Giriş
(9)

Bi akıl verin. Kaldım arada

yesil elma
(sözlük hesabımla yazmak istemedim. şimdi baktım da biraz uzun olmuş. okuyanlara şimdiden şükranlarımı sunayım)Merhaba,Mühendislik son sınıf öğrencisiyim. Bi vakıf üniversitesinde burslu okuyorum. 3. sınıfa kadar tek hayalim, okulu bitirip klasik bir şirket açıp ,ya da bir şirkette çalışıp, evlenip
(sözlük hesabımla yazmak istemedim. şimdi baktım da biraz uzun olmuş. okuyanlara şimdiden şükranlarımı sunayım)

Merhaba,

Mühendislik son sınıf öğrencisiyim. Bi vakıf üniversitesinde burslu okuyorum. 3. sınıfa kadar tek hayalim, okulu bitirip klasik bir şirket açıp ,ya da bir şirkette çalışıp, evlenip çoluk çocuga karışıp gayet klişe bir hayat sürmekti. 3. sınıfın başında bi takım rastlantıların da sonucunda, bölüm başkanı beni bir hocayla tanıştırdı. öğrenci asistanı olmamı istedi.

Hocam ODTU'yu 3.99'la üniversite birincisi olarak bitirmiş, ardından 10 yıl MIT'de master+doktora yapmış, ardından da Boston'a yakın bir şehirde (Lowell) birkaç yıl hoca'lık yapmış çılgın bi adam. Amerika'da ki bilimum üniversitelerde tanıdık prof. arkadaşları var. çevresi çok geniş yani.

Kendisinin de çılgınca fikirleri, başvurmayı planladığı projeleri var. Bilgisinden sual etmem imkansız. Bu arada hocamın karısı da aynı bölümde. o da hocam yani. zaten hoca'nın amerika'dan türkiye'ye gelme nedeni bu. aile.


Mesele şu;

Hocamın daha önce de yetiştirip Amerika'ya gönderdiği öğrencileri olmuş. Ama karısına, benim onlardan daha iyi olduğumu söylemiş. Zaten ruh ikizi gibiyiz. Huylarımız acayip uyuşuyor.
Hocam beni Amerika'da çalıştığı 2. üniversiteye göndermek istiyordu. Ben de başlarda çok istiyordum ama zaman geçtikçe, kendi hocamın kıymetini daha iyi anlamaya başladım. kendisini de çok seviyorum.

Bu yaz beraber Amerika'ya gittik. 1 ay boyunca Amerika'da ki evlerinde kaldım. çocukları gibi vakit geçirdim. Tabi beraber üniversiteleri de gezdik. MIT'de ki hocasıyla(ki o da Türk bir prof.) çalışmalar yaptık. MIT her mühendislik öğrencisi gibi benim de hayalini kurduğum bir yer. Beni yerleştirmeyi planladığı üniversiteye de gittik. İmkanlar mükemmel. Arkadaşlar edindim, çok hoşuma gitti.


Sorum şudur:

Ben hocama dedim ki; hocam ben amerika'ya gitmek istemiyorum. burda, sizinle kalmak istiyorum. ama başta hocanın karısı dahil tüm bölüm hocalarım amerika'ya gitmemi söylüyorlar. Master'i Türkiye'de yaparsam doktora için Amerika'da ki çoğu üniversitede doktora yapma şansımı kaçırabileceğimi söylüyorlar. Benim hoca da diyor ki, karar senin ama master'i burda yapsan dahi doktora'ya kesin amerika'ya gideceksin diyor. Adamın akademik çevresi çok geniş. Gayet sağlam bir yere sokabilir beni referansıyla.

O da benim kalmamı istiyor çünkü çok projesi var ama koşturcak yüksek lisans öğrencisi yok. Vakıf üniversitelerinin en büyük sıkıntısı işte. Beni bırakmak istemiyor bir bakıma. Bölüm birincisiyim. Bu işlere de çok hevesliyim.

Kalırsam: laboratuar(nasıl yazılıyosa işte) açacağını, benim de orda araştırma asistanı olarak çalışacagımı söylüyor. hem master yapcam, hem de maaş alcam. tam istediğim şey. hocamı da çok seviyorum hem. Beni klasik bir hayattan kurtarıp bilim dünyasıyla tanıştıran insan. Bi yanda da ailem. Onlardan da ayrılmayı pek istemiyorum açıkcası.

Gidersem: Amerika'daki gideceğim üniversite bölümümde dünya genelinde çok saygın bir üniversite. Dediğim gibi çok geniş imkanları, laboratuarları var. Boston'a da çok yakın. Sosyal olarak da tatmin edici bir çevre var. bu yaz da orda baya arkadaş edindim.


Kararsızım sözlük. Amerika'ya gitsem mi, burda kalsam mı? Hocamın bi kötü huyu var işte. yılların getirdiği yorgunluk nedeniyle biraz rahat adam. yani mesela, eylül ayında son başvuru tarihi olan şeyler vardı, başvuruları kaçırdık. korkum şu, kalırsam; okuldaki angarya işlerle ugrasmaktan, teknik olarak fazla geliştiremicem kendimi. hoca da rahat adam. yaparız ederiz var ama fazla takmıyo kafaya.
Ama akademik çevresi çok geniş. Açacağı laboratuar'da MIT ile ortak çalışma yürütüp, 6 aylığına konuk araştırmacı olarak MIT'ye gidebilme imkanım olabilir. En büyük hayalim.
Gidersem de, ailemden, hocamdan ayrı..


Hayatımı 100% değiştirkcek bi karar vermem gerekiyo. Sanki önümde farklı yollara açılan iki kapı var. Her Allahın günü aynı soruyu sormaktan artık beynim aşındı: Gitsem mi, Kalsam mı?
0
yesil elma
(09.10.10)
demin dedin en büyük hayalin mit diye

hayallerini gerçekleştirmen için FEDAKARLIK yapmak zorundasın. kolay olmaz öyle işler.

benim sana tavsiyem kesinlikle git amerikaya. türkiyede hiçbir şey yapamazsın ama amerikaya gidersen belki 20 yıl sonra nobel ödülü falan alırsın.
0
wessago
(09.10.10)
benim çıkış noktam da o işte. eğer amerika'ya gidersem, gitceğim üni'den MIT'ye zıplamam imkansıza yakın olabilir.

ama hoca sayesinde kısa süreliğine de olsa oraya girebilirim.
ama işte belli olmuyo. belki amerika'dan da jump edilebilir.

offffff. kafayı yicem ya. hep aynı sorular dönüyo kafada.
0
🌸yesil elma
(09.10.10)
imkanlar sınırsız olabilir, üniversiteler mükemmel olabilir ama hocanı orada bulamayacaksın.
önce şunu düşün, ondan alabileceğin neler var?
türkiyede kalırsan ondan neler öğrenebileceksin?
bu seni ne kadar geliştirecek?

eğer bunlar ağır basarsa, türkiyede kal.
çünkü eğer hocanı kaçırırsan, (ki gidersen, orada uzun bir süre kalacaksın.(yıllarca) kaçıracaksın) yıllarca uğraşsan da edinemeyeceğin şeyleri de kaçırabilirsin.

kariyer için tabi ki gitmen gerekir ama bence kariyer, hiçbir şeydir.
o sadece sana daha çok para kaandırır, egonu biraz daha büyütür.
ama eğer elinde yeterli birikim yoksa, hangi kariyere sahip olursan ol, hangi imkanlara sahip olursan ol, hiçbir şey yapamazsın.

kendini bir meyve olarak düşün, şimdi dalında mı kalacaksın? yoksa hemen konserve mi olacaksın?
eğer dalında kalman gerekiyorasa (ki bence gerekiyor) tam olarak olgunlaşana kadar dalında kal. çünkü sadece tam olarak olgunlaşırsan, konserven enfes olur. (:
0
buzkran
(09.10.10)
bence kesinlikle git.Hocan senin için emek vermiş bi yanda.sende bu emekleri başka öğrencilere verebilmen ülken için daha faydalı işler yapabilmen için bu büyük bir fırsat.gitmessen aklının bir köşesinde kalır o sonra başının etini yer.git bir başlangıç yap olmassa beğenmessen dayanamazsan geri dön."Gittim ama yapamadım hocam olmadı" dersin hem.
0
rain
(09.10.10)
bence gitmeyin. burada hocanızdan feyz alırsınız, o sizi yetiştirir, siz de ona yardım edersiniz. hem böyle bir adamın burada yüksek lisans da yapsanız orada doktora imkanı sağlayabileceği tahmin edilebilir (yanlış okumadıysam kendisi de böyle söylemiş).

doktora sürecine kadar da düşünme zamanınız olur.

bence de kariyer hayatın amacı filan diyildir. burada memnun olacaksınız kalırsınız, hatta şimdilik kalmanız sonradan karar değiştirip gitmenize engel de olmadığına göre, bence beyninizi aşındırmayın daha fazla.
0
uyuklayankedi
(09.10.10)
daha once yurt disi tecruben olup olmamasi da bence onemli.
ve tabii ki hayattan beklentin.

kimse gitmen ya da kalman gerektigini senden iyi bilemez ama buradan gorunen yurtdisi kariyerin ve bilgin acisindan daha avantajli. mutluluk getirir mi orasi ayri. kurulu bir duzenden ayrilmak zor tabi.
0
orcu
(09.10.10)
git tabi ki beyinsiz. bu böcek sürüsü insanların arasında kalıp ne yapacaksın, salak?

başarılı olsan ayağaına çelme takarlar, başarılı olmasan, götüne tekme vururlar, hiçbir şekilde sana hayat hakkı tanımazlar, he rşekilde seni sömürürler, götünü de yırtsan, cebine üç kuruş para ancak girer. üstelik o "aşüük olüüp evlenüüp çolüük çocüüğe karüşeceğüüün" güzel karın seni ona aldığın yüzüklerin, mücevhelerin değeri kadar sever.

-banüü büü aküül verüüün, gütsemm müü kalsamm müüüü?
0
Cem Şancı
(09.10.10)
git.
0
fdegir
(09.10.10)
bence fırsatınız varken gidin.
0
kayranin kedisi
(10.10.10)
(6)

tasarım sitesi

buzkran
böyle fincan, t-shirt veya takı tasarlayıp yükleyebildiğimiz, el emeklerimizi ele güne sergileyebildiğimiz ve tabi satabildiğimiz bir site vardı. hatta yamulmuyorsam sözlükle bir bağlantısı da vardı, neydi o?
böyle fincan, t-shirt veya takı tasarlayıp yükleyebildiğimiz, el emeklerimizi ele güne sergileyebildiğimiz ve tabi satabildiğimiz bir site vardı. hatta yamulmuyorsam sözlükle bir bağlantısı da vardı, neydi o?
0
buzkran
(02.10.10)
ekşibition'da düşünüldü daha sonra vazgeçilmişti sanırsam,

(bkz: #18244901)
0
ocanal
(02.10.10)
www.tish-o.com.tr

olabilir mi?
0
prodeq
(02.10.10)
0
serafettinn
(02.10.10)
uygulamaya geçilmemesine üzüldüm.
peki tish-o gibi başka siteler var mı bildiğiniz?
0
🌸buzkran
(02.10.10)
hjarteblod
(02.10.10)
www.zazzle.com var tam aradığın site
0
yuto
(03.10.10)
(9)

evde kına yapımı

tabudeviren
hani düğünlerde dağıtılan kına var ya...onu evde nasıl yapabiliriz? neler gerekir?
hani düğünlerde dağıtılan kına var ya...

onu evde nasıl yapabiliriz? neler gerekir?
0
tabudeviren
(28.09.10)
kına ve su.
0
rurouni
(28.09.10)
Kınayı suyla karıştırın o kadar.
0
cnky
(28.09.10)
kina ilik su ile macun haline getirilir. arzuya gore cevizin en dis (yas olan) kabugu yahut ceviz yapragi veyahut safran ilave edilebilir. surulur. afiyet olsun.
not: medikal bir gerekceniz yoksa kina yakmayin be, iyyyk midemi bulandirmistir hep...
0
thunder thunder thunder thundercats
(28.09.10)
arkadaş kınayı sormuş. yakılmış halini değil. (:

o kına satılıyor, yapılmıyor. yani benim bildiğim kadarıyla. kınanın benim bildiğim kadarı değil, onun hepsi satılıyordur da, konunun benim bildiğim kadarı böyle.
0
buzkran
(28.09.10)
bizim orada kınayı çay ile karıyorlar. suyu ilk kez duydum :S
0
zenc
(28.09.10)
valla düğün salonlarında görüyorum hep. suyla karıştırıyorlar.
0
ykyt
(28.09.10)
kırsal yerlerde kına çay ile karılır ki iyi tutsun... işin ehli onlar...
ayrıca sorduğun soru bu değil biliyorum
0
.aylin.
(28.09.10)
eğer tozun nasıl yapıldığını soruyosan o hazır satılıyor. hiç evde yapanını duymadım.

o toz kınanın nasıl macun yapıldığını soruyosan; o tozu suyla ıslatırlar. çayla da ıslatırlar ki rengi daha güzel çıksın. şarapla ıslatınca da çok hoş bir kızıl oluyor.

macunu nasıl süreceğini soruyosan; ki buna kına yakmak denir, nerene süreceksen istediğin şekli verip oraya sürersin. 15-20 dk bekletsen yeter. ne kadar çok bekletirsen o kadar koyu renkli olur ve uzun süre kalır. yalnız tırnaklarına sürersen, tırnak uzayıp da o kısmı kesene kadar çıkartamıyorsun. hatırlayınız, seçimlerde parmağa sürülen boyalar vardı.

bi de bizim buralarda kızlar çitme yaparlar ki, ellerinde dövme gibi olur. onu da şu eski teyp kasetleri var ya, onların içindeki siyah şeritleri parmaklarına spiral yada çapraz, değişik değişik sararlar, (çok sıkı sararsan kan gitmez ama gevşek sararsan da araya kına kaçar, iyi ayarlamak lazım) onun üstüne kına yakarlar. kına naylondan açıkta kalan yerleri kızıla boyar. gene 15-20 dk beklersin. açtığın zaman aynen dövme gibi olur. gene tırnak konusuna dikkat.
0
halanne
(28.09.10)
kınanın kendisi: attar/baharatçılardan yahut hacı teyzelerden kiloyla alınır.

plastik mini torba: bilmiyorum.

zımba: kırtasiyeciler.

porselen kutu: istanbul'da eminönünde şark han benim aldığım ve ilk aklıma gelen.

tül kese: istanbul'da eminönünde şark han benim aldığım ve ilk aklıma gelen.

kına torbaya kaşıkla konur, zımbalanır. porselen kutuya konur. keseye konur. en zahmetsiz evde hazırlananı budur.

temin olayı için en iyisi çeyizcilere sormak. hatta çeyizciler hepsini satıyor da olabilirler...
0
thunder thunder thunder thundercats
(29.09.10)
(7)

Bez Dolap Kurulumu

wanxpy
3 gündür 3 arkadaş 1 dolabı kuramadık. Kendimizi aptal gibi hissediyoruz. Nasıl kurulur anlatabilecek, gösterebilecek birisi varsa çok iyi olur. Bize yardım edin lütfen.
3 gündür 3 arkadaş 1 dolabı kuramadık. Kendimizi aptal gibi hissediyoruz. Nasıl kurulur anlatabilecek, gösterebilecek birisi varsa çok iyi olur. Bize yardım edin lütfen.
0
wanxpy
(23.09.10)
tabandan başlayarak yükselin. önce kalın platik ayakları ve ince demir bağlantıları takın. sonra üst katı yapmadan çuhasını giydirin. zaten o bez kısım biraz zorlanarak oturuyor ama sorun olmaz
0
angelofdeath
(23.09.10)
yalnız bunda hiç plastik parça yok. demek ki farklı çeşitleri var. ben en iyisi parçaların fotoğraflarını çekip koyayım buraya.
0
🌸wanxpy
(23.09.10)
bez tamamen demirlere oturmuyacak, yani dolap biraz yukarda kalıcak ayaklardan komple geçirmeye çalışırsanız yırtarsınız, biz yırtmıştık bir kere :)
0
kopek
(23.09.10)
images.gittigidiyor.com

bunun gibi birşey mi?
0
buzkran
(23.09.10)
@buzkran

kumaşı aynı ama altında plastik ayak yok ve rafı kontrplak.

anlayamıyorum içine kurma klavuzu koymak çok mu zor şunun.

içindekiler:

2 adet çift tarafı geçmeli boru
4 adet tek tarafı geçmeli boru
4 adet L şeklinde boru
4 adet kısa boru
4 adet biraz daha uzun boru
4 tane tel
1 tane kalın boru
1 tane raf tahtası
0
🌸wanxpy
(23.09.10)
bendeki modelde L borular birbirine bağlanıp iki adet U elde edilmiş. sonra bu U'lar diğer borular yardımıyla uzatılmış.

sanırım ilk dikkat edilmesi gereken yer şu, bu dolabın içinde bir adet askılık boru var, bu da bir buçuk metre uzunluğunda bir boru demek.
onu dierğlerinden ayır önce.
sonra dört adet iki metre boyunda ayak yapman lazım. borulardan iki metre uzunluğunda ayak yapmaya çalış.
bu dört ayağı L'lerdem yapılan U'larla birbirine bağlayabilirsin.

bir diğer konu da bu boruların bir yerinde üçüncü bir giriş olması lazım.

sen bunları bir dene, ona göre tekrar düşünelim. ve eğer fotoğraf koyabilirsen çok güzel olur.
0
buzkran
(23.09.10)
parça eksikmiş ^^
0
🌸wanxpy
(20.06.11)
(7)

bu böceğin türü ne?

buzkran
odada yalnızdık ve üstüme serbest dalışlar yapmasına istinaden öldürdüm.şimdi ise merak ediyorum, nedir ki bu? zehirli midir?http://img684.imageshack.us/img684/4092/img0784ka.jpghttp://img408.imageshack.us/img408/8195/img0785.jpg
odada yalnızdık ve üstüme serbest dalışlar yapmasına istinaden öldürdüm.
şimdi ise merak ediyorum, nedir ki bu? zehirli midir?

img684.imageshack.us

img408.imageshack.us
0
buzkran
(19.09.10)
imparatoriçe arı
0
brazzers01
(19.09.10)
yok, sanmam.
0
🌸buzkran
(19.09.10)
resmin sol üst tarafında da ölü bir arkadaş var. onu ne ara öldürdünüz
0
lord randal
(19.09.10)
"imparatoriçe arı" diye bişey mi var ki? google'da hiçbir şey çıkmıyor öyle yazınca. ama arkadaş "kraliçe arı" demek istediyse alakası yok. ben toprak altına yuva yapan arılardan birine benzettim. arı olduğu kesin ama türü konusunda tam emin değilim.
0
daysleeper
(19.09.10)
çok korkunç. nerede yaşıyorsun yahu?
0
crystalsoul
(19.09.10)
çömlekçi eşek arısı
0
ermanen
(19.09.10)
bir tür eşek arısı sanırım, haklısınız. o üst köşedeki arkadaş zaten oradaydı, ben arının naaşını yanına taşıdım. fotoğraf için ışık lazımdı.
yaşadığım yer kapadokya, Nevşehir.

yardım için teşekkürler. (:
0
🌸buzkran
(19.09.10)
(4)

İnternet Cafe'de adisyon?

ataturkiye
İyi akşamlar arkadaşlar,Şu an Afyonkarahisar'da bir internet cafe'de oturmaktayım. Telefonumun şarjının bittiği için sığındım aslında buraya. Amacım usb'den telefonumu şarj etmekti.Kasadaki adam usb kabloyu verdi ve ben bir masa açtım oturdum, ilk başta her şey normalken şimdi hesabımda fazladan 1.5
İyi akşamlar arkadaşlar,

Şu an Afyonkarahisar'da bir internet cafe'de oturmaktayım. Telefonumun şarjının bittiği için sığındım aslında buraya. Amacım usb'den telefonumu şarj etmekti.

Kasadaki adam usb kabloyu verdi ve ben bir masa açtım oturdum, ilk başta her şey normalken şimdi hesabımda fazladan 1.5 lira görünmekte.

Para zerre umrumda değil ama buralarda yabancılara tecavüz normal sayıldığı kendimi tuhaf hissettim. Uzun zamandır internet cafeye girmediğim için de raconunun ne olduğunu bilmiyorum.

Bir kablo için 1.5 lira vermek caiz midir?
0
ataturkiye
(13.09.10)
tipik türk vatandaşı: bir diğer türk kardeşimi nasıl sikerim!

ne caiz ne etik. zaten bu pezevenkler değilmi ramazanda fiyatları iki katına çıkaran.
0
istanbull
(13.09.10)
sorun bu 1,5 tl ücret nedir diye. normalde kablodan ücret alınmaz.
0
dis kapinin mandali
(13.09.10)
oralar çok da tehlikeli yerler değil bildiğim kadarıyla ve fazladan para kablo içindir sanırım. (:
0
buzkran
(13.09.10)
kabloyı satmış demek ki. alıp gitseydiniz.
0
sttc
(13.09.10)
(2)

maltepe-süreyyapaşaya yakın restoran

buzkran
maltepe başıbüyükte süreyyapaşaya servis yapabilecek restoran lazım.bir arkadaşım aylardır o hastahane de yatıyor, ellerinde sadece bir dürümcünün telefonu var ve arkadaşım dürüm yiyemiyor.eğer bir iki alternatif yerin telefonunu bulabilirsem çok güzel olur. (:800km uzakta olmasam ben bakıcam ama iş
maltepe başıbüyükte süreyyapaşaya servis yapabilecek restoran lazım.
bir arkadaşım aylardır o hastahane de yatıyor, ellerinde sadece bir dürümcünün telefonu var ve arkadaşım dürüm yiyemiyor.
eğer bir iki alternatif yerin telefonunu bulabilirsem çok güzel olur. (:
800km uzakta olmasam ben bakıcam ama işte.
hadi bi buldurun.
0
buzkran
(30.08.10)
yemeksepeti.com'dan bakabilirsiniz, başıbüyük seçiminde çeşitli restaurantlar görünüyor. hem siz de 800 km uzakta olsanız da sipariş verebilirsiniz. hastanıza geçmiş olsun.
0
doktor hektor
(30.08.10)
ordan en az 30tl ye sipariş götürüyorlar. dün dominos pizza normal getirdi. onun için başka var mı diye arıyorum. (:

yine de sağolun.
0
🌸buzkran
(30.08.10)
(7)

fotoğraf makinesinden webcam olur mu?

buzkran
soru bu işte, fotoğraf makinesinden webcam olur mu?yaptım diyen var, mutfağa limon sıkmaya yolldım, hazır sıkmaya başlamışken.
soru bu işte, fotoğraf makinesinden webcam olur mu?
yaptım diyen var, mutfağa limon sıkmaya yolldım, hazır sıkmaya başlamışken.
0
buzkran
(10.08.10)
Kameranın marka ve modeline göre değişir. Destekli sıkmış yani :)
0
janavarorion
(10.08.10)
sony dsc-80 veya canon s2 is var elde.
0
🌸buzkran
(10.08.10)
teorik olarak mümkün... ama çok zor ve çetrefilli ve imkansız...

ayrıca anca 2-3 fps falan olur
0
thunder thunder thunder thundercats
(10.08.10)
esasen video çeker gibi bir durum söz konusuymuş, bilemedim şimdi.
0
🌸buzkran
(10.08.10)
eğer webcam özelliği yoksa, fakat video out çıkışı varsa. ayrıca tv kartınızın veya ekran kartınızın "video in" girişi mevcut ise yine kullanabilirsiniz.
0
janavarorion
(10.08.10)
yuto
(10.08.10)
Esasen çin malı dandik fotoğraf makinelerinin hemen hemen hepsinde var. Markalı, kaliteli fotoğraf makinelerinin ise kimisi destekliyor, kimisi desteklemiyor. Destekliyor derken kendi yazılımı ile yapabiliyor anlamında. Ama kendi yazılımı yapamasa bile biz yapabiliriz, şöyle ki:
@janavarorion'un dediği gibi makinede video out ve ekran kartında da video in girişleri var ise makinedeki görüntüyü bilgisayardan alabilirsin. Bilgisayardaki herhangi bir görüntüyü webcam olarak gösteren programlar mevcut. O programlar ile de webcam gibi kullanabilirsin ki pek zor bir olay değil.

Özet geçersek: evet fotoğraf makinesi webcam olabilir, mümkündür.
0
darkredanger
(10.08.10)
(2)

Kargoda kayıp bilgisayar

creepandcreep
aras kargoyla servisten gelen laptopum teslim edileceği ile gelmiş ama 5 gündür kayıp ve bulunamıyor. bugün kayıp tutanağı tutuldu, faturası, sevk ırsaliyesi(ki bunun gerekliliğini hala anlayabilmiş değilim) ve tazmin dilekçesi istendi benden. 1 sene önce almıştım bilgisayarı o fiyata eşdeğer kalit
aras kargoyla servisten gelen laptopum teslim edileceği ile gelmiş ama 5 gündür kayıp ve bulunamıyor. bugün kayıp tutanağı tutuldu, faturası, sevk ırsaliyesi(ki bunun gerekliliğini hala anlayabilmiş değilim) ve tazmin dilekçesi istendi benden. 1 sene önce almıştım bilgisayarı o fiyata eşdeğer kalitede bir laptop alınamıyor şu anda o parayla. içinde parayla satın alınıp kullandığım bir program, kişisel ıvır zıvırım var. tazmin dilekçesi nasıl yazılır, nasıl bir ücret talep edilmelidir? yoksa dava açıp maddi manevi tazminat mı talep edilmelidir?
0
creepandcreep
(10.08.10)
bence direk dava aç.
0
buzkran
(10.08.10)
farklı bir kargo firmasında analistim ve kayıp kargo süreci inceliyordum iki haftadır ..
durumun senden ıstenılen belgelerın genel mudurluge gonderılmesı akabinde de gm'nin odenmesi kararı vermesiyle sonuclanır. kararla birlikte sana odenecek tutar fatura tutarıdır .. fazlasını mevcut kosullarda dava acman gerekir. dava nasıl sonuclanır bilmiyorum hukukcu arkadaslardan bu konuda gorus alman faydalı olacaktır , aynı tutarı alacaksan ugrasmana degmez..


tazmin dilekcesıne durumu anlatacak seyler yazsan yeterli olur..
.... genel mudurlugune ;
su gun , su fatura nolu gonderım fırmanızca kaybedılmıstır , zararımın tazmın edılmesını talep ederım , ilgili belgeler ektedir bla bla..
ad soyad tarih ımza dılekce detaylarınıda ekle olsun bitsin..
0
kennym
(10.08.10)
(2)

uzun süre şarj edilmeyen pil

buzkran
makine : sony dsc-w80 bu aleti yaklaşık iki-üç aydır şarj etmiyordum.şimdi taktım, açtım, çalışmadı.pili ölçüyorum, voltaj yok. şarj ediyorum, yaklaşık bir on dakika sonra şarj makinesinin ışığı yanıp sönmeye başlıyor.ölçü aletime pek güveniyorum ama sizce pil gitmiş olabilir mi?
makine : sony dsc-w80

bu aleti yaklaşık iki-üç aydır şarj etmiyordum.
şimdi taktım, açtım, çalışmadı.

pili ölçüyorum, voltaj yok. şarj ediyorum, yaklaşık bir on dakika sonra şarj makinesinin ışığı yanıp sönmeye başlıyor.

ölçü aletime pek güveniyorum ama sizce pil gitmiş olabilir mi?
0
buzkran
(12.07.10)
içini açtım baktım, kristal filan göremedim. :(
0
🌸buzkran
(13.07.10)
hiç uğraşma git doğubanka yan sanayi olsun original olsun ucuz fiyata sıfır pilini alır takar kullanırsın... uğraşmana değmez
0
priboi
(13.07.10)
(2)

canon is s2 açılmıyor

buzkran
makineyi yaklaşık bir aydır kullanmıyordum. bir arkadaşa lazım oldu, istedi verdim.bugün geri getirdi ve makinenin açılmadığını söyledi.pilleri değiştirdim, defalarca denedim ama açılmadı.arkadaş çok güvendiğim biridir ve makineyi düşürmüş filan olsa, canından kıymetli mi derim geçerim ama düşürmedi
makineyi yaklaşık bir aydır kullanmıyordum. bir arkadaşa lazım oldu, istedi verdim.
bugün geri getirdi ve makinenin açılmadığını söyledi.
pilleri değiştirdim, defalarca denedim ama açılmadı.

arkadaş çok güvendiğim biridir ve makineyi düşürmüş filan olsa, canından kıymetli mi derim geçerim ama düşürmediğini, aldığında açamadığını söyledi.

sizce ne olmuş olabilir?
bir şekilde reset'lemek filan, mümkün müdür?
istanbul avrupa yakasında tamir eden var mıdır?
varsa ne kadardır?

şimdiden sağolun. (:
0
buzkran
(04.07.10)
evet kabloyla bağladığımda da açılmıyor. :(
0
🌸buzkran
(05.07.10)
anakartını değişmek zorunda kaldik ama çalıştı.
0
🌸buzkran
(10.08.10)
(6)

koşun beyler klasik gitar aldım

sometimes
bunu evde kendi başıma nasıl öğrenirim?internetten filan nasıl yararlanabilirim?akor veya tab ezeberleyerek bi şeyler çalabilir miyim?özet geçmeyin uzun uzun yazın:D
bunu evde kendi başıma nasıl öğrenirim?internetten filan nasıl yararlanabilirim?akor veya tab ezeberleyerek bi şeyler çalabilir miyim?özet geçmeyin uzun uzun yazın:D
0
sometimes
(04.07.10)
youtube'da çok güzel videolar var. onlardan seçip, sırayla izleyebilirsin. ben öyle öğrenmiştim.

bu konuda ukalalık yapacak her er kişi, lafa "nota öğren" diye başlar, bu yüzden ben de öyle yapacağım, "NOTA ÖĞREN!"
0
buzkran
(04.07.10)
nasıl bulucaz o güzel videoları
0
🌸sometimes
(04.07.10)
valla nota öğrenmelisin tabi amma, ne çalacağına göre değişir klasik gitarın ile. yani akdeniz akşamları ve türevlerini çalacaksan hiç kasma. yaz googlea akdeniz akşamları akorlar veya ne bileyim cheri cheri lady chords ondan sonra zaten bu sayfalarda çalman gereken akorlara nasıl basman gerektiği de anlatılıyor. evet farkında olmadan nota değil akor öğrenmenin gerekliliğinden bahsetmiş olduk :)
yok hacı ben concierto de aranjuez çalacam diyorsan, o zaman indir guitar proyu, ondan sonra guitar pro tabs diye arat ve bunları guitar proyla öğrenmeye başlayabilirsin. ama yok ben flemenko öğrenecem diyorsan o zaman kendine bi hoca bulacan.
hadi kolay gelsin :)
0
lamneth
(04.07.10)
gitari tutus
oturus
parmaklarin pozisysonu
bare basislari
vs. gibi seyler icin mutlaka ama mutlaka ders alin iyi bir hocadan.

temel saglam olsun.
tek diyecegim budur.
0
la traviata
(05.07.10)
burada bir şeyler yazmıştım..genel anlamda kafanda bir şeylerin şekillenmesi için yardımcı olur..

sozluk.sourtimes.org
0
decameron
(05.07.10)
ver üç kuruş adam gibi birinden bir iki ay ders al, tutuşları falan düzgün öğren, sonra internet video dolu. ama insanın anlatması gereken şeyler de az değil...
0
babil baligi
(05.07.10)
(2)

zenci şerif -- komedi

buzkran
içinde zenci bir şerifin olduğu çok komik bir western vardı. bir iki sene önce izlemiş, çok gülmüştüm.dizi olduğunu ve cnbc-e de gördüğümü sanıyorum, görüntüsü eski değildi.neydi ki bu?
içinde zenci bir şerifin olduğu çok komik bir western vardı. bir iki sene önce izlemiş, çok gülmüştüm.
dizi olduğunu ve cnbc-e de gördüğümü sanıyorum, görüntüsü eski değildi.
neydi ki bu?
0
buzkran
(07.05.10)
bulgur
(07.05.10)
yok bu değil. bu çok eski. benimki 2000 den yeni ols gerek.

yine de saol.
0
🌸buzkran
(07.05.10)
(4)

Şarkı adı (tick tock)

buzkran
depeche mode gibi geldi bana ama bilemedim. bugün thales barın yanından geçerken duydum.bildik birşey ama sözleri de aklımda değil, sadece tick tock geçiyor içinde. ne dersiniz?
depeche mode gibi geldi bana ama bilemedim. bugün thales barın yanından geçerken duydum.
bildik birşey ama sözleri de aklımda değil, sadece tick tock geçiyor içinde. ne dersiniz?
0
buzkran
(15.04.10)
kesha'nın şarkısının (tik tok) cover'ı filan olmasın:\ tahmin tabii..
0
dambil
(15.04.10)
yok o değil. /:
0
🌸buzkran
(15.04.10)
gaia
(15.04.10)
REM - Drive'i diyorsun bence.
0
pyro clustic flow
(15.04.10)
(5)

sigortasız işçinin tazminat davası

buzkran
aynı iş yerinde çalıştığımız bir bayan arkadaş bir ay öncesi ağır bir hastalığa yakalandı. iş yerinde sigortasız olduğu için bir sürü hastane masrafı ve yan giderleri kendi cebinden ödemek zorunda kaldı.patron, sözde tüm masarafları karşılaycaktı ama beklediğimiz gibi hiç oralı olmadı.bu arkadaş, bi
aynı iş yerinde çalıştığımız bir bayan arkadaş bir ay öncesi ağır bir hastalığa yakalandı. iş yerinde sigortasız olduğu için bir sürü hastane masrafı ve yan giderleri kendi cebinden ödemek zorunda kaldı.
patron, sözde tüm masarafları karşılaycaktı ama beklediğimiz gibi hiç oralı olmadı.

bu arkadaş, bir buçuk yıldır, o iş yerinde sigortasız.
kendi sigortasız çalışmasını, ilgili ssk birimine ihbar etmek istiyor, daha sonra da iş verene tazminat davası açmak istiyor, çünkü işine geri dönemiyor, çalıştığı pozisyona başkası alındı.
her türlü madur durumda.

bilen arkadaşlar, tazminat davası ve ihbar hakkında bilgi verebilir mi?
bildiğiniz daha etkili yöntemler de varsa, işimizi gerçekten çok kolaylaştırır.

şimdiden saolun.
0
buzkran
(13.04.10)
sgk ya sikayet ediliyor, sonrasında mahkeme fln gleiyor.

calıstıgını belgelemesi lazım. tedavi rapor vs onları da belgelesin.
0
bryan fury
(13.04.10)
Avukat değilim ama fazla zaman kaybetmeden yapsın. Bazı durumlarda bazı süreler oluyor, şikayet için değil de dava için. Hukuk sitelerine de sorun buradan detaylı cevap gelmezse. Bir avukat arkadaşıma da hemen iletiyorum, hemen değilse de yarın size mesaj atarım.
0
uyuklayankedi
(13.04.10)
iş yerinde müşterilerden para tahsilatı yaptığı makbuzlar var. onalrı gösterebiliriz, ben şahitlik yaparım, gerekirse bizimle yıllardır çalışan müşteriler var onlar da şahitlik yapacaklardır.
cevaplar için tekrar çok sağolun. ((:

--
uyuklayankedi, dört gözle mesajını bekliyoum. (:
0
🌸buzkran
(13.04.10)
1) sgk'ya ihbar. belki müfettiş gönderirler.
2) iş mahkemesi'nde dava ya da iş teftiş kuruluna bir dilekçe (bu nispeten daha kolaydır ve masrafsızdır)
0
clementine
(14.04.10)
SGK'nın denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının yalnızca fiili tespit yaparak geriye yönelik olarak 1 yıla kadar hizmet verme yetkileri var,

ancak çalışanı denetimde çalışıyor olarak tespit edemezlerse bir şey yapılamaz. Çünkü şikayeti yapan kişi yalan söylüyor da olabilir.
Eğer kişi tespit edilirse ifadesi alınır ve ne zaman işe başladığı sorulur, beyanlara göre geriye yönelik olarak 1 yıla kadar hizmet verilir. Ancak 1 yıldan
daha önceki bir tarih söylenmişse, işyerinin defter ve belgeleri istenir, söz konusu işçinin herhangi bir belgede imzası ve ismi varsa, başka bir kanıta
ihtiyaç duyulmadan belgenin tarihinden yılın sonuna kadar hizmet verilir.
Yani kendi durumunu işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik merkezine elindeki kanıtların fotokopilerini ekleyerek ve bir ihbar dilekçesi yazarak
(dilekçede durumunu ayrıntılı anlatırsa iyi olur)

Şimdi şöyle bir durum var müfettiş gitti çalışanı tespit edemedi, sizin verdiğiniz belgelere bakarak işyerinin kayıtlarını isteyebilir de istemeyebilir de
yani orada onun kanaatine bağlı bir durum. İstemezse yapacak tek şey mahkemeye gitmek. İsterse kayıtlardan tespit edilmesini bekleyeceksiniz.

Eğer sizi orada tespit ederse bir yıllık hizmetten daha fazlası için kayıt incelemesi yapılacak. Kayıt incelemesi uzun süren bir süreç, geriye yönelik
olarak bir yıl işinizi görürse öyle beyan verip, hızlı bir şekilde geriye yönelik olarak bir yıl hizmet kazanabilirsiniz. Öbür türlü işlem uzayabilir. (Ancak bu dediklerim yalnızca müfettiş sizi çalışırken tespit ederse geçerlidir)

Eğer hiçbir şekilde kişinin çalıştığı tespit edilemezse 5510 sayılı kanunun 86. maddesinin 9. fıkrasına göre;
"Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği
yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır."
Yani iş mahkemesine dava açacak.
Müfettişler tanıkla hizmet kazandıramaz.
0
nik1
(14.04.10)
(3)

turkcell aran-kazan

buzkran
bu türkselim bir mesaj attı bana geçenlerde (öyle de samimiyiz yani), belli bir süre aranmam karşılığında bana konter verecekmiş. mesajı silmemiştim, hani çok aranan bir insan olduğum için işime yarar diye düşündüm. şimdi bakıyorum bulamıyorum mesajı.bu kampanya olaylarından da pek anlamam açıkcası,
bu türkselim bir mesaj attı bana geçenlerde (öyle de samimiyiz yani), belli bir süre aranmam karşılığında bana konter verecekmiş. mesajı silmemiştim, hani çok aranan bir insan olduğum için işime yarar diye düşündüm. şimdi bakıyorum bulamıyorum mesajı.
bu kampanya olaylarından da pek anlamam açıkcası, çok takip edesim yoktur.
mesajı bulamayınca apıştım kaldım, google biladere sordum, eveledi geveledi, sağlıklı bir cevap vermedi.
bile eden varsa söylesin, ayıptır. şuncacık garibanı üzmeyin.(ajitasyon mode on)
0
buzkran
(13.11.09)
"Aran Kazan Kampanyası 31 Mayıs'ta sona ermiştir. Mayıs ayına ait çağrılar ile kazanılan kontörler Haziran ayının ilk 10 gününde müşterilerimizin hatlarına yüklenmiştir."

www.turkcell.com.tr
0
rimednac
(13.11.09)
onu biliyorum üstadım, sağolasın. bana mesaj daha geçen hafta geldi. olaya o yüzden adapte olamadım. (:
0
🌸buzkran
(13.11.09)
etna
(13.11.09)
(6)

firefoxun kasılması

buzkran
bir html sayfa tasarladım. bu sayfanın içinde başka sayfaları çağırıyorum.bu çağırdığım sayfalar bir php sayfasının çıktısını ekrana basıyor.buraya kadar herşey normal.ilk denemelerde ilk sayfadan bir iki tane başka sayfa çağırdım. bir problem olmadı. sonra 13-14 tane çağırdım, çok hafif zorandı. ba
bir html sayfa tasarladım. bu sayfanın içinde başka sayfaları çağırıyorum.
bu çağırdığım sayfalar bir php sayfasının çıktısını ekrana basıyor.
buraya kadar herşey normal.

ilk denemelerde ilk sayfadan bir iki tane başka sayfa çağırdım. bir problem olmadı. sonra 13-14 tane çağırdım, çok hafif zorandı. bana lazım olan 14x13 lük bir kare.
yani ilk sayfadan 182 tane ayrı sayfa çağırmam lazım. kodu bu şekilde ayarlayınca firefox ecel terleri döküyor. iki üç dakika kilitleniyor, 1.22 gb yakın sayfa dosyası kullanmaya başlıyor.
çağırdığım sayfalar çok karışık değiller. dediğim gibi bir php dosyasına istekte bulunup gelen sonucu ekrana basacaklar.

şimdi ben bu kasmayı önlemek için ne yapmalıyım?
sorun php dosyasının 182 isteği yiyince yığılıp kilitlenmesi olabilir mi?
sorun buysa, ben bu çağırdığım sayfaların arasına bekleme koyabilirmiyim?
yada sorun çözümsüz mü, bu kilitlenmeye katlanacakmıyım?
0
buzkran
(24.04.09)
Çağırma? frame, iframe, ajax, php include/require ? Hangisi?
0
pichoscosama
(24.04.09)
hepsi için birer table çizip içinde iframe'yle çağırıyorum.
0
🌸buzkran
(24.04.09)
bu cagirdigin sayfalarin icinde ne var? mesala flash var mi?
onun haricinde soyle bir deneme yapabilirsin sorunun kaynagini bulmak icin. Her bir kare google.com'u yuklesin, bu durumda sorun senin serverda mi yoksa html sayfasinda mi anlarsin. Ayrica IE'de soyle bir olay vardi ayni anda ayni domainden sadece 2 tane dosya indirebiliyor digerlerini siraya koyuyor. Registry'den degistirmek mumkun bunu. belki firefox icinde gecerli bir ozellikdir.
0
badseed
(24.04.09)
şu son dediğin kafama yattı. sanırım böyle birşey var.
çağırdığım dosyaların içinde flash felan yok ama çeğırdıığım çıktı bir resim.
aslında sorunun bende olduğunu düşünmüyorum çünkü olay resimlerin ekran basılmasındaki bir takılma değil. resmen firefox iletişimi kesiyor. (:
daha sonra birden resimler yüklenmeye başlıyor.

bu framelerde google'ın logosunu çağırmayı deneyeyim bakalım. aynı şekilde kasacak mı.
0
🌸buzkran
(24.04.09)
peki sorun benden kaynaklanıyorsa, siz hangi çağırma yöntemini tavsiye edersiniz?
iframe bariz yavaş sanırım. (:
0
🌸buzkran
(24.04.09)
abov, kullanılan her iframe için browser ayrı process çalıştırıyormuş. benim sorunum kesin bu. demek bu yüzden bu kadar çok kasıyor.
çabucak include'ye geçmem lazım sanırım.
0
🌸buzkran
(24.04.09)
(4)

Richard Dawkins - sicaklik ve zaman ili$kisi.

karaktersiz
2 istegim var.1: richard dawkins'in web sitesinin icerigini turkceye birebir cevirmi$ bir kaynak ya da alintilar yapan adresler vs.. yani okuyunca, richard dawkins nedir? ne degildir anlayayim. yorumsuz bir kaynak olsun mumkunse.2: $imdi zamani durdurabiliyor olsak, gune$ isi yaymaya devam eder mi?
2 istegim var.
1: richard dawkins'in web sitesinin icerigini turkceye birebir cevirmi$ bir kaynak ya da alintilar yapan adresler vs.. yani okuyunca, richard dawkins nedir? ne degildir anlayayim. yorumsuz bir kaynak olsun mumkunse.

2: $imdi zamani durdurabiliyor olsak, gune$ isi yaymaya devam eder mi? sicakligi hisseder miyiz? i$ik olayini az cok anlarim da, zaman ve isi ili$ki ne durumdadir? birbirleriyle alakali midir? varsa bunun icin de kaynak istiyorum. (bu ingilizce olabilir)

te$ekkurler.
0
karaktersiz
(07.04.09)
ısı dalgalar halinde yayılır ve her dalga bir periyoda sahiptir. bu belirli bir zaman aralığındaki değişimdir. yani zaman olmazsa, dalga olmaz ve ısı da yayılamaz.
0
buzkran
(07.04.09)
2. sıkı durun:

buzkran doğru yazmış ama bir şeyi unutmuş. zaman durdu diyelim. güneş'ten bize ısı gelmeye devam etmez evet. amaa, halihazırda o anda gelmiş olan ısı da bir yere gidemeyeceğinden biz o andaki bize gelmiş olan ısıyla ısınmaya devam ederiz.

yaa yaa.
0
deckard
(07.04.09)
"ısı" dediğimiz şey maddelerin taneciklerinin titreşimleri dolayısıyla sahip oldukları enerjidir. eğer zamanı "durdurursak" tanecikler de titreşmez bu yüzden evrendeki tüm maddeler mutlak sıfırdaymış gibi görünür. gibi geliyor bana yoksa şüphen mi var *
0
ycan07
(07.04.09)
(1)

web sitesinin bir parçasını göstermek.

buzkran
bir veb sitesinin bir parçasını sayfamın bir yerinde göstermek istiyorum.misal x sitesinin anasayfasının 100px,100px:200px,200px koordinatlarındaki parçasını görebileyim.bunu sayfa içerisinde bir frame de iframede göstereyim. mutlu olayım diyorum.ben anlatamadım ama siz anladınız. (:başka detaylar l
bir veb sitesinin bir parçasını sayfamın bir yerinde göstermek istiyorum.
misal x sitesinin anasayfasının 100px,100px:200px,200px koordinatlarındaki parçasını görebileyim.
bunu sayfa içerisinde bir frame de iframede göstereyim. mutlu olayım diyorum.
ben anlatamadım ama siz anladınız. (:

başka detaylar lazımsa verebilirim.
0
buzkran
(02.04.09)
yardım için çok saol. ingilizce olan aramadan birşeyler çıkarmaya çalışacağım. bir de sanırsam curl ile baya kasarak birşeyler yapabiliniyormuş.
0
🌸buzkran
(03.04.09)
(5)

the return of the king'in (kralın dönüşü) e-kitabını arıyorum. #2

buzkran
daha önce sormuş bulamamıştım. tekrar bir yol sorayım dedim.kitapçılarda aradım ikinci eli yok. sıfırı da set halinde 30-40 mellon olunca e-kitap derdine düştüm ama nedendir bilkinmez kralın dönüşü internette hiçbir yerde yok.aslında var ama hepsi aynı hatalı dosya. abartma hakkımı saklı tutaraktan
daha önce sormuş bulamamıştım. tekrar bir yol sorayım dedim.
kitapçılarda aradım ikinci eli yok. sıfırı da set halinde 30-40 mellon olunca e-kitap derdine düştüm ama nedendir bilkinmez kralın dönüşü internette hiçbir yerde yok.
aslında var ama hepsi aynı hatalı dosya. abartma hakkımı saklı tutaraktan yüzlerce defa indirmişimdir. hepsi hatalı hepsi hatalı.
bi yardım edin abiler, fakir sevindirmek sevaptır. (:
0
buzkran
(13.03.09)
ustat ilk google aramamda hatta cikan ilk sonucta buldum ben. format txt herhalde i$ini gorur. indirip denedim, gayet de guzel yapmi$lar. linkini de vermek isterdim ama di$ariya acik yapmi$sin duyuruyu. kralin donusu e book olarak aratirsan bulabilirsin.
0
astaroth
(13.03.09)
Hatalıdan kastın É, á, ë gibi harflerin hatalı çıktığı pdf mi?
0
sui
(13.03.09)
Ha evet, pandorada tek RoTK orijinal 17 milyon bu arada.
www.pandora.com.tr

Hatta bir de buna bak:
urun.gittigidiyor.com
0
sui
(13.03.09)
gutenberg.org 'da orijinali txt formatında vardı galiba. türkçesini de gene netten bulmuştum.
0
oxibrinth
(13.03.09)
arkadaşlar belirtmeyi unutmuşum. ben türkçe çevirisini arıyorum. orjinalini okuyacak kadar ingilizcem yok malesef. :(
hatadan kastım, kitabın içeriğinin olmaması. sadece ortalardan 10 sayfayı sürekli baştan sona tekrar ediyor. sürekli yenilerini indiriyorum. bakalım biri düzgün denk gelecekmi.
0
🌸buzkran
(14.03.09)
(12)

bilim ve teknik'te darwin'e sansür! #3

uyuzcan
öncelikle:(git: 63069)sonra da bu:(git: 63207)Ekşi Duyuru’da öncülüğünü `want2die`’ın yaptığı, benim de (naçizane) ikinci adımına ön ayak olduğum kampanya sonuçlandı. Her iki duyuru an itibariyle toplamda 2100 kere okundu.Duyuruların okunma sayısına göre gerçekçi (=kötümser) bir tahminle yaklaşık %1
öncelikle:(git: 63069)
sonra da bu:(git: 63207)
Ekşi Duyuru’da öncülüğünü want2die’ın yaptığı, benim de (naçizane) ikinci adımına ön ayak olduğum kampanya sonuçlandı. Her iki duyuru an itibariyle toplamda 2100 kere okundu.

Duyuruların okunma sayısına göre gerçekçi (=kötümser) bir tahminle yaklaşık %10 kadar kişi TÜBİTAK’a açık mektubumuzu göndermiş olsa, 210 adet e-posta gönderilmiş demektir. Bunun yanı sıra beccaria tarafından kampanyamızı farklı platformlara taşımak anlamında bir adet facebook grubu oluşturuldu. Bu grubun an itibariyle üye sayısı 1458. Dolayısıyla sesimizi duyurduk!

Her ne kadar henüz bana, göndermiş olduğum e-mail dolayısıyla TÜBİTAK tarafından bir cevap verilmemiş olsa da, (ki cevap alabilen varsa lütfen haber versin) basın yoluyla yaptıkları açıklama yeterli görünüyor. Günah keçisi olarak kimin seçildiğinden bağımsız olarak, “Bilim ve Teknik” dergisinin ilerdeki bir sayısının tamamen Charles Darwin ve teorisine ayırılacağını duyurmuş olmaları önemlidir!

Bu noktada, herhangi bir sosyal veya siyasal kuruluş çatısı altında olmadan da inisiyatif kullanabileceğimizi göstermiş olduk bence.

Sonuç olarak bizi destekleyen ve karşıt görüşünü belirten herkese teşekkür ederim…
0
uyuzcan
(13.03.09)
önümüzdeki sayı demediler, bir sayımız tamamen bu konuda olacak dediler.
dört gözlen bekliyoruz biz de...
0
🌸uyuzcan
(13.03.09)
gözümüz aydın.
0
buzkran
(13.03.09)
@ want2die/ bu bilginin kaynağı nedir? öğrenmek istiyorum. eğer bu bilgi sahih kaynaklara dayanıyorsa bunu insanlara duyurmak isterim. eğer doğrudan doğruya bilim ve teknik yazarlarından biri-birkaçı ile görüşmelerine dayanıyorsa onlara da ayrıca ulaşmak isterim.
0
beccaria
(13.03.09)
hala darwinin TEORİSİNE inanıo musunuz? ya maymundan gelmiş olabilme ihtimaliniz nedir? hagi akla sığar bu?
0
huzeyfe bilge
(13.03.09)
uyuzcan' ın 2. duyuruda verdiği metini mail olarak tübitak' a göndermiştim. Bu sabah geri dönüş yapılmış. 2009 yılı içerisinde 1 sayıyı darwin' e ayıracaklarını belirtmişler. Ayrıntılı metine ulaşmak isteyen arkadaşlar olursa sözlük üzerinden mesajla yada okanakosman[et]hotmail.com adresinden ulaşırlarsa gönderebilirim.

Yada direk şurdan bakın olsun bitsin; getir.net

Hala maymun bilmem ne diyen arkadaşlara da şunu söylemek isterim; konu savunulan fikir değil, uygulunan sansür hakkında bir tepkidir. İleri de atıyorum, 5 vakit namazın tarihcesi diye bir yazı sansürlenince aynı tepkiyi vermezsiniz sanırım. Olmaz demeyin olur mu, olur. Teoriye inanmasak bile fikir özgürlüğüne inanalım bari.
0
sarjli matkap
(13.03.09)
eğer müslüman olmasaydım darwine inananların tipine ve karakterlerine bakıp maymundan geldiklerine inanırdım.
sizi bilmem ama benim atalarım insan. sizinkiler maymun olabilir.
0
huzeyfe bilge
(13.03.09)
fikir özgürlüğüne tamam diyoruz ama aynı özgürlük nedense islama gelince kısıtlanıo. sevmio sanmayın ama mesela atatürkü sevmeyen biri neden ceza alıo. sevmek zorunda mı. ya herkes özgür olsun yada herkes sussun.
0
huzeyfe bilge
(13.03.09)
canım ya(!), önce evrim teorisinin gerçekten ne dediğini öğren bence. maymundan gelme insanlar falan komik bunlar. evrim, insanın ve maymunun atasının aynı olduğunu söyler.
ama maymundan gelmek için inan evrime bile gerek yok! bir fikre, bir ideolojiye, bir teoriye gelmiş sansürü alkışlamaya anca böyle bir açıklama getirebilirim ben de.
0
lovely rita
(13.03.09)
ah bir de her fırsatta kendi mağduriyet edebiyatlarına başlamasalar. buradaki mesele bilim ve teknik'e gelmiş sansür canım, konu ne atatürk ne de başka bir şey.
0
lovely rita
(13.03.09)
canım lovely, evrim hakkında bilgim .var. sen maymunla aynı atadan geldiimize inanıo musun. insanlık bu kadar düştü mü. eğer konuyu derinleştirceksek sana şu bilgileri de vereyim. evrimin temelinde şu vardır. başlangıçta tek bi bakteri yeda ona benzer küçücük bi canlı varmış da o zamanla türeyip deişip başka canlılara dönüşmüş. ortama ayak utdurmuş falan. madem canlılar deişip ortama ayak uyduruo o zaman nie küresel ısınma yüzünden binlerce hayvan türü tehlikede. hadi dielim zamanla deiştiler. neden ara geçiş formu bulunamıo. her defasında bulundu die bişiler gösteriolar ama sonradan eklenti, el yapımı yada benzeri bi yalan olduğu ortaya çıkıo. ayrıca evrimde canlıların deişimini mutasyona da bağlıyolar. ama nedense bilim adamlarının yaptıkları mutasyon deneylerinin hepsi fiyasko.
0
huzeyfe bilge
(13.03.09)
bana bugün cevap geldi basın açıklamasını yollamışlar.
0
sleep may be the enemy
(13.03.09)
bana dün gelmişti cevap. bir günden az sürdü gelmesi.

ben ortalık yerde yoktan var olan insanlar görüp durduğum için evrime inanmıyorum ama maksat sansüre karşı olmak.
0
dr cucu
(13.03.09)
(1)

hiçbir şeyden parça tahmini

buzkran
iki parça var bulmak ve dinlemek istediğim fakat haklarında elle tutulur çok az şey bilmekteyim.birinci parça michael jackson'un dangerous albümünde olması gereken bir parça. doksanlarda bir zaman kasetin orjinalinden dinlemiştim, sonra kaseti kaybettim ve unuttum. şimdilerde aklıma geliyor ama aray
iki parça var bulmak ve dinlemek istediğim fakat haklarında elle tutulur çok az şey bilmekteyim.

birinci parça michael jackson'un dangerous albümünde olması gereken bir parça. doksanlarda bir zaman kasetin orjinalinden dinlemiştim, sonra kaseti kaybettim ve unuttum. şimdilerde aklıma geliyor ama arayıp ta bulamıyorum.
sözleri de aklımda değil aksilik.
"for living for you" "in the flying" "need you baby please" gibi gudik birşeyler var aklımda belki yardımcı olur. (:


ikinci parça, daha yeni. bir dönem dream tv de sıkça dönüyordu klibi. şimdi baktım onu da bulamıyorum.
tembellikle alakalı bir parçaydı hatta adında "lazy" geçiyor olması lazım. işte, ev sahibim beni evden kovdu, kimsenin ne dediği umrumda değil tembel bir yağmurun altında çimenlerden yatağım olduğu sürece her yer benim evimdir, gibi sözleri vardı.
hatta klibinde bir tabut sahnesi filan vardı. ellerinede tabutla bir kaç adam dans ediyordu fila.


şimdiden sağolun. (:
0
buzkran
(11.03.09)
ikiside çok güzel parçalar. (:
ama ııh bunlar değil.
0
🌸buzkran
(13.03.09)
(1)

Arama motorunda çıkan önceki aramalar (?)

sezercik yavrum benim
Ne de ilginç bir başlık değil mi? Evet derdim şu, mesela gugıl olsun sözlük olsun, arama motoruna bir kelime yazarken önceden aradığım kelimeler çıkmıyor. sürekli aynı şeyleri yazmak zorunda kalıyorum. ben istiyorum ki g'ye basınca "gay, göt" gibi önceki aramalarım belirsin hemen. nasıl düzeltebilir
Ne de ilginç bir başlık değil mi?
Evet derdim şu, mesela gugıl olsun sözlük olsun, arama motoruna bir kelime yazarken önceden aradığım kelimeler çıkmıyor. sürekli aynı şeyleri yazmak zorunda kalıyorum. ben istiyorum ki g'ye basınca "gay, göt" gibi önceki aramalarım belirsin hemen. nasıl düzeltebilirim bu sorunu?
0
sezercik yavrum benim
(11.03.09)
internet explorer kullanıyorsan;

menüden araçlar>internet seçenekleri>içerik>otomatik tamamla...>

dersin, gelen menüden ilgili seçenekleri seçip alttan tamam dersin. (:
0
buzkran
(11.03.09)
(11)

Şimdi biz sözlükteyiz ya, gerçekten ruh sağlığımız yerinde mi sizce?

diaspora
Arkadaşlar merhaba, Şimdi aslında bu konuya nasıl girilir? nereden girizgah yapayım diye çok düşündüm. Ama ben içimden gelenleri anlatacağım sadece ama sadece beni ilgilendiren kimseye yönelik bir kinim, nefretim olmadan hatta bu sözlük ortamını seven biri olarak dillendiriyorum. Bu sözlük macera
Arkadaşlar merhaba,
Şimdi aslında bu konuya nasıl girilir? nereden girizgah yapayım diye çok düşündüm. Ama ben içimden gelenleri anlatacağım sadece ama sadece beni ilgilendiren kimseye yönelik bir kinim, nefretim olmadan hatta bu sözlük ortamını seven biri olarak dillendiriyorum.

Bu sözlük maceram öyle yıllara dayalı bir durum değil. Yani sizler gibi bilmem kaç zamandır bu ortamların adamı değilim. çok kısa da değil aslında. her neyse..

Ekşi sözlükte dahil bir çok sözlükte bulundum. Sözlükteyken hikayesi olan her insanı dinledim. Gözlemledim. Bütün sonuçlar o kadar birbirine yakındı ki yani üzerinize alınıp sinirlenirsiniz diye hafiften çekiniyorum ama gerçek olan şu ki; hepsinde bir olmamışlık bir eksiklik hissettim, gördüm, dinledim.

Hayatımda antidepresan ilaçlar ile ilgili hayatımda ilk defa bu kadar bilgi sahibi bir grup gördüm. Hayatımda ilk defa "zirve" denilen hayatında yanından bile geçmemiş insanlarla tanışmak adına bir şehirden diğer bir şehire koşan insanları gördüm. O insanların buna duydukları nedenleri düşünmeye başladım. Dedim ya hep gözlemledim. Yılların vermiş olduğu rehaveti ve yaşamın içinde bağıra bağıra söyleyemedikleri durumları, halleri, düşünceleri, ifadeleri sözlüğe harıl harıl yazanları, sözlüğün içerisinde gülmeyi, eğlenmeyi, duygusallaşmayı, hüzünlenmeyi, sinirlenmeyi, siktir çekmeyi, kendi inancının ve ya düşüncesinin dışında olana bilinç dışı bir baskı uygulayanları, bir başka insanı küçük düşürmek ya da alay etmek adına adına "ayar vermek" denilen durumdan inanılmaz zevk alanları, ikili ilişkilerde karşı cinsle rahat bir iletişim kurulduğu için bunun için çabalayanları, hayatına giren iyi şeylerden daha fazla beğenmediği, sevmediği şeyleri yazma gereksinimi duyan insanları izledim.

En ufak bir menfi geliri olmamasına rağmen binlerce insanın emek verdiği, didindiği, imla hatalarına kadar dikkat ederek araştırmalarını, gözlemlerini yazdığı buna rağmen bu insanların emeğinden para kazananların, şaşırtıcı ve mantığa inanılmaz ters olarak bir hüküm sürdükleri ve emek verenlerin buradan atılmaktan(uçurulmaktan) inanılmaz korktuğu bir yer halini almış olmasıydı.


Sabahlara kadar sözlükte zamanını tüketenler, bu can sıkıntısı mastürbasyonunu burada harcayanlar, ekşi sözlükte yazar olmanın kendisini bir ayrıcalık durumuna soktuğunu düşünenler, zirvelerde boy gösterenler, çok eğlenceli bir gece geçirseler dahi gecenin köründe evlerine geldiklerinde yinede interneti ya da sözlüğü açanlar, kısacası sözlüğün hayatının damarlarından birisi haline gelenler...

Bazen, burayı seviyorum. 27 yaşıma kadar doğru olduğunu zannettiğim bazı şeylerin aslında yanlış bilgi olduğunu görmek, salt bir bilgiye binlerce insanın bakış açından görünenleri gözlemlemek çok güzel. Anlatmaya çalıştığım zaten sözlüğün bu güzellikleri değil. Sözlüğü sözlük yapan insanların iç yaşamlarındaki olmamışlıklar. Ruh sağlığının yerinde olmayan binlerce insanın bu platformu yaratması. Örneğin, burada bir parça soruyorum. Çevremdeki herkese dinletsemde bilemeyecekleri bir melodi ama burada dakikalar içerisinde bilen birileri çıkıyor. Kültür seviyesi harika! ama bu kültüre sahip insanlar mutlu mu değiller? Böyle mi oluyor yani? Hayattan soyutlanmak mıdır bu? Ya da hayattan soyutlananların hayatın anlamını dışarıda değilde içeride yaşamaları mı? tüm samimiyetimle soruyorum. Gerçekten ruh sağlımız yerinde mi sizce?
0
diaspora
(11.03.09)
insanı hiçbir şey hasta edemese de bir şeyin hastalıklı olduğu düşüncesi hasta eder. dünyada bu işten parayı kazanmak uğruna bir şeye biraz fazla ilgi duymanın hastalık olduğunu iddia edebilecek bir sürü psikiyatr varken sizin gibi insanların bu düşünce içerisine düşmesi şaşırtıcı değil. öyle ki bu sektör öyle bir hale gelmiş ki ot gibi yaşayan belli bir yaşam formatına sahip olmuş insanlar normal gösteriliyor bunun dışındakiler hasta. ben de tutup diyeyim ki hergün sabah 7.30 da kalkıp işe giden insanlar ruh hastasıdır. bunu 40 yıl boyunca 50 yıl boyunca yapanlar var? ama bu işler böyle olmaz, olmaması lazım.

bu tanımlamanız da kabül edilemeyen bir şey zaten. insanları direkt ruh hastası olarak fişlemişsiniz. hayatını sabahatan akşama kadar tv programı izleyerek ,hande yener dinleyerek, 3 kuruşluk eğlence anlayışına sahip olarak geçiren insanlar normal kabül edilecek, ama şu platformda bazı düşünleri ortaya koymaya, gerekirse hiçbir araştırmaya girişmeye çekinmeyecek insanlar diğer yaşam formlarından ayrılıp ruh hastası kabül edilecek. bence asıl ruh hastalığı bu kusura bakmayın. herkes halinden memnun bence.
0
muhammed eminoglu
(11.03.09)
hatalarımız var, yanlışlarımız var evet ama biz hatalarımız ve yanlışlarımızız zaten. biz hepimiz eksiğiz aslında. bir yerlerimiz hep yarım. sözlük bunu görmemizi sağlıyor sadece. o yüzden sanki sözlük yazarları hep eksiklermiş gibi görünüyor.
dışarıdaki dünyada hiç yanlışı olan bir müdür göremezsin. çünkü işi müdürlerin yanlışlarını görmek olan kimse yok. ama sözlükte bir moderatörün yanlışı göz önüne çıkartılabilir. hatta bir moderatör yanlış yaparsa daha arkasını dönmeden ayarı alır.
yanlış yazdığın bir entry'i düşün, daha "formata aykırı olmuş" diye biri sana mesaj yazmadan veya sen gönderdiğin entry'nin yanlış olduğunu anlamadan entry uçmuş oluyor. çünkü burda hatalarımızı sakla(ya)mıyoruz.

kimse mükemmel değildir ama nedense dışarda herkes mükemmelmiş gibi görünüyor.
0
buzkran
(11.03.09)
o kadar genis bir kitleyi genellemissinki yani nereden baslayip nereye uzanacagimi sasirdim. ruh sagligimin gayet yerinde olduguna inaniyorum, her insan gibi dalgalanmalar yasasakta o dalgalanmalar gayet olagan seyler. acikcasi en pasif sozluk yazarini bile gectim, sadece siteyi ziyaret eden icerigin ne oldugunu bilmeyen google aramasiyla karsilasmis insanlarin bile sozlugu sozluk yapma olgusuna katki sagladigini dusunuyorum.

sozlukte vardir muhakkak ruhsal sorunlar yasayan arkadaslarda bu gayet olasi bir durum, belki o bahsettigin arkadaslarin yaptigi paylasimlar daha cok dikkat cekiyordur ama onlardan bagimsiz bir suru farkliliklarda var. eminim sen de biliyorsundur bu farkliliklarin varligini tek bir yere kanalize olma bence, cok genis bir alandayiz.
not: yazdigina karsi herhangi bir kizginlik icerisinde filan degilim.
0
lejant
(11.03.09)
klasik tabirle ruh hastalığından bahsediyorsan, evet bence de buradaki çoğu insan hafif sıyırmış vaziyette ama muhammed eminoglu' nun dediği açıdan bakarsak, gerçek yaşantıda kim mükemmel bir ruh sağlığına sahip ki? 50 yıl boyunca aynı kadınla evli kalıp, aynı işte çalışıp, aynı arkadaşlarla takılıp, aynı hayatı her gün defalarca yaşayan insanlar mı?

sözlük, yazarların yapısı itibariyle, zaten derdi olan insanların toplandığı bir platform neticede. söyleyecek şeyi olmayan insan neden yazma ihtiyacı hissetsin ki?

bu anlattığın hastalıklı ruh durumunu zaman zaman kendimde tartmaya çalışırım. hayatım boyunca hiç psikiyatra ya da psikolog a gitmedim, hiç anti depresan ilaç kullanmadım ama klasik anlamıyla çok normal ve sağlıklı olmadığımı düşünüyorum ama çoğu insanın da bu durumda olduğunu düşünüyorum. yoldan 10 tane adam çevirip psikiyatr koltuğuna oturtsak eminim en az 8 i ilaç kullanması gerekecek seviyede hasta çıkar. bu yüzden sözlükte entry okurken yazarın ruh halini değerlendirmek yerine sadece yazdıklarını değerlendirmek daha doğru geliyor bana.

acaba yazarların hepsini toplayıp doktora götürsek kaçı potansiyel seri katil çıkar? bunun ne önemi var işte, güzel yazıyor mu benim için tek önemli olan bu.
0
hevipeyra
(11.03.09)
Teziniz, sözlükte yazmayan, "diğer" insanların tamamının şahane hayatları, mükemmel durumda akıl sağlıkları olduğunu işaret ediyor. Bir de bu yönden bakın. En azından "biz" sorunlarımızı, dertlerimizi, sıkıntılarımızı, garipliklerimizi aktarıp, paylaşıp "aa aslında ne kadar da aynıymışız" diyebiliyoruz. "diğerleri" bunu bile yapamıyor, asıl burada bir sorun var gibi. Dikkatinizi çekerim.
0
inshroud
(11.03.09)
(bkz: sağlıklı bir genelleme icin gerekli denek sayısı)

Ek yapayım bir de: Sözlükte yazan insanlarda var olduğunu iddia ettiğimiz kişilik bozukluklarının reel hayatta çevremizde olan insanlarda olmadığını düşünmek o kaddar yanlış ki o kadar olur. Normal hayatta da elini sallasan psikopata çarpıyor sonuçta.
0
sui
(11.03.09)
İlk yazar olduğumda iyi insanlar bulup arkadaş olabileceğimi düşünmüştüm. Ama ne yazık ki pek çoğunun ego şişirme, kendini ispat etme, kendi gibi düşünmeyen insanları aşağılama eğilimli olduğunu görmem beni pek çok şeyden soğuttu. Elbette herkes benim gibi düşünmeyebilir, elbette sözlükte iyi insanlar olabilir ama çoğunluk gerçekten ağır basıyor. Bazı yazarlar gerçekten konuşmayı bilmiyor; bir bakıyorsun 20 yıllık dostunmuş gibi sana özel mesaj atıyor, acayip laubali tavırlar, neden? çünkü onlar gibi düşünmüyorsun ve onlar bu hakkı kendinde bulabiliyor. Ha evet, tanıdığım mükemmel insanlar da var sözlükten. Ama gördüğüm kadarıyla pek çok yazar bu sözlük yazarlığını fazla ciddiye almış durumda. Bugun "kendimce" kime ayar versem, kime laf soksam, nasıl popüler olsam gibi kaygılar taşıdığından eminim pek çok kimsenin. Nesil fark etmeksizin.

Olabilir, kimse mükemmel değil (ben de dahil), herkesin hataları olur, herkesin zayıf noktaları vs farklıdır ama bir noktadan sonra bu kişiliksizliğe dönüşüyor diye düşünüyorum.
0
trista
(11.03.09)
"En ufak bir menfi geliri olmamasına rağmen binlerce insanın emek verdiği, didindiği, imla hatalarına kadar dikkat ederek araştırmalarını, gözlemlerini yazdığı buna rağmen bu insanların emeğinden para kazananların, şaşırtıcı ve mantığa inanılmaz ters olarak bir hüküm sürdükleri ve emek verenlerin buradan atılmaktan(uçurulmaktan) inanılmaz korktuğu bir yer"
kimse bize lutfen gelin ugrasin didinin ve buraya bir seyler yazin, ki site cok okunsun biz de cok reklam alip para kazanalim nihahaha!! sizi gidi koleler!!! demedi. yaziyoruz, cunku: (bkz: #7526353) (bence en net boyle aciklanirdi)
bence siz yanlis anlamissiniz, mutlu olmak icin yaziyoruz mutlu etmek icin degil. sozluge yazmamak caba gerektiriyor, yazmak degil. yaziyoruz cunku normal sartlarda ayni masaya bile oturamayacagimiz bir suru insanla bir seyler paylasabildigimiz, dusuncelerine birinci agizdan ulasabildigimiz ve aynen belirttiginiz gibi hicbir cikarimiz olmadan, sadece fikrimizi soylemek icin soyledigimiz bi yer burasi.
kultur seviyesinin genel olarak belli bir duzeyin(o da muamma) ustunde olmasina sasirmanizi tam anlayamadim, kulturlu iinsanlar "evet ben oldum artik, kimseyle bir sey paylasmayayim evimde oturayim" diyerek ulasilmazliga mi oynamalilar. (ayrica "kulturlu" derken zaten cok bulanik bir ifade. egitimli diyelim?)
bence bu insanlar gayet mutlular, cunku kendilerini ifade edebilecekleri gorece ozgur bir ortama sahipler. gecenin korunde gelip sozluge bi iki satir bir seyler yazmak, butun gun hirgur icinde suruklendiken, butun yasadiklarin icinde patladiktan sonra, eve gelip yeter artik uyuyim de bitsin diye yataga girmekten cok daha saglikli oldugunuzu gosterir bence.
yalniz olabilirsiniz, mutsuz olabilirsiniz, asosyal olabilirsiniz ama sozlugu kesfettiyseniz en azindan biraz nefes alabilecginiz bi yer bulmayi basardiniz demektir. bu soylediginiz gibi bir "ic yasamdaki olmamislik" degil, tam tersine iyilesmedir (ayrica buradaki mutsuz insanlar gorebildigim kadariyla gercek hayattakinden cok cok daha az yogunlukta)
burada yazmaniza "ragmen" gunluk hayatinizda gayet mutlu da olabilirsiniz, ama belki gunde bes tane entry girmeden uyumazsiniz cunku soyleyecekleriniz vardir. ve dusuncelerinizi bu kadar cok insana bu kadar rahat sekilde ulastirabileceginiz baska bir yer yok.
sozluge karsi duyulan sey resmettiginiz gibi bir bagimlilik degil bence. olsa olsa bu bir baglilik. ha istisnalar her yerde olabilir tabii, durumu uc boyutlara tasiyanlar. manyak her yerde, burada da var.
birileriyle tanismak icin inanilmaz cabalar sarf eden insanlar ya da birilerini kucuk dusurmekten zevk alanlari, herhangi bir seye ait olmanin acayip bir ayricalik oldugunu dusunenleri sozluk disinda cok daha fazla goruyoruz, bence bu, bu konu icinde tartisilacak sey degil, disarda bu kadar varsa sozlukte neden olmasin.
bir de hayati boyle sanal-reel diye ikiye ayirma devri yavas yavas bitiyor bana kalirsa, internet artik hayatimizin bayagi bi icinde, ondan bagimsiz dusunulmuyor. bu baglamda sozlukte birkac saat gecirerek hayattan soyutlandigimizi dusunmuyorum, hayatin bir parcasi burasi. burada oluyor muyuz ki yani, hayat nedir? : )
0
cisterna
(11.03.09)
bircok insanin her aklina geleni yazdigi bir yer olunca boyle dusunesin gelmis ama genellemenin dozunu kacirmissin biraz. eh ruhumuzla dalga geciyoruz bazen ama sozluge yazmayan disarda bir suru bozuk insan var, burda sadece yazilar var ki sadece yazmak bir insanin tam olarak ne oldugunu ve butun dusuncelerini gostermez bence. zaten her yazdigi dalga veya her yazdigi hayatin ayrintili bilgileri olan objektif insanlar da var. neyse sonucta bunun uzerine de uzun uzun yazarsin ama bir sonuc olmaz, hayatin anlamsizligi anlamak gibi birsey, bak bu da sozluktendi:)
0
ermanen
(11.03.09)
var abiciğim böyle anomaliler. bana göre sözlükte çok garip insan var. mesela bu anket başlığı açıp dolduranlar. bana hakikaten çok garip geliyor .adam başlık açmış 'anneyle diyaloglar', 'babayla diyaloglar' hatta abartmış 'aile içi komik sms mesajları' evinde anne, babası, sms mesajlarını filan buraya yazma gereksinimi duymuş. niye? .tabi ki bunların okuyanıda vardır .ama kardeşim niye. çok mu canın sıkılıyor! ' heheee bak bugün annemle neler konuştum' diyip bunları sözlüğe taşıma ihtiyacı bence anomalidir. kimse senin 'aile içi komik sms ' mesajlarını okumak için can atmıyor. niye yazıyorsun bende anlamadım. ya 'en sevdiğim şarkılar' diyip başlamış en sevdiği şarkıları sıralamaya. niye buna ihtiyaç duyuyorsa. sonra sozluk yazarlarının her fırsatta televizyona çıkma ,roportaj verme güdüsü. bir başka anomali . televizyona çıkıyor,roportaj veriyor ; 'ben sozluk yazarıyım' ezikliğin son noktası. yok mu abicim senin sözlük yazarlığından daha önemli bir unvanın .sözlük yazarıyım diye çıkıyorsun televizyona. yani ne olmuş sözlük yazarısan. bende yazarım. bir s..k olmuyor valla. yani bazı kişiler gerçekten sözlük yazarlığının önemli bir mevki olduğunu sanıyor. sonra televizyona çıkıp hiçbirimizin yapmaycağı ajdar anık'la polemiğe girme gibi bir abukluk yapılıyor kimsede 'arkadaşım g..tüme benzemissin ' demiyor o yazara . yani sözlüğün değer yargıları, yazarları filan arkadaşın haklı olduğu noktalar var.
0
camasir suyu
(11.03.09)
"En ufak bir menfi geliri olmamasına rağmen binlerce insanın emek verdiği, didindiği, imla hatalarına kadar dikkat ederek araştırmalarını, gözlemlerini yazdığı buna rağmen bu insanların emeğinden para kazananların, şaşırtıcı ve mantığa inanılmaz ters olarak bir hüküm sürdükleri ve emek verenlerin buradan atılmaktan(uçurulmaktan) inanılmaz korktuğu bir yer"

yanlış düşünüyorsunuz. menfi geliri söyleyeyim; anlaşılmak ya da en azından bir süreliğine bile olsa anlaşıldığını hissetmek. insanlar kendilerini anlatmak, "ben de varım" diyebilmek için bir ömür harcarken, türkiye'de de oluşan sistemin çarpık ve tek tip insan yaratıp içe kapanmayı gerçekleştirmek amacında oluşunun yarattığı sistem kenarı insanları bu kadar çok iken insanların ekşi sözlük gibi bir mecradan başka düşüncelerini daha iyi ifade edebilecekleri pek bir yer yok. evet reel bir toplulukta da insan kendini dışa vurabilir ama eğer bunu kabullenmeyenler çoğunluktaysa ve bu çoğunluğun diktatörlüğündeki genel kanılarla damgalanıyorsa insan; kendi topluluğunu oluşturur. cemaatlerin ortaya çıkış nedeni de budur aslında. işte ekşi sözlüğün bize yarattığı bu fırsat buraya "aitlik" duygusuyla yazmamızı sağlıyor biraz.

21. yüzyılı'da düşünürsek insanların internet ortamında fazlaca bulunmaları ve bu nitelikleri taşıyan ekşi sözlüğün (anlaşılma dürtüsüyle yazılan ekşi sözlüğün) bu ortamda kolay ulaşılabilir olması buraya rağbeti arttırıyor. mesela vaktini çoğunlukla televizyon başında geçiren bir kişinin kendini izlediği programlarda ifade etmesi gibi. ya da izlediği programlarla ifade edilmesi... he sözlük bu işe de yarıyor bakınız; sosyal ortamdaki çoğu arkadaşlarımızın hep bir yanı bizi anlatır, burada okuduğumuz yazılarda da bazen kendimizi bulabiliyoruz.

ne kadar yazarsam yazayım geleceğim son nokta çarpık demokrasi; bunu tamamı ile siyaset açısından anlamayın. zamanla insanların buraya karşı da böyle kuşkular içine girmesi ortalamalaşan sözlükten dolayıdır. yine kaçan biz mi oluruz yoksa bu sefer onlar mı olur bilemem ama böyle çekinceler içine girmenin pek bir faydası olmaz.
0
garip biseyler
(11.03.09)
(1)

şarkı adı

helm hammerhand
10. yaş zirvesinde sukedisisu'nun grubu olan luxus'un söylediği ilk şarkının adını veyahut dinleyebilmem için bir linkini bana bahşedenin 40 yıl olmasa da bikaç gün kölesi olayım.
10. yaş zirvesinde sukedisisu'nun grubu olan luxus'un söylediği ilk şarkının adını veyahut dinleyebilmem için bir linkini bana bahşedenin 40 yıl olmasa da bikaç gün kölesi olayım.
0
helm hammerhand
(07.03.09)
buzkran
(07.03.09)
(8)

Sourberry

dambil
selam ederim tekrardan herkese. karşılaşmışsınızdır.geçen günlerde sourberry neden dinlenmiyor ana temalı bir soru sormuştum. farkedebileceğiniz gibi sildim. gelen tepkiler yüzünden yazma ihtiyacı güttüm. silme nedenlerim şunlardır:1- amacım gayet basitti nedenleri öğrenmek ama bir noktadan sonra ki
selam ederim tekrardan herkese. karşılaşmışsınızdır.geçen günlerde sourberry neden dinlenmiyor ana temalı bir soru sormuştum. farkedebileceğiniz gibi sildim. gelen tepkiler yüzünden yazma ihtiyacı güttüm. silme nedenlerim şunlardır:

1- amacım gayet basitti nedenleri öğrenmek ama bir noktadan sonra kişisel olmaya başladı durum. duyuru/soru içinde kişisel tartışmalar oldu, bazı dj'lere hakarete varan suçlamalar oldu. bunların benim amaçladıklarımla hiçbir alakası yoktu. benim başlattığım bir şey yüzünden insanların incinmesi en son istediğim şeydir.

2- son 2 günde sadece 2 cevap gönderilmişti. onlar da öncekilerden pek farklı cevaplar değildi. okuduğunuzda görebileceğiniz üzere ilginç sorunların haricinde nyks adlı kullanıcının cevaplar olan bir post'unda belli başlı sorunları yazdığını görebilirsiniz.

3- foca fatihi ve ibot'un beraber yapacakları programın yaklaşması (aksilik olmazsa bu pazartesi olacaktı sanırsam). bu programı kime sorsam dinleyeceğiz diyorlar. sorunlar belli zaten ve sorunların çözülme ortamı umarım o program olur.

tabi ki silmeden kaydını aldım o duyuru/sorunun, eğer elinizde bir kayıt olmasını isterseniz aşağıda verdiğim ulaşım yollarından ulaşabilir, en olmadı buraya ben de istiyorum kayıt diye yazabilirsiniz.

son olarak, eklemek, paylaşmak istediğiniz herhangi bir şey olursa sözlükten mesajla veyahut dambilisevin[at]hotmail[dot]com adresine mail atarak bana ulaşabilirsiniz.

geçenki duyuru/soruya cevap vermiş herkese teşekkürlerimi sunarım..

ek 1: mesaj ya da mail dışı bir şey eklemek isteyenler olursa diye kategoriyi soruya çevirdim.

ek 2: bu konuda kafamın ne kadar karışık olduğunu yaptığım işlerin saçmalığıyla anlayabilirsiniz. bir siliyorum, sonra tekrardan yazıyorum filan. bağışlamanızı da dilerim. tekrardan teşekkürler..
0
dambil
(14.02.09)
ek olarak tuşlarla beraber yazıları da büyük tutabilir misiniz? gereksinimlere tıkladığımda sayfanın sonuna geldi (sayfa uzun değildi de hani) nereyi okumam gerktiğini ilk başta anlamadım.

yazar olmayanlar panoya giremiyor
0
hia
(14.02.09)
@hia: anladığım kadarıyla ben de bilmiyorum sorunuzun cevabını efendim. sorularınızı www.sourberry.org (bildiğiniz chat) ve www.sourberry.org sayfalarında sorabilirsiniz. disq de takip ediyor bu duyuru/soruyu. yazı boyutu sorunuzu görmüştür.
0
🌸dambil
(14.02.09)
@hia: bilen birisi geldiğinde eminim radyoyu dinlemeye başlayabileceksiniz. benim bilmediğim bir şey var sanırsam. kusura bakmayın tekrardan..
0
🌸dambil
(14.02.09)
Eğer yazılanlardan rahatsız olduysanız ve hakaret olarak nitelediğiniz yazıların sebebi olduğunuza inanıp bunu yaptıysanız, bence o linki de kaldırın. İsteyene kayıtları verebileceğinizi açıklayan bir not düşün sadece. Çünkü bu şekilde, silmenizin hiçbir anlamı kalmadığı gibi, bu yeni duyurunuzla da ayrıca o linke tıklamayı teşvik ediyorsunuz psikolojik olarak, istemeden de olsa.


Sadece bir tavsiye, yanlış anlamayın.
0
endless dream
(15.02.09)
@endless dream: bunlar yaşananlardır. herkes gördü olanları. o yüzden gerek duymadım. ama bu konuda sağlıklı kararlar veremiyorum yaptıklarımdan anlaşıldığı üzere. o yüzden hiçbir şeye dokunmayı düşünmüyorum efendim. çok teşekkürler tavsiyeniz için=)

edit: düşündüm ki dediğiniz daha doğru. tavsiyenizi dinleyeceğim teşekkürler..
0
🌸dambil
(15.02.09)
bir öneri; gereksinimlere firewall varsa winamp ve media player ın internet erişimini kısıtlanmaması gerektiğini yazar mısınız? benim gibiler için?
0
hia
(15.02.09)
bu duyuruyu/soruyu sourberry'nin kalitesini yükseltmek için açmışsınız ama, hiç gerek yoktu bence. bana göre, tasarımı, konsepti, hızı, kalitesi dörtdörtlük bir radyo. bir çok kişide böyle düşünüyordur. dinleyiciler açısından mükemmel bir radyo.

birkaç eleştiri yüzünden böyle bir şeye gerek duymuşdunuzdur belki ama, hiç gerek yoktu.
0
sql
(16.02.09)
diğer duyuruyu/soruyu cevaplamamıştım. çünkü sorunu olanlar yazarsa eksiklikler (eğer varsa) ortaya çıkar diye düşünüyordum. sanırım durum biraz anlaşılmıştır. gereği neyse yapılır.

affınıza sığınarak ben kendi fikrimi söyleyeyim, görüşler çeşitlensin veya desteklensin.
şu çok laubali olunuyor dedikleri programlardan bir ikisini ben de fırsat buldukça dinliyorum. geyiği yapılan konulardan hiçbirinde yer almıyorum ama bu geyik meselesi gerçeği söylemek gerekirse beni çok da rahatsız etmiyor.
sonuçta programı yapan kişiyi sevdiğim için dinliyorum ve aralarda çok konuşmasınlar sürekli parça çalsınlar demenin saçma olduğunu da biliyorum. öyle olsun istiyorsanız winamp'a liste yaparsınız. sürekli parça çalınacaksa orda bir kişinin oturmasının ne önemi var, değil mi?

radyo programları bize birşey kazandırmalı, müzik zevkimizi geliştirmeli evet. ve benim için bu durum sourberry'de gerçekleşiyor. çok bilindik parçalar çalınmıyor misal. dj'ler ellerinden geldiğince güzel playlist'ler hazırlıyorlar.

hiçkimse ben bütün gece çalışacağım. radyoda bütün gece benim sevdiğim müzikler çalsın diyemez. çünkü radyonun dinleyicisi bir tane değil. sizin gibi kendi müzik zevki olan bir sürü dinleyici var ve dj bütün dinleyenlerin ortak paydalarına hitap etmek zorunda.

ve şu radyoheadbenger olayını başka bir radyoda dj'lik yapan bir arkadaşım sordu. olay nedir dedi. ve ben hala açıklayamadım. okuduğum şeyler ne sözlüğün nede sourberry'nin kafamdaki tanımıyla uyuşuyor. mantıksız bir durum söz konusu ve sanırım bu bizim bilmediğimiz birşeyler olduğunu gösteriyor.

sourberry forever.
0
buzkran
(16.02.09)
(10)

tıraş bıçağı tavsiyesi

bir zamanlar cocuktum
şimdi efendiler,yeni işe başladık e doğal olarak onca zaman traş olmayan, sakalları ile robinson havalarında cirit atan ben bu konuda çok cahil kaldığımı fark ettim. şu sıralr şu uyduruk bakkalarda satılan traş bıçaklarından kullanıyorum ancak onlarda yarı kıllı yarı kılsız bir suratttan başka bir ş
şimdi efendiler,
yeni işe başladık e doğal olarak onca zaman traş olmayan, sakalları ile robinson havalarında cirit atan ben bu konuda çok cahil kaldığımı fark ettim. şu sıralr şu uyduruk bakkalarda satılan traş bıçaklarından kullanıyorum ancak onlarda yarı kıllı yarı kılsız bir suratttan başka bir şey vaad etmiyorlar bana. elalemin suratınada bir ibne edasıyla baka baka fark ettimki, baybi face olmuş dolaşıyorlar bir ben kalmışım yarı kıllı yarı bebek poposu suratımla.
sözlükdende baktım ne var ne yok diye ama aklım karıştı yok mach 3 yok turbo space sensor nedir bunlar ne farkı vardır hangisi alayımda bir david beckham olayım reklamlarda oynayayım hep rıdvan kalmak mı mübahtır bana?

hımm birde şimdi aklıma geldi bunlar 5bıçaklı 3 bıçaklı falan oluyor ne kadar bıçak o kadar suratta tahriş mi demektir? suratta tahriş olmasın yahu bebek poposu uğruna, daha güzel bir gelecek beni bekliyor yapmayın etmeyin lütfen.

bir diğer aklıma gelen konuda cahilliğime itafen birde traş köpüğü ve traş sonraı ne sürmeli ne etmeli konulşarında da aydınlanmam gerekiyor sanırım.
0
bir zamanlar cocuktum
(07.02.09)
3 bıçak 5 bıçak olayında daha az tahriş var güya da onlar günlük traş olanlar için ideal, bir haftalık sakalı onlarla kesemezsin yani. düzenli traş olucaksan mach 3 iyidir yok ben ara ara uzatıp öyle olurum dersen ustura kullanmanı tavsiye ederim( zordur ama alışması). bu arada sakalların tamemen alınmasının yani pürüzsüz olmasının tek yolu tersten traş etmek ki o da aşırı derecede tahrişe neden olmakta falan.
0
phoera
(07.02.09)
aman diyim ustura olayına girme :)

herkese her jilet olmuyor nedense.
deneyerek kendine uygun olanı bulacaksın.
nedeni hepsinin jilet arası mesafelerinin militemtriğin altında bir oranla farklı olması.

yani bir bıçak sakalı dibinden keserken diğeri yüzündeki çıkıntıların tepelerini de uçurabilir. sivilce ben vs. gibi. mach 3 turbodansa mach 3 daha iyi bence.

ama asıl konforu ve sinek kaydı traşı sağlayan şey sıcak su ve köpük. duruma göre 1 bardak çok sıcak su bile yeter. sakalın sertse o yüze fırçasız sürülen kremlere hiç para verme.
0
can see
(07.02.09)
jilet fiyatlarına da bir bakarak hesap yap derim.
sinekkaydıya yakın traş yapabilen makineler var artık. misal braun cruzer4 + yüzüne sürdüğün traş köpüğü veya kremi. veya kendinden kremli olanlar da var.
aleti iyi kullanırsan toplamda jilete harcayacağından daha azına getirmiş olursun maliyeti.
0
lhun
(07.02.09)
bic
0
axijazz
(07.02.09)
traş makinesi iyi bir çözüm. aşaıdan yukarıya traş olma kullanırken, daha doğrusu sakalın çıktığı yönün tersine (sadece traş makinesi için geçerli bu durum sakın jiletle yapma)

mach 3 tarzı bıçaklar için diyebileceğim, ne kadar olsa da yüzüne 3 jiletin aynı anda değdiğidir, yani sakalını daha kolay sertleştiriyor. ben başlarken bu hataya düşmüştüm. eğer traş olma mevzusuna pek sıkı girişmediysen cildini de kolay harap edebilir.

traş sonrası balsam veya alkol oranı düşük aftershave kullanman iyi olur. nivea2nın aftershave balsam'ını öneririm bu açıdan. her ne kadar o yanma hissi güzel gelse de cildi kurutuyor. traş köpüğü/jeli için kendin deneme yanılma yoluna gitmelisin çünkü bu cildine has bir durum.

usturaya baştan alışırsan gider de, yüzünü yumuşak tutar mı ona emin değilim.

bir de, hangi bıçağı veya makineyi alırsan al bu senin traş olma becerine bağlı. sakin traş ol fazla harap etme kendini. aceleye de getirme mümkün olduğunca. hem yüzünde kesikler meydana gelir hem de tam kesemediğin yerlere birden çok müdahelede bulunmak zorunda kalırsın.
0
alchoburn
(07.02.09)
gilette fusion kullandıklarımın en iyisi. fazladan, başlığının arka kısmında düzeltme jileti de var. pahalı diyenlere bakma, her gün traş olsan bile bir başlık 1 aya kadar dayanabilir. arko traş köpüğü hem ucuz hem iyi. jelleri tavsiye etmem, köpürtmeye uğraşmak gerekiyor. traş sonrası için de, arko dan nivea balsam a kadar bir dolu ürün var. tahriş olan bir yüze sahipsen nivea balsam iyidir.
0
piirsikli
(07.02.09)
arkadaşların dedikleri gibi fusion süper.
0
amarat
(07.02.09)
3-5 gunde 1 tra$ olurum diyorsan 3-5 bicakli kullanma, kesemezsin ve bicaklarin arasina giren sakali biyigi ayiklamaya ugra$irsin. uzun araliklarla tra$ olacaksan bicak sayisinin az olmasi tra$i kolayla$tirir.

Gunluk tra$ olmayi planliyorsan Gilette Mach 3 gayet guzeldir. Muadillerini de tercih edebilirsin. Denemedim fakat 5 bicak falan artik i$in abarti boyutu gibi geliyor.
0
dengesiz pamuk
(07.02.09)
Gillette BlueII Plus. Kullan at tarzı 4 lü 8 li paketlerde satılıyor, başlık değiştirmeyle uğraşmıyorsunuz.
0
mario64
(08.02.09)
aslında çok gudik olacak ama ben yine de seçenek sunmak adına yazayım. şu bakkallarda satılan dandik permatiklere, ağzındaki plastik kısmı kırıp ustura etkisi yaptırtabiliyorsun. ben bi ara denemiş ve iyi sonuç almıştım. şu ara çok kesmem gerekmiyor o yüzden berberde hallediyorum.
0
buzkran
(16.02.09)
(5)

erken sevk dilekçesi nereye gönderilir ?

fuskiyenin oglu
askerlik için erken sevk dilekçesini nereye göndermeliyim ? bilen var mı ?
askerlik için erken sevk dilekçesini nereye göndermeliyim ? bilen var mı ?
0
fuskiyenin oglu
(24.12.08)
bagli bulundugun askerlik subesine diye biliyorum, eger o bolgede yasamiyorsan en yakin subeye gidersin orasi zaten faxlar.
0
oligomer
(24.12.08)
vincenzo
(24.12.08)
bağlı bulunduğun askerlik şubesine eğer başka bir yerde oturuyosan bulunduğun ilde yabancı şube varsa oraya.
0
uctumdageldim
(24.12.08)
yedek subay adayı isen bağlı olduğun askerlik şubesinin bağlı olduğu askerlik dairesine gönderilir.
0
uz
(24.12.08)
bağlı bulunduğum şubeden ankara merkeze göndermemi söylemişlerdi. (:
0
buzkran
(24.12.08)
(11)

gitarda re telinin kopmaması için..

ravioli
ne yapmak gerekir?
ne yapmak gerekir?
0
ravioli
(12.10.08)
Neden kopsun ki?

Hadi mi desen anlarım da re teli nasıl kopar ki, klasik gitar da olsa elektro da olsa re de fazla bend de yapılmaz.
0
thefin
(12.10.08)
klasik gitar ise eger, ben cok kopardim. sebebi de perdedeki demir zamazingonun biraz keskin olmasi. distaki nikel sargiyi zedeliyodu, kopuyordu haliyle sonradan.
0
osuruklu
(12.10.08)
@thefin: kendi gitarımda da arkadaşların gitarlarında da en çok re teli kopuyor, hatta şimdiye kadar başka telim kopmadı benim.

eşikleri zımparalamak işe yarar mı acep, yoksa bozar mıyım klavyeyi?
0
🌸ravioli
(12.10.08)
normalde iyi bir gitarda herhangi bir telin kopmaması gerekiyor abanmadıktan sonra.. fakat uyduruk gitarların köprüleri çok tel koparıyor tabii.. re telini koparmayı başaran bir gitar çok büyük ihtimalle yine köprüden koparıyordur diye tahmin ediyorum, yoksa koca tel ortadan cart diye kopmaz.. köprünün ordaki saddle a bir ayar çektir derim.
0
deahy
(12.10.08)
uzun süre kullanmamak lazım aynı teli. her gün bir kaç saat çalınan bir gitarın tellerini yaklaşık 2 haftada bri değiştirmek gerekir yoksa sesi baya saçmalaşır zaten zamanla. öyle arada bir tıngırdatıyorum diyosan 1-2 ay da olabilir, ama re telinin dışındaki sargı açılıp da içindeki maddeler gözükünceye kadar kullanıyorsan muhtemelen ömrünün 4-5 katı kadar kullanıyorsundur takımı.

özellikle sahil gitaristlerinde re telinin ikinci perdeden zedelenip kopması sık karşılaşılan bir durumdur. heh

gitarın nedir?
0
kurukafa
(12.10.08)
@kurukafa: gitarın markası arenas, 4-5 sene önce kursa heveslenen kardeşim için almıştım.
0
🌸ravioli
(12.10.08)
arkadarşlarının gitarında da sadece re telinnin kopmasını düşünerek; yeni başlayan insan genelde ses çıkartmak için abanır ve bu abanma genelde ortadaki tellere denk gelir. re teli de ortada olduğu için normal olmayan bi şekilde normaldir.
perdelerde ya da köprüde sorun olması çok muhtemel.

canı istediği zaman çalan bir gitar kullanıcısı için değil 2 hafta ya da 2 ay, 6 ayda bir kere değiştirmek yeterlidir.
0
dorian greyfurt
(12.10.08)
öğrenci gitarlarının perdeleri sargılı tellere daha çok zarar verir tabii. her gün 1 saat bile olsa çalınan bir klasik gitarın üzerinde 6 ay tel bekletilmez, 2 hadi bilemedin 3 ay bile oldukça fazladır. kopar gider teller yani normaldir(belki kopmaz normalde(öğrenci gitarından bir üst kalitede bir gitarda) ama sesi büyük ölçüde ölür). ancak daha ilk aydan kopuyorsa veya telin sargıları zedeleniyorsa perdeler ortalama bir arenas'a göre bile kötü durumda olabilir.
0
kurukafa
(12.10.08)
klasik gitarda bence sol el tırnakları da fazlaca etkili oluyor bu konuda. benim klasik de süreli aynı teli koparıyordu. dikkat ettiğimde eşiğin yavaş yavaş keskinleştiğini ve telin de bu noktadan inceldiğini gördüm. zımparalamak eşiği bozar bu şekilde de çok tel koparır. sanırım çabucak öğrenip kaliteli bir gitar almak gerekiyor.
0
buzkran
(12.10.08)
bildiğim kadarıyla re teli, mi ve la telinden daha ince olmasına rağmen gerginlik olarak gitara daha çok yükleniyor, benim bugüne kadar re telim koptuysa hep eşikten kopmuştur, perde kısmından zedelenecek kadar uzun süre kullanmamak lazım zaten, eşikten kopmaması içinde yapılan telin arkasından çevirirken biraz u gibi bırakmak, v gibi değil, böylece oraya fazla yüklenmiyor, biliyorum karışık oldu ama eşiği incelediğinde kesin anlarsın:)
0
crimson king
(12.10.08)
sargı tellerin en incesi ve en dayanıksızı olduğu için en çok re teli kopar. anormal değildir. sabır ile yaklaşmak lazım.
0
co2s2
(12.10.08)
(7)

sony-dsc-s650 fotoğraf makinesi

buzkran
bi arkadaş acil satacakmış.bana söyledi.aklımda böyle bir alet almak var ama çok acil oldu. nedir ne değildir bilmiyorum.kullanan memnun olan var mı ?bir de fiyatına 180 ytl diyor nasıl ?
bi arkadaş acil satacakmış.
bana söyledi.
aklımda böyle bir alet almak var ama çok acil oldu. nedir ne değildir bilmiyorum.
kullanan memnun olan var mı ?

bir de fiyatına 180 ytl diyor nasıl ?
0
buzkran
(06.08.08)
neyi alacağınız, ne amaçla kullanacağınıza bakıyor. ne amaçla kullanmak istiyorsunuz fotoğraf makinasını?

not: genelde fotoğraf makinası araştırmak istiyorsanız, özellikle kullanıcı yorumlarını merak ediyorsanız. flickr'ın ve fotokritik'in fotoğraf makinalarına özel sayfaları var. her fotoğraf makinasına ait kullanıcı yorumları, o makinayla çekilmiş fotoğraflar var.
0
sirrikadem
(06.08.08)
yarı profesyonel olacak diyelim. kişisel kullanımın dışında biraz da fotoğrafçılık oynayayım diyorum.
0
🌸buzkran
(06.08.08)
yarı profesyonel bir makinaya ait örnek bir görüntü vereyim size:

www.letsgodigital.org

yarı profesyonel makinaların şekli genelde bu resimdekine benzer.
lens genişliği çok önemli, profesyonel görüntü yakalamak istiyorsanız...

amacınıza pek uygun değil sanki bahsettiğiniz makina. 400-500 ytl arasını gözden çıkarmanız gerek en ucuzundan yarı profesyonel bir makina için ayrıca...
0
sirrikadem
(06.08.08)
emin olmamakla birlikte sony foto makinelerinin carl zeis lens olmayan modeli. yani bu modelden sonra carl zeis lensler başlıyor ve onlar gayet iyi, ya da bu kötü onlardan. öyle birşey. fiyat uygun
0
efruz
(06.08.08)
evet lensi carl zeiss degilmis. bu noktada cok fazla kalite beklemeyiniz.
sirrikadem arkadasin verdigi linkteki fotograf makinesi, slr like tipi olup kullanimi sinirlidir. hatta bu yari profosyonel bir makine degildir. sunun gibi bir seydir bunlar;
a.img-dpreview.com

yari profosyonel makineleri "full frame olmayan dslr makineler" diye siniflandirabiliriz. tabi bunlarin da giris seviyesi amatorler icin olanlari var.
misal: canon eos 400d, nikon d40x, pentax k100d, Olympus E-510, sony alpha dslr a100 verilebilir. bu makineler dslr olduklari icin ihtiyaclarinizi daha fazla karsilayacaklardir.
prosumer denilen bir sinif da var, ne tam ne de yari profosyoneldir bu siniftakiler, ikisinin arasidir. orn: nikon d300, canon eos 40d, sony alpha dslr a700, pentax k10d gibi makinelerden ornek verebiliriz.
tam profosyonel makineler icinse canon eos 5d, nikon d3, olympus e 3 sony alpha dslr a900 gibi ornekler verilebilir. daha daha profosyonel bir sey icin, rollei ya da hasselblad basligina bakiniz.
*fakat su da bir gercek, bahsettigim butun makineler minimum 1000 yetele'den baslamakta..(maksimum fiyatlari ne siz sorun ne ben soyleyeyim..)
bu makine, kisisel fotografcilik oyununda sizi yari yolda birakabilir ne yazik ki..
0
paradoxical
(06.08.08)
teknosa'da bile sıfırı 129 ytl zaten o aletin.. 180 ytl'ye biraz dolaşıp çok daha iyi bi makine alırsın, hem de sıfır..

bas çek makineleri profesyonel olarak kullanamazsın ama bazılarında manuel çekim modu nispeten gelişmiş oluyo (samsung s760 mesela)

ben canon eos 350d kullanıyorum, 700 ytl civarına çıkabilirseniz tavsiye ederim. nikon d40 da o civarda ve gayet iyidir. yarı profesyonel olsalar da olayı kavradığınızda profesyonel ayarında resim çekersiniz..

ama diyorsanız ki o kadar vermem o halde samsung s760'ı tavsiye ederim.. teknosa fiyatı 199 ytl. artı 19 ytl'ye taşıma çantası ve 2 gb sd-kart veriyorlar. bu makineyi de kullanıyorum günlük çekimlerde ve gayet iyidir..
0
lancelot du lac
(07.08.08)
hepiniz yorumlarınız için saolun. kafamda ne istediğim ve ne alacağım konusunda net fikirler oluştu. (:
0
🌸buzkran
(07.08.08)
(4)

Telekom Saha Çalışmaları & Yükseklik Korkusu

fadetoreality
Önce nereye baksam network çıktı karşıma, şimdi nereye gitsem "yükseklik korkun var mı?" diye sorar oldular.Bu baz istasyonlarının, wifi, wimax filan sistemlerinin kulelere, bina tepelerine yerleştirilmesinde bir haberleşme mühendisinin işlevi nedir? Yüksekten korkmuyorum ama herkes tekrar tekrar so
Önce nereye baksam network çıktı karşıma, şimdi nereye gitsem "yükseklik korkun var mı?" diye sorar oldular.

Bu baz istasyonlarının, wifi, wimax filan sistemlerinin kulelere, bina tepelerine yerleştirilmesinde bir haberleşme mühendisinin işlevi nedir? Yüksekten korkmuyorum ama herkes tekrar tekrar sorunca şüphelendim biraz. Aşağı bakmak başka, dengesiz bir vaziyette iş görmek başka. Zor bir iş midir, atletik, sporcu, esnek olmak, iyi fiziksel kondisyon mu gerektirir?

Elime matkabı çekici alıp tırmanıp ben mi takacam bu alet edevatı? Kimisi diyor yok sen yönlendirecen tekniker takacak... Yapayım edeyim de, al şu 20 bin dolarlık 30 kiloluk aleti, tırman 90 metreye, aman düşürme, aman düşme mi diyecekler? Ya da "çatı buz tutmuş ama napalım birader hadi kolay gelsin" mi diyecekler? Neyle karşılaşacağımı bilemedim, görüşmede de yaparım diyemeyince iyi olmadı. "Eh çatılarda direklerde gezmiyorum tahmin ettiğiniz üzere, o yüzden denemeden bilemem" dedim :)
0
fadetoreality
(26.07.08)
Beni işe alırken gerektiğinde yan keskiyi alıp kendin girişeceksin işe dediler. bakımım/onarım yapılması gereken devreler vs benim için oldukça yüksekte sayılır ve kıytırık bir iskele üzerinde çalışman gerekebiliyor.

Bana işe alırken sormadıklarından işime gelmeyen bir şey oldu mu, çıkamam oraya korkuyorum diyorum, sıyrılıyorum, usta veya çırakları hallediyor.

Senin görevin sadece teknikere bağlantının nasıl yapılacağını göstermek, tabi bunu teknikerle birlikte yüksekte yapman gerekecek. Hamallık işini sen yapmazsın, en kötü şarlar altında sadece kablo bağlantılarını sen yaparsın.
0
kimlanbu
(26.07.08)
dostum, öncelikle böyle bir şeye mecbur değilsin. sonuçta aleti teknikere verirsin, o da bağlar. ama işe girdikten sonra anlıyorsun ki olay bu kadar basit değil.
tekniker arkadaşlar senin dediğinden pek anlamayabiliyor. ilerleyen zamanlarda sorunlar çıkabiliyor. bağlantıyı yapamıyorlar, kablonun şaşesini gereksiz diye kesebiliyorlar. vs. vs.
başına iş açılmaya başlayınca da mecburen kendin bağlamaya başlıyorsun.
90 metre sandığın kadar yüksek değil. bir iki kez çıktıktan sonra alışırsın. direkler ve kafesler güvenlidir. ben sürekli çıkıyorum fazla bir fiziksel güç gerektirmediğini söyleyebilirim.
ha sen çıkamam diyorsan, teknikerin eline kaldın demektir. çıkan arızaları başka bir ekip üstleniyorsa, sen sadece kurulumdan sorumluysan daha rahat olabilirsin.

acil işlerim var tam cevap veremedim. kusura bakma. biraz daha açabilirsen tam bir cevap yazmaya çalışırım.
0
buzkran
(26.07.08)
çalışacaksanız eğer gerçekten dikkat edin, mühendissiniz zaten bilirsiniz o kulelerin rüzgarda kaç metre esnediğini eheh.
0
radikalherif
(27.07.08)
yok efendim, estağf... şu yeni mezun cehaleti mevcut.
0
🌸fadetoreality
(27.07.08)
(5)

azerice sms çevirisi.

buzkran
azeri bir arkadaştan bir sms aldım. yalnız tam çözemedim. yardım edebilecek olan varsın etsin. beni kurtarsın (:irada.sana.zak.çatmır.maktaba.kedardik.sana.zahmat.olmasa.mani.ara.bu "a" ların hepsi şapkalı. şimdiden saolun.
azeri bir arkadaştan bir sms aldım. yalnız tam çözemedim. yardım edebilecek olan varsın etsin. beni kurtarsın (:

irada.sana.zak.çatmır.maktaba.kedardik.sana.zahmat.olmasa.mani.ara.

bu "a" ların hepsi şapkalı. şimdiden saolun.
0
buzkran
(11.07.08)
arada sana ? ? okula giderdik sana zahmet olmassa beni ara

bu kadarını çözebildim. keşke enigma dan falan sorsaydın ben oraya çalışmıştım :D
0
omer460
(11.07.08)
tamamen sallıyorum:

irada, uzakta olabilir (mi?), çatmır da çatmıyor olsa gerek.

"uzakta sana "zak" çatmıyor.

sana zahmet olmazsa beni ara, burası kesin galiba.
0
schimsonique chaiselongue
(11.07.08)
aradım seni ulaşamadım okula gidince zahmet olmazsa beni ara?
0
earnil
(11.07.08)
mektebe giderdik, gidiyorduk gibi bişey var sanırım.
0
likeinme
(11.07.08)
hepiniz sağolun (:
0
🌸buzkran
(11.07.08)
(4)

elektrik sorusu (regülatör)

eskimo
şimdi biz regülatör aldık. 20 kw kadar. şebekeden gelen elektriği direk regülatöre bağlayıp, ondan çıkan düzenli voltajı elektrik saatinden geçirme niyetimiz var. birisi yok öyle olmaz yasak falan dedi. nedir bu, doğru mudur? not. iki daire kullanabiliriz. bu yüzden böyle bir bağlantı düşünüyoruz.
şimdi biz regülatör aldık. 20 kw kadar. şebekeden gelen elektriği direk regülatöre bağlayıp, ondan çıkan düzenli voltajı elektrik saatinden geçirme niyetimiz var. birisi yok öyle olmaz yasak falan dedi. nedir bu, doğru mudur?
not. iki daire kullanabiliriz. bu yüzden böyle bir bağlantı düşünüyoruz.
0
eskimo
(10.07.08)
bizim apartmanımızda var (6 dairelik bir apartman) büyükçe bir regülatör (bu saatte aşağıya inip bakmaya üşeniyorum :) direkt şebekeye bağlı, regüle ediyor ondan sonra saatlere geliyor.
0
vincenzo
(10.07.08)
elektrik idaresinde çalışan biri olarak şunu söyleyebilirim. elektrik saatinden önce, tanımı/işlevi ne olursa olsun herhangi bir alıcı bağlamak yasaktır. kaçak elektrik kullanımı olarak işlem görür. sen her ne kadar regülatör de bağlayacak olsan kabul olmaz.
aleti saatin çıkışına neden koymuyorsunuz ? daha iyi açıklarsan yardımcı olabilirim.
0
buzkran
(10.07.08)
@buzkran
apartman dairesi olmayan bitişik iki evin regülatörü kullanabilmesi ve herkesin kendi kullandığı elektriği ödemesi için saatin çıkışına koymamayı düşünüyorduk.
0
🌸eskimo
(10.07.08)
bugün bizim elektrikçiye sordum (komşumuz olur kendileri) saatten sonra bağlıymış.
0
vincenzo
(10.07.08)
(10)

PDA Gibi Cep Tel. Gibi Bişey Tavsiye Edin

boshi
Acil durumlarda Internet'e karın ağrısı çekmeden girebileceğim ve e-mail okuma & yazma, internet bankacılığı kullanma, MS Word dökümanı düzenleme (çok lüks bi istek mi oldu bilmiyorum) gibi temel işlemleri rahat rahat gerçekleştirebileceğim, kocaman olmayan, f/p orani iyi bi alet önerir misiniz acab
Acil durumlarda Internet'e karın ağrısı çekmeden girebileceğim ve e-mail okuma & yazma, internet bankacılığı kullanma, MS Word dökümanı düzenleme (çok lüks bi istek mi oldu bilmiyorum) gibi temel işlemleri rahat rahat gerçekleştirebileceğim, kocaman olmayan, f/p orani iyi bi alet önerir misiniz acaba?
0
boshi
(09.07.08)
pda olarak değil de basitinden symbian işletim sistemli nokialar bu işleri görüyor olması lazım.
bir PDA gbi etraftaki kablosuzlardan internete giremessin tabi.
0
natnan
(09.07.08)
eee pc diye bir olay vardı. defter boyutunda, küçük laptoplar. 299 euro gibi de bir fiyatı vardı yanlış hatırlamıyorsam.
sanırım bu işini görür.

ahanda link,
sozluk.sourtimes.org
0
buzkran
(09.07.08)
www.htc.com
Hepsiburada.com da satiliyordu bir ara. MS Word duzenleme ne kadar olur onu bilmiyorum ama.
0
badseed
(09.07.08)
tercih ederken mutlaka wi-fi özelliğini bulundurmasına dikkat et. birde gps olursa deyme keyfine.
misal "hp ipaq 614c"
veya "htc touch" modelleri
0
winsome
(09.07.08)
Nokia E71 cikiyor yakinda. O guzel mesela.
0
wpi
(09.07.08)
(bkz: ipaq)
0
sijwocaq
(09.07.08)
wpi@:
Nokia E71 pda'mı? ms office, internet explorer, msn messenger, media player barındırdıracağını hiç sanmıyorum.

boshi@: windows mobile işletim sistemine sahip bir telefon al.(ki bu bir pda/smartphone'dur) sebebise bu cihazlar bilgisayarınızdaki windows işletim sisteminde neler yapabiliyorsanız aynısını bundada yapmanızı sağlar. ms office, msn, ie, mp gibi özellikler işletim sisteminde var ola bir özelliktir. telefonun satın aldığında menülerinde tıklayıp ms world e geçip dökümnalarını düzenleyebilirsin. veya ms excel i açıp formül girerek istediğinizi yapabilirsiniz. bu telefonların kullanım amacı budur.
nokya, eriksonun dandik işletim sistemi symbian gibi değildir :)

www.microsoft.com
tr.wikipedia.org
0
winsome
(09.07.08)
@winsome: "sanmak"la ne alakasi var? git bak: europe.nokia.com
0
wpi
(09.07.08)
wpi@
baktım. symbian işleti sistemi bu :)

gps + fm radyo + internet tarayıcı(ie değil) + wifi + 3g + kamera olunca bu bir pda mı oluyor :)
www.gsmarena.com

özellikler arasında MS Pocket Office göremedim? (ki duyuru sahibi "MS Word dökümanı düzenleme" demiş) bu telefonu almamdaki amaç ne o zaman. bilgisayarımdaki office ve outlook ile senkronize olmayacaksa, yeri geldiğinde mms://eu1.secveseyret.com/GSTV_HIGH?.wma şeklindeki internet üzerinden yayın yapan bir bandı açacak bir media player yok ise (mms mesaj değil bu) ne işime yarayacak merak ettim. yılan oyunu oynamak için alırdım bak.

misal şöyle birşey var. www.gsmarena.com
0
winsome
(09.07.08)
Telefonu alma winsome. Ama dikkat edersen sayfaya bakinca konuda dogru duzgun bir karar verebildin.
0
wpi
(09.07.08)
(8)

kuran-ı kerim meali

kokomichu
üç kutsal kitabı okumaya karar verdim, kuran'a aslında 2 kere baştan başlamıştım hep yarım kaldı.. çok fazla değişik meali var, tavsiye edebileceğiniz bir meal var mı? aslında diyanet işlerinin sitesinde .pdf şeklinde bir kuran meali var, o nasıldır ki? teşekkürler şimdiden.
üç kutsal kitabı okumaya karar verdim, kuran'a aslında 2 kere baştan başlamıştım hep yarım kaldı.. çok fazla değişik meali var, tavsiye edebileceğiniz bir meal var mı? aslında diyanet işlerinin sitesinde .pdf şeklinde bir kuran meali var, o nasıldır ki? teşekkürler şimdiden.
0
kokomichu
(08.07.08)
pek anlamam ama Elmalılı Hamdi Yazır'ın adı pek sık geçer ve özellikle belirtirler.
0
babatema
(08.07.08)
tüm din kitaplarının internette türkçeleri mevcut. tüm çevirilere ulaşılabilir. araya teoloji de sıkıştırısanız şükela olur kanısındayım.
0
bu nick kullanimda
(08.07.08)
kuran.gen.tr'deki idealdir herhalde?
0
katafalk
(09.07.08)
muhammed esed i önerebilirim. bu konuda uzman falan değilim ama muhammed esed'in mealini okumadan önce benim de birkaç kez başlayıp başlayıp yarım bırakmışlığım olmuştu. imkanınız varsa ona bi göz gezdirin derim.

gerçi siz meal demişsiniz ama tefsir düşünürseniz de elmalı hamdi yazır'ın hak dini kuran diline şu linkten ulaşabilirsiniz:

www.kuranikerim.com
0
light beam
(09.07.08)
ben de bir tavsiyede bulunayım. eğer mealini okuyayım ama en doğrusu olsun diyorsan. bunu tek meal de yapamazsın. kanımca iki ayrı ve güvenilir meal okursa daha doğru anlarsın. hem aradaki çeviri farklarını da görürsün.
sanırım şu yaşar nuri öztürk'ün mealinde çoğu zaman, çevrilen kelimelerin tek başına ne anlama geldiği. kullanıldığı cümle de ne hale evrildiği anlatılıyordu.
0
buzkran
(09.07.08)
Elmalılı Hamdi Yazır ı öneririm.
ayrıca şunu da unutma ki mealler, tam anlamı veremezler. ne demek istediği hakkında bir ipucu verebilirler. çevirmenin yetkinliğine göre değişen bir mevzudur yani.
ne demek istediğini tam olarak anlamak için ise tefsirler devreye girer. (burada şu kelime kullanılmış mecazi anlamda, ama kastedilen anlam şudur gibisinden)
ama elmalılıyı oku derim ben.
0
fizikopat
(09.07.08)
evet, mealler kesinlikle tam anlam vermezler. tam olarak anlamak insanin kendi elinde olan bir sey. kuran bizlere "kitap icinde kitap" seklinde yollanmis. yani salt kuran'i yuzeysel bir sekilde okuyarak onu tamamen anlayamayiz. yani bu noktada batinilik/ezoterizm/gizemcilik meselesi de isin icine girecek belki ama soylemeden edemedim. kuran'i okurken onun altinda yatan esas ve oz anlamlari anlamaya calismak lazim. ben sahsen henuz okumadim ama son zamanlarda ezoterizm olayiyla baya bir ilgiliyim, o acidan bu paragrafi yazmadan edemedim. yani okurken kuru kuruya okumamak, biraz ince eleyip sik dokumak lazim. en azindan ben oyle yapmaya calisacagim okuyacagim zaman. bu da nacizane ve hatta acizane bir onerim olsun.
0
vita vinum est
(09.07.08)
meal istiyorsan diyanet olabilir..Ama mealden fikir yürütme, arkadaşların dediği gibi verim alamazsın. Tefsir içinse Ömer Nasuhi Bilmen'i şiddetle tavsiye ederim. Hatta en iyisi bir yanına tefsir al, bir yanına meal..mealden okursun, merak ettiğin, anlamını derinliğini öğrenmek istediğin ayetleri de tefsirden incelersin. çünkü sonuçta bütün ayetler de ilk okunduğunda anlaşılmayacak gibi değil. bazı ayetler nasihatler ve hikayeler şeklindedir. örneğin bir hz. Yusuf'un hikayesi gibi..Bunda tefsire ihtiyaç duymazsın mesela. Ama hukuki kurallar içeren, evlilik, miras hukuku gibi konuları düzenleyen ayetlerde veya "burada ne demek istemiş olunabilir ki" diye ikilemde kalacağın ayetlerde tefsire başvurursun. Yoksa oturup baştan sona 8 cilt tefsiri okumak sıkıcı olabilir.
0
elinherifi
(09.07.08)
(3)

nazım hikmet'in bir şiiri

buzkran
"içinde bir elmanın yarısı sen ve ben. diğer bir yarısı bütün insanlar."içinde geçen bu kısmı hatırlayabiliyorum. şiirin adını bilen varmı ? ok acil değil ama aklıma takıldı işte.
"içinde bir elmanın yarısı sen ve ben. diğer bir yarısı bütün insanlar."

içinde geçen bu kısmı hatırlayabiliyorum. şiirin adını bilen varmı ?

ok acil değil ama aklıma takıldı işte.
0
buzkran
(17.06.08)
Piraye İçin Yazılmış Saat 21-22 Şiirleri
0
smy
(17.06.08)
bir elmanin yarisi biz
yarisi bu koskoca dünya.
bir elmanın yarisi biz
yarisi insanlarimiz.
bir elmanin yarisi sen
yarisi ben
ikimiz...

piraye icin yazilmis: saat 21-22 siirleri
0
cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
(17.06.08)
arkadaşlar çok hızlısınız (: saolun.
0
🌸buzkran
(17.06.08)
(7)

Vokal Ayırıcı

uco
Abiler ablalar, şu şarkılardan vokalleri ayırabilen programlar varmış. Nedir nasıldır hangisidir bilen var mı?
Abiler ablalar, şu şarkılardan vokalleri ayırabilen programlar varmış. Nedir nasıldır hangisidir bilen var mı?
0
uco
(25.05.08)
çok fazla didiklenmiş bir konudur. telif hakları dolayısıyla bunu yapmak pek mümkün değildir. özellikle mp3 algoritması bunu engellemektedir. bu nedenle en iyi programla bile alacağınız sonuç sizi pek tatmin etmez.
0
conrad moricand
(25.05.08)
Bahsettiğin şey kareoke'dir ve piyasadaki hiçbir program istediğin sonucu vermeyecektir. Elde edebileceğin en iyi ses şarkının midi versiyonu gibi olacaktır. Çünkü sesler studyoda karıştırılır ve birbirinden ayrılamazlar.
0
ataturkiye
(25.05.08)
winamp üzerinde çalışan bir plug-in yanlışlıkla bunu yapıyordu. şimdi ismini hatırlayamadım ama ben uzun süre yapmıştım.
daha sonra da winamnp a çıkış olarak disc writer gösterip diske waw olarak yazdırıyordun parçayı. bulabilirsem plug-in in ismini de koyarım.
0
buzkran
(25.05.08)
ben bir kere denemiştim. arkada hala yankı olarak vokal kalıyor, artı vokalle birlikte ses de gidiyordu. goldwave ile yapılabiliyor ama hiç de hoşuma gitmemişti.
0
tom riddle
(25.05.08)
daha once bir 2-3 kez farkli farkli soruldu burda ve tartisildi.
hepsinde ortak sonuc , "yapilsa bile cok temiz sonuclar elde edilemeyecegi" idi bu teknolojide..
parcalarin orjinal karaokelerini aramak veya bastan calmak en temiz yol sanirsam. veya mp3 olmasa da olur deniyorsa midi kullanilabilir, tabi yerini tutmaz o ayri.
bir de telif haklari gibi konular var.
0
la traviata
(25.05.08)
teknik olarak mümkün değil diye biliyorum. vokalleri ayıran programlarda genelde stereo sesin, hem sağ hem de sağ kanallarında aynı olan her şeyi silmek gibi bir tekniği kullanıyorlar. çünkü vokal hariç her şey ya az sağa, ya da az sola kaydırılıyor.

eğer amaç karaokeyse, bu tarz şeyler internetten indirilebiliyor. soundchoice anahtar kelimesi de işinize yarayacaktır. karaoke diye aramak daha mantıklı tabii..

bir de şarkıların adam gibi midi'lerini bulup adam gibi bir synthesizer ile çalıp kaydetmek daha mantıklı olacaktır. çoğu karaoke şarkı midi'lerin kaliteli bir şekilde kaydedilmeleriyle yapılıyor zaten..
0
co2s2
(26.05.08)
www.analogx.com

Burdan bulabilirsin winamp plug-inini. Gayet basarili bir hadise.
0
broken promises
(30.07.09)
(5)

TV yayını bittiği zaman çıkan görüntü

iron
Artık televizyonlar 7-24 yayın yaptıkları için bu görüntüye pek rastlamıyoruz ama merak ettim neden bütün televizyonların yayın bitişlerinde o görüntü vardı acaba. Öncelikle, bu görüntünün özel bir ismi var mıdır? Tahminim, yayın bittikten sonra görüntü sürekli sabit olacağı için bir çeşit koruma bu
Artık televizyonlar 7-24 yayın yaptıkları için bu görüntüye pek rastlamıyoruz ama merak ettim neden bütün televizyonların yayın bitişlerinde o görüntü vardı acaba. Öncelikle, bu görüntünün özel bir ismi var mıdır?

Tahminim, yayın bittikten sonra görüntü sürekli sabit olacağı için bir çeşit koruma bu ve yayının ekran üzerinde oluşturduğu manyetik alanla falan da ilgisi var. Bir de sadece biip şeklinde bir ses duyulurdu sanırım.
0
iron
(24.05.08)
trt3 ve trt4 te hala cıkıyor onu biliyorum sadece sorularınızın cevablarını ben de merak ediyorum:)
0
rurouni
(24.05.08)
sanırım, yayını yapan kişiler renkleri ve ses niteliğini görmek için kullanıyorlar. hani gece yayın yokken, sabahki yayın için genel kontrol. renklerde bi sorun varmı, ses net mi, gibi.
0
buzkran
(24.05.08)
evet var: test card.

en.wikipedia.org
0
diabolus79
(24.05.08)
demcan
(24.05.08)
arkadaki sesin de 1 khz lik test sinyali olması lazım.
0
vincenzo
(25.05.08)
(3)

sürücülerin açılış şeklini registry den ayarlamak

buzkran
küçük bir hata yaptım.dosya türlerinin hangi programlarla açılacağı ayarlarıyla oynarken, yanlışlıkla sürücüler için yeni bir open komutu yarattım. işin kötüsü, sürücüler için tanımlanan değerler silinemiyor.şimdi her sürücüye çift tıkladığımda sürücü yeni bir pencerede açılıyor.bunun kaydı registry
küçük bir hata yaptım.
dosya türlerinin hangi programlarla açılacağı ayarlarıyla oynarken, yanlışlıkla sürücüler için yeni bir open komutu yarattım. işin kötüsü, sürücüler için tanımlanan değerler silinemiyor.
şimdi her sürücüye çift tıkladığımda sürücü yeni bir pencerede açılıyor.

bunun kaydı registry de hangi anahtarda bilen eden varmı?
0
buzkran
(22.05.08)
virüs bulaşmıştır sürücülere. gizli dosyaları ve sistem dosyaları göster diye işaretle. sürücülere girip autorun.inf dosyalarını sil.
0
efruz
(22.05.08)
spybot search an destroy kur. tarat
o bu değişikliği zararlı değişiklik olarak görecektir.
iptal eder.
0
godless frog
(23.05.08)
yardım için saol godless frog
0
🌸buzkran
(23.05.08)
(11)

bu sefer de beyaz peynir.

babatema
10 gün önce aldığım ve şimdiye kadar buzdolabinda beklettiğim tam yağlı beyaz peynir bozulmuş mudur? kötü filan kokmuyor, azcık tadına baktım ama birşey anlamadım fazla. biraz gevşemiş gibi sanki böyle azcık cıvığımsı bir kıvama ulaşmış.acil cevaplandırırsanız sevinirim, biraz açımda.
10 gün önce aldığım ve şimdiye kadar buzdolabinda beklettiğim tam yağlı beyaz peynir bozulmuş mudur? kötü filan kokmuyor, azcık tadına baktım ama birşey anlamadım fazla. biraz gevşemiş gibi sanki böyle azcık cıvığımsı bir kıvama ulaşmış.

acil cevaplandırırsanız sevinirim, biraz açımda.
0
babatema
(22.05.08)
beyaz peynirin on günde bozulacağını sanmam.
buzdolabı kaçıncı kademede çalışlıyor :P eğer yeterince soğutuyorsa afiyetle yiyebilirsin.
domates varsa ikisini ekmek arası yap (: afiyet olsun

not : peynirin bozulduğu suyundan anlaşılabilir. suyun rengi koyulaşmışsa bozulmuştur.
0
buzkran
(22.05.08)
10 gün dolapta durduysa ve sıkıca kapatılmadıysa yemeyiniz... sıkıca kapattıysanız da yemeyiniz... bağırsaklarınız büzüşür...
0
sindustrial
(22.05.08)
bi şey olmaz yahu. yeşillenmemişse bozuk gibi gözüken yerlerini kesip ye. kıymayı da ye hatta hala atmadıysan.
0
kibritsuyu
(22.05.08)
1 ay geçse de yerim bişey olmaz.
0
sourlemonade
(22.05.08)
yeme len, sen bize lazımsın. böyle tehlikeli hareketlerde bulunma.
ben sana yeme alıcam söz. yalnız o yemek sana gelene kadar bozulur. onçün ben senin yerine yerim (:
0
buzkran
(22.05.08)
@sindustrial, geçen sefer verme demene rağmen kıymayı kedilere verdim, şimdi apartmanın önünden ayrılmıyorlar :)

@buzkran, duygulandırdın beni, çok iyisin.

@umuda, "Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit. Sed sit amet metus nec tellus pellentesque convallis."

@kibritsuyu, @divit sizlere de teşekkürler.

kediler bu duruma yine bayılacak :)
0
🌸babatema
(22.05.08)
1-2 ay kutusu ve suyu içinde beklemiş beyaz peynir yedim hiç bişi olmadı... hatta tamamen suyun içinde de değildi yarısı dışarıda, yarısı içeride idi... sağlam oluyorlar bence...
0
huzursuz
(22.05.08)
bünye işte huzursuz
0
🌸babatema
(22.05.08)
abi sen de dolabı doldurdun yiyecekle sonra hep dışardan mı yedin:)..
10 günde peynire bir şey olmaz
0
x factor
(22.05.08)
10 günde bozulmaz peynir çok ekstrem bir durum olmadıktan sonra. "Bunun bir şeyi yoktur ama hevesim kaçtı" diyorsan omlet falan yap, yufka al arasına koy gözleme yap. Ekmeğin üzerine koy biber ek fırına ver, ne biliim.
0
sui
(22.05.08)
pasaklı bir annenin hazin oğlundan kesin cevap

10güne asla bir şey olmaz
bizde 20-25gün durabiliyor gene yeniyor
sağlamız da
yiyin gari
0
demlikposet
(22.05.08)
(6)

afiş tasarım fikri

deckard
astronomi kulübümüzün afiş tasarımı görevini üstlendim. etkinlik afişi olacak bu. gözlemler, sunumlar, uzay ve teknoloji üzerine konuşmalar falan. sade ama ilk bakışta uzayı çağrıştıran bir fikir lazım bana. grafiker değilim, kulüpte herkes işin bir ucundan tutuyor, bana da tasarımlar kaldı, o yüzde
astronomi kulübümüzün afiş tasarımı görevini üstlendim. etkinlik afişi olacak bu. gözlemler, sunumlar, uzay ve teknoloji üzerine konuşmalar falan. sade ama ilk bakışta uzayı çağrıştıran bir fikir lazım bana. grafiker değilim, kulüpte herkes işin bir ucundan tutuyor, bana da tasarımlar kaldı, o yüzden size danışayım dedim. hem siz de davetlisiniz etkinliklere :)

sizce nasıl bir tasarım düşünülebilir?
0
deckard
(22.05.08)
yıldızların burcları yada diger sekilleri olusturacak sekilde dizildıgı resimleri arkaplan olarak kullanabilirsin.ön kısımdada dünya ve çevresinde uydu gibi şeyler koyabilirsin. biraz karışık olmuş olabilir ama sadeleştirisen işini görebiliir.
0
youtube
(22.05.08)
browse.deviantart.com

bu adreste arka plan için yüksek çözünürlüklü kaliteli resimler bulabilirsin.
ben sayfalarca gezdim, çoğu özenle seçilmiş gibi duruyor.
0
buzkran
(22.05.08)
ferrarisini satan bilge kitabının kapağını koy üzerine de satmadan önce bize danışın yaz :)

edit: astrolojiyle karıştırmışım, bir de öyle yüzeysel yaklaşıorum ki şu bilime, adamlar kimbilir kaç saat kafa patlatıolar bu hususlarda. ama fikir güzel beğendim silmicem.
0
tasa oturma soguk ceker
(22.05.08)
www.spacetelescope.org adresinden hubble uzay telekobunun çektiği fotoğraflar, belki işinizi görür. espirili bişey olsun dersen bi astronotun eline pankart tutuşturup, üstüne etkinlikleri, yer zamanı vs yazabilirsin
0
smy
(22.05.08)
tam olarak istediğiniz gibi değil ama "yıldızları sayma" deyimini çağrıştırır şekilde kafasının etrafında takım yıldızlar, nebulalar vs dönen şaşkın başıklı öğrenci tipli bir eleman altına da "görecekleriniz başınızı döndürecek" gibi bir slogan geldi aklıma.
0
lykos
(22.05.08)
www.photoshopmagazin.com adresinden planet brushes 2 dosyasını indirip türlü türlü gezegenleri kendin istediğin gibi yerleştirebilirsin. photoshop tan load brush yapman gerek.
0
tasa oturma soguk ceker
(22.05.08)
(3)

kurt cobain about a son altyazı

mertegon
kurt cobain about a son isimli filmin (belgesel) türkçe ya da ingilizce altyazısını arıyorum fakat bir türlü bulamadım..bulabilen ya da elinde olan varsa linki buraya yazabilir mi?şimdiden teşekkürler..
kurt cobain about a son isimli filmin (belgesel) türkçe ya da ingilizce altyazısını arıyorum fakat bir türlü bulamadım..
bulabilen ya da elinde olan varsa linki buraya yazabilir mi?
şimdiden teşekkürler..
0
mertegon
(20.05.08)
yabancı forumlarda falan da insanlar bu film için "yeryüzünde bu filmin ingilizce altyazısı yok mu?" konulu tartışmalar yapmışlar. opensubtitles.com'a falan istekte bulunmuşlar ancak yok maesef italyanca ve ispanyolca falan var.

bir de nisan tarihli bir forum post diyordu ki, "dvd'si çıktktan sonra gelir onun altyazısı rahat ol". ama imdb'ye göre şubatın 19unda çıkmış zaten dvd.
0
oddity
(20.05.08)
başka bir dildeki altyazısını bulup bir dil bilen e tercüme ettirebilirsin gibi geliyor bana yoksa şüpen mi var
0
buzkran
(20.05.08)
sonea
(12.09.12)
(2)

the return of the king'in (kralın dönüşü) e-kitabını arıyorum.

buzkran
the lord of the ring serisinden, the return of the king in e kitabını arıyorum.nette bir sürü yerde var, ama hepsi aynı kitabı indirtiyor ve o kitap da hatalı kaydedilmiş.sayfalar karışık. düzeltmeye çalıştım olmadı.bana kitabın doğrusunu çekebileceğim bi adres verebilecek varmı ?----------20mayıs20
the lord of the ring serisinden, the return of the king in e kitabını arıyorum.
nette bir sürü yerde var, ama hepsi aynı kitabı indirtiyor ve o kitap da hatalı kaydedilmiş.
sayfalar karışık. düzeltmeye çalıştım olmadı.
bana kitabın doğrusunu çekebileceğim bi adres verebilecek varmı ?
----------
20mayıs2008 / 17:00 kitaba hala ulaşabilmiş değilim.
0
buzkran
(19.05.08)
dodocan çok saol.
ben belirtmeyi unutmuşum, e-kitap türkçe olsa güzel olur.

edit : sen bana o kitabı bul, dile benden ne dilersen. (lamba cini)
iyi akşamlar (:
0
🌸buzkran
(19.05.08)
dodocan çok saol.
şuan işyerindeyim, burda adobe reader yok. eve gidince ilk işim bu olacak.
senin bu azmine hayran kaldım (:
--------
bu kopya da olmadı, aynı çeviri. kitapın sadece bir bölümünü tekrar edip duruyor.
0
🌸buzkran
(20.05.08)
(5)

elektrik ve elektronik arasındaki fark nedir?

sirrikadem
elektrik ve elektronik arasındaki farkı, bir de bunların mühendisleri oluyor ya, onların farkını da soracaktım...
elektrik ve elektronik arasındaki farkı, bir de bunların mühendisleri oluyor ya, onların farkını da soracaktım...
0
sirrikadem
(22.04.08)
Elektrik: Maddenin, yüklerin varlığı ya da hareketleri sonucu ortaya çıkan özelliğidir.
Elektronik: Serbest elektronların etkisiyle oluşan olayları inceleyen bilim dalıdır.

Ama siz, sanırım, elektrik bilimi ile elektronik bilimi (mühendislikleri de olabilir) arasındaki farkı soruyorsunuz. Elektrik, temel olarak maddenin fiziksel özelliği olarak inceler. Yani daha çok fiziğin bir dalıdır. Elektronik ise maddenin elektriksel özelliklerini kullanarak bilgi ya da güç iletimiyle, bunu oluşturan sistemlerle ilgilenir. Daha çok bir mühendislik dalıdır.
Elektriğin alt başlıkları statik elektrik, elektrik alan, elektrik potansiyeli, elektrik akımı gibi fiziksel kavramlarken; elektroniğin alt başlıkları analog, dijital, sinyal işleme, güç elektroniği, bilgisayar donanımı gibi uygulamaya yönelik dallardır.
Aslında bu iki alan birbirini tamamlayan alanlar olduğu için üniversitelerde genellikle elektrik-elektronik bölümleri vardır. Bu bölümlerde ilk iki sene daha çok temel mühendislik eğitimi, sonraki senelerde kişinin seçimine göre elektrik-elektroniğin belli dallarında uzmanlaşma imkanı verilir.


şeklinde bir alinti buldum tübitak sitesinde..
0
os
(22.04.08)
elektrik: priz, sigorta, kablo, ampul, toprak hattı, faz, nötr vs.

elektronik: diyot, kondansatör, transistör, direnç, devre, chip vs.

imza: dünyanın en yüzeysel adamı.

çok salak bir cevap oldu ama durum çok kabaca bu.
0
kibritsuyu
(22.04.08)
biri üretir diğeri tüketir.

edit: mühendislik ayrımı için dedim bunu yani elektrikçiler hayvani voltlarla uğraşır bunları üretir,dağıtır falan elektronikçilerse ufacık 5-12 (genelde 5)volt gibi şeylerle uğraşır bunları dağıtır kullanır yani tüketir işte. benim kafam çalışsaydı zamanında elektrik okur ufacık şeylerle ömrümü tüketmezdim.
0
sourlemonade
(22.04.08)
"Elektrik ve Elektronik Mühendisliği" okuyan biri olarak açıklamaya çalışayım.

Elektronik: Devrelerle uğraşır. Çiplerle uğraşır. Bilgisayarda yazacağın kodları veya tasarlayacağın devreyi kartlara basmakla işlevsel hale getirmekle uğraşır. Bilgisayar mimarisiyle donanımıyla uğraşır. Sensörlerle, algılayıcılarla uğraşır. Kamera sistemleriyle uğraşır. Mikrodalgayla, sinyallerle, telekomünikasyonla uğraşır. Antenlerle dalgalarla uğraşır. Ortalama kullanılan gerilim 5 volttur, gözle görünmeye boyutta veya özellikte olaylarla uğraşır. Genelde teknolojik denen şeyler elektroniktir. Bilgisayar ve programlama mantığı, analitik ve sayısal düşünme, hesap kitap yeteneği gerektirir.

Elektrik: Kablolarla uğraşır. Enerji dağıtım ve taşıma şebekeleriyle uğraşır. Enerji projeleriyle uğraşır. Sigortalar, devre kesiciler, jeneratörler, UPS sistemleri, bina içi dağıtım sistemleri, sokak dağıtım sistemleri, küçük, orta ve büyük trafolarla uğraşır. Elektriksel yalıtım, kırılma, güvenlik işleriyle uğraşır. Güç elektroniğiyle uğraşır, tüm makinalara giren enerjinin düzenlenmesiyle, adaptörlerle falan uğraşır. Topraklama, insan sağlığı, yıldırım düşmesi, kaçak elektrik kullanımı gişi gerçek hayatla uğraşır. Gözle görülebilen tüm elektrik ve enerji sistemleriyle uğraşır. 380000 Volt'tan 220 Volt'a kadar voltajlarla uğraşır.

Sonuç: elektronik daha çekici görünse de elektrik'te çok para vardır, öğrenmesi daha kolaydır, gerçek hayata çok yakın işlerle uğraşır. Ben bu yüzden son sınıfta elektriği seçtim, ve şansı olan herkese de tavsiye ederim. Saygılar.
0
harzem
(22.04.08)
çok güzel tanımlar yapılmış. bende olayın farklı bir noktasına değineyim dedim.

elektrik te her an binlerce volt la karşılaşırsın. çok dikkat gerektirir.
elektronikte yıllarca uğraşır hem kafayı yer hem gözü bozarsın.

yani elektrikte ani ölürsün elektronikte yavaş yavaş.
0
buzkran
(22.05.08)
(8)

Üretilen enerji nasıl muhafaza edilir?

karapolisnas
Rüzgar değirmenleri veya barajlarda üretilen elektrik enerjisi nasıl muhafaza edilir? Nasıl korunur? Kendi kendine bir tükenme olayı var mıdır? Zaten ancak yetecek kadar mı üretilebilmektedir? NEdense merak ettim bu mevzuyu. Yoksa üretilen enerji direk tüketime mi sevkedilir?
Rüzgar değirmenleri veya barajlarda üretilen elektrik enerjisi nasıl muhafaza edilir? Nasıl korunur? Kendi kendine bir tükenme olayı var mıdır? Zaten ancak yetecek kadar mı üretilebilmektedir? NEdense merak ettim bu mevzuyu. Yoksa üretilen enerji direk tüketime mi sevkedilir?
0
karapolisnas
(23.03.08)
Barajlarda elektrik depolaması gibi bir durum mevcut değil. Bunun yerine, elektrik enerjisi ihtiyaça yaklaşık üretiliyor.
0
sheba and the albino girls
(23.03.08)
Bildiğim kadarı ile söyleyeyim üretilen elektrik enerjisini muhafaza etmek çok çok çok pahalı bir şey ve şu an türkiye de yapılmıyor. Yani türkiye de saatte ne kadar elektrik tüketiliyorsa o kadar elektrik üretiliyor, eğer elektrik ihtiyacı düşerse o zaman bazı santraller ve barajlar kapatılarak üretim durduruluyor...
0
selimse
(23.03.08)
Barajlarda vs uretilen elektrik muhafaza edilmiyor, aninda kullaniliyor.
0
wpi
(23.03.08)
(alternatif bir depolama)zamaninda uzanlar icin calisan arkadasimin bana anlattigi soyle, urettigin elektrigi tedasa veriyorsun ve tedas daha sonra istedigin zaman istedigin yerden bu elektrigi kullanmana izin veriyor, bir miktar komisyon aliyor ayrica elektrik olarak.
0
kadirsavun
(24.03.08)
mahalledeki trafolar var ya, işte sen televizyonu açma düğmesine bastığın zaman o trafo "elektirik lazım televizyon var burda" diyerek kaynaktan direk elektirik çeker. yani üretilen elektirik anında kullanılır. senin merak ettiğin şey sanırım barajda üretilen elektiriğin kullanılmayan kısmının ne olduğu. işte olay bu mahalle trafolarında. sadece ihtiyaç kadar elektirik çektiği için, ımm, böyle işte böyle medeniyet olmuş diyerek kendi sorduğum sorunun cevabında topu taça atarım. sözelciyim lan ben. kulaktan dolmayla bu kadar :)
0
s e ff a f
(24.03.08)
Elektrik enerjisinin depolanması teknik olarak mümkün, ancak ekonomik açıdan kabul edilebilir çözümlerin içinde en verimlisi yaklaşık %40 kayıpla depolayabiliyor bu enerjiyi.
Bununla birlikte, arkadaşların da belirttiği gibi, bizim ülkemizde bu tür bir uygulama yok. Zaten olan ülkelerde de bir şehrin elektriğini değil de örneğin kendisine bağlı bir tesisin elektriğini depolayacak merkezler bulunuyor. Verimsizlik ve masraf nedeniyle yine.

Elektrik zor zanaat azizim..
0
malmoth
(24.03.08)
tedas ın komısyon alması iletim masrafından dolayıdır. aynını botas da yapar. telekom da yapar.
0
bryan fury
(24.03.08)
ankara gölbaşında elektrik santraller yönetim merkezi var.
ordan bütün santrallerdeki generatörleri yönetebiliyorlar.(dev türkiye haritası var karşılarında, bütün santrallerde kaç generatör çalışıyor anında görüyorlar)
ihtiyaç kadar olanı devreye alıp ihtiyaç fazlasını devreden çıkarıyor, tasarruf sağlıyorlar.
0
buzkran
(22.05.08)
(4)

nokia şarj

sleepy99
bu şarj cihazlarının ince uçlu olanlarının, kalın uçlu olanlardan elektriksel/fonksiyonel olarak bir farkı var mı? yoksa sadece insanlara yeni tip şarj cihazı aldırmak için mi yapıyorlar :)
bu şarj cihazlarının ince uçlu olanlarının, kalın uçlu olanlardan elektriksel/fonksiyonel olarak bir farkı var mı? yoksa sadece insanlara yeni tip şarj cihazı aldırmak için mi yapıyorlar :)
0
sleepy99
(19.03.08)
donusturucuyle kolaylikla eski ture donusup is goruyor. gerci uzerlerindeki degerlere hic bakmadim ama farklari oldugunu zannetmiyorum (o donusturucu kutusundan cikmisti telefonun).
0
entrapmen
(19.03.08)
yeni şarj aleti aldırmak değildir eminim amaçları, entrapmen in de dediği gibi eski ucu yeni uca dönüştüren bir ek parça geliyor telefon ile.daha hoş gözüktüğü için tasarım amaçlı değiştirilmiş olabilir.
0
gregory
(20.03.08)
telefonlar inceldiği içindir muhtemelen.
0
kermitz
(20.03.08)
şarz cihazının üstünde kaç volt kaç miliamper olduğu yazar.
ordan karşılaştırabilirsin ama genelde aynıdır nokia için.
0
buzkran
(22.05.08)
(9)

elektrik teli ve elektrik çarpması

bushwacker
diyelim ki yüksek gerilim hattına düştüm. ne yaparsam elektrik çarpar, ne yaparsam çarpmaz? hem tele hem de yere değersem çarpıyor galiba, ama kauçuk ayakkabı giyip de hem tele hem yere değersem çarpmıyor?mesela aynı tele 2 elimi açarak dokunursam çarpılır mıyım? ya da 2 ayrı tele 2 elimle dokunursa
diyelim ki yüksek gerilim hattına düştüm. ne yaparsam elektrik çarpar, ne yaparsam çarpmaz? hem tele hem de yere değersem çarpıyor galiba, ama kauçuk ayakkabı giyip de hem tele hem yere değersem çarpmıyor?

mesela aynı tele 2 elimi açarak dokunursam çarpılır mıyım? ya da 2 ayrı tele 2 elimle dokunursam ne olur? hem 2 elimle hem de ayağımla aynı tele dokunursam ne olur mesela? vs vs.. bu ve bunun gibi sorularım var. bilen biri cevaplarsa çok makbule geçer. : )
0
bushwacker
(10.01.08)
iki tele birden dokunursan carpilirsin.
tek telde sorun olmuyor. ki bir cok ku$ oyle takiliyor. el ve ayak kombinasyonunu bilemicem ama tek telde bir $ey olmamasi lazim.
tabi bu dediklerim normal hat icin de gecerli olabilir. yuksek gerilimde belki gecerliligini yitiriyordur.
0
sourlemonade
(10.01.08)
benim sözüme güvenip gidip denemeyin sakın, baştan uyarayım.

kutuplar arasındaki potansiyel fark sizi çarpar. tek bir tele dokunursanız çarpılmazsınız; ama toprağa veya daha farklı potansiyelde bir iletkene dokunursanız kavrulursunuz allah esirgeye.

ayakkabıdan anlamıyorum ve merak da ediyorum, prizdeki faza ve duvara dokunsak çarpılır mıyız? faz ve toprak hattına bağlanırsak kesin çarpılırız herhalde?
0
fadetoreality
(10.01.08)
Türkiye'de orta gerilim direkleri 1-35 kV, yüksek gerilim direkleri 35-154 kV arasında gerilim taşıyor. Bir de çok yüksek gerilim direkleri var onlara girmiyorum bile.

Bu tellere çıplak elle dokunmak için yaradana kavuşmak gibi bir isteğiniz olması lazım. Dikkat ederseniz kalite penselerin üzerinde bile "max 500V" yazar. giyeceğiniz ayakkabının çok özel tasarlanmış olması lazım. şu cevabımın sonunda üşenmezsem ölmemek için kaç ohm'luk bir bot giymeniz gerektiğini hesaplarım.

yüksek gerilim içeren trafo ve şalt merkezlerinde bazı bölümlerde tellere dokunmanıza bile gerek kalmaz. çünkü gerilim hava direncini kırıp üzerinize ark olarak gelecek kadar yüksektir. yani havadan size aduket gibi gelir, kömür eder toprağa gider.

özetle hiç gerek yok iki tele dokunmanıza, bir tanesi bile oldukça yeterli. eğer deney ortamı olsaydı havada iki el iki ayak, kafa, burun artık ne denk gelirse bir tele dokunabilirdiniz. Yalnız gerçek hayatta havanın direncini dikkate almanız gerekir. bir yandaki telle uygun mesafede durmanız gerekir, aynı şekilde toprakla da.

Hava'nın delinme gerilimi 30,000 V/cm. yani 30kv taşıyan bir tele dokunuyorsanız toprağa veya başka bir tele 1cm'den fazla yaklaşırsanız hava iletken gibi davranır ve güle dönersiniz. edit : güle değil küle dönersiniz :) ayrıca bu 1cm değeri en iyi koşullar altında geçerli.

ne kadarlık dirence sahip bir ayakkabı lazım size hesaplayalım. 25 mili amper (25*10^-3) güvenlik limitidir.

v = i*r ==> 154.000 = (25*10^-3)*r ==> r = 6.160.000 ohm gerekli. malzemelerin dirençlerine bakarak uygun bir ayakkabı tasarlatabilirsiniz :) gene de bu ayakkabıyı giydiğinizde ufak bir gıdıklanma hissi duyacaksınız.
0
kimlanbu
(10.01.08)
@kimlanbu:
peki o zaman yüksek gerilim hatlarına çıplak elle dokunsam, yerden yüksekteyim diğer tele de çok uzağım. o zaman bir şey olmaz mı? hani 1 cm falan demişsin ama en az 1-2 metre vardır heralde o tellerin arası?
0
🌸bushwacker
(10.01.08)
teoride eğer 154kv'luk potansiyeli olan bir kabloya dokunduğunda her şey kitaba göre giderse yerden 5,13 santimetre yukarıdayken tek bir tele dokunduğunda bir sorun olmaması lazım.

ayrıca kimlanbu'nun dediği ayakkabının sadece 6.6megaohm direncinin olması da yetmeyecek büyük ihtimalle. ayakkabı o ısıya dayanabilir mi, o da önemli. sonuçta 25mA*154kV = 3850 Watt, yani bir saniyede 3850 joule ısı üretecek bu ayakkabı. artık insan vücudunun ısı sığasını bilmediğim için ne kadar ısıtır bilemem, ama burada kastım, elektrikten değil de ayakkabıların aşırı ısınmasından zarar görebilirsiniz.

bir de insanın vücudunun ne kadar nemli olmasıyla da şöyle bir enteresan durum ortaya çıkabilir, eğer vücudunuzda tamamen birbirine temas eden nem varsa eğer (terli yapalım ki iyi de elektrolit olsun), direnç sıfıra yakın olacağı için elektrik akımı toprağa ulaşabiliyorsa hiç çarpılmadan, sadece yanıklar ile kurtulabilirsiniz, gerçi suyun o anlık aşırı ısınma ile ilginç bir fiziksel tepki göstermesi (leidenfrost etkisi olur sanırım) de suyun tamamen buharlaşmasını, yani çarpılmayı engelleyecektir.
0
tom riddle
(10.01.08)
@bushwacker, aynen dediğin gibi bir şey olmaz. sadece faza dokunursan açık devre modunda olacağından hiçbir şey olmaz.

@tom riddle, benim belirttiğim 6M ohmluk direnç değeri ise ölmemesini sağlayacak değerdir. bu botları giydiğinde bile vücudundan yaklaşık 25ma akım geçecek ve "gıdıklanacak" teoride.

bildiğiniz gibi dirençler belli güç değerlerinde üretilir 0.25w, 0.50w, 1w vs gibi standart değerlerde. belirttiğiniz gibi uygun güce dayanabilecek değerde bir bot tasarlarnması lazım yoksa dondurma gibi erir.
0
kimlanbu
(11.01.08)
Türkiye'de enerji iletim seviyesi 154 ve 380 kV dur.Laboratuvar ortamında tek tele dokunarak ve toprak ya da ikinci elektrik hattına belirli mesafelerde durularak akıma kapılmaktan kurtulabilirsiniz.
Fakat normal şartlarda (yüksek gerilim trafo merkezlerinin kurulumunu yapan bir firmada çalışan biri olarak söylüyorum), 380 kV için faz faz arası yaklaşık 5 metre, faz toprak arası 4 metre mesafe bırakılır, elektrik hattı aranızdaki mesafe bundan daha düşük olursa...başınıza gelebilecekleri hayal bile edemezsiniz
0
frown
(11.01.08)
Gerilim altındaki iletkenler için kabul edilen azami yaklaşma mesafeleri

50 - 3.500 volt arası 30 cm

3.500-10.000 volt arası 60 cm

10.000-50.000 volt arası 90 cm

50.000-100.000 volt arası 150 cm

100.000-250.000 volt arası 300 cm

250.000-450.000 volt arası 400 cm
0
ermanen
(12.01.08)
aslında mesafeyi her bin volta karşılık bir cm olarak ayarlayabilirsin.
yüksek gerilim ayırıcılarının bıçak mesafesini buna göre yapıyoruz (:
eline demir bir bilya al, üstünde 34kv voltaj olan, birbirine 50cm mesafedeki iki yüksek gerilim telinin arasına at. voltaj sana ömrün boyunca unutamayacağın bir gösteri yapacak.
0
buzkran
(22.05.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.