsi gosterilen bu tavrin sigara ve alkola karsi gosterilmesi daha mantikli. ayrica esrar'in amerikada neden yasaklandigini bir okumak lazim.

evet arkadaslar , içmeyen insanlar süper insanlar , en iradeliler , en ergen olmayanlar.. herşeyin iyisini hayatında hiç esrar içmemiş insan bilir. o yüzdendir ki içmeyen arkadaşlar herşeyi eleştirip onları ergenlikle yaftalayabilme hakkını kendilerinde görmeliler. en süper insan içki sigara alkol kullanmayan devletini milletini seven itiraz etmeyen , herkes nasıl yaşıyorsa öyle yaşayan insandır.

esrar içenler de en dertli , en iradesiz , en looser , en ergen , en kendini bişeylere kabul ettirme hevesi içinde olan gereksiz insanlardır. aman ha içmeyin.


gençler hangi kısmı anlayamadınız ? sizin hayatınız size , onların hayatı onlara.. gördüğüm kadarıyla siz içmeyerek onlardan daha fena kafalara erişmişsiniz.. aferin devam edin hep etrafınızda sizinle en ufak farklılıklar içerisindekileri mallıkla suçlayın. onları durdurmaya çalışın , bir otorite oluşturup bu işe son vermesini talep edin.. gerektiğinde elinize sopa vb araçlarla bu otoriteye destek çıkarak sizlerde katkı saglayın.. hayatınız çok güzel geçecek böyle yaparsanız.

son söz bu gençlikle gurur duyuyorum.. ne güzel ahlak ve iyilik timsali insanlar var ..

tekrar belirtmek istiyorum içmeyin ... geçen arkadaşın kaynı içmiş ölmüş..

isteyen bırakır ben 5 sene kadar sigara içtim ve bir anda bıraktım 1 sene oldu. üstelik öyle hazırlık aman azaltma bilmemne yok. kendimi sağlığa verdim. artık yağlı et bile yiyemiyorum. alkol çok nadir tüketiyorum, olursa şarabı tercih ediyorum. çevremde birkaç kişi oldu öyle esrar kullanan ama çok çok az. irade ile alakalı olabilir. biraz çocuklukta var, sorsan işte sistem çok kötü hayat beni mutlu etmiyor triplerine girerler. he herşeyi çözdün bir felsefen kaldı.

icmem, icene de mani olmam.

Ben olsam .../tr/ kullanırdım. Sub-domain ile farklı ftp hesabı olması gerekmiyor mu? Bende öyle çünkü.

yok, hostgator subdomain için httpdocs içine bir klasör açıyordu mesela, illa ayrı ftp hesabı diye bir şey yok bildiğim.

google açısından sub kullanma bence

hiçbiri daha profesyonel durur bence

cevap veriyorum c) hicbiri
tek link olsun kafa karisikliligi olusmasin.

asgari ücrete çalışanı duydum.

bu sizin ve işverenin niteliğine göre değişken bir şey değil mi? bir firma vardır asgari ücret verir. ama başka bir firma o elemanı işe almaz bile belki ve aldıklarına 2000 tl veriyordur.

firma gibi, şehre de bağlı.
ayrıca tecrübe yok da, okul falan?

okul ile birlikte yürüteceğim , iş istanbul'da , firma da iyi sayılabilecek bir firma.

çok ekstrem olmayacak şekilde aralık olarak ne kadar olması gerekir? yine 2000 TL üzerinden beklentiye girmek fazla mı kaçar?

1600

@kompisko sanırım dediğin gibi , 1600-2100 TL (küsüratlı vereyim gerçekçi olsun) gibi bir aralık abes kaçmayacak gibi duruyor , yanılıyor muyum? :)

son derece guncel yapilmis bir anket ve sonuclari. girecek oldugunuz sirket ve pozisyonunuza gore maasinizi belirleyin

www.webrazzi.com

o kadar araştırmama rağmen gözden kaçırmışım , teşekkürler çok.

etiler dunya goz

H hsdpa yada hsdpa+ i ifadde eder. GSM sebekelerindde kullanilan 3g standartidir. yani o da 3g hatta 3.5g

Şu sıra böyle çok insan var. Bir süre sonra alışılıyor.

olsun.

bu yüzden odtü bilkent yazmadım işte. (:

@even i say faith no more +1. aynen gittim bogazici okudum. cok memnunum.
@ramsesseum gecmis olsun. allah tez zamanda kurtarsin. istanbula bekleriz. en kotu izmir de olur.

gayet normal. bu kadar rezil, yeşilden yoksun bir kentden her normal insan nefret eder.

ankara hepinizi sindirecek! pis sahil insanları..
alışıyorsun zamanla. ne istanbul'u, ne izmir'i arıyorsun.

biriniz de iyi bişeyler deyin lan ankara için. üni. için istanbuldan gitmeyi düşünüyorum.

şehir içi en yüksek yeşil alan miktarı olan şehre çöl demek.

(bkz: ignorance is bliss)
çözüm için;
(bkz: bsg)

seğmenler parkına alalım sizleri :D

ankara çöl zaten öyle hissetmeniz normal.

jazz hakkinda bir sey demeyecegim. kullanmadim.
1.4 dizel polo duz vites kullandim 3 sene. inanilmaz memnundum. simdi jetta var ama ondaki yakit tasarrufunu mumla ariyoruz. soyle soyleyeyim istanbul'dan antep'e tek depoyla gittik. ayrica ikinci elde de havada kapilir. polo konusunda soyleyeceklerim bu kadar.
ayrica bluemotion'a da bir goz at derim polo icin.

sozlukte polo 1.2 tdi bluemotion icin cok guzel bir entry vardi ama su an bulamadim. bayagi ovmustu aracini arkadas.

ben de alman takintim oldugu icin polo diyorum.

Üstad,

Jazz'in 1,4 olması hiç yanıltmasın seni. babalar gibi yakıyor benzinini. o yakıt ibresinin acı hareketine saniye saniye tanık oluyorsun. lpg taktırabilirsin elbette ama benin içime hiç sinmeyen bir yöntem. ama kullanıpta memnun olanı çok tabi. bok atmim şimdi ayak üstü.
Polo 1.2 yakıt olarak tabi ki efsane bir model. kullanma şansım olmadı ama bir ara ciddi olarak almak istiyordum ve birçok forumda takip ettim yazılanları. genellikle hep olumlu yorumlar vardı. ama ne kadar alman mühendisliği de olsa 1.2 motor beni kıllandırıyor abi. bunun yokuşu var kaçışı var. bir de donanım olarak pek doyurucu seviyelerde değil. Zaten paran yoksa bu ülkede vw almak demek fedakarlık demek. vw kullanıcısı olsam vw logosunun altına feda yazdırır tişört yapar dolaşırdım anasını satim.

Geçtiğimiz mayısa kadar 2 yıla yakın süre yana yakıla araba aradım ben de. en sonunda sikseler almam dediğim renault bir aracım oldu(ama iyi ki de oldu. çok memnunum araçtan). benim de isteklerim seninkilerle aynıydı fakat bütçem biraz daha düşüktü. En sonunda geçtiğimiz mayıs ayında ikinci el bir renault clio aldım. Ve aldığım seriyi kesinlikle öneririm. clio 1.5 dci executive diye geçiyor adı. Clio'nun 20. yıl için özel üretimi. dijital klimasından, sis farına, bose hoparlörden bluetooth müzik sistemine kadar hepsi var. ben 10 binde olanını, adamında sıkışıklığından faydalanarak 31.000 e aldım. şu an piyasası 32-33 e gidiyordur. otomatikleri de var yine 2-3 bin tl farkla. 3 aydır kullanıyorum işte, ve gönlüm temizmiş demek ki çiçek gibi araba nasip oldu bana. mutlaka incelemeni öneririm. 2011 modeldir araç. bazılarında gömme gps falan da var.

jazz mi polo mu dersen polo derim. vw gruptan bir arac varken baska arac alinmaz. ama 40000'i poloya vermek de cok mantikli degil bence. seat ibiza ve leon'lara da bakmanizi tavsiye ederim. polo ile ayni motorlari kullanirlar, donanim olarak da daha yuksektir.

vw polo

ayarlar altindan kontrol ettiginizde guncelleme gelmiyorsa asagidaki linkten sizin telefon icin uygun olan rom'u indirip kendiniz de yukleyebilirsiniz.

developers.google.com

ekran ara kablosu zarar görmüş bence.

bende oyle dusunuyorum yeni bir kablomu alayim sence?

kırmışsın ekranı tebrikler.

nasil yani kirmissim?

benim dizüstü bilgisayarımın ekranı böyle oldu. servis ekranı değiştirdi. içinde sıvı likit kristal çatlamış vs. dedilerdi...

ekran kırılmış.

ekran iptal.
geçmiş olsun.

nasıl taşımışsın birader monitörü
tekmeleseydin daha iyiydi en azından hırsımı aldım derdin.
cevap kesinlikle monitor kırılmış yenisine sağlık

birak kirdin kirdin. gecmis olsun valla. buyuk basari

win 7 den 8 e upgrade olmayacakmış, o yüzden çöp olur

niye çöp olsun abi... ne için kullanacaksın telefonu? lumia'lar filan mesela, taş gibi nete de girer, app'leri de çalıştırır, müziğini de dinlersin, her şeyini de yaparsın. hem de çok ucuzladı. telefonu ne için alacaksın, önemli olan o...

şarjı android gibi hemen bitmesin istiyorum. eposta, twitter, facebook, whatsapp kullanırım. müzik dinlemem telefonda. oyun da oynamam. bunlar için yeterlidir sanırım?

yeterli, fazla bile. pişman olmazsın merak etme.

alinmaz. 2 ay sonra 8 gelicek. 8 alirsin. olmadi bunlar ucuzlar yine karli olursun.

baba

es-dost

tefeci

tefeci denir.almanı tavsiye etmem

ben de tavsiye etmem ama mecbur kalınca bankalara koşuyoruz hepimiz..bu adamlar da kendi çapında banka..portatif banka da diyebiliriz..işin felsefesine girmeyelim şimdi..

kredi kartın var mı ? varsa taklacıya git.

tefeci,komıiyoncu vardı şimdi de taklacı çıkmış..yeni öğrendim ,,bilgi haznem biraz daha genişledi..

taklacı bankadan çok çok daha iyi. 15.000 TL için 4 ay ertelemeli 12 ay taksit yapıyor ve %8.75 kesiyor. Senin eline 13,687 lira veriyor.

halıları kaldır unutma

camları açmayı ihmal etme. balkonda daha iyi olur aslında bak

bunu yapan bir sürü adam var niye uçuk olsun.

yok la bişi olmaz. içeriyi dumana boğma da.

@sanal uyku
ne bileyim söylediğim herkes sanki yasadışı bir işmiş gibi yaklaştı

tupte koz cok iyi olmuyo. koz tup ustunde cok zor tutusuo, nariglenin ustunde de hemen sonuyor. keyif alamiyorsun. nargilecilerde koz dagittiklari o ufak kova gibi seylerden alin balkonda onun icinde mangal yakin. afiyet olsun.

bizim arkadaslar bana ikram etmislerdi boyle nargile evde. hatta eski aluminyum bi caydanlikta yapmislardi közü. olur yani.

közü biz ocakta yapıyoruz. tüpe gerek yok derim. gayet de güzel oluyor. yüksek ateşte başla sonra biraz kıs altını iyice kor olsun. tepe tepe kullan. yalnız zahmetli iş. dolayısıyla bu şekilde heves edilip alınan, sonra bir köşeye atılan nargileler ile burdan kaddafi'nin mezarına duble yol olur.

hayır, yani sağ elinle bıçağı sapından tut ve elini leğen kemiğinin sol tarafına doğru götür.

kids.britannica.com


çok iyi anlatamadım, buradaki resimden bakabilirsin.

bicagi niye kalcamda bu sekilde tutuyorum anlamadim. kilic niyetine mi kullancaz?

elinin tersini kıçına yaslamış dediğin gibi ve ikisinin arasında bıçak var öyle hayal et. bıçağa avcunun içiyle dokunmuyor yani.

@ikametsiz: "backhand grip" backhand tutuşu demek zaten.

o zaman "put the knife between your hip and hand" falan gibi anlatımlara girmiş olması gerekirdi.


www.google.com.tr

blatta h. süper aydınlandım. danke.
crucio, aynen kılıç gibi davranacak.
ikametsiz, sapı elinde yahu :)) hatta kör ağzını da bilekle dirsek arasındaki o iç kısma yaslıyor. ben kalçaya dayanan kısım elin tersi mi ondan emin olayım istedim.

hepinizi öbdüm.

evet internetten. baya 3g kullanio.

navigasyon programı ve haritası varsa hayır internetten almaz.
telefonun on line harita programını kullanırsanız evet internetten alır (maps.google.com gibi)
GPS konum bilgisidir ve interneti kullanmadan uydudan alabilir bu bilgiyi.

öyle bir şey yok yahu. bazı gps programları bahsedildiği gibi internetten alır map verilerini. ancak gps alıcısı olan bir cihaza direk olarak sygic ya da igo türü haritası kendi download eden(önceden) ve saklayan programlar yüklerseniz internet kullanmayacak yalnızca gps sinyali ile kullanmanızı sağlayacaktır.

bahsettiginiz -cevrimdisi - programlardan birkac ornek verir misiniz. Bulup indireyim..Dediginiz gibiyse haritayi telefonun hafizasinda sakliyim..

not Sony XPeria S / Android kullaniyorum

az önce dediğim gibi sygic ve igo (bence) en iyi örnekleridir.

sygic ve igo'yu inceliyorum..bunlarin ne farki var ki.. hangisi daha iyidir??

sesli yonlendirme var mi..

bir soru da bu bu meshur google maps offline calismiyor mu diyorsunuz?

ikisinde de sesli yönlendirme var. google maps bir ara offline çalışabilme ile iligli çalıştıklarını açıklamışlardı ama en büyük açığı yol tariflerini de internet üzerinden alıyor olması. sizin konumuzu ve gitmek istediğiniz yeri sunucusuna gönderiyor ve sunucudan yol tarifi alıyor. bu da internetsiz kullanımını haritaya sahipsiz olsanız bile imkansız hale getiriyor. çalışma sistemlerini değiştirmediler bildiğim kadarıyla ben harita olarak kullanıyorum hala kendilerini ara sıra.

sygic ve igo arasındaki farka gelecek olursak. kişisel tercihim igo dan yana olacaktır çünkü street + intersecting street (cadde/sk, kesişen cadde/sk) ile tam noktaya götürüyor olması poi vs gibi yerlerinin yelpazesinin biraz daha geniş olması. benim işime geliyor. ayrıca route alternatives seçeneklerinde kısa-kolay-hızlı ve ekonomik seçeneklerini seçtiğiniz anda size yolun nasıl değiştiğini göstermesi ve ona göre seçim yapanızı kolaylaştırması baya kullanışlı.

öte yandan sygic in quick search'ü var. tek tuşla erişebileceğiniz arama ile kolay kullanım sağlıyor. ancak gidilecek yere ara noktalar eklemek ve rotayı kendi istediğimiz bi hale getirmek birazcık daha zor.

işin açığı tablette sygic telefonda igo kullanıyorum ama tabletin çözünürlüğüne uygun olanını bulabilsem ikisinde de igo kullanmayı tercih ederdim.

wireless cok sagol cok guzel anlatmissin..iGO you bulabilirsem indiricem ama ANdroid markette yok sanirim. Olmazsa Sygic indiririm..

Favorilere ekleme Sesli yonlendirme' benzin istasyonu etc bulma..intersection/sokak kesisiminden adres bulma..bunlari yapan varsa zaten NAvigatordan bi eksigi kalmaz

OsmAnd ve NavFree diye programlar da var.. onlari denemis miydin?

Abd'de kullanicam aleti
dedigim gibi iGO yu ariyorum su an ama iphone icin sanirm bu..

google maps artik androidde offline olarak da calisabiliyor. gitmek istediginiz sehirleri onceden kaydedip, offline olarak kullanabilirsiniz.

igo android icin var ama ayri olarak satilmiyor. telefon ureticileri isterlerse dahil ediyorlar. android markette yada internette bulamazsiniz. forumlarda ararsaniz bulabilirsiniz. forum.xda-developers.com'a bakin.

crucio'nun da dediği gibi igo play store'da bulunmuyor internetten indirmeniz gerek o yüzden. biraz daha araştırdım kendim kullanma açısından da yeni programlar bulayım diye, copilot live premium çok iyi diyorlar. para vermem ona diyorsanız yine internetten blackmart denilen app ı indirip(iphone un cydiası gibi store da yok) play store daki ücretli uygulamarın crackli hallerini rahatlıkla indirebilirsiniz.

bu arada sygic i de bahsettiğim blackmarttan indirmeniz yararınıza olur çünkü store daki sygic 10 günlük deneme sürümü sonrasında lisans isteyecektir. yolculuğunuzun yarısında ortada kalmayın.

Google Maps'da harita indir - offline yap seceneklerini goremedim.

Copilot Sony telefonlara uyumlu degilmis..

iGO yu xda developpersdan baktim onu da bulamadim.....!

bise indiremedim henuz ama saolun arkadas..

www.googleandroid.gen.tr

lisanslı norton internet security. çok ucuzdu aldım. memnun gibiyim bi problem yok norton'un adı çıkmış bilgisayarı kastırıyor diye ama yok öyle bi şey. 5k dolaylarında bellek kullanımı var.

evet
eset nod32
orijinal
memnunum pcyi kasmıyor, koruyor.

kullanmıyorum ancak bir çok tanıdığın makinesine kuruyorum. itci oldugumdan cok format atıyorum tanıdıklara. hepsine avast kuruyorum. 1 senelik ücretsiz versionundan. realtime tarama yapmadığı için(sadece o anda açılan programları tarıyor) bilgisayarı yavaşlatmıyor. realtime tarama yapan diğer programlar sürekli hard diski meşgul etttiğinden mütevellik bilgisayarları yavaslatıyor. bir bilgisayarın hızı üzerindeki en yavas parcanın calisma hızı kadar oldugundan ve günümüz bilgisayarlarında da en yavas parca (boyutundan bahsetmiyorum harddiskin veriye ulasim hızından vs.) hard disk oldugundan dolayı makineleri cok yavaslatıyor antivirusler. kendim ssd disk kullanıyorum milletin 1 saatte yaptıgı virus taramasını 10 dakika veya daha kısa bir sürede yapıyorum gerektiğinde. random okuma hızı yüksek bir disk.

orjinal kaspersky pure.. ucuza aldim.. bilgisayari biraz yacaslatiyor..

kullanılmaz mı...senelerce kullanmadım ben prof. kullanıcıyım ne olcak dedim bir gün öyle bir şey başıma geldiki anlatsan roman...neyse

agaya beleş tadında free ve çok çok etkili inanılmaz performanslı

microsoft security essentials

1. evet

2. avira

3. orjinal bedava

4. öyle duruyor işte. kasmıyor hiç.

yeap
norton 360
orjinal
memnunum. kasmıyo, ota boka müdahale etmiyo.

avira free antivirus kullanıyorum, ücretsiz zaten memnunum. ayrıca gerekli birşey.

1. evet

2. microsoft security essentials

3. orijinal

4. memnunum hiç sesi çıkmıyor. :)

evet
comodo internet security premium
orjinal
memnunum

1. Evet.
2. Kaspersky Internet Security 2012
3. Orjinal
4. Memnunum. Güvenlikten yana çok rahatım fakat bilgisayarı az da olsa kasıyor.

1. evet

2. avira internet security

3. lisanslı.

4. memnunum. hiçbir kasma yok. gelen e-postalardan tut, taktiğin belleklere, hatta arkaplanda kendi kendine tarama halinde. ücretsiz versiyonunu da gayet tavsiye ederim.

hayır...uzun bi zamandır linux türevlerini kullanıyorum..antivirüs ihtiyacı hissetmedim..ama rootkitlere karşı önlem alıyorum...açık ve kapalı portları arada kontrol ediyorum..işkillenirsem live cd kullanıyorum..fazla mı rahat davranıyorum acaba..

1- evet
2- mse
3- orijinal
4- açıkçası pek umursamıyorum, öylesine kurdum. o yüzden dikkat etmedim.

kaspersky 2010. korsan. memnunum. kötü yanı: trial versiyon olduğundan sürekli kalan gün sayısını göstermesi.

1- hayir.
2- mcAfee
3- orjinal
4- mcAfee kullaniyordum. hic virus tehdidi yasamadigim icin gerek gormedim. win 7 kullanmaya basladigimdan beri(3 sene) kullanmiyorum. UAC yeterli. simdiye kadar da virus yemedim hic

indirdiğim dosyaların hepsi torrent. gel de bu bilgisayarda antivirüs kullan :)

onun hesabi garanti ise direk hesaba para yatirin.(para gonderme degil) kesinti almazlar.

bankamatikten cep telefonuna yollayacaksanız bazen 8 bazen 9 tl kesiyor. Ekranda "en fazla 140 TL'yi koyun" diyecek.

yl bilg.müh.olmalı.

bir yıl bilimsel hazırlık görürsün dediler bana sen emin misin ?

var bilimsel hazirlik okursun

yuksek lisans alakali bir bolumse dedigin gibi bilimsel hazirlik gorup yapabilirsin. yok isletme yuksek lisansi yapip da dkotoradan kabul almayi bekleme. bir de yuksek lisansi yaptigin uniye ve doktoraya basvurdugun okula bakar

Eric Cartman

evet eric cartman güzel bir örnek ama daha naif örnekler arıyorum

bir numarali troll : bugs bunny

Sid (Ice Age)

"karşısındakini rahatsız eden" derken sinir bozucu tiplerde işin içine giriyormu, böyle hali tavrı vs. sinirleri bozan gıcık tipler?

yok gıcık eden tipler değil sataşan tipler cartman örneğinizdeki gibi

Bart Simpson

Tom&Jerry'den Jerry

pipo iç dumanı ciğerine çekmediğinden çok daha zararsız.

(bkz: e-sigara)

tütün ürünlerinin hepsi zararlı. sigara çok pratik bir şey olduğu için uzak durması zor. bu süreçte bence sigara olmasın da ne olursa olsun diye düşünmelisin.

her tütün ürününü periyodik olarak kullandım, pipo kadar ciğeri siken başka bir şey yok. pipo dumanı ciğere çekilir, üstelik hemen hemen her nefeste çekersin sönmemesi için. nerdeyse dumansız nefes almazsın yani.

yine sanılanın aksine nargile bunlardan daha az tahrip edici. dumanının suda süzülüp içine çekilmesi, soğuk duman olması ve sigara gibi kolay içilmemesinden dolayı en zararsızı nargiledir.

robin'in dedigi gibi en zararsizi nargile muhtemelen. hem saf tutun olmamasi hem sudan suzulerek icilmesi hem de her istedigin an icememen den oturu en mantiklisi nargile bence.

ayrica nargilenin soylendigi gibi sigaradan 50 kat zararli oldugu gibi birsey yok. o soylenen tombeki denilen aromasiz nargile. iki kez cekince zaten ne merem bir sey oldugunu anlayip birakirsin

video.google.com

1 saatini ayır ve şunu bir izle. karar vermeni çok kolaylaştırcak.

kontuar/check in bankosuna gidip kimliğinizle biniş kartı almanız yeterli. basılı bilete gerek yok.

www.eksiduyuru.com

checkin makinaları var, oraya gidip isim soyad, uçuş bilgisi girerseniz size bileti basıp verir

somut bilete gerek yok. ucustan 24 saat once online check-in yapin. sonra da online boarding kartinizi alin. ister onun ciktisini alin, isterseniz telefonunuza mesaj attirin. gelen mesajdaki barkotu gostererek ucaga binebilirsiniz.

1. total war serisi? savaslari simule edersen olur.
civilization serisi

2. chessmaster bu sekildeydi sanirim.

1. endless space var yeni inceledim güzel, değişik. battle of wesnoth du sanırım, küçüktür ama güzeldir. turn based diye ararsan bisürü bulursun böyle oyun.

2.battle vs chess var. taşa hamle yaptığında savaşa girip kaybedersen senin taşın düşüyor. böyle garip şeyler...

disciples ve heroes oynayan insanları görünce sevgi kelebeği oluyorum adeta. iki oyunu da deliler gibi oynamış biri olarak internet üzerinden go oynamanı tavsiye ederim. günlük hayatta gördüğün her cisimle (hatta kalabalık alanlarda kişileri taş gibi düşünmek suretiyle)ve rüyalarda oyuna devam etmek gibi bir yan etkisi var ama.

kız/erkek arkadasimla bulusacagim, birinci senemizi dolduruyoruz.

-staj raporunda bir sorun çıkmış, tekrar imzalatmak gerekiyormuş.
-bir şeylerde bir şeyler olmuş, bir yerlere imzalatıp elden teslim etmek gerekiyormuş.
-yurtdışına çıkan arkadaşın öğrenci işlerindeki işlerini halletmek gerekiyormuş hayrına.

butunleme sinavlari baslayacak, arkadasa bir belge vermem lazim sinava girebilmesi icin diyebilirsin?

senin de aklina baska seyler gelir diye dusunmeden yazdim valla.

okul, staj vs ile ilgili bahaneler cok inandirici degil. bu isler pazartesi yapilir. o yuzden pazar'i cumartesiye cekmek icin soylenecek bahaneler degil.

"yurtdisindan/sehirdisindan uzun suredir gorusmedigim arkadasim gelmis, pazar ogleden sonra donuyormus onunla gorusmem lazim."

primum vivere deinde philosophari.

yani diyor ki önce yaşamalı, sonra felsefe yapmalı.

İnsan her koşula uyum sağlayıp adapte olabilir, ne yapıp neyi yapamayacağını bilir. Bu yüzden kendini farkında olan bir insan tüm ömrü boyunca bir amaç edinebilir ve yeni şeyler öğrenerek kendini geliştirebilir.

Benim önemli hayat felsefelerimdem biri bu

yok. her gecen gun degisebilir, hayatimi kapsayacak bir sey yok

"kınadıklarınızı yaşamadan ölmezsiniz!" sözü çerçevesinde tuhaf ya da bana ters bulduğum bir şeye hemen tepki vermek yerine kendimi o tuhaflığı yapan insanın yerine koyup öyle düşünmeye çalışıyorum. önceden böyle düşünmediğim için çok zor oluyor bazen ama uğraşıyorum. empati hayat kurtarır.

anı yaşa!

koy gotune rahvan gitsin.

zamanla..

"hayatta herşey var" , iyice düstur edinmeye çalışıyorum.

+iyi gibi mi bir cok şey?
-evet.
+o zaman devam:)

+kötü gibi mi?
-evet.
+iyi gibi olması için bişeyler(herşey) yap.

ayran, lahmacun & rock'n roll

"bir şey olmuyorsa daha iyileri olacağı içindir."
"eşşeğini sağlam bağla sonra tevekkül et."

son olarak da;
"işi bilicen, işe gitmiycen."

"mutlu olmaya çalış"

oha lan oturup tek cümlelik felsefe düşünmüşler bir de.

"hallederiz"

içses
-yapabilir miyim?
dışses
-mına bile korsun olm

:challenge accepted:

ne kadar az bağımlılık ne kadar az şeye ihtiyaç duymak; (o kadar özgürlük) kendi kendine yetebilmek, (mutluluk, huzur, sağlamlık)
içinden geldiği gibi istediğin gibi yaşamak; (ruh sağlığı, huzur, mutluluk)

buzluga koyma sonra yemesi zor olur. buzdolabinda 10 gun fln dayanir heralde. kestikten sonra tekrar kaldirirken kesilen kisimlari stretch film(boyle mi yazilio lan bu) ile kapatirsan hic birsey olmaz. afiyet olsun.

hormonlu mu değil mi bunları bilmek gerek. hormonlusu 2 günde hormonsuzu 2 haftada bozulur.

kavununa göre değişir. kışı çıkaran kavunlar var. kesilmeden tabii.

t3.gstatic.com

bu resimdeki gibi kavunun, her tarafi beton gibi sert olanindan bulursan, aylarca buzdolabi disinda saklayabilirsin. en ideali, iple bir yere asip, bir yuzeye temas etmemesini saglaman.

nasi dondurursun?

www.ehow.com

kokulu kavunsa dolabın amına koyuyor her tarafı kavun kokutuyor. kavunu kestikten sonra dolapta sakla onun dışında yukarıda yazmışlar iple bir yere bağla asılı dursun.

uyduda sifreli olur. karasal yayin, tivibu, d smart, digiturkte sifresiz olur.

şifreye girmez ama girers biss keye bak internetten kır.

şifreleneceğini sanmıyorum.

ben golf derdim. sadece "abi mercedes dediğin bu günlerde e serisinden başlıyor" adamlarının laflarını çekmemek için.

Golf. "abi mercedes dediğin bu günlerde e serisinden başlıyor" demesem de A ve B serisi mercedes alan adam "param var salakça harcarım kime ne" demiş gibi geliyor bana. Salakça lafına da alınılmasın ama sırf markası mercedes diye etmiycek bi arabaya o kadar para verilmez benim gözümde.

golf, her turlu.

golfun pıyasası daha iyidir. daha kolay satarsin. eski kasa a ve b serileri maalesef basarili degil. 2013te yeni a kasa gelecek mesela. 2013 golf mu a mi deseydin a derdim. ama bu ikisi arasinda golf derim. bana kalsa bu golf yerine 2010 ve sonrasi leon alirdim ama siklarda bu secenek yok

ikisi de değil

yıldız

mercedes. sadece güvenliği yeter.

bence ford b-max www.ford.com.tr

vw golf

mb

senin kasa calismiyor. o yuzden de monitor kendisini kapatiyor. senin derdin bu hata degil. kasa niye calismiyor onu bul

power saving... yazısı hata değil, monitöre sinyal gemediği için birkaç saniye sonra kapatacağını belirtiyor sadece.
bilgisayarı çalıştırınca fan sesleri geliyor mu?
eğer geliyorsa bir süre bekleyince kısa bir bip sesi geliyor mu (ya da birkaç bip sesi) ?

@crucio kasa neden çalışmıyor bulsam buraya yazmayacağım derdim şu diye!

@himmet dayi fan sesi gelmiyor. bir tuşa basın dedikten ekrana olağan şekilde, güvenli modda başlat vs. seçenekleri çıkıyor. herhangi birini seçince tam windows simgesi ekrana geldiğinde bip bip bip diyerek kapanıyor.

bence servisine götür ama kendim yapmak istiyorum diyorsan laptobun marka sonra modelini sonra da disassembly kelimesini yazarak nette arama yap. nasıl söküleceği hakkında önce bilgin olsun. sökmeyi tamamladıktan sonra zaten gerisi kolay. toz toplanmış yerleri saç kurutma makinsi ile üfleyerek temizleyebilirsin. bir de fanı çevirmeye çalış hiç güç harcamadan dönebilmesi lazım. eğer sıkışık ise hiç uğraşma servisine götür.

Marka model? Yotubue'a yanina disassembly yazarak bulabilirsin.

garantisi gecmisse ac abi. videolari izleyerek yapabilirsin. zaten pek bir sey yok. benim bilgisayarda fana ulasmak icin klavye ekran on panel ne varsa sokmen gerekiyordu. yine de acip temizledim mis gibi oldu.
bazilarinda direkt fan acilabiliyor sanirim ama bilmiyorum.
muhtemelen taktigin vida sayisi cikardigindan az olacaktir. aldirma. onlarca vida sokuyorsun. :)

1. lapotop açmak sıkıntılı olabilir, youtube dan vidyolara bakın
2. fanın bozulduğuna emin misiniz? belki sadece tozlanmıştır? bu durumda gibin bi oto lastikçiye ya da herhangi bir tamirciye orada kompresörle hava tutun dikkatlice (çok kuvvetli bir şekilde gelir hava, zarar vermeyin)

sony PCG-61111L garantisi bitti. ben kafaya koydum,youtube daki videoları seyrettim ve açmaya karar verdim.

youtube ta falan arattir. neredeyse butun laptoplarin acilma videolari vardir. hatta bulabilirsen service manual'ini bile bulabilirsin. ben kendi laptop'um icin bulmustum. canim sıkıldıkça laptop'un içini aciyorum.

1- işlemcinin fanını ve varsa yan kasa fanlarını (ses yapanlar bunlarsa tabii) değiştirmen sesi büyük ölçüde kesecektir. Bende traktör vardı misal, bisiklete döndü..
2- kilitlenmelerin fan değiştirince geçebilir, geçmezse durum sakat ama bence yapacağın en mantıklı iş fanı değiştirip, temizinden bi format atman olacak, diğer sorunları da çözer derim ben...

fan değiştirip, bütün donanımların sürücülerini güncellemeni tavsiye ediyorum.

@manalinik: kitlenmelerin fanla ne ilgisi olabilir ki? donanım konusunda aşırı cahil olduğumdan bir bağlantı kuramadım. ama dediğin gibiyse sevinirim açıkçası, diğer parçalarda sorun olmasından korkmuştum ben.

Ekran kartınız aşırı ısınıyor muhtemelen.

@zizifos: bu durumda ne yapmalıyım?

Oncelikle combofix ile bir temizlİk ardindan da sorunlar kesilmezse fan değişimi. Benim tahminim virus sonucu asiri kasma ve isinma. Bu nedenle tam kapasite çalisiyor fanlar ama bu da yetmiyor tabi. Ekran karti da isiniyor olabilir pek tabi ama ben genelde bu sorun oldugunda ekranda renk sapitmalari gordum yani kararma yerine televizyondaki statik goruntunun renkli olani gibi bir şey. Bu seneple sanki daha çok işlemci gibi.

Ben de nedenini anlayamadığım kitlenmeler, reset atmalar, oyundan atmalar vs yaşıyordum. Hatta zamanı gelmişti zaten diyerek format bile attım, olmadı. En son gözüme bi uyarı ilişti oyundan atarken ve ekran kartıyla ilgili olduğunu öğrendim google'dan. Neyse, driverları falan güncelledim vs olmadı. Dedim şunu iyice bi sökeyim. Daha önceden kasayı açıp iyice temizlediğimi düşünürken ekran kartının altta kalan fanını görüp de şok olmam bir oldu. Fan ile kart arasında kalan kısım tamamen toz dolmuş, alta baktığı için gözümden kaçmış. Ve galiba hiç dönemiyormuş fan. Neyse söktüm iyice temizledim ve fakat fan sıcaktan yamulmuş ve sağa sola çarpıp dönmüyor. Ben de fanı tamamen söktüm, kasanın dışarı üfleyen fanını ekran kartının altına koydum. Kasanın yan kapakları açık olduğundan o fan pek işe yaramıyordu zaten. Şu anda bir sorun yok.

1,2,3,4 birbiriyle alakali gibi. hepsi kasanin icini temizledikten sonra basladi sanirim? kasanin icindeki fanlarla ilgili sorun var gibi. kablonun teki fana takiliyor olabilir bu alakasiz seslerin kaynagidir. fanin donmesini engelledigi/zorlastirdigi icin ilgili parca(cpu,ekran karti) cok isindigindan kilitlenmelere ve oyunlarda hatalara sebep olabilir. 3 ve 4. maddelerden dolayi ben ekran karti uzerinde yogunlasma taraftariyim. kasanin kapagi acik haldeyken bilgisayari calistirip fanlari gozlemleyin . fanlara degmesi muhtemeln kablo vs varmi ortalikta. fanlar duzgun donuyor mu yoksa arada takilma yapiyor mu? fanlari sirayla elinizle durdurun(korkmayin bisi olmaz). ses kesiliyor mu kesilmiyor mu ona bakin.

5. madde icin c klasorunde windows update'in gecici bir klasoru var. o klasoru komple silip tekrar guncelleme yapmayi deneyebilirsiniz. muhtemelen duzelecektir. klasorun tam yerini hatirlayamadim. ufak bir arastirma ile bulabilirsiniz

doğma büyüme istanbulluyum, uğurmumcu diye bir mahalle oldugunu ilk defa duydum. googledan arattıgıma göre kartaldaymış.

kadıköye, oradan da eminönüne geç vapurla.
eminönünden tramvaya bin, atatürk havalimanına kadar gider.

en rahat taksi veya korsan taksiyle gidersin.

bostancı veya kadıköyden deniz otobüsüne bin bakırköyde in. deniz otobüsünün çıkışında taksi dolmuşlar var onlara bin havalimanında in. bundan daha hızlı bi alternatifin yok

Korsan taksi ne abi? Istanbul'u bilmiyorum korsan taksi diyorsunuz :). Ben soyle bir yontem buldum. Kadikoye gidip ordan Kozyatagindan havas otobusleri kalkiyor ataturk'e nasil? Birde araya sikistiriyim. Ataturkten AK merkeze nasil gidilir? zorsa zor deyin hic ugrasmiyim.

atatürkten akmerkeze gitme kardeş. 24 yıldır istanbulluyum. beni bile yorar o yol :D

@smootcriminal tramvay havalimanina nasil gidiyor anlamadim. istanbulda dogmus buyumussun ama istanbullu olamamissin bence :P

ugurmumcu nerde bilmiyorum. soylendigine gore kartaldaymis. yeni acilan metro ile kadikoy yap. kadikoyden besiktas, sonrasinda taksim. taksimden 96t havalimani otobusuyle gidersin. yada yine taksimden havatas'a da binebilirsin daha hizli ama daha pahali bir yol olur.

@crucio zeytinburnu'ndan metroya aktarma yaparsan havalimanının içine kadar gidersin ;) 30 yıldır istanbuldayım avrupa yakası üzerine benimle tartışanın alnını karışlarım :)

istanbulu bilmeyen birisine aktarma olayından bahsetmediğim için özür :)

Uğurmumcudan e-5'e çık, metroya bin, havaş nerden kalkıyorsa orada in.
Diğer bir yol, @achatla'nın dediği. Kadıköyden binebilirsin deniz otobüsüne.
Ama en temizi havaş ya da havataş. her ne boksa.

saat sorunun yoksa; metro ile kadıköy, ordan havataş.
saatsorunun varsa; metro ile keadıköy, deniz otobüsü ile bakırköy, ordan taksi ya da taksi doolmuş.

taksi direkt Uğurmumcu - Havalimanı 50 lira yazar. köprüler ücretsiz ona göre.
eğer atatürk havalimanı taksiyi arayıp o civarda taksisi var mı diye sorup denk getirirsen 30 liraya götürür.

korsan taksi diyenin de ağzına kürekle dalarım 2 kuruş para için kaçakçılığa yardım etiklerinin farkında değiller heralde.

sen bin 21 u ya. git kadıköye. oradan deniz otobüsü ile bakırköy (bostancıdan deniz otobüsü çok bulamazsın bu nedenle kadıköy dedim). oradan da taksi. en temizi. saatlerine bak ama internetten. yoksa patlarsın.
al sana saatler:
book.ido.com.tr

12:55 ucagi rotar yapmazsa, sen 12:55 ucagina binis karti alirken (check-in yaparken) oradaki gorevliye durumunu izah edip, ucakta onlerden bir yer alirsan, istanbul'da oyalanmadan ic hatlar terminalinden dis hatlar terminaline gecersen yetisirsin. gerci eger aprondan kapiya otobusle gideceksen ucakta onde ya da arkada oturman cok da farketmez. kostur kostur gitmene gerek yok. dis hat ucusunun online check-in'i varsa, onceden check-in yaptirman ise yarayabilir.

Nasıl yani 2 saat kala check in kapanıyor mu? Evet on koltuğu verirlerse ise yarayabilir ama sonuçta bavul beklemek gerekiyor. on koltuk ise yaramaz ama online chek i- mantıklı tesekkurler

sen bu biletleri ayrı ayrı mı aldın? eğer tek seferde aldıysan aktarmalı uçaklarda bavul falan beklemiyosun. yani sen izmir'den uçağa binerken ineceğin yeri söylediğinde onlar bavullarını öbür uçağa aktarıyorlar.

check-in'i izmirdeyken online yapin. boylece check-in sorunu yasamazsiniz. 12.55'te izmirden kalkan ucan 13.55te ataturke inemez maalesef en az 15-20 dk inis sirasi bekleyebilir. ozellikle bu bayram suresinde. onun disinda ic hatlardan dis hatlara 10dk da yurursunuz. bence sorun olmaz. 14.15'te inseniz, 14.45'te valizinizi almis olsaniz 15.00'da dis hatlarda olursunuz. check-in'i onceden yapmis olduunuz icin sadece valizinini vereceksiniz onun icin muhtemelen ozel bir kontuar olur, cok sira beklemeden verirsiniz. pasaport kontrolunde cok sira yoksa 15.30'da ucus kapinizda olabilirsiniz. eger tek parca valiziniz varsa yaniniza alin 20-25dk kazanirsiniz. Eger valizinizi vermek zorundaysaniz izmirden verirken dis hatlara gideceginizi belirtin. belki sizin almaniza gerek kalmaz onlar direk aktrabilir.

cc mi acaba?

binekarac.vw.com.tr

scirocco?

eos dicem de yuvarlak değildi onun da farları, eski golf olabilir mi

eski kasa passat cc

şu anki ismi sadece cc daha önceki kasa passat cc idi ve farlar ovaldi
upload.wikimedia.org

eos

36 saat sonra tekrar sorabiliyorsunuz sanirim

en aşağıda link'i olan yardım/hakkında kısmından:

"Aynı içerikli bir sorunun/duyurunun herhangi bir sebeple yinelenmesi gerekiyorsa önceki duyurunun üzerinden en az 3 gün geçmiş olmalıdır. Daha kısa sürede tekrarlanan soru/duyurular silinir, sık tekrarlanması durumunda ise kullanıcı hesabı kapatılır."

daha acil durumlarda esnek davranabilirler ama rica etmeniz gerekir sanırım.

ersi gün onu silip bastan aç

bundan sonra çok dikkat etmeniz gerekiyor, iş ortağımın babası alzheimer, bu şekilde yavaş yavaş ortaya çıkıyor ve ileride daha da kötüleşiyor. dışarıya yalnız başına çıkmamasına dikkat edin, bir daha evi bulamama ihtimali var. en uç noktasıda nefes alıp vermeyi unuttuğu için yaşamını kaybediyor ne yazık ki.

oncelikle gecmis olsun. benim babaannemde de ayni sekilde alzheimer vardi. bu sekilde devam ediyor, gitgide agirlasiyor. babaannem bizimle beraber kaliyordu ama son zamanlarda artik annemi bile tanimaz olmustu. yada annemle babamin evlendigini unutuyordu arada. surekli babama "bu kiz niye bizim evimizde, gec oldu niye evine gitmiyor. komsular laf soyler vs" diyordu. ama bazende fil hafizasina sahip oluyorlar. 50-60 sene oncesini sanki yarim saat once olmus gibi anlatabiliyorlar. en uc noktasi mi bilmiyorum ama bu asamalari oluyor iste.

benim babaannemde de alzheimer vardı. ama tek farkı babaannem herşeyi hatırlıyor ama kasları çalışmıyordu. yüreyemiyordu(çok zor). maalesef tedavisi yok gibi. ilaç felan verir doktor.

geçmiş olsun.

geçmiş olsun. ancak maalesef geçmiyor daha kötüye gidiyor. benim dedem defalarca kayboldu o yüzden şimdiden cebine ev iş adres ve telefon numaranızı eklemekte fayda var. ve lütfen kendisine "hayır" demeyin hiçbi şekilde. benim bildiğim en uç nokta sürekli kayboluyor olmasıydı. tek dışarı çıkmasına izin vermeyin.

ben de kendi hikayemi anlatayim, hem de biraz icimi dokmus olurum.

benim de dedem 88 yilinda öldü. ananem 2010 yilina kadar, yani 22 sene tek başına yaşadı. bu 22 yil boyunca ananemin kendi huysuzlugunu, gelinleriyle gecinemeyen tipik turk kadini kaynanaligini saymazsak her sey guzel gidiyordu :)

tek basina her isini gorurdu; 8 saat sehirlerarasi yolculuk yapardi, yaz aylarinda bizi ziyarete gelirdi, biz de onun ziyaretine giderdik. 4 cocugu var, oturdugu sehirde sadece dayim var.

2010 yilinda, ananemin komsulari bizi uyarmaya basladilar. teyze geceleri disari cikiyor, sokakta oturuyor, yerlerden bi seyler topluyor diye. bizimkiler sordular ananeme ama yalanladi tabi :)

sonra bi gun dayim ananemi ziyarete gitmek icin yola ciktiginda ananemin komsularindan biri dayimi ariyor tesadufen. cabuk gel, ayse teyzenin evinden gaz kokusu geliyor diye. dayim gidiyor, ocak sönmüş, öyle gaz çıkartıyor, bizimkinin haberi yok. allahtan patlama catlama zehirlenme yok.

doktora goturuyorlar falan derken alzheimer oldugu anlasiliyor. ilaclar veriliyor ama bunlar ilerlemeyi onlemekten baska bi sey yapmiyormus. bu sekilde tek basina yasayamayacagi icin bakici bir kadin tutuyorlar. ananem de kadini kendi iyiligi icin tuttugumuzu anlamadigindan "her gun geliyo bu, ben buna mi hizmet edip durcam" diye kovuyor :)

yengemle aralari iyi olmadigi icin dayimlarin evinde de durmuyor, huzursuzluk cikariyor. diger baska seceneklerde de cikar yol olmadigindan huzurevine yerlestirmek durumunda kaliyorlar.

2 sene huzurevinde kaliyor, gun gectikce kimseyi tanimamaya basliyor. isin garibi yakin olaylari hic hatirlamiyor. 1928 dogumlu, genc kizkenki olaylari biliyor, torununu bilemiyor. aklinda bazi isimler var, onlari bizimle bagdastiriyor. 26 yasindaki beni babam sanip "oglan nasi, anaokulunda mi" demisti. annemi, annemle ayni ada sahip baska bir akrabayla karistirip onunla ilgili butun gecmisi biliyor ama annemi hatirlamiyordu. bazen de evladiiim diye seviyordu mesela.

kafasina koydugu seyi yapmaya calisiyordu, halledene kadar o dusunceden vazgecmiyordu. durup dururken perdeleri yikayalim bari deyip 2 saat boyunca 5 saniye araliklarla soyledigini bilirim. soyledigini unutup tekrar tekrar soyluyordu. gerci icim rahat su anda, bi kere bile sinirlenip ters davranmadim ananeme. istedigi icin yapmadi sonucta bunlari. siz de terslemeyin, gozlerinin icine bakip gulumseyin.

bu haziran 15te kalcasi kirildigi icin hastaneye kaldirildi, ameliyat oldu, basarili gecti ama kalp, solunum, bobrek yetmezligi derken 19 temmuzda vefat etti.

üreticinin kendi yazılımı bunu yapmıyorsa, telefonun root'luysa şunun gibi programlar kullanabilirsin: play.google.com

play.google.com

yalnız söyleyeyim, iphone'daki kadar sorunsuz ve kolay olmayabiliyor.

ayrıca sadece istediğin programların backup'ını alan appl'ler de sorunlu olabiliyor. ben yaptığımda programların yarısı çalışmamıştı.

en temizi tabi ki üreticinin kendi yazılımıyla olur, tabi eğer varsa.

telefon hafizasinin(sdcard degil) icinde data klasoru var. butun uygulamalarin bilgileri o klasorun icindde. o klasoru kopyalayip diger telefona attigin zaman butun uygulamalar kaldigi yerden devam eder. bu klasore erisebilmen icin root olman lazim. buyuyup buyuk adam olacaktim'in soyledigi uygulamalar da ayni isi yapiyor.

crucio'nun dediği doğru değil, android uygulamaları çeşit çeşit yerlerde saklayabiliyor verilerini. bazısı telefon hafızası, bazısı sdkart. o yüzden bazı uygulamalar sdkart olmadan çalışmaz çünkü yapan kişi illa ki sdkart'ta saklayacak şekilde programlamıştır. bazıları da çalışır.

valla bilyoner'in uygulamasında var üzerine bahis oynanmış maç için diye biliyorum.

güzel tabi de golden haberim olsun diye iddaa oynamıyim diyorum.

bilyoner uygulamasinda bahis yapmadan da maclari takip edebiliyorsunuz. bulteni actiginizda maclarin yaninda goz isareti var. ona bastiginiz zaman gol, kart ve mac sonucu gibi bildirimler alabiliyorsunuz.

etiler, baltalimani cikisi var

bebek starbucks'ın terası.
(yakın mı bilmiyorum ama ben sevmiştim)

kız kulesi karşısı, moda, ortaköy, boğaziçi üniversitesi.

beşiktaş dolmuşuna binin, 5 dk sonra dolmabahçe'de(inönü stadının karşısı) inin. saatin karşısı denize sıfır bir çay bahçesi var .

harita.yandex.com.tr

sahil degil ama istanbulun en guzel manzaralarindan birine sahip konak cafeyi oneriyorum. galata kulesinin biraz asagisinda.

www.galatakonakcafe.com

moda iskelesi - beltur
www.beltur.com.tr

not: istiklal'den çıkma kısmına dikkat etmemişim, uzak kaçar moda.