kapsul demissiniz ama yine de shop.dlife.com.tr suna bir bakin derim.

diger turlusu icin solgar derim.

piyasada EPA ve DHA oranı en yüksek ve en katkısız olarak Solgar 950 var benim gördüğüm. Bir süre kullanıyorum ve bırakıyorum, faydasını gördüm. Ama tabi muadillere göre Solgar her daim daha yüksek fiyata sahip oluyor.

1 haftadır gnc fish oil 1000 kullanıyorum, EPA ve DHA oranlarını tam hatırlamıyorum ama %20 indirim var diye almıştım, yoksa benim de ilk tercihim solgar olurdu.

ifos'a bir bakın.
www.ifosprogram.com

solgar 700 aldım arkadaşlar.

birdy.

Ölü Bir Deniz

Eick de iyi demiş bu arada, Painted Veil de iyidir.

atları da vururlar.

50/50

the painted veil

Byôsoku 5 senchimêtoru. www.imdb.com

Kısa bir anime film, ilk izlediğimde fena çarpmıştı.

wall-e olsada yesek.

sana inanılmaz bir kim-ki-duk filmi önereceğim mutlaka izle derim: (bkz: bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom)

wicker park

www.imdb.com

stand by me

www.tdk.gov.tr

halik
bk. helik.
Tarama Sözlüğü 1967

helik, -ği Rum.
a. hlk. Duvar örülürken büyük taşların arasına konulan ufak taşlar.


belki bu benzerlikle ilgilidir.

@freekara tanrı çok mantıklı tabii ama benim okuduğum veya uydurduğum açıklamada, "balık bilmezse taş bilir, illa ki birinin işine yarar" tarzı bir yaklaşım vardı.

@irbat helik olarak bilmiyordum valla, uydurmuyor olabilirim sanki :)

o kelimenin aslı "halık" yaratan demektir ama cümlenin uyumu olarak öyle evrilmiştir demişti zamanında bir edebiyat öğretmenimiz.

yeterince açıklanmış ama bir de ben açıklayayım istedim. "hâlık" kelimesi arapça "halk" kelimesinden gelir. "halk" yaratmak, "hâlık" yaratan, "mahluk" ise yaratılan demektir. tıpkı "katl" öldürmek, "kâtil" öldüren, "maktül" öldürülen demek olduğu gibi. yani öyle yunanca, latince vs. ile bir alakası yok. "sen iyilik yap, denize at, kimse bilmese bile allah görür" anlamında bir atasözüdür.

baskılar üzerine açıklama gereği duydum: halik kelimesinin yunanca olduğunu iddia etmiyorum, bu kelimeyle bir derdim yok, tanrı anlamı tamam, atasözünde de pek şık duruyor. sadece atasözünde halik kelimesinin yerinde yunancadan gelen başka bir kelime olduğunu duyduğumu söylüyorum :) "ateş olsan cirmin kadar yer yakarsın"daki cirim nasıl cürüm diye biliniyor, onun gibi bir galat-ı meşhur olma ihtimalinden bahsediyorum.

balık-halık çok daha mantıklı ve tutarlı bence.

cam şişe mi çekiyorsun?

yok hocam güneş parça parça vuruyor arkalara.3-5 kişi

fotoğrafı bu açıdan çekmemelisin. ışığa göre yönünü değiştirmeli o açıdan çekmelisin.

çekim açısından kaynaklı bir durum. ışığın lense direkt olarak (yaklaşık 40 - 55 derece arası açıyla) gelmesiyle oluşuyor. parasoley kullanmak bir miktar sorununuza çözüm olabilir. ancak çekim açınızı değiştirmek en mantıklısı.

"Güneş bana hep arkamdan vurmuş." bir fotoğrafçı atasözü.

dostlar böyle olmasını istiyorum.yani düzeltmek değil amacım.hoşuma gitti görseli bilinçli yapabilmek istiyorum bunu

Güneşi arkana alman bu sorunu direk çözer. Ama İlla günese karşı ters ışık çekicem diyorsan; iso'yu en düşüğe al ( zaten mümkün olduğunca iso 100'ü geçmesin ne kadar az o kadar kaliteli resim çekersin) baktın iso en düşüktede parlamalar var ozaman pozlama değerini arttır. F değerinide kısmak çözüm olur objektif nekadar kısıksa okadar az ışık alır.

taki hotel tam iskelenin orada. odalari guzel

ayana konukevi. toplamda 3 odası var. sahibi sadece 3 odayla ilgilendiği için oldukça temiz. yani gerçekten hergün oda temizliği yapılan, havlu, çarşaf falan değiştirilen enteresan bir pansiyon. deniz manzaralı bir odası var. hatunla gidiyorum fazla sosyalleşmeyeyim diyenlere ideal. ben bir kaç farklı yerde de kaldıktan sonra ayana'da karar kıldım, orada kalıyorum.

biraz paran varsa kesinlikle akvaryum otel. ama biraz uzakçadır merkeze. araba varsa hiç sorun olmaz.

backorder firmalari sizin yerinize gun icinde belirli saatlerde kontrol yapiyor.. sizin manuel yaptiginiz isi otomatige baglamak gibi.. aynisini siz de yapabilirsiniz.. once goren alir.. backorder ya da siz..

bunun maalesef net bir cevabı yok. ama popüler bir domain olmayışı (daha önce başkası tarafından sadece 1 kez alınmış olması, .net .org gibi alternatiflerin boş olması) iyiye işaret.

şöyle ki, backorder yapılan firmalar, veya "şu domain alınmış mı test edin" diye çalışan siteler, bütün searchleri kaydeder ve bir algoritmayla "oldukça iyi" bir domain olup olmadıklarına bakarlar. tabii ki bunu açık açık söylemezler ama çok iyi domainleri kendileri kapabilsin diye değerlendirirler. o yüzden backorder yapsanız bile fazla popüler domainlerde "alamadık" derler genelde, ama bakarsın adamın emmisinin kayınçosu almıştır söz konusu domaini. webde bu tip örnekler kimi zaman kanıtlandı. kanıtlandıktan sonra biraz daha hassas davranmaya çalıştı bu backorder firmaları. yine de herkes temkinli. örneğin birden fazla kişinin backorder verdiği durumlarda, suni backorder yapan kişilerle açık artırma yaptırılıp domainin değeri artırılıyor, müşteri kazıklanıyor kimi zaman...

her neyse, yukarıdaki girizgahı belki birilerinin işine yarar diye yazdım. bence sizin işiniz için buna pek gerek yok. ancak şunu unutmayın, eğer domainin süresi birkaç gün içinde bitiyor görünüyorsa, muhtemelen sonra 1 ay kadarlık bir süre daha alınamayacaktır. hangi firmaya kayıtlı olduğuna bağlı bu ama genelde "redemption period" denen bir sürece alıyorlar domaini (burdaki amaç eski sahibini biraz daha soymak) bu redemption period süresince domaini "sadece eski sahibi" eşek gibi pahalı bir fiyata alabilir. bu süreç de bitince domain public olur. işte o noktada siz, diğerleri, belki eski sahibi, ve backorder firmaları devreye girecektir.

ucuz backorderlar yanılmıyorsam 20 dolardan falan başlıyor. sakın kaçırmayım diyorsanız bence iki bira içmeyip 20 doları bu işe ayırabilirsiniz. ama ilgili sektörde (?) buna atlayacak birileri yoksa, abuk bir isimse ve sahibi domaini aktif olarak kullanmıyorsa gerek olmaz heralde.

öncelikle hepinize teşekkürler.

@hooker with a penis

Benim almak istediğim domainin redemption peridodu da bitmek üzere. az kaldı. ve o gün bütün gün boyunca bunu kontrol edeceğim.

benim domain çok popüler olmamasına rağmen çok iyi bir domain bence. yani backorder firması bunu farkedip pislik yapabilir. o yüzden backorder yapmak istemiyorum.

benim kafam birkaç noktaya takıldı, yanıtlayabilirseniz memnun olurum:

1- "bütün searchleri kaydeder ve bir algoritmayla "oldukça iyi" bir domain olup olmadıklarına bakarlar" benim de en çok korktuğum searchleri kaydetmeleri. çünkü ben çok sık kontrol ediyorum. acaba benim sık kontrollerim kaydediliyor ve bu da domainin değerini arttırıyor mu? benim dışımda çok search edildiğini sanmıyorum. ama ben de günde 2-3 kez kontrol ederim yani.

2- 20$ civarında yabancı ve güvenilir bir backorder sitesi var mı?

3- backorder yoluyla domaini satın alırsam domainim artık o firmada mı tecil edilir. en kısa zamanda sürekli çalıştığım firmaya taşımak isterim.

tekrar selam.

bu adamların "pislik yapma" algoritmalarının nasıl çalıştığını bilmiyorum, hatta pisliğe göre değişiyordur :) ama bu neticede bir algoritma olduğundan kesinlikle alternatiflerine bakıyordur, ne kadar zamandır tescilli bakıyordur vs. gün içinde binlerce sorgu yapıldığından insan faktörünün minimum olduğunu düşünüyorum pislik yaparken. bu açıdan bakınca size bir zarar geleceğini sanmam. rahatlıkla search yapmaya devam edin.

godaddy 20 dolar civarında : www.godaddy.com
güvenilir mi? bilmiyorum.

backorder yaptığınızda genellikle backorder firması ile tescil etmiş olursunuz. sonra bunu transfer koduyla tabii ki taşıyabilirsiniz. ama genellikle ilk 1 ay taşıyamazsınız. onu aklınızda bulundurun. fakat illa ki bir süre sonra taşıyabilirsiniz. bu hakkınız zaten.

p.s. : hayatımda hiç backorder yapmadım. işim gereği eskiden çalıştığım firmada insanlara bu konuda destek verdiğim için biliyorum bunları. hani doğrudan tecrübe etmişliğim yok ama bunların tamamına bir şekilde tanık olduk. domaininizi bilmiyorum (tabii ki söylemeyin) ama gördüklerim arasında iyi durumda sayılanlardansınız, çok endişe etmeyin, eski sahibi bir manevra yapmazsa alırsınız gibi.

eksisozluk.com buyrunuz.

en kısa haliyle şöyle sanırım:

gok yeleli bozkurt isimli troll kişisi durduk yere amerika'daki evim diye bi fotoğraflar paylaştı. csi sözlük yazarları da bu fotoğraflardan iz sürerek adamı deşifre etti. klon hesabını, adını sanını her şeyini buldu.

olay bu.

diese1907 ve 5 kişinin ortak trollü

kesmediyse: eksisozluk.com

:):)
tayvan gerçek bir ülke bile değil. 2 sene öncesine kadar tayvan konsolosluğu, amerikan konsolosluğunun bahçesinde bir kulübeydi. ülkenin ekonomisi, askeri gücü tamamen amerikanın himayesinde. Çin dediğin ülke ise eğer ekonomi açısından bakıyorsak yaklaşık 5-10 sene sonra bütün dünya pazarını eline alacak.

tmm da çin de insanlar hayvanlardan daha kötü durum da yaşıyorlar çok çalışıp az tüketiyorlar az uyuyolar az yiyolar az her şey az iş çok buna ne diyeceksin

soruyu şöyle mi sorsaydık acaba, acaba amerikan kapitalizmi olmasaydı bugünkü çin olur muydu? sonuçta adamlar amerika'nın ve dünyanın üretim merkezi.

@netadam, "tmm da çin de insanlar hayvanlardan daha kötü durum da yaşıyorlar çok çalışıp az tüketiyorlar az uyuyolar az yiyolar az her şey az iş çok buna ne diyeceksin
" demişsin ama çine gitmiş olma ihtimalini geçtim, çin hakkında objektif bilgin olmadığı belli.

"Mao Zedung tarafından komunist devrim gerçekleşmeseydi, Çin bugünkü durumda olabilir miydi"

tarih okurken şu şöyle olmasaydı ne olurdu demek sorulan en aptalca sorudur.

soruna gelirsem, kim bilir? devrim olmasaydı belki şu an çin bile olmayabilirdi. 1,5 milyar insanı idare etmek, bir arada tutmak, bu insanların besin, barınma, eğitim, sağlık ihtiyaçlarını karşılamak, bunları da yaparken ülke içinde ayrışmayı bölünmeyi engellemek hiç de kolay değil. devrim sonrasında uygulanan baskıcı rejimi sadece komünizme bağlıyorsanız çok safsınız.

yaklaşık 2 milyonluk baskıcı, katı çin ordusunun yüzde 80'i saldırı veya savunmadan çok iç düzeni ve asayişi korumak üzere eğitilmekte ve görev yapmaktalar.

tayvan mevzusuna gelirsek, tayvanı tayvan yapan amerikadır. başka türlü nasıl çinin dibinde askeri üssü ve o coğrafyada piyonu olacaktı. yani tayvan gelişmiş bir ülkeden çok geliştirilmiş bir ülke. amerikanın himayesi olmadan yaşayamaz.

utanmıyor. kısa ve net. utanan adam 1-2 kez yapar bırakırdı. annesini sevmiyor bence..

karakter meselesi. gs'liyim.

böyle oyuncularda gerekli, hakem seminerlerinde örnek olması için. böyle emek hırsızları var dikkatli olalım diye

adam avrupada bile nam saldı, real madrid maçındaki hakemi aldatmaya yönelik hareketten kart gördü

fenerbahçeliyim

(bkz: yes man)

(bkz: v for vendetta)
(bkz: fight club)

ama nasıl kararlar aldırır bilinmez.

the pursuit of happiness depresyondan çıkmana büyük ihtimalle yardım eder

kesinlikle (bkz: the pursuit of happyness)

Billy Elliot

click

galerici aldığı arçaların hileli-hurdalı olduğuna bakmaz, önemli olan onun için ucuza almaktır ki kar edebilsin. yani diyelim ki aracın şansımanında sıkıntı var, ama ilk bakışta belli olmayan bir sıkıntı. galerici bunu fakerip 20.000 tl ikinci el piyasası olan bir adama "kardeş, bak bunun şanzımanında sıkıntı var, 3.000 tl masrafı var, satamazsın bunu, 16.000 nakit vereyim" der, ve sonra o arabayı alıp, hiçbir tamire sokmadan 21.000 tl etiket koyup 20.000 tl ye satabilir. bu kötü niyetli bir galerici tabi. hepsi böyle değil, ama ciddi bir oranı böyledir dersem yalan söylemiş olacağımı sanmam. aynı olak sahibindende de başına gelebilir, ama ihtimal düşüktür.

galericiden bir araç alacaksan çok sağlam kontrol ettir, ve yüklü ön ödeme yapma.

türkiye'de 2. el araba almak zaten başlı başına bir risk kaynağı. her türlü hile hurda, düşültülmüş km'ler, pert kayıtları, yalanlar dolanlar bulmak mümkün. sahibinden satanlarda da var tabi bu durum ama galerilerde daha fazla.

dod gibi daha kurumsal galerilere ve büyük marka galerilerinin 2. el bölümüne bakmak daha mantıklı. 101 nokta kontrolü ya da garanti gibi olanaklar sunuyorlar.

Font derken?
Text kutucuklarını mı seçmek istiyorsun?

Bildiğim ve yaptığım kadarı ile zaten tüm dökümanı seçip konvert işlemini yap dediğinde, sadece text olan kısımlar konvert olur. Bundan dolayı Ctrl+a ve sonrasında konvert adımı işini görür.

- evet font derken text kutucuklarını kastediyorum.
- ctrl+a dediğinde sadeceilgili sayfayı seçiyor. 150 sayfalık bir çalışmanın tamamını nasıl seçebilirim?

çalışmayı küçült ve fare ile tüm sayfaları seç

neden lanet okuduğunu anlamadım ama ben de geçen hafta çarşamba veya perşembe başvurdum, bu sabah onay smsi geldi, postaya verilmesini bekliyorum. en geç 1 hafta içinde elimde olacağını söylediler başvururken.

ben de cuma günü başvurdum, onay sms'i mi geliyormuş? kaç gün içinde gelir ki onay sms'i?

evet, açık. banklara kıvrılıp yatarsınız.

kalinir da cok sikici oluyor sabiha gokcen, ataturk falan daha eglenceli o yonden.

mescid stayla.

Bir de laptop'unuz varsa Burger King'de falan fişe takıp takılabilirsiniz.

Bildiğim kadarıyla hiçbir şey söylemeden geri iade etme hakkın var 1 ay boyunca.

yazılım, oyun, dvd-vcd,cd-bluray gibi ürünleri iade almazlar. kopyalandığı için.

sitede yazması lazım.

@sutlu nescafe teşekkürler hayallerimi suya düşürdün :)

Yazılım ürünlerini iade edebilirmiyim ?
Yazılımlar kesinlikle iade alınmamakta veya değişimi yapılmamaktadır.

hangi oyun, belki satın alan çıkar?

@kivanc1 FM 2013

burası gibi yerlerden satmayı dene uygun bi fiyata.

geri almazlar

Almazlar onu, ben 10tl vereyim.
Şaka şaka bende var o oyundan.

Ben bunu oynamalı falan sanmıştım, Fifa gibi sanmıştım de bence :) (yerlerse)

almazlar. sadece AYNISI ile değiştirirler. o da bozuk çıkarsa tabi.

verileri yok et? yaptığın hata da 50 tl'ye malolmuş olur, bi daha yapmazsın işte.

mazlum veya mülayim

kedi koy adını çok basit isim ama hiç bir kedide yok, farklı bence.
not : ciddiyim.

gina,
dodo,
chica (çika).

rengar

dada

öksüz

madam

ticari

valla ben "keranacı" koyaarım gerçekten şaka yapmıyorum
gel buraya lan keraneci
keranecii seniiii

falan diye sevmek çok eglenceli olabilir.
itne de olabilir (ibnenin iç anadolu çiveli hali)

Hera

mülayim +1

mat

Leia. Prenses Leia gibi.

"kaput" koy

guiza koy bence, gözleri andırıyor.

wink :)

ponçik

Lulu

mazlum

sebo

siradan olucak ama tam bir boncuk tipi var.

hera +1 (zeusun karısı yani baş tanrıça, aynı zamanda evlilik ve aşk tanrıçası) ileride bi de erkek kedin olursa onun adını de zeus koyarsın mesela

sooty isli-kurumlu-karaya bulanmış demek. renk bakımından bana bunu andırdı.

nana pek bi uygun geldi bana :)

lisa

Mırra

duman

küllük

yahu siz hala isim koymadınız mı bu kediye? bu gidişle ismini öğreneceği zamanı geçecek, benim rahmetli kedi gibi "kedicik" kalacak adı.

isis koyun adını.

hem is renginde hem de kediler s,i,r, p gibi belirgin harflere daha duyarlıdır.
pisi pisi ifadesine de benzediği için ben adı isis diyorum.

sucre

ben hala keraneci de ısrarcıyım.

ulan mamanın iyisinden de hemen alıyorun keraneciii...
sıcak yatagı da bulunca hiç kaçırmıyonn keraneciiii

gibi seslenmek ne eglenceli olabilir

Bence Katil olsun

mermi fotosu çekmeyeceksen 60 d ye gerek yok.

zaten neden 60D almalısın sorusunun cevabı verdiğin linkte var. bana sorcak olsan özellikle video çekimlerinde açılır ekranın avantajı olacağı için 60D derim.

zaten kameralar arasında dev farklar yok. hemen hemen aynı dediğin özellikler her kamerada hemen hemen aynı zaten. 60D döner ekrana sahip ve boyut olarak daha ele oturan bir gövdesi var. 550D'nin iso ve agc gibi bazı temel ayarlarında kısıtlama var. magic lantern ile bu özellikleri açabiliyorsun tabi. 60D'ye en yakın kamera 600D zaten, boyut ve pil ömrü haricinde. 60D'nin yaklaşık 2 kat pil ömrü var. ne iş için kullanmayı düşünüyorsun?

canon'un 550d 600d olan serisini şahsen mantıklı bulmuyorum. sürekli yeni makine ürettiklerinden kısa sürede fiyat düşüyor. bu 60d serisi de yarı profestonel seri işte. linkte de farklılıklar gayet net. low-life'a da katılıyorum, kesinlikle açılır ekran video için daha iyi bir şey. illa canon olsun demiyorsan nikona da bak derim.

Ben stüdyo ürün fotoğrafçılığı için düşünüyorum. Yani kontrol edilebilir ışıklı ortamlarda çekim yapmak için. Dış çekim, amatör doğa çekimi vs. için kullanmayacağım.

ısıtıcı yok. üst tribünler serin oluyor biraz ama öyle çok da giyinmeye gerek yok.

Isıtıcı falan yok, Özellikle üst katlar Hakikten Soğuk Olabiliyor, Eğer Sırt Sırts Çıkıp Tribün Yapmayacaksanız İyi Giyinin Derim, Pegasus'A Gelirseniz bi Selam Verin:)

Telefonun Neden İlk Harfleri Büyüttüğü Konusnda Bir Fikrim Yok, Çok Enteresan.

şapka al.

geçen schalke maçında patik gibi bişe giydim düşün işte soğuğu. ama şu an stada 5 dakka mesafedeyim hava baya sıcak akşam ne olur bilemiyorum

1. %8 discount for cash payment.

3.We can %5 discount.

1- 8% discount granted on cash payments
2- This price is for the dimension as per enclosed sample
3- We can make a discount of 5%

We provide 8% discount on cash payments.
This price is for the size which is sampled in the attachment.
We can provide 5% discount.

ölçü olarak size kullandım, hangi tür bir ölçüden bahsediyorsanız ona göre uygun kelime koymak gerek.

"ekte" dediğin de email eki olarak varsaydım.

ayrıca yüzde işareti, rakamdan sonra gelir ingilizcede. 5%, 8% gibi.

teşekkürler dostlar.

error_reporting açık mı? ne hata veriyor? host'un localhost olduğuna emin misin? diğer veritabanına bağlanıyor mu?

serverdaki diğer db'ye bağlanıyor. orada da host localhost yazıyor.

muhtemelen girdiginiz sifreler vesair uyusmuyordur

çözdüm, sorun ikinci db'nin user'ına vereceğim yetkileri yanlışlıkla diğer kullanıcıya vermişim. teşekkürler.

'nerede' ve 'benden öte benden ziyade' dinleyebilirsin.

pek tabi ki "ne ola yar ola"

orjinal klip: www.youtube.com

edit: şunun ses kalitesi daha iyi: www.youtube.com

beyhude geçti yıllar
geçti dost kervanı
gamzedeyim deva bulmam
rüya

bahcede hanim eli

"güle güle oğlum"

ben de anlam veremedim ama ne oluyorsa mbr denen kısımda oluyor sanırım. windows 7'nin kendiliğinden oluşturduğu 100 mb'lık bölümle ilgilenmek lazım.

format atmadan önce disk bölümleri gelir. orada 100 mb olan recovery bölümü vardır. c ile bu bölümü silin. o boşluğa yeni bir bölüm yapın. yeni bir 100 mb'lık bölüm ve yeni bir boş bölüm oluşacak. yeni boş bölüme kurulum yapın.

kasayı yan yatır ccc ülküdaşım ccc

format esnasında bana soruyor "eski windows'u napayım hacı ?" diye. ne kadar disk varsa hepsini birleştirip öyle formatla ve bu soruya sil de.

@ygmrszhvlrdneypcgniblmynsmsye;

kasayı yan yatırdım düzeldi pampa, danke şön.

Tam bilmiyorum ama Microsoft'un sitesinde link olması lazım. Biz hep o şekilde kuruyoruz ama belki ayrı kurumsal sitesi falan varsa, destek hattını araman gerekebilir.

social.technet.microsoft.com

şu threadde linkler var.

windows 7 usb dvd tool diye bir programı da var microsoft'un. bu programı indirip, indirdiğiniz imaj dosyasını usb'ye ya da dvd'ye yazdırıp windows'u oradan kurabilirsiniz.

teşekkür ederim, ama türkçesi lazım :( türkçesi var mı=?

vestel olması başlı başına bi sorun degil mi zaten ?

Aynısı bizim ofiste de oldu, bozulmuş, içindeki parçayı değiştirdiler.

@Mikail bey, garanti kapsamında mı değiştirildi?

erol, evet para almadılar. Yalnız Vestel'in boktan bir servisi var, gitti yaklaşık 1 ay haber alamadık, sonra arayınca hatırladılar, 15 gün de öyle bekledik.

markası WD olmayan her harddiskten uzak durmak lazım.
bir ihtimal seagate olabilir ancak.

teknik özellikler dersen hız vs. konularda pek fark olmuyor aralarında. performans farkı hissetmezsin.

valla bende WD var ve sırf ondan kurtulmak için arayıştayım. her usb ile çalışmıyor. Seagate'e sempatim var, ama bunun fiyatı çok uygun geldi.

bende de wd var 1 tb. 1 kere göçtü. fotoğrafların yarısını kurtarabildim. 500gb oyundan bahsetmiyorum bile.

windows.microsoft.com

www.windowsupgradeoffer.com

ben de 8'i 7'ye çevirdim. dokunmatik ekranlarda ok ama notebook'da 8 kullanılır gibi değil bence.

annebenenteloldum+1
Önce bir dene. Hemen satın alma. Birkaç gün kullan. Baktın sevdin, zevkli kullanıyorsun sonra al. Yoksa yazıktır.

Abartmayın abi canavar gibi sistem XP çıktığında windows 98 i ben yıllarca bırakmadım çok saçma diye şuan windows 8 e aşığım o derece

deneme versiyonunu nasıl elde edebiliirm?

www.chip.com.tr
Şuraya link vermişler. Çalışıyorsa hala ordan indir.

Kimse bilmiyor mu?

yeni bir tasarım,üretim,paketleme,ulaştırma modeliniz olması lazım..sonra kosgebin eğitimlerine katılmanız lazım..

bu modelinizin tutup tutmaması veya başarılı olup olmaması çok fazla ilgilendirmiyor kosgebi..sadece akla yatkın,ışık veren bir model olmalı..

belirli bir fikir ( asla cafe değil :) ) bu fikirin gerçeğe dönüştürmedeki planmana bakıyorlar ( iş gücü, techizat vb.. )

ıyı de kosgeb'ın sıtesınde cafe,dondurmacı,yufkacı acan bır suru kadın ornegı var.Turkıye'de daha once hıc yufkacı yok muydu kı?Konsept cafe zaten sıradan bır cafe ornegı degıl.

yeni fikre ihtiyacın yok. dediğin şekilde başvurabilirsin aynen. başvuracağın programın adı "girişimcilik destek programı"

kosgeb.gov.tr

ben geçen haftalarda kosgeb'in destekleri anlattığı bir seminerine gittim. aynı dediğin şekilde pastacı, yufkacı falan olmak isteyen girişimcilerin de desteklendiğini öğrendim.

En temizi bir kosgeb ofisine uğraman ve ordaki yetkililerle birebir görüşmendir. kosgeble görüşmeden hiç bir hamle yapma hatta. çünkü desteklerin genel işleyişi; önce kosgeb'e başvurmak, sonra desteği almak şeklinde. tüm kuruluş masrafların için destek alabilirsin.

not: evet,kosgeb'in tüm destekleri belli oranlarda veriliyor. yani biraz sermayen olması lazım. sıfırdan, sadece fikirle ve niyetle desteklerden faydalanarak ilerlemen mümkün değil.

uygulamalı girişimcilik eğitimini tamamladıktan sonra verilen sertifika ile girişimcilik destek programından yararlanabiliyorsunuz.


*sermayen olmak zorunda çünkü kosgeb parayı al 30.000,al 70.000 diye vermiyor.
sen önce alacağını alıyorsun,harcamaları yapıyorsun.kadın oldugunuz için(kadın ve erkeklerde oran farkı var) kdv hariç,yapılan harcamamnın %70'ini geri ödüyor kosgeb.her harcamanı da değil tabi.sınıflandırılmış durumda.

www.eksisozluk.com

her önüne gelene vermiyorlar. öncelikle kosgeb'in açtığı girişimcilik kursları var. bunlardan birine gidip sertifika almalısınız. kredi alabilmek için ön şart bu sertifikaya sahip olmak.

bu sertifikayı aldıktan sonra başvurduğunuzda projeniz değerlendiriliyor ve %95 kabul ediliyor. Fakaaaaaat! krediyi her şey için harcayamıyorsunuz. örneğin kira için kredi vermiyor. her eşya için vermiyor. verdiği eşya açacağınız sektörle ilgili olmalı. mesela tasarım ajansı açacaksanız alacağınız buzdolabı için kredi vermez, ama kasap, kafe falan açacaksanız buzdolabı demirbaş sayılır, alırsınız.

her sektöre kredi verilmiyor, mesela hatırlayabildiğim kadarıyla eğitim sektörüne kredi verilmiyor.

bir diğer önemli konu ise kosgeb sana pat diye para vermiyor, sen önce o parayı harayacaksın, sonra kosgeb gelip teftiş edecek, harcaman kriterleri karşılıyorsa(bkz buzdolabı örneği) onun -yanlış hatırlamıyorsam kadınlar için- %70'ine kadar kısmını sana geri ödüyor. yani önce para harcaman, sonra kosgeb'den geri alman lazım.

Toplam 27 bin tl ye kadar para veriyor, ama bu paranın hepsini demirbaşa harcayamazsın. mesela yanlış hatırlamıyorsam bunun 10 ya da 15 bin tl sine kadarı demirbaş eşya desteği. 1-2 bin tl'si tanıtım desteği falan. sen tanıtım bütçesiyle eşya alamazsın..

öyle..

edt olmasıyla alakalı olabilir mi ki acaba?? tamamen sallıyorum. sözlükten yola çıkarak.

(bkz: edt)
(bkz: edp)

edt olunca ne oluyor ki?

edtler edp ye göre daha ucuz oluyor. saf parfüm daha az edtlerde, daha az kalıcı olduğu söylenir. bu sitedekini bilemiyorum ama gitti gidiyordan bakın, satıcıların yorumları vs de görünür.

joop homme 125'lik markafoni, trendyol gibi sitelerde zaten 110 TL. 75'liğini trendyoldan almıştım bandrol, jelatin fln gayet de orjinal geldi. Zaten parfüm alacaksan onuna yirmisine bakmayacaksın güvendiğin bir yerden alacaksın.

fiyat normal

biz de var. faturamız astronomik gelmiyor. yani salondaki tek aydınlatmayı bunlardan iki tane ile sağlıyoruz bir de ama bi bunun özel lambasından kullanmıyoru sanırım. özel lambası biraz hunharca yakıyor.

halojen lamba.
kulandığı ampuller 200-300 wattlık oluyordu galiba.

İçerisinde normal bir ampül var bizimkinde, fark yok. Senin duyduğun farklı bir sistem kullanıyor demek ki.

@fosforlu cevriye
@gerenkyok

benimkisi kısmalı. yani lambayı kısıp, açabiliyoruz. sizinki de kısmalı mı?

kısmalı/dimmer ile olandan yerine koçtaşta buna bezer (tavana dönük) güzel bir tane vardı. enerji tasarruflu takabiliyorsun. 25 tl idi.

lambader bunların adı. goo.gl ama tavana doğru olandan alman lazım tabi.

Kullandığı ampul tipini bilmiyorum ama ne olursa olsun 30-40 kat fazla yakamaz. Normal bir ampulü 100w olarak farz edersek 3000-4000w (en büyük ufo ısıtıcıdan bile daha çok yani), tasarruflu ampule göre düşünürsek 400-600w yakması gerekir ki bu imkansız bir şey. Yapı itibariyle sağladığı aydınlatma gücüne oranla fazla elektrik tüketimi olacağı kesin çünkü duvar kenarında tavana bakan bir ampul çok fazla bir aydınlatma sağlayamaz. Ama uçuk elektrik tüketimi olmaz, biraz fazla olabilir.

televizyon izlemek-bilgisayar kullanmak vs. gözü bozmaz.
genetiktir göz bozulması(istisna durumlar hariç)

geçici yorgunluk olabilir ancak.

eger bundan bozulucaksa uzagı gormemeye başlarsın.

3,5 metre 50" icin uygun bir mesafe :) en.wikipedia.org

ama gozlerini rahatsiz ediyorsa goruntu ayarlariyla oynamayi deneyebilirsin.

onun disinda bozulcaksa da miyop olursun bence. uzagi goremezsin.

yakını görmeme gibi sorunlarım başgösterdi. yaş 33, normal mi? 20 cm den yakını bulanıklaşmaya başladı. tv'ye mi, yaşa mı bağlamalıyım?

ileri yaşlarda yakını görememe normal ama 30 ileri bir yaş değil.

tv'den bagimsizdir oyleyse o olay. hipermetrop genelde yasla ilgili oluyor. doktora gorunmekte fayda var :)

@she was my baby
hipermetrop farklı birşey, yaşa bağlı yakını görme sorununun adı presbiyopi

@ucan spagetticanavari,

evet oyleymis. niye oyle ogretmisler bize yahu? insan her yasta bir sey ogreniyor :)

bir göz doktoruna görünmek en doğrusu olacak sanırım.

bence laptopının wireless kartında sorun var. laptopın hp dv5000 serisindense bu tarz hatalar sıradan.

laptopun macbook mu? aynısını ben de yaşıyorum sürekli.. iphone'la sürekli bağlı olan internet laptop açıldıktan dakikalar sonra görünüyor. hatta bazen tüm mahalleninkini görmesine rağmen dibimdeki kendi wireless ı mı görmüyor.

bu olay dönemsel birşey oldu bende, mesela şu aralar yok ama bi kaç güne başlar yine..

laptop sony vaio. DNS lerle ilgili olduğunu düşünüyorum. Ama çözemedim hala.

çamaşır makinesinde nasıl sıcak su borusu var onu anlamadım ben. o musluk sıcak su mu veriyor da sıcak su borusu var? önceki kiracının muhtemelen bi tane çamaşır makinesi borusu vardı ve bi tane de bulaşık makinesi.

valla bende iki tane çıkış var. bir kırmızı bir de mavi. acaba hangisini takmalıyım?

Biliyorsundur da soyleyeyim dedim yine de; sicak su borusunu baglamasan problem olmaz. Makine isitir.

sicak su borusu yani kirmizi olan tesisatta varsa kombiden vs hazir sicak suyu almak icindir.
boyle bir tesisatin yoksa sadece mavi olani baglayacaksin. yerin olmadigindan yine sadece maviyi baglayacaksin.
2. nolu resimde gorulen cift basli musluga takacaksin bulasik makinasinin gelen borusunu.

arkadaşım, çamaşır makinasindeki sıcak ve soğuk su mantığını şöyle anlatayım, soğuk suyu bağlıyosun, diyelimki 60 derecede çamaşır yıkayacaksın, makinan soğuk suyu alıp 60 dereceye çıkarıp yıkama yapıyor.

eğer sıcak suyu da bağlarsan mesela kombin falan vardır sürekli yanan, makine bu sefer 60 derecelik suyu oradan çeker, gerekirse onu ısıtır kullanır. yani illa sıcak su bağlanacak diye bişey yok. sade soğuk suyu bağla yeter.

ayrıca penseni yesinler senin sarı sarı

çamaşır makinasına güneş enerjisinden ya da termosifondan gelen bağlantıya sıcak su borusu denir. önceki kiracının çamaşır makinası tek su girişli olduğu için o ikisini halletmiş. sıcak su girişinin boş kalması çevreye ya da makinaya zarar verir mi bir servise sor derim. bildiğim kadarıyla sıcak su girişini boşa alabilirsin. ama emin olmak lazım.

Eğer illa bağlamak istiyorsanız o 2 başlı aparattan bir tane daha alıp diğerinin bir ucuna bağlayabilirsiniz. Böylece 3 başlı olur.

bugün adliyelerin tuik için hazırladığı raporları okudum. ilk işim samsuna bakmak oldu bunun muhabirle alakası yok. gerçekten var bir bokluk kadına şiddet ve tecavüz olaylarında karadeniz almış başını gitmiş yani doğu sanıyordum amma alakası yok.

küçük yerleşim yerlerinde şöyle bir şey var, halk bazı şeyleri sonradan görünce azıtıyor. yani sen hayatında mini etekli kız görmemiş adamların içine üniversite kurunca, haliyle adamlar kaldıramıyor bu durumu ve kendilerine hakim olamıyorlar.

bunu yanında etkin köken, değişik insan çeşitleri ve ilçedeki genel siyasi bakışında biraz etkisi var bence. yani kimse öğrencilere sahip çıkmazsa sapık ruhlu herfilerde kendilerine dur diyen olmadığı için rahat rahat hareket ederler. bi bayan için küçük yerlerde öğrenci olmak zor, rahatsız edildikleri için okulu bırakanlar bile oluyor içlerinde.

bence samsun'daki dha muhabiri çok çalışıyor. habere tıklamadan önce dha mahreçli bir haber olduğunu tahmin etmiştim. sürekli mahkemede takılıyor herif heralde para kazanmak için. samsun gayet modern ve güzel bir şehirdir. halkı da bir çok şehre göre açık fikirlidir. mesela x şehrinde belki daha fazla tecavüz olayı oluyordur, ama oradaki muhabir mahkemede takılmıyorsa nasıl yansıyacak.

ek: Suç oranı en düşük 21. şehir SAMSUN Türkiye'nin yaşanılabilir illeri sıralamasında 17. sırada. fotogaleri.haberler.com

türkiye'de 81 şehir var.

@bidksenkimdin
samsun merkezi kastetmedim zaten. küçük yerler derken, ilçeleri ve oralara kurulan meslek yüksek okullarını vurgulamak istedim.

@eyyorlamam bu gadar

bu durumu samsun'la sınırlamaman gerek. bırak türkiye'yi abd de dahil olmak üzere dünyanın bütün coğrafyalarında taşra, göreli olarak tutucu ve muhafazakar olur. bunu kıran en önemli şey turizm(özellikle deniz turizmi) ve üniversitelerdir.

sosyal uçurumların çarpışması. want2die özetlemiş. halkımızın cahilliğinin önüne geçilemiyor maalesef.

ilkadım denilen ilçe zaten merkez. kenar köy falan değil yani. samsun merkez idi samsun ilkadım oldu ismi.
senelerdir samsundayım bi tane denk gelemedim şu haberlere. gavatın biri mahkemenin kapısında bekliyo kesin. gayet rahat gezilebilen açık saçık da giyilebilen ve her şehirde olduğu gibi dönüp bakan erkeklerin de olduğu bi şehir. küçük bi şehir diyen olmuş. samsunun yakınından bile geçmemiştir o arkadaş muhakkak. biz samsunlular olarak bilmem ne mahallesindeki mahalle kavgasından bile kulaktan kulağa haberdar olabilirken bu tecavüz haberlerini sadece tv'den gazeteden alıyoruz ve bu beni çok şaşırtıyo. yani bi tane bile haberimiz olmaz mı lan. hep mi gözümüzden kaçıyo?

senin yaşadığın şehirdeki olaylar neyse burdakiler de aynı kardeşim. yobazlık falan değil mevzu. her ilin köy kesimlerinde olur zaten onlar. sadece samsunda değl. kaldı ki bu haberler ilkadım ilçesi diye veriliyo. ulan ilkadım dediğiniz merkez zaten. samsunun merkezi ilkadım olarak değiştirildi geçen senelerde.

sıkıntı tamamen habercide.

haberlerden yola çıkınca böyle bir durum var gerçekten ancak tecavüz, aldatma, eşler arası şiddet gibi konularda gerçekten diğer illerden fazla vaka ortaya çıkıyor mu bunu resmi kayıtlara bakarak söylemek gerek.

samsunun merkezi güzeldir moderndir ama ilçeleri tam bir yobazdır. Bafra,çarşamba bunlara örnek. He onun dışında Ondokuzmayıs ilçeside çok moderndir.

@and justice erol
ben samsun'la sınırlamadım zaten, genel olarak küçük yerleşim yerleri dedim.

notere gidip tasdikletmen lazım.

yarışmanın formatını, olası isim önerilerini vs. bir kağıda detaylıca yaz. sonra git noterden kendine ait olduğunu onaylat. sonra da yapımcıların kapısını çal.

onlaş yaş tahtaya basmaz..dünyada denenmiş ve tutmuş yarışmaları yapıyolar..seninkini beğenemezler demiyorum..mükemmelde olsa denenmediği için girmezler o işe

internet üzerinden filan yapayım deme. gideceksin doğrudan ankara'da tasdikleteceksin bunu. ama bunun için her şeyini detaylıca yazman lazım. bütün detaylarını isterler

Noterden tasdik yeterli olmayabilir. Fikir eserleri kanununa göre televizyon formatı diye birşey yok. Sinema başlığı altına sığdırılamıyor bildiğim kadarıyla.

Marka tescili gibi programı adıyla tescil ettirip bir de örnek bölüm çekerseniz kafanızdaki formata uygun, bunu örnek bölümü de tescil ettirip saklarsanız ileride ticaret kanunu'nun haksız rekabet ksımından yola çıkıp haklarınızı savunabilirsiniz. Haksız rekabete örnek McDonald's ın oturma düzenini, bardak renklerini, çalışan kıyafetlerinin dizaynını vs taklit etmek. Bunların hepsi tescilli marka ile ilişkili şeyler. Biri kopyalarsa tküeticinin kafasını karıştırıyorlar diye haksız rekabetten saldırabiliyorsun.

Hukukçu değilim. Hobi olarak okumaya başladım patent, tescil, fikir hakları vs.

note 2 nin şarz konusunda çok başarılı olduğunu duyuyorum. net bilgi veremeyeceğim, ama kullanıma bağlı olarak 5 gün dayandıranlar varmış.

ayrıca: www.youtube.com

aynı anda 2 uygulamayı açma var sanırım

Note cok guzel telefon ancak Note II ondan daha basarili ve daha hizli.
Eger yeni alacaksan hic dusunmeden NoteII derim. Multitasking ozelligi cok iyi.
Bende Galaxy S3 var. Ama Note onun hizina ulasamiyor. Biraz agir kaliyor. NoteII ikisinide asan bir makina oldugunu tahmin ediyorum.

shiftdelete.net

transformers.

cloud atlas

The Dark Knight 2008. jokerli olan.

ondskan (2003)

the hobbit

looper'da çocuğun gaza geldiği dakkalar, ve haliyle looper. en son bu.

ghost in the machine

avatar.
ten ten.

the thing - yeni versiyonu

tepenin ardı

çok film eleştirisi yapan biri değilim ama çok az filme de oha adamlar yapmış diyorum. son izlediklerim arasında bunu en içi dolu dolu dediğim "watchmen" oldu, diğeri de henüz sadece fragmanını izlediğim "epic"...

hugo

Watchmen.

black www.imdb.com

cidden çok başarılı işler çıkartırsan ilk yıldan sonra (isim yapmak, prestij, referans vs. durumundan dolayı) o dediğin paraları kazanma ihtimalin var. ama sadece bir ihtimal. kesin kazanırsın demek imkansız. web tasarım firmaları hala sadece css+html bilgisi olan birini bünyelerinde barındırıyorlar mı asıl mesele bu. en kıytırık yer bile microsoft düzeyinde çalışabilecek kadar bilgiye sahip eleman arıyor. superman arıyorlar yani. bence işini bulmuşken kaybetme.

tasarım yapmazsan zor. tasarım + html + css dersen, o zaman derim ki "iyi bir tasarımcıysan ve de çalışkansan kesinlikle kazanırsın. ama kötü tasarımcıysan ya da tembelsen zor. kötü bir tasarımcıysan ama çalışkansan yine bir ihtimal var"

güzel temalar yaparsan sağlam para var. geçen bir responsive css ile yapılmış tumblr blog temasına denk geldim, 20 dolardı, 600 kere satılmış. herif koyalı az da olmuştu. tasarımdan başarılıysan her türlü olur bence.

hatta ben de bi temaya para verip alıcam bi iki güne, araştırıyorum. süper bi olay yani.

tasarım yapan bi arkadaş olsan başarılı olup olmadığın tartışılabilir. ama css döküm işinde az başarılı çok başarılı gibi bi ayrım yok ya başarılısın ya değilsin :)

ve evet o rakamları çok rahat kazanırsın ama "müşteri aramak için kafa patlamak istemiyorum" kafasında olmaman lazım. hem çalışıp hem freelance işler alsan ?

tek zararı içerdiği yağdır heralde. kilo probleminiz yoksa sanmıyorum.

Bir zamanlar bir yerlerde okumuştum.
Sadece sütle beslenerek yaşamı devam ettirmek mümkünmüş, bunun dışında aynı işi yapan bir madde yokmuş.

Zararı olacağını sanmıyorum.

Yarım yağlı yada yağsız süt iç. Ben öyle yapıyorum.

tabii ki de zararlıdır.kemik yoğunlugunu bugun ölçtür,içmeye devam et bir de 10 yıl sonra ölçtür farkı anlarsın.ha bir de reflü ve gastrit de bonus olur

çok süt içmek kansızlık yapıyor çocuklarda. büyüklerde de aynı şekilde etkisi olur mu bilmiyorum ama.

sütün içindeki karbonhidrat miktarı dai yağ miktarı da protein miktarından fazladır. hayvansal ürün, protein kaynağı falan denir de ondan fazla da karbonhidrat aldırıri yağ aldırır adama.

kilo problemi dışında zararı olacağını sanmam. bi de gaz yapar.

Günde 1 lt süt içmeye başladıktan sonra çok sık tuvalete çıkmaya başladım, gazdan dolayı tokluk hissi oluştu. yani hem daha az yiyorum, hem de sanırım metabolizmam hızlandı. böylelikle kilo vermemi kolaylaştırdığını düşünüyorum. bu konuda bilgisi olan?

Bir şekilde bağırsaklarınıza bir şey yapın, gaz sorununuz olsun. Bu işlemin ardından günde 1 litre süt içmeye devam edin. Çok eğleneceksiniz. Beni en son Jüpiter'den almıştı babam.

sorun kemikle ilgili. kemiklerde fazla kalsiyum ters etki yapar ve kırılgan olur. iyi bişey değil yani en çok 300 ml için bence.

en.wikipedia.org

bana zararlı,felaket gaz yapıyor ayıptır söylemesi..
edit:laktozsuz süt tavsiye edildi.

kardiyo

hem cevap belli, hemde basketbolun 'spontan'lığı daha 'natural'. demek istediğim, tempodansa aksiyon, gerilim daha iyidir. madem zevk de alıyosun:)

ayrıca eğer uzun vadede düşünüyosan şu kitabı tavsiye edeyim: ilk insan diyeti

kardiyo daha çok yakar ama sürdürebilirlik olarak ve 1 saatten alınan değerin eğlenceyle artması açısından basketbol derim.

Ben nedense basketbolun daha fazla kalori yakacağını düşünüyorum. Çünkü bıraktıktan sonra yarım saat kendime gelemedim, ve hala bir yerlerim ağrıyor.

yani ben de kesin olarak bu daha iyidir diyemiyorum, arastirmadim; ama basketbolun o kadar yormasinin sebebi nefes duzeniniz ve kendinizi zaman zaman cok zorlamanizdan kaynaklaniyor olabilir.

Mesela kosu bandina cikip da 5 dakika 15te(hiz) kosabilirsiniz sonra iflahiniz kalmaz, ama 10da yarim saat kosabilirsiniz rahat rahat.

bir de tabi hiit konsepti var, ama basketbol oynamak tam olarak ona girer mi bilmiyorum.

hala net bir fikir edinemedim, başka fikri olan? bu akşam da 1.5 saat kadar basketbol oynadım salonda, inanılmaz yoruldum. ayakta duracak halim kalmadı. sizce de bu kardiyodan daha iyi yağ yaktırıcı bir eylem değil midir? bana öyle geliyor zira..

bir sitede şöyle bir şeye denk geldim:

Yürüyüş yapmak(5km hızda)
30 dak: 110 kalori

Basketbol oynamak (Tek Pota)
30 dak: 330 kalori

diğer parametlere de bakınca bana gerçekçi geldi açıkçası: www.diyetebasliyorum.com

basketbol oynamak.

koşu bandı-eliptik bisiklet rutindir. şaşırtmaz vücudunu. adapte olursun zaten en fazla bi aya.

basketbol öyle değil, hakkını verdiğin müddetçe her an ayık olmanı gerektirir. zihnen ve bedenen sürekli tetikte olursun. potaya giderken tüm hızınla koşarsın, önüne biri çıkar durursun, hızlı bir şeyi durdurmak için ekstra kuvvet uygularsın. çarpışırsın arada sırada.

kısacası bedenini zorlarsın.

1 saat geberinceye dek basketbol oynama imkanın varsa ayrıca şuraya da bekleriz:
eksiduyu.ru

delete from table where field='foo' limit countValue-1;

forum.ceviz.net

www.besttechtools.com
metod 1 iş görür sanki

hangi db?

mysql demeyi unutmuşum pardon.

neyse üsttekiler de çok işime yaradı çok teşekkürler.

ctrl + shift + s

çoğu programda ctrl+shift+s farklı kaydet' in kısayoludur.

www.cssdrive.com

www.templatemonster.com

- ikea'ya git, ya da internetten onlinle olarak kataloğu incele.
- bir dergi al, ev tasarım dergisi.
- google görsellerde "interior design" diye arat. sol taraftaki renk seçenkleri ile dilediğin renk ağırlığındaki çalışmaları filtreleyebilrisin.

ayrı renk, farklı boyutlarda içi boş 10-!5 tane çerçeve alıp birbirini tamamlayacak şekilde duvarın bir kısmını kaplamak. zamanla içlerini doldurursun. hattı aynı resmi birden fazla çerçeveye yaymak da çok hoş bir görüntü sağlayabilir.

İlginç tasarımlar, yaratıcı fikirler falan diye arasan zibil gibi şey çıkar. Hem çoğunu insanlar kendileri yapıyorlar, ekonomik de olur.

Ha bir de bit pazarlarını dolaşabilirsiniz. Ankara'daysanız İtfaiye Pazarı'nda güzel şeyler bulabilirsiniz, baya bi gezmek gerekiyor ama. Başka illerde de vardır eminim böyle yerler.

odan uygunsa bir köşeye puf minderler alabilirsin. hem ucuz hem de sana ayrı bir keyif köşesi gibi olur. tabi yerde oturmayı seviyorsan.

3.bp.blogspot.com

4.bp.blogspot.com

www.flickr.com

süs objeleri: saatlerce izlemekten hoşlanan biri değilseniz ortalıkta fazla biblo/maket/masa takvimi vs. bulundurmayın.
saatler akar mekanizmalı olsun, gece uyku kaçınca tik-tak diye girişmesin.
ne kadar masa olursa olsun, kişi başı 1 sandalye yeterlidir.
ev ortamında tekerlekli/dönen sandalye kadar saçma bir şey yoktur -denendi.
laptop için uzatma kablosu edinin.
yatakta/çekyatta uzanıp bacak bacak üstüne eller ensede film izleyebilecek şekilde ekranı/laptopu yerleştirebileceğiniz yer olsun.
her ihtiyacınız için bir eşya edinmektense var olan eşyaları değişik işlevlerde kullanabilirsiniz. mesela bir masa lambanız varsa gece lambasına, bilgisayarınız varsa dvd oynatıcıya, ütü masanız varsa org sehpasına gerek yoktur. (örnekler çoğaltılıp garipleştirilebilir.)

ufak tefek eşyalar için bir çekmece/raf üstü bir kutu ayırın.
en yakın kitaplığın bir rafını boş bırakın. geçici eşya yeri olsun.

Sahafsa temiz bakılmış bir ikinci el olabilir. Ya da pahalı bir kitapsa bu tarz indirimler yapabiliyorlar. 18TL'lik kitabı 8TL'ye satmak ile 58 TL'lik kitabı 48TL'ye satmak arasında fark var.

hiç iknci el gibi durmuyordu açılmamış gibiydi. kitabın normal fiyatı 25 civarı 15'e satıyordu ama sadce bu değil yeni dediği kitapları hep böyle ucuz satıyor..

orjınal degıl kardes. Neyse kı orjınal kıtap parasını soyleyıp kandırmamıs senı. Onun yerıne ıkıncı ellerını bulabılırsın belkı ıstedıgın kıtapların. Istanbuldaysan hangı kıtapcı oldugunu da soyleyebılırsın belkı tanıyorumdur ve daha dogru bır cevap verebılırım.

yok ankarada. bilmiyorum orjinal gibi geldi aslında ama yanılıyor da olabilirim..

orjınal ve korsan kitabı zaten bırbırınden ayırman cok zor. ya kapakta bır kayma ya da değişiklik oluyor cogunlukla renk kalıte bakımından. sayfalar çok çabuk ayrılabılıyor, sağlam görünmüyor. ya da yazılar aynı hizada ilerlemiyor silik olabılıyor eksık olabılıyor vs..
o kıtap orjınal olsaydı adam iyi değil mi al işte demez neden ucuz oldugunun acıklamasını yapardı.
ha 5-10 lıraya verıyorsa gene al. korsansa korsan ıcınde yazanlar aynı.

ankara'da neresi? pek bilmedigim sahaf kaldigini zannetmiyorum. bazen ucuza toptan bulup sifir kitabi cok ucuza satabiliyorlar. neresi oldugunu soylersen anlariz olayi?

Bazen yayınevleri ya da matbalar resmi dökümanlarda gösterilenlerden daha fazla basıp salıyolar piyasaya. Yazarı sikiyolar yani.

ben okuduğum kitapları sahafa satsam muhtemelen sıfır diye birilerine kakalardı diye düşünürüm hep. çok temiz okurum, sayfasını bile kıvırmam, içine yazmaya kıyamam.
böyle birinin sattığı kitap olabilir.

@sendelemeden; adilhan kitapçılar çarşısında tam adını bilmiyorum ama böyle dükkanın ortası falan boş bi de kitapçının böyle geniş favorileri var..

@öptüm sezen; yok hocam ya korsan almak istemiyorum..

@ozdek; ama bir tane yok ki böyle çok kitap vardı ve aynı kitaptan da vardı..

adilhan'dakiler korsansa korsan der genelde. gerci beni taniyorlar baya, belki de ondan oyledir. sen sanirim en ust kattaki uzun sacli abinin dukkanini diyorsun, orasiysa korsan degildir.

evet üst katta sanırım orası, korsan değil dedi ama dediğim gibi tavrı biraz garip geldi kafamı karıştırdı..

o en üst kattaki, uzun saçlı abiyse eğer o hep öyle onun tavrına aldırma

gerçekten garip bi tvrı vrdı umarsamıyordu hiç..

ben şahsen oturaksız olanlarını öneririm. marka bilemiyorum.

oturaklı olmasının sakıncası ne oluyor ki? istersek onu da oturaksız olarak kullanamıyor muyuz?

herhangi bir önerisi olan yok mu?

ben dün marmara park'ta, real'de "dynamic 950" model bir eliptik bisiklet gördüm, denedim de, gayet başarılı görünüyordu, kesinlikle tavsiye ederim.

birinin voit birinin dynamic olması bence fiyat farkına sebep olan fark.

yanlız bunları görmeni şiddetle tavsiye ediyorum.hani şöyle bi dokun şöyle bi çekiştir o aksamları falan.çünkü çok uyduruk üretilebiliyor ve bu tür şeyler çok kısa sürede patlıyor hareketli aksam olduğu için.mutlaka gör sağlamlık hissi vereni al.

internette genelde voit'in lc-310 modeli tavsiye edilmiş. kanlı cnalı görmedm hiç ama zaten görsem de pek anlamam. göbek eritmek için alıyorum bu tip bir aleti, spor konusunda pek bilgim yok. sadece her gün eriyene kadar üstünde vakit geçiricem yani.

tavsiye edeceğiniz başka model veya site varsa çok daha memnun olurum aslında.

bence eliptik alacaksan selesiz al. yani oturaksız. sahibinden.com da uygun fiyatlara ve çok az kullanılmış ikinci el aletler var. onlara bak derim. ben 2 gün ön ce 180 tl ye a sınıfı bir alet düşürdüm. sen de 200-250 tl ye alabilirsin birşeyler.

(git: eksiduyu.ru)

tamam çok güzelsin..

ortalığı ayağa kaldırmadan ince bir laf sokmak, " sessizce terslemek gerekli mesajı verir. 2. tekrarlanırsa bağırıp çağırmanızda da sakınca yok. neticede rahatsız oluyormuşsunuz. yüz vermeyin, evet öyle algılıyorlar.

Ortaligi ayaga kaldirmayin, kibarca reddedin. Sevgilim var veya arkadasa ihtiyacim yok gibi bahaneler one surebilirsiniz.

kağıdı yırtıp bağırmana gerek yok. kağıdı uzatıp "teşekkür ederim bu sizde kalsın" diye geri verip başka yöne bakarsan anlaşılır diye düşünüyorum. iş sapıklık buytuna varırsa, yani edepsiz laf edilir ya da taciz edilirseniz istediğiniz kadar bağırabilirsiniz.

vücut dilinle farkında olmadan davetkar mesajlar veriyor olablirsin. garsonların falan yazması çok uç örnekler çünkü. müdürüne şikayet etsen adam kovulabilme ihtimali olduğunu bilir elbet. normalde böyle bir şeye cüret edemezler kolay kolay. ne yapıyorsun acaba çok mu göz kontağı kuruyorsun insanlarla. bi düşün bakalım.

garsonlarin telefon numaralarini verecek kadar sizinle muahbbeti ilerletmis olmalari sizin kabahatiniz..
is icin de ofis saatleri disinda mesaim bitmis oluyor nasil olacak ki falan diyip salaga yatacaksin.. böylece adam acik etmeye calisacak niyetini iyice söyleyince de bagirip cagirma hakkini elde etmis olursun.. yok adam neyse deyip gecistiriyorsa sen de üsteleme ise devam!

Mesafe koyamıyorsunuz,
Kendinizi duruşunuzu düzgün;iyi ifade edemiyorsunuz..

-Sizi tenzih ederek konuşuyorum- ;
Hümanist olmak başka şey, saygınlığını yitirmek başka şey.

bilemiyorum, arkadaslarim soguk ve guclu durdugumu bana zor yanasabildiklerini soylerler.

karsilikli konusulmuyorsa bana bakan birinden haz etmiyor isem bir daha bakmam.

ama herkesi esit goruyorum dogru. garsonla patronumla konustugumdan farkli konusmuyorum, dogru. ama bu toplumsal yapi onu kaldirmiyor. sozlerle emirlerle hiyerarsiyi anlatmak lazim.

Senle alakası yok,tamamen toplumsal yapıyla alakalı.

geçen yolda davetkar aşırı makyajlı ve makul giyinmemiş bi kadın gördüm. durdum ve tüm vücudunu aşağıdan yukarı incelemeye başladım. gözlerine geldiğimde bana öyle agresif-deli bi bakış attı ki kafamı çevirmek zorunda kaldım. yani bacım olay bakışlarda bitiyo. gözlerin de güzelmiş bu arada.

Yamulmuyorsam Kemal Sunal'ın bi repliği var. " güldü verecek" belki millete çok yakın davranıyorsunuzdur. çok gülmeden işlerinizi halledin bence. gerektiği yerde de ortalığı ayağa kaldırmaktan çekinmeyin.

1- çok güzel olsan herkes sana karşı bu kadar cesur olamaz. ortalama bir güzelliğin olduğunu fakat bir cinsel çekiciliğin olduğunu sanıyorum.
2- çok güleryüzlü isen erkek milleti olarak bunu yanlış anlamaya eğilimlerimiz var. mesafeli durman seni koruyacaktır.
3- bence -spesifik örnekler hariç- kimse durup dururken bir kadına telefonunu vermez, ya da ofis dışında halledelim demez. bence ses tonunuz, bakışlarınız ya da buna benzer bir şeyiniz fazla davetkar geliyor erkeklere. ille giyim tarzı ile olmuyor davetkarlık. eğer bu kadar rahatsız oluyorsanız yüzük takarak gezin derim.

şimdi size bıyık takın erkek gibi konuşun diyecem ama insanlar çiftleşmek ister. erkeğinde başına benzer durumlar geliyor merak etmeyin. bende o zaman kadın reddetmek diye başlık açayım duyuruya arkadaş.

6000 TL, parça başına 1000 TL

6000 tl nedir ya baştan çizime alıyorlar o kadarı, bence 1200 tl yeterli. 6000'i görünce bi anda bu kadar makule inmişim ssyumusakg haklı 500'e bile yaptırılır.

anladığım kadarıyla en fazla 2 günlük işi var, 3d max bilen bir junior kişiye freelance olarak 500 tl ye falan yaptırırsınız. tanıdığım yok

ahaha arkadaş, revizyon dediğimiz şey işverenin gözünde basit bir işlem gibi gözükse de çoğu şeyi baştan yapmak gerekiyor. 1200 liraya gider komşunuzun oğluna yaptırırsınız, aldığı render da hiç bir işe yaramaz. işinin ehli birisi için parça başına 1000 lira vermek gayet normal.

doğru düzgün bir iş değil bu.. işini bilen biri için fazlaca kolay bir iş.. Sürekli çalıştığınız bir insansa, üzmeyin, 500 falan yeter..
sürekli çalışmadığınız biriyse ve tekrar ihtiyaç olmayacaksa 500 bile çok..
Not: profesyonelim ve ben bu revizyonu yapmazdım..

vatandaşlar 6 parça işten bahsediyoruz. anladığım kadarıyla aslında 6 adet daire var. mutfak banyo ve yemek odası olayından işe girersek 18 adet oda çalışması ve render isteniyor.
evet yapılan iş size göre basit olabilir ama madem bu kadar basit bir iş neden işveren kendisi yapamıyor? bu iş size bize basit geliyor olabilir ama öğrenene kadar yapılan harcamalar, çekilen dertlerin karşılığı olan miktarı 6000 TL. aslında oda başına 330 lira gibi bir şey oluyor.

Makine öğüre öğüre 10'dan fazla render alacak, adam gece gündüz onu kontrol edecek ve 500TL diyorsunuz. Yapmayın allasen, bakkaldan ekmek mi alıyorsunuz.

İşine hakim adam 500TL'ye asla yapmaz, 1000TL'ye de yapmaz. exordinary'nin dedikleri mantıklı.

abi 6000 tl demişsiniz de, para kazanmak bu kadar kolaysa kimse boşa üniversite okumasın, hemen gidip bir 3d kursuna yazılsın. hazır bir işin açısı değiştirilip, ve belki de birkaç eşya "delete" edilip render edilecek. allah'tan korkun derim.

ben şahsen şimdinden kendime bir 3d kursu bakmaya başladım.

O iş o kadar kolay değil işte. Her 3d kursuna gidenin becereceği iş değil modelleme-render. Kursa gidenlerin %90'ı azami bir seviyede beceriyor bu işi. 6000TL olmasın, hadi 3000TL olsun ama kesinlikle 500-1000TL gibi fiyatlara gidecek iş değil. 18 tane render, sahne düzeltmesi kolay olsa da, onu ayarlaması, beklemesi, açı değişince ışıklarla da oynamak gerekir vs...vs... öyle oldu bitti bir iş değil bu.

exordinary ile benim savunduğumuz, Türkiye gibi normal şartların sallanmadığı üçüncü dünya ülkelerinde ütopik zaten. 500TL'ye bu işi yapacak adam da bulursun ama dediğim gibi azami oranda işi biliyordur. Para kazanmanın 3d işinde kolay olduğu yok, her yerde olduğu gibi, bu alanda da "O kadar para verilir mi canıııım?" zihniyeti olduğundan, gereken fiyatlara da gitmiyor zaten.

18 tane değil, maksimum 6 sahne.

Mevzu nerelere nerelere gitmiş.. 3ds max programını bilen birinin işi bu.. Ve bir yazılımı biliyor diye adama 6000 lira ödenmesi saçma..
Bahsi geçen iş basit bir iştir.. Bizim okulunu okuduğumuz, eğitimini aldığımız konu, tasarım üzerinedir, 3ds max programının, v-ray eklentisinin eğitimi değildir.. Yani profesyonel olarak bu işi yapan bir insan olarak, 6000 ya da üzeri bir rakam talep ettiğimde, bir mekan çözümlemesi ya da tasarlanması üzerine para talep ederim, bunca yıllık eğitimimin karşılığı olarak..
Sadece 3ds Max kullanabildiği için bir insana profesyonel muamelesi yapılmasının anlamsızlığını ifade etmişimdir umarım.
Bu işin ederi, herhangi bir tasarım ya da ekstra işçilik içermemekte.. Sadece bilgisayarın yapacağı bir iş.. Elektrikler kesilmediği sürece de çözünürlüğe bağlı olarak en fazla 1-2 gün sürer sürmez..
kaç sahne olursa olsun.. 500'den fazla da etmez..
6000 liralık tasarım içermeyen bir 3d işinin görsellerini paylaşabilirim sizinle.. 3d görselleştirme bir meslek alanı, bir yetenek erbaplığı değildir..

aklına gelebilecek her sektörde. mesela benim patronum da türbanlı ve jipe biniyor. eşi restoran zinciri sahibi.

(bkz: kobi)

edit: "yarım zincir" demişim, sildim, yanlışlık olmuş.

din satıyorlar işte.

he, he, din satıyorlar.. sen de sat, sen de jipe bin o zaman. adam akşama kadar köpek gibi çalışsın, sen gel buraya "din satıyorlar" deyip çık işin içinden. şimdiye kadar lüks arabaya binip de köpek gibi çalışmayan tek müşterim olmadı. bunların çoğu da dindardı.

tavuk, kucukbas, buyukbas hayvan. hayvan ithali kime yaradi sektordekilere sor.

O gördüğün türbanlıların hepsi önceden türbanlı değildi. İhale kapabilmek için bukalemun misali uyum sağladılar yeni siyasi ortama. Ama yeşil sermayenin gelir kaynağı en çok ne dersen (bkz: anadolu kaplanları)

Justice Erol, yarım restoranı zinciri ne demek? Ben çalışmıyorlar demiyorum. Sabahtan aksama kadar biz de köpekten de beter çalışalım biz de kazanalım diyorum. O yuzden nitelikleri nedir diye soruyorum. Yabancı dil mı, diploma mı, nedir? O kobiler kredileri nasil alabiliyorlar, her tc vatandaşı alabiliyor mü?

Eindaclub, hayvancılık neden bu sermayeye yaradı ki?

hangi lüks arabada kadın görsen türbanlı oluyorsa sende sorun var, algıda seçicilik diyoruz biz buna.

yesil sermayeyle turbanin bir alakasi yok. cevrenize bakin cogu turbanli vatandas yokluk icinde yasiyor. yesil sermaye icerisinde olup turban takmayan da bircok kisi var. turban uzerinden degerlendirilmemeli sanki bu konu.

adamlarda ticaret kafasi var ihracat yapiyor ama genelde fason kalitesiz ve ucuz egitimsiz is gucunu kullaniyor. su an iktidardan oturu daha da zenginlestiler cunku daha once devletin kapilari onlara kapaliydi yasakliydilar ve dislanmislardi. son zamanlarda dersen ki iktidarin faydasi olmadi mi olmustur kesinlikle.

akpden cok once zaten baslamisti hareketleri.