Ekşi Duyuru

"Hak mahrumiyeti nin anlamı "Bu araç ÖTV indirimli alınmıştır. ÖTV ödenmeden; 5 yıl dan önce satılamaz" Trafik tescil şubesinden 5 yıl tamamlanınca bir dilekçe ile kaldırabilirsiniz. Aslında sistemin 5 yıl dolduğunda şerhi dilekçe vermeden otomatik kaldırması lazım ancak mutlaka dilekçe istiyorlar. Bilginiz olsun..İşlem ise 2 dk lık bir işlem..."

yok la emniyetin filan değil. çakalın çakalı bi tipin.

Yanlış ihbardan neden sıkıntı yaşayacaksın ki? En doğrusunu yapmışsınız.

O zaman ötv indirimi ce 5 yıl deyince engelli indirimi geldi benim aklıma.

hem engelli biri sayesinde ötv indiriminden devleti sikiyor hem de beyin engeli sayesinde trafiği katlediyor.
çok iyi yapmışsın şikayet etmekle.

şöyle bi çöpe atacak 250 bin liram olunca sırf bunları yolda duvara yapıştırmak için bi adet jeep alıcam parçalamalık.

bir hafta biraz geç bence, biraz öne alabilirsin.

arkadaşının ailesi için hep mutlu olmak isterdim +1

aynen oyle

çakarların cezası var da o korna işi şaibeli biraz.

yasak mı bilmiyorum. tepe lambası takmanın cezası 89 lira gibi bir şeydi, bu da öyledir. eğer yasaksa 89lirayı öder sıkıntı çıkmaz.

gitsin bi çift çakar alıp taksın. soran polis olursa da "kim olduğumu öğrenirsin" desin, basıp gitsin.

böyle memlekette az bile.

tercihen siyah passat, 06a plakalı. yapıştır geç. hiçbişey olmaz. o plakaya ceza yazacak polisi öperler.

balik +1 fakroyas +1

ankaradayim o araclardan fazlasiyla var. hangisi gercek hangisi degil farkedilmiyor sivil plaka olunca.

lambalardan da sikinti cikmaz heralde, haberlerde denk gelmistim polis kontrol yapiyordu, cakarlilari durdurup ceza yaziyordu sonra devam ediyorlardi. hatta bir rektorun aracini da durdurmuslardi.

Bişey olmaz

Aynı uzantılı fakat açıkta olmayan bir hesaba mail atarım, server bana geri dönüş yapar. Ekran görüntüsünü alır, mail adresi ve tarihle modifiye ederim, öyle karşı tarafa gönderirim.

Gelen donus maili text mi oluyordu peki? Yoksa ps ile mi modifiye ediyorsunuz?

ps ile modifiye ederdim texti. anca öyle ekran görüntüsü sağlam olur.

O adam ayni ideolojik goruse sahip oldugu icin ya da yuksek mevkideki kisiye iktidar yalakaligi yapmak icin oyle gorundugunden o ise getirildi. O da zaten bunu biliyor. Bu durum igrenc degil mi, igrenc.

Simdi kendine bunu sor: Is ocin torpil sevmez misin? Maasin garantiyse yani torpilinden dolayi isten atilmaman kesinse rusvet alir misin almaz misin? Yanitlarin evetse o adamdan bir farkin yok. Cunku bu durum icimize islemis!

sen de adamin fotografini cekseydin.

trafik kurallarini ihlal edenleri ileride vatandaslar da sikayet edebilecek sanirim ama su anda daha o sistem yok. gicikligina tanidik bir trafik polisine falan ceza yazdirtamazsa eger bir sey yapabilecegini zannetmiyorum.

adam senin fotografini, aracini falan cekiyorsa sen de cikar onu cek boyle bir durumda. o sikayetci olursa sen de sikayetci olursun.

IBB Beyaz Masa'ya şikayet edebilirsin. Bir sonuç çıkar mı bilmiyorum ama...

Park fişi vermemekte ısrar eden bir ispark görevlisini o anda telefonla arayarak beyaz masaya şikayet etmiştim. Sonrasında o bölgeye denetleyici gönderip inceleme yapacaklarını söylemişlerdi ama ne oldu bilmiyorum.

Aynı şekilde ücretsiz ispark alanını müşterilerine ücretli olarak kullandıran fenerbahçe midpoint'i de kestikleri otopark fişi ile beraber şikayet etmiştim. Ne hikmetse sonradan yaptıkları incelemede böyle bir durumla karşılaşmadıklarına dair cevap döndüler.

Bostancı İDO'nun önünde ve söğütlüçeşme metrobüsün önünde de taksilerden 1'er lira topluyor İspark. Her sabah görüyorum. Hayır, verdiği hiç bir hizmet yok. Taksi yoğunluktan orada beklemiyor bile. Yanaşıp, yolcusunu alıp gidiyor ama sırf oraya yanaşıp yolcu aldığı için bir kişi her taksiden 1'er lira topluyor. Kayıtsız kuyutsuz, neye hizmet ettiği belli olmayan para. Bu zamanın değnekçileri, şehir eşkiyaları bu İspark'çılar.

bana da yazarsanız iyi olur 1200 puanım ama kağıt üzerinde bir gelirim yok

merhaba,

kredi puanınız daha önce hiç kredi çekmediğiniz, bankalarla ihtilaflı bir durum yaşamadığınız için yüksek olabilir. ancak bir kredi çekerseniz bunun geri ödemesini puanınızla değil düzenli gelirinizle yapacaksınız. banka haklı bir gerekçeyle sizden gelir belgesi istiyor.

1. y. dişi olmasi önemli değil. takip kullanabilirsin.
2. garanti suresini ve geçerlilik kosullarini apple.com dan öğrenebilirsin.

işlemleri yapalı 5 sene oldu arada değişen bir şeyler veya yanlış hatırladıklarım olabilir. abonelik ve güvence bedeli alacaklar, kredi kartı geçiyordu anadolu yakası güzelyalı binasında. güvence bedelinin iadesi yok. sayaç verecekler, taktırdıktan sonra randevu alıp kontrole gelecekler. kontrolde kaçak olmazsa gazı açacaklar. güvence bedelini ben kiradan düşmüştüm.

takip için yazıyorum güvence bedeli 480 tl abonelik bedelini düşmen lazım kiradan.

kitlenen hiçbirşey yok hocam, doğru işlemler. ben de aynılarını yapmıştım. evden çıkarken güvence bedelini alıyorsun ya da geçtiğin ev doğalgazlı ise nakil ettirebiliyorsun, sakın unutma.

Hocam kiradan çıkarken sözleşmeni iptal edip paranı alıyorsun.

evet. 31/12/2015 oluyor.

sim kartı çıkart operatöre sor sahibinin iletişim bilgileri belki vardır mail vs.

pin kodunu atlayabiliyorsun çoğu smartphoneda arama yapamıyorsun ancak telefon açılıyor. eğer böyle bi durum varsa belki kişilere ulaşabilirsin. öte yandan telefonu sahibindende ilana koy açıklamaya da "nerede nasıl kaybettiğine dair doğru bilgiyi veren asıl sahibine verilecektir" diye bi not düş. ben şahsen telefonumu kaybetsem ilk sahibindene bakarım

Acil Durum ayarlamalarını yapmış olabilir kilit ekranında in case of emergency tuşu varsa oradan öğrenebilirsin belki.

Sim kartı çıkartıp telefonu açıp kilit olsa da üst bildirim çubuğunu çekip sağ üstte kişi simgesi varsa ona dokun belki ad soyad yazabilir.

Bunun dışında sim kart operatörünü deneyebilirsiniz belki.

Sahibinden ilanı onaylamadı. Operatöre gideceğiz yarın.

silemez icloud iphoneu bul gibi şeyleri kapatmanı ister. kapatman için şifre gerekir. telefonu bulan adamda telefonu ipod niyetine kullanır.

Verebiliyorsunuz=gecebiliyorsunuz

eskiden nadiren de olsa bu yönde olumlu kararlar alınabiliyordu ama artık sadece bu sebepten ceza iptali yapmıyor mahkemeler.

ama şansını denemek isterse kaybedeceği bir şey yok, indirimli ödeme süresini de durduruyor dava açmak.

bence önce bağlanmasını bekleyin, en azından yerini öğrenirsiniz.

apple türkiyeyi ara.

Hesaptan kaldır deme kafi.

Şuan için tek çözüm her 1 saatte girip kontrol etmek. Onun dışında kayıp moduna al kalsın öyle. İphone'u sil dediğinde alet kendini siler ve hala takip edilebilir. Zaten ekran kilidi ve fmip açık olduğu için ona da sana da yar olmayacak bu alet.

Devlete bagli dis hastanelerinin acil bolumu oluyor,gidip sansini dene.

Okmeydanina bi gideyim bakalim. Acilde bir sey yapmadiklarini soyledi cevremde herkes ama.

En azindan ilac yazar,yol gosterir

acil anca ağrı kesici vurur yollar. randevusuz da almıyorlar :( aynı sıkıntıyı çok çektim.. devlet hastanelerinde durum bu, 15 günden öncesi zor..

bildiğim kadarıyla önce tanı bölümünden mutlaka aynı gün alıyorlar. orada sorun belirlendikten sonra ilgili bölüme ya da doktora aradan randevusuz alıp alamayacağını sormayı deneyebilirsiniz belki. (bu benim bahsettiğim sadece üniversite hastanelerinde olabilir tabii)

sadece diş üzerine olan devlet hastanelerinde "diş acil" oluyor oraya gidiver.

Zeytinyağı ile gargara yap 3 dk boyunca

Eczaneden 8 liraya apranax forte al

Apseli dişini tuzlu ılık suyla gargara yap 4 dk boyunca

Kayınpederi nden norç iste 2bin atıversin :D

karanfil bulabilirsen ağrıyan dişin üzerine karanfil koy, ağrıyı sakinleştirir diyorlar.

Burdan birileri favebook sayfalarinda paylasabilir mi

kendi başına gezip evine dönüyor olabilir mi? fotoğraf paylaşacağım ama bu şekilde serbest bırakan biriyse, başkalarına yer göstermiş olmayalım.

Bizim oralarda kimsenin o sekilde gezmeye salacagini sanmiyorum. Karmasik mahalleler. Kaybolur diye kimse salmaz saniyorum ama ben de kararsiz kaldim simdi.

umarim iyi bir yuvasi olur! ilaninizi paylasmislar.

www.facebook.com

Elisa testi bir metottur, cesitli hastalik (enfeksiyoz ya da degil) bu yontem ile bakilabilir. Tabii ki her hastalik icin fakrli bir elisa vardir. Size yapilan elisa buyuk ihtimal hiv, hepatit falandi

vallahi hem yayınevinden anlayan hem de oto yıkamadan anlayan adam ilk kez gördüm hayatımda. helal olsun hacı abi ne diyeyim. yayınevi kurarsan çalışabilirim yanında. =) ben de edebiyat mezunuyum. =)

eğer kısa vadede iyi para kazanayım diyorsan zeytinyağı işine gir. beş litrelik naturel, 0.8 asit miktarı olan yağı 60 a bulabilirsin çok uğraşırsan. 90 a da verirsin babanın oğluna. akarı kokarı da yok. at depoya senelerce bekler.

ben şimdi babama yardım ediyorum bu işte. 60'a bulduk 80'e veriyoruz. şimdiye kadar 250 teneke sattık 3 ay içinde. düşün artık gerisini.

- Oncelikle doktora ile is beraber gitmez diye biliyorum ben, ilk olarak o dikkatimi cekti. Hatta ne doktora, ne is kurmak ayri ayri yaninda ikincil bir ugras kabul eder. Illa beraber diyorsaniz doktorayi en azindan epey kolaylamis olmaya dikkat edin. Gecici bir is ariyiorsaniz asistanlik filan daha iyi bir secenek olabilir.
- Bilginizin ve isteginizin oldugu sektor yayinciliksa geri donusun uzun olmasi cozulebilir bir problem olabilir. Ornegin planinizi yaptiktan sonra babanizdan farkli yatirimcilar bulabilir boylelikle gelir gelene kadar masraflari karsilayabilirsiniz.
- Akraba ile birlikte ise girmeden once en az iki kez dusunun. Para kazanilir kazanilmaz ayri konu, hayatin ve iliskilerin ne sekilde gelisebilecegi ayri konu.
- Bilmediginiz ise, hele bildiginiz isler varken, hele gecici olarak girmeyin derim.

Diyeceklerim bunlar.

Çevren genişmiş, ben olsam oradan yürürdüm, grafiker ve mizanpajcı alıp maaşlı sigortalı çalıştırmaktansa freelance yaptırıp hem ofis hem de maaş sıkıntın olmaz, iş başı para çıkar cebinden. Ben de grafikerim yönlendirme konusunda yardımcı olabilirim.

sen bu egoyla 2 aya amerikaya kredi verirsin. borçlarını kapatır adamlar.

Ammerilanın borç kapamak için para basması yeterli goç

Birkaç önerim var, hepsi genel;

1- Ne yaparsanız yapın, ortaklı iş yapmayın. Hiç yapmayın, gidin asistan olun. Ama ortaklı iş yapmayın.

2- Kendi işinizi yapın. Evet başlangıçta zor olabilir. Ama kendi işinizde en iyi olmak için gerekirse gece gündüz çalışın. Bir iki sene sabredin. Sonra neler olduğunu görün.

3- Bşalangıçta parayı gömmeyin. İnsanların kendi kaynaklarını kullanın. Bilgisayara 10 bin yatırmak yerine bilgisayarı olan bir grafik tasarımcı bulun. Ofise para basmak yerine bir süre home-office çalışın. Parayı işin kendisine harcayın.

4- Başlangıçta mümkün mertebe network yapmaya çalışın. Tanıtıma zaman ve parayı gömün. Gerekirse yan işleri de yapın (mesela hedefiniz güzel kitaplar basmak ise, gerekirse firma kataloğu hazırlayın).

5- Başlangıçta yaptığınız işlerden kazandığınız paradan daha önemlisi, çarkın dönüyor olmasıdır. Bununla beraber, yaptığınız işler gururla söyleyebileceğiniz işler olsun.

6- İki kişiye tam zamanlı iş verebilene kadar grafiker, mizanpajcı, vb. almayın. İşlerin yarısını içeride yapıyorsanız, yarısını daima dışarı verin. Hiçbir eleman sizin için kilit rolde olmasın.

7- Piyasayı iyi koklayın. Popüler konular ile ilgili daima ilginç eserleriniz olsun. Çok ekmeğini yersiniz.

8- Özet: Almayın kullanın, esnek olun, önce satın sonra harcayın, etkileyin iş toplayın.

Bu anahtarları güzel kullanırsanız, 50 bin lira büyük para, çılgın işler yaparsınız.

kayınpeder şimdi şey diyordur.
"lan kız gidip nerden buldu bunu peeehhh"

eksi sozluk e bir daha geldim'i dinle. bu adam işi biliyor.

ben de benzer durumdayım
şirketim var, beraber birşeyler yapabiliriz.
ö.m attım.

kimse yanlis anlamasin ama bu paralarla degil 3-4 sene hatta 1 sene bile zor dondurursunuz kendinizi bile. bu isler disaridan gorundugu gibi degildir :)

bir sekilde ticaret yapmak istiyorsunuz anladigim kadari ile, resmi olacaksa elinizdeki para kiraya,faturalara,sabit giderlerinizi anca karsilar,birakin eleman calistirmayi filan.

gayri resmi olacaksa sorun yok tabi :)

bol sanslar

oto yıkamacı yerine laser tag yeri almayı düşünürsen yardımcı olacak bir avukat tanıyorum. :D

indesign vs. öğrenip freelance işlerden yürü bence daha sonra risk almak istersen diğerlerine devam edersin (doktora bittikten sonra?)

@kamyonsans,

şahıs şirketi açtırmak - 500 lira
kurumsal kimlik yaptırmak - 1000 lira (baya iyisi)
dosya-kartvizit-antetli kağıt bastırmak - 1000 lira (fiyakalısından)
orijinal promosyon ürünlerinden 100 tane yaptırmak - 1000 lira,
freelancer ordusu kurmak - bedava.
orta halli bilgisayar - 1500 lira

bu durumda kira ödemiyorsun, maaş ödemiyorsun, aylık 70 lira vergi, 100 lira muhasebeci parasından başka ödediğin birşey yok. 30.000 liradan geriye reklam-tanıtım ve hayatı idame için kaldı 25.000 lira. nasıl dayanmıyor bu para bu işe, anlamıyorum.

ha sen dersen ki plazada ofisim, mini etekli sekreterim olsun. araba falan kiralayıp bütün yatırımı şuursuzca baştan yapayım, 50 değil 150 de yetmez o işe.

@eksi sozluk e bir daha geldim

"şahıs şirketi açtırmak - 500 lira"

500'e actir da ben actirayim hocam sana; en dandik acilis maliyeti 2.500'leri bulur; elbette belediye filan kayit yaptirmazsan o baska... herkes alismis dandik sahis acilisi diye kayit yaptirmamaya her yere, tam kayit yap her yere de gorelim...

"freelancer ordusu kurmak - bedava."
herkes bedava calisacak degil mi ? o ordudan 3-5 bize de yollasana...

"bu durumda kira ödemiyorsun"
home office bile olsa kendine ait degilse stopajini tahakkuk ettirip odemek zorundasin...

"maas ödemiyorsun, aylık 70 lira vergi, 100 lira muhasebeci parasından başka ödediğin birşey yok."

bagkur primin ne olacak ? sahissan ve sgk yoksa mecbursun her ay....

"dayanmıyor bu para bu işe, anlamıyorum."
bende ufacik para ile her isi yapacagini sanan insanlari anlamiyorum. bu hayal ile evdeki avuctaki paradan olan ve hatta borç harç alip 3-5 ayda kapatan dunya insan biliyorum! bu isler disaridan gorundugu gibi kolay degil, cevrenizde yapan insanlar varsa sorabilirsin!

şahıs mükellefiyeti açtırmak için bir serbest meslek defteri tasdik ettirmen gerek (75 lira). vergi dairesine bir dilekçe vermen gerek (beleş). yoklama memuru da ücretsiz. sonra fatura bastırmalısın (120 lira). bir de 10 liralık kaşe yaptırdın mı, tamamdır.

belediye kaydı niye yahu? ben 3 yıldır yaptırmadım, bi sıkıntı da olmadı. pavyon muyuz biz?

2- insanlar elbette iş yapınca paralarını alacaklar, ama elde referans verebilen freelancerlardan bir tablo tutmak bedava. sonuçta insanlara yaptıkları iş ile ilgili bilgi sorunca para istemiyorlar. iş verince avanslarını, iş bitiminde ücretlerini ödeyeceksin.

3- ev kendininse değilsin.

4- evet, bağ-kur primini unutmuşum. tam hatırlamıyorum rakamı, ama 500 lira desek;

muhasebe parası 100,
aylık rutin damga vergisi 70,
bağ-kur primi 500

toplam 700 lira eder, elinde 10.000 lira olsa bir yılı çok rahat geçirirsin (defter tasdik falan da dahil.

zaten bir yıl içinde sıfır ciro yapıyorsan, kapat.

p.s. kendim yaptım bu işi. bir yerde çalışıyorken 1250 lira sermaye ile işimi kurdum. "bu isler disaridan gorundugu gibi kolay degil" derken yerden göğe haklısın. ama zorlaştıran patronculuk oynayanlar oluyor genellikle.

nese hocam uzatmayacagim daha fazla, dedigin gibi olsun :)

ilgili belediye sayfasina girersen pavyoncu da dahil sende herkesin kayit olmasi gerektigini gorursun!

ayrica ticaret odasi ya da esnaf odasina kayitlarini yapman gerek ama onlari da yapmamissin galiba :D cunku onun ucretlerini yazmamissin

patronculuk olayi degil ama iste herkes en basit ornegi ile kolayi 1 tl'ye alir 5 tl'ye satarim %500 kar ise bak diyor, para basarim diyor :) ama gel gor ki o isler hicte oyle olmuyor

girişimcilik yağlı kazığa benzer.

yazdıklarının hepsi hayal ürünü duruyor. projelendirilmiş bir çalışma yok.

Güzel havalarda mangalcıların işgaline uğrasa da Florya - Yeşilköy sahil yolu güzeldir.

Bisiklet zayiflatmaz. En azindan beni zayiflatmadi. Son 6 aydir temel ulasim araci olarak bisiklet kullaniyorum (gunde ortalama 45 dakka) zerre kilo inmedim ki zayif degilim.

tasima aparati gayet standart bir sey, bisikletciye veya dekatlon tarzi bir magazaya gitsen cok uzun surmez uygun bir sey bulman.

"Bir de oturduğum semt nedensa bana her binişimde "eşşek kadar adam çocuk gibi bisikelte biniyor ehehehe" diyorlarmış gibi hissettirecek." gereksiz bir kaygi.

bisiklet basta bolgesel olmak uzere zamanla kilo verdirir. bunun yaninda beslenme sekli ve yasam tarzi da etkilidir, uyku duzeni vs. belgrad taraflarina yakinsaniz eger emirgan sahil yolu tam bisikletlik.

resmi bisiklet yolu ariyorsaniz,

florya - yesilkoy (ama mesafesi kisa)

keza florya'dan yenikapi'ya kadar gidebilirsiniz. yenikapi'ya yaklasinda yola gecmek zorundasiniz.

emirgan bisiklet yolu var, daha bitmedigi icin millet dalga geciyor.

bana gore bisiklet yolu avcilar'dan kirecburnu'na kadar olan mesafe. kimisi yola cikmaya korkuyor vs. ama kendinizi belli ettiginiz surece yolda sıkıntı olmuyor.

siz biraz etrafa gore yasiyorsunuz sanirim. sonucta sizin yaptiginiz onemli. digerleri ne derse desin. size sabit masali ya da amortisorlu sehir bisikleti lazim.

Topkapıda tek var. Arı Mobılya tavsıye ederım

Masko?

Genelde tek kullanımlık oluyor sülükler. TRT'de çıkan biri vardı. O yapıyordu. Manisadaydı istanbula geldi. Hirudoterapi diye araştırırsan bulabilirsin büyük ihtimalle.

''Tanrım bana değiştirebildiğim şeyler için değiştirebilme gücü, değiştiremediğim şeyler içinse kabullenme gücü ver'' demişler.

Mükemmel olmayabilirsin ama olmak zorunda da değilsin. Nasılsan öylesindir. Kabul et.

belki bir cevap olabilir.

www.afilifilintalar.com

Kendine yatırım.

değmez, gereksiz

Sen ona bakarsin o sana bakar. Ruzgari keser. Kapi carpmasin diye kapinin onune koyabilirsin. Cok ise yarar aslinda.

Morphos kurulur

50 sene sonra çok eder

iki tane alır, ofiste görünür yere koyarsın; elinde sadece iPhone'u olup ben apple fanboy'um diye dolaşanlara, biz 7göbektir mac'çiyiz dersin.

meraktan soruyorum, 1 gb ram var alette, 1 gb ramli netbookların yaptığı işi bile yapmaz mı?

gayet çalışır, ram'i de 2gb. monitör de gerekiyor ama

İş görür. Web'de surf yapılır. Monitör lazım ama. Fiyatı konusunda bir şey diyemeyeceğim bir de.
Edit: Ofis ürünleri de kullanılır.

Abiler is gormez cunku bu alete ancak OS X 10.5 kurabilirsiniz. Ayrica PowerPC'de calisacak flash player, java bilmemne bulamazsiniz. Websurf bile yapilmaz. Mac sistemleriyle windos'lari karistirmayin.

seni mutlu eden hangisi için eğitim aldıysan onu seçin. ayrıca satış temsilciliği işi her zaman bulunabilir bir iş ama anlattığınız veterinerlik işi öyle her zaman olabilecek bir iş değilmiş gibi kulağa geliyor. ben olsam hayvanlara bakardım. alır yürürdüm oradan.

dostum insanların ne düşündüğü gerçekten çok önemli olmamalı.

sorman gereken soru 'ben ne yaparsam kendimi mutlu hissederim' olmalı.

nasıl mutlu olacaksan onu yap, salla milletin ne dediğini. milleti mutlu etmeye mi yaşayacan amk salla gitsin.

bi de gozunu seviim intiharin esigindeyim falan deme, uzme bizi. :)

yerinde olsam belediyeyi tercih ederim. başkasını dinleme. hayvan sevmeyen, hiç hayvan beslememiş biri için onun bok temizlemek oluyor ama hayvan bakan biri için gayet sıradan, hatta zevkle yapılan bir iş. hem kedi-köpek olan yerde dert, tasa, depresyon pek olmaz.

belediyeye gir.

belediyedeki işe girersen stresin olmaz diye düşünüyorum. Doğayla uğraşmak her zaman +1 dir gözümde.
Hevesini kıran malları da dinleme, izin verme.

abi memur kafalıyım diyorsun ünlülerle biraradayım diyorsun.
ünlü dediğin şarkıcı türkücü politikacılar mı kim?
madem öyle onların referansıyla biryerelere gelemedin mi?

cevabıma gelecek olursam sıfır km satış temsilcisi olmanın kedi boku temizlemekten pek bir farkı yok. birinde kartvizitin olur o kadar. ikisinde de underrated bir işte çalışmış oluyorsun.

duyurularınıza bir göz attım da, yumurtacılıktan suculuğa, fotoğrafçılıktan televizyon programcılığına bir dolu alakasız iş düşünmüş ve anladığım kadarıyla hiç birini yapmamışsınız. paraya da ihtiyacınız var.
hangi alanda doktora yapıyorsunuz ki, eğitiminizin size olan katkısıyla iş bulma ihtimaliniz sıfır?
gayet işletme, kamu yönetimi falan gibi alakasız bölüm okuyanlar, bir bankada işe başlayıp, ya da mağazada işe başlayıp, 2 sene içinde, geçinecek kadar da olsa para kazanıyorlar, gerçekten çalışmayı istemiyormuşsunuz gibi duruyor bence.
veteriner işlerinde, eğitim almadığınız bir alan, ne kadar yükselme şansınız var, uzun süre çalışılabilir bir iş mi?
satış işi bence müdürlük vs. yükselme şansınız varsa daha mantıklı.
madem veterinerliğe ilginiz var, çalışırken bir yandan veteriner teknikerliği okuyun açıköğretim bu işte devamlılık ve kadro şansınız olsun diycem, ama zaten doktora yapıyorsunuz. tekrar sormak lazım, ne alanda doktora ki bu, hiç bir şekilde spesifik bir alanda iş bulmanıza yardımcı olmuyor?

abi insanları falan salla. biraz mantık kuralları vs. öğrenip insanları gözlemlersen, insanların neredeyse tamamen çelişki içinde olduğunu, sadece başkalarından gördükleri şeylerle ahlak vs. konusunda ahkam kestiklerini fakat hiçbir dayanak noktaları olmadıklarını göreceksin. cahil insan da bilim adamı da buna dahil.

ben de senle yakın durumda işsizim. bir iş bulursan atla. hele sevdiğin bir işse koş. eğer o işçiler çetin bir ortam yaratacaksa o zorluğu öğrenirsin, kaşarlaşırsın, bu daha güzel. (beyaz yakalı) iş hayatı da gül bahçesi değil sonuçta. sen gir abi. insanların aq. bu arada senin yanında olan insanları iyi gözlemle. zaten dediğin gibi çok fazla değil bir iki tanedir.

bir de senin doktora yaptığın bölüm ne harbi merak ettim.

yani, sevdiğin işi yap, insanların ne dediğini umursama fakat normaldeki mesleğin ne?

sevdiğin iş olsun biraz da uzun vadeli olsun ama.
nefret ettiğin bir iş para kazandırsa da yapma demeelim de allah yapmak zorunda bırakmasın.

adam ne iş yapıyor ben hala merak içindeyim

belediyeye gir, hoşuna gitmiyorsa yeni iş bakarsın çalışırken. ağaç değilsin ya, başka tarafa da geçebilirsin. neden bu kadar dert etmişsin kendine o da ilginç.
seni ayıplayan varsa, söyle o kardeşlere, sana güzel layık gördükleri çok vasiflı bir iş bulsunlar. hayat maalesef bir peri masalı değil.

milliyetçi (ve nazarımda kafatasçı) bir hareketi desteklerken milliyetçilerin başkalarının yaşam alanlarına yaptığı saldırıları düşünmeyen birinin şimdi chp'nin kendi yaşam alanına olabilecek muhtemel saldırıları sorgulaması ilginç geldi bana.

yine de soruna cevap vereyim: hiçbir partiye tam güvenemezsin. güvenmeyeceksin. bütün partiler belirli ideolojileri ve çıkarları olan topluluklardır ve kendi ideolojilerini eninde sonunda mümkün mertebe uygulayacaklardır. ideoloji söz konusu olunca, ideoloji ne olursa olsun mutlaka karşı çıkanları oluyor. bu hep böyle olmuştur ve olacaktır. yani sakalına, ibadetine karışmayabilirler ama canını sıkan başka uygulamaları olabilir.

@les; cevap icin tesekkurler. Hicbir zaman kimsenin yasam tarziyka ilgilenmedim. Kafatasci degil, milliyetciyim. Kimseyi baskiyla kendim gibi yapamayacagim icin her zaman olumsiz buldum bu hareketleri de.

@evrenos gazi

elbette, şahsa yönelik söylemiyorum bunları. ancak siyasi parti tutan kişilerin siyaset bilgileri olsa biraz güzel olur. bizim burada da çok var ak partili olup da milletin içkisine, sevgilisine, çocuğuna karışmayan ama parti öyle demiyor. "bu benim dediğim gibi olacak kardeşim" diyor.

parti nazarında konuşuyorum. herkes senin gibi düşünse zaten derdimiz de kalmaz, partilere ihtiyacımız da.

chp iktidar olursa kuran iptal oluyormuş, arkadaşlar söyledi.

ramazanda ağzınıza yüzünüze itfaiye hortumuyla votka sıkarlar. chp yanlış tercih. oyuna gelme türkiye

bu saatten sonra hesap sorabileceğimiz insanları seçmemiz gerekiyor.
bakın bu çok önemli. 13 yılda öyle bir çıkar ağı yarattılar ki hiçbir keyfi uygulamanın hesabını soramıyoruz. Bu yapıyı kırmadan bu ülkenin aydınlık bir geleceğe çıkışı mümkün değil. a partisi b partisi farketmez, kim gelirse gelsin hesap vereceğini biliyorsa sadece kendi çıkarı ya da sadece kendi ideolojisi odaklı iş yapmayı göze alamayacaktır. çünkü toplumsal bir uzlaşı ürünü olarak çok hassas dengeler gözetmesi gerektiğini bilecektir. çünkü tek başlı bir yapıyla mücadele sonrasında farklı görüşlerin uzlaştığı bir zemin ve demokratik bir düzene geçiş ancak böyle gerçekleşebilir. chp'nin geriye dönüşü yok, başka şansı yok.

eğer ülkeyi seviyorsan mhp'ye oy vermemelisin bence. adamlar ülkenin çıkarı için hiçbişi yapmıyorlar. böyle milliyetçilik olmaz.
ülkesini seven insan ne akpye ne mhpye oy verir şu durumda. en mantıklı tercih chp gözüküyor bence.

ne CHP ne AKP ne MHP. hepsi aynı şeyin laciverti. müdahale olur bence güçlenme fırsatı elde etseler. zaten çoğu AKP'li de bu sebepten oy vermeye devam ediyo desteklemeseler de; gelen gideni aratır, daha iyisi mi var napalım düşüncelerine sahipler ve haksız da değiller. bu ülkede kim gelse başa benzer yolsuzluklar, benzer insanlar olucak. CHP de asslaa oy vermem dediklerimden.

ben de mhp'ye veriyordum ancak bu seçimde chp'yi destekleme kararı aldım. şansı hak ediyorlar.
ayrıca başörtüsüyle kamuda çalışmanın çok çok büyük bir tehlike içermediği görülmüş oldu. chp de toplumda infial yaratmamak adına böyle bir hamleye başvurmaz.

bence ulusalcı tayfa chp'den büyük oranda temizlendi. bu saatten sonra kimse başörtüsüne karışmaz. chp de bunu anladı nihayet.

CHP içindeki Nur Serter kafasında tipler -çankaya teyzesi laikçiler yok mu elbette var. Ancak bence oldukça azaldılar. Yeni nesilde zaten böyle tipler istisnai derecede az .işin tuhafı eski nesildeki bu kafalardaki teyzeler genelde kendilerine sorsan sünni müslümandı, ananeleri de başörtülüydü -kendi deyimleriyle- ama kafa buydu (din ve tüm yaşam onların tarif ettiği şekilde yaşanmalıydı- aslında bunun Tayyip kafasından ne farkı var bilmiyorum) şimdiki ekipte sorsan ateistim diyecek ya da dinle aram yok diyecek beyaz türk genç daha çok ama kafaları yukarıdakiler gibi değil, kimsenin başörtüsüyle uğraşmazlar. Bir de Kemal Kılıçdaroğlu o eski ekiple barışık değil.

şöyle anlatayım CHP'de danışman filan olan arkadaşlarım var, başkanın yakından çalıştığı insanları kısmen tanıyorum, geneli için bakıldığında onlara göre cumaya giden adam bile "ooo çok muhafazakar" :P geneli camiye ömründe gitmemiş, yurtdışında okumuş, gezen eden bir kültürden tipler (la ben de yurtdışında okumuş bi tipim kimseyi dışlama amacı gütmüyor, genelleyerek konuşuyorum, ama dine bakış açım farklı, ben defolu da olsa müslümanım). Böyle bir ekip var, bi de teşkilatta, milletvekillerinde vs. halkla birebir iç içe bir ekip de var ve Kılıçdaroğlu onlarla da çok barışık. Toparlarsak hepsini, bişey dayatacak, bi müdahaleyi düşünecek insanlar mı, değiller. Ha bir de tanıdığım tüm sendikacıların taaaa...her partide arsız da menfaatçi de çok, burada yaşam/din müdahale zihniyeti gibi şeylerden bahsediyoruz diye oraları kurcalamadım.

Partideki 3-5-10 kişiden daha önemlisi peki ya seçmen? Benim dedem CHP delegesiydi, ailem senelerdir CHP seçmeni (hem de xxx ovası bozkurt yuvası denilen bir memlekette, tüm sülale hep sağ seçmen iken, kısacası ben aile olarak bakarsak sağ seçmen içinde büyümüş sol seçmenim) benim etrafımdaki sol seçmenler, belki memleket etkisiyle (annem babam dahil) abdestli, namazlı, örtülü, inan senden daha müslüman insanlar (duyurucuyu tanıyorum) benim bakış açımla ne BBPli ne MHPli, ne milli gençlik çizgisinden gelerek AKPli hatta ve hatta ne de türlü tarikat ve cemaatlerde yetişmiş (onların da envai çeşidini gördüm ve geneli siyasallaşmış oldukları için bu cümleye kattım) insanlar, müslüman/dindar CHP seçmeninden daha düzgün müslüman değil hatta bizimkiler üstüne bi de milliyetçi, kavmiyetçi :P. (aslında tanıdığım en has müslümanların da politik hiç bi tavrı yok) Kast ettiğim şey Allah katındaki müslümanlık değil zaten tam olarak -haddimi bilirim-, müslüman "ahlakında" olmak, işin sana bana bakan yönü. kimseye bir zararı olmaz. Kimseye bişey dayatmazlar, müdahale etmezler, çalışkanlık dürüstlük gibi bir hasletleri ve sayamayacağım erdemleri vardır. ve zaten memlekette sol iktidara gelmez, gelse de bu 1-2 seçimle olmaz. iktidar sarhoşu olurlar mı sorusu için erken, olmaları sağ seçmene göre bence daha uzak ihtimal. daha doğrusu : öyle bir trend olursa, bizim kararsız hatta güya sağcı seçmen bu sefer gider sola oy verir, en azılı solcu olur, sonra da kudurur :/ beni beğenmez. Şaka yapıyorum :) sağ-sol mu kaldı zaten, evet. (yazar burada keşke gerçekten sol dinamikler kazanılsa demek istiyor)

tekrar başa döneceğim belki ama bu ülkenin insanının her türlü yobazı çok beter. Muhafazakar/kemalist/militarist "korkunçlu" zihniyetin artık CHP içinde bir tabanı olmadığına inanıyorum. En fazla 1-2 seçim daha oy kullanırlar (gerçi uzun yaşıyorlar da) neyse 3 seçim daha kullansınlar, ölür biter giderler. Esas diğer parti tabanlarının yobazlarını ne yapacaz onu bilmiyorum.

ha bunu da bir CHP /sol (sol?) güzellemesi gibi kimse algılamasın rica ederim. CHP çok umurumda mı, valla değil, memleket umrumda.

Tayyip'in baskıcı tutumunun sebebi şeriat hayaliyle yanıp tutuşması değildi. Yapılan yolsuzluklar, koyulan ağır vergiler, yaşanan adaletsizliklerin maskelenmesi için millete konuşacak, kafa göz yaracak başka kavga malzemeleri vermesi gerekiyordu. Kutuplaşan toplumun bir birini dinleme ihtimali de kalmıyordu zaten. O da bunun için ne gerekiyorsa yaptı. İnsanlar ekonomi değil kız-erkek kalınan evleri konuştu.

Yani, bir gün CHP iktidar olur da, yine yolsuzluklar, adam kayırmalar ayyuka çıkarsa; benzer senaryoların aynada aksini görebilirsin. Neticede CHP de bu ülkenin partisi. Hiçbir siyasi de melek değil. Biz de boktan bir milletiz artık. CHP seçmeninin de, AKP seçmeninin de içinde kafi miktarda karşı tarafa edilecek zulümden keyif alacak adam var. Türban konusu açılınca içindeki namus kompleksini kusanlara bak, anlarsın.

Ondan kimseye güvenme. Benim oy vermedeki tek kriterim, kimsenin ÇOK güçlenmemesi. Herkese de tavsiye ederim.

genel başkan yardımcısı sezgin tanrıkulu olan bir partiye, milliyetçi olduğunu iddia eden biri olarak oy vereceksen.... sen bilirsin türkiye!

Bahcesehir unv kutuphanesinde var besiktas.

silip tekrar kurmayı dene bence.
nerdeyse 3 yıldır kullanıyorum, hiç denk gelmedim böyle bir derde.

5-6 kere silip tekrsr yukledim, telefonu bile sıfırladım ama olmuyor malesef.

windowsphonehaber.com
www.windowsphoneturkiye.info
bir de buraların forumlarına sorsana. belki bilen, daha önce karşılaşan birisi çıkmıştır.

Aurica lumia 1320'yi de degerlendirebilir miyiz?

hafızası en az 8gb olması lazım win10 alması için. sanırım lumia modellerinden sadece bir tanesi bu sebeple alamayacak, diğerlerinin tamamı alacak (hangi model olduğunu unuttum).

yukarıda saydıklarının hepsini kullanabilirsin sorunsuz. ayrıca lumialar bence şu anda iphone 4s'lerden çok daha akıcı. yeni ioslar ile beraber 4 ve 4s iyice kasmaya başladı.

windows 10 ile birlikte uygulama olayı değişecek ama şimdilik

wp içinde gelen mail uygulamasında geçmişe yönelik mailleri göremiyorsun. yerine başka uygulamalar denemedim ben, vardır düzgün olanı elbet.

instagram hala beta olarak geçiyor ve açıkçası ben hiç memnun değilim. yerine çok daha düzgün çalışanları var.

saydığınız diğer uygulamalarda bir sıkıntı göremedim ben şimdilik.

ek olarak windows 10'a denim güncellemesi almış olan telefonlar geçecek ilk olarak, diğerleriyle ilgili pek de bilgim yok.

elindeki makine ne? ona göre belki daha somut bilgi verilebilir. öncelikle eğer dış çekim yapacaksan mekanı önceden belirle. vaktin varsa o mekana gidip günün hangi saatinde ışık nereden vuruyor onu gözlemle. güneşin çok tepede olduğu saatlerde yüzde çok gölgeler olur, onu aşmak için gündüz de olsa flaş kullanman lazım (makinenin dahili flaşı yetersiz kalır, harici flaş daha iyi sonuçlar verir)
instagramda ve facebookta düğün fotoğrafçılarının sayfalarını incele, kompozisyon bakımından fikir sahibi olursun. gelin ve damata nasıl poz verdirilir onları öğrenirsin. ucuz ve kro tarzı photoshop fantezilerinden uzak dur. çekimleri raw formatında yap mutlaka, daha sonra ışık ve renk ayarları ile fotoğrafın kalitesini bozmadan rahatlıkla oynayabilirsin, bu çok önemli.
eğer manuel çekim yapacaksan önceden prova yap. hangi değerlerde çekince daha güzel sonuçlar çıktığına önceden bak. çekim günü makinede çok güzel görünen fotoğraf bilgisayara attığında çamur gibi çıkabilir. iso değerini 800'ün üstüne çıkarma, zaten gündüz çekim yaparsan ihtiyaç kalmayacak muhtemelen ama belirtmiş olayım.
şimdilik söyleyeceklerim bunlar. aklıma gelirse daha yazarım.

fotoğrafçılık ile öneriler vermek için okumaya başladım, ama "Ayrıca x photography..." şeklinde başlayan cümleni okuduktan sonra uyarılar yapmayı daha elzem gördüm.

lütfen ve sakın, x photography, y photography şeklinde bir facebook sayfası veya site yapma. günümüzde artık herkes fotğrafçı, hepsi bu işi profesyonel olarak yapmasalar da. o yüzden çok irrite edici bir isim oldu çok uzun zamandır ve her x photography yazan müşteri bulamıyor, belki bir kısmı da bu nedenden ötürü.

her evlilik fotoğrafçısını küçümseme, her ne kadar çok ayağa düşmüş olsa da bu işi gerçekten hakkıyla yapanlar mevcut. sadece fotoğraf bilgisi yetmiyor iyi evlilik fotoğrafçısı olmaya çünkü. çiftin gergin bir günü ve o halde poz almak, güzel kare yakalamak için konuşmayı, motive etmeyi de bilmek gerekiyor. senin orda olduğunu hissetmemeliler ki doğal olsun. yoksa damat gelini belinden kavramış, ikisi de aşağıdaki bir demet güle bakıyor gibi pozlar çekmen için söylemiyorum bunları :)

herhengi bir fotoğraf alanında biraz yolunu açabilmek için bir portfolyonun olması lazım. boş zamanlarında çık gez, fotoğraf çek, onlara zaman ayır, post-edit olayını da iyi kavra. ondan sonra kendinden emin olabilirsin, ya da hata yapmış olsan bile nasıl düzelteceğini bilebilirsin.

ve elindeki makinenin modelini de yaz, evet. ama temel eğitimin yoksa ya da deneyerek öğrenemediyse bu zamana kadar. belli başlı fotoğrafçılık 101 videoları vardır youtube'da mutlaka. onları izleyebilirsin.

makineni satip paraya cevirebilirsin. bu denli sacma dusunmek yerine en azindan elindekiyle baskasina muhtac olmadan para edinmis olursun.

oynayacak yer bulamamaları çocukların da sorunu, mahalle olarak şikayetçiyseniz belediyeden çocuklar için mahalleye yakın, güvenli futbol sahası, çocuk parkı gibi alanlar yapmasını talep edebilirsiniz

edit: aileler kimseyi rahatsız etmemek için çocuklarını futbol okuluna yazdırmak götürüp getirmek zorunda değil fakat belediye yurttaşlarına temel şehircilik hizmetlerini sunmak zorunda

minicik bebeği hastanelik edip, 'sizinki çocuksa bizimkisi de çocuk' diyen insanlara ne yazık ki laf anlatamazsın. ki dayaktan da anlamazlar. mahalle kavgası çıkar sonra aynı tas aynı hamam devam eder.. şu yazı içerisinde kime küfredeceğimi şaşırdım açıkçası ve zararsız bir çözüm bulamıyorum. terbiyesiz, canavar çocuklara mı yoksa onların böyle yetiştiren, daha doğrusu çocuklarını yetiştirmeyen, terbiyesiz insanlara mı? ben bu insanların yetiştirdiği çocuktan daha terbiyeli, daha insancıl hareket eden köpek yetiştiriyorum.

eğer imkanınız ve fırsatınız varsa taşınmak en doğru çözüm.

edit: bizim zamanımızda da belediyecilik hizmetleri iyi değildi, şehircilik hizmeti nedir bilinmezdi ancak biz böyle canavar değildik, ailelerimizde bu kadar anlayışsız ve vahşi değildi.

Her yönü ile çivisi çıktı memleketin valla.

zengin semtlerde oyle bir dert yok

zengin semtlerde böyle bir dert olmamasının nedeni ailelerinin çocuklarını tablet, bilgisayar ya da oyun konsoluyla rahatlıkla kontrol altına alabilmeleri. ancak bundan 5 yıl önce durum çokta farklı değildi :) zengin ailelerinde de ''sizinki çocuksa bizimkisi de çocuk'' lafı yerine ''benim çocuğuma kimse karışamaz'' lafı hakimdi. çocuklar sokakta yine aynı terörü estiriyorlardı da ''neyseki'' şimdi evden çıkmıyorlar.

edit: bilerek trollere ve gereksiz şeyler yazanları 'ciddiye' alıp cevap veriyorumda ciddiye alan biri olursa hiç olmazsa bilgilensin diye..

benzer durumdan ben de muzdaribim, arabanın anasını ağlattılar hatta en son olan olay da şu: eksiduyu.ru

maalesef benim de aklıma kesin bir çözüm yolu gelemiyor. çocuklara bir şey diyemiyorum çünkü nasıl yetiştiriliyorlarsa o doğrultuda hareket ediyorlar. anaları-babaları olacak tek hücreliler de laftan anlayacak seviyede değiller işte. hele 5 günlük bebeğin olayında öyle diyebilecek kadar vicdansızlarsa sen bu insanlara ne yapabileceksin ki? Karakola bir gün şikayet edersin, olmadı iki gün, sonra yine aynı olur.

freebird'ün önerisine ben de katılıyorum, evin yakınlarında yoksa eğer park alanı için talepte bulunabilirsiniz. o civarda imarda park alanı gözüken yerler varsa duruma göre değerlendirmeye alırlar.

freebird'un onerisi cok yapici olmus. Eminim ki bir park, oyun alani olsa hem cocuklar hem siz rahat edersiniz. Boyle herkes magdur. Komsularla birlikte Beyaz Masa'yi darlayabilirsiniz.

Taşın. Kalabalık olan onlarsa başa çıkamazsın. Polis uğraşmaz, sen ikna edemezsin, kavga etsen bire on.

Daha once birkac isi "ben bu yola hizmet edemem, lanet olsun oradan gelecek paraya, ac kalirim daha iyi" diye reddettim. Senelerdir acim. Ve kimse bu kendimce iyi niyetimi gormedi. Insan ac kalinca gozu ne ideoloji goruyor ne baska bir sey.

Bir de aslida zit derken, ayni ideolojinin fRkli fraksiyonlarindayiz. Onlar radikal ve bNa cok uzak.

İdeolojimin zıttına hizmet eden bir araçta emeğim olmasını istemezdim ve bu yüzden de yapmazdım. Hele yolun başındayken... CV'de direkt orası olacak, böyle bana göz kırpıp duracak, "artık sana bazı kapılar açılmayacak" diyecek.

Sizin durumunuzda ise mantıklı olan tercih, ideolojinize ters de olsa o işi borçlarınızı ödemek için yapmak. Hayallerinizi gerçekleştirmek için doğru bir basamak değil ama borç ödemek için doğru bir basamak...

Edit: Cevaplardaki "ayni ideolojinin fRkli fraksiyonlarindayiz. Onlar radikal ve bNa cok uzak." kısmını şimdi fark ettim; o zaman kendinize zıt bir konumda değilsiniz, dönülmez akşamın ufkunda da değilsiniz haliyle. Başarılar şimdiden.

Ya çok da farklı değilmiş ideolojiler, o zaman çok da sorun edilecek, onur meselesi olacak bir durum yok bence. Düzlüğe çıkınca, eğer halinizden memnun değilseniz, vicdanınız rahat değilse, çeker gidersiniz..

düşman bellediğim ideolojinin borazanlığını yapan bir tv kanalında, bu sese ortak olmam gereken bir pozisyonsa ben çalışmazdım. yalnız seninki aynı ideolojinin fraksiyonlarıymış sadece. kendini yiyip bitirmene gerek yok bence.

kuzenlerden biri polis olmak istiyormuş. ideolojik olarak cok ayrı kutuplardayız polislikle vs... abimle tartıştık bu konuyu. ben konuşcam saçmalamasın dedim. hayır dedi. bırak olsun. biz böyle diye diye her köşeyi bucağı bıraktık karşı tarafa. bu yuzden böyle karşı taraflar oluştu zaten. mozaik olmak lazım. herkes her yerde olmalı. o zaman bu sistem çöker dedi. ne kadar da haklıydı. canım abim. kıssadan hisseyi sen çıkar kardeş.

yeni mezun ve aşırı parasız olduğum dönemde sahiplerinin karşıt görüşlü olduğunu bildiğim bir yerden iş teklifi aldım ve kabul etmedim. üzerinde hiç düşünmedim ve sorgulamadım bile. ben örgütlü bir insanım ve yaşam biçimimi mümkün olduğunca düşüncelerim doğrultusunda seçimler yaparak belirlemeye çalışıyorum. ama herkes böyle yapmalı gibi bir şeyi asla iddia etmiyorum. hele böyle bir ülkede, bu koşullarda.

ayrıca bütün şirketlerin, tv kanallarının vs sermaye olduğunu ve sermayenin ideolojisi olmadığını göz önünde bulundurursak pek bir şey farketmiyor aslında. bize yakın olduğunu düşündüğümüz bir yerde işe giriyoruz; bir de bakıyoruz ki sigortayı asgari ücretten yatırıyor, fazla mesai ödemiyor, mobbing uyguluyor vb vb.

Keep your friends close, but enemies closer..

Abi galiba sana petshopçu değil de, taksidermist lazım.

www.amazon.com

Google ile:
www.youtube.com

www.google.com.tr

yakalansa motor parasi kadar cezasi var, sacmalamis olur bence.

motor parasindan daha fazla cezasi var. 1000 liralik motorun evraklari tam olmaz genelde. Hem 1000 liraya hem evraklari muayenesi tam hem de honda aktiva bulursa kacirmasin. Ama cok zor.

Peki bu ehliyetsiz yakalandiginda mahkemehe cikariyorlar 1 ay kadar hapid cezasi alip para cezasiyla cikiyorlar ya.

Bu devlet memuru olmaya engel bir ceza mi?

Ehliyetsiz yakalanmayla alakali o sekilde bi ceza duymadim. Benim bildigim kullanana 1400, ruhsat sahibine 1400 seklindeydi.

mahkeme olayını bilmiyorum ama hem araç sahibine ceza kesiliyor hem de ehliyetsiz sürücüye, ayrıca motosiklet bağlanıyor. bizim komşunun oğlu ben polisten kaçıyorum kehekehe diye gizyordu ufak bir motosikletle bir gün yunus polis peşine takılmış öttürdüler. ruhsatda sorunolursa işler iyice sarpa sarar.
ekipmanla gezenide durduruyor polis. birde hız sınırlarını önemli arabadan daha düşük sınırlar.

www.maviylepembe.net

not: surada ehliyetsiz motosiklet kullanayla ilgili ayrıntılı bilgi var.
www.eksiduyuru.com

Cünüp olduğunun olabilir.

hiçbir şeye işaret değil.

1. ve 3. madde stres. =)

1 ve 3 stres,

gerisi de murphy kanunu.

Veya su sac iste

i.milliyet.com.tr

makasla kısaltın, heryer yaklaşık aynı kısalıkta olsun. çok kısa olmasın.

anahtar kelimeler bunlar.

edit: bu saç kesimini zenginlerde çok görmenin bir sebebi var. az uzasa herşey boka döner de ondan. heryer yaklaşık aynı uzunlukta olduğundan, uzadığında kulak arkaları ense vs kötü gözüküyor. ancak bu adamlar çok sık saçlarını toparlattırdıklarından, ufak ufak kestirdiklerinden farketmiyor.

makine kullanmadan kisaltmasini iste.

kiraya veremeyeceksen suculuk mantıklı. ama hem biraz ağır olur, hem de çok tanıdık olması lazım. adını duyurabilecek kapasiten olması lazım.

istanbul'da piyasa nasıldır nasıl işler bilmiyorum ama eskişehir'de bu iki şeye sahip olanlar spotçuluk yapıyor. bu işi de düşünebilirsin.

vitrin olarak küçük bir dükkan kiralayıp spotçuluk yapabilirsin +1.

araba sedansa spotçuluk zor. değilse, pikap falansa mantıklı. mezun olma tarihlerinde öğrenciler çok ucuza eşyalar satıyor. bi beyaz eşya tamircisiyle anlaş. tamir gerekenleri ona yaptır. 50ye al 100e sat. aldıklarını depoya yığ. fotoğraflarını öğrencilerin grubunda paylaşırsın. ucuza ver biraz öğrencilerin de işi görülsün. hem reklam olur.

El ilanı bastırıp ikinci el eşya alım satım olabilir gibi geldi

kaynak göstermeye bile gerek yok. Çok kolay bir test var;

-doymak için mi döküyorsun burun spreyini?
cevap hayırsa bozmaz.

-doymak için / zevk için mi aşı oluyorsun?
Cevap hayırsa bozmaz.

Bunu böyle devam ettirirsen hiçbir kaynağa ihtiyacın olmaz.
Allah öyle numaralar yaparak seni günaha sokmaya çalışan bir şey değil.

Bekle, biraz arastirip yazacagim buraya.
------------------------------
istisnaları olmakla birlikte kural olarak "vücuda alınanlar orucu, vücuttan çıkanlar abdesti bozuyor. aldığın ilaç zaten, faydası karşılığında kullandığın bir şey (doğrudan fayda vermese bile bazı maddeler de orucu bozabilir). burada ayrıntılı anlatılmış :
dinimizislam.com
senin dediğin ise - orucu bozan şeyler - başlığı altında bulunuyor. yine orada belirtilen redd ül muhtar, hindiyye gibi kitaplar hanefi mezhebi fıkhının en önemli. muteber kitapları arasındadır. sayfada aşağı doğru -İlaç orucu bozmaz mı?- başlığına bakman iyi olur. yazıya dikkat edersen doğrudan alıntı olarak değil, izahı da yapılıyor. amelleri, yani dinen yapılması gereken işlerde kendi kafamıza göre kıyasen değil, geçerli kaynaklardan naklen yapmak daha doğru olur.

bozulma konusuna bi şey diyemem ancak burun spreyi sıkman gerekiyorsa tutmasan daha iyi olur. aynı şekilde aşı olman gerekiyorsa da tutmamak gerekir. sonuçta vücuda dışardan bi giriş oluyor diye tahmin ediyorum. +1 duyulması gerektiği kadar, niye zorlaştırıyosunuz cidden :)

ek olarak; oruç bozulsa bile iftara kadar bir şey yememek lazımdır.

niyet onemli, niyet. sen onu acligini ya da susuzlugunu gidermek icin degil hastaligin icin aldin. oric gitmedi, sIk disini.

Evet.

ankara sağlık bakanlığı hariç türkiyedeki her yer taşradır.


garanti vermemekle birlikte nişanlınızı ikamet ettiği yere yakın vermeye çalışırlar genel olarak. ihtiyaca da bağlı bu ama mümkün olduğunca oturduğu yere yakın bir bölgeye gönderirler.

terleyince beni de yakiyor ter ama normal degil mi zaten bu?
gerci bazen soruyorum kendime, ruslarin teri yakmiyor mu tenlerini de alanya'ya gidiyorlar en sicak donemde.

Tansiyon, çarpıntı gibi problemleriniz yok değil mi? Yoksa bildiğin sıcak havadan dolayı sıcak basması ve terin yakması. Herkese olur, bende de oluyor. Üstelik fazla terlemiyorum, güneşe de çıkmıyorum, ama sıcak basıyor.

Cildi kuru olanlarda bir normal ve yağlı ciltlilere göre daha fazla olabilir. Yeterli miktarda su için, her sabah vücudunuza nemlendirici kullanın, güneşten koruma faktörlü bir nemlendirici olursa daha iyi. Bir tüyo daha vereyim bana çok iyi geliyor. Termal suları var bazı kozmetik markalarının. Bu Vichy'nin, ben onu kullanıyorum: www.vichy.com.tr Böyle bir ürün alın, buzdolabında tutun ki iyice soğusun, sıcak bastığı anda vücudunuza sıkın. Bulamadığınız zamanlar ıslak havlularla silerseniz o da ferahlatır.

ingiltere ve abd'nin birçok eyaletinde burs ucu ucuna yetiyor, hatta şu an londra'da olan kardeşimi babam maddi anlamda destekliyor gitti gideli. ha evli olup gidenler yok mu? tabii ki var ama yaşam standartlarınız muhtemelen epey düşecektir.

abd bir tık daha mantıklı çünkü meb bursuna ilaveten eğer üniversite asistanlık verirse o maaşı da alıyorsunuz. ingiltere yabancıya bu tür olanaklar sağlamıyor pek. eşiniz nasıl çalışma izni alacak bilmiyorum. facebook'taki ylsy gruplarına sorsanız daha net cevaplar alabilirsiniz aslında, epey yardım eden oluyor.

www.youtube.com

şuradan rusçayı çevirip buldum ehehe

Anastasia Tregubova

Ikisi farkli grup antibiyotik bence amoklavini alin ( fakuktedeki doktorun soyledigini) amoklavin daha genis spektrumlu.

hiç kullanmadım derseniz yapabilirler. vatandan bu şekilde tablet iade edip hediye çeki almıştık.

en mantıklısı aldığınız mağazayı telefonla arayıp sorun.

Genelde böyle şeyler için istenen her parçanın temiz olması cihazın arkasındaki önündeki filmler çıkarılmamışsa kabul oluyor.

benim mp4'u değiştirmemişlerdi. kulaklık hijyenik madde olduğundan kabul edemeyiz filan dediler. eğer sizin cihaza da bir kalıp bulabilirlerse değiştirmezler gibi geldi bana.

Sim kart takıldıysa almazlar. Yine de şansını dene istersen.

Benzer durumda şikayetvar da Mediamarkt cevabı ;)

Türkiye'de sanayi bakanlığının tüketicinin korunması 4077 maddeli kanununa göre 7 iş günü ibaresi internet üzerinden yapılan alışverişlerde geçerli olmaktadır.

Mağazamızdan satın almış olduğunuz ürünü beğenmediğiniz takdirde, satın alma tarihinden itibaren 14 gün içinde değişim veya iade için mağazamıza başvurabilmektesiniz..

Bunun için ürünü, "kullanılmamış" olarak, "zarar görmemiş ambalajlı, aksesuarları" ve "faturasıyla" birlikte getirmeniz gerekmektedir. SIM kart takıldıktan sonra cep telefonu iadesi mümkün değildir.

Bence fakulteye goturun hocalar anlar bi tek.

geçmiş olsun. bence antibiyotik tedavisini uzat parası neyse çünkü ab verilince indi demişsin diş apsesi veya ağız mantarı gibi geldi bana ab tedavi iyi etmezse mantarı düşünün ama üniversiteye götürürseniz onlar nadir hastalıkları da bilir

Evet hemen fakülte...
Bi şey yoktur korkma. Ama kap götür çocuğu fakülteye

Ya o değil de istanbulda dahi sadece ve sadece bir tane adam akıllı fakülte var... Bu ülkede hayvan olmak :'(

iltihapımsı salya diyorsanız çare antibiyotik.

fakülteye götürebilirseniz hemen kültür alıp tahlil yapıyorlar. köpek gereksiz ilaç kullanmadan sorun ne ise ona dair ilaç veriyorlar.

arkadaşımın köpeğinin ağzında ur benzeri kabarcıklar çıkıyordu. sonradan fark etti ki bahçede kedilerin kakalarını yiyormuş ve yediği zaman şişiyormuş. bu kadar basit de olabilir sebep ama ciddi de olabilir.

geçmiş olsun

haber var mı nasıl köpeğiniz?

aynı gün hiç vakit kaybetmeden fakülteye gittik. çam kesesi değilmiş. kan tahlilleri yapıldı. enfeksiyon sadece. ilaç verildi.

Geçmiş olsun ohhh :)

paragrafları görebilirsem yardımcı olmaya çalışırım.

ari isirmis olabilir, ben de karsilastim. bir sey cikmadi sonra. arilara avlamaya meraklilar nedense.

benim köpeğimin başına gelmedi ama yeri falan koklarken karınca veya diğer börtü böceğin ısırığı neden olabiliyormuş. arkadaşın söylediği gibi arı da olabilir. 1 haftadan fazla sürerse farklı bir veterinere göstermekte yarar var.

Enfeksiyon hastalıkları. Tüy efsanesi olan kist hidatik galiba sokak köpeklerinin yarısında var. Çook uzun yıllarda buyur, 20-30 sene belki. Karaciğer sever, akciğer sever, dalak sever. Bunları genel bilgi olsun diye yazıyorum yoksa doktora bakacağı yer söylenmez. Diğer kurt parazitlere de bakar eğer şikayetin varsa.

sayfaları kesmen lazım sayfa düzeni bölümünde üstte sayfayı yeni numaralandırma yapacağın şekilde kesersen yapabilirisn..

şöyle yani...

1. numarasız (kes)
2. numarasız (kes)
3.
4.
5.
6. (kes)
7
8
9
10 (kes)