en öğrenci yollusu gidip migrostan bir küçük anten alın kalan maçlarıda internetten izlersiniz. öğrenci adamın evine aldığı her ekstra fatura daha sonra başına bela olur. tecrübeyle sabittir. hea ben nette link aramakla uğraşmam dersen digiturk en temizi. hem nba hem lig var

atdhe.net

lig tv olmazsa ilmaz ise sadece digiturk tercihiniz var bu secenekler arasinda. ama benim onerim (bkz: teledunya)

atdhe gibi sitelerden haberim var ama çekilecek dert değil. adam gibi tv karşısında maç keyfi gibisi yok yani kısacası. o yüzden digiturk kesin gibi. nba tv ve digiturk işini o şekilde hallederiz. sırf avrupa kupası maçları için de ayrıca d smart alınmaz, alsak bile öğrenciyiz para bi yere kadar. bunun için başka bir çözüm yolu yok mu? mesela web aboneliği oluyor mu onun da?

bu teledunya'yı da araştırayım bi.

dreambox alın. card sharing olayına girin. var olan tüm kanalları izleyin.

hepsini istiyorsanız dreambox en uygunu tabii ki.

bu dreambox'ın olayı tam olarak nedir? fiyat falan bulamadım fakat anladığım kadarıyla oldukça tuzlu alet.

orjinal dreambox ve yan sanayi dreamboxlar var. orjinaller 500 falandı galiba. yan sanayiler 200-300. ama kullananlar birebir aynı diyorlar.
her kanalı seyredeyim dediğine göre bir de server parası vereceksin. oradan internet vasıtasıyla cihaza gelecek bilgilerle kanalları seyredeceksin.

buz eritme dugmesi o. buzluktaki buzlarin erimesini bekliyor. buzdolabinin kapilarini acik birakin erisin buzlari. sonra calisir

aallaaah yanmışsın. su dolacak buzluk :/

iyi etmişsin eski bir dolap ve o düğmenin neye yaradığını bilmediğinde yola çıkarsak, aldığından beri eritmemişsin buzları:)

Ben de basmıştım zamanında ama 20 seneyi geçti herhalde ben basalı. 10 yaşındaydım ancak :)

eğer dolap bizim eskisi gibiyse, buzdolabının altında da su haznesi olması gerekiyor, su orada toplanıyor. Onu da boşaltmak lazım tabi.

ufak çaplı bir küresel ısınma yaşadım, heryer göl olmuş... son parçaları da musluğa sallayınca esneyerek çalışmaya başladı dolap...

herkese teşekkürler...

kimlik fotokopisi gerekiyor, ve form dolduruyorsun. online olmuyor maalesef. bazı siteler fax çekerseniz onlara işleminizi yapabiliyorlar, ne kadar güvenilir bilmiyorum.

not: 444 0375'ten değişiyormuş.

hiç faxla formla falan uğraşmayın şu linkten online işlem merkezine üye olun ve abonelik işlemlerinden tarifenizi değiştirin
link: www.ttnet.com.tr

telefonla arayıp degiştirebilirsin

yaklaşık 1 saat önce online olarak tarifemi değiştirdim.1mbps sınırsızdan netlimitsiz tarifesine geçtim.tarife değişikliği 1 ay sonra yapılacaktır denmesine rağmen şu anda 8 mbps ile download yapıorum.

online cok guzel oluyor. iki kez degistirdim.

ben geçen ay 1 mbps den 2mbps ye geçtim online işlem ile. sitede tarife ücreti 50 tl gözükürken şimdi gelen fatura da tarife ücreti 63 tl gözüküyor ve 15 tl civarında işlem ücreti almışlar gözüküyor. dikkatli olun. ve onay için size kimin geri dönüş yaptığını hangi tarihte, hangi saatte görüştüğünüzü not alın bi kenara(kayıtlar dinlenecekse kolaylık sağlıyor).

Devam eden taahhütün yoksa telefondan kolayca değiştirebiliyorsun. Bir sonraki ayın 1'inden itibaren geçerli oluyor yeni tarifen.

Doğrudur 4 yıldır neredeyse böyle. Kontratsız olarak satılıyor sanırım parasını verip alabilirsiniz. amerika'da da paşa paşa kullanırsınız. AT&T dışında problem olacaktır. Çözümleri var gerçi jb diyorlar unlock diyorlar vs. Çıktıysa eğer yaptırıyorsunuz...

kontratsız alıyorsun ama o aldıgın da sım kılıtlı oluyor

geçen sene bestbuy'dan 680$ a 3gs arkadaş alıp, burda simkilidi kırdırdı. kullandı. ama iphone 4 için şuan kırıldı mı bilmiyorum. o yüzden biraz bekle.

trafik olmaz. en fazla 15dk da gelirsin. ataturk oto sanayi de yakin olabilir. hangisi daha yakin bilemedim

10 dakka falan, trafige kalmazsınız, yol ayrımında bekleyin istinyeye giren ordan binin taksiye. itü daha yakın, üniversitenin oldugu taraftan çıkın metrodan.

nasi yapicam diye soruyorum zaten aaaa

yasal olmasını istiyorsan: www.openoffice.org.tr

nasıl yapacam diye buraya yazacağına google'a yazsan 56 trilyon cevap çıkıyor.

madem crack yapicaktin niye 150$ verdin de aldin bi tane. direk hepsini crackleseydin. microsoftu arayip lisansin kullanim sayisini daha uygun bi ucrete artirabilirsin.

o dur.

(bkz: veya)

veyanın anlamını biliyorum. ama başka bir belge varsa da orada gidip öyle kalmaktansa şimdi soruyorum işte tecrübesi olan varsa diye. bakınızla ayar verdiğini zannetmeye gerek yok ilk duyuru açışım değil.

Kayıt olacağım dönemde bana da bu belgeyi vermişlerdi. Kayıt yerindeki görevli istedikleri belgenin bu olmadığını söylemişti. Benimki yüksek lisans değildi, bunu da belirteyim.

Kayıt için son gün gitmeyeceksen ve kayıt yeri yakındaysa gidip şansını dene ama büyük ihtimalle bir problem çıkabilir, böyle durumlarda orada yardımcı olunuyor zaten.

anladım umarım sorun çıkmaz o zaman olmazsa tekrar gidip başka belge olup olmadığını sorayım. teşekkür ederim bilgiler için herkese

kayıt günü bölümüm için tek gün ve o gün gidicem yani garantiye almalıyım.

o belgenin altındaki ıslak imza ve mühür vardır. var değil mi? o imza ve mühür diyor ki "bu yukarıda sadece adı soyadı, aile bilgileri yazan adamın hakikaten bizde kaydı vardır. fotosu da vardır, bu adam gerçek bir adamdır, sahte değildir" o yüzden o belge yeterlidir.

ya da nüfus cüzdanınızın fotokopisini çektirirsiniz, sahte olmadığına dair de noterden onaylatırsınız, o da olur. düz fotokopi veya imzasız mühürsüz nüfus idaresi çıktısı olmaz.

imza ve mühür var evet doğru belge yeterliymiş anladığım kadarıyla teşekkür ederim

o aldiginiz nufus kayit ornegi. nufus cuzdani ornegini muhtarlik veriyor ama noter onayli nasil olcak onu bilemedim.

nüfus cüzdanı örneği olursa noter onaylı olacak veya "nüfus idaresinden alınan onaylı belge" dediklerine göre yani nüfus cüzdanı örneği olmayacaksa bu olacak anlamında söylemişler gibi geldi artık.

bir de muhtarın verdiğinin aynısını noterler de yazıcıdan çıkarıp onaylıyor işte onu istiyorlar isterlerse. kendi sorumu biraz kendim cevapladım ama artık anlaşıldı durum. belki işine yarayan merak eden olur diye duyuruyu silmiyorum.

etstur.com dan karşılaştırmalı bilet fiyatlarına bakabilirsin.

29 tl ye bile var mesala baktım ben.

29 a ben niye gormedim yav, en ucuz 89 gorukuyo? benmi eksik baktım?

tamam gordum :) tskler..

thy yollarını aradım, 29 ytl fiyatlı bilet fiyatı bulurum diye ama o anadolujetin en ucuz biletinin 119 ytl oldugunu soyledi :) su etstur un sıralaması eski fiyatları da mı kapsıyo acaba?

zaten 3-4 tane havayolu firmasi var. her sekmede birini acip bakmaniz cok zor olmasa gerek. gideceginiz tarih de belliymis. 5dk da halledersiniz

tamam da benim anlamadığım neden hala thy yi arıyorsun direk etstur.com dan al biletini ets çok önce toplu şekilde bilet alımı yaptığından dolayı bu fiyatlara bilet satabiliyor.

ben bir buçuk aydır kullanıyorum hıh demedi :) ama okuduklarıma göre 20 gün felan normal süresiymiş. zaten kapanmadan 4 - 5 gün öncesinden operatör mesajı ile uyarılıyormuşuz.

evet 1 ay boyunca kullanabilirsin. sonra kullanima kapatilacak. kayit ettirince tekrar acilcak

DScaler i uyumluluk modunda calistirmayi denediniz mi

ilk basta cevirmek zor. ipsiz cevirmeye calisma zaten basaramazsin. ipi dola hizlica cek. sonrasinda sen powerballi cevirmeye calisma birak o elini cevirsin. nasil hareket ettigini ozumsemeye calis. bir de kesinlikle dirsekten oynatma. sadece bilek hareketleri yapman lazim. hemen hizlansin diye hizlica cevirme. yavas yavas hizlancak. sesinden zaten dogru yapip yapmadigini anlarsin. ekrandaki simgeleri kullanma kilavuzunda yaziyor olmasi lazim.

şöyle;

ilk başta zor olur ama içteki dönüşü hissetmelisiniz. bileğinizen döndürün, dönmeyi hissedin, dönme yönünü takip edin, hızlanmaya değil yakalamaya çalışın.

önce ipi çekin, ışık yanacak. ekranı açmak size kalmış bir şey.

iple çevirdikten sonra bileğinde büyük hareketler yapma, tamamen içten, küçük çapı olan bir hareket yap.

dediklerinizi uygulayınca biraz daha iyi çevirmeye başladım.

bendeistiyorum her şeyin en ucuzuna kaçtığı için içinden kullanma klavuzu falan çıkmadı o yüzden ekranda yazanları hala bilmiyorum. hatta ekranın doğru düzgün görünmeme nedenini de açıklarsanız çok sevinirim.

geçen gün satılan powerball orijinal nsd powerball değildi ondandır ekranının düzgün gözükmediği.

belli zaten ya. ipi içine sıkıştırdım zaten, sökme sırasında ekran pilini de çıkardım, belki onu değiştirince düzelir bakalım.

zamunda'da birçok filmin var hd'si hem de üye alımı açık şu anda.

zamunda.net

hd-bb.org sadece hd filmler paylasiliyor

ps3 mkv formatını desteklemiyor.

sharebus.com ->hem turkce, hem de cok kati kurallarla guzel bir forum sekli yapmislar, aradiginizi cok iyi bulabilirsiniz. rapidshare ya da netload hesabinizin olmasi isinize yarar

asus o!play alabilirsiniz eger turkiye'de bulursaniz. olmazsa "western digital tv live" var, en az asus kadar iyi ve her turlu video'yu izletiyor (mkv dahil)

ps3 ile bu isi yapabilmeniz icin bilgisayarinizda media server kurmaniz lazim, DLNA falan filan tam bilmedigim birsey ama cok da zor oldugunu zannetmiyorum. oyle birsey denerseniz, daha ucuza bu isin icinden cikarsiniz ve bilgisayarda oynayan her turlu videoyu izlerseniz.

bu arada neden bilgisayari tv'ye baglamiyorsunuz?

yanıtlar için teşekkür ederim.

@ocanal, crucio siteler güzelmiş. indirmecelere başladım bilene.

@co2s2, PC'yi bağlayamıyorum çünkü tam pc denemez. bir adet netbook kendisi. internet sömürmek için ve internette sörf için kullanıyorum kendisini. bağlasamda birşey değişeceğini zannetmem. çamur görüntü verecektir zira HD oynatabilen netbook sanırım henüz yok.

televizyon usbden divx hd destekli. avi formatını divxe dönüştürüp harici diskten izleyebilirmiyim diye test edicem hele bi insin film ama :/

www.disk-tools.com

edit: bende kurulu olan da bu:\

virtual cloneDrive oneririm. en az daemon kadar iyidir. hatta daha iyidir. win7ye gecene kadar daemon kullniyordum. win7 sonrasi virtual cloneDrive a gectim

Cevaplarınız için teşekürler.Virtual cloneDrive deneyeceğim. Daemon Tools hala hata ve uyumluluk sorunları veriyor.

clonedrive i kurduktan sonra bi bastan baslatmanizda fayda var, obur turlu calismiyabiliyor

öyle bir sorun ben de olmamıştı da, alternatif olması açısından power iso da deneyebilirsiniz.

Teşekkür ederim arkadaşlar oldu.

dolmus ile kadikoy. kadikoyden e-10 hatli otobus ile sabiha gokcen

adslmodem'in cevabını sakın yapma çok gereksiz bir durum zira. e-10 otobüsü ve adını hatırlamadığım ama otobandan gitmeyen bir diğer otobüs uzunçayır/hasanpaşa durağında duruyor. (hatta 2.si buradan kalkıyor) harem-gebze yada harem-ataşehir minibüsüne binip burada in. en az 30 dk kazanırsın.

130ş ye bin. göztepe köprüde in. 16s geçer ordan ona binersen en en ekonomik olur.ama e10 a binersen ordan daha hızlı olur.

Arkadaşlar yardımlarınız için teşekkür ederim. Nasıl ulaşım yaptığımı da şöyle anlatayım:

Otobüs beni Ataşehir'deki yazıhanesine bıraktı. Ordan Kadıköy servisine bindim. Kadıköy'de inip E-10'a bindim ve bingo.. Tekrar teşekkür ederim.

hacı 22 inçte ps3 hiç bişeye benzemez keza tv de. sen iyisi mi 32 inch full hd bi tv al derim pişman olmazsın. bende hem 22 inch monitör hem de 42 inch tv var ordan biliyorum. pc yi ya da laptop ı direk tv ye bağlayabilirsin. dvi-hdmi ya da vga çıkışından.

işin aslı bu ekranı odama alacağım doğal olarak öyle kocaman bir şey alabilmemin mümkünatı yok:S ayrıca fiyat olarakta çok uçamam, tüm bu şartlar altında gene mi gol değil?

22 inc te full hd nin hicbir anlami yok. full hd nin nimetlerinden faydalanmak icin en az 37" olmasi lazim. bosu bosuna o kadar para vermeyin.

o fiyata sifir iphone olmaz. kesin bi pislik vardir.

şaka bi yana, kablosunun beyaz olması gerekiyor en basitinden, bu çin malı iphone bence de, kutusu bile bi garip geldi.

çakmalara dikkat edin yeter.

kablodan uyanmam gerekirdi. çok teşekkürler :)

bariz cakma, goruntusu cok kaba ve denildigi gibi kablosu siyah.

bu arada sahibindende pek cok cakma apple mali var sikayet etmeme ragmen hicbirsey yapmiyorlar. daha once cin mali macbook air satiyordu adam filan.

ablamda var bundan.
benimki ile yan yana getirdigimizde cok cok uzaktan anlasilmasa da, yakinlastikca anlasiliyor her sey : )

uzak durun derim.

hatırladığım kadarıyla bu sitede siz ücreti siteye ödüyordunuz daha sonra beğenmezseniz ücreti geri alıyordunuz. öyle yapsana, o sırada da telefonu bir bilene gösterirsiniz. :))

kesinlikle orjinal değil sleep butonu bambaşka orjinalinde.

çin'den geliyor bunlar. arkadaşım da bir ara toplu miktarda getirmeye niyetlendi araştırdık epey oradan biliyorum. çin iphone'una göre fiyatı pahalı ayrıca.

yanında kalemi falan var :/

kasanın renginden ve ekranın genişliğinden zaten kendini belli ediyore.

beyni kizartir bunlar.

honda jazz güzel ama sınıfına göre pahalı kaçıyor biraz galiba. gene de güzel tabii. :)

focus

astra iyi seçim, golfü aratmaz; aratmaz derken golf tabi daha sağlam, mumla aratmaz diyelim; olmadı pejo da denenebilir.

hocam hoşgeldin sen de ara rakamlarda (30-40)sıfır kilometre araba arayan güzel insanlar arasına. aşşağıda yazılı olan söz öbekleri sadece benim görüşlerim karar sizin.

-ilk olarak dediğiniz fiyata yeni kasa astra alamazsınız. benzinli modelleri 40.283 TL'den başlıyor ki beğeneceğinizi sanmıyorum ayrıca standartları çok boş. dizeller fiyatları 45.000 den başlıyor. ( almayın kısacası :) )

-eski golf sürücüsü ibizaya bindiğinde ibiza biraz küçük gelebilir. çünkü ibiza polo kategorisinde bir araç. ancak dediğiniz fiyatlara full + full'ünü alırsınız. seat'tan söz acılmışken leon alabilirsiniz. sonuçta leon da walkvogen fabrikasında üretiliyormuş.

-golf almanızı şiddetle tavsiye ederim 39000 milyar civarı ve yeni golf çok güzel. ara rakam dememin sebebi burda söz konusu oluyor. 1.4 tsı motorları süper ve çok az yakıt tüketimi var. ancak biraz tuzlu 4-5 milyar fark istyolar.

-focus düşünürseniz almadan önce test sürüşü yapmanızı tavsiye ederim çünkü sert gelebilir golf'ten sonra.

-skoda octavia (Ambiente 1.4 TSI 122 HP 39.990)yeni kasa çıkardı peynir ekmek gibi satıyor. almanızı yine şiddetle tavsiye ederim. renkleri de çok güzel, yani seçenek çok ve araba ben burdayım diyor.

-bir de toyota auris var. yeni dizaynları manyak olmuş full'ünü alabilirsiniz. yine travsiye ediyorum.

-arkadaşlarla aramızda yer uçağı diye tanımladığımız subaru ımpreza dizel hb var. bu arabanın da içi, yol tutuşu, 4x4 özelliği beni hayran bırakmıştı kendine. tavsiye ederim.

-mazda3, 6 lara da bakın isterseniz ancakbilgim yok kullanmadım hiç.

-sakın renault, kıa, çin malı arabaları almayın. çok pişman olursunuz.

yaklaşık 2 ay önce peder efendi araba almam için bana 40.000 tl vercekti ancak işleri ters gitti. benim gezdiğim kendime baktığım arabalar bunlar. almanızı tavsiye ettiğim araçlarda sırasıyla şöyle:

1- golf
2- octavia
3- ımpreza hb 4x4

şimdiden hayırlı olsun güle güle kullanın.

golf'ün şanzımanı sony ise astranın ki SQNY dir. öyle diim.

o fiyatlara golften üstün araba bulamazsın gibi..

ama mazda 3 lere yine de bir bakın.
ne bileyim mumla aratmaz elbet.

2010 yeni kasa vw polo benzinli
az yakar cok kacar
iyi dusun bunu

edit: 2010 en iyi arabasi secildigi unutulmamali

kesinlikle ford focus hb. hem de dizel. şehir dışı 3.8 yakıyor, daha ne olsun. ayrıca 39 kağıt, opsiyonlarına bile para kalıyor.

o paraya honda civic hb veya sedan da alınabilir

win7 de düzgün çalışmıyor o program . başka ne yapabilrm

Gparted işini görür. Ama bunu Windows'un içinde çalıştırmıyorsun. .iso dosyası indirip CD'ye ya da USB belleğe yakıyorsun. Daha sonra da PC'yi bununa boot edip dediğin işlemleri gerçekleştiriyorsun.

Gparted:
gparted.sourceforge.net

Eğer CD'ye yakmaya kasamam USB belleğe yakar CD'den tasarruf ederim diyorsan Unetbootin adında Windows'ta da çalışan bir programı Windows'a kurup burada Gparted'ın indirdiğin iso'sunu seçip USB belleğe Gparted'ı yakabilirsin.

unetbootin.sourceforge.net

Unetbootin'de sorunsuz çalışan Gparted sürümü ise 0.5.1-1:
sourceforge.net

Gönderdiğin resimden anladığım kadarıyla senin Gparted'da yapman gereken genişletmek istediğin partition'u sildikten sonra onun yanında genşlemesini istediğini o tarafa doğru genişlemen.

Adımları tek, tek yaptığın taktirde becerirsin. Kolay gelsin...

mevcut duzende yapamazsin. c primary partition, bos alan logical partitionda duruyor. logical parititoni primarye aktaramazsin maalesef. resimde gozuken d yi ve sonrasinda da logical partitioni ssilmen lazim.

Evet şu an ben de onu farkettim. Ne yazık ki o boş alan primary ve sağındaki ise logical bir şekilde o boş alanın uzantısı. Onları birbirine katman mümkün değil. Boş alnın sağındak kısım da az uz değilmiş... Bir şekilde başka bir sabit diske yedekleyip tüm disk yenden bölümlemeden dediğin şeyi yapman mümkün değil. Geri zekalı Microsoft tayfası tüm partition'ları primary yapacakları yerde kafalarına göre logical atıyorlar ne yazık ki...

windows xp ile format atma yerine getirdim orda düzeltebildm

buldum buldum!

otobushareket.eshot.gov.tr

204 no'Lu otobüs sizinkisi. metroya gitmeye gerek yokmuş. otogara geliyormuş zaten.

Teşekkür ederim. Bu arada kaç dakikalık mesafe?

1140taki ucak icin en gec 11.00 de havaalninda olmaniz lazim. toplu tasima ile yetismeniz imkansiz gibi. taksi kullaniniz. araba ile en az 20-25 dklik yok.

Teşekkürler tekrar. Sanırım 09:40'taki otobüse binersem uçağa yetişebilirim.

bagajınız yoksa, online check in ile belki biraz daha zaman kazanabilirsiniz. hani uygun saatte otobüs varsa.
bir de atlas jetin ücretsiz servisi neyin varmış. garda var mı bilmiyorum ama.
belki bu bilgiler işinize yarar.

10:30 da otogar'da olursan toplu taşıma ile yetişmen mucize olur. Eshot'un hareket saatlerine de güvenme. en az 1 saat güvenlik payı bırak.

10:30'da otogarda olup da, 11:30'a toplu taşıma ile havaalanına yetişemezsin. dolmuşla bir saat sürüyor. otobüs işi çok bozar. uçağın 11:40'da kalkacaksa, yurtiçi bile olsa, gittin-yerleştin için en azından 20 dakika önce orada olman lazım. taksi gerek.
özel arabayla yarım saati rahat bulur. otobüsten inip-taksi tutman-havaalanına giriş-bilet kontrol derken zaten 11 buçuğa yaklaşır varışın.

otobüse aman diyim..

09:40'ta binersem havaalanı otobüsüne yetişmem mümkün değil mi yani? Hani 1 saat olduğunu farzedersek 10:40'ta havalanında oluyorum. Check-in için yeteri kadar vakit kalıyor.

soruda 10:30 yazmışsınız ama. eğer bir saatiniz varsa, hayatta yetişmez otobüsle. son olarak da 9:30 demişsiniz. iki saatiniz varsa, neden olmasın. yurtiçi uçuşsa falan ben olsam otobüsü denerim tabi. ama iki saatse vaktiniz.

Kararımı değiştirdim o yüzden ;) İkilemde bıraktıysam kusura bakmayın.

Teşekkür ederim ilgilenen herkese.

bilgisayar icin gitarlari var satiliyor, ps3 icin olan calisir mi bilmiyorum

urun.gittigidiyor.com

nikelarda cesit cesit var

www.bestbuy.com

türkiye' ye kargo yollamaz.

www.circuitcity.com

türkiye' ye kargo yollamaz.

www.amazon.com

türkiye' ye yine elektronik eşya yollamaz.

www.walmart.com

yollamaz ki


edit: amazon dışındakilerin mağazaları olması lazım birçok yerde.

newegg.com tr kargo yok, eyalete gore vergi ekleyebiliyor.
buy.com tr kargo yok, vergi yok

bi sorun olmaz. sitede yazdigi gibi vize almak icin gerekli bi sart o. yoksa bir yillik pasaporta 10 yillik vize vermezlerdi degil mi.

not: konsolosluklarda da pasaport uzatilabilir ayrica. pasaportun bitmesine 1 ay bile kalsa sorun olmaz teorik olarak ama gumrukteki eleman iskillenip guzel bi arastirma yapmaya kalkisabilir. ve eger yanlis bilmiyorsam 10 yillik da vizeniz olsa 6 aydan uzun sure kalamiyorsunuz sanirim, bir cikis-giris yapmaniz gerekiyor

ılık suya ballı limon koyun için

sivi yumurta, ihlamur, adacayi icebilirsin

thy genelde tolerans gosterebiliyor. hele business ise birsey diyeceklerini zannetmiyorum.

hiç belli olmuyor işleri. genelde, boş uçağa biniyorsan tolerans gösteriyorlar. sen yaz önünde Türkiye'ye geleceğin için gurbetçilerle dolacaktır uçak. ama business olması avantajın. üste para isterlerse, "fazlalığı paket yapacağım, bekleyeceksiniz" iması yaparsın kibarca, gerek yok derler. 4 kilo az sonuçta.

iyi uçuşlar :)

thy'den ziyade, airport daki gorevliler - firma filan giciklik yapiyo.
alinan para da onlara gidiyodur.

4 kilodan birsey olmaz. olsa bile cebini yakmaz 4 kilonun cezasi.

Evet hiç sorun olmadı hatta benim trttığımdan daha bile ağırmış... Mutluyum evimdeyim, ayrıca;
@sivrisinek, gayet de insan tırsabiliyor, mesela bu öğrenci insana millerle alınan bir hediye bilet söz konusu olabiliyor...

bunun türkiyeye shipping'i yok galiba. olsa ben de düşünürdüm. fotolar gerçek gibi ama ürün de gerçek çıkar mı bilmem tabi. :))

adamin yarim milyon satisi var. orjinal olmasa bile sorun cikacagini zannetmiyorum. worldwide ship diyor ve turkey exclusionda yok. yollar sanirim. ama 38$ kargo biraz fazla gibi

Shipping hakkaten fazla ama üzerine ekleyince yine de Türkiyedeki satış fiyatından ucuz.Kargo sırketını kendımız secemezmıyız?

fabrikada tek bir düğümeye basarak binlercesi üretilen bir ayakkabı orjinal olamaz...

orjinal demek eşi benzeri olmayan demektir..

sebago bu aralar markafoni tarzı alışveriş sitelerinde bolca cıkıyo fiyatları bu civarda hep tabi 38$ kargo yok.

sadece yeni bilgisayarla verilir yazmasının nedeni size bilgisayar temin eden firmanın bazı anlaşmalarla bu yazılımı ucuza getirdiğini gösterir. yani rafta duran yazılımla aynı paraya satamaz aslında (satarsa manyak kar etmiş oluyor çünkü =) )

siz verdiğiniz paraya ve yazılımın orijinalliğine bakın sadece, gerisi sizi bağlamıyor.

oem olan daha ucuz ama mesela vatan bilgisayar bunu neden internet sitesine koyup satıyor onu anlayamadım zaten.

oem vista ya 32 bit ya da 64 bit gelir, ikisinden birini install etme opsiyonun yok. oem vista anakart ile eslenir, yani kalkip ikinci kere ayni bilgisayara install edebilirsin ama mesela baska bir bilgisayara ya da anakarti degistirirsen ona yukleyemezsin. (teknik olarak microsoftu arayip anakartim patladi dersen belki kaytarabilirsin bir kerelik, ama ayni validation eski anakarttan yapilirsa birinden biri ortada kalir.) bir de customer support yok, pakedi actigin zaman geri veremezsin. herkes oem software kullanabilir, "sen bilgisayar ureticisi degilsin sana satmiyoruz" diye bir sey yok..

oem windowsu anakartla esleme gibi bir durum yok. tek bir oem key i 4 bilgisayarda kullaniyorum. angelofdeath in dedigi gibi durum. bilgisayar ureticileri toplu anlasmalar ile laptoptaki windowsun lisansini 1-2$ gibi bi paraya aliyorlar microsofttan. dolayisiyla bunu box gibi 160$a satarlarsa katiksiz kar yapmis olurlar. vatanin yaptigini tam olarak bilmiyorum. belki netten pc toplarsaniz yanina da o oem windowslardan alabilmeniz icindir. tek olarak onu satiyorlarmi bilmiyorum. satiyorlarsa bi illegallik olabilir.

google chrome'da ctrl+shift+N ile gizli moda geçebilirsin.

cık, gizli mod firefoxta da var cookie leri saklamıo geçmişi siliyor falan. ben nereye girdiğim bilgisinin dışarıdan erişilinebilmesini engelleyebilcek bir yontem soruyorum.

sizin paketlerinizi tasiyan her routerdan bilgileriniz ogrenilebilinir. tabi adminler sizin ne yaptiginiz ile ilgilenmezler cok daha onemli isleri vardir. navige falan da kar etmez. sonucta navige e paket ulastirilmasi icin de routerlardan gecmeniz gerekiyor. ssl baglanti kullanirsaniz datalariniz sifreli olarak gonderileceginden paketlerinizi alan birisi icini goremez. bu belki bir cozum olabilir ama istenirse bu da cozulur. ama kimse bunlarla ugrasmaz. "benim durumum farkli, beni takip ederler" diyorsan illegal islerle ugrastigini dusunurum ama bu tur islerle ugrasan kisiler de kendilerini nasil gizlicegini iyi bilirler, baskalarina sormazlar

asil navige veya tekil proxy gibi cozumlerle internette yaptigin seyleri baskalarina tepside teslim etmis olursun.

Bakman gereken sey: (bkz: tor)

Benim demek istediğim internete baglandıgım routerdan bilgilerimin öğrenilmemesiydi, crucio sagolsun cok guzel acıklamış.

teşekkurler.

oruç tutmazlar sanırım. sonuçta ülkelerini temsil ediyorlar dinende caiz olması gerek diye düşünüyorum zaten onlara gerekli mercilerden fetva gelir tutmayın günahı yoktur diye.

oruç tutmuyorlar genelde isteyen sonra tutabiliyor nede olsa dinen geçerli bir mazeret olabilir sanırım.

genelde seferi oluyorlar zaten. o yuzden onlara farz olmamis oluyor. muhtemeln maclari oldugu gunler tutmuyorlardir.

ispanyada maç günleri oruç tutan oyuncular var.kanoute keita benzema toure kardeşler falan bunlar hep tutuyorlardı baya olay olmuştu hatta.

biliyorum insanlar sevmiyo ama simit saraylarında falan var bunlardan sanki.

gerçi aradığın sandviç değil, ekmek galiba. onu bilmiyorum.

kumrucu huseyin vardi ama kapatmis istanbuldaki dukkanlari yaziyor sozlukte.

kumru benzeri şeyler bulursun ama orjinal kumru ekmeği İstanbulda bulunamadığından (yada ben bulamadım) ancak benzerleri ile idare edebilirsin. hatta madem benzeri ile idare edeceksin evde kendin yap daha sağlıklı ve temiz.

Şu ana kadar ben de gerçek kumru ekmeğine rastlamadım.Boyoz da yok zaten doğru dürüst.Bır de neredeyse 365 gün yağmur yağacak bu şehirde.İzmiri özledimmmm:(

bulursan bana da haber ver :)

civic?

focus

bütçe?

40 45 arası. incelediğimde mazdada ki özellikler ve fiyat çok iyi.
40bin liraya aldığın araba hondada 47bin lira.
2. el düşünmüyorum.
yardım pls.

vw jetta, iç makyajlı kasa.

yenisi geliyor gibi ama yine de iç makyajla beraber çok güzel otomobil. (golf 6 kullanıyorum, aynı içleri)

skoda octavia, incelemekte fayda var.

skoda octavia +1, elegance donanım paketi ile alınmalı.
hatta 47.200'e skoda superb'in baz modeli düşünülebilir.

tabi şöyle bir durum var ki iki araç da sedan değildir. liftback olarak geçer.

bad company 2 modern warfare2 tadinda

crucio +1

bir de frontlines diye bir oyun var hikaye olarak çok ahım şahım değil ama en azından oynamaya değer güzel bir modern savaş fps si. baya güzeldi ve sistemin de kaldırır diye düşünüyorum.

amerikaya gitmişken neden imac yerine sony ile dönüyorsun?

hocam onu da cok dusundum. ama imac autocad, sap2000, probina vs. tarzı programlarda uyum sorunu yasıyor. windows yuklemek gerekiyor. onun icin ayrı para. 4GB ram hem windows hem mac os icin yetersiz kalıyor. 8gb yapmak gerek. onun icin de ayrı para. kendisi zaten $2200. $2600 dolarla falan cıkıyorum isin icindn. cok pahalıya patlıyor.

sorunsuz bir makina, ciddi bir teknik destek ve makul bir fiyat performans oranı istersen dell e gözatmanı tavsiye ederim. bir kez aldım o gun bugundur cok sadık kullanıcısıyım.

design diyorsun, uzun omur diyorsun. direk mac al derim sana. ha apple istemiom dersen de vaio derim. vaiolar her zaman diger markalara gore pahalidir. cunku marka degeri var tipki apple gibi. ayrica ekran kalitesi olarak da kimse vaio ile olcusemez. verdigin linktekinin blueray i var bilmem farkettin mi. sirf blueray drive bile 300$ ekletir bilgisayara. ayrica ekrani full hd, 1gb dedicated ekran karti hafizasi var ve camerasi face-tracking yapiyor. klavyede isiklandirma goremedim ama touchpad'i multi touch destekliyor.

bunu alacaksan sonystyle dan al derim, netten. bazen ozel kampanyalari oluyor. ayrica outlette de aynisini daha ucuza bulabilirsin.

bilgisayar iyi gibi. amerika fiyatlarına göre iyi midir bilemiyorum ama.
diğer ürnlere göre ekran kartı daha iyi sadece sanırım.
ekran kartı da (gt330m) ortalamanın biraz üstü bir ekran kartı, öyle ohaness süper değil.
onun dışında özellikleri oldukça iyi.

best buy tavsiye eder misiniz?

cevap soruda gizli. avrupani ebay'i ve amazon'u. ebay.co.uk, amazon.co.uk yada hangi ulke ise

ingiltere icin: ebuyer.com'dan pc topladim 3-4 ay once. amazon.co.uk'den 200 pound daha ucuza geldi asagi yukari. denk, muadil falan degil, birebir ayni parcalar. kasa haric. o da o kadar fark yaratmaz zaten.

ya
bunlarda agps var asisted gps o nedenle bir bağlantıya ihtiyaç duyuyor olabilir. tamamen bir yerimden salladım mantık çerçevesinde :/

agps ve başlangıçta internet bağlantısını kapattım. hani bağlanmaya çalışıp bağlanamıyoyum diye vazgeçmesin diye. hala öyle.

yalnız şöyle bir şey var galiba, iç mekanda olduğum için olabilir mi? pencerenin kenarına koyunca buldu. aa bulmuş diye elime alınca yine gitti.

ya aslında bir kaç yerde telefon yorumunda (n97 deyil de başka modeller için) okudum o olayı evdeyken göstermiyo, ya da evdeyken iyi göstermiyor gibi şeyler.

gps konumunu bulabilmesi icin uydularla iletisim kurmasi lazim. e bunun icin de bi zahmet gokyuzunu gormesi lazim. dolayisiyla kapali mekanda tabiki bulmaz.

bence de çok ama piyasa normali gibime geldi..

az bile aslına bakarsan.

normal

100 dedigin ne? tek ders mi? 10 dakika mi 2 saat mi nedir?
1-2 saat arasi bir ders ucretiyse eh normal.

100 tl = 1 saat. Ama bir öğretmen klişesi olarak ''tabi o bir saat bizim konuyu bitirmemize bağlı; bir saat 10 dakika da olur bir buçuk saat de''

yeri geldiginde espri yapip hep beraber gulme imkani da varsa iyi. saka bir yana, eh bel bukecektir biraz haklisin, ama madem okul icinden biri, yapacak bir sey yok gibi. cok abarti bir fiyat degil onu diyebilirim anca.

Tırt bir ingilizce dersi için saati 150 lira alanları gördüm. Sizin durumunuzda çok değil bu para. Burada sadece ders için değil, referanslar, belirli bir sınava uygun hazırlama gibi şeylere de para ödemiş oluyorsunuz..

gayet çok. ben şu fiyata bu fiyata veriyodum diyenlerin verdiği fiyat da çok. bu işler tutturabildiğine, başarılı bir öğrenciden çok daha uygun fiyata özel ders alabilirsin, eğer başlangıç aşamasındaysan çak da fark etmez.

maaşların belli olduğu bir ülkede bu fiyata az bile demek vicdansızlık. öğretmenlere karşı saygısızlık yaptğım düşünülmesin, zira ben de o gruba dahilim, ancak fiyat budur işine gelirse deyip, eğitimi meta haline getirenlere çok sinirleniyorum.

gayet normal. üstelik ders süresinde esneklik yapabileceğini de belirtmiş. konservatuvara giriş sınavlarına hazırkanırken iyi bir hocadan ders almak çok önemli. 5-10 lira az vericem diye düşünüp amatörlerle harcama kendini derim. işin tekniğini yanlış öğrenirsen sonra düzeltmek için çok uğraşır, zamanından yersin. üçe beşe pek bakmaman gerekiyor sanırım bu amaca ulaşmak için.

100 e az mı diyorsunuz siz hangi dünyada yaşıyorsunuz? konservatuar sınavı için piyano hocasından özel ders ve 100 tl fazla ha?

üstelik okul hocası dediğin doçent olmuş profesör olmuş adam. ömrünü bu yola vermiş bir uzman.

"ya ne olacağdı?" 30 lira mı alacaktı? pehh..

evet sıcaktan elektronik parçaların ömrü kısalır..

edit: kısalmıyormuş hacı ahaha

Eğer zorlu bir işlem yapmıyorsa, öyle boşta duruyorsa pek problem olmaz, 1 hafta, 1 ay açık kalabiliyor rahatça.

ya kalır da daha erken bozulur hani?

"Sıcaktan elektronik parçaların ömrü kısalır" demek bir şey ifade etmiyor. Misal kingston ram'ler ömür boyu garantilidir. hadi 50 sene olan ömrünü kısaltıp 25 sene yapsın, kullanıcı açısından neyi değiştirir ki bu? Bir bilgisayar taş çatlasın 5 sene kullanılıyor, bu 5 senenin 3 senesi boyunca açık olması ile 4 senesi boyunca açık olması arasında parçaların ömürleri açısından teorik olarak bir fark oluşabileceğini iddia edemeyiz. "Ben para verdim buna 20 sene kullanmalıyım" diyorsanız, idareli kullanın tabi :)

bisi olmaz. sicaktan elektronik parcalarin zarar gormesi icin 80-90 derecelerde olmasi lazim. bosta birakip gittigin bilgisayar da o sicaklikta calismaz zaten. simdiye kadarki hicbir bilgisayarimi mecbur kalmadikca kapatmadim. hicbir sorun da cikmadi. tatile giderken masaustu bilgisayarimi acik biraktigimi bilirim. 1 ay boyunca restart bile gormedi. blackdog'un dedigi gibi zaten kullanacagin en fazla 2-3 sene. bu kadar kisa surede hicbirsey olmaz.

sicaktan bi bok olmaz (tavsiye edilen calisma sicakliklari arasinda olacagini varsayarak tabi) ve zaten bilgisayari sik acik kapatmak iyi degildir ilk acilistaki son devrelerin omrunu sicaga gore daha cok kisaltir. Serverlara bakarsaniz hic kapanmadiklarini gorursunuz.

elektronik aletler 24 saat çalışmak için minima ve maksimaları belirtilerek tasarlanmıştır. gerekli soğutma (veya sıcaklığı) sağlarsanız sorun olmadan çalışabilir. örneğin tozdan pislikten fanlar yavaşlarsa aşırı ısınmadan sıkıntı yaşayabilirsiniz. örneğin havaalanlarında çok güçlü serverlar vardır ve bu server odaları klimalarla kontrol edilir, bozulma ihtimalleri olmamalıdır bile.

restart dışında aylardır kapanmıyor benim bilgisayar, rahat bir sene olmuştur ve hiç bir sorun yaşamdım. yalnız mönitör için aynı şeyi söyleyemem kullanmadıkça kapalı dursun.

120cc ye kadar olanlar icin gerekmiyor diye biliyorum ben. bi ara bununla ilgili kanun cikacakti. cikti mi emin degilim

bazı yerler plakası olan her araç için gerekir diyor. bazısı 50 cc ye kadar gerekmiyor diyor.
tam net bir cevap alabilsem süper olacak.

Karayollari Trafik Kanunu şoyle demiş:

"Motorlu bisiklet : Silindir hacmi 50 santimetre küpü geçmeyen, içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50 Km'den az olan bisiklettir.

"A1" Sınıfı Sürücü Belgesi, Motorlu bisiklet kullanacaklara,"

bu iş için A1 ehliyetine ihtiyaciniz var demektir.

çoluk çocuğun kullanabildiği bir araç olması ehliyetsiz kullanılabileceği anlamına gelmiyor. sonra ceza yiyince ağlamayın.

kanun açık. motorlu bisikletler A1 sınıfı, motosikletler A2 sınıfı ehliyet kullanır diyor. motosikletin ne olduğunubiliyoruz. motorlu bisikleti de helenart yazmış işte. tam olarak 50cc'nin altındaki motosikletlere deniyor.

kanunen A1 sınıfı ehliyet almanız gereklidir. ha polis nasıl olsa bir şey demiyordur belki, onu bilmem. bu, ehliyetsiz kullanmanın doğru olduğu anlamına gelmez. adamm kanun maddesiyle hukuki dayanak gostererek gerekli diyor, siz çıkıp "çoluk çocuk motoru onlar, gerek yok" diyorsunuz. çok alemsiniz.

Coluk cocugun altindaki motorlar genelikle 100 veya 150 cc'lik cin malı scooter olmakla birlikte hepsine ehliyet gerekiyor.
B ehliyet ile sürülebilmesi de direk yalandır. Yaz aylarında ise haftada 2-3 kez çevirmeye denk gelinebilmektedir.

50 cc ve altı birşey düşünüyorsan elektrikli motor da işini görür demektir, ehliyet ruhsat vergi sorunu yok alıyorsun biniyorsun : )

sensodyne

sensodyne değişik versiyonları var florid olan fazla kullanılırsa dişleri sarartır. onun için 1 ay kullan bir ay kullanma dedi cerrahpaşa da prof. kadın. ben colgate ve sensodyne ı kullanıryorum.

not: beyazlatı etkisi olanlar diş minesinde aşınma yaptığından kullanılmasından kaçınmak lazım gelir.

sağlıklı gülüşler dilerim.

(bkz: paradontax)

surekli ayni dis macununu kullanmak iyi degil. arada bir degistirmek lazim. 1er ay arayla farkli dis macunlarini kullanirsaniz daha iyi

diş hekimi arkadaşıma sormuştum aşırı hassasiyet vs yoksa kayda değer bi farkları yok, ben tadını sevdiğimi kullanıyorum demişti. diş fırçası için de aynı şeyi söylemişti bilmemkaç açılı olanlar, bilmemkaç kat pahalı olanlar daha ii diye bişey yokmuş, fırça kısmı küçük olursa arkalara daha ii ulaşırmış ona dikkat et demişti bi tek.

elbette hepsi. dönüşümlü olarak. diş hekimleri reklamlara çıkıyor malum. hepsi de hekim ama farklı "marka"ları öneriyor. aynı etken maddesi olduğu halde farklı "marka" ilaçlar yazmaları gibi.

edit: hekim yerine heim, etken yerine etlen yazmışım.

glister kullan hepsinden daha iyi.

clinomyn var. süper.

sigara kullaniyorsaniz clinomyn'i oneririm.

tadina katlanabilirsen paradontax

benim de diş hekimi arkadaşım "diş fırçalamanın %95'i mekaniktir, miden kaldırırsa istersen sabunla fırçala, macunun çok bir etkisi yok" dediydi. ona göre diş ipi kullanma alışkanlığı çok daha sağlıklıymış.

sendsodyne kullanıyorum bende ama ilaç gibi bir şey oda doktor söylüyor git şundan yada bundan al diye.sen en iyisi bir daha git doktora .

markadan markaya degisiyor ama piyasamizda hizmet veren firmalarin cook ama cok buyuk bir bolumu uluslararasi garantiyi kabul etmiyor. bunun sebebi distributorlerin kdv belasi. kisaca y.disindan alinan urunlere garanti vermek istemiyorlar. zaten y.disindan alinan urunlerin cogunda uluslararasi garanti belgesinde hizmet verilen bolgeler kisminda turkiye yer almiyor. guvenmeyin kisaca ona.

markadan markaya degisiyor. dell, msi, apple in garantileri burada gecerli. asus da bir ara gecerliydi ama artik gecmiyor sanirim. vaiolar avrupadan alirsaniz gecerli, amerika versiyonlarinin garantisi gecerli degil.

toshiba'nın da vardı sanırım öyle bir şeyleri. extra ücrete tabi olabilir yalnız.

ilgili markanin garanti politikasina bakin. abd menseli mac'imi turkiye'de cok guzel tamir ettirdim.

teşekkür ederim arkadaşlar çok güzel bilgilendirdiniz.

kullanıcı az oldugundan daha az error veriyordur.

direk kullanıcıyı domaltmaya yönelik bir zımbırtı olduğu için olabiler.yada avrupalılar daha klas bir teknoloji kullanıyordur.bu ülkede başarılı şeylerin olacağına veya herahngi bir alanda ecnebilerden daha başarılı olacağımıza inanasım gelmiyor.

Avrupa'da çok yerde gprs yokken Telsim edge kuruyordu mesela.

Bazı GSM teknolojilerinde Türkiye nadir de olsa dünyadan daha ileride. O da cebe çok meraklı olduğumuzdan, bu örnekte de internet ülkede çok büyük pazar payı oluşturduğundan. Aslında ihaleler 1 yıl gecikti, yoksa çok daha iyi pozisyonda olabilirdik.

yea simdi bu kısma inanmadım ben, hspda denen 3g teknolojısı yıllardır isvecte sunulan bir hizmet. yıl basından beri de 4g kullanmaya basladılar ve yayılıyor. bu mu ilericilik ?

bir de soyle olaiblir, isvecte 4g kullanılırken adam romanyada 2g yı zor kullanıyorsa ab ortalaması elbette dusuk cıkacak.

avrupaya gore cok daha gec 3g ye gectigimiz icin kullanilan aletler daha yeni oluyor. dolayisiyla cok daha iyi bir hizmet alinabiliyor. ayrica kullanici sayisi da daha dusuk. ve gercekten turkcell'in kalitesi cogu avrupa ve amerika gsm sirketinden daha iyi.

bildigim kadariyla 0800 ler cepten aranamiyor yada ozel olarak actirmak gerekiyor. sabit telefondan aramaniz lazim

eğer türkiye içi ise fazla rakam var

www.logitech.com sitenin sağ tarafında bu numara yazıyor google dan araştırdım forumlardada hep bu numarayı aramışlar.

logitechin mail yolu ilede çok çabuk geri döndüklerini duymuştum problemlerde.

bi arkadaşa arattım evden, numara ev telefonuna cevap veriyor problem solved.

rayban falan değil, rey ben.

rey ben değil,ray ban.ray ışın,ışık anlamında ban ise bildiğin banlamak anlamında diye biliyorum ben.

@pazu, "ray" ile "ban" nasil okunuyor ki zaten de reyben degil?

harbiden ya :S rey ben diye okunmuyor mu? benim de aklımı karıştırdınız.

"reban" diye okuyor frankofonlar

reey beean
kaynak: seslisozluk.com - ray ve ban ayrı ayrı aratılır, ayarlarda "sesli" seçimi unutulmaz.

google translate reyben diyor

x-ray dediğimiz şeyi nasıl okuyoruz?? iks-rey değil mi, yani iks-ray diye bir kullanım yok..

peki yarı türkçeleşmiş ve internette sıklıkla kullanılan ban kelimesini nasıl okuyoruz, yazıldığı şekilde ban diye, banlamak filan..

o zaman şöyle diyoruz, reyban..

illa amerikanlar gibi seslendireceğiz diye bir kural yok. birçok ürünün adı biz onu nasıl kolay seslendiriyorsak öyle kalır. simens zaymıns örneğinde olduğu gibi..

amerikan markası olduğuna göre, o dildeki gibi okunmalıdır. açık e ile (a e arası bir ses) rey ben.
türkçedeki kapalı e ile değil.

zaymıns da denmez zaten
siimenz denir). :)

zaymıns diye amerikalı der. :P

sanki amerikalılar bizim bir markamızı türkçedeki gibi seslendiriyorlar. her ülke bir makayı kendi sesletim özelliklerine göre seslendirir. bunu bilmek için allame olmaya gerek yok. türkçede bizim kurallarımız geçerlidir, amerikalılarınkiler değil..

ve ayrıca türkçede kapalı e diyerek çoğunluğun bilmediği, bu nedenle a ile e arasındaki bir ses olduğunu sandığı bir sesi örnekleyemezsiniz. kapalı e sesi bir morfemdir ve arkaik bir sestir. günümüz türkçesinde karşılığı olmayan bu sesle herhangi bir sözcük sesletilemez. günümüzde çok az sayıda türk topluluğu bu sesi kullanır ve onlar da yabancı sözcükleri sesletmek için değil kimi anlam ayırtıları üretmek için bunu yaparlar.

bir markanın adını doğru telaffuz etmek istiyorsan, üretici ülkenin koyduğu adı söylemek durumundasın.
bunun türkçe kuralı ile ilgisi yok.
türkçe bu okunuşu bozuyorsa, okunuşun doğru! olduğu anlamına gelmez.
yabancı kelimelerin nasıl okunacağına dair türkçemizde "yazıldığı gibi okunur" kuralı vardır. bunun için de aynı şekilde "okunduğu gibi yazılır" kuralı olmalıdır. vardır ama uygulanmaz. çünkü global dünyada markaları yazıldığı gibi yazmak zorundayız.

bir marka! için bunlar geçerli olamaz.
mesela hintliler ülkelerine baharad diyor
biz hindistan diyoruz.
bu tip şeylere "transliterasyon" denir.

markada transliterasyon yapmak da öyle kolay değildir.

şarja herkes şarz zarş zarş bile dese
o şarj diye okunur :) fransızcadan edindiğimiz bir sözcüktür. kapiş :)


bu işin en iyi çözümünü japonlar bulmuştur. yabancı kelimeleri yazmak için başka bir alfabeleri vardır. bu sayede hangi laf japonca diildir bilirsin bunu. okunuşu da dilleri döndüğü kadardır. çünkü l harfi gibi bazı sesleri kullanamazlar, çünkü dilleri (ağzılarındaki dil yapısı) buna uygun değildir. aynı bizim gibi. :)

ben her markayı her lafı doğru okuyorum of ne müthişim gibi bir iddiam yok, yanlış anlaşılmasın, ben bildiklerimi söylüyorum.

aynı tartışmaları arkadaşlarımla da yapıyorum.
mesela türkçede bildiğimiz bazı laflar, kendi dillerinde çok farklı yazılıyor.
aziza mustafa zadeh örneği
bildiği azize mustafazâde olmasına rağmen yazıldığı gibi okuyoruz, h yi vurguluyoruz.

bunlar karmaşık durumlardır netekim, "herkes böyle okuyor, doğrusu bu" diyerek genelleme ile çözülemez.

transliterasyon bir dildeki sesi başka bir dilin alfabesine aktarmaktır, yani sesletimi en yakın biçime getirmektir: bu anlamda transliterasyon sizi değil beni destekler.

şimdi o kadar çok örnek var ki.. volkswagen firması bunun reklamını bile çekti. yaklaşık olarak folksvagın (çok sayıda uzatma ve vurgu-tonlama var bu birleşik sözcükte) okunan bir markanın adı öylesine uzak geldi ki türkçeye, insanlar vosvogen, volsvagen ve hatta vosvos diyerek yerelleştirdiler bu markanın adını.. önemli olan nasıl okunduğu değildir zaten.. yazımı standart olduğu sürece sesletim bölgeden bölgeye, hatta küçük gruplardan kişilere kadar küçük ölçeklerde değişebilir.

yav sen istediğin kadar değiştir.
yine de folksvaagın diye okunur doğrusu. çünkü folks adam demektir vagın da araba, araç, eski tip atlı araba bile demektir. bunların anlamını bilirsek, söylememiz daha kolay olur, çünkü yabancı dillerde çoğunlukla okunuş türkçeye uymaz. onlar da okudukları gibi yazar, ama aynı sesler için farklı heceler türetmişlerdir, ay yordun beni :)

arkadaş da "doğrusu" nedir diye sormuş?
eh doğrusunu en iyi üreten ülke bilmez mi?

bir alman gelse folksvaagın okunur dese, ona hayıııırrr biz vosvos diyoruz öyle diycez daha çok hoşumuza, kolayımıza gidiyor mu diyeceksin?

isteyen istediği gibi okusun, iletişim gerçekleşiyorsa benim için sorun değil. dil, insan kadar canlı bir organizmadır, değişimlere açıktır. :)
ama bu doğru okunuşu de-ğiş-tir-mez.

umarım anlaşırız, çünkü aynı şeyden bahsediyoruz.

bak mesela örnek vericem
matmazel diyoruz di mi
mademoiselle diye yazılır.
kimse ma-dem-o-i-sel-le diye okuyor mu?
hayır
matmazel diye okunuşunu söylüyoruz di mi?

senin bu dediğin
ma-dem-o-i-sel-le diye okumakla aynı kefede oluyor. anlatabildim mi?

bakın yine aklınız karışmış.. aziza mustafa zadeh diye yazıyor çünkü uluslararası bir sanatçı kendisi.. batı dillerinde doğru seslendirilebilecek tarzda yazmaya çalışıyor.. bizim dilimizde zadeh'in karşılığının olması o adı dilediğimiz gibi sesletebileceğimiz anlamına gelir ancak yazmak istersek zadeh yazmak zorundayız.

her konuda bilgi sahibi olunabilir ancak dil konusunda çok kapsamlı bir altyapı gerekir. ben türkçenin filolojisini okudum. bunlar çok karışık durumlar değil.. yalnızca çok uzun bir sürece yayılmış, geniş bir coğrafyanın olağanüstü bir verimidir türkçe..

volks adam değildir.. volk halk demektir.

kardeşim ben de uygulamalı dil okulu mezunuyum yani ne var? sidik mi yarıştırıyoruz?




aklım filan da karışık değil.
arkadaşımla bunu tartışıyoruz dedim
ben de senin dediğini savunuyorum ona karşı. kadın adını nasıl söylüyorsa biz de öyle okumalıyız diyorum. ve emin ol kadın adını aziza mustafazaade diye okuyor çünkü adı azize mustafaoğlu :)
amerikalının avrupalının dili buna dönmüyorsa sorun kadının adının okunuşunda değil, okuyamayanlarda.

halk dediğin de adamlardan oluşur
folk diye tek kelime ile kullanırsan ingilizcede adam demektir, aynı kökten gelmedir
almanca bilmediğim için sana sözlük karşılığı veremediğimden kusuruma bakma :)


kapsamlı altyapının hası bende.
gel güçlerimizi birleştirelim voltran olalım :)
bu konuyu da tatlıya bağlayalım.
nasılsa engin bilgimizi tüm duyuru ile paylaştık di mi :) artık ben çekiliyorum bu tartışmadan. çünkü karşıt görüşlerde değiliz, tartışmanın anlamı yok.

ayrıca bana türkçeyi övmene gerek yok.
anadilimi en az senin kadar seviyor ve korumak istiyorum ben. :) reyben okuyunca türkçeyi korumuş olmuyosun yalnız bunu da belirteyim de.

şimdi tümden gelim yapsak...

iddianız yabancı markaların yazıldığı şekliyle türkçe okunması mıdır? yoksa halkın ağzı nasıl alıştıysa öyle okunması mıdır?

eğer ilkiyse zaten çok saçma, mcdonalds'ı nasıl okursunuz merak ediyorum.
şayet ikinciyse, rayban'ın rayban olarak okunuşunun oturduğunun kararını siz mi veriyorsunuz, ya da kim veriyor? ben hayatımda rayban diye okumadım mesela.

sizin türkçe konusunda engin bir bilginiz yok.

dil üzerine yaptığımız her akıl yürütme türkçemizi biraz daha açımlar, geliştirir. tartışma için teşekkür ederim.

@desdinova

ben "ray-ban okunur" demiş miyim hiç?

iyi de :)
ray banin doğru okunuşu ile ilgili türkçe konusunda engin bilgi sahibi olmak gerekmiyor ki?
ingilizce telaffuz bilsen yetiyor.

sen engin türkçe bilginle hayatına devam et.
ben ray ban demiycem :)
rey ben diycem. türkçedeki kapalı e ile :)
ray ban diye de yazıcam.

amma tartışmaya dönmüş okumaya bezdim, kendi cevabımı vereyim.

memlekette herkes ingilizce bilmiyor. bilmek de zorunda değil. üstüne üstelik forum kültürü gibi bir kültür var ki ingilizce bilmeyenlerin, bilse bile çoğunluğa kapılıp bildiğini bile unutan bir çoğu okumayan yazmayan bir güruh var.

doğru okunuşu rey ben şeklindedir. tam e değil ama a ile e arasındaki bir ses ile. raey baen gibi.

ray ışın demektir. x-ray'de olduğpu gibi. rey diye okunur. ban engellemek demektir. ben diye okunur. ama tabi kamera anlamına gelen cam kısaltmasını forumcular kem diye okumaz. yazıldığı gibi "cam" der. mikrofonun kısaltması olan mic kelimesini de mik, mayk falan diye okumaz, yazıldığı gibi "mic" derler. dolayısıyla bu adamlar engelleme anlamına gelen "ban" sözüne de "baen" demez, doğrudan "ban" der. oyundaki bölümlere levıl değil, level derler. açık arttırma sitesine iibey değil yazıldığı gibi ebay derler.

o yüzden ray-ban markasını da rey ben diye değil ray ban diye okurlar. çoğunluk böyle okuyunca da şüpheye düşersin doğru okunuşu bu mudur diye.

efendim

örneğin
mısır'a biz mısır deriz.
ingiliz egypt der.
mısırlılar da mısr der.

sen mısır'la ilgili türkçe bir yazıyı ingilizceye çevirirken egypt yazarsın.
bu durum özel adların transliterasyonu, yani bir dilden diğerine aktarılmasıdır. her ülke özel adları kendine göre benimser. ancak bu durum markalar için geçerli değildir, çünkü adı üstünde markanın ismi dünyanın her yerinde aynı yazılmalıdır ki marka olsun.

bir sefer daha bu durum tartışıldı duyuruda.
eskiden yabancı isimler türkçeye okunduğu gibi aktarılırdı. ankara'daki can f. kenedi caddesi tabelasını görüp "can" adına gülenler bu duruma şahittir.
ama artık o devirler geçti. özel isim ve marka adlarını (türkçe'de karşılığı kalıplaşmamış ise) uluslar arası normlara göre yazıyoruz. (yani ingilizlerin okuyabileceği şekilde)

mesela eskiden gazetelerde, kitaplarda vaşington yazarlarmış. rastladığım bir laf. veya şikago.
artık böyle yazmıyoruz maalesef.
washington'dan bildiriyor diyoruz.


mesela ben de yabancıların "turkey" demesine karşıyım. türkiye desinler istiyorum. ama yaptırım gücüm nedir? 0

bu da böyle bir tespit. belki meramımı anlatabilirim diye.

ray-ban diye okuyana bir şey demem. madem transliterasyon var diyorsunuz bakın bakalım yabancılar türkçe insan isimlerini, yer isimlerini nasıl okuyor?

rey ben diyorum. isteyen istediğini der.

galat-ı meşhur lügat-ı fasihten evladır

Yahu ne uzatmışsınız okumaya gözüm korktu. Ara youtube'dan falan bir yerden bu markayla ilgili reklam olur ropörtaj olur, bul konuşan birisini, nasıl telaffuz ettiğine bak olsun bitsin.

@esref: ben de öyle biliyordum, o da hemen hemen aynı şeyi söylüyor fakat böylesi de varmış. bu durumda hangi şekliyle daha çok kullanılıyorsa o yeğlenmelidir deyip müthiş bir tutarlılık örneği sergileyeyim bari :)
bir de fotoşop-fotoşap var. fotoşap ve nayki aynı cümle içinde kullanılanda çenede kırılma etkisi yapıyormuş.

yazılanalrı okudum ve budnan sonra stek havs a steak house dicem.

olayın iki yönü var:

1) o markanın kendi dilindeki okunuşu.

2) o markanın-ki bu genelde global markalarda çok yaşanır ve reklamlarında bile yansıtılır- yerel pazarlardaki tüketicilerce farklılaştırılmış okunuşları.

ingilizcede okunuşunun bir tartışması olmaz, açılır bakılır "ray ban" nasıl telafuz ediliyormuş.

onun dışında pek çok marka türkiye'de orijininden farklı telafuz edilir. lamborghini'ye "lamborcini" denir örneğin, ve sayısız örnek, aynısı diğer ülkeler için de geçerli. o dile artık yerleşmiş şekli belki orijinal okunuşu değildir ama artık o şekilde kabul edilmiştir.

kimse livaysa levi'z de demiyor.
halbuki adamın adı levi. livay diil. :) eğlenceli örnekler bunlar üstelik türklerle ilgili de değil. amerikan markası, amerikan malı. ama kendi markasının adını esasına göre yanlış okuyor. her an olabilen bir durum. hehehe

birşeyi çok kişinin yapması, o şeyin "doğru" olduğu anlamına gelmez. ve genel geçer bir kural olarak görülemez tabi bu yüzden.

benim rey ben denecek diye inat ettiğimi sananlar avcunu yalasın.

rayban diye okurum.

nayk degil de nayki diyeni de ortamda barindirmam. dovebilirim bile, gucum yettigince.

amma konuşmuşsunuz lan rey ben işte. ingilizce bilmeyen eski topraktan bu yana gelen bi mallık sonucu ray ban diye oturmuş oggadar.

@kediebesi: (bkz: `evla`) (bkz: `yeğ` )
tercih etmek, üstün tutmak vs. var ama hiç "doğru" göremedim ben burada, nereden çıkmış acaba, allala?

bildiğim kadarıyla sizinle mülakatı yapan kişi genellikle bağlı olarak çalışacağınız kişi değil de bir ik cı olur. haliyle mülakatınızla ilgili gerekli notları alır ve ilgili birime değerlendirmek üzere gönderir. bağlı olarak çalışacağınız kişi dahi mülakat yapsa sizi işe almaya tek başına yetkili olmayabilir.

yani sözün özü her sınav gibi mülakat da bir sınavdır ve yapıldıktan sonra ilgili kişilerce değerlendirmeye tabi tutulur. bu değerlendirme süresi de başvuru sayısına, pozisyona, şirkete göre değişir elbette.

sadece sizinle mulakat yapmiyorlar. sizden once ve sonrasinda da gorustukleri kisiler oluyor. butun adaylarla gorustukten sonra hepsini bir degerlendirip en iyisini aliyorlar.

@crucio

sadece benimle mülakat yaptıklarının farkındayım.
fakat 3 haftanın mantığı nedir ?
misal biz 15 kişi mülakata girdik ?
3 hafta biraz fazla değil mi ?
yani aslında sormak istediğim bu süreçte baktıkları şey hevipeyra'nın dedikleri dışında başka bişey var mı ?

benim tercihim fabia olurdu. hem motoru clio'ya göre daha iyi, hem de clio'dan daha aksesuarlı ve yenidir. ama 2000 2001 clio'ya 15 vermeyeceksiniz herhalde, o yüzden fabia biraz daha pahalı oluyor. ayrıca dediğiniz gibi parçası daha pahalıdır renault'ya göre ama bence memnun kalırsınız. sonuç olarak bence bütçeyi zorlayıp şöyle 2006 güzel bir fabia sizi 2000 2001 clio'dan daha mutlu edecektir..

fabia alınır, niye manyak olasın. donanım ve fiyat içine siniyorsa al gitsin. 12 yıldır şıkoda kullanan bir bünye olarak (6 yıl favorit, son 6 yıldır octavia) sorunsuzluk ve kalite bakımından paranın karşılığını alacağını garanti edebilirim.

her türlü reno

punto: (aradıklarından daha donanımlı ve 2. eli hareketli)
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com

focus: (aradıklarından bir üst sınıf)
www.sahibinden.com

colt: (sorunsuzluğuyla ünlü)
www.sahibinden.com

astra: klasik kasa hiç eskimeyecek her zaman alıcısı var
www.sahibinden.com

uzun yıllar clio kullandım. bana hiç sorun çıkarmadı artı olarak servisi ve yedek parçası ucuzdu. elimden hemen çıktı. skoda hakkında bir bilgim yok sadece 2007'den sonraki modellerine güvenebiliyorum ve oldukça aklımı çeliyor. ancak fabia alacağına git focus al ya da astra al. madem aynı yıl daha konforlu ve üst sınır bir aracın olmuş olur. onun haricinde yukarıdaki modellere de bakmanı öneririm.


saygılar.

bu ikisi arasinda isen fabia derim. ama atrin'in dedigi gibi focus cok daha mantikli olur

@atrin

istanbul fiyatları:) ankara'da o paraya 2000 focus'u bile zor veriyorlar. hele o linkteki gibi bir astrayı o paraya almak imkansız ötesi:)

zaten opsiyonlar o yüzden daraldı.

2003-2004 fiestalara bakın bence bir de. cdizellerine bakın ama, bulunur..

2000 model Golf'e ne dersiniz?

NOT: Yanlis anlasilmasin ben satmiyorum, su siralar Golf fikri var aklimda yalnizca.

muhtemelen mp3 olarak kaydettiniz. cogu arac cd calari audio disc calar, mp3 desteklemez. nero da yada diger programlarda audio disc diye bir sey var. o sekilde kaydederseniz calar

nerde dvd yazıyor anlamadım.

Arabada cd dinlemek için neroyu açarsın, music cd özelliğini seçersin. mp3 leri sürükleyip bıraktığında o kendisi audio cd ye çeviriyor.

Dikkat etmen gereken nokta mümkün olduğunda kaliteli bir boş cd kullan ve düşük hızda yaz. 8-10x iyidir müzik cdsi yazmak için. yüksek süratle yazarsan şekil 1a açmayabiliyor bazı cd playerlar.

mp3 desteklemiyor. track olarak hazırlaman lazım. hani böle 10-13 parçayı ancak alabilen formatta. işte o nasıl yapılır, biliyorum ama anlatamam.

hangi programi kullaniyorsun bilmiyorum ama bakman gereken sey "audio disc" veya "music disc" tarzi seyler. data disc falan olmayacak yani. bir de ortalama bir cd'ye yaklasik 72 dakika sarki yazabilirsin.

Cd özelliği değil de bir de cd'yi media player'da yazdırsanız.Bazı arabalar arıza çıkartabiliyor, misal bizim araba benim Nero'da yazdığım cd'leri tanımıyordu ama Media Player'ın yazdığı cd'yi çalıyordu.

Şöyle bir şey var. Belki yardımcı olur.

www.alexa.com

(bkz: stumble upon), (bkz: delicious)

www.google.com.tr

google da en çok tıklanan siteler

feslegen sinekleri uzaklastiriyormus ben de ole duydum. pencerenin kenarina bi tane koyarsaniz kurtulabilirsiniz hem guzel bi koku da kaplar odayi

şu kov denen spreyin şimdi de aloevera'lı versiyonu var. çok güzel kokuyor, krem şeklinde, açıkta kalan yerlerinize sürüyorsunuz.

kavanozdaki raid en güzeli. kavanoz dediğim böyle minik cam şişesi var, prize takıyorsun klasik. mis. fesleğenle olacak iş değil o. ayrıca izi kalmaz ya hu. kalsa ben izden görünmüyor olmalıydım.

limonlu kokuları da sevmiyorlar.

laptopu havaalanında acmak zorunda xrayden falan gecerken actırıyorlar sadece bakıyorlar bişey olmaz merak etmeyın

macbook u ilk kez calistirdiginda gelen ekranda power tusuna basili tutup kapadinmi, tekrar actiginda yine geliyor o ekran.
bagaj bavula koyarsiniz laptopu olur biter. ustune altina giysi, bide kirilabilir etiketi bavula.

arkadasin gayet mantikli bence, laptop cantasiyla gayet rahat gelir. benim mac'im acilmis geldi ve dunyanin sonu da olmadi, garanti belgesi ve faturasi olduktan sonra ne olacak ki..

kutusu hic acilmamis olursa gumrukte acmak zorunda kalmaz. sonucta onun laptop oldugu belli olur. ben getirdim ordan biliyorum

bkz: obsesif kompulsif bozukluk

yeme bizi, sen satacaksın bu bilgisayarı...
satarken de kutusunda, hiç açılmamış, sıfır bilgisayar diyeceksin, eğer arkadaşın o bilgisayarı bir kere açarsa bilgisayar 2. el olur diye korkuyosun.
çakaaaaal

şimdi, sen pimpiriklisin tamam da, arkadaşın neden pimpirikli onu anlamadım? gerçekten de havaalanlarında bilgisayarı açtırmaları mümkün. el bagajı olarak almasa, kutusuyla bavuluna koysa, e zaten bagajlarda kilo-hacim sınırı her zaman sorun. arkadaşın da demiş ki senin gibi cins bi adamla uğraşıp amerika'lardan laptop getirdiğim halde bir de üzerine niye açılmış bu diye laf işiteceğime, getirmem daha iyi, başkasını bul sen. bence gayet sağlamcı, mantıklı, pragmatist, tuttum ben.

bir de aklıma takılan şu, el bagajı olarak alınan macbook'un yeni olduğunu farketseler bile (açılış ekranından) neden vergi istesinler? sonuçta bu kontrol işlemi amerika'da olacak, ve oranın vergisini zaten vermiş olacaksınız. türkiye'ye gelince ise kontrol olmayacağı için kişisel bilgisayar olaraktan rahat rahat geçecek. doğru değil mi?

tamamdır açsın bişey olmaz kararı aldım cevplardan sonra. Hem amerikadan getiriyor hem de yüzsüzlük yapıyor gibi oldum. Teşekkürler cevaplarınız için.

bu arada

@durukafa: günah almaya bayılıyosun heralde. Herkes senin gibi abuk sabuk şeyler düşünmüyor. Bu bilgisayarı 2-3 senedir istiyorum diyorum sen satıcaksın diyosun. hakikaten yaptığın şey ayıp.

şaka yaptım hafız, alıngan olma bu kadar...

ntuser.dat, işletim sistemi Registry dosyasıdır. Silmeyin yada taşımaya çalışmayın. Göz önünde rahatsızlık veriyorsa gizli yapın.

yok rahatsızlıktan değil. harddisk'i bölerken c'yi 25 gb d'yi 100 küsür gb olarak ayarladık. oraya sadece xp ve program files'ı atarız diye.

bu arada taşımak istediğimde de şöyle bir uyarı geliyor: "bu bir windows sitem klasörüdür ve windows'un düzgün çalışması için gereklidir."

onu taşımaman lazım zaten. adam da aynını söylemiş.

istediginiz vista ve windows7 icin mumkun ama xp de belgeleri baska bir partitiona tasimamalisiniz

toshiba'nin driver sitesine gir (toshiba kullanmasan bile), toshiba folder migrating utility diye bir zimbirti var, users klasorunu ikincil harddiske tasimak icin yazilmis bir program. sansin tutarsa hallolur.