gold-silver

Gold

vibrant leather
homme night II

aynı etki olmaz
crystalin veya gelclair jel en güzeli

bende de vardı bu, sevgilim sayesinde düzelmiştim. bildiğin evcilleştirdi kız beni. deneyin bence...

O para zaten gidecekte çöpe atmakla kenara koymak aynı değil. Ne yapacaksın 600lük Bluetooth hoparlörü çok mu lazımdı

git tedavi ol kardeşim bu ne böyle içim darlandı.

@efrasiyab87 ne bileyim, biriktirmeye çalışsan birikmiyor, zaten bireysel emeklilik falan uzun yıllardır var, zor bir anda köşede para var yani. bide bakıyorum herkes biriktiriyor ama kimse mutlu değil. ölüp gidebiliriz her an, yaşlandıktan sonra birikmiş param olsa nolur olmasa nolur.

yaşlandıktan sonra dediğin 60tan sonra bir 20 yıl daha olacak önünde, o zaman ne halt yiyeceksin, kuru ekmek soğan fantazisi mi?

ayrıca makul harcaman olsa gene bir şey demezdim, seyahet vs ama kusura bakma siktiri boktan şeylere para harcıyorsun, nabacaksın bluetooth hoparlörü? nereye sokacaksın haftada 3-4 saatten fazla dinleyecek misin?
5s ve 6plus arasında ne tecrübe ettin, büyük bir aydınlama mı oldu?

ya açıkcası beni pek alakadar etmez o parayı çöpe atman, sadece ilerde çocuklarına ağlama fakiriz paramız yok diye.

Kendimi gördüm sizde, burcunuz nedir?

@coronaa ve neferkitty ikizler burcuyum. ya anlatırken ben tam anlatamadım galiba, mesajlar da geldi çünkü. örneklerin çoğu daha maddi örnekler, manevi şeyleri yazmak/paylaşmak pek içimden gelmez. hani öyle borç batağında falan değilim, karşılayabiliyorum (şöyle şeyleri yazarken de acayip çekiniyorum şurada :d ). hani bana "almasan para biriktirirsin"den öte bir yararı yok. yapıp veya alıp da sonrasında ya keşke biraz daha bekleseydim/düşünseydim dediğim birçok da şey var. ama "ulan bok mu vardı bu kadar acele ettin" dediğim şey daha çok.

Gaziantep. Reklam atölyesi çalıştırıyoruz.

istanbul-endüstriyel sızdırmazlık elemanları satışı

yakında nasipse üretime de geçeceğiz.

istanbul - yedek parça ticareti yapıyoruz. hafif ticari ducato, boxer gibi.

Ankara otogaz istasyonları işletiyoruz

Istanbul. Tekstil fason imalat. Evcil hayvan urunleri satis. Erp yazilim pazarlama ve satis.

Zonguldak-eczane

izmir- oto yedek parça imalat ve toptan satış

İnternet bankacılığı kullanıyor musunuz? Girip hesabınızın özelliklerine bakın. Kullanmıyorsanız da bu gece telefon bankacılığından internet şifresi vs. oluşturun. Eğer ticari hesapsa genellikle esnek limit veriliyor, şahısta da veriyorlar gerçi.

Ek hesaptan bahsetmiyorum, cek için ek limit oluyo mu? Yani çek tarihi gelince hesabımdaki para yetersizse tamamlıyo mu banka? Şahsım tarafından nakdi kredi çekilmiş gibi?

İşte, çek ile ilişkili olan hesabınızın ekstra limiti varsa eksiye düşer hesabınız. Ona da günlük faiz uygulanıyor. Durduk yere banka "şunun parası yetmiyormuş, ben tamamlayayım" demez. Hesapta ne varsa çeker, hesabın özelliği varsa eksiye düşürüp onu da çeker.

Bankaya güven olmaz. Bir iki gün içerisinde hesabı tamamlama imkanınız var ise çeki verdiğiniz kişiye ulaşıp banka hesabında bir sorun olduğunu anlatın ve iki gün sonra tahsil edebilir mi diye sorun.

çek için ek limit gibi bir şey hiç duymadım, genelde çek defterinin bağlı olduğu hesaba esnek limit tanıtırlar ki çek kredi vs ödemesi olduğunda buradan kullanılsın biz de faizden kazanalım mantığı vardır.

17 bin ne için söylenmiş olabilir ben de merak ettim.

en güzeli internet bankacılığına girip hesap bakiyenize bakın, genelde o esnek limit de hesapta hazır bakiye gibi görülür.

yok eğer hesapta limit yoksa bankacınızla görüşün hemen bi 10 bin kredi esnek hesap vs bir şeyler ayarlasın.

olmadı çek kimin elinde ise ona ulaşın ve bir iki gün müsade isteyin.

allah yardım etsin, fakat 12 bin tl açık varken son güne kadar neden ilgilenmediniz o da ayrı bir konu.

Gözükmüyor. İntihar hiçbir zaman güzel gözükmez. Böyle bir durumu intihara nasıl bağladın diye düşündüm hatta. O kadar gözükmüyor.

Is arayiniz.

iş bulmak kolay, vasıfsız eleman olarak nereye kadar gidilir, elinde bi diploma olmadıktan sonra ne yapabilirim , bundan 10 sene sonram daha mı iyi olacak şimdi işe girsem

ben önce "neden beni evden kovmak istiyorlar?" sorusunu sorardım kendime. kendi hatalarımdan dolayı öyle düşünüyorlarsa "ben bunu hak ettim ama düzeltmeye çalışmalıyım." derdim.

ama aksi durum için bir şey söyleyemem.

birak 10 sene sonrayi bundan bir hafta sonrasi bile daha iyi olacak.

keke 20'li yaşlarımın başındayım, yıllardır kaydım olmasına rağmen okulda 1. sınıftayım, ailemden uzakta istanbul denen bok çukurunda kendi kazandığım parayla takılıyorum. durumun güllük gülistanlık değil ama kesinlikle intiharı düşündürecek kadar kötü değil. ha öyle olsa da intihar etme zaten ama o raddeye gelmene bile çooook var daha.

fazla radikal bir fikir olabilir bu ama sana tavsiyem ailenden uzaklaşıp kendine bir hayat kurman yönünde. burs veya kredi aldın mı daha önce? almadıysan o çıkabilir. yurt da çıkarsa yaşadın. sadece onun parasıyla bile, zor da olsa, yürürsün. okursun yani onu diyorum. çalışarak da okuyabilirsin. kolay iş değil ama yapan çok fazla öğrenci var. oluyo.

"yaşın kaç olmuş" diyenleri siktir et. sen ayağa kalk, işine bak. 19 yaşında yapmadıysan 22 yaşında yap. "yaşım kaç oldu" diye kendini yersen 40 yaşında da aynı yerde olursun.

get ap biaç!

valla keşke ders çalışmanın dışında hiç bir sorumluluğun olmadığı 20li yaşların başına dönebilsem.

değil intihar etmek dansöz getirir göbek atarım. o denli mutlu olurum yani.

yıllar sonra sen de aynı şeyi düşüneceksin.

neden yarım gün bir işte çalışıp günün geri kalanında da kütüphanede ders çalışıp anne babanla makul saatlerde daha uygun koşullarda kısa süreli görüşmeyi denemiyorsun?

"bundan 10 sene sonram daha mı iyi olacak şimdi işe girsem"

muhtemelen evet. kapı kapıyı açar. yeni insanlar, yeni ortam, yeni fırsatlar demek.

intihar mevzusu canınızı sıkmış olabilir ama bende ağır depresyon yaşıyorum ilaçlar kullanıyorum , sadece akıl istedim sizden yada örnekler verip motive etmeniz için açtım bu duyuruyu, intihar etmek istesem şurda şu kafenin önündeyim haberiniz olsun ben ölüyorum diye duyuru açmam en azından

lan adam dertleşmiş derdini sıkıntısını anlatmış intihar mektubu yazmamış 10 dakika sonra gidiyorum falan dememiş ne coştunuz? bak bak bak laflara bak zararı olmayan dandik dandik cevapları sileceğine bu duyuruyu silecekmiş. pardon da bu duyurunun ne zararı oldu sana şimdi? ne insanlar var şurada ya. bi faydan yok gölge etme bari.

20li yaşlarımın başındayım, hiç sermayem yokken deli gibi borca girdim sirf annem babam mutlu olsun diye eczane açtım bok gibi bi beldede. Yandaki eczacılarla ayrı, eğitimsiz halkla ayrı, ukala sağlık ocağı doktorlarıyla ayrı, elemanla ayrı, depoyla ayrı ugrasıyorum, dev gibi sorunlarım var, ha bunun yanına her ay binlerce lira ödemem, çeklerim var. Dünyanın bilmem kaç tane ülkesini gez, 6 yıl istanbulda yasa sonra 8-9bin nüfuslu beldeye gel, sıfır arkadas dost. 7 aydır her gün gelen hastaya gülümsemek için zorluyorum kendimi. Ailemi idare ediyorum ama ben eriyip bitiyorum.
Demem o ki bro, beterin beteri var. uzakta olmak daha iyihissettiriyo bazen, bunu düşün derim.
Ne istiyosan onu yap, nasıl mutlu olacaksan, en önemlisi de kendini düşün , başkalarını düşünerek hareket ettiğinde hep daha fazlasını istiyolar, ailen dahi olsa.
Bik bik k neymiş, silselermiş duyuruyu, sacma sapan milyonlarca duyuru acıldı, bu mu battı

evet, hayat bok gibi. 18 yaşındayken de bok gibiydi . 28 yaşındayım hala bok gibi. çok çabalayıp bazen bi nebze iyileştiği zamanlar oldu. çoğu zaman çabalamama rağmen bok gibi kalmaya devam etti. bazen de ben çabalamayı bıraktım. o zamanlar iyice boka sardı. intihar etmek benim için hep bir seçenek olmuştur. bir köşede durur. o seçeneğin varlığını bilmek rahatlatıyor beni. ama görülüyor ki bu zamana kadar seçmemişim. aslına bakarsan sadece 1 kere daha profiterol yemek için bile intihar etmeyebilirim. çok lezzetli değil mi lan? ve işin en iyi yanı hayatının boktanlığı profiterolün lezzetini bozmuyor.

konuya dönecek olursak; hayat bok gibi. (ama profiterol çok lezzetli)

bu arada intiharın ne şakası, ne düşüncesi komik değil.

eğer böyle düşünceleriniz varsa doktora görünün. sonra sonu kötü olur.

burada eleştiren arkadaşlar da haklı. komik ya da çok basit bir şeymiş gibi her yere de yazmayın.

intihara kalkışıp sonra kurtarılan arkadaşlarla da dalga geçmeyin.

dostum söylemesi elbette çok kolay burdan ama götü sık üniye git part time iş bul bitti gitti ;) şimdi o intihar olayını ordan sil bakim hadi evladım

ay ben üniversiteyi de kazandım ama hala aynı havadayım. intihar etmeye sebep bitmiyor. yaşamak için bul mesela. inadına yaşa.

gozukmuyor.

okul her zaman okunur. onu kafana takma. 20 degil 30 yasinda da universiteye gidebilirsin, yas kisitlamasi yok sonucta :)

ama calisma hayatina bir yerden baslaman, para kazanman sart. hemen is ara. bir uzmanligin olmadigi icin her onune gelen isi yapabiliyor olman da sart.

Arkadaşım hem okuyup hem güvenlikte çalışıyor. 2 bin liraya yakın maaş alıyor. Hazır para yemeye alışmışsın sen sanırım.ben de öyleydim ama düzelttim.

gözükmüyor fakat büyümek daha hoş gözükebilir. zira biraz geç kalmışsın gibi. kıçın rahata alışmış o kadar. ya ne olacaktı? beyimiz yan gelip yatarken birileri üzümle besleyip başkaları da cebine 200 er 200 er banknot mu sıkıştıracaktı?

babaların oğulları ile ilişkilerinin özellikle 20'li yaşlarda iğrenç bir hal aldığını düşünüyorum. çünkü şu an 20'lerinde olan erkeklerin babaları o yaşta muhtemelen evden ayrılmış hatta belki kendi yuvalarını kurmuşlardı. o yüzden hala okurken ya da çalışmıyorken "bundan adam olmaz" gözü ile bakıyorlar. muhtemelen onların babaları da onlar 18-20 yaşındayken vs. aynı şeyi düşünüyorlardı. nesil farkını, zamanın değiştiğini 25 yaşında bir bireyin evde kalmış olmadığını anlatmak çok da kolay değil ebeveynlere hele bir de doğu kültürü etkisi varsa. olur öyle.

"para veren yok" çok çocukça bir bakış olmuş. iş veren yok desem anlarım da ben üniversite'deyken bile utanıyordum babamdan para istemeye, kaç yaşına geldim hala babamın eline bakıyorum diye. "para veren yok, intihar etsem mi?" çok yanlış bir düşünce olmuş. bir iş bul çalış. herhangi bir üniversite okumadığın için yüksek maaş beklentin ya da "ben bu kadar sene bunun için mi okudum?" diye alan değiştirme zorunluluğundaki sinir harbi de yok. kendi paranı ye.

bir de son 1-2 haftadır zaten inanılmaz arttı bu intiharlı duyurular vs. ne kadar hazıra, kolaya alışmışsınız anasını satayım. 20-21 yaşında adam, daha her şeyin başındayken hayattan ümidini kesmiş sıkışınca.

iş bul +1
ailen ile aranın kısacık sürede nasıl düzeldiğine şaşacaksın.

Kendi hayatını sonlandırmak bir seçimdir, kimse senin seçimine müdahale edemez, sonlandırmak istiyorsan sonlandırırsın.

Tamamıyla dibe battığına karar verdiğin zaman bana özel mesaj at, sana yardımcı olabilirim.

Not: Yardım kısmı intihar ile ilgili değildir.

son sorunu dikkate bile almıyorum. lim5 + onyüzmilyon

Durumunla ilgili:
Baban parası olduğu halde sana para vermiyorsa iyi yapıyor. Çünkü rahatını bozmak istiyor. çünkü seni önemsiyor ve senin ayaklarının üzerinde durabilmen için kötü olmayı bile göze alıyor. Babana sonra teşekkür edeceksin. Parası yok diye vermiyorsa bu da senin için bir şans. kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğreneceksin. Şansını iyi değerlendirmen lazım. Bu biir.

Bak dün 23 yaşında bir arkadaşımız çok güzel bir soru sordu. Tavsiyeler istedi. Verilen cevapların hepsi de o kadar değerli ki. Hepsi deneyimlerden edinilmiş, yol gösterici cevaplardı.
Şimdi sen soruyorsun, herkes çeşitli şekillerde sana yanlış sonuca vardığını söylüyor. Sormakla iyi yapmışsın demek ki değil mi. Yanlış düşündüğünü anlamış oldun böylelikle. Doğru sorular doğru cevapları getirir.Bböyle "param yok okulu okuyamadım intihar edeyim ben madem öyleyse" gibi değil de; şu konuda sıkıntım var, napam nedem bi akıl verseniz gibi sorarsan verilen cevaplar daha nitelikli olur. Konu kendince vardığın sonuca kaymaz. Vardığın sonuç dedim ama aslında sonuca filan varmış değilsin, sen de biliyorsun zaten sonuca varmadığını. Bir sonuca varmak için konu hakkında araştırıp bilgilenmek ve bilgileri yorumlayabilmek lazım. Seninki biraz kaçak dövüş oluyor, yan çiziyorsun ya da şımarıklık ediyorsun.
Tekrar; soru sormak önemli, doğru soruları sormak çok daha önemli. Bu ikii.

İşin küçüğü büyüğü olmaz, işleyen demir ışıldar gibi sözlerimiz gökten zembille inmedi. eskilerin söylediği sözlerin altında deneyimler var. Altları boş değil, dolu.
Böyle, olumsuz, önyargılı "10 sene sonra n'olcak ki sanki" dediğin sürece sittin sene geçse aynı yerde saymaya devam edersin.
Önce bakış açını bi derle toparla.
Süt kazanına düşen iki kurbağanın hikayesini oku. Başarılı adamların başarı hikayelerini oku. Bilim adamlarının hikayelerini oku. Oku yani, boş durma. Ama nitelikli okuma yap. Seçerek ve düşünerek oku. Bakış açının nasıl değiştiğini göreceksin. Kendin de şaşacaksın sonrasında, ben nasıl öyle düşünmüşüm diyeceksin. Bu üüç.

Gelelim 20'li yaşların başlarında okul yok askerlik yok mevzuna. Şaşıracaksın ama yalnız değilsin, istatistiki olarak çok büyük bir kitlenin içindesin. Bundan sonra hangi kitlenin içinde olacağın da sadece ve sadece sana bağlı. Neye karar vereceksin?
Çünkü karar girdap oluşturur. Hiç bir engel tanımaz, tüm engelleri siler süpürür. Karar çok çok önemli. Bu dööört.

Sonuç:
Bir işe gir. İş beğenmemezlik yapma. En basit dediğin işten bile öğreneceğin çok şey var.
Üniversite okumak istiyorsan, meslek seçimini belirlemişsen işini o yönde ara. O sektörde olsun, getir götür olsun ne olursa olsun. Sektörü tanıman sonra çok işine yarar.
Bir yandan da sınava hazırlan.
Bir deneyimimi paylaşayım bu noktada. Okullar bittikten yıllar sonra bir kez daha sınava girdim. İki çocuklu çalışan bir anneydim. Koşullarımı anlatsam inanamazsın, işim o kadar yoğun ve yorucu ki. Çocuklar ufak. Ancak kendim için de bir şeyler yapmak istiyorum . İlgilendiğim konuda bilgilenmek istiyorum. Hiç çalışamadım desem yalan olmaz. Matematik konularına şöyle bi göz attım, toplasan 100 soru ya çözdüm ya çözmedim. Aldığım puan beni bile şaşırttı. Yaşamak, çalışma hayatı bana ne çok şey katmış meğer.
Demek istediğim şu, bir kenarda oturup kukumal kuşu gibi kara kara düşünme, kendini çürütme. Sahaya çık, oyuna gir. Terle, düş-kalk, yaralan, heyecanlan, sevin, zafer çığlıkları at... Hayatı böyle yaşarsan başlıktaki gibi demezsin. "Yaşıyom ben yaa :)" dersin.

hayat güzel bir şey değil zaten kardeşim. hayat ancak milyonerler için (yani sıkıntısı olmayan) ve sevip sevilenler için güzel.

Ha, bir de kimsenin hayatını trollemesine izin verme. Hiç kimsenin, hiç bir sözün, hiç bir davranışın.
Bir lafa bak laf mı diye bir de söyleyene bak adam mı diye. Ne yaptı ki şimdiye kadar diye sor kendine. Mızmızmız lara kulak asma. Kişinin aynası işi. Açık ve net.

kabus gibi :))
çaren yok seni ne zaman azad ederse o zaman kurtulacaksın, bol şanslar.

caktirmadan birine mesaj at. seni caldirsin telden sende amca gidene kadar konusuyormus gibi yap

abartmıyorum 55 dakikadır konusuyo, ben bilgisayarda kuzenim telefonda, eleman esniyo.dirayetli adam

@minik donut canavari
küçük bir yerdeyim, açalı bir ay oldu, öyle bişi desem direkt bu kızın burnu ne havada falan diye daha da gelmezler :)

Acil isim çıktı de gel seni de gotureyim ama istersen de

amcacım içerde ilaç hazırlamam lazım de :)

viagra/cialis/degra falan isteyecek yolunu yapıyoda olabilir şimdi aklıma geldi

viagra ister gibi oldu, erkek eleman göremeyince vazgeçti zaten. sonra çeneye vurdu zaar

teyzenin biri gelip "yavrum bi serum takıver" diye başının etini yediğinde mesela?

Ficut susuz kaldığında, şoka girdiğinde, amaliyatta, yavaş ve damardan damla damla ilaç verilmesi gerektiğinde, kusma sonucu düşkünlükte, ishalli hastalıklarda, aklıma gelmeyen başka durumlarda, zehirlenmelerde, travmalarda...

İzotonik NaCl candır can! Hayat kurtarır. Bulandan, yapandan, tak diyenden, takandan ve takip edenden Allah 1500 kere râzı olsun.

ağzıyla içmeyenlere...

böbrek taşını düşüremeyip kıvrandığında, taş batıp kas spazmı yapıp kusmana neden olup su içmeni engellediğinde. :(
tıpçı değilim :(

elektrolit dengesi bozuldugunda
tansiyon düşerse cok fazla
ishalde vs vs

içkim sigaram internetim,

bunların lüks olması apayrı bi tartışma konusu tabii

ps3'üm ve doğal olarak led tv olmadan yaşayamam. yaşım 32.

Koşu ayakkabım, koşu taytım, koşu tişörtüm, koşu ceketim, koşu çorabım; kışın koşu bandım, atlama ipim; birkaç ağırlık ekipmanım. Bunlardan mahrum kalmayayım gerisi teferruat.

Soru yanlış anlaşıldı, herkes mal varlığını yazıyo.

Örnek vereyim; cebinizde iki liranız var. Karnınız aç olmasına rağmen bu iki lirayla gidip parfüm ya da sigara alıyorsunuz gibi gibi şeyler...

Parayla alakası yok ama duş alma özgürlüğü. Makyaj malzemelerim ve fön makinem. Bunlar olursa çuvalda bile gezerim. Allahım ne kolay insanım.

bazen kendim bile çok gereksiz bulsam da lüks restoranlardan pek vazgeçemiyorum. sadece yemek de değil, kahve veya birşeyler içmek için gereksiz pahalı yerleri seviyorum.

lig maçı izlersem diye lig tv, şampiyonlar ligi ve uefa için de dsmartım var.
Playstation hariç oyun oynamıyorum, bütün oyunlarım mecburen orjinal.
ios de clash of clans'a rahat 2 bin harcamışımdır.
Columbia hariç ayakkabı giymiyorum son 3 senedir 10 dan fazla almışımdır (takım elbise giyiyorsam başka tabii)
benzini parça parça almam, illa fullerim.
iphone ve ipaddaki bütün şarkılarım itunes'dan parası verilerek alındı, 1 tane bile korsan mp3üm yok.
senede 8 - 9 kere yurtdışına çıkıyorum, çin, brezilya, o bu gibi.

51" plazma ve gtx 680 4gb ekran kartı sahibiyim, oyun ve film izlemek benim için lüks, çünkü fakir büyüdüm. bunları da kendim aldım.

taksi
yeme içmeye hiç acımam, afilli mekan olsun isterim

şarap
viski
fetiş şarküteri ürünleri (bilhassa peynir)
sarma tütün

sabah uykusunu fazla kaçırmamın ardından yürüme mesafesi işime taksiyle gitmem. her sabah böyle 7-8 lira. artık yapmıyorum ama. iş artık 80 m uzağımda.

ihtiyacım olmadığı halde alışveriş yapmayı çok seviyorum, yeni şeyler almak, giyim konusunda özellikle, artık bunlar lüks çünkü ihtiyacım yok düşününce.

bir de biz şu anda birçok şeye sahip olmaktan, zaten lükse dönüşmüş şeylerin ne olduğunun çok farkında değiliz bence. yani mesela çok hijyenik olmayan bir otelde konaklasam ertesi gün evimdeki hijyen bana lüks gelir, bunun gibi.

ay sonunun nasıl geleceğini düşünmeden deli gibi çizgi roman alıyorum. hala daha akıllanmayıp almaya devam ediyorum...

lüks otelde, suit. geceliği 1000 liradan fazla verdiğim çok oldu. 2-3 odalı, jakuzili, manzaralı oda olmalı. evimi boyattığımda 3 gün hilton'da kaldım, evimi boyatmak 1500 tl, 3 günlük otel 3500 tl, ne de güzeldi ama.

akşam evde demleme çay yanında da kuruyemişçiden açık beyaz ayçekirdeğim olsun yeter.

eski oyunları özlediğim için geçenlerde de playstation 1 aldım sözlükçünün birinden. arada onla keyif yapıyorum eski günleri yad edercesine.

tuvalet kağıdının hep en kalitelisini alıyorum, diğer market ürünlerinin gider uygunlarını alırım ama tuvalet kağıdının en iyisini alıyorum, popom değerli tabi

yalnızlığım.

gurme restoranlar. veya evde yapicagim yemek icin iyi malzeme. ufacik evde yasarim ama yemeklerim kaliteli olucak.

marlboro touch gray, ardbeg, talisker, baileys. bu dördü en birincilerim.

kozmetik/makyaj malzemesi. ruj takıntım var. ve cilt peelingi, toniği, değişik kremler, acayip kokulu duş jelleri falan. üçer beşer alıyorum. paramın biteceğini ve ay sonunda sıkıntı yaşayacağımı bile bile alıyorum resmen.

bir de yemek. illa güzel bir yerde olacak, güven verecek falan. son param olsa da güzel bir yerde yer gerekirse eve yürüyerek giderim. öyle manyakça.

taksi (araba kullanamıyorum, dolmuş/otobüs de çok zor geliyor artık ya, insan rahata alışmayagörsün)
parfüm (yeni bir parfüm mü keşfettim, hemen edinmeliyim)
cilt bakımı (2 ayda bir en rahatlatıcı 2 saati yaşıyorum o odada)

motosiklet, her sabah duş alma.

duş almak ucuz diyeceksin, çok pahalı olsaydı da vazgeçemezdim.

1-ticaret lisesi
2-midye tezgahım var.
3-haftada 2000 kazanıyorum.
4-mutluyum.

1.eczacılık
2.eczane eczacılığı
3.bir ay yeni doldu henüz ne girdi çıktı bilemiyorum
4.değilim-sorun maddi değil sosyal yaşam

1. Radyo tv.
2. Yardımcı yönetmenim.
3. Sabit bir gelirim malesef yok, ama ortalama 3000 diyelim.
4. Mutluyum.

1. Uludağ Üniversitesi / Ziraat Mühendisliği
2. Akademik
3. 2400
4. Evet, Evet.

1. Felsefe
2. Araştırma görevlisiyim
3. 2500 civarı
4. Hayır

1 elektronik müh
2 developer
3 ~3500
4 eh işte

1) işletme
2) dede şirketi. üç benzinlik, iki fabrika, 5bin dönüm ekili arazinin sorumluluğu üzerimde şu an. Tek torunum.
3) çok.
4) iş bizim zaten ama buna rağmen en çok yorulanda benim.

1. ITU Bilgisayar Muhendisligi
2. Bilgisayar Muhendisligi
3. Brut aliyorum ama ortalama 3400
4. Memnunum

1. itü metalurji ve malzeme müh. / itü mühendislik yönetimi yüksek lisans
2. çalışmıyorum. daha doğrusu hiç çalışmadım
3.
4. çok mutluyum

1. turizm otelcilik (lise de yüksekokul da da / sonrasında aof işletme ve halkla ilişkiler bitirdim)
2. ofis asistani title'ımın altında genel md sekreterliği de dahil olmak üzere her işi yapıyorum.
3. brüt aliyorum ama ortalama 3000 civarı diyebilirim.
4. işimden memnunum, mutluyum.

1- anadolu lisesi/sözel
2- dijital reklamcılık/sanat yönetmeni
3- 2500
4- değilim.

1-endustri muh.
2- is analisti - analist
3- bu yilin basina kadar 5200 civariydi eve yakin olsun diye yeni bi yere gectim 4500 e
4- calismak filan mecburiyetten yapilan seyler bunlarla mutlu olmak gibi bi yapim yok ama bi kac ay once oglum oldu bu yuzden cok mutluyum hergun ellerini ayaklarini isiriyorum cok sirin..

1- yıldız matematik mühendisliği
2- yazılım test mühendisi - 2 seneye yaklaştı
3- 2400
4- işim idare eder, onun dışında mutlu sayılırım genel olarak

1. İşletme (lisans)
2. Bankacı idim, 5.yilin başı kovuldum. Şimdi bisiklet mağazasında müdürüm
3. 3000 lira civarı
4. Her gün bisiklete biniyorum, mutluyum.

1.mezun deiğim ama 2009 Marmara iktisat girişliyim.şuanda aynı okulda işletmede 1.sınıfım.(bölümüm yabancı dil olsun diye okulu bırakıp tekrar sınava girmiştim)

2.enstrüman çalıyorum ve şubattan beri bu böyle gitmez diyip seyahat acentasında çalışmaya başladım.

3.kışın 2buçuk 3 civarıydı ama şimdi istanbulda hayat olmadığından 2 civarı.

4.gitar çaldığım anlarda dünyanın en musmutlu insanıyım onun haricinde bu okul nasıl bitecek diye kafamda filler zıplıyor.

İtü makina mühendisliği
Yabancı bir firmada Teknik Satış Mühendisliği
Yaklaşık 4500 civarı.
İşimi seviyorum ama Çalışmak güzel birşey değil. Güzel olsa üzerine para verilmezdi.

Pisa, Floransa'ya çok yakın. Floransa'ya döner, oradan Venedik'e geçersiniz.

faith no more +1

zamanında bari-roma-floransa-pisa-venedik şeklinde yapmıştım. trenle gidebilirsiniz, gayet sık tren var ve de rahat bir rota. pisa-venedik arasında doğrudan tren yok zaten .pisa'dan floransa'ya dönüyorsunuz oradan devam edeceksiniz. banliyö treni ile 40 dk falan sürüyordu galiba

bilet fiyatları hakkında bişi söyleyebilecek misiniz peki?

Regionale ve Regionale Veloce trenler en ucuzlarıdır. Tın tın tren bunlar.
Frecciabianco ve Frecciargento'lar hızlı gider ama (mesafelerinize göre konuşuyorum) 20€'den başlarlar.

Kasım ayında Roma-Bologna, Frecciargento ile 58€ gitmiştik.

italotreno'dan floransa-venedik e baktım ben de şimdi, 46 euro diyo

bi soru daha sorsam :)
floransa venedik uzak ok ama pisa-floransa arası ne kadardır acaba ücretler?

12 dolar civarı.

www.italiarail.com

floransa venedik arası gece trenleri var biraz daha ucuz 30 euro civarına.

Trenitalia'dan şaşmayın. 8€, 50-60 dakikalık yol. 12€ ve üstü çok fazla, yazıktır.

www.lefrecce.it

hatta haziran ortasından itibaren sabah saatlerinde 28 dolara da var galiba yukarıda gönderdiğim sayfadan bakabilirsiniz tarihlere.

interrail bileti alabilirsiniz belki daha uyguna gelebilir.

babam dedi ki, adam üçkağıtçının teki,bulaşılmaz

buradan takip et birşeyler. Elinden geldiğince yardım et, çevrenden söz geçirebildiğin, sen yardım ediyorsun diye yardım edecek kişileri de kat işin içine, daha büyük yardımlara yol açar bu.

(git: www.losev.org.tr

kan ver.

hala devam ediyor mu bilmiyorum ancak bir dönem faili meçhul kıyak hareketi deyu bir gönüllü grup vardı. bir araştır istersen.

Valla bunların hepsi bana uyar. Kan vermek de süpermiş! Aklıma gelmemişti.
Ev temizliği karşılıksız zor want kardeş, yaparım da baştan savma olur :)

''FMK Hareketi!'' harikaymış ya! Tam bana göre, çok teşekkür ederim haberim oldu sayenizde.

Param yok demişsin ama yine de sağda solda gördüğün mendil satan, cam silen vs.vs. bir çocuğa bir simit/ayran ısmarlayabilirsin mesela.
@zikardıo fikri çok güzel bence.

evimi temizlememe yardım edeblirisin birada ısmarlarım

Temizlik işine mi girsem ne yapsam. Baya bi ihtiyaç varmış.

''Gönüllü Bahar Temizliği''

:)

(bkz: )gcyk.org

düzenli kan vermek zaten söylenmiş. bunun dışında organ bağışında bulunmak, down sendromlu çocuklarla vakit geçirmek, ortaokul veya lise öğrencilerine ücretsiz ders vermek gibi ihtimaller de var.

insanlara gülümse

Eşya taşıma işinden de çok iş çıkar sana :)

Cebinde şeker çikolata taşı. Sokakta gördüğün çocuklara ver.
Masrafsız sonsuz mutluluk

etrafında tanıdığın lokanta vs. gibi bir yerle anlaş, yemek artıklarını çöpe atacaklarına biriktirsinler sen de sokak hayvanlarına dağıt.

tomaları sulamaya gitmişlerdir.

2 tane daha sanayi mahalesinden o yöne giden geçti şimdi.

mecidiyeköy divan'ın orada yangın varmış

bir pastahanenin alt katı yanıyordu sanırım ondan..

çevre pastanesinin altı yanıyo, dumandan boğulduk biz de

sigortalı iseniz bazen 2-3 tl fark çıkıyor ama o kadar vermezsiniz diye biliyorum

sgk'lıyım ya. bildiğin kurumsal firmanın iş yeri doktorundan imzalı kaşeli reçete verdim eczacıya. ???

o reçeteyi otomasyon sistemine işlemiyor.merak etme.ilacı da sana önceden vermiş.öyle bişey olmuyorda diyelim ki reçetesyi sisteme girdi.bilgisayara nasıl okutacak ilacı.gelip barkod makinesi ile evinde mi okutacak.zaten reçete ile alsaydınız dahi yine o paranın 7 8 lirası sizin cebinizden çıkacaktı.ama onun karı değişmeyecekti.

sağlık bakanlığı reçetesiz antibiyotik vermeyin diyor.yarın denetimde bi antibiyotik eksik kaldığında diyecek ki bak kardeş bu adamın reçetesi vardı ama ilacı kendi parasıyla aldı.buda reçetesi.cezadan kurtulacak

@divit

benim sorunum başka ama :) ben diyorum ki eczane hem benden reçete aldı hem de nakit ilaç ücretini aldı. benim maaşımdan ilaç kesintisi falan olacak mı bu durumda?

ya da benim reçetemle o ilacın parasını devletten tahsil edip de çifte kazanç sağlar mı?

@big bang cevaplamış o arada :)

eczacı hem nakit hem reçete ücretini almışsa o kötü olmuş tabi bizimkiler ilacı veriyor karekodları kesiyor reçete alınınca çıkışı reçete üzerinden yapıyor ama bizim mahelle eczanesi :)evet reçetesiz ilaç satmamak zorundalar sağlık bakanlığı -bazen- bi kutu ilaç bi .50 kuruş hata için binlerce lira ceza kesebiliyor...

Kurum recetelerini karsilamiyo olabilir eczane,yani sizin calistiginiz kurumun recetelerini. O yuzden ilacin ucretni almistir. İs yeri hekiminden aldiginiz hizmet ne sgk ne de ozel sigortaya girmiyodur muhtemelen. Ben de ozel sektordeyim, ozel sigortam yatarak tedaviyi kapsiyo, sgk da is yeri hekimimin verdigi hizmeti karsilamiyo diye biliyorum

4 ay icin konusuyorum, yapacak bir sey bulamadim. her gun evde brkac saat gitar caldim, birkac saat kitap okudum ve birkac saat film izledim. sanirim hayatimin en kulturel gunlerini yasadim. ama pek iyi hissettigim soylenemez. insan arada disari da cikmali.

matematikle ilgili daha once calismadigim bir alani (su an bunu yazinca baya algebra gibi durdu da, algebraic topology biliyorum asdfgssaad neyse yine de algebra'm zayif) boyle hani duz ogrenmek degil de, o alanda arastirma yapacak seviyede ogrenirim.

yda 20 non-academic kitap okurum minimum.

anatomi, patoloji falan calisirim, hatta kanser arastirmalarina girebilirim bir ucundan.

birkac paper yazarim en duzgununden.

en basiti aklıma gelen,
tegv'na üye olur, ordaki miniklerle vakit gecirir ve onlara destek olmak icin elimden geleni yapardim. Direk bu geldi aklima

Onun disinda kendim icin,
bir spora adardım kendimi. Tenis, yuzme, basket ne olursa.

boş boş oturmazdım. günde 5-6 saat yerine 15-16 saat okurdum, arada yazardım. öyle haftada/ayda bir-iki kişiyle görüşüp sohbet edebilirdim, sorumluluksuz uzayda yeri varsa bunun. öyle ruh halime veya olmak istediğim hale uygun film falan aramazdım (bu mesele yaygın gibi geliyor ve anlamıyorum, hazır yeri gelmişken buraya sıkıştırayım dedim).

uyku, temizlik, yeme içme hariç okur yazardım özetle. varsa, içip kafayı da bulurdum ara sıra.

1 senedir boşum. league of legends'ta pro gamer oldum. ehe

yeni bir enstruman ogrenmek icin kostururum. haftada 1 saat ders alip gunde en az 5 saat etud yaptiginizda, 6 aya canavar olursunuz.

son 7 yıl için konuşuyorum, hiç bi şey yapmadım. yani şöyle söyliyim, en ufak bi şey yapmadım. sürekli online oyunlar oynadım ve evet sonunda kafayı yedim.

O kadar uykuya açım ki, 6 ay uyurum gibi geliyor.

oyunculuk ve şan eğitimi dersleri alırdım.

askere giderim

6 ay boş vaktim vardı okulum yeni bitmişti askere gitmeme 6 ay vardı, evde oturmak istemedim ve okuduğum şehre geri dönüp 6 ay bir işyerinde çalıştım.

bir motor alır, türkiye'yi turlarım ya da sırt çantamı alıp güney amerikaya gider gezerim..

bütün gün camış gibi yatar, ata biner, et yer ve kımız içerim.

yurtdışına gider, başka ülkelerde yaaşrdım. bi gün orda bigün burda, paramın yettiği koşullarda.

istediğim bi ekmek ve pastacılık kursu var 4 aylık ona giderdim tabi bir de 16.500 TL lazım :(

Param varsa hayvan gibi tatil yapardım aq, bu kadar basit.

5 yıldır bir fiil kesintisiz bir şekilde köpek gibi neredeyse günde 10-12 saat çalıştım. bir ay sonra işsiz kalacam ve 6 aylık gibi bir boşluğum olacak.

1 ay boyunca köpekler gibi o bar senin bu bar benim içelim açılalım.
sonrası da hep hayal ettiğim düzenli bir şekilde spor salonuna gidip bu sefer başarmış olarak çıkmak.

yurtdışına giderdim ilk uçakla.

Arkadaslarim bisikletle dunya turuna cikti,onlara katilirdim,gidebildigim yere kadar

dgsde zorlanan adam hiç görmedim genelde sallamasyon girip anaa kazanmışım diye çıkıyorlar.

arkadaşımın abisine odtüyü kazandırdık kıytırık matematik anlatımımızla.ki biz de ortalama biliyoruz yani.bir de bilinçli çalışacaksın.umarım olur.

Tuh keske ilahiyat okusalarmis, eczaciliga bile gecerlerdi o zaman

afyonda yaşayan bir arkadaş hep eşek sikiyor..balladıra ballandıra antıyor birde

evet yaygındır. eskiden ne kadar yaygındı bilemem ama günümüzde yaygın olduğu bilinmekte.

ben bu ülkede böyle şeylerin şehir efsanesi olduğuna inanmıyorum.

eşeği bilmiyorum ama tavuğun yapıldığına şahit oldum.

+1 rocknroll

kırsalda küçük yaşta evleniyor zaten insanlar. hani heryerde var sapıklar onlarda kırsalda doğarsa eşek şehirde doğarsa damacana sikiyor.

Türkiye gibi bir ülkede yasıyoruz;13 yasında kıza onlarca adamın tecavüz ettigi bir ülkede.Sanirim cocuğa acımayan eşeğe hic acımaz.

ne diyorsun bu ülkede ördek sikildi, damacana sikildi?

Mesele eşeğe acıyıp acımamak değil. Ülkede cinsellik tabu. Küçük bir köy yerinde yaşadığınızı düşünün, herkes herkesi tanıyor. Zaten köylerde kaç hane var? Bütün köy ahalisi akraba olmasa dahi birbirini tanır ve öyle sevgilini koluna takıp dışarı çıkamazsın. Pardon sevgili mi dedim? O çok zor, nişanlını.

İşin başka bir yönü yine cinselliğin tabu olmasından kaynaklı. Bu tabuya sahip insanlar evlenecekleri kişide bakirelik arar, evlendiği kız bakire değilse ve o da onunla birlikte olan kişiyi tanıyorsa ne yapar eder bir husumet çıkarır.

Mesele cinsellik. Köydeki bir adamın kızının sevgilisini sorun etmeyeceği tarihe kadar o eşeklerin gün yüzü görmesi zor.

Mesele içler acısı evet, ama hiç şaşılası değil bana göre...

''bilmiyorum mutlaka vardır'' gibi yorumlar gelmiş. zannedersin ki bütün ülke eşek sikiyor... kızıyorum efendim böylelerini görünce

cevap olarak ise benim arkadaşımın dayısı yapmış o dediğini o da güle güle anlattı bize yani evet var.

şimdi eşşeğin damını kendi pipine hizalamak için çukur kazıp eşşeğin arka ayaklarını çukura sokuyorsun. veya kaplumbağa bulup üzerine çıkıyorsun. yani işin içinde kaplumbağada var.

not: ben apartman çocuğuyum, ilk canlı eşşeği 14 yaşında gördüm.

Bu ülkede yaşanmaz dedirten şehir efsaneleri ama hala şuan bile çoğu kişinin kendini tatmin ettiği bir gerçek, askerdeyken bir eleman demişti yozgatın köylüğünde yaşıyor, o kadar zevkli ki abi dudağına yapışmak istiyorduk ama uzanamıyorduk.

şehir efsanesi. herkes anlatıyor, duyuyor ama kimse birebir şahit olmamış. tabi yok da demiyorum; ama öyle anlatıldığı kadar yaygın değil.

sütçünün ineklerine bile hallenen oluyomuş.

@japon askeri
Nasi sahit oldum? Gordun mu?

bizim köyde de adada yapıyorlarmış :/
şu an sanmıyorum ama duyduğum isimleri düşünürsem*70-80-90ların ergenleri gidermiş.

rotary'den aile dostlarımız var, sürekli yardım ve bağışla ilgili geceler düzenliyorlar, iş bulma konusunda çevreleri çok geniş olduğundan acayip yardımcı oluyorlar. kötü bi yanı varsa da bilmiyorum.

arkadasim rotary bursuyla yurtdisina gidecekti. son anda vazgecti.
gidebilmek icin dil yeterliligi ve klup referansi falan lazim.
orada okuyup, bos zamanlarinda sosyal hizmet sunacakti. bir ailenin yaninda kalip yasli bakimi/bebek bakimi vs yapacakti.

zengin tipler var gibi gelmişti bana rotaract'ta.
bi de öyle katılıp pasif olamıyosun. ha bire atraksiyon toplantı buluşma aktivite...
sarmadı beni. (hiç gitmedim)

ben de ankara'da bir rotaract kulübünün misafiriyim bir senedir. rotary dediğimiz oluşum dünyanın en büyük sivil toplum örgütüdür. birleşmiş milletler'de koltuğu olan tek sivil toplum örgütü. ek olarak unicef'in kurucularından sayılır. çocuk felcini dünyadan neredeyse ortadan kaldırmış bir örgüttür. end polio now yaz google'a daha detaylı öğrenirsin bunu. rotaract ise rotary'nin 18-30 yaş arası gençlerin üyesi olduğu kulüptür. interact var bir de. o da 12-18 yaşındakiler için. önyargı yapılacak hiçbir şey yok rotary ve alt kolları için. her şey yasal ve göz önünde yapılır. araştırırsan birçok şehirde bir sürü okul yaptırdığını da görürsün. örneğin adana'da seyhan'da lise yapmışlar. adı da seyhan rotary anadolu lisesi. özetle hayır kuruluşu olarak görebilirsin rotary'i. türkiye'de rotary atatürkçü sayılabilir ve vatanseverdir. her toplantılarında toplantı başlamadan önce "atatürk ve şehitlerimiz huzurunda" saygı duruşunda bulunmaktayız. konferanslarımızda falan da istiklal marşı ile giriş yapılıyor. yaşını bilmiyorum ama rotary'nin mensubu olman, toplantılara katılman için referansın olması lazım. ama o kadar zor değil, mail at iletişim kur. toplantılarına rahatlıkla gidebilirsin. rotaract çevre genişletmekte, dünya vizyonu kazandırmakta ve düzgün işler yapmayı öğretmekte oldukça iyi bir kulüp. ayrıca uygun fiyatlara gezip tozabilirsin dünya çapında. örneğin ben haftaya letonya'ya gideceğim uluslararası bir konferans için. genel olarak eğlence ve sosyalleşme üzerine olacak. keyifli olacağı kesin:)

mason locaları da benzer faaliyetlerde ancak onların ritüelleri falan biraz farklı. çok bir fikrim yok ama tanıdıklarımdan gördüğüm kadarıyla onlar da hayır işi yapmakla meşgul genel olarak.

bir de lionlar var. onlar da rotary'e yine benzer bir kulüp.

ama bildiğim kadarıyla en yaygını rotary çünkü dünya çapında 7 milyona yakın üyesi var. önyargılar gereksiz. 7 milyon üyenin olduğu bir kulüp herhalde gizli saklı işlerle uğraşamaz :)

Rotary, 1905 te Amerika da birkac is adaminin kurdugu uluslararasi bi klup. Zengin,nufuzlu tiplerin bulundugu bi olusum, 'kendinden once hizmet' diye bi sloganlari vardi yanlis hatirlamiyosam,ciddi sosyal projeleri ve ciddi bir cevre,nufuz soz konusu. Bolge bolge klupler var,ozerk takiliyolar
rotaract da 'rotary in action' anlamina geliyo,rotaryan adaylarinin klube alinmadan once sosyal sorumluluk projeleriyle kendini gostermesi isteniyo,eger ki basarili olursan klube aliniyosun,rotaryan oluyosun. Turkiye de masonlukla ilgisi olduguna inanilir ama ben icindeydim bi donem oyle bi olay yok, her kesimden insan var, benim takildigim atasehir bolgesi rotary klubu idi,orda mesela Ataturkcu bi tutum vardi.onyarginin en buyuk sebebi masonlukla ilgisi olduguna inanilmasi.
Masonluga gelince benim bildigim kadariyla yahudi is adamlarinin ticari anlamda daha guclu olmak icin kurduklari bi loca,tam bilmiyorum ama bildigim bu. Esnaf odasi gibi bisi temelde bana gore :) ve mantikli bi olay.
Rotary ya da baska bi kurumun ilgisi olsa da bence zararli bir durum degil yani.

kafa göz yarıcam biraz ama;
insanların bu kluplere katılmasındaki temel neden çevre edinmektir. Takım tutmak gibi düşünebilirsin. Büyük bir grup içinde, bireysellikten arınan insanlar topluluk içinde saklanır. Böyle toplulukların zararı sizin birey olarak kendinize olan güveninizi zayıflatmasıdır. Kapitalizmin kucağında büyümüş böyle oluşumlarda 2 tane okula 3 ağaç dikince kendini mutlu hisseden, dünyaya bişeyler kattım sanan ve iyilikle dolanlar biraz fazla saftır benim gözümde.

Böyle topluluklar insanların sosyal çevre edinip, çevresini genişletmesi temeline dayanır. Üyelerindeki "benim leom, rotaractım işini bilir" düşüncesiyle ve bize de bişeyler düşer elbet inancıyla büyür, gelişir.

Degil,gecen hafta yaptim oyle bisi yok

tahmin ediyorum, izlemedim ama eğer son dakikada kırmızı kart alacak bir hareket yaptıysa buna sinirlenmiş olabilirler

Polis taraftari provoke etmediyse ve isin icinde yeni kurulan cemaatci grup kartal 1453 yoksa ben de bir sey bilmiyorum.

(bkz: #37134949)

edit: Derbilerin en az yarısında kırmızı olur. Neredeyse her derbi feci hakem hataları olur. Melo senelerdir bu şekilde oynuyor. Olayları Melo'nun hareketine ve bağlamak gerçekçi değil.

www.youtube.com bu da linkiymiş kırmızı kartın ama çözünürlük kötü

edit: ama evet kartla çok bir ilgisi yok deniyor olayların

@osssy +1

Melonun olayından önce zaten tribünde ortalık karışmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam 3-4 dk öncesi olması lazım..

Provoke deniliyor ama bilemiyoruz..

maçla alakası yok. son dakıkada melo sert gırdı kırmızı yedı seyırcıler de sahaya girdi. taksımle ılgısı yok tamamen carsının cırkeflıgı ve polisi kovalamalarının arkasında da taksime sıgınıyorlar.

melo aslında birşey yapmadı.Faul yaptı melo. Hakem çok yanlış bir şekilde kırmızı verdi (belki sarı verilebilirdi). O sırada gaza gelen 2-3 tane 8taşlı musleranın kalesinin ordan sahaya girdi. Melo'da çıkarken formayı gösterdi ve şerit koptu

sahaya girenler atıyor bu tezahüratı. amaçları kaos tu zaten. bi kıvılcım bekliyorlardı polise saldırmak için...
ülkenin huzurunu kaçırdılar, sıra beşiktaş ta..

ben lig tv'den izliyordum. ara ara tribunde karisikliklar vardi. melo uzatmalarda direk tendona sert mudahale yapti. kirmizi kartla atildi. sonra bir olaylar oldu taraftar sahaya girdi (500 kisi filan). direnis slogani atildi. polisler ilk basta kovalandi. sonra toplanip geri geldiler. lig tv sonra bilic'in oyundan atildigini bildirdi.

benim tahminim polis bir karisikligi firsat bilip polisligini gosterdi. zira bir kirmizi karttan cikacak olay degil. zira polislere hepiniz orospu cocugusunuz slogani da geldi. taraftarin cogunlugu bulundugu yerde bekliyordu.

ramon'a sarı kartlık bir faul yaptı. (müdahale direkt topaydı)
beşiktaş yenildiği için direniş sloganları attı. yeniyorken güçlerine güç katıyorlardı.

kısacası bukalemun beşiktaş taraftarının maç öncesi ve üstün durumdayken yaptıklarının (fair play, gösteri vs.) hepsinin tek bir gerekçesi vardı: zaten galataaray real'e ezilmiş, ligde de kötü durumda biz bunlara çakarız, aksi imkansız. bunların böyle götü kalktı drogba da kobrayı saldı. hal böyleyken evdeki hesap "çarşı"ya uymadı ve her zamanki ağlaklıklarını konuşturdular.

özetle bu.

Olay tamamen carsi yi bitirme amacli tezgah bence

Üniversitelerde tanıdığınız varsa direk onların aracılığıyla verebilirsiniz öğrenciye. Onlar bilir yardıma ihtiyacı olanları. Tanıdığınız yoksa ben birileriyle temasa da geçirebilirim sizi. Hele ki özellikle bu dönem bursa ihtiyacı olan öğrenci bolca var.

Hocam, maalesef burs şeklinde verebileceğimi düşünmüyorum, kendime ancak yeten bir gelirim var. Tek seferlik, işte kurban miktarı kadar bir bağış yapacağım. Ama tek sefer de olsa bir öğrenci bulabilirsiniz aslında.

darüşşafaka en iyi seçim bence, doğrudan bir gariban öğrenci bulamazsanız tabi ki.

yalnız (yanlız mıydı lan yoksa) özür dilerek söylemeleyim ki ibadet olarak kurban kesmek yerine para verirseniz kurban ibadetini yerine getirmiş olmazsanız, yok sadece miktar belirlemek için ölçü olarak kurban miktarını kullandıysanız affedin beni.

dolma nedir?

tegv'e verin.

çağdaş yaşamı destekleme derneği ve lösev

elbette lösev

Dun sokakta aglayan bi kiz gelip erkek arkadasimdan yardim istemis,yasli bi adam tacize kalkismis erkek arkadasim da gormus biraz, kizi uzaklastirmis konusmus,18ine yeni girmis,anne baba ayri,baba hapiste anneden siddet goruyo cocuk,bi ay olmus istanbula geleli,bi gun once anneyle fena tartismis sabaha kadar adam olcaksan ol yoksa bu evden cesedin cikar falan demis anne,cocugun telefonunu falan almis,kiz da sabah erkenden cikmis,ne telefon ne para hoc bir sey yok,cok akilli bi kiz,parca parca hayati,ama konusmasi, tavirlari cok duzgun. Bi sekilde biz anneye teslim ettik,aile dostlari bi amca geldi almaya,ilgi istedigi icin kacmis evden biraz da. Bu yil ygs e girecek,ben kitap yardimi yapicam,dilerseniz siz de dersane ya da para yardimi yapabilirsiniz,kiz akilli ve hedefleri olan bi kiz, ben arada gidip gormeyi de dusunuyorum.

beşir derneği de olabilir.

arkadaşlar cevaplar için sağolun. yardımı kurban yerine düşünmüyorum. vicdani bir olay olacak bu.

dolma saçma olmuş, düzelttim. ya vereceğim miktar fazla olmayacak, dalga geçer gibi de olsun istemiyorum. bana mesaj atan arkadaşlara döneceğim. tekrar teşekkürler.

yanlış hatırlamıyorsam (emin değilim) 10 ay önce aynı nedenle aynı işlemi 26 liraya yaptırmıştım.

Iki nusha totalde 26 dimi?

aynen.

53 tl odedim, sotan olursa bilinsin

Burgazada-martha koyu

kız arkadaşınla gidiceksen bedavalara gitme

gecen gun gittim.. sozlukte de yazdım. green beach'İ öneririm.. detaylar sozlukte yazıyor.

Bana gecen gumrukte calisan biri,6ayda bir ulkeye giris ciksi yapinca oluyo demisti

baya eskiden öyleydi.eskiden giriş çıkış yapıyorduk yunanistanda yetiyordu. sonra 185 gün sınırı koydular 1 sene içerisinde. yani araç 6 ay burada kaldıysa 6 ay yurtdışında kalmalıydı.

Hangi şehirde? Öğrenci var mı çevrede ya da ağırlıklı olarak nasıl profil? Ayrıca bütçeniz nedir? Çok genel bir soru olmuş.

hocam dükkanın önü de boşsa, 2-3 masa+tabure atabiliyorsanız kesinlikle tek büfe tarzı büfe. nedir tek büfe?

-sosisliden hamburgere, artistten dürüme kadar çok ucuz olarak satış yapan ama hep dolu olan büfe.

3-5 sene sonra 2.sini bile açarsın.

çiçekçilik falan tecrübe ister, çiçeklerin huyunu suyunu bilmek lazım.
daha önce dükkan tecrübesi yoksa en güzeli büfe, veya börek çörek. hep müşterisi olur, sabah işe giden insanlar börek çörek alır kahvaltıya, öğlen tost hamburger öğle yemeği olarak..

Cig kofteci

gözleme yayık-ayran

petshop mu?
duymamış olayım.
(bahsettiğiniz petshop hayvan satan bi dükkan ise)

Fastfood turu seyler satin.

iddaa

kız rezalet bir insan işte, uzak dur hatta koşarak uzaklaş. evleneceği adama acırım. zaten sanmam bu kafayla uzun süreceğini.. niye yaptığı da belli işte herkesin ilgisini üzerinde istiyor, siz başkasına bakınca da hırs yapıyor filan. tabii ki ne size ne evleneceği adama aşık. onla da allah bilir parası içi,n filan evleniyordur. bütün iletişiminizi kesin derim açıklama yapmanıza bile gerek yok. silin facebooktan filan da görmesin bir şeyinizi.. böyle basit insanlarla da uğraşmayın şu hayatta.

abi kaç kurtul, bela o iş, aman diyeyim.

üzerinde düşünmemelisin bile.

Başgan sen akıllı adamsın görmen gerekenleri görmüşün kızın ne yapmaya çalıştığını boşver. O yüzden üç kelime topuk topuk topuk.

yani şimdi en son sorduğuna gelecek olursak belki zengin kısmettir kaçırmak istemiyordur belli ki senin pompadan memnun ama zaten sende evlencek karı arıyorsun heralde o olmadı o aramaya inanma akışına bırak.zaten işi bozan sen olma bozulacağı varsa bozulsun.son olarak boşver panpa.

kızdan koşarak uzaklaş.arkana bakma.
seninle de,su an evlenme planı yaptığı kişiyle de mutlu olma ihtimali yok.
siz kaçtıkça daha cok saracak muhtemelen ama bi şekilde uzak durun derim.

Ayrilip sana donse bile digerini unutamayacak.hayati sana zindan edecek. Tipik evlenme, ilgi manyagi kiz iste. Hic dusunme kosarak uzaklas.

oha, imzaya bir ay kala mı? ben boşuna demiyorum bu kadınlar şeytanın ta kendisi amk diye.

kızın meselesi egosu. madem aşık değilsin, o zaman sen onun ne yapmaya çalıştığını boş verip, kendi zamanını boşa harcadığını gör bence. oluru var mı? görünen o ki yok. evlenirse zaten işim olmaz diyorsun. e o zaman boş yere zaman harcama, çıkart hayatından gitsin, sende kendi yoluna bak. yani dert edeceksen eğer, boş yere dert etmiş olacaksın, bunun bilincine var öncelikle sonrası kendiliğinden gelir zaten. ki diyelim ayrıldı ondan seninle başladı ilişkiye, kendin diyorsun başkasıyla imzaya bir ay kala bunları bunları yapıyor diye. yarın aynısını sana yapmayacağını ne biliyorsun?

bence bunu senaryolaştır hacı nası bi ilişkiler yumağı amk bu...

@eyyor selam, yok zaten başıma gelcekleri kestirdikten sonra vazgeçtim kızdan. sadece merak ediyorum bundan sonraki süreci. zira ezber bozan bir hadise bu yaşananlar. genelde eski sevgilisi evlenen kişi sarhoş olur, depresyona girer vs. burada evlenen sıkıntıya giriyor. soru amacı merak tamamen :)

Tam bir brezilya dizisi. Uzak dur bence de.

yuvayı bozmayarak doğru yapıyorsun. zaten çekilmişsin de geri.

kızla ilgili olasılıkları çıkartmışsın da, bunda da başarılısın.

herhalde tek sorun şu; kızla o kadar iyi vakit geçirmemiş olsan, daha dirayetli davranırdın. yapacak bir şey yok hacı. unutacaksın da.

kız zaten unutmaz herhalde bundan sonra. evliliğini sorarsan da ko götüne derim, olmaz bi halt o işten.

geçmiş olsun.

Yuvayı da boz derim. Evlenecek olduğu eski sevgilisine de yazık. Koşarak kaç, kaçarken adamı da yanına al. Bugün -ki evliliğin 1 ay öncesi diyoruz lan?- seninle bunu yapıyorsa yarın başka bir adamla -ama ben kocama hala aşığım bak ona göre" diyerek bir ilişkiye girebilir.

Ya argo falan konuştuğum için çok özür dilerim ama büyük bok atlatmışsın bence.

yarın boş musun +1

evleneceği adamı da kurtar derim ben.

Anlamadığım şey sen hala evlenecek olan bir kızla niye konuşuyorsun, iletişim kuruyorsun?

Facebooktan sil engelle, android ve ios telefonlarda blacklist uygulamaları var, onları kullan iletişimi kes. Sende de hata var.

sikertirim öyle aşkın ızdırabını hesabı hacım,
kaç kurtul, o nasıl yaman çelişkilerdir.
bırak evlensin mutlu olsun.
sen kendi hayatına bak.

bu ne ilgi orospulugudur aga, kac kurtul derim kesinlikle. seni rahatsiz ederse de en temizi evlenecegi adama söylemekle tehdit et. kendi sevgiline de burda yazdigin gibi durumu izah et, o manyak kari yarin öbür gün senin hatuna da bisiyler yazar falan aman diyim.

@efrasiyab87 merhaba, bi açıdan haklısın ama diğer yandan da haklı değilsin. zira ben iletişimi kopardım temel olarak. rehberimde de yok, hafızamda hiç olmadı numarası. yazdığı zaman cevap veriyorum ki hatalı olduğum nokta bu herhalde. düzenli olarak sığınacağı liman muamelesi çekiyor kız.

bence bundan kurtulduğun için sevin uzaklaş. küfür ettirtir adama böyleleri.

Bence evlenecegi adami uyar , bak bu kiz su durumda benimle bu muhabbetleri yapiyor,aklin varaa kac falan de.

evleneceği kişiyi uyarma derim, çünkü kız senin için iftira atıyor vs diyebilir sonra iki tarafla da muhatap olmak zorunda kalırsın.
kızla bağlantını mutlaka kopar. baktın anlamıyor güzelce ifade etmenden, bir daha sana hiçbir yolla ulaşmamasını aksi takdirde sendeki mevcut konuşma kayıtlarını müstakbel eşine yollayabileceğini belirt, bence bu yeterli olur.
bi daha da 10 numero demeden önce çok dikkat et:) lakin eski sevgilisi devreye girmeseymiş belki de 1ay sonra sen o kızla evleniyor olucaktın:(

off nasil iliskiler lan bunlar

Abovvv kaç kaçç bian önce. Freud bile açıklayamaz bu kızın psikolojisini

açıkçası tam bir egoistmiş. ben de bir bayanım ama bu yaptığı doğru değil. benim de bir arkadaşımın başına çok benzeri geldi, kız aldattı, ayrıldılar tabi, ama her gece arıyor arkadaşımı. aldattığı adam da biliyor her şeyi ama takmıyor. kız adamdan da ayrılmıyor, ama bizimkine de yalvarıp duruyor.

işte böyle insanları akıl hastanesine yatırıp sağlam bir tedavi etmek lazım. çünkü bütün dünya onun çevresinde dönüyor sanıyor. bütün erkekler onu sevsin, kimse kimle takıldığıma karışmasın diyor. bilinçli yapmıyor belki, ama yaptığı ve hissettirdiği bu.

o yüzden senin selamını kesmen bir daha hiçbir şekilde görüşmemen lazım, ki iki taraf da yoluna gitsin.

sakın ama sakın geri dönme.

gardas sende baskasiyla beraber olan kadinlara karsi bi zaaf var herhalde. bu kadina evlenmek uzere oldugu hale "ayril beraber olalim" diyorsun, red cevabi alinca ayni sirkette calistigin ve baska birisiyle iliskisi olan bir kadinla gelecek kurmayi dusunuyorsun. sen de enteresan hisler var.

hocam terk et kızı... ilişiğini kes. ona cevap vermen sıkıntı. artık cevap verme. ondan sana yarar değil zarar gelir.
kızdaki bir hastalık. herkes benim olsun ama ben kimsenin malı olmayayım hastalığı...

seviyordur ama sevdiği kadar sevilmiyordur. çok seviyordur sevgilisini. sen onu güzel seviyorsundur, senle özel önemli vazgeçilmez hissediyordur ondan seni de kaçırmak istemiyordur. ama onla olur. sana salça olmasına izin verme.

@caylakoldukeyhalkımunutmabizi iyi de kızı tanıdığımda beraber falan değildi. yarım kalmışlık oldu, ilk anda geri çektim zaten. ondan sonra tüm iletişimi kendi kurdu.

Otogardan otobuse binmistim ben ama numarasini hatirlayamadim.

93 numaralı otobüs.

taksi. arkadan köy yolundan acemler'e çıkacak. ondan sonrası trafiğin durumuna göre yetişirsin sanırım. ya da acemler'den metroya binersin. metro hastanenin oraya kadar gidiyor.

Zaman sorunum var diyorsun bu durmda taksi tek çözüm. 93 numaralı otobüs kampüse gider ama 05 ve 35 gece kalkıyor ve 45 dakka sürüyor. Metro filan çok daha uzun sürer. Senin tek çözümün taksi. Çevre yolundan gidecek kampüse. 20 dak sürer,60 lira tutar.

Şöyle bir soru sorayım, otobüs otoyola geçmeden köprü girişinde insem oradan daha çabuk ulaşabilir miyim veya otobüs/taksi bulabilir miyim?

boğaz kenarında değil ama güzel bir mekan, suadiye mirror.

alkol isterseniz margaritası ve mojitosu harika, deniz ürünleri tabağı çok güzel, yengeç panesi muhteşem.

kanlıca, salacak tarafı falan olabilir. kalamış olabilir. maltepe tarafları olur derdim de doldurdular galiba oraları..

anadolu hisarında sabancı öğretmenevi var. marmara üniversitesi kampüsünün karşı tarafında kalıyor, boğaz kenarı.

paşa limanı var, alperenler var, var da çok sakin olmaz oralar. en sakini yine senzafine'nin dediği gibi sabancı öğretmenevi olabilir bu saatlerde.

Kuzguncuk

Çengelköy çınaraltı çok net

kavacık otağtepe,manzara enfes güzelcehisar kafeye gidebilirsiniz

abi seviyorsan git konuş bence.

yazdığın şeyin fotografını çek twitterdan roger ı ekle twit at bişeyler yap işte

twitter'a spam. baska yolu yok.

amac ne? cok merak ettım

Adam kulise gitaristini bile yaklastirmiyomus,cok zor o is :)

www.kocaelidagcilik.com

www.campandtravel.com

istanbula yakın yerler, pazartesi gitmeli perşembe dönmeli mümkündür

burgazada/ martha koyu

kabatepe orman kampı var çanakkale'dee, ya da oraya kadar gelmişken gökçeada olabilir.

fular?

Fular, pasaj

fular diil galiba.o kadar uzun da diil. arkadan bağlanıyor. arkeologlar,dağcılar, akutçular falan kullanır hani. biraz da toza karşı.

buff olabilir mi?

buff da değil sanırım. red kitin boynuna bağladığı gibi bi şey. daha çok mendil gibi.

poşu?

resimleri ekledim. işte şu lavukların bağladığı gibi bi şey.

Red kitinki işte adı neki onun

bandana

nerden buluruz böylesini?

bandana bro kasma boşuna saymışlar her şeyi. :) en sikindirik rock festivallerinde bile verilir bunlardan.

internetten satan bi yer bulamadım. varsa bi link atın genşler. ama aynen bu boyutta ve düz kırmızı olacak.

toka satan yerlere bak olmadı bi terziye git kestir.

kadıköy-çilek sokakta zibil gibi var

Yanlişsin

bence güzel kadınlara, zengin erkeklere güzel. tabii hangi anlamda baktığımız da önemli. mesela bu bakış açısı popülerlik anlamında.

yakisiklierkekguzelkadin.avi

doğuştan şanslı insanlar var elbet. fakat "eksik" yönlerini kapatmak da insanın elinde. kültürlü olmak, düzgün bi vücüda sahip olmak, iyi bir maddi gelire sahip olmak, vs.

çok çok yanlış
belgelerle kanıtlarım gerçi @nakippoyraz gereken açıklamanın bir kısmını yapmış

güzelliğim benim lanetim :/

Yakisikliligim benim lanetim :/

çirkin bi erkeğim iyi bi okulum taş gibi manitam (her ne kadar boğazımdan kısıp biriktirerek de olsa) ve harika objelerim var (daha iyi bi kelime bulamadım. fare, kulaklık, dijital çerçeve, bilimum bu çeşit ürün/aksesuar...) güzellikle alakalı olsaydı yarra yemiştim panpa.

ya bırakın allah aşkına. 1 kişide doğrusun dememiş.

ya arkadaşım zaten yakışıklıysan güzelsen bahtın kısmetin açık olur. ne kabullenmez adamlarsınız siz ya

Hayatın gerçekleri, istiyorsan tam bir mal ol eğer yakışıklı ve doğuştan iyi bir vücudun varsa kadınların "ufff şuna bak" dedikleri kişi olursun. Para çok önemli değil burada adam gibi takıldıktan sonra, kadınlar içinse eğer giderin varsa sıkıntı yok her turlu bulurlar birini. Gerçek olan bu

güzel olan tek tarafı bizim pompalayacak hatunu daha rahat buluyor olmamız. o da ikimizi aynı sosyo-ekonomik seviyede saydığımızda. ağzın iyi laf yapıyorsa, girişkensen vs. çirkin olmana rağmen o farkı azaltırsın. ama işin kötüsü benim de ağzım iyi laf yapıyor. şimdi senin ağzın hem iyi laf yapmıyor, hem sosyo-ekonomik durumun benden düşük ya da eşit hem de çirkinsen kusra bakma ama kaybetmeye mahkumsun karşımda. yani genel olarak yanlış değilsin bu koşullarda

bazi erkekler var cok guzel bazi kizlar cok yakisikli...

olaya bakis acimi s......m su anda cok netim.

ya bahtın kısmetin çok açık olduğu halde geleni gideni geri çeviriyorsan?

(bkz: doğal seçilim)

tabi be oğlum ne sandın

hayat kendisiyle barışık insanlara güzel..

süt kabartma tozu ve vanilya var mı evde? Bir de yumurta lazım tabi

yağsız olmaz yiyemezsin bile. bir keresinde 1 bardak yağ yerine yarım bardak koymuştum o bile çok farketmişti.

katı yag yok sıvı var zeytınyagından aycıcegıne kadar onları koysam olur mu

olur tabi.

3 yumurta
1 su bardağı şeker
1 sb sıvı yag
1 sb süt
alabildiğince un ve bi paket kabartma tozu.

ps : ben de erkek arkadasımdan ayrıldım,dün aksam kek yaptım,yiyemedim bile.

4 yumurta 1,5 su bardağı şekeri çatalla çırp, güzel karışıp biraz köpüklensin, mikser kullanma.

bu karışımın üstüne 2 bardak un, yarım su bardağından biraz fazla sıvı yağ, 1 bardak yoğurt, 1 paket kabartma tozu, yarım paket vanilya ve limon kabuğu rendesi ekleyip karıştır.

önce yağ sonra yoğurdu aynı bardaktan eklersen yoğurt kolay dökülür.

bu karışımı kek kalıbına dök. kalıbı yağlamayacaksan yağlı kağıt ser. çok az karışımı bırak ve bu karışıma çok olmamak kaydıyla kakao döküp karıştır, sonra bu karışımı da daha önce döktüğünün üzerine dök.

fırında 180 derecede 45. dakika pişir.

Ben de coronaa'nın tarfini yapıyorum ek olarak vanilya ve limon kabuğu rendesi koyuyorum.

Edit: Bu arada yumurta çırparken mikser varsa kullan çatal matal uğraşma. Ama unu ve kabartma tozunu koyduktan sonra aşırı karştırma.

www.youtube.com

Yasal. Etkin maddesi ayni ilac vermişse sikinti olmaz. Tam tersine devlet eşdeğer ilaç kullanmaya teşvik ediyor eczaneleri

Elinde daha cok digerinden vardir,onlari elden cikarmak istemistir. Hic bir farki yok ayrica, bazen doktor etken madde yaziyor,eczaci mustahzar veriyor, normali bu aslinda

Valla selanikte ucuz konaklayabileceğini sanmıyorum.Hostel bulmak çok zor oluyor dönemde.Biz 40-45 Euro ya güzel bir hotel bulabilmiştik. emporikon hotel. Güzeldi.

40-50 EUR verebilirim hotel için. Hotel dışında yeme içme ve etrafı dolaşma konusunda tavsiyeniz var mı?

Selanikte sirtakili falan mekanlara git, bagdat caddesi gibi bi yer vardi orda bir suru mekan var ama adini hatirlayamadi. Kavalada balik yemistik, sahilde, guzel soslu bi kabak kizartmasi yedim orda tadi damagimda, vardir her yerde belki menude gorursen kacirma bence. Bi de kavala kurabiyesi al tabi. Kavalada konaklayabilirsen orasi da cok guzel bence

Kavaladan Thassos adasına geçip orda konaklarım büyük ihtimalle. Bahsettiğiniz kızartmayı her mekanda bulabilir miyim?

Ya ondan emin degilim iste, kavalada sahilde mavi beyaz sandalyeleri olan cok sirin bi restoranda yemistik. Gercekten cok guzeldi ama

kavala kurabiyesi al. acayip güzel ve taze oluyor. burda satılanlara benzemiyor.

hatta bana da getir bir paket :)

Adapazarı'nda Karasu'ya yakın Yenimahalle var, Sakarya nehrinin denize döküldüğü yer. Salaş balıkçı lokantaları var, nehrin üstünde falan pek sevimli. Yine yakınında Maden Deresi var, çok güzel bir yürüyüş parkuru, alabalık tesisi vs de var. Denize girmek için İzmit'te Kerpe var, çok güzeldi de sonradan nasıl oldu bilemiyorum, çok güzel denizi ve etrafta enteresan falezimsi oluşumları vardı.

Burgazada-martha koyu

fiyattan emin değilim. www.splendidhotel.net

daha önce marine house da kaldık. gayet iyiydi kahvaltısı falan.

adada başka otellerde de kaldık, resimlerdeki gibi çıkmıyorlar malesef. bi keresinde bi otele gittik, odada sadece yatak var, dönsen dönemezsin o derece kötüydü.

ama haftasonu adalar çok kalabalık olmaz mı? =/

Bence burgazadada, martha koyu ya da kalapazan kayalar diye bilinen yere gidip cadir kurun. Hem sakin hem doga harikasi, ay isigi deniz meniz,mis gibi dinlenir hos vakit gecirirsiniz.sakin oluyo bi de

Büyükada ascot'ta kalmıştık. o zaman gruponla 100 TL ödemiştik, oda çok iyiydi. adanın en iyi oteli diyebilirim hatta.

öğretmenevi?

lie to me, the mentalist

dexter, 2 sezon izledim 2 sezonda da ana konu farklıydı.

six feet under, buffy the vampire slayer

suits, tek geçerim.

house.

@female demon mentalist'te konu bildiğim uzuyor 6 sezon aynı şeyi kovalıyorlar.

@diğer arkadaşlar, izledim hepsini :)

dexter ı arıyosun sen

house of cards, the newsroom, white collar.

mad men,black mirror,six feet under

mad men +1

Twinn Peaks -bence hala en sağlam iştir TV'deki.

16 saat civarı sürer yol.Esenler otogardan akşam 6 7 gibi otobüsler var, peron numarasını hatırlayamadım şimdi.Otobüsle gidince dediğin gibi vize sorunu oluyor hatırladığım kadarıyla ama uçakla sıkıntı olmuyor.

Uskup 14-15saat. Ben once sirbistan sonra makedonya sonra kosova sonra yunanistan yaptim sorun olmadi giris cikislarda.arabayla ne olur bilmem.ohrid'e mutlaka gidin bence
Sirbistanda temmuzun ilk haftasi mi tam bilmiyorum exit diye saglam bi muzik festivali var,ona denk gelirse suer olur,icki sigara inanilmaz ucuz.

Metrobusten uzuncayirda inin,ordan kadikoy yonune giden otobus ya da dolmuslara binin,hepsi geciyo

yunanistan ile makedonya'nun arası gergin.
bosna ile sırbistan'ın arası gergin
sırbistan ile kosova'nın arası gergin.


sınır giriş-çıkışlarda nasıl sorun olur bilmiyorum ama.

Bosna hersek disinda hepsine gittim gecen ay,sirp pasaportun yoksa sorun olmuyo

Yunanistan a da gittim,sorun yok :)

ha bir de biz bordo pasaport sahipleriyiz ve vizesiz yolculuk edeceğiz. dışişleri bakanlığında vize istemiyor diyor ama sonra bir sürprizle karşılaşma ihtimalimiz var mı?

Arkadasimin da bordoydu,sorun yok :)

Kosova'ya ya Sırbistan'dan giriş çıkış yapın ya da Kosova'nın sınırı olduğu diğer ülkelerden. Bildiğim kadarıyla Sırbistan dışından Kosova'ya giriş yapıp Kosova'dan Sırbistan'a geçmek mümkün değil. Öte yandan ben Kosova'ya gidip daha sonra Sırbistan'a girmiştim, sınırda sorun olmadı. Benim de pasaport bordo.

Onun dışında ilk cevaba ithafen: Yunanistan'dan Makedonya'ya geçtim, Bosna'dan da Sırbistan'a geçtim sınırlarda herhangi bir sorun olmadı.

aile ve sosyal politikalar bakanlığı ve meb nin sitesinde çeşitli kurumlar ve isimlerin listesi bulunuyor. bunları incelediniz mi?

ayrıca o istemediğinizi söylediğiniz özel eğitim merkezlerinde farklı bir uygulama mı var? benim bildiğim zaten bahsettiğiniz türden bir eğitim. kaynaştırma eğitimini de araştırabilirsiniz.

merhaba
yaşı kaç kardeşinin?
aradığınız okul eski adıyla eğitim uygulama okulu, 4+4+4 ten sonra yeni adıyla özel eğitim uygulama merkezi.
3 kademelidir. yaşına göre uygun olana yerleştirilir. 3. kademede okulun adı "özel eğitim ve iş uygulama merkezi" olur (eski adı iş eğitim merkezi)
23 yaşına kadar yararlanabilir.
mesela bakırköy'de var.
www.nefnakeuo.k12.tr
bulunduğunuz ilçenin ram'ı yönlendirir sizi bu konuda.
yok eğer 23 yaşından büyükse de belediyelerin kaymakamlıkların özürlüler merkezi tek seçenek.

bu arada bu tip okula gitmesi için orta ya da ağır mr olması gerek.
eğer durumu uygunsa okulların bünyesinde orta-ağır özel eğitim sınıflarına da gidebilir (14+2 yaşından küçükse)
hafif mr ise ya normal sınıf düzeyinde tam zamanlı kaynaştırma eğitimi ya da ilkokul / ortaokul bünyesinde hafif özel eğitim sınıfı.(yine 14+2 yaşından küçükse)

İl istanbul ise,izev ile bi iletişime gecin derim ben, birtakim derslerin yaninda el sanatlari,hayvancilik vb meslek edindirmeye yonelik egitimler veriliyo,tam bilgim yok ama bi konusun bence
İzev.org.tr
Elmas Hanim yardimci olacaktir.

İstanbul için Metin Sabancı Vakfının bir kurumu var.İnternette rahatça iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz.

Var

var

Hasta olmasam gelirdim ama şu halimle maalesef mümkün değil.

Var

baldıran olabilir. etki süresi kaç saat bilemiyorum tabii.

edit: sokrates'in de intihar ederken kullandığı, antik yunan'da çok popüler olan, anadoluda da yetişen bitki olduğundan kitap için uygun olabilir.

hacı şimdi güzelavrat otu pek kulağa hoş gelmiyor, estetik değil, sırıtıyor yani:)

dexter'da 7. sezon'da dexter'ın hatununun kullandığı bir bitki özü vardı.
kanıt dizi/programının bir bölümünde de masör cinayetinde kullanılan bir şey vardı.

ne kadar zamanda öldürür ne yapar eder bilmiyorum ama risine bak derim...

phonex +1. en.wikipedia.org

edit: kurtbogan'mis la turkcesi. asdlmnaskb

martı dönerle zehirlerim.

Valla portakal gazi, kadmiyum gazi hep TC Polis tescilli, guvenle kullanabilirsin.

Zakkum

bayat balık yanında ayran içsin.

ya güzelavrat otunun adı falsoysa da işe yararlığı çok yüksek. onu niye harcadınız ki? üstelik gözbebeklerini aşırı büyütmesi nedeniyle de çok kullanışlı. çünkü semptomlar hemen fark ediliyo karşıdan. adı madem irrite etti hepinizi, tamam eledim onu.
öyküdeki yan kahraman kendi içmiş zehiri. bu nedenle sinsi bi şeye ihtiyacımız yok. cinayet işlemiyoruz yani:) zakkum arsenik falan ı ıh

baldıran tam da sokrates'i zehirlediği için olmaz.. ne bu olur okuyan di mi?

risin hakkaten süpermiş. doğru dozu bulmak için arama yapayım ben biraz.

ayrıca biber gazı, portakal gazı mümkünse önce üretene, sonra kullanana girsin

tırsmıyorum. gitmekte kararsızım gerçekten. çünkü gidersem insanlara yardım edemem. gidersem her saniye tepki veremem. gidersem aklım direnenlerde kalır diye karrsızım.

gidiyorum, sıkıntı olacağını da sanmıyorum, tabi karşıya geçebilirsem.

gidiyorum. cuma günü taksim'deydim, dün de öyle. korkulacak hiçbir şey yok. evet okula gideceğim ve sınavdan çıktıktan sonra arkadaşlarımla nerede yardım edilecek insan varsa onların yanına geçeceğiz.

siyah giyip her yere gidiyoruz. direniş her yerde

tırsma kardeşim, ne olur tırsma.. tırsa tırsa ne hale geldik zaten

başıma bir şey gelir diye korkuyorsan, çatışmanın ortasına girmediğin sürece başına bir şey gelmez. göstericiler sakince yürüyüp slogan atıyor sadece. polisin durumu malum gerçi ama, kilit noktalardan geçmediğin sürece sorun olmayacaktır. iki gündür taksimdeyim, kılıma bi zarar gelmedi öyle söyliyim.

işim beşiktaş'ta hatta bahçeşehir'in hemen orada o yüzden gideceğim elbet duruma göre direnişe de kayabilirim.

Cihangir'de siraseviler'de calisiyorum. :) yarin is yine cok keyifli olacak.

Finale gideceğim, hiç çalışmadan hem de.