Giriş
(8)

diyet sonucu tartıda aynı durmak

mantarliborekk
1 haftadır karatay diyeti yapıyorum. arada kaçamaklar oluyor evet ama normalde 2 dilim kek yiyorken yarım dilim yiyorum , gibi küçük kaçamaklar. bunlar zayıflamama engel mi gerçekten?tamamen yasaklı listesine uymam mı gerekir. çünkü öylesi imkansız gibi benim için.porsiyonlarım azaldı kahvaltı öğle
1 haftadır karatay diyeti yapıyorum.

arada kaçamaklar oluyor evet ama normalde 2 dilim kek yiyorken yarım dilim yiyorum , gibi küçük kaçamaklar.

bunlar zayıflamama engel mi gerçekten?
tamamen yasaklı listesine uymam mı gerekir. çünkü öylesi imkansız gibi benim için.
porsiyonlarım azaldı kahvaltı öğle aksam hepsi sağlıklı protein ağırlıklı.
anladım neden böyle oluyor?
sonradan tartıda düşer mi yoksa olsa olur muydu şimdiye kadar?
0
mantarliborekk
(02.05.24)
Karatay diyetinin içeriği nedir bilmiyorum ancak bir hafta genel olarak kilo değişimi görmek için kısa bir zaman. Eğer çok sağlıksız şok diyetlerden birini uygulamıyorsanız 2 ileri 1 geri ancak 1 ayda gözle görülür bir fark ortaya çıkar.

Bunun sebebi gerek tartının hassasiyeti gerekse sizin tartı alışkanlıklarınızla alakalı. Tartıların yanılma payları ve tartıldığınızdaki kıyafetler, boşaltım durumunuz, sırf o günlük yediğiniz yemek, içecekler vs gibi etmenler küçük ölçüde göstergeyi değiştiriyor.

Doğru sonucu görmek için kilonuzu kaydedip genel gidişin aşağı mı yukarı mı yoksa sabit mi olduğunu takip edin.

Bir de hafif de olsa egzersiz programı uygulamayı ihmal etmeyin. Tek başına diyetle özellikle hareketsiz bir yaşama sahipseniz kaslarınız da erir ve çırpı kollu bir hal alabilirsiniz.
0
akhenaten
(02.05.24)
Karatay diyeti ne yapıyor bilemem de kalori takibi olmadan yapılan diyetlerin çoğu özellikle diyet bilincisi, beslenme bilgisi olmayan kişilerde patliyor. Sebebi de yediginizin ne kadar kalorili olduğunu kestirememek.

1 hafta kısa süre evet ama benim dediklerinizden anladığım ise yaramamasi olasi.
Diyeti yapacaksaniz tdee'den hareketsiz kalori hesaplaması yapın. Sonra yediginiz her şeyi tartin ve kaç kalori çıkıyor hesaplayin.
0
logisticsmanager
(02.05.24)
Her gün aynı saatte tartilmaniz gerekiyor öncelikle, boşaltım durumu vb çok etkliyor dendiği gibi. Ayrica çok kısa bir süre.
0
sanguine
(02.05.24)
aralıklı oruc yap bence işe yarıyor.
0
sizofren06
(02.05.24)
Spora gidip agirlik kaldirip kas kazaniyorsan sabitleniyor cunku kasinda agirligi var.

1 hafta vucudun adapte olmaya calismasi vs cok bisi bekleme bence
0
Zetnikov
(02.05.24)
Kilodan değil de ölçülerden(bel, kalça vs) kontrolden yapmak daha sağlıklı bence. Egzersiz yoksa ani etki görmen de çok zor ayrıca.
0
hasmetizm 2046
(02.05.24)
İnsülin direncini kırmak yaklaşık iki hafta sürüyor o yarım dilim keklerle diyeti başa alıyorsunuz bu diyet değil atıştırmalık olarak ham kuruyemişlerden tüketebilirsiniz günde tek öğün beslenirseniz iştahınız kapanır ve süreciniz hızlanır tatlı krizi çekmezsiniz atıştırmalık yemeye ihtiyac duymazsınız.
0
doharkoman
(02.05.24)
başlangıç kilonuz kaç? aşırı kilolu olunca ilk günden beri çok fark ederken, daha normal bir kilodaysanız az az fark eder. azdan az, çoktan çok...

bir de vücudu şaşırtmanız lazım. mesela hiç karbonhidrat yemeyin. hiç kek yemeyin. kaçamağı bırakın.
0
co2s2
(02.05.24)
(7)

Yürüyüş bandı? Tavsiye?

la traviata
Merhaba.İstanbul'da yürüyüşe çok müsait olmayan bir ilçedeyim. Ama her güne yürüyüş koymak da istiyorum yaş 40ları geçmişken.Ev tipi yürüyüş bantları, spor salonundakiler kadar efektif midir?Alt kata ses gidiyor mu?Şunu aldım amazondan, direk al dediğiniz bir marka model var mı?Ev tipi olanlarda da
Merhaba.

İstanbul'da yürüyüşe çok müsait olmayan bir ilçedeyim. Ama her güne yürüyüş koymak da istiyorum yaş 40ları geçmişken.

Ev tipi yürüyüş bantları, spor salonundakiler kadar efektif midir?
Alt kata ses gidiyor mu?
Şunu aldım amazondan, direk al dediğiniz bir marka model var mı?
Ev tipi olanlarda da ayakkabı giyiliyor mu yoksa çorapla vs. mi kullanıyorsunuz?

Para çok sorun değil ama uçmayalım da elbette.

Gibi sorularım var.
Teşekkür ederim.
0
la traviata
(01.05.24)
- ev/spor salonu aynı işlevi görür.
- alt kata ses gider. önlemek için altına yanılmıyorsam kauçuk bir zemin seriyorduk. ama ne derece keser sesi tabi emin değilim.
- marka konusunda bilgim yok.
- ev dahi olsa ayakkabıyla kullanın. çorapla bir süre sonra çorabın altı aşınır ve/veya sakatlanabilirsiniz.
0
zen1th
(01.05.24)
Komşulara ses gitmemesi mümkün değil. Tahammül edilebilir derecede olup olmadığını bilmiyorum.

Ayakkabısız kullanılması ayak ve bacak sağlığı için uygun değil.
0
Mirket
(02.05.24)
Koşu/yürüyüş bandı ayakkabı ile bile dizlere zararlı. Bu yüzden eliptik bisiklet kullanıyor insanlar. Komşuya ses gider, matlar var gitmemesi için ama illa ses gider, gece kullanılmaz. Koltuğun altına koyayım, çekip çıkarayım diyorsan, hem kalın hem de çok ağır olduğunu hatırlatırım. Birçoğunun maksimum hızı 6km/saat, yani tempolu bir yürüyüş hızı. Terletecek bir hız olmaz, dambılla falan kullanırsan terleyebilirsin.
0
kanepeee
(02.05.24)
eliptik tavsiye ederim, hem sessiz hem de daha etkili.
0
entropik
(02.05.24)
walkingpad'in çok sessiz olan versiyonları var.
0
gabe h coud
(02.05.24)
yürürken komşuya ses gitmez ama koşarken illa ki gider.
ayakkabı illa ki giyin.
ben böyle durumlarda hepsiburada'ya girip, en çok satanlara göre sıralayıp en çok satılanı alıyorum. ya da bu durum için, decathlon'dan alırım herhalde.
0
co2s2
(02.05.24)
bir tavsiye:

kendinize çok izlemek istediğiniz bir dizi belirleyin. o diziyi sadece koşu bandında izleyin.
0
co2s2
(02.05.24)
(4)

Beyaz ayakkabı giyenler! Nasıl temiz tutuyorsunuz bunları?

winston insani
MerhabalarBeyaz ayakkabı giyenleri görüyorum, hepsinin ayakkabıları tertemiz, benim de var beyaz ayakkabılarım ama yastık çarşafı içinde makinede yıkama dışında bir temizlik yöntemi bilmiyorum.Var mı beyaz ayakkabıların özel bir temizlik yöntemi? Nasıl bu insanlar bu kadar temiz tutabiliyorlar beyaz
Merhabalar

Beyaz ayakkabı giyenleri görüyorum, hepsinin ayakkabıları tertemiz, benim de var beyaz ayakkabılarım ama yastık çarşafı içinde makinede yıkama dışında bir temizlik yöntemi bilmiyorum.

Var mı beyaz ayakkabıların özel bir temizlik yöntemi? Nasıl bu insanlar bu kadar temiz tutabiliyorlar beyaz ayakkabılarını?
0
winston insani
(01.05.24)
Ayakkabıyı her kullanımdan sonra sleepy tarzı tek kullanımlık temizlik mendiliyle silince hep temiz kalıyor. Çıkmayan leke oldumu birazcık cifle silince tertemiz oluyor
0
limonlu eksi
(01.05.24)
Stil’in bir ürünü var beyaz ayakkabılar için.
0
gabe h coud
(01.05.24)
Şunu çok övüyorlar. youtube'da videoları var

www.rossmann.com.tr

www.facebook.com
0
Mirket
(02.05.24)
sürekli temizliyor olmanız lazım. her giydikten sonra, hatta giyerken bile ince ince bakın pislendi mi diye
bir süre sonra inatçı lekeler illa olacak.. onlara da cif ile müdahale edin bir süre.
en sonda da gidin ayakkabıcı beyaza boyasın tekrar : )
0
co2s2
(02.05.24)
(2)

İstanbul: Tek Kare Fotoğraftan Yer Bulmaca

nevarki
Aşağıda fotoğrafını paylaştığım mekanın neresi olduğunu bilebilir misiniz? En önemli bilgi görünen viyadük sanırım. https://ibb.co/SsnJCCpŞimdiden teşekkür ederim…(Tik’ler hemen)
Aşağıda fotoğrafını paylaştığım mekanın neresi olduğunu bilebilir misiniz? En önemli bilgi görünen viyadük sanırım.

ibb.co

Şimdiden teşekkür ederim…

(Tik’ler hemen)
0
nevarki
(30.04.24)
kemerburgaz kent ormanı diye sallıyorum
0
exlibris
(30.04.24)
Çayağzı deresinin üzerinden geçen viyadük bu. cumhuriyet köy tarafı
0
co2s2
(30.04.24)
(9)

Bir plaza çalışanının bir günü nasıl geçiyor?

nundu
Şimdi bu sorunun benzerini bir iki yıl önce yine sormuştum ama yeterli detay vermediğim için yanlış anlaşılıp biraz tepki almıştım. O yüzden elimden geldiğince açıklayıp soracağım;Ben, ailem, akrabalarım, arkadaş çevrem ve hatta yakın arkadaşlarımın ailelerini kapsayan geniş küme çevremde herkes ya
Şimdi bu sorunun benzerini bir iki yıl önce yine sormuştum ama yeterli detay vermediğim için yanlış anlaşılıp biraz tepki almıştım. O yüzden elimden geldiğince açıklayıp soracağım;

Ben, ailem, akrabalarım, arkadaş çevrem ve hatta yakın arkadaşlarımın ailelerini kapsayan geniş küme çevremde herkes ya memur ya da söylendiği zaman ne yaptığı az çok kafada canlanan işlerde çalışıyor. Ben doktorum, arkadaş çevremin zaten %90'ı doktor, doktor olmayanlardan bi iki avukat, birkaç tane mühendis var ama mühendisler de akademide şu an; annem hemşire babam öğretmen, arkadaşlarımın aileleri yine doktor, öğretmen, asker vs diye gidiyor.

Kısacası hayatımda hiç satın almacı, pazarlamacı, ne bileyim satış müdürü tarzı görevlerde çalışan beyaz yakalı kimseyle tanışmadım. Bu ve bu tarz diğer titre'a sahip insanların işte bir günü nasıl geçer diyince aklıma

Excel
Mail
Toplantı

üçlüsü dışında bir şey gelmiyor ama mesela excel'de ne yapıyorlar ya da gün boyu kiminle ne mailleşiyorlar konusunda da bilgim yok.

Bunları küçümsemek için kesinlikle söylemiyorum yanlış anlamayın, gerçekten saf bir merakla soruyorum. Misalen, bir satın almacının ortalama bir günü nasıl geçiyor? Yarın bir gün bu tarz pozisyonda çalışan biriyle tanışırsam saf saf sorular sormamak için buraya yazıyorum.

Cevaplar için şimdiden teşekkürler
0
nundu
(30.04.24)
Misal ben tedarik zincirindeyim (satin alma yaptım önceden, simdi yoneticiyim);
- satin almacilarin portfolyosuna bakip garip bir şey var mi diye göz gezdiriyorum.
- siparis gecikmesi sebebiyle ay sonunda fatura edilemeyecek siparis var mi ona bakıyorum (ki hep var), varsa satın almaci ile konuşuyorum.
- ay basiysa geçen ayın on time to request/promise, stock fill rate, non stock on time to request/promise, tedarikçi on time to request gibi kpilari hesaplayip corporate sistemine giriyorum.
- musteriler tarafindan escalate (Türkçesi yok bunun :/ edilmis seylere bakiyorum.
- ay sonunda ayın stock, intransit, days on hand gibi stok verilerini corporate sistemine giriyorum. Ay başında o ayin tahmini verilerini veriyorum.

Satin almaciyken yaptiklarim;
- sabah mrp tarafından yaratılan siparişleri tedarikcilere yollamak (edi denilen sistem varsa direkt sap üstünden yoksa pdf)
- onaylanmamis po'lara bakip tedarikcilerden yola cikarma günü onayini istemek
- gec onaylananlarda erkene almaya calismak, mrp'nin istemediklerini ertelemeye calismak.
- sistemde takılı kalan tedarikçi faturalarina bakmak
- idoc denilen sap sistemindeki mesajlarin sikintilarina bakmak
- tedarikçi ile aylık talep tahmini performansi ve tedarikçi performansi görüşmesi yapmak
- tedarikciyr 24 aylık talep tahmini yollamak
- gün içinde tedarikçilerden, musterilerden gelen maillera cevap vermek.
- hazir olan mallarin yola çıkması. Misal benim organizasyonun aylık x anda 70 konteyneri var. Haftada 4 kamyon, ufak tefek de hava kargo.

Toplanti deme ya çok var lanet olasilar. Misal bugünkü toplantilarimi yaziyorum;
Yeni çıkacak ürün grubu için cin'deki fabrika ile üretim kapasitesi, malzeme yeterliliği vs görüşüyoruz çünkü proje kötü geçti fabrika yetisemiyor siparislere.

Sonra başka bir ürün grubunun müdürü ile konusup benchmarking yapacağım.

Sonra emea bölgesinde aylık konteyner ihtiyacı tahmini toplantisi

Bir satin almaci ile 1to1

Amerika'daki ic tedarikci ile onlarin asya'daki tedarikcilerinden drop ship nasıl yapariz konusmasi

Bir adet lanet olasi musterinin escalation toplantisi
0
logisticsmanager
(30.04.24)
plaza çalışanı değilim ama ucundan sayılabilirim belki. sizi anlayabiliyorum :) benim arkadaş çevremde de mühendis ve doktor çok var, onlar da aynı şeyi merak ediyor :)

bir doktor, mühendis, marangoz gibi meslek sahibi olmayan çalışanlar hem yaptıkları iş açısından hem de hiyerarşik açıdan çok çeşitli malum. yani bunun satın almacısı olduğu gibi satın alma müdürü de var. o yüzden yaptıkları iş elbette aynı değil ama çok genel hatlarıyla birkaç şey karalayayım.

satın almacı dediğiniz için onun üstünden gideyim. adı üstünde zaten; işletmenin ihtiyaç duyduğu mal ve hizmet alımlarını yapar basitçe. bunu yaparken gün boyu tedarikçilerle görüşür/konuşur/yazışır, alternatifler arar, fiyat alır, bu verileri saklar, karşılaştırır, yetkisi dahilinde karar verir ya da amirine danışır ve nihayetinde satın alımı gerçekleştirir.

her işletmenin günlük bir rutini vardır. örneğin her gün üretim birimiyle görüşüp ihtiyaç kontrolü yapılabilir ya da önceden her bir malzeme için alım takvimi oluşturulmuştur, o takip edilir, aksaklıklara müdahale edilir, vesaire.

excel, mail ve toplantı demişsiniz ya, aslında doğru bir özet olmuş. yukarıda saydıklarım ve benzeri ve işler temelde kayıt altına alma (excel vb.), haber verme/alma (mail) ve istişare (toplantı) ile yürütülüyor. yani böyle bir çalışanın günü ağırlıklı olarak monitör karşısında veri girip o verileri analiz ederek, sürekli telefonla ya da mail ile haberleşerek geçiyor.

örnekler çok çeşitli ama bence hangi işkolunu merak ediyorsanız önce kafanızda o işin tanımını canlandırın, sonra nasıl yapılabileceğini az çok çıkarırsınız. oradan hareketle de o kişinin günü nasıl geçiyor tahmin edebilirsiniz.
0
orient blue
(30.04.24)
Ofise gittiğim dönemlerde ve pandemi öncesi şu şekilde, alan yazılım:

Ekibin %90'ı sigara içiyor. Yemek öncesi sigara, yemek sonrası sigara, toplantı sonrası sigara. Saatlik sigara molası 10-15 dk civarı. Yemek 1 saat yaklaşık. Yani 8 saatlik mesainin 5 saatinde çalışılıyor. Burda da günlük 1 saat minimum toplantı var kaçamadığın. Dün mesela 3 saat toplantıydı benim.

Mail çok kullanılmıyor, slack gibi araçlar yaygınlaşmaya başladı şirket içi işlerde. Bizde şu şekilde:

Kodlama/Tasarım
Toplantı
Sigara -içmiyorum ama ekip içince sen de içmiş sayılıyorsun :D
0
sarahkerrigan
(30.04.24)
Bir tanıdığım raporlamada çalışıyor

Şirketlerin söz konusu dönemlerde ve yıl içinde yaptığı bütün datayı okunur hale getirip bilanço, gelir tablosu, nakit akış tablosu gibi şeyleri üretiyorlar. Bunların da belli detaylı ulusal ve uluslararası standartları var tabi, ayrıca vergilendirme ve muhasebeyle alakalı belli bir takım ek faktörler oluyor. Aynı zamanda bu süreçte irili ufaklı birçok problem ortaya çıkıyor. Örneğin günümüzde enflasyon düzeltmeleri gibi sorunları oluyor, gibi.

Ama ne iş yapıldığıyla ilgili bir konuda "beyaz yaka" çok geniş bir çerçeve olmuş. Bu yüzden çeşitli alanlardaki insanlar ne diyebileceğini şaşırıp soğuk yanıtlar vermiş olabilir. Sonuçta farmakoloji uzmanları, halk sağlığı uzmanları ve genel cerrahlar temelde doktor olsalar da çok farklı çalışma hayatlarına sahipler değil mi? Birisi size bir doktor ne iş yapıyor diye sorsa buna genel kullanılan anlamda doktoru tanımlamanın ötesinde, sağlık sektöründe çalışan bir eleman olarak mesleğin her yönünü kapsayıcı bir cevap vermeye çalıştığınızda çok yüzeysel kalır. Sizin sorunuzdan anladığım kadarıyla, sizin merakınızı giderecek cevaplar aslında baya detay istiyor. Bu yüzden beyaz yaka diye genellediğinizde çok tatmin edici yanıtlar almanız zor olsa gerek. Önceki soruda öyle bir problem yaşamanızın sebebi bu olsa gerek.
0
akhenaten
(30.04.24)
meseleye plaza çalışanı olarak değil de, büyük şirket çalışanı olarak bakmak lazım. (büyük derken ciro olarak değil, organizasyon olarak) çünkü excel-mail-toplantı şeklinde özetlediğimiz şey, kişilerin/departmanların yaptığı işlerin üstlere ve şirketin geri kalanına raporlanması amacıyla oluyo çoğunlukla. yani şöyle ki, normalde bir kişi 100 birim iş yapabilecekken, 2 kişi toplamda 190 birim iş yapıyor çünkü zamanlarının belli bir bölümünü de, birbirlerinin ne iş yaptığını konuşmakla harcıyorlar.
0
co2s2
(30.04.24)
@edmond honda

İlk sorduğumda küçümsüyormuşum gibi anlaşılmıştı, "Siz de excel mail dışında bir şey yapmıyorsunuz" demişim gibi tepkiler gelmişti. Ben de öyle bir anlaşılmaya neden olmamak için belirteyim dedim ama yine böyle anlaşılmaktan kurtulamadım gördüğüm üzere :)

Diğer bölümler tıp fakültesine uzak konumlandığı için pek diger bölümlerle sosyalleşme imkanı olmuyor. Ayrıca bence asıl sizin doktorlara karşı önyargınız var ama gereksiz sert bir üslupla yazmışsınız o yüzden konuyu uzatmak istemiyorum.

"Öğrenmek isteyen öğrenirdi" öğrenmek istiyorum işte buraya sordum, bu sitenin amaçlarından biri de insanların merak ettiklerini öğrenebileceği bir platform olması değil mi?
0
🌸nundu
(30.04.24)
10 senelik beyaz yaka bilgisayar mühendisiyim.
sabah gidip masama otururum çay kahve yan masadakilerle sohbet filan. sonra ufaktan işlere başlarım. işlerim zaten jirada task olarak bellidir. sırayla çözerim. yapabildiğim kadarını yaparım, acilse zorlarım acil değilse yaya yaya yaparım. öğlen çevrede arkadaşlarla yemek yemeye gideriz. o da ayrı bir sosyallik oluyor her gün yeni yer seçiyorsun filan. sonra kahve alırız bir kahveciden, ofise döneriz.
benim işim yazılım yani genel olarak. iş analisti bana ne iş verirse o işi yaparım. ama genelde ne kadar sürede, ne tempoda çalışacağıma kendim karar veriyorum. 3 gün evden 2 gün ofisten çalışıyorum.

merakını da anlıyorum, abim de doktor/cerrah o da hep ofiste napıyorsunuz ki yani bilgisayar başında tüm gün napılır diye sorup durur.
0
yenibirgüzelnick
(30.04.24)
E-ticaret alanında çalışan, ekip yöneten bir beyaz yakalı olarak ortalama bir günümü yazayım. Haftanın 1 günü sadece ofise gidiyorum. Evde olduğum günlerden örnek vericem.

-Sabah mesaiden 10 dk önce kalkıyorum, teams'te ekibe ve ekip gruplarına bir göz atıyorum.
-Ardından mailleri kontrol ediyorum.
-Günün toplantılarına göz atıp varsa hazırlık, onları yapıyorum.
-Ekipten beklediğim konular varsa, deadline gelmişse onları yokluyorum.
-Kendi iş planımda yapacaklarım var mıydı takvime bakıp onları ilerletiyorum.
-Saat 9-10 itibariyle toplantılar başlıyor onlara giriyorum.
-Toplantılar sonrası/esnası ordan burdan bir şey geldiyse o konulara bakıyorum. Gerekliyse devreye gidiyorum, değilse eskale ediyorum ekibe.
-Aylık ve haftalık sunum datalarını değiştiriyorum bu aralar. Formatta oynamalar yapıyorum.
-Bizim işte operasyon da çok olduğu için operasyonel konulara bakıyorum, satıcıların aksiyonlarını takip ediyorum.
-Kullandığımız tool'u ve ortaktaki dokümanları bol bol inceliyorum.
-It geliştirme yapmış olabiliyor veya ongoing bir proje olabiliyor aynı esnada, UAT testleri yapıyoruz development ortamında.
-Kendi yöneticim veya yönettiğim ekiple kısa catch up'lar yapıyorum uzaktan çalıştığımız için anca öyle bir araya gelebiliyoruz.
0
mor oje
(30.04.24)
Yazılım danışmanlığı yapıyorum.

Mevcutta yaptığım işte uluslararası bir şirketin merkezinin ve tüm ülkelerdeki şubelerinin kullandığı bir yazılım sistemleri bütününün içerisinde çalışıyorum.

Bu tüm sistemler bütünü bir ürün ama arkadasında birçok teknoloji ve ekip var. 2,5 ayda 1 herkes bir araya gelip 3 gün boyunca sonraki 10 haftada neler yapılacak, neler öncelikli, kimin yapacağı şey kiminkinin ön şartı şu bu gibi şeyler konuşuluyor ve her ekip kendi 2,5 ayını elindeki kaynaklar (insanlar, onların bu ekip için çalışacakları zaman vs) gözetilirek planlar. Ayrıca son 10 haftalık dönemde neler yapıldı, ne eksikti, ne iyiydi, ne sorunlar vardı vs konuşulur.

Sonra da bu 10 haftayı 2 haftalara bölerek, her 2 haftanın başında o 2 hafta ayrıntılı planlanır. Ne yapılacak, kim kimden ne bekliyor. Kim test edecek. Testin kapsamı ne olacak. vs vs.

Buraya kadarki işlerin olduğu ekibe proje ekibi deniyor. Bir de destek ekibi var. Orada da 3 iş yapılıyor:

1-Artık belirli bi şablona bağladığımız, çok uzun uzun tartışmadan mevcut yapıya eklemleyerek devreye alabileceğimiz projeler oluyor. Mesela X ülkesindeki şube de bu ürüne dahil olmak istiyor. Onlarla ön toplantılar organize edip ürünü, onlardan ne beklediğimizi, projenin nasıl olacağını vs anlatıyoruz. Sonra onlara doldurmaları gereken şablonları veriyoruz. Onlar doldurunca bi toplantı daha yapıp üzerinden geçiyoruz. Anlamadıkları veya onların ülkesine özel farklı yönetilen şeyler vs varsa onları konuşuyoruz. Onlarla ilgili kararları veriyoruz. Her şey netleştiğinde çalışmaya başlıyoruz. Çalışma bitince testçiler test ediyor. Hatalar düzeltilince test sonuçları ürünü kullanacak ilgili kişilere sunuluyor ve ok devreye alalım denirse devreye alma planlanıyor ve yapılıyor.

2-Üründe çeşitli hatalar, bazı ek talepler, ufak projecikler, bazı bilgilerin güncellenmesi vs gibi rutin destek işleri oluyor. Kimisi doğrudan kullanıcıdan geliyor kimisine biz kendimiz karar veriyoruz.

3-Ürünün amacına göre yapılması gereken bazı şeyler var. Mesela bizim üründe müşteriler tırların ve otobüslerin üzerinde bulunan çeşitli donanım ve yazılımlarla farklı hizmetler alıyorlar. Bu hizmetlerin aboneliği, faturalanması şu bu yapılmalı. Müşteri app'ten kendi abone oluyor. Faturalama vs'yi merkezden tüm ülkeler için biz yapıyoruz. Bu süreçte çıkan hatalar olabiliyor. Ay başlarında ay sonlarında yapılması gereken işler oluyor. Yapılan işlerin takibi, sistemler arası senkronizasyon, mutabakat vs için de bir şeyler yapılması gerekiyor. O tip şeyleri yapıyoruz.

Böyle uzun uzun anlattım ki temelde ne yaptığımız biraz kafanızda canlansın.

Sıradan bir günde ne yapıyorum:
-proje sorumluluklarımdan planlanmış bir işim varsa onu yapıyorum. Gerekirse ilgili takım arkadaşlarımla veya diğer takımlardan insanlarla iletişime geçiyorum.

-destekte yaptığımız projelerle ilgili bir işim varsa onları yapıyorum. Bazen 2 veya 3 kişi beraber çalışabiliyoruz.

-Acil hata varsa onlarla ilgileniyorum. Çözmek için bir sürü değişik ekiple görüşmem gerekebiliyor.

-Rutin işler varsa onlar önceden planlanmış oluyor. Mesela tüm ülkelerin ön ödemeli aboneliklerin faturalanması, fatura pdflerinin ilgili sistemlere yüklenmesi ve müşterilere gönderilmesi, e-fatura süreci olan ülkelerde devlet portaline e-faturaların yüklenmesi, faturaların ve ertelenmiş gelir kayıtlarının muhasebeleştirilmesi, holding merkezi ile şubeler arası masraf kayıtlarının muhasebeleştirilmesi gibi şeyleri cuma günleri yapıyoruz. Cuma sabahı önce faturalanacak her şeyi kontrol ediyorum. Hata, eksik gedik var mı diye bakıyorum sonra gerekli işleri yapıyorum.

Tüm bu işleri yönetmek için ara ara ekip içi toplantılar yapıyoruz. Mesela X projeler grubu için 2 günde bi 15-20 dk, Y projeler grubu için haftada 1 holdingdeki bir ekibin de dahil olduğu bir toplantı, genel rutin destek işleri için her gün 15 dk napıyoruz ne ediyoruz problem birinden bi ihtiyaç var mı toplantıları vs vs.

Toplantılar dışında aramızdaki iletişim için mail, teams kullanıyoruz.

Yaptığımız işleri dokümante etmek için sharepoint, confluence vs gibi şeyleri kullanıp güncelliyoruz.

İş takibi, planlar, kimde ne iş var vs vs için Microsoft Azure DevOps'u kullanıyoruz.

Tabi bir de yaptığımız iş gereği şirket içi veya ürünler teknolojilerle ilgili okuma araştırma yapmamız gerekiyor.

Excel'i de bi şeyi analiz ederken filan kullanıyoruz. Ya da mesela ülkelere şablon verirken excel olarak veriyoruz filan filan.
0
perferil
(30.04.24)
(3)

Çanta Fermuar Tamiri

eisberg
Merhaba. Bira alırken verilen termos çantalardan var bende, ama üç tanesinin fermuar başlığı yok. Yani fermuar var ama o elimizle tutup açığ kapadığımız yer yok. Bundan nasıl temin edebilirim? Ya da götürüp tamir ettirsem harcı borcunu aşar mı?
Merhaba. Bira alırken verilen termos çantalardan var bende, ama üç tanesinin fermuar başlığı yok. Yani fermuar var ama o elimizle tutup açığ kapadığımız yer yok. Bundan nasıl temin edebilirim? Ya da götürüp tamir ettirsem harcı borcunu aşar mı?
0
eisberg
(30.04.24)
Fermuar başlığı yok.
0
🌸eisberg
(30.04.24)
anahtarlıklardaki yuvarlak şeyler oluyor ya, anahtarları geçirdiğimiz. onları deneyin, işe yarayabilir.
0
co2s2
(30.04.24)
Aşağıdaki linkteki abi çok uygun fiyata halleder.

maps.app.goo.gl
0
hasansabbah
(30.04.24)
(1)

İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Otopark

wanderernotlost
Fındıklı'daki SGK İl Müdürlüğü çevresinde araç koymak için yer var mı? Hiç araçla gitmedim daha önce
Fındıklı'daki SGK İl Müdürlüğü çevresinde araç koymak için yer var mı? Hiç araçla gitmedim daha önce
0
wanderernotlost
(30.04.24)
karşı çaprazda Galataport var, otoparkına koyup yürümeniz mümkün. ya da yanlış hatırlamıyorsam kazancı yokuşunda otopark vardı, oraya koyabilirsiniz. ama benim önerim, geleceğiniz yöne göre, Üsküdar'dan Kabataş'a motorla geçebilirsiniz, ya da tramvayla gidebilirsiniz. aracı başka bir yerde bırakmış olursun.
0
co2s2
(30.04.24)
(1)

bilirkişi nasıl darlanır

bir soru sorcam
2 aylık süresi vardı 2 ay daha istedi hala mahkemeye rapor sunmadıyaptığı baya sorumsuzluk da ben ne yapabilirimsosyal medyada bi kaç hesap çıkıyor en fazla
2 aylık süresi vardı 2 ay daha istedi hala mahkemeye rapor sunmadı
yaptığı baya sorumsuzluk da ben ne yapabilirim

sosyal medyada bi kaç hesap çıkıyor en fazla
0
bir soru sorcam
(26.04.24)
bilirkişi darlamak aslında çok önerilecek bir şey değil. işini çok iyi bilen bir avukatın, ürkütmeden darlamasında fayda var. bilirkişiyle iletişime geçtiğinizde, raporu eklemeye çalışıyor görünmeniz kötü sonuç verir.
0
co2s2
(26.04.24)
(6)

Bes mantıklı mı yapan var mı

meraklitursucu
Bes için ne düşünüyorsunuz? Devlet katkısı ve fonları düşününce mantıklı geldi ama bilemedim.
Bes için ne düşünüyorsunuz? Devlet katkısı ve fonları düşününce mantıklı geldi ama bilemedim.
0
meraklitursucu
(26.04.24)
maaştan otomatik kesildiği için ben çıkmadım, hiç yoktan birikim oluyor , bana öyle bir faydası var, fonu da en riskli fonu seçtim getirisi yüksek şuan için.
0
jülsezar
(26.04.24)
BES yaptırmak mantıklı. Çünkü o para otomatik kesiliyor, bozdurması zor, 56 yaşımı veya biraz daha devlet katkısı hak etmeyi bekleyeyim diye insan bekliyor ve böylece para birikiyor. Unutuluyor.

BES finansal olarak mantıklı değil. Kendiniz her ay o kadar parayı alıp bir yatırım aracında değerlendirseniz daha fazla kazanırsınız ve istediğiniz anda bozup başka bir yatırıma geçebilirsiniz.

BES yaptırın. Ama fonları olduğu gibi bırakmayın, kendiniz seçin.
Önemsemediğim ve neredeyse varlığını unuttuğum BES sayesinde zamanında ev aldım.
0
michael_knight
(26.04.24)
fonlar riskli, yüksek getiri istiyorsanız riskli fonlar seçeceksiniz ben seçtiğimde kaybım çok oldu, dengeli fonlar ise aşırı az kazandırıyor dolara yatırsam daha çok kazanırdım o para ile. 10. senem seneye dolunca çıkıcam devlet para veriyor diye getirisi düşük yatırım aracında kalmak istemiyorum açıkçası.
0
eja
(26.04.24)
kenara para atılmış oluyor. biriken parayı da doğru fonlara koyarsanız, mevduat faizlerinin ya da döviz artışlarının çok üzerinden bir gelir elde etmeniz mümkün olur.
0
co2s2
(26.04.24)
15 yıl boyunca düzenli olarak artan miktarlarda bes birikimi yaparsan (hisse senedi fonlarında) multi milyoner olursun emekli olunca. bu kadar net.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(26.04.24)
Eğer siz yatırım araçlarına hakimseniz ve aktif olarak kullanabiliyorsanız; yaptığınız yatırımlar denk gelen risk kategorilerine göre BES fonlarının üzerinde değerleniyorsa BES mantıksız olur.

Ama yatırım anlamında derinlemesine bilginiz yoksa ya da bilginiz olsa bile gerekli dikkati veremeyecek bir iş hayatına sahipseniz BES mantıklı olur. En azından hayatınız boyunca yapacağınız yatırımların bir bölümünü de BES'in oluşturması işinize gelir.

Hiçbir yatırım aracı tek başına saf doğru olan değil. Eğer öyle olsa herkes ona yönelirdi. Her türlü yatırımın pozitif ne negatif yönleri var. Örneğin BES çok kafa yormanız gerekmeyen dertsiz bir yatırım, ayrıca devlet desteği alan bir yatırım. Sonuçta idare etmesi kolay, bozması zor. Diğer taraftan tam olarak kontrolünüzün olmadığı bir yatırım. Size birikim sağlar, ancak BES'le çok sıra dışı yüksek bir birikim elde etme olasılığınız yok, BES fonlarını bu derece iyi yönetiyor olsanız zaten kendinizi BES fonlarıyla yetineceğiniz bir alana kısıtlamazsınız, yani neden yapasınız ki bunu? BES'te aktif bir yönetime sahip değilsiniz. Paranız sadece BES fonlarında kalır. Fon getirileri düştüğünde alıp tek tek seçeceğiniz hisselere, emtialara, kripto varlıklara vs. dağıtamazsınız.
0
akhenaten
(26.04.24)
(7)

olimpik/milli sporcuların gerçek mesleği bu mu?

kibritsuyu
yani geçimlerini yaptıkları spordan mı sağlıyorlar, parayı yaptıkları spor ile mi kazanıyorlar?sorum futbolcular falan değil. artistik buz patencisi mesela. anca kış olimpiyatları oluyor, belirli bir turnuva oluyor, ona gidip yarışıp dönüyor. bu adamın mesleği bu mu, yoksa normal herkes gibi işe gid
yani geçimlerini yaptıkları spordan mı sağlıyorlar, parayı yaptıkları spor ile mi kazanıyorlar?

sorum futbolcular falan değil. artistik buz patencisi mesela. anca kış olimpiyatları oluyor, belirli bir turnuva oluyor, ona gidip yarışıp dönüyor. bu adamın mesleği bu mu, yoksa normal herkes gibi işe gidip, mesleğinden parasını kazanıp müsabaka olunca da ona mı gidiyor? gerçek işi mühendis ama artistik buz pateni müsabakası olunca kalkıp ona mı gidiyor?

mete gazoz mesela. işi gücü mesleği okçuluk mu, yoksa normal üniversitesini okuyup, mesleğini eline alıp çalışıyor da okçuluk ile ilgili müsabaka olunca mı kalkıp gidiyor?

hadi mete gazoz rekortmen, popüler bir kişi, sponsorla reklamla falan kazanıyordur da sıradan bir okçu için durum ne? mete'nin rakipleri için mesela?
0
kibritsuyu
(26.04.24)
Olimpik sporcu olmak için amatör olmak, bu sporu profesyonelce yapmıyor olmak şartı var.

Ancak geçimi için bir işte çalışmak zorunda olanların bu denli başarılı sporcu olamayacağı herkesçe malum.

Bu kural şu şekilde deliniyor. Büyük holdinler kendi adlarıyla spor klüpleri kuruyor. Örneğin atletizm takımı için bir sporcuyu transfer ediyor. Sporcu holdingin bir atölyesinde işçi olarak çalışırken (!) antrenmanlarına da devam edip holdingin takımında koşuyor.

Şu an çok gündemde olan 'ATM memurluğu' konusunun spora uyarlanmış hali. Ve bütün dünyada da bu şekilde.
0
Mirket
(26.04.24)
diploması vardır yoktur bilmiyorum ama yaptıkları spor kendi işleri. zaten aksi durumda olimpik sporcu olabileceği gerçekçi gelmiyor.

özellikle sponsor bulunma şansı az sporlarda ya meslek ya spor oluyor, örneğin satrançta türkiye'nin bir numarası oyuncu ki bizim ülkenin olimpiyatlarda 6. olmasını sağlayan sporcumuz satranç ekonomik olarak zorluyor diye profesyonelliği bırakıp amerika'da üniversite okumaya gitti.
0
gule gule
(26.04.24)
çok rekabetçi olmayan bir branş değilse evet gerçek mesleği sporculuk oluyor. aksi taktirde başarılı olamaz zaten
0
abelardo
(26.04.24)
amatörlük meselesini tam anlamıyorum. basketbol, futbol ya da voleybol gibi branşlarda katılan sporcular gayet takımlarından maaş alıyorlar, yani profesyoneller.
0
co2s2
(26.04.24)
@co2s2 olimpiyatların sloganı önemli olan kazanmak değil katılmaktı ilk başladığı zamanlar.

1936'da tek olimpiyatta 4 madalya alan ilk kadın yüzücü olimpiyatlardan sonra yüzme hocalığına başladığından amatörlükten çıkıp diğer olimpiyatlara katılamadı mesela.

ya da hatırlamadığım bir branşta bir sporcu madalya kazanıyor fakat daha önceleri spordan maaş aldığı ortaya çıktığından madalyasını geri iade ediyor..örnekler var.

tabii günümüzde(1984 sonrası) sponsorlar turnuvayı finanse ettiğinden dedikleri oluyor, bunun yanında profesyonelliğin olimpiyatlara girmesi daha ikinci dünya savaşından önce siyasi şekilde başlıyor. kızıştıkça kızışıyor..
0
gule gule
(26.04.24)
@mirket; bu kuralın olduğundan emin değilim. Senin bahsettiğin eski kurallar olması lazım.
www.rulesofsport.com

1980lerde degismeye basladi, haliyle cogu bugun profesyonel atlet.
0
logisticsmanager
(26.04.24)
yurtdışındaki sistemi bilmiyorum ancak örneğin hollandalı artistik cimnastikçi epke zonderland esasında doktordur mesela. fakat günde 6-8 saat antrenman yaptığını düşünürsek ne derece mesleğini icra ediyordu bilemiyorum.

türkiye'de ise şöyle... profesyonel branşlar, amatör branşlar ve olimpik branşlar var (olimpik branşlar tüm dünyada olimpik tabii). profesyonel dallarda mücadele eden (futbol, basketbol, voleybol vs.) profesyonel lisansa sahip sporcular zaten kulüplerinden yeterince maddi destek alıyor. amatör branşlarda ise eğer kulüple bir anlaşman yoksa ücret söz konusu değil ya da cuzi bir miktar alabilirsin. amatör branşlardan aynı zamanda olimpik olanlar da var. mesela yine cimnastikten örnek verelim. hem amatör branş, hem olimpik. buradaki sistem de şu. sporcular türkiye olimpiyat hazırlık merkezi (tohm, gençlik ve spor bakanlığı'na bağlı) kotasını alırlarsa tamamen bu amaçla donatılmış tesislerde ücretsiz konaklıyor, antrenman yapıyor ve belirli bir maaş alıyor. buradaki sporcular ekseriyetle milli sporcu oldukları için ekstradan millilik maaşları da var. birçoğu üniversite'de besyo okuyor. okul bitince direkt millilik atamasından öğretmen, antrenör veya spor yöneticisi oluyorlar. eğer atandıktan sonra hala sporculuk yaşamları devam ediyorsa resmi izinli sayılıp antrenmanlarına/yarışmalarına katılıyorlar. bazı sporcular ilgili federasyonlardan da maaş alabilir.

kısacası eğer milli ve olimpik sporcuysan geçimini sağlayacak kadar para kazanırsın. hele ki dünya/avrupa/olimpiyat derecesi alırsan devlet ödülleri, yarışmaların kendi ödülleri, çeşitli sponsporluklar falan derken iyi para gelir. ama falanca kulübe gidip birkaç yarışma gördüysen nanay. :)
0
motosiklet burclu adam
(27.04.24)
(2)

İş takibini nasıl yapıyorsunuz?

Shepard
500 müşteriniz var diyelim. Ama 30 tane ana müşterinin altında 500 tane. Yani 1 ana müşterinin altındaki alt müşterilerin 10 tanesinden şikayet gelirse bağlı oldukları ana müşteriye o şikayeti giriyoruz. E bu ana müşteri sayısı artıyor. Şikayetlerin çözülüp çözülmediği, takibi ne excel ile ne de goo
500 müşteriniz var diyelim. Ama 30 tane ana müşterinin altında 500 tane. Yani 1 ana müşterinin altındaki alt müşterilerin 10 tanesinden şikayet gelirse bağlı oldukları ana müşteriye o şikayeti giriyoruz.

E bu ana müşteri sayısı artıyor. Şikayetlerin çözülüp çözülmediği, takibi ne excel ile ne de google takvim ile güzel ilerlemiyor. Siz ne yapıyorsunuz veya ben ne yapayım? Akıl verene güzel dileklerimi müjdeliyorum!
0
Shepard
(26.04.24)
kullandığımız crm'de iş takibi modülü var. sorunlar için kayıt açılıyor, ilgili birime yönlendiriliyor, ilgili birim müşteri ile şikayet için görüşüp çözüme kavuşturuyor veya yönetimle görüşüp adım atılmasını sağlıyor. modül bize çözülmüş, çözülmemiş, beklemede olan veya hiç açılmamış şikayetleri rapor olarak sunuyor ve eski şikayetlerin kapanması için ilgili birime düzenli olarak bildirim gönderiyor.

yani benim nezdimde sorunun çözümü ücretli yazılımlar ile oluyor.
0
bravoteam
(26.04.24)
illa excel diyorsanız, bir anasayfa yapın, yan tarafta başka bir sayfada (ya da sayfalarda) şikayetleri alt alta yazın. aklınıza gelebilecek, gerekli gereksiz tüm detayları yazın aynı satırda. ama örneğin AŞAMA başlığı ile bir sütun olsun. bu sütunda şikayetin çözümü ile ilgili aşamayı özetleyin. mesela şöyle değerler olsun.

1- HENÜZ İLGİLENİLMEDİ
2- İLGİLİ DEPARTMANA İLETİLDİ
3- İLGİLİ DEPARTMAN BİR ŞEYLER YAPMAYA BAŞLADI
4- MÜŞTERİYE ÇÖZÜM İLE DÖNÜŞ YAPILDI
5- ÇÖZÜLDÜ

bunları sektöre göre, kafanıza göre değiştirin. ama 20-30 tane olmasın. hepi topu 4-5 tane olsun. ana sayfada, ÇÖZÜLDÜ şeklinde olmayanları, lookup'la ya da başka bir formülle listeletin (illa vardır çok kolay yolları).. anasayfayı açtığınızda çözülmemiş olanları bir kerede kabak gibi görün. detaylarını görmek için de, diğer sayfalara gidip tek tek incelersiniz, ne yapmanız gerekiyorsa yaparsınız. tabii bu primitif bir çözüm. çünkü excel bir veritabanı değil.

web'de bu tarz işler için özelleşmiş trilyon tane paket var. help desk ticketing ya da support ticketing yazıp aratırsanız bir dolu çıkar. genel olarak bunlar paralı tabii ki. ama bir iki tanesi kısıtlı özelliklerle ücretsiz kullanılıyor(dur) özelliklerinden ya da ücretlerinden bağımsız olarak aklıma gelenler, zendesk, zoho desk, hubspot'un ilgili bölümü, odoo'nun ilgili bölümü gibi...

ben ne yapardım?

söylediğiniz şeyi airtable'da yapardım. excel'le veritabanı kırması bir şey düşünün. kullanımı kolay ve kod yazmanıza gerek kalmadan "yeterince kullanışlı" arabirimler oluşturma şansınız var. kısaca şöyle bir akış olacak:

müşteriler olacak.
müşterilere bağlı şikayetler olacak
bu şikayetleri çözülecekleri departmanlara / kişilere atayacaksınız
bu şikayetlerin çözüm aşamalarını yazacaksınız

Airtable 'a girince, çözülmemişleri ve ne durumda olduğunuzu kabak gibi göreceksiniz. hatta şunlar da mümkün:

- bir form oluşturup, linkini müşterilere verirsiniz, müşteriler şikayetlerini buraya girer.
- bu şikayet birinin (ya da sizin) önüne düşer. şikayetin nasıl çözüleceği, kimin çözeceğine karar verilir. şikayet bu kişinin önüne düşer.
- bu kişi şikayeti çözdükçe, adımlar sizin önünüze gelir.
- her gün sabah ya da akşam, yeni gelen problemler, o gün neler yapıldı vs gibi şeyler size ya da herkese rapor olarak gider.
- şikayet çözülünce ofiste çiçekler açar.
0
co2s2
(26.04.24)
(5)

Kredi cekmeden ev alirken nelere dikkat etmek gerekiyor ?

funl
Bas agrimamasi ve dolandirilmamak icin bu surecte nelere dikkat etmem gerekiyor ?Ozellikle tapu alınırken para mı once veriliyor yoksa karşı taraf tapuyu mu veriyor ? Bir bankaya gidip "ben kredi cekmiycem ama ekspertize ihtiyacim var." dersem yardimci oluyorlar mi ? Ya da bana degerleme yapacak pro
Bas agrimamasi ve dolandirilmamak icin bu surecte nelere dikkat etmem gerekiyor ?

Ozellikle tapu alınırken para mı once veriliyor yoksa karşı taraf tapuyu mu veriyor ?

Bir bankaya gidip "ben kredi cekmiycem ama ekspertize ihtiyacim var." dersem yardimci oluyorlar mi ? Ya da bana degerleme yapacak profesyonel bir firma onerir misiniz ? Ne kadar ucret odemem gerekecek bu hizmet icin ?
0
funl
(25.04.24)
tapuya gerçek satış bedelini yazdıracaksanız tapu takas sistemine bakabilirsiniz. güvenli olur.
0
elorelia
(25.04.24)
Bloke çek.
0
prole
(25.04.24)
dolandırılmak çok kolay değil, ama başınız ağrır. vergi yükünü göze alarak, gerçek satış bedelini yazın satışa. paranın hepsini bankadan gönderin. bankadan derken, net bir şekilde tapuda yazan alıcıdan, tapuda yazan satıcıya gitsin. paranın bu satış için olduğu rakamıyla açıklamasıyla falan belli olsun. daha da iyisi tapu takas sistemine göz atın.
0
co2s2
(25.04.24)
Hocam ev 2 milyon diyelim.
Tapuda 500bin olarak görünecek. Randevuyu alırken soruyorlar zaten bunu. Ona göre tapu parası çıkıyor, onun ödenmesi lazım.
Birlikte tapuya gidip orada 500bini, kendi adınızdan alıcının adına transfer edeceksiniz. Bunu mobilden şak şak yapacaksınız başka yolu yok.

Kalanı da ya birlikte bankaya gidip çekeceksiniz ya da yine transfer yapacaksınız. Ama bu işlem tapudan sonra olur. Tam olarak sonra değil aslında da imzalar atıldıktan sonra bekleme süresinde genelde gönderiliyor.

Şüpheniz varsa kalan para için tapuyu almayı beklersiniz. Adam yok olmaz diyorsa senet yapmasını önerin. 1 buçuk milyonluk senet imzalarsınız. Tapuyu alınca onu verirsiniz, bankada parayı verince yırtar atarsınız.

Zaten emlakçı, müteahhit gibi bir meslekteyse 2. para transferini kendi adına almaz. Ya nakit ister ya da siz adamın eşine falan gönderirsiniz. O da tapudan sonra olur. Siz havale/eft limitinizi önceden ayarlayın, nakit işini de adamla konuşup bankadan para ayırtın. En güzeli bu.

Net olun yeter. Tapuda gösterilen değeri bankadan gönderirim, kalanı da birlikte bankaya gider çekeriz deyin. Kabul edecektir.
0
nickini vermek istemeyen uye
(25.04.24)
ben satıcı olsam kalanı sonra gider çekeriz diyen birine güvenemezdim. Ya baştan tam değeri gösterip ona göre eft ile hallederdik, veya benim gördüğüm az gösterenler de direkt tapuya çanta dolusu parayla gelip (veya önce emlakçıda makineyle sayıp vs.) orada parayı verip tapuyu alıp hallediyorlar.
0
nhk ni youkosu
(25.04.24)
(1)

Kartal civari çocuk doktoru

passive aggressive
Yenidoğan bebeğimizin takibini yapacak cocuk doktoru öneriniz olur mu? İlgili, bilgili ve detaycı olmasi ve Kartalda olmasi onemli ama maltepe ya da pendik de olabilir. Tesekkurler.
Yenidoğan bebeğimizin takibini yapacak cocuk doktoru öneriniz olur mu? İlgili, bilgili ve detaycı olmasi ve Kartalda olmasi onemli ama maltepe ya da pendik de olabilir.

Tesekkurler.
0
passive aggressive
(24.04.24)
avicenna'da ismini şimdi hatırlamadığım bir doktorumuz vardı. Nurettin diyesim geliyor. gayet iyiydi.
0
co2s2
(24.04.24)
(10)

patiswiss ablanın istifası

kanatlı kontun müşfik öpücüğü
malum çikolata olayındaki ceo abla istifa etmiş ama bu marka zaten ona ait bir kuruluş değil mi? markaya topyekün bir tepki olsa (ki sosyal medya dışında kimsenin haberi yoktur diye düşünüyorum) marka sahibi yine kendisi olduğu için tepki devam ederdi. azıcık geri çekilse iki gün sonra unutulur gide
malum çikolata olayındaki ceo abla istifa etmiş ama bu marka zaten ona ait bir kuruluş değil mi? markaya topyekün bir tepki olsa (ki sosyal medya dışında kimsenin haberi yoktur diye düşünüyorum) marka sahibi yine kendisi olduğu için tepki devam ederdi. azıcık geri çekilse iki gün sonra unutulur giderdi zaten bu olay ama şimdi bile istifa etmesi neyi değiştirdi anlayamadım.

benim göremediğim bir anlamı var mı gerçekten bu istifanın yoksa olayı soğutmak için yapılan bir hamle mi?
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(23.04.24)
hiçbir anlamı yok. isim değiştirip ürünleri yeni ambalajda pazarlarlar bence yakında.
0
deartheodosia
(23.04.24)
yönetim kurulu başkanlığından istifa etti sadece. yerine geçeni kukla gibi kullanır olur biter.
0
numlock
(23.04.24)
e madem bir işe yaramayacak pratikte niye böyle bir hamle yaptılar ?
0
jülsezar
(23.04.24)
Gördüğüm kadarıyla Migros çikolata ürünlerine kampanya düzenlediği halde bu ürünü raftan geri çekti.
İnternetten izlediğim kadarıyla diğer zincir marketler de bu ürünü geri çekmiş.(teyitsiz bilgi)
Bunlar doğruysa ve bu tesis bu zincir marketlere malı konsinye veriyorsa ki büyük bir ihtimalle öyledir. Bu firma zaten battı demektir.

İstifa, belki kurtarırım çırpınışıdır bana göre.

Diplomasıda mı sahteymiş?

twitter.com
0
Mirket
(23.04.24)
süreci gerçekten kötü yönettiler.
Önce şirket yönetim kurulu başkanının arkasında duran bir açıklama yaptı. Sonra da kendisi istifa etti zaten. Yani ilgiyi üzerlerine çekmek için ellerinden geleni yapmış gibi oldular. Halbuki ölüye yatsalar zamanla olay unutulacaktı. Hep böyle oluyor böyle şeyler.

Yurt dışına satış yapıyorlar asıl bunlar. Devlet eliyle ürünlere bir kontrol gelmezse ve yaptırım uygulanmazsa bunlara birşey olmaz.
0
nuevo
(23.04.24)
Sureci basindan beri siritarak izliyorum, istifanin bir anlami yok..

Bu hatun gibi normalde bakkal isletemeyecek ama ailevi zenginlik sayesinde sirket yoneticiligine yukselen bazi tipler taniyorum, bunlar tipik secilerek degil atanarak koltuk isgal eden, ici kof pseudo yonetici takimi, bence parazit.

Bu abla role kendini fazla kaptirinca ifsa oldu, o kadar.
0
cooperr
(23.04.24)
anlamsız sadece piyasa gazı alınmak için yapılmış olay
0
basond
(23.04.24)
Yaptığı çirkeflik için bence yönetim kurulundan istifa etmek durumunda kalması yeterli. Ne bekleniyor ki zaten? Ömür boyu zincire vurulup utanç içinde sokaklarda yürütülürken acıkınca da taş mı yesin? Yeterince rezillik yaşadı bence, akıl parası olmuştur.

Ama ama şimdi esas problemli kısım ortaya çıktı, marka adı mevzusu daha büyük sıkıntı. Bakalım ne olacak :D
0
akhenaten
(24.04.24)
anlamsız bir firma anlamsız bir yönetim şeması. kendisi ceo ablası genel müdür amcası sahadan sorumlu ceo falan filan. tüm akrabalar bir görevde 5 kişilik ancak holding gibi takılan bir firma. ceoluktan istifa eder, yönetim kurulu başkanı olur.
0
mikahakkinen
(24.04.24)
şirketin sahibi olmakla yönetim kurulundan istifa etmek çok ayrı şeyler. şirketin boyutuna göre yönetim kurulunun oluşturulma sebebi bambaşka olabilir. küçük şirketlerde, gerçekten iş yapan ve genellikle şirket ortakları ile çalışanlardan oluşan bir yönetim kurulu olur. daha büyük şirketlerde, şirket ortaklarının yanında dışarıdan danışmanların yer aldığı, şirketi yönetmeyen, sadece yön veren bir kurul olur.
0
co2s2
(24.04.24)
(3)

Çocukken 23 nisanda makam koltuğuna geçtiniz mi?

nundu
Ben yaşadığım ilçenin kaymakamı olmuştum ilkokuldayken 23 nisanda. Hoş bir anıydı o açıdan bu uygulamanın iyi kötü devam etmesini seviyorum.
Ben yaşadığım ilçenin kaymakamı olmuştum ilkokuldayken 23 nisanda. Hoş bir anıydı o açıdan bu uygulamanın iyi kötü devam etmesini seviyorum.
0
nundu
(23.04.24)
ben de mutlu oluyorum çocukları o koltuklarda görünce. kendim hiç oturmadım :(
0
suyin
(23.04.24)
ben de ilçe kaymakamı olmuştum.
ama bana bu söylenmemişti. iki satır cümle ezberletilmişti ve çiçek taktim etmem gerekiyordu. ben çiçeği verdikten sonra kaymakam beni koltuğuna oturttu. anlamadım ne olduğunu. öğretmenlerimin yüzüne baktım ne yapayım diye, onlar da işaret ederek onay verdiler.

oturdum koltuğa ve sessizlik oldu, bir şey söylemem beklendi sanırım. etraf kalabalıktı ve herkes bana bakıyordu.

siyasi partilerin temsilcileri de vardı. espriyle karışık "x mahallesine giden yok ne olacak, şu durum ne olacak" şeklinde belediye başkanı ya da kaymakama yöneltilecek sorular bana yöneltildi şakayla karışık. başka birisi "o soruyu bana değil belediye başkanına sormanız gerekiyor" şeklinde sufle verdi bana.

sanırım o gün o koltuğa oturacak çocuk ben değildim. sanırım ben sadece çiçek verecek, başkası oturacaktı. bilmiyorum. belki benmişimdir. ama bana koltuğa oturana kadar bilgi verilmedi ve böyle 23 nisanda makam koltuğuna çocuk oturtmak şeklinde bir gelenek olduğunu da ben sonradan öğrendim.

o yüzden bu anı bende hoş değil. o günkü gerginliğimi hatırlıyorum.

bize neler yapıldıysa artık o yaşlarda, ben hala 23 nisan'lardan nefret ederim. sabah erkenden tüm okul tek bir otobüse tam anlamıyla balık istifi olarak sığdırılıp ilçe stadında saatlerce güneş altında yorgunlukla beklerdik. bir iki saat bekledikten sonra ilçenin yetkili amirleri gelir (sanırım kaymakam oluyor) ve bize günaydın derdi. biz de sağol derdik. hepsi askeri düzende olurdu.
sırada önde duranlar kıpırdayamazlardı. iki saat boyunca heyken gibi durmaları beklenirdi. öğretmenlerimiz bize acırdı da, yorulanları sıranın arkasına alır, arkada oturun dinlenin derdi. sadece ilk bir kaç sıra için dikkatli durmalarını söylerdi.
bu bir kez değil, bir çok kez böyle oldu.

---
tüm bunların yanında, kız arkadaşım bir öğretmen ve yıllardır 23 nisanlarda hem kendisi hem çocukların çok mutlu olduğunu anlatıyor. genelde güzel etkinlikler/müsamereler yapıyorlarmmış ve çocuklar da bu günü tabiri caizse iple çekiyormuş.

koltuk verme işinin de benim yaşadığım gibi olaylar yaşanmadan ve güncel siyasete olabildiğinde alet edilmeden devam etmesini isterim.
0
biseysorcaktim
(24.04.24)
koltuğa oturmadım ama koltuğa oturanın yanında gittiğime göre, vali yardımcısı oldum sanırım : )
0
co2s2
(24.04.24)
(10)

Arabanızda akü şarj cihazı bulunduruyor musunuz?

sasailic
Beklenmedik bir anda akünüzün bitme ihtimaline karşı aracınızda akü takviye cihazı bulunduruyor musunuz? Sizce gerekli bir şey mi? Evetse önereceğiniz bir marka veya ürün varsa paylaşır mısınız? Teşekkürler.
Beklenmedik bir anda akünüzün bitme ihtimaline karşı aracınızda akü takviye cihazı bulunduruyor musunuz? Sizce gerekli bir şey mi? Evetse önereceğiniz bir marka veya ürün varsa paylaşır mısınız? Teşekkürler.
0
sasailic
(19.04.24)
takviye kablosu var sadece. şarj cihazı olsa iyi olur da onun şarjını sürekli takip etmek lazım. lazım olduğunda şarjı bitik olursa bir işe yaramaz.
0
inheritance
(19.04.24)
Ortalama akü ömrü 5 yıl ve bitmeye yakın marş sesinden anlaşılıyor. Biterse de etraftan kablo bulunur gibi geliyor bana. Bunun için şarj cihazı taşımak manasız bence.
0
Piukh
(19.04.24)
Hayır. Kimse bulundurmuyor. Sadece oto elektrikçilerde, araba tamircilerinde var. Normal kullanıcı için gereksiz.
Çok az insan takviye kablosu taşıyor. Bir tahminde bulunsam arabaların %5'inde vardır takviye kablosu. Bence onu da taşımak gereksiz.
Akü bitmeden anlaşılıyor veya bitince bir çözüm bulunuyor. Çok düşünmeyin.
0
michael_knight
(19.04.24)
bizde var, bir sabah araba calismayip etrafta yardim edebilecek kimseyi de bulamayinca almistik. daha sonra bir benzinlikte yine araba calismayinca kullandik ve cok isimize yaradi. pahali bir sey degildi, ydisindayiz 90 euro'ya almistik. bence gayet gerekli bir sey.

yani tam olarak sarj cihazi mi bilmiyorum ama arabayi calistirmak icin aküye baglanan batarya gibi bir sey, ikinci bir arabaya gerek kalmadan arabayi calistiriyorsunuz yani.
0
mamu
(19.04.24)
Bende de yok ama olsa fena olmazdı. Ne olur ne olmaz.
0
prole
(19.04.24)
5 yılda 1 başınıza gelecek iş için cihaz alınmaz. Sonuçta Alaska'nın kırsalında ormanda kulübede yaşamıyorsunuz. Yaşıyor musunuz yoksa?
0
Huan8
(19.04.24)
bulundurmuyorum, yol ortasında 220 volt priz denk gelmeyeceğine göre akü şarj pek işime yaramaz. araç takviye ile çalıştıktan sona elektrik sisteminde-aküde bir arıza yoksa zaten aküyü şarj edecektir.

çekme halatı, akü takviye kablosu ve elektrikli kompresör var.
0
orpheus
(19.04.24)
bir kaç sene önce akü bitince takviye kablosu almıştım yakındaki bir benzinlikten. hala o duruyor, yeter bence.
0
co2s2
(19.04.24)
Takviye kablosu bulunduruyorum, bence yeterli
0
mirty
(19.04.24)
kaç sene evvel BIM in verdiği Polo Smart akü takviye aletini almıştım. 2 kere lazım oldu ikisinde de kurtarmıştı beni.
onun haricinde ışık kaynağı ve powerbank olarakta kullanıyorum.

tavsiye ederim bu tip şeyler öyle bir yerde kalıp bir kere lazım olur onda da işinize yarar.
0
gibicibicis
(19.04.24)
(8)

Siz Olsanız Hangi Saati Alırdınız? (Casio Retro Serisi)

halitkin
Ya bu: https://shopcasio.ersasaat.com.tr/casio-standart-a100wegg-1a2df-kol-saati-d2Ya da bu: https://shopcasio.ersasaat.com.tr/casio-standart-a100wegg-1adf-kol-saati-d2Gönlüm bir tık ilkinden yana ancak ikincisinin kontrastlı kadranı hoşuma gitti. Siz hangisini tercih ederdiniz? Bir de bunlar resin
Ya bu: shopcasio.ersasaat.com.tr

Ya da bu: shopcasio.ersasaat.com.tr

Gönlüm bir tık ilkinden yana ancak ikincisinin kontrastlı kadranı hoşuma gitti. Siz hangisini tercih ederdiniz? Bir de bunlar resin şeklinde bir kaplamayla geldiği için çizilmeye ve boya atmasına müsait diye biliyorum, uzun ömürlü olması için bir öneriniz olur mu?
0
halitkin
(19.04.24)
alttaki.
0
vss
(19.04.24)
Tarzınıza bağlı. Ikincisi daha spor. Birincisi daha casual resmi.
0
prole
(19.04.24)
ilki
0
co2s2
(19.04.24)
robert bosch
(19.04.24)
numero 2.
0
cooperr
(19.04.24)
İkincisi tüplü televizyon kumandası gibi durmuş. Üstteki.
0
nawar
(19.04.24)
Casio aşığı biri olarak ikisi de çok hoş ama 1 demek istiyorum.
0
Amaranta ursula
(19.04.24)
İkincisini beğendim baya. İlk daha klasik tabii o da güzel de alttaki diyorum ben
0
nundu
(20.04.24)
(8)

uzun uçuşlu yurtdışı seyahati öncesi tavsiyeler?

titanic kemancısı
12 saatlik uçuş ile 8 günlük bir seyahat planım var. Hiç bu kadar uzun süre ve uzun uçuşlu gitmemiştim ve şu an biraz araştırma için de dar zamanım var ama halledeceğim, belki burada da tecrübeli olanlar varsa diye sormak istedim. Nokta atışı hayat kurtaran tavsiyeleriniz varsa çok iyi olur. Aklıma
12 saatlik uçuş ile 8 günlük bir seyahat planım var. Hiç bu kadar uzun süre ve uzun uçuşlu gitmemiştim ve şu an biraz araştırma için de dar zamanım var ama halledeceğim, belki burada da tecrübeli olanlar varsa diye sormak istedim. Nokta atışı hayat kurtaran tavsiyeleriniz varsa çok iyi olur. Aklıma ilk gelen uçuş yastığı ve seyahat dikey ütüsü oluyor, otellerde filan oluyormuş ama orada belki bulamam diye fikrinizi almak istedim.
Bavul güvenliğim için ne tavsiye edersiniz ?

Gidilecek ülke: Güney Kore.

Priz dönüştürücü götürmem gerekiyor mu F tipi yazıyor aynı sanırım yine de emin olmak istedim?
0
titanic kemancısı
(19.04.24)
voltaj ve priz tipi bizdekiyle aynı, herhangi bir adaptör gerekmiyor. temiz bir ülke fazla yabancı marka göremezsin ama starbucks ve pizza hut yaygın. yeme-içme fiyatları pahalı. pizza kola 30-40usd tutar.
0
orpheus
(19.04.24)
havalimanina gitmeden bir bakkala, markete ugrayip su, biskuvit, meyve abur cubur alisverisi yap.
0
buenosdias
(19.04.24)
uyurum diyorsanız uçakta, göz bandı kulak tıkacı iyi olabilir.

bavul güvenliğini hangi aşama için soruyorsunuz, bavulla birlikte trenle gidecekseniz bavulu gören bir yerde oturun, kilit takmak da havaalanı görevlilerin açıp alacağı varsa onu engeller. onun dışında otobüste vs yapacak bir şey yok.

ayırt edici büyük bir şey yapıştırabilirsiniz (sticker) ya da ip kuşak bağlayabilirsiniz başkasının benzetip almaması için

geçen sene video vardı, fransada harekt halindeki flixbus otobüsünden bavulları alıyorlardı, yanında koşup
0
jülsezar
(19.04.24)
Ağrı kesici,
Uçağın sesi rahatsız ediyor, kulaklık veya kulak tıkacı.
Korede hava çok değişkendi, ona göre hazırlıklı gidersin.
Bel çantası, omuzdan çapraz as, ben heryeri böyle gezdim.
Kore bana pahalı gelmişti.
1 yıl Kozmetik alışverişi yapmamıştım koreden alırım diye, bir sürü şey aldım hoşuma giden 3-4 tanesi. Çocuk oyuncağı gibi ürünleri, çok bişey bekleme.
Seulde metro yerine minibüsler var, bence metrodan daha kolay-kullanışlı. Kentkart lazım, havaalanında var mı bilmiyorum otobüs için, büfelerden de alabilirsin.
Ben seul’ü google mapsle gezdim, ama belki kendi uygulamaları daha faydalı olur başka yerlere gideceksen.
Ütüyü otelden istersin.
Airtag atabilirsin valize.
0
durgunfoton
(19.04.24)
THY uzun uçuşlarda seyahat seti veriyor uçak içinde. terlik, göz bandı, kulak tıkacı ve yastık.
Uçuştan önce biraz uykusuz kalırsanız daha rahat uyursunuz. Zaten uçuş başlayınca bütün güneşlikleri ve ışıkları kapatıp uçağı karartıyorlar, ben çok zorlanmamıştım uyumakta. Telefonunuza, tabletinize offline izleyebileceğiniz film, dizi vs yükleyin, uyumadığınız saatlerde izlersiniz. olmadı uçağın eğlence sisteminde de filmler falan oluyor ama zevkinize uyar mı bilemem tabi.
telefon için kulaklık unutmayın. uçuş için aklıma gelenler bunlar.
0
mustafakesekci
(19.04.24)
g.kore'ye ineceğiniz yerel saate göre bir uyku planlayın uçakta. silikon tıkaçlar yardımcı olur. uçakta dağıtılacağına güvenmeyin, yanınızda olsun bir iki çift. ucuz bir şey.

ütü ben olsam almam, gereksiz yük. uçuş yastığı, şişenlerden değilse, yine gereksiz yük (hacim)

bavul güvenliğinden ne kastettiğinizi anlamadım ama şöyle diyeyim. bavulun fermuarlarına takacağınız kilitler 1-2 sn içinde kırılıyor ya da kilitle uğraşmayıp bavulu yarıyorlar bir bıçakla. bavulun ceplerine herhangi bir şey koymayın, en kolay ulaşılan yer. bavula illa değerli bir şey koyacaksanız, fermuar açıldığında hemen görünen bir yere değilde, en dibe bir yere koyun. mümkünse bir şeye sarın, ne olduğu hemen anlaşılmasın.

en önemlisi de, çantanızı bavulunuzu gözünüzün önünden ayırmayın.
0
co2s2
(19.04.24)
uzakdoğu seyahatlerinde en önemlisi kabin bagajı güvenliği. bunun için özel hırsızlık çeteleri var.
bizim bir genel müdür, koleksiyon saatlerini ve yüklüce parasını çaldırmıştı. hatta 1 dolarları ayırmışlar onları almamışlardı. düşünün öyle bir rahatlık. o yüzden çok değerli eşyaları sırt çantasına ve koltuğun altına koyabilirsiniz, ya da boşsa yan koltuğunuza vs.
0
artci sarsinti
(19.04.24)
Bu tip uçuşlarda yapılabilecek en güzel şey uyumak. Geçen ay Osaka'ya 9 saat uçtum, uyuyamadığımdan yolculuk bitmek bilmemişti. Tokyo'dan dönüşüm 12 saat sürdü ama uyuduğumdan daha çabuk geçmişti. Uçakta alkollü bişeyler içersen rahat edersin.

Uyumak için uçakta koltukta başımızı yasladığımız yerde baş sabitlemek için bir aparat var sağdan ve soldan onu katlayınca başın düşmeden uyuyabliyorsun (umarım anlatabildim). Bineceğin uçakta bu yoksa yolculuk yastığı iyi olur. Boynun düşmemesi lazım yoksa uyunmuyor. Katar Havayolu uçaklarında bu dediğimden oluyor. THY'yi bilmiyorum.

Telefonuna dizi indirebilirsin, o da zaman geçmesine faydalı oluyor.

Arada bir yürü, uçakta tur at. Bacaklar uyuşuyor. Koridor tarafında oturmanı tavsiye ederim, oturup kalkması kolay olur.

Konfor için göz bandı, kulak tıkacı, battaniye, uçuş çorabı gibi şeyler uçakta verilir.

Bavul güvenliği noktasında yanından ayırmadığın sürece birşey olacağını sanmıyorum.

Ütü konusuna birşey diyemeyeceğim ben ütü gerektiren bir giyecek götürmüyorum. Senin için çok önemliyse yanında götürmen iyi olur.
0
Lethe
(19.04.24)
(4)

Ev alınmalı mı

optimistbakunin
Selam. Ortalama 1m civarinda 1+1 2+1 ya da daha eski binalardan belki 3+1 alınmali mi. Yoksa 250ksina araba alınip daha iyi bi muhitte ev icin beklenmeli mi. Yani 1+1 neyse de ev buyudukce bina eskiyor. Evin sebebi yatirim icin evim yok. Kirada degilim aileyleyim. Araba ise komple yok ve acemilikte
Selam. Ortalama 1m civarinda 1+1 2+1 ya da daha eski binalardan belki 3+1 alınmali mi. Yoksa 250ksina araba alınip daha iyi bi muhitte ev icin beklenmeli mi. Yani 1+1 neyse de ev buyudukce bina eskiyor. Evin sebebi yatirim icin evim yok. Kirada degilim aileyleyim. Araba ise komple yok ve acemilikten oturu eski araba alma planim var onda ust model almamin mantigi yok. Ev alip gecmek mi mantikli yoksa butceyi arttirip daha iyi muhitten bir ev mi mantikli
0
optimistbakunin
(19.04.24)
konunun uzmanı değilim ama ev alınabiliyorsa ev alınmalı bence ya. eski ev meselesi yaşadığınız şehre, deprem riskine göre falan değişir. ne bileyim ileride belki apartman, kentsel dönüşüme gider, yenilenir. orasını bilemiyorum. boyut meselesi de yine sizin evden beklentilerinizle alakalı. ama ben olsam nispeten yeni bir apartmandan 2+1 almayı tercih ederdim.
0
stronzo
(19.04.24)
Oturmak için ev -> ilk fırsatta alınır.

Yatırımlık ev -> alınmaz. Para altına yatırılır, bir kaç sene uygun zaman kollanır.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.
0
kartallar yuksek ucar
(19.04.24)
Araba fiyatlari hizla düsüyor. Tesla fiyati yari yariya kirdi bile. Ortadogu da ev her zaman alinir.
0
halk
(19.04.24)
emlak fiyatları son 4 senede 10 kat arttı. bence bir süre artmayacak (enflasyon kadar artmayacak anlamında). enflasyonu da hesaba katarsan, beklemek daha iyi olabilir bence.

arabaya gelince, araba kullanacaksan al. yoksa yatırım için alma.
0
co2s2
(19.04.24)
(1)

Narsistik istismar sohbet grupları

fakefate
Sevgili sözlük ahalisi, narsist ex’imden ayrıldım ve benzer tecrübesi olan/olmuş insanlarla birebir sohbet etmek istiyorum. Böyle bir online platform bulamadım(ingilizce dahil), bileniniz var mıdır? Yoksa ve bu gruba giriyorsanız yeşillendirebilirsiniz…
Sevgili sözlük ahalisi, narsist ex’imden ayrıldım ve benzer tecrübesi olan/olmuş insanlarla birebir sohbet etmek istiyorum. Böyle bir online platform bulamadım
(ingilizce dahil), bileniniz var mıdır? Yoksa ve bu gruba giriyorsanız yeşillendirebilirsiniz…
0
fakefate
(18.04.24)
kesinlikle ama kesinlikle reddit'te böyle bir subreddit vardır.
0
co2s2
(19.04.24)
(13)

Ne Sıklıkta Kıyafet Alışverişi Yapıyorsunuz?

rock n roll
Bir de sadece ihtiyaç halinde mi kıyafet alıyorsunuz yoksa sadece beğendiğiniz için de aldığınız oluyor mu?
Bir de sadece ihtiyaç halinde mi kıyafet alıyorsunuz yoksa sadece beğendiğiniz için de aldığınız oluyor mu?
0
rock n roll
(18.04.24)
Giymiyeceğim bir kıyafeti almam. Aldığım yeni bir kıyafeti de ilk fırsatta giyerim hiç öyle bekletemem. Geçen anabilim dalı başkanı hocamızla konuşuyodum, ceketiniz güzelmiş hocam dedim, 5 sene önce almıştım etiketini sabah giyerken kestim dedi. Kendisi de her gün ceket giyen bir kadın yani fırsat olmamıştır durumu da değil. Bana çok değişik geliyor almak için kıyafet almak ve yıllarca giymemek.

Yani ihtiyacım yokken beğendiğim bi tişört vs olursa da alırım ama zaten muhtemelen benim kıyafet sayım ortalama bir insana göre azdır o yüzden arada kaynamıyor aldığım kıyafetler

Sıklığıyla ilgili yorum yapamam çünkü haftada 4-5 parça aldığım da oluyor aylarca alamadığım da, çok değişken
0
nundu
(18.04.24)
bir sebepten ihtiyaç doğduğunda alıyorum.

- iş yeri/düğün/okul vbg. konularda kıyafet yönetmeliği
- kilo değişiklikleri
- kıyafetlerin eskiyip renklerinin solması
- kıyafetlerin eskiyip hasarlı hale gelmesi

kıyafet alışverişi yaparken midem bulanıyor. Aşırı sıkıcı bir süreç. Keşke tek tip şu uzay zamanı kıyafetlerine geçsek.
0
nawar
(18.04.24)
Nadiren begendigim icin aliyorum. Aldiklarim hep ihtiyac. Ihtiyac derken mont falan gibiler cogunlukta ama mesela bi yere gidicem o ortam icin giysiyi de ihtiyac kategorisine sokuyorum. Ama hep bir amaca yonelik oluyor alisverislerim. Zengin degilim ama kaliteli urunler alirim hep. Uzun zaman giyerim aldiklarimi da o yuzden oyle pek sik alisveris yapmiyorum. Bu yil mont aldim mesela ama en son 5 yil once almistim bi mont.
0
Kittie
(18.04.24)
sadece ihtiyac halinde. begenmek icin bakmak lazim. bakmiyorum bile. cok az para harciyorum üste basa.
0
robert bosch
(18.04.24)
her fırsatta sevdiğim markaları hızlıca gezer yeni ne varmış bakarım. online olarak da beğendiğim kıyafetleri alır, evde dener, olmazsa iade ederim.

her sene en az 4-5 takım elbise alıyorum. 20'den fazla gömlek alıyorum. 3-4 kot, 10-15 tişört. 5-10 ayakkabı.

her zaman jilet gibiyimdir. spor yaptığım için kıyafetler üzerimde iyi duruyor.
0
gabe h coud
(19.04.24)
ihtiyacım olursa alırım. dolapta daha yeni alınmış, az kullanılmış giysiler varken sırf beğendim diye almam.
3 tane kot varsa ancak bir şey olursa,aşınırsa falan yenisini alırım. mümkün oldukça gider aynısından alırım.
veya çok çok indirimli bulursam yedek olarak alır saklarım.

öyle çok beğendiğim-hoşuma giden bir şey görürsem mağazada görüp doğrudan hiç bir zaman almam. dener, bedenine bakar, internetten araştırırım. bir indirim veya kupon bulursam anca öyle alırım.
0
my fault
(19.04.24)
nawar +1
0
hrskrs
(19.04.24)
Elbise sevdiğim için görüp beğendikçe alırım. Kot,kazak vs ihtiyaç olunca alıyorum.
0
asteriks
(19.04.24)
beğenmek için önce bakmak araştırmak gerekiyor. ölümüne ihtiyacım yoksa kıyafet almam. sevmiyorum alışveriş yapmakla uğraşmakla.
0
co2s2
(19.04.24)
ben sık alırım. beyaz tişörtün, gömleğin fazlası olmaz. giyiyorum da.
0
oyokbuyoknevar
(19.04.24)
devamlı kilo verip durduğum için bu ara sık sık alma ihtiyacım oluyor ama normalde kendime kıyafette pek alışveriş yapmam, bayağı keskin kurallarım var giyimde. çantaya, ayakkabıya vs. para harcarım. beğendiğim bir şey çıkarsa da parayı düşünmem alırım, çok bir şey bulamıyorum çünkü tasarım olarak hoşuma giden ve kumaşı ve dikişi kaliteli olan şeyler.
0
deartheodosia
(19.04.24)
is ve disarisi icin bluz, elbise adl, ipekyol, mavi her sezon bakarim, cok begendigimi alirim, indirim beklerim.

dusununce pantolon mesela pandemiden beri almadim, tisort vs lazim oldukca aliyormusum.
0
durgunfoton
(20.04.24)
benim telefonumda 3-4 tane alışveriş için app var. sürekli oralardan indirim kovalarım. eğer bir üründe iyi bir indirim yakalaram bazen ihtiyacım olmasa bile alırım. maalesef :(
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(20.04.24)
(19)

Hayatınızdaki en mutlu anların kaçı sporla ilgili?

nundu
Öyle çok aşırı fanatik, futbol/basketbol vs ile yatıp kalkan holigan biri değilim, ama şimdi hayatımdaki en mutlu 10 an listesi yapsam aklıma gelen örneklerden minimum 3-4 tanesi spor dünyasından olaylar. Yani öyle mutsuz bir hayatım da yok ya da çok boş beleş de yaşamadım şimdiye kadar neyse ki ama
Öyle çok aşırı fanatik, futbol/basketbol vs ile yatıp kalkan holigan biri değilim, ama şimdi hayatımdaki en mutlu 10 an listesi yapsam aklıma gelen örneklerden minimum 3-4 tanesi spor dünyasından olaylar. Yani öyle mutsuz bir hayatım da yok ya da çok boş beleş de yaşamadım şimdiye kadar neyse ki ama hayatta yaşadığımız olaylar anlık mutluluktan ziyade süreç gibi olduğu için "en mutlu an" kategorisine girecek spesifik olayların sayısı o kadar fazla değil gibi.

Bununla ilgili meşhur bir alıntı da vardı, Nick Hornby diye aklımda kalmış ama futbol kitapları yazan başka birine de ait olabilir, işimde gücümde çocuk sahibi adamım ama hayatımın en mutlu anlarının çoğunda futbol var gibi bir sözdü.

O yüzden mesela futbol vs takip etmeyen, spor dünyasına uzak kişiler için bunun yerini dolduracak bir şey var mı diye merak ediyorum bi yandan da. Messi'nin 2022 dünya kupası şampiyonluğu mesela hayatta en çok mutlu hissettiğim iki üç andan biri net olarak benim. Hele bi Arjantinli için falan tahayyül edemiyorum. O yılların birikmişliğini atan anlık mutluluk hali biraz zor yakalanacak bi şey gibi geliyor ki zaten futbolu futbol yapan da bu tabii.
0
nundu
(16.04.24)
Sayılır mı bilmiyorum ama yoga yapıyorum, burgularda çok iyiymişim hocam söyledi. Çok iyi düzeyde esneğim. Hatta bunu geliştirmeye çalışıyorum.
0
rock n roll
(16.04.24)
Futbolseverlik ayrı bir olay. Bence ayrıca incelenmesi gereken bir olgu. Başlığı spor ve mutluluk üzerine açmışsın. 14 yaşımda Tae Kwon-Do yla başladım spora, hayatımın hiçbir evresi sporsuz geçmedi ve bana aşırı mutluluk vermiştir.

Sen spor severlik deyip Arjantini de işin içine katıp milli duygularla bezemişsin ama iki tane Tae Kwon-Do cu ya da halterci Dünya Şampiyonu kızımızın ismini say desem sayamayacağını tahmin ediyorum.

Dediğim gibi Futbol seyri severlik ayrı bir olgu. Futbol hakemlik eğitimim de var, lisans almadım gerçi. Ayrıca Beşiktaşlıyım derim de şu an kalecisi kim bilmem. 20 yaşımdan sonra Hiçbir maçın 90 dakikasını baştan sona seyretmedim. Asla da hayatımda bir mutsuzluk ya da eksiklik hissetmedim.
0
Mirket
(16.04.24)
eğer sporu kendim yapmıyorsam, hayatımdaki en mutlu anlarım listesine almak aklıma bile gelmez.
0
co2s2
(16.04.24)
başlığı spor diye açmamın nedeni, oraya futbol yazarsam basketbol, tenis, voleybol sevenleri dışlama durumu. Mesela geçen yaz voleybol avrupa şampiyonluğumuz da benim top 50'ye girer. Nadal'ın kazandığı son Avustralya açık yine girer, basketbolda 2010 dünya şampiyonası sırbistan maçını da yazarım. Bunlar beni inanılmaz mutlu eden anlardı. Olimpiyatları her sene düzenli takip ederim ama olimpiyatlarda aldığım keyif, bu anlık mutluluk peakleri gibi değil. O kadar benimsediğim olimpik sporcu hatırlamıyorum.

Ezberden birkaç tekvandocu sayabilirim, dünya şampiyonu halterci kızımızı haberlerde gördüm ama ismi aklımda değil ama bunun soruyla ne alakası var çözemedim. İkisi de aşırı ilgili olduğum sporlar değil, ben tüm sporlarla çok ilgiliyim iddiasında bulunmadım. Ama mesela 1988 olimpiyatlarında hayatta olsam belki naim'in şampiyonluğuna da bu kadar sevinecektim ya da muhammed ali'nin dövüşlerine yaşım yetse o da bu listeye girecekti.
0
🌸nundu
(16.04.24)
Mutlu hissettiğim anlarin hepsinde olaylarin oznesi benim, aktif bir roldeyim ve ekran karsisinda degilim.

Herhangi bir sey izledigim herhangi bir an benim icin cok mutlu kategorisine kolay kolay giremez. Mac izlemek gibi aslinda benim bir sey yapmadigim, sadece izleyicisi oldugum bir an bana o tatmini saglamaz, saglamiyor. Benim hayatta daha buyuk mutluluklarim tatminlerim var.

Hayatinda futbol olmayanlar senin yasadigin bu hissin yerine bir sey koyma geregi duymuyor olabilir. Cunku bir seyi izlerken olaylara gostedigin pasif sevinc aslinda insan hayatinda cok buyuk bir yere sahip degil, izledigin bi filmi sevmek gibi.
Kendimle alakali mutlu oldugum onca sey var. Izledigim bir seyden mutlu olmak bunlarin en kucugu. Spor yapmak bunlardan biri. Ama izlemek degil.
0
zimbirik
(16.04.24)
ne kadar mutluluğum varsa hepsinde galatasaray’m var.
0
baldan kaymak
(16.04.24)
iki ama ikisini de cocukluguma bagliyorum, bugun olsa etkilemez yani.

1- raikkonen'in f1 sampiyonlugu, sandalyeden araba vites tabaktan direksiyonla tum sezon her yaris 70 tur beraber suruyordum. 12 yas.

2- ilhan mansiz'in altin golu, 7 yas.
0
gule gule
(16.04.24)
2008 ya da 2009'da sanirim 3-2 biten efsanevi türkiye cek cumhuriyeti futbol maci haric hicbiri :) o da 14 yasinda falan oldugum icin o zaman.

linki buldum
www.youtube.com

insanin fatih terim fonuna giresi geliyor. cidden güzel macmis. 3-2 öne gectigimizde volkan in rakibi ittirip kirmizi kart almasi ise tam bizlik olmus.
0
robert bosch
(16.04.24)
%70'i. galatasaray ve milli takim.
0
buenosdias
(16.04.24)
Amator olarak Muaythai ve boks kasiyordum. Bi gun bi uyusturucu saticisi bana saldirdi ve adami dovmustum. Arkasina bakmadan kacmisti o gun insanlar beni tebrik etmisti fena mutlu oldum
0
Zetnikov
(16.04.24)
10' da 3-4 fln vardır heralde - ki ben anlık mutluluklardansa biraz daha sürekliliği olan huzurlu olma duygudurumunu daha çok tercih ediyorum.

Fenerbahçe Euroleague şampiyonluğu ilk aklıma gelen.


Sporla ilgili en mutlu olduğum anların da çoğunda Fenerbahçe basketbol takımı var.
0
kumandanim
(16.04.24)
neredeyse hepsi.

ben spor aşığı bir adamım ama fanatik değilim, kültürel açıdan çok kıymetli bulduğum bir olgu spor. aynen senin dediğin gibi, arjantin şampiyon olduğunda yaşanan o mutluluk bambaşka bir şey. yahut şampiyonlar ligi maçlarının olduğu günün sabahında uyanmak ve milyonlarca insanla o aynı kıpırtıyı hissetmek, dünya kupası'na üç gün kalmışken nijerya'dan tut polonya'ya kadar onlarca ülkede çocukların aynı heyecanı yaşadığını bilmek... bu çok ucuz (hatta ücretsiz) ama yine de inanılmaz güzel bir deneyim.

benim için çocukken de böyleydi bu. babam pek eve uğramazdı, star tv'de sabri ugan'ın sesiyle şampiyonlar ligi maçlarını anamın dizinin dibinde, battaniyeye sarınıp izlerdim. saf mutluluktu resmen. lech poznan'ın şov yaptığı dönem, 2011-12 olması lazım, kar altında oynanan bi maç vardı, sanırım salzburg maçıydı. o zaman polonyalı bi kız arkadaşım vardı poznanlı, ben FM'deki kariyerlerimden dolayı lech'i zaten çok seviyordum. o maçın oynandığı akşam bizim orada da kar yağıyordu. totomu sobaya verip bilgisayardan izlemiştim.

keza altı yıl kadar önce çok alakasız bi şekilde pazar günü öğleden sonra izlediğim bi holstein kiel maçı vardı almanya 2. liginde. patates kızartması ve sosis almıştım marketten. saat öğleden sonra 2-3 gibi. keyfim yerinde. kiel'in stadyumu kutu gibi minicik çok sevimli zaten, izlerken bile huzur doluyor insan. böyle hani her şey tam denk gelir de çok iyi hissedersin ya, transa geçmiş gibi keyifli ve saf bi 90 dakikaydı benim için.

yani anlayacağın işin içinde illa "kazanma" olmasına bile gerek yok ya. f1'de 2021 sezonunun son turu olsun, arjantin'in dünya kupası şampiyonluğu olsun, kura çekimleri olsun, akşamüstü dışarıda tatlı tatlı hafif bi esinti varken oturup dünya kupası maçı izlemek olsun... kendi hayatıma, hayatımdaki insanlara, şahsi başarılarıma yönelik beş tane mutluluğa karşılık sporla ilişkili 55 tane vardır herhalde.

artık tabii pek imkan olmuyor ama nhl play-off'larında gece boyu buz hokeyi izleyip sabah 6'da periyot arasında doğan güneşi izleyip cuvaret içmek, maç bitiminde yatağa uykulu ve mutlu girip AYU GİBİ uyumak...

ben spor tutkum olmasa yüzde yüz balici filan olur ve çok erken ölürdüm ya.
0
mark greg sputnik
(16.04.24)
Sıfır (0). Takım tutmuyorum, hiçbir sporu özellikle takip etmiyorum. Kendim de spor namına fitness ve yürüyüş/koşu yapıyorum, yaparken iyi hissediyorum ama sıralamaya girmez :D
0
akhenaten
(16.04.24)
Kendimi desteklemek için bir cevap daha yazmak istemezdim ama şimdi aklıma geldi,

Hayatımızda bir mutluluk ölçüm cihazı olmadığı için iki an arasındaki mutluluk kıyasını yapmak zor ama biri sana en mutlu olduğun 10 anı sorarsa aklına çok spesifik şeyler gelir üniversite sınavı kazanmak, sevdiğin kişiyle önemli bir an, çocuk sahibi olmak vs vs. Ama bunlarla beraber izlediğin bir maç ya da bir yarış da gelir çünkü paylaşılmış bir mutluluk o durum. Yani üniversite sınavını kazanman bireysel, hadi en fazla 15 kişiyle paylaşabileceğin bir mutluluk ama takımının şampiyon olmasını milyonlarca kişiyle paylaşıyosun. Yani ailemle, arkadaşlarımla, sevgilimle geçirdigim ve çok mutlu olduğum günler var, eğitim hayatımda ya da iş hayatımda başarılı olup mutlu olduğum zamanlar var ama çok spesifik olanlar hariç bunlar genel hayat mutluluğuna katkısı var ama 10 sene önceki bir arkadaş buluşmasında da çok mutluydum be demek zor yani. Ama Beşiktaş'ın 2021 şampiyonluğunda Göztepe maçında Ghezzal'ın attığı penaltı golü, 2002'de İlhan Mansız'ın altın golü gibi anlar beynimde capcanlı duruyor. O an yaşadığım mutluluklar minimum bir senelik bekleyişin anlık coşkusu olduğu için de çok etkili hisler oluşturuyor.

Mesela Bayer Leverkusen taraftarlarına sorsan hayatındaki en mutlu gün ne diye, futbolla yatıp kalkmayan standart bir taraftar bile dünkü şampiyonluklarını ilk 5'e koyar. Ömürlük bir bekleyiş ve muhteşem bir şampiyonluk kazandılar, bunun "Pehh futbol işte" diye küçümsenmesi yanlış geliyor.
0
🌸nundu
(16.04.24)
yazdığını görünce yine yanıtlayayım istedim.

kesinlikle katılıyorum. futbol peh işte diyen kimse uzaklaşıyorum. golfle ilgilensen ilgisini çeker çünkü. futbolu basit buluyor. ben onunla deşarj oluyorsam benim için o dur. küçümseyenlerin yüzüne laf etmiyordum önceden, artık öyle bir laf ediyorum ki bir daha karşılaşmayalım bile.

ayrıca biz kimiz ki yüzyıllardır milletlerce uluslarası branşta kabul gören bir spor türünü yargılayacağız bakışı yok. voleybolu da ben sevmiyorum ama pehh voli demiyorum. karşısındakine saygı duymayan insan, düşmanımın çöpüne bile layık değil.

benim için önemliler:
11.12.13 juventus galibiyeti
12.05.12 şükrü saraçoğlu şampiyonluğu
mauro icardi’nin takıma katılması
bayern münih ile süper 3 lü kupa yılı

üzüntülerde de var:
ulu johan elmander in çok geç transferi
0
baldan kaymak
(16.04.24)
Verilen cevapların benim yazdıklarımla ilgisi var galiba şeklinde bir alınma oldu bende. Onun için cevap vereyim dedim.

Ben sporseverlik deyince akla 'futbol seyretme severliği'nin gelmesi konusuna takıldım ve onu dile getirdim sadece.
Daha önceki cevabımda da söylediğim gibi ben kendimi bir sporsever olarak nitelendiriyorum ama yönetmek ya da yönetimine katkıda bulunmak zorunda kaldığım birkaç maç dışında hiçbir maçı 90 dakika boyunca seyretmedim.

Bana küçük ya da kötü gelmiyor. Ben bu olaydan bir zevk almıyorum. Zevk alana da söyleyebileceğim olumsuz bir söz yok. Haddim değil.

İlaveten golf de oynadım ve zevk aldığımı söyleyemem. Onu da sevmem yani. Tenis desen seyretmeyi severim bak. Ama o da baştan sona değil.

Yani sporseverliğin ayrı, Futbol seyretme severliğin ayrı şeyler olduğunu düşünüyorum. Bu benim düşüncem. Herkes istediğini düşünebilir ve hiçbirini küçümsemem. Hepsine saygım sonsuz.
0
Mirket
(16.04.24)
Hayatımın en mutlu hissettiğim günü; 17 Mayıs 2000.

İleride çocuğum olursa sadece onun hissi geçebilir.
0
jonas
(16.04.24)
Resmen şaşkınlıkla okudum bu duyuruyu.

Ömrüm boyunca oturup düşünsem insanların spordan dolayı mutlu olabileceği aklımın ucundan geçmezdi. Hele ki ilk sıralara eklenmesi filan. Olayların öznesi bile değilken sadece dışarıdan izlerken hem de.

Bir süre buna şaşırmaya devam edeceğim. Nası ya nasıııı?
0
Gradient_tabanlı_mor
(16.04.24)
@gradient ‘e bir yanıt yazacağım :)

toplumun gerçek anlamda parçası olmak demek bence ait olduğun yada iz bulduğun parçayı taşıyan yada temsil eden bir başkasının başarısıyla mutlu olmaktan geçiyor.

ben merkezcilikten uzak birlikte bir paydada keyif alıyorsun.

şöyle düşünelim şampiyonlar ligi final yada dünya kupası final maçı. 11-11 toplam 22 oyuncu olacak sahada.

hiç konuşulmasa izlenmese herkes evinde maçtan bir haber. ama konuşuyoruz buluşuyoruz kafeye gidiyoruz. 22 kişi kadar sporcu değiliz ama bir şekilde parçası olup sohbet aracı haline getiriyoruz. kaybedene takılıyoruz falan.

ee dalga geçme seviyen ve yüzünü güldürme seviyesi de yüksek ise al sana anı :)

ilk sıralara gelme olayına gelince daha mutlu olaylar yaşanmadığı içindir. şahsen çocuğum olsa onu birinci sıraya koyardı gönlüm.

bu bence daha çok seni sen yapan, keyif aldığın şeylerin etkisi ile ilgili. eğlenceli bir noktaya güzel bir bakış açısıydı, yazmak istedim. konuşurum bile bu konuyu. çok değişik şeyler çıkabilir bence içerisinden. :)
0
baldan kaymak
(18.04.24)
(3)

Sıhhi tesisatçı

Mirket
Gömme rezervuar su kaçırıyor. Uğraşmaya üşendim. Komşuya bir onarım için gelen tesisatçıya 'Benim daireye de bir bakar mısın?' dedim. 'Abi 15 gün doluyum.' dedi. Şok oldum. Münferit bir şey midir? Doktor randevu sıkıntısından sonra tesisatçı sıkıntısıda mı başladı? Avrupalılaştık mı bu konuda da? Al
Gömme rezervuar su kaçırıyor. Uğraşmaya üşendim. Komşuya bir onarım için gelen tesisatçıya 'Benim daireye de bir bakar mısın?' dedim. 'Abi 15 gün doluyum.' dedi.

Şok oldum.
Münferit bir şey midir? Doktor randevu sıkıntısından sonra tesisatçı sıkıntısıda mı başladı?
Avrupalılaştık mı bu konuda da? Almanya, Hollanda için falan derlerdi 'Tesisatçı bulunamıyor.' diye.
0
Mirket
(16.04.24)
gömme rezervuarlar tamir için çok sıkıntılı. ustanın çok dar bir alanda hiç gömeden el yordamıyla çalışması gerekiyor. yapılacak işlem sadece conta değişimi gibi çok basit bir işlem bile olsa uğraştırıyor. bu yüzden yapmak istememiş de olabilir. yoksa bir usta ne kadar yoğun olursa olsun hazır gittiği bir yerde para alacağı işi "yoğunum" diye bırakmaz.
0
shadowfollower
(16.04.24)
hayır avrupalılaşmadık, bizim ustalar kolay işden çok para koparmak istiyorlar.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(16.04.24)
komşuya gelen tesisatçı, toptan iş yapan birisidir. daha önce de komşunuzun işini yapmıştır, gelmek zorunda kalmıştır.
0
co2s2
(16.04.24)
(7)

evde yemek yemem lazım (kilo vermem,tasarruf etmem de...)

hsktr
Kilo vermek istiyorum. Dışarıda yemeyip tasarruf yapmak istiyorum.Aynı emelleri taşıyıp düzenli bir beslenme programı oluşturduysanız paylaşabilir misiniz?İşe giderken ve eve gelince yemek yiyemiyorum. Zaman bulamamaktan ve çoğunlukla tembellikten. Hangi yiyecekleri önerirsiniz?Teşekkürler şimdiden.
Kilo vermek istiyorum. Dışarıda yemeyip tasarruf yapmak istiyorum.

Aynı emelleri taşıyıp düzenli bir beslenme programı oluşturduysanız paylaşabilir misiniz?

İşe giderken ve eve gelince yemek yiyemiyorum. Zaman bulamamaktan ve çoğunlukla tembellikten. Hangi yiyecekleri önerirsiniz?

Teşekkürler şimdiden.
0
hsktr
(15.04.24)
Izgara tavuk, hindi, et
Sebze ve yesillikleri onden karbonatli suda bekletip dolapta hazir tutuyorum.
Bakliyatlari haslayip buzlukta tutuyorum. Cikinca 3 dk sicak suda bekletiyorum yetiyor.

En pratik sekilde boyle benim rutinim.
0
mor oje
(15.04.24)
Kuru fasulye, nohut, mercimek vs. gibi bakliyatları haşlayıp küçük porsiyonlar halinde buzluğa koy. Sabah işe gitmeden çıkar buzu çözülsün eve gelince yeşillik doğrayıp içine koy salatan hazır. Yeşillikleri de ben önceden yıkıyorum havlu kağıda sarıp saklama kabına koyuyorum o da hazır oluyor. İzin gününde birkaç çeşit pratik yemekler yapıp buzluğa koyabilirsin.
0
rock n roll
(15.04.24)
Fırının varsa fırın poşeti al. Soğanı dörde böl, at içine,bir patatesi soyup parçala, onu da at içine, iki de tavuk butu koy, kemikli olur kemiksiz olur. Tuz bağarat koy içine, ağzını bağla, Torbayı bir iki del. At fırına. 180 derece 40 dakika.
0
Mirket
(15.04.24)
haftasonu pilav, ızgara tavuk, buharda haşlama brokoli/karnıbahar yapıp buzdolabına veya porsiyon porsiyon ayırıp buzluğa koyuyorum. haşlanmış nohut da ekliyorum bazen.

çıkar, mikrodalgada ısıt, ye. isteğe bağlı olarak önüne bir çorba, yanına yoğurt.

şimdi yapmıyorum ama bir ara bir haftalık salata yapıp dolaba koyuyordum. cam kavanoza alttan üste doğru mor soğan, kırmızı lahana, havuç, marul (hepsi doğranmış, yıkanmış - kurutulmuş) koyup kapağı sıkıcı kapat. başka bir küçük kavanoza sıkılmış limon ve zeytinyağı koy. hepsini buzdolabına koy. yiyeceğin zaman dolaptan birer kavanoz çıkarıp hepsini bir kaba dök, tuzunu ekle karıştır, 2 dakikada hazır salata.
0
inheritance
(15.04.24)
kalp ve tansiyon sorununuz yoksa if diyetini önerebilirilim. aralıklı oruç olarak internette aratabilirsiniz.
0
anathemamen666
(15.04.24)
eve çok geç gelmiyorsanız ve ekstra bir sağlık probleminiz yoksa, akşamları gelince bol bol salata yiyin. yanına da bazen nohut - fasulye gibi bazı bakliyatlar, ya da tavuk - balık - kırmızı et yiyebilirsiniz. ama bol bol salata
0
co2s2
(15.04.24)
günlük protein ihtiyacınızı mutlaka öğrenin. ben diyetkolik uygulamasını kullanıyorum günlük kaç kalori aldım makrolarımı mutlaka takip ederim. her öğün için tüketmeyi sevdiğiniz proteinleri( yumurta-tavuk hindi -balık-kırmızı et öz.) haftalık planladığınızda işler kolaylaşıyor. ben pratik tarifleri yaparım genelde mesela light ton balık bol ekşili sos yanına sadece patates salatası ya da tavuk haşlarım bol ekşili marul salatasıyla tüketirim lif ve protein bol olduğunda zaten yanına çok karbonhidrat tüketme ihtiyacı hissetmezsiniz
makrolarınıza odaklandığınızda da sadeleşip yemek olayını işkenceden çıkarırsınız. ben fitness da uzun süredir yaptığım için günlük makro takibinin çok faydasını gördüm üç yılda epey yol kat ettim stres başta oluyor çok normal ama kendinizi biraz zorlarsanız düzene kavuşacaksınız emin olun:)
0
windymimas
(18.04.24)
(7)

Etiler'de Dolandırıcı Mekan - Ne Yapmalı?

Etanglement
Ürdünlü arkadaşım anlattı:Etiler'de Piano Club adlı mekanda, 5K yerine 15K hesap ödemişler. Kimse İngilizce konuşmadığı için muhatap bulamayıp sonunda ödemiş. Şimdi oraya beraber gidip açıklama duymak istiyor. Mekanın gözünü korkutacak, iade yapmasını sağlayacak ne söyleyebilirim? Gitmeye değer mi?*
Ürdünlü arkadaşım anlattı:
Etiler'de Piano Club adlı mekanda, 5K yerine 15K hesap ödemişler. Kimse İngilizce konuşmadığı için muhatap bulamayıp sonunda ödemiş. Şimdi oraya beraber gidip açıklama duymak istiyor.

Mekanın gözünü korkutacak, iade yapmasını sağlayacak ne söyleyebilirim? Gitmeye değer mi?

* mekanın Google yorumlarında bu olayın daha önce olduğu yazıyor
* 3 bardak viski, bir nargile ve red bull almışlar
* uzun sürenin sonunda birisi gelip 300TL indirim yapmış.
0
Etanglement
(15.04.24)
sakin bir zamanda gidip oranin yonetici, patronunu bul. urdunlulerin senin patronun oldugunu olayi anlamak icin gonderdiklerini soyle. baktin kafana yatmiyor hic muhattap olmadan, kusura bakma hocam avukata bu sekilde anlatmam gerekiyor muhtemelen dava acarlar diye zarf at.
0
buenosdias
(15.04.24)
polisle beraber gitmediğiniz taktirde sıkıntı yaşayabilirsiniz.
0
durbidakka
(15.04.24)
Bu tür mekanların gözünü korkutmak pek mümkün değil diye düşünüyorum. Başınıza bela alma ihtimaliniz daha yüksek hatta. Fiş fatura yoksa ne yiyip içtiklerini de pek ispat edemezler. Ufaktan bi yoklayın ama ters yaparlarsa arkadaşınız bir bardak soğuk su içsin.
0
mustafakesekci
(15.04.24)
adamlar bunu ne ilk ne son yapıyordur

mustafakesekci +1

fiş vermişler mi ? direkt 15k mı demişler. ne yediklerinin ne ödediklerinin ispatı ve menünün ispatı olması lazım.

siz gidince size fiyatları 3le çarpılmış menü getirirse kusura bakma deyip dönmek zorunda kalırsınız.

özetle gitmeye değmez bence.

edit: sipariş vermeden önce fiyatları görmüşler mi ?
0
jülsezar
(15.04.24)
Ya siktir ya dayak yemeniz çok olası.

Polise/maliyeye şikayette bulunun tek gitmeyin bence.
0
chicha_v2
(15.04.24)
yukarıdakiler +1
adamlar ne ilk ne son yapıyor ve sizden önce defalarca bu olayı yaşamışlardır. ispatı imkansıza yakın bir olay bu kanunen haksız duruma düşebilirsiniz. en iyi ihtimal oradan kovulursunuz daha kötüsü fena dayak yersiniz.
0
basond
(15.04.24)
mekan 10bin lira ekstra hesap geçirmeyi kafaya koymuş. büyük ihtimalle hesabın alındığı anda kavga çıkması halinde müdahale edecek 3-4 tane iri arkadaş hazır bekliyordur kavgaya girmek için.

sizin iki lafınızdan mı korkacak? biraz yükselseniz bile 3-4 kişi müdahale edecektir. bir 10bin de siz ödersiniz.
0
co2s2
(15.04.24)
(4)

bebekli tatil yeri önerisi

haintospik
merhaba,10 aylık kızımızla yaz tatili yapmak için araştıralım diyoruz fakat ege'de nereler uygun olur, neresi bizi kazıklamaz, nerede çocuk rahat eder size soralım istedim. balıkesir, çanakkale tatil yerleri hakkında bilgim yok ondan dolayı bodoslama iş yapmak istemedim.teşekkürler.
merhaba,

10 aylık kızımızla yaz tatili yapmak için araştıralım diyoruz fakat ege'de nereler uygun olur, neresi bizi kazıklamaz, nerede çocuk rahat eder size soralım istedim. balıkesir, çanakkale tatil yerleri hakkında bilgim yok ondan dolayı bodoslama iş yapmak istemedim.

teşekkürler.
0
haintospik
(15.04.24)
Assos'ta kumsal yok, bebişi suya sokamazsınız. Küçükkuyu ve diğer içeride kalan yerlerde deniz bence temiz değil, siz de girmeyin. Bozcaada'da su çok soğuk olur ve medeniyetten uzakta olacaksınız. 10 aylık bebekle bunu yapmak istemezsiniz herhalde.

ayvalık bana çok mantıklı geldi. sarımsaklı tarafında uygun fiyatlı otel de vardır. denizi temiz. soğuk değil.
0
co2s2
(15.04.24)
bebekle en rahat edilen yerler çocuk dostu herşey dahil oteller oluyor genelde, biz kuzenler küçükken en çok böyle rahat etmiştik ama balıkesir ve çanakkalede herşey dahil konsepti pek yok. egeye kayabilirseniz bir çok otel var bu şekilde.
her saatte yemek var, bebekle aman bez değiştirmek için otele geri döndüm aman temiz su nereden bulucam aman sütü nasıl ısıtcam derdi yoktu
0
eja
(15.04.24)
kendi plajı olan her şey dahil otel dışında 10 aylık bebekle zorlanırsınız diyorum ben de. zaten düşününce çocuk olduğu için mutlaka 3 öğün yiyeceksiniz, ara öğünleriniz olacak vs... e böyle hesaplayınca yine her şey dahil parasına yaklaşacaksınız.

ayrıca o bölgelerin suyu da çocuk için çok soğuk olabilir.

şu listeye bi bakabilirsiniz.
tatildenizkeyfi.com
0
elorelia
(16.04.24)
bence 10 aylık bebekle tatil köyü ortamı biraz verimsiz. evet açık büfe var ama bebeğin yedikleri sınırlı. hatta gidip açık büfeden tabak doldurmak bile zor bebekle. alakartta birşeylerin masaya gelmesi bana daha mantıklı geliyor. bunun dışında çocuk kulubu, kaydırak, aksam animasyonundan da faydalanamayacaksınız onun yerine denize sıfır küçük otelleri daha uygun geliyor. neresi olur derseniz birkaç isim vereceğim ama son dönemde nasıldır biraz yorum vs araştırmanızı tavsiye edeceğim.
çanakkale gelibolu kum otel, gökçeada kefalos otel, asos dove otel. güneye gidecekseniz de çıralı sahilinde çok güzel küçük oteller var ama yazın sıcakta zor olabilir.
0
delidiyorum
(16.04.24)
(6)

Alkaline pil toplu halde en uygun nereden alınır?

ananiyimioguz
Toplu dediğim 50-100 tane falan alacağım. Bunun bir yeri falan var mı toptancısı vs. Marka önemli değil, alkaline olsun yeter.Piyasadaki AA pillere bakıyorum, çoğu çinko karbon. Milletin alım gücü düştükçe pil kalitesi de düşmüş.
Toplu dediğim 50-100 tane falan alacağım. Bunun bir yeri falan var mı toptancısı vs. Marka önemli değil, alkaline olsun yeter.

Piyasadaki AA pillere bakıyorum, çoğu çinko karbon. Milletin alım gücü düştükçe pil kalitesi de düşmüş.
0
ananiyimioguz
(15.04.24)
migrostaki foreverplus gayet iyi. migros adına üretilen bir ürün zaten... eski kipa piller ile aynı. ve orbus ile aynı ürün sadece farklı marka. yıllardır hep kipa-orbus ve foreverplus kullandım ben.

normal fiyatı bile uygun, arada pillerde 40% mı ne indirim yapıyor migros. kampanya bekleyebilecek durumdaysan takipte kal.

www.migros.com.tr


sözlük başlığında aktı diyen olmuş ama ben daha kipa döneminden beri bu pilleri kullanıyorum, yüzlercesini kullanmışımdır akan olmadı. bilemiyorum... memnunum. tam tersi akma yapan duracell pillerle karşılaştım :D indirimle 12'liyi 42 lira civarına alabiliyorsun zamlanmadan tekrar kampanya gelirse ^^
0
konetsu
(15.04.24)
aylar yıllar önce internette birisi AA pil testi yapmıştı. Duracell vs bir dolu marka ile bim'de satılan powerB marka pil vardı. performansları çok yakın olmasına rağmen, bim'deki pillerin fiyatı kat kat düşüktü. o günden beri sadece bim'den alırım pillerimi.
0
co2s2
(15.04.24)
Evet o incelemeyi hatırlıyorum ama o diğer piller de yine alkalin pildi. O yüzden marka çok da fark etmiyordu. Duracell yerine bim pili alıyorduk. Şimdi bakıyorum üzerlerinde alkalin yazmıyor artık.

Ama migrostaki uygunmuş ben şunu bulmuştum, bundan daha uygun.
www.akakce.com

Hatta çinko karbon pillerden bile uygun ilginç. Şimdilik listenin üst sırasına koydum teşekkürler.
0
🌸ananiyimioguz
(15.04.24)
pilburada mağazalarından alabilirsin toplu alırsan indirim olur
0
alp9900
(15.04.24)
Şarjlı pil kullanılamayacak bir alet vs. mi kullanıyorsun?

Sağlam bir şarjlı pil/şarj cihazı kombosu ile de ilerleyebilirsin.

Bu kadar pili aynı anda kullanmayacaksan çok almanın çok bir esprisi olmayabilir bekledikçe az da olsa eskiyorlar malum.
0
chicha_v2
(15.04.24)
evdeki koridoru aydınlatan sensörlü lambalar, oyun kollarım falan sürekli pil istiyor.

şarjlı piller, pil masrafı + şarj aleti masrafı + harcanan elektrik düşünüldüğünde daha mı avantajlı oluyor, hesabını yapmadım.

çok önceden kullanıyordum ama yedekli ilerlemek lazım o da hem maliyeti artırıyor hem de bazen takmayı unutuyorum oturup dolmasını bekliyorsun falan rezillik.

o yüzden en güzeli kullan at demiştim. onları da biriktiriyorum geri dönüşüme vermek için.
0
🌸ananiyimioguz
(15.04.24)
(5)

Yasadışı bahis sitesine iş yapmak?

bigcaptain
herkese selamlar,bilgisayar mezunu kardeşime bir ödeme platformu yapan gruptan iş teklifi gelmiş. 3 4 kişilik bir ekip yasadışı bahis sitelerine özel ödeme platformu tasarlıyorlarmış. ortada bir şirket olmadığından hukuki açıdan bir problem olabilir mi emin olamadım. konu hakkında bilgisi olanların
herkese selamlar,
bilgisayar mezunu kardeşime bir ödeme platformu yapan gruptan iş teklifi gelmiş. 3 4 kişilik bir ekip yasadışı bahis sitelerine özel ödeme platformu tasarlıyorlarmış. ortada bir şirket olmadığından hukuki açıdan bir problem olabilir mi emin olamadım. konu hakkında bilgisi olanların yorumlarını beklerim.
teşekkürler.
0
bigcaptain
(15.04.24)
ortada bir şirket olsa da, olmasa da problem olur. sonuçta yasadışı bir organizasyonun para alabilmesi için aracılık yapmış olacak. "yurtdışında çalıştığını düşündüğü bir websitesi için görsel ya da websitesi tasarlıyor" olsaydı, problem olmazdı.
0
co2s2
(15.04.24)
daha en baştan yasa dışı diyip sonra problem olur mu diyorsun, yok canım ne olacak. adam öldürmekte yasa dışı habire öldürüyorum ben daha bişi olmadı.
0
selam
(15.04.24)
Etik olarak yanlış, profesyonel olarak doğrudur.

parasını alıp işi teslim edecekse olabilir.
ama bir süre test et başında dur gibi sebeplerle oyalarsalar başına iş de alabilir.

yasa dışı bahisçiler dolandırıcı olduğu için ileride polislere anlatması için belki küçük bir "benim sorumluluğum yok" sözleşmesi de yapılabilir. kardeşimiz yakalanıp içeri girdiğinde koğuş arkadaşlarına anlatacak tatlı anılar da biriktirebilir.

riskli yani.
0
durbidakka
(15.04.24)
arkadaşlar cevaplar için sağolun. bu işe ortak olan arkadaşı farklı kimlikler ve farklı vpnlerle yapıyormuş. Bu bilgi zaten bulaşmaması için bize yetti.
0
🌸bigcaptain
(15.04.24)
en basit tanımla yardım ve yataklık kapsamına girer. bilmiyordum başka şey zannediyordum demek kurtarmaz tck. md.4 açık; kanunları bilmemek mazeret değildir.
0
phonex
(15.04.24)
(4)

Youtube aile premium farklı ülke sorunu

sadegazoz
Yurtdışında olan kardeşimle üyeliği nasıl paylaşacağız, çözebilen var mı?
Yurtdışında olan kardeşimle üyeliği nasıl paylaşacağız, çözebilen var mı?
0
sadegazoz
(15.04.24)
Çözebilen derken bi hata mı veriyor? Dümdüz gmailini aile grubuna ekliyorsun oluyor. Ben yurtdışındayım hesap sahibi benim ama Türkiyeden 5 aile ferdi de ekli.
0
nhk ni youkosu
(15.04.24)
google ailesine ekliyosun bi sorun olmuyor. su anda benim ailede ingiltere-turkiye-hollanda'dan insanlar var. dikkat edilmesi gereken yer google hesaplarinin ayni ulkede olmasi.
0
fakyoras
(15.04.24)
teorik olarak paylaşamıyor olmanız lazım. aynı evdeki aile üyelerinin paylaşması için yapılmış bir şey bu. farklı ip'lerde bile bazen problem çıkartabilecekken, farklı ülkelerde olmanız hepten değişik olacaktır.
0
co2s2
(15.04.24)
yurtdışındaki arkadaşlarım ile kullanıyoruz. sorunsuz devam ediyor. normal aile'ye ekli
0
bir ileti paylastim
(15.04.24)
(8)

Ofiste Oturma Düzeni Yapılması

jacque
İlk kez İK içerisinde çalışıyorum (umarım son olur).Yöneticimiz kendisine bağlı 10-12 kişi için excel'de oturma düzeni yapıyor kim nerede kiminle oturacak şeklinde ve onun onayı olmadan "ya ben bugün de şurada oturayım" diyemiyorsun. Ekibin yaşı 30-35 aralığında.İlkokulda mıyız yani komedi bence bu
İlk kez İK içerisinde çalışıyorum (umarım son olur).

Yöneticimiz kendisine bağlı 10-12 kişi için excel'de oturma düzeni yapıyor kim nerede kiminle oturacak şeklinde ve onun onayı olmadan "ya ben bugün de şurada oturayım" diyemiyorsun. Ekibin yaşı 30-35 aralığında.

İlkokulda mıyız yani komedi bence bu olay. Bu İK'ya özgü milyonlarca mallıktan biri mi yoksa normal bir durum mu?
0
jacque
(15.04.24)
değer verdiğim eski sevgilim olmasa ölsün bitsin departmanı tam :)

hot destking aradığınız yanıtmış.

www.eksiduyuru.com
0
baldan kaymak
(15.04.24)
bence "ya ben bugun de surada oturayim" deme istegi daha ilkokul vari bir sey.
eski calistigim ofiste de oturma duzeni vardi, ekiplere ve insanlarin kimlerle etkilesimde olmasi isteniyorsa ona gore belirleniyordu.
0
ghilleinthemist
(15.04.24)
turkiye'nin en kurumsal denebilecek sirketinde calismistim. orda bile oturmak istedigimiz yeri secebiliyorduk (bi kere secince sonra degistirmek cok zor tabi baska bos yer olmadikca :) ) yoneticinin oturulacak yerleri kendisi secmesi ilgincmis. bolge belirlendikten sonra isteyen istedigi yeri secebilmeli ( herkes her gun gitmiyosa hot desk daha mantikli tabi)
0
fakyoras
(15.04.24)
Hayatımda gormedim duymadım böyle bir şey.
0
logisticsmanager
(15.04.24)
İki ihtimal var;

1.Kişiliği oturmamış, egolarını iş yerinde tatmin eden yönetici modeli
2.Ben oraya oturacaktım, o niye oraya geçti de ben geçemedim diye dönen saçma sapan bir tartışmayı demir yumrukla susturan yönetici
0
thracia
(15.04.24)
Kankiyle oturmak dururken niye sürekli etkileşimde olmam gereken sevimsizin yanında oturayım ki.

Bana da çok saçma geldi.
0
Mirket
(15.04.24)
yazdığınızdan sanki ayda 1 yönetici oturma düzeni yapıyor gibi demişsiniz ama her halükarda yöneticinin bunu yapması mantıksız zaten.

ancak niye bugün de şuraya oturayım diyeyim ki, yerim yurdum belli olsun
0
jülsezar
(15.04.24)
10küsür yıldır yönecilik yapıyorum. gerek oda oda kişi dağılımı olsun, gerek açık ofislerde masa dağılımı olsun yöneticinin müdahil olması gereken bir şeydir. neden?

1- doğrudan departman olmasa bile, birbirine yakın işler yapanların yan yana / yakın oturması daha iyidir. mekandaki ses düzeyini azaltır.

2- kişilerin birbirleri ile olan ilişkilerine göre yan yana ya da ayrı ayrı oturtmak daha doğru olabilir. bazen iki çok yakın arkadaş sürekli kaynatır, iş azalır. bazen de birbirinden nefret eden iki kişiyi yan yana oturtmamak gerekir.

tabii bunu söylerken, her masanın sadece ve sadece bir kişiye ait olduğu bir düzeni kastediyorum. bir masanın birden fazla kişi tarafından kullanıldığı düzenlerde hiç çalışmadım, bir şey diyemem.
0
co2s2
(15.04.24)
(14)

Bu İnsanlar Parayı Nereden Buluyor?

french lover
Bizim şirkette çalışanların ev ve araba gibi varlıklarını satabildiği bir "ilan" sekmesi mevcut. Bakıyorum yeni işe başlayan veya 1-2 yıllık kişilerde 3-4 milyonluk evler, 1-2 milyonluk arabalar mevcut.Matematiğini yapamıyorum, hiçbir şey yemeyip içmemesi lazım. Acaba azınlık bir kesime ait gözlemde
Bizim şirkette çalışanların ev ve araba gibi varlıklarını satabildiği bir "ilan" sekmesi mevcut. Bakıyorum yeni işe başlayan veya 1-2 yıllık kişilerde 3-4 milyonluk evler, 1-2 milyonluk arabalar mevcut.

Matematiğini yapamıyorum, hiçbir şey yemeyip içmemesi lazım. Acaba azınlık bir kesime ait gözlemden tüme mi varmaya çalışıyorum?
0
french lover
(14.04.24)
önceden alınmıştır onlar. ya da aileden gelmiştir.
evet azınlığa bakıp tüme varmaya çalışıyorsun.

6-7 sene önce 100 bin olan ev 3-4 milyon şu an öyle düşün.
0
jelly bear
(14.04.24)
tanıdık bir yerdeki çaycı çocuk (şimdi değil, eski kredi oranlarıyla), maaşının max limitiyle kredi çekip araba almıştı. maaştan 1 lira bile kalmayacak şekilde. benzin alamadığından evin önünde yattı araba aylarca. bu tip insanlar da var. herkes güvenli alanında dans etmiyor :D
0
brkylmz
(14.04.24)
millet aileden zengin. bizim üst kattaki çocuk metrobüs şöförü, altında t-roc var:) bu zenginlik bir tek bizi bulmamış.
0
nothing in my way
(14.04.24)
Onlyfans yapıyor çoğu kişi. Traveler, gezgin tayfa falan çoğu onlyfanscı. Dedim geçen bir kıza gir bu olaya.. ooooo biz çoktan girdik ki dedi.
0
ferenc
(14.04.24)
4 sene önce 500 bin olan araba şimdi 1-2 milyon 2. eli

önceden ya da aileden

önceden aile desteği ile o evi arabaları almak için ailenin çok zengin olmasına da gerek yoktu. ailen destek olur kredi çekersin vs

bir de ufaktan başlayıp 2 yıl sonra satıp daha iyisini alanlar da var kredi ile vs
0
jülsezar
(14.04.24)
Evlerin arabaların o kişilere ait olup olmadığını bilemeyiz.Komisyon karşılığı o platformu kullanıyor/kullandırıyor olabilirler.
0
arenas
(14.04.24)
1-) Bazı insanlara ailesi alıyor, veya miras ile kalıyor.

2-) Düşük faiz ortamında kredi çekip ev araba alanların 200-300 bine aldığı evler şimdi 3-4 milyon, 100 bine aldıkları arabalar da 1 milyon oldu.
0
hayirsiz
(14.04.24)
Matematik hata yapmaz. Tabiki çalışarak alınmıyor onlar. Türkiye'de 1-2 sene çalışma ile iphone zor alınıyor.

Aileden para oluyor genelde. Yani yüzde 99 bir yerden para alıyor geri kalan yüzde 1 için de çok fikir yürütmeye gerek yok.
0
logisticsmanager
(15.04.24)
5 -6 sene önce Ankara’da yeni 1+1’ler 150bin₺ civarındaydı. 30bşn $ civarı yani. Ortamlara beyaz yaka maaşı 5-6 bin₺. 3-5 yıllık çalışan biri peşinatını biriktirip kalanını da kredi ile alabiliyordu. 7 -8 sene öncesinde de ortalama bir Ankara beyaz yaka maaşı ile kredili sıfır araç alınıyordu.
Bahsettiğiniz kişi genç olup bunları almaya yaşı yetmeyebilir ama ailesi, kardeşleri almıştır
0
ya volna
(15.04.24)
ben kanlı canlı yürüyen örneğiyim bu işin.

kesinlikle çalışarak alamazsınız :) en azından o yaşlarda.
0
baldan kaymak
(15.04.24)
şöyle düşünün, borç-harç bir şekilde alıyorlar ve satıyorlar; oradan kar ediyorlar. para o şekilde kazanılıyor, yoksa sabit gelir/maaş ile çok zor
0
sweetoffice
(15.04.24)
Tabi ki aileden gelen varlıklar. İşe yeni başlamış birisi nasıl konut alacak.

Bunun için işe başlamasına da gerek yok. Üniversitede iken çok arkadaşın arabası olurdu, alır-satarlardı..
0
Lethe
(15.04.24)
kesinlikle ailedendir. bazı aileler var, yemez içmez çoluk çocuğuna ev araba gayrimenkul alır. çocuğu çalışmaya başladığında ya da evlendiğinde, kira ödemesin diye illa bir ev alır.
0
co2s2
(15.04.24)
Dinle, gelecekteki zavallı damadın, Tanrı aşkına! Tek çocuğunuzu şımartmanız ve buna fırsatınız olması elbette harika ama her şeyin bir sınırı var. İstekler beyaz altındır. Keşke birisi beyaz çikolata ya da beyaz krizantem vermiş olsaydı, o kadar çok sevinç olurdu ki! Bunu kıskançlıktan değil, bir kişinin kaprisleri sorgusuz sualsiz yerine getirilen bir tür krala dönüştürülemeyeceği için yazıyorum. Bahis oynamayı da severim; www.hayatnotlari.com adresinden iyi oranlar bulabilirsiniz.
0
Farty
(15.04.24)
(4)

ücretsiz avukat

hhhh99
arkadaşlar merhaba sıkıntılı bir durum var adliyeye gitsem ücretsiz avukat bulabilir miyim veya başka ne şekilde avukat bulabilirim?
arkadaşlar merhaba sıkıntılı bir durum var adliyeye gitsem ücretsiz avukat bulabilir miyim veya başka ne şekilde avukat bulabilirim?
0
hhhh99
(14.04.24)
fakirlik kağıdı gibi bir evrakla adli yardım için barolara başvurabilirsin veya konuya bağlı olarak dernekler, sendikalar ücretsiz destek sağlayabilir.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(14.04.24)
ben Almanya da yaşıyorum Türkiye ye geldim hiçbir adresim ve sigortam yok orada eşimin ailesi tarafından gasp edildim o nedenle bir elbise bile alamadan geldim tam olarak nereye başvuracağım
0
🌸hhhh99
(15.04.24)
gasp edildiysen önce polise gitmekte fayda olabilir.
0
durbidakka
(15.04.24)
co2s2
(15.04.24)
(3)

Çapa'da öğrencilere ücretsiz diş dolgusu yaptırmak nasıl fikir?

s0phiesw0rld
Sürekli dolgu yaptırdığım özel bir diş hekimim vardı, ancak son dolgu 3 ayda düştü. Önceki de 1 senede düşmüştü. Amalgam dolgunun da zararlarından bahsediliyor dolayısıyla kompozit dolgudan vazgeçmemem daha doğru olur gibi geliyor (değil mi?). Ancak diş hekimime ödeyecek param kısıtlı olduğu için de
Sürekli dolgu yaptırdığım özel bir diş hekimim vardı, ancak son dolgu 3 ayda düştü. Önceki de 1 senede düşmüştü. Amalgam dolgunun da zararlarından bahsediliyor dolayısıyla kompozit dolgudan vazgeçmemem daha doğru olur gibi geliyor (değil mi?). Ancak diş hekimime ödeyecek param kısıtlı olduğu için de diyorum ki acaba Çapa'ya gidip orada mı dolgu yaptırsam öğrencilere? Kesinlikle yapma diye kötü tecrübeniz varsa söylerseniz sevinirim. Teşekkürler
0
s0phiesw0rld
(04.04.24)
çok yakın bir arkadaşım başka bir diş fakültesinde hoca. benzer bir soruyu ben de kendisine sormuştum. düzgün not almaları gerektiği için öğrencilerin çok dikkatli olduğunu ve yapılanları hocalar kontrol ettiği için problem yaşanmayacağını söylemişti.
0
co2s2
(04.04.24)
Anilarim depresti.

Selcuk universitesi hastenesinde (ya da dis bolumuydu hatirlamiyorum) kanal tedavisi olmustum. Arkadas 4 saat boyunca elindeki ince vidamsi cismi disime sokup sokup dondurup cikarmisti. Universite hakkinda bile herseyi neredeyse unuttum ama bu hep aklimda.

O arkadas simdi nerde bazen bunu bile dusunurum. Vay arkadas.
0
va
(04.04.24)
Genel Sağlık Sigortası ödüyorsanız, devlete ait diş kliniklerinde ücretsiz yaptırabilirsiniz.
0
ankarakecisi
(04.04.24)
(15)

Neden muhtar olmaya çalışıyor insanlar?

michael_knight
İnsanlar neden muhtar olmaya çalışıyor?Muhtarlar rüşvet mi alabiliyor ne yapabiliyor? Özellikle şehirler için soruyorum ama köylerdeki sebebini de merak ediyorum.
İnsanlar neden muhtar olmaya çalışıyor?
Muhtarlar rüşvet mi alabiliyor ne yapabiliyor? Özellikle şehirler için soruyorum ama köylerdeki sebebini de merak ediyorum.
0
michael_knight
(03.04.24)
Muhtar Maaşları ve Ortalama Maaş Bilgileri - Kariyer.net www.kariyer.net
0
but that was just a dream
(03.04.24)
bedavadan maaş, silah taşıma ruhsatı, arada bir reisle yemek :) köylerde az biraz forsu da oluyor muhtarın
0
mustafakesekci
(03.04.24)
Muhtarlar 17.002 TL alıyor diye biliyorum. Maaş dışında başka bir gelirleri mi var?
0
🌸michael_knight
(03.04.24)
köydeki adam bağ bahçe hayvanla uğraşıyor parasını kazanma peşinde oluyor zaten. evi var arabası var traktörü var. ee bir de muhtar oldu mu yılda kılçıksız +200k tl para havadan. çok cazip onlara. şehirdekiler de öyle aslında. ek gelir kafasıyla bakıyorlar. bizim mahalledeki muhtar teyze eşiyle esnaf oysa. havadan 17k az mı hojam sen söyle
0
avatar is back
(03.04.24)
gule gule
(03.04.24)
Emekli insanlar için meşgale, mahalleliyle sosyalleşme, ufak da olsa hizmet sağlayabiliyosun, sağladığın en ufak hizmette hürmet görüyosun vs yani emekli olsam siyasete girmek için keyifli bi yol bence.

Mesela bizim ilçe belediye başkanının programını izliyodum yerel bi tv kanalında seçim öncesi. Muhtarlar çok önemli, bizim yapacağımız projelerin çoğu onlardan gelen taleplerle oluyor demişti. Muhtarlar işe yarıyormuş demek ki, belki de biz halk olarak mahalle ile ilgili taleplerimizi muhtarlara iletmeye başlamalıyız :D
0
nundu
(03.04.24)
bizim köyün muhtarı var kazanmak için uçakla seçmen getirtiyor, köyü ele geçirmiş şehirden gelen minibüsü kaldırıp kendi fahiş fiyata taksicilik yapıyor. köydeki adam için asgari maaş aşııırııı çok bir para.
0
eja
(03.04.24)
Muhtar dediğin adam ger partinin ilçe başkanını, kaymakamı, belediye başkanını aracısız görebilen, bunlarla samimi olabilen biri. Bu sayede her işini görebileceği gibi işi olanlara aracı da olabilir. Ciddi bir gelir kapısı olabilir yerine göre.
0
dre mithatoğlu
(03.04.24)
zaten bir dolu sebep yazılmış ama asıl başka bir sebep var. köylerde ve şehirlerin kırsal bölgelerinde (örnek İstanbul Beykoz Karlıtepe) birileri gelip gelip devlet arazisine çöker. bu dağıtımı muhtar yapar.
0
co2s2
(03.04.24)
statü her şeydir
0
benarrivo
(03.04.24)
statu +1. sonucta insanlar sirf mahallelerinde/koylerindeki insanlara gosteris yapmak icin sacma sapan arabalar aliyorlar guclerinin otesinde. muhtarlik da oyle, hatta daha ucuz.
0
hot potato
(03.04.24)
Köylerde maalesef genel olarak daha çok inat, hırs ön plandadır ve akraba yakınları miras dışında birbirine düşürebilecek şeylerden biri varsa muhtarlık seçimleridir.

Yıllar önce köyde kalan biriyle konuşuyordum seçimler öncesi.sanırım 4-5 aday varmış. Adaylardan birbirine akraba olanlar da var.

+ en azından hangisinin elinden bir iş gelir ? dedim.

- hiç birisi bilmez.

Durum bu.

Bu seçimlerde de bir köyden tanıdıklarımla konuştum. Biri eski muhtar olmak üzere iki aday arasında büyük çekişme söz konusu. evlere ziyaretler, ikna çabaları da var.
Yaklaşık 1 ay önceden adaylardan biri seçim faaliyetlerine başlıyor.
Misafir karşılamalar, ikramlar derken seçime kadar bir çok tanıdığın söylediğine göre harcamalar 700.000 TLyi aşıyor.

Burada mesele belli ki, devletin sağladığı imkanlar, maaş, statü vs haricinde tamamen "inada" biniyor.

Sonuçta ise bu harcamaları yapan aday, (geçersiz oylar hariç) yaklaşık 10 oy fark ile kaybediyor.

Yine kumarda kaybetmek yerine böyle bir mücadele için para harcamak bana göre daha anlamlı.
0
diyecevaplandı
(03.04.24)
Annemin babamın kırk yıllık çocukluktan tanıdıkları muhtar işlem başına para alırdı. Hiç utanmadan.
Neyse ki artık muhtara işimiz düşmüyor.
0
pro9it9is9
(03.04.24)
@pro9it9is9 muhtar tüm mahalleyi tanır ki. O zaman kimden para alacak?
0
🌸michael_knight
(03.04.24)
Köyden yabancı biri arsa alır muhtarı görür. Kaçak yapı yapar muhtarı görür. Muhtarı görmeden ev bile alamazsın. Ama rıza ama başka formul.
0
hunharca ben
(07.04.24)
(12)

Seçim sonuçlarını nasıl yorumlayalım? Neden böyle oldu?

mikahakkinen
Bu sonucu kimse tahmin edemedi. Hatta Chp genel merkezi bile bu kadar başarı çıkacağını tahmin edemedi. Kendi özelimden örnek verirsem Nazilli de Chp adayı 3 5 kere değişti Akp adayından en az 20 bin fark yer deniyordu. Hatta Chp adayı seçimi alacağını falan düşünmüyordu. 14 bine yakın fark attı.Ema
Bu sonucu kimse tahmin edemedi. Hatta Chp genel merkezi bile bu kadar başarı çıkacağını tahmin edemedi. Kendi özelimden örnek verirsem Nazilli de Chp adayı 3 5 kere değişti Akp adayından en az 20 bin fark yer deniyordu. Hatta Chp adayı seçimi alacağını falan düşünmüyordu. 14 bine yakın fark attı.

Emanet oy deniyor, 89 da Özala da aynısı oldu deniyor. Yani gidip Akp seçmeni Chpye oy verdi ki bu sonuç oluştu. Fbye yapılan haksızlık, emeklilere verilmeyen zam genel olarak bu sonucu neyle açıklarsınız?
0
mikahakkinen
(03.04.24)
akpden chpye geçen az olmuştur. çoğu yeniden refaha geçti. asıl sebep o.
bi de bu seçimde partiye değil de isime oy verildi genelde. akpli olup mansur yavaşa oy veren çok mesela. ama gidip tayyibe de oy vermişlerdir.
0
jelly bear
(03.04.24)
chp oyunu arttırdı mı çok değil, akpliler sandığa gitmedi ya da yeniden refah'a oyları kaydı. ben emeklilerden kaynaklandığını düşünüyorum büyük ölçüde. geçim sıkıntısı iyice kendini gösterdi, e akp de o kuşaktan ağırlıklı olarak oyunu alıyor. ölüm döşeğinde olsalar bile sandığa giden seçmenlerinin bir kısmı oy kullanmadı. direkt reyizlerine yönelik bir seçim olsa evet yine de ona oy verirlerdi ama zaten belediye, ve en kötü ihtimalde chpnin mevcut adayı göreve devam edecek diye düşünüyorlardır özellikle büyükşehirlerde tekrar aday olan chp adayları için.
0
pide
(03.04.24)
kimsenin tahmin edememesi, anketlerden farkli cikmasi, kimsenin sallamadigi refah'in basarisi onemli detaylar. bu detaylara dayanarak 3 seye bagliyorum.

1. cubbeli'nin oy vermeyen gunahkardir diye sirk kosmasi.
2. hemen akabinde rte'nin ufakligi da yanina alip ismailaga'nin ayagina gidip din'i alet etmesi.
3. akp trabzon baskaninin fb'yi hedef gostermesi, fb'nin futbol siyasetine tepkisi.
0
buenosdias
(03.04.24)
Isimlerden dolayi oldugunu dusunuyorum. Ekreme akpli de vermis olabilir. Mansura da oyle. Kucuk sehirlerde tanimadigimiz isimlerde de ayni durum olmus olabilir. Yoksa yok emekliler intikam aldi, yok millet uyandi, yok oyle bir sey. Hep ayni seyler konusuluyor ama yok oyle bi sey. Chp de ozgurle oy falan arttirmadi oyle fark yaratacak. Siyasetten anlamiyorum bunlar benim hissettiklerim, dusuncelerim.
Genel secim yapilsa adam yine kazanir. Zaten saglik sorunlari artik yas itibsriyle el vermeyecegi icin birakacak koltugunu sonunda. Baska turlusu imkansiz. Emekli akplilee bundan bin beter olsalar da soylenir moylenir yine akp derler pusulada
0
Kittie
(03.04.24)
Evet akp'de sandığa gitmeyen ya da yrp'ye oy veren önemli bir seçmen var ama sadece akp oy kaybetti demek haksızlık olur, 2019 yerel seçimlerine göre chp'nin oyu 4 milyon arttı ki 2019'da iyi parti ile ittifak vardı, hdp aday çıkarmamıştı çoğu yerde. CHP hem 2019'daki ittifakı tabanda taşımayı başardı hem de özellikle İstanbul ve Ankara'daki başarılı belediyeciliklerin ödülünü ülke çapında aldı.

Mesela demin Ozan Gündoğdu'nun podcastini dinliyordum. AKP yönetiminde ekonomik güven indeksi 90'ın altında girilen üç seçim olmuş. 2015 haziran, 2019 yerel seçimi ve bu yerel seçim. Üçü de akp için başarısız seçimlerdi. Bu seçimde ekstradan 80'in de altına inmiş güven indeksi. Yani akp seçmeni ki çoğunluğu aslında emekli yaş grubundaki seçmenler, ekonomiye yönelik tepkisini gerçekten göstermiş. Ayrıca "Ekonomi kötü olsa da akp'ye veriyorlar" tezi de yanlışmış bunu anladım ben. Geçen seneki seçimde zaten akp'ye çok oy vermeyen orta sınıf beyaz yakalı sıkıntı çekerken türkiye geneli hane halklarında o kadar kötü durum yokmuş tüik verisine bakılınca. Bu seçimde 80'in altına düşmesiyle beraber halk tepkisini gösterdi.

Fenerbahçe, cemaatler vs totalde %2-3'lük bir fark belki oluşturmuştur bilemiyorum
0
nundu
(03.04.24)
pide +1 benim yazacaklarımın aynısını yazmış
0
basond
(03.04.24)
Bence 5 sebep var.
1. Emekliler
2. Tarikatlar
3. YRP'nin iyi siyaseti
4. İyi Partinin çöküşü
5. Mevcut CHP'li Belediye Başkanlarının başarılı belediyeciliği

Mevcut ekonomik çöküntünün altta kalanının Emekliler olması, Akpartili ve MP'li emeklilerin bir kısmının sandığa gitmemesine, bir kısmının YRP'ye yönelmesine neden oldu. Mevcut yönetimlerce ötelenen tarikatlar de bu davranışı sergiledi. YRP iyi örgütlenip iyi hazırlandı. Mevcut yönetimin Gazze'ye karşı tutumu ve İsraille ilişkileri konusundaki söylem ve eylem farkını çok iyi kullandı.
MHP'den kopmuş olan İyi partinin, muhalif oyları aldığını unutup, MHP'nin yerini almak maksatlı olsa gerek muhalefetle didişmeye girmesi, kısaca şaşkınlığı dağılmasına neden oldu. Bu oylar CHP'ye yaradı.
Mevcut CHP'li başkanlar gerçekten başarılı, Akparti'li Başkanlar gerçekten başarısız belediyecilik yaptılar ve oyların bir kısmı, partiden bağımsız olarak. kişilere gitti.

Sonuç olarak bu seçim Akpartinin başarısızlığıdır ama CHP'nin başarısı değildir. Ama CHP bu sonuçları iyi değerlendirebilir ve çok iyi belediyecilik yaparsa bir erken seçimde tarih yazabilir.

Ve artık bu Anayasa değişmez. Bu seçimin en güzel tarafı da daha olumsuz daha Ortadoğulu bir Anayasa görme ihtimalimizin ortadan kalkması.
0
Mirket
(03.04.24)
Ustekilere ek olarak Altinok Beyligi'ni halkin ogrenmesi de etken. AKp siyasetcisi=Altinok gibiler denkleminin halkin zihninde uyanmaya, yer edinmeye baslamasi. Adam bir mal varligi acikladi. Millet error verdi. Adamin daha zenginligini idrak edemiyorken, 87'den beri hic mal, mulk edinmemis haliymis bu. Sakladiklari cabasi. Ustune arabasi yokmus, banka hesabi bile yokmus adamin, gizledi falan da degil adam banka kullanmiyormus:) Cok buyuk skandal, oyle boyle degil.
0
freedonia
(03.04.24)
kesinlikle ekonominin yansıması. eğer geçen sene kılışdar yerine İmamoğlu ya da yavaş aday olsaydı, başka bir ülkede yaşıyor olabilirdik.
0
co2s2
(03.04.24)
kılıçdaroğlunun gitmesi. akp yaşlısının ona oy vermeye eli gitmedi hiç bir zaman. halbuki chpli belediye başkanlarına oy veriyor, kendine yakın hissediyor.

ekonomide bozulma bu sene emekliler ve alt kesim tarafından çok daha fazla hissedildi. önceki senelerde yalnızca beyaz yaka hissediyordu. hatta beyaz yakanın şımarıklığı olarak görülüyordu alt gelir grubu tarafından.

bir de benim görüşüm şu ki, türk insanı güçlü ve kazanan taraftan yana oluyor. chp 2019da büyük belediyeleri aldı ve iyi yönetti. bu başarı chpli belediyelerin artmasına yol açtı. başarı başarıyı getiriyor. yine kılıçdaroğlu faktörü burada önemli :) kaybedecek adam imajı verdiği için oy vermez ona anadolu insanı. imamoğlu ve yavaş kazanma rüzgarını arkasına aldı. bu çok önemli.

fb ne alaka
0
benarrivo
(03.04.24)
Ekonomik nedenli olduğunu düşünüyorum.
Ama bu tercihlerin istikrarlı olacağını da hiç sanmıyorum.
0
pro9it9is9
(03.04.24)
en büyük sebep emekli maaşları. bir emekliyi ve az gelirden etkilenen çekirdek ailesini düşünürsek milyonlarca insan akp'den umudu keserek başka taraflara yöneldi. son güne kadar emekli maaşına zam geleceğini düşünüyorlardı ama olmadı. rte eytlilere değil de emeklilere yanlasaydı gene güçlü çıkabilirdi son seçimden. temiz belediyeciliğin de etkisi vardır tabii ama böyle şeyleri takdir eden insanlar zaten genel olarak o belediyecilere oy veren kişiler, dışındakilerin oyun değiştirecek denli güç katacaklarını düşünmüyorum.
0
suyin
(03.04.24)
(2)

Yapay zeka ile neler yapıyorsunuz?

michael_knight
Yapay zeka ile pek çok şey yapılabiliyor ama bunların çoğundan haberim yok.Siz neler yapıyorsunuz?Soru-cevap dışında şarkı üreten, evine asmak için çizim yaptıran, kredi kartı harcamalarını grafik haline getiren vs. gibi aklımıza gelmeyecek işler de yapıyor musunuz?
Yapay zeka ile pek çok şey yapılabiliyor ama bunların çoğundan haberim yok.
Siz neler yapıyorsunuz?

Soru-cevap dışında şarkı üreten, evine asmak için çizim yaptıran, kredi kartı harcamalarını grafik haline getiren vs. gibi aklımıza gelmeyecek işler de yapıyor musunuz?
0
michael_knight
(03.04.24)
bir konu hakkinda uzmanlik gerektirecek herseyi soruyorum.

saglik, pisirme, gida, spor, bilim vs..
0
buenosdias
(03.04.24)
araştırma yaptığım bazı konularda bana ön bilgi vermesini istiyorum. konu başlıkları veriyor, bu konu başlıklarını araştırmak daha pratik oluyor.
0
co2s2
(03.04.24)
(8)

yurtdışına fatura kesme

nickimineyapsam
yurtdışında bir şirket için iş yapacağım (mal alım-satım işi değil), evraklık bir iş. şirket de invoice olmasını istiyor. sürekli de olacak bir iş. gelir idaresindeki e-fatura ile test portalından denemelik olarak baktım fakat yabancı firmanın bilgileriyle halledemedim. hata verdi. bu işleri nasıl ç
yurtdışında bir şirket için iş yapacağım (mal alım-satım işi değil), evraklık bir iş. şirket de invoice olmasını istiyor. sürekli de olacak bir iş. gelir idaresindeki e-fatura ile test portalından denemelik olarak baktım fakat yabancı firmanın bilgileriyle halledemedim. hata verdi. bu işleri nasıl çözüyorsunuz? gelir idaresinden yapılınca bize uygulanan vergilendirme vs nasıl oluyor?
0
nickimineyapsam
(03.04.24)
fotrsapka
(03.04.24)
çok teşekkürler. buradan faturalandırma yapınca vergi takibine düşmesi durumu nasıl hallediyor peki? vergi dairesinden uyarı yazıları geldiğini okudum da.. vergilendirme nasıl yapılabilir yani bunu nasıl hallediyorsunuz?
0
🌸nickimineyapsam
(03.04.24)
vergi numarası 222222222 yazıyordun sanırım =)
0
kveldulv
(03.04.24)
@kveldulv alıcı bilgileri istediği için orada tıkandım zaten. yabancı bir firmanın bana sunduğu vergi numarası var fakat sistemde bu da hata veriyor. dediğiniz şekilde random sayıyla test etmek için denediğimde de yine hata alıyorum. karşı tarafın istediği bir faturayı sağlayacak mı bana hem ondan emin olamadım hem de her şeyi hallettiğimi varsaydığımda vergilendirme nasıl işliyor bilginiz var mı acaba ne yapmam gerekiyor?
0
🌸nickimineyapsam
(03.04.24)
invoicely.com

ben buradan kesiyorum. hikayeden fatura :)
0
delidir yakalayin
(03.04.24)
@delidir yakalayın teşekkürler. peki hikayeden fatura olması karşı taraf açısından sorun teşkil etmiyor mu? sonuçta şirket kendi ülkesinde bunu sunacaktır diye düşünüyorum. bir sorun yaşadınız mı?
0
🌸nickimineyapsam
(03.04.24)
e-fatura değil de, e-arşiv kesmeniz gerekir.

vergi no / tc kimlik no olarak 11 tane 1 girmeniz gerekir.

hizmet ihracatı yapıyorsanız, KDV'yi 0 (sıfır) olarak girip, istisna sebebini belirtmeniz gerekir.

KDV istisnası olması için de, faturanın yurtdışı bir firmaya kesilmesi ve hizmetten yurtdışında faydalanılması gerekir. mesela yurtdışında bir firma için, Türkiye'deki bazı projeler hakkında bilgi edindiyseniz ya da bu projeler ile ilgili olarak onların işlerini takip ettiyseniz, hizmetten Türkiye'de faydalanılmış olacağı için KDV eklemek zorunda kalırsınız (kesin bilgi, yıllardır hizmet ihracatı yapıyorum ve çok sayıda özelge vs aldım, okudum. konuyu uzun uzun araştırmak zorunda kaldım ve yurtdışı firmalara milyon dolar üzerinde KDV kesmişimdir)

işin diğer tarafına gelince, bazıları bu tarz yurtdışı faturaları resmi fatura kesmeden hallediyor. word'de boş bir dosya açıp, üstte fatura kestiğiniz kişinin bilgilerini, altına hizmet tarzı ve fiyatlandırmasını yazıyorlar. kendi bilgilerini yazıyorlar. hop sana fatura oluyor. yabancı firmaların faturalarını kimse incelemez. (yabancı ülkedeki mevzuatı bilmedikleri için) ama yasal mıdır? değildir.
0
co2s2
(03.04.24)
222 222 2222 ama bitişik şekilde olacak. istisna faturayı seçeceksiniz. 302- 11/1-a hizmet ihracı şeklinde fatura düzenleyeceksiniz. arşiv faturadan satış faturası olarak. gönderim şekli elektronik olacak.
0
naksidil
(03.04.24)
(17)

İş yerinde arkadaşınız var mı?

skr1292
Var mı yoksa mesafeli mi duruyorsunuz, bunun ayarı nedir?
Var mı yoksa mesafeli mi duruyorsunuz, bunun ayarı nedir?
0
skr1292
(02.04.24)
Bir tane arkadaşım var. Tanışalı çok kısa bir süre oldu ama o kadar sevdik ki birbirimizi artık kardeş olduk.
0
rock n roll
(02.04.24)
Var. Ofiste calisanlarla da müdürlerle de oldukça yakınız(saka, goygoy, genel hayat/aile konusmalari vs). Hiçbir sekilde sorun olmuyor ve çok tatlı bir ofis ortamı var.

Buna ek olarak yakin dediğim iki adet arkadaşım var ama farklı departmanlardalar.
0
logisticsmanager
(02.04.24)
is yerinde "BFF" olmaz, olmamali.
cunku ozel hayat ile is hayatini ayirmak lazim.
0
cooperr
(02.04.24)
Ben hep mesafeliyimdir. Biri işten çıkınca hiç üzülmem onun yerine işe giren kişiyle hemen tanışır işime bakmaya devam ederim, biri işten çıkınca hiç üzülmem hiç duygusal bağ kurmam. Ama belli bir düzeyde muhatap oluyorum tabi ki. Öğle yemeğinde denk gelince hayata dair genel sohbetler ediyorum.
0
turuncu tonlarda
(02.04.24)
3-4 tane var ama işyeri arkadaşı olarak, dışarıda çok çok nadir görüşüyoruz.
0
hrskrs
(02.04.24)
Bir iki kişi hariç herkesle aram iyi. Goygoy sohbet çok eğlenceli geçiyor. 4-5 tanesi ile her hafta mutlaka dışarıya çıkarız.
0
ruhen hastayim ben
(02.04.24)
Arkadaşım yok. İş stresli. Rekabetli, ayak kaydırmalı bir ortam. Söylediğin her eşy aleyhinde delil olarak kullanılıyor. Mesela okuldan beri tanışanlar seni asla aralarına almazlar. Bunun ayarı ellerine koz vermemek.
0
1nisan
(02.04.24)
yok. olmasını da tavsiye etmem.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.04.24)
Dışarıda hicbiriyle görüşmüyorum, benimle yakın olmak istiyorlar ama hep belli bir mesafede tutuyorum. İs arkadasindan, özel hayat arkadaşı olmaz , çok nadir istisnalar hariç.
0
sanguine
(02.04.24)
Eşimle eski işyerimde tanışmıştık, şimdi de arayıp hal hatır sorduğum arkadaşlarım var. Mesafeli olarak arkadaşlıklar kurarım. Bugüne kadar problem yaşamadım.
0
mirty
(02.04.24)
Valla 10 yıldır yeni arkadaşlarımın neredeyse hepi iş yerinden. Çok da güzel arkadaşlıklar edindim. İş yerindekilerden arkadaş olmaz diyenleri hiç anlaymadım o yüzden.
0
synesthesia
(03.04.24)
bir ayarı olması gereken bir şey değil ki bu neden bazı insanlar böyle her olaya satranç gibi stratejist yaklaşıyor merak ediyorum. benim ilk iş yerimde çok yakın arkadaşlarım vardı çünkü birlikte çok güzel bir frekans yakalamıştık. o ekipten bazıları şehir değiştirince koptuk ama kalanları hala en yakın arkadaşlarımdan görüşüyoruz arada. bir sonraki iş yerinde ise hiç arkadaşım yoktu çünkü keyifli bir iletişim kurabileceğim tarzda birisi yoktu. şimdiki iş yerinde de ilk iş yerimdeki gibi çok yakın diyebileceğim seviyede olmasa da iyi arkadaşlarım var dışarda takılıyoruz arada.
0
semaforo de medianoche
(03.04.24)
1 arkadaşım var, mesafeliyim
0
9kuyruklukedi
(03.04.24)
ben 28e, 2 arkadasim var (31k, 35k) hayatimi guzel yapan harika insanlar. her hafta en az 2 gun beraberiz. gecen senelerde haftada 5 gun falan birlikte gecirdigimiz bile oluyordu. raki icmeye de gideriz, konsere de doga yuruyusune de. en son gece 2de aa bu ne sirasiymis diye random bir siraya girdik bilet aldik kendimizi rave'de bulduk.

kiz arkadasimi da hemen kabullendiler ekibimize.

herkes karsi cikmis isyerinden arkadaslara da, gunun 8 saati uzaktan da olsa bu insanlarla calisiyoruz. acikcasi arkadaslarim olmasa bu iste durmazdim ben.
0
aguen
(03.04.24)
Olmasın isterdim ama var. Az sayıda çalışan olunca herkes "arkadaş" olmak zorunda kalıyor. İş çıkışı birlikte yeniyor, içiliyor, planlar yapılıyor. Zorunlu katılıyorum. Keşke mesafeli olsak.
0
gnosis
(03.04.24)
Eski şirketimde çok sağlam arkadaşlarım vardı, hepsiyle hala görüşürüz. Yeni şirketimde hiç yok. Bilinçli olarak uzak duruyorum.
0
gabe h coud
(03.04.24)
en yakın arkadaşlarımdan birisiyle ilk çalıştığım şirkette tanışmıştım. o zamanlar yöneticisiydim. sonradan nikah şahidi bile ben oldum ve hala her gün 1 saat konuşuruz.

sonraki şirketteki arkadaşlarla aramızdaki alt - üst ilişkisi, "arkadaş" olmamızı engelledi ama hala 1-2 ayda bir oturur rakı içeriz.
0
co2s2
(03.04.24)
(12)

Arkadaşlarınızı Arabanızla Eve Bırakıyor Musunuz?

french lover
Diyelim ki sizin aracınızla birlikte topluca bir etkinliğe gittiniz. Etkinlik sonlandığında arkadaşlarınızı tek tek eve bırakıyor musunuz?
Diyelim ki sizin aracınızla birlikte topluca bir etkinliğe gittiniz. Etkinlik sonlandığında arkadaşlarınızı tek tek eve bırakıyor musunuz?
0
french lover
(02.04.24)
Ben bırakırım evlerine. Hatta evlerine girdiklerine de emin olmadan oradan ayrılmam.
0
rock n roll
(02.04.24)
Beni bırakıyorlardı ama yol üstünde.
0
Kahvedesu
(02.04.24)
kendi aracımla milleti toplayıp gittiysek, dönüşte bırakırım. onun haricinde de buluştuğumuzda güzergah üstü-civarı arkadaşlarımı da yol üstü atar giderim. çok alakasız ters yöndeki arkadaşlara da metroya kadar vs teklif ederim. ama çok zıt-ters yöndekileri götürmedim pek gece yarısı değilse acil bişey yoksa, kendileri de istemez öyle bir çevrem de yok zaten.
0
avatar is back
(02.04.24)
Arabam yokken cok birakildim, ben de birakirim mutlaka.
0
hrskrs
(02.04.24)
bırakırdım. şimdi hiç biri yok. hayat.
0
false pretension
(02.04.24)
yol üstündekileri ve yakındakileri bırakırım ama aşırı yol değiştirmem hele trafikse falan girmem ana arterde bırakabilmek iyidir ist için bence seçici olunabilir.
0
ala09
(02.04.24)
bırakıyorum çoook uzak değilse.
0
jelly bear
(02.04.24)
Bırakıyorlar beni sağ olsunlar :)
0
sevilen progressive türkücü
(02.04.24)
Bırakılıyorum / bırakıyorum. Bazen evin önüne kadar bazen ~5dk yürüme mesafesinde, devamında gidilecek yola bağlı.
0
akhenaten
(03.04.24)
kız arkadaşlarımı beylikdüzünde otururken karşıya geçip bırakıyorum.
0
eja
(03.04.24)
ne kadar yakın olduğuma bağlı. sevdiğim insansa bırakırım. değilse metrobus-marmaray vs. en pratik ulaşıma bırakırım.
0
orpheus
(03.04.24)
yol üzeri herkesi bırakırım. sevdiğim arkadaşlarım için kendi yolumdan da saparım : )
0
co2s2
(03.04.24)
(6)

hiç kediye köpeğe insana motora çarptınız mı?

alt4y
araç sürücülerini merak ediyorum. bilerek bilmeyerek;kedi, kuş ya da köpek ezdiniz mi?ya da bir insana ve ya motorcuya çarpıp düşürdünüz mü?
araç sürücülerini merak ediyorum. bilerek bilmeyerek;

kedi, kuş ya da köpek ezdiniz mi?ya da bir insana ve ya motorcuya çarpıp düşürdünüz mü?
0
alt4y
(02.04.24)
Çarpmadım. Ama mahallede kedi katledip duruyorlar. Ara sokaklardan yavaş geçin!
0
prole
(02.04.24)
Ben bir kere 50km/s hızla sol önden köpeğe çarpmıştım gece gece köy yolunda.

Sağ çaprazdan koşa koşa geliyordu. Geç fark ettim zaten gece olduğu için. Dedim ki bana ulaşınca yanımda koşmaya ve havlamaya devam eder herhalde. Yine sağımda kalır yani. Genelde öyle yapıyorlar.

Fakat bu arkadaş önümden soluma atlamaya çalıştı birden. Sol ön tampona çarptı. Tarlaya uçtu. Frenledim baktım kalktı geri geliyor koştur koştur. Dedim tamam bişey olmamış herhalde şimdi insem ısıracak, bastım gittim.

Sağda biri tarlaya ev yapmıştı. Baya ıssızdı oralar. Onun köpeğiydi büyük ihtimalle. Neden bağlamamışlarsa.. Kırık çıkık varsa da ilgilenmişlerdir herhalde.

Bir daha da köpek görünce direkt yavaşlıyorum ne yapacakları belli olmuyor demek ki.
0
ananiyimioguz
(02.04.24)
Canlıya çarpmadım. Yan aynaları çöp kutularına sık sürterim yalnız.
0
gece abisi
(02.04.24)
birbirini kovalayan kedilerden biri aracın altından çıkıp motorun ön tekerine çarpmıştı ama üstünden geçmedim. bir defa da ara sokakta gene arabanın altından fırladı ucu ucuna çok sert frenle durabildim. ikisinde de hızım düşüktü.

motorla giderken minibüs caddesinde önüme dengesini kaybedip kaldırımdan bir kız düştü çarpmadım.
0
orpheus
(02.04.24)
çok yavaş bir şekilde geri geri giderken , birden çıkan birine çarptım. yere bile düşmedi. sadece sendeledi. adam gerçek anlamda körmüş, elinde bastonu falan da vardı. indim, "özür diledim, görmedim" dedim, "ben de görmedim" dedi, güldük birlikte.
0
co2s2
(02.04.24)
Bir kere dag yolunda kopege arabanın köşesiyle çarptım, hayvan ormana kaçtığı için bulamadım.

Motosikletle giderken güvercine çarptım, öldü.

Bir seferinde de yavaş akan trafikte araçların arasından geçen yayanın topuğuna lastikle basmak suretiyle ayakkabısını ayağından çıkartmıştım, adamın ayakkabısı cikinca o da anlamamıştı ne olduğunu.
0
mirty
(02.04.24)
(5)

Şah, Mat, 2024 seçim analizi ve ileri projeksiyon

Rao
Selamlar, Mahfi eğilmeze göre Süleyman Demirelin ,Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur sözüne atıf yaparak seçim sonucunun temel sebebinin mutfak olduğuna işaret ediyor. Siz bu konuda ne düşünüyürsunuz ? Ayrıca 2024 seçim sonuçları bana göre bazı soruları da beraberinde getirdi Bunlar,1- Seç
Selamlar,

Mahfi eğilmeze göre Süleyman Demirelin ,Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur sözüne atıf yaparak
seçim sonucunun temel sebebinin mutfak olduğuna işaret ediyor. Siz bu konuda ne düşünüyürsunuz ?

Ayrıca 2024 seçim sonuçları bana göre bazı soruları da beraberinde getirdi

Bunlar,

1- Seçim öncesi anketlerde Akp nin kaybedeceği belli değilmiydi, bütçedeki sıkıntıyı biliyoruz ancak her şeye rağmen neden emekliye zam yapılmadı ?
2-Akparti bilerek ve isteyerek mi kaybetti, amacın arkasında dene gör sistemi ile chp belediyelerinin hizmette başarısız olacağı öngörüsüyle , bunun genel seçimlerde yine akpartiye yarayacağı planlanmış olabilir mi ?
3-Eğer planlı bir kaybedilliş değilse, ak partı bu sonucu nasıl hazmedecek ? Genel seçime kadar ak parti hangi strateji ile yeniden güç toplamaya çalışacak ?

Teşekkürler.
0
Rao
(02.04.24)
1- Bence bunun sebebi büyük oranda EYT sebebiyle oluşan ekstra gider ve şu andaki ekonomi politikası. Tabi bu farkı onlar da tahmin etmiyordu. Bunun olacağını bilselerdi bence her türlü zam verilirdi.
2- İstanbul-Ankaradaki yüksek farkların sebebi güçlü adaylar. Akp nin onların karşısına koyacak güçlü bir ismi yok. Türkiye genelindeki farkın sebebiyse ekonomi de dahil olmak üzere Akp ye karşı oluşan tepki.
3- Bu seçimde RTE yarışmadı. Her ne kadar beğenmesek de halk üzerinde adamın etkisi çok yüksek. Şu anda tekrar Genel seçim olursa ve RTE olursa 2023 tekine benzer oy alırlar, olmazsa bu tablo tekrarlanabilir. 2028 i şimdiden çıkarmak mümkün değil bu arada o zamanki ekonomiyi, dış politikayı, rakip partileri-liderleri şimdiden bilemeyiz o yüzden bugüne göre söyledim.

Ama tekrar aday olamayacak gibi. Meclise yeterli çoğunluk yok ve şu anki vaziyette bu seçmen o referandumu geçirmez.
0
nuevo
(02.04.24)
1- Anketlerde sanıyorum sadece 1 tane firma vardı mevcut sonuçları tahmin edebilen. Yani çok da belli değildi gibi. Bi de herhalde yerel seçimde anket yapmak zor diğerine göre. Biraz kumar oynadılar muhtemelen.

2- Bilerek kaybedeceğini sanmıyorum.

3- AKP seçmenin tepkisine göre çok hızlı reaksiyon alabilen bi parti. 2015 Haziran'da da mesela oyları düşmüştü, 4 ayda toparlayıp Kasım'da rekor oy aldılar. Erken seçim vs. olmazsa bi sonrakine kadar toparlarlar muhtemelen. Zaten aslında ittifak bazında bakarsan oyları toplamda %1 azalmış, bütün oylar AKP'den YRP'ye kaymış. Erken seçim bile olsa çok ciddi bi sıkıntı yaşayacaklarını sanmıyorum.
0
plutongezegendegilmi
(02.04.24)
Mahfi hocayı severim yazıyı da okumadım ama 10 ay önce tencereler çok mu doluydu diye sorarım. doğru aday çok önemli seçimlerde. akp’de bunu öğrendi bu seçimde.

bu seçimin analizinde 13 milyon kullanılmayan oy var o çok önemli. daha önceki deneyimlerimiz genellikle sol kesimin sandığa gitmekte sorun yaşadığını ve bunun sonucunda da akp’nin oy oranının yüksek çıktığı şeklinde. bu seçim galiba tam tersi bir durum söz konusu, iktidar seçmenini sandığa gitmekte motive edemiyor. akp sandığa gitmeyen kitleyi motive ederse iktidarda kalmaya devam edebilir.


1- partilere giden anketleri bilmiyoruz, ben emekliye zam vereceklerini düşünüyordum ama vermediler. gördüğüm kadarıyla rte iyi bir kampanya yürütemedi. akp tamamen ona bakıyor ama sağlığı artık kaldırmıyor gliba çok yoğun kampanyayı.


2- o riski alamazlar, her bölgenin kendine göre sorunu var chp sorunların büyük çoğunluğunu çözerse belediyelerde kalıcı hale gelebilir. mesela ankara-keçiören için şu an kentsel dönüşümde kat problemi var, müteahhitler ile hak sahipleri arasında problem çıkıyor. büyükşehir ile keçiören belediyesi anlaşıp ekstra 3-4 kat daha çıkma izni verilirse kentsel dönüşüm hızlanacak. bu da baya bir hizmet keçiörenli için ve sırf bu yüzden tekrar chp’ye oy verirler :)

3- Sandığa gitmeyen seçmenin analizini yapacak, tüm il-ilçe teşkilatını yenileyecektir önce. ekonomiyi toparlayıp halk ferahlamayı hissettiği zaman erken seçime gidebilirler. muhalefet akıllı davranıp erken seçim istememeli, seçim zamanında yapılmalı ve rte aday olamamalı. 2028 seçimi muhalefet açısından da zor geçecek. daha şimdiden iki doğal adayları var.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(02.04.24)
1- akp açısından sıkıntı olduğu belliydi ama böyle farkları kimse beklemiyordu. kaldı ki ekonomi çok kırılgan bir durumda. emeklilere zam ya da benzeri seçim promosyonları, akp için uzun vadede işleri içinden çıkılmaz hale getirebilirdi, 2028 seçimlerinde kesinlikle sandığa gömülürlerdi. önlerinde 4 sene var. 4 senede ekonomiyi bir şekilde toparlayabileceklerini düşünüyorlardır. ekrem ve mansur'u çok düşünmüyorlardır şu anda. genel seçimlerde tablo böyle olmayabilir. akp'nin şu andaki asıl derdi, chp'den oy çalacak bir parti kalmamış olması şu anda. bu seçimlerden 3.çıkan parti, doğrudan akp'den oy çalacak olan yeniden refah. bu daha büyük bir problem onlar için.

2- tabii ki bilerek kaybetmediler. chp belediyeleri başarısız olur da, genel seçimlerde seçmen tekrar akp'ye oy verir gibi bir strateji olmaz. şu anda görünen istanbul ve ankara'da başarısız bir durum olmadığı yönünde. kaldı ki akp hiç bir zaman hizmet siyaseti yapmadı, hep hamaset ve kutup siyaseti yaptı. kendinden olana torpil vaadi verdi. şu anda o gücünü kaybetti kaybediyor. kaldı ki türkiye genelindeki gelişmeler yerel seçimlere etki edebilirken, yereldeki gelişmeler genel seçimlere daha az etki eder.

3- akp, hazmedemediğini ilk günden gösterdi. (van'a kayyum atanması) ekonomiyi toplamaktan başka çözüm yok akp için. ama bu arada istanbul ve ankara belediyelerindeki desteğini çok ciddi anlamda kaybetmiş olacak. bir punduna getirip erken seçim mümkündür.
0
co2s2
(02.04.24)
ya 2023'te görünmeyen şimdi daha ilerleyen bi kriz bize göre yok ama halka göre tam tersi galiba.

ben 2023'te şöyle bir anket görmüştüm ve seçime yönelik "lan yoksa yine yenilecek miyiz" demiştim, şuydu: 2022'de "kriz algısı" daha yüksekken 2023'te normalleşmişti, yani hükümet 2023'te gerçekten bi şekilde ekonomiyi "düzgünmüş gibi" gösterdi ve düzelecekse de biz düzeltiriz dedi ve işe de yaradı. Fakat sonra ekonomi/enflasyon düzelmeyince halk ilk seçimde ceza kesmek istedi.(çoğu sandığa gitmedi)

mesela asgari ücret dolar olarak şu an en yüksek yerinde herhalde, daha üç beş yıl önce 300 dolarlardaydı şimdi 520 mi ne, buna rağmen asgari ücretliyi vurmuyor diyemiyoruz galiba(ben diyordum), enflasyon ve fırsatçılık fena.

fakat gerçekten gecikmiş bi tepki. Diğer bi seçenek de "ülkeyi" chp'ye bırakmak istemiyorlar ama belediyecilikte iyi işler yapılabildiğini görüyorlar. Aslında pragmatist fena olmayan bir politika.

2-3: planlı mlanlı değil. O kadar uzun süredir baştalar ki artık halktan fena koptular, hep aynı şeyleri yapıp kazanacaklarını düşünüyorlar ama dünya yavaştan değişiyor.
0
nhk ni youkosu
(02.04.24)
(9)

Bireysel emeklilik mantıklı mı?

tchuck
bir süredir kenara para ayırıyorum. hisse senedi, ethereum falan olarak biriktiriyorum. işimle ilgili bir sorun yaşamazsam da uzun yıllar böyle devam etmeyi düşnüüyorum. bu yatırdığım paraları da minimum 4-5 yıl tutmayı düşnüüyorum.bir yandan da ayda 250 lira atıp durduğumuz önemsiz bir birysel emek
bir süredir kenara para ayırıyorum. hisse senedi, ethereum falan olarak biriktiriyorum. işimle ilgili bir sorun yaşamazsam da uzun yıllar böyle devam etmeyi düşnüüyorum. bu yatırdığım paraları da minimum 4-5 yıl tutmayı düşnüüyorum.

bir yandan da ayda 250 lira atıp durduğumuz önemsiz bir birysel emeklilik var eşimle.
yaşım 34 bu arada (yaş önemli olabilir diye eklemek istedim)

bunu eşimle benim için ayda 200'er dolar atacak şekilde planlasam, 10 sene atacağız desem mantıksız mıdır?
yani halihazırda zaten biriktirebiliyorken, BES'in genel tek pozitif yanı "birktirmeye zorlamak" ise, bu durumda mantıksız mı olur? hisse fonuna vs. bağlarım o sorun değil de, genel olarak sormak istedim.
0
tchuck
(20.11.23)
tek pozitif yanı "biriktirmeye zorlamak" değil. siz 100 koyunca devlet de "aferin al 30 da benden" diyor. devlet katkısı fonları biraz tırt, o ayrı konu.
0
zakk
(20.11.23)
@zakk,

yok ona baktım enflasyona karşı erimeyen hiçbir fon yok.

üstelik onu kazanmak için de galiba 56 yaşına kadar devam etmek gerekyior. bu matematikle bakınca, o %30, 20 yıl sonra %2ye falan düşer.
0
🌸tchuck
(20.11.23)
Sepet yapmak, her zaman daha karlı. Altın, euro, dolar vs. gibi.

Bireysel emeklilikte, eğer fonları kendiniz yönetmezseniz, paranız eriyor. Geçen sene 100 bin TL ile, bu sene 100 bin TL aynı para değil. Para heder olup gidiyor.

Fonları, kendim yönetip iyi kazanıyorum diyenler var. Ancak çevremde görmedim ben. En güzeli yine sepet gibi geliyor.

Borsadan uzak durun.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.
0
kartallar yuksek ucar
(20.11.23)
devlet katkısı fonlarında yönetmelik değişmediği sürece ve enflasyon etkisinde yalan olabilir. şartlar değişirse olmayabilir de.

normal emeklilik fonlarında 1 yılda %100+ yapan çok fon var.
www.tefas.gov.tr
0
zakk
(20.11.23)
aracı kurumlar devlet katkı payını kendilerine mâledecek kadar çok hizmet ücreti alarak devlet katkı payını iç ediyorlardı. o zaman da (2016 filan) mehmet şimşek bakandı ve bu noktaya değinmişti. Sonra ne oldu bilmiyorum.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(20.11.23)
sürekli fon takip edebilirseniz güzel hoş yılda 3 kere fon değişimi izni veriyorlar, ben bireysele attığım paraya ölü para olarak bakıyorum. son 7 senede getirisi döviz artışı ile karşılaştırılamaz bile, düşen fonlarda çok takip etmek lazım hep
0
eja
(20.11.23)
BES'te en önemli mevzu, devlet katkısını alabilmek ama genel anlamda da paranızı değerlendirebilmeniz lazım. BES'inizin olduğu/olacağı firmadaki fonları ve geçmişe yönelik performanslarına dikkat etmeniz gerekir. genel olarak takip edip fon dağılımınızı doğru yapacaksanız, iyi bir yatırım olabiliyor. ama sistemin size otomatik atadığı fonda dümdüz kalırsanız, enflasyon karşısında erimemesi mümkün değil.
0
co2s2
(20.11.23)
Artısı devlet katkısı ama diğer cevaplarda da konuşulduğu gibi onun da kazancı az ve almak için şartlar var. ben de 34 yaşındayım. planım 46 yaşında BES'e başlayıp 56'da almak. O zamana kadar kendim biriktiririm fon, hisse vb olarak.
0
perferil
(20.11.23)
türkiye'de vatandaşın %95'i falan BES'i bir yatırım aracı olarak görüyor ama değil. bes bir emeklilik sistemidir. bunu anlamadıktan sonra ne girin ne bulaşın. benim 2 bes hesabım var birine aylık 1000, diğerine 3000 atıyorum her ay.

28'de başladım, hesaplarım ve geçmiş yılların getirilerine bakınca her ay yaptığım 100-150$ civarındaki yatırımım sayesinde 60 yaşından itibaren bugünün parasıyla aylık 32bin tl maaş alabilecem.

geliriniz ne kadar bilmiyorum ama benim için 150$ para değil rahatça atıyorum. siz 400$ atacaksanız toplamda, bu gelirinizin düşük bir bölümü olmalı. yatırım yapmak ve BES farklı şeyler. 400$ tüm birikiminiz ise ya da çoğu ise o zaman yatırıma yönlendirin daha mantıklı olur.

tekrar ediyorum yatırım ile bes farklı şeylerdir.
0
avatar is back
(20.11.23)
(3)

bu alan adları nerede saklanıyor?

alt4y
yani nasıl anlatsam.şimdi mesela elan musk tuttu twitter'ın adını değişip eksiseylerduyurularfalan.com yaptı diyelim. şu an böyle bir alan adı yok.adam bu alan adını teknik olarak kendi serverlarına falan işliyor ya da kaydediyor ama öğrenmek istediğim bu sistem nasıl çalışıyor. yani buna o zaman il
yani nasıl anlatsam.

şimdi mesela elan musk tuttu twitter'ın adını değişip eksiseylerduyurularfalan.com yaptı diyelim. şu an böyle bir alan adı yok.
adam bu alan adını teknik olarak kendi serverlarına falan işliyor ya da kaydediyor ama öğrenmek istediğim bu sistem nasıl çalışıyor. yani buna o zaman ilk izin veren sistem microsoft gibi bir şey mi? kanunlar tarafından da doğal olarak alan adı sahibi korunuyor falan.

mesela biri istese hukuk dışı olarak dünyadaki tüm alan adlarının erişimini kapatabilir mi ?

anlatabildim mi yani bu alan adına yazdığım şeyler ne sayesinde açılıyor.
0
alt4y
(19.11.23)
prole
(19.11.23)
büroksi tarih bir arada bir soru bu.

böyle çoook bürokrasi vs. falan düşünme, bir yerde çalışan bir adamın kendi işlerini otomatikleştirme kolaylaştırma yolu ile başlayıp bir yapıya zamanla dönüyor. bürokrasi vs. zamanla geliyor. öyle her şey en başından düşünülüp yapılmıyor.

dns in ilk versiyonu bildiğin bir txt dosyasına ip adresi, domainname.com yazmak bunu da biri yapıyor, faksla, telfonla, hatta mektupla gelen ip adresi, domain'i kaydediyor falan zamanla sistem böyle oluyor.
0
selam
(20.11.23)
sunucular da dahil olmak üzere her bilgisayarın bir IP adresi vardır. bu ip adresleri bizim ezberimizde tutamayacağımız 144.183.211.176 gibi sayılardır. birseybirsey.com adresini satın aldığınızda, bir ayar yaparak "artık birseybirsey.com adresi şu ip adresine gitsin" şeklinde bir komut veriyorsunuz. "domain name server" dediğimiz DNS sunucuları da bu bilgiyi saklıyorlar ve ben kendi bilgisayarımdan birseybirsey.com adresine gitmek istediğimde, benim bilgisayarım önce DNS sunucusuna "bu adres hangi ip adresinde?" diye soruyor. DNS de IP adresini veriyor, bilgisayar artık oraya gidiyor. bunun organizasyonunu ICANN isimli kurum yapıyor. sözde ICANN'da her ülkenin temsilcisi var, hiç bir ülkeye hiç bir şirkete ait değil.
0
co2s2
(20.11.23)
(2)

Erkek sahne kıyafeti nerelere bakabilirim?

dolantindr
Merhaba. Elektro gitarla alakalı kafamda bir stüdyo kaydı projesi var bir baterist arkadaşla beraber. Popüler bir şarkıyı çalacağız ancak sahne atmosferine girebilmem için üzerimde de buna yönelik bir şey olması lazım. şarkı enerjik bir şarkı. Pop türünde ve içinizi gıcıklayan dans riffleri var. Böy
Merhaba. Elektro gitarla alakalı kafamda bir stüdyo kaydı projesi var bir baterist arkadaşla beraber. Popüler bir şarkıyı çalacağız ancak sahne atmosferine girebilmem için üzerimde de buna yönelik bir şey olması lazım. şarkı enerjik bir şarkı. Pop türünde ve içinizi gıcıklayan dans riffleri var. Böyle bir konsepte, üzerime bir şey lazım.

townsquare.media
encrypted-tbn0.gstatic.com
encrypted-tbn0.gstatic.com
i.insider.com

Bunlara biraz baktım ama malum alışveriş sitelerinde pek de kafama göre bir şey bulamadım. Harry styles'ınki gibi ışıltılı bir şeyler düşünüyorum. Önerebileceğiniz bir site var mı, ya da gidip bakabileceğim bir yer?

Teşekkürler.
0
dolantindr
(19.11.23)
bu tarz kıyafetlerin genel olarak diktirildiğini biliyorum. bir yerden gidip de hazır satın almak mümkün değildir. kaldı ki sadece stüdyoda giyecekseniz ne gerek var?
0
co2s2
(20.11.23)
Bence en güzeli ikinci el kıyafet ve kostüm satan mağazalara bakmak olur. Vintage bir kostüm oluri 80'ler,90'lar teması olur. Mağazayı gezerken mutlaka aklınıza yeni fikirler de gelir. Beyoğlunda böyle birkaç mağaza var. oralara bakabilirsiniz.
0
thracia
(20.11.23)
(3)

Anadolu yakası meyhane, restoran

kondansator
Selamlar, bayram sebebiyle İstanbul’a gelince kardeşim ve eşini yemeğe çıkartalım dedik. Ancak bayağı kopmuşum, bildiğim heryeri unutmuş gibiyim. Maltepe Bostancı dolaylarında rakı İçip meze tırtıklayıp maaşı masada bırakmayacağımız mekan arayışındayız. Önerileriniz için teşekkürler.
Selamlar, bayram sebebiyle İstanbul’a gelince kardeşim ve eşini yemeğe çıkartalım dedik. Ancak bayağı kopmuşum, bildiğim heryeri unutmuş gibiyim. Maltepe Bostancı dolaylarında rakı İçip meze tırtıklayıp maaşı masada bırakmayacağımız mekan arayışındayız. Önerileriniz için teşekkürler.
0
kondansator
(20.04.23)
Alaçatı kafası suadiye güzeldi.
0
ruhen hastayim ben
(20.04.23)
Bostancı'da asmaaltı var tren istasyonunun altında.

az uzakta Pendik'te lipa var .. kesinlikle gitmeniz lazım.
0
co2s2
(20.04.23)
Bostancı özasmaaltı +1
0
vedatchilipeppers
(21.04.23)
(8)

dişlerinizi beyazlatmak için ne kullanıyorsunuz?

asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
günde 2 kere özenli bir şekilde fırçalamama rağmen bir türlü düzgün bir beyazlığa kavuşamadı dişlerim. beyazlatmak için siz ne diyorsunuz?
günde 2 kere özenli bir şekilde fırçalamama rağmen bir türlü düzgün bir beyazlığa kavuşamadı dişlerim. beyazlatmak için siz ne diyorsunuz?
0
asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
(18.04.23)
bildiğim kadarıyla dişler bir kere sarardıktan sonra tekrar beyazlatmak sadece diş fırçalamak ile olmuyor. en azından bir kere dişçide temizletmeniz / parlattırmanız lazım.
0
co2s2
(18.04.23)
Kahvedesu
(18.04.23)
www.hepsiburada.com
dişleri beyazlatmak için değil ama çay-kahve tüketimi sebebiyle oluşan lekeleri çıkaran harika bir ürün. zımparamsı bir ürün. anında çıkarıyor lekeyi.

6 ayda bir devlete gidip diş temizletme yaptır yeter. özel yerlere binlerce lira saçmana gerek yok. en fazla 1-2 ay sonra yine sararacak çünkü. parana yazık.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(18.04.23)
deepex
(18.04.23)
çay kahve içiyorsanız zaten o dişler ne kullansanız da sararıyor. ben eyüp sabri tuncerin karbonlu diş macununu kullanıyorum.

ben hayatımda 2 kere beyazlattım. eninde sonunda yine sararıyor. genetik değilse beyaz kalması zor. ayrıca beyazlattığımda bana söylenen şey diş minesine çok zarar verdiğiydi. 2.'den sonra mineye çok zarar veriyor demişlerdi.
0
false pretension
(18.04.23)
(bkz: oil plulling) yap
0
sanemz
(18.04.23)
Disin dogal rengi beyaz degildir hafif sarimtraktir. Disin habitatini bozarsiniz. Yapmayin. Dis beyazlatilmaz. Dişçinin yaptigi zararli bi islem.
0
kimilolo
(18.04.23)
Dis rengi zaten beyaz degildir ki. “Beyazlatmak” disin yapisini bozan bir sey.
0
invictae
(19.04.23)
(3)

yatırım

the guy from batman
bu ortamda dolar almak mantıklı mı?
bu ortamda dolar almak mantıklı mı?
0
the guy from batman
(18.04.23)
mantıklı.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(18.04.23)
Benim dönen varlıklarım borsada ve dolar bazlı enstrümanlarda. kısa vadeli TL borçlarım için vadelide tuttuğum TL para da var.
0
gabe h coud
(18.04.23)
bugüne kadar dolar kimseyi üzmedi, bundan sonra da üzmez bence. doların hayvan gibi baskılandığını düşünüyorum. seçimin 2.tura gitmesi halinde, hükümetin dolardaki freni çekip "bakın şu istikrarsızlık bile dolara ne yaptı, bundan sonrasını siz bilirsiniz" diyeceğini düşünüyorum. seçimi ilk turda akp kazanırsa yine ayağını frenden çekecek, dolar yine uçacak. kılışdar kazanırsa, kısa vadede frene basacağını düşünmüyorum. bu tarz frenlemeler için öncelikle tozun dumanın durulmasını bekleyecektir.
0
co2s2
(18.04.23)
(4)

Suni Deri ve Hakiki Deri nerden yapılıyor?

the sound and the fury
Aradaki fark nedir ve acaba gerçeği ile sahtesini ayrımı nasıl yapılır.
Aradaki fark nedir ve acaba gerçeği ile sahtesini ayrımı nasıl yapılır.
0
the sound and the fury
(18.04.23)
Abi yani suni deri bildiğin plastik işte pvc/poliüretan madde; hakiki deri de tabaklanmış hayvan derisi kabaca, koklayınca bile anlarsın gerçek deriyle suni deriyi gerçek deri bildiğin post gibi kokuyor suni der, plastik plastik kokar.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(18.04.23)
Hakiki deri kokar.
0
komando kani var bende
(18.04.23)
arkasına bakabiliyorsanız, suni derinin arkası dokuma gibi görünür, hakiki derinin arkası süet gibidir.
0
co2s2
(18.04.23)
hakiki derinin arkasında astar varsa arkasından anlaşılmaz ancak birleşim noktasına bakabilirsin orası böyle süet gibi olur böyle belli eder kendini. suni deri muntazam olur taşan vs bir şey olmaz.
0
not sure if serious
(18.04.23)
(4)

İşyerinde Görev Değişikliği Hk.

banabirazkendindenbahset
Arkadaşlar merhaba, ben bir yazılım şirketinde hesap yöneticisi olarak görev yapıyorum 4 yıldır. Şirket ani bir kararla bizleri zorunlu müşteri toplantılarına göndermeyi planlıyor haftanın hergünü. Görev tanımımızda böyle sahaya çıkıp hem de toplu taşımayla müşteri ziyareti yapmak gibi bir şey yok,
Arkadaşlar merhaba, ben bir yazılım şirketinde hesap yöneticisi olarak görev yapıyorum 4 yıldır. Şirket ani bir kararla bizleri zorunlu müşteri toplantılarına göndermeyi planlıyor haftanın hergünü. Görev tanımımızda böyle sahaya çıkıp hem de toplu taşımayla müşteri ziyareti yapmak gibi bir şey yok, bu duruma karı ne yapılabilir fikri olan varsa iletebilirseniz çok müteşekkir olurum.
0
banabirazkendindenbahset
(18.04.23)
hesap yöneticisi dediğin "account manager" değil mi?
account manager'ın görevi müşteri toplantılarına gitmek, görev tanımının temelinde bu var yani. format olarak sahada veya uzaktan olması tartışılabilir ama eğer title'ın account manager ise müşteri toplantılarından kaçmaman lazım.
0
roket adam
(18.04.23)
hesap yöneticisinin müşteri toplantısına girme zorunluluğu olup olmadığından bağımsız bir şey soracağım.

şirketiniz sizi artık hesap yöneticisi olarak değil de, hesap direktörü ya da uzmanı ya da ismine ne derseniz, yeni bir pozisyona atadı / terfi ettirdi ve bu pozisyonun tanımında müşteri toplantılarına girme zorunluluğu var. böyle bir durumda ne yapacaksınız?

yasal olarak bir şey yapabilmeniz mümkün müdür bilmiyorum ancak böyle durumlarda, bu kararı alanlarla konuşmanız lazım. bu kararın ne gibi zararları olduğu, neden işlemeyeceği gibi konuları konuşmanız, anlatmanız lazım. bence haklı olduğunuz tek nokta toplu taşımayla sürekli olarak bir yere gidilmesinin mümkün olmadığı. eğer her gün toplantıya gidilecekse, şirket size araç tahsis etmeli.
0
co2s2
(18.04.23)
Dönüşleri için çok teşekkürler cevap vermek isterim, ilettiğiniz gibi account manager olarak görev yapıyorum fakat hali hazırda sürekli müşterilere giden kalabalık ve ayrı bir saha ekibimiz zaten mevcut, yaklaşık 20 yıldır da şirketin işleyişi bu şekilde devam ediyor.

3. soruya istinaden genel olarak konuşmam gerekirse yeni verilen resmi görev/terfiyi reddetme hakkınız mevcut, mevzautta da yeri var bunun. şu an yapılan "artık bunu da yapacaksınız hadi bakalım" tarzı bir yaklaşım.
0
🌸banabirazkendindenbahset
(18.04.23)
Hukuki kismini bilemem ama çoğu account manager zaten her hafta müşteri gezisinde oluyor. En azindan benim calistiklarim (özellikle forwarder firmalari).
0
logisticsmanager
(18.04.23)
(9)

hangi parti ?

the junior jr
istanbul'da ikamet eden birisiyim. 14 mayısta oy kullanacağım.millet ittifakında chp ya da iyip'e vermem konusunda kararsızım. hangisi mantıklı olur d'hondt sistemini baz alırsak? 1-chp2-iyip3-farketmez
istanbul'da ikamet eden birisiyim. 14 mayısta oy kullanacağım.
millet ittifakında chp ya da iyip'e vermem konusunda kararsızım. hangisi mantıklı olur d'hondt sistemini baz alırsak?
1-chp
2-iyip
3-farketmez
0
the junior jr
(18.04.23)
o farketmiyor bildiğim kadarıyla, bence chp'ye verin yine de...
0
gadlemler
(18.04.23)
İstanbul homojen olarak seçime katılmıyor. 3 seçim bölgesine ayrılmış durumda.
Hangi seçim bölgesinde olduğunu ve o bölgede hangi partilerin güçlü olduğunu tespit et.
Ona göre oyunun rengini şekillendir.

tr.m.wikipedia.org:%C4%B0stanbul_%C4%B0li_Se%C3%A7im_B%C3%B6lgeleri_Haritas%C4%B1.png
0
Mirket
(18.04.23)
d'hondt sistemi ile biraz da şans bu işler sanırım. bir excel tablosunda minik bir deney yaptım:

7 vekil var. 3 parti var. a partisi sabit 125bin oy alsın. b partisi ve c partisi 80bin oyu bölüşsün.

b partisi 76bin oy alırsa, a partisi 4 vekil, b partisi 3 vekil alıyor.
b partisi 65bin oy alırsa, a partisi 5 vekil, b partisi 2 vekil alıyor.
b partisi 54bin oy alırsa, a partisi 4 vekil, b partisi 2 vekil, c partisi 1 vekil alıyor.
b partisi 40bin oy alırsa, a partisi 5 vekil, b partisi 1 vekil, c partisi 1 vekil alıyor.

yani

c partisinden b partisine biraz oy kaydığında, a partisinin 1 vekili b partisine geçiyor.
c partisinden b partisine biraz daha oy kaydığında, c partisinin 1 vekili a partisine geçiyor.
c partisinden b partisine biraz daha oy kaydığında, a partisinin 1 vekili b partisine geçiyor.

özet : fark ediyor ama sonuç iyi de olabilir, kötü de olabilir.
0
co2s2
(18.04.23)
seçimlerde parti seçmiyoruz mecliste bizi temsil edecek milletvekillerini seçiyoruz.
oylarımızla inandığımız, güvendiğimiz, görüşlerimizi temsil eden ve mecliste haklarımızı en iyi şekilde savunacağını düşündüğümüz kişileri seçiyoruz.

a partisi b partisi seçimi değil.
istanbuldan hangi adayı mecliste görmek istiyorsanız onu seçin
0
astronom bey
(18.04.23)
d'hont sistemi buyuk partileri kayiran bir sistem. Buradan sistemi Bilal'e anlatir gibi bulabilirsiniz: evrimagaci.org
Kisaca: Kucuge atilan her oy risktir bu sistemde, bosa gitme olasiligi fazladir
0
freedonia
(18.04.23)
soruna cevap: 3. şık hocam.
ikisi de (doğal olarak) barajı geçebilecek partiler.
atacağın oy -eğer sadece bu 2 parti arasındaysan- d'hondt yüzünden boşa gitmez (ya da şöyle diyeyim boşa gitmesi bayağı güç, oyların ciddi ciddi kafa kafaya kalması lazım)

ama illa ki detaya ineceğim diyorsan, istanbul'un hangi bölgesindesin oraya bak ve 2018 seçimlerinden yola çık. ona göre kim daha güçlüyse ona vurursun mührü.

bu arada, bu duyurunun altını da 2 tane aktroll basmış :d
biri de soruyu anlamamış, adam ittifak, hatta ittifak özelinde parti soruyor gelmiş cb tavsiyesi veriyor :d
0
thedepressed
(18.04.23)
keşke dememek için chp
0
kondansator
(18.04.23)
tip
0
mikahakkinen
(18.04.23)
tip.
0
pardus
(19.04.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.