Ekşi Duyuru

senelerdir ilaçları buzdolabında saklıyorum. bişi olmadı. tarihi geçince de atıyorum

hepsiburada.com'da olan tavanın sapları da ısınıyorsa sıkıntı. Diğerinin kulplu olması avantaj bence.

şimdi gittigidyor versiyonunu sipariş vemiştim. yarın elime geçecek. ama hepsiburadada elime 15tllik kupon geçti. sepet indirimi + kuponla birlikte kargo dahil 44 liraya geliyor. 89 liraya aldığımı iptal ediyim mi sizce teslim almadan? tavanın ortası biraz yüksek olması sayesinde köşeye su ekleyince koku ve duman yapmıyomuş kararsız kaldım.

Esse'den kesinlikle almayin. Biliyorum da soyluyorum.
Lava candir. Ben de kullaniyorum.

İlkinin aynısından bende var. Güzel tava, tavsiye ederim. esse'yi boşverin, kalitesiz oluyor.

dokum saplar el yakabiliyor. tecrube ile sabit.

Takviye çinko toksit etki gösterebilir, sivilce sorunun birçok sebebi olabilir yağlı beslenme, düzensiz yaşam vs. Klasik oluncak ama doktor daha iyi olur. Ben zinco c kullanıyorum

Üstüne alınma ama burada niye herkes manyak gibi vitamin takviyesi almaya çalışıyor yahu, anlamadım gitti. Çinko eksiğin yoksa niye çinko alasin? sağlığın sağda solda gördüğün saçma sapan önerilerle çöpe atılacak kadar ucuz mu?

her gün yastık yüzü değiştiriyorum, 24 ay aknetrent kullandım, antibiyotik kullandım, topiak antibiyotik kullandım, laktozsuz, yumurtasız, düşük glisemik indeksli diyet yapıyorum. balık yağı, d vitamini takviyeleri alıyorum doktor tavsiyesi üzerine. spor yapıyorum hayatımda şeker ve kalitesiz yağlı yiyecek kavramı yok hatta çoğu zaman buharlı pişirici kullanıyorum, hormon testlerimde sıkıntı yok ama akne sorunum devam ediyor. doktorlar hiçbi şekilde özellikle ben istemezsem bu tahlilleri yaptırmıyor bana. laktoz intolerant olduğumu bile kendim öğrendim.

geriye denemediğim tek şey çino kaldı.

doxanikee, çinko eksikliğinin tüm belirtilerini taşıyorum. ayrıca sağda solda duyduğum şey değil sadece makaleler de var bu konuda. her şey için tek tek gidip kendim test yaptırmaktan bıktım artık doktorlar hiç istemiyor bu testi sonra ben yaptırınca da aaa gerçekten şu bilmem ne değerin çok düşükmüş bu akneye neden olabilir vs diyorlar. o takviyeyi alınca biraz iyileşme oluyor ama tam olarak çözmedi hiçbi şey şimdiye kadar yaş 22.

www.ncbi.nlm.nih.gov

Bu tarz takviyeler benim sivilcelerimi artırıyor. Balık yağı, supradyn, omega 7, cod liver oil, b vitamini hapları, d vitamini kapsülleri, a vitamini, çinko tabletler, yani aklına gelebilecek her türlü takviye ürün benim cilt problemimi daha da körükledi. O yüzden dikkatli ol, karaciğerini fazla yorma. Kaş yapayım derken göz çıkarma benim gibi.

i m cool with that, balık yağının çok faydasını gördüm hocam. bikaç aylığına bıraktım test etmek için resmen patladı yüzüm. şimdi tekrar başlayacağım ama yanında çinko da almak istiyorum her ne kadar balık yağı iyi gelse de sorunu tam olarak çözmüyor. kan tahliline göre de çok düşük d3 değerim var 7 olması lazımdı 25 alt referans değeri üzerinden. şu an d3 takviyesi almaya başladım doktor yönlendirmesiyle ama tekrar parlamalar yaşamaya bşaladım takviyeyi almaya başladıktan sonra.

french press le kahve yapilmaz

kahve yapımı derken neyi kastettiğimi anladınız heralde. demlemeyi kastediyorum tabii ki de

Onu kastetmedi bence, anladi ne demek istedigini ve French press onermiyo.

Perşembe-pazar arası İstanbul da isen Kahve festivali var. Bir uğra istersen

bence hiç özentilik yapıp bulaşmayın. hazır içmiyorken devam edin.

Kahve kültürü pek de aşılanacak bir şey değil. Zaten french press alıp herhangi bi kahve alıp demlemek de kültür değil.
Çok istiyorsanız alın bi bodum, çektirin starbuckstan kahvenizi ama herhangi bir şeyin kültürü için içten gelerek okumak araştırmak denemek lazım :)

merhaba

kahve kültürüm var diyemem ama ben de değişik kahvelerden alıp french press'te yapmayı çok seviyorum. kadıköy'de bir cafe işletmecisi abinin dediğine göre kahve en iyi french press'te olurmuş. aromasını en iyi onda yakalayabilirmişsin. ama cevap veren arkadaşlar çok kesin konuşmuş french press'te kahve olmaz diye, o kadarını bilemeyeceğim bence çok güzel oluyor.

bodum marka french press'i önerir herkes. bence de o çok güzel ama gereksiz pahalı geliyor bana. onun yanında ikea'nın french press'i f/p olarak çok daha iyi. tek başına içeceksen küçük olanından al. bir de tchibo'dan, starbucks'tan, hatta kurukahveci mehmet efendi'den, ya da eğer çevrende butik kahveci varsa onun sattığı çekirdek kahveden al. mesela bu aralar starbucks mor pakette bir kahve çıkarmış, ben onu içiyorum bir haftadır, baya beğendim. ya da starbucks'un house blend'i güzel. başlangıç için bunlardan birini deneyebilirsin.

çekirdek kahveyi alınca öğütülmesini iste. (kahve öğütücün yok sanırım.) french press için öğütülecek dersen onlar halleder. sonra french press'e 1.5-2 parmak kadar kahve koy. nescafe yapar gibi değil yani çok daha fazla kahve koyman gerekli. o sırada içme suyunu kaynat. kaynaması bittikten sonra su 1 dakika kadar beklesin. çok kaynarken suyu kahveye koyarsan kahve yanar, tadı garip olur. bekletilmiş suyunu french press'e koy, istersen TAHTA bir kaşık ya da karıştırıcıyla bir iki kere karıştır, kapağını kapat. french press'in "pistonunu aşağı indirmeden" :D önce 2-3 dakika kapağı kapalı halde beklet, demlensin kahve. sonra pistonu yavaşça bastır. kahven hazır.

değişik kahvecilerden değişik kahveler alarak, www.kahve.com sitesinden kahve ısmarlayarak ya da koyduğun kahve oranını artırıp azaltarak farklı tatlar deneyebilirsin. benim favori bir kahvem yok mesela. kahvem bitince daha önce denemediğim bir kahveyi denemeye çalışıyorum.

ikinci adım da kendi öğütücünü almak. öğütücün olursa kahveyi çekirdek halinde alıp canın istedikçe öğütürsün. böylece bayatlamaz.

termos için de stanley markasını öneririm.

french press ile kahve yapılmaz diye bir şey yok.

herhangi bir workshop'ta daha fazla uğraştırmasına rağmen kahve tadımları french press üzerinden gerçekleşir. asidite, gövde, aroma en iyi french press'i hüpleterek ufak ufak içişlerde anlaşılır. bunların nasıl net olarak anlaşılacağına ve yorumlanacağına ile ilgili internet üzerinden araştırma yaparak ulaşabilirsiniz. yine de uzun vadeli kullanım açısından french press yerine filtre kahve makinesi almanızı tavsiye ederim.

ben mesela 7 senedir günde 3-4 bardak filtre kahve içerim ancak kültürünü oturtmaya çalışmadım. düz, dümdüz türk mantığıyla içtim. bir tek kahve bayatsa veya 10 dakika önce demlenmişse falan çok güzel anlarım.

eyyorlamam bu kadar.

@istanbul kanatlarımın altında'nın 'ikinci adım da kendi öğütücünü almak. öğütücün olursa kahveyi çekirdek halinde alıp canın istedikçe öğütürsün. böylece bayatlamaz.' doğru ama kısmen doğru bir tavsiye. kahve de her halükarda bayatlar, öğütücü ile ömrünü uzatırsın.

Bence bütçenize göre çeşitli alternatifler deneyip siz bulun zevkinizi.
Misal, insanlar french press diyor da, ben hiç sevmem french press'te yapılmış kahveyi. Başka alternatifim varsa içmem yani. Keza kahvesini acı sevenler var, yumuşak içimli seven var, sadece sütlü seven var; neyse ki her zevke göre bir şey de var.

Benim evimde Bosch'un filtre kahve makinesi var mesela, altı yıldır falan kullanıyorumdur, gayet de memnunum. Ama ben kahvenin bana güzel bir tat ve kafein vermesini bekliyorum sadece, bir kültür ve bambaşka bir hayat değil. Hatta geçen gün İkea'dayken onların bir kahvesini aldım, gayet güzel geldi bana. Yoksa, ikea'dan kahve ne alaka tabii.

Tanıdığım bir sürü insan da türk kahvesi veya espresso içiyor sadece, ikisini de saf haliyle ağzıma sürmem.

Demem o ki, kahve çok bireysel bir şey. Belki önce ikinci ve üçünci dalga kahvecilerde biraz zaman geçirin, farklı kahveler deneyin. Sonra espresso bazlı şeyleri mi seviyorsunuz, filtre kahve gibi şeyleri mi seviyorsunuz, malzemelerinizi de öyle alırsınız.

Yazıda bahsedilen şeyler tamamen pratik sıkıntılar. Koca şeyde tatla ilgili tek satır var:

For instance, there are some users who do not like the oily feel of the coffee and prefer to filter it at the end.

Wohooho french press'te kahve yapılmaz çünkü bazıları oily feel sevmiyormuş ohohoh.

mocha pot al.

boşver hiç girme. kahve öğütücüsüydü kılıydı yünüydü zaman kaybı.

Osteopeni, osteomalazi, depresyon, anksiyete vs

Benim de 5 civariydi, kas-kemik-eklem agrilari yapiyordu. Bir de ruhsal olarak daha down oluyormussun. Ben takviyeleri aldim agrilar gecti ama 6-7 ay sonra basladi. Bu arada trde acayip yuksek d vitamini dusuklugu. Kimse pek farkinda degil. Gunessiz de d vitler ise yariyor zira kisin almistim ben.

sağlık kuruluşlarında yapılacak tahlillere hekimler karar verir. özel laboratuarlarda istediğiniz tahlilleri ücretini ödeyerek yaptırabilirsiniz.

Evet sağlık kuruluşlarında araştırmayıp ilacı dayamaya karar veriyorlar genelde. Ben devlet hastanesinde yaptırmıştım kadın doğum bölümüne gidip. Gerçi onu bile beceremediler, iki defa yaptırmak zorunda kaldım. Olmadı dahiliyeye gidilebilir Karaciğer enzimlerine baktırmak için. o da endokrinolojiye yönlendirebilir hormon testi için.

Dermatolojiye gidip durumu açıkla, hormon testi yaptırmak istiyorum de onlar sana listeyi verir sonra yaptırabilirsin

Herhangi bir devlet hastanesindeki bir dahiliye uzmanına, şikayetlerinizi söylerseniz ve hormonlarınıza hiç bakılmadığını belirtirseniz, size çok büyük ihtimalle ilgili testleri yazacaktır.

peki bu hormon testleri için aç karnına gitmek gerekiyor mu?

Evet, aç karnına gitmek gerekiyor. Sabahtan 9-10 gibi bir dahiliye uzmanına randevu alırsanız, aynı gün kan da aldırırsınız, ertesi gün 4'te sonuçlar çıkar.

Sadece turksatta var bildiğim kadarıyla

mesaj geliyor paket aktif olunca, bazen 15-20 dkyı bulabiliyor

Hocam mesaj gelmedi ama 40 dk falan oldu artık aktif olmuştur diye düşünmüştüm.

webden üye girişi yapınca da paketler maketler bir yerde yazıyor aktif olup olmadığı, yeni tasarımda nerede bilmiyorum da bir menünün içindeydi

şu an site göçmüş ama aktif olduğuna eminim. bi 10dk önce ışıklar maviye döndü yeşil oldu. Ne zaman paket eklesem hep onu yapıyodu aktif olduğunda. Şu an testte 4.22 mbps verdi upload zaten. Normalde 3.8'in üstüne asla çıkmıyordu.

aradım şu an paketimin aktif gözüktüğünü söylediler ama sorunun neden kaynaklandığını bilmiyorlar. 30dk sonra tekrar aramamı söylediler. böyle bi durumda ücretsiz olarak iade ederler diye umuyorum paketi?

çözerler diye tahmin ediyorum gelişmeleri yazarsan seviniriz

@gasy, www.eksiduyuru.com

burada güncelledim. hiçbi şeyi çözmediler. kendi kendime arttırdım hızı upload testi yaparak şaka gibi. sadece bu site üzerinde değil. dosya yükleme hızları da bu linkteki hızlarla doğru orantılı arttı.

Los angeles saatiyle 9da

hocam doğu yakasına göre saat 9da dediler ama hangisi doğru? los angeles saatine göreyse sabah 6 gibi çıkması lazım.

türkiye saati ile 4'te gelmiş oluyor amazon'a. yarım saat sonra yani.

Neden yanlış telaffuz edilsin ki? Bir şeyin doğrusunu öğrenmek varken yanlış üzerinde nolcak ki yaaa amma kastın haa anlayışı bence oldukça yersiz.

gözü açık sevişen yahudi, hocam burada bahsettiğim şey yanlış telâffuzdan daha çok özel isimlerin Türkçe fonetiğiyle okunmasının neden dalga konusu olduğuyla alâkalı.

aşağılık kompleksi, hepsi bu.

bunu yapanlar bi bok değiller ve bi bok bilmeyenler. kendi içlerinde -itiraf edemeseler bile- bunun farkında farkında ve altında eziliyorlar. bu duyguyu da öğrendiği birkaç ucuz/eksik bilgiyle karşısındakini aşağılayarak(!) yapmaya çalışıyorlar.

oysa bilgi sahibi insanların böyle ucuz numaralara ihtiyacı da yok kanıtlama gereksinimi de.. öğrenirler ve bu kadar. daha fazla ucuz numaralara ihtiyaçları yok çünkü.

belki bu durum İngilizce'nin küresel dil olduğundan dolayı ve New York'u herkesin bilip Ankara'nın dünya tarafından bilinmemesi durumuyla açıklanabilirdi ama herkesin adını bilmediği eyaletlerin de yanlış telâffuz edildiğinde de insanlık suçuymuşcasına özellikle düzeltme çabasına girildiğini görüyorum. Mesela herkes tarafından bilinmeyen Illinois'i "illinoy" yerine "illinois" şeklinde telâffuz edince de dalga geçiyor bu tipler.

Turkiye'de son zamanlarda egitimli ve kulturlu kesimi asagilama ve cahilligi ovme moda oldu. Dogruyu ogrenmede bir hata yok. Nev York degildir bu kadar basit.

Bir de ozel isimler yapim eki alirsa ardindan gelen cekim ekleri kesme isaretiyle ayrilmaz. Ingilizceyi kurtaracakken Turkceyi batirmaya da gerek yok.

Önce Türkçe harfleri kullanmayı dene madem çok meraklısın.

(Az sonra bu mesajimi iki kisi arasinda diyalog diye silecekler ama modlara simdiden soyluyorum mobildeyim mesaj atamiyorum.)

Bak dostum ayni fikirde degiliz diye hakaret edilmez. Farkli dusuncelere saygi duymayi ogren. Ayrica telefonumda Turkce karakter yok. Bunun disinda bir seyi yanlis kullanmiyorum.

Hocam sorun zaten doğrunun öğrenilmesinde değil. Başka hiçbir milletin "şu ülkenin şehrini oranın diline göre telâffuz etmeliyim" algısı yokken aşağılık kompleksiyle Türklerin bu konuda cadı avına çıkmasını eleştiriyorum. Amerikaya(evet kesme işareti koymuyorum sikimde değil essay yazmıyoruz) gittiğinde ismini yanlış ya da kendi fonetiklerine göre telâffuz ettiklerinde de dalga geçecek misin? Ha madem kasıyosun bari doğru yap. Yazdığın "Nev York degildir bu kadar basit." kısmında ne eksik bul bakalım? Artık hiç önemi olmayan bir internet mecrasında bir yorum atarken bile 5 kez gözden geçirdiğin yazıyı 10 kez gözden geçirirsin. Doğal seleksiyon bir nevi.

Abi bizim millette var bu, herkes bi artist, bi dalga geçme, üste çıkma bok bok özellikler. Çok genelledim ama gerçekten böyle insan çok var. En iyisi hiç takılma buna.

madafaka, Evet SIM yuvası var. Kutu üstünde falan mı belirtiyorlar cihazın sim yuvası olduğunu? Normal saat olarak geçiremezler mi?

amazon yolluyorsa sorun olmaz olsa bile sorunu lehine çözer.

Stopaj dendimi ben direk %15 derim.maliye bunu yuvarlar 20 yapar.

O keyler muhtemelen internete bağlı olmadığın durumda aktiflestirmek için kullanılabilecek keylerdir. Hiç de denemedim bilemiyorum Ama tavsiye etmem. Tam gereken zamanda sorun çıkarabilir windows. 35 liraya satılan keylere gelince bunların hangi sürüm olduğuna bakmak lazım. Basic sürüm filan olursa evde kullanımda sorun çıkarabilir. Bilgisayara program filan kuramayacak yaşlı anne babaya filan alınacaksa belki alınabilir. Onun haricinde pro sürüm veya single language sürüm de evde kullanılabilir. Surume göre fiyatı normal de diyemeyeceğim. İlk zamanlar 25 liraya filan satılıyordu keyler. Sistem açığından dolayı herkes alıyordu. Hatta yanlış hatırlamıyorsam ücretsiz alan da çok oldu. O ara ücretsiz denk getirenler çokça almış ve şuan satıyor olabilir. Denemeden bilmek pek mümkün değil. Referansları varsa satan kişinin onlardan yararlanılabilir.

Win 10 pro hocam bu fiyata satılanlar. Hepsi 5 yıldız vermiş satın alanların sorun yok diye.

O zaman dediğim gibi ucuzken veya ucretsizken alınmış olabilir. Alıp geçerim diyorsan al direk uğraşma veya ücretsiz olsun dersen bildiğim kadarıyla w8 ve w8.1 keyleri w10 için kullanılabiliyor. Dreamspark diye bı site var Windows kendi ürünlerini öğrencilere ücretsiz veriyor. Okulun mailine sahip olman yetiyordu en son. Onu bı araştır. W8 keyi alıp w10 kurup w8 keyi ile aktiflestirebilirsin. Öncesinde bı araştır istersen ona göre iki yoldan da devam edebilirsin.

Dreamspark yapacaktım dün, w 8.1 keyi diye uğraşmadım açıkçası. Söylediğiniz iyi oldu. Bir araştırayım.

hocam para vermeyin
win 7 kurun ultimate
daz loader ile orjinal hale getirin
compatibility upgrade diye win 10 a yukseltin
problim solved
ucretsiz lisanslı win10

kingcyrax, win7'deb hala yapılabiliyor mu o upgrade? Geçen sene sona ermemiş miydi?

kyk'yı arayacaksınız, bilgi verirler. dediğiniz sebeple de olduysa dilekçe vs yazarsınız, yönlendirirler zaten. eğer tekrarda yatmaya devam ederse de yatmayan geçmiş aylarınki de toplu yatar.

www.diken.com.tr

seni kapsıyor mu bilmiyorum ama şöyle bir haber var.

veritaslibertas, 4 senelik kredi hayatımın hiçbir döneminde kykya ulaşamadım ben. ciddiyim. 1 saat aralıksız tekrarlarca aradığım zamanlar bile oldu. farklı numaralar genel müdürlükler denedim. dilekçe yazmadan muhattap bulamıyorum kendime.

Yatay geçişte kesilmedi mi? Ben de dgsyle geçiş yaptım 2 sene bittikten sonra kestiler, 4e tamamlayınca yani dgs ile okulumu kazanınca devam etmesi için tekrardan başvuru yaptım ve öyle başladı. Senin de öyle bir şey olmuş olabilir mi?

dedi ayca, yatay geçişte kestiler evet. devam etmesi için başvurdum 4 ay sonra tekrar bağladılar. ama o sırada 5. seneyi atladılar heralde. ve o 4 aylık kesinti toplu yatmadı.

doxanikee, benim de süre bitti gözüktüğü için kapsıyor hocam. son sneeo lsa bile normalde eylüle kadar alacaktım ama bu ay bitti.

İşe mi girdin ya da sigortan mı yattı?

intihar etsem de kendime gelsem, hayır

pasaportunun geçerlilik tarihi içinde olması ve son 60 günde yurtdışından giriş yapmış olman gerekiyor. sonrasında her şey edevlet ve internet bankacılığından hallediliyor.

60 değil, 120 gün.

dişçi değilim ama o ağza soktuğu keskin şeyle dişlerinin arkasını nasıl temizleyeceksin görmeden?

i.ytimg.com

bundan bahsediyrum adı nedir onu da bilmiyorum. dişçi bile bakarak yaparken kanatıyorsa sen delik deşik edersin o etleri.

Düzenli olarak karbonatla dislerini ovala. Ama haftada bir veya ikiz yoksa dis minesini zedelersin

3-4

3d mi yaptiniz işlemi?
site hangi site?
hepsiburada ise sitenin cozmesini isteyin.

hangi internet arkadaşım? sitesi yok mu bunun? rastgele instagram satıcılarına gidip para mı yatırdın kek gibi?

3dsiz yaptım. İnstagram satıcısı değil bir web sitesi.

hocam ifşa etsen?

özelden isteyene yazarım şu an indexlenip görmelerini istemiyorum onların. bugün dekont göndereceklerini söylediler. dekont gelmezse kapılarına savcılık kağıdı gitsin öyle öğrensinler istiyorum.

3dsiz yapıldıysa bu işlemle ilgili mal hizmeti alamadım diye bankaya başvur chargeback diye bir olay var

chargeback işinizi çözer. bankaya faks çekiyorsunuz iki ay içinde paranızı söke söke alıyor sizin yerinize. sırf bu yüzden havaleye indirim yapsalar bile havaleyle alışveriş yapmıyorum

sen kur çeviriciyi kapat dolar üzerinden alışveriş yap

Bankalar arasında döviz alış satış olduğu için böyle.
Dövizle çalışan kredi kartıniz varsa iş değişir

üstat alışverişi tl'ye çevirmeden yapın. O zaman kredi kartı ekstrenize direkt dolar olarak yansıyor. Örneğin halk bankasında o günün kurundan yapılıyor işlem. Neredeyse hiç kayıp olmuyor.

Şu an öyle yaptım hocam denemek amaçlı. Bir sorun çıkmadı ama bakiye hesabımdan düşmedi alışveriş başarılı demesine rağmen. Ne zaman çekiyorlar parayı?

kargolanırken çekiyorlar.

amazona cevirtme. orijinal para birimi neyse onunla ode kanka.

dolar ile öde.

mumkun.
iki kişinin birbirini "dovdugu" bir ortamdan bahsediyoruz.

karsinizdaki biraz hirs yapip size sert bir vuruş yapsa, sonucun ne olacagini kimse bilemez.

hoca genelde uygun sikletleri eşleştirir, ama mümkün tabi. karşıdaki insan tv'de gördüğü bir hareketi denemek ister, o da cuk oturursa yıldızları sayarsın.

bire bir ders alırsan hocadan böyle bir durum yaşanmaz, kimsenin seni zorla kapıştıracak hali yok.

Bilinen bir kulube giderseniz amator takımdakiler ayrı milli takım ayrı şekilde kendi aralarında dövüşüyor. Amatorler zaten başlık takar. Tamamen spor amaçı gidenlerde de herkes kendi cüssesine ve tecrübesine göre ama başlıksız. Öyle gereksiz gaza gelen ve pata küte girişen gerizekalılar oluyor ama hocanın dediği hareketlerin dışına çıkmıyorsun ve hocalar gerekli yerlerde müdahale ediyor ama eğitim sırasında öyle burun kırılma falan görmedim ben en azından.

Kalıcı hasar olmaz ama darbe alırsın, canın yanabilir hafiften arada.

www.google.com.tr

Diyabetik tatli tarifleri yazarsan karsina cikiyor, sutlac tarifi bu da

Bizim burada bazıları tuzlu sütlaç yapıyor.

Stevia kullanabilirsin. Hem de sağlıklı olduğu söyleniyor. Marketlerde satılıyor.

Laktozsuz süt zaten hatrı sayılır biçimde şekerli bir tada sahiptir. Önce tatlandırıcı eklemeden az bir miktar yapmayı deneyin, yiyemezseniz o zaman tatlandırıcı eklersiniz.

hindistan cevizi sekeri denilen bir sey var, onu deneebilirsiniz.

dikkatli bak sen karıştırıyor olabilirsin, karıştırmadığına eminsen ticket aç, hallederler hemen. steamde arkada çalışan insanların gönül bollukları beni acayip yükseltiyor <3

enpara'da cebe havale olayı yok.

Enparadan cebe havale yapmak için bkm uygulanasını indirmeniz lazım. Kartınızı tanıttıktan sonra gönderebilirsiniz.

Su an Istanbul hayira dogru gidiyor. Ankara'da Evet dususte. Son ana kadar anlasilamayacak bence sonuclar.

%54.4

54.3

abi evet düşüyor da sandıkların %78.2'si açılmış. gerçi anadolu ajansı diyor bunu, ne kadar güvenilirdir bilemem. %22 az geliyor bana o farkı kapatmak için.

54 oldu

Batı ağırlıklı olduğu için neden olmasın ya.

53 oldu

manipülasyon yapılıyor aldanmayın alınmış ajansa. çok net şekilde hayır çıkacak. yeter ki sandıkları koruyabilelim. %67den eveti açtılar %47 ile kapatacaklar. bunlar her zaman yaptıkları ....lik. makas sürekli kapanıyor en geç 10'da hayırı kutluyor oluruz.

şuradan takip ediyorum

referandum.ntv.com.tr

açılmış sandık yüzde 80 oldu neredeyse ancak aşağıda kullanılan oy bilgisi de var.

Açılan Sandık
138.734 / % 79.52
Kullanılan Oy
38.586.659
Toplam Seçmen
58.392.512

yani seçmenin henüz 2/3 ünün oyları görünüyor sandık sayısı 4/5 olsa da.

senolll, hocam katılım oranını da hesaba katmanız lazım. herkes oy kullanmadı sonuçta.

@oddyseus, orası öyle tabii ama kasım sonuçlarına göre

Seçmen Sayısı 54.049.940[25]
Kullanılan Oy 47.239.370
Geçerli Oy 46.555.267

yani doğuda sandıkların daha önce sayılmaya başlandığı ve 100 200 oyların çıktığı yerler düşünülürken batıda bazı sandıklardan 1000 küsür oy çıkıyor.

Istanbul one gecti bu is bitmistir hayir geliyor saka maka

Hayır geliyor.
Sandıklara sahip çıkın!

Hocam moral bozmak istemem ama eğer tvlerde verilen açılan sandık oranı doğruysa, evetin düşüş oranı ile karşılaştırma yaptım. Aynı hızda düşmeye devam ederse. En fazla %51-51.5 bandında kapanıyor evet oranı.

timsaha yatmak gibi olmasın ama hayır geliyor diye umutlandım şu an.

aynı oranda değil daha hızlı düşecek
kadıköy, beşiktaş daha %60 girilmiş mesela
izmir hala %65

@ odysse

Ekranlarda AA sonuçlarını görüyoruz. Ysk'da ne oluyor henüz bilmiyoruz. Yüzde 2,(en az) balon sonuç. Sandıklara sahip çıkma zamanı.

Umarım arkadaşlar umarım. Sandıklara kesinlikle sahip çıkalım.

sandıkların çoğu açıldı. umarım yanlistir bu yuzdeler. hala bir inancım olsun istiyorum.

lütfen olsun

ankarada daha çankaya yüzde 70 yalnız.

Ankara da hayıra dönebilir o zaman işin rengi değişir

seçimden önce damgasız oy pusulalarına sıralı olarak 'evet' basıldığının videosunu gördük. YSK da, soğuk damgasız pusulaları da geçerli saymaya karar vermiş.

25 milyon oya ulaşan kazanıyor sanırsam. Evet 23 milyon hayır 21 milyon. Geriye kalan oyların %66.7'si hayır çıkarsa kazanıyoruz. Sandıkların durumuna bakarsak genelde az açılan yerler sol bölgeler. O yüzden hala umut var. Sandıkları terketmeyin.

2 milyon oy fark var, o iş yalan oldu. Devletin tüm imkanları seferber edilmişken imkansız gibiydi zaten.

Katılım oranı %86.7 hocam.

Aynı şeyi gördüm ve aşırı sinir oldum. Daha bu bir neler çıkacak bakalım.

yani mahkeme ile suçluluğu kanıtlanana kadar herkes suçsuz kabul edilir ve böyle bir zan altında bırakılmaz temasına uygun bir durum. nesi saçma?

1adam, bi zarf neden sandık mühürü taşımaz? neresi saçma değil?

özelde alıyorlar, devlette almıyorlar sanırım.

hiç bunlardan anlamam
bana göre en lezzetli olan bol susamlı ekmek arasına beyaz peynir ve domates. yanısa sıcak çay. Hepsi bu.

bence de harika ama laktoz duyarlılığım olduğu için tüketemiyorum.

pazardan roka, tere gibi yeşillikler al döşe içine.

for day to break, lezzet için evet ama uzun saatler kütüphanede geçireceğim için bol proteinli çözümler arıyorum.

beyaz peynirin laktoz ile ilişkisini bilmiyordum, o yüzden önerim boş olmuş senin için bir diğer sevdiğim simit arası kaşar olabilir.

basond, hocam kısacası süt ürünlerinin çok büyük bir kısmını tüketemiyorum özellikle laktozsuz almazsam. Kaşar da eleniyor yani :)

hocam süt ürünü deseydin benim için daha açık olurdu asdlşas
bende öneri bitti gurme kardeşlerim birazdan 7 saatte hazırlanan lezzetli sandwich tarifleri ile gelirler :)

süzme yoğurt sür. üzerine de roka tere doğra. rokayla tereyi yedirecem sana. illa. maydonoz da olur :)

Tavuklu salata yapabilirsin.
Normal, soguk yendiginde sikinti olmayacak yemekler hazirlayabilirsin. Illa sandvic olmak zorunda degil.

Yine tavuklu sandvic, etli sandvic, bol yesillik...

cepli kepekli ekmekler arasına tonbalığı + mısır + marul deneyebilirsin
jambon ya da salam ile rus salatası iklisi güzel olabilir

Tarif 1: ince kepekli ekmek arasına tavada hafif döndürdüğümüz iki dilim hindi göğüsünü koyuyoruz, üzerine ince bir kat marul atıyoruz. Tercihimize bağlı olarak ince ince dilimlediğimiz kırmızı ve yeşil taze biber dilimlerini diziyoruz. Turşu da ekleyebiliriz. Laktoz hassasiyetin olmasa biraz rendelenmiş kaşar güzel olurdu. Bunun yerine zevkine göre hardal koyabilirisin.

Tarif 2: Ekmek arasına şekli düzgün bir marul yatırıyoruz. Marulun üzerine dizdiğimiz tavuklara ketçapla hafif bir tat veriyoruz. Uzun uzun kestiğimiz taze biberlerle tavuğun mezarını kapatıyoruz. Bir takım baharatlar ekleyebiliriz. Domates de koyabiliriz ancak streçleyip buzdolabına koyunca domates akabilir. Damak zevkine göre çeşitlendirebilirsin.

Tarif 3: Ekmeğin arasını açıyoruz ve mayonezle ince bir katman geçtik. Tercihen yağsız ton balıklarını bu katmana dağıtıyoruz. Üzerine mısır taneleri ekleyerek balıkla mısırın dostluğundan emin olduktan sonra marulla kapatıyoruz.

Streçfilm veya folyo ile sarıp sarmalayıp buzdolabına koyuyoruz.

Not: bunların salata versiyonlarını yapıyorum ben. Hatta daha çok hoşuma gidiyor ancak sandviç dediğin için bunları yazdım.

tam buğday veya kepek ekmeğinin içine yağı süzülmüş ton balığı + maydanoz. aslında buna beyaz peynir de nefis olur ama hassasiyetiniz varmış.

yine aynı ekmeğe şekersiz fıstık ezmesi. isteğe göre bal eklenebilir, ama o zaman glisemik indeksi yükseltiyoruz.

ekmek aynı, çok ince katman mayonez veya hardal veya ikisi birden, üstüne haşlak tavuk göğsü ve yeşillik.

Arkadaşlar sandviç içi tarifleri yazmışlar, madem glisemik endeksi düşük proteini bol diyoruz nohut unu / mercimek unundan krepler yapabilirsiniz.

www.tudem.com (2 sonuç çıkıyor)

gunisigikitapligi.com

www.idefix.com

George Orwell - Hayvan Çiftliği

andre gide - pastoral senfoni/dar kapı.
bu iki öykünün birlikte basıldığı bir kitabı okumuştum. ikisi de harikaydı. hele pastoral senfoni...

İngilizce olarak önerebileceğiniz var mı peki? Her ne kadar kindle'da okusam da çok bilmediğim kelime çok çıkınca bayağı yavaşlatıyor.

Gogol, bir delinin anı defteri (ya da bir delinin hatıra defteri)
Yeraltından notlar
Beyaz geceler

yaşar kemal- kuşlar da gitti

geçen aylarda bir sistem arkada indirme/upload etc yapıyor olabilir. mesela windows update gibi.

belki sevdiğiniz dizileri seyretmişsinizdir, şimdi araya filan girmiştir. sizin dışınızda evde film dizi seyreden vardır.

İnternet kullanımını biliyorum. Benden başka kullanan 1 kişi var zaten. Dizi izlemeyi azaltmayı bırakın, normalde 480p izliyordum akk bitmesin diye. Aynı dizi bölümü sayısını 720p ile izledim. Windows update'ye bakmıştım sanırsam 8-9 gb falan indirmişti ondan önceki ay. 80 gblık fark yaratabilecek bi şey olduğunu sanmıyorum. TTnet'te son 7 ay:

232 gb
244 gb
229 gb
238 gb
256 gb
240 gb
236 gb

hiç sanmıyorum bir komplo olduğunu, olsaydı zaten neden devam ettirmesinler ki? aynı çarpanla çarpar, "iyi ki değiştirmişim büyük akkye" dedirtirlerdi, hatta abartıp çarpanı büyütürlerdi ki yetmesin.

kısaca sizin farketmediğiniz bir durum vardır arkada bence. oyun moyun, cloud gibi bir şeydir belki.

D and R da kılıf görmüştüm ama çoooook pahalı. amazon.com dan alın

www.amazon.com

bu arada hayırlı olsun. 5 yıldır kindle kullanan olarak aldığım en hesaplı en güzel en mantıklı cihaz. sıkıcı metrobüs yolculuklarının, uzun uçak seferlerinin ve yalnız öğle arası yemeklerimin yoldaşı. elinin altında yıllar geçse de okumayı bitiremeyeceğini bildiğin bir kütüphane olması fikri biraz can sıkıcı ama olsun.

free.thebookofbilge.com

Ben direkt amazonun kendisinden satın aldım deri. Tavsiye ederim amazon.de, amazon.co.uk ya da amazon.coma bakın.

açıkçası hiç kılıf kullanmadım. hiç de elzem değil bana göre. tek bir çizik de yok alette ama. siz bilirsiniz yine. bir bakış açısı olarak yazayım dedim.

ben kendim ördüm. çok güzel oldu.

Moko kılıf kullanıyorum ben, çizme gibi bir sorunu olmadığı gibi görünüşü de çok şık.

Ben de moko kılıf aldım, gayet güzel.

Ben sevmiyorum

Evet, çok berbat buluyorum. Egoyu göz önünde bulurmayıp sadece fiziksel olarak baktığımda da fazlasıyla itici, insan gibi durmuyor.

Ben de hiç sevmiyorum hatta çok itici geliyor. Spor yap, fit ol, sağlıklı beslen, güçlü kasların olsun vs. ama bedenin üzerinde böyle abartılı şekle dayalı ve gereksiz kas yığını bir şeye kasılması ben de içgüdüsel olarak bir uzaklaşma yaratıyor.

Bence tum kadinlarla ilgili genelleme yapma. Kimileri baby face seviyor kimileri killi gobekli kel erkekleri seksi buluyor. Kasli seven de vardir. Her erkek ayni tur kadin mi seviyor?

Peki bu durum sizce kızların geneli için böyle mi yoksa ekşi'nin genel görüşü mü? Malûm eğitim düzeyi ve beklentiler biraz daha farklı. Türkiye için mi böyle bilmiyorum ama ne zaman çok kaslı biriyle tanışsam uzun zamandır sevgilisi olmadığını falan öğreniyorum.

sevmiyorum. hele hele itici buluyorum.

yanıma yakıştırmadığım için değil.
-yapay duruyor.
-bence vücudu orantısızlaştırıp kaslar çok dikkat çektiği için estetik duygusunu yok ediyor. gözüme güzel gelmiyor.
-aynı adam kaslarını azaltıp gelse ozmn beğenebilirim.
-seksi gelmiyor. seksilik diriliktir bence hayvan gibi kas değil. biraz sıkı bir popo, altta çıkması kolay 2 baklava ve hafif kol kasına sahip adamı 10 numara buluyorum.

-dipnot yanlarında iken de sevmiyorum. sokakta sporda görsem ne itici derim hatta.

benzer vücuda sahip bir arkadaşım var çok ekmeğini yedi valla

yanlarındayken seviyorlar. sorunca sevmiyorlar.

severım fakat soyle bır denklemım var

24 saat fızıgıne takılı adam: kadın duskunu: sadakatsız
bu onyargımı yıkması mumkun degıl

edit: bu arada okumamıstım tam sımdı okudum ve lınke tıkladım farkında olmadan suratımı eksıtmısım evet bu kadar kas ıgrenc bence

ercumentcozer, ben de onu anlamıyorum. hangi kız arkadaşıma sorsam off çok kötü diyor ama dışarıda benzerini gördüğü anda gözlerini alamıyorlar. "ahah şu mala bak nasıl şişmiş" bakışı da değil bildiğin hoşlanıyorlar.

oddyseus, hedef kitleyi daraltmak istemiyorlar:)

cok dıkkatlı bakmaları hoslanmaları anlamına mı gelıyor?
oyle kaslı bı kadın gorsem erkekten 2 kat fazla bakarım ben mesela.

sısman ya da ne bıleyım cok kısa bırılerıne nasıl okuzun trene baktıgı gıbı bakıyorlar cok ıyı bılıyorum en yakınlarımdan. burada da olay normal dısı gorunum olması

bozuk para ve kumbara, bu bi arkadaşım. ben de onun yolundan gidiyorum aramızda 7-8 kilo fark falan var.

Bence siz bakışları yanlış yorumluyorsunuz. Genel kadın bakış açısı bu vücudun kötü, abartı, itici olduğu yönündedir. Benimki ise daha bile fazlası baya iğrenç buluyorum, allah günah yazmasın.

cevaplar çok ilginç hakikaten. ben seviyorum valla.

şu egolu, boş beleş adamdır kafasına da ayrı bayılıyorum ha. çünkü çelimsiz, fit olmayan yurdum erkeklerinin hepsi birer feylesof, hepsi de bir alçak gönüllüdür ki sormayın yani.. zaten şöyle vücuda sahip türkiyede toplasan kaç bin adam çıkacak? ayrıca tüm kadınlar her bulduğu ortamda erkeklerin karakterlerine giydirmiyor mu, hepiniz de bu adamlarla mı birlikteydiniz o zaman ey türk kadını?

valla son 2 senemin haftada en az 4 günü spor salonunun ağırlık çalışılan kısmında geçti ve umarım uzun bir süre de geçmeye devam edecek. elbette problemli karaktere sahip adamlar var, yok değil, ama nerede yok ki? aksine çoğuyla da gayet güzel muhabbet edebiliyorsunuz; düzgün mesleklere, düzenli bir hayata sahip adamlar işte. bir kere çelik gibi iradeye ve disipline sahip olmaları başta çekici kılan etkendir benim için, ben de bu kafada olduğumdandır belki bilemiyorum.

kısaca kaslı erkekleri sevelim. <3

yukardaki kızlar yalan söylüyor.
arabaya da bakmam derler,
pahalı bir arabayla gezersen, kesen kız sayısı on katına çıkar.
geçeceksiniz bunları.

* kassızspor

Onlarin hepsi gey

Sorunca cogu sevmez:) sorma.

sevip sevmemek paketin tamamına bağlı. verdiğin link cof. ama mesela www.instagram.com
böyle bi canlı var yeryüzünde aynı havayı soluduğumuz can veririm bak gecenin bi yarısı üşenmedim yazıyorum. insan değil bu ama sadece kası var diye diil bi bütün. arkada badi ekrem kılıklı var mesela bi tane güdük bişey onda da aynı kaslar vardır ama tam aynı diil işte. o badi ekrem tuğrul ise allah mısın be adam cinsinden. tuğrul <3

@miss magara

eleman ağırlık kaldırmadan önce saçlarına şekil verdi
o nasıl bir kezbanlıktır
ahahajjssjsjd :)

90 kg üzeri define kaslı arkadaşlar genelde hem hormonlu hem de ilacın dozunu da ayarlayamayan tayfa olduğu için genelde bu sevgi ilişkisini sır paylaştıkları bro'larıyla yaşıyorlar. çok meşhurdur bunlar.

(bkz: steroid bromance)

kaslı olunca kızlar, çok kaslı olunca yine erkekler seviyor galiba. ayarlı olmak lazım biraz :)

@supermatik badi ekrem? ahsajh

Sevmiyorum hatta baya itici buluyorum

ben seviyorum. hatta bi tane sevgilim baya kasliydi boyle. son derece cekici bence.
ayrica kas gelistiren adam illa kasintidir diye bir sey de yok. spor salonlarinda biraz takilirsaniz belki gorursunuz.

ben pek beğenmiyorum.
yani kaslı erkek süper bir şey tabii, düzenli spor yapıyor olması vs çok önemli bence.
kası varsa gerizekalıdır diye de düşünmüyorum da, bir noktada abartmaya başladığını fark edemeyecek körlüğe, algısızlığa sahip olması biraz korkutucu geliyor. yani itici yapan o olur, fizik değil.

Bu da erkeklerin yatak odası performansı ile ilgili yalanlarına benzer. Sevmiyorum demelerinin arkasında bir dolu sebep var.

bütün kızlar adına cevap veriyorum: sevmiyoruz

bu nası soru ya? :/

her şeyin fazlası çirkin.

kaslı seviyoruz ama çok kaslı sevmiyoruz.

nö. bu tip kas beni rahatsız eder.

Sevmiyorum. Sorun her ikisi de. Çünkü kaslarıyla ve vücuduyla bu kadar uğraşan adamın egosu mutlaka sevmediğim gibidir. Yoksa niye uğraşsın ki. O kas gelişimi doğal bir şey olsaydı zaten yaşanırdı bu. Hiç gerek yok.

Fotoğraftaki kaslılık bildiğin korkunçlu kategorisinde yarışır. Normalde insanların tipine pek bakmam. İnsanlar bana tanıştığımda siluet olarak görünür. Yakışıklı olup olmadığına karar veremem. İnsanların konuşmalarıyla, yaptıklarıyla tipi oluşur gözümde. O nedenle, çirkince bir insanı yakışıklı da bulabilirim; yakışıklıca bir insanı çirkince bulabilirim. Kıvanç Tatlıtuğ'u ilk gördüğümde falan 'Amanın, ne yakışıklı imiş' demiştim ama adam Beyaz Show'a mı ne katılmıştı. Adamın üçüncü cümlesinden sonra bilcümle seksapeli kaçtı gözümde,o zamandan beri ne zaman görsem bakkal Ahmet Amca'dan ötesini göremiyorum. Aynı nedenle de Mahir İpek seksi ötesi, aşırı süper geliyor. Adamın karısını delice kıskandığım dakikalar olmuştu biraz daha gençken, çok kısa bir ergenlik krizi yaşatmıştı. Çok da güzel karısı var, hep mutlu olsunlar.

Bu fotoğraftakini görünce yeni bir boyuta geçtim; görür görmez 'Açmayın, korkunçlu eleman' diye kalakaldım. Bu adamı yakıştırmayı geçtim; hani bir şeyler hissetmemin tek yolu yıllarca kör kaldığım süre içinde hayatımın aşkı olduğunu anlamam ve gözlerim açıldığında 'Ne yapalım, içi güzel' demem sanırım. Ben dünya çirkini olayım, öğk olayım, en iğrenç ben olayım; durumun benimle ilgisi yok. Zaten büyük olasılıkla ablası yaşındayımdır. Akran olsak bana mı kaldı bu eleman, tabii ki kalmadı. Burada bana göre sorun doğrudan kaslar. Henüz tanışmadan. Omuz-bel oranı bir boyutu geçtiğinde ve iyice üçgen olduğunda rahatsız oluyorum.

bu soruyu kadınlara değil o tarz adamlara sor aga kadınlar hoşlanıyor mu diye.

Yoksa olay konuşurken dürüst sadık centilmen erkek isteyip reel hayatta piç tercihine dönecek:D

İlla aşırı kaslı olacak diye aramam ama spor yapmayan adam sevmem. Bununla mis gibi beraber spora gideriz.

İnstagramındaki dudak büzmeli fotolarından bağımsız olarak değerlendirmeye çalışıyorum,
evet çok kaslı ama ben kötü demem,sıska olan adama göre kat kat tercih ederim.
kaslı olmanın yanında gelen karakteristik sorunlar neymiş onu bilemedim yalnız fhdsfh ne alaka adamın vücuduyla karakteri.ya da kas zeka eğrisi mi var?
daha önce milyon defa sorulmuştu bu soru,ben de bu linki paylaşıyorum jake sevgimden dolayı ama sizin linkteki arkadaşa göre bu vücudu tercih ederim,çok objektif olamıyorum gerçi konu jake olunca;
s-media-cache-ak0.pinimg.com
ovv beybi.

kadınların idealindeki kaslı vücudun linkteki arkadaş değil, yüzücü vücudu oranı olduğunu düşünüyorum. bir sprinter bir de uzun mesafeciden örnekleyeyim.

www.fitzness.com
www.rainews.it

ayrıca, verilen örnekteki arkadaş kuvvetle muhtemel dingonun, dangozun teki çıkacağından hanımlarda refleks olarak tiksinti yarattığını düşünüyorum.

krem peynir, evet ama verdiğiniz fotoğraftakiler t-shirtlerini çıkarmadığı sürece vücutsal olarak sıradan bir insandan farklı gözükmüyorlar.

Bu tür vücutlar, hayatın doğal akışına aykırı olduğu için, yani yeri olmadığı için sevilmiyor. Ki bu son derece normal. İnsanların zihninde yerleşik bir güzellik/çirkinlik anlayışı var, bunun biraz dışına çıkıldığında algı ister istemez negatife doğru kayıyor. Bu anlaşılır bir şey. Zaten insan anatomisi de bir vücudun bu kadar büyümesine izin vermez ((bkz: myostatin)) fakat ben açıkçası bu tür vücutları olan insanların zaten bir başkası beğensin beğenmesin, hatta bir başka kadın beğensin diye yaptıklarını düşünmüyorum, bunlar genelde rekabetçi oldukları için aynı kategorideki diğer erkeklere üstünlük kurmak adına bu vücutlara sahip oluyorlar. Yani bir kadının "Ovv çok güzel" ya da "Ay ne kadar çirkin" demesi çok önemli bir detay olmuyor bu anlamda, yani kimse sırf bir kadın beğensin diye vücuda o kadar kimyasal sokmaz, taşaklarının midesine kadar geri çekilmesini göze almaz. Olaya bir de bu açıdan bakmakta fayda var.

kadınım. ve evet böyle tipleri görünce bazen gözümü alamıyorum. ama hoşlanıyorum bakışı değil bu "bunu kendine niye yapıosun " bakışı. yukarda da bahsedilmiş. bu tip vücut kasan kişilerin mankafa olduğunu düşünüyorum. ve haliyle takıntılı insanlar oluyor. genel anlamda insanların tercihlerini çok eleştiren biri değilimdir ama bu tipler gerçekten çok itici geliyor. bazı şeylerin ortası güzel.

Aşırı şişirilmiş, buluta benzeyen adamlar sadece acıma hissi yaratıyor bende. Yememiş içmemiş, sadece dışına çalışmış oluyorlar zira. Boş kafalar kısacası. Bu da o izlenimi bıraktı doğal olarak. Bir karikatürü de vardı bulut adamın ama bulamadım.

Buradaki cevaplara aldanma dostum, kasli adam genel olarak begenilir.

Bir de soyle bir durum var, kasli erkekten hoslanmayan ozellikle fikrini belirtir ama kasli begenenler ozellikle cikip "ya ben cok seviyorum kasli" diye soylemezler genelde. Zaten olumsuz hisler daha baskindir genelde.
Bir kiz cafede arkadaslariyla oturuken oradan kasli bir adam gectigi sirada "ay hic srvmiyorum ben boyle kasli kasli adanlari" dese hicbir problem olmaz ama ayni durumda kasli seven kiz "ay bayılıyorum boyle kasli adamlara" demez genelde. Arkadas ortamina, rahat bir cevrede olup olmamaskna gore degisir ama dedigim gibi, genelde demez. Sevmiyorum diyen hakkinda cevresi olumsuz bir sey dusunmezken kasli seviyorum diyen hakkinda - anormal bir seymis gibi - "erkek delisi bu" diye dusunulur. Yuzune boyle soylemezler ama bakis acilari bu yonde olur. Bunu bildigin icin ortamda "cok seviyorum boyle kasli" demezsin. O yuzden genelde sevmiyorum diyenleri duyariz.

Ayrica sevdigi halde sevmedigini zannedip "ben sevmiyorum" diyen kesim var, kim ne derse desin. Kendi bile sevmedigini zannediyor yani:) Bir de bile bile sevmiylrum diyenler var. Buna benzer seyler erkeklerde de var kadinlara karsi. Israrla Iri meme ya da popo sevmedigini soyleyip aslında seven adamlar gibi. Simdi kendine bakarak herkes soyledigime karsi cikar ama bunlar gercek:)

ne olursa olsun bu kadarı fazla. ayrıca kaslarını bu kadar şişirmiş birsinin hiç dar giymediğini görmedim ben.

ikametgahınız türkiye'deyse maalesef hiçbir işlem yapamazsınız.

ben türk bankasının kredi kartıyla ermenistan yunanistan adresi yazıp alışveriş yaptım iki kez.

Öyle bir hakkın var ama eleman yetiştirmesi gerektiği için istemez bu durumu haliyle. Baloncuklu falanlı filanlı epey iyi kargoluyorlar. Kutuda çok yamukluk yoksa al gitsin bence. Arızalı çıkarsa zaten iade değişim yaparsın.

aras kargo ile yolluyorlar yine, eleman tanıdıksa falan belki bir şeyler yapar. aslında normal olan beklemeleri böyle durumda ama burası böyle.
bir ara kullanılmış telefon yolluyordu hepsiburada, baya da olay olmuştu öyle bir samsung telefon. düzelmişlerdir diye umuyorum. biz de dayıma aldık günlerdir gelecek diye bekliyorum.
kutuyu hızlıca açıp telefonun kutunun etrafındaki jelatini kontrol edeceğim ben. zaten jelatini açtıktan sonra bozuk çıksa bile illa servis raporu isteyecekler.

Bakabilirsin. Sıkıntı varsa tutanak tutturmak için beklemek zorunda.

Bu ucu çok açık bir soru. Hangi ülke olduğuna göre cevap büyük orada değişir mesela. Birçok ülkede uygulamalar kişiden kişiye bile değişiyor hatta. Kimisi oturum izni ile gidiyor. Sonra oradan eşi için başvuruyor. Kimine çıkmıyor, kimine 3 ay sonra kimine 6 ay sonra çıkıyor. Üstelik öğrenci visa'sı bu yani niteliği geçici. Bence evliliğin bu noktada garantisi yok.

Ülke hangi ülkeyse bu konuyla ilgili ingilizce google araması yaparsanız daha faydalı bilgiler bulurlar.

Erasmuslu insan, yanina baskasini getirtemez. Bosuna evlenmesinler. Birincisi vizesinin türünden. Ikincisi Avrupada aile birlesimi yaptirmalari icin, oturma izni olan kisi(dikkat, ögrenci vizesi bu alana girmiyor.) davet göndermeli. Bu islemler yapilip bitene kadar Erasmus biter zaten.

Sirf 6 ay boyunca beraber olunacak diye de evlilik gibi asiri ciddi bir yukun altina girilmez.

Kiz istanbulda yasamaya devam etsin, gelir gider arada. Cocuk da istanbula gelir gider. Ya da gezeceklerse orada bulusurlar direkt.

Evlilik cok kotu bir fikirmis

Btk'ya yaz. İlgileniyorlar. Btk.gov.tr
Elinde ses kayıtlarının olduğunu, istenildiği taktirde gönderebilecegini de yaz.
Turkcell o tarihin ses kaydını kendi sistemlerinden dinleyecek ve geri ödeme yapacaktır.
Ayrıca, turkcell çakalların BABASI! ******ler..

izinsiz ses kaydı almanın ve paylaşmanın kanuni durumu hakkında net bilgi aldıktan sonra paylaşırdım ben olsam o kayıtları.

elorelia, konuşmanın başında yaptığınız görüşme ses kaydı altındadır diyor robot zaten. karşı taraf kayda alındığını bildiği için kayıtların hem onlarda hem bende olması sorun teşkil etmez diye düşünüyorum.

ne gerek var böyle şeylere. arayın turkcelli. şikayet kaydı oluşturacağım deyin. durumu anlatın ve konuşmanın geçtiği tarihi söyleyin. konuşma kayıtlarının dinlenip incelenmesini istiyorum deyin. onlar zaten dinliyorlar. geri de dönüyorlar araştırıp. anlattığınıza göre de haklısınız, bu da ortaya çıkacak. paranızın iadesini yaparlar.

senin tuttuğun ses kaydının geçerliliği yok. çağrı merkezi zorunlu olarak kayıt tutuyor, kayıt tutmazsa cezası var çünkü.
2 yol va birincisi direkt btk'ya şikayet, ikincisi çağrı merkezini arayıp ben daha önce şu tarihte taahhüt vermiştim fakat tekrar arayıp taahhüt istediler ve taahhüt vermediğimi ilettiler şeklinde kayıt açman.
ben olsam direkt btk'ya şikayet ederdim. sen haklıysan kesin ceza yerler ve geri iade yaparlar. süreç daha kısa olur.

sonuç alabilir misiniz onunla ilgili, bir şey söylemeyeceğim ama şöyle bir şey önereceğim. telefonda size "görüşmelerimiz kalite standartları gereği kaydedilmektedir" diyene siz de "benim tarafımdan da kaydedilmektedir" diyin. o zaman pek de güzel delil olur, pek de güzel geçerliliği olur. izinsiz yapılan kaydın bir geçerliliği yok. zaten o yüzden "görüşmelerimiz kaydedilmektedir" diyorlar, o yüzden "mağazamız 24 saat güvenlik kameralarıyla izlenmektedir" diye yazıyorlar. yani "ben haber verdim kardeşim, izinsiz kayıt almıyorum" diyebilmek için hepsi.

siz de kendi kaydınızın başında bunu diyin, siz de kaydınızı alın. her yerde de geçerli delil olarak kullanırsınız.

Turkcell cakaldir ancak doğru taktikle istediğinizi alırsınız. Atmış olduğum mesaj üzerinden ilerleyerek mutlu sona ulasin.

benzerini yaşadım. hatalarını ispatlarsan telafi ediyorlar. sadece bir defa fazla fatura gönderdiler bana. sonraki faturada mahsup edip ayrıca 6 ay falan fazladan internet verdiler.

Alakasız olacak ama, ses kaydını nasıl tuttunuz? İphone ise program ismini öğrenmek isterim.
Evet, çok alakasız oldu soruyla.. Sorun için tavsiyem, kesinlikle düş peşine. Seninle konuşan kişinin hatası. İşlemin son onayını girmeyi unutmuştur.

lovemyself, android programın adı ACR

bence fontları düzeltmelisin, sosyal medya ikodları ve ---or--- ayırıcı komple beyaz olmalı.

ben çok beğendim

inputboxların içindeki yazı karakterleri times new olmasın bir kere.

google'ın logosunda kırmızı renk olduğundan dolayı alt tarafı kırmızı (veya diğer renklerinden) yapmamalısın. alt tarafı turuncu üste doğru açık mavi yapabilirsin. güneş doğuyormuş gibi görünür.

ust kisim guzel, alt kisim solmus da renk sinmis gibi.

@mr.goodcat

inputların içerisindeki "Javanese Text" fontu hocam. öneri fontunuz var mı peki?

düz Arial yap bakalım nasıl olcak. bold olmayan.

apple cihazlar için tasarlanıyorsa blur kullanmanı tavsiye ederim. ayrıca 3 parçalı gradient yerine tek parçalı iki renkli gradient daha modern durur. s-media-cache-ak0.pinimg.com

Çok emek vermişin belli. ama çok renk var bence göz yoruyor. Daha sade tasarımlar daha çok hoşuma gidiyor. Fontlar benim de dikkatimi çekti ama o 2. planda.

Çok fena...

Çok gömmeyin demişsin ama bu başarısız bir instagram çakması gibi görünüyor.
Ve mor üzeri mor nokta olmamış.

+ input fontu değişti
+ or çizgisi rengi değişti
+ nokta rengi değişti
+ alt taraftaki yoğun kısım birazcık daha aşağı çekildi forgotten password daha net gözüksün diye

i.hizliresim.com

Benim de içime sinmiyor fazla, olmadı en baştan başlayacağım.

Facebook un f si ile arka fon rengi yakışmamış. Geriye kalan yerleri beğendim. Tebrikler.

ikonlar daha yüksek kontrast üzerinde daha iyi görünür,
mor üzerinde mor nokta görünmüyor,
sign up biraz daha büyük olabilir
or'un iki yanı duvarlarla birleşip keskin bi ayrım gibi görünmesi yerine, duvara birleşmeyen çizgiler olabilir iki yanında. (seçenek imajı verir böylece)
ikonlar kesinlikle arkaplandan ayrılmalı, o rahatsız edici.
serifsiz karakter ya da biraz daha modern bi tipografi daha şık durabilir.

abi 3 renkli gradient göz kanatıyor.

uygulaman için bir renk seçip o renkte ilerle lütfen. ille de gradient istiyorsan bir rengin tonları arasında deneyebilirsin. farkı göreceksin.

o noktayı beyaz yapmama sebebi nedir acaba :)
or ve çizgiler de beyaz olsa iyi olur (ttavşan da demiş)

@neynep

değiştirmiştim hocam biraz üstte yenisi var ama baştan başlayacağım içime sinmedi çingen modunda oldu biraz.

morun kontrastı sarı,
mavinin kontrastı turuncudur. Mesela learny nin yanındaki nokta için sarımsı bir renk düşünebilirsin. Kırmızı çok seçilmiyor. Yabancıların dediği gibi "readable" değil yani.

Sign up yazısı da pek seçilemiyor. Bir de ben olsam alttaki logoların arkaplanını solid bir şey yapardım. opacity düşük bir beyaz olabilir mesela.

gradient renkleri ve yerleşimi de bence güzel.

i.hizliresim.com

sonuncusuna ne diyosunuz arkadaşlar? facebook f'si biraz sönük kaldığı için değiştireceğim.

merhaba
bence gradientten vazgeç. güzel bir font bul.

nokta yine zorlaştırıyor. ama öncekilerden iyi.
ikili gradyan fikri güzel, daha temiz ve moderne yakın oluyor, (yani illa gradyan olacaksa 2li olsun en fazla) belki biraz blur olabilir.
Kutular içindeki font güzel duruyor bence, onlar ok.
or'un çizgileri biraz daha (az) içeri doğru kısalabilir belki.
sign up teşvik edici durmuyor. Sign in öncelikli görünse de, sign up en azından onunla aynı font size olmalı belki.
ikonların arkaplan içine göçmesi sorunu devam ediyor :/

Arka plan kotu. Onun disinda sikintisi yok. Arka plan degismeli. O renkler olmamis.

3 parçalı gradient'i 2'ye indirseniz fena olmaz

hızlıca şöyle bir şey hazırladım senin için. işini görürse psd sini de yollayabilirim sevabına. i.hizliresim.com

endokrinoloji ilgilenir normalde hormonlarla. açlık olayını bilmiyorum.

Kan testi isticeksin. Dahiliye isini gorur.

Polaroid kamerayı kastediyorsun sanırım.

Evet ben de beğeniyorum, dedemin vardı ben küçükken, aynı senin gibi Life is Strange'e başlayınca aklıma düştü, hatta sordum da cevabı hatırlamıyorum LOL şimdi yine aklıma düştü. İnternette satışları vardı hala ancak epey pahalı (kartuşları falan da) (döviz kuru yüzünden)

Edit: Duyuruyu ilk okuduğumda link yoktu, o yüzden giriş cümlem o şekilde oldu.

Aynen ya... Dedemin varmış böyle bi makinesi ama vefatından sonra bulamamışlar. Keşke bulunsaydı da saklayabilseydim dedim geçen gün :/

Ben de seviyorum. Bir ara bütçe ayırabilirsem fujifilm den alacağım.

Bir arkadaşım evinde duvara bir pano yapmış, her gelen misafiriyle foto çekip, çıkınca yapıştırıyordu, çok hoşuma gitmişti fikir.

Bizde vardı ben küçükken, hala da vardır belki. Güzel şeyler ama kağıtları pahalıydı, idareli kullanmak zorunda kalıyordun :(

ben de bayılıyorum.

1-2 yıl sonra daha güzel bir sosyal ortamım olunca alınacaklar arasında.

çok hantal ve gereksiz bence, 30 yıl önce oldukça mantıklı ve güzel olabilir. ama şu anda oldukça gereksiz ve sadece eğlence amacı içeren bir şey.

ben sevmiyorum bunu alınca kendini sanatsal aktivitelerde boğulacağı hissende olan insanları, var böyle etrafımda 3-5 kişi çünkü. makinayi boynuna asmadan önce tikilikten ölecek ama makinayı boynuna astığı anda farklı tavırlarda oluyorlar.

kimseye bu doğru şu yanlış deme durumumuz yok ama bunun yerine eve yazıcı alırım.
www.vatanbilgisayar.com

www.vatanbilgisayar.com

bir de photo paper olur kenarda. çekerim fotoyu 20 saniye sonra çıktı elimde. hem de daha güzel. dilerseniz polaroid stayla çıktı alabiliyorsunuz zaten.

ayran, kefir, soda?

soda, şalgam

belirtmeyi unutmuşum, laktoz intolerantım. süt ürünleri kullanamam. Bir de öneri verirken gün içinde çok tüketeceğimi de göz önünede bulundurursanız sevinirim. Günde 7 öğün yemek yiyorum şekersiz olmasına rağmen çok içildiğinde zararlı olabilecekleri de kullanmayacağım. Yeşil çaya ne diyorsunuz? şekersiz gider mi?

Normal suyun içine zencefil nane limon elma atıp geceden buzdolabına koyun fresh bir içecek oluyor. İstersen aynısını çilek portakal çubuk tarçın gibi şeylerle de çeşitlendirebilirsin

kefirde laktoz laktik asite donustugu icin tuketebilirsiniz, hem cok saglikli. yesil cay cok icersen tansiyon dusuklugu yapiyor bildigim kadariyla. cubuk tarcin tehlikeli/zararli diye cikti en son. ancak geceden suyunuza limon dograrsaniz (kabuklariyla) alkali su yapmis olursunuz, o da guzel olur.

edit: soda, kola gibi gazli icecekler mide kapakciklariniza zarar verdigi icin tuketmeyin/az tuketin.

bir de kombucha cayi diye bir sey var onu da deneyin. ama ugrasmak istemeyebilirsiniz bilemedim.

Meyveli sodaların şeker oranı nasıl?

kefiri bir deneyin yine.

www.webmd.com

Evet kefiri araştırdım. Bana göre gibi duruyor. Şalgam ve kefiri deneyeceğim kesinlikle.

Geçen yaz boyu, bir buçuk litrelik su şişesinin içine yarım limon sıkarak içmişim. Şekersiz limonata hissi veriyor, sağlığa da faydalıymış. Sıcaklarda güzel ferahlatıyordu, tavsiye ederim.

ya ek olarak, tüm öğünlerde aynı şeyi içme zorunluluğunuz mu var, onu anlamadım ben? yani bir öğün kefir için, bir öğün soda, diğer öğün şalgam, eğer canınız çok istiyorsa ve çok seviyorsanız bir öğün de için yine ice tea'nizi. zehri belirleyen dozdur, bu her şey için geçerlidir. farklılaştırarak her birinden dozunda tüketmiş olabilirsiniz. (ice tea-kola vs her gün içilmemeli yine de gerçi ama arada 1 bardak içmeniz o kadar sıkıntı yaratmaz)

kardeşim orada. bedavaya yakın diye bahsediyor. akşam takılmaya çıktığınızda türk lirasıyla 20-30 tl'yi geçmiyor hiçbir şekilde diye anlattı.

geçen yaz temmuz-ağustos arası oradaydım. hrivna şu an ne kadar oldu bilmiyorum ama ben orada bulunduğumda 10 hrivna 1 lira falan ediyordu.

market/alışveriş

-dışarıda yemek, istanbul'a göre çok daha ucuz. ki yemekleri kendiniz pişirirseniz bu masraf çok daha azalır.
-içkiler ucuz, yerel votkalar çok çok ucuz. tehlikeli derecede.
-roshen çikolatalar güzel, ama sevmeyenler de var. yiyecek-içecek ucuz, pazardan alışveriş de yapabilirsiniz.
-giyim türkiye'yle neredeyse aynı. inditex grubu falan pek fiyat farklılığı göremedim.
-elektronik ürünler bir tık ucuz ya da pahalı.
-ikinci el dükkanları harika, 130 hrivna'ya (13 tl) süet ceket, 15-20 hrivna'ya (1,5-2 tl) harika tişörtler almıştım.
-sigara epey ucuz. tam hatırlamamakla beraber 25-35 hrivna olarak görmüştüm. sigara kullanmıyorum, o yüzden pek emin değilim.

kafe/restoran;

-rynok meydanı'nda 45-50 hrivna'ya hamburger menü yiyebilirsiniz.
-aynı meydanda atlas diye bir yer var, ben kocaman bir biftek ve yanında sangria'ya 170 hrivna civarı ödemiştim yanlış hatırlamıyorsam. istanbul'da ortalama üstü bi yerde aynı şeyleri sipariş etseydim üç dört katını öderdim diye düşünüyorum.
-celentano'da pizza 65 hrivna'ydı diye hatırlıyorum. tabi fiyatlar seçime göre değişebilir ama burayla kıyaslarsak yine neredeyse bir daha ucuz.
-thai restoranına gitmiştik arkadaşlarla adı tikithai, oranın fiyatlarını pek hatırlamıyorum ama istanbul'da bi mekandan çok daha az para ödeyeceğinizi söyleyebilirim.
-mafia diye bi yer var, yine rynok'ta. içkiler çok güzel. sushi'si güzel. fiyatlar değişiyor ama öyle bi mekana göre yine de uygun diyebilirim.

eğlence falan;

-pravda beer theatre güzeldir, oraya gidilebilir.
-metro club, giriş 60 hrivna (6 tl. türkler yine her yerde, şaşırmayın.
-pub'larda falan kadeh şaraplar 19 hrivna'ydı. yine seçeceğiniz şaraba göre de değişebilir ben örnek olarak söylüyorum.

bedava olayları bitti artık, türkler ukraynanın ırzına geçti

Seri dendiğine göre romandan bahsediliyor. Roma üzerine Robert Graves'in yazdığı "Ben Claudius" ve "Tanrı Claudius" kitaplarını tavsiye ederim.

Tarih okumayı seviyorsanız daha temel kitaplar önerebilirim.
Tarih nedir edward carr
Tarihte neler oldu gordon childe
Tarih sümerde başlar.
İlk iki kitap tüm tarih kitaplarından önce okunması gereken eserler.

Romandan bahsetmiyorum ama roman da olabilir. Böyle cilt cilt yükselme gerileme vs tarih kitapları arıyorum esas olarak.

Tarih sümerde başlar okudum. Diğerlerine göz atacağım.

Cilt cilt tarih deyince arnold toynbee akla gelir (12 cilt a study of history) ilk ancak türkçe'ye çevrilmedi sanırım. Onun dışında bizans için ernest baker ve roma için edward gibbon'ın eserleri klasiktir. ortaçağ için annales okulundan isimler (özellikle marc bloch); erken modern dönem için de immanuel wallerstein'dan dünya sistemleri analizi (3 cilt) ve fernand braudel'den maddi uygarlık (3 cilt) okunabilir.

Yükselme, gerileme vb. gibi tanımladığın saf siyasi tarihten uzak durmak; daha başarılı bir tarih okuması yapmanı sağlayacaktır.

bizans tarihi kitapları var onlardan birini okuyabilirsin

hayır tabii ki

neye göre hayır tabi ki? lan bilmeden nasıl bu kadar rahat ve kendinizden emin cevap veriyorsunuz anlamıyorum ya...

erkek ve kızlarınki farklı olmasa da öğrenci, abonman, 65+ vs kartlar farklı sesler çıkarıyorlar.

sanırım öğrenci kartıyla geçmeye çalışan 50 yaşındaki adamı ve 65+ kart ile geçmeye çalışan tıfılı çat diye yakalamak için bu şekilde.

edit: www.youtube.com

soru gayet net geldi bana "lan".

Erkek ve kız kartlarının sesleri farklı mı? hayır.

siz akbil sesleri konusundaki engin bilginizi paylaşmışsınız, teşekkürler.

sesleri tarifeye göre değişiyor örneğin ücretsiz-indirimli-tam. fakat kartın sahibinin cinsiyeti şöyle anlaşılıyor ki; akbili bastığınız zaman şoförün önündeki ekranda isim soy isim x****** y**** şeklinde çıkıyor ve parantez içinde cinsiyet belirten bir ibare oluyor. Erkekse (E) Kadınsa (B) şeklinde.

Ankara'da şöyle bir şey vardı mesela (bkz: ego kartlarında öğrenci bayan uyarısı) şimdi sadece kadın veya erkek sesiyle anons ediliyor. Olur olur...

bcdhms +1
cinsiyet için sesler aynı

olabilir
bizim okulda c aldigin dersin ne butune girebiliyorsun ne de tekrar alabiliyorsun.
okul belirtirsen daha saglikli bir yanit alabilirsin.

sağlık raporu alıp hocana git. kılıfına uydursun.

"Palmyra bugün, Graeco-Roma mimarisinin kanonunu Yakın Doğu unsurlarıyla harmanlayan muhteşem anıtsal melez mimari örneklerini koruyan eşsiz ve görkemli harabe şehri olarak bilinir."
Artık google translate gerçekten güzel çeviri yapıyor, denemenizi öneririm. Bu da google translate çevirisi :)

"Palmira günümüzde, Greko-Roman mimari ölçütlerini Yakın Doğu unsurlarıyla harmanlayan devasa, melez mimarinin dikkat çekici örneklerini muhafaza eden, eşsiz ve görkemli bir harap/antik şehir olarak bilinir."

siyaset o kadar siyah ve beyazların olduğu bir alan değil. ekmeleddin'in adaylığı chp+mhp seçmeninin çoğunu tatmin etmedi. devlet bahçeli evet deyince bütün mhp tabanının evet diyeceği sonucu çıkmaz. son seçimde %49.9 almış %0.01 daha alır referandumdan geçirir gibi düz mantık fikirlerle seçim ya da referandum sonucu öngöremezsin. 15 temmuzdan bu yana gerçekleşen ihraçların, tutuklamaların akp tabanında etkisini iyi okumak gerekir. evet büyük coşkuyla karşılayanlar var. ama gizli oy-açık sayım yapılan sistemlerde okunması gereken sesi çıkanlar değil sesi çıkmayanlardır.

akp nin büyük kısmı ve MHP tabanının tamamı başkanlığa karşı. mecliste zorla açık oy kullandırılmasının sebebi de akpnin fire vereceğinden korkulması.

Yine de kendimizi çok kandırmayalım hdp başkanlık karşıtı kampanya başlattığı an mhp ve akp seçmenlerinin çok büyük bır kısmı evet oyu verecektir.

ekonomik kriz kapıda. enflasyon ve zamlar artık dayanılmaz hale geldi. ekonomik krizle gelen yine ekonomik krizle gider. başkanlık ısrarıyla akp kendi kuyusunu kazıyor.

maalesef evet çıkacak.
çıkmasa bile oy çalarlar, elektrik keserler yine çıkarırlar, meclisi takip ettikçe neler yapabileceklerini görüyorum.

çok net bir şekilde %60'a yakın bir oranla "evet" çıkacağını düşünüyorum.
daha bunun referandum tarihi belli olduktan sonra, rte'nin il il gezip mitinglerle ortamı germesi falan var.

edit: yanılırsam ve "hayır" oyları çoğunlukta olursa da bölge seçim merkezlerine çok sayıda plakasız araç gelecektir.

% 60 evet cikacak diyorum ben de. aksini dusunmek fazla romantik.
eksi sozluge girdigi halde neyin tartisildigini bilmeyen binlerce insan var, burada da goruyoruz her gun. su anda sokakta taslagin halihazirda mecliste gorusuldugunu bilmeyen milyonlarca insan olduguna bahse girerim. referandum zamani geldiginde de milyonlarca insan taslagin ne dedigini bilmeden oy kullanacak ve motivasyonlari farkli olacak.

İnanıyorum?

ben evet çıkacak diye düşünüyorum. ama bir yanım da hayır çıkacak umudunu hep taşıyor. sadece akp kampanya yürütse çıkmaz derdim ama mhp de işin içinde olunca %60 olmasa da %55'in üstünde bir sonuç çıkacak gibime geliyor.

ancak ben olsam cb seçimlerini referans almazdım. orada rte'nin zaferinden çok muhalefetin çuvallaması söz konusu bence. kendi çevremde chp'li olup ekmeleddin yüzünden ya hiç sandığa gitmeyen ya da demirtaş'a oy veren birçok insan tanıyorum. sandığa gitmeyenler çoğunlukta tabii. babam bile 'ha tayyip ya ekmeleddin, ikisi de dinci' yaklaşımı ile demirtaş'a oy vermişti.

Bu ülkede yapılan seçimlere güvenmediğim için evet çıkabileceğini düşünüyorum ben.

Derinlerde bir umut da yok değil ama piyango bileti alınca hayal kurarsın ya "ya çıkarsa" diye onun gibi bir şey bu.

krem peynir + 1
Ben de inanıyorum, çok fazla umudum yok.

kesinlikle geçer. o yüzden zaten bu cahil halka hiçbir şey sorulmamalı referandumla.

anayasadegisikligi.barobirlik.org.tr

ekmek kuyruğu falan olmayacak tabii ki. mevcut dünya konjonktüründe, en fakir ülkelerde bile ekmek kuyruğu yok.

değil. çünkü artık devir değişti. krizin şeklide değişti. herşey çok pahalı olacak. paranın değeri düşecek. dışarı çıkarken yada bir şey alırken 2 değil 5 kere düşüneceksin. kombiyi gece kapatmak zorunda kalacaksın. vs. vs. vs.

sfteses, saka yapiyor olmalisin. guney amerika'nin incisi venezuela'nin son 2 senelik durumuna bakmani oneririm. marketten bir tavugu parasiyla almak icin kavga eden birbirini ezen insanlar var. yerel para o kadar devalue oldu ki artik parayi saymiyor tartarak aliyorlar (en basit seyi almak icin deste deste cantayla para tasiman gerekiyor). hiperenflasyon ve ona bagli yikim ihtimal disi degil. tum bunlar olurken bastakiler "her sey kontrol altinda, biz en buyuguz en iyiyiz" goygoyu yapiyorlar tabii. dusuk ihtimal ama ihtimal disi degil en temel ihtiyac maddelerine erisimin kisitlanmasi, o kadar rahat olmayin. olacak diye korkmayin ama aklinizin bir kenarinda hep bulunsun.

dusunun bugun istanbul da gunde 3 ogun 14 milyon bogaz besleniyor. bu kadar kisinin beslenmesi icin binlerce markete kamyon kamyon mal tasiniyor her gun. bu tasima satma islerini sirketler yapiyor. bu gelen mallarin uretimi var. ithali var. tarimi var. benzini elektrigi var. bu sirketler kendilerini ceviremez hale gelirlerse patir patir dokulebilirler. boyle durumlarda yikim ani olur. acliktan olmeyiz ama cok buyuk sikinti olur.

Gunluk dusunmeden satin aldiginiz yediginiz tukettiginiz seylere bir bakin. Aldiginiz en basit seyi evde bitti dediginizde gidip market rafinda bulmaniz icin gerekli sureci dusunun. nasil neyle uretiliyor, buraya nasil tasiniyor, burada nasil satiliyor... bunlarin hepsinin arkasinda kar eden is adamlari ve maas alan isciler var. bunlarin cogu krediyle yapiliyor sonra odeniyor, bu cark iyi kotu dönüyor yani. cark donmezse, bu zincirdeki sektorlerden sadece biri calisamaz hale gelirse o urunu rafta bulamazsiniz bu kadar basit. hani bu isler otomatik oluyormus gibi algilamayin. her sey cok pahali olacak paranin degeri dusecek meselesi degil; her sey cok pahali olursa kimse alamaz, ureten de kar edemez batar ve yine rafa gelmez o urun. milyonlarca insanin her gun marketten bir sey alip beslenmesi icin dogru calismasi gereken parcalarin sayisini dusunun, korkutucu hassasiyette bir denge gerekiyor. dunyanin neresinde yasarsaniz yasayin bu denge bozulmaz gibi bir sahte guven icinde olmayin. oturup paniklemeyin ama dedigim gibi aklinizin bir ucunda bulunsun.

büyük ihtimalle ekmek kuyruğu benzeri kuyruklarımız olacak.

kendi kendimize yetebilecek bir ülke değiliz. ve artık dışarıdan hammadde alacak paramız tükeniyor.

ekmek kuyruğu olmaz diyenler buyrun:
olm buğdayı ithal ediyoz lan
www.dunya.com

Bu durumda insanlar kira aldıkları mulkleri satıp dolara yatırmalı mı, çünkü onların da değerleri düşecek. Ayrıca, boyle kotu bir ortamda kiracıların odeme güçlüğü çektiğini de düşünelim.

yani mulk genel olarak topraga bagli oldugu icin ve toprak da sınırlı bir kaynak oldugu icin (yenisi eklenemeyecegi icin) evler falan uzun vadede ulke ekonomisi icinde degerlerini asagi yukari korurlar. Atiyorum %500 enflasyon olsa senin 300binlik ev 1.5 milyon lira olur yavas yavas ama ekmek de 1.25 iken 6.25 lira olur. Ama ulkenin topragi genel olarak degersizlesirse tabii ki yabanci para birimlerine gore deger kaybeder yine ama ulke ekonomisi icinde degerini korur. Bugun evini satip kac ekmek alabiliyorsan boyle bir kriz sonrasi yine asagi yukari esit sayida ekmek alirsin (ulke icinden). O yuzden cok korkmaya gerek yok bence o konuda. Elde herhangi bir ulkenin parasini tutmak daha riskli olabilir yani.

@technicalte haberde bahsedilen buğdayı, üretim açığımız olduğu ya da tüketmek için ithal etmiyoruz. Un haline getirip ihraç etmek için ithal ediyoruz. Türkiye'nin yıllık buğday üretimi yıllara göre 19-22 milyon ton arasında değişiyor, tüketimi ise 16 milyon ton civarında. kendi ürettiğimiz buğdayımız bile tüketimimizden 4 milyon ton civarında fazla ve bunu un haline getirip ihraç ediyoruz. yıllık 4 milyon ton civarında buğdayı da ithal edip, işleyerek ihraç ediyoruz.

www.dunya.com

Türkiye'deki bankaların mali yapıları oldukça sağlam, bankalar kapanmaz. Reel sektörde ise katma değeri düşük ürünler üretenler dökülebilir. Genel olarak piyasada zaten ciddi bir nakit sıkıntısı yazdan beri var ve ticaret durma noktasında. Büyük sarsıntılar henüz gelmeyebilir.

lusid gördüğümde ne kadar da barışçıl ve çiçek böcek rüyalar görüyormuşum. kendime kurşun döktürücem, arkadaşım senin ne biçim bir bilinçaltın var? :(

neyse lusidle uyku felci aynı gecelerde olmuyor hiç başıma gelmedi, ama uyku felcini hep asker botu sesiyle geçiriyorum. matkap sesi deyince yazmak istedim.

Anlattigin bana uyku felci gibi gelmedi daha cok kabus gibi uyku felcinde uyanmak isteyip uyanamiyorsun, bagirmak istiyorsum bagiramiyorsun, bir felc hissi oluyor gercekten. Yanlis anlamis olabilirim ama... Bana fazlasiyla oluyor. Sirtustu yatmamak lazim.

Internet'te bu tip astral / lusid forumlarında hemen hemen herkes defalarca uyku felcini deneyimlemiş ve benim matkap olarak tanımadığım hisse titreşim diyolar ki onu da uyku felci geçirenlerin belli bir kısmı yaşıyor sadece. ama ben bilinçli olarak yapamya çalışmıyorum onlar gibi. İstemeden oluyor çoğunlukla.

bende matkap sesi olmuyor hiç yani herhangi bir ses duymuyorum spesifik olarak daha çok karaltı/insan silüeti görüyorum her defasında. ancak ben senin deneyimini okudğumda astral seyahate daha çok benzettim. bilemedim.

oooouuv duyduğum en muhteşem rüya senaryosu bu..

öncelikle şu matkap olayları seneler önce oluyordu bende. öyle lusid rüya vb. şeylerle paralel olmuyordu ama derin meditatif haller sonrasında oluyordu genelde. önce bana dzzzt zzt şeklinde yaklaşmaya çalışan aşırı bir gerginlik ve dehşet gibi. içine girdiğimde (ya da o benim içime girdiğinde) de muazzam bir sarsıntı ve terör.. sonrasında ise muazzam bir rahatlama ve sessizlik olurdu genelde.

rüyana gelince.. tanrıyla yaşadığın çatışmanın muhteşem bir tasviri olmuş. yani nasıl ki sen tanrının bir yansıması, o'nun daha küçük bir parçası olduğunu, kendi varlığının tanrının varlığı yanında bir hayal gibi olduğunu inkar ederek, o'nun varlığını kabul etmeyerek bir tür isyan halindeysen, o'na yaptığın şeyin aynısı senin de başına gelmiş. sana muhteşem bir ayna tutulmuş. yani rüyanda gördüğün sana saldıran isyankar kişi tam olarak sensin.

Kutusuyla mı gönderecek bilmiyorum ama, önce laptopu o patlayan hava kesecikli şeye sarsın bikaç kat, sonra da beyaz plastik köpük bulup onlarına arasına koyup kutuya koysun.Bir de gönderirken kırılacak eşya var desin. Bir kargocunun kargoları arabaya yüklerken karpuz fırlatma tekniğini uyguladığını videoda izlemiştim.

Karpuz fırlatma olayı doğru ve bir hasar olursa hak iddia edemiyorsun. Bu yüzden patpatla güzelce birkaç tur sar. Metresi 4 liraya aldım ben.

orijinal kutusunda ve baloncuklu şeyle sarılı halde yaklaşık 1000km yaptı geçen bizim bi laptop, sorun çıkmadı. arasla geldi ptt ile gitti.

Benim de gönderme ihtimalim var, güvenilir bir şirket yok mu ya? UPS falan da mı böyle yapıyor işini?

Bence bir bilgisayarcıdan laptop kutusu rica edip onun içine köpükler arasında koysun. Kutudan laptop olduğu belli olunca daha dikkatli olurlar.

fırlatıyorlar. atıyorlar. taşınması mesele değil de araçtan indirip yüklemesi sıkıntı. büyükçe bir koliye balonlu naylona sararak kalan boşlukları da doldurup 4 tarafına da kırılacak etiketi yapıştırıp ver gitsin.. kaybolmaz kolay kolay. sigorta orjinal ambalajı değilse yapmazlar.

kargoda laptop göndermek için kutusunun olması gerekiyor.kutusu yoksa her türlü riski aldığınıza dair bir kağıt imzalatıyorlar hatırladığım kadarıyla bir de kendileri paketliyorlar. Ben Elazığ'dan Soma'ya Yurtiçi kargo ile 27 liraya göndermiştim.

ben daha önçe sıfır çep telefonu göndermiştim yurtiçi ile. sıfır oldugunda, ambalajı açılmamış falan, taşıyorlar ve sorumluluk onlarda. yani bana öyle demişlerdi. hiç bir sorun falan da çıkmadı. sigorta meselesi ise pek yanaşılan bir konu degil kargo şirketleri tarafından, dışardan sigortalatınça taşımayabiliyorlar, buna hakları var mı bilmiyorum, ama olan bu.