bence sıkıntı sende. insanların çekirdek yemesine engel olmak çözüm değilki. senin bu işe kendin çözüm bulman lazım yada sen farklı odaya gideceksin.insanlarda özellikle gelip senin odanda yemiyorlardır diye düşünüyorum.

lprytk +1

1- bu insanlar senden daha çok çekirdeği önemsiyorsa arkadaşlığını kesersin
2- sen bu insanların arkadaşlığını çekirdek sesinden daha çok önemsiyorsan başka bir odaya gidersin.

bak kendin de demişsin, tahammül edemeyen sensin. tahammül etmeyi öğrenmen gerekli, millet senin keyfine göre yaşayamaz ki.

bu insanlar arkadaşım değiller, anam babam ve kardeşim. arkadaş tahammül etmeyi öğrenmek gibi bi durumum da yok ayrıca, ritimli seslere karşı alerjim var doktor tescilli bi sıkıntı. bu insanlar bunu biliyorlar ve yapıyorlar. ben inadına yaptıklarını düşünüyorum bu noktadan sonra

Babam bir salatalık yer çiğneme sesini iki oda öteden duyarsın, çay, sakız, sulu yemek... gel sen benim halimi düşün.

Ben kalkıp odaya gidiyorum böyle bir durumda. Aynısını tavsiye ederim.

Seni çok iyi anlıyorum. Öncelikle çekirdekleri piyasaya sürülmedem yok etmeyi dene. Olmazsa olay çıkart, sesini yükselt, çekirdek paketini tutup camdan at.

Ama benim için en basit çözüm onlarla beraber aynı şeyi yemek oluyor. Eğer çekirdeğin kendisiyle sorunun, yukardakileri sıradan deneyebilir ya da sen de haşırt huşur patlamış mısır yahut meyve yemeyi deneyebilirsin.

ykm'nin üstündeki flz kafe olabilir.

Kale'de Zenger Paşa Konağı mesela

Flz cafe. Ama canlı müzikleri berbat, kafa ütülüyorlar.

gölbaşında gölün kenarında fasıl eşliğinde yerler de var hocam.

Kafa ütüleyen müzik evlerden ırak :)
Gölbaşı çook uzak,
Kale'de de cüzdanı bırakıp çıkarız gibi bir izlenim alıyorum :)

Yok mu arttıran?

söğütözünde balıkçı fevzi hoca var. yeşillik içinde. ama hala açık mı bilmiyorum, malum yıktılar o tarafları.

ankaranın yabancısı olarak kaleden o elmadağ tarafına baktığımızda çıplak arazi karlı tepeler falan o yana bakan varsa olabilir, öyle pek bi manzaralık yeri yok sanki ya

ykm'nin üstündeki kafe çok pahalı bi yerdir ona göre.

Eymir golü Orfoz. Ankara'da degilim gibi hissediyorum her gittigimde

tavacı recep usta dikmen vadisi'ne bakar, kendi otoparkı var, ferahtır.

balıkçı fevzi hoca kapandı. Dikmen vadisinde Tavacı recep usta var. Biraz tuzludur ama çok güzeldir.

Şöyle ferah ferah pizza hamburger yiyebileceğimiz bi yer yok yani, illa ya ağır yemek yiycez ya rakı içicez gibi görünüyor.

tam anlamadım ama şöyle bişey işini görür mü;
sitemarka.com

Evet aslında bu tür bişeyi sadece nokta değil de alanlar ekleyerek de yapmak istiyorum.

Misal Qrafter gibi bir applikasyon indirirseniz kolaylıkla meseleyi çözebilirsiniz.

ilk önce barkod ve qr code farkını öğren bence.

cmd+c ve cmd+ v ile yapıyorsunuz.
fotoğrafı kaydetmek için iki parmağınızla tıklayıp (dokunup) download image, save linked file as... falan gibi şeyler kullanabilirsiniz.

bir başka seçenek ise cmd+shift+4 kullarak ekrandan seçtiğiniz belli bir bölgeyi screen shot almak (masaüstüne kaydeder)

@bipolar iki parmakla tıklayınca çıkmıyor o seçenekler... kısa yollar için sağol yine de...

iki parmaginla ayni anda bastigina emin misin?

mouse ayarlarina gelip secondary click'i kontrol et bakalm.

@hjarteblod harikasın. bir de bu ve benzeri şeyleri öğrenebileceğim bir ortam var mı, malesef bir haftam imac başında geçecek. malesef diyorum çünkü hiçbir şey bilmiyorum. ilk kez bilgisayar başına oturuyor gibiyim.

Sihirli elma diye bir site vardı orda windowstan mac'e geçiş rehberi tarzı bir şey var. Orayı inceleyin.

geo diye bi dergi var dogan cikartiyo sanirim

dediğini tam olarak karşılamayabilir ama ahmet yemekte isimli bir blog var, arkadaş gezdiği yerde gittiği mekanları tanıtıyor.

şu belki: meren.org

Çok sağolun bakacağım hepsine:)

edremit körfezinde herhangi bir yer.

van gölü

Hani belki buralar.

www.moyyminiotel.com

kırklareli longoz ormanları, demirköy,dupnisa mağraları,iğneada,kıyıköy. Hepsi birbirinin dibinde tam mevsimi kaçırma

laptop'un durduğu bölüm ve etejer dahilse tabi ki sağdaki

Kesinlikle 2.si.

Ikisinin de kullanım amaçları farklı. Senin amacına hangisinin uygun olduğunu bilemeyiz ama estetik olarak elbette 2.si.

ikisinden birisi alacak olsam ikincisini seçerdim ben.

Görünüş olarak kesinlikle birinci bence. Çünkü modern ve minimal duruyor. Diğeri ofisten fırlamış gibi. Çok yorucu bir görüntüsü var. Kullanım açısından değerlendiremedim üzgünüm.

çizim yapıcaksan ikea'da birincinin eğimli hale getirilebileni var, ondan al.

1 tabi.

güvercine benziyorlar

Kumru da olabilir.

facebook'taki kuşçuluk/kuş gözlem gruplarına sorabilirsiniz belki.

paçalı güvercin gibi. arpa yemek için ufak görünüyorlar. bakım yapacak kadar uzun süren ve boş zamanın varsa eve alabilirsin. apartman önünde kediye yem olurlar. balkona koyduktan sonra da kargalara yem olmaması için üzerine tel gibi ya da tül gibi bir şey koyabilirsin. tül uçacağı için yere taşla sabitlersen uçlarından güzel olur.

beslenmelerini de gözlemle. eğer arpa falan yiyemiyorlarsa ki yiyemiyorlardır muhtemelen ekmeği ıslatıp şırınga içine koyup ağzına vermen gerekecek. annesi olmadığını bildiğinden ağzını açmayacaktır, bu durumda da ağzını senin açman gerekecek. fazla hayvanca davranmadığın sürece bu ona zarar vermez. o kadar küçük değil. iki kişi aparsanız kolay olur. fazla kıpraşırsa ayaklarını bacaklarının arasına hafifçe sıkıştırıp kanatlarını ellerinle tut öteki de gagayı açıp içine sulu ekmek sıksın. ekmeğin kıvamı şırınganın ucundan kurt gibi çıkacak kıvamda olsun. yumurta haşlaması da verilebilir. doyup doymadığını anlamak için kursağına bakabilirsin. dışarıdan belli olur. boynun altında şişkin göğüs kısmına hafif bastırarak dışardan dokunursan hissedersin. boşaldıkça doyurmak ya da günde iki kere doyurmak yeterli olur. haşlanmış yumurtayı haftada 2 3 kere verirsen hızlı büyür zaten. eğer yaraları varsa bephanten merhem sürüp üzerine hafifçe peçete ya da tek kat sargı bezi koyabilirsin.

eğer söylediğim gibi yapmazsanız kuşlar açlıktan ölecektir. ama söylediğim bakımla hayata tutunup uçabilirler. ben aynı şekilde yaparak yaralı bir kumru yavruyu iyileştirip uçurmuştum. ve o zaman çocuktum. umarım vaktin ve sabrın vardır bakımı yapmak için; uçtuktan sonra duyulan haz bambaşka oluyor.


not: yapamam edemem dersen kuşçu adamlar olur ya güvercin uçuran onlara da verebilirsin. bakarlar diye düşünüyorum.


edit: eğer haşlanmış yumurtayı şırıngadan sıkmakta zorlanırsanız; yumurtayı suya kırıp pişirebilirsiniz. sakın yağ kullanmayın hayvanlar ölür. bir de ne olur bakın kuşceğizlere :(

takı olarak pembeli turunculu örme bir sürü bileklik, böyle otantik olanlarından.

kahverengi nubuk püsküllü çanta. ayağına da ona uygun bi sandalet ya da bot. hatta belki halhal.

bot, sandalet nedir ya, mezuniyete gidiyor. topuklu, lacivert bir ayakkabı diyeceğim ben.

sandalet ya da bot olmaz kardeşiniz ben tatlılıktan ölmek istiyorum derse şu çok tatlı olabilir
scene7.zumiez.com

ps bi erkek olarak elbiseye bayıldım, sade bir topuklu ayakkabı bakın

ek olarak aklıma geldi, takı da önereyim.

www.faiksonmez.com
www.faiksonmez.com
www.faiksonmez.com

converse de olmaz tabii ki.

ben de sormuştum, olur diyen yoktu. bence de olmaz.

arefe denk gelmiyorsa iki günü birden mümkün değil tatil etmezler.

g.tten bacaklı diyesim geldi.

ray ve charles eames bu sandalyenin orijinalinin tasarımcıları. bu şekilde ulaşabilirsin belki.

resimle aramayı deneyebilirsin.

ikea da bulursun o tarz tasarimlar

www.ikea.com.tr

şuraya resmi yapıstırıp arayın : images.google.com

evet eames diye arayınca bulunuyormuş hakikaten. ilk baktığım yer ikea'ydı tabii ama orada bulamayınca sordum. resimle aramak ise aklıma gelmemişti. Herkese teşekkürler.

aaa Sakaryadaki bi'milyoncularda var mıdır yani?

alışveriş merkezlerindeki toy's v.b. oyuncakçılarda.
hatta gitmeden arayıp ellerinde olup olmadığını öğrenebilirsiniz.

2. link bozuk.

lowepro almanı tavsiye ederim amma, bunlardan bahsetmek gerekirse: eyeq olanın bir avantajı var o da bağlantı yerlerinin metal olması. diğer yandan caselogic'in şekli şemali daha düzgün duruyor. Diğerinin dikişlerinde bir tırtlık var sanki.

(bkz: fight club)

kesinlikle benjamin button ya da babel değildir.

Snatch da iyidir. Hem kendi performansı şahanedir, hem film.

bir "vampirle görüşme", bir "joe black" ne güzel filmlerdi.

hepsini izlemedim ama izlediklerim arasında trumanshow +1 diyorum. 12 maymunda inanılmazdı.

Sleepers ve mr. & mrs. Smith'de de iyiydi

de hacı truman show ne alaka çözmedim /damdanakan

7

Interview with the Vampire'da güzel filmdir.

ilk çıktığında küçük buzdolaplarında satıyolardı onları

hemen atıyorum o zaman bir dal

senin için farklı sayılır mı bilmem ama meyveli yoğurt ve yulaflı karışımlar(böyle gevrek tadında olanlar) iyi oluyor. Ama herkesn midesi sabah sabah kaldıramayabilir onu.

Tost ekmeğinin ya da benzer bir dilimli ekmeğin ortasını bardakla yuvarlak oyun. İki tarafına da tereyağı sürün. Sıcak tavaya koyun, sonra deliğe de biraz tereyağı koyun. Eiriyince yumurtayı kırın. Bir süre altı pişsin diye bekleyip sonra çevirin (zor kısmı bu ama geniş spatıla falan varsa halledersiniz). Diğer tarafı pişene/kızarana kadar bekleyin.

Aşırı farklı değil ama değişik en azından.

Ayrıca markette satılan üçgen yufkalarla 5-6 tane sigara böreği hazırlamak birkaç dakika sürüyor.

peynirle yumurtayı güzelce ezip dilim ekmeklerin (tercihen tost ekmeği) üzerine sürüyorsun. sonra zevke göre ince dilimlenmiş sucuk, dilimlenmiş yeşil zeytin ve ince dilimlenmiş biberle süslüyorsun. peynirler kızarana kadar fırında pişiriyorsun. nefis. (çok da değişik bir şey değil ama )

french toast
mutfaksirlari.com

ekmek arasi cikolata
meyve salatalari
meyveli turta
ekmek dilimlerinin uzerine, bir yumurta, peyaz peynir, yesil biber ve domates karisimini surup, 10-15 dakika firina verin. afiyetle yiyin.
kek, pogaca, borek vs satin alin arada
berliner
yas pasta
milkshake
bir muz, bir bardak cikolatali sut

normal süt ve yumurta ile yapılan omlete taze baharatlar eklemek çok kolay ve lezzetli oluyor.(dereotu, maydanoz gibi)

tel peynir, kaşar, mascarphone, çörekotlu tulum peyniri ile çok güzel bööörek yapıyorum ben.

fikir verebilir:
www.milliyet.com.tr

krep, haşeşli gözleme, pişi, peynirli düğüm poğaça.

Kahvaltı deyince aklıma hamurişinden başka bir şey gelmiyor.

juno soundtrack diye aratırsan günaydın müzikleri hep oradadır. sözleri var fakat dikkatini dağıtmaz.

ludovico einaudi...

ben calismistim.

8tracks.com

1890x2646 pixels

photoshop'ta 50x70 lik resmin boyutu yukaridaki gibi.

boyutunun 50*70cm; iyi bir görüntü için ise çözünürlüğünün 300 dpi olması gerekir. (200 dpi da çoğu zaman yeterli olacaktır)

ben de bu konularda pek bi bilgisizim ama photoshop üzerinde
200 dpi seçiliyken 50cmx70cm pixel yaparsak aldığım sonuç 4000x5500.

doğrudur sanırım, bir arkadaş doğrularsa sevinirim esasında.

hımm.
peki boyutları iki katına çıkartırsak bu rakamları 2yle mi 4le mi çarpıyoruz?

200dpi yüksek ihtimalle işini görecektir. 4000x5500 civarı bir görselle iyi sonuç alırsın. 1890x2646 muhtemelen yeterli olmaz zira 100dpi gibi bir şeye denk geliyor. (dpi = inch karedeki pixel sayısı)

direk move toola basınca çıkıyor aslında.

işte ama illa bi toola tıklamak gerekiyo. başka toola tıklamadan başka bi metin kutusu açıp devam etmek istiyorum mesela..

esc sonra t.

ctrl+enter a basarsan metin kutusundan çıkarsın ve elinde hala type tool olur. v ye basarsan da normal move tool a geçebilirsin.

fön makinesi tut soğuk modda

elektrikli süpürge ile çektirin.

nikita

açıyım da bi bölüm izliyeyim aklıma gelmişken.

Bron/Broen isimli danimarka dizisi, polisiye olursa?

sherlock.

vikings. hazır 2. sezonu da gelmek üzere, ön çalışma olur.

true detective

Kimse bilmez: "Suits"

dexter

fringe, sleepy hollow, the blacklist simdilik aklima gelenler.

sad love story.
ağır dram duygu içerir.

shameless !

niye kimse yazmamış ilginç...

suits, entourage, boardwalk empire, doctor who, sherlock ve house of cards ilk onerilerim olur.

plase the americans.

45 litrelik bi çanta iyidir. hacmi artabilenler daha da iyidir.
sandalet işinize yarayacaktır. ayrıca terliğe ihtiyacınız olmaz hem de ayakkabınız ıslanırsa ikinci bi alternatifiniz olacağından falan rahat edersiniz.
mont olarak, katmanlarına ayrılabilen bişey mi o? dekatlonda plastik pançolar var. ben geçen sonbahar 6 günün beşinde şiddetli yağmur yağan bir yürüyüşe gittim de, o pançoya verdiğim 20 liraya her gün şükrettim. Üşümedim, ıslanmadım, çantam da ıslanmadı ve bazen de yere serip üstünde piknik yaptık. Çok faydalı bişey, herkese tavsiye.
Çanta hazırlarken 10 kiloyu aşmamaya çalışın. Gereksiz herşeyden kurtulun. Zaten beliniz de hassasmış. Çantanın kendisi zaten iki kilo oluyo, suyla yemekle, ilk yardımla 5 kiloyu buluyosunuz, bi de tulum çadır falan derken amman belinizden olmayın.
Su toplamalara karşı gerekli techizatı unutmayın, en önemli şey olabilir. Çorap çeşitliliği de sizi mutlu edecektir.

güneş var mıydı hatırlayamadım ama ay var:

www.youtube.com

bu eski gerci ama

gece ay sahit www.youtube.com

@exlibris, rock tarzı demiş arkadaş :))

malesef ilk üç tahmin tutmadı arkadaşlar

www.zapkolik.com

ay da var güneş de var, ama Erkek :)

www.youtube.com
www.youtube.com

bunlar değildir, ama şansımı deneyeyim.

bu değildir ama aylı güneşli şarkı kontenjanından: idil üner-güneşim tavsiye ederim.

aydilge - aşk paylaşılmaz'mış arkadaşlar buldum sonunda :)

gul receli

domates reçeli, karpuz kabuğu reçeli, ceviz reçeli (bu pek enteresan değil gerçi sanırım artık)

karpuz reçeli.tadına bakmadım.çilek ve vişne reçeli dışında reçel yemem.

turunç reçeli

nar reçeli için güzel şeyler söylüyorlar.

bir de patlıcan reçeli vardı sanırım.

benim şahsi favorim kirece yatırılmış balkabağı(kıtır kıtır) ve bergamot.

karpuz jabugu

reçel pek sevmem fakat incir reçeli hariç.

portakal reçeli. bosna'dan yengem getirmişti, güzeldi.

süt reçeli diye bir şey var, farklı ama belki ilginizi çeker.

eksisozluk.com

uçkun reçeli.

patlıcan reçeli, ama kapağından yapılan reçel mükemmeldir.

kabak reçeli, evet kirece yatırılan reçelde mükemmeldir ama @bipoların dediğinin aksine balkabağından yapılmaz o mantaş kabağından yapılır.

turunç reçeli, herkes sevemez ama çok güzel değişik bir tad.

bir de ayvalıkta zeytin reçeli vardı ama tadamadım.

domates reçeli, şahane tadı var.
bergamot reçeli bilmeyene enteresan gelebilir.

sakiz receli

tatlı lor ile karıştırarak böğürtlen reçeli denyin, her türlü reçel güzel bir tatlı lorla enfes oluyor.

Yenigün'ün dağ çileği reçeli.
Erik reçeli yemiştim bir yerde de o da pek güzeldi.

acı biber reçeli yapıyorum her sene

tarifi sözlükte

ceviz reçeli

Zeytin reçeli diye bir icat var. Kötü sayılmaz.

whatsappı var mı diye bakmışsınızdır heralde

gönder, elemana yurtdışından gelen arama sürprizi yapayım :D

yok valla bakmadım. bi de whatsapp'dan sardırmasın?

whatsapptan konuşun demiyoz canım. rehbere ekleyin diyorum. belki fotosu filan vardır.

ya bu sapık sanırım yaşlıca bi amca. telefon sapığı olmasının dışında sahici sapık olduğundan şüphelenmeye başladım.

bu tür şeyler çizen başka bir adam "black and white ink drawings" demiş. adı bryan nance.
ama moleskine, ink, drawing deyince de çıkıyor böyle şeyler.

illustration, doodle aklıma bu tür şeyler geliyor.

Aslında çizimin ana başlığı "Sketches" olabilir ama bu çizimi karşılayan tam isim sanırım "Figurative Sketches"

aradığınız cevap bu değildir belki ama gittigidiyor'da vardı eskiden o tür şeyler.

bunu ps değil de illustrator'de corel'da falan yabdırın bari, vektörel olur logo dediğin. benim de katkım bu olsun.

o yıldızlar alt iki köşesinden birleşirse üsttekiler birleşmez.
üst köşelerinden birleşirse de alttaki köşeler çakışır. Ya da yıldızları sündürürsünüz, bişeye benzemez.

Bir de alt köşelerden birleşince ortada sekiz köşeli yıldızı oluştururlar ve direkt olarak akp binasını anımsatırlar.

bu da benim katkım olsun.

kum beji

evdekorumuz.blogspot.com

fildişi, kırık beyaz vs. beyaz boyayı alırsınız renk tüpü ile istediğiniz rengi elde edersiniz.

dun marshall sahra beji ile boyattik evi. gayet temiz ve aydinlik.

marshall, deniz kabuğu

kum beji koyu kaçar istediğinize göre.

halbuki ne güzel şeydir kireç beyazı
myscandinavianhome.blogspot.com

Kum beji koyu oluyor. Marshall buz beyazı, açık başak, açık krem'e bir göz atın derim.

tahmin ediyorum: ortodoks ya da katolik olmak için öyle doğmanız gerekiyordur. özellikle ortodokslar çok tutucu diye biliyorum.

protestanlik biraz daha hafifletilmis gibi. belki insanlar kolaydan baslayayim diyordur.

protestanlar misyonerlik çalışmaları yapıyor, onun için. türkiyede türkçe ibadet eden kiliseler de protestan kiliseleri. ortodoks kilisesi olarak ermeni, süryani ve rum kiliseleri var türkiye'de. onlara da o cemaatin üyeleri katılıyor ve o dillerde ibadet var haliyle. dolayısıyla orada ibadet etmeniz zaten tuhaf oluyor. katolik kilisesi olarak kadıköy'de bir ermeni katolik kilisesi var, orası ermenice yanında türkçe ibadet de yapıyor, türk hristiyanları da kabul ediyor. fakat uzun bir zaman eğitim almanız gerekiyor kilisede. protestan kiliseleri de elbette vaftiz etmeden önce uzun zaman sohbetlere, ayinlere katılmanızı istiyor. genel anlamda protestanların hristiyanlık anlayışı katolik ve ortodokslar gibi gelenekselci değildir. rahattır. kadın din görevlileri olur, kıyafetler rahattır, vs. protestanlık bu açıdan da daha sıcak olabilir. katoliklik ve ortodoksluk mıy mıy müzikli, korolu, komik kıyafetli rahiplerle dolu ayinler yapar. protestanlarda böyle şeyler yok. rock, pop müziği falan kullanıyorlar genelde ayinlerde. bateri, vs. vardır kiliselerde.

@bipolar hayır doğmanız gerekmiyor. isteyen ortodoks ve katolik olabilir. bunu yahudiler için söylerler ancak bu da palavradır. isteyen yahudi inancını da benimseyebilir, yahudi doğmanız gerekmez.

hocam iyi güzel demişsin de orta boy bir pizzaya 28 lira istiyorlar el insaf yani.

düzeltiyorum kampanyaları varmış gerçi iki orta boy pizza+kola falan. favorite three ve karışık pizza nasıldır peki ?

papa john's'tan super papa's yiyin.

ya ben aslında yanlış soru soruyorum. ben extravaganza da yedim onu da tatsız tuzsuz buldum benim başka bir pizzasını beğenmem mümkün mü bunların ? başka pizzacı ne tavsiye edersiniz ?

papa john's ankara'da yokmuş.

Varsa papa johns yoksa little ceasar s. 13 tl ye buyuk boy pizza alıyosun turkcell müşterisiysen iki liraya da susamlı kenarını koyduruyorsun manyak guzel pizza yiyorsun

Little Ceasar's bence f/p acisindan basarili gayet.

Newyork Pizza yiyin ama double cheddarli, sonra da kararinizi verin, bence tabi

sosyal pizza iğrençtir aman diyim denemeyin, resmen baharat yiyorsunuz sadece.
bir ara kumru pizzası vardı hala var mıdır bilmem, eniştemin italyan pizza dükkanı vardı oradaki pizzasına az buçuk benziyordu tadı.

kenedi taraflarında pizzacı altan var incecik pizzasıyla. fazla alengiri olmayan lezzetli pizzalar yapar.

apartman yöneticisine sorulur

tutacağınız dairenin karşı, alt ve üst komşusuyla konuşmak iyidir. bi de giriş. onlar her şeyi görür genelde zemin katta olduklarından.

kapıcı+1 bir de mahalle esnafı da bilir az çok, bakkal tekel bayi falan varsa onlara da sorabilirsin.

akü?

bu konularda biraz kör cahilimdir amma ateşleme olmadıysa akü bittiğinden değil midir?

göstergelere baktın mı ışıklar yanıyor mu? benzinden önce ona baksaydın...

motorin olması şart değil. benzin deposunun dibinde de bu kirler birikebilir. zamanında filtreleri değiştirmediysen ve enjektör bakımı yaptırmadıysan, zamanla enjektörlerini tıkayabilir ve hatta bozabilir.

edit: yeterince anlaşılır yazmamışım. ama bunlar "hoooop, güm" şeklinde olmaz genelde. zamanla olan şeyler.

Araba 3.000 km'de falan. Bu arada araba dizel.
Hiç ışık yanmıyordu ya. Akünün bitmesine sebep olacak bir dalgınlıkta bulunduğumu sanmıyorum ya, 6 günde de bitmez heralde.

akü biter 1 saatte bile biter... alarm bile bitirir aküyü :) bence akün bitmiş..

esas soru şu, kontağı çevirince tam olarak nasıl bir ses geliyor? ateşleme olmadı diyorsun. yani hiç ses gelmiyor mu yoksa araba öksürüyor mu? gazı pompalıyor musun? benzin göstergesi bitik diyorsa benzin bitiktir ama bence ateşleme diyorsan sorun aküde. 2 günde bir araç garajda dururken bile gidip 5 dakika çalıştırsan iyi edersin, hele bu soğuklarda daha çok lazım.

@ontolojikkonular sanırım yanlış açıklamışım. Anahtarı çevirince homurduyor araba, zorlanmasın diye 2 saniyeden fazla tutmuyorum. Sanırım ateşlemeyi yapmış oluyor o zaman araba. Sadece benzin yok diye 700-800 devire çıkamıyor? Veya artık her neyse işte. Akü olmasaydı o üçüncü denememde 2 saniyeliğine bile olsa çalışmazdı heralde?

Ek olarak kontağı tam çevirme hemen. Yarım çevir biraz bekle de enjeksiyon pompaları çalışsın.

Hee onu öyle yapıyorum zaten ya, dizel arabalarda önemliymiş öyle yapmak. Lambaların sönmesini beklemek (5 saniye kadar) yeterli mi?

hijjt sesini duymak yetmeli bence.

sonra oturup filmi izleyecek misiniz peki? izlenmez çünkü.
hatta diğer seyircileri de bi güzel afallatırsınız o yüzden onlar da izleyemez. bu sebepten sinemanın sahibi de pek sıcak bakmayabilir. bi de bi de sinemalarda perdeye yansıtılan şey dijital değil bildiğiniz film oluyor galiba, o yüzden lojistik olarak da sorun yaşayabilirsiniz.
söyleyeceklerim bu kadar.

belki bi kafe'de yapılan küçük bir film göstemine sızmayı deneyebilirsiniz ha?

o işi tiyatroda yaparsın anca.oyuncuları ayarlarsın sahneye çıkarsın edersin,masrafsız olur hem.

cok ucuz bi numara milyon tane ornegi var daha degisik bisi yap kulaga hic hos gelmiyo

ben fikri beğendim. ama salonu kapaman gerekir bence. sadece ikiniz olsun. reklamlardan sonra senin hazırladığın kayıt girsin ekrana.

daha kötüsü helikopterin ucuna "benimle evlenir misin x?" yazısı bağlamak olur ancak. yapmayın böyle işler yahu. oturun bi yerde, sessiz sakin şekilde edin teklifinizi. ille şaşırtma amacı taşımak neden ki?

gereksiz.

fikir için birşey demeyeceğim fakat teknik olarak, İstanbuldaysanız İstiklal'deki Cine Majestic'te üst katta dijital projektörlü bir salon var bağımsız filmleri falan blu-rayden oynatıyorlar. O salonla anlaşıp belirli bir para verip sürprizinizi yaparsınız.(artık kaç koltuk parası isterler bilemiyorum, ama cinemaximum vb. ile anlaşmaktan iyidir)

Ama, geçen yıl Cevahir Cinemaximum'da bir sevgililer günü olayına tanık olmuştum. Sevgililer gününde filmden önce bir video yayınlandı, bir kampanya varmış kız oradan kazanmış galiba öyle bi sürpriz yapmışlar.. Araştırın işte artık dijital projektörler var 35mm'ye bastırmanıza gerek yok.

Kiz hayir der bence reklam etme bu kadar.

www.youtube.com

Bence yaptırmayın. Şahsen bir seyirci olsam rahatsız olurdum.

birde hadi yaptın sonraki 3 saat film mi izleyeceksiniz?

yok izlemeyecekseniz sırf şaşalı olsun diye 100kişinin film zevkini berbat edeceksiniz.

başka bir yöntem daha iyidir.

ayrıca bu şeyler özeldir 2 kişi başbaşa olması daha iyi olur fikrimce.

şahsi fikrim böyle şeyler yapmayın sadece o ve senin bileceği bir teklif olsun başka insanları karıştırmayın işin içine. yalnız olabildiğiniz kadar yalnız ve baş başa olun.

inanılmaz kıro bir fikir kusura bakma. her türlüsü kıro yani.

Özel localar var bazı sinema salonlarında.

kafika vardı bi ara.
orada olabilir.

Bence saçma böyle şeyler,
ama ola ki yapacaksın, bari filmin sonunda olsun.

kadıköydeki zannederim bi sinemada yapılmış böle bişi arkadaşlarımın arkadaşları tarafından. eş zamanlı bir giriş falan. çok da tatlı, pek de güzel olmuş hem.
tam anlatamadım şöle bi videosu var; www.youtube.com

bence kötü bir fikir. yaparsan da, o anda salonda bulunan n adet ciddi düşünen çiftin erkek tarafından güzel küfürler yemeye hazır ol :)

akıllı telefon olanı var, bundan dene www.youtube.com

Hangi film olduğunu da söyle, araya reklam verelim.

geri dönmüştü iptalden. 2. sezonu başlamıştı hatta. yine mi iptal olmuş?

edit: nette bakındım 3. sezon olacakmış ama 4. sezon olmayacakmış. amk amc'nin ben. 2 kere dizi iptal ediyor. orospu çocukları. amc'nin breaking bad'den sonra yaptığı en kaliteli yapımdı. onu da durmadan iptal edip duruyolar.

3. sezon final yaptı zaten 4 olmucakmış.braking bad de böle başladı,iptali tartışıldı sonuç ortada.bu amerikan kanallarının tv yöneticilerinin bizdekilerden pek bi farkı yok.

ha doğru ben ilk 2 sezonu hikayeden dolayı hep 1. sezon diye düşünüyorum, doğru 3. sezondu son yayınlanan.

killing'in orijinali var 3 sezon(forbrydelsen), olma mı o?

Mireille enos olmadan asla bipo

sarah lund u kimseye değişmem ganyot ;)

analiz ego odaklıdır. aslolan şudur ki, her zaman analizi yapan kişiyi açığa çıkarır - parçayı değil.

yani %100 çeviri değil de hızlıca bu kadar oldu :)

Bir fotoğrafın analizi, eserden çok analizi yapan kişinin kendi benliğini yansıtır demiş. (aslında eserden çok dememiş, her zaman ifadesini kullanmış; ama çevirirken böyle daha iyi duyuluyor)

"analiz kisinin yansimasidir" seklinde alabilirsin ilk cumleyi.

dekatlon varsa yaşadığınız şehirde orayı bi ziyaret edin, çeşitli içlikler ve ince fakat güzel koruyan polarlar mevcut.

bulunduğunuz yerde c&a varsa termal külotlu çorapları hem kaliteli hem de çok güzel ısıtıyor, ankara'nın en soğuk kışında bile pantolon altında üşütmedi beni.

Bir yığın markayı denedikten sonra ltb'de karar kıldım ben. kaz tüyünden yüne her türlü kumaştan bir yığın ürünleri oluyor. iki yıl da garanti veriyorlar zaten renk solması şekil kayması gibi birşey olduğunda aldığınız fiyatı geri veriyorlar. trençkotları misal diğer markalara göre daha kalın. montları ya kaz tüyü dolgulu oluyor ya da benim kullandığım gibi tamamen yün. Hacimsel olarak ince olduğu halde kışın ideal sıcaklıkta tutuyor.

ben istanbul'da yaşıyorum, tüm bunlara ulaşabilirim sanıyorum. sorun tamamen bende. çocukluğumda daha güneyde ve sıcakta yaşadığım ve orada bile istanbulluların "heves etti de mont giyiyor herhalde" gözü ile baktığı bir insan olduğum için istanbul'da donuyorum. termal içlik koleksiyonum var, en fazla yazın giydiğim bir t-shirt kadar işe yarıyor. bu alternatiflere bakacağım.

Motor markalarının içliklerine bakın derim. Ben de üşüyen bir insan olarak Hein Gericke içlik giyiyorum arada pantolon altına falan. Tabii öncesinde doktorda kan tahlili yaptırıp büyük ihtimalle eksik olan demirinizi tamamlayacak ilaçlar alın.

kanda bir eksik yok. bunu ölçtürdüm, doktorun tepkisi "oha, erkek gibi kanın var" oldu. tamamen alışamama kaynaklı. teşekkür ederim.

türbanlı olduğumuz için bara alınmadık asdlasd

şaka lan türküz diye alınmadık. pasaporta baktı giremezsin denildi.

havaalanlarında bir güzel arıyorlar her tarafımızı, başka da bişey görmedim. zaten başka yerde de pasaport sormadılar hiç.

arnavutlukta sınır dışı edildik. türk konsolosluğunu arayıp öyle aldılar bizi.

ermenistan girişinde (bagratashen kapısında) on dolar rüşvet verdim. öbür memleketliler vermedi.

hadi havalanın anlarım da bara girerken pasaport soran yeri anlayamadım, o nasıl ayrımcılık lan. er ve erbaş giremez de yazıyolarmı kapılarında, bunları şikayet edebilmek lazım.

vizelerin kalktığı ilk gün rusya kapısındayız 3 türk. estonya tarafından bizden önce türk kimse girmemiş olacak ki adamlar bilgilerini bizle güncelledi. otobüs sayemizde saatlerce beklemek zorunda kaldı. suçluymuşuz gibi yüz taramalar, arkada birbirleriyle hararetli gizli konuşmalar. neyse en sonunda öğrendiler de geçtik

bir otobüs dolusu hollandalı ve romanyalı 59 kişiyle (tek türk bendim) macaristan sınırından romanyaya geçerken polis otobüse binip, herkesin kimliğine göz ucuyla bakıp, benim yeşil olan pasaportumu alıp, koca otobüsü sadece benim yüzümden yarım saat bekletti. kötü değil belki ama polis pasaportu bana geri getirene kadar dalga konusu oldum, biz türklerin haline acıyanlar falan oldu. rencide oldum arkadaşlarımın içinde.

bir kere amsterdamda bir bara girerken resmen pozitif ayrımcılık yapıldı. yaş kontrolü için kimlik sordu, ben türk pasaportumu çıkardığım anda kapıdaki güvenlik "tamam sen göstermeden geç" dedi, çünkü kendisi de türktü :D

onun dışında özellikle havaalanlarında bırak kötü muameleyi, pasaport kontrolden hep "hoşgeldin, merhaba, güle güle" gibi sözlerle karşılandım yabancı polisler tarafından. hatta köln'den dönüşte "az önce burdan mustafa sandal geçti, tanıyor musun" diyen polis bile oldu :D

ben daha kullanıldığını görmedim ama istediğini asarsın. bir karabinaya bakar.

bence markayı simgeliyor.

kakao, marka ile ilgili olduğunu sanmıyorum. birçok marka çantada var bundan çünkü.

sıyah plastıkten kancavari bir aparat var. Ayakkabına veya matarana takıyorsun. O kancayı da cantaya takıyorsun. Kullanıslı. Yerden tasarruflu bır olay.

(bkz: groovedown)

chrome'da grooveshark'tan indirme eklentisi var, işinize yararsa.

iTunes, şaka şaka. bipolar'ın dediği gibi yapabilirsin.

grooveshark download var chrome eklentisi. keyifle işini görür.

suysa kusburnu

www.50mucizebitki.com

Sanıyorum adı büyük yapraklı dikenli mersin.

"Türkiye'nin ağaçları ve çalıları" isimli kitapta buna benzeyen bi bu var bi de küçük yapraklı dikenli mersin var :)

plastik dedin diye aklıma şu geldi: www.tuncfindik.com

şöyle birşey aklıma geldi: i00.i.aliimg.com bu sistem ile insanlar iğrenç bir görüntü ile karşılaşmak zorunda kalmıyor özellikle umumi tuvaletlerde, belki Türkiye'de de vardır da ben bilmiyorum. Plastik dememiş olsaydın bir de yollardaki çöp kutularında sigara söndürme yerleri ve izmaritlerinin atıldığı ekstra bölmeyi önerebilirdim.

bir tane kalın kullan.

nasıl rahat ediyorsan öyle kullan dostum, bunun kanunu mu var. ayrıca hayırlı olsun üniversiten.

yav o kalın defterler de çok kalın cidden. ağırlık oluyor. ben hiç kullanmadım.

hafif ineklik var diyorsan her gün kağıtlara not al sonra temize çek. hem çalışmış olursun. :)

nasıl rahat edeceksen öyle tabii. tarzına bağlı bu. ben mesela sırt çantasız yapamam. yanımda yelek, mont vs. olduğunda ya da elime bir şey geçtiğinde hemen fırlatmak üzere sürekli sırt çantasıyla gezerim. dolayısıyla kallavi boyuttaki tek defter gayet rahat oluyor.

sen dersen ki ben hareketliyim, efendime söyleyeyim hayvan gibi defterle gezemem, alıver iki tane ince defter, onlarla gidiver.

her şeyini kaybediyosan küçük defterler daha avantajlı bi de tabii.

o kadar kocaman defteri koyacak kolcak bile bulamayabilirsiniz. favorim a5 boyutundaki üstten telli defterler. bütün dersleri de aynı deftere ve fakat güzelce tarih ve başlık belirleterek yazmanızı tavsiye ederim.

eğitim hayatımın son 9 senesinde (lise + 2üniv) hiç defter kullanmadım. hep sağdan soldan yaprak isteyim otlandım. sınavı zamanı aldım fotokopiyi çalıştım. tavsiye ederim

(bkz: gece körlüğü ) körlüğe sebep olmaz.
www.uzmantv.com

vikipedia da genetik olduğu ve körlüğe kadar gidebileceği yazılmış. (gece körlüğü başlığında)

eyvallah arkadaşlar. ama benim işin uzmanı kişiler tarafından net bilgilerdi. nette körlüğe neden olur demişler 40-50'li yaşlarda, bu kesin mi ya da olma ihtimali nedir. aynı şekilde genetikse çocuklara geçme olasılığı nedir?

EGO'nun akıllı telefonlar için uygulaması var, eğer imkanınız varsa oradan tam olarak gideceğiniz adresi girip bilgi almanız mümkün. Ancak her halükarda Gölbaşı'ndan Kızılay'a veya Ulus'a gelip oradan aktarma yapmanız gerekiyor.

sanırım kızılay'a inmekten başka seçeneğim yok. teşekkürler cevabınız için.

Gölbaşından 195 ile kızılaya,kızılaydan da güvenpark'tan yıldız dolmuşları ile ya da güvenpark'ın arkasında ki duraklardan 413-188-185 ile gidilebilir diye biliyorum.

zamanınız kıymetliyse taksiye binin (en azından oran şehrine kadar, oradan otobüs dolmuş 5 dakkada inersiniz) çünkü diğer türlüsü çok saçma. ya da bir ihtimal otostop çekebilirsiniz.

yok öyle bişey, köpeğe dalacağına sahiplerine dal onu rahat ettiremedikleri için. havlıyorsa illa bir sebebi var.

insan kadar iğrenç bir varlık yok.dünyanın başına belayız biz.kime şikayet edeceksin şimdi bunu,kim önemser?

@loveinaflipbook köpeği dövenler onlar zaten. hayvanı koymuşlar balkona, havlayınca çıkıp girişiyolar susuyo zavallım. bir ihtimal tuvalet eğitimi veriyolar diycem, ama bu bariz canilik.

yasak değil mi evde hayvan beslemek? şikayet ediniz.

@niyeti bozuk yasak aslında ama şikayet edilince hayvanın akıbeti noolacak, o beni korkutuyor. ya da kalkar bunlar sitede huzur içinde yaşayan diğer hayvan sahiplerini şikayet ederlerse bu sefer..

balkonda duran köpek havlar elbette.
bunlar kendilerine peluş oyuncak aldıklarını zannedenlerden olsa gerek.

0212 251 63 25'i arayın.
istanbul barosu hayvan hakları komisyonu.
istanbul'da olmasanız bile ne yapmanız gerektiğini söyleyeceklerdir.

hayvanın başka bir yuvaya gitmesi ve bu insanların da hayvan beslememesi lazım.
gidip "başınıza hayvan severleri sararım" derseniz bu sefer de içeri aldıklarında ne yapacaklarını bilemezsiniz.

baroyu arayın, sonra da hayvanı sahiplendirmek için gidin.
vermeyiz derlerse, o zaman başınıza hayvan severleri sararım diyin.

fotoğraf ya da video çekin ve facebook'ta yayın, ifşa edin.
doğduğuna pişman olur.

selam. gazeteyle dövmek diye bir eğitim biçimi var. köpeklerin dünyasında liderlik şiddetle alır ve şiddette korunur. sert ya da sizi değil de kendini lider olarak gören bir köpeğiniz varsa gazeteyle poposuna vurmak bir eğitim biçimidir. bu, köpeğin canını yakıp intikam almak için yapılmaz, bir uyarı aracı olarak yapılır ve köpeğin canını çok az yakacak şekilde yapılır.

Nası bi set alıcaksın bilemedim ama ankara'da bu tür şeylerin adresi galeri ekin ve gür özalit'tir. İkisi de karanfil sokak üzerinde.

karanfil caddesinde metro çıkışında biraz yürüyünce sol tarafta Galeri Ekin Kırtasiye & Copy Center diye bir yer var. Çok çeşitli şeyler satıyorlar. Oraya bakabilirsin. Kesin var mıdır bilemem.

www.galeriekin.com

bipolar benden önce davranmış. bipolar +1

clash of clans

dots

kelimelik

başka oyun oynamıyorum ben.

angry birds star wars , nba 2k13 , asphalt7

asphalt 8 bu haftasonu bedava bence kacirma. onun disinda;
plants vs zombies
kingdom rush
head soccer
fragger

yönetime şikayet et dicem,ama köpeğe ne olur,nereye götürülür bilmiyorum.

gözlemleyin biraz, bunun eğitimi cartı curtu olmaz ama baktınız ediyor eziyeti. siz de şikayet edin. ya da şikayet edeceğinizi söyleyin, yıldırır belki ama sanmıyorum. hayvan hakları derneğine şikayet edeceğinizi söyleyebilirsiniz bir de. hatta yönetimden ziyade daha etkili olacaktır.

ya simdi birsey soyleyecegim, herkes ayaklanacak ama soylemem de lazim; kopege gazeteyle girisiyor demissiniz de, gazeteyle ne tur bir girisme soz konusu? buyuk bir kopegin gotune gazeteyle pata kute vurmak sokaga atilmasindan daha iyi bence cunku buyuk kopeklerle guresmis biri olarak diyebilirim ki umurlarinda bile olmuyor, canlari yanmiyor. hani kopek kucuk, kirilgan degilse veya kiz kafaya goze dalmiyorsa, bence kizi uyarmak, gozunu korkutmak ve hatta egitim vermesi icin daha iyi yollar soylemek daha iyi bir fikir. cunku kizi kopekten ayirirsan o kopegin sonu hic iyi olmaz, ev kopegini sokaga birakmak aci dolu olume birakmakla ayni.
etini sikmislar gibi bagirmasi ise dediginiz gibi beni eve al, buradan biktim demesi olabilir, kizin hayvani iceri almasi da aslinda o kadar feci bir insan olmadigini da gosterebilir. en azindan uyarmayi ve dogru yol gostermeyi deneseniz, belki kizin kafasina dank eder; bence daha saglikli olur sikayet etmeden once.

Küçük beyaz kıvırcık köpekler var ya, ona şlops şlops diye vurduğunu duydum. Duydum yani öyle hafifçe değil baya dövüyordu. Bi de bu arkadaş 16-18 yaşlarında, annemin deyişine göre köpeğini sürükleyerek gezdiriyor.
Şimdi biraz sinirim geçti o yüzden daha uzlaşmacı davranacağım sanırım.

anladim, feci bir durum o halde. ben de bilemedim o zaman ne yapilabilecegini. umarim bir care bulursunuz.

ne oldu, ne yaptınız merak ettim ben.