ataturkiye
Merhaba teknoloji delileri;şimdi çıktı çıkacak ha geldi derken 3g için mesaj bize de ulaştı sonuçta. İnterneti boşverdim de, bu görüntülü konuşma için ücretlendirme nedir acaba? İnternetten okudum da bir şey anlamadım. Operatörüm avea, full kamu tarifesindeyim. Görüntülü konuşma yaptık diye fatura y
Merhaba teknoloji delileri;
şimdi çıktı çıkacak ha geldi derken 3g için mesaj bize de ulaştı sonuçta. İnterneti boşverdim de, bu görüntülü konuşma için ücretlendirme nedir acaba? İnternetten okudum da bir şey anlamadım. Operatörüm avea, full kamu tarifesindeyim. Görüntülü konuşma yaptık diye fatura yerine kol göndermezler değil mi?
şimdi çıktı çıkacak ha geldi derken 3g için mesaj bize de ulaştı sonuçta. İnterneti boşverdim de, bu görüntülü konuşma için ücretlendirme nedir acaba? İnternetten okudum da bir şey anlamadım. Operatörüm avea, full kamu tarifesindeyim. Görüntülü konuşma yaptık diye fatura yerine kol göndermezler değil mi?
0
Ben de öyle biliyordum ama bu nedir o zaman?
img508.imageshack.us
Edit: Şimdi 500'ü aradım, onlar da öyle diyorlar.
img508.imageshack.us
Edit: Şimdi 500'ü aradım, onlar da öyle diyorlar.
0
bildiğim ve gördüğüm kadarıyla turkcell ve vodafone'da tarife neyse aynen o şekilde ücretlendiriliyor, yani normal konuşma ile aynı fiyata.. ama avea'da yazdığı gibi 10 kuruş/1 kontör.. ha bir de avea'da her yöne diyor, vodafone sanırım diğer operatörlerle olmuyor diyor, turkcell'i bilmiyorum..
0
şehnaztango
bi davet mektubu hazırlıyorum bu adam alanında tr de tanınmış biri başarılı falan filan.davet olduğu için biraz yağ demeyelim de şirin olmak lazım =)ülkemizin duayen isimlerinden diyeceğim ama 40 50 li yaşlarda genç sayılabilecek birisi için fazla sanki bu sıfat.aklıma; usta,tanınmış,meşhur,adını du
bi davet mektubu hazırlıyorum bu adam alanında tr de tanınmış biri başarılı falan filan.davet olduğu için biraz yağ demeyelim de şirin olmak lazım =)
ülkemizin duayen isimlerinden diyeceğim ama 40 50 li yaşlarda genç sayılabilecek birisi için fazla sanki bu sıfat.aklıma; usta,tanınmış,meşhur,adını duyurmuş... tarzı şeyler geliyor ama olmaz bunlar.bi el atın da bulalım bişey
ülkemizin duayen isimlerinden diyeceğim ama 40 50 li yaşlarda genç sayılabilecek birisi için fazla sanki bu sıfat.aklıma; usta,tanınmış,meşhur,adını duyurmuş... tarzı şeyler geliyor ama olmaz bunlar.bi el atın da bulalım bişey
0
davetiyede adamı mı tanıtacaksın yoksa adama mı davetiye göndereceksin?
adama davetiye göndereceksen sayın de olsun bitsin, davetiyede adamı tanıtacaksan saygın da diyebilirsin, konusunda uzman da diyebilirsin, konusunda önde gelen isimlerden biri olan da diyebilirsin.
adama davetiye göndereceksen sayın de olsun bitsin, davetiyede adamı tanıtacaksan saygın da diyebilirsin, konusunda uzman da diyebilirsin, konusunda önde gelen isimlerden biri olan da diyebilirsin.
0
emrag
bana son dönemde çok dinlenen, sadece yerli parçaları bi hışımlan aklınıza ne geliyorsa yazıverin be. 30 dakkaya yola çıkıcam.
bana son dönemde çok dinlenen, sadece yerli parçaları bi hışımlan aklınıza ne geliyorsa yazıverin be. 30 dakkaya yola çıkıcam.
0
0
Gökhan Tepe Vur
Atiye Deniz Salla
Geçen gün ofise gelip mp3'lerini indirtti bi hatun, oradan biliyorum :)
Atiye Deniz Salla
Geçen gün ofise gelip mp3'lerini indirtti bi hatun, oradan biliyorum :)
0
enter saltman benim
bunların güvenilir olanı yok mudur? duyuruda sürekli bozulan harddisklerle ilgili sorular var.ben 3,5" alıp yedekleme için kullanacağım.taşıma falanda yok sorun olur mu?bilgisayarın harddiskini 5 senedir kullanıyoruz sorun yok bunlar neden böyle?
bunların güvenilir olanı yok mudur? duyuruda sürekli bozulan harddisklerle ilgili sorular var.ben 3,5" alıp yedekleme için kullanacağım.taşıma falanda yok sorun olur mu?bilgisayarın harddiskini 5 senedir kullanıyoruz sorun yok bunlar neden böyle?
0
Western Digital kullanan birini biliyorum defalarca düşmesine rağmen bir şey olmadı, bir başka tanıdığımının ext hdd'i sarsılmadan bozuldu. Marka çok önemli. Ama öylece yerinde durursa neden bozulsun ki?
0
Güvenli bir şekilde kullanırsan neden sorun olsun ki ? Fazla kıpırdatma yerinden, işin bittiğinde sök. Sorun olmaz.
0
ben Western Digital Mybook kullaniyorum. Gayet memnunum, eger calisir durumdayken dusurmezsen bir sorun olmaz. tasirken fis ve kablo oldugu ve alet de buyuk oldugu icin bir poset gerekiyor, bana gore sorun degil, 3.5" istiyorsan sana gore de olmamali...
ayrica bir de bilgisayardan cikartacakken "donanimi guvenle kaldir" derseniz hic bir sey olmaz.
ayrica bir de bilgisayardan cikartacakken "donanimi guvenle kaldir" derseniz hic bir sey olmaz.
0
western digital den sasma. digerlerine gore pahalidir ama aradaki o farkin bi sebebi var. 250gb lik wd var bende 4-5 kez 1 metreden falan dusurdum. bana misin demedi.kullanmadim ama seagate de fena degil diolar. bildigim birsey varsa o da maxtordan uzak dur.
0
düşürme işi biraz şansa bağlı sanırım, xs marka taşınabilir bir diskim var, en ucuz diye almıştım. düşürmeme rağmen hala çalışıyor.
0
duyurudaki harddisk sorun ilanlarının %80'inde bir sorun olmuyor. bilgisayardan ya da işletim sisteminden kaynaklanan problemler olduğu çıkıyor sonradan.
0
harddiski harddisk gibi kullanırsan hiçbişi olmaz.
tabiki markada önemli seagate yada wd kullandığını düşünüyoruz.
tabiki markada önemli seagate yada wd kullandığını düşünüyoruz.
0
aman maxtor olmasında. seagate freeagent serisine güvenebilirsiniz. expansion alt seridir. maxtor da seagate'in dandik ürünlerinden ibarettir.
0
Daimon
Merhaba arkadaşlar bir tane internet sitem var 2 tanede domain'in şimdi bir domainimde sistem kurulu ama diğer domanimde host alanı yok sadece isim elimde şuan açık olan siteme elimdeki diğer domaini yönlendirmek istiyorum bunu nasıl yapabilirim ?
Merhaba arkadaşlar bir tane internet sitem var 2 tanede domain'in şimdi bir domainimde sistem kurulu ama diğer domanimde host alanı yok sadece isim elimde şuan açık olan siteme elimdeki diğer domaini yönlendirmek istiyorum bunu nasıl yapabilirim ?
0
domain panelinde direkt yönlendirme var. kafanız karışırsa firmanız sizi yönlendirebilir.
0
beleş bir domain yönlendirme kullanabilirsiniz. free domain forwarding şeklinde aratırsanız bulursunuz böyle servisleri.
ama en iyisi hosting ile konuşup diğer adresinizi de şuanki sitenize yönlendirmeleri. yeni şuan kullandığınız ns'leri kullanırsınız boş olan adreste te. ama aynı site açılır.
ama en iyisi hosting ile konuşup diğer adresinizi de şuanki sitenize yönlendirmeleri. yeni şuan kullandığınız ns'leri kullanırsınız boş olan adreste te. ama aynı site açılır.
0
gholeman
annem öğretmen memuriyetinden dolayı yeşil pasaport hakkı kazandı geçenlerde.ben de şu an için 16 yaşında bir insanım. heryerde erkek çocukları için 18 yaş sınırı var yazıyor. ancak sözlükte #16023164 numaralı entryde nisan ayında, yakında 25 yaş olucağını söylenmiş.nedir ne değildir bu iş? 2 senede
annem öğretmen memuriyetinden dolayı yeşil pasaport hakkı kazandı geçenlerde.
ben de şu an için 16 yaşında bir insanım. heryerde erkek çocukları için 18 yaş sınırı var yazıyor. ancak sözlükte #16023164 numaralı entryde nisan ayında, yakında 25 yaş olucağını söylenmiş.
nedir ne değildir bu iş? 2 senede dünyayı gezmeli miyim? yoksa acalesi yok 25 e kadar yavaş yavaş mı gezeyim?
not: erkeğim malesef.
ben de şu an için 16 yaşında bir insanım. heryerde erkek çocukları için 18 yaş sınırı var yazıyor. ancak sözlükte #16023164 numaralı entryde nisan ayında, yakında 25 yaş olucağını söylenmiş.
nedir ne değildir bu iş? 2 senede dünyayı gezmeli miyim? yoksa acalesi yok 25 e kadar yavaş yavaş mı gezeyim?
not: erkeğim malesef.
0
özdek'in cevabına aldırmayıp maddi imkanın ve hevesin varsa kesinlikle gez. interrail iyi bir başlangıç olabilir senin için bence.
0
zaten o işin esprisiydi. bilmek istediğim sadece 25 yaşına kadar gibi bi uygulama var mı onu öğrenmekti.
arkadaşın içinde ukte kalmış heralde dünyayı gezmek.
bir de 2003 yılında bir entry 18 yaş kuralının artık daha çok denetlendiği yönündeydi. demekki en azından 5-6 senelik bir kural.
herneyse 18 miş artık ya vize almaya uğraşıcaz. ya da milletvekili falan olmak lazım. memur olmakla da mümkün tabi.
arkadaşın içinde ukte kalmış heralde dünyayı gezmek.
bir de 2003 yılında bir entry 18 yaş kuralının artık daha çok denetlendiği yönündeydi. demekki en azından 5-6 senelik bir kural.
herneyse 18 miş artık ya vize almaya uğraşıcaz. ya da milletvekili falan olmak lazım. memur olmakla da mümkün tabi.
0
ie
selam ahali,bir klasikle karşınızdayım. kafası karışık bir er kişi olarak.şimdi bir sevgili mevcut. bu sevgili hali hazırda yoğun bi projenin göbeğinde. başını kaşımaya vakti yok. bi kaç zaman evvel konuştuğumuz kısa bi hafta sonu tatili planımız vardı. bu planda benim iki arkadaşım da var ama. ve b
selam ahali,
bir klasikle karşınızdayım. kafası karışık bir er kişi olarak.
şimdi bir sevgili mevcut. bu sevgili hali hazırda yoğun bi projenin göbeğinde. başını kaşımaya vakti yok. bi kaç zaman evvel konuştuğumuz kısa bi hafta sonu tatili planımız vardı. bu planda benim iki arkadaşım da var ama. ve bunlardan bir tanesi kız. ve sevgilinin ne kadar itiraf etmese de bu kızdan beni kıskanma durumu var inceden. ayrıca yine söylemese de benim gidiyor olmama bozulmuş durumda. inceden trip yapıyor.
baştan plan sevgili ve arkadaşlarla birlikte 4 kişi gitmekti. ama sevgilinin yoğunluğu buna engel oldu ve ben gelemiycem dedi. ama sen git dedi. ki zaten diğer arkadaşlara verilmiş bir söz var ortada. siz olsanız bu durumda, özgürüm ulen ben diyip basıp gider miydiniz yoksa canım ben sensiz gitmem diyip oturur muydunuz oturduğunuz yerde. diğer yandan öbür iki arkadaşa satış koymak var onu da hesaba katmak lazım.
not: arkadaşlar çok eski ve en yakın arkadaşlar, sevgili ise yaklaşık 5 aylık ama tarafımdan hakkaten seviliyor.
bir klasikle karşınızdayım. kafası karışık bir er kişi olarak.
şimdi bir sevgili mevcut. bu sevgili hali hazırda yoğun bi projenin göbeğinde. başını kaşımaya vakti yok. bi kaç zaman evvel konuştuğumuz kısa bi hafta sonu tatili planımız vardı. bu planda benim iki arkadaşım da var ama. ve bunlardan bir tanesi kız. ve sevgilinin ne kadar itiraf etmese de bu kızdan beni kıskanma durumu var inceden. ayrıca yine söylemese de benim gidiyor olmama bozulmuş durumda. inceden trip yapıyor.
baştan plan sevgili ve arkadaşlarla birlikte 4 kişi gitmekti. ama sevgilinin yoğunluğu buna engel oldu ve ben gelemiycem dedi. ama sen git dedi. ki zaten diğer arkadaşlara verilmiş bir söz var ortada. siz olsanız bu durumda, özgürüm ulen ben diyip basıp gider miydiniz yoksa canım ben sensiz gitmem diyip oturur muydunuz oturduğunuz yerde. diğer yandan öbür iki arkadaşa satış koymak var onu da hesaba katmak lazım.
not: arkadaşlar çok eski ve en yakın arkadaşlar, sevgili ise yaklaşık 5 aylık ama tarafımdan hakkaten seviliyor.
0
Hiçbir insan evladı için planlar bozulmamalı. Sen gitmezsen onun bir kazancı olmayacak, ama sen tatilden mahrum kalacaksın. Bunu istemesi (onun) bencillik ötesi olur. Seven insan, sevdiği mutluysa mutlu olur.
Saçmaladım kısacası, sen tatile git.
Saçmaladım kısacası, sen tatile git.
0
Kız arkadaşınıza "Ya aslında sensiz gitmek hiç istemiyorum, sensiz tadı çıkmayacak; ancak gitmezsem arkadaşlarım çok bozulacak, söz verdiğim için gerçekten ayıp olacak." vs vs dediğiniz zaman bir şeycik olmaz. Geldiğinizde de çok eğlenseniz bile çok eğlenmemiş gibi yapın, "Sen olmayınca eğlenemedim." falan deyin yani bir sorun çıkmaz. Uzun uzun konuşup içini rahat ettirin ve tatile kesin gidin. O boş olduğunda tekrar gidin ya da aslında erteleyemez misiniz?
0
bence gitmeyin. kendinizi onu yerine koyun bi. kıskandığınız bir erkekle tatile gidiyor. bence olay çıkartırdınız. fazla bile anlayışlı davranmış diye düşünüyorum.
madem arkadaşlarınız eski, sizi anlayışla karşılayacaklardır.
bir de, döndükten sonra büyük bir kavga yaşayıp gittiğinize pişman olma ihtimaliniz var. bence bu olasılıktansa gitmemek daha iyi. başka zaman beraber gidersiniz.
madem arkadaşlarınız eski, sizi anlayışla karşılayacaklardır.
bir de, döndükten sonra büyük bir kavga yaşayıp gittiğinize pişman olma ihtimaliniz var. bence bu olasılıktansa gitmemek daha iyi. başka zaman beraber gidersiniz.
0
gholeman
düne kadar matrix filmleri hep baştan savma ve farklı zamanlarda izlemiştim. dün oturdum. duraksız 3 filmi ardarda izledim. herşeyi anlarım sanmıştım. ama olmadı yine olmadı.bir kere mimar ve kahin karakterleri tam olarak ne?ben bütün programları yazan program olarak düşündüm. ilk yapay zeka belki d
düne kadar matrix filmleri hep baştan savma ve farklı zamanlarda izlemiştim. dün oturdum. duraksız 3 filmi ardarda izledim. herşeyi anlarım sanmıştım. ama olmadı yine olmadı.
bir kere mimar ve kahin karakterleri tam olarak ne?
ben bütün programları yazan program olarak düşündüm. ilk yapay zeka belki de. yok ama animatrix te robotlar vardı.
herneyse. en anlamadığım konuysa neo nun 6. seçilmiş kişi olması. nasıl olmuş da olmuş.
morpheus 2199 civarında olduklarını söylemişti. acaba 2700 lerde olabilirler mi?
herşey silinmiş sanki. zion yok edilmiş. hatta mimarın dediğine göre 6 erkek 14 dişi gibi bi rakamla tekrar üremişler. tekrar tekrar.
mimarla konuşma sahnesini de tam anlamadım. arkadaki görüntüler önceki seçilmişler miydi yoksa neo nun paralel evrenleri mi?
tamam mimarı anladım. ama en sondaki baby face robot neydi öyle? robot kral mı?
beyaz ikizler ne ayaktı?
merovigian ın korumaları hani şu çok eski bi matrix versiyonundan olanlar. vampir miydi onlar? gümüş kurşunla mıhladı kadın.
daha sorum vardı ama hatırlayamıyorum. beni aydınlatın lütfen. adamlar ne film yapmışlar ama beh.
bir kere mimar ve kahin karakterleri tam olarak ne?
ben bütün programları yazan program olarak düşündüm. ilk yapay zeka belki de. yok ama animatrix te robotlar vardı.
herneyse. en anlamadığım konuysa neo nun 6. seçilmiş kişi olması. nasıl olmuş da olmuş.
morpheus 2199 civarında olduklarını söylemişti. acaba 2700 lerde olabilirler mi?
herşey silinmiş sanki. zion yok edilmiş. hatta mimarın dediğine göre 6 erkek 14 dişi gibi bi rakamla tekrar üremişler. tekrar tekrar.
mimarla konuşma sahnesini de tam anlamadım. arkadaki görüntüler önceki seçilmişler miydi yoksa neo nun paralel evrenleri mi?
tamam mimarı anladım. ama en sondaki baby face robot neydi öyle? robot kral mı?
beyaz ikizler ne ayaktı?
merovigian ın korumaları hani şu çok eski bi matrix versiyonundan olanlar. vampir miydi onlar? gümüş kurşunla mıhladı kadın.
daha sorum vardı ama hatırlayamıyorum. beni aydınlatın lütfen. adamlar ne film yapmışlar ama beh.
0
Mimar matrix'i dizayn eden arkadaş. Aynı zamanda zion'daki insanları da kontrol eden programı yazan eleman. Program içinde program gibi düşün. Matrix içinde matrix.
Kahin ise ilk matrix'den gelen başka bir program. Somut bir işlevi yok, sadece seçilmişe yön gösteriyor.
Bundan önce 5 kere zion yıkıldı ve savaş kaybedildi, seçilmiş kişi ise peşine taktığı insanlarla matrix'ler yeniden yapılandırılınca yeniden insanlar kurtarmaya başladılar. Aynı senaryo 5 kere tekrarlandı.
Arkadaki görüntüler Neo'nun beyninden geçen düşünceler.
Babyface ilk yapay zeka o. Kendi zekasından sonra programlar yazıp matrix'e yönlendiriyor.
İkizler mero'nun korumaları.
Evet o korumalar vampirdi. Şimdiki dünyaya ait değiller o yüzden de insan arasına salınmıyorlar. Ama silinmeye de kıyılamamış, öyle koruma koruma takılıyorlar.
Daha soru varsa alayım :)
Kahin ise ilk matrix'den gelen başka bir program. Somut bir işlevi yok, sadece seçilmişe yön gösteriyor.
Bundan önce 5 kere zion yıkıldı ve savaş kaybedildi, seçilmiş kişi ise peşine taktığı insanlarla matrix'ler yeniden yapılandırılınca yeniden insanlar kurtarmaya başladılar. Aynı senaryo 5 kere tekrarlandı.
Arkadaki görüntüler Neo'nun beyninden geçen düşünceler.
Babyface ilk yapay zeka o. Kendi zekasından sonra programlar yazıp matrix'e yönlendiriyor.
İkizler mero'nun korumaları.
Evet o korumalar vampirdi. Şimdiki dünyaya ait değiller o yüzden de insan arasına salınmıyorlar. Ama silinmeye de kıyılamamış, öyle koruma koruma takılıyorlar.
Daha soru varsa alayım :)
0
nası yani ya!
zion da gerçek değil mi yani? zion daki insanları kontrol eden program ne?
o zaman neo nun matrix te değilken sentinelleri eliyle durdurması öyle oldu?
ikizler de vampirler gibi bi program heralde.
zion da gerçek değil mi yani? zion daki insanları kontrol eden program ne?
o zaman neo nun matrix te değilken sentinelleri eliyle durdurması öyle oldu?
ikizler de vampirler gibi bi program heralde.
0
Zion da yalan hacım. O da kontrol altında. O da matrix. Yeniden yıkılıp yeniden inşa ediliyor. Neo'nun özel güçleri var vs. Matrix'den farkı yok ki?
İkizler de program. O şarap içip Monica'yı hüpleten eleman da program.
İkizler de program. O şarap içip Monica'yı hüpleten eleman da program.
0
son olarak şunu diyeyim. son sahne kahin ve mimar güneş batarken muhabbet ediyorlar.
mimar isteyen çıkıcak ben insan mıyım diyor. nerden nereye çıkıcak. soğan gibi katman katman vallahi.
bir de zion da matrix ise böyle bir program yazmadaki amaç ne? direniş oluşturmuşlar resmen. direnen adam daha mı çok elektrik üretiyor yani?
o zaman o babyface da asıl yapayzekanın zion gerçekliğindeki görüntüsü o zaman. oyh oyh iyice karıştı. neyse ben biraz matrix revelotuions başlığını karıştırayım.
mimar isteyen çıkıcak ben insan mıyım diyor. nerden nereye çıkıcak. soğan gibi katman katman vallahi.
bir de zion da matrix ise böyle bir program yazmadaki amaç ne? direniş oluşturmuşlar resmen. direnen adam daha mı çok elektrik üretiyor yani?
o zaman o babyface da asıl yapayzekanın zion gerçekliğindeki görüntüsü o zaman. oyh oyh iyice karıştı. neyse ben biraz matrix revelotuions başlığını karıştırayım.
0
Aynen öyle. Soğan hesabı. Ben mesela şu an en üst katmandan yazıyorum. Mimar benim :)
Amaç yok valla. Oyun gibi simülasyon izliyor mimar. E tanrı da öyle değil mi zaten? Hayatın anlamı mı var? Puşt yukardan izleyip gülüyor bize.
Yapay zeka gerçek dünyadaki yapay zeka. Onun bir yansıma olduğunu sanmıyorum. Belki de gerçek dünyaya uygun yazılan bir programdır?
Amaç yok valla. Oyun gibi simülasyon izliyor mimar. E tanrı da öyle değil mi zaten? Hayatın anlamı mı var? Puşt yukardan izleyip gülüyor bize.
Yapay zeka gerçek dünyadaki yapay zeka. Onun bir yansıma olduğunu sanmıyorum. Belki de gerçek dünyaya uygun yazılan bir programdır?
0
mimar'ın odasında gördüğünüz neo versiyonları sadece olasılık. ama neo o olasılıklardan sadece birini yaşıyor. diğer olasılıkları da yapma ihtimali vardı ama yapmadı.
benim bildiğim zion matrix'in içerisinde değil. matrix içerisinde seçilen kişinin güçleri matrix'in dışına taşıyor bildiğim kadarıyla. yani seçilmiş kişi matrix'le sınırlı kalmıyor, gerçek dünyada da matrix ile ilintili şeyleri kontrol edebiliyor. yanlış biliyorsam düzeltiniz.
bu olayların dünya takvimiyle hangi tarihte gerçekleştiği tam olarak bilinmiyor. tek bilinen bundan önce zion 5 defa kuruldu, yok edildi ve yeniden kuruldu. seçilmiş kişinin asıl görevi zion'u kurtarmak değil, yıkılan zion'un yerine belirli sayıda kişiler seçerek yeni bir zion kurmak. zion'u kurtarmayı başaran ilk seçilmiş ise neo oldu.
şimdi diyeceksin zion neden yeniden kuruluyor ki? makineler bunu niye istesin? sorun şu ki matrix kusursuz değil. gerçek dünya olmadığı için kusursuz olamaz da. bu yüzden sistemi reddedenler illa ki çıkıyor. ve hem makineler için hem sistemi reddedenler için en iyi yol "kur, yok et, yeniden kur" sistemi olmuş.
benim bildiğim zion matrix'in içerisinde değil. matrix içerisinde seçilen kişinin güçleri matrix'in dışına taşıyor bildiğim kadarıyla. yani seçilmiş kişi matrix'le sınırlı kalmıyor, gerçek dünyada da matrix ile ilintili şeyleri kontrol edebiliyor. yanlış biliyorsam düzeltiniz.
bu olayların dünya takvimiyle hangi tarihte gerçekleştiği tam olarak bilinmiyor. tek bilinen bundan önce zion 5 defa kuruldu, yok edildi ve yeniden kuruldu. seçilmiş kişinin asıl görevi zion'u kurtarmak değil, yıkılan zion'un yerine belirli sayıda kişiler seçerek yeni bir zion kurmak. zion'u kurtarmayı başaran ilk seçilmiş ise neo oldu.
şimdi diyeceksin zion neden yeniden kuruluyor ki? makineler bunu niye istesin? sorun şu ki matrix kusursuz değil. gerçek dünya olmadığı için kusursuz olamaz da. bu yüzden sistemi reddedenler illa ki çıkıyor. ve hem makineler için hem sistemi reddedenler için en iyi yol "kur, yok et, yeniden kur" sistemi olmuş.
0
oha! zion da mı sahteydi? O_o baştan izleyeyim şunları ya... Ben bi cacık anlamamışım o zaman.
Edit: Üstteki cevaptan sonra yine kafam karıştı.
Edit: Üstteki cevaptan sonra yine kafam karıştı.
0
zion sahte değil. o sadece bir teori. ama filmde buna dair birşey yok. zion programa direniş gösteren insanların yaşadığı ve belli büyüklüğe gelene kadar müsamaha gösterilen, zamanı gelince yok edilen şehirdir.
0
matrix denen programın 0 1 leriyle oynayan adam uçan zıplayan bombalayan robotların 0 1 leriyle oynayabilir mantığı getirebiliriz neo'nun gerçek(?) dünyada robotları patlatmasına.
değil mi?
değil mi?
0
seride söylenen şuna benzer birşey idi efenim, buradan çıkarım yapınız:
seçilmiş kişinin kudreti matrix'i aşar. dışına da taşar.
nerede olduğunu hatırlamam için yeniden izlemem gerek ama hatırlayan başka birileri vardır diye umuyorum.
seçilmiş kişinin kudreti matrix'i aşar. dışına da taşar.
nerede olduğunu hatırlamam için yeniden izlemem gerek ama hatırlayan başka birileri vardır diye umuyorum.
0
evet zion gayet gerçek sanırım. belki de yoruma bırakılmıştır.
mimar neo ya seçilmiş kişinin güçleri matrixten taşar gibi bişi diodu. güçler geri aktı yani matrix ten.
ve evet denge için. her şeyin poizitifi ve negatifi vardır olayı. hatta ilk mükemmel dünyadaki herkesin ölmesi de bundan. zion var ki bazı insanlar (hacker sanrım çoğu) anlasın matrix in varlığını. direniş olsun.
mimar neo ya seçilmiş kişinin güçleri matrixten taşar gibi bişi diodu. güçler geri aktı yani matrix ten.
ve evet denge için. her şeyin poizitifi ve negatifi vardır olayı. hatta ilk mükemmel dünyadaki herkesin ölmesi de bundan. zion var ki bazı insanlar (hacker sanrım çoğu) anlasın matrix in varlığını. direniş olsun.
0
neo'nun güçlerinin gerçek dünyaya taşınmasının mantığını şöyle kurdum ben naçizane:
şimdi matrix'te bir hasar aldığımız zaman gerçek hayatta da beynimiz bunu gerçek yapıyor, değil mi? hatta dış görünüşümüz de saçımız hariç gerçek dünyada da aynı. buradan şu çıkarımı yapmaya çalışıyorum, matrix içerisinde özel güçler edinen biri, atıyorum beyninde filan özel bir bölüm oluşan birisi aynı özelliği gerçek hayata taşıyabilir. diye düşünüyorum yoksa itirazın mı var?
edit: ve bir de şu var, neo kör olduğunda hiçbir yeri göremiyor normalde. ama makineleri görebiliyor. hissediyor. yani matrix ile bir bağlantısı olan herşeyi hissedebiliyor olabilir. ajan smith'i de hissetmişti mesela.
şimdi matrix'te bir hasar aldığımız zaman gerçek hayatta da beynimiz bunu gerçek yapıyor, değil mi? hatta dış görünüşümüz de saçımız hariç gerçek dünyada da aynı. buradan şu çıkarımı yapmaya çalışıyorum, matrix içerisinde özel güçler edinen biri, atıyorum beyninde filan özel bir bölüm oluşan birisi aynı özelliği gerçek hayata taşıyabilir. diye düşünüyorum yoksa itirazın mı var?
edit: ve bir de şu var, neo kör olduğunda hiçbir yeri göremiyor normalde. ama makineleri görebiliyor. hissediyor. yani matrix ile bir bağlantısı olan herşeyi hissedebiliyor olabilir. ajan smith'i de hissetmişti mesela.
0
matriz mimarın yazdıgı program. içinde zion da var. zion robotların enerji uretmek icin insanları bagladıkları programın dısı sadece. anımatrix de savastan sonraki kısım yanı.
0
neo nun guclerının zion da da olması ya da kısıtlı olmsaı da hala mimar ın koduna baglı kalmasından.
robotların yazdıgı proram vm ile matrix e proram kurmak oluyor bi nevi.
robotların yazdıgı proram vm ile matrix e proram kurmak oluyor bi nevi.
0
demek ki biz hiçbir şey bilmiyormuşuz lan. vay anasını sayın seyirciler.
şimdi zion da matrix'e dahil mi oluyor? o zaman makinelerin kontrolünden kurtulabilen hiç mi yok?
şimdi zion da matrix'e dahil mi oluyor? o zaman makinelerin kontrolünden kurtulabilen hiç mi yok?
0
şöyle bi yazı vardı maille gelen:
Aşağıdaki yazı yabancı bir forumdan alınmıştır. Bence şu ana kadarki en
başarılı açıklama:
Neo bir tür makine... Genetik olarak geliştirilmiş bir insan ve makine
olarak programlanmış bir zihin (büyük olasılıkla "One" kalıp programı
üzerine kurulu olarak). Bunun içindir ki Revo'nun sonunda vücudu
götürülürken {?} turuncu ışık olarak görünüyordu. Turuncu ışık,
makinelerin
birbirlerini görme şekilleri, ve dolayısıyla Neo'yu da görüş şekilleri.
Ayrıca Neo'nun, Bane'in içindeki Smith'i görüş şekli de böyle... Neo,
Bane'in zihni içindeki Smith'in makine programını görüyor ve bu yüzden
gördüğü de Smith şeklinde bir turuncu ışık.
Ama Neo'nun makine olması için tek sebep bu turuncu ışık meselesi
değil.
Üçleme boyunca başka ipuçları da veriliyor, örneğin: "Sinirsel kinetik
seviyesi normalin çok üstünde" , "Tam bir makine", "Senden önceki beş
selefin dizayn olarak benzer şekilde yapılandırılmıştı" v.b.
Peki madem Neo bir makine, o zaman neden yaratıldı (her makinenin bir
amacı
olmalı)? Kahin ve Mimar tarafından "One" olması için yaratıldı. Mimarın
ona
açıkladığı gibi : "Senin yaşamın Matrix programının içinde varolan
dengesiz
bir denklemin arta kalan artıkları... Beş selefin bezer yapıda dizayn
edilmişlerdi, türünün geri kalanına bağlı olmanı sağlayan ve "One" ın
işlevini belirleyen bir onay... "One" ın görevi kaynağa dönmek ve
taşıdığı
kodun geçici yayılışı ile ana programı yüklemek."
Tercüme etmek gerekirse, Mimar Neo'ya onun, kurtulan insanlar için dini
bir
figür olması için dizayn edildiğini söylüyor, böylece umutlarını ona
bağlayıp yanında olacaklar ("...artıkların toplamı... ") Bu sayede
insanlar
bütün dikkatlerini savaş yerine Neo'ya verecekler ve topluca tek bir
mekanda
(Zion) bulunacaklar (ki bu amaç için makineler tarafından inşa edilmiş
bir
şehir Zion). Neo gerçek hayat içinde bir kontrol şekli.
Neo'nun, Kahin ve Mimar'ın planlarında kendi üstüne düşeni yapmasını
garanti
etmek için makineler onu "...türünün geri kalanına bağlı olmasını
sağlayan"
şekilde yarattılar. Bununla beraber ileri düzey yetenekleri ve Kahin'in
yol
göstericiliği onu görevinde tutuyor.
Mimar ayrıca diyor ki: " One" ın görevi kaynağa dönmek ve taşıdığı
kodun
geçici yayılışı ile ana programı yüklemek." Bunun manası şu: Neo'nun
zihnindeki "One" programı Matrix içindeki en önemli (baş) program.
Artık
görevi de (amacı da) bittiği için silinmek üzere kaynağa dönmeli (her
makinenin bir amacı olmalı). "...geçici yayılma..." cümlesi, "One"
programının bir sonraki Matrix sürümünde de kullanılacağı anlamına
geliyor.
Neo'nun soldaki kapıyı seçmesinin Matrix'i neden yokettiğinin cevabı da
burada yatıyor çünkü Matrix içinde sadece bir tane "One" olabilir.
Neo,
Matrix'in içinde kalarak onun yeniden yüklenmesini engelliyor çünkü
gelecek
sürüm için gereken yeni bir "One" olmadan yeniden yükleme işlemi bir
işe
yaramaz. (Programcılık terimleriyle söylemek gerekirse Neo, "en
öncelikli
iş" ve Matrix programının ana flamasını (semaforunu) bırakmıyor)
{burayı
kesin yanlış çevirmişimdir, programcılıkta buna ne denir bilmiyorum
çünkü }
Tamam, demek ki "One", geliştirilmiş bir genetiğe, yapıya ve makine
programlı bir zihne sahip bir insan ve Kahin'le Mimar tarafından her
Matrix
sürümü için belli bir amaçla yaratılmış ( Matrix içinde ve dışında
kontrol )
Şimdi "One" ın üçlemenin hikayesi içindeki asıl yerine bakalım.
Açıklandığı gibi, Matrix, Mimar tarafından, insanlarla savaşın sonunda
kontrol ve enerji kaynağı amaçlı olarak yaratıldı (inanması zor
biliyorum).
İlk Matrix"... doğal olarak kusursuzdu, sanat eseriydi, haşmetliydi...
ikincisi tekrar dizayn edildi... doğanızın garipliklerini
yansıtabilmesi
için." Basitçe cennet ve cehennem. İki durumda da insanlara Matrix'in
gerçekliğine inanmayı isteyip istemediklerine dair bilinçli bir seçim
hakkı
verilmedi. Bu yüzden insanların çoğunluk bir kısmı programı reddetti
ve
öldüler ("...bütün hasadı kaybettik...")
Bu sorunu çözmek için Kahin yaratıldı ve doğru bir tahminle insanların
bir
seçim verilme ihtiyacında olduklarını gördü. "Cevap, hissi bir program
tarafından bulundu, insan psikolojisini daha iyi anlamak için
yaratılmış bir
program... bulduğu çözümü deneklerin 99.9% si bilinçsiz bir durumda
bile
olsalar, seçim şansı verildiğinde kabul ettiler."
Böylece insanlar bir seçim şansı verilince, bilinçsiz durumda olsalar
dahi,
ki sadece 0.1% herşeyin farkında, Matrix'i kabul ettiler.
Makineler için kötü olarak bu 0.1%'lik kesimin büyük çoğunluğu gerçek
dünyayı Matrix'e tercih ettiler. "bu cevap işe yarasa da doğuştan
hatalıydı
ve sürekli hatayı oluşturuyordu ve eğer kontrol edilmezse sistemi
tehdit
edebilirdi. Bu yüzden programı reddedenler bir felaket olasılığını
oluşturuyorlardı."
Makineler bu yüzden bu 0.1% i de kontrol edebilmek amacıyla Zion ve
"One" ı
yarattılar.
Daha önce de açıklandığı gibi, Zion insanların tek bir mekanda
toplanmaları
amacıyla kuruldu ve "One" ın amacı da dinsel bir figür olup insanların
yenilenmiş savaşa odaklanmalarını engellemekti. İki türlü kontrol.
Ama Zion ve "One" la bile seçimin önceden bilinemezliği ("sürekli
hata")
makineleri, Matrix'i yeniden yüklemeye zorladı. Bu işlem ; "One" ın,
Merovingian'ı yenecek, Anahtarcı'yı ele geçirebilecek güç seviyesine
yükselip kaynağa her gelişinde tekrarlanacaktı. Sonra "One" programı,
gelecek Matrix'in hazırlanması amacıyla kaynağa (ana makine) tekrar
sokulacak. Bu işlem {"One" ın kaynağa yüklenmesi işlemi} süresince
makineler
"One" ın bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak insanların davranış
şekillerini daha iyi öngörebilecek ve "sürekli hataları" daha aza
indirgeyecekler.
Matrix'in altıncısının başında durum bu. İnsanlar için ne şanstır ki,
her
nedense, kahin artık insanların matrix'te hapsedilmelerini ya da
kurtulanların öldürülmelerini istemiyor. Bu yüzden riski göze alıp bir
"devrim" yaratma amacıyla Neo'yu kullanıyor.
Birinci filmde "One" ile önceki beş seferde de olduğu gibi
karşılaşıyor.
Normalde sadece Mimar'la buluşabilmesi için basitçe yardım ederken bu
sefer
Neo'ya özel bir kurabiye veriyor (Neo da yiyor kurabiyeyi) Sıradan bir
kurabiye değil, Neo için upgrade bir program bu. "One" ı yaratan
kendisi
olduğu için Kahin, onun ilerde neler yapacağını tam olarak biliyor
-özellikle Smith'i nasıl yok edeceğini- (Smith'in içinde bir nevi bir
Neo-Smith kopyalaması oluyor). Bu yüzden Kahin upgrade kodun içine
Smith'in
kendisini kopyalayabilmesi için gereken yeteneği ve hem Neo hem de
Smith
için geleceği görebilme yeteneğini de ekliyor.
İkinci filmde Neo Mimar'la buluşarak "One" rolünü devam ettiriyor.
Yalnız
Trinity'ye olan aşkından dolayı Matrix'i reload eden kapı yerine sol
kapıyı
tercih ediyor. Ki bu davranışı zaten Kahin tarafından önceden
görülmüştü
"One" ı yaratan o olduğu ve aynı zamanda insan davranış şekillerini de
tahmin edebilecek yetenekte olduğu için. Bu yüzden Trin'e, "One" a aşık
olacağını söylemişti ve bütün bunların Neo'nun o kapıyı seçmesiyle
sonuçlanacağını biliyordu.
Üçüncü filmde Kahinin planı tutuyor. Makineler Zion'a altıncı kez
saldırırlarken Smith de kendisini kopyalamaya devam ediyor. Diğer
taraftan
Neo da tren istasyonunda sıkışmış durumda. Sonuç olarak Mimar'la
buluşma
görevini yerine getirmiş olmanın sonucu olarak {amacı bitmiş durumda},
programındaki bir kodu kırıp olağanüstü yetenekleri ile tekrar makine
dünyasının parçası olmayı başarıyor (belki de Kahinin upgrade'i
sayesinde)
ve bu sayede kablosuz olarak diğer makineleri hissedip onları kontrol
edebiliyor. {Bu cümle çok zordu, ingilizcesine de bakın bence} Bunun
ilk
örneği ikinci filmin sonunda sentinelleri durdurması. Yeni
yeteneklerine
yabancı olduğu için, her nasılsa, programı {kendisi} Matrix'in güvenlik
noktasında (tren istasyonu) sıkışıp kalıyor.
Tren istasyonunda Rama Kandra, karısı ve kızları Sati ile karşılaşıyor.
Rama
ve karısı diğer tüm makineler gibi gerçek hayatta var olan ve Matrix'e
bağlanıp insan gibi yaşayan makineler. Sati, bu ikisinin "sevgi"
sonucu
yarattıkları bir program ama Rama'nın Neo'ya dediği üzere Sati'nin
varlığı
makinelerin bilgisi dışında değil. Rama ve karısı, Matrix'e, Sati'yi
güvende
olması için Kahinin yanına götürmek üzereler çünkü amacı olmayan her
program
mutlaka silinmeli. {kızın silinmesini istemiyorlar}
Neo; Trin, Morph ve Seraph tarafından kurtarıldıktan ve standard
şekilde
Matrix'ten çıkarıldıktan sonra Hammer'da iken gelecekle ilgili yeni bir
şey
görüyor. Matrix güç istasyonundan {tarlalar herhalde kastettiği} 01
Makine
şehrine giden üç güç kablosu... Yeni bağlantı yeteneği sayesinde
bunları
görebiliyor. Logos'u alıp Trin'le beraber 01'e doğru yola koyuluyor.
Yol
esnasında Bane ile (içinde Smith programı olan) karşı karşıya geliyor
ve
onun tarafından kör ediliyor. Kör olduğu halde diğer makineleri turuncu
ışık
halinde görebiliyor, Smith'i de Bane'in içinde görebiliyor ve bu sayede
Bane'i yeniyor. Ayrıca 01'den üzerlerine gelen bombaları da kontrol
ediyor
sonrasında.
Bu esnada Smith kontrolsüz bir şekilde kendini kopyalamaya devam ediyor
ve
Seraph ile Sati'yi de ele geçirdikten sonra Kahin'le karşılaşıyor.
Kısa
konuşmalarında Kahin'e "anne" diyerek onun (Mimar'la beraber) kendisini
yaratmış olmasına gönderme yapıyor... Neo'yu da yaratmış olduğu gibi
(ki şu
an Smith'in programının bir parçası). Kahin ona "ne yapmaya geldiysen
yap"
diyor ve Smith onu da ele geçiriyor. Yeni oluşmuş Smith doğrulup
isterik
bir şekilde gülmeye başlıyor, filmin sonunda olacakları önceden
görürken.
Kaçınılmaz olarak Logos, 01'e düşüyor ama Neo, yeni makine görüşü ile
turuncu renkte ışıyan şehri üstten görmeden düşmüyor. Trin ne yazık ki
ölüyor ve Neo'ya ödünç alınmış bir zamanı beraber yaşamış olduklarını
söylüyor çünkü önce Neo, sonra da Trin diğeri tarafından ölümden
döndürülmüşlerdi daha önce. İkisi de ölümü göze almış {ya da buna
koşullanmış} ama bu sefer Trin, Neo'ya onun hakkında hissettiklerini
söyleyebildiği için mutlu. (Burada Wachowski kardeşlere yazıklar olsun
Trin'i bu kadar silik bir şekilde öldürdükleri için. En azından gemiyi
kurtarmaya çalışırken ölemez miydi, düşmesine izin vermek yerine?)
Neo Logos'dan çıkıp çarptıkları makine binasına giriyor (bina da aynı
turuncu ışık şeklinde görülüyor). Deus Ex Machina ile karşılaşıyor ve
makine, her ne kadar, Smith'i durduracak tek kişinin Neo olduğunu
bilmesine
rağmen ona karşı bir nefret gösteriyor (Neo'nun çoğunluk oranda insan
olmasından dolayı). Güç gösterisinden sonra makine Neo ile barış
konusunda
anlaşıyor, Neo'nun Smith'i yok etmesi sözüne karşılık. Sentineller,
Zion
tapınağına ataklarını geri çekiyorlar ki tek mevzi o kalmış. (rıhtım ve
şehir çoktan yok edilmiş)
Makineler, Neo henüz kendi başına Matrix'e bağlanma yeteneği kazanmamış
olduğu için Neo'yu Matrix'e sokuyorlar (Neo'nun yeteneklerin kullanmayı
öğrenmesi durumu, üçleme boyunca devam ediyor). Ardından Neo, geleceği
ve
onu yendiğini gördüğünü söyleyen tek özel Smith'le karşı karşıya
geliyor.
Diğer Smith'ler (Matrix'teki herkes ele geçirilmiş durumda) sadece
savaşı
seyrediyorlar.
Şiddetli bir mücadele sonunda Neo yenilmek üzere ama dövüşmeye devam
ediyor.
Neden diye sorulduğunda da "çünkü bunu seçtim" cevabını veriyor
-ikinci
filmdeki "herşey seçimle başlar" (insanların gerçek özgürlüğü
başarabildikleri tek yol) cümlesine gönderme yaparak. Smith'e attığı
dondurucu yumruğa rağmen Neo yenilir. Smith onu ele geçirmeden önce
duraklar ve her nasılsa bu anı daha önce görmüş olduğunu ve ne
söyleyeceğini
bildiğini söyler. "başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır" der,
karman
çorman bir halde. Bu sayede Neo, Smith'in içinde bir yerlerde Kahinin
hala
var olduğunu ve Smith'in bazı düşüncelerini kontrol edebildiğini anlar.
İpucunu alan Neo kendisini Smith'e bırakır.
Neo yenilir ve Smith'in orijinal (esas) amacı tamamlanır... "One" ı yok
etmek (ama bu görevi başarabileceği hiç beklenmemiştir ondan ve bunun
yüzünden belki o kadar kızgın ruh haline sahiptir). Artık Smith'in bir
amacı
kalmadığı için silinmelidir. Ama silinmesi gereken her program kaynağa
geri
dönmekle yükümlü ise Smith nasıl silinecektir? Basit, makineler Neo'nun
içinden Smith'e bir miktar enerji kullanarak komut yollarlar. Bu hem
orijinal Smith'in hem de klonlarının silinmesini sağlar ve işgal
ettikleri
vücutlar geri gelir (bu ajan programlarının basit bir fonksiyonu, o
bedene
nasıl girdilerse öyle çıkarlar -ölüm durumu istisnası dışında-)
Matrix döngüsünde diğer bir devrim {ya da tur demek istemiş galiba}
tamamlanır, "One" kaynağa gelmiş ve ana programı yüklemiştir (Neo'nun
programı, bilgi ve deneyimleri). Matrix ardından reload edilir... 20.
yy
sonları.
Kahin; Sati, Seraph ve Mimar ile güneş yükselirken parkta buluşur.
Mimar
Kahin'e çok riskli bir oyun oynamış olduğunu söyler ve Kahin de ona
barışa
sadık kaıp kalmayacağını sorar. İnsan olmamasından ötürü (insanları
sözlerini tutmamasından dem vurarak) sözünü tutacağını söyler. Bu,
bilinçsiz bir şekilde Matrix'in varlığının farkına varıp da çıkmak
isteyen
olursa özgür bırakılacakları, Zion'dakilerin öldürülmeyecekleri
anlamına
gelir. İnsanlar ve makineler arasındaki savaş bitmiştir ya da
ertelenmiştir.
Güneşin yükselişine bakarken Kahin Sati'ye bunun onun işi olup
olmadığını
sorar ve Sati bunu (güneşin doğuşu) Neo için yapmış olduğunu söyler.
Sonuç
olarak kaynakta yüklenen Neo'nun sevgiyle ilgili deneyimleri,
makinelerin
Sati'ye acımalarına ve onu silmek yerine ona bir amaç vermelerine sebep
olur. Artık güneşi kontrol etmektedir. Sati Kahin'e Neo'yu görüp
görmeyeceklerini sorar, Kahin görebileceklerini söyler, "One"
programının
önceki seferlerde olduğu gibi, ilerde de kullanılacağı için. M3, M1'in
başladığı yerde biter böylece, bir farkla, Matrix'in varlığını
farkedenler
özgür bırakılacaklar (tatmin edici bir uzlaşma bence)
_____________________________________________
Neo is a machine, kinda. He is a human with enhanced genetics, enhanced
implants, and a machine programmed mind (probably based on a "The One"
template program). That's why, at the end of Revolutions, when his body
is
being taken away, he is shown as an orange glow. The orange glow is how
the
machines see each other, and therefore how they see Neo. It is also how
Neo
sees Smith inside Bane... he is seeing the machine program of Smith
inside
Bane's mind, and therefore it is an orange glow in the shape of the
Smith.
But the orange glow isn't the only reason to believe Neo is a machine.
Throughout the trilogy other hints are given, such as: "His neural
kinetics
are way above normal.", "He's a machine.", "Your five predecessors were
by
design based on a similar predication...", etc.
So if Neo is a machine, why was he created (as all machines must have a
purpose)? He was created by the Oracle and the Architect to be The One.
As
the Architect explains to him: "Your life is the sum of a remainder of
an
unbalanced equation inherent to the programming of the Matrix... Your
five
predecessors were by design based on a similar predication, a
contingent
affirmation that was meant to create a profound attachment to the rest
of
your species, facilitating the function of The One... The function of
The
One is now to return to the Source, allowing a temporary dissemination
of
the code you carry, reinserting the prime program."
Translated, the Architect is explaining that Neo was designed to be a
religious figure to the freed humans, thus causing them to put their
faith
(hope) in Neo and to rally around him ("...sum of a remainder...").
This
helps to ensure that the freed humans are focused on Neo instead of
war, and
to keep them all together in one place, Zion (which was built by the
machines for this purpose also). Neo is a form of control in the real
world.
And just to make sure that Neo carries out his part of their plan, the
machines programmed him with "... a contingent affirmation that was
meant to
create a profound attachment to the [humans]." This, along with his
enhanced
abilities and the "guidance" of the Oracle, keeps him on the intended
course.
The Architect also states that "The function of The One is now to
return to
the Source, allowing a temporary dissemination of the code you carry,
reinserting the prime program." This simply means that The One program
in
Neo's mind is the most important (prime) program in the Matrix, and
that now
that his mission (purpose) is complete, he must return to the source
for
deletion (all machines must have a purpose). The phrase "... temporary
dissemination..." means that the The One program will be used again in
the
next version of the Matrix. This is also why Neo's choice of the left
door
will destroy the Matrix, as there can be only one The One in the Matrix
at
any time. By staying in the Matrix Neo is preventing it from being
reloaded,
as a reload will do nothing without another The One for the next
version.
(In programming terms he is the highest priority task, and he will not
release the Matrix program's main semaphore.)
OK, so The One is a human with enhanced genetics, enhanced implants,
and a
machine programmed mind, and was created by the Oracle and the
Architect to
carry out a specific purpose (form of control in and out of the Matrix)
in
each iteration of the Matrix. Now let's see how The One fits in with
the
entire story of the trilogy.
As is explained, the Matrix was created by the Architect, at the end of
the
war with the humans, as a way to control the humans and use them as a
power
source (I know, hard to believe...). The first Matrix was "... quite
naturally perfect, it was a work of art, flawless, sublime.", while the
second Matrix was redesigned "... to more accurately reflect the
varying
grotesqueries of your nature." Basically Heaven and then Hell. In both
cases, however, no conscious choice was given to the humans as to
whether or
not they wanted to believe in the reality of the Matrix. This caused
the
majority of humans to reject the Matrix and die ("... whole crops were
lost.").
To solve this problem the Oracle was created, and realized correctly
that
the humans needed to be given a choice: "Thus, the answer was stumbled
upon
by another, an intuitive program, initially created to investigate
certain
aspects of the human psyche... she stumbled upon a solution whereby
nearly
99.9% of all test subjects accepted the program, as long as they were
given
a choice, even if they were only aware of the choice at a near
unconscious
level." So by giving humans a choice, even at an unconscious level that
only
0.1% are ever aware of, they accepted the Matrix.
Unfortunately for the machines, however, a majority of the 0.1% who
were
aware of the choice usually chose the real world over the Matrix.
"While
this answer functioned, it was obviously fundamentally flawed, thus
creating
the otherwise contradictory systemic anomaly, that if left unchecked
might
threaten the system itself. Ergo, those that refused the program, while
a
minority, if unchecked, would constitute an escalating probability of
disaster." The machines therefore also needed a way to control the 0.1%
of
the humans who chose the real world over the Matrix, thus Zion and The
One
were created.
As was explained earlier, Zion was built by the machines to ensure that
the
freed humans would all gather in one place, and The One was created to
be
their religious figure, helping to distract them from renewed war with
the
machines. Both forms of control.
But even with Zion and The One, the unpredictability of choice
("systemic
anomoly") still forced the machines to occasionally "reload" the
Matrix.
This always occurs when The One reaches the Source, which he can only
do
after attaining the level of power necessary for him to defeat the
Merovingian, obtain the Keymaker, etc. The One program is then
temporarily
reinserted into the Source (machine mainframe), in preparation for the
next
iteration of the Matrix. In the process the machines gain the knowledge
and
experiences of The One, allowing them to better predict the future
behavior
of the humans, and thus reduce the systemic anomolies.
So that is the situation at the start of the sixth iteration of the
choice-Matrix. Luckily for the humans, however, the Oracle does not
want
them to be enslaved in the Matrix any longer, or for the freed humans
to be
killed. She therefore decides to take a risk and use Neo to bring about
a
"revolution".
In M1 (The Matrix) she meets with The One, Neo, as she has done in the
five
previous iterations of the Matrix. Normally she simply helps guide The
One
to his meeting with the Architect. Except this time the Oracle gives
Neo a
special cookie, which he eats. The cookie isn't actually a cookie,
though,
it's an upgrade to Neo's program. Since the Oracle created the The One
program, she can predict exactly what Neo will do in the future,
specifically how he will destroy Smith (from the inside, with some
copying
from Neo to Smith occuring). She therefore includes in the program
upgrade
code that will give Smith the ability to replicate himself, and for Neo
and
Smith to see the future as she does.
In M2 (The Matrix Reloaded) Neo plays out his role as The One, meeting
with
the Architect. However, due to his love for Trinity he chooses the left
door, preventing the Matrix from reloading. This was seen in advance by
the
Oracle, as she has the ability to predict Neo's behavior (as explained
above) as well as human behavior in general (due to the nature of her
program). She therefore told Trinity that she would fall in love with
Neo
(in M1), all the while knowing it would eventually cause Neo to choose
the
left door.
In M3 (The Matrix Revolutions) the Oracle's plan comes to fruition.
While
the machines begin their assualt on Zion (for the sixth time), Smith
continues to replicate himself throughout the Matrix. Neo, on the
otherhand,
is stuck in the train station. Apparently, fulfilling his mission to
meet
with the Architect unlocks some section of his program that allows Neo
to
use his enhanced implants to once again become part of the machine
collective (perhaps because of the Oracle's upgrade?). He is therefore
able
to sense and control other machines wirelessly. The first example of
this is
when he stops the sentinels at the end of M2. Since he is not quite
ready to
use his new abilities, however, his program gets stuck at the security
checkpoint of the Matrix, the train station.
In the train station Neo meets with Rama Kandra, his wife, and their
daughter Sati. Rama and his wife are both machines from the real world
who
can jack into the Matrix, like all other machines, and live human
lives.
Sati is a program created by these two machines out of love, which Rama
explains to Neo is not out of the grasp of the machines. They are on
their
way back into the Matrix to leave Sati with the Oracle for safe
keeping, as
any program without a purpose is deleted.
After being rescued from the train station by Trinity, Morpheus, and
Seraph,
Neo is helped out of the Matrix using the standard jack. While aboard
the
Hammer he has another vision of the future, this time of the three
power
lines leading from the Matrix power station to 01, the machine city (he
is
able to see the power lines due to his newfound connection to the
machine
collective). He therefore takes the Logos, along with Trinity, and
leaves
for 01. Along the way he confronts the stowaway Bane (who has the Smith
program inside of him), and is blinded by him. Although blind, Neo is
still
able to see other machines (orange glow), including the Smith program
inside
Bane, which he uses to defeat Bane. He also uses his power to control
other
machines to detonate the bombs fired at the Logos by the 01 defenses.
Meanwhile Smith is replicating out of control in the Matrix, and
eventually
confronts the Oracle after taking over Seraph and Sati. They have a
brief
conversation in which he calls her "Mom", referring to the fact that
she
helped to create him (along with the Architect) as well as Neo (part of
his
program now). The Oracle then tells Smith to "Do what you came here to
do.",
so he takes over her as well. The newly formed Smith then stands up and
laughs hysterically, foreshadowing the events at the end of the movie.
Eventually the Logos crashes in 01, but not before Neo gets a top-down
view
of the orange glowing city with his newfound machine-vision (notice the
fractal patterns). Unfortunately Trinity is killed in the crash, and
explains to Neo that both of them have been living on borrowed time.
Neo
since he was ressurected by Trinity, and Trinity since she was
ressurected
by Neo. Both are meant to die and Trinity is simply happy for the
oportunity
this time to tell Neo how she feels about him. (But shame on the
brothers
for killing off Trinity in such a lame way. Couldn't she have at least
died
trying to save the ship, not just letting it crash!)
Neo then leaves the Logos and enters the machine building into which it
crashed (the building is seen in the same orange glowing
machine-vision). He
is then confronted by the Deus Ex Machina, who knows that Neo is the
only
one who can stop Smith from destroying the Matrix, but still shows
hatred
toward Neo (due to the fact that he is mostly human). After a show of
force,
the Deus Ex Machina agrees to peace with the humans in exchange for
Neo's
promise to destroy Smith. This causes the sentinels to halt their
attack on
the Zion temple, the last holdout of the remaining humans (the dock and
city
have already been destroyed).
The machines then jack Neo into the Matrix, since he has not yet
masterred
the ability to do so wirelessly (this theme of Neo having to learn to
use
his new abilities runs throughout the trilogy). Neo then confronts
Smith,
who says he has seen the future, and that he (the one particular Smith)
is
the one that defeats Neo. The other Smiths (all of the other people in
the
Matrix have now been taken over by him) therefore only watch as the
fight
begins.
After a brutal battle Neo is near defeat, but continues to fight. When
asked
why he does so, Neo responds "Because I choose to.", echoing the theme
in M2
that "Everything begins with choice." (the only way humans achieve true
freedom). But even though he delivers a stunning punch to Smith which
sends
him through the ground, Neo is eventually defeated. Before Smith takes
him
over he pauses, however, realizing that he has seen this very moment in
his
visions, and he already knows what he is going to say. "Everything that
has
a beginning has an end..." he mutters confusedly. This causes Neo to
realize
that the Oracle still exists somewhere inside of Smith, and that she is
partially able to control his thoughts. Taking his cue from the Oracle,
Neo
freely gives himself to Smith.
Thus Neo is defeated, and Smith's original purpose, to defeat The One
(which
he is never really expected to achieve, which leads to his bad
temperment)
is accomplished. Smith therefore no longer has a purpose and must be
deleted. But since programs marked for deletion must return to the
source,
how is Smith to be deleted? Simple, the machines send the command
through
Neo, into Smith, using a burst of energy. This causes all of the Smith
clones, and the original Smith, to be deleted, leaving the original
inhabitants of the bodies he has taken over (this is a basic function
of the
agent programs, that they leave their hosts as they found them, with
death
being the only exception).
This then completes another revolution in the Matrix cycle, as The One
has
reached the Source and has reinserted the prime program (Neo's program,
his
knowledge and experiences). The Matrix is then reloaded back to it's
initial
state, the late 20th century.
The Oracle then meets with Sati, Seraph, and the Architect in a park
outside
the city as the sun rises over it. The Architect tells her that she was
playing a "very risky game", and she asks him if he will honor the
promise
of peace. He says that he will, since he is not human (meaning humans
do not
keep their promises, an insult). This means that those people who
unconsciously become aware of the Matrix and choose to leave will be
freed,
and those living in Zion will not be killed. The war between man and
machine
is over, or at least suspended.
Looking upon the sunrise the Oracle asks Sati if that was her doing,
and the
girl responds that she did it for Neo (made the sun rise). Apparently
Neo's
experience with love, which was uploaded from him to the Source, caused
the
machines to show pity on Sati and give her a purpose instead of
deleting
her. She is now in control of the sun. Sati also asks the Oracle if
they
will ever see Neo again, and the Oracle replies that they might,
indicating
that the The One program will be used again in the future, as it had
been
for the previous six iterations of the Matrix. M3 therefore ends where
M1
began, except that now the humans who become aware of the Matrix will
be
freed (a decent compromise if you ask me).
Whew, done! Hopefully this helped those of you who were confused like
me
after seeing M3 for the first time. I know that I am not 100% correct
in
what I've said here (perhaps only 50%), but it's a nice starting point.
Maybe others can build on it to make it even more correct and useful.
Thanks
for reading!
Aşağıdaki yazı yabancı bir forumdan alınmıştır. Bence şu ana kadarki en
başarılı açıklama:
Neo bir tür makine... Genetik olarak geliştirilmiş bir insan ve makine
olarak programlanmış bir zihin (büyük olasılıkla "One" kalıp programı
üzerine kurulu olarak). Bunun içindir ki Revo'nun sonunda vücudu
götürülürken {?} turuncu ışık olarak görünüyordu. Turuncu ışık,
makinelerin
birbirlerini görme şekilleri, ve dolayısıyla Neo'yu da görüş şekilleri.
Ayrıca Neo'nun, Bane'in içindeki Smith'i görüş şekli de böyle... Neo,
Bane'in zihni içindeki Smith'in makine programını görüyor ve bu yüzden
gördüğü de Smith şeklinde bir turuncu ışık.
Ama Neo'nun makine olması için tek sebep bu turuncu ışık meselesi
değil.
Üçleme boyunca başka ipuçları da veriliyor, örneğin: "Sinirsel kinetik
seviyesi normalin çok üstünde" , "Tam bir makine", "Senden önceki beş
selefin dizayn olarak benzer şekilde yapılandırılmıştı" v.b.
Peki madem Neo bir makine, o zaman neden yaratıldı (her makinenin bir
amacı
olmalı)? Kahin ve Mimar tarafından "One" olması için yaratıldı. Mimarın
ona
açıkladığı gibi : "Senin yaşamın Matrix programının içinde varolan
dengesiz
bir denklemin arta kalan artıkları... Beş selefin bezer yapıda dizayn
edilmişlerdi, türünün geri kalanına bağlı olmanı sağlayan ve "One" ın
işlevini belirleyen bir onay... "One" ın görevi kaynağa dönmek ve
taşıdığı
kodun geçici yayılışı ile ana programı yüklemek."
Tercüme etmek gerekirse, Mimar Neo'ya onun, kurtulan insanlar için dini
bir
figür olması için dizayn edildiğini söylüyor, böylece umutlarını ona
bağlayıp yanında olacaklar ("...artıkların toplamı... ") Bu sayede
insanlar
bütün dikkatlerini savaş yerine Neo'ya verecekler ve topluca tek bir
mekanda
(Zion) bulunacaklar (ki bu amaç için makineler tarafından inşa edilmiş
bir
şehir Zion). Neo gerçek hayat içinde bir kontrol şekli.
Neo'nun, Kahin ve Mimar'ın planlarında kendi üstüne düşeni yapmasını
garanti
etmek için makineler onu "...türünün geri kalanına bağlı olmasını
sağlayan"
şekilde yarattılar. Bununla beraber ileri düzey yetenekleri ve Kahin'in
yol
göstericiliği onu görevinde tutuyor.
Mimar ayrıca diyor ki: " One" ın görevi kaynağa dönmek ve taşıdığı
kodun
geçici yayılışı ile ana programı yüklemek." Bunun manası şu: Neo'nun
zihnindeki "One" programı Matrix içindeki en önemli (baş) program.
Artık
görevi de (amacı da) bittiği için silinmek üzere kaynağa dönmeli (her
makinenin bir amacı olmalı). "...geçici yayılma..." cümlesi, "One"
programının bir sonraki Matrix sürümünde de kullanılacağı anlamına
geliyor.
Neo'nun soldaki kapıyı seçmesinin Matrix'i neden yokettiğinin cevabı da
burada yatıyor çünkü Matrix içinde sadece bir tane "One" olabilir.
Neo,
Matrix'in içinde kalarak onun yeniden yüklenmesini engelliyor çünkü
gelecek
sürüm için gereken yeni bir "One" olmadan yeniden yükleme işlemi bir
işe
yaramaz. (Programcılık terimleriyle söylemek gerekirse Neo, "en
öncelikli
iş" ve Matrix programının ana flamasını (semaforunu) bırakmıyor)
{burayı
kesin yanlış çevirmişimdir, programcılıkta buna ne denir bilmiyorum
çünkü }
Tamam, demek ki "One", geliştirilmiş bir genetiğe, yapıya ve makine
programlı bir zihne sahip bir insan ve Kahin'le Mimar tarafından her
Matrix
sürümü için belli bir amaçla yaratılmış ( Matrix içinde ve dışında
kontrol )
Şimdi "One" ın üçlemenin hikayesi içindeki asıl yerine bakalım.
Açıklandığı gibi, Matrix, Mimar tarafından, insanlarla savaşın sonunda
kontrol ve enerji kaynağı amaçlı olarak yaratıldı (inanması zor
biliyorum).
İlk Matrix"... doğal olarak kusursuzdu, sanat eseriydi, haşmetliydi...
ikincisi tekrar dizayn edildi... doğanızın garipliklerini
yansıtabilmesi
için." Basitçe cennet ve cehennem. İki durumda da insanlara Matrix'in
gerçekliğine inanmayı isteyip istemediklerine dair bilinçli bir seçim
hakkı
verilmedi. Bu yüzden insanların çoğunluk bir kısmı programı reddetti
ve
öldüler ("...bütün hasadı kaybettik...")
Bu sorunu çözmek için Kahin yaratıldı ve doğru bir tahminle insanların
bir
seçim verilme ihtiyacında olduklarını gördü. "Cevap, hissi bir program
tarafından bulundu, insan psikolojisini daha iyi anlamak için
yaratılmış bir
program... bulduğu çözümü deneklerin 99.9% si bilinçsiz bir durumda
bile
olsalar, seçim şansı verildiğinde kabul ettiler."
Böylece insanlar bir seçim şansı verilince, bilinçsiz durumda olsalar
dahi,
ki sadece 0.1% herşeyin farkında, Matrix'i kabul ettiler.
Makineler için kötü olarak bu 0.1%'lik kesimin büyük çoğunluğu gerçek
dünyayı Matrix'e tercih ettiler. "bu cevap işe yarasa da doğuştan
hatalıydı
ve sürekli hatayı oluşturuyordu ve eğer kontrol edilmezse sistemi
tehdit
edebilirdi. Bu yüzden programı reddedenler bir felaket olasılığını
oluşturuyorlardı."
Makineler bu yüzden bu 0.1% i de kontrol edebilmek amacıyla Zion ve
"One" ı
yarattılar.
Daha önce de açıklandığı gibi, Zion insanların tek bir mekanda
toplanmaları
amacıyla kuruldu ve "One" ın amacı da dinsel bir figür olup insanların
yenilenmiş savaşa odaklanmalarını engellemekti. İki türlü kontrol.
Ama Zion ve "One" la bile seçimin önceden bilinemezliği ("sürekli
hata")
makineleri, Matrix'i yeniden yüklemeye zorladı. Bu işlem ; "One" ın,
Merovingian'ı yenecek, Anahtarcı'yı ele geçirebilecek güç seviyesine
yükselip kaynağa her gelişinde tekrarlanacaktı. Sonra "One" programı,
gelecek Matrix'in hazırlanması amacıyla kaynağa (ana makine) tekrar
sokulacak. Bu işlem {"One" ın kaynağa yüklenmesi işlemi} süresince
makineler
"One" ın bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak insanların davranış
şekillerini daha iyi öngörebilecek ve "sürekli hataları" daha aza
indirgeyecekler.
Matrix'in altıncısının başında durum bu. İnsanlar için ne şanstır ki,
her
nedense, kahin artık insanların matrix'te hapsedilmelerini ya da
kurtulanların öldürülmelerini istemiyor. Bu yüzden riski göze alıp bir
"devrim" yaratma amacıyla Neo'yu kullanıyor.
Birinci filmde "One" ile önceki beş seferde de olduğu gibi
karşılaşıyor.
Normalde sadece Mimar'la buluşabilmesi için basitçe yardım ederken bu
sefer
Neo'ya özel bir kurabiye veriyor (Neo da yiyor kurabiyeyi) Sıradan bir
kurabiye değil, Neo için upgrade bir program bu. "One" ı yaratan
kendisi
olduğu için Kahin, onun ilerde neler yapacağını tam olarak biliyor
-özellikle Smith'i nasıl yok edeceğini- (Smith'in içinde bir nevi bir
Neo-Smith kopyalaması oluyor). Bu yüzden Kahin upgrade kodun içine
Smith'in
kendisini kopyalayabilmesi için gereken yeteneği ve hem Neo hem de
Smith
için geleceği görebilme yeteneğini de ekliyor.
İkinci filmde Neo Mimar'la buluşarak "One" rolünü devam ettiriyor.
Yalnız
Trinity'ye olan aşkından dolayı Matrix'i reload eden kapı yerine sol
kapıyı
tercih ediyor. Ki bu davranışı zaten Kahin tarafından önceden
görülmüştü
"One" ı yaratan o olduğu ve aynı zamanda insan davranış şekillerini de
tahmin edebilecek yetenekte olduğu için. Bu yüzden Trin'e, "One" a aşık
olacağını söylemişti ve bütün bunların Neo'nun o kapıyı seçmesiyle
sonuçlanacağını biliyordu.
Üçüncü filmde Kahinin planı tutuyor. Makineler Zion'a altıncı kez
saldırırlarken Smith de kendisini kopyalamaya devam ediyor. Diğer
taraftan
Neo da tren istasyonunda sıkışmış durumda. Sonuç olarak Mimar'la
buluşma
görevini yerine getirmiş olmanın sonucu olarak {amacı bitmiş durumda},
programındaki bir kodu kırıp olağanüstü yetenekleri ile tekrar makine
dünyasının parçası olmayı başarıyor (belki de Kahinin upgrade'i
sayesinde)
ve bu sayede kablosuz olarak diğer makineleri hissedip onları kontrol
edebiliyor. {Bu cümle çok zordu, ingilizcesine de bakın bence} Bunun
ilk
örneği ikinci filmin sonunda sentinelleri durdurması. Yeni
yeteneklerine
yabancı olduğu için, her nasılsa, programı {kendisi} Matrix'in güvenlik
noktasında (tren istasyonu) sıkışıp kalıyor.
Tren istasyonunda Rama Kandra, karısı ve kızları Sati ile karşılaşıyor.
Rama
ve karısı diğer tüm makineler gibi gerçek hayatta var olan ve Matrix'e
bağlanıp insan gibi yaşayan makineler. Sati, bu ikisinin "sevgi"
sonucu
yarattıkları bir program ama Rama'nın Neo'ya dediği üzere Sati'nin
varlığı
makinelerin bilgisi dışında değil. Rama ve karısı, Matrix'e, Sati'yi
güvende
olması için Kahinin yanına götürmek üzereler çünkü amacı olmayan her
program
mutlaka silinmeli. {kızın silinmesini istemiyorlar}
Neo; Trin, Morph ve Seraph tarafından kurtarıldıktan ve standard
şekilde
Matrix'ten çıkarıldıktan sonra Hammer'da iken gelecekle ilgili yeni bir
şey
görüyor. Matrix güç istasyonundan {tarlalar herhalde kastettiği} 01
Makine
şehrine giden üç güç kablosu... Yeni bağlantı yeteneği sayesinde
bunları
görebiliyor. Logos'u alıp Trin'le beraber 01'e doğru yola koyuluyor.
Yol
esnasında Bane ile (içinde Smith programı olan) karşı karşıya geliyor
ve
onun tarafından kör ediliyor. Kör olduğu halde diğer makineleri turuncu
ışık
halinde görebiliyor, Smith'i de Bane'in içinde görebiliyor ve bu sayede
Bane'i yeniyor. Ayrıca 01'den üzerlerine gelen bombaları da kontrol
ediyor
sonrasında.
Bu esnada Smith kontrolsüz bir şekilde kendini kopyalamaya devam ediyor
ve
Seraph ile Sati'yi de ele geçirdikten sonra Kahin'le karşılaşıyor.
Kısa
konuşmalarında Kahin'e "anne" diyerek onun (Mimar'la beraber) kendisini
yaratmış olmasına gönderme yapıyor... Neo'yu da yaratmış olduğu gibi
(ki şu
an Smith'in programının bir parçası). Kahin ona "ne yapmaya geldiysen
yap"
diyor ve Smith onu da ele geçiriyor. Yeni oluşmuş Smith doğrulup
isterik
bir şekilde gülmeye başlıyor, filmin sonunda olacakları önceden
görürken.
Kaçınılmaz olarak Logos, 01'e düşüyor ama Neo, yeni makine görüşü ile
turuncu renkte ışıyan şehri üstten görmeden düşmüyor. Trin ne yazık ki
ölüyor ve Neo'ya ödünç alınmış bir zamanı beraber yaşamış olduklarını
söylüyor çünkü önce Neo, sonra da Trin diğeri tarafından ölümden
döndürülmüşlerdi daha önce. İkisi de ölümü göze almış {ya da buna
koşullanmış} ama bu sefer Trin, Neo'ya onun hakkında hissettiklerini
söyleyebildiği için mutlu. (Burada Wachowski kardeşlere yazıklar olsun
Trin'i bu kadar silik bir şekilde öldürdükleri için. En azından gemiyi
kurtarmaya çalışırken ölemez miydi, düşmesine izin vermek yerine?)
Neo Logos'dan çıkıp çarptıkları makine binasına giriyor (bina da aynı
turuncu ışık şeklinde görülüyor). Deus Ex Machina ile karşılaşıyor ve
makine, her ne kadar, Smith'i durduracak tek kişinin Neo olduğunu
bilmesine
rağmen ona karşı bir nefret gösteriyor (Neo'nun çoğunluk oranda insan
olmasından dolayı). Güç gösterisinden sonra makine Neo ile barış
konusunda
anlaşıyor, Neo'nun Smith'i yok etmesi sözüne karşılık. Sentineller,
Zion
tapınağına ataklarını geri çekiyorlar ki tek mevzi o kalmış. (rıhtım ve
şehir çoktan yok edilmiş)
Makineler, Neo henüz kendi başına Matrix'e bağlanma yeteneği kazanmamış
olduğu için Neo'yu Matrix'e sokuyorlar (Neo'nun yeteneklerin kullanmayı
öğrenmesi durumu, üçleme boyunca devam ediyor). Ardından Neo, geleceği
ve
onu yendiğini gördüğünü söyleyen tek özel Smith'le karşı karşıya
geliyor.
Diğer Smith'ler (Matrix'teki herkes ele geçirilmiş durumda) sadece
savaşı
seyrediyorlar.
Şiddetli bir mücadele sonunda Neo yenilmek üzere ama dövüşmeye devam
ediyor.
Neden diye sorulduğunda da "çünkü bunu seçtim" cevabını veriyor
-ikinci
filmdeki "herşey seçimle başlar" (insanların gerçek özgürlüğü
başarabildikleri tek yol) cümlesine gönderme yaparak. Smith'e attığı
dondurucu yumruğa rağmen Neo yenilir. Smith onu ele geçirmeden önce
duraklar ve her nasılsa bu anı daha önce görmüş olduğunu ve ne
söyleyeceğini
bildiğini söyler. "başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır" der,
karman
çorman bir halde. Bu sayede Neo, Smith'in içinde bir yerlerde Kahinin
hala
var olduğunu ve Smith'in bazı düşüncelerini kontrol edebildiğini anlar.
İpucunu alan Neo kendisini Smith'e bırakır.
Neo yenilir ve Smith'in orijinal (esas) amacı tamamlanır... "One" ı yok
etmek (ama bu görevi başarabileceği hiç beklenmemiştir ondan ve bunun
yüzünden belki o kadar kızgın ruh haline sahiptir). Artık Smith'in bir
amacı
kalmadığı için silinmelidir. Ama silinmesi gereken her program kaynağa
geri
dönmekle yükümlü ise Smith nasıl silinecektir? Basit, makineler Neo'nun
içinden Smith'e bir miktar enerji kullanarak komut yollarlar. Bu hem
orijinal Smith'in hem de klonlarının silinmesini sağlar ve işgal
ettikleri
vücutlar geri gelir (bu ajan programlarının basit bir fonksiyonu, o
bedene
nasıl girdilerse öyle çıkarlar -ölüm durumu istisnası dışında-)
Matrix döngüsünde diğer bir devrim {ya da tur demek istemiş galiba}
tamamlanır, "One" kaynağa gelmiş ve ana programı yüklemiştir (Neo'nun
programı, bilgi ve deneyimleri). Matrix ardından reload edilir... 20.
yy
sonları.
Kahin; Sati, Seraph ve Mimar ile güneş yükselirken parkta buluşur.
Mimar
Kahin'e çok riskli bir oyun oynamış olduğunu söyler ve Kahin de ona
barışa
sadık kaıp kalmayacağını sorar. İnsan olmamasından ötürü (insanları
sözlerini tutmamasından dem vurarak) sözünü tutacağını söyler. Bu,
bilinçsiz bir şekilde Matrix'in varlığının farkına varıp da çıkmak
isteyen
olursa özgür bırakılacakları, Zion'dakilerin öldürülmeyecekleri
anlamına
gelir. İnsanlar ve makineler arasındaki savaş bitmiştir ya da
ertelenmiştir.
Güneşin yükselişine bakarken Kahin Sati'ye bunun onun işi olup
olmadığını
sorar ve Sati bunu (güneşin doğuşu) Neo için yapmış olduğunu söyler.
Sonuç
olarak kaynakta yüklenen Neo'nun sevgiyle ilgili deneyimleri,
makinelerin
Sati'ye acımalarına ve onu silmek yerine ona bir amaç vermelerine sebep
olur. Artık güneşi kontrol etmektedir. Sati Kahin'e Neo'yu görüp
görmeyeceklerini sorar, Kahin görebileceklerini söyler, "One"
programının
önceki seferlerde olduğu gibi, ilerde de kullanılacağı için. M3, M1'in
başladığı yerde biter böylece, bir farkla, Matrix'in varlığını
farkedenler
özgür bırakılacaklar (tatmin edici bir uzlaşma bence)
_____________________________________________
Neo is a machine, kinda. He is a human with enhanced genetics, enhanced
implants, and a machine programmed mind (probably based on a "The One"
template program). That's why, at the end of Revolutions, when his body
is
being taken away, he is shown as an orange glow. The orange glow is how
the
machines see each other, and therefore how they see Neo. It is also how
Neo
sees Smith inside Bane... he is seeing the machine program of Smith
inside
Bane's mind, and therefore it is an orange glow in the shape of the
Smith.
But the orange glow isn't the only reason to believe Neo is a machine.
Throughout the trilogy other hints are given, such as: "His neural
kinetics
are way above normal.", "He's a machine.", "Your five predecessors were
by
design based on a similar predication...", etc.
So if Neo is a machine, why was he created (as all machines must have a
purpose)? He was created by the Oracle and the Architect to be The One.
As
the Architect explains to him: "Your life is the sum of a remainder of
an
unbalanced equation inherent to the programming of the Matrix... Your
five
predecessors were by design based on a similar predication, a
contingent
affirmation that was meant to create a profound attachment to the rest
of
your species, facilitating the function of The One... The function of
The
One is now to return to the Source, allowing a temporary dissemination
of
the code you carry, reinserting the prime program."
Translated, the Architect is explaining that Neo was designed to be a
religious figure to the freed humans, thus causing them to put their
faith
(hope) in Neo and to rally around him ("...sum of a remainder...").
This
helps to ensure that the freed humans are focused on Neo instead of
war, and
to keep them all together in one place, Zion (which was built by the
machines for this purpose also). Neo is a form of control in the real
world.
And just to make sure that Neo carries out his part of their plan, the
machines programmed him with "... a contingent affirmation that was
meant to
create a profound attachment to the [humans]." This, along with his
enhanced
abilities and the "guidance" of the Oracle, keeps him on the intended
course.
The Architect also states that "The function of The One is now to
return to
the Source, allowing a temporary dissemination of the code you carry,
reinserting the prime program." This simply means that The One program
in
Neo's mind is the most important (prime) program in the Matrix, and
that now
that his mission (purpose) is complete, he must return to the source
for
deletion (all machines must have a purpose). The phrase "... temporary
dissemination..." means that the The One program will be used again in
the
next version of the Matrix. This is also why Neo's choice of the left
door
will destroy the Matrix, as there can be only one The One in the Matrix
at
any time. By staying in the Matrix Neo is preventing it from being
reloaded,
as a reload will do nothing without another The One for the next
version.
(In programming terms he is the highest priority task, and he will not
release the Matrix program's main semaphore.)
OK, so The One is a human with enhanced genetics, enhanced implants,
and a
machine programmed mind, and was created by the Oracle and the
Architect to
carry out a specific purpose (form of control in and out of the Matrix)
in
each iteration of the Matrix. Now let's see how The One fits in with
the
entire story of the trilogy.
As is explained, the Matrix was created by the Architect, at the end of
the
war with the humans, as a way to control the humans and use them as a
power
source (I know, hard to believe...). The first Matrix was "... quite
naturally perfect, it was a work of art, flawless, sublime.", while the
second Matrix was redesigned "... to more accurately reflect the
varying
grotesqueries of your nature." Basically Heaven and then Hell. In both
cases, however, no conscious choice was given to the humans as to
whether or
not they wanted to believe in the reality of the Matrix. This caused
the
majority of humans to reject the Matrix and die ("... whole crops were
lost.").
To solve this problem the Oracle was created, and realized correctly
that
the humans needed to be given a choice: "Thus, the answer was stumbled
upon
by another, an intuitive program, initially created to investigate
certain
aspects of the human psyche... she stumbled upon a solution whereby
nearly
99.9% of all test subjects accepted the program, as long as they were
given
a choice, even if they were only aware of the choice at a near
unconscious
level." So by giving humans a choice, even at an unconscious level that
only
0.1% are ever aware of, they accepted the Matrix.
Unfortunately for the machines, however, a majority of the 0.1% who
were
aware of the choice usually chose the real world over the Matrix.
"While
this answer functioned, it was obviously fundamentally flawed, thus
creating
the otherwise contradictory systemic anomaly, that if left unchecked
might
threaten the system itself. Ergo, those that refused the program, while
a
minority, if unchecked, would constitute an escalating probability of
disaster." The machines therefore also needed a way to control the 0.1%
of
the humans who chose the real world over the Matrix, thus Zion and The
One
were created.
As was explained earlier, Zion was built by the machines to ensure that
the
freed humans would all gather in one place, and The One was created to
be
their religious figure, helping to distract them from renewed war with
the
machines. Both forms of control.
But even with Zion and The One, the unpredictability of choice
("systemic
anomoly") still forced the machines to occasionally "reload" the
Matrix.
This always occurs when The One reaches the Source, which he can only
do
after attaining the level of power necessary for him to defeat the
Merovingian, obtain the Keymaker, etc. The One program is then
temporarily
reinserted into the Source (machine mainframe), in preparation for the
next
iteration of the Matrix. In the process the machines gain the knowledge
and
experiences of The One, allowing them to better predict the future
behavior
of the humans, and thus reduce the systemic anomolies.
So that is the situation at the start of the sixth iteration of the
choice-Matrix. Luckily for the humans, however, the Oracle does not
want
them to be enslaved in the Matrix any longer, or for the freed humans
to be
killed. She therefore decides to take a risk and use Neo to bring about
a
"revolution".
In M1 (The Matrix) she meets with The One, Neo, as she has done in the
five
previous iterations of the Matrix. Normally she simply helps guide The
One
to his meeting with the Architect. Except this time the Oracle gives
Neo a
special cookie, which he eats. The cookie isn't actually a cookie,
though,
it's an upgrade to Neo's program. Since the Oracle created the The One
program, she can predict exactly what Neo will do in the future,
specifically how he will destroy Smith (from the inside, with some
copying
from Neo to Smith occuring). She therefore includes in the program
upgrade
code that will give Smith the ability to replicate himself, and for Neo
and
Smith to see the future as she does.
In M2 (The Matrix Reloaded) Neo plays out his role as The One, meeting
with
the Architect. However, due to his love for Trinity he chooses the left
door, preventing the Matrix from reloading. This was seen in advance by
the
Oracle, as she has the ability to predict Neo's behavior (as explained
above) as well as human behavior in general (due to the nature of her
program). She therefore told Trinity that she would fall in love with
Neo
(in M1), all the while knowing it would eventually cause Neo to choose
the
left door.
In M3 (The Matrix Revolutions) the Oracle's plan comes to fruition.
While
the machines begin their assualt on Zion (for the sixth time), Smith
continues to replicate himself throughout the Matrix. Neo, on the
otherhand,
is stuck in the train station. Apparently, fulfilling his mission to
meet
with the Architect unlocks some section of his program that allows Neo
to
use his enhanced implants to once again become part of the machine
collective (perhaps because of the Oracle's upgrade?). He is therefore
able
to sense and control other machines wirelessly. The first example of
this is
when he stops the sentinels at the end of M2. Since he is not quite
ready to
use his new abilities, however, his program gets stuck at the security
checkpoint of the Matrix, the train station.
In the train station Neo meets with Rama Kandra, his wife, and their
daughter Sati. Rama and his wife are both machines from the real world
who
can jack into the Matrix, like all other machines, and live human
lives.
Sati is a program created by these two machines out of love, which Rama
explains to Neo is not out of the grasp of the machines. They are on
their
way back into the Matrix to leave Sati with the Oracle for safe
keeping, as
any program without a purpose is deleted.
After being rescued from the train station by Trinity, Morpheus, and
Seraph,
Neo is helped out of the Matrix using the standard jack. While aboard
the
Hammer he has another vision of the future, this time of the three
power
lines leading from the Matrix power station to 01, the machine city (he
is
able to see the power lines due to his newfound connection to the
machine
collective). He therefore takes the Logos, along with Trinity, and
leaves
for 01. Along the way he confronts the stowaway Bane (who has the Smith
program inside of him), and is blinded by him. Although blind, Neo is
still
able to see other machines (orange glow), including the Smith program
inside
Bane, which he uses to defeat Bane. He also uses his power to control
other
machines to detonate the bombs fired at the Logos by the 01 defenses.
Meanwhile Smith is replicating out of control in the Matrix, and
eventually
confronts the Oracle after taking over Seraph and Sati. They have a
brief
conversation in which he calls her "Mom", referring to the fact that
she
helped to create him (along with the Architect) as well as Neo (part of
his
program now). The Oracle then tells Smith to "Do what you came here to
do.",
so he takes over her as well. The newly formed Smith then stands up and
laughs hysterically, foreshadowing the events at the end of the movie.
Eventually the Logos crashes in 01, but not before Neo gets a top-down
view
of the orange glowing city with his newfound machine-vision (notice the
fractal patterns). Unfortunately Trinity is killed in the crash, and
explains to Neo that both of them have been living on borrowed time.
Neo
since he was ressurected by Trinity, and Trinity since she was
ressurected
by Neo. Both are meant to die and Trinity is simply happy for the
oportunity
this time to tell Neo how she feels about him. (But shame on the
brothers
for killing off Trinity in such a lame way. Couldn't she have at least
died
trying to save the ship, not just letting it crash!)
Neo then leaves the Logos and enters the machine building into which it
crashed (the building is seen in the same orange glowing
machine-vision). He
is then confronted by the Deus Ex Machina, who knows that Neo is the
only
one who can stop Smith from destroying the Matrix, but still shows
hatred
toward Neo (due to the fact that he is mostly human). After a show of
force,
the Deus Ex Machina agrees to peace with the humans in exchange for
Neo's
promise to destroy Smith. This causes the sentinels to halt their
attack on
the Zion temple, the last holdout of the remaining humans (the dock and
city
have already been destroyed).
The machines then jack Neo into the Matrix, since he has not yet
masterred
the ability to do so wirelessly (this theme of Neo having to learn to
use
his new abilities runs throughout the trilogy). Neo then confronts
Smith,
who says he has seen the future, and that he (the one particular Smith)
is
the one that defeats Neo. The other Smiths (all of the other people in
the
Matrix have now been taken over by him) therefore only watch as the
fight
begins.
After a brutal battle Neo is near defeat, but continues to fight. When
asked
why he does so, Neo responds "Because I choose to.", echoing the theme
in M2
that "Everything begins with choice." (the only way humans achieve true
freedom). But even though he delivers a stunning punch to Smith which
sends
him through the ground, Neo is eventually defeated. Before Smith takes
him
over he pauses, however, realizing that he has seen this very moment in
his
visions, and he already knows what he is going to say. "Everything that
has
a beginning has an end..." he mutters confusedly. This causes Neo to
realize
that the Oracle still exists somewhere inside of Smith, and that she is
partially able to control his thoughts. Taking his cue from the Oracle,
Neo
freely gives himself to Smith.
Thus Neo is defeated, and Smith's original purpose, to defeat The One
(which
he is never really expected to achieve, which leads to his bad
temperment)
is accomplished. Smith therefore no longer has a purpose and must be
deleted. But since programs marked for deletion must return to the
source,
how is Smith to be deleted? Simple, the machines send the command
through
Neo, into Smith, using a burst of energy. This causes all of the Smith
clones, and the original Smith, to be deleted, leaving the original
inhabitants of the bodies he has taken over (this is a basic function
of the
agent programs, that they leave their hosts as they found them, with
death
being the only exception).
This then completes another revolution in the Matrix cycle, as The One
has
reached the Source and has reinserted the prime program (Neo's program,
his
knowledge and experiences). The Matrix is then reloaded back to it's
initial
state, the late 20th century.
The Oracle then meets with Sati, Seraph, and the Architect in a park
outside
the city as the sun rises over it. The Architect tells her that she was
playing a "very risky game", and she asks him if he will honor the
promise
of peace. He says that he will, since he is not human (meaning humans
do not
keep their promises, an insult). This means that those people who
unconsciously become aware of the Matrix and choose to leave will be
freed,
and those living in Zion will not be killed. The war between man and
machine
is over, or at least suspended.
Looking upon the sunrise the Oracle asks Sati if that was her doing,
and the
girl responds that she did it for Neo (made the sun rise). Apparently
Neo's
experience with love, which was uploaded from him to the Source, caused
the
machines to show pity on Sati and give her a purpose instead of
deleting
her. She is now in control of the sun. Sati also asks the Oracle if
they
will ever see Neo again, and the Oracle replies that they might,
indicating
that the The One program will be used again in the future, as it had
been
for the previous six iterations of the Matrix. M3 therefore ends where
M1
began, except that now the humans who become aware of the Matrix will
be
freed (a decent compromise if you ask me).
Whew, done! Hopefully this helped those of you who were confused like
me
after seeing M3 for the first time. I know that I am not 100% correct
in
what I've said here (perhaps only 50%), but it's a nice starting point.
Maybe others can build on it to make it even more correct and useful.
Thanks
for reading!
0
teori'yi yazan arkadaş iyi bir iş çıkarmış lakin hepsinin doğru olduğu kanısında değilim. neyse, şimdi zion gerçek dünyada oluyor değil mi?
edit: bu arada çeviren sensen uğraşıp da çevirdiğin için tebrik ederim.
edit: bu arada çeviren sensen uğraşıp da çevirdiğin için tebrik ederim.
0
cevaplar için sağolun. teori gerçekten iyimiş. zaten film in yönetmenleri bile tek fikir üzerinden gitmemişlerdir. böyle teoriler üretilebilen filmler efsane olabiliyor zaten.
0
animatriks'e göre önce bildiğimiz robotlar yaratılıyor. sonra savaş ve dünyanın yaşanamaz hale gelmesi, sonrasında dünya liderleri robotlarla anlaşma yapıyor ve matrix içinde yaşamayı kabul ediyolar. ilk matrix böyle kuruluyor.
sonrasında sanıyorum matrix'i bir ütopya-cennet vari yaptıkları için insanlar adapte olamıyorlar ve bu yüzden gidip 99 senesini canlandırıyorlar. hata ayaklamak içinde kontrollü bir ortam yani zion 'u kullanıyorlar. Zion'un amacı hataların (adapte olamayan insanlar) belli bir bölgeye toplanması.
sonrasında sanıyorum matrix'i bir ütopya-cennet vari yaptıkları için insanlar adapte olamıyorlar ve bu yüzden gidip 99 senesini canlandırıyorlar. hata ayaklamak içinde kontrollü bir ortam yani zion 'u kullanıyorlar. Zion'un amacı hataların (adapte olamayan insanlar) belli bir bölgeye toplanması.
0
Zion gercek. Nokta. Tartismaya bile luzum yok yani bunu.
Aksini nasil iddia edebiliyorsunuz anlamadim.
Aksini nasil iddia edebiliyorsunuz anlamadim.
0
Teoriyi okudum ve çok abartmalar olduğu kanısındayım. Bu insanların basit şeylere anlam yükleme işine de ayrıca kılım. Kod gönderme ne yahu? İyice uçmuş teoriyi yazan arkadaş.
@dream endless zion gerçek değil. Şuna istinaden söylüyorum. 2. filmin sonunda Morfeyyaz "kaynağın yokedilmesine rağmen neden savaşın bitmediğini" sorguluyordu. Neo ise "Her şeyi başka bir sistem kontrol ediyordu" diyerek aslında gerçek dünyanın da bir yanılsama olduğunu söyledi. Morfeyyaz "i don't believe" diyerek ilk filmde Neo'nun yaptığı gibi gerçeği reddetti. Oysa Neo da ilk filmde Morfeyyaz'ın yaptığı gibi "buna inanmak çok güç ama bıdıbıdı da bıdıbıdı..." diye Morfeyyaz'ı teselli etti.
Sarı ışık yeşil ışık dalgası da şu. Yeşil ışıklı kodlar 1. matrix'in kodları, sarı ışıklı kodlar da 2. matrix'in kodları. Sonuçta ikinci matrix gerçekten gerçekse ışıklı kodlar görünmesi saçma olurdu.
Not: Animatrix serisini izlemedim ama basitçe her şeye cevap verebilirim sanıyorum.
@dream endless zion gerçek değil. Şuna istinaden söylüyorum. 2. filmin sonunda Morfeyyaz "kaynağın yokedilmesine rağmen neden savaşın bitmediğini" sorguluyordu. Neo ise "Her şeyi başka bir sistem kontrol ediyordu" diyerek aslında gerçek dünyanın da bir yanılsama olduğunu söyledi. Morfeyyaz "i don't believe" diyerek ilk filmde Neo'nun yaptığı gibi gerçeği reddetti. Oysa Neo da ilk filmde Morfeyyaz'ın yaptığı gibi "buna inanmak çok güç ama bıdıbıdı da bıdıbıdı..." diye Morfeyyaz'ı teselli etti.
Sarı ışık yeşil ışık dalgası da şu. Yeşil ışıklı kodlar 1. matrix'in kodları, sarı ışıklı kodlar da 2. matrix'in kodları. Sonuçta ikinci matrix gerçekten gerçekse ışıklı kodlar görünmesi saçma olurdu.
Not: Animatrix serisini izlemedim ama basitçe her şeye cevap verebilirim sanıyorum.
0
Ayrıca ve ayrıca Ajan Smith'in Zion'daki bir kişinin içine girebilmesi de zion'un matrix tabanlı olduğunun en büyük kanıtlarından biri. Eğer gerçek dünya olsaydı Ajan Smith aynı matrix'de yaptığı gibi nasıl insanların bedenlerine sızabilirdi?
0
gayet sızar. nasıl sızar? sonuçta gerçek insanların beyinleri kablolarla matrix'e bağlı değil mi? sonuç olarak matrix'te öğrendiği bir bilgi gerçek beynine işleniyor. dolayısıyla kablolar aracılığıyla smith insanların beynine sızabilir.
neden sızamasın ki?
neden sızamasın ki?
0
demek istediğim insanların beyinlerinin arkasından bir giriş mevcut ya. o. matrix'e o yolla bağlanılmıyor mu?
0
Tamam o yolla bağlanılıyor da gerçek dünyaya o girişten sızması imkansız. Bir bilgisayar programı gerçek bir beyne nasıl sızabilir?
0
bilgi olarak? sonuçta matrix'teki bilgiler o yolla beyin dalgalarına dönüşüyor. smith'in varlığı da teknik olarak bilgiden ibaret değil mi? sonuçta beynin arkasından giriş yapan kablonun olayı kodları beyin dalgalarına dönüştürmek aynı zamanda.
0
Zion'un yer aldigi dunya'nin adi MACHINE WORLD olarak geciyor. Mesela Oracle'in metro istasyonunda sikisan Neo icin sarf ettigi "He is trapped between this world (Matrix) and the machine world". Matrix dunyasiyla bizim bildigimiz anlamda "gercek dunya"nin yani machine world'un farkli oldugu yonundeki yorumlar da defaatle dile getirilen "both worlds", "other world" gibi ayrimlardan ortaya cikiyor. Yani iki dunya, iki duzlem var.
Simdi Trinity ve Neo'nun Logos'la bulutlari asip gercek, mavi gokyuzunu gordugu ani dusunelim.
Bakiniz Morpheus hazretleri ne buyurmuslar:
"We don't know who struck first - us, or them. But we know it was us that scorched the sky. At the time they were dependent on solar power and it was believed that they would be unable to survive without an energy source as abundant as the sun."
Daha da oteye tasiyalim:
"Me and my brother Dozer, we're both one HUNDRED PERCENT PURE, OLD FASHIONED HOME-GROWN HUMAN, born free!...Right here, in the real world. Genuine child of Zion."
Boyleyken boyle.
Zion'un bildigimiz dunyada, makinelerin istila ettigi ve Matrix'in "hardware"'i olan dunyada var olan gercek, Matrix var olmasa da var olabilecek bir yer olabildiginin cesitli kanitlari.
Aha ben boyle iddia ediyorum. Elle tutulur kanitlar verin var olmadigina dair, ondan sonra "sen nasil iddia ediyorsan" deme rahatligina sahip olursunuz.
Simdi Trinity ve Neo'nun Logos'la bulutlari asip gercek, mavi gokyuzunu gordugu ani dusunelim.
Bakiniz Morpheus hazretleri ne buyurmuslar:
"We don't know who struck first - us, or them. But we know it was us that scorched the sky. At the time they were dependent on solar power and it was believed that they would be unable to survive without an energy source as abundant as the sun."
Daha da oteye tasiyalim:
"Me and my brother Dozer, we're both one HUNDRED PERCENT PURE, OLD FASHIONED HOME-GROWN HUMAN, born free!...Right here, in the real world. Genuine child of Zion."
Boyleyken boyle.
Zion'un bildigimiz dunyada, makinelerin istila ettigi ve Matrix'in "hardware"'i olan dunyada var olan gercek, Matrix var olmasa da var olabilecek bir yer olabildiginin cesitli kanitlari.
Aha ben boyle iddia ediyorum. Elle tutulur kanitlar verin var olmadigina dair, ondan sonra "sen nasil iddia ediyorsan" deme rahatligina sahip olursunuz.
0
Tamam o yolla bağlanılıyor da gerçek dünyaya o girişten sızması imkansız. Bir bilgisayar programı gerçek bir beyne nasıl sızabilir?
ataturkiye, Fikralarla Turkiye isimli diziyi degil Matrix'i tartisiyoruz.
Neo ve Smith, Dunya-Matrix arasindaki paralellige vakif olmuslar, birbirlerini The Source vasitasiyla etkileyebiliyorlar zira ikisi de The Source kodlarini manipule edebilecek kudretteler.
Bir bilgisayar programinda olen insanlar nasil gercek dunyada da oluyorsa, yani boyle bir fiziki kudrete vakifsa, ya da nasil Neo kung-fu ogrenirken vucudu gercek dunyada hareket ediyorsa, vucut sinirlarini zorlayan ve -belki de insan metabolizmasinda var oldugu fakat gizli kaldigi senaristlerce belirlenmis- bazi insanustu kudretlerin bilgisayar programinin unlock'iyla, haxxorz'uyla gercek dunyada acilmasi da cok enteresan degil.
ataturkiye, Fikralarla Turkiye isimli diziyi degil Matrix'i tartisiyoruz.
Neo ve Smith, Dunya-Matrix arasindaki paralellige vakif olmuslar, birbirlerini The Source vasitasiyla etkileyebiliyorlar zira ikisi de The Source kodlarini manipule edebilecek kudretteler.
Bir bilgisayar programinda olen insanlar nasil gercek dunyada da oluyorsa, yani boyle bir fiziki kudrete vakifsa, ya da nasil Neo kung-fu ogrenirken vucudu gercek dunyada hareket ediyorsa, vucut sinirlarini zorlayan ve -belki de insan metabolizmasinda var oldugu fakat gizli kaldigi senaristlerce belirlenmis- bazi insanustu kudretlerin bilgisayar programinin unlock'iyla, haxxorz'uyla gercek dunyada acilmasi da cok enteresan degil.
0
@dream endless Neo kaynağa dönmesine ve kaynağı yoketmesine rağmen Matrix bitmedi. Bitmesi gerekiyordu senin teorilerine göre. Nitekim Morfeyyaz da öyle biliyordu. Ancak ne matrix bitti ne de savaş. Zion'un defalarca yıkılıp yapılandırılması da bir program olduğunun kanıtı değil mi? Aynı matrix gibi 5 kere yık yap. Nitekim bunu bilen tek kişi Neo oldu ve "ya bunu kimse bilmiyor ya da bana kimse söylemedi" dedi. Programların ya da insanların sözlerini referans almak burada mantıksızca; çünkü onlar da bu gerçeği bilmiyorlar.
Ayrıca bu bir film sonuçta. Teorileri yazanlar tanrı değiller ve mutlaka falso verilen yerler olacaktır. Çok da ciddiye almamak lazım. Hele asabileşmek hiç yakışmaz :)
Ayrıca bu bir film sonuçta. Teorileri yazanlar tanrı değiller ve mutlaka falso verilen yerler olacaktır. Çok da ciddiye almamak lazım. Hele asabileşmek hiç yakışmaz :)
0
iyi de amaç matrix'i bitirmek değildi zaten, barışı sağlamak ve zion'u kurtarmaktı. ve başarıldı da.
zion'un 5 defa kurulup yıkılması illa ki program olduğunu göstermiyor. sonuçta matrix'e bağlı insanlar arasından bir tanesini seçip çeşitli özellikler bahşediyorlar, ve zion yok olduğunda "al şu kadar insanı git bi daha kur" diyorlar. her seferinde zion aynı zion olmak zorunda değil, ama 20 kişiyi tutuşturup da "al kur" dersen kurulur, çok zor değil bence.
bir sorun daha var, şimdi diyelim ki zion'un bulunduğu dünya da başka bir kod sistemi, ve matrix'ten kurtulmayı başaranlar oraya gidiyor. demek ki zion'da yaşayanlar teknik olarak hala makinelere bağlı. yani hala pil olarak kullanılıyorlar. o zaman makineler niye zion'u imha etme gereği duyuyor? oradaki bütün insanları zaten kullanıyor? bütün dünya zion'a taşınsın ne farkeder yani?
zion'un 5 defa kurulup yıkılması illa ki program olduğunu göstermiyor. sonuçta matrix'e bağlı insanlar arasından bir tanesini seçip çeşitli özellikler bahşediyorlar, ve zion yok olduğunda "al şu kadar insanı git bi daha kur" diyorlar. her seferinde zion aynı zion olmak zorunda değil, ama 20 kişiyi tutuşturup da "al kur" dersen kurulur, çok zor değil bence.
bir sorun daha var, şimdi diyelim ki zion'un bulunduğu dünya da başka bir kod sistemi, ve matrix'ten kurtulmayı başaranlar oraya gidiyor. demek ki zion'da yaşayanlar teknik olarak hala makinelere bağlı. yani hala pil olarak kullanılıyorlar. o zaman makineler niye zion'u imha etme gereği duyuyor? oradaki bütün insanları zaten kullanıyor? bütün dünya zion'a taşınsın ne farkeder yani?
0
Amaç matrix'i bitirmekti. Kaynak yok olunca program nereden yayınlanacak?
Her tarafı zaptedilen bir dünya var ve her tarafı makinelerle dolu. Bu dünyada nasıl yeni bir insan şehri kurabilirsin? Düşmanının orta yerinde kamp kurmak gibi bir şey bu.
Bu kısım muallak. Ya gerçekten insanlar "gerçek" dünyada (öz hakiki dünya gibi oldu bu) makinelere bağlı yaşıyorlar ya da insanlar da basit birer programdan ibaret. Çünkü Mimar Neo'nun da bir program olduğunu ima ediyor her seferinde. Diğer insanların da program olmadığı ne malum?
Her tarafı zaptedilen bir dünya var ve her tarafı makinelerle dolu. Bu dünyada nasıl yeni bir insan şehri kurabilirsin? Düşmanının orta yerinde kamp kurmak gibi bir şey bu.
Bu kısım muallak. Ya gerçekten insanlar "gerçek" dünyada (öz hakiki dünya gibi oldu bu) makinelere bağlı yaşıyorlar ya da insanlar da basit birer programdan ibaret. Çünkü Mimar Neo'nun da bir program olduğunu ima ediyor her seferinde. Diğer insanların da program olmadığı ne malum?
0
ataturkiye, asabiligimin hedefi sen degildin evvela onu soyleyeyim.
Zion'un tekrar yikip yapilanmasi diye bakmamak lazim olaya, direnise devam etmek olarak bakilabilir. Yani bu bilincli bir yikip yapilanmadan cok, Matrix kuvvetlerince yikilmasina ragmen insanlarin tekrar yapilanmasi gibi gozukuyor.
En nihayetinde, soylenenler neticesinde, bilhassa Morpheus hoca efendinin pure, old-fashioned human tanimi cercevesince, Zion'un gercek oldugunu soyleyebiliriz. Ha aksini iddia edersek soyle bir soru cikiyor, Zion gercek degilse, bu heriflerin gercek bedenleri nerede? Insan tarlalarini neden ve nasil bir programin icine entegre etmis makineler?
Zion'un tekrar yikip yapilanmasi diye bakmamak lazim olaya, direnise devam etmek olarak bakilabilir. Yani bu bilincli bir yikip yapilanmadan cok, Matrix kuvvetlerince yikilmasina ragmen insanlarin tekrar yapilanmasi gibi gozukuyor.
En nihayetinde, soylenenler neticesinde, bilhassa Morpheus hoca efendinin pure, old-fashioned human tanimi cercevesince, Zion'un gercek oldugunu soyleyebiliriz. Ha aksini iddia edersek soyle bir soru cikiyor, Zion gercek degilse, bu heriflerin gercek bedenleri nerede? Insan tarlalarini neden ve nasil bir programin icine entegre etmis makineler?
0
pollyanna
Ta playstation 1 yıllarında kuzenlerle oynardık ve çok net hatırlıyorum bir patenli hatun vardı. Bugün oyun camiasında sağlam geçmişi olan birkaç kişiye sorduğumda "yok kızım öyle bir şey" dediler, fakat ben niye hatırlıyorum? Ya da neyi hatırlıyorum? Sorum, hatırlayanın olup olmadığı. Street Fighte
Ta playstation 1 yıllarında kuzenlerle oynardık ve çok net hatırlıyorum bir patenli hatun vardı. Bugün oyun camiasında sağlam geçmişi olan birkaç kişiye sorduğumda "yok kızım öyle bir şey" dediler, fakat ben niye hatırlıyorum? Ya da neyi hatırlıyorum?
Sorum, hatırlayanın olup olmadığı. Street Fighter diyorum ama bambaşka bir oyun da olabilir, çok ısrarcı değilim o konuda. Fakat bana öyle bir karakter yoktu demeyin sakın. Vardı çünkü yaaa!
Sorum, hatırlayanın olup olmadığı. Street Fighter diyorum ama bambaşka bir oyun da olabilir, çok ısrarcı değilim o konuda. Fakat bana öyle bir karakter yoktu demeyin sakın. Vardı çünkü yaaa!
0
Yok diyen caildir.3d Street Fighter serisi Street Fighter EX'de var o hatun.ismide Area idi sanırım.
0
Bunlar da patenleriyle beraber fotoları olsun:
i3.tinypic.com
i4.tinypic.com
not: özel karakterdir. oyun başında açılmaz.
i3.tinypic.com
i4.tinypic.com
not: özel karakterdir. oyun başında açılmaz.
0
otchaianie
http://issuu.com/roundhouse/docs/redtop3?documentId=080910142907-bc11de0460a1421d9f35542eefcb2940şu adresteki ve benzeri dergiler nasıl hazırlanır? hangi program gereklidir ve bloguma ekleyebilir miyim? bu soruları sorduğuna göre tasarım ve bilgisayar cahili bir insan olarak bunu becerebilir miyim e
issuu.com
şu adresteki ve benzeri dergiler nasıl hazırlanır? hangi program gereklidir ve bloguma ekleyebilir miyim?
bu soruları sorduğuna göre tasarım ve bilgisayar cahili bir insan olarak bunu becerebilir miyim en önemlisi...
şu adresteki ve benzeri dergiler nasıl hazırlanır? hangi program gereklidir ve bloguma ekleyebilir miyim?
bu soruları sorduğuna göre tasarım ve bilgisayar cahili bir insan olarak bunu becerebilir miyim en önemlisi...
0
Pdf bunların çoğu. Aralarında elbette profesyonel hazırlanmışı vardır ama pdf yapıp gönderirseniz buradaki gibi çıkacaktır.
Herhangi bir pdf programıyla yapabilirsiniz. Ha, daha profesyonellik istiyorsanız o zaman grafik programları da bilmeniz; hatta vektörel grafik programı bilmeniz icab eder.
Herhangi bir pdf programıyla yapabilirsiniz. Ha, daha profesyonellik istiyorsanız o zaman grafik programları da bilmeniz; hatta vektörel grafik programı bilmeniz icab eder.
0
ben de bir ara denemistim. söyledigin tür dergileri flash ile birlikte özel bir eklenti kullanarak yapiyorlar. kısıtlı özelliklere sahip demo lar var onlari kullanabilirsin. bir tanesinin adresi burada www.flashpageflip.com cok agir görsel yüklemeyeceksen bu senin işini görür. ama bakdergi www.bakdergisi.com gibi birsey yapacaksan o zaman flash bilen bir arkadasinin yanina gidip yardim isteyeceksin. ama bana sorarsan hic kendini yorma bir blog ac misler gibi derdin tasan olmadan yapacagini yine yaparsin. bak güzel bir adet var surada www.boltart.net hem sade hem de işlevsel.
0
humanistyamyam
Bilgisayarımda Nod 32 yüklüydü ancak programı kaldırdıktan sonra Outlook Exspress üzerinden mail alabildiğim halde mail gönderememeye başladım.Sorunu çözmenin bir yolu varmı?
Bilgisayarımda Nod 32 yüklüydü ancak programı kaldırdıktan sonra Outlook Exspress üzerinden mail alabildiğim halde mail gönderememeye başladım.
Sorunu çözmenin bir yolu varmı?
Sorunu çözmenin bir yolu varmı?
0
smtp ayarlarından kaynaklanabilir. Ayarları güncellemek gerek.
(bkz: ttnet'in smtp 25 portunu kapatması)
(bkz: ttnet'in smtp 25 portunu kapatması)
0
ataturkiye
Merhaba ringo ringo damacanalar;Şu sıcak yaz günlerinde bol bol su tüketiyorum. Ve bunun sonucu olarak ofisimde, evimde 5, 8 ve 20 litrelik damacanalar birikiyor sürekli. Hergün çıkan istisnasız 2-3 damacanam var.Tahmin edersiniz ki geri dönüşüme inanan biri olarak bu pet şişelerin çöpe atılması ben
Merhaba ringo ringo damacanalar;
Şu sıcak yaz günlerinde bol bol su tüketiyorum. Ve bunun sonucu olarak ofisimde, evimde 5, 8 ve 20 litrelik damacanalar birikiyor sürekli. Hergün çıkan istisnasız 2-3 damacanam var.
Tahmin edersiniz ki geri dönüşüme inanan biri olarak bu pet şişelerin çöpe atılması beni son derece rahatsız ediyor. Birkaç defa baktım, çöpçüler de almıyorlar bu damacanaları.
Bu damacanaları doğaya başıboş salmak yerine, nasıl geridönüşüme kazandırabiliriz?
Not1: Damacanalar dünya ahiret kardeşimdir.
Not2: Yukarıdaki espriden başka damacana esprisi yapan 100 kırbaçla cezalandırılacaktır.
Şu sıcak yaz günlerinde bol bol su tüketiyorum. Ve bunun sonucu olarak ofisimde, evimde 5, 8 ve 20 litrelik damacanalar birikiyor sürekli. Hergün çıkan istisnasız 2-3 damacanam var.
Tahmin edersiniz ki geri dönüşüme inanan biri olarak bu pet şişelerin çöpe atılması beni son derece rahatsız ediyor. Birkaç defa baktım, çöpçüler de almıyorlar bu damacanaları.
Bu damacanaları doğaya başıboş salmak yerine, nasıl geridönüşüme kazandırabiliriz?
Not1: Damacanalar dünya ahiret kardeşimdir.
Not2: Yukarıdaki espriden başka damacana esprisi yapan 100 kırbaçla cezalandırılacaktır.
0
çöpçüler topluyorlar yahu. çöpe atmaktansa çöpün kenarına bırakın. görünce alırlar direk. şöyle bir haber buldum bonus olsun bu da:
www.finansgundem.com
www.finansgundem.com
0
Çöpçüler değil de, çöpten malzeme toplayıcılar topluyorlar. Ancak bunların bazısı sadece teneke gibi nispeten daha pahalı şeyleri toplar, bazıları pet şişe topluyor.
Bir kaç şehrimizde de büyük çöplüklerdeki çöpler ayrıştırılarak yeniden değerlendiriliyor. İstanbulda var mı? Bilmiyorum. Kocaelinde var ama sanırım.
Pet şişeler çok yer kapladığı için biriktirmek sorun olacaktır. İyicene ezip büzüp küçültmek lazım ki o da kolay değil, özellikle büyük şişeleri düşünürsek. Ama pil, cam, teneke özellikle kağıt atıklarını biriktirmek daha kolay.
Sonuçta çöpe atmak tek çözüm gibi görünüyor.
Bir kaç şehrimizde de büyük çöplüklerdeki çöpler ayrıştırılarak yeniden değerlendiriliyor. İstanbulda var mı? Bilmiyorum. Kocaelinde var ama sanırım.
Pet şişeler çok yer kapladığı için biriktirmek sorun olacaktır. İyicene ezip büzüp küçültmek lazım ki o da kolay değil, özellikle büyük şişeleri düşünürsek. Ama pil, cam, teneke özellikle kağıt atıklarını biriktirmek daha kolay.
Sonuçta çöpe atmak tek çözüm gibi görünüyor.
0
@ztpz valla izmir'deyim, kimsenin alacağını sanmıyorum.
@dambil, Karluk çöpçülere baktım ama almıyorlar. Aldıklarını bilsem içim rahatlayacak.
@yuto maalesef 5 ve 8 litrelik petlerin depozitoluları yok. Öbürleri de sanki çeşmeden doldurulmuş gibi, kötü tadıyorlar.
@dambil, Karluk çöpçülere baktım ama almıyorlar. Aldıklarını bilsem içim rahatlayacak.
@yuto maalesef 5 ve 8 litrelik petlerin depozitoluları yok. Öbürleri de sanki çeşmeden doldurulmuş gibi, kötü tadıyorlar.
0
geri dönüşüm kutuları vardır bikaç günde bir ziyaret edebilirsiniz veyahut iyi su markası araştırın istanbulda gerçekten iyiler var zira.
0
suyu temiz bir yere gidip hepsini doldurun, en güzel geri dönüşüm olur. ayrıca su parasından da kısarsınız.
0
izmir de iseniz izsu nun bornova ve karsiyaka da su istasyonlari var litresi 5 kurustan temiz su satiyorlar. yok ugrasamam dolduramam illa atacagim diyorsaniz internetteki martha stewart sitelerini gezin. o damacanalardan cok güzel cöp kutusu oyuncak sepeti olur.
0
biz de izmir'deyiz ve geri dönüşüm çöplerimiz her pazartesi ve perşembe günleri büyükşehir belediyesinin aracıyla toplanıyor. hatta görevliler büyük mavi çöp poşetleri de bırakıyorlar apartmanın kapısına, biz de, ambalaj, cam, plastik, teneke vb. atıklarımızı o poşetlere doldurup haftada bir apartman kapısının önüne bırakıyoruz. sitelerine baktım bu konudan bahsetmemişler ama tel. açıp, eğer yoksa, kendi semtiniz için de böyle bir talepte bulunabilirsiniz.
www.izmir.bel.tr
www.izmir.bel.tr
0
roadrunner_merlin
Sadece (yada diğer yerlerden daha çok) Anadolu'da görülen (özelliklede iç anadolu) nesli tükenmiş/tükenmemiş hayvanlar hangileridir?p.s. Pantera `Pardus` gibi... ama bütün hayvan çeşitlerini söyleyebilirsiniz.
Sadece (yada diğer yerlerden daha çok) Anadolu'da görülen (özelliklede iç anadolu) nesli tükenmiş/tükenmemiş hayvanlar hangileridir?
p.s. Pantera Pardus gibi... ama bütün hayvan çeşitlerini söyleyebilirsiniz.
p.s. Pantera Pardus gibi... ama bütün hayvan çeşitlerini söyleyebilirsiniz.
0
tiftik keçisi - angora goat
ankara kedisi - angora cat
ankara tavşanı - angora rabbit
ankara kedisi - angora cat
ankara tavşanı - angora rabbit
0
Geçtiğimiz yıllarda nesli tamamen tükendiği sanılan anadolu kaplanı bir köylü tarafından vurulmuştu, avcı da olabilir. Sizin söylediğiniz pardus da bu sanırım(?)
0
National Geographic'in temmuz sayısında harita eki verdi bu konuda.
Konu olarakta incelemişti.
Konu olarakta incelemişti.
0
anadolu kaplanı pardus mu? pardus anadolu parsı diye biliyordum ben.
bezoar keçisi var, oldukça güzel bir hayvandır. sadece anadolu'da gözükmüyor sanırım ama en çok anadolu'da var, av sezonunda çok rağbet görüyor özellikle. epey de pahalıdır avlaması.
bezoar ibex diye aratırsanız google'da, bir çok sonuç çıkacaktır.
bezoar keçisi var, oldukça güzel bir hayvandır. sadece anadolu'da gözükmüyor sanırım ama en çok anadolu'da var, av sezonunda çok rağbet görüyor özellikle. epey de pahalıdır avlaması.
bezoar ibex diye aratırsanız google'da, bir çok sonuç çıkacaktır.
0
msb
Dun aksam Taksim'de arkadasla kokorecin yaninda iki porsiyon midye dolma ve ayran tukettik. Bende herhangi bir terslik yok fakat arkadasim zehirlendi galiba. Ciddi sekilde ishal olmus, butun geceyi tuvalette gecirmis o derece. Bu aylarda midye tuketmenin tehlikeli oldugunu duymustum, simdi geldi akl
Dun aksam Taksim'de arkadasla kokorecin yaninda iki porsiyon midye dolma ve ayran tukettik. Bende herhangi bir terslik yok fakat arkadasim zehirlendi galiba. Ciddi sekilde ishal olmus, butun geceyi tuvalette gecirmis o derece. Bu aylarda midye tuketmenin tehlikeli oldugunu duymustum, simdi geldi aklima.
Doktora gitmeye gerek var mi sizce?
Edit: Ayran degil kola icmis arkadas. Ayrani ben icmistim :)
Doktora gitmeye gerek var mi sizce?
Edit: Ayran degil kola icmis arkadas. Ayrani ben icmistim :)
0
bazı bünyelere yapıyor midye dolma öyle şeyler. insanın kendini bilmesi dikkat etmesi lazım. doktora mutlaka görünmek lazım.
0
bana da olmuştu bi kere, ben doktora gitmemiştim. tuvalette sıçarken bi yandan da kusuyordum, hem üstten hem alttan çıkarıyordum yani aynı anda. biraz kötü bir durum ama şiddetli ishal olduysa bol su içmesi ve doktora gitmesi tavsiyedir bence.. ya da bol su içmesi tavsiye olmayabilir de, belki de izotonik bi şeyler içmesi gerekiyordur. benim cevap pek işe yaramayacak sanırım : )
0
bence gerek yok yani.. cola içsin, ishal ilacı içsin, su içsin geçer. motoru bozmuş o..
0
gıda zehirlenmeleri çok çeşitlidir. "sadece ishalim nasıl olsa geçer" diye sağlık kuruluşuna gitmemezlik yapmayın; hele ki sürekli su kaybettiğimiz bu mevsimde.
muhtemelen intoksikasyon fakat midyenin yanında içilen ayran da şüphe uyandırdı.
en yakın hastanenin aciline gidin bence, serum takılır, damar yolundan 2-3 ilaç verilir şikayetleri geceye kadar minimuma iner. eğer sağlık kuruluşuna gitmeyecekseniz semptomları iyi izleyin, sonradan mide bulantısı, yüksek ateş gibi hesapta olmayan şeyler ortaya çıkabilir.
geçmiş olsun...
muhtemelen intoksikasyon fakat midyenin yanında içilen ayran da şüphe uyandırdı.
en yakın hastanenin aciline gidin bence, serum takılır, damar yolundan 2-3 ilaç verilir şikayetleri geceye kadar minimuma iner. eğer sağlık kuruluşuna gitmeyecekseniz semptomları iyi izleyin, sonradan mide bulantısı, yüksek ateş gibi hesapta olmayan şeyler ortaya çıkabilir.
geçmiş olsun...
0
bilinen ve guvenilir bi yerde mi yediniz ? yani oralarda bile oluyomu artik boyle durumlar diye soruyorum..
0
havalar sıcak, midye dediğimiz şey de genellikle sokakta satılıyor yani soğuk ortamda saklanmıyorlar. bu midyelerin kendisi zaten mikrobiyal gelişime gayet açık ve bunun üstüne içinde prinç ihtiva eden karışım var. midye genellikle gündüz yapılıp geceleri satılır, en az 5-6 saat sıcakta bekler. bu midyeleri kim nasıl yapıyor, nerede yapıyor, hijyen koşulları falan filan da işin içine girince midye saatli bombaya dönüşüyor.
yani tavsiyem midye yiyecekseniz yediğiniz yere dikkat edin, mümkünse soğuk ortamda saklananları tercih edin, midye kolay bozulabilen bir şey. tat, koku, renk değişmeyebilir ya da "ben arkadaştan fazla yedim ama bana bi şey olmadı." diyebilirsiniz. her insanın bağışıklık sistemi farklıdır ve belki de zehirlenenin yediği midyelerin mikrobiyal yükü daha fazladır.
yani tavsiyem midye yiyecekseniz yediğiniz yere dikkat edin, mümkünse soğuk ortamda saklananları tercih edin, midye kolay bozulabilen bir şey. tat, koku, renk değişmeyebilir ya da "ben arkadaştan fazla yedim ama bana bi şey olmadı." diyebilirsiniz. her insanın bağışıklık sistemi farklıdır ve belki de zehirlenenin yediği midyelerin mikrobiyal yükü daha fazladır.
0
saturndeki salyangoz
2-3 saat once beş alti tanesini odamin perdelerinde gordum ve oda spreyi sıkarak etkisiz hale getirdim, şimdi en az 30 tane var perdemde, bunlar nie istila ederler, normal sinek kovucu fişe takilan aletler bunlara etki eder mi? ben napicam :(
2-3 saat once beş alti tanesini odamin perdelerinde gordum ve oda spreyi sıkarak etkisiz hale getirdim, şimdi en az 30 tane var perdemde, bunlar nie istila ederler, normal sinek kovucu fişe takilan aletler bunlara etki eder mi? ben napicam :(
0
Onlar kraliçe karınca olmaya aday dişi karıncalar. bir-ikisi yeni bir yuva bulacaklar ve kendi kolonilerini kuracaklar. Şansın varsa yuva yapabilecek uygun bir ortam bulamazlar. Bulurlarsa; yeni karınca kolonin hayırlı olsun.
0
nasil kurtulurum bunlardan sinek kovucular bunlari uzak tutar mi?
0
sprey + çakmak kombinasyonu ile gördüğünüzü ateşe verin. olaya şahit olan diğer karıncalar namınızı duyunca göç edecektir.
0
hmm. herkes yakarak öldürmeye karşı sanırım.. yalnız şöyle birşey var; haşarat kısmısına ilaç verdiğinizde ( sprey veya bu prize takılanlardan farketmez ) farkettiyseniz eğer birden ölmüyor bu garibanlar. vızıldaya vızıldaya can çekişerek nalları dikiyor. yakma veyahut ilaç arasında pek bi fark yok sonuçta ikiside öldürüyor. yaktığınızda en azından bir saniye içinde ölür rahat eder hayvan/böcek.
0
bu mahlukat perdelerin yatagin üstünde ikamet edior ama istesemde yakamam zaten
0
uçanındanda olsa karıncadır ekmek sever diyerekten, ekmeklerden oluşan uzun ince bir yol yapılarak zemine çekilir. zeminde kocaman bir dilim ekmek bırakılır. tüm karıncalar " aa ziyafet var koşun!" diyerek ortama nüfus eder. sprey ve çakmak ele alınır ortalık tarumar edilir. olay ceyran ederken kızaran ekmek dilimleride pencere kenarına bırakılarak güvercinler sevindirilir..
0
arı yavrusu da olabilir.
çok pis ısırır. muhtemelen camın pervazına bir yere yuva yapmış karınca ya da arı ve yumurtlamış. onlar da yavruları.
çok pis ısırır. muhtemelen camın pervazına bir yere yuva yapmış karınca ya da arı ve yumurtlamış. onlar da yavruları.
0
eja
aklıma takıldı geçenlerde laptopun fanına süpürgeyi dayayınca fan kırılmıştı onu değiştirmek için 80 tl aldılar sadece o donen hede kırılmış..80 tl çok mu ona göre yine aynı yere gidicemde.. markası hp 500.. sipariş vermeden fanı değiştirdiler 1 gun içinde çok bulunan bi fanmış dediler...
aklıma takıldı geçenlerde laptopun fanına süpürgeyi dayayınca fan kırılmıştı onu değiştirmek için 80 tl aldılar sadece o donen hede kırılmış..
80 tl çok mu ona göre yine aynı yere gidicemde.. markası hp 500.. sipariş vermeden fanı değiştirdiler 1 gun içinde çok bulunan bi fanmış dediler...
80 tl çok mu ona göre yine aynı yere gidicemde.. markası hp 500.. sipariş vermeden fanı değiştirdiler 1 gun içinde çok bulunan bi fanmış dediler...
0
80 lira aşırı ancak servis işi olduğu için öyle çekilir fiyat. Çünkü sen kendin yapamazsın. Yapabilirsen en fazla 10 liraya patlar.
0
hp serviside değil alalade bir yerde bi bilgisayarcı..
hoş yine aynı yer çökmüş bilgisayardan veri kurtarmak için 50tl almıştı onunla kıyaslayınca biraz dengeliyor fiyatlar
hoş yine aynı yer çökmüş bilgisayardan veri kurtarmak için 50tl almıştı onunla kıyaslayınca biraz dengeliyor fiyatlar
0
teknik servis veren yerler işçilikten para kazanırlar zaten. bir şeyi kendin yapamıyorsan adamı yoluyorlar resmen.
0
gunlerin kopegi
selam. ornegini ekte gordunuz fotonun(IsIn o IsIn) benzerlerini yapabilmek icin resmin uzerine kolaylikla balon koymami saglayacak, balon sayisinda sinir tanimayacak, balonun seklini ve renigini istedigim gibi duzenleyebilecegim, eve cok yorgun geldigim saatlerde boynuma az yanina hemen kulagimin al
selam. ornegini ekte gordunuz fotonun(IsIn o IsIn) benzerlerini yapabilmek icin resmin uzerine kolaylikla balon koymami saglayacak, balon sayisinda sinir tanimayacak, balonun seklini ve renigini istedigim gibi duzenleyebilecegim, eve cok yorgun geldigim saatlerde boynuma az yanina hemen kulagimin altina tatli bir opucuk konduracak bir program ariyorum.
?
img268.imageshack.us
(ek olmadi imajceykas a yukledim)
?
img268.imageshack.us
(ek olmadi imajceykas a yukledim)
0
Snagit'in kendi editörü bu işi kolayca hallediyor. Photoshop'la uğraşmamak isterseniz.
0
ekte örnek gözükmüyor.
open office draw yada ms visio işini görür ama aşağıdaki linkteki örneği sanırım inkscape ile yapmışlar;
kare.fazlamesai.net
Inkscape
www.inkscape.org
open office draw yada ms visio işini görür ama aşağıdaki linkteki örneği sanırım inkscape ile yapmışlar;
kare.fazlamesai.net
Inkscape
www.inkscape.org
0
eftalit
Avea'nın sitesine gircekken az önce bu siteye girdim. Mahkeme kararı filan olmadan kapatmışlar siteyi. Site ne sitesi çok merak ettim. Ne sitesi bu abiler, ablalar? Avea ve de dolayısıyla Telekom " com'unu alamadık bari kimse giremesin" mi demişler?Edit: Mahkeme kararıymış lan. Ama mahkeme adı filan
Avea'nın sitesine gircekken az önce bu siteye girdim. Mahkeme kararı filan olmadan kapatmışlar siteyi. Site ne sitesi çok merak ettim. Ne sitesi bu abiler, ablalar? Avea ve de dolayısıyla Telekom " com'unu alamadık bari kimse giremesin" mi demişler?
Edit: Mahkeme kararıymış lan. Ama mahkeme adı filan yok.
Edit: Mahkeme kararıymış lan. Ama mahkeme adı filan yok.
0
avea.com bir japon sitesiydi. Bizim avea ile alakası yok. Ha, yasadışı bir site miydi; hayır değildi. Ama burada kapatılır işte böyle siteler.
0
site çince mi japonca mı ne bir forum sitesi gibi. vardır bir hikmeti ki kapatmışlardır.
0
Abiler adamlar sadece masum çizgi roman paylaşımı yapıolarmış gibi görünüo. Site de Korece imiş. Yuh yani.
0
bir zamanlar duydum bizim avea almak istemiş bu siteyi vermemişler bu sebepten avea.com.tr yi almış bizimkilerde sonra avea.com u da engelletmişler türkiyeden. şehir efsanesi midir başka bir şey midir bilemem ama 3 nedeni olabilir engellenmesinin;
1. illegal, zararlı yayın yaptıklarından dolayı.
2. avea.com u almak istediler verilmeyince "öyle mi böyle" diyerekten gıcıklığına engellettiler.
3. halk telefon işlemlerini yapmak istiyor internetten ama kafası karışıyor siteyi bulamıyor, ne sitesiymiş aslında bu? kore more , s*kt*r et engelle gitsin napcaklar zaten orda hiç olmazsa internet sitenizi bulamuyoruz garip yazılar çıkıyor diye onlarca telefon almayız.
şeklinde seçenekler var.
1. illegal, zararlı yayın yaptıklarından dolayı.
2. avea.com u almak istediler verilmeyince "öyle mi böyle" diyerekten gıcıklığına engellettiler.
3. halk telefon işlemlerini yapmak istiyor internetten ama kafası karışıyor siteyi bulamıyor, ne sitesiymiş aslında bu? kore more , s*kt*r et engelle gitsin napcaklar zaten orda hiç olmazsa internet sitenizi bulamuyoruz garip yazılar çıkıyor diye onlarca telefon almayız.
şeklinde seçenekler var.
0
sayha
bilgisayarımın ramini arttırmak istiyorum şöyle de bir ürün buldum http://www.vatanbilgisayar.com/productDetails.aspx?I_ID=37439şimdi benin anlamadığım noktalara gelelim:1-bunlar 1 er gb lık üç ayrı ramden mi oluşuyor. yani bunları bilgisayarıma takmak için 3 ayrı slot mu olması lazım. benim zaten 1
bilgisayarımın ramini arttırmak istiyorum şöyle de bir ürün buldum www.vatanbilgisayar.com
şimdi benin anlamadığım noktalara gelelim:
1-bunlar 1 er gb lık üç ayrı ramden mi oluşuyor. yani bunları bilgisayarıma takmak için 3 ayrı slot mu olması lazım. benim zaten 1 gb eğer ayrı ayrı takılıyorsa 2gb lık bir ram alıp 3 gb yüklestebilir miyim. bu arada işletim sistemi vista 32 bit. dual core işlemci.
2- bilgisayarımda ya da bilgisayarlarda kaçar tane ram slotu oluyor bunun bir standardı var mı.
3- daha önce hiç bilgisayar parçası değiştirmedim. kendim ram değiştirme işini yapabilir miyim. bunu nasıl yapacağımı resimli olarak anlatan bir site var mıdır?
4- her rami her bilgisayara takabilir miyiz?
teşekkürler.
şimdi benin anlamadığım noktalara gelelim:
1-bunlar 1 er gb lık üç ayrı ramden mi oluşuyor. yani bunları bilgisayarıma takmak için 3 ayrı slot mu olması lazım. benim zaten 1 gb eğer ayrı ayrı takılıyorsa 2gb lık bir ram alıp 3 gb yüklestebilir miyim. bu arada işletim sistemi vista 32 bit. dual core işlemci.
2- bilgisayarımda ya da bilgisayarlarda kaçar tane ram slotu oluyor bunun bir standardı var mı.
3- daha önce hiç bilgisayar parçası değiştirmedim. kendim ram değiştirme işini yapabilir miyim. bunu nasıl yapacağımı resimli olarak anlatan bir site var mıdır?
4- her rami her bilgisayara takabilir miyiz?
teşekkürler.
0
1- Aynen bahsettiğin gibi her şey.
2- Standart yok ama genelde 3 tane olur. Bir de anakartın destekleyebileceği maksimum bellek boyutu vardır. 3-4 sene önce alınan anakartlarda genelde 2 gb sınır vardır. Şimdikilerde 4 gb, iyi anakartlarda 8 gb sınır var. Yeni nesil anakartlar ddr ve ddr2 hatta ddr3 ram'leri desteklerler. Eskiler sd ve edo'ya kadar gidiyor. İşletim sistemin vista olduğu için yeni bir sistem sanıyorum. ddr2 destekler gibi; ama ddr3 için bir şey söyleyemeyeceğim. Anakartının üreticisinin sitesinden marka-modele göre desteklediği ramlere bakabilirsin. bakabilirsin.
3- Basit ram takmak. Kasayı açıp slota yerleştireceksin, bu kadar. Eski kasetli atarilere kaset yerleştirmek gibi.
4- bkz: 2.b
2- Standart yok ama genelde 3 tane olur. Bir de anakartın destekleyebileceği maksimum bellek boyutu vardır. 3-4 sene önce alınan anakartlarda genelde 2 gb sınır vardır. Şimdikilerde 4 gb, iyi anakartlarda 8 gb sınır var. Yeni nesil anakartlar ddr ve ddr2 hatta ddr3 ram'leri desteklerler. Eskiler sd ve edo'ya kadar gidiyor. İşletim sistemin vista olduğu için yeni bir sistem sanıyorum. ddr2 destekler gibi; ama ddr3 için bir şey söyleyemeyeceğim. Anakartının üreticisinin sitesinden marka-modele göre desteklediği ramlere bakabilirsin. bakabilirsin.
3- Basit ram takmak. Kasayı açıp slota yerleştireceksin, bu kadar. Eski kasetli atarilere kaset yerleştirmek gibi.
4- bkz: 2.b
0
bellek(ram) alımını ana karta göre seçeceksin, ana kartın max hızı neyse belleği de max o kadar hızda olanı alabilirsin.
ana kartına göre kaç slot olduğu değişir. açıp bak.(ayrıca dikkat etmen gereken bilgisayarındaki 1 gb 512 x 2 olarak takılmış olabilir)
ram takmak basit bir şeydir. zaten yanlış takamazsın. anakart modelini nette arat, ona göre neyi destekletip desteklemediğine bak
ayrıca resimdekiler dediğin gibi. kit
anakart modelini nette aratıp neyi destekleyip desteklemediğine bak. ona göre parça al.
ana kartına göre kaç slot olduğu değişir. açıp bak.(ayrıca dikkat etmen gereken bilgisayarındaki 1 gb 512 x 2 olarak takılmış olabilir)
ram takmak basit bir şeydir. zaten yanlış takamazsın. anakart modelini nette arat, ona göre neyi destekletip desteklemediğine bak
ayrıca resimdekiler dediğin gibi. kit
anakart modelini nette aratıp neyi destekleyip desteklemediğine bak. ona göre parça al.
0
sanıyorum hız 1600 Mhz 800 mhz değerleri. ben cpu z programı ile mainboardan bakıyorum anakarta ama hız bölümü nerde yazıyor bilemedim.
manufacturer yazan mı chipset yazan mı nereye bakacağım ana kartın hızını öğrenmek için cpu z programında.
manufacturer yazan mı chipset yazan mı nereye bakacağım ana kartın hızını öğrenmek için cpu z programında.
0
3. çok kolay parça değiştirmek. zaten ram'in üzerinde çentikler var. oturduğu slot üzerinde de çentikler var. zamanında ram'i ters takıp yakmış birisi olarak şu tavsiyeyi vereyim. kasayı önüne yatır çentiklere güzelce bak. ram tam oturmadan pc yi açma. ayrıca ram'e çıplak elle dokunmadan önce kasanın dışına bir dokun. bazen vücuttaki statik elektrik bu gibi parçalara zarar verebiliyor.
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
Son altı yedi aydır uykumdan çığlık atarak uyanıyorum..Eskiden daha nadirdi, bu aralar iyice sıklaştı.Haftada bir,iki gibi. Esasen kendim de uyanmıyorum, çığlık sesime uyanan eşim tarafından uyandırılıyorum. O dürtmese, muhtemelen yeri göğü inleterek bağırmaya devam ederim, çünkü çığlık attığımı far
Son altı yedi aydır uykumdan çığlık atarak uyanıyorum..Eskiden daha nadirdi, bu aralar iyice sıklaştı.Haftada bir,iki gibi.
Esasen kendim de uyanmıyorum, çığlık sesime uyanan eşim tarafından uyandırılıyorum. O dürtmese, muhtemelen yeri göğü inleterek bağırmaya devam ederim, çünkü çığlık attığımı farketsem de uykudan kendimi ayıp, bir türlü uyanamıyorum.
Üstelik sürekli kötü rüyalar görüyorum, delirmek üzereyim! Kaliteli uyku hikayesi var ya, heh, işte bende ondan eser yok.
Gerginim, stresliyim, envai çeşit sorunum var ama hani ezelden beri böyleydi yani, son altı yedi aya has bir sıkıntım yok. Bir ilaç kullanmıyorum. Hayatımda bir değişiklik olmadı.
Neyim var benim?!
Hadi kendimden geçtim, eşim korkudan hık diye ölüvermeden bir çare bulmam lazım bu duruma.
Psikologluk bir durumum olduğunu düşünmüyorum da, doktora falan mı gitsem? Beynimde bir şey mi var acaba, insan niye bu hale gelir ki ?
Fikri olan varsa ve paylaşırsa çok sevinicem.
Esasen kendim de uyanmıyorum, çığlık sesime uyanan eşim tarafından uyandırılıyorum. O dürtmese, muhtemelen yeri göğü inleterek bağırmaya devam ederim, çünkü çığlık attığımı farketsem de uykudan kendimi ayıp, bir türlü uyanamıyorum.
Üstelik sürekli kötü rüyalar görüyorum, delirmek üzereyim! Kaliteli uyku hikayesi var ya, heh, işte bende ondan eser yok.
Gerginim, stresliyim, envai çeşit sorunum var ama hani ezelden beri böyleydi yani, son altı yedi aya has bir sıkıntım yok. Bir ilaç kullanmıyorum. Hayatımda bir değişiklik olmadı.
Neyim var benim?!
Hadi kendimden geçtim, eşim korkudan hık diye ölüvermeden bir çare bulmam lazım bu duruma.
Psikologluk bir durumum olduğunu düşünmüyorum da, doktora falan mı gitsem? Beynimde bir şey mi var acaba, insan niye bu hale gelir ki ?
Fikri olan varsa ve paylaşırsa çok sevinicem.
0
Bunlara rağmen bir psikologluk durum olmadığı kanısında mısın ciddi ciddi? Bir insanın psikologa gitmesi için ne olması gerekiyor? Düz duvara tırmanması, insanlara saldırması mı?
Psikologa/psikiyatriste gitmekten korkmayınız. Psikologa gidenler deli değillerdir.
Teşhis: Psikologluk bir durum var. Mutlaka uzman yardımı almalısın. Bana göre psikiyatrist daha iyidir ama gözü korkutmayalım şimdiden :)
Psikologa/psikiyatriste gitmekten korkmayınız. Psikologa gidenler deli değillerdir.
Teşhis: Psikologluk bir durum var. Mutlaka uzman yardımı almalısın. Bana göre psikiyatrist daha iyidir ama gözü korkutmayalım şimdiden :)
0
illa son aylarda ya da yıllarda bir sorun yaşamış olmanız gerekmez. belki de çok küçük yaşlarda yaşadığınız travmalar gün yüzüne çıkmış olabilir. doktora gidin elbette. fiziksel bir sorunla karşılaşılmazsa mutlaka bir psikoloğa gidip çocukluğunuza inmek gerekir =) uzun süredir böyle bir sorununuz olduğunu göz önünde bulundurursak ciddiye almanız da fayda var.
0
@ataturkiye : Uzun zaman psikoloğa da psikiyatriste de gittim. Çekindiğim, "bunlara giden delidir" deyişim falan yok. Ama bu yaşadığımın psikolojik bir şeyden ziyade, bir hastalık belirtisi olup olmadığını, tıbbi bir adı varsa bir doktora gitmem gerekip gerekmediğini merak ettiğimden, buna dair akıl verenler olur diye sormuştum.
0
bir çok şey de olduğu gibi sorun fiziksel de olabilir psikolojik de. bir doktorun detaylı muayenesi ve gerekli tahlillerin yapılmasının ardından net bir şey söylenebilir. benim tahminim psikolojik. hafızanı biraz zorlayıp gördüğünüz kötü rüyalarla ilgili geçmişle bağlantı kurmaya çalışabilirsin öncelikle. bir nevi kendi kendine psikanaliz yani.
0
geçmiş olsun canım.
garip gelecek ama yatak odanı değiştir, en azından eşyaların yerini vs.
bi dene.
ayrıca, bir tanıdığımız rüyasında sürekli olarak boğulduğunu görüyordu ve nefes alamayacak şekilde uyanıyordu. sonra uyku merkezlerinden birine gitti. bir gece orada kameraların altında yatıyorsun, nabzına vs. birşeyler bağlıyorlar. adamcağızda küçük dil büyümesi varmış. bu nedenle, yatınca küçük dil nefes borusunu tıkıyormuş ve bu yüzden o boğulma rüyalarını görüyormuş. uyku merkezlerinden birine görün mutlaka.
garip gelecek ama yatak odanı değiştir, en azından eşyaların yerini vs.
bi dene.
ayrıca, bir tanıdığımız rüyasında sürekli olarak boğulduğunu görüyordu ve nefes alamayacak şekilde uyanıyordu. sonra uyku merkezlerinden birine gitti. bir gece orada kameraların altında yatıyorsun, nabzına vs. birşeyler bağlıyorlar. adamcağızda küçük dil büyümesi varmış. bu nedenle, yatınca küçük dil nefes borusunu tıkıyormuş ve bu yüzden o boğulma rüyalarını görüyormuş. uyku merkezlerinden birine görün mutlaka.
0
bence bir universitenin uyku klinigine gidin. oncelikle size yardimci olabilecek yer orasi gibime geldi. gerekli tetkiklerden sonra sizi saglikli bir sekilde yonlendirirler. cok yardimci olmadi ama yazilmadigi icin belirteyim dedim yine de.
- o arada yazilmis, neyse saglik olsun.
- o arada yazilmis, neyse saglik olsun.
0
Bir yakınım(ablam) da aynı sorundan muzdaripti. 1 hafta her gece korkunç rüyalar görüp bağırıp çağırıyormuş. İL dışındaydı ve dediğine göre bayağı strestli bir hayatı vardı. Eve geldi 2-3 gün kaldı rahatladı. Herhangi bir sıkıntı görmedik. Geri döndüğünde de birşey olmadığını aktardı. Bir tatil iyi gelebilir.
0
aynı dert bende de var.
kronik uykusuzluğa sebep oluyor bu. ben uyumaya korktuğum için sabahlara kadar oturuyorum mesela. uykusuzluktan bayılmasam uyuyacağım yok.
psikiyatra gittim. açıkçası verdikleri ilaçlar uykusuzluğumu artırmaktan başka bişeye yaramadı. kabuslar aynen devam etti vs. terapi de bir yere kadar etkili bunda.
ben çocukken de vardı bu. babam ben uyuyayım diye "ben senin uykunu korururum, sen uyu. rüyandaki kötü adamları ben kovarım" demişti. annem söyledi, gerçekten hiç uyumazmış ozaman. neyse, öyle öyle güvenmeyi öğrenip rahat uyumaya başlamıştım. son zamanlarda tekrar nüksedince, yine benzer bi uygulamaya gittim. sonuç olumlu.
bunun dışında, bir psikiyatrdan alacağınız okkalı uyku ilaçları da rüyasız uykular uyumanız için yardımcı oluyor. ama insan tüm gün sersem sepelek geziyor sonra. bir de anksiyete falan varsa doktor yazmaya çekiniyor.
kronik uykusuzluğa sebep oluyor bu. ben uyumaya korktuğum için sabahlara kadar oturuyorum mesela. uykusuzluktan bayılmasam uyuyacağım yok.
psikiyatra gittim. açıkçası verdikleri ilaçlar uykusuzluğumu artırmaktan başka bişeye yaramadı. kabuslar aynen devam etti vs. terapi de bir yere kadar etkili bunda.
ben çocukken de vardı bu. babam ben uyuyayım diye "ben senin uykunu korururum, sen uyu. rüyandaki kötü adamları ben kovarım" demişti. annem söyledi, gerçekten hiç uyumazmış ozaman. neyse, öyle öyle güvenmeyi öğrenip rahat uyumaya başlamıştım. son zamanlarda tekrar nüksedince, yine benzer bi uygulamaya gittim. sonuç olumlu.
bunun dışında, bir psikiyatrdan alacağınız okkalı uyku ilaçları da rüyasız uykular uyumanız için yardımcı oluyor. ama insan tüm gün sersem sepelek geziyor sonra. bir de anksiyete falan varsa doktor yazmaya çekiniyor.
0
turtle
şimdi atıyorum bir yazar arkadaşımız var. sözlükteki bütün yazarlar buna türlü türlü hakaretler etmiş. bu arkadaşımız da oldukça geniş bir insan olduğu için ispiyonlamamış bunları.şimdi bu sözlükçü arkadaşımız sözlükten uçurulduğunda doğal olarak ispiyonlama fasilitesiyle bağlantısı kesilmiş oluyor.
şimdi atıyorum bir yazar arkadaşımız var. sözlükteki bütün yazarlar buna türlü türlü hakaretler etmiş. bu arkadaşımız da oldukça geniş bir insan olduğu için ispiyonlamamış bunları.
şimdi bu sözlükçü arkadaşımız sözlükten uçurulduğunda doğal olarak ispiyonlama fasilitesiyle bağlantısı kesilmiş oluyor. sonuçta dava açıp açmayacağı kesin değil. peki bu tür hakaret entry'lerini gg diye ispiyonlamak doğru mudur? yoksa moderatörler "iletişim'den ulaşsın" mı diyor?
şimdi bu sözlükçü arkadaşımız sözlükten uçurulduğunda doğal olarak ispiyonlama fasilitesiyle bağlantısı kesilmiş oluyor. sonuçta dava açıp açmayacağı kesin değil. peki bu tür hakaret entry'lerini gg diye ispiyonlamak doğru mudur? yoksa moderatörler "iletişim'den ulaşsın" mı diyor?
0
Gg bir durum varsa zaten gören ispiyonluyor. Ha o ana kadar ispiyonlamamışsa uçtuktan sonra da iletişimden ispiyonlayabilir. Şimdi ispiklese de olur.
0
tamam da iletişim'den ulaşmak, siteye girebilen herkes için mümkün. atıyorum ahmet asdsdasoğlu diye bir başbakan olsa ben ona hakaret etsem yine ahmet kişisi iletişim'den ulaşabilir gayet? entry'i silmenin amacı ilgili kişinin yazıyı görüp dava açmasını engellemek değil mi? konu yazarlar olunca neden değişiyor?
0
kisi dava acsa bile sozluge acmaz ki? hakaret eden yazara acar, ve sikayet ederse de entry silinir. dava acarsa da ek olarak kisisel bilgileri mahkeme tarafindan istenir.
ya bir de su var, tanidigin ve samimi oldugun birinin gelip basligina "cok yavsak adamdir ..." gibi bir sey yazmasi ile tanimadigin birinin "soyle soyle demis olan yavsak yazar" seklinde bir sey yazmasi ayni degil.
direkt ispiyonlanip siliniyor olsaydi o zaman kimse birbirine (kotu niyetli olmasa bile) kufur iceren bir sey yazamazdi.
ya bir de su var, tanidigin ve samimi oldugun birinin gelip basligina "cok yavsak adamdir ..." gibi bir sey yazmasi ile tanimadigin birinin "soyle soyle demis olan yavsak yazar" seklinde bir sey yazmasi ayni degil.
direkt ispiyonlanip siliniyor olsaydi o zaman kimse birbirine (kotu niyetli olmasa bile) kufur iceren bir sey yazamazdi.
0
vecna
Dostlar, yoldaşlar; Bildiğiniz gibi insan gözü belli dalga boyları ile sınırlı. Mor ve kırmızı arasında. Gördüğümüz bütün renkler de bu iki renk arasındaki dalga boylarında oluşmakta. Benim merak ettiğim eğer gözlerimiz ile daha geniş bir dalga boyu skalasında gözlem yapabilseydik hiç tanımlayamadığ
Dostlar, yoldaşlar;
Bildiğiniz gibi insan gözü belli dalga boyları ile sınırlı. Mor ve kırmızı arasında. Gördüğümüz bütün renkler de bu iki renk arasındaki dalga boylarında oluşmakta.
Benim merak ettiğim eğer gözlerimiz ile daha geniş bir dalga boyu skalasında gözlem yapabilseydik hiç tanımlayamadığımız bir rengi görebilir miydik? "Hede" rengi mesela. Yepyeni bir renk.
Mesela "mor". Ne kırmızı ne de mavi. Farklı bir renk. Görme problemi olmayan herkes bu rengi görebiliyor.
Aha işte sorum. Eğer gözümüz daha geniş dalga boyunu görebilseydi daha önce kimsenin görmediği yeni bir rengi görebilir miydi?
Okulda Astrofizik ve dalga boylarının işlendiği bölüm dersini veren iki hocamıza sordum. Birisi soruyu anlamamak için inat etti. Diğeri de "Sen felsefe yapıyorsun ama dersin konusu o değil" diye kestirip attı. "Felsefe değil bilim-kurgu yapıyorum aslında hocam" dediğimde ise yüzüme çok garip şekilde baktı.
Bildiğiniz gibi insan gözü belli dalga boyları ile sınırlı. Mor ve kırmızı arasında. Gördüğümüz bütün renkler de bu iki renk arasındaki dalga boylarında oluşmakta.
Benim merak ettiğim eğer gözlerimiz ile daha geniş bir dalga boyu skalasında gözlem yapabilseydik hiç tanımlayamadığımız bir rengi görebilir miydik? "Hede" rengi mesela. Yepyeni bir renk.
Mesela "mor". Ne kırmızı ne de mavi. Farklı bir renk. Görme problemi olmayan herkes bu rengi görebiliyor.
Aha işte sorum. Eğer gözümüz daha geniş dalga boyunu görebilseydi daha önce kimsenin görmediği yeni bir rengi görebilir miydi?
Okulda Astrofizik ve dalga boylarının işlendiği bölüm dersini veren iki hocamıza sordum. Birisi soruyu anlamamak için inat etti. Diğeri de "Sen felsefe yapıyorsun ama dersin konusu o değil" diye kestirip attı. "Felsefe değil bilim-kurgu yapıyorum aslında hocam" dediğimde ise yüzüme çok garip şekilde baktı.
0
elbette görebilirdik.
ses için de geçerli aslında aynı şey, duyma eşiği başlığına bakarsanız belki bir analoji kurulabilir.
ses için de geçerli aslında aynı şey, duyma eşiği başlığına bakarsanız belki bir analoji kurulabilir.
0
Işık skalasındaki görünebilir ışık dışındaki dalga boylarındaki ışıklar bir renk ifade etmezler (cümleye gel). Yani kızılötesi ve morötesi vs gibi dalga boylarındaki ışıklar renk ifade etmezler. Çünkü aydınlatma şiddeti vs dışındalar.
Sonuçta renk bir duyu, bir duyumsama. Duyumsamalar için yoktan yorum yapmak çok zor. Köre renk anlatmak bizim yaptığımız :) Ama sana verilen renk skalasından istediğin rengi elde edebilirsin. Ötesi yok gibi.
@divit böceğin renk olarak görebileceğini sanmıyorum. Belki dalga olarak görüyordur.
Sonuçta renk bir duyu, bir duyumsama. Duyumsamalar için yoktan yorum yapmak çok zor. Köre renk anlatmak bizim yaptığımız :) Ama sana verilen renk skalasından istediğin rengi elde edebilirsin. Ötesi yok gibi.
@divit böceğin renk olarak görebileceğini sanmıyorum. Belki dalga olarak görüyordur.
0
selam;
duyurundan sonra düşününce görebileceğimize inandım sanki.
elektromanyetik spektrumun görünür bölge dışındaki kısımlarının da ışıma yaptıkları geniş bir dalga boyu aralığı olduğunu düşününce, bu alanda sanki gördüğümüz renklerin farklı bir kombinasyonunu değil de yepyeni, süper renkler görebiliriz gibi geldi. ama sanırım bunun için gözün görebildiği dalga boyunun yanında bir de dünya üzerindeki yüzeylerin yansıtma kapasitelerini de hesaba katmak gerekir. sadece beyaz ışığın frekanslarını yansıtabilen yüzeylerle "hede" rengini görmek pek mümkün olmayabilir:)
duyurundan sonra düşününce görebileceğimize inandım sanki.
elektromanyetik spektrumun görünür bölge dışındaki kısımlarının da ışıma yaptıkları geniş bir dalga boyu aralığı olduğunu düşününce, bu alanda sanki gördüğümüz renklerin farklı bir kombinasyonunu değil de yepyeni, süper renkler görebiliriz gibi geldi. ama sanırım bunun için gözün görebildiği dalga boyunun yanında bir de dünya üzerindeki yüzeylerin yansıtma kapasitelerini de hesaba katmak gerekir. sadece beyaz ışığın frekanslarını yansıtabilen yüzeylerle "hede" rengini görmek pek mümkün olmayabilir:)
0
cevap veriyorum: bilemeyiz.
hocaların haklı. bu sorunun cevabı ya felsefiktir, ya da kişisel tahmindir. bilimi kurgulayabilmek için felsefe yapmak gerekli zaten :)
edit: ben yazana kadar ataturkiye demiş zaten. onun haricinde cevap yazanlar fizikçi mi astrofizikçi mi bilemiyorum ama, ikimizin cevabıma sonuna kadar güvenebilirsiniz. ikimiz de kontenjanı dolduruyoruz çünkü :)
hocaların haklı. bu sorunun cevabı ya felsefiktir, ya da kişisel tahmindir. bilimi kurgulayabilmek için felsefe yapmak gerekli zaten :)
edit: ben yazana kadar ataturkiye demiş zaten. onun haricinde cevap yazanlar fizikçi mi astrofizikçi mi bilemiyorum ama, ikimizin cevabıma sonuna kadar güvenebilirsiniz. ikimiz de kontenjanı dolduruyoruz çünkü :)
0
Cevap veren herkese teşekkürler. : )
@ataturkiye ve deckard
Dalga boyu doğrudan renk ifade etmiyor ama gözümüzün yapısı belli dalga boyu aralıklarına duyusal olarak belli renkler tanımlıyor zihnimizde.
Eğer gözümüz ve beynimiz tanımlanmış renk aralıklarından daha geniş yerlere bakabilseydi oralara ne koyacaktı? En yakın rengin daha parlak ya da daha sönük halleri olmayacağı kesin. Öyle bir şey olsa görebileceğimiz tek renk Güneş'in dalga boyunda tanımlanan "sarı"nın daha açık ve daha sönüğü olurdu. Demek ki bir noktadan sonra yeni bir renk giriyor işin içine.
@ataturkiye ve deckard
Dalga boyu doğrudan renk ifade etmiyor ama gözümüzün yapısı belli dalga boyu aralıklarına duyusal olarak belli renkler tanımlıyor zihnimizde.
Eğer gözümüz ve beynimiz tanımlanmış renk aralıklarından daha geniş yerlere bakabilseydi oralara ne koyacaktı? En yakın rengin daha parlak ya da daha sönük halleri olmayacağı kesin. Öyle bir şey olsa görebileceğimiz tek renk Güneş'in dalga boyunda tanımlanan "sarı"nın daha açık ve daha sönüğü olurdu. Demek ki bir noktadan sonra yeni bir renk giriyor işin içine.
0
"Eğer gözümüz ve beynimiz tanımlanmış renk aralıklarından daha geniş yerlere bakabilseydi oralara ne koyacaktı?"
bunu demeye çalışıyorum. "eğer" ve "olsaydı" ikilisi ile sorulan bu soruya fiziksel bir cevap verilebilmesi imkansız. illa ki işin içine tahmin girecek.
evrende var olan tüm renkler görülebilir bölgede tanımlanmış zaten. bugün gama ışın patlamaları gözlemleri yapılırken, görülebilir bölgenin dışında gözlem yapılıyor, ve sonuçlar görülebilir bölgedeki renklere transpoze ediliyor. zira mor ötesinde gözlem yaptığınızda gördüğünüz şey yeni bir renk değil.
bu arada "daha geniş bir dalga boyu skalasında gözlem yapabilseydik" cümlesine de cevap vermiş oldum (atlamışım onu). zira astrofizikte görülebilir bölgede gözlem yapılmaz :) görülebilir bölgede yapılan gözleme astronomi bilimi denir diyebiliriz.
gözümüz daha geniş bir dalgaboyunu görseydi, (farkındaysan yine "olsaydı"lara girdik. yani işin içine felsefe ve tahmin girmek "zorunda") iki opsiyondan biri olurdu.
1. spektrumdaki her bölge eş değerde mi genişleyecek?
2. sadece görülebilir bölge mi genişleyecek?
kuracağımız felsefe ya da ortaya atacağımız tahmin, bu ikisinden birine göre farklı olurdu elbette ki.
bunu demeye çalışıyorum. "eğer" ve "olsaydı" ikilisi ile sorulan bu soruya fiziksel bir cevap verilebilmesi imkansız. illa ki işin içine tahmin girecek.
evrende var olan tüm renkler görülebilir bölgede tanımlanmış zaten. bugün gama ışın patlamaları gözlemleri yapılırken, görülebilir bölgenin dışında gözlem yapılıyor, ve sonuçlar görülebilir bölgedeki renklere transpoze ediliyor. zira mor ötesinde gözlem yaptığınızda gördüğünüz şey yeni bir renk değil.
bu arada "daha geniş bir dalga boyu skalasında gözlem yapabilseydik" cümlesine de cevap vermiş oldum (atlamışım onu). zira astrofizikte görülebilir bölgede gözlem yapılmaz :) görülebilir bölgede yapılan gözleme astronomi bilimi denir diyebiliriz.
gözümüz daha geniş bir dalgaboyunu görseydi, (farkındaysan yine "olsaydı"lara girdik. yani işin içine felsefe ve tahmin girmek "zorunda") iki opsiyondan biri olurdu.
1. spektrumdaki her bölge eş değerde mi genişleyecek?
2. sadece görülebilir bölge mi genişleyecek?
kuracağımız felsefe ya da ortaya atacağımız tahmin, bu ikisinden birine göre farklı olurdu elbette ki.
0
@Deckard
Gök gözlemleri sadece görsel bölgede yapılmıyor. Eğer öyle yapılsaydı son 100 yıldır hiç bir ilerleme gösteremezdi insanoğlu. Görebildiğimiz daga boyunun sınırlarının dışında da gözlemleri gerçekleştirebiliyoruz. Görsel bölgeye indirme gereği duymadan hem de. Yeni bir şey değil bu. Uzun yıllardır böyleydi.
"evrende var olan tüm renkler görülebilir bölgede tanımlanmış zaten. bugün gama ışın patlamaları gözlemleri yapılırken, görülebilir bölgenin dışında gözlem yapılıyor, ve sonuçlar görülebilir bölgedeki renklere transpoze ediliyor. zira mor ötesinde gözlem yaptığınızda gördüğünüz şey yeni bir renk değil."
Gama ışını merkezli gözlemler yapılırken görülebilir alana indirgenmesine hiç gerek yok. Zaten genelde yapılmıyor da. Neticede orada sayısal değerler önemli, gözümüze indirgememize ne gerek var. Gözlem hakkınag gerekli ve önemli olan grafiksel sıçramalar zaten gözlemin sayısal değerleri için bulunuyor. Mor ötesi gözlemin sonuçlarının renk olmaması onun yapısından kaynaklanmıyor, bizim zihnimizde "renk" olarak tanımladığımız sınırların dışında olmasından dolayı. Yoksa sınırlar içindeki her alan insanın evrimi(tercihe göre yaratılışı) içinde zihinde bir duygu(renk) olarak tanım bulmuşsa o sınırlar genişlediğinde yeni tanımların oluşabilirliği daha mümkün geliyor bana.(Yine kişisel tahmin oldu eheh).
Bu arada konudan bağımsız ek olarak diyebilirim ki astronomi "görülebilen bölgede yapılan gözlem" ile sınırlı değildir.
Sıraladığın ihtimallere göre;
1. Görebildiğimiz renk skalası eşit değerlerde dağılmıyor. Hatta insanın evrimi(ya da yaratışı) ile alakalı olmak üzere çevresindeki etmenlere göre şekilleniyor. Görsel skalamızın merkezinin ışık kaynağımız olan Güneş ile eşit olması şaşırtıcı değil mesela.
2. Soru ztaen görsel bölgenin genişlemesi. İşte burada bir sıkıntı daha çıkıyor. Sarı güneşin rengi, yeşil ağacın, kahverengi toprağın, mavi suyun, kırmızı kanın falan filan.
Uzar gider. Görebildiğimiz ama maddesel olarak karşılığı olmayan renk yok. Bu "önemli" maddeler mi renkleri oluşturduğu yoksa biz(tercihe göre yaradan) onlara renk biçtik orasını bilemiyorum.
Hatta soruyu genişletelim. Bir anda mutasyona(tercihe göre yaradanın takdirine) uğrayıp daha geniş görsel skalaya ulaştık. Kçr bir insanın gözlerinin açılması gibi "aha osman rengi varmış meğerse" mi deriz yoksa ne olduğunu anlamayıp zamanla önemini anlayıp diğer renklerden ayrıştırabilir miyiz?
Gök gözlemleri sadece görsel bölgede yapılmıyor. Eğer öyle yapılsaydı son 100 yıldır hiç bir ilerleme gösteremezdi insanoğlu. Görebildiğimiz daga boyunun sınırlarının dışında da gözlemleri gerçekleştirebiliyoruz. Görsel bölgeye indirme gereği duymadan hem de. Yeni bir şey değil bu. Uzun yıllardır böyleydi.
"evrende var olan tüm renkler görülebilir bölgede tanımlanmış zaten. bugün gama ışın patlamaları gözlemleri yapılırken, görülebilir bölgenin dışında gözlem yapılıyor, ve sonuçlar görülebilir bölgedeki renklere transpoze ediliyor. zira mor ötesinde gözlem yaptığınızda gördüğünüz şey yeni bir renk değil."
Gama ışını merkezli gözlemler yapılırken görülebilir alana indirgenmesine hiç gerek yok. Zaten genelde yapılmıyor da. Neticede orada sayısal değerler önemli, gözümüze indirgememize ne gerek var. Gözlem hakkınag gerekli ve önemli olan grafiksel sıçramalar zaten gözlemin sayısal değerleri için bulunuyor. Mor ötesi gözlemin sonuçlarının renk olmaması onun yapısından kaynaklanmıyor, bizim zihnimizde "renk" olarak tanımladığımız sınırların dışında olmasından dolayı. Yoksa sınırlar içindeki her alan insanın evrimi(tercihe göre yaratılışı) içinde zihinde bir duygu(renk) olarak tanım bulmuşsa o sınırlar genişlediğinde yeni tanımların oluşabilirliği daha mümkün geliyor bana.(Yine kişisel tahmin oldu eheh).
Bu arada konudan bağımsız ek olarak diyebilirim ki astronomi "görülebilen bölgede yapılan gözlem" ile sınırlı değildir.
Sıraladığın ihtimallere göre;
1. Görebildiğimiz renk skalası eşit değerlerde dağılmıyor. Hatta insanın evrimi(ya da yaratışı) ile alakalı olmak üzere çevresindeki etmenlere göre şekilleniyor. Görsel skalamızın merkezinin ışık kaynağımız olan Güneş ile eşit olması şaşırtıcı değil mesela.
2. Soru ztaen görsel bölgenin genişlemesi. İşte burada bir sıkıntı daha çıkıyor. Sarı güneşin rengi, yeşil ağacın, kahverengi toprağın, mavi suyun, kırmızı kanın falan filan.
Uzar gider. Görebildiğimiz ama maddesel olarak karşılığı olmayan renk yok. Bu "önemli" maddeler mi renkleri oluşturduğu yoksa biz(tercihe göre yaradan) onlara renk biçtik orasını bilemiyorum.
Hatta soruyu genişletelim. Bir anda mutasyona(tercihe göre yaradanın takdirine) uğrayıp daha geniş görsel skalaya ulaştık. Kçr bir insanın gözlerinin açılması gibi "aha osman rengi varmış meğerse" mi deriz yoksa ne olduğunu anlamayıp zamanla önemini anlayıp diğer renklerden ayrıştırabilir miyiz?
0
mission complete
Bu konu sorulmuş olabilir fakat bulamadım. kısaca sorulara geçersek;1) film isimlerini türkçeye kim hangi kurum çeviriyor?2) alakasız çevirilerin sebebi ticari kaygılarmıdır?
Bu konu sorulmuş olabilir fakat bulamadım. kısaca sorulara geçersek;
1) film isimlerini türkçeye kim hangi kurum çeviriyor?
2) alakasız çevirilerin sebebi ticari kaygılarmıdır?
1) film isimlerini türkçeye kim hangi kurum çeviriyor?
2) alakasız çevirilerin sebebi ticari kaygılarmıdır?
0
Sanırım filmi Türkiye ye getiren dağıtımcı kendi isim koyuyor türkçe olarak.
2-gene sanırım ve bence evet sebep ticari kaygılardır.
2-gene sanırım ve bence evet sebep ticari kaygılardır.
0
Dağıtıcı firmalar genelde çeviriyorlar. Alakasız çeviriler de biraz kalıbına uydurmak için. İsmi klişe amerikan bir deyim olan filmi türkçeye direkt çevirirsen pek anlam ifade etmiyor. Chicken translate gibi. Ticari kaygılar da var elbette. Filmin konusuna göre ismi çok değiştirirlerdi eskiden. 80'lerin karate filmlerinde çok olurdu mesela. Daha çok izlensin maksatlı.
0
girisimci ruh
Milyon Dolar sermaye gerekmeden Amerika'da üretilen+ ithal edilebilecek ve Türkiye'de satabileceğimiz bir ürün var mı bildiğiniz?Edit: Duyuru ve Nick uyumu diyenlere selam ederim.
Milyon Dolar sermaye gerekmeden Amerika'da üretilen+ ithal edilebilecek ve Türkiye'de satabileceğimiz bir ürün var mı bildiğiniz?
Edit: Duyuru ve Nick uyumu diyenlere selam ederim.
Edit: Duyuru ve Nick uyumu diyenlere selam ederim.
0
1) elektronik esya (notebook, cep telefonu vs) ki sizin de dediginiz gibi az cok sermaye gerektirir.
2) elbise (t-shirt, pantolon isine girenler cok)
2) elbise (t-shirt, pantolon isine girenler cok)
0
Ne getirirsen getir gümrük denen naneye takılacaktır, o da astar yüz muhabbetinden çok avantajlı olmayacaktır.
0
supplementler
burda 30 dolar turkiye de 250 ytl dusun artik. hatta ben gondereyim.
burda 30 dolar turkiye de 250 ytl dusun artik. hatta ben gondereyim.
0
Karluk
Televizyondaki rakın kok reklamında manga vs cartel yazıyor, bu 15 sene önceki cartel grubu değildir değil mi? Ama eğer öyleyse aynı ekip değildir değil mi? Ama eğer öyleyse "vay be"Bilen var mı?Bu arada işte unutulmazlarım arasındaki şarkı http://www.youtube.com/watch?v=bTrtW4kC8j4"...yaşaması için
Televizyondaki rakın kok reklamında manga vs cartel yazıyor, bu 15 sene önceki cartel grubu değildir değil mi? Ama eğer öyleyse aynı ekip değildir değil mi? Ama eğer öyleyse "vay be"
Bilen var mı?
Bu arada işte unutulmazlarım arasındaki şarkı www.youtube.com
"...yaşaması için savaşır ve parçalar.."
Ek Soru: Bu güzelim şarkının yabancı dilde söylenmiş iki kısmı var o kısımları çevirecek arkadaşa çok teşekkürler.
Bilen var mı?
Bu arada işte unutulmazlarım arasındaki şarkı www.youtube.com
"...yaşaması için savaşır ve parçalar.."
Ek Soru: Bu güzelim şarkının yabancı dilde söylenmiş iki kısmı var o kısımları çevirecek arkadaşa çok teşekkürler.
0
Bildiğin Cartel. Ama eksikler/değişiklikler elbette var. Kabus Kerim yok bildiğim kadarıyla.
0
Ya hu ben hayatımda bir kere bi kızın zorlamasıyla konsere gittim, onun dışında da hiç konsere gitmedim gitmekte istemedim. Ama konsere gidip gitmemeyi düşündüren haberlerden biri de bu oldu bu benim için.
Bu Cartel'in desteklenmesi lazım. Geçen fifti sent gelmiş, kapıda bizim Türk ocukları, boynuna bi zincir takmış, işte orasına burasına bi şeyler takmış, spiker soruyor bu ne? o da diyor "bu işte zencilerin köleyken yaşadığı falanca şeyi simgeliyor" diyor, çekip iki tokat atası geliyor adamın :-) Arkadaşım sen kendi derdini çözdün de zencilerin derdine göre mi yaşaman kaldı? Sanki BM barış elçisisin.
Rapse rap fifti sent piyasada yokken bak ne güzel rap yapmış senin insanın, ırkçılığa karşı. Kimseyi ezme ama kendini de ezdirme demiş, sen tutmuş vay efenim zenciler köleyken şöyle böyle.
Fifti senti de seveceksen sev de öyle karaktersiz karektersiz gezme di mi?
Galiba bu cartel yeniden birleşiyor, Kabus Kerim yokmuş, başka kim var kim yok acaba yok mu bu abilerin telefonu kimsede?
Bu Cartel'in desteklenmesi lazım. Geçen fifti sent gelmiş, kapıda bizim Türk ocukları, boynuna bi zincir takmış, işte orasına burasına bi şeyler takmış, spiker soruyor bu ne? o da diyor "bu işte zencilerin köleyken yaşadığı falanca şeyi simgeliyor" diyor, çekip iki tokat atası geliyor adamın :-) Arkadaşım sen kendi derdini çözdün de zencilerin derdine göre mi yaşaman kaldı? Sanki BM barış elçisisin.
Rapse rap fifti sent piyasada yokken bak ne güzel rap yapmış senin insanın, ırkçılığa karşı. Kimseyi ezme ama kendini de ezdirme demiş, sen tutmuş vay efenim zenciler köleyken şöyle böyle.
Fifti senti de seveceksen sev de öyle karaktersiz karektersiz gezme di mi?
Galiba bu cartel yeniden birleşiyor, Kabus Kerim yokmuş, başka kim var kim yok acaba yok mu bu abilerin telefonu kimsede?
0
Aha buldum Alper Ağa'nın bir videosunu, sahiden geri dönüyor herifler.
www.youtube.com
Yalnız videoya bakılırsa kabus kerim de olacakmış, sonra ne olmuş da ayrılmış?
Ekipte tam olacak diyorlar o zenci arkadaş falan da gelecek demek değil midir bu?
www.youtube.com
Yalnız videoya bakılırsa kabus kerim de olacakmış, sonra ne olmuş da ayrılmış?
Ekipte tam olacak diyorlar o zenci arkadaş falan da gelecek demek değil midir bu?
0
benim bildiğim konser vs.den sonra manga ile birlikte bir albüm yapacaklar, yalnız sözlükte bununla ilgili sadece 1 entry görebildim, manga forumlarından bakılırsa daha ayrıntılı bilgiye ulaşılabilir.
edit: manga'nın sitesinden baktığım kadarıyla ortak albümün adı carma olacakmış ve 2010'da piyasaya sürülecekmiş
edit: manga'nın sitesinden baktığım kadarıyla ortak albümün adı carma olacakmış ve 2010'da piyasaya sürülecekmiş
0
ek bilgi:
manga'nın son albümü olan şehr-i hüzün'de manga, alper ağa ile birlikte evdeki ses'i yorumladı. dinlemediyseniz dinleyiniz yıllar sonra gayet güzel geldi bana şahsen...
manga'nın son albümü olan şehr-i hüzün'de manga, alper ağa ile birlikte evdeki ses'i yorumladı. dinlemediyseniz dinleyiniz yıllar sonra gayet güzel geldi bana şahsen...
0
Eh sonuçta biz de bu ülkede Kemalistlerin/Atatürkçülerin zincirleri altında yıllardır inlediğimize göre bize de yakışır o zincirler.
0
roadrunner_merlin
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar ne hükmündedir?a- Talimatb- Tüzükc- Yönetmelikd- Anayasae- Kanun
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar ne hükmündedir?
a- Talimat
b- Tüzük
c- Yönetmelik
d- Anayasa
e- Kanun
a- Talimat
b- Tüzük
c- Yönetmelik
d- Anayasa
e- Kanun
0
T.C. Anayasası Madde 90'ın son kısmından:
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek: 7.5.2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek: 7.5.2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.
0
yani,
usulüne göre yürürlüğe konmuş bi milletlerarası anlaşma kanun hükmündedir amaaaa
eğer kanunla bu anlaşma arasında bir aykırılık varsa, milletlerarası anlaşma esas alınır.
yani bir anlamda, kanundan üsttedir hiyerarşide.
usulüne göre yürürlüğe konmuş bi milletlerarası anlaşma kanun hükmündedir amaaaa
eğer kanunla bu anlaşma arasında bir aykırılık varsa, milletlerarası anlaşma esas alınır.
yani bir anlamda, kanundan üsttedir hiyerarşide.
0
muharrir
bu urunler hakkindaki fikirlerinizi almak istiyorum nedir ne degildir. bunlar iyiyse neden ehrkes bildigimiz iphonelari aliyor.ornek olarak su linke bakabilirsiniz.http://www.sahibinden.com/birebir_mini_iphone_3g_bugune_ozel_kargo_ucretsiz-03WQQaXQQ15476744WQQpXQQdisplayitem
bu urunler hakkindaki fikirlerinizi almak istiyorum nedir ne degildir. bunlar iyiyse neden ehrkes bildigimiz iphonelari aliyor.
ornek olarak su linke bakabilirsiniz.
www.sahibinden.com
ornek olarak su linke bakabilirsiniz.
www.sahibinden.com
0
1- Çakma Çin mallarının garantileri yoktur.
2- Teknik desteği yoktur.
3- Çabuk arızalanırlar.
4- Kaçak getirilirler, imei'leri koplayanır; bu yüzden bir süre sonra kullanıma kapatılır.
5- Üzerinde vaadedilen özellikler ya yoktur ya da verimli değildir.
6- Orjinal ürünle uzaktan yakından alakaları yoktur.
Başka soru?
2- Teknik desteği yoktur.
3- Çabuk arızalanırlar.
4- Kaçak getirilirler, imei'leri koplayanır; bu yüzden bir süre sonra kullanıma kapatılır.
5- Üzerinde vaadedilen özellikler ya yoktur ya da verimli değildir.
6- Orjinal ürünle uzaktan yakından alakaları yoktur.
Başka soru?
0
en onemlisi uzerinde iphoneos calismiyor, cakma bir yazilim var, dunyada bulabilecegin en dandik yazilimlardan oluyorlar genelde. iphone ile hic bir uyumluluklari yok, sadece dis gorunusu benziyor.
0
ma
1. Yakıt deposu kaç litre benzin alıyor?2. Dolu depo ile kaç bin km yol gidebilir?3. Ucak benzinin litresi ne kadardır :)
1. Yakıt deposu kaç litre benzin alıyor?
2. Dolu depo ile kaç bin km yol gidebilir?
3. Ucak benzinin litresi ne kadardır :)
2. Dolu depo ile kaç bin km yol gidebilir?
3. Ucak benzinin litresi ne kadardır :)
0
Hangi tip uçak? Tek motorlu planör mü, boing 737 mi, concorde mu?
Sorduğun soruyu uçak kısmını araba olarak değiştirip tekrar oku. Sana mantıklı gelecek mi bak bakalım...
Sorduğun soruyu uçak kısmını araba olarak değiştirip tekrar oku. Sana mantıklı gelecek mi bak bakalım...
0
bir uçağa gideceği mesafenin 2 katına yakın yakıt konur ki, ters bir durumda kalktığı yere dönebilsin...
boeing ve airbusları vikipediadan karşılaştırabilirsin, gidebilecekleri maksimum mesafeler yazar.
boeing ve airbusları vikipediadan karşılaştırabilirsin, gidebilecekleri maksimum mesafeler yazar.
0
1 / 2 degiskenlerden oturu cevaplanamaz...
3'e en yakin cevap
www.shell.com
olan gazyagindan biraz pahalicak olabilir bu "JET Fuel" denilen yakit. O da kendi icinde siniflara ayriliyor.
3'e en yakin cevap
www.shell.com
olan gazyagindan biraz pahalicak olabilir bu "JET Fuel" denilen yakit. O da kendi icinde siniflara ayriliyor.
0
0
maresal jedi
arkadaşlar finansla ilgili baba kaynaklara ihtiyacım var. her şeyi basit anlatan ve anlaşılır. türkçe ingilizce farketmez.özellikle şu koonularla ilgili: repo, bono, hisse senedi, tahvil, borsa...ayrıca bunların alımları satımları işlemesi gibi konularda içermeli.yardımlarınızı bekliyorum.
arkadaşlar finansla ilgili baba kaynaklara ihtiyacım var. her şeyi basit anlatan ve anlaşılır. türkçe ingilizce farketmez.
özellikle şu koonularla ilgili:
repo, bono, hisse senedi, tahvil, borsa...
ayrıca bunların alımları satımları işlemesi gibi konularda içermeli.
yardımlarınızı bekliyorum.
özellikle şu koonularla ilgili:
repo, bono, hisse senedi, tahvil, borsa...
ayrıca bunların alımları satımları işlemesi gibi konularda içermeli.
yardımlarınızı bekliyorum.
0
soujiro
verdiğim linkteki fotoğrafların sahibi olan kişi hakkında herhangi bir bilgisi olan var mıdır? yada fotoğrafı yükleyip sahibini aratabileceğim bir site var mıdır?http://vasi.net/community/devushki/2009/07/13/porochnye_monashki.html
verdiğim linkteki fotoğrafların sahibi olan kişi hakkında herhangi bir bilgisi olan var mıdır? yada fotoğrafı yükleyip sahibini aratabileceğim bir site var mıdır?
vasi.net
vasi.net
0
tineye.com
Burada arama yapabilirsin. Çok ünlü olmayan bir tabloda şansımı denemiştim ve sonuçların arasında o tabloyu kapak resmi olarak kullanmış bir kitabın resmini bile bulmuştu.Hayret etmiştim. Ama bir kaç insan yüzü denedim.Onların bulunduğu genel fotoları bulacak mı diye ama sonuç yoktu.
Şansını dene
Burada arama yapabilirsin. Çok ünlü olmayan bir tabloda şansımı denemiştim ve sonuçların arasında o tabloyu kapak resmi olarak kullanmış bir kitabın resmini bile bulmuştu.Hayret etmiştim. Ama bir kaç insan yüzü denedim.Onların bulunduğu genel fotoları bulacak mı diye ama sonuç yoktu.
Şansını dene
0
raki
Merhabalar,Kendini portreleyen bir empresyonist ressam var mı? Ayrıca varsa bu empresyonizm ile çelişmez mi? Yoksa da yok olmasının nedeni bu mudur?
Merhabalar,
Kendini portreleyen bir empresyonist ressam var mı? Ayrıca varsa bu empresyonizm ile çelişmez mi? Yoksa da yok olmasının nedeni bu mudur?
Kendini portreleyen bir empresyonist ressam var mı? Ayrıca varsa bu empresyonizm ile çelişmez mi? Yoksa da yok olmasının nedeni bu mudur?
0
Var olmaz mı? Vincent Van Gogh kendi portresini çizmiştir, Camille Pissarro'da. Yalnız Van Gogh'un empresyonist olduğu tartışmalıdır. Kimisi post-empresyonist der, kimisi de direkt empresyonist.
Ressam ayna ile kendisine bakarak kendini betimleyebilir. Bunda bir sakınca yok ki?
Ressam ayna ile kendisine bakarak kendini betimleyebilir. Bunda bir sakınca yok ki?
0
pissarro'nun dediğiniz resmi www.camillepissarro.com olmalı.
o resime empresyonist açıdan baktığımızda bir sıkıntı yok mu? adamların tek amacı " ışığın düştüğü yerleri gördüğümüz gibi çizmek " o resimde ortam kapalı, pissarro'nun çalışma alanı gibi duruyor. direk bir güneş ışığı, yoğun bir ışık yok. veya var ben göremiyorum...
olmalı.o resime empresyonist açıdan baktığımızda bir sıkıntı yok mu? adamların tek amacı " ışığın düştüğü yerleri gördüğümüz gibi çizmek " o resimde ortam kapalı, pissarro'nun çalışma alanı gibi duruyor. direk bir güneş ışığı, yoğun bir ışık yok. veya var ben göremiyorum...
0
Bu resimden bahsetmemiştim ama bunda da über olmasa da bir ışık var. Çizdim, gönderdim.
img196.imageshack.us
img196.imageshack.us
0
black wings gray eyes
saçma bir başlık olabilir, fakat bazen uçaklar işte direk şak diye inerken, kimisi de mesela gelip geçiyor sehrin üzerinden. diyelim izmire ineceksiniz, izmiri geçiyor, dön babam dön dönüyor bir kaç kere öyle iniyor. enson istanbul-londra uçuşunda istanbulu geçip bursaya dogru havada 20 dakika turla
saçma bir başlık olabilir, fakat bazen uçaklar işte direk şak diye inerken, kimisi de mesela gelip geçiyor sehrin üzerinden. diyelim izmire ineceksiniz, izmiri geçiyor, dön babam dön dönüyor bir kaç kere öyle iniyor.
enson istanbul-londra uçuşunda istanbulu geçip bursaya dogru havada 20 dakika turladıktan sonra; iyice merak ettim. hatta 4 pilot vardı uçakta, kardesim dalga geçti dördü de bi tur mu attı şimdi diye.
nedir bunun sebebi?
hosteslere soruyorum, birisi trafik vardı diyor, digeri rüzgar, sallıyorlar bariz. neden peki bu turlamalar?
enson istanbul-londra uçuşunda istanbulu geçip bursaya dogru havada 20 dakika turladıktan sonra; iyice merak ettim. hatta 4 pilot vardı uçakta, kardesim dalga geçti dördü de bi tur mu attı şimdi diye.
nedir bunun sebebi?
hosteslere soruyorum, birisi trafik vardı diyor, digeri rüzgar, sallıyorlar bariz. neden peki bu turlamalar?
0
Sen sordugunda sallamis olabilirler ama havalimanlarinda trafik oldugu icin ucaklarin beklemesi dogaldir. Ucak oldugu yerde bekleyemedigi icin de tur atar.
Ayni sekilde inisi tehlikeye atacak ruzgarlar varsa onlarin dinmesi de beklenebilir.
Ayni sekilde inisi tehlikeye atacak ruzgarlar varsa onlarin dinmesi de beklenebilir.
0
Çok çeşitli sebepleri olabiliyor. Mesela o an pist herhangi bir rötardan dolayı dolu oluyor ve havadaki uçak pisti pas geçip bir dahaki sefere iniş yapıyor. Sonuçta Antalya gibi büyük havalimanlarında 5 dakikada bir uçak inip kalkıyor. Rüzgar da bir etken olabiliyor elbette.
Not: hostes değilim, olmaya niyetim yok, istesem de olamam.
Not: hostes değilim, olmaya niyetim yok, istesem de olamam.
0
izmir'den istanbul'a 50-55dk suren yolculuklarda trafik yuzunden bu turlamalara 1 saat 10dk maruz kaldigim bile oldu. ozellikle ataturk havaalani kapasitesinin uzerinde kullanildigi icin surekli oluyor bu.
0
ayrıca bir pilotun ilk seferinde iniş yapmadan bir tur es geçip ardından iniş yapması gelenekmiş falan diye bir şeyler duymuştum zamanında.
0
ayrıca uçağın fiziksel kapasitesi ve yolcu konforu için geniş bir daire çizmek zorundalar. sonuçta 5-6g yemek istemezsin durup dururken uçakta değil mi?
0
bi ara gece gelecek uçağı unutup havaalanını kapatıp gitmişti havaalanı yetkilileri bi şehrimizde, hangisiydi hatırlayamadım ama, uçak naapsın di mi ama.
bir kez de gece yarısı konya'ya inecekken pist ışıkları yanmamıştı bir konya turu yapmıştık ekstradan. bu arada yeri gelmişken belirteyim ki gece vakti konya aynı bir örümcek ağına benziyor, aladdin tepesi merkez olmak üzere.
bir kez de gece yarısı konya'ya inecekken pist ışıkları yanmamıştı bir konya turu yapmıştık ekstradan. bu arada yeri gelmişken belirteyim ki gece vakti konya aynı bir örümcek ağına benziyor, aladdin tepesi merkez olmak üzere.
0
İneceği pisti hizalıyor da olabilir ayrıca. Rüzgarın durumuna göre iniş/kalkış yapılan pist ve yönü değişiyor. Örneğin güneyden kuzeye doğru inmesi gerekiyorsa kuzeyden gelen bir uçağın havaalanını geçip tekrar geri dönmesi normal.
0
bir de uçaklar sırayla iniyorlar piste. bazı aklı başında pilotlar yolcular için anons yapıyorlar 'piste iniş için 9. sıradayız. 15 dakida içinde inebileceğiz.' gibi.
0
ataturkiye
Merhaba arkadaşlar. Az önce Cubase 5 indirdim, yaklaşık 5gb civarı. Amma velakin içerisinde crack neyin yoktu. Bu program için crack bulamaz mıyız?
Merhaba arkadaşlar. Az önce Cubase 5 indirdim, yaklaşık 5gb civarı. Amma velakin içerisinde crack neyin yoktu. Bu program için crack bulamaz mıyız?
0
metox
hani o ufak linkler mi? onlarsa nasıl para kazandırıyor ki onlar? facebook, last.fm paramı veriyor on lara tıkladıkça?
hani o ufak linkler mi? onlarsa nasıl para kazandırıyor ki onlar? facebook, last.fm paramı veriyor on lara tıkladıkça?
0
google adsense kanka. Sen tıklatıkça para kazandırıyorsun. Totalde bir kâr yok aslında, bütün gelirler server masraflarını karşılamakta kullanılıyor.
0
ya peki ben gece tıkladım şimdi bu reklamlara, sabaha doğru yine tıkladım bi sürü, tek bi kullanıcının her tıklayışı hesaplanıyo di mi? yoksa "tamam arkadaşın sen yeteri kadar tıkladın, gayrı ihtiyacımız yok sana" diyo olmasınlar? kıllanıyorum
0
cyberpunk
merabalar.okula 650m. uzaklıkta oturuyorum. ev cadde üzerinde, okul da caddenin sonunda. kısmen açık alan sayılır ama bir iki apartman giriyor arada.türk telekomdan bezmiş bir insanım. bedavaya şahane internetim olsun istiyorum. biraz araştırma yaptım, kallavi bir anten buldum ebay'de.http://getir.n
merabalar.
okula 650m. uzaklıkta oturuyorum. ev cadde üzerinde, okul da caddenin sonunda. kısmen açık alan sayılır ama bir iki apartman giriyor arada.
türk telekomdan bezmiş bir insanım. bedavaya şahane internetim olsun istiyorum. biraz araştırma yaptım, kallavi bir anten buldum ebay'de.
getir.net (google translate link)
şimdi bu aleti bir kere alayım diyorum. sonuçta ayda 50 tl veriyorum normalde internete, bi de üstüne telefon sabiti falan, 60 tl ediyor. sağlam bi şey alayım ki şimdi ve başka bir yere taşındığımda garanti kullanabileyim.
1) buraya kadar iyi de o dediğin olmaz ki, şunu hiç hesaba katmamışsın diyeceğiniz bir yer var mı?
2) bununla beraber kullanabileceğim pci cardların listesi var sayfada. pci cardın kalitesi de bu range olayını etkiler mi? tavsiye edeceğiniz kart var mı bak şu çok iyidir, bi kere al bi daha işin olmaz diyebileceğiniz? bir de aynı katta oturan 3 arkadaş daha var, onları olaya dahil etmek kolay mı (benim pc'yi access point olarak kullanmak)? ekstra bir şey almam gerekir mi onun için yoksa pci cardın yazılımıyla mı halledilir o olay?
şimdilik bu kadar, bayağı uzun oldu kusura bakmayın.
teşekkür ediyorum zaman ayırıp cevap verenlere.
edit not: bu arada okuldaki bağlantı şifresiz.
okula 650m. uzaklıkta oturuyorum. ev cadde üzerinde, okul da caddenin sonunda. kısmen açık alan sayılır ama bir iki apartman giriyor arada.
türk telekomdan bezmiş bir insanım. bedavaya şahane internetim olsun istiyorum. biraz araştırma yaptım, kallavi bir anten buldum ebay'de.
getir.net (google translate link)
şimdi bu aleti bir kere alayım diyorum. sonuçta ayda 50 tl veriyorum normalde internete, bi de üstüne telefon sabiti falan, 60 tl ediyor. sağlam bi şey alayım ki şimdi ve başka bir yere taşındığımda garanti kullanabileyim.
1) buraya kadar iyi de o dediğin olmaz ki, şunu hiç hesaba katmamışsın diyeceğiniz bir yer var mı?
2) bununla beraber kullanabileceğim pci cardların listesi var sayfada. pci cardın kalitesi de bu range olayını etkiler mi? tavsiye edeceğiniz kart var mı bak şu çok iyidir, bi kere al bi daha işin olmaz diyebileceğiniz? bir de aynı katta oturan 3 arkadaş daha var, onları olaya dahil etmek kolay mı (benim pc'yi access point olarak kullanmak)? ekstra bir şey almam gerekir mi onun için yoksa pci cardın yazılımıyla mı halledilir o olay?
şimdilik bu kadar, bayağı uzun oldu kusura bakmayın.
teşekkür ediyorum zaman ayırıp cevap verenlere.
edit not: bu arada okuldaki bağlantı şifresiz.
0
1- Gözüme bir şey çarpmadı. Ha arakablo alıp anteni balkona ya da cam kenarına koyarsan daha çok performans alırsın.
2- Pc kartın chipseti hack meselelerinde önemli. Intel chipsetli kartlarla hack yapılmıyor. Da bu senin için önemli değil nasılsa.
3- Bu işlerden çok anlamam ama senin pc'nin access point olarak kullanılması mümkün değildi sanki.
2- Pc kartın chipseti hack meselelerinde önemli. Intel chipsetli kartlarla hack yapılmıyor. Da bu senin için önemli değil nasılsa.
3- Bu işlerden çok anlamam ama senin pc'nin access point olarak kullanılması mümkün değildi sanki.
0
bu anten bilgisayara mı takılıyor daha uzaktaki sinyalleri çekebilsin diye. sakın modeme takılıyor olmasın? yani daha uzağa yayın yapsın hesabı.
0
@kibritsuyu
Wireless adaptör linkteki ve bilgisayara takılıyor. (Çok bilmiş gibi yazdım da, bir kaç gün önce araştırmıştım, o yüzden yani)
Hesaba katmadığın bir şey yok, arakablo olayı önemli ama, yap derim.
Bu arada şifre falan koymasınlar daha sonra, sakata gelme.
Wireless adaptör linkteki ve bilgisayara takılıyor. (Çok bilmiş gibi yazdım da, bir kaç gün önce araştırmıştım, o yüzden yani)
Hesaba katmadığın bir şey yok, arakablo olayı önemli ama, yap derim.
Bu arada şifre falan koymasınlar daha sonra, sakata gelme.
0
pinkjingle
arkadaşlar e-bay den alışveriş yapan birini arıyorum??? yaptıda ne oldu??herhangi bi sorun oldumu yoksa güllük gülistanlıkmıydı?? bilgi almalıyım çünkü bi türlü cesaret edemiyorum....
arkadaşlar e-bay den alışveriş yapan birini arıyorum??? yaptıda ne oldu??herhangi bi sorun oldumu yoksa güllük gülistanlıkmıydı?? bilgi almalıyım çünkü bi türlü cesaret edemiyorum....
0
Isveçli bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre Ebay'dan alışverış yapan insanların %39.8'i güne her sabah daha mutlu uyanırken, %29,2'si sevgilileri tarafından daha az aldatılmış.
Korkmadan alışveriş yapabilirsiniz.
Size tavsiyem bir güneş gözlüğü ve iki çıtır alıp tatilin tadını çıkartmanızdır:P
Korkmadan alışveriş yapabilirsiniz.
Size tavsiyem bir güneş gözlüğü ve iki çıtır alıp tatilin tadını çıkartmanızdır:P
0
ben baya alisveris yaptim ebayden. bi sorun cikmadi cok sukur. satin aldigin kisiye dikkat etmen lazim. ebayde de cok fazla dolandirici var. 3000-5000 satis miktarlari ebay icin cok az.bulabiliyorsan buyuk markalarin accountlarindan almaya calis. mesela bestbuy'in hesabi var ebay de. outlet olarak kullaniyorlar. refurbished ve clereance urunlerini burdan satiyorlar. iki tane oto mp3 player aldim. refurbished on yuzund eufak cizik var diye satmislardi. ben o cizikleri goremedim. eger bu tur bi magaza bulamazsan. 10000 civari satis yapmis ve %99.5 memnuniyet saglamis birilerinden al. eger alacagin seye gercekten degecekse %30-%40 ucuza alacaksan denemeni tavsiye ederim. ayrica odemeyi mutlaka paypal uzerinden yap. eger baska turlu bir odeme teklif ederse satici hemen kac. kargo parasini hesaba katmayi unutma. bazilari urunu ucuz tutup kargodan para kazanmaya calisiyorlar. ve kargonun uzerine gift yazdirt. burda gumrukte sorun cikmasin.
0
Ebay de milyonlarca satıcı var bazıları sahtekar, bazıları dürüst. Burdan alacağın bilgiler ile karar veremezsin almak istediğin şeyi satan insanlarıa yapılmış yorumları oku, powerseller olmasına dikkat et vs.
0
pembeli kiz
simdi 300 euro´ya toplama bir bilgisayar alabilme imkani elimize gecmis bulunmakta fakat biz bu islerden pek anlamadigimiz icin sizlere soralim dedik.teknik özellikler:intel core 2 quad 4*2,33 ghz4gb ram Ekran Karti: GeForce 9400 Serisi500 gb hard diskSimdi bildigim kadariyla 4gb ram sadece 64bit ve
simdi 300 euro´ya toplama bir bilgisayar alabilme imkani elimize gecmis bulunmakta fakat biz bu islerden pek anlamadigimiz icin sizlere soralim dedik.
teknik özellikler:
intel core 2 quad 4*2,33 ghz
4gb ram
Ekran Karti: GeForce 9400 Serisi
500 gb hard disk
Simdi bildigim kadariyla 4gb ram sadece 64bit versiyonlarda calisiyor diger sekillerde 3 gb kullaniliyor dogru mudur? Ekran Karti kaliteli birsey olsun istyoruz cünkü elimizde bir adet bizim eve geldiginde sürekli fifa 2007 oynayan kardes kisisi var.
ne dersiniz alalim mi almayalim mi? bir el ativerin sizlere zahmet.
teknik özellikler:
intel core 2 quad 4*2,33 ghz
4gb ram
Ekran Karti: GeForce 9400 Serisi
500 gb hard disk
Simdi bildigim kadariyla 4gb ram sadece 64bit versiyonlarda calisiyor diger sekillerde 3 gb kullaniliyor dogru mudur? Ekran Karti kaliteli birsey olsun istyoruz cünkü elimizde bir adet bizim eve geldiginde sürekli fifa 2007 oynayan kardes kisisi var.
ne dersiniz alalim mi almayalim mi? bir el ativerin sizlere zahmet.
0
Vista'nın service pack'lerinden sonra 32bit Vista'da da 3 gb üzeri ram kullanabilirsiniz.
Fiyat da normal geldi bana. Yine de 1tb hdd düşünülebilir.
Fiyat da normal geldi bana. Yine de 1tb hdd düşünülebilir.
0
@ataturkiye;
o kadar hdd´ye gerek yok 500 gb isimizi görür, yine de tesekkürler.
o kadar hdd´ye gerek yok 500 gb isimizi görür, yine de tesekkürler.
0
keşke konfigurasyonu biraz daha detaylandırabilseydiniz. yani sadece bu parçalara mı 300 euro vereceksiniz. diğer hardware parçaları nelerdir. monitör var mıdır yok mudur?
0
alın gitsin. ekran kartının kaliteli olmasına gerek yok fifa 2007 oynamak için. 2009da bile öyle ahım şahım grafikler yok. fakat yine de kaliteli bir ekran kartı, uzunca süre işinizi görür, çoğu yeni oyunu çalıştırırsınız.
0
bence alma.
şimdi bu ram nedir ne değildir hızı kaçtır cismi nedir falan onları geçelim 64 bitlik kullanıma geçmene gerek yok. anladığım kadarıyla standart bir kullanıcısın bu kadar hıza(gerçi burda hızı pek anlayamıyoruz) hiç gerek yok. zaten 4 çekirdek 64 bit olayına falan giriyorsun 4 gb ram biraz düşük,altyapıyu bu kadar güçlü kuruyosan özellikleri de kısmaman gerekiyor.
al 3gb rami bir de yüksek l2 catchi olan sağlam intel çift çekirdek, makine zaten uçar. bir de i7 ramlere para verme o kadar gereksiz yere.
hem en iyisini değil ihtiyacınız olan kadarını alın sinirlendirmeyin beni burda reca ederim.
şimdi bu ram nedir ne değildir hızı kaçtır cismi nedir falan onları geçelim 64 bitlik kullanıma geçmene gerek yok. anladığım kadarıyla standart bir kullanıcısın bu kadar hıza(gerçi burda hızı pek anlayamıyoruz) hiç gerek yok. zaten 4 çekirdek 64 bit olayına falan giriyorsun 4 gb ram biraz düşük,altyapıyu bu kadar güçlü kuruyosan özellikleri de kısmaman gerekiyor.
al 3gb rami bir de yüksek l2 catchi olan sağlam intel çift çekirdek, makine zaten uçar. bir de i7 ramlere para verme o kadar gereksiz yere.
hem en iyisini değil ihtiyacınız olan kadarını alın sinirlendirmeyin beni burda reca ederim.
0
gorunen koyun gorunmez kilavuzu
bir virüs var bilgisayarımda, ama nerde olduğunu bulamadım. BIOS'ta olma ihtimali yüksek. virüsün BIOS'a yerleşip yerleşmediğini nasıl anlarım?
bir virüs var bilgisayarımda, ama nerde olduğunu bulamadım. BIOS'ta olma ihtimali yüksek. virüsün BIOS'a yerleşip yerleşmediğini nasıl anlarım?
0
bazi anakartlar biosda bir sey var mi diye acilista kontrol edebiliyor (virus check). bios ayarlarina bir bakin.
illa bios'dan supheleniyorsaniz bios'u tekrar yukleyince ortadan kalmasi gerek.
illa bios'dan supheleniyorsaniz bios'u tekrar yukleyince ortadan kalmasi gerek.
0
egilincecataligozukmeyenentelmuslukcu
odamı istila ettiler. sayılmıyor parmağ ile, tükenmiyor kırmağ ile. bu problemi nasıl çözerim?
odamı istila ettiler. sayılmıyor parmağ ile, tükenmiyor kırmağ ile. bu problemi nasıl çözerim?
0
tecrübelerime göre bir anda gelip her tarafı saran, çok uzun süre geçirmeksizin ortalıktan kaybolan tabiat canlılarıdır bunlar. umarım senin tecrüben de aynı şekilde olur nitekim uğraşmakla olacak iş değil.
0
benim odamda aksamlari isik acinca ortaya cikiyorlar. karsida bi tane dut agaci var ordan geliyorlar sanirim. aksamlari pencereyi kapatiyorum. simdi gelmiyorlar.
0
Onlar öncüler. Eğer herhangi biri kendine uygun bir yuva bulursa asıl sorun o zaman başlayacaktır. Ki muhtemelen bulacaktır; karınca koloniniz hayırlı olsun.
0
aga git eminönüne mısır çarşısının oradan bitkicilerden ilaç al. (tarım ilacı) HAtta yanında sinek böcek neyse onun bi numunesi de olsun. İlacı bir camsil spreyi şişesine ilacı aldığın yerin önermesine göre olan oranlarda(ben almştım 2 kapak ilaç 1çay bardağı su) karıştır. Sonra pıs pıs ilacı evden/odadan ayrılırken uygula. 2günde böcek muhteviyasının hiçbiri senin mekana uğramaz bunu düzenli olarak yaparsanda uzun süre 6-8 ay gelen giden olmaz böceklerden ;)
0
surtunme kuvveti
merak ettim de.
merak ettim de.
0
02.07.2009 04:28:00 galadnikov hatalı ispiyon #16424161
tanım, tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz değil: adam sadece ayar vermek için bkz girmiş
02.07.2009 03:11:00 galadnikov sil sözlüğü kurtarmak/#16424320
"tanım, tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz değil" gerekçeli ispiyon
02.07.2009 03:11:00 galadnikov sil moderasyon moderasyon duy sesimizi/#16424327
"içerik başlıkla uyumlu değil" gerekçeli ispiyon
tanım, tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz değil: adam sadece ayar vermek için bkz girmiş
02.07.2009 03:11:00 galadnikov sil sözlüğü kurtarmak/#16424320
"tanım, tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz değil" gerekçeli ispiyon
02.07.2009 03:11:00 galadnikov sil moderasyon moderasyon duy sesimizi/#16424327
"içerik başlıkla uyumlu değil" gerekçeli ispiyon
0
o entyrlerin edit oncesi hallerini merak ediyorum. flanger ile irtibati olan birileri varsa buraya aktarmasini saglayabilir mi?
0
flanger'ın girdiği iki entrysinin de editlenmiş halleri legal,
başlık sözlüğü kurtarmak entrynin giriş kısmı; (tanım var burda zaten)
"her alevli suserin bir gün gelip de bir dur demek arzusunda olduğu durumlar karşısında giriştiği iş. aslında bu durumu şöyle kotarmak pek bir mümkündür. sözlüğü kurtaracak duayı her akşam yatmadan önce üç kez okumak yeterli olacaktır."
son editlenme saati; 3:20
diğer silinen entrysi "moderasyon moderasyon duy sesimizi başlığında"
"şu moderasyona sesimi bir duyursam, bi şekil yapsam, şu sözlüğü kurtaracak ve kollayacak güruha girer miyim hezeyanları içerisinde çığlık çığlığa kalmak yerine uygun bir ses şiddeti ile söylenebilecek tümce.
(bkz: ssg ssg duy sesimizi)"
bu da editlenmiş son editlenme saati 3:16 , girildiği saat ise 3:08
feeling the blanks'in dediği gibi editlenmeden önceki hallerini görmek lazım, gene çok fazla soru işareti var,
zaten bu geceye kadar entry girmeyeceğim deney yapacam, 20 tane falan my brute linki girmeyi düşünüyorum , yasak değilmiş ne de olsa,
başlık sözlüğü kurtarmak entrynin giriş kısmı; (tanım var burda zaten)
"her alevli suserin bir gün gelip de bir dur demek arzusunda olduğu durumlar karşısında giriştiği iş. aslında bu durumu şöyle kotarmak pek bir mümkündür. sözlüğü kurtaracak duayı her akşam yatmadan önce üç kez okumak yeterli olacaktır."
son editlenme saati; 3:20
diğer silinen entrysi "moderasyon moderasyon duy sesimizi başlığında"
"şu moderasyona sesimi bir duyursam, bi şekil yapsam, şu sözlüğü kurtaracak ve kollayacak güruha girer miyim hezeyanları içerisinde çığlık çığlığa kalmak yerine uygun bir ses şiddeti ile söylenebilecek tümce.
(bkz: ssg ssg duy sesimizi)"
bu da editlenmiş son editlenme saati 3:16 , girildiği saat ise 3:08
feeling the blanks'in dediği gibi editlenmeden önceki hallerini görmek lazım, gene çok fazla soru işareti var,
zaten bu geceye kadar entry girmeyeceğim deney yapacam, 20 tane falan my brute linki girmeyi düşünüyorum , yasak değilmiş ne de olsa,
0
tulkas
selamlar,arkadaşlar, yemek yapma çabaları sonucu yanan el parmağı, geçen birkaç gününardından epeyce su topladı. yandığında sadece biraz suya tutulan bu parmağa ne yapmalı? merhem mi sürmeli sürülecekse ne merhemi sürülmeli, başka bir şey mi yapmalı?resimde elin su toplamış halini görebilirsiniz
selamlar,
arkadaşlar, yemek yapma çabaları sonucu yanan el parmağı, geçen birkaç gününardından epeyce su topladı. yandığında sadece biraz suya tutulan bu parmağa ne yapmalı? merhem mi sürmeli sürülecekse ne merhemi sürülmeli, başka bir şey mi yapmalı?
resimde elin su toplamış halini görebilirsiniz
arkadaşlar, yemek yapma çabaları sonucu yanan el parmağı, geçen birkaç gününardından epeyce su topladı. yandığında sadece biraz suya tutulan bu parmağa ne yapmalı? merhem mi sürmeli sürülecekse ne merhemi sürülmeli, başka bir şey mi yapmalı?
resimde elin su toplamış halini görebilirsiniz
0
silverdin sür hem acını alır hem serin tutar hem de iyileştirir. en başlarda bandajla mikrop kapmasın, 1-2 gün sonra açık tutmaya başla. geçmiş olsun, ciddi gibi duruyor birazcık. ben de 1-2 ay öncesinde muzdarip haldeydim yanıktan. bir de güneşe tutma.
0
kazadan hemen sonra parmağını az ıslatıp tuz sürseydin acıyı büyük oranda alırdı. soğuk suya tutunca pek bi işe yaramıyor.
0
su toplayan yeri sakin patlatma, iyilesme sureci icin onemli o. zaten su topladigi icin bandaja filan gerek yok, vucut dogal bandaj yapiyor oraya bir nevi.
0
pichoscosama
Harita üstünde askerleri, taktiği belirleyip, savaşı kazanan/kaybeden bir general olabileceğim bir oyun arıyorum. C&C tarzı askerlere birebir katkım olmasın.
Harita üstünde askerleri, taktiği belirleyip, savaşı kazanan/kaybeden bir general olabileceğim bir oyun arıyorum. C&C tarzı askerlere birebir katkım olmasın.
0
20.yy için hearts of iron serisi,
daha önceki çağlar için europa universalis serisi.
ikisi de paradox interactive'in
*hearts of iron
*hearts of iron 2
*hearts of iron 2 doomsday
*europa universalis
*europa universalis 2
*europa universalis 3
*europa universalis rome
daha önceki çağlar için europa universalis serisi.
ikisi de paradox interactive'in
*hearts of iron
*hearts of iron 2
*hearts of iron 2 doomsday
*europa universalis
*europa universalis 2
*europa universalis 3
*europa universalis rome
0
Tavsiyeler için sağolun.
Civilization ve Total War olmaz. Onlarda askere müdahele var.
Civilization ve Total War olmaz. Onlarda askere müdahele var.
0
great battles of alexander dediginiz tarza biraz daha yakindi sanki. great battles of caesar ve great battles of hannibal da varmis. 10 yildan eski oyunlar ama, grafikler de ona gore
www.gamespot.com
www.gamespot.com
0
hearts of iron'a bakmadıysan es geçme. enfesti. tabii bana göre. benzeri oyun oynamadığımdan da olabilir.
başlığına baktım da bu kadarını beklemiyordum. herkes aynı fikirde.
bir de chariots of war vardı böyle. ehehe. sakın bakma.
başlığına baktım da bu kadarını beklemiyordum. herkes aynı fikirde.
bir de chariots of war vardı böyle. ehehe. sakın bakma.
0
hearts of iron, europa universalis gibi paradox interactive oyunlari aradigin tarzda oyunlar. yakinda hearts of iron 3 cikacak. bir de war in the pacific var ama o biraz daha agir.
0
Hearts of Iron ve Europa Universalis'in resimlere baktım. Civilization'a benzettim ben. Öyleyse eğer aslı varken onlarla vakit kaybettirmeyin bana. :)
0
numan aga
Şimdi bir firmadan bir koltuk takımı sipariş ettim. Faturası ile beraber gelmedi. koltuklar geldi bir baktım renk değişik. hemen gittim durumu bildirdim. fabrikaya döndüler benim istediğim rengteki kumaşın bittiğini üretilmediğini söylediler falan filan buralar ayrıntı. Şimdi soru benim paramı geri
Şimdi bir firmadan bir koltuk takımı sipariş ettim. Faturası ile beraber gelmedi. koltuklar geldi bir baktım renk değişik. hemen gittim durumu bildirdim. fabrikaya döndüler benim istediğim rengteki kumaşın bittiğini üretilmediğini söylediler falan filan buralar ayrıntı. Şimdi soru benim paramı geri almak için ne yapmam lazım. fatura ürünle gelir dediler gelmedi nasıl bir yol izlemeliyim.
Cevaplayacak avukat ya da avukat adaylarına kucak dolusu $ukela yolluyacağım.
Cevaplayacak avukat ya da avukat adaylarına kucak dolusu $ukela yolluyacağım.
0
once faturayi istesene, bak bakalim ne yaziyor orda. hani bi de bi mali begenirken eve teslim oncesi sana bi sey imzalatirlar, onda ne yaziyor bak bakem.
0
Aynısını 99 senesinde yaşadık, gazetelerden birine telefon açtık tüketici köşesinde akşam 21:00 sularında koltuk takımı evimizdeydi.
Bu bir çözüm yöntemi değil elbette, belediyelerde tüketici haklarını korumak için bölümler var, oraya bakabilirsin.
Bu bir çözüm yöntemi değil elbette, belediyelerde tüketici haklarını korumak için bölümler var, oraya bakabilirsin.
0
Guzelce tehdit edin pardon uyarin yani. Bak fatura gelmedi maliyeye sikayet ederim bu 1 diyin, kaymakamligin tuketici haklari masasina sikayet ederim bu da 2 diyin. Bu isin sonunda hakkinizi soke soke alacaginizi belirtin. Iki tarafida bosu bosuna yormak istemediginizi soyleyin buna ragmen cozulmezse yazdiklarimi yapin. Alo maliye: 189 Tuketici haklarina bir dilekceyle basvurmaniz yeterli olur.
0
cizmedin ki kesesin
kota açısından soruyorum. mesela bi youtube videosunu indirerek izlemekle indrimden izlemenin arasında fark var mı?
kota açısından soruyorum. mesela bi youtube videosunu indirerek izlemekle indrimden izlemenin arasında fark var mı?
0
Bir kere izlersen fark yok. Ama bazı siteler (mesela metacafe) birkaç kez izlediğinde aynı videoyu tekrar tekrar yüklüyorlar. Bu açıdan indirmek daha avantajlı.
0
farkı yok ama bazen olabiliyor.
mesela youtube da bir video var x mb,
bu video yu izlediğin zaman x mb, sonrasında bir programla indirirsen x mb daha kotadan gider.
izlemeden indirirsen sadece x mb indirmiş olursun.
ama youtube zaten izlediği videoları temporary internet files a kaydediyor.(buradan çekmen daha mantıklı)
bahsettiğim programlar ise videoları baştan indiriyor.
mesela youtube da bir video var x mb,
bu video yu izlediğin zaman x mb, sonrasında bir programla indirirsen x mb daha kotadan gider.
izlemeden indirirsen sadece x mb indirmiş olursun.
ama youtube zaten izlediği videoları temporary internet files a kaydediyor.(buradan çekmen daha mantıklı)
bahsettiğim programlar ise videoları baştan indiriyor.
0
pop3 tabanli
yol mesafeleri, alternatif yolları gösteren bir program arıyorum. google dan baktım tıraş linkler var. bilgisi olan varsa sevinirim.
yol mesafeleri, alternatif yolları gösteren bir program arıyorum. google dan baktım tıraş linkler var. bilgisi olan varsa sevinirim.
0
frtsglm
Biliyorum çok sorulmuş edilmiş ama hala kesin ve net bir fikir yok elimde.Şu anda amerika'dayım. iphone 1. nesiller 97 dolar, yeni iphone'ların 16gb'ı 197 dolar, 32 gb'ı 297 dolar civarında. Bunlar kontratlı fiyatları.Kontratsız fiyatları ise 2-2.5 katı.Nasıl almalıyım ne yapmalıyım?Bi amerikalı bul
Biliyorum çok sorulmuş edilmiş ama hala kesin ve net bir fikir yok elimde.
Şu anda amerika'dayım. iphone 1. nesiller 97 dolar, yeni iphone'ların 16gb'ı 197 dolar, 32 gb'ı 297 dolar civarında. Bunlar kontratlı fiyatları.
Kontratsız fiyatları ise 2-2.5 katı.
Nasıl almalıyım ne yapmalıyım?Bi amerikalı bulup kontratlı alıp iptal ettirsem cezası şu anda ne kadar?
İnternetten bestbuy'dan fln eve sipariş yaptırsam bi faydası olur mu ki ?
Bi de 400-500 dolar civarında bi toshiba laptop mı alsam, 1000-1300 dolara macbook mu alsam?
El edin şu fakire..
Şu anda amerika'dayım. iphone 1. nesiller 97 dolar, yeni iphone'ların 16gb'ı 197 dolar, 32 gb'ı 297 dolar civarında. Bunlar kontratlı fiyatları.
Kontratsız fiyatları ise 2-2.5 katı.
Nasıl almalıyım ne yapmalıyım?Bi amerikalı bulup kontratlı alıp iptal ettirsem cezası şu anda ne kadar?
İnternetten bestbuy'dan fln eve sipariş yaptırsam bi faydası olur mu ki ?
Bi de 400-500 dolar civarında bi toshiba laptop mı alsam, 1000-1300 dolara macbook mu alsam?
El edin şu fakire..
0
Almak mevzu mesele değil de aldıktan sonra gümrükten geçirememek var işin ucunda. Zaten vergisiz çıplak fiyatları Türkiye'de de uygun.
Ha "adam buldum, gelirken yanında getirecek sorun olmaz" diyorsan nema problema.
Güncel fiyatlar için ebay'a bakabilirsin. Oradaki fiyatlara bi %10 daha ekle, piyasa fiyatıdır aşağı yukarı.
Not: İhtiyacına göre almalısın notebook'u. Kullanamadıktan sonra macbook elinde tosbağa olur.
Edit: Amerika kısmını nasıl okumamışım. Bu bu akşam 2 oldu. Hadi hayırlısı.
Ha "adam buldum, gelirken yanında getirecek sorun olmaz" diyorsan nema problema.
Güncel fiyatlar için ebay'a bakabilirsin. Oradaki fiyatlara bi %10 daha ekle, piyasa fiyatıdır aşağı yukarı.
Not: İhtiyacına göre almalısın notebook'u. Kullanamadıktan sonra macbook elinde tosbağa olur.
Edit: Amerika kısmını nasıl okumamışım. Bu bu akşam 2 oldu. Hadi hayırlısı.
0
1-kontrat iptal ucreti $175.
2-amacina gore degisir tabii ama, macbook alma derim. toshiba da alma. dell al, hp al, sanssizsan bilemem ama cok uzun sure problemsiz dayaniyorlar. ayrica dell'i de best buy dan degil, sitesinden ismarla, ben 3 kere yaptim, maksimum 3 haftada uretip yolluyorlar, hic gecikmeden, problem cikarmadan..
ha bir de newegg.com 'u oneririm, eger 1 aydan az suren varsa.
2-amacina gore degisir tabii ama, macbook alma derim. toshiba da alma. dell al, hp al, sanssizsan bilemem ama cok uzun sure problemsiz dayaniyorlar. ayrica dell'i de best buy dan degil, sitesinden ismarla, ben 3 kere yaptim, maksimum 3 haftada uretip yolluyorlar, hic gecikmeden, problem cikarmadan..
ha bir de newegg.com 'u oneririm, eger 1 aydan az suren varsa.
0
gümrükten neden geçiremesin, adam amerika'daymış zaten. kendi getirecek yani.
ben olsam macbook alırım. mis.
edit: dostum fakirim demişsin de macbook alıyorsun. ayıp biz de insanız burda :)
ben olsam macbook alırım. mis.
edit: dostum fakirim demişsin de macbook alıyorsun. ayıp biz de insanız burda :)
0
kolpazan
merhabalarbir dönem deli gibi mario oynadığımız bu 100 in 1 tipi sanırım 8 bitlik atarileri , istanbulda nerede bulabilirim acaba? hatta mario kasedini bulsam bile yeter.elinde olup da satabilecek/verebilecek kişiler de varsa olur.
merhabalar
bir dönem deli gibi mario oynadığımız bu 100 in 1 tipi sanırım 8 bitlik atarileri , istanbulda nerede bulabilirim acaba? hatta mario kasedini bulsam bile yeter.
elinde olup da satabilecek/verebilecek kişiler de varsa olur.
bir dönem deli gibi mario oynadığımız bu 100 in 1 tipi sanırım 8 bitlik atarileri , istanbulda nerede bulabilirim acaba? hatta mario kasedini bulsam bile yeter.
elinde olup da satabilecek/verebilecek kişiler de varsa olur.
0
eskişehir'de mediamarkt'ta var. istanbul'da da vardır herhalde. hatta 15 lira civarındaydı.
0
bu yeni nesil bilgisyar klavyesi şeklinde olanları dğeil de , eski kutu biçiminde olanları arıyorum. mediamarktakiler nasıl acaba?
0
fletch
efenim bugün mağazalarda gezinirken us polo da ekteki resimdeki sweatshirtü gördümbedeni xl olduğu için hay ben şansımı yaaa! diyerek mağazadan çıktımus polo mağazasındaki şirin bayan görevli bunun seri sonu olduğunu söyledi ellerinde bedeni kalmadığını söyledi istanbul ya da ankara farketmez başka
efenim bugün mağazalarda gezinirken us polo da ekteki resimdeki sweatshirtü gördüm
bedeni xl olduğu için hay ben şansımı yaaa! diyerek mağazadan çıktım
us polo mağazasındaki şirin bayan görevli bunun seri sonu olduğunu söyledi ellerinde bedeni kalmadığını söyledi istanbul ya da ankara farketmez başka hangi us polo mağazasından veya outlet olarak nereden alabilirim us polonun seri sonu ürünlerini?
gören duyan var mıdır bu resimdeki sweatshirtü ühühühü :'(
bedeni xl olduğu için hay ben şansımı yaaa! diyerek mağazadan çıktım
us polo mağazasındaki şirin bayan görevli bunun seri sonu olduğunu söyledi ellerinde bedeni kalmadığını söyledi istanbul ya da ankara farketmez başka hangi us polo mağazasından veya outlet olarak nereden alabilirim us polonun seri sonu ürünlerini?
gören duyan var mıdır bu resimdeki sweatshirtü ühühühü :'(
0
ya bu serisonunda da hep xl ler kaliyor. ben de boyle sansa...
ama bulunur heralde istanbul da. bu boyner de, ykm de falan rastliyodum polo ya....
ama bulunur heralde istanbul da. bu boyner de, ykm de falan rastliyodum polo ya....
0
iris
sanırım 'when harry met sally' isimli filmde harry, sally'e söylüyormuş böyle bir şey. sizce doğru mudur? ya da ne kadar doğrudur?
sanırım 'when harry met sally' isimli filmde harry, sally'e söylüyormuş böyle bir şey. sizce doğru mudur? ya da ne kadar doğrudur?
0
Arkadaş olabilir ama seks yapabilme ihtimalini de düşünür. Kadın için de aynı şey söz konusu. Tabi değişken şeyler yine de. Bu soruya benzer soru sorulmuştu ayrıca.
0
sadece "çekici" buluyorlarsa arkadaş olabilirler. ancak kendilerini o çekime kaptırmamış/kaptırmayacak olmaları gerekir. bir çeşit "güzel ama benim tipim değil" olayı.
0
İnsanlığına bağlı bu durum. Olmamışsa veyahut olma ihtimali yoksa arkadaş kalınabilir. İnsan dediğimiz şey dünyaya cinsiyet penceresinden bakan canlı değildir. Biraz irade meselesi.
Ha mutlaka içinden geçirir ama bu Freudsal bir düşüncedir. Güzel ya da çirkin hangi karşı cinse cinsel gözle bakılmamıştır ki?
Tabii bir de acımasız gerçekler var ki maalesef dünyanın %90'i bu kurala uymaktadır:
www.youtube.com
Ha mutlaka içinden geçirir ama bu Freudsal bir düşüncedir. Güzel ya da çirkin hangi karşı cinse cinsel gözle bakılmamıştır ki?
Tabii bir de acımasız gerçekler var ki maalesef dünyanın %90'i bu kurala uymaktadır:
www.youtube.com
0
ben bir erkeğim ve bu soruya cevap olabilecek bir durum yaşadım. kız oldukça çekici(bana çekici geliyordu ya da) idi ve 3 senelik sınıf arkadaşımdı. bir gün içmeye gittik. kızın antenler kopunca(sarhoş oldu hafiften) birşeyler yapmaya başladı(burası özel kalsın).
neyse, engelledim kendisini. benden hoşlanmadığına emindim zaten. sarhoştu ve orada sadece ben vardım, bu durumun sebebi budur. gerçekten hoşlansa bile benim için çekiciliği yeterli olmazdı. o gün içmeye devam ettik. aradan 2 sene daha geçti. hala da arkadaşız.
çekici bulduğu arkadaşlarını elde etmek isteyebilir erkekler. bence bu o kadar anormal değil. elde etmek istese de arkadaş görmeyecek diye birşey yok.
edit: şunu eklesem daha doğru olur diye düşündüm, eğer o gün sevgilim olmasa idi o kızı yatağa atardım hiç çekinmeden. ama asla uzun süreli bir ilişki düşünmezdim, çünkü dediğim gibi, çekicilik yeterli değil.
neyse, engelledim kendisini. benden hoşlanmadığına emindim zaten. sarhoştu ve orada sadece ben vardım, bu durumun sebebi budur. gerçekten hoşlansa bile benim için çekiciliği yeterli olmazdı. o gün içmeye devam ettik. aradan 2 sene daha geçti. hala da arkadaşız.
çekici bulduğu arkadaşlarını elde etmek isteyebilir erkekler. bence bu o kadar anormal değil. elde etmek istese de arkadaş görmeyecek diye birşey yok.
edit: şunu eklesem daha doğru olur diye düşündüm, eğer o gün sevgilim olmasa idi o kızı yatağa atardım hiç çekinmeden. ama asla uzun süreli bir ilişki düşünmezdim, çünkü dediğim gibi, çekicilik yeterli değil.
0
when harry met sally de sonunda birlikte oluyorlardı yalnız.. erkeğine göre değişmekle birlikte şunu gözlemlerim doğrultusunda söylebilirim ki;
artist olan, kendine güveni olan adamlar, arkadaş olmazlar..
iyi niyetli, çekingen adamlar arkadaş olmayı tercih ederler.. neden?
çünkü artist adamın konuştukça ne derece boş bir insan olduğunu anlar ve ondan uzaklaşırsınız, o da bu durumun farkında olduğundan direkt görüntüsüyle, güveni ile olaya girer ve bir aslan gibi avını kapar.. ha kafası çalışan bir insansa bırakmazlar zaten.. hem yakışıklı olacak, hem akıllı zeki olacak falan ooo..
ancak çekingen, sempatik erkek arkadaşımız "sen benim tpime bakma çok iyi adamım lan ben" düstrunda hareket ettiğinden ilk önce arkadaş olacak hakkındaki önyargıları yıkacak ve sonra avını bekleyen timsah gibi birden "ben seni seviyorum" diye ortaya çıkacaktır..
"ama ben seni arkadaşım olarak görüyorummm"" de zaten bu kişilerin en çok duyduğu laftır..
ha bir de gerçekten arkadaş olanlar vardır ki siz çekici olanları soruyorsunuz. erkek ve kadın gerçekten arkadaş olabilir ancak erkekler çekici buldukları kadınla arkadaş olmazlar.. sonunda hep avı yeme amacı vardır..
artist olan, kendine güveni olan adamlar, arkadaş olmazlar..
iyi niyetli, çekingen adamlar arkadaş olmayı tercih ederler.. neden?
çünkü artist adamın konuştukça ne derece boş bir insan olduğunu anlar ve ondan uzaklaşırsınız, o da bu durumun farkında olduğundan direkt görüntüsüyle, güveni ile olaya girer ve bir aslan gibi avını kapar.. ha kafası çalışan bir insansa bırakmazlar zaten.. hem yakışıklı olacak, hem akıllı zeki olacak falan ooo..
ancak çekingen, sempatik erkek arkadaşımız "sen benim tpime bakma çok iyi adamım lan ben" düstrunda hareket ettiğinden ilk önce arkadaş olacak hakkındaki önyargıları yıkacak ve sonra avını bekleyen timsah gibi birden "ben seni seviyorum" diye ortaya çıkacaktır..
"ama ben seni arkadaşım olarak görüyorummm"" de zaten bu kişilerin en çok duyduğu laftır..
ha bir de gerçekten arkadaş olanlar vardır ki siz çekici olanları soruyorsunuz. erkek ve kadın gerçekten arkadaş olabilir ancak erkekler çekici buldukları kadınla arkadaş olmazlar.. sonunda hep avı yeme amacı vardır..
0
@cro magnon " kendine güvenen adam arkadaş olmaz" demedim çekici bulduğu kadınla arkadaş olmaz dedim.. arkadaş olacağı varsa bile direkt olaya girip eğer reddedilirse falan ondan sonra belki arkadaş olabilir.. çünkü hayat dediğmiz şey zaten güç gösterisi, kendinle güvenli erkek ( ama hakikaten güvenl, egosu çok sağlam olmaıl, öyle normal güven değil..) karşısındaki çekici bulduğu kadını hakikaten av olarak görür ve ilk amacı onu tavlamaktır.. ortada rekabet de var çünkü bunu klasik erkek konuşmasında da görebilirsiniz: nasıl çaktım lan kıza!! işte bu..
arkadaş kalmak isteyen eziktir lafını da demedim çekici bulduğu kadınla arkadaş kalmak isteyen eziktir dedim.. ezik de demedim sadece farklı yollarla avını tavlamaya çalışıyordur dedim.. yani anahtar kelimemiz "çekicilik".. çekicilik içgüdüsel olarak gelişen göreceli bir kavram, size çekici gelen bana çekici gelmeyebilir.. içgüdüsel olduğundan kelli, cinsel açıdan yaklaşılması çok normal.. yani kadınlarda karşılarında brad pitt i görseler "ulen bir dertleşeyim şununla" demezler yani, erkekler de öyle.. çekici bulduğun kişiye bunu söylemiyorsan, içgüdüsel olarak onu isteyip bunu gizliyorsan kusura bakmayın ama bu bir parça ezikliktir..
ancak yine ve yine söylüyorum " çekicilik " kısıtı altında söylüyorum bunu.. yani kadın erkek elbette arkadaş olabilir..
arkadaş kalmak isteyen eziktir lafını da demedim çekici bulduğu kadınla arkadaş kalmak isteyen eziktir dedim.. ezik de demedim sadece farklı yollarla avını tavlamaya çalışıyordur dedim.. yani anahtar kelimemiz "çekicilik".. çekicilik içgüdüsel olarak gelişen göreceli bir kavram, size çekici gelen bana çekici gelmeyebilir.. içgüdüsel olduğundan kelli, cinsel açıdan yaklaşılması çok normal.. yani kadınlarda karşılarında brad pitt i görseler "ulen bir dertleşeyim şununla" demezler yani, erkekler de öyle.. çekici bulduğun kişiye bunu söylemiyorsan, içgüdüsel olarak onu isteyip bunu gizliyorsan kusura bakmayın ama bu bir parça ezikliktir..
ancak yine ve yine söylüyorum " çekicilik " kısıtı altında söylüyorum bunu.. yani kadın erkek elbette arkadaş olabilir..
0
kadın erkek ilişkilerini yalnızca cinsiyete indirgemektir bu. erkekler 7/24 seks mi düşünüyor? libidosunu düşük tutan erkek çekici kadınlarla ilgilenmez o kadar da.
0
sartlara baglidir.
eger iliski tamamen platonik düzlemde tutulursa olur. burada platonik olarak kast ettigim arkadas cevresi icerisinde, normal bir arkadaslik iliskisi degil. tam anlatamiyorum ama bir abi-kardes(ya da abla-kardes), iki yoldas ya da hayat rehberi iliskisi gibi.
Ama iki genc ve cekici kiz ile erkek birbirleriyle cok yakinlassin, sürekli birlikte vakit gecirsinler; sürekli beraber eglensinler elbette dogal olarak birbiriyle ilgili hayaller kurmaya baslayacaklardir. e o iliski de bir gün bir yerden fire verecektir. fire vermemesi hata olur zaten :)
ayrica yukaridaki eziklik meselesine bir yorumda bulunayim:
bir erkegin ya da bir kadinin cekici buldugu kimseye herhangi bir adimda bulunmamasi icin tonlarca sebep olabilir. evet var eziklikten arkadasliga yeltenenleri de ama insanlar hayvan degildir; cekici buldugu herkese yeltenmezler. tamamen rasyonel cikarimlarla arkadas kalmayi tercih edebilirler.
eger iliski tamamen platonik düzlemde tutulursa olur. burada platonik olarak kast ettigim arkadas cevresi icerisinde, normal bir arkadaslik iliskisi degil. tam anlatamiyorum ama bir abi-kardes(ya da abla-kardes), iki yoldas ya da hayat rehberi iliskisi gibi.
Ama iki genc ve cekici kiz ile erkek birbirleriyle cok yakinlassin, sürekli birlikte vakit gecirsinler; sürekli beraber eglensinler elbette dogal olarak birbiriyle ilgili hayaller kurmaya baslayacaklardir. e o iliski de bir gün bir yerden fire verecektir. fire vermemesi hata olur zaten :)
ayrica yukaridaki eziklik meselesine bir yorumda bulunayim:
bir erkegin ya da bir kadinin cekici buldugu kimseye herhangi bir adimda bulunmamasi icin tonlarca sebep olabilir. evet var eziklikten arkadasliga yeltenenleri de ama insanlar hayvan degildir; cekici buldugu herkese yeltenmezler. tamamen rasyonel cikarimlarla arkadas kalmayi tercih edebilirler.
0
Bilakis,
"Hiçbir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez." demiştir Freud...
Siz her ne kadar genel bir soru yöneltmiş olsanız da terazi burcu erkeklerini tenzih ederim bu noktada. Çünkü kendileri bırakın çekici buldukları kadınlarla arkadaş olmayı, ilgi çekmek için ekstra bir efor dahi harcamazlar. (bkz: #6038215)
"Hiçbir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez." demiştir Freud...
Siz her ne kadar genel bir soru yöneltmiş olsanız da terazi burcu erkeklerini tenzih ederim bu noktada. Çünkü kendileri bırakın çekici buldukları kadınlarla arkadaş olmayı, ilgi çekmek için ekstra bir efor dahi harcamazlar. (bkz: #6038215)
0
