[]

keşke şunun uygulamasını yapsalar yaa dediğiniz şeyler

mobil uygulama anlamında sb




 
Anahtar gözlük ne bileyim kaybedilebilir şeyler için çaldırma uygulaması. Çip olsun bi tane, ses çıkarabilsin, sadece 1 telefona tanımlanabilsin ve kaybettiğimiz şeyi çaldırarak bulabilelim.

Aslında başka fikirlerim vardı da böyle dan diye sorunca aklıma gelmedi. (Dan diye) (bu ifade çok tuhafıma da gidiyor bir yandan)
  • muhayyer divan  (28.04.25 00:31:04 ~ 00:34:56) 
Telefondaki Siri, Chatgpt ve akıllı ev sistemi bir araya gelip Voltran'ı oluştursalar, tadından yenmez.


  • Mirket  (28.04.25 01:15:34) 
Seviş Sepeti

Aradığın özellikleri yazıyosun ona göre eşleşiyosun. Tinderdan iyi.
  • yurtsuz john  (28.04.25 02:36:23) 
@muhayyer divan, zaten istediğin işi yapan milyon tane ürün var, samsung smart tag, apple airtag güncel ve kullanışlı cihazlar. Evin içinde hangi yönde, kaç metre uzakta gösterebiliyor ve çaldırabiliyor, aynı şekilde tam tersi de olabiliyor, tag üzerinden telefonu da çaldırabiliyorsun.

Ben akıllı ev uygulamalarını tek bir uygulamada toplayabilecek bir uygulama istiyorum, ne yazık ki google home'a bile eklenmiyor her şey. Evde lamba tuya'da, otomatik balık yemleyici iceehome'da, akıllı prizler hybrone'da, su kaçağı detektörü şımart'ta...
  • kimlanbu  (28.04.25 11:48:53) 
@kimlanbu

Bilmiyordum... hiç haberim yoktu. Bilseydim yazmadım.
  • muhayyer divan  (29.04.25 02:36:45) 
[]

Twitterda başlatılan ekşi sözlük boykotu hakkında

x.com

Bu profil, attığım video gibi birçok video paylaşarak ekşideki troll yapılanmasından bahsediyor. Ekşi sözlüğün de boykot listesine alınması gerektiğini söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz konuyla ilgili merak ettim. Konuyla ilgili reddit başlıkları açılmış:

www.reddit.com
Onu da şöyle bıraktım.

 
r/turkey "babam bana tokat attı onu nereye şikayet edebilirim." diyen faydasız ergen subu. "müslümanım" yazsan ban yiyorsun.

ekşide aktroll var. ona bir şey diyemem ama aktroll ün yaptıklarının aynısını yapan muhalifler de var. tek farkları muhalifler troll değil.
  • ya ben lan neyse  (28.03.25 21:17:12) 
kesinlikle katılıyorum. artık boku çıktı umursamıyorlar


  • respect  (28.03.25 21:20:08) 
Maalesef sözlük'ün bu dezenformasyon çetesine boyun eğdiği açık.
Sedet hakkında davalar vs açılmıştı kanzuk avukat olduğu için siteyi devralıp daha 'uyumlu' hale getirdi.

Gündem tamamen bu maaşlı kişiler tarafından domine ediliyor. Seri entryler...
Tamamen yasaklanan ortadan kalkan başlıklar.
Debe ve gündeme müdahaleler...


Sözlük en eski alışkanlıklarımdan günlük rutinimden biri ancak yeniden düşünmemiz gerekecek.
  • Ufuk  (28.03.25 21:22:27) 
Ufuk +1

Geç bile kaldık
  • grimavi  (28.03.25 21:33:41) 
Kendimce uzun süredir boykot yapıyordum, tüm entrylerimi silmiştim ve yeni entry girmiyordum. Son olaylardan sonra da gündeme bakmak için bile ekşiye giresim gelmiyor. Malesef her köşesini troller işgal etmiş durumda. Ben de organize olduklarını düşünüyorum.


  • kaptan memo  (28.03.25 21:45:12) 
Destekliyorum. Özellikle gg sebepli entry silme sıklığı ile Sol Frame ve DEBE üzerindeki manipülasyonlar artık mide bulandırıcı. Çok nadir giriyorum canım sıkılınca. O sırada birkaç şey yazıp çıkıyorum ama boykot geldiği anda çok rahat komple askıya alırım ilişiği.


  • nawar  (28.03.25 21:58:49) 
adamlar haklı.


  • adivar  (28.03.25 22:13:20) 
Geç bile kaldık +1


  • rakicandir  (28.03.25 22:31:40) 
Bu konu az aşağıda da konuşulmuştu gündüz. İnsanlar haklı +1


  • kobuzchu kiz  (29.03.25 00:18:05) 
Herkes hemfikir gördüğüm kadarıyla. Ben de aynı şekilde düşünüyorum.

Kendim boykot etmeye başladım başladım ufak şey için bile sözlüğe tıklanma vermiyorum birkaç gündür. Sizi de davet etmiş olayım. Günlük rutin, bir arkadaşa bakıp çıkıcam demeyelim boykota destek verelim bu troll yuvasını şutlayalım.
  • Mossy  (29.03.25 00:55:59) 
yandaşlardan daha çok hit alıyor.

mesela biri bir video paylaşmış, 4 saat içinde 30bin izlenmiş. üstelik çok ilgi çekici bir konu değil ve gündemde büyük yer işgal edecek bir başlık da değil.

linke o kadar kişi tıkladıysa, demek ki bir kaç saat için 200-300bin görüntülenme aldı o entry, başlığı gören ama içeriğe tıklamayan kişi sayısı en az iki katı.

sayılar tahmini de olsa, gündemi işgal eden trol başlıkların günde milyonlara varan miktarda görüntülendiği açık.

kişisel olarak başlattım boykotu. öylesine bakmak için girmiyorum artık.

keşke sözlük dizipal gibi sürekli url değiştirseydi de yine de bu hale gelmeseydi.
  • biseysorcaktim  (29.03.25 01:18:20) 
Katılıyorum +1

Hatta varsa alternatif sözlük tavsiyesi alırım.
  • parka  (29.03.25 12:16:19) 
@parka
zaman zaman normal sözlük'te takılıyorum ben.
böyle her boykot zamanlarında bir tren dolusu insan gidiyor oraya ama genelde kalıcı olmuyor.

orası ekşiye nazaran daha güzel bir yer.
  • biseysorcaktim  (29.03.25 13:45:06) 
[]

Çilek şeklindeki şu vitaminin takviyesinin adı neydi

2000-2001 yıllarında vardı. Çilek şeklinde ve çilek tadında, ağızda eritilerek kullanılıyordu. Çocuklar içindi.

Lütfen onu bulalım ❤️


 
  • Mirket  (08.03.25 17:08:04) 
Supradyn


  • Semi  (08.03.25 17:41:31) 
İkisi de değil sanırım


  • Mossy  (10.03.25 14:31:57) 
[]

Ürün çekimi için kamera önerisi

İşlerin başında bütçesi kısıtlı biri için küçük ve orta büyüklükteki ürünlerini çekmesi için fiyat performans ürünü bir makinaya ihtiyacımız var. Max 30k-50k arası ürün bulabilir miyiz?

Çok fazla özellik aramıyor. Sadece profesyonel görünen fotoğraflara ihtiyacı var.


 
Çok riskli soru. Profesyonel görünen fotoğrafın öyle görünmesinin tek sebebi makinanın iyi olması ve kendi kendine o fotoğrafları çekebilmesi değil.

Düzgün iso performansı olan apsc bir makina olur.

Ama sıfır almaya kalkarsanız yanında gelen kit lens düdük gibi olacak profesyonel algıyı alan derinliği ve keskinlik ile verebilirsiniz bunu da daha düzgün bir objektif ile başarabilirsiniz.

Bi de ışık mevzusu var kamera istediğiniz kadar düzgün olsun ışığa bakıyor mevzu.

Ürün demişsiniz çadıra da ihtiyacınız olabilir.

Şu an çevremde bütçe dostu kamera arayan çoğun insan fuji aldı ama, 2. el geniş diyaframlı bi objektifi olan görece genç fuji arardım ben olsam. Sonra da çin falan ışık çözmeye çalışırdım.
  • hedep  (14.02.25 19:47:55) 
@hedep iyi kameralı bir telefon daha mı mantıklı olur acaba


  • Mossy  (14.02.25 20:52:07) 
İyi kameralı olduğu iddia edilen telefonların fiyatları bütçenizden daha fazla.

Hali hazırda vasat üzeri bir kamerası olan telefon varsa ışık, çadır, tripod ve manual kontrollerle fotoğraf çekmeyi deneyebilirsiniz. Ortalama bir ışık düşük iso ve düşük shutter hızı ile yenilebilir sonuçlar çıkabilir.

Ama sırf bu iş için gidip 40k bütçeyi telefona basmak çok iyi olmayabilir. Tamamen kişisel fikrim aksini iddia eden mutlaka olacaktır.

Bu tarz düşük ekipmanlı prodüksiyonlarda aslında kişinin naptığını bilmesi ve tecrübeli olması çok dramatik değişiklik yaratıyor.

Yapay zeka ile retouch ve ötesi uygulamalar da ürün fotoğraflarını kurtarabilir bu arada onu da bi araştırın. Normalde sırtı ai'a yaslamayı hiç sevmesem de bu tarz kolaylık araçlarda makul sonuçlar verebiliyor.

~takı çekeceksiniz sanırım ürün çadırı ve ışık elzem o fotoğraflar için. Yansıma yapar takılar ve o profesyonel ürün algısını bozar çok fena minik bile olsa çadır bakın derim.
  • hedep  (14.02.25 21:26:57 ~ 15.02.25 00:17:59) 
makine kolay ışık işi zor +1


  • brkylmz  (15.02.25 00:53:01) 
makinanın ucuz yada pahalı olması önemli değil burada, lighroom, gimp vb işleme programlarından birine mutlaka ihtiyacınız olacak.


  • brussss  (15.02.25 08:58:33) 
[]

kızıl saçla hangi göz rengi

kızıl saçla kahve tonlarındaki göz rengi mi daha güzel yoksa yeşil mi?




 
mavi>kahverengi>>>yesil


  • sonsuz  (24.01.25 15:40:59) 
beyaz tenli ise yeşil. başlığı bile var: (bkz: kızıl saçlı beyaz tenli yeşil gözlü)


  • inheritance  (24.01.25 15:42:01) 
Kızıl saç herkese yakışmıyor, yakışana ise her göz rengi yakışıyor. Hepsini canlı görene kadar kızıl saç yeşil göz diyordum ama mavi başka bir şey. Mavi diğerlerinden iyi ama kahverengi veya yeşil kötü demek değil tabii ki.


  • nawar  (24.01.25 15:57:13) 
Yeşil mavi


  • abuzer  (24.01.25 16:24:37) 
saçım kızıl, gözüm kahverengi, tipimden memnunum sdfjks


  • amelie poulain  (24.01.25 17:36:33) 
Kızıl saç yeşil göz beyaz ten teslisi diye bişi varken başka renkten bahsetmek anlamsız.


  • Bruce  (24.01.25 17:39:51) 
ela ve yeşil doğal durur.

mavi olursa saçı boyamış gibi alakasız bir renk bence.
  • truf  (24.01.25 20:57:02) 
[]

emeklilerin durumu

emeklilerin aldığı ücretler çok düşük, geçinemedikleri bir gerçek. getirirse bu hükümetin sonunu emekliler getirir gibi geliyor ama diyelim ki onlara da min. asgari ücret tutarında verdiniz, bunca eytli de sırtımıza bindi. çalışan nüfus gerçekten bu yükü kaldırabilir mi? benim jenerasyon 60-65 yaşında anca emekli olacak, 45 yaşında emekli olmuş birine 40 yıl boyunca min. asgari ücret ödemek için mi ölene kadar çalışacağız biz? bir hükümet gelip bu ücret artırımını yapsa şahsen ben onu da desteklemem eytli nüfus yüzünden, ama şu anki durumu, yaşlı başlı insanların yaşadığı rezilliği de kesinlikle doğru bulmuyorum. konu benim bireysel fikrim değil zaten ama böyle bir artış millette nasıl yankı bulur merak ediyorum. siz ne düşünüyorsunuz?




 
hükümeti savunmuyorum hiç işim olmaz fakat bu eyt muhabbetiini başlatan 1999 yılında Türkiye'de iktidarda olan hükümet, Demokratik Sol Parti (DSP) lideri Bülent Ecevit'in başkanlığındaki koalisyon hükümetiydi. Bu koalisyon hükümeti, DSP, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Anavatan Partisi (ANAP) tarafından oluşturulmuştu. bunlar geleceği düşünmeyerek gün şartını tamamlayanlara emeklilik hakkını verdiler. akp çok ayak sürüdü bunu yürürlüğe koymamak için ama bu sefer de günümüz muahalefeti sırf oy kapmak için eyt yi yürülüğe koyacağız iktidara gelince diye meydanlarda naralar attılar. bay kemalin burada kulakları çınlar umarım. akp de sen getirmesini biliyorsun da biz bilmiyormuyuz diye kazanılan hakkı onayladılar. durum budur.


  • deepex  (19.01.25 22:28:10) 
Seçimi almak için her tuşa bastılar, bu da onlardan biri. Artık düşünmek için çok geç.


  • wd40  (19.01.25 22:28:16) 
kk'nın gitmeden bize soktuğu son kazık eyt zaten, sorumluların büyüğü o ama buradan nasıl dönülecek ben onu düşünüp geriliyorum


  • Mossy  (19.01.25 22:33:44) 
Bir konuda derin yanılgı durumu söz konusu.
Ödediğiniz primler ortak bütçeye gidiyor. Şu an emekli maaşı alanların zamanında ödedikleri primler de ortak bütçeye gitti. Şimdi onların aldıkları maaş da ortak bütçeden çıkıyor. Yani kimse kimsenin maaşını ödemiyor. Onlar zamanında ödediklerinin karşılığını alıyorlar.

Ayrıca KKM garabetinin yükünün ya da şu andaki Dünya'da eşi benzeri görülmeyen faizlerin çıktığı bütçe var ya o bütçeden bahsediyoruz.

KKM nin bütçeye külfetiyle EYT'nin külfetini karşılaştırsanıza.

Niye malum medyanın gazına gelip garibanların parasının sizin cebinizden çıktığı sanısına kapılıyorsunuz?

Ek: En çok da 'KK nın giderayak attığı EYT kazığı lafına hayranım.' Allah aşkına içinizde EYT olmasaydı şu an çok daha iyi olacaktık diye düşüneniniz var mı?
  • Mirket  (19.01.25 22:53:49 ~ 23:00:28) 
thetruenorthstrongandfree1 bu bahsettiklerinizin aynısı bizim yaşlılarımıza da yapılsın isterim. yanlış anlamayın. benim sorunum eyt denen garabet sebebiyle çalışıp çabalayıp emekli olmuş ve belli bir yaşa ulaşmış ninelerimizle dedelerimizle 45 yaşında çakı gibi, hâlâ çalışmaya devam ettiği halde emekli maaşı da alan gencecik insanların aynı kefeye konması. eyt diye bir şey olmasa en düşük emekli maaşı asgari olsun, prim gününe göre artsın fikrini savunurdum. sosyal yardımlar zaten başka bir konu, tüm toplumumuza yayılan o refaha ve sosyal devlet anlayışına umarım ulaşırız. sadece eyt fikri bana ne etik geliyor ne ahlaki geliyor ne vicdani geliyor. eli kolu tutan, çalışma hayatına devam edip istihdam sahasını işgal etmeye devam eden dolayısıyla kendilerinden sonra gelecek gençlere kadro açmayan sözde emeklilerimiz, eytlilerimiz...

aslında sorumun çıkış noktası şuydu: kamu vicdanına zarar vermeyecek şekilde yaşlılarımızın durumuna nasıl çare olunacak? şimdi normal şekilde emekli olanlara var da eytlilere zam yok demek olmaz. emeklilerin bu kadar düşük zam almasının sebeplerinden biri de eytlilerin onların payına ortak olması bir yerde. bu size de rahatsız edici gelmiyor mu mesela? bunun yasalara uygun bir çözümü var mı?
  • Mossy  (19.01.25 22:57:08) 
@Mirket KKM da acilen son bulmalı zaten. bütçe bunları taşıyamıyor, verilen açık ortada. yazdığım şeyler direkt olarak eytlilere yönelik aslında dediğim gibi. neden sizin cebinizden çıktığını düşünüyorsunuz demişsiniz, eyt dediğimiz kitle şu an yaşları gereği tıpkı benim/yaşıtlarım gibi halen ortak bütçeye katkı sağlıyor olmalıydı. ancak katkı sağlamadıkları gibi erken yaşta bütçeden paylarını almaya başladılar. sizce burada bir sorun yok mu? sorun yok diyorsanız ben neden 62 yaşımda emekli oluyorum?


  • Mossy  (19.01.25 23:02:29) 
Sen de haklısın. Şurada çalışanlar katkı sağlıyordur mesela.

eksisozluk.com
  • Mirket  (19.01.25 23:20:05) 
Mirket (git: eksisozluk.com)


  • Mossy  (19.01.25 23:27:50) 
Yanlış örnek o.

Benim söylemeye çalıştığı şey, ekonominin bugünkü hali için, EYT'liler günah keçisi olarak gösterilir oldu. Emekli aylıkları deyince akla ilk olarak EYT'liler getirilir oldu.

Ben diyorum ki
1. EYT'liler olmasaydı bir tık iyi mi olacaktık sanıyorsunuz ve
2. mevcut durum içinde EYT külfeti devede kulak bile değil ve
3. emekli maaşları ile EYT konusu birbirinden tamamen bağımsız şeyler.

Aynı paragrafta zikredilmesi yanlış algı yaratıyor.
  • Mirket  (19.01.25 23:36:07) 
Eyt büyük hatadır. Eyt büyük yüktür. Aksini iddia eden eytlidir. Eyt büyük yanlıştir. Bu yanlışın bedelini emekliler az maaş alarak ödüyor. Çalışanlar da bu büyük emekli yığınina bakmakla ödüyor.


  • abelardo  (19.01.25 23:43:41) 
Mirket'in anlatmaya çalışıp bence yanlış anlattığı kısım şu;
Şu an Türkiye'de vergilerin gittiği yeri hesaplarsak bunun yüzde kaçı emekli çıkar? Bence çok azı. Peki kkm, sürekli verilen zamlar, diyanet bütçesi vs ne çıkar? Çok büyük bir kısmı.

Fransa'da da bu muhabbet var ve ben de sizin gibi "kardeşim bu emekliler çok masraf" olayına girmiştim ama sonra birkaç ekonomist okudum ve bir iki araştırma okudum. Fransa'nın bütçe açığının asıl sebebi emeklilerin yükü falan değil yani bunu gördüm.
Hükümetler bu emeklilik olayını böyle çıkardı bir de özellikle "kardeşim calisanlar yatanların parasını ödüyor " diye çıkıyor ki kendi saçma sapan bütçe açıkları konuşulmasin, halk birbirine düşsün.

Eyt bence de olmamaliydi. Ama misal hükümetin kafa yormasi gereken; ulan bu kadar dandik çalışma sartlari olan, gencin bile insancil iş bulamadığı ülkede 60 kusur yaşında insana ne iş olacak?
Benim annem 1 hafta doğum izni alması zamanında. Pazartesi cumartesi çalışıyordu. Bu çalışma değil, kölelik. Bu düzende insanlari 60 kusur yaşına kadar calistiramazsin.

Neyse, kısacası şu an Türkiye'nin bütün konusu emekliler, eyt falan oldu. Ama diyanete bütçe, kullanilmayan hava limani, yap işlet yerler, devlet hastanesine yatırım yapmayip insanlarin devlet hastanesinden illallah etmesini sağlayıp bütün ülkeyi özele yönlendirip sigortalarin eline birakmak vs vs şeyler konuşulmalı. Bunlarin yarısi bile çözülmüş olsa emeklilerin yükü konuşulur.

Kısacası mirket'in demek istediği şey doğru. Türkiye'nin mevcut ve gelecek durumunda eyt yükü çok az. Asıl konuşulması gereken şeylere ses çıkmıyor. Misal kullanilmayan havalimani yapan hükümetin sorusturma geçirmesi gerekirdi.
  • logisticsmanager  (20.01.25 02:46:57) 
bu hükümetin sonunu emekli falan getirmez. bu emekli grubu ne olursa olsun hükümete veriyor. tamam herkesin ailesinde 1 emekli var ama o ailede 5 torpilli de bu hükümetle işe girdi. emeklilerin durumu zor kesinlikle ama bu hükümeti deprem bile yıkmadı. kolay kolay gitmezler.


  • mikahakkinen  (20.01.25 08:34:19) 
Pek çok yanlış var söylediklerinizde, hükümet propagandalarına inanmayın.

* Emeklinin maaşını çalışanlar ödemez. Emekliler ödedikleri primden maaş alırlar. Aslında ödedikleri kadar da alamıyorlar. Pek çok insan 1-2 ev alacak prim yatırdıkları halde, 15 bin TL civarında sadaka alıyorlar. Çünkü hükümet maaşları düşürdü.

* SGK, emeklilerden dolayı zarar etmiyor. Prim gelir/gider oranı son senelerde hızla artarak, geçen sene %100'ü aştı. Zararın sebepleri belli.

* Bu propagandalara kanıp, emeklinin 3 kuruş parasına göz dikeceğinize, milyar dolarlık vergi aflarını, abd enflasyonunu bile es geçmeyen milyar dolarlık yap-işlet-devret projelerini, milyarlar ödenen KKM ve crary trade'leri, audi a8'ten aşağı binmem diye yarıştırılan makam araçlarını sorgulayın!

* Bugün emekli maaşı çok diyen, yarın çalışan hakkı çok der, çalışan maaşı çok der.


.
  • kartallar yuksek ucar  (20.01.25 09:52:12) 
40 yasinda emeklilik, halkimizin populist iktidarlara 60-70'li yillardan beri gosterdigi teveccuhun sonucudur.Bunun sonucunda, bir gun gec SGK kaydini yaptiranlar 20 sene gec emekli olacaklar.Bu kisiler patronun agiz kokusunu 20 yil daha uzun cekerken alevere dalavere ile kagit ustunde sahte is kayitlari ile birileri g.t büyütecek.Halkimiz maglesef bu.Yeri gelince lafta en muslumani onlar ama siyasetcilerle isbirligi yaparak 40 yasinda emeklilik, kacak evlere af,gecekondu dikmek vs. islerine gelen her turlu abuklukta varlar. Hic burada eskimis solcu jargonlarla itiraz etmesin kimse.Yasadigimiz budur.Kilicdaroglu'nun torunu da bu sahte isbasi kayitlarini yapmis, RTE'nin oglu Bilal de yapmis.


  • turkuaz  (20.01.25 12:41:36) 
sen kimsenin maasini odemiyorsun ki, adamlar kendi yatirdiklarini aliyorlar. kaldi ki devlete prim odeyeceklerine, o parayi altina veya hisse senedine yatirsalardi, simdi 10 bin lira degil 50 bin lira pasif gelirleri olurdu, insan gibi, surunmeden yasarlardi.


  • baldur2  (20.01.25 12:55:40) 
Eyt konusunda bir şey diyemiyorum ancak şu anda asgari ücret 20 k en düşük emekli primi 7k. 7k yaklaşık 30 yıl boyunca her ay ödenecek. Birinci aydan itibaren günümüz faiz oranıyla bileşik faiz olarak hesaplayın. Emekli olan bir kişi ortalama en fazla 20 yıl yaşayacak şu anki sistemle. Kadınlar biraz daha uzun belki. İşte bu 7k primi şahsi olarak biriktirirse elinde toplamda 20 yıl boyunca alacağı maaş kadar zaten maaşı olur. Biriktirdiği parayı her ay asgari ücret miktarı kadar çekse gerisi faizle işlese emekli olduğu süre boyunca fazlasıyla kendisine yeter. Asgari ücreti kıssas almayın. asgari ücret kişinin geçilebilmesi için gereken en düşük ücrettir dolayısıyla emeklilere verilmesi gereken ücret bu dur. Sorun insanların genelinin asgari ücret alması zaten ülkemizde çalışma yılın artmasına rağmen aldığın ücrette herhangi bir yükselme olmuyor sürekli asgari ücret alıyorsun. Yani aslında Genç nesil çalışıp emeklilerin ücretini yatırmıyor onlar kendisi için çalışıyorlar tabi düzgün işleyen bir sistemde.


  • aslagülümseyenbirkediyegüvenme  (20.01.25 15:13:11) 
Hatta ne kadar olacağını merak ettim. Bir arkadaş her ay 7000 TL nin 30 sene boyunca her ay düzenli olarak mevcut aylık vadeli faiz oranıyla birleşik faiz hesabı yapabilir mi? 30 yıl sonraki faiz ve anapara miktarını öğrenmek istiyorum. Gerçekten primler maaşları karşılar mı yoksa yanılıyor muyum?


  • aslagülümseyenbirkediyegüvenme  (20.01.25 15:21:13) 
aslagülümseyenbirkediyegüvenme bu sekilde bir hesap tam olarak tum resmi gostermez.

En basiti saglik hizmetleri de dahil edilmeli.Sen ciddi bir rahatsizlik gecirmemis olabilirsin ancak saglik hizmetlerini kullananlar da kisisel hesabindan degil tum pastadan gidiyor.Senin yatirdigin primler nemalandirilip gelecekteki sana yapilacak odemeler icin bekletilmiyor.Mevcut durumda SGK zaten batak.Bu demek oluyor ki butceden pay ayrilmadan mevcut para girisi para cikisini karsilayamiyor.
  • turkuaz  (20.01.25 15:52:02) 
SGK batak falan değildir, aksine Eylül-Ekim 2024 itibariyle gelirleri, giderlerini geçmiştir.

x.com

Bilip, bilmeden sallamamak, koyun gibi güdülmemek lazım. Gidin ekstradan alınan 2,5 milyon yandaş memuru, alınan makam araçlarını, Cengiz holding'e verilen milyar milyar dolarları protesto edin, edebiliyorsanız...

Emekliye verilen para olması gerekenin üçte biri, dörtte biridir. Bu yüzden bütçe artı vermeye başladı zaten. Cengiz'e bir proje az yaptırırlarsa, emeklilerin maaşları 4 katına çıkar.



.
  • kartallar yuksek ucar  (20.01.25 16:37:52) 
@turkuaz sağlık ta işin içine girince hesaplamak mümkün olmaz sanırım


  • aslagülümseyenbirkediyegüvenme  (20.01.25 16:38:52) 
@kartalalr yuksek ucar, verdigin linkteki tablo seni yalanliyor.Devasa SGK acigi var ve sistem devlet katkisi ile acigi kapatiyor.Demek ki sallamamak ve koyun gibi gudulmemek icin once tablo okumayi ogrenmek lazimmis


  • turkuaz  (20.01.25 18:40:06) 
@kartallar yuksek ucar ve @logisticsmanager arkadaşlar siz whataboutizm yapıyorsunuz aynısını mirkete de söyledim, ülkede çok çok daha yanlış giden başka şeyler olması durumu değiştirmiyor ve benim kkm ya da yap işlet devret ya da köi projelerini falan sorgulamadığımı ve onlara ses çıkarmadığımı nereden biliyorsunuz acaba? böyle bir mantık kurma şekli yok onu söyleyeyim.

ikincisi halen emeklilerin parasını sen ödemiyorsun onlar sisteme kendi koydukları parayı ödüyor diyorsunuz da eytli biri 20 yıl çalışıp 40-45 yaşında emekli olmuş olsun. hala para koymaya devam etmesi gereken sistemden olması gerekenden daha erken bir zamanda para almaya başlıyor. 20 yıl çalışıp 40 yıl para almak size mantıklı geliyorsa ben bir şey diyemem. ama sen ödemiyorsun diyemezsiniz burada, o ödediğinden fazlasını alıyorsa tabii ki birilerinin çalıştığından ödenecek. bir de bunun vatandaşa hizmet olarak dönen kısmını çık, turkuaz bahsetmiş mesela sağlık giderleri.

yani madem 45 yaşında emekli olmak normal, 2000 yılında doğan çocuğun suçu ne ki o mal gibi 65ine kadar çalışıyor prim gününe bakılmaksızın yaş bekliyor? bir bunların hakkı mıydı eyt? tüm ülke 45inde emekli olsa gerçekten ekonomiye zarar vermeyeceğini mi düşünüyorsunuz siz? buna cevap veremiyorsunuz ama.
  • Mossy  (20.01.25 20:51:59) 
@turkuaz, neleri yanlış okumuşum buyrun açıklayın. biz de görelim. Gerçek şu ki, hükümet kepçeyle alıyor ve kaşıkla veriyor. Gelirler EYT'ye rağmen, giderleri karşılıyor, hatta eline para bile kalmaya başlamış. 2025'te de muhtemelen artıya geçmeye devam edecek. Şehir hastaneleri gibi saçma projelere milyarlar harcamalarına rağmen hem de...

@Mossy, EYT son dönemlerde Türkiye'de geziden sonra, en başarılı toplu eylemdir. Adamlar toplu bir şekilde direndiler, yasal haklarını aldılar. Kimse size de direnmeyin demiyor ki? Eğer bahsedilen, kamu kaynaklarını sömüren projeler olmasa sen de 65-70'e kadar çalışmak zorunda kalmazsın.
+ benim çevremdeki EYT'llerin büyük çoğunluğu çalışıyor. Yani kendi maaşlarını karşılıyorlar. Devlet emekli olmalarına rağmen bir çok prim kesiyor onlardan.
+ Bir vatandaş çıkıpta, emekli-çalışan çok alıyor diye devlet zor duruma düşüyor diyemez. Bu hırsız hükümetin ağzıdır. Sorunu doğru ortaya koymak lazım. Hem emeklinin maaşını 20 senede erit, hem adamları çalışmak zorunda bırak, hem de devasa hırsızlıklardan dolayı bozulan ekonomiyi bu emeklilerin sırtına yükle. Bu ağızları bırakın hırsızlar yapsın, siz emekliye, çalışana daha çok verin deyin.


.
  • kartallar yuksek ucar  (21.01.25 13:22:30) 
Yine adım geçmiş. Cevap vereyim.

Soru sahibi bir soru sormak maksadıyla açmamış gördüğüm kadarıyla başlığı.
Birtakım çevrelerde çokca dillendirilen 'EYT'lilere maaş verildiği için Emeklilere fazla zam yapılamadı' söylemini dayatmak için açmış.

Bu iki konu birbirinden bağımsızdır. Sebep sonuç ilişkisi yoktur minvalinde cevapları kabul etmiyor.

EYT'liler ne istediler, ne aldılar, haklılar mıydı diye sor, konuşalım.

Emekliler hakettiklerini alabiliyorlar mı de ayrıca. Onu da konuşalım.

Ama sen büyük resmi çözmüşsün zaten. Peki, Kabul, EYT'liler olmasaydı bugün Emekliler müreffeh yaşayacaklardı.

Bak. Söylettin işte bana. Taktir ettim seni.
  • Mirket  (21.01.25 13:57:36) 
@mirket dayanamadım soranın avukatlıgını yapıcam çünkü haksızlık ediyorsun ve çarpıtıyorsun

soran kişi "Birtakım çevrelerde çokca dillendirilen 'EYT'lilere maaş verildiği için Emeklilere fazla zam yapılamadı' söylemini dayatmak için açmış." demişsin ama bu öyle değil

"yaşlı başlı insanların yaşadığı rezilliği de kesinlikle doğru bulmuyorum." demiş.

sen ise eyt garabetini savunmak için soran kişinin aklını okuyorsun ve haksızlık ediyorsun.

soran şunu diyor: benim jenerasyon 60-65 yaşında anca emekli olacak, 45 yaşında emekli olmuş birine 40 yıl boyunca min. asgari ücret ödemek için mi ölene kadar çalışacağız biz?

kimileri 40 yaşında emekli olmuş ve bunu hak olarak görüyor. o zaman ben de 40 yaşında emekli olmak istiyorum. bu da benim hakkım.
  • abelardo  (21.01.25 16:50:53) 
@kartalalr yuksek ucar, neyi aciklayayim abi? Yolladigin linkteki gelirler kisminda devlet katkisi goruluyor her bir yil icin.Yani SGK gider gelir dengesi kendi kendine yetemedigi icin devlet hazineden SGK'ya para aktariyor her sene.Gelirlerin giderleri karsilamadigi apacik belli iste bu tablodan.Daha nasil aciklayabilirim.Savin yanlis.


  • turkuaz  (22.01.25 12:42:07) 
@turkauz, Tablo öyle okunmaz. Dikkat edersen gelirlerin giderleri karşılama oranı var. 2002'de gelirler, giderlerin %71,5'unu karşılıyormuş. Bu oran giderek artmış ve 2024'te %100'ü geçmiş. Yani artık devlet katkı vermeyi bırakmış.

Bu oran 2025'te daha da artı gidecektir.

TÜİK veya akp yetkilisi değilseniz, "çalışana ve emekliye daha fazla verin" demeniz lazım. Zaten demeseniz de çok çok vergi kesiyorlar zaten.


.
  • kartallar yuksek ucar  (22.01.25 12:53:43) 
@kartallar yuksek ucar,

Bak yanlis anlamis olabilirsin diye iyi niyetle yaziyorum ama kusura bakma sen tabloyu okuyamiyorsun.2024'de gelirlerin giderleri karsilama orani %100 olmasinin nedeni devletin SGK'ya 517 Milyar para sokmasi.Bunu state contribution kolonundan gorebilirsin.Acigi kapatmak icin para sokuyor iste matematige itiraz ediyorsun.Eger bu 517 Milyar parayi sokmasaydi karsilama orani (3235-517)/3252 =%83 olacakti.Ki bu da sadece prim gelirleri orani degil.Prim gelirlerinin tum giderleri karsilama orani sadece 2280/3252= %70

whatabout'izm yapiyorsunuz.Emekli ve calisanlar daha cok alsinlar ama 40 yasinda kimse emekli olmasin diyoruz.Bu kadar basit.
  • turkuaz  (22.01.25 13:30:35) 
@turkuaz,

Haklısın, o kısmı görmemişim ben, özür diliyorum. SGK, emekli maaşlarının tamamını karşılıyormuş, artıya da geçmiş ancak sağlık giderleri şehir hastaneleri gibi projelerden dolayı tam karşılanamıyormuş.

tr.euronews.com

Ancak bu oranın her geçen düştüğü, gelirlerin arttığı ve emekli maaşının azaldığı gerçeğini değiştirmiyor.


.
  • kartallar yuksek ucar  (23.01.25 09:33:58) 
[]

şu huyumu nasıl aşarım

annem ve babam fark etmiyor asla insanları idare edemiyorum. çıkarım öyle olsa dahi tamam deyip geçip işime geldiği gibi davranamıyorum çünkü çok hiddetleniyorum. düşünüp kendimi yiyorum.

birinin bana kötülüğü dokunuyorsa karşılığını almak zorunda. mesela ben sana gayet saygı çerçevesinde davranıyorum ama sen bana saygısızlık yapıyorsun, iletişimimi kesemeyeceğim birisin, hiç fark etmez. karşılığını görmezden gelinmek olarak, muhatap alınmamak olarak ya da duruma göre değişen şekillerde alacaksın.

diyelim babamla bir süreliğine aynı evde yaşamak zorundayız birkaç ay. bazı hareketleri ve söylemleri var, değiştirmiyor. rahatsız ediyor. hayır abi düzeltecek. ben onunla savaşa giriyorum. bu adamdan adam olmaz bırak kendini yıpratma diyemiyorum.

iş hayatımda da zaman zaman böyleyim. o hareketin karşılığı verilecek. alttan alamıyorum, sinsi bir şekilde kenara yazıp son gülen iyi güler deyip gününün gelmesini bekleyemiyorum. ya da sineye çekip olabilir deyip geçemiyorum. o insan benim sınırıma girdi ve çıkması gerekiyor. onun huyu oymuş, karakteri buymuş gibi bir şeyi kabul edemiyorum. (kendim de kimsenin sınırına girmem.) sanırım ilişkilerde devamlı bir mütekabiliyet beklentisi içindeyim.

ama bu huyum bana zarar veriyor. ben bunu nasıl aşıcam? özellikle de iletişimde kalmak zorunda olduğum zorlu kişilerle?

 
burcun ne?


  • sonsuz  (09.12.24 18:55:02) 
tiredofwaiting linki açar açmaz kin kelimesi dikkatimi çekti kitapta. acayip kindar biriyim gerçekten doğru adres sanırım.

sonsuz, burçlara pek inanmıyorum söylemiim
  • Mossy  (09.12.24 19:01:06) 
Eğer en ufak şeylere bile öfkelenirseniz. İnsanlar sizin bu öfkenize alışacaklar ve bir süre sonra öfkenizin bir etkisi kalmayacak. Sizde sürekli öfkelendiğinizle kalacaksınız.


  • komando kani var bende  (09.12.24 19:07:04) 
@mossy, sen burclara inanmiyorsun diye burclar yok olmuyor yalniz :)

kin tutmak, kirilganlik belirtisi. yani aci cekmissin, bir yara acilmis orada ve sen tekrarlanmamasi icin bunu hep hatirlamiyim diyorsun.
öfke de aslinda kirilganligini saklamak icin verdigin bir tepki. dogru duygulari disa vurmak gerek.
  • sonsuz  (09.12.24 19:08:28) 
Bu dediklerin çoğunlukla kabul edilebilir değil evet, ama herkes kendine göre birer çözüm buluyor. Kimi karşısındakini kendinden daha güçlü bulup gücün karşısında eğilmeyi uygun görüyor, kimi senin gibi muhakkak ve anında ceza vermeyi, kimi muhakkak ama bir gün ceza vermeyi, kimi diliyle dövmeyi (ben) kimi yalnızca kaba kuvvetle karşılık vermeyi, kimi pasif agresif davranmayı...

Şimdi hayatta söz geçirmeye çalışmakla vakit ve enerji kaybından ve psikolojiyi kendi eliyle parçalamaktan başka bir şey elde edilemeyecek insanlar vardır. Anneler babalar dedeler nineler. Bana göre bu kadarla sınırlı. Başka hiçbir kişiye boyun eğmek zorunda değil kimse.

Fakat idare etmek savaşmaktan iyidir. Yapabildiği ölçüde idare etmek, ancak kırmızı çizgi inatla/bilerek isteyerek ihlal edildiğinde savaşmak gerek diye düşünüyorum. Yine de savaşmanın bile çeşitli şekilleri var. Amaç savaşanın hayatta kalması olduğu için, hayatta kalmayı sağlayacak şekillerde savaşmak daha doğru. Yok etmeye ve yok olmaya yol açacak şekiller bence doğru değil, bunlar ancak ülke savunması, beden savunması gibi konularda böyle olmalı. Hani "kurşun yer kurşun atarım" her şey için geçerli olmamalı. Yoksa ona savaş değil bildiğin mezalim derler. Hitler'den farkın kalmaz.

Savaş evet, kırmızı çizgilerini inatla veya bile isteye ihlal edenlerle kozunu paylaş tamam, ama sana zarar gelmesin. Adalet duygun zedelenmesin. Hakkaniyet anlayışın kalite kaybetmesin.

Onun için de belli kişiler seç kendine. Bunlarla politik olmak için kendine izin ver. Politika da bir savaş çeşididir ama sözle yapılır. Diğer herkesle savaşa girebilirsin, bu da senin yapın, başta sen olmak üzere herkes seni böyle kabul etsin.

Sadece her şeyle savaşan biri olma, herkesten her sözden kötülük bekleyen biri olma. Çok fazla yıpratıcıdır, çok düşmanın olur, o toplara girme.
  • muhayyer divan  (09.12.24 19:09:30 ~ 19:15:08) 
@komando kani var bende +1

Eğer sürekli öfkelenirseniz ilişkinizi kestirip atamayacağınız (aileniz, iş arkadaşlarınız vb.) insanlar bir noktada buna alışıp "o öyledir" diye düşünerek sizi takmaz. Siz de sürekli kendinizi yer durursunuz. Kimseyi de bahsettiğiniz sınırdan çıkaramazsınız.

İnsanlar hiçbir zaman tam olarak sizin arzu ettiğiniz şekilde yaşamayacak. Zaten büyük ihtimalle her dediğiniz şeyi sizin istediğiniz gibi düzelten biri çıksa bu sefer daha küçük şeylere takılmaya da başlarsınız.

"Umursamamazlık yapamıyorum" demişsiniz, bunu yapmanıza gerek yok zaten. İnsanların bazı davranışlarının sizi rahatsız edebileceğini kabullenmelisiniz. Rahatsız olacaksınız. Herkes bir şeylerden rahatsız. Rahatsız olmak doğal bir şey. İnsan hayatı böyle bir şey. Rahatsız olursunuz. Umursamayın demiyorum, biri fikrinizi sorarsa, bir yeri gelir konu açılırsa uygun şekilde, uygun zamanda bu rahatsızlıklarınızı dile getirirsiniz.

Ama rahatsız olmamayı beklemeyin. Böyle bir dünya yok.

Onun için sinirinizi sizi ciddi anlamda zorda bırakan şeylere saklayın.
  • akhenaten  (09.12.24 19:35:31) 
Bir bakıma haklısın kimsenin canını sıkmaya hakkı yok. Belki ara sıra insanlardan uzak durabilirsin. Kirmadan dökmeden. Şu da aklında olsun. Öfkeyle kalkan zararla oturur.


  • pembediken  (09.12.24 20:02:17) 
bu arada herkes sorunun öfke olduğunda hemfikir olmuş sanırım.


  • Mossy  (09.12.24 20:17:26) 
Lütfen kinlenme. Çünkü kin tutmak seni zehirler, hasta eder. En iyi ceza o kişiyi görmezden gelip yok saymak. Hayalet muamelesi yapacaksın. Asla intikam almaya çalışma boşver.


  • rock n roll  (09.12.24 20:22:08) 
normal konuşarak derdini anlattığında kimse sallamıyor, ancak öfkelendiğinde mi sana kulak veriyorlar?


  • titanyum22  (09.12.24 20:54:40) 
titanyum zaten aslında sorun orada. ben normal anlatıp sonuç alabildiğim insanlara böyle kinlenmiyorum ya da yükselmiyorum. konuşup hallediyorum, kendim de feedback almaya açık biriyim. benim sorunum laftan anlamaz insanları bir şekilde yaka paça bile olsa yolumdan çekmeye çalışmak. onlar da zaten naparsan yap sonuç alamadığın insanlar. sonuçta öfkeden de anlamıyorlar aslında.


  • Mossy  (09.12.24 21:01:12) 
sorduğum şeyin sebebi kadın olman. başka bir şey değil. bunun bilincine varınca bunu yapan erkekleri ve bu ataerkil kafadaki kadınları insan gibi görmemeye başlıyorsun. hasta, biçare, laftan anlamayan, zihinsel gelişimi tamamlanmamış varlıklar olduklarını fark ediyorsun. kocaman bir tımarhanede yaşamak da bizim hayatımız.


  • titanyum22  (09.12.24 23:05:47) 
sir william yok, o öyle değil. erkeklerin hadsizce ve çokbilmişce çizmeyi aşmasından gına gelmiş diyebilirsin. mesela şimdi sen böyle zevzek zevzek konuşuyorsun ya, reelde de senin gibiler gelip tebelleş olunca "bundan adam olmaz, kendini yorma" deyip geçemediğim, illa adam edicem diye elimde kırbaçla dolaştığım için yoruldum. sen gibilerden bir cacık olmayacağını anladım, boşa efor harcamaktan kendimi nasıl kurtarırım onu soruyorum insanlara. senlik bir durum yok yani.


  • Mossy  (11.12.24 00:31:44) 
[]

blackjack 21'e geldiğinde onu durduran ne olmuş olabilir?

neden 21, bir hikayesi var mı bilen anlatsın




 
Oyun olan blackjack niye 21de bitiyor derseniz, 10, j, q, k 10 puanda. As 1 ya da 11 puanda. Yani iki kartla ulaşılabilecek en yüksek puan 21 (iki as gelirse 12 ya da 2 kabul ediliyor). O yüzden 21 puan sınır kabul edilmiştir


  • nundu  (07.12.24 21:44:14) 
[]

yürüyüş için ayakkabı

1 2 haftadır günde 1 saatlik tempolu yürüyüş yapıyorum, bacak kaslarımın güçlenmesi lazım dizlerimde kireçlenme başladığı için. yürüyüşe uygun bir ayakkabı almak istiyorum ama hangi spor markasına baksam ayakkabılar koşu kategorisinde. buna rağmen koşu ayakkabısı ile yürüyüş ayakkabısının aynı olmadığını, koşu ayakkabısıyla yürümenin ayaklara bileklere zarar vereceğini yazmışlar aynı siteler.

PEKİ NEREDE BU YÜRÜYÜŞ AYAKKABILARI? mesela asics ya da adidas olabilir, hangi modeli yürüyüş için uygun bilen biri yazsın litfen, teşekkğrler


 
www.skechers.com.tr
ben bunu giyiyorum kuş gibi hafifim gerçi içindeki tabanlık yumuşacık çok güzel ama ben özel tabanlık kullanıyorum.
burada bak kadın erkeğe tıkladıktan sonra yürüyüş ayakkabısı diye bir kategori var.
bu arada skechers markasını bana diğer spor ayakkabı markasına çalışanlar bahsetti iyidir onu alın bizim kalıp dar vs vs :)
  • neira  (16.11.24 15:13:51) 
nike zoom serisi iyidir


  • walter white kilikli  (17.11.24 11:52:06) 
[]

Kanda ÜRE düşüklüğü

Min değer 17 olması gerekiyormuş ve benim 14 çıkmış.

Onun dışında degerlerim normal görünüyor. Yakın zamanda alt ve ast degerlerim çok yüksekti, tsh t3 t4 degerlerime ve ultrason sonuçlarına göre graves olabileceğimi düşünerek doktorlarım tiroid baskılayıcı bir ilaç verdi. İlacı 3 aydır kullanıyorum tum değerler normale dönmüş. Sadece bu üre beni tedirgin etti.

Takviye almam gereken ya da yememde içmemde dikkat etmem gereken bir durum mudur?

 
Dusuklugu degil de yuksekligi problem urenin. Endiselenmenize gerek yok. Cok su icince ure kreatinin falan dusuk cikabiliyor.


  • gibicibicis  (16.10.24 17:12:58) 
önemsiz...takma kafaya...


  • alicandan  (16.10.24 23:29:02) 
[]

Bursa takı malzemesi (toptancı olmayacak

Bursa'da takı malzemesi satan Eminönü'ndeki gibi pasajlar vb var mı? Daha çok çelik zincir, çelik papağan, halka, dayanıklı altın kaplama uçlardan alacağız. Toptan değil sadece 10 20 adet alabileceğimiz şekilde önerileriniz varsa bekliyorum.




 
İnternetten alın bence. İnci aksesuar, Tom flaş, sis aksesuar vs


  • deer hunter  (20.09.24 10:14:14) 
[]

Anne babayı tatile yollamak

annemle babam 55 yaşlarında hayatlarında hiç deniz tatiline gitmemiş bir çift. 1 hafta 30-40 bin arası bir bütçeleri var kendi arabalarıyla gidecekler. ben egede bir yer olması taraftarıyım çünkü ikisi de fazla sıcağa dayanamıyor. çanakkale dedim, babam balıkesir dedi annem tarafsız. spesifik bir yer önerir misiniz? ne kadar uygun fiyat olursa muhtemelen babam o kadar memnun olur teşekkürler :D




 
Balıkesir'den geldim, Erdek'ten. Gayet mutedildi sıcak konusunda, insanı aşırı baymıyordu. Şahsen Ankara'nın en yüksek en sivri noktalarından birinde yaşadığım için hem nem hem sıcak beni çok bunalttı ama vaktiyle Anamur sıcağını yaşadığım için kıyaslayınca çok daha iyi olur diyorum. Çanakkale de olur Balıkesir de.


  • muhayyer divan  (29.08.24 22:43:35) 
Altınolukta denize sıfır otel tutulsun o halde... Mavi bayraklı plaj olursa süper olur


  • abuzer  (29.08.24 23:06:24) 
Erikli/mecidiye bir araştırin bence.


  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (30.08.24 01:12:00) 
Küçükkuyu diyorum.


  • kumandanim  (30.08.24 08:56:59) 
Fazla sıcağa dayanamıyor olabilirler ama deniz suyu sıcaklığını da düşünün isterseniz. Soğuk denizde herkes rahat edemez.


  • asteriks  (30.08.24 09:49:45) 
bu dediğiniz(balıkesir-çanakkale) bölgelerde her şey dahil otel mantığı çok kısıtlı bunun için izmir ötesine geçmek lazım. Her şey dahil olmadığı için dışarıdan yiyecek içecek masrafı da olacak, hem de gönüllerince yiyemeyecekler bence her şey dahil arayın, o fiyatlara eylül ayında 5-6 gün bulunabilir iyi araştırılırsa.

Her şey dahil önemsiz, yalnızca deniz güzel olsun sakin olsun diyorsanız, ben anne-babamı güneyli'ye yollamıştım geliboluda. Denizi harika kaldıkları yer de uygun fiyatlıydı. (2.5 iki kişi gecelik)
  • biravekahve  (30.08.24 11:48:17 ~ 11:48:42) 
Nereden yola çıkacaklarını yazmamışsınız ama eğer İstanbul'dan yola çıkıyorlarsa ve bütçe önemliyse Avşa çok iyi bir seçenek olabilir. Arabayla değil, deniz otobüsüyle 3 saatte gidiliyor.
Pek konforlu değil ama kesinlikle bütçe dostu.

  • michael_knight  (31.08.24 23:49:10) 
Marmara'ya yaklaştıkça denizin tadı kaçıyor bence. Ege'nin bile Akdeniz'e yakın olanı makbul diyip kaçıyorum. (iki yıl önce Eylül'de Antalya-Kemer'deydik, Eylülde gayet güzeldi hatta İstanbul çok nemliyken Antalya daha iyi gelmişti :D O yüzden Ağustos'u atlattıktan sonra Antalya çevresi veya Fethiye'de pansiyonlar vs. okeydir bence)


  • nhk ni youkosu  (31.08.24 23:54:04) 
[]

küçük işletmemize (takı) isim bulalım mı :)

selam herkese
annem el sanatları öğretmeni, bir iki yıldır el emeği takı ve çantalar yapıp satıyor. makrome de yapıyor ama daha az. bulunduğumuz yerde talep de görüyor yaratıcı bir kadın. ben de bu işi instagrama ya da sophiere taşıyalım diye düşündüm, ön hazırlıklarını yaptım. isim halen bulamadım. önemli nokta şu, annemim yaptığı inci çantalar çok profesyonel olduğu için işletmeyi ilerleyen zamanlarda gelin aksesuarlarına çevirme fikrim var. şimdi hem takılara hem bridal olayına gidecek şık bir isme ihtiyacım var. aklımda bir isim fikri var ama şimdi yazmayacağım sizin önerileriniz etkilenmesin diye. buyurun meydana.....



 
birinci takı ve gelinlik aksesuar


  • grimavi  (22.08.24 20:35:07 ~ 20:36:27) 
İsim konusuna girmeyeyim ama ABD de inanılmaz bir gelin takısı, nedime takısı kültürü var. Ozellkle inci iceren her şeye deli oluyorlar. İşi profosyenellestirip etsyde satış yapmayı becerebilirseniz ihya olursunuz. Mutlaka etsyi öğrenin ve ürünlerinizi 5 kat daha pahalıya dövizle satın.


  • alimcgraw  (22.08.24 20:36:11) 
titanic kemancısı birkaç grup var sanırım tarz olarak. daha çok çiçek motifli takılar yapıyor, bazen miyuki boncuklarıyla bazen kristal vb. bazı takıları incili ve daha modern. ben birkaç çelik ve gençlere hitap eden şeyler soktum araya. ama asıl tasarımlarır inci çantalar.


  • Mossy  (22.08.24 21:14:52) 
alimcgraw çok iyi fikir, üzerine düşüneceğim.


  • Mossy  (22.08.24 21:15:58) 
İnanın kimsenin isim kısmı umrunda olmayacaktır. Siz nasıl satacaginiza odaklanin


  • alimcgraw  (22.08.24 22:08:55) 
Takırtı

Takınak

Çiçektakı
  • muhayyer divan  (22.08.24 22:22:22) 
takınız

hem size ait takı, hem de alın takın anlamında:)
  • tabudeviren  (22.08.24 23:41:50) 
Bence yabancı dilde ve feminen çağrışımlı bişi olsun, daha otantik ve havalı durur. Elisa, elysa, lotus, severus, lumos, misha, juno, larus, dory, dora, amore, klem, kler...


  • Bruce  (23.08.24 01:20:39) 
Bul bulustur tak takistir
Kalypso (bir orkide cinsi)
Büyüme düşünülüyorsa ve mademki internet kullanılacak satış için, benzer ürünler satan mağazaların isimleri taranabilir, cakismayi engellemek için.
  • encokbenisevinnolur  (23.08.24 01:34:12) 
[]

tiroid ve açlık

tiroid hormonlarımın yüksek çıkması sebebiyle ilaç tedavisine başladım. ve bir süredir dindiremediğim bir açlık hissim var. yemekten kalkar kalkmaz acıkmaya başlıyorum. şu anda da açlıktan öldüğümü hissediyorum ama gerçekten de aç mıyım? yoksa bu sadece bi his mi :(




 
Tiroid hormonun yüksekse, yani hipertiroidi varsa, tani T4 ve T3 hormonların ekstra üretiliyorsa bu hormonlar metabolizma hızını düzenlediği için bazal metabolizmanın ihtiyaç duyduğu kalori miktarı artar, çünkü dinlenik halde daha fazla kalori harcarsın, o nedenle de normalden daha fazla açlık hissedersin.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (24.07.24 13:05:50) 
Hashimoto ise gluteni hayatından çıkar. Doktorlar olayın temeline inmiyorlar levotran benzeri ilaçlar yazıp gönderiyorlar. Tamamen kurtulmak istiyorsan "zero gluten"

Bir dost.
  • HellKeePer  (24.07.24 13:16:32) 
Doktorunuzun teşhisi ne? Hipertiroidi mi, hipotiroidi mi? TSH kaç? Hipotiroidi iseniz ilaca başladığınız ilk aylar dozun yüksekliğinden iştah çok açılıyor. Ben tedaviye başlamadan önceki halime göre iki katı yiyordum neredeyse:D Doz ayarlanana kadar bir açlık çekip bir kilo alarak ayları geçirmiştim.

Doktorunuzun ne dediğine, enabıza ne yazdığına dikkat edin. Bir tanıdık bende hipertiroidi var, yiyorum ama kilo alamıyorum diye habire yiyordu. Kadın meğer hipotiroidi imiş. Sonra kafasına göre ilacı bırakıp 100kg olmuştu.
  • gnosis  (24.07.24 13:20:31) 
şeker hastalığı gibi tarifliyorsun şekere baktırdın mı hiç?


  • eja  (24.07.24 14:31:58) 
Şöyle ki 3 ay önce yaptırdığım testlerde hiçbir sorun yokken 1 ay önce yaptırdığım teslerde TSH 0, T3 ve T4 ise epey yüksek görünüyor. Ayrıca karaciğer enzimlerim ALT ve AST yüksek çıkmış. 1 haftadır hipertiroidi için thyromazol denen ilacı kullanıyorum. E nabızda graves olabilir yazıyor ultrasonda. İlaç kullandığım süreçte ALT normal değerine dönmüş AST ise görünür şekilde düşmüş ama hala olması gereken aralıkta değil. Durum bu.

Bu arada zaten çok dikkatli beslenen biriyim. Ekmek sadece kahvaltıda 1 2 dilim tam buğday yerim oldum olası. Meyve, sebze, et dengeli tüketirim. Sigara kullanmıyorum, alkol 2 3 ayda bir, bazen daha sık ama çok az miktarda(eskiden düzenli kullandığım oldu ama bırakalı epey oldu). Anlam veremiyorum bu tabloya. Sadece tatlı yemeyi bırakamıyorum. bu kadar...
  • Mossy  (24.07.24 14:38:11) 
eja şekerde bir sorun yok bakılıyor ona.


  • Mossy  (24.07.24 14:38:51) 
titanic kemancısı şu an muayene sürecindeyim. ultrason, sintigrafi, kan tahlilleri... yarın bir kan tahililimin sonucu çıkacak onu göstermeye gideceğim. hemogram yapıldı antikor derken onu kastetmiş olabilir misiniz? ya da neyle ifade ediliyor söyleyebilirseniz test sonuçlarımı bir kontrol edeyim.


  • Mossy  (24.07.24 15:32:43) 
titanic kemancısı bakılmış onlara da anti-TPO >1000 yazıyor :( referans değer de 0-6. Bir de anti tiroglobulin var o da 0-4,11 olması gerekirken 48 çıkmış.


geveze yazar haklısın bende hep düşük çıkar d vit. önerdiğin iyi bir takviye varsa alırım en son kullandığım hiçbir etki etmeyince brakmıştım.
  • Mossy  (24.07.24 15:51:43) 
[]

bana yatak (baza ve sünger) önerelim

çift kişilik alacağım. güzel bir sünger ve normal idarelik bir baza işimi görür. bu ikiliyi 10 bine kapatabilir miyim sizce? alıp memnun kaldığınız ürünler var mı tavsiyelerinizi bekliyorum.




 
Ikea nın sungerli yatakları çok başarılı. En ucuzunu almayın!


  • nekonustukbiz  (29.03.24 12:57:42) 
[]

protez bacaklı adama yardım etmek istiyorum

selam, uygun başlığı seçemedim ama durumu şöyle açıklayayım: işe giderken bazı günler protez bacaklı bir adamı yere oturmuş mendil satarken görüyordum. bir gün kendisine gidecek yeri olup olmadığını, neyle nasıl geçindiğini sordum. adamcağızın emekli olmasına 3 yıl varmış ama bacağını kaybedince bu duruma düşmüş. cimere yazmış malulen emekli olabilmek için ama olumlu bir cevap gelmemiş. belediyenin yaptığı aylık erzak yardımı vb şeylerle hayatını idame ettiriyormuş. bu adama yardımcı olmak istiyorum, bilgilerini aldım. sizce ne yapabilirim. etrafımdaki insanlarla aynı zamanda cimere yazsak biz de mesela ciddiye alınır mı?




 
bir sürü dernek var. adamın kaydını yaptırabilirsin.


  • gabe h coud  (20.03.24 21:29:46) 
ahbap’a sorabilirsin


  • baldan kaymak  (20.03.24 21:35:58) 
aynı şekilde, video çekip ahbap dan destek alabilirsiniz.


  • Rao  (20.03.24 21:44:33) 
Sorunuza daha öncede yazdım ama mesajım anlamsız bir biçimde silinmiş. Belirtmiş olduğunuz kişinin yardıma muhtaç olduğunu düşünmüyorum.


  • doharkoman  (20.03.24 21:54:02) 
[]

"Gülce" ismi sizce nasıl

Güzel mi, kulağa hoş geliyor mu?




 
Gelmiyor.


  • Bruce  (02.11.23 00:01:04) 
Kulaga guzel geliyor ama soylemesi zor. Biraz kasinti bi isim gibi geliyor bana.


  • krmzbvl  (02.11.23 00:32:03) 
Anlam olarak kasinti geliyor.


  • krmzbvl  (02.11.23 00:32:27) 
gelmiyor. telaffuzu da zor. yabancilar icin daha da zor.


  • supergirl  (02.11.23 01:32:08 ~ 01:32:17) 
Yarım kalmış gibi geliyor. Gülcemal olacakmış gibi.


  • kaptan maydanoz  (02.11.23 07:29:35) 
çok severim, çok güzel bir isim


  • delidiyorum  (02.11.23 07:59:15) 
Gül içeren isimleri çok sevmiyorum ben. Gülce hem söylemesi zor, hem de anlam olarak çok saçma geliyor. -ce küçültme eki, yani gül değil ama güle benzer anlamı var mantıksız bir sözcük. Bi de hep Günce ismiyle karışır muhtemelen. Ayrıca konudan bağımsız ama tanıştığım tüm Gülceler gıcık insanlardı :D


  • nundu  (02.11.23 09:32:12) 
Bence güzel. Ama daha güzelleri de var.


  • elorelia  (02.11.23 10:32:05) 
çok güzel bence, çok sevmişimdir hep.


  • dilhun  (02.11.23 13:54:17) 
Ben koymazdım. Söylenişi zor. Pasaportta yurtdışında gelecekte sorun olur. Sevme nedeninizi anlıyorum ama iyi bir seçim değil sanki.


  • medre  (02.11.23 23:23:13) 
Güzel bence.

Ömer Lütfi Mete'nin Gülce şiirine bayılırım.
  • Tina  (02.11.23 23:29:38) 
[]

Sevgilimin mesajlaştığı kız

Sevgilimle 1 buçuk yıldır beraberiz. Başta uzak mesafeydik 8-9 aydır o da İstanbulda yaşıyor genelde boş vakitlerimizi beraber geçiriyoruz.

Gel gelelim o buraya yeni taşındığı için hiç arkadaşı yoktu. Kendisinin öyle bir kaygısı yoktu ama bütün zamanını benimle geçirmesi başka hiç sosyal ortamı olmaması falan bana uzun vadede mantıklı gelmedi ve sevgilimi arkadaş edinmeye teşvik ettim. Neyse bu arada kıskanç bir insan değilim normalde. Ama benim sevgilim instagramdan kendisini takip eden (kendisi çok iyi bir elektrogitarist olduğu için bir takipçi kitlesi var) bir kızla müzik muhabbeti yapmaya başlamış sonra da bestelerini atmış, Instagram o formatları desteklemeyince whatsappa geçmişler vesaire. Bana da kızdan arkadaşım arkadaşım diye bahsedipduruyordu. Bugün dikkatimi cezbetti sordum kaçtır bahsediyorsun kimmiş bu arkadaş diye. Anlattı işte, sen bana arkadaş edin diyordun ben de insanlarla sohbet ediyorum ilgi alanlarımı paylaşıyorum falan dedi. OKEY HER SEY COK GUZEL BU NOKTAYA KADAR. Sevgilim yokken bi whatsappını kurcaladım içime kurt düştü. Yapacağım iş değil normalde. Ama kızla 2 haftadır her gün kısa kısa da olsa muhabbet etmişler, herrr gün. Bunların bazılarında sabah uyanır uyanmaz kıza yazmış günaydınlaşmışlar. Mesaj yerine ses kaydı atmış ki huyu değildir ses atmaz. Zaten hobileri müzik olduğu için bir dünya şarkı atılıyor karşılıklı. Atılan emojiler affedersiniz bi hoşuma gitmedi anlatabiliyor muyum. Okurken bi kıskandım, ilk kez kıskandım kendisini.

Sevgilim de şöyle bir insan çok iyi tanıdığım için söylüyorum, iyi niyetli cidden bazen saf denecek kadar. Etik değerleri çok güçlü ve bana aşık olduğunu herkesin bildiği bir adam. Bugüne kadar hiçbir güven sorunu yaşamadık. Simdi durup dururken yılmazı msnden sileceksin triplerine girmek istemiyorum ama rahatsız oldum yani yeni tanıştığı biriyle bu şekilde samimiyet kurmasına. Sevgilimi tanımasam ve gelip kendisi bana anlatmasa şüphe edicem ama edemiyorum da.

Ne tepki vermeliyim sizce çok asabım bozuldu.

 
Şüphe varsa şüphe yoktur. Amma bu aşamada ne yapılır bilmem


  • olaylar olaylar  (26.10.23 02:20:30) 
uyuyan arıyı siz uyandırmışsınız anladığım kadarıyla, çiçeklerin tadını aldı mı bal toplamaya başlar artık :D

ne yapacaksınız, karşınıza çekip konuşacaksınız rahatsızım diye. erkekler de kadınlar gibi daha iyisini bulduklarında ya da sandıkları zaman çekilmeye eğilimliler, o yüzden konuşurken karşıdakini çok büyütmemeye dikkat edin derim. onun ilgisi üzerinden belirtin rahatsızlığınızı.
  • gule gule  (26.10.23 02:42:57) 
Açıkçası sevgilimin konuşmalarını okumuş olmamı tasvip etmiyorum ve bunu gidip ona açıkça söylemek istemem çünkü benlik bir hareket de değil. İkincisi böyle bir konuşma birbirimiz üzerinde fazladan hak iddia etmemize ve ilişkiyi boğucu bir noktaya götürmemize sebep olur diye endişeliyim. Bundan sonra her arkadaş dendiğinde birbirimizi sorguya çeker konuma gelmek istemiyorum.

O yüzden de iki arada bir deredeyim
  • Mossy  (26.10.23 05:14:46) 
tekrar konusu gecince arkadasim dedigi kisiden ne aekilde bahsediyo? arkadaslar ama yazisarak mi sadece? bizim de sanal sohbetlerimiz oluyor ama instadan takipledigim biri falan diye aciklarim arkadasim demem. normalde asosyalse ayari tutturamaz ipin ucu kacar. tek edindigi arksdas bu mu? bence silceesin yerine bunun siradandan fazla oldugunu niyetinden emin oldugunu ama karsi taraf bunu ilgi olarak gorecegini vs konusmalisin. onun sana gostermesini saglaman lazim tabi konusma sıklıgını


  • mess  (26.10.23 08:00:45) 
Kimse arkadaşına durduk yere sabah uyanıp günaydın diye mesaj atmaz. Bazı şeyler nettir bence. Ben bunu hoşlantı kabul ederim, geri kalan şeylere bakmama gerek kalmaz.

Diğer taraftan, insan hoşlanır bu elinde olmayabilir ancak bunun ilişkisine zarar verecek boyuta ulaşmasına izin verip vermemek kendi seçimi ve kendi elinde olan bir şeydir. Sizin sevgiliniz baya muhabbete dalmış görünüyor. Daha diğer taraftan 1,5 yılda ve bu 1,5 yılında daha kısa süresi beraber geçmişken böyle bir şey oluyorsa o ilişkiye umut bağlamazdım ben.

Burada karar sizin, onun yaptıklarını değiştiremezsiniz. Ya buna göz yumup daha ileriye taşınmasını beklersiniz ya da uygunsuz bulup bitirirsiniz.
  • akhenaten  (26.10.23 09:14:29) 
İlişkiler başlar, gelişir ve zamanı geldiğinde son bulur. Önce bunu kabul etmek lazım bence. En kötü taraflardan biri öldüğünde bitecek, ben böyle bakmaya başlayınca biraz kafam açıldı. Eğer zaten ilişkiniz sizin müdahaleleriniz, çabalarınız ve yoğun bakımınız sayesinde yürümeye devam edecekse; bunları sağlayamadığınız ilk an yine bitecek. Bir noktada bitecek ilişkiden şu an güzel vakitler biriktirmek yerine, ileride olabilecek kötü bir ihtimalle bugünlerdeki güzellikleri de hiç etmemenizi öneririm. Anın keyfine varın derim.

Süper kahraman değilsiniz, ilişki içerisinde bir bireysiniz. Karşı taraf nasıl sizi zorla ilişkide tutması etik değilse, sizin de tutmanız etik olmayacaktır. Zaten bu etik sınırlar ihlal edildiğinde ilişki toksik bir tarafa doğru gidiyor.

Bahsini etmişsiniz zaten, partneriniz iyi ve sizi seven biri. O zaman buna odaklanıp anın kıymetini bilin. Olası bir gönül kayması durumunda yaşayacağınız (ve belki hiç olmayacak) duygu hırpalanmaları ile kendinizi bugünden hırpalamayın. Burada en temel olgu sizin iyi olma halinizin zarar görmemesidir. Kendi kendinizin iyi olma haline zarar veriyorsunuz gibi gördüm şu anda. Bunun bir ileri adımı daha sık whatsappları kontrol etmek, sosyal medyada darlamak, bazen gözünüze çarpmayacak şeylerin artık batıyor olması vs. bunlar giderek büyüyecektir.

Partnerinizin belli ki tutku duyduğu müzik gibi bir alan var. Bu alanda tutkusunu paylaştığı kişilerle normal kişiler arasındaki ilişkilerden daha yoğun ilişkiler olabilir. Ama bu illa arkadaşlık ötesine geçecek diye bir durum yok. Arkadaşlık ötesine geçecek bir duruma gelirse zaten partneriniz o kadar da ilişkiye sadık biri değilmiş demektir ve ne yaparsanız yapın bunu değiştiremezsiniz. O anda da yol vermek en iyisi olacaktır. Ama bunları şimdiden düşünüp kendinizi hırpalamayın.

Kendinize iyi bakın <3
  • ManikD  (26.10.23 09:42:49) 
hocam ben bu konudan dili yanmış biri olarak, hatta ne dili kalbi komple kendisi yanmış biri olarak fikir beyan edeyim. benim de böyle dünyalar kadar güvendiğim o kadar ki sorsalar kendinden herkesten çok kime güvenirsin deseler direkt aklıma gelen isim eski sevgilimdi. o dünya iyisidir, dürüsttür, yalanı dolanı olmaz, aldatmaz vs vs imkansız yani ben yaparım o yapmaz derdim. ilişkimiz sürerken bu sevgili kişisinin bi arkadaşı vardı, mesajlaşıyorlardı zaman zaman. bi keresinde bana başka bir konuyla alakalı olarak mesajlaşmalarını göstermişti bu kızla. kız samimi samimi konuşuyordu, benimki de terslemiyordu. ama hani arkadaşlarıyla samimi olanlar okusa belki ne var bunda da denebilecek tarzda konuşmalar. ben o gün ona insan arkadaşıyla böyle konuşur mu diye sormuştum da işte arkadaşıdır, benimki de nasılsa güvenilir diye uzamamıştı konu. gel zaman git zaman biz ayrıldık, biliniz bakalım sevgili kişisi hemen kiminle sevgili oldu? :) yani sizi doldurmak vs katiyen istemem de sevgilisi olan insanın karşı cinsle sürekli ve samimi iletişimi, münasebeti hayra alamet değildir. bu kadar güvenmeyin, sonra daha çok üzülüyorsunuz. bence sevgilinizle konuşun, sizi de rahatlatacak şekilde kendisine çeki düzen verirse ne ala, ama yok sevgilisi dururken arkadaşım da arkadaşım diye tutturursa (hem de yeni tanıştığı biri için) geçmiş olsun yol yakınken ayrılmak en güzeli.


  • nic cage  (26.10.23 09:42:53 ~ 09:52:28) 
Az tanıdığın ve de ustelik internetten tanisigin insanla her gun mesajlasma gunaydinlasma flörttür. Sarki paylasimi zaten olayı romantik boyuta cekmeye cok musait. Kıza senden bahsetmis mi hic bu konuşmalarda?


  • instant crush  (26.10.23 10:41:44) 
benim de çok sevdiğim kız arkadaşlarım var. hiç biriyle ayda 3 kere wsp'den konuşmadık. dışarda buluşmamız wsp'de konuşmadan fazladır.

ciddi bir şey olmasa bile, günlük flörtvari konuşmalar, sürekli günaydınlaşmalar ilişkiyi yıpratan, insanın başkasına olan değerini törpülemesine neden olur.

yapacağın şey basit, bir defa kız yazdığında "ben mossy, sevgilisiyim kendisi müsait olunca size döner" dersin ya da aradığında açarsın buyrun kendisine iletmemi istediğiniz bişey varsa söyleyin dersin olur biter. kızın da kafası çalışıyorsa, iletişimi azaltır
  • avatar is back  (26.10.23 11:05:10) 
Hic kimse arkadaslarina her gun gunaydin mesaji atmaz +1
Sevgiliniz de olaylarin farkinda olmali ki sucluluk psikolojisiyle bu yeni arkadasini sizinle paylasmaya calisiyor ama bu sonucu degistirmez.
Politically correct kasmaya gerek yok.Sevgilinizi karsiniza alip konusacaksiniz rahatsizliginizi ileteceksiniz.Baska bir yolu yok bu isin.
  • turkuaz  (26.10.23 11:15:57) 
Gitaristler aldatır. Çoktan boynuz yemiş olabilirsin. Yemediysen de dikkat et yakındır.


  • adwokat  (26.10.23 11:30:29) 
ummadık taş baş yarar.
yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur.
bir elin nesi var iki elin sesi va.. dur bu yanlış oldu.

tepki vermeye gerek yok bu tip durumlara bırakacaksın, bir halt yerse hah diyeceksin bu da elendi, yoluna bakacaksın.
  • ananiyimioguz  (26.10.23 12:09:25) 
Ya bunun şüphe duyulacak yanı kalmamış ki.
Sor bakalım kaç kişi sabah uyanınca karşı cins arkadaşlarına günaydın mesajı atıyor. Sadece ve sadece hoşlandığın kişiye atarsın. Başka bir açıklaması yok. Ben çok sevdiğim çok iyi anlaştığım arkadaşlarıma bile her sabah günaydın yazıp her gün sektirmeden mesajlaşmam

Geçmiş olsun.
  • Gradient_tabanlı_mor  (26.10.23 13:00:17) 
"Partnerinizin belli ki tutku duyduğu müzik gibi bir alan var. Bu alanda tutkusunu paylaştığı kişilerle normal kişiler arasındaki ilişkilerden daha yoğun ilişkiler olabilir. Ama bu illa arkadaşlık ötesine geçecek diye bir durum yok. Arkadaşlık ötesine geçecek bir duruma gelirse zaten partneriniz o kadar da ilişkiye sadık biri değilmiş demektir ve ne yaparsanız yapın bunu değiştiremezsiniz. O anda da yol vermek en iyisi olacaktır. Ama bunları şimdiden düşünüp kendinizi hırpalamayın "

Kaşe imza mühür sirküler ektedir.
MannikD çok güzel yazmış.
Bu kadar güvendiğin bir erkek arkadaşını şu aşamada öcüleştirmek ikinize de haksızlık olur.
Aralarındaki iletişim sıklığını ve gücünü daha legal yollardan ortaya dökebilirsin, gözünün önünde yaşanmasını sağla ve bunun böyle devam etmesi durumunda masum bir kıskançlık belirtisi göster. Bunda kezbanlık da yok, çok masumane bir şey. Tepkisi ne olacak, mesafe mi koyacak yoksa üste mi çıkmaya çalışacak, içini mi rahatlatacak gör.
  • Bruce  (26.10.23 13:06:09) 
Haklısın sizin iş bitmiş uzatmadan bitir


  • basond  (26.10.23 14:28:50) 
sen internetten tanıştığın bi erkekle her gün gün mesajlaşsan, günaydınlaşsan o ne düşünürdü? bence hoş karşılamazdı. normal bi durum da değil zaten. erkekler ve kadınlar arkadaş olabilir tabi ki ama her gün mesajlaşacak kadar değil ki bunlar çocukluk arkadaşı değil, daha dün internetten tanışmışlar. erkek arkadaşını saf, iyi niyetli filan gibi tanımlaman komiğime gitti :D saf olan sen olabilirsin bunu düşündün mü?

okuduğunu açık edemeyeceksen gel şu arkadaşınla bi tanışalım filan deyip akışına bırakacaksın.
  • elorelia  (26.10.23 14:47:48) 
Çocuğun gönlü biraz o tarafa doğru kaymış. Bu senden vazgeçtiği ya da vazgeçeceği anlamına gelmez.
Al karşına konuş. Bu durum sana normal geliyorsa ki öyle değil, benim gözüme hoş görünmedi ve ben buna müsaade etmem de. Kem küm edebilir ama anlayacaktır hatasını. Sonra yolunuza devam edersiniz.
Öyle bir kafa karışıklığı oldu diye ilişki sonlandırılmaz. Ama göz yumulacak bir durum da yok ortada.
  • Tina  (26.10.23 15:03:54) 
Bence üçümüz buluşalım diye bir teklif et bakalım ne yapacak, senden bahsetmiş mi kıza bunu bi anlamaya çalış, 1-2 hafta çaktırmadan üzerine git, bir şeylerin farkında olduğunu ancak gözlem yaptığını hissettir, dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır, önümüzdeki maçlara bakacağız.


  • turuncu tonlarda  (26.10.23 19:40:25) 
[]

Ev arkadaşının sevgilisi

Ara sıra gelip kalıyor diyelim, bazen 2 3 haftada bir gün bazen de daha sık gelip birkaç gün boyunca kalıyor. Kaldığı süreçte odadan sadece tuvalete gitmek için çıkıyor, onun dışında su almaya bile çıkmıyor. Yemeği odada yiyorlar vb. Evde siz varken duş falan almıyor. Bu kişinin varlığından rahatsız olur musunuz?




 
olurum, evde yabancı biri olunca nefes almasa bile insan kendi evi rahatlığında hareket edemiyor


  • freebird5406_2  (05.10.23 17:26:19) 
birisinin bana dis kapinin mandali muamelesi yaptigi her yerde rahatsiz olurum. belli bir yastan sonra eger finansal olarak mumkunse yalniz yasamak en sagliklisi.


  • cooperr  (05.10.23 17:37:42) 
Yani bu olabildiğince rahatsızlık vermeme çabası iyi niyetini gösterir ama uzun süre kalması can sıkıcı olabilirdi.2-3 hafta uzun bi süre


  • olaylar olaylar  (05.10.23 17:44:57) 
"Ev arkadaşıyla" yaşadığım yerde bu kadarından rahatsız olmam.

Evde gayet rahat hareket etmeye başlarsa rahatsız olurum. Rahat hareket derken, örneğin gürültü patırtı artarsa ya da ortak alanları sanki evde yerleşik biriymiş gibi kullanmaya başlarsa rahatsız olurum.
  • akhenaten  (05.10.23 17:45:28) 
akhenaten +1

belli ki size saygılı, iyi niyetli şekilde minimum miktarda rahatsızlık vermeye çalışıyor.
ortak alanlarda hiç zararı yok. ev arkadaşınızın odasına da müdahale etmeye girer dahası.
  • patronaj1  (05.10.23 17:51:02) 
@olaylar olaylar 2-3 hafta kalmıyor, bazen 2 3 haftada bir gün geliyor, bazen haftada 2 3 gün geliyor belli olmuyor.


  • Mossy  (05.10.23 17:54:38) 
Rahatsız olmam, zaten rahatsız etmemek için baya özen gösteriyorlar gibi. Senin mutfağı banyoyu bir yeri kullanmanı kısıtlayacak veya rahatsız hissettirecek davranışı varsa o zaman rahatsız olunur.


  • nhk ni youkosu  (05.10.23 18:08:49) 
Olmam herhalde.

Ama ben duş alacağım zamanı ona göre belirliyorsam olurum. Absurd bir durum.

Kadın olsaydım kesin rahatsız olurdum.
  • baldan kaymak  (05.10.23 19:27:27) 
en azından benim tecrübeme göre ev arkadaşlığıyla ilgili bütün meselelerde kuralları baştan nasıl koyarsanız öyle devam ediyor. siz bir kere tamam gelsin dediğiniz anda olay buna dönüyor. ben olurdum, eve iki kişi çıktım sonuç olarak haftada 2-3 gün üçüncü kişiyi görmek istemem ama bir kere tamam demişsiniz. yine de sizi olabildiğince rahatsız etmemeye çalışıyormuş. yine de evde ev arkadaşınız varken bile istediğiniz her şeyi yapamayabiliyorsunuz -en basitinden sesli bir şekilde müzik açıp dans etmek gibi- üçüncü bir kişi olunca da aynı rahatsızlığı hissetmeniz normal, hissediyorsanız.


  • black holes in the sky  (05.10.23 19:45:22) 
Para varsa bu rezillik çekilmez. Ev arkadaşlığı zaten kötü bir şey üzerine sevgilisi geliyor.


  • ruhen hastayim ben  (05.10.23 20:12:22) 
Bu anlattigindan rahatsiz olup ev arkadasini yollarsan yerine gelen eskisini cok aratir o kadar soyliyeyim.


  • hot potato  (05.10.23 20:31:25) 
Ruhen hasta biraz abartmıyor musun sen de :d


  • Mossy  (05.10.23 20:50:51) 
Ev arkadaşının eklentisi gibi olduğu için rahatsız olmazdım, tam tersi ben ev arkadaşımın her arkadaşıyla konuşmak zorunda değilim sonuçta.


  • sanguine  (05.10.23 21:06:21) 
yarın öbür gün senin sevgilin geldiğinde sen de aynı haklara sahip olacaksın. %80 öğrenci evinde de bu işler böyle ilerler. bir dönem sevgilisi olur ilk aylarda gelir kalır vs. yani geliyor 10 gün gitmiyor desen, içiyo ses çıkarıyo desen anlarım ama şu durumda senin kendi çekingenliğin dışında seni rahatsız edeceği bir olay yaşanmıyor.


  • orpheus  (05.10.23 21:06:47) 
Sen erkeksin ve ev arkadaşının kız arkadaşı iki seks arası senle de muhabbet etsin mi istiyorsun, boşta bekar arkadaşı vardır belki? Böyle bi rahatsızlık mı? Yoksa sen kızsın ve evde bir adam var yiyeceğime içeceğime ilaç katıp bana tecavüz eder mi diye mi rahatsızlık?


  • sifir  (05.10.23 22:28:53) 
Ev içinde fazla dolaşmayarak, göze görünmeyerek gösterdikleri saygının aynısını cinsel aktivitelerinin ses sınırları konusunda da gösteriyorlarsa eğer gayet tolere edilebilir bir şey. Rahatsız olacağımı sanmıyorum.


  • beyfendi  (05.10.23 22:55:31) 
Benim eski ev arkadaşımın sevgilisi de böyle geliyordu, haftada en az 3 gün gibi, duş da alıyordu hahahaha. Ben de kendim odaya kapanmıştım evde. Yemekleri falan da dışarıda yiyip geliyordum çünkü ikimiz de çalışıyorduk ve ben geldiğimde ev arkadaşım mutfakta ikisine yemek yapıyor oluyordu (mutfağımız çok küçüktü). O zaman çok takmayıp idare ediyordum ama şimdi yalnız yaşıyorum ve geri dönüp düşününce ne saçma işmiş diyorum.


  • peki madem  (06.10.23 10:51:09 ~ 10:54:16) 
Valla beni rahatsız eder. Sevgilisi olan birlikte ev tutabilir. Hem sevgilisiyle yaşar hem de kirayı bölüşür.


  • roe  (07.10.23 00:18:40) 
[]

UI/UX tasarıma sıfırdan başlamak

hiç alakası olmayan bir sektörde çalışan, tasarım öğrenmek isteyen birine neler tavsiye edersiniz?
-Öncelikle bu sektöre girilir mi, iş imkanları nasıldır?
-İş aramaya başlamak için hangi seviyeye gelmiş, neler öğrenmiş olmam gerekir?
-İş arayacak raddeye gelmem (her gün ciddi bir çalışma ile ilerlediğimi varsayarak) takribi ne kadar zamanımı alır?
-Bir tasarımcıda olsa iyi olur dediğiniz özellikler neler?
-Önereceğiniz kurslar, kitaplar vb neler olur?
ve paylaşabileceğiniz herhangi bir bilgiye açığım.

Teşekkürler

 
ilk soruya cevaben; son çalıştığım iki firmada kapasite yetersizliğinden şikayet eden en çok tasarımcılardı. genel bir çıkarım yapmak için çok doğru bir örnek olmayabilir gerçi.

yazılım alanınındaki rollerin kendi içlerindeki geçişlerine benzer bir şekilde bana öyle geliyor ki tasarım araçları da AI ile daha entegre olunca tasarımcılar çok daha aktif roller alabilecek.
  • beyfendi  (27.09.23 01:41:12 ~ 01:42:12) 
[]

temiz içerikli abur cubur önerileriniz

neye elimi atsam glukoz şurubu, fruktoz şurubu, trans yağ vb görüyorum içindeklerde. halbuki biscolata olsun, tutku olsun, topkek olsun insan görünce canı istiyor :( yok mu bana önereceğiniz, kimyasal dolu olmayan normal pancar şekeri kullanılmış bir şeyler.

bir de invert şeker şurubu ne oluyor sağlıksız bir şey mi o da diğerleri gibi


 
Invert şeker için şeker pancarının işlem görerek sukroz şerbeti formuna gelmiş hali diyebiliriz kabaca, fruktoz-glikoz şurubu da mısır-nişasta kökenli fruktoz bazlı şeker benzeri bir ürün. Invert şekerin avantajı pancar şekeri (glikoz) bazlı olduğu için insülini uyarıp içeriğindeki şekerin depo edilip enerji döngüsünde kullanmasınına olanak veriyor ama glikoz-fruktoz şurupları fruktoz bazlı olduğu için insülini uyarmaz haliyle enerji döngüsünde kullanılmaz büyük oranda yağ olarak depo edilir ama ben böyle deyince o zaman invert şekere dayanalım diye düşünme neticede insülin spike yaptırır o da ayarsız tüketimde, dengeli kullanılırsa glikoz-fruktoz şurubuna göre daha avantajlıdır sadece.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (25.09.23 13:03:11) 
züber
fellas

trendyol ve hepsiburada'da indirime girince alıyorum.
  • hayirsiz  (25.09.23 13:08:38) 
abur cuburda meyve / protein bar için züber ve fellas, kahvaltılık çikolata için abdurrahman tatlıcı tadıbu


  • psipsipsi  (25.09.23 13:45:21) 
Züber ve fellas +1


  • Phoebe  (25.09.23 19:05:56) 
Yanlış anlamayın amacım tartışma çıkarmak değil ama ilave şekersiz olan ürünlerin hepsi meyve şekeri-fruktoz içerir, fruktoz vücutta hiçbir şekilde kullanılmaz doğrudan karaciğere gidip yağa dönüşür, pancar şekeri-sukroz ise glikoz bazlıdır, glikoz da kaslarda glikojen olarak depo edilip enerji döngüsünde kullanılır, bu tip farklar var. Züber gibi ürünler hep böyle fruktoz içeren sağlıklı gibi görünen ama aslında dandik ürünler hep.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (25.09.23 19:14:58) 
abur cubur yerine kurutulmus kayisi/erik/hurma, bir de kuruyemis (tuzsuz) yiyorum.
tavsiye ederim..

  • cooperr  (25.09.23 19:39:45) 
Şu kahve satan yerlerde ikram ettikleri deneme boyutu karon bardaklar var, minicik. onlara ev yapımı yoğurt mayalayabilirsiniz. Üzerine biraz pudra şekeriyle harika olur.

Ev yapımı cevizli, incir parçacıklı, leblebili, bol susamlı veya bol ketentohumlu vs. (daha bir çok çeşit) ekmeği dilimleyip dondurun. Bir gün öne buzluktan çıkarıp, çayın yanına tost makinesiyle kızartırsanız harika oluyor. Tabi bir ekmek yapma makinesi edinmelisiniz.

@ruhen hastayım ben'in söylediği yoğurtlarların içeriklerini incelemek lazım da, içerik incelemek de sakıncalı.

eksisozluk1923.com
  • Mirket  (25.09.23 19:50:08 ~ 20:29:21) 
@Kaleci +1

Canım çikolata/şeker çektiğinde alıp yiyorum o yüzden. Bir de kuru meyve, çiğ kuruyemiş güzel oluyor. Quark ananaslı, blueberryli yoğurtlar da güzel oluyor.
  • ruhen hastayim ben  (25.09.23 20:08:45 ~ 20:09:31) 
[]

Diz kireçlenmesi ve damarlarda genişleme

İşim gereği fazlaca ayakta kalıyorum. Bir süredir yogun bir diz sızlaması yaşıyordum ve doktora gittim. Dizlerimde hafif kireçlenme oldugunu söyledi. Kalp damar cerrahına da göründüm o da bacaklardakj damar genişliğin 5.1 olmuş dedi bilmiyorum anlamı ne, varis ile ilgili konuştu ama damarlarımda tıkanıklık yok.

Sonuç olarak kolajen, glukosamin, c vitamini vb bir sürü şey içeren bir takviye kullanmaya başladım. Hafif egzersizlere başladım. Çalışırken varis çorabı ve zorlanırsam dizlik kullanıyorum. Eve gelince mutlaka yarım saat dizlerimi duvara dikip dinlendiriyorum, mutlaka soguk suya tutuyprim 5 10 dk. Yaşım 28 bu arada.

Sizce yapabileceğim herhangi bir şey kireçlenmeyi geri çevirebilmemi sağlar mı? Çok üzülüyorum, bazen yürüyemez hale geliyorum 4 saat falan ayakta durmuşsam. Önerileriniz kıymetli, teşekkürler.

 
Bildiğim kadarıyla:

O yaşta kireçlenme normal değil.

Hafif kireçlenme de venöz yetmezlik de yürüyemez hale gelmeni açıklamaz.

MR çekildi mi? İyi bir ortopediste gitmeni öneririm.
  • Mirket  (21.06.23 19:14:45) 
Mirket tesekkurler oncelikle. Bazı günler sadece 1 buçuk 2 saat ara vererek günde 8 9 saatim ayakta geçiyor. O günlerde diz kapaklarım sızlıyor ve mola verdikten sonraki 4. Saatte falan artık bacaklarımın üzerinde durmak acı vermeye başlıyor. Kireçlenme oldugu için uzun saatler zorlanmaya dayanamadığını düşündüm bacaklarımın. Olmaz mı diyorsunuz bu?


  • Mossy  (22.06.23 16:22:56) 
Röntgen çektiler, kıkırdak yumuşamış o yüzden ayakta durdukca zedeleniyor hafif düzey kirecleme dedi doktor.


  • Mossy  (22.06.23 16:24:09) 
8-9 saat uzun bi süre. Varis çorabını ihmal etme de,

Dizin için ben olsam iyi bi ortopediste daha giderdim. MR falan çektirsin, iyi bi baksın diye.

Gittiğin doktora kötü demiyorum ama yine de emin olmak isterdim.
  • Mirket  (22.06.23 19:08:00) 
[]

hayatı demi az olmuş ve soğumuş çay tadında yaşamak

1 yıl öncesine kadar kronikleşmiş bir depresyonum ve bir sürü içsel meselem vardı. hayatı zeki demirkubuz filmlerinde gibi yaşıyordum bir nevi. sonra korkularımın üstüne gittim, hayata atıldım. param var, istediğimi alıyorum, istediğimi yiyorum. işten geriye bolca zaman artıyor, kendime ve ilgilerime zaman ayırabiliyorum. hayatımda beni daima destekleyen, yargılamayan, tatlı bir adam var. psikolojik açmazlarımdan sıyrıldım.

AMA

bu yaşıma kadar bir şeylerin tuhaf ve kendine özgü lezzetleri vardı. üzgünsem üzülmenin, neşeliysem neşeli olmanın, özlemenin, eğlenmenin, bunalmanın... çok yoğun lezzetleri vardı. o lezzetler bana ne olursa olsun, en kötü günlerimde bile derin bir haz veriyordu.

şimdilerde bunların hiçbiri yok diyebilirim. duygularım seyreldi. eskiden mesela bir müzikale gidip onun güzelliğine hayran olurdum, bir saniyesini bile kaçırmamak için gözümü kırpmadan izlerdim. şimdi tv'den bir dizi açmışım gibi hissediyorum normalde beni çok etkileyecek şeyler karşısında bile. bir şeyler görmek, yeni şeyler tatmak şöyle hissettiriyor: "hmm, iyiymiş. tamam." kimseye karşı çok derin duygular besleyemiyorum, çok eğlenemiyorum, çok üzülemiyorum. her şeyin yoğunluğu çok çok düşük. sadece memnun ya da memnuniyetsiz hissedebiliyorum.

acaba bunun sebebi yaş almak mı (27 bitti 28 oldum) yoksa ülkenin genel havasından mı yoksa benim kişisel deneyimlerim mi beni bu noktaya getirdi? sizlerde de olmuş muydu böyle şeyler. normal olan bu mu? heyecansızlık ve tutkusuzluk içimde bir oyuğa dönüşüyor her geçen gün. acaba hayatım boyunca dengeli şeyler hissetmeye alışık olmadığım için şimdi sağlıklı olan bir şey bana tuhaf geliyor olabilir mi?

sizlerde durumlar nasıl?

 
ben de öyle, mutsuz değilim fakat yüksek duygular yaşamıyorum, şaşırıp heyecanlanmıyorum, kişisel deneyimlerle ilgili olduğunu düşünüyorum, 15-20 yaş arası her şey bizim için yeniydi hayatı deneyimlerken heyecanlanıyorduk, bir yerden sonra çoğu şey bunu daha önce görmüştüm hissi veriyor


  • freebird5406_2  (05.01.23 00:55:20) 
Ben de tam olarak bu durumdayım. Hayata ve uyaranlarına karşı nötr vaziyetteyim. Geçen yıllarda hayaline bile takla atacağım şeyler artık benim için bir etkisiz eleman. Ne olduysa pandemi sürecinden sonra oldu sanki.


  • msb  (05.01.23 04:53:03) 
28yasindayim ayni tatsizliktayim. sanatsal etkinliklere karsi hissim cok zayifladi bu da hayattan keyif almayi zorlastirdi. 1 sene olmadi konserlerde salya sumuk aglayali ama sanki cok eskidendi. sizden farkli olarak, hala sagligim iyi degil bu yuzden saglikliliga cok baglayamayacagim


  • ala09  (05.01.23 07:44:14) 
bence sen dertsizligin derdindesin.

paran var, calismak cok vaktini almiyor. sevgilin var falan. e haliyle kasiniyorsun.

mesela ben hayvan gibi calisiyorum yine param yok. yarim saat parkta otursam bile dunyalar benim oluyor adeta. uykumu almissam, guzel bir yemek yemissem mutluyum.
  • alperz  (05.01.23 08:27:36) 
hayattaki en güzel duygu farkındalık. ne yaşarsan yaşa farkında olarak yaşıyorsan zevk alıyorsun ya da kontrol altına alabiliyorsun. bunları değiştirmek senin elinde. dün uzun zamandır yoğun çalışmanın da etkisiyle eve geldiğimde yorgun, depresif bir haldeydim ve bunun farkında bir şekilde netflix'te bill burr açtım. o sırada telefonumda başka şeylerle ilgilenmedim. gülmeye ihtiyacım vardı, hiç bir şakasını kaçırmadım ve uzun zamandır bu kadar gülmemiştim. tüm modum değişti. sakinleşmek istediğimde güzel müzikler açıyorum. 2dots oynuyorum. meditasyon yapıyorum. ne hissettiğinin farkında olursan ve değiştirmek için harekete geçersen hayatı eskisi gibi ya da daha başka nasıl istiyorsan, yaşayabilirsin. yaşla alakası çok fazla yok bu işin. "hayatım boyunca dengeli şeyler hissetmeye alışık olmadığım için şimdi sağlıklı olan bir şey tuhaf geliyor" çok saçma, aşırı saçma bir ifade.


  • gabe h coud  (05.01.23 08:49:21) 
ted kaczynski'nin manifestosunda buna benzer bi bölüm vardı. diyor ki, zamanında insanlar yiyecek yemeği zor buluyorlardı ama bulunca baya mutlu oluyorlardı, yemek bulmak için uğraşmak tatmin ediyordu insanları. şimdi yemek bulmak kolay, e herkesin de içinde "self realization" isteği yok, bu insanlar nasıl mutlu olacak kardeşim?

yanisi hissettiklerin normal. insan doğasının bir parçası. gelişmiş ülkelerde yaşayan herkes hissediyor, tr ekonomisi süper olsa ve dünyayı gezecek paran olsa falan o da yine bi süre oyalardı. sonra uyuşturucuya düşüyor insanlar.

"bir hedef belirleyip onun için çabala" desem dandik bir psikolog gibi konuşmuş olacağım, o yüzden demiyorum. ama 28 yaşında kadınsın, çocuğun yok, canın sıkılıyor. vücudun sana bişeyler söylemeye çalışıyor olabilir mi?
  • plutongezegendegilmi  (05.01.23 11:06:47) 
[]

Mantarlı kişinin yattığı nevresim+ giydiği terlik

ayağına çorap giymeden yatmış, ayağında mantar var. Şimdi bu nevresimi alıp yıkıyoruz ama içimiz rahat etmiyor kullanmaya. Yine de geçer mi geçmez mi emin olamıyoruz. Geçer mi arkadaşlar? Nevresimi çöpe atalım mı? He bir de giydiği terlik yıkanıp tekrar giyilir mi, en sevilen terlik oymuş çünkü. Yıkamakla geçmiyorsa o da atılacak.




 
Çok elzem eşyalarım değil ise hepsini atardım. Gerçekten atmayı istemediklerimi de yüksek sıcaklıklarda temizlerdim. Sonrasında nemli kalmalarını engellerdim.


  • lüzumsuz adam  (03.01.23 18:45:59) 
lüzumsuz adam +1

ayrıca banyoyu da kullandıysa hem detaylı hem de derin bir temizlik yapılmalı.
Özellikle duşakabin/küvet vs.
  • MtKrt  (03.01.23 18:49:58) 
Hocam yıkayın kullanın bir şey olmaz. Tabi kişisel hijyen, temizlik ve bağışıklığa ekstra dikkat edin bu aralar.


  • nickini vermek istemeyen uye  (03.01.23 18:51:07) 
Yıka sonra at.


  • gabe h coud  (03.01.23 18:59:03) 
Ayakta mantar gecmisi olan kapali goruslu biri olarak mantar eşittir kanser diyorum. Nerden ne zaman cikacagi hic belli olmaz. Yika ve at +1


  • IncredibleMau  (03.01.23 19:21:44) 
atilicak seyi neden adama yikatiyoruz?
kullanmayin atin gitsin..

  • cooperr  (03.01.23 19:37:06) 
Siz hiç otelde yatmadınız mı? Berbere kuaföre gitmediniz mi?

Ykayın, kurutun, çok iyi havalandırın.

Terliğe de asit borik alın eczaneden. Onu uygulayın.
  • Mirket  (03.01.23 20:13:25) 
gecer arkadaslar, yuksek sicakliklarda yikayip iyice kurulayin yeter. onemli olan nemli bisey kalmamasi. yikanip kurutulmus nevresimde beslenebilecegi bisey yok, hayatta kalamaz.

kaynak: kendi ayagimda mantar vardi, esimle birlikte ayni nevresimi, dusu filan kullandik hep iyilesene kadar, ona bisey olmadi.

tirnak makaslarini filan ayri tutun (zaten normalde de oyle tutun), dusu/kuveti iyi temizleyin, nevresimleri iyi kurutun, baska biseye gerek yok.
  • taurina  (03.01.23 20:27:23) 
durumunuz iyiyse atın ama genelde 70 80 derecede ölüyorlar makinede. bir de zaten günlerce yaşayamıyor bildiğim kadarıyla çarşafta vs.


  • ShadowOfMoon  (03.01.23 20:44:56) 
Çarşafları yüksek derecede yıkayın. Hatta varsa kalitelisinden çay ağacı yağı da kullanın durulama suyuna falan katarak. Güzelce havalandırıp iyice kurutun(mümkünse bol güneşle kurusun). En son içiniz rahat etsin diye nefresimleri sıcak sıcak bi gğzel ütüleyin(buhar olmasın mantar nemi sever).


  • yazdonumu  (03.01.23 21:01:56) 
terligi camasir suyuna basar, icime hala sinmiyorsa atardim ama nevresimi yikayip kullanirim net. abartmaya gerek yok, terliksiz yere haliya falan da basmis olabilir yani ohoooo.


  • hot potato  (03.01.23 21:09:35 ~ 21:10:20) 
[]

Istanbul'da hangi plaja gidelim?

Adalardan birini düşündük ama hic bilgimiz yok. Ilk kez burada denize gideceğiz. Temiz ve tenha bir yer olsun istiyoruz, tavsiyelere açığız.




 
temiz ve tenha ise kilyostaki plajlar. burç, baykuş, solar, babylon vs.


  • rose parks  (18.07.22 23:04:09) 
riva/beykoz


  • kaerin  (18.07.22 23:07:31) 
Aynı zamanda çok derin olmayan ve toplu taşımayla kolay ulaşılan bir yer olması gerekiyor :)


  • Mossy  (18.07.22 23:16:49) 
belli bir kalite seviyesinde insanlarsanız hafta sonu istanbul da denize gidilmez bu değişmez kural.
hafta içi adalarda kınalı adası nı tavsiye ederim kamos beach deniz ve sahil olarak en iyisi diyebilirim.
hafta içi yine ağva plajı da olabilir ama yüzme iyi bilinmiyorsa karadenizden uzak durulmalı.
  • jamswety  (19.07.22 01:07:13) 
"Aynı zamanda çok derin olmayan"

bunu okuyunca kesinlikle karadeniz kıyısından uzak durun demek gerekli, özellikle anadolu yakasından.
  • John Bloor  (19.07.22 14:42:54) 
[]

2- aynı kök ya da ek ile oluşan kelimeler (ingilizce)

bunları dikkatimi çektikçe not alıyorum. diyelim regress, progress, digress. ya da homicide, genocide, suicide, insecticide gibi...

bunları google'da arattığımda aynı kökten gelen ya da aynı eki almış tüm kelimelere genelde ulaşamıyorum, karşıma çıktıkça bilgi edinebiliyorum. en azından belli yapım eklerinin bulunduğu bir liste falan bulabilir miyim?


 
harika! aradığım tam olarak bu evet. ben herhangi bir yöntemle aratmıyordum sadece yaptığım okumalar sırasında karşıma çıkan, (kök ya da ek olarak) ortaklık gördüğüm kelimeleri beraber aratıp inceliyordum. bu listeler epey işime yarayacaktır.

kelime bilgisi anlamında daha geniş bilgi edinmek, kelimelerin tüm ayrıntılarıyla aynı anadilimdeki gibi haşır neşir olabilmek istiyorum. daha başka önerileriniz olursa memnun olurum.
  • Mossy  (27.06.22 14:04:53) 
Ayrica latince kokenli ve yunanca kokenli kelimeleri de arastirabilirsiniz.


  • sopiro  (27.06.22 16:38:55) 
Pardon, editleyemedim ama “vocabulary for the college bound student” kitabini tavsiye ederim.


  • sopiro  (27.06.22 16:39:41) 
[]

kelimelerin nüansını açıklayan sözlükler (İngilizce)

diyelim prize, award, reward ya da develop, improve, progress arasındaki fark gibi benzer anlama gelen ama birbiri yerine kullanılması uygun olmayabilen kelimelerin farkını anlamak için nereye başvurabilirim?




 
Böyle konuları genelde Quora'ya soruyorlar.

Ör: www.quora.com

Ancak burası tabii referans alınacak düzeyde bir doğruluk sağlamaz asla.
Her bir kelimeye Britannica, Cambridge, Oxford sözlüklerinden bakıp kafada kurgulamak daha doğru olur.
  • himmet dayi  (27.06.22 10:30:46) 
Bu dediginin sozlugu var zaten. Sitesi de ayni.

(Bkz: Thesaurus)
  • baldur2  (27.06.22 10:34:02) 
Anlami ve kullanimi en cok karistirilan kelimeler cok yaygin bir konu. Bu alanda kitap vs de bulursunuz rahatlikla.

"most commonly confused words" anahtar kelimeniz olabilir. Misal: www.merriam-webster.com
  • sopiro  (27.06.22 10:37:17) 
benim en cok yaptıgım google araması formatı şu valla ve hep sonuca ulaşıyorum:

prize vs award:

An award is usually a token of appreciation for doing something well. A prize is given if you win something by being better than others at it. A prize is usually a thing or money, while an award is often a certificate.

ilk sitede çıkıyor mesela direkt.
  • floydian  (27.06.22 10:52:45) 
  • neverletyougodown  (27.06.22 14:05:20 ~ 14:13:36) 
"What's the difference between x an y" şeklinde arama yapınca sonuç vermeyen yakın anlamlı sözcük henüz görmedim.

İlla ki quora ya da yabancı dil forumlarında tartışılmış oluyor. Onun dışında sözlükleri türkçe değil, ingilizce olarak kullanırsanız farklı doğal yoldan görmüş olursunuz. Örneğin Cambridge'i kullanırken eng-eng şeklinde kullanın.
  • akhenaten  (27.06.22 17:00:58) 
herkese teşekkür ederim. ben de çoğunuzun söylediği gibi google'dan aratıyorum. fakat birkaç yerde farklı kelimeler görüp araştırıp bunları biriktirmek bir süreç. ben direkt olarak kelimeler hakkında daha derin ve detaylı bilgi veren bir kaynak bulup direkt buradan çalışabilir miyim bunu merak ettim. en azından en sık karşılaşılanları, benim verdiğim örneklerdeki gibi...

tam olarak böyle bir şey bulamasam da tavsiye edilen siteler oldukça işime yarayacak.
  • Mossy  (27.06.22 18:28:49) 
[]

İnstagram butikleri nasıl ödeme alıyor ve Ptt akıllı esnaf

Annem takı ve makrome yapıp kadın kooperatifinde satıyor. Pos cihazı ve ya da başk bir ödeme yöntemi kullanmıyor, sadece nakit para. Şimdi instagram sayfası da açmış ama şehir dışından yazanlara nasıl satış yapacağını düşünüyor. Ben pek internet alış verişi yapmadığım için bilgim yok. Bu işi nasıl hallederiz?

Bu esnada biri kooperatife broşür bırakmış, Ptt akıllı esnaf diye bir şey önermişler. Bana makul göründü aslında ama kullanan ve bilgi verebilecek olan var mıdır? Bu ödeme yolunu seçelim mi yoksa başka şekilde halledebilir miyiz?


 
instagaram butikleri hesaba havale ödeme alıyor sonra da ürünü gönderiyor. ama bir müşteri olarak bunu ben güvenli bulmuyorum. satış bittikten sonra memnun kalmadığınız zaman muhattap bulamıyorsunuz. siz de böyle yapabilirsiniz.

ayrıca benim çizim yapıp satan tanıdıklarım var. onlar da shopier'den satış yapıyor. kargo anlaşması vs de var galiba. ödeme çeşitleri de mevcut

www.shopier.com
  • tavish11  (12.05.22 10:38:50) 
[]

squat yaparken

aynı anda hem direnç lastiği hem dumbell kullanmanın zararı olur mu? ikisinin bir arada kullanıldığını görmedim daha önce. bugüne kadar ikisiyle de ayrı ayrı çalışıyordum. lastik orta sertlikte (6kg), iki elime de birer kiloluk dumbell alıyorum şimdilik.




 
Olmaz tabi ki; postürünüzü hareket esnasında koruduğunuz sürece.


  • lüzumsuz adam  (15.04.22 03:04:38) 
düzgün formda zararı olmaz da, gerek var mı? asıl önemli soru bu. barbell squat yapın, kilo hafif geliyorsa ağırlığı arttırın. squat'tan alabileceğiniz maksimum verim budur (uygun zeminde, doğru teknikle). he ben salona gitmiyorum, evde sadece 1 kg dumbell'im var diyorsanız ayrı. o zaman dumbell front squat yaparken lastiği de uygun bir pozisyonda yerleştirin. ama elinizde 1 kg'dan daha fazla dumbell varsa önce ağırlığı arttırın, lastiğe falan gerek yok. tekniğinizi yeterince geliştirmeden detay işlere girmeyeyin. squat'ı ne kadar doğru teknikte yaptığınızı sorgulayın ve teknik detayları öğrenin. emin olun inip kalkmaktan çok daha komplike bir hareket...


  • motosiklet burclu adam  (15.04.22 03:59:59) 
onun yerine ten second squat yap. hatta videoya da cek kendini.

ondan sonra agirlik ekleyip eklememeyi dusunursun.
  • alperz  (15.04.22 08:25:07) 
[]

iletişim gurusu tatlı dilli ve saygın insanlar???

hani bazı insanlar vardır haliyle tavrıyla herkesi mest eder, iletişim gurusudur adeta. tatlı dillidir, ona hayır demek içinizden gelmez. ama böyle çok naif çıtkırıldım da değil, kesinlikle saygı duyulan, bir duruşu olan insanlar... onlarla vakit geçirirken kendinizi iyi hissedersiniz falan. aura mı ne bu bilmiyorum ama, nasıl böyle biri olunur? var mı etrafınızda böyle birileri, karakterleri hakkında neler söylersiniz?




 
onları taklit ederken için kendini videoya çekebilirsin
gönllü öğretmenlik yapabilirsin
gönüllü faaliyetleri
  • mantık  (08.04.22 18:13:02) 
Ben öyleyim. Karakteri çok yansıtmaz, çok insansever pozitif düşünceli biri değilim. Sadece sosyal becerilerim gelişmiş durumda.


  • Bruce  (08.04.22 18:27:40) 
Asla böyle biri olamam, bir yerde patlarım. Bu naiflikteki insanlara bir yerde tahammül edemiyorum. Böyle mıy mıy geliyorlar.


  • olaylar olaylar  (08.04.22 18:40:16) 
Modum yerindeyse öyleyim, değilse enerji harcamiyorum.
Genelde gördüğüm en büyük ortak özellik ılımlı olmaları diye düşünüyorum

  • kisa  (08.04.22 18:41:44) 
işte mıymıy olmayan versiyonunu kastediyorum, bir duruşu da olan saygı da gören, baymayan aynı zamanda


  • Mossy  (08.04.22 18:41:57) 
Benim kız arkadaşım böyle. Bir bara gittik. Yanımıza 15 kişilik Amerikan expat grubu geldi. 10 dk içinde hepsiyle tanıştı, ortak konular buldu ve hepsi çok doğal bir şekilde gelişti. Kendi süper gücümmüş gibi geliyor. Hiç bir sosyal durumdan çekinmiyorum. Ne yaparsak yapalım, nereye gidersek gidelim, ortamın yıldız çifti oluyoruz. Salıyorum Pikachu’yu ortama :)

Çok güler yüzlü ve kendine güvenen birisi. Aynı zamanda ayakları yere basar. Snob değildir, ulaşılabilir.
  • gabe h coud  (09.04.22 01:02:17) 
Var, bence ben oyleyim.

Edit: Ay ben yanlis anladim sanirim, ben oyle insanlarin gorur gormez kaninin isindigi falan biri degilim, ama kibar biriyim ve herkes saygili davranir, bunu kastettim.
  • sopiro  (09.04.22 05:57:21 ~ 05:58:15) 
[]

Duolingo Almanca

Duyuruda arattım, çok fazla kötülendiğini gördüm uygulamanın. Bir aydır kullanıyorum en azından kelimelerin telaffuzlarını burası sayesinde iyi öğrendiğimi düşünüyordum. Bununla beraber yine burada önerilen static.nadirkitap.com şu kitaptan gramer çalışıyorum. Önerebileceğiniz başka kaynaklar var mı? Bugün giriş seviyesi için okuma kitabı almayı düşündüm. Duolingo'nun faydasızlığı hakkında duyuruda yapılan yorumları gördükten sonra uygulamadan da bir soğudum. Yine de telaffuz için kullanmaya devam etsem mi bilemedim. Vaktimin boşa gitmesini istemiyorum.

Kitap olur, youtube kanalı olur, uygulama olur her türden öneriye açığım. teşekkürler.


 
geçen sene biraz bakıp devam etmemiştim, bir bakın isterseniz sistemi benim hoşuma gitmişti.

www.vhs-lernportal.de
  • kornisch  (24.03.22 13:29:30) 
duolingo a1 seviyesinde dile aşina olmakta işe yarıyor. ama sonra vakit kaybı. "sinek kuşu yedi" gibi normal hayatta asla kullanmayacağın abuk sabuk cümleler ezberlemekle kalıyorsun. bir de alıştırmaları fazla oyunlaştırdığı ve basitleştirdiği için seni asla zorlamıyor, çoğunu düşünmeden yapıyorsun.

www.vhs-lernportal.de +1

ben de buradan çalışmanı tavsiye ederim.

youtube kanalı için de: www.youtube.com
  • sir gawain  (24.03.22 14:01:57 ~ 14:06:25) 
Uygulamanın sadece aktiviteleri değil, webden girince konu anlatımlarını da kullanınca verimli.

Çoğu insan konu anlatımlarına bakmıyor o yüzden.
  • anten  (24.03.22 19:54:44) 
en güzeli instagram hesapları. vaktinin bir kısmını instagram'da geçiriyorsan, 5-10 tane hesap ekle, en azından almanca öğrenmiş olursun. benim öyle bir hal aldı ki, instagram'da geçirdiğim zamanın yarısından çoğu almanca hesaplarının hikayelerini izlemekle geçiyor.


  • gabe h coud  (24.03.22 20:58:03) 
Öncelikle kitabı görünce çok mutlu oldum. Çünkü ilk sırada o kitabı öneriyorum. Çok güzel bir kitap gerçekten :)

Kaynak olarak bu siteyi önerebilirim. Okul zamanımda bu siteden çok faydalandım.
mein-deutschbuch.de

Bunun yanı sıra şu Facebook ve Instagram sayfalarını da mutlaka tavsiye ederim:

www.facebook.com
www.instagram.com
  • inatciligin yeryuzundeki temcilcisi  (25.03.22 01:43:31 ~ 01:44:01) 
kaynak öneremeyeceğim ne yazık ki ama duolingo'nun faydasızlığı konusunda ingilizce ve rusçası olan, eğitim hayatı dil öğrenmekle geçmiş (ne kadar başarılı, orası tartışılır gerçi) birisi olarak şunu söylemek isterim: duolingo telaffuzlar olsun, belli konseptleri pekiştirme olsun, oyun yöntemiyle motivasyonu koruma yönüyle olsun fayda sağlayabilecek bir site ama "dil öğrenmek" için kesinlikle işe yaramaz olduğunu düşünüyorum. sosyal medyayla birlikte insanlar kendilerini göstermek için farklı mecraları kullanmaya başladılar (fotoğraflar için instagram, diğer şeyler için twitter vs.); günümüzde bir trend haline gelmiş "dil öğrenme" işinin yüzü de duolingo oldu.

kimseyi yaptığı iş için yargılamak istemiyorum ama mesela bakıyorum adam duolingo'da isveççe kasıyor... öğrenince ne yapacaksın diyorum. en ufak fikri yok. hiçbir kaynağı yok. dili bilse ne yapacağını, nasıl geliştireceğini veya seviyesini koruyacağını bilmiyor. maksat "dedeme atom bombası attılar" gibi tuhaf cümleleri oluşturup, "seviye atlayıp" tatmin sağlamak çoğunlukla. o açıdan işe yaramaz buluyorum ben.

bir de almanca gramer olarak zor bir dil. biliyorum çoğu öğrenci sevmiyor bunu ama öğrenimin tamamı değilse bile bir parçası ne yazık ki oturup "eşek gibi" teori çalışmakla ilgili. öyle olmalı. akkusativ neymiş, dativ neymiş, mantığı neymiş, dönüşümler nasıl olurmuş vs. bunları bilmedikten sonra duolingo'da istediğiniz kadar cümle kurun; belki turist olarak birkaç şey söylemenize yardımcı olur ama dili öğretmez.

hele ki işte rusça filan gibi dillere hiç girmiyorum. bir arpa boyu yol alınmaz. onun size verdiği cümleyi tekrarlamış, 3-5 kelime öğrenmiş olursunuz ama odur yani. bir dili hakkıyla öğrenmek, belli seviyeye gelmek için duolingo BELKİ destekleyici araç olabilir ama önemli bir kaynak olarak düşünülmesi abesle iştigaldir.

siz belli alanlarda size katkı sağladığını düşünüyorsanız tabii ki bir yandan devam edin, pratiğin fazlasından zarar gelmez ama duolingo'dan dil öğrenmeye çalışmayın veya orada istediğiniz verimi elde edemezseniz moralinizi bozmayın. celal şengör'ün deyişiyle duolingo bir ZIRVAdır.
  • der meister  (25.03.22 01:55:28) 
Duolingo'u özellikle Almanca dili için yoğun bir şekilde düzenli olarak kullanmış biri olarak söyleyebilirim ki yetersiz. Ben eğitim dilini İngilizce seçerek diğer dilleri öğreniyorum. Yani Duolingo beni İngilizce olarak eğitiyor, Türkçe değil. Bu yüzden içeriğinin dilimize nazaran daha zengin olacağını varsayabiliriz.

Konu anlatımları (ne nedir, dilbilgisi vb.) fena değil ancak iş pratik konuşma ve komplike kullanıma gelince ben yetersiz buldum. Öte yandan tekrar yapmak, hatırlatma ve yeni kelime/fiil öğrenme amacıyla kullanmak için bence gayet iyi. Ana eğitiminizi daha sağlam kaynaklardan alıp Duolingo'u da yardımcı araç olarak kullanırsanız daha faydalı olur. Örneğin ara verdiğiniz günlerde Duolingo'da egzersiz yapabilirsiniz çünkü oyun gibi ve motive edici. Ama ana öğretim kanalı olarak ben yetersiz buluyorum.
  • burka  (25.03.22 01:57:38) 
[]

telefonumun ekranı çatlayıp kırıldı

zaten 5-6 yıllık bir telefon. Samsung galaxy note 4. Bunu İstanbulda en uygun nereye yaptırırım ve bana ne kadara patlar tahmini?

Bildirim ışığı yanıyor ama ekranın diğer köşesi ufalandı resmen. açma kapama tuşuna basında yeşil bir parlaklık belirip yok oluyor.


 
Misir carsisinin arka tarafinda tahtakalede. Tahtakale is hani veya yıldız hanı doye binalar var. Oralardaki telefonculardan fiyat alabilirsin ama telefonun 2.el fiyati kadar bir sey çıkabilir son doviz artislari ile birlikte. Degmeyebilir yani


  • ananiyimioguz  (22.03.22 23:52:37) 
bunun içindeki şeyleri nasıl yok ederim peki, asıl önemli olan o gibi şu an


  • Mossy  (22.03.22 23:54:43) 
Yakın zamanda değiştirdim Samsung ama farklı model. 430 ödedim. İstanbul değil. O da orijinal değil. En az 500 lira tutar. Birkaç yerden fiyat alabilirsiniz. Ekran kilidini kapatırsanız zaten kullanamazlar. Hafıza kartı varsa çıkarın.


  • dissendium  (22.03.22 23:59:12) 
@dissendium telefoncu kurcalar diye değil, telefonu tamamen resetlemek istiyorum zaten. bir hdmı kablosuyla falan bağlanıp yapmam mümkün olur mu acaba


  • Mossy  (23.03.22 00:03:55) 
Note 4 te amoled ekran vardı. Onlar pahalı biraz. Telefoncuları arayıp çıkma bulabilirsin. Veya şundan falan alıp ekranını sökbilirsin www.sahibinden.com

İstanbulda olsam yardımcı olurdum fakat uzaktan biraz zor. Çevrende laptop telefon söküp takabilen birisi varsa ondan da rica edebilirsin.

Yok ama dışarıda tamir ettireceksen tamir icin randevu alıp başında durabilirsin.

Ekran hiç mi gözükmüyor? recovery mode olur android telefonlarda. O moda telefonu alıp wipe data diyerek sıfırlayabilirsin.

Yok telefonu gözden çıkaracaksan da parçala gitsin, yok etmek derken hangi senaryoyu seçeceksin ona göre değişir.
  • ananiyimioguz  (23.03.22 00:04:52) 
aa aslında bayadır yapmıyorum ama ekrana gerek olmadan tuş kombinasyonları ile download mod a alıp usb ile bilgisayara bağlayıp odin programıyla da rom yüklersen de telefon sıfırlanır.

Bu işlemler için ekrana çok gerek yoktu diye hatırlıyorum. tuş kombinasyonları yeterli olabilir. youtubedaki videolardan yararlanabilirsin.
  • ananiyimioguz  (23.03.22 00:07:13 ~ 00:07:59) 
hdmi olayı için şu iş görebilir ama dokunmatik çalışmıyorsa ne yapabilirsin ki? www.hepsiburada.com


  • ananiyimioguz  (23.03.22 00:09:38) 
[]

Sorum Tarkovsky severlere

Bir ay önce Solaris'i ve Stalker'ı izledim aralıklarla. Stalker'ın etkisinden bir aydır çıkamadım, inanılmaz beğendim. Hem filmin felsefi yönü beni çok etkiledi hem de sanatsallığından gözümü alamadım. Bir aydır üstüne başka film izlemek gelmiyor içimden. Solaris'i de çok beğenmiştim ama Stalker göz bebeğim oldu. Neyse sorum şu, bana benzer duygular yaşatacak filmler önerir misiniz? (Bergman filmlerinin çoğunu izledim. Birbirilerinden etkilendikleri için belki Bergman önerisi gelir diye not düşeyim.)

Popüler yönetmenler olmasına gerek yok, sadece benzer bir tatmin yaşamak istiyorum. Sinema kültürüm pek yok, o yüzden sizlerden gelecek öneriler benim için önemli. Teşekkürler.


 
daha şiirsel yapımları seviyor olabilirsin.
kurosawa, louis malle, ozu falan izleyebilirsin.

kurosawa bu açıdan çok fazla iyi filme sahip. high and low, ran, seven sumarai, kagemuşa, raşomon, throne of blood, sanjuro, the red beard, the bad sleep well gibi pek çok üst düzey filmi var.

louis malle tarvkoskiye belki daha yakın. pastel tadında filmler çeker. au revoir les enfants veya lacombe lucien izlenebilir.

ozu'dan her şeyi izleyebilirsin.

daha epik şeyler arıyorsan kubrick filmleri, dreyer filmleri, werner herzog filmleri, kwaidan, pather pachali, there will be blood falan önerebilirim.
  • lesmiserables  (25.02.22 17:51:09) 
andrey rublev de çok iyidir.


  • nothing in my way  (25.02.22 17:59:44) 
Andrey Zvyagintsev. Vozvrashchenie (The Return) ile başlayabilirsiniz.


  • ultranil07  (25.02.22 18:08:44) 
Bela tarr filmleri


  • olaylar olaylar  (25.02.22 19:02:30) 
bahsedildiği gibi, zvyagintsev filmlerine bakılabilir. bunun dışında sokurov iyidir. bartas'a bakabilirsin. in memory of the day passed filmini sevebilirsin. çok yönetmen, çok film akla geliyor. tarkovski'yi şahsen ben biraz oldschool bulurum, çok sevmem. ama sinemada açtığı bariz bir yol vardır. tarkovski'nin açtığı yoldan beslenip başka yollara yönelmiş biraz isim sayacağım. biraz araştırıp, ilgini çekene bakarsın: frammartino (2 filmi var), apichatpong (uncle boonmee ile başlayabilirsin), tsai ming liang (bambaşka bir kafa ama vive l'amour kesin izlemelisin), oliver laxe'in fire will come sevebilirsin, bi gan'ın filmlerine bir bak bence, bir klasik olarak bresson'a bakmanı rica edeceğim, bresson'suz sinema düşünülemez ve çok alakasız olsa da edward yang'ın yi-yi filmini önereceğim.

tarkovski ile çıkılan yol zamanla hep başka yerlere götürür insanı. herkesin yolu, zevki de kendisine :) umarım güzel bir yolculuk olur senin için.
  • parcaliham  (25.02.22 19:49:04) 
[]

Ev sahibi bizi çıkarmak istiyor

Kendisi 26 yıldır Belçika'da yaşayan, orada kazandığı parayla buradan bir sürü ev alan biri. Söylediğine geçen yaz ev arkadaşımla bizim oturduğumuz evle beraber 5 6 tane ev almış. Az önce bir sebepten emlakçı ile görüştük laf arasında sene sonu ev sahibimizin kontratı yenilemeyeceğini söyledi. Kendisi oturacakmış.

Ev sahibinin temelli türkiyeye döneceğini hiç sanmıyorum. Eğer burayı gerçekten kendisi için bile istiyorsa 4 5 ayda bir geldiğinde bir hafta kalmak için belki kullanacak. Ya da cok daha büyük ihtimalle başkasına kiralayacak çünkü biz piyasaya göre şu an çok düşük bir fiyata oturuyoruz. Enflasyon ölçüsünce zam yaptık, yine piyasanın yarısı kadarda kaldı para. Bu yüzden çıkarmak istediğini düşünüyoruz.

Bizim evi tuttuğumuz daha 1 yıl 2 ay oldu. En başta girerken konuştuk, ne kadar kalırsınız tahmini dedi, biz evlenene kadar burada otururuz gerek 5 yıl gerek 10 yıl dedik. Evden 1 2 yılda çıkmak gibi bir planımız yok dedik, ona göre anlaştık.

Bu pahalılıkta tekrar emlakçı parası, depozito, taşınma masrafı kaldırabileceğimiz yükler değil. Ne öyle bir bütçemiz var ne zaman var.

Ne yapabiliriz? Böyle istediği gibi çıkarıyorum sizi diyebilir mi?

 
kendim oturacağım diyerek çıkarabilir ama bunu yazılı olarak beyan etmesini isteyin. sonrasında kendisi oturmaz ve başkasına kiraya verirse dava açıp kaybınızı talep edebilirsiniz.


  • mustafakesekci  (29.01.22 15:26:56) 
sizi çıkartabilmesinin tek yolu kendisinin ya da alt üst soyunun oturması zaten. onun için de ben oturacağım çıkın demesi yetmez. zamanında bildirimde bulunması veya dava açması lazım.


  • hadsafhada  (29.01.22 15:33:27) 
Türkiye'de yasalar ev sahibine karşı genellikle ama ihtarname ile kontratı yenilememe yoluna gidebilir. Kendisi oturmak zorunda da değil. Kendisinin gelip oturacağına dair muhabbet dertsiz tasasız çıkın işte diye muhtemelen. Bu arada Türkiye parası olan için cennet. Biz fakir olduğumuz için hep çile hep eziyet. Burada bir sürü evi varsa gelebilir de. Buradaki para orada değersiz ama burada onu krallar gibi yaşatır.


  • nawar  (29.01.22 15:38:28) 
Kira düşük kalınca evi satılığa çıkarır. Satarsa çıkmak zorunda kalırsınız. Bir de belli bir zaman diliminden sonra zaten çıkarma hakkı oluyor.


  • garylineker  (29.01.22 16:13:48) 
Satilirsa cikmak zorundasiniz diye bir sey yok. Satin alan kisi kontrati da oldugu haliyle satin alir, haklariniz ayni kalir. Satin alan kisi "ben oturacagim" derse oyle bir hakki olur ancak.

Belli zamandan sonra cikarma hakki -> 10 sene sonra

"Evden 1 2 yılda çıkmak gibi bir planımız yok dedik, ona göre anlaştık." -> bu durumda size kazik atiliyor, her sey mubah, cakal avlayacaksiniz. Biraz bas agritici ama baska careniz yoksa cikacakmis gibi yapin, gunu gelince cikamiyoruz deyin. Dava acsin, tahliyeye karar verilirse cikarsiniz ama baya vakit gecer. Sonra evin kiraya verilip verilmedigini gozleyin (3 yil boyunca kiraya veremez yasal olarak). Kiraya verildigi anda dava acin. 1 yillik kira bedeli tazminat kazanin. -> Profit

Olay tahliye icin mahkemelik seviyeye gelmeden once bir teklif de verebilirsiniz. Size depozitonuzu version, emlakci komisyonunu, tasinma masrafinizi ve kaybolacak zamaninizin bedelini vs topluca bir figurde versin - kiraya verilip verilmedigini de takip edeceginizi belirtin. Ona gore hesabini kitabini yapsin.

Son olarak bir suru evi varsa ve hepsi kirada degilse falan ben oturacagim diye de cikarma hakki olmayabilir onu da arastirin. Yasalar kendi uzerine tek evi olan kisinin "ben oturacagim" diye kiraci cikarmasi ile cok evi olan kisi arasinda ayrim yapiyor bildigim kadariyla.
  • robokot  (29.01.22 16:39:45 ~ 16:53:19) 
Ev satılınca kontrat dolduğu anda çıkmak zorundalar. Nasıl böyle bir şey yok? Böyle olmuş olsa evde kiracı değil evin sahibi olmuş olurlar.


  • garylineker  (29.01.22 16:46:25) 
satin alan kisi kendi oturacaksa tabii ki oturabilir. ama ben evi satin aldim kiraciyi cikarip baska kiraci alacagim muhabbeti olmuyor.

Edit: "Tapu devri yapıldıktan sonra 1 ay içinde ihtarname yollanmazsa yeni ev sahibi, kirayı verene ait kira sözleşmesinin şartlarını kabul etmiş sayılır." Yani bu konuda yanilmisim @garylineker dedigi oluyormus ama yasal bir proseduru var. Bu durumda satin alacak kisiyi cikmada zorluk cikaracaginiz imasiyla sogutabilirsiniz.
  • robokot  (29.01.22 16:48:22 ~ 16:54:23) 
Eğer 5-6 tane ev aldığından eminseniz, tahliye davası açmasını söyleyin.


  • malheiros  (29.01.22 16:51:10) 
Benim bildiğim kadarıyla ev satıldığında kiracı oturmaya devam etse de yeni sözleşme oluyor. Önceki sözleşme yeni ev sahibini ilgilendirmez. Tekrar yeni sözleşme yapılır, evi alan kişi de piyasa neyse ona göre bir fiyat belirler.


  • garylineker  (29.01.22 16:54:39) 
Sizi hukuki şekilde çıkarması pek mümkün değil. Ancak gelip kendisi(veya oğlu-kızı-torunu, anası-babası) oturacak diye ihtar çekerek yapabilir ama öyle bir durum yok sanırım (Ayrıca elindeki diğer evlerden birisi boşsa, onlardan birine oturması lazım bu oturacak kişilerin)
5. yıl kira emsal davası açıp kirayı etraftaki kiralarla eşitleyebilir ama o da onun için masraflı bir iş.

Evi satıp da sizi çıkaracağını hiç düşünmeyin, o çok mantıksız bir yöntem. Çünkü bir evin alım-satım vergisi en azından 10-20 bin lira. Sizi çıkarmak için o kadar masraf yapmak saçma.
  • michael_knight  (29.01.22 18:03:04) 
tamam çıkacağız deyip kontrat sonunda çıkmayın. kötü niyetli olduğu için siz de aynı şekilde karşılık verin yasal süreleri kaçırsın.


  • paintov  (30.01.22 12:44:44) 
[]

B12 metilkobalamin/siyanokobalamin

B12'nin bu şekilde iki çeşidi olduğunu öğrendim. Yakın zamanda dodex kullandım bu hangi gruba giriyor acaba? Hangi gruptaki b12'den kullanmak gerekir daha etkili olması için ve bunu hangi markadan ya da ilaçtan edinebilirim?




 
ben hap formunda b12 araştırdığım zaman metil'in emilimi daha fazla olduğu için metil almıştım, dil altında eritilerek kullanılıyor. güvenilir bir marka iş görecektir.


  • marlonbranda  (23.01.22 17:22:17) 
[]

Özdisiplin sorunları

Özdisiplin konusunda son derece başarısız bir insanım. Zorunda olduğum şeyleri bile yapmayıp erteliyorum. Çalışmıyorum. Günlük işlerimi bile düzenleyemiyorum. Hiçbir şey yapmıyorum. Depresyonda değilim sanırım çünkü hayatım boyunca genelde böyle bir insandım. Başarılı olmak için buna ihtiyacım olduğunu biliyorum, mantıken disiplinli ve iradeli bir insan olmak istiyorum ama içimden bu gelmiyor. Canı gönülden hiçbir şeyi istemiyorum. Hiçbir şey için emek vermek ve çaba harcamak bana cazip gelmiyor. Gerçekten de hiçbir şey yani... Bu arada istanbulda iyi bir okulda yüksek lisans yapıyorum ama yapamıyorum onu da, 2 yıldır tez dönemindeyim. Hiçbir şey çok da ilgimi çekmiyor. Bunun ölü olmaktan ne farkı var bilmiyorum açıkçası. Sadece telefonla ve bilgisayarla vakit geçiriyorum. Napabilirim yaşamayı istemek için acaba? Lütfen bilgili insanlar yorum yapsın, kendi kendimi zaten yeterince yargılıyorum. Teşekkürler.




 
bu da bir tür depresyon aslında.

diğer yandan bilinçaltında yetişkin olmamak, yetişkin olmayı reddetmek, sorumluluktan kaçmak, çocuk kalmayı istemek, hayatı kabullenmemek, hayatı yaşamaktan korkmak veya fazla mükemmeliyetçi olmak (ki kendinizi yargıladığınızı da söylüyorsunuz, bu onun bir işareti), asla mükemmel olamayacağına inanıp başlamadan yenilgiyi kabullenmek (başarısızlık korkusu) gibi şeyler var muhtemelen ama bunun daha derinine inmek lazım.
muhakkak bir nedeni ve hayatınızdaki başka şeylere de yansıması vardır.
  • blatta hiberna  (05.01.22 15:08:49 ~ 15:10:23) 
@blatta +1

ben de böyleyim ve farkında olmasanız da saydığı şeylerden birisi/birileri vardır muhakkak. iyice düşünüp kaynağını bulmanız lazım.
  • rose parks  (05.01.22 15:19:38) 
maalesef bir şeyi entelektüel düzeyde bilmemiz, onu içselleştirip dönüştürebilmemizi sağlamıyor.
yani adını koymaktan ziyade, bunun yaşantınızdaki kökenini bulmanız lazım.

mesela ailenizde kim mükemmeliyetçiydi?
kimi örnek alıyor ya da taklit ediyor veya tam zıttı olmaya çalışıyorsunuz?
bu halinizle kime karşı geliyor ya da kimden onay alıyorsunuz?
ailenizde sorumlulukla ilgili sorun yaşayan biri var mıydı?
varsa kimdi ve davranışlarının sonucu ne oldu?
çok çalıştığı halde sonu kötü olan, hayatını yaşayıp sonra felakete sürüklenen birilerine şahit oldunuz mu?

annenizle-babanızla aranızdaki ilişki dinamikleri nasıl?
hırslı insanlar mı, başarıya mı değer veriyorlar?
doğduğunuz dönemde nasıl bir psikolojik ortam varmış?
plansız bir hamilelik miymiş, planlanarak mı hamile kalınmış?
küçükken iyi veya kötü not aldığınızda ebeveynlerinizin tepkisi ne oluyordu?
negatif veya pozitif motivasyonla sizi daha başarılı hâle getirmeye çalışan oldu mu?
birbirleriyle nasıl bir ilişkileri var?
mesela siz çocuk olmayı bırakırsanız annenizle babanızın bir arada kalmayacağına inanıyor musunuz?

gibi onlarca soru var.
bunları kendi hikayenize göre düşünmelisiniz.
bu tip sorularla belli bir farkındalığa ulaşırsanız onun az da olsa etkisi olur.
hep en dibe gitmeye çalışın, yani lisede olan bir olay değil, tam kökenini hatırlamaya çalışın.
aile dinamiklerinizi düşünün.
isimlerin, peter pan sendromunun falan önemi yok, kendi kök inançlarınızın önemi var.
size yardım edecek olan bu yani.
  • blatta hiberna  (05.01.22 17:22:21 ~ 17:23:19) 
@Mossy

Üniversitelerin Psikolojik destek birimleri oluyor; okulunuzdaki bu birimden yardım alma şansınız olamaz mı?

"Uzman" desteği gerekli, bir Klinik Psikolog ya da Psikiyatrist mümkünse.
  • dreamnesiac  (05.01.22 18:03:54) 
Nacizane yorum yapmak için girdim, ilk yapmanız gereken o ilk adımı atmak.
Kendinizi sorlayıp dışarı çıkıp adım atın, yürüyün, bi' şey düşünmeden bol bol yürüyün, görece temiz havası olan bi' yer mümkünse.

  • kumandanim  (05.01.22 19:01:23) 
Hemen bu iki 2 kitabı okuyorsun. Bu sorunu aşmanda çok faydası olacağına inanıyorum.

Ali Fuat Başgil - Gençlerle Başbaşa
Jules Payot - İrade Terbiyesi
  • levent bilgen  (05.01.22 19:06:31) 
dreamnesiac teşekkür ederim, okulun destek birimine talep oluşturdum. böyle bir imkan olduğunu bilmiyordum. çok sağ olun :)

kumandanim deneyeceğim, teşekkürler

levent bilgen irade terbiyesini okudum, diğerine de bakayım. okuyorum böyle şeyler aslında bol bol ama etkileri kısa sürüyor maalesef.
  • Mossy  (05.01.22 19:20:53) 
@Mossy Süper, çok sevindim :)


  • dreamnesiac  (05.01.22 19:24:40) 
"kendi kendimi zaten yeterince yargılıyorum" kilit cümle bu. Kendi kendini yargılamak, bir insanın kendine yapabileceği en kötü şey, ve asla ama asla sonuç vermez. Bin tane araştırma var bununla ilgili, sonuç verme olasılığı ihmal edilebilecek kadar düşük.

Benzer süreçlerden geçip çoook uzun süreler terapi görmüş biri olarak çareyi "mindful self compassion" denen şeyde buldum, farkındalıklı öz şefkat diye çevirmişler. Prensibi sana gelip derdini anlatan, sorun yaşayan veya hata yapan bir dostuna nasıl yaklaşıyorsan, kendine de aynı anlayış ve destekle yaklaşman üzerine kurulu. Modern dünya bizi robot olmaya itiyor ama biz robot değiliz, yaşadığımız duyguları tanımlayıp, kabul edip, bu sıkıntıları herkesin yaşadığı gerçeğinin farkına varmak ve kendine gereken desteği vermek gerek.

Christopher germer diye bi abinin bununla ilgili bir kitabı var, youtube'da çeşitli videolar da var. Bi dene, işe yaramazsa gel bana kükre.

Not: bu arada sendeki şemaların aynıları bende de çok baskındı, yıllarca kök sebepleri eşeledim ancak durumu daha da kötü yaptı. Çare kendini kabullenmek, otomatik olarak düzeliyor zaten.
  • galileo figaro magnifico o o o o  (06.01.22 17:03:21 ~ 17:07:24) 
[]

Eskisi kadar fazla şekerli gıda tüketemiyorum

Ergenlik zamanımda cikolataya tatlıya çok düşkündüm. Sonrasında da uzunca bir süre böyle devam etti. Son bir iki yıldır canım hiç şeker istemiyor ve yiyemiyorum da. Mesela ev arkadaşım bir tane karam gofret almış bana, birer ısırık birer ısırık ala ala 3 günde bitirdim ufacık şeyi. Meyve deseniz onu da istemiyor canım. Açlık kan şekerim 70 civarında çıkıyor genelde, son zamanlarda kan tahlilleri yaptırdım birkaç kez orada gördüm.

Bu neye alamet olabilir? Bu kadar şekersiz beslenmek de kötü değil mi, kafam da çalışmıyor zaten enerji alamıyor herhalde beynim.

Edit: kalıp çikolata olduğu zaman onu bir günde bitirebiliyorum bu arada, daha hafif geliyor sanırım. Ama canım çekerek almıyorum varsa yiyorum sadece.

 
senin gibi olabilmek için neler vermezdim.

şekersiz beslenmek kötü bir şey değil. insanoğlunun genetiğinde şeker ihtiyacı diye bir şey yok çünkü. enerjiyi nereden alacağız peki? sağlıklı yağlardan.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (23.12.21 14:47:55) 
"bu kadar şekersiz beslenmek de kötü değil mi?" kesinlikle değil, olması gereken bu zaten.

kafanızın çalışmaması alışık olmamanızdan kaynaklı.
birkaç gün kafanızın çalışmamasına, odağınızın olmamasına dayanırsanız o da geçer.
  • blatta hiberna  (23.12.21 14:50:14 ~ 14:50:41) 
Enerji için şekere ihtiyaç yoktur iddiasını ben doğru bulmuyorum. Misal beyin ve sinir sisteminin tek yakıtı şekerdir, diğer organlar yağı ve şekeri enerji kaynağı olarak kullanırken beyin ve sinir sistemi sadece glikozu kullanır, çok fazla yağ tüketirsen beyin yağın atığı olan ketonları enerji kaynağı olarak kullanabilir ama dediğim gibi ketonlar atık bir yan üründür kanda yüksek keton olması sağlıksızdır, bunu guta neden olan üre gibi düşünebilirsin, şeker tüketmeyeceğim diye böyle risklere girmeye gerek yok. Ha şekerden kastım da abur cubur değil tabii genel karbonhidratlardan bahsediyorum.


  • Zaman Tamircisi  (23.12.21 15:12:34 ~ 15:14:23) 
@Zaman Tamircisi bilinçli olarak yaptığım bir şey değil bu, canım istemiyor ve yiyemiyorum. Bence de şekere ihtiyaç vardır ama ben 1 yıldır falan böyle bir durumum olduğunu gözlemledim. Ne yiyebilirim sizce? Hamur da sağlıksız ona pek yönelmek istemiyorum ama, karbonhidrat olarak ne tüketmek gerek onu da bilmiyorum sanırım sadece makarna ve pilav...


  • Mossy  (23.12.21 18:27:49) 
Ben karbonhidrat seçerken lektin içermediği için vücut tarafından daha kolay ve sıkıntısız işlenen karbonhidratları kullanıyorum, bunların içinde pirinç ve makarna da var, onun dışında karabuğday patates falan da problemsiz ürünler. Bunlar tahıl ürünleri tabii diğer ucunda bakliyatlar var hem karbonhidrat hem protein kaynağı bunlar da sağlıklıdır. Sık et yiyorsan yeşil bitkiler de olur. Ben kişisel olarak herhangi bir makro gıdayı öcü gibi görüp kaçmayı çok doğru bulmuyorum; önemli olan sürdürülebilir bi beslenme rutini oluşturup ihtiyaçtan fazlasını tüketmemek. Ha ama sen çıkıp hayır ben sadece et yiyerek protein tüketerek hayatıma devam edeceğim dersen ve önlemlerini ona göre alıp hayatına devam edersen öyle de yaşarsın böyle yaşayan topluluklar da var ama böyle bir hedefin yoksa gerek yok böyle yaşamana. Ayrıca canın istediğinde çikolata da yiyebilirsin 2 parça çikolata yedin diye ne sağlığın bozulur ne de sağlıksız beslenmiş olursun.


  • Zaman Tamircisi  (23.12.21 18:46:46 ~ 18:48:11) 
[]

Anksiyete ve tırnak diplerinde morarma

10 gün kadar bir süredir sürekli nefes darlığı ve nadiren çarpıntı yaşıyorum. Bazen kollarım bacaklarım uyuşuyor, bazen romatizma ağrısı gibi ağrıyor. Bunların anksiyete belirtisi olduğunu düşünüp psikiyatriste gittim. Fulsac reçete etti. Ben halihazırda dehb sebebiyle Concerta 36 mg kullandığım ve sinir sistemime bu kadar uyarıcı ilaçları dayamak istemediğim için fulsaca başlamadan önce kendim bununla mücadele etmek için neler yapabilirim diye düşünmeye başladım. Öte yandan vücudumda oksijen dolaşmıyor ki tırnaklarım morardı, bu beni korkutuyor. Kendi başıma yapacağım şeyler etkili olur mu bilmiyorum, bu duyuruyu bunun için açtım.

Muhtemelen 3 yıldır kronikleşmiş bir depresyonum var. Dikkat eksikliği yüzünden 2 yıldır bitiremediğim bir tezim ve bir gününü bile düzenleyemediğim bir hayatım var. Muhtemelen bunlar anksiyeteye sebep oldu.

Bunun için ne yapıyorum: dün pilatese başladım ve haftalık plan çizelgeleri hazırlamaya çalıştım. Bir günde yapılacak her şeyi komut olarak yazıp tamamlamaya ve süresini ölçmeye çalışıyorum. İse yarayacak gibi duruyor. Ama bunlar anksiyeteyi azaltır ve engeller mi? İlaçsız üstesinden gelebilir miyim? Başka neler yapabilirim? İlacı satın aldım bu arada, başlamam gerektiğine karar verirsem hemen başlayabilirim de.

 
Bu sefer komutları yerine getirememe anksiyetesi başlayabilir. Anksiyetede problem sadece psikolojik olmayabilir, kan değerlerin ne alemde diye baktırmıyorsan bir baktırman çok iyi olabilir.

Travma tedavisi çok iyi olabilir diye düşünüyorum. Çünkü bu anksiyete denen şey birdenbire gerilip gergin kalmış bir tel gibi olmak, gevşeyememek, normale dönememek durumu, buna mutlaka nir travma sebep olmuş olmalı, veya birkaç travma. Ayrıca, kendi iç sesini iç dünyanı dinleyip onunla iletişime geçebileceğin meditasyonlar da çok iyi olabilir diye düşünüyorum. İnsanın kendini doğru anlayabilmesi en önemli şey. Mutlaka bir cevap bulursun ve o gerginlik hali çözülmeye başlar. Çok geçmiş olsun. Kan tahliline lütfen bi baktır. Bazen en olmadık bir mineralin eksikliği bile insanı bu hale getirebiliyor. Bir arkadaşımda panik atak sebebi fosfor eksikliği çıktı.
  • muhayyer divan  (18.11.21 15:27:53) 
muhayyer divan+1
siz bir dahiliyeye uğrayın ve tırnak diplerinde morarmadan bahsedin.

  • ganbatte  (18.11.21 17:54:53) 
Tırnak diplerinde morarma ve nefes darlığının ciddi nedenleri olabilir. Göğüs hastalıkları ya da kardiyolojiye başvurun.


  • pro9it9is9  (18.11.21 20:10:21) 
[]

Bu listedekilere benzer şarkılar arıyorum

open.spotify.com

Böyle bir liste var elimizde. Sb. Teşekkürler.


 
Biliyorsunuzdur muhtemelen ama listedeki parçalardan biri çalarken 3 noktaya basıp 'Go to Radio' deyince benzer parçaların olduğu çok daha büyük bir liste çıkıyor.


  • himmet dayi  (31.10.21 22:29:59) 
@himmet dayı öyle yaptığımda benim de bulabildiğim ya da aynı sanatçılara ait parçalar çıkıyor daha çok. Ben bu tarz daha yeni şeyler dinlemek istiyorum. Arabic böyle ama benim bulamadığım. Başka site ve uygulamalardan da olur bu arada onu da ekleyeyim.


  • Mossy  (31.10.21 22:32:33) 
Souad Massi
Mashrou' Leila
Soapkills
Imarhan
Susheela Raman
Le Trio Joubran
Natacha Atlas
Fairouz
  • cofactor  (31.10.21 23:21:18) 
[]

Naber

Neler yapıyorsunuz bu aralar? Ruh haliniz nasıl?




 
beni sonbahar depresyonu vurdu çok sert


  • freebird5406_2  (10.10.21 19:48:50) 
Valla nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde acayip yoğunum. Bir şeyleri yetiştirmem gerek ama ya yetişmeyecek ya da ben yetişecek diye kendimi kandırıyorum. Ruh halim de normal hatta iyi bile sayılır. Sen nasılsın, nasıl gidiyor?


  • Amaranta ursula  (10.10.21 19:48:52) 
Pek iyi değil. Aşık olduğum kadınla, birlikte olduğum kadınla artık bir arada değiliz. Hayattaki diğer her şey yolunda ama hiçbir önemi yok. Keyif alamadan devam ediyorum. Özlem doluyum :)


  • lüzumsuz adam  (10.10.21 19:50:01) 
Canım sıkkın biraz. Hava çok güzeldi bugün. Sözde dışarı çıkacaktık bi arkadaşla ama o da ekti beni son anda öyle kaldım evde. Bakıyorum hava çok güzel hazır yakalamışken bi yerlere gideyim diyorum sonra tek başına ne yapıcam deyip evde kalıyorum. Sonra evde yaptığım şeyden de zevk alamıyorum güzel havayı kaçırdım diye :(


  • niyazi mısri  (10.10.21 19:57:12) 
Zihnim tembelleşti, bişilere olan merakım azaldı, bişi merak etmiyorum uzun zamandır. Bu halim de huysuzlaştırdı. Dün işle ilgili gereksiz agresyon yaptım hıncımı insanlardan çıkardım, ortalığı karıştırdım. Sağduyumu kaybettim, empati seviyem çok düştü. Naletolasıca bi herif oldum çıktım.


  • Bruce  (10.10.21 20:05:15) 
@Amaranta benim modum biraz düşük şu sıralar ama toparlarım illaki, teşekkürler


  • Mossy  (10.10.21 20:22:55) 
@niyazi mısri +1

Dışarı çıkacak insan bulmakta zorlanıyorum.
  • data  (10.10.21 20:25:05) 
bugün tüm gün odamı temizleyip kışa hazırlık yaptım.

genel olarak iş hayatı bir hayli yoğun geçiyor.

vakit kaldıkça arkadaşlar pes turnuvası yapıyoruz.

yarın yeğeni kreş çıkışında ben alacağım mesela :)
  • since1907  (10.10.21 20:32:39) 
sıkıldım.
her şeyi satıp savıp peru'ya mı gitsem diye düşünüyorum.
ya da karavan alıp seyahat etmek..
  • janderzel zartanyan  (10.10.21 20:34:06) 
Valla ben surekli uykuluyum. Onun disinda normalim, oylece takiliyorum.


  • j r r tolkien hayrani  (10.10.21 21:04:21) 
koca istanbulda yalnızım, bunun verdiği can sıkıntısı dışında her şey çok iyi.


  • Pertev nail  (10.10.21 21:47:27) 
[]

Morhipo iade

Siteye kayıt olmadan bir ayakkabı aldım. Olmadı ve iade etmek istiyorum ama kayıt olmadığım için iade kodu nasıl alacağım bilmiyorum. Müşteri hizmetlerini aradığında bant kaydı çıkıyor ve "giriş yapıp kod alın" diyor. Giriş yapamam çünkü kayıt olmadım :( ikinci sorun da Boyner express diye bir kargo ile geldi. Böyle bir kargo hiçbir yerde görmedim. Nereye götüreceğim iade etmeye? Kafamda deli sorular gerçekten.




 
Google aramadan gelen olursa diye nasıl hallettiğimi yazayım. Her şehirde Morhipo iade ve değişimleri için belirli Boyner mağazaları varmış ve buradaki müşteri hizmetleri ilgileniyormuş durumla. Faturamdaki sipariş numarasını söyledim, onunla işlem yaptılar.


  • Mossy  (08.09.21 12:36:38 ~ 12:37:37) 
[]

Tülay German

Bu kadının tarzına bayılıyorum. Bu çeşit müzik yapan başka birilerini daha önerebilir misiniz? Mutlu Günler en sevdiğim şarkısı. Ekstra bilgi olarak Türkçe Tango müzikleri (Zehra Eren, Şecaattin Tanyerli vb) dinlemek de hoşuma gidiyor. Tavsiyelerinizi bekliyorum.




 
Asu Maralman
Gokhan Abur

  • bioverse leo  (29.07.21 18:47:06) 
Seyyan hanım geldi aklıma.


  • biravekahve  (29.07.21 19:41:24) 
Müziğimizde Tülay German çok farklı bir noktada duruyor, ona yakın olarak ilk aklıma gelen Sema Moritz. Tango deyince de tabi ki Seyyan Hanım.


  • dylancash  (29.07.21 19:48:13) 
Tülay German gerçekten bambaşka. Selva Erdener önerebilirim. Türküleri şan tekniği ile muazzam okuyor.

Tangoda İbrahim Özgür de çok iyidir.
  • old possum  (29.07.21 20:25:24) 
Seyyan Hanım; ilk yerli tango sanatçımız sanırım.
"Siyah Gözlere" de benim favorim.

  • you shall not pass  (14.08.21 01:20:24) 
[]

sineklik taktırma masrafını kim karşılar

ev sahibi mi kiracı mı?




 
kiracı. çünkü lüks.
ziyan olmasın dersen çıkarılabilir bişey yapılıp ayrılırken sökülebilir.

  • etna  (19.07.21 21:48:45) 
Ya kiracı söküp götürmeyecekse teoride ev sahibi tabi, eve ait bir eşya sonuçta.

Ama adamın durumu var mı, böyle bir yatırım onun için mantıklı mı gibi faktörler giriyor işin içine. Sineklik taktırmadığım için sevdiğim kiracı gidecekse taktırırım. Ama ev çok iyidir, hemen daha yüksek fiyata birini bulabilecek olurum, o zaman taktırmam, mevcut kiracı çıkar, ondan hemen sonra taktırırım falan.

Bi standardı yok yani, pazarlığa bağlı. En güzeli evi tutmadan önce "tutarım ama sinekliği sen yaptırırsın" diye konuşmak.
  • plutongezegendegilmi  (19.07.21 21:52:26) 
Ev sahibi kabul ettiyse ev sahibi öder yok derse kiracı kendi cebinden yaptırır çıkarkende söker


  • basond  (19.07.21 21:57:13) 
normalde kiracı


  • alt4y  (19.07.21 22:01:44) 
Şimdi giderken söker diyorsunuzda ben menteşeli yaptırdım açılır kapanır. menteşeyi napıcaz :)


  • respect  (19.07.21 22:05:32) 
ev sahibi. ülkedeki tüm pencereler aynı ölçüymüş gibi kiracı söküp götürdüğü sinekliği başka evde kullanamazsa ne yapacak?


  • malheiros  (19.07.21 22:54:23) 
cok tartismaya acik bir konu. sineklik opsiyonel bir sey. yani ev sahibi sineklik istemiyor bile olabilir pencerelerde. kiraci olarak her ihtiyac gordugun seyi ev sahibi yaptirmamali. "eve ait bir esya" diyebilecegin bi suru ekstra sey bulabilirsin. bu onun ev sahibi tarafindan odenmesi anlamina gelmez. cins ev sahibi sineklik taktirmana bile izin vermeyebilir.

ha en guzeli bolusmeleri bence. bu sayede ev sahibi evine uygun gordugu modeli almak icin soz sahibi olabilir.

ben ev sahibi olsam kiraciyla dalasa girmem yaptiririm. kiraci olsam yaptiririm cikarken de almam. zengin miyim no, ama ugrasamam.

edit: kiraciyim. hic ev sahibi olmadim.
  • yoggi  (20.07.21 11:12:59 ~ 13:16:04) 
eve girerken sineklik olmadığı için taktırılması zorunlu değil bence. eğer ev sahibi kabul ederse taktırılır ve ev sahibi öder ve daha sonra evde kalır. ya da kiracı öder çıkarken sinekliği götürür. ama en başta olmadığı için yaptırılmak zorunda değil.


  • black mamba  (20.07.21 11:19:33) 
Kiracı öder.

Ha usulen ev sahibine sorulur, sonuçta onun da evine bir yatırım beli öder, fakat kendisi sinekliğe para vermek zorunda değil.

Evden çıkarken ev sahibine kalması istenmiyorsa sineklikler de alınıp gidilir, ben açıkçası eski evimde çıkarken ev sahibiyle ufak bir sıva hasarına ve banyoda eski bir rafın kırılmasına karşılık 2 sinekliği saydırmıştım ve depozitomu almıştım.
  • denizgonen  (20.07.21 13:00:32) 
Ev sahibiyim ve kiracıya evi teslim ederlen evimde sineklik mevcuttu. Ancak olmasaydı yaptırmaya sıcak bakmazdım çünkü sineklik ömürlük bir ürün değil. 3 sene sonra teli kıçı başı yamulup kullanılmaz hale geliyor genellikle. Bu bilgiler ışığında siz ev sahibi olsanız karşılar mıydınız?


  • ned flanders  (20.07.21 13:12:01) 
Ev sahibine teklif eder. Ev sahibi istemiyorum derse kiracı karşılar.
Ev sahibi yazanlar olmuş. O zaman adam eve küvet alsın, jakuzi alsın onu da ev sahibi karşılasın. Ne de olsa ayrılırken evde kalıyor. Hatta evin için şöyle keyfine göre yenile evde kalıyor zaten diye, sonra ev sahibinden iste.

  • freewave  (05.06.24 13:38:43) 
[]

Bugün benim doğum günüm

İyi dilekler kabul edilir ^-^




 
Dgko <3


  • coca cola  (17.07.21 15:09:25) 
Dgko


  • 2027  (17.07.21 15:12:37) 
kutlu olsun, nice mutlu yıllara.


  • blatta hiberna  (17.07.21 15:14:42) 
Güzel yaşlar olsun o zaman


  • kisa  (17.07.21 15:19:56) 
Doğum günün kutlu olsun.


  • himmet dayi  (17.07.21 15:24:17) 
@gabe 26 bitti


  • Mossy  (17.07.21 15:38:34) 
doğum günün kutlu olsun ^^


  • black mamba  (17.07.21 15:42:28) 
27'ler kulübüne hoş geldin:D Sağlıklı, mutlu ve huzurlu yaşların olsun.


  • Amaranta ursula  (17.07.21 16:32:21) 
Dgko.


  • j r r tolkien hayrani  (17.07.21 16:58:46) 
Allah sağlıklı ve mutlu yaşlar nasip etsin, doğum günün kutlu olsun.


  • John Bloor  (17.07.21 17:20:01) 
Ya bu sıcakta doğulur mu hiç :)

Kutlu olsun, seneye unutma yine yaz kutlayalım. Bu süre zarfında da mükemmel bir senen olsun.
  • infernalcadre  (17.07.21 18:17:28) 
@Amaranta ay alıştıra alıştıra söyleyin daha pek kabullenemedim 25ten sonrasını :D ama hoşbuldum diyelim kulüptenim artık ne de olsa

@infernalcadre yaz çocuğu olmak harika bence, her yıl yazıyorum bu arada :)
  • Mossy  (17.07.21 19:03:57) 
Doğum günün kutlu olsun Mossyyyyyy
youtu.be

  • Hallegadola  (17.07.21 20:10:38) 
Bugün benim de doğum günüm :) güzel, mutlu, sağlıklı yıllar dilerim.


  • ziya özdevrimsel  (17.07.21 21:59:22) 
mutlu yıllar!!


  • yatakdosek  (17.07.21 22:02:51) 
Çoook mutluuu bir yaş diliyorum
Etrafında hep seni seven bi çok iyi niyetli güzel insan olsun

  • photo85  (19.07.21 00:53:16) 
[]

İlik bağışçısı olmak

Hiç ilik bağışlayan oldu mu aranızda? Nasıl bir süreç? Yıllardır istiyorum bunu yapmayı ama cesaret edemiyorum nedense. Önümüzdeki günlerde bağış için form doldurucam Kızılay'a gidip. Biraz bahsedebilir misiniz?




 
Formu doldurduktan sonra ufak üç tüp kan alıyorlar, o kadar. İlik bankasına örneğinizi kaydediyorlar, eğer uyumlu bir alıcı çıkarsa size ulaşıyorlar ki bu durumda da bağışçı olmak zorunda değilsiniz çünkü uzun bir süreç.

Şurada detaylı anlatılıyor bakın:
www.kanver.org
  • kobuzchu kiz  (14.07.21 15:26:34 ~ 15:27:05) 
[]

Muhteşem hamburger tarifleriniz

Bu akşam evde hamburger yapıcam ve bu ilk denemem olacak. Karamelize soğan ve mantar içerikli burgerler tercih ediyorum genelde. Var mı şunu yaparsan daha güzel olur, bu işin püf noktası budur dediğiniz şeyler. Ya da soğan ve mantar dışında bir şeyler, soslar falan da tavsiye edebilirsiniz. Bu aksam muhteşem bir hamburger yapmak istiyorum. Teşekkürler ^^




 
karamelize soğan güzel oluyor. veya bir marketten burger sos alabilirsin. o da çok güzel olur.


  • reanarchy  (08.07.21 16:47:30) 
Turuncu cheddar olmayan keskin bir peynir de çok güzel olur. Seviyorsanız küflü peynir, sevmiyorsanız emmental olur, eski kaşar olur.


  • kobuzchu kiz  (08.07.21 16:58:31) 
yeşil mercimekten hazırlanan hamburger köftesini öneririm, youtube da tarifler ölçüler var, her türlü bakliyat kullanılabiliyor, nohut, haşlanmış kurufasulye, haşlanmış barbunya hepsi güzel oluyor fakat baharat olarak kimyon en çok yeşil mercimekle yapılana yakışıyor

şunun gibi bir şey, büyüklüğü ve şekil vermesi size kalmış
youtu.be
  • freebird5406_2  (08.07.21 17:15:49 ~ 17:20:22) 
Ben karamelize yerine pişmemiş kuru soğanı daha çok seviyorum hamburgerde. Onu da deneyebilirsin. Türüflü mayonezi çok beğeniyorum hamburgerde. Bi de hardalı sos olarak çok severim. Çok keskin bir tat tabii, etin tadını öldürebilir ama ben seviyorum.


  • himmet dayi  (08.07.21 17:18:33) 
Karamelize soğan için;

İnce doğranmış soğanı çelik bir tencerede kısık ateşte, kapağı kapalı halde unutun gitsin. Dibini hafif tuttukça su ekleyin ve kazıyın tavaya yapışanları. Bu işlemi soğanlar iyice karamel rengine gelene kadar tekrarlayın.
  • lüzumsuz adam  (08.07.21 17:21:46) 
Annem karamalize soğan ve köz kırmızı biber koyuyor. çedar peyniri eritiyor. bir de turşu suyu ve mayonezi karıştırırak big mac sosu benzeri bir şey yapıyor. tatlı hamburger ekmeği değil de fırından özel hamburger ekmeği alıyor.


  • Hallegadola  (08.07.21 17:32:03) 
Kıymaya karabiber, tuz, 1 kasik kadar ketçap, hardal ve bir kaşık sirke katıyorum. Bir kez bir tatli kasigi pekmez de koydum o da lezzet katmıştı.
Bu şekilde yoğurup yuvarlayıp beklemeye alıyorum.
Ekmeği özhan market var bursada, oradan alıyoruz ikili güzel bir ekmeği var.
İçine iceberg, domates, turşu, karamelize soğan ve mantar.
Soğanı karamelize ederken 1 tk balsamic sirke ve 1 tk şeker de ekliyorum.
Mantarda da aynısını yapıyorum. Güzel oluyor bence :)
İki yıldır falan dışarıdan hamburger yemiyoruz. Haftada bir bu tarifle bayram yapıyoruz :)
  • somethinginthewayshemoves  (09.07.21 02:06:14) 
Worcestershire sosu kullan diye inat ediyor yabancı siteler. Öneriyorum ben de. Metro grossmarkette var.


  • tey tey  (09.07.21 02:14:50) 
[]

doğum günleriniz nasıl geçer?

Herkesin cevabını merak ediyorum ama özellikle o günü yalnız başına geçirmeyi sevenler varsa aranızda, onların cevaplarını daha çok merak ediyorum. (Öncelikle yalnız geçirenler neden yalnız geçirmek istiyor?) Bugüne kadar doğum günleriniz genelde nasıl geçti ve o gün neler yaparsınız?

Bonus: En güzel doğum günü anınızı paylaşır mısınız?


 
genelde tektim. ilk tek olmayi huznu anaokulunda yasadim herkesinkini kutladik, benimkine sira gelecek diye beklerken okul tatil oldu... dumur olmustum ahahaha

sonralari zaten onemsemez oldum, ben kutlamiyorum diye kiz kardeslerimin kendi aralarinda.pasta alip benim dogumgunumu kutladiklarini biliyorum.
ulan bu nasil is ben yokum dogumgunumu kutluyorlar.
erkekler zaten umursamiyor dogumgunumu bilen kizlar da mesaj atiyor o kadar. zaten genelde calisiyor oluyorum kendim bile unutuyorum dogumgunumu.
en guzel dogumgunu de 99 depremi sonrasi koydeki dogumgunumdu herhalde bi 50/60 kisi vardik. hollandadan rusyadan almanyadan mektup arkadaslarim gelmisti.
  • turbo sadık  (07.07.21 21:14:37 ~ 21:15:55) 
Ne yalnız geçirmeyi, ne de abartılı eğlence biçimini beğeniyorum. Ama son birkaç yıldır sadece whatsapp üzerinden, hatırlayabilenler kutluyo. Farklı bi doğum günü geçireli epey bi yıl olmuştur.

En güzel doğum günüm lisedeyken yakın arkadaşımın "kuzenime bi şeyler alcam, boyu falan senle aynı sayılır, akşam bi alışverişe gidelim beraber" deyip 'kuzenine' aldığı hediyeleri aslında bana alıyor olması ve benim bunu hediyelerin bana verildiği ana kadar fark etmemem ve akşam bi cafede sürpriz doğum günü etkinliğine sürüklenmem.

Evet. Jeton kare.

Bu arada doğum günün şimdiden kutlu olsun.
  • himmet dayi  (07.07.21 21:15:26) 
@himmet dayı heheh teşekkür ederim. Her yıl burada "bugün benim doğum günüm" başlığı açarım zaten, klasiğimdir :D o zaman tebriklerinizi alırım, 10 gün kaldı ^^


  • Mossy  (07.07.21 21:20:32) 
Çocukluğumda hep mini partiyle kutlandı aile arasinda.

Doğum günüm belirli günler ve haftalara dahil xd o yüzden kolay unutulmuyor. Varligimdan gerçekten mutlu olduğunu bildiğim arkadaslarimin mesajları cokkk mutlu ediyor. Ancak iş yeri gibi ortamlarda pasta alinip kutlanacak olmasini bilmek aşırı geriyor beni... Hiç hoslanmiyorum.

Eğer hayatımda biri varsa onunla güzel bir yemek yemek isterim. Onun dışında kimsenin yapmacık kutlamalarini görmek istemiyorum (ancak maalesef görüyorum). Hl

Hatta son doğum günümü anlatayim. Arkadaslarima ısrarla "kutlanmasini hiç sevmiyprum.sakin kutlamayin" dedim. Sonra yine de suprizimsi yapmaya çalıştılar. Bir suratim düştü, bir moralim bozuldu... Dedim sevmiyorum demistim. Sonradan çok üzüldüm onların da keyfini kaçırdım diye

En güzel doğum günüm yok galiba
  • abuzer  (07.07.21 21:21:41) 
kendime Bremen'e 2 günlük seyahat armağan etmiştim 2015'teki doğum günümde. çouchsurfinğ'de anlaştığım arkadaş da nehir kenarında bir köşkte oturuyormuş, gitmeden anlamamıştım. terasını komple benim için ayarlamıştı. hem o 2 gün hem nehir yanı teras keyfi baya iyiydi. ryanair kampanyalarına denk getirmiştim gidiş dönüş uçak 18 euro idi. bir de festivale denk gelmişti ki her şey dahil maks 70-80 Euro'ya süper bi 2 gün geçirmiştim. en janti doğum günüm odur. ama genelde sade geçer.


  • dnzbrs  (07.07.21 21:24:54) 
En güzel mi bilmiyorum ama lisede sınıf arkadaşlarım aralarında para toplayıp doğum günümü kutlamıştı. Pasta almışlardı. Hatta o günkü harçlıklarını harcadıkları için biraz aç bile kalmışlar. Hoşuma gitmişti düşünmeleri, fedakâr olmaları. Kız arkadaşım da pasta yapmıştı bir kez. O da güzeldi. Ailem de pasta almıştı birkaç kez. Birkaç iyi geçen doğum günüm oldu. Ama yaş ilerledikçe eskisi gibi olmuyor. Ben o günü sakin geçirmek istiyorum. Hatta olaysız bitsin istiyorum. Biraz çekingen davranıyorum. Bunun yaşla ilgili olduğunu düşünüyorum.


  • dissendium  (07.07.21 21:36:11) 
ben bu konuda cok uzun yazabilirim. dogum gunu ve dogum gunu kutlamasina farkli gozle bakiyorum. burclarla filan hic isim yok mesela.

bundan 10 sene oncesine kadar herkesin dogum gununu caba gostermeksizin ezbere bilirdim. rastgele insanlar da olabiliyor bunlar. bir gun eski bir tanidigi gordum barda. sen dogum gunlerini hatirlardin benimkini hatirliyor musun dedi. bir dakka dedim ve onu bir arkadasimin yanina goturdum. arkadasima "dogum gununu soyler misin lutfen" dedim. (ikinci arkadasimin dogum gunu tanidik olan ile ayni gundu - 16 subat)

facebook cikana kadar insanlar cok deger veriyordu hatirlanmaya. sonra duvardan duvara yazmalar basladi ve herkes herkesinkini zaten biliyor oldugu icin cok onemsenmemeye baslandi. ben de biraktim bir yerden sonra.

su anda sadece cok yakinlariminkini kutlarim. o da oyle gece 12'den sonra filan degil gayet ertesi gun gun icinde (yegenlerim haric onlar benimkini 12'de kutluyor)

yeni tanidiklarimin dogum gunu ne zamandir hic bilmiyorum. onumde parti yapmadiklari surece kutlu olsun bile demem. cunku bunun onemsendigini dusunmuyorum. onemseyecek kisilerinkini kutluyorum.

bir gun bir "yakin" arkadasim dogum gunumu kutlamayi unuttu. "yani sen kutlamiyorum dedin ondan cok sey yapmadim" dedi. yahu kutlamadan kastim toplanma idi (kendisi her dogum gununde yemek organiza eden bir sahis)

ortalama 20-25 kisi kutluyor. kim kutlamadi diye aklima bile gelmiyor. ama yakinlarim bi zahmet kutlasin istiyorum :)

nasil geciyor? cok alelade geciyor. 12'de sevgili kutluyor ilk. sonra yegenler ve 20 yillik arkadas. aksamina da iciliyor (opsiyonel) pasta masta yasini zaten gectik (gene de arada aliniyor, olsun. pasta severim :D)

son birkac senedir toplu hicbir dogum gunu etkinligim olmadi (kendimin)

bu sene patronum (yunan) eve turkce mesajli cicek gonderdi hic ama hic beklemiyordum (birkac gun once gelmesi daha da surpriz yapti olayi) yani mutlu oldum tabi (birkac hafta once tatsiz olaylar yasamistik)

unutamadigim dogum gunum sanirim suydu: sene 2004 yurtta kaliyoruz. ben aksamlari calisiyorum part time. oda arkadaslarim hic kutlamadi ya da yarim yamalak kutladi hatirlamiyorum. dogum gunm ama 12'yi gecti saat yurda dondugumde.

kapiyi actim mumlar, karanlik, iyi ki dogdun...

dedim ki: bi dakka, ama benim dogum gunum gecti

arkadasim dedi: ulan demedim mi size bu kesin buna laf edecek diye sfdlsjfsldf

oyle tatlis bir andi. oyle...
  • supergirl  (07.07.21 21:38:25 ~ 21:39:30) 
dogum gunlerim sene gectikce berbatlasiyor hele bu yili hatirlamak bile istemiyorum. cocukken ailecek kutlardik teyzeler dayilar vs okulda da arkadaslarimizla kutluyorduk onlardan genel olarak memnundum ne abarti ne bir sey sadece toplanmak icin bahaneydi ve hediyeler mutlu ediyordu. artik olmuyor

tarihim kotu hava genelde yagmurlu ruzgarli vs oluyor cok ic acici degil
  • ala09  (07.07.21 21:45:00) 
Tam doğum günümün olduğu gün, son senelerde yalnız odamda içip film izleyerek geçirmeye başladım. Çünkü canım kendim. Öncesinde de kendime hep hediyeler alırım.

Doğum günüm öncesi/sonrası eski şirket, lise, üniversite arkadaşlarımla basit bi yemek yeriz.

En güzeli de, üniversitedeyken arkadaşım bir sürü kişiyi bir partide toplamıştı. Partinin amacı başkaydı ama bir anda benim partim haline gelmişti.
  • jazzabel  (07.07.21 22:24:48) 
Valla ben de ne ozellikle yalniz gecirmeyi ne de ozellikle gidip birileriyle olmayi istiyorum. Nasil denk gelirse artik oyle giriyorum.


  • j r r tolkien hayrani  (07.07.21 22:26:04) 
29 yaş havuza atlamalı içip gebermeli parti
30 yaş evde tek başıma uyuyarak geçmişti
31 yaş arkadaşlarla rakı
32 yaş bekarlığa veda gecemi doğum günüme denk getirdim
33 yaş eşim tüm arkadaşlarımı toplayıp sürpriz yapmış kalamış parkında goygoy
34 yaş pandemiye denk geldi evde oturduk
35 yaş pandemiye denk geldi evde oturduk

En sevdiğim doğum günüm evde uyuyarak geçirdiğim.
  • suicides underground  (07.07.21 22:30:04) 
Ağustos ayında olduğu için okul arkadaşlarımla hiçbir etkinliğim olmadı zaten sosyal bi tip değildim ama belki okul olsa en azından bir hareket olabilirdi.

Hayatımda bir kez evde doğum günü partisi yapıldı akrabalar birkaç arkadaş vs geldi hatırladığım tek anı; gelen en güzel hediyenin tam verilecekken veren kişinin elinden kayması sonucu kırıldığı an :/
gecesi 17 Ağustos depremi yaşandı yabancı ve kendi evimden çok daha yüksek ve desteksiz bir evdeydim çok korkmuştum. Çocuk kafası kıyamet kopuyor sanmıştım :):):) bir de o günlere dair güneş tutulmasını izlemeye çalıştığım bir an kalmış zihnimde.

Bu travmayla ilgili değil ama sonra hiç doğum günü kutlamadım.
Facebook kullandığım zamanlarda gün yaklaşınca profilimden doğum tarihi bilgisini gizlerdim kimse görmesin sayfam gerekesiz kutlama mesajlarıyla dolmasın diye.

99 dan sonra ilk kez bu yıl tam gününde olmasa da hemen bitişiğindeki hafta sonu minik tatilli bir etkinliğimiz var umarım güzel geçer.

Nice yıllara :)
  • mutekebbir  (07.07.21 22:30:54) 
Ben etrafımdaki insanların doğum günü için bir ay önceden hediye bakmaya başlarım. Pastayı kendim yapacaksam nasıl yapacağıma, hazır alacaksam nerden nasıl alacağıma, kutlamayı nasıl yapacağımıza karar veririm. Özenirim yani.

Ama benim doğum günüm gelir, doğaçlama, öyle baştan savma kutlamalar, bir gün kala sana ne hediye alalım diye sormalar. Tamamen soğuyorum. Bir gün kala hala ne yapacağını bilmiyorsan, ne hediye al bana öyle alel acele sırf almış olmak için, ne de laf olsun diye doğum günü kutla.

Kastettiğim abartılı şeyler değil, ama en azından düşünme kısmında özenilmeli. 1. derece yakınlardan bahsediyorum bu arada.
  • hrvl  (07.07.21 22:32:49) 
Ben kendiminkini pek önemsemiyorum. Etrafımdaki sevdiğim insanlar için bir farklılık yapmaya çalışıyorum ama o zamanki şartlara göre.


  • nucleon  (07.07.21 22:56:55) 
Hayatım boyunca doğum günleri kutlanan bir insan olmadım. Önem de vermedim açıkçası. Çocukken kutlansaydı belki önermserdim.

Bugün ailem doğum günümü kutladı mesela. Ama benim doğum günüm 10 Haziran. Sürpriz oldu bana da. :)

Peki gerçek doğum günümde ne yaptım? Hiç. Ama bu beni kötü hissettirmiyor. Sadece bir - iki arkadaşım var. Muhakkak kutluyorlar doğum günümü. Belki onlardan biri kutlamazsa biraz burulurum.
  • rahip janick  (07.07.21 23:04:26) 
Birazdan yeni yaşıma gireceğim ailem memlekette, manitam uyudu, yalnızım. :( yarın bir şeyler yaparız herhalde. Doğum günlerini de çok severim bu arada.


  • Hallegadola  (07.07.21 23:26:31) 
genelde mesaj atmaktan fazlasını yapan olmadığı için yalnız geçirmeyi tercih ediyormuş, umursamıyormuş gibi yapıyorum. heheh.


  • olsa da yesek  (07.07.21 23:35:43) 
dogum gunu kutlamayi cooook severim.

universiteye kadar ailemle kutladim. universiteden beri arkadaslarimla kutluyorum. sevgilimin oldugu donem onunla da kutlamistim.

eski sevgilim evime gelmis ve her yere kalpli mum koymus ve bana balon almis. cok tatliydi. onceki dogum gunumde de yarisi sonmus balonlarla kapima gelmisti ahahahhaha.

arkadaslarimla olanlar da cok eglenceli. bir tanesinde best friendimle ictik ictik uyuduk. video cektik bol bol. yilda 1 icen tipler oldugumuz icin baya sacmalamistik. cikolatalar bir yerde, biz bir yerdeydik. asik oldugum kisiyi aramamam icin beni tutmustu ki arayacak halim de yoktu ahahah. video cekmek onemli. sonradan cok guluyoruz.

benim degil ama bu bestimin dogum gunu de superdi. bu sefer bir yakin arkadasimiz daha vardi. sozde beni tutacaklardi o kisiyi aramamam icin ama onlar da kafayi bulunca ara ulan dediler. ben aradiiim, ses kaydi attiiiim, mesaj gonderdiiim... kendimi cok guzel rezil ettim. her yerde balon vardi. ben hepsini patlattim. bundan manyak gibi zevk aldim. sonra agladim agladim agladim. ilk defa viski denemistik. o bizi bozdu. ozellikle beni bozdu. kahve ictim olmadi, su ictim olmadi. midemin icine etmisim bir kere. bolca da pasta cikolata falan yemistim. ertesi gun acilden cikamadim :)) yine de guzeldi.
  • batlegolas  (08.07.21 00:08:44) 
Başlasınında kendi doğum gümü de kutlamayı sevmem. O nedenle şimdiye kadar hiç kutlamadım yaş 30.


  • paramolacak  (08.07.21 00:36:09) 
Doğum günlerini önemsemiyormuş gibi yapıp 1 yıl daha geçti diye içimden hüzünlenirdim. Gelen mesajlara cevap ver, pasta ye. O ruh halini dağıtmaya karar verdim. 1 ay önceden aileme doğum günümü nasıl kutlayacaksınız, bana ne alıcaksınız diye geyik yapmaya başladım. Artık doğum günümde ortalarda zıp zıp zıplıyorum. Ailem de bana uydu bir ay şamata yapıyoruz. Şakadan daha çok hediye istiyorum. Yalnız bir doğum günü geçirirsem de samimi olarak kendime hediyeler almayı, şımartmayı düşünüyorum. Belki hayır hasenat yapabilirim.


  • birbuket  (08.07.21 10:27:17) 
doğum günümü yalnız geçirmeye özellikle bir düşkünlüğüm yok.
tam aksine, eğlenceli geçenler insana daha çok yaşam enerjisi veriyor bence.
özellikle çocukluğumda hep çok güzel partiler yapardı annemler.
palyaçolar hediyeler mi getirmedi, barbie bebekli pastalar mı yapılmadı...
akla gelebilecek her şekilde kutlandı doğum günüm.
o yüzden bana hep eğlenceyi ve neşeli olması gereken bir günü çağrıştırır doğum günü.

35 yaşındayım, bugüne kadar sabahlara kadar eğlendiğim doğum günlerim de oldu, sabahlara kadar çalışarak geçirdiklerim de.
belli bir ritüelim ya da düzenim yok bu konuda ama yalnız geçirmek bence biraz morali aşağı çekebiliyor.
doğum günü kutlanması gereken bir şey çünkü.

çocukluğumdakiler dışında bugüne kadar en çok eğlendiğim doğum günüm, birinci ve en fazla ikinci dereceden yakın olduğum arkadaşlarımın olduğu kalabalık bir grupla asmalı'da yemek yedikten sonra sabaha kadar meyhane, nargileci, sahil falan dolaşıp eğlenip sabaha karşı bir arkadaşımın evine gidip kaldığımız doğum günümdü.
sabah yine hep birlikte kahvaltı yapmıştık.
grupta yeni tanışanlar olmasına rağmen gece boyu ve sabah tek bir kişi bile erken ayrılmadı, başladığımız kadroyla süreci tamamladık.
asmalı'da yemek yediğimiz yerde yan masadakiler doğum gününü duyunca kalan yarım şişe rakılarını bana hediye etmişlerdi, şişeyi hâlâ saklarım.

bir de, lisedeyken arkadaşlarımın harçlıklarını birleştirerek bana radyolu, çok güzel bir pikap aldıkları doğum günüm vardı.
kendilerince prodüksiyon yapmışlar.
annemle işbirliği yapıp benden gizli odama taşımışlar, paketlemişler falan.
ben eve gitmek isterken sürekli birileri oyaladı.
meğerse okulda neredeyse herkesin haberi varmış, bilerek lafa tutulmuşum.
ben de doğum günüm diye insanlar benle ilgileniyor sanmıştım, hiç uyanmadım o yüzden :)

sonra o kocaman paket açıldı, bütün gün boncuk strafor topladık odada.
ama çok eğlenmiştik, pikap da hâlâ çalışıyor.
  • blatta hiberna  (08.07.21 10:53:16 ~ 10:57:51) 
[]

Doktora sonuç göstermek için randevu almak gerekiyor mu

Gittiğim doktor birkaç test istedi ve bunların sonuçları tahmini 3 günde çıkacak dendi. Testleri yaptırdım, bugün sonuç göstermek için geldim. Sekretere "sonuçlarım vardı" dedim, "randevu aldınız mı?" dedi. Randevum olmadığını söyleyince giriş yapamayacağını, sonuç göstermek için tekrar randevu almış olmam gerektiğini söyledi. Ben ilk kez böyle bir şey duyuyorum. Gerçekten çok şaşırdım, pandemide de defalarca doktora gittim, hatta yine aynı testleri yaptırdım ve hiçbir zaman ikinci bir randevu almadım. Sonuç göstereceğim deyince zaten barkod veriyorlar. Ne zamandır böyle bir uygulama var dedim, 2 yıldır böyle dedi. Ben 2 yıldır nasıl randevusuz girmiş olabilirim?

Sizin bu uygulamadan haberiniz var mıydı? Tekrar randevu alıp mı gidiyorsunuz sonuçlar için?


 
İşi bilmiyo muydu acaba? Ben daha 1.5 hafta önce gittim dahiliyeye. 1 ay sonraya attıkları ultrason sonucunu göstermeye geldim dedi barkod verdi, gösterdim. Randevu falan almadım hiç.


  • warmy  (01.07.21 14:56:38) 
aynı gün olunca randevu almıyordum ama belki farklı günde randevu gerekebilir bilemedim.


  • jelly bear  (01.07.21 14:57:09) 
yeniden randevu almanıza gerek yok.


  • messina123  (01.07.21 15:12:47) 
Bugune kadar hep arayip kontrol randevusu aldim, aramada randevuda ucretsiz.


  • thesomberlain  (01.07.21 16:01:35) 
Sonuç barkodu vermeleri lazım, onunla sonuç gösterilebilir. Bazı hastanelerde doktorlar dönüşümlü çalışıyor (bu ayrı bir saçmalık) bu nedenle kendi doktorunuz olmayabilir ama başka bir doktor sonuca bakmalıydı. Aynısını bana da yaptılar, ben de ilk başıma gelince çok itiraz edememiştim ama soruşturdum, yanlış yapmışlar denildi. Hastaneye şikayet yazdım. Siz de mutlaka yazın. En azından içim soğudu biraz

Ayrıca böyle bir uygulamaya geçildiyse bunun hastalara duyurulması gerekir. Her şeyiyle saçmalık, şehir hastanesine geçilince doktor takvimini takip etmek randevu bulmak vs iyice saçma sapan oldu.
  • epitaf  (01.07.21 16:26:40) 
[]

İstanbul'da kültür-sanat etkinlikleri

Önümüzdeki günlerde/haftalarda/aylarda gitmeyi planladığınız, tatminkâr olacağını düşündüğünüz etkinlikleri paylaşır mısınız? Özellikle SSM ve Pera'da yapılan sergilerin müptelası olarak sizlerden yine bu yönde tavsiyeler bekliyorum. Ama illaki sergi olmasına gerek yok elbette, sadece kendi planlarınızı paylaşmanıza da sevinirim. Yeni bir şeyler keşfetmek istiyorum *-*




 
40. İstanbul film festivali, İstanbul müzik festivali ve caz festivali var. Salonların açılmasını 4 gözle bekleyen biri olarak her fırsatta filme gideceğim. Diğerlerinin takvimi açıklandıkça onlar da listede.


  • Jux  (27.06.21 16:38:38) 
Ağustos'ta İdil Biret konseri var, 10 Mart 2020 Riverside'dan sonraki ilk etkinliğim olacak, hatta pandemi sonrası evden iş hariç çıktığım sayılı zamanlardan biri olacak. Tabii o zamana kadar yeni bir dalga yükselmezse.


  • bartholomew87  (27.06.21 18:24:31) 
[]

Almanca A0 birine kaynak

Anadolu lisesi mezunuyum ama okul bitince dille ilgilenmediğim için öğrendiğim her şey sadece kulak aşinalığı seviyesine indi. Şimdi en baştan başlamak istiyorum ama hiçbir fikrim yok kaynaklar konusunda. yardımcı olursanız sevinirim.




 
Sıfırdan başlamak için Duolingo fena değil. Tabii Duolingo sizi belli bir seviyeye kadar getirebilir.


  • himmet dayi  (21.06.21 22:34:34) 
uygulama tarzı değil kaynak kitap arıyorum eski usul oturup tek tek grammar vb çalışabileceğim.


  • Mossy  (21.06.21 23:08:38) 
Menschen A1.1 ve Menschen A1.2 ile başlangıç seviyesini öğrenebilirsiniz, bu kitaplar internette inanılmaz pahalı ama somalililer bedavaya pdf+ses cdslerini dağıtıyor.


  • nahtoderfahrung  (21.06.21 23:36:36 ~ 23:36:57) 
Kitap için benzer soru sorduğumda şunu önermişlerdi:
Her Yönüyle Modern Almanca www.amazon.com.tr

  • himmet dayi  (22.06.21 00:51:18) 
12  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.