feribot var direkt.

feribot demeye geldim ama Datça'ya var sanırım direkt. 40 lira.

internette baktım marmaris için sefer göremedim. eskiden mi vardı acaba ben mi bulamıyorum?

peki diğer türlü muğlaya gidip oradan marmaris mi yapmak gerekiyor? yani otobüs dolmuş ne ile gidilir

Bodrum'dan Antalya otobüsleri Milas ve Yatağan'dan geçiyor. O şekilde gidebilirsin.

En iyisi muğladan aktarma yap.

bende de aynından var. ama et çok güzel ve yemek lazım. yiyorum da. vejeteryan olmam imkansız benim :)

çünkü o kadar da hayvansever değilsin aslında. gördüğün hayvanı yiyememen seni 1 tık vicdanlı yapıyor sadece. yoksa yediğin etin gördüğün ama yemediğin hayvandan hiç bir farkı yok. :)

işin detayına gireceksek vejetaryenlık da ikiyüzlülük oluyor bence. canını almadığın hayvanın sütünü almak da bi nevi işkence.

not: vegan değilim.

further reading: abolisyonistveganhareket.org

çünkü yabancılaşıyorsun.
tabağındaki köfteyi, mangaldaki tavuk kanadını, bir kaç gün önce nefes alan, yiyen-içen, seninle göz teması kuran, hisleri olan o canlı hayvana benzetemiyorsun. öldükleri anı gözünle görmediğin için öldürülmelerini daha kolay kabullenebiliyorsun. bir de etrafta "hayvanlar bizim için yaratılmış, biz yiyelim diye varlar, hayvan anlamaz-bilmez" diyen birileri varsa vicdanını da rahatlatabiliyorsun ve her şey olduğu gibi devam ediyor.

bende böyle olmuyor.
et yemiyorum. krmızı et-tavuk-balık hiçbirini.

Midenin bulanmasıyla ilgili bence. Bu da beyninin kontrolüne bağlı. Et yerken o etin sahibi olan canlı aklına gelmiyorsa beynin doğru çalışıyor demektir. Ama et yerken o etin canlı hali aklına geliyorsa beynin biraz paranoyak davranıyordur. Bu düşünceyle baş edemeyenler bir daha et yememe yoluna gidiyor. Karakter olarak böyle düşünceleri anlamsız bulan biriysen o noktadan sonra et yerken aklına o etin bir zamanlar canlı olduğu düşüncesi gelmiyor, geri plana itiliyor.

vejetaryen, hatta vegan olunca da iki yüzlülükten kurtulamıyorsun ki. hayvanların yaşam alanlarının tahrip edilmesi sonucu inşa edilen şehirlerde yaşıyorsun. enerji tüketen (karbon salınımı yapan) araçlar kullanıyorsun. hastalanınca önceden hayvanların üzerinde denenmiş ilaçlardan faydalanıyorsun. %100 tutarlı olmak için kendini toplumdan soyutlayıp dağda, avcı - toplayıcı stilinde, teknolojiden yararlanmadan falan yaşaman lazım. bunun sonu yok.

@dissendium kimseyle polemiğe girmek istemiyorum gerçekten ama kullandığın kelimeler dikkatimi çekti. beynin çalışma prensipleri hakkında nasıl bir uzmanlığın var -doğru veya yanlış çalıştığına nasıl karar veriyorsun- bilmiyorum ama bir düşüncenin paranoyakça olması için mantıksız kuruntular ve sanrılar olması gerekiyor. yani yersiz, yanlış, gerçek olmayan düşünceler.
ancak burada gerçek bir durum var. hayvan gerçekten öldürülüyor ve yeniyor. birilerinin bunu rahatça kabullenip iştahla yiyebiliyor olması, bunu içine sindiremeyenleri paranoyak yapmaz. duyurunun birilerine ruhsal veya beyinsel bozukluk tanısı koymak için uygun bir platform olduğunu düşünmüyorum.
sevgiler.

5lik çevirici yeter.

Ikisi birbirinden farklı şeyler. Ben ipadde 5 liralık fis kulaniyorum.
Ama bilgisayar kasasında 110-220 çeviren minik bir tırnak varmış. Onu değiştirmeden prize takınca büyük bir patlama olmuştu. neyse ki power supply almış şoku da ana kartı yakmamistim. Yeni bir power supply ile.kurtarmistim durumu.

elektrikçilerde satılıyor 5 tl lik çeviriciler işini görür.
Ama bence onun yerine usb li adaptör almak daha mantıklı. Her gittiğin yerde çeviriciyle uğraşmak mantıksız.

5tl? o cevirici 1 tl :)

uçakla yapılan geçişlerde de pasaport kontrol diye bi şey yok ki elini kolunu sallaya sallaya gidiyosun uçağa. türkiye'deki iç hat uçuşlar gibi.

öyleyse hiç sıkıntı yok.

kimse görev belgesi sormaz. girişte en fazla donus biletin var mi diye sorabilirler. genelde damgayi basip gönderiyor. diğer ülkelerin geçişinde de kontrol yok. ama polis kontrolü olduğunda da herhangi bir evrak sormuyorlar.

not: gri pasaport deneyimleridir.

ayrıca karayollarında da kontrol yok. otobandan otobana bağlantılı.
sadece fransa da ohal den dolayı sınırlarını kapattı diye okumustum.

www.facebook.com eğlenceli değil yalnız burası son derece sakin, kafa dinlemece yeri. diğer bütün şartları karşılıyor.

otelde öde seçenekli bir otelse aslında kartınızdan para çekmeye çalışmıyorlar bir miktar limiti bloke edip sen otelde ödeme yaptığında o blokeyi iptal ediyorlar. banka kartında da bunu yapmak mümkün olmuyor. internet bankacılığı üzerinden sanal kart oluşturun ya da hiç kredi kartı istemeyen otellere bakın.

Bankanın sanal kart opsiyonu yok maalesef. Başka yerlere bakayım diyeceğim ama uygun bir ücrete bulmuştum; civar yerlere bakınca fiyatların uçtuğunu görüyorum. Adamlara mesaj atıp giriş yaparken vereyim ne fark eder desem olmaz mı acaba booking.com aracılığıyla olduğu için?

Ben geçende yaptım. 1 ay önce. Banka kartı ile sorun çıkmadı.

İlginç.

@10032007 Sanırım dediğin türden bir durum var. Otel de "bildiğimiz kadarı ile paracard (banka kartları) ile işlem yapılamamaktadır" demiş. Yani onlar da -eğer varsa- banka kartlı bir ödeme sisteminden haberdar değiller galiba. Booking.com müşteri hizmetleri numarasını bilen var mıdır? Önce onlarla bir görüşeyim diyorum ama şu 00 800'lü numarayı cepten arayınca yanlış numara diyor. Nedir bunların telefonu?

Edit: Tamam o numara doğruymuş; yalnızca cepten aranamıyormuş.

otel de kendini güvenceye almak için bunu yapmaya çalışıyor aslında, onları da anlamak lazım. :/ müşteri hizmetleri birine ulaşana kadar çok bekletiyor hatta ama ulaştıktan sonra inanılmaz yardımcı oluyorlar. aşağı yukarı aynı sebepten iptal olan bir rezervasyonum için müşteri temsilcisi çocuk kendisi insiyatif kullanıp aynı bölgede daha iyi bir oteli aynı paraya ayarlamıştı.

Tabii onları da anlamak lazım ama o zaman benim en kötü senaryoda son çare olarak "giriş yaparken ücreti vereyim" gibi bir teklifimi geri çevirmemeleri gerekir diye düşünüyorum. Parayı vermezsem almazsınız diyorum yani. Gerçi bunu da sadece tek potansiyel müşteri olarak ben varmışım gibi düşünerek diyorum o da ayrı bir konu. Haklısı haksızı bambaşka bir şey, ben en iyisi yarın sabahtan müşteri hizmetlerine bir ulaşmaya çalışayım da belki onlar bir çözüm önerisi sunabilirler.

Ben 15 gun once enpara kartimi kullanarak rezervasyon yapmistim. Hicbir sorun olmadi.

2016 leonların donanım listesine baktım da geldim, sürücü için standart olarak bütün donanımlarda var ama yolcu için yok gibi görünüyor. www.seat.com.tr opsiyonel olarak güvenlik paketi diye bir şey var onu alırsan eğer diğer tüm koltuklar için de kemer uyarısı veriyormuş: i.hizliresim.com

kullanım kılavuzunda yazıyor olmasının sebebi standart/opsiyonel ayrımı yapmadan bütün donanımların çalışma şeklini yazıyorlar o kılavuzlara.

süre dolduğunda ilan otomatik olarak yayından kalkacak, tekrar yayınla dersen ikinci 30 günlük süren başlamış olacak. tekrar aynı ilan bilgileri vs doldurmana gerek kalmayacak yani.

mümkün değil. ayarlar icloud fotograflar iphone'da en iyi depolama'yı seçersen telefonda bir miktar yer kazanabilirsin.

aynı modemle aynı range extenderı kullanıyorum hız biraz düşüyor ama benim işimi görüyor.

En iyi cozum powerline+access point olacaktır fakat maliyet yüksek olabilir.

www.tp-link.com.tr

Hatta bak ikisi bir arada bir ürün var

www.lycamobile.it

Lyca olabilir ya da Vodafone Red'e bir bak.

Wind in tarifeleri var

tim'in turist hattı var. 30 euro'ya 4gb internet 100 dakka her yöne konuşma 100 sms veriyor. konuşma hakkı türkiye'yi de kapsıyor: www.tim.it

diğer seçenekler: prepaid-data-sim-card.wikia.com

wind den şaşma. arama içinse skype kontür al daha ucuza geliyor.

olur. cumartesi yarım gün çalışanlar var, cuma iş çıkışı yorgunlukla bi de yola çıkılmaz diye düşünenler var.

bugün manisa'dan izmir'e döndüm, istanbullular virajlı yolları bilmiyorlar, ak dular trafiğin. her virajda sol şeritte fren fren, lan altında bmw var gittiğin süratin 2 katı kadar hızlı gitsen alır o virajı.

Özetle 2 saat önce bile kalabalıktı yol, kazara yarın iş çıkış saatine denk gelirsen istanbul trafiğini aratmayan bir trafikle karşılaşacağına emin olabilirsin. Çevre yolunda bile milim milim gidersin.

booking'in yorumlarına ve puanına baksan da yeter

cekilmiş gayfe +1

yorumlara bakarken tarihlere de bakmayı unutma 3 sene önce birinin kötüydü demesi bi şey ifade etmiyor olabilir bazı konularda.

özellikle olumsuz yorumları dikkatlice oku. ek olarak otel fiyatlarına bak ve o oteli arayarak bir de telefondan fiyat al. genelde sanal ortamda geçirmeye çalışıyorlar çünkü.

Bmw'nin uygun fiyatli bir serisi bu 3 serisi. 5 serisi ust sifin ve pahali mesela 3 serisine gore. Orada biraz para kazaninca da "biz de bmw'ye binelim" diyip cogu bu arabayi aliyor olabilir. Dikkat cektigine gore var boyle bir sey.

araba bu: tr.wikipedia.org

modifiye etmesi görece kolay, lüks araba işte tam olarak niye seviyolar ben de bilmiyorum.

3 serisi demek istiyorlar. bu arada youtube'da ali can abi var. kendisi alamancı bir abimiz. 7 serisi bmw'si falan var... bence bu konular ondan sorulur :))

(bkz: alex745alejandro/ali can)

Türkiye'de 234362435 aylık maaşınla alamayacağın otomobili Avrupa'da gayet makul bir şekilde alabiliyorsun. Oraya gidip çalışanların da en büyük keyifleri, hobileri araba almak. Geçen yıl İngiltere'deydim ben bile £3000-5000 civarına hiç fena olmayan arabaları görünce "alsam mı lan?" dedim :D işte bunlar hep Türkiye'deki yokluk ve ağır vergiler.

alamancılar bmw'yi çok severler. model olarak da sportif sedan severler. bu şartları sağlayan en ulaşılabilir araba bmw 3 serisi.

tr'deki apaçiler aynı paraya fiat uno almaktansa neden gidip tofaş alıyorlarsa bizim gurbetçiler de ondan bmw 3 alıyor işte:)

o değil de videodaki yoruma dikkat ettiniz mi ?

'' Türkler oranın kürdü galiba amk grup halindeler pitbull gezdiriyolar kavga çıkarıyolar ''

superonline = digiturk.
bu kadar söyleyeyim.

Bir Uydunet kadar olmasa da iyidir. Ofiste Sol Fiber var, yeni nesil modemle sorunsuz bağlantı sağlıyor.

superonline fiberse eğer ben menunum.

edit: zaten başlıkta fiber yazıyormuş. -_-

superonline fiber kullanıyorum 2009 dan beri, inanılmaz memnunum. baya hediye vs de veriyorlar. (1 yıl ligtv üyeliği, apple tv 4, android tablet şuana kadar verdikleri hediyelerden bazıları)

ben 50 mbit akk sız fiber kullanıyorum. 160 TL ye geliyor, ama akk olayı filan yok. İndir indirebildiğin kadar. Bütçen varsa tavsiye ederim.

memnun değilim çünkü superonline fiberi 3mbps olarak kullanıyorum. akk filan değil bildiğin sürekli olarak 3, upload da 1... akk geçmiş adsl gibi aynı yani, tek farkı biraz daha düşük pingi.

ha bunun suçlusu tek başına superonline değil tabi, otelde kalıyorum ve tüm odalarda ayrı hat var hepsi de anlaşmalı olarak bu şekilde bağlanmış. yani ben parasıyla bile yükseltemiyorum. alın kiraya ek 100-150 lira verin bana 50-100mbit diyemiyorum yani.
altyapı kaldırıyor hatta 1-2 gün kampanya yaptılardı da 1gbit kullandım bayram mıydı neydi bişey olmuştu. torrent indirirken eski pcde hdd hızı yetersiz kalıyordu da disk overload mı ne hata veriyordu öyle diyeyim...

yani fiberi fiber hızında kullanacaksan evet iyi, ping de daha düşük oluyor hız da daha yüksek oluyor altyapısı da daha yeni ve daha sorunsuz genel olarak... ama akk geçmiş gibi bunca yıl kullandığım için, otelle anlaşması böyle olsa bile bu altyapıyla böyle boktan bir hıza anlaşma yaptığı için nefret ediyorum. haliyle antipatim var kendisine karşı. son 1 ay bile kalmadı, okul bitiyor işte... gideceğim yerde fiber yok, vdsl soracağım o da yoksa adsl olacak... bu düşük pingi arayacağım muhtemelen ama adsl bile olsa hızı bu fiberden yüksek olacak, şaka gibi... 4 yılımı yedi, eziyet etti bana bu internet. 4 yıl gece pc kapatmadan indirme yapmak zorunda kaldım uyurken insin de sabah dizileri izleyebileyim diye... uydunetten de iyi altyapı olarak, müşteri hizmetlerini vs. bilemem ama ttnet olsun vodafone olsun turkcell olsun farketmez fiber en iyi seçenek mümkünse.

gideceğim yerde vodafone ya da ttnet olacak muhtemelen. turkcell 4 yıldır bıktırdı çünkü. ttnet de bu 4 yıldan önce aslında adsl ile eziyet etti, ttnetten de nefret ediyorum. varsa vodafone bağlatırım bi süre sıkıntı çekip ondan da nefret edeyim bari.

türkiyede her iss berbattır, superonline fiber o berbatlar arasında en az berbat olan muhtemelen...

superonline kullanıyorum. hayatımda verdiğim en iyi karar. al ve keyfine bak. bir de yanına tv+ eklet, kralsın.

sanırım 5 senedir superonline fiber'deyim. yaşadığım en büyük sıkıntı bu iptv ilk çıktığında kesintiler oldu, 50mbit olması gereken hızım 5mbit çıkıyordu.

5 senede sadece bir kaç ay sıkıntı çektim, onun dışında gayet memnunum. şu an 100mbit 175GB kullanıyorum, kota yetmeyebiliyor bazı aylar, onun dışında bir sıkıntım yok. (hız testlerinde 85-90 küsur civarı çıkıyor)

ttnetten çok çok iyidir.

evet

26 inch dediğin artık monitörden küçük kalıyor farkındasın değil mi? 27" monitörler tercih ediliyor. yakın mesafe kullanımı için uygun bir boyut bu, sen televizyon için 32 çok büyük olabilir diyorsun... olmaz. annem gidip sormadan etmeden kendi kafasına göre arçelikten almış bi 32 inch neyseki benle alakası yok onun da işini görüyor ama gayet küçük yani. televizyon olarak yetersiz.

32-42 arası bak.

10 metrekarelik ufak bir odada kullanılacak o yüzden ufak bir şey arıyorum. İzleme mesafesi 2 metreden bile az. Daha büyüğüne gerek olmadığını düşünüyorum ve yok yere fazla para vermek istemiyorum.

gidene kadar misafirini iyi ağirla. uçacağı zamana denk gelirsen umarim havadaki taklalarini da görürsün.

Buğday verebilirsin bir de. Evde yok alamam diyorsan bulgur da iş görür kısa süreliğine. Uçmuyor olması sıkıntı olabilir ama niye duruyor ki? :/

Yakınlarında kuşçu var demekki. Arada olur öyle, sağa sola konarlar olur olmadık. Normalde acıkınca ve yorgunsa dinlenince geri kümesine dönmesi lazımdı ama hasta ya da yaralanmış olabilir. Kontrol edebilirsen daha iyi olur.
Buğday, mısır, yarma verebilirsin.

Benim kuşlar da bazen öyle giderler 2-3 gün sonra dönerler geri.

Görüntüsünde bir sıkıntı yok. Ben de sakatlandı mı acaba dedim ama düzgün gibi baya. Eğer bi terslik görürsem veteriner bulacağım. Hatta arada uçmaya çalıştı aslında ama daha çok balkonla salon arasındaki cama doğru uçtu. Kafası karışmasın diye perdeyi kapattım, zorlamıyor artık o tarafı. Dış pencere açık isterse gitsin diye.

Mahallede A4'e basıp yapıştırayım. Belki arayanı bekleyeni çıkar.

@1adam Misafirime iyi bakıyorum, valla sandalyelerime sıçtı gıkımı çıkarmıyorum :) Umarım bu ilgi karşılığında görürüm taklaları.

Bence sahibini aramayın,arayacak iseniz de fotoğrafını koymayın hayvanın, koyarsanız gelen insanın gerçekten sahibi olup olmadığını teyit edemezsiniz. Hayvana talip çıkacak birden fazla insan çıkabilir.

Bence mutlu gibi olduğu yerden, bırakın istediğine gitsin, istediği ile kalsın. Yumurta kabuğu ezip yemine katın, kum alın taşlıkları var hayvanların, kuma ihtiyaçları olacaktır. Bir de suyuna kuş vitaminlerinden alıp damlatabilirsiniz, eksiği varsa tamamlar vitamin bakımından.
Yeşillik ihtiyaçları da olur; marul veya maydanoz işinizi görecektir bir yaprak.

@Icha
onlar değerlidir aslinda. bahçesi olanlar gübre olarak kullanır.

kendisi gider. civarda güvercin hastası bi adamındır o.
yem olarak ıslak ekmek de verebilirsin.
bunun bembeyaz olanı geçen hafta bizim balkondaydı, aşık olduk hayvana ama terk etti bizi. bu arada bu misafir eğer bekarsan evliliğe delalet olabilir:)

@Improbable ıslak ekmek koydum ilk. Hiç sallamadı.

Ahaha bir de bu demektir ki 3. ev arkadaşımı da evlendireceğim. Eve gelen evleniyor, ben ise bu yüzden sürekli bir ev arkadaşı arama derdinde :)

hahha valla bizimkiler öyle demişti. beyaz falan ya kesin gelin geliyo diye beni yiyip verdiler gazı.. 3. ev arkadaşına da yol gözüktü o zaman, ama belli de olmaz yani:)

gümrüğe takılmasın dikkat.

Bence mantıksız. Projeksiyon Cihazı çok hassas alettir. Yolda sağlam kalacağını sanmıyorum ki gümrük limitlerini geçer diye düşünüyorum.

Ek cevaplar:
1) hayır yok. ancak kullandığını bankadan bu taksitlendirmeyi yaparsınız.

O ucuz olanların çözünürlükleri genelde çok düşük oluyor ne için kullanacaksın bilmiyorum ama bu bir sıkıntı olabilir.

ürünün incelemelerini bulursan youtbeda, seyret, bu popüler bir konu.

getirtmedim, kullandim. marka hatirlamiyorum ama korkunctu. cözünürlük pixel pixel anadolu, isin gücü cok zayif, telefonun isigi yansa ekrani göremiyorsun, cogudaki firmware yüzünden istedigin ekran boyu 1080x720p vs ayarlanmiyor, dahili hoparlör saka zaten.

almadan evvel kesinlikle review bak, yorum oku. yoksa cöpe atmayi göze alamadigin bir miktari ödeme.

net önerimdir.

bir ara ben de alacaktim baya baya arastirdim ama urun yorumlari genelde oldukca kotu. oyuncak gibi oldugunu yazanlar, denildigi gibi pixel pixel oldugunu yazanlar. Sakin bulasma derim

(bkz: google photos) olabilir.

mesaj attım, duyurunu silme.

size mesaj attım. cevap bekliyorum.

iphone se şarj konusunda fena değil dediğin şeyleri yaparak 1 günü çıkartabiliyorum. aldığımdan beri hiç gün içinde şarj etme ihtiyacı duymadım ben. ama mucizeler de beklemek lazım küçük bir telefon sonuçta pili de küçük.

Sony xperia z serisi pil performansı konusunda gayet başarılı.
Daha düşük bütçeli olsun diyorsan. Lenovo vibe p1. 5000 mAh pili var

zenfone max 910 lira mı ne, lenovo p1 ile aynı (5000mah) bataryası var ama daha ucuz. Kamerası ve ekranı da daha iyi. (ekranı 720p ama renk-parlaklık olarak daha iyi. Lenovo fullhd ama eh)

Lenovonun güzelliği metal kasa, parmak izi okuyucu, nfc gibi şeyler.

xiaomi mi4. 6 saat ekran suresi aldigimi bilirim.

hocam
kendim kullandigim
ve kotu yorum okuyamayacagin
uygun fiyatlı
bir telefon var.

samsung s5
efsane bir telefon
akiyor.
ucuz
sd falan takarsin
ve
ek batarya aparatı alıyorsun. 50 tl falan.
icinde yedek batarya olan bir şarj kutusu.
bu şarj kutusunun icinde şarj ediyorsun yedek bataryayı.
bittiği yerde şak diye %100 ile hayata devam ediyorsun.
kendi de 1,5 gun goturuyor.

Çizilmeye, kırılmaya karşı koruyor.

taşıma sırasında alete zarar gelmesini önlemek için. düşürülürse vs ilk darbeyi o alsın yumuşatsın diye. yakşanlar.

Dolgu ve izolasyon

ürün ilk açıldığında dışında olandan bahsediyorsanız darbelere karşı korumak için, kapağın iç kısmında olandan bahsediyorsanız ses izolasyonu için.

sonuçta o butonların orda olduğunu biliyorsun. görünmesi için neden büyük yapsınlar ki? ihtiyacın olduğu zaman üzerine gelip tıklıyorsun. ekran çözünürlüğün çok yükseğe mi ayarlı ki sana küçük geliyor.

5 senedir mac kullanıyorum o butonlara basmışlığım sayılıdır. Klavye kısayolları daha pratik. Hal böyle olunca onlar ne kadar küçük o kadar iyi benim açımdan.

buyuk olmasina gerek yok, ben de cok nadir tikliyorum o kisayollara.

pek basilmiyor. ben her kullandigim seyi tam ekran modunda kullanip trackpad uzerinde 4 parmagi saga sola cekince, kullandigim her seyin arasinda gecis yapiyorum. kullandigim uygulama kadar masustum var . macbook u pek kapatmadigim icin onlara da cok cok nadir basiyorum. yani geregi yok. zaten benim kullanim seklimde onlar ust tarafta gizleniyor gormuyorum bile.

cmd + w kapatir
cmd + m asagiya indirir
cmd + h gizler.

belki accessibility ayarlarindan degisiyordur ama bilmiyorum bakmadim

mikrodalgada pop corn yapabilirsin.

Popcorn (mikrodalgada yapilanlardan)

Bence fritöz aliverin, cok yer kaplamaz. Hatta mikrodalgadan daha bile az yer kaplayabilir.

cips, çerez

Soruya belki tam cevap değil ama biranın yanında salatalık turşusu verin. Çok hoş oluyor ve tuzlu olduğu için bira satışınızda artar.

migros bim şok a-101 carrefour marketlerden, dondurulmuş ürün reyonlarına gidip arkasında "microwave oven" resmi olan hepsini sepete atınız. bir güzel afiyetle yiyiniz. yarın da "microwave oven" ı satıp, küçücük de olsa ocak alınız.

* superfresh in saplı ve tatlı sosisli sandviçi vardı. şimdilik idare eder.

Ha bir de nachos yapabilirsiniz.

Doritos filan alip, salsa sos, guacamole, eriyen peynir vb ile nachos yapmak.

yeşil zeytin istanbulda bir barda vermişlerdi baya içiriyor velet

mikro dalga varsa dondurulmuş ürünlere hücum edin.
Bence en güzeli patlamış mısır. Beleş patlamış mısır veren pub benim için birinci tercihtir.

barlarda genelde peynir, zeytin, meyve, tursu, havoc, cikolata, misir, cips, kuruyemis olur icki yaninda verilen.

ama ac karna icmeye gittigimde patates ve sosis disinda karnimi doyurabilecegim bir seyler olmasini isterdim. dondurulmus dilim pizza olabilir mesela. bir tost makinesi alsaniz, tost ekmegi-peynir-salam-tereyag-baharat-zeytin ezmesi, miss. hazir yemekler oluyor bir de buyuk marketlerde (easyfood gibi, isit ye seklinde), yani barda pek alis olunan bir sey degil ama benim barim olsa koyardim menuye. evde yapip getireceginiz seyler olabilir. bar seklinde granola mesela.

jailbreak yapmadığın sürece yok, apple izin vermiyor.

apple storeda görmüştüm ben ama android gibi direkt otomatik kaydetmiyordur diye hatırlıyorum biraz çetrefilliydi

sol ayağınla frene sonuna kadar bas vitesi s moduna al sport+ seçili olsun gaza sonuna kadar bas (kick down olacak şekilde) devir yükselince freni bırak.

bunları yapmadan önce motor sıcak olsun, soğuksa zaten aktif olmuyor sanırım launch control. bi de direksiyon düz olsun ki sağa sola toslama.

launch control 2000 motor ve üzerinde oluyor. 120i 1.6 motor olduğundan launch control yoktur.

bu arada ilk cevaba istinaden eğer launch control yokken bunları yaparsanız balatalara zarar verme ihtimaliniz var.

denedim yaramıyor

ben aldım, 10 dakika kadar dayanabildim takmaya. karşıdan araba gelmediği zamanlarda daha az gördüğümü farkettiğim için kullanmayı bıraktım.

Gece gorus gozlugunu siktir et. Sarisini da salla. Bak bizim su Hoca var. Ismi Tarik Atilgan. Onun goruslerini oku. Baska da bir sey bilmene gerek yok.

ilk sorun için dün updatelendi snapchat ve bu özellik geldi emojiyi koyduktan sonra üstüne uzun basarsan nereye sabitleyeyim diye soruyor.

ikincisi için de sağ üstteki T işaretine 2 kere basarsan yazıyı büyütür orda renk seçme yeri çıkar.

para şu an alıcıdan çıktı sahibinden'in havuzunda. sen ürünü yolluyosun kargo bilgilerini giriyosun alıcıya ulaştıktan sonra alıcının onaylamak için 3 gün süresi var onaylayınca para senin hesabına geçiyor.

Hassas ve pahalı bir ürünse GET'in satıcıya dezavantaj oluşturma ihtimali var. GET yoluyla fotoğraf makinesi alıp, haftasonu tepe tepe kullanıp, düğün çekimine giden, daha sonra da iade edenler falan var. Aman dikkatli ol. Mümkünse elden satmayı tercih et.

defalarca uçakla seyahat ettim, defalarca kredi kartıyla bilet aldım, böyle bir şeyi ilk defa duyuyorum. öyle bir şey mi varmış?

"ya da bu kartı ve geçerli fotoğraflı kimlik belgesini, rezervasyon kaydındaki ilk uçuştan önce herhangi bir THY ofisine başvurarak bizzat ibraz etmesi gerekmektedir."
www.anadolujet.com
kredi kartı ile ödemenin 3. maddesinin son cümlesi.

kart sahibi kimliği ve kredi kartı ile herangi bir thy ofisine gidecek ve bu bileti ben aldım onaylayın diyecek. sonrasında uçan kişiye bir şey sormayacaklar.

daha önce bu şekilde yaptım ben sorun olmadı.

Sorma hakları var ama sormuyorlar.

Sorma hakları var ve hiç sormuyorlar +1

20 kere bindim tamamı kart ile alındı bir kere bile sormadı hiçbir firma.

@10032007 peki başka yolculara kart sorulduğunu gördün mü binerken?

Ben de defalarca bindim. Ne bana soruldu ne de başkasına sorulduğunu gördüm. Ama sorma hakları var +1

1 kere sordular şimdiye kadar.

tamamdır, teşekkür ederim yardımlarınız için.

gardrop tipi diyoruz bunlara. samsung aldık 7 sene önce kurulumdan bu yana herangi bir sıkıntı çıkarmadı. su sebilli olursa iyi olur, damacanayı bağlarsın sürekli soğuk suyun olur. buz da yapar otomatik mis.

samsungun en son 10 sene kompresör garantisi vardı hala var ise samsung al derim

1- evet.
2- sınavdan 30-45 gün öncesinde son kayıt tarihi oluyor o tarihten önce kayıt yaptırmazsa o sınava giremiyorsun.
3- sanmam.

apple'ın bu iş için bir application'ı var: support.apple.com

hesaplarına ekleyerek google kişileri, gmail, takvim ve notları telefona aktarıyorsun.

Ayarlar>mail,kişiler, takvimler>hesap ekle oradan google kısmını seç gerisi için yönlendirme yapacak.

hayırlı olsun ve allah kolaylık versin demeye geldim. dediğin ciddi sıkıntı var otopark konusunda. ucuz yollu bir çözüm bulursun inşallah.

cihangir'de akilli adam olmadiginin vesikasi olmus bu sanki...

apartmanın bodrumu gibi bir şeyi varsa oraya sığdıramaz mısınız son çare :/ biz her gün bisikletleri daireye taşıyoruz mesela.

inşallah paranın bir kısmı kask, mont, dizlik vs gibi güvenlik ekipmanına gitmiştir diyerek gireyim. öneri olarak da cihangir parkının altı otopark biliyosundur onun önünde sağında solunda bir yerlere bırakabilirsin bence kilitleyerek. zaten etraf epey aydınlık oluyor parkın ışıklandırması, isparkın ışıklandırması vs. otoparkın güvenlik kameraları var sağda solda cafeler var onların da kameraları vardır. ayrıca o sokağın sonunda 2 tane daha otopark var. hırsızlık yapmak için epey saçma bir yer haline geliyor bu özellikleri sayesinde.

dostlar sağolun. apartmanda yer yok malesef, ilk aklımıza gelen oydu ama bundan önce 125liği bile sığdıramadık.

ekipmanımız var, hatta büyük motordan önce onlar vardı, eski motorcuyuz. isparkın oralar dediğiniz gibi uygun görünüyor ama bize uzak. sokağa bırakacaksak bari yakında olsun, alarm bi işe yarasın diyoruz.

otopark hikayeleri de pek ürkütücü, son çare olarak hırsıza mektup yazıp motorun üzerine bırakacağız bu gidişle.

shift+enter olur genelde.

notlarda satır atlaya atlaya yazıp copy paste yapıyordum ben eskiden. hala çalışıyor mu bu yöntem bilmiyorum uzun zamandır yapmadım.

bende öyle denedim ama attığımda düz çıkıyor yine.

alt+enter olması lazım

Pc den yazabiliyorsan infoyu alt+255 yapip ascii bosluk koyabilirsin. Olur diye düşünüyorum.

tunnelbear ile girebildim. www.tunnelbear.com

mesaj attım, duyurunu silme.

"hocam üzgünüm gitti bilet" diye mesaj atmış bana.

Teşekkür ederim yine de

ışık da bol olacaksa iş görür.

cep telefonuyla film mi çekilir arkadaşlar allah aşkına ya.

zamaninda ipod kullanarak cok film, klip cekmisligim var. o zamanin sartlarina ve goruntu kalitesine gore. yeterli yardimci ekipman varsa olur.

Acik havalarda gun isiginda anca. Ama ben olsam telefonla cekmeye hic kalkismazdim bile.

Maddi durum ekipmana elverişli değilse iş görür tabi. Özgün bi senaryo güzel bi oyunculuk süper olur.

Profesyonel mikrofon ve ışık çok önemli.

Bu arada oyuncu ihtiyacınız varsa seve seve oynarım.

merhaba. sanırım nokianın festivaline gitmiştim yaklaşık 6-7 yıl önce sadece nokia bilmem kaçla çekilen filmler yayınlanmıştı baya aksanattaydı diye hatırlıyorum ilk 3 e ödüller falan. yani o zaman bile olabiliyorsa şimdi hayli hayli çekilir ama oyuncular, ekip ve siz bi ciddiyetsiz davranmaz mısınız ya "nolcak lan alt tarafı telefona kaydediyoruz" diye. sağdan soldan geçen hiç iplemez. kolay gelsin şimdiden başarılar.

not: bahsettiğim buymuş

www.letsgomobile.org

@libertine

hatirladim bunu. ne efsanelerdi. yanilmiyorsam buraya iphonedo'da katilmisti.

arena-tr'de web-dl olarak var.

Internette bulunmasi zor. Ben bir kere tesadufen denk geldim ve izledim ama genel anlamda sanki silinmiş gibi. Sanirim biraz daha beklemek gerek.

Arabaların fiyatları kol gibi çünkü. Yaris 65.000₺ hybrid ortalama yakıt tüketimi 4lt kağıt üzerinde. 5lt pratikte olsa yine avantajlı değil. O paraya ikinci el temiz dolu bir dizel focus alırım. Aşağı yukarı aynı yakar.

edit: ben çevrecilik faktörünü eklemedim tabi normalde duyarlı bir adamım ama bir yere kadar abi bu memlekette maalesef. Bunun iyi günü var kötü günü var elden çıkarması var dara düşersin falan hybrid sana bakar sen ona bakarsın valla.

alsan 6-7 yıl sonra elinde patlar bence. elektrikli araçlar geliyor çünkü.

gozu acik sevisen yahudi'ye katiliyorum.

Hybrid prius var deli gibi yakıyor benzin.

Turkiye'ye elektrikli araclarin 6-7 yila gelecegini hic sanmiyorum, ona bir 20 yil var muhtemelen (:

Tamam, araba fiyatlari kol gibi de neden? Kanada'da mesela bir sinifa mensup araba 20 bin dolara gidiyorsa onun muadili ya da hybrid versiyonu 25 bin dolara gider ya da en fazla 30 bin filan olur. 65 bin euro ne abi, ben tesla alirim o paraya. merak ettigim bu araclari piyasaya sokmada bir sikinti mi var?

Prius deli gibi yakiyor derken? Bende 2006 prius var, 5,6lt/100km civari yakiyor totalde.

cevap buraya yazılanlarda gözüküyor aslında. en az 5-6 litre benzin tükettikten sonra aynı paraya aynı aracın dizeli satılıyor genelde. dizeli daha az yakıyor ayrıca litresi daha ucuz. hybrid biraz duyarlılık işi, greenpeace'çi falan olmak lazım.

çevrecilik iddiasını denklemden çıkartırsan dizel daha ucuza geliyor çünkü.

100km'de aynı yakıtı tüketerek nasıl daha çevreci olduğumuzu anlamıyorum, dolayısıyla almıyorum. dizel arabayla 5.2lt/100km yapmak daha çevreci geliyor. hem param cebimde kalıyor.

aynı yakıtı tüketmiyosun, birinde benzin, diğerinde dizel tüketiyosun ve dizel'in çevreye olan zararı benzinden çok daha fazla.

incelemeni öneririm. forum.donanimhaber.com

Neden hic satilmadigini degilde neden yaygin olmadigini sormak istediniz herhalde. Cunku satiliyor, birini ben aldim oradan biliyorum.

Yakit tuketimi 4.5 - 5 lt. Co2 emisyonu hibrit olmayanlara gore cok dusuk. Elektrikle calisirken ses cikarmadigi icin gurultu kirliligi de onleniyor.
Tabii bu artilari gorebilmek icin yollarin geneldr duz olmasi, asiri performans istemeyen surusler gerceklestirmek lazim. Teknoloji ve doga sevginize destek cikabilecek bir arac acikcasi.

hybrid araca 5.6lt benzin fazla bence.

toshiba hariç hepsinden kullandım/kullanıyorum performans olarak hepsi birbirine yakın derdin performans ise aşağı yukarı hepsi aynı sonuçları veriyor. sony olanın kasası metal çok taşıyacaksan belki o daha iyi bir fikir olabilir. sonuç: ucuz olanı al devam et.

wd al.

bu soruyu soralı bir 8 ay olmuş. WD aldım, çok memnunum. Arama yoluyla gelenlerin dikkatine :)

tuzla-kadikoy arasi otobus vardir kesin. kadikoy'den vapurla besiktas'a geciyorsun. oradan da biraz yuruyorsun. toplamda sanirim 1,5 - 2 saat surer.

donuste kadikoy'e dolmus var besiktas'tan sanirim. kadikoyden tuzlaya nasil gidilir bilmiyorum. belki oraya da dolmus vardir.

@bohr atom modeli; teşekkürler. gidiş bir şekilde hallolur da peki konser dönüşü sıkıntı olmasın? bu vasıtalara yetişebilir miyim gece 11'den sonra? son vasıta kaçta oluyor?

dolmuslar gec saatlere kadar calisir. besiktas'tan kadikoy'e gidersin gece de, kadikoy tuzla arasi nasil olur bilmiyorum.

23'te cikarsan vapur sansin da devam ediyor olabilir. onu bir kontrol et.

Kadıköy'e gitmek için bir sürü seçeneğin var dolmuş, metrobüs, otobüs gibi. Kadıköy'den sonrası için 130A aradığın otobüs. gece de çalışıyor. www.iett.gov.tr

support.apple.com

Buraya bir göz atın derim, gayet açık anlatılmış.

@Beherit Sanırım sorumu yeterince net ifade edememişim, Apple'ın sayfasında yazanları okudum, bilgisayar çevrimiçi olduğunda yerinin belirlendiğinden bahsediliyor ama benim merakım nasıl çevrimiçi olabileceği...

@Beherit in belirttiği sayfada yazıyor:

Mac'im kapalı veya çevrimdışıysa ne olur?
Mac'iniz kapalı veya çevrimdışı olsa bile Mac'imi Bul özelliğinin bilgisayarınızın yeri bulunduğunda bildirimde bulunmasını veya Mac'inizi uzaktan kilitlemesini ya da silmesini sağlayabilirsiniz. Bu işlemler Mac'iniz yeniden çevrimiçi olduğunda gerçekleştirilir. Mac'iniz çevrimdışıyken Mac'imi Bul'dan Mac'inizi kaldırırsanız istekleriniz iptal edilir.

çevrimiçi olunca kilitlenebiliyor olabilir mi acaba?

geçmiş olsun öncelikle.

guest mode açık mıydı acaba bilgisayarda? eğer açıksa ordan wifi ile internete bağlanabilirler.

format atmak için internete bağlayabilirler. bilgisayar açılırken cmd ve r tuşlarına basılı tutarsanız recovery menüsü açılır bu ekrandan wifi ile internete bağlanılabilir bu durumda da bilgisayar kilitlenecektir zaten.

internete bağlamadan da format atılabilir ama yine bilgisayar internete ilk bağlandığında kilitlenecektir.

Öncelikle yanıtlarınız için teşekkür ederim. Bu süreç içinde cihaz hala online olmadı ve kilitlenmedi. Bilişim Şube polisleri cihazı takip edebilmek için cihazınızı keşke kilitlemeseydiniz, kullanmasına izin vererek takibini sağlardık diyor. Bu henüz etkin olmadığı için kaldırmak mümkün mü, kaldırmak ne kadar doğru bilemedim. Apple yetkili servisi seri numarasını bildirerek cihaz için çalıntı bildirim sistemi olmadığını söylüyor. Bazı forumlarda da şarj aleti için bile gitse ürün seri numarası isterler buradan ürünün çalıntı olduğu ortaya çıkar vs deniyor. Bu konuda kafam karışık başka bir servise gitmeyi düşünüyorum ama kendi sitelerinde de başka bir yöntem olmadığını açıkça belirtmişler.

Geçen gün kadıköyde bilgisyaar alım satımı yapan bir dükkanda bana seri numarasının kolaylıkla değiştirildiği bu sekilde değişim olursa mac'imi bul ile bulmanın imkansız olduğunu söylediler. Böyle bir şey mümkün olabilir mi?

Böyle bir durumda ancak bilgisayarın üzerindeki izler, arkasındaki seri numarasından tesbitinin mümkün olabileceğini söylüyorlar.

Olayın gerçekleşme anı ve şekli, eksisozluk.com
Tek başına çalışanlar dikkatli olsun...

mesela artık daha farklı düşünüyorum.

eskiden isterdim ki en basit hırsızlık olayında bile, tecavüzcüler gibi ceza verilsin.
(özlelikle eve girilen hırsızlıklarda)

ama bu şerefsizlerin şu soğukkanlı tutumlarını gördükçe daha farklı düşünüyorum ya.

tecavüz, pedofili, hırsızlık (boktan bi ciklet hırsızlığı bile olsa) suçları yargılanmadan direkt öldürülmeyi hakediyorlar. şu herif mesela montuna koyup kapıdan çıkarken, kapının önünde biri kafasına silah dayayıp öldürse öyle hafifleyeceğim ki.

çünkü o 4-5 milyarlık cihaz, belki başkalarının on milyarlarca liralık cihazını çalacak.
belki o cihazların içinde insanların tüm hayatını adadığı dosyalar olacak?

gerçekten öldürülmeliler ya. her türlü hırsızlık. direkt, yargısız.

trafik bilgisi alacağın için google maps veya yandex kullanman gerekiyor. bunlara da 1 gb kota yetmez. çünkü gittikçe harita yükleniyor. ama şöyle yapabilirsin sanırım. google maps'da offline haritalar var. atıyorum istanbul'un haritasını evden indirirsin sonra sadece trafik bilgisi için data kullanırsın.

git bi navigasyon cihazı al daha mantıklı olur.

@mr.goodcat yandex'te de haritayı indirme kısmı var, öyle kullanıyorum bir süredir. o yüzden 1 yeter diye düşünüyorum sadece trafik bilgisi için?

@cekilmis gayfe navigasyon cihazım da var bi tane güya trafik bilgisi de alan ama trafikten kaçırma konusunda yandex kadar başarılı değil maalesef.

Birden fazla hat, tek kota kullanimi aveada, vdf da vardi sanirsam

o zaman avea'nın tarifeleri en uygunu olur. oradan bir hat alabilirsin.

yandex'in başımızı yaktığı çok oldu bizim. o nedenle here'ı öneriyorum ben artık insanlara.

onda da trafik bilgisi var ve offline haritaların mucidi kendisi. aklında bulunsun.

bahsettiğin motorları farklı arabalarda kullandım, 1.2 için 7-7.5, 1.4 için 7.5-8 litre civarı yaktılar şehir içinde.

octavia 1.4 tsi 150bg kullanıyorum şu an. Ağırlıklı şehir içi olmak üzere ortalama tüketim 7.9 litre. agresif kullandığımı da belirtmem lazım.

trafiğe giriyorsanız ikisiyle de uzun vadede 7 lt'nin altını görmek zor.

selam,

2. sorudan sonra ileriye basınca şöyle bir hata verdi: Sawtooth Error # 199

Selam,

Teşekkür ederim uyardığın için, tekrar denettiğimde arkadaşlarım hata almadıklarını söylediler, anlık bir şeydir umarım.

Başka hata olan olursa söylebilir mi?

there was no error.

keşke türkçeleştirsen, daha çok katılan olur heralde. zira türkiye'de yaşıyoruzya.

@abyukset Türkçe olsaydı, çok daha hızlı şekilde katılımcı alabilirdim, haklısın. Ancak ne yazık ki tezimi yabancı bir üniversite için yazdığımdan her şeyin İngilizce olması gerekiyor. :(

belki son cevap verilenlerde üste çıkar diye yazıyorum. :(

onun yerine bir moderatörden üste sabitlemesini rica etsek ya?

tamamdir

doldurdum. kolay gelsin!

Doldurdum

Doldurdum :)

Sorulari da sevdim. Sonra tezini okumak isterim.

Ps. Ben de master yapiyorum ahah

ben de merak ettim sonuclari :))

Tezimi mayıs ayında tamamlamayı hedefliyorum, merak edenlerle paylaşırım tabii. :)

Katılımcı sağlayamam ve test edemem diye endişeleniyordum. EkşiDuyuru sağolsun, şimdilik sayılar beklediğimden iyi gidiyor. :)

doldurdum

ben de doldurdum ve tezini merak edenlerdenim.

Doldurdum, güzel bir konu :)

doldurdum ingilizce zor bi ingilizce değil dili değiştirmen gereksiz.

az önce doldurdum. iyi çalışmalar, kolay gelsin :)

katılıp, ilgi gösteren herkese ve anketimi üstte tuttukları için moderatörlere çok teşekkür ederim. istediğim toplam sayıyı henüz elde edemedim ama sizin sayenizde çok önemli bir sayıyı yakalamış oldum.

Sağolun! :)

Sonuçları söz verdiğim gibi kısaca paylaşmaya çalıştım. :)

(bkz: #1079529)

benim de içimde hep ukteydi, bizimkiler bir türlü izin vermedi. şimdi kendi paramı kazanıyorum, hala izin vermiyorlar. haklılar bence :(

- Motorsiklet tehlikeli bir araç mıdır? Beynimin asfalta akma ihtimali yüksek midir?
+istanbul için HELL YEAH! çok dikkatli olmak gerekiyor. "onlar dikkatli olsun" düşüncesinde olanlar var, beyni asfalta akan motorsiklet kullanan oluyor :(

- CBR 125 ya da Repsol, Ninja vs. tarzı bir motor alıp direkt binebilir miyim? Kendi kendime öğrenebilir miyim?
+kursa gitmek faydalı olur, xmax öneririm motor olarak da.

-Cevap "hayır" ise motorsiklet almadan önce gitmem gereken bir sürüş tekniği kursu vs. var mıdır? Nasıl öğrenicem?
+kursları var, onlara gidebilirsin. bilen arkadaşın varsa o da öğretebilir. ehliyet almak için her türlü kursa kayıt olacaksın.


- Diyelim öğrendim, dış görünüşü güzel spor motorlardan hangilerini önerirsiniz? "Bu motorun tipi harika" dediğiniz hangi spor motorlar var? (Pulsar reklamları da hoşuma gitti bu arada, benim motor tipi skalam o ayarlar yani)
+honda cbr öneririm ben:) ama xmax daha rahat gibi. alsam xmax alırdım.

herangi bir motorlu araç kadar tehlikeli bence. beyninin asfalta akma ihtimali senin alacağın eğitime/tecrübene bağlı.

temel eğitim, beceri geliştirme, ileri sürüş gibi programları var. en azından temel eğitim almanı öneririm. ayrıca ehliyetini de burdan alabilirsin. www.mottoakademi.com

diğer sorularına bir cevap veremiyorum malesef.

Hız yapabilmekten sonrasını okumadım. Hız yapmak istiyorsan motosiklet alma. Hatta başka araç türleriyle de hız yapma. Merak etme bunu motosiklet kullanan ve konuyu bilen birisi olarak yazıyorum.

**motorsiklet degil motosiklet


- Motorsiklet tehlikeli bir araç mıdır?
sana bagli. iyi giyinir, dikkatli kullanirsan ihtimal duser.


- CBR 125 ya da Repsol, Ninja vs. tarzı bir motor alıp direkt binebilir miyim? evet binersin. ama duse de bilirsin.

motorsiklet almadan önce gitmem gereken bir sürüş tekniği kursu vs. var mıdır? Nasıl öğrenicem?
Yamaha riding academy, Honda, bmw hepsinin egitim bolumleri var. gis, vespa vs. yazil begendigin birine.

- Diyelim öğrendim, dış görünüşü güzel spor motorlardan hangilerini önerirsiniz? "Bu motorun tipi harika" dediğiniz hangi spor motorlar var?

yazdigin motorlar tipim degil. en yakin Yamaha mt serisine bir goz atabilirsin.

motor almak kolay, sen kiyafet icin para biriktirmeye basla.

Öncelikle herkes zaten yazmış bende tekrar edeyim, en önemli şey EĞİTİM. Sonra kılık kıyafet.

Bunun için en bilindik, hondanın eğitimi var, motto akademi (eski gis), yamahanın var bildiğim.

(bkz: altın elbiseli adam) youtube kanalını takip edebilirsin, gayet bilgilendirici bilgiler var.

Hız yapmak istiyorsan bunun yeri pist. Ama öncelik EĞİTİM.

-Ben yamaha xt600de öğrendim tank gibi motosikletti. Öğrenmek, alışmak için istemediğin bi motorla başlamak pek ekonomik değil.
edit: böyle cevap yazarak hata yapmışım. eksisozluk.com

Motosiklet tehlikeli bir aractir. İstedigin kadar onlem al tehlikelidir.

Honda nin egitimi iyiydi onerebilirim. Dogru teknigi basta ogrenmen daha iyi olur.

Pist disinda hiz yapmayi aklindan gecirme bence. Dunyanin en usta surucusu bile olsan yol sartlarini kontrol edemezsin. Bir hatada vucudun baska yere kafan baska yere ucar.

"Motorsiklet tehlikeli bir araç mıdır? Beynimin asfalta akma ihtimali yüksek midir?"

Evet yüksektir. Dört tekerli araçlar çukur köpek leşi kapağı çalınmış kanalizasyon çukuru (alışılmış zincirleme kaza nedeni) vs türü tuzakları ortalayıp senin arkalarından bunlara girmeni sağlıyorlar. İki tekeri bırakma nedenlerinden en önemlisi dört tekerli araçların olduğu bir trafikte binmenin çok riskli olmasıdır. Sadece iki teker kullanılan bir yer bulabilirsen sorun yok.

Ayrıca düz yolda araçlar seni görmez ve üstüne çıkarlar. Bununla ilgili bir çok video var. Sırf bunun için elli tane sürüş numarası bağırttırılan egzozlar ön fara sürekli dalga yaptıran devreler vs var. Uygulamaktan bitap düşersin yine de üstüne çıkarlar. Ayrıca karanlıkta otomobil sürücüsünün beyni ancak yan yana çift farı araç olarak algılıyor. Özellikle de alkollüyken.

Yani evet beyin akma riski yüksek ki videosunu izledim izlettirdim. Adamın birinin beyni yola akmıştı (beyin katı değil sünger kıvamındadır) çıplak elle yoğurda dönmüş parçaları plastik kovaya topluyorlardı. Morg çalışanları "abi motosiklet kazasını hemen anlıyoruz cesedin hiçbir eklemi tutmuyor bez bebek gibi oluyorlar" demişti.

yazılanların hepsini okudum, ama en çok "araçların ortaladığı çukuarlara/enkazlara çarparak/düşerek kaza yapmak" kısmını anlayamadım. motorun gitmesi gereken yer zaten öndeki aracın lastik izidir. Öndeki aracı ortalayıp ne yapmaya çalışıyorsunuz arkadaşlar sakın o şekilde motor sürmeyin. Ani frende arada bile sıkışabilirsiniz.

Buradan da anlaşılacağı gibi eğitim ŞART. Hatta motordan/kıyafetten önce şart. Hondanın şekerpınardaki fabrikasında GS1-2-3-4 (güvenli sürüş) seviyeli eğitimleri oluyor. Motorun yoksa orada cbf 150'lerle verilen eğitimde de öğrenebilirsin. Biz gittiğimizde binmeyi bilmeyenler vardı. Virajı nasıl alırsın, gazı freni nasıl kullanırsın ve yokuşta nasıl kalkarsın bu gibi eğitimler oluyor seviye 1de.

Motorun güçlü ve hızlı olması bence çok önemli. Şu açıdan söylüyorum, trafikte sen normal şeritte 100 km/h ile giderken arkandan 140 ile gelip sellektör yapan gerizekalılardan kaçmak için gerekli oluyor. Motor 100 den yukarıya çıkmıyorsa (ki ben bunu cbf 150 ile yaşadım) insan panik olabiliyor çünkü g.tüne kadar giriyor şerefsizler.
Bu yüzden pulsar gibi 150-200 lük motorların top speedine bakmanı öneririm. En azından 140 yapabilecek motorlar olsun.

xmax scooter tipinde, cbr ise vitesli. Önce scooter mı yoksa vitesli bir motora mı binmek istiyorsun ona da karar ver.
Forumlarda vakit geçirebilir ve yukarıda da söylendiği gibi altın elbiseli adamı izleyebilirsin. Ama senden ricam; lütfen acele etme. İyice sindirdikten ve hazır olduktan sonra al. Şakaya gelmez.

Yaş kaç bu arada?

Ben sadece motosiklet tehlikeli midir soruna cevap vermeye çalışayım, Gaziantep şehri için 2013 yılında gerçekleşmiş olan kaza istatistiklerini derlemiştim, gerçekleşen 2300 kazadan 936'sı bir 4 tekerlekli araç ile motosiklet arasında gerçekleşmişti. Bu kazalar neticesinde motosiklet üzerinde bulunan 1224 kişi yaralanmıştı fakat burda bir parantez açmak istiyorum, kazaya karışan motorların çoğunluğu, kanuni, kuba ve asya markalar, yine çoğunluğu kask, giysi ekipmanı olmadan binen insanlar. Bu da beni, eğitim seviyesi düşük insanların gereken önemi göstermediğini, dikkatsiz davrandıklarını ve yeterli eğitimi almadan motosikletle trafiğe çıktıklarını düşünmeye itiyor (ailecek 4 kişi, bir motosiklete binenler örneğin). Eğer bunlara özen gösterirsen risk oldukça düşer, etrafımda motosiklet sürücüsü olan arkadaşlarım var hiç kaza yapmadılar, bu elbette yapmayacaklar demek değil ama durum sana da bağlı onu anlatmaya çalışıyorum. Hız yaparsan, araçların aralarına girersen, gerekli ekipmanlar olmadan trafiğe çıkarsan beyninin asfalta akacağına hiç şüphem yok.

Not: Söylediklerim şehirlerarası yollar için geçerli değildir, orda tam bir ölüm makinesi, hiç şüphesiz.

Gelin isterseniz tüm motosikletliler şöyle yapın; 'Mososikletli öndeki aracın teker izinden gider' türünden eğitici bir ibareyi büyük harflerle sırtınıza yazın. Bunu tüm Türkiye'de kanun zoruyla uygulattırmadan sürücülere hiçbir şey öğretemezsiniz. Onlar da size niye makas yapıyon hemşerim al yol verdik geçsene muamelesi yapmaya devam ederler. Bu esnada iki şeridin ortasından layn splitting yapan başka bir motorun aynası sizin aynanıza sobe yapıp geçer. Arkasına ne diye şeridinin dışına taşıyorsun hemşerim şeklinde bakışlar atar. Arkanızdaki süper köylü teker izinden gidiyor olmanızı şeridinize davet olarak görür kullanır yanınınıza gelir. İki aracın ortasında kalırsınız. Beş saniye içinde sıkışık trafikte motoru tam yatırmanız gereken viraja girmeye mecbur olduğunuzu çoktan biliyorsunuzdur. Kendinizi iki aracın ortasında motoru yatıramayacak bir pozisyonda viraja girmemek için zıbadanak diye durmak (akan trafikte) ya da ölmek arasında seçim yaparken bulursunuz. Yanınıza giren süper köylü anlamı sizi öldürmek olan bir kroluğa imza atmıştır. Eğitim şart denmiş alın size eğitim.

Türkiye'deki asvalt kaplaması yola dökülen kum yağ iki teker için ciddi risk oluşturur. Virajda kasis kum yağ nedeniyle birçok motorcu kaybedilmiştir. Daha ince bisiklet tekerleri girip takla atabilsinler diye kanalizasyon kapakları özenle dikine yerleştirilirler. Kövliler kentte işçi olmiş lo!

@safepassage xmax'i ben demedim, benim istediğim tarz belli. Scooter tarzı değil kesinlikle, yarış motoru tarzı vitesli MOTOSİKLETlerden(?) bahsediyorum. Hani böyle kalın tekerli, güçlü motorlu olanlardan. Tabi içimdeki hevesin bir sebebi de trafikte arabaya nazaran daha rahat olması. Ve bana inanılmaz karizmatik geliyor aynı zamanda. Özeniyorum yani neredeyse 1 senedir aklımda bu iş. Yaşım da 28 olmak üzere bu arada.

@jimicik Mesela? "Alacaksan bunu al" diyeceğin bir elbise ve kask vs. kaça patlar aşağı yukarı? Çeşitli fiyatlarda ürünler var. Maddi külfetini ben göze aldım zaten. Sağlam olursa her türlü meblağ göze alınabilir güvenlik için.

Anladığım kadarıyla ülkede motosiklet kullanmak zor iş. Fakat risklerine değecek bir keyif gibi geliyor bana. Uzun yol olayı için kendimi zaten o kadar yeterli görmüyorum.

Kask: minimum bi 700tl fln ver. marka yazmayayim. cunku ayni marka icin bile birisi cok rahat darken digeri berbat diyebiliyor. onemli olan kafana tam oturmasi. yarim kask'i cumle icinde bile kullanmiyorum. kaskin malzemesi, ses gecirme, hafiflik, darbe alip almadigi, uretiminden itibaren ne kadar sure gectigi gibi konular var dikkat edilen. alacagin zaman yaz gene, konusuruz.

Pantolon: bende tech90 var. Kevlar kumastan korumali kot pantolon. ayrica pantolon uzerine giyilebilen korumali pantolonlar da var. 400-500 diye gider.

Mont: onemli olan korumalari. belinde, dirsek ve omuz yerlerinde iyi korumalari olsun. herhalde 500tl'den sonzusa kadar gider.

bot: bilekli korumali su gecirmez nefes alan... 600'den baslayan fiyatlarla

eldiven: parmak yerleri korumali olacak. nefes de alsin. 300+

kiziltoprak'ta hasanpasa'da motosiklet magazalari var. bir gun gir, bir bak, fiyat sor, anlatsinlar sana.

öncelik telefon görüşmesi yapmak demişsin ya o şuralarda kaldı: www.plantronics.com

bu linkini verdiğin kulaklıkların hiçbirisinde öncelik telefon görüşmesi yapmak değil. hatta bunlarla ev dışında görüşme yapmak epey zor, bütün gürültüyü olduğu gibi karşı tarafa iletiyorlar.

stream servislerden müzik dinliyorsan(spotify vs.) bu kulaklıklarla ses kalitesi konusunda bir sorun yaşamazsın, yüksekliği bilemiyorum. media markt gibi yerlerde böyle kulaklıklar genelde denenebiliyor, deneyip karar verirsin.

yok benim flac arşivim var onları dinlemek istiyorum diyorsan elbette bir kayıp olacak. sonuçta bluetooth ile sıkıştırılarak kulaklığa iletiliyor olacak ses.

pioneer-headphones.com
bunu kullanıyorum. blutut 4 olduğu için şarjı hiç yemiyor, %3 falan etkisi var. ses kalitesi bence mükemmel. arama kabul ediliyor haliyle. dış sesi mükemmel kesiyor, müzik açık olmasa bile zaten taktığın anda anlıyorsun. en çok şaşırdığım ses seviyesi. her zaman son ses dinleyen ben yarı seviyede seste müzik dinlemeye başladım sesi inanılmaz yüksek geldi. basları tatmin edici tizler zaten güzel. son seste bozulma yaşamadı. tekno rap ve metal dinledim . tavsiye ederim. spo salonunda kullanması çok rahat oluyor, 4-5 metre uzaklaşsam da telefondan kesinti yaşanmıyor müzikte. izmirdeysen denetirim.

wiki der ki: In his first positive review for a Daft Punk album, Robert Christgau believed that a full video representation was avoided because "too much scale, flesh and bodily effluvia would be lost." Thomas Bangalter expressed his reasons of not releasing a DVD by stating "the thousands of clips on the internet are better to us than any DVD that could have been released." en.wikipedia.org

meali: internetteki binlerce klip bizim çıkartabileceğimiz herangi bir dvd'den çok daha iyi.

hepsinde ortak olan 18-55 de 75-300 de 55-250 de çöpten hallice lensler. ben olsam hiçbirini tercih etmezdim.

makina olarak hangisini önerirsiniz. yeni başlayacak alacak arkadaş...

700D ile uzunca bir süre sıkıntı yaşamaz diye tahmin ediyorum.