Hitman

Splinter cell:Conviction kesinlikle. Ben de çok severim aşırı zevk almıştım bundan. Önceki oyunlarını oynamadım ama. gerçi bunda elbet vurma var ama çatışmaya dalmıyosun direk.

Bir de Mark of the ninja.

Öneriler için teşekkürler, şunu da sorayım.

Hem Hitman hem de Splinter Cell birden fazla oyundan oluşan seriler, ilk oyundan itibaren mi oynamak lazım. Senaryolar bağlantılı mı. Yoksa direk son çıkan oyunu oynasam olur mu?

Mark of the Ninja güzel görünüyor, ona bakacağım.

the last of us

Splinter'ın önceki oyunlarını sonuncudan sonra oynuyum dedim de grafikler çok gözüme battı ve kontroller ters geldi sonra oynarım dedim, oynamadım. Hikayeyi anlamamazlık olmuyor ama öncesini bilmediğinden göndermeleri falan anlamamışımdır en fazla, o kadar belirgin değil yani.

Batman Arkham Asylum ve Arkham City.
Seneye Thief'in yenisi gelecek.

Galip Derviş, Monk'un kalitesinden birkaç gömlek düşüktür. Bunu kötüleme amaçlı değil, her uyarlama kaynağı kadar kaliteli olmaz diye söylüyorum. Zaten bu yargıyı kıran tek yapım da The Office'dir, zira bu dizi özgün The Office'den (İngiltere) kat be kat daha iyidir.

Galip Derviş'in ilk iki bölümünü izledim. Bence Monk daha güzel. İzle.

galip dervis izliyorum her hafta ve bayiliyorum. monk izledim ama hic sevmedim. tv8 diye bi kanal vardi ben abddeyken ordan izliyordum kanalin goruntu kalitesi cok kotuydu belki ondan belki de cidden beni pek sarmadigindan hicbi bolumunu sonuna kadar izleyemedim. ama galip dervisi elli kere izlerim herhalde. dizi tatile girdi eylulde geri gelir. ayrica cok tuttu. herkes izliyor hem de gecenin bi yarisinda yayinlanmasina ragmen. onun onunde de intikam isimli angut mu angut bi dizi yayinlaniyor bi de. peh.

senaryolar bile birebir oldugu için monk tabii daha düzgün
bir çok olay amerikaya göre çünkü

sabah radyo djlerinin acaip sesler çıkartması, senatörlük seçimleri gibi şeyleri
burada belediye başkanı, vali falan diye çeviriyorlar, havada kalıyor tabii hafif.

galip dervişin kendine göre bir havası var. engin günaydın olmasa olmazdı. orjinali daha iyi olsa da dervişe kötü demek haksızlık olur. galiba daha çekilmeyecekmiş. engin günaydın, dizilerde oynamam daha demiş. gazetede yazmıştı. devam etse keşke...

İkisini de ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor bence. Ben ilk önce Galip Derviş'i izleyenlerdenim, dolayısıyla Galip Derviş daha çok hoşuma gidiyor ama tabii bunda Engin Günaydın ve Algı Eke'yi sevmemin de etkisi var. Daha sonra merak edip Monk'u izledim, o da bana güzel geldi. Tabii Galip Derviş senaryosu uyarlama olduğu için, çok fazla mantık veya çevirme hatası da oluyor. Bölüm başına en az iki mantık hatası düşüyor neredeyse. Bir de tabii bizim insanlarda önyargı var ve uyarlamanın ne demek olduğunu hala daha anlayamayıp "Çakma yaa" filan diyen çok.
Dizi bitmedi, yeni sezonda devam edecek. Aslında yazın devam edeceği söylenmişti başta, ama sonra kanal vazgeçti diye biliyorum. Engin Günaydın "Galip Derviş'ten sonra bir daha dizide oynamam" demişti, o da dizilerin süreleriyle alakalı diye biliyorum. Bu arada Galip Derviş'in süresi de ortalama 55 dakika, sadece ilk bölüm 90 dakikaydı. Bu da bir avantaj bence. Reytingleri de kötü gitmiyor, hatta sezon finali reytinglerde birinciydi diye biliyorum. Ama yeni sezonda nasıl olur bilmiyorum, Perşembe günü diziler açısından çekişmeli bir gün ve Derviş'in saati de biraz sakat. Yani benim şu an en sevdiğim yerli dizi ama ben okul zamanı yayınlandığında Cuma günleri öğleden sonra izleyebiliyordum. Ama reytinglerde sekizinciliğin altına pek düşmüyordu sanki.

monk bence daha güzel.
ama monk'un yardımcısı çok çirkin amk, algı eke sayesinde galip derviş'in de üstün yanları oluşuveriyor :)

benim arkadaşım ea dan üniversiteye yerleşti.. sözelde ilk yüzdeymiş ve başvurmadan ona üç katı başbakanlık bursu yollanmış.. hala daha alıyor..

Hangi puan türünden tercih yaptığı önemli değil diye biliyorum. Herhangi bi puan türünde ilk 100'e girerse bursu alıyor.

mümkün. herhangi bir puan türünde ilk 100e girmesi yetiyor.

Tayyip'in "benim türbanlı bacılarıma saldırdılar" sözüyle dalga geçilmiş.

kredi kartına değil banka hesabına aktarabilirsiniz sanırım. ama astarı yüzünden pahalıdır, onun yerine yurtiçi alışverişlerde kullanabilirsiniz, bakiyenin üzerindeki harcamalar için farkı karttan çekebiliyor...

Hesabım > Para çekin menüsünden. Ordan kredi kartı ya da banka kartına aktarabiliyosun. Yalnız kredi kartına aktarmak istiyosan 7.5 tl işlem ücreti var, banka kartına aktarmada işlem ücreti yok.

hiç biri. yaklaşık 11 yıldır hiç kullanmadım.

tecrübe ve ihtiyat adında iki programcığım var.

eskiden nod32 kullanıyodum, artık kullanmıyorum.

mse

bitdefender internet security 2013
tavsiye ederim

kullanmıyorum eksikliğini de görmedim

kullanmiyorum

eset nod32

microsof security essential.

windows orijinal olduğu için güncelleme sorunu olmuyor. ms'in programı oldugu için hiç kasmıyor da. gül gibi geçinip gidiyoruz kendisiyle.

ücretsiz arıyorsan avg.

Kis 2012

yıllardır kullanmıyorum.

suresi gecti kendi haline biraktim. kullanmiyorum.

çıktı zaten, cumhurbaşkanının onay vermesi bekleniyor.

bar lar 10 da mi kapanacak yani ?

yok barları etkilemiyor, market bakkal gibi satış yapan yerleri ilgilendiriyor.

"22.00-06.00 saatleri arasında perakende içki satışı yapılamayacak. Bar, meyhane ve restoranlarda tesis sınırları içerisinde içki içilebilecek"

mağaraları etkilemiyor hocam endişelenmene gerek yok

Şurda örnekleri var

www.worth1000.com

(bkz: gryphon)

(bkz: nevşin mengü) biraz agresif sanki.

takipteyim zevklerimiz aynı
sherlock ve hustle iyidir izlememişsen

Sherlock
Patlamalı falan değil ama House da olabilir.

Edit: Patlamalı deyince aksiyon anlamışım, House da zeka patlamalı tabi.

house güzel, adam feci zeki.

Dexter da olabilir inceden.

Breaking bad. Çok seveceksin.

hannibal

criminal minds
leverage
bones
lie to me
the killing
the mentalist

(bkz: fringe)
modern bilim kurgu dizisi. bilim seversen tam senlik. dahi karakterler var dizide.

(bkz: the mentalist)
daha çok cinayet aydınlatmalı ama olay çözmeli falan da. fringe'deki elemanlar sayısal yönden zekiyse, buradaki elemanlar da sözel yönden zeki.

Suits

breaking bad'den iyisini bulamazsın.

zekalı kurmacalı iki güzel dizi sana:

house md
white collar

hannibal, orphan black

person of interest kesinlikle.

her ne kadar izlemesem de code geass çok övülüyor :D kira ve l gibi zeki bir çocuk var.yazılmış ama onaylamak için hustle ve sherlock diyim.ingiliz işi zaten 2 si de mükemmel.

1 numara: house
2 numara: suits
3 numara: white collar

hatta biraz da siyaset olsun dersen: house of cards

ben de benzer dizileri severim beni dinle sen.

Siksok tespitler, laflar yazıyorlar. Kezbanlara laf söylüyorlar güya ama tespitleri aslında aynı o kafada. Öyle öyle yayılıyorlar. En basiti 3-5 tane burç adı yazıp sonra "şunu bunu yapan burçlar" diye ekliyorsun, 32098439 tane takipçin oluyor. Takip ettikleri yetmiyormuş gibi retweet ediyorlar bunları.

parayla alanlarda var

Ortalamaya hitap etmen lazım. Bir de sürekli herkese hitap etmen lazım, kişisel bir şey yazarsan kimseyi ilgilendirmez, unfollow ediyollağ hemeğn

Şu entride yazılanları yapıyolar

antik.eksisozluk.com

anonim olmak da işin başka bi boyutu. ya tipin olup karı-kız hakkında konuşacaksın ya da kimliğini gizleyip güncel durumlar ve ilişkiler üzerine tespit çakacaksın. menşınları düzenli sileceksin. fenomen bi tanıdığın olursa daha da kolaylaşıyor tabi.

ama bu fenomen olayının da boku çıktı yemin ederim.
"şunu şunu yapanlar FAV" yazan birini görünce takipten çıkarasım geliyor.

parayı basıp 1 gecede fenomen olurum.. çoğu şişirme profil...

şuan sosyal medyada tavan yapmış "tüm firmalar" hileli sayfalarıyla kitlelere hitap ediyorlar zaten. bir galatasaraylı olarak konuşmak gerekirse en göze çarpanı galatasaray resmi facebook ve twitter sayfası mesela. hatta o kadar ki aynı sayfada fenerbahçe - galatasaray çatışması çıkıyor. yahu fenerbahçe taraftarı neden galatasaray sayfasını beğensin. aynı sayfada beşiktaş, trabzonspor taraftarları falanda var. işler bu noktaya geldi...

topluluk düzeyinde siteleri yönettiğim için organik 4500+ üyeli sayfalarım var. yok ben şahıs olarak takılacağım diyorsan bir kurumu temsil etmiyorsan bu rakamlara ulaşman zor.

bizim ülke troll paylaşım, yarışma & çekiliş, görsel içerik, bilmece & bulmaca tarzı olayları sever. kemal kkşioğlu ve paylaşımları, bobiler.örg vs. örnektir mesela. Ama ünlü değilsen şahıs sayfalarına üye çekmen yeniden söylüyorum zor. dünyayı etkileyen biri olursan söz sayfanı beğenirim...

şu sıralarda organik üye sahibi ve sürekli üye arttıran favori profilim şu;

twitter.com

edit: buraya yazmadan oda_parfumu takipçi sayısı 10.314 idi ve uzun süredir sabit sayıdaydı. bu duyuruyu 124 kişi görüntülemiş. şuan o profilin takipçi sayısı 3 kişinin dikkatini çekti ve takipçi sayısı 10.317 oldu. olay budur işte ve paylaştığım profil ciddi anlamda komik, takip edilesi ve troll paylaşımcı...

(bkz: adblock)

toolbar falan varsa programlardan kaldır, tarayıcı eklentilerinden kullanmadıklarını kaldır sonra adblock kur.

iktidarı eleştirmeleri seni niye bu kadar geriyor ki, sende onları çekemiyormuşsun gördüğümüz kadarıyla.

bırak eleştirsinler, takma.

5 kişilik bir evdeki 4 kişi iktidarı eleştiriyorsa sorun sende de olabilir. bunu da bir düşün.

Alkol almadan memleketin anasını belleyenler varken bırak da eleştirsinler. Bu kadar gerilecek bişey yok. Ayrıl da kurtulsunlar senden. Görüşleriniz bana uygun değil de ayrıl, niye başka bi bahane bulmak istiyosun.

genç alkolikler rahatsız galiba:)

bir kaç gün süt içirmeyi dene.

ayık kafayla iktidarı övüp, alkollüyken mi eleştiriyorlar? bir de yasağa karşı olan herkes alkolik midir?

Ayran esprisi yapilmamis, garip.

milletin içki içip içmemesi seni niye ilgilendiriyor ki? ayrıca alkolle siyasi görüş arasındaki bağlantıyı nasıl kurdun tam olarak senin kafalar daha güzelmiş

kimseyi alkol alıyor veya namaz kılıyor diye eleştiremezsiniz burası özgür bir ülke. rahatsız olmak ayrı bir şeydir ama yaptıklarından dolayı o kişi yargılamak ve farklılaştırmak düşünce özgürlüğüne ve kişisel hayata bariz saldırıdır. aynı şey insanların alkol yasağına karşı çıkma sebebi (kendi görüşüm). iktidar ise halkın eleştirisine açık bir konumdur çünkü iktidarı bu halk seçiyor bu yüzdende eleştiriye açık olmalıdır. ayrıca alkol yasağını halka sormadılar veya oylamaya açmadılar tamamen bizim dediğimiz olur yöntemini kullandılar.

aynı dertten muzdaribim.kankam komünist ve adam ayık kafayla bile aynen böyle.adamla bir araya geleyim bir çay çorba içeyim diyorum bi başlıyo yok tayyip şöyle yok akp şöyle.lan tamam öyle ben de farkındayım da ben seninle sağdan soldan da konuşmak istiyorum.bu adamla gün aşırı görüşüyorum ve artık baydı.neyse ki kankam olduğu için hadi sus mus diyip susturabiliyorum.tut ki senin ev arkadaşlarınmış.sabır diliyorum.

sıkıldığını belli et.yavaş yavaş azalttırırsın belki.sarhoş muhabbeti zaten çekilmez bir de her gün aynı muhabbet iyice boka sarar.bulunma diyorum ortamda.kalk masadan mesela bigün nereye falan derlerse de abi siyaset baydı beni falan de.

ayrıca o 5 kişiden 4 ünün içinde akpye oy veren yoksa adam değilim.

aykırı olmak iyidir.:)anca içer içer konuşursunuz icraata gelince fos :)

(bkz: howl's moving castle)

howl'a aşık olduğumu söylemiş miydim :(

(bkz: Sen to Chihiro no kamikakushi)

elbette ruhlarin kacisi, sorulmaz bile.

ruhların kaçışı ve mononoke hime ve totoro en güzelleridir bence. Ama www.imdb.com listesindeki ilk 10 filmin tamamını izleyip sen karar ver derim.

Obaaa ben de tam şimdi ruhların kaçışını indiriyordum ve izlememiştim. İyi oldu bak.

sinematikci haklı hepsi güzel, hepsi de izlenmeli, ben spirited away den çok etkilenmiştim mesela.

ruhların kaçışı ve totoro

totoro!

Evet, iso dosyalarını rar gibi direk, program falan kullanmadan açabiliyosun.

Söylediğinin birebir aynısı olmasa da rosetta stone aynı mantıkla öğretmeye çalışıyor.

çocuklar anadil öğrenirken taklitten faydalanıyorlar ama ana etken tam sadece taklit değil. domates kadar beyinleriyle içinde bulundukları oramda konuşulan dilin gramerini kendi kafalarında yeniden inşa edip büyüdükçe de eksik yerleri gideriyorlar veya fazlalıkları törpülüyorlar. yetişkinliğe doğru yol aldıkça da bu yetimizi kaybediyoruz. Nick gayet güzel açıklamış durumu, sizin dediğiniz gibi salt çeviriyle yabancı dil eğitimi çok verimli olmaz. kendi dilinin çerçevesine oturtmaya çalışırsın yabancı dilin sınırlarını. present perfect'in hala muamma olmasının sebeplerinden biri de bu şekilde öğretilmesidir bence :D bir de yanlış hatırlamıyorsam eskiden trt'nin ingilizce dersleri de bu şekildeydi. zannetmiyorum ki gerçekten onlardan fayda gören vardır :)

zimba gibi geliyor alet, pek guzel olmus

tasarımı eleştirilmiş ama ben çok beğendim. özelliklerine çok göz gezdiremedim henüz ama ibreyi oyundan biraz daha multimedyaya kaydırmaları iyi mi olur kötü mü olur bi fikrim yok açıkçası.

tasarimi fazla basit olmus ama onun disinda kullanmadan bir karara varmak zor...

bence de tasarimi cok guzel. zaten ps4 de bu minvalde bi tasarima sahip olacak muhtemelen. bu next gen olaylarinda cogu sey danisikli dovus. farkli bir tasarim beklememek lazim kulliyen.

demek ki next gen konsollar boyle olacak abi. reyisler oyle istemis.

beri yandan bence cok iddiali ve kaliteli sunum oldu. yakisti yani. bi cok seyi acikladilar kucuk detaylar haric.

İnanıyorum, niye inanmayayım. Ortada bir sürü fosil var en basitinden.

Ejderhalara inanıyor musunuz der gibi sormuşsun.

dinozorlara inanmıyorum ama bi güç var.

Evet inanıyorum nedenide kemikler, kalıntılar.

ha ejderha ha dinozor bonzo kardeşim. görsellere göre benzer fizikte kondisyonda canlılar

fosiller varken inanmamak garip oluyor biraz

@ananı niyolay

Benzer fizikte olsalar da ejderhalar mitolojik yaratıklar, varlıklarına dair herhangi somut bir delil yok. Ama dinozorların varlığını kanıtlayan birçok fosil var.

en.wikipedia.org

İnanmıyorum, biliyorum.

sarhosken alinan hesap

hocam yahoo answerstan aldığın cevapla artislik yapma :)

@ananı niyolay

Yok lan. Müslümanların "Allah'ın varlığına inanmıyorum, biliyorum" sözüne gönderme yaptıydım.

dinazorlara inanamıyorum, siz inanıyor musunuz tartışması = dünya yuvarlak mı tartışması.

ki bence trolling. yoksaa bu kadar olamaz bi insan.

oha inanmayan adam varmış lan...

olm o kemikler ne o zaman?

o kemikler hepsi feyk bence

bu arada trol ne demek trolle mi avlanıyoruz balıkçı mıyız biz

İnanıyorum açıkçası dünya 4,5 milyar yıldır var ve bu süreçte dinazorları bırak bilmediğimiz onlarca canlının doğal seleksiyon ilr elenfigini biliyorum.

1 numara iyidir. uzun tirnak igrenc duruyor

bi tık daha uzun olursa gayet iyidir

güzel, ama biraz daha uzun olabilir.

İdeal bence, tam kıvamında.

en güzeli bu. bunu seviyoruz. her kadınlar dysun bunu. bunu istiyoruz arkadaş biz.

Bence örnek olarak gösterdiğiniz tırnaklar kısa; şunlarsa çok iyi(1-2mm uzunu da olabilir):
www.google.com.tr


Bunlar ne mide bulandırıcak kadar uzun, ne de erkek eli gibi gösterecek kadar kısa.
Saç uzunluğu nasıl kadınsılığı belli eden bir unsursa(Zevklerden bahsetmiyorum; yaygın olarak erkeklerin kısa saçlı, kadınların uzun saçlı olmasından bahsediyorum.), tırnak boyu da bence kadınlığı göstermelidir.

Verilen cevaplarda "Bakımlı olacaksa uzun olsun." anlamında yorumlar yapılmış. Bu fikre katılmıyorum. Bazı kadınlar uzun tırnak kullanamaz, sevmez ya da bebeği vardır uzatamıyordur vs., tırnaklarını kısa tutuyordur. Ama bu onların bakımsız olabileceği anlamına gelmez. Tırnakların ve tırnak çevresinin bakımı çok önemlidir ve kadınlar da erkekler de buna özen göstermelidir bence; tırnakları uzun da olsa, kısa da olsa.

Bence de azıcık daha uzun olsa iyi olur. Çıplak tırnakta belki ama ojeli tırnakta biraz kısa kalmış bu uzunluk.

azıcık daha uzun olabilir

sevgilim tırnaklarını ölümüne yiyen birisi, gayet tatlı bence. ama böyle düz olunca çok erkeksi gibi duruyor. ya yesin (çok saçma oldu lan) ya da uzatsın biraz.

bence en ideali. uzun tırnaktan nefret ediyorum ve aksi gibi çok çabuk uzayan tırnaklarım var :/

french yapabilecek kadar, yani sanırım birkaç milim daha fazla olmalı bence. öyle kadın elleri, dolayısıyla da o ellere/tırnaklara sahip kadın daha çekici geliyor bana, daha fantastik. ayrıca ojesiz tırnak en güzel tırnaktır, kadını çok daha sevimli yapıyor bence

bikini izi olmamalı. her yer aynı renk olsa yeter. bir de ufak poposu olmayanlar bikini giymese :/

Hafif tenlenmeli, ama Eda Taşpınar modunda bronzlaştığınızda romen çingenelere benziyorsunuz. Yani birçoğunuz. Seni tenzih ederim :)

Cüretkâr bikinilerle kullandığınız pareolar harika görünebiliyor. aklıma geldikçe yazayım en iyisi

beyaz ten fetişiyim ve bronzlaşmaya karşıyım
beyaz tenliysen şalvarla yüz + açıkta kalan yerlerine 123456 faktörlü güneş koruyucu falan sür

arap bacı olmamalı.
iz olmamalı, ütüde de çift iz olmamalı.
son soruyu anlamadım.

ustsuz guneslenmek demiske. :) eski bi oylesine kiz arkadasimla denize gitmistik, tabii rahat gunesleneyim diye straplez seklinde olan bikinilerdn giymisti. guneslendik falan, denize giricez artik. ben kiz arkadasimi kucagima alip denize bi atladim, ikimizin de gozune su kactigi icin ilk basta ayikamadik, ben daha erken actim gozlerimi. hatunun suyun uzerinde, ustunden bikini siyrilmis straplez ve guneslenirken iplerinin gevsek oldugu icin, kizin gogusleri oldugu gibi disardaydi ve sahile bakiyordu. yanilmiyorsam birkac dk kaldi oyle biz fark edene kadar. :)bu arada fuckbuddy gibi biseydi.

ayrica konuya donecek olursak, bronzlasmis tendeki bikini izi kimi kadinlarda cekici oluyor bence. kimilerinde de cok igrenc duruyor.

Kesinlikle bikini izi olmamalı.

Er kişi olarak cevap veriyorum:

-Bronzlaşmamalı
-Bronzlaşırsa bikini izi olmamalı

kadınına göre değişir. bazıları bronzlaşınca çingene oluyor bildiğin.

bitter çikolata kıvamında olmamalı, saç rengi turuncu ise asla bronzlaşmamalı beyaz ten ve turuncu saç seksiliğin dibidir, bronzlaşılacak ise iz kalmamalıdır.

bronzlaşmak kadar cilde zararlı bir şey yok. kansere kadar yolu var. etmeyin bunu kendinize. güneşten aldığınız vitamini zaten on beş dakika gün ışığı giren bir yerden de alıyorsunuz.

ben bikini izini severim ayıbtır söylemesi.

ayrıca şu olay da seksi bence oldukça;

hazalyilmaz.com

En fazla 1 veya 2 ton bronzlaşmalısın çok fazla bronzlaştığınızda ya çingen yada suratta tüp patlamış gibi görünüyor kızlar genelde. Eğer bronzlaşılacaksa mutlaka flu bir bikini izi çıkmalı seksiliğe +1000 points katıyor :)
He tabii bana sorarsan hatun dediğin süt gibi olmalı :)

Ben aveadan vodafona geçtim memnunum. Daha iyi çekiyor ama iki ay için 150 tl vermek yerine iki ay dişini sıkmak daha mantıklı.

nereye katlanamıyorsun allah aşkına? bal gibi kullanacaksın o 2 ayı.

katlanamıyosan boz geç öde 150 yi

2 ay kaldıysa sabret. yoksa taahhüt başından bu güne kullandığın indirimi de eklerler bir anlamı kalmaz. mesela 24 ay taahhüt vermiştin 22 ay oldu ve değiştin. indirimin de atıyorum aylık 5 tl olsun. son faturan 5x22 den 110tl. artı son faturan 13artı5 18 tl. toplamda 128 tl gelir. 12 aylıksa 50 artı 18 gelir. hal böyleyken bi anlamı kalmaz. taahhütün bitsin bence.

tarifeleri bilmem ama avea'dan vodafone' a geçen biri olarak söylüyorum :VODAFONE ÇEKMİYOR ! avea yla kıyaslasam ona da iyi demem ama büyük sıkıntı yaşıyorum bu konuda vodafone da.

aveanın interneti vodafone internetinden çok daha iyi

ben 19liraya bunu kullanıyorum
www.vodafone.com.tr

aveadan yeni geçtim bende memnunum vallahi, burada avea hep full çekerdi sanırsam dibimizde baz istasyonu vardı, şimdi vodafoneda hareketli baya şebeke yeri, bi azalıyor bi artıyo ama hiç çekmemezlik etmedi.

taahhütünü bekle ve geç bence

Kesinlikle yanlışlıkla olan şeyler değil, bilinçli mi dersen belki direk değil ama bilinçli şekilde yapılan şeylerin sonuçları bunlar. Ülkeyi giderek muhafazakarlaştırmak, insanları sindirmek, hak arayana biber gazını layık görmek, önüne gelen her şeyi satıp savmak, her yere niteliğine bakmadan badem bıyıklı yandaşları doldurmak gibi şeylerin bilinçsiz bi şekilde yapılacağına inanmıyorum.

Tüm bunların sonucu da kadın cinayetleri, bilinçsiz ve korkmuş kitle, işlevini kaybetmiş yargı ve devlet kurumları, yandaşlara peşkeş çekilen ihaleler işte.

cemaat&akp ayrımını bi yapsanız tüm taşlar yerine oturuyor da görmek istemiyorsunuz. polislerin güçlendirilmesi darbe korkusuna karşı ortak alınmış bir karar alınmış olabilir ama bu kadar baskı akpnin değil cemaatin olayı.

Birinci için Linux Mint deneyebilirsin, xfce olanını. Kullanmadım ama hafif olduğunu, kasmadığını söylüyolar. Xubuntu da başka bi seçenek olabilir.

Gugıl'ın indekslemediği sitelerden oluşan, tor isimli bi program aracılığıyla girilebilen bi ağ. Sitelerin adresi kj24gv3rtsekng32asd85zsdg.onion şeklinde. Genelde çocuk pornosu, uyuşturucu, silah alım satımı gibi illegal siteler var. Onun dışında her konuyla ilgili saçma sapan şeyler bulunabiliyor ama adreslerin çoğu ya yıllar önce açılıp ellenmemiş ya da içerik yönünden zayıf.

Bi de çoğu önemli adresin gizli olduğu ve elden ele dolaştığı geyiği var ama o kadarını bilmiyorum.

Edit: Bi de the hidden wiki var, çeşitli site adreslerinin olduğu bi site, gugılda ararsan adresi falan bulunur. Konularına göre adresler ayrılmış, ordan çeşitli adresler bulunabilir.

kısaca arama motorları ve yaygın yazılımlarla erişemeyeceğin şifreli siteler.

torrent ile benzer mantıkta çalışan ağ. normal bir tarayıcı ile girilemiyor. her türlü illegal ticaret (para birimi olarak bitcoin kullanılıyor), ekstrem porno örnekleri vs.

girenler memnun değil, ben girdim test ettim bizzat, mide bulantısıyla terkettim..
hiç bulaşmadıysan hiç bulaşma

Bende mi bir tuhaflik var bilmiyorum ama inek sutunden yapilan peynir disinda hicbir peyniri yiyemiyorum.Sadece peynir icin gecerli degil bu, genel olarak sut urunlerinde sadece inek sutu olmasini tercih ediyorum,diger sutler sutmus gibi gelmiyor ve midemi bulandiriyor nedense.

3. inek sütü, diğerlerini yiyemiyorum.

Tahsildaroğlu ezine keçi

ben 2 ve 3ü sorunsuz yiyebiliyorum. uzun sürek inek sütünden yapılan peynir yedikten sonra keçi peyniri yersem, sanki keçi çok daha güzelmiş gibi geliyor. ama sürekli keçi peyniri yiyip, sonra inek peyniri yemeyi denemedim bu da var şimdi.

2. 3. diyorum, koyun nedense benim de hoşuma gitmiyor.

Bildiğim kadarıyla tüm peynirlerin içinde az veya çok keçi sütü var lezzet vermesi için, bana göre en lezzetlisi gerçek keçi peynirine mandıralarda rastlanamıyor sadece saf keçi sütünden yapmıyorlar sanırım, ama keçi sahibinden alırsanız gerçek keçi peyniriyle dolayısıyla lezzetiyle karşılaşırsınız yalnız 30 dakika önce buzdolabından çıkarmanız gerek rahiyasını tam olarak almak için.
Keçi peynirinin gerçek tadını almak için şöyle bir şey yapın ağzınıza atın hemen yemeyin uzatın işte tat rahiya orda.
(Atatürk Orman Çifliği ürünlerinde var keçi peyniri dinlendirme aşamasından sonra satışa sunulduğu bilgisi var, gerçek keçi peynirini ve lezzetini bilen biri olarak deneyip buraya yazarım)
07.07.2013 peyniri denedim lezzeti iyi ama pahalı

şahsi kanaat olmakla beraber; en yoğun lezzeti daima keçi peyniri verir, kahvaltıda tercih edilmez ama tüm özel durumlarda, özellikle meze olarak tercihtir. kalan her durumun peyniri inek sütündendir.

inek sütünden yapılan bana yalancıktan peynirmiş gibi geliyor
yörüğüm, keçinin koyunun içinde büyüdüm ondan olabilir tabi :)
peynir hadi yine yiyorum da inek yoğurdunu (bildiğin ambalajlı yoğurtları yani) hala yiyemiyorum...

her zaman;
keçi>> koyun > inek

şimdii peynir var peynir var... bazı insanlar koyun çok kokuyor falan diyor mesela, hakikaten çok kötüleri de var; ancak hepsinin en iyisini baz alırsak ben daha aromatik olmaları sebebiyle koyun=keçi>inek derim...

inek sonra keçi sonra koyun benim için.
sormadın ama et olarak da inek sonra koyun
sakatat olarak da koyun sonra inek.

herhangi birine hakaret vs. yoksa sorun olacağını sanmıyorum

hakaret dışında olmaz sorun.

illegal şeyler de olmaz sanırım.

gerçi absürd nickler sorun teşkik etmiyor. kaldı ki ne tuhaflar kullanıcı adı taşıyan yazarlara denk geldim ama sormadan da edemedim. teşekkürler.

atakan seni sikeceğim arslanım

bundan daha hardcore mu?

alakasız!

Telefondan telefona değişir mi bilmiyorum ama rom dosyasını telefonun dahili hafızasına atarsanız olur diye tahmin ediyorum..

adb ile mümkündür

s3 kullanıyorum.

eksiduyu.ru

noise effect olabilir belki

şu programda çoğu efekt var, o da vardır sanırım

play.google.com

bunun adını bilmeden nasıl fotoğraf çekeceksiniz ki :O

gren bunun adı. ışığın az olduğu ortamlarda asa ya da iso'yu arttırınca meydana çıkıyor.

başlangıcı filmli kameraya dayanır. filmli kamerada o noktaların her biri bir reseptördür. ışığı daha çok emsin diye yüksek asa'lı filmlerde bu noktalar daha büyük olur, öyle olunca da böyle bir görüntü çıkar.

Yazılım/kodlama için bilgisayar mühendisliği okuman lazım, onu da bi sözelcinin kazanması zor diye düşünüyorum. Punları düşük değil çünkü. Onun dışında özel üniversitelerde yazılım mühendisliği diye bölüm var ama teferruatını bilmiyorum.

Şurdan www.dogrutercih.com bölüm ya da üniversite seçerek puanlara vs bakabilirsin.

bilgisayar programcılığı bölümleri var 2 yıllık onları düşünebilirsin..hem de kazanması kolay

2.üniversite için ek puan alamazsın.neticede ilk üniversitene girerken tercih yapmış bulundun,bu yüzden kesinti oluyo diye biliyorum

O üst tarafta birden on ikiye kadar sıralanmış isimler Ten Lost Tribes olarak geçiyor.

en.wikipedia.org

Sanırım İngilizler ve İsrailliler arasındaki akrabalık olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Edit: Şu da alakalı olabilir. en.wikipedia.org

amerikan tarihi daha görmediğim için bu konudaki bilgim az ama muhtemelen anlatılmak istenen ingiltere/abd ve israil'in tek bir soydan geldiği bu yüzden ileride kingdom of jacob adında tekrar tek 1 ülke olarak birleşebileceği. bana kalırsa gerçeklikten çok uzak bir düşünce.

peygamberler ve yahudiliğin temelden günümüze gelişini anlatıyor. peygamber hanelerine göre ayırmış sanırım. kırmızılar amerika, ingiltere gibi yerlerden tekrar göç ederek israile gelen kısmı maviler de bugünkü israil topraklarında kalanları temsil ediyor. birleşip bugünkü israil devletinin kuruluşu falan filan.
ek: ben sonunu yanlış anlamışım arkadaşların dediği gibi sanırım. kökenleri benzer yere dayandığı için bir araya gelip kingdom of jacob'u kurma düşüncesi gibi gibi.

bi kilise var amerikanyada, galiba yahudilere kıl oluyorlar ama onların topraklarına dönmesini armagedonun gelişi için elzem gördüklerinden yahudilerle işbirliği içindeler falan fistan. bu onların afişi olabilü.

soy ağacı götten sallama, o ayrı. isa diye birinin varlığı bile meçhulken ne ibrahimi, ne musası, ne şiti aq. bulşit.

Yorumlamama geçiyorum. PART 1

Hem bir soyağacı hem ABD, İsrail ve İngiltere'nin kurucuları (soy açısından) Abraham'a kadar uzanıyor. İsrail'in aslında İsrael tabanlı değil, Jacob tabanlı olduğunu gösteriyor. Görürseniz Jacob'un ardından soy dağılıyor dağılıyor ve İsrail'e kadar uzanıyor(sol kısım). Israel'den ise ABD ve İngiltere'ye kadar ilerliyor(sağ kısım). Arada görüldüğü üzere ''Lost and Gentiles'' yazıyor. Gentiles kelime anlamı olarak Yahudi olmayan demek. Yani İsrael'in soyundan bazılarını kopmuş Yahudilik dışı veya kayıp soy olarak nitelendiriyor. 2520 yıllık bir kayıp soy var.(yanında yazıyor) ABD ve İngiltere'nin bu kayıp soydan kurulduğunu anlatıyor.

PART 2
Ortadaki kısım ''Two Families, Two Nations, Two Countries, Two Kingdoms'' yazan yer. Altında da küçük yazılar ve rakamlar var. Ezek 35:10 37:22 Şimdi buna bakarak söyleyebilirim ki bu ayet dediğimiz tarzda birşey olabilir. (Hani biz diyoruz ya Bakara 283 falan gibi) öyle birşey olabilir. Tevrat'ı hiç okumadım ama tevrat'tan alıntı olduğu belli. Yahudi bir arkadaş varsa daha sağlıklı cevap verir orta kısım için ama bence öyle. Bu sözler tevratta söylenen sözler.

PART 3
Jacob'dan gelenler ve İsrael'den gelenler olarak iki köken var elimizde. Bu kökenler arasında belli ki bir çatışma var yoksa böyle bir bildiri hazırlanmaz.

PART 4 (Komplo Teorim)
Two Countries diyor, İsrail ve UK&ABD yi bir tutuyor. Şuanda ABD'nin aslında Jacob yahudileri tarafından yönetildiğini iddia ediyor. O yüzden ikisinin ucunu da Kingdom of Jacob'a bağlamış. Tabi bunu Tevratta bile yazması iki ülkeye yahudi soyundan gelenler hükmedecek gibi birşey, dünyada iki ırk olacak Jacoblar ve İsraeller gibi şeylerin olması onların seçilmiş ırk olduğunu gösterir.

Çıkardığım anlam bu.

O yazılanları ben de bulamadım, sanırım kimse doğru olup olmadığına bakmıyor paylaştıklarının. Ama Hatay'da bulunan birçok kişiden ölü sayısının 100'ün üzerinde olduğuna dair bilgiler geliyor.

O sitelerde yazmıyor öyle bir şey evet. Ben de kontrol etmiştim.

söylenenden fazla ölü olduğu gerçek bunu yandaş basın değil hatay halkı anlatıyor. bu saatten sonra yemişim cnn, bbc, ntv, habertürk'ü inanmıyorum hiç birine. tayyip neden hatay'a gitmiyor? hatay insanı hükumet istifa diye bağırıyor saldırının olduğu günden beri. bölgede suriye vatandaşları dokunulmaz ilan edildi. sınırda güvenlik denen şeyden eser yok. giren çıkan belli değil. üstüne birde basın / yayın yasağı geldi. sanki patlama papua yeni gine'de oldu. özel televizyonların tamamında eğlence programı var. kısaca biri sayıyı belirliyor, şu kadar diyeceksin diyor...

Reyhanlı'da yaşıyorum.

dediğine bakmadım, belki doğrudur, gelişigüzel haberler yapılıp gene gelişigüzel şekilde paylaşılıyor olabilir.

dediğim gibi ben reyhanlı'da yaşıyorum, ölenlerin çoğunu tanıyorum hatta. ölü sayısı şu an aldığımız bilgilere göre 120-150 civarında. ağır yaralı olanlarda çok.

ama 46 kesinlikle yanlış. sadece bir hastanenin morgunda 50 tane ölü var insaf yani. ki 7-8 hastane seferber oldu bu olaya.

reyhanlı da tanıdıklar var 100 ün kesinlikle üzerinde 43-46 uydurma ,halkı kandırma,yalan ..ne derseniz yani

suriyeli bir adam size laf atsın,kızınıza laf atsın o suriyeliye karşı çıkamıyorsunuz.yaşanmış bir şey bu uydurma değil.suriyeli bir grup yoldan geçen kıza laf atıyor çevredeki türkler suriyelilerin üstüne gidiyor.polis efendilerimiz gelip türkleri tutukluyor.suriyeliler ise misafir,dokunulmazlıkları var.

yayın yasağı haberine uydurma diyenler var.her şey yalansa bugünkü fatih portakal açıklıyor zaten.yayın yasağımız var o yüzden haberleri veremiyoruz diye.mesaj gönderiyorlar ne 43 ü 200 e yakın ölü var diye,biz bir şey yapamıyoruz ki devletin bize verdiği resmi rakam bunlar diyor.açıklayanlar tutuklanıyor gibi bir söz ediyor..

öyle bir haldeyiz ki sinirleniyorum,hala kraldan çok kralcı olanları görüyorum tahammül edemiyorum.bazen kendimi bela okumak üzereyken buluyorum.dinden imandan bahsediliyor günah değil mi bu.hiç vicdan yok mu,insanlık ?

bu çevredeyim de bu kadar etkileniyorum(direkt reyhanlıda olanlar ne halde düşünemiyorum bile ben böyleysem). izmir de istanbul da ne bileyim reyhanlı çevresinden olmayanlar bilincinde mi acaba bu işlerin diyorum hatta öyle umuyorum.ama madem öyle niye kimse bir şey yapmıyor ki gibi bir soru geliyor aklıma.

mesela düşünüyorum 200 e yakın insan değil de bırak 200 ü 100 tane hayvan ölse hayvanseverler kıyameti koparmaz mı ? şimdi bu tepkisizlik niye ? o kadar mı değersiz ? (şimdi burda bana tepki gösterenler olmasın,demek istedğimin anlaşıldığını düşünüyorum.art niyetim olmadığı bilinsin yani)

daha ne yazılır ki midem bulanıyor artık bazı şeylerden.iki gün sonra çıkıp birileri yine bizleri kandırabilecek çünkü.yine unutabileceğizz her zamanki gibi çünkü.olan o ailelere olacak oldu oluyor.bugün benim de başımda bir bomba patlamayacağına emin olmayarak yaşıyorum.yolda suriyelilerden korkarak yürüyorum(bolca kaçırılma tecavüz haberleri var çevremde çünkü)

allah sonumuzu hayır etsin den başka bir şeye bağlayamıyorum en sonunda da şimdi olduğu gibi.

klasör?

klasör

telli dosya

kapaklı (bkz: poşet dosya)

Sözlük formatının temelini atan ekşi sözlük sanırım.

eksiduyu.ru

www.youtube.com

Oi Va Voi - Yesterday's Mistakes
www.youtube.com

Birdy - People Help the People (Dimo P Remix)
www.youtube.com

Alex Clare -- Damn Your Eyes (Etta James Cover)
www.youtube.com

Painted Pictures - Sweet Melody
www.youtube.com

BaBa ZuLa - Abbasağa Parkı
www.youtube.com

Kırıka - Keçi Kalesi
www.youtube.com

Mutrib - Dünyam
www.youtube.com

Çamur - Derviş
www.youtube.com

MFÖ - Hep Böyle Sev
www.youtube.com


al bakim. bunlar benim bu hafta dinlediklerim.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com


camene87'e teşekkürler ben de onun sayesinde keşfettiim.

(bkz: victor jara)

Bataryada fiziksel olarak bi sorun yoksa batarya kalibrasyonuyla şarj göstergesinin sapıtması giderilebilir.

Orijinal batarya konusunda bişey diyemem de internette birkaç yerde x5 kullanıcılarının şu bataryayı önerdiğini gördüm www.ebay.com sanırım Çin malı ama 2050 mah, orijinal bataryaya göre daha uzun süre idare edecektir, bi çekinceniz yoksa bunu almanızı önerebilirim. Kullanan kişilerin memnun olduğunu okudum.

Benim de şarj aleti bozuldu ama micro usb kablosuyla bilgisayara bağlayıp şarj ediyorum, gayet de işimi görüyor.

bonzo +1

verdiğin linkteki orjinal şarj aleti değil. ama işini görür. ayrıca aklında dursun blackberry şarj aletleri tamamen uyumlular bizimkilerle.

batarya yüzde 3 iken iki saat takılıp %100 den on dakkada %40 a düştüğünü görüp batarya kalibrasyonu yaptım recovery modundan bi bok değişmedi aq. :) büyük ihtimal ben beceremedim kalibrasyonla ilgili gelişme olursa becerirsen filan banada anlatıver. programlarlada yapılıyomuş ama denemedim... takipteyim.

arkadaşlar garantiye verdim telefonu bataryada problem olmadığını söylediler ama anakartı değiştirmişler niyeyse. bi de orjinal şarj aleti aldım. şimdilik iyi gidiyor şarjı ama bilmiyorum nasıl olacak.

teşekkürler cevaplarınız için

Lobotomi yapıyolardı diye kalmış aklımda.

lobotomi

12'den sonra yatiyormus.

Krediler 7'sinde yatıyor zaten.

altıyı yediye bağlayan gece yatar. yedisi pazara denk gelirse cuma-cumartesi de yatar.

merhaba,

konu ile ilgili değişik ayrıntılar var. bazı insanların kredisi ayın 7'sinde sabah/öğlen gibi yatar. bazılarının ki 6'sı gece saat 22.00'i geçince yatar. bazılarının ki ise ayın 5inde yatmış olur. neye göre olduğunu hiç bilmiyorum ancak bunların tamamı oluyor.

Normal de 8 inde yatıyo biliyodum bugün 7 sinde yatmış yani demek ki yatıyormuş.

ne 8'i yahu senelerdir 7'sinde yatıyo. yenilere 8'i mi demişler acep... kyk'dan takibi yapılıyo bakın oraya hepiciği ayın 7'sidir.

urbandictionary

(bkz: wikipedia)

ekşi sözlük'e benzer pek site yok, reddit yakın sayılabilir belki.

www.thedict.net var bi de.

everything2.net

Evet, ırkçılık yapmış oluyorsun ve evet, istediğin kişiyi, milleti sevmeme hakkın var.

edit: böyle yazınca atar yapmış gibi oldu. Niyetim o değildi. Seninle aynı durumda aynı duyguları paylaşıyorum. Dünya pembe değil, o yüzden yaptığın şey literal olarak ırkçılık olsa da aslında bence kendini korumaya çalışma. Sonuçta bunları yapan çerkes olsaydı da tatar olsaydı da o gruba karşı aynı şeyleri hissedecektin. DEdiğim gibi sevmeme hakkın var, o hak da elinden alınabilir bir şey değil.

uğraşmak istiyosan 50 tl'ni alırsın.

geri kalanı hakkında yorum yok.

ırkçılıksa ırkçılık..insan gibi yaşasınlar.Ne kadar hanzo varsa kürtlerden çıkıyor.Ben de sevmiyorum

iyi kötü bir şekilde örgütlü kürtlerden bu anlattığın gibisini pek görmedim, hatta hiç görmedim. ama nerede lümpen ipsiz sapsız varsa aynen anlattığın gibidirler.

Sevmemek gibi bir hakkın var. Ama herkesi o şekilde değerlendirmek de kötü bir şey. Birkaç milyonluk bir topluluğu 3-5 örnekten yola çıkarak kötü olarak genellemek kalanlara haksızlık bence, o yüzden yanlış yapıyorsun. Ha genellemeden yola çıkarak olumsuz düşünmekte haklısın tabii.

Ben de sana katılmadan edemeyeceğim. Memleketimde çok fazla Kürt komşularımız ve akrabalarımız vardı, hepsini de çok severdim; çok iyi insanlardı ama hep bir şeyden şikayet ederlerdi. Şehrimize göçmüş olmalarına rağmen sanki bizi hiç beğenmiyorlar gibi geliyordu ve söylendiğinin aksine her şeyden şikayet ediyorlardı. Türkiye'nin batısında olup memleketimdeki insanları sürekli eleştirirlerdi -işte yaşam tarzlarını falan vs.- ama nedense de memnun olmadıkları bu yerden bir türlü de gitmek istemezlerdi. Ayrıca özellikle Kürt askerlerden çok rahatsızdık, çünkü sürekli pazar günü çarşı iznine çıkıp gördükleri her kıza küfürlerle dolu laf atıp rahatsız ederlerdi, bunun için de korkuyordk ve özellikle pazar günleri dışarı çıkmıyorduk. Bu nedenle çok çok üzüldüğüm ve kızdığım zamanlar olmuştur ama tabii genellemiyorum hiçbir zaman.

bana da bu zamana dek tüm kazıkları türkler attı aslında. hatta anadolu kökenli türkler attı diyebilirim.
acaba diyorum, sendeki gibi bi öfkeyi ben de anadolu kökenli türklere karşı hissetsem mi?

kürt çok arkadaşım olmadı, olanlar da gayet düzgün insanlardı.

bir milleti ve ya bir dine ya da mezhep e mensup kişileri sevmemek ırkçılıktır. başka bir açıklaması yoktur. bir yahudiyi de sevmemek ırkçılıktır bir çingeneyi de. hatta çingene demek de ırkçılıktır.

Söylediğin şeylerin hepsi doğru ve genelleme yapmak da yanlış değil.Gayet olan şeyler bunlar salağa yatıp sevgi kelebeği olmak çok saçma.Ama bunların temelinde ırk değil ekonomik altyapı ve dolayısıyla eğitim yatıyor.Dünyanın her yerinde böyledir bu.Amerika'da zenciler,Fransa'da banliyöler,İtalya'nın güneyi vs vs.
Bazı coğrafyalar insanı suça teşvik eder ayrıca.Coğrafya-Ekonomi-Eğitim.Bütün olay bunlar ırk değil.

üni için istanbul'dan ayrılana kadar dünya pembeydi çiçekler böceklerdi insanlık birdi vs vs. istanbul'da epey de güzel bi yerde yaşıyodum böyle ırkçılık yapanlara "ama işte 1 insanın yaptığından tüm millet sorumlu tutulamaz" falan diyordum

sonra üni için buraya geldim işte. yine kötü değil de oturduğum yer açısından falan, sınıfta kürtlerle tanıştım. kürtlerin biraz daha üst tabakası (okuduğum bölümden dolayı). her fırsatta "haklarımız, eziliyoruz". tmm kardeşim eziliyosun haklısın, ama aynı şeyler bana yapılınca nerdesin? (burada politik meselelerden değil okul için olaylardan bahsediyorum. bir olay onlar için hak oluyor, sonuna kadar savunmamızı istiyorlar, aynısı benim başıma geliyor kimse yok ortada)

işin ilginç yanı kürtlerle sınırlı kalıyor bu hak olayı. yani diğerleri ya o kadar cıngar çıkarmıyorlar haktır ezikliktir diye, ya da onlar da başkalarını savunuyorlar, sadece kendilerini değil

sevmeme hakkın var kardeşim

Evet, ırkçılık yapmış oluyorsun. Kürtleri sevmeme gibi bi hakkın olup olmadığı konusunda bişey diyemem.

Ben de Kürtlerle ilgili kendi yaşadıklarımı anlatayım, üniversiteyi kazanmıştım. Yurt falan çıkmamış, yedeklerde 2000li sıralardayım, yurdun ne zaman çıkacağı belli değil, gideceğim şehirde yanında kalabileceğim kimse yok. Özel yurt tutacak, otelde, pansiyonda kalacak para yok, KYK yurdunda misafir olarak kalacağım ama onu ayarlamak için bile en azından bir gün bi yerde kalmam lazım.

Aklıma benden önce aynı şehirde üniversite kazanmış, uzaktan tanıdığım bi arkadaş geliyor. Onu arıyorum, o da yurtta kalıyor ama aklına yeni eve çıkmış Kürt arkadaşları geliyor, onları arıyor beni misafir etmeleri için. Bi an tereddüt etmeden, kimin nesi olduğumu sormadan gelin diyorlar. O gün evdeki eli yüzü düzgün tek yatakta benim uyumam için ısrar ediyorlar, normalde kendilerinin yaptığından daha güzel bi kahvaltıyı misafir için hazırlıyorlar. Öbür gün yurt işini ayarlamak için KYK müdürlüğüne nasıl gideceğimi soruyorum ama kalmam için ısrar ediyorlar, benim de işime geliyor. Bi hafta yeni tanıştığım insanlarla kaldıktan sonra yurda yerleşiyorum, yurtta kaldığım iki ay içinde her gün eve çağırıyorlar, sonunda ben de yanlarına taşınıyorum ve okul bitene kadar beraber kalıyoruz. Hala da görüşürüz, şehirler farklı olsa da en yakın arkadaşlarımdır o gün beni misafir eden Kürt arkadaşlar.

Bunu herkesin aynı olmadığını, böyle bi konuda genelleme yapmanın mantıksız olduğunu göstermek için anlattım. Belki karşılaştığımız insanlar bakımından ben daha şanslıydım ama senin yaşadıklarını yaşasam da böyle bi genellemeye gitmezdim. Daha başka örnekler de verebilirim ama yeterince uzattım zaten.

Söylediğin şeylerde kısmen haklı olabilirsin, ben de sevmiyorum Kürtlerin arasındaki mafyalaşıp her türlü pis işe bulaşan, hala feodal şekilde yaşayan kesimi ama bunu ırk temelinden bağımsız olarak, ekonomik ve sosyal yönden değerlendirmek gerekiyor. Hemen nefret etmeden önce Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da boşaltılan köylerden büyük şehirlere göç eden insanların neler yaşadığını öğrenmek ya da Kürtlerin neden devlete karşı olmayı Kürt kimliğinin bi gereği olarak gördüklerini anlamaya çalışmak daha mantıklı değil mi?

Bu söylediklerim sadece Kürtler için değil, sadece ırkına bakılarak önyargıyla yaklaşılan tüm insanlar için geçerli.

Cevap: Evet, ırkçılık yapmış oluyorsun. Ama anlatış şekline bakılırsa, kötü niyetli bir arkadaşımız değilsin. Yani, o "ne pis herifler" dediğin Kürtlerden birini 15 kişi araya alıp kafatasını çatlatana kadar dövse, bunu izleyip "Oh olsun" demezsin gibime geliyor. İnsanlıktan çıkmış, gözü dönmüş, iflah olmaz bir ırkçılık değil seninkisi. Tamamen reaksiyoner bir tavır.

Anlattığın hikayeler elbette ki hoş şeyler değil, ama "o" çevrede olduğun ve "o" çevrenin "o" tür adamları da, malum sebeplerden ötürü Kürtlerden çıktığı için, karşılaştığın kötü adamlar da hep Kürtler arasından çıkmış ve seni bu -bence- yanlış düşüncelere itmiş.

Bak mesela, ben Sunni kökenliyim, sülalemde Alevi falan yok, ama bugüne kadar gördüğüm tüm şerefsizlikleri Sunnilerden gördüm. Hayatımı karartmaya kalktılar, hakkımda olmadık işlemler yaptılar, kariyerimi bitirdiler, ismimi lekelediler vs. vs. Ama ben hiç "Sunniler şerefsiz" diye düşünmedim. (Yukarıda da sırf örnek olsun diye "Sunni" diye bir grup adı kullandım, yoksa normalde böyle bir sınıflandırma yapmıyorum.) Benim başıma gelen tüm kötülüklerin Sunni-Türk camiasından gelmesinin sebebi ise;
1- Lisede yaşadığım şerefsizlikler: Milli Eğitim camiasında -yönetici kadrolarından söz ediyorum- ciddi bir Türk-İslamcı kadrolaşma var. Müdüründen bakanına kadar zihniyet aynı olunca, öğrenciler bile bundan etkileniyor, okuldaki ülkücü-gerici çeteler arkalarını sağlam görüp seninle uğraşıyor, okul yönetimi de bu haksızlıkları destekleyip senin nefretini topluyor.
2- Polis ve adliyede yaşadıklarım: Polisimiz. Malum.
3- Kariyer hayatında yaşadıklarım: Kamu kurumlarının halini, yöneticilerin niteliklerini biliyorsun.
4- İş yaşantısında yaşadıklarım: Tarikatler, cemaatler, onlara yanaşanlar, o zihniyetten gelen maliyecisi, müfettişi, şusu busu... İnsana kendi işini yaparken bile hayatı cehenneme çeviriyorlar.

Peki senin durumuna geri dönelim: Kürtler neden böyle? Kürt vali yok ki, milletin üstüne gaz sıktırıp deşarj olsun. Kürt emniyetçi yok ki, sokakta önüne gelenin kafasını kırsın, sinirini boşaltsın. Kürt general yok ki, millete tepeden baksın, kendini kral, peygamber, tanrı zannetsin. Kürt'ün pisi de gidiyor site yönetimini ele geçiriyor, orada millete kan kusturuyor. Kürt dediğin, bu ülkedeki hakim güç olsa, çok daha tepelerde dolaşacak, site yönetimiyle, mahalle kabadaılığıyla uğraşmaya tenezzül etmeyecek. Sen de topunu kesenlerin çoğunun Kürt değil Türk olduğunu görüp onlara kızacaksın bu sefer. Dikkat edersen, hakim güçler Sunni-Türkler değil de Kürtler olsaydı her şey çok daha iyi olurdu; Kürt yöneticiler, Kürt muktedirler insanlara daha iyi davranırdı demiyorum. Kürt Türk'ten daha iyidir demiyorum. Kürtlerin senin nefretini çeken davranışları salt dışsal faktörlere dayanır, yoksa özünde dünyanın en iyi insanlarıdır da demiyorum. Çünkü bunu demek de ırkçılığın bir başka yönden ifade edilişi olurdu.

İnsana "insan" olarak bakarsan, asansörde komşunun çocuğunu taciz eden pisliklerin bu işi, içlerinden yükselen "Kürtsün sen, bu şekilde davranmalısın, Kürtlük genlerin bunu emreder" sesine uyarak yapmadıklarının ayırdına varırsan, ırkçılık illetinden sıyrılma yolunda büyük bir adım atmış olursun.

Son olarak, şunu bil ki, o senin her türlü eylem ve davranışını "Kürt" olmalarına bağladığın adamlar o dediklerini yaparken Kürt olduklarını sürekli akıllarında tutuyor değiller. Sen bir şey yaparken Türk müsün, Alman mısın, aklına ne kadar sıklıkla geliyorsa, Kürt dediğin "insan" da o kadar "Kürt" haliyle yapıyor onları. Sen bu noktayı kaçırıyorsun; ırkçılık yaptığını söylememiz de bu yüzden.

oha lan herkes irkcilik demis. acip baktiniz mi irkciligin tanimina? irkcilik nedir diye bi yazin lan arama motorlarina :}

sen kendi irkini baska bi irktan ustun gorursen bunun adi irkcilik olur ama, belli bi grubun sana zararlari oluyorsa ve bu yuzden o insanlari sevmiyorsan bunun adi irkcilik olmaz.

işin açıkçası sen ''bu kürtler de hep böyle oluyor yau'' derken içinden geçen ''biz türkler hiç böyle değiliz'' değilse bu ırkçılık falan değildir güzel kardeşim, için rahat olsun. ırkçılığın temelinde etnik milliyetçilik ve 'renk' ayrımcılığı vardır. geri kalanların hepsi modern çağa uydurulmaya çalışılmış eğreti ırkçılık tanımlarıdır.

ben türküm, oransal çoğunluk olarak kürtleri sevmiyorum, gelgelelim türkleri de sevmiyorum. buyrun burdan yakın.

Dogdugumdan beri gazi mahallesinde oturuyorum, bir kac sene oncesine kadar kirsaldan gocenlerin biraz 'tuhaf' oldugunu dusunurdum yalnizca. Kurtler soyle, kurtler boyle diyenleri sustururdum. Ayni kosullarda biz de onlar gibi davranirdik, derdim ama oyle degil galiba ya.

Sorun sevmek sevmemek degil. Benim kafami karistiran "kurtleri sevmiyorum" gibi bi genellemeye gidebilir miyim? İcim hic almiyor ama bu kaidenin istisnalari da hic ikna edici degil.

"hepsi bir olmaz" deniyor ama genetik miras diye bir durum var. Kurtlerin gorunusleri, konusmalari rahatsiz etmiyor ama her seye cok fazla tepkili oluslari, provakatif tavirlari rahatsiz ediyor beni. Bunun yaninda bir milyon iyi taraflari olabilir. olumsuzluklari cok fazla gozume batiyor. Bana da cok tuhaf geliyorlar acikcasi.

cevabım evet; şöyle uzatayım gece vakti uykum kaçmış:
galiba daha önce yazılmamış, ırkçılık dediğimiz şeyin, ve aynı zamanda cinsiyetçilik, homofobi, islamofobi vs. gibi benzer durumların hepsinin dayandığı yer "özcü" (essentialist) yaklaşım denen şeydir. yani bir şeyin, bir kişinin ya da bir grubun belli bir kimliğinden dolayı özünde -ve dolayısıyla kaçınılmaz olarak- bazı karakterlere sahip olduğu düşüncesi. içinde yaşadığımız toplumlar da bizi pek çok "özcü" sınıflandırmalarla donatıyorlar. genel olarak bugünün -özellikle batılı- sosyal biliminde ve hukukunda bu yaklaşım reddedilir ve mücadele edilmesi gereken bir şey olarak görülür; bunun yerine "constructivist" (inşacı?) yaklaşım benimsenir. yani örneğin bir insan "kadın olarak doğmaz ama süreç içinde kadın olur" ya da kimse "kürt olarak doğmaz sonradan kürt olur" vesaire. buradaki vurgu; toplumsal yapının, kültürün, politik yapının onun bunun insanları zaman içerisinde ciddi bi şekilde etkilediği noktasında. ya da belli fiziksel özelliklerin, ırkın, etnisitenin filan hiç bir şekilde belirleyici özellikler olmadığına vurgu. zaten ırk, etnisite filan bilimsel olarak çok problemli kavramlar.

bu üstteki yazdıklarım elbette hiç kimse arasında bir fark olmadığı anlamına gelmiyor. sadece bu farklılıkları nasıl yorumlamamız gerektiğine dair şeyler. bu kategorilerin hepsini tarihsel, kültürel, politik-ekonomik süreçlerin sonucu olarak görmemiz gerekiyor. bu biraz zahmetli bir iş, ama ırkçılık çok kolay.

her neyse, toparlayamıyorum diyeceklerimi, o yüzden durum üzerinden gideyim: senin yaşadığına benzer şeyleri ben de yaşadım ankarada çocukluğumda; doğantepede büyüdüm çinçinde lise okudum. buraları bilenler bilir bunlar kürt mahalleleri değiller. ama çok benzer durumların yaşandığı yerler. ayrıca bu sadece ankaraya ya da adanaya özgü bir durum değil dünyanın neredeyse tüm büyükşehirlerinde, özellikle dengesiz büyümüş sosyoekonomik uçurumu derin üçüncü dünya metropollerinde yaşanan bir şey. demek ki küçükken senin topunu kesenler kürt oldukları için değil, bambaşka süreçlerin parçası olarak orada o kültürün içinde yetiştikleri için bunu yapıyorlar. ve böyle semtler de genel olarak o toplumun en marjinalize edilmiş kesimlerinin yaşadığı yerler (yine küresel bir bakışla bakınca; göçmenler, azınlıklar, çingeneler, işçiler) ve genel kanı bunda (yani, şiddetle kendini ifade etmede) sistem ve toplum tarafından dışlanmışlığın büyük bir rol oynadığı. türkiye özelinde de kürtler bu konuda başı çekiyor, bunun nedeni de 60-70'lerin kırdan kente göç dalgasının ötesinde, 90'larda yüzbinlerce Kürdün zorunlu olarak batıya göç etmesi ve buralarda şehrin en düşük sosyoekonomik seviyeli semtlerine yerleşmeleri olmasın?

senin yaptığın şeyin (yani -benim yorumuma göre- ırkçılığın) birinci zararı işte bu yukarıdaki durum. yani biz sistemin bokluklarını, çarpıklıklarını, bazı grupları marjinalize etmesini göremeyip, bunu onların bir kimliğine (bizim durumumuzda "kürtlüğe") atfedip işin içinden çıkıyoruz. ikinci zarar; ırkçılık insanları bu kategorilere hapsediyor ve bu kategorileri her an her saniye yeniden üretiyor. en başta anlattığım "toplumsal/kültürel olarak inşa edilme" meselesini hatırlarsak, biz sürekli bir "kötü kürt" kimliğini/algısını yeniden üretiyoruz ve sürekli bu kategoriye göre insanları değerlendiriyoruz. bu ikisinin bileşkesi olarak da üçüncü zarar ortaya çıkıyor: toplumun genelinde "kürt" kimliği sadece bir etnisitenin ifadesi olmanın çok ötesinde bir yığın negatif özelliğin atfedildiği ve artık bizden bağımsız bir "şey" olarak ortaya çıkıyor. yani bu toptancı/genellemeci algı herkesin zihnine yerleşiyor ve hepimiz adaletsiz davranmaya başlıyoruz artık. bugün batı anadoluda pek çok ev sahibine memleketini söylediğinde sana ev vermemesi gibi, nasıl bir insan olduğuna hiç bakmadan. veya avrupaya gittiğinde türk kimliğinin, amerikada müslüman kimliğinin, pekçok yerde önüne engel olması gibi. veya geçen okumuştum, bugün abd'de hakimler, benzer suçu işleyen siyah erkeklere beyaz erkeklere oranla yüzde 20 daha fazla ceza veriyorlarmış istatistiksel olarak. yani beyaz-siyah ayrımı hukuki olarak biteli onyıllar olmuş, bu pis algı hala devam ediyor.

yani çok uzun oldu galiba, özetle bu algı boktan bi algı, çok sinsi ve zihnimizi ve vicdanımızı kilitleyen bir şey. vanda deprem olunca sevinenler oldu bu memlekette. bu yüzden sürekli buna karşı mücadele etmek gerek. senin bu gayretini de takdir ettiğimi belirteyim. "kürtleri sevmemek" gibi bir hakkın vardır tabii de, işte onu öyle yaptığın zaman ırkçılık oluyor, ve üstte bir kısmını saydığım nedenlerde dolayı sakıncalı bir bakış açısı. şöyle denebilir: bazı kürtlerin içinde yaşadığı ve benimsediği kültür şiddet/haksızlık vs. üretiyor olabilir. ama buna da 3 şey derim: (1) sadece kürtler değil genel olarak anadolu kültüründe bir ton sıkıntı var; bağnazlık, cahillik, şiddet, farklılıklara tahammülsüzlük falan filan. bi futbol tribününde pekçoğu gözlemlenebilir. (2) bunların kaynağı "kürt" olmak denemez, üstte saydığım pekçok sistemsel/kültürel faktörü görmemiz lazım. (3) bu büyük ağırlığı herhangi bir -iyi ya da kötü- kürt bireyin üzerine yüklemek çok büyük bir haksızlık ve zulüm.

bu arada şu tezde galiba senin büyüdüğün mahallenin gençleri anlatılıyor. mahallenin ismi değiştirilerek verilmiş gençlerin kimlikleri ifşa olmasın diye. bi de ingilizce. ilgini çekebilir.
research.sabanciuniv.edu

@quisuisje Nevruzlarda taşkınlık yapanların kürtler olduğu gerçeği dikkatinizden kaçtı sanırım. Büyük şehirlerde onbinerli aşiret grupları oluşlarını kullanarak cesurca yasadışı işler yapanların kürtler oldukları gerçeği de herhalde dikkatinizden kaçtı. Kamplaştıkları semtlerin sınırları içerisinde burada bize polis karışamaz demeleri de öylesine önemsiz bir detaydır herhalde. Kürdü sokak kedisi gibi kaç tane çocuk yapsa itildiği sosyal tabakadan sıyrılabileceğini hesap edemeyen akılsız bir varlık diye düşünsek evet 15 tane çocuk yapıp onunu sokağa çalışmaya beşini dağa göndermek kürtlerin istemsizce yaptığı bir içgüdü neticesidir diyebiliriz herhalde. Gündüz çalışıp gece bomba imal eden adamın da kürt oluşu, adının içinde "kürt" kelimesi geçen bir terör örgütüne hizmet edişi sanırım pek bir şey ifade etmiyor. Bu çirkinlikleri yapanların kürt olduklarını söylemek çok ayıp çok yazık diyorsunuz.
Tüm bu çirkin işleri bütün Anadolu halklarına mal etmişsiniz. Bunu nasıl başardığınıza aklım ermedi. Tüm kürtlerin terörist olmayışı, tüm teröristlerin kürt oluşu gerçeğini değiştirmiyor. Siz işin içine Tatar'ı, Boşnak'ı nasıl katıyorsunuz? İnsanlar Kürtler derken ayan örneklerden yola çıkıyorlar. Keyfi olarak, kürtlere gıcıklık olsun diye bunları yapanlar kürtler demiyorlar. Siz ise futbol tirbününden, Anadolu insanının tahammülsüzlüğünden bahsediyorsunuz. Bence siz tahammülsüzlük görmemişsiniz.

@True Story
benim anlatmaya çalıştığım şey şu idi: burada "ırkçılık mı yapmış oluyorum" diye soran arkadaşın sorusunda "ırkçılık" teknik bir anlamda soruluyor. bunun teknik cevabını verecek olan da evrensel olarak büyük ölçüde kabul görmüş sosyal bilimler ve hukuk normlarıdır. ben bu normlara göre bunun ırkçılık olduğunu ve neden böyle olduğunu anlattım. bunun da en belirgin kriteri bir ırka/etnisiteye mensup bir bireyi ve herkesi -bireysel ve genel olarak- belli genellenmiş ve "constructed" algılara göre değerlendirmek ve yaftalamaktır. burda da daha evrensel, kültürel, tarihsel ve ekonomik-politik bir bakış açısı önerdim.
şunu görmek ve anlamak çok mu zor: dünyada bir tek kürtler mi nevruz gibi özel günlerde bayramlarda kendilerini otoriteye/devlete/polise karşı şiddetle ifade ediyorlar? cevap hayır. dünyada bir tek kürtler mi sistem/devlet ya da çoğunluk tarafından ezildiklerini/yok sayıldıklarını düşünüp silahlı mücadele veriyorlar? cevap tabii ki hayır. (örneklerle uzatmıyorum, birazcık düşününce aklınıza onlarca örnek gelebilir diye umuyorum, araştırırsanız yüzlercesini dahi bulursunuz). dünyada bir tek kürtler mi aşiret/aile/etnisite bağlarını kullanarak kollektif hareket ederek mafyatik vb. işlerini yürütüyorlar? bunun cevabı da hayır. burada bir çok kültürel/tarihsel faktör devreye giriyor: aşiret/klan kültürü, terörizm, kollektivizm, azınlık hakları, ezilmişlik/dışlanmışlık duygusu falan filan. bunların her biri başlı başına uzun ve karmaşık kavramlar. bunları burda anlatacak olsak bilimsel makale olurdu zaten, ki yazılmış binlercesi vardır.
yani özetle sadece şunu demeye çalışıyorum: insanlar kürt oldukları için bunları yapmıyorlar, daha geniş bir perspektiften bakınca, dünyanın başka coğrafyalarında ve/ya geçmiş zamanlarda pekçok benzer duruma rastlıyoruz. demek ki bu işlerin başka dinamikleri var, altında yatan başka pekçok nedenler var, etnisite bunlardan biri değil, ve bu nedenlerin/dinamiklerin birleşmesiyle bu pratikler ortaya çıkıyor. ben bunu demek istiyorum, ve diğer (ırkçı/genellemeci) bakış açısının zararlarını da önceki cevapta anlatmaya çalıştım.
dikkat ederseniz hiç hakim kültür, çoğunluk kültürü, türk medyası, devlet eğitimi, hegemonya filan da demedim.

oturdugunuz mahalledeki cemevine gidin orada yardimci olurlar saniyorum.

istanbul için konuşuyorum. göztepede şahkulu dergahı var. orada yardımcı olurlar size mutlaka.

Cemeviyle ilgili bişey söyleyemem de bağlama öğrenmek için Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'ne de bakabilirsiniz, bazı şubelerinde bağlama kursu oluyor.

ota boka diyenler cidden bayıyor ama kezban topluma "iyi geldi" çünkü kezban dediğimiz insanlar toplumda yıllardır vardı(anneler, ablalar da gayet bu gruba dahil olabiliyor) ama gerekli takma isim bir türlü bulunamamıştı.

bir tek sende değil. ben bunun ayrımcılık olduğunu anlatamammış birisi olarak son derece rahatsız oluyorum. ben bunu söyleyince de kezban deniyor ya bana hah işte onu bireysel olarak algılayıp kızacak da değilim genel ayrımcılığına kızıyorum. yoksa biri öyle dedi diye takacak değlim. bu bir ayrımcılık ve ben de çok sinir oluyorum artık....

yalnız değilsin, bende de oluşuyor o istek.

bence toplumun buna ihtiyacı vardı. zamanında nasıl ki "kro"luk payesi hakketiğine verilmişti, şimdi de aynı şey "kezban"lık için geçerli. bugün grup vitaminin zonta klibini izledim ve altındaki yorumlardan birisinde o zamanlar böyle insanlar hoş görülmezdi, ama şimdi böyle bir durum yok diyor. ee toplumsal yapımız da ortada. boş beleş insanlar aldı başını gidiyor. artık adeta kültürlü olmak, araştırmak, hayvan gibi değil insanlığın hakkını vererek yaşamak antipatik hale geldi bu tarz çevrelerde. hal böyleyken bu kişilere karşı da bir refleksin doğması gayet normal ve olması gereken de bu bence toplumun kendi değerlerini koruyabilmesi için. evet ben de herkese veya kendi istediği gibi davranmayanlara kezban diyenlere karşıyım. ama gerçekten kezban olanları ne yapacağız peki?

@lamneth, herhangi birine herhangi bir şey yapmamız gerekiyor mu ki? yani birkaç duyuru aşağıda adam soruyor, kız tivitırda böyle tivit atmış, kezban mı değil mi diye. yani hesap kızın hesabı, tivit kızın tiviti, ulan sana nooluyor demezler mi adama? beğenmiyorsan takip etme yani, kafana silah dayayıp zorla takip ettiriyor değil ki kimse.

yani bu en basit örneğiydi. demek istediğim şu, herkesin özgürlüğünün diğerinin özgürlüğünün başladığı noktaya kadar devam ettiği bir evrende, kimin hayatını nasıl yaşadığı kimi ilgilendirir? babet giyen kız kezbandır, topuklu giyen kız da kezbandır, mini etek giyiyor kesin kezbandır, eteği ayak bileklerine kadar uzatıyor kezbanın önde gidenidir, kırmızı ruj sürmüşse kezban, kırmızı oje sürmüş o da kezban, evlenmek istiyor kezban, evlenmiycem diyor evde kalmış kezban, kezban, kezban. sonu "nefes alıyorsa kezbandır"a kadar gidecek önermeler silsilesi. ve ne ironiktir ki "nefes alsın yeter" deyiminin kaynağı da yine aynı adamlar. hayır yukarda saydıklarımın tümünü yapsın arkadaş, kime ne zararı var? muhattap olma geç, sınıflandırmak zorunda mısın mesela?

yanlış anlama lafım sana değil, genel gruba.

ha bir de, @loser, burdan bakınca -özellikle de o nickle- oldukça komik duruyorsun, belirteyim dedim.

@lamneth kıro diye bir sınıflandırma yaftalama var diye karşısına bir yenisini çıkmasını onaylamak bence çok insafsızca. var olan olmamlıydı zaten olduktan sonra da ortadan kalkmalıydı ki neden biz bi de karşılığını buluyoruz bi de bunu haklı çıkarıyoruz..

@senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin: hayır kroluğun karşılığı kezbanlık olsun demiyorum ki ben. kroluk nasıl bu toplumun içinden doğduysa kezbanlık da aynı yerden doğuyor. ya bakın in vino veritas'ın dediği gibi herkesin özgürlüğü bir yere kadardır. bana kalsa herkes özgür olsun ne istiyorsa yapsın. ki öyleyimdir de zaten kimseyi eleştirmem çok rahatsız edici davranışları olmadığı sürece. ama toplum içinde yaşıyorsak, hepimizin önem verdiği noktalar var, benim de öyle. ben insanların kafalarının boşalmasına, cahilliğin özendirilmesine karşıyım. ki ben de bir insanı mini giymiş, babet giymiş diye kezban sınıfına sokmam. düşüncelerinin bayalığından dolayı ancak, kezban diyebilirim.

anlatmaya çalıştığım noktayı kaçırmışsınız bence kroluk ve kezbanlık arasındaki bağ noktasında. tekrar etmek gerekirse, ben temelde cehaletin özendirilmesine karşıyım. elbette ki "nefes alsın yeterci"lerin kendilerine "vermediklerinde" o insanlara kezban demesine ben de karşıyım ki zaten o "nefes alsın yeterci"ler de krodur.

ya bence şu an türk toplumunun çektiği en büyük sıkıntı cahilleşmesi, kafalarının boşalmasının da ötesine geçti ve artık bu iyi bir "şey" olarak görünüyor. bunda akp iktidarının da çok büyük payı var. ki kendileri de bu temel üzerinde yükseliyor.

hal böyle olunca da "herhangi birine herhangi bir şey yapmamız" elbette gerekmiyor. fakat genel olarak toplum içinde bu şekilde bir ahlak mekanizması benzeri bir refleksin çalışması beni mutlu ediyor.

ben o tivit olayını soran arkadaşı da savunmuyorum bu arada. gerçekten işsiz birisi demek ki. kafasını böyle saçma şeylere taktığına göre. birisi senin için kezbansa kezbandır. gelip burda onay beklemenin manası yok. kezbansa da ayrıca silersin gider. hayatından çıkartırsın zor bişey değil. zaten ben insanlara bireysel tepkiler gösterilmesini de savunmuyorum. benim bahsettiğim genel bir baskı olması güzel. ahlak mekanizması gibi yani.

@lamneth ben ahlak mekanizmasını da güzel bulmadıağım için bu söylediklerinin çoğuna katılmıyorum..

@senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin: o zaman kapkaçcılara, tacizcilere, yolda sana her türlü saygısızlığı yapacaklara, ya da bunları senin en sevdiklerine yapacaklara karşı içten içe bir sevgi saygı mı besliyorsun?

bu arada tahmin ediyim yaşınız 17 mi?

@lamneth yaşımın ne önemi var acaba.. ama merak ediyorsanız söyleyeyim, 22. sizin düşüncelerinize karşıt düşünceleri olan kişilerin, kişilikleri gelişmemiş ergenler olduğu düşüncesi son derece kötü bana kalırsa.. ahlak felsefesi şeklinde kocaman bir konuyu burda tartışarak çözebilieceğimizi pek sanmıyorum.. ve evet toplumun genel ahlak algısındaki çoğu şey beni rahatsız ediyor..

iyi peki diyebileceğim başka bir şey yok. ama bence din ve ahlakı birbirinden ayırmalısınız. sanıyorum ki sizi rahatsız eden ahlaki dayatmaların büyük bir kısmı din temellidir. değilse de önemli değil. eyvallah.

@lamneth din temelli olanlar da var elbette.. ahlakla dini karıştırmıyorum ben zaten. ahlak diye dayatılan çokca sinir bozucu bulduğum şey var..aynı şekilde senden de eyvallah..

karşıyaka iskeleye 20m mesafede oturuyorum hicbisey duymadım bu saate kadar.

iskelenin yanında oturulan betonlara çarptı. duvar derken onu kastettim. millet fotoğraf falan çektirdi önünde :D

şöyle bi haber var.

www.haberturk.com

uzayda herhangi bi galaksinin olmadığı geniş bi alan varmış, bu alan kozmologlar tarafından bir paralel evrenin işareti olarak kabul ediliyomuş, böyle bi teori varmış yani.

arkasını dönüp eğilmiş kadın poposuna benziyor (ne de benziyor ya)
açılamada da ; uzayın, uzay bilimciler tarafından da kabul edildiği üzere iki paralel galaksiye ayrılmış pararalel evreninin izlenimidir diyor.
popo=galaksi
evet sığ mizah.

9gag'da sürekli paralel evrenle ilgili espriler döner. aşinaysan bilirsin. bu adam da "la hakkaten bilimsel olarak böyle bir evren varmış" bakın diyor.

Bence gayet kullanışlı olabiliyor, bilmediğiniz bi mekana gittiğinizde tavsiyelere bakmak, orada ne yenir, ne içilir, nesi güzeldir öğrenmek açısından faydalı.

hiç kullanmadım, ne olduğunu bilmiyorum, üstteki yorumdan az buçuk anladım gibi, eksikliğini hissetmiyorum.

tatillerde, seyahatlerde falan güzel olabiliyor. onun dışında normal günlük yaşamda bilmediğiniz yerlere gittiğinizde de yabancılık çekmeyebiliyorsunuz. deneme yanılma yapacağınıza, en azından çoğu insanın bependiği bir şeyi denemek daha mantıklı.

Gerekli olduğu kadar tehlikeli olduğunu düşünüyorum.

Gereksiz buluyorum.telefona indirdim ama kullanmiyorum

bonzo ya katılıyorum o mekanın tavsiyelerine bakıyorum, eğer ben beğenmediysem oraya yazıyorum ki insanlar yararlansın diye.

bazıları için nimet bu uygulama.

son derece gereksiz.

surada ise yarayabilir

ornegin sizin turkiye genelinde isyerleriniz var
buralari kontrol eden bir ekibiniz var
onlari kontrol etmek icin cekin yapis tarihlerini saatlerini kontrol edebilirsin

ama bunu yapana kadar baska yontemler de var.

en az instagram kadar gereksiz

yaygınlaştırmaya çalıştıkları bişey var işletmelerin, burada checkin yapın indirim kazanın, gazoz kazanın vs gibi. böyle işine yarayabilir insanın

Gerekli.çevrendeki veya bilmediğin bölgelerdeki gidilebilecek yerleri görebilirsin, o yerler hakkındaki yorumları tüyoları okuyabilirsin,gittiğin mekana check in yaptığında o sıralarda o mekanda olan diğer foursquare kullanıcılarına akabilirsin, vb. ayrıca İlla gittiğin yerlere check in yapmak zorunda değilsin. Sadece keşif amaçlı kullanılabilir.

gittigim gordugum yerleri arşivleme bi durumu da var. insanlar genelde alkollu mekanlarda check in yapıp birbirini eklemek icin kullanıyo olsa da.

Çıkmadılar, daha bugünkü bölümde varlardı.

Çıkmadılar hala devam ediyorlar.. (Soruyu doğru mu anladım bilmiyorum ama)

geçen haftaki bölüm onlar üzerinden işlendi yine. bir yere gittikleri yok.

uzun boylu bi adam vardi bu dizide kufreden tespihli, o noldu? (3. soru)

o adam bir otopside elmasların peşindeydi sanırım o adam mı?

Nikola Tesla diyeyim o zaman. Herkes tanıyo ama artık, pek underrated değil.

(bkz: antonio salieri)

eksisozluk.com

(bkz: hieronymus bosch) gerçi değeri bilinoyr denebilir.

(bkz: albert caraco) cioran'dan iyidir.

(bkz: wojciech has) bunu da arkadaşınız caraco'yla beraber tanımadığı için ilgisini çekmeyecektir ama olsun yazayım yine de.

sedefkar mehmet ağa olabilir belki

(bkz: vecihi hürkuş)
(bkz: nuri demirağ)

Medici aile üyeleri olabilir banker ve mucitlik bir arada

(bkz: lev sergeyevich termen )

(bkz: john von neumann)

Şimdi aklıma geldi: (bkz: Rosalind Franklin) de olabilir.

ahaha şimdi taharet tartışması çıkacak.

elle yıkamıyorum ben, mümkün olduğunca duş yapmadan önce sıçıyorum. onun dışında da tuvalet kağıdını ıslatıp temizliyorum neticeyi. elimi boka sürüp yıkamak mide bulandırıcı geliyor.

edit: şurada da tartışılmış eksiduyu.ru eksiduyu.ru

yıkıyoruz pampa

önce tuvalet kağıdı sonra yıkarsın böylece elini herhangi bir şeye sürmüş olman gerekmez hatta elini sürmeden de yaparsın.

yıka + ıslak mendil + yıka + tuvalet kağıdı tekniğimi kullanmaktayım.

önce tuvalet kağıdı ile silme, sonra yıkama, sonra kurulama maksadıyla tekrar tuvalet kağıdı ile silme.

iğrençsiniz ipneler

yıkıyoruz lan

tuvalet kağıdı ile ne kadar silersen sil mutlaka kalıyor bişeyler. su candır, vücudunuzdan esirgemeyin:)

önce tuvalet kağıdı da neyin nesi? daha da sıvamanın ne alemi var?

ben direk yıkıyorum. gün içinde en mutlu olduğum anlardan biridir kıçımı yıkadığım anlar.(soğuk suyla olucak bu arada)

Islak mendille siliyorum. Kıç nasıl yıkanır ki lan?

@true story sol elle. elini ıslatıyon önce, hafif hafif kıçına çarpıyon. ki elin direk boka bulaşmasın. iyice yıkıyon.
öyle dedikleri gibi elin boka filan batmıyor. boku avuçlamıyosunuz yani, orayı suyla yıkayıp temizliyosunuz. elde de götte de zerre bok kalmıyor.

olm napıyosunuz kolunuzu klozete mi sokuyosunuz.

ben siler geçerim aga. bal döküp yalattırmıyoz sonuçta.

kurumasını bekliyoruz sonra onlar dökülüyo kendiliğinden

bu işi otomatik olarak yapacak bir makine üzerine çalışıyorum bu aralar,ilginç bi tesadüf oldu.inşallah daha önce birilerinin aklına gelmemiştir.patent alasım bile var.

'ben bokumu avuçlamam' diyenler için vücudun içindeki hemen her şeyin (hastalık vs. yoksa) steril olduğunu belirtmek isterim. mesela kağıt paralarda acayip pislikler var, ama tınlamıyosunuz.

David Lynch

christopher nolan

cristopher nolan diyim gönlünü hoş tutayim.

fatih akın bence yakışıklı

mahsun kırmızıgül, özcan deniz, emrah erdoğan üçlemesi

xavier dolan kesinlikle.

guy ritchie , david fincher.

seren yuce tam da ismini hatirlamaya calistigim yemede yaninda yat yonetmen, adam.