bunun gibi pcmcia kartların yuvasına konumuş, muhtemelen yanlışlıkla abuk sabuk şeyler sokup içindeki mekanizmayı gebertmeyesiniz diye yapılmış koruyucu. oraya şunun gibi şeyler takılır: www.amitbhawani.com

son fotodaki hali ile sokun. çıt çıt ederek (yaylıdır) takın içine. dursun. bi gün lazım olursa o giriş "anaaaa bozulmuş" demezsiniz.

zaten takılı halde duruyor, tekrar takmayı akıl edebildim. sorum şu ki o giriş ne girişi?

Kumunda yeri.. Kumanda alınca oraya yerleştirirsin

kumanda yeri falan değil. express card deniliyo o girişe. ordan ses kartı usb3.0 girişi e-sata girişi haline dönüştürebiliyosunuz uygun kartlarla.

örnegin goo.gl

hatta express uydu kartları da var güzel bi teknoloji yani.

alla alla cevap verdik ya ne girişi diye. pcmcia girişi diye. pcmcia modülü kullanan her şeyi takabilirsiniz. yani bir nevi masaüstü pcnin anakartı gibi. eğer cihazınızda firewire yoksa firewire, usb 3 yoksa usb 3 uydu alıcı ne bileyim midi portu, ikinci ethernet girişi harici ses kartı, vs vs (son ikisi belli nedenlerle gerekebilir) bunları alıp takarsınız. paranız varsa. genelde aynı ürünün pci olanından daha pahalıdır çünkü. mesela pci usb 3 atıyorum 50 lira ise pcmcia olan 150 tldir.

yok 2 tl falan olmuyomuş aradım sordum öyle bişi yok. geçerseniz doping e geçin telefonsuz internet sağlıyolla.

adsl'de telefonsuz internet diye birşey yok, telefonun olmasa da yalın inetrnet için ekstra para ödüyorsun bir şey farketmiyor. uydunet veya superonline olmadığı sürece alternatifin yok. haaa 3g dersen o da çok veri trafiği varsa astarı yüzünden pahalı.

100 dakikalık paket alıp kullanın. emin olun özen gösterirseniz ev telefonu kullanılıyor.

geçen sene sadece gelen aramalara açık yapmıştım her ay 10 tl ödemiştim ama şimdi durum nedir bilemiyorum, şubeye gidip sormanda yarar var

hiç bişi deme. o diyecekse der ya da görmezlikten gelir. ne derse he de. karşı çıkma. o da bilio zaten içiceğin varsa devam edeceğini. haklısın de geç. neticede kızacaksa da senin iyiliğin için kızacak.üzüldüğünden kızacak.

bi sigara daa yak

:)bir tanecik denedim de.hic begenmedim attim sansada sen geldin o sirada artik agzima bile surmem de.kesin yer..ulen gonul rahatligi ile sigara bile icemiyorsun su ulkede.

Bir şey olmamış gibi devam et. Gerekirse konuşur zaten..

bir de 2 fırt çektim, değmedi bile.ahmet amca sakinleştirdi ortalığı. araba yıkatırken aaa cam açık kalmış falan deyip konuyu değiştirdi, ama nasıl gülesim geldi anlatamam. salak ayağına yattım beni,2 si de gördü. belki de hiç bir şey demem en doğrusu gerçekten de. bir de ablamdan papara yedim yaaa, öf.

süper loto tutmayınca sigaraya mı vurdun kendini panpa? boşver yak bi sigara daha. ilerde yürüdüğünde nefes alamaz olacaksın, uyurken rahat edemeyeceksin. ağzın pis kokacak ortamda sigara içmeyen arkadaşların tiksinicek senden. bir de astım hastalığına yakalanırsan her gün ventolin vs. kullanmak zorunda kalıcaksın. belki de tv de çıkan reklamlar gibi suni solunuma ihtiyaç duyacaksın. boşver olur bunlar. rahat rahat çek sigarayı ciğerlerin bayram etsin.

@altini ser incisi ker , hayatımda senin kadar umut dolu bi adam görmedim bu arada lotoyu hatırladıkça nargileye gidesim geliyor.

@ hier kommt die sonne , babam içmiyor. daha doğrusu 2 yıl içmez 6 ay içer sonra 3 seneliğine bırakır. bir 2001 alır bir murattı light, tuhaftır yani.

muhtemelen ahmet amca boşver cahil onlar vs der. ay kızı da görselerdi keşke.
aklıma tüküreyim, adam balığa gidiyo işte,dur 2 daha :( üzüleceği birçok şey var bi de buna üzülür şimdi.

artık içme.

ahmet amcanın kızı galiba onun üzerine at o içiyordu bi tane uzakttı içmem gerektiğini düşündüm içtim de :))) buna kızarsa yemek yiyorum su içiyorum kızmıyosunda sigara içincemi kızıyosun de buda bir ihtiyaç ;)

@leman lemon arkadaş deme öyle zaten ödüm patladı, yakıcaz benzinliği, bunun bahanesiyle bırakayım bari, hiç o modda da değilim.

@mavişşş en iyisi senin dediğin, zaten o soktu kafama salak kız, tabii yatana kadar içemicek beni de yaktı.

ben şöyle diyeyim en iyisi sorarsa : "babuş, biliyosun zor günlerdeyiz, sıdıka sigarra içiyordu bana da verdi, deneyeyim dedim. yani benim işim olmaz biliyorsun sen de. lütfen daha fazla konuşmayalım, utanıyorum, babuşum benim, gel öpeyikm. "

p.s. ne yalan ama, 1 paket içiyorum :(

sıdıkayı niye bok yoluna sürüklüyorsun lan?
şimdi bi sigara daha iç ve aklını başına topla.

bana ne amk, onun yüzünden oldu, ona bok atıcam, gidip bi tane içeyim de normal düşüneyim.

evet evet sıdıka içiyordu de bide üstüne yaşıtınsa sıdıka şimdi o yakınca bide uzatınca hayır diyemedim dersin erkek adamım baba kız içiyo uzatıyo nasıl hayır derim ahahah valla ılk yakalanısım geldı aklıma :)

ahhahaha ilahi maviş, ben erkek adam değilim ki, dişiyim :) dedikodu yapıyoduk uzattı yaktım derim :)

ahahahaha o zmn bidaha sıkıdayla görüşmek istemiyorum baba bu kız benı baştan çıkardı dersin :)

baban tepki vermeyerek belkide "senden beklemezdim" yada "sen bunun iyi birşey olmadıgını biliyorsun, bende bu yaştan sonra sana bunun aklını verecek değilim" demek istemiştir. içiyorsan saklamadan iç, normal bişe oldugunu düşünmüyorsan da hiç içme bence.. 40 yasına kadar sigara içen ama hala babasından saklayan insanları anlamıyorum. herkes saf kimse anlamıyor sanıyorlar ama çoğu zaman kokusundan, dikkate etmediği detaylardan herkes biliyor zaten.. kişilikle ilgili birşey bence bu. yaptığın şeyin arkasında durabilmelisin, yada yapmamalısın..

sert oldu biraz kusura bakma :)

ilkti de :)) dedikodu ayağına yat yani yukarıda dendiği gibi... senin için elinden geleni yapar, içmemen için. vicdandan girmiş olursun olaya:))

eksisi var ama bu görüşümün; gözü üzerinde olurr :))

her zamanki tavsiye: alttan al. cevap verme. üzgün dur.

bir şey deme
olayı akışına bırak ama bir daha yakalanma
neden dersen arsızlaştığını düşünür.
ulan ses etmedik bu iyice azıttı der.
içme içme bırak.

biraz zaman gectigi icin daha rahatladim,sizin fikirleriniz de cok iyi oldu,sagolun duyurucular :) daha da fikri olan varsa paylassin lutfen!

ben cok tirsmaya basladim,babam geliyor birazdan:(

merakla bekliyoruz. bir de sigara içme şöyle şöyle olursun demiyeceğim..

yorumları okumadım. hiç kurcalama konuşacak olursa gelir konuşur zaten yoksa sen gidip desen de ne yalan söylesen he der boşuna kendini yırtmış olursun.

bu arada tebrikler. artık sigarayı kokusunu saklamak için eskisi kadar uğraşmayacaksın.

edit: ha bide aşırı tepki vermezlerse sakın bıraktım artık falan filan diye yalan söyleme dürüst ol. anne babanın sigara içtiğini bilmesinden daha rahat bişey olamaz. annenin odandaki külltablasını boşaltacağı günler yakındır.

günaydın, durumumun akıbetini merak eden varsa diye yazayım, sonu komik oldu :

baba akşam balıktan geldi, ben de odadan çıkmadım hiç, görüşmedik.
--
sabah hiç ona gözükmeden giyindim falan, o evden bizden önce çıktı. normalde işe giderken arabayı ben kullanırım, bu kez arka koltuğa oturdum, ablam kullandı. günaydın bile demeden en ince ses tonumla
" balık tutabildiniz mi babacağım?" diye sordum
" tuttuk " oldukça sert.

--20 dk sonra--


ablam : " baba gadlemler yanına geliyor sana resmi gazeteyle ilgili araştırmayı yapsın yanında ""

babam : "tamam gönder"

Ben asmakata babamın yanına çıktım. babam oldukça tripli ve sert bi şekilde resmi gazeteyi araştır vs bişiler dedi. sonra düzeldik işte :D

shuffle çük kadar bişey. ben 5+1 sistemi getirdim. ankarada "var mı bişey" dediler. yok dedim (6 yıl önce) kutusunu atsın veya valize başka yere koysun. onu da cebine koysun. bişey olmaz. kısıtlama var. sanırım 700€ idi yanında getirebileceği. ama laptopu as omuzuna kimse sormaz yeni mi diye. yani bir hediye diye koysa valize kolisiz sorun olmaz. ama gidip 5 iphone getirirde gümrükte de bi şekilde bakacakları tutarsa o zaman gümrük öder işte.. fakat açık gelen hiç bir şey sorun olmaz.

Ben oyle bir kisitlama duymadim, sikinti yasayacagini sanmiyorum, 5 laptopla giden biliyorum diger elektronikleri saymiyorum bile. Bence rahat olsun

elbette ve kesinlikle kısıtlama var. hiç "havaalanında x adet y ile yakalandı" haberi duymadınız mı? bunlara "yakalandı" denmemesinin sebebi beyan edilmemesidir. siz beyan ederseniz "yakalandı" olmaz. çünkü vergiyi alırlar sizden.
aha tek arama ile çıkan bir haber
www.airportturk.net

ha sayı fazla. 750 diye (nasıl sığmış valize onu anlamadım gerçi)

ama isterseniz 10 adet laptop getirmeyi deneyin. veya türkiye satış fiyatı 21.000 TL abd fiyatı 11.000 TL olan canon 1d mark 3 getirmeyi deneyin 5 adet. (ha bundan iki tane getirirsiniz, biri kolisinde hediye dersiniz, diğeri de el çantanızda kullanılıyor durumddır. buna ses çıkarmaz kimse) anında "kaçakçı" olarak yakalanırsınzı (5 adet için dedim)
şöyle düşünün. abd gidiş geliş bilet fiyatı 1500 tl (belki bugünlerde değil. ama bu fiyata kesinlikle bulunur) siz o makineden 5 adet getirip sadece 4000 tl kâr ile bile satsanız ayda 20.000 tl kazanırsınız. ve vergisiz. tek masrafınız bu uçak parası ve 1-2 günlük yemek vs masrafı olur. otele bile gerek yok. bir gece sağda solda takılır eğlenir yine uçakta uyursunuz. 5.000 tl masraf olsa yine ayda 15.000 tl para kalır. hadi bu kadar makine satılmaz. ama lens getirseniz (objektif yani) emin olun makineden daha çok satılır.
yani özetle, limit var.

keller seksi olur.

empati nesnesi olarak o kullanılmış, saçlı da olsa ana karakter empati nesnesi olacaktı. çocuklar onunla empati kuruyor. tüyü bitmemiş yetim misali.

çünkü çocuk başkasından. babaya bak, çocuğa bak. çok acaib olaylar dönüyor o çizgi filmde.

benzini shellden, akılı kelden alıcan

keloğlana gönderme var

dayım hep "kel kafa bütün kapıları açar" der. bak şimdini çocukları hep kayunun ağzına bakıyor. çantası, oyuncağı yok satıyor. yaratan adam paraya para demiyordur. yaa, yaa.

kellerin ki daha büyük olurmuş. büyüyünce hala mandoline devam mı diye soramıcaz.

ya kusura bakmayın da yorumunuzu s.. abicim duyduğuma göre (belki de yanlıştır bilmiyorum ama) kayu fransızcada kel çocuk demekmiş.

kel olsunki büyükler izlerse daha fazla hipnotize olsun diye.

çizgi filmi yaratan adamın çocuğu lösemiymiş. ondan yani.

nereye gidiyorsun ki?
zürih,antalya,ankara,sofya,londra?
ama her halukarda 64 alti fiyat bulamazsin gibi.

64 iyidir. hemen alın tarih kesin ise. yoksa o bilet yarın bile 150 falan olabilir. oyalanmayın.

bulucak.com

tavsiye pek önemli değil. ucuz olana al derim. eğer aynı fiyatta bulursan pegasus olmayanı al diyebilirim sadece.

İstanbul-İzmir arası aldım bileti panpişler 65TL'ye.

buldum buldum. capricon 1 imiş. 1978'de çekilmiş. elliot gould ve james brolin oynamış. peter hyams yönetmiş.

capricorn one

şunların arasından seçin.

Most Popular Titles With Soundtracks Matching "owner of a lonely heart"

24 titles.

1. The Break-Up (2006)
Owner of a Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Trevor Horn, Chris Squire
Arranged by John Michael Higgins
2. Cold Case (2003 TV Series)
Episode: Gleen (2003)
Owner of a Lonely Heart: by Yes
Total Eclipse of the Heart: by Bonnie Tyler
Straight From the Heart: by Bryan Adams
3. Everybody Hates Chris (2005 TV Series)
Episode: Everybody Hates the Class President (2006)
Owner of a Lonely Heart: Performed by Yes
4. The Tonight Show with Jay Leno (1992 TV Series)
Episode: Episode #19.92 (2011)
Owner of a Lonely Heart: (uncredited)
Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by The Tonight Show Band
5. Knight Rider (1982 TV Series)
Episode: Knight in Disgrace (1984)
Owner of a Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
6. Knight Rider (1982 TV Series)
Episode: Silent Knight (1983)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
7. Mystery Science Theater 3000 (1988 TV Series)
Episode: Warrior of the Lost World (1993)
Owner of a Lonely Heart: (uncredited)
Written by Jon Anderson, Trevor Horn, Trevor Rabin, and Chris Squire
Performed by Kevin Murphy
8. Beavis and Butt-Head (1993 TV Series)
Episode: Wet Behind the Rears (1995)
Owner of a Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire, and Trevor Horn
Performed by Yes
9. Grand Theft Auto: Vice City (2002 Video Game)
Owner of a Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire, Trevor Horn
Performed by Yes
Courtesy of Atlantic Recording Corp.
Radio Station: Flash FM
10. Top Ten (1998 TV Series)
Episode: Prog Rock (2001)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes
Taken from the album '90125' (1983)
Closer To The Heart: Written by Neil Peart and Peter Talbot
Performed by Rush
Taken from the album 'A Farewell To Kings' (1977)
Set The Controls For The Heart Of The Sun: Written by Roger Waters
Performed by Pink Floyd
Taken from the album 'Ummagumma' (1969)
11. Huckabee (2008 TV Series)
Episode: Episode dated 15 November 2008 (2008)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by members of Yes
12. Breakfast with the Arts (1991 TV Series)
Episode: Episode dated 20 November 2005 (2005)
Owner of a Lonely Heart: Performed by Jon Anderson
Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
13. Yes: 9012 Live (1985 Documentary)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes
14. The Freddy Krueger Special (1988 TV Movie)
Owner of a Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Trevor Horn, Chris Squire
Performed by Yes
Courtesy of Elektra Records
15. Rock Family Trees (1995 TV Series)
Episode: The Prog Rock Years (1998)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes, 1984
Heart Of The Sunrise: Written by Jon Anderson, Chris Squire and Bill Bruford, 1971
Performed by Yes
16. Access All Areas (1985 Video)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes
17. Songs from Tsongas: Yes 35th Anniversary Concert (2005 Documentary)
Owner Of A Lonely Heart (Acoustic): Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes
18. Yesshows '91: Union Tour Live (1991 Video)
Make It Easy/ Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes
Heart Of The Sunrise: Written by Jon Anderson, Chris Squire, Bill Bruford and Rick Wakeman
Performed by Yes
Saving My Heart: Written by Trevor Rabin
Performed by Yes
19. SingStar Amped (2007 Video Game)
Owner Of A Lonely Heart: Performed by Yes
20. Hard Rock Live (1997 TV Series)
Episode: Episode dated 24 July 1998 (1998)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes
Live on 15 June 1998
21. House of Yes: Live from House of Blues (2000 Documentary)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes
22. Classic Artists: Yes (2007 Documentary)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes, 1983
Taken from the album: '90125'
23. YesYears (1991 Video)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes
Heart Of The Sunrise: Written by Jon Anderson, Chris Squire and Bill Bruford
Performed by Yes
24. Yes: Greatest Video Hits (1991 Video)
Owner Of A Lonely Heart: Written by Trevor Rabin, Jon Anderson, Chris Squire and Trevor Horn
Performed by Yes

500

400-500 iyidir

1 günde 500 tl mi ? yuuuhhhhhh abi ver 300 lira en fazla ya bişi olmaz. zaten arkadaşın. millet 500 tl için 1 ay çalışıyor abi ya.

arkadaşım kardeşinin sünnet düğünü için bi fotoğrafçı arkadaşını beleşe çağırmıştı.
onun dışında 250'ye çalıştırdı bizim bi tanıdık.

blackidom 500 TL
mahnita 400-500 TL
altini ser incisi ker 300 TL (max.)
zunuduko relkirbet 250 TL

yokmu azaltan :))

1000 tl. tanıdık diye sömürmek gerekmez.

Dostum o kadarda diil :) sömürmeyeceğimde 1000 TL vererekte kendimizi sömürtmeyelim dimi.

Yok be yaa profesyonel bişi değil. Maksat 3. biri ha bire o anları fotoğraflasın hepsi bu yani.

azaltan olmaz mı, var tabi.

bence size para vermesi lazım. böyle bir deneyim kazanmasını sağlıyorsunuz sonuçta. hadi para vermese bile en azından fotoğrafları bastırsın, büyük boy çıkarsın bir iki tane ne bileyim...

bence para vermek çok anlamsız olur. :D

şaka maka 500 iyidir nettir.

profesyonel olsa 750'den aşağısı kurtarmaz ki o da profesyonel hallice biri için, arkadaşsa 500 tl net ve kesin güzel bir rakam ki teee başka yerlerden getiriyosunuz adamı 500 tam uygunu.

@altini ser inci seni siker
gördüğüm en saçma karşılaştırmayı yaptığın için tebrik ediyorum.

aynı düşünce banada olmuştu abim evlenirken, arkadaş eş dost amatör insanlar 250-300'e akşama kadar takılır ama ben www.novegraphy.com diye biyerle anlaştım, gerçekten profesyoneller dolu ışıkla 2 fotoğrafçı falan geldiler ve resimle bildiğin harikaydı hemde amatör çocuk çombalak fiyatına, arkadaşın çok iyi değilse düşün bence

1 günlük çekim ücretleri ortalama olarak 1000tl dir arkadaşınız olsada agır bir emek var.

valla bence profesyonel birine neyse parası verip yaptırın, çok daha ucuza gelir. net. he arkadaşınız yine çekmek istiosa çeksin, portföyüne koyacak bir iş olur. ama düğün vs 1 kere olan şeyler, riske atmaya gerek yok. (ben ettim, sen etme kardeş)

kafanda 500 kararlaştır düğün bittikten sonra da onunla konuş. yok istemem falan derse hiç ısrar etme, beleşe gelsin.:D

bir akrabamız kına+düğün için 700'e anlaştı, bayağı da kaliteli bir makinesi vardı fotoğrafçının. sırf düğün için 450 uygundur bence, arkadaş olmasa da 500 :)

@korg

Dostum güzel anlatmışsın iyi diyorsun ama birde kaça anlaştığını yazıverseydin iyi olacakmış :)
Birde bronz, gümüş, altın ve pırlanta diye paketleri varmış. Hangisini seçmiştin?
(pırlanta paketin fiyatı rahat 2000-2500 diyorum. azı yok fazlası vardır.)

ay arkadaş bu almasın para mara. vazgeçtim. yani mesleği bu değilse tabi.

bi şişe viski ısmarlarsın ya da yengesi on a güzel yemekler yapar bi gün. ödeşirsiniz.

aslında yakın ark.sa ve işi bu değilse, mahnita'ya katılıyorum

mesleği fotoğrafçılık ama bir firmada takı resimleri çekiyor.

hmppffff yani ben bu tarz şeylerde hediye alınmasınddan yanayım. şık bi hediye alıp, dostum çok emeğin geçti çok teşekkürler, bu da bizden sana bi teşekkür armağanı. denilebilir. içki seviyosa dediğim gibi iyi bir fiski olabülü.
yoksa dostlukta para filan hele de düğün yardımı tadında bişi için.. ben olsam almazdım parayı.

yakın arkadaşsa ya hiçbir şey verilmez ya da sembolik 200-300 tl verilir -bence-
yakın arkadaş değilse tanıdıksa kendi fiyat söylesin. bence 800- 1000 tl aralığında olabilir adam 20 saat çalışacak neredeyse.

Profesyoneller 1000-3000 arası ortalamayla çalışır, amatör biriyse arkadaşınız 500-600 uygun olacaktır.

tüketici ürünleri. enerji sektörü değil o apayrı pillerden. enerji sektörü petrol, gaz, elektrik (pil değil), kömür ve nükleer enerji tarzı konuları kapsar.

daha da inciğini cinciğini çıkarmak istiyorsanız "pil/batarya sektörü" de diyebilirsiniz fakat bunlardan açıkçası pek kalmadı artık, nerdeyse bütün pil üreten firmalar için pil üretimi tüketici ürünleri endüstrisinin bir parçası. duracell misal p&g'nin bir parçası şu an, ve usb memory sticklerden şuna buna kadar envai çeşit şey üretiyor. energizer de aynı şekilde.

bazı kaynaklar FMCG (fast moving consumer goods)ye dahil eder. hızlı tüketim malları yani

Zaten markette gördüğünüz farklı markalardaki pillerin pek çoğu çinde aynı fason üretici firmaların fabrikalarında yan yana üretiliyor.

tabii ki pil sektörü :) şaka bir yana tüketici ürünleri kesinlikle doğru.

Alsın ben aldım. Yapacak bişey yok. U garanti için zaten ekstra para ödeyecek. Onu servise öder artık. Bi de abd'ye gidecekse oradan alsın. Daha ucuz.

evet öyledir. belki daha ötesidir.

Olmayabilir bence.

birlikte olunan insanin mal mülk kapsaminda degerlendirilebilecegini, bile bile yazılan hatunun kendi iradesi ve düsüncesi olamayacagini düsünüyorsak eger evet büyük bir yavsakliktir. kimse kimsenin tavuguna kist demesin, trespassers will be shot, survivors will be shot again levhalari asılsın.

benim hatuna yazarsan seni jöle kıvamına getirebilirim paşam misal, tüy gibi hafif olursun lan.
her kuşun eti yenmez aman diyeyim.

karşılıklı anlaşma varsa sorun yoktur.

yavşaklıktır, hatun da sana iş atıyorsa iki yavşak yakışırsınız bence, kızın sevgilisini de öyle yavşak bir kızdan kurtarmış olursun hem, ama büyük ihtimal kız seninleyken de o yavşaklığa devam edecektir.

yavşaklığa ek olarak bencilliktir.

değildir, hatun kişinin beyni vardır, düşünebilir, karar verebilir, her iş atan kişiye hatunlar pas veriyor mu?

Yapan yavşaktır diyenler için de, barda, yolda gördüğünüz, erkek arkadaşı olabilir düşüncesi taşıdığınız birine iş atarken yavşak olmuyor musunuz acep?

Sonuç, hatunun niyeti varsa olur, ama yavşaklık değildir

kalede kaleci var diye gol atmayalım mı? (evet, yavşaklıktır ayrıca)

yazarım. sevgilisi zerre sikimde olmaz.olay kızda bitio sonucta.
(bkz: kaleci var diye gol mü atmayacağız)
(bkz: armudun da sapı var ama koparıp yiyorlar)

sevgilisi olan hatun kişi yazılıyorsa : sürtük
sevgilisi olan hatun kişiye asılan : meksika para birimi oluyor.
uzak durmak hiç ilişmemek en güzelidir.

hatun iş atıyorsa farz olur yavşamak.

karsılıklıysa degildir, karsılıksızsa da degildir lan. takılın olm manyak mısınız ne. 3 gunluk dunya.

değildir. evli insanlar bile boşanıyor.

hatunun da bize iş attığını niye sonradan söylüyorsun lan, o zaman cevabım değişirdi tabi.

şimdi kendimi kadının sevgilisi yerine koydum da..
neyse..

- sözlükteki ergenleri ayırt etme listesi oluşturur.

- ergenleri ayırt etmek için duyuru açıp, yardım ister.

- sözlükteki ergenleri ayırt etme listesi oluşturanlara laf atar.

Le petit prince okuyan ne kadar adam varmış.

- kendisi yaşını başını almış, ergenlikten çoktan çıkmış(!) olmasına rağmen hala ergenlerle uğraşır.

- klavye başından hakaret eder :(

Arkadaşım salak salak kendi içinde çelişen cevaplar yazma kotamızı doldurduk demin. Hala daha gelmiş aynı şeyleri yazıyorsun.

- eyvah ben ergen miyim la diye düşünerek gerçeklerin farkına varmaya başlayınca argoya başvurur

Bir tane daha:

- V for Vendetta izliyorlarmış bu sıralar.
- Atiye'yi dinliyorlarmış bir de.

- İnsanları dinlediklerine, izlediklerine ve okuduklarına göre etiketlemeye değil de n'asıl sıçtıklarına göre etiketlermiş bunlar.

Olur.

Kısa zaman öncesine kadar 2 kedi, daha öncesinde de bir kaç kez köpek besledim. Bu şekilde onları hapsetmiş olursunuz, işkence olur. Evin tamamını gezebilirken bile strese giriyorlar, mutsuz oluyorlar. Gündüzleri olsun serbest bırakabileceğiniz bir bahçe vs. yoksa yapmayın.

kedi belki sıkıntı yaşamaz çok fazla. ama köpek olmaz. kapıyı bile kırar. ama kediyi de yalnız bırakmamanız gerek. yok sınav yok gezi yok bilmemne diye odaya kapatırsanız o da kafayı yer. yani özetle balık besleyin.

kedi küçük yaramaz çocuk gibidir. yaşadığı yerde fiziken girebileceği her yere, en azından keşfetmek için 1 kere de olsa, girip çıkmak ister. Kontrol edebileceğinizi sanmıyorum. etseniz bile söylendiği gibi hem size hem ona eziyet olur.

balık dışındaki önerim kuş. papağan, kanarya, muhabbet ...

köpeği kesinlikle düşünmeyin.
köpeğin bitmez tükenmez enerjisi vardır. çıkarır 2 saat kadar koşturursunuz gezdirirsiniz, eve gelir koşmaya zıplamaya devam eder. evde bile sıkıntı yaşarken odada düşümiyorum bile.
kedi genelde her ortama uyum sağlayabilir. ama onu o odada tutamazsınız söyleyim. kedi kapalı kapı gördüğü zaman dayanamaz. bulacağı ilk fırsatta çıkar. ama köpeğe göre biraz daha zaptedilebilir. bence düşünülebilir yani.

2 tane besleyebilecekseniz (bkz: Guinea Pig) ve tr.wikipedia.org

Sorun olur, hem sana hem ona. Sokakta bulup evime aldığım kedimi (özellikle de ben yokken) odamdan dışarı çıkarmıyordum ev arkadaşımı rahatsız etmesin, eşyalara zarar vermesin diye. Gece aynı odada uyuyorduk, gecenin üçünde canı sıkılıp suratıma pati attığında odadan dışarı atamıyordum kendisini. Sonra yaz geldi, ikimiz de aynı odada. Cam falan da açamıyordum 13. kattan aşağı atlamasın diye. İkinize de eziyet olur bence.

Ha bir de, ev arkadaşların nasıl insanlar bilmem ama yeri geldiğinde kedinin en ufak mırlamasını bile sana karşı kullanabilirler.

Köpeği aklından bile geçirme zaten. Evde zor yaşıyor, odada nasıl yaşasın.

Kuş fare gibi kafes hayvanlarına yönelebilirsiniz.

gonzales besle,balık besle.

kendine durup dururken iş çıkarma bence.

gelinliği diken kişi ile konuşun. o malzemeyi tanır.

malzemeyi tanıyo da, böyle şeyleri temizlemekte deneyimli bir yer arıyoruz.

duşa sokup elde yıkamak bozar mı ki?

böyle bir riske girebileceğimizi sanmıyorum.

at gitsin :)

sabunlu ılık suyla hafifçe yıkayacaksın. sonra dolabına asacaksın. öyle yer kaplayacak. ah bi arkadaşın evlense de ona gazlasam diyeceksin. böyle oluyor bu işler.

benım kuru temızlemecım var. gereken her türlü özeni gösteren, çok iyi çalışan biri. taksımde. yakınsanız oraya verın mutlaka.
(bkz: avrupa kuru temizleme)

@fenerliyim ama feneri delgado: maalesef ankara'dayız.

@kullanıcı adı: ben beceriksiz bir insanım, parası neyse vereyim, bilen biri yapsın istiyorum. sonra dırdır dinlemek istemiyorum :))

ankaradaysan tunalıda misuri kurutemizleme vardır, ya tunalı pasajında ya da bitişiğindekinde (hep karıştırıyorum) gidip sorarsanız düğmesi erir mi sararır mı ne olacaksa söyler, elde yıkanabilecekse onu da söyler.

orjinalinden kaç saniye kullandın?

kullandığınız içeriğe bağlı. yani sadece ytube eğlencelik ise gerekmez. ama para kazancaksanız gerekir. mesela tvde reklam mziği olarka kullanamazsınız.

bambaşka bir şey terimi bir kere baştan yanlış. madem o kadar ilgisiz olduğunu yahut olabileceğini düşünüyorsunuz, kendniz bir riff bulsaydınız abicim. elbetteki telif hakkı gerektirir.. kanuni açıdan tam kıstaslarını bilmioyorum bu arada sadece etik açıdan yaklaştım konuya.

Gerektirir, fair use vs diyip kurtaramazsın.

Telif hakları ile ilgilenirsen şu teze bir göz atabilirsin, güzel özet geçiyor Amerikadaki telif hakları tarihini. Neye izin vermişler, neye cezayı basmışlar görebilirsin :

www.princeton.edu

dört mezur'a kadar telif sorunu olmuyor bildiğim kadarıyla. yani dört mezur'unu loop'a alıp kullanınca bir şey olmaması lazım.

kesinlikle sıcaktan. 4 adet kedi ve adana sıcağı tecrübesi. siz şanslısınız sizin eşek suyun altına giriyor. bizimkiler inat ediyor ve o yüzden bütün gün taşlara serili yatıyorlar.

sağdakinin ağzına bakın (boyoz olur kendileri) www.flickr.com az önce gevrek'i (soldaki) kovalamış ve dinleniyorken... (önceki ve sonraki fotolara bakarsanız koşuşturma seansını da görebilirsiniz.

benim bir önerim var, zira köpeğime uyguluyorum, köpeklere fısıldayan adamda görmüştüm bunu, ıslak havlunun üzerine bir süre yatırıyorum benimkisini, kedim varken de başını, kulaklarını, patilerini, buz gibi olmayan normal soğuklukta suyla ovuyordum. ama sakın buzla falan deneme, çünkü romatizmaya yol açıyormuş. buzlu su da kesinlikle verme. sevgiler.

çok teşekkür ederim içim rahatladı :)

izmir'in şu anki sıcağında ben bile sıfır hareketle nefes alamıyorum ki onlara normal. benim ufaklıkta aynı şekilde sürekli ağzı açık ve dediğiniz gibi köpekten farksız nefes alışları. özellikle sağa sola zıplarken. en serin yere yayılıp yatıyor zaten bir süre sonra.
merak etmeyin bence de..

zaten bununla fax gönderilmiyor ki fax özellikli yazıcı olması lazım modemle fax mı gönderilirmiş: o

fax modem lazim o is icin. [direkt modem ile halletmek icin]

fax özellikli yazıcı değil de fax özellikli dial-up modem olması gerek. yazıcı gerekli değil. pcden de istediğiniz dokümanı gönderebilirsiniz telefonu hattından. elbette eğer "fax modem" bulabilirseniz piyasada (bi tane bende var. ama ileride antika olacağı için saklıyorum. ki geçen yıla kadar kullandım da. şimdi voip olduğu için voip üzerinde işe yaramıyor (özel ayar ile çalışıyor. o zaman da tel çalışmıyor :)

donanimhaber.com

wired.com

teşekkür ederim daha fazla öneriniz varsa alabilirim.

stumbleupona üye olup ilgi alanlarını elektrik-elekronik olarak işaretleyebilirsiniz.

galiba aradığım şey buydu teşekkürler ency.

aynı anda ikisine birden bağlanman mümkün ama bunun için bunu kullan şunun için bunu gibi bir özellik var mı bilmiyorum.

mantıksız geliyor şahsen^^

ikisine birden bağlanıyor, bağlı gözüküyor ama aslında son bağlandığım aktif oluyor gerçekten.speed test yapınca o bağlantının hızını görüyorum

bendeki vınn modem adsl bağlantısı mevcutken kapatmadan bağlanmama izin vermiyor. bilemedim şimdi

adsl'i şurada kullan, 3g'yi burada diye bir seçenek bilmiyorum. ancak iki kaynağı birleştirip daha fazla imkan elde etmek için iki bağlantıyı da aktif edin. sonra ikisini bir ağ bağlantılarından seçin. son olarak sağ tıklayıp "bridge" deyin. tamamdır.

blog açın.

offffff of. alma alma... boşver. annene alacaksan zaten buradan da oradakinden çok büyük fiyat farkı olmadan da alırsın. millet oradan iphone falan getiriyor. değmez taşıdığına. 1 kilo canadian bacon daha iyi. taşıdığına değer bari.

Yok ama para gonderdiler, almazsam olmaz ;)

ebayden alabilirsin. model bilmiyorum.

bak buradan birine kar payı almadan bir iphone 4 getir. buradaki biri de seçeceğin telefonu alsın amerika fiyatına sana versin. win-win

Annenizin teknolojiyle arası nasıl? Çok iyi değilse pembe motorola v3 alabilirsiniz. Ya da LG'nin Lollipop mu ne öyle bir modeli vardı. Bir de bir ara devamlı reklamı dönen swarowski taşlı çevirmeli ekran bir telefon vardı, general mobile idi sanırım.

bi kaç 10 binliği gözden çıkar. tabi international istiyosan(ki istersin)

birkaç onbinlik olmasının nedeni tekil kişileri vazgeçirmek herhalde? Malum, şirketler iyi para yiyor bu işten.

bundan daha iyisini aslinda fikrini duyurarak yapabilirsin eger sistemin calinirsa dava acarsin.

patent dairesinde şu tür bilgiler var: www.turkpatent.gov.tr

yani ilk aşamadan 3-4000 tl yeterli. yerel başvuruyu yaptıktan sonra bunu kullanabileceğinden emin olduğunuz şirkete ürünü kiralayıp onların u.arası başvuru ücretlerini ödemesini sağlarsınız.

tpe'nin araştırmasını yapabileceği bir konuysa ilk aşamada 2000 civarı bir para yeter (patent dokümanı yazımı için). tübitak teşviklerini kullanabilirsiniz sonrasında da. 450 tl nakit veriyorlar, 3000 tl de bir hesaba yatırıp sizin işlemler gerçekleştikçe oradan düşüyorlar. ulusal başvuru yapıldığı anda zaten başka kişilerin bu fikirle patent almasını engelliyorsunuz. büyük firmalarla konuyu görüştükten sonra da onların gireceği pazara uygun korumayı onlar sağlar zaten.

realin içi. banklar var ya. hem serin. güvenlik de var. bişey soran olursa sorun çıkmaz.
food court değil ama. hani aralardaki dinlenme yerleri. oralarda otur.

hani, palmiyeli, daire seklinde. magazali koridorlarin ortasinda.
iyi fikir aslinda, evet. tesekkurler.

inisiyatif sanat kafe. otesini tanimam. bahcesi ayri ici ayri guzel. arı sinemasının arkasında ataturk parkının ordaki. kredi yurtlar kurumunun hemen karsisindaki sokakta.

turgut özal starbucks'a git yada demirel'de gönül kahvesine git.

maltiner +1.
bide hafta sonu olmamak şartıyla pasta bahçesi de olabilir. hafta sonu evli-mutlu-çocuklu haline bürünüyor orası.

balcalı kampus son durak cafe. ama yazın kapalı sanırım di mi?
starbucks'a gitme. gelen geçen sosyete gerginlik yaratır içinde (bana oluyor çünkü)

@maltiner starbucks'a hic gitmedim ama turgut ozal starbucks hemen yan sokak, gidebilirim. icecek onerilerini de alabilirim. bi de bana ogretmelisin nasi siparis veriyoruz, boyutlar falan.

@biramayası oranin ekler'i cok guzel ha! ama yine de restoran havasinda gibi geliyor orasi bana. boyle daha un-ciddi bi yer ariyorum. gerci hic icine girmedim.

@angelfake orayi duydum da bi bulamadim, cok karmasik oralar istanbul gibi adeta, dersanem orda onun icin oraya gidiyorum sik sik ama bulamadim orayi bi.o dedigin yerleri de bilmiyorum ehe.

@ben smyrna starbucks'daki o tipler sorun yaratmaz bana pek ya, pek gurultu cikarmadiklari surece. gulumserim en fazla.

tüm yazılanları okudum. hiçbiri adanalı değil bu adamların. : )

reşatbey - taş mekan diyorum.

çukurova üniversite'sinde turkuaz kafe'nin göl manzaralı üst katı da sakin olabiliyor genelde. yazın özellikle.

çukurova üniversite'sinin kütüphanesi de olur aynı zamanda. ve bilimum sakin köşe var üniversite'de.

özal'daki ve real'deki starbuck'slar da sakin oluyor genelde. göl kıyısındaki alternatif yerleri de düşünebilirsin.

eski okulum o gölün kiyisindaydi ve her gun o yokusu cikip inmek benim yasama olan inancimi sorgulatti. pek de zevk almam yani gol izlemekten eheh.

cukurova universitesi genel olarak sakin bi yer biliyorum da, uzak yahu. gidis donus cok zaman alir, kitaba pek zaman kalmaz diye korkuyorum. oralari da hic bilmiyorum, birinin gostermesi lazim "bak burasi bu cafe, giris cikis buralar" diye, kaybolurum ben orda.

muhtemelen starbucks'i tercih edecegim sukunet ve yakinliktan dolayi. inisiyatif'i de birlikte gidecek biri olunca tercih ederim. real de alternatif olarak durur. evet simdilik boyle.

ayrica boyle cok da issiz olmasin yahu. sadece milletin sesi cok cikmasin yeter. ozguven yok dedik tinerciden korkuyoruz dedik o kadar. cukurova uni cok issiz kalir bence, yok i ih olmaz.

yine kredi yurtlar'ın hemen karşısında taş mekan var. kesinlikle tavsiye ederim. sahibi bülent abi'ye benden selam söylersin :)

serafettinn . haklısın. kesinlikle değilim ve olmayacağım da..
bkz ben smyrna
:)

brita turevi birseyse iyidir.
yararli minerallere cok dokanmaz. ozel bir tur kumlu filtresi vardir.
ama istanbul, izmir gibi yerlerde cesme suyuna yine de guvenilmez.
cay suyu, yemeklik su gibi gereksinimleri gorebilir belki arittiginiz su.

ters ozmoz (revese osmosis) ise çiş bile içilebilir hale gelir. sorun değil kullanın :)

yedikleriniz önemli spordan daha fazla.
ben sadece günde 1 saat bisiklete biniyorum (sokakta) ve 1.5 ayda 8 kilo verdim.

normal ihtiyacın olan kalorinin biraz altına düşmelisin öğünlerinde ki kilo verebilesin, dakikalar şuanda yetersiz, bence artması gerek. makinelerle çalışmaktan ziyade kardiyo ve bisiklete daha çok ağırlık vermelisin kilo verebilmek için. bir de mutlaka düzenli beslen, spordan sonra kesinlikle yağlı yeme, kilo vereyim derken kilo alırsın.

sıkılaşıyosundur. kilo o yüzden aynı kalır. ama yağ yakıyosun ve bu yakında görüntüne yansır. hiç durmadan devam et ;)

@deneme
30 dk bisiklet 30 dk koşuda duman olursun, çok fazla...

Programın doğru, o konuda bir sıkıntı yok.

Diyet yapmalısın. Spor sadece diyetin süresini kısaltır. Yoksa diyet yapmazsan pek bir yere varamazsın.

spor yaparak kilo almak daha kolay bence. bunun nedeni spor yapanların "nasıl olsa spor yapıyorum, şu dürümü de götüreyim o zaman" düşüncesidir. kardiyo programın bence de uygun.
spor kilo verdirmez. yalnızca kilo vermenize yardımcı olur. kilo vermek istiyorsanız önce diyete başlamalısınız. az yemek değil, günlük kalori hesabınıza göre yaptığınız programı uygulamak gerek.

ben de 3 haftadır gidiyorum. kilom aynı. ama göbek kısmı biraz incelmiş sanırım. kaslarda da sıkılaşma var. diyet yapmadan bu kadar oluyor demek ki.

Kardiyo için ısınman ve soğuman lazım. Öncedinde ve sonrasında yürüyüşle 10+20+10 yap.

yemekleri hem pişirirken hem de yerken tuz atmayın. 1-2 hafta içinde 2-3 kilo verirsiniz. ama sağlıklı ve fit bir vücut için hem düzenli spor hem düzenli beslenme gerekli.

high intensity interval training diye bir çalışma şekli var yağ yakımını yüksek seviyeye çıkarmak için. ben yürüyüş bandında 1 dakika 13 te koşuyordum 1 dakika 6 da yürüyordum sonra tekrar 1 dakikalığına 13 te koşuyordum 20-25 dakika boyunca böyle gidiyor. sonrasında bisikletle de aynı şekilde.bu arada kardiyo antremanı 30-40 dakikayı geçmemesi lazımdı diye bir şeyler hatırlıyorum.ama en önemlisi tabiki beslenmen :D

boğazını tut , az az ve sık sık ye, yağlı tuzlu şekerli gıdalardan ve içeceklerden uzak dur. çatır çatır kilo verirsin. :) boğazı tutmadan spor pek de beklendiği kadar kilo verdirmiyor.

beyler bir sey eklemeyi unutmusum bende inanilmaz derecede terleme durumu var kucuklugumden beri.

soyle soyliyim, bildigin musluk gibi akiyor ter, spor salonuna belki 100000 kisi geliyosa bir kiside bunu gormedim.

her neyse, 30 dakika kosu bisiklet falan demisler onlari yapmam mumkun degil su an ben sinirlarimi zorluyorum bittigim an birakiyorum her ne yapiyosam. kiloluyuz yani 3-5kilo fazlam var durumu degil :)

tek kaniya vardim bundan boyle az yiyecem gunde 2 ogun yiyorum zaten bekar hayati. bir de ivirziviri kesicem. ama fena sivi tuketirim ben bu terleme durumundan dolayi, onu kesebilecegimi sanmiyorum

bir sorum daha var mekik onemli mi gerek var mi? yoksa makinelerin biri mekik gorevi goruyor o yeterli mi? cunku makineyle cok daha basit normalden bu gobegi kaldirmak :)

bana da oyle gelmıstı.

Yalnızca işe girerken istediler pasaportumu. Onun dışında sıfır, ne yurt, ne ev, ne banka, ne kredi kartı. Bankaya türk kimliğimi verdim hatta.

Vizesi bitenler sisteme düşüyorsa, büyük ihtimalle polis kaçak olanları gidip bizzat aldırıyordur evinden gibi geliyor bana açıkçası. Başka türlü boku çıkar yani, turist olarak gelip hayatı boyunca burada kalmaya razı olacak insanlar var.

bi sekilde polis kontrolune ya da resmi her hangi bir seye denk gelirsen tekmeyi basarlar heralde. bi daha da almazlar.

turist olarak gelip havaalanindan cikar cikmaz pasaportunu yakan afrikalilarin hikayesini duymuslugum var. dogru mu yoksa sallama mi bilemiyorum.

merlin. haklısın. sadece almanya için değil, iltica edenler aynen dediğini yapar. hatta yiyenler(şaka değil), denize atanlar (gemi ile gelen) de var. maalesef insanlar çaresiz kalınca böyle durumlara düşebiliyor. açlık parasızlık sefalet...

benim meksikalı arkadaş 8 ay boyunca kaçaktı, hiçbir sorun yaşamadı. ama ne olacağı belli olmuyor işte polisle işin filan olursa o an sıçabiliyorsun. barda kavgayla alakası olmamasına rağmen bi kavgaya denk gelmiştik ve ertesi gün polis odasına geldi sonra kaçak olduğu ortaya çıktı. ülkeden çıkarıldı.

yıllarca öyle ya akrabaların tanıdıkların yanında sığıntı, yük olarak yaşanır ancak. hadi bi tanıdık kaçak çalıştırdı diyelim. yine de işveren için de büyük risk. kendi evini tutamazsın, resmi olarak çalışamazsın, işsizlik yardımı alamazsın, kendine ait bir hayatın olamaz yani. ayrıca evet, yabancılar polisi ülkeyi terk ettiğinden emin olamazsa önce turist vizesiyle kayıtlı olduğun adrese bakacaktır. bir trafik çevirmesine denk gelirsin veya içinde bulunduğun araç bir kazaya karışır falan. karakola gitmeni gerektirecek en basit meselede aynen tekmeyi yersin.

Ama teorik olarak fazlasıyla mümkün bir şey. Enteresan cidden.

.htmlnin sonunda .txt olmasın bir de uzantı olarak urlye baksana?

aynı kodları ben html olarak kaydettim chrome açtı

bilmemne.html.txt olarak kaydetmişsindir dosyayı. chrome daki adrese bakarsan görünür zaten.

hayır, html olarak kaydettim orada bir sorun yok. index.html.txt falan da değil, txt yok hiç kontrol ediyorum tekrar tekrar.

aklıma gelen tek olay, html dosyasına çift tıklayınca tarayıcı mı açıyor yoksa notepad mi? Uzantı ayarlarından html lerin chrome ya da iexplore gibi bir tarayıcı ile açılmasını sağlayın

chrome ile açtırıyorum orada da sorun yok. bu arada mac kullanıyorum, sorun TextEdit programında sanırım, başka bir text editor indirip deneyeceğim.

çözüldü, ayarlardan plain text'i seçmek gerekiyormuş :)

aptal mac. :)

var bende. ama windows 7'de çalışmıyor haberin olsun. torrent yapıyorum. 5 dakika sonra dropboxtan torrenti alırsın.

sanırım flash versiyonu ile ilgili bir sorun. eski sürüm flash gerekeebilir kullanman için.

nedir bu interaktif fotograf okulu bilan biri ozet gecebilir mi?

lost and delirious olabilir mİ?

muhteşem lost and delirious. o filmde ağlamayanı döverim. bu arada onu sansürsüz izlemeniz de şart.

evet

tavuk etten daha geç pişer.

esenboga +1

www.uzmantv.com

www.haybinbilgi.com

ilk linkte önce tavuk pişirilir demiş, ikinci linkte tam tersi.bende,tavuk çabuk pişer onun için etten sonra pişirilir, diye biliyorum.kafam karıştı ya

mangalda tavuk etten daha geç pişer.

antepli adamım ulan, tavuk sonra pişirilir. zaten tadımlık gibi olur genelde etten sonra. beyaz etin üstüne kırmızı et gitmez. domates biber falan varsa etlerin yanına atın şişte, çabuk soğuyor onlar, etlerle birlikte yapmak en mantıklısı.

ateş güçlüyken tavuk atılır böylece tavuğun içinin de iyi pişmiş olması sağlanır. et amerikan tipi steak veya t-bone yapmayacaksanız (ki yapmayacağınızı az çok tahmin ediyorum) ince köfte biftek falan olur, tavuklar iyice piştikten sonra ateşin harı da azalmış olur, etler kolayca ağır ağır pişer normal bir sürede. sucuk zaten arsızdır ateşe gösterip çekseniz pişer o en son da olur. sebzeler zaten farketmez ne zaman koysan olur.

www.eksiduyuru.com beyler bu duyurudada et daha zor pişer diyor?

ne eti olduğuna göre değişir ve az mı çok mu pişmiş olarak pişirileceği göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. kuzu eti az pişmiş iyidir.

ocakbaşına gittiğimde aynı anda atılan adana urfa ve tavuktan her zamn tavuk daha geç çıkıyor. arada nerdeyse 10 dakika oynuyor.

tavuk etten daha geç pişer.

önce domates biberler pişirilir

sonra kırmızı et

en son beyazlarr tavuk balık

www.amirteneke.com

şu tarz bişiler mi?

ikea.

Yok yok.. Karton kutu :)

İkea'da var mı ki??

www.partiistanbul.com

valla ikeada yok sanırım.

(git: 218921) buraya da bi göz at istersen :)

tepe home'da güzel güzel, boy boy kutular vardı.

beşiktaştaki kabalcı kırtasiyede görüyorum ben hep,yan reyonunda kap kagıtları fln da var hatta.

arıların kaybolması ile ilgili yazıları okuyun.

daha geçenlerde bi tanesini kemikli kaleci eldivenleri sağolsun tutarak pencereden dışarı attım, havada iki süzülüp bana doğru bi kamikaze dalışı vardı ki pencereyi kapadığımı anlayamaması yüzünden güm diye kafa göz cama girdi.

istanbul'da ben görmedim ama giresun'da bol miktarda görüyordum.

sıcakta (güneşte) pek çıkmaz, sabah akşam serinliğinde geziniyolar.

oy oy, ben hiç görmedim bunlardan hayatımda. anam nasıl bişiymiş o öyle.

şehirde görmedim ama kırsalda bol bol gördüm bu yaz.

giresun ordu da bol bol var, şehir merkezlerinde yok genellikle

geçen ankarada göördüm çlene kadarda görmek istemiyorum bir kerede mersinde görmüşdüm nesli tükenmedi yani

ismini bilmiyorum.direk indirme linkini versem olmaz mı?

www.wupload.com

teşekkürler!

ben de buldum ama, uzun sürdü ama:

fizy.com

niye uğraştınız ki, şarkıyı winamp ile açınca adı çıkıyor zaten!
i.imgur.com

indirmeden winampte açılmadığı için.

data.tumblr.com

bu linki kopyalayın. sonracıma winamp'te ctrl-l'ye basın (L harfi) yapıştırın. enter. görüldüğü gibi indirilmeden winamp açooor. link çıkmadıysa: pastebin.com

İhtiyacın olan şey Fujifilm

canacığım. dayak istiyorsun.
dün dedik ya (cedric ile ben) o makine güzeeeeel. al işte. (neydi unuttum dur bakiim) hah fujifilm f550 exr'mış. düşünme bunu al hemen. zaten senin derdin slrlik olması falan değil. iyi makine istiyorsun. işte bu iyi. yahu adam 320 fps video kaydı koymuş. olsa da alsak.
bu arada bana 67 mm polarize filtre getirir misin? istersen şimdiden öderim parasını. (eft) şundan istiyorum bak.
www.amazon.com hatta istersen seattle'daki adresine (verirsin artık) gönderirim. sadece türkiyeye getirmek kalır sana. :)
hadi şimdi git şu fujiyi al.

öncekiler dahil, tickleri de bekliyoruz.

sana dslr verelim, Canon 550D. tepe tepe kullan.

MP ve zoom demeseydiniz Panasonic Lumix LX3 veya LX5 derdim.

nex-3 le nex-5 arasında sadece full hd video farkı var, nex-3 720p çekiyor nex-5 1080p. fujifilmi bilmiyorum belki daha iyidir ama bol megapixel ve güzel video çeksin istiyorsan nex-5 var bende gayet güzel, daha önce ben de sormuştum alayım mı diye burdakilere öyle sorup almıştım.

geçmiyor. saçı yakarak yapıyor onu. (ağartıyor çamaşır suyu gibi) sonra yeni saç gelip eskisini keserseniz geliyor eski renk.

yamulmuyorsam zaten benzer yöntemle saçın rengini açıyorlar ki saç boya tutsun. En azından el işi saç boyama olaylarında öyle oluyordu

*yanlis bilgi iceriyor olabilir zira dogrulamaya vakit bulamadim cesitli yerlerde okudugum seylerden aklimda kaldigi kadariyla ve mantigimla yaziyorum*

gecici degildir etkisi. sac oludur bu sebeple kendini yenileyemez. akma gibi bir durumu da yoktur cunku proteinlerin yapisini bozar. sac uzadiktan sonra kesilince gider.

yapmayın bunu.

@ekaterina yapacağımdan değilde merak ettim geçicimi diye

geçici olmadığı gibi saçın dokusunu bozduğu için yumuşaklığı vs de gider, keçi kılı gibi olur.

stumbleupon diyicem de, hep blog denk gelmez.

belki tumblr dır

blogspotta üstte oluyor bazen o tool bar. ama nasıl çıkıyor bilmiyorum.

onların çıkış kodu başkadır sen +90535 diye vereceksin o artı olan yere kendi memleketlerinin uluslar arası çıkış kodunu yazacaklar. hangi ülkeden arayacak?

0090532...
gibi verirsin
+ yerine 00 vermek daha rahat olur kanimca.

+90 +1

ezine peyniri kızarmaz ki? kim dedi? üstelik fırında hiç kızarmaz. teflon tavada az yağla yapsanız neyse. ne amaçla kızartıyorsunuz ki?

hellim kızarır

simdi taslar yerine oturdu, ezine peynirini cok severim, firinda kasarli patlicani da severim. kasar yerine ezine koyayim diye dusundum. annem de ezine koyma falan diye cok karsi cikmisti da kizarmayacagini soylememisti. neyse yarim saatten fazla durunca sicakligi da 280'e yukseltip zorla kizarmis susu verdim nokta seklindeki kizarikliklarla. tesekkurler. :)

hellimle karıştırmış olmayasın? ezine kızarmaz,parçalanır diye biliyorum ben de...

yahu hellimi tabi ki biliyorum da deneysel bir calisma yapmak istedim sadece. tadi da fena olmamis. :)

Bilemiyorum da, uçak ile motorsikletin yarışması olan videolar vardı sanki. Motorlar ilk başta önde giderken uçak geçiyordu çok geçmeden. Yani motorun (spor, iyi motorsiklet) 0-100'ünden düşüktür.

hangi uçak ?

savaş jeti ile tek motorlu cessna nın verileri tamamen farklıdır.

uçakların havalabilmesi için ağırlı ve kanat açıklığı önemli. buna göre bir hesap ile hızlanıyorlar.

uçak gemisinden kalkan savaş jetlerini merak ediyorsan 2sn de 180km gibi bir hıza çıkıyor onlar. ama kendi motorları ile değil. hidrolik katapultlar fırlatıyor.

3 saniye

@orpheus aslında merak ettiğim 747, a320 gibi ticari uçaklardı. ortalama ağırlıkta vs. arabalar gibi yani ortalama şartlarda yapılmış bi dereceyi merak ediyordum.

bak bu video'da 10. saniyede uçak pistte harekete başlıyor. 22. saniyede de 105 km/h hız görünüyor. (sorunun cevabı) 46 saniyede de (videonun 56. saniyesi) 300 km/h'ye ulaşıyor.

www.youtube.com

tam gaz vermemiş orda

nerede?

onu bilemiyorum ama bildiğim kalkış anında hızının en az 350 km/saat olması gerekliliği. yani o pistte hızlandığı ve tekerlekleri yerden kestiği andaki hızı 350 km

sonyden uzak duuuuuğğğğğğrrrrrrr.


öptm by.

giriş seviyesi bir profesyonel makine bu.

orta seviye orta bir makina bu.

sony konica minolta firmasını aldın 5-6 yıl önce. sony kötü değildir. konica minolta da. (hatta onlar sonyden iyi idi) ama bu ne derece iyidir ne derece kötüdür bilemem. ama ilk kez slr kullanacaksan tatmin edicidir. sony uzak dur denecek kadar kötü bir marka değildir, olamaz da. ancak 5d mark 2 sana bir anlam ifade ediyorsa ve "hayalimde zaten" diyorsan sony alma tabi. ama bu kötü mü? hayır.

cihazınla birlite ışığın biraz az olduğu yerlerde fotoğraflar çek. ekrana bak. beğen. eve gel bilgisayarda aç kumlanma, gren, noise ne kadar güzel şeyler olduğunu öğren.

sony sadece günün ışıklı saatlerinde veya güzel ışık olan alanlarda fotoğraf çekilebilecek bir alettir!

sony a800 ile bile hayvan gibi gren görmüş insan sundu. (yok ayarlarını yapamamışındır bik bik diyenler lütfen sony ile ilgili yakınmaları okusunlar netten. saygılar.)

Format kaçınılmaz

Böyle garip sorunlar genelde virüs'tur. Format tek seçenek. Bir uzmana götürün ve pc'deki çıkarıp yedek alsın. Başka seçenek gelmiyor aklıma. Telefondan yazdım. Hataları mazur görün.

(bkz: hiren's boot cd)
son sürümle değil de 9küsürlü olanlardan birini bul. sonra içindeki "acronis disk director" ile diski böl, ardından yine cd'deki winxp ile boot et ve gerekli dosyaları böldüğün kısıma at. son olarak windows olan kısma format.

Bas baba formatı zamanı gelmiş zaten ;)

İyi geceler. SLR-like'da da bir çok özellik otomatik olabiliyor (ki slr'da bile öyle artık) o yüzden kullanım anlamında dert etmeyin. Slr like zor kullanımdan çok iyi kalite anlamında söyleniyor. iyi bir objektif, geniş bir sensor. O yüzden bunu dert etmeyin. Ben şimdi bakıyorum tercihlerinize. Ancak SLR-like'da bütçe uyduktan sonra hata şansı az. Compact'da "ohoo bu ne ya bunu bile çekmiyor" demeniz mümkün sıksık. ama slrlike da değil. Bu arada benim size daha önce gösterdiğim sony'nin flash mesafesi çok yüksekti. Benim hoşuma gitmişti. Neredeyse koca bir (müstakil) binayı aydınlatmıştı bir kez. Bu güzel bir özellik idi o makinede. Öyle bir şey dikkatinizi çekerse üzerinde durun.

Peki sizin onerdiginiz sonynin modeli ne tam olarak? Bir de o dahil bu 7 makineden hangisi sana gore?

Sony Cyber-Shot DSC-H70 için diyor ki,
The bad: The DSC-H70's 16-megapixel photo resolution doesn't improve photo quality from its 14-megapixel predecessor, and its shooting performance is slow.
Zaten kompakt olması nedeni ile gözüm tutmamıştı. :)
Fuji'nin eksileri ise seri çekimin yavaş olması (1.2 kare saniye-ama çok önemli bir şey değil bence) ağır (540 gram)boyu büyük ve kalın. bu son özellikle (boyut vs) sizi rahatsız etmediyse sorun yok. çünkü sonuçta slr like. 720p de olsa hd kaydediyor. bu da iyi bir şey. aklımdayken, hafıza kartı almayı unutmayın. hızlı kartlar burada abd'nin 3 katı fiyatlı. extreme aldım geçen hafta 30$'a. mediamarktta 128 tl idi.

bu arada güzel bir özelliğini de öğrendim şu an fuji'nin, size gönderdiğim örnekte olduğu gibi 2 cm makro çekim yapıyormuş. makro belki çok gerekmiyor olabilir ama gerektiğinde de makro çekmeyen makine insanın canını sıkıyor :)
avrupa fiyatı 198€ bu arada çüş, ekranı 3" (okudukça yorumluyorum :)) ve yine güzel bir özellik daha, vizörü elektonik değil (yanlış aktarmıyorsam) bu da iyi bir şey. makineyi açmadan "nasıl görünüyor" yapmak için iyi bir şey.
ben önceden de dediğim gibi fuji'yi öneriyorum. fuji alınmaz böööö diyenler olursa pek takma. ben kullandım ve beğendim (bu modeli değil ama olsun.üstelik kullandığım model 6-7 yıl önce idi!)

en çok son ikisini beğendim dediğiniz için sadece son ikisini kıyasladım.

nasılsa şimdi gece orada. benim göz muayeneme gitmem gerek yavaştan. o yüzden isterseniz diğer makinelere 2-3 saat sonra bakalım. ancak ben halen fuji'yi önereceğim. bence oraya kadar gitmişken compact almayın. burada compact parasına orada slrlike alırsınız çünkü :)

Yorum icin sagol :)
Yalniz 540 gram biraz cok mu fazla bana mi oyle geldi yani yarim kilo sonucta az degil, bir de cok mu iri modeli diger slr-likelara gore?

2-3 saat sonra musait olup da bakarsan cok makbule gecer :)

bem olsam kesinlikle fujifilm f550 exr. süper bir makine. bence dier saydığın modellerden daha üstün.

ek olarak olympus xz-1 süfer.

ben de şöyle bir inceledim de f550 sahiden çok daha iyiymiş. diğer slrlike'dan bile iyi. yahu 8 fps seri çekim var. yuh. dslr'dan daha iyi neredeyse (canon eos 550d'de 3,7 fps) ben diğer yorumlarımı kenarı bırakıp doğrudan bu makineyi öneriyorum. ayrıca her ne kadar vga bile olmasa da (320x240 idi sanırım) 320 fps video çekiyor. oha yani. bu makineye bu özellik. bence çok iyi.
www.trustedreviews.com bu sayfadaki videoyu izlemeni öneririm. xz-1'e bakmadım artık. bence bu çok iyi görsel olarak da değişik bir makine. eski filmli kompakt makinelere benziyor. buna evet diyorum ben de "sedrik" gibi. :)

benim bir kere zyxel marka modemimdi aynı şekilde ve durduk yere meydana gelmişti. eğer yapabiliyorsan modem arayüzüne gir yani 192.168.1.1 sonra da en güncel yazılımı indirip update et.

bilgisayarinizda problem olabilir mi?

bilgisayarımda problem olamaz çünkü 3 farklı bilgisayarla farklı kombinasyonlar oluşturup deniyorum. laptopu ethernetle bağlayım masaüstünü usb wireless adaptörle bağlamak gibi

daha önce yoktu ise eve alınmış veya komşulara alınmış bir telsiz telefon, mikrodalga fırın gibi cihaz bağlantı sorununa neden olabilir. evdeki veya komşulardaki diğer ekipmanı araştırın. (mikrodalganın sorun yaratması için çalışması gerek. ancak telsiz telefon, frekansı tutuyorsa bağlı olması bile yeter. sonuçta cep telefonu gibi sinyal yayar o sürekli)

toprağı kurusa bile 3-5 gün vermeyin. toprak yosunlaştığında uzun süre vermeyin. yani yosunlaşmasın toprağı. karanlıkta kalmasın. ama cayıt güneşe koymayın bence. bu arada bildiğimden değil, evde bir kaktüs var. ona bakma şeklimi anlattım. yaşıyor 2 yıldır :)

15-20gunde bir yarım çay bardağı kadar su ver. bu yaz olduğu icin, kısın ayda - 1.5 ayda bir aynı miktar su ver. ayrıca koctas'ta filan besinler var. kaktüs icin ek besin al, üzerinde ne kadar suya karıştırman gereken yazar, sularken bu suyu kullan :)
güneş görse iyi olur, ben kaktuslerimi öğleden sonra ful güneş alan penceremin önüne koydum. söyle bir farkı var, güneş görmezse rengi değişebilir, gereksiz uzayabilir (güneş arıyor çünkü). yani güneş görürse süper olur, boyu filan daha iyi daha düzgün uzar..

kaktüsler guzel bitkilerdir :) çok bakim istemediği icin rahatla tatile filan da gidebilirsin.

Yazları haftada bir kışları 2-3 haftada bir su vereceksiniz.Çok az miktarda.Çay bardağı yeter size.Onu da tam doldurmayın.Güneş görecek.Az su çok güneş.Farkındaysanız o bir çöl bitkisi.

buna saksısı dar gelir daha büyük saksıya geçir kumlu bi toprak yap, kaktüs toprağı diye de satıyolar, perlit de karıştırabilirsin, hepsi koçtaşta var. saksının dibine çakıl döşe bi kaç tane üstüne kumlu toprak. kökleri de zarar vermeden hafifçe bozarsan sarmal yapmaktan vazgeçer. ne kadar büyük saksıya koyarsan o kadar büyür.

suanda almanyadayim, saksiyi ve kumu yenileyemem. turkiye'de de adana'da yasiyorum, koctas yok galiba orda. ama bulmaya calisacagim bir seyler. sagolun.

gates'e küfür etmek serbest.

gerizekalı adamlar ya, piyasanın çok büyük bir kesimi ellerinde olmasına rağmen zerre kadar uğraşmıyorlar.

adresi buraya yazacaksın, ben düzelticem. : )

msconfig ile startup'a bakın. visual basic ile falan denemeler yaptınız mı? bir exe yapıp onu çalıştırmış olabilirsiniz.

sayılamayacak kadar beyazladı, aralarda tutam tutam şeklinde.
ama şakaklar beyazlamadığı sürece çok takılacak bir şey yok.

Saç boyamanın bu konuda çok etkisi var. Lisede bir kız arkadaşımın baya baya beyazlamıştı saçı. Göz koyduğum kızın birinin de (yaş 24) saç dipleri yine oldukça beyazdı.

Yani yaşlılıkla pek alakası yok. Boya + ırsi.

iş yerinde çalışan bayan arkadaşlarımın yarısı için geçerli diyebilirim.

ben hiç boyatmadım saçları ama aynen benim de tutam tutam beyazladı. boyatma eşiği nedir acaba valla bunalıma girdim.

bunun için kendini üzmemeyi başardığında bana da haber ver lütfen..ilk başlarda tek tüktü. ufak ufak artmaya başladı. artık makasla tek tek kesmek de mümkün değil. boyamamakta ısrarlıyım. beyazları gördükçe beni üzen insanlar aklıma geliyo daha bi öfkeleniyorum..çünkü üzülmekten oldu bence. bi de arkadaşlarının gelip ayyy beyazların çıkmış demesi çok düşüncesizce oluyo. kafalarını duvara toslatmak istiyorum.

off hem de nasıl. ışıklandırma yaptırmayı düşünüyorum ben de, arada kaynayıp gitsinler diye.

lan ben de aynı bunalımdayım yaş 26 ve tam 10 tel. geçen sene bi taneydi

çok beyazladı lan. hem de saçım siyah diye çok belli. genetikmiş. üzülme. ben seviyorum beyazlarımı da şöyle tamamen beyazlasa daha iyi.
yalnız ben beyazladıktan sonra renk almış tel de gördüm. yani belki geri dönüş de mümkün. hatta diyolar ki baş aşağı durmak iyi geliyomuş hehe.

eşim 32 evet
ben 38 evet

Genç yaşta kır saçları olan bayanlar çok karizmatik oluyor bence boyatmayın lütfen :]

Saçımı senelerdir boyuyorum, kendi rengini sevmediğim için, hiçte beyazlama falan olmadı. Evet bende yok ama henüz 28ine gelmemiş bikaç arkadaşımda gayet var ki karizmatikte duruyorlar.

30 yaş candır. bırakın beyazlarsa beyazlasın. boyası var bilmem neyi var. bunalıma sokmayın lütfen beni. 32 yaşında adamım. ne o öyle beyazlar meyazlar. bir kadının olabileceği en güzel yaşlardasınız. keyfini çıkarın.

genetikle ilgili kesinlikle. lisede saçları beyazlamaya başlayan arkadaşım vardı. bunalıma girmeye gerek yok. bir de yanlış hatırlamıyorsam ibrahim saraçoğlu çörekotu yemenin yeni beyazlamaya başlayan saçlarda rengi geri getirdiğini söylemişti. ne kadar doğru bilemiycem.

lastik değil miydi onun adı?

şıpıdık

he bildim hangisini kastediyorsun :) böyle kalın lastik tabana (şimdiki parmak arası tabanlarının 3 katı) tutturulmuş elastik bantlar olurdu. güzel bir modaydı ama çok ses yapardı rahmetli. ama fakat lakin artık yapıyorlar mıdır ki? yapmıyorlar bence ama yapıyorlarsa acele haber edile bana, ayaklarım papaya gibi hemen bereleniyor bence tek eksiğim o şıpıdıklar şu an :/

yok şıpıdık da değil ama smyrna sen bildin dediğimi belki de klorak gibi yanlızca izmirde vardı:) lambada terlik diyesim geliyor ama...

lambada mıydı sanki? yoksa attım mı tamamen?

lambada +1 evet iki kişinin bildiği yanlış değildir! üzücü olan sevgili google'ın lambada terlik deyince kafamdaki görseli verememesi. ve nerden buluruz ki bunları bu zamanda?

bu önce baş parmağa geçirilen, ardından ayağın orta kısmına gelen kısım geçirilip en son da topuk kısmı geçirilenlerden değil mi bahsettiğin?

@devilred emin değilim başparmaktan geçen şerit var mıydı ki?

madonna değil miydi onun adı ya

@sannora hımmm, madonna terlik, olabilir aslında kulağa tanıdık geliyor...private sözlükte de o şekilde geçmiş ama yok gene bi kare fotoğraf

babamı aradım sordum. şimdi okuyunca "hah" diyeceksiniz. yahu aklıma taktınız gece gece. tokyo terlik.

www.eksisozluk.com

@ben smyrna evet demeyi çok istedim ama tokyo yazınca da kafamdaki terlik çıkmadı. sözlükte birinin anlattığı gibi aslında ama görsellerde hep takunyamsı şeyler çıkıyo :(

tokyo beyaz silgi gibi bir lastikten yapılırdı. yumuşak olurdu. ben sevmezdim (biraz alerjikim de) parmak arası da olurdu düz de. kirli ise çok fena görünürdü. o mu idi acaba? google görsellere bakma sen.

@ben smyrna biraz önce eski bi arkadaşı aradım ve direkt madonna cevabını verdi. detay istedim ve verdiği tüm detaylar kafamdaki terlikle örtüşüyor:)tokyoyu sordum yok o başka, parmak arası fln dedi. lambada için fikri yok. şimdi bunu ürettirsek iyi satar bence. belki aranızda girişimci vardır, madonna terlik işine girin lütfen:)

picasaweb var.

dropbox ile mail adresini ayarladığın kişilerin o klasörlere dosyalara erişimini sağlayıp diğer kişileri uzak tutabiliyorsun android veya iphonedan bile fotolarına istediğin vakit bakabiliyorsun.

flickr. gizli veya friends and family ayarları var. gizli olursa sadece sen görürsün. 2000 foto yaklaşık 6-8 gb edecektir. ancak dropbox dahil hepsi limitli sayıda foto alır. flickr beleş olunca 200. ücretlide ise sınır yok (gerçek anlamda sınır yok) yıllık 25$ tavsiye ederim. www.flickr.com