Giriş
(7)

Tarihi niteliği olan bir yapı satın alırken nelere dikkat edilmeli?

anaphylacticshock
Merhaba, Güney egenin meşhur ilçelerinden birinde satılığa çıkarılmış 3 katlı, 7 odalı, kocaman bir terası olan, büyük bahçeli, en az 100 yıllık tarihi bir ev bulduk. Ev dediğime bakmayın çok büyük gerçekten. Mimarisi falan çok güzel. Satan kişi burayı yaklaşık 2 yıl önce evin varislerinden satın al
Merhaba,

Güney egenin meşhur ilçelerinden birinde satılığa çıkarılmış 3 katlı, 7 odalı, kocaman bir terası olan, büyük bahçeli, en az 100 yıllık tarihi bir ev bulduk. Ev dediğime bakmayın çok büyük gerçekten. Mimarisi falan çok güzel. Satan kişi burayı yaklaşık 2 yıl önce evin varislerinden satın almış ve mimarisine, tarihi niteliğine uygun olarak restore ettirmiş.

Bu ev tapuda "2. Grup yapı, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı" diye geçiyor.

Aslında aklımızda mülk almak yoktu ama evi görünce vurulduk. Kenarda altın olarak biraz birikimimiz vardı ve fiyat çok uygun olunca bu evi almayı düşünmeye başladık.

Fiyat konusunda şöyle diyeyim, bu evin fiyatıyla İstanbul'un biraz kalburüstü bir semtinde ara kat bir daire alınır ancak.

Bu ev küçük bir ailenin yaşaması için çok fazla büyük. (3 kat, 7 oda, 4 tuvalet banyo, 2 mutfak)

Alırsak nasıl değerlendirebiliriz, ne yapabiliriz diye düşündük. Aklımıza butik otel yapmak geldi ama biraz ürktük acaba baş edebilir miyiz diye. Buraya en yakın plaj minibüsle 35 dakika mesafede. Yaz tatili için burayı tercih eden olur mu bilemedik. Sonra dizi film çekimleri için kiraya vermek de aklımıza geldi ama buralarda şu zamana kadar sadece 2 dizi falan çekildi.

Ayrıca tarihi eser niteliğinde olduğu için otel yapmaya izin verirler mi emin olamadık.

Tapu kaydında buranın 2. grup yapı olduğu ve tarihi niteliği hakkında şerh var sadece. Başka bir şerh ya da beyan vs yok.

1) Siz olsanız durduk yere altın birikiminizi bozup böyle bir mülke yatırır mısınız?

2) Burayı alırken resmi prosedürlerde neye dikkat etmeliyiz? Fazla ucuz olması açıkçası biraz kıllandırıyor beni. Ya da bana mı öyle geliyor ve fiyatı aslında normal mi bilemiyorum. Buranın raicini, piyasasını nasıl öğrenebiliriz?

3)Tapunun üzerinde ipotek var mı nereden görebiliriz? ŞBİ olan tapu kaydı var elimizde. İpotek falan olsa bu kayıtta görünür mü?

4) Tapu kaydında ada ve parsel vs görünüyor. Tapu kaydı ve tapu fotokopisinde yazan evin birebir bu ev olduğunu nereden, nasıl teyit edebiliriz?

5) Yakın zamanda bir müteahhittin aynı daireyi birden fazla kişiye sattığına dair bir haber çıkmıştı. Bu nasıl mümkün olabiliyor? Böyle bir duruma düşmekten nasıl kaçınabiliriz?

6) Aklınızda hiç yokken böyle bir ev alsanız nasıl değerlendirirsiniz? Otel mi yaparsınız, başka bir şey mi? Biz açıkçası ne yapacağımızı bilemedik. (Ege'nin meşhur bir ilçesinde ama yabancı turist falan çok gelmiyor. Sadece yerli turist geliyor. Ev en yakın plaja minibüsle 35-40 dakika mesafede.)

Uzun yazdım biliyorum, kusuruma bakmayın. Bildiklerinizi yazabilirseniz çok sevinirim.
0
anaphylacticshock
(08.10.25)
Eve yükseldim ama anca yaşamak için alırdım. Otel kaldırmaz. Ege deprem bölgesi. Bir de tüm paranız buysa almayın bence.
0
arbre
(08.10.25)
aklima tam olarak su entry'm geldi: eksisozluk.com

evin bulundugu yerin statüsüne göre ne derece bir restorasyon mümkün, bu degisir. bu da pek sizin yapabileceginiz bir sey olmuyor. bürokratik islemler hayli uzun ve sac bas yolduran cinsten cünkü. üstelik koruma bölgesi olmasa dahi 2. grup yapi oldugu icin restoratörle calismak zorundasiniz.
ucuz olmasinin sebebi tapu üstünde ipotek olmasi falan degil, bürokrasi. eserin tespiti, koruma kurullarına basvuru, uygun proje hazirlanmasi, kurula projenin sunumu, ki eminim o proje asssla ilk seferde kabul edilmeyecek falan, derken muhtemelen evi alinca en az 3-4 sene bununla ugrasacaksiniz. bu sadece zaman degil, ayni zamanda her bir basamak ayri ayri para demek.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(08.10.25)
Biz de çok aşırı yükseldik eve. Hiç aklımızda yokken acaba alsak mı diye ciddi ciddi düşünmeye başladık. Ama çekirdek aile için çok aşırı büyük bir ev. Başka türlü değerlendirmeyi düşünüyoruz da işte ne yapacağımızı bilmiyoruz.

Şu anda nakit olarak tüm paramız bu. Ama çok şükür satılmasını beklediğimiz 1-2 gayrimenkul var, 6-7 aya kadar gelecek meblalar var. Yani çok sıkıntıya girmeyiz diye düşünüyoruz.
0
🌸anaphylacticshock
(08.10.25)
Ev restore edilmiş zaten. Bize yapacak hiçbir şey kalmamış. Ev tepeden tırnağa restore edilmiş durumda.
0
🌸anaphylacticshock
(08.10.25)
en guzeli oralardan bir tanidik bulup sordurmak, dediginiz kosullarda butik otel vb cok kazandirmaz ve cok ugrastirir; dizi film vb kiraya vermek daha mantikli olur
0
sweetoffice
(08.10.25)
butik otelle basedebilirsiniz ama tapuda bir sikinti var mi diye avukatla görüsün. ayni zamanda yapi restore edildiyse dahi otel olabilmesi imar durumuna, mevzuata uygunluguna ve ilgili izinlerin alinmasina bagli. restorasyon tek basina otel olması icin yeterli degil. yapinin bulundugu arsanin imar planinda otel, turizm, ticaret veya konaklama amacli kullanima uygun olmasi lazim. yangın yönetmeligi, saglik, güvenlik ve diger otel isletme standartlarina uygun olmali. eger bunlar gözardi edilerek restore edildiyse otel olarak kullanamazsiniz, binayi tekrar bunlari saglayacak kriterde restorasyona sokmaniz gerekir.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(08.10.25)
1. Deniz uzakta olduğu için almam gibi geliyor. Yazlık desem yazlık değil, kışlık desem kışlık değil. Yapılan restorasyonun içeriğini ve derinliğini de bilmiyorsunuz. Sadece görsel bir şeyler mi yapıldı? Yarın su boruları patlayacak mı, yoksa hepsi en iyi şekilde tamir edildi ya da yenilendi mi? Elektrik tesisatı ne durumda? Otel yapmak için de uygun değil gibi geldi. Odalarda banyo tuvalet olmadığı sürece otel olmaz. Ama bahçe varsa ve havuz yapılıyorsa, komple villa olarak kiraya verirsiniz belki.
2. Hem resmi prosedürler anlamında hem de rayici öğrenmek adına bir değer belirleme eksperi ile konuşsanız daha iyi olur. Özellikle de eski mülklerden anlayan bir eksper bulabilirseniz muhteşem olur. Bölgede tanıdık başka emlakçı var mı? Onlara sorabilirsiniz.
3. Eksper bunu öğrenir ama ipotek varsa zaten size satış yapılmaz.
4. Bu soruyu anlamadım. Bu evin arsasının tapudaki ada parselle aynı olduğunu soruyorsanız, parsel sorgu uygulamasından girin bakın, arsanın sınırları ile birlikte gösterecek. Evin o arsada olduğunu teyit etmiş olursunuz. Eğer sorunuz, evdeki tüm tadilat, ekleme vs gibi şeylerin tapuda kayıtlı olup olmadığını öğrenmek ise, eksper ile devam etmek daha doğru olur.
5. Elden para vermediğiniz sürece mümkün değil. Tapuya gideceksiniz, oradaki memurlar satışı yapabileceklerini, herhangi bir mani olmadığını teyit edecekler, siz de paranın %100’ünü BANKADAN göndereceksiniz. Memurlar da tapuyu size verecek. Parayı gönderirken, açıklamaya sığdığı kadar ada parsel vs bilgileri yazarsınız.
6. İlk soruda cevaplamış oldum aslında. Komple villa olarak kiralayın.

Bu arada ev tire’de mi?
0
co2s2
(08.10.25)
(3)

diyetisyen numarasına ulaşmak

dedim dedim de kime dedim
bir diyetisyen e ulaşmak istiyorum ama instagramına bakmıyor, yada bana dönmüyor. maillerine de bakmıyor. zaten biraz dolu müşteri olarak.acaba telefon numarasına nasıl ulaşabilirim?
bir diyetisyen e ulaşmak istiyorum ama instagramına bakmıyor, yada bana dönmüyor. maillerine de bakmıyor. zaten biraz dolu müşteri olarak.

acaba telefon numarasına nasıl ulaşabilirim?
0
dedim dedim de kime dedim
(08.10.25)
websitesi vs yok mu? ismi cismi nedir? ben de arayayım, numarası olmaması ihtimalini görmüyorum açıkçası.
0
co2s2
(08.10.25)
doktorsitesi, doktortakvimi vb. sitelerde de yok mu?
0
inheritance
(08.10.25)
devletteyse ulaşmak zor.

özeldeyse çalıştığı kliniğe ulaşın.
0
jelly bear
(08.10.25)
(6)

yurtdışından türkiye'ye eşya yollamak

eileengray
yurtdışındaki fazla ve kullanılmış eşyalarımızı (giysi ve kitap) usps/ptt gibi kargoyla türkiye'ye yollamak istesek gümrüğe takılma riski var mı? nasıl yapmak gerekiyor? postaya verirken formda değerini 30 euro altında göstermek yeterli mi?
yurtdışındaki fazla ve kullanılmış eşyalarımızı (giysi ve kitap) usps/ptt gibi kargoyla türkiye'ye yollamak istesek gümrüğe takılma riski var mı? nasıl yapmak gerekiyor? postaya verirken formda değerini 30 euro altında göstermek yeterli mi?
0
eileengray
(08.10.25)
takılır.
0
co2s2
(08.10.25)
30 euro altında gösterseniz de vergiden muaf olmuyor.
0
elorelia
(08.10.25)
kitap muaf.
giysi geçmez muhtemelen. ama kullanılmışsa belki.
0
jelly bear
(08.10.25)
hepsi kullanılmış, belli yani; nasıl yapmalıyım o zaman? ya da şöyle sorayım: kullanılmış eşyaların vergisi ne kadar oluyor? dhl ile mi gönderelim? 6-7 yıl önce böyle 1-2 kutu göndermiştim, bir sorun olmamıştı ama bu yeni düzenlemelerle ne yapmak gerek?
0
🌸eileengray
(08.10.25)
maalesef yeni yasalarla geçmez ama ikinci el olduğu aşikarsa belki geçebilir de, bilmiyorum o kısmı. bence en mantıklısı türkiye’ye giden biriyle göndermek.
0
deartheodosia
(08.10.25)
siz de gelecekseniz yanınıza alamadığınız eşyaları limit olmadan bir ay önce veya üç ay sonrasına kadar getirebilirsiniz yazıyor.

gumrukrehberi.gov.tr
0
inheritance
(08.10.25)
(7)

Hybrid mi elektrikli mi?

naksidil
Otomobil alacağım. Hybrid mi elektrikli mi? Fikrinizi ve neden böyle düşündüğünüzü açıklar mısınız?
Otomobil alacağım. Hybrid mi elektrikli mi? Fikrinizi ve neden böyle düşündüğünüzü açıklar mısınız?
0
naksidil
(08.10.25)
şehirler arası yol çok yapmıyorsan, özellikle evinde ya da iş yerinde şarj imkanın varsa elektrikli olabilir
bayramda bodruma giderim, tatillerde memlekete giderim şeklinde bir düşüncen varsa hibrit.

temelde yoğun dönemlerde şarj etmek ciddi problem. şarj cihazına erişiminiz kolay olmalı. (ev ya da ofis) gidip avm de şarj ederim diye düşünüyorsan sürdürülebilirliği zor.
0
kisa
(08.10.25)
Elektrikli pek istemiyorum ama altini dolduracak fazla argumanim yok. Yeni seyler ogrenmek istemiyorum, fazla moda olan seyleri istememe takintim var nedense, sarj beklemek istemiyorum. Bir de tabii nadir durumlardir falan ama arac yaniyor, bazi durumlarda kapiyi acamadiklari icin cikamiyorlar. Herhangi bir elektronik cihaz gibi birsey, sonucta siradan insanlariz ama isteseler arabayi kapatirlar bile.

Hibrit konusuna gelirsek. Toyota (Lexus dahil) ve belki Honda haric markalara guvenmiyorum. Mesela VW grubunda dinamo falan korkunc masrafli seyler duydum, bizzat tanidigim kisiler de dahil buna, kucuk bir grup ama son zamanlarda 3-4 kisi VW grubundan hibrit arac aldi, hepsi buyuk sorunlarla karsilasti. Hatta sifir Multivan alan biri var, araba aylarca serviste tamir edilmeye calisildi. Garantisi oldugundan para cikmadi sonucta ama ugrastirdi ve uzun vadede gene ayni durumlar olur diye dusunuyorum. Diger markalarda duzgun araclar vardir belki ama bilgisizlikten hic bulasmazdim.
0
mbond
(08.10.25)
ikisi de henüz oturmamış, gelişmeye devam eden teknolojiler. hangisinin alınması gerektiği ise aracı kullanacağınız koşullara göre değişim gösteriyor. en temelden gelelim.

elektrikli araçlar özellikle düşük süratlerde, dur kalkta çok verimliler. uzun yolda, yüksek süratte de verimliler ancak araçta taşıyabildiğimiz pil miktarı, ağırlık nedeniyle sınırlı. bir de pili şarj etmek zaman alıyor. bu sebeple uzun yolda kullanmak zor. pili şarj etme meselesi, pratikte elektrikli araçların tek dezavantajı. bir de elektrikli araçlar daha az bakım istiyor. daha çevreci. ve çoğunlukla çok güçlüler.

benzinle dizelle çalışan motorlar, aracın kalkışında ve düşük süratlerde verimsizler. yani şehir içinde, dur kalkın bol olduğu durumlarda verimli değiller. uzun yolda, yüksek süratte, sabit hızda daha verimliler. daha doğrusu, verimli demeyelim, kullanışlı diyelim. elektrikli araçlar uzun yolda da daha ucuzlar ama kısıtlı pil/menzil ve uzun şarj süreleri nedeniyle uzun yolda keyif kaçırabiliyorlar.

hibrit araçlar ise, elektrikli araçların ve benzinli araçların avantajlarını bir araya getiriyor. kısa mesafede, düşük süratlerde, dur kalkta elektrik motoru kullanarak verimi arttırıyor. yüksek hızlarda, sabit hızlarda, uzun mesafede benzin motoru kullanarak menzilinizi arttırıyorlar. bu arada araçtaki pil miktarı azalıyor, ağırlık da azalıyor.

şarj meselesi haricinde elektrikli araç almamak için bir sebep yok gibi. örneğin kendi evinizde şarj etme şansınız varsa, kesinlikle elektrikli araç ya da sabah işe gittiniz, hemen yan tarafta şarj etme şansınız var, kesinlikle elektrikli araç. yılda 1-2 kere tatile gidiyor olmanız sizi çok korkutmasın, onları da bir şekilde çözersiniz.

eğer sürekli olarak uzun yol yapıyorsanız, ancak o zaman benzinli araçlara dönebilirsiniz. bu durumda da saf benzinli araç yerine, hibrit araç yine daha mantıklı. tabii hibritlerin de bir kaç çeşidi var:

hafif hibrit: (mild hybrid falan diyorlar) bunlar genelde çok küçük bir elektrik motorla aracın kalkışına destek veriyorlar, benzin sarfiyatını ciddi düşürüyorlar.

tam hibrit: daha büyük bir elektrik motoru oluyor ama daha az pil oluyor. standart bir elektrikli araç yüzlerce kilometre gidebilirken, bu hibritler 3-5 kilometre falan gidiyor. şehir içinde yeterli oluyor. yüksek hızda ya da uzun mesafede benzin motoru devreye giriyor. (pili şarj etmek ve/veya doğrudan tekerlekleri çevirmek için)

şarj edilebilir hibrit: tam hibritle neredeyse aynı şey ama daha fazla pili var ve bu pilleri dışarıdan şarj etmek de mümkün. bana göre en gerçek muazzam süper hiper hibrit bu. çünkü pilleri dışarıdan şarj ederek, daha da ucuz kullanmış oluyorsunuz.

menzil arttırıcılı arabalar : şarj edilebilir hibritlerden farkı, bunlardaki benzin motoru sadece jeneratör olarak çalışıyor. yani tekerlekleri hep elektrikli motor çeviriyor. aslında benzin motorunun en verimli çalıştığı bir devir var. ara ara bu devirde çalışarak pilleri şarj ediyor. uzun mesafe gitmenizi sağlıyor.
0
co2s2
(08.10.25)
elektrikli alıpta uzun yolda bayramlarda sarj sorunu çok yaşayan var, mesela eskiden eve giderken benzin alıp giderken şimdi kim elektrikliyi doldurcak diye aile içinde sen doldur ben doldurayım olayı yaşanıyor. arabayı aldıklarına pişman oldular sadece bu küçük olay yüzünden
0
eja
(08.10.25)
kesinlikle hibrit. ama plug-in ya da mild değil, japonların tam hibrit modelleri.
0
sir gawain
(08.10.25)
hbyrid hakkı verilmeyen bir teknoloji ve en verimlisi.
0
mikahakkinen
(08.10.25)
hibrit tam bir saçmalık.
ya tam elektirkli ya da tam içten yanmalı alın.
-1
late viper
(08.10.25)
(5)

yapay zeka hisseleri

OgutucuRecep
yurt dışı borsalarında yapay zeka ile ilgilenen firmaların hisselerinin daha da artacağını düşünüyorum. bu konuyla ilgisi olan var mı? örneğin güçlü, yeni, primlenmemiş ama sağlam firmalar hakkında nasıl bilgi edinebilirim?
yurt dışı borsalarında yapay zeka ile ilgilenen firmaların hisselerinin daha da artacağını düşünüyorum. bu konuyla ilgisi olan var mı? örneğin güçlü, yeni, primlenmemiş ama sağlam firmalar hakkında nasıl bilgi edinebilirim?
0
OgutucuRecep
(08.10.25)
güçlü ve sağlam firmaların primlenmemiş olmasını beklemek zor. Nvidia mesela uçtu gitti. primlenmemiş firma, henüz çok güçlü ve sağlam olmayan, gelecekte atılım yapması beklenen ama kesinlik arz etmeyen firmadır. bu da riskli. bu tarz firmaları da halka açık borsalarda bulmak mümkün değil.
0
co2s2
(08.10.25)
Bahsettiğin tarzda firmaları bulmak imkansız. Güçlü ve yeni zaten aynı anda zor. Primlenmemiş ama sağlam konusu imkansız olan kısım. Yani yurt dışı borsalarında yer alan bir şirket düşün ki piyasa simsarları bu şirketin gücünü henüz tespit edememiş ama EKŞİ DUYURU KULLANICILARI bunun farkında. Mümkün mü böyle bir şey?

Bu tarz firmalar dışında, güçlü ve eski firmalar arasında Apple'ın yapay zeka konusunda çok geride kaldığını ama bunun Apple açısından sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum. Haliyle Apple yapay zeka konusunda büyük bir atılık yapabilir ve yapmak zorunda. Zaten yıllardır amiral gemisi telefonlarına ufak tefek güncellemeler getirerek devam ettiler. Ancak yapay zeka gibi devrimsel bir konuyu görmezden gelemezler. Siri şu an mesela yapay zeka desteği aldı. Ama karmaşık sorularda ChatGPT kullanıyor. Bu bir sorun mu? Tabii ki değil. Ancak ben Apple'ın Mac'lerde Intel'den kendi ARM çipine geçerken yaptığı gibi devrimsel bir atak bekliyorum bu konuda. Böyle bir şey olur ise Apple epey bir değer kazanır.
0
himmet dayi
(08.10.25)
bunu kestirmek çok ama çok zor; bulan biri de zaten paylaşmaz. biraz araştırma yapıp küçük firmalara dağıtarak ve risk alarak yatırım yapmak gerekir. o da tamamen şans işi; bir şey %1000 artmışken bunu önceden bilmek çok zor
0
sweetoffice
(08.10.25)
primlenmemiş bir amd vardı o da geçen gün epey yükseldi ama bence hala gideri var.
0
denemeyanilma
(08.10.25)
open ai’ın kurduğu ekosisteme giren firmalar çok yükseldi. en son iki
gün önce amd bir günde %30 yükseldi open ai anlaşmasıyla. ben iki yıldır amd yatırımcısıyım, sabırla bekledim ve hisse nihayet bir ayda %50 zıplayarak yüzümüzü güldürdü. ona rağmen hala gideceği çok yol olduğunu düşünüyorum. zaten call opsiyonlarım da var amd için.

amazon’u da hem spot olarak hem opsiyonla longluyorum.

mag7 firmalarında amazon ve alphabet bence hala cazip ve nispeten diğerleri kadar değerlerine ulaşmadılar. hepsi de yoğun olarak ai ile ilgileniyor.

bunun dışında small cap yüzlerce ai firması var. ama birçoğu bu yarışta elenecek. o yüzden araştırmadan yatırım yapmamak gerek.

youtube’da amerikan borsalarıyla ilgilenen bora özkent gibi yayıncılar var. katıl’a üye olarak onlardan faydalanabilirsiniz.
+1
sir gawain
(08.10.25)
(2)

Metabolizma hızı ne kadar hızlı artar?

tchuck
2200 kalorilik metabolizma hızınız var ve 35 yaşındasınız.uzun zamandır hiç spor yapmıyorsunuz ve haftada 3-4 gün spor, 7 gün yürüyüş yapmaya balşadınız.metabolizma hızınız ne kadar hızlı artar? bunun bir hesaplaması bir şeyi var mıdır?mesela 2200den 2700e ne kadar sürede gelir?
2200 kalorilik metabolizma hızınız var ve 35 yaşındasınız.
uzun zamandır hiç spor yapmıyorsunuz ve haftada 3-4 gün spor, 7 gün yürüyüş yapmaya balşadınız.

metabolizma hızınız ne kadar hızlı artar? bunun bir hesaplaması bir şeyi var mıdır?
mesela 2200den 2700e ne kadar sürede gelir?
0
tchuck
(08.10.25)
Metabolizma hızı öyle bir şey değil hocam metabolizma hızını insanlar hep yükseldikçe çok süper oluyormuş gibi algılıyor ama öyle değil metabolizma hızı seni hayatta tutmak için kütlene göre tiroidlerinin salgıladığı hormonlarla belirlenen bir kalori miktarıdır; kütlen arttıkça artat kütlen düştükçe düşer, 2700 kalorilik metabolizma hıızına çıkman için kütlenin yağ ya da kas cinsinden artması gerekir, yani 2700 kalorilik metabolizma hızına erişmen için ortalama 120-150 arası bi kiloya ulaşman lazım ama dediğim gibi metabolizmanın hızlı olması da süper bir şey değil metabolizma hızı kütlene göre arttığı için kalori ihtiyacın da artar en basitinden gerekli enerjiyi sağlayamazsan kas kayıpları yaşanır bu islelet kas sistemini etkiler kas kayıpları yaşarsın kas kayıpları bağışıklık sistemini düşürür ayrıca hücre içi enerji döngüsünün artması hücre yenilenmesini arttırır bu da serbest radikallerin çoğalmasına neden olur hücrelerin agresif yenilenmesi kanser riskini arttırır yüksek metabolizma testosteronu ve östrojeni baskılar kan basıncın her zaman yüksek olur taşikardi artar saçın dökülür tırnağın kırılır vs vs hızlı metabolizmanın da yavaş metabolizmanın da onlarca olumsuz etkisi var ama sen metabolizma hızını arttırmak yerine hareket miktarını arttırarak günlük kalori ihtiyacını yükseltebilirsin eğer diyet yapıyorsan, günlük kalori ihtiyacın ne kadar yüksekse kalori açığı verme limitin de o kadar yüksek olur.

Bu arada 2200 kalorilik metabolizma hızı da sağlıksız bir skor eğer günlük kalori ihtiyacı skoruyla karıştırmıyorsan, bu metabolizma hızında olmak için (kas kütlesi yüksek değilse) halihazırda yüksek kiloda olmak gerekir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(08.10.25)
biraz yanlış anlamışsınız gibi geldi. günlük kalori harcaması ile metabolizma hızı farklı şeyler. çok hareket ederseniz, spor yaparsanız o günlük yüksek kalori harcamanız olur ama BİLDİĞİM KADARIYLA bu sonraki günlere etki etmez. metabolizma hızı dediğiniz bence BAZAL metabolizma hızıdır ve kilonuz, özellikle de kas kütleniz, artmadıkça anlamlı bir şekilde artmaması gerekir.
0
co2s2
(08.10.25)
(7)

Trafik sigortası

epitaf
Trafik sigortası için aman uzak dur denilen sigortalar var mı? Herhangi birinden yaptır gitsin mi?Not: duyurunun yeni halinin ayrıntıları henüz denemedim ama font gözüme göre olmuş görünüyor:)Takip edebildiğim bir kaç özellikte iyi sanırım. Ay iyi ki var burası, sanırım günlük vasati takvim gibi oku
Trafik sigortası için aman uzak dur denilen sigortalar var mı?
Herhangi birinden yaptır gitsin mi?

Not: duyurunun yeni halinin ayrıntıları henüz denemedim ama font gözüme göre olmuş görünüyor:)
Takip edebildiğim bir kaç özellikte iyi sanırım. Ay iyi ki var burası, sanırım günlük vasati takvim gibi okuyorum :)
0
epitaf
(08.10.25)
Fark etmez, en uygun fiyati en çok taksite bölen hangisi ise o iyidir.

Ayrica " imm " de düşün..
0
designer
(08.10.25)
@designer'ın dediği gibi yaptım ben de. ankara sigorta 6 taksit geçti. gerçekten ciddi teminatı olacak bişey lazımsa ayrı kasko yapılır ama amaç zorunlu sigortayı yapıp geçmekse en ucuz en iyidir dedim.
0
konetsu
(08.10.25)
trafik sigortasında fiyatlar yaklaşık aynı çıkıyor ve genel olarak da alacağınız hizmet aynı. sonuçta eğer sizin kusurlu olduğunuz bir durum varsa, mecburen ödüyorlar ancak limitleri düşük. eğer limit üzerinde bir hasar varsa karşı tarafta, o zaman size rücu edilmesi durumu var. bu durumlar için ihtiyari mali mesuliyet sigortası gerekebilir (imm) eğer kasko yaptıracaksanız, bu imm'yi de içeren genişletilmiş kaskolar oluyor. onlara da bakın.

bunlar için de mümkünse bir acente / broker üzerinden ilerleyin. fiyat bir miktar artabilir ancak sigortayı kullanmanız gerektiğinde karşınızda bir muhatap bulmak çok önemli. sizin yanınızda olan, sigorta firmasını değil sizi koruyan birisi illa ki olsun. bunun yanında da trafik sigortasında olmasa bile, kaskoda düzgün bir firma seçin. bugün 3-5 kuruş daha az ödemek için yarın milyarlardan olmayın.
0
co2s2
(08.10.25)
trafikte çok fiyat farketmez, o yüzden en uygunu seçip gidebilirsiniz; ancak kaskoda dikkat etmenizi öneririm
0
sweetoffice
(08.10.25)
@co2s2 @sweetoffice fiyat farkı var ya, dün yaptırdım daha... 15k'dan 27k'ya kadar filan değişiyordu sigorta şirketleri arasında. gittiğim sigortacı çıkan tekliflerin hepsini gösterdi zaten ekrandan, kendisi de tanıdık.
0
konetsu
(08.10.25)
eskiden trafik cok az oynardi (max. %5), sasirdim dogrusu; o zaman bilindik bir firma secmekte fayda var @konetsu ; bilinmedik firmalarla sorun yasanabiliyor cunku
0
sweetoffice
(08.10.25)
Trafik sigortasının yaptırana bir faydası yok. O yüzden sigortacının attıklarından en ucuz olup en çok taksit yapanı seçiyorum ben. Son sefer hiçbiri taksit yapmadı.

Kaskoyu değil, zorunlu trafik sigortasını sorduğundan emin olduğumu kabul ederek cevap verdim.

Ayrıca kasko yaptırmayacaksan, kendi arabanda olabilecek hasarlara karşı önlem almamayı düşünüyorsan, bu defa İMM sigortası diye bir şey var onu yaptırmanı tavsiye ederim. Trafik sigortası karşı tarafa da çok uyduruk bir şey ödüyor. Kendi araban belki ucuz olur masrafı gözünde olmaz ama mesela gidip dumanı üstünde bir Mercedes’e bindirecek olsan al başına belayı. Kasko yoksa İMM yaptır kafan rahat olsun.
0
lazor
(11.10.25)
(18)

yetişkin birine bisiklet sürmeyi öğrettiniz mi hiç?

Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
ve öğrenebilir mi acaba? bu cumartesi deneyeceğiz de bakalım. böyle bir tecrübe yaşayan var mı diye de merak ettim.
ve öğrenebilir mi acaba? bu cumartesi deneyeceğiz de bakalım. böyle bir tecrübe yaşayan var mı diye de merak ettim.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(07.10.25)
öğrenir bir tık cesaret lazım. annem bir iki kez denedi yapamadı. korktu çünkü.
0
art cat chocolate
(07.10.25)
Sen öğrenirsin lan, Ankarayın diyorum yukarı ayrancıyı avcumun içi gibi bilirim. Bin pedal çevir bu kadar. Geçen gördüm şempanze bisiklet sürüyordu.

edit: öğretemezsin, daha burada millete saygıyı sevgiyi öğretemedin. Kask, çelik yelek giysin. Baston ve tahta ve ip hazır et.
-2
Shepard
(07.10.25)
Shepard kardaşım iyi oku, ben öğreneceğim yazmıyor orda. öğreteceğim. inşAllah. bakalım.
0
🌸Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(07.10.25)
Yardımcı tekerlekler olmadan zor. Çocukken düşünce geçiyor ama yaş ilerleyince Allah korusun daha kötü olur. Kırık olabilir. Koruyucu olmadan denemeyin. Bisiklet basit gözüken ama zor bir şey. Ama öğrenince çok keyifli.
0
arbre
(07.10.25)
evet arbre 3 tekerlekli olsaydı dedik aslında biliyor musun ama maalesef öyle bisikletimiz yok.
0
🌸Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(07.10.25)
Bunun en rahat yolunu yazayım
bisikletin oedallarini soktur. Pedalsiz olsun.
Öğrenecek kişi düz yolda, seleye oturunca ayağının ne ucu tem tüm tabanı yere değecek değil de arada kalacak şekilde seleyi ayarlasın. Ayaklarını sallayıp yolu iterek bisikleti ilerlersin.
Hiç de müdahale etme. Düz yolda ver öyle oynasın
1 saate öğrenir
0
kisa
(07.10.25)
@kisa'nın dediği iş boş iş ha. Dene bize de cevabını ver. Pedalsız sürecek. Öğrendi diyeceksin bu sefer pedallı sürecek en baştan öğreteceksiniz. Futbolu da ayakkabısız oynatın öyle öğrensin. Kaleciliği eldivensiz. Arabayı boşta sürsün kanka, otoyola falan da zamanla alışır.
0
Shepard
(07.10.25)
youtu.be
Bu video bir örnek olabilir. Boş iş değil yetişkinlere bisiklet sürme dersi veren birinden öğrendiğim bir şey. Tecrübe diyelim.
0
kisa
(07.10.25)
Ben hiç öğretmedim ama bana arkadaşım öğretti. Yaşım 26 idi. Kabaca müsait bir yerde tek ayak pedalda diğeri boşta ilerlemeye çalıştım. Deneye deneye daha fazla gidebildim, sonra pedal çevirmeyi yavaş yavaş denedim, bu sırada biraz daha geniş ama gene müsait bir yere geçmiştik. Muhtemelen bunu youtube'da video izleyip uygulatmıştır arkadaşım.

Neyse bu 3-4 saatlik eğitimin ardından bir bisiklet alıp, sadece bisiklet yolunda sürecek şekilde evime gitmiştim. 2-3 kez düşmüşümdür en az.
0
mbond
(07.10.25)
3 tekerlekli olmayacak zaten. 2 tekerlekli bisiklete bisikletçide 2 tekerlek taktıracaksınız. 2 hafta bu şekilde kullanacak. Sonra 1 tekerleği sökeceksiniz. 3 tekerlekle 2 hafta sürecek. En son onu da söküp 2 tekerlek olarak alışacak. Denge hissinin oluşması, gelişmesi gerekiyor. Bu işin tekniği bu.
0
arbre
(07.10.25)
@ kisa +1
Bir saatte öğrenir.
0
Mirket
(07.10.25)
küçük bir çocuk için, bisiklet satan ve kiralayan bir dükkanın sahibine sormuştum. @kisa'nın dediğini bire bir söylemişti. yetişkinlerde de aynısı olacaktır.
0
co2s2
(07.10.25)
ben eşime öğrettim, 30 yaşında filandı. yöntem basit, pedalllar sökülecek
kendi hızında gidonla kendine yön verecek hızına gelinceye kadar ayaklarıyla ittirecek. hatta çok hafif rampada başta yukarı doğru, sonra aşağı doğru.

aynısını kızıma yaptım bu sene 5. yaş gününde öğrendi. yani öğrenmesi bir saat sürmedi. öyle süper yetenekli biri de değil denge konusunda destek bile aldık bir süre
0
denemeyanilma
(07.10.25)
evet eşime öğretmiştim. aslında çok önemli detay şu ilk etapta hafif eğimli bir yer olması lazım böylece pedal çevirmeden de hareket edecek bisiklet o sadece dengede durmayı öğrenecek daha sonra denge oturdukça pedalı da hareket ettirir 1-2 saat sürer.
0
biravekahve
(07.10.25)
Evet, öğrendi.
0
Amaranta ursula
(08.10.25)
kısa'nın önerdiği şekildeki bir kursa katıldım, 4. derste bisiklet kullanabiliyordum. grubun tamamı yetişkinlerden oluşuyordu ve herkes bu teknikle öğrendi.
0
Phoebe
(08.10.25)
önerenlerin aksine training wheel önermem. www.youtube.com

tam tersi doğal olmayan, denge hissini kazandırmayan, dönüş yaparken sahip olmaları gereken hissi yansıtmayan bişey. çocukken yıllarca yan tekerle sürüp gelişememiştim yıllar sonra 19 yaşımda gidip normal bisiklet aldım ve aynı gün içinde sürmeye başladım.

özetle yan tekerler sana sadece pedallamayı öğretir ama önce pedallamayı sonra dengeyi öğrenmek saçma olan. önce dengeyi sonra pedallamayı öğrenmek daha etkili ve hızlı olur. normal bisikleti direkt süremezse ona yan teker eklemek yerine pedalları sökmeyi deneyin düz yerde ayaklarıyla itekleyerek veya çok hızlanmayacağı hafif eğimli yerlerde filan pratik yapın pedalsız şekilde önce denge kurmayı öğrensin.
0
konetsu
(08.10.25)
@kısa'nın dediği yöntem ile kendi kendime öğrenmiştim. Pedalları sökmemiştim de yokmuşlar gibi önce dengeyi kurmayı öğrenmek için işe yarıyor.
0
peki madem
(08.10.25)
(3)

sigortanın başka firmaya devrinde hak kaybı olamaması için

matilda
Merhaba, Bizim ofis limited şirketine bağlı o da tek bir kişiye ait. bütün ofisin sigortalarını yine aynı kişiye ait ama başka bir firmaya devretmek istiyor (adres de farklı). ben 9 yıldır burada çalışıyorum. hak kaybımın olmaması için nelere dikkat etmem gerekir?
Merhaba,
Bizim ofis limited şirketine bağlı o da tek bir kişiye ait. bütün ofisin sigortalarını yine aynı kişiye ait ama başka bir firmaya devretmek istiyor (adres de farklı). ben 9 yıldır burada çalışıyorum. hak kaybımın olmaması için nelere dikkat etmem gerekir?
0
matilda
(07.10.25)
eğer işveren, iş sözleşmenin aynı şekilde, aynı haklarla devam ettiğini sana yazılı olarak teyit ediyorsa bir problem olmaması gerekir.
0
co2s2
(07.10.25)
ltd veya aş olan şirketlerde hisse devri yapar işçilerin de hakları korunur. İşçi şirket patronu shaibi dğeişti diye kıdem ve ihbar talep edemez ama ldt vey a.ş. değil de şahıs firması olsaydı, sicil dosyası kapanıp yeni sicil açılacagı için kıdem ve ihbar alırdınız.

Sizin kaybınız yok.
0
liberal
(07.10.25)
@co2s2 hayır yanlış. öyle bir şey yok. bunun yasal geçerliliği de yok. işverenin sözüne güveniyorsanız, "iyi adamdır haklarımızı yemez" diyorsanız sadece sözüne güvenebilirsiniz.

sadece ve sadece aynı vergi numaralı şirkete ait başka bir şubeye gün kaybı olmadan nakil yapılabilir. bu durumda hakkınız kaybolmaz.

onun dışında limited şirket tüzel kişiliktir. sahibi aynı da olsa, adresi aynı bile olsa, ismi bile aynı olsa, o şirket bambaşka bir şirkettir. eski şirket, çalışanların tazminatlarını ve yasal haklarını vermekle yükümlüdür. yeni şirkette de sıfırdan başlatacak.

eğer haklarınızı vermeden bir şirketten çıkış, yeni şirkete giriş yapıyorsa bütün tazminat haklarınızı kazanırsınız ve talep edebilirsiniz. işveren "o şirket de benim, aynen devam ettireceğim, yazılı taahhüt de verdim" diyemez. kanunda öyle bir şey yok.
0
kibritsuyu
(07.10.25)
(2)

webistesi tasarlamak icin onerebielceginiz ai var mi

aloneinthedark
chat gpt sanirim bu konuda yetersiz kaliyorarkadasin beklentisi su bunu karsilayacak ai var midir bilmiyorum da - booking.com benzeri bir design yap - luxury , gothic style diyecem bisey yapacak chatgpt duz beyaz veriyor ya da renkle boyutla surekli ugrastiriyortesekkurler
chat gpt sanirim bu konuda yetersiz kaliyor

arkadasin beklentisi su bunu karsilayacak ai var midir bilmiyorum da

- booking.com benzeri bir design yap
- luxury , gothic style diyecem bisey yapacak

chatgpt duz beyaz veriyor ya da renkle boyutla surekli ugrastiriyor
tesekkurler
0
aloneinthedark
(06.10.25)
stitch.withgoogle.com yardımcı olacaktır.
0
false pretension
(06.10.25)
chatgpt işin teknik kısmında yardımcı olabilir. "stil" olarak çok yardımcı olmayacaktır.

bu arada, çoğunlukla istediğiniz şeyin zaten yapılmış olanı vardır. hele hele altyapı anlamında. tam olarak istediğiniz nedir? sitenin ne yapmasını istiyorsunuz?
0
co2s2
(06.10.25)
(12)

Arkadaşlık aşka dönüşür mü?

egerbiryolcu
Klişe bir soruyla giriş yapayım ama ilk defa bu durumu merak ediyorum. Hoşlandığım biri var. ( Onun cinsiyet e) Bana ilgisi ilk zamanlar yuzeyseldi. Fakat zamanla paylaşımlarımız arttı sohbetimiz derinleşti ve artık bana değer verdiğine eminim. Ama kanka gibi bir durumda da değiliz. Benim hissettiği
Klişe bir soruyla giriş yapayım ama ilk defa bu durumu merak ediyorum. Hoşlandığım biri var. ( Onun cinsiyet e) Bana ilgisi ilk zamanlar yuzeyseldi. Fakat zamanla paylaşımlarımız arttı sohbetimiz derinleşti ve artık bana değer verdiğine eminim. Ama kanka gibi bir durumda da değiliz. Benim hissettiğim ondan hoşlandığımı illaki hissediyor ya da biliyordur kendisi de ciddi bir şey düşünse bunu açardi sanırım ama ondan böyle bir adım gelmiyor. Birbirimizin hayatından da çikmiyor ya da çikamiyoruz.

Ya da bilmiyorum ki belki de benim ciddi olduğumun farkında olmayabilir de. Böyle bir durum nereye evrilebilir sizce?
0
egerbiryolcu
(06.10.25)
bir çok kez yaşadım :) nereye gideceği belli olmaz. 3 yıl süren de oldu, 2 hafta süren de
0
sweetoffice
(06.10.25)
konuş, ne olacaksa olsun.
0
antihero
(06.10.25)
film izlemeye filan çağır
0
hoot
(06.10.25)
dönüşmez.
0
Algorix
(06.10.25)
yedekte tutuyordur?
0
eja
(06.10.25)
konuş, birbirimize karşı ilgimiz olduğunu hissediyorum, ama yanlış hissediyorsam arkadaşlığımızı da kaybetmek istemiyorum de.
0
Sadece soruyorum
(06.10.25)
Dönüşür. Ama hepsi dönüşür diyemeyiz ya da dönüşen güzel bir ilişki olur da diyemeyiz sonucunda arkadaşlığı da kaybetmek var. dikkatli düşünmek gerek :)
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(06.10.25)
dönüşür. evlendim. mutluyum.
0
awlmi
(06.10.25)
erkekler çekingendir, sen konuşursan o da açılır.
0
mikahakkinen
(06.10.25)
@mikahakkinen +1
0
co2s2
(06.10.25)
Bunlar boş işler. Olur mu'yla zaman kaybetme.
0
arbre
(07.10.25)
@arbre benim laflarımı çalıyorsun, farketmedim sanma.

KonuşaRRak çözülecek şeyler.
0
Shepard
(07.10.25)
(12)

Bu kız red flag mi?

baldan kaymak
1 hafta kadar konuştuk, her ikimiz de çok iyi vakit geçirdik. Sonra bi an'da bu hatun 'arkadaş kalmak daha iyi' dedi. Bende dengesiz bir davranış olarak nitelendirip, tanıştığıma memnun olduğumu söyleyerek tek mesajda uzaklaştım - uzatmadım. Aynı şekilde dönüş aldım, o da memnun olduğunu paylaşmış.
1 hafta kadar konuştuk, her ikimiz de çok iyi vakit geçirdik. Sonra bi an'da bu hatun 'arkadaş kalmak daha iyi' dedi. Bende dengesiz bir davranış olarak nitelendirip, tanıştığıma memnun olduğumu söyleyerek tek mesajda uzaklaştım - uzatmadım. Aynı şekilde dönüş aldım, o da memnun olduğunu paylaşmış. Gayet tabi takipten vs çıktım.

1 hafta kadar oluyor susalı. Dün akşam ortak arkadaşlar vasıtası ile 'instagramında yazışmalarlı reelsleri var, onlar kafamı karıştırdı, tek limanı ben değildim' vari şeyler söylemiş. Oysa ben edit yapıp atmayı sevdiğimi ona söylemiştim, onunla tanıştıktan sonra ya da birkaç ay öncesine kadar da birşey atmamıştım hatta insta telefonumda yüklü bile değildi. Ha bir de story atmış bi kadınla yanak yanağa gibi bir muhabbet dönmüş - 60+ yaşında çok sevdiğim bir anne figürü insan. - Duysa bunu kahrolur kadın, ben çok üzüldüm bu düşünceye.

Bu kız red flag değil mi ya da ben mi birşeyi göremiyorum. Kızla tekrar konuşmamı, yazmamı istediler. Gerçekten anlamıyorum: Ya bu çağın insanı değilim ya da ben mi göremiyorum. Bir fikrinize talibim. Konuşmalısın diyen old school'lardan bir de mentalite açıklaması rica edersem anlayacağım, örtüştüremiyorum.
0
baldan kaymak
(06.10.25)
ilk haftadan kıskançlık krizi denmez. ilişkinin geleceğine dair garantici yaklaşmış denebilir. ben olsam yazarım tekrar. gayet güzeldi diyorsunuz ilk döneme. yazın bir kendini açıklasın. ikna olursanız devam etmek için çaba sarfedersiniz.

edit: bir de bu saatte buraya yazacak kadar önemsemişsiniz :)) yazın yazın :)
0
summerjam0306
(06.10.25)
yedirememiş bence bu kadar kolay gitmeni. asla yazma.o kadar konuşası varsa kendisi yazsın.
0
Hallegadola
(06.10.25)
Instagram kısmını hiç anlamadım ama ben yazmazdım. Ben olsam herkesle arkadaş olmuyorum deyip giderken laf sokardım.

Bir de hareketlerini yorumlama. Herkes istediği gibi anlar. Çocukça şeyler.
0
arbre
(06.10.25)
hallegadola +1
sen yazma. iyice yapışkan bi şey olacaksın ve burun kıvıracak yazarsan.
0
deartheodosia
(06.10.25)
Ben olayı çok anlayamadım kim reels paylaşmış, kim edit yapmış, anne figürü olan kadın ne alaka karıştı bende hepsi.

Önemsediğim birisiyse, o bir haftalık iletişimin duygusu bana işlediyse bir kez daha yazıp her şeyi net olarak konuşmak isterdim yanlış anlaşılma kalmasın diye uğraşırdım. Pek önemsemediğim bir insan için bunu yapmazdım direkt no contact
0
kullanicadi
(06.10.25)
red flag ne :D
0
koela
(06.10.25)
kadın sende sadakatsiz ve cıvık bir profil ihtimali sezmiş. muhtemelen bu yönde bir travması var. anne figürüyle yanak yanağa pozlar senin için "olmazsa olmaz" değil ise, uzatmadan bu tür paylaşımları kesebilirsin. kaldırabilirsin. kızda bir problem yok. insanlar çok cıvık ve güvenilmez bu devirde.

ben 60+ bir abinin kız arkadaşımla sarmaş dolaş abuk sabuk bir samimiyette olmasına asla katlanmam mesela. dibine kadar kavga ederim. anne figürü ise bayramda elini öpersin, nasılsınız efendim? diye hatrını sorarsın. teyzecim bir ihtiyacın var mı? diye sorarsın, yanak yanağa fotoğraf çekinip story atmazsın :)
0
loch ness
(06.10.25)
başka kızlarla olan yazışmalarını videolaştırıp reels olarak mı atıyorsun?

eğer cevabın evetse: bu edit yapmayı sevmek değil. bakın ben de bir sürü kızla konuşuyorum diye gösterme ezikliği. sırf bir sürü kıza yürüdüğün için değil, böyle ezik reelslar paylaştığın için de gitmiş olabilir.

eğer cevabın hayırsa: ne editi o zaman onlar, ne yazışması? biraz daha bilgi ver. neyi kıskanmış, neden güveni kırılmış görelim.

her türlü sonuç: bu işten olmaz gibi geldi ya. kızın da senin de çok ilginiz yok bence. zorlamayın. başka kızlarla yazışmalarını paylaşan biri olarak sen kendin red flagsin zaten. o kızın red flag olup olmadığını değerlendirmek için başka bir olaya tepkisini görmek lazım.
0
art cat chocolate
(06.10.25)
yazışmalı reels ne demek, keşke onu da açıklasaydın. yani başkalarıyla yaptığın yazışmaları reels olarak mı atıyorsun? eğer durum buysa kız değil sen red flag’sin.
0
sir gawain
(06.10.25)
yine ucuz kurtulmuşsun, bazı kız arkadaşlarım salak ediyor karşısındaki çocuğu aynen böyle yaparak, köpek gibi eğitmek deniliyor buna kızlar arasında.
geri dönersen yine bu gibi salakça bir duruma maruz kalıcaksın, sonra böyle durumlara maruz kalmamak için ot gibi hayat yaşamaya başlayacaksın kavga çıkmasın diye.
0
eja
(06.10.25)
takılmak istiyorsan takıl da gönül bağlama.
seni yedeğe attığı kişi bunu salmış bu da hem ona hem sana bir şeylere sallıyo belli işte.
0
OgutucuRecep
(06.10.25)
2-3 yıllık ilişkidir, kendinizi anlatmanız gerekir, anlarım. ama 1 haftalık ilişki için neden birilerine laf anlatasınız ki? ne gerek var?
0
co2s2
(06.10.25)
(2)

İngilizceden türkçe'ye çeviri

anti-kahraman
Merhaba,Akademik ve uzun bir metni ingilizce'den türkçe'ye en kaliteli biçimde çevirebilecek hangi uygulamayı kullanabilirim? Premium ödemeye de hazırım. Ben zaten kontrol edeceğim sonrasında. Google Translate ve deepl'da karakter sınırlaması var ve toplamda 100 sayfaya yakın bir metin.
Merhaba,

Akademik ve uzun bir metni ingilizce'den türkçe'ye en kaliteli biçimde çevirebilecek hangi uygulamayı kullanabilirim? Premium ödemeye de hazırım. Ben zaten kontrol edeceğim sonrasında. Google Translate ve deepl'da karakter sınırlaması var ve toplamda 100 sayfaya yakın bir metin.
0
anti-kahraman
(05.10.25)
Deepl pro'da oluyor diye biliyorum ama pakedine gore degisiyordu aylik karakter sınırı hatirladigim kadariyla, hiç dediginiz kadar uzun bir metin denemedim; paket içeriklerine bir bakın isterseniz.
0
encokbenisevinnolur
(05.10.25)
en iyisi deepl. 10 dolar falan verdiğiniz paket ile 100 sayfayı çevirmek mümkün olacaktır.
0
co2s2
(06.10.25)
(13)

30'larda aşk ve sevgi durumları?

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar,Sorum 30 ve 30 üstü bir ilişkiye başlayan kişilere yönelik. 30 sonrası yeni bir ilişkiye başlayan arkadaşlar cevaplarsa mutlu olurum. Tanışma, buluşma ilişkiye başlama ve ilişki döneleriniz 20'lerdeki gibi heyecanlı, tutkulu, sabahlara kadar birbirini tanımak için konuşmalarla mı
Merhaba arkadaşlar,

Sorum 30 ve 30 üstü bir ilişkiye başlayan kişilere yönelik. 30 sonrası yeni bir ilişkiye başlayan arkadaşlar cevaplarsa mutlu olurum.

Tanışma, buluşma ilişkiye başlama ve ilişki döneleriniz 20'lerdeki gibi heyecanlı, tutkulu, sabahlara kadar birbirini tanımak için konuşmalarla mı geçti?

Yaş aldıkça bu tansiyon azalıyor mu? Bunun (yeterince? kime göre neye göre?) yüksek olmaması bir sorun mudur? Hani o "onu düşünülmeyen zamanın olmadığı", gece uyurken hep akılda, hayallerde o kişinin olma durumu, onu göreceğin için gün sayma, buluşunca heyecanlanma durumları 30'larda yaşanmıyor mu? Bu hislerin duyguların 30'larda olmaması yanlış ilişki/kişi demek midir?

Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.
-1
Amaranta ursula
(05.10.25)
Heyecan yaşanıyor eğer kişi bunları yaşamıyorsa ilişkiye daha çok mantıksal yaklaşıyor olabilir. Kendime uygun birini buldum işte çok başımı ağrıtmaz bununla bi ilişki yaşar giderim gibi

Yanlış demeyelim de karşılıklı değil diyelim. Eğer iki kişi de böyle daha sakin ise bu da karşılıklı bir durum olur sorun çıkmaz.
0
grimavi
(05.10.25)
Bu konu benim için iki kısma ayrılıyor.

1. Duygusal, cinsel olarak tecrübeli bir insan olsam da aşık olduğum kız için her şey heyecanlandırıyor. Bu aşkın doğasından kaynaklı. Küçük şeyler mutlu ediyor, küçük anlar kafada 100 kez dönüyor. Görmek istemek, görünce mutlu olmak bu kısma giriyor.

2. Aşık değilsem ilgi görmenin, cinsel olarak bir şey yaşama ihtimalinin heyecanı oluyor ama sürekli düşünme olmuyor. Aşkın yaşa bağlı olduğunu düşünmüyorum. 30 üstüyüm ve hâlâ olabiliyorum. Ama sorun şu ki aşk da bitebiliyor.

Sevgi bambaşka bir konu.

Bu işin teorisine kafa yormayı önermiyorum. Hayatta pratiklik daha önemli. Heyecan yoksa, akmıyorsa olmuyordur. Bunu yaşa bağlamak doğru değil. Millet 60 yaşında başkasına aşık olabiliyor.

Ama bazı insanlar da aşktan anlamaz. Duygusuzdur. Donuktur. Robot gibidir. Karakteri bu olabilir. Yani bir noktada sana da bağlı olabilir.

Bunu tespit etmek için kendini analiz etmen gerekiyor.
0
arbre
(05.10.25)
Bu durumlarla ilgili şöyle bir benzetme var

"Elma ağacına sana çilek vermediği için kırılıyorsun ve diyorsun ki beni sevseydi ne yapar eder o çileği bana sunardı. Ama o elma ağacı tohumuyla büyüdü, bugüne kadar elma ağacıydı ve çilek ağacı olmak bile istemiyor. Sen hayatın boyunca sana verilmeyen çileğin hesabını ona soruyorsun.O ağacın altından kalkıp gitsen gezsen o çileği bulacaksın ama o ağacın altında oturup ağlıyorsun."
0
grimavi
(05.10.25)
Benim için hiç bir şey değişmedi. Heyecamlı, tutkulu, sabahlara kadar muhabbet. Tansikyon azalmıyor, yüksek olmaması sorun mudur değil midir onu sizler bileceksiniz çünkü herkesin ilişkisi ve kırakteri kendine. Sürekli akılda olması, hayallerde olması vs işleri de herkesin kendine. Sonraki sorularına da cevabım evet herkesin şeyi kendine.

Bende taksiyon azalmıyor, tutku, heyecan, hayal, düşünmece vs. hepsi mevcut. Ama bunları yaşamadığım kişiler de olmuştu. Öyle olan ve olmayan bir süre yürüdü sonra, bitti. Yani kesin bir cevvabı yok. 1000 değişken var, zamanla doğru mu yanlış mıyı ilişki içerisinde anlıyorsun.
0
Shepard
(05.10.25)
Ben verdiğiniz örnekleri yapıyor olanı sorun görmeye başladım (yaş 33) o tansiyon çünkü karşılıklı bir ritim sorunu da yaratabiliyor. Örnek isabetli mi emin değilim de, mesela, bir taraf tango yaparken diğer tarafın vals yapması gibi alakasızlaşabiliyor.

Misal, işte diyor ki bugün içimden hep seninle konuştum, şimdi ne desen olmayacak çünkü henüz tanıştığımız için ben o yoğunluğu hissetmiyorum, e karşılık vermeye kalksan iş yalan dolana dönecek vb.

Yanlış ilişki deyip dememek de muğlak, aslında söylediklerin ve yaptıkların bir karşılıklılık oluşturduğu kadar yürüyor, oluşturmadıği kadar yürümüyor. Ama burası da muamma, çünkü bazı insanlar da aldım verdim defteri tarzında yaklaşıyor ilişkilere (duygusal konulari kastediyorum). Orası da çıkmaz sokak çünkü yüzde yüz bir eşitlik mümkün değil, sorun hesaplayanin gözünde de olabilir...

Dediğinizin bana kalırsa yaşı yok. Olmaması da kesin sorundur denemez. Hic olmadıysa belki o zaman "bu bir sorun mu" tarafına bireysel olarak bakilmak istenirse bakılabilir. Bu da "belki", o haliyle iyiyse neden sorun icat etsin kendine yani.
0
encokbenisevinnolur
(05.10.25)
Kapılmak daha zor oluyor ama birine kapıldıktan sonrası yirmilerdekinin aynısı.
0
sekizdokuzon
(05.10.25)
5 yıllık ilişkimi gözüm kapalı bitirdim, bi halt olacağı yok hiçbir şeyden. Kimseyi de istemiyorum.
0
shadex
(05.10.25)
1991'li olarak 1988'li bir kızla flört ediyorum. ben terazi burcuyum ve yükselenim ikizler. o ikizler burcu, yükselenim terazi. yanında liseli aşıklar gibiyim. yarın gel evlenelim dese hemen evlenirim ve 90 yaşına gelince de hala kendimi liseli gibi hissederim. yani kiminle olduğuna göre çok değişiyor durumlar ve senin kendini ne hissettiğine göre.
0
rain when i die
(05.10.25)
80 yaşında da aşk ve şehvet bitmiyor.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(05.10.25)
30umda aşık oldum , 32 evlendim....Yolda yürürken sırıtırken yakalamıştım kendimi, sabahlara kadar otururduk. 6.5 sene oldu ayrı yatıyor ve doğru düzgün sohbet edemiyoruz maalesef...

Cevap: oluyor, havalara uçuyorsunuz ama 35'ten sonra olması bence zor
0
gadlemler
(05.10.25)
bu biraz karşındakiyle arandaki uyum ve elektriğe bağlı.

40 yaşımdayken 34 yaşındaki bir hatuna aşık olmuştum. uzun zaman sonra ve o yaşta böyle bir şey yaşadığıma ben de inanamamıştım. tanıştık ve aynen yazdığın gibi yüksek bir enerji ve heyecanla ilişkimiz başladı. ama sonra... kan ve gözyaşı :)

bu sene marmaris ve rusya'da çok daha genç ve afet insanlarla tanıştım ama onunla olan heyecanın onda biri yoktu. olsalar da olurdu, olmasalar da...

o elektrik olmayınca birsi hayatında oluyor ama öylesine oluyor. kuru bir ekmek gibi.
0
tabudeviren
(05.10.25)
heyecan var ama sürekli onu düşünüyorum yok, işimiz gücümüz var, kendimize ve başkasına karşı sorumluluklarımız da var o yaşlarda, patron hesap sorunca ne diyeceğiz? yeni biri var hep onu düşünüyorum ondan dolayı işleri yetiştiremedim mi? kovulma nedeni bu :) faturaları nasıl ödeyecez sonra? sabahlara kadar konuşma da yok eğer hafta sonuna denk gelmiyorsa bir yere kadar, hafta sonu yardırma tabii. o yaşlarda ki insanların işi gücü oluyor, o işler ne olacak? çamaşırı bulaşığı nasıl halledecek? sabah nasıl işe gidecek? hasta anasına babasına nasıl bakacak?

buluşmak için gün sayma, heyecanlanma tabii ki var, ancak gençlik dönemi gibi yoğun değil, hiç yoğun değil demiyorum aynı şey değil diyorum, zira şartlar ve koşullar aynı değil, o zamanki kadar boş vakti olmuyor insanın, o kadar çok enerjisi de. yoruluyor mesela insan, uykusu geliyor, gençken iki gün uykusuz kalabilirken 30'unda bir günü devirirsen iyi, 40'da bir günü görebilirsen süper. zihin aynı değil, sorumluluklar aynı değil, hiç bir şey aynı değil ki aynısı olsun.
0
selam
(06.10.25)
1- yaş olarak 30 sonrası için çerez kasesi teoreminin devreye girmesi gerekebilir. yani çerez kasesinde önce antep fıstıkları, kajular, bademler, fındıklar.. sonra fıstıklar, leblebiler, mısırlar biter. insanlar ve ilişkiler de böyledir.

2- genel olarak insanlar 30'a kadar, özellikle üniversite döneminde ve hemen sonrasında çok heyecanlı şeyler yaparlar. çalışmaya başladıktan sonra, geçim derdiyle birlikte aynı heyecanlara koşmaları zorlaşır.

böyle bakınca, insanların 30'dan sonraki ilişkilerinde mantığa daha fazla yer verdiklerini düşünmek yanlış olmaz.
0
co2s2
(06.10.25)
(3)

Şu ürünün fiyatı sitesine göre 1350 TL - 5667 TL. En ucuz olan sahte midir?

santimantal
https://www.akakce.com/erkek-bakim-seti/en-ucuz-remington-pg6130-fiyati,6016455.html?_gl=1*c5jrut*_up*MQ..*_gs*MQ..&gclid=CjwKCAjwi4PHBhA-EiwAnjTHubBwuuVsAAYEZljWFf5hlzEQNZYRhvl-Cq3wh1mViUOKeHA6n4vl0RoCcc8QAvD_BwE&gbraid=0AAAAADsWTCwUlmiGyOqGyNPMOQmRcIGYoBöyle bir durumda, ürünü almadan önce en ucuz
www.akakce.com

Böyle bir durumda, ürünü almadan önce en ucuz olan ürünün sahte olup olmadığını anlamak için ne yapabiliriz?

Ne gibi kontroller yapabiliriz? Mesela maliyetini nasıl anlayabiliriz. Mesela eğer maliyetin 1500 TL olduğunu anlarsak 1350 fiyatlı olanın sahte olduğunu söyleyebilir miyiz? Yoksa zararına satış diyebilir miyiz?

Ürün elimize ulaşınca orijinalliğini nasıl sınayabiliriz?
0
santimantal
(04.10.25)
En ucuz olanla en pahalı olanı kıyaslayarak bu sonuca varamazsınız. ortalama değer kullanın. mesela ürüne bakıyorum amazon,hb,media Markt,pazaramada ortalama 1500 lira. 1350'ye de satılabilir gayet doğal.

Kime maliyetini anlamak istiyorsunuz ? Üreticiye mi distribütöre mi ? Bunları fiyatlara bakarak anlayamazsınız bunları anlamak da size yardımcı olmaz.
0
billythefridge
(04.10.25)
Amazon 1500 liraya satiyorsa 1350 falan sahte olmaz.
Amazon kendi 3 bin satarken 1350 olsa o zaman düşünürdüm.
0
logisticsmanager
(04.10.25)
genel olarak fiyatlar 1300-2000 bandında. iki tane saçma sapan yüksek fiyat var, onları ciddiye almayın.
0
co2s2
(05.10.25)
(5)

Değersiz dolar ve bunun türkiyeye etkileri

Rao
Amerikanın borcunu eritmek istemesi buna sebep zayıflatılmak istenilen dolar senaryosuna göre. Bu durum kontrollü kur sistemi uygulayan merkez bankasını elini güçlendirmesi beklenmez mi ? ülkemiz açısından Zayıf doların orta ve uzun vade etkileri neler olabilir ? Teşekkürler.
Amerikanın borcunu eritmek istemesi buna sebep zayıflatılmak istenilen dolar senaryosuna göre.
Bu durum kontrollü kur sistemi uygulayan merkez bankasını elini güçlendirmesi beklenmez mi ?
ülkemiz açısından Zayıf doların orta ve uzun vade etkileri neler olabilir ?

Teşekkürler.
0
Rao
(03.10.25)
değersiz dolar, ithalatı arttırır. ihracatı düşürür. halbuki bir devlet ne yapmak ister? ithalatı düşürüp, ihracatı arttırmak ister. tabii bu sadece doların nispeten değersiz olması ile ilgili. bir de kurun genel olarak bizim ve Amerika'nın enflasyonlarıyla paralel bir şekilde artıyor olması lazım. yoksa dolar satıp TL'ye faize koyup, faizi alıp kaçanlar yüzünden, reelde dolara anlamsız yüksek bir faiz vermek gibi iktisadi intihar etmiş olursunuz.
0
co2s2
(03.10.25)
dövizin ucuzlaması ithalatçıyı ve vatandaşı (enerji vs.) kısa vadede rahatlatsa da ihracatçı zaten kötü durumdayken daha da kötü duruma düşer, yerli üretici uzun vadede biter, her şey ithalata dönerse (ki döner) dış ticaret açığı daha da artar, artan döviz talebi mb'nin rezervini eritir, global ölçekte usd değer kaybetse de bizde artar. yani mb'nın elini güçlendirmez, tersine zayıflatır.
0
orient blue
(03.10.25)
fabrikası olan ve ihracat yapan bir arkadaşım var. en çok zorlandığı konu çaycı gibi basit bir çalışanın net maliyetinin 1500-1600 dolar olması. işçi, teknisyen veya mühendisleri sen hesap et. bu maliyetlerle rekabet etmek durumunda.

bu arkadaşımın işi görece kolay çünkü yüksek nitelikli özel ürünler yapıyor. ama genel türk sanayicisi bu güne kadar orta karar ürünler yapıp maliyet avantajı ile malını satardı.

bu sanayicilerin bir günde yüksek teknolojiye dönüp, marka değeri yaratması mümkün değil bu yüzden birer birer iflas ediyorlar.
0
orpheus
(03.10.25)
Değersiz dolar ithal tüketimi artırır.
İthalat artarsa cari açık artar.

Doların yüksek olması da düşük olması da sorun. Esas mesele piyasalar için rekabetçi kur olabilmesinde.
0
ezkaza
(03.10.25)
değersiz dolar olmaz. dolar global bir varlık ve karşılığı belli.

tl değerli.

ama tl'nin daha değerli olduğu zamanlar da oldu.

kabaca ne olur, üretmek yerine dışarıdan almak makul olur.

ihracatta satarkenki fiyat sabit, ancak üretikenki maliyetler tl üzerinden olduğu için kar çok azalır veya zarara döner. sonuçta şirketler batabilir. şu an bu olmadı ama ağlıyolar.

başka etkiler de var ama başkaları yazar zaten.
0
gurur
(04.10.25)
(11)

2. Dünya savaşından sonra büyük devletler ne oldu da bu işin birbirini vurmakla çözülmeyeceğini anladılar?

mikahakkinen
yahudi katliamı, sömürge paylaşımı, nüfus kaybı vb. büyük devletler nasıl bir karar aldı ve bu işlerin büyük savaşlarla çözülemeyeceğini düşündü?
yahudi katliamı, sömürge paylaşımı, nüfus kaybı vb. büyük devletler nasıl bir karar aldı ve bu işlerin büyük savaşlarla çözülemeyeceğini düşündü?
0
mikahakkinen
(03.10.25)
kapitalizm egemen ekonomik düzen oldu. Bu yüzden daha çok.
0
adivar
(03.10.25)
2.dünya savaşında belki 100 milyon kişi öldü.
avrupa'da büyük şehirlerde taş üstünde taş kalmadı.
ekonomiler allak bullak oldu.
yahudi soykırımı çok bir büyük savaş suçu.
ingiltere'nin fransa'nın sömürge düzeni çöktü.
bir dolu sebep var ama asıl sebep japonya'ya atılan atom bombalarının gücü herkesi korkuttu. benzer bir savaşta karşılıklı atom bombası atmaya başlarlarsa bildiğimiz anlamda insanlığın sonu gelebilir.
0
co2s2
(03.10.25)
Nazi hareketi olmasa bugünkü İsrail devletini kurmak için gerekli politika oluşur muydu ya da gecikir miydi diye tarihçiler tartışıyor. Dolasıyla kan dökme olayı elbette bitmedi; “herkesin kanı dökülmesin ama bazılarının kanı dökülebilir” aşamasına geldi. İsrail’in kurulmasında da yine İngiliz hükümetinin destekleri var nereyi kazısan İngilizler çıkıyor. Sömürecek işçilerin hepsi savaşta ölmesi kapitalist düzene kar getirmiyor; canlı kalsınlar ama itaat etsinler boyutuna geçti.
0
titanic kemancısı
(03.10.25)
Atom bombası ve nükleer caydırıcılık.

Büyük devletler büyük kayıplar vererek kendi ekonomilerinin zarar göreceği şekilde savaşmalarına gerek kalmadan da istediklerini elde edebildiklerini gördüler. Uluslararası şirketler üzerinden istedikleri gibi sömürebiliyor ya da pazara girebiliyorlar. Vekalet savaşları sayesinde doğrudan savaşmak yerine başka ülkeleri ya da örgütleri finanse ederek yıpratma yoluna gidebiliyorlar. Sonra da bunları birleştirip kapitülasyonlar imzalatıyorlar.
0
nawar
(03.10.25)
1. Dünya savaşında Almanlar büyük yenilgiye uğradığında kazanan taraf çok ağır faturalar kesti.

O zamanların bir ekonomisti, bunun doğru olmadığını, yıllık gelirlerinin %30’unu almanın makul olduğunu söylemişti. Hatta bu süreçte almayanın ekonomik kalkınması için yardım edilmesi gerektiğini söylemişti.

Peki ne oldu? Almanya borçları ödeyemedi. Milliyetçiliğin gazı ile naziye dönüştüler.

Kazanan taraf bir daha savaşa sürüklendi, borçlarını alamadan.
0
substituent
(03.10.25)
2.dünya savaşında, savaşın maliyetinin, savaş ile ulaşılmak istenen kazanımları aştığını yani maliyetini kurtarmadığını yaşayarak gördüler.

bir yeri işgal etmek, oradaki insanları beslemeyi, öyle veya böyle oralara hem insan kaynağı ayırmayı, hem altyapı yatırımı yapmayı vs. gerektiriyor.

bugün olduğu gibi politik yollarla sömürgeleştirmek çok daha az maliyetli ve yönetilebilir bir durum. ha buna rağmen, diğer büyük devletlerle paylaşım krizi veya çıkar çatışmaları politik güç ile dengeye ulaşamıyorsa, fiilen savaş yaşanmaya devam ediyor.

sadece bir örnek: bakınız ukrayna-rusya savaşı.
0
wilhelmwasmuss
(03.10.25)
sınırsız kaynak ve ucuz iş gücü ihtiyacının sebep olduğu global yıkımların kapitalizm sayesinde sonlandığını iddia etmek de enteresanmış. tam aksine dünya savaşlarının temelinde kapitalizmin egemen ekonomik düzen olması yatar. kapitalizmi savunanlar "30 sene önce cep telefonu yoktu bugün var" diyen akp'lilerden farksız. dünyadan koskoca nesilleri, yüzlerce seneyi çaldı bu sistem ama hala sanki bugün dünya barış içinde yaşıyormuş gibi kapitalizm güzellemesi yapıyorlar haha. bugün de zaten savaş meselesi kapanmış değil, üçüncü dünya savaşının önündeki tek engel nükleer caydırıcılık ve teknolojinin gelişmesiyle beraber coğrafi kontrol faktörünün eskisi kadar önemli olmaması. yani artık türkiye'yi işgal etmek için yarım milyonluk orduyla gelmene gerek yok. başına "demokratik" şekilde istediğin adamı koyuyorsun, bütün kaynakları o sana peşkeş çekiyor zaten. yok baktın işler istediğin gibi değil hop bu sefer darbe yapıyorsun.

bi şey değiştiği yok yani sadece artık aynı sömürü seviyesi için o kadar çaba sarf etmek gerekmiyor, illa savaşılacaksa yine demokrasi şöleniyle göreve gelmiş şahıslar aracılığıyla onların ülkesini savaşa sürüyorsun.
0
der meister
(03.10.25)
büyük savaşlarla çözülemeyeceğini düşünmediler aslında. abd ve sovyetler birliği birbirleriyle savaşmaya hazırlardı. ama atom bombası herkesi korkuttu. kimse cesaret edemedi büyük savaş çıkarmaya, hep kenarından dolaştılar. soğuk savaş yaptılar.
0
abelardo
(03.10.25)
merhaba. aslında büyük ülkeler birbirini vurmakla bu işin çözülmeyeceğini kavramakla beraber sikko devletleri bir şekilde sömürürüz kendi işimize yaradığınca destekleriz, yakar yıkar ele geçiririz sonra satranç tahtası gibi karşının hamlesine göre karar alırız dediler. doğrudan kimse birbirini yok etmeyi göze alamadı.

abd vietnam'da tökezledi, rusya yı küba destekledi, birbirlerinin hamlelerine karşı türkiye bile bir piyon olarak rusyayı vurabilecek nükleer füzelerin durduğu en ileri abd karakoluydu. sen çek ben de çekeyim diye küba/rusya vs turkiye/abd olarak kullanışlı aptal bir dönemimiz o yıllarda da oldu.

herkes çıkmasa girdi, afganistan demir leblebi gibiydi. oyunum sistemini değiştirdiler. aslında sorunuzun cevabı "proxy war" olarak günümüzde de devam ediyor. sonuçlanmış değil.

çok kısa cevap olarak: ben doğrudan hedef olacağıma karşı tarafı caydırıcı kullanışlı maşa bir ülkeyi kullanırım doğrudan hedef ben olmam. tek bir sorun vardı, iki kutuplu dünyada bunu tek aklına getiren abd olmadı.
0
libertine
(03.10.25)
insanlık yüzlerce yıl savaşmış, şimdi mi akıllanıp bırakmış:D işin şekli değişti sadece, özü aynı.

üçüncü dünya savaşı için de önce bağımsız bir almanya lazım. tarifteki ilk malzeme eksik.
0
kesmekes laleler
(03.10.25)
Şimdi uluslararası ilişkiler bölümüne çöp diyorlar işte biz de bir şeyler biliyoruz.

Cevap Mutual assured destruction ve Second strike capacity

Tabi bunlar soğuk savaş kavramları. Artık ülkeler ve kurumlar birbiriyle o kadar çok iş birliği halinde bağlandılar ki en kötü barış, savaştan daha hayırlı geldi. Bu da işte kapitalizmin zaferi neoliberal kurumsalcılık.

Ha bana kalırsa bence hiçbir zaman savaş bitmedi ve bitmeyecek hak ve batılın savaşı devam ediyor. Siyonizm vs diğerleri.
0
Hallegadola
(05.10.25)
(35)

Evinize yatılı gelen kayınpederiniz şunları yapsa ne yapardınız?

mahmuttt
İki yaşında çocuğunuzun Odasında camı açıp camda sigara içiyor fakat duman kokusu çocuğun odasına vuruyor. Eşime söylüyorum salonda içse olur mu diye çocuk odasındaki eşyalara sinmesini istemiyorum diyorum. O diyor ki bunu söyleyemem saygısızlık olur. O zaman annene söylet diyorum annem de söylemekt
İki yaşında çocuğunuzun Odasında camı açıp camda sigara içiyor fakat duman kokusu çocuğun odasına vuruyor.

Eşime söylüyorum salonda içse olur mu diye çocuk odasındaki eşyalara sinmesini istemiyorum diyorum. O diyor ki bunu söyleyemem saygısızlık olur. O zaman annene söylet diyorum annem de söylemekten çekinir diyor.

En son sigara içerken adam çaktırmadan arkası dönükken hava temizleyiciyi arka köşeye koydum açtım mecburen. 8-10 metre kare oda. Rüzgar vurdukça odanın içi kokuyor leş gibi çünkü.

Adam tabi farketti benim koyduğumu. Sen mi koydun diye sordu ben de evet dedim. Çok fazla açıklama yapmadım.
Bana diyor ki babama saygısızlık yaptın.


Babasının yanındayken de bu lafa açıyor işte mahmut rahatsızlığını belirtmek istemedi falan diye ben de yok hayır olur mu öyle şey filan dedim çok da fazla aşırı cevap vermedim.

Biraz da çünkü adam anlasın istiyorum rahatsızlığımı direk de söylemek istemiyorum saygısızlık olmasın diye.
0
mahmuttt
(03.10.25)
döverim net döverim. evden bile kovarım. 2 yaşındaki çocuğun yanında sigara içen insan görünce bile tepem atıyor.
0
mikahakkinen
(03.10.25)
Sorun kayınpederde değil, eşinizde. Saygısızlık olarak söylediği hiç bir şey, saygısızlık değil. Usturuplu bir şekilde söylerse kayınpederin ne kadar yumuşak olduğunu göreceksiniz.
0
etna
(03.10.25)
Koca koca insanlar olarak başka koca koca insanlarla kendi evimizde yaptıkları ve hoşumuza gitmeyen şeyler hakkında medenice konuşabilmeliyiz. Bunun saygıyla bir alakası yok.

Ayrıca konudan bağımsız; saygı kavramını anlamayan, bu nedenle de yerli yersiz bu kavramı kullanıp onu anlamsızlaştıran bir toplumuz. Bundan da vazgeçmemiz lazım.
0
salihdt
(03.10.25)
sigara içen insanın kendisine saygısı yoktur zaten siz neyin saygısını göstereceksiniz ya? sigar içenler bunu dünyanın en normal şeyi olarak gördükleri için içip çocuğun ağzına üflese de sorun yoktur onun için. direkt uyarmanız lazım alınırsa da alınsın.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(03.10.25)
Evden kovarım. Evimin hiç bir köşesinde sigara içilmesini istemiyorum derim. İçmek isteyen varsa çıksın dışarı 5dk içip gelsin derim. Bunu isteyince saygısızlık etmiş olmuyorsun tam aksine çocugun odasında sigara içerek o size saygısızlıgın alasını ediyor. Bu arada eşiniz de tam dayaklık
0
limonlu eksi
(03.10.25)
Doğrudan olmasa da dolaylı uyarmalarınız böylece devam etsin.
Bu, saygıda kusur falan değildir.
Gittiği yer kızının ve damadının evi de olsa her istediğini
yapamayacağını anlaması lazım.

Eşiniz de belli ki babasının
kendisine tepkisinden çekiniyor.
0
diyecevaplandı
(03.10.25)
Ya saygısızlığı, siz aşirette mi yaşıyorsunuz? "Baba burada içme, çocuk odası burası, balkonda iç, hem de gel çay da içeriz iki laflayalım" de mesela...
0
malheiros
(03.10.25)
Sigara içen biri olarak bile ne evimde sigara içerim ne de çocuğumun görmesini isterim. Dışarı çıkarim balkona orada içer gelirim. -20 derecede olsa yine orada içerim.

Yaşadığınız şeyi yasayan bir arkadaim var onun kayınpederi salonda iciyormus. Dedim konus, eşiyle konuşmuş söyleyemem ayıp olur demiş. Dedim Allah yardımcın olsun.

Sizin de Allah yardımcınız olsun.

Balkonu olan bir evde balkona çıkmadan sigara içen kişinin ne aileye ne de torununa saygısı yoktur. Kendi evinde istedigim haltı ye, çocuklu evde yapma bunu.

Ufak çocuğunun her şekilde yanında sigara içen adamlari da dovesim geliyor.
0
blue eyes white dragon
(03.10.25)
ben anlamadım bir anne çocuğunun sigara dumanını her an solumasına nasıl razı olabilir?

saygısızlık mı kalmış artık. suç eşinizde. derhal uyarmalı babanızı.
0
Hallegadola
(03.10.25)
Saygısızlık falan yapmadınız, iki yaşındaki bebenin olduğu odada sigara mı içilir, cahil midir nedir yahu? Ben olsam "burada sigara içmeyin, çocuk astım olur, kokusu da siniyor, en iyisi balkonda ya da başka müsait bir yer varsa orada için" derim. Kayınpeder mafya falan mı neden korkuyorlar ki?
0
lamborcini
(03.10.25)
sigara balkonda içilir. saygısızlık değil. babam geldi eve balkonda içirttim. balkon yoksa camda içilmez. çocuğun odasında hele hiç içilmez. bu saygısızlık değil. sigara içen saygısız asıl.
0
jelly bear
(03.10.25)
Döverim kovarım diyenler ne yaşıyor acaba ya komiksiniz. Kendi babanız gelse döveceksiniz sanki sigara içti diye. Medeni insanlar konuşarak anlaşabiliyor, tavsiye ederim yani baba salonda iç diyebilirsiniz, hiç de tepki göstereceğini ve yok illa torunum odasında içicem diyeceğini sanmam.

Konudan bağımsız, eşin doğulu mu?
0
Gradient_tabanlı_mor
(03.10.25)
zamanında dedem aynısını yapmış (ben yenidoğanken). aradan neredeyse 40 yıl geçmiş babam hala bir şey diyemedim diye söyleniyor. saygısızlık falan demeyin, dolaylı yollarla uğraşmayın direkt söyleyin.
0
inheritance
(03.10.25)
ya onun yaptığı saygısızlık olmuyor da, size bu kadar kendinizi kötü hissettirmeye hakkı var da, 2 yaşındaki çocuğun odasını leş gibi zehirlemeyi kendinde hak görüyor da, ıkına sıkıla "ya içmeseniz mi" bile diyemiyorsunuz da siz mi saygısız oluyorsunuz? bi gitsinler ya, çok sinirlendim. hikayede çocuğunu korumak isteyen sizden başka herkes aymaz ve haksız ve saygısız.
0
ofelia
(03.10.25)
bu esiniz anneniz hasta diye cocuga bakmasin diyen ayni esiniz mi?
cok enteresan kafalar gercekten. olaya dahil olan herkes, siz de, esiniz de, annesi ve babasi da cehalet ve sacmalik akiyor. boyle bir durumda esinize ;babana soyler misin' diye sormaniz bile abes, soz konusu olan cocugunuz, esiniz kadar siz de sorumlusunuz ve yetki sahibisiniz.
0
kassiopeia
(03.10.25)
anamıza, babamıza saygıda kusur etmeyelim tabi.

amaa!

s.kerim böyle babayı.
kendisi bunu sorun olarak görmüyor olabilir, buna bir şey diyemem.

bence eşinizi araya koymadan direkt iletişim kurun uygun bir dil ile.
0
stay with me
(03.10.25)
nasıl hayatlar bunlar amk çocuğumun sağlığını düşünmeyen kayınpederi de eşimi de siktir ederim
kendi babamı sigara içerken tekmeyle atarım aşağıya yallah siktir git mağarana
0
croswell
(03.10.25)
bence hepinizin iletişimi problemli.
sigara içen insanın kokuyu fark etmemesi normal.
üstelik önceki nesiller çocuk yanında sigara içilmesi konusunda bizim kadar hassas olmayabiliyor, muhtemelen cama çıkmasının yeterli olacağını düşündü.

bunu eşinizden sektirip söyletmeye çalışmanıza gerek yok.
madem oraya hava temizleyici koyabiliyordunuz, ki bu çok daha sert bir hareket, "baba ya rüzgarla duman içeri giriyor, gel biz senle balkonda oturalım rahat rahat iç sen de" ya da "baba ya gel salon camında iç, buradan rüzgarla içeri giriyor, sana ben çay da koyayım" falan gibi bir üslupla uyarabilirdiniz gayet güzel bir şekilde.

asıl şimdi bu yaptığınız biraz ayıp olmuş.
abartılacak bir şey yok.
0
blatta hiberna
(03.10.25)
Eşinizi araya koyma sebebiniz nedir?
Alın adamı karşınıza güzel güzel anlatın konuyu.
0
Mirket
(03.10.25)
esi araya koymam. orasi benim evim. ben sigara icmiyorum. evimde sigara icirtmiyorum. cocugumun odasinda hic icirtmiyorum. bu isi kimseye birakmam, giderim, biz bu evde sigara icmiyouz, sigara icmek istiyorsaniz balkon surada, orada icin kapiyi da arkanizdan kapatin, derim. mevzubahis cocugumsa asla pasif davranmam.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.10.25)
bu arada esinizin tavri da cok sikintili burada. önceligi kendi iki yasindaki cocugunun sagligi olmali. kicinin killari kadayif olmus ama hala kalas gibi empatisiz babasinin hödük duygulari degil. ben esimle de konusurdum bu olayi, aklini basina almasini söylerdim. bu olay benim icin fersah fersah iyi ebeveynligin ötesine gecis cünkü.

bu arada gecen günkü hasta babanne duyurusu aklima geldi, es kisisi bunu misilleme olarak da yapmis olabilir. sen annene laf etmeme saygisizlik diyorsan, ben de babama laf ettirtmem gibisinden. nasil kafa bu anlamadim?
o olayda esiniz bence hatali degildi ama
1. iyi niyetle eve cocuk bakmaya gelmis bir yasli kadin var ve 2. bu kadin hasta.
üstelik cocuklar hasta olur ve hastaligi atlatirlar. bu hastaliklar bagisikliklarini güclendirir.
öte yanda sigara dumani cocugu cok cidi hasta eder, hicbir faydasi yok ve üstelik burada kayinpeder kisisi cocuk hakkinda babannesi gibi "cocuga bakacagim" tarzi bir sorumluluk da almamis belli ki. yani o evde olmasi icin ziyaretten baska bir sebebi yok.
es kisisinin, cocugunun sagligini riske atarak güc gösterisi yapmasi, kendi hakliligini ispatlamaya calismasi inanilmaz sorumsuzca ve bencilce. akilli bir davranis degil asla. hakliyken asiri haksiz duruma düsmek bu olsa gerek.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.10.25)
asıl saygısız olan kayınpederiniz. söz konusu çocuğunuz olunca kimseye karşı pasif davranmayın lütfen. gerekli yerlerde tepkinizi kibarca koyun eşiniz darılsın gerekiyorsa. o da düşünsün çocuğunu bi zahmet.
0
rayde
(03.10.25)
eşin ne kadar pısırık ya. söylemek çok mu zor? saçmalık.
0
summerjam0306
(03.10.25)
döverim, kovarım diyen arkadaşlar yavaş gelin.

dövmem, kovmam ama açık açık söylerim. baba gel şu tarafta iç, duman içeri giriyor çocuğun odası kokuyor diye. yeni evliysem çekiniyorsam eşime söyletirim.

eşiniz maaşallah sizin annenize "anne hastaysan gelmeseydin dinlenseydin, çocuğa da hastalık bulaştıracaksın" falan diyor. saygısızlık falan da olmuyor. aynı çocuğun odasında sigara içilmemesini söylemek niye saygısızlık olsun?
0
kibritsuyu
(03.10.25)
oğlunuzun odasında sigara içmesini istemediğinizi söylemenizi saygısızlık kabul eden birisi zaten bu saygıyı hak etmiyordur. ince düşünecek bir durum yok. "bu odada sigara içme, hatta bu evde sigara içme" netliğinde bir cümle kurun. hiç evirip çevirmeye, kıvırmaya gerek yok. doğrudan söyleyin. belli ki anlayışlı birisi değil.
0
co2s2
(03.10.25)
Eşine sorma. Sen söyle. Saygısızlık yapmıyorsun.
@rayde +1
Darılıyorsa da darılsın. Bu ne ya ben gerildim. Bu kadar düşünmenize sebep olan eşiniz suçlu. Manipüle ediliyorsunuz.
0
sevilen progressive türkücü
(03.10.25)
Bu adam kizini karisini doven bir baba herhalde. Korkuyla her seyi saygisizlik goruyorlar. Ben evime gelen herkese balkonu gosteriyorum. Balkon ardiye gibi oldugundan apartmanin onune inip icen bile oluyor. Kimse de bozulmuyor, saygisizlik olarak gormuyor. Senin durumun bir de bebek odasi yani. Direkt soyle bir daha yapma de.
0
Kittie
(03.10.25)
baba salonda rahat rahat iç diyemediniz mi?
yalnız adamda pes yani onca oda içinde neden çocuğun odasında içiyor herkes ayrı bi manyak olmuş ya iyi dayanmışsınız ben burda sinirendim.
0
eja
(03.10.25)
aynısını senin baban yapsa eşin acaba böyle davranır mı? bence davranmaz. babana niçin söylemiyorsun diye sana kızar, bu yaşa geldin babana ağzını açamıyorsun diye aşağılar, sonra tutar kendisi babana söyler.
misafire her türlü saygı gösteririm ama benim evimde benim kurallarım geçerlidir. benim kurallarıma uymayana saygı göstermem.
yaşlı insanlar için sigara çok aşırı normal bir şey. bence ne yaptıgının farkında değil. o yüzden kibarca söylenebilir. iki yaşında çocugun duman solumasından iyidir.
0
abelardo
(03.10.25)
senin ve eşinin anne babaya saygı konusunda garip bi takıntınız var. sizi nasıl böyle büyüttüler anlamadım. geçen gün de eşin annene hasta isen gelmeseydin demişti sen de onun için eşine yüklenmiştin :) kadın da şimdi sana yapıyor aynısı bak hak ediyosun bence.

neyse sigara konusunu eşiniz değil siz de söyleyebilirsiniz, biz evimizde çocuk olmadığı halde sigara içilmesine izin vermiyoruz annem geldiğinde balkonda içiyor. siz de bunu söyleyin balkonda içebilir misin, çocuğun eşyalarına koku sinmesin yazık diye.
0
Sadece soruyorum
(03.10.25)
Bence boşan usta, eşin çok garip şeyler yapıyor. Başka bir duyuruda dolaylı olarak anneni evden kovduğunu anlatmıştın. Kendi babasına gelince maşallah, çocuk falan tanımıyor sağlığını umursamıyor. Annene gelince cinayet işlemiş muamelesi yapmıştı..
0
dawsonscreek
(03.10.25)
iki yaşında çocuk olan evde değil şu oda bu oda, evin hiçbir yerinde içirmem. gitsin binanın önünde içsin. ya da balkon varsa balkonda.

bu arada çocuk odasında sigara içmek nasıl bir farkındasızlıktır, çüş dedim. eşinizin babası karşısındaki ezikliği de hayret verici.

sabır diliyorum size bu aileyle.
0
sir gawain
(03.10.25)
çok kalmayacaksa idare edin. iyice havalandırın. bir süre sonra koku geçer belki. geçmesi için başka güzel kokular kullanırsınız.

adama demek sizi geriyorsa çok, kendinizi germeyin o kadar. söyleseniz adam bozulacaksa bu sefer de siz yine üzüleceksiniz. ne gerek var...
0
santimantal
(03.10.25)
İnsan en yakını olan annesine babasına -oldu da onlar düşünemedi- çocuğun yanında sigara içerse başka yerde için annae/baba çocuk rahatsızlanır vs diyebilmeli. Bu saygısızlık falan değil. Bunu demekten kaçınmak da normal değil. Anne baba böyle şeyden niye kırılsın veya niye saygısızlık olsun bu.
Onlarda sizin kadar çocuğun sağlığını düşünür. Yaşlı olunca belki bazı şeylere ehemmiyet gösteremeyebilirler. Bu konu gayet anlayışlı bir şekilde hiçbir şekilde gerilmeden halledilir.
0
ezkaza
(03.10.25)
kaç gün kalacak?

aile işleri dert. bikaç günse sallayın, saçma da olsa karınız bunu unutmaz bin defa getirir.
0
gurur
(04.10.25)
(4)

emlakçı tapunun fotoğrafını çekti

asap raki
bugün ev aldım. tapuyu alıp çıkınca baktım emlakçı tapunun fotoğrafını çekmiş. bu bana sıkıntı yaratabilir mi ilerde? sadece fotoğrafla bir şey yapamaz sanırım?
bugün ev aldım. tapuyu alıp çıkınca baktım emlakçı tapunun fotoğrafını çekmiş. bu bana sıkıntı yaratabilir mi ilerde? sadece fotoğrafla bir şey yapamaz sanırım?
0
asap raki
(02.10.25)
yapamaz. Hayırlı olsun. Belki yaptığı satışları not edecektir.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(02.10.25)
Bir şey olmaz.
0
ground
(02.10.25)
hiç bir şey yapamaz.

bu arada evinizde güle güle oturun.
0
co2s2
(02.10.25)
çok teşekkürler
0
🌸asap raki
(02.10.25)
(8)

yeni pasaport basvurusu ve iptal edilebilen ucak

kaputt
selamlar, schengen vize basvurusu icin belge hazirliyorum da, iki sorum olacak:- yakin zamanda yeni pasaport basvurusu yapan oldu mu, basvuru gününden sonra kac günde elinize gecti?- vize basvurusu icin iptal edilebilen bir ucak rezervasyonu yapacagim. bu zamana kdr hep gercekten aliyordum. siz bu d
selamlar, schengen vize basvurusu icin belge hazirliyorum da, iki sorum olacak:

- yakin zamanda yeni pasaport basvurusu yapan oldu mu, basvuru gününden sonra kac günde elinize gecti?
- vize basvurusu icin iptal edilebilen bir ucak rezervasyonu yapacagim. bu zamana kdr hep gercekten aliyordum. siz bu durumda hangi havayolundan aliyorsunuz? iptalde dikkat etmem gereken bir sey var mi, sorun yasar miyim?

tesekkürler
0
kaputt
(02.10.25)
İlk soruyu bilmiyorum ama ikincisi için her hava yolunun İptal-iade koşulları farklı olabiliyor. Bu koşullar bilet türü, lokasyon ve en geç kaç gün öncesinde iptal edilebilir gibi şartlarda değişkenlik gösterebilir. Örneğin thy için; ecofly biletler iptal/iade/değişim olmaz genelde. Primefly bilette ise iptal/iade/değişim oluyor ancak şartlarını okumak önemli elbette, spesifik detaylar önemli çünkü. Standart bir yanıt yok bu soru için.
0
ezkaza
(02.10.25)
genelde 1-2 haftada elimde oldu hep. pardon pasaport demişsin. 2-3 günde elinde olur.

pegasus flex alıyorum. sadece flex ücreti kesiliyor.

ya da alıp seyahat belgesi alıp 24 saat içinde ücretsiz de iptal edebilirsin. daha önce pegasusun fiyat sabitleme özelliğiyle rezerve alıp ekran görüntüsü paylaşmıştım sorun olmamıştı.
0
jelly bear
(02.10.25)
tabii her havayolu farklidir, o nedenle bu islemi yapip önerebileceginiz bir havayolu kategori vs varsa direkt ona bakayim. ücretsiz yapmasi mümkün olmuyor mu?

Pasaportla ilgili de pasaport basvurusunu bir ilcede 6 ekimde yapacagim, ve idata randevuyu 16sina verdi. yani cok dar bir aralik var. 1-2 hafta demek, birinde hepsi yanacak, birinde yetisecek demek :(
0
🌸kaputt
(02.10.25)
pasaport normal şartlarda, büyük bir aksilik olmadıkça en geç 2-3 gün içinde elinizde olur. ben cuma günü başvurmuştum salı gelmişti.
0
inheritance
(02.10.25)
thyde sanırım en dolu paketi olunca tam iade oluyor.
0
jelly bear
(02.10.25)
pasaporta cuma başvurdum, pazartesi elimdeydi.
iptal edilebilir uçak için THY
0
co2s2
(02.10.25)
iptal edilebilen biletin mantığı, herkes bileti iptal etmeyeceği için toplamda aynı veya daha fazla para kazanabiliyor. hele hele bileti iptal edenler son dakikada iptal etmiyorsa, THY'nin o biletleri tekrar satabileceği kadar vakit kalıyorsa, iyice kara geçiyorlar.

bir örnekle anlatayım. rakamları sallıyorum.

iptal edilemeyen biletler 10 lira. 10 tane satınca 100 lira para kazanıyorlar.
havayolu biliyor ki, iptal edilebilen biletlerin %20'si iptal ediliyor. yani 10 biletin 2'si. biletleri 14 liradan satarlarsa, 2'si iptal edilse bile 8 x 14 liradan = 112 lira para kazanıyorlar. ellerinde hala 2 bilet var. onları da sattıkları zaman, iyiden iyiye para kazanıyorlar.
0
co2s2
(03.10.25)
tesekkürler cevaplar icin. oturdu kafamda bu iptal etme mevzusu. bu arada thy primefly alarak tamamen ücretsiz iptal yapabiliyorum. öyle hallettim.

bekleyenler icin de pasaporta ptesi basvurduk. destek ekibine ([email protected]) mail attik bir de basvururken müdüre rica ettik (ilcedeki nüfus müdürü ankara'ya etkisi var midir bilemem), ama carsamba pasaportlar geldi. gercekten isik hiziyla oldu.
0
🌸kaputt
(10.10.25)
(17)

Bakıcıyı göndereyim mi?

rayde
6 buçuk aylık kızımın bakıcısı var. İşe başlayalı 2 hafta oldu daha doğrusu 22 Eylül'de başlamıştı. Başladığı gün yol parasını verdim 7 günlük. 1 Ekim yani dün de 9 günlük maaşını verdim. Maaşını hesaplarken anlaştığımız ücret/30 * 9 şeklinde yani günlük maaşını 30 a bölerek hesapladım verdim. Kadın
6 buçuk aylık kızımın bakıcısı var. İşe başlayalı 2 hafta oldu daha doğrusu 22 Eylül'de başlamıştı. Başladığı gün yol parasını verdim 7 günlük. 1 Ekim yani dün de 9 günlük maaşını verdim. Maaşını hesaplarken anlaştığımız ücret/30 * 9 şeklinde yani günlük maaşını 30 a bölerek hesapladım verdim. Kadın beğenmedi. İşte 22 günden hesaplaman lazımdı da ben 9 gün geldim ona göre vermen lazım diye söylendi biraz. Halbuki 22 günden hesaplarsam 7 gün geldi bu sefer 7 günlük vermem lazım. Neyse baya bi karşılıklı konuştuk tartışma olmadı ama sonuçta hesabı yanlış. Onun hesabıyla maaş verirsem 9 gün için yarım ay maaşına denk geliyor.

Daha sonra eşiyle telefonda konuşurken annem duymuş "alamıyosak madem bu ay da avokado yemeyiveririz" falan demiş. Sabah kahvaltıda avokado yedirmiştim çocuğa onda mı gözü kaldı öylesine mi söyledi anlamadım.
Bir de sürekli önceki işverenim kutu kutu sevdiğim çikolatadan alırdı, vay efendim yol parasını bazen bin lira fazla verirdi e bu fazla derdim olsun derlerdi gibi şeyler anlatıp duruyor. Ay ödemelerim var, kızımın yurt taksidi var, borçlarım var diye aralara da serpiştiriyor.

Bu konular beni çok rahatsız etti. Yolun başındayken baybay mı desem acaba? Henüz işe başlamadım başlamama 3 hafta var başka birini bulurum belki :/
En başta anlaşırken pazarlık bile etmedim ne maaş ne yol istediyse tamam dedik.

Her sabah kahvaltı sofrası öğle yemeği hazırlayıp koyuyorum aslında o yapacak diye anlaşmıştık ama henüz çalışmadığım için ben yapıyorum. Yine çalışmıyorum diye çocuk uyuyosa erken çık sorun olmaz falan diyorum. Yüz mü verdim noldu?
0
rayde
(02.10.25)
evet uğraşılmaz. kov gitsin.
0
jelly bear
(02.10.25)
yolla gitsin şimdi sorun cıkaran ilerde daha cok sorun cıkarır
0
koela
(02.10.25)
yol verin bence de uzun süreli bir ilişki olmayacak gibi görünüyor. hesabı yanlış bu arada. anlaştığınız maaş/30*9 olması doğru.

siz işe başladıktan sonra anlaşmazlıklar büyürse o zaman daha çok sıkıntı olur. ayrıca eski iş yeri bu kadar iyiyse çıkmasaymış :)
0
Sadece soruyorum
(02.10.25)
Bu tip isleri yapanların kafasi basmiyor. O yüzden işinden memnunsaniz konuşun, anlatın, orta yolu bulun.

Bunlar beni tutuyorsa para bok
Yolu da isteyem nolcak ki, önceki vermedi belki bu verir
Cukulat pizza vs isteyeyim alirlar onlara koymaz
Masraflarimi soyleyem acıyıp para versinler para coktur

Mesela sizin maas hesabiniz daha cok para veriyor olsaydi hep oyle hesaplardi. Hakkaniyet yok cogunda. Ama yuzde 99unun matematigi yok. Mesela ayin 5 maas diyorsun. Ayin 5inde 5 gunluk para eksik yatti diyorlar...

Ne kadar güzellik yaparsan o kadar iyi, sonucta cocuk emanet. Ama hepsi gorev olacak bir yerden sonra. Memnunsan konus duzelt degilsen next
0
Shepard
(02.10.25)
Şu tarafı var bence, eğer o 9 gün tartışması uzlaşmayla sonuclansaymis bir bakilabilirmis de, o kendini haklı gördüğü halde istediğini alamamis. Telefon konuşması buna işaret etmiyor olsa bile, gözü kalabilir evet ve çocukla ilgilenen biri sozkonusu olunca riske girmeye değmez.
0
encokbenisevinnolur
(02.10.25)
Duyuruda bakıcıdan benim kadar çeken yoktur. :D

Ben böyle şeylerde hep fazladan verme taraftarıyım, sonuçta çocuğuna bakıyor yani çikolata da alınır yol parası ekstra da verilir sorun etmem ama bunu dile getirip durması yüzsüzlük yapması çok itici.

Ayıptır sorması ne kadar veriyorsunuz?
0
yenibirgüzelnick
(02.10.25)
40+yol+ sigorta seklinde veriyoruz.

Ya yaptigi isten memnun kalsam soyle uc bes ay gecse mesela hem guzel zam yaparim hem arada biseyler veririm bayramlarda seyranlarda sonucta cocugu emanet ediyoruz ama ise girer girmez olunca bilemedim.
Referanslari da iyiydi hatta tanidik referans da var. O sebeple kafam karisti baska birini arama konusunda.
0
🌸rayde
(02.10.25)
o iş daha iyiye gitmez. konu sadece para mevzsusu değil. etrafında sürekli negatif, talepkar ve dırdırcı bir insan olması senin hayat kaliteni de etkiler.

hiç uzatmaya gerek yok.
0
orpheus
(02.10.25)
bu tiple uğraşılmaz gerçekten, bulmak çok zor değilse böyle kıyaslama yapan sürekli fazla para isteyenle çalışmamanı tavsiye ederim çünlü isteklerinin sonu gelmiyor, izinde de para istemeye başlıyorlar sonra evden yemek götürme isteği geliyor sonra kızıma şunu alırmısın diyor.. diyorda diyor.

lütfen onun yükümlü olduğu hiç birşeyi yapma ve görevini hatırlatmaktan çekinme. iş veren gibi davran arkadaş gibi değil yolun başındayken böyle davranırsan sonrasında üzülmezsin
0
eja
(02.10.25)
sigorta ödediginiz icin 30 gün bazindan hesaplamaniz normal. sigortali calisan bu, gündelikci ya da parca basi is yapan birisi degil. siz sigortasini sonucta cumartesi pazar icin de yatiriyorsunuz. sigortayi yatirirken 30 günden, maasi alirken 22 günden, yok ya!
kadin haksiz. ugrasamam diyorsaniz yol verin gitsin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.10.25)
sadece sunu demek icin yaziyorum, bu onceki isverenin alip verdikleri, ekstra paralar falan filan, bunu annemin 20 yillik temizlikci kadini da yapiyor inanin, yani sorsaniz annem disinda herkes birlik olmus kadina binlerce lira veriyorlar ekstradan ve bu hep boyleydi. annem hic takmaz, aa ne guzel diyip gecer. zira hem verebilecek durumu yok emekli zaten hem de sonu yok yani, elbette bayramda seyranda unutmayiz, aile gibi olduk artik ama muhtemelen digerlerine de annem icin ayni hikayeyi anlatiyor. kendisinin de de inekleri, tavuklari, ekstra evi tarlasi, her cocugunun birer evi filan var yani. herkes bir turlu oluyor iste, aliskanlik mi diyeyim, ne koparirsam mi diyeyim. en azindan bu konuya sanirim fazla takilmamak gerekiyor.
0
kassiopeia
(02.10.25)
Kesin @yenibirguzelnick bacım sormuştur diyerek tıkladım ama ters köşe oldum:p

Neyse soruya cevap: bakıcı bulmak kolay değil. Referansı da varmış, biraz beklentileriniz hakkında konuşun bir de "şartlar ve haklar bunlar" diyerek sınır çizin net olun diyorum. Bir süre deneyin öyle karar verin. isterseniz bir yandan başka bir bakıcı daha bulmaya çalışırsınız. Önemli olan çocuğa nasıl baktığı
0
kullanicadi
(02.10.25)
söz konuus bebek. uzatmadan yol verin lütfen.
0
summerjam0306
(02.10.25)
orpheus +1

dırdırcı ve kıyaslayan birine iş vermek istemem, çocuğuma bakması için evime ücretsiz almam. çocuğun yediği avokadoda bile gözü kalmışsa korkarım.
0
deartheodosia
(02.10.25)
Çok yüz vermişsin. Hem pazarlık yapma hem de onun iş tanımı olan şeyi sen yap, elbette yüz bulur, biraz da yapı olarak fazla bencil biriyse tamam. Bence sal gitsin. Gider birisi gelir daha iyisi.
0
muhayyer divan
(02.10.25)
6 bakıcı değiştirmiş biri olarak fazla yüz vermişsiniz diyebilirim. En baştan en ince detayına kadar konuşulması gerekirdi. Bu kişiler rahatlıkla iş değiştirebiliyorlar ve benim gördüklerimde en azından çok iş ahlakı olmadığından önceden haber verme gibi huyları da yok. ben bugün bırakıyorum deyip gidebilirler. çocuğu emanet ettiğiniz için hoş tutmaya çalışırsınız ancak tepenize çıkma potansiyelleri yüksek olur genellikle.
içiniz rahat değilse çok alışmadan teşekkür edilip başka birine bakılabilir. Tabi bakıcı bulma işi kolay değil ama içinize sinmesi gerekir.
0
ucurulmamak umidiyle
(02.10.25)
öncelikle kızınızın ömrü anasıyla babasıyla mutlu huzurlu sağlıklı uzun olsun.

işin doğası gereği, moral motivasyonu yukarıda tutmak için işveren ne kadar sert olması gerektiğini, ne kadar müsamaha göstermesi gerektiğini çoğunlukla ayarlayamıyor. bakıcılar da bu iyi niyeti suistimal edebiliyor. hatalı olduğunuzu söylemek mümkün değil.

şunu unutmamak lazım. bu sonuçta bir iş sözleşmesi. bakıcı sizin için bir şey yapıyor, siz de para veriyorsunuz. biraz kurallı olmakta fayda var. bu bakıcı ile ya da başka bir bakıcı ile her şeyi önceden konuşun. çok taviz vermeyin. hatta siz taviz / yüz verdikçe tepenize çıkacağını unutmayın.

biz her ayın son günü para veriyoruz. çok fazla hesap kitap yapmaya gerek yok 9/30 ya da 7/22 verin geçin. pazarlık vs en baştan yapın. insan yavaş yavaş öğreniyor. hiç hediye, çikolata vs kulak asmayın. isterseniz verirsiniz. ekstra para vermenize gerek yok.

ama baybay demek için de, kızınıza nasıl davrandığına, nasıl baktığına bir bakın. eğer iyi bakıyorsa, saydığınız dertlerin, soru işaretlerinin hepsini zaman içinde çözersiniz. işini iyi yapan bakıcı bulmak kolay değil.
0
co2s2
(02.10.25)
(6)

Evlilikte zamanla İlginin ve yakınlığın azalması doğal bir süreç mi?

psmstc
Ve bunu canlı tutmak korumak Mümkün mü ve nasıl?
Ve bunu canlı tutmak korumak Mümkün mü ve nasıl?
0
psmstc
(02.10.25)
bence bu doğal süreç. canlı tutmak nasıl olur bilmiyorum. çocuk olduktan sonra bu ilgi daha da azalıyor.
0
mikahakkinen
(02.10.25)
Tabii ki... Sürekli canlı tutulamaz. Anlık heyecanlar yaşanır. O anlar kıymetli. Evlilik mutluluktan ziyade bir araya gelip güçleri birleştirip zorluklarla birlikte mücadele şeklinde devam etmeli.

Yoksa çok problemli.
0
luluki
(02.10.25)
Evet hatta konu hakkında reddit'de bile başlık var: www.reddit.com
0
limonlu eksi
(02.10.25)
bence bu "azalma" değil normalleşme. evet normal bi süreç. nasıl yeni bir bilgisayar alınca hep başında oturursun, evlilik de öyle biraz. başlarda her şey yeni olduğu için canım cicim oluyo, zamanla normalleşiyo. canlı tutmak tabi ki mümkün tarafların niyet-istekleri ile.
0
Sadece soruyorum
(02.10.25)
yakınlıktan ne kastettiğine bağlı. giderek uzaklaşıp birbirini görmek istemeyen, tahammül edemeyen insanlara dönüşüyorsanız. içeride stres birikiyorsa bu normal değil.

diğerleri herkesin de dediği gibi doğanın kanunu.
0
orpheus
(02.10.25)
bu gayet yaygın bir durum ve çok sinsi sinsi ilerleyen bir süreç
0
co2s2
(02.10.25)
(6)

Kontrol dışındaki şeylerin stres oluşturması

arbre
Günaydın. Son zamanlarda bu var bende. Ayrıntılı yazayım.Bir yakınımın sağlık sorunu var diyelim. Bu bana stres yaratıyor. Ben özel hastaneye gitmeyi, ücretini ödemeyi öneriyorum bu sorunu çözmek için.İşle ilgili bir konuda birileri yanlış yapıyor. Onların yanlışlarını ben düzeltiyorum. Benim işimi
Günaydın. Son zamanlarda bu var bende. Ayrıntılı yazayım.

Bir yakınımın sağlık sorunu var diyelim. Bu bana stres yaratıyor. Ben özel hastaneye gitmeyi, ücretini ödemeyi öneriyorum bu sorunu çözmek için.

İşle ilgili bir konuda birileri yanlış yapıyor. Onların yanlışlarını ben düzeltiyorum. Benim işimi az etkiliyor bu yanlışlar. Ama onları da kontrol etmek istiyorum.

Yani bazı insanların cahil ve yönetilmeye muhtaç olduklarını düşünüyorum. Onlar yaptıklarını umursamıyor, belki çoğunun farkında değil ya da sonuçlarını bilerek yapıyor.

Ben de rahat bir insan olmak istiyorum ama olamıyorum.

Bir de çok büyük boyutlu düşünmeye odaklıyım. Atıyorum evde bir şey bitti, azaldı. 1 kg gerekiyor. Ben gidip 3 5 kg alıyorum daha çok para harcayıp. Temelinde bu şey bana stres oluşturmamalı. Stok yeterli olmalı. İşle mi kafayı bozdum acaba.

Bunu yaşayan var mı, ne önerirsiniz, sağ olun.
-2
arbre
(02.10.25)
Kafayı meşgul edecek yeterli iş olmayınca insan kıla tüye kafayı takıyor. Sorun yoksa sorun vardır.
0
luluki
(02.10.25)
kontrol gudusel acidan tatmin etse bile seni icten curuten birsey. cunku tamamen duygusal tatmin ile calisan bir gudu. fakat soyle bir gercek var ki diktator bile olsan bi yere kadar kontrol edebilirsin hayati. o aliskanligini birakmalisin. ayrica cocukluk travmalariyla da alakali. kucukken sen sunu yapamazsin, sen beceriksizsin, yetersizsin ve minvalinde benzer seyler duyan kisilerde oluyor. surekli bir kendini kanitlama, hayatin ve olaylarin kontrolunu ele alma hali oluyor. en azindan bende oyle. bunu idrak edince hayati daha kucuk perspektiften yasamaya basladim.
0
buenosdias
(02.10.25)
Her şeyi üzerine alan birisin izlenimi aldım verdiğin orneklerden. Anan baban kardaşın değilse (ki bazen duruma göre onlarsa bile) bırak hastaneye kendileri gitsin, ya da senden istenecek bir yardım varsa bırak önce onlar söylesin.

İs yeri için de, seni etkilemeyecekse elleşme o yanlışlara.

Bir fıkra vardı, tamamını net hatirlamiyorum, üç tel saçı kalmış adam berbere gidiyordu da, her düzelt diyisinde bir tel kopuyordu tararken, adam son gidişinde berbere "bırak dağınık kalsin" diyordu. O mantık.
0
encokbenisevinnolur
(02.10.25)
bu bir noktaya kadar normal. ama başkaları senin onların işine burnunu sokacak kadar fazla empati yaptığını düşünüp rahatsız olurlarsa üzülürsün.

ben bi ara kardeşlerime çok karışıyodum mesela. onların hayatı laylaylom yaşamaları çok garibime gidiyodu, bunları bi yola getirmem gerek sağlıklı düşünemiyolar vs diye düşünüyodum. ama sonra baktım ki ben onların annesi değilim, onlara bu kadar karışmaya hakkım yok ve ben karıştıkça aramız bozuluyo. bıraktım sonra.

işyerinde de bazen biri eziliyormuş gibi geliyordu, onu korumak için birilerine bir şeyler söylüyordum sonra baktım ki hem o kişi ile aram bozuluyo hem de korumaya çalıştığım kişi "ne karışıyosun" diyo. onu da öyle bıraktım.

ev için aldığın fazla eşyaları da bozulmaması için az alman gerektiğini bozulduklarında çöpe atmak zorunda kaldığında öğrenirsin.

sonuç olarak bazı şeyleri olumsuz tecrübelerle öğreniyor takmamaya başlıyorsun.

ama tabi bu takıntıların hayatını yaşanmaz-çekilmez kılma noktasına geldiyse psikolojik yardım almak gerekiyor ki ben de hayatımın bir döneminde almıştım.
0
Sadece soruyorum
(02.10.25)
(bkz: mükemmeliyetçilik) hastalığı.
0
orpheus
(02.10.25)
"kontrol dışındaki şeyler" diye kulp uydurmaya gerek yok. son bir kaç aydır takip ettiğim kadarıyla sen genel olarak stres yapmak için kendine yer arıyorsun. ilaçlarını aksatma, psikolog ve/veya psikiyatrist randevularını aksatma.
0
co2s2
(02.10.25)
(4)

şifreli kapı kilidi

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
pil gibi bir şeyle mi çalışır yoksa şebekeden elektrik mi çekmek lazım?
pil gibi bir şeyle mi çalışır yoksa şebekeden elektrik mi çekmek lazım?
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(30.09.25)
İkisi de var
0
messina123
(30.09.25)
çoğunluğu pil.
0
co2s2
(30.09.25)
Genel olarak hibrit bir sistem var. Elektrik olmayınca pil devreye giriyor hatta pil bitmiş elektrik de gitmişse normal anahtarı var onu açmanız gerekiyor.
0
ground
(30.09.25)
kale kilit markasının kilitleri şebekeden besleniyor

daha modern, uzaktan kontrollü ve parmak izi olan kilitler pille çalışıyor, acil durumlar için cihazı powerbank veya manual anahtar ile açabiliyorsunuz.
0
bravoteam
(01.10.25)
(1)

ios 18 yüklü telefonda şöyle birşey oldu

dudek
hem chrome da hemde whatsapp da yazarken veya arama yaparken altta siyah ikinci bir arama çıkıyor nasıl kapatabilirim yardım lütfen https://hizliresim.com/3ewjewphttps://hizliresim.com/qxr5ep6
hem chrome da hemde whatsapp da yazarken veya arama yaparken altta siyah ikinci bir arama çıkıyor nasıl kapatabilirim yardım lütfen
hizliresim.com
hizliresim.com
0
dudek
(30.09.25)
klavyenizi başka bir klavyeye değiştirin, sonra tekrar geri değiştirin. yaşadığım benzer bazı saçmalıklarda işime yarıyor.
0
co2s2
(30.09.25)
(9)

Bu 3 ayakkabıdan hangisi? (VEJA)

makarnavodka
günaydın dostlar, bu 3 ayakkabıyı gözüme kestirdim birini alacağım. sizce hangisi?https://www.beymen.com/tr/p_veja-v-10-beyaz-yesil-erkek-deri-sneaker_1740967https://www.beymen.com/tr/p_veja-v-82-grained-haki-beyaz-erkek-deri-sneaker_1760540https://www.beymen.com/tr/p_veja-v-82-grained-beyaz-erkek-d
günaydın dostlar, bu 3 ayakkabıyı gözüme kestirdim birini alacağım. sizce hangisi?

www.beymen.com

www.beymen.com

www.beymen.com

teşekkürler,

profil: 30/e
0
makarnavodka
(30.09.25)
Bunlar arasinda en guzel renk uyumu 3 numara diye dusunuyorum.
0
mbond
(30.09.25)
1, 3, 2 siralamam
0
sey mi dostum
(30.09.25)
3
0
deartheodosia
(30.09.25)
VEJA hastası olarak 3 diyorum.
0
elektr10
(30.09.25)
3>2>1
0
Bruce
(30.09.25)
3
0
logisticsmanager
(30.09.25)
veja çok rahatsız değil mi ya 1 kere denedim inanılmaz rahatsızdı
en uygunu krem gibi herşeyle giyilir ama biraz erkek modeline uymuyor 3
0
eja
(30.09.25)
2 kötü
0
ala09
(30.09.25)
belki 1.
0
co2s2
(30.09.25)
(27)

Gs avrupada neden bu kadar kötü?

avatar is back
Süper ligde 2-3 senedir yenildikleri bir maç var heralde o da ismail kartallı samiyendeki maçtı. Pek izlemiyorum futbol, derbiden derbiye bir de avrupa maçları. Ama gs avrupada o kadar çok maçta o kadar çok gol yiyor ki artık bunun mantıklı bir açıklaması olmalı. Neden böyle? Türkiye’de hakemler vs
Süper ligde 2-3 senedir yenildikleri bir maç var heralde o da ismail kartallı samiyendeki maçtı. Pek izlemiyorum futbol, derbiden derbiye bir de avrupa maçları. Ama gs avrupada o kadar çok maçta o kadar çok gol yiyor ki artık bunun mantıklı bir açıklaması olmalı. Neden böyle?

Türkiye’de hakemler vs demeyin lütfen.
0
avatar is back
(18.09.25)
Ama hakemler :( Yoksa tokatlanıp tokatlanıp göndermezler avrupadan, okan buruk teknik bilmez taktik bilmez oyun bilgisi sıfır, türkiyede hakem camiası ve okan hocanın malum geçmişi ortak bir bağlantı, bu sayede her sene şampiyon oluyorlar ama avrupaya çıkınca böyle oluyor.
0
kizil karga
(18.09.25)
pbs.twimg.com

Gs türkiyede neden bu kadar iyi diye soralım o zaman, neredeyse maç başı 3 puan ortalamayla oynayacak
0
grimavi
(18.09.25)
türkiye liginin kalitesi çok ama çok kötü. bir kaç takım dışında zor gecebilir denebilir maç bile olmuyor. avrupada da şampiyonlar liginde düzgün, kaliteli top oynayan takımlar olduğu için lastik patlıyor.

fener vs diğer takımlarda şl de oynasa, gene aynı şey olur. uefa ve konferans liginde defolar bu kadar ortaya çıkmadığı için gs nin avrupa başarısızlığı daha göz önüne çıkıyor.

işte, olabilecek en en en pahalı kadro bile frankfurt gibi şl için üst seviye olmayan bir takımdan şu an 5 yedi. maalesef şampiyonlar ligi türk takımları için yarışılabilir bir alan değil.
0
wilhelmwasmuss
(18.09.25)
Çünkü bizim insanımız hiç bir işte iyi değil. Disiplin yok. Geleni de bozuyoruz. Bugün bildiğin dünkü bizim halısaha maçında oynayanları gördüm. Düzensiz, ayakta top tutamıyorlar, allaha emanet paslar vs.
0
Shepard
(18.09.25)
gs normalde kötü zaten, ama tr'deki takımlar daha kötü. sonuçta lokalde gs iyi illüzyonu, avrupa'da da bunun içyüzü...
0
kesmekes laleler
(19.09.25)
Onlarin koruyup kollayan hakemleri olmadigi icin :(((
0
sonsuz
(19.09.25)
Okan buruk yerel bir teknik direktör, tr futbolunun anahtar noktalarını buldu ve fb gibi psikozlu bir rakibi olduğu için sorun yaşamıyor.

Avrupada Sorun yaşadığı maçlarda ise eli ayağına dolanıyor, düşmeyi bilmiyor çünkü takım.
Ligler arası seviye farkı çok ama hasbelkader 3-1 geri düştüğün maçı ölüm kalım maçı gibi kumara çevirip ya herru ya merru dersen ölürsün.
0
Bruce
(19.09.25)
Haftalardır yorumcular diyor ki frankfurt tarzı takımlara topu bırakmak gerekir. topu alıp yüzde 62yle oynarsan adamlara istediğin ortamı yaratırsın. Sen türkiyedeki oynadığın gibi oynarsan frankfurt gibi takımlar gelir seni beşler. Gs defans hattının yaptığı hataları azerbeycan takımları bile yapmıyor. Problem tamamen okan hocada. Kesinlikle oyun planından taviz vermiyor. Okan avrupada nasıl oynanacağını bilmiyor bu çok net. Aynı hataya montellada düştü, çıkarım ispanyaya ben oyunumu kabul ettiririm dedi. Al sonuç. Ayrıca 2 maçta 11 gol yiyen uğurcanın hatası yoktu ama fark yaratan kurtarışıda yoktu. Açıkcası avrupada langır lungur oynamakla maç kazanılmaz.
0
mikahakkinen
(19.09.25)
Türkiye ligi ve rakipleri Çok dandik. Oyuncu ile maç kolay kazanabiliyor çünkü dandik işte. Dandik olmasa zaten takımlar sürekli ön elemelerde elenmez. Sonuçta bilmem kaç yıldır sl'ne ayak basmamis bir ikinci büyük var.

Avrupa'da neden; çünkü Okan hoca yetmiyor. Kutsal kitapta yazıyor gibi yenik duruma düşünce orta saha bosaltiyor. Zamanında mancini ceyhun Gülselam'i avrupa maçında orta sahaya aldığında gelen eleştirilere "sahaya hücumcu atmak hücum futbolu oynamak değildir" demişti. Okan hoca bilmem kaç yıldır bunu öğrenemedi.
Malesef türk liginin dandikligi ile gelen başarı sebebiyle kendisine camia ve genel taraftardan tepki yok ama gs'yi klasik türk takımı haline getirdi.

Türk futbolundaki kafayi yemişler biraz azalirsa rekabet artacaktir ama şu anki dandik rakipler ile gelişme ihtiyacı Görmüyorlar gibi.
0
logisticsmanager
(19.09.25)
Sadece hakemler demeyelim Gsye yatan Türk takımlarını es geçemeyiz.
0
olaylar olaylar
(19.09.25)
Mental oldugunu dusunuyorum. Gol yedi mi, geriye dustu mu hemen komple dagiliyoruz. Gecen yil da aynisi olmustu. Maalesef hocanin da bu mentali yonetemedigini dusunuyorum, duygusal milletiz, hoca araciligiyla takima da yansiyor.
0
lallala
(19.09.25)
Esas sorulması gereken soru Türkiye'de nasıl bu kadar iyiler? Yandaş oldukları için saray tarafından korunuyorlar. ToRreira mertens rüzgar esse düşüyorlardi, saniyesinde düdük hazır, barış alper diye bir oyuncuları var tam bir komedi, adam tekme tokat dirsek girişiyor herkese, ağzını açıp bir şey diyen bile yok, normalde gerginlik olur, kavga olur, tüm lig bu adamı biliyor, kimse bulaşmıyor, kemal sunal filmindeki mazlum gibi dayak yiyip oturuyor koca adamlar
0
freedonia
(19.09.25)
Lallala+1
0
gobekliraki
(19.09.25)
Uğurcan cakira siyasi nedenlerle 30 milyon verirsen sadece turkiyede is yaparsın.özet bu
0
essoist
(19.09.25)
okan rezalet bir td. adam ligi çözmüş diyorlar neyi çözmüş pardon. önde basıp gol atalım diye taktik mi olur? gol yesek de bir o kadar gol de atıyoruz yeniyoruz olayı tr'de olur sadece. frankfurt alkmaar genç oğlanlar gibi sistem takımları elekten geçirir böyle.

montella da aynısını yaptı demişler doğru. her maça ayrı bir taktik çıkacaksın haddini yerini bileceksin

ama asıl sorun ülkede her yere sirayet eden yolsuzluk, ahlaki çöküntü ve torpilin futbolun tam ortasında olması. altyapıda adam yok, haksızlık hak getire. yetenekli çocuklara yazık oluyor. ozan tufan barı malper bunlar topçu mu
0
Hallegadola
(19.09.25)
bütün takımlar avrupa ortalamasının çok çok altında. gs ye özel bir durum yok ortada. lise 1 i ıslahiyede okudum. yan sınıfta bir çocuk ıslahiyesporda oynuyordu. lise sınıfları futbol turnuvasında hep o çocuğun sınıfı şampiyon oluyordu. ama ıslahiye amatör kümede bile sonuncu oluyordu.
0
ground
(19.09.25)
Tr'de kollaniyorlar cunku. Sumudica gibi sovmen, dusuk karakterli bir t.direktor vardi, mesela takimi GS stadinda takimi gol atti, yuzunde 5 karis surat, "sevinmeyin iceri gecin" diye yedek kulubesindeki oyunculara bagiriyordu. Ayni adam Fener'in maclarinda tac icin itiraz ederken eroinman gibi sinir krizi geciriyor mesela:) bunun gibi binlerce olay var. Az cok birazcik takip eden biliyor zaten neler dondugunu uzun uzun yazmaya gerek yok GalataSARAY'i:)
0
speedy
(19.09.25)
sadece hakemler ya da teknik direktörlükten anlamayan bücür falan değil mesele. mesele çok basit. ülkede adalet yok.

çok alakasız gelecek ama galatasaray yasa dışı bahis sitesi reklamı aldı. ceza almadı. kara borsa yaptılar, belki hala yapıyorlar. ceza almadılar.

eğer galatasaray bu hikayelerden ceza almış olsaydı, avrupa'da bu kadar kötü olmayacaktı çünkü avrupa'da olmayacaktı.
0
co2s2
(19.09.25)
ligin seviyesi yüzünden. hakem siyaset bahis reklamı diyen beyni olmayan fenerlidir o yüzden o yorumlara takılma.
0
koela
(19.09.25)
Ligin seviyesi çok düşük ama bu sadece gese şampiyon oluyor demek ahahahah geseyi dün gece 5'ledikleri maç türkiye liginde olsaydı frankfurtun attığı ilk 2 golden önce faul verilir barışın attığı gol de verilirdi gese en kötü 3-1 alırdı maçı ama avrupada fetöcü hakemler olmadığı için fetöcü takımları 5'leyip gönderiyorlar :)
0
kizil karga
(19.09.25)
yorumları okudum varsa yoksa tr ligi kötü, gs tr de kayrılıyor, doğru düzgün teknik analiz yok.

okanın taktik bilgisi maalesef kısıtlı.
aslında şu anki kadro 3lü için çok daha uygun fakat yıllardır 4 lü oynayan ve sezona bu şekilde hazırlanan takım ve çalıştırıcılar sisteme alışık değiller, sistemi geriden değiştirince ileride de etkileri oluyor.

günümüz futbolunda artık topa sahip olmak, ileride oynamak bunların bi anlamı yok. bir çok teknik adam rakip takımı üzerine çekip orta sahada boşluk yaratarak pozisyon bulmaya oynuyor, bizim Okan'da tam da onları istediğini yapıyor ileride bi sağ kanada bi sol kanada top yuvarlatıyor. burada kaptırdığın her top potansiyel gol oluyor.

Maç sonunda top yüzdesi tabelada yüksek çıkması senin daha iyi oynadığın anlamına gelmiyor. Kendisini hiç sevmesemde mourinho'nun bir sözü var "isterse topu eve götürsünler maçı biz kazandık"
0
duyuruuser
(19.09.25)
sebebi: OKAN BURUK
0
baldan kaymak
(19.09.25)
okan buruk'un avrupa hocası olmaması etkisi ile birlikte ligin çöp takımlardan oluşması da etkili.

en baştaki çöp takım fb mesela. kendi elleriyle beceremediklerini el şeyine sarılıp gariban anadolu takımlarından beklerler. düşün şut çekemedikleri benfica kendi sahasında 2-0'dan azeri takımına maç verdi.

ligde de en baba ikinci takım çöp fb olduğu için ve rekabet de olmadığı için test yok. gs yine bu çöp takımları ezmeye devam eder ama avrupa için başka hoca lazım
0
deranzo1
(19.09.25)
lig kalitesizmis:) Yatin kalkin ligin kalitesiz olduguna sukredin siz. Lig zor olsa atiyorum pazar gunu saglam bir rakiple oynamis olacaksin, ustune Frankfurt deplasmanina git bakalim, 10 falan yiyin de akillanin:)
0
tantamount_to_equivalent
(19.09.25)
ha bu arada op ligin leşliğini şuradan anla, herhangi bir adama 99 puan toplattırılıyor bunu bildikleri için bu adamı kovuyorlar. sonra bu adam iran'a falan gidiyor oradan da kovuluyor. süper lig'den iş dahi bulamıyor.

güncelde ise bir tanesi avrupanın üçüncü sınıf kupasında lozan diye bir takıma daha eleme aşamasında eleniyor. ki bunlar iki oyuncuya 45 milyon bonservis bağlamışlar.

diğerini söylemeye gerek yok. her sezon kendi sahasında bok attıkları rakibe karşı ikişer üçer şeklinde kaydıraktan kayıyor. her maç sonunda 5 6 yemedik diye dualar eşliğinde bitiyor. sonra da mesela rizespor'un falan taş koymasını bekliyorlar :) ulan senin yapamadığını o garip nasıl yapsın :)
0
deranzo1
(19.09.25)
Macin özetini ve golleri izledim. Hayal ettigimden de kötü.
Rakiplere laf sokmaya calisacaginiza biz bu performansla nasil her sene birinci oluyoruz diyin bence. Yata yata sampiyonluk alinca böyle rezil oluyorsunuz disarida.
0
sonsuz
(19.09.25)
Orası şampiyonlar ligi, şampiyon yapılanlar ligi değil.
0
onheil
(21.09.25)
(13)

sevgili bahis severler

respect
bu duyurudaeintracht frankfurt - galatasaray maçı bahislerimizi yazıyoruz.
bu duyuruda

eintracht frankfurt - galatasaray maçı bahislerimizi yazıyoruz.
0
respect
(18.09.25)
kırmızı kart
4.58 oran
0
lazpalle
(18.09.25)
İlk yarı 1, ikinci yarı 2.
Skor tahmini frankfurt 1, gs 2.
0
encokbenisevinnolur
(18.09.25)
Normal oran istiyorsan 2,5 üst
Biraz yükselsin diyorsan ilk yarı 1,5 üst
0
etna
(18.09.25)
1,5 üste arsa satılıp basılır
2,5 üste bilezik satılıp basılır
3,5 üste kumbaradaki para basılır

Param cebime fazla geldi diyene frankfurt 3-1 gs öneririm.
0
Bruce
(18.09.25)
Davinson gol atar - 11.65
Yunus asist yapar - 3.60
Toreira isabetli şut çeker - 2.85
0
eisberg
(18.09.25)
Frankfurt'un 2 farklı kazanması 4,95 veriyor.
0
co2s2
(18.09.25)
galatasaray ilk yarıyı kazanır.
0
elektr10
(18.09.25)
Ben de sallayım kg var.
0
anon1m
(18.09.25)
frankfurt alır.
0
mikahakkinen
(18.09.25)
iy0.

beklentinin aksine okan hoca sığırpressle başlamaz, frankfurt boş alan bulamaz, galatasaray da ilk yarıda çok üstünlük sağlayamaz diye düşünüyorum.
0
der meister
(18.09.25)
Franfurt maçına Kırmızı kart da oynanabilir ama ben sistem 3,4 şu kuponu yaptım. Bugün gollere değil, kart ve penaltılara gittim.

Kopenhag - B. Leverkusen
Kart Puanı (4,5) - Üst - 1.92

Club Brugge - Monaco
Penaltı Olur Mu? - Evet - 2.35

E. Frankfurt - Galatasaray
Kart Puanı (5,5) - Üst - 2.92

Sporting CP - K. Almaty
Penaltı Olur Mu? - Evet - 2.29
0
ir10
(18.09.25)
Ms 1-3

galatasarayimiz 3 golle
0
duster
(18.09.25)
Bilen abiler ablalar başka kupon da verin (:
0
anon1m
(19.09.25)
(31)

Çevrenizde oyun oynayan yetişkinler var mı?

Gradient_tabanlı_mor
Benim çevremde pek yok. Duyunca şaşırdım. Çevrenizde oyun oynayan (günde 2 saat üstü) yetişkin, iş güç sahibi adamlar kadınlar var mı? Nasıl vakit bulunuyor ki.
Benim çevremde pek yok. Duyunca şaşırdım. Çevrenizde oyun oynayan (günde 2 saat üstü) yetişkin, iş güç sahibi adamlar kadınlar var mı? Nasıl vakit bulunuyor ki.
0
Gradient_tabanlı_mor
(18.09.25)
home office.

bir de herhangi bir seyi gercekten yapmak istiyorsan "zaman yok" diye bir sey yok. o zamani illa ki yaratiyorsun.
0
sonsuz
(18.09.25)
wc, servis, mola, yatak keyfi vs.

edit: sonsuz +1 istedikten sonra her şeye zaman var.
0
lazpalle
(18.09.25)
Ben varım, evet uzaktan çalışıyorum.
0
mirty
(18.09.25)
bu yetişkin kişi 1730'da işten çıksa, 1800'da evde olsa, 1930'a kadar soyunsa sökünse, yemek falan yese, 1930'dan sonra ne yapacak? 2300'da yatacak olsa önünde 3-4 saat vakit var. kızılcık şerbeti izlese zaten 2-3 saat sürüyor. dizi izlemek yerine oyun oynuyordur.
0
co2s2
(18.09.25)
Ben oynuyorum ama her gün değil. Hafta sonları 3-4 saat oynuyorum.
0
gnosis
(18.09.25)
Ben oynuyorum. Yapmak isteyince vakit bulunuyor. Valorant, fifa, aoe. Veterinerler ve iş sahibi patronlarla oynuyorum. Kafeye, puba gitmek gibi ama daha evcimeni.
0
Shepard
(18.09.25)
Evden çalışınca oynanıyor. İşim gereği kullandığım programda işlemler bazen uzun sürebiliyor. Yani benim dikkatimi vermemin gerekmediği arkaplan işlemleri olabiliyor. O sırada mobil oyunlara vakit ayırabiliyorum. Bilgisayardan oynamak için zaman çok az kalıyor. Pek oynayasım da olmuyor açıkçası. Olsa zaman bulurdum.
0
himmet dayi
(18.09.25)
Düzenli olarak ya da her gün 2+ saat olmasa da ben oynuyorum. Çevremde birçok kişi de kadın ve erkek oynuyor. Yarışma programları ya da dizi izlemek yerine oyun ile geçiriyoruz/geçiriyorlar o süreyi. Hatta arkadaşlar ile oynayunca sosyalleşmiş de oluyoruz. Herkesin dinlenme aktivitesi farklı.
0
nawar
(18.09.25)
Her gün düzenli oynamıyorum yani genelde oynadığım oyunlar hikayeli ve bir sonu olan oyunlar ve her bittiğinde hemen yenisine başlamıyorum ama sık sık oynuyorum günde 2 saatten de uzun olacak şekilde. Mobil oyunları da sayarsan hele ohoo oyun oynamayan yetişkin yok neredeyse.

Home office çalışmıyorum, doktorum. Saat 5 gibi evde oluyorum. Gece 1 gibi uyuyorum. 8 saat var yani arada. 1-2 saat nişanlımla telefonda konuşma desek, yemek falan da düşünce kalan yaklaşık 5 saatlik sürede full oyun oynadığım çok gün olmuştur. Bu süreyi telefonda ya da dizi izleyerek geçirdiğim günler de var. Ne yapıcam ki evde zaten tek başımayken. Arada da puzzle yapıyorum işte. Bu kadar şok olmanızı anlayamadım oyun oynayan yetişkin nasıl olur diyerek. Oyun denince aklınıza ne geliyor öncelikle onu merak ettim?
0
nundu
(18.09.25)
40 yaşındayım oynuyorum çocuğum ailem olsa yine oynardım çevremde de oynayanlar var keşke daha fazla vakit bulsam da daha fazla oynasam. Sabahlasam, oyun için yıllık izne çıksam falan ama sosyal hayal ve iş maalesef izin vermiyor. Yaşlanınca kafam basarsa tüm yaşlılığımı birkaç saat oyun deniz ve doğa ile geçirmek isterim
0
croswell
(18.09.25)
denildigi gibi bu durum onlar icin bir rahatlama yolu. yani kimi insan dizi izler, film izler, kitap okur, muzik dinler, spora gider, bir seyler yapan yani, onlar da oyun oynuyor.
0
Sour
(18.09.25)
Yani bunun için ayrıca zaman ayırmak mi gerekiyor gibi bakiyorsunuz siz, onu tam anlayamadım. Benim tanıdığım ortalama insanlar evli olsun çoluk cocuklu olsun bekar olsun, mesai bitimi eve geçip yemek vs faslını bitirince, çoğunlukla oturup televizyon, dizi, film vs izliyor. Onun yerine oyun koyunca aynı şey işte.
0
encokbenisevinnolur
(18.09.25)
Ben çocukluk ve ergenlikte bilgisayar oyunları hep oynadım, benim için çok normal bir şeydi. İşe başlayınca etrafımdaki profil hiç böyle olmayınca "artık oynanmamalı mı" gibi bir algı oluşmuştu bende, garipserler diye bahsetmiyorum bile. Sonra birgün iş değişikliği yaptım, ekibindeki hemen herkes oyun oynuyor. Yani tamamen çevre profili ile ilgili bir olay. Ben geceleri oynuyorum, 12 sonrası 2 ye kadar falan. Çalışma şeklim hibrit. Ofise gittiğim günler bazen oynuyor bazen oynamıyorum uyku durumuma göre. Oyun oynamayı seviyorum, bu dünyadan kopma hissi çok iyi. Bir arkadaşım var gece full oyun oynuyor, gündüz mesai, mesai sonrası gece 12'ye kadar uyuyor. Sonra yine devam ediyor :D Bazıları için tutku.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(18.09.25)
var, kitap okumak veya film-dizi izlemek gibi bir eğlence aracı bu da.
0
unalub
(18.09.25)
Çevremde de var. Ben de varım. ha ben çalışmıyorum şu an ama çalışan arkadaşlarım da oynuyor sürekli.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(18.09.25)
var tabi. ne demek nasıl vakit bulunuyor? e o zaman yetişkin, iş güç sahibi insanlar film, dizi de seyretmesin. spor da yapmasın. hatta hiç bir şey yapmasın. nasıl vakit bulunur ki
0
benarrivo
(18.09.25)
yetişkinlerin çoğu günde 2 saatten fazla TV yayını izliyor. neden vakit bulunamasın ki?
0
loch ness
(18.09.25)
Ben varim. Cocuklugumdan beri gamer'im. Ama yas ilerledikce ve son zamanlarda azaldi. Bazen oyun oynamaya uzun aralar da veriyorum. Sonra tekrar donuyorum vs.
+1
ermanen
(18.09.25)
kendim varım

ekimde 34

düzenli olarak forza horizon 5 ve gran turismo 7 oynuyorum.

2 direksiyon setim, simülatör koltuğum, ps5 ve xbox series s'im var.

bekarım.

zaman buluyorum.

home office.
0
rain when i die
(18.09.25)
evden çalışıyorum ama mesai saatlerinde oynamıyorum. dışarı çıkmaya film vs izlemeye nasıl vakit ayırabiliyorsa yetişkinler, buna da ayrılabilir sonuçta. eşim de oynuyor.
0
nolmus yani
(18.09.25)
Benim var. Butun islerini karisi goruyor, annesi gibi.
0
hot potato
(18.09.25)
Benim çevremde hiç yok ama benim çevrem geniş değil, ondan olabilir.
0
sekizdokuzon
(18.09.25)
40 yaşına yaklaşmış arkadaşımın oyun bilgisayarı var. Haftasonu bazen tüm gün oyun günü ilan ediyor. Hergün oynamıyor ama oynuyor.
0
1917
(18.09.25)
var, e herkes akşam 2-3 saat tv, dizi veya film izliyor yav? Bunu yapmayıp oyun oynadıklarını düşün işte. Kimi de instagram twitter vb.nde vakit geçiriyor. Tercih insanların.
0
nhk ni youkosu
(18.09.25)
benim bu. şu ara işsiz ve sıkıntılıyım. kadınım. emekli dayılar gibi telefondan 3-4 sat okey oynuyorum. playstation alırsam araba yarışı ve dövüş oynamayı planlıyorum.
0
cccbehzatccc
(18.09.25)
düzenli olmasa da ben de oynuyorum. şirkette yaş ortalaması 40 olan ekibimde de hemen herkes oynuyor. hatta daha bugün borderlands 4 muhabbeti döndü toplantıda.
0
sir gawain
(19.09.25)
var tabi, bu da bir hobi en nihayetinde. çevrende dizi izleyen yetişkin var mı? aynı şey, oyunları da interaktif dizi gibi düşünebilirsin.
0
robokot
(19.09.25)
benim çevremde de çoğu kişi oynuyor.
eşim ve kardeşim, tanıdığım erkekler oynuyor.

ben de sims 4, sims medieval falan oynuyorum

tabletten de batak,king,çanak oynuyorum
0
Hallegadola
(19.09.25)
benim yok ama arada arkadasla pes atiyoruz. aslinda beraber oynayinca cok keyifli de tek basima acip oyun oynamayali 8-10 sene olmustur.
0
bohr atom modeli
(19.09.25)
Ben. Disco Elysium diye bir oyun oynuyorum son bir haftadır mesela günde en az 2 saat, bazen 3-4. İşten sonra eve gelip oynuyorum akşam olana kadar işte, sonra uyuyorum vs.
0
vedatchilipeppers
(19.09.25)
Ara ara cs2 oynayan bir yetişkin var evde. Bazen her gün 3-4 saat. Yarı emekli. Hatta bazen lise 3'teki oğluyla beraber maça giriyorlar. Nickler Erdal Kömğrcü ve Abuzer Kömürcü... Kendisi ben oluyorum. Oğlan iyi oynayınca "afferin lan it" yahut "bravo zürriyetsiz" falan diyorum...
0
yadigar
(19.09.25)
(12)

Özel Sektör Torpil Yüzdesi

Batuhanolabilir
Sizce özel sektörde işe giren her 100 kişiden kaçı birinin referansı veya torpiliyle giriyor Türkiye'de?X kişisinin Y firmasına Z kişisi çok kalifiye elemandır şuradan tanırım demesini de torpil sayarak konuşalım.Yani bir ebeveynin çocuğunu, akrabanın akrabasını, arkadaşın arkadaşını, akademisyenin
Sizce özel sektörde işe giren her 100 kişiden kaçı birinin referansı veya torpiliyle giriyor Türkiye'de?

X kişisinin Y firmasına Z kişisi çok kalifiye elemandır şuradan tanırım demesini de torpil sayarak konuşalım.

Yani bir ebeveynin çocuğunu, akrabanın akrabasını, arkadaşın arkadaşını, akademisyenin öğrencisini İŞE SOKMASI da torpil diyeceksek

yüzde kaç


Edit: Torpille işe girenler alınmış sanırım. Evet bu dediklerim de torpil sayılıyor çünkü o işe başvuranlar arasında birinin bir şeysi olmak vasfı dışında diğer tüm nitelikleri eşdeğer bir kişi varsa ve bu iki kişiden birini birinin bir şeyi olmak öne geçirdiyse bu torpildir. Hatta geçiniz eşdeğeri daha niteliklinin de önüne geçirmesi söz konusu olabilir. Referans kelimesi eskort kelimesi gibi biraz.
0
Batuhanolabilir
(18.09.25)
%30-40 arasındadır. Büyük şirketlerde oran daha düşük.

"X kişisinin Y firmasına Z kişisi çok kalifiye elemandır" demek torpil değil referanstır. Söylenen kişinin verdiği güven katsayısı ile çarpılır ve her zaman iyi bir şey değildir. Kötü performanslı birinin önerdiği bir insan direkt ret edilir.

Özellikle kurumsal şirketlerde öyle milletvekili, ceo vs tanıdığı olmadığın sürece birinin tanıdığı olmak en fazla seni ik mülakatından geçirir.
0
Omelas'ı Terk Eden Köylü
(18.09.25)
Her işe girini torpilli sayalım da oran yüzde yüz olsun.

Bazı kademelerde bu düşünce ile zaten 100%
Önemli olan liyakat, işi yapabilme becerisinin olup olmaması (ki aslında işin tanımı basitçe işin etiketinin karşılığı bile değildir)

ofise temizlikçi alacağım, birisi derse ki "abi, ayşe abla var, çalıştığı iş yeri kapandı, namuslu dürüsüt işini düzgün yapan biri" alırsın denersin devam edersin, bu torpille girdi mi sayılmalı işe şimdi?

Bilmemne holding CFO alacak, kariyer.net e ilan mı veriyor? zaten sektör içerisindeki tanışıklıklar, tavsiyeler ile görüşmeler yapılıyor.

Temizlikçi ile CFO (hatta CEO) örneğini neden verdim, yelpazeyi geniş tutmak için. en alttan en üste kadar referans sistemi çok çok önemli ama torpil bu değil.

Torpil şu, personel müdürüyümdür, şirketin hesabını kimse kontrol etmiyordur, kuzeni işe alıp yüksek maaş bağlamışımdır, iş yapmıyordur, yapamıyordur. Bunu da her kademeye uygularsınız.
0
kisa
(18.09.25)
Benim çalıştığım şirkette içeriden birini tanıyor musun diye zarf atarlar. Torpil iyi bir şey gibi geldiği için çoğu insana, onlar da varsa dökülür. İçeriden tanıdığı, yakını olan birini ne kadar işinde iyi de olsa almıyorlar ki doğrusu da bu.

Kurumsal firmalarda müdür altı pozisyonlarda ve işi doğrudan etkilemeyecek pozisyonlarda, örneğin idari işler sorumlusu gibi, %20 olabilir. Diğer pozisyonlar için %5 bile değildir.

Kurumsal olmayan birmalarda %30-40 ve %20 olabilir.
0
gabe h coud
(18.09.25)
torpille referansı bir tutarsan bu oran %50'lere kadar çıkabilir ama bir değil.

çalıştığım 5. şirket, hiçbirisine referansla girmedim. dümdüz linkedin'den başvurup sürecin doğal akışında ilerlemesiyle girdim ama torpil ve referans aynı şey değil.

çok matematiksel düşünüyorsun. yani diyorsun ki bir iş ilanı var, 100 kişi başvurdu. bu 100 kişinin vasıfları var, işte matlab biliyor +5, ingilizce biliyor +3 falan gibi, ve birisi referansla girdiğinde; ondan daha vasıflı birisine haksızlık olmuş haliyle "torpil" yapılmış gibi değerlendiriyorsun.

oysa beyaz yaka dünyasında (çoğu mühendislik de dahil), aşırı teknik bazı işler dışında, nerdeyse bütün işler averaj bilgi sahibi birisinin işe girip 3-5 ay içerisinde öğrenip yapabileceği ve uyum sağlayabileceği şeyler.

o yüzden referans o matematiksel vasıf hesaplarından çok daha kıymetli oluyor. benim çalışkanlığına güvendiğim bir takım arkadaşımın "bizim x şirketinde ahmet/ayşe vardı, çok azimli çalışkandı çok memnunduk bak o da iş arıyormuş onu da düşünelim bu pozisyona" demesi çok kıymetli bir şey. çünkü bu güvendiğim arkadaş, halihazırda nasıl bir iş yaptığımızı ve refere ettiği kişiyi tanıyor ve kafasında eşleyebilmiş. burdan çıkan başarılı işe alım oranı inanılmaz yüksek oluyor.
0
gitdaddy
(18.09.25)
Bugüne kadar iş çevresinden tanıdığım 500 kişi varsa tamamen torpili olmayan kişi 30'u geçmez. Gururla söyleyebileceğim konulardan biri de budur benim hiç torpilim olmadı ama bazen keşke olsaydı diyorum çünkü bir noktadan sonra tıkanıp kaldım.
0
mirty
(18.09.25)
eğer o işi iyi yapıyor diye önerilmesi de torpil olarak sayılıyorsa rahat %80'ler vardır. Özel sektörde alt kademelerde daha az torpil olduğunu bizzat gördüm ben.

onun haricinde en basitinden 3-4 yıl o alanda deneyimi biri başvurduğunda sektör içi herkes birbirini öyle ya da böyle tanıyor illa bir telefon ediliyor neden başvurduğu ve halihazırda/ eski çalıştığı yerde performansı hakkında bilgi alınıyor.
0
denizgonen
(18.09.25)
Referans’ın ne olduğunu bilmeden bu sorunun cevabını öğrenemezsin.

Yukardakiler +1
0
respect
(18.09.25)
100 bin kişilik amerikan forbes 500 şirketi. Şirketin kendi referans sistemi var, bu şekilde biri işe alinirsa sirket sana para değerinde puan vs veriyor (bazı pozisyonlar için birkaç bin euro bile). Bana ik'nin dediği bir ilana yüzlerce başvuru geliyor, bunun yerine bana logistics'in "bak bu eleman bizim şirketin değerlerine uygun biri demesi benim en azından o etabi dusunmememi sağlıyor" demişti.

Sen de kendi kafanda kurmussun bu torpil diye.
0
logisticsmanager
(18.09.25)
çok daha iyi adaylar varken, işi yapamayacak birisinin işe alınmasına torpil denmesi lazım bence. aynı seviyedeki iki adaydan tanıdık olanının işe alınması torpil olmamalı.
0
co2s2
(18.09.25)
Birini işe alma olayını tecrübe etmediysen böyle düşünmen normal.

Alacağın kişi kalır mı gider mi, öylesine mi girdi yoksa gerçekten burada kariyer yapmaya mı girdi, hırlı mı hırsız mı, sorumluluk sahibi mi vs gibi şeyleri işe alırken anlayamıyorsun çünkü herkes gibi en iyi hallerini sunuyorlar.

Ama biri şu kişi olur derse onunla çalışmak en azından bu saydıklarımı ve fazlasını düşünme derdini yok ediyor. Aynı zamanda referans olan kişiyi de biraz zan altında bırakacak bir durum. Kendisini zor duruma düşürecek adamı refere etmez kimse. Buradaki güven büyüktür dışarıdan sıfır bilinen kumar ile alınan.

Buradan sonrası kişisel tecrübelerim.

Ama ben şöyle yapıyorum işe alım sürecinde. Tanıdık mesela, refere edene abi şöyle ederim böyle ederim bak şu olursa bu olur diye göz korkutuyorum. Süreci uzatıyorum. Abi noldu diye arıyorlar ve bazen bir şeyler söylüyorlar. Mesela ya abi bu kızın çocuğu var ona bakmalı dul. Para lazım, her gün çocuğu okula götür getir yapıyor. Hızlıca halledelim. Abi işe girince nasıl halledecek okulu? Zaten uzaktan çalışma, o kadardan bir şey olmaz. Okulu 15 dakika uzaklıkta. Bunu başta da söyleyebilirdi. Veya abi haftada 3 gün hastaneye gidiyorum para lazım. Veya abi midye satıyorum bu işe ihtiyacım var.

Başka örnek, süreç 3-5 gün bile uzasa hemen arayan noldu niye cevap alamıyorum neyi bekliyoruz diye darlayanlar oluyor. Tanıdık biri var arada ama bu yüzsüzlük.

Benim bu kişi aracılığı ile sizi aradığımı biliyorsunuz değil mi?

Tanıdıklardan da deliler çıksa da büyük konforu yok sayamam.
0
Shepard
(18.09.25)
Patron şirketi diye tabir edilen küçük şirketlerde çok fazla.
0
runaway
(18.09.25)
yukarida yazilanlara ek olarak: torpilden kastin ne oldugu da onemli. mesela referans sistemi sadece ozel sektorde degil her sektorde var. sadece turkiye'de degil dunyanin her yerinde var. referans=torpilse oran %99 falandir. sizin soylediginizi ben torpil olarak gormuyorum. su an avrupa'nin en onemli kurumlarindan birinde calisiyorum, torpille girdim o zaman cunku daha once calistigim kisilerden referans aldim. iki kisinin ayni oldugu durum hemen hemen hic yasanmiyor. herkesin bazi artilari var, bazi eksileri var. bu durumda elbette tanidik olani seciyorlar. mesela burada karakter var. cok daha kalifiye biri olabilir ama bu kisiyle calismak nasil olur bunu hic degerlendirmiyorsunuz. bu cok cok onemli bir faktor. sadece kalifiye olmaya odaklanirsaniz calisma sureciyle ilgili olan kismi, karakter, sosyal yonleri kacirirsiniz. mesela calistigim kuruma cok kalifiye olan biri geldi, cok iyi okullar, sirketler ama referanssiz. is verildiginde ofleyip pofluyordu, bunu acikca belli ediyordu, bu nedenle kurumdan bazilari hastalik izni aldi. sonra da kovuldu zaten. bu kisiyle nasil calisabilirsin ki? insan iliskileri gelismemis, sosyal yonu gelismemis, takim calismasi yok, sabir yok, ogrenme istegi yok, iste bunlari veren genelde referanslar oluyor, cv degil.
0
Sour
(18.09.25)
(9)

Christian Bale gibi sakallarım var bana yakışıyor mu sakal?

darkwizard
Arkadaşlar maksimum bu seviye sakallarım var çene çene altında var yanakta yok. Mesela biyik da böyle. Sadece benimki koyu kahva kızıl renk yerine siyah. Açtırmak istiyorum rengini.Sizce keseyim mi ya sa uzatmayayayım mi sakalları.https://hizliresim.com/6ctgwrz
Arkadaşlar maksimum bu seviye sakallarım var çene çene altında var yanakta yok. Mesela biyik da böyle. Sadece benimki koyu kahva kızıl renk yerine siyah. Açtırmak istiyorum rengini.
Sizce keseyim mi ya sa uzatmayayayım mi sakalları.
hizliresim.com
0
darkwizard
(17.09.25)
Christian Bale'e de yakışmıyor ki.

Sana gelirsek. Senin bıyıkların çok ince, bıyık ince ve dudaklar gözüküyorsa kafada bi cihatcı algısı oluşuyor, bıyıklarını hafiften dudağının üstüne gelecek şekilde uzat dudağın çok fazla gözükmesin ama yemeğe batacak kadar da uzun olmasın orada ince bir ayar var onu öğren. Onun dışında sakalı olduğu gibi uzatmaya bırakma bıyık ince sakal da böyle köşeden yuvarlak olduğunda o istenilen maskülen havayı vermiyorsun sakal uzatmaya niyetliysen hipster bireylerin sakalına bıyığına bak öyle bir tarz oluşturabilirsen yakışabilir, ayrıca saç sakal bıyık giyiminle tarzınla bir bütün olduğunda anlamlı oluyor. Son olarak sen bu renk olayına çok takıyorsan ama sen sakalını böyle kızıl falan yapmaya çalışırsan Christian Bale olmazsın sakalına kına yakan Afgan sofulara benzersin o toplara hiç girme.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(17.09.25)
Abi ona da yakışmamış ama o oyuncu, ne yapsa ıyyy demezsin. Ama biz sıradan halk işidli olabiliyoruz senin fotoya bakınca. Hazır uzunken kısalta kısalta farklı modeller dene
0
Shepard
(17.09.25)
Ufaktan bir mücahit havası yok değil gerçekten. Renk değiştirmeye hiç girmeyin +1
0
kobuzchu kiz
(17.09.25)
Sakalı kes saç modelini değiştir daha dağınık bir model kestir
0
grimavi
(17.09.25)
Rengini açtırma. Sakalı kısalt. Böyle kara büyücü gibi değil, kara imam gibi olmuşsun.
0
nawar
(17.09.25)
Christian Bale'e yakisiyor gibi algilaniyorsa bembeyaz tenli Anglo Sakson yuzu icin yakisiyor.

Ten rengi ve kuzgun siyah, isid sakal denetiminden piril piril bir not alacak uzunlukta sakal maalesef iyi bir kombinasyon degil.

Sakal olsun illa dersen uzun ile kisa arasi birsey olabilir tamamen kazimadan bir de oyle at bakalim nasil duracak. olmazsa hepten kesersin.
0
warrior princess
(18.09.25)
Sakalı kısaltırsan daha iyi olur gibi.
0
kumandanim
(18.09.25)
Saç modeli ile uyuşmuş bence.
Sakalın ağız çevresi kısmı biraz daha serbest bırakılabilir, bu haliyle çember sakalı anıştırıyor tam çember sakal olmasa da.

Saç rengi değişmeden sakal rengini değiştirmek yok sanki ya abes olur gibi.
0
encokbenisevinnolur
(18.09.25)
gözlüğü çıkart, sakalı kısalt, rengiyle oynama
0
co2s2
(18.09.25)
(6)

Kuruyemiş harici tuzlumsu atıştırmalık olarak neler yiyorsunuz?

ekimoloji
Akşamları ara sıra gelen tuzlu krizine çare atıyorum
Akşamları ara sıra gelen tuzlu krizine çare atıyorum
0
ekimoloji
(16.09.25)
Eti gong.
0
hububrad
(16.09.25)
gong benzeri misir patlaklari + 1
cubuk kraker
tursu
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.09.25)
eti lifalif domatesli bar.
0
mikahakkinen
(16.09.25)
nadiren cips ve patlamış mısır.
ama kuruyemiş en sağlıklısı gibi.
0
jelly bear
(16.09.25)
eti gong süper.
patlamış mısır iyi oluyor.
tuzlu ayran ya da cacık gibi bir şey yapın.
0
co2s2
(17.09.25)
Çavdarlı grissini ile eski kaşar
Yulaftan tuzlu, peynirli poğaçalar yapıyorum minik minik

www.nefisyemektarifleri.com

Kuru domates, zeytin, kekik, peynir kafana göre zenginleştirirsin
0
kullanicadi
(17.09.25)
(3)

Yurt dışında şirket kurmak istiyorum ama

kisa
Aması şu, public yöntemlerle şirketin gerçek sahibinin adına soyadına ulasilsin istemiyorum.Mümkün mü böyle bir şey?
Aması şu, public yöntemlerle şirketin gerçek sahibinin adına soyadına ulasilsin istemiyorum.
Mümkün mü böyle bir şey?
0
kisa
(16.09.25)
tabii ki..

offshore şirketler / paravan şirketler bu işe yarar.
0
co2s2
(16.09.25)
Her offshore şirketin geçerli değil sanırım.

Avrupa da yapabilsem daha iyi olur, sanırım dubaide şirket sahibi bilgileri gizliymis.
0
🌸kisa
(16.09.25)
dubai'de nerede nasıl bir şirket kurduğuna bağlı olması lazım.

"company global" gibi bir firmayla konuşun.
0
co2s2
(17.09.25)
(5)

Tarcanlar gibi otomobil lastik işinin de bir merkezi var mı?

msb
İstanbul'da, gidince kazık yeme korkusu olmayacak, tarihi geçmiş ürün vb satmayacak güvenilir bir merkez var mı?
İstanbul'da, gidince kazık yeme korkusu olmayacak, tarihi geçmiş ürün vb satmayacak güvenilir bir merkez var mı?
0
msb
(16.09.25)
fiyatları internetten ya da etraftaki diğer mağazalardan karşılaştırırsanız kazık yemezsiniz.

ürünün tarihi de zaten üzerinde yazıyor, tarihi geçmiş ürünü nasıl satsınlar size?
0
co2s2
(16.09.25)
Lastikcim
0
messina123
(16.09.25)
Bir merkez mi bilmiyorum ama Levent lastik İçerenköy tavsiye ederim. Cumartesi günü Michelin Crossclimate 3 lastiği, lastikcim.com’a göre 1300 tl ucuza verdi. Michelin yetkili servisi zaten. Michelin düşünüyorsan bakabilirsin.
0
kaptan memo
(16.09.25)
www.cemotolastik.com

share.google

Ben 4 tane sıfır lastik aldım, istanbul avrupa yakasında 4.900,00 iken tanesini 4.500,00 TL'den verdiler.

Lastik geçen patladı sandım gittim baktılar sadece inmiş dediler, içerde oyalanıp gelselerdi yapabilirlerdi.

Ustalar.
0
liberal
(17.09.25)
internetten araştırabilirsiniz hocam. karşılaştırma siteleri var, ne kalitede istediğinizi oradan seçersiniz.

yönlendirme lastikte çok iyi değil

takmasının pek bi olayı yok zaten. rot balans olan bi yer yapar.
0
gurur
(17.09.25)
(6)

Ankesörlü telefonlar bitti mi

encokbenisevinnolur
Epeydir hiçbir yerde görmedim.Kaldırıldı mı tamamen?
Epeydir hiçbir yerde görmedim.

Kaldırıldı mı tamamen?
0
encokbenisevinnolur
(16.09.25)
askerde var hala.
0
sarper361
(16.09.25)
üsküdarda görüyorum. çalışıyor.
0
yurtsuz john
(16.09.25)
çok var etrafta.
0
my fault
(16.09.25)
turuncu kutu jetonlu telefon nesli olarak 2019 yılında askerde deneyeyim dedim. postaneden aldığım kartı taktım kart girmiyor. ulan bu eskiden cart diye içine doğru çekmiyor muydu diye düşünürken kartı inceledim belki kod mod tarzı sisteme geçmişlerdir diye ama ı ıh. bu kadar rezillik yeter dedim millete sormadan kartı buruşturup attım. bi nostalji yapalım dedik o da kursağımızda kaldı

soruna cevap: askerde var. ama kimse yok başında
0
deranzo1
(16.09.25)
Bizim okulda var. Geçen bi baktım çevir sesi var. Kart taksan muhtemelen çalışır.
0
rodeocu
(16.09.25)
iyi kötü sağda solda görüyorum.
0
co2s2
(17.09.25)
(6)

velayet hakkında 2

yansitmayan ayna
velayeti bende olan çocuğumu babası okul saatlerinde gidip okulda bana haber vermeden görebilir mi?hafta sonu cumartesi günleri alma hakkı var. mesela o günler görmüyor. şimdi çocuk yeni 1. sınıfa başladı. okul saatlerinde habersiz çocuğun yanına gitmiş. habersiz olması canımı sıkıyor? bunu uyarabi
velayeti bende olan çocuğumu babası okul saatlerinde gidip okulda bana haber vermeden görebilir mi?
hafta sonu cumartesi günleri alma hakkı var. mesela o günler görmüyor. şimdi çocuk yeni 1. sınıfa başladı. okul saatlerinde habersiz çocuğun yanına gitmiş. habersiz olması canımı sıkıyor? bunu uyarabilir miyim? böyle bir hakkı var mı?
0
yansitmayan ayna
(16.09.25)
Baba çocuğun velayet sizdeyken, mahkemenin tanıdığı gün ve saatler dışında sizin onayınız olmadan okulda veya başka yerde görüşemez. Siz uyarma hakkına sahipsiniz. Hatta okul yönetimine dilekçe verebilirsiniz "benim iznim olmadan çocuğu ziyaretine müsaade edilmemesi" yönünde.
0
mustafakesekci
(16.09.25)
mustafakesekçi +1
mutlaka okula bildirin ve sadece sizin bildirdiğiniz kişilerin çocuğu okuldan alması/çocuğu görmesine izin verdiğinizi belirtin.
0
wendyangelamoiradarling
(16.09.25)
sorunuzun cevabı, evet uyarabilirsiniz. görüştürmeme hakkına sahipsiniz. gerekiyorsa okul yönetimine ve sonrasında adalet bakanlığını şimdi ismini hatırlamadığım birimine haber verin.

ancak bunu neden yapmak istediğinizi anlamış değilim. habersiz olması neden canınızı sıktı? kötü bir şey yapacağını mı düşünüyorsunuz?

ancak benim görüşüm, bu işlerin hukukla, yazılı haklarla değil de, karşılıklı diyalogla çözülmesi gerektiği yönünde. eski duyurularınıza da bir göz attım. eski kayınvalideniz, çocuğu yatılı almaya da hakları olduğunu söylemiş. bence haklı. neden kalmasın? aynı şekilde babasında da kalsın bazı dönemler. mesela eski kayınvalidenize "aslında hukuki olarak sizin yatılı alma hakkınız yok ancak çocuğun yüksek menfaatlerini gözeterek, bana da uygun olan tarihlerde, önceden planlayarak sizde yatılı kalması bence de uygundur" deseniz, hem istediğiniz mesajı vermiş oluyorsunuz, hem de çocuğunuza iyilik yapmış oluyorsunuz. eski eşinize de "kafana estiği gibi gidip çocuğu görmen uygun değil, bunları konuşarak yapalım, görme demiyorum. istediğin kadar gör, hatta haftanın bir kaç günü çocuğu okula götür ve/veya okuldan al. haftasonları yatılı da kalabilir" deseniz, çok daha iyi olmaz mı?

babasının çocuğu görme hakkı olduğu kadar, (bir kağıtta yazılı olan kuraldan bahsetmiyorum) çocuğunuzun da babasını görme hakkı ve hatta zorunluluğu var.

bence diyalogla çözün. çözmediğiniz sürece daha da sarpa sarar.
0
co2s2
(16.09.25)
@co2s2

Bunları düşünmemin elbette ki bir sebebi var. Sadece boşandık, eski eşe inat sorduğum şeyler değil bunlar.

en özet haliyle;

çocuk doğduğu günden beri çocuğu ile ilgilenmeyen, maddi manevi hiç bir katkısı olmayan , işine gelmeyince ben ortadan kaybolurum bana güvenmeyin diyen, ama sadece benim kendi ayakları üzerinde durmamı kıskandığı için çocuğumu onların evine almaya gittiğimde saçma sapan sebebi (çocuğun gözünün üstünde kaşı var) bahane ederek bana 2 defa saldırmış bir aile. son saldırmalarından sonra sadece devletin göstereceği kadar görebileceklerini ve asla benim alıp bırakmayacağımı keskin bi şekilde söyledim.
o güne kadar 4-5 yıldır babası çocuğu görmüyor, almıyor götürmüyor ve dedesi babannesi almaya gelemiyor diye çocuğu kapılarına bırakıp aldım. hatta daha 1,5-2 yaşındayken zamanımın çoğunu onlarla geçirdim.(baba ortada yokken) en azından dede babanne bilsin diye. sonuçta ne gördüm? çocuk benden soğutulmuş. bana gelmek istemiyor. annen şunu yapmıyor, bunu yasaklıyor diye benim koyduğum kuralları çiğneyip sonsuz özgür bir ortam sunmuşlar ve muhtemelen manipüle etmişler. vs gibi.
sanıyorum buradaki insanlara yalan söyleyeceğimi düşünmüyorsunuzdur. yaptığım iyiliklerden kötülük gördüm ki seviye davranıyorum artık.
olsun onlar da dede babanne demek olmuyormuş çok net gördüm. ki bu yazdıklarım hiçbir şey. detaya girsem sen ne salak saf bir şeysin diye yorum gelir.
velhasılı kelam bunca şeye rağmen cumartesi görüş günlerinde dede-ve babanneye teslime tmek zorunda olmama rağmen(baba gelmezse vermeme hakkım var) yine de dede ve banneye teslim ediyorum. kızımı düşündüğüm için o da. çünkü baba o görüş günlerinde almaya gelmiyordu, onlarda göremeyeceklerdi.
0
🌸yansitmayan ayna
(16.09.25)
mustafa+1 yalnız bu konuya gerekçe olabilecek kayıt altında bir durum yoksa, uzun vadede velayet de dahil babaya koz vermiş oluyor olabilirsiniz, o yüzden dikkatli hareket edin ve/veya hukuki mahiyetini duyuru dışında ilgili kişilerden teyit edin yapmadan önce.

Okula söylersiniz ama sorumluluk almayabilirler, veya alsalar bu defa babası olaya dönüştürebilir vb. Bunların hepsinde kafası karışacak olan duygusal zarar görecek olan yine çocuk olacak. Bu taraflarını da hesap edin.
0
encokbenisevinnolur
(16.09.25)
@yansitmayan ayna : anladım, işiniz çok zor. umarım kızınız için en iyi olacak sonuca ulaşırsınız.
0
co2s2
(16.09.25)
(5)

ikinci el bilgisayar almak sıkıntılı mı?

Rondak
artık ülke öyle bir hale geldi ki kıpırdayamaz olduk.mesela satan kişi kullandığı pc ile illegal işler yapmış olsa sonra biz alsak o pc yi bu bize sıkıntı yaratır mı?yoksa ip değişmiş olması kurtarıyor mu?
artık ülke öyle bir hale geldi ki kıpırdayamaz olduk.

mesela satan kişi kullandığı pc ile illegal işler yapmış olsa sonra biz alsak o pc yi bu bize sıkıntı yaratır mı?

yoksa ip değişmiş olması kurtarıyor mu?
0
Rondak
(16.09.25)
temiz bir format atıp IP'sinin değiştiğine emin olursanız problem olmaması lazım bence.
0
co2s2
(16.09.25)
illegal işlerde genelde ip adresi üzerinden ilerlenir yasal problem ihtimali düşük... ip değişmesi için format filan da gerekmez ip dediğin internet bağlantısına ait oluyor yerel ip adresinin önemi yok ve neredeyse her sistemde 192.168.1.xxx diye oluyor varyasyonları var tabi 192.168.0.1 192.168.2.1 diye veya kendin modem ayarlarından farklı bişey belirleyebilirsin. bu yerel ip adresi üzerinden bi takip vs. olmuyor haliyle ^^ public ip önemli olan... mac adresi desen yine kolayca gizlenebilen/değiştirilebilen bişey gidip mac adresinden aa bu mac ile suç işlenmiş denmez. ki bunu tarayıcı web siteleriyle paylaşmıyor, gidip o pc ile public wifida dışarıda suç işlediyse de orada tutulan logda mac adresi görüldüyse vs. anca ama dediğim gibi mac adresinden takip edilip de bişey yapılması imkansıza yakın.

temiz formatı tabi yine at da co2s2'nin dediği gibi ip adresi değiştirmek için değil bu :D
bilerek veya bilmeyerek sisteme virüs bulaştırmış olabilir ayarlarında sıkıntı olabilir bloatware olabilir... temiz başlamak hep en iyisidir. sıfır hazır sistem veya laptop vs. aldığında bile temiz windows kurulumu yaparak başlamak en iyisi.

ama şimdi competitive oyunlarda hardware ban olayı arttı o sıkıntı yaratabilir. oynadığın/oynayacağın bi oyun varsa dene. tpm'in valorant/lol anti cheat'i vanguardda zorunlu tutulmasının sebebi hw ban atmakta kullanmaları temel olarak. formatlasan da farklı hesapla da denesen o cihazla tekrar oyuna giremiyorsun. cpu'nun ftpm'ini devre dışı bırakıp harici tpm modülü alırsan çözülür sanırım o ancak... tpm'i temizleme seçeneği var o banı kaldırır mı bilmiyorum, hiç hile yapıp banlanmadığımdan denemedim.
0
konetsu
(16.09.25)
satıcı ile aranızda alışveriş yaparken bir kağıda tarih ve imza alın. 1234 seri numaralı bilgisayar xx tarihinde Rondak kişisine satılmıştır diye. hatta varsa faturası üzerinde yapın bu işlemi.

alacağınız bilgisayar eğer hard disk değişimine izin veriyorsa hemen değiştirin.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(16.09.25)
hiçbir şey olmaz.
0
loch ness
(16.09.25)
Faturasız almazsaniz bir şey olmaz. Fatura alınca, o bilgisayarın mülkiyetinin o tarihte ödeme sonucu size geçtiği ve kimin sattığı vs belli olur.

Diğer seçenek refurbished bilgisayarlar olabilir.

Dediğiniz düzeyde bir şeyin ya ayarlanmış olması lazım ya da bilimkurgu filminde olması lazım, veya son ihtimal cidden kriminal türden hacker vs birinin bilgisayarının ikinci el size denk gelmesi lazım.
0
encokbenisevinnolur
(16.09.25)
(7)

Tapu iptal davası riski

fobfilm
12 milyon değerinde bir ev alacağız ama evi satan şahıs, kendi üzerine alalı henüz 2 yıl olduğu için tapuda evi değerinde gösteremiyor. Gösterirse 3-4 milyon civarı gelir vergisi çıkması söz konusu. Bu yüzden evi 1.5-2 milyon civarı gösterebiliyor. Biz resmiyette bu evi 2 milyondan alırsak ve kalan
12 milyon değerinde bir ev alacağız ama evi satan şahıs, kendi üzerine alalı henüz 2 yıl olduğu için tapuda evi değerinde gösteremiyor. Gösterirse 3-4 milyon civarı gelir vergisi çıkması söz konusu. Bu yüzden evi 1.5-2 milyon civarı gösterebiliyor. Biz resmiyette bu evi 2 milyondan alırsak ve kalan 10 milyonu elden verirsek, ilerde bir gün aile içi bir dava açılması durumunda başımız epey ağrıyabilir değil mi?
Eğer tapuyu bir şekilde bizden alma kararı çıkarsa sanırım sadece resmiyette ödediğimiz parayı geri alabiliyoruz.

Maalesef herkes tapuda düşük gösterdiği için şuan resmi değerinde gösterebileceğimiz ev bulamıyoruz ve bu tapu iptal davası riski yüzünden ev alamıyoruz. Ne yapılması gerekir bu durumda? Hukukçular veya net bilgisi olanlar yardımcı olursa çok sevinirim.
0
fobfilm
(16.09.25)
Tapu iptal davası riski için aranızda sözleşme yapın. Gerçi bu muvazaa sözleşmesi oluyor geçersiz sayılabilir ama en azından size karşı bir şey kullanamaz. Yine paranın. elden alındığına dair evraklar imzalatın. Parayı bankadan çekecekseniz çektiğinize dair dekontları saklayın. Bir de yaptığınız sözleşmede cezai ŞART koyun. İleride aile içi bir dava çıksa bile mahkemesinin alış fiyatına bakmaz. Bu tip davalarda her zaman dava konusu bilirkişiye yeniden tespit ettirilir. Yani 2 milyonu aldın diye 2 milyon vermek zorunda değilsiniz.
0
ground
(16.09.25)
Kesinlikle girmeyin bu işlere net söylüyorum çok başınız ağrır
0
basond
(16.09.25)
son aylarda özellikle istanbul'da rayicinden düşük gösterilen ev satışları için vergi dairesi alım-satım yapan kişilere tebligat gönderiyor. rayici şu olması lazım ama siz bu kadar ödemişsiniz, cezaya tabi olabilirsiniz ona göre beyan verin diye. sizin de bahsettiğinizi 2M vs 12M arasında ciddi fark var, vergi dairesi bunu kesin yakalar.
0
birak bu isleri
(16.09.25)
basond +1

daire sahibi evi alıp 5 yıl içinde sattığı için gelir vergisi çıkacak. bundan kaçınmak istiyor.
tapu işlemlerinde, bir mülk satın alırken rayiç bedelin biraz üstünde rakam göstererek düşük vergi ödenebiliyordu (burası gri alan).
ama şimdi hem son satışlarda denetim sıklaşırken, son 5 yılki satışlara da inceleme geldi. çok kişinin başı ağrıyacak.
herşey sorunsuz olsa bile tapu aldıktan 2 hafta içinde vergi dairesinden tebligat gelecek, düşük tutar gösterildiği için güncel pazar fiyatına uygun / satın aldığınız tutarı bildirmenizi isteyecekler ve onun üzerinden yine bir vergi hesaplaması yapılacak.

ne alıp veriyorsanız onu gösterin, resmi şekilde ilerleyin.

saygılarımla,
duyurunun emlakçısı....
0
MtKrt
(16.09.25)
@birak bu isleri +1
0
co2s2
(16.09.25)
gAYRİMENKULÜ KAYBEDEBİLİRSİNİZ

- Değeri düşük gösterilen bir gayrimenkulün elden gitmesi mümkün mü? Gayrimenkul üzerinde paydaşlık olduğu takdirde gayrimenkulün satılması aşamasında bu paydaşın kanundan kaynaklı önalım (şufa) hakkı bulunuyor. Bu hak, gayrimenkulün üçüncü bir kişiye satılması yerine gayrimenkulün bir diğer paydaş tarafından satın alınmasına öncelik sağlıyor. Tapuda evin değerinin düşük gösterilmesi halinde ise paydaşların, gösterilmiş olan düşük bedel üzerinden önalım hakkını kullanarak gayrimenkulü satın alması mümkün hale geliyor. Bu çok önemli bir tehlike. Yani gerçekte 6 milyon TL’ye satılan gayrimenkulü 1 milyon TL’ye kaybetmek mümkün. Üstelik gerçek alıcı bu işten zararlı çıkmış oluyor. Bir diğer sakınca da ‘tasarrufun iptali’ bakımından. Gayrimenkulün değeri düşük olarak gösterilerek satıldığında satış gerçekleştiren tarafın alacaklıları, borç için takip yaptıklarında değerin düşük gösterilmesi sebebiyle satış işleminin iptalini talep edebilir. Hatta gayrimenkulün üzerine tedbir de koydurabilir.
0
jamswety
(16.09.25)
Duyurudakiler iyi niyetli lakin piyasanin icinde olmadiklari cok belli. 100 evin 99 u bu sekilde satiliyor. Duzen bu sekilde ilerliyor.
0
die fetten jahre sind vorbei
(16.09.25)
(3)

Akilli Saat

krmzbvl
5.sinif cocuk icin alacagiz. Var mi oneriniz? Saglam, kaliteli.
5.sinif cocuk icin alacagiz. Var mi oneriniz? Saglam, kaliteli.
0
krmzbvl
(16.09.25)
mi band serisi kaliteli ve sağlam en son 10 çıktı galiba.
ayrıca çocuğun kolunda televizyon gibi de durmaz.
0
duyuruuser
(16.09.25)
akıllı saatten kastınız çocuklar için olanlardan mı? yetişkinler için olanlardan mı?
0
co2s2
(16.09.25)
Cocuklar icin olanla, yetiskinler icin olan farki ne bilmiyorum. Sim kart takilabilsin, arama alip-yapabilsin bi de gps'si falan olsun yeterli. Cocuk kullanacagi icin saglam olmali. Akilli saatlerle arama yapabiliyorsun ama sms atabiliyor musun emin degilim.
0
🌸krmzbvl
(08.10.25)
(9)

Çevrenizdekilerden beklentiniz var mı?

umutt
En yakınım birlikte çıktığımız bir yolda beni ortada bıraktı. Ömür boyu sürecek bir yol olarak başlamıştık ama ortada bırakıldım, en sevdiğim en yakınım ve beni en çok anlayan kişiydi bunu yapan. Şimdi kimsesiz yapayalnız ve ortada bırakılmış gibiyim. Her gün bir beklenti oluşuyor ama karşımda sanki
En yakınım birlikte çıktığımız bir yolda beni ortada bıraktı. Ömür boyu sürecek bir yol olarak başlamıştık ama ortada bırakıldım, en sevdiğim en yakınım ve beni en çok anlayan kişiydi bunu yapan. Şimdi kimsesiz yapayalnız ve ortada bırakılmış gibiyim. Her gün bir beklenti oluşuyor ama karşımda sanki bir kaya var, göğsümün ortasında kocaman bir yumru...
Nasıl her gün yeniden oluşan bu beklentimi sıfırlarım?
Not: Gönül ilişkisi değil ve bahsettiğim kişi ailem diyebileceğim birisi, insan olarak vazgeçmem mümkün değil. İstediğim kendimi değiştirip yola yalnız devam edebilme cesaretini göstererek kendimi daha fazla yıpratmaktan kurtarmak.
0
umutt
(16.09.25)
beklentiler adamı hep üzer
0
nahtoderfahrung
(16.09.25)
hem var hem yok. zor durumda yanımda olmasını beklediğim, olacağını düşündüğüm, hatta şu ana kadar olmuşluğu da olan insanlar var evet ama hayat film değil yani bugün olan yarın olmayabiliyor ve bunun altında da her zaman dramatik bir sebep olmak zorunda değil. o yüzden beklentim var evet ama karşılanmazsa da şaşırmam.
0
der meister
(16.09.25)
su hayatta ogrendigim yegane birsey varsa, o da ipleri asla baskasinin eline birakma. gerekirse canini feda edecek kadar sev; ama kendi hayatindaki birseyin kontrolunu baskasina verme.
0
buenosdias
(16.09.25)
Beklentiler çoğu zaman üzüyor ve yoruyor. çünkü hayatı başkalarının ya da kendi zihnimizin çizdiği sınırlara sığdırmaya çalışıyoruz. Ama bizim veya karşı tarafın davranışlarını şekillendiren onlarca nedenler, şartlar, öncelikler var. Sizin beklediğiniz davranışı ya da her neyse bir şeyi yapabilecek kapasitede olmayabilir karşı taraf.

Bu yüzden beklentiye girmemek gerekiyor.
0
ontheroad
(16.09.25)
İnsan her şeyi tek başına halletmeye mecbur bırakılmamalı ama tek kalınca da elinden geleni yapmalı. Destek, dayanışma, iş birliği önemli, sosyal canlılarız.
0
sekizdokuzon
(16.09.25)
Kimseden bi beklentim yok. Insallah da beklentim olan bi duruma gelmem. Boyle dusunursen kurtulursun bu durumdan. Beklentin olmasin yani. Bi yardim gelirse bir yerden ne ala diye bakarim ben hep.
0
Kittie
(16.09.25)
beklentim yok diyen yalan söylüyordur.

patrondan para beklersin.
çalışandan iş beklersin.
kargocudan hızlı olmasını beklersin.
köşedeki kahveciden sıcak kahve beklersin.
anne evine gidersin, sıcak bir yemek beklersin. babandan "aslan oğlum" ya da "güzel kızım" demesini beklersin.
allah uzun versin, annen baban vefat ettiklerinde kardeşlerinden ağlayacak bir omuz beklersin.
karşı komşundan bir günaydın beklersin.
üst komşundan sessiz olmasını beklersin.

beklentiyi sıfırlamaya gerek yok. doğru kişiden doğru şeyi beklemek lazım. kolay mı? çok zor. ama yapan var mı? var.

yola yalnız devam etmemek için fırsatınız var mı? anladığım kadarıyla yok. sabah kalktığınızda "bugün şunları şunları yapacağım" şeklinde kendinize program yapın. yola nasıl devam edeceksiniz, karar verin. bu şeyi yalnız nasıl yapacaksınız plan yapın. zor olacak, zaman alacak, sizi yıpratacak ama kararlı olursanız devam edebileceksiniz. geçecek mi? geçmeyecek. bu "kazık" hep aklınızda olacak. bir başkasından bir şey beklerken çok dikkatli davranacaksınız. ama devam etmiş olacaksınız.
0
co2s2
(16.09.25)
Senin yaşadığını yaşadıktan sonra kimseden bir beklentim kalmadı.
0
mirty
(16.09.25)
Yok. Kendinden başka kimseden beklentin olmasın
0
pembediken
(16.09.25)
(4)

Folyo kaplama aracın boyasına ciddi zarar verir mi?

yadigar
İstediğim arabadan hep siyah renk mevcut. Alıp beyaz renk kaplatma ihtimali üzerine soruyorum. Hasarsız aracın ikinci el değerini düşürmeden nasıl beyaz yapabilirim. (20 ilan varsa, 18'i siyah, diğerleri mavi)
İstediğim arabadan hep siyah renk mevcut. Alıp beyaz renk kaplatma ihtimali üzerine soruyorum. Hasarsız aracın ikinci el değerini düşürmeden nasıl beyaz yapabilirim. (20 ilan varsa, 18'i siyah, diğerleri mavi)
0
yadigar
(15.09.25)
veriyor.
0
co2s2
(16.09.25)
kaliteli bi yerde yaptırırsan sorun olmaz. bi de uzun seneler tutmamak lazım. satarken zaten sökmen gerekecek.
bi de renk değişikliğini ruhsata işletmen lazım.
0
jelly bear
(16.09.25)
bazı araçlara bazı renkler gitmez. piyasadaki 20 araçta hiç beyaz yoksa ve koyu renkse bir düşünmek lazım. beyaz bir range rover siyah kadar tutulmaz mesela. toroslara da siyah yakışmaz nedense.
0
ground
(16.09.25)
ground +1 dün kırmızı bir tesla gördüm mesela çok acayip geldi hatta markayı görene kadar tesla olduğunu anlamadım bile.

ha tabi ki sizin zevkiniz olduğu için bana bir şey söylemek de düşmez. ama zarar verme ihtimali yüksek.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(16.09.25)
(15)

Lounge Kullaniyor musunuz? (Havalimanı)

isiaha
Bugun sohbet arasinda gecti. 3-4 saat oncesinden havalimanina giderek lounge'da kitap okuyorum dedi bir arkadas. Bana cok samimi gelmedi acikcasi Is agini gelistirmek ve genisletmek icin tamam anlarim ama herkesin kendi tercihi en nihayetinde. Siz hangi amacla kullaniyorsunuz? Uzun aktarma surelerin
Bugun sohbet arasinda gecti. 3-4 saat oncesinden havalimanina giderek lounge'da kitap okuyorum dedi bir arkadas. Bana cok samimi gelmedi acikcasi Is agini gelistirmek ve genisletmek icin tamam anlarim ama herkesin kendi tercihi en nihayetinde. Siz hangi amacla kullaniyorsunuz? Uzun aktarma surelerinde cok iyi qma onun harici ne acidan yararlaniyorsunuz?
0
isiaha
(15.09.25)
Istanbul havalimanından uçacaksam, yolda bir aksilik çıkar veya güvenlik girişi kalabalık olursa diye genelde erkenden alana gidiyorum. Erken gidince de Thy lounge’a girip birşeyle yiyip içmek iyi geliyor.

Yurtdışından dönerken de vaktim varsa lounge kullanırım.

Para verip kullanmam ama. Ücretsiz olduğu için kullanıyorum.
0
kaptan memo
(15.09.25)
Bir ara ücretsiz lounge giriş hakkım vardı. Pide yemek için kullanıyordum dürüst olmak gerekirse:d gerçekten çok güzel çıtır çıtırdı
0
kullanicadi
(15.09.25)
kaptan dediği gibi zaten bunu sağlayan şirketler oluyor çoğunun da bu şekilde olduğunu sanıyorum
0
ala09
(15.09.25)
parasini verip girmek asiri kazik. su an ucretsiz giris yapma hakki saglayan bir kartim yok, o yuzden kullanmiyorum. is agi gelistirme kismi da cok garip geldi, rasgele birilerine yaklasip sizinle nasil calisabilirsiz diyen insanlar mi var? neyse ben o grupta degilim.

dis hatlar icin 92 euro + %20 (sanirim) kdv diyor IST IGA lounge. yuh, o parayla neler yapilir. sirket falan odemedikten sonra hayir.
0
hot potato
(15.09.25)
ya geçen lazım oldu (uçak 3 saat rötar yaptı ve zaten normal saatten de 3 saat önce havalimanına gitmiştik) fakat Londra Gatwick'te saçma şekilde lounge 20:00'da kapanıyormuş ahaha. Giremedim o yüzden.

İstanbulda lazım olsa ve 30 pounda falan giriliyorsa girerim. Zaten oturup bişey yiyip içsem aynı paraya gelir. (not: Şimdi Revolut'tan baktım iga lounge 33 pound çıktı)

edit: oha bi dk, IST IGA 92 euro + kdv ise Revolut nasıl o kadar ucuza veriyor ki? Üst paket vs. de değilim onlara bedava bile veriyor ama düz üyeye bile indirimli belki de hmm
0
nhk ni youkosu
(15.09.25)
@nhk www.igapass.com su sayfada gordum fiyati. kisisel olarak bir tecrubem yok. revolut uzerinden daha ucuzsa hesap acalim :D
0
hot potato
(15.09.25)
lounge'lara ucretsiz giris hakkim varsa kesin giderim, ama parasini vererek muhtemelen sadece 2-3 kere, sabiha gokcen'de giris 30TL fln iken girmistim.Parasini verecek olsam simdi 30 dolar'a kadar fln ok de fazlasini vermem.

Girme sepeblerim olarak:

mesaimin bir kismi havaalaninda gececekse (orn: oglen 2'de ucagim var ama yarim gun calismis olmak istiyorum) o zaman daha erken gidip takiliyourm.

yemek yemediysem ve ucakta yemeyeceksem yine gidip orda biseyler tirtiklamayi tercih ediyorum.

uzun aktarma varsa yine gidip biseyler yemek, dinlenmek, daha temiz tuvaletlerde elimi yuzumu yikamak icin kullaniyorum. henuz duslara girmedim.

sabah 6daki uzun ucus oncesi gece 11de gitmisligim var (bunda beni havalanina birakacaklardi her turlu illa ki, gece 3te uykularindan olmasinlar diye erken gitmeyi ben teklif etmistim).

network kurmak amacli lounge'da takilmak hic aklima gelmezdi ama. hic oyle bir iletisimim de olmadi.
0
taurina
(15.09.25)
Şimdiye kadar sadece 1 kere kullandım o da turkcell'in indirimi miydi hediyesi miydi neydi. Onun haricinde kullanmam gereken bir bekleme sürem de olmadı zaten.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(15.09.25)
çok uçuş yaptığım dönemde thy'nin elite kartı vardı ve ücretsiz girebiliyordum. Fırsat bulduğum her havalimanında direkt oraya giriyordum. hem daha konforlu hem havalimanına göre ücretsiz yeme içme vs imkanları mevcut.
0
ucurulmamak umidiyle
(15.09.25)
sabah erken uçuşlar hariç sabihadan hep kullanıyorum, çünkü uygun ve uyumak yeme içme için gayet iyi. ama kalite olarak istanbulla karşılaştırılamaz.

istanbulda bir kaç kez kullandım, epeydir istanbul'dan uçuş gerçekleştirmiyorum.
0
a darkness coming
(16.09.25)
İç hatlarda "cip" her zaman. 20-30 dk'lık işi bir dakikaya indiriyor. Dış hatlarda da her zaman. Çünkü tedbiren erken gelmek gerekiyor. Hatta bu cevabı havalimanından yazıyorum. (Loungedan değil ama)

Sebeplerim:
64.media.tumblr.com
karikaturistan.wordpress.com

Edit: Siz para mı veriyorsunuz?
0
yadigar
(16.09.25)
lounge’da network mü?

babamla giderken kullanabiliyorum ama tek kullanmıyorum çünkü hakkım olmuyor ve eğer 6-7 saat öncesinde havaalanında olmayacaksam asla para ödemem. geçtiğimiz ay ücretsiz lounge hakkı tanınmıştı istanbul havaalanında ama hep gittiğimiz thy lounge’ı değildi, aşırı kötüydü mesela.
0
deartheodosia
(16.09.25)
Ücretsiz kullanım hakkım olduğunda kullanıyorum, açıkçası her seferinde de para veriyor olsam değmezdi düşüncesi oluyor ama geçirmem gereken uzun saatler olsa ve havaalanında bir şeyler yemek zorunda olsam satın almayı düşünebilirim, normal alanlara göre daha sakin ve daha ekonomik olur, ben hep uçuş öncesi 1-2 saat için kullandım şimdiye kadar.
0
(16.09.25)
Ben cay kahve adamiyim. Ucus oncesi acik bufe, IPad' de kitap okumak veya oyun oynamak guzel oluyor.
0
trixi
(16.09.25)
lounge kullanımı benim için tek başına bir şey ifade etmiyor. para vererek zaten lounge'a girmem, bir yerden ücretsiz hakkım olması lazım. bence asıl olay, Fast Track .. yani sıra beklemeden şakır şakır tüm güvenlik kontrollerinden, pasaporttan vs'den geçme olayı. gerisi boş.
0
co2s2
(16.09.25)
(6)

Bu nasıl olabiliyor? (Cedi Osman sakatlık)

magni
Dün Almanya final maçı esnasında yorumcu "Cedi Osman'ın şu an kulüp takımında olsa 2-3 hafta forma giyemeyeceği bir sakatlığı var. Ama milli forma için fedakarlık gösterip tam performans oynuyor." dedi. Nasıl yani? Normalde 2-3 hafta oynayamayacak bir sporcuya ne tür bir tedavi şekli uygulanmış olab
Dün Almanya final maçı esnasında yorumcu "Cedi Osman'ın şu an kulüp takımında olsa 2-3 hafta forma giyemeyeceği bir sakatlığı var. Ama milli forma için fedakarlık gösterip tam performans oynuyor." dedi.

Nasıl yani? Normalde 2-3 hafta oynayamayacak bir sporcuya ne tür bir tedavi şekli uygulanmış olabilir?
0
magni
(15.09.25)
ağrılarını azaltması için iğne yapılmıştır. sporda ‘iğneyle oynamak’ diye bir tabir var. tedavi amaçlı değil, sadece o maçı çıkarabilmesi için.
0
sir gawain
(15.09.25)
agri kesici ya da kortizon aliyorlar galiba.
0
sonsuz
(15.09.25)
Kortizon alıyorlar, kortizon uygulaması yapıldığında bağışıklık sistemi baskıların sonucunda ağrıya sızıya neden olan tüm faaliyetler durur, mesela bağışıklık sistemi enflamasyonu durdurur, haliyle enflamasyon kaynaklı ağrılar kesilir şişlikler giderilir, aslında sistemin sakatlığa karşı oluşturduğu tepkiler kesilir, sporcu da birkaç maç böyle oynar ama bu aslında lastiği patlak arabayı sürmeye çalışmak gibidir sonrasında nispeten daha büyük sıkıntılar çıkabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(15.09.25)
kemik ödemi vardı. çok ağrılı bir durumdur normalde. yüksek dozda ağrı kesiciyle oynatmışlardır.
0
mikahakkinen
(15.09.25)
Dirk nowitzki play-off finalinde 40 derece ateş ile oynamıştı. 2011di sanırım. Üsttekilere bakılirsa kortizonmus
0
onheil
(15.09.25)
iğnenin içeriğini bilmiyorum ama anlamı şu. yaşadığı sakatlık aslında fiziğini etkilemiyor (en azından iğne ile). aynı şekilde koşabiliyor, zıplayabiliyor vsvs ama öyle bir durum var ki, antreman ve/veya maç yaparsa daha kötü sakatlanabilir. o yüzden 2-3 hafta dinlenmesi lazım. ancak bu maç özelinde fedakarlık yapıyor ve sakatlık riskini göze alıyor.
0
co2s2
(16.09.25)
(22)

Köpek sahiplerinin sorumluluğu hakkında?

fikox
Müstakil evlerden oluşan bir sitede oturuyorum. Mahallede çokca küçük cins köpek var. Sorun şu ki sahipleri köpeklerini salıvermiş durumda. Köpekler bir araya gelip gece boyunca havlıyor ve uyutmuyor. Sahiplerine uygun bir dille anlattım ama çözüm olmadı. Kanuni olarak biraz araştırma yaptım ancak k
Müstakil evlerden oluşan bir sitede oturuyorum. Mahallede çokca küçük cins köpek var. Sorun şu ki sahipleri köpeklerini salıvermiş durumda. Köpekler bir araya gelip gece boyunca havlıyor ve uyutmuyor. Sahiplerine uygun bir dille anlattım ama çözüm olmadı. Kanuni olarak biraz araştırma yaptım ancak kanunda tehlike yaratacak şekilde salıvermenin cezası varmış. Kanunen nasıl çözebilirim, nereye başvurmalıyım?
0
fikox
(12.09.25)
Site yönetiminden site yönetim planını iste. Orada evcil hayvan konusunu düzenleyen bir madde olmalı.

Onun dışında yönetime, yönetim umursamazsa Belediye zabıta müdürlüğüne gürültü şikayetinde bulunabilirsiniz ama, tek rahatsız olan olarak bir sonuç alabileceğinizi sanmıyorum.
0
Mirket
(12.09.25)
polise gitseniz, "belediyeye gidin" diyecekler, belediyeye gittiğinizde "bunlar sahipli köpek biz bir şey yapamayız" diyecekler.

sizin durumunuza özel olarak baktığımızda da, köpeklerin toplaşıp havlamaları da tehlike yaratacak şekilde salıvermek olarak görülür mü? emin olamadım.
0
co2s2
(12.09.25)
Allah yardımcın olsun ahahahha çünkü kimse çözemez. Kimse bir kişi rahatsız oluyor diye 10 kişiye ceza kesmez. Hatta sitenin delisi olursun, belediye de aynı şekilde seni deli sanacaktır. İki yol var, güzelce herkesle tek tek konuşacaksın, 1-2 hafta sonra eski hallerine dönerler. Bak zehirlerim ha diyeceksin, evinde huzurun kalmayacak-herkes düşman olacak. Bak büyyük köpek alırım salarım diyeceksin veya yapacaksın, yine boş işler yani. En temizi konuşmak, olmadı taşınmak... Hayvan sahipleri leştir, orta yolu bulmak imkansız çünkü biz onların doğal ortamını işgal ettik taam mı .sss ???
0
Shepard
(12.09.25)
yasal yollarla çözüm bulabileceğinizi sanmıyorum. sahipli köpekler ve müstakil evler sonuçta. insanlar köpekle rahat etmek için müstakil eve taşınmışlar işte. tek tek konuşup rica edin ya da hepsini misafirliğe davet edin ve konuşun. siz düşmanca nefretle "ay köpeklerinizden bıktım" diyerek yaklaşmazsanız illaki anlayış gösterirler. gündüz salsınlar da, geceleri evlerine alsalar sorun çözülür mesela.

---- bundan sonraki yazılarım başta shepard ve onun gibi düşünenler için ----

evet, hayvanların doğal ortamını insanlar olarak işgal ettik.

sokakta yaşamasın, apartmanda yaşamasın. müstakil eve geçmiş insanlar, orada da yaşamasın... e nerede yaşayacak bu köpekler? komple hepsini öldürelim mi? köpek bu illaki gürültü yapacak. tıpkı çocuklar gibi. her canlıdan yetişkin insan gibi davranmasını bekleyemezsiniz. çocukların da köpeklerin de kedilerin de diğer hayvanlarında kendine özgü doğaları ve ihtiyaçları var.

köpek insanı değilim, köpeğim yok. nickimden de anlaşılıyor kediciyim. ancak köpeklerin de koşup oynama hakkını savunurum. bizim "apartmanda" 3 köpek var farklı dairelerde. arada havlıyorlar ama sesleri beni rahatsız etmiyor, mutlu ediyor. çocuklar da gürültü yapıyorlar tepemde. onlardan çok rahatsız oluyorum ama bir gün çıkıp bir şey demedim. çünkü çocuk bunlar tabii ki koşup oynayacaklar.

başka canlılarla birlik içinde aynı dünyada yaşamak zorunda olduğumuzu kabul etmeliyiz. bizi rahatsız eden her canlıyı öldüremeyiz.
0
art cat chocolate
(13.09.25)
@art cat chocolate' ya katılıyorum.

Yerden göğe haklı. Geçen gün de bir arkadaş çatıdaki fareden şikayetçiydi. Herkes zehir tavsiye etti. Karıncalar için de aynı şeyi yaptılar. Biz onlara doğal ortam mı bıraktık. Birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz.
0
Mirket
(13.09.25)
@art cat chocolate ve @mirket : duyuru sahibi ormana gidip tüm hayvanları öldürelim demiyor ki. ya da ormana gidelim, ağaçları keselim, bina yapalım, oradaki hayvanlar da defolsun gitsin gibi bir şey de demiyor. bir site yapılmış, sitede oturanlar oranın doğal hayatı ile ilgili olmayan hayvanları getirmişler, bir komşularını rahatsız ediyorlar. bunun hayvanların doğal ortamlarını işgal etmekle ne alakası var? meseleye çok yanlış bir taraftan bakıyorsunuz.

evet insanların özgürlükleri var. hayvan beslemek de bu özgürlüklerden birisi. hayvanları korumak, hayvanlara kötü davranmamak da herkesin görevi. buraya kadar problem yok. ancak insanın özgürlüğü, bir başkasının özgürlüklerini kısıtlamaya başladığı yerde biter. sınırsız sorumsuz bir özgürlük olamaz. komşumun köpeğinin sürekli havlama özgürlüğü yoktur. daha doğrusu komşunun sürekli havlayan bir köpek besleme özgürlüğü olamaz. hele hele tüm köpeklerin toplaşıp , diğer komşuları rahatsız etme özgürlüğü yoktur. hayvan sahiplerinin de bu konuda önlem alması gerekir.

örnek veriyorum. ben köpeklerden korkuyorum. hele hele tanımadığım köpeklerden çok fazla korkuyorum. daha önce oturduğum sitede köpek sahipleri bahçede köpeklerini tasmasız gezdiriyorlardı. bu konu yönetime de danışıldı. yönetim de çok fazla üzerinde durmadı. sitedeki köpekler çok uysalmış da hiç biri kimseyi ısırmazmış, korkmamıza gerek yokmuş. bu yüzden site içinde çok rahat rahat gezemiyordum, özgürlüğüm kısıtlandı. korkuyor olmam(ız) ciddiye alınmadı, korkmakta haksızmışız. böyle bir şey söylemeye tabii ki kimsenin hakkı yok. peki sonra ne oldu? bu çok uysal ve kimseyi ısırmayan köpeklerden bir tanesi, başka bir köpeğin sahibinin kolundan parça kopardı. korkmakta haksız mıymışım?

yine aynı sitede sahipli kediler serbest geziyorlardı. köpeklerden korktuğum gibi korkmasam bile, kendi bahçemde mangal yaparken et kokusuna gelip etrafımda dolanması beni rahatsız ediyordu. tabii bu konuda da bir şey yapılmadı. sonra ne oldu? bir gün ben de bahçedeyken çok acı bir kedi ciyaklaması duydum. sonra öğrendim ki, bu sahipli kedilerden birisi gitmiş bir mangalın yanına, etlere uzanmaya çalışırken sıcak mangala yapışmış. net bilmiyorum ama sanırım durum o kadar kötüydü ki, kediyi uyutmak zorunda kaldılar.

benim (komşu anlamında) görüşlerimi, hissetiklerimi umursamadan hayvan beslemek çok mantıklı bir hareket değil, hatta belki bencillik. kedi köpek besleyenlerin motivasyonlarını anlıyorum, argümanlarını da kabul ediyorum ama bu kimsenin bana saygı duymasına engel değil.
0
co2s2
(13.09.25)
@art cat chocolate köpem var adı nickim. Kedim de var. Hayvanseverin daniskasıyım. Ancak senin doğurduğun çocuk viyak viyak bağırmamalı. Nerede nasıl davranması gerektiğini öğretmelisin. Köpeğin de ota boka havlamamalı. Köpeğinize ve çocuğunuza hakim olamıyorsunuz, sorun burada. Yemiyor onlarla çatışmak. Çevrede çok var senin gibisi. Ühühühü onlar eğlenmesin mi? Abicim evimiz kaçabileceğimiz son nokta, son. Gürültü istemiyorum. Nesini anlamıyorsun? Otele mi gidek? Benim köpek havlayınca hey diyorum hafiften susuyor. Aman komşum rahatsız olmasın diyorum. Çamaşır makinesini haftasonu çalıştırmıyorum, aman komşu diyorum yine. Siz köyden geldiğiniz için senin dediklerin sana normal geliyor.

@mirket teraslı evdeyim, yani çatıdayım. Evi karıncalar bastı, bir şey yapmadım. Ama bir gün yapacağım, çünkü onlar da canlı diye diye çoğaldılar ve her yere yayıldılar. Ben onların evine yayılıyor muyum? Fare ise görünce dokunmam, zehir de vermem başka bir şey de. Ama insan evinde huzur arıyor ulan. Karınca ısırıyor, hadi neyse diyorum ama günde 3-5 kez denk gelebiliyor. Bizim de sabrımız var xD.
0
Shepard
(13.09.25)
İroni açık ve anlaşılır değil miydi? :)

İsteyen istediği hayvanı sever, bakar da, ben seviyorsam herkes sevmek zorunda diye altı boş argüman geliştirilmesine idi benim sözüm.
0
Mirket
(13.09.25)
@mirket bu ironi olmamış, artık eli5 şeklinde ironi yazarsan seviniriz.
0
Shepard
(13.09.25)
duyuru sahibine dediklerim başkaydı. ona çözüm önerisi yazmıştım. bazı insanlar gözleriyle okumadıkları için "---- bundan sonraki yazılarım başta shepard ve onun gibi düşünenler için ----" yazdığımı görmemişler tabii.

@co2s2 ben de erkeklerden korkuyorum. en çok kadın cinayeti, çocuk tecavüzü işleyenler o cinsiyete mensup insanlar. o zaman erkekleri de kapatalım evlere, hepsini komple. ama öyle olmuyor. korktuğumuz her şeyi yok edemiyoruz, ortamdan uzaklaştıramıyoruz. korkularımızla yaşıyoruz mecburen. en azından köpeklerden korkmayıp nasıl davranman gerektiğini öğrenip kendini koruyabilirsin. ancak katil olmayı kafasına koymuş erkeklerden ne yaparsan yap kurtulamıyorsun. sen etrafında kedi köpek istemiyorsun diye hepsini yok mu edelim ne yapalım şimdi? hepsini evlere mi hapsedelim? nasıl bir dünya isterdin? sadece tavuk, inek ve dana olsun başka hayvan olmasın onların da etinden sütünden faydalanıyorsun zaten. bolca senin özgürlüğünü içeren bir dünya. oh mis. mangalını yaptığın o hayvanların yaşama özgürlüğü de senin et yeme özgürlüğünü kısıtladığı için sorun göremiyorsun galiba. :d et yeme özgürlüğün için hemen bitirmişsin o hayvanın yaşama özgürlüğünü.

@Shepard köpek zehirleme tehditinden bahseden biri köpek sahibi olsa ne olur? o köpeğe acıdım. acaba gerçekten sevgi görüyor mu? şakası olmayacak konular hakkında en kadar rahat konuşuyorsun. millete ne güzel akıl veriyorsun ya valla bravo. yarın biri senin köpeğini zehirlediğinde insanlar bu cani vahşi fikirleri nereden buluyor ve uyguluyor diye düşünüp ağlarsın. benim çocuğum yok ve asla da çocuk istemiyorum. kedilerimle sessiz sakin bir şekilde yaşayıp gidiyorum. köpek ve çocuk sesleri komşulardan gelse de rahatsız olmuyorum. onlara gelene kadar rahatsız olduğum başka ciddi şeyler var. çocuğu da köpeği de bir yere kadar eğitebilirsiniz. asker gibi olmalarını bekleyemezsiniz. köpeklerinizi zehirlerim tehditi tavsiyesi verdin ya bu duyurucuya, o zaman ben de üstümdeki çocukları şikayete giderken çocuklarınızı zehirlerim diyeyim mi? böyle duyunca kulağa hiç mantıklı ve normal gelmiyor değil mi? insanlara çocuğunu zehirlerim demeyi göze alamazsın değil mi? yoksa sana ne yaparlar kestiremezsin. konu köpek olunca çok kolay gelmiş bu lafı açmak. nasılsa köpeği zehirlemekle tehdit etmenin hatta eyleme döküp zehirlemenin bir cezası yok. kendi köpeğine ne kadar değer verdiğin, onun hayatına ne kadar saygı duyduğun ortada.
0
art cat chocolate
(13.09.25)
@art cat chocolate tipik kedilerle kafayi bozmus tanricilik oynayan kadin hayvanseversin. Siz gibilerinden yıldık. Bir sorun varsa insan gibi cozmelisin. Yaptigin her ney ise arkasında durmalısın. Komşular bir anda benim köpeğin agizliksiz olmasina takildilar geçen hafta. Aynı gün taktım ağızlığı herkes mutlu. Sen gibi ama cocuk yhaa kopek havlar cocuuk aglar demedim. Sen sorunu sorun etmemelerini söylüyorsun. En gecinilmez insan tipi bu. Ya buna gelene kadar neler var veya iki kedi besleyecegine bir fakir doyur diyenlerde zerra akıl yok. Daha büyük veya farkli sorunlar var diye digerlerini goz ardi etmek olmaz. Evimde huzur istiyorum, gürültü istemiyorum. Git ötede kopeginle havla mesela nasil bir utanmazsiniz da komsum rahatsiz olur mu diye düşünmüyorsunuz? Her gün senin gibilerle uğraşıyorum bu arada. Suc sizi yetistiremeyen buyuklerinizde.
0
Shepard
(13.09.25)
bazı insanlar insan nefretini hayvanseverlik ile maskeliyor gibi geliyor bana, özellikle de bu sokak köpekleri konusunda o kadar saçmalıyorlar ki insanları iyice karşı tarafa itiyorlar

bu da nispeten benzer bir konu, hayvanları besleme özgürlüğü kadar insanları rahatsız etmeme sorumluluğunun da olması gerek, başlık sahibinin anlattığı gibiyse, sakin bir şekilde derdini anlattıysa karşı tarafın da duyarlı olması gerekirdi

ama ilk paragrafta bahsettiğim kitle genelde hayvanseverliğini daha merhametli ve ahlaklı bir insan olma düzlemine çekmeye eğimli olduğundan adamın dediğini dinlememişlerdir bile muhtemelen
0
edaddy
(13.09.25)
@Shepard insan gibi çözmek şimdi mi aklına geldi? zehirlemekle tehdit etmeyi önermiştin o ne oldu?

ben zaten duyurucuya misafir edin tek tek konuşun rica edin, onlar da bir noktada anlarlar geceleri köpekleri evlerine alırlar dedim. anlayana kadar konuşmak lazım. hukuki bir çözümü olduğunu sanmıyorum.

ben kendim rahatsız olmadığımı yazdım sadece. başkaları rahatsız olabilir. ama bunun çözümü senin zehirleme tehditlerin değil. benim sinirlenip bu kadar yazmama sebep olan şey senin bu saçma fikirlerin. sorun etmeyin demedim. bir şekilde hep beraber yaşamayı öğrenmemiz ve buna alışmamız lazım. sokakta yürürken sigara içen ve dumanını üzerime üfleyen primatlara saldırmıyorsam, onları zehirlemiyorsam, yürüyüp işime gidiyorsam siz de köpekleri zehirleyip öldüremezsiniz. böyle bir çözüm olamaz. ayrıca hayvanlara yaşayacak alan bırakmadığımız gerçeğini kabul etmek neden bu kadar zor? dünya size göre insanlar için yaratıldı değil mi? her şey insan için... 2 kere 2'nin 4 olması kadar kesin bir gerçek bu. sen yaptın diyerek direkt seni suçlamıyorum, insanlık olarak yıllarca yaptıklarımız yüzünden doğa bu hale geldi. bozduk. şimdi de hayvanların hayatlarını daha da eziyete çeviremeyiz.

bizim binada her katın bir penceresi asansör kadar bir havalandırma boşluğuna bakıyor. komşular o pencereyi açıp sigara içiyorlar ve külleri de aşağı düşüyor. o pencereyi her açtığımda kıraathane kapısı açıp içeri girmişim gibi bir koku duyuyorum ve evime o sigara kokusu doluyor bir anda. banyolarımızın havalandırma pencereleri de oraya bakıyor ve onu kapatamıyorum da, banyom hep sigara kokuyor. yapabileceğim yasal bir şey var mı? yok. herkes evinde içiyor sonuçta. yöneticiye yazdım cevap bile vermedi. ben de taşınacağım işte. kendime daha uygun bir ev bulacağım. tek tek komşuların kapısını çalıp onları öldürmekle mi tehdit etseydim? çözmek için konuşmaya bile değmezler, pis sigara kokan ağızlarını çekemem hiç.

köpekler rahatsızlık verdiklerinin bilincinde değiller. oysa bu sigara içen insanlar kendilerine de, evindekilere de, çevresindekilere de gayet bilinçli bir şekilde zarar veriyorlar. onları ölümüne savunursunuz ama değil mi? sıkıyorsa köpeğini zehirlerim diye tehdit etmeyin de direkt seni zehirlerim diye tehdit edin. ama gücünüz kediye köpeğe yetiyor.

sen komşularını dinlemişsin, sorunu çözme odaklı yaklaşmışsın tamam. ama o köpeklerin sahipleri böyle yapmadı diye neden köpekleri zehirleyip öldürüyoruz? suç köpeğin mi? bu nasıl bir düşünce yapısı?

keşke kedisi olanlar ayrı bir bölgede, köpeği olanlar ayrı bir bölgede, çocuğu olanlar ayrı bir bölgede, sigara içenler ayrı bir bölgede, herkes kendi müstakil evinde huzurla yaşasa. ne yazık ki bu mümkün değil. mecburen birbirimize katlanmak zorundayız. parayı bulan kendini komşudan kurtarır.

ben kendimce kimseyi rahatsız etmemek için önemlerimi alıyorum. kedilerim sokak kedisi tekir olmalarına rağmen şansıma çok kuduruk değiller. oyuncaklarını da akşam geç olunca topluyorum. devrilecek bir şey de bırakmıyorum ortada. kimseden de kaç yıldır bir şikayet almadım. sen hemen kedilerle kafayı bozmuş kadın diye kendince beni etiketledin. kimseye zararım olmadı. kendimce yaşayıp gidiyorum. sizin zarar gördüğünüz insanlar kedileri köpekleri var diye o zararı görmüyorsunuz, o insanlar kötü oldukları için görüyorsunuz. ama siz hayvan düşmanı olduğunuz için hemen o kötülüğü kediye köpeğe sahip olmakla bağdaştırıyorsunuz. sanki kedisi köpeği olmayanların hepsi melek ve çok aklı başında, mantıklı davranan insanlar.

@edaddy insanların hayvanlardan değer olarak daha üstün olmadığını düşününce insanlardan nefret ediyor olmuyoruz. kadın erkek eşitliği gibi bu da işte. gerçi siz erkekler onu da erkek nefreti olarak anlıyorsunuz.
0
art cat chocolate
(13.09.25)
@art cat chocolate bu yazdığınla tamamen beni doğru çıkardın. kafanda belli düşmanlar belirlemişsin, onlarla rekabet ederek üstün bir insan olduğunu hissederek kendini mutlu etmeye çalışıyorsun, konuyu alakasız bir erkek düşmanlığına bile nasıl getirdin anında? başarılarının devamını dilerim
0
edaddy
(14.09.25)
@art cat chocolate : her kedi / kopek sahibi gibi söylediklerimi çarpıtarak konuyu başka yere çekiyorsunuz, asıl konuyu görmezden geliyorsunuz. benim yazdıklarımın tek talebi ve dayanağı, ortak yaşam alanlarının sorumlu kullanımı. siz ise kadın cinayetleri gibi çok ama çok alakasız bir konuyu ortaya atarak, haksız argümanlarınızı haklı göstermeye çalışıyorsunuz.

bir hayvanı beslemek, sahibinin sosyal sorumluluklardan muaf olmasını gerektirmiyor. birisi hayvan besleyecek diye, başkasının huzurlu ve güvenli yaşama hakkını kısıtlayamaz. sınırlar belirlemek lazım. bir önceki cevabımda verdiğim örnekler, bu sınırların hem insanlar için, hem de hayvanlar için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. sınır koymamak, çok tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. tekrar edeyim, tanım olarak özgürlük başkasının özgürlüğünü kısıtlamaya başladığımız anda biter.

...ve her "hayvanseverin" yaptığı meşhur hatayı yapıyorsunuz. "köpeklerden korkmayıp nasıl davranman gerektiğini öğrenip kendini koruyabilirsin" diyorsunuz. trafik kurallarını ihlal eden, yayaların üzerine süren bir sürücünün yayalara "yoldan çekilmesini öğrenin" demesi gibi bir şey bu. korku, bir matematik denklemi değildir. korkmamak öğrenilebilen bir şey değildir. korkmamak öğrenmek zorunda olduğum da bir şey değildir. yaptığınız anlamsız benzetme üzerinden gidersek, kadınlar öldürülmemeyi öğrenmek zorunda değiller. kimse böyle bir şeyi öneremez bile. yapılacak, yapılabilecek tek şey kadın cinayetlerinin engellemesi için gerekli adımların atılmasıdır. örnek veriyorum, eğitim. örnek veriyorum, ağır cezalar. aynı şekilde, hayvan sahiplerinin de eğitilmesi ve hayvanlarının yaptıklarından sorumlu tutulması gerekmektedir, gerekli durumlarda ağır cezalar verilebilmelidir. hayvanlar, bizim kati bir şekilde söz geçirebildiğimiz canlılar değiller, ne düşündüklerini neyden korkacaklarını, neye tepki vereceklerini kati olarak bilemiyoruz. kaldı ki en başta hayvanın sahibinin ne düşündüğünü bilmiyoruz. hem hayvana güveneceğim, korkmayacağım, hem de sahibine güveneceğim.

zaten sorun benim kişisel korkum değil, olamaz. sorun, hayvan sahiplerinin kamusal alanlarda başkalarının güvenliğini sağlamaktan imtina etmeleri. hayvan sahipleri, kendi sorumluluklarını başkalarının üzerine yıkmaya çalışıyorlar. benim bu konudaki hislerimi göz ardı etmeniz, "korkmamayı öğren" demeniz, kendi sorumsuzluğunuzu meşrulaştırmaya çalışma çabasından başka. bir şey değil. siz nasıl davranacağımı öğrenmemi tavsiye ederken, somut olayda çok uysal olduğu söylenen bir köpeğin başkasını yaraladığını görmezden geliyorsunuz.

aynı şeyi tekrarlıyorum ama özgürlük başkasının özgürlüğünü kısıtladığı anda biter. hayvan sahibinin sorumluluğu, hayvanının başkalarını rahatsız etmemesini sağlamak ve onlara zarar vermemesini sağlamaktır. bunun ne kadın cinayetleri ile alakası var, ne de hayvanların yaşam alanlarını işgal etmemizle alakası var.
0
co2s2
(16.09.25)
ben zaten köpekler özgürce deli gibi kudursun, köpek sahiplerine karışamazsınız falan demedim. insanları suçlayabiliriz, köpekleri suçlayamayız. ben zaten duyuru sahibine önerimi yaptım. diğer yazdıklarımı da köpekleri zehirlemekle tehdit et diyen shepard ve onun gibi düşünen cani düşünceli insanlar için yazdım. ısrarla anlamıyorsunuz gözünüzle okuyun artık.


---

sen verdiğim örneklerin alakasını kavrayamadıysan bu benim suçum değil.

site etrafta kedi dolaşmasın istiyorsun.

senin kedilerden haz etmediğin gibi ben de çocuklardan haz etmiyorum. gürültücüler ve yapma lafından anlamalarına rağmen inadına daha da kuduruyorlar. ama sitede çocuklar gezmesin diyebilir miyim? insanlara yapamayacağınız şeyleri hayvanlara yapabilme hakkını size kim veriyor? çocukları öldürmekle tehdit edemezsiniz ama hayvanları edersiniz. çocukları sokaklardan toplayamazsınız ama hayvanları toplarsınız. çocuklar her yaz tatilinde sokakta bağırıyorlar deli gibi. ben de onu duymak istemezdim ama toplum içindeyiz, katlanmak zorundayım. çocukları eve bağlayacak halleri yok ya. çocuk bunlar, elbet oynayacaklar. park da yok doğru düzgün. köpekler de aynı şekilde gürültülü canlılar, çocuk gibiler.

kediler de et kokusuna gelir yani ne bekliyorsun? o zaman site içinde mangal yapma. ben senin komşun olsaydım o et kokusundan rahatsız olurdum. temiz hava özgürlüğümü kısıtladın derdim o zaman ben de sana. olur mu? "ben et pişircem kediler olmasın" tabii efendim, hemen kedileri yok edelim.

korkmamak öğrenilebilen bir şeydir. benim de yıllarca karanlık korkum vardı, evin tüm ışıkları açık olmazsa uyuyamazdım. ışıkları başkası kapatırsa uykumdan uyanırdım korkuyla, kalbim çarpardı. 24 yaşıma kadar böyleydi. artık korkum yok. çünkü psikologla çözdüm. artık karanlıkta uyuyabiliyorum. kedi köpek korkusu da bu şekilde düzeltilebilir korkular. her korktuğun canlıyı yok etmeyi düşünmeden önce acaba ben neden korkuyorum? ben ne yapabilirim? diye bir düşün.

sen neden şimdi insanları örnek veriyorsun ki? ben zaten insandan kendinizi koruyamazsınız ama köpekten koruyabilirsiniz yazmıştım oraya. insanların insanlardan kendini koruması gibi bir beklentim veya lafım hiç olmadı. "en azından köpeklerden korkmayıp nasıl davranman gerektiğini öğrenip kendini koruyabilirsin. ancak katil olmayı kafasına koymuş erkeklerden ne yaparsan yap kurtulamıyorsun." demiştim. insanlardan kendinizi tek başına koruyamazsınız zaten. devlet korumalı. ama hayvanlardan kendinizi koruyabilirsiniz. çünkü planlı taciz tecavüz cinayet işleyen psikopat varlıklar değiller. kedi ve köpekler sadece. ha bir istisna var. pitbul ırkı... manyak psikopat ruhlu insanların üretip canileştirdiği bir ırk. onun üretiminin komple durdurulması lazım o ayrı. ondan kendimizi biz koruyamayız. komşunun pitbulu varsa tabii ki salmaması lazım. komşunun pitbulu olmaması lazım. devlet bunu çözmeli. her türlü köpek ve kedi üretimi ve satışı yasaklanmalı.

kedi köpek olaylarında suçlu olanlar "insanlar". yani sahipleri. hayvanlar değil. hayvanlara nefret duymayı ve onları suçlamayı bırakın. hayvanları cezalandırmayı bırakın. 5 yaşındaki çocuk gibiler. cezai ehliyetleri yok. ne yaptıklarını bilmiyorlar. köpekleri zehirleme fantezinizi bırakın. nasıl iğrenç bir zevk alıyorsunuz bundan bilmiyorum. gücünüz anca onlara yetiyor.

hayvanların davranışları sandığınız kadar tahmin edilemez değiller. bir kedi veya bir köpekle bir süre vakit geçirsen hangi bakışı, hangi sesi, hangi hareketi neden, ne zaman yaptığını ve yapacağını anlarsın. ben sokaktaki kedileri severim hep ama hepsini sevemem. bazı kedilerin sinirli olduğunu sevilmekten hoşlanmayacağını bir bakışta anlıyorum. yanımda biri olunca ona da dokundurtmuyorum. saldırır çünkü tırmalar.

sizler köpek sevmediğiniz için her yaptıkları, en ufak sesleri batıyor olabilir. ben de çocuk sevmediğim için bana batıyor yaptıkları. ama kimseye şikayet etmiyorum. hiçbir çocuğa kızmadım, kızmam. anne babasına da sustur şu çocuğunu, evine sok diye kızmam. "çocuğunu zehirlerim diye tehdit etmem." enerjisini atacak yeri yok çocukların. köpeklerin de yok. çocuklara park bırakmadığımız gibi köpeklere de doğal alan bırakmadık. döve döve evlerde tutamayız şimdi çocuğu da köpeği de. her şey o hayal ettiğiniz gibi mükemmel olmuyor. her çocuk sakinleştirilemiyor, her köpek eğitilemiyor.

senin sessizlik hakkın varsa o köpeğin de özgürce oynama hakkı var. senin sessizlik hakkın o köpeğin yaşama hakkından neden daha önemli? hangi özgürlük hakkı hangi özgürlük hakkının olduğu yerde bitecek neye göre karar vereceğiz? köpek havlaması senin canına kast değil ama köpek zehirlemek...

ben de sokakta yürürken sigara dumanı solumak istemiyorum, pasif içici olarak çok daha fazla zarar görüyorum. buna rağmen elimden bir şey gelmiyor. çünkü pislik küllük kokan insanların küllük gibi kokma ve kokutma özgürlüğü var ya. bunu devlet çözmeli. ben kimseyi tehdit edemem.

siz özel olarak korktuğunuz için sanki tüm köpekler vahşi katillermiş gibi geliyor. bir olay olunca da işte biliyordum hepsi manyak diyorsunuz. ama öyle değiller. o örnekteki köpeğin de saldırmasına sebep olan bir şey olmuştur. ya sahibi onu döverek öfkelenmesine sebep oldu ya da diğer insan bir şey yaptı. pitbul değildi ise sebepsiz saldırmaz.

benim çalıştığım plazada kediler gezip duruyor. kimseye bir zararları olmadı. iş çıkış saatinde de oranın bahçesine insanlar köpeklerini oynatmaya getiriyorlar. baya 9-10 köpek geliyor. kimseye saldırmadılar 1 yıldır görmedim. tatlı tatlı oynuyorlar toplarıyla. anca birbirlerine havlıyorlar arada ama kavga etmiyorlar. oyun şekilleri bu işte.

avustralya'da adını bile bilmediğimiz elli farklı hayvan, timsahlar yılanlar marketlerde evlerde geziyor. oradaki insanlar onları öldürmeden, hapsetmeden gayet normal bir şeymiş gibi yaşıyorlar. bizim ülkede kediye köpeğe kobra muamelesi yapılıyor.

doğalarının işgaliyle çok alakası var. komşu eve soksa bu sefer sesini duyuyorum dersiniz. insanlar müstakil eve taşınmış daha ne yapsınlar? "sahiplenme o zaman" dersiniz değil mi? sokakta da durmasın. pis barınaklarda ölsün hepsi. bunu istiyorsunuz.
0
art cat chocolate
(17.09.25)
ne yazmışım?

"sorun, hayvan sahiplerinin kamusal alanlarda başkalarının güvenliğini sağlamaktan imtina etmeleri"

ben çok basit bir şey söylüyorum. sınırsız bir özgürlük olamaz, benim özgürlüğümü taciz ettiğin yerde senin özgürlüğün biter. sen hayvan besleyeceksin diye beni rahatsız edemezsin. ortak alanda köpeğini salıp kendi başına koşmasına izin veremezsin. kendine ait bahçede ne istiyorsan yapabilirsin. kendine ait evde ne istiyorsan yapabilirsin. ancak kullandığım bölümde o köpeği salamazsın. bak dikkat et, salmasan daha iyi olur, keşke salmasan falan demiyorum. salamazsın. kural böyle. benim özgürlüğümü taciz edemezsin.

şimdi okuduğumuzu çok iyi anlayalım. yukarıdaki paragrafta hayvanlar ölsün diyor muyum? hayır. ama sen bunu böyle mi anlamak istiyorsun? evet. yukarıdaki paragrafta paragrafta kimse hayvan beslemesin diyor muyum? hayır. ama sen bunu böyle mi anlamak istiyorsun? evet.

ilk yazdığım cevabın ilk paragrafını tekrar ve dikkatle okuyun. bir ormana gidip, ormandaki hayvanları öldürelim mi diyorum? hayvanların doğal yaşam alanlarını işgal edelim mi diyorum? hayır. ama siz bunu böyle anlamamak için elinizden geleni yapıyorsunuz. yarım yamalak bir argüman yaratmaya çalışıyorsunuz. ben ne diyorum? çok çok basit bir şey diyorum. bir site var. içinde köpek yok, kedi yok. inşaat yapılmış. orası kedinin ya da köpeğin doğal yaşama alanı değil. kedi köpek yok orada. sonra birileri geliyor. bu kişiler etrafındaki insanlara saygısız, birlikte yaşam kurallarından haberleri olmayan kişiler. kendi bahçesi olmasına rağmen gidiyor, benim de kullandığım, hatta kullanmak zorunda olduğum alanlarda köpeğini salıyor. bunu yapamaz. çünkü burası insanların ortak yaşam alanı. git bahçende sal. benim de kullandığım alanda salamazsın. konuştuk bu kişilerle, umursamadılar. ne zamana kadar? bir köpek diğer bir köpek sahibinin kolundan parça koparana kadar. köpeğin sahibi de diyor ki "ama benim köpeğim çok sakindir, nasıl oldu anlamadım" öbür köpek sahibi ağzını açamadı. o da köpekler etrafta tasmasız başıboş gezebilsin istiyordu. ee ama kolundan parça kopardı köpek? hala okey miyiz köpeklerin tasmasız gezmelerine?

bu köpek o kişinin değil de, benim kolumu ısırsaydı, "eee ama sen de köpeklerden korkmamayı öğrenseydin" mi diyecektiniz?

bu arada şu iki sorumu kesinlikle cevaplayın:

ben nerede hayvanları sevmediğimi söylemişim?
ben nerede hayvanlar öldürülsün demişim?

ben sadece ve sadece ortak yaşam alanlarında köpekler ya da kediler başıboş gezmesin diyorum. geri kalanı sizin uydurmanız. çünkü haksız olduğunuzu siz de biliyorsunuz, argüman uydurmak zorunda kalıyorsunuz. hayvansever olmak sizi haklı yapmıyor. aynı şekilde köpeklerden korkuyor olmak da beni haklı yapmıyor. ortak yaşamayı, birlikte yaşamayı öğrenemediğimiz sürece kavga etmeye devam ederiz. özgürlük nerede başlar nerede biter? başkasına zarar verdiğiniz anda özgürlüğünüz biter. zarar anahtar kelime burada.

yazdığım tüm cevaplarda hayvan sahiplerini suçlu bulduğumu ilettim. neden? çünkü hayvanların bilinç ya da zeka seviyeleri bizimle aynı değil. aynı mantıkla da bizimle aynı bilinç ya da zeka seviyesine sahip olmayan hayvanların, beni ısırma kararı alıp almayacağına ya da bu kararı ne zaman alacağına emin olamıyorum.

ben köpeklerden korkmamayı öğrenmek zorunda değilim. ama köpek sahipleri, diğer insanların da bulunduğu ortamlarda nasıl davranmaları gerektiğini, birlikte yaşam kurallarını öğrenmek zorunda.

siz yine de, beni hayvanları öldürmeye çalışmakla falan suçlayın. öylesi daha kolay.
0
co2s2
(18.09.25)
"Bak zehirlerim ha diyeceksin"

bu cümleyi kuran kişi (shepard) ve ona katılan kişilere yönelik yazdığım yazılar için kuduranlar hayvan düşmanıdır. ayrıca katiller genelde önce hayvanlara zarar vererek başlıyorlar, sonra insanlara zarar veriyorlar. bu kişilere sempati duyacak değilim.

açıkça "shepard ve onun gibi düşünenlere yazıyorum" dememe rağmen hala gelip cevap veriyorsan burada yazılanları anlamayan ben olmuyorum. kırk kere yazdım bak bunu. shepard gibi düşünmeyenler yazdıklarıma cevap vermesin.

yasalarımıza göre sokaklar onların hakkı. sahipli olduklarında tek hakları sahiplerinin evi olmuyor. bir kuşa git buraya konma, evimin üstünden uçma, arabama sıçma diyemiyorsun. kediye de mangalıma gelme diyemezsin.

ya bu nasıl argüman. inşaat yapılınca kedinin köpeğin doğal olanı olmuyor e evet????? zaten olay da bu ya. hayvanların doğal yaşam alanlarına inşaat yaptık yıllarca, her yeri betonlaştırdık. bir tane yeşil alan, ağaç bırakmadık. hala yakıp yıkıp otel yapıyoruz. bu hayvanlar şimdi nereye gitsin? biz evcilleştirdik, kendimize alıştırdık, şimdi de sokaklardan yok olsunlar istiyoruz. oh ne ala ya. dünyanın sahibi biz insanlarız galiba.

hala benim özgürlüğüm diyorsun. sadece senin mi özgürlüğün var? hayvanların yok mu? hayvanlar senin çektiğin beton sınırdan, sitenin çitinden, bahçenden kapından anlıyor mu? anlamıyorlar. sırf bu yüzden ölümle tehdit edilmeyi hak ediyorlar mı?


---

ben hayvanları öldürmekle tehdit edenlere yazılar yazıyorum deyip yazdım ve sen de onlara cevap verdin. üstüne alındığına göre demek ki sen de öyle düşünüyorsun.

---

madem hayvan düşmanı değilsin, bir dahaki sefere yazılar yazarken bu yazı sana hitaben mi yazılmış diye iyice emin ol öyle yaz.

ayrıca benim köpeğim sakindir diyen kişi belli ki köpeğini tanımıyor, yeterince hayvanla oynayıp enerjisini atmasını sağlamıyor. hatta köpeğe şiddet bile uyguluyor olabilir. bazı insanlar var ki pitbulu bil melek gibi yetiştiriyorlar. bu gibi durumlarda suçlu köpek değil. sıkıyorsa sahibini ölümle tehdit et demiştim ben "shepard'a".

ben köpekler insanları yesin, onlara zarar versin demiyorum. pis ve tehlikeli sokaklarda yaşamalarını da onların iyiliği için istemeyen biriyim. kediler de aynı şekilde, her gördüğümde üzülüyorum. keşke hepsi doğalarında özgürce koşup oynayabilse, avlanabilse. ama biz aslanı bile buraya getirip hayvanat bahçelerine hapsedip sonra kaçtı diye öldüren bir türüz insanlar olarak. şimdi de köpek bahçeme girdi, kedi mangalımı yedi diye ağlayamayız. ne ekersen onu biçersin. kişi olarak biz yapmadıysak bile yıllarca olmuş olan bu. şimdi tüm sokak köpeklerini ve kedilerini o pis barınaklara kapatırsak, sahiplileri de evlere kilitlersek daha mutlu bir hayatımız olmayacak. bir insan tarafından zarar görme ihtimalimiz bir köpek tarafından zarar görme ihtimalimizden daha çok.

bu hayatımızda illaki başımıza bir bela gelecek. pürüzsüz bir ömrümüz olamaz. ben çocukluğumdan bu hayata ne çektiysem insanlardan çektim. tüm travmalarımın sebepleri insanlar. çocukken şiddeti de bir insandan gördüm, büyüdüm kaldırımdayken alkollü bir insan beni arabasıyla ezdi. 29 yıllık hayatımda sayısız olaylar yaşadım... buna karşılık hayvanlardan hep sevgi gördüm. arada tırmalasalar da havlasalar onlarda suç bulmadım. çünkü çocuk gibiler, zarar verdiklerini veya korkuttuklarını anlamıyorlar. sadece içgüdüsel davranıyorlar. bu yüzden ölmeyi hak etmiyorlar.
0
art cat chocolate
(19.09.25)
@art cat chocolate: ya okuduğunuzu anlamıyorsunuz, ya da anladığınız halde işinize gelmiyor. ben yazdıklarımın hiç bir yerinde hayvanları öldürelim demedim. siz hala hayvanlar ölmeyi hak etmiyor vs diye saçmalıyorsunuz. ben zaten hayvanlara da bir suç bulmadım. ben hayvan sahiplerinin bencillikleri ile ilgili konuşuyorum. tüm bu meseleler, ortak yaşama kültürüyle ilgili en ufak fikirleri olmayan bencil hayvan sahiplerinin yüzünden çıkıyor. hayvan hakları böyle bir şey değil. tüm bu hakları ve özgürlükleri insanlara en baştan öğretmek lazım.
0
co2s2
(21.09.25)
@art cat chocolate deli kadın lütfen bir dur artık. Paragraflarca yazmışsın. Sırf yazmanı kesmen için senin okumayı seveceğin şeyler:

Karga bakıyorum, çünkü sakat. Yolda buldum.
Güvercin buldum yolda, kanatlarını kesmişler, iyileşirse salacağım.
Köpeğimi dövüştürmüşler benden önce, kedi düşmanı. Şimdi kedilerle uyuyor.
Geçen ormanda kirpi buldum etrafında sinekler uçuyor. Enfeksiyon. Götürdüm üniye. Taş gibi ettiler.

Niceleri var da, sen en çok hayvan seversin kabul. Abicim milleti rahatsız etme. Bizim buralarda birinin köpeği dışarıda sürekli havlıyor. Millet artık camlara çıkıp sövüyor adama. Kardeşim konu çok basit, artık milleti rahatsız etmeyin. Ne biçim bir evde kalmış kadın çıktın, lütfen yeter. Doğaları diye bir şey yok, evcilleştiler bitti. Lütfen köyüne dön.
0
Shepard
(22.09.25)
hayvanların yaşam hakları sahipleri olan kötü insanlara bağlı değil. onlara göre şekillenmiyor. sahipli olsalar da olmasalar da insanlardan bağımsız bir şekilde yaşam hakları var.

tüm yazdıklarımın özeti: kötü sahipler yüzünden hayvanları öldürmekle tehdit edemezsiniz. direkt olarak o sahiplere laf edemiyorsunuz yemiyor çünkü.

ben en hayvansever kişiyim demiyorum. benden bin kat daha iyi ve ilgili kişiler var. ben ancak destek olabiliyorum.

sen de yaptığın bu iyiliklere köpek öldürme tehdidiyle gölge düşürme o zaman. köpeğin suçu olmayan şeyden niye köpek ölsün?

böyle akıl vermeyin kimseye. millet yüz buluyor, gidip cidden öldürüyorlar bana hak veren var diye.
0
art cat chocolate
(22.09.25)
@art cat chocolate insanlari yeterince delirtince adam da vuruyorlar. Her gün haberlerde görüyorsun. Bunu hayvan aracılığıyla yaparsan hayvanina da sarar. Sen düzgün bir sahipsen işleri bu noktaya getirmezsin. Laftan anlamiyorsan bu tehditi yapabilirler ve aksiyona da dokebilirler. Benim her gün kapimda köpek havlatana söylerim, kardesim vallahi cok rahatsiz oluyoruz bir çözüm bulalım diye. Devam ederse ikimiz de üzülürüz diye de eklerim. Buna rağmen devam ediyorsan başına geleni hakedecek bir tipsin.
0
Shepard
(22.09.25)
(3)

gecekondu savaşları ne zaman bitti

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
evini yıktırmak istemeyenlerle evi yıkmak isteyenler çatışırdı. buldozerler evlere girer, içeridekileri öldürürdü. sonra bu olaylar bitti. tam olarak ne zaman bitti, ayrıca neden bittiler?
evini yıktırmak istemeyenlerle evi yıkmak isteyenler çatışırdı. buldozerler evlere girer, içeridekileri öldürürdü. sonra bu olaylar bitti. tam olarak ne zaman bitti, ayrıca neden bittiler?
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(11.09.25)
7 yıl önceydi

(bkz: imar barışı)

www.youtube.com
0
awlmi
(11.09.25)
bitmedi ama çok azaldı. birinci sebep yukarıda ayazılmış imar barışı ile yasal hale geldi çoğu. ancak bu sıralar kırsalda imar sorunları devasa boyutlara ulaştı. hobi bahçeleri köy mücavir alanlarına imarsız yapılar deli gibi türüyor. bir tane de bende var :))) belediyeler aynnı zamanda oy deposu olduğu için bir kaç göstermelik yıkım yaıyorlar. ayrıca baraj havzası ve dere kenarı yapılara pek müsamaha etmiyorlar.
0
ground
(12.09.25)
kanunlara uygun bir şekilde gidip imarlı arsa alıp, kurallara uygun proje çizdiren, ruhsat alan, bu süreçte bir dolu para harcayan, harç ödeyen, vergi ödeyen namuslu vatandaşlar harcadıkları parayla kaldılar. imarsız arsaya projesiz, ruhsatsız "gecekondu" yapan, harç ödemeyen, vergi ödemeyen çakallar ise, bir dolu kar ettiler. eski şirkette böyle bir tanıdığım vardı. 5 vakit namazında niyazında, ona sorsan kanunlara kurallara hep uyar. muhtara para verip arsa almış, imar barışının da geleceğini önceden öğrenmiş, hemen yalandan bir bina yaptı. 3 kuruş paraya ev sahibi oldu. bir gün sinirlendim, anlayacağı dilde konuştum : "bunlar haram işler, namuslunun hakkına giriyorsun" falan dedim. tabii ki her dinci gibi saçma sapan açıklamalar yaptı, hakkımı helal etmedim. sonrasında ben şirketten ayrıldım. yakın zamanda da, bu arkadaşın şirket taşeronlarından kendi cebine komisyon aldığını kanıtlarıyla öğrendim. halbuki 5 vakit namazında niyazında bir çocuk.

bir de, yarın öbür gün bu imar barışından faydalanan binalarda deprem sonucu insanlar ölürse hesabını kim verecek?
0
co2s2
(12.09.25)
(11)

[EuroBasket 2025] Türkiye vs Hellas

AlsterWasser
Evet tahminleri alalım arkadaşlar yorumlarınız nedir?Cedi yoksa veya ful perfomans veremeyecekse %60 Yunanistan %40 Türkiye diyorum.Cedi varsa %50 Yunanistan % 50 Türkiye diyorum.Yunanistanı yenebileceğimizi düşünüyorum aslında ama Antetekoumpo biraz canımı sıkıyor vayrıca bu seviyelerde ne bileyim
Evet tahminleri alalım arkadaşlar yorumlarınız nedir?

Cedi yoksa veya ful perfomans veremeyecekse %60 Yunanistan %40 Türkiye diyorum.

Cedi varsa %50 Yunanistan % 50 Türkiye diyorum.

Yunanistanı yenebileceğimizi düşünüyorum aslında ama Antetekoumpo biraz canımı sıkıyor vayrıca bu seviyelerde ne bileyim sanki tek haneli yakın bir farkla yenilcekmişiz hissi de var içimde.

ama gerçekten komşuyu elemek de istiyorum. umarım böyle olur. bu takım bunu yapar aslında Sırbistan maçındaki gibi oynarsak.
0
AlsterWasser
(11.09.25)
ilk set antete 2 foul. sonra sinerjiyi yakalıyoruz -4.5 handikap win, alpi +6 asist. ho.
0
eurhka
(11.09.25)
Anteyi salla. Cokiç’li sırpları tokatladık bunları rahat geçeriz
0
avatar is back
(11.09.25)
momentum olarak yunanlardan daha iyiyiz ve daha istekliyiz. cedinin olmaması bizi biraz geriye düşürüyor. ataman hoca sinirlenmez sakin kalırsa şansımız var. yunanlar bizi iyi tanıyor biz yunanları iyi tanıyoruz. Yannis Adetokunbo orta mesafe atışlarını yapamaz, biz de enerjimizi sahaya yansıtırsak yeneriz.

dezavantajlarımız ataman, seyirci sayısı, ülke ilgisi. şu an yüzde 60 Yunanistan alır gibi duruyor. Cedi gelirse 50 50.
0
mikahakkinen
(12.09.25)
anterekumpo, bu turnuvadaki en "değişik" oyuncu. jokiç, donçiç, alperen gibi teknikleriyle, saha görüşleriyle öne çıkan yıldızların aksine nba standartlarında bile istisnai ile olan bir fizik avantajı var.

maç ilk çeyrekte anteremumbo'nun nasıl başlayacağına ve bizim nasıl cevap vereceğimize bağlı. amperetumbo'nun klasikleşen uzun adımlarla içeri girip smaçlayacağı pozisyonlardan 1-2 tane gelmesi sonrasında paniğe kapılır, bunu savunmak adına oyuncu değişiklikleri yaparsak kendi oyunumuzu kaybederiz. biz buraya rakibi savunarak gelmedik. mvp seviyesinde oynayan Alperen'in etrafında kendi oyunumuzu rakibe kabul ettire ettire geldik buraya. anderejumbo'yu savunacağız diye kendi oyunumuzu bozmamamız lazım.

burada sorumluluk gergin'de. (gergin dememden kendisini hiç sevmediğimi, fenerbahçeli olduğumu anlamışsınızdır) gergin, fazlasıyla tecrübeli. milli takımla olmasa bile kulüpler seviyesinde buraları çok oynadı. normalde bu cv'de bir hocanın kolay kolay paniğe kapılmaması lazım ama gergin'in tek ve çok büyük falsosu da buraya devreye giriyor. morali bozulduğunda, işler istediği gibi gitmediğinde, biraz da rakip taraftarın baskısı varsa kontrolü kaybedebiliyor. yunan taraftarlar gergin'i çok iyi tanıyorlar. eğer panatinaykos taraftarları çoğunluktaysa çok problem olmayabilir ama olimpiyakoslular gergin'e oynayabilir. bu sezon playofflarda efes-pana maçında Efes'i desteklemeye giden fenerbahçeliler olarak tüm maç gergin'e oynadık, küfür ede ede soyunma odasına gitmek zorunda kaldı. eğer gergin kendini tutarsa, gaza gelmezse, takıma kendi oyunumuzu oynatmaktan vazgeçmezse, cedi oynasın oynamasın maça ciddi ortağız.
0
co2s2
(12.09.25)
@lifeisopeth burada duyuruya cevap yazmayıp gelip insanlara cevap verenleri anlamıyorum. önce başlığa cevap ver, sonra bana cevap ver. atamanın türkiyede gidip ana avrat sövülmediği bir tane spor salonu söyleyin(gs hariç). itudis yunanistanın başındayken her maç atamanı tahrik edip kullanmadı mı? yunan seyircileri atamanın nasıl tahrik edileceğini bilmiyor mu?

atamanın şu an avrupanın en iyi koçu olduğunu herkes kabul ediyor. ona laf etmedik.
0
mikahakkinen
(12.09.25)
ataman’ın büyük koç olduğunu kabul edip bunun sadece dezavantaj yarattığını söyleyen sensin ilk mesajında, ben de buradaki tutarsızlığa dikkat çektim. 2. mesajında olguyu daha doğru şekilde anlatmışsın, bir işe yaramış yani.

akşama gelirsek, ergin ataman’ın sahip olduğu büyük koçluk avantajıyla yunanistan’a üstünlük kuracağımızı düşünüyorum. özellikle yunan oyuncuları tanıyor olmasının da lehimize önemli bir etmen olacağını atlamamak gerek.

ayrıca ataman’ın fenerliler dışında nefret toplayan bir koç olduğunu pek düşünmüyorum. zaten aradaki o gerilimi nasıl avantaja çevirdiğini oynanan son 38 maçın büyük çoğunluğunu kazanmasından anlayabiliriz. maç sonuna önde girip yunanlılar’a karşı koyduk mu molası alması ballı ekmek kadayıfı olacaktır.
0
lifeisopeth
(12.09.25)
yanılmayı çok isterim ama bana kaybedeceğiz gibi geliyor. konu bizim milli takımımız olduğu için mevzuya biraz gereğinden fazla heyecanlanıp umutsuzluğa kapılan babaanne kafasıyla yaklaştığımın, objektif değerlendirme yapamadığımın farkındayım. buraya kadar sonuna kadar hak ederek geldik ama ben oyunu da pek beğendiğimi söyleyemem, genelde alperen efsanevi oynayıp yanına birkaç yancı çıkarıyor. güç dengesi açısından önemli referans saydığım tek maç sırbistan maçı. içime doğan ikinci, üçüncü çeyrekte oyundan kopup sonra toparlanacağımız ama böyle 85-79 filan kaybedeceğimiz bi maç maalesef. ama umarım 114-35 filan kazanırız.
0
der meister
(12.09.25)
cedi’nin sakat olması kötü oldu yalnız. o gün sonradan maça dahil olunca sevinmiştim ciddi değil diye ama dünkü videolarda sekiyormuş. alperen’den sonra ciddi skor katkısı verebilecek 2. elemandı. şu an nasıl olacak bilemiyorum.
0
lifeisopeth
(12.09.25)
ergin ataman dezavantajına rağmen ezip geçiyoruz yunanistan’ı. ahahaha. sizi gidi minik gerginler sizi.
0
lifeisopeth
(12.09.25)
Maç öncesi Yüzde 50-50 şans verirken ilk periyottan itibaren yüzde 90 Türkiye- yüzde 10 yunanistan oldu inanılmaz. Helal olsun.
0
🌸AlsterWasser
(13.09.25)
benzer şekilde final maçı için de aynı gün aynı saatte duyuru açarsanız bir şeyler denemiş oluruz, çorbada tuzumuz olur belki. ergin ataman dezavantaj filan diye mantıklı şeyler söyleyen finli kardeş de olsun ama :)
0
lifeisopeth
(13.09.25)
(5)

Erdoğan ın borsa açıklamaları sonrası borsa çöküşü?

Cezcez
Ne ile izah edilebilir? Tesadüf mü? Yoksa bilerek birileri düşürüyor mu? Bu açıklama üzerine bir gariplik var. Tamam İstanbul CHP vs olayı da var ama çok da absürt bir gelişme değil
Ne ile izah edilebilir? Tesadüf mü? Yoksa bilerek birileri düşürüyor mu? Bu açıklama üzerine bir gariplik var. Tamam İstanbul CHP vs olayı da var ama çok da absürt bir gelişme değil
0
Cezcez
(11.09.25)
Çok da absürt şeyler değil mi, sabah oluyor koca holding'lere el konuluyor ve öyle ki toplumun genel kanısı yeterince yandaş olamadıkları için el konulduğu oluyor. Yo hayır o holdingte de belki çok pis şeyler dönmüştür de yine toplum nezdinde bu pisliğin döndüğü AKP'li iş adamlarının işlerine el konuyor mu sorusunun cevabı hayır olunca ülkede borsanın falan değeri kalmıyor.
0
atom karincanin torunu
(11.09.25)
"Bilerek birileri düşürüyor." gibi bir şey değil borsa. Birileri bilerek bazı hisselerin fiyatını manipüle edebilir ama düştüğünü söylediğin borsa, yani BİST-100 Türkiye'nin -halka arz edilmiş- en büyük 100 şirketinden oluşur. Öyle birileri istedi diye düşüp kalkacak bir şey değil.

Haa ama 'birileri' bir şey söyleyince düşüp kalkabiliyor. Çünkü "birileri ne derse o olacak" sisteminde yaşadığımız için olan biten her şey onun ağzından çıkan iki kelimeye bağlı.

CHP olayı da absürt gelişme değil demek biraz garip. Bugün bir yayında izleyicilerden birinin yorumuna denk geldim. "Norveç'in 5 yıllık gündemini 1 günde yaşıyoruz" demiş. Herhalde artık vurdumduymaz olduğumuz için bazı şeylere, hukuken olabilecek en absürt şeylere bile absürt bir gelişme değil diyebiliyoruz.
0
himmet dayi
(11.09.25)
Ulkenin en cok oy alan partisinin il baskanligina 5000 polisle girip kayyim atamaya calisiyorsun, en buyuk ilinin belediye baskanini hapse tikip aylardir dogru duzgun bir iddianame ortaya koyamiyorsun, ulkenin fikirbirliginde oldugu tek konu bunlarin tek kisinin karari oldugu. Yani bunlara absurt demek de ne bileyim. 2000lerin sonunda dogup hukuk devletine dair hicbir fikriniz yoksa, turkiye'den baska hicbur yer gormediyseniz, tek orneginiz burasi ise ok de, dunya boyle islemiyor ya
0
kassiopeia
(11.09.25)
Zamanında nas bar diye her açıklmasında dolar zıplardı.
adam türliyemiçin canlo bombaya dönmğş dueumda. Her açıklaması zarar.
0
rhan
(12.09.25)
bile isteye, borsa düşsün diye yapılan açıklamalar değildir, zannetmiyorum. başka motivasyonları vardır ancak konuşmalar yapılmadan önce belli bazı kişilere "şöyle şöyle bir konuşma yapılacak, borsanın düşmesi çok olası, ona göre pozisyon alın" şeklinde bir uyarı yapıldığına eminim ama ispatlayamam.
0
co2s2
(12.09.25)
(12)

Opel corsa mı ford Puma mı

coca cola
2022-2023 corsa mı 2020 Puma mı? İkisinin de benzin otomatik olan versiyon için hangisini önerirsiniz? Aynı kategoride olmadıklarını biliyorum. Siz olsanız hangisini alırdınız
2022-2023 corsa mı 2020 Puma mı?
İkisinin de benzin otomatik olan versiyon için hangisini önerirsiniz? Aynı kategoride olmadıklarını biliyorum. Siz olsanız hangisini alırdınız
0
coca cola
(11.09.25)
Corsa alırım şehir içi hem 3 yaş daha genç araç, elden çıkarması da kolay olur
0
grimavi
(11.09.25)
biri b, biri b-suv. ihtiyacına göre değişir. ama bunu göz ardı edersek, sırf daha yeni olduğu için corsa.
0
sir gawain
(11.09.25)
Puma’nın çokça sorunu olduğu yazıyor sağda solda. Burada da yazıldı geçenlerde.
0
orient blue
(11.09.25)
corsa
0
edaddy
(11.09.25)
Hem daha yeni, hem de f/p olarak bayağı iyi araba; corsa diyorum
0
mor oje
(11.09.25)
bende 2023 corsa var, puma da sürdüm ve kesinlikle hiç düşünmeden corsa diyorum.
0
theseachange
(11.09.25)
corsa
0
basond
(11.09.25)
Opel
0
baldan kaymak
(11.09.25)
satış kolaylığı dersen corsa ancak Psa grup araçlar son dönemde pek güven vermiyor. puma da çok tutulmadı. yeni ve piyasa eklentisiyle corsa daha mantıklı.
0
mikahakkinen
(12.09.25)
3 yıldır puma kullanıyorum bir tane sorun yaşamadım. 2-3 yaş önemli bence de corsa.
0
HellKeePer
(12.09.25)
doğru hatırlıyorsam 2022-2023 corsa'da 1.2 PureTech motor var. çok sıkıntılı olduğu söylenen bilinen bir motor. sırf bu yüzden puma alırım.
0
co2s2
(12.09.25)
Corsa değil, çok yanıltıcı olmuş.

Psa'dan araç alınmaz düşüncem var hep, arabası iyi mi ki motoru iyi olsun diyorum.

Puma mı? O da değil. Bence dsha sınıf bir araç bakın. Golf gibi, maliyet uğraşmak istemiyorum derseniz Toyota gibi.
0
baldan kaymak
(13.09.25)
(12)

Şu araba alınır mı?

matlii
Merhaba, sizce şu araba alınır mı? Alınmaz derseniz konunun acemisine nelere dikkat etmesini önerirsiniz?https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-nissan-bayan-memurdan-acil-satilik-1270128923/detayTeşekkürler şimdiden.
Merhaba, sizce şu araba alınır mı? Alınmaz derseniz konunun acemisine nelere dikkat etmesini önerirsiniz?

www.sahibinden.com

Teşekkürler şimdiden.
0
matlii
(11.09.25)
Ben almazdim. el degmeyen bir tavan kalmis.

Tabi biraz da kisisel ekonomiye bagli bir durum. Ucuz diye alan da cikabilir.
0
nuevo
(11.09.25)
güvenli değil bir kere.
0
xu
(11.09.25)
yani başka seçenek yoksa sırf ayağını yerden kesmek için alınabilir ama 20 yıllık otomatik vites araba almak büyük risk. sanayide ustalarla kanka olabilirsin.

alacaksan iyi bir ekspertiz gerekiyor. onun için de bütçe ayır, sakın ucuza kaçma.
0
sir gawain
(11.09.25)
Eyyyy, reno fluence 2012 ve üstü otomatik bak.
0
Shepard
(11.09.25)
Bu mayıs ayında 94 model opel corsa aldım tüp+benzin. 200bin liraya, kimseyle kanka değilim. Maddi durumum buna yetti, öncesinde de 97 model suzuki carry kullandım, şehir dışına çıkmadım. 3 yıl sadece 1 buji, 1platin değişimi ile idare etti beni. Ben de eski araç alırken korkuyorum ama temizse araç bence sıkıntı olmuyor. Tanıdık ustalara soruyorum.
Arkadaşım 600bine sorento aldı, daha gelirken bozuldu, 2 kere sıfır motor yapıldı arabanın maliyeti milyona vardı.
Şans işi galiba?

Eski araç düşünüyorsanız ustası çok, yedek parçası çok, kronik problemi olmayan araçlara bakmaya çalışın. Ne kadar elektronik aksam o kadar problem.
0
strawberry first
(11.09.25)
Bunların motoru sorunsuzdur. Şanzımanları da öyle onlara bi baktır, sorun yoksa 450 civarına kroniği pek olmayan ideal araçtır.

20 yıllık araçta değişen boya var mı diye bakmak komik. Onu geçin. Ayrıca 450’lik araç atana 700’lük araç önermek de komik, bari passat önerin :)
0
avatar is back
(11.09.25)
alınır.

motoruna, şanzımanına iyi baktırın.

piyasasını bilmiyorum iyi pazarlık yapın.

baya değişen boya var. şase podye direklerde işlem var mı baktırın. varsa almayın. ama minik arabalar hep böyle. çok değişenli oluyor.

satarken de gider bu. ama ucuza bağlamak lazım.
0
gurur
(11.09.25)
Alma sakın, 21 yıllık araba. Ufak da, motor da küçük, benzinli. Dediğim arabaya bak, sedan geniş geniş binersin. Daha konforlu be eşeğe göre. 8 yaş fark var. Düşme buradakilerin tuzağına, japon fetişi var onlarda. UFACIK ARABA, a segment minicik.
0
Shepard
(11.09.25)
şu araba avrupada hurdaya gider burada 500bin. böyle piyasa mı olur ya. 2004 de doğan çocuk şu an üniversiteyi bitirdi.
0
mikahakkinen
(12.09.25)
direksiyonun kılıflı olması bir anımı canlandırdı. seneler önce eşime micra almıştım. yolda görüp beğenmiştik. ablasının olduğunu doğuda öğretmen olduğu için yıllardır garajda yattığını söyledi genç bir adam. km de aşırı düşüktü. ancak direksiyon derisi çok fena yıpranmıştı. neyse aracı aldık fakat çok yaktığını farkettik. arızalar vermeye başladı. izmirde nissan tuncay var. sadece nissana bakıyor en son ona götürdük. direksiyonu görür görmez dediki bu aracın km doğru değil. meğer 300 bin falanmış tahminen. uyarayım dedim.
0
ground
(12.09.25)
kapı pencere değişsin problem değil. önemli olan aracın şasisinde, motorunda ve şanzımanında herhangi bir problem olmaması.
0
co2s2
(12.09.25)
4. fotoğrafta range olarak miles yazıyor km yi az göstersin diye mil ile değiştirmişler gibi hissettim bu araba alınır ama bu adamdan alınmaz.
0
belkider
(12.09.25)
(7)

Benim Nereye Başvurmam Gerek Sizce (Psikiyatri & Psikolog)

jihat
Son zamanlarda işlerim pek yolunda gitmiyor (benim sorumsuzluğum), iş hayatımı etkileyecek, cevap beklediğim yerler var ama süre azalıyor, cevap gelmiyor vs. iyice geriliyorum. Bu durum evdeki düzeni de etkiliyor, bebeğimiz var, hanım tek başına yoruluyor sürekli çocukla ilgilenmekten, ben desen işi
Son zamanlarda işlerim pek yolunda gitmiyor (benim sorumsuzluğum), iş hayatımı etkileyecek, cevap beklediğim yerler var ama süre azalıyor, cevap gelmiyor vs. iyice geriliyorum. Bu durum evdeki düzeni de etkiliyor, bebeğimiz var, hanım tek başına yoruluyor sürekli çocukla ilgilenmekten, ben desen işin gücün arasında öyleyim ve sonuç olarak tartışma çıkıyor sürekli ve ben de bağırıp çağırıyorum. normalde sakin biriyimdir ama son zamanlarda pek öyle değilim annem de bizdeyken durumu fark etmiş. Bebiş neyse ki neşemizi yerine getiriyor yoksa hep böyle gerdin dolaşacaz :).

Bunlarla birlikte hiçbir şey yapasım gelmiyor. Hanım yurtdışı tatili organize etmişti ama iş durumları bahane ederek gitmeyelim dedim durduk yerde bir sürü paramız yandı. Hafta sonu şunu yapalım bunu yapalım diyor ben hep bir bahane üretip yok diyorum. Arkadaşlarıma karşı da aynı. Hep bir isteksizlik, bunalmışlık.

Bu durumdan kurtulmak için bir destek almaya karar verdim (almam gerekli mi emin de değilim). Nasıl başlamak lazım sizce? Tamamlayıcı sağlık sigortam, hastane erişimim falan var.
0
jihat
(11.09.25)
öncelikle bence herkesin destek alması lazım diye başlayayım cümleye.
sonrasında şu ertelediğiniz tatilleri ve hayırı evete çevirmeye kendinizi zorlayın, belli olmaz iyi ki gelmişiz diyebilirsiniz.
psikiyatriste gidince ilaç verecek o da sizi umursamaz ve yorgun biri yapacak. stresi azaltmıyor örtüyor.
psikologa gidebilirsiniz ama bu öyle 3 5 seanslık bir şey değil. belki 10 sene gitmeniz gerekecek. aslında şunu demek istiyorum, haftalık görüşmelerinizde size öyle iyi gelecek ki her hafta gitmek isteyeceksiniz. yoksa 10 yılda tedavi ediyor gibi bir şey demiyorum.
ama bence siz ilk iş bir tatile çıkın. sadece kendinize odaklanmayın, eşinizin de tatile ihtiyacı olabilir.
0
neira
(11.09.25)
Keşke tatili iptal etmeseydin, bi kere paran yanmayacaktı, yandı diye üzülmeyecektin, hem de değişiklik olacaktı, istemesen bile hava değişimi iyi gelecekti.

Eşinin değişiklik ihtiyacını gidermen lazım, sen bunaldıkça onu da kendinle beraber aşağı çekiyorsun ve o bir anne, morali çok yüksek olmak zorunda. Olmazsa aranızdaki kavgalar artar, şiddeti artar, bunlardan bebek dehşetli etkilenir. Bunu yapma.

Yani aslında senin baba olarak moralini kaybetmemen gerekiyor. Çünkü bak, kaybettiğinde herkes çok olumsuz etkileniyor, sadece sen değil yani. Eşininki annelikse seninki de babalık, baba olmak da hiç kolay değil ki. Moralleri yükseltmek lazım.

Evinize en yakın tabiat parçası neresiyse en yakın zamanda oraya günlük veya uygun olan bir sürelik ziyaret ayarla. Toprağa çıplak bas, ağaçlara sarıl, temiz hava solu, güneş gör. Bir süreliğine ekrandan telefondan mümkün olduğunca uzak dur. Salatalık yeşil biber kırmızı biber domates marul maydanoz gibi sebzeleri bolca ye, vücuduna güneşli su girsin, güneşin eksik senin. Gidin birlikte hava alın. Sakin sakin tabiata gidin.

Kendini ayakta tutmak zorundasın, en büyük zararlar stresten gelir. Bunu yönetmeyi öğrendin öğrendin, yaş aldıkça çok daha zor olur bu iş.
0
muhayyer divan
(11.09.25)
Psikolog psikiyatri konusunu unutmuşum,

Şimdiki durumunda fiziksel ve zorlayıcı belirtileryoksa psikiyatri yanlış olur. Psikoloğa gitsen hem maddî yük hem de zaten o seni değiştirmeyecek, sen kendi üzerinde çalışacaksın. Spor yap diyecek (ki yap evet), uykularını düzenle diyecek (demesi lazım, demeyen psikolog amatörler, öğrencidir), belki bazı alıştırmalar verecek... her iş sana düşüyor zaten.

Kendine Yardım kitapları tavsiye edebilirim. Youtube'da Özlem Tokgöz Özsoylar var, onun yeni başlattığı kendine yardım videoları var. Güneş var güneş. Güneş önemli.
0
muhayyer divan
(11.09.25)
bence yorulmakta ve sıkılmakta haklısın, dün de sanki buna benzer bir soru sormuştu biri, verilen cevaplar sana da uygun olabilir. bir bak derim.

www.eksiduyuru.com
0
Sadece soruyorum
(11.09.25)
Öncelikle bebiş çok şanslı ki babası farkındalığı yüksek bir insan. Bizim jenerasyonda anamız babamız psikolojik destek alsa toplumca level atlardık, yani bunu düşünüp ihtiyaç duymak bile yüksek bir farkındalık. İlk etapta bir psikolog ile görüşmenizi tavsiye ederim, o oldu bu oldu diye kendinize de yüklenmeyin çünkü olanı değiştirmek mümkün değil. Ama çözüm bulup geleceğimizi şekillendirmek mümkün. Herkes yardıma ihtiyaç duyar.
0
titanic kemancısı
(11.09.25)
kadin icin üzüldüm. gecmis olsun.
0
sonsuz
(11.09.25)
eşinizin çalışıp çalışmadığından bağımsız söylüyorum. kendisi anne olarak çok büyük bir sorumluluk üstlenmiş durumda. ufaklığın yemeğiydi, temizliğiydi, osuydu busuydu derken çok iş yapıyor. yoruluyor ve kafası sürekli dolu durumda. stres seviyesi emin olun sizin iş hayatınızdaki stresten daha fazla olabilir. iş dediğin ne olacak? işleri sallasanız en fazla para kaybedersiniz. ama eşinizin işleri sallaması mümkün değil. burada sizin iki sorumluluğunuz var:

1- eşinizin üzerindeki stresi, yorgunluğu azaltmanız lazım. bunu da iş olarak değil, keyifle yapıyor olmanız lazım normal şartlarda. eşinizin yapması gereken işleri ne kadar azaltırsanız, ne kadar çok iş yaparsanız, bu size hep olumlu sonuçlar getirecek. eşiniz daha az stresli, daha mutlu olacak. mutlu anne, mutlu çocuk demektir. mutlu çocuk, mutlu ev demektir. mutlu ev, işyerindeki stresinizi bile azaltır. bu da ikinci sorumluğunuza getiriyor bizi:

2- allah uzun ömür versin, bebeğiniz birden büyüyecek. yıllar çok çabuk geçiyor. şu anda masrafları çok yüksek değildir ama büyüdükçe masraflar artacak. buna hazırlıklı olmanız lazım. hem çocuğa alacağınız oyuncak, kıyafet, kitap vs anlamında, hem de atıyorum özel okul, atıyorum tatil vs. gibi bir dolu masraf kapısı var. bunlar herkesin kendi bütçesine göre ama emin olun, işin içine çocuk girince her şey insafsızca pahalılaşıyor. bol bol birikiminiz olmalı ki, kendinizi rahat hissedin, rahatça para harcayın. bunun yanında bir de hem kendiniz için, hem de çocuğunuz için yatırım yapmanız lazım. siz babasınız. baba dediğin para kazanır, ailesinin karnını doyurur, aç bırakmaz, açıkta bırakmaz. açıkta bırakmamak ne demek? ev. eviniz vardır yoktur ama neden 2 ev daha olmasın? örneğin benim babam sağolsun bir kaç ev bırakıyor. bu da bana bir güvence veriyor. yeri geldiğinde daha az para kazanacağım ama güvenli bir iş yerine, çok çok daha fazla para kazanabileceğim riskli bir işe yönelebiliyorum. en kötü ihtimalle, bir kaç evin kirasıyla iyi kötü yaşayabileceğimi biliyorum.

babam 81 yaşında, hasta ama hala çınar gibi. çünkü zamanında hem maddi, hem manevi yatırım yapmış. büyüdüğüm ile gidip babamın ismini versem, her kapı hala açılır bana. "herkes baban çok iyi bir insan, baban yardımsever bir insan, hepimize çok iyiliği dokundu" derler, bana yardım ederler. ben de babam gibi olmaya çalışıyorum. oğluma sadece mal mülk değil, güzel bir soyismi bırakmak istiyorum. ben de babayım ve hayattaki tek gayem, oğlum büyüdüğünde güzel bir soyismi olması.

siz de bunları düşünün. sizin sorumluğuluğunuz kendinize karşı da değil, eşinize karşı da değil. hepsi çocuğunuz için.
0
co2s2
(12.09.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.