[]

bana yatak (baza ve sünger) önerelim

çift kişilik alacağım. güzel bir sünger ve normal idarelik bir baza işimi görür. bu ikiliyi 10 bine kapatabilir miyim sizce? alıp memnun kaldığınız ürünler var mı tavsiyelerinizi bekliyorum.




 
Ikea nın sungerli yatakları çok başarılı. En ucuzunu almayın!


  • nekonustukbiz  (29.03.24 12:57:42) 
[]

protez bacaklı adama yardım etmek istiyorum

selam, uygun başlığı seçemedim ama durumu şöyle açıklayayım: işe giderken bazı günler protez bacaklı bir adamı yere oturmuş mendil satarken görüyordum. bir gün kendisine gidecek yeri olup olmadığını, neyle nasıl geçindiğini sordum. adamcağızın emekli olmasına 3 yıl varmış ama bacağını kaybedince bu duruma düşmüş. cimere yazmış malulen emekli olabilmek için ama olumlu bir cevap gelmemiş. belediyenin yaptığı aylık erzak yardımı vb şeylerle hayatını idame ettiriyormuş. bu adama yardımcı olmak istiyorum, bilgilerini aldım. sizce ne yapabilirim. etrafımdaki insanlarla aynı zamanda cimere yazsak biz de mesela ciddiye alınır mı?




 
bir sürü dernek var. adamın kaydını yaptırabilirsin.


  • gabe h coud  (20.03.24 21:29:46) 
ahbap’a sorabilirsin


  • baldan kaymak  (20.03.24 21:35:58) 
aynı şekilde, video çekip ahbap dan destek alabilirsiniz.


  • Rao  (20.03.24 21:44:33) 
Sorunuza daha öncede yazdım ama mesajım anlamsız bir biçimde silinmiş. Belirtmiş olduğunuz kişinin yardıma muhtaç olduğunu düşünmüyorum.


  • doharkoman  (20.03.24 21:54:02) 
[]

"Gülce" ismi sizce nasıl

Güzel mi, kulağa hoş geliyor mu?




 
Gelmiyor.


  • Bruce  (02.11.23 00:01:04) 
Kulaga guzel geliyor ama soylemesi zor. Biraz kasinti bi isim gibi geliyor bana.


  • krmzbvl  (02.11.23 00:32:03) 
Anlam olarak kasinti geliyor.


  • krmzbvl  (02.11.23 00:32:27) 
gelmiyor. telaffuzu da zor. yabancilar icin daha da zor.


  • supergirl  (02.11.23 01:32:08 ~ 01:32:17) 
Yarım kalmış gibi geliyor. Gülcemal olacakmış gibi.


  • kaptan maydanoz  (02.11.23 07:29:35) 
çok severim, çok güzel bir isim


  • delidiyorum  (02.11.23 07:59:15) 
Gül içeren isimleri çok sevmiyorum ben. Gülce hem söylemesi zor, hem de anlam olarak çok saçma geliyor. -ce küçültme eki, yani gül değil ama güle benzer anlamı var mantıksız bir sözcük. Bi de hep Günce ismiyle karışır muhtemelen. Ayrıca konudan bağımsız ama tanıştığım tüm Gülceler gıcık insanlardı :D


  • nundu  (02.11.23 09:32:12) 
Bence güzel. Ama daha güzelleri de var.


  • elorelia  (02.11.23 10:32:05) 
çok güzel bence, çok sevmişimdir hep.


  • dilhun  (02.11.23 13:54:17) 
Çok güzel


  • doharkoman  (02.11.23 16:17:02) 
Ben koymazdım. Söylenişi zor. Pasaportta yurtdışında gelecekte sorun olur. Sevme nedeninizi anlıyorum ama iyi bir seçim değil sanki.


  • medre  (02.11.23 23:23:13) 
Güzel bence.

Ömer Lütfi Mete'nin Gülce şiirine bayılırım.
  • Tina  (02.11.23 23:29:38) 
[]

Sevgilimin mesajlaştığı kız

Sevgilimle 1 buçuk yıldır beraberiz. Başta uzak mesafeydik 8-9 aydır o da İstanbulda yaşıyor genelde boş vakitlerimizi beraber geçiriyoruz.

Gel gelelim o buraya yeni taşındığı için hiç arkadaşı yoktu. Kendisinin öyle bir kaygısı yoktu ama bütün zamanını benimle geçirmesi başka hiç sosyal ortamı olmaması falan bana uzun vadede mantıklı gelmedi ve sevgilimi arkadaş edinmeye teşvik ettim. Neyse bu arada kıskanç bir insan değilim normalde. Ama benim sevgilim instagramdan kendisini takip eden (kendisi çok iyi bir elektrogitarist olduğu için bir takipçi kitlesi var) bir kızla müzik muhabbeti yapmaya başlamış sonra da bestelerini atmış, Instagram o formatları desteklemeyince whatsappa geçmişler vesaire. Bana da kızdan arkadaşım arkadaşım diye bahsedipduruyordu. Bugün dikkatimi cezbetti sordum kaçtır bahsediyorsun kimmiş bu arkadaş diye. Anlattı işte, sen bana arkadaş edin diyordun ben de insanlarla sohbet ediyorum ilgi alanlarımı paylaşıyorum falan dedi. OKEY HER SEY COK GUZEL BU NOKTAYA KADAR. Sevgilim yokken bi whatsappını kurcaladım içime kurt düştü. Yapacağım iş değil normalde. Ama kızla 2 haftadır her gün kısa kısa da olsa muhabbet etmişler, herrr gün. Bunların bazılarında sabah uyanır uyanmaz kıza yazmış günaydınlaşmışlar. Mesaj yerine ses kaydı atmış ki huyu değildir ses atmaz. Zaten hobileri müzik olduğu için bir dünya şarkı atılıyor karşılıklı. Atılan emojiler affedersiniz bi hoşuma gitmedi anlatabiliyor muyum. Okurken bi kıskandım, ilk kez kıskandım kendisini.

Sevgilim de şöyle bir insan çok iyi tanıdığım için söylüyorum, iyi niyetli cidden bazen saf denecek kadar. Etik değerleri çok güçlü ve bana aşık olduğunu herkesin bildiği bir adam. Bugüne kadar hiçbir güven sorunu yaşamadık. Simdi durup dururken yılmazı msnden sileceksin triplerine girmek istemiyorum ama rahatsız oldum yani yeni tanıştığı biriyle bu şekilde samimiyet kurmasına. Sevgilimi tanımasam ve gelip kendisi bana anlatmasa şüphe edicem ama edemiyorum da.

Ne tepki vermeliyim sizce çok asabım bozuldu.

 
Şüphe varsa şüphe yoktur. Amma bu aşamada ne yapılır bilmem


  • olaylar olaylar  (26.10.23 02:20:30) 
uyuyan arıyı siz uyandırmışsınız anladığım kadarıyla, çiçeklerin tadını aldı mı bal toplamaya başlar artık :D

ne yapacaksınız, karşınıza çekip konuşacaksınız rahatsızım diye. erkekler de kadınlar gibi daha iyisini bulduklarında ya da sandıkları zaman çekilmeye eğilimliler, o yüzden konuşurken karşıdakini çok büyütmemeye dikkat edin derim. onun ilgisi üzerinden belirtin rahatsızlığınızı.
  • gule gule  (26.10.23 02:42:57) 
Açıkçası sevgilimin konuşmalarını okumuş olmamı tasvip etmiyorum ve bunu gidip ona açıkça söylemek istemem çünkü benlik bir hareket de değil. İkincisi böyle bir konuşma birbirimiz üzerinde fazladan hak iddia etmemize ve ilişkiyi boğucu bir noktaya götürmemize sebep olur diye endişeliyim. Bundan sonra her arkadaş dendiğinde birbirimizi sorguya çeker konuma gelmek istemiyorum.

O yüzden de iki arada bir deredeyim
  • Mossy  (26.10.23 05:14:46) 
tekrar konusu gecince arkadasim dedigi kisiden ne aekilde bahsediyo? arkadaslar ama yazisarak mi sadece? bizim de sanal sohbetlerimiz oluyor ama instadan takipledigim biri falan diye aciklarim arkadasim demem. normalde asosyalse ayari tutturamaz ipin ucu kacar. tek edindigi arksdas bu mu? bence silceesin yerine bunun siradandan fazla oldugunu niyetinden emin oldugunu ama karsi taraf bunu ilgi olarak gorecegini vs konusmalisin. onun sana gostermesini saglaman lazim tabi konusma sıklıgını


  • mess  (26.10.23 08:00:45) 
Kimse arkadaşına durduk yere sabah uyanıp günaydın diye mesaj atmaz. Bazı şeyler nettir bence. Ben bunu hoşlantı kabul ederim, geri kalan şeylere bakmama gerek kalmaz.

Diğer taraftan, insan hoşlanır bu elinde olmayabilir ancak bunun ilişkisine zarar verecek boyuta ulaşmasına izin verip vermemek kendi seçimi ve kendi elinde olan bir şeydir. Sizin sevgiliniz baya muhabbete dalmış görünüyor. Daha diğer taraftan 1,5 yılda ve bu 1,5 yılında daha kısa süresi beraber geçmişken böyle bir şey oluyorsa o ilişkiye umut bağlamazdım ben.

Burada karar sizin, onun yaptıklarını değiştiremezsiniz. Ya buna göz yumup daha ileriye taşınmasını beklersiniz ya da uygunsuz bulup bitirirsiniz.
  • akhenaten  (26.10.23 09:14:29) 
İlişkiler başlar, gelişir ve zamanı geldiğinde son bulur. Önce bunu kabul etmek lazım bence. En kötü taraflardan biri öldüğünde bitecek, ben böyle bakmaya başlayınca biraz kafam açıldı. Eğer zaten ilişkiniz sizin müdahaleleriniz, çabalarınız ve yoğun bakımınız sayesinde yürümeye devam edecekse; bunları sağlayamadığınız ilk an yine bitecek. Bir noktada bitecek ilişkiden şu an güzel vakitler biriktirmek yerine, ileride olabilecek kötü bir ihtimalle bugünlerdeki güzellikleri de hiç etmemenizi öneririm. Anın keyfine varın derim.

Süper kahraman değilsiniz, ilişki içerisinde bir bireysiniz. Karşı taraf nasıl sizi zorla ilişkide tutması etik değilse, sizin de tutmanız etik olmayacaktır. Zaten bu etik sınırlar ihlal edildiğinde ilişki toksik bir tarafa doğru gidiyor.

Bahsini etmişsiniz zaten, partneriniz iyi ve sizi seven biri. O zaman buna odaklanıp anın kıymetini bilin. Olası bir gönül kayması durumunda yaşayacağınız (ve belki hiç olmayacak) duygu hırpalanmaları ile kendinizi bugünden hırpalamayın. Burada en temel olgu sizin iyi olma halinizin zarar görmemesidir. Kendi kendinizin iyi olma haline zarar veriyorsunuz gibi gördüm şu anda. Bunun bir ileri adımı daha sık whatsappları kontrol etmek, sosyal medyada darlamak, bazen gözünüze çarpmayacak şeylerin artık batıyor olması vs. bunlar giderek büyüyecektir.

Partnerinizin belli ki tutku duyduğu müzik gibi bir alan var. Bu alanda tutkusunu paylaştığı kişilerle normal kişiler arasındaki ilişkilerden daha yoğun ilişkiler olabilir. Ama bu illa arkadaşlık ötesine geçecek diye bir durum yok. Arkadaşlık ötesine geçecek bir duruma gelirse zaten partneriniz o kadar da ilişkiye sadık biri değilmiş demektir ve ne yaparsanız yapın bunu değiştiremezsiniz. O anda da yol vermek en iyisi olacaktır. Ama bunları şimdiden düşünüp kendinizi hırpalamayın.

Kendinize iyi bakın <3
  • ManikD  (26.10.23 09:42:49) 
hocam ben bu konudan dili yanmış biri olarak, hatta ne dili kalbi komple kendisi yanmış biri olarak fikir beyan edeyim. benim de böyle dünyalar kadar güvendiğim o kadar ki sorsalar kendinden herkesten çok kime güvenirsin deseler direkt aklıma gelen isim eski sevgilimdi. o dünya iyisidir, dürüsttür, yalanı dolanı olmaz, aldatmaz vs vs imkansız yani ben yaparım o yapmaz derdim. ilişkimiz sürerken bu sevgili kişisinin bi arkadaşı vardı, mesajlaşıyorlardı zaman zaman. bi keresinde bana başka bir konuyla alakalı olarak mesajlaşmalarını göstermişti bu kızla. kız samimi samimi konuşuyordu, benimki de terslemiyordu. ama hani arkadaşlarıyla samimi olanlar okusa belki ne var bunda da denebilecek tarzda konuşmalar. ben o gün ona insan arkadaşıyla böyle konuşur mu diye sormuştum da işte arkadaşıdır, benimki de nasılsa güvenilir diye uzamamıştı konu. gel zaman git zaman biz ayrıldık, biliniz bakalım sevgili kişisi hemen kiminle sevgili oldu? :) yani sizi doldurmak vs katiyen istemem de sevgilisi olan insanın karşı cinsle sürekli ve samimi iletişimi, münasebeti hayra alamet değildir. bu kadar güvenmeyin, sonra daha çok üzülüyorsunuz. bence sevgilinizle konuşun, sizi de rahatlatacak şekilde kendisine çeki düzen verirse ne ala, ama yok sevgilisi dururken arkadaşım da arkadaşım diye tutturursa (hem de yeni tanıştığı biri için) geçmiş olsun yol yakınken ayrılmak en güzeli.


  • nic cage  (26.10.23 09:42:53 ~ 09:52:28) 
Az tanıdığın ve de ustelik internetten tanisigin insanla her gun mesajlasma gunaydinlasma flörttür. Sarki paylasimi zaten olayı romantik boyuta cekmeye cok musait. Kıza senden bahsetmis mi hic bu konuşmalarda?


  • instant crush  (26.10.23 10:41:44) 
benim de çok sevdiğim kız arkadaşlarım var. hiç biriyle ayda 3 kere wsp'den konuşmadık. dışarda buluşmamız wsp'de konuşmadan fazladır.

ciddi bir şey olmasa bile, günlük flörtvari konuşmalar, sürekli günaydınlaşmalar ilişkiyi yıpratan, insanın başkasına olan değerini törpülemesine neden olur.

yapacağın şey basit, bir defa kız yazdığında "ben mossy, sevgilisiyim kendisi müsait olunca size döner" dersin ya da aradığında açarsın buyrun kendisine iletmemi istediğiniz bişey varsa söyleyin dersin olur biter. kızın da kafası çalışıyorsa, iletişimi azaltır
  • avatar is back  (26.10.23 11:05:10) 
Hic kimse arkadaslarina her gun gunaydin mesaji atmaz +1
Sevgiliniz de olaylarin farkinda olmali ki sucluluk psikolojisiyle bu yeni arkadasini sizinle paylasmaya calisiyor ama bu sonucu degistirmez.
Politically correct kasmaya gerek yok.Sevgilinizi karsiniza alip konusacaksiniz rahatsizliginizi ileteceksiniz.Baska bir yolu yok bu isin.
  • turkuaz  (26.10.23 11:15:57) 
Gitaristler aldatır. Çoktan boynuz yemiş olabilirsin. Yemediysen de dikkat et yakındır.


  • adwokat  (26.10.23 11:30:29) 
ummadık taş baş yarar.
yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur.
bir elin nesi var iki elin sesi va.. dur bu yanlış oldu.

tepki vermeye gerek yok bu tip durumlara bırakacaksın, bir halt yerse hah diyeceksin bu da elendi, yoluna bakacaksın.
  • ananiyimioguz  (26.10.23 12:09:25) 
Ya bunun şüphe duyulacak yanı kalmamış ki.
Sor bakalım kaç kişi sabah uyanınca karşı cins arkadaşlarına günaydın mesajı atıyor. Sadece ve sadece hoşlandığın kişiye atarsın. Başka bir açıklaması yok. Ben çok sevdiğim çok iyi anlaştığım arkadaşlarıma bile her sabah günaydın yazıp her gün sektirmeden mesajlaşmam

Geçmiş olsun.
  • Gradient_tabanlı_mor  (26.10.23 13:00:17) 
"Partnerinizin belli ki tutku duyduğu müzik gibi bir alan var. Bu alanda tutkusunu paylaştığı kişilerle normal kişiler arasındaki ilişkilerden daha yoğun ilişkiler olabilir. Ama bu illa arkadaşlık ötesine geçecek diye bir durum yok. Arkadaşlık ötesine geçecek bir duruma gelirse zaten partneriniz o kadar da ilişkiye sadık biri değilmiş demektir ve ne yaparsanız yapın bunu değiştiremezsiniz. O anda da yol vermek en iyisi olacaktır. Ama bunları şimdiden düşünüp kendinizi hırpalamayın "

Kaşe imza mühür sirküler ektedir.
MannikD çok güzel yazmış.
Bu kadar güvendiğin bir erkek arkadaşını şu aşamada öcüleştirmek ikinize de haksızlık olur.
Aralarındaki iletişim sıklığını ve gücünü daha legal yollardan ortaya dökebilirsin, gözünün önünde yaşanmasını sağla ve bunun böyle devam etmesi durumunda masum bir kıskançlık belirtisi göster. Bunda kezbanlık da yok, çok masumane bir şey. Tepkisi ne olacak, mesafe mi koyacak yoksa üste mi çıkmaya çalışacak, içini mi rahatlatacak gör.
  • Bruce  (26.10.23 13:06:09) 
Haklısın sizin iş bitmiş uzatmadan bitir


  • basond  (26.10.23 14:28:50) 
sen internetten tanıştığın bi erkekle her gün gün mesajlaşsan, günaydınlaşsan o ne düşünürdü? bence hoş karşılamazdı. normal bi durum da değil zaten. erkekler ve kadınlar arkadaş olabilir tabi ki ama her gün mesajlaşacak kadar değil ki bunlar çocukluk arkadaşı değil, daha dün internetten tanışmışlar. erkek arkadaşını saf, iyi niyetli filan gibi tanımlaman komiğime gitti :D saf olan sen olabilirsin bunu düşündün mü?

okuduğunu açık edemeyeceksen gel şu arkadaşınla bi tanışalım filan deyip akışına bırakacaksın.
  • elorelia  (26.10.23 14:47:48) 
Çocuğun gönlü biraz o tarafa doğru kaymış. Bu senden vazgeçtiği ya da vazgeçeceği anlamına gelmez.
Al karşına konuş. Bu durum sana normal geliyorsa ki öyle değil, benim gözüme hoş görünmedi ve ben buna müsaade etmem de. Kem küm edebilir ama anlayacaktır hatasını. Sonra yolunuza devam edersiniz.
Öyle bir kafa karışıklığı oldu diye ilişki sonlandırılmaz. Ama göz yumulacak bir durum da yok ortada.
  • Tina  (26.10.23 15:03:54) 
Bence üçümüz buluşalım diye bir teklif et bakalım ne yapacak, senden bahsetmiş mi kıza bunu bi anlamaya çalış, 1-2 hafta çaktırmadan üzerine git, bir şeylerin farkında olduğunu ancak gözlem yaptığını hissettir, dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır, önümüzdeki maçlara bakacağız.


  • turuncu tonlarda  (26.10.23 19:40:25) 
[]

Ev arkadaşının sevgilisi

Ara sıra gelip kalıyor diyelim, bazen 2 3 haftada bir gün bazen de daha sık gelip birkaç gün boyunca kalıyor. Kaldığı süreçte odadan sadece tuvalete gitmek için çıkıyor, onun dışında su almaya bile çıkmıyor. Yemeği odada yiyorlar vb. Evde siz varken duş falan almıyor. Bu kişinin varlığından rahatsız olur musunuz?




 
olurum, evde yabancı biri olunca nefes almasa bile insan kendi evi rahatlığında hareket edemiyor


  • freebird5406_2  (05.10.23 17:26:19) 
birisinin bana dis kapinin mandali muamelesi yaptigi her yerde rahatsiz olurum. belli bir yastan sonra eger finansal olarak mumkunse yalniz yasamak en sagliklisi.


  • cooperr  (05.10.23 17:37:42) 
Yani bu olabildiğince rahatsızlık vermeme çabası iyi niyetini gösterir ama uzun süre kalması can sıkıcı olabilirdi.2-3 hafta uzun bi süre


  • olaylar olaylar  (05.10.23 17:44:57) 
"Ev arkadaşıyla" yaşadığım yerde bu kadarından rahatsız olmam.

Evde gayet rahat hareket etmeye başlarsa rahatsız olurum. Rahat hareket derken, örneğin gürültü patırtı artarsa ya da ortak alanları sanki evde yerleşik biriymiş gibi kullanmaya başlarsa rahatsız olurum.
  • akhenaten  (05.10.23 17:45:28) 
akhenaten +1

belli ki size saygılı, iyi niyetli şekilde minimum miktarda rahatsızlık vermeye çalışıyor.
ortak alanlarda hiç zararı yok. ev arkadaşınızın odasına da müdahale etmeye girer dahası.
  • patronaj1  (05.10.23 17:51:02) 
@olaylar olaylar 2-3 hafta kalmıyor, bazen 2 3 haftada bir gün geliyor, bazen haftada 2 3 gün geliyor belli olmuyor.


  • Mossy  (05.10.23 17:54:38) 
Rahatsız olmam, zaten rahatsız etmemek için baya özen gösteriyorlar gibi. Senin mutfağı banyoyu bir yeri kullanmanı kısıtlayacak veya rahatsız hissettirecek davranışı varsa o zaman rahatsız olunur.


  • nhk ni youkosu  (05.10.23 18:08:49) 
Olmam herhalde.

Ama ben duş alacağım zamanı ona göre belirliyorsam olurum. Absurd bir durum.

Kadın olsaydım kesin rahatsız olurdum.
  • baldan kaymak  (05.10.23 19:27:27) 
en azından benim tecrübeme göre ev arkadaşlığıyla ilgili bütün meselelerde kuralları baştan nasıl koyarsanız öyle devam ediyor. siz bir kere tamam gelsin dediğiniz anda olay buna dönüyor. ben olurdum, eve iki kişi çıktım sonuç olarak haftada 2-3 gün üçüncü kişiyi görmek istemem ama bir kere tamam demişsiniz. yine de sizi olabildiğince rahatsız etmemeye çalışıyormuş. yine de evde ev arkadaşınız varken bile istediğiniz her şeyi yapamayabiliyorsunuz -en basitinden sesli bir şekilde müzik açıp dans etmek gibi- üçüncü bir kişi olunca da aynı rahatsızlığı hissetmeniz normal, hissediyorsanız.


  • black holes in the sky  (05.10.23 19:45:22) 
Para varsa bu rezillik çekilmez. Ev arkadaşlığı zaten kötü bir şey üzerine sevgilisi geliyor.


  • ruhen hastayim ben  (05.10.23 20:12:22) 
Bu anlattigindan rahatsiz olup ev arkadasini yollarsan yerine gelen eskisini cok aratir o kadar soyliyeyim.


  • hot potato  (05.10.23 20:31:25) 
Ruhen hasta biraz abartmıyor musun sen de :d


  • Mossy  (05.10.23 20:50:51) 
Ev arkadaşının eklentisi gibi olduğu için rahatsız olmazdım, tam tersi ben ev arkadaşımın her arkadaşıyla konuşmak zorunda değilim sonuçta.


  • sanguine  (05.10.23 21:06:21) 
yarın öbür gün senin sevgilin geldiğinde sen de aynı haklara sahip olacaksın. %80 öğrenci evinde de bu işler böyle ilerler. bir dönem sevgilisi olur ilk aylarda gelir kalır vs. yani geliyor 10 gün gitmiyor desen, içiyo ses çıkarıyo desen anlarım ama şu durumda senin kendi çekingenliğin dışında seni rahatsız edeceği bir olay yaşanmıyor.


  • orpheus  (05.10.23 21:06:47) 
Sen erkeksin ve ev arkadaşının kız arkadaşı iki seks arası senle de muhabbet etsin mi istiyorsun, boşta bekar arkadaşı vardır belki? Böyle bi rahatsızlık mı? Yoksa sen kızsın ve evde bir adam var yiyeceğime içeceğime ilaç katıp bana tecavüz eder mi diye mi rahatsızlık?


  • sifir  (05.10.23 22:28:53) 
Ev içinde fazla dolaşmayarak, göze görünmeyerek gösterdikleri saygının aynısını cinsel aktivitelerinin ses sınırları konusunda da gösteriyorlarsa eğer gayet tolere edilebilir bir şey. Rahatsız olacağımı sanmıyorum.


  • beyfendi  (05.10.23 22:55:31) 
Benim eski ev arkadaşımın sevgilisi de böyle geliyordu, haftada en az 3 gün gibi, duş da alıyordu hahahaha. Ben de kendim odaya kapanmıştım evde. Yemekleri falan da dışarıda yiyip geliyordum çünkü ikimiz de çalışıyorduk ve ben geldiğimde ev arkadaşım mutfakta ikisine yemek yapıyor oluyordu (mutfağımız çok küçüktü). O zaman çok takmayıp idare ediyordum ama şimdi yalnız yaşıyorum ve geri dönüp düşününce ne saçma işmiş diyorum.


  • peki madem  (06.10.23 10:51:09 ~ 10:54:16) 
@Mossy, bu sizin sevgiliniz mi oluyor? :)


  • banach  (07.10.23 00:12:49) 
Valla beni rahatsız eder. Sevgilisi olan birlikte ev tutabilir. Hem sevgilisiyle yaşar hem de kirayı bölüşür.


  • roe  (07.10.23 00:18:40) 
[]

UI/UX tasarıma sıfırdan başlamak

hiç alakası olmayan bir sektörde çalışan, tasarım öğrenmek isteyen birine neler tavsiye edersiniz?
-Öncelikle bu sektöre girilir mi, iş imkanları nasıldır?
-İş aramaya başlamak için hangi seviyeye gelmiş, neler öğrenmiş olmam gerekir?
-İş arayacak raddeye gelmem (her gün ciddi bir çalışma ile ilerlediğimi varsayarak) takribi ne kadar zamanımı alır?
-Bir tasarımcıda olsa iyi olur dediğiniz özellikler neler?
-Önereceğiniz kurslar, kitaplar vb neler olur?
ve paylaşabileceğiniz herhangi bir bilgiye açığım.

Teşekkürler

 
ilk soruya cevaben; son çalıştığım iki firmada kapasite yetersizliğinden şikayet eden en çok tasarımcılardı. genel bir çıkarım yapmak için çok doğru bir örnek olmayabilir gerçi.

yazılım alanınındaki rollerin kendi içlerindeki geçişlerine benzer bir şekilde bana öyle geliyor ki tasarım araçları da AI ile daha entegre olunca tasarımcılar çok daha aktif roller alabilecek.
  • beyfendi  (27.09.23 01:41:12 ~ 01:42:12) 
[]

temiz içerikli abur cubur önerileriniz

neye elimi atsam glukoz şurubu, fruktoz şurubu, trans yağ vb görüyorum içindeklerde. halbuki biscolata olsun, tutku olsun, topkek olsun insan görünce canı istiyor :( yok mu bana önereceğiniz, kimyasal dolu olmayan normal pancar şekeri kullanılmış bir şeyler.

bir de invert şeker şurubu ne oluyor sağlıksız bir şey mi o da diğerleri gibi


 
Invert şeker için şeker pancarının işlem görerek sukroz şerbeti formuna gelmiş hali diyebiliriz kabaca, fruktoz-glikoz şurubu da mısır-nişasta kökenli fruktoz bazlı şeker benzeri bir ürün. Invert şekerin avantajı pancar şekeri (glikoz) bazlı olduğu için insülini uyarıp içeriğindeki şekerin depo edilip enerji döngüsünde kullanmasınına olanak veriyor ama glikoz-fruktoz şurupları fruktoz bazlı olduğu için insülini uyarmaz haliyle enerji döngüsünde kullanılmaz büyük oranda yağ olarak depo edilir ama ben böyle deyince o zaman invert şekere dayanalım diye düşünme neticede insülin spike yaptırır o da ayarsız tüketimde, dengeli kullanılırsa glikoz-fruktoz şurubuna göre daha avantajlıdır sadece.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (25.09.23 13:03:11) 
züber
fellas

trendyol ve hepsiburada'da indirime girince alıyorum.
  • hayirsiz  (25.09.23 13:08:38) 
abur cuburda meyve / protein bar için züber ve fellas, kahvaltılık çikolata için abdurrahman tatlıcı tadıbu


  • psipsipsi  (25.09.23 13:45:21) 
Züber ve fellas +1


  • Phoebe  (25.09.23 19:05:56) 
Yanlış anlamayın amacım tartışma çıkarmak değil ama ilave şekersiz olan ürünlerin hepsi meyve şekeri-fruktoz içerir, fruktoz vücutta hiçbir şekilde kullanılmaz doğrudan karaciğere gidip yağa dönüşür, pancar şekeri-sukroz ise glikoz bazlıdır, glikoz da kaslarda glikojen olarak depo edilip enerji döngüsünde kullanılır, bu tip farklar var. Züber gibi ürünler hep böyle fruktoz içeren sağlıklı gibi görünen ama aslında dandik ürünler hep.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (25.09.23 19:14:58) 
abur cubur yerine kurutulmus kayisi/erik/hurma, bir de kuruyemis (tuzsuz) yiyorum.
tavsiye ederim..

  • cooperr  (25.09.23 19:39:45) 
Şu kahve satan yerlerde ikram ettikleri deneme boyutu karon bardaklar var, minicik. onlara ev yapımı yoğurt mayalayabilirsiniz. Üzerine biraz pudra şekeriyle harika olur.

Ev yapımı cevizli, incir parçacıklı, leblebili, bol susamlı veya bol ketentohumlu vs. (daha bir çok çeşit) ekmeği dilimleyip dondurun. Bir gün öne buzluktan çıkarıp, çayın yanına tost makinesiyle kızartırsanız harika oluyor. Tabi bir ekmek yapma makinesi edinmelisiniz.

@ruhen hastayım ben'in söylediği yoğurtlarların içeriklerini incelemek lazım da, içerik incelemek de sakıncalı.

eksisozluk1923.com
  • Mirket  (25.09.23 19:50:08 ~ 20:29:21) 
@Kaleci +1

Canım çikolata/şeker çektiğinde alıp yiyorum o yüzden. Bir de kuru meyve, çiğ kuruyemiş güzel oluyor. Quark ananaslı, blueberryli yoğurtlar da güzel oluyor.
  • ruhen hastayim ben  (25.09.23 20:08:45 ~ 20:09:31) 
[]

Diz kireçlenmesi ve damarlarda genişleme

İşim gereği fazlaca ayakta kalıyorum. Bir süredir yogun bir diz sızlaması yaşıyordum ve doktora gittim. Dizlerimde hafif kireçlenme oldugunu söyledi. Kalp damar cerrahına da göründüm o da bacaklardakj damar genişliğin 5.1 olmuş dedi bilmiyorum anlamı ne, varis ile ilgili konuştu ama damarlarımda tıkanıklık yok.

Sonuç olarak kolajen, glukosamin, c vitamini vb bir sürü şey içeren bir takviye kullanmaya başladım. Hafif egzersizlere başladım. Çalışırken varis çorabı ve zorlanırsam dizlik kullanıyorum. Eve gelince mutlaka yarım saat dizlerimi duvara dikip dinlendiriyorum, mutlaka soguk suya tutuyprim 5 10 dk. Yaşım 28 bu arada.

Sizce yapabileceğim herhangi bir şey kireçlenmeyi geri çevirebilmemi sağlar mı? Çok üzülüyorum, bazen yürüyemez hale geliyorum 4 saat falan ayakta durmuşsam. Önerileriniz kıymetli, teşekkürler.

 
Bildiğim kadarıyla:

O yaşta kireçlenme normal değil.

Hafif kireçlenme de venöz yetmezlik de yürüyemez hale gelmeni açıklamaz.

MR çekildi mi? İyi bir ortopediste gitmeni öneririm.
  • Mirket  (21.06.23 19:14:45) 
Mirket tesekkurler oncelikle. Bazı günler sadece 1 buçuk 2 saat ara vererek günde 8 9 saatim ayakta geçiyor. O günlerde diz kapaklarım sızlıyor ve mola verdikten sonraki 4. Saatte falan artık bacaklarımın üzerinde durmak acı vermeye başlıyor. Kireçlenme oldugu için uzun saatler zorlanmaya dayanamadığını düşündüm bacaklarımın. Olmaz mı diyorsunuz bu?


  • Mossy  (22.06.23 16:22:56) 
Röntgen çektiler, kıkırdak yumuşamış o yüzden ayakta durdukca zedeleniyor hafif düzey kirecleme dedi doktor.


  • Mossy  (22.06.23 16:24:09) 
8-9 saat uzun bi süre. Varis çorabını ihmal etme de,

Dizin için ben olsam iyi bi ortopediste daha giderdim. MR falan çektirsin, iyi bi baksın diye.

Gittiğin doktora kötü demiyorum ama yine de emin olmak isterdim.
  • Mirket  (22.06.23 19:08:00) 
[]

hayatı demi az olmuş ve soğumuş çay tadında yaşamak

1 yıl öncesine kadar kronikleşmiş bir depresyonum ve bir sürü içsel meselem vardı. hayatı zeki demirkubuz filmlerinde gibi yaşıyordum bir nevi. sonra korkularımın üstüne gittim, hayata atıldım. param var, istediğimi alıyorum, istediğimi yiyorum. işten geriye bolca zaman artıyor, kendime ve ilgilerime zaman ayırabiliyorum. hayatımda beni daima destekleyen, yargılamayan, tatlı bir adam var. psikolojik açmazlarımdan sıyrıldım.

AMA

bu yaşıma kadar bir şeylerin tuhaf ve kendine özgü lezzetleri vardı. üzgünsem üzülmenin, neşeliysem neşeli olmanın, özlemenin, eğlenmenin, bunalmanın... çok yoğun lezzetleri vardı. o lezzetler bana ne olursa olsun, en kötü günlerimde bile derin bir haz veriyordu.

şimdilerde bunların hiçbiri yok diyebilirim. duygularım seyreldi. eskiden mesela bir müzikale gidip onun güzelliğine hayran olurdum, bir saniyesini bile kaçırmamak için gözümü kırpmadan izlerdim. şimdi tv'den bir dizi açmışım gibi hissediyorum normalde beni çok etkileyecek şeyler karşısında bile. bir şeyler görmek, yeni şeyler tatmak şöyle hissettiriyor: "hmm, iyiymiş. tamam." kimseye karşı çok derin duygular besleyemiyorum, çok eğlenemiyorum, çok üzülemiyorum. her şeyin yoğunluğu çok çok düşük. sadece memnun ya da memnuniyetsiz hissedebiliyorum.

acaba bunun sebebi yaş almak mı (27 bitti 28 oldum) yoksa ülkenin genel havasından mı yoksa benim kişisel deneyimlerim mi beni bu noktaya getirdi? sizlerde de olmuş muydu böyle şeyler. normal olan bu mu? heyecansızlık ve tutkusuzluk içimde bir oyuğa dönüşüyor her geçen gün. acaba hayatım boyunca dengeli şeyler hissetmeye alışık olmadığım için şimdi sağlıklı olan bir şey bana tuhaf geliyor olabilir mi?

sizlerde durumlar nasıl?

 
ben de öyle, mutsuz değilim fakat yüksek duygular yaşamıyorum, şaşırıp heyecanlanmıyorum, kişisel deneyimlerle ilgili olduğunu düşünüyorum, 15-20 yaş arası her şey bizim için yeniydi hayatı deneyimlerken heyecanlanıyorduk, bir yerden sonra çoğu şey bunu daha önce görmüştüm hissi veriyor


  • freebird5406_2  (05.01.23 00:55:20) 
Ben de tam olarak bu durumdayım. Hayata ve uyaranlarına karşı nötr vaziyetteyim. Geçen yıllarda hayaline bile takla atacağım şeyler artık benim için bir etkisiz eleman. Ne olduysa pandemi sürecinden sonra oldu sanki.


  • msb  (05.01.23 04:53:03) 
28yasindayim ayni tatsizliktayim. sanatsal etkinliklere karsi hissim cok zayifladi bu da hayattan keyif almayi zorlastirdi. 1 sene olmadi konserlerde salya sumuk aglayali ama sanki cok eskidendi. sizden farkli olarak, hala sagligim iyi degil bu yuzden saglikliliga cok baglayamayacagim


  • ala09  (05.01.23 07:44:14) 
bence sen dertsizligin derdindesin.

paran var, calismak cok vaktini almiyor. sevgilin var falan. e haliyle kasiniyorsun.

mesela ben hayvan gibi calisiyorum yine param yok. yarim saat parkta otursam bile dunyalar benim oluyor adeta. uykumu almissam, guzel bir yemek yemissem mutluyum.
  • alperz  (05.01.23 08:27:36) 
hayattaki en güzel duygu farkındalık. ne yaşarsan yaşa farkında olarak yaşıyorsan zevk alıyorsun ya da kontrol altına alabiliyorsun. bunları değiştirmek senin elinde. dün uzun zamandır yoğun çalışmanın da etkisiyle eve geldiğimde yorgun, depresif bir haldeydim ve bunun farkında bir şekilde netflix'te bill burr açtım. o sırada telefonumda başka şeylerle ilgilenmedim. gülmeye ihtiyacım vardı, hiç bir şakasını kaçırmadım ve uzun zamandır bu kadar gülmemiştim. tüm modum değişti. sakinleşmek istediğimde güzel müzikler açıyorum. 2dots oynuyorum. meditasyon yapıyorum. ne hissettiğinin farkında olursan ve değiştirmek için harekete geçersen hayatı eskisi gibi ya da daha başka nasıl istiyorsan, yaşayabilirsin. yaşla alakası çok fazla yok bu işin. "hayatım boyunca dengeli şeyler hissetmeye alışık olmadığım için şimdi sağlıklı olan bir şey tuhaf geliyor" çok saçma, aşırı saçma bir ifade.


  • gabe h coud  (05.01.23 08:49:21) 
ted kaczynski'nin manifestosunda buna benzer bi bölüm vardı. diyor ki, zamanında insanlar yiyecek yemeği zor buluyorlardı ama bulunca baya mutlu oluyorlardı, yemek bulmak için uğraşmak tatmin ediyordu insanları. şimdi yemek bulmak kolay, e herkesin de içinde "self realization" isteği yok, bu insanlar nasıl mutlu olacak kardeşim?

yanisi hissettiklerin normal. insan doğasının bir parçası. gelişmiş ülkelerde yaşayan herkes hissediyor, tr ekonomisi süper olsa ve dünyayı gezecek paran olsa falan o da yine bi süre oyalardı. sonra uyuşturucuya düşüyor insanlar.

"bir hedef belirleyip onun için çabala" desem dandik bir psikolog gibi konuşmuş olacağım, o yüzden demiyorum. ama 28 yaşında kadınsın, çocuğun yok, canın sıkılıyor. vücudun sana bişeyler söylemeye çalışıyor olabilir mi?
  • plutongezegendegilmi  (05.01.23 11:06:47) 
[]

Mantarlı kişinin yattığı nevresim+ giydiği terlik

ayağına çorap giymeden yatmış, ayağında mantar var. Şimdi bu nevresimi alıp yıkıyoruz ama içimiz rahat etmiyor kullanmaya. Yine de geçer mi geçmez mi emin olamıyoruz. Geçer mi arkadaşlar? Nevresimi çöpe atalım mı? He bir de giydiği terlik yıkanıp tekrar giyilir mi, en sevilen terlik oymuş çünkü. Yıkamakla geçmiyorsa o da atılacak.




 
Çok elzem eşyalarım değil ise hepsini atardım. Gerçekten atmayı istemediklerimi de yüksek sıcaklıklarda temizlerdim. Sonrasında nemli kalmalarını engellerdim.


  • lüzumsuz adam  (03.01.23 18:45:59) 
lüzumsuz adam +1

ayrıca banyoyu da kullandıysa hem detaylı hem de derin bir temizlik yapılmalı.
Özellikle duşakabin/küvet vs.
  • MtKrt  (03.01.23 18:49:58) 
Hocam yıkayın kullanın bir şey olmaz. Tabi kişisel hijyen, temizlik ve bağışıklığa ekstra dikkat edin bu aralar.


  • nickini vermek istemeyen uye  (03.01.23 18:51:07) 
Yıka sonra at.


  • gabe h coud  (03.01.23 18:59:03) 
Ayakta mantar gecmisi olan kapali goruslu biri olarak mantar eşittir kanser diyorum. Nerden ne zaman cikacagi hic belli olmaz. Yika ve at +1


  • IncredibleMau  (03.01.23 19:21:44) 
atilicak seyi neden adama yikatiyoruz?
kullanmayin atin gitsin..

  • cooperr  (03.01.23 19:37:06) 
Siz hiç otelde yatmadınız mı? Berbere kuaföre gitmediniz mi?

Ykayın, kurutun, çok iyi havalandırın.

Terliğe de asit borik alın eczaneden. Onu uygulayın.
  • Mirket  (03.01.23 20:13:25) 
gecer arkadaslar, yuksek sicakliklarda yikayip iyice kurulayin yeter. onemli olan nemli bisey kalmamasi. yikanip kurutulmus nevresimde beslenebilecegi bisey yok, hayatta kalamaz.

kaynak: kendi ayagimda mantar vardi, esimle birlikte ayni nevresimi, dusu filan kullandik hep iyilesene kadar, ona bisey olmadi.

tirnak makaslarini filan ayri tutun (zaten normalde de oyle tutun), dusu/kuveti iyi temizleyin, nevresimleri iyi kurutun, baska biseye gerek yok.
  • taurina  (03.01.23 20:27:23) 
durumunuz iyiyse atın ama genelde 70 80 derecede ölüyorlar makinede. bir de zaten günlerce yaşayamıyor bildiğim kadarıyla çarşafta vs.


  • ShadowOfMoon  (03.01.23 20:44:56) 
Çarşafları yüksek derecede yıkayın. Hatta varsa kalitelisinden çay ağacı yağı da kullanın durulama suyuna falan katarak. Güzelce havalandırıp iyice kurutun(mümkünse bol güneşle kurusun). En son içiniz rahat etsin diye nefresimleri sıcak sıcak bi gğzel ütüleyin(buhar olmasın mantar nemi sever).


  • yazdonumu  (03.01.23 21:01:56) 
terligi camasir suyuna basar, icime hala sinmiyorsa atardim ama nevresimi yikayip kullanirim net. abartmaya gerek yok, terliksiz yere haliya falan da basmis olabilir yani ohoooo.


  • hot potato  (03.01.23 21:09:35 ~ 21:10:20) 
[]

Istanbul'da hangi plaja gidelim?

Adalardan birini düşündük ama hic bilgimiz yok. Ilk kez burada denize gideceğiz. Temiz ve tenha bir yer olsun istiyoruz, tavsiyelere açığız.




 
temiz ve tenha ise kilyostaki plajlar. burç, baykuş, solar, babylon vs.


  • rose parks  (18.07.22 23:04:09) 
riva/beykoz


  • kaerin  (18.07.22 23:07:31) 
Aynı zamanda çok derin olmayan ve toplu taşımayla kolay ulaşılan bir yer olması gerekiyor :)


  • Mossy  (18.07.22 23:16:49) 
belli bir kalite seviyesinde insanlarsanız hafta sonu istanbul da denize gidilmez bu değişmez kural.
hafta içi adalarda kınalı adası nı tavsiye ederim kamos beach deniz ve sahil olarak en iyisi diyebilirim.
hafta içi yine ağva plajı da olabilir ama yüzme iyi bilinmiyorsa karadenizden uzak durulmalı.
  • jamswety  (19.07.22 01:07:13) 
"Aynı zamanda çok derin olmayan"

bunu okuyunca kesinlikle karadeniz kıyısından uzak durun demek gerekli, özellikle anadolu yakasından.
  • John Bloor  (19.07.22 14:42:54) 
[]

2- aynı kök ya da ek ile oluşan kelimeler (ingilizce)

bunları dikkatimi çektikçe not alıyorum. diyelim regress, progress, digress. ya da homicide, genocide, suicide, insecticide gibi...

bunları google'da arattığımda aynı kökten gelen ya da aynı eki almış tüm kelimelere genelde ulaşamıyorum, karşıma çıktıkça bilgi edinebiliyorum. en azından belli yapım eklerinin bulunduğu bir liste falan bulabilir miyim?


 
harika! aradığım tam olarak bu evet. ben herhangi bir yöntemle aratmıyordum sadece yaptığım okumalar sırasında karşıma çıkan, (kök ya da ek olarak) ortaklık gördüğüm kelimeleri beraber aratıp inceliyordum. bu listeler epey işime yarayacaktır.

kelime bilgisi anlamında daha geniş bilgi edinmek, kelimelerin tüm ayrıntılarıyla aynı anadilimdeki gibi haşır neşir olabilmek istiyorum. daha başka önerileriniz olursa memnun olurum.
  • Mossy  (27.06.22 14:04:53) 
Ayrica latince kokenli ve yunanca kokenli kelimeleri de arastirabilirsiniz.


  • sopiro  (27.06.22 16:38:55) 
Pardon, editleyemedim ama “vocabulary for the college bound student” kitabini tavsiye ederim.


  • sopiro  (27.06.22 16:39:41) 
[]

kelimelerin nüansını açıklayan sözlükler (İngilizce)

diyelim prize, award, reward ya da develop, improve, progress arasındaki fark gibi benzer anlama gelen ama birbiri yerine kullanılması uygun olmayabilen kelimelerin farkını anlamak için nereye başvurabilirim?




 
Böyle konuları genelde Quora'ya soruyorlar.

Ör: www.quora.com

Ancak burası tabii referans alınacak düzeyde bir doğruluk sağlamaz asla.
Her bir kelimeye Britannica, Cambridge, Oxford sözlüklerinden bakıp kafada kurgulamak daha doğru olur.
  • himmet dayi  (27.06.22 10:30:46) 
Bu dediginin sozlugu var zaten. Sitesi de ayni.

(Bkz: Thesaurus)
  • baldur2  (27.06.22 10:34:02) 
Anlami ve kullanimi en cok karistirilan kelimeler cok yaygin bir konu. Bu alanda kitap vs de bulursunuz rahatlikla.

"most commonly confused words" anahtar kelimeniz olabilir. Misal: www.merriam-webster.com
  • sopiro  (27.06.22 10:37:17) 
benim en cok yaptıgım google araması formatı şu valla ve hep sonuca ulaşıyorum:

prize vs award:

An award is usually a token of appreciation for doing something well. A prize is given if you win something by being better than others at it. A prize is usually a thing or money, while an award is often a certificate.

ilk sitede çıkıyor mesela direkt.
  • floydian  (27.06.22 10:52:45) 
  • neverletyougodown  (27.06.22 14:05:20 ~ 14:13:36) 
"What's the difference between x an y" şeklinde arama yapınca sonuç vermeyen yakın anlamlı sözcük henüz görmedim.

İlla ki quora ya da yabancı dil forumlarında tartışılmış oluyor. Onun dışında sözlükleri türkçe değil, ingilizce olarak kullanırsanız farklı doğal yoldan görmüş olursunuz. Örneğin Cambridge'i kullanırken eng-eng şeklinde kullanın.
  • akhenaten  (27.06.22 17:00:58) 
herkese teşekkür ederim. ben de çoğunuzun söylediği gibi google'dan aratıyorum. fakat birkaç yerde farklı kelimeler görüp araştırıp bunları biriktirmek bir süreç. ben direkt olarak kelimeler hakkında daha derin ve detaylı bilgi veren bir kaynak bulup direkt buradan çalışabilir miyim bunu merak ettim. en azından en sık karşılaşılanları, benim verdiğim örneklerdeki gibi...

tam olarak böyle bir şey bulamasam da tavsiye edilen siteler oldukça işime yarayacak.
  • Mossy  (27.06.22 18:28:49) 
[]

İnstagram butikleri nasıl ödeme alıyor ve Ptt akıllı esnaf

Annem takı ve makrome yapıp kadın kooperatifinde satıyor. Pos cihazı ve ya da başk bir ödeme yöntemi kullanmıyor, sadece nakit para. Şimdi instagram sayfası da açmış ama şehir dışından yazanlara nasıl satış yapacağını düşünüyor. Ben pek internet alış verişi yapmadığım için bilgim yok. Bu işi nasıl hallederiz?

Bu esnada biri kooperatife broşür bırakmış, Ptt akıllı esnaf diye bir şey önermişler. Bana makul göründü aslında ama kullanan ve bilgi verebilecek olan var mıdır? Bu ödeme yolunu seçelim mi yoksa başka şekilde halledebilir miyiz?


 
instagaram butikleri hesaba havale ödeme alıyor sonra da ürünü gönderiyor. ama bir müşteri olarak bunu ben güvenli bulmuyorum. satış bittikten sonra memnun kalmadığınız zaman muhattap bulamıyorsunuz. siz de böyle yapabilirsiniz.

ayrıca benim çizim yapıp satan tanıdıklarım var. onlar da shopier'den satış yapıyor. kargo anlaşması vs de var galiba. ödeme çeşitleri de mevcut

www.shopier.com
  • tavish11  (12.05.22 10:38:50) 
[]

squat yaparken

aynı anda hem direnç lastiği hem dumbell kullanmanın zararı olur mu? ikisinin bir arada kullanıldığını görmedim daha önce. bugüne kadar ikisiyle de ayrı ayrı çalışıyordum. lastik orta sertlikte (6kg), iki elime de birer kiloluk dumbell alıyorum şimdilik.




 
Olmaz tabi ki; postürünüzü hareket esnasında koruduğunuz sürece.


  • lüzumsuz adam  (15.04.22 03:04:38) 
düzgün formda zararı olmaz da, gerek var mı? asıl önemli soru bu. barbell squat yapın, kilo hafif geliyorsa ağırlığı arttırın. squat'tan alabileceğiniz maksimum verim budur (uygun zeminde, doğru teknikle). he ben salona gitmiyorum, evde sadece 1 kg dumbell'im var diyorsanız ayrı. o zaman dumbell front squat yaparken lastiği de uygun bir pozisyonda yerleştirin. ama elinizde 1 kg'dan daha fazla dumbell varsa önce ağırlığı arttırın, lastiğe falan gerek yok. tekniğinizi yeterince geliştirmeden detay işlere girmeyeyin. squat'ı ne kadar doğru teknikte yaptığınızı sorgulayın ve teknik detayları öğrenin. emin olun inip kalkmaktan çok daha komplike bir hareket...


  • motosiklet burclu adam  (15.04.22 03:59:59) 
onun yerine ten second squat yap. hatta videoya da cek kendini.

ondan sonra agirlik ekleyip eklememeyi dusunursun.
  • alperz  (15.04.22 08:25:07) 
[]

iletişim gurusu tatlı dilli ve saygın insanlar???

hani bazı insanlar vardır haliyle tavrıyla herkesi mest eder, iletişim gurusudur adeta. tatlı dillidir, ona hayır demek içinizden gelmez. ama böyle çok naif çıtkırıldım da değil, kesinlikle saygı duyulan, bir duruşu olan insanlar... onlarla vakit geçirirken kendinizi iyi hissedersiniz falan. aura mı ne bu bilmiyorum ama, nasıl böyle biri olunur? var mı etrafınızda böyle birileri, karakterleri hakkında neler söylersiniz?




 
onları taklit ederken için kendini videoya çekebilirsin
gönllü öğretmenlik yapabilirsin
gönüllü faaliyetleri
  • mantık  (08.04.22 18:13:02) 
Ben öyleyim. Karakteri çok yansıtmaz, çok insansever pozitif düşünceli biri değilim. Sadece sosyal becerilerim gelişmiş durumda.


  • Bruce  (08.04.22 18:27:40) 
Asla böyle biri olamam, bir yerde patlarım. Bu naiflikteki insanlara bir yerde tahammül edemiyorum. Böyle mıy mıy geliyorlar.


  • olaylar olaylar  (08.04.22 18:40:16) 
Modum yerindeyse öyleyim, değilse enerji harcamiyorum.
Genelde gördüğüm en büyük ortak özellik ılımlı olmaları diye düşünüyorum

  • kisa  (08.04.22 18:41:44) 
işte mıymıy olmayan versiyonunu kastediyorum, bir duruşu da olan saygı da gören, baymayan aynı zamanda


  • Mossy  (08.04.22 18:41:57) 
Benim kız arkadaşım böyle. Bir bara gittik. Yanımıza 15 kişilik Amerikan expat grubu geldi. 10 dk içinde hepsiyle tanıştı, ortak konular buldu ve hepsi çok doğal bir şekilde gelişti. Kendi süper gücümmüş gibi geliyor. Hiç bir sosyal durumdan çekinmiyorum. Ne yaparsak yapalım, nereye gidersek gidelim, ortamın yıldız çifti oluyoruz. Salıyorum Pikachu’yu ortama :)

Çok güler yüzlü ve kendine güvenen birisi. Aynı zamanda ayakları yere basar. Snob değildir, ulaşılabilir.
  • gabe h coud  (09.04.22 01:02:17) 
Var, bence ben oyleyim.

Edit: Ay ben yanlis anladim sanirim, ben oyle insanlarin gorur gormez kaninin isindigi falan biri degilim, ama kibar biriyim ve herkes saygili davranir, bunu kastettim.
  • sopiro  (09.04.22 05:57:21 ~ 05:58:15) 
[]

Duolingo Almanca

Duyuruda arattım, çok fazla kötülendiğini gördüm uygulamanın. Bir aydır kullanıyorum en azından kelimelerin telaffuzlarını burası sayesinde iyi öğrendiğimi düşünüyordum. Bununla beraber yine burada önerilen static.nadirkitap.com şu kitaptan gramer çalışıyorum. Önerebileceğiniz başka kaynaklar var mı? Bugün giriş seviyesi için okuma kitabı almayı düşündüm. Duolingo'nun faydasızlığı hakkında duyuruda yapılan yorumları gördükten sonra uygulamadan da bir soğudum. Yine de telaffuz için kullanmaya devam etsem mi bilemedim. Vaktimin boşa gitmesini istemiyorum.

Kitap olur, youtube kanalı olur, uygulama olur her türden öneriye açığım. teşekkürler.


 
geçen sene biraz bakıp devam etmemiştim, bir bakın isterseniz sistemi benim hoşuma gitmişti.

www.vhs-lernportal.de
  • kornisch  (24.03.22 13:29:30) 
duolingo a1 seviyesinde dile aşina olmakta işe yarıyor. ama sonra vakit kaybı. "sinek kuşu yedi" gibi normal hayatta asla kullanmayacağın abuk sabuk cümleler ezberlemekle kalıyorsun. bir de alıştırmaları fazla oyunlaştırdığı ve basitleştirdiği için seni asla zorlamıyor, çoğunu düşünmeden yapıyorsun.

www.vhs-lernportal.de +1

ben de buradan çalışmanı tavsiye ederim.

youtube kanalı için de: www.youtube.com
  • sir gawain  (24.03.22 14:01:57 ~ 14:06:25) 
Uygulamanın sadece aktiviteleri değil, webden girince konu anlatımlarını da kullanınca verimli.

Çoğu insan konu anlatımlarına bakmıyor o yüzden.
  • anten  (24.03.22 19:54:44) 
en güzeli instagram hesapları. vaktinin bir kısmını instagram'da geçiriyorsan, 5-10 tane hesap ekle, en azından almanca öğrenmiş olursun. benim öyle bir hal aldı ki, instagram'da geçirdiğim zamanın yarısından çoğu almanca hesaplarının hikayelerini izlemekle geçiyor.


  • gabe h coud  (24.03.22 20:58:03) 
Öncelikle kitabı görünce çok mutlu oldum. Çünkü ilk sırada o kitabı öneriyorum. Çok güzel bir kitap gerçekten :)

Kaynak olarak bu siteyi önerebilirim. Okul zamanımda bu siteden çok faydalandım.
mein-deutschbuch.de

Bunun yanı sıra şu Facebook ve Instagram sayfalarını da mutlaka tavsiye ederim:

www.facebook.com
www.instagram.com
  • inatciligin yeryuzundeki temcilcisi  (25.03.22 01:43:31 ~ 01:44:01) 
kaynak öneremeyeceğim ne yazık ki ama duolingo'nun faydasızlığı konusunda ingilizce ve rusçası olan, eğitim hayatı dil öğrenmekle geçmiş (ne kadar başarılı, orası tartışılır gerçi) birisi olarak şunu söylemek isterim: duolingo telaffuzlar olsun, belli konseptleri pekiştirme olsun, oyun yöntemiyle motivasyonu koruma yönüyle olsun fayda sağlayabilecek bir site ama "dil öğrenmek" için kesinlikle işe yaramaz olduğunu düşünüyorum. sosyal medyayla birlikte insanlar kendilerini göstermek için farklı mecraları kullanmaya başladılar (fotoğraflar için instagram, diğer şeyler için twitter vs.); günümüzde bir trend haline gelmiş "dil öğrenme" işinin yüzü de duolingo oldu.

kimseyi yaptığı iş için yargılamak istemiyorum ama mesela bakıyorum adam duolingo'da isveççe kasıyor... öğrenince ne yapacaksın diyorum. en ufak fikri yok. hiçbir kaynağı yok. dili bilse ne yapacağını, nasıl geliştireceğini veya seviyesini koruyacağını bilmiyor. maksat "dedeme atom bombası attılar" gibi tuhaf cümleleri oluşturup, "seviye atlayıp" tatmin sağlamak çoğunlukla. o açıdan işe yaramaz buluyorum ben.

bir de almanca gramer olarak zor bir dil. biliyorum çoğu öğrenci sevmiyor bunu ama öğrenimin tamamı değilse bile bir parçası ne yazık ki oturup "eşek gibi" teori çalışmakla ilgili. öyle olmalı. akkusativ neymiş, dativ neymiş, mantığı neymiş, dönüşümler nasıl olurmuş vs. bunları bilmedikten sonra duolingo'da istediğiniz kadar cümle kurun; belki turist olarak birkaç şey söylemenize yardımcı olur ama dili öğretmez.

hele ki işte rusça filan gibi dillere hiç girmiyorum. bir arpa boyu yol alınmaz. onun size verdiği cümleyi tekrarlamış, 3-5 kelime öğrenmiş olursunuz ama odur yani. bir dili hakkıyla öğrenmek, belli seviyeye gelmek için duolingo BELKİ destekleyici araç olabilir ama önemli bir kaynak olarak düşünülmesi abesle iştigaldir.

siz belli alanlarda size katkı sağladığını düşünüyorsanız tabii ki bir yandan devam edin, pratiğin fazlasından zarar gelmez ama duolingo'dan dil öğrenmeye çalışmayın veya orada istediğiniz verimi elde edemezseniz moralinizi bozmayın. celal şengör'ün deyişiyle duolingo bir ZIRVAdır.
  • der meister  (25.03.22 01:55:28) 
Duolingo'u özellikle Almanca dili için yoğun bir şekilde düzenli olarak kullanmış biri olarak söyleyebilirim ki yetersiz. Ben eğitim dilini İngilizce seçerek diğer dilleri öğreniyorum. Yani Duolingo beni İngilizce olarak eğitiyor, Türkçe değil. Bu yüzden içeriğinin dilimize nazaran daha zengin olacağını varsayabiliriz.

Konu anlatımları (ne nedir, dilbilgisi vb.) fena değil ancak iş pratik konuşma ve komplike kullanıma gelince ben yetersiz buldum. Öte yandan tekrar yapmak, hatırlatma ve yeni kelime/fiil öğrenme amacıyla kullanmak için bence gayet iyi. Ana eğitiminizi daha sağlam kaynaklardan alıp Duolingo'u da yardımcı araç olarak kullanırsanız daha faydalı olur. Örneğin ara verdiğiniz günlerde Duolingo'da egzersiz yapabilirsiniz çünkü oyun gibi ve motive edici. Ama ana öğretim kanalı olarak ben yetersiz buluyorum.
  • burka  (25.03.22 01:57:38) 
[]

telefonumun ekranı çatlayıp kırıldı

zaten 5-6 yıllık bir telefon. Samsung galaxy note 4. Bunu İstanbulda en uygun nereye yaptırırım ve bana ne kadara patlar tahmini?

Bildirim ışığı yanıyor ama ekranın diğer köşesi ufalandı resmen. açma kapama tuşuna basında yeşil bir parlaklık belirip yok oluyor.


 
Misir carsisinin arka tarafinda tahtakalede. Tahtakale is hani veya yıldız hanı doye binalar var. Oralardaki telefonculardan fiyat alabilirsin ama telefonun 2.el fiyati kadar bir sey çıkabilir son doviz artislari ile birlikte. Degmeyebilir yani


  • ananiyimioguz  (22.03.22 23:52:37) 
bunun içindeki şeyleri nasıl yok ederim peki, asıl önemli olan o gibi şu an


  • Mossy  (22.03.22 23:54:43) 
Yakın zamanda değiştirdim Samsung ama farklı model. 430 ödedim. İstanbul değil. O da orijinal değil. En az 500 lira tutar. Birkaç yerden fiyat alabilirsiniz. Ekran kilidini kapatırsanız zaten kullanamazlar. Hafıza kartı varsa çıkarın.


  • dissendium  (22.03.22 23:59:12) 
@dissendium telefoncu kurcalar diye değil, telefonu tamamen resetlemek istiyorum zaten. bir hdmı kablosuyla falan bağlanıp yapmam mümkün olur mu acaba


  • Mossy  (23.03.22 00:03:55) 
Note 4 te amoled ekran vardı. Onlar pahalı biraz. Telefoncuları arayıp çıkma bulabilirsin. Veya şundan falan alıp ekranını sökbilirsin www.sahibinden.com

İstanbulda olsam yardımcı olurdum fakat uzaktan biraz zor. Çevrende laptop telefon söküp takabilen birisi varsa ondan da rica edebilirsin.

Yok ama dışarıda tamir ettireceksen tamir icin randevu alıp başında durabilirsin.

Ekran hiç mi gözükmüyor? recovery mode olur android telefonlarda. O moda telefonu alıp wipe data diyerek sıfırlayabilirsin.

Yok telefonu gözden çıkaracaksan da parçala gitsin, yok etmek derken hangi senaryoyu seçeceksin ona göre değişir.
  • ananiyimioguz  (23.03.22 00:04:52) 
aa aslında bayadır yapmıyorum ama ekrana gerek olmadan tuş kombinasyonları ile download mod a alıp usb ile bilgisayara bağlayıp odin programıyla da rom yüklersen de telefon sıfırlanır.

Bu işlemler için ekrana çok gerek yoktu diye hatırlıyorum. tuş kombinasyonları yeterli olabilir. youtubedaki videolardan yararlanabilirsin.
  • ananiyimioguz  (23.03.22 00:07:13 ~ 00:07:59) 
hdmi olayı için şu iş görebilir ama dokunmatik çalışmıyorsa ne yapabilirsin ki? www.hepsiburada.com


  • ananiyimioguz  (23.03.22 00:09:38) 
[]

Sorum Tarkovsky severlere

Bir ay önce Solaris'i ve Stalker'ı izledim aralıklarla. Stalker'ın etkisinden bir aydır çıkamadım, inanılmaz beğendim. Hem filmin felsefi yönü beni çok etkiledi hem de sanatsallığından gözümü alamadım. Bir aydır üstüne başka film izlemek gelmiyor içimden. Solaris'i de çok beğenmiştim ama Stalker göz bebeğim oldu. Neyse sorum şu, bana benzer duygular yaşatacak filmler önerir misiniz? (Bergman filmlerinin çoğunu izledim. Birbirilerinden etkilendikleri için belki Bergman önerisi gelir diye not düşeyim.)

Popüler yönetmenler olmasına gerek yok, sadece benzer bir tatmin yaşamak istiyorum. Sinema kültürüm pek yok, o yüzden sizlerden gelecek öneriler benim için önemli. Teşekkürler.


 
daha şiirsel yapımları seviyor olabilirsin.
kurosawa, louis malle, ozu falan izleyebilirsin.

kurosawa bu açıdan çok fazla iyi filme sahip. high and low, ran, seven sumarai, kagemuşa, raşomon, throne of blood, sanjuro, the red beard, the bad sleep well gibi pek çok üst düzey filmi var.

louis malle tarvkoskiye belki daha yakın. pastel tadında filmler çeker. au revoir les enfants veya lacombe lucien izlenebilir.

ozu'dan her şeyi izleyebilirsin.

daha epik şeyler arıyorsan kubrick filmleri, dreyer filmleri, werner herzog filmleri, kwaidan, pather pachali, there will be blood falan önerebilirim.
  • lesmiserables  (25.02.22 17:51:09) 
andrey rublev de çok iyidir.


  • nothing in my way  (25.02.22 17:59:44) 
Andrey Zvyagintsev. Vozvrashchenie (The Return) ile başlayabilirsiniz.


  • ultranil07  (25.02.22 18:08:44) 
Bela tarr filmleri


  • olaylar olaylar  (25.02.22 19:02:30) 
bahsedildiği gibi, zvyagintsev filmlerine bakılabilir. bunun dışında sokurov iyidir. bartas'a bakabilirsin. in memory of the day passed filmini sevebilirsin. çok yönetmen, çok film akla geliyor. tarkovski'yi şahsen ben biraz oldschool bulurum, çok sevmem. ama sinemada açtığı bariz bir yol vardır. tarkovski'nin açtığı yoldan beslenip başka yollara yönelmiş biraz isim sayacağım. biraz araştırıp, ilgini çekene bakarsın: frammartino (2 filmi var), apichatpong (uncle boonmee ile başlayabilirsin), tsai ming liang (bambaşka bir kafa ama vive l'amour kesin izlemelisin), oliver laxe'in fire will come sevebilirsin, bi gan'ın filmlerine bir bak bence, bir klasik olarak bresson'a bakmanı rica edeceğim, bresson'suz sinema düşünülemez ve çok alakasız olsa da edward yang'ın yi-yi filmini önereceğim.

tarkovski ile çıkılan yol zamanla hep başka yerlere götürür insanı. herkesin yolu, zevki de kendisine :) umarım güzel bir yolculuk olur senin için.
  • parcaliham  (25.02.22 19:49:04) 
[]

Ev sahibi bizi çıkarmak istiyor

Kendisi 26 yıldır Belçika'da yaşayan, orada kazandığı parayla buradan bir sürü ev alan biri. Söylediğine geçen yaz ev arkadaşımla bizim oturduğumuz evle beraber 5 6 tane ev almış. Az önce bir sebepten emlakçı ile görüştük laf arasında sene sonu ev sahibimizin kontratı yenilemeyeceğini söyledi. Kendisi oturacakmış.

Ev sahibinin temelli türkiyeye döneceğini hiç sanmıyorum. Eğer burayı gerçekten kendisi için bile istiyorsa 4 5 ayda bir geldiğinde bir hafta kalmak için belki kullanacak. Ya da cok daha büyük ihtimalle başkasına kiralayacak çünkü biz piyasaya göre şu an çok düşük bir fiyata oturuyoruz. Enflasyon ölçüsünce zam yaptık, yine piyasanın yarısı kadarda kaldı para. Bu yüzden çıkarmak istediğini düşünüyoruz.

Bizim evi tuttuğumuz daha 1 yıl 2 ay oldu. En başta girerken konuştuk, ne kadar kalırsınız tahmini dedi, biz evlenene kadar burada otururuz gerek 5 yıl gerek 10 yıl dedik. Evden 1 2 yılda çıkmak gibi bir planımız yok dedik, ona göre anlaştık.

Bu pahalılıkta tekrar emlakçı parası, depozito, taşınma masrafı kaldırabileceğimiz yükler değil. Ne öyle bir bütçemiz var ne zaman var.

Ne yapabiliriz? Böyle istediği gibi çıkarıyorum sizi diyebilir mi?

 
kendim oturacağım diyerek çıkarabilir ama bunu yazılı olarak beyan etmesini isteyin. sonrasında kendisi oturmaz ve başkasına kiraya verirse dava açıp kaybınızı talep edebilirsiniz.


  • mustafakesekci  (29.01.22 15:26:56) 
sizi çıkartabilmesinin tek yolu kendisinin ya da alt üst soyunun oturması zaten. onun için de ben oturacağım çıkın demesi yetmez. zamanında bildirimde bulunması veya dava açması lazım.


  • hadsafhada  (29.01.22 15:33:27) 
Türkiye'de yasalar ev sahibine karşı genellikle ama ihtarname ile kontratı yenilememe yoluna gidebilir. Kendisi oturmak zorunda da değil. Kendisinin gelip oturacağına dair muhabbet dertsiz tasasız çıkın işte diye muhtemelen. Bu arada Türkiye parası olan için cennet. Biz fakir olduğumuz için hep çile hep eziyet. Burada bir sürü evi varsa gelebilir de. Buradaki para orada değersiz ama burada onu krallar gibi yaşatır.


  • nawar  (29.01.22 15:38:28) 
Kira düşük kalınca evi satılığa çıkarır. Satarsa çıkmak zorunda kalırsınız. Bir de belli bir zaman diliminden sonra zaten çıkarma hakkı oluyor.


  • garylineker  (29.01.22 16:13:48) 
Satilirsa cikmak zorundasiniz diye bir sey yok. Satin alan kisi kontrati da oldugu haliyle satin alir, haklariniz ayni kalir. Satin alan kisi "ben oturacagim" derse oyle bir hakki olur ancak.

Belli zamandan sonra cikarma hakki -> 10 sene sonra

"Evden 1 2 yılda çıkmak gibi bir planımız yok dedik, ona göre anlaştık." -> bu durumda size kazik atiliyor, her sey mubah, cakal avlayacaksiniz. Biraz bas agritici ama baska careniz yoksa cikacakmis gibi yapin, gunu gelince cikamiyoruz deyin. Dava acsin, tahliyeye karar verilirse cikarsiniz ama baya vakit gecer. Sonra evin kiraya verilip verilmedigini gozleyin (3 yil boyunca kiraya veremez yasal olarak). Kiraya verildigi anda dava acin. 1 yillik kira bedeli tazminat kazanin. -> Profit

Olay tahliye icin mahkemelik seviyeye gelmeden once bir teklif de verebilirsiniz. Size depozitonuzu version, emlakci komisyonunu, tasinma masrafinizi ve kaybolacak zamaninizin bedelini vs topluca bir figurde versin - kiraya verilip verilmedigini de takip edeceginizi belirtin. Ona gore hesabini kitabini yapsin.

Son olarak bir suru evi varsa ve hepsi kirada degilse falan ben oturacagim diye de cikarma hakki olmayabilir onu da arastirin. Yasalar kendi uzerine tek evi olan kisinin "ben oturacagim" diye kiraci cikarmasi ile cok evi olan kisi arasinda ayrim yapiyor bildigim kadariyla.
  • robokot  (29.01.22 16:39:45 ~ 16:53:19) 
Ev satılınca kontrat dolduğu anda çıkmak zorundalar. Nasıl böyle bir şey yok? Böyle olmuş olsa evde kiracı değil evin sahibi olmuş olurlar.


  • garylineker  (29.01.22 16:46:25) 
satin alan kisi kendi oturacaksa tabii ki oturabilir. ama ben evi satin aldim kiraciyi cikarip baska kiraci alacagim muhabbeti olmuyor.

Edit: "Tapu devri yapıldıktan sonra 1 ay içinde ihtarname yollanmazsa yeni ev sahibi, kirayı verene ait kira sözleşmesinin şartlarını kabul etmiş sayılır." Yani bu konuda yanilmisim @garylineker dedigi oluyormus ama yasal bir proseduru var. Bu durumda satin alacak kisiyi cikmada zorluk cikaracaginiz imasiyla sogutabilirsiniz.
  • robokot  (29.01.22 16:48:22 ~ 16:54:23) 
Eğer 5-6 tane ev aldığından eminseniz, tahliye davası açmasını söyleyin.


  • malheiros  (29.01.22 16:51:10) 
Benim bildiğim kadarıyla ev satıldığında kiracı oturmaya devam etse de yeni sözleşme oluyor. Önceki sözleşme yeni ev sahibini ilgilendirmez. Tekrar yeni sözleşme yapılır, evi alan kişi de piyasa neyse ona göre bir fiyat belirler.


  • garylineker  (29.01.22 16:54:39) 
Sizi hukuki şekilde çıkarması pek mümkün değil. Ancak gelip kendisi(veya oğlu-kızı-torunu, anası-babası) oturacak diye ihtar çekerek yapabilir ama öyle bir durum yok sanırım (Ayrıca elindeki diğer evlerden birisi boşsa, onlardan birine oturması lazım bu oturacak kişilerin)
5. yıl kira emsal davası açıp kirayı etraftaki kiralarla eşitleyebilir ama o da onun için masraflı bir iş.

Evi satıp da sizi çıkaracağını hiç düşünmeyin, o çok mantıksız bir yöntem. Çünkü bir evin alım-satım vergisi en azından 10-20 bin lira. Sizi çıkarmak için o kadar masraf yapmak saçma.
  • michael_knight  (29.01.22 18:03:04) 
tamam çıkacağız deyip kontrat sonunda çıkmayın. kötü niyetli olduğu için siz de aynı şekilde karşılık verin yasal süreleri kaçırsın.


  • paintov  (30.01.22 12:44:44) 
[]

B12 metilkobalamin/siyanokobalamin

B12'nin bu şekilde iki çeşidi olduğunu öğrendim. Yakın zamanda dodex kullandım bu hangi gruba giriyor acaba? Hangi gruptaki b12'den kullanmak gerekir daha etkili olması için ve bunu hangi markadan ya da ilaçtan edinebilirim?




 
ben hap formunda b12 araştırdığım zaman metil'in emilimi daha fazla olduğu için metil almıştım, dil altında eritilerek kullanılıyor. güvenilir bir marka iş görecektir.


  • marlonbranda  (23.01.22 17:22:17) 
[]

Özdisiplin sorunları

Özdisiplin konusunda son derece başarısız bir insanım. Zorunda olduğum şeyleri bile yapmayıp erteliyorum. Çalışmıyorum. Günlük işlerimi bile düzenleyemiyorum. Hiçbir şey yapmıyorum. Depresyonda değilim sanırım çünkü hayatım boyunca genelde böyle bir insandım. Başarılı olmak için buna ihtiyacım olduğunu biliyorum, mantıken disiplinli ve iradeli bir insan olmak istiyorum ama içimden bu gelmiyor. Canı gönülden hiçbir şeyi istemiyorum. Hiçbir şey için emek vermek ve çaba harcamak bana cazip gelmiyor. Gerçekten de hiçbir şey yani... Bu arada istanbulda iyi bir okulda yüksek lisans yapıyorum ama yapamıyorum onu da, 2 yıldır tez dönemindeyim. Hiçbir şey çok da ilgimi çekmiyor. Bunun ölü olmaktan ne farkı var bilmiyorum açıkçası. Sadece telefonla ve bilgisayarla vakit geçiriyorum. Napabilirim yaşamayı istemek için acaba? Lütfen bilgili insanlar yorum yapsın, kendi kendimi zaten yeterince yargılıyorum. Teşekkürler.




 
bu da bir tür depresyon aslında.

diğer yandan bilinçaltında yetişkin olmamak, yetişkin olmayı reddetmek, sorumluluktan kaçmak, çocuk kalmayı istemek, hayatı kabullenmemek, hayatı yaşamaktan korkmak veya fazla mükemmeliyetçi olmak (ki kendinizi yargıladığınızı da söylüyorsunuz, bu onun bir işareti), asla mükemmel olamayacağına inanıp başlamadan yenilgiyi kabullenmek (başarısızlık korkusu) gibi şeyler var muhtemelen ama bunun daha derinine inmek lazım.
muhakkak bir nedeni ve hayatınızdaki başka şeylere de yansıması vardır.
  • blatta hiberna  (05.01.22 15:08:49 ~ 15:10:23) 
@blatta +1

ben de böyleyim ve farkında olmasanız da saydığı şeylerden birisi/birileri vardır muhakkak. iyice düşünüp kaynağını bulmanız lazım.
  • rose parks  (05.01.22 15:19:38) 
maalesef bir şeyi entelektüel düzeyde bilmemiz, onu içselleştirip dönüştürebilmemizi sağlamıyor.
yani adını koymaktan ziyade, bunun yaşantınızdaki kökenini bulmanız lazım.

mesela ailenizde kim mükemmeliyetçiydi?
kimi örnek alıyor ya da taklit ediyor veya tam zıttı olmaya çalışıyorsunuz?
bu halinizle kime karşı geliyor ya da kimden onay alıyorsunuz?
ailenizde sorumlulukla ilgili sorun yaşayan biri var mıydı?
varsa kimdi ve davranışlarının sonucu ne oldu?
çok çalıştığı halde sonu kötü olan, hayatını yaşayıp sonra felakete sürüklenen birilerine şahit oldunuz mu?

annenizle-babanızla aranızdaki ilişki dinamikleri nasıl?
hırslı insanlar mı, başarıya mı değer veriyorlar?
doğduğunuz dönemde nasıl bir psikolojik ortam varmış?
plansız bir hamilelik miymiş, planlanarak mı hamile kalınmış?
küçükken iyi veya kötü not aldığınızda ebeveynlerinizin tepkisi ne oluyordu?
negatif veya pozitif motivasyonla sizi daha başarılı hâle getirmeye çalışan oldu mu?
birbirleriyle nasıl bir ilişkileri var?
mesela siz çocuk olmayı bırakırsanız annenizle babanızın bir arada kalmayacağına inanıyor musunuz?

gibi onlarca soru var.
bunları kendi hikayenize göre düşünmelisiniz.
bu tip sorularla belli bir farkındalığa ulaşırsanız onun az da olsa etkisi olur.
hep en dibe gitmeye çalışın, yani lisede olan bir olay değil, tam kökenini hatırlamaya çalışın.
aile dinamiklerinizi düşünün.
isimlerin, peter pan sendromunun falan önemi yok, kendi kök inançlarınızın önemi var.
size yardım edecek olan bu yani.
  • blatta hiberna  (05.01.22 17:22:21 ~ 17:23:19) 
@Mossy

Üniversitelerin Psikolojik destek birimleri oluyor; okulunuzdaki bu birimden yardım alma şansınız olamaz mı?

"Uzman" desteği gerekli, bir Klinik Psikolog ya da Psikiyatrist mümkünse.
  • dreamnesiac  (05.01.22 18:03:54) 
Nacizane yorum yapmak için girdim, ilk yapmanız gereken o ilk adımı atmak.
Kendinizi sorlayıp dışarı çıkıp adım atın, yürüyün, bi' şey düşünmeden bol bol yürüyün, görece temiz havası olan bi' yer mümkünse.

  • kumandanim  (05.01.22 19:01:23) 
Hemen bu iki 2 kitabı okuyorsun. Bu sorunu aşmanda çok faydası olacağına inanıyorum.

Ali Fuat Başgil - Gençlerle Başbaşa
Jules Payot - İrade Terbiyesi
  • levent bilgen  (05.01.22 19:06:31) 
dreamnesiac teşekkür ederim, okulun destek birimine talep oluşturdum. böyle bir imkan olduğunu bilmiyordum. çok sağ olun :)

kumandanim deneyeceğim, teşekkürler

levent bilgen irade terbiyesini okudum, diğerine de bakayım. okuyorum böyle şeyler aslında bol bol ama etkileri kısa sürüyor maalesef.
  • Mossy  (05.01.22 19:20:53) 
@Mossy Süper, çok sevindim :)


  • dreamnesiac  (05.01.22 19:24:40) 
"kendi kendimi zaten yeterince yargılıyorum" kilit cümle bu. Kendi kendini yargılamak, bir insanın kendine yapabileceği en kötü şey, ve asla ama asla sonuç vermez. Bin tane araştırma var bununla ilgili, sonuç verme olasılığı ihmal edilebilecek kadar düşük.

Benzer süreçlerden geçip çoook uzun süreler terapi görmüş biri olarak çareyi "mindful self compassion" denen şeyde buldum, farkındalıklı öz şefkat diye çevirmişler. Prensibi sana gelip derdini anlatan, sorun yaşayan veya hata yapan bir dostuna nasıl yaklaşıyorsan, kendine de aynı anlayış ve destekle yaklaşman üzerine kurulu. Modern dünya bizi robot olmaya itiyor ama biz robot değiliz, yaşadığımız duyguları tanımlayıp, kabul edip, bu sıkıntıları herkesin yaşadığı gerçeğinin farkına varmak ve kendine gereken desteği vermek gerek.

Christopher germer diye bi abinin bununla ilgili bir kitabı var, youtube'da çeşitli videolar da var. Bi dene, işe yaramazsa gel bana kükre.

Not: bu arada sendeki şemaların aynıları bende de çok baskındı, yıllarca kök sebepleri eşeledim ancak durumu daha da kötü yaptı. Çare kendini kabullenmek, otomatik olarak düzeliyor zaten.
  • galileo figaro magnifico o o o o  (06.01.22 17:03:21 ~ 17:07:24) 
[]

Eskisi kadar fazla şekerli gıda tüketemiyorum

Ergenlik zamanımda cikolataya tatlıya çok düşkündüm. Sonrasında da uzunca bir süre böyle devam etti. Son bir iki yıldır canım hiç şeker istemiyor ve yiyemiyorum da. Mesela ev arkadaşım bir tane karam gofret almış bana, birer ısırık birer ısırık ala ala 3 günde bitirdim ufacık şeyi. Meyve deseniz onu da istemiyor canım. Açlık kan şekerim 70 civarında çıkıyor genelde, son zamanlarda kan tahlilleri yaptırdım birkaç kez orada gördüm.

Bu neye alamet olabilir? Bu kadar şekersiz beslenmek de kötü değil mi, kafam da çalışmıyor zaten enerji alamıyor herhalde beynim.

Edit: kalıp çikolata olduğu zaman onu bir günde bitirebiliyorum bu arada, daha hafif geliyor sanırım. Ama canım çekerek almıyorum varsa yiyorum sadece.

 
senin gibi olabilmek için neler vermezdim.

şekersiz beslenmek kötü bir şey değil. insanoğlunun genetiğinde şeker ihtiyacı diye bir şey yok çünkü. enerjiyi nereden alacağız peki? sağlıklı yağlardan.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (23.12.21 14:47:55) 
"bu kadar şekersiz beslenmek de kötü değil mi?" kesinlikle değil, olması gereken bu zaten.

kafanızın çalışmaması alışık olmamanızdan kaynaklı.
birkaç gün kafanızın çalışmamasına, odağınızın olmamasına dayanırsanız o da geçer.
  • blatta hiberna  (23.12.21 14:50:14 ~ 14:50:41) 
Enerji için şekere ihtiyaç yoktur iddiasını ben doğru bulmuyorum. Misal beyin ve sinir sisteminin tek yakıtı şekerdir, diğer organlar yağı ve şekeri enerji kaynağı olarak kullanırken beyin ve sinir sistemi sadece glikozu kullanır, çok fazla yağ tüketirsen beyin yağın atığı olan ketonları enerji kaynağı olarak kullanabilir ama dediğim gibi ketonlar atık bir yan üründür kanda yüksek keton olması sağlıksızdır, bunu guta neden olan üre gibi düşünebilirsin, şeker tüketmeyeceğim diye böyle risklere girmeye gerek yok. Ha şekerden kastım da abur cubur değil tabii genel karbonhidratlardan bahsediyorum.


  • Zaman Tamircisi  (23.12.21 15:12:34 ~ 15:14:23) 
@Zaman Tamircisi bilinçli olarak yaptığım bir şey değil bu, canım istemiyor ve yiyemiyorum. Bence de şekere ihtiyaç vardır ama ben 1 yıldır falan böyle bir durumum olduğunu gözlemledim. Ne yiyebilirim sizce? Hamur da sağlıksız ona pek yönelmek istemiyorum ama, karbonhidrat olarak ne tüketmek gerek onu da bilmiyorum sanırım sadece makarna ve pilav...


  • Mossy  (23.12.21 18:27:49) 
Ben karbonhidrat seçerken lektin içermediği için vücut tarafından daha kolay ve sıkıntısız işlenen karbonhidratları kullanıyorum, bunların içinde pirinç ve makarna da var, onun dışında karabuğday patates falan da problemsiz ürünler. Bunlar tahıl ürünleri tabii diğer ucunda bakliyatlar var hem karbonhidrat hem protein kaynağı bunlar da sağlıklıdır. Sık et yiyorsan yeşil bitkiler de olur. Ben kişisel olarak herhangi bir makro gıdayı öcü gibi görüp kaçmayı çok doğru bulmuyorum; önemli olan sürdürülebilir bi beslenme rutini oluşturup ihtiyaçtan fazlasını tüketmemek. Ha ama sen çıkıp hayır ben sadece et yiyerek protein tüketerek hayatıma devam edeceğim dersen ve önlemlerini ona göre alıp hayatına devam edersen öyle de yaşarsın böyle yaşayan topluluklar da var ama böyle bir hedefin yoksa gerek yok böyle yaşamana. Ayrıca canın istediğinde çikolata da yiyebilirsin 2 parça çikolata yedin diye ne sağlığın bozulur ne de sağlıksız beslenmiş olursun.


  • Zaman Tamircisi  (23.12.21 18:46:46 ~ 18:48:11) 
[]

Anksiyete ve tırnak diplerinde morarma

10 gün kadar bir süredir sürekli nefes darlığı ve nadiren çarpıntı yaşıyorum. Bazen kollarım bacaklarım uyuşuyor, bazen romatizma ağrısı gibi ağrıyor. Bunların anksiyete belirtisi olduğunu düşünüp psikiyatriste gittim. Fulsac reçete etti. Ben halihazırda dehb sebebiyle Concerta 36 mg kullandığım ve sinir sistemime bu kadar uyarıcı ilaçları dayamak istemediğim için fulsaca başlamadan önce kendim bununla mücadele etmek için neler yapabilirim diye düşünmeye başladım. Öte yandan vücudumda oksijen dolaşmıyor ki tırnaklarım morardı, bu beni korkutuyor. Kendi başıma yapacağım şeyler etkili olur mu bilmiyorum, bu duyuruyu bunun için açtım.

Muhtemelen 3 yıldır kronikleşmiş bir depresyonum var. Dikkat eksikliği yüzünden 2 yıldır bitiremediğim bir tezim ve bir gününü bile düzenleyemediğim bir hayatım var. Muhtemelen bunlar anksiyeteye sebep oldu.

Bunun için ne yapıyorum: dün pilatese başladım ve haftalık plan çizelgeleri hazırlamaya çalıştım. Bir günde yapılacak her şeyi komut olarak yazıp tamamlamaya ve süresini ölçmeye çalışıyorum. İse yarayacak gibi duruyor. Ama bunlar anksiyeteyi azaltır ve engeller mi? İlaçsız üstesinden gelebilir miyim? Başka neler yapabilirim? İlacı satın aldım bu arada, başlamam gerektiğine karar verirsem hemen başlayabilirim de.

 
Bu sefer komutları yerine getirememe anksiyetesi başlayabilir. Anksiyetede problem sadece psikolojik olmayabilir, kan değerlerin ne alemde diye baktırmıyorsan bir baktırman çok iyi olabilir.

Travma tedavisi çok iyi olabilir diye düşünüyorum. Çünkü bu anksiyete denen şey birdenbire gerilip gergin kalmış bir tel gibi olmak, gevşeyememek, normale dönememek durumu, buna mutlaka nir travma sebep olmuş olmalı, veya birkaç travma. Ayrıca, kendi iç sesini iç dünyanı dinleyip onunla iletişime geçebileceğin meditasyonlar da çok iyi olabilir diye düşünüyorum. İnsanın kendini doğru anlayabilmesi en önemli şey. Mutlaka bir cevap bulursun ve o gerginlik hali çözülmeye başlar. Çok geçmiş olsun. Kan tahliline lütfen bi baktır. Bazen en olmadık bir mineralin eksikliği bile insanı bu hale getirebiliyor. Bir arkadaşımda panik atak sebebi fosfor eksikliği çıktı.
  • muhayyer divan  (18.11.21 15:27:53) 
muhayyer divan+1
siz bir dahiliyeye uğrayın ve tırnak diplerinde morarmadan bahsedin.

  • ganbatte  (18.11.21 17:54:53) 
Tırnak diplerinde morarma ve nefes darlığının ciddi nedenleri olabilir. Göğüs hastalıkları ya da kardiyolojiye başvurun.


  • pro9it9is9  (18.11.21 20:10:21) 
[]

Bu listedekilere benzer şarkılar arıyorum

open.spotify.com

Böyle bir liste var elimizde. Sb. Teşekkürler.


 
Biliyorsunuzdur muhtemelen ama listedeki parçalardan biri çalarken 3 noktaya basıp 'Go to Radio' deyince benzer parçaların olduğu çok daha büyük bir liste çıkıyor.


  • himmet dayi  (31.10.21 22:29:59) 
@himmet dayı öyle yaptığımda benim de bulabildiğim ya da aynı sanatçılara ait parçalar çıkıyor daha çok. Ben bu tarz daha yeni şeyler dinlemek istiyorum. Arabic böyle ama benim bulamadığım. Başka site ve uygulamalardan da olur bu arada onu da ekleyeyim.


  • Mossy  (31.10.21 22:32:33) 
Souad Massi
Mashrou' Leila
Soapkills
Imarhan
Susheela Raman
Le Trio Joubran
Natacha Atlas
Fairouz
  • cofactor  (31.10.21 23:21:18) 
[]

Naber

Neler yapıyorsunuz bu aralar? Ruh haliniz nasıl?




 
beni sonbahar depresyonu vurdu çok sert


  • freebird5406_2  (10.10.21 19:48:50) 
Valla nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde acayip yoğunum. Bir şeyleri yetiştirmem gerek ama ya yetişmeyecek ya da ben yetişecek diye kendimi kandırıyorum. Ruh halim de normal hatta iyi bile sayılır. Sen nasılsın, nasıl gidiyor?


  • Amaranta ursula  (10.10.21 19:48:52) 
Pek iyi değil. Aşık olduğum kadınla, birlikte olduğum kadınla artık bir arada değiliz. Hayattaki diğer her şey yolunda ama hiçbir önemi yok. Keyif alamadan devam ediyorum. Özlem doluyum :)


  • lüzumsuz adam  (10.10.21 19:50:01) 
Canım sıkkın biraz. Hava çok güzeldi bugün. Sözde dışarı çıkacaktık bi arkadaşla ama o da ekti beni son anda öyle kaldım evde. Bakıyorum hava çok güzel hazır yakalamışken bi yerlere gideyim diyorum sonra tek başına ne yapıcam deyip evde kalıyorum. Sonra evde yaptığım şeyden de zevk alamıyorum güzel havayı kaçırdım diye :(


  • niyazi mısri  (10.10.21 19:57:12) 
Zihnim tembelleşti, bişilere olan merakım azaldı, bişi merak etmiyorum uzun zamandır. Bu halim de huysuzlaştırdı. Dün işle ilgili gereksiz agresyon yaptım hıncımı insanlardan çıkardım, ortalığı karıştırdım. Sağduyumu kaybettim, empati seviyem çok düştü. Naletolasıca bi herif oldum çıktım.


  • Bruce  (10.10.21 20:05:15) 
@Amaranta benim modum biraz düşük şu sıralar ama toparlarım illaki, teşekkürler


  • Mossy  (10.10.21 20:22:55) 
@niyazi mısri +1

Dışarı çıkacak insan bulmakta zorlanıyorum.
  • data  (10.10.21 20:25:05) 
bugün tüm gün odamı temizleyip kışa hazırlık yaptım.

genel olarak iş hayatı bir hayli yoğun geçiyor.

vakit kaldıkça arkadaşlar pes turnuvası yapıyoruz.

yarın yeğeni kreş çıkışında ben alacağım mesela :)
  • since1907  (10.10.21 20:32:39) 
sıkıldım.
her şeyi satıp savıp peru'ya mı gitsem diye düşünüyorum.
ya da karavan alıp seyahat etmek..
  • janderzel zartanyan  (10.10.21 20:34:06) 
Valla ben surekli uykuluyum. Onun disinda normalim, oylece takiliyorum.


  • j r r tolkien hayrani  (10.10.21 21:04:21) 
koca istanbulda yalnızım, bunun verdiği can sıkıntısı dışında her şey çok iyi.


  • Pertev nail  (10.10.21 21:47:27) 
[]

Morhipo iade

Siteye kayıt olmadan bir ayakkabı aldım. Olmadı ve iade etmek istiyorum ama kayıt olmadığım için iade kodu nasıl alacağım bilmiyorum. Müşteri hizmetlerini aradığında bant kaydı çıkıyor ve "giriş yapıp kod alın" diyor. Giriş yapamam çünkü kayıt olmadım :( ikinci sorun da Boyner express diye bir kargo ile geldi. Böyle bir kargo hiçbir yerde görmedim. Nereye götüreceğim iade etmeye? Kafamda deli sorular gerçekten.




 
Google aramadan gelen olursa diye nasıl hallettiğimi yazayım. Her şehirde Morhipo iade ve değişimleri için belirli Boyner mağazaları varmış ve buradaki müşteri hizmetleri ilgileniyormuş durumla. Faturamdaki sipariş numarasını söyledim, onunla işlem yaptılar.


  • Mossy  (08.09.21 12:36:38 ~ 12:37:37) 
[]

Tülay German

Bu kadının tarzına bayılıyorum. Bu çeşit müzik yapan başka birilerini daha önerebilir misiniz? Mutlu Günler en sevdiğim şarkısı. Ekstra bilgi olarak Türkçe Tango müzikleri (Zehra Eren, Şecaattin Tanyerli vb) dinlemek de hoşuma gidiyor. Tavsiyelerinizi bekliyorum.




 
Asu Maralman
Gokhan Abur

  • bioverse leo  (29.07.21 18:47:06) 
Seyyan hanım geldi aklıma.


  • biravekahve  (29.07.21 19:41:24) 
Müziğimizde Tülay German çok farklı bir noktada duruyor, ona yakın olarak ilk aklıma gelen Sema Moritz. Tango deyince de tabi ki Seyyan Hanım.


  • dylancash  (29.07.21 19:48:13) 
Tülay German gerçekten bambaşka. Selva Erdener önerebilirim. Türküleri şan tekniği ile muazzam okuyor.

Tangoda İbrahim Özgür de çok iyidir.
  • old possum  (29.07.21 20:25:24) 
Seyyan Hanım; ilk yerli tango sanatçımız sanırım.
"Siyah Gözlere" de benim favorim.

  • you shall not pass  (14.08.21 01:20:24) 
[]

sineklik taktırma masrafını kim karşılar

ev sahibi mi kiracı mı?




 
kiracı. çünkü lüks.
ziyan olmasın dersen çıkarılabilir bişey yapılıp ayrılırken sökülebilir.

  • etna  (19.07.21 21:48:45) 
Ben ev sahibine kitledim. Kabul etmedi kiradan düştüm sesini çıkaramadı


  • respect  (19.07.21 21:48:57) 
Ya kiracı söküp götürmeyecekse teoride ev sahibi tabi, eve ait bir eşya sonuçta.

Ama adamın durumu var mı, böyle bir yatırım onun için mantıklı mı gibi faktörler giriyor işin içine. Sineklik taktırmadığım için sevdiğim kiracı gidecekse taktırırım. Ama ev çok iyidir, hemen daha yüksek fiyata birini bulabilecek olurum, o zaman taktırmam, mevcut kiracı çıkar, ondan hemen sonra taktırırım falan.

Bi standardı yok yani, pazarlığa bağlı. En güzeli evi tutmadan önce "tutarım ama sinekliği sen yaptırırsın" diye konuşmak.
  • plutongezegendegilmi  (19.07.21 21:52:26) 
Ev sahibi kabul ettiyse ev sahibi öder yok derse kiracı kendi cebinden yaptırır çıkarkende söker


  • basond  (19.07.21 21:57:13) 
normalde kiracı


  • alt4y  (19.07.21 22:01:44) 
Şimdi giderken söker diyorsunuzda ben menteşeli yaptırdım açılır kapanır. menteşeyi napıcaz :)


  • respect  (19.07.21 22:05:32) 
ev sahibi. ülkedeki tüm pencereler aynı ölçüymüş gibi kiracı söküp götürdüğü sinekliği başka evde kullanamazsa ne yapacak?


  • malheiros  (19.07.21 22:54:23) 
cok tartismaya acik bir konu. sineklik opsiyonel bir sey. yani ev sahibi sineklik istemiyor bile olabilir pencerelerde. kiraci olarak her ihtiyac gordugun seyi ev sahibi yaptirmamali. "eve ait bir esya" diyebilecegin bi suru ekstra sey bulabilirsin. bu onun ev sahibi tarafindan odenmesi anlamina gelmez. cins ev sahibi sineklik taktirmana bile izin vermeyebilir.

ha en guzeli bolusmeleri bence. bu sayede ev sahibi evine uygun gordugu modeli almak icin soz sahibi olabilir.

ben ev sahibi olsam kiraciyla dalasa girmem yaptiririm. kiraci olsam yaptiririm cikarken de almam. zengin miyim no, ama ugrasamam.

edit: kiraciyim. hic ev sahibi olmadim.
  • yoggi  (20.07.21 11:12:59 ~ 13:16:04) 
eve girerken sineklik olmadığı için taktırılması zorunlu değil bence. eğer ev sahibi kabul ederse taktırılır ve ev sahibi öder ve daha sonra evde kalır. ya da kiracı öder çıkarken sinekliği götürür. ama en başta olmadığı için yaptırılmak zorunda değil.


  • black mamba  (20.07.21 11:19:33) 
Kiracı öder.

Ha usulen ev sahibine sorulur, sonuçta onun da evine bir yatırım beli öder, fakat kendisi sinekliğe para vermek zorunda değil.

Evden çıkarken ev sahibine kalması istenmiyorsa sineklikler de alınıp gidilir, ben açıkçası eski evimde çıkarken ev sahibiyle ufak bir sıva hasarına ve banyoda eski bir rafın kırılmasına karşılık 2 sinekliği saydırmıştım ve depozitomu almıştım.
  • denizgonen  (20.07.21 13:00:32) 
Ev sahibiyim ve kiracıya evi teslim ederlen evimde sineklik mevcuttu. Ancak olmasaydı yaptırmaya sıcak bakmazdım çünkü sineklik ömürlük bir ürün değil. 3 sene sonra teli kıçı başı yamulup kullanılmaz hale geliyor genellikle. Bu bilgiler ışığında siz ev sahibi olsanız karşılar mıydınız?


  • ned flanders  (20.07.21 13:12:01) 
[]

Bugün benim doğum günüm

İyi dilekler kabul edilir ^-^




 
Dgko <3


  • coca cola  (17.07.21 15:09:25) 
Dgko


  • 2027  (17.07.21 15:12:37) 
kutlu olsun, nice mutlu yıllara.


  • blatta hiberna  (17.07.21 15:14:42) 
Güzel yaşlar olsun o zaman


  • kisa  (17.07.21 15:19:56) 
Doğum günün kutlu olsun.


  • himmet dayi  (17.07.21 15:24:17) 
@gabe 26 bitti


  • Mossy  (17.07.21 15:38:34) 
doğum günün kutlu olsun ^^


  • black mamba  (17.07.21 15:42:28) 
27'ler kulübüne hoş geldin:D Sağlıklı, mutlu ve huzurlu yaşların olsun.


  • Amaranta ursula  (17.07.21 16:32:21) 
Dgko.


  • j r r tolkien hayrani  (17.07.21 16:58:46) 
Allah sağlıklı ve mutlu yaşlar nasip etsin, doğum günün kutlu olsun.


  • John Bloor  (17.07.21 17:20:01) 
Ya bu sıcakta doğulur mu hiç :)

Kutlu olsun, seneye unutma yine yaz kutlayalım. Bu süre zarfında da mükemmel bir senen olsun.
  • infernalcadre  (17.07.21 18:17:28) 
@Amaranta ay alıştıra alıştıra söyleyin daha pek kabullenemedim 25ten sonrasını :D ama hoşbuldum diyelim kulüptenim artık ne de olsa

@infernalcadre yaz çocuğu olmak harika bence, her yıl yazıyorum bu arada :)
  • Mossy  (17.07.21 19:03:57) 
Doğum günün kutlu olsun Mossyyyyyy
youtu.be

  • Hallegadola  (17.07.21 20:10:38) 
Bugün benim de doğum günüm :) güzel, mutlu, sağlıklı yıllar dilerim.


  • ziya özdevrimsel  (17.07.21 21:59:22) 
mutlu yıllar!!


  • yatakdosek  (17.07.21 22:02:51) 
Çoook mutluuu bir yaş diliyorum
Etrafında hep seni seven bi çok iyi niyetli güzel insan olsun

  • photo85  (19.07.21 00:53:16) 
[]

İlik bağışçısı olmak

Hiç ilik bağışlayan oldu mu aranızda? Nasıl bir süreç? Yıllardır istiyorum bunu yapmayı ama cesaret edemiyorum nedense. Önümüzdeki günlerde bağış için form doldurucam Kızılay'a gidip. Biraz bahsedebilir misiniz?




 
Formu doldurduktan sonra ufak üç tüp kan alıyorlar, o kadar. İlik bankasına örneğinizi kaydediyorlar, eğer uyumlu bir alıcı çıkarsa size ulaşıyorlar ki bu durumda da bağışçı olmak zorunda değilsiniz çünkü uzun bir süreç.

Şurada detaylı anlatılıyor bakın:
www.kanver.org
  • kobuzchu kiz  (14.07.21 15:26:34 ~ 15:27:05) 
[]

Muhteşem hamburger tarifleriniz

Bu akşam evde hamburger yapıcam ve bu ilk denemem olacak. Karamelize soğan ve mantar içerikli burgerler tercih ediyorum genelde. Var mı şunu yaparsan daha güzel olur, bu işin püf noktası budur dediğiniz şeyler. Ya da soğan ve mantar dışında bir şeyler, soslar falan da tavsiye edebilirsiniz. Bu aksam muhteşem bir hamburger yapmak istiyorum. Teşekkürler ^^




 
karamelize soğan güzel oluyor. veya bir marketten burger sos alabilirsin. o da çok güzel olur.


  • reanarchy  (08.07.21 16:47:30) 
Turuncu cheddar olmayan keskin bir peynir de çok güzel olur. Seviyorsanız küflü peynir, sevmiyorsanız emmental olur, eski kaşar olur.


  • kobuzchu kiz  (08.07.21 16:58:31) 
yeşil mercimekten hazırlanan hamburger köftesini öneririm, youtube da tarifler ölçüler var, her türlü bakliyat kullanılabiliyor, nohut, haşlanmış kurufasulye, haşlanmış barbunya hepsi güzel oluyor fakat baharat olarak kimyon en çok yeşil mercimekle yapılana yakışıyor

şunun gibi bir şey, büyüklüğü ve şekil vermesi size kalmış
youtu.be
  • freebird5406_2  (08.07.21 17:15:49 ~ 17:20:22) 
Ben karamelize yerine pişmemiş kuru soğanı daha çok seviyorum hamburgerde. Onu da deneyebilirsin. Türüflü mayonezi çok beğeniyorum hamburgerde. Bi de hardalı sos olarak çok severim. Çok keskin bir tat tabii, etin tadını öldürebilir ama ben seviyorum.


  • himmet dayi  (08.07.21 17:18:33) 
Karamelize soğan için;

İnce doğranmış soğanı çelik bir tencerede kısık ateşte, kapağı kapalı halde unutun gitsin. Dibini hafif tuttukça su ekleyin ve kazıyın tavaya yapışanları. Bu işlemi soğanlar iyice karamel rengine gelene kadar tekrarlayın.
  • lüzumsuz adam  (08.07.21 17:21:46) 
Annem karamalize soğan ve köz kırmızı biber koyuyor. çedar peyniri eritiyor. bir de turşu suyu ve mayonezi karıştırırak big mac sosu benzeri bir şey yapıyor. tatlı hamburger ekmeği değil de fırından özel hamburger ekmeği alıyor.


  • Hallegadola  (08.07.21 17:32:03) 
Kıymaya karabiber, tuz, 1 kasik kadar ketçap, hardal ve bir kaşık sirke katıyorum. Bir kez bir tatli kasigi pekmez de koydum o da lezzet katmıştı.
Bu şekilde yoğurup yuvarlayıp beklemeye alıyorum.
Ekmeği özhan market var bursada, oradan alıyoruz ikili güzel bir ekmeği var.
İçine iceberg, domates, turşu, karamelize soğan ve mantar.
Soğanı karamelize ederken 1 tk balsamic sirke ve 1 tk şeker de ekliyorum.
Mantarda da aynısını yapıyorum. Güzel oluyor bence :)
İki yıldır falan dışarıdan hamburger yemiyoruz. Haftada bir bu tarifle bayram yapıyoruz :)
  • somethinginthewayshemoves  (09.07.21 02:06:14) 
Worcestershire sosu kullan diye inat ediyor yabancı siteler. Öneriyorum ben de. Metro grossmarkette var.


  • tey tey  (09.07.21 02:14:50) 
[]

doğum günleriniz nasıl geçer?

Herkesin cevabını merak ediyorum ama özellikle o günü yalnız başına geçirmeyi sevenler varsa aranızda, onların cevaplarını daha çok merak ediyorum. (Öncelikle yalnız geçirenler neden yalnız geçirmek istiyor?) Bugüne kadar doğum günleriniz genelde nasıl geçti ve o gün neler yaparsınız?

Bonus: En güzel doğum günü anınızı paylaşır mısınız?


 
genelde tektim. ilk tek olmayi huznu anaokulunda yasadim herkesinkini kutladik, benimkine sira gelecek diye beklerken okul tatil oldu... dumur olmustum ahahaha

sonralari zaten onemsemez oldum, ben kutlamiyorum diye kiz kardeslerimin kendi aralarinda.pasta alip benim dogumgunumu kutladiklarini biliyorum.
ulan bu nasil is ben yokum dogumgunumu kutluyorlar.
erkekler zaten umursamiyor dogumgunumu bilen kizlar da mesaj atiyor o kadar. zaten genelde calisiyor oluyorum kendim bile unutuyorum dogumgunumu.
en guzel dogumgunu de 99 depremi sonrasi koydeki dogumgunumdu herhalde bi 50/60 kisi vardik. hollandadan rusyadan almanyadan mektup arkadaslarim gelmisti.
  • turbo sadık  (07.07.21 21:14:37 ~ 21:15:55) 
Ne yalnız geçirmeyi, ne de abartılı eğlence biçimini beğeniyorum. Ama son birkaç yıldır sadece whatsapp üzerinden, hatırlayabilenler kutluyo. Farklı bi doğum günü geçireli epey bi yıl olmuştur.

En güzel doğum günüm lisedeyken yakın arkadaşımın "kuzenime bi şeyler alcam, boyu falan senle aynı sayılır, akşam bi alışverişe gidelim beraber" deyip 'kuzenine' aldığı hediyeleri aslında bana alıyor olması ve benim bunu hediyelerin bana verildiği ana kadar fark etmemem ve akşam bi cafede sürpriz doğum günü etkinliğine sürüklenmem.

Evet. Jeton kare.

Bu arada doğum günün şimdiden kutlu olsun.
  • himmet dayi  (07.07.21 21:15:26) 
@himmet dayı heheh teşekkür ederim. Her yıl burada "bugün benim doğum günüm" başlığı açarım zaten, klasiğimdir :D o zaman tebriklerinizi alırım, 10 gün kaldı ^^


  • Mossy  (07.07.21 21:20:32) 
Çocukluğumda hep mini partiyle kutlandı aile arasinda.

Doğum günüm belirli günler ve haftalara dahil xd o yüzden kolay unutulmuyor. Varligimdan gerçekten mutlu olduğunu bildiğim arkadaslarimin mesajları cokkk mutlu ediyor. Ancak iş yeri gibi ortamlarda pasta alinip kutlanacak olmasini bilmek aşırı geriyor beni... Hiç hoslanmiyorum.

Eğer hayatımda biri varsa onunla güzel bir yemek yemek isterim. Onun dışında kimsenin yapmacık kutlamalarini görmek istemiyorum (ancak maalesef görüyorum). Hl

Hatta son doğum günümü anlatayim. Arkadaslarima ısrarla "kutlanmasini hiç sevmiyprum.sakin kutlamayin" dedim. Sonra yine de suprizimsi yapmaya çalıştılar. Bir suratim düştü, bir moralim bozuldu... Dedim sevmiyorum demistim. Sonradan çok üzüldüm onların da keyfini kaçırdım diye

En güzel doğum günüm yok galiba
  • abuzer  (07.07.21 21:21:41) 
kendime Bremen'e 2 günlük seyahat armağan etmiştim 2015'teki doğum günümde. çouchsurfinğ'de anlaştığım arkadaş da nehir kenarında bir köşkte oturuyormuş, gitmeden anlamamıştım. terasını komple benim için ayarlamıştı. hem o 2 gün hem nehir yanı teras keyfi baya iyiydi. ryanair kampanyalarına denk getirmiştim gidiş dönüş uçak 18 euro idi. bir de festivale denk gelmişti ki her şey dahil maks 70-80 Euro'ya süper bi 2 gün geçirmiştim. en janti doğum günüm odur. ama genelde sade geçer.


  • dnzbrs  (07.07.21 21:24:54) 
En güzel mi bilmiyorum ama lisede sınıf arkadaşlarım aralarında para toplayıp doğum günümü kutlamıştı. Pasta almışlardı. Hatta o günkü harçlıklarını harcadıkları için biraz aç bile kalmışlar. Hoşuma gitmişti düşünmeleri, fedakâr olmaları. Kız arkadaşım da pasta yapmıştı bir kez. O da güzeldi. Ailem de pasta almıştı birkaç kez. Birkaç iyi geçen doğum günüm oldu. Ama yaş ilerledikçe eskisi gibi olmuyor. Ben o günü sakin geçirmek istiyorum. Hatta olaysız bitsin istiyorum. Biraz çekingen davranıyorum. Bunun yaşla ilgili olduğunu düşünüyorum.


  • dissendium  (07.07.21 21:36:11) 
ben bu konuda cok uzun yazabilirim. dogum gunu ve dogum gunu kutlamasina farkli gozle bakiyorum. burclarla filan hic isim yok mesela.

bundan 10 sene oncesine kadar herkesin dogum gununu caba gostermeksizin ezbere bilirdim. rastgele insanlar da olabiliyor bunlar. bir gun eski bir tanidigi gordum barda. sen dogum gunlerini hatirlardin benimkini hatirliyor musun dedi. bir dakka dedim ve onu bir arkadasimin yanina goturdum. arkadasima "dogum gununu soyler misin lutfen" dedim. (ikinci arkadasimin dogum gunu tanidik olan ile ayni gundu - 16 subat)

facebook cikana kadar insanlar cok deger veriyordu hatirlanmaya. sonra duvardan duvara yazmalar basladi ve herkes herkesinkini zaten biliyor oldugu icin cok onemsenmemeye baslandi. ben de biraktim bir yerden sonra.

su anda sadece cok yakinlariminkini kutlarim. o da oyle gece 12'den sonra filan degil gayet ertesi gun gun icinde (yegenlerim haric onlar benimkini 12'de kutluyor)

yeni tanidiklarimin dogum gunu ne zamandir hic bilmiyorum. onumde parti yapmadiklari surece kutlu olsun bile demem. cunku bunun onemsendigini dusunmuyorum. onemseyecek kisilerinkini kutluyorum.

bir gun bir "yakin" arkadasim dogum gunumu kutlamayi unuttu. "yani sen kutlamiyorum dedin ondan cok sey yapmadim" dedi. yahu kutlamadan kastim toplanma idi (kendisi her dogum gununde yemek organiza eden bir sahis)

ortalama 20-25 kisi kutluyor. kim kutlamadi diye aklima bile gelmiyor. ama yakinlarim bi zahmet kutlasin istiyorum :)

nasil geciyor? cok alelade geciyor. 12'de sevgili kutluyor ilk. sonra yegenler ve 20 yillik arkadas. aksamina da iciliyor (opsiyonel) pasta masta yasini zaten gectik (gene de arada aliniyor, olsun. pasta severim :D)

son birkac senedir toplu hicbir dogum gunu etkinligim olmadi (kendimin)

bu sene patronum (yunan) eve turkce mesajli cicek gonderdi hic ama hic beklemiyordum (birkac gun once gelmesi daha da surpriz yapti olayi) yani mutlu oldum tabi (birkac hafta once tatsiz olaylar yasamistik)

unutamadigim dogum gunum sanirim suydu: sene 2004 yurtta kaliyoruz. ben aksamlari calisiyorum part time. oda arkadaslarim hic kutlamadi ya da yarim yamalak kutladi hatirlamiyorum. dogum gunm ama 12'yi gecti saat yurda dondugumde.

kapiyi actim mumlar, karanlik, iyi ki dogdun...

dedim ki: bi dakka, ama benim dogum gunum gecti

arkadasim dedi: ulan demedim mi size bu kesin buna laf edecek diye sfdlsjfsldf

oyle tatlis bir andi. oyle...
  • supergirl  (07.07.21 21:38:25 ~ 21:39:30) 
dogum gunlerim sene gectikce berbatlasiyor hele bu yili hatirlamak bile istemiyorum. cocukken ailecek kutlardik teyzeler dayilar vs okulda da arkadaslarimizla kutluyorduk onlardan genel olarak memnundum ne abarti ne bir sey sadece toplanmak icin bahaneydi ve hediyeler mutlu ediyordu. artik olmuyor

tarihim kotu hava genelde yagmurlu ruzgarli vs oluyor cok ic acici degil
  • ala09  (07.07.21 21:45:00) 
Tam doğum günümün olduğu gün, son senelerde yalnız odamda içip film izleyerek geçirmeye başladım. Çünkü canım kendim. Öncesinde de kendime hep hediyeler alırım.

Doğum günüm öncesi/sonrası eski şirket, lise, üniversite arkadaşlarımla basit bi yemek yeriz.

En güzeli de, üniversitedeyken arkadaşım bir sürü kişiyi bir partide toplamıştı. Partinin amacı başkaydı ama bir anda benim partim haline gelmişti.
  • jazzabel  (07.07.21 22:24:48) 
Valla ben de ne ozellikle yalniz gecirmeyi ne de ozellikle gidip birileriyle olmayi istiyorum. Nasil denk gelirse artik oyle giriyorum.


  • j r r tolkien hayrani  (07.07.21 22:26:04) 
29 yaş havuza atlamalı içip gebermeli parti
30 yaş evde tek başıma uyuyarak geçmişti
31 yaş arkadaşlarla rakı
32 yaş bekarlığa veda gecemi doğum günüme denk getirdim
33 yaş eşim tüm arkadaşlarımı toplayıp sürpriz yapmış kalamış parkında goygoy
34 yaş pandemiye denk geldi evde oturduk
35 yaş pandemiye denk geldi evde oturduk

En sevdiğim doğum günüm evde uyuyarak geçirdiğim.
  • suicides underground  (07.07.21 22:30:04) 
Ağustos ayında olduğu için okul arkadaşlarımla hiçbir etkinliğim olmadı zaten sosyal bi tip değildim ama belki okul olsa en azından bir hareket olabilirdi.

Hayatımda bir kez evde doğum günü partisi yapıldı akrabalar birkaç arkadaş vs geldi hatırladığım tek anı; gelen en güzel hediyenin tam verilecekken veren kişinin elinden kayması sonucu kırıldığı an :/
gecesi 17 Ağustos depremi yaşandı yabancı ve kendi evimden çok daha yüksek ve desteksiz bir evdeydim çok korkmuştum. Çocuk kafası kıyamet kopuyor sanmıştım :):):) bir de o günlere dair güneş tutulmasını izlemeye çalıştığım bir an kalmış zihnimde.

Bu travmayla ilgili değil ama sonra hiç doğum günü kutlamadım.
Facebook kullandığım zamanlarda gün yaklaşınca profilimden doğum tarihi bilgisini gizlerdim kimse görmesin sayfam gerekesiz kutlama mesajlarıyla dolmasın diye.

99 dan sonra ilk kez bu yıl tam gününde olmasa da hemen bitişiğindeki hafta sonu minik tatilli bir etkinliğimiz var umarım güzel geçer.

Nice yıllara :)
  • mutekebbir  (07.07.21 22:30:54) 
Ben etrafımdaki insanların doğum günü için bir ay önceden hediye bakmaya başlarım. Pastayı kendim yapacaksam nasıl yapacağıma, hazır alacaksam nerden nasıl alacağıma, kutlamayı nasıl yapacağımıza karar veririm. Özenirim yani.

Ama benim doğum günüm gelir, doğaçlama, öyle baştan savma kutlamalar, bir gün kala sana ne hediye alalım diye sormalar. Tamamen soğuyorum. Bir gün kala hala ne yapacağını bilmiyorsan, ne hediye al bana öyle alel acele sırf almış olmak için, ne de laf olsun diye doğum günü kutla.

Kastettiğim abartılı şeyler değil, ama en azından düşünme kısmında özenilmeli. 1. derece yakınlardan bahsediyorum bu arada.
  • hrvl  (07.07.21 22:32:49) 
Ben kendiminkini pek önemsemiyorum. Etrafımdaki sevdiğim insanlar için bir farklılık yapmaya çalışıyorum ama o zamanki şartlara göre.


  • nucleon  (07.07.21 22:56:55) 
Hayatım boyunca doğum günleri kutlanan bir insan olmadım. Önem de vermedim açıkçası. Çocukken kutlansaydı belki önermserdim.

Bugün ailem doğum günümü kutladı mesela. Ama benim doğum günüm 10 Haziran. Sürpriz oldu bana da. :)

Peki gerçek doğum günümde ne yaptım? Hiç. Ama bu beni kötü hissettirmiyor. Sadece bir - iki arkadaşım var. Muhakkak kutluyorlar doğum günümü. Belki onlardan biri kutlamazsa biraz burulurum.
  • rahip janick  (07.07.21 23:04:26) 
Birazdan yeni yaşıma gireceğim ailem memlekette, manitam uyudu, yalnızım. :( yarın bir şeyler yaparız herhalde. Doğum günlerini de çok severim bu arada.


  • Hallegadola  (07.07.21 23:26:31) 
genelde mesaj atmaktan fazlasını yapan olmadığı için yalnız geçirmeyi tercih ediyormuş, umursamıyormuş gibi yapıyorum. heheh.


  • olsa da yesek  (07.07.21 23:35:43) 
dogum gunu kutlamayi cooook severim.

universiteye kadar ailemle kutladim. universiteden beri arkadaslarimla kutluyorum. sevgilimin oldugu donem onunla da kutlamistim.

eski sevgilim evime gelmis ve her yere kalpli mum koymus ve bana balon almis. cok tatliydi. onceki dogum gunumde de yarisi sonmus balonlarla kapima gelmisti ahahahhaha.

arkadaslarimla olanlar da cok eglenceli. bir tanesinde best friendimle ictik ictik uyuduk. video cektik bol bol. yilda 1 icen tipler oldugumuz icin baya sacmalamistik. cikolatalar bir yerde, biz bir yerdeydik. asik oldugum kisiyi aramamam icin beni tutmustu ki arayacak halim de yoktu ahahah. video cekmek onemli. sonradan cok guluyoruz.

benim degil ama bu bestimin dogum gunu de superdi. bu sefer bir yakin arkadasimiz daha vardi. sozde beni tutacaklardi o kisiyi aramamam icin ama onlar da kafayi bulunca ara ulan dediler. ben aradiiim, ses kaydi attiiiim, mesaj gonderdiiim... kendimi cok guzel rezil ettim. her yerde balon vardi. ben hepsini patlattim. bundan manyak gibi zevk aldim. sonra agladim agladim agladim. ilk defa viski denemistik. o bizi bozdu. ozellikle beni bozdu. kahve ictim olmadi, su ictim olmadi. midemin icine etmisim bir kere. bolca da pasta cikolata falan yemistim. ertesi gun acilden cikamadim :)) yine de guzeldi.
  • batlegolas  (08.07.21 00:08:44) 
Başlasınında kendi doğum gümü de kutlamayı sevmem. O nedenle şimdiye kadar hiç kutlamadım yaş 30.


  • paramolacak  (08.07.21 00:36:09) 
Doğum günlerini önemsemiyormuş gibi yapıp 1 yıl daha geçti diye içimden hüzünlenirdim. Gelen mesajlara cevap ver, pasta ye. O ruh halini dağıtmaya karar verdim. 1 ay önceden aileme doğum günümü nasıl kutlayacaksınız, bana ne alıcaksınız diye geyik yapmaya başladım. Artık doğum günümde ortalarda zıp zıp zıplıyorum. Ailem de bana uydu bir ay şamata yapıyoruz. Şakadan daha çok hediye istiyorum. Yalnız bir doğum günü geçirirsem de samimi olarak kendime hediyeler almayı, şımartmayı düşünüyorum. Belki hayır hasenat yapabilirim.


  • birbuket  (08.07.21 10:27:17) 
doğum günümü yalnız geçirmeye özellikle bir düşkünlüğüm yok.
tam aksine, eğlenceli geçenler insana daha çok yaşam enerjisi veriyor bence.
özellikle çocukluğumda hep çok güzel partiler yapardı annemler.
palyaçolar hediyeler mi getirmedi, barbie bebekli pastalar mı yapılmadı...
akla gelebilecek her şekilde kutlandı doğum günüm.
o yüzden bana hep eğlenceyi ve neşeli olması gereken bir günü çağrıştırır doğum günü.

35 yaşındayım, bugüne kadar sabahlara kadar eğlendiğim doğum günlerim de oldu, sabahlara kadar çalışarak geçirdiklerim de.
belli bir ritüelim ya da düzenim yok bu konuda ama yalnız geçirmek bence biraz morali aşağı çekebiliyor.
doğum günü kutlanması gereken bir şey çünkü.

çocukluğumdakiler dışında bugüne kadar en çok eğlendiğim doğum günüm, birinci ve en fazla ikinci dereceden yakın olduğum arkadaşlarımın olduğu kalabalık bir grupla asmalı'da yemek yedikten sonra sabaha kadar meyhane, nargileci, sahil falan dolaşıp eğlenip sabaha karşı bir arkadaşımın evine gidip kaldığımız doğum günümdü.
sabah yine hep birlikte kahvaltı yapmıştık.
grupta yeni tanışanlar olmasına rağmen gece boyu ve sabah tek bir kişi bile erken ayrılmadı, başladığımız kadroyla süreci tamamladık.
asmalı'da yemek yediğimiz yerde yan masadakiler doğum gününü duyunca kalan yarım şişe rakılarını bana hediye etmişlerdi, şişeyi hâlâ saklarım.

bir de, lisedeyken arkadaşlarımın harçlıklarını birleştirerek bana radyolu, çok güzel bir pikap aldıkları doğum günüm vardı.
kendilerince prodüksiyon yapmışlar.
annemle işbirliği yapıp benden gizli odama taşımışlar, paketlemişler falan.
ben eve gitmek isterken sürekli birileri oyaladı.
meğerse okulda neredeyse herkesin haberi varmış, bilerek lafa tutulmuşum.
ben de doğum günüm diye insanlar benle ilgileniyor sanmıştım, hiç uyanmadım o yüzden :)

sonra o kocaman paket açıldı, bütün gün boncuk strafor topladık odada.
ama çok eğlenmiştik, pikap da hâlâ çalışıyor.
  • blatta hiberna  (08.07.21 10:53:16 ~ 10:57:51) 
[]

Doktora sonuç göstermek için randevu almak gerekiyor mu

Gittiğim doktor birkaç test istedi ve bunların sonuçları tahmini 3 günde çıkacak dendi. Testleri yaptırdım, bugün sonuç göstermek için geldim. Sekretere "sonuçlarım vardı" dedim, "randevu aldınız mı?" dedi. Randevum olmadığını söyleyince giriş yapamayacağını, sonuç göstermek için tekrar randevu almış olmam gerektiğini söyledi. Ben ilk kez böyle bir şey duyuyorum. Gerçekten çok şaşırdım, pandemide de defalarca doktora gittim, hatta yine aynı testleri yaptırdım ve hiçbir zaman ikinci bir randevu almadım. Sonuç göstereceğim deyince zaten barkod veriyorlar. Ne zamandır böyle bir uygulama var dedim, 2 yıldır böyle dedi. Ben 2 yıldır nasıl randevusuz girmiş olabilirim?

Sizin bu uygulamadan haberiniz var mıydı? Tekrar randevu alıp mı gidiyorsunuz sonuçlar için?


 
İşi bilmiyo muydu acaba? Ben daha 1.5 hafta önce gittim dahiliyeye. 1 ay sonraya attıkları ultrason sonucunu göstermeye geldim dedi barkod verdi, gösterdim. Randevu falan almadım hiç.


  • warmy  (01.07.21 14:56:38) 
aynı gün olunca randevu almıyordum ama belki farklı günde randevu gerekebilir bilemedim.


  • jelly bear  (01.07.21 14:57:09) 
yeniden randevu almanıza gerek yok.


  • messina123  (01.07.21 15:12:47) 
Bugune kadar hep arayip kontrol randevusu aldim, aramada randevuda ucretsiz.


  • thesomberlain  (01.07.21 16:01:35) 
Sonuç barkodu vermeleri lazım, onunla sonuç gösterilebilir. Bazı hastanelerde doktorlar dönüşümlü çalışıyor (bu ayrı bir saçmalık) bu nedenle kendi doktorunuz olmayabilir ama başka bir doktor sonuca bakmalıydı. Aynısını bana da yaptılar, ben de ilk başıma gelince çok itiraz edememiştim ama soruşturdum, yanlış yapmışlar denildi. Hastaneye şikayet yazdım. Siz de mutlaka yazın. En azından içim soğudu biraz

Ayrıca böyle bir uygulamaya geçildiyse bunun hastalara duyurulması gerekir. Her şeyiyle saçmalık, şehir hastanesine geçilince doktor takvimini takip etmek randevu bulmak vs iyice saçma sapan oldu.
  • epitaf  (01.07.21 16:26:40) 
[]

İstanbul'da kültür-sanat etkinlikleri

Önümüzdeki günlerde/haftalarda/aylarda gitmeyi planladığınız, tatminkâr olacağını düşündüğünüz etkinlikleri paylaşır mısınız? Özellikle SSM ve Pera'da yapılan sergilerin müptelası olarak sizlerden yine bu yönde tavsiyeler bekliyorum. Ama illaki sergi olmasına gerek yok elbette, sadece kendi planlarınızı paylaşmanıza da sevinirim. Yeni bir şeyler keşfetmek istiyorum *-*




 
40. İstanbul film festivali, İstanbul müzik festivali ve caz festivali var. Salonların açılmasını 4 gözle bekleyen biri olarak her fırsatta filme gideceğim. Diğerlerinin takvimi açıklandıkça onlar da listede.


  • Jux  (27.06.21 16:38:38) 
Ağustos'ta İdil Biret konseri var, 10 Mart 2020 Riverside'dan sonraki ilk etkinliğim olacak, hatta pandemi sonrası evden iş hariç çıktığım sayılı zamanlardan biri olacak. Tabii o zamana kadar yeni bir dalga yükselmezse.


  • bartholomew87  (27.06.21 18:24:31) 
[]

Almanca A0 birine kaynak

Anadolu lisesi mezunuyum ama okul bitince dille ilgilenmediğim için öğrendiğim her şey sadece kulak aşinalığı seviyesine indi. Şimdi en baştan başlamak istiyorum ama hiçbir fikrim yok kaynaklar konusunda. yardımcı olursanız sevinirim.




 
Sıfırdan başlamak için Duolingo fena değil. Tabii Duolingo sizi belli bir seviyeye kadar getirebilir.


  • himmet dayi  (21.06.21 22:34:34) 
uygulama tarzı değil kaynak kitap arıyorum eski usul oturup tek tek grammar vb çalışabileceğim.


  • Mossy  (21.06.21 23:08:38) 
Menschen A1.1 ve Menschen A1.2 ile başlangıç seviyesini öğrenebilirsiniz, bu kitaplar internette inanılmaz pahalı ama somalililer bedavaya pdf+ses cdslerini dağıtıyor.


  • nahtoderfahrung  (21.06.21 23:36:36 ~ 23:36:57) 
Kitap için benzer soru sorduğumda şunu önermişlerdi:
Her Yönüyle Modern Almanca www.amazon.com.tr

  • himmet dayi  (22.06.21 00:51:18) 
[]

Cambridge Grammar in Use pdf

Bunu indirebileceğim virüssüz mirüssüz güvenilir bir site tavsiye edebilir misiniz, bir türlü bulamıyorum. İntermediate gerekli bana.




 
Fifth edition var olur mu?


  • himmet dayi  (17.06.21 15:51:03) 
google > zlibrary > enter


  • freebird5406_2  (17.06.21 15:53:37) 
libgen.is


  • asırlardır yandaş bir süredir çağdaş  (17.06.21 17:10:25) 
[]

Ekmek süt vb olmadan kahvaltı

Yapanlar varsa aranızda, bunlar olmayınca ne yiyorsunuz? Gluten tüketmeyi bırakmayı düşünüyorum. Ekmek olmayınca yulaf süt akla gelir ama inek sütünü de hayatımdan çıkarmış durumdayım. Alternatif bir kahvaltı menüsü oluşturmakta zorluk çekiyorum şu sıralar. Söz sizde.




 
zeytin peynir yumurta domates maydanoz
sucuk, patates, menemen

  • jelly bear  (01.06.21 10:43:19) 
kahvaltıda sadece kahve içiyorum. ekmek ve sütsüz kahvaltı istersen hindi fümeli soğanlı biberli yumurta yapabilirsin. çorba içebilirsin.


  • stewie  (01.06.21 10:45:52) 
Her türlü çiğ sebze ve ot, yumurta, peynir, zeytin. Üstlerine çörek otu veya kekik ve zeytinyağı ekliyorum.


  • fotrsapka  (01.06.21 10:49:49) 
Kahvaltıda hiç süt içmiyorum. Ekmek de neredeyse hiç tuketmiyorum. Bir de süt çok da faydalı değil diye biliyorum. Süt ve kahvaltı ikilisi çocukluğumdaki reklamlarda kaldı.

Ben genelde haşlanmış yumurta/yulaflı omlet+ 1 kase yoğurt+ peynir+zeytin+domates+salatalık ile yapiyorum.
  • Amaranta ursula  (01.06.21 10:53:39) 
haftaiçi kahvaltı yapmıyorum. haftasonları bol sucuk üzerine yumurta kırıyorum 2 ya da 3 tane. yanına domates salatalık yeşillik


  • co2s2  (01.06.21 10:55:29) 
Salam-sucuk-sosis, peynir ve yumurta akını çırpıp pişirince ekmek kıvamında olan adını bilmediğim o şey. Yumurta tadı kırılsın, biraz daha ekmeğe benzesin diye un da ekliyorum bazen.


  • IncredibleMau  (01.06.21 10:55:34) 
alerjim olduğu için gluten ve süt içeren hiçbir ürün kullanamıyorum (laktozsuz versiyonları da dahil)
mönülerim şu şekilde oluyor genelde(her birini farklı bir gün gibi düşünebilirsin):
* karamelize soğan ve mantarlı omlet, yanına kuzu kulağı, maydonoz, nane gibi yeşil otlar
* viyana usulü patates salatası + haşlanmış yumurta
* menemen
* yeşil biber + yeşil zeytin + siyah zeytin + haşlanmış yumurta + ceviz ( bunların hepsini salata gibi bir kasede yiyorum. üzerine tuz, karabiber, pul biber, kimyon, toz kişniş, limon kekiği koyuyorum)
* avokado + haşlanmış yumurta + ceviz + hindi füme ( bunları da salata gibi kasede yiyorum. baharat olarak da karabiber, fesleğen ve tuz koyuyorum)
*glutensiz brownie (tarifini verebilirim, şekersiz aynı zamanda) + kahve

bir de yeni bir keşfim var, www.trendyol.com
şu paket içerisindeki her şey çok lezzetli. alıp buzluğa atmıştım, bayağı uzun süre idare etti beni. hafta sonu kahvaltılarında yukarıda saydıklarımın yanında ek olarak yiyebilirsin.

eğer karşıya geçersem zapata'dan karabuğday ekmeği alıyorum. onu da tavsiye ederim.

bazı sabahlar ise patatesli yumurta yapıyorum ama bence o biraz kalorili, o yüzden onu sık yapmıyorum.

edit: yukarıda verilen önerilerden paketli olanları satın alacaksan, içindekiler kısmına bakmanı öneririm. hiç aklına gelmeyen ürünlerde gluten olabiliyor. bir de yulaf içeriği, glutenin en büyük taklitçilerinden, onu da deneyerek yemeni öneririm.
  • irene  (01.06.21 11:13:35 ~ 12:45:12) 
Harika önerileriniz için teşekkür ederim ^^

@irene glutensiz brownie harika olurdu, ne zamandır brownie yapsam diyorum sağlıklı beslenme çabalarımı baltalamak istemediğim için vazgeçiyorum her seferinde.
  • Mossy  (01.06.21 11:22:11) 
Sürdürülebilir olarak, yumurta süt ve ekmeksiz olarak, zeytin, yagsiz peynir, domates, salatalik ve maydanoz ile birlikte epeyce kilo vermisligim vardir.

Diger seyler zamanla yapmaya usenilen seyler oldugu icin pek devamliligi olmuyordu. Yumurtayi da kolesterolden oturu birakmistim.

Ki ben agir kahvalticiyimdir, patatesinden sucuguna, yumurtasindan,simitine, boreginden menemenine kadardi, simdi ikisinin ortasinda bir hayat yasiyorum
  • Filinta61  (01.06.21 12:42:09) 
-Ceviz
-keçi boynuzu unu ve greçka unu ile yaptığım şekersiz bademli kurabiye
-tatlı patates
  • spankenstein  (01.06.21 12:54:05 ~ 12:54:38) 
Glutensiz yulaf. Yanina meyveler, kuru meyveler ve findik,fistik... Süt olarak da, bitkisel süt.


  • buf-e kür  (01.06.21 13:06:14) 
sabah peynirli omlete yulaf atıp yedim
haslanmış yumurta+lor peyniri karıştırdığım da oluyor.
el blender i ile yulaf+ yogurt+ muz vb yapabilirsin. shake içine taze zencefil de atmaya başladım, çok yakışıyor bence. benim için en sürdürülebilir kahvaltı shake ile yapılanlar.
  • hasmetizm  (01.06.21 13:11:58) 
[]

Yüz yogasına başlamak istiyorum

Youtube'ta bakındım düzgün anlaşılır bir video göremedim. Hangi hareketlerle ne kadar süreyle başlamak gerek? Her gün devam edilmeli mi ara vererek mi gitmeli? Daha önce hiç denememiş birine neler önerirsiniz?




 
Her önüne gelenin kendini ''yüz yogası eğitmeni'' ilan ettiği şu günlerde ben şu kanalın www.youtube.com sahibine oldukça güveniyorum açıkçası.

Kanaldaki videolarda tanıtılan bütün hareketleri bir kağıda tek tek ve açıklamalı bir şekilde yazdım, başlangıç veya hafta fark etmeksizin karma bir şekilde bir senedir onları uyguluyorum. Kanalın sahibi, yanlış hatırlamıyorsam, iki günde bir yapmanın yeterli olacağını söylüyordu. Ben her gün yapıyorum, hatta vaktim olduğunda hem sabah hem akşam yapıyorum ki zaten otuz dakika sürüyor en fazla. Fazlasıyla faydasını gördüm, cildimin tazelendiğini hissediyorum.

Size tavsiyem, bir yeri düzeltmeye çalışırken başka bir yeri kırıştırmamaya dikkat etmeniz. Mesela kaz ayaklarından kurtulmak için kaşlarınızın ucunu avuç içinizle yukarı çekerken alnınızda çizik oluşturmanız an meselesi, çok dikkat etmek gerek. Sizin dikkatinize ek olarak uygun hareketler de seçmeniz gerekiyor elbette bunun önüne geçmek için, önerdiğim kanalın sahibi buna özellikle dikkat ediyor. Geçen senelerde yüz yogası eğitmeni olduğunu söyleyen bazı kişilerden hedef bölgenin haricindeki bölgeleri kırıştıracak birçok hareket öğrenip onları ne yazık ki bir süre uygulamıştım, büyük bir sıkıntı yaşamadım ama yaşayabilirdim de. Instagram'da adının önüne ''yüz terapisti'' ve benzeri sıfatlar ekleyen birtakım insanların öyle garip videoları önüme düşüyor ki gördüğümde dahi çok ürküyorum. Lütfen öncelikli olarak bu hususa dikkat edin.
  • kedimedi  (22.05.21 01:39:06 ~ 01:40:58) 
[]

dikkat eksikliği teşhisi - concerta kabusu

Az önce psikiyatriste gittim bazı şikayetlerimi anlattım. Hiç test mest bir şey yapmadan bam diye dikkat eksikliği tanısı koydu 10 dakika dinleyerek. Concerta yazdı 27 mg. Bu böyle anlaşılacak bir şey mi sevgili Romalılar? Bana biraz baştan savmak gibi geldi.

Şikayetlerimden de bahsedeyim, belki aşırı derecede bariz, tanı koyması normal dersiniz.
-akla gelecek her şeyi ertelemek (çocukluğumdan beri böyle)
-her yere geç kalmak (çocukluğumdan beri...)
-özdisiplin sağlayamamak (hiçbir konuda ki bu da çocukluğumdan...)
-kitapları alıp alıp yığmak, okumak istesem de başlayamamak
-hobileri devam ettirememek (hep böyleydi)
-telefon ıvır zıvır bağımlılıkları
-dürtüsellik
-bir şeylere başlayıp başlayıp bırakma ya da hiçç başlayamama şeklinde gidiyor.

Bu arada yaşım da 26, devlet baba vermiyormuş bu ilacı 25 yaş üstüne. 125 lira vereceğim buna her ay -hangi bütçeyle bilmem- ve bu tarz ilaçlardan çok korkuyorum. Doktora sordum herhangi bir nörolojik sorun yaratmasın ileride dedim, yok yok bişicik olmaz sen al bunu hatta yetmezse 2 tane at 54 mg denemiş olursun dedi. Biraz sinirli hissediyorum her şeye canım duyurucular :/

Şu anki halimle de güzelim hayatımı mahvediyorum :/

edit: Bugüne kadar kendimi hep tembelim disiplinsizim bilmem ne diye suçladım suçladım. Sonunda çarpıntı sahibi bile oldum. Bu sorunların içinde bile süper okullarda okudum mesela bu nasıl olmuş olabilir? Dikkat eksikliğim varsa son dakikalara bıraktığım o şeyleri bile nasıl halletmiş ve içinden çıkmış olabilirim? İnanmak mı istemiyorum acaba? Terapi falan alıyorum ama 6 seans oldu ne kadar ilerleme kaydettin derseniz neredeyse hiç. Bu ilacı alıp yoluma mı bakmalıyım ki :( Çünkü geldiğim şu noktada artık zorlamayla son dakikalarla falan da halledemiyorum. Elimdeki her şeyi kaybetmek üzereyim ve çok mutsuzum. Biraz dertleşme gibi oldu LÜTFEN DERTLEŞİN BENİMLE BİRAZ çünkü ağladım ağlayacağım öyle bir durumdayım...

 
Üniversite dönemimde ben de kullandım. Ritalin içerikli bir ilaç. Sürekli sinir sistemini uyarıyor diye biliyorum ve neye odaklanıyorsa yoğunlaşman artıyor.

Öyle ki bir gün kütüphanede soru çözerken kızın suyu tüm masaya dökülmüş, herkesin defteri kitabı ıslanmış hepsi ayağa kalkmış silmeye çalışıyorlar. Bana kadar gelmemiş ama yuvarlak masanın çoğu ayaklanmış. Ben nasıl daldıysam herşey bitip tekrar otururlarken fark ettim. Demişlerdir ne duyarsız çocuk :(

Sınava da içip girdim, az soru çözmüştüm çok zordu matematik, mantık ağırlıklıydı. İmkanı yok diyordum mühendislik falan. 0 yanlış gelmesi lazım. Ulan 0 yanlış yapmışım gerçekten sdfjsg bende baya bir işe yaradı anlayacağın. Masa başı çalışırken veya bir dersi dinlerken. Kullanmadığım zamanar aklıma bin türlü şey geliyordu olaydan olaya, kelimeden kelimeye atlıyordum. Kullandığım zamanlar geçti. Yolda yürürken bile sürekli hareket etme, durmama hissi oluşturuyordu.

Arada kafamda flaş çakar gibi oluyordu kullanmadığım zamanlar ama geçti sonra.

Bir yan etkisi olduğunu zannetmiyorum. Kritik dönemlerimi geçtikten sonra bıraktım ama. İşte çalışırken filtre kahvelerle yine dinç durup ilerletme çalışıyorum, daha sağlıklıdır diye umuyorum ama belki de bir farkı yoktur.

A bu arada bariz yan etkisi iştahsızlık. Kilo da vermek istiyorsanız çok işe yarıyor. Zaman zaman da çarpıntı yapıyor ama kronik bir rahatsızlığınız yoksa öldürmez bence.

Ben de doktora ilk gittiğimde sıkıntılarımı anlattığımda şunu bir deneyelim bakalım işe yarar gibi olursa devam eder, dozajını artırırız dedi. Ama hiç etkisi olmaza başka bir şey düşünürüz dedi. 24mg ile mi ne başlamıştım sonra 36 ile devam ettim sanırım tam hatırlamıyorum. İlk başladığımda etkisini 1 hafta sonra hissetmeye başlamıştım. Sonrasında ara verip kullansam da anlık etki etmeye başlamıştım. Sabahtan 1 kere içiyorsun 12 saat etki ediyor.
  • ananiyimioguz  (20.05.21 14:36:19 ~ 14:41:19) 
valla bana da ortaokulda ritalin verdiler, üniden itibaren aralıklı olarak doktora bitene kadar concerta kullandım. artık kullanmıyorum.

ben de her şeyi sond dakika yapıyorum, o kişilik özelliği bence, ilaç çare olmaz yani :D bu tip şeyler bende de var artık bunlarla barışığım :D
  • passion rules the game  (20.05.21 14:45:03) 
Bu arada ben de bir kitabı bitiremez, tekrarlı olan şeylerin devamını getiremez, bir şeye uzun bir süre odaklı kalamazdım. Bunlar öyle az rastlanır bir şey değil. Çoğumuzda var kendini rahatsız gibi hissetmene gerek yok.

İlacı bir dene. Benimkini de 25e kadar devlet karşılamıştı evet geçenlerde alayım dedim yeni eğitimlere çalışırken ama maaşlı bir işte çalışmama rağmen bi an çok geldi 125. Hani başta bedava alıştırmasalar rahat verirdim de :D Neyse aldım yine de duruyor 1 senedir acil durumlar için.

Eğer sende de işe yarıyorsa, şu dönemleri atlattıktan sonra dönüp baktığında kesin değdi diyeceksin. Tabi bu arada biraz istemek ve azim de önemli. İlacın tek başına kurtarıcı olduğunu da düşünmüyorum.
  • ananiyimioguz  (20.05.21 14:50:53 ~ 14:51:43) 
Hocam doktor verdiyse üzerine yorum yapmak çok doğru olur mu bilmiyorum, tavsiye değil ama kendi fikrimi söyleyeyim. Bu şikayet ettiğiniz şeylerin içsel motivasyonunu analiz edin ve nasıl davranmanız gerektiğini yazın kağıda. Ya artık iyi performans sergileyeceğim ya da bu hapı kullanmak zorunda kalacağım deyin kendinize. Belki de size gereken o hapı kullanmak değil, kullanacak duruma gelmiş olmaktır. Kendi kendinize halledersiniz.


  • havadakarada  (20.05.21 15:01:19) 
tabii ki doktor reçete ettiği için üzerinde yorum yapmak ne kadar doğru bilmiyorum.
ama bunu verme süresi, karar verme süreci falan düşünüldüğünde yoruma açık buluyorum.

bu saydıklarınızın hepsi bende de var.
sürekli olmasa da, bazıları arada bir oluyor, bazıları eş zamanlı oluyor, bazen de hiç olmuyor.

öncelikle, herkes disiplinli olacak diye bir kural yok.
bazıları da disiplinli değildir, olamazlar.
hayatınızı sürdürmenizi zorlaştıracak kadar ileri seviyedeyse, müdahale etmek istemeniz normal.
ama ilk müdahaleniz bu mu olmalı ondan emin değilim.

ne bileyim, meditasyon yapmayı denediniz mi?
sosyal medya hesaplarınızı kapatmayı denediniz mi?
telefonu konuşma dışında elinizde bulundurma sürenizi azaltmayı denediniz mi?
fiziksel aktiviteyi azaltmayı denediniz mi?
alışkanlıkların yerini değiştirmek gibi mind tricklerle yeni alışkanlıklar yaratmayı denediniz mi?
şekeri kesmeyi denediniz mi?
fiziksel kontrollerinizi, tahlillerinizi yaptırdınız mı?
terapiye gittiniz mi?

bu söylediğiniz psikolojik bir nedene de dayanıyor olabilir, bağırsak geçirgenliğinden de olabilir.
yani neden olabileceğine dair araştırma yapmakla birlikte, size iyi gelen şeyleri ufak tefek keşfederek ilerleyip, bu saydıklarımı ve benzerlerini birkaç hafta ya da ay boyunca yaptıktan sonra hâlâ memnun değilseniz, gelişim gösteremediyseniz ilaca başlamayı deneyebilirsiniz.

evet bunlar için de özdisiplin lazım ama mesela ben de asla her sabah belli saatte kalkıp asker gibi bir şey yapmaktansa, o şeyi canım istediğinde yapmanın bana uzun vadede daha fazla başarı getirdiğini fark ettim.
yani yürüyüşünüzü illa sabah 7'de yapmanız şart değil.
gece 12'de de olur.

kendinizden fazla beklentiniz mi var, ailenizden bu yönde bir baskı mı geliyor?
bence bunlar biraz "kafayı dağıtmakla" ilgili şeyler.
mesela mükemmeliyetçilikle ilgisi olabilir.
"zaten devam ettiremeyeceğim, zaten yapsam da istediğim gibi olmayacak" gibi şeylerle ya da ilerleme korkusuyla, başarılı olma korkusuyla ilintili olabilir.

kendinizi biraz çözümlemeye çalışıp beklentinizi düşürün, peşinizden atlı kovalamıyor.
"strive for progress, not perfection" yani.

edit:
bu arada atlamışım.
6 seansta terapiyle hiçbir yol kat edilmez.
daha derdinizin ne olduğu ancak anlaşılır.
  • blatta hiberna  (20.05.21 15:30:41 ~ 15:39:51) 
@blatta hiberba ve @Acream öncelikle çok haklısınız mükemmelliyetçilik konusunda, terapistimin istediği testlerde de tam olarak bu çıktı. Yüksek standartlar %90. Bence feci bir oran. Ve evet tamamen ailemin çocukluktan beri baskıladığı bir şey. Kendime karşı da böyleyim insan ilişkilerimde bile böyleyim. Zaten sorunu ortaya çıkaran şey sanırım şu, özdisiplin sorunu ve yüksek beklentiler birbiriyle çatışıyor ortaya procrastination çıkıyor. Ama hedeflediğim şey önümdeki tezi iyi kötü sadece bitirmek. Bunu kabullendim. Bu sorunların hepsinin farkındayım, terapiye de farkında olarak başladım. Ama parmağımı bile kıpırdatmak gelmiyor içimden yine de. Bu isteksizliğimin nedenini anlayamıyorum ve içinden çıkamıyorum.

@blatta hiberna söylediğiniz şeylerin çoğuna başladım ama devamını getiremedim. bir yerlerde bırakıyorum, yeniden başlıyorum yeniden bırakıyorum... böyle bir sarmalda geçiyor zaman. Evet belki de "zaten..." önkabulüm vardır.

Ama bağırsak geçirgenliği konusunu ilk kez duyuyorum, bunu araştıracağım.

Teşekkür ederim hepinize. Çok iyi geldi cevaplarınız.
  • Mossy  (20.05.21 15:54:54) 
demek ki doğru yoldasınız, o zaman terapiye devam etmelisiniz.
bu kadar erken sonuç alamazsınız zaten.

başlayıp bırakmak sorun değil, tekrar başlayıp tekrar bırakın.

mesela ben eskiden başladığım her filmi muhakkak bitirirdim.
sonra bir gün dedim ki, "yahu sıkılıyorum! yani neden hayatımın 2 saatini sıkıldığım ve bence kötü olan bir filme harcayayım ki? kime neyi ispatlıyorum?"
artık beğenmediğim filmleri, sarmayan dizileri falan şak diye bırakıyorum.
eskiden sanki bağlılık yemini etmiş gibi sonunu getirirdim.

bu düşünüldüğü kadar cool olan ya da en azından bir tür marifet değil.
kitap okuyamıyorsanız sesli kitap dinleyin, olmuyorsa kitap okumayın o dönem.
cahil kalmazsınız.
sosyal medyaya bir süre ara verin, arkadaşsız kalmasınız.

sabah kalktıktan sonra akşam yatana kadar tavana bakmadığınıza göre bir şey yapıyorsunuz demektir.
yani yaptığınız bir şeyler var elbet.
bunlara yönelin, yapabildiğiniz şeyleri güçlendirin, yapamadıklarınız için kendinizi zorlamayın.
bu sefer başarısızlık hissi biniyor insanın üzerine.

terapiye devam edin.
dediğim gibi, işlenmiş şeker falan gibi şeyleri mümkün mertebe hayatınızdan çıkartın.
şeker tüketmemek zihindeki berraklığı hissedilir şekilde arttırıyor.
arada cheat ederseniz de "olur öyle" deyin geçin.
sonuçta ömür boyu yemeyecek değilsiniz, arada yersiniz ama genel olarak en azından bir süre kesebildiğiniz kadar dahi olsa kesin.

ailenizle sorunlarınızı çözünce zaten bunlar düzelir.
aslında işin özü bu.
sadece bu süreçte kendinizi motive etmeye daha uygun ve daha yatkın olduğunuz şeylere yönelin, hırslı davranmayın.
  • blatta hiberna  (20.05.21 16:01:46 ~ 16:03:08) 
ben de dikkat eksikliği şikayetiyle gittiğimde doktorum ısrarla sizde yok
dikkat eksikliği çok daha farklı bi olay dedi

sizi tabii bilemem de dediğiniz şeyler bende de var
belki farklı bir hekime danışıp içinizi rahat ettirebilirsiniz*
  • superb  (20.05.21 16:15:28) 
Bana tablo dikkat eksikliği gibi gelmedi.

Borderline’da da benzeri olgular gelişiyor.
Depresyon tablosu da mevcut sanki.
  • Lir Psikoloji  (21.05.21 04:06:08) 
@Lir Psikoloji neden Borderline gibi geldi size? Neden dikkat eksikliği gibi gelmedi?


  • Mossy  (21.05.21 11:11:06 ~ 11:13:02) 
@Mossy

-akla gelecek her şeyi ertelemek (çocukluğumdan beri böyle)
-her yere geç kalmak (çocukluğumdan beri...)
-özdisiplin sağlayamamak (hiçbir konuda ki bu da çocukluğumdan...)
-kitapları alıp alıp yığmak, okumak istesem de başlayamamak
-hobileri devam ettirememek (hep böyleydi)
-telefon ıvır zıvır bağımlılıkları
-dürtüsellik
-bir şeylere başlayıp başlayıp bırakma ya da hiçç başlayamama şeklinde gidiyor.

Maddeler halinde irdeleyelim.

Dürtüsel davranmak çok bariz bir baş çekicidir tabloda.
Border tablosunda genellememek kuralını unutmadan çok faz geçişleri olur.
İşleri yarım bırakma, düşünsel ve dini uçlara inip çıkma (bir inanç, bir yadsıma) çok fazla risk alma gibi durumlar olabilir.
Genel sahip olduğu ideaya yönelik tutum olgunlaştırıp geliştirememe; örneğin hobiye yönelik kararlılık olamadığından bırakmak, farklı bir şeye geçiş yapmak gibi.

DEHB’de genellikle yaşam hızlıdır. Aksiyon ve adrenalin ön planda olur. Akademik gelişmelerde olgunlaşma zor olur.
Temeli genellikle biyolojiktir.
Eğer DEHB’de HB yok ise yine DB tek başına akademik zorluk yaratır.
Öykünüzü dinlemesi gerekiyordu psikyatristin.

Gerçi siz şu an tedaviden sonra tanının doğru ve yanlış olduğunu daha net söyleyebilirsiniz.
  • Lir Psikoloji  (21.05.21 13:39:33) 
[]

140journos cehape zihniyeti videosu ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Sb




 
Bu grup bir süredir tahminen ücret karşılığı bir nevi reklam videoları çekiyor. Ali Babacan reklamından beri izlemiyorum videolarını. O yüzden bunu da izlemek istemiyorum. Video ile ilgili düşüncem bu.


  • prole  (18.05.21 16:00:05 ~ 16:00:26) 
bayağıdır boş videolar çekiyor pek izlemiyorum. bi bakayım diyorum bakıyorum yine boş herehörö videosu kapatıyorum. bu da öyleydi.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (18.05.21 16:02:38) 
bombos parti propagandasi izlemeye tenezzul etmedim. 140 journos un kurt milliyetcisi tavirlari da hosuma gitmiyor,


  • charlotte blanc  (18.05.21 16:03:30) 
ben iyi buldum ama sipariş üzerine çekildiği belli.


  • noxell  (18.05.21 16:04:49 ~ 16:12:12) 
başarılı buluyorum. kürt de olsa liberal de olsa söz veriyor ve dertleri ne dinleyip seyirciye aktarıyor.

biri ali babacan'ı çektiği için beğenmemiş, diğeri kürt propagandası diyor. bir kanalın/yayıncının başarılı olduğunun göstergesi budur zaten.

ayrıca para verip çektirilse daha güzel bir şey çıkabilirdi ortaya. bence bu çok iyi bir bölüm olmamış her ne kadar fikri başarılı bulsam da.
  • bohr atom modeli  (18.05.21 16:09:01 ~ 16:10:46) 
Bunların videolarına 30 saniyeden daha uzun süre tahammül edemiyorum. Edenleri tebrik ederim.


  • zoghurt  (18.05.21 16:22:00) 
tamamını izledim. Sözde parasız yapıyoruz diyorlar ama o partilerden almıyor olsalar bile başka bir kaynakları destekleri var herhalde. Araştırmadım.

Video konusuna gelince, beni korkuttu. Sanki Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığına aday olacak da onu parlatmaya çalışıyorlar gibi geldi. Tam propaganda videosu da değil ama son zamanlardaki söylentiler üzerine bu video gelince, bilemiyorum.
  • nhk ni youkosu  (18.05.21 16:28:42) 
ilgili video sipariş videosu değil. reklam videoları var ama bu onlardan değil.

diğer siyasi videolara göre bi tık daha sönüktü. daha çok chp'nin dönüşümü anlatılmıştı. gelecek vizyonu ya anlatılmadı ya da komple gelecek vizyonu yok bilemiyorum
  • avatar is back  (18.05.21 16:31:55) 
Sıkıcı olduğunu düşünüyorum


  • anladespina  (18.05.21 16:39:14) 
İyi para kazandıklarını düşünüyorum, belki fonlanıyorlardır :) İlk başta gayet herkesin merak ettiği Basic konular ile çektiler müşteriyi şimdi pompalıyorlar para ile içerikleri bence . Bu arada bu iş gayet normal, sonuç olarak ajanslar, para kazancaklar tabi. Ama çok hızlı ve sert girdiler, eski popüleritesi kalmayacak kısa bir süre sonra.


  • paramolacak  (18.05.21 16:56:46 ~ 21.05.21 22:05:06) 
Son birkaç videoları bana ilk kez oy kullanacak, muhafazakar ailesinden "siz bilmezsiniz. Zamanında neler çektik." Laflarını dinleyen gençlere yönelik gibi bir izlenim ediniyorum.


  • chavezding  (18.05.21 18:09:43) 
@nhk ni youkosu Bana da KK başkanlığa adaylığını koyacağı için yavaş yavaş propaganda yapılmaya başlanıyor gibi geldi. Umarım böyle değildir.


  • Mossy  (18.05.21 18:34:20) 
İzlemedim. Bu kanalın son yaptığı videoların kalitesi yerlerde.


  • potsdamer  (18.05.21 21:31:35) 
tamamını izledim. eğer bir parti sipariş edip çektirdiyse bu videoyu o parti kesinlikle AKP.
ben izleyince CHP'nin kötü özellikleri öne çıkarılmış gibi hissettim alttan altta

  • ishak77  (18.05.21 22:45:34) 
CHP artik vakiflastirilmali ya kabak tadi verdi, klon degil sifirdan bir muhalefet kurulmasi lazim basina da insanlari surukleyebilecek alfa biri lazim. Yoksa bu duzen boyle devam eder.

Liderlik ogretilebilecek birsey degil, sende ya vardir ya da yoktur. Varsa iyilestirirsin, yoksa bosa kurek ceker durursun.
  • cooperr  (18.05.21 23:17:09) 
Arap Emrah saçmalığından sonra izlemeyi bıraktım. Bu videoyla ilgili izlemediğim halde düşüncem "zaten tahmin ettiğim şeyleri göstermiştir" şeklinde.


  • Anthony McCarten  (19.05.21 00:03:42) 
[]

Hangi polikliniğe gitmem gerek

Ciğerlerim düşecek gibi öksürüyorum ve boğazım acıyor :(




 
Öncelik aile hekimi. Hastane için Kulak Burun Boğaz uygun olabilir.


  • dissendium  (18.05.21 01:24:35) 
bu aralar salgın varmış valla, aile hekimi yonlendirir.

saka bir yana, tabii ki covid testine gideceksin.

edit: postlarina baktim, covidmissin zaten. hastaneye yattin mi hic? cigerlerin kotu durumda demek ki, oksijen saturasyonunu olcuyor musun? cok oksuruyorsan covid klinigine gitmen gorulmen gerekir herhalde.
  • robokot  (18.05.21 02:43:56 ~ 02:46:45) 
Robokot ben covid değilim ev arkadaşım covid oldu. Izole falan da olmadı öyle çok fazla ama ben bu süreçte (onun hastalığı geçtikten sonra da) 3 kez covid testi oldum ve hepsinde negatif sonuç aldım. Yani sanmıyorum bir şey olduğunu.

Son zamanlarda çok fazla üşüttüm dün de soğuk bir şeyler içtim, sigara falan derken iyice kötüleşti.

Aile hekimim burada değil başka bir şehirdeyim. Kulak burun boğaz mı uygun olur bilemedim çünkü boğazımdan ziyade ciģerleim kötü.
  • Mossy  (18.05.21 16:34:43 ~ 20.05.21 12:01:38) 
Yalanci negatiflik diye bir sey var. Ciger filmi ile pozitif olup olmadiginiz anlasilir. Covid suphesi ile gogus hastaliklarina gidin.


  • 65 derece  (18.05.21 21:32:32) 
[]

Meditasyon yapanlara birkaç soru

Meditasyon yapmaya yeni başladım ve biraz tekniğe ihtiyacım var sanırım.

Yaptığım şey şu, bağdaş kuruyorum ya da uzanıyorum bir mat üzerinde. Burundan nefes alıp ağızdan veriyorum. Nefesime odaklanıyorum. Seslere ve düşüncelere karşı koymamaya çalışıyorum. Aklımı bir düşünce meşgul edecek olursa bunun farkına varıp uzaklaştırmaya çalışıyorum ve tekrar nefese dönüyorum. Bazen de bir ışığın baştan ayağa bedenimde süzüldüğünü düşünmek ki bu beni ilginç bir sekilde aşırı rahatlatıyor.

Bu teknik doğru ve verimli mi ve bunun dışında siz ne şekilde meditasyon yapıyorsunuz?

Diğer sorum ne zamandır yapıyorsunuz ve ciddi bir faydası oldu mu hayatınıza? Benim başlama sebebim o kadar yoğun stress ve kaygı hissediyorum ki artık bunu kontrol edemiyorum. Bir de dikkat sorunlarım...

Aslında yeni başlayan birine verebileceğiniz her tavsiyeye de açığım. Teşekkürler.

 
Meditopia diye bir program var; onu yükleyip ucretsiz olarak başlangıç derslerine katılabilirsiniz. Sizin yaptığınız dışında Farklı farklı yöntemleri anlatıyorlar.

Ben dönem dönem ara versem de iki yıldır yapıyorum; bana iyi geliyor.
  • fraise  (10.05.21 22:40:46) 
iki sene olacak bunun dışında stresli iş hayatı içindekileri de sayarsak beş sene.

Meditasyonlarda tavsiye değil de sizin bedeninize iyi geleni siz bulacaksınız. Öğretilere sahip olan yolculukta olay tamamen sizle alakalı. Aslında meditasyonları yapmadan önce bazı pratikler var, bunlar da kişinin kendi yolculuğu. Keşfede keşfede. Ne zaman bu işlere girenleri görsem, pratikte zorlandığıydı. Yani beden direnç gösteriyor. Bu kırılma noktası aslında...

Bazı ufak denemeler var isterseniz konuşuruz.
  • evimin paspasi  (10.05.21 22:47:26) 
Ağzından vermene gerek yok burnundan verebilirsin yine. Psikoloğun bana yaptırdığı meditasyonlardan biliyorum.


  • 1bir1bir1  (10.05.21 23:35:51) 
(bkz: psikolog hasan arslan)

Youtube'da çok güzel meditasyonları var. Ben de kendisinden psikolojik destek aldım, birebir tecrübem var yani. O meditasyonlara rahatlıkla erişebilirsin ve çok iyi gelecektir.
  • 1bir1bir1  (10.05.21 23:39:09) 
Merhabalar, ben 4-5 senedir meditasyon yapıyorum, bu süre içinde tam sayısını unuttum ama oldukça fazla inziva yapma şansım oldu. Tibetli hocalar, japon zen ustalari ve japon ustalardan el almış bir sürü Amerikalı ve Avrupalı hoca ile çalışma fırsatım oldu. Son yıllarda rahatlıkla binlerce saatimi meditasyona ayırdım diyebilirim.

Ben de kaygı ve anksiyete bozukluğu dolayısıyla başladım meditasyona. Eski sevgilim cok ot ve stres kaynaklı psikoza girince bu stres otla birayla çözülmüyor, çalışan ve insani dibe sürüklemeye bir şey olabilir mi bu acaba diye başlamıştım.

Meditasyona asıl önemli nokta, düşünceleri, düşüncelerin sana sattigi hikayeleri ve bunların uyandırdığı duygulari bırakmayı öğrenmek, en azından başlangıçta. Bedensel rahatlama, relax olma, ve nefes odaklı olmayı beraber yapmayı deneyin. Mesela ilk başta sadece nefesin farkında olun, nefes alıyorum, veriyorum, alıyorum veriyorum. Sonra, nefes verirken bedenin de farkında olun, bedenin her yerindeki hisleri deneyimleyin. Sonra, her nefeste, vucuttaki gergin yerleri rahatlatmaya çalışın. Bunu gözler açık yapın, nefesi burunda değil, göbekte hissedin, göbekten nefes alın. Rahatlayınca uyumayın, ayık kalın.

Biz buradaki yönlendirme ile çalışıyoruz genelde

Zazen Instruction by Shodo Harada Roshi. It is part of his book: "The Path to Bodhidharma: the teachings of Shodo Harada Roshi", translated by Priscilla Daichi Storandt, Tuttle Publishing, 2000 (pp 52-67) still-breathing.net

Burada da aynı japin usta videoda anlatıyor

youtu.be

Eğer ilginizi çekerse, Facebook'ta grubumuza katılın, "bir damla zen İstanbul"

Başlangıç için İstanbul'da Vajracaksu meditasyon dersleri veriyor, başlangıç için iyidir. vajracaksu2 at gmail nokta com

Ankara'da uzun yıllarca Tibetli ustalarla çalışmış birisi var, o da çok deneyimli birisi,
tibet-bon.blogspot.com

Bir sorunuz olursa Facebook grubunun jir watsap grubu da var, oraya yazabilirsiniz, bana telefonunuzu yollarsanız eklerim. Veya bana özelden yazabilirsiniz.
  • JohnOakley  (11.05.21 10:33:29) 
Farkli meditasyon sekilleri var. Bir tanesini secip guzel bir kaynak bulup ondan ilerleyebilirsin. Kaynaklar disindaki cogu bilgi kulaktan dolma. Strese faydasi olur ama stresi gecirmek icin yapilacak sey bana daha cok stres kaynagi ile hesaplasmak gibi geliyor.


  • dunal  (11.05.21 10:42:50) 
YouTube da nrg8 kanalında büyülü şifa ormanı diye bir müzik var onu varsa kulaklıkla yoksa hoparlörden dinlemizi tavsiye ederim


  • rapisa  (13.05.21 01:35:52) 
[]

İlişkileri kendi içinde halledememek

Biriyle birkaç ay flört ettiğimde, belirsiz bir şekilde bittiyse, veda edilmeden azalarak biten ya da soğuyan bir iletişim olduysa bu insanları özlüyorum. Acaba dönsem olur muydu, o son mesajı ben atsaydım falan diyorum. Genelde hiçbir kopmada adım atan ben olmadığım için ve flört/ilişki boyunca ben kendini mahrum bırakan taraf olduğum için en sonunda karşı taraf da salıyor beni haklı olarak.

Bu durumun sorunlu bir şey olduğunu düşünüyorum. Sanki bağımlı olduğum bir madde elimden alınmış gibi oluyorum belirsizce biten ilişkilerde. Ne diyorsunuz ne yapılabilir? Size de oluyor mu? Normal mi? Anormal mi?

Ek: 2 aydır konuştuğum biriyle iletişimimiz benim tat almadığım bir hale gelmişti. Sonunda buz gibi konuştum ve bi daha da yazmadım. O da yazmadı ama bozulduğunu biliyorum. Benim kendisine olan ilgimin farkındaydı ve beklemiyordu bunu. Bir haftadır konuşmuyoruz. Ama özlüyorum kendisini. Yazmalı mıyım bilemiyorum. En azından güzel bir veda etmek için ne bileyim

 
Sen closure denen kapanışları seviyorsun öyle rahat ediyorsun iyi ya da kötü ve bu kapanışları yapmaya hakkın var


  • freebird5406_2  (05.05.21 12:05:07) 
Bu tip sorulara genelde hep aynı cevabı veriyorum, buradaki arkadaşların gerçeklikten ve halktan kopuk olduğunu fark ettim. İlişkilerde biraz daha net olmayı deneyin. Birinden hoşlanıyorsanız hoşlanıyorum senden sevgili olalım deneyelim diyin. Yok bizden bir şey çıkmaz diyorsanız yine net olun ve net bir şekilde konuşmak istemediğinizi ve vedalaşmanın gerektiğini söyleyin. Bu tip dertler yeni modamız oldu çünkü flörtleşme adında yaşanan yakınlaşma ve sohbetler anlamını yitirdi. Flört aslında iki kişinin henüz birbirine açılmadığı ama hoşlandığı, birbirine kur yaptığı, yanlış anlaşılmaların veya küçük iltifatların yaşandığı sevgililiğin gerçekleşmesinden az önceki evrenin adıdır. Ama bu artık işte her konuşulan insanla sevişebiliriz de evlenebiliriz de ama ayrıla da biliriz, ad koymayalım, takılalım ilişkisine dönüştü. Azalarak bitmenin nedeni bu. Sohbetin modu düşüyor, daha iyi alternatif oluyor ve ona kayılıyor.

Bence siz fark etmeden bir şeylerin ters gittiğini hissediyorsunuz. Güzel bir veda hakkınız. Bence insanlar veda etme ya da sevgiliğe adım atma konusunda cesaretli olmalı.
  • Hallegadola  (05.05.21 13:46:05) 
Rica ederim, kolay gelsin. :)


  • Hallegadola  (05.05.21 19:01:57) 
[]

covid-19 hastasının ağrı kesici alması sorun olur mu?

favimol adlı bir ilaç kullanıyor. evde arveles var. sorun olur mu?




 
Parasetamol içeren agrikesiciler öneriliyor. Dolarex gibi.parol gibi.


  • alimcgraw  (23.04.21 18:42:27) 
arveles olmaz mı


  • Mossy  (23.04.21 18:44:04) 
Şimdi baktım arveles olumsuz etki yapıyormuş.


  • alimcgraw  (23.04.21 18:47:39) 
İbuprofen önerilmiyor. Arveles de gruptan. Parasetamol bulmaya çalışın.


  • pro9it9is9  (23.04.21 18:56:22) 
Arveles de aynı gruptan.


  • pro9it9is9  (23.04.21 18:56:46) 
parol kullanmıştım.. herhangi bir sorun olmadı..

ama alınmaması gereken ağrı kesiciler de var..
  • synche  (23.04.21 20:51:36) 
Hastanede tedavi görmüştüm. Taburcu olurken, ağrı ateş olduğunda paroldan başka birşey alma demişlerdi. İşin garibi parolda baya etkili covit ağrısını geçirmede ya da ateşini dusurmede


  • primetime  (23.04.21 22:40:04) 
Siz yine de parol alin


  • bugunolmadiamayarinkesinolacak  (24.04.21 19:02:23) 
[]

Bağlanma teorisi psikoloji

Eski ilişkilerinde kaygılı bağlanma stiline sahip olan bir insanın bu ilişkilerde yaşadıkları sebebiyle ya da başka sebeplerle kaçıngan bağlanam birine dönüşmesi mümkün mü?

Bağlanma kuramına bakıyorum kesinlikle kaygılı bağlanmışım önceki ilişkilerimde, her şeyi benim o dönemki hallerimi tanımlıyor. Ama su an öyle hissetmiyorum. En son ilişkimin üstünden 2 3 sene geçti ve bu süreçte çok fazla değişim yaşandı hayatımda. Şu an flört ettiğim biri var ve ilişki düşündüğümde emin değilim ama güvenli bağlanma ile kaçıngan bağlanma arasında karışık bir yerde gibi hissediyorum kendimi.

Mümkün müdür?

 
Bir kitap aldım, buradan bir arkadaş önermişti. Baglanma ismi. Harika. Almalisin bence.

Neyse işte o kitapta bağlanma sekillerinin zamanla değişim gosterebilecegi de yazıyor ozetle
  • abuzer  (09.04.21 20:27:21) 
Bunlar davranışçı kuramlar ve böyle kesin sınırlar çizmek zor. Ainsworth & Bowlby ve Horowitz'in çeşitli deneyleri üzerine yazılmış makalelere bakmalısınız.


  • Başkalaşım  (09.04.21 21:06:17) 
Yıllarca bağlanma çalıştım, burada birkaç faktör var bir bunlar yan yana bulunamayacak uçlar değil, kaygılı ve kaçıngan bağlanma örüntülerine aynı anda sahip olabilirsiniz ikisinden de bir skorunuz olduğunu düşünün, zıt değiller asla. Aynı zamanda karşınızdakinin bağlanma oryantasyonu da önemli. Bir de önceki ilişkilerde tetikleyiciler farklı da olabiliyor. Eskiden neyse diyor bilim bağlanma örüntünüz için, şimdi çok kolay olmasa da değişebileceğini biliyoruz. Bir de yine de her şeyi bağlanma ile açıklamak mümkün değil o bir yanılgıya sürüklüyor insanı, karşınızdaki insanın size yönelik tutumları da, hayattan beklentileriniz de, ilişki dışı hayat stabilitemiz de, daha neler neler pek çok şey etkiler tutum ve davranışlarımızı.


  • kullanıcıadımbuolsun  (09.04.21 21:29:57) 
Kesinlikle mümkün, uçlarda yaşayip aşırı derecede saplantılı şekilde kaygılı bağlandığım bir ilişkinin sonunda artık sadece tek seferlik şeyler yaşayıp önüme bakabiliyorum. Hatta bence bu ilişki benim kaygılı bağlanmayı geride birakmami sağladı.


  • sanguine  (09.04.21 23:31:38) 
[]

Bu sokak röportajını bulalım

Adamın birine iktidarla ya da ekonomiyle ilgili soru soruyorlardı. Adam da gayet güzel eleştiri yaptıktan sonra valla abi en güzeli seks gibi bir cümle kuruyordu.

Bu videoyu bilen bulabilecek olan var mı


 
Buldum videoyu. Eleştiri ekonomi ile ilgili değilmiş :(

mobile.twitter.com
  • Mossy  (02.04.21 16:12:09) 
[]

Bir dil öğrenmeye çalışırken

Beynimin zorlandigini hissediyorum. Sanki depoda benzin bitmiş tekliyor gibi oluyorum özellikle o dilde bir şeyler dinlemeye çalışırkın. Sizde de oluyor mu? Bu zihin yorgunluğu için ne önerirsiniz 26 yaşımdayım :(




 
Dinlerken ben de zorlanıyorum, aşırı multitasking dönüyor, fazla geliyor beynime. Okurken su gibi gidiyor. Yani takviye için bir şey tavsiye etmek anlamlı değil bence, zorladıkça iyileşir beyin, bence dinlemeye devam etmek, dikte yapmak falan lazım hatta.

Edit: Bir de ben Türkçe de sesli kitap falan ya da podcast neredeyse hiç dinlemiyorum, belki o alışkanlığı edinince başka dilde de işe yarar.
  • whoosie  (08.03.21 15:51:23 ~ 15:59:29) 
Aslında spor yapmak gibi düşünün. Önce kısa kısa şeyler dinleyin zamanla zaten daha uzun dinlemeye başlayacaksınız. Dinlemekten yorulunca okumaya geçin veya yazmaya. Ben çok çalışınca bi bira içip biraz kestiriyorum çok iyi geliyor :)


  • ayakkokususeveninsan  (08.03.21 16:10:35) 
Bende olmuyor. Tam tersi İngilizce dizi, film izlerken alt yazıya çok bakmadan dinlemeye çalışıyorum. İlgi alanlarınıza uygun içerikleri tercih ederseniz konuşmalara ilginiz artabilir.


  • dissendium  (08.03.21 16:18:12) 
Önce kısa kısa şeyler dinlemekle başlayın. +1

Bir de şey var, illaki biliyorsunuzdur gerçi ama özellikle ''anlamalıyım, mutlaka anlamalıyım'' diye dinleyince insan anlayabileceğini de anlayamıyor. Kendimizi serbest bırakmaya ve dinlenilenin su gibi akıp gitmesine izin vermemize ihtiyaç var. Anlamak için fazla odaklanınca benim beynim kelime analizine giriyor, dil bilgisi kurallarına bağlıyor ve haliyle iki dakika içinde yoruluyorum. Dinlemeye kısa şeylerle başlayıp anlayabileceğinize olan inancınızla kendinizi rahat bırakıp dinlerseniz zamanla bu sorun ortadan kalkar düşüncesindeyim.
  • kedimedi  (08.03.21 16:20:03 ~ 16:21:00) 
@kedimedi aynen söylediğiniz gibi oluyor. Bir de o dildeki altyazı ile beraber dinliyorum. Duyduklarımı altyazıdan takip ederek kelimeleri ve yapıları hatırlamaya çalışıyorum. İşte o zaman hemen yoruluyorum.

Bir de seviyemin çok üstündeki şeyler dinliyorum şu an, daha çabuk gelişmeme yardım eder diye ama herkesin söylediğinden anladığım önce basit şeylere yönelmeliyim sanırım.
  • Mossy  (08.03.21 18:02:54) 
Dinlemeyi geliştirmek için farklı, kelimelere ve cümle yapılara aşinalık kazanmak için farklı pratikler yapmak gerekiyor. Aynı anda hepsini geliştirmeye çalışınca sonuç hüsran genellikle. :) Sizin yerinizde olsam kısa olan basit seviye içerikleri alt yazı ile dinlerdim bir süre, zamanla önce alt yazıyı kaldırır ve sonra da içeriğin seviyesiyle süresinin uzunluğunu artırırdım. Alt yazı da yüksek oranda kulak dolgunluğu katıyor insana, tek tek yoğunlaşıp çeviri yapmadan zihinde kelimelerin yan yana birleşip anlam verebilmesini sağlayarak kelimeleri algılama becerisini yükseltiyor.


  • kedimedi  (08.03.21 20:33:21) 
[]

Bana fantastik dizi/film önerelim

Senede 1 kez Harry Potter serisini baştan izlerim. Onun dışında sevdiklerim

Love, Death and Robots
Dark
Locke and Key
Stranger Things sadece ilk sezonu



Bu tarz dizi ya da film önerilerinizi bekliyorum

 
+Del Toro ve Tim Burton'a ait çoğu filmi izledim


  • Mossy  (27.02.21 21:24:16) 
Merlin

Narnia Günlükleri
  • dissendium  (27.02.21 21:51:46) 
witcher’ın dizisi baya iyiydi öneririm.

bunun dışında cartoon network’ün 10 bölümlük kısa dizisi var over the garden wall bu da baya iyiydi, fantastik. türkçe dublajlı izlemenizi öneririm.
  • rich folks hoax  (28.02.21 04:28:06) 
[]

Anayurt Oteli hakkında

Neden gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının otelde unuttuğu havluyu almaya geldiler? Bu neyi sembolize ediyor ya da bir şeyi sembolize ediyor mu?

Edit: film/dizi kategorisine alınmasın lütfen, kitap hakkında soruyorum.


 
@Corpsebridee Romanı okudum zaten ben, filmi izlemedim. Havlunun çok önemli olduğu açık zaten, bütün roman boyunca Zebercet havluyla bütün bastırılmış duygularını açığa çıkardı.

Ben neden iki tane adamın gelip havluyu aldığını soruyorum. İlk okuduğumda bunun Zebercet'in kendi kafasında kuruduğu bir şey olduğunu bile düşündüm korkuları sebebiyle -daha önce berberden olmayan bir bıyığı kesmesini istediği için, sonrasında kendinden emin kalmayıp emekli subaya bıyığım var mıydı diye sorduğu için Zebercet'in zihninin berraklığından şüpheli olmam dolayisiyla- ama okudukça farkettim ki gerçek bir sahne bu ve bana hiç organik gelmedi. Hayatın normal akışında unutulmuş bir havluyu almak için iki tane fedai tipli adam gelip otel sahibini sıkıştırmaz, sonuçta Zebercet'in havluyla neler yaptığını sadece Zebercet biliyor.

Sorumu tekrar etmeme gerek yok sanıyorum, aklımdakiler bunlar.
  • Mossy  (18.02.21 12:24:00 ~ 14:44:56) 
Telefondan yazdığım için önceki yorumu yanlışlıkla silmişim. Kusura bakmayın.

Otelde birçok havlu var ama kadının havlusunun özel olma sebebi onun çıplak bedenine temas etmiş olması. Romanda da filmde de havlu gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının bedeni yerine geçiyor. Bedeni temsil ettiği için erkek egemen söyleme göre kadının bedeninden erkek sorumludur. Bu nedenle ağanın iki adamı gönderilerek havlu geri isteniyor. Zebercet'in havluyu istediği gibi kullanması da - tıpkı ortalıkçı kadına yaptıkları gibi- kadın bedeni hakkında söz sahibinin erkek olduğu yönünde bir inşa söz konusu olduğunu yineliyor. Bu nedenle kadın, kendi unutmuş olduğu havluyu geri dönüp almıyor.
Bir diğer önemi ise kadının bir ara orada var olduğunun kanıtı. Zebercet'in kutsal saydığı doğduğu ve aynı zamanda kadının kaldığı odanın bozulmasını istememesi. Oradan bir eşyanın eksilmesi odanın büyüsünün bozulması anlamına geliyor. Otele tek başına kalmaya gelen tek kadın gecikmeli Ankara treniyle gelen kadın ve ondan kalan tek eşya da en kişisel olan, onun teniyle temas etmiş olan havlu. Kaybetmek istemiyor. Ağa gelip kendisi istemiyor çünkü kendi beden gücü aslında altında çalıştırdıkları bu iki genç. Güçlü olan erkeğin istediği kadının bedenine sahip olacağı söylemden yıla çıkarak da havlunun kadın bedenini temsil ettiğini söylemek mümkün. Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Yorumbilim söz konusu olduğunda farklı yaklaşımlar da ortaya çıkabiliyor tabii. Ben bu şekilde yorumladım havlu sorunsalını. Bu arada bahsettiğiniz rüya da filmde olmasa da kitapta var.
  • Corpsebridee  (18.02.21 14:54:12) 
12  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.