Giriş
(4)

Kendi markam icin isim bulmak

mirafiori
Cok zor bir surec degil mi? Tasarim studyosu olacak. Mayis'tan beri falan dusunuyorum arkaplanda, ama artik yayinlama zamanim yaklasiyor. Bir isimde karar kilmistim, babamin firmasiyla ayni isim aslinda, sektor benzer sayilir ama ulke ve hizmet farkli olacak, latin kokenli kelime oldugu icin uluslar
Cok zor bir surec degil mi? Tasarim studyosu olacak. Mayis'tan beri falan dusunuyorum arkaplanda, ama artik yayinlama zamanim yaklasiyor. Bir isimde karar kilmistim, babamin firmasiyla ayni isim aslinda, sektor benzer sayilir ama ulke ve hizmet farkli olacak, latin kokenli kelime oldugu icin uluslarasi soylenebilirligi var. (Gerekmedigi durumda orayla baglantili bir firma olmayacak)

Hem sevdigim isim olmasiyla hem de ismin bir kasesi olmasiyla etkili olabilecegini dusunmustum, sayfami falan actim. Ama su an finalize etme asamasindayken yine supheye dustum, acaba kendimi daha cok temsil eden yeni bir isim mi bulmaliyim diye.

Saatlerce beyin firtinasi yaptim ama heh budur ya diye ikna olamiyorum, sectigim ismin uzun yillar kalacagini dusundugum icin karar vermek zor geliyor.

Aslinda sadece bir firmaya isim veriyor gibi dusunmuyorum, kendi kimligimin uzantisi olacagi icin de zorlaniyorum, misal birisiyle tanistigimda 'Merhaba ben Toyota Okan' demek gibi

Insanlar nasil hallediyor bunu? Farkli kagitlara 10 tane isim yazip rasgele secip ikna mi olmam lazim?
0
mirafiori
(20.10.25)
Ben de bir işletme hayalim için aynı şekilde isim düşünüyordum, telefonumda bir tane not vardı içinde 20 küsür isim vardı madde madde. Güzel bir şey gördükçe yazıyordum. 2 hafta önce bir eğitim aldım, eğitim tam da markalaşma süreciyle ilgiliydi. Bana bir isim bul ve ilerle dediler. İsim önerilerim zaten var dedim. İstersen geçici bir şey koy ona göre logo vs çalışalım dediler. Bu kadar çalışacaksam bari bir tane seçeyim direkt ona göre tasarlayayım madem dedim. Ve seçtim. Çok sardı ve bir anda sahiplendim. Hemen gittim peşine instagram sayfasını da açtım. Çok ilginç oldu. İsmini kendi kendiliğinden buldu. Anladım ki dış bir zaman baskısı olunca kararsızlıktan kaçabiliyormuşum.
0
silverleaf
(20.10.25)
markette satılan bir ürün olmadığı sürece markalara çok takılmaya gerek yok bence. kısa ve akılda kalıcı olduğu sürece, dünyanın herhangi bir dilinde kötü bir anlama gelmediği sürece, ya da kelime esprisi yapmaya izin vermediği sürece problem olmaması lazım. içinize sinen ve çok uzun olmayan bir domain alabiliyorsanız, devam edin.

kaldı ki babanız zaten aynı sektörde aynı marka hizmet veriyormuş. demek ki başarısız bir isim değil. babanızla ilişkilendirilmek sizin için problem değilse, devam edin.
+1
co2s2
(20.10.25)
eger chatgpt kullaniyorsaniz ve sizin hakkinizda biraz bilgisi varsa, tercihleriniz, kisiliginiz, tarziniz vs. acayip guzel oneriler alabilir, oradan gelistirebilirsiniz belki? insanlarin nasil yaptigini bilmiyorum, benimki sizin kadar ciddi bir sey degil muhtemelen ama ben kendim icin nokta atisi tavsiye aldim.
0
kassiopeia
(20.10.25)
chatgpt'nin verdigi oneriler birak ilham vermeyi, beni arastirmaktan sogutuyor hocam o kadar berbatlar.
0
🌸mirafiori
(20.10.25)
(8)

İnternet servis sağlayıcı önerisi

runaway
Superonline dan memnun değilim. Değiştirmek istiyorum. En iyi şudur diyebileceğiniz bir servis sağlayıcı var mi?
Superonline dan memnun değilim. Değiştirmek istiyorum. En iyi şudur diyebileceğiniz bir servis sağlayıcı var mi?
0
runaway
(20.10.25)
Bağlantı tipine göre değişir, fiber ise hepsi aynı pratikte, en ucuzu seçilebilir. Xdsl ise Türk Telekom çünkü altyapı onların. Yine de xdsl’de fiziki bağlantı sorunsuz ise en ucuzu tercih edilebilir ama memnun değilim dediğinize göre bakır hatlar sağlıklı değil, o yüzden sorun çözme açısından yine Türk Telekom.
0
orient blue
(20.10.25)
memnun olmama sebebiniz nedir? benim bildiğim kadarıyla, her binada her servis sağlayıcının altyapısı yok. neredeyse hepsi birbirinin altyapısını kullandığı için, ucuz olanla devam etmekte problem yok gibi gibi.
0
co2s2
(20.10.25)
Oturduğunuz binada Turknet varsa ben kesinlikle öneririm. Benim binamda 1000 megabit upload/download altyapıları mevcut ve hem hız hem performans hem de müşteri hizmetleri açısından çok memnunum
0
ao12
(20.10.25)
bulunduğun yerde türknet varsa türknet +1 yoksa da talep olustur.
0
koela
(20.10.25)
Superonlinedan hız konusunda memnun değilim. Fiber olmasına rağmen vaad ettikleri hızı alamıyorum.

Turknet e başvurdum. Taahhütsuz ve 3 ay kampanyalı
0
🌸runaway
(20.10.25)
@runaway : annemlerde de benzer bir problem vardı. hızdan memnun değildik. arıza kaydı oluşturduk, eleman geldi, ölçtü biçti, gelen fiberoptik kablonun bağlantısının doğru yapılmadığını fark etti. kabloyu kesti biçti, yeni jak taktı, hız şahlandı.
0
co2s2
(20.10.25)
Fiberde sorun olmaması lazım.

Söylendiği gibi ya sonlandırıcı hatalıdır (gelir düzeltirler) ya da aslında hız normal ama siz kablosuz denediğiniz için maks hıza çıkamıyorsunuz.

Ethernetle çıkıyorsanız sorun yoktur, wifi problemi vardır, deco mesh alır kurarsınız ömürlük çözüm olur. Yok ethernetle de tam hız vermiyorsa sonlandirici problemidir. Düşük bir ihtimal verdikleri router da problemli olabilir, onu da test edip değiştirirler.

Sol fiber üstünden başka servis sağlayıcı hizmet veremiyor olmalı ama verse bile önce söylediklerimi test etmeniz lazım.
0
orient blue
(20.10.25)
turknet diyorum. turknet pahalandı diye vazgeçmiştim. diğer ucuz internetler çok çok kötü. örneğin diğer ucuzlar çökünce internet gidiyor, turknette öyle şeyler yaşamadım. bakım var, internet kesilebilir diye haer veriyor, giriyorum sabahakadar internete bir şey olduğu yok. 200 mbit'lik internet kullanıyordum ama turknet'in 100 mbit'i daha iyi gibi geliyor. özellikle ping yüzünden. örneğin tıklarsın youtube'a bir türlü açmaz ucuz internetler. hız testine baksan hepsi dediği hızı veriyor yalan yok ama kullanımda kafasına göre çalışmama oluyor.
0
hoot
(21.10.25)
(4)

Güncelde Nereden Schengen Başvurusu

cilekli pasta
Merhabalar,Güncelde shengen başvurusu için görece kolay randevu bulunabilen hızlı çıkan neresi var. Ortalama kaç hafta sürer? Şimdiye kadar hiç aracıya bulaşmadım pek çok ülkeden schengen aldım reddim hiç yok ama bu aralar uzun beklemek yerine bu firmalara para vermek mantıklı mı?Teşekkürler
Merhabalar,
Güncelde shengen başvurusu için görece kolay randevu bulunabilen hızlı çıkan neresi var. Ortalama kaç hafta sürer? Şimdiye kadar hiç aracıya bulaşmadım pek çok ülkeden schengen aldım reddim hiç yok ama bu aralar uzun beklemek yerine bu firmalara para vermek mantıklı mı?
Teşekkürler
+1
cilekli pasta
(20.10.25)
aciliyetiniz varsa aracı kurumdan başka çareniz yok, öteki türlü çok uzun beklersiniz.
ben bir kere aracı kuruma başvurdum ve ilk kez ret aldım hayatım boyunca. bir daha da bu işe bulaşmadım. retten 2 ay sonra kendim başvurdum ve hemen çıktı tabii bu dediğim 4-5 sene önceydi bu kadar bekleme süreleri olmuyordu.
0
elektr10
(20.10.25)
randevu bulma işine bakmak lazım ama ankara'dan italya'ya başvurunca 2 gün içinde çıktı vizemiz (6 ay önce), arkadaşım da aynı şekilde yeni başvurdu ona da 2 gün içinde çıktı.
0
bobinhoo
(20.10.25)
Malta 2-3 hafta içine randevu bulunabiliyordu en son ama ret oranı diğerlerine göre biraz yüksek. Başvuru sonrası 1 haftada yanıt geliyor.
0
Bruce
(20.10.25)
sadece ülkeye değil, Türkiye'deki değişik şehirlere de bakmanız lazım. örneğin istanbul'dan değil de izmir'den de başvuru yapabilirsiniz. çoğu ülke artık aracı kurum (vfsglobal gibi) kullanıyor ve randevular inanılmaz dolu. millet kafayı yiyor randevu bulmak için ama acenteler (seyahat acenteleri) çat diye randevu buluyor. bir şeyler dönüyor ama anlamak mümkün değil.
+1
co2s2
(20.10.25)
(4)

Camdan içeri hava girsin ama toz girmesin

ananiyimioguz
Evimiz biraz şehrin dışına doğru bakıyor ve o tarafta hafriyat dökülen bir arsa var.Camı yarım gün açsam bütün cihazlar, masam falan kahverengi toz oluyor.E evi de havalandırmam lazım köpeğimiz var.Cama normal sineklik taktığımda işe yaramamıştı. Çok ince toz geliyor. Bunu nasıl önleyebilirim deneyi
Evimiz biraz şehrin dışına doğru bakıyor ve o tarafta hafriyat dökülen bir arsa var.

Camı yarım gün açsam bütün cihazlar, masam falan kahverengi toz oluyor.

E evi de havalandırmam lazım köpeğimiz var.

Cama normal sineklik taktığımda işe yaramamıştı. Çok ince toz geliyor. Bunu nasıl önleyebilirim deneyip de memnun kaldığınız bir yöntem oldu mu?

Şöyle bir ürün buldum işe yarar mı?

www.hepsiburada.com
-1
ananiyimioguz
(20.10.25)
sineklik inanılmaz toz topluyor, bizde kedi için sineklik var biraz daha kalın bir plastik yapısında o sineklikten silince çıkan toza inanamazsın, inanılmaz toz tutuyor tavsiye ederim camlara sineklik yaptırın.
0
eja
(20.10.25)
Camın önüne nemli bez ve kaliteli sineklik
0
pembediken
(20.10.25)
böyle bir şey kullanmadım hiç ama şuna eminim ki çok ince tozu tutmak için tasarlanmış bu tarz bir ürün, hava girişini de çok yavaşlatacaktır. 600 lira para değil, denemekte fayda var ama bu ürünü sineklik gibi bir şeye de tutturmanız lazım. yani ekstra bir maliyet ve uğraşı demek.

bunun yerine bir hava temizleyici alsanız?
0
co2s2
(20.10.25)
çift taraflı bant ile yapıştırmayı düşünüyorum.

bir gere güneş vururken fark ettim resmen toz yağıyor eve. O yüzden bu sefer da hava temizleyicinin filtresi sürekli tıkanır. tüm tozu çekebileceği de muamma.
0
🌸ananiyimioguz
(21.10.25)
(5)

direkt alıp fişe takıp kullanabilecek mutfak tezgah floresanı yok mu?

xu
mutfak tezganı üstündeki alana takmak istiyorum direkt alıp fişe takıp kullanabilecek bir model yok mu? gördüğüm kadarıyla hepsi elektrik bağlantısı filan gerek yazıyor, elektrikçi çağırmak istemiyorum. Direkt satın alıp fişe takıp kullanabileceğim bir floresan yok mu?
mutfak tezganı üstündeki alana takmak istiyorum direkt alıp fişe takıp kullanabilecek bir model yok mu? gördüğüm kadarıyla hepsi elektrik bağlantısı filan gerek yazıyor, elektrikçi çağırmak istemiyorum. Direkt satın alıp fişe takıp kullanabileceğim bir floresan yok mu?
0
xu
(20.10.25)
floresan değil de LED bulabilirsiniz o şekilde. 220v bağlantılı led diye aratabilirsiniz çoğu çift taraflı bantla yapıştırılıyor
0
eisberg
(20.10.25)
www.elektrikdeposu.com

bunun boy boy olanı var. hatta uç uca da eklenebiliyor. en sondakine de teyp kablosu tabir edilen elektrik kablosundan takıp fişe takıyorsunuz.
0
kibritsuyu
(20.10.25)
www.trendyol.com


şimdi şunu gördüm. bunu direkt fişe takıp kullanabilirim sanki di mi?
0
🌸xu
(20.10.25)
@xu evet. 220v yazıyorsa kullanabilirsin
0
eisberg
(20.10.25)
dolapların altında uygun bir alan varsa şerit led de düşünebilirsiniz. doğrudan prize bağlanan, ya da USB ile çalışan bir dolu model var.
+1
co2s2
(20.10.25)
(7)

Hayatınızda en dibi gördünüz mü?

messina123
Üniversite sonrası istanbula taşınıp işe başladığım ilk 2-3 aylık dönem hayatımın en dibiydi. Evimde 1 tane eşya yoktu. Bodrum katında bir evdi. Çamaşırlarımı valize doldurup 1 saat yürüyerek yıkamacıya götürür yıkatırdım. Ev 1+0’dı. Sadece pencereye yakın yerinde telefon çekerdi. Doğalgazı geçtim ş
Üniversite sonrası istanbula taşınıp işe başladığım ilk 2-3 aylık dönem hayatımın en dibiydi. Evimde 1 tane eşya yoktu. Bodrum katında bir evdi. Çamaşırlarımı valize doldurup 1 saat yürüyerek yıkamacıya götürür yıkatırdım. Ev 1+0’dı. Sadece pencereye yakın yerinde telefon çekerdi. Doğalgazı geçtim şofbenim bile yoktu o yaz tamamen soğuk suyla duş aldım. İstanbul’a ilk kez geldiğim için 1 tane arkadaşım yoktu. Ailem 1000 küsür km uzaktaydı. Aksi gibi bilgisayarım üninin son günlerinde anakartı yanmıştı. Bilgisayarım, buzdolabım falan hiçbir şey yoktu evde. Sadece ikinci el yayları belime batan bir yatak vardı. İlk maaşımla a101’de o dönem bayağı ucıza xbox gelmişti xbox almıştım. Bir de ufak bir tv. Sonra internet bağlattım. Buzdolabım yoktu ama xboxum vardı. Böyle de vizyonerdik işte. İlk koltuğumu 1.5 sene sonra almıştım mesela. Aklıma gelince yazmak istedim. Bodrum kattaki evi bir kez su basmıştı. 1 sene sonra kaçtım oradan çatı katına gittim. Orada da çatıdan su basmıştı evi :d

O günlerden şimdiye 6.5 sene oldu. Arabam bile var artık. Aklıma gelince yazmak istedim. Karı kız işlerini beceremedim ama biz de bir şeyler başardık hayatta.

Sizin var mı böyle dibi gördüğünüz bir hikayeniz?
+2
messina123
(20.10.25)
sizinki kadar kötü olmasa da istanbul'a ilk geldiğim dönem. ev eşyalarını ailem almıştı. maaşın yarısı kiraya gidiyordu. o sırada alınan eşyaların bazılarını 15 yıl geçti halen kullanıyorum.
0
inheritance
(20.10.25)
Var, 5-6 yıl kadar sürdü.
En dip noktası şuydu sanırım. Hafta sonu paraya sıkışmıştım. Ama öyle böyle değil. Marmaray'la Üsküdar'a gittim. Annemin bir arkadaşı Beşiktaş'tan oraya geçip elden para verecek bana. Kadın beni vapur tutacak gibi, karşıya geçemiyorum demez mi. Orada kaldım; ne karşıya geçebiliyorum, ne eve dönebiliyorum. Kimseden benim için Akbil basmasını da isteyemedim. Bir arkadaşımdan rica etmiştim gel beni al buradan diye. Çok kötü zamanlardı.
0
auroraaurora
(20.10.25)
Konu çok ilgi çekici, tebrik ederim :)

İlaveten herkesin bir istanbula geliş hikayesi var evet, benimkini de paylaşayım.

En dip olduğum dönem üniversite tezini tek derse bırakmam ve sürecin uzamasıyla dibe vurduğum dönem diye düşünüyordum ki askerliğin daha sarsıcı dibiyle yüzleştim. 5 kuruşum yoktu diyebilirim, hala aileme kızgın olduğum dönemlerden biridir bu. Arkadaşlarımla çarşı iznine çıktığımda bahane yapar işim var der onlardan kopardım, onlar yerken, eğlenirken ben ücra köşelerde bekleşirdim askerliğin son dönemlerinde.

İstanbula gelişim dudullu otogarında inişimle başladı. Bir arkadaşım konaklamamda yardımcı oldu onun yanında kaldım sağolsun 2-3 ay kadar. Askerlik sonrası da devam etti yani dip durumu. Sonra bir iş bulup ufaktan çarkı döndürdük falan...

Özetle sanırım askerlik sonları hatırladığım en dip dönemdi, çok oldu ama aklımda kalan o sanırım askerliğin ilave sıkıntılı atmosferi ile birleşince.
0
va
(20.10.25)
Evet lise döneminde sadece ben değil ailem ile birlikte dibi görmüştük. Babam ödenmeyen çekler nedeniyle batmıştı ve bir sürü yerden icralık olmuştuk. Şirketi de yoktu tüm borcu malı mülkü satarak anca ödedik. O ara tabi ki haciz için gelindi gidildi. Şuanki gibi de değildi durum çatır çatır malları kaldırıyorlardı.

Neyse ben de öncesinde babamın işleri iyi olduğundan özel bir lisede okuyordum. Tabi ki yarı dönemde okulu değiştirmek zorunda kaldım ve üniversite sınavlarına o şekilde hazırlandım. Test kitabı masrafı olmasın diye iddia oynayarak kitap aldığımı bilirim. Bambaşka bir ortamdı lise o yüzden halen hiç sevmiyorum ve hatırlamak istemiyorum lise yıllarını.

Sonunda babamın borçlar bitti tabi babasından kalan mallar da gitti. Ben üni okudum evlendim ve kendimize göre düzen de kurduk. Ama o yılları hatırlamak istemiyorum halen.
0
drako
(20.10.25)
herkesin en dibi kendine tabii ki ama ben sanırım şu aralar kendi dibimi yaşıyorum. işimden kovuldum, maddi sıkıntılarım var. babam 2 haftadır hastanede. boşandım bir kaç ay önce, oğlumu 2-3 haftada bir görebiliyorum başka şehirde olduğu için.
0
co2s2
(20.10.25)
Herkesin dibi kendine sanırım. Hayat dipsiz bir kuyu gibi, kovanın ne kadar düştüğüne ve çıktığına bağlı. İçinin ne kadar dolduğu, yaşadığın tecrübelerle alakalı. Kimisi savaşın ortasında hayatta kalmaya çalışıyor, kimisi yatalak/felç kalıyor, kimisi ölümcül bir hastalıkla boğuşuyor. ve bir bakmışsın, ölmüşsün, toprağın dibindesin. en dip burası.

bu arada hikaye çok var da (hem maddi hem manevi), ben mutlu olanları inşa etmeye çalışıyorum, diptekileri dibe gömmek için.
0
ermanen
(20.10.25)
Tahminen Fransa'ya ilk geldiğimde bulduğum ilk işe "başka iş bulamam" diye atlamam ve Fransa'nın kuzeyinde kendimi bulmam. Bu noktada geçici kontrat sebebiyle ancak 1+0 bir ev bulabilmem, banyo giderinin sürekli tıkanması, bulaşık makinesi olmadığı için elle döndürülen bir makine almak ve evde görsel olarak bırakılan eski bir taş duvarda nemden siyah küf cikmasi, onlari temizlemek falan vs vs 4 ay sürdü toplam macera. Düşündüğüm zaman gerçekten daha düşük olmadı. Isin stresi sebebiyle uyuyamamak da vardi. Gerçekten orada isi bırakıp kendime yeni is arama karari almak yaptığım en mantıklı şeydi.
0
logisticsmanager
(20.10.25)
(4)

Araç kiralama sırasında kırılan ön cam ve sonrası

Carlito Brigante
Balayı için gittiğimiz fethiyede araç kiralamıştık. koylarda gezerken toz oldu araç ve otoparkta sıcak altında bekledikten sonra fıskiyenin altından geçerek su tutalım, tozları gitsin dedik. suyun altından çıkınca önce camın boydan boya çatladığını gördük. Aracı teslim ederken bize beyan yazdırdılar
Balayı için gittiğimiz fethiyede araç kiralamıştık. koylarda gezerken toz oldu araç ve otoparkta sıcak altında bekledikten sonra fıskiyenin altından geçerek su tutalım, tozları gitsin dedik. suyun altından çıkınca önce camın boydan boya çatladığını gördük.

Aracı teslim ederken bize beyan yazdırdılar ve bugün itibari ile tarafımıza 46500 Tl lik ücret çıkardılar.

Bu durumda direkt ödemek gerekiyor mu? araç daha yeni. 2025 model suzuki vitara. Kaskosu vardır ve camı kasko bozulmadan yaptırmışlardır.

Bu durumun yöntemi nedir? Süre vermişler bir de ödememiz için. o sürede ödemesek ne olur?

Bilgisi olan bilgilendirir ise seviniriz.
0
Carlito Brigante
(20.10.25)
Extra sigorta satın almadınız mı veya max şu kadar ödemeli sözleşme?

Sanıyorum ki malesef isteyebilirler bu tarz bir kısıtlama yoksa sözleşmenizde
0
kuehles blondes
(20.10.25)
ekstra kasko yaptırmadıysanız ödemelisiniz. ödemezseniz muhtemelen dava açılıp faiziyle istiyorlar.
0
false pretension
(20.10.25)
sözleşmede illa bununla ilgili bazı maddeler vardır ve bu maddeler elinizi ayağınızı bağlayacaktır. mümkünse bir avukatla konuşup, sözleşmeyi dikkatlice okuyun. mümkünse tanıdık bir araç kiralamacı bulun, bu tarz durumlarda neler yapabileceğinizi sorun. 46500 bana çok geldi. araç kiralamacıdan servis kağıtlarını isteyin, gibin bir Suzuki servisinden bu cam değişimi fiyatını sorun.
0
co2s2
(20.10.25)
Sıfır sorumluluk sigortası bile cam, lastik vs kapsamıyor, günlük bir kaç yüz tl ücretle ekstra sigortayı yaptırmış olmanız lazımdı. Değilse geçmiş olsun, ödemek dışında yapılacak bir şey yok.
0
kimlanbu
(20.10.25)
(10)

Yatak odası kapı askısı

Bruce
Yatak odanızın kapısının üzerinde askı var mı, varsa kıyafet mı asılı?
Yatak odanızın kapısının üzerinde askı var mı, varsa kıyafet mı asılı?
0
Bruce
(20.10.25)
yok.
0
deartheodosia
(20.10.25)
Kot ceketim asılı askıyla birlikte

Temsili olarak:
i.ebayimg.com
0
grimavi
(20.10.25)
Var, çanta asılı genelde, kıyafet nadir asarım kapı arkasına
0
kuehles blondes
(20.10.25)
var. milyon tane eşarp...
0
yadigar
(20.10.25)
İkea'nın kapı arkası askısı var. Üstünde de giyilmiş ama daha makineye atma kıvamına gelmemiş, tekrar giyilebilecek kıyafetler asılı. Pantolon, kazak, swaeshirt vs.
+1
kibritsuyu
(20.10.25)
Sabahlıklar ve kolyelerim asılı.
0
auroraaurora
(20.10.25)
Evet çantalar hırkalar var. Odada yer az olunca işe yarıyor
0
pembediken
(20.10.25)
eski evimde vardı, taşınırken almayı unuttum, kaldı orda. Şimdiki evimde duvarda iki askı var biraz köylü işi sddjs onları kullanıyorum.

Pantolon işinde her gün "bugün hangi pantolonu giysem" diye düşünmeyi ve ceplerindekini/kemeri değiştirmeyi sevmediğim için giydiğim pantolonu oraya asıyorum ve yıkama zamanı gelene kadar ordan alıp giyiyorum.
+1
nundu
(20.10.25)
var, bornozum havlum ve röbdoşambrım asılı.
0
co2s2
(20.10.25)
yok
0
gabe h coud
(20.10.25)
(19)

son kredi kartı ekstreniz ne kadardı?

tabudeviren
soru başlıkta...
soru başlıkta...
0
tabudeviren
(19.10.25)
1000 tl.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.10.25)
14.764,24 TL, asgarisi 6.764,24 TL'ydi, 8000 TL ödedim.
0
matilda
(19.10.25)
30k.
0
messina123
(19.10.25)
3500 ama sabırsız olduğum için ekstre gelmeden ödüyorum.
0
Amaranta ursula
(19.10.25)
4.6K
0
MtKrt
(19.10.25)
ödediğim son ekstre garanti 24k, kesilen son ekstre enpara 26.5k
ekstre kesim tarihlerini aralıklandırıp farklı kartlara bölüyorum genelde harcamaları tek karta yığmıyorum... limiti ortak ikinci kart var mesela garantide sadece ekstre ayırayım ödemeleri max süreyle erteliyeyim diye, o da 17k, akbank var 12k... daha az kullandığım kartlar da var daha teb getirfinans kuveyttürk yapı kredi vs.

atıyorum bi kart ayın 17sinde kesiliyor biri 25inde, ayın 20sinde ödeme yapıyorsam 17sinde kesilmiş olanı kullanıyorum bi kampanya vs. için farklı kart kullanmak daha avantajlı değilse.
0
konetsu
(19.10.25)
350k
-1
yüzyıllık yalnızlık
(20.10.25)
Enpara 26bin küsür
Vakıfbank 12bin küsür
0
ezkaza
(20.10.25)
$18373
-1
thetruenorthstrongandfree1
(20.10.25)
İş bankası kartlarım toplam 80 bin, QNB 20 bin gibi bir şeydi.

Bu ay biraz daha az gelir bebek için bir sürü şey alınmıştı geçen ay ve önceki ay.
0
chicha_v2
(20.10.25)
365k tl
-1
gabe h coud
(20.10.25)
320k civarıydı
-1
basond
(20.10.25)
23-30 arası değişiyor hep
0
OgutucuRecep
(20.10.25)
80 küsur. İki tane 20'şer binlik taksitim vardı. Bu ay kurtuluyorum çok şükür.
0
auroraaurora
(20.10.25)
90 bin ve 93 bin
0
denizmaniaherif
(20.10.25)
750 lira hala aynı
0
nahtoderfahrung
(20.10.25)
95bin geldi. 22bini BES, 6bini özel sağlık sigortası.
aralık ayından itibaren BES dahil 50bine sabitleyip düzenli bi hayata geçeceğim inş.
+1
tchuck
(20.10.25)
78k
0
ala09
(20.10.25)
0 (sıfır)

kredi kartı kullanmıyorum.
0
co2s2
(20.10.25)
(9)

Filtre kahve makinesine su yerine süt koysam ne olur

etna
1. Kahve nasıl olur? Latte gibi olur mu?3. Makinenin temizliği zor olur mu?
1. Kahve nasıl olur? Latte gibi olur mu?
3. Makinenin temizliği zor olur mu?
-2
etna
(19.10.25)
Makinenin özel süt haznesi yoksa yapmayın süt ve su aynı şekilde ısınmaz mahvedersiniz makineyi. Su ısıtıcıda süt ısıtmak gibi düşünün.
+2
mutekebbir
(19.10.25)
Sakın deneme
+2
grimavi
(19.10.25)
sütlü filtre kahve normalde de sütle demlenen bir kahve değil, süt sonradan ekleniyor. makineyi bozarsınız.
+2
asap raki
(19.10.25)
makinenin icindeki borularda sut kalacağından 1 haftaya kalan sutler koku yapmaya ve küflenmeye baslar. devam ederseniz zehirlenirsiniz, zaten kokudan içemezsiniz
+6
oscar
(19.10.25)
Sütlü filtre kahve için yöntem önereyim.

Filtre kahve makinesi, potu alttan ısıtan bir modelse kahveyi normal koy, suyunu bir miktar az koy, potun içine de süt koy. Dikkat, su konan yere değil, kahvenin akacağı yere. Kahve demlendikçe pottaki sütün içine aksın.

Potu ısıtan zemin, alttan sütü de ısıtacaktır. Belki anında sımsıcak kahve içemezsin ama biraz bekleyince ısınacaktır.

Latte gibi olur mu, olmaz. Latte zaten filtre kahve ile yapılmaz, espressoya buharda ısıtılıp köpürtülmüş süt katarak yapılır. Benim tarif ettiğim ancak sütlü filtre kahve olur.
+4
kibritsuyu
(19.10.25)
1. Kahve nasıl olur? Bok gibi olur.
2. Latte gibi olur mu? Hayır olmaz. Cafe latte için espressonun üzerine köpürtülmüş süt eklenmesi gerekir.
3. Makinenin temizliği zor olur mu? Makinenin temizliği hiç zor olmaz çünkü makineyi temizleyemezsiniz. Makine doğrudan çöpe gider. Olur da aynı makineyi alacaksanız bir tek karafı kurtarabilirsiniz yeni makinede de kullanmak üzere.

Kahve sütle demlenmez, suyla demlenir.
+1
10551037
(19.10.25)
kahveyi su ile yap, üzerine süt dök
+1
benarrivo
(19.10.25)
makine ile değil, anca hario v60 gibi bir pour over haznesine sıcak süt dökerek yapabilirsiniz. makine ile yapmayın makineyi çöpe atarsınız
0
inheritance
(20.10.25)
1- hayır latte gibi olmaz.
2- makineden makineye değişmekle birlikte bazı boruları temizlemek mümkün olmaz. kalan süt bakteri yapar, mikrop yapar.

filtre kahve ile latte olmaz, caffe misto olur. kahvenin üstüne ısıtılmış süt dökün. bitti gitti.
0
co2s2
(20.10.25)
(2)

Toplu taşıma ile İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi'ne nasıl gidilebilir?

santimantal
Tüm alternatifleri yazabilir misiniz?Kadıköy'den, Ümraniye'den, E5'ten?Merkez hangi otobüs duraklarına yakın?
Tüm alternatifleri yazabilir misiniz?

Kadıköy'den, Ümraniye'den, E5'ten?

Merkez hangi otobüs duraklarına yakın?
0
santimantal
(19.10.25)
google maps en rotayı verecektir
+1
my fault
(19.10.25)
doğru yeri anlıyorsam, bostancı - parseller metrosu (m8) işinizi görecektir. bostancı ya da Kozyatağı ya da dudullu'dan bu metroya geçebilirsiniz.
0
co2s2
(20.10.25)
(4)

Paket peynirlerin zararı ne ölçüdedir?

santimantal
Aldığım peynirlerin son kullanma tarihleri aylarca sonrasına oluyor.Bu, peynirin vakumlanmasından, paketlenmesinden mi kaynaklanıyor yoksa katkı maddesinden mi?Eğer paketli peynirin katkı maddesi çoksa bundan kurtulmak için ne yapmalıyız?Peyniri nereden, hangisinden almalıyız?Paketlerin üzerini nası
Aldığım peynirlerin son kullanma tarihleri aylarca sonrasına oluyor.
Bu, peynirin vakumlanmasından, paketlenmesinden mi kaynaklanıyor yoksa katkı maddesinden mi?

Eğer paketli peynirin katkı maddesi çoksa bundan kurtulmak için ne yapmalıyız?

Peyniri nereden, hangisinden almalıyız?

Paketlerin üzerini nasıl okumalıyız? Nelere dikkat etmeliyiz?
0
santimantal
(19.10.25)
www.kimyaciniz.com

Kapali ambalaj icerisindeki ürünlerin faydasindan çok zarari oluyor,

peynir için en son bakanligin acikladigi konu : mantar ilaci yasaklanmis ama bir cok firma kullaniyor .
0
designer
(19.10.25)
Konu hakkında titizleniyorsanız, Sütü, sirke, limon suyu veya yoğurtla kestirerek yapılabilen çok basit bir peynir çeşidi var.
Chatgpt'ye sordum şimdi, besin değeri açısından diğer peynirlerden hiç eksiği yok. Lezzet olarak da bence çok iyi. Youtube'da dünya kadar tarif videosu vardır.

Kendi peynirinizi yapabilirsiniz.
+1
Mirket
(19.10.25)
sütü kaynatip ,
limon vs ile kestirirsen
Lor olmaktadir,


Peynir icin;
( sütü kaynatirsan peynir tutmaz,yararli bakteriler öldüğü için. ),
Çiğ sütü kaynatmadan,
atiyorum 30-40 derece sicakliga isitip peynir mayasi ile mayaladiginda
6 litreden 1 kg peynir olur ,
Ama sütü kaynatmadan yaptiginiz icin bu ürünü
3 ay tuzlu suda bekletmen gerekir, yoksa burusella gibi agir bir hastalik hayvandan insana gecmektedir.

Bunun ticaretini yapanlar,
bir an önce malı paraya cevirmek için
insan sagligini hiçe sayip katki maddeleri ile peynir yapiyorlar.

Sagliklisi, Tenekede en az 3 ay olgunlasmis peynirdir,

tenekenin üzeri sismeye baslamissa,
imalat sirasinda hava almistir,
hatali imalattir,peynir olgunlaşmaz ,bozulur,
Tenekenin kenarlarinda defarmasyon varsa,
Teneke iceriden paslanma yapar,
Ezik,kırışık yüzeyli tenekeleri tercih etmeyin,

plastik ise,
plastikte kaplar üretilirken,
kalibin icerisine insani zehirleyen kimyasallar sikilmaktadir,
sebebi,plastigin kaliptan rahat cikmasi,hizli uretim için,

sizi öldürmez,
troidiniz bozulur,
sinir stres sahibi olursunuz,
hayattan zevk alamaz hale gelirsiniz gibi..
0
designer
(19.10.25)
paketli peynir almamak en iyisi. etrafınızda bir peynirci bulun. tenekeden çıkartıp size paketleyerek versin. çoğu büyük marketin şarküteri reyonlarında böyle oluyor.
0
co2s2
(20.10.25)
(5)

Wifi çekim kalitesini nasıl arttırabilirim?

Cesario
Müşteri hizmetleri ile görüştüm, modeme reset attım. Problem çözülmedi.Her zaman çeken yerde çekmiyor. 1 megabite falan düşüyor hız. Ama modemin yanında İnternet uçuyor tabi :) Müşteri hizmetleri yeni modemle değiştirelim dedi.Modem arayüzünden yapabileceğim son bir ayar var mı sinyal kalitesini art
Müşteri hizmetleri ile görüştüm, modeme reset attım. Problem çözülmedi.

Her zaman çeken yerde çekmiyor. 1 megabite falan düşüyor hız. Ama modemin yanında İnternet uçuyor tabi :) Müşteri hizmetleri yeni modemle değiştirelim dedi.

Modem arayüzünden yapabileceğim son bir ayar var mı sinyal kalitesini arttırmak için?
0
Cesario
(19.10.25)
Kanal ayarı olmalı WiFi içerisinde. Otomatik değil de orada deneyerek boş bir kanala denk getirmeyi deneyebilirsin.
WiFi analyzer diye app var telefondan boş kanalları tespit için. Onu da kullanabilirsin
0
kisa
(19.10.25)
Kesin çözüm wifi mesh kurmak. Wifi 5 destekli deco s7 ya da wifi 6 destekli deco x50 alın bütçenize göre, sulh içinde sorun çözülsün. Modemin wifi’sini kapatırsınız.
0
orient blue
(19.10.25)
@orient

Ev 120 metrekare. İnternet superonline 50mbit. Attığını modeller villa, dershane vs için anladığım kadarıyla daha profesyonel. Benim durumda birine en uygun model nedir? M4 modeli falan da var.

Wifi6 modemi talep edeceğim Turkcellden. Eğer sorun devam ederse mecbur mesh.

Önceden böyle bir problem yoktu, son zamanlarda oldu, İnternet 2 megabite falan düşüyor.

Bilinçli bir azaltma mı bilemedim. Çünkü değişim ücreti 550 tl.
0
🌸Cesario
(19.10.25)
Bunlar öyle çok da profesyonel cihazlar değil, sizin evde de gayet kullanılır.

Wifi 6 modem/router tek başına menzil artışı sağlamaz. Ama wifi 6 destekli cihazlarınız varsa aynı sinyal seviyesinde daha stabil ve biraz daha hızlı bir bağlantı sunabilir.

Cihazlarınızın çoğu wifi 5 ise 6 destekli bir deco almanıza da gerek yok. Bu durumda s7 yerine m4 de olur fakat s7’nin anteni yapısı farklı olduğundan aynı frekanslarda çalışmalarına rağmen performansı daha iyi olacaktır. 2’li M4 seti de bütün derdinize derman olur ama bence. İkinci el 2’li set alıp geçebilirsiniz. E4 almayın onun ethernet portu gigabit değil.

Wifi 6 tarafında da optimum model x50 (3 tane gigabit ethernet portu olduğu için) ama x20 de olur, x60 ve üstü gereksiz. Wifi 7 isterim derseniz de be65 ve 85 dışındakiler alınmaz.

Ha ilerde gigabit’e kadar bağlantı hızım artabilir diyorsanız kablosuz hız açısından minimum s7, zaman geçtikçe evde wifi 6/7 destekli cihaz sayım artacak diyorsanız x50, bütçe dert değil diyorsanız be65 alın.
0
orient blue
(20.10.25)
bu "mesh" ürünler illa villalar için gerekmiyor. tek katlı 120 m2 bir evde bile duvar vs derken sinyal gücü çok düşüyor. hele hele bu yeni fiber bağlantılarda modemleri çok abidik gubidik yerlere koyuyorlar, kablo oraya kadar geliyor diye, hepten sinyal düşüyor. halbuki koridorun orta yerine tavana koysanız modemi her yerden çekecektir.
0
co2s2
(20.10.25)
(11)

Ters Davranan Esnafa Karşı??

eisberg
Selamlar,Telefona ekran koruyucu yaptırmak için bir yere girdim, fiyat sordum, söylediği fiyata okey dedim. Telefonu aldı bezle sildi sonra koruyucuyu kabından çıkardı, daha açmadan "ön kamerayı kapatmaz değil mi" dedim, "kapatır ama seni etkilemez" dedi bende kapatsın istemiyorum, kalsın dedim. ada
Selamlar,

Telefona ekran koruyucu yaptırmak için bir yere girdim, fiyat sordum, söylediği fiyata okey dedim. Telefonu aldı bezle sildi sonra koruyucuyu kabından çıkardı, daha açmadan "ön kamerayı kapatmaz değil mi" dedim, "kapatır ama seni etkilemez" dedi bende kapatsın istemiyorum, kalsın dedim. adamın bir yüzü düştü, bir şeyler homurdandı falan sanki anasına sövdük. neden bilmiyorum bi anda çok sinirlendim "hayırdır abi, dükkandan girince bir şey yaptırmak zorunda mıyım" dedim sonra diğer eleman geldi tamam abi falan dedi bana öyle telefonu aldım çıktım.

eskiden olsa adama kusura bakma falan derdim sanki ben hatalıymışım gibi üzülürdüm şimdi böyle esnaflara aşırı sert yapasım geliyor zaten dandik bir iş için 400 tl veriyoruz yetmezmiş gibi kapris çekiyoruz. siz böyle durumlarda napıyorsunuz?
+10
eisberg
(19.10.25)
Son zamanlarda bende esnaflarla problem yaşıyorum. Parasını verdiğim hizmeti almam gerekiyorken bedava hizmet almaya çalışıyormuşum gibi tavırları, çalışmak istemediklerini müşterilere yansıtmalarından gına geldi.
+2
mermaidd
(19.10.25)
Kutuyu açmadan önce sormak daha doğru olurdu ancak sorun çıkaracak esnaf, o soruyu kutu açılmadan önce de sorulsa yine sorun çıkarır. Benzerini yaşamıştım, şaşırmıyorum.

Yapacak çok bir şey yok. Yaşanıyor bunlar.
+1
10551037
(19.10.25)
Boşa gerilmişsin ama haklısın
+1
basond
(19.10.25)
ben bir ara gergin bir dönem geçiriyordum.
bir avize dükkanındakiler acayip kendini beğenmiş davranıyorlardı.
arızalı priz vermişlerdi.
geri aldılar ve tamir edeceğiz dediler.
dönüş yapmadılar.
ben de kendim gittim.
madem zamanında yapmadınız o zaman benim paramı geri verin verin dedim.
ukalalığa tam gaz devam etmesinler mi?
kontrolden çıktım ve öyle bir bağırdım ki kendimden geçtim.
bir de fiş de vermemişlerdi.
ver fişimi gidip şikayet edeceğim dedim.
neyse, sonra arayıp çağırdılar birkaç gün sonra.
özür dilediler
parayı iade ettiler.
haklarımızı iyi bilmek ve o anda olmasını gerekeni yapm lazım.
yaşamın her alanında olduğu gibi.

not:
telefonuma hiçbir zaman ekran koruyucu yapıştırmadım.
ekrana hiçbir şey de olmadı.
düşüp ekranın kırılma ihtimali düşük bence.
ekran koruyucular daha çabuk kirleniyor ve vıcık vıcık oluyor ellerden geçen yağ ile.
telefonun kendi ekranı çok farklı. o kadar kirlenmiyor.
ve öyle kullanmak daha zevkli.
-3
santimantal
(19.10.25)
Listemde gurbetciler 1, esnaf 2. sırada. Ben de 3-5 sene oncesine kadar "fesuphanallah deyip geciyordum, simdi en ufak kaziklanma, dolandirilma, cakallik, ukalalik hissettigim anda esip gurluyorum.
0
duster
(19.10.25)
En baştan aklınıza gelen her şeyi konuşmak gerek. Anlaşamadıysak ben hemen iyi günler deyip çıkar giderim. Zamanını ve nefesini tüketmeye gerek yok.
0
pembediken
(19.10.25)
Haklısın. Aynısı başıma Galata köprüsündeki balıkçıda geldi.

Sırayla esnafa fiyat sora sora gidiyordum. Bir tanesi bak bak daha ucuza bulursan yersin gibi artist artist konuştu. Zaten mafya gibiydi tipler. Ben de inadına yan dükkandaki balıkçıda yemiştim. Zaten geziye çıkmışım, acelem yok istediğim gibi dolanır istediğim yere fiyat sorarım yani. Bir de hesap veriyoruz adama. :)

Ama tatları leş. Turist kazıklamaca. Sakın Eminönünde balık ekmek yemeyin hem pahalı hem tadı bombok.
+4
Cesario
(19.10.25)
Kendim yapabileceğim şeylerde esnafa gitmeyerek, esnafla olan iletişimimi sıfıra indiriyorum. Sizin örneğinizdeki konu için asla esnafa gitmem, internetten sipariş verir kendim uygularım. Beğenmezsem de çıkarıp atarım.
Ustalık gerektiren tamirat tadilat işleri dışında esnafla neredeyse hiç muhatap olmuyorum. Keşke bu hizmetleri de kurumsal büyük firmalardan alabilsem.
+2
dawsonscreek
(19.10.25)
esnaf demek sıkıntı demek. her çeşit esnaf böyle. millet mala bağlamış durumda, esnafın sinirli olması artık bir pazarlama stratejisi olmuş durumda. sonuna kadar haklısın. ne zaman esnafa işim düşse ekstra dikkatli oluyorum, kazık yemiyim diye. türlü türlü çakallıkları var.
+2
benarrivo
(19.10.25)
tam emin olamadım. tekrar kullanması mümkün olmayabilecek bir ürün açılmış. esnafın yüzünün düşmesi, homurdanması anlaşılabilir. siz de adamın gereksiz üstüne gitmişsiniz.

öte yandan, tahminen maliyeti 100 lira olan bir ürün için bu kadar homurdanmak ne kadar doğru, emin olamadığım yer bu. esnaf size güleryüzle "tamam abim, sen nasıl dersen, kamera kapatmayan model kalmadı elimizde, istersen yarına getirelim, sana uyguna yapalım" gibi bir şey deseydi, siz de tamam diyecektiniz. yarın o ürünü getirdiğinde size 400 yerine 500 diyecekti, bugün boş yere açtığı ürünün maliyetini de size geçirecekti. herkes mutlu olacaktı.
0
co2s2
(20.10.25)
ürün açılmadı hocam yanlış anlamışsınız. ürün eğilip çekmeceden aldı ve jelatini kabından çıkardı. ama uygulama yapmak için o yapışkan kısmını falan söymedi, yani alıp geri koyup daha sonra kullanabilir.
0
🌸eisberg
(20.10.25)
(9)

Her ay 8 saat otobüs yolculuğu git gel zor mudur?

hadi ya la
Aileme ve arkadaşlarıma sekiz saatlik otobüs yolculuğu uzaklığında bir şehre taşındım. Onları ayda bir kez, hafta sonları görmek istiyorum. Planım şu şekilde: Cuma gecesi otobüse binip cumartesi sabahı varıyorum; pazar gecesi de tekrar yola çıkıp pazartesi sabahı dönüyorum. Otogardan indikten iki sa
Aileme ve arkadaşlarıma sekiz saatlik otobüs yolculuğu uzaklığında bir şehre taşındım. Onları ayda bir kez, hafta sonları görmek istiyorum. Planım şu şekilde: Cuma gecesi otobüse binip cumartesi sabahı varıyorum; pazar gecesi de tekrar yola çıkıp pazartesi sabahı dönüyorum. Otogardan indikten iki saat sonra mesaim başlıyor. Yolculuk sırasında biraz uyumam gerekecek ama çok da önemli değil diye düşünüyorum, çünkü bir günlük uykusuzluğa dayanabileceğimi sanıyorum.

Yalnız, yıl içinde başka bir tatilim olmayacak. Ailemi ve arkadaşlarımı sadece bu şekilde, ayda bir kez görebileceğim. Sizce bu rutin çok zorlar mı? Herkes için farklı bir cevap var tabii, sizin görüşlerinizi merak ediyorum.
0
hadi ya la
(19.10.25)
her hafta olan bir rutin olsaydı sizi zorlayacağını söyleyebilirdim ama ayda 1 kez olacağı için zorlamaz. Zorlasa bile dönüşünüz olan pazartesi günü 1 günlüğüne zorlanma yaşar hemen toparlanırsınız. Konu aile olunca buna değeceğini düşünüyorum.
0
mermaidd
(19.10.25)
Beni zorlar. 8 saatlik otobüs yolculuğu sonrası yatak görmeden işe gitmek kolay değil. Ayrıca 2 gece öncesinde de yatak görmeyeceksiniz. Ben olsam pazar öğleden sonra yola çıkar, en azından pazar gecesini yatağımda geçirir, işe öyle giderdim.
+1
10551037
(19.10.25)
yolculuk esnasinda daglari inip cikmak,
rakim farki,
kulak icini etkiliyor,
Bedenen cok yorulmasan bile zihnen yorulabilirsin.
0
designer
(19.10.25)
ayda 1 de olsa zorlar. ilk birkaç ay yaparsınız, sonra çok zor gelir. çünkü onlardan ayrı kendi düzenini kuracaksın, bir rutinin oluşacak. o rutinin bozulması seni rahatsız edecek.

sülalemin %95'i eskişehir'de. istanbul'a okumaya gelmiştim. burada kimsem yoktu. o zamanlar hızlı tren de yoktu. 6 saatlik bir otobüs yolculuğu yapmam gerekiyordu. ilk 2-3 ay ayda 1 eve gidiyordum. sonra zor gelmeye başladı, yalnızlığa da alıştım ve güzel de geldi. şimdi hızlı trenle 3,5 saat sürüyor ama yılda 1 bile gitmiyorum :d
0
art cat chocolate
(19.10.25)
15 günde bir yap sen onu. kışın günler kısalınca ayda 1.
0
jamswety
(19.10.25)
Arkadasim her hafta bunun 10 saatlik olanini yapiyor, es cocuklar farkli ilde. Mecbur olunca yapiliyor. Yasiniz kac? Ayda 1 yapilir diye dusunuyorum kaldi ki sizinki mecburi degil, cok zorlanirsaniz aralari uzatirsiniz.
0
kassiopeia
(19.10.25)
Bir süre sonra her ay bile zor gelir.
Siz bu konuyu 2-3 ay olarak planlayın .
Arada da belki onlar gelirse bu açık kapanır .
+1
diyecevaplandı
(19.10.25)
8 --> 4+4 mü
0
LeagueOfLegends
(19.10.25)
ik haftada bir 5 saat arabayla oğlumun olduğu şehre gidip geliyorum. beni zorlamıyor. cuma gidip pazar akşam dönmüş oluyorum. sizin planda beğenmediğim yer pazar gece binip pazartesi sabah eve dönmeniz oldu. ben olsam pazar günü biraz daha erken otobüse binerim, gece yarısı gibi evde olup 6-7 saat uyurum. uykusuzluk çok yorar. hem de birike birike yorar.
0
co2s2
(20.10.25)
(41)

Eşimle yaşadığımız son büyük tartışmayı yorumlar mısınız? (Evli ve boşanmışlara soru)

mahmuttt
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk. Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırı
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk.

Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırıyor çocuğa zorla saçına tokat takıyor.

O esnada ben koridordayım çocuk baba diye ağlamaya gözlerinden yaşlar gelmeye başlıyor. Tabi bu yüzlerce kere tekrar eden bir sahne olduğu için, artık benim tepemin tasa atıyor.
Gidiyorum içeri ağzımdan bir küfür kaçıyor dayanamıyorum çünkü sonra çocuğu alıyorum kucağıma o odadan çıkıp koridor tarafına geçiyorum.

Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var bu arada.

Bu gibi sözlerinden dolayı dün akşam çok gitmek istediği şehir dışındaki arkadaşına aile ziyaretini yapmayacağız dedim. Çünkü bana bu şekilde saygısız, terbiyesiz konuşan bir insana “hadi gidelim” dediği bir yere gitmek ona “Aferin” deyip ödül vermek gibi geliyor. Katlanamıyorum.

Bunun hazımsızlığı sabah da üzerindeydi diye düşünüyorum bu arada…

Çocukla bu olay yaşanmadan öncesi de var. Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum. Çünkü dün cumartesi tüm günü kendi Çekirdek ailemizle beraber keyifli bir şekilde geçirmiştik. Ve tüm haftayı da.

O da bugün kendi ablasına gitmek istiyordu. Tamam diyorum sabah annemle kahvaltı yapalım; öğleden sonra da ablana gideriz.

Sonra dönüp bana diyor ki annen kahvaltı yapmıştır zaten. Ben de o esnada öğrenmek için annemi arıyorum. Sonra bana diyor ki bana sormadan niye arıyorsun. Sonra telefonu kapatıyorum. O esnada annem geri arıyor. Ben de emrivaki yaparak yarım saat sonra seni alacağız diyorum kahvaltı yapacağız. Bu emrivakiyi yapmamın sebebi ise şu. Annemle çekirdek ailemi bir haftada sadece yarım gün bir araya getirmek bana göre bir yaşlıyı sevindirmek iyi bir şey. Çocuk için de bu ortamı görmesi iyi birşey bana göre. Ve eşim maalesef bu konuda ikna edemediğim için buna mecbur kalıyorum.

Sonra biz çocukla beraber hazırız. Onun giyinmesini beklerken diyor ki ben gelmiyorum. Çocuğu da hiçbir yere çıkaramazsın. Sen git annenle ne yapıyorsan yap. “ Annen neden aramıza giriyor” diyor.

Fakat konik olan annem çok nezaketli gariban bir kadın. Asla eşime karşı karşı bir gün bile en ufak bir kaynanalık yaptığı olmamıştır. İşine karıştığı asla yok, aksine sürekli annelik yapıyor. Bu arada çalıştığımız için beş gün çocuğumuza da o bakıyor.

Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor.

Sonra ben de çok ağır ağırıma gittiği için bir tokat atarak karşılık veriyorum. “Sen bana nasıl vurabilirsin” diye.

Sonra izin verdi ben çocuğu aldım ve anneme geçtim. O esnada kendi annesini aradım. Çünkü kendisi benden önce arayıp yanlı bir şekilde olayları anlatacağına çok emindim.

Annesine bu durumları açtım, konuştum. Annem de kadınla gözlemlerini paylaştı. Dedim ki ben bu olaydan sonra o eve hiçbir şey olmamış gibi gidemem ya siz kendisini çağırın evinize, çocukla beraber gelsin konuşun.

Bu durumu kayınpederime de paylaşın. Ya da siz gelin bir hafta burada hem çocuğa bakın hem de bu konuyu konuşun. Terbiye saygı sınırlarını aşırı bir şekilde aşmış durumda çünkü dedim.

Muhtemelen kayınpeder de arka planda dinliyordu.

Sonra kayınvalidem kayınpedere olayı durumu sansürleyerek anlatır diye durumu bütün açıklığıyla mesaj olarak Kayınpedere de yazdım.

Allah rızası için şu olayı lütfen bir yorumlayın. tecrübe deneyimlerinizle bana bir yol haritası çizin lütfen.

Teşekkürler.

İhtiyaç üzerine Ekleme:

annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
0
mahmuttt
(19.10.25)
Kendisini yetiştirememiş sözde iki yetişkin görüyorum. Arada olan gariban cocuga acıdım.
Bu anlattıklarında da ikiniz haksızsınız. İkinizin de ciddi şekilde düşüncesini davranışını değiştirmesi gerekir ama bu saatten sonra ve fiziksel siddet olaylarından sonra bence bu iş öyle veya böyle bitecek gibi görünüyor.
+6
dedeminhirkasi
(19.10.25)
ikiniz de haksızsınız boşanın kurtulun çocuğa da yazık, ayrıca hikayenin seninle ilgili olan taraflarını yumuşatarak ballıyarak anlattığın belli, niye kadın sürekli annen aramıza giriyor muhabbeti yapıyor?
+7
nahtoderfahrung
(19.10.25)
Saygı ve tahammül kalmamış geçmiş olsun.
+2
anon1m
(19.10.25)
Çocuk varken ayrılmayı kesinlikle düşünmeyin. Son çaredir o ve o aşamaya daha çok zaman var.
Ya ikinizin de saydığı bir aile büyüğünün hakemliğine gidin. Ya da bir aile terapisti bulun. İncir çekirdeğini doldurmayacak büyüklükte devasa sorunlarınız var sizin.
Ayrılın diyenler için de bir atasözü geldi aklıma. Bekara karı boşamak kolay gelirmiş.
-10
Mirket
(19.10.25)
selamlar, yaşadığınız bu sorun için üzüldüm ama her ne olursa olsun eşinize tokat atmanız çok yanlış. bunu geçtikten sonra eşinizin geçinmeye niyeti olmadığını, sizin anneninizle kendisini yarıştırdığını düşündüm. bunu sadece sizin söylemlerinize dayanarak söylüyorum karşı taraf ne der ne anlatır bilemem. sonuçta hakim de değilim avukat da ama her ne olursa olsun üzüldüm.
+2
Fodera
(19.10.25)
öncelikle ikiniz de psikiyatriye gitmelisiniz. bunu kardeşim hastasınız vs. diye söylemiyorum, lütfen kötü algılamayın. öncelikle kendinizi ve neyi tetiklediğinizi çözmeniz lazım. bu süreçte de ilaç desteği yardımcınız olur.

anneniz, arkadaşlar şu bu çok gereksiz bir çok yük edinmişsiniz. siz birbirinizle evlisiniz. o şunu dedi bu bunu dedi, yok annemle kahvaltı falan bunlar sadece ikiniz arasındaki ilişkiyi devam ettirirken yük olan noktalar.

merak etmeyin kimseye bir şey olmaz.

ortada çocuk var iki insan olarak o çocuğun sağlıklı büyümesini sağlamanız gerekli.

tokat vs. zaten rezalet bir durumdasınız. bunu kibarca ifade etmenin yolu yok.

ilişki sürdürmek zaten aşırı zor bir durum daha da zorlaştırmayın kendinize. bi antidepresan alın.

başkalarını unutun ilişkinize bakın.

sürekli ben haklıyım o haklı, ondan bunu esirgerim düşüncelerinden sıyrılın. önemi yok.

bizim düşüncemizin de önemi yok.

sakin olun.
+5
gurur
(19.10.25)
kadin tarafi cocugu coktan silah olarak kullanmaya baslamis. cocugu alamazsin, götüremezsin, görüstüremezsin... üstelik cocugun gelisimini, özgüvenini yaralayacak cirkin laflar ediyor, bunu yapmasindaki amac da kocasini yaralamak. babasinin oglu gibi laflari cocugunu ve esini eziklemek icin sarfeden insanlar bence anne baba olmamali.
ayrica cocugun sacindan memnun degilse götürüp kestirsin sacini yani, erkek cocuguymus madem, her sabah toka takip toplamaya calismak, sonra cocugu bu sebeple aglatip huzursuzluk yaratmak nedir?

"ben kadinim, tokat atabilirim ama sen erkeksin, bana tokat atamazsin" diye bir sey yok. fiziksel temasta bulundugunuz an cinsiyetin önemi kalmiyor, her ikisi de aile ici siddet. üstelik küfür de bir siddet formu.

esine misilleme yapmak icin hödük babasina iki yasindaki cocugun odasinda sigara icirten biri bu kadin. diger yanda sizin emrivakiler, haftanin 5 günü gördügünüz annenize haftasonu bile anacim da anacim diye gitmeyi dayatmaniz, problemleri cözmek yerine ödül-ceza gibi cok primitif mekanizmalar kullanmaniz ciddi sorun. kisilik olarak gelisememis iki insan görüyorum. aranizda saygi, tahammül ve sevgi kalmamis. bu artik bir evlilik degil. ailelerin bu cirkinligin icine cekilmesi de bircok acidan sorun. evlendiyseniz ailenizin kicindan düseceksiniz ya da evlenmeyeceksiniz. haftada 6 gün anasiyla görüsen koca da sahiden cekilecek dert degil.
bazen bosanmalar evliliklerden daha cok huzur ve mutluluk getirir. siddetin oldugu bir evlilikte bir saniye bile durmazdim sahsen.

evli ve cocuk sahibi demissiniz, ben bu iki sartin 1.5'una uyuyorum (gebeyim).
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
Abicim, hani o bosanmalarda cok duydugumuz "Siddetli gecimsizlik" tam olarak budur.
+3
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
ikinci evliliğini yapmış er kişiyim. birlikteliğinizde çok temel sıkıntılar olduğu açık, siz de biliyorsunuz zaten belli bir durum bu. ama benim anlamadığım sıkıntı yaşayıp anne babayı aramak nedir? kusura bakmayın ama bu yetişkin ilişkisi değil, nezaketle söylemek istiyorum ama 20 yaşında köy yerinde evlenmiş insanların sahip olduğu gibi bir ilişki mevcut. burdan sağlıklı bir ömür boyu birliktelik, mental olarak sağlıklı bir çocuk çıkması gerçekten çok zor.
+10
awlmi
(19.10.25)
Ben bekarim, sizin gibi medeni cesaret gösteremedim daha,

o cesareti gösterdiginiz saf duygulara dönmeyi denemelisiniz,

kendini yipratan seyleri karsiya anlat, oda sana anlatsin ve ilk günku gibi olamayi istediginizi soyleyin,

Cocuk herseyi gorur,duyar ve sizin hayatiniz, onunda tercihlerini belirler,

eşin stresi kaldiramiyor ve cocugada bunu yansitiyor, akli selim hareket edemiyorsaniz destek almayi deneyin,
ama siz, ana-babasiniz,akli selim olmalisiniz,bencil olamassiniz artik,

Egonuzdan siyrilarak birbirinize dertlerinizi pozitif kelimeler ile anlatmayi deneyin.
0
designer
(19.10.25)
Herkes çok olumsuz şeyler yazmış. Ben de ikinizi de haksız gördüm.

Bence çocuksuz bir kafa dinlemeye ihtiyacınız var. Ayrıca oturup konuşmaya. Gerçek düzgün bir konuşmaya. Hatta ben olsam baya ciddi ve yer yer kötü xor örneklerle konuşurdum. Kavgalarda boşanma lafının geçmesini hiç doğru bulmam ama bazen en kötüsünü de görmek göstermek lazım. Atıyorum adi Özlem. Derdim ki bak Özlem önümüzde iki seçenek var ya bu şiddetli kavgaya devam edeceğiz giderek dozu artacak ve bir şekilde boşanacağız ya da toparlamak için elimizden geleni kalbimizle yapacağız. Ben sana ve çocuğumuza iyi bir eş ve baba olarak elimden geleni yapmak istiyorum. Hayatın yükünü iki kişi omuzlamak istiyorum. belki şuan boşanmak sana iyi bir seçenek gibi görünebilir ilk başta ama işler senin için benim için olacağından daha zor olacak. Bütün evin yükünü market temizlik araba mevzuları herşeyı ama herşeyı tek yapman gerekecek. Ben sadece çocuğumuzla alakalı olan konularda yardımcı olabilirim. Sevgililer gününde ya da doğumgününde romantik bir hediye isteyeceksin ama benden sonra bu sefer cocukla herseyı dengeye oturtman cok daha zor olacak. Bak beni hala seviyorsun ya da sevmiyorsun bilmiyorum. Bazen saygılı cümlelerinden artık benı sevmedıgını hatta nefret DAHİ ettıgınj dusunmeye başladım. Ama ben seni hala seviyorum. Ve ilişkimiz için çabalamak istiyorum. Her zaman ailemizin direği olarak huzurlu yuvamıza seninle ve çocuğumuzla olmak istiyorum. Ama bunun için sadece benim çaba göstermem yetmez. Öncelikle cocugu bir silah olarak kullanmayı bırakman lazım vs vs vs.

Tabi bundan önce bence tokat için öncelikle özür dile. Cidden özür dile ve birkaç gnü daha dişini sık. Alttan al. Ortalık bir durulsun. 1 hafta fln. O şekilde konuş. Şuan eşinde haklı olarak tokatın siniri olduğu için herşey birbirine girecek. Ve ben olsam cidden bu boşanma seçeneğini de önüne koyar başına gelecekleri söylerdim. Ben boşanmış kadınların da aşırı mutlu olduğunu düşünmüyorum. Kadının toplumdaki rolleri çok fazla. İşte çalışıp kariyer inşa ederken bir yandan ev işleri bir yandan çocuktan kaynaklanan iş yükü. O yüzden hayatın yüküne dair bazı şeyleri hatırlatmak iyidir.

Ve bence eşin çok yıpranmış. Hiç bir insan boşanacağım mutsuz olacağım sinir krizleri geçireceğim sinir krizleri geçirteceğim diye evlenmiyor. Herkes sevdiği ve mutlu olmak istediği için evleniyor. Eşin bir şekilde çok yıpranmış. Ev iş çocuk ev iş çocuk bitmeyen bir iş yükü döngüsü. Hayatın yükü çok fazla omuzlarına binmiş. Ve bu yük altında okdr çok ezilmiş ki neyi görse duysa laf sokuyor geçiriyor bağırıyor sinirleniyor.

Bence eşin ciddi bir konuşma süreci sonrası toparlayabilir. Belki kendisine biraz zaman ayıracak birşeyler yapmak iyi gelebilir. Kendisine zaman ayırması derken evde tek kaldığında evi düzenlemesi temizlik yapması fln değil. Direk kendisi için birşeyler yapması.

Ve de tokatın karşılıklı olması birşeyi değiştirmez. Biz türk toplumunda kadın olarak şiddetin ortasında bir cinsiyet olduğumuz için, ben olsam ben de attığım tokada bakmaz sen nasıl bana vurursun bana vurdu fln derdim. Takıldığım tek şey olabilirdi. Ne yazık ki bu kültürel birşey. Yaşarken burda yazabildiğimiz kadar medeni ve olgun olamıyoruz ne yazık ki. O yüzden ilişkini toparlamak istiyorsan sen sana düşenleri yap da, öncelikle tokadın özüründen başlayarak ve uygun bir zamanda konuşup ona da kendisinin düzeltmesi için zaman tanıyarak. Zaten düzelirse düzelecek yoksa bu şekilde gitmez. Sizin de bir yerde kafanız atıp ayrılmak istemeniz muhtemel.
-2
mobydick
(19.10.25)
"Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum."

2 yaşındaki çocuğunuza haftada 5 gün bu kadının baktığını da yazmışsınız. Çok merak ediyorum çocuk yaparken böyle mi planladiniz mesela "Ee çocuğa da annem bakar bakıcı parası cepte kalır oh mis" ya da bakıcı tutmaya gücünüz yoksa o zaman neden çocuk yaptınız?

2 yaşındaki çocuğun enerjisine Eşinizin dahi yetemedigini zaten kendiniz de belirtmişsiniz. Peki yaşlı anneniz?

Anlattiklariniz 2 kişinin gecimsizliginin vs dışında çok daha temel problemler barındırıyor aslinda.

Çözüm odaklı bakarsak; eşinizle baş başa sakin kafayla her şeyi konusacaksiniz. Hatta bu görüşmeden önce bir kağıda birbiriniz hakkında hoslanmadiginiz her şeyi yazın, görüşmede de tek tek konuşun.

Bunların hepsini de çocuk için yapacaksanız. Yapamiyorsaniz bir an önce boşanın ki çocuğun da hayatı bir düzene girsin.

Umarım çocuğunuz için her şeyin en iyisi olur.
+2
makbur
(19.10.25)
birkaç haftadır neredeyse her haftasonu benzer duyurular ekliyorsunuz, çoğunda da amacınız size "haklı" olduğunuzun söylenmesi gibi geliyor. bunu duymak için de (@nahtoderfahrung +1) anlatımlarınız fazlaca yanlı geliyor. kendinizi pirüpak göstermeye çalışıyorsunuz.

eğer yanılıyorsam da ciddi bir iletişim probleminiz var demektir ki eşinize ve hatta eşinizin ailesine bir türlü bu iyi niyetinizi anlatamıyorsunuz. zira eşinizle yaşadığınız olayı sıcağı sıcağına kaynana ve kaynataya ayrı ayrı aktarmak istemeniz bence aşırı. onların yerinde olsam sabah sabah damat niye beni arıyor, mesaj atıyor der keyfimi kaçırdığı için de sinirlenirdim.

bir de çocuğun her şeyi reddedip, bağırması ve o durumda işine gelen ebeveyn hangisiyse ona yönelmek istemesi bence doğal. sizin buna gösterdiğiniz tepki ise abartı (hatta anlamsız gibi geliyor). zaten bu davranışınız da gününüzün geri kalanını şekillendirmiş.
+4
tnz
(19.10.25)
Uzun uzun yazamayacağım ama ikinizde haksızsınız+1 aranızı düzeltmenin yokuna bakın yoksa işin sonu avukat
İki tarafında fiziksel şiddeti doğru değil sırf bu bile yardımla çözülmesi gereken bir durum
0
basond
(19.10.25)
Çocuk iyi evliliği bozar, kötü evliliği boşar. Bunu bilerek anlaşmanın yolunu bulun. Yoksa çok da uzatmayın. Sonu boşanma olacaksa, ucunda bunu görüyorsan, ya şimdi ya 15 sene sonra.
+1
gabe h coud
(19.10.25)
İkiniz de haksızsınız, +1.

Karşı tarafın iyi kötü neyi yanlış yaptığını görüyorsunuz ama öz eleştiri için; "bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı" sorusuna eşiniz "annen kahvaltı yapmıştır zaten" diyor, kibarca hayır diyor. Ve siz bu cevabı kabul etmek istemiyorsunuz. Üzerine anneniz zaten haftada 5 gün çocuklarınıza bakıyor. Ortada gerçekten karşı tarafı bayan ve sizin farketmediğiniz bir durum var.

"Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var." Bu başlı başına başka bir duyuru konusu. Buna verdiğiniz misilleme ayrıca yanlış. Haklıyken haksız duruma düşüyorsunuz.

"Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor."
İlk olarak sinir krizine giren birinin üzerine gitmek çok yardımcı olmaz. İkinci olarak siz kimsiniz de kime nereye gitmesini ne yapmasını emrediyorsunuz. Çok istiyorsanız en başından tamam ben annemle kahvaltı yapmak istiyorum çocuk kimde kalsın diyin, planınızı yapın.

İki tarafın da sıkıntıları var ama amacınız çözüm bulmak, sorun çözmek değil.

my 2 cents:
-İki tarafta aklında olanları içinde biriktirmeden, sakin sakin paylaşmalı.
-Her konuda anlaşmak ve orta yolu bulmak zorunda değilsiniz. İnsanların sizin annenizle iletişiminizi kısıtlayamacağı gibi, kendi hayatına eşinin ailesini, eşi her istediğinde sokmama, görmeme, kahvaltı yapmak istememe hakkı olduğuna da inanıyourm.
-“yanıma hiç yakışmıyorsun" laf değil, altında yatan ne ise konuşmak lazım.
- tokat kısmına hiç girmiyorum, oturun siz kendi adınıza samimi olarak özür dileyin.
+2
archmage mahmut
(19.10.25)
evli değilim ama
hem haftada 5 gün annem bebeme baksın ---hal böyleyken nasıl kadınla haftaboyu görüşmemiş oluyorsunuz hiç anlamadım? ışınlayarak mı gönderiyorsunuz çocuğu?--
hem de h.sonu annemle birlikte kahvaltı yapalım, diye bir dünya yok...koca olarak bu beklentiniz aşırı saçma.

o dünyanın olması için mesela oldukça ataerkil yetişmiş bir aileden bir eşiniz olması (yani cidden "kız almış" olmanız) lazımdı. mesela benim dışardan gayet modern, çalışan kadın vs olan kardeşim esasen böyledir, "gelin ettik" gitti babasının evine sadece senede 2 kere yarım saat geliyor. ailem fazlaca ataerkil o yüzden kimse için tuhaf değil durumlar -ben hariç, benim kafam ayrı çünkü. neyse, gidip böyle birini "alaydınız" madem böyle bir evlilik istiyorduysanız...

ya da mesela annenizle eşiniz kanka gibi filan olmalı onu sizin "gariban" anneniz olarak değil kendi kankası olarak görmeli.

her türlü, bunu sorun etmeden yapacak (şehirli, modern, çalışan vs.) kadın sayısı oldukça azdır. cidden etrafımda 1 elin parmağını geçmez yani.

5 gün k.valiyeye çocuk bırakmış gelin bir de h.sonu onunla kahvaltı yapacak...bunu "olağan" görüyorsanız o da "anasının oğluşu" der size..işler çirkinleşir. bunu nasıl normal görüyorsunuz? siz hangi gezegende yaşıyorsunuz? kaynana yahu sonuçta, isterse melek olsun. hayret bişeysiniz.

ha eşiniz de çok normal bir insan olsa, zaten annen 5 gün bakıyor, biz birlikte azıcık zamana sahibiz, gel şöyle bir program yapalım der normal makul konuşulurdu. o sizin aileyle kendi ailesini yarıştırıyor, çocuğu götüremezsin diye pazarlıklar filan ,korkunç. burada da onun tuhaf kafasını görüyoruz bence.

eşiniz işine kafası rahat devam etmek, bakıcı parası vermemek, istediği gibi çocuğu geç almak filan türü konforlar için k.valideye çocuk baktırıyor evet, (e aynı rahatlıklar sizin için de var ama sizin anneniz, onun değil, ona minnet borcu çıkıyor, gıcık bir durum...). yüksek ihtimalle siz 2niz anneniz olmasa zaten çocuk filan da büyütemezsiniz de ortalama Türk gibi siz de ailelere güvenip yapmışsınız işte. sonra neden 20 yaşında evlenen köylü gibi aileler herşeyin içinde deniyor, kuzum aileler olmasa hayatta kalamıyorlar çünkü, ondan olabilir mi?

neyse, eş bu duruma karşı zaten öfkeli (kendi çocuğunu kendisi büyütemiyor) olduğu için pasif agresif şeyler yapıyor. bu model türk kadını genellikle olmasını istediği ama olduramadığı şeylere karşı böyledir. intibam bu yönde... çünkü olmasını istediği o şeylere layıktır aslında.

misal sizin mesleğiniz değil de x meslek birini istemiştir, k.valideye baktırmak değil yabancı dadı isterdi, ama oluyor mu bunlar. olmuyor. e öyle bir imkan yok.
enteresan şekilde yine aynı türk kadını bu imkanları sunmasını da eşten beklediğine göre (çünkü neden evlendik o zaman?) öfkeleneceği kişi sizsiniz...."yanına yakışmıyor"sunuz. (ya da kendi fikrince layığını bulamadığı için aslında kendinedir öfkesi artık bu kadarı psikiyatrist işi benim işim değil)

kısacası ne o sizin beklentilerinizi karşılıyor ne de siz onun beklentilerini karşılıyorsunuz...böyle anladım.

boşanınca aşırı iyi bir nafaka ev araba herşeyi vermeyecekseniz öfkelenir öfkelenir geçer, şu anda boşanmaz. tümden deli değilse, onu tek bir konudan bilemedim açıkçası.
kadının şimdi yükü 80se boşansa 180 olacak çünkü. küçük çocukla boşanmak kolay değil. çocuk tamamen kadına kalıyor. kadın daha toka takarken deliriyorsa yemez yani boşanmak. çocuk büyüdükten sonra bu durum değişir.

ha 1-kadının aileden filan durumu iyiyse 2-cinsel hayatınız kötüyse 3-size olan öfkesinin arkasında başka birisinin ilgisi de varsa, o zaman o boşar zaten.

sevgi nerede burada...
valla bilemedim. ortada seven biri var gibi geçmedi konu. birbirine tokat atabiliyorsan sevmiyorsundur , bencesi böyle.
+2
subcomponent
(19.10.25)
boşan diyenlere bakma sen kardeşim.
sorumluluk sahibi, çözüm arayan bir baba için çıkış yolu her zaman vardır.

Annenle olan bağını korumak istiyorsan, bunu eşinle çatışmadan değil, uzlaşarak yapmanın yollarını ara
-2
jamswety
(19.10.25)
Resmen sen haklısın diyelim diye acayip taraflı şekilde anlatmışsın ama evli bir birey olarak haksızlığın buram buram kokuyor.

Karının tek hatası çocuğa bağırmak ve sert davranmak. Bu büyük bir hata. Geri kalan her şeyde sen haksızsın. Böyle bir kocam olsa zevkle boşardım. Öyle bir boşardım ki boşadığım için aklıma geldikçe sevinç duyardım.

“Yaşlı zavallı anneciğin” ile zaten haftanın 5 günü görüşüyorsunuz sanki aylarca görüşmemiş gibi bir haftasonucuk kahvaltıcık diye küçültmeye gerek yok. O kadar yaşlıysa çocuk baktırmayın zaten orda çelişki var.
Tüm hafta içi çalışıp yorgun argın bir tek haftasonunu bekliyorsun ve o da ne? Haftasonu yine KAYNANA. Oldu mu yani kim kabul eder bunu? Bir de emrivaki yapmaklar geleceksin diye bağırıp çağırmalar.

Üf yazamayacağım daha fazla sinirlerim bozuldu. Evli çocuklu bir insan olarak bunları okuyunca cinnet geliyor bana. Gidip kocamı öpüp şükür edeceğim. millette ne adamlar var ya.
+2
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
haklı olduğun taraflar çok ama taraflı anlatıyorsan bilemiyorum. tokat işi çok yanlış. uç bir nokta. çocuğu bir yetişkine bırakıp 1-2 saat baş başa konuşmayı deneyin. iki tarafın da adım attığı bir konuşma olursa sürüyor öbür türlüsü zaten mahkeme.
0
summerjam0306
(19.10.25)
kanka boşa gitsin. sana tokat atma gibi bir şeye cürret ediyorsa ahlaksızın önde gidenidir. yanıma yakışmıyorsun falan ne demek. ben olsam dünyanın kaç bucak olduğunu çok fena gösterirdim ona. erkek ol ve boşa. hiç ılımlı olayım anlayış göstereyim deme. bu tipler öyle şeyleri prenseslik olarak adlandırır. acıma.
-1
archmeister8
(19.10.25)
Çocuğunuz çok muhtemelen normalde annesinin sözünü dinleyecekken, sizin vereceğiniz tepkiyi bildiği için huysuzluğu artmış.

Kadın gayet kibarca kahvaltıyı annenizle yapmak istememiş, üstelik başka arkadaşlarıyla olan planı “cezalandırmak için” iptal etmenize rağmen kibar davranmış yine, siz emrivaki yapmışsınız. Üstüne de odaya çekip “had bildirmişsiniz”, üstüne de kadını kendi anasına babasına şikayet etmişsiniz hem de annenizle bir olup.
Ya allah eşinize sabır versin. Bir kadını ne kadar bunaltabilirseniz o kadar bunaltmışsınız. Şiddet kötü bir tepki ikiniz için de, hele de evde çocuk varken haklı görmüyorum ama bir kediyi bile bu kadar köşeye sıkıştırırsanız, tırmalar.
+6
physcos physcos
(19.10.25)
Bitmiş okeye dönüyorsunuz. Boşa zaman kaybetmeden boşanın. Ben böyle evliliklerin devam etmesini ve devam etmesini tavsiye edenleri anlamıyorum. Mesela siz bu saatten sonra nasıl seks yapabileceksiniz ki?
Sizinki evlilik değil ev arkadaşlığı olacak.
İşte birbirinizi tam anlamıyla tanımadan 5 yıl evli kalmadan çocuk yapmamak bu yüzden önemli.
+1
dawsonscreek
(19.10.25)
ikiniz de anormalsiniz. sakın boşanmayın, başka insanlarla evlenip onların da başını yakmayın
0
benarrivo
(19.10.25)
karın haklı.

annenle her hafta sonu görüşmek zorunda mı? zaten annen haftanın beş günü evinizde görünüşe göre. zorla kahvaltı yaptırtmaya çalışıyorsun, kadın istemiyorken. sonra tartışıyorsunuz ve anne babasına ispiyonluyorsun. pardon sen nasıl bir yetişkinsin? onun kendi annesiyle dertleşmesi ile senin aileleri karıştırman ve onu anne babasına şikayet edip durman aynı şey mi? kadından fiziksel olarak da uzaklaşmışsın ki çoğu aldatmalar ve boşanmaların kaynağı yatak odası. tabii senin duygularını da anlıyorum bu noktada ama yanlış bir davranış. bunun dışında söz verdiğin geziyi sırf ceza olması için iptal ediyorsun, halbuki belki gitseniz eşin sana minnet duyacak ve aranızdaki buzlar eriyecek.

kadın yorgunluğunu ve bıkkınlığını çocuğuna yansıtıyor olabilir ama ne korkunç bir anne!!!! demeden önce kanını canını çocuğu için verebileceğini düşünüyorum ben, burada eşinin yanlışı aranızdaki olumsuzlukları çocuğa yansıtmak.

haksızsın.

edit: sondan başlayarak yorumları okumaya başladım, physcos physcos +1 çocuğun annesinin sözünü dinlememesi de babasının nasıl davranacağını bilmesi. üstelik gidip kadına küfrediyorsun yok yere.

edit2: hızımı alamadım, Gradient_tabanlı_mor +1
+3
deartheodosia
(19.10.25)
düzenleyemedim, eşinin “yanıma yakışmıyorsun” demesi de muhtemelen onu yatak odasında reddedip durmandan kaynaklı bir yorum.
+1
deartheodosia
(19.10.25)
Eşin senin her hareketini abartmış. Sen anne sevgisini biraz abartmışsın çünkü eşin sen değil, ona göre bu hafta nasıl geçti bilmiyoruz, sen de bilmiyorsun, belki farklı şekilde rahatlamaya ihtiyacı var. Evli çiftlerin her hafta sonu anne baba ziyaretine gitmesi bana çocukluktan çıkılamadığını düşündürüyor.

Burada sorun senin eşini görmüyor, ihtiyaçlarını (özellikle duygusal ihtiyaçlarını) fark etmiyor olman, ben öyle anladım. Çünkü bir kadın çocuğuna bu kadar basit bir şeyden öfkelenmez. Belli ki deli gibi dolu, ağzından burnundan taşıyor.

Her hafta sonu anneni görmeyin. Onun annesini de görmeyin. Yaşlı sevindirmek tamam ama önce siz önemlisiniz. Eşin bunalmışsa önce onu ferahlatmak zorundasın, annen ikinci planda artık bu hayatta. Çünkü sen bir kadınla evlisin. Anneni yok say demiyorum, annenle bu kadar sık görüşme, hele ki eşin iyi değilse eşini rahatlatmadan hiç görüşme.

Bir ailenin annesi mutluysa o aile her türlü mutlu olur. Bu anne senin annen değil eşin. Bir kadını mutlu edecek tek kişi ise eşidir arkadaşım, başka kimse değildir.
0
muhayyer divan
(20.10.25)
öncelikle boşanmayın bence. en en son çözüm bu olmalı.

biri demiş eşin çok yıpranmış çocuktan çıkarıyor diye yüzde yüz katılıyorum bu yoruma. siz el bebek gül bebek büyütülmüş olabilirsiniz gariban ananız tarafından ama çağ değişti şartlar değişti bi kez olsun karınıza sordunuz mu neyin var seni bu hale getiren nedir diye?

haftada beş gün anneniz bakmıyor mu çocuğunuza? bir de haftasonu neden annenizle vakit geçirme ihtiyacı duyuyorsunuz? benim kocam peş peşe iki gün kendi annesi babasıyla vakit geçirince üçüncü gün fazla geliyor istemiyor kaçıyor normal değil sizin anne bağımlılığınız.

biri daha demiş sizden yüz buluyor, çocuk annesini dinlemiyor. ikilik yaratmayın çocuğun hayatında. böyle böyle anne kötü oluyor.

eşinizle ciddi konuşun belli ki bir sorunu var. evden bunalmış olabilir işten bunalmış olabilir. hiçbir şey yapmamaktan bunalmış olabilir. mutlu bir kadın ne bunları size yaşatır ne de çocuğunuza. kendi ister annenizle hep buluşmak.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Boşanmak çözüm değil ben boşandım bu anne düşkünlüğünü çözemedim. Evliyken annesinden çıkmazdı şimdi de velayeti bende olan çocuk her dakika annesinde olsun istiyor eski eşim. Çocuğun okulu ödevi hak getire, kafaların değişmesi lazım. Haftanın altı gününü bir çocuğun babaanne ile geçirmesi normal değil. Çalışan anne çocuğu ile sadece haftasonu etkinlik planlayabiliyor onu da kayınvalide ile neden geçirsin?

Aranızda saygı kalmamış tokat, kötü söz vs. çok çirkin ama çözüm eşinizin kök ailesi olmamalı. Aile olan siz eşiniz ve çocuğunuz sorunun çözüleceği yer de sizin eviniz. Aranızda uzun uzun konuşun ve kesinlikle destek alın derim.
+1
cilekli pasta
(20.10.25)
annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
-6
🌸mahmuttt
(20.10.25)
Alışkın olduğum bir sahne gözümün önüne geldi.

Bana göre sen haklısın ama senin de bazı olumsuz davranışların var belli ki.

"yanıma yakışmıyorsun" lafı çok kritik, boşa söylenmez. Barışsanız bile buranın üzerine git.
Böyle bir kadına karşı yapılacak şeyler çok sınırlı. Ailelere haber salmakta da iyi yapmışsın, neyin ne olduğunu bilsinler, herkes kendine çeki düzen versin. Arada çocuk olduğu için alttan alan kişi sen olman lazım. Biliyorum içinden gelmeyecek ama yalandan da olsa git özür dile, çiçek al, hediye al. hevesle story atacağı mekanlara götür.

2-3 gün geçtikten sonra psikoloğa gidelim iyi gelir de (ilk başta genelde ret ediyorlar uzatma, ara ara lafı geçirerek ikna etmeye çalış).

ilişki sıklığını arttırın bunun çok faydası oluyor.
0
duyuruuser
(20.10.25)
geçmiş olsun.

anlattığınız ortamda en olgun kişinin 2 yaşındaki çocuk olması çok acı.

sizin iki eş arasında olan rekabet ve üstünlük kurma hevesini kırmanız lazım.
+2
galahad reloaded
(20.10.25)
Bir eşiktesiniz, sevginin vb durumların bittiği, olgunluğun ve birbirinizin kararlarına saygı duyma evresinin başlayacağı, aynı zamanda çocuğun durumunu da dikkate alarak normal insanlar gibi yaşayacağınız bir geçiş bu.
Bu durum biraz sürebilir, neredeyse her evlilikte oluyor, bir tarafın sakin kalarak kendini geri çekmesi lazım.
Zor bir durum değerlendirmek tabi size kalmış ancak bu eşiği aşsanız bile ben bu evliliği çok sürdürülebilir bulmuyorum mutluluk açısından, mutlu olduğunuzu düşünmüyorum.

İkinizin de haklı ya da haksız olduğunuzu da düşünmüyorum, sadece bir uyumsuzluk gözlemliyorum. bu tür durumlar bir kök sebebin tetikleyicisi, dediğim gibi bekleyerek ve olgunlaşarak, ya da bir bilene giderek bu sorunları çözebilirsiniz. Ama ne olur çocuğu bunlarla etkilemeyin.
0
va
(20.10.25)
Eşinizin çocuğa zorla toka takmasına sinir oldum çocuk ne istiyorsa onu yapmak çok zor değil herhalde. Tokası olsa ne olur olmasa ne olur.

Haftanın beş günü gördüğü kaynanasını herrr hafta sonu da kadın görmek istemiyor bundan daha doğal ne olabilir? Siz gidin görün, kadını niye peşinizden sürüklüyorsunuz?

Arayıp velisine şikayet ettiğiniz yeri okurken patladım kusura bakmayın :d evlisiniz ve çocuğunuz var ya aileleriniz niye bu kadar her şeyin içinde? Bir yuva kurduğunuzun farkında değilsiniz, üzücü.
+3
sadakatsiz
(20.10.25)
reyiz halen daha anne bağımlılığını göremiyorsun bir de anlayış bekliyorsun.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Acilen boşan.

çocuğu yapmış nafakayı garanti altına almış kadın sendorumu yaşatıyor sana.

''yanıma yakışmıyorsun'' kasıtlı bilerek düşünerek söylenmiş bir söz.
0
xu
(20.10.25)
yanıma yakışmıyorsun lafı neyin lafıymış onu bir aç.
seni mi beğenmiyor artık.
çok mu güzel kadın.
işin sonu aldatmaya varmasın sonra?
eğer böyle bir durum yoksa boşanma.
oturup güzelce konuşun. kadın biraz sıkıntılı sen daha mantıklısın.
en azından bu aralar biraz daha idare et.
sen bayağı darlanmışsın.
0
OgutucuRecep
(20.10.25)
ben ailelerin araya sokulmasini anlattiginiz sekilde yanlis buluyorum, kendi iliskimde kesinlikle yapmayacagim bir sey. bence evlilik iki kisi arasindadir. ama elbette tercih ve yetistirilme meselesi. siz nasil uygun goruyorsaniz.
cocugunuzu neden krese vermeyi, belki en azindan haftada bir kac gun dusunmuyorsunuz? 2-3 yasindan itibaren cocuklarin yasitlari ile oyun oynamaya ve ebeveynlerine ihtiyaclari var aslinda daha cok, anneanne/babaanne'den ziyade. ben bunun ayrica evliliginizi de degistirecegini dusunuyorum, zira eslerin de birlikte kaliteli zaman gecirmeye ihtiyaci var, simdi sanki anlattiklarinizdan daha cok ailelerle birlikte toplu bir evlilik gibi geldi kulaga. zira mesela cocugunuz haftada 2-3 gun krese gitse, haftada bir aksam annenizden cocuga bakmasini isteyip esinizle birlikte sinemaya gidebilirsiniz belki, bir yemege cikarsiniz? bu hali ile, evden ise isten eve, e anne zaten her gun cocuga bakiyor, bir de bir aksam da baksin istenmez. ben anlattiginiz yasamda bogulurdum diye dusunuyorum.
ayrica unutmayin, bu kadinla evlenmenizin bir nedeni var. bir noktada begenmissiniz, o donemde yaptiginiz her ne idiyse o donemde keyif almissiniz, onlari hatirlamaniz onemli, her ikinizin de. birbirinizi sevdiginiz donemi, birbirinizde ve birlikte sevdiginiz seyleri hatirlamak onemli. bu anlattiginiz programda bunlari unutup kaybolmak cok normal.
ancak elbette, dedigim gibi hem herkesin hayati, aliskanliklari bambaska hem de disardan konusmak daha kolay.
0
kassiopeia
(20.10.25)
Oncelikle cocugun yaninda esine kufur etmen muthis yanlis. Bu gibi hareketleri yapiyorsan esinin psikolojik durumunu sen bozmus olabilirsin.

Bunun disinda anlattiklarinda haksiz oldugun bir konu gormedim. Anlattigin davranislari hic uygun degil. Ailesine durumu anlatmakla iyi yapmissin. Esine saygisizlik yapan kadinla aile olmaz. Ayrica buradan tavsiye almani onermem, anne bagimliligiyla konunun alakasi bile yok.

Cocugu boyle bir ortama daha fazla maruz birakmadan bir sekilde cozersiniz umarim. Tam psikolojisinin oturacagi yaslar ve hep sandigindan fazla seyi gorur, hisseder ve anlarlar.
0
osssy
(20.10.25)
neredeyse aynı şeyleri yaşadığım için sizi çok iyi anlıyorum. anne bağımlılığı vesaire kimseyi dinlemeyin. eşiniz yokken anneniz vardı. anneye gidilecek. anneye gidilmiyorsa kimseye gidilmeyecek. bu kadar basit.

ancak ne olursa olsun sizi tek taraflı okuduk, sizin de kabahatleriniz olmuştur. karşılıklı tokatlar falan ne oluyoruz? iki tarafın da kabahati olmadan işler bu raddeye gelmez. bu noktada suç ile kabahati ayırmak lazım. suçunuz yoktur ancak mesele buraya gelmeden bazı şeylerin önlemini almanız gerekiyordu. örnek vereyim. ben boşanmış biriyim. boşanma sebebim eşimi gereğinden fazla serbest bırakmak. çocuktan sonra işini bıraktı, bir süre çocuğa baktı ancak çocuk okula başlayınca sürekli gezmeye başladı. okul tatillerinde de sürekli memleketine ailesinin yanına gitti çocukla. halbuki şimdi anlıyorum, bağırıp çağırıp evde oturtacakmışım. karşı tarafa müsamaha göstermeyi, bazen iyilik ya da saygı zannediyoruz ancak karşı tarafı kendi hatalarından da korumamız gerekiyor. gerektiğinde sesinizi yükselterek.

bu anlattıklarınız çerçevesinde sizin tek hatanız, şiddete şiddetle karşılık vermek olmuş. yanlış. yanlışa yanlışla cevap verilmez ve ne olursa olsun siz erkeksiniz, onun tokadı ile sizin tokadınız bir olmaz.
-4
co2s2
(20.10.25)
Eşin hafta içi çalışıyormuş, o halde hafta sonunda aile ile ecirmek istemeyebilir. Sizin zorlamanın saçma. Sizinle kahvaltı yapmak isteyebilir ama her hafta zorlaman saçma. Ayda bir normal. Ve bunu eşinle paylaşırsan kabul edecektir,kabul etmiyorsa o zaman haksız duruma geçer. Ayda bir de onun ailesine gidersiniz.
Bu arada sen anneni daha sil görmek istiyorsan kimse sana karışamaz. Git görüş ancak bebeğini götürme. Çünkü kadın zaten 5 gün yorulmuştur. Extra zorluk çıkarıyorsun..bal olsa yenmez her gün.

Eşine neden sürekli had bildirme derdindesin? İletişim kuramıyorum bu da ilk hatalının sen oluğunu gösteriyor. Saçını acımıyorsa al coxugu kalır,annesi yakala akala diyip oyuna cevir,coxugu yatakta ye,üzerine esini de at,onu da ..o anı geçir. Ama sen ne yapıyorsun küfür ediyorsun. Bence olayları idare etme sürecinde sorunlu birisin.
Kusura bakma ama eşinin haksız olduğu her noktanın öncesinde senin haklı davranışın olduğu için havanın büyüğü sende
0
hacirotti
(06.11.25)
(23)

Düğün yapmak/yapmamak

incelikler yüzünden
Düğün hakkında ne düşünüyorsunuz? şimdiki aklınız olsa yapar mıydınız/yapacak mısınız? Bazen gereksiz masraf bazen de zaten bir kere evleniyoruz mantığıyla yapılmalı diye düşünüyorum.Sizce?
Düğün hakkında ne düşünüyorsunuz? şimdiki aklınız olsa yapar mıydınız/yapacak mısınız?
Bazen gereksiz masraf bazen de zaten bir kere evleniyoruz mantığıyla yapılmalı diye düşünüyorum.
Sizce?
0
incelikler yüzünden
(19.10.25)
Düğün bütçeye göre düşünüldüğünde gereksiz masraf da olabilir aksi gibi kalıcı bi anı da olabilir. 150-200k bandında 250-300 kişilik yemeksiz, kokteyl menülü düğünleri yapabiliyorsunuz. Öyle dandik salonlarda da değil otelde vs. İmkanın varsa yapılacak bir şey bence.
0
mermaidd
(19.10.25)
bekarım. sıcak bakmıyorum. ancak olur da eşim olacak kişi isterse her şekilde yaparım.

gereksiz masraf. zaten türkiye'deki düğünler sıkıcı ve kimsenin eğlenmediği gereksiz bir aktivite. millet takıyı takıp kaçıyor. gelen takı da zaten çok az. düğün yapana kadar nikah salonunda nikah kıyıp, takıları orada alıp dağılmak daha mantıklı.
0
tabudeviren
(19.10.25)
ben erkeğim, düğün sevmem kendi düğünümde bile pek oynamadım. FAKAT iyi ki yaptık. Ama bizim yurtdışına gitme planımız vardı (ve gerçekleştirdik), akrabaları bir arada görme fikri iyi gelmişti ve bence harika da oldu. Bir daha bazılarını belki çok nadir göreceğim, kimini hiç göremeyeceğim. O açıdan bence duygusal bir etkinlikti. Tabii o akrabaları sevip sevmemekle de ilgili, ben seviyorum ve sevdiklerimi çağırdım tabii. Eşim için de aynı şekilde. Hani düğün yapmasak nikah sonrası bazılarıyla yemek mi organize etsek demiştik ama benzer kafaya geleceği için düğün yaptık en son.
0
nhk ni youkosu
(19.10.25)
gereksiz masraf. yalnızca düğünden değil diğer mevzulardan da kısacağım. beğenmeyen köyüne dönsün.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.10.25)
tamamen bütçe meselesi. biz düğünümüzü arkadaşlarımız ve iş çevremizle dopdolu bir eğlence yaşamak için yaptık. çok da mutlu olduk, üzerinden 1.5 sene geçti hala pozitif yorumlar alıyoruz. afterımız da vardı, sabah 5'e kadar falan eğlendik. o sebeple gram pişman değilim. ama bütçe yoksa ve yapmış olmak için içe sinmeyecek bir şey yapılacaksa gerek yok bence, nikah+ ufak bi kokteyl, altınları topla, devamke. belki sonra arkadaş grubuyla bir eğlenceye akarsın olur biter.
0
awlmi
(19.10.25)
güzel bahçesi olan bir otelde, kokteyl tarzında bir düğün yaptık. bizim seçtiğimiz parçaları çalan gitar ve flüt ikilisi vardı. oyun havaları falan olmadı. sonra after'da coşuldu o ayrı tabi. aslında hiç istediğim bişey değildi düğün ama böylesi de güzel oldu. sade ve sakin.
0
scudman1
(19.10.25)
o zaman da eşim istediği için yaptım.

çok gereksiz anlamsız ama yapılıyor sonunda.
0
gurur
(19.10.25)
Türkiye düğün kültürü olan bir ülke. Bu genlerimize işlemiş, ruhumuza işlemiş, çocukken katıldığımız düğünlerden bilinçaltımıza işlemiş. O sebeble ben Türkiyede yaşayan birinin evlenirken düğün yapması gerektiğini düşünüyorum. Evet bence de mafdi açıdan bakıldığı takdirde bir bakıma gereksiz ama öyle işte. Bazen atalardan gelen çizgiyi takip etmek iyidir.
0
mobydick
(19.10.25)
Yapmak istemiyorum. Evleneceğim yok zaten ama düşüncem bu. Kendimi farklı göstermek istemiyorum ama cidden Türk kültürü bana uygun değil. Ben geline damattan ne istiyorsun denmesini bile anormal buluyorum. Sana ne ya. Buna ciddi ciddi şu kadar altın diyenler var. Midem bulanıyor bunlardan. Müslümanım ama kilisede sade bir şekilde evlenen çiftlere o kadar özeniyorum ki. Mal alıp satar gibi davranmak yok, sade kıyafetler, sessizlik, herkes oturuyor, dinliyor. Tam benlik olay.
-1
arbre
(19.10.25)
nişan, kına, düğün = görgüsüzlük, varoşluk

"gecenin yıldızı ben olayım, en güzeli/yakışıklısı ben olayım, herkes benimle ilgilensin, herkes beni övsün, gelinliğimle kraliçe gibi ortada gezeyim, ne kadar zengin olduğumuzu görsünler, nasıl büyük bir sülale olduğumuzu görsünler, nasıl da her şeyin en güzelini en özelini en kalitelisini planlayabildiğimizi görsünler, havamızı atalım, dostu düşmanı çatlatalım" diyenlerin ego şişirme etkinlikleri. ilgi manyaklığı kısaca.

kimsenin eğlendiğini düşünmüyorum. gelinle damat yorgunluktan ve stresten mahvoluyorlar. çok kasıntı her şey, çok zorlama. en ufak bir pürüzde düşen suratlar, çıkan kavgalar... hele ki masraflarının aşırı uçuk olması...

hiçbirini istemiyorum. hiçbirini yapmamış arkadaşım, yapmış diğer arkadaşlarımdan bin kat daha mutlu. yapmış arkadaşlarımın da çektiği çileleri ve ettikleri kavgaları gördüm. nişan günü nişan atan oldu resmen. takı için ya takı.

rezillikten başka bir şey değil. bunların borçları yüzünden gerilen yeni evli çift, borçlar bitmeden boşanmaya çalışıyorlar sonra.
0
art cat chocolate
(19.10.25)
gelecek kitle düğün salonu pasta kuruyemiş limonata kitlesi ise yapma.

ha yüksek kalite otel balo salonu kitlesi ise yap.

düğün salonu kitlesinden salonun parası bile çıkmayıp rezil bir gece yaşarken diğer kitleden hem eğlenir hem masraflara ortak olur insanlar.zihniyet işi bu işler.
burada tek savunduğum düğün şekli aşiret düğünleri olabilir ancak.oda malum sebepler anlıyorsun.
0
jamswety
(19.10.25)
Ben düğün istemiyordum eşim de istemiyordu ama eşimin ailesi yapmak istedi.
Bir gelinlik aldım, eşimin memleketine gittim 2 gece otelde kaldık. Öyle misafir gibi hiç bir şeyine dahil olmadan konu mankeni gibi durdum 2 saat ve geri döndüm. Bence güzel oldu. Zaten çok büyük bir organizasyon değildi ufak bit şey yapıldı. Takıları aldık geldik. Memnunum iyi ki yapmışız.
0
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
Alkolsüz düğün konseptini hiç sevmiyorum; küçükken de büyürken de hiç sevmezdim, düğünde kalkıp oynamayı birilerinin yakasına koluna vs bir şeyler takmayı aşırı cringe bulurdum, hala öyleyim. Ama dün mesela liseden bir arkadaşımın düğününe katıldım Gümüşsuyu tarafında müthiş bir otelin terasında; aslında düğün değil etkinlik gibiydi. Sınırsız içki barı, acayip güzel sunumlar sürekli yemekler tatlılar, full ekip 15 yıldır düzenli görüşüyor o yüzden aşırı eğlenceli grup. Bir yandan networking ortamı, insanlarla tanışıyorsun bir sürü yerli yabancı :D Güzel bence. Bunun gibi "etkinlik" tarzı şeyleri seviyorum. Ben de yapabilirim, isterim yani. Dostlarım yesin içsin dibine kadar, para dediğin nedir zaten sevdiklerinle ezmedikten sonra.
-1
vedatchilipeppers
(19.10.25)
düğün yapmadım. zaten istediğim bir şey de değildi. üstüne bir de fiyatları duyunca zaten hiç düşünmedim bile. aklım da kalmadı. ama ailem çok istediği için kına yaptık. yine salon tutuldu vs ama ailem yaptığı için ben pek bi masrafa karışmadım. kınayı da hiç istemiyordu ama eğlendim açıkçası. oynadık ettik dağıldık. bu mantıkla düşünürsek param olsaydı eğer düğün yapardım, kına yapmazdım. eğleniyorsun bi şekilde. ama çok masraflı yani gelen takıyı salona ve yemeğe verecekseniz bi manası yok.
0
elorelia
(20.10.25)
düğün kına vs. herhangi bir şey yapmadık, pişman da olmadık 2 senedir.
0
lalu
(20.10.25)
Küçük yerlerde çok karlı bir organizasyon. Nişan ve düğün masraflarını aileler öder, altınlar evlenenlere kalır.
Abimler sünnet düğünü yapacaklar bu yaz. Çevreleri çok geniş. Masrafın çok üstünde altın geleceğini bildikleri için yapmamak olasılık dahilinde bile değil.
Ben oldum bittim sevmem düğünleri; ki Trakya düğünleri nispeten eğlenceli ve bol alkollü olur genelde.
0
auroraaurora
(20.10.25)
Yapmadım. Yine olsa yine yapmam.
0
sadakatsiz
(20.10.25)
davullu zurnalı, müzikli, dansözlü, içkili bir düğün. hatta sokak düğünü. yoldan geçen de katılsın. şu çorak topraklara bir damla su yağsın.

geçen ay bizim komşu özel kostümlü orkestra çağırmış evin önüne çok eğlendik.

nikah salonunda evlenmek gelin bana para takın sonra kaybolun demek değil de nedir?
0
yurtsuz john
(20.10.25)
Tek mantıklı tarafı takıları toplamak. genelde düğüne yapılan masraf arttıkça yapılacak hasılat miktarı da artar. fakat bu hasılat bir yerde doyuma ulaşır ve saturasyona girer. Bu yüzden (hasılat-düğün masrafı) denkleminin maksimum olduğu yeri bulmak lazım.
0
bobinhoo
(20.10.25)
bir daha yaşama şansınız olmayan bir anı. tamamen gelin ve damadın istediği şekilde yapılan bir düğün iyidir.
0
co2s2
(20.10.25)
Gelecek ay evleniyoruz. Nikah ve akşamında arkadaşlarla (20-30 kişi) eğlence planladık. İkimiz de çekirdek aile dışındaki akrabalarımızı pek sevmiyoruz, nikaha gelmeseler de üzülmeyiz yani. Altın takacak olanlar nikaha da gelip takar zaten, öyle düğün yapalım daha çok kişi altın takar gibi bir çevremiz de yok. Eğlenmek istediğimiz arkadaşlarımızla akşam eğleneceğimiz bir etkinlik de planladık. Öyle olunca düğüne ihtiyaç duymadık ki ikimiz de pek istemiyoruz zaten. Ayrıca kasımda da böyle açık hava düğünü zaten zor, kasımda nikah yaza düğün konseptini de manasız buluyorum (yapan arkadaşım var). Ezcümle ortak kararla ve ailelerin de aksi yönde bir tutumu olmamasıyla düğünsüz bir evlilik gerçekleştireceğiz önümüzdeki ay :)
0
nundu
(20.10.25)
nişan, kına, kız çıkarma ve düğün yapmadık. bu yönde çok talepler oldu, gerginlikler yaşandı. Gene de yapmadık ve bugün olsa gene yapmam, zerre pişmanlığım yok sadece nikahtaki kaosu ve rezilliği görmem bile ne kadar doğru karar verdiğimi gösterdi bana.
0
denizgonen
(20.10.25)
2 şehirde de düğün yaptık, nişan da yapmıştık o küçüktü evin terasında yapmıştık, kına gecesi de yaptım. hepsi çok güzeldi, iyi ki yapmışız. evliliğimin 5. senesinde yine kutlama yapacağım, 5 senede bir tekrarlamayı düşünüyorum. yine olsa yine yaparım.
0
ofelia
(23.10.25)
(6)

Boşanma davasında avukatlık ücretleri hk

tuborg yesili
boşanma avukatı nakit 150bin istiyor, davayı kazanırsa da malların % 10 u kadar ücret, 10 mio ise mesela 1 mio, bu fiyatlar normal mi? Piyasası nedir?
boşanma avukatı nakit 150bin istiyor, davayı kazanırsa da malların % 10 u kadar ücret, 10 mio ise mesela 1 mio, bu fiyatlar normal mi? Piyasası nedir?
-2
tuborg yesili
(18.10.25)
çekişmeli için normal evet. 150 bin olan ücret değişir bi avukattan avukata.
+1
jelly bear
(18.10.25)
o dava muhtemelen 4-6 yıl süreceği için az bile.
+1
house md
(18.10.25)
Çekişmeli mi? Erkek tarafından mı istiyor?
0
benaslindayohum
(18.10.25)
Çekişmeli, evet erkek tarafından isteniyor.
0
🌸tuborg yesili
(18.10.25)
Fiyatlar çok normal. Danışmanlık ücretleri bile 13.400 liradan başlıyor ve daha "lüks" sayılabilecek bürolarda bu fiyat 20bin leri aşıyor. Ayrıca elinizdeki mal varlığının fazlalığına göre oranlayıp %15 isteyenler olabiliyor.
+1
mermaidd
(18.10.25)
ben 2 sene önce 150bin verdim ama paylaşmamız gereken mal olmadığı için yüzdeli kısma gelmemiştik. fiyat normal.

ama verdikleri uğraşıyı görünce 150bin gayet normal geldi.
0
co2s2
(18.10.25)
(9)

otomobil tamirciliği geleceği

benarrivo
son zamanlarda sanayide ustaların çok para kazandıgı, az oldukları ve kıymetli oldukları söyleniyor. ama bu durum bence uzun sürmeyecek.yeni motorlar çok karışık, sanayi ustalarının uzmanlaşması epey zaman alacak gibi geliyor. eski motorlar tek tip ve çok basitti. daha turboyu çözemeyen ustalar hibr
son zamanlarda sanayide ustaların çok para kazandıgı, az oldukları ve kıymetli oldukları söyleniyor. ama bu durum bence uzun sürmeyecek.

yeni motorlar çok karışık, sanayi ustalarının uzmanlaşması epey zaman alacak gibi geliyor. eski motorlar tek tip ve çok basitti. daha turboyu çözemeyen ustalar hibrit ve tam elektrikli otomobillerde nasıl uzmanlaşacak.

uzmanlaşan olursa tabi paraya para demez ama çok zor geliyor bana. parayı yetkili servis sahipleri götürecek, teknisyenler maaşlı çalışan olacak, çok para kazanamayacak gibi geliyor bana.
siz ne düşünüyorsunuz?
0
benarrivo
(18.10.25)
Oto tamirciliği bitmez, bunun mekaniği var elektriği var kaportası var.
+1
olaylar olaylar
(18.10.25)
tamircilik hiç bir zaman bitmez. mekanik bitmez.
+1
mikahakkinen
(18.10.25)
o teknisyenlerden iyi olanlar bir süre sonra kendi işyerlerini açacak işte. onların yanında yetişenlerden de kendi işini yapacaklar çıkacak. bu döngü böyle devam edecek.
+1
duyulmasi gerektigi kadar
(18.10.25)
otomobil satış sonrası hizmetlerde çalışan bir makina mühendisi olarak selam;

"yeni motorlar çok karışık, sanayi ustalarının uzmanlaşması epey zaman alacak gibi geliyor. eski motorlar tek tip ve çok basitti. daha turboyu çözemeyen ustalar hibrit ve tam elektrikli otomobillerde nasıl uzmanlaşacak."

tavarish, rich rebuilds, aging wheels, carwizard gibi youtube kanallarını izle.

neler dönüyor gör.

hiç bir zaman bitmeyecek bir meslek araba tamirciliği.
+1
rain when i die
(18.10.25)
Bir yakınımın otomatik şanzıman servisi var. Para basıyor. İşimde de elektrik teknisyenleri 70 bin TL alıyor.
+1
arbre
(18.10.25)
ustalar az değil, çok usta var etrafta. ama iyi ve ahlaklı usta çok az. çünkü genel olarak işe yaramayan okulda tutunamayan tipler sanayiye çırak olarak veriliyor.

hayır bu yeni sistemleri öğrenmelerine gerek yok çünkü bu sistemlerin büyük kısmı onların iki tornavida iki anahtarla müdahale edemeyecekleri kadar karmaşık. zaten tamir edemeyecekleri sistemi neden öğrensinler?
0
co2s2
(18.10.25)
@co2s2: "hayır bu yeni sistemleri öğrenmelerine gerek yok çünkü bu sistemlerin büyük kısmı onların iki tornavida iki anahtarla müdahale edemeyecekleri kadar karmaşık. zaten tamir edemeyecekleri sistemi neden öğrensinler?"

tamam ben de tam olarak bundan bahsediyorum zaten. tamir edebildikleri motorlar piyasadan silinecek, tamir edemeyecekleri sistemi bilmedikleri için ortada kalacaklar.
0
🌸benarrivo
(18.10.25)
dediklerinin tam tersini dusunuyorum. :D
0
cooperr
(18.10.25)
hocam konu çok detaylı bir sürü otomobil tamircisi, rektefiyeci, tornacı , elektrikçi arkadaşım var.


şimdi yeni motorlar çok karışık diye bişey yok. aklına gelen her aracın her motorun ustası var. v12 bi turbo bile hatta egzotik arabalara kadar ustası var ve yapılıyor. yalnız bazı motor modelleri tamir edilmiyor. dacia'nın yeni bir modeli hani en fazla üç dört yıllık olsun. aracın sahibi motoru yapacak ustanın akrabası. hararet yapmış. önce servise çekmişler 200bin küsür demişler çok gelince çekiciyle arkadaşın dükkanına geldi. 70000km de. normalde yapılması gereken nedir? silindir kapağını söker bakarsın. rektefiyeciyi çağırırsın mastarlarını ölçü aletlerini alır gelir ölçer biçer. karar verir. ya yeni silindir kapağı alınır orjinal takılır. ya da blokta hasar varsa onarılır yenisi alınır ve tamir edilir.(kompresör testi , yağ kaçağı testi ıvırı zıvırı elli tane şey vardır da benim bilgim yok diye kısa geçtim.)

araç çekiciden indi, bizim usta da yapmamış daha önce. sağa sola soruyor kimse yapmamış o aracın motorunu neyse rektefiyeci çağırdılar, geldi araca baktı. usta bak geçen bundan bi tane daha geldi. yaptılar olmadı. hani motor bloğunu taşlamak için hiç pay bırakmamışlar. hiç boşuna uğraşmayın bu motor yapılmıyor sıfır sandık motor alın dediler.( motor bloğu ve silindir kapağı alamiyon olduğu için. hararet yani yüksek ısıda atıyor. bu atma olunca sıfır silindir kapağı takılıyor ama motor bloğunun yüzeyi taşlanıyor.)

yeni araçların bazılarında tamir edilmesin diye çeşitli çakallıklar söz konusu.

ben arabalardan anlamam lakin tüm çevrem otomobil tamiratı üzerine. şimdi bir motor üretildiği zaman çeşitli markalarda da kullanıyor. mesela renault ile mercedes birebir aynı motorları kullanmıştı geçmişte. ustası olsun sana bunları çat çat sayar. mesela bmw ile pejo bazı modellerde tamamen aynı motoru kullanıyor.


bir de kulaktan duyduğum bi yağlı kayış muhabbeti var. ustalar çok seviyor yağlı kayışlı arabaları. kayış yüzünden iş motora kadar gidiyormuş.


ben ileri dönük araba almayı düşünüyorum. direkt olarak tamiratı nasıl, parçaları nasıl, kronik sıkıntısı varmı, bu motor hangi markalarda kullanıldı diye marka modelden önce tamir olayını düşünüp eşe dosta soruyorum.

ha bir de kimse sanmasın bütün ustalar dürüst dörtdörtlük. hiç bişeyden anlamayan ona buna araba yaptıran çok insan var. iyi usta bulmak gerçekten çok zor. ben hayali motor yapma olayı bile gördüm. böyle şeylerde oluyor. beyfendi aracınız hararet yapmış motor indireceğiz sekman piston değişecek şu kadar para. üstten ucuz iki parça değiştirdiler triger devirdaim falan. bi yıkadılar ilaçla altını üstünü motor yaptık diye verdiler.

200bin para aldılar 20binlira masraf , 180binlira kar.

dışardan bakmayın abi adamın dükkanının şekline tipine kaç kişi çalıştırdığına. bu adam daha önce nerelerde çalışmış ne işler yapmış bunlar önemli.


sistem şöyle ilerliyor. diyelim ki toyota hibrit. serviste o aracı tamir eden bir sürü çalışan var. bu çalışanlar kendilerini iyice geliştirdikten sonra servisten çıkıp dükkan açıyolar. servis şartları türkiyede çok kötü olmuştur hep maaş konusunda. böyle böyle otomatik olarak eğitim programı gibi devam ediyor. yani emin ol teslanın tamiratını yapacak insan da olacak. hidrojenli araba çıkarsınlar onun da motorunu yapacak sanayi ustası da olacak. yan sanayi parçası da olacak orjinali de olacak. sistem hep böyle devam etmiştir. kimse anasının karnından çıktığında bu işleri bilmiyor ve servise başlayan insanlar da bu işi bilerek başlamıyor mesleğe

bir de uzun süre serviste çalışıp dükkan açan insan. olası bir problemde servisteki arkadaşlarına telefon açıp. şurasını yaptık burasını yaptık ama başıma enteresan bi arıza geldi deyip onları arayıp bilgi de alıyor. yetmezse bu arkadaşları dükkana gelip beraber de çözüyorlar. sürekli bir paslaşma ve ticari anlaşma olarak düşünebilirsin. servisteki adam geliyor iki üç saat işi hallediyor ufaktan parasını alıyor. bizim usta sorunu çözüyoro arabayı teslim ediyor o da halinden memnun. konnekşın pipıl yani.


uzattıkça uzatıyorum ama bu tamir olayları grup grup. kimisi alman bakar. kimisi fransız. kimisi kore japon bakar. kimisi mesela sadece toyota gibi tek markaya bakar. ustaların uzmanlık alanı önemli. tamir ettiği markalar ne kadar azalırsa o kadar çok bilgi sahibidir. trabzondan karstan sivastan taa buraya araç getirenler oldu arkadaşlara. aynı şekilde biz de bmw ,wv araçları çekiciye yükleyip burdan bursaya tamirci arkadaşın yanına götürüp yaptırdık. burada yapacak insan vardı ama güven vermiyordu. bu araçların sahibi de kore japon bakan tamirci arkadaş.
0
Fodera
(19.10.25)
(8)

Anahtarı deliğe düşürdünüz mü?

michael_knight
Ev/araba anahtarını veya önemli bir şeyi sokaktaki yağmur gideri veya benzer bir yere düşürdüğünüz hiç oldu mu? Geri alabildiniz mi?Bundan korkuyorum bazen ama milyonda bir olan bir olaysa korkmayı bırakayım.
Ev/araba anahtarını veya önemli bir şeyi sokaktaki yağmur gideri veya benzer bir yere düşürdüğünüz hiç oldu mu? Geri alabildiniz mi?

Bundan korkuyorum bazen ama milyonda bir olan bir olaysa korkmayı bırakayım.
0
michael_knight
(18.10.25)
Başıma bir defa aşiri saçma bir şey gelmişti. Üniversitede sınav günüydü. Duvarın dibbindeki sırada oturuyorum. Yanlış hatırlamıyorsam sınav esnasında çantamın fermuarini açik unutmuşum çantamdan telefonum yere düştü. Tam duvarın dibinde o kadar ince bir boşluk var ki. Telefonumun ekranı ikiye ayrılıp ekran gitti oraya. Tüm sınav bunun stresiyle geçti. Görevli birini buldum aşagilara gitti bı yerleri açtı vs nihayet buldu getirdi. Tabii artık çalışmaz haldeydi ama yani demem o ki gerçekten ne zaman nerede neyi dusurecegimiz hiç belli olmuyor :s
+3
egerbiryolcu
(18.10.25)
Korkmayı bıraksan daha iyi değil mi?

Ben de her gün hatta günde 2 kere kedilerin üstüne kaynar su dökmekten korkuyorum. Çünkü kendilerini inaan veya bizi kedi sanıyorlar ve bizim kurallarımızı uygulamaları gerektiğine inanıp her sofrada muhakkak boş bir sandalye/tabure yakalayıp oturuyorlar. Çayı sofraya koyarken mutlaka üstlerinden geçmek gerekiyor ve ben her seferinde zihnimde hayalen onları koruyorum, her seferinde.

Benim de bu korkuyu bırakmam gerekiyor ama nasıl bırakılır bilemiyorum 🥹
0
muhayyer divan
(18.10.25)
Hayır düşürmedim ama düşürsem de çilingir ya da yol yardım çağırmak o anahtarı kanalizasyondan çıkarmak daha kolay gelir bana, o yüzden düşse de dünyanın sonu değil.
0
titanic kemancısı
(18.10.25)
dik bir yokuştan çıkıyordum, kaldırım da düz değil uzun basamaklı merdiven şeklinde (pxhere.com şöyle). airpods var kulağımda ama sol tekinin şarjı çabuk bitiyor, tam ordan çıkarken şarjı bitti. cebimden kutusunu çıkarıp kutusuna koydum ve kutu yere düşüp aşağı doğru yuvarlanmaya başladı. biraz sövüp peşinden indim ama bu merdiven basamağının oralarda bakımsızlıktan çukur oluşmuş oraya düştü. ama küçük bir şey değil, kara delik gibi dipsiz kuyu. telefonun ışığıyla baktım hiçbir şey gözükmüyor. neyse yapacak bir şey yok diye yürümeye devam ettim. sağ kulağımda airpods'un teki, eve gidene kadar müzik dinledim. kutusu olmadığı için son kullanışımdı, hala duruyor öyle...
+1
duguit
(18.10.25)
düşürdüm ama alabileceğim bir yerdi. ama alamayacağım yerlere düşürmekten çok korkuyorum. özellikle araba anahtarımı.
0
co2s2
(18.10.25)
sokaktaki bir deliğe değil ama asansör kapısının arasından aşağı düşmüştü. çok absürt bir düşüştü. bir milyon kere denesem olmayacak şey bir anda oldu. anahtarlık elimden kaçıp yerden sekip asansörün kapı aralığından aşağı düştü. kapıcıyla zemin kattan girip aldık.

böyle bir korkun varsa evinin yedek bir anahtarını ev olmayan bir yere koy. okulda, öğrenci yurdunda, iş yerinde.. artık neresi müsaitse... böylece başına en kötü şey gelse bile için rahat olur.
0
tabudeviren
(18.10.25)
Başıma gelmedi. Ama düşürürsem mıknatısı ipe bağlayıp çözmeye çalışırım sorunu.
0
twelfth
(18.10.25)
@tabudeviren, evin anahtarı kopyalanamıyor, güvenlik vs. Ev sahibinden istemek gerekiyor. O yüzden bir kopya daha yapamıyorum.
Araba anahtarı zaten fena bir bela.

En bi korktuğum bir senaryo da mesela on saniye sonra gideceğim diye arabayı bir şeyleri engelleyecek bir yere bırakmışken anahtarı düşürmek.
0
🌸michael_knight
(18.10.25)
(9)

Havuzdan sonra

Lubb
Spor olarak havuza gidiyorsunuz. Havuzdan sonra güne devam edeceksiniz havuzdan çıkınca duş alıyor musunuz? Öncesini değil sonrasınu soruyorum?
Spor olarak havuza gidiyorsunuz. Havuzdan sonra güne devam edeceksiniz havuzdan çıkınca duş alıyor musunuz? Öncesini değil sonrasınu soruyorum?
0
Lubb
(18.10.25)
Havuz kimyasallarından kurtulmak için, saç, göz ve cilt sağlığınızı düşünüyorsanız mutlaka alın.
+4
Mirket
(18.10.25)
Tabii ki. Havuz suyu aslında iğrenç. Milletin kılı, tükürüğü var. Havuzda ve evde iki kez duş alırım.
+1
arbre
(18.10.25)
evet alıyorum
0
yurtsuz john
(18.10.25)
Tabiki.
0
logisticsmanager
(18.10.25)
Havuzdan çıkar çıkmaz sadece su ile duş alıp saunaya giriyorum. Eve girince ayrıca duş alıyorum.
0
inheritance
(18.10.25)
tabi ki. havuzdan sonra duş almadan olmaz.
0
abelardo
(18.10.25)
Havuza girmeden önce üstüme su tutmadan, ciktiktan sonra da dus almadan asla hayatima devam edemem. Klor kokusu vs cok kötü. Bir de tüm gün onl gezmek? Tüm vücudumu o kimyasalla tüm günp gecirtemem.
0
kuehles blondes
(18.10.25)
havuzdan sonra duş alırım. denizden sonra almasam da oluyor.
0
co2s2
(18.10.25)
Kesinlikle, hatta ozellikle sacimi yikayacagim gunlere denk getiriyorum havuza gitmeyi ki sacimi ust uste iki gun yikamayim. Siz de mutlaka yikanin, klor zararli bir sey.
0
kassiopeia
(18.10.25)
(1)

Yetişkin DEHB / ADHD ihtimali için istanbulda doktor

robokot
40lı yaşlardayım. Hayatım boyu tanılanmamış DEHB / ADHD hastası olma ihtimalim olduğunu düşünüyorum. Bir profesyonelin görüşüne ve yönlendirmesine ihtiyacım var haliyle, ne normaldir ne değildir... Bu hastalık konusunda tabuları olmayan, yardımcı olabilecek tavsiye ettiğiniz doktor var mıdır istanbu
40lı yaşlardayım. Hayatım boyu tanılanmamış DEHB / ADHD hastası olma ihtimalim olduğunu düşünüyorum. Bir profesyonelin görüşüne ve yönlendirmesine ihtiyacım var haliyle, ne normaldir ne değildir... Bu hastalık konusunda tabuları olmayan, yardımcı olabilecek tavsiye ettiğiniz doktor var mıdır istanbul'da?
0
robokot
(18.10.25)
kenan eren
0
co2s2
(18.10.25)
(17)

Bu dövmeyi nasıl buldunuz?

seni tanıdığım güne lanet olsun
Çocuksu mu? https://ibb.co/B5zWzc8x
Çocuksu mu? ibb.co
+2
seni tanıdığım güne lanet olsun
(18.10.25)
Yoo, aksine gayet etkileyici.
+1
muhayyer divan
(18.10.25)
Rahatsız etti beni o dağınık yıldızlar.
+1
Bruce
(18.10.25)
Şahsen yıldızların dağınık olması yerine eğer hoşuna giderse omuz bölgende toplansa daha hoş gözükür. Özellikle kayan bi yıldız da eklenirse bayağı hoş durur gibi geldi
0
mermaidd
(18.10.25)
Yaptırmayı düşünüyorsanız başkalarının düşüncelerini en azından belli bir yaşın üstündeyseniz çok takılmayın bence.
Sadece genel bir soruysa çocukluk diyemem ama biraz böyle nasıl derler hani 35 kilo üniversite birinci sınıf kafası gibi.
0
mutekebbir
(18.10.25)
niye diri vicıtlarınza dövme denen sakalet şeyi yaptıryürsünüz ha?
erkekte çirkün kadında daha da çirkün
yapmayınız böyle şeyler
-4
deranzo1
(18.10.25)
çok varoş buldum.

kadın olsam bu kadar güzel üst vücudumu serbest bırakırdım.
+2
yurtsuz john
(18.10.25)
Dövme olayını komple varoş buluyorum(kişisel görüşüm). Bu ama kendi içerisinde ekstra varoş geldi gözüme
-1
Sermet Hörmet
(18.10.25)
Olmasa da gayet iyiymiş bence de.
Ama şahsen ben yaptıracak olsam ufak ,3 lü bir grup tercih ederdim omuz başı gibi.ya da gene ufak bir takımımız grubu,büyük ya da küçük ayı gibi.
Çocuksu bir görüntü yok, ancak dağınık görüntü hakkaten bazı insanlara rahatsız edici gelebilir.
Yine de siz böyle beğenip yaptırdıysanız artık ,kimseye laf düşmez.
0
denizciman
(18.10.25)
Belli bir mesafeden hep et beni gibi gözükecek. Cok cirkin bence.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.10.25)
İğrenç ve itici geldi
0
basond
(18.10.25)
Yara çıkmış gibi oralarda.

Ama sen güzelsin dövmeler olmamış sadece.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(18.10.25)
image.fanatik.com.tr

su çiçeği gibi.
0
WithWorth
(18.10.25)
uzaktan bakınca ben gibi görünüyor. dağınık durması hoş olmamış.
ayrıca çocuksu da durmuyor.
dövmede varoşluk durumu yaptırılan yere ve dövmeye göre değişir. köprücük kemiği altına yazı, göğüs üstüne-çatala, bele, üst bacak ön-arka gibi yerler net varoş ve eskort dövmesi yerleridir.
0
my fault
(18.10.25)
Herkes sen yaptırmışsın gibi cevap vermiş ama sen değilsin di mi? Kötü
0
benaslindayohum
(18.10.25)
kekolarla tiktok videoları çeken kız dövmesi.
-1
Başka
(18.10.25)
bence gayet güzel
0
co2s2
(18.10.25)
Fikir güzel ama uygulama değil. Belirli mesafeden her zaman ben ya da leke gibi gözükecek. Yaklaşınca da dağınık ve pek anlamı yok gibi gelecek.
0
nawar
(18.10.25)
(18)

Engellenmek

mermaidd
Soruma herkes cevap verebilir ama özellikle erkekler cevaplarsa sevinirim. İlişki bittikten sonra karşı tarafın size ulaşmayacağını bildiğiniz halde neden engelliyorsunuz? Bu bende dahil birkaç arkadaşımın başına geldi ve aşırı garipsiyorum. Amaç ona ulaşmamak için kendinizi durdurmak mı?
Soruma herkes cevap verebilir ama özellikle erkekler cevaplarsa sevinirim. İlişki bittikten sonra karşı tarafın size ulaşmayacağını bildiğiniz halde neden engelliyorsunuz? Bu bende dahil birkaç arkadaşımın başına geldi ve aşırı garipsiyorum. Amaç ona ulaşmamak için kendinizi durdurmak mı?
0
mermaidd
(18.10.25)
genellikle nefret odaklı oluyor. hiçbir eski sevgilimi engellemedim ama engelleyecek noktaya gelip boşver deyip geçmiştim. ya da küçük bir ihtimal çevremde gözlemlediğim oltalama taktiği. ergence karşı tarafa sana artık ihtiyacım yok şansını kaybettin mesajı verme çabası.
+2
steve rogers
(18.10.25)
Kendini durdurmak için ayrıldığı kadını benim telefonumdaki WhatsApp hesabından onu engelleyip numarasını silen (benim iznim olmadan) bir erkek oldu. İş arkadaşım.

Daha çok kendini durdurmak için ama geçmişteki sert tecrübelerden kaynaklı olarak tedbir alanlar da var.
0
muhayyer divan
(18.10.25)
@muhayyer divan bende seninle aynı fikirdeyim çünkü 3-4 aydır iletişimimiz yok bi baktım her yerden engellemiş beni buna whatsapp'da dahil.
+1
🌸mermaidd
(18.10.25)
Yeni sevgilimin yanindayken mesaj gelmesin diye engellerdim ben sosyal medyam olsa.
+1
duster
(18.10.25)
Asiyim hırçınım yakarım bu gezegeni mesajı veriyor işte.
Yetişkin olmayan davranışlar
0
beyfendi
(18.10.25)
@beyfendi annemle yıllardır tanışırlardı. Kadın hal hatır sormuş kadını da engellemiş. Hadi beni engelledi kadından ne istedi onu anlamadım
0
🌸mermaidd
(18.10.25)
Hiç kimseyi engellemedim, yani bir tecrübe aktaramam ama şu var, engellemesine gerek yok ya, aynı şekilde enhellememesine de gerek yok.
Yani şu sebepten engellemis yazınca o sebebi ortadan mi kaldıracaksın? Ararsın diye engellemiş mesela, diyorsun ki aramam. Ama oturup bakmışsın ve engellediğini anlamışsın, neden aramayasin?
Kısaca senin için önemli olmaması gereken bir kişinin davranışlarına çok da kafayı takmamak lazım, kendi davranışlarını kontrol etmeye çalış.
+2
kisa
(18.10.25)
Manita yapmıştır ondan çekinip engellemiştir.
0
Bruce
(18.10.25)
@kisa ben geçen günlerin hatırına engellememiştim. Hakkını yiyemem zor zamanlarda ikimizde birbirimizin yanında olduk ama şaşırdım yaptığına. Özellikle annemi engellemesine bayağı nefret etmiş benden anlaşılan
-1
🌸mermaidd
(18.10.25)
Tamam işte, belli ki normalde senin de yaptığın bir şey bu. Bu seferki senden önce yapmış. Asıl kızdığın - bu sefer engellemedim onda da çocuk beni engelledi-- kızgınlığı olabilir mi?
Burada nefret olmak zorunda değil, bir anlama oturmak zorunda da değil.
saçını kesmesiyle seni engellemesi aynı, seni etkileyen bir eylem yok, sen adamın yaptığı eylemi kendine etki olarak alıyorsun.
-1
kisa
(18.10.25)
30 - e
her ayrılık sonrası yaklaşık ilişki süresinin yarısı kadarlık bir toparlama sürecim oluyor, o kişiyi tamamen hayatımdan çıkarmak, bu toparlama sürecine fayda sağlıyor. amaç; sağda solda karşıma çıkmasın, bende aynı hisleri tekrar uyandırması muhtemel şeyler yazmasın, doğum günü vs kutlamasın, benden uzak olsun. bu nedenle "arkadaş olarak kalalım" cümlesinin de bende bir karşılığı yok. ben o kişinin sevgilim olmasını yada hayatımda olmamasını istiyorum, ortası bir seçenek istemiyorum. son olarak ayrılık sonrası imalı paylaşımlara da gelemiyorum, aslında engellemediğiniz her eskiye bir açık kapı bırakıyorsunuz. İster istemez neler yaptığını takip etmek zorunda kalıyorsunuz. Eyyorlamam bu kadar.
+3
yap desem yapmazsin he
(18.10.25)
E tepki göstermek istiyor. Bağırıp çağıramıyor
0
benaslindayohum
(18.10.25)
tekrar kandırılmamak için.
0
mikahakkinen
(18.10.25)
engellemiyorum.

ama rahatsız ederse engelleyebilirim.
0
gurur
(18.10.25)
@gurur +1
0
co2s2
(18.10.25)
Son on yılda gerek flört/platonik gerek sevgili anlamında sadece bir kişiyi engelledim. Bunun nedeni de hanımefendiye ben ilgi duyduğum halde yazmazken ısrarla ve inatla (şu ya da bu sebeple) arkadaş kalmak istemesiydi.
Ki ben böyle bir şey istemediğimi çok net biçimde ifade etmiştim kendisine. Yine de belli bir zaman geçtikten sonra tekrar engelini kaldırdım.
-1
rakicandir
(19.10.25)
yap desem yapmazsin he +1500 kelimesi kelimesine katılıyorum. tam nokta atışı. ben de o şekilde düşünüp engelliyorum.

3 ex flörtüm, benimle bir ilişki istemediler ve konuşmayı kestik. nasılsa yazmazlar diye düşünüp engellemedim. direkt sildim numaralarını yani sadece. 3'ü de 1 yıl içinde yazdı ve beni rahatsız ettiler.

engellememek pişmanlıktır.

----

bazen trip olsun diye engellenir çocukça hislerle. "sen de benim umrumda değilsin al işte gör yüzünü bile görmek istemiyorum" mesajı verir engelleyerek. iletişim yollarını, tüm kapıları kapatır ve sende kaybetme duygusunu oluşturmak ister. çok kırgın olduğunu bu şekilde göstermek ister. seni suçlu hissettirmek ister. bazen de gerçekten tamamen bittiğini ve hiçbir şekilde geri dönüşü olmayacağını bilmeni ister ve bunun için engeller.

---
annenizi engellemesi de normal. size dair hiçbir şeyi hayatında görmek ve duymak istemiyor olabilir. kimseyle arkadaş kalmak zorunda değil. anneniz de ona muhtaç değildir zaten. umursamanız hata. belki de siz yazdırdınız diye düşündü ve rahatsız oldu. belki de yeni ilişkiye başladı ve size dair bir şeyin şu anki ilişkisini kötü etkilemesini istemedi.

benim de öyle bir eski sevgilim var. baya 7 yıl önceki sevgilim. kötü günlerimizde yanımızda olduk. ama kendisi beni aldattığı için bitti, asla da geri dönüşü olamaz, hiçbir türlü duygum hiç kalmadı. ancak arkadaşlığımız iyiydi. aldatması sebepli öfke dolu zamanlar geçince dedim ki, işin düşerse arayabilirsin (cinsel anlamda değil asla) ama sevgilim varsa bana ulaşamazsın, seni engellemiş olurum. ben de seni işim düşerse (cinsel anlamda değil asla) ararsam eğer sevgilin varsa mutlaka beni engellemiş ol sana ulaşamayayım. çünkü bir gereksiz muhabbet yüzünden ilişkilerimizden olmayalım. 7 yıldır 7 kere işimiz düşmedi tabii.
0
art cat chocolate
(19.10.25)
@art cat chocolate elbette yazdıklarınıza katılıyorum. Annem tamamen insaniyet göstermiş çünkü dediğim gibi evimizin ferdi gibiydi ortada gerçekten benim yazdırmam gibi bir durum söz konusu değil ama öyle düşünmüş olabilir. Bende onu görmemek için tüm sosyal medyalarımı kapatıp yenisini de açmadım. Hayatında biri olduğu için de yapabilir bir çok ihtimal var. Aklıma takıldığı için duyuru sakinlerine sormak istemiştim
0
🌸mermaidd
(19.10.25)
(9)

Evden çalışma ve verimsizlik

ırene adler
Selamlar , 5 yıla yakın süredir evden çalışıyorum. Son zamanlarda verimim biraz düştü. Deadlinelar uyuyorum. Performansimda bariz bir düşüs yok ama ek araştırma gereken işlerden kaçıyorum.Sıklıkla kendimi koltuğa atıyorum. Bazen koltukta, yatakta bakıyorum. Böyle çalışmanın cok etkili olmadığını his
Selamlar , 5 yıla yakın süredir evden çalışıyorum. Son zamanlarda verimim biraz düştü. Deadlinelar uyuyorum. Performansimda bariz bir düşüs yok ama ek araştırma gereken işlerden kaçıyorum.

Sıklıkla kendimi koltuğa atıyorum. Bazen koltukta, yatakta bakıyorum. Böyle çalışmanın cok etkili olmadığını hissediyorum ama yine de yapıyorum. Bel fitigi teşhisin vardi iki yıl önce. Laptopu göz hizama aldım. Sandalyeye yastık vs aldim. Ama Çalışma sandalyesine oturunca sanki dikkatim ekstra dağılıyor gibi bu aralar.

Çalışma sandalyem cok iyi ve rahat değil. Üzerinde pek rahat hissettiğim söylenemez. O yüzden dağılıyor olabilir miyim? Çalışma sandalyesi önerilerini alabilirim.

Starbucksa gidiyorum mesela oradaki sandalyeleri koltukları vs seviyorum. Orda calistigimda sanki seri seri işleri kapatıyorum ve üzerime ciddiyet geliyor gibi.

Nasil yorumlarınız? Evde odağı arttırmak için neler yapıyorsunuz? Biraz modum da düşük gibi. Ondan da olabilir belki.
0
ırene adler
(17.10.25)
bu dediklerinizden yola çıkarak ilk iş evde kullandığınız sandalyeyi değiştirmek olmalı gibi duruyor.
0
biravekahve
(17.10.25)
5 yılda biraz mı düştü?
Benim 3 yılda neredeyse bitti. Artık güncel konuları araştırmıyorum, 5-6 aydır hiçbir şeyin üzerine koymuyorum. Çok lüzumlu değilse yeni geliştirme veya ekstra bir şey ortaya koymuyorum. Bu durumu da öz disiplin eksikliği olarak yorumluyorum.
Çaresi? Bence kalkıp erkenden işe gider gibi kafelerde çalışmak. Deftere notlar yazarak üzerini karalamak. Yeni fikirler için video izlemek, projeleri dolaşmak.

Bunu da 2 aydır düşünüyorum bakalım ne zaman yapacağım.
0
artıküyeolmakistiyorum
(17.10.25)
Aynı ben. Ama bu verim düşmesi değil. Ofiste olsam lak lak yapardım koltuğa uzanmak yerine.
0
Cezcez
(17.10.25)
Ben evden çalıştığım dönemlerde verimim düştüğünde ya da sırf habiattımı değiştirmek için bile kafeler, starbucks'a kütüphaneye vs gidiyordum. Evde odağı arttırmak için de ben pijamalarla çalışmamaya dikkat ediyordum. Pijamayla olunca sanki o ciddiyet baştan kopuyor gibi geliyor.
0
Amaranta ursula
(17.10.25)
@cezcez +1

Evet evde acayip şekillerde çalışıyoruz, toplantıları savsaklıyoruz da ofiste de yok sigaraya inelim, yok kahve içelim, yemeğe nereye gidelim gidiyoruz geri gelmiyoruz falan derken öğleden sonra da yine mola, çay, sigara, laklak derken bir bakmışsın günün yarısını yemişsin yine.

Evden çalışma çok büyük bir lüks ve bunu kaybetmemeliyiz :D

Arada ofisine git, arada kafeye falan ama evden çalışmak istediğinde çalışma özgürlüğümüzün olması müthiş bir şey.

Ofiste yalandan klavye tıkırdatanları görmek isteyen patronlara çok büyük laflar hazırladım.
0
chicha_v2
(17.10.25)
@chicha_v2 +98956
Ofise gittiğim zaman sigara içenlerle tüm gün kahve içiyorum. Uzaktan çalışma benim pozisyonuma özel bir durum şirkette yani ne zaman istersem gidebilirim. Fakat ne zaman gitsem normal işimi yapamıyorum. Beraber gitmesen o da olmuyor çok saçma bir hal alıyor durum. Birkaç gün üst üste gidersem ben gelmiyorum diyebiliyorum ama sırıtıyor işte. O yüzden kafe, kütüphaneye gidiyorum.
0
artıküyeolmakistiyorum
(17.10.25)
öncelikle iyi bir masa ve iyi bir sandalye şart. ikea markus kullanıyorum ben öneririm. bir üst modeli de iyidir. paraya kıy iyi bir sandalye al günde en az 6 saat oturacaksın sonuçta. mümkünse çalışma odasında kanepe tv olmasın. ben kendime ayrı bir çalışma odası yaptım dikkatim daha az dağılıyor.
fıtık için de fizik tedavi öneririm.
0
jelly bear
(17.10.25)
Sandalye +1
Ofise gittiğim dönemlerde muhabbet vs derken gene zaman gidiyor.
Yalnız sandalye olayı bende de var. Benimki fena değil ama ofisteki 1000€luk. Ondaki oturma pozisyonu ve rahatlık kesinlikle yok ve şu an full remote dönme isteğim var ve bunu yaparsam kesinlikle paraya kıyıp alacağım.
Bence paraya kıyıp iyi bir şey alın. Oturma pozisyonu çok etkiliyor.
0
logisticsmanager
(17.10.25)
anormal değil.

önerim çalışma odanızda evle alakalı hiç bir şey olmaması, tamamen izole olmanız. ve bu odaya girerken pijamayla aşortmanla girmemeniz. kot tişört bari olsun. ev kıyafeti olmayan bir şey giyin.

kendinize mesai belirleyin, o saatlerde oturup iş yapmaya çalışın. mesela çamaşır yıkamayın bu saatlerde, tam iş yaparken işin ortasında kalkıp makineden çamaşırları alıp asmaya falan çalışmayın. işiniz bölünmesin. işinize konsantre olun.
0
co2s2
(18.10.25)
(4)

iki banka arası döviz transferi mümkün mü?

green eyed penguin
iş bankası - garanti gibi?
iş bankası - garanti gibi?
0
green eyed penguin
(17.10.25)
Mümkün. Ama her iki banka da swift ücreti alı. Şubeden çekip yatırmanı tavsiye ederim.
+3
Mirket
(17.10.25)
Midas ile de mümkün
0
substituent
(17.10.25)
Mümkün ama mümkün değil.

İş bankası Amerika’daki bankasına diyecek ki garantinin Amerika’daki bankasına para yolla. Para gelince Amerika’daki garantinin bankası garantiye haber verecek, o zaman dolarlar hesaba geçecek.

Türkiye’den Türkiye’ye dolar gönderirken para Amerika’ya gidip geliyor gibi bişiy.
Türkiye’den zimbabweye dolar yollamakla teknik olarak bir farkı yok sanırım.
0
michael_knight
(18.10.25)
mümkün ama anlamsız.
0
co2s2
(18.10.25)
(4)

Düsseldorf merkez araç park yeri?

ditu
2-3 saat vaktim var, merkezi gezmek istiyorum. Aracı nereye park edebilirim ? Tabi biraz zor ama ücretsiz olursa daha tatlı olur tabi.
2-3 saat vaktim var, merkezi gezmek istiyorum. Aracı nereye park edebilirim ? Tabi biraz zor ama ücretsiz olursa daha tatlı olur tabi.
0
ditu
(17.10.25)
yol kenarlarında ispark yok mu? almanya her konuda olduğu gibi bu konuda da bizden çok geride. zaten kıskanıyorlar
-5
co2s2
(17.10.25)
Biz katlı otoparklardan birine bırakmıştık.

Google haritalara otopark yazınca çıkıyor bir sürü seçenek. Fiyatları da aşağı yukarı aynı. Zaten birkaç saat için hesaplısını aramaya gerek yok birkaç euro oynar en çok.
+1
chicha_v2
(17.10.25)
mapste park yeri bulursun rahatça. ücretsiz imkansıza yakın.
0
jelly bear
(17.10.25)
Ücretsiz park yeri yok merkezde. Aldi var yakınlarda 1-2 saat orada durabilir. Onun dışında kapalı park yerlerinden birini seçebilirsiniz. 2.5 euro/saat gibi tarifeleri.
+2
but that was just a dream
(18.10.25)
(12)

arabanızı tanıdıklarınıza veriyor musunuz?

Sadece soruyorum
zaman zaman iş ortaklığı yaptığınız, aynı ofisi kullandığınız, sizden yaşça büyük olan bir adam var. işyerinin yakınında restorantı var size de zaman zaman yemek ısmarlıyor para almıyor ama haftada 2-3 defa da arabanızı istiyor. siz de aslında herhangi bir kaza ihtimalinde başınıza gelecekleri düşün
zaman zaman iş ortaklığı yaptığınız, aynı ofisi kullandığınız, sizden yaşça büyük olan bir adam var. işyerinin yakınında restorantı var size de zaman zaman yemek ısmarlıyor para almıyor ama haftada 2-3 defa da arabanızı istiyor. siz de aslında herhangi bir kaza ihtimalinde başınıza gelecekleri düşününce vermek istemiyorsunuz ama onun da size iyilik yaptığı ortada olduğu için hiçbir zaman hayır diyemiyorsunuz.

bu durumda ne yaparsınız, arabanızı vermek istemediğinizi uygun bir dille söyler miydiniz? yoksa iyiliklerine karşılık ses çıkarmamaya devam mı ederdiniz?
+1
Sadece soruyorum
(17.10.25)
aracı vermemek hem onun için hem sizin daha iyi olur. kibarca ret etmek lazım.
0
duyuruuser
(17.10.25)
Kimsenin direksiyonuna oturmam. Kimseyi de oturtmam. Aç parantez, Aile bireyleri hariç.
0
Mirket
(17.10.25)
Adamına göre veririm emanet araba ama haftada 2-3 nedir?
Laf sok şakayla karışık, mtv'yi de bölüşecek miyiz diye.
0
Bruce
(17.10.25)
yemeklerin parasını verin, arabayı vermeyin. Restoranı olan adamın bir dandik 20 yaşında araba alacak durumu yok mu?
+3
wilhelmwasmuss
(17.10.25)
bi aile bireylerine bi de çook yakın arkadaşlarıma veririm. başka da olmaz.
0
jelly bear
(17.10.25)
adamın restoranı var ama arabası yok mu? senin arabanı neden alıyor? daha büyük bir araca falan ihtiyacı varsa onu da alabilir restoranı olan bir adam.

bence illegal işler dönüyor.

arabam yok ama olsa da vermem kimseye ve kimsenin de arabasını almam.
+1
art cat chocolate
(17.10.25)
En son bunu yaptığımda bir süre sonra şanzıman elimde kalmıştı. Birşey de diyemedim sonuçta ben de kullanıyorum diye. Ama herkes kendi arabası gibi özenli kullanmıyor maalesef. Ben olsam arabamı gerekirse satardım bahane bulamıyorsam ancak yine de başkasına kullandırtmazdım.
+1
va
(17.10.25)
Bir kazaya karissa sorumlulugu almaktan kacinmayacak karakterde insanlara verebilirim. Onun disinda cidden araba emanet etmek tehlikeli is, tecrube edilmis ornekleri var. Ama bunu soylemenin de ulkemiz geleneginde "kibar" bir yolu yok.
0
mbond
(17.10.25)
Verirsem ben eve markete gidemem ki nasıl vereceğim toplu taşıma ile ters kalıyor güzergahım o yüzden sanırım kimse de istemiyor benden, ama 10-20 dakikalığına yakında bir yere gidecekse şoföre güveniyorsam veririm. Uzak yol, şehirlerarası vs filan vermem. Kiralık araba seçeneği çok zaten kimse de sormadı bugüne kadar.
0
titanic kemancısı
(17.10.25)
araba vermemek en iyisi .ama anladığım kadarıyla hayır demek de istemiyorsunuz... bence ölçü benzin koyup koymaması olabilir. ama bugüne kadar verdiyseniz bugünden sonra vermemezlik olmaz.
0
co2s2
(17.10.25)
Emanet araba almam kimseyede arabayı emanet vermem
0
basond
(17.10.25)
Etrafımda genelde arabamı isteyecek insanlar olmaz veya arabaları olur.
Ha yakın arkadaştır, birkaç senede bir öyle bir şey olur, veririm.

Ama sizin durum buna benzemiyor.

Elbette vermeyin diyeceğiz ama siz yine de vereceksiniz. Fakat en azından arabayı verirken kaza durumunda ne olacağını önceden konuşun.

“Kaza olursa sigortanın hasarsızlığını bodurmam, yetkili serviste cebinden ödersin tamiri, araç tamirdeyken bana şu marka model araba kiralarsın ve aracın değer kaybını ödersin restorancı bey kardeşim, anlaştık mı?” deyin bari.
0
michael_knight
(18.10.25)
(7)

Ahşap işlemeyi nerden öğrenirim?

physcos physcos
Mobilya yenilemek istiyorum sehpa ahşap sandalye vs. 40 yaşında kadınım, bir mobilyacıya çırak giremem maalesef. Elim bu tarz işlere yatkındır ama teknik öğrenmek istiyorum. Şu verniğin üzerine bu cila atılır, şu zımparayla şu makine uyumludur vs. gibi. Youtube da videolar var ama istediğim kadar ha
Mobilya yenilemek istiyorum sehpa ahşap sandalye vs. 40 yaşında kadınım, bir mobilyacıya çırak giremem maalesef. Elim bu tarz işlere yatkındır ama teknik öğrenmek istiyorum. Şu verniğin üzerine bu cila atılır, şu zımparayla şu makine uyumludur vs. gibi. Youtube da videolar var ama istediğim kadar hap bilgi diyemem.
Var mı öneriniz?
0
physcos physcos
(17.10.25)
yenileceğiniz mobilyanın resmini atın daha net anlaşılır.
0
duyuruuser
(17.10.25)
Mobilya tasarımı ev şartlarında yapılabilecek bir şey değil.

Ben yıllardır ahşap oyma yapıyorum. Bir baston, model tekne, figür yapmak için bile yarım metrelik törpü, oyma makinesi, bıçak seti, zımpara vs. bir sürü şey kullanıyorum. Odamın her yeri talaş oluyor.

Vernik, cila dediğiniz pastanın üstündeki çilek. O en son iş. Önce yapmanız gereken çok şey var.
0
yurtsuz john
(17.10.25)
Garajım var yer sıkıntım yok. Malzeme de alacağım ama ne malzeme alsam onu da bilmiyorum. Yapmak istediğim şey 2. El eşyaları yenilenmiş hale getirmek kabaca. Ama hobi boyası kullanmak istemiyorum çünkü hiç profesyonel görünmüyorlar.
0
🌸physcos physcos
(17.10.25)
Istanbul'daysanız ismek kurslarına bakmanızı öneririm.
0
co2s2
(17.10.25)
Atölye Fehmi, buraya bakın isterseniz.
0
mahsus mahal
(17.10.25)
Tam ihtiyacım olan şeymiş bu atölye fehmi, varolun. Keşke İstanbulda olsaydım ama maalesef eskişehirdeyim. Yine de takibe aldım haftasonu vs atölye denk getirirsem gitmek isterim.
0
🌸physcos physcos
(18.10.25)
baby steps. mesela eski bir komodini yenilemek istiyorsunuz. ilk işiniz üzerindeki eski cila/boyayı çıkarmak. bunun için ya elle zımpara yapacaksınız ya da bir makinaya ihtiyacınız olacak. mesela www.amazon.com.tr
bunu örnek vermemin sebebi. einhell'in akülü aletleri ortak bir batarya kullanır. zaman içerisinde ihtiyacınız olacak diğer makinalarla da ayni aküyü kullanabilirsiniz.
zımpara numaralarını öğrenmeniz gerekir ki epey basit bir şey, bi zımpara kağıdına dokununca onun ahşabı ne kadar aşındıracağını anlarsınız. mesela 120 numara zımpara bi masa yüzeyini çok aşındırır ki ilk kaba zımpara diyebiliriz, 400-600 numara son pürüzsüzleştirme haline yani boyaya uygun hale getirmeye hazırlar.
boya olarak milyor çeşit var. ben çok uzun zamandır hobi işlerimde borma wachs doğal yağ kullanıyorum. bi şifonyerse mesela 2 yılda ya da yılda bir uygulayabilirsiniz. fazla ahşapçı olduğumdan dolayı, yüzeyin hava almasını kilitleyen sentetik boya hiç kullanmıyorum.
bi tane sandalyeyi güzelce zımpara boya yapın epey bişe öğrenirsiniz, inanın okuyarak ya da tavsişye dinleyecek öğrenilecek şeyler değil. yapınca neyi yanlış yaptığınızı görüp ona göre ilerleyeceksiniz.
epey bir hobi marangozu, enstruman yapımcısı ve mobilya fabrikası yöneticisi olarak küçük tavsiyeler.
+1
dorian greyfurt
(18.10.25)
(5)

amsterdam'dan japonya'ya gidecegiz, nasil ucalim?

lemmiwinks
direkt 2 kisi gidis donus 2600-2800 euro gibi, tek yon yaklasik 14 saat.1 aktarmali, cin uzerinden bir cin havayolu ile 2 kisi gidis donus 1500-1800 euro gibi, tek yon 17-23 saat.hangisi daha mantikli? neden?
direkt 2 kisi gidis donus 2600-2800 euro gibi, tek yon yaklasik 14 saat.
1 aktarmali, cin uzerinden bir cin havayolu ile 2 kisi gidis donus 1500-1800 euro gibi, tek yon 17-23 saat.

hangisi daha mantikli? neden?
0
lemmiwinks
(17.10.25)
1000€ fark yüksek bi fark. Aktarmali giderdim net. O parayi da Japonya‘da yerdim.
0
kuehles blondes
(17.10.25)
istanbul'dan gitmek için direkt uçuşu tercih ettim ben. aktarmalıya göre yaklaşık %50 daha pahalıydı (bir de direkt 12 saattek aktarmalı 18-20 saatti) ama ilk kez uzun mesafe uçacağım için aktarma ile uğraşmak istemedim.
0
inheritance
(17.10.25)
butcene gore de dusunebilirsin. aktarmasiz direkt ucus daha rahat sonucta ve riski az.

aktarmali ucuslarda riskler artiyor. rotar olabilir, ucak kacirma olabilir aradaki zamana bagli olarak, daha cok yorgunluk vs.
belki cin'de biraz konaklayip oyle gitmeyi de dusunebilirsiniz, oyle de ucuza geliyorsa. cin'de de gorulmeye deger yerler var.
0
ermanen
(17.10.25)
aktarmalı gidin. arada ciddi fark var. zaten insan 14 saat uçakta sıkılıyor.
0
co2s2
(17.10.25)
Bu fiyata aktarma derim çin üzerinden ek bir vize vs olmayacaksa mantıklı olan aktarma
0
basond
(17.10.25)
(1)

veliefendide 3 arkadaş

chetinn
nerede izleyelim yarişlari bir gün nasil geçer arkadaşlar
nerede izleyelim yarişlari bir gün nasil geçer arkadaşlar
0
chetinn
(17.10.25)
hipodromda zaten bir tane tribün var. girin, yiyin için.. aralarda gidin padokta atlara bakın. önceden belirlediğiniz tutarı aşmadan kupon yapın.
+1
co2s2
(17.10.25)
(19)

Çamaşır Kurutma Makinesi Kullananlara Bir Sorum Var

elektr10
Evde astığım çamaşırlar sonbahar/kış aylarında hiç kurumuyor, kurusa da inanılmaz kötü kokuyor ve artık bir tane çamaşır kurutma makinesi almak niyetindeyim. Aslında önyargım da var bu aletlere sanki kıyafetlerimi küçücük ve buruşuk yapacakmış gibi geliyor ama teknoloji de gelişti artık.Sizin kullan
Evde astığım çamaşırlar sonbahar/kış aylarında hiç kurumuyor, kurusa da inanılmaz kötü kokuyor ve artık bir tane çamaşır kurutma makinesi almak niyetindeyim. Aslında önyargım da var bu aletlere sanki kıyafetlerimi küçücük ve buruşuk yapacakmış gibi geliyor ama teknoloji de gelişti artık.

Sizin kullandığınız ve memnun kaldığınız bir marka ve model var mı?
Bütçe olarak 30 - 45 bin arası diyelim.
0
elektr10
(17.10.25)
Bosch veya arçelik

Evet küçükmeler var sonuçta sıcak ama gayet yeterli
+2
baldan kaymak
(17.10.25)
ben hem miele hem beko kullanan biri olarak her ikisinden de son derece memnunum. beko miele'nin yari fiyati ve cok cok iyi calisiyor. annemde lg var, o da cok memnun.
yünlü, ipekli esya atmadiginiz sürece sorun yasamazsiniz.
sac, kil, tüy, toz, hav kalmiyor. kötü koku olmuyor. istediginiz derecede kurutabilirsiniz. ben katlayip dolaba koyacak kadar iyi kurutturuyorum, annem bir tik nemli biraktiriyor. yeni makinelerde artik bircok program var. mesela benimkinde hassaslar, kotlar, bebek kiyafetleri falan festekiz bir sürü farkli program var. kurutmak istediginiz kiyafetlerin özelligine göre secebiliyorsunuz.
kiyafetlerde incelme ya da kücülme problemini hic yasamadim. 2012'den beri kullaniyorum.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.10.25)
arçelik kullanıyorum 7-8 yıldır. hiç küçülme yapmadı.
+1
inheritance
(17.10.25)
bosch bundan aldım 3 saatlık programda kurutunca küçültümüyor, 1.50 saatlik program hızlı kurutma yaptığından aşırı ısı verp küçülttüğü oluyor. küçültmesi bence kişinin kullandığı program kaynaklı. kendi kendini temizleyen model aldım çok uğraşmıyorum

www.bosch-home.com.tr
+1
eja
(17.10.25)
grundig marka kullanıyorum 5 yıldır. çok memnunum.
+1
yazar yazmaz yazan yazar
(17.10.25)
10 kusur yildir bosch kullaniyorum.
atmadiklarim
- kotlar: artik cok elastikler ve bu nedenle naylon icerdiklerinden herhalde, bir sure sonra boyle sunmus lastik goruntusu veriyor. kotlari utu kurulugunda kurutup, asarak bitiriyorum
- yunluler. yunlu programi da dahil atmiyorum.
- narinler
- pamuk olmayan ic camasirlari

bunlarin disinda tum tisortleri, carsaflari, yorgani, battaniye falan her seyi atiyorum. mikro kuculmeler oluyor ama dert edilecek kadar degil.
kurutma candir.
+2
65 derece
(17.10.25)
Arceligin 2 senelik ortalama bir modeli var.
Dusuk isida calistiriyorum, 4 kuruluk seviyesi var 2.de calistiriyorum. Genel olarak sikinti cikarmadi.

Cok cok hassas kiyafetleri atmiyorum tabii, ama kazaktir spor kiyafetidir falan onlari atiyorum rahatca.
+2
aguen
(17.10.25)
beyaz eşya servisi olan arkadaşımın tavsiyesi ile aldım. arçelikten kesinlikle şaşma diyor. almadan önce lüx gereksiz bir şey zannediyordum alınca değerini anladım. mikrodalga ile de çok dalgaa geçmiştim zamanında şimdi 3 tane var. kurutmanını bakımlarını çok düzenli yapmalısınız.
+1
ground
(17.10.25)
arçelik var küçülme yapıyor. arçelik önermem.
+1
mikahakkinen
(17.10.25)
marka veren insanlar model de verse harika olur, ben de bir çok markayı modeli araştırıyorum alma arefesindeyim. benim şu ana kadar elimde tuttuğum modeller;

Profilo KM961RCTR
Arçelik 1001 kmx
Grundig GPDH 9854

bu modeller 25k'ya kadar olanlar.
+1
ruhlardan esinlenen karga
(17.10.25)
Grundig + 1
ben de 5-6 senedir kullanıyorum, gayet güzel.
+1
mustafakesekci
(17.10.25)
ay ben altus aldım altus al 93 yb modelini.
o kadar güzel ki hayatımdaki eksiklik buymuş resmen.
bi sürü şey yıkadım, kuruttum hiçbir şey çekmedi, küçülmedi.
çok şüphede kalırsam sentetik modunda dolap kuruluğunda kurutuyorum.
sentetik modu 55 dk, pamuklu modu 2.30 saat mi 2.55mi öyle bir şey.
sentetikte bazen kurumayan birkaç parça kıyafet oluyor onları da 14 dkya atıyorum.
ne kırışma ne bir şey. azcık kassa eşim gömlekleri ütüsüz bile giyebilir.
bi de tozunu falan da topluyor kıyafetlerin. harika bir şey.
ben dediğim makinadan çok memnunum. temizlik yaptıktan sonra kullandığım bezleri de atıyorum 14 dk kuruyorlar. çok seviyorum bu işlevini.

yalnız makine üstüne kuracaksanız makinenizin derinliği ile çamaşır kurutma makinesinin derinliği arasında 10 cmden fazla fark olmamalı. benim 12 cmdi üstüne bi aparat aldım 1000 küsür tlye. hiçbir sorun çıkmadı.
+2
matilda
(17.10.25)
annem için bir sene önce siemens marka kurutma makinası almıştım.
annemden şu ana dek olumsuz hiçbir dönüş almadım. kıyafetlerim(iz)de de hiçbir küçülme, yıpranma, kırışıklık vs vs görmedim.

yorumlara istinaden, bütçem de kısıtlı diye birkaç hafta önce de teyzeme altus marka kurutma makinesi aldım, kurutma sesi biraz fazla gibi ama ondan da ciddi bir şikayet duymadım.

bu arada bu iki markanın da fiyatı sizin bütçenizin yarısı kadar bile değil. bu yüzden model söylemiyorum.
+1
m e b
(17.10.25)
bosch marka aldım yıkamada bosch marka idi üzerine monte ettiler. kullanımı kolay ve pratik
+2
( . )( . )
(17.10.25)
bosch'un kurutmalı çamaşır makinesini kullanıyorum 7-8 yıldır. kirli veriyorsun, temiz ve kuru çıkıyor. süperkısa programı var, 1 kilo çamaşırı 1 saatte yıkayıp kurutup veriyor.

dikkatli kullanıldığı sürece küçülme sorunu olmuyor.
+1
co2s2
(17.10.25)
hoover marka kullanıyorduk balkonlu eve çıkınca sattık ve gayet memnunduk. çok bilinmez ama kaliteli bir markadır. tam fiyat performans ürünü bana göre
+1
mermaidd
(17.10.25)
kesinlikle yasam kalitesini arttiran bir urun. ozellikle evdeki toz miktari inanilmaz azaldi, tozun cogu camasirlardan kaynakliymis onu farkettim. f/p yorumlari iyi bir urunu alin gecin, ben bosch aldim gayet memnunum.
+1
tahtakafa
(17.10.25)
aa tahtakafa'nın yazdığını görünce ben de fark ettim. bizim evde de toz kalmadı gibi bir şey. üstelik kedimiz olduğu halde.
0
matilda
(17.10.25)
@tahtakafa @matilda toz olmaması mükemmelmiş. çünkü alerjik astımım da var benim çok iyi olur.

teşekkürler herkese. hepsini inceleyeceğim.
0
🌸elektr10
(17.10.25)
(3)

ithalatçı olduğum ürün

alp9900
bir firmada çalışıyorum bu firmanın ithal ettiği bir marka var bu markanın görsel materyallerini kullanarak kendi markaları ürünleri satan gel gel yapan kişiler var. bunları hukuken engellemek adına bilişim hukuku firmasına mı başvuralım yoksa ticaret hukuk mu? bir büro ile anlaşıp toplu ihbarname ç
bir firmada çalışıyorum bu firmanın ithal ettiği bir marka var bu markanın görsel materyallerini kullanarak kendi markaları ürünleri satan gel gel yapan kişiler var.

bunları hukuken engellemek adına bilişim hukuku firmasına mı başvuralım yoksa ticaret hukuk mu? bir büro ile anlaşıp toplu ihbarname çekmek sonrasında içerikleri kaldırmayanlara dava açmak mı lazım bu süreçleri kim yönetir.
0
alp9900
(16.10.25)
avukat yönetir. bir avukattan profesyonel yardım almanız gerekir ki yönlendirsin sizi.
0
emfuzi
(17.10.25)
ticaret bilmeyen avukat yoktur ama bilişim bilmeyen avukat çoktur. bilişim bilmesi daha öncelikli olmalı gibi geldi bana.
0
co2s2
(17.10.25)
burada konu sizin sattığınız ürünler için ürettiğiniz materyallerin kullanılması mı, yoksa aynı ürünü başkasının da satması mı?
0
duyuruuser
(17.10.25)
(5)

Aynı adreste 2 farklı iş yeri açılabilir mi?

ananiyimioguz
Mesela eşim için açtığımız bir diş kliniği var ama alt katı boş bir depo. baya da büyük yani 140 metrekare.Ben zaten uzaktan çalıştığım için ek bir gelir ve iş imkanı yaratmak adına buraya fotoğraf stüdyosu, playstation cafe, spor salonu, v.i.p bilmemne salonu vs. bişey açarak değerlendirmek istiyor
Mesela eşim için açtığımız bir diş kliniği var ama alt katı boş bir depo. baya da büyük yani 140 metrekare.

Ben zaten uzaktan çalıştığım için ek bir gelir ve iş imkanı yaratmak adına buraya fotoğraf stüdyosu, playstation cafe, spor salonu, v.i.p bilmemne salonu vs. bişey açarak değerlendirmek istiyorum.

Ama orası aslında kliniğe ait. ben aynı adresi göstererek bir iş yeri daha açabilir miyim?

Elektrik su internet falan klinikten gelecek ama onlara bir fatura çıkartamam.

Sadece yer altının girişine tabela atıcam, orayı hem ofise hem de bir hizmet alanına çeviricem. Yasal mı bu oluyor mu böyle?
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
normal bir işletme olsa problem olmazdı büyük ihtimalle ama diş kliniği olduğu için problem olacaktır diye düşünüyordum, gittim mevzuata baktım sizin için :)

"Sağlık kuruluşları amacı dışında faaliyet gösteremez. Şirketin faaliyet alanına giren diğer işler sağlık kuruluşu bünyesinde yapılamaz." diyor mevzuat. o depoda kliniğe ait görünüyorsa maalesef olmaz.
+1
duyulmasi gerektigi kadar
(16.10.25)
Ama alt tarafin hic bir bagimliligi yok yukari ile. Girişleri ayrı, içeriden merdiven yok falan. Yani alt kat ayrı bir yer gibi aslında.

Yine de kagit üstünde bir yerlere takılırız mıyız yani.

Zorla insana kacak kumarhane actiracaklar sdjshdf
0
🌸ananiyimioguz
(16.10.25)
önemli olan klinik ruhsatı alırken oranın dahil edilip edilmediği, yoksa bir şikayet olduğunda klinik ruhsatı iptal edilir falan büyük problem olur. dikkatli araştırmak lazım. bu işi bilen birileri vardır onlara danışın bence.
+2
duyulmasi gerektigi kadar
(16.10.25)
bence üst cevaptaki kontrolü yaptıktan sonra şunu yapabilirsiniz,
klinik kiraladığız bir yerse kliniği kiralayan eşiniz ile siz kendi aranızda alt kira sözleşmesi yaparsınız. yok kliniğin sahibi tapuda eşinizse, doğrudan eşiniz ve siz aranızda normal bir kira sözleşmesi yaparsınız.

belediyeye ruhsat için bu şekilde başvuru yaparsınız. ama burada kat mülkiyeti kanunu ve binanın yönetim planına da bakmak lazım. eğer diğer kat malikleri binanın altına internet kafe açılmasını açılmasını yasaklayan bir hüküm koyduysa ve bu kat mülkiyeti kanununa göre geçerli bir yasaklama ise olmaz. ya da şöyle bi hüküm koymuş olabilirler internet cafe açılması tüm kat maliklerinin 2/3'ünün onayına bağlıdır vs. bunlara bir bakmak lazım
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
@duyulmasi gerektigi kadar'ın yazdığı madde, sağlık kuruluşunun binasıyla alakalı görünmüyor. sadece bu madde üzerinden yorum yapmak olmaz. ben bu maddeye bakarak sadece şöyle bir yorum yapabilirim: alt katta (ya da başka bir yerde) dükkan açıp eşinizin faturası ile mal ya da hizmet satamazsınız.

"sağlık kuruluşu ile aynı iş yerinde başka iş yapılamaz, sağlık kuruluşu iş yerinin bir kısmını başkasına kiralayamaz" gibi gibi başka maddeler var mı bir yerlerde, emin değilim. ama @duyulmasi gerektigi kadar'ın bahsettiği madde bu değil bence.

en doğrusu, gidin belediye ile ve il/ilçe sağlık müdürlüğü ile konuşun. yeni iş yerinin başka bir şirket (şahıs firması da olsa) olacağını kesinlikle belirtin.
0
co2s2
(17.10.25)
(3)

sadece oto aksesuarları için mağazalar var mı?

m e b
selamlar.sadece oto aksesuarlarının satıldığı fiziki mağazalar var mı?ya da siz böyle ihtiyaçlarınızı nokta atışı karşılamak için nasıl bir yöntem uyguluyorsunuz?konum: istanbul.
selamlar.

sadece oto aksesuarlarının satıldığı fiziki mağazalar var mı?
ya da siz böyle ihtiyaçlarınızı nokta atışı karşılamak için nasıl bir yöntem uyguluyorsunuz?

konum: istanbul.
0
m e b
(16.10.25)
ankara ivedikte oto moda gross var benim bildiğim en büyük fiziki mağaza.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(16.10.25)
istanbul bayrampaşa otogarın altında sadece oto aksesuarı satan dükkanlar var onlara bakabilirsin
0
koela
(17.10.25)
oto sanayiye gidin, biraz dolanın etraf aksesuarcı dolu.
0
co2s2
(17.10.25)
(7)

Atamaya sevinen hemşireler

Cezcez
Özel sektörde hemşirelere falan çok iş yok muydu? Neden bu kadar fazla sevinç durumu var atananlarda? Veya devlet te zaten çok kolay atanmıyorlar mıydı?Bir de farklı farklı illere atanmışlar. O bile zaten negatif bir şey değil mi
Özel sektörde hemşirelere falan çok iş yok muydu? Neden bu kadar fazla sevinç durumu var atananlarda? Veya devlet te zaten çok kolay atanmıyorlar mıydı?
Bir de farklı farklı illere atanmışlar. O bile zaten negatif bir şey değil mi
-2
Cezcez
(16.10.25)
Emekliliğe kadar iş garantisi
Daha tercih edilir nasıl bir özellik olabilir ki?
0
Mirket
(16.10.25)
Türkiye sadece istanbuldan oluşmuyor. Türkiye sadece büyükşehirde yaşamak isteyenlerden oluşmuyor.
Ortalama bir anadolu şehrinde 3 asgari ücretle krallar gibi yaşar evini arabanı alır geçim sıkıntısı çekmeden yaşarsın ilk 10 yıl 20 gün dahasında da 30 gün yıllık izninle tatilini yapar 7 sene falan sonra da yeşil pasaportu cebe koyarsın.
+1
denizgonen
(16.10.25)
Devlet hastanelerindeki en rahat ortam hemşirelerde var çünkü. Hekimlerden çok daha rahat çalışıyorlar. Hastalara her türlü davranabiliyorlar vs.
Özellerde tam tersi. Çalışma saatlerine maaşların düşüklüğüne girmiyorum bile. En basitinden istanbuldaki en bilinen beş tanesini düşünün. Dünyanın en nazik insanı olmak zorundalar. Devlet öyle mi? Seni attırır da, açıklama da yapmaz, tepsiyi kafana da atar. İnsan kaynaklarına gidip hastama bakmasını istemiyorum, ayrıca polis de istiyorum hastamın güvenliğinden endişeliyim diye ortalığı ayağa kaldırmadıkça almanyaya falan da gider..
0
asue
(16.10.25)
Bildigim kadariyla o eski hemsire ihtiyaci seviyesinde dususler var, yeni bir durum da degil. Klasik iste o alanda fazla calisan talebi olunca okullarda cok tercih edildi falan bir sure sonra doyum noktasina yaklasti.
0
mbond
(16.10.25)
Özel sağlık firmalarında çalışmak rezalet bir olay. Buradan kurtulup devlete geçen kişilerin mutlu olması çok normal.
0
logisticsmanager
(16.10.25)
asgari ücretle çalıştırılıyor ve çok çalıştırılıyorlar. sözleşmeli öğretmen gibiler.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(16.10.25)
maaş maaş maaş
0
co2s2
(17.10.25)
(15)

Dosta ev hediyesi sorunsalı?

makarnavodka
selamlar, yakın dostum ev aldı ve gördüğüm kadarıyla evinde her şey var, ne alacağımı bilemedim. sizce ne alabilirim?teşekkürler :)
selamlar, yakın dostum ev aldı ve gördüğüm kadarıyla evinde her şey var, ne alacağımı bilemedim. sizce ne alabilirim?

teşekkürler :)
0
makarnavodka
(16.10.25)
paşabahçe'den bir şeyler olabilir. mağazaya giderseniz bir fikir oluşuyor kafada.
0
ruhlardan esinlenen karga
(16.10.25)
paşabahçe +1

vazo, şekerlik gibi çerçeve gibi ya da şık cam - metal bir ev aksesuarı uzun yıllar kullanılıyor ve her seferinde bunu şu getirmişti, şunun hediyesi gibi lafı ediliyor. o yüzden güzel bir dekoratif obje iyi bir hediye olur.

www.pasabahcemagazalari.com
0
exlibris
(16.10.25)
altının her zaman adı var, paşabahçede en ufak şey bile altın fiyatı zaten ama çay bardağı falan uygun 12li alınabilir.
0
eja
(16.10.25)
Senin yanında ay çok güzelmiş deyip bir daha asla kullanamayacakları ve evde boşuna yer kaplayacak şeyler almayın abi insanlara. Yakın dostum diyorsan direkt sor, sana ev hediyesi alacağım ne lazım diye. Hiçbir şey lazım değilse ve illa ki hediye almam lazım diyorsan, bütçene ve dsotluk seviyene göre gram/çeyrek vb altın olabilir.
+1
bobinhoo
(16.10.25)
sorarak ihtiyacı olanı öğren +1
yakınsa zaten söyleyecektir. değilse de pike, nevresim takımı, bornoz havlu seti gibi şeyler çok iş görüyor evde kaliteli bir markadan bakabilirsin. misafir ağırlamayı seven biriyse masa örtüsü+peçete takımı olabilir. bu tarz şeyler bana genelde hediye geldi hiç gidip de aa kalitelisinden zevkime göre alayım demediğim için çok işimi gördü.
0
rayde
(16.10.25)
altın veya hediye çeki.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(16.10.25)
madame coco'ya git, genelde orda hep etiketin yarısı vs kampanya var ordan bir şeyler al.

bütçen daha düşükse tv battaniyesi
dekoratif bir heykel veya mum vs
bütçen daha yüksek ise nevresim takımı al.

ikea'dan tepsi de alabilirsin geçen gittim 1000 tl üstü güzel tepsiler vardı.
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
dostlar, kendisine sordum tabi ki, ancak şimdilik hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını belirtti. ben yine de bir şey alacağım.
0
🌸makarnavodka
(16.10.25)
Kullanılan bir şeyin altenatif ikincisi de olsa yük olmaz, farklı kullanımları hoş olabilecek bir şeyler alınabilir.

Nevresim takımı
Battaniye
Pasta/tatlı tabağı
Şık bir fincan kupa takımı vs

Ben bir arkadaşıma yıllar önce mutlu ev temalı bir keyif tepsisi almıştım. Hiç kullanilmaz diye düşünmüştüm ama deseni çok hoşuma gitmişti. Kullandikca fotosunu atardı. Kaç defa da çok beğendiğini soylemisti. Bu tarz keyif odaklı bir ürün de alınabilir.
0
egerbiryolcu
(16.10.25)
tam otomatik espresso makinesi veya moccamaster olabilir.
0
arakaali
(16.10.25)
Samimiyet +1 diyorum

"Sevgili dostum, ben bu ev için illa ki bir hediye alacam, saçma sapan bir şey olmasın, neye ihtiyacın varsa onu alayım" de, vallahi gerek yok vs derse bence hediyeye ayırdığın bütçeyi gram veya çeyrek veya işte durumun neyse ona göre altın gümüş alıp hediye etmek güzel olur. Nihayet bir güvence gibi olur hoş olur.
0
muhayyer divan
(16.10.25)
Duyuru'da Paşabahçe lobisi var :) Paşabahçe'de güzel şeyler var. Değişim kartı da koyarsanız, illa kendilerine göre bir şey bulurlar...

Devir ne kadar değişti bilmem ancak nevresim takımı biraz garantidir. Genelde iş görür.

Ben evlenen yeğenlerime "zigon sehpa almayın, siz beğenin, linkini gönderin, ben alacağım" diyordum mesela. Eve gidince önüne koyuyorlar, hoş oluyor kullanıldığını görmek.

Yine akrabalarıma ev hediyesi hep sorarak aldım. Bazen ütü oldu bu, bazen süpürge, bir tanesi abartıp tv istedi, imkanım dahilinde aldım bir tane...

Altın götürmek de ayıp değil. "Ne makbule geçer bilemedim, siz en uygununu yaparsınız" demenin kibar yolu.

Evcil hayvanları varsa bir sürü yeni elektronik pet zımbırtısı çıktı mesela, onlardan biri olabilir.

Son birkaç yılın silah zoruyla aldırılan ürünleri olan dikey süpürge, air fryer, robot süpürge ve yumurta makinası gibi bir şey de alabilirsiniz. Bence bir kısmı aşırı lüzumsuz ama, seveni çok...

Şık bir tablo yahut hat/ebru levhası da her zaman gideri olanlardan. İlla ki asacak yer buluyorlar...
0
dilemma of subscribtionability
(16.10.25)
viski karaf ve bardak seti gibi bir şey şık oluyor alkol kullanıyorsa.
ama her şey var diyorsanız eğer direkt altın bence.
0
ucurulmamak umidiyle
(16.10.25)
nevresim takımı demiş biri ona katılıyorum.
0
Hallegadola
(17.10.25)
normalde almayı düşünmeyeceği (parası bütçesi olsa bile) ama evde olsa illa ki kullanacağı bir şey alın. tamamen atıyorum:

örneğin kahve seviyorsa süt köpürtücü ya da güzel bir mokapot ya da chemex vs tarzı bir şey
şarap içiyorsa güzel bir karaf ve kadeh seti
viski içiyorsa güzel bir karaf ve kadeh seti

ya da atıyorum taşınabilir projektörlerden. (kolay kolay kimse almaz ama evde olunca çok acayip işe yarıyor)

ya da atıyorum hava temizleyici

zaten ihtiyacı olan şeyleri kendisi alır, bütçesi de var anladığı kadarıyla. evdeki 5 nevresim takımının yanına bir tane de siz alsanız ne esprisi var?
0
co2s2
(17.10.25)
(3)

Bu kan tahlili fiyatı normal mi?

yoruldumamayorgundegilim
Degerli canlar..Yanıldık bir kan tahlili yaptık.ve malesef kallavi döşediler bize.yada ben mi yanılıyorum? Yani bu fiyatlar normal mi sizce?
Degerli canlar..
Yanıldık bir kan tahlili yaptık.ve malesef kallavi döşediler bize.yada ben mi yanılıyorum? Yani bu fiyatlar normal mi sizce?
-8
yoruldumamayorgundegilim
(16.10.25)
hangi fiyat
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(16.10.25)
Buraya herhangi bir dosya yükleme şansım var mı acaba?
-1
🌸yoruldumamayorgundegilim
(16.10.25)
buraya değil de başka bir siteye koymanız gerekiyor. imgur olabilir, ibb olabilir, vs vs vs vs
0
co2s2
(17.10.25)
(6)

Güzel bir hayat yaşadım demek için kriterleriniz

arbre
Selam. Ben en az 100 restoranda yemek yemeyi bu kriterlerden biri olarak görüyorum. İtalyan olabilir, Meksika olabilir. Sizce mantıklı bir kriter mi? Başka neler olabilir genel ve özel olarak? Sağ olun.
Selam. Ben en az 100 restoranda yemek yemeyi bu kriterlerden biri olarak görüyorum. İtalyan olabilir, Meksika olabilir. Sizce mantıklı bir kriter mi? Başka neler olabilir genel ve özel olarak? Sağ olun.
-3
arbre
(16.10.25)
Kesinlikle hayır . Aksine
100 fakire yemek yedirmek daha faziletli bir harekettir. Başkalarının faydası için isnanın kendinden bir şeyler sarfetmesi en güzeli .
-1
diyecevaplandı
(16.10.25)
Bence böyle doğrudan sayısal düşünmek çok mantıklı değil. 100 restoran değil de, dünya mutfaklarını deneyimlemek gibi bir hedef daha anlamlı olabilir. Hatta bunu farklı ülkelerde yaşamak, yerel insanlarla sohbet etmek, bir yemeğin arkasındaki kültürü hissetmek gibi düşünebilirsin.

Benim için de güzel bir hayat yaşadım diyebilmek, mutlu eden ya da birini mutlu ettiğim anlarla ilgili veya deneyimlerimle ilgili. Bir akşam yemeğinde edilen samimi bir sohbet, rastgele bir gülümseme, ya da bir yolculukta hissettiğin o huzur… Belki de güzel hayat dediğimiz şey, tam olarak bu küçük ama dolu anların toplamı.
+3
ermanen
(16.10.25)
Üretken olup ortaya çıkardığım şeyler insanlara faydalı olduysa, yani bir şekilde kendimi gerçekleyebildiysem güzel bir hayat yaşadım derim. Bunu yapamadığım için oldukça mutsuzum.

İnsanlar sürekli deneyim yaşayıp tüketmekle kafayı bozmuş durumdalar. Daha çok gezmeliyim, daha çok yemeliyim, daha çok partilemeliyim, daha çok, daha çok, daha çok....
Mesela gezme dediğin şey bir yerden sonra sıkıcı oldu şahsen benim için. Öyle sekiz yüz ülke gören insanlardan değilim ama gidip 1 hafta sıkıştırılmış bir şekilde bir yerleri görmek çok manasız geliyor artık. Sayıyı artırmaya çalışacağıma gidip istediğim bir yerde uzun süre yaşamayı tercih ededim. Belli şeyleri deneyimledikten sonra hepsi aynı. Yemek de benzer şekilde.
+1
synesthesia
(16.10.25)
stressiz bir hayat yaşamış olmam lazım. maddi hiç sorunum olmamalı. kalp kırıklıklıkları ve tartışmalar çok çok çok çok az olmalı illaki olacaksa. sağlık sorunu olmamalı. sevgi, saygı, bol tatil, gezme, öğrenme, üretme, okuma, bol bol bol kedi dolu bir hayat olmalı.
+1
art cat chocolate
(16.10.25)
her anin her dakikanin tadini cikarmaya bakin, kendinize 100 yerde yemek olarak bir limit koyun ama atıyorum bugün de kendiniz icin bir seyler yapin, birakin yarini 5 dk sonra ne olacagini bilemiyoruz
+1
sweetoffice
(16.10.25)
kimse sizin arkanızdan kötü konuşamıyorsa, iyi bir hayat geçirmişsinizdir.
0
co2s2
(17.10.25)
(24)

İnsanlar bu kadar km nasıl yapıyor?

chicha_v2
2020 model araba 150 bin, 180 bin olan bir sürü ilan var. Tek tük olsa anlarım da sürekli şehirdışı kullansan yine olmuyor yine çok yani.Ben yılda 10 bin yaptığım için de abartı geliyor olabilir tabi de normal mi bu km'ler?Siz yılda kaç km yapıyorsunuz?
2020 model araba 150 bin, 180 bin olan bir sürü ilan var. Tek tük olsa anlarım da sürekli şehirdışı kullansan yine olmuyor yine çok yani.

Ben yılda 10 bin yaptığım için de abartı geliyor olabilir tabi de normal mi bu km'ler?

Siz yılda kaç km yapıyorsunuz?
0
chicha_v2
(16.10.25)
@bir sıcak el Memleket neresi Kazakistan mı? 236 bini kaç yılda yaptın?
+1
🌸chicha_v2
(16.10.25)
yilda 30 bin km yapar, az degil tabii ama abartili da degil. Yilda 25 bin km yaptigim olmustu Turkiye sinirlarinda. Ise gidip geldim yakindi gorece, arada bizimkilerin yanina gidiyordum git gel 100 km falan, koye gitmisimdir 2-3 kez, tek yon 1000 km vs vs derken cok gezen insan yapar. Ise de gidiyorsa kolayca yapilir.
0
mbond
(16.10.25)
ben yılda 10-15 arası yapıyorum 2 araç var eşimde benzer km yapıyor
0
basond
(16.10.25)
Zaruret , iş halini anlarım ama genel olarak düşüncem ayrıca tembellikten veya tatili, gezmeyi, zevki abartmaktan bu kadar km yapılıyor olmalı.
Abartı gelebilir ama yürümekten aciz, az ötedeki tuvalete bile aracıyla gidecek olan insanlar var.
Zevkin abartılması ise genelde öyle hayırlı şeyler sebebiyle de olmuyor.

Yürümeye yabancılaşmış ve anne karnındaki embriyo misali sürekli birileri bu kimseleri bir yere taşımalı.
Sonra da haraketsizlik kaynaklı kilodan vs. rahatsızlıklardan bahsederler .
0
diyecevaplandı
(16.10.25)
Pazarlamacıyım. Geçen seneye kadar ayda 8000 kilometre yol yapıyordum. İş değiştirdim de bu sene 4000 km'ye düştüm.
0
etna
(16.10.25)
bizim 2004 model ilk sahibi olduğumuz bir araba vardı, 2020 yılında 100bin km de idi.
ben de anlamıyorum.

aracı sattım adam 3 yılda 200bin km ye getirmişti aracı :(
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
Şahsi araçlarımla ortalama 25 bin

Şirket aracıyla da günde 60 km, ayda 1250 desen, 15 bin
0
gabe h coud
(16.10.25)
Arabamı mayıs ayında 0 km aldım. Şu anda 13xxx km. Senede yaklaşık 30k km yapıyor. Her gün işe git gel için 35-40 km yapıyorum, gerisi seyahat.
0
tss
(16.10.25)
arabayi aldigimizdan bu yana yilda 16-20k arasi (ortalama 18k) yapiyoruz ama sehirde yasamadigimiz icin. toplu ulasimla, 5km mesafedeki yan köye gitmek bir saat sürüyor, o sebeple her yere araba. sehirde yasasak herhalde yilda 5-6k anca yapardik.

is mesafesi uzun, ailesinden uzakta yasayan ve araba sirtinda para kazanan kisiler o km'leri yapiyor olabilir. mesela adamin ailesi trabzon'dadir, kendisi kayseri'de yasiyordur, iki haftada bir ziyarretlerine gidiyordur, üstelik ilac mümessilidir, kapi kapi geziyordur. günde 100 km rahat yapar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.10.25)
işi uzaktır çok geziyordur vs
0
jelly bear
(16.10.25)
Türkiyede eğer şirketiniz karşılamıyorsa, -ki öyle bile olsa- benzine verilen para yazık günah. abd de olsak anlarım da türkiyede bu kadar arabayla gezmeyi seveni ve yakıtı dert etmeyeni anlamıyorum boşa para atılıyormuş gibi geliyor.

Bir de aracı çok yakınca normal karşılayan var aslan besleyen yemini düşünmez falan... diyorlar. Ağır gerizekalılık başka bişey değil sanki benzin ucuzmuş gibi.

Bazı arkadaşları biliyorum kafaları dağılsın diye çevre yolunda turluyorlar iyi geliyor diyorlar.

Yani şahsen bana iyi gelse bile yaktığı yakıtı düşününce nötrler hiç bişey anlamam.
0
ananiyimioguz
(16.10.25)
Evle okul arası 35 km. Ayda 1120 km yapıyor. Günde 5 km günlük işler olsa +150 km. Haftasonları da 100 km gezi olsa, +400 km. Ayda 1700 km yapar yuvarlak. Yılda 20bin km yapıyor. Yılda 15-20bin İstanbul için normal bir rakam.

Hibrit araç kullanarak bütçeme ve çevreye karşı vicdanımı kısmen rahatlatmış oluyorum. Toplu taşımayla gitsem yolum git-gel toplam 3 saat daha uzayacak.

Araç üreticilerinin periyodik bakım aralıkları genelde 1 yıl/15bin km şeklinde oluyor.

5 yıl için 75bin km normal yani. Ama İstanbul'da 5 yaşında 75binde araç çok düşük km kabul edilir. Genelde 100-110bin civarı oluyor 5 yaşındaki arabalar.
-1
yadigar
(16.10.25)
işim git gel 130km. ayda 2500 km. yılda 30 bin. işte böyle yapılıyor.
0
mikahakkinen
(16.10.25)
benim 2020 model, 120 bin km. normal geldi ya, yılda 20-25 bin km işte.

ev-iş arası 20 km ise bile ayda 2x20x20'den 800 eder. bi de yazın istanbul-ege, kışın istanbul-ankara tarzı bi kaç şehir dışı yol yapsan 20 bini rahat bulur.
0
gitdaddy
(16.10.25)
iş ev arası mesafe uzaksa ondan oluyordur, biz de geçen düşündük 7 ayda 10 bin falan yapmışız, işe gidip geliniyor her gün istanbul olunca mesafeler uzak malum. arada uzak ilçelere akraba ziyaretlerine vs de gidiyosun, 1 defa tatil, 3-4 defa izmit edirne gibi mesafelere aile ziyareti derken oluyor yani. arabasız da gitmek istemiyoruz bir yere çünkü arabayı zaten o konfor için aldık.
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
kimisinin işi mobil. yılda 60-70 bin yapıyorlar. zaten bi şehir dışı git gel 2 bin km. yılda 30 40 yapan var.

kimi de gezmeyi çok seviyor. bi arkadaşım ben yemek yemeyi çok severim. eşimle tüm türkiyenin köylerine kadar gezdik demişti. o da yılda 80 mi ne yapmış. ilginç yani.
0
gurur
(16.10.25)
eski arabayı 2016da 0 almıştım. 2020de 10000 km anca olmuştu. 2024te 55000 km iken sattım. yeni arabayı 2024te 0 aldım, şimdi 19000 km.
0
inheritance
(16.10.25)
evle isim cok yakin, benden baska araci kullanan yok, is disinda haftada 2-3 gun bir o kadar daha yol yapiyorum, ekstar avm, yemek, etkinlik, senede birkac tatile de arabam ile gidiyorum senelik 15bin'i kolay kolay gecmiyorum
0
sweetoffice
(16.10.25)
Sahaya gittiğimde şehrin öteki ucuna tek yön 100 km yol gidiyorum. Servis pahalı ve az yoğun olan bu yolu kullanmadığı için hergün kendi aracıyla giden nice arkadaşım var. 200x20x12 senede 48.000 km yapar. Bunun marketi haftasonu gezmesi yaz tatili derken bu rakam daha da artıyordur.
0
cilekli pasta
(16.10.25)
Pandeminin zirvede olduğu dönemde bir ara her şeyin fiyatı ve maaşlar bile artarken benzin fiyatları sabit kalmıştı.
İşe başladıktan 1 ay sonra pandemi patlamıştı ve ben iş için şehir değiştirmiştim.
Pandemi patlayınca tüm şirket tamamen evden çalışmaya geçti 2 sene boyunca. Benim gibi bazı kişilere de haftada 1 işe gel dedi ama taksi parası verdi fiks.
Oturdum hesapladım haftada 1 kalkıp izmirden istanbula gidip akşam da dönmek daha mantıklı.
2 sene boyunca ayda 2500-3000 km arası yaptım. Arada bodruma falan da yazlığa kaçamak yaptım.
5 yıllık sadece 40.000 km'deki arabam 2 yılda 80.000 km'ye yakın yol yaptı.
0
denizgonen
(16.10.25)
ortalamam senede 30.000, altina pek dusemedim.
evde iki araba var, toplam 50.000 civari yapiliyor her sene.
0
cooperr
(16.10.25)
5 yilda 1250 is gunu var. 150.000km/1250gun= gunde 120km.

Ev-is arasi 60km olan biri sadece ise gidip gelmek icin 5 yilda 150.000km yapar. Normal bence.

Ayrica, mesela yeni arac satin alirken 2021 model araclari 2020'de aliyoruz. Bunun da km'nin yuksek gorunmesinde etkisi vardir.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
bir ara evden işe 35 km mesafem vardı. git gel 70km. günde ortalama 5km ekstra sağa sola illa gidiyordum (annemlere uğramak gibi) x yılda 260 gün = 19500 km.

ayda 3 kere çanakkale'ye gidip geliyordum. 360 km tek yön. 30-40 en az orada yapıyorumdur. 800 x 3 x 12 =28.800

toplam 48300 km yaptı. illa ıvır zıvır olmuştur 50binin üzerine tamamlıyorumdur.
0
co2s2
(17.10.25)
Günde ortalama 30 km senede maksimum 10 bin yapıyorum ben.
0
titanic kemancısı
(17.10.25)
(8)

sitenin spor salonunda spor yapmak

matilda
merhaba, eşimle spora başlamak istiyoruz ama bi türlü harekete geçemedik. şimdi oturduğumuz sitenin bi spor salonu var ama içinde çok fazla bir şey yok. masa tenisi oynayabiliriz, yürüme bandı, bisiklet falan tarzı aletler var, ağırlık falan da varmış ben görmedim ama eşim görmüş. burada spor yapmak
merhaba,
eşimle spora başlamak istiyoruz ama bi türlü harekete geçemedik. şimdi oturduğumuz sitenin bi spor salonu var ama içinde çok fazla bir şey yok. masa tenisi oynayabiliriz, yürüme bandı, bisiklet falan tarzı aletler var, ağırlık falan da varmış ben görmedim ama eşim görmüş. burada spor yapmak bize bir şey katar mı? spor salonuna para verip gitsek bir süre sonra gitmemeye başlayabiliriz diye düşünüyorum. ben kapalı alanda çok sıkılıyorum spor yapmaktan aslında ama açık alanda da utanıyorum biraz herkes bana bakıyor gibi geliyor. yoga matı falan alıp mekik çekme gibi hareketler de yapabiliriz.

bu konularda bilgisiziz mesela neler yapmamız lazım sizce. ısınmak için falan direkt hurra diye başlanılmaz herhalde. mesela 5 dk masa tenisi oynasak ısınmak için, sonra 30 dk koşu bandı falan gibi bir şeyler yazabilir misiniz?
0
matilda
(16.10.25)
dışarıda salona başlasanız muhtemelen 1 ay sonra bırakacaksınız. sitede başlayın en azından paranız gitmemiş olur. masa tenisini keyif amaçlı oynarsınız. onun olayla bir ilgisi yok.
youtubedan falan bakın yeni başlayanlar için temel fitness programı diye bulursunuz. sitenin salonunda olan alet ve dambellerle yaparsınız.
+1
yazar yazmaz yazan yazar
(16.10.25)
FitnessOnline diye bir uygulama var. Bu uygulama size spor yapmaktaki amacınızı sormakla başlıyor. Örneğin kilo vermek, fit kalmak vs. Ona göre size bir program çıkarıyor. Sporu nerede yapacağınızı da seçebiliyorsunuz. Genelde 8-10 dakika koşu/bisiklet gibi ısınmayla başlayıp ağırlık hareketleriyle devam ediyor. Ne kadar çalışacağınızı da seçebiliyorsunuz. Örneğin 1 saat ise 5-6 hareket veriyor. Hareketleri nasıl yapacağınızı gösteriyor. Beğenmezseniz ya da o alet yoksa alternatif 4-5 hareket gösterebiliyor, onlardan birini seçip devam edebiliyorsunuz. Setleri ve dinlenme sürelerini bile çıkarıyor. Son olarak yine 15-20 dakika kardiyo var. Hem hareketleriniz, hem vücut ölçülerinizi hem de yapıyorsanız diyetinizi takip edebiliyorsunuz.

Ben çok farklı uygulamaları denedim, bu kadar kasamlı ve tüm programı otomatik çıkaran başka uygulama bulamadım. Çok iyi uygulamalar var ama çoğunda programı sizin oluşturmanız bekleniyor ya da takvime otomatik olarak 6-8 haftalık program atmıyor da o günün antrenmanını bir listeden seçip ona göre devam ediyorsunuz. Ama başta bahsettiğim uygulamada mesela haftada 3 gün yapacağım derseniz bir gün alt vücut, diğer gün üst, diğer gün karın vs. çalıştırıyor.

İlk ay ücretsiz kullanıyorsun. Ama premium alınır bence. Senelik 1.200 gibi bir fiyatı vardı 1-2 ay önce aldım.

Uygulamanın geliştiricisi böyle reklamını yapmamıştır. Ama cidden bu kadar kapsamlı uygulama bulamadım başka.
0
himmet dayi
(16.10.25)
ara ara gaza gelip 3-5 yillik uyelik aliyorum ama devami gelmiyor ilk baslardan sonra, ben de pek istekli degilim :) acik havuz, kapali havuz, sauna vb daha cok kullaniyorum, sitede olmasi buyuk bir avantaj, yavastan baslayin oradan bence sonrasina bakarsiniz
0
sweetoffice
(16.10.25)
anlattığınız yer spor salonuna benzemiyor.
-3
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(16.10.25)
Birkaç spor aleti ve yeterli alan varsa her türlü işinizi görebilirsiniz. Evet başlangıç olarak size bir şeyler katar.
0
ucurulmamak umidiyle
(16.10.25)
masatenisi gibi bir imkanınız varsa kesinlikle başlayın. Sizin yazış tarzınızdan bile anlaşılıyor ki, normal gym mantığıyla maks 2 ay sürer maceranız. masatenisinde zaman su gibi akıp gidiyor, hakkını vererek yapıldığında da inanılmaz yorucu bir spor. Ayrıca masatenisi çok düşük sakatlanma riski barındırıyor ve alzheimer gibi ilerleyen yaşlarda ortaya çıkabilecek hastalıklara birebir.

ilerleyen yaşlarda da yapmaya devam edebileceğiniz bir spor ayrıca.
0
bobinhoo
(16.10.25)
salona yazılın ve "yazılır ama gitmezsiniz" diyenlere de bakmayın, o disiplini sağlayacaksanız kafaya koyduysanız gidersiniz. Esas sitenin spor salonuna gitmezsiniz çünkü anlaşılan daha önce spor yapmamışsınız, ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Bilmediğiniz için verimsiz yürüyüşler vs yapacaksınız ve karşılığını alamadığınız için de bırakacaksınız.
Salona yazılın, imkanlar el veriyorsa ilk bir kaç ay pt alın.
0
veritaslibertas
(16.10.25)
millet yapay zekaya sora sora fitness yapıyor. antrenör ya da app falan mecbur değilsiniz.

yapmak isteyen her türlü yapar. ister para verip yapar, ister bedavaya yapar. ben para versem de yapmıyorum, abim istanbul'da en iyi koşabileceği alanı bulup her sabah oralara gidiyor. bir gün FB tesislerinde, bir gün bilmem ne hanımpaşa korusunda. sonuç? ben 110+ kiloyum, abim 52 yaşında 3 saatin altında maraton koşuyor hala.
0
co2s2
(17.10.25)
(13)

Kıskançlık psikolojisi

arbre
Kıskançlığımın patolojik seviyede olduğunu düşünüyorum. Kız arkadaşımı (sevgili değiliz) kıskanabiliyorum bir erkekle konuştuğunu görünce.Normalde sevgilimin başka erkeklerle yakın olmasını, konuşmasını istemem. Ama ben sevgilisi olan kızlarla yakın olabiliyorum ve şunu düşünüyorum. Bu kızlar benim
Kıskançlığımın patolojik seviyede olduğunu düşünüyorum. Kız arkadaşımı (sevgili değiliz) kıskanabiliyorum bir erkekle konuştuğunu görünce.

Normalde sevgilimin başka erkeklerle yakın olmasını, konuşmasını istemem. Ama ben sevgilisi olan kızlarla yakın olabiliyorum ve şunu düşünüyorum. Bu kızlar benim sevgilim olsaydı olay çıkarırdım. Ama ben sevgilimi kıskanacağım o erkek konumumdayım gerçekte. Anlatabildim mi bilmiyorum. Ya da cinsellik konusunda geçmişini bilmek beni rahatsız eder, ama ben de neler yaptım. Kendi psikolojimi çözemiyorum. :D Psikoloğa mı gitsem?
-8
arbre
(16.10.25)
Psikologla alakası yok kişiliğin gelişmemiş.
Bu yaştan sonra gelişir mi inan bilemiyorum.
+17
Gradient_tabanlı_mor
(16.10.25)
kaç yaşındasınız bu aslında önemli bir kriter.
eskiden ben de böyleydim. mesela erkek arkadaşım (şimdiki eşim) bir kız arkadaşının sadece oturduğu semti biliyor diye yapmadığım kalmamıştı sen nerden biliyosun demek ki evine gittin vs. çok utanıyorum o hallerimden ama çok küçüktüm, 19 yaşındaydım. şu an eşim kız arkadaşlarıyla bensiz buluşur, görüşür, bi kıskançlığım kalmadı ara ara kıskanıyorum ama sorun çıkartacak, kavga çıkartacak düzeyde değil.

bence siz biraz niyet okuyorsunuz. karşı cinsten arkadaşı olması iyidir insanın her zaman. benim de karşı cinsten arkadaşlarım var. bunda yanlış bir şey yok. biraz empati yapmayı öğrenmeniz lazım. eğer aşırı kıskançsanız ve bu durumu çözemiyorsanız psikolog şart bence de. insan onunla konuşurken anaaaa diyip kendini çözüyor tabii doğru psikoloğu bulursa.

edit: kullanıcı adınıza bakmamıştım arbreymişsiniz çok genç olduğunuzu düşünmüyorum orta yaştasınızdır herhalde 35 civarı falan.
+2
matilda
(16.10.25)
matilda, 32'yim :)
0
🌸arbre
(16.10.25)
Böyle yaparak hem kendini hem karşınızdaki kişiyi bunaltirsin. Psikologa gitmek iyi fikir bence zaten farkındalığın olmuş bu konuda.
0
pembediken
(16.10.25)
Toksik maskülenite konusunu araştırmanı öneririm.
0
rock n roll
(16.10.25)
Gradient_tabanlı_mor, kişilik ne anlamda? Kişiliğimin ortalama üstü olduğunu düşünüyorum. Laf sokma mı, yardımcı olmak için mi bu yorum
-8
🌸arbre
(16.10.25)
abicim son derece sağlıklı bir erkeksin. bu devirde herkes alt alta üst üste diye de bu rezil ortamdan midenin bulanmasını garipsemene lüzum yok. herkes böyle olmak yada sosyal medya-hızlı sadakatsiz ilişkiler çağının getirdiklerini kabullenmek zorunda değil. hem kadın hem erkek olarak farklı bakış açısına ve karşı cins ile mesafeli insan ilişkileri kurabilme kapasitesine sahip kişiler de yaşıyor aramızda.

kız arkadaşın bir erkekle konuşursa elbette ki kıskanırsın, anında müdahil olmadığın sürece sorunlu bir durum yok. bu konuşmaların sıklığı artar , tonu değişirse de müdahale etmen son derece sağlıklı bir tepkidir. utandırma söylemlerine takılma bence.
-6
loch ness
(16.10.25)
reyiz gün gelecek eşin otobüse metroya binecek yanına elin adamı oturacak napacaksın.
iş arkadaşlarıyla çay kahve sohbeti yapacak engel mi olacaksın?

kendini eğitmeye çalış bir şekilde.
0
Hallegadola
(16.10.25)
Shepard nerlerde ya?
-1
mikahakkinen
(16.10.25)
mikahakkinen, 1 günde kurtulduk hepsinden. Compumaster sağ olsun. Komik olan Shepard beni engellemiş. HAHAHA. Ulan engelleyecektin neden her soruma cevap yazdın. Kafalar pırıl pırıl.
-1
🌸arbre
(16.10.25)
bence bu klasik erkek ikiyüzlülüğü :)) sevgilin olduğunda bu huyunu şu şekilde değiştirirsin, sen de artık kızlarla yakın olmazsın, senin kız arkadaşın da erkeklerle yakın olmaz, karşılıklı uzlaşma sağlanırsa sorun da kalmaz. pskologa gidecek bi durum olmaz. benim eşimle aramdaki anlaşma bu şekilde, kimsenin karşı cins arkadaşı yok, böyle anlaştık.
+1
Sadece soruyorum
(16.10.25)
Bu kiskanclik olayi bende sifir. Hic kiskanmadim.

Buraya bir anektod birakayim; Gecenlerde is yerime oglende bir arkadas geldi. Esimi restoranda gordugunu soyledi. Ben " umarim yanindaki adam benden yakisiklidir" dedim. Guzel bir kahkaha koptu is yerinde :) Evde falan da sormam o kim bu kim diye. Hic merak etmiyorum.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
psikolojik özellikleri tek tek anlatıp hepsi bende bok gibi demenize gerek yok, genel olarak psikolojik/psikiyatrik problemleriniz olduğu ortada. psikolog ve psikiyatrist takibi şart.
+1
co2s2
(17.10.25)
(4)

Özel sektörde ofiste çalışan sendikalı olabiliyormu?

kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
6-7 kişilik bi ofiste maaşlı çalışıyorum. SGK, yol, yemek, izin, maaş, prim, mesai vs. tüm haklarımız sıkıntısız veriliyor. Ben sendikaya üye olabiliyor muyum? Diyelim türk-iş veya disk bünyesinde bi sendikaya katıldım, bana ne faydası olur? Sektör: Lojistik.
6-7 kişilik bi ofiste maaşlı çalışıyorum. SGK, yol, yemek, izin, maaş, prim, mesai vs. tüm haklarımız sıkıntısız veriliyor. Ben sendikaya üye olabiliyor muyum? Diyelim türk-iş veya disk bünyesinde bi sendikaya katıldım, bana ne faydası olur? Sektör: Lojistik.
0
kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
(16.10.25)
sendikalı olmak için tek şart işveren değil çalışan olmak. ama sektörünüzle ilgili bir sendika varsa daha iyi olur.
0
ground
(16.10.25)
durduk yere sendika aidatı verirsin.
0
bobinhoo
(16.10.25)
İş yerinde bir sendika örgütlenmesi yoksa bir işe yaramaz.
0
denizgonen
(16.10.25)
6-7 kişilik yerde ne işe yarar, bilemedim.
0
co2s2
(16.10.25)
(9)

kiracı çıkarken evi boyatmalı mı?

kornisch
2 sene önce eve girdiğimizde tavandaki yamalar hariç duvarlar yeni boyalı şekilde girdik. 2 sene geçti duvarlarda bir iki yerde çift taraflı banttan kaynaklanan çok küçük boya kalkmaları hariç hiçbir hasar yok. Yine de sözleşmede boyalı alındı boyalı teslim edilmeli şeklinde bir madde yazmasından do
2 sene önce eve girdiğimizde tavandaki yamalar hariç duvarlar yeni boyalı şekilde girdik. 2 sene geçti duvarlarda bir iki yerde çift taraflı banttan kaynaklanan çok küçük boya kalkmaları hariç hiçbir hasar yok. Yine de sözleşmede boyalı alındı boyalı teslim edilmeli şeklinde bir madde yazmasından dolayı tüm evi boyatmalı mıyım? yoksa lokal boya yeterli olur mu?
Benzer durumlardan geçmiş arkadaşlar destek olabilirse sevinirim. (normalde hiç uğraşmaz tüm evi boyatırdım ama ev sahibinin savcılığa kadar ulaştırdığımız darlamalarından dolayı olabildiğince az masraf istiyorum.)

Şimdiden teşekkürler.
0
kornisch
(16.10.25)
Kanunen boyatmak zorunda değilsiniz. Evin usulüne uygun kullanımının sonucu olan bir yıpranmadir
0
kisa
(16.10.25)
Yıllar önce bir yerlerde bir içtihat görmüştüm. Kullanılan bir şeyin eskiyeceği, kiranın, kullanım bedeli olduğu , eskimenin boya badanayı da kapsayacağı ve ev sahibi sorumluluğunda olduğu şeklindeydi. Sonradan değişikliğe uğradı mı ya da aranırsa bulunabilir mi bilemem.

Ancak, temayül de ve bence işin etiği de, nasıl alındıysa öyle terkedilmesi doğrultusunda ve zaten sözleşmeye de öyle girmiş. Yani ben, komple boya badana yapılmalı şeklinde görüş ortaya koyayım.
0
Mirket
(16.10.25)
Bu arada söylediğim şey yasal hak kapsamında.
Ben boyalı alınan şeyin boyalı verilmesi taraftarıyım. Mirket +1
0
kisa
(16.10.25)
iyi niyet yoksa boyatmam ben.
0
Fodera
(16.10.25)
genelde boyali teslim alinilirsa tekrar boyatilip teslim edilir, sizin surec biraz sormus, boyasiz teslim alir ve teslim aldigina dair depozito iadesi yaparsa sorun yasamazsiniz
0
sweetoffice
(16.10.25)
O kadar saçma bir şey ki bu. Boyatmayın.
Ev nasıl aldıysa öyle verilir mantığı da saçmalık. Bu mantıkla gidersek sıfır eve gelip 5 yıl oturan vatandaş çıkarken binayı sıfırdan mı yapacak?
Ev sahibi duvarları boyatmazsa kirayı da ona göre yazar. Bırakın ev sahipleri düşünsün.
-1
asue
(16.10.25)
lokal boya ile kurtarmanız zor. ne olursa olsun boyanın rengi 2 senede koyulaşmıştır. ama benim tercihim, kiracının evi istediği gibi boyatması. evi boyasız teslim alacak, boyatmadan verecek. isterse boyatır. ama tabii eve bakmaya gelenler boya badanayı görüp, çirkin görüntü sebebiyle kiralamaktan vazgeçebilirler. bir de çıkana masraf yüklemek gayet kolay ama gelene evi "olabildiğine masrafsız" diye pazarlamak gerekir.
0
co2s2
(16.10.25)
"temayül de ve bence işin etiği de, nasıl alındıysa öyle terkedilmesi doğrultusunda"
denmis de..

kiraci evi kullanmak icin para veriyor, kullanim icin kiralanan birseyin eskimesi normal.
araba kiralama mesela, 1 ay kiraladim, 5000km yol yaptim ve karsiliginda kirasini odedim. bu arada arabanin yag degisim isigi yandi. ayni mantiga gore benim aracin yagini degistirip vermem lazim, zira kiraladigimda bu isik yanmiyordu. simdi burda servis isigi yaniyor sekilde geri vermek etik disi mi?

dedigin gibi iki yerde çift taraflı banttan kaynaklanan çok küçük boya kalkmaları hariç hiçbir hasar yok ise lokal boya ile kapatir teslim ederim.
-1
cooperr
(16.10.25)
burada düşündüğüm konu şu sonuçta daha önce farklı bir kiracı oturuyordu ve o adamın çıkmadan hemen önce boyadığına dair de kesin bir şey yok 1 sene önce boyatmış bile olabilir.
dediğim gibi tavanlar net bir şekilde yamalı, hatta öyle lokal falan da değil her odada en az birkaç yerde büyük yamalar var. eve girerken elektrik olmadığı için detaylı bakamamıştım bu duruma.
benim durumda da 3 küçük yerde boya kalkmaları dışında hiçbir sorun olmadığı için lokal boyayıp çok laf ederse boyayı depozitodan düş diyeceğim bakalım. Cevaplarınız için teşekkürler.
0
🌸kornisch
(17.10.25)
(5)

Orjinal midir?

Mirket
https://www.hepsiburada.com/crocs-crocband-unisex-terlik-11016-p-HBCV000005IWWT?magaza=FAVY%20SHOES
-1
Mirket
(15.10.25)
Yorumlardan aynı satıcıdan alanları (favy shoes) filtreleyince, 20 civarı yorum çıkıyor. 5-6 tanesi "orijinal değil, çok sertti, kokusu kötü orijinal olamaz, sahte ürün" türünden yorumlar. Bu şartlar altında almazdım ben. "Bence Değil"
+1
dilemma of subscribtionability
(16.10.25)
bu kdar ucuz değildi ama metro marketlerde indirimdeydi
internette o kadar ucuzu yoktu sadece
0
hoot
(16.10.25)
linkteki ürün çok yüksek ihtimalle sahte.
bu tarz ürünlerde satıcısı sitenin kendisi değilse almıyorum.
orada da öncelik sıram açık ara amazon, hb, trendyol
0
kornisch
(16.10.25)
zaten orijinali o fiyat degil mi baska yerlere de bakabilirsin. cross'da her yerde kampanya var
0
koela
(16.10.25)
bu ürünü almış kişilerin puanlarken gönderdiği fotolara bakarak konuşuyorum. gerçek değil. terliğin etrafında dönen şerit, gerçek crocs'larda yekpare olur. çoğu sahtede bir yerde ek yapıyor. bu üründe de en arkada crocs yazısının altında ek yapıyor, hem de kabak gibi belli. crocs'un kendi sitesindeki fotolarla karşılaştırın.
+1
co2s2
(16.10.25)
(5)

Verdiğim tepki makul oldu mu sizce?

mahmuttt
Ebeveynlerin de girdiği ücretli oyun alanındayız. Kadının çocuğu var 5-6 yaşlarında. Bir başka kız çocuğu 10-12 yaşlarında. Kaydıraktan kayarken büyük kız çocuğu, küçük çocuk erkek çocuğun ayağını sıkmış (kadının iddiasına göre.) Baktım kıza göz belirterek bildiğiniz kızdı. Kız ben sadece ayağını ç
Ebeveynlerin de girdiği ücretli oyun alanındayız. Kadının çocuğu var 5-6 yaşlarında. Bir başka kız çocuğu 10-12 yaşlarında. Kaydıraktan kayarken büyük kız çocuğu, küçük çocuk erkek çocuğun ayağını sıkmış (kadının iddiasına göre.) Baktım kıza göz belirterek bildiğiniz kızdı. Kız ben sadece ayağını çekmesi için tuttum diyor. Bu ısrarla ben ne yaptın gördüm vs çocuğun üzerine gidiyor. Anne babasının da yanında olmadığını farketti muhtemelen. Çünkü kız çocuğunun annesi babası yanında yoktu o sırada.

Sonra baktım çocukcağız ağlamaya başladı. Annemi istiyorum demeye başladı.

Sonra anne babası geldi. Tabi olaydan haberleri yok. Anlamaya çalışıyorlar. Çocuk da birşey diyemiyor.

Ben de kalktım anne babanın yanlarına gittim, çaktırmadan işaret ederek arkadaki hanımefendi kızdı çocuğa o sebeple ağlıyor dedim.

Bu da görmüş beni. Bana terbiyesiz niye beni işaret ediyorsunuz bilmem ne muhabbetine girdi.

Ben de ağzının payını tatlı tatlı verdim.

10 yaşında çocuk mu senin muhatabın burada görevliler var vs dedim.

Sinirlendim tabi bayağı

Sizce yanlış mı yaptım, böyle olayları görmezden mi gelmeliyim ? Tepkim uygunsuz mu oldu

Teşekkürler.
+5
mahmuttt
(15.10.25)
çocuğa tepki veren anneyi ve çocuğun anne babasını tanımıyorsunuz. nasıl tepkiler verebileceklerini bilmiyorsunuz. ağlayan çocuğun anne babası dönüp diğer kadının üzerine yürüyebilirler, çoluk çocuğun önünde tatsızlık yaşanır ya da bu diğer kadın sizin üstünüze yürüyebilir.

şu hikayede ben olsam ne yapardım? herhalde ağlayan çocukla ilgilenirdim, annesi babası gelene kadar sakinleştirmeye çalışırdım. kaldı ki ağlayan çocuğu sakinleştirirken bile, annesi babası gelip sen mi yaptın diye sakinleştiren kişiye çıkışabilir.

empati, karşılıklı anlayış, hoşgörü bunlar komple sıfır artık bu toplumda.
-3
co2s2
(15.10.25)
İyi yapmışsın, yapılması gerekeni yapmışsın ve bence kararında bir tepki göstermişsin.

Küçücük çocuğu sahipsiz buldu sen orada olmasan ve tepki göstermesen yaptığı yanına kar kalacaktı. Madem rahatsız oluyor senin işaret etmenden daha düzgün uyarsaymış veya dediğin gibi görevliyi çağırsaymış.

Böylelerine göre en kıymetli kendi çocuğu ama başkalarının çocuğu kendisininki yükselsin diye ezilebilecek, üstüne basılabilecek bir böcek. Onun da bir başkasının kıymetlisi olduğunu düşünmez, bilmek istemezler.

Neyse çok konuştum iyi yapmışsın eline, ağzına sağlık.
0
chicha_v2
(15.10.25)
İyi yapmışsın, çocuk epey savunmasız durumdaydı, bir denge gerekiyordu o denge sen olmuşsun. Ama yine de daha dikkatli ol, her ebeveyn sağlıklı olmayabiliyor. Küçük çocuğun annesi problemli mesela.
0
muhayyer divan
(15.10.25)
Tabii ki doğru yaptınız. Kim olsa, çocuğuna yapılanı bilmek hakkı. Sonrasında vereceği tepkiden siz mesul değilsiniz. İşaret etmeyip açık açık söyleseniz de olurdu. Bu şekilde de bir problem görmedim.
0
dilemma of subscribtionability
(16.10.25)
bence aileye hedef göstermek doğru olmamış. zaten ne yapacaklarını düşünüyordunuz ki? belki kadın kızarken araya girebilirdiniz ya da görevli çağırabilirdiniz. sonuçta olayı da görmemişsiniz, belki küçüğün ayağını gerçekten sıktı, kadın tepkisinde nispeten haklı, bilemezsiniz.
0
elorelia
(16.10.25)
(4)

Kanser vb ölümcül hastalar nasıl bunu kabulleniyor.

darkwizard
44 yaşında arkadaşım kanserden vefat etti 4.evreymiş 4. Evrede 10 sene yaşamak %15 falan ki kendisi 2022 de tanı kondu 3 sene sonra 1 ay önce öldü peki hiç kimseye bile söylemeden nasıl böyle etrafa sevgi dolu ve hayatla barışıp keyf alan birisi olarak öldü?
44 yaşında arkadaşım kanserden vefat etti 4.evreymiş 4. Evrede 10 sene yaşamak %15 falan ki kendisi 2022 de tanı kondu 3 sene sonra 1 ay önce öldü peki hiç kimseye bile söylemeden nasıl böyle etrafa sevgi dolu ve hayatla barışıp keyf alan birisi olarak öldü?
+1
darkwizard
(15.10.25)
kabullenmeyip ne yapacaksın? sürekli somurta somurta ağlaya ağlaya mı bekleyeceksin? zaten kısacık ömrü kalmış, maksimum keyfi alarak yaşamaya çalışmış.
+2
co2s2
(15.10.25)
Belki de kabullenmiyorlardır.
Annem 8 ay önce vefat etti. Bir kere bile bize veda temalı sözler söylemedi. Son 1 aylık koma sürecine kadar (bizimle iletişimi kesilene kadar) iyileşmeye odaklanmıştı. Yazın ekeceği tohumlar vesaire bile evde hazır bekliyordu o hastanede komadayken.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(15.10.25)
Geçenlerde Ataşehir’de benzer şekilde bir öğretmen vefat etmişti. Hayatla barışık, dolu dolu yaşayan biri olarak bahsediliyordu.
Hastalığı karşılamak noktasında bu bir tercih mi, kişilerin karakteri mi acaba?
Herkes kendi yapısına göre davranıyor belki…
0
epitaf
(15.10.25)
kişilik özelliği bence de o, ayşenur vardı mesela instagramda çok popüler, kadın onca ağrı sancıya rağmen her gününü çocuğu için güzel geçirmeye çalışıyordu, motivasyonu çocuğuydu.
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
(6)

ANC özellikle kulaklıkta dikkat edilecek unsur var mı

biseysorcaktim
airpods pro 2 kullanıyorum, çok memnunum. her gün duacısıyım yapanların. çünkü sesten rahatsız oluyorum ve ne yazık ki köpek havlaması, araba bağırtısı, şımarık çocuk çığlığı, yüksek sesli kafe müziği gibi şeyler hayatımın bir parçası.elektrik süpürgesi, çamaşır makinesi gibi şeyleri filtrelemek kol
airpods pro 2 kullanıyorum, çok memnunum. her gün duacısıyım yapanların.
çünkü sesten rahatsız oluyorum ve ne yazık ki köpek havlaması, araba bağırtısı, şımarık çocuk çığlığı, yüksek sesli kafe müziği gibi şeyler hayatımın bir parçası.

elektrik süpürgesi, çamaşır makinesi gibi şeyleri filtrelemek kolay da, kafede verilen zoraki konser ya da doğum kontrol kamu spotu misyonu ile yetiştirilen çocuklara karşı bir kulaklık var mı? özellikler bölümünde dikkat edebileceğim bir değer, ibare var mı? ya da kulaklık almak yerine, bu konuda bir uygulama, X frekanslı ses falan bir şeyler var mı?
0
biseysorcaktim
(15.10.25)
Hayatın olağan sesleri bu kadar rahatsız ediyorsa kulaklık değil de tıkaç tavsiye edebilirim.

Yalnız sağına soluna daha sık bakman gerekecek kaç kere böyle kulaklık takan kişiler arabamın/bisikletimin önüne atladı. Sokakta da görüyorum bazen arkasında otobüs korna çalıyor adamın umurunda değil görmediği ve duymadığı için :)
0
chicha_v2
(15.10.25)
Selam, supergirl kullanicisina (yazar olan) mesaj atabilirsin, kendisi bir duyuru altinda hiperakuzi durumu oldugunu söylemisti ve eminim noise cancelling tavsiyesi vardir
-1
kuehles blondes
(15.10.25)
AirPods pro yerine AirPods max gibi kulağı komple örten bir kulaklık gerekiyor size.
-1
co2s2
(15.10.25)
Pro 2 ya da Max kullanmadım ama Pro 3 kullanıyorum şu an. Ben de kafede çalışıyorum ve inanılmaz kesiyor sesi.
0
anatomik
(15.10.25)
co2s2 +1
hali hazırda çalışan ve memnun olduğunuz kulak-içi kulaklığınızı yenilemek yerine, yastıklaması iyi kulak-üstü (over-ear) kulaklık edinmeyi düşündünüz mü? hem ses kesme performansları daha iyi, hem de uzun süreli kullanımda daha konforlu.
0
tnz
(16.10.25)
aslında bunu yenilemek ve yenisini almak istemiyorum. memnunum.
makul fiyatlıysa over-ear modellere bakabilirim ama apple'in kulaküstü modeli benim ligimde değil.

flowtunes.app ve mynoise.net ile çözdüm şimdilik.
gönül isterdi ki dış sesi bastırmak için illaki başka sese mecbur kalmamak.
0
🌸biseysorcaktim
(16.10.25)
(5)

İşten çıkarıldığında hukuken nasıl davranılmalı?

winston insani
MerhabalarŞirketim küçülmeye gidiyor ve yakın zamanda işten çıkartılabilirim.13 senelik çalışma hayatım var, tazminatlarımı ve diğer haklarımı (izin ücretlerimi vb.) hepsini sağlıklı bir şekildde alabilmek için işten çıkartıldığımı öğrendikten sonra nasıl davranmak en iyisi?Herhalde belirli belgeler
Merhabalar

Şirketim küçülmeye gidiyor ve yakın zamanda işten çıkartılabilirim.

13 senelik çalışma hayatım var, tazminatlarımı ve diğer haklarımı (izin ücretlerimi vb.) hepsini sağlıklı bir şekildde alabilmek için işten çıkartıldığımı öğrendikten sonra nasıl davranmak en iyisi?

Herhalde belirli belgeler imzalatmak istiyorlarmış (herkes bunları imzalamayın diyor) şirketler ama bunları imzalamayıp bir avukata başvurmak en mantıklısı mı?
0
winston insani
(15.10.25)
eğer şirket size, işten çıkarılacaksınız ama tüm haklarınızı hesapladık şu kadar tutuyor bunları size ödeyeceğiz diyorsa, kendin hesaplamayı ortalama bi şekilde yapabiliyorsan yaparsın, teklif edilen rakamla karşılaştırırsın, çok çok altında kalmıyorsa kabul edersin, bu aşamada tazminat miktarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığını teyit etmek için avukat yardımı alabilirsin.

şirket ödeme yapmaksızın evrak imzalatmaya çalışırsa tabi ki imzalama. o durumda zaten dava yoluna gitmen gerekiyor avukat ile ilerleyeceksin bu aşamada.
0
Sadece soruyorum
(15.10.25)
tüm haklarınızı almadan hiçbir şeye imza atmayın. avukata başvurursanız daha iyi olur eğer karşılayabilecek durumdaysanız. ben de firma devri nedeniyle benzer bi süreçteyim ve babamın avukat çevresi çok geniş olduğundan danıştığı tüm arkadaşları hiçbir şeye imza atmasın haklarını almadan dedi.
0
matilda
(15.10.25)
Tazminatlarınız yanında ek hak da ödemeliler sağlıklı bir ikale yapabilmek için. Ama bunun yerine arabuluculuk yaparak çıkartmak isteyeceklerdir sizi, yakınınızda mutlaka bir avukat vardır danışmanız faydalı olur.
0
o sopa bi gun elimize gecmez mi
(15.10.25)
internette bu haklarınızı hesaplayan bir dolu site var. bunlara bir bakın. sonrasında bir muhasebeci ve/veya avukat arkadaşınızla konuşun. haklarınızı tam olarak öğrenin. şirket size işten çıktığınızı tebliğ ettiğinde, haklarınızı hesaplamalarını ve bildirmelerini isteyin. bunu size resmi olarak yazılı bildirsinler, email bile olabilir. (bazı şirketlerde bu haklar için pazarlık bile yapılıyor.)

eğer şirketin size verecekleri konusunda hemfikirseniz, OK verin. ama hiç bir şeye imza atmamak diye bir şey yok. bir şeylere imza atılması gerekiyor.

tüm alacaklarınız hesabınıza yattıktan sonra imza atın. ama ne olursa olsun istifa ediyorum, kendi rızamla ayrılıyorum gibi şeyler yazan bir şeye imza atmayın. matbu evraklara imza atın, el yazısı ile bir şey yazmanızı isterlerse boşverin. bilgisayarda yazılıp çıktı alın, imzalayın. sonradan başınıza dert olur.

bazı şirketlerde imza atmadan para yatırmayız diyorlar. doğru bir yaklaşım değil. "tüm alacaklarımı aldım" yazan bir şeye imza atamayacağınızı söyleyin, tüm paralar yattığında imzalayacağınızı söyleyin. sizi zorlayamazlar.
0
co2s2
(15.10.25)
Tüm hakkınızı alsanız bile imza atmayın.
Bizim şirkette bu dönemde çıkanlara paket veriyorlar. Yani tüm hakların + 6 maaş
Tabii bunun karşılığında imza alıyorlar işte tüm haklarimi aldim ise iade davası vs acmayacagim gibi
0
artıküyeolmakistiyorum
(15.10.25)
(7)

Avusturya vizesi hk.

therevo
Merhaba. avusturyada bir arkadasım var esimle beraber aile ziyareti gibi bir planımız var. İlk yurtdısı olayımızı oldugundan olaya cok acemiyim.Sanırım vfs global diye bir sirket var randevu ordan takip ediliyor, hem esim hem de kendim icin hesap mı olusturmam lazım?Su an turistik ve arkadas vizesi
Merhaba. avusturyada bir arkadasım var esimle beraber aile ziyareti gibi bir planımız var. İlk yurtdısı olayımızı oldugundan olaya cok acemiyim.

Sanırım vfs global diye bir sirket var randevu ordan takip ediliyor, hem esim hem de kendim icin hesap mı olusturmam lazım?

Su an turistik ve arkadas vizesi sanırım o kapalı randevuya, hergun takip mi etmem lazım?

Aracı firmlar var sanırım onlarla mı ilerlesem? ( randevuyu falan takip edeceklerini soylediler ) ( 250 euro tüm islemler icin talep ettikleri ücret) vfs global üzerinden ben randevu alsam bu aracı sirketlerin komisyonunu odemiyecek miyim?

Atladıgım bir yer var ise yardımcı olursanız cok minnettar olurum, tesekkür ederim.
0
therevo
(15.10.25)
tek hesaptan randevu alabilirsin. evet sürekli takip etmek gerek.

vfsden alsan sadece vfsye ücret ödeyeceksin. 30 euro kadar. başka ücret yok. schengen ücreti sabit zaten 90 euro.

aracıdan alsan en az 2 katı ödersin dediğin gibi.
0
jelly bear
(15.10.25)
VFS'den randevu bulman pek mümkün değil. Ayrıca ilk yurdışı çıkışı olacaksa vize çıkma ihtimali de çok zayıflıyor. O nedenle maalesef aracı bir vize kurumu öneririm.
0
anathemamen666
(15.10.25)
vfs randevusu bulmak çok zor iş. instagram'da telegram'da gruplar var, anlık takip ediyorlar. millet bu yüzden kafayı yemiş durumda. nasıl olduğunu bilmiyorum, aracı kurumlar çat diye randevu ayarlıyor.
0
co2s2
(15.10.25)
İlk kez yurtdışına çıkacaksan ve Avusturya vizesi sürecine hâkim değilsen, sağlam bir aracı danışmanlık firmasıyla ilerlemen mantıklı olur.

Vfs sadece başvuru kabul ediyor, yönlendirme yapmıyor. Güvenilir bir firma randevuyu takip eder, evraklarını hazırlar, süreci senin adına yürütür. Bence 250 euro civarı ücret buna değer. İşleri daha garantiye almak istiyorsan danışmanla ilerlemek daha mantıklı.
0
dijitalritm
(15.10.25)
Valla VFS takip edilirse (günde 2-3 kere) Avusturya vize randevusu aciliyor. Biz agustos basinda eylül ortasina bulup aldik.

Acikcasi araci firmaya para yedirmenin hicbir anlami yok, vize kabulüne etkisi yok. Belge listesi var, o listeye göre istenilen HER SEYI eksiksiz hazirlayacaksiniz, o kadar. Okudugunuzu anliyorsaniz, biraz is halledebilen biriyseniz alti üstü form doldurup belge toplayacaksiniz.

Ha kendinize güvenmiyorsaniz tabi ki araci kuruma 250€ (+120€ vfs ve vize icin kisi basi) verebilirsiniz tabi. Ve bu danismanlik sirketlerinin bir katalulliyle daha cabuk randevu alabildikleri de bir gercel tabi.
0
kuehles blondes
(15.10.25)
almanya vizesini aracısız aldık, bütün evrakları aracısız hazırladık bence aracılar çok pahalılar çünkü.

en önemli mesele randevu bulmak, telegram grupları, gökhan gökdeniz'in instagram kanalı bunlara katılın, randevu ekranlarına hakim olun, nasıl giriş yapılıyor nereler dolduruluyor falan. ben yakın zamanda yunanistan için randevu aldım izmirden ama izmir randevusu açılmadan önce edirneden alıyormuş gibi son aşamaya kadar gittim
çünkü resmen randevu açılınca zamanla yarışmak gerekiyor. hatta pasaport numaralarımız ve tc kimlik numaralarımız pc'de kolayda hazır bekliyordu.
evraklar da yazıyor zaten her yerde, titiz davranmak gerekiyor o konuda bence. ihtiyatlı olmak gerekiyor. biz banka dökümlerinde, sigorta çıktılarında falan imzadır, kaşedir bunları hiç atlamadık.
0
ofelia
(15.10.25)
2 ay kadar önce avusturya vizesi aldım 1 yıllık. son 2 yıldaki beşinci başvurum olduğu, ayrıca arkadaşlarımın başvurularıyla da haşır neşir olduğum için bana artık kolay geliyor olabilir ama finlandiya ile kıyaslayınca avusturya’nın evrak işi gayet kolay. Hatta evrak listesinde yönlendirici açıklamalar da var. Gözünüz korkmasın bence, randevular genelde pazartesi açılıyor avusturya için, pazartesi günü sabahtan itibaren gün içinde 4-5 kez kontrol edin.

Aracı kuruma kişi başı ekstra 200 euro verene kadar viyana’da 2 kişi figlmüller’de şnitzel, Sacher’de sachertorte yer, schönbrunn, belvedere saraylarını görür, üstüne bir de karlskirche’de klasik müzik konserine gidersiniz. yazık bence o parayı tabiri caizse hiçbir şey yapmayan yere vermek.
0
phoarbix
(16.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.