Giriş
(12)

davranış şekline denk geldiniz mi

tuborg yesili
ben daha önce de denk geldim belli belirsiz ama bu çok belliydi. konu ortama yeni gelen kadın kişisinin kadınları görmezden gelmeye çalışıp erkeklerle daha iyi anlaşmaya çalışması durumu. daha önce de belli belirsiz böyle bişey gözlemlemiştim( başka ortam başka kişi) ama yılbaşında çok net bir gözl
ben daha önce de denk geldim belli belirsiz ama bu çok belliydi. konu ortama yeni gelen kadın kişisinin kadınları görmezden gelmeye çalışıp erkeklerle daha iyi anlaşmaya çalışması durumu. daha önce de belli belirsiz böyle bişey gözlemlemiştim( başka ortam başka kişi) ama yılbaşında çok net bir gözlemim oldu ve bu yaygın mı yoksa ben mi boyle dusunup abartıyorum bilmek istiyorum.
bir arkadaş grubu düşünün kadınlı erkekli. yıllardır tanışıyorlar. içerde bazıları çift zaten evli. bu ortama bir kişi yeni kız arkadaşını da getiriyor.
yeni gelen kız ortamda tüm erkeklerle muhabbete giriyor çok çok samimi ama kadınlarla mutfakta dahi karşılaşsa muhabbet etmiyor. sadece herkesin içinde birkaç cümle kuruyor kadınlarla.
bu kadar sıcakkanlı samimiyet içinde olan birinin bunu cinsiyet gözeterek yapması neden olabilir?
ortam zaten çift ağırlıklı, kendisi de bir partner olarak gelmiş. bir amac uğruna olamaz o nedenle.
0
tuborg yesili
(04.01.22)
Böyle bir şey kesin var ya. Sebebini tam bilmiyorum ama ben de denk geldim.
0
basubadelmevt
(04.01.22)
insanları ve insan davranışlarını bu şekilde kategorize etmek doğru dğeil diye düşünüyorum. bunun cinsiyetle bir ilgisi neden olsun? belki o insanlar rahat hissettirmedi onu, diğerleri daha iyi anlaştı vs vs. veya tam tersi o, ortamdaki kadınlara konforsuzluk verdiğini düşünüp mesafeli davranıyordur, size soğuk yapıyor gibi yansıyordur.
sadece iyi anlaşamamış veya kendini iyi ifade edememiş olabilir. sevmemiş der geçerdim, abartacak bir durum yok.
insanların hele bir de kadınların bu şekilde ("şöyle mi, böyle mi") düşünülmesi çok yorucu ve demode.
0
rewlack
(04.01.22)
Bu ben olabilirim:) ama şöyle; bazen kadinlar kendi hemcinslerine selamsiz sabahsiz olabiliyor. Erkekler de daha kibar oluyor. Diger kadinlarda bu duruma sinir oluyor.

Diger bir olasılık da, kadinin kendini diger hemcinslerinden ustun gormesi, erkeklerin ilgisinden hoslanmasi. Bu kasitli bir sey ve normal degil. Neyse ki, ben 2.cisi degilim.
0
geçerkenugradım
(04.01.22)
şöyle aslında bana hep tam senin kafa dengin çok iyi anlaşırsınız dendi ondan ben de çok tanışmak istiyordum. hatta kendisine ve diğer kadın arkadaşa ayrı bir hediye almıştım. ama bana o kadar mesafeli ve soğuk davrandı ki iletişim kuramadım ve zorlamadım. hediye için de diğer arkadaş teşekkür etmesine rağmen o sadece hımmm sagol diye tepki verdi.
0
🌸tuborg yesili
(04.01.22)
içgüdüsel davranış olabilir ya da ortamın çift çift olması sebebiyle, ortama da yeni gelinmiş, erkeklerin beğenisini kazanıp, bu beğeniyle kadınların arasında kendine üstlerde yer bulma vs. aman yoruldum yazarken.

içgüdüsel, bilinçaltının yönlendirdiği davranış diyorum.
0
gabe h coud
(04.01.22)
bi tür savunma mekanizması geliştirmiş de olabilir(olumlu taraftan bakarsak çünkü olumsuz taraftan bakma yapılmış)

genelde ortamlarda kadınlar birbirlerine aşşşşırı samimiyetsiz davranır. bu böyledir genellikle. o tavırdan çok bıktıysa kendi çevresinde, yeni ortama girince oh be erkek deyip daha "harbi" bir sohbet için onlara yanlamış olabilir.
0
floydian
(04.01.22)
benim denk geldiklerim, sadece erkeklere karsi degildi, onlari yeni biriyle tanistirdigimda da ayni seyi yapiyor ya da daha iyi konumda olan insanlar varsa onlara daha yakinmis gibi davraniyorlar.
ben, asagilik kompleksi var galiba diye düsünüp yol veriyorum.
0
Coma
(04.01.22)
Ortamdaki erkeklerin gözüne girmek istiyor. Çok kafa kızım gibi kendilerini beğendirme çabaları oluyor.
0
anais
(04.01.22)
pick me girl deniyor bunlara. erkeklerle kanka olurum, kadinlarla olamam tarzinda muhabbetlerinin yarisi diger kadinlari gommek olan kadinlara deniyor.
0
2oda1salon
(05.01.22)
ben bunun çiftsiz olan versiyonuna çok denk geldim, "şu kız da sadece erkeklerle muhabbet ediyor" gibisinden ama çiftli ortamda dikkatimi çekmedi. garip sanki ama erkeklerin de hoşuna gidebilir.
0
hlot
(05.01.22)
2oda1salon +1

Tipik bir "pick me" hareketi. En belirgin özellikleri, başka kızlar gibi olmadıklarını düşünmeleridir ve hemcinsleriyle hep kendilerini kıyaslarlar. Ben kadınlarla hiç anlaşamam abi hep erkekler en yakınımdır yaa ben diğer kadınlar gibi değilim... böyle uzar gider.
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(05.01.22)
Sadece kadınlar için böyle değil bu, yeni bir ortama ilk gittiğinde herkes flört potansiyeli taşıyan gruptan kişilerle taşımadığı kişilere göre daha farklı bir ilişki geliştiriyor.

Bu bazen onların ağzının içine düşerek bazen tam tersi, hiç yüz vermeyerek oluyor ama hep oluyor. Siz de yapıyorsunuzdur emin olun. Sonra kişiler tanışıp ilk heyecanı, o yabancılık dönemini attıkları halde aralarında bir şey olmadıysa orası sizin "arkadaş ortamınıza" dönüşüyor.

Ayrıca ülkemizdeki kadın-erkek ilişkileri buna çok müsait. Erkekler kadınlara karşı belli davranış pratiklerini uygulamak konusunda şartlanmış halde. Haliyle ortama yeni gelen bir kadın genel olarak kendisine erkeklerin kabalık edemeyeceğini, kadınların ise böyle bir kaygısının olmadığının farkında. Haliyle ortama alışırken ters tepki almayacağı yerde kalmak istiyor, burayı daha güvenli buluyor. Normal bir şey bu bence.
0
akhenaten
(07.01.22)
(15)

ilişki sorunları

bbb_1
Selamlar bir önceki duyurumda kız arkadaşımla sıkıntılı durumumuzdan bahsetmiştim. Genelde ayrıl denmiş, ancak ben gerçekten ondan uzak kalamıyorum.Onsuz bir şeyden keyif alamıyorum gibi.Her neyse, Geçenlerde ortak bir arkadaşımız bizi konsere çağırdı. Ben o gün için iş yoğunluğum olduğunu bu nedenl
Selamlar bir önceki duyurumda kız arkadaşımla sıkıntılı durumumuzdan bahsetmiştim. Genelde ayrıl denmiş, ancak ben gerçekten ondan uzak kalamıyorum.
Onsuz bir şeyden keyif alamıyorum gibi.
Her neyse, Geçenlerde ortak bir arkadaşımız bizi konsere çağırdı. Ben o gün için iş yoğunluğum olduğunu bu nedenle katılamayacağımızı söyledim. Sonra kız arkadaşıma , bu aralar çok yoğunluğum var biz sonra başka bir konsere yine gideriz bana 1 ay müsaade et dedim. Neyse bugün buluştuğumuzda tutturdu ben gitmek istiyorum diye ve bizim arkadaş grubu ile gitmek istediğini söyledi ben de kabul ettim. Sizce başta ben onu engellemeye çalışarak hata mı yaptım ya da o benim durumuma karşın anlayışsızlık mı yaptı?
Bir de ikinci sorum şu ki kendisi dış görünüşüne aşırı derecede özen gösteriyor. Saatlerce makyaj yapıp kıyafet deneyebilir. Veya bir önceki gün çok yemek yediği için bir gün aç durabilir. Ancak benim dış görüntüm konusunda hiçbir rahatsızlığı yok .daha önce saç ektirmiştim ve şu an eskiye göre durum iyi. Ancak doktorla iki seans planlamıştık .İkinci seansı yaptıracağım ancak bana hep böyle çok iyi olduğunu ,ektirmeme gerek olmadığını söylüyor.Son zamanlarda baya kilo aldım yaklaşık 10 :( ve kilo vermek istediğimi söylüyorum. Ancak o konuda da , benim hiçbir rahatsızlığım yok gözüme hala aynı geliyorsun canını sıkma diyor. Buna benzer başka durumlar da var. Sizce yapmak istediği ;Beni olduğum gibi kabul edip ,kendisini de olduğu gibi kabullenmem mi?
0
bbb_1
(19.12.21)
önceki duyurunuzu da baz alarak ilişkinizi pek sağlıklı bulmadım ancak başka bir şey söyleyeceğim. saç ektirmek veya kilo vermek istiyorsanız verin, kız arkadaşınızın gözüne hoş görünmek için değil kendiniz için aldığınız kararlar bunlar belli ki. kız arkadaşınız bir gün -olur ya- hayatınızdan çıktığında kendi kararlarınızı zamanında takip etmediğiniz için pişmanlık duyabilirsiniz.
0
south park in kapusonlu uyesi
(19.12.21)
Valla konser konusunda ne konseri olduguna gore degisir olay. Ayda yilda bir gelen bir grup ise gitmek istemesi dogal. Bir daha taa ne zaman gelecekler ya da belki hic gelmeyecekler cunku. Yok her hafta konserleri olan gruplardansa bir anda gitmek istesi tuhaf, ben olsam 'bu konsere bu kadar gitmeyi neden istiyorsun?' diye sorardim.

Kilo olayindaki yorumu ise bence yalan ancak oyle yalan soylemesini de anlayabiliyorum. Ne bileyim burda bile kilo alma konusunda ':(' su smile i kullandigina gore gercek hayatta surekli bir kilo konusunda 'off kilo aldim' diye diye dolaniyorsundur bence. Hal boyleyken o da stratejik davranip seni teskin etmeye calisiyordur. Direkt 'evet cok kilo aldin, zayiflamalisin' dese bu sefer 'biraz kilo aldim, hemen degistirmeye calisti beni' triplerine girebilirsin diye dusundugu icin yalan soyluyordur bence. Ancak dedigim gibi onun oyle yalan soylemesine de sen zorluyorsun bence. Kilo aldiysan zayiflamak istedigini soylemek yerine git zayiflamaya yonelik hareketler yap.
0
j r r tolkien hayrani
(19.12.21)
siz gitmeyecekseniz de onun gidebilmesi sizi mutlu etmeli basta sadece kendinize gore cevap vermeniz ayip ama sonuc olarak gidecek bu iyi. tutturmasini gerektirmeyecek sekilde gidebilseydi daha iyi olacakti neyi zorladiniz anlamadim. kilo konusunda j j t h+1
0
ala09
(19.12.21)
Senin onsuz bir şeylerden keyif alamaman gibi o da sensiz alamadığı için çağırmış, engellemeye çalışarak hata etmişsin.

Kilo veremeyeceğini düşündüğü için öyle diyor. İkinci seansı da geciktirdin galiba. Yapma. Kaçar.
0
Bruce
(19.12.21)
Kiz arkadasinizin da konsere gitmesini engellemeniz garip bir istek olmus. Yani sizin uzun zamandir beklediginiz bir konser olsa ve iki gun sonra sizinle de gidebilecekken o gun gitmeyi tercih etmesi biraz kalp kirici olabilirdi. Ama X konseri olmadi biz de Y konserine gideriz demek luzumsuz. Pantolon olmadi gomlek verelim gibi.

Bruce'a kilo verme konusunda katiliyorum. Eger yeme bozuklugunuz veya bir mental rahatsizliginiz falan yoksa, kilo aldiginiz barizse ve vermeniz sizin icin saglik veya ozguven sebepleriyle vs daha iyi olacaksa 'kilo vermek istiyorum' diyen insana, 'hadi iyi sanslar' denir. "Yok yok, verme boyle de iyi' gibi seyler genelde karsinizdakinin cesitli sebeplerden yapamayacagini (veya bunu yapmasinin az once dedigim sebeplerden kendisi icin daha yikici olacagini) dusunuyorsaniz soylenir genelde.

Ayrica kilo vermek 'ona guzel gorunmek' icin yapacaginiz bir seyse sonradan 'ben senin icin X yaptim' demenize engel olmak icin de karsi cikiyor olabilir.
0
sopiro
(19.12.21)
Hocam bu duyurunun amaci iyi şeyler duymak mi, yoksa aci gerçekler mi? Ona göre cevap vereceğim.
0
kaptankedi
(19.12.21)
@kaptankedi her şeyi duymaya hazırım hocam . Zaten zor yürüyen bir ilişkim var
0
🌸bbb_1
(19.12.21)
kız arkadaşın senin ve ilişkiniz için hangi emekleri veriyor
0
bir soru sorcam
(19.12.21)
kilo konusunda j r r tolkien hayrani +1
ayrıca göbekli erkek seven kadın da var.
bilemeyiz ama siz moralinizi bozmayın diye öyle konuşuyor da olabilir.
burada "yalan söylüyor" denmesi biraz abartılı.
evet, doğruyu söylemiyordur belki ama bunları söylediğinizde, "evet, kilo ver" dese bu sefer kırılırsınız.
çok anlamsız olur çünkü.
"bu kadın beni beğenmiyor mu? dış görünüşe fazla mı takılıyor?" diye duyuru açarsınız bu sefer.
kız rahatsız olmuyorsa, "benden yana bir şey yok, iyisin işte" diyor size kasılmayın diye.

konser konusunda da siz gidemeyecekseniz o arkadaş grubunuzla gitsin zaten, neden gitmemesi gerekiyor ki?
tanımadığınız insanlarla bilmediğiniz yere gidecek olsa tamam belki bir derece ama ortak arkadaşlarınız çağırmış zaten.
her zaman çıkan bir grup olsa bile, arkadaşları gidiyorken o da gitmek istemiştir.
grup her zaman çıkabilir ama arkadaşları her zaman gitmiyor izlemeye muhtemelen.
eğer zaten kırk yılda bir gelen grupsa, durum iyice saçma olmuş.

size bir ay izin vermesi, ona eşlik edememeniz konusunda olmalı, evden çıkma, arkadaşlarıyla sosyal aktivitelere katılma konusunda değil.
siz gelemiyorsanız, o da çok istiyorsa kendi gider.
sizin işiniz bitince de başka etkinliklere katılırsınız.

bu hata veya anlayışsızlık olacak bir durum değil.
üstelik kendi ortak arkadaşlarınızın olduğu bir aktivite için bile olayı bu kadar didiklemeniz biraz değişik.
aslında çok kontrolcüsünüz ama ya kızdan çekindiğiniz ya da kaybetme korkunuz olduğu için bunu yansıtamıyorsunuz veya ortaya koyamıyorsunuz da, o yüzden böyle içinizde birikiyor gibi geliyor bana.

ilişki böyle her cümleden anlam çıkartılmaya çalışılarak yaşanmaz.
zor yürüyor çünkü yürütmeyi pek bilmiyorsunuz gibi.
kıza sorsak, muhtemelen bu düşüncelerden haberi bile yok, normal bir ilişkisi var zannediyordur.
0
blatta hiberna
(19.12.21)
siz gitmiyorsunuz diye o niye gitmesin ki saçma. çiftlerin her şeyi sürekli beraber yapma olayı bence müthiş itici bi olay. bana kendi başlarına bir şey yapamıyorlarmış, partnerleri olmadan bir hiçlermiş gibi bir düşünce veriyor bu istek. saygım azalıyor.

kilo konusu da gerçekten vereceğinizi düşünmediği için söylenmiş bir şey. erkekler bunu kadınlar göbekli erkek seviyor/kadın sevdi mi gözü tip mip görmez diye kodluyor ama o iş öyle değil. bu kadar salmaya devam ederseniz "bensiz yapamaz" dediğiniz kadın öyle bi sizsiz yapar ki ağzınız açık kalırsınız.
0
erenderk
(19.12.21)
Kilo ve saç ekimi konusunda farklı hislerim var. Bir ihtimal kendi dış görünüşünü bu denli takıntı haline getirmiş birisinin (anlattığınız şekilde takıntı gibi duruyor, olmayabilir siz daha iyi tanıyorsunuz) özgüven problemleri yaşıyor olması ve sizin ondan daha az çekici görünüyor olmanızdan memnuniyet duyuyor olmasını da düşünmek gerekir. Bazı insanlar, çevresindeki insanlar tarafından, birlikte olduğu kişilerin kendilerine göre daha az çekici olarak yorumlanmasını güven verici buluyor. Bu kendi özgüven eksiklikleriyle alakalı olabileceği gibi, narsisist bir dürtüyle de böyle olabiliyor. Hiçbir açıdan sağlıklı bir durum değil tabi ki.

Burada önemli olan şey şu, sevgiliniz siz kilo verirken ya da saç ektirirken; yani genel anlamda dış görünüşünüz için efor harcarken sözleriyle sizi yatıştırmak adı altında her zaman yürüdüğünüz yolun önünü kapamaya çalışıyor mu? Yoksa gerçekten istediğinizi anladığı şeyler için sizi teşvik de ediyor mu içten bir şekilde? Bu desteği hissediyor musunuz hayatınızda?

Bana genel anlamda sevgiliniz sizi kendisinden üstün görüyor ve sizin görünüşünüzden kısarak bir şekilde kafasında durumu eşitlemeye çalışıyor gibi geldi.

edit: şimdi diğer sorunuza da baktım ve evet, bence kız arkadaşınızla ilişkinizi sürdürmek istiyorsanız onun kendisini ekstra bir şey yapmadan da yeterli hissetmesi için uzun ve zaman içerisinde oturacak bir uğraş vermeniz gerekecek.

siz de kız arkadaşınızın dış görünüşünü beğendiğinizi iki seferdir vurgulamışsınız, eğer dış görünüşü çok fazla önemsediğinizi ona da belli ediyorsanız onun güzellik takıntısını çok daha yüksek bir boyuta ulaşacak şekilde tetikliyor olmanız çok olası geldi bana. bir insana iltifat etmek güzel bir şey, insan kendisini güzel hissetmek ister; ancak güzelliğe olan ilginizi sık sık dile getirmek iltifattan farklı bir şey ve insanı yarışta gibi hissettirir.
0
akhenaten
(19.12.21)
konsere gitmek istiyorsa gitsin, her etkinliğe beraber katılacaksınız diye bir kural yok.

kilo konusunda ben nedense pek iyimser düşünemedim. iki ayrı tanıdığım kadının erkek arkadaşları obezdi. ikisinde de erkekler kilo vermeye çalıştıkça kadınlar engel oluyordu. dış görünüşü geçtim sağlık için bile kilo vermeleri gerekirken bu şekilde davranmaları şaşırtıcı gelmişti. sonra iki kadının da kendi ağızlarından erkek arkadaşlarını başkalarına kaptırmak istemediklerini, obez olmalarının işlerine geldiğini duydum. bahsettiğim iki çift de 20lerin başındaydı.

tabii sizin durumunuzda sevgiliniz sizi üzmek istemiyor olabilir, kelleri daha çekici buluyor olabilir. bilmek zor.

son olarak, önceki duyurunuzu da okuduğum için dayanamayıp savcı pars gibi olaya dalayım, aşk dediğin kaç mevsim sürer de böyle yoruyorsunuz kendinizi
0
asteriks
(19.12.21)
önceki duyuruda hanımefendiyi bir parça dengesiz resmetmiştiniz, bu duyuruyla birlikte biraz yerine oturdu. siz de dengesizsiniz. böyle böyle birbirinizi yıpratacaksınız gibi duruyor.

diğer arkadaşların dediği gibi; 'evet kilo versen iyi olur' dese —aha beni olduğum gibi beğenmiyor mu/beni değiştirmeye çalışıyor! —diye duyuru açmanız da çok olasıydı.

neden siz kendiniz olmayı seçmiyorsunuz? kilo vermek istiyorsanız verin. vermeyecekseniz, halinizden memnun ve kendinizi beğeniyorsanız vermeyin? veresiniz varsa niye soruyorsunuz? siz kilo vermek için adımlar attığınızda zaten sizi destekleyecektir. yok desteklemiyor da köstek oluyorsa o zaman bir problem var demektir. onu da ayrıca değerlendirmek gerekir.

sizin tavrınızda şöyle bir şey var: "bu kadın olmadan ne yaparım ben? o zaman tam onun istediği gibi olayım, onu kaybetmeyeyim."

böyle ilişki olmaz. bu şekilde davranmaya devam ederseniz kesinlikle kaybedeceksiniz.

siz siz olacaksınız, parteriniz de kendisi olacak ondan sonra daha açık iletişim kurup, burada sorduğunuz soruları kendi aranızda konuşacaksınız. karşılıklı olarak niyetlerinizi bileceksiniz, ve belki buna göre kendinizden taviz vereceğiniz hususlar olacak, belki de olmayacak.
0
kaptankedi
(19.12.21)
Ilk duyurunuzu az once gormustum oraya yazacaktim ama giris yapinca bu yeni soruyu gordum buraya yazayim.

bu kiz sizin icin bariz "manic pixie dream girl" olmus. sonunda kizi degistirmeye calisacaksiniz ve o arada bir evlilik olmussa kiza yazik olacak cunku ya degistirmeye calisacaksiniz elinizde harab olacak veya ayrilacaksiniz.

kendim maalesef hep iliskilerinde bir manic pixie dream girl olan biri olarak yapmayin diyorum. seviyorsaniz degistirmeden sevin. bahsettiginiz seylerden hicbiri kotu degil kiz hakkinda sadece siz ona uyumlu degilsiniz. uymak da istemiyorsunuz icinizdeki onu degistirme duygusu hic bitmiyor cunku.

kiza yazik.
0
2oda1salon
(21.12.21)
Arkadaşlar kilo vermemi direkt kendisi istemiyor . Şöyle ki spora yazıldım ve spora gittiğimde , arayıp kiminle spor yapıyorsun , güzel kızlar var mı vs diyor. Gel hadi eve artık diyor .
Kendisi asla yemez ama akşam otururken Mısır patlatıyor , cips getiriyor . Ben yemeyim şimdi boş ver getirme dediğimde ye ya üç günlük dünya diyor :)
0
🌸bbb_1
(22.12.21)
(4)

Star Trek nasıl izlenmeli?

prole
Amazon Prime Videos'ta Star Trek var ama filmi de dizisi de var, bir sürü Star Trek var. Bu dizinin sırası nedir?
Amazon Prime Videos'ta Star Trek var ama filmi de dizisi de var, bir sürü Star Trek var. Bu dizinin sırası nedir?
0
prole
(15.11.21)
limonlu eksi
(16.11.21)
en.wikipedia.org

burada bütün filmleri ve dizilerine dair bilgi var. tarihlerine göre sıralı olarak görebilirsiniz.

ben filmlerden sadece reboot olan son 3 filmini izledim. dizi olarak da netflixdeki star trek: discovery'yi izlemeyi düşünüyorum.
0
booty hunter
(16.11.21)
Star Trek'e en eski seriden baslamak sikinti olabilir. Ben gercek Star Trek tadi icin yukarida belirtilen siraya uymayi ama once The Next Generation'dan baslayip ilginizi cekerse orjinal seriye donmeyi oneriyorum.
0
cleric
(16.11.21)
asil sira TOS, animated, TNG diye gidiyor.

Gercekten bilimkurgu asigi degilseniz TOS'dan baslamayi onermem. Star Trek evrenine girisin en uygun alani, hem o TOS vari lalaland de yasiyoruz hissini veriyor cok utpik hem de evrenin karanlik tum yonlerini, butun filozofik dusunceleri aliyorsunuz.

Oradan en az 1 sezon izleyip bir asinalik kapinca TOS'a donerek, animated series dahil filmlerle TNG'nin diger sezonlarinin sirasiyla izlemeye gecmenizi oneririm.

Voyager benim TNGden sonra en sevdigim dizi. O yuzden Deep Space Nine yerine oraya atlamanizi duygusal sebeplerle isterim :) Fakat bence Voyager'i DS9'dan once izlemek ayni zamanda DS9'nin gorece daha karanlik dunyasina geciste bir kopru gorevi gorur.

Bunlari bitirdikten sonra Nutreklere, kelvin timelinelara falan gecis yapilabilir.

Lower Decks ise butun seri ve filmleri bitirmeden hic izlemeye girismemeniz gereken bir dizi. Bastan asagi referans dolu. Onu bu kadar guzel yapan da bu zaten:)
0
2oda1salon
(16.11.21)
(3)

Yazlığı Airbnb’ye vermek mantıklı mı?

hadi ya la
Kuşadası sahil sitelerinde yazlığımız var fakat ailem tüm yazı orada geçirmiyor, haliyle yılın çok büyük bölümünde ev boş oluyor.19 haneli, birbirine bakan müstakil evlerden oluşan havuzlu bir sitede yer alıyor. Bu işin yasal durumu ve uygulanabilirliği nedir, bunu yapmak mantıklı mı?
Kuşadası sahil sitelerinde yazlığımız var fakat ailem tüm yazı orada geçirmiyor, haliyle yılın çok büyük bölümünde ev boş oluyor.

19 haneli, birbirine bakan müstakil evlerden oluşan havuzlu bir sitede yer alıyor. Bu işin yasal durumu ve uygulanabilirliği nedir, bunu yapmak mantıklı mı?
0
hadi ya la
(15.11.21)
mantıklı, yazın günlük 500-1000 tl arasına verilebilir. baya para getirir.
0
jelly bear
(15.11.21)
Mantıklı ama biraz uğraştırıcı olabiliyor.

Airbnb'dense komşu veya tanıdıkların çevresinden birilerine kiralamak daha mantıklı.
0
nickini vermek istemeyen uye
(15.11.21)
airbnb kullanicisi ilgi ister alaka ister. kim evi temizleyecek, kim arkalarini toparlayacak bunlari dusunun.
0
2oda1salon
(16.11.21)
(16)

ebeveyn olmaktan mutlu olan ebeveyn gördünüz mü hiç?

erenderk
lafta değil, gerçekten mutlu olmaktan bahsediyorum. eylemlerinde ve sözlerinde o mutluluğu hissettirenlerden. ben hiç görmedim. varsa yoksa dert şikayet duyuyorum çevremdeki (ve bazen buradaki) ebeveynlerden. böyle deyince de "ama yok cidden çocuk başka bi şey. tabii ki çok seviyoruz." vs diyorlar.
lafta değil, gerçekten mutlu olmaktan bahsediyorum. eylemlerinde ve sözlerinde o mutluluğu hissettirenlerden.

ben hiç görmedim. varsa yoksa dert şikayet duyuyorum çevremdeki (ve bazen buradaki) ebeveynlerden. böyle deyince de "ama yok cidden çocuk başka bi şey. tabii ki çok seviyoruz." vs diyorlar. illa ki seviyorlardır da (ki zaten sanki başka şansları mı var? mecburen sevecek, sevmese ya da sevmiyorum dese ne değişecek ki, tabii ki "seviyorum, özünde süper bi şey" falan diyecek), iş sosyal hayata ve diyaloglarına yansımalara gelince ağızlarından bi tane olumlu laf duymuyorum çocuklarına ilişkin. çocuklardan kaynaklı yapmak zorunda oldukları işlerden bıkkın bi havayla bahsediyorlar hep. sanki gizli gizli "çocuğunuz olduğunu veya bu kararınızı hatırlamayacaksınız, çocuğunuz da acı çekmeyecek, çocuğunuz olmadan önceki hayatınıza geri dönmek ister misiniz?" bu soruyu sorsak hepsi evet dermiş gibi geliyor. evet demeseler bile bi düşünürler kesin.

acaba ebeveynlik çok kötü bi şey mi?
0
erenderk
(09.11.21)
Çok kötü bir şey değil ama çok zor bir şey.
(5.5 senelik anneyim)
İlk 3 sene sorsan çocuktan önceki hayatıma geri dönmek isterdim ama şu anda o kadar çok istemiyorum. Büyüdükçe olay zevkli olmaya başladı ama hala çok zor
0
sta
(09.11.21)
Annem. Annelerde değil de babalarda hep bir şikayet, nazlanma oluyor bence. Herkes baba olmasın.
0
Josephine.
(09.11.21)
Valla boyle surekli olarak mutlu ya da mutsuz olacaklar diye bir olay yok ki. Mutlulugu da yasamislardir, mutsuzlugu da. Mesela ben universiteye ilk yerlestigimde deli gibi sevinmistim cunku benim icin bir hedefti. Ama universite acildiginda ve sabahin korunde kalkmak zorunda kaldigimda surekli sovdum. Derslere calisirken mutsuz oldum ancak sabahlara kadar batak attigimda mutluydum. Ayni sekilde sinavlardan dusuk not aldigimda mutsuz oldum ancak iyi not aldigimda mutlu oldum.

Yani demem o ki ebeveynlik de bunun gibi bisey. Oyle dogrusal ve sabit bir cizgide ilerlemez olay. Mutlu olduklari zaman da olur mutsuz olduklari zaman da cunku zorlugu da var bisekilde sana getirecegi faydasi da var. Misal benimkiler su an mutlu ancak benim kucuklugumde yani surekli benle ugrasmak zorunda olduklari zaman diliminde bu kadar mutlu olduklarini da sanmiyorum. Bu da oldukca normal.
0
j r r tolkien hayrani
(09.11.21)
www.youtube.com


gördüm, üç dünya güzeli evlatları var. sanki "profesyonel" ebeveynler :) öyle mutlular yani ebeveyn olmaktan, insan yetiştirmekten. tüma aile hep musmutlu var olsunlar.

sorunuzun cevabı çok kültürel bişe bence. insanlar ayıp olmasın diye yani mecbur hissettiklerinden evleniyor veya meslek seçiyor veya çocuk yapıyor buralarda.

bir de dizi tavsiyesi: workin' moms
0
rewlack
(09.11.21)
Genç yaşta anne olan birilerinden çocuklarıyla birlikte olgunlaştıklarını ve iyi ki dediklerini duyuyorum sık sık. Tabii ki geceleri uykusuz kalmak, her yerin bebek boku ve kusmuğu olması, büyürken masrafların artıp o bok kokusuna bile hasret bırakması, ergenliğiydi falan derken ebeveyn şikayet edebilir. Ama anne baba birbirini seviyosa o zaman çocukla da mutluluk artıyodur gibi. Böyle sevgi pıtırcığı bi çift var tanıdığım, çocuğa baya “aşkımızın meyvesi” bakışı atıp birbirlerine sırıtıyolar.

Kısacası babayı bilmem de anne için sevgi fiks, şikayetler filan da öyle muhabbet konusu gibi.
0
kulaktan dolma biber
(09.11.21)
Kendi ailem ve akrabalarım çok mutlu. Çocukları olarak öyle müthiş insanlar değiliz belki ama hep karşılıklı sevgi ve saygı içinde büyüdük, böyle gidiyoruz.
0
hadi ya la
(09.11.21)
Kötü değil kesinlikle ama zor. Ve zor olanı daha da zorlaştıran bir kültürümüz var. İsteyerek çocuk sahibi oldum ama çocuk doğurmak için yaşamadım ve evlenmedim. Yani kişi istemiyorsa çocuksuz da olur. Çocuk olunca hayatın ona ait oluyor, onun müsade ettiği ölçüde diğer rollerini oynayabiliyorsun hayatta. Yani benim için böyle, çocuğuna güvenilir bir bakımveren bulup diğer rollerini de eksiksiz yerine getiren vardır mutlaka. Bir ebeveyne çocuğu belli yaşa gelene kadar ne yapıyorsun diye sorsalar alacakları cevap hep çocuk etrafında döner. Tabii ki yakınma da işin içine giriyor, çünkü çocuk büyütürken zorlanmayan yok.

Ama tüm bunların yanında saksıdaki çiçeğe su verip açtığını görmek bile mutlulukken bir canlının büyümesini, kendine ait bir kişiliğe sahip olmasını, öğrenmesini, konuşmasını, dünyaya karşı çektiği yabancılığı ve alışmasını görmek bir mucize gibi. Bazen eski hayatımı çok özlüyorum, hatta depresyonda olduğum için normal anne babalardan daha çok özlüyor bile olabilirim ama çocuksuz zamanlarıma dönmeyi istemem. Anne olmak elzem değil, ama imkan ve sorumluluk bilinci varsa yaşanmasını tavsiye edebileceğim bir hayat deneyimi.
0
curukturpkokusu
(10.11.21)
uyku düzenleri olsa çok zor değil. onlarla iletişim kurmak onları eğitmek öğretmek çok zevkli. ama geceleri uyanmasınlar ne olur :)
0
xrated
(10.11.21)
ben mutluyum. çok isteyerek anne oldum. büyüdükçe daha bir çok seviyorum. ama tek başıma bakıyorum ve çok zorlanıyorum. gece 7-8 kez uyanıyor (1.5 yaşında), tüm gün aşırı enerjik ve devamlı ilgi gerektiriyor ve kendime ait 5 dk bile bulamayabiliyorum gün içinde. büyüdükçe kolaylaşacak diye umut ediyorum.
0
deartheodosia
(10.11.21)
Ben asıl ana baba olup bundan mutsuz olduğunu kendine itiraf eden görmedim. Konya'nın bir köyünde yaşayan homoseksüel olan bir amcanın asla bunu kabul etmemesi gibi bişey bu, sadece kendi başına kaldığında zaman zaman aklına gelen ama bununla yüzleşmeyip "yok yaa olur mu öyle şey heteroyum tabii ki, yok ya olur mu öyle şey mutluyum evladım olduğu için tabii ki" demesi gibi bişey. Artık çocuk var ve mutsuz olmak bişeyi değiştirmiyor, haliyle mutlu kısımlara odaklanmak zorundasın. Çünkü çok büyük "günah/kabahat" ikisi de.
0
Bruce
(10.11.21)
ebeveynlik insanı geliştiren birşey. ben de anneliğimin ilk 2,5-3 yılında şikayet ediyordum herşeyden. şuursuzmuşum. attachment parenting ekolünden kitaplar okumaya başladıktan sonra çocuklarıma saygı duymaya başladım. zaten hep seviyordum ama bir tık boyut atladık, artık onlarla iletişim kurmak keyifli hale geldi. ne düşündüklerini öğrenmek için her fırsatı değerlendirmeye çalışıyorum, çocukları geçiştirmiyorum. bazen çileden çıktığım oluyor ama onlara büyük tepkiler vermemeye çalışıyorum. çünkü ben daha relax olunca sorunlar daha kolay çözülüyor, tekrar mutlu moda daha kolay geçiliyor. bunları zamanla kendim öğrendim, çünkü büyüdüğüm aile hiç böyle değildi.

şikayet bizim toplumda bir kültür haline gelmiş, insanlar birbirinden görüp muhabbete dahil olabilmek için şikayet ediyorlar bence. sorunlarıyla gerçekten baş edemedikleri için değil. okul kapısında beklerken ailelerin çocukları hakkında şikayetlerini dinlerken üzülüyorum gerçekten, ya bu çocukların hiç mi iyi özellikleri yok diyesim geliyor, ki bazı eleştirileri çocuklar da duyuyor. o ortamda susuyorum, aksi birşey söyleyip ukala veya aşırı kitabi (yapay) ebeveynlik yapan biri gibi anlaşılmamak için.. okul kapısıdaki muhabbete en basit örnek şu olabilir, diyelim ki çocuk o gün iyi birşey yapmış, öğretmen iltifat ediyor ve takdirini veliye söylüyor. velinin cevabı aman yok evde hiç öyle değildir bla bla şeklinde.. hiçbirşey yapamıyorsan teşekkür et geç yani.. neyse. ebeveynliğin öğrenilmesi gerektiğinin kendim biraz gecikmeyle farkına vardım, çabalıyorum, umarım herkes de farkına varır. insan hayatı çok kıymetli çünkü.
0
evanka
(10.11.21)
www.instagram.com

faydalı bilgi
0
bir soru sorcam
(10.11.21)
@evanka +1, şikayet kültür haline gelmiş. bunun yanı sıra, bunu bir markanın ekşi başlığına girip sadece olumsuz yorumsuz okumaya da benzetiyorum. insanlar olumsuzluklar üzerinden bağ kurup sosyalleşmeye meyilli. bir de hazır olmadan ezbere çocuk yapanlar var, kaynım ve eltim bebekleri olduğunda sürekli "ay gezin gezin, çocuk olduğunda hiçbir yere gidilmiyor" şeklinde konuşup, şikayet ediyorlardı. gezmeyi seven insanlar ama daha yaşadıkları yerin 3 saatlik araba mesafesinden çıkmadan çocuk yaptılar. bana bu şekilde sürekli şikayet edilmesi çok itici geliyor. iş yerindekilerin de kendilerine acındırıp işten kaytarmak için özellikle şikayet ettiklerini düşünüyorum :)

bunu çocuk bekleyen insanlara da çok yapıyorlar bu arada. "bol bol uyu birkaç ay sonra uyuyamayacaksın" gibi bir sürü laf. yani bunları düşünüp göze almadan çocuk yapmaya karar vermiyordur herhalde kimse? olgun insanların bu davranışın tam aksini gösteriyorlar mesela, olumlu deneyimlerinden bahsediyorlar hamilelik haberini aldıklarında.
0
gmzo
(10.11.21)
tam olarak Bruce +1

çevremde aşırı isteyerek falan çocuk yapan tanıdığım tek bir kişi var, o da mutlu.
gerçi mutluluk da göreceli, çocuktan başka bir hayatı yok.
ama onun dışında herkes "evliyiz, işte çocuk yapmak lazım" falan kafasıyla çocuk yaptığı, hatta "evlenme yaşı geldi" falan diye evlenmiş olmak için evlendiği için hepsi mutsuzluktan dökülüyor.
işin kötüsü, bu "hâli" evli olmanın normu olarak görüyorlar.

çoğunun hayat düzeni, ekonomik durumu falan da bozuldu, pek kaldıramadılar çocuğu.
mutlu olmamalarının getirdiği vicdan azabını da çocuğa sınır koymayarak, anlamsızca üstüne düşerek falan kapatmaya çalışıyorlar.

ebeveynlik kötü değil, sadece herkes ebeveyn olmaya hazır olmayabiliyor.
hayatın akışında öylesine değil, "istiyorum bunu artık" diye yapılacak bir şey.
en azından bu devirde artık öyle oldu.
0
blatta hiberna
(10.11.21)
gizli gizli degil, zamani geri dondurmek mumkun olsa evet son 6 seneyi geri alalim derim. hep diyorum. hatta sasirdim burada gorunce.

bu cocuguma en iyi anne olma cabami degistirmiyor. icimde bir canavar yok.
0
2oda1salon
(10.11.21)
çok gördüm.
annelliğin ne olduğunu bilsem anne olmak istemezdim diyeni de gördüm.
ama zamanı geri almak isterdim diyen az, yine de herşeye değer diyenin oranı daha çok.
hepsinin deneyimine sonsuz saygım var.
0
hopp
(12.11.21)
(41)

Türk olmaktan gurur duyuyor musunuz?

but that was just a dream
Evet/hayırNeden?Yaşınız?
Evet/hayır
Neden?
Yaşınız?
0
but that was just a dream
(27.10.21)
Hayır 21
0
owaki
(27.10.21)
evet, 28
0
wishmaythşngs
(27.10.21)
Hayır çünkü bir insanın kendisinin seçmediği milliyet, doğum yeri vs. şeylerle gurur duyabilmek bana göre dünyanın en saçma şeylerinden biri.
28 yaşındayım.
0
ms brownstone
(27.10.21)
Ms brownstone +1

Benim kendim cabalayip yaptığım ya da secimlerim sonrasında olan bir olay değil.
0
logisticsmanager
(27.10.21)
Yoo.
37.
0
kobuzchu kiz
(27.10.21)
Hayır, 32
0
matilda
(27.10.21)
hayır.
neden duyayım ki her ulus kendince özeldir.
33
0
sizofren06
(27.10.21)
Evet
Çünkü kimliğinin bir parçası ve kendimle barışık bir insanım. Kürt olsam Kürtlüğümle, Ermeni olsam ermeniliğimle gurur duyardım.
28
0
sckxyss
(27.10.21)
Hayır, 23.
0
izza
(27.10.21)
Evet,
sonuçta benim karakterimi, davranıslarımı sekillendiren birsey.
farklı milliyetten de olsam gurur duymama gibi bir düsüncem olmazdı, sadece önemsiz oldugunu düsünüyorsam gurur duymuyorum önemsiz vs. derdim, herseyi dört dörtlük bir millet oldugunu düsünmüyorum.
30
0
durgunfoton
(27.10.21)
evet, duyuyorum.

geçmişinden ve coğrafyasından dolayı (son 100 yıllık tarihten bahsetmiyorum bu arada)

36 yaşındayım/sanat tarihçisiyim
0
love and trust
(27.10.21)
Hayır.
Seçemediğimiz, random gelen şeyler için gurur duymak mantıklı değil de ondan.
24
0
candide
(27.10.21)
George Carlin'in bununla ilgili çok güzel bir konuşması vardı gösterisinin birinde. Linkini aşağıya bırakıyorum. 5:10'dan sonra başlıyor.

www.youtube.com

Cevaplarım;

- Hayır
- Tesadüflerle gurur duyulmaz, mutlu olunur. Mutluluğa değinmeyeceğim.
- 30
0
desdenova34
(27.10.21)
bazı arkadaşlar kişisel bir tarafı olmadığına değinmiş. ona ek bir de, kesinlik de yok. türk olmak. nedir türk olmak? öyle çat diye herkesin aynı şeyi söylediği bir tanımı yok ki. kimi diyecek 5000 yıldır var olan köklü blah blah, öbürü islamla harmanlayacak vs. aynı şey diğer milliyetler için de geçerli. ingiliz olmak. nedir ingiliz olmak? İngilizce konuşmak mı, anne babanın ingiliz olması mı, ingiltere'de doğmak veya yaşamak mı? hepsi mi? ya da kendini ingiliz hisseden herkes ingiliz mi? ne var yani bu türk olmanın içinde? tam da içini doldururken çok şey değiştiği için hayali topluluklar olmaktan öte gitmiyor ve övünecek veya gurur duyulacak bi şey kalmıyor bence. türklük deyince aklıma hep olumsuz şeyler geliyor mesela şu an benim. sorumsuzluk, din simsarlığı, ahlaksızlık vs geliyor valla, çünkü hep böyleleri bu tanımları kullanıyorlar işlerine göre. ama cumhuriyet kurulurken verilen bağımsızlık mücadelesini, kimseye boyun eğmemiş insanlar topluluğunu düşününce güzel bir his de doğuyor. zamana göre de çok değişiyor yani. kendimi böyle açıklama ihtiyacı duymadan evet gurur duyuyorum diyebileceğim çok nadir şey var. örneğin, ailem. onları da kendim seçmedim ama oldukları insan olmaları bile gurur veriyor bana. ne güzel, iyi kalpli, masum insanların çocuğuyum diyorum mesela. yani daha çok şanslı hissetmek gibi. aynı şeyi bu "milletin" üyeleri için söylemiyorum, söyleyemiyorum. neyse çok uzattım ama eğer içini kesin bir şekilde güzel şeylerle doldurabilseydik gurur duyuyorum diyebilirdim sanırım ailem gibi görebilseydim. yine de bu milliyetçilikten değil de ya ne güzel, akıllı, ahlaklı insanlarla bu hayatı/vatanı paylaşıyoruz diyebildiğim için olurdu. yine şanslı hissetmek gibi bir hisle işte. /28
0
erenderk
(27.10.21)
gurur duymak değil ama türk olmaktan memnunum. türk halkının yaptığı yanlış politik tercihlere, ülkenin geldiği duruma öfkelensem de türk olmayı seviyorum. milliyetçi biri de asla değilim.
0
epleindebisous
(27.10.21)
Hayır,31, çünkü herhangi bir milliyete sahip olmak seçim hakkına bağlı olmadığı için gurur duyulacak bir şey değildir.
0
mimetorg
(27.10.21)
31 yaşındayım. evet gurur duyuyorum, uzun ve ihtişamlı bir tarihin parçası olmak hoşuma gidiyor. yunan, iranlı, rus ya da çinli falan olsaydım da muhtemelen yine gurur duyardım.
0
roket adam
(27.10.21)
Hayır ama mesela Fransızların İngilizlerin milletleriyle gurur duymalarını anlayabiliyorum. Felsefeyi, yönetim biçimlerini, makineleşmeyi falan geliştirip dünyaya yön vermişler gurur duyabilirler biz şu an bir şey üreten konumda değiliz. 31
0
nhk ni youkosu
(27.10.21)
Evet. Çünkü atam yunan'ı denize dökmüş. Hehe

bu arada;

sckxyss +1

erenderk +1

29
0
ceketimi alip cikcam
(27.10.21)
bana göre doğuştan gelen şeyler için yani kendimizin seçme şansı olmayan şeyler için gurur duyulmaz. ancak şükür edilebilir.
0
gameofannen
(27.10.21)
Evet.

Türk milleti bağımsızlık için, vatan için canını çokça kez feda etmiş. Bu bana göre çok karakterli ve saygı duyulacak bir hareket. Bunu yapan başka milletleri de takdir ederim.

28 yaşındayım.
0
dissendium
(27.10.21)
Gencken buradaki pek coklari gibi secmedigim seyle gurur duyamam derdim. Fakat baska bir kulturle hasir nesir olunca gurur duyulabilecegini anladim. Yani ben yari Turk yari Zazayim, Turkiye'li olmaktan gurur duyuyorum tum cografyasiyla. Bu bos politik bir inanc degil. Aksine Turkiye insaninin kalitesini karsilastirma yaparak bulmakla alakali. En basta caliskan bir milletiz bu bile bir gurur kaynagi. Caliskanlik da illa super ekonomi ile issizlik, calisan profili ile alakali degil. Annenizin esinizin her kis basi 3-5 kilo salca, bir kac kavanoz tursu yapmaya calismasi, o gida saklama kulturu de giriyor bunun icine, temizlik kulturumuzde.

Evet, 40.
0
2oda1salon
(27.10.21)
Evet,
Yurtdisina gelmeden once boyle bir farkindaligim yoktu, hiçbir seyi olmayan milletler burnundan kil aldirmiyor ya da alman arkadaslarim ikinci dunya savasi ile ilgili birsey sorunca triplere giriyor sanki hakaret ediyormusum gibi. Oysa yunan, sirp arkadaslarimla konusabiliyorum.
Bazi arkadaslarimin kolyeleri var, mesela ulke haritasi degil de atiyorum, ege bolgesi seklinde italyanlarda gordum daha cok.
Bizim problemlerimiz var o ayri.
Milliyetle gurur duymak bos is ama boyle birsey var ve biz bu konuda ezilecek, gurur duymayacak bir millet degiliz.
32
0
spherical
(27.10.21)
Hayir zira bunun icin bir caba gostermedim. Gurur duyulacak bi olay degil

38
0
thesomberlain
(27.10.21)
hayır
25
0
kornisch
(27.10.21)
32.

evetle hayır arasında gidiyorum. başımızdaki islamistler olmasaydı iç rahatlığıyla evet diyebilirdim.
0
false pretension
(27.10.21)
gurur da duymuyorum mutlu da değilim buna karşılık yerinmiyorum ve mutsuz da değilim.

ms brownstone +1

28
0
rahip janick
(27.10.21)
Hayır,

Türk kısmını değiştir yine sonuç değişmez. olayın Türk olmakla ilgisi yok. Sadece milliyet gurur duyulacak bişey değil. Çünkü senin yaptığın bişey yok. Doğuyorsun ve doğduğun toplumun bir parçası oluyorsun. bitti. gurur duymalık durum nerede? yok. Farklı milletlerden insanların olduğu bir ortamda Türk olduğumu söylemekten utanır mıyım? utanmam. Çünkü utanılacak bir durumda yok.

38
0
draconas
(27.10.21)
Valla @brownstone u goruyor ve arttiriyorum. Secim imkanin olsa bile sacma. Mesela simdi sorsalar cogu kisi en zengin ya da refah seviyesi en yuksek ulkeleri secer, bu secimden sonra niye 'X ulkesindenim' diye gurur duyar ki insan? Hani isin kisisel ozellik olayini falan gectim direkt bisekilde hazira konmak oluyor bu. Yani atiyorum X ulkesi binlerce yil suren tarihi/kulturu sonucunda 'X gibi olma' tarzinda bir stereotipi kazanmissa sadece secim yaptin diye sen niye direkt gururlanasin ki? Senin o olaya bir katkin olmamis.

Kisaca basta dedigim gibi secim olsa bile sacma. Dolayisiyla cevabim hayir.
30.
0
j r r tolkien hayrani
(27.10.21)
bir insanın gurur duyacağı bir hüneri yoksa milliyetiyle gurur duyar. ülkenin geçmişine, tarihsel insanlarına saygı duyuyorum tabi ama ülkeden dolayı gurur duyması komik.

35
0
kanasla intihar eden adam
(27.10.21)
Evet
Gurur duyacağım bir çok hunerim var ama buna rağmen ülkemi seviyorum. Çünkü benim ülkem tüm ülkelerden daha güzel, tarihim daha şanlı, insanım daha sıcak.
40E
0
etna
(27.10.21)
Hayır.
Eskiden savaşçılık işe yarıyormuş bu yüzden başarılarımız olsa da sağlam bir medeniyet kuramamışız. Savaş işi teknolojiye dayanınca gümlemişiz zaten.
0
vizivozo
(27.10.21)
Evet, 23
0
Josephine.
(27.10.21)
Evet çünkü sckxyss nedenini söylemiş.

30.
0
amateur
(27.10.21)
Tamamen tesaduf eseri olan bir seyden gurur duymak ya da utanc duymak bana sacma geliyor. Sans eseri turk doğmuşum. Dolayısıyla duymuyordum.
33
0
stavro
(28.10.21)
hayir
kendim secmedigim bir sey icin neden gurur duyayim. sadece ataturk atam oldugu icin gurur duyuyorum
29
0
nibba
(28.10.21)
evet çünkü kimliğimin ve geçmişimin bir parçası.
dissendium'a katılıyorum.
burada doğmak tesadüf olabilir ama dedelerimiz bu ülke için savaşmış.
kendi adıma konuşmam gerekirse, iki tane dedem var savaşmış olan.
bazı şeyleri kendimiz kazanmış, (son yıllarda olduğu gibi de) kendimiz kaybetmişiz.

gavur okulu diye tabir edilen okullardan birini bitirdim.
o zaman da aynı şeyi düşünürdüm, sonradan bütün dünyadan insanlarla çalıştığım bir işim oldu, yine aynı şeyi düşünüyorum.
özendiğimiz ülkeler toplumsal olarak bilim, medeniyet vb. konularında çok ileride olsalar da, halklarının bireysel anlamda kendi toplumlarıyla aynı düzeyde olmadığını düşünüyorum.

bunun sebepleri elbette tartışılır ve ülkeye göre bakış açıları elbette değişebilir ama en azından mücadele etmiş ve özgürlüğünü kazanmış birilerinin evladı olmak bana gurur veriyor.

üstelik, tarihte iyi ya da kötü, mücadelesi olan ya da olmayan her millet/ulus/ülke, sadece göçmenlerden oluşsa bile kendi ülkesiyle ve o ülkenin vatandaşı olmakla gurur duyarken, bizim bunu bu kadar hafife almamızın talihsiz bir durum olduğunu düşünüyorum.

36
0
blatta hiberna
(28.10.21)
hayır, gururluk bir durum yok bence de. sadece mutluyum ve kimliğimle barışığım diyebilirim.

yurtdışında kimliğimi aşağılamaya çalışanlara da ayarı veririm, elinde tesbih, ayağında babet çorabı takılan bi tane bile ziya gökalp eseri okumamış ama türkçü geçinen tiplere de.

27
0
makarnavodka
(28.10.21)
hayır ama bundan utanmam tabi. milliyetim üzerinden bana sataşacak insana karşı kullanacağım malzememin olmasından memnunum.

benim seçmediğim, doğuştan gelen bir özellik benim için gurur vesilesi değil. çalışıp çabalayarak elde ettiğim bir ünvan, eser veya kazançtan gurur duyarım ancak.

31.
0
zgrydn
(28.10.21)
neden gurur duyayım ki?

kendi seçimim olsa gurur duyarım ya da millet olarak acayip işler yapmış/yapıyor olsak yine gurur duyarım.
0
co2s2
(28.10.21)
hayır
çünkü burada doğup büyüsem bile türk değilim; ne etnik, ne kültürel ne de toplumun bir parçası olarak.

dolu dolu türk hissetseydim de gurur duymazdım. içinde bulunduğun kültür, millet, toplum için mutlu ya da mutsuz olmak ayrı, gurur duymak ayrı bir şey bence. mesela ingiliz olsaydım mutlu olurdum ama yine gurur duymazdım.

başka milletleri gördüm bizimki iyiymiş diyenleri anlayabilmekle beraber milliyetle gurur duyma meselesinin milliyetin kendinden gelen bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum. bu arkadaşların tacik olsaydı, sırf milliyetinden gurur duyma fikrinden ötürü tacik olmaktan gurur duymasından bahsediyorum. bu bağlamda bakıp da objektif olmanın mümkün olmadığını, konseptin kendi kendini beslediğini düşünüyorum.
0
Bruce
(28.10.21)
(3)

8 yaş ikinci dil

cakmayazar
Selam gavurlar,Çocuk 4 yaşından beri YouTube sayesinde anadil seviyesinde ing iletişim kuruyor hatta bu yüzden tr geride kaldı. Yabancı çocuklarla ikici dil için ne yapmam lazım. Expat çocuklarına nasıl ulaşırım? Online başkasından ders alsa ucuz yollu nasıl olur? Korece japonca vb gelecek eline ekm
Selam gavurlar,

Çocuk 4 yaşından beri YouTube sayesinde anadil seviyesinde ing iletişim kuruyor hatta bu yüzden tr geride kaldı.
Yabancı çocuklarla ikici dil için ne yapmam lazım. Expat çocuklarına nasıl ulaşırım? Online başkasından ders alsa ucuz yollu nasıl olur? Korece japonca vb gelecek eline ekmek tutabilecek bisey olsun istiyorum.
0
cakmayazar
(21.09.21)
Daha sonra unutmayacagi bir dil gerek. Japonca hocasi gider gitmez unutur. Almanca falan olursa belki Alman okullarina gider ileride.
0
howfaristhesky
(21.09.21)
Acilin veledi 3 dil konusan anne geldi.

Oncelikle online ders ile kalicilik olmaz. 1 kisi gunde 1 saat, hatta haftada sadece 1 gun bile konusacak olsa da sosyal olarak dahil olmali hayata. O yuzden belki hedef dilde falan ders veren birine bakarken ayni zamanda ne kadar hayatiniza dahil edebilirsiniz ona bakin. Mesela universite ogrencisidir, abilik/ablalik tarzi birlikte zaman gecirme olayina girebilirsiniz. Yani oturup gramer anlatmak yerine Turkce ve Ingilizceyi kesinlikle karistirmadan oyun oynarken parka giderken falan sadece hedef dilde konusacak. Ezberden gramer ogreniminde oldugundan daha yavas gelebilir bu yontem ama anadil seviyesine yakin bir dil gelisimi istiyorsaniz tek yolu bu.

kisitli zamanda olmaz diyene de aldirmayin. haftada 1 saat bile olsa surekli oldugu durumda bu sekilde olur.
0
2oda1salon
(21.09.21)
twitter.com

aklıma şu twit geldi ahhahhahaha.

Önce Türkçe geride kalmış ya, onu düzeltin. İngilizcesi iyiyse daha rahat öğreneceği bir Avrupa dili olabilir Almanca vs. Belki İspanyolca olabilir.

Ama çocuğu bir zorlamayın salın. Kendi ilgisinin olduğu bir kültürün dilini öğrense daha iyi olur bence. Şu yaşta ingilizcenin çok iyi olması yeterli.
0
Hallegadola
(21.09.21)
(16)

Masterchef-Danilo Şef

panda yuva yapmis sogut dalina
Türkçesi nedense beni rahatsız ediyor. Rahatsız ediyor diyorum ama tabi öyle ciddi derecede bir rahatsızlık değil. Sadece bazen kulak tırmalıyor. Bu seviye kendine yeterli geliyordur sanırım ve geliştirmek için bir şey yapıyor mu bilemem(Mesela geçen sene Walison mu ne vardı. O Danilo'nun yarısı kad
Türkçesi nedense beni rahatsız ediyor. Rahatsız ediyor diyorum ama tabi öyle ciddi derecede bir rahatsızlık değil. Sadece bazen kulak tırmalıyor. Bu seviye kendine yeterli geliyordur sanırım ve geliştirmek için bir şey yapıyor mu bilemem(Mesela geçen sene Walison mu ne vardı. O Danilo'nun yarısı kadar bile konuşamıyordu ama onun konuşması çok rahatsız etmiyordu) Yanlış mı düşünüyorum acaba?
0
panda yuva yapmis sogut dalina
(30.08.21)
hayır, beni de rahatsız ediyor. telaffuzundan çok cümle kuramaması, kendini anlatamaması rahatsız edici. geliştirmek için herhangi bir şey yaptığını düşünmüyorum. şu zamana kadar geliştirebilirdi kendini. ben de italyanca öğreniyorum ve aman aman zorlanmıyorum, kurallara çok dikkat ediyorum, cümle kurduğum zaman tam kuruyorum. danilo zanna, türkiye’ye gezmeye gelmiş turist gibi türkçesiyle hayatına devam ediyor.
0
my name is ferdinand
(30.08.21)
Bence bilerek, egzantrik olmak için yapıyor olabilir. Adamın karısı çocuğu bile var çünkü. Benim mesela sadece 5yıldır tr’de yaşayan ve bunun 1. Yılında türkçeyi öğrenen sınıf arkadaşım çoğu türkten bile iyi konuşuyor ve kız afrikalı yani dilin alakası yok türkçeyle.
0
sydney
(30.08.21)
Bence anlama olarak durumu çok iyi. Adam espri bile yapıyor. Espri demek ana dile yakınlaşmak demek. Bahsettiğiniz şey bence konuşma tarzı ile ilgili. Danilo İtalyan olduğu için İtalyanca gibi konuşuyor Türkçeyi. Daha enerjik, yükselip alçalan şekilde konuşuyor.
0
dissendium
(30.08.21)
masterchef'ten çok önce yemek kanallarında yemek programı yapardı, o dönemde bile türkçesi şu andakinden daha iyiydi. geliştirmeyi bırak, daha da geriye gidiyor. 10 küsur yıldır tükriye'de yaşayıp, bir türk ile evli olup bunca zamandır türkçesinin bir arpa boyu ilerlememesi ilginç.

yaşı yetenler bilir, kompela diye bir futbolcu vardı. türkiye'de 3 sene mi ne kaldı, çatır çatır türkçe öğrendi herif. danilo daha "harmanlanması gerekiyor" diyemedi.
0
kibritsuyu
(30.08.21)
Kişiyle alakalı bence bu durum. Benim tanıdığım bir kız var Almanya’ya gitti evlilik için gram Almanca öğrenemedi. Sonra geri geldi. Arkadaşımın eşi var nereli tam hatırlamıyorum. 6-7 senedir Türkiye’de. Türkçe konuşamıyor. Çocuğuyla bile yani o derece. İsteyip istememek önemli gibi. Belki istemiyor belki bilerek yapıyor. Yoksa bence öğrenemiyor olması imkansız.
0
makarnacanavari
(30.08.21)
Ulkemizde anadili olan turkceyi duzgun konusamayan ve yazamayanlar varken bir yabancinin bozuk turkcesi beni rahatsiz etmiyor.
0
nax
(30.08.21)
bilerek yapıyor +1
0
makarnavodka
(31.08.21)
adam türkçe televizyon programı yapıyor
kendini geliştirmedi diye kızıyorlar.

daum 10 sene
alex 8 sene türkiyede kaldı
1 cümle etmediler türkçe
adam yemekleri biliyor, yöreleri biliyor, konuşuyor, anlıyor.
Siz yabancı dili nasıl konuşuyorsunuz acaba.
0
Corc
(31.08.21)
8 senedir bulundugum ulkenin dilini gundelik bakkal, taksi, sokakta laf anlatmak disinda bilmiyorum. naber, nasilsin, su nerede, buraya gitmek istiyorumdan ote muhabbet acamam.

Kultur soku diye birsey var ve bulundugunuz ulkede bulunma sebenizden bagimsiz olarak sizi etkiliyor. bunun tezahurlerinden biri olduguna kanaat getirdim dil ogrenmeye direnc gostermenin.
0
2oda1salon
(31.08.21)
İtalyancadan dolayıdır. biz de çok keskin biten kelimeler varken onlarda pek yok. bazen sonu "n" ile "k" ile biten kelimelere "i" falan ekliyor çünkü zorlanıyor. bunu arapça öğrenen arkadaşlarımda da görüyordum. sallıyorum "dak" kelimesi var adam o sondaki k'yi keskin ve gırtlaktan söyleyemiyor.

rahatsız eden nokta bu
0
avatar is back
(31.08.21)
bilerek Türkçe'sini bozduğunu düşünmüyorum ama bozuk türkçe'sinin üzerine üzerine gidiyorlar bilerek. eğlence olsun diye.

bir de dünya üzerinde en ilginç konuşanlar italyanlar olabilir. çok vurgulu ve bol el kol hareketi ile konuşurlar. danilo türkçe konuşurken de bol bol el kol hareketi yapıyor. değişik geliyordur.
0
co2s2
(31.08.21)
İtalyanca en sevdiğim dil ve İtalyan aksanıyla konuşulan İngilizce ve Türkçe de çok hoşuma gidiyor o yüzden hiç rahatsız etmedi beni. Mesela Voleybol antrenörümüz Guidetti'nin konuşması da benzer, onu da çok seviyorum.

Danilo muhtemelen anlama konusunda baya iyidir ama konuşurken çok kasmıyordur çünkü kasmasına gerek yok, bozuk Türkçesi kendisinin bi niteliği Türkiye'de ve ona sevimlilik katıyor halk gözünde, ayrıca direkt reklam unsuru kendisi için.
0
nundu
(31.08.21)
Küçük bir örnek vereyim..

''Bu akşam 4.sü ve ana kadro girmeyen yarışmacımız'' yani tamam mükemmel bilmesine gerek yok ama şu cümleleri tamamlamayı da başarabilecek kadar akıllı olduğunu düşünüyorum. Sürekli kullandığı cümle tarzları bunlar sonuçta.

Bunları dert etmedim :d sadece bazen tırmalıyor insanı. Yoksa yani ister kendini geliştirir ister geliştirmez. Kendi bileceği iş.
0
🌸panda yuva yapmis sogut dalina
(31.08.21)
Bence gayet iyi adamın türkçesi. Keşke her yabancı bu kadar türkçeyi bu kadar kullanabilse. Hataları, yanlışları olması çok normal. Bir dili yıllarca uğraşsanız bile tüm detaylarıyla öğrenemeyebiliyorsun.
0
roket adam
(31.08.21)
türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için kelimelere ek eklememesi bana anormal gelmiyor. böyle çok insan var. konsept çok yabancı bunlara. nasıl olsa anlaşılıyor diye, çok üzerine de gitmiyorlar.

bu arada danilo aslında italyan dili ve edebiyatı hocası. yani "dil" konusuna senden benden daha hakimdir.
0
co2s2
(31.08.21)
Öğrenmeye çalışmıyor artı bir. Kelime ezberleyecek alt tarafı istanbul türkçesi beklemiyoruz.
0
aokp
(31.08.21)
(10)

yayla ve ta!da! hazır yemekler

nundu
Bunların kalitesi nasıl genelde? Mesela Yayla'nın domates çorbasının içeriğine baktım (Legurme diye geçen) çok zararlı gelmedi içeriği. Lezzeti de şu knorr'un bardakta yapılan çorbalarından bi tık bile iyiyse direkt bunları mı depolasam evde? Oturup kendim çorba yapmakla uğraşmam çünkü ama arada sıc
Bunların kalitesi nasıl genelde? Mesela Yayla'nın domates çorbasının içeriğine baktım (Legurme diye geçen) çok zararlı gelmedi içeriği. Lezzeti de şu knorr'un bardakta yapılan çorbalarından bi tık bile iyiyse direkt bunları mı depolasam evde? Oturup kendim çorba yapmakla uğraşmam çünkü ama arada sıcak bi şey girsin mideye, çabuk çorbayla da tat konusunda sıkıntım yok çok ama içeriği daha sağlıksız gibi.

Bunun dışında barbunya pilaki, bulgur pilavı ve makarna çeşitleriyle ilgili de bilgi alabilirim.

Bi de tada'nın salsa soslu tavuk ve ankara tavası ilgimi çekti ama ikisinin fiyatı da baya yüksek geldi. İkisiyle bi öğün yapsan 40 lira ediyor, o paraya dışardan ortalama üstü bi yemek söylenir çok rahat. Bu paraya değiyo mu ki anlamadım.
0
nundu
(30.08.21)
Hazır çorbaları oldum olası sevmedim maalesef. Sadece bim'deki konservelenmiş barbunya efsane lezzetli, bunu söyleyebilirim.
0
burty
(30.08.21)
Çorba yapmak dünyanın en kolay şeyi 150 liraya bir el blender ı al, o paketler öğün olarak ucuz görünse de uzun zamanda pahalıya geliyor evde 10da 1 fiyatına yaparsın
0
freebird5406_2
(30.08.21)
@burty

ben de tat'ın konserve barbunyasını seviyorum baya ama bunlar da güzelse çeşit olarak denerim diye düşündüm :d

@freebird

yani haklısın tabi, evde yapmak hem kolaydır hem daha ucuzdur da şimdi bu sorunun cevabı bu mu :( çorbayı aşırı seven biri değilim zaten ve bulaşığıyla falan da uğraşacağıma pratik şekilde halledecek bir ikame mi bunlar diye soruyorum. Yoksa haklısın evde yapmak daha hesaplı ve güzeldir tabii ki
0
🌸nundu
(30.08.21)
karfurdan çorba bardağı ve knorr hazır çorbaları al bak keyfine. bi su tutarsın temizlenir
0
nahtoderfahrung
(30.08.21)
Yaylanin bulgur pilavi, mercimek corbasi ve ezogelin corbasi cogu lokantadan daha iyi seviyede. Isitirken azicik tereyagi ekleyip denerseniz cok memnun kalirsiniz. Getir veya kendi sitesinde %50 indirimli zamanlari sikca oluyor, yakalayip aliniz.

Yurtdisinda en buyuk kurtaricim oldu kendileri. LeGurme yaylanin yurtdisi markasi, normal yayla markali urunlerle tad farki yok kendi gozlemlerime gore
0
bozbaykus
(30.08.21)
Pandemide yaylanın domates ve ezogelin çorbalarını denedim.

Domates biraz ekşi geldi ama ezogelin gayet iyi öneririm.

Tada'nın da tavuk ve taze fasulyesini denedim. Fena değiller, fasulyenin yağından olsa gerek garip geldi. Tavuğu daha başarılı
0
ceketimi alip cikcam
(30.08.21)
yayla’nın mercimek çorbası ve barbunyası berbat. çoğu ürünlerinde siyez, kinoa tarzı şeyler var nedense. pilavlarını beğeniyorlar, makarnaları çok yağlı.
0
my name is ferdinand
(30.08.21)
Bulgur pilavı, özellikle de mercimekli olanı iyi. Çorbaları gayet iyi.
Makarnaları çok kötü.
Nohut ve fasulyesi için de iyi denebilir.
0
michael_knight
(30.08.21)
Tada ankara tava ilk yediğimde efsane geldi. Sonra yiyemedim garip bi koku aldım. Belki ilk yiyişimde çok açtım
Mecbur kalınca yenir
0
photo85
(30.08.21)
Yaylanin makarnalar efsane kotu.

Mercimek, ezogelin ve yayla corbasi guzeldi.

Pilavlarini begendim. Sehriyeli, nohutlu olanlari denemistim.

Bence alinip dolaba konulabilir bu saydiklarim.

Konserve patlican kizartmasi, dolma ve barbunya da alinip bir koseye konulabilir bence.
0
2oda1salon
(31.08.21)
(3)

Yolda yapılacak şeyler

dissendium
İşe gidip gelirken yolda 1,5 saat zamanım oluyor. Bu zamanı iyi şekilde nasıl değerlendirebilirim?İngilizce dinlenebilecek neler tavsiye edersiniz?
İşe gidip gelirken yolda 1,5 saat zamanım oluyor. Bu zamanı iyi şekilde nasıl değerlendirebilirim?

İngilizce dinlenebilecek neler tavsiye edersiniz?
0
dissendium
(30.08.21)
Podcast veya sesli kitap.
0
2oda1salon
(30.08.21)
Sanırım yüksek lisans düşünüyodun, hala düşünüyosan detaylı şekilde makale oku :) Ben en çok makaleyi yola çöp ettiğim zamanlarda okumuştum :)
0
e mice
(30.08.21)
@e mice, yüksek lisans düşünüyorum ama zaman sorunu var maalesef. Yine de makale okumak mantıklı. Teşekkür ederim.
0
🌸dissendium
(30.08.21)
(4)

fal bakmak

batlegolas
fal bakmak hakkında ne düşünürsünüz? fala inanır mısınız? sever misiniz? eğlenceli bulur musunuz?
fal bakmak hakkında ne düşünürsünüz? fala inanır mısınız? sever misiniz? eğlenceli bulur musunuz?
0
batlegolas
(23.08.21)
Yaşım 40a dayandi, bir kere bile ne fincandan ne de uygulamadan baktırdım. Aklıma bile gelmiyor. Ama zamaninda bira köpüğü falı bakarım palavrasının cok ekmegini yemiştim.
0
duster
(23.08.21)
Ben bakmaktan yoruldum. Mümkün olduğunca kaçıyorum bu muhabbetten
0
kisa
(23.08.21)
ebcet bakan bir arkadaşım var, neredeyse hiç sektirmeden, aşırı detay vererek bakıyor.
bugüne kadar yanıldığını görmedim.
öylesi eğlenceli tabii.
gerçi çok fazla çıktığı için korkan da oluyor.

ama fal genel olarak çok tartışmalı bir konu.
ne olursa olsun çok ciddiye almamak gerekiyor tabii ki.
0
blatta hiberna
(23.08.21)
gelecegi bilmek diye birsey yok, korkulariniz veya isteklerinizden hangisi kuvvetliyse onu duyarsiniz.

ben tarot fallarini bir konudaki oz dusuncemi ogrenek icin dinliyorum. yani istedigim birsey var acaba buna karsi direnc gosteriyor muyum, korkularim var mi tarot dinlerken farkediyorum cunku mesajlari hep olumsuz algilamis oluyorum. veya tam tersi.
0
2oda1salon
(25.08.21)
(5)

çok sıkı boxer almışım

duyurukullanıcısı
normal beden aldım ama baya sıkı ne yapmam lazım? 90 da falan yıkayayım mı?
normal beden aldım ama baya sıkı ne yapmam lazım? 90 da falan yıkayayım mı?
0
duyurukullanıcısı
(17.08.21)
boxerı normal bedenden büyük almak lazım ya. o açılmaz. anca giyersen sürekli bi derece ama zor.
0
jelly bear
(17.08.21)
Sandalyeye tersten geçirip gerdir bir iki gün kalsın gevşer belki
0
freebird5406_2
(17.08.21)
gitti gari o. xlyse xxl alacan.
0
mikahakkinen
(17.08.21)
yüksek ısıda yıkarsanız daha da küçülür yahu hahahah
kardeşiniz falan varsa verin o giysin.
0
candide
(17.08.21)
cok sicak suda yikanan boxer kumasina birsey olmaz ama lastikler "erir" yani istediginiz gevseklik yerine ipe donusmus bir lastik bulursunuz.
0
2oda1salon
(17.08.21)
(17)

Cumartesi çalışmak nasıl bir deneyim?

fraise
Bir iş teklifi aldım; hali hazirda haftanın dört günü çalışıyorum. Bu iş yeri daha kurumsal ve büyük bir yer; hafta içi 8.30-17.00, hafta sonu da yarım gün cumartesi çalışma varmış. Maaş biraz daha yüksek fakat aralarındaki fark beni çok etkilemeyecek düzeyde. cvde iyi görünecek bir yer teklif veren
Bir iş teklifi aldım; hali hazirda haftanın dört günü çalışıyorum. Bu iş yeri daha kurumsal ve büyük bir yer; hafta içi 8.30-17.00, hafta sonu da yarım gün cumartesi çalışma varmış. Maaş biraz daha yüksek fakat aralarındaki fark beni çok etkilemeyecek düzeyde. cvde iyi görünecek bir yer teklif veren yer. Şu anda eğitim sektorundeyim, devam eden bir yüksek lisans sürecim var. Bittikten sonra muhtemelen eğitim sektöründe değil de başka bir sektörde çalışacağım. Mevcut iş yerimde ne çok mutluyum ne de çok mutsuz. Bu sene yüksek lisans derslerim için okula gitme durumunda bana gidiş geliş için opsiyon sağlama durumu var iş yerinin, yeni yeri bilemiyorum tabii.

Tüm bu veriler ışığında cumartesi de çalışmak mantıklı mı mantiksiz mi olur sizce?
0
fraise
(11.08.21)
Cumartesi günü çalışmak insanoğlunun başına gelmiş en kötü şeylerden biri.
0
Take it away honey
(11.08.21)
Take+1
Hayatimda cumartesi çalışan isletmeyi anlamadim.
Açıkçası iki iş yeri icin de totalde çalışacaginiz saat + yolda gececek süreyi hesaplayin ve saatlik maasi bulun. Ondan sonra daha net bir karar verilebilir ama 4 gun calisirken 6 gun çalışmak (yarim da olsa sabah uyan, giyin vs o gün ölür yani) zor.
0
logisticsmanager
(11.08.21)
Take it away honey +1
Sırf cumartesi çalışmamak için iyi bir iş fırsatını tepmeyin tabii ama gerçekten dünyadaki en boş şey cumartesileri çalışmak. Halledeceğin işin vardır karşında muhatap bulamazsın çalışmayanlar çoğunlukta olduğu için, kendi halletmen gereken işler vardır motivasyon bulamazsın sıcacık yatağı terk edip geldiğin için, ofiste rehavet olur, 5 saat çalışma için iyi ihtimalle 1 saat yol çekmiş olur ve "ben bugünü neden yaşadım şimdi" dersin.

Ben 2 haftada bir cumartesileri çalışıyorum bu arada. Her cumartesi çalışmayı düşünemiyorum bile. Daha da yazardım ama iç karartmanın anlamı yok.
0
amugochi
(11.08.21)
6 gün çalıştığım dönem de oldu, 5,5 gün de. Bu ikisinin arasında ciddi bir fark yok. Evli ve çocuklu 45+ biri olana kadar, 5+ gün çalışacağıma maaşımın %20'sinden feragat etmeye devam ederim. Aşağı yukarı o kadar fazla maaş teklif eden yerleri geri çevirdim bu sebeple. Alternatif olarak kendi işinse ya da sosyal bir insan değilsen ve cumartesi evde yapacakların yerine iş yerindeki düşük çalışma temposunda yaparım diyorsan o da olur belki. 5+ gün çalışmak insanı hayattan soğutan bir şey.
0
nawar
(11.08.21)
Dünyanın alınmış en saçma kararı. O yarım gün hiç iş yapmadım. YouTube, ekşi sözlük falan zaman öldürdüm hep. Neyse ki artık öyle bir insanlık suçuna maruz kalmıyorum.
0
zoghurt
(11.08.21)
kesinlikle mantıksız. cumartesin sana kalsın. çok mutsuz olursun
0
photo85
(11.08.21)
Günü öldürüyor. Yolları çoğunlukla sabah boş görmek de moral bozuyor.
0
meraklitursucu
(11.08.21)
aşırı aşırı büyük bir artısı olması lazım cumartesi çalışılan yeri tercih etmek için.
bir de yarım gün dediğin geldin gittini at 2-3 saat. psikolojik olarak kimse bir şey yapmak istemiyor; öyle gazete falan okuyorsun internetten ya da yalandan bir dosya açıp bakıyorsun hiçbir derde derman da olmuyor yani. rezalet bir şey.
0
asisamus
(11.08.21)
cumartesi yarım gün çalışsan bile, o tam güne denk geliyor. evden çıkışın, çektiğin trafik, eve dönüşün, vs...

yarım gün diye bir çalışma yoktur. evden çıktığın anda o gün bitmiştir.
0
mermize
(11.08.21)
halihazırda 4 gün çalışıyorsun. çalışma süren 1.5 gün artacak ve maaşında aman aman bir artış olmayacak. o referans ileride ne kadar işine yarar onun hesabını yap bence.


ben arkadaşların söylediklerini arttırıyorum; çalışmak berbat bir şey.
0
not sure if serious
(11.08.21)
Sizin bu durumda konu sadece cumartesi yarım gün değil zaten. Normalde 4 gün çalışırken bu 5,5 güne çıkacak. 1.5 gün var yani arada. 4 gün çalışmak çok büyük lüks. Eğer maaş ve gelecekteki kariyer imkanları için çok büyük fark yoksa bence 4 gün çalışma lüksünü bırakmaya değmez. Bunların üstüne bir de yüksek lisana konusu var. Bence dediğiniz şartlar için konfor alanından çıkmamak lazım.
0
messor
(11.08.21)
Cumartesi 1 saat bile çalışman demek haftasonu yapabileceğin tüm kaçamakların iptal olması demek.

Haftasou iki gün tatilken cuma akşamı gidiş pazar akşam dönüşlü mini tatillere gidip kendini rahatlatabiliyor insan, bazen pazartesini de ekleyip 3 gün aşalar gibi tatil yapıyor.

Cumartesi çalışmak demek tatil, dinlenme kaçamağı ihtiyacını yıllık izinlerine sıkıştırmak demek. Cuma akşamının kafa rahatlığına ulaşamamak demek.

Maaşım iki katına bile çıksa cumartesi çalışmayı kabul etmezdim.
0
zimbirik
(11.08.21)
Cumartesi çalışmamak için maaşımın düşmesini göze alırım
0
roket adam
(11.08.21)
cumartesi çalışmamak için aman aman bir maddi fark yoksa iş / iş yeri ne olursa olsun reddederim.

avrupa'da ülkeler 5 günden 4 gün çalışmaya düşerken siz 4'ten 6'ya çıkarsanız psikolojik olarak çok mutsuz olursunuz. üstelik kazanacağız para da öyle farklı olmayacakken.
0
ilgeru
(11.08.21)
hic gerek yok, asiri ucret farki olur falan anlarim da belli ki o da yok o yuzden salla gitsin
0
bay b
(11.08.21)
Is teklifi aldiysaniz, 4 gune indiremiyorsaniz bile sizin icin cumartesi kuralinin kaldirilmasini talep edin.

CV'de iyi gorunecek pozisyon dediginiz icin bosver degmez diyemedim. Ama bir yandan da baska bir sektore gececegim diyorsunuz, o pozisyon ne kadar iyi dursa da kagit ustunde, yeni sektordeki deneyiminize karsilik gelmesi diye bir gerceklik olmayacak. 37 yasimda kariyer degisikligi yaptim ve kendimi kanitlayip somut basari sunana dek bu tecrubesizlik onume cok konuldu.

Yepyeni bir sektor yepyeni bir CV yepyeni bir hayat yani o acidan bakinca.
0
2oda1salon
(11.08.21)
Duyurunun bu kadar hem fikir olduğu nadir konulardan biri olduğu için reddettim sonuç itibariyle, teşekkürler fikirleriniz için.
0
🌸fraise
(12.08.21)
(23)

Yurt dışından ucuza almak nasıl oluyor?

1bir1bir1
SelamBir örnek kullanarak anlatmalıyım:Geçen bir soru sormultum, clover marka patchwork cetvellerinin (hatta bu markaya ait her şeyin) aşırı derecede pahalı olduğunu, niye böyle olduğunu sormuştum. Sağ olsun bazı arkadaşlar çözüm getirmişlerdi.Az önce düşündüm, diyelim ki yurt dışından buraya gelece
Selam

Bir örnek kullanarak anlatmalıyım:

Geçen bir soru sormultum, clover marka patchwork cetvellerinin (hatta bu markaya ait her şeyin) aşırı derecede pahalı olduğunu, niye böyle olduğunu sormuştum. Sağ olsun bazı arkadaşlar çözüm getirmişlerdi.

Az önce düşündüm, diyelim ki yurt dışından buraya gelecek ve bunları alıp bana getirebilecek birini buldum. Yani dolarla veya euro'yla satılan bu şeyleri onun alıp bana getirmesi bana nasıl bir kâr sağlayacak ki? Zaten dolar/euro karşısında TL'nin değeri ortada, nasıl olacak da ucuza almış olacağım? Bu iş nasıl oluyor?

Ek: aliexpress veya o cins siteleri düşünmüyorum.
0
1bir1bir1
(27.07.21)
daha ucuza satılıyor işte. türkiyede 100 dolar diyelim mesela, türkiyede 200 dolar. daha ucuza almış oluyosun yurtdışından.
0
jelly bear
(27.07.21)
@jelly bear

Hiç anlamadım.
0
🌸1bir1bir1
(27.07.21)
dolar bu seviyelere cikmisken olmaz o is. Simdi bazilari disarda her mal yari fiyatina satiliyor saniyor ama turkiye'de ozel tuketim vergisine falan tabii degilse oyle birsey yok.

Outletlerden ucuz mal kovalayip bulabilirsen pahali markalarin urunlerini (burberry falan gibi) enteresan fiyatlara alabilirsin. Onun disinda telefonda 2-3bin lira fark ediyordu onun da kayit parasini yukselterek yok ettiler. Dutyfree'den icki olabilir ama orada da her istedigin sey yok.

Butun delikleri yavas yavas kapattilar.
0
cooperr
(27.07.21)
şöyle basit bir örnek vereyim. burada jacobs'un yarım kilo filtre kahvesi 3,5 euro. türkiye'de şimdi baktım hepsiburada'da 55 lira.

bazı mallarda böyle uçuk farklar olabiliyor. eskiden euro bu kadar yüksek değilken çok daha barizdi farklar. adam telefonu almak için abd'ye uçak bileti falan alıp oradan aldığında daha ucuza geliyordu hatta.
0
bohr atom modeli
(27.07.21)
ithal mallara turkiyede ekstra vergi var sinirdan girerken.

mesela amerika'da 2000 dolara satilan bir urun dusun. 17000 liraya denk geliyor. Senin de 17000 liran var diyelim. bu urunu turkiye'de 17000 liraya alabiliyor musun? hayir. turkiye'de ayni urunu ithal edip satan kisi, turkiye'nin gumruk vergilerini, kendi isletme vergilerini, kdvyi otvyi ve kendi karini ekliyor, oluyor sana 30000 lira. Yani 3600 dolara geliyor. Turkiye'den alirsan.

Ama diyelim amerika'da bir arkadasin var. ona 2000 dolar (17000 lira) veriyorsun o sana oradan aliyor, bavuluna koyup kendi maliymis gibi getiriyor, gumruk vergisi odemeden iceri sokuyor. boylece sen turkiye'de 30000 liraya satilan bir urunu 17000 liraya almis oluyorsun.
0
robokot
(27.07.21)
@ robokot

ornek ver abi, disarda $2000 olup turkiye'de $3600 olan ne var? OTVli urunler haric.

Simdi macbook air fiyatlarina baktim mesela, arada cevirdigin zaman pek bir fark yok.
0
cooperr
(27.07.21)
basit bir ornek olarak verdim, hesap net olmak zorunda degil. ama gecen gun benim yaptigim mesela: www.akakce.com

bu klavye turkiye'de 1700 lira. amazon.com amerika'da 100$ (850 lira). Hatta birak arkadas getirmesini amazon amerika'dan direk siparis versen bile daha ucuza geliyor. son 10 yilda boyle 20-30 alisveris yapmisimdir, hepsinden iskontom %35-%50 arasi.
0
robokot
(27.07.21)
bu arada apple urunleri konusunda haklisin son 1-2 senedir burada cok kotuye gelmiyor acikcasi, yine de arkadas getirse daha ucuz tabii ama oyle astronomik bir fark yok eskisi gibi. sanirim kurlari gec guncelliyorlar bir sebeple, ama yine de fena degil apple olunca.
0
robokot
(27.07.21)
Yani bunun galiba en mantıklı örnekleri konsol, konsol aksesuarlari, kamera ve aksesuarlari, sporcu beslenmesi ürünleri, alkol, Daha kesin vardir misal müzik aksesuarlarinda hayvani artislar olduğunu duymustum.

Ama onun dışında telefon gibi şeylerde o farkı boyle kayit vs diyerek imkansiz hale getirdiler. Apple ürünlerinde de fark yok diye biliyorum.

Yani bazi spesifik urunlerde ciddi fark olduğunu biliyorum.
0
logisticsmanager
(27.07.21)
evet eskiden millet telefonlari da boyle aliyordu, pasaport kaydi olayini o yuzden getirdiler. bu sefer millet pasaport kayitlarini satmaya basladi yurtdisindan geldikten sonra, bu yuzden "kaydedilen telefon sadece pasaport sahibinin adina kayitli bir hat ile kullanilabilir" kisitlamasi getirdiler. kayit fiyatini da astronomik bir hale getirdiler.

ve evet pek cok urun grubunda inanilmaz farklara denk gelmek mumkun. urun turkiye'de ne kadar az populerse potansiyel fark o kadar fazla oluyor cunku turkiye'de cok az sirket cok fahis fiyatlara satiyorlar o urunleri. cok niş bir urun arayan kisi mecbur bizden alacak diye basiyorlar fiyati. o zaman amazon amerika'dan normal siparis verip gumruk vergisini odeterek bile baya parayi cepte tutmak mumkun olabiliyor getirecek arkadas falan yoksa.
0
robokot
(27.07.21)
@ robokot

hocam turkiye'de amazon viyatlari ucuk, Kanada'da bile yuksek fiyat cekiyorlar. Amazon Amerika'da isliyor, ben bile kanada'dan mal alirken .com'dan satin alip amerika'daki arkadaslarima yonlendiriyorum pakedi bazen, onlar bana yolluyorlar daha.

ayni klavye mesela burda 1132tl:

tr.banggood.com

senin $100'luk klavye ye de yasadigin yere gore vergi ve kurye ucreti ekle, asagi yukari kafa kafaya gelecektir. Ozetle, kur bu seviyede iken ugrasdigina degmez, arastirmayi Turkiye'de yapip gidip elden pazarlik falan yaparak tahminim daha ucuza bile alma sansin var.
0
cooperr
(27.07.21)
tam anlamadim, banggood da gumruge sokup getirtmiyor mu? ben bu klavyeyi kemiksiz 850 liraya alabiliyorum arkadas vasitasiyla mesele o. ki bu kucuk kalem bir ornek. bir ekran karti falan getirecek olsan binlerce lira para cebinde kalir. gecen gun gtx 3090 lara falan bakiyordum 10-15000 lira fark ediyor. 4-5 aylik asgari ucret burada.

cok ugrasacak bir sey de yok, arkadasin adresine yollatiyorsun, ya da amazondan falan normal siparis veriyorsun, geliyor.

orijinal soru arkadas vasitasi ile getirme uzerine. siparis verip gumruge sokup getirme daha ekstrem bir ornek - onun bile bazen daha karli olabildigini gostermek icin ornek verdim. arkadas bavulunda getirince ekstra hic bir sey odemiyorsun sonucta.

tas catlasin yarim saat fazla harcayarak binlerce dolar cebimde kalmistir bu iki yontemle toplamda, acikcasi bana pek yük gelmiyor.
0
robokot
(27.07.21)
Robokot harika anlatmissin, cok tesekkurler
0
balpolen
(27.07.21)
1132tl lik mali gumruge soksa ne kadar para alacak, vergisi belli degil mi? %50 alacak hali yok, KDV alir birakir. Zaten kargo da bedava denmis.

Ekran kartlari fiyatlari su anda yaniltici, sana $1500 fiyat gosterebiliyor ama stoklarda mal yok ciplerde sikinti oldugu icin, kartlar karaborsada. Ayni kart turkiye piyasasinda farkli firmalar arasinda 10-15bin tl oynayabiliyorm aynisi yurtdisi icin gecerli. Mining icin bir arkadasa kart aradik bulamadik mesela.

Tek kalemde 10bin tl kar yapsan amerika'da millet isi gucu birakir bavul ticaretine baslar. Iki bavul mal getirip tek sefer $25-30k vurur donersin, mis gibi. Ustne bir de tatil patlatirsin. Eskiden her giden 10-15 iphone goturup satiyordu. Ama dedigim gibi o donem bitti.
0
cooperr
(27.07.21)
abi tamam da 1132tl + KDV > 100$ butun mesele o, neyi tartisiyoruz anlamadim.

turkiye'de hic bir ithal urunu burada satis yapan bir firmadan amerika fiyatlarina alamazsin. Cari acik manyagi bir ulkeyiz, devlet istemiyor ithal urun almamizi. Buna gore onlemler var.

Turkiye'deki en en en iyi fiyattan %50 ucuza amerika'dan arkadasa urun getirdigim oldu. %35 civarina amazondan vergisini vererek getirdigim oldu, oluyor yani.

bavul ticareti o kadar kolay degil, tek urun, 2 urun goz yumuluyor ama cantani sifir urunlerle doldurup gumrukten gecmeye calisirsan "hop" derler. ama eskiden yapiliyordu, hala yapiliyor. ilk macbook promu zamaninda oyle birinden almistim. 20 kutu macbook pro anlasip almistik online bir grup. Turkiye'nin cari acigi o zamandan baya yukarida. ithal urunlere kisitlama azalmadi yani.

vaktine degecek deallar her zaman oluyor. halin vaktin yerindeyse ugrasmazsin belki. sonucta her turlu daha ucuza alabiliyorsun. sana degmez, baskasina deger.
0
robokot
(27.07.21)
abicim ben zaten 100-200-500tl kar yaparsin birsey demiyorum. o kadar da olsun zaten yurtdisindan gelen birini beklemen lazim bari bekledigine degsin. tek kalemde 10-15bin tl kardan bahsediyorsun, bende o kadar da degil, oyle olsa orayi "yikarlar" diyorum. mevzu bundan ibaret.

Ayda yilda denk getirir belki bir gol atarsin, ama her muz ortayi 90'a taktigini iddia edince olmuyor..

Bana toplu halde istedigin ekran kartini alacak 25 tane adem bul. Sen tek karttan $1000 kar edilir diyorsun, hatta daha fazla da $1000 diyelim. Kari 3 yollu paylasalim. $350 alan kisi kar etsin, $350 sen et, $350'de bana kalsin. Kisi basi $8750 dolar yapacaz senle ben. Hemen yarin kartlari alip ucaga atliyorum. Ulan keske para kazanmak o kadar kolay olaydi:)
0
cooperr
(27.07.21)
Xbox series s tr de 5000,
Amazon Almanya'da 3500.

Türkiye'de manyak vergiler olduğu için yurtdışı ücretinden daha pahalıya geliyor her şey.
0
baal
(27.07.21)
oyun konsollarinda %50 vergi olmasi lazim.
0
cooperr
(27.07.21)
Amerika icin bahsediyorsak bu tip elisi urunlerini satan magazalardan alisveris yapabilecek bir arkadasiniz varsa kuponlarla cok ucuza alabiliyorsunuz oyle birsey kovalayabilirsiniz.

Ama yine de burada vergi bindirimi, luks tuketim oldugunu varsayan saticinin bindirimi derken ithal urunu 300 tlye satiyorsa yurtdisindan alabilseniz urunun orjinali size 150-200 tlye malolacak olabilir. ithal urun her zaman pahalidir.
0
2oda1salon
(27.07.21)
inanması daha doğrusu kabul etmesi güç ama ne yazıkki çok çok çok büyük oranlarda vergi veriyoruz ve bu kura rağmen pek çok ürün trde daha pahalıya geliyor.

iç acıtan bir örnek vereyim; bilindiği gibi tr tekstilde çok başarılı. kaliteli ve ucuz üretim var. bu rağmen made in turkey etiketli bir ürünü örneğin h&m, zara marka olsun, londra'da sterlin kuruna rağmen daha ucuza aldım. bir de gümrükte tak free alsam daha da ucuza patlardı. benzer durum türk markalar için de geçerli.

özetle özellikle yabancı markalara inanılmaz yüksek vergi veriyoruz.
0
rewlack
(27.07.21)
çok vergi veriyoruz denmiş, belirteyim

3 harfli mağazalardan birine pandemi döneminde tek seferde 10bin ürün satan(tanesi 100 küsür liradan) bir firma, normal zamanlarda tek tük mağazalı müşterilerine fatura kesmiyor. düşünün nasıl bir meblağdan söz ediyoruz. yani vergi kaçırıyor.

işte o kaçan vergiyi senden benden, hepimizden alıyor devlet.
şaşmaz kaidedir, sen o firmanın sahibi olsan sen de kaçıracaksın. iflah olamayız.
0
mimo
(27.07.21)
Büyük fark olan ürünlerden biri:

Sony A7S3 body 3489 dolar (29980 tl): www.bhphotovideo.com

Türkiye fiyatı 41000 tl civarı: fotografium.com

Ha Amerikada eyaletine göre vergi eklenebiliyor sanırım ama vergi olmayan eyaletler de vardı. Bizde ötv geldiği için böyle tabii. Devlet kimse bunları alamasın diye uğraşıyor.
0
nhk ni youkosu
(27.07.21)
@ nhk

Son bir cevap vereyim.

www.fotoaksesuar.com

Tek cekim 36800, bulmam iki dakika surmedi.
Cagaloglu'ndaki fotoculara gitsen, TR gibi ciklete 3 taksit yapilan ulkede nakit para ile 35000 altina alirsin rahat.

Amerika fiyatina vergileri de ekleyince makas iyice kapaniyor.

Turkiye'de garantideyken makina bozulsa bu sefer bir suru sikinti cikartacaklar. Bence degmez ama siz bilirsiniz.
0
cooperr
(27.07.21)
(20)

Favori beyaz peyniriniz

cokponcik
Arkadaşlar selamlar, günlük olarak hangi beyaz peynirleri tüketiyorsunuz?Özel olarak İstanbul için şunu mutlaka deneyin şuranın peynirleri güzel dediğiniz bir yer var mı?
Arkadaşlar selamlar, günlük olarak hangi beyaz peynirleri tüketiyorsunuz?

Özel olarak İstanbul için şunu mutlaka deneyin şuranın peynirleri güzel dediğiniz bir yer var mı?
0
cokponcik
(26.07.21)
Tahsildaroğlu ezine. Ama marketlerdeki tüm paketli peynirlerin olduğu dolaplarda 3 farklı rengi var bunun. Muhtemelen ne sütünden olduğuna göre işte renkleri. Benim sevdiğim onlardan hangisi bilmiyorum. Şarküteri reyonundaki abilerden istiyorum. Orada bu leş plastik kutuların içinde oluyor. Şahane peynir
0
cay koy geliyorum
(26.07.21)
Yaman Peynircilikten aliyoruz. Malkarada yerleri ama online alisveris var. Kasar, beyaz peynir hepsi harika.
0
balpolen
(26.07.21)
Tahsildaroğlu ezine keçi peyniri
0
tamam sakinim
(27.07.21)
İstanbul'da var mı bilmiyorum ama varsa ekici'nin beyaz peynirini denemenizi tavsiye ederim. Oldukça hafif ve lezzetli.
0
burty
(27.07.21)
İtimat'ın Ezine inek peynirinden memnunuz.

Kendi mağazasından alıyoruz. Tahsildar'dan daha iyi ve hesaplı bence.
0
chicha_v2
(27.07.21)
tahsildar +1. turuncu paket.
0
do you remember me
(27.07.21)
Önceden ekici severdim, yumuşak olduğu için. Şimdi aynı kıvamda yörükoğlu.
0
curukturpkokusu
(27.07.21)
www.google.com
Uzun linki idare edin. Altınkılıç Fatih Ezine, Migros'ta bulunuyor.
0
kobuzchu kiz
(27.07.21)
Altinkilicinkiler de guzel.
0
nax
(27.07.21)
Altınkılınç ya da Tahsildaroğlu.

Bunun dışında ezine’de Gedikoğlu diye bir firma var. Bazen oradan sipariş veriyoruz. Kaşarı beyazı zeytini çok güzel öneririm.
0
makarnacanavari
(27.07.21)
Ser Has kaşar peynirini çok beğenmiştim en son. Anpa grossta var. Online sipariş verirsem Taciroğlu keçi peyniri alıyorum fakat pahalı bence.
0
buzbebek
(27.07.21)
süzülmüş kardeşler'in peyniri. kırklareli'nde yapıyorlar.
0
biergarten
(27.07.21)
sütaş sitesinden sipariş veriyorum ertesi gün seçtiğim saat aralığında kapıya kendi araçları ile teslim ediyorlar .
süt , peynir çeşitleri , tereyağı ve yoğurt gibi alışverişlerimi neredeyse 2 yıldır hiç başka yerden yapmadım . eskiden de marketten sütaş alırdım eve kahvaltıya gelen arkadaşlarım peyniri mutlaka sorarlardı .
yeşil ambalajlı olanı beğeniyorum , bu sitedeki fiyatı da marketlere göre daha avantajlı .
www.sutas.com.tr
0
devilone
(27.07.21)
doğruluk %90 keçi beyaz peynir.
0
ceketimi alip cikcam
(27.07.21)
Baltalı'nın keçi peyniri çok iyi. Büşü de fena değil.
0
Bruce
(27.07.21)
Turkiye disinda oldugum icin senede bir kere falan gelenlere getirtiyorum. gecen sene sirf vakumlu paket rahat olur diye gondermisti kizkardesim. bu sene ozellikle ondan aldirdim. a101de satilan ahir peynir (siyah beyaz karton kutusu olan). tuz dengesi iyi, yumusakligi tam kivaminda (sert neredeyse kuru peynir sevmiyorum).
0
2oda1salon
(27.07.21)
Kobak peynir. İstanbulda bulabileceğiniz yer var mı bilmiyorum ama internet mağazası da varmış.
0
inheritance
(27.07.21)
çanakkale'de bu işi çok iyi bilen bir akrabamız, marketlerde satılan paketli ezine peynirlerinden sadece tahsildaroğlu almamızı söylemişti. ben de genel olarak tahsildaroğlu alıyorum ama çok sık çanakkale'ye gittiğimiz için uygun fiyatlı peynir için ekremoğlu'na, pahalı ama çok güzel peynir için de peyziyade'ye gidiyorum. ikisi de doğrudan üretici oldukları için uygun fiyatlı oluyorlar.

mesela babam çanakkale'deyken ekremoğlu'ndan peynir alır. istanbul'da ise sadece bim'deki aknaz peyniri yiyor.
0
co2s2
(27.07.21)
mihaliç peyniri. hatta diyebilirim ki rakıya en yakışan peynir de -ezine'den ziyade- budur. ünal çiftliği güzel bir marka.

ezine peynirinde de doğruluk güzel.
0
mermize
(27.07.21)
Rk koyun peyniri. Her markette yok sanirim, bulamazsam inek-koyun karışık hangisi varsa onu aliyorum. Berk sütün koyun peynirinin de tadi guzel ama keserken parcalaniyor. Rk is the best.
0
passive aggressive
(27.07.21)
(11)

biraz teselli

psychosocialll
5 yaşında kızım var. annesiyle boşanalı 1,5 yıl oldu. zaten düzenli de gördüm vs.şimdi eski eşimin tayini brüksel'e çıktı. 3 gün içinde gidecekler. ben tabi ki kızımın gitmesine de onay verdim eğitimi ve gelişimi için.şu an en az 6 yıl orada kalacak gibi görünüyor. tabi gideceğim, gelecek ama mesela
5 yaşında kızım var. annesiyle boşanalı 1,5 yıl oldu. zaten düzenli de gördüm vs.

şimdi eski eşimin tayini brüksel'e çıktı. 3 gün içinde gidecekler. ben tabi ki kızımın gitmesine de onay verdim eğitimi ve gelişimi için.

şu an en az 6 yıl orada kalacak gibi görünüyor. tabi gideceğim, gelecek ama mesela bu gece son defa uyuyacağım onunla. aslında son defa olmadığının farkındayım ama inanılmaz depresif moddayım... ne düşünerek ne yaparak iyi hissedebilirim bilmiyorum, içimi dökmek istedim.
0
psychosocialll
(26.07.21)
Boş tesellisi gelebilir ama,
30 lu yaşlarda koca koca insanlar nasıl kaçarız bu memleketten diye düşünüyoruz, kızınız şimdiden kurtardı kendini, dil öğrenecek, farklı dünyalar keşfedecek, çok çok iyi olacak onun için.

Evet sizin içi üzücü ancak bir durumdan sonra insanlar kendilerini değil çocuklarının iyi olmasını daha çok istiyorlar ki sizde eminim öyle istiyorsunuzdur.
0
paramolacak
(26.07.21)
Fiziksel olarak çocuğunun yanında olup faydayı bırakın zararı dokunan sayısız baba var. Belli ki sevgi ve ilgi dolu bir babasınız, bunu kızınıza her daim yansıtacağınız muhakkak. Uzak olacak olmanız tabi ki tatsız ama eminim hem uzaktayken hem bir araya geldiğinizde nice güzel an paylaşacaksınız.
0
fotrsapka
(26.07.21)
Görüntülü konuşursunuz bol bol. Telefon alırsınız olmazsa ona da. WhatsApp var, Messenger var, bir şekilde konuşursunuz. Onun gelişimi için iyi olacağını düşünebilirsiniz.
0
dissendium
(26.07.21)
Baba-çocuk ile karşılaştırmak ne kadar doğru bilmiyorum ama abim hep kendimi en yakın hissettiğim insan oldu. Aynı üniversitede okuduk aynı dershaneye gittik, hep aynı çevrelerde büyüdük. 4 senedir ABD'de yaşıyor. Yanımda olmasını çok isterdim, olsaydı çok mutlu olurdum. Ama uzakta olmasına rağmen ilişkimizde hiç bir şey değişmedi, her hafta muhakkak telefonlaşırız. Uzaktan yürüttüğüm ilişkilerim de oldu. İletişimde kalınca ve sevdiğimizi hissettirdiğimizde ve sevildiğimizi hissettiğimizde mesafenin bir önemi kalmıyor
0
vernonj
(26.07.21)
Valla olay simdi sicak oldugu icin bu sekil his normal. Zamanla bisekil alisirsin bence. Tabii durumlar ve olanaklar nasildir bilemeyiz ancak madem bu kadar kotu hissettin o vakit sen de elinden geldigince oralara gidip bizzat yakininda durmaya cabalayabilirsin gelecek donemde. Kastettigim tatil falan degil, oralarda is kovalamaya calisman.
0
j r r tolkien hayrani
(26.07.21)
Yaa kiyamam :) Kiziniz sizin gibi bi babaya sahip oldugu icin cok sansli olmali :)

Oncelikle ozleyeceginiz duygusunu kabul edin, bu cok normal ve olmasi gereken de bu zaten ama cok da duygusal dusunmemeye calisin. Hayat kosullari sebebi ile hepimiz sevdiklerimizden ayriliyoruz, daha iyi bir gelecek olusturmak icin. Bunlara odaklanin. Zaten ebedi bi ayrilik da degil, gorusma imkanlari da var. Pozitif yonlere odaklanin :)
0
e mice
(27.07.21)
Kız çocukları için iletişim her şeydir. Yanında olamadığın için çok üzülmeni anlıyorum ve bu -böyle bir baba olman anlamında- beni mutlu etti ama onunla iletişim halinde olmak "isteyen" bir baba da kız evlatları çok ama çok destekler. Kızlar görüldüklerini, benimsendiklerini, sevildiklerini, görülecek sevilecek benimsenecek kadar varlıkları kabul edilen ve değerli olan varlıklar olduklarını, babalarının onlarla olan saygı ve sevgi dolu iletişiminden ve ilgisinden anlarlar ve ancak böyle ikna olurlar sevilesi ve değerli bir insan olduklarına. Onun için onunla sık sık iletişimde olman, onunla konuşacak bir sürü şey bulman, ona notlar mektuplar eşyalar vs gönderebilmen veya eşyalarının arasına saklaman vs vs... inan ki her dakika yanında olup iletişimde olmamandan çok ama çok daha kıymetli olacaktır. Üzülme, inşallah yine bir arada olursun kızınla ama iletişime odaklanıp titizlenirsen emin ol kızının kahramanı ve başının tacı olmaya devam edersin. Üzülme.
0
1bir1bir1
(27.07.21)
kesinlikle 1bir1bir1 e katiliyorum.

Teknoloji sayesinde surekli iletisimde kalabilirsen mesafeler farketmez. maddi durumunuzu bilmiyorum ama Bruksel'e senede 1-2 kez gitmeniz veya onlarin Turkiye'ye gelmesi de sorun olmamali.

Surekli iletisimde kalirsaniz, ayni sehirde olup zerre faydasi olmayan anne babalardan yuzbin adim onde olursunuz.

Onemli olan onu unutmadiginizi, onceliklerinizden biri oldugunu hep hissetmesi.

Cocuklar bosanmayi umursamiyorlar, umursadiklari ebeveynlerden birini kaybetmis hissettirilmeleri. Bunu da bosanmis ebeveynleri olan 40 yasinda biri olarak yaziyorum. Cok kucukken bile anne babamin bosanmasinin kacinilmaz oldugunu gorebiliyordum sorunum o degildi. Sorunum bosanma travmasini kendileri atlatamayan, bunlari bize yansiarak karsi tarafla iletisimi koparan buyuklerdi. Onlar gibi olmazsaniz kiziniz sizi anlayacaktir.
0
2oda1salon
(27.07.21)
21. yüzyıldayız fiziksel yakınlık tabi önemli ama artık uzaktan da iletişim halinde kalmak mümkün. burada annenin tavrı önemli. başka bir ülkede olduğu için çok kolay araya girebilir. engel olabilir. eğer böyle bir durum yoksa endişeye gerek yok.
0
orpheus
(27.07.21)
Tekrar evlenin. Evet. Neden olmasın. Bu defa olacak.
0
yuyu
(28.07.21)
Çok duygulandım hocam, o kadar çok çocuğunun yanında gibi görünüp aslında uzak olan insan var ki. Emin olun onun her daim yanında olduğunuzu hissettirdiğiniz sürece , mesafenin hiçbir önemi yok
0
bbb_1
(14.12.21)
(8)

Onun şu an üzgün hissetmemesi, ihtimal dahilinde olabilir mi cidden?

Berck
Merhaba.1,5 yıllık ilişkim yakın dönemde nihayete erdi. Bu ilişki benim için de kız arkadaşım için de hayatının çok özel bir dönemi oldu. İlişki boyunca her iki taraf da her türlü davranış şekliyle, özeniyle, gerçek bir samimiyetle bu duyguyu her an birbirine hissettiriyordu. Her şey gerçekten çok f
Merhaba.

1,5 yıllık ilişkim yakın dönemde nihayete erdi. Bu ilişki benim için de kız arkadaşım için de hayatının çok özel bir dönemi oldu. İlişki boyunca her iki taraf da her türlü davranış şekliyle, özeniyle, gerçek bir samimiyetle bu duyguyu her an birbirine hissettiriyordu. Her şey gerçekten çok farklı bir güzellik seviyesinde yaşandı.

Fakat ciddi bir tartışma yaşadık ve sonu net bir ayrılık oldu. Dönüşü olmayacak, defter kapandı. Aldatma gibi onur kırıcı bir sebepten dolayı değil ayrıca, onu da belirteyim.

15 gün oldu ve ben halen durumu kabullenmeye çalışıyorum, kendi içimde ayrılığın üzüntüsünü yaşıyorum. Alışması hiç kolay gelmiyor. Kendisi ise ayrılığımızdan önce planlanmış olan şekilde tatile ailesinin yanına yazlığına gitti. Oradayken Instagram'dan arkadaşlarıyla gayet mutlu mesut görünen fotoğraflar atıyor, fotoğraflarının yorum kısımlarında da arkadaşlarının "alev emojileri" falan. Baktım ki keyifli görünen fotoğraflar, story'ler devam ediyor; takipten çıktım, görmeye ne gereği var dedim...

Kafama takılan şu ki ben bu dönemde gayet mutsuzken, iştahım ve yaşam enerjim pek kalmamışken, kendisi benim gördüğüm derecede hiç veya en yüksek ihtimalle az üzgün olabilir mi acaba? Gerçekten mi ya? Ayrılığın kendisinden çok onun bu hallerine ve kendi düştüğüm halime bakıp uyuz oluyorum şu an.

Diyebilirsiniz ki "arkadaş biz nereden bilelim üzgün mü, değil mi" ama tarif ettiğim durumlardan tahminler yürütmeyi deneyebilirseniz eğer, şu an o bile bana kafi olacak.
0
Berck
(22.07.21)
Sosyal medya kişinin kendisini güçlü gösterdiği bir alan. Bu paylaşımlar üzerinde pek düşünme bana göre. Buradan çıkarılan sonuç karşıdaki kişi hayatından keyif almaya çalışıyor. Daha az üzülmek için bu yola başvurmuş olabilir. 1.5 sene ciddi bir süre. Üzülmemek zor ciddi bir sorun olmadığı sürece.
0
bilinmekistemeyen
(22.07.21)
Ayrılık dönemlerinde arkadaş faktörü çok iyi bir süspansiyondur. Muhakkak o da payına düşen kederi yaşıyordur kendiyle baş başa kaldığında ama gerçekten hayat devam ediyor ve bir köşesinden tutmaya bak sen de
0
fıytfıyt
(22.07.21)
Herkesin ayrılığı atlatma yöntemi farklı oluyor. Bazısı depresyona girmiş gibi eve kapanıyor, bazısı gezip tozarak ayrılığı aklından uzaklaştırmaya ve atlatmaya çalışıyor. Bazısı üzgünken uyuyor, bazısının gözüne uyku girmiyor. Aynı şekilde yemeden içmeden kesilen var, 10 kilo alan var. Kişiye göre değişen bir şey yani. Ben şu gittiği her yeri story atan, çok eğleniyormuş gibi davranan yani bildiğiniz nispet yapan insanların çok da mutlu olduğunu düşünmüyorum içten içe. İnsanların çoğu nerede olduğunu göstermezse ölecek hastalığına yakalandığı için bunlara şaşırmanızı anormal buldum. öte yandan şu an siz yas tutsanız ağlasanız bile, biten bitmiş hayat devam ediyor sonuçta. İnsan ayrılıktan sonra karşı tarafın fazla mutlu tavırlarından rahatsız olabiliyor, yani hiç mi üzülmedi moduna giriyor anlıyorum ama içinde ne yaşıyor bilemeyiz sonuçta. Yalnızca benim totomdan uydurduğum tespite göre, gerçekten mutlu olan insan mutluluğu milletin gözüne sokma çabasında olmaz diye düşünüyorum.
0
tamam sakinim
(22.07.21)
söylediğiniz kadar özel, farklı güzellikte bir ilişkiyi bir tartışmada bitirecek kadar önemli ne olmuş olabileceğini bilmediğimizden sağlıklı bir yorum yapmamız mümkün değil.
muhtemelen hiç bir şey olmamış gibi hissetmiyordur ama ayrılığa sebep olan şeyin ne olduğu, tartışmanın sebebi, kimin hatalı olduğu, kullanılan 1-2 kelime bile ayrılığı ne kadar zor veya kolay atlattığınızı etkileyen şeyler.
belki iyiymiş gibi yapıyordur. belki gerçekten iyidir. belki gamsız bir karakter olduğu için iyidir, belki vicdanı rahat olduğu için.
sizin atlatamamanız belki bir şeyleri hazmedememenizdendir. belki söyleyemediğiniz şeyler kalmıştır içinizde. belki suçlu hissediyorsunuzdur. belki de genel olarak takıntılı birisinizdir.
hiç bir şey bilmiyoruz ne kişilerle ne de durumla ilgili.
0
şarkı güzel ama ingilicce
(22.07.21)
1.5 sene nedir yani, hele hele tek tartismayla bicakla kesilip atilan iliski nedir yani? uzulmemesi normaldi bence.

Upuzun bir evliligi bitirdim oturup uzulmedim. O karari vermek cok zaman almis ve beni yormustu, karari verdigimde artik zaten benim icin hersey nihayete ermisti.

Onunu arkasini sagini solunu bilmedigimiz bir olay. Belki son damla olmustur karsi taraf icin.

Ama yine tekrarliyorum 1.5 yil hic oyle degecek bir uzunluk degil.
0
2oda1salon
(22.07.21)
Üzülüyordur, ne yapıyorsun merak da ediyordur. Hepimiz insanız ve bir çok yanımız birbirimize benziyor. Bir şey yaparken seni anımsatan şeyler aklına gelince keyifi de kaçıyordur, ulan iyi ki yok artık da diyordur. Şimdi üzülmezse bir süre sonra üzülür. Dalga dalga oluyor.
0
Amory Lorch
(22.07.21)
Yani belki çokta etkilenmeden atlatmıştır. aşırı duygusal takılmaya gerek yok, sal kendini ortamlara.
0
KaraSakall
(23.07.21)
@KaraSakall tuhaf olan şu ki, esas kendisi aşırı duygusal bir kadındır normalde. çok mutlu hissettirildiğinde veya bir şeylere üzüldüğünde hemen gözleri dolacak kadar.. şimdi "o insanla bu insan aynı mı gerçekten" kafası çöktü bana :/
0
🌸Berck
(23.07.21)
(12)

bu arabanın parası nasıl alınır?

maryjane
Selamlar, iş yerinde arkadaşımız zamanında sevgilisiyle ortak araba almış, ödemeleri vs elinde var fakat araba kızın üzerine kayıtlı.. Bunlar ayrıldı, olaylar çirkinleşti, kız tarafı inanılmaz çirkef; kız arabayı akrabasına vermiş satın alacak diye, akrabası paranın yarısını kıza vermiş, bizim elem
Selamlar, iş yerinde arkadaşımız zamanında sevgilisiyle ortak araba almış, ödemeleri vs elinde var fakat araba kızın üzerine kayıtlı.. Bunlar ayrıldı, olaylar çirkinleşti, kız tarafı inanılmaz çirkef; kız arabayı akrabasına vermiş satın alacak diye, akrabası paranın yarısını kıza vermiş, bizim elemana da para yok pul yok. Mahkemeye gitse araba senin üzerine değil, bişey alamazsın diyorlar. 2 senelik emeği var arabada; 300 bin tl, 150 bin para alması gerekiyo ama parayı alamıyor.. yardımcı olabilecek fikri olan birileri var mı? Çok üzülüyorum durumuna.
0
maryjane
(14.07.21)
arabayı ortak aldıklarını gösteren kanıtlar var mı elinde? varsa bir avukata başvurabilir.
0
reanarchy
(14.07.21)
Evliyken mi almışlar anlamadım, boşandılarsa mal paylaşımı davası açacaklar süresi gecmediyse

Yok hiç evlenmedilerse genel mahkemelerde sebepsiz zenginleşme davası açıp şansınızı deneyin
0
sanguine
(14.07.21)
Evli değillerdi, ortak aldıklarına dair şöyle; ödemeleri arkadaşım yaptığı için banka ödemeleri mevcut
0
🌸maryjane
(14.07.21)
bir arkadasim banka dekontu olmadan deftere yazilmis odemeleri mahkemeye sundugunda kabul edilmisti.

saglam avukat tutup dava acacak, banka dekontlarini sunarak sansi olabilir.
0
2oda1salon
(14.07.21)
Noterde yarısını kendine alsaydı bari. Şu an başkasına mal hediye etmiş, o da malı satmış, adam parayı istiyor. Hediye ederken düşünecekti. Geçmiş olsun.
0
Kahir ekseriyet
(14.07.21)
iyi bir avukatla çözülecek bir mesele. muhtemelen karşı tarafa arabuluculuk için telefon gittiğinde korkup kabul bile ederler. şu an dava açacağım konusu lafta olduğu için böyle rahat davranıyorlar. erkek tarafı elindeki ödeme yaptığı dekontlarla mahkemeye gideceğini karşı tarafa bildirsin bakalım, dava aç vermiyoruz derlerse sonrasında avukat devreye girer.
0
golgi aygıtı
(14.07.21)
Dava açarsa alır parasını. Sonuçta ödemeye dair belgeler var elinde. Eğer kız arkadaşının bu borcu ödediğine dair belgesi yoksa mutlaka parayı ödemesi gerekir. Ama dava için arkadaşınızın "Ben evleneceğimizi düşünerek bu kişiyle ortak araba aldım" gibi şeyler demesi lazım. Benim iyi niyetimi kullandı derdim ben olsam. Zaten kullanmış baya kız çocuğu.

Ben olsam çok pis çirkefleşirdim böyle bir şey olsa. Kızın ailesine ulaşırdım anlatırdım her şeyi, kızınız paramı yedi derdim. Paranın faizini bile alırdım.
0
GoodMorningTeacher
(14.07.21)
GoodMorningTeacher +1 git uğraş alırsın parayı.

sadece merak ediyorum, bu insanla ortak iş yapılmayacağını daha sonra çirkefleşebileceğini nasıl anlamadınız?
0
Hallegadola
(14.07.21)
direk buna bir cevabım yok. Fakat mesela nişanlına araba, takı vs pahalı hediye aldın diyelim, Daha sonra nişan bozulursa "ben bunları evleneceğimiz için hediye ettim, evlenmeyeceksek bu hediyeleri geri isterim" diyebiliyorsun. Bu mantıkla baktığında arkadaşınızda parasını alabilir. İşinin ehli bir avukat bulmak lazım. Belki de işinin ehli olmasa bile çok kolay bi davadır bu. Bilemedim.
0
zimbirik
(14.07.21)
İstanbul’da tanıdığınız bu davaya bakabilecek sağlam avukat var mı :)
0
🌸maryjane
(14.07.21)
Tavsiyem yok ama okurken ben sinir oldum. İnşallah tamamını hem de faiziyle geri alabilir arkadaşınız. Bu devirde kimseye güvenmemek lazım, dersini almıştır zaten.
0
hrvl
(14.07.21)
Hukuk sisteminin zayıflığı bu tip olaylarda ortaya çıkıyor işte. Mağdur, mağdur olduğu ile kalıyor. Üzücü durum. Hem hayat dersi çıkar hem de yeni bir hukuk sistemi. Tamamen farazi konuşuyorum hukukçu değilim ama “Benden borç istedi arabanın taksitlerini ödemek için, borç karşılığı senet yapmadım ama taksitlerini ben yatırdım kayıtlı olması için” dese bişey çıkar mı bi avukata sordurun derim. Çok üzüldüm ULAN!
Geçmiş olsun.
0
erty_ksk
(14.07.21)
(5)

Bu kadar yoksullukta yaşayamazdım diyor musunuz?

Piukh
Sınırın ne olduğu önemli değil, böyle bir soru dahilinde yoksulluk kişiye göre değişebilir. Merak ettiğim kafanızda sınır olup olmadığı.
Sınırın ne olduğu önemli değil, böyle bir soru dahilinde yoksulluk kişiye göre değişebilir. Merak ettiğim kafanızda sınır olup olmadığı.
0
Piukh
(08.06.21)
yaşayamayıp ne yapacaksın ki? yaşayamam diye bir şey yok. açlıktan yemek bulamayıp ağzına çakıl taşı atar yine yaşarsın.
0
bohr atom modeli
(08.06.21)
bu biraz "ne kadar intihara meyillisiniz?" sorusu olmuş. @bohr'a katılıyorum. mal mülk içinde yaşarken iflas edip 1 ekmeğe muhtaç insanlar bile yaşamaya devam ediyor. dünya hali. yaşarsın bir şekilde.
0
ilgeru
(08.06.21)
insan her şeye alışıyor.
0
gmzo
(08.06.21)
Allah yaşatmasın ama her koşulda yaşarım. Size suç ve ceza'dan şu parçayı bırakıyorum;

Raskolnikov yürürken, "Acaba neredeydi?" diye düşündü. "Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu, ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: 'Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek fırtınayla sarılmış vaziyette yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse, o şekilde yaşamak, şu anda bir saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir?' Yeter ki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!.."
0
kaptan maydanoz
(08.06.21)
yasiyorsunuz. yasaniyor.

issizdim, cocuk vardi, iliklerime kadar nefret ettigim bir ulkedeydim, pirinci yagi gunluk aliyordum, 1 olcu yag, yarim kilo pirinc, o ogune yetecek kadar. o siralarda cok garip bir sekilde birini tanidi esim, o adam tanidikliga mahsuben ne zaman urununu satmaya gitse bize de mutlaka 2-3 kilo birakirdi. Aldigimiz pirince onlar eslik ederdi. O adam bizim durum duzelmeye baslayinca o urunden ekmez ve pazara cikmaz oldu. Garip dedigim kismi buydu.

Fakir bir ulkedeydik, bakkallar olcuyle azar azar yag satmaya, yarim kilo pirince bir avuc fasulye tartmaya alisiktilar. Turkiye'de doverler herhalde sizi.

Insan adapte olur.
0
2oda1salon
(09.06.21)
(4)

Müsilajın Ege ve Akdeniz'e yayılması ve tatil planları?

epleindebisous
Marmara denizindeki müsilajın Ege'ye yayıldığı yönünde haber çıkmıştı. Ege ve Akdeniz kıyılarına tamamen yayılır mı bu durum? Ayvalık'taki otellere bakıyorduk ama bu haberler sonrasında vazgeçtim açıkçası. Sizce bu işin sonu ne olur?
Marmara denizindeki müsilajın Ege'ye yayıldığı yönünde haber çıkmıştı. Ege ve Akdeniz kıyılarına tamamen yayılır mı bu durum? Ayvalık'taki otellere bakıyorduk ama bu haberler sonrasında vazgeçtim açıkçası. Sizce bu işin sonu ne olur?
0
epleindebisous
(08.06.21)
Çanakkale’de baya müsilaj var şu an. Bu bilgi burada dursun:(
0
suicides underground
(08.06.21)
ek yapayim: ege'ye yayilirsa yunan adalari ne yapacak? bizimkilerden umidi kestik onlardan medet umalim bari cozum icin.
0
2oda1salon
(08.06.21)
Ilıca’daki arkadaşımla görüştüm orda he ğz bir şey yok. Ama bi süre sonra marmaradan aşağılara da gelir kesin. Çünkğ herhangi bir önlem alan yok gibi
0
condom kurşunu
(08.06.21)
Ayvalıkta bir şey yok. Oldukça berrak durumda su.
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(08.06.21)
(2)

Fotoğraf Bastırma

skoylu
Eşim ne zamandır fotoğraf bastırmak istiyor çerçeveler için. Üşeniyorum ne zamandır bilgisayarı aç klasörleri kurcala falan. Google fotoğraflardan alsam sosyopix gibi bir yere göndersem, Googledakiler düşük çözünürlüklü olduğu için kötü mü olur, orjinalleri mi yollamali?
Eşim ne zamandır fotoğraf bastırmak istiyor çerçeveler için. Üşeniyorum ne zamandır bilgisayarı aç klasörleri kurcala falan. Google fotoğraflardan alsam sosyopix gibi bir yere göndersem, Googledakiler düşük çözünürlüklü olduğu için kötü mü olur, orjinalleri mi yollamali?
0
skoylu
(04.06.21)
varsa orjinal boyutla daha iyi verim alinir. dusuk coszunurlukte istediginiz netlik olmaz.

ayrica google fotograflarin ayari var orjinal kalitesinde saklayabilirsiniz, salt yer kazanmak icin dusuk cozunurlukte saklayip arsiv yaptiginizi zannetmeyin yazik gunah. cok yuksek ucretler degil googledan alan satin almak.
0
2oda1salon
(04.06.21)
netbaski.com 'dan bastırıyorum, telefonun galerisinden direk yüklüyorum ve kalite olarak 10x15cm baskıda gayet güzel çıkıyor.
0
Northern Mariner
(04.06.21)
(8)

günümüzde kesilen uzvu monte etmek mümkün mü?

proletarier aller lander vereinigt euch
mesela el bilekten tertemiz kesildi. bir şekilde bağlantı sağlanabiliyor mu ideal koşullar altında?
mesela el bilekten tertemiz kesildi. bir şekilde bağlantı sağlanabiliyor mu ideal koşullar altında?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.06.21)
Evet, replantation diye geçiyor.
en.wikipedia.org
0
archmage mahmut
(02.06.21)
tabii ki.
0
jelly bear
(02.06.21)
temiz bir kesikse genelde sorun olmuyor ama parçalanmalar sıkıntı. hattori hanzo ile kesersen sorun olmaz ama testere sıkıntı.
0
Jux
(02.06.21)
vay be. teknoloji ne gelişmiş.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(02.06.21)
ben ameliyat olduğumda vardı geldi biri makinayla kesilmiş iş kazası yani. kendi kolunu kapıp gelmiş. doktor bana anlatıyodu adam da ordayken bu dünyanın en cesur adamı falan diye anlattı bunu ben de helal dedim ben gördüğümde dikikti ve azcık hareket ettirebiliyodu hisleri gelmemişti bayağ iyi hatırlıyorum
0
kushkush
(03.06.21)
ben buna sasiriyorum. 40 yasindayim. ilkokul mufredatinda bize kesilen uzvun buza konularak hastaneye birlikte gitmesi gerektigi ogretilmisti. dikilebiliyor cunku. Kesilen parmagi falan dikilen cok duymusumdur.

Sonra hop bir suredir kesilen uzvun dikilemeyecegi ile ilgili seyler okumaya basladim. Hatta boyle uzun uzun acikliyorlardi nasil buna uygun bir teknoloji yok diyerek. matrixteki glitch midir nedir anlamiyorum? nasil uygun bir teknoloji olmaz. var ya.
0
2oda1salon
(03.06.21)
instagramda kopan uzuvların dikilmesiyle ilgili cerrahi hesaplar var. bazı şartlar gerekiyor tabi ama çoğu benim beklediğimden daha fonksiyonel oluyor.
0
orpheus
(03.06.21)
@2oda1salon

buza konmali ama doğrudan uzvun buza değeceği şekilde değil, bir torba vb. şey içinde.

hatta şunu koyalım, bir gün allah vermesin birinin işine yarar.

----
Kopmalarda cerrahi tedavinin başarısını etkileyen en önemli faktörlerden birisi hastaya yapılacak ilk müdahale ve kopan kısmın sağlık kuruluşuna getiriliş şeklidir.

Bir kopma olayı sonrasında ilk yapılacak iş hastanın güvenli bir yere alınması ve mevcut bir kanamanın durdurulmasıdır. Hastada olayın şokuna bağlı olarak gelişecek bir tansiyon düşüklüğü durumunda göz kararması, baş dönmesi ve hatta bayılma olabilir. Böyle bir durumda hasta düzgün bir yere yatırılmalı ve ayakları yükseğe kaldırılarak beyine giden kan miktarının artması sağlanmalıdır. Bu sayede hastanın kısa sürede kendine gelmesi sağlanabilir.
Kanamayı durdurmak için genellikle yaralanan kısım üzerine temiz bir bezle sıkıca bastırmak, mümkünse bir sargı ile sıkıca sarmak ve yaralanan kolu veya eli yükseğe kaldırarak kalp seviyesinin üzerinde tutmak yeterli olur. Büyük damarların koptuğu durumlarda ise kolu üst kısmından sıkıca bağlıyarak kan akımını kesmek gerekebilir. İdeal olarak bu işi standart bir tansiyon aleti kullanarak yapmak gerekir.

Hastanın genel durumu kontrole alındıktan sonra kopan kısmı temiz bir bez ile sarın. Eğer parça çok kirli ise sadece temiz suyla üzerindeki kirler gidecek şekilde yıkayın. Herhangi bir dezenfektan madde kullanmayın. Temizleyip sardığınız parçayı temiz bir poşet içine koyun. Daha sonra ikinci bir poşeti buz ile doldurun ve hazırladığınız bu iki ayrı poşeti üçüncü bir poşet içine yerleştirin. Parçayı buz ile asla doğrudan temas ettirmeyin. Bu parçanın donmasına ve dokuların ölmesine neden olduğu için parçanın dikilmesini imkansız hale getirir. Kopan parçayı buzla birlikte taşımadaki amaç dokuların metabolizmasını yavaşlatarak oksijene olan ihtiyacını azaltmak ve bu şekilde daha uzun süre canlı kalmasını sağlamaktır. Kopan kısım parmak gibi çok büyük olmayan bir parça ise uygun şartlarda taşınması halinde 12 saate kadar canlılığını koruyabilir.

Tüm bunların yanında hastaya acil olarak ameliyata alınacağı için kesinlikle yiyecek ya da içecek verilmemeli, midesi mümkün olduğunca boş tutulmalıdır. Hasta ayrıca sigara içmemelidir. Sigara damarlarda büzülmeye neden olduğu için replantasyonun başarılı olmasını olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biridir
---

kaynak: www.elcerrahi.com
0
la traviata
(03.06.21)
(13)

ABD'de bulunmuş arkadaşlar (RTE içerir)

bohr atom modeli
ben bundan 10 yıl önce work and travel ile new york eyaletinde bulunmuştum. çok fazla otobüse binmedim ama bir gün albany'de bi yere giderken binmiştim, inerken otobüsün şoför tarafından en arkaya doğru uzayan bir tel vardı ve inmek isteyen onu aşağı çekiyordu. bunlar hala var mı ve ne derecede yayg
ben bundan 10 yıl önce work and travel ile new york eyaletinde bulunmuştum. çok fazla otobüse binmedim ama bir gün albany'de bi yere giderken binmiştim, inerken otobüsün şoför tarafından en arkaya doğru uzayan bir tel vardı ve inmek isteyen onu aşağı çekiyordu.

bunlar hala var mı ve ne derecede yaygın?

bou sorumu rte'nin söylemi üzerine yazıyorum. aslında çok az da olsa haklılık payı var. bu tür şeylerde türkiye birçok ülkeden daha iyi gibi. istanbul metrosu falan gayet modern bence. keza trenler otobüsler.

siz ne düşünüyorsunuz?
0
bohr atom modeli
(02.06.21)
Sordugun soruyu tam anlamadim ama ABD buyuk bir ulke ve hizli tren diye bir kavram yok.

Cin'den hizli tren satin alsak diyenler var.
0
yenibenyeniden
(02.06.21)
köprüler ve metrolar abd'den daha iyi türkiye'de. ama metro kavramı vs abd'de 50-80 sene önce başladı bitti. bizde yeni yeni peak noktasını yaşıyoruz son 5-10 senede. aşırı yapılaşma ve betonlaşma konusunda bakınca abd'den önde olduğumuz konular var. eksiğimiz hatalarımız da çok çok fazla.

ancak konu betonlaşma ise karşılaştırılacak ülke abd değil, dubai katar vs olur.
0
avatar is back
(02.06.21)
Son başlayan ilerler, geçmişten kalanın üzerine yenilik yapmak zordur. Bankacılık sistemi de benzer şekilde bizde ileri çünkü adam akıllı sistem zamanında yoktu, girişirken sıfırdan ileri teknoloji ile kuruldu.

Bu kötü bir şey olmak zorunda değil ama ayrıca övünülecek, onlardan daha iyi başardık denebilecek bir şey değil. Estonya dijitalleşmede birçok ülkenin önünde ama overall bakınca başka da bir olayı yok.
0
Jux
(02.06.21)
Bankacilik sistemi bizde daha iyi degil, 60 dolar vergi iadem geldi, 10 tane banka gezdim, hicbir eleman cek nasil bozulur bilmiyor, her bankada bir mudurle gorusmek zorunda kaldim, kotu olan su bircok mudur de bilmiyordu.

Bir bankada neyse deneyimli biri vardi, o banka da cekin neredeyse yarisini aliyordu.
0
howfaristhesky
(02.06.21)
@howfaristhesky, aynen kanka tam olarak işini iyi yapmayan personelden bahsediyordum ben de.
0
Jux
(02.06.21)
@howfaristhesky, işte neye göre iyi/iyi değil dediğine bağlı. ABD kafası çek bozdurmak burada zor oluyordur doğru. Ama online bankacılık, posta beklemeden şifre almak, belli ayarları webden değiştirebilmek, mobil bankacılık gibi şeylerde Türkiye çok hızlı görünüyor. Mesela ben İngiltere'de yaşarken şaşırdığım bişey her atm'nin para yatırılabilir şekilde olmamasıydı. HSBC Business bankamatikler yatırmaya izin veriyordu :D Biraz nüfus ve hız isteğiyle de ilgili tabii. Ha mesela duyduğum bir örnek, Western Union transferlerini Garanti Cep'ten yapabiliyordun, Avrupa'da kendi kendine yapamazsın saçma demişler parasını geç vermişlerdi birinin. Anlamamışlar sistemi.

Metro vs olaylar biraz geç gelmesiyle ilgili bence de. Ama yine de işletme olarak da iyiyiz bence. İstanbul metrosunda uyuyan evsiz, işeyen birileri, fare vs. görmedim. Dakiklik olarak emin değilim.

ABD'de toplu taşımanın iyi olmadığı hep söylenir fakat yüzölçümü çok büyük, ayrıca araba almak çok daha kolay.(ve gerekli deniyor) Türkiye'de araba alamıyorsun ve alman gerekmesin diye her yere toplu ulaşım var. Ayrıca Avrupa mantığı olduğumuzdan bizdeki şehirler biraz daha derli toplu. ABD'ye gitmedim ama her iki mekanın arası çok uzak ve arabayla gidilebilecek şekilde diyorlar. Ben avrupada çoğu şehri yürüyerek gezdim :D

sonuç olarak, farklı mantıktaki ülkeleri karşılaştırmak biraz elma-armut. Mesela sağlık sistemi, bizde çok iyi? mi? ama orada adam buna vergi vermiyor. Benim maaşımdan her ay o kadar para kesilmese, özel sigortayla daha iyi hizmet alacağım belki? gibi.
0
nhk ni youkosu
(02.06.21)
beğenmediğin ny metrosundan, aynı duraktan 8 farklı metro geliyor. bindiğin trenin başı bir yöne gidiyor, kıçı başka yöne gidiyor yolda ayrılıyor. türkiye'deki toplam metro ağı ny'nin 1/50 oranı kadar falandır sanırım.

otobüs hatlarına gelince, abd'de toplu taşımayı otobüs olarak kullanma oranı ile buradaki çok farklı. biz hindistan gibiyiz neredeyse artık insanlar otobüse metrobüse minibüse binmek için kapıdan birbirlerini iterek sıkıştırıyor, içeride winrar gibi duruyorsun. abd'de böyle bir şeye denk geldin mi hiç herhangi bir otobüste vs?

ben 4 ay kaldım ny'ta, çalıştığım restoranda haftada 5 gün ve günde sadece 6-7 saat çalışan 19 yaşındaki garsonlar işe jiple gidip geliyordu. sen şimdi böyle bir ülkede otobüse neden yatırım yapasın ki? öyle bir talep ya da ihtiyaç yok çünkü. burada haklın %70'i fakir olduğu için onlara yatırım yapmak zorundasın.
0
reanarchy
(02.06.21)
gayet haklısın, zaten ABD'de de tartışılan bir konu bu, sadece ulaşım değil tamamen altyapı konusunda çok ciddi renovasyon ve yatırım yapmaları gerekiyor. usa infrastructure renovation falan diye aratınca yıkılan yollar, eski elektrik dağıtım şebekeleri, su problemleri ile karşılaşıyorsun. tren ise en geri kaldıkları konu, Amtrak diye bir saçmalık var herkes nefret ediyor. yani tespit doğru aslında. şu anda altyapının bir çok noktada yıkılıp baştan yapılması tartışılıyor. dediğim arama kriteri ile araştırırsan bir sürü bu konuda makale çıkacaktır zaten. 5-6 trilyon dolarlık bir yatırım yapılması gerekiyormuş altyapının çağı yakalaması için. toplu taşıma zaten zayıf, bu kasten yapılmış bir şey çünkü adamlar avrupa gibi toplu taşımaya yönelmek yerine daha bireysel, otomobil odaklı bir şehir planlaması yapmışlar zaten.

ama bunun sebebi ABD'nin geri bir ülke olması değil, adamlar bu yatırımları 100 sene önce yapmış, iş gördüğü sürece de bırakmış. biz daha 5 sene önce açmışız bir çok metroyu. e tabii ki bizimki daha yeni olacak. yani bu ABD'nin geri, bizim ileri bir ülke olduğumuzu göstermez, ama evet altyapı konusunda tr kendi klasmanına göre çok iyi durumda diyebiliriz.

araba fiyatları ile ve kişi başına düşen mill gelir ile konunun hiç bir alakası yok, sıfır korelasyon. az buçuk ingilizcesı ve okuduğunu anlama becerisi olan herkes Google'ı kullanarak yukarıda yazdıklarımı doğrulayabilir.
0
roket adam
(02.06.21)
Ben Afrika'da bir ulkede yasiyorum. Mobil internet hizi ozellikle Turkiye ziyaretimde anliyorum ki daha hizli burada. Mobil bankacilik var, bir hat sahibi oldugun an saniyesine kullanmaya baslayip aninda para gonderip alabiliyorsun ve en ucra koyde bile bulursun parani cekecek bakkal. simdi bu iki noktayla bulundugum ulke turkiyeden gelismis mi oluyor?

Ulke halklarina sunulan ve alistiklari bir "rahatlik" sistemi var onlarin seviyesi degisiyor sadece. Fakat bunlar genel olarak refah seviyesini belirtmiyor bence.
0
2oda1salon
(02.06.21)
Bu sistem evet hala var 2020 Missouri’de aynı sistem vardı. Ne şehir içi ne şehir dışı toplu taşıma doğru düzgün değil. Bir otobüs bir saatte bir geliyor falan. Niye böyle peki? Çünkü herkesin arabası var. Bir ailede yetişkin kişi sayısı kadar araba var ve benzin çok ucuz. Tr’yi Abd ile kıyaslamak çok yanlış zira sahiden toplu taşıma kültürü gelişmemiş. Avrupa ile kıyaslarsak Almanya, Hollanda, İsviçre ve Fransa’da şehir içi/şehirler arAsı çok defa seyahat ettim. Türkiye’de otobüsle eşimi bir yerden bir yere gönderirken çekiniyorum açıkçası. Bu saydığım ülkelerin tamamında toplu taşıma Tr’nin çok ilerisinde, hem konfor hem öngörülebilirlik açısından.
0
but that was just a dream
(02.06.21)
metroların iyi olması adamların 1900ün başında metroyu kullanmaları olmasın? adamlar sen eşşeğe binerken metroya biniyordu. abd den iyi falan değiliz ya. senin başkentinde maguris dolmuş var ya allahını seversen neren iyi?
0
mikahakkinen
(02.06.21)
Bu sey gibi degil mi, asgari ucretle gecinen ailenin reisinin, bilmem kac milyon taksitle aldigi iphone ve devasa tv'sini gosterip, zengin ailenin ihtiyaci olmadigi icin tercih etmedigi, ortalama bir android ve ortalama bir tv ile yetindigi durumu, bakin biz onlardan iyiyiz diye gostermesi gibi.

Almanya'da da e-devlet kadar kapsamli bir dijitallesmenin yanina yaklasilmiyor, hala her sey mektupla yuruyor. Bu almanya icin negatif bir durum ama, dijitallesmeden once daha temel sorunlari cozmek gerekmiyor mu? Adamlarin takir takir isleyen bir adalet sistemi var mesela, hayvan gibi sosyal devletleri var, rejimleri demokratik.

Bunlar hep bizim gorgusuzlugumuz. Cok daha temeldeki sorunlari cozmeden, alt yapi sorunlarini halletmeden, yuzeysel seylerle kendimizi avutuyoruz. Neymis metromuz guzelmis, insan gibi yasamadiktan sonra istersen tum ulkeyi altin ile kaplat, adalet olmadiktan sonra neye yarar tum bunlar?
0
bosver nicki
(02.06.21)
arkadaşlar ben abd bizi kıskanıyor demedim ki. yani abd veya almanya gibi ülkeler bizden iyi diye her konuda bir şekilde onlara haklılık bulmamız gerekmiyor ki.

abd süper güçse, new york'ta bir duraktan 8 metro geçiyorsa bırakın da o metrolar sidik kokmasın, klimaları falan olsun. yazın new york'ta metroya binen varsa bilir ne demek istediğimi. hayır bir de her yerde paylaşılıyor "keanu reeves metroya bindi araba kullanmıyor gelişmiş ülke yea" diye. şimdi burada "niye metroya yatırım yapsın herkesin arabası var" olmuş.

yani bazı şeylerde biz daha iyi olamaz mıyız? bu düşünceyi anlayamıyorum. almanya'da sanayi iyi diye bürokrasideki kağıt fantezisini görmezden mi geleceğiz?
adamlarda telefon uygulamasına kaydoluyorsun size bir fiziksel bir mektup gönderdik şifreniz onun içinde olacak diye mail geliyor, bir uygulamaya giriş yapacağım diye bir hafta mektup bekliyorsun ve bu alt tarafı bir sigorta şirketi.

garip gerçekten.
0
🌸bohr atom modeli
(03.06.21)
(1)

Farklı örgü modelleri / fikirleri

havadakarada
Annem yıllardır atkı, çocuk elbisesi vs gibi şeyler örüyor. Çok güzel örüyor ama birçoğunu ya dağıttı, ya ucuza tuhafiyeciye sattı, bir kısmı da evde duruyor.Acaba alternatif bir örgü fikri ve modeline geçse de ben de etsy'de satsam düzgün de para kazansak mümkün mü diye düşünüyorum. Bu konuda fikri
Annem yıllardır atkı, çocuk elbisesi vs gibi şeyler örüyor. Çok güzel örüyor ama birçoğunu ya dağıttı, ya ucuza tuhafiyeciye sattı, bir kısmı da evde duruyor.

Acaba alternatif bir örgü fikri ve modeline geçse de ben de etsy'de satsam düzgün de para kazansak mümkün mü diye düşünüyorum. Bu konuda fikri olan var mı araştırmam için? Teşekkürler.
0
havadakarada
(27.05.21)
etsy'de bakin ne satiyor ne populer. orada satacaksaniz daha modern modeller bulmaniz lazim gelir. ama birebir kopyalamayin, fikir olmasi acisindan bakin. hangi renkler moda falan.

etsy'den para kazanmak mumkun. hatta eger hala almadiysa vergi muafiyet belgesi cikarip etsydeki vergi kesintisi muhabbetinden isler iyiye gittiginde maliye denetiminden falan kurtulursunuz.

fakat etsy cok kolay bir yer degil musteri acisindan. herseyi cok acik sekilde yazmaniz, urunlerin boyutunu vs. ni iyi belirtmeniz lazim. kargo isini de guzel arastirin.

bir de yurtdisinda etsy musterisi olan kitleye bizdeki akrilik ipler gitmez. belki vegan falan diyerek bir yerden girmek mumkun olur fakat illa kaliteli ip kullanmaniz gerekecektir. ip icerigini de arastirin rakipleri arastirirken.

etsy konusunda iyi bir facebook grubu: www.facebook.com
0
2oda1salon
(28.05.21)
(22)

yurt disinda mutlu olamadigim icin vicdan azabi cekiyorum

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
evet dostlar, üzgün veya mutsuz degilim ama mutlu da degilim. konuyu biraz acayim.disaridan bakinca herkesin cok yasamak isteyecegi bir sehirde ve muhitte yasayip, cogu insanin yapmayi dileyecegi bir isi yapiyorum ama hayata karsi inanilmaz nötrüm. sosyal medyada turk timeline'ina bakip insanlarin y
evet dostlar, üzgün veya mutsuz degilim ama mutlu da degilim. konuyu biraz acayim.

disaridan bakinca herkesin cok yasamak isteyecegi bir sehirde ve muhitte yasayip, cogu insanin yapmayi dileyecegi bir isi yapiyorum ama hayata karsi inanilmaz nötrüm. sosyal medyada turk timeline'ina bakip insanlarin yurt disi hayallerini, isteklerini görünce veya yurt disina cikmis insanlarin mutlulugunu gorunce kendime kendime "ulan sen neden mutlu degilsin, ne buyuk sorunun var hayatta" diyorum ve kendime kiziyorum.

zamaninda okuyup calistigim yere birkac yillik turkiye arasindan sonra sirketin istegiyle geri geldim. dilini biliyorum, egitimim bu ulkeden, ortami biliyorum, tanidiklarim var ama icimde hicbir ekstra sevinc yok. turkiyede nasil yasiyorduysam ayni duygularla yasiyorum. diger insanlar gibi ne guzel iyi bir ulkede yasiyoruz diyemiyorum.

insanlarin avrupada cekilmis herhangi bir sokagin fotografina verdikleri tepkileri gorunce sasirip, insanlar senin bu hayatina ne kadar ozlem duyuyor ama sen sifir neşe ile oturuyorsun diyorum kendi kendime ve yasadigim hayata karsi nankörlük yapiyormusum gibi hissediyorum.

es dostun bir kismini turkiyeden taniyorum, bir kismi da bu ulkenin insani ama hicbir türk'e bu konuyu acamadim. nedense biraz cekindim bu konuyu konusmayi. belki onlar da benle ayni duygulari paylasiyor ama emin olamiyorum.

birkac haftadir dikkat ediyorum. is sonrasi veya hafta sonlari yaptigim aktiviteler ve bulusmalar bir gorevmis gibi gelmeye basladi. inzivaya cekilip kendi kendime evde kafa dinlemeyi istemem sanki yasadigim hayata nankorluk gibi geliyor.

evet, kazanc olarak daha iyi durumda oluyorsun. her ne kadar turkiyeden gorundugu kadar olmasa da maddi olarak rahatliyorsun. evet, sehirler guzel ve planli. evet, insanlarin hepsi olmasa da cogu daha duzgun. evet, daha huzurlu vs. fakat bunlarin hicbiri beni daha neşeli kilmadi.

gecenlerde turkiyeden yeni gelmis (sanirim okumak icin) ve bana bir konuyu danismak isteyen iki gencle tanistirdilar. nasil mutlular, nasil yuzleri guluyor anlatamam. ben de onlaro oyle gorunce mutlu oldum ama modumun onlar kadar yuksek olamamasina kizip durdum sonrasinda.

bu soruyu acma nedenim de aslinda yurt disinda en azindan bir 5 yili devirmis arkadaslarin ne hissettigini ogrenmek. ben calisan sinifa mensup bi insan olarak yine calisan kesimden, orta sinif arkadaslarin duygularini merak ediyorum.
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(27.05.21)
10 seneye yakın okul+iş milano. şu an geri istanbul.
Şehir ülke insanı mutlu etmeye yeten şeyler olmadığı gibi mutsuzluk sebebi de değil aslında.

dünyanın en klasik sorusu bu, "sen hayatta ne yapmak istiyorsun? istediğin, sana iyi gelecek şey nedir?" cevabını ucundan yakala ve peşinden koş. her gün 7/24 mutlu olunamayacağını kabullen, kabullenmeyi kabullen ve içinde bulunduğun anda dur ve sana iyi geleni fark etmeye çalış.
her akşam yastığa kafayı koyduğumda kurduğum hayali milano'da gerçekleştiremeyeceğimi görüp istanbul'a döndüm. döndüğümün 3. senesi hayalin yarısı gerçekleşti. acelenin, telaşın, kendini yiyip bitirmenin gram faydası yok, akısına bırakıp sana iyi gelen şeyleri hatırla, hayal kur. kıstasın ayda ne kazandığın değil ayda kaliteli geçirebildiğin zaman olsun.

sıkma canını, yaşadığı yerden bağımsız insan aynı insan, senin de mutsuz olma memnun olmama hakkın var.
atalet-erteleme gelmeden sana ilham verecek beynini besleyecek bir şeyler bulmaya bak.

sevgiler
0
nwnd
(27.05.21)
kendini neden seninle benzer şartlarda olmayan insanlarla karşılaştırıyorsun ki...
0
heeresgruppe
(27.05.21)
Yurtdisina hic cikmadim ancak izin verirseniz cevaplamak istiyorum.

Bilgisayar muhendisiyim ve iyi bir devlet okulundan mezunum, su anda da yuksek lisansima devam ediyorum.

Etrafimdaki hemen hemen herkes yurtdisina tasindi ya da tasinma hayali kuruyor. Yurtdisi sihirli degnekmis gibi davraniyor insanlar. Giden insanlar da sanki orda en ufak bir zorluk cekmiyormus her sey muhtesemmis gibi anlatiyor ve davraniyor.

Yurtdisina gitmek bir nevi hayatin instagram versiyonu gibi. Nasil orda kimse kotu anini paylasmiyorsa gidenler de onu yapmiyor. Cok asiri minnettar olmaniz gereken dunya nimetiymis gibi davraniliyor disardan.


Ben her seyde oldugu gibi bunu da abartili buluyorum. Siz herhangi bir sahip oldugunuz sey yuzunden, millet buna gipta ediyor diye cok sukretmeliyim, %200 mutlu olmaliyim hissi yasamak zorunda degilsiniz.

Size ozenen insanlara da ozenen milyonlar var ona bakilirsa.

Olayin sehirden ziyade kendinizle ilgili oldugunu dusunmeniz gerekiyor. Kendinizi mutlu ve tatmin olmus hissedebileceginiz yollar arayin. Bu da illa spor ya da hobi ile ilgili olmak zorunda da degil. Belki bir ogrenciye burs verirsiniz belki alaninizdaki birilerine mentorluk saglarsiniz. Bambaska seyler de olabilir ama kendiniz aramali ve bulmalisiniz. Basakasinin onerdigi sizi tam anlamiyla tatmin etmez.
0
tessera
(27.05.21)
Yurtdisina geldigim icin mutluyum da bir yerden sonra geciyor yani ne yapacagim her gün Fransa'da yasadigima dua ederek kalkacak değilim. Belli yerden sonra rutin, normal hayat olmasi kadar normal birşey yok.

Yani ben de ilk geldiğimde oha ne güzel falan oldum ama artik alistim yani. Tamam maas guzel, yeme icme kaliteli, insanlar iyi ama polyanna gibi de dolasamayiz :) 5. Seneye giriyorum bir kac aya. Her Türkiye'ye gidince geri dönesim geliyor hemen o kadar daralıyorum.
0
logisticsmanager
(27.05.21)
Gecen bir yerde okumustum, "yurtidisina gidince arka fon degisiyor sadece, sen yine ayni sensin"

Not: 3 sene yurtdisinda yasadim.
0
brkylmz
(27.05.21)
4 yildir almanyadayim. bende hemen hemen benzer duygular icersindeyim. vicdan azabi cekmiyorum da buraya hicbizaman ait olamayacagimdan sanki bosuna burda zamanimi harciyormusum gibi geliyor. daha yeni izinden geldim türkiyeden. sanki hep orda rahat yasabilmek icin bu zamanimi feda ediyormusum gibi geliyor.

türkiyede az paraya calistigim üzüldügüm seyler olmamis gibi sebepsiz bir özlem duygusu oluyor.
galiba tipik bir almanci olma yolunda ilerliyorum.
0
vhs kaseti
(27.05.21)
Devlet okulundan koleje gecmis gibi oluyorsun, okul yine okul hergun derse giriyorsun.
Mutlu olmak zor bence.
0
divit
(27.05.21)
olay biraz nerde olduğun değil kimle/kimlerle olduğunda bence. ben de iki sene atinada çok mutsuz yaşadım, sonra ankaraya taşındım çok mutlu bir sene yaşadım.
0
sipsiyah
(27.05.21)
sikinti yasadigin hayatta veya kisiliginde degil, sikinti kendini baskasiyla karsilastirmanda. kendini degistirmene veya kafandan bir seyi silmene gerek yok. baglarini koparmana da gerek yok. kafana gore takil iste. evde durmak istiyorsan da evde dur, 'ben olsam hep gezerdim' diyen de ciksin gelsin kendisi gezsin. hem sanane baskasinin ne yaptigindan/yapacagindan, onlara ne senin ne yaptigindan?

ben de hic hazzetmiyorum turkiye'de yasayan cogu kisiyle konusmayi. resmen insani yurtdisinda yasadigi icin suclu hissettiriyolar. sanki hayat bi orda zor amk. biz burda yattigimiz yerden para kazaniyoruz sanki. evet refah duzeyi yuksek, zaten o yuzden geldik ama napayim yani benim sucum mu? kimle konussam 'oh lan kurtuldun valla, oh lan ne guzel istesen ferrari alirsin orada araba ucuz, oh valla ne guzel is hayati cok kolay' diye diye insani konusmaktan sogutuyolar. hic takmican.
0
icim urperiyor
(27.05.21)
20 seneyi devirdim.

Yurtdisi luks bir restaurant gibi. Dekor super, servis harika, tabak canak masa duzeni inanilmaz. Bir yemek soyluyorsun geliyor tabak harika hazirlanmis. Sonra bir catal aliyorsun tadi bombok.

Turkiye'de esnaf lokantasi, iceri korkarak girersin bazen saga sola dokunmak istemezsin. Onune bir yemek koyarlar goruntu olarak birseye benzemez, catallar bardaklar kirlidir vs. Sonra bir tadina bakarsin soka girersin.

Uzun sure disarida yasamayanin anlayabilecegi mevzular degil bunlar. Obur taraftan ne olursa olsun cikmak isteyenleri de anliyorum. Ama ciktikdan sonra iluzyon 3-5 sene icinde dagiliyor, bu da bir gercek.
0
cooperr
(27.05.21)
Maddi olarak rahatlamak, düzenli şehir evet güzel şeyler ve ilk akla gelenler de Türkiye’den kaçış furyası o kadar basit değil. Siz ne kadardır yurtdışındasınız bilmiyorum Göz göre göre her gün daha kötüye uyanmak çok yıpratıcı, gelecek kaygısı sadece maddi yönlü değil. Sorunların her zaman üstünün örtülmesi, hukuksuzluk, eskiden eğitimin, görgünün, yeteneğin getirdiği bütün avantajların yerini kaotik bir düzene bırakması... Boğulmak üzere hissediyor gençler o yüzden bu kadar büyük bir olay. Siz kendi düzeninizde bu hissiyata elbette uzaksınız o yüzden aşırı gelmesi çok doğal ama işte normal koşullarda değiliz. Aslında dediğiniz gibi sıradan bir Avrupa şehri fotoğrafına delirmek saçma.
Ha sizin haftasonu aktivitenizle bunun ne alakası olabilir? Orada durum kişisel bence. Evinizde oturun, dışarı çıkın kime ne? Bence bu mutsuzluk meselesini kendi şartlarınızda değerlendirin, cevabı yurtdışındaki çevreniz, yaşadıklarınız çerçevesinde arayın. Türkiye’nin olağanüstü şartları, bunalımı sizi yanlış yönlendirir.
0
not dark yet
(27.05.21)
8-9 aydir yurtdisindayim, oncesinde istanbul'da rahatim yerindeydi. Burda da rahatim yerinde. Farkettim ki icinde olmasam bile turkiye gundemi beni etkiliyor. Artik dolar arttiginda "napicaz yau" demiyorum belki ama yine uzuluyorum. Yasama kalitesi/gelir acisindan filan belki yurtdisi daha rahat ama kopamadim ben henuz turkiyeden. Kopabilecegimi de sanmiyorum. 5 haftalik tatilimin en az 2 haftasini turkiyede geciririm herhalde bundan sonra da.
0
fakyoras
(27.05.21)
ben olayin mantigini anlamadim.

yurtdisinda oldugun icin mi mutsuzsun? turkiye'de daha mi mutlu olacagini dusunuyorsun? yazdiklarindan anladigim kadariyla cevabin "hayir" - ayni hissediyorsun.

o zaman mutsuzlugunla yurtdisinda olmanin alakasi nedir onu cozemedim. hayattan tad alamiyorsun, belli ki bir cesit depresyondasin. nerede olursan ol bu problem cozulmedikce boyle hissedeceksin sonucta. butun meselenin yurtdisiyla alakasini anlamadim ozetle.

acaba "turkiye'de mutsuzum, yurtdisina gidersem mutlu olurum" diye dusunup gittin de hayal kirikligina mi ugradin? o zaman biraz daha anlasilir, ama problemin kaynagini degistirmiyor: bir cesit depresyon icindesin demek ki. bir profesyonelle gorusursen yardimci olur bence.
0
robokot
(27.05.21)
Bulundunuz yerde kök salamamissiniz.

Derdiniz, anlattiginiz kadariyla bu.

Insan iliskileri ictenlikli, samimi olacak. Oylesine kurulan arkadasliklarin tabii ki sosyallesmek adina bir onemi var. Ancak samimi olacaginiz, icerisindeyken cok rahat hissedeceginiz bir sosyal cevreye ihtiyaciniz var.

Avrupa´dayim, 5 yili da devirdim.

Surekli ilerlemek, kendimi gelistirmek amaciyla gelmistim, bir dakika bile "durmaktan" inanilmaz rahatsiz oluyordum. Sonunda istedigim ulkeye gelmistim, hicbir seyi geciktiremezdim. En kucuk sorunda da demoralize oluyordum. Kendimi bu yaris psikolojisinden cikartmam zamanimi aldi.

Burada her anim mutlu mesut gecmek zorunda degil. Karsilastirma yapmiyorum, surekli karsilastirma yapmaktan yoruldum. Benimle yakin tarihlerde baska sehirlere gocen arkadaslarimda da durum bu. Biz burada bir hayat kurduk. "Türkiye´de olsam simdi nasil olurdum?" sorusu sadece ve sadece yipratici.

Yasadigim ulkenin vatandasi da oldum. Burada bir hayat kurdum. Ve bu hayattaki sorunlar sadece benimle ilgili. Yasadigim yerin firsatlarindan, islerin ve hayatin kolayligindan memnunum. Bunlar minumum, bunlar standart. Insanca yasamanin minumum gereklilikleri saglaniyor diye ben niye neseleneyim?

Türkiye ormanindan cikinca, evet, ilk sene ben de cok neseli ve enerjiktim. Survivor modundan ciktiktan sonra normale dondum. Avrupa´dan anlasilacak sey cennet degil, sadece insani standartlari saglamis yer olmali.
0
buf-e kür
(27.05.21)
biraz beklentiyle alakalı bir problem var burada. ben 1 sene yaşadım daha önceden, giden, kalan ve dönen de çok arkadaşım var. yurtdışında yaşamak kendi evinde yaşamaya göre çok daha büyük ve sürprizlere açık bir challenge. zaten bu kadar çok göz önünde olmasının sebebi de bu, gidenlerin çoğu "acımadı ki" modunda "biz aşırı memnunuz, 1 liraya 10 kilo et alıyoruz" diyor ancak işin duygusal yönünde hissettikleri sakatlıkları anlatmıyorlar. dolayısıyla bir kere kesinlikle yalnız değilsin, sadece işin bu noktası konuşulmuyor. özellikle psikolojik açıdan gurbet gerçekten zor, bunun vizyonla falan da alakası yok. bunu amerikaya giden alman da yaşıyor, japonyadan avrupaya taşınan japon da. 40 milletten sadece biz bunu ayıplıyoruz, halbuki gavur homesickness diye terim bile üretmiş.

ikincisi, o uzak ülkede bir yabancı olarak kendi evini özlemen çok ama çok normal. kendine haksızlık etme kesinlikle. farklı çıkış yolları ararsın, denemeler yaparsın, ama işin sonunda ben trde 3 kuruş daha az kazanırım ama kendi çöplüğümde yaşarım dersen bu ayıplanacak bir şey değil, aksine çok normal bir şey. ben şahsen böyle düşünüyorum 1 senelik tecrübemin sonunda, ve o zamanlar kalma imkanım olduğu halde kalmadığım için de genel olarak çok memnunum, iyi ki de öyle yapmışım. her ne olursa olsun yabancılar şubesiyle uğraşmamak, kendimi anlatmak zorunda kalmamak, önyargılarla uğraşmamak, arkadaşlarına ve aileme yakın olmak, ailemden biri hasta olduğunda koşabilmek, kendi anadilimi konuşabilmek (ki 2 dili çok iyi seviyede biliyorum) bunların hepsi benim için paradan çok ama çok daha önemliydi, o yüzden mutluyum. zorlukları var evet, cool bir şey de değil, ama belki de bu iş sana göre değildir? yani öyle bi zaman gelir ki lan keşke istanbulda olsaydım da gidip çöplükte bira içseydim ama yanımda şu arkadaşım olsaydı dersin, işte o önemli bi detay. biraz makina olmak, duygusuz olmak lazım yani, fazla düşünmemek lazım.
0
roket adam
(27.05.21)
herkes farklı. Kimi insan arkadaş ilişkilerini veya ailesini özlüyor dönüyor mesela. Mutsuzsan dönmeyi de değerlendir tabii FAKAT tek söylemek istediğim bir şey var, lütfen mümkünse oranın vatandaşlığını almaya çalış (zaten 5+ yıldır oradasın sanırım), B planın ve garantin olarak dön Türkiye'ye. Çünkü burada işler iyi gitmiyor, belediyenin verdiği Gri pasaportlarla insan kaçakçılığı falan yapılıyor öyle düşün. Ben Türk pasaportunun hiçbir değeri kalmadığını ve ileride en ufak vize için bile çok zorlanacağımızı düşünüyorum. Gitmişken elin boş dönme.

Bu arada gördüğüm çoğu arkadaşım ilk 2-3 yıl içinde çok alışıp(başta zorlanıp) sonra "ya Türkiye'de bunu nasıl yapmışız çılgınlık" moduna giriyorlar. Good for them.
0
nhk ni youkosu
(27.05.21)
Merhaba,

Çok uzun süre sayılmaz ama bir yıl yurt dışında yaşayıp yaklaşık 4 ay önce geri döndüm. Kalıcı olmasam da bir yıl daha kalma imkanım vardı ama dönmeyi tercih ettim.

Benim gördüğüm kadarıyla sizin durumunuz o yurt dışına imrenip "kaçarcasına" Türkiye'den gidenler gibi değil. Yani sizin gitme motivasyonunuz muhtemelen o "Süper bir ülkeye geldik. Türkiye'den kurtulduk" diyenler kadar yüksek değilmiş. O nedenle böyle düşünmeniz oldukça normal geliyor bana. Sizinkisi iş için ülke değiştirmek gibi olmuş.

Ben de görece güzel bir ülke ve şehirde yaşadım. İşim buradakine göre oldukça hafifti. Büyük bir şehirdi ama doğası güzel, sessiz sakin bir yerdi. Ama inanın kendimi bu kadar güvensiz hissettiğim bir yer daha olmamıştı. Silahlı soygun ve ölümler çok yüksekti. Akşam hava kararmadan eve girmeye özen gösteriyordum. Markete giderken sürekli etrafı kolluyordum. Her şey mükemmel olmuyor maalesef. Bununla birlikte pandemi sebebiyle sosyal ortamım da olmadı. Ben de döndüm. Dönünce de "Biz, sen orada kalırsın artık diye düşünüyorduk." dediler hep. Öyle bir imaj var hep. Bu anlattıklarımı duysalar inanmazlar. :)
0
shatskikh
(27.05.21)
Bence genel olarak hissettiklerinizin yaşadığınız ülkeyle bir alakası yok. Biraz orta yaş bunalımına girip hayatı anlamlandırma noktasında zorluk çekiyorsunuz gibi gördüm yazınızdan.

Gelişmiş ülkeler sihirli bir şekilde sizin psikolojinizi düzeltecek, size hayat sevinci verecek diye bir şey yok bana göre. Size rahat ve mutlu bir hayat yaşamanıza yardımcı olacak şeyler veriyor sadece.

Türkiye'de zaten hayatın default zorluklarına ek olarak her geçen gün oldukça kötüye giden şeyler var. Insanlar önünü göremiyorlar. Düşünün orta sınıf görülen iyi eğitimli bir kişi, kıçı kırık ikinci el bir araba alabilmek için yıllarca çalışmak zorunda kalıyor. Fazla uzatmaya gerek yok ama buna benzer bir sürü olumsuzluk var siz de biliyorsunuz zaten. O yüzden insanların size imrenmeleri, daha mutlu olduğunuzu düşünmeleri normal.
0
synthetic a priori
(28.05.21)
Buna aslında kişilik ya da karakter diyoruz. Depresyonda olduğunu düşünmüyorum. Bir şeye nankörlük ettiğin de yok Neyden keyif alıyorsan ona devam.
0
velvetmorning
(28.05.21)
1 ay kadar falan once bir instagram reels izledim ve jeton tam manasiyla dustu: mutluluk depresyon gibi bir uc noktadir. her zaman mutlu olamazsin, aranan duygu tatmin olmaktir (being content)..

Bunun ustune epey bir dusundum cunku hayatindan genel olarak tatmin olan bir insan olarak bu deliler gibi mutlu olma kismi beni hep zorluyordu. Boyle bir baski var uzerimizde cunku ve bu bizi oldugumuzdan farkli olmak icin zorluyor. Yani evden ise isten eve rutiniyle gayet iyi gecinen bir insanim, kalabaliklarda olmak, arka planda istemedigim muziklere maruz kalmak (ki mutlulugun tanimini yapamam ama gercek bir mutsuzluk sebebidir benim icin), small talk dedikleri nane mutlu etmiyor beni ama cizilen portre o. bunun bir gereklilik olmadigini anladim o videoyla.
0
2oda1salon
(28.05.21)
Mutlu ya da mutsuz olmanın fonla değil insanın kendisi ile alakası var. Ama mutlu/mutsuz bir insanın tr'de mi mutlu/mutuz olması daha güzeldir yoksa insan hayatına değer verilen bir yerde mi diye sorarsan 2ncisini seçerim. Tr'nin kötü yanlarını kimi kesin her gün tadıyor, kimisi her gün tv'den izliyor, kimisi ise hayatında 1-2 defa yaşıyor. Fakat herkes etkileniyor. Bu gerçekliği denklemden çıkarırsan sen senle başbaşa kalıyorsun. Mutlu olmak oradan sonra sana kalmış durumda.
0
twelfth
(28.05.21)
Twelfth +1000

Soyledigi sey cok dogru. Kucuk cocuguyla yasayan bekar bir anne olarak, kendi can ve mal guvenligim icin ekstradan endiselenmek durumunda degilim. Turkiye'ye gelmemek icin en buyuk sebeplerimden birisidir bu. Erkeksiniz anlamayabilirsiniz bu durumu ama boyle bir rahatlik var.

Ekonomik olarak enflasyondu oynak fiyatlardi gecim icin endiselenmek durumunda degilim. 8. seneye giriyorum burada, tupgaz fiyatlari artmadi aksine geldigim zamankinden daha dusuk (buyuk bir rezerv bulunmustu geldigim sene onun etkisi oldu deniyor), bakliyat, sebze ve meyve yetisebilme bolluguna gore fiyati artar ve azalir. bu da 8 senedir hemen hemen ayni fiyatlarla olur. Bol zamaninda ne kadara dusecek, kit doneminde ne kadara yukselecek kafamda belli ve 8 senedir degismedi. 8 senedir degisen yeni sivi yag fiyati oldu. Oradaki artista tek yon sehir ici toplu tasima ucretine tekabul ediyor (2 lolipop parasi). Fiyatlarin artmamasina o kadar alismisim ki cok geldi bana.

bu tip artilar var

u
0
2oda1salon
(28.05.21)
(5)

Bir kaç saat gidip gezmelik park vs

avatar is back
İstanbul için. İsfanbul’u ilk kez duydum da çok pahalı diye vazgeçtik. 3-4 kişi gidip bi tur atalım gezelim istedik öğleden sonra bir kaç saat boşlukta. Gerçi baktım da isfanbul temaprk fena değil gibi. Yine de parasını verip gidip eğlenmeye mi baksak? Esenler otogarı/forum istanbul civarına araçla
İstanbul için.

İsfanbul’u ilk kez duydum da çok pahalı diye vazgeçtik. 3-4 kişi gidip bi tur atalım gezelim istedik öğleden sonra bir kaç saat boşlukta.

Gerçi baktım da isfanbul temaprk fena değil gibi. Yine de parasını verip gidip eğlenmeye mi baksak? Esenler otogarı/forum istanbul civarına araçla 20-25 dk max olsun da gideriz her yere
0
avatar is back
(26.05.21)
İstanful kapalı değil mi? Belgrad Ormanı olabilir.
0
stewie
(26.05.21)
gulhane
0
dokunmakalbime
(26.05.21)
Kemerburgaz kent ormanı'na gidin. hem gezebilirsiniz hem de çeşitli aktiviteler var (çoğu çocuklar için) takılırsınız. bisiklet kiralayıp dolaşabilirsiniz mesela.
0
vampir akrep
(26.05.21)
arboretum
0
2oda1salon
(27.05.21)
ulus parkı güzel.
0
pazar gunu seni kilisede goremedim john
(27.05.21)
(13)

Kabakla ne yemeği yapılır

condom kurşunu
Kızartma hariç sağlıklı ama türlü gibi de olmayan
Kızartma hariç sağlıklı ama türlü gibi de olmayan
0
condom kurşunu
(23.05.21)
yemek.com

Severek tüketiyoruz.
0
orient blue
(23.05.21)
kabak spaghetti var.
0
bohr atom modeli
(23.05.21)
Kabak ve havucu rendeleyip kokusu ve şekeri çıkana kadar az zeytinyağında kavur, sonra tuz, nane ve sarımsaklı yoğurt ile karıştır alsana fıstık gibi bir tarator.
0
etna
(23.05.21)
Fırın mücver.
0
Amaranta ursula
(23.05.21)
kabaklı makarna kabak mücver kabaklı kıymalı yemek fırında kabak , buharda kabak, yoğurtlu kabak çorbası
0
photo85
(23.05.21)
Kabak kiş
0
Jux
(23.05.21)
kabak kalye olabilir.
türlü gibi değil ama tencere yemeği.
yine de bol dereotlu güzel oluyor.
zeytinyağlısı da olur.

kabak mücveri fırında sevmiyorum ama yapılıyor.
kızartma olursa da sadece iki çorba kaşığı yağda çevirerek de yapılıyor, illa derin yağda kızartmak zorunda değilsiniz.

kabak ızgara da güzel oluyor.

fırında graten gibi de yapılabilir.
içi oyulup içine çok erimeyen bir peynirle falan.
0
blatta hiberna
(23.05.21)
Dolma
0
coca cola
(23.05.21)
Girit kabagi ise, hic acimadan, firinda kabak dolmasi. Yoksa mücver. Beyaz un yerine yulaf unu vs. kullanilabiliyor, kivamini tutturmak zor degil.
0
buf-e kür
(23.05.21)
kabak sıyırma
0
rusalka
(24.05.21)
Kabak, havuç, patlıcan, kırmızı biber vs hangileri varsa küp küp doğrayıp kavurup, ayrı tencerede yaptığım eristeyle kavusturup soya sosu basıyorum. Düşük bütçeli noodle.
0
baal
(24.05.21)
kabakla sogani rendeleyip soteliyorsunuz ve makarnaya katiyorsunuz. her ikisi de gorunmez oluyor zaten pisince goruntu cok anlasilmiyor ama cok iyi bir tat katiyor.
0
2oda1salon
(24.05.21)
Çorba
0
makarnacanavari
(26.05.21)
(4)

metal karyola kullananlar

Phoebe
evet, bu bazalı yataklardan yıldım gerçekten. yatak odama girdikçe içim daralıyor. metal karyola almak istiyorum ama ne zaman niyetlensem etrafımdan aman ya şöyle gevşer böyle ses yapar yorumları alıyorum. internetteki yorumları okuyunca da çoğunluk hiç ses yok demiş ama araya giren birkaç kişi şöyl
evet, bu bazalı yataklardan yıldım gerçekten. yatak odama girdikçe içim daralıyor. metal karyola almak istiyorum ama ne zaman niyetlensem etrafımdan aman ya şöyle gevşer böyle ses yapar yorumları alıyorum. internetteki yorumları okuyunca da çoğunluk hiç ses yok demiş ama araya giren birkaç kişi şöyle iğrenç, böyle gıcırtılı demiş. zihnim bulandı yeminle.

sorum şu; kullananlar memnun musunuz? önerebileceğiniz online alabileceğim bir marka, çift kişilik model var mı? al gitsin hiç sıkıntı yaşamadık, alma bizi delirtti, bak kenarları şöyle çıkıntılı olanda şu sorunu/avantajı yaşadık, rengi şöyle olunca böyle duruyor falan şeklinde öneriler şahane olur.

special thanks!
0
Phoebe
(10.05.21)
Şunu aldık. Fazlasıyla memnunuz. Alt taraf tahta bir malzeme ile destekleniyor. O yüzxden gıcırtı falan olmuyor.

www.ikea.com.tr

İç kısım: www.google.com
0
sevgisiz buyuyen insan
(10.05.21)
Valla önerim yok çünkü uzun zaman oldu kullanalı ancak cidden ses yapıyordu onu hatırlıyorum. Tabii arada yağlayınca sesi kesiliyordu bir miktar, yani öyle çözümsüz bir olay değil.
0
j r r tolkien hayrani
(10.05.21)
arkadaşım bu mağazanın karyolasını aldı cok memnun. kurulumu cok basit. magaza yorumları da iyi diğer e ticaret sitelerinde

www.hepsiburada.com
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(10.05.21)
latalari ahsap olursa sorun olmaz.
0
2oda1salon
(11.05.21)
(19)

Hatırladığınız ilk anılarınız kaç yaşınıza ait?

neysene
Mesela ben 5 yaşımdaki anılarımdan öncesini hatırlamıyorum. İlk anım 5 yaşıma ait, 5-7 yaş arası 2-3 anı. 7-10 arası yarıyarıya.Sizin hatırladığınız ilk anınız kaç yaşınıza ait? Ve neydi?
Mesela ben 5 yaşımdaki anılarımdan öncesini hatırlamıyorum. İlk anım 5 yaşıma ait, 5-7 yaş arası 2-3 anı. 7-10 arası yarıyarıya.

Sizin hatırladığınız ilk anınız kaç yaşınıza ait? Ve neydi?
0
neysene
(07.05.21)
ben 4 yaşımda kardeşimin doğduğu anı hatırlıyorum,ondan öncesine dair hiçbir anım yok.
0
aynenbencede
(07.05.21)
ya ben acaba insanların anlattıklarından mı hatırlıyorum yoksa kendim cidden hatırlıyor muyum bilmiyorum ama 3,5 yaşında bir otele gitmişiz ve elleri kolları kınalı bebek şarkısında sahneye çıkıp dans etmişim, millet çok eğlenmiş falan.

sanırım durmadan insanlar anlattığı içi hatırlıyorum.
0
wild honey suckle
(07.05.21)
1.5 yaşındayken yaşanan bir olaydan bir görüntü aklımda hala. daha ileri yaşlarda bu olay ara ara konuşulurken hatırlamadığım halde anlatılardan hareketle mi hatırladığımı zannediyorum yoksa gerçek mi pek emin değilim. gerçi bahsettiğim görüntüdeki sofra bezinin desenlerini bile biliyorum. aile arasında sofra bezinin deseni niye konuşulsun ki diye düşününce benim bunu gerçekten hatırlıyor olma ihtimalim biraz güçleniyor.

4-5 yaş arası 5-10 anı
5 ve 7 arası onlarca anı hatırlıyorum.

ek : 1.5 yaşında bir bebeğin aklında kalan şeyi hatıradan saymak biraz mantıksız olabilir o açıdan kazınmış bir görüntü falan mı demek lazım bilmiyorum.
0
IncredibleMau
(07.05.21)
2.5-3 yaşındayken uzay rampası bir oyuncağım vardı. koşarken düşmüştüm. oyuncak kırılmıştı. en erken hatırladığım bu ama video şeklinde değil fotoğraf fotoğraf.
0
canercuxy
(07.05.21)
Ben 2 yaşımdan anılar hatırlıyorum. Meme emerken yatağın arkasında katlı duran nevresimlerin desenlerini hatırlıyorum ben de.
0
suicides underground
(07.05.21)
2-3 yaşlarıma dair ebeveyn confirmlü birkaç sahne var aklımda anı değil tam olarak (fotoğrafları olmadığı için sonradan yerleşmediğine eminim)
1- İzmir'de akşam sokak satıcısından rubik küp almıştık (tezgahı, etrafı ve havanın serinliğini hatırlıyorum)
2- Komşumuzun oğlu bir tane zeytin yiyip 3 çekirdek çıkarmıştı (muhtemelen çok şaşırdığımdan aklımda kaldı)
3- Başka bir komşumuz beni bahçeye çıkarmıştı çimlerde oyuncak kirpi bulmuştuk.

3 yaşında başka şehire taşındığımızdan bunlar İzmir'de yaşandığından yaş aralığından eminim. Tabi 4+ yaş için tonla anım var kardeşim doğduğu için net hatırlıyorum oradan sonrasını
0
eatpraylaw
(07.05.21)
Yaşımı bilmiyorum ama en eski anımda yürümeyi yeni öğrendiğim için merdivenlerden çok zorlanarak ve tutunarak indiğim bir anım var. Sonra da salıncakta sallandım:)
2 yaş olabilir.

Sonrasında 3.5 yaşında kendi kendime okuma yazmayı keşfettigim bir anım var. Onda da harfleri yanyana getirince yazı yazabiliyoruz diye aydınlanmıştım. Emre yazmıştım abimin ismini. İlk net anı bu. :)
0
kaptan maydanoz
(07.05.21)
Sanirim en erken 2 yas civari. Durup dusunsem 10dan fazla an vardir hatirladigim. Fotografik ve uzerinde konusulmayacak detaylar dolayisiyla konusulanlardan etkilendigimi sanmiyorum.

Bazi anlarda o andaki dusuncelerimi de hatirliyorum. Mesela 17 aylikken cekilmis fotografimda giydigim elbiseyi tekrar giydirmisler ama etek ucunu acmislar, biraz buyumus olmaliyim. o elbiseyi resimden hatirlayip buyudugumu dusunmustum. zaman kavrami varmis demek ki.

2.5 yasina dogru evin icinde gordugum hayali varliklari ve onlara dair uydurdugum hikayeyi goruntulu sekilde hatirliyorum.

seyrettigimiz bir film, 17 ay kucuk kardesime divana cikmasina yardim edisim, dikenli legolarla oynadigim bir an misafir gelmesi ve mavi ucgen parcayi misafir kelimesiyle ozdeslestirmem.

3 yas dogum gunumde kac yasina bastin muhabbetinde, benim gercekten topun ustune basip bak bastim falan demem.

tuhaf tuhaf cocuk kafasiyla yapilmis mantiksiz mantik cikarimlari an an fotografli bende..
0
2oda1salon
(07.05.21)
3 yaş. kardeşimin doğumu için hastaneye gitmek üzere valiz hazırlanmıştı ve masaya yaslanmıştı. ilk anım budur.
0
twelfth
(07.05.21)
tam 3 yaşındayken kardeşim doğduğunda bana camdan göstermişlerdi bunu hatırlıyorum.

bunun dışında daha annem hamile dahi değilken babam annem ve ben salonda oturmuştuk ve babam topu çevirerek ileriye atıp kendine dönmesini sağlıyordu. bu beni aşırı büyülemişti ve annemin "seni kandırıyor oğlum" deyişini hatırlıyorum. bu ben 2-2,5 yaşındayken falan olmuştur diye düşünüyorum çünkü kardeşim yoktu.

hani birinin anlatacağı bir şey olsa aklıma öyle girmiş derim ama öyle de değil. bu ufak detayı ne annem ne de babam hatırlardı.
0
bohr atom modeli
(07.05.21)
Yaklaşık 1,5 yaşındayken annem benimle ablamla benim odamızda yerde oyun oynuyordu. Babam geldi ve dedemin vefat ettiğini söyledi. O döenme ait tek anım bu. Dedemi de hayal meyal hatırlıyorum.
Sonra yaklaşık 2,5-3 yaşındayken Ankara ve Konya'ya gitmiştik bir aile dostumuzla. Oraları hatırlıyorum. Bir de o gezi için bana kırmızılı siyahlı bir ayakkabı almışlardı. Bağcıklarını bağlamak zor işti. Onu hatırlıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(07.05.21)
1.5 -2 yaş civarı çok net anılarım var.

ancak bu anılar şu an epey yıprandılar. demek istediğim şu an hatırladığım o anılardan çok çocukluk ve ergenlik yılları boyunca o anıların tekrar akla gelmesinin izleri gibi.
0
orpheus
(07.05.21)
benim 4 yaşında bi anım var annemle pencereden dışarıyı izlerken ben ne zaman okula başlayacağım diye sormuştum
0
nahtoderfahrung
(07.05.21)
4, kardeşimin eve gelişini net hatırlıyorum
0
basond
(08.05.21)
yaşımı tam atırlamıyorum ama ilkokula başlamadan öncesine ait. 4 veya 5 diye tahmin ediyorum. anaokuluna gidiyordum. oradan parça parça sahneler aklımda

-öğle uykusu saati ben ikili ranzanın üstünde yatıyorum, hava loş, tavandaki badana izleri acayip geliyor
-kızamık olduğumda beni tecrit etmişlerdi
-sanırım anaokuluyla ilgili bu kadar belki bir on sene önce olsa daha çok şey olabilirdi aklımda.
0
sanguine
(08.05.21)
2.5 yaş; kardeşimin doğduğu gece. Çok net hatırlıyorum.
0
fraise
(08.05.21)
3 yaş. Kardeşim doğmuş, hastaneden almışız annemle kardeşimi, eve dönüyoruz.
0
gayda
(09.05.21)
2 yaşıma ait bir anım var.
onun dışında, 3 yaşıma kadar yaşadığımız evi çok net hatırlıyorum.
0
blatta hiberna
(09.05.21)
2 yaşımdan hatırlıyorum bir kaç tane ama hep kötü şeyleri. Bir tanesinde beşiğimdeyim, tuvaletim geliyor ama beşikten inemiyorum, ağlıyorum annem duymuyor, annem beni bırakıp gitti mi diye düşünüyorum daha fazla ağlıyorum. Sonra kendimi beşikten aşağı attım bir şekilde gittim tuvaletimi yaptım. Annem salonun kapısını kapatmış televizyondan ses geliyordu. Ağlaya ağlaya gittim yanına sonra tekrar yatağıma götürdü
0
jazzabel
(09.05.21)
(7)

YouTube daha sonra izle

black mamba
Listenizde kaç video var? Bende 5bin doldu. Yeni oynatma listesi açtım o da 3800 de :d.
Listenizde kaç video var? Bende 5bin doldu. Yeni oynatma listesi açtım o da 3800 de :d.
0
black mamba
(30.04.21)
50 tane falan var ve strese girdim o yuzden. hup diye bir anda temizleyecek eklenti falan bakiyorum.
0
2oda1salon
(30.04.21)
0
0
westblack
(30.04.21)
143

burayı çok sevdiğim şeyler için değil de abone olmadığım fakat başlığı içeriği merak ettiğim unutmayayımdiye eklediğim bit torba gibi kullanıyorum, liste uçsa üzülmem ama arada girer izlerim
0
freebird5406_2
(30.04.21)
11'miş, şimdi açıp bakınca birini izledim, 10 kaldı.
0
kobuzchu kiz
(30.04.21)
165 tane. ama diğer listelere tasnif ettiklerimde de 144 tane varmış şimdi baktım.
0
fyodor fyodorovic
(30.04.21)
180 tane varmis.

izleyip kenarda tutmak icin kullaniyorum daha cok. hem anasayfada da tek tikla video eklemek uygun ya, kullanisli geliye.

243 tane de like etmisim.
0
chezidek
(30.04.21)
1356
0
jjimyl
(01.05.21)
(2)

Kim ya bu gecenin köründe delibaş öten kuş?

beetlejuice
Mevki: Kuzey Ege'de bir yayla köyüHer aklı başında dinozor pigmesinin yuvasına çekilip tüylerini kabarta kabarta uyuduğu saatlerde böyle cıbır cıbır, fitip fitip (cibilişakşak amcanın kulakları çınlasın) ötüyor da ötüyor. Köylülerden biri herhangi bir sebeple açmış olabilirse kim bu manyak bilmek is
Mevki: Kuzey Ege'de bir yayla köyü

Her aklı başında dinozor pigmesinin yuvasına çekilip tüylerini kabarta kabarta uyuduğu saatlerde böyle cıbır cıbır, fitip fitip (cibilişakşak amcanın kulakları çınlasın) ötüyor da ötüyor.

Köylülerden biri herhangi bir sebeple açmış olabilirse kim bu manyak bilmek istemiyorum ama nedeni nedir? Her gece sabaha kadar devam ediyor ama gündüz diğer seslerle karışıyor. Eğer bu gerçek bir kuşun sesiyse bu nasıl bir üreme aşkı?

Bülbül mü bu ney? Güller daha açmadı fekat.
0
beetlejuice
(27.04.21)
Kızılgerdan
0
apocalipy
(28.04.21)
coban aldatan der anneannem gece oten kuslara. cobanlar duyup kalkip suruyu gecenin korunde otlamaya cikarirmis sabah oldu sanip bu kuslari duyunca.
0
2oda1salon
(28.04.21)
(8)

ABD'den ne getirsem karla satabilirim?

Novitas
Merhaba arkadaşlar,Haftaya ABD'ye gideceğim. Oradan ucuza alıp burada kar ile satabileceğim birkaç tane ürün arıyorum. Çok pahalı olmaması gerekiyor bir ürün maksimum 300-400 dolar gibi. Aklınızda varsa böyle bir şeyler yardımlarınız ricadır:)
Merhaba arkadaşlar,

Haftaya ABD'ye gideceğim. Oradan ucuza alıp burada kar ile satabileceğim birkaç tane ürün arıyorum. Çok pahalı olmaması gerekiyor bir ürün maksimum 300-400 dolar gibi. Aklınızda varsa böyle bir şeyler yardımlarınız ricadır:)
0
Novitas
(15.04.21)
ps5
0
egokalp
(15.04.21)
ps5 digital edition.
0
signore
(15.04.21)
PS5, ekran kartı
0
mirafiori
(15.04.21)
logitech g29
0
brakgn
(15.04.21)
bilimum keto diyetinde kullanilan supplement ve pisirme urunu: kolajen, ozellikle kaliteli vitamin d, eritritol (non gdo), badem unu, xantham gum, keto makarna vs.
0
2oda1salon
(16.04.21)
Samsonite gibi kaliteli marka çanta getirebilirsiniz. Orada çok uyguna bulunabiliyor.
0
zaxurani
(16.04.21)
Teşekkür ediyorum herkese cevapları için. hepsini inceleyeceğim.
0
🌸Novitas
(17.04.21)
iyi markaların outletlerinden çok ucuza çanta, valiz tarzı şeyler getirilebilir.
giyim de olur ama daha çok standart beden olacak şeyleri seçmek lazım, yoksa beden işiyle uğraşılmaz.

ya da yine aynı şekilde kozmetik ürünleri.
mesela the ordinary gibi markalar orada 5-10 dolarken, burada 200-300'den aşağı satılmıyor.
0
blatta hiberna
(17.04.21)
(4)

Ramazan yardımı

purplee
Herkese günaydın Babamın sahip olduğu firma her sene Ramazan kolisi hazırlardı, bu sene markette geçerli olan parakarta dönmüşler. Benim de çalıştığım iş yerinde temizlik işlerine bakan bi teyze var, kendisiyle muhabbet falan da ediyoruz, oğulları sıkıntılı çalışmıyor, eşi de covid geçirdikten sonra
Herkese günaydın

Babamın sahip olduğu firma her sene Ramazan kolisi hazırlardı, bu sene markette geçerli olan parakarta dönmüşler.

Benim de çalıştığım iş yerinde temizlik işlerine bakan bi teyze var, kendisiyle muhabbet falan da ediyoruz, oğulları sıkıntılı çalışmıyor, eşi de covid geçirdikten sonra solunum makinasına bağlı kaldı, evde tek kendisinin çalıştığını söylemişti.

Ben bu kartlardan ona da vermek istiyorum ama onu kırmadan yanlış anlamasına yol açmadan nasıl verebilirim, bana yardımcı olur musunuz

Teşekkür ederim, iyi günler
0
purplee
(15.04.21)
Çok güzel bir işe kalkışmışsınız, karşınızdakini kırmadan bu işi nasıl çözeceğinizi düşünüp gelip bir de buraya yazıyorsanız zaten kırmayacak kadar incesiniz demektir, korkmayın.
"ablacım küçük bir hayrımız vardı kabul edersen bizi çok mutlu edersin" demen yeterli olur bence. rızasını alıp ilerleyebilirsin. benim taktiğim ise vermek istediğim kişiye dolaylı ulaşmak oldu her zaman. şirketin bize verdiği ramazan kolilerini bir alt katta bulunan şirketin temizlik görevlisine ulaştırmak için bizim şirketin çaycısından rica ediyordum. onlar iyi arkadaştı, bana da onun ihtiyacı olduğunu o söylemişti vakti zamanında zaten. bu sayede karşı karşıya gelip mahcubiyet yaşamıyoruz ikimiz de.
0
erty_ksk
(15.04.21)
Bayram/ramazan hediyesi gibi verebilirsiniz. Muhabbetiniz varsa bu sekilde daha iyi olabilir, iste guzel hosuna gidecek cok pahali olmayan bir hediye, bir teyze yelegi, basortusu, cetik ne olursa guzelce paketleyip karti da koyun. Bu sekilde hediye vermis oldugunuz icin incinmez.
0
2oda1salon
(15.04.21)
bir dileğim gerçekleşti, o nedenle adak adadım, kalbi iyi birine böyle bişey vermek istiyorum falan diyin.
0
htolp98
(15.04.21)
Sen veriyor gibi olmak istemiyorsan ailem fitre verecekti, vesile olayım dedim gibi bir şey olabilir.
0
baal
(15.04.21)
(12)

Bir kız çocuğu büyütmek

iddaaci
Merhaba, kızım daha bebek. Onun bilim, müzik ve sanata yatkın olmasını istiyorum. Bunun için bir kaç kitap buldum. Kendimi geliştirebileceğim. Ama bu kitapların pek nitelikli olduğu düşünmüyorum. Bu kitapların nitelikli olanlarını bilen var mı? Yani kızımın hayatına dokunabileceğim ip uçlarını bana
Merhaba, kızım daha bebek. Onun bilim, müzik ve sanata yatkın olmasını istiyorum. Bunun için bir kaç kitap buldum. Kendimi geliştirebileceğim. Ama bu kitapların pek nitelikli olduğu düşünmüyorum. Bu kitapların nitelikli olanlarını bilen var mı? Yani kızımın hayatına dokunabileceğim ip uçlarını bana verecek bir kitap. İngilizce de olabilir.
0
iddaaci
(31.03.21)
Yabanci dil ogretin ama subject verb present perfect seklinde olmaz o is, konusacagi birilerini bulun. Bir de babasi iddaaci olmasin belki de yeter.
0
howfaristhesky
(31.03.21)
Kız ya da erkek çocuğun nasıl olsun istiyorsan öyle ol. Özellikle 3 yaşlarındayken, büyüyünce okusun istiyorsan oku, müzik aleti çalsın istiyorsan çal, diş fırçalasın istiyorsan fırçala, spor yapsın istiyorsan, yap. Söyleme, örnek ol. Televizyon seyrederken oku deme, yapmaz. Sigara içerken içme deme, içer.
Soruya cevap değildi ama. Olsun. Söyledim. Tecrübe paylaştım.
0
Mirket
(31.03.21)
Guzel dusunceler,bende iki tane var.

İlkini tam senin düşündüğün gibi yetiştirmeye çalıştık.somra okul zamanı geldi.ilk kez servise bindi aksam eve geldiğinde demet akalın şarkısı söyleyip ,dansediyordu.

İkinciyi kendi haline bıraktık.
0
duptıs
(31.03.21)
Çocuk sahibi değilim fakat Duptıs +1.Çocukların okul dönemi çevresinden etkilendiği bir gerçek.

Gerçekten de iyi bir çocuk yetiştirmek istiyorsan yurtdışına yerleş.
0
inte17
(31.03.21)
Yetenek seçimi konusunda ne yaparsanız yapın, çocuk size 7 yaşına doğru "Ben bundan keyif alıyorum" Diyecek. İşte kendi yolunun bulduğu zamandır. Spor işin içine girerse branşlaşma yaşı kaçırılmamlı sonrasında biraz patinaj çekilir ama düzelecek bir durumdur. İsterseniz daha anlatırım. Allah analı babalı büyütsün.
0
evimin paspasi
(31.03.21)
duptıs'ın söylediğine katılmıyorum varoşta büyümüş bir erkek olarak. çevre önemlidir evet ama ailenin benimsettiği temel kodlar daha önemlidir. babam işini severek yapan ve baskın bir mühendis olmasaydı muhtemelen ben de teknik işlere bu kadar yatkın olmazdım örnek olarak.
0
roket adam
(31.03.21)
ayy ne güzel sizin gibi düşünceli bir annesi var. baleye gönderebilirsiniz. 3 yaşında başlanıyor.

küçük yaşta ingilizce öğrenmeye başlarsa da iyi olabilir.

anne değilim ve olmayacağım. o sebeple kitap önerisi yapamam ama ben küçükken hep baleye gitmek istediğim halde annem beni göndermedi. çok içimde kaldı. bir çocuk için müzik ve dans ile büyümek çok güzel olur.
0
batlegolas
(31.03.21)
@howfaristhesky bahis ile alakalı değil adım. Uzun bir hikayesi var. :)
@batlegolas ben erkek tarafıyım. :)
0
🌸iddaaci
(31.03.21)
annem beni her kursa müzik,spor ne varsa gönderdi. sadece basketbolu sevdim, annemin istediği herhangi bir sıfata ulaşamadım.
çocuk zaten yatkın yönünü size belli eder. bebekken ise sürekli konuşun yabancı diliniz varsa konuşun ekstradan çocuğa yüklemenize gerek yok.
benimde yeni bir kızım oldu. önerilere ben de açığım.
0
mikahakkinen
(01.04.21)
biz tv'yi komple satarak başladık tavsiye ederim. Çocuk sadece metroda görüyor tv ekranlarını. En azından süper kahramanlarla büyümüyor, tek kahramanı babası ve annesi:)
0
theconqueror
(01.04.21)
Sizin ingilizceniz varsa cok mukkemmel kaynaklara ulasabilirsiniz. Charlotte Mason evokulu kaynaklarina bakarsaniz (Ambleside Online websitesi ucretsiz) orada cesitli yas gruplari icin mufredat onerileri goreceksiniz. Normalde Charotte Mason anlayisinda okul oncesi egitim yok. 1. sinif civarindan basliyor. Fakat Charlotte Mason inspired olarak kucuk yas gruplarina hitab eden programlar var. Cocuklari klasik muzikle, klasik ressamlarla tanistiriyorsunuz, doga ile icice olmasini saglayarak (basit bir yuruyus bile bunu saglar) bilime giris yapiyorsunuz. Charlotte Mason'un bir cocugun 6 yasina geldiginde biliyor olmasi gerektigini soyledigi seyler var (iste agac isimleri, bitki isimleri bilecek, bir siir okuyabilecek vb.) o listelere bakabilirsiniz. Charlotte Mason cocuklara aptal muamelesi yapan "bos" (twaddle) cocuk kitaplarini da tavsiye etmez. Klasik, guzel yazilmis cocuk kitaplari okutulmalidir. Bununla ilgili listeler de var ingilizce kaynaklarda..

Charlotte Mason yaninda Waldorf pedagojisine ve ozellikle pratik yasam yetileri kazandirma kisminda Montessori pedagojisine bakabilirsiniz. Ben bu ucunun bir karmasini yapmaya calisiyorum.

Ek olarak: Turkiye'de yasiyorsaniz zaten Turkce ogreniyor. Cocukla dogar dogmaz sadece Ingilizce iletisim kurun. Tek bir kisinin, istikrarli olarak sadece Ingilizce konusmasi yeterli bir cocugun Ingilizce edinmesi icin. Sakin sacma sapan Turkce instagram sayfalarina falan bakip el kadar bebelere hafiza kartlariyla gramer calistirmaya falan kalkmayin. Ikinci ana dil ogrenimi oyle birsey degil cunku.


En onemlisi: tiktok bilsin, yok bilgisayar bilsin diyenlere aldanmayin. Tablet vermeyin, en az liseye dek cocugun bilgisayarla, oyunla, tabletle tanismasina gerek yok. Televizyonu kaldirin atin. Bizde belli yasa dek hic seyretmedi. Bakicisinda olmasi gerektigi zamanlarda engelleyemiyorum tabii fakat su an evde hala seyretmiyor. Haftasonlari, benim onceden belirleyip indirdigim klasik, vahsetsiz, super kahramansiz eski model cizgifilmleri seyrediyor. Onlari da yeni yeni egitim icerikli seylerle degistiriyorum zaten.
0
2oda1salon
(01.04.21)
@2oda1salon efsanevi cevap. Var olun.
0
🌸iddaaci
(01.04.21)
(9)

Guilty pleasure şarkılarınız

infj.
Hiç keyfim yok azıcık gülmeye ihtiyacım var. Böyle utanarak gizli gizli dinlediğiniz, dinledikten sonra arama geçmişini sildiğiniz şarkılar varsa yazar mısınız? En cringe olanları seçip dinlemek istiyorum. Şarkı yerine video veya film falan da olur fark etmez. Benimkilerjustin bieber- what do you me
Hiç keyfim yok azıcık gülmeye ihtiyacım var. Böyle utanarak gizli gizli dinlediğiniz, dinledikten sonra arama geçmişini sildiğiniz şarkılar varsa yazar mısınız? En cringe olanları seçip dinlemek istiyorum. Şarkı yerine video veya film falan da olur fark etmez.

Benimkiler
justin bieber- what do you mean
Serdar ortaç’ın tüm şarkıları
Cankan- yaranamadım
0
infj.
(13.03.21)
Bulent Ersoy - Maazallah
0
2oda1salon
(15.03.21)
Cardi B I Like It
Warde (nami diger verdi verdi)
Cringe'in atasi: Kocari www.youtube.com
Bir de Sean Paul Get Busy
0
neverletyougodown
(15.03.21)
Vay be, milletin guilty pleasure şarkılarına bak. Keşke cankan yaranamadım diyerek çıtayı arşa çıkarmasaymışım. Bu çıtayı anca dj ferdi özkan-şizofren veya salim-alo aşabilir.
Koçari hafiften rahatsız etti ama, biraz utandım, güzel...
0
🌸infj.
(15.03.21)
cimilli ibo atma
0
superb
(15.03.21)
doğuş - uyan
gerçi cringe falan da olmuyorum artık. dinleme geçmişimde bachla mozartla falan alt alta gözüküyor bazen. gözüksün sıkıntı yok.
0
gman
(15.03.21)
sean paul get busy i alnımın akıyla dinlerim valla
gülşen - iltimas
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(16.03.21)
İsmail yk-bomba bomba
0
jjimyl
(16.03.21)
Dökülelim bakalım...

(git:www.youtube.com )
0
sarabun
(22.03.21)
durgunfoton
(22.03.21)
(3)

Parti yemek önerileri

nodrap
Selamlar, kısmetse yakında evleniyorum. Nikahtan sonra kutlama yapacağız. Toplam sanirim 15 kisi olacagiz. Kendim evde hazirlayabilecegim yemek önerilerinizi bekliyorum.Esasında yanci olarak epey bir seçenek var internette ama ana yemek icin kararsız kaldik. Burger düşündük ama kokudan dolayi cok is
Selamlar, kısmetse yakında evleniyorum. Nikahtan sonra kutlama yapacağız. Toplam sanirim 15 kisi olacagiz.

Kendim evde hazirlayabilecegim yemek önerilerinizi bekliyorum.

Esasında yanci olarak epey bir seçenek var internette ama ana yemek icin kararsız kaldik. Burger düşündük ama kokudan dolayi cok istemiyoruz çünkü nikah da evde olacak dolayısıyla öyle duman alti bir durumdan kaçınmaya çalışıyoruz.

Teşekkürler
0
nodrap
(12.03.21)
Firinda icpilavli hindi
0
nax
(12.03.21)
lazanya olabilir.
0
elorelia
(12.03.21)
yemekleri baska evde yapip nikahin ve kutlamanin yapilacagi eve getirmeniz gerek diye dusundum. Ne pisiriseniz pisirin bir "evde yemek pisiyor" kokusu olacak cunku.
0
2oda1salon
(12.03.21)
(7)

Konuşma Sanatı

nicky nick
Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinden iyi bir bölüm mezunuyum. Çevrem tarafından da zeki olarak atfedilen bir insanım. Bu konuda sıkıntı yok. Fakat samimi arkadaş ortamı haricinde bir ortamda bulunduğumda (yeni tanışılan insanların ortamı, iş toplantısı vb.) sanki beynim duruyor. Konuşmak i
Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinden iyi bir bölüm mezunuyum. Çevrem tarafından da zeki olarak atfedilen bir insanım. Bu konuda sıkıntı yok. Fakat samimi arkadaş ortamı haricinde bir ortamda bulunduğumda (yeni tanışılan insanların ortamı, iş toplantısı vb.) sanki beynim duruyor. Konuşmak istediğim çok şey olsa bile beynimde toplayamıyorum, üzerime bi mallık çöküyor ve konuşmaya başladığımda konu dağılıyor. Konuşurken beynimde ben ne diyorum, dışarıdan konuşurken nasıl görünüyorum diye sorgulamaktan konuşacağım şeyleri bağlayamıyorum. Konuşurken 10 saniye sonra söyleyeceğim şeyleri düşünürken anlık konuşmadaki düzgün kelimeleri seçemiyorum. Bazen de karşı taraftaki kişi veya kişilerin benim konuşmamdan sıkıldığını ya da ses tonumdan irrite olduklarını düşünüyorum, vücut dilleri böyle gösteriyor. İş toplantılarında sırası geldiğinde konuşan ve sonra susup hiçbir etkin rol almayan, konuştukları dikkate de çok alınmayan birisi gibi hissediyorum.
Bazı insanlara bakıyorum, konuşurken kendilerini çok güzel dinletiyorlar, doğru kelimeleri seçiyorlar, sanki konuşmaya başlamadan önce ne konuşacağını ezberlemiş de onları söylüyor gibi duruyorlar. Bunu nasıl yapıyorlar? Özgüven ile mi alakalı? Kitap okuma alışkanlığı olmadığını bildiğim insanların arasında bile var böyle tipler.
Bir ilaç olsa da gün boyu 2-3 duble rakı kafasını sağlasa, o zaman her şey çözülür gibi hissediyorum, seviyesinde alkollüyken bu sorunları çok fazla yaşamıyorum. Ama öyle bir ilaç yok tabii ki.
Bunu aşmak için ne yapmak gerekir? Psikolog mu? Udemy'dan veya başka ortamlardan hitabet dersi mi? Özgüven geliştirme çalışmaları mı? Ne yapmalıyım?

Teşekkürler.

P.S. Düzenli kitap okuyan bir insanım, kitap okumuyorsun o yüzden olabilir diye yorum yapacaklar için önden söyleyeyim.
0
nicky nick
(04.03.21)
Konuşma, kendini dinletme tıpkı bir resim veya müzik yeteneği gibidir bana göre. Bu dediklerinizin hiçbirine sahip olmayıp hatta eğitimsiz insanlar bile bazen öyle bir konuşuyor ki hayretler içerisinde dinliyorsunuz. Siz kendinizi fark etmemiş olabilirsiniz, sebebi tak şudur demem çok zor o yüzden önce bi gerçek nedene odaklanmak gerektiğini düşünüyorum. Kişinin fiziksel şekli bile konuşma şekline yansıyor icabında.
0
olaylar olaylar
(04.03.21)
dikkat dağınıklığı ve odaklanma problemi var gibi geldi bana.
psikolog değilim.
0
rewlack
(04.03.21)
Ozguven eksikligi. Bastan bir on kabul yaratmissiniz kendinizle ilgili. Bunu degistirmeniz gerekiyor. Bunu da cok basit sekilde bu hikayeyi tam tersi olarak dusuneceksiniz. Bugune kadar hep iyi bir konusmaci oldugunuzu, herkesin sizi istekle dinledigini ve sozu gecer biri oldugunuz on kabulunu yerlestireceksiniz icinize..

Neville Goddard ogretilerini takip ediyorum uzun bir suredir. kendimizle ilgili (ve aslinda hayatimizdaki her kisi ile ilgili.. ama o konuya girmeyelim simdi) her tur on kabulumuz degistirilebilir, kotu anilar dahil. Bu degisikligi yaptiginizda farki gormeye baslarsiniz.
0
2oda1salon
(04.03.21)
@rewlack +1
Bende de oluyor bu son zamanlarda. Kendimi rahat hissetmedigim zamanlarda boyle. Toplantilarda, gorusmelerde bisey soruldugunda veya soz aldigimda ne soyledim diye kendim de anlamiyorum bazen. Konusmaya baslayinca kafamdakiler birden ucuyor sanki. Dikkat daginikligi en buyuk sebep sanirim.
0
Kirmizibavul
(04.03.21)
Mesleğim gereği çok fazla sunum yapıyorum.
Konuşma ve hitabet aslında epey meşakkatli bir zanaat.
Üstelik konuşma sadece konuşma değil, sizin karakterinizin bir yansıması.
Yani nasıl bir karakterinizi varsa (baskın, içedönük, lider ruhlu, dışa dönük, asabi, yumuşak başlı vb.) konuşmanız da öyle şekillenir.

Sadece kitap okumakla, zekayla alakalı değil.

Ama en temelde özgüven ve beden dili çok önemlidir kendini dinletme konusunda. Ses kontrolü, beden dili hatta belki giyim kuşam bile etkili bu konuda.

Elbette beden dilini kontrol etmeye çalışmak dışardan çok eğreti durabilir. Bunu doğal yapmak da bir beceri.

Bol bol ayna karşısında pratik yapmak, kendini konuşurken videoya çekmek, sonra izlemek vb. faydalı olabilir.

Bir de iyi konuşmanın sırrı komplike olmak değil, basit olmakta. Kısa ama öz cümleler kurmak lazım.

Bir analiz vardı Trump'ın başarısını analiz ediyorlardı konuşmaları üzerinden. Bütün rakiplerinin konuşmalarındaki kelime dağarcıkları lise son, üniversite vb. seviyesindeyken,

Trump'ın kelime seçimleri ilkokul 4 seviyesinde. bu tabii ki metin yazarlarının özellikle yaptığı bir şey.

Basit her zaman iyidir.

Basit konuşmak sizi de rahatladır.
0
anten
(04.03.21)
ben de meslek gereği sürekli sunum ve konuşma yapıyorum, bunlar içinde 300-500 kişilik gruplara konuşmak da var. bir üstteki arkadaşın belirttiği gibi bu bir süreç, yani a'dan z'ye birden müthiş bir sonuç yakalayamazsın. benim tahminim bu heyecandan kaynaklanıyor, sahne kilitlenmesi yaşıyorsun. bunu yenmek için de daha sık yapmak lazım, üstüne gideceksin yani. işin buna elvermiyorsa mesela istanbulda toastmasters diye bir grup var, ara ara buluşup insanlar birbirlerine 10 dklık konuşmalar yapıyorlar. kendi konuşmalarını videoya çekmek de bir yöntem. evde konuşup videoya çek, izle, kötü olan yanlarını iyileştir. bu tarz aktiviteler kendine güvenini artıracaktır, kendine güvenin artınca o "işte konuşamıyorum etkin rol alamıyorum" etkisini de yenersin. yani kendine güvenini artırmak için sürekli pratik yapman lazım.

ha bu arada evet bu karakterle de alakalı, bazı insanlar doğuştan böyle oluyor. benim ailemin yetiştirme tarzından dolayı ben hazır girdim resmen bu konuya, yani zaten herkes baskın karakterdi ve herkes bir şeyler anlatıyordu, bizde hiç sessiz insan yoktur. ama sonradan da edinilebileceğini düşünüyorum.
0
roket adam
(04.03.21)
sebepleri şunlar:
1. özgüven eksikliği: konusurken insanların sıkıldıgını ve dikkate alınmadıgını düşünüyorsun. bu düşünce seni iyice baskı altına alıyor ve daha kötü konusmaya başlıyorsun. içinden çıkılmaz bir döngü haline geliyor.
2. yetenek/çalışma/tecrübe: çok zeki, bilgili, yakışıklı, kitap okuyan birisi olabilirsin. bunlar daha iyi yüzmeni sağlamayacağı gibi daha iyi konuşmanı da sağlamaz. konuşmak apayrı bir olay. bu konuda hiç bir çaba sarfetmemişsin belli ki. insanlar daha iyi konuşmak için kendini geliştiriyor. bu konuya özel kitaplar, videolar, kurslar var. beden dili eğitimi vs çalısıyor insanlar.
ayrıca ailende veya yakın çevrende iyi hatipler var ise bunları gözlemleme şansın olur. belli ki senin yok. bazı şeyler aileden öğreniliyor.
0
dafuq
(04.03.21)
(13)

Ne için yaşıyoruz?

ayakkokususeveninsan
MerhabalarDaha önce buna benzer bir soru sormuştum ve cevaplar beni tatmin etmemişti.26 yaşında evli, düzgün işi gücü olan, maddi sıkıntıları yaşamayan birisiyim. Herhangi bir inancım yok. Çevremdeki insanlarla aram hep iyi olmuştur hep sevilen biri oldum. Kendi çapımda başarılarımda var. Klarnet ça
Merhabalar
Daha önce buna benzer bir soru sormuştum ve cevaplar beni tatmin etmemişti.
26 yaşında evli, düzgün işi gücü olan, maddi sıkıntıları yaşamayan birisiyim. Herhangi bir inancım yok. Çevremdeki insanlarla aram hep iyi olmuştur hep sevilen biri oldum. Kendi çapımda başarılarımda var. Klarnet çalmak, resim yapmak, bisiklete binmek, bitkilerle uğraşmak, çeşitli hayvanlar(tarantula muhabbet kuşu hamster vb) beslemek gibi çeşitli hobilerim var. Ama düzenli bir şekilde "neden ne için yaşıyoruz" boşluğuna düşüyorum. Bu konuda yalnız mıyım? Etrafımdaki insanlarla bu tarz konuşmalar açınca gülüp geçiyorlar saçmalıyorsun diyorlar. Bu zor sorunun cevabını bilen var mı veya kendine has amaçlarınız neler? Tabi öbür dünyaya inanıyorsanız bu hayat amaç değil sadece bir araçtır sizler için ama benim için öyle değil.
0
ayakkokususeveninsan
(04.03.21)
İnançsız 38 yaşında adamım. Eğer dinlerin söylemediği ama gerçekte olan bir amaç arıyorsan bunu bulamazsın. Çünkü amaç niyetten doğar. Niyet ise ancak farkındalık sahibi bir yaratıcı gerektirir. Buna inanmıyorsan aslında olasılıklar denizinde savrulduğumuzu kabullenmen gerekir. Amaçsızlık içinde en başarılının soyunu sürdürdüğü bir düzen var. Bu düzende başarılı olmana rağmen beyninin, empati yeteneğinin gelişkinliği nedeniyle üstüne koyacak bir şeyler arıyorsan bunun cevabı zaten yine hormonlarımızda. Dünya üzerindeki gereksiz acıları azaltmayı ana ilke olarak benimseyebilirsin. Çünkü hayatta en büyük tatminin bu yoldan geçtiğini göreceksin. "İsteyerek bir yükün altına girip onu taşımak ve bu vesile ile acıları azaltmak" Cennet için değil aklınla bunun en onurlu tavır olduğunu bulmak çok zor değil.
0
twelfth
(04.03.21)
Bence "it's not about the destinaon, it's about the journey" yaşamak için yaşıyoruz. İlla dünya sonrası yaşam ya da dünyada büyük bir iz bırakmak gerekmiyor. Hayat diye bir düzen var, var oluyoruz ve sonra ölüyoruz. Amaç bu bence.
0
cometome
(04.03.21)
finansal bagimsizligimi sagladiktan sonra dunyadaki butun muzikleri dinlemek, filmleri izlemek, oyunlari oynamak ve kitaplari okumak istiyorum. tamam hepsi degil ama olabildigince cogunu, haha.
0
baldur2
(04.03.21)
Hiçbir şey için yaşamıyoruz. Tesadüfen dünyaya geldik, anlamsız hayatlarımızı yaşayıp toprakta böceklere yem olacağız. Doğanın döngüsüne karışacağız.

Bunu kabullenemeyen intihar ediyor, bu minicik ve anlamsız yaşamdan bi şekilde keyif almayı başaranlar mutlu şekilde yaşıyor, hem kabullenemeyip hem de ölmeyi götü yemeyenlerse ekşi itiraf başlığında ağlıyor asfsf.

Hobileriniz, sevmek sevilmek, güzel bir şarkıya denk gelmek... İsteyen en ufak şeyde mutluluğu bulabilir ama anlam? Anlam yok.

Seviyoruz çünkü sevebiliyoruz ve oksitosin, seratonin filan salgılayıp mutlu oluyoruz bi süreliğine. Ockham'ın usturası güzel bir araç genel olarak. Bir şeyi en basit haliyle düşünmeliyiz. Karmaşık hale getirip cevabı olmayan sorularda boğulmanın ne yararı var? (Filozof olma hayaliniz varsa bilemeyeceğim lol)
0
inawen
(04.03.21)
Oncelikle 40 yasindayim bu tip muhabbetler acildiginda gulup gececek, soyleyecek iki cift lafi olmayacak tiynetle insanla 1 dakika daha uzatmam ve arkadasligi keserim yavastan.

Inancli biri olmama ragmen hayati tamamen bos buluyorum. Kalu bela derler o zaman ruhumuzun bu yasami istedigine inanilir, bir secim yaparak gelmisiz yani fakat tamamen bos beles cennette takilmaktan kaynakli bir ruh zirvalamasi olarak goruyorum dunyaya gidelim isteginde bulunmayi kendi inancim cercevesinde.

inancli biri olmama, burada oturup benim dunya gorusum hayatin isleyisinin nasil olduguna dair gorusum budur desem cok tuhaf karsilanacak bir hayat gorusum olmasina ragmen zerre spiritualist degilim. inancli olusum tamamen kendi icimde ikna oldugum Allahin varliginin kesinliginden geliyor bu hayati cennet sevdasiyla yasayan sofilerden degilim.

Cennet anlayisimi da black mirror'un bir bolumu cok guzel vermisti.

Neyse hayat bos, bir manasi yok. Insan olma deneyimini yasamak icin burdayiz sadece.
0
2oda1salon
(04.03.21)
İnançsız bir insan mutlu olmak için yaşar. Mutluluğu başka bir dünyaya bırakmaz, bu dünyada yakalamaya çalışır. Klişe olabilir belki ama sabah kalkınca ilk aklına ne geliyorsa onun için yaşıyorsun. Aklına hiçbir şey gelmiyorsa hayatta basarabileceğin küçük hedefler koy, finansal yönden sıkıntın varsa onu düzelt, yoksa parayı kullanarak en çok mutluluğu nasıl yakalarım bunu düşün, gez toz ne bileyim. Arkadaş mı bulamıyorsun? Yeni arkadaş edin. İnsanları sevmiyorum diyorsan yapacak bir şey yok, o zaman bunalıma merhaba de.
0
smurfsmurfsmurf
(04.03.21)
güzel bir hayat yaşamak, keyif yapmak için, mutlu olmak ve insanları mutlu etmek için yaşıyoruz. öyle kendime has amaçlarım falan yok, kendime ayrılan süreyi güzel harcamaya çalışıyorum.
0
roket adam
(04.03.21)
Bu sorunun cok degerli bir soru olmadigini dusunuyorum.

Ortaokul yillarimda "Insan Neyle Yasar?"i okumustum ve bu sorunun cok daha ustunde kafa yorulmasi gerekilen bir soru olduguna o vakitten beri ikna olmus durumdayim. Tolstoy ile yollarimi ayirdim, onun o hikayedeki degerleri benim degerlerim degil artik ama odagimda o soru hep var oldu. Neyle yasarim, neyle yasamaliyim?
0
buf-e kür
(04.03.21)
Neden bu dünyada doğuyoruz? Neden ve nasıl öleceğiz? Sonunda gittiğimizde yanımıza hiçbir şey alamadığımız halde, kavradığımız her şey neden nihayetinde bize kalıcı mutluluk vermekte başarısız oluyor? "Mezarın cebi yok."

Her insanın bu sorusu vardır. Her din bu durumdan bahseder. Ve her felsefe ve inancın bu ikilem için bir açıklaması vardır.

Ancak hiçbir felsefe ya da din, insan bilincinin doğası, varoluşun temel doğası, doğum ve ölüm meselesi hakkında herkes için kabul edilebilir tam bir yanıt vermemiştir. Büyük teknolojik ve maddi ilerlemeye ve binlerce yıllık dogmatik dine rağmen, insanlar sadece şu soruyla kalır: "Evet‚ ama ... Ben neyim? "

Ilgini cekti mi? Bu sayfadan alinti,

www.mirrorofzen.com

Bu soruya dusunerek cevap yok. tatminsizligin sonu yok, ancak butun inanc ve dusuncelerin otesinde, eksik olmayan, dogum ve olumun otesinde, kimligin, varolusun, var olmayisin otesinde ne var diye merak ediyorsan, budizm ve zen, bunu kesfetmek icin var.

Facebookta bir damla zen diye ararsan haftada 2 kere bulusup zen pratigi ve muhabbet oluyor, katilabilirsin.
0
JohnOakley
(04.03.21)
açıkçası ben de neden bulamıyorum. yalnız değilsiniz bu konuda. hiçbir zaman da bulamayacağımızı düşünüyorum. bence yaşamaya değecek şeyler birkaç güzel andan ibaret. birini sevmek, merak edilen bir yere seyahat etmek gibi. insan farkında değil, ama mutluluk üstüne yaşıyor. bunlardan biri gün içinde başıma gelsin de mutlu olayım diye bekliyor. bunun dışında hiçbir sebep yok sabah uyanmak için. bunlar da olmuyorsa zaten insan depresifleşiyor iyice.

bana eskiden çok saçma gelirdi ama tesadüfi bir şekilde burada varolduğumuzu düşünmeye başladım. yani burada olmamız için özel bir sebep yok, asla da olmayacak. yolculuk, hedefe varma şeyleri zırvalık bile olabilir duruma göre. bir anlam yüklemeye çalışmak çok zor. beklenti içerisine girerseniz de üzülüyorsunuz. kısacası boş küme gibi geliyor bana bu sorunun cevabı. yalnızca ölüm günü gelsin diye bekliyormuşuz gibi.
0
sivilceli ergen
(04.03.21)
Gülüp dalga geçenler de garipmiş, anlamadım. Her insanın zaman zaman aklına takılır böyle şeyler.

Dünyaya gelmemizin bir amacı yok. Hepimizin ortak bir amacının olması için bizden üstün bir varlığın bizi yaratıp "Sizi şunun için yarattım." demesi gerekirdi. O zaman insanlık olarak tek bir amaç uğruna hep beraber çalışırdık ama böyle bir şey yok. Kendine bir amaç yaratabilirsin ama onu da sırf bir amacım olsun diye yaparsan o da bir kanadı kırık kalır.

Dünyanın en zor sorularından birisine burada yanıt bulamazsın.

Ayrıca genç yaşta düzenini kurduğun için biraz boşluğa düşmüş olman normal. Ben mesela ne kadar bu konuları düşünsem de senin kadar boşlukta değilim çünkü düzenimi kuramadım :)

Kısa vadeli (birkaç yıllık) hedefler de koyabilirsin kendine.

Camus de okuyabilirsin, tavsiye ederim.
0
ardt
(04.03.21)
29 yaşındayım
deistim
stranger in a strange land pozisyonunda yalnızım
istesem bir senede biriktirdiğim parayla 10 senelik bir eli yüzü düzgün araba alırım
bu sene hiç izin kullanmadım
yeri geldi haftasonu da çalıştım (ekstra para veriyorlar iyi oluyor)
ot gibi yaşıyorum
ama günler geçiyor, öyle geçinip gidiyoruz, bazen hüzünlü ve bazen mutlu, karışık
yalnız işimi iyi yapıyorsam, sorunları çat çat çözüyorsam, işimde en iyi isem, benden iyisi yok bu aralar
0
rain when i die
(04.03.21)
Ne desek bildik lafları tekrarlamanın ilerisine gidemeyeceğiz. Ya "farkında olsak da olmasak da, sınırlı benliklerimizin ötesine geçen, varlığın en derin temellerine kök salmış aşkın bir anlam var" diyeceğiz ya da "temeller"e ilişkin metafizik kurgulara dalmayı boşuna bir çaba sayıp "burada bulunuşumuzun nesnel bir anlamı yok, öylece bırakıldık dünyaya, onu nasıl anlamlandıracağımız da bize bağlı" diyerek işin içinden sıyrılacağız. Soruna nereden yaklaşırsak yaklaşalım, insan denilen organizmanın sadece yeyip içmeyle ayakta durmadığı kuşku götürmez bir gerçek. Yapıp ettiklerinin bir şeye değdiğini hissetmek istiyor insan. Sabahın ayazında yatağından fırlayıp, maddi uygarlığın vecibelerini yerine getirmek üzere sokakları dolduran çılgın kaynaşmaya bir köşesinden dahil olmak için bir yaşama nedenine ihtiyaç duyuyor. Bazıları bu "neden"lere dair net bir görüşe sahip ya da öyleymiş gibi davranıyorlar. Banka hesaplarındaki birikimleri mi, ahrette ulaşmayı umdukları ilahi mükafat mı ya da canları kadar sevdikleri başka biri mi?.. Çoğunluğu oluşturan diğerlerimiz ise henüz uğruna yaşanacak şeyin eksiksiz bir resmini çizmemiş kafasında, belki de öyle bir resim hiç olmayacak; daha önünde görülecek güzel günlerin olduğunu fısıldayan belli belirsiz bir umudun peşinden sürüklenerek hayatına devam ediyor sadece.

Kutsal Kitap'ta "Vaiz" diye bir bölüm var, tam da bu konuları işliyor. Hazır sırası gelmişken oradan sevdiğim bir pasajı paylaşmazsam çatlarım :D

Buyurun:

"Git, sevinçle ekmeğini ye, neşeyle şarabını iç. Çünkü yaptıkların baştan beri Tanrı'nın hoşuna gitti. Giysilerin hep ak olsun. Başından zeytinyağı eksilmesin. Güneşin altında Tanrı'nın sana verdiği boş ömrün bütün günlerini, bütün anlamsız günlerini sevdiğin karınla güzel güzel yaşayarak geçir. Çünkü hayattan ve güneşin altında harcadığın emekten payına düşecek olan budur. Çalışmak için eline ne geçerse, var gücünle çalış. Çünkü gitmekte olduğun ölüler diyarında iş, tasarı, bilgi ve bilgelik yoktur."
0
huçi kuçi
(05.03.21)
(16)

Şuan hangi ülkede yaşıyor olmayı dilerdiniz?

koola
İngiltere, Almanya, Hollanda, Portekiz, İsviçre veya Avustralya seçenekleri var.(Bir burs kazandım, bir yıl eğitim almak için gitme durumum var 2022'de. Sonrasında orada kalmayı da zorlayabilmek isterim)Üniversite, eğitim vs dışında, ülke bazında fikir verebilecek bir dış göze ihtiyaç duyuyorum..not
İngiltere, Almanya, Hollanda, Portekiz, İsviçre veya Avustralya seçenekleri var.

(Bir burs kazandım, bir yıl eğitim almak için gitme durumum var 2022'de. Sonrasında orada kalmayı da zorlayabilmek isterim)
Üniversite, eğitim vs dışında, ülke bazında fikir verebilecek bir dış göze ihtiyaç duyuyorum..

not: mimarım
0
koola
(03.03.21)
bence mesleğe göre değişir. ben yüksek ziraat mühendisi olarak avustralya'yı tercih ederdim, mesleğe uygun olduğu için.
0
pccopath
(03.03.21)
Orada kalmayı da istiyorsam ana dilin sorun olmaması gerekirdi.

Almanya, Hollanda, Portekiz, İsviçre dil nedeniyle olmazdı.

İngiltere ve Avustralya kalırdı. İngiltere'de kalmak biraz uğraştırıcı olabilir.

Avustralya'yı seçerdim.
0
dissendium
(03.03.21)
Seçenekler arasında olmasa bile dünyada neresi diye sorsalar avusturlya isterim, sıcak ve örümcekli yerleri severim
0
freebird5406_2
(03.03.21)
Ben de Avustralya derdim, çünkü iklimi güzel. Genelde kışın gittiğim için belki bana öyle denk geldi ama bu orta/batı avrupa'nın o kapalı havası içimi boğuyor.
0
plutongezegendegilmi
(03.03.21)
Biraz daha analitik bakip hangi ulkenin egitim sonrasi kalma olanaklari (gocmenlik duzenlemeleri baglaminda) nedir tek tek websayfalarindan acip okumalisin. Cikis noktan bu olmali, fikir sormaktan ziyade.

Ama soyleyebilecegim en net sey: Portekiz cok alakasiz, diger ulkelerle ayni ligde degil ekonomik olarak ve is piyasasi acisindan.
0
hot potato
(03.03.21)
i.ibb.co

İngiltere'de 1 yıl yaşadım seviyorum ve ileride yaşamak istiyorum. Fakat oturma izni verme, kalıcı oturum alma vs. şeyleri kasıyorlar. Avustralya daha açık bildiğim kadarıyla.
0
nhk ni youkosu
(03.03.21)
londra'da yasiyorum, eger turkiye'ye gitmek 1 gun surmese, avustralya tercih ederdim
0
try again fail again fail better
(04.03.21)
Hollanda İngiltere arasında kaldım.
0
mikahakkinen
(04.03.21)
Hepsinde yaşama hakkım vardı, İngiltere'yi seçtim.
Dil, iş imkanları, diğerlerine nispeten daha iyi bir alım gücü, gelecek nesil için iyi ve makul fiyatlı eğitim şansı.
Bakalım şimdilik deniyoruz.
0
quaker
(04.03.21)
Hem avustralya hem ingilterede 1 yildan fazla yasadim. Turkiyede aile es dost varsa eger, avustralya cok uzak. Ciddi anlamda uzak. Hele istanbulda yasamiyorsan, evinden kalkip istanbula gidip ucaga binip aktarma yapip avustralyaya inip evine gitmen 3 gun suruyor. Yasadim biliyorum, acil durum oldu sabah bilet aldim 3. Gun eve vardim. Eger tek tabancaysan bas git avustralya’ya, daha da gelme.

Diger durumda tabi ingiltere one cikiyor. Hollanda da cok iyi, herkes ingilizce biliyor falan diyolar ama ben gitmedim bilmiyorum. Giden varsa o yorum yapsin.
0
icim urperiyor
(04.03.21)
Benim direk eleyeceklerim:

Isvicre - super mekan ama gocmenlik imkansiz gibi.
Avustralya - gocmenlik kolay, irkcili isleri tahminim diger ulkelere gore daha azdir ama mesafe cok uzun, ben olsam avrupa'dan kesinlikle ayrilmam.
Ingiltere - Birkac arkadas yakin zamanda gitti sikayetciler, donmeyi dusunuyorlar. Para skintisi var, hava kotu, insanlar pek iyi davranmiyormus, vs.

Arasindan sececeklerim:
Portekiz, Almanya/Hollanda

Kalbim Portekiz diyor ama ulke konusunda fikrim yok, is imkanlari falan nasil acaba.

En risksiz Almanya gibi, bizi biliyorlar ama pek sevmiyorlar, sulandirilmis irkcilik durumu var. Maaslar duzuk ama kozmopolit ulke. Son zamanlarda gidenler mutlu gibi. Gocmenlik zor degil duydugum kadariyla.

Hollanda'da Almanya'ya benziyordur herhalde.
0
cooperr
(04.03.21)
ingiltere tabii ki. dil avantajı yeter.

bir avrupa var, bir de londra var benim gözümde.
0
garavel
(04.03.21)
Bunlarin arasinda en mureffeh ulke avustralya.
0
baldur2
(04.03.21)
hiç avustralya hakkında vlog izlememiş gibisin. orada kazancağın para ve ferahlık, dünyanın hiç bir yerinde olamaz
0
ayağiniza gelen overlokçu
(04.03.21)
Ingiltere'de karar kildim ben hocam, birlikten cikmis olsa da ulasim olarak Avrupa'ya yakinlik, bizim okumus etmis kesim olarak eurocentric olusumuz ve o kulture daha yatkin olusumuz etmen oldu kararimda.

Ben sahsen kisa sureli olarak is icin gitmeyi istiyorum ama surekli yasamak icin Avustralya kulturel olarak cok baska bir yer, havasi, suyu, hayvanlari herseyiyle..
0
2oda1salon
(04.03.21)
hollanda rahatlığı serbestliği, merkeziliği nedeniyle.
portekiz iklim nedeniyle
avustralya da güzel olurdu ama uzak.
0
papuayenigine02561
(04.03.21)
(7)

tatlı krizi

kakamelsokoban
selam arkadaşlar. malum karantina sürecinde bir takım gereksiz kilolar alındı. sıkıntıdan kendimizi yemeğe verdik, insan içine girmek istemediğimiz için spora, yürüyüşe gidemedik hareket azaldı. ama artık aktif şekilde işe döndüm ve bu durumu kazanca çevirip yeniden eski hareketliliğime dönüp kilo v
selam arkadaşlar. malum karantina sürecinde bir takım gereksiz kilolar alındı. sıkıntıdan kendimizi yemeğe verdik, insan içine girmek istemediğimiz için spora, yürüyüşe gidemedik hareket azaldı. ama artık aktif şekilde işe döndüm ve bu durumu kazanca çevirip yeniden eski hareketliliğime dönüp kilo vermek istiyorum.

haftasonu evdeyken kahvaltı ve akşam yemeği şeklinde 2 sağlam öğün yiyoruz.

günlük rutinim haftaiçi için şu şekilde. kahvaltı yerine 1 bardak sütlü filtre kahve, öğlenleri 1 saat yürüyüş, öğleden sonra 2 gibi 1 bardak süte 2 yemek kaşığı yulaf ve yarım yemek kaşığı çiya tohumu, 4 gibi ikinci bardak sütlü kahve, sonrasında yarım saat daha yürüyüş.

akşam yemeğini ufak kızıma sofra adabını öğretebilmek için atlayamıyorum bayağı çorbalı, salatalı, ana yemekli bir sofra kurup yiyoruz. ama ekmek yemiyorum hiçbir öğünde.

buraya kadar iyi ancak akşam yemeğinden sonra birden tatlı krizi başlıyor ve o tatlıyı yiyene kadar yerimde duramıyorum resmen. aklımda tatlı yemekten başka bir şey olmuyor, başka şeylere odaklanamıyorum. yemezsem de başım falan ağrıyor. o tatlıyı bir şekilde yedirtiyorum kendime. yoksa rahat edemiyorum.

öncesinde çok tatlı yemezdim ama karantinada evden çalışınca sıkıldıkça kızımla kek, kurabiye vs yapa yapa tatlı yiyebilme limitim yükseldi. eskiden 2 kare sütlü çikolata yesem ay bayılcam derken şimdi gayet rahat çikolatalı muslar, pastalar 2 3 dilim kekler kurabiyeler yiyebiliyorum içim bayılmadan.

kendime yeniden tatlıyı unutturmam lazım, her akşam böyle yemeye devam edersem aldığım kiloları veremediğim gibi yenileri de eklenecek üstüne.

canım deliler gibi tatlı istediğinde bu isteği bastırmak için ne yapmalıyım? özellikle de pms döneminde bu işi kalıp kalıp çikolata yemeden nasıl çözebilirim?

cevap yazanlara şimdiden teşekkürler...
0
kakamelsokoban
(03.03.21)
yulaf, sut, seker, yiyorsaniz pilav, makarna turevinden karbonhidratlari cikardiginizda insulininiz kendine gelir ve en gec 1-2 hafta icinde o krizler ortadan kalkar.

Arti kahvaltiyi zaten atliyorsunuz hepten yok sayin. oglen sacma sapan yulaf ve sut yiyeceginize ya sebze yemegi, et yemegi yiyin veya ogleni de atlayip direkt aksama cekin olayi.

Ayni seyden ben de muzdariptim. Insulin direnci denilen seyi aralikli oruc + keto ile kirabilirsiniz ancak. karbonhidrat almaya devam ettiginiz surece o dongu kirilmiyor.


12 kilo verdim keto ve gunde tek ogun duzeniyle aralikli oruc ile.
0
2oda1salon
(03.03.21)
Hurma, tahin, kakao, keçiboynuzu ve tozu, elma. Bunlarla ölmeden kurtulursunuz, krizi bastırırsınız.
Mesela hurmanın içine ceviz koyup üstüne tahin dökebilirsiniz.

Elmaya kakao veya keçiboynuzu serpebilirsiniz. Keçiboynuzunu kemirebilirsiniz. Tozundan türk kahvesine katabilirsiniz.
0
jalapeno
(03.03.21)
Bi de sütü azaltmalısınız. Sütsüz filtre kahveyi içip sütlü yulaf daha iyi. Yulafın fazlası saçma sapan olabilir, kararındaysa (2-3 yk) kökten kesmeye gerek yok bence.
Ekmek yemiyormuşsunuz zaten.
0
jalapeno
(03.03.21)
yangina benzinle gidip tatli krizini meyve falan yiyerek sozde bastirmaya calismayin.

meyve de yasak olmali.

Edit: hurma falan da yok.
0
2oda1salon
(03.03.21)
senin çözümün krom pikolinat.
0
false pretension
(03.03.21)
sırf tatlı aşkından obez olmuş biriyim. yemeği ölçülü yemeyi başarabilirim ama bir günümün dahi şekersiz, kolasız vs. geçmesi benim için imkansızdı. bu yüzden asla kilo veremiyordum çünkü takdir edersiniz ki neyden kısarsanız kısın bir oturuşta sadece şekerden 1000 kalori alınca insan hem şüşko hem de çok sağlıksız kalmaya devam ediyor. krizlerimi şöyle ifade edeyim bu arada: bayağı dünyam başıma yıkılıyor, utanmasam ağlayacağım. inanılmaz agresifleşiyorum, pisleşiyorum. sigarayı bırakırken çok daha az zorlanmıştım. öyle korkunç bir istek.

lafı uzatmayayım, ben bu problemi en azından şimdilik ketojenik olmasa da onun sınırlarında gezen bir düşük karbonhidrat diyetiyle çözdüm. şüşkoluğumdan mütevellit kalori hesabı da yapıyorum ama genel prensibim karbonhidratı 100 gramın altında tutmak. normalde karbı azaltınca kudururdum, sebebi onun yerine bi şey koymamakmış. artık sevdiğim bir insana sarılacak olsam onun üstüne bile zeytinyağı, köy tereyağı veya kuruyemiş döküyorum.

intermittent fasting'le beraber bu bana inanılmaz yardımcı oldu. acıkmıyorum, canım şeker de çekmiyor. ara sıra sırf can sıkıntısından ve eski alışkanlıktan dolayı vuruyor tabii ama asla eskisi kadar şiddetli değil. bir gün yemek yemesem aramayacak hale geldim.

keto çok çok sıkı bir diyet olduğu için uygulaması zor olabilir (ki ben de uygulamıyorum zaten) ama bence intermittent fasting tarzı bir şey (kahvaltı-akşam yemeği değil de öğle-akşam yapsanız olur mesela, veya kahvaltıyı çok seviyorsanız kahvaltı-öğleden sonra ikilisi de iş görür) çok yardımcı olur. üstüne bolca protein ve sağlıklı yağ alırsanız yoluna girer diye tahmin ediyorum. ilk günlerin zor geçmesi muhtemel tabii ama açıkçası ben ilk üç gün bile neredeyse hiç zayıf/kötü hissetmedim, güzeldi.

özetle kan şekerini fazla oynatmamanız ve insülini yoluna sokmanız lazım ki bunun en iyi yolu sık sık yememek ve karbonhidrattan uzak durmak. öte yandan vücuda ihtiyacı olanı da vermek lazım, o yüzden az sayıda öğün fakat protein & sağlıklı yağ yönünden zengin besinler şahane olur.
0
der meister
(03.03.21)
2oda1salon, ne ketoda ne aralıklı oruçta yasak var. Yasakladıkça cazibe artar, klasik.
Meyveyi minimuma indirebilir ama kime göre yasak ki yani. Meyve yemesin, bir avuç yulaf yemesin, diyetten farkı ne. Aralıklı oruç zamanımda canım deli gibi meyve çekiyordu, yememem lazım kafasından çıktım ve az az yiyerek rahatladım. Canı şeker istiyorsa ölsün mü. Bir porsiyon tatlı yiyeceğine hurma yesin, elma yesin. Katılmıyorum bu katılığa.
0
jalapeno
(03.03.21)
(10)

Bir grup vardı kimdi onlar

sinagogda mum yakan ateist imam
Arkadaşlar grubun solisti hafif balık etli, sarışın ve güzel bir kadın. Diğer üyeleri erkekti sanırım. Slow bir tarzları var. Hatta epey ünlü bir grup ama aklıma gelmiyor bir türlü. Sanırım bazı besteleri de Türkçe şarkılara uyarlanmıştı. Fazla ipucu yok ama bulunur mu ki?
Arkadaşlar grubun solisti hafif balık etli, sarışın ve güzel bir kadın. Diğer üyeleri erkekti sanırım. Slow bir tarzları var. Hatta epey ünlü bir grup ama aklıma gelmiyor bir türlü. Sanırım bazı besteleri de Türkçe şarkılara uyarlanmıştı. Fazla ipucu yok ama bulunur mu ki?
0
sinagogda mum yakan ateist imam
(27.02.21)
adamlar?
0
esref
(27.02.21)
no doubt ve adamlar değil
0
🌸sinagogda mum yakan ateist imam
(27.02.21)
Black eyed peas?
0
2oda1salon
(27.02.21)
black eyed peas de değil
0
🌸sinagogda mum yakan ateist imam
(27.02.21)
isveperver
(27.02.21)
liste güzel ancak orada da yok
0
🌸sinagogda mum yakan ateist imam
(27.02.21)
pink martini
0
olutaklidi
(27.02.21)
The Cardigans
The Cranberries (değildir herhalde)
Garbage (Müslüm Gürses - Bir Ömüz Yetmez) The World Is Not Enough
0
guitarissimo
(27.02.21)
renegade
(27.02.21)
Pink Martini vallahi. Çok teşekkürler yazan herkese.
0
🌸sinagogda mum yakan ateist imam
(27.02.21)
(11)

Tanıdığınız en yaşlı insan kaç yaşında öldü?

asaf
Geçen bir sohbette adamın biri 147 yaşında bir yakının öldüğünü anlatıyordu. Öyle bir şey mümkün değil, yaşayan en yaşlı insan en fazla 120 civarıdır desem de inandıramadım. Gerçeklik payı nedir?
Geçen bir sohbette adamın biri 147 yaşında bir yakının öldüğünü anlatıyordu. Öyle bir şey mümkün değil, yaşayan en yaşlı insan en fazla 120 civarıdır desem de inandıramadım.

Gerçeklik payı nedir?
0
asaf
(26.02.21)
Yoktur. Doguda olen cocuklarin nufus kagitlarini yeni dogan cocuklara devrederlermis eskiden. Buyuk kardes hatta genc amcalardan biri olduyse nufus kagidi ustune kalmistir. Ben bu yuzden Turkiye'deki 110 yasinda 120 yasinda olaylarina pek inanmiyorum acikcasi.
0
2oda1salon
(26.02.21)
85-90 civarı duyuyorum ama daha üzerine denk gelmedim.
0
orpheus
(26.02.21)
90-95 vefat yasi standart oldu artik. Omur iyice uzadi.
0
msb
(26.02.21)
Böyle bir şeye denk geldim az önce. Bilemedim şimdi.

www.ensonhaber.com
0
🌸asaf
(26.02.21)
Babamın babası 1913 doğumluydu, 2010'da öldü. Babamın kuzeni 92 yaşında şu anda. 100lerde kimseyi görmedim hiç.
0
Jux
(26.02.21)
annemin anneannesi 1899 da doğup 2001 de öldü.
0
rodeocu
(26.02.21)
anneannemin anneannesi resmiyette 115 yaşında öldü ama gerçek yaşı değildir belki kesin olan bir şey yok @2oda1salon'un dediği gibi. anneannem 68 yaşındaydı anneannesi öldüğünde.
0
dr doofenshmirtz
(26.02.21)
babaannemin annesi 2004 yılında yaklaşık 108 yaşında iken vefat etti.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(27.02.21)
Dedem 103 yaşındaydı, son yılına kadar günde 5 gazete okurdu. Dinçti yani bayaa
0
mirty
(27.02.21)
o 100 küsur yaşında olduğunu iddia eden kişilerde 2 sorun oluyor.

1- Abisi Ablası ölüyor, bu da 3 4 sene sonra doğunca onun kimliğini kullanıyor.
2- Bazı doğum tarihleri 100 sene önce hicri takvime göre yazılmış, Rumi takvime geçince o da karışıyor.

120+ mümkün değil yani.
ama elini vicdanına koy :) 80 den sonra sana herkes çok yaşlı geliyor.
bana 90 yaşında biri 110 yaşındayım dese peki derim.
kendini 147 diye ilan eden dedeye de kimse yok dememiştir :)
0
summatinyourteeth
(27.02.21)
Dedem (babamın babası olan) ve anneannem 90 - 93 yaş aralığında vefat ettiler.
0
put it in your appropriate place
(27.02.21)
(4)

Haşlama hamsiyi yerken..

warmy
Kızartma yiyemediğim için haşlama yiyiyorum, fırınım da yok. Hiç haşlama tercih edeniniz var mı bilmiyorum ama kılçığını başını ayırıyor musunuz yerken yoksa komple yiyiyor musunuz?
Kızartma yiyemediğim için haşlama yiyiyorum, fırınım da yok. Hiç haşlama tercih edeniniz var mı bilmiyorum ama kılçığını başını ayırıyor musunuz yerken yoksa komple yiyiyor musunuz?
0
warmy
(26.02.21)
başını ayıklayıp pişir. yerken kılçığını ayırıyorum.
0
false pretension
(26.02.21)
Kılçığıyla pişirmek daha sağlıklı diyorlar. Ne derece doğru bilemiyorum.
0
aslil
(26.02.21)
Hamsili pilav ve buğulama yaparken kılçık ve kafayı temizliyoruz
0
Ruprect
(26.02.21)
Haslama dediginiz bugulama oluyor. Genelde bugulama firinda olur ama firin olmadigi zaman ocak ustunde yapardik. Bizim ailede bugulama yapilacaksa mutlaka kafa ve kilcik komple gider.

Kizarinca kilcik kirt kirt gidebiliyor ama bugulamada bogaza takilir bence.
0
2oda1salon
(26.02.21)
(9)

yurtiçi remote çalışırken yurtdışı çıkılırmı

ShadowOfMoon
şehir dışından çalışmayı serbest bıraktılar. haber verin dediler. vizesiz gidilebilen ülkeler mesela kıbrıs ukrayna gitsem haber vermeden, şehir dışşına çıktım desem ne olabilir. zaten 2-3 haftayı geçmez kalışım. acil bir şey olursa ertesi güne bilet alıp gelirim
şehir dışından çalışmayı serbest bıraktılar. haber verin dediler. vizesiz gidilebilen ülkeler mesela kıbrıs ukrayna gitsem haber vermeden, şehir dışşına çıktım desem ne olabilir. zaten 2-3 haftayı geçmez kalışım. acil bir şey olursa ertesi güne bilet alıp gelirim
0
ShadowOfMoon
(26.02.21)
Sehir disini serbest biraktilarsa ayni sey. Ama korona yokken ayni sey. Bir gunde sinirlar acilip kapaniyor. Oyle bir durum olursa ne yaparim kismini dusunun bence..
0
2oda1salon
(26.02.21)
Ayrica artik herkes covid19 testi istiyor. Cogu yerde bunu 3 gunden once alamiyorsunuz. Lanet olsun korona dostum.
0
2oda1salon
(26.02.21)
Sinirlar ani kapanirsa patlarsin +1 Bir ihtimal kibris riskine girilebilir.
PCR testini Turkiye'den cikmadan 24 saat once yaptirdi arkadas gecen hafta ozelde, para pesin kirmizi me$in..
0
cooperr
(26.02.21)
VPN ile bağlanıyorsanız yurtdışı IP kontrolü olabilir.
0
inheritance
(26.02.21)
ben şu an danışmanın danışmanı gibi bir şeyim. yurtdışından bağlansam bile asıl şirket, danışmanlarına sormaz. sorsa bile arada bir şirket daha var.
covid testini hiç duymamıştım.altta biri sormuştu benzerini ama cevap gelmemiş
0
🌸ShadowOfMoon
(26.02.21)
Yurtici ile yurtdisi vergilendirme ve guvenlik acisindan farkli oluyor. Eger size maas veren bir sirketse yurtdisina cikmamanizi isteyebilirler, oncesinde bi sormak lazim. Hele danismansa guvenlik acisindan istememe ihtimalleri yuksek
0
fakyoras
(26.02.21)
gittiğin ülke vizesiz derken tam anlaşılmıyor. kapıda vize veriyorlar ve belli bir süresi oluyor.
0
emininsel
(26.02.21)
saglik.gov.ct.tr
bu sayfada yazana göre, kuzey kıbrıs şu an gidersek 7 günlük bir karantinaya girmemizi istiyor, ve bildiğim kadarıyla rastgele belirlenen bir otelde ve otel ücretini bize ödeterek.
0
gkhncnzdgn
(26.02.21)
Bazi ulkeler Turkiye'den gitmeden covid testi istiyor. THY ile ucuslar dahil Turkiye'ye donerken de covid testi isteniyor artik.

Ayni halti tam 5 sene bilfiili yurtdisinda gecirerek yemistim ama bence covid zamani bu riske girilmez.
0
2oda1salon
(26.02.21)
(12)

ekmek arası et dönerin içine ne konur?

das ende der welt
döner çok eski bir yiyeceğimiz. yüzyıllardır yeriz. fakat geleneksel olarak dönerin içine ne konur, ya da yanında ne yenir? soğan mı örneğin ya da kıvırcık marul domates mi?
döner çok eski bir yiyeceğimiz. yüzyıllardır yeriz. fakat geleneksel olarak dönerin içine ne konur, ya da yanında ne yenir?

soğan mı örneğin ya da kıvırcık marul domates mi?
0
das ende der welt
(26.02.21)
Patates kızartması koyan da var, turşu koyan da var. Bana göre en lezzetlisi kuru soğan ve domatesli versiyon. Etin yakında soğan olunca tadı bir başka oluyor. Akabinde diş fırçalamak önemli :)
0
himmet dayi
(26.02.21)
@himmet dayı biliyorum ama bunun usulü nedir sorusuna yanıt var mı mesela? eski bir tarif gibi bir şey?
0
🌸das ende der welt
(26.02.21)
Soğan soğan. En iyi giden şey iiiinncecik doğranmış soğan.
0
1bir1bir1
(26.02.21)
Eski olan ekmek arasi doner degil ki, tabakta doner. O yuzden bi usulu yoktur bence.
0
kuehles blondes
(26.02.21)
Tombik doner: patates
Lavas: sumakli sogan
Tabakta: sade

Bayramoglu'na gidip yemek vardi
0
fakyoras
(26.02.21)
iyi dönerse bişey konmaz

ortalama/kötü dönerse patates,turşu, sumaklı soğan,domates. hepsi ya da ayrı ayrı.

çok kötü dönerse mor lahana, soğan, acı sos, beyaz sos, marul. hepsi.
0
mirafiori
(26.02.21)
Sade
Sogan
Kozlenmis biber
0
nax
(26.02.21)
Biz domates ve patates koyuyorduk. Isteyene sogan tursu da ekliyorduk
0
oscar
(26.02.21)
Patates dönere yapılan en büyük ayıptır. Ekmeğin içine patates koymayı ilk akıl eden terbiyesizdir.

Gelenekselde ekmek arası olduğunu düşünmüyorum. Geleneksel porsiyon halidir. Yanına soğan ve domatestir. Belki çok az marul.
0
emininsel
(26.02.21)
turşu mutlaka olmalı
0
bir soru sorcam
(26.02.21)
Patetes kizartmasi ve tursu. Istege bagli sogan.
0
c1b2k3
(26.02.21)
Herhalde son donerimi 20 sene once falan yemisimdir. Incecik kiyilmis kivircik, domates ve tam hatirlamamakla birlikte sogan..
0
2oda1salon
(26.02.21)
(9)

Evi satıp parayı faize yatırmak

panda
Selam arkadaşlar bir konuda fikriniz Almak isterim. İstanbul Küçükçekmece’de evimiz var. Eski bir bina ama yeri çok güzel. Su an satarsak 450bin gibi getirisi olabilir. Biz 3 senedir Amerika’da yaşıyoruz ve donmeyi de düşünmüyoruz. Bu evi satıp bu parayı faize yatırsam su anki yüksek oranlarla aylık
Selam arkadaşlar bir konuda fikriniz Almak isterim. İstanbul Küçükçekmece’de evimiz var. Eski bir bina ama yeri çok güzel. Su an satarsak 450bin gibi getirisi olabilir. Biz 3 senedir Amerika’da yaşıyoruz ve donmeyi de düşünmüyoruz. Bu evi satıp bu parayı faize yatırsam su anki yüksek oranlarla aylık 6800tl ediyor. Olur da bir şekilde donmek istersek de bu faiz bize yeter diye düşünüyorum. Mesela kiraya çıksak vs. Gerçi yaşam çok iyi pahalandi diyorlar o yüzden sizden de fikir almak istedim. Ev su an eşyalı olarak kirada ve 2100 kirası. Sizce var olan mali satmak aptallik olur mu? Her ihtimale karşı elimizde tutalım mi? Faizler böyle yüksek olarak ne kadar devam edebilir? Teşekkürler şimdiden.
0
panda
(26.02.21)
Gereksiz risk. Faizlerin ne olacağı belli değil. Ha ana paranı korursun en kötü ama bence değmez
0
olaylar olaylar
(26.02.21)
1 günde Dolar 7.10'dan 7.25'e çıkınca, 1 ayda alacağın %17 faizden zarar ediyorsun. Ayrıca yurtdışından buradaki paranın faiz pazarlığını yapamazsın. Bankacı öyle puştluk yapar ki, 3 ay sonra sana vereceği oranı iyice düşürür. Sonra abd'den seni imzaya bile çağırır.

Yerinde olsam satarım, dolara atarım, orada kazandıklarımdan ekler ve güneyden arsa alırım. Madem d
0
malheiros
(26.02.21)
Abi zor karar. Faizden gelecek para şuan için bence iyi ama yarın faizler düşerse bu kez evinden olmuş olacaksın. Eğer tr ye dönme ihtimali ya da planı varsa bence evi satmayın. Döndüğünüz zaman bir eviniz olur. Yok öyle bir planın yoksa evi sat ama yine bence parayı yalnızca lira da tutma. Biraz döviz al biraz altın al biraz tl al. Atıyorum şuan aldığın kirayı alacak kadar türk lirası gerisi döviz altın vs. Ama burayı dinleme. Kendi bildiğini yap
0
anti-kahraman
(26.02.21)
20 sene öncesi için söyleyeyim: şu andaki kafam olsa kesinlikle eve vb yatırım yapmaz, 20 sene sonra deniz kenarında nerede yaşamak istiyorsam oradan bir arazi vb bakardım. Güney olur, Ege olur, Kuzey Ege olur çok güzel yerler var.

Çok da mühim değil ama zamanında -kesinlikle abartmadan söylüyorum- benim 5 maaşıma alınan bir araziden adamlar 15 sene sonra 20 daire parası aldılar.

Eğer hatıra vb bir değeri yoksa bugün $70.000 ediyorsa, 15 sene sonra gene o kadar eder. :) Deniz kenarı olsun da neresi olursa olsun. :)
0
buck rogers
(26.02.21)
bence bi emlakçıyla anlaşıp kiraya ver. hem mal elinde kalır hem de artı değer birikir.
0
sinek kral
(26.02.21)
bir gayrımenkulü satıp faize vermek ilk bakışta avantajlı gibi geliyor olabilir, hatta avantajlı da olabilir işi bilenler mutlaka yorum yapacaklardır. ama şunu düşünmeniz gerekiyor bence. faizin bu kadar yüksek olduğu, enflasyonun da yüksek olduğu bir durumda nakit paranız, gün geçtikçe değer kaybedecektir. dolayısıyla siz faiz alıyor olsanız bile, bugünkü faizle kazandığınız 6000TL 1 yıl sonraki kazanacağınız 6000TL'ye denk olmayacaktır. bu yüzden -bence- bir süre faiz gidilse bile, bir süre sonra kendi kendine prim yapma ihtimali yüksek olan belki daha merkezi vb bir yerde başka bir gayrimenkul almanızı öneririm. misal, gelin kadiköye, 500000'e 1+1 sıfır ev alın. kirası 25K olacaktır, satacağınız zmaan da mutlaka gelecekte prim yapacaktır... saygılar..
0
jeanluc
(26.02.21)
biz de 3 yildir amerikadayiz. Kucukyalida ev var esyali kiraya da vermedik. Belki doneriz fln dedik ama donmeyecegiz o da belli oldu. Ben de satsak mk acaba diyorum buradan ev alsak ya da yarin bir gun donersek el altinda hazir ev olsun diyorum. Yani yalniz degilsiniz demek icin geldim :)
0
oscar
(26.02.21)
bence 450 ye 2100 kira iyi gayet satmayın. onu demeye geldim.
0
garavel
(26.02.21)
Satarsaniz yarin bir gun coluk cocuk torun tombalak icin "bizim dedenin/ninenin burada evi varmis ama satmis. aklina sicayim" olacaksiniz.
0
2oda1salon
(26.02.21)
(9)

Çizimde umut vadediyor muyum?

Unde bach canim
Karikatürstlik yapmak istiyorum ama şu çizimlerimi geliştirsem umut vadeder miyim? Yoksa akıl sağlığım için uzak mı durayım? Atış serbest:)https://i.hizliresim.com/yBPKMn.jpghttps://i.hizliresim.com/T9SJpY.jpghttps://i.hizliresim.com/UKaoNw.jpghttps://i.hizliresim.com/4O9uBp.jpgNot: arka plandaki ii
Karikatürstlik yapmak istiyorum ama şu çizimlerimi geliştirsem umut vadeder miyim? Yoksa akıl sağlığım için uzak mı durayım? Atış serbest:)
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

Not: arka plandaki iikv’ye takılmayın:) alakam yok.
0
Unde bach canim
(25.02.21)
Gerçek mi trol mü emin olamadım ama şu an hangi seviyede olduğunun önemi yok bence her şeyin belli yöntemleri var ve bir öğrenme süreci var. Gerekirse kursları gidersiniz, her gün saatlerinizi buna verirsiniz, pratik yaparsınız vé br tarz geliştirirsiniz. Çalışmak ile her şey elde edilebilir diye düşünüyorum.
0
Mossy
(25.02.21)
Karikatürler bu kadar gerçekçi olmuyor ki. Bunlar daha sanatsal.
Karikatürde böyle giderseniz bir yüzü çizmek için saatler harcarsınız. Çiziktirme şeklinde bir tarzınız olması lazım. Bakınız: Tim Burton - Istiridye Kız.
0
ryhmer
(25.02.21)
karikatürde çizimin muntazamlığı aranmıyor malum. daha çok kendi üslubunu oturtmak önemli. tabi en başat unsur espiri...
çizimlerinize gelince yolun epey başında gibisiniz. kolay gelsin.
0
Ufuk
(25.02.21)
uzak durun.
0
uuth
(25.02.21)
güzel sanatlar mezunu olup bunu meslek olarak sürdüren birisi olarak yazıyorum, eğer gerçekten hevesin ve isteğin, azmin varsa bence umut vadediyorsun lütfen hevesini kıracak şekilde konuşanları ciddiye alma. instagram ve pinterest'te zibilyon tane hesap var, takip edip, taklit edip zamanla kendini geliştirebilirsin. tabii ki yolun başında görünüyorsun ama bir sürü video var eğitim amaçlı, vakit ayırırsan gayet ilerleyebilirsin.
0
dedi ayca
(25.02.21)
Karikatur icin cizimden daha onemli olan hikaye anlatimi, o yetenek varsa cizimlerin gelisir. Instagram da cok buyuk comic sayfalarini takip ediyorum. Hepsinin bir gelisim sureci var. Basladiklari andaki yetenekleri ile su anki nokta cok farkli.

Hikaye varsa gerisi gelir.
0
2oda1salon
(25.02.21)
resim/çizim konusunda tanıdığım en yeteneksiz insan olan benden daha iyisin. ama tanıdığım ya da gördüğüm hiçbir orta/iyi çizer kadar iyi değil ne yazık ki. bu belki çalışmayla kazanılacak bir şeydir.

ama karikatür bu değil. karakalem yapmaya çalışmış ve tam da becerememiş gibi duruyor daha çok. karikatürize etme konusuna eğilmen lazım bence.
0
reanarchy
(25.02.21)
espri olmadan çizim ne işe yarayacak ki? espri iyiyse , çizim bir şekilde akar bence.
0
co2s2
(25.02.21)
american splendor'u bi izleyin. adam esprileri yapıyordu çizimi başkası yapıyordu. bu gerçek bir hikaye ayrıca.

önemli olan balonların içine ne yazacağınız. :)
0
das ende der welt
(25.02.21)
(6)

babamın bu durumu nörolojik bir hastalık başlangıcı olabilir mi?

la lykia
babam 65 yaşında, hala kendi işinde çalışan bir mühendis.herhangi bir sağlık sorunu yok çok şükür ve dinç.ancak son aylarda maalesef ciddi bir sorun yaşamaya başladık kendisiyle.birkaç örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım ama bunları evlat şikayeti olarak düşünmemenizi rica ederim.sadece tuhaf buld
babam 65 yaşında, hala kendi işinde çalışan bir mühendis.
herhangi bir sağlık sorunu yok çok şükür ve dinç.

ancak son aylarda maalesef ciddi bir sorun yaşamaya başladık kendisiyle.

birkaç örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım ama bunları evlat şikayeti olarak düşünmemenizi rica ederim.

sadece tuhaf bulduğum ve endişe ettiğim için aklıma takılıyor.

bu örnekler kendi başına çok küçük ve önemsiz şeyler, sürekli olarak tekrarlanmaları beni düşündürüyor.

örnek 1- babam ile bir konuda bir detay konuşuyoruz. hatta 2-3 kez tekrarlanıyor bu konuşma. diyelim ki pazartesi saat 5'de x'e gidelim dedik. ve bir hafta öncesinden defalarca konuşuldu bu program. pazar günü 1 gün kala konusu açıldığında babam ilk kez duymuş gibi benim işim var yarın saat 5'de gidemem diyor. baba kaç kez konuştuk, tamam dedin, herşeyi ona göre ayarladık diyoruz diyoruz. hayır pazartesi gideriz dedik, saat konuşmadık diyor. hatırlatmaya çalışıyoruz hani şöyle şöyle konuşmuştuk ya diye, hayır öyle konuşulmadı diye kestirip atıyor.

bu birçok konuda defalarca tekrarlandı.

örnek 2- yazlıkta mutfakta birşeyler yiyor, yere, tezgaha kırıntılar dökülüyor, bahçe katı olduğu için kimse görmezse de birkaç saat öyle kalırsa anında karıncalar sinekler üşüşmeye başlıyor. annem babamdan rica ediyor, birşey yerken ayakta yeme lütfen, tabak al, bak kırıntı dökülmüş diye. babam hayır o kırıntıları ben dökmedim valla billa diye yemin ediyor. ama ondan sonra mutfağa kimse girmedi gerçekten.

bu olay neredeyse her hafta yaşandı. ben birkaç kez babamı çağırıp gösterdim, bak buraya ne kadar çok dökülmüş diye. hayır bunları ben dökmedim dedi. ama o saatlerde evde ondan başka kimse bir şey yemedi ya da mutfağa girmedi.

örnek 3- eve çikolata alınıyor, konulduğu bir kutu var. mutfakta tezgahın bir tarafında tezgah altı buzdolabı var, üzeri de baya ısınıyor haliyle, oraya çikolataların içinde durduğu kutu konulursa direkt eriyor. o abur cubur kutusunu da oradan uzakta tutuyoruz.

babam o kutudan her bir şey aldığında kutuyu buzdolabının üstüne koyuyor ve herşey eriyor. defalarca söyledik ve rica ettik, bak kutuyu aldığın yere koy, burada bırakma diye. az önce fark ettim yine oraya koymuş. dün alınanlar yine erimiş.

örnek 4- mutfak dolabından bir şey aldığında dolap kapaklarını hep açık bırakmaya başladı. ya da bazen bulaşık makinesini o boşaltıyor, bir bakıyoruz sonra mutfakta ne kadar dolap, çekmece varsa açık bırakıp salona gitmiş. aa unutmuşum kapatmayı diyor, birşey demiyoruz.

böyle anlatınca çok saçma durduğunun farkındayım ama konu burada kırıntı, karınca, çikolata, dolap kapağı değil, sonuçta babamdan kıymetli değil, kırıntı olsa ne olacak, sileriz geçer.

konuyu böyle anlayacak olan, amaaan bu kadar ufak şeylere mi takılıyorsunuz, dert ettiğiniz şeye bak diyecek olan varsa en baştan söyleyeyim, konu o değil.
konu bu davranışların sürekliliği ve sıklığının tuhaflığı.

artık babamla iletişim kuramamaya başladığımızı hissediyoruz. babamla yalnız yaşasam ben gerçekten akıl sağlığımdan şüphe ederdim. o kadar inanarak gerçekçi bir şekilde inkar ediyor ki olan veya konuşulan birşeyi, insan ne yapacağını şaşırıyor o an.

ilkinde unutmuştur diyorsunuz, ikincisinde adamın kafası kaç yerde birden, olur böyle dalgınlık diyorsunuz, üçüncüsünde ben ondan kaç yaş gencim ben bile herşeyi unutuyorum diyorsunuz. ama aylarca sürünce ve birbirinden çok farklı konularda defalarca başınıza gelince artık bu normal mi demeye başlıyorsunuz.

bu arada babam işini ve mesleğini çok seven bir insan. emekli ama şu an işini kapatıp evde oturmaya başlasa çöker gerçekten, işi onu hayata bağlıyor.

ticaretle uğraşıyor, alacak, verecek, çek senetle uğraşıyor, her gün git gel 100 km araba kullanıyor, sanayi işi ve dalgınlığın ciddi tehlike, risk yaratabileceği bir iş. bu nedenle de endişeleniyorum.

konu belirli bir dalgınlık, unutkanlık hali, bir de inkar ve inatlaşma.

ve bunların birçok nörolojik hastalığın ilk belirtileri olduğunu daha önce okumuş, duymuştum. bu nedenle bu konuda bilgisi, deneyimi olan varsa anlatmak ve danışmak istedim.
0
la lykia
(08.01.21)
üzülmeyin diye size söylemediği başka bir problem de olabilir. işiyle alakalı falan bence. öyle durumlarda genç insanın bile kafa gider. babanızı oturtun ve böyle böyle yapıyorsun, endişeleniyoruz diye konuşun.

mesela evden ayakkabılarını giymeden çıkıyor falan deseniz acilen götürün doktora derim ama yaptıkları biraz "ben nelerle uğraşıyorum, bunlar dert edilecek şeyler mi" kafası gibi geldi bana...
0
malheiros
(08.01.21)
@malheiros onu da yaptım

birkaç kez, baba son zamanlarda ne konuşsak unutup inkar ediyorsun, çok dalgın oldun, aklın burada değil gibi, bilmediğimiz bir şey mi var vs vs konuşmaya çalıştım.

onu da inkar etti. yooo sana öyle gelmiş, ben öyle bir şey yapmıyorum diyor.

bu arada işinde ne olup bittiğini biliyoruz çünkü idari işlere annem de yardımcı oluyor. iş yerinde ne oldu ne bitti, kaç para girdi çıktı bazı konularda babamdan daha hakim hatta.

dediğim gibi konu asla anlattığım detaylar değil. sürekli, periyodik olarak aynı şeylerin tekrarlanması gerçekten çok tuhaf duruyor.
0
🌸la lykia
(08.01.21)
özellikle 3. ve 4. maddeler bir nöropsikiyatrik bzk başlangıcı "ihtimaline" işaret ediyor "olabilir".

mümkünse çalışma ortamı ve varsa iş arkadaşarıyla ilgili de gözlem yaparak doğrudan/dolaylı bilgi toplamanızda fayda var. iş alanında da zamansal olarak örtüşen değişiklikler farkediliyorsa "ihtimal"in anlamlı hale geleceğini söyleyebilirim.
0
qaram
(08.01.21)
Eğer buna benzer davranışları hep varsa, sorun olduğunu sanmıyorum. Bazı insanların yapıları, karakterleri böyle. Bu verdiğiniz örnekleri okurken ilk aklıma babam geldi. Benim babamda böyle birisi ama hep böyleydi. Bazen üşengeç, huysuz, tembel yanları böyle ağır basıyor.

Nörolojik değil ama psikolojik olarak zor bir süreç geçiriyor olabilir. İş yerinde bir sorun olmasına, evinde sorun olmasına gerek yok. Karşınızdaki insan yaşlanıyor, yapacakları, anlayacaklar şeyler zamanla azalıyor. Belki bulaşık makinesini boşalttıktan sonra dolap kapaklarını kapatmak onun gözünde sadece ağır geliyordur.

Birde lütfen yanlış anlamayın, ama belki üzerine gittiğinzi için böyle davranıyor olabilir. Yani babanızı, çocuk gibi mutfağa çağırıp azarlar gibi bak buraya kırıntılar ne kadar dökülmüş demeniz pek hoş değil. Sürekli olarak duyuruda babanızı defalarca uyardığınızı yazmışsınız. Belki bu yaşta birine bu şekilde defalarca uyarılmak ağır geliyor, o da tepkisini bu şekilde gösteriyor. Sonuçta bu uyarmalarla kendisini ister istemez yetersiz, azarlanmış hissediyordur.
0
GoodMorningTeacher
(08.01.21)
1 ve 2 ayni sorun. Ne zaman ciktigi onemli. Son zamanlarda ciktiysa unutkanlik falan baslangici dersiniz ama huyu suyu hep boyle idiyse gaslighting bu.
0
2oda1salon
(08.01.21)
Ailede nörodejeneratif hastalık öyküsü varsa bir hastalık belirtisi olma ihtimali yükselir. Ama en iyisi nörolog ile görüşmek. Yine de size söylemediği bi stres faktörü olabilir hayatında.
0
benim bir gizli bildiğim var
(08.01.21)
(11)

kadının ilgi göstermesi

alko ikarus
bi kız arkadaş vardı arada bizim öğrenci evine gelir giderdi. en son bizim elemanla flört etmeye başladılar. flört etmeye başladıtan sonra gediği bir gün gecesinde arkadaşın işi çıktı evden gitti, kız evde kaldı. salonda tv izlerken bu kız arkadaş salona geldi. uyku tutmadı uyumamadım dedi. bir az d
bi kız arkadaş vardı arada bizim öğrenci evine gelir giderdi. en son bizim elemanla flört etmeye başladılar. flört etmeye başladıtan sonra gediği bir gün gecesinde arkadaşın işi çıktı evden gitti, kız evde kaldı. salonda tv izlerken bu kız arkadaş salona geldi. uyku tutmadı uyumamadım dedi. bir az durdu gitti. sonra yine geldi uyuyamıyorum dedi sohbet açtı. dertliymiş biraz ailesinden dert yandı. ben de dinledim akıl vermeye çalıştım. sonra gitti.

geçen gün bizim elemana olanı biteni anlattım senin kız hala dertli mi o gün bana tv izletmedi dedim. o da kız sana yürümüş dedi. benim kafam basmadı. yalnız bu kız arkadaş nasıl desem sevişmeyi seven bir arkadaş, takılır kafasına göre. hakketen yürümüş mü buna?

EK: 26 yaşındayım ve bu işlerden hiç anlamam. kesişmek nedir, bakışmak nedir bilmem. bir kaç yıl evvel bir kız arkadaş açıktan ilgi göstermiş ben olayın farkında bile değildim. benden için çok aptal salak demiş falan. yani bilmiyorum bu tür şeyleri. arkadaş öyle deyince acaba arkadaş abarttı mı diye düşündüm.
0
alko ikarus
(06.01.21)
Sevişgen kızın nasılsın diye sorması = yürümek

Evet.
0
elorelia
(06.01.21)
kız mı demiş yürüdüm ama izimi belli etmedim diye? yoksa, yürümemiş.
0
stewie
(06.01.21)
ben kafama göre takılan ve çok sevişen birisi olsaydım yürüdüğüm insana dert yanmakla kalmazdım. bunu sohbet başlatmak için kullanır, sonradan konuyu daha kişisel meselelere getirir veya doğrudan "sevişex mi?" derdim. yürüme maksadıyla biriyle sohbet etmeye başlamışsam şansımı zorlardım yani, bir noktada karşı taraf yürüdüğümü kesin olarak anlardı.

sizin durumunuzda bence yürüme yok. ha yürümeyi düşünerek yapmış olabilir tabii ki ama fazla belirsiz olmuş o zaman. yani pekala uyku tutmadığı için öyle sohbet etmek istemiş olabilir kız, niye yürümüş olsun?
0
der meister
(06.01.21)
kız sevişmek istediyse o olay sevişmeyle sonlanırdı çok büyük ihtimalle. gidip biraz takılayım iş çıkarsa çıkar demiş olabilir belki kendi içinde. fakat sadece gelip hal hatır sormasından, dert anlatmasından yürümüş-yürümemiş diyemez sanırım kimse.
0
hadsafhada
(06.01.21)
@der meister
kişisel özel meseleler açtı. hatta ben bunun yakın arkadaşı değilim neden anlatıyor diye düşündüm.

26 yaşındayım ve bu işlerden hiç anlamam. kesişmek nedir, bakışmak nedir bilmem. bir kaç yıl evvel bir kız arkadaş açıktan ilgi göstermiş ben olayın farkında bile değildim. benden için çok aptal salak demiş falan. yani bilmiyorum bu tür şeyleri. arkadaş öyle deyince acaba arkadaş abarttı mı diye düşündüm.
0
🌸alko ikarus
(06.01.21)
kızın benden dilini görmeden bilemeyiz, gerçekten canı sıkılmış oyalanmak için biraz ilgi istemiş olabilir.
0
orpheus
(06.01.21)
Arkadaşın godoş galiba.
Bence yürümemiş, evde yalnız kalınca sıkılmış ve sohbet etmek-takılmak istemiş.
0
megalomaniac
(06.01.21)
yürüme olmamış. kadın sevişgen biriyse zaten nasıl yürüneceğini, erkeği nasıl yatağa atacağını bilir. o yüzden anlamanı gerektirecek bişi olmamış.

diğer bir konu da o kızın flört ettiği arkadaşın eğer sana böyle bişi söylemişse @megalomaniac'ın dediği gibi arkadaşın yılın godoşu olabilir.
0
amandil
(07.01.21)
yürümemiş diyenler size gerçekten inanamıyorum abi.

türk kızlarında canının istediği gibi davranma olayı pek az kızda var. sevişmek istiyorum sevişelim mi demez çoğu kız. örnekteki kız akşam akşam yanına gelip saçmalar. olayı senin ileri taşıman gerekir. böyle yaparlar ki bütün sorumluluk erkeğin üstünde olsun ileride belli bazı şeyleri deny edip kafalarındaki pure kız imajı sağlam kalsın isterler.

orada senin yapman gereken iki bira açıp bir iki adım atmandı. yapmamışsın. kız da vazgeçmiş.

@orpheus hariç, beden dili çok açık belli eder niyeti. ses tonu, bakışı, yanına mı oturuyor, şakalaşırken fiziksel temas var mı ıvır zıvır tonla şey. eğer beden dili o gerilimi ve vibe ı vermiyorsa gerçekten uyuyamamış ve ilgi istemiş olabilir.
0
charlotte blanc
(07.01.21)
yürümüş, kesin bilgi
0
dafuq
(07.01.21)
yurumus bence.

ama charlotte blanc in dedigi gibi degil o isler. insan biraz istendigini anlamak ister. kadinin sevisgeni robot degil arkadaslar. bir adim atmis ortami kurmus badak gibi anlamazliktan geldiysen gule gule cekmis o da.
0
2oda1salon
(08.01.21)
(19)

bebek büyütmek cidden bu kadar zor mu yahu?

jonestown
ya da madem bu kadar zor neden bunu sürekli söyleyenlerin 2 3 çocuğu var..2 buçuk ay sonra anne olacağım, süreci rahat atlattım diyebilirim ve sonrasını da cidden kafaya takmadım hiç, uykusuz kalmak sürekli onunla ilgilenmek vs hiç stres oluşturmadı üstümde. ama cidden bişeyden çok bunaldım artık..y
ya da madem bu kadar zor neden bunu sürekli söyleyenlerin 2 3 çocuğu var..

2 buçuk ay sonra anne olacağım, süreci rahat atlattım diyebilirim ve sonrasını da cidden kafaya takmadım hiç, uykusuz kalmak sürekli onunla ilgilenmek vs hiç stres oluşturmadı üstümde. ama cidden bişeyden çok bunaldım artık..

yakın ya da uzak etrafımdaki çoğu insan sürekli normal muhabbet arasında bile benim için dünyanın sonu geliyormuş gibi hayatım bitmiş mahvolmuş gibi yorumlar yapıyorlar. en basiti uykuyu unut, hiç uyuyamayacaksın. bunlar iyi günlerin bol bol uyu.. yahu bu bebek hiç mi uyumuyor günde 7 8 saat uyku beklentim zaten yok bebekle ama 24 saat nasıl hiç uyuyacak vakit olmaz ki?

kendini unut hayatın tamamen ona göre olacak diyorlar, nailart çok severim mesela, tırnaklarıma bakıp onu bırak saçını taramaya vakit bulamayacaksın diyolar. yahu saç taramak kaç saniye, duş almak kaç dakika? tamam yeni doğan döneminde belki olabilir ama iddia ettikleri süre 2 3 yıl.

çalışma hayatımda aylarca günde 18 saat çalıştığım, 2 3 saat uykuyla hayatıma devam ettiğim zamanlar oldu. öyle çıtkırıldım bi bünyem yok. yaklaşık 1 sene kendim bakacağım sonrasında çalışma hayatına döneceğim. madem bebek böyle bişey annesi bakamıyor başkası nasıl bakacak bu bebeklere?

bebek tecrübesi olanlara soruyorum, bu iş cidden bu kadar zor mu yoksa insanlar laf olsun diye mi söylüyorlar, onlar mı işbilmez ben mi fazla rahatım?

ha bi de şey var, herşeyi sayıp, ama bi kere gülünce herşeyi unutursun demeleri.. unuttuğun şeyi bana niye anlatıyorsun madem..
0
jonestown
(03.01.21)
doğan çocuğun bir rahatsızlığı yoksa hepsi gereksiz abarti. 6. aydan sonra zaten kendi düzeni olan bir canlı. hayatını çocuğa endeksleyenlerin sorunu kendi hayatlarından vazgeçip bunu bir amaç gibi görmeleri. oysa zaten temel ihtiyaçları sağlandıktan sonra çocuk kendi büyüyen bir canlı.
0
helenart
(03.01.21)
Yeni nesil ebeveynlik zor malesef. Ben, annemler, arkadaşlarım, tanıdığım herkes bir şekilde, sokakta okulda büyüdük. Ama şimdi arkadaşlarımdan kimi görsem çocuğu için sürekli projeler hazırlıyor, her şeyi araştırıyor, TUS'a hazırlanır gibi çocuk bakıyorlar. Biz büyürken bu kadar külfet olmadık. Uykusuzluk konusu doğrudur. Çocuklar gece açıkıp falan uyanıyorlar. Kariyerist değilsen çok da büyük mesele değil. Ama etrafındakilerin senden beklentisi büyük olunca 24 saatin de o çocuk olabilir. Hayırlı olsun. Umarım rahat büyütürsün.
0
prole
(03.01.21)
bebeğim yok, olmasını da istemiyorum. çünkü gerçekten çocuk "yetiştirmek" zor.

sırf uyku değil sorun, stresi var. bebeğin sağlığından endişeli olacaksın, kendi evebeynliğinden şüphe ediyor olacaksın (neden ağlıyor, neden susturamıyorum...), iş stresi, eşinle gerginlikleriniz, artık çocuğum var kendi hayatımı ona göre yaşamak zorundayım, bireyliğim kalmadı... bebek de hep bebek kalmayacak, şimdiden maması var bezi var, para yetiştirmek zor. ileride büyüdükçe derdi masrafı artacak. o ana odaklanmak zor, geleceği de düşündüğünden stres iyice artacak. ya çok hastalanırsa, bir yerine bir şey olursa, kaybolursa, öğrenmede zorluk yaşarsa, doğru ahlakı öğretmezsem, arkadaşlarından derslerde veya maddi durumda geri kalırsa... travma yaşarsa, ya onu kaybedersem...

he çalışan annelere daha zor tabii de çalışmıyorsan daha çok vakit bulabilirsin hobilerine.

bu stresi göze alıp, cesaret edebilenlere tebriklerimi iletiyorum.

hiç iyi yetiştirilmemiş, hep ihmal edilmiş, kötü muamele görmüş bir çocuk olarak çocuk yetiştirmenin gerçekten çok zahmetli ve fedakarlık isteyen bir şey olduğunu düşünüyorum. ay bunları yazarken bile afakanlar bastı.

----
edit: çocuk bu büyür demek yanlış. büyür ama doğru yetişir mi? insan gibi insan olur mu? onun hayatından sen sorumlusun ve tabii ki her şeyini detaylıca düşünüp hesaplayacaksın. oyuncak değil bu, canlı.
0
batlegolas
(03.01.21)
eşinin desteği oldukça önemli. ancak ilk 6 ay neredeyse sadece anneye bağımlı olarak yaşıyor çocuk.

yukarıda aktarılanların da abartı olmadığını ayrıca söyleyeyim. yaşadıkça göreceksin. ancak bir şekilde üstesinden geliniyor.
0
tantunisultansuleyman
(03.01.21)
Eğer çocuğa mama vermeyeceksen(ki verme her annenin sütü bebeğine yeter bu konuda çok netim) evet çok zor. Devamlı emmek istiyor, hiç uyumuyor, hep bir sorun vs.
4.5 yaşında çocuğum var 4 senedir psikoloğa gidiyorum. Doğum sonrası depresyonum hala geçmiyor. Bana çok zor geldi çünkü 2 sene hiç uyumadan emzirdim 1 kere bile biberon ve emzik kullanmadım. Hala doğrusunun bu olduğunu düşünüyorum ama zorluyor işte :)
0
sta
(03.01.21)
konuşanların bir garip psikolojisi var, onu ben bu güne kadar anlayamadım. daha çok laf olsun torba dolsun diye konuşuyor insanlar. veya başlarından geçen zorlu tecrübeleri durmadan anlatmayı severler ya, onun gibi birşey galiba. umarım azalarak biter bu muhabbet, zira hiç hoşlanmıyorum. madem tecrübelerimizi anlatmaya bayılıyoruz, ilk kez anne olacak birine tecrübelerden süzülen olumlu, yapıcı, faydalı sözler söylemeleri gerektiğini düşünüyorum. insanın zihnine baştan olumsuzluklar yüklenince zamanı geldiğinde olaylarla karşılaşınca kötümserliği artıyor. ben bu anlamda anne itiraf sayfalarını da sevmiyorum. kafamızda büyütüyoruz, başkalarında da aynı isyanları görünce iyice kurban psikoljisine giriyoruz. ben böyleydim yani, çok zorlandım ama zorlanmama gerek yokmuş. şimdi geriye bakınca anlıyorum. bebekle evde olmayı planladığım 2 yıl için başka hedefler koymadan kendimi bebeğin ritmine bıraksam daha az sinir stres sahibi olurmuşum.

hiç uyumayacaksınız diye birşey yok, bebek uyudukça uyursunuz. ama bebeğin uyku düzeni beslenmek için 2-3 saatlik periyodlara ayarlı olduğundan biz yetişkinler böyle bölük bölük uykuyla uykumuzu alamıyoruz. o yüzden hiç uyunmamış gibi geliyordur o söyleyenlere :) bakım için de aslında zaman var ama hormonlardan mıdır nedir eskisi kadar elzem olmuyor sanki. o lohusa topuzu illa ki yapılacak, o pijamanın dizleri çıkacak :)
bakınca bebekle ilgilenmek atla deve değil, dediğiniz gibi iş hayatımızda ne projeler yetiştirmişizdir, ne streslerle baş etmişizdir. bence insanı tüketen özellikle bebek çok minikken mekana kısılmış olma hissi.. çevrenizde yardım alabileceğiniz birileri olursa daha mutlu ilerlersiniz süreçte. zaten sonra da bir düzen oturur, alışırsınız.

neticede rahat bir yapınız varsa çok güzel, umarım böyle devam edersiniz. hem siz hem bebeğiniz için en güzeli bu.. sağlıkla sevgiyle büyütün..
0
evanka
(03.01.21)
1. aydan sesleniyorum, uykusuzluk vs. alisiliyor öldürmüyor yani. yalniz hamileyken verilen tavsiyelerden birini ciddiye alacak olsaydim kesinlikle gogus uclari icin hamileyken bakim yapmak gereksinimini ciddiye alirdim. ne dogum ne uykusuzluk, hicbiri gogus ucu yaralari kadar yipratip can yakmadi. gumus kapaktir, kremdir vs.dir hamileyken basla sonra cok canin yaniyor diyen kimseyi dinlemedim asiri pismanim. 1 aylik aglayarak emzirme surecinden sonra ancak iyilesti yaralarim. o konuya odaklanmani tavsiye ederim. firsat buldukca uyu diyenlere de cok aldirma bence, uyku depolanabilen bisi diil sonucta, ne kadar uyursan uyu bebekten sonra yine uykusuz olacaksin ama dedigim gibi öldürmüyor. hamileyken ben de senin gibiydim, dogum sonrasi da ayni kafadayim hala (gerci 1 ay oldu daha sonra delirirsem simdilik bilemiyorum :)) ). bir diger tavsiyem de kimseyi, kimsenin anneligini, kimsenin bebegini kendinle kiyaslama. herkes kendine ozgu cunku. eyyorlamam bu kadar. simdiden hayirli olsun, saglikla gelsin, mutlu bir bebek olsun.
0
in vino veritas
(03.01.21)
Kan değerlerini sürekli kontrol altında tut çünkü özellikle magnezyumun ve vitaminlerin eksikse sağlık sorunları ve depresyon insanın peşini bırakmaz. Mutlaka mutlaka bunlara dikkat edecen.

En önemli şeyi söylüyorum mutlaka bunu yap. Bebeğe sen bakıyorsan kocan da eve baksın. Evle ilgilenen biri mutlaka olsun çünkü annenin iş yükü ilk yıllarda azaltılmalı ki anne tükenmişlik yaşamasın, özellikle gerginlik, kaygı, öfke gibi duygular çoğalmasın, bebeğe sütü aracılığıyla bu duyguları yüklemesin. Bunun için annenin bebeğe odaklanması ve bunu yaparken bakımının sağlanması (hiç değilse evin temizliği düzeni ve çamaşırı ütüsü babanın işi olsun yemek ve bebeğin bakımı ve babaya ve bebeğe olan manevi destek annenin işi olsun) çok çok önemli.

Bunu mutlaka sağla. Mutlaka. Yoksa o bebek babanın gözünde kıymetsiz olur, sen de "doğal görevini yapmış" olursun, ortada ailenin ve bebeğin huzurunu önemseyen bir erkek olmaz. Bunu mutlaka yap. Evet ilk aylarda biraz zorlayacaktır bebek ama senin bakımına dikkat edildiğinde hepsi kolaylaşacaktır.

Yalnız kalma. Her işi sırtlanma yüklenme her şeyi ben yapayım diye atlama her şeye. Bebeğine bak kendini sağlam tut moralin halin sağlığın iyi olsun gerisi kolay.
0
1bir1bir1
(03.01.21)
çocuk sahibi değilim ama bebeği olan 30'larındaki arkadaşlarımın söylemlerinden hareketle konuşuyorum, kesinlikle kendi hayatlarının kalmadığından şikayet ediyorlar. tüm hayatları bebeğe endeksli bir şekilde yaşıyorlardı. bu tabii ki iş hayatında proje yetiştirmekten farklı çünkü iş hayatında her zaman yemişim işini abi ya diyebilirsiniz, bi seferlik sallayabilirsiniz, çocukta öyle değil, bir kere bile atlama şansınız yok. her şeyi sürekli mükemmel şekilde yapmak zorundasın, bi kere yanlış yaptığında ufacık bebeğin hayatı söz konusu oluyor. bu sebeplerden ötürü evet çocuk sahibi olmak zor diye hissediyorum ben de. bir de bebeğin çiftlere yüklediği ekstra sorumluluk, hayatın tekdüzeleşmesi, cinselliğin azalması - bitmesi ve çiftlerin birbirinden uzaklaşması gibi bir sorun da oluşuyor, zaten o yüzden belli bi yaştan sonra evlilikleri çocuk yürütüyor diyorlar.

ben de 30'unda evli bir birey olarak çocuk yapmayı ancak "tüm hayatımı bebeğe endekslemeye karar verdikten" sonra planlıyorum açıkçası olursa tabii, yani gezme tozma kendim için yaşama işlerini bi kenara bırakıp sadece çocuk için yaşamayı kabul etmem lazım önce. çünkü en az bi 10-15 sene çilesi var bu işin, sonra da 50 yaşına geliyorsun zaten.
0
roket adam
(03.01.21)
Kesinlikle çok haklısınız, ben de çok rahatsız oluyorum bu sürekli söylenenlerden ve açıkçası çoğunun hazır olmadan, erkenden, mahalle baskısıyla ya da ezberden çocuk yapanlar olduğunu düşünüyorum. Henüz çocuk sahibi değilim ama kardeşlerimle aramızdaki yaş farkı çok olduğu için hem annemlerin gözlemledim, hem de kendim bakımlarında aktif rol aldım. Dolayısıyla iyi bir fikrim var nasıl bir şey olduğuna dair.

Özellikle eltim ve kaynım çok fenaydı bebekleri doğduktan sonra ilk sene. Yok hiçbir yere gidilmiyor, yok gezilmiyor, yok her şey bebeğe göre oluyor. E herhalde yani ne bekliyordunuz? Kenara atacaktınız, siz gezecektiniz de kendi kendine büyüyecek miydi? Kaldı ki eltimin anne ve babası da üst katlarında yaşıyor yani.. Ne zaman isteseler bırakıyorlar çocuğu.

Bilmiyorum bana çok tuhaf geliyor. Kolay değil, elbette çok zor özellikle ilk aylar ama insan kendini hazırlamış olmalı buna. Henüz kendisi yeterli olgunluğa erişememiş insanlar çocuk sahibi olunca böyle oluyor bence.
0
gmzo
(03.01.21)
çocuk algınızla ilgili bir şey ama helenart'a daha çok katılıyorum.

etrafımdaki kendi yaşıtım annelere bakıyorum (ki çok yakın arkadaşlarım da var, dışarıdan bakmıyorum yani) dediğiniz gibi saç baş ayrı yerde.
manikür, pedikür gibi şeyler zaten yok.
perişanlık, devamlı çocuk çocuk çocuk düşüncesi ve tamamen ona endeksli bir yaşam.
hayatları mahvoldu resmen.

diğer yanda, kendi bebeklik resimlerimde annemin lohusayken bile kırmızı ojeli olan elleri, bebekliğim boyunca fönlü ve röfleli saçları ve normal bir hayat.

iki yıl boyunca meşhur bir bebek maması markasında çalıştım, annelerle birebir muhataptım ve bilgi verebilecek konumdaydım.
çocuğun belli bir düzeni olur, "mama saatinde yemiyorsa zorlamayın ve elinizde kaseyle/biberonla peşinde koşmayın ya da her istediğinde emzirmeyin, sonraki mama saatine kadar bekleyin." derdik, dilimizde tüy biterdi.
bunu uygulayan anne yok gibi bir şey.

yakın çevremde "ama istiyor" diye 15 dakikada iki kere bebeğin ağzına meme dayayan anne var.

daha emekleyemeyen bebek için salon eşyalarını salondan çıkartıp, ortasına kocaman yorgan seren var.

çevremdekilerden birinin dört buçuk yaşındaki kızı hâlâ bezine kaka yapıyor.
bir başkası da "belki öğretmenler disiplin verir biraz" diye iki yaşını geçince kreşe göndermeyi planlıyor.

ilk altı ay zordur, uyku düzeni, emzirme veya süt yoksa mama düzeni oturtmak gibi şeyler bazı bebeklerde gerçekten zor olabiliyor.
ama sonrasında bebek ev hayatına uyum sağlamalı, sağlayacak şekilde büyütülmeli.
bebeğin ya da çocuğun her istediğine evet demek, her istediğini yapmasına izin vermek ve hayatınızı ele geçirmesine göz yummak çocuk büyütmek değil, uzun vadede çocuğa zarar vermek demek zaten.

bir de şunu görüyorum.
instagram'da kendini çocuğuna adamış anneleri takip ettikçe, yemek yapmak için çocuğu bir saat parkına koyduklarında bile "kötü anneyim" hissine falan kapılıyorlar.
sürekli bebek bakımı ve annelik forumu okuyup, devamlı sosyal medyadan bu konuları takip ediyorlar.
bunun annelerin psikolojisini aşırı olumsuz etkilediğine birebir şahidim.
0
blatta hiberna
(03.01.21)
5 yasinda bir velet sahibi olarak bildiriyorum: evet zor. evet uyumuyorlar.

oyle incik cincik ilgilerini cok cekecek o yuzden onlar ayaktayken yapamayacagin hobilerini unut. nailart kullum imkansiz yani kendin yapmayi seviyorsan. nerede vakit bulacaksin?

ki bebesini 40 gunlukten itibaren aksam ezani okunur okunmaz yataga dehleyen bir anne olarak soyluyorum bunu. bir de dusun esin etrafindakiler falan cocuklari geceyarisina dek oturtan tiplerdense hepten bitti gun.

esinden destek gormezsen etrafindakiler sinir yuku olursa evet yani soylenenler hakli. dus aliyorsun ama nasil aliyorsun. o sac taraniyor ama nasil taraniyor. yani surekli sana yapisik bir yasam formu. cocuksuz halindeki kafa rahatligi ile bunlari yapman imkansiz.

5 yasindaki danam hala gecenin bir koru uyanir ve yanima gelir salona orada devam eder uykusuna. bu bile arka planda bir tab aciyor beyni surekli mesgul ediyor. o surekli hazir olda sorumluluk hali insani bu kadar yoran sey zaten.
0
2oda1salon
(03.01.21)
@

olumlu düşünceler ve tavsiyeler içim teşekkür ederim, diğerlerine de elbette fikir verdikleri için ayrıca teşekkür ederim.

elbette zor olacak, saatlerce kendime ayıramayacak saçımı başımı yapamıycak her duştan sonra nailart yapamıycak her istediğimde özgürce çıkıp gezemeyeceğim. bunların bilincinde ve biçok şeye doymuş olarak bu bebeği yapma kararı aldık. zaten bebek düşüncesinden önce de eşimle aylar öncesinden çılgın gibi devam eden sosyal hayatımızı frenlemiş bazı insanların hiç yapamayacağı çoğu şeye doymuş durumdaydık. hayatını tamamen başka şeye odaklamak konusuna gelirsek de, hangi insan hayatının hangi döneminde bunun için yüzde yüz hazır hisseder ki zaten? güçlü bi psikoloji ve kabullenmeyi fedakarlık yapmayı bilen bir bireyin bunu da aşılmayacak bir sorun haline getireceğini düşünmedim hiç. bu yüzden de dediğim gibi kafam hep rahattı stres yapmadım ama insanların bunu bu kadar zor yansıtmaları beni cidden geriyor maalesef.

çocuk büyütmek elbet büyük sorumluluk, büyük bilinç isteyen iş ama sağlıklı düşünen her birey o çocuk olduktan sonra bunu yoluna koymayı, delirmeden atlatmayı bilir gibi geliyor hala..
0
🌸jonestown
(03.01.21)
Bebekten bebeğe değişir.
Bir arkadaşım ilk oğlan bebeği hiç uğraştırmadığı için ikinciye cesaretlendiğini, ama sonra ikinci bebekle pişman olduğunu söylemişti.
Ben tek bebekle pes ettim mesela. Çalışma koşullarım kötüydü, mobbing vardı.
Eş ve aile desteği varsa daha kolay olabilir.
0
pro9it9is9
(03.01.21)
doğuma bu kadar az süre kala böyle şeyleri düşünmeniz size yarar değil daha çok zarar getirir. eğer şu durumda değil de çocuk yapmayı düşünme aşamasında olsanız çok daha farklı yazardım ama siz artık annesiniz. bu çocuk dünyaya gelecek ve siz ömrünüz boyunca ona kendinizden daha çok bakacaksınız. bu korkulacak bir şey değil. ben anne değilim ama vakti gelince olmayı çok isterim. siz gerçekten kıskanılacak bir azınlıktasınız. anlattığınız kadarıyla tüm zorlu aşamaları aşmış, sağlıklı bir birey yetiştirecek sağlıklı bir annesiniz. hadi insanların düşüncelerini vazgeçin ve kendi gerçekliğinize odaklanın. bundan 3 ay önce köpek sahiplendim. küçüklüğümden beri istediğim bir şeydi ve o bile bazen işlerimi aksatmama sebep olabiliyor. ama böyle bir durumda asla onu atmayı veya başkasına vermeyi veya ya keşke yapmasaydım tüh dedikleri gibi oldu köpek almak çok büyük sorumlulukmuş demiyorum. çünkü onu seviyorum ve bu bana yük gelmiyor. evet bazı günler uykusuz kalacak, bazı günler duş bile alamayacaksınız çok doğru. ama bunları dünyaya getirdiğiniz yavruyu görünce unutacaksınız çünkü o sizden bir parça.

ayrıca dedikleri kadar abartan kadınlar gerçekten tembel :) işten eve gelip ayaklarını uzatıp yemek bekleyen bir kocanız yoksa, ve en azından yanınızda 3-4 saat duracak bir kişi anneniz/kayınvalideniz veya bir bakıcınız varsa gerçekten abartıldığı kadar zor olduğunu düşünmüyorum. siz de öyle düşünmeyin ve zor olmasın. şimdiden hayırlısı olsun.
0
melina
(03.01.21)
@jonestown

Sevgili arkadaşımız, insanların bu işi bu kadar abartmalarına bakma. Bence dengesizce şikayet ettikleri ve sürekli olumsuzluğa odaklı yaşadıkları için böyleler. Halbuki şöyle bir söz var ki doğaya baktığın zaman da bunun %100 uygulamasını görebilirsin:

"Çocuklarınızı eğitmek için büyük çabalara girmenize gerek yok. Çünkü onlar sadece sizi taklit ederek öğrenirler. Siz kendinizi eğitin yeter."

Bu minvaldeki o yazıyı Üstün Dökmen'in ağzından yazan da var başka kişilerin ağzından yazan da. Ama bu yazı %1500 doğrudur.

Ayrıca anne babalık bir insana hayatı öğretmek demek. Hayatta şimdi ve burada nasıl yaşanacağını öğretmek demek. Sen istemez misin o da evladı olduğunda kendini kendi hayatından tamamen soyutlamak yerine kendi hayatına evladını da onun faydasına olacak seviyede dahil etsin, mesela hobilerini yapmak istediğinde onunla birlikte yapsın, ona yeni şeyler katsın... istemez misin? Bence çocuk büyütmek o kadar da ağır bir yük değil, biz neysek yavrumuz da en az o olacak, ona göre davransak yeterli gibi.
0
1bir1bir1
(03.01.21)
çocuğum yok ama bunun zor olduğunu bilmek için çocuk sahibi olmaya gerek yok bence. o 2-3 tane yapanların bilerek yaptığını düşünmüyorum:) bana kalırsa çok büyük sorumluluk, insanların farkında olmadığı kadar büyük.
0
nothing in my way
(03.01.21)
Çocuğum yok, ama ikiz yeğenlerim var.
Bana göre bebeklik döneminin en büyük zorluğu gaz çıkarmada zorlanan yeğenimin bazen saatlerce ağlamasıydı. Sinir harbi.
1-3 yaş dönemi süper; ama düşmesinler, kendilerine zarar vermesinler diye sürekli takip etmeniz lazım.
3-6 yaş döneminde sürekli oyun ve ilgi istiyorlar. Benim pilimi 2 saatte bitiriyorlar. Onların enerjisi bitmiyor. Öğlene kadar kreşe gidiyorlardı kapanana kadar. Öğleden sonra birkaç saat öğretmenlerinin verdiğini aktiviteyi yapıyorlar. En geç 22.00’de uyuyorlar. Bu da 7-8 saat birlikte oyun oynamanız veya site bahçesinde arkadaşlarıyla oyun oynarken gözlemeniz demek.
Abimin eşi çocuklar 1 yaşındayken çalışmaya başladı. Ev işleri ve çocukların bakımını annem ve kayınvalide üstlendi. Onlar hiç şikayet etmiyorlar, ama ben dayanamazdım valla. Çalışan annenin bakım için desteği olması şart bence. Abimler sosyal hayatlarına son sürat devam ettiler. Allah tüm yeni ebeveynlere benim annem gibi birini nasip etsin. :)
0
auroraaurora
(03.01.21)
Çocuğum yok ama biri bebek iki çocuk bakımı deneyimim var. Zorlukları da var güzellikleri de. Önemli olan sizin kendinizi buna hazır hissetmeniz. Hayatınız değişecek ona göre şekillenecek. Bu bir gerçek. Hayatınızdan kariyer olsun, sosyal hayat olsun doyum almışsanız ve anlayışlı, sorumluluk sahibi bir eşe sahipseniz çok endişe etmeyin. Annelerinde gözlemlediklerim bunlar. Mutluluklar dilerim
0
skywalker.anakinn
(04.01.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.