bu aralar teoman - bana öyle bakma şarkısına sardım. bütün gün dinliyorum.

saatlercesi ne günlerce bile dinlediğim oluyo :)

+1
feci kitleniyorum, günde 80 kere falan dinliyorum. sonra ertesi gün 50 ertesi gün 10 sonra ara ara listede denk geldikçe, belki 3-4 güne bir diye gidiyor.

oturup albüm dinleyebilenlere öyle özeniyorum ki... ama yok, ben yapamıyorum. illa takılıyorum bir şarkıda, bütün günüm gecem o oluyor. (dünden beri de apc-a stranger'a takılmış durumdayım)

1 ay boyunca
her gece
nazan öncelin bu havada gidilmez parçasını dinledim la ben.
normaldir.

Infected Mushroom - Heavyweight şu aralar hayatımı yemekle meşgul.

normal normal

defalarca oldu hem de.
bu aralar behzat reyizde çalan pilli bebek'in olsun şarkısını dinliyorum.sürekli.
ama bi uyarı.
çok fazla dinleyince şarkı sanki eskiyo.eskisi kadar güzel gelmiyo artık kulağa.ve bi müddet sonra dinlemiyosun o şarkıyı.istemiyosun.

jethro tull dan thick as a brick şarkışı saatlerce dinlemişimdir kendisi zaten 40 dakika 5 kez üst üste dinleyince yeteri kadar saatlerce oluyor :)

mesela şu sıralar incubus-promises promises e feci sardım.Kaç kere dinledim bugun bilmiyorum.Normal yani.

Normaldir. Somebody's me ve Here without you'ya bunu cok yapiyorum. :)

tekne turuna nereden çıkılacağını bilmem de, kesinlikle kabak koyu'yla kelebekler vadisini gör derim oraya kadar gitmişken..

tekne turuna ölüdenizdeki acentalarla çıkabilirsin. sahilde 8-10 tane firma var, bak beğen atle tekneye. fethiyede çok fazla yapılacak şey yok merkezde ama ölüdenizde raftinginden yamaç paraşütüne bir çok aktivite yapabilirsin.

ölüdeniz taraflarına ak, yamaçtan atla, tekne turlarına katıl, ronaldoları sevmeye çalış vb... akşamları da hisarönünde eğlen, ingilizlere olan nefretini sakla... bu kadar... kabak ve kelebek'i söylemişler zaten...

şöyle anlatayım bi italyan lokantası var onun sırasında olan denizin karşısındaki yol, çarşı içi değil, hatta o yolun köşesinde atmler var..

çarşıdan sonra dönünülünce ölüdeniz e giden deniz yolu diyeyim, orda yerde kocaman beyaz panosu ve üstünde gidilicek yerlerin resimleri olan şirketle gittik, müzik yok insanlar efendi, yiyişen çiftlerde yoktu ortalıkta iyiydi.

biz mağara sn antonyomuydu neydi sıcak soğuk suyun olduğu geziye gittik. açıklarda demir atarsa atla hemen kıyılarda durdukları yerler çok pis. deve plajımıydı neydi acaip pis. sıcak soğuk su mağarası falan guzeldi. kelebek vadisine çıkarken yanına su al ve hızlı tırman yetişemiyorsun yoksa.

12 ada turunu kimse tavsiye etmedi bize. teknelerde paraşutculerin indiği yerin solundan kalkıyor ölüdenizde yani..

geçen hafta döndüm ölüdeniz tatilinden, kız arkadaşımla gitmiştik acayip eğlendik. Hisarönü'nde firmalar mantar gibi, senin yapacağın tur 6 islands dediklerinden olacak. Kelebekler vadisi,soğuk su koyu, deve plajı, akvaryum koyu,st nicholas adası (müze kartınız varsa alın yanınıza)na gidiyor tekne. Bizim gittiğimiz teknenin içerisinde kaydırak vardı. bu da güzel bir ayrıntıydı. Teknenin üstünden biniyorsunuz, içinde dolaşarak denize doğru çıkıyorsunuz. Teknenin adı "easy riders" ölüdeniz merkezde ilerlerken sol tarafta muhakkak görürsün. 20 tl den fazla verme sakın, çünkü fiyatlar random.

bunun haricinde kesinlikle ve kesinlikle "JEEP SAFARI" turuna katılmanı şiddetle öneririm. jeeplerle saklıkent,yakapark,çamur banyosu,rafting, falan filan var. 8 jeep beraber hareket ediyorsunuz ve yaşlısından çocuğuna herkesin elindem bir su tabanası var ve herkes birbiriyle savaşıyor , köylerdeki çocuklar bile yoldan geçerken savaşa katılıyorlar. çok farklı bir eğlence ve c.ronaldolar hiç yok. bunun içinde hisarönündeki focus turizmi öneriyorum. ve bunada 40 tl den fazla vermiyorsun.

Ölüdenize gittiğinde denizi görür görmez bunun neresi ölü diyeceksin çünkü orası ölü değil. minibüse bindiğinde ovacıktan , şoföre "tabiat parkı"nda ineceğini belirtirsen seni biraz daha ileriye götürüyor ve asıl ölü deniz orada. giriş 4tl.

yamaç paraşütü yapanları görüceksin, kafanı yukarı kaldır ve bir daha düşün derim. ama parasailing yapmanı öneririm çok eğlenceli. hisarönüne gittiğinde yemeklerdeki inanılmaz pahalılığı farkedeceksin, herşey pound a endeksli orada. biraz gez bak uygun yerler var, pazarlık serbest, çünkü indirim yapıyorlar türklere :S

iyi tatiller

tarih seversen çevrede xanthos, tlos, patara gibi güzel antik kentler de var. onlara da uğramanı tavsiye ederim. hatta biraz daha açılabilirim diyorsan, yukarı doğru çıkıp dalyan-iztuzu turu veya aşağı doğru inip kekova turu yapabilirsin.

bir de hisarönü dışında fethiye merkezde car cemetery adında güzel bir rock bar vardır. canlı müzik oluyor ve çıkan grup da gayet sağlam. tavsiye ederim.

hisarönünden mümkün mertebe uzak durmanızı öneririm. gerçi gece eğlence de başka yerde yok gibi.
tekne turu olarak aksine ben fethiye merkezden kalkanları öneririm. 12 adalar turu diye geçiyor, hem çok daha sakin hem koylar çok daha güzel. yani iki kere tekne turu yapacaksanız biri mutlaka fethiyeden olsun derim. ovacıktan dolmuşla fethiye merkezde cami'nin orda inersiniz, dolmuşçulara sorarsanız gösterir zaten. yoksa da eski gima (şimdi carrefour oldu galiba)derseniz, tam merkezde, onun tam arkasından tekneler kalkıyor.

kelebekler - kabak görülesi ama kalmayın. günübirlik yine küçük teknelerle gidebilirsiniz - ölüdeniz'de gezi teknelerinin kalktığı yerlerden kalkıyor.

kayaköy e gidebilirsiniz fırsatınız olursa. güzel şaraplar vardır, bir akşam yemeği için değerlendirebilirsiniz. ya da kahvaltı için.

eğer fırsatınız varsa bi gün dalyan turuna katılabilirsiniz. o da ölüdenizden kalkıyordu galiba (hatırlayamadım.) kaya mezarları ve özellikle iztuzu plajı görülmesi gereken yerlerden kesinlikle.

Bir arkadaşıma böyle bir gidilecek görülecek yapılacak şeylerin listesini çıkarmıştım 8 günlük falan. 4 günde ne kadarını yapabilirsiniz bilmiyorum ama elinizde bu sayfanın çıktısını alıp giderseniz pişman olmazsınız.


1-yanıklar yörük evi- serpme kahvaltı
2- kelebekler vadisinde bir gece kamp
3-kabak koyunda kamp
4-st nicolas adasının tepesinde günbatımında bir şişe şarap
5- ölüdenizden tekne turu
6-kaya köyünden ölüdenize ya da soğuk su plajına trekking ardından dönüşte kayaköyünde gözleme
7-saklıkentte yürüyüş ve ardından bir köy restoranında sahanda yumurta ve sac kavurma
8- Aşıklar tepesinde akşam vakti bira
9- Burası çok önemli: Kayaköyünden gemile koyuna giderken sağa bir yol girer ormanın girişinde orada "af kulesi manastırı" var. Türkiyede daha güzel bir manzara göremezsin.
10- balık halinde rakı balık
11- saklıkent yolu üzerinde solda yakapark ve tlos antik kenti
12- akşamları fethiyede olursanız car cemetery-ölüdenizde olursanız help bar- hisarönünde timeout
13- Paraşüt
14- Rafting ya da canoeing yapılabilir dalaman ya da eşen çayında
15- kaşa giderseniz kekova turu
16- ölüdeniz kumburnu ve belcekız
17- kayaköyünde "cinbal" da mangal
18- kumburnunun karşısında denizatı diye bir beach var.oradan kano kiralayarak ölüdenizin iç kısımlarında kürek çekebilrisiniz. çok değişik bir doğa var orada el değmemiş
19- Ayrıca kayaköyünden yine gemile koyuna giderken böyle virajlı orman içerisinde bir yola girersin. o yolda ilerlerken karşında denizi göreceksin biraz ilerleyince. işte biraz daha ilerleyince u şeklinde bir virajda u nun iç kısmında yolun sağında bir patika iner. orada arabadan inin ve aşağı yürüyün. o patikanın devamında kayalıklardan çok fena bir denize giriliyor. Sadece yatlar yanaşır oraya. tertemiz bir su sizi bekler
20- Ölüdenizden kabak koyuna giderken faralya köyüne gelirsin. o köyün içinden geç. bitmesine yakın sağda yörükevi vardır. Köşk vardır orada. O köşke çıkın gözleme vs. yiyin ya da öylece çay için. Sadece manzarası için gidilir.
21- kaş yönüne giderseniz pataraya gidin
22- kalkan kaş arasında kaputaş plajı var çok güzel denizi var
23- Göcek ve dalyan yönüne gidebilirsiniz. göceği görmüş olrsunuz dalyanda da tekne turu yaparsınız sazlıkların arasında
24- Fethiyenin içinde karagözler mevkiinde kürekçilerin bir yeri var. kime sorsan söyler. orada bir çay bahçesi var. bira da vardır. böyle denizin içinde gibi oturursunuz. çok tatlı serin bir mekan
25- Çalış plajının fethiyeye bakan ucunda "şat" diye bir restoran var. denizin üzerinde iskeleleri var orada bir akşam yemeği olabilir. yemekleri çok güzel değil ama mekan çok çok güzel. hizmet için değil manzarası için gidilebilir akşam vakti.

Right Guard kullanıyorum. Fazlaca başarılı. Terlemeyi önlemiyor (Özellikle şu yaz sıcağında önlemediğini garanti edebilirim) ama hiçbir şekilde koku almıyor, aldırmıyorsunuz.

eczanede.com

images.gittigidiyor.com

ben bundan kullanıyorum harika. rengine göre kokusu değişiyo super marketlerde çeşitleri oluyo bence harika bi ürün. bunu kullandıktan sonr hiç terlemiyorum kimseye de iz bırakmıyo. bu kuruluk testi reklamları gercek oluyo (:

Malum koltuk altı için tonla öğe var ama nedense ben doğru düzgün olanını bulamadım. Roll on sürüldüğü zaman tshirtün koltuk altına yapışıyor ya da benzer şeyler olup tshirtün koltukaltı kısımlarının içine ediyor.

sürünce hemen giymeyin. sorun kalmaz.

karbonat deneyin. duştan sonra koltuk altınız henüz nemliyken, elinize döküp, pudra sürer gibi sürün. gün boyu etkili ve kesinlikle ter kokusu olmuyor. yenebilen bir şey ve doğal, yani hiç bir zararı yok. her gün duş alıyorsanız, sürün işte. etkisi bir gün boyu sürüyor.

hem erkek, hem de kadın tarafından test edilip, onaylandı. terleyen ve koku oluşturabilecek her yerinizde çekinmeden kullanabilirsiniz.

www.eksisozluk.com

roll on sürdükten snra hemen tshirt -gömlek vs giymeuyin, 1-2 dk kurusun ozman yapışmaz.
ayrıca roll-on buzdolabında muhafaza edilirse daha iyi oluyor diye duydum ama test etmedim.
mum olanlardan ziyade likit olanlar daha iyi ayrıca.

likit olanı kullanıyorum, 1-2 dakika değil 5 dakika sonra giysem bile yapışma oluyor

şahsen ben sabun gibi olanlarından kullanıyorum. siyah tişörtler için kabus biraz ama ne yapayım.zerre ıslaklık bilmemne hissedilmiyo, yapışmıyo da.
fakat yukardaki karbonat önerisi aklıma yatmadı değil, onu bi deneyeyim :)

böyle parfümlü pudralı olanlardan değil de daha kokusuz ve iz bırakmayanlarına bakın. dove invisible var mesela, tişörtlerde beyaz leke bırakmıyor. terliyorsunuz yine ama kötü koku olmuyor. bir de nivea black & white da fena değil, ama kokuyu engellemede dove kadar başarılı bulmadım. bu iki deodorant da tişörtüme yapışmıyor.

başkent hastanesini tavsiye ederim, 10 - 15 tl gibi bir farkla muayene olabiliyorsunuz.

Medicanada
Doç.Dr. Nazif KÜRKÇÜOĞLU
ama sgk falan kabul etmez

fatih üniversitesi hastanesindeki dermatologdan memnun kalmış idim

sgk üstüne bi de apra ödüyosun ama fark. 50 lira giib bişey. sormak lazım.

o fiyata gayet iyi ve gerçek bir bisiklet alabilirsin, gerçeği daha keyiflidir. psikolojiye de iyi gelir zira.

valla şu sıralar ben de arıyorum aynısını.
voit iyi diye biliyorum, hatta gayet 300'e bulunuyor. aynı anda bisiklet - eliptik kısımları olanlardan almayı düşünüyorum ben de.

ayrıca @karlmarx gerçek bisiklet iyidir güzeldir de her havada sürülmüyo be. bi de ev içi aparatlarını vs almak gerek. :/

ankarada bunları - yani eliptik bisiklet olsun, ab şeypır blimemne olsun - ucuza bulabileceğimiz bi yer bilen var mıdır acaba? yeni bi soru mu açsam :/

Benim bir tane kullanmadigim voit 300 var, almak isterseniz mesaj atabilirsiniz.

Ben hepsiburada'dan bir ay önce 216 tl'ye aldım. Aha da şu: www.hepsiburada.com

Neredeyse her gün kullanıyorum, kas yaptım bile. Kısmetse bayramdan sonra yağ yakımına başlamayı planlıyorum. Tabii bayramda anne faktörü. "Ye kızım öleceksin" gibi tepkiler alacağım için kendimi kilo almaya hazırlamış durumdayım.

Bu bana yetiyor mesela. Her gün 30dk çalışıyorum. Bi dünya para verip almaya gerek yok yani. 300'e falan çok iyi bir şey bulursunuz bence.

Şu siteden alırsan daha çabuk ulaşır eline. Hepsiburada sorun çıkartıyor diyorlar. Benim bisikletim 1 haftada geldi ama yine de şansa bırakmamak lazım.
www.hizlial.com Bu site telefon siparişimi 2 gün içinde getirmişti.

Gonul isterdi ki gercek bisiklet alayim acik havada sureyim edeyim soguk falan da yildirmazdi beni ama oturdugum yer civari bisiklet surmeye hic uygun degil. Tavsiyeler icin tesekkurler ...

bir

2de siyah olan herşeye gider.

1

3(üç)

ayakkabılar kötü ama mevzu renk ise yeşil sarı yada mavi olan

1-3 :) ama 1 daha guzel

3

1

2

üç

4 harika... hatta şimdi bulsam gider alırım.

tabi ki de dört. oha. süpermiş

bir yafs

antep iyidir, iyi. insanları da naziktir, yemekleri güzeldir, bol bol kilo alırsın inşallah.

gaziantep'in sorunu şu ki daha doğudaki illerden çok göç alıyor. dolayısıyla antep'in yerlisiyle bir sorununuz olmaz, hatta yerlisi çok iyidir. ama bu civar illerden gelen bazı apaçiler insanlar kızıyla, karısıyla gezerken bile tip tip bakabiliyorlar. yoksa antep'te saçınız, sakalınız bir sorun teşkil etmez. içiniz rahat olsun. atatürk'ün nüfusu bile gaziantep'e kayıtlıdır, öyle diyeyim. :) (biliyorum konuyla bir ilgisi yok)

ya kimle konuşsam şu göçle gelenlerden bahsediliyor. off...

fazla pahalı bir şehir değil.üniversite civarında(karataş yolu üzeri) 2+1 stüdyolar 600tl civarı.1+1 ler de 350tl filan( bu fiyatı hastane tarafında gördüm).normal daire olarak da arkadaşlar yine üniversite civarında 3+1 lik dairelerde 350-400 civarında oturuyorlar.

antep'e giderken ne düşündüğünüzle ilgili bu durum genelde olduğu gibi. eğer istemeden giderseniz sevmeyeceğiniz bir çok yönünü bulabilirsiniz.

oruç tutmadığı için dövülen ben daha görmedim. saçınıza sakalınıza karışan da olmaz burada. işte sosyal hayat bir izmir kadar iyi değil ama bir iki sene öncesine göre çok daha iyi bir durum var duyduğum kadarıyla.

okulun kapısının tam karşısında stüdyo daireler var öğrenciler için faturalar dahil 500 lira civarı bi şey tutuyor sanırım ama emin değilim.

ne istiyorsanız onu yapın efenim.
bi de mühendislikse; kolay gelsin... =)

bu arada okul gaziantep üniversitesi mi,
gazikent üniversitesi mi,
zirve üniversitesi mi?
benim cevap verdiğim ilkiydi.

aslında yaşayacağınız semte de bağlı dış görünümünüzün sorun teşkil edip etmeyeceği.bazı yerlerde insanlar yürürken birbirine dikkat bile etmezken bazı yerlerden geçersiniz fena süzerler, laf atarlar filan.hoş değil tabii.

gaziantep üni okul. ve mühendislik değil güzel sanatlar fakültesine geliyorum gastronominin başkentine :) aklımı çelen o bölümün izmirli olan hocası oldu okuldan ya da bölümden çok çevreyi merak ediyorum çok beklentim yok izmirliyizde tiki hiç değiliz evde eğlenmeyi hatta eğlenmeyi değilde kafa dinlemeyi daha çok severim.

tebrik etmeye geldim, super bolum, guzel sehir. o kadar avrupasindan amerikasina dolastik da aklim hep gaziantep'tedir. ohh bi de afiyet olsun simdiden ya.

adam dertli beyler. anlat hele daha hocam.

not: öz be öz antepliyim.
5-6 sene öncesine kadar, yani akp bu kadar kuvvetlenmeden önce ne oruçla ne uzun saçla zerre sıkıntı yaşanmazdı, gayet lisede piercingle sakalla takılan arkadaşlarımız vardı yani.. hala da sıkıntı yaşanmıyordur muhtemelen de, çevre semtler elbette pek kurtarılmış bölge sayılmaz. gene de antep insanı rahatına fazlaca düşkündür, hele öğrencilere böyle görüntüyle alakalı şeylerden zannetmiyorum ki sıkıntı yaratsın.

anteplilere karşı dikkatli olmanızda fayda var ama. antep üni.de de epey vardır, biraz dedikoduyu severler. ilk başlarda mümkün mertebe mesafe koymanızı salık veririm, zira sizi rahatsız etmezler de dedikodunuzu yapabilirler. tabi ekstrem örnekler üzerinden gidiyorum, saç sakal hala problem değil :)küçük bir çevredir aslında, büyük şehir falan ama küçük yer mantığı hakimdir insanlarda.
maraşla kesnilile kıyaslamayın derim. zaten hiç teşvik edilmemesine rağmen turist falan da epey geliyor son yıllarda sanırım. mozaik müzesi sağolsun, ki şahanedir bu arada görmenizi tavsiye ederim.
antep güzeldir valla ya, gözümde tüttü bi anda :)

semt olarak binevler - beşyüzevler - karataş civarına bakarsanız kolay olur. kiralar çok pahalı değildir, yukarda söylemişler zaten. zaten kampüs ve çevresi olduğu için tam öğrenci semti oldu oralar. şehrin içinde ise göreceğiniz lüksten ve arabalardan şok geçirmeyin :) baya zengin antep. bir o kadar da cimridir tabi. pazarlık yapmadan alışveriş yapmayın, marketten bile.

bi de şey, incilipınar sofrasına gidin (imam çağdaş'a mutlaka gidersiniz zaten), karagöz'de (çarşı)muhteşem katmerciler var onlardan yiyin. benim için de yiyin ühüh. yemeklerini anlatmayayım, zaten ordan sonraki hayatınız tatsız gelebilir.
şimdiden hayırlı olsun :)

yok, bu değil:( ses benziyo ama benim dediğim de ooo o o kısmı daha uzun. yani mesela 3 vuruşluk değil 5 vuruş gibi. en son ooo lar uzun, ilkinde yükseliyo yani inceliyo ses, sonraki kısımda iniyo.
azcık nota bilsem şuraya yazcam lan of. ne gıcık bi durummuş :/

bulduk yaa öf. britney spears'ı arıyomuşuz allah kahretmesin.
www.youtube.com bu da ibret diye kalsın bari :D

britney olabilir. till the world ends galiba.

britney spears - i wanna go?

Sızımlar kirişlerini yok etmiş.

Sızım: Bir maddenin doku içine sızıp birikmesi
Kiriş: Kas iskeletini saran beyaz fibröz şerit ; bir kası kemiğe tutturan bağ dokudan oluşan bağlantı

tıbbi çeviri yapıyor olsaydın infiltrasyonlar tendonlarını tahrip etmiş diyebilirdin. görüdğüm kadarıyla değil, ama tendon yine kullanılıyor, kiriş denmiyor bildiğim kadarıyla.
yine de medikal terminolojide infiltrasyon denir, sızım - sızıntı denmeyebilir. sızıntı sanki bişey enjekte etmişsin de o sızmış gibi, ama burda kendi yapısının parçası olmayan hücre - madde girişini ifade etmek gerekiyor, yani vücutta olan - ya da üretilen.

infiltrasyon ve tendon türkçe tıbbi terminolojide de aynı şekilde, yaygın olarak kullanılıyor. ancak çeviri edebi bir metin içinse bilemedim nasıl olur. tendon yine kullanılabilir gibi ama sızıntı olmaz. belki iltihap denilebilir anlamı tam olarak karşılamasa bile.

natal?

congenital

maalesef değil:(

genetik

hani tıpta kullanılır. örn; saç dökülmesi genetik mi?

kalıtsal.

konjenital diye türkçeleşmiştir.

innate de kullanlılır. ama aradığınız kelime bence de konjenital.

şu an o bile bana yemek olarak geliyor, bandırıcan ekmeği oh mis.

google'a bakayım belki yakalarım dedim ama kekikli zeytinli ekmeği görünce gözlerim doldu, devam edemedim.

açım.

sanırım o kahvaltıda vs. sofraya konup yenen bişey. yani eğer kekikler kuru kekik değilse de böyle dediğiniz gibi bütün bütün dal halindeyse, zeytinyağı, belki biraz limon-sirke biber vs karışımı.
ekmeği banmak suretiyle yenesi bişey o şahsen.

sirkede bekletilip salata sosu olması istenmiş olabilir, ama öyle olsa kullanılırdı herhalde. saç bakımı için de kekikli sirkeli su ve tuzlu karışımlar yapılabiliyor. anneniz hatırlar belki...

Sorun şu ki herhangi bir şekilde anneme sorabiliyor olsam anneme sorardım zaten, böyle anlatınca süper bir yiyecek gibi durmuş ama ilaç gibi kokuyor aslında. Saçla ilgili olacağını hiç sanmam, annem kanser hastasıydı, bağıntılı sıkıntılarla ilgili bir şey olabilir belki, ağzınızı sulandırdığım için özür dilerim.

marlyin monroe fena değildi. ama pek if passage gibi değil. yine de eğlenilebilecek bir yer.

marliyn monroe kapandı ama :/

eller havaya, kop-kop : telwe-passage-eskiyeni
eğer latin tarzı bir şey bekliyorsanız turhan kitabevi karşısında en üst katta cubana vardı ama şimdi adı değişmiş, kabile olmuş sanırsam. orası da güzeldir hem biraları ucuz, hem dart falan var içerisinde rahat bir yer.

piano plus'ı arayıp fiyat alsanız? müzikleri iyidir, eğlendirir.

Piano Plus Restaurant- Club
Adres Tarifi Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu Teras Katı
İLETIŞIM BILGILERI
Tel: (312) 284 46 46
Müzik Türü Blues • Caz • Latin • Türkçe Pop
Giriş Ücreti Yok
Canlı Müzik Var

edit: adres bilgisi

ayrancı'da overall'a gidiniz :)

eşek değilsen amelie izlemişsindir ama her olasılığa karşı... :P

ikisini de izledim canlar:)

(bkz: the pursuit of happyness)

hayat güzeldir?

big fish izlediniz mi?

127 saat

(bkz: it's a wonderful life)
www.imdb.com

(bkz: yes man)

soul kitchen

çoook teşekkürler hepinize,arasından seçip izlemek kaldı şimdi.

hacı film değil de fırat'ı oku bence. yaş kaç bilemedim burdan ama bana çok iyi geliyo kerata:)

buried

Spartacus Sezonlarinibseyret haci :P saka bi yana seven ppunds vardi will smithn kesinlikle seyret

organize isler

into the wild

(bkz: gadjo dilo)

(bkz: `the science of sleep`)
bu tam dediğiniz gibi.
konu olarak alakasız olsa da söylediğiniz hisleri yaratan bir diğeri
(bkz: `wristcutters`)

yürü ve dur de denmiş gibi.

bana da bi yamukluk var gibi geldi.

'dur demek' ile 'yurumek' fiillerinin 'gibi' ile baglanmasi biraz garip olmus.

Evet, cümle düşük. Senin önerdiğin cümleler doğru.

"yürüyerek dur de" gibi bir benzetme yapıldığını varsayarak pozitif düşüncenin cılkını çıkarabiliriz.
ama cümle düşüklüğü bana da var gibi geldi.

xxx'e dur dedin,
yyy için de yürü!

slogan için "gibi"li ifadeler yerine kesin ifadeler daha iyi oluyor sanki...

"gibi" orda 'kalktığım gibi tuvalete koştum' anlamıyla karışıyor, olmuyor.

bence bir problem yok. bi "x gibi y" (fiil olduğu için "x yaptığın gibi y yap" kalıbı.

x: evine izinsiz girene dur de
y: yürü

"olduğun gibi görün" benzer bir örnek mesela, bence.

kulaktan değil de ayak bileği eklemlerinden geliyor olabilir. bende de aynısı olur zaman zaman. otur ayaklarını dinlerdir biraz masaj yap geçer. geçmezse tıp diploması olan birine danış.

eahuaheuae bir ara beni bir cırcır böceğinin devamlı ama devamlı takip ettiğini sanıyordum. ciddiyim. meğersem omuz eklemimden geliyormuş ses. ve ciddiyim çok zor anladım bunu. bence de bir ona dikkat edin.

paranoyak olmuştum yahu ciddi ciddi!!!i

yok yahu bildiğin kulağımın içinden geliyor. gerçi omuz da yakın gibi ama... ayak mayak değil onları ayırdedebiliyorum. kulak ya kulak kulak bu.

ben de cırcır böceği diyordum işte :/

basınç farkı gibi bişey oluyo ondan olmuştur. sakız çiğneyin.

@ahandanick: yahu kaldırımda yürürken basınç mı değişir :@

@terp, yok hani uçakta otobüste falan olur doğru ama kimi zaman aniden yapılan bir hareketten sonra bile olur ve kalır, geçmez. önce fark etmezsin sonra lan bu ne dediğindeyse aslında kaldırımda yürüyorsundur falan gibi düşünülebilir :)

cok cok kotu bi ceviri olabilir ama sanki sole: Kapsanan konu, aydinlatma deneyimleri ve algiyi icine alir, zarar, aydinlatma ve gelisme firsatlarini riske atar.

ele alınan konular arasında aydınlatma deneyimleri ve algısı, ışıkla bağlantılı yaralanma riskleri ve iyileştirme/gelişim/ilerleme fırsatları bulunmaktaydı.

ya da bu bu bu konular kapsama dahil edildi.

olağan şüpheliler

kaplumbağalar da uçar

dogma

zübük

full metal jacket

Balans ve Manevra
Prestij
Girdap
Şimdi yada Asla

olağan şüpheliler feci kolay.

kaplumbağalar da uçar da feci kolay.

full metal jacket gene aşırı kolay.

benim önerim ise "profesyonel" daha anlatabileni çıkmadı..

sıkıysa yakala

varolmanın dayanılmaz hafifliği

ulak

dünyanın orta yerinde aşk için ağlıyorum.

vavien.

ff sözlük (diğer adıyla sinema sözlük)'te 'sessiz sinema oyununda zorlayan filmler' başlığı altında 60 kadar film ismi bulabilirsin konuyla ilgili.

var olmanın dayanılmaz hafifliği, sıkıysa bunu anlasınlar.

pardon yukarda belirtilmiş zaten :)

www.sinematurk.com

Anlatabilene rastlamadım.

hacı bi tek benimkini beğenmemişsin, çok alındım.

önce bi rüyayı tam anlatsanız diyeceğim kimi niye ikna edemediniz ilahi ses annenizden mi çıktı :)

ha rüya ile amel olmaz, rüyayı hayra yormak esastır. öyle tabirle, kitapla filan olmaz bu işler.

dreammoods.com
gerçi bu kadar islamik bir rüyayı freud nası yorumlasın...

ailenizde varolan büyükler arasında düşünce farklılıklarınız var. bu düşünceler büyük ihtimalle özel konularla ilgili oldugundan dolayı (boşanma,evlilik,anne sözü degen konular) biraz sıkıntı cekiyorsunuz. ister istemez "iki arada bir derede kalmak" deyimi size uyar.
rüya tabiri kılavuzu yerine daha net karar almanız gerekmekte.

olmaz. arada bir tak çıkar ama uzun süre boş kalmasın, küpenin şeysi gitsin gelsin gitsin gelsin kulak deliğinde.

olmaz da 1 ay taksan da o kupeyi cikarmadan, sonra cikarip 1 ay bos birakirsan kapanir o delik. belli araliklarla takman lazim ki bellesin kulak deligi kapatmasin (evet bir kisiligi var kulagin)

antibakteriyel bişeler sür sürekli kapanmaması için değil ama mikrop kapar falan..

mecbur değilsen çıkarma, o ilk delindikten sonra çıkarmadan (ama yine küpeyi delikte hareket ettirerek) beklediğin süre ne kadar uzun olursa, ilerde küpe takmadan deliğin kapanmadan kalabileceği süre de o kadar uzun olur.
yok illa çıkarmanız gerekiyorsa antibakteriyel krem, ya da en kötü bepantenle günde bir kaç kere takın küpeyi. sonra o gereklilik ortadan kalkınca tekrar takın.
bir haftada gayet kapanabilir kulak.

you can smoke at deck if you aren't disturbing other guests.

emin değilim ama böyle bir şey olabilir gibi.

Pomolik kardeşim çok teşekkür ederim, peki bu cümleyi böyle nasıl süsleyip havalı hale getiririz, "on condition that" falan kullansam olur mu?

As long as you won't disturb other guests, you may/can smoke at the deck.

smoking on the deck is allowed on the condition that other passengers are not bothered/disturbed/are respected. on the condition of respecting others/other passengers.

kediebesi ninki en güzeli, pomolilik'in biraz daha english grammar in use pratigine ihtiyaci var.

"provided that" kalıbı da uyar:

smoking on the deck is allowed/permitted provided that other passengers are not bothered/disturbed/are respected.

unless de beni kullanın diye göz atıyor sanki burada. saygılar sevgiler.

sanat günesi + 1

smoking on the deck is allowed unless other guests are disturbed.

pek fiyakalı

unless daha future probability gibi oluyor bence. eğer bunu bi yere asacaksanız ya da kurallar gibi bir broşürde verilecekse daha kısa, kolay anlaşılır bir şey olması daha iyi olur. provided that daha iyi oluyor gibi o sebeple.

kızılay'a gidin (413'ü biliyorum başka otobüsler de vardır.)
kızılay'dan 442 aşit-havalimanı otobüsleri var ona binerseniz doğrudan götürecektir sizi esenboğa'ya, 442 de şofor bilet satmaktadır, yanlış hatırlamıyorsam üç tam bilet yerine geçmektedir bilet ücreti.

kızılaya git,ordan aşti havaalanı arası giden belediye otobüsleri var.bulvar üzerinden geçiyor.bileti şoförden temin edebilirsin.

ulus 19 mayıs stadı'nın oradan veya aşti'den havaşla gidebilirsiniz ya da 442 numaralı ego otobüsleri var. güzergah bilgisi için: www.ego.gov.tr

edit: ben ego otobüsünde 2 bilet basılıyor zannediyordum, eğer 3 biletse bence havaş'la gitmek daha mantıklı olur. 3 bilet 6 tl eder, havaş da 10 tl zaten.

zannedersem atatürk bulvarı üzerinde. kızılaya kadar yürüyebilir, ankaray'a binip aştide inebilirsiniz (tahmini 15 dakka mesafe) aştinin içinden havaş kalkar o da yarım saat kırk dakkada havalanında olur . tabi gideceğiniz saat de önemli.
yok değilse de taksiyle havaş merkeze gidersiniz 15-20 lira yazar, ordan da havaalanı işte.

değilse kızılaydan ego otobüsleri var yine havalanına gider ama uzun sürebilir.

peki aşti'ye veya kızılay'a nasıl giderim? taksi falan çok tutar mı? dolmuşla mı gidiyim?

aştiden önce kızılaya gitmeniz daha mantıklı,taksi tahminen 10 lira falan yazar.ordan da havalanı 2 tam bilet diye biliyorum.

altyazı yazıtipi seçeneğini kontrol et. muhtemelen ondandır.

notepad++ kur (notepad-plus.sf.net), alt yazıyı notepad++ ile aç, tümünü seç/kes de.

sonra encoding/UTF-8 yap. sonra kopyaladığın alt yazıyı yapıştır de. kaydet.

sorunun düzelecek.

aslında denetim masasından da ayarı olmalı da windowsunun sürümünü demediğinden ona yardımcı olamayacağım malesef.

@soulsmasher heh hemen söyleyim windows 7 kullanıyorum. varsa denetim masasından da halledebilirim ?

@ersagun onu kontrol ettim ya, malesef ondan değil. :/

@ahandanick - başlat çubuğuna gel, arama kısmına regional yaz. "Change the date, time or number format" diye bir seçenek var, tıkla ona. son sekme olan administrative sekmesine git, altta "change system locale" diye bir şey var, unicode kullanmayan yazılımlar için program dili seçiyorsun. oradan Turkish seç. Makineyi yeniden başlat, düzelmeli. halen düzelmiyorsa ilk dediğimi yapmalısın malesef.

ayrıca media player classic home cinema kullan bence, bs kullanmayalı yıllar oluyor :)

malesef olmadi :( diğerini deneyeyim de onda da her bölüm için aynı işlemi tekrarlamak gerek di mi? kalıcı bi çözüm değil yani.

hayır işletim sistemim de ingilizce.

isletim sistemi diliyle degil, programin subtitle codeset ayariyla alakali bir sey bu. altyazi ayarlarinda turkish-iso veya turkish-windows gibi codesetlerini secmen lazim.

soulsmasher'in soyledigi yol da olur ama onun icin de bsplayer'in altyazi kodsayfasini unicode yapmak lazim.

her alt yazı için tekrarlamalısın onu evet.

bs playerda altyazı çözümleme/encoding ayar seçeneği varsa (emin değilim) oradan ansi ya da latin-5 (turkish) ya da iso-8859-9 seçmelisin. dip not bulunsun.


aa bunu yazarken aklıma ne geldi: bs playerı kapat, alt yazıları şunu kurup aç, bs playerda alt yazı özelliğini iptal et, alt yazıları bu program göstersin senin için (directvobsub):

www.free-codecs.com

tom riddle, bana da öyle geliyor da bunu yapabileceğim bi yer bulamıyorum :(

forum.bsplayer.com

burada sanki yapmislar.

gün itibariyle ben de bıraktım ama şu an aklımda sigara var kendimi kontrol etmeye çalışıyorum.mesela yemek yemeyi düşünüyorum birazdan,ardından duş bir şekilde unutmaya çalışıyorum.kendimi kandırıyor gibi olabilirim ama sonunda iyi olacak.umarım yani.bende duyuru açmayı düşünüyordum ne yapayım diye seninkini görünce yalnız olmadığımı anladım.

bir sürü insan allen carrın yönteminin özetlendiği videoyu izleyip bırakıyor isterseniz bi deneyin siz de, linki şudur video.google.com

bir arkadaşım kutusu 150 civarı olan bir ilaç aldı. 1 haftada bitirdi sigara işini.
arzu edersen ismini de öğrenip verebilirim ilacın.
1 hafta boyunca ilacı alıyorsun, sigara serbest bu dönemde. ama zaten eskisi kadar zevk almadığını farkediyorsun.sadece yasak olmadığı için içiyorsun.1 hafta sonra sigara yasağı başlıyor. ilaca devam ediyorsun ve fiziksel olarak da sigara ihtiyacın olmuyor.eğer arada bir denemek için bakalım ne hissedicem diye içtiğinde de miden bulanıyor. gerçekten içmek istemiyor, hiç merak etmiyorsun...
öyle gözlemledim...

sigara içmenin anlamsızlığını anlatan çok başarılı bir kitap var. onu okursan ilaç milaç gerek kalmaz. adı da "sigarayı bırakmanın en kolay yolu".

www.izleburada.com

ben sigarayı bırakınca canım her sigara istediğimde kalkıp dişlerimi fırçaladım ve ardından özellikle üstteki olmak üzere sigaranının zararları ile ilgili videolar izledim. bende çok işe yaradı. iyi de bir içiciydim tabiri caizse sünger gibi çekerdim. 7 ay olmuş.

zyban veya champix.

su tavsiye ederim. bugün 15 16 gün filan oldu heralde. ilk başta 1-2 kilo alabilirsiniz takmayın kafanıza. yemek yemekten ziyade su için. oturduğunuz yerde, sohbet esnasında, aklınıza sigara her geldiğiğnde su için.
inşallah işe yarar cümlemizde.

galiba ben bıraktım :)

bestekarda marmaris balıkçısı var. balık çorbası, balık , salata, içecek tatlı 15 liraydı en son. ama sanırım öğle yemeği menüsü bu. çok da şık bir mekan üstelik tavsiye ederim hatta olsa da yesem şimdi :)

kalbur var oranda

ogle yemegi icin uygun ama benim kastım daha ziyade aksam yemegi icin sınırsız meze ve icecek (rakı) seklinde. marmaris balıkcısı guzeldir ara sıra giderim de ama boyle bırsey yapmaya kalksam kısı bası en az 120lık olurum. kalburu cok duydum ama hıc gıtmedim, trilye ayarında oldugunu dusunuyorum ki bu da 120 bıle hayal demek gıbı gelıyor.

kalbur fiks menu yapmiyor ya, mehmet abi o gun kafasina ne eserse onu getirir. fiks menu dersen carlar hatta bence. bi de dedigin gibi trilye ayarindadir, pahalidir.

tenes bozcaada balıkçısı vardir efendim, güvenlik caddesiyle mesnevi sokak köşesinde. mezelerine doyum olmaz. bittikçe yenisini getirir çeşit çeşit. balık desen öyle leziz.
fiks menüsü 50-60 civarında olabilir. alkolün sınırsız olup olmadığını bilmiyorum, sormak gerekir. ama yemekleri olsun ortam olsun şahanedir. tabi biraz ufak tefek bi mekan olduğu için rezervasyon yaptırabilirsiniz.

keske daha cok mekan olsa ama denizsiz bu kadar oluyor sanırım.
trilyeyi ankarada degil turkiyede tek gecerim ama dedigim gibi ayda bir gitmek bile zorlayıcı benim icin. teneseyi de deneyecegim en yakın zamanda.
katkılar icin tesekkurler...

Ben saçları havluyla iyice kuruladıktan sonra tahta bir tarak ile tarayıp john frieda luxurious volume spray sıkıp, elimle dalgalara şekil veriyorum, böyle bol hacimli bukleli kalıyorlar.

sabah 5 te kalkıp kuaforde fon cektiren busuru kadın var bişi biliyorlar bence.

ben genelde akşamdan banyo yapıp uyuyorum sabaha kurumuş oluyor. ama banyodan sonra nemli saça krem sürüyorum durulanmayan bakım kremlerinden saçı elektrklendirmiyor böylece.sabah kalkınca düzleştirici ile düzleştirme operasyonu yapıyorum 20 dk gibi bi süre de düz oluyor saçlarım. ama tabi saç cinsine göre değişiyor süresi. dalga yapcaksamda maşa kullanıyorum.
senin saçın anladığım kadarıyla hafif dalgalı gibi yani düzleştirici kullan kuru saça çok rahat yaparsın fazla vaktini de almaz

sıfıra vurdur böylece saçları taramak kurutmak derdinden epey bir süre kurtulursun.

saçlarım dalgalı olduğu için kurulamadan önce gliss in spreyleri var kolay taramayı sağlayan, bakım yapan vs. onu kullandıktan sonra biraz havluyla nemini alıp, tahta saç fırçası ile tarıyorum. köpükledikten sonra da elimle dalgalara şekil verip vigo ile kurutuyorum. sabahları hiç uğraşmıyorum.

saçları daima dısarı cıkmadan önce yapmalı. üzerine uyuduğunda bitmiştir o iş. ben hep yıkamak zorunda kalıyorum sabahları çünkü gece yatakta bambaşka bir şey oluyor :)

yıka, tara, jöle ile şekil ver, sprey ile o şekli sabitle sıralaması benimki.

ya sallamayın annem bu kadar yaa.
bi gün fön çektirirsin, bi gün tel tel kabarır saçın ne olacak? erkeğin yarattığı bu her daim bakımlı "mükemmel kadın" imajını bu kadar mühim hale getirmeyin. sen kendini nası güzel buluyosan öyle takıl. hem bazı kadınlara toplu saç- topuz vs açık saçtan çok daha fazla yakışıyo.
"her sabah fön çektirenlerin bi bildikleri var bence" diyen arkadaş, 40 yaşında kel kalanların da bi bildikleri var bence.

ay bi de leş gibi, kıllı gezip ayda yılda bir manikür yaptıran erkeğe dahi gey la bu diyen tipler "benim gadınım bakımlı olmalı" triplerne girmiyo mu.. he anam oldu.

neyse, tavsiyem şu olabilir, mümkün mertebe her gün yıkama saçını iki güne bir yıkarsan daha az elektriklenir. fazla şampuan kullanma, iyi durulanmasını sağla, mümkünse duştan en son çıkarken bir kere soğuk suyla durula saçlarını. bunlar temel bakım için ideal.
arada sırada zeytinyağı- badem yağı vs yağlarla, evde kolaylıkla yapabileceğin maskelerle bakım yapabilirsin. yok illa para vercem dersen "kuaförlerde satılan" lorealleri alma, hakkaten işe yaramıyor.

kuruturken vigo mu deniyodu, hani kurutma makinesinin ucundaki dişli yuvarlak aparat, ondan kullanırsan bukleler daha belirgin olur. öncesinde iyi durulanmış ve nemini havluyla aldığın saça köpük, krem, ne bileyim deneyerek saçına iyi geldiğini bulduğun bir ürün kullanabilirsin. bu kısım kişiden kişiye değişir.

dümdüz olsun diyorsan malesef dalgalı saçlı kişilerin tek çözümü fön. seramik saç düzleştiriciler her ne kadar iyi dense de bir süre sonra fön gibi o da yıpratıyor saçı. diğer düzleştiricilere bulaşma bile.
bi de o güzel kıvırcıklar filan genelde maşayla yapılıyor, doğal o kadar düzgün buklelere sahip olan görmedim.
bi de saçınızı az boyatın diyebilirim.

dün şöyle bi yazı okudum, ben de en kısa zamanda deniycem:
nasilgiysem.blogspot.com

ben dalgalı istediğimde akşamları banyo yaptıktan sonra durulanmayan krem sürüp hafif nemli kalana kadar saçımı kurutuyorum. ertesi sabah kalktığımda da makyajımı da yaptıktan sonra açıp hafifçe spreyliyorum o kadar. normalde zaten düz bir saçım var, şanslıyım sanrım =)

günaşırı kuaföre gidiyorum.
maşaydı, düzleştiriciydi üstesinden gelemeyeceğim şeylermiş gibi görünüyor..

son iki haftadir kesfettigim bi yöntemi paylasayim, yüzde yüz ise yariyor :)

benim sacim hafif dalgali, asiri kabaran tipten. bi de sactir makyajdir cok yatkin diildir elim bu yüzden 5 senedir düzlestiriyordum sacimi. öyle aman aman bi zarar vermedi sacima ama parlakligi gidiyor bunu diyebilirim. neyse buldugum yönteme gelince:

saclari yikadiktan sonra en az 30-45 dakka havluya sarili sekilde oturuyorum, sonra kalin disli bi tarakla herzamanki gibi yandan ayirip kulaklara kadar tariyorum sacimi. badem yagi iceren bi bakim seysi buldum ondan elime bi kac damla damlatip sac uclarina sürüyorum. ardindan da biraz köpük sürüyorum sacin tamamina. simdi püf noktasi geliyo, ense kökünden baslayarak saclari bir yöne cevire cevire su sekle sokuyorum www.friseur-fragen.de ama bu resimdeki gibi sacin bir bölümüyle degil tamamiyla yapicaksini bunu. omzun üstünden öne dogru getir sonra o örgümsü saci ve hafif nemli kalana kadar o sekilde kurut. ama arada yine cevire cevire sikilastircaksin o sekli. yatmadan 3-4 saat önce yapmak lazim bunlari, yatarken de direkt sacin üstüne yatmamaya bakarsan iyi olur. sabah kalktiginda su sekil bi sac modelin oluyo
www.hairdo-extensions.de

let the sunshine in

hepimiz kardeşiz - mahsun kırmızıgül:/

doğrudan sava karşıtı değil ama nükleer silahlanlama karşıtı olarak
sting'den geliyor, shape of my heart

colonel bagshot - six day war.
müthiş bi şarkıdır aynı zamanda. yok yavaş derseniz coverlanmış halini dj shadow - six days ismiyle dinleyebilirsiniz.

(bkz: le deserteur)

bi de (bkz: yaşar kurt)
:)

hepsi birbirinden iğrenç, kalitesizdir.

ingilizce biliyorsan collins'in ingilizce-italanca sözlüğünü kullan. çok iyidir

zanichelli'nin sözlüğünü tavsiye edebilirim fakat tr'de bulunmuyor sanırım. internetten sipariş edebiliyorsanız ya da giden birinden isteyebilirseniz en iyisi o.

www.zanichelli.it

raffi demiryan'ın sözlüğünü tavsiye ediyor italyanca hocaları.

aşti mükemmeldir sabahlamak için:)

if 3'te falan açık oluyor ama kaçta kapatıyorlar bilmiyorum.

odtü-bilkent-hacettepe 3lüsünden birisiyse okulunuz, geç saatten sonra eskişehir yolunda, armada'nın karşısındaki otobüs firmasının bekleme salonunda konaklayın. koltukları falan rahat, sabah da arasına domates-peynir konulmuş mayalı pufuduk ve çay eşliğinde kahvaltınızı yapıp yurda geçersiniz.

çorbacı ya da aspavada da sabahlanabilir.

konser olan yerlere bakin. haftaici 312 veya saklikentte in rock cikiyor mesela bazi gunler, onlar ciktiginda 3 civari bitiriyorlar, mekan da sonrasinda acik oluyor genelde. karniniz acikir zaten, esat'a yildiz aspavaya gidersiniz orasi da 24 saat acik.

asti+1

salı sabahlayın çok daha fazla yer bulursunuz. mekanların çoğu pazartesi kapalı zaten.
overall, if filan salı programları daha mantıklı. ordan çıkar aspavaya gidersiniz. soğukta dolaşmayın çok ama yazık üşütürsünüz :/
ulusoy tesisleri de güzeldir de aşti de sabahlamayan öğrenci ben ankarada okudum diyemez :p bi tadın onu bence.

the police - every breath you take -- www.youtube.com
the police - wrapped around your finger -- www.youtube.com
the police - invisible sun -- www.youtube.com
aklıma geldikçe güncellerim

Suzanne Vega - Luka
Police- King of pain

portishead , catpower, songs ohia bu dediiniz şekillerde takılırlar. laura marling bombastiktir.

aeon spoke - emmanuel
meiko - reasons to love
amos lee ft. norah jones - colors
rosey - love
3 doors down - here without you
regina spektor - aprés moi
john mayer - gravity
kate voegele - hallelujah
gary jules - mad world
kate nash - nicest thing
the fray - you found me
pomplamoose - mister sandman
zooey deschanel - sugar town
jamie cullum - catching tales ve twentysomething albümlerinin geneli
bi de türk olsun teneke - kalpsiz, yine yazı bekleriz, sıra bizde, bu şarkıyı söyleyin, söyle ruhum gibi çok güzel parçaları var.

o halde çevirimi şu şekilde düzenliyorum.


Ürün,KBr den arınana kadar su ile yıkandı ve dikolorometandan kristallenenerek ayrılıp yağlı kalıntı vermek üzere çözücü düşük basınç altında uçuruldu....

Doğru mudur ? ;)

which was washed with water until the product was free
of KBr. product burada işte

benimkiyle aynı oldu,fikir birliğine vardık :D teşekkür ederim @filan

reduced pressure düşük ya da azaltılmıs basınc anlamına gelmiyor olabilir. termodinamikte bazı durumlarda pratiklik kazandırması açısından tanımlanmıs reduced pressure( indirgenmiş basınç) diye bir kavram var. metnin öncesini sonrasını bilmedigim için emin degilim ama bi uyarayım dedim yine de.

Solvent (çözücü), yağlı kalıntı bırakması için indirgenmiş (düşük) basınçta buharlaştırılmış, bu kalıntı da ürün KBr'den arınana ve sonunda diklorometandan kristallenerek ayrılana kadar su ile yıkanmıştır.

parantezdekiler metnin türüne bağlamına göre alternatif olabilir.

@piszenci sağol,düşük basınç anlamında geçio ;) ondan eminim.
@ahandanick teşekkür ederim sana da....

şimdi bu dediklerinizi hangi mekanizma ile yapacaklar onu bilmek lazim.

kurumsal ve büyük ölçekli bir şirket mi bu? yoksa orta halli mi? yaptıkları yatırımı tahmin etmek adına soruyorum. kaç kişi çalışıyor? her çalışanda böyle birşey mi var?

ya da siz çalışıyor musunuz?

ne film dönüyor burada? sen şenol musun?

eö şöyle söyleyim oldukça büyük ölçekli, international vs bi şirket.
sırf aylık kırtasiye masrafıyla ben bi sene geçinirim :) o yüzden yapıyorlarsa sağlam yatırım yapıyorlardır, zaten sistem türkiyeden alınmicakmış, şirket merkezinden yurtdışından getirilecekmiş. bulunduğum ofiste 25-30 kişi filan çalışıyor şu anda.
yani geçmişe dönük arama yapacaklarını pek sanmıyorum da, ben gene eşeğimi sağlama bağlamak istiyorum. nolur nolmaz.

Eğer öyleyse zaten, sizin makinanızda bir kurulum yapılmaz muhtemelen. Gateway dediğimiz yere konumlandırılır ne konumlandırılıyorsa internet trafiğini süzmek için.

Lokal'de eriştiğiniz kaynaklarda audit ediliyorsa oradanda görebilirler. Internet geçmişinizi silmek iz bırakmamak anlamına gelmiyor kesinlikle, eğer ortak kullanılan bir bilgisayarsa sadece çalıştığınız ortak kişinin URL'leri görmesini engellersiniz. Bilgi işlem tarafındakiler yine onları görebileceklerdir.

Öte yandan dediğim gibi masking yapabilirsiniz, ktunnel.com & hidemyass.com gibi URL kısmında gerçek girdiğiniz siteyi göstermeyen transparent proxy görevi görecek siteler var ama büyük ihtimalle bunlarda engellenmiştir.

Velhasıl kelam, orası kurumsal bir firma olmasından mütevellit ki uluslararası demişsiniz ayrı bir özenle kontrol edilir her birşey. Hatta internete de yurt dışı üzerinden çıkıyor olabilirsiniz, ki bu durumda da pek birşey yapmak mümkün değil.

o sizin görebileceğiniz bir programla yapılmak zorunda değil, internete çıktığınız nokta da içerik filtreleyen ve filtreleme ile kalmayıp kayıt eden, ürünler var. onun için yapabileceğiniz pek birşey yok. genellikle, ktunnel veya vekil sunuculara bağlanıp onlar üzerinden giderseniz URL'leri bir nebze gizlemiş olursunuz ancak sonradan o örneğin ktunnel'de girdiğiniz URL hala yaşıyorsa kayıtlardan ona erişip gezdiğiniz sitelere gidebilirler.

doğrudan mümkün ya da mümkün değil demek mümkün değil.

Şöyle ki; eğer mevzu bahis şirket böyle bir uygulama içindeyse, sizin bunu aşmanız durumunda bilgi işlemle ilgili olan kişi sizin engellediğinizi farkedecek ve üstlerinize bildirip hakkınızda işlem yaptıracaktır.

Sizin yapmanız gereken; bilgisayarla işiniz bittiği zaman, geçmiş bilgilerini silmeniz olacaktır. Bunun dışında firefox veya chrome kullanarak gemiş bilgilerini saklı tutma seçeneklerini seçip arkanızda iz bırakmamanız olacaktır.

Eğer bir programla izlendiğinizi düşünüyorsanız yapmanız gereken en iyi şey, Net limiter yükleyerek ağ trafiğini izlemek ve yerel ağda veya internet üzerinden hangi programların veri gönderdiğini takip edip onları sınırlamak olacaktır.

Ağı istediğiniz kadar limitleyin, istediğiniz kadar geçmişi silin. siz adres satırına URL'i yazıp enterladıktan sonra, herşey biter eğer websense, blue coat, web washer, surf control, microsoft isa,tmg,uag(bunlar böyle uzar gider)hatta squid varsa olay biter.

ehe. tabi bilgi işlemciyi aşabilmek içni en az onun kadar anlıyor olmak lazım bu işlerden :/
neyse, peki böyle bi uygulama olup olmadığını nasıl anlayabilirim aslında? engellemekten ziyade önce emin olayım yani.

(bkz: ssh tunneling)
ama bunu yaptığınızı da farkederler janavarorion'un da dediği gibi.

SSH portu client ta veya iceriden disariya dogru kapaliysa tunneling felan yapamaz. HTTP over SSH yapmasi lazim gelir belki, ama adam gibi donanimi varsa o da tespit edilir.

Aşti tarafına yakın , Emek metrosunun çıkışlarından birindeki cadde oluyor , 10.cadde diye de geçer.Yurt içi kargoda bu çıkıştan kuzey yönünde 100 mt ileridedir.

emek metrosundan çıkınca, (beştepe olmayan tarafından) çıkış tarafında sağda kalan merdivenlerden çıkarsanız direk önüne çıkarsınız.

www.sezyum.com
bobiler.org
www.stumbleupon.com

www.bobiler.org
www.zaytung.com

iki tane harika flash oyunu.
armorgames.com
www.newgrounds.com

alkislarlayasiyorum.com

www.mindjolt.com
stumbleupon +1 kesinlikle boş zaman öldürgeci
kafayı kırmaya yakın günlük ulusal gazete internet sitelerindeki foto galeriler

Hocam, link değil de, Stumble diye bir program var. Böyle ona sevdiğin/ilgilendiğin alanları söylüyorsun, o sana onlarla ilgili linkler buluyor. Bi dene derim.

özellikle diş beyazlatmaya yönelik olan ürünlerin diş minesini aşındırdığını ve dişlere uzun vadede zararlı olduğunu cerrahpaşa da prof olan bir diş hekiminden duyduğumu belirtmek istedim.

not:ikisinide kullanmadım.

@seyduna'nın söylediğini ben de duydum, yani mineye zarar vererek beyazlattığını.

ve fakat plus white'ı kullandım. çok uzun süreler dişlerinizde tutmadıktan sonra fazla zararlı olmaz ve inanılmaz işe yaradığını söyleyebilrim. öyle aman aman lekeli-sarı değildi dişlerim, fakat sigara-kahve ikilisi bozuyor neticede. ilk günkü gibi oldu diyebilirim. ahah bu da zararlı ama kullan der gibi oldu. deneyimi anlattım işte sadece. gayet güzel bir ürün, gayet de beyazlatıyor resmen parlatıyor.
sonrasında ise düzgün bir diş macunu ile clinomyn diş macunu öneririm. temizle&parlat diye mi ne bi serisi vardı, piyasadaki diğer diş macunlarına gayet tur bindirir. sensodyn filan da dahil.

hepsinde baslarda birtakim yanetki oalbilir. sisikinlik yapabilir mesela..
ben yasmin kullaniyıorum, yan etkisi neredeyse yok. yani yok aslinda. basta biraz depresif gibi olmsutum ama cevremde kullanan herkes yan etki, kilo aldirmamasi acisindan cok memnun yasmin'den.

not: eger doktor tavsiye ettiyse, ya da sadece dogum kontolu sebebiyle kullanmayacaksaniz, doktor raporu alabilir, ucretsiz alabilirsiniz haplari. Normalde 16-17 tl civari...

birkaç sene yasmin kullandı kız arkadaşım, sonra birtakım sağlık problemleri yaşadı ve doktor hapı kesinlikle yasakladı. ayrıldığım için niye yasakladı ne alakası var bilmiyorum

kesinlikle kadın doğum uzmanınızla görüşüp; yaş, migren, aile'de ki göğüs ve rahim kanseri vakaları v.b. bilgileri vererek, doktorun tavsiyesine göre almanız gerekir. Ben myralon kullanmıştım, migrenimden dolayı artık hiç birini kullanamıyorum.

kesinlikle doktor tavsiyesinde kullanmalısınız +1.
her birinin doğum kontrol etkisi yapan madde oranları hemen hemen yakın olmakla birlikte destekleyici diğer etken maddeleri farklı ya da farklı oranlarda olduğundan farklı öyküsü olan hastalara farklı ilaçlar öneriliyor. en sık yasmin veriliyor doğrudur fakat hormonlarınızla epey oynayacak bir şey bu. genel bir tetkik yaptırmanızı, kan-hormon vs değerlerinize baktırmanızı ona göre doktor tavsiyesini dinlemenizi öneririm ben de.

yasmin kullanıyordum. bir süre ara verdim, tahlillerden sonra devam edecegim galiba. hem miyop hem astigmat oldugum icin lens toleranssizligi beni cok korkutmustu ama oyle bir sey olmadi. migrenim de var ve migren krizlerimde bir artis gozlemedim. tek olumsuz yani 100% selulitsiz olan bende selulit olusumu basladi, spora abanacagim tekrar. bakalim ne olacak..

annem de ginera kullaniyor. memnun gordugum kadariyla..

@ kayranin kedisi: selulitin yasmin'den kaynaklandigini nasil anladiniz?
yasmin kullanan biri olarak soruyorum...

tavsiye ettiğiniz doğum kontrol hapı?

okumuş etmiş insanlar olarak bari siz şunu yapmayın! doktor önce ultrasonla yumurtalıklarınıza bakacak, sonra kan tahlili yapacak, hormon değerlerinize göre bir hap verecek, adına göre değil.

ayrıca, yan etki de kişiden kişiye değişir. ben 6 ay yasmin kullandım ve libido düşüşü hariç hiçbir sorun yaşamadım. libido düşüşü de ilaç hormonlara etki ettiği için zaten.

hangi doğum kontrol hapını kullanırsanız kullanın, bol su içmeniz lazım. nitekim kendileri vücutta su toplayan, ödem yapan ilaçlar oluyorlar.

bulamadım panpa. ama tavukun içinde olabilir.

tavuğun altında azıcık sarımsı bişi gözüküyor ordan mauseyle tut tavuğu çek altından yumurta çıktı şimdi buldum :D

abi tavugu yana cek :D

tavugun altında :D tavugu hareket ettirebiliyosunuz.

tavuğu kaldır

çok merak ettim ya, şirkette engelli giremiyorum.

ne salak bisi bu doğru kabloyu kes falan:) ne bilelim abi aa

ya tamam da bu yeşile bas kısmını anlamadım ben.
2. bölümde

neira

dogru kabloyu kes derken kabloyu kelimesi mavi. maviyi kes diyo yani

tamam buldum :) mavi+ sarıymış. aklımda kırmızı artı sarı kalmış nedense :D

o değil de en zoru 1.si be. bulana kadar monitöre girdim.

ya bu arada şunu al buna koy lu soru nası olcak :)

Kız size "beni kullan, sonra kirli bir mendil gibi at" demiş.

(bkz: ya justinianus buna osmanlı tokadı derler)

hala kız arkadaşım mı diyorsun? geçmiş olsun reis, hemen bırak yoluna bak. şu saatten sonra sitsen dikiş tutmaz bu ilişki.

bence kuruntu yapmaya gerek yok. aşk zaten gelip geçici. hem ne demişler bin kere aşık olup bir kere seversin. dert yapma kendine.

mesela ben de kedimi seviyorum ama a$ik degilim :) kendisi gelisimi kapilarda bekleyen tek varlik...

bilmem anlatabildim mi? ;)

için içini yemesin sarhoş işte len...
boşver koyver gitsin
düşünme sana kız mı yok hem

iyi bir seviş sonra vur götüne tekmeyi pişman olma

Aklın yolu bir, tez zamanda(bu gün) ayrıl.
İlk başlarda biraz zor olur ama yarın birgün hoşlandığı biri çıktığında çekip gitmesinden daha az koyar.

ennoia: abi biz zaten bikaç aydır birlikte yaşıyoruz, zarf atacak bi durum yok. :)

:) ha o zaman isler degiisir, ben bu ayrintiyi kacirmisim.

Olabiir, kizlar her birlikte oldugu erkege asik olma zorunda deildir :)

"seviyorum ama aşık değilim" kadın dilinde "daha iyisini bulursam bırakırım" demektir.

desene bilmemkaç aydır daha iyisini bulamamış. :) demek genel çoğunluktan iyiyim, bu da bişeydir.

aşık değilsen, sen de takılmaya devam et... amma velakin seviyorum uleen modundaysan ve kendine saygın varsa time to go baby de.

kız arkadaşınız gül gibi bir hatun kişisi. aman diym burdakilere inanıp da noluyo lan demeyin.
seni seviyorum ama sana aşık değilim şu demek : aradığım güveni/sıcaklığı dostluğu ve en önemlisi huzuru sende buluyorum.
aşık değilim, aşıkken yapılacak salaklıkları sende yaşayıp 3 sene sonra noluyo lan diye ayılacak durumum yok. ilişkimizin ve senin tam olarak farkındayım, hormonlarımın esiri olup mevcut durumu olduğundan daha farklı görmüyorum.
bazen senden nefret bile ediyorum : sana kızıyorum, senin de handikapların olduğunu biliyorum ama tüm bunlarla birlikte seni seviyorum.

arkadaşım hatun olayı çözmüş, ilişkinin temeli huzurdur. sende huzuru bulabiliyorsa, arada sırada kızdırdığın kırdığın olduğunda gönül almayı da biliyorsan mis işte daha ne.

@ahandanick +1

bir gıdım onurun kalmışsa, terk et.

ama terk etmeden önce kızımıza, "seni beğeniyorum, varlığından mutluyum, arkadaşlığın güzel, sevişmelerin de çok fena sayılmaz ama sana tutkuyla kapılamıyorum," de ve başka kızlarla olan ilişkilerini anlat. onu aldatırken hangi kızla nasıl seviştiğini, onları nasıl özlediğini.


bunun karşılığında terk edileceksin. evet. canın da yanacak. üzülüp ağlayabilirsin de. karakterinin yumuşaklığına göre tepkilerin şekil alacak. ama en azından, seni ömür boyu unutamayıp, sana aşık olmadğı için çok büyük bir hata yaptığını düşünecek bir kız olacak.

lakin bir süre sonra gelip sana yalvaracak, özür dileyecek, tekrar deneyelim diyecek.

eğer kabul edersen, yine "iyi adamsın ama aşık olunacak tip değilsin mahmüüüüt," formatına dönüşürsün.

hayat böyle bir şey işte kanka.

sevmek simetrik bir duygu değil, kabullen bunu.

www.authorizm.com

söyle bunu sevgiline böyle böyle dedin de..bişey varsa açığa çıkacaktır.yoksa devam edersin..inanmak sana kalmış tabi..

bağlanılma, aşık olunma bakımından iki ana kategoriye ayrılıyoruz: en amiyane haliyle piçler ve efendiler. ilkinin köpeği olup ikincisine tam tersi tarzda yaklaşıyorlar. kendi hayatımızda ve çevremizde zaman zaman görüyoruz ya da buradaki duyurularda, sözlükteki ilgili başlıklarda da ara ara bahsediliyor bu konudan. hepsi de bu savı destekliyor. anlattığın hadiseye bakınca sanırım sen ikinci kategoridesin ve hatayı baştan yapmışsın. ilk sorunun cevabı bu. ikinci sorunun yani neden nefert kısmının cevabı da burdan geliyor. aslında senden değil senin gibi güvenebileceği, koruyacak ve daha başka olumlu yanları olan birisi varken bu şekilde bir duygu durumunda olmasından dolayı kendinden nefret ediyor. seninle olduğu her an aslında bu çelişkisiyle de birlikte olmuş oluyor. ne yapmak gerekire gelince; iyi niyetli, fedakar vb davranmaycaktın. bu saatten sonra geri dönüşü de zor bunun. sadece ilerisi için bundan ders almanı önerebilirim.

bir de: www.facebook.com

ben bi daha içirip iyice bi konuşturayım en iyisi :)

"kız milleti malum, azıcık içince yamuluyor geneli"
ehehe siz inanıyor musunuz ki kız arkadaşınız hatırlamıyor gece neler söylediğini, ya da plansız, sarhoşluktan ağzından çıktı bu sözler.bekleyin ve görün.

sarhos bile olsa ole dusunmuyor olsa soylemezdi.
bana bi kere birisi ayni seyi soylemisti. seviyorum ama asik degilim. o an ordan kalkip defolup gitmedigime sonradan cok pisman oldum. bosu bosuna ekstradan uzunca bir sure aci cektim, bu dedigi seyin ustune kafa yorarak.
kac bence.

bu kızı, gözünün önünde aldatıp, hatun sizi seyrederken, başka kızları yatakta çatır çatır orgazm etmezsen, sonra çok kafanı vurursun duvarlara.

yap bunu.

eve çok güzel bir kız getir.

kız arkadaşın, meert, bu kız kim diye sana sorarken, hiç umursamadan kızı öpmeye başla, avuçların kızın bedenini sıkıca kavrasın, misafir kızımız kollarının arasına erirken onu kucağına al ve uzun uzun öpe öpe, üzerindeki kıyafetleri teker teker soya soya yatak odasına götür. Yatağa yatırıdğın misafir kızın uzun bacaklarını ayırıp, başını o güzel bacaklarının arasına göm ve hanıkızımızı çıldırtıp, zevk çığlıklarıyla evi yıkana kadar tahrik et. sonra da erkekliğini o sıcacık kadınlığın içine batırırken, sevgilinin de sizi hala seyrettiğinden emin ol.

öyle sinir krizleri geçirip, evi terk etmeye falan kalkarsa, böyle sesini inceltip, alay eden bir tonda, kollarındaki kızı da bırakmadan, "ama aşkııım, sen bana aşık değildin ki, niye katlanamıyorsun böyle şeylere, anlamıyorum seni," deyip sevişmeye devam et.

bu sırada anıra anıra bağırıp, apartmanı kaldırmaya falan kalkarsa da bunun suratına bi tane osmanlı tokadı çak (yap bunu) sonra da evden siktir et, ve diğer hatunu pompalamaya devam et.

işte sana hayatta duyup duyabileceğin en harbi, en samimi, en bomba tavsiye.

yap bunu ve hayatın değişsin. ondan sonra hiçbir kadın sana, "ay vecihi çok iyi çocuktur, korkucak hiçbişiiii yüüook, güvenilir, efendi, tertemiiiiz çöcüüük," diye yaklaşamaz.

hakaret gibi lan.

@cem şancı: +1

arkadaşım sen ne yapıyorsun yahu, daha iyisi olduğu anda şutlanırsın, es kaza evlendin iki hafta bir ay bir yere gittin geçmiş olsun. "bazen senden nefret bile ediyorum" ne demektir yahu?

salla gitsin arzular. sarhoşlar asla yalan söylemez.

bende de gece algı coşması var gündüz ya da akşam 2 saatte 1 konuyu zor bitiriyorum odaklanamamaktan ama gece 2 saati bulmadan tüm konuları devirmiş oluyorum bi de tipim de daha düzgün oluyo geceleri ya:S

ben de böyleyim. bazı insanların metabolizması bu şekilde çalışıyor. hatta bunun bir adı vardı ama şu an hatırlayamadım.

sigara kullanıyor musunuz? sigara metobolizmanın sabah işlevlerini acaip etkiliyor.
ayrıca bu şekilde işleyen çok insan var yani tek değilsiniz. sabah çekilmez suratsız ve ölü gibi olup akşam 5 ten sonra ayılan birini yakinen tanıyorum şahsen. iş verimini de düşürüyor malesef.
uzun yıllar bu şekilde yaşadıktan sonra çeşit çeşit ilaçlara başvurdum, vakitli uyursam vakitli uyanırım diye. onlar da ertesi gün mallığını had safhaya çıkarıyorlar, tavsiye etmiyorum.
papatya çayı, mate çayı filan diycem, hani kocakarı ilacı gibi geliyor ama hakkaten öyle değil. özellikle papatya çayı inanılmaz rahatlatıp mis gibi uyutuyo insanı, ertesi gün de gayet sağlam uyandırıyo.
bir de sevdiğiniz bir işte çalışmanızı, hayata karşı pozitif yaklaşmanızı, hayatınızı uyanmak isteyeceğiniz bir hayata dönüştürmenizi salık veririm. uyku problemlerinin büyüüüüüüüüüüüük bir bölümünün kökeninde keşfedilmemiş mutsuzluklar yatıyor.
tatlı rüyalar

aynen ben de boyleyim. butun gun uyuklayip aksam 5 ten sonra cin gibi oluyorum.
ben uzun yillar uyku duzeninin sabaha dogru yat ogleden sonra kalk olmasindan kaynaklandigini dusunuyorum.
spor yapmak ise yariyor.

Melatonin hapları var belki işe yarar, bir süre alıp düzene girdikten sonra kesersiniz. Sözlükte okumuştum;

53.uyku bozukluklarına iyi geldiğini bizzat tecrübe ederek gördüğüm sevimli hormon. şöyle ki; uzunca bir süre (yaklaşık 4 ay) sabah 6'da yatıp gündüz en erken 3-4 gibi uyanmayı alışkanlık haline getirmiştim. tekrar düzene girmek için erken de kalksam, hatta sabah olunca hiç uyumayıp akşam erken uykum gelsin diye 25 saat uyanık gezmeyi de denesem bir türlü uyku saatimi normal zaman aralığına çekemiyordum. bünye alıştığı için kendimi zorlayıp uyumadığım gündüzlerde çok yorgun oluyor, akşam olup hava karardığında "hah şimdi yatıp uyuyacağım" derken birden uykum kaçıyor, ertesi gün sabaha kadar yine oturuyordum. bir ümitle aldım bunu. valerian root ile beraber 3 gün boyunca 6 mg kullandım. dördüncü gün kestim. 1 hafta dolmadan düzenim normale döndü. buradan bu hormona teşekkür etmeyi borç bilirim.

ikeada var.
tomurcuk koyup çaydanlığa da koyulabiliyor.

@divit

demlemek istediğiniz herhangi bir otu, bitkiyi bunun içine koyup fincana batırıyor, birkaç dakika sonra çıkarıyorsunuz. herhangi bir artık, pislik vs olmadan istediğiniz bitki çayı hazır. ben evde poşet çay kalmadığında da kullanıyorum. bir fincan çay için demlemekle uğraşmıyorsunuz. faydalı bir icat

içine çay koyuyosun, sonra içinde kaynar su olan fincanına atıyosun, demleniyo içiyosun
demlik poşet gibi düşün ama poşet değil

kendisi dünyanın en müthiş icatlarından biri kanaatimce.
farklı çayları tek fincan için bile harmanlayabiliyorsun, yeşildir yasemindir koyuyorsun süzgece hop 5 dakkada hazır.

liseli ergen degilseniz tib bu konuda caresiz ne yazik ki.

kolonya ile sterilize edin etrafını, ellerinizi güzelce yıkayın, kolonyalı bir selpak ta elinizde olsun. sonra yanlardan baskı uygulamak suretiyle sıkın.
önce gerilecektir sonra pıt.. yağ çıkacak ve akabinde koyu renkli pis kan akacaktır.
sürekli silin, sonra kan durduğunda iyice ovalayın.
1-2güne izi dahi kalmaz.

ya da insülin iğnesi ile o sivilcedeki yağı çektirebilirsiniz.onda da iz kalmıyor. ama dikkat edin saplamayın.
iş kazası olmasın :D

brrrrr yapamam ben böyle işler.
sivilcesiyle yaşayacak artık, yapacak bir şey yok.

sakın olaki sivilcelerinizi sıkmayın. bunu bilir bunu söylerim.

hele ki o büyüklükte bir sivilceyi kesinlikle sıkmayın.
merhem falan kullanmayacaksa yapacak çok bir şey yok. paraya kıyarım derseniz benzamycin alın o halleder. ama çok para tabi tek sivilce için.

kocakarı ilacı diye gülmeyip tam üzerine diş macunu sürüp bir gece boyunca silinmemesini sağlayın. bende hep işe yaramıştır

bildiğiniz kalıp el sabunu üstünde hafif nemli parmağınızı sürün, parmağınız sabun oldu bolca, o parmağı sivilce üstüne sürün etrafına doğru hafif hafif. deli gibi kurutur 2 güne.

olmazsa bildiğiniz pudra, kadınların yüzlerine sürdükleri, yine parmak yardımıyla sivilceye bolca sürün. o da süper kurutur.

sabah uyandığınızda baş ağrısı oluyorsa, çeneniz ağrıyorsa dişleriniz ağrıyorsa tüm gün, evet gıcırdatıyorsunuzdur.
bir iki kere sakızla uyumayı deneyin, boğulmamaya çalışın. (tabi uzun saçlıysanız saçlar için riskli olacaktır)
uyurken ağzınıza bişey almayı deneyn, battaniye yorgan kenarı olur, yastık kılıfının köşesi olur. maksat dişlerinizi öğütmemeniz.
bu geçici çözümleri denediğiniz esnada ise en yakın doktora görünmenizi tavsiye ederim. psikolog da yardımcı olabilir.

1000 karakter 50-75 lira.

normali 30 lira filanmıştı. (düz metin)

edit: bu bilgi yanlış, öğrendim; 6-7-8-9 lira civarı imiş 1000 boşluksuz karakter.

@oldu görüşürüz; bana biraz yüksek bir fiyat gibi geldi söylediğin. ne fiyat çeksem alırım ama hakkına da girmek istemem kimsenin.

şimdi özel uzmanlık isteyen konularda 1000 karakter 8 liradan aşağı yapmayın, genelde çeviri bürolarının çalıştıkları kişilere verdiği miktar bu. 10 ila 15 lira arası bir fiyat vermeniz uygun olur bence.

oldu görüşürüz'ün dediği kelime sayısı mı bilemedim ama 1000 boşluksuz karakter olarak hesaplanır.

freelance çalışan insanlar uzmanlık alanlarına ve bildikleri dildeki hakimiyetlerine göre kendilerini kanıtlamaları oranında fiyat istiyorlar ve bu oldu görüşürüz'ün dediği gibi 30 civarlarında oluyor boşluksuz 1000 karakter için. 50- 75 e çıkanı hiç duymadım ne yalan söyleyim.
8 10 genelde yeni mezunlara çeviri bürolarının amelelik yaptırırken verdiği ücrettir, hatta o kadar bile vermezler (4-5). tıp öğrencisi iseniz ve bu konuda kendinizi geliştirmek niyetindeyseniz 15 civarında fiyat verebilirsiniz. hakkaniyetli olacaktır. dediğiniz gibi şirketler tıp metni için ~35-40 ister (1000 karakter için) bunun yarısından çok azını çevirmene verirler.
imza: bir çevirmen.

@ahandanick ve @deliberte;

şimdi size durumu şöyla anlatayım, ben uzmanlık yapıyorum ve kıdemli asistanım bitirme tezi için bu makaleleri verdi bana. geçen sene başka bir makaleyi ricası üzerine çevirmiştim. Hatta şu şekilde verdi bana makaleyi; ''kendal ben bu makaleyi bir çevirmene vermiştim ama çevirisi pek iyi değil gibi, terminolojiden anlamıyor o yüzden kaynaklanıyor senin ingilizce bilgin iyiymiş duyduğum kadarıyla bir çevirsene''. ben de textbook okuyan biriyim sürekli ve deneyeyim dedim; verdiğim çeviriyi çok beğendi ve tam istediğim gibi oldu elina sağlık dedi. 10 sayfaya yakın bir ceviri olmuştu ve 3 gecede çevirebilmiştim. şimdi bana gene verdi bu defa bitirme tezi için gerekti ve bu defa parasıyla yaparsan veririm başka türlü hakkına girmek istemem dedi. ama 40 sayfaya yakın gibi olacak görünüyor. ilk makaleyi çevirdim bile hatta ve 14000 karakter tuttu. şimdi sevdiğim bir abim ama çok ucuza da gitmesin emeğim diyorum. profesyonel olacak değilim bu işte yani ama ricasını da kırmak olmaz ablamın :) bu yüzden sordum.

selamlar,

alternatifleri üretiyorum :
tren garının önünden sıhhiye dolmuşuna binip, sıhhiye köprü üstünde ya da altında inip, köprünün altından 114 GOP otobüsüne biner, tahran caddesine yakın inersiniz, fakat tahran caddesinin neresine gideceğinize bağlı olarak yolunuzu gereksiz uzatmış olabilir, uzun bi cadde çünkü. hilton tarafına gideceksiniz bu güzergah kabul edilebilir, esat tarafına gideceksiniz arka taraftan dolmuşla gelmek daha mantıklı
bildiğim kadarıyla tahran caddesinden toplu taşıma geçmiyor.
gardan direk taksiye binerseniz max. 20-25 arası bişey yazabilir.
gardan sıhhiyeye yürüme mesafesi de çok uzak değil, sıhhiyeyi bulursanız ( ya da ulusu) ankaranın her yerine gidecek vasıta bulursunuz.
tam gideceğiniz adresi biliyorsanız daha net yardımcı olmaya çalışırım.

Suriye damgası ABD vizesinde sıkıntı oluyor; bu bir.
Halep denilen yer çok geri, her giden gastroenterit olup olup geliyor; bu iki.

Bir de Kamil var, Gemide filminde; bu da üç.
:-)

Sen bana Kamil mi dedin arkidiş ?

Yok, anlatım biçimim o sahneye benzedi de ondan çağrıştı.

Alemsin arkidiş :) Sen pasaport ve araba prosedürü hakkında bilgin varsa paylaşabilir miisn?

Valla arabayla bilgim yok da, pasaport için bir formül varmış. Yani damga vurmadan geçilebiliyormuş, Kıbrıs'takine benzer bir olay gibi duydum.

araba için uluslararası dolaşım karnesi (triptik diyorlar) çıkarmanız gerekiyor.
ben 2007 de şirket aracına çıkarırken yanlış hatırlamıyorsam 1.000 USD civarı tutmuştu ve 2 gun sürmüştü.
apc+1
halep de yediğinize içtiğinize dikkat edin. Bende bağırsak enfeksiyonu kaptım orda 3 ay çektim. yaklaşık 2 haftada 10 kilo vermiştim.
Giderseniz Halep'te Kont otelin karşısında "samiris" di sanırım ismi orda kalın. Fiyat performans çok iyi. Diğer ucuz otellerde gece kapınıza polis dayanıp pasaport sorabiliyor.

antepte kalın valla gitmeyin halebe filan. mis gibi memleket.
en net cevabı bu :)

nokia 5800 xpressmusic

5800 express music kesinlikle benim de tavsiyemdir zupper otesi bi telefondur kendisi fiyatina gore

htc tattoo kullanıyorum, tavsiye ederim. xpress 5800'ın miadı doldu bile zaten.

fiyat önemli değil ise x6 iyidir. c6 da var ama çıkmadı sanırım piyasaya x6 da yeni yei çıkacak. 5 mp olması lazım kameraların.3g de mevcut..

3G si eksik ama SAMSUNG S5233 WI-FI SOFT PINK nasıl ?

feminite du bois'yı bulabilirseniz bir yerlerde bir koklayın derin. eskiden shiseido'ydu. ama yaratıcısı (ki zaten serge lutens öyle bir adam ki, karnıyarık kokusu yapsa süreriz herhalde), artık kendi markası altında pazarlıyor.

ayrıca, yine shiseido zen olabilir..daha hafifçe.

peki agent provocateur (doğru yazdım mı?) denediniz mi?

issey miyake summer edition

vanilya konusunda ben de fanatiğim.

bunlarin hepsini deneyeyim okay de kimse bilmiyor mu yav lacoste u :)

@snowflake, denicem bunları.
@cedilla, zen'i denemeliyim tekrar, bir kere koklamıştım ismi aklımda kalacak kadar hafızamda yer etmiş, iyi olduğu hatırladığım.
agent provakatör (böylesi daha kolay) denemedim malesef henüz, ama bi denerim sizi mi kıracağım :)

@mhm, issey miyake'nin hastasıyız ama o da fazla popüler değil mi?

gucci envy de alternatifler arasındaydı aslında ilk başta ama çabuk uçtu, kalıcı olmadı eledim onu. ama krem-jel vs kullanabilirim, hoştu kokusu ilk etapta. bi de esmerim biraz onla da alakalı olabilir mi.
burberry sport, givenchy very irresistible ya da kafadan armani code olabilir şimdi.
lacostu da almış bulunduk napalım yaa

dior'un poisonlarına bakın derim. 17 yaş tarzı değiller ve çok da kalıcılar.

issey miyake popülerdir ama summer edition değildir :]

"jean paul gaultier" ve roma da muhteşem ama popülarite konusundan kaybediyor.

gucci envy daha baharat ağırlıklı ayrıca kalıcı olmaması teninizle ilgili sanırım zira ben 2-3 gün alıyorum kullanınca kokusunu.

plentiful?

yok oyle pek sik karsilasilan bir kelime degil.

thesaurus.com candır.

plenteous, plentiful, profitable, profuse, proliferant, propagating,procreant, producing, productive, proliferant, prolific, puberal, pubescent

@ahandanick, thesaurus.com a bakmistim. yazdiklarin arasinda yok malesef .

prosperous mu ki?

wordweb'e gore abundant'in benzerlerinde plethoric/plethora var dediginize uygun.

@ainothia, evet plethora. cok sagolasin; sabahtan beri aklima takilmisti.

evet esas olarak şunu söyleyebilirim, 1 seneyi aşkın süredir iphone 3g kullanırken kendisiyle yollarımızı ayırdık.
alışmıştım kerataya. ama bir iphone'a o kadar para vermem şimdi. onu aratmicak bişi arıyorum ben evet.

300-500'e alacagin en iyi sifir garantili telefon 5800 olur sanirim. dedigin ozelliklere de uyuyor. samsungun corby vs modelleri de var ama iphone kullanmisken attan inip essege binmis gibi hissettirir bence. ayrica 3G faturasindan korkuyorsan vodafone'un aylik cepnet paketi var 100mb limit, limiti asinca 96kbps e mi ne dusuyor ve o hizda kaliyor, assan bile odeyecegin sabit 8tl. hatta gecen bana su mesaji atmis;

i302.photobucket.com

8TL ye 900gb+ az buz degil yani sdfdsfsd

peki ya nokia e serisine ne demeli :(

2- ) ctrl-h ile sanirsam gecmisi goruntuleyip silebiliyorsunuz.

ctrl h ile geçmişi görüntüleyip gün gün tek tek silebiliyorum evet ama toptan hepsini silmek istiyorum, daha ctrl a vari bir yaklaşım gerekiyor sanırım :)

chrome için--> ctrl+shift+del

chrome icin incognito modunu kullanabilirsiniz, ctrl+shift+N tus kombinasyonu yeni bir incognito penceresi acar. Bu modu kullanirken, girdiginiz adresler, gecici dosyalar, sifreler ve baska bilumum bilgiler kaydedilmez.

Firefox icin de aynisini ctrl+shift+p kombinasyonu ile yapabilirsiniz.

Var olan bilgileri silmek icin ilgili kisayolu zaten daha once vermisler, ctrl+shift+del.