Ekşi Duyuru

hayır

sistem vermez. ancak sinovac 2. dozdan sonra 3. doz biontech yapılabilinecek diye duydum.

İttifaklara bakılırsa gidiciler, zaten millet ittifakı da bunu bilerek erken seçim istiyor. Sebebi de ekonomi. Başka bi neden göremiyorum.

Akpnin yıllardır seçim kazanması oyların çokluğundan değil, tamamen muhalefetin alternatif olmayı becerememesindendir. Hem de hiç bir şekilde. Muhalefet konsept/tema olarak değişmediği için iktidar da değişmiyor :)

Soruya dönersek,
çeşitli sebeplerle oy azalması olur gibi. Burası doğru ama bunu fazlasıyla telafi edecek şey ya muhalefetteki yeni bölünmeler ya da akpye sürpriz katılımlar.

@Erva, muhalefet sağolsun yapıyor yine yapacağını evet -_-

Seçim gününe kadar düşer, seçim günü artar.

Üzerinde uzun uza teknik analiz yapmaya gererek yok son genel seçime giderken yaptıklarını bir düşünün aynıları olur oylar artar. Burası Ortadoğu, Din, milliyet vatan millet kozları son 2-3 ay oyananır oylar toplanır.

Oy kaybediyor ama çok değil.
Tahminime göre kendi seçmeninin yüzde yirmi civarını kaybetmiştir anca. Asıl sıkıntı yeni - genç secmende. Bunların çoğu akape'ye oy vermeyecek gibi duruyor
Şu anda bile kesin gidici değil.
AKP'den şikayet genelde ekonomik.
Seçime doğru bi yerlerden para bulup rahatlama yaratırsa işler değişebilir.

Bütün bu ekonomik problemler seçim kazanamadılar, sonra hergün bomba patladı, bir baktık seçim kazandılar. Sonrasında mühürsüz milyonlarca oyun kabul edildiği garip bir seçimi kazandılar. Ne oldugunu tam olarak bilmiyoruz ancak tarihte seçim sırasında kuralların değiştiği başka bir seçim yok. Sonrasında ise nüfusun cogunu kapsayan illerin belediyelerini kaybettiler. 2018’de durum çok daha iyiydi ekonomik anlamda. 2018 ye göre ekonomi 100% daha kötü, halk istanbul seçimlerinde kimin yalan söylediğini gördü ki imamoglu 800k fark attı.
Hiçbir veriyi incelemesek bile şu an akp ya da erdogan’ın yüzde 43 üzeri alamayacagını görürürz. Mantık yüzde 30larda diyor, kemik seçmeni akp ne yaparsa yapsın oy verir zaten ona yapacak birşey yok.

şu andan bakmayı doğru bulmuyorum. seçimden çok çok öncelerine baktığında 10 yıldır gidiyor olmaları lazımdı :) en önemli şey seçim dönemi. o dönemde halkı ikna etmek lazım. hani alay ediliyor ya seçim döneminde makarna ve kömür dağıtmalarıyla. bu adamlar o makarna verdikleri adamların ciğerini biliyor çünkü. sen o seçmene 5 sene yapmadığın kötülük kalmasın, "bunlar da yetti be artık oy vermiyorum" desin, o seçim dönemi 2 makarnaya "bizi unutmamışlar :) " diyip yine ona oy verir. bu gerçekten mantıkla açıklanamayacak bir durum.

o yüzden ben oy kaybediyormuş, anketlerde yüzde 30'lardaymış bunlara zerre güvenmiyorum. seçim dönemi o "vermiyorum" diyen adamın nasıl verdiğini yıllardır görüyoruz. gerçekten oy kaybedip kaybetmediğini seçimden başka öğrenmenin yolu yok. o da kazı kazan gibi bir şey. mantıkla izah edilebilir bir durum değil.

çok az oy kaybediyor fakat zaten başkanlığı kaybetmek için çok az kaybetmesi yeterli. yeterki muhalefet ilk turda tek aday çıkarabilirsin.

zaten rte'nin muhafeleti 10 parçaya bölmek istemesinin tek amacı bu, o yüzden muharrem ince gibilere çok kızıyorum.

ciddi anketlerde %40 altında. mhp baraj altında ya da sınırda bu yüzden %5'e düşürülsün istiyor seçim sınırı. tabi anketlerde akp&mhp kötü deyip sandıkta oyum ak partiye diyenler olmaz mı, olur.
yine de seçim gününe kadar muhalefet halka, sokağa ve oy almadıkları yerlere odaklanırsa akp'nin ana muhalefet olduğunu göreceğiz.

kemik seçmeni yüzde 30un altına inmiyor. ülkücü vb. merkez sağ oylarını kaybediyor. ama gene seçim olsa 1. parti.

muhalefet çok iyi bir çatı aday bulursa tayyibin şansı yok. ekrem imamoğlunun dışında da alternatif yok gibi, belki mansur, ama hdp oyları da önemli. abdullah gül, babacan tarzı bir aday çıkarılırsa tayyip farkla kazanır.

pandemiden sonra özellikle freni boşalmış kamyon gibi sürükleniyor akp, artık gündem değiştirmeler de fayda etmiyor. pandemi, biden, sedat peker, tayyipten sonra akpnin ne olacağı gibi faktörler akpnin oylarını götürüyor. yalan değil z kuşağından ümitliyim ben. 2023 seçimleri bence köprüden önceki son çıkış.

1. soruya benim cevabım yok tabii ama Klimik Derneği şöyle diyor;

Emziren anneler aşı olabilir mi?
Evet. Emziren anneler de COVID-19’a karşı aşılanmalıdır. Mevcut COVID-19 aşıları anne sütü alan bebeklerde herhangi bir yan etkiye neden olmaz.

Bu aralar hemen bitmez bence Biontech, zaten randevu alırken olup olmadığı görülebilir.

2 ve 3 konusunda emin diilim, Sinovac tekrar bulunabilir olmuştu ama şu an durum nedir bilmiyorum. Avrupa'da Sinovac kullanılmıyor ama geçerli kabul ediyorlar mı bilmiyorum, bir tek Macaristan ve Sırbistan Çin aşısı kullanıyor yanılmıyorsam, o da Sinopharm.

Şu an sinovac olunabiliyor. Diğer konuları bilmiyorum.

3- bazi ab ulkeleri sinovac’i kabul etmeye basladilar. Avusturya, Yunanistan vs.

bana başkasının kargo bilgisiyle sizinki karışmış gibi geldi.
acaba başka bir gönderininkini sizin kargo bilginiz olarak mı girdiler sisteme en başta?

aliexpress'e satıcının sizin görüntülediğinizden farklı bir kargo bilgisi verdiğini (teslim edilmiş görünürken, satıcının yolda demesi) ve bu yüzden bir karışıklık olduğunu ama satıcıyla irtibatta sorun yaşadığınızı anlatmaya çalışın derim.

ben de onu dusundum ilk basta ama aliexpress'in kargo takip bilgisi bolumunden bakinca adres benimki gorunuyor ama varis ulkesi fransa. baska takip sitelerinden bakinca benim adresime dair bir bilgi goremiyorum ama. karissa benim adresim gorunur mu ondan da tam emin olamadim :/

Spesifik bir yer soyleyemeyecegim ama 20 gunluk oldugundan beri geziyoruz. Planlari biz yaptik onu entegre ettik. (Sadece yolda biraz daha fazla mola verdik arac koltugunda sikiliyor diye, bir de ilk 3 ay, biz kac kat kiyafet giydiysek 1 kat fazlasini giydirdik)

Sadece nerede kalacagimiz belli degilse kucuk portatif bi besigi vardi onu yanimiza aliyorduk, orda uyuyordu.

Velhasili, keyfinize gore bir yer bakip bebeginizi de arkadasinizmis gibi yaninizda goturun derim :)

Sadece bebege odaklaninca isin icinden cikilmiyor.

45 günlük bebekle saklıkent kanyonunda yürüyüş yapan aileye denk gelmiş, ne cesaret yahu demiştik.
ertesi yıl bu sefer biz kucağımızda 40 günlük bebeğimizle sapadere kanyonuna gittik gezmeye :D :D :D

bebeğinizin gece uykusunda sıkıntı yoksa yolculuğu gece yaparsınız, rahat rahat istediğiniz yere gidersiniz. gündüz yolculuğunda da klimayı doğru ayarlarsanız bebek rahatsız olmayacaktır. araba canmına takılan güneşlik de mutlaka yanınızda bulunsun.
istanbul'dan gidecekseniz bence gideceğiniz yerin nem durumunu göz önüne almanızı tavsiye ederim. antalya mersin gibi yerlere giden bebeğin sıkıntı çıkarma ihtimali yüksek.

ege'de havası daha güzel yerlere gitmenizi tavsiye ederim.

bir de gezerken kolay taşıma adına kanguru alırsanız iyi olur. fakat bazı kangurular çok kaba ve bunaltıcı olabiliyor. Sling kangurular var eğer kullanabilirseniz onu da düşünebilirsiniz. daha az yer kaplıyor onlar.
yine bir tavsiye bebek arabanız vardır diye düşünüyorum ama şöyle en ucuzundan baston bebek arabası denen şeylerden de düşünebilirsiniz. kolay katlanır açılır ve yer kaplamaz.

Bebek dostu oteller varmış, belki biliyorsunuzdur. Bebek için banyo küveti, telsiz, bebek arabası falan sağlıyorlar. Ben de araştırırken öğrenmiştim. Bu arada çok imrendim size, umarım harika bir tatil geçirirsiniz. Şimdiden hayırlı yolculuklar.

@curukturpkokusu cok tesekkur ederiz, darisi basiniza maden imrendiniz :)

Dediğiniz gibi bi tabaka kalıyor inatçı şekilde, ben bulaşık süngerinin sert tarafı ile hafifçe sürtüyorum öyle gidiyor. Ya da en temizi çamaşır sulu iş yaparken bulaşık eldiveni giymek.

~
Oldukça seyretilmiş çamaşır suyu kullanıyorum bu arada ben

@alperz, tuvalet banyoyu yikiyorum baska turlu temiz olmuyor gibi geliyor bana.

dirseğe kadar bulaşık eldivenleri kullanın

Konu hakkında zerre bilgim yok, baştan söyleyeyim.

Bence hiçbir şey anlamaz. Kokular öğrenilen şeyler, zihnimiz kokuyu yemekle birleştiriyor, sonra o kokuyu aldığımızda "patates kızartması!!!" diye heyecanlanıyoruz çünkü daha önce o kokuyu aldıktan sonra/alırken patates yidik mutlu olduk. Bebekte bu bağlantı henüz yok, dolayısıyla sıkıntı yok :)

dimi ben de oyle dusundum ama biz yerken baktiginda oyle bir bakiyor ki tam konsantrasyon halinde agzi acik ve salyasi akarak :))) o haliyle bunun bir yemek, lezzetli bir sey oldugunu bilmedigine kimseyi ikna edemedim :))

aynı soru biz de de var. kızım 3 aylık yerken dikkatli bakıyor versek ne hisseder diye düşündük. Tat alma kokuyla eşlenik bir duyu olduğu için tam anlamlandıramaz. duyular birbiriyle bağlantılıdır.

bence sizi yemek yerken görüyor olması ağzının suyunun akmasına yetiyordur, sanırım içgüdüsel olarak yemek yiyen birilerini görünce canımız çeker. bu noktada bebiş de yenen şeyin ne olduğudan bağımsız bir şekilde "aç aç" bakıyor olabilir.

bence güzel bir konu, biraz bakınsan bununla ilgili makale bulursun gibi geldi. vaktim olursa ben de bakıcam.

flud
longshot

crocs için konuşuyorum, hayır yumuşamıyor. 5 sene aynı crocs terliği giydim. terlik taş gibiydi hala. sadece etrafındaki şeritleri filan kopmuştu artık, o yüzden deniz terliği yaptım yenisini aldım. bir beş sene de böyle gider.

velhasıl kelam yaşlanıyoruz :)

hayır hatta güneşte bırakırsan büzüşüyor, arabanın içinde yazın sıcakta kalıp büzüşmüş crocs şikayetleri vardı bi ara, crocs heat shrink vs diye aratsan çıkar :)

B12ye anneme gecen bakmamislar alla alla

bizimkinin kapisina yazi asmislar b ve d vitaminlerine bakilmiyor diye. bilemedim.

"vitamin d baktırmak" cok popüler olduktan sonra asm'lerden çektiler. istesek de bakamıyoruz.

sıcakken lavabo ya da klozet temizliği.

vileda suyu olarak biriktirebilirsiniz.

Bir kismini ütü suyu yapabilirsiniz, kireclenme yapmaz utunun omrunu uzatir.

Direkt vileda kovasına koyuyorum. Kullanma klavuzunda çiçek sulanileceğini söylüyor

kireçli olmuyorsa çiçekler için süper bir suymuş o.

Telefon doğru düzgün algılamıyor maalesef. Ucuzundan bile olsa bir akıllı bileklik almanızı öneririm.

bebek arabasında adımı nasıl algılasın? :)

@roket adam, akilli bileklik var da cocugun biyerini cizerim diye korkudan takmak istemiyorum. 10 gun onceye kadar goruyordu 10-11 bin adimlarimi. uygulamasi mi degisti acaba dedim ama sonra aklima o zamana kadar hep montun cebinde oldugu geldi. ondan mi algilamiyordur acaba dedim.

@rose parks temel fikrasi gibi cevap olacak ama arabayi ben suruyorum :))))

cantada oldugu icin algilayamiyordur. yaptiginiz hareketi algilamasi icin vucudunuza yakin bir yerde olmasi lazim. bel cantasi belki is gorur.

cebinde olsa algılar. Akıllı saat, samsung ve iphone telefonları karşılaştırıp az çok benzer olduğunu görmüştüm.

O "yukarı aşağı" hareketleri sayıyor. Bebek arabası dümdüz gidiyor titrese bile adım gibi gelen 400 şey oluyor demek ki :)

edit: eskiden montun cebindeymiş, o şekilde devam edin :)

@nhk ni youkosu evet sanirim o yuzden algilamiyor, yaz geldi artik montla devam edemiyorum sanirim bel cantasi alicam umarim o sekilde algilar.

ben yemem, fakat her seyi yiyen birileri var bu dunyada.

büyük küçük anlamam da alabalık gözü yemiştim. sünger gibiydi.

Yenir, balığın diğer tarafları gibi omega vs açısından zengin ama tadı, yoğunluğu herkes için uygun değil

Baligin her yeri yenir

Şu videoda sağlığa zararlı diyor.
Kemik uzun süre kaynayınca birşeyler açığa çıkıyormuş.
Organik tavuk alın. Kemiğini daha kısa süre kaynatarak kemik suyu elde edin diyor.

www.youtube.com
23. dakikadan itibaren

Annem kendisi yapıyor sürekli. Kaynattığı suları kağıt bardaklara koyuyor ve donduruyor. Daha sonra yemeğe ekleyeceği vakit, dondurduğu kağıt bardaklardan bir tanesini çözdürüp kullanıyor. Genellikle çoğu yemekte kullanır annem ama üsteki torum beni düşündürdü yarın ayık kafayla izlicem.

içeriğinde etanol olduğu için kolonya ile aynı işleve sahip.
edit: ciltle teması içeriğindeki farklı kimyasallardan dolayı uygun olmayabilir.

dalin bebek sabunu

dove'un shea butter'lısını seviyorum ben. yıkadıktan sonra çok güzel bir koku bırakıyor bence elde. hatta banyoyu da baya güzel kokutuyor.

onun dışında olivos sabunları da güzel.

Agarta

Duru
Fresh Okyanus Esintisi f/p sabunudur. Ama öyle kalıcı bir kokusu yok.

Dünyanın en ucuz katı el sabununu kullanıyorum. Dex marka. Nedense bana yetiyor.

haftanın birkaç günü ataşehir'de birkaç günü şile'de yaşayan bi aile olarak belirteyim. bu tarz şehirden uzak yerlerde genellikle konfor alanınızdan epey uzaklaşmış oluyorsunuz. getir, banabi, yemeksepeti, sabah söyleyip akşama paket getirten amazon gibi servisler olmuyor ya da limitli oluyor. keza aynı şekilde ataşehirde elimin altında olan bir sürü avm, dükkan, esnaf, servis vs hepsi nispeten uzakta, randevu usulü çalışıyorlar. bir yerlere yürüyerek ulaşmak pek mümkün değil, genelde araba kullanmam gerekiyor sürekli.

ancak tüm bunların karşılığında merkezi semtte 2+1'de yaşarken burada bahçeli villada kalabiliyorsun. eğer böyle bir değişim yaşayacaksanız kesinlikle değiyor diyebilirim. yani bi çile var, ona değmesi lazım. özellikle evli, düzenini oturtmuş insanlar şehirden biraz daha uzakta olunca çok daha mutlu ve huzurlu yaşıyorlar diye gözlemledim.

ömerli - beşiktaş arası gidip gelmeniz gerekecek mi?

@roket adam'ın dediklerine katılıyorum. yaklaşık 4 sene samandıra'da bir villada oturdum. ömerli'den daha merkezi ama ömerli gibi "orman içi" değil.

1 - evden dışarı yürüyerek çıkmanız mümkün değil. her yere araba ile gideceksiniz. bakkala çakkala hep araba ile gideceksiniz.
2 - sosyal yaşamınız değişecek. azalmayacak, değişecek. kışları daha az misafiriniz olacakken, yazları daha fazla misafir alacaksınız.
3 - kışları bazen evden çıkamayacaksınız. çok kar olacak.
4 - yazları bahçede oturacaksınız.
5 - sağdan sola eve sipariş gelmeyecek. yemeksepeti'nde 150-200 restoran görmek yerine 15 restoran göreceksiniz.
6 - şu anda tek arabanız varsa, ikinci arabayı alacaksınız.
7 - çocuğunuz 15-16 yaşına gelince size küfredecek.
8 - okul seçenekleriniz azalacak.
9 - bahçe işi ile ilgilenip stres atacaksınız.

co2s2, ben evden calisacagim, esimin kendi isi, omerli tarafina tasiyabilir ofisini. pek sorun olmayabilir.

omerli'nin birkac sene sonra daha merkezi bir hale gelme ihtimali uzerinde de durduk aslina bakilirsa. istanbul'da yeni gelisen yerlesim yerleri hemen merkezlesiyor, 10 sene once kurtkoy dag basiydi simdi luks rezidans dolu mesela, biraz buna guvendik aslinda :)

bahcenin varliginin dusuncesi bile icimi kipir kipir ediyor, cocugu guvenle bahceye birakip basina bir sey gelir mi endisesini yasamamak, belki bir kopek sahiplenmek, bahceye mis kokulu cicekler dikmek, domatesini salataligini yetistirebilmek fikri asiri cazip.

kisin simdi de evden pek cikamiyoruz, sogugu sevmiyoruz ailecek :) bir de araba var nasilsa, atlar gideriz (kovid bitmis diye dusunuyorum burada).

tek araba var ama ben araba kullanmiyorum, yollar burasi kadar kalabalik olmadigi icin belki oralarda pratik yapar ogrenirim o zaman belki aliriz ikinciyi.

cocuk 15 yaslarina geldiginde istanbul'da olmayiz diye umuyorum. ama hala istanbul'da olursak da o zamana sehrin gobegi olur belki oralar, olmasa da kesin simdiye gore daha basit bir ulasima sahip olmus olur.

sanirim en dertli olacak olan bu noktada markete ve restoranlara olan uzaklik oluyor. buna cok aliskiniz cunku ama alisiriz sanki ona da. elbette besiktas kadar ulasilabilir olmayacaktir ama sanal marketler de gun gectikce genisletiyor aglarini belki o rahatlatir bizi.

dusuncelerimize paralel seyler soylemissiniz hep, boyle bakinca artilari eksilerini katliyor sanki, kotu bir adim olmayacak gibi anladim ben :)

pişman olmazsınız. hele hele çocuk mocuk derken çok rahat edersiniz. bu arada tek bir önerim var, site içinde ev seçin. müstakil, yani tamamen kendinize ait bir arsada tek ev çok zor olur. site seçerken de evin fiziksel özellikleri kadar, komşuluk ilişkilerini araştırın. apartmanlarda komşuları görmeden yaşıyorsunuz ama bahçeli evlerde sürekli iç içesiniz. komşuluk ilişkileri başka bir boyutta oluyor.

mustakil arsada ev neden zor olur peki?

böyle yerlerde insanın komşuya ihtiyacı olabiliyor acil durumda veya yakında market, bakkal vs açık olmadığında. artı olarak güvenlik açısından da iyi kötü birkaç kişinin olması daha iyi diyebilirim. seçeceğiniz yerde tabii bahçe kullanımına da dikkat etmeniz lazım, bizim sitede hep ikiz villa var mesela, site dış cephesine bakan evler dışında tüm evlerin bahçesi bir diğer komşuya bakıyor. çok rahat edemezdim böyle bi durumda, vs vs. mümkünse ikiz villa olmasın ve balkon / bahçe başkasına bakmasın derim.

bu arada kurtköy - ömerli benzetmeniz çok isabetli olmuş, istanbulun kuzeyine doğru çok büyük yollar yapıldı, yapılaşma artık kuzeye doğru yürüyecek. dediğiniz gibi bundan 5 sene sonra metro falan gelirse şaşırmamak lazım.

@roket adam, aynen oyle biz de benzer seyler dusunduk yerlesim acisindan. bakalim umarim guzel bir adim olur bizim icin :) cok tesekkurler cevaplariniza.

müstakil değil de, şehir içi olmasının avantajları:

- site güvenliği olur. müstakil evler hırsızlar için çok güzel hedef
- altyapı sağlam olur. (su, elektrik, internet, telefon vs)
- komşularınız olur, çocuğunuzun oynayacağı arkadaşları olur (bu tabii biraz da temenni. küçük bir sitede aynı yaş grubu çocuk olmayabilir)
- günübirlik sosyal hayatınız sekteye uğrayacak. komşular ile ikame edeceksiniz.
- bakkal çakkal çok yakın olmayacağı için arada komşulardan yumurta-şeker bir şey istersiniz
- kendi bahçeniz haricinde sitenin sosyal alanları olur. havuz, çocuk parkı, büyükçe sitelerde kafe-restoran, belki minik bir bakkal, spor salonu
- sitenin kendi bahçıvanı, teknisyeni falan olur. kendi bahçenizdeki ağır işleri mesai saatleri dışında bahçıvan yapar.
- evlere kış bahçesi, pergole, boya gibi tadilatlar yapılacağı zaman toplu hareket edip daha iyi fiyatlar alırsınız

dezavantaj olarak, @roket adam haklı, bazı sitelerdeki evler çok dipdibe içiçe oluyor, esprisi kalmıyor. bahçede otururken hep beraber oturuyorsunuz. bazı komşular "nasıl olsa müstakil" kafasıyla müziği - sesi açabiliyor.

Olabilir. Bana da Litvanya, Hollanda vb. üzerinden gelen paketler oldu. Nedense önce oralara gönderip oradan aktarma yaptırıyorlar bazen.

Aklıma fransadaki depodan tedarik mevzusu geldi

@nhk ni youkosu; peki fransaya ulastiktan sonra paketi nasil takip edicem? pttnin sitesine bu kodu yazdigimda kabul etmiyor cunku.

@Unde bach canim; cikis yeri cin varis yeri fransa gorunuyor. bu saticidan ikinci siparisim, ilki normal takip numarasiyla geldi yine cin'den.

17track.net kullanıyorum ben uluslararası gönderileri takip için, marsa bile gitse gösteriyor sağ olsun.

@whoosie peki bunun soruyla ne ilgisi var :) nereye gittigini goruyorum zaten, sorum niye oraya gittigi?

tr'ye gelince de 17track ile takip edebilirsin demiş adam işte. :)

17trackte sonradan “ptt takip no şu:” gibi ek bilgi gördüğüm oldu benim. İlk takip no bir ülkeye kadar çıkarken sonra no değişti işte.

En kötü ihtimalle göremezsin, haber alamazsın, sonra ptt getirir veya not bırakır :)

Fransa'ya girince nasıl takip edicem yazmışsınız, söyleyince "bunun soruyla ne alakası var" demek?

@whoosie, ben de zaten o siteden (ve baska tum demk geldigim tracking sitelerinden baktigimda) varis yerini fransa olarak goruyorum. degisecek mi bu fransa'ya gelince? numara sabit kalip varis yeri mi degisecek?

ha bir de fransa'dan turkiye'ye donecek mi? zaten sormaya calistigim seyler bunlar, nasil takip edildigini biliyorum. adreste bir yanlislik mi var yoksa aktarma mi yapiyor onu soruyorum. dolayisiyla evet "bunun soruyla ne ilgisi var?" oluyor.

galiba karisiklik suradan cikti, anlasildigini dusunmustum ayrica belirtmemistim. ben fransa'da yasamiyorum, adresim de turkiye'de. dolayisiyla fransa'ya giden paketin niye oraya gittigini ve turkiye'ye gelip gelmeyecegini anlamaya calisiyorum. :)

İşte Fransız postası "bu bizle alakalı değil" deyip yollayınca Türkiye'ye dönecek. Karışık olduğu için Fransız ya da Türk postası sonuç çıkarmayabilir, PTT normal barkodda bile sıkıntı çıkarıyor, o yüzden bu sitelerden kontrole devam edin. Yanlış gelmiş kalsın burada demezler yani.

Bulaşık deterjanlı veya kremsiz şampuanlı suya daldırıyorum veya sabunlu süngerle silip durulayıp takıyorum.

tel kısmını iyice sıkarsan buğulanmaz.

maskenin burun kısmının altına en ince peçeteden katlayıp koyunca çok azaltıyor.

Bize birkaç gözlükçü solüsyonların merceğe zarar verdiğini söyledi.

@kahve45, yok ise yaramiyor cok ugrastim. hatta telli kismi burnuma bantladigim bile oldu ama o buharlanmadan kurtulamadim.

@suicides underground, bulasik deterjani filan onerilmis acaba onlar da zarar verir mi ki?

Uv koruyucu kaplamanın ömrünü belki kısatabilir, emin değilim. Ama cama zarar vermez.

e iyi oyleyse cok bisey tutmayacak peki olur da 3 ayri paket seklinde gonderirse sorun olur mu ki? ya da nr gibi bi sorun olur acaba?

%20 gümrüğe ek olarak "paket başına" 8 tl mi ne gümrüğe sunum ücreti var.

Herkese %20-25 size %40 indirim var.
Asıl fiyatı yanlış görüyor olabilir misiniz? Belki zaten genel indirimli fiyatı görüyorsunuzdur?

uye olmadan olusturdugum sepetle mensup indirimiyle olusturdugum sepet icin ayni fiyat cikti ben de anlamadim. acaba halihazirda indirimli kitaplar icin gecerli degil mi mensup indirimi? cunmu olusturdugum sepetteki kitaplar %30 indirimliydi.

Cogu urunde fiyat ayni oluyor. Isbankasi mailiyle kayit oldunuz di mi?

Eski isbankasi mailimle giris yapinca "size ozel %40 indirimden faydalanmaktasiniz" yaziyor sayfanin en ustunde. Urun fiyatlari da ona gore gozukuyor. Her urunde etiket fiyatinin ustu cizilmis, %40 indirimli hali yazilmis. Istifa ettikten yillar sonra dahi indirimleri iptal etmemeleri guzelmis :d

araya kaynak yapayım. zaten indirimde olan kitaplara +%40 yapıyor mu?

Etiket fiyati uzerinden %40 oluyor, indirim olana tekrar indirim olmuyor yani

isbankasi mailiyle uye olmadim ama tc soruyor uyelikte, tcnin altinda da %40 mensup indiriminden yararlanmaktasiniz diye bir kutucuk tikli. denemek icin baska tc ile uye oldum onda boyle bir kutucuk cikmiyor. almayi denedigim kitaplar %30 indirimde, gorunmesi gereken fiyat %40 indirimli hali mi yani? ornegin su kitap 21 tl gorunuyor uyelikle de uyeliksiz de. sizde kac gorunuyor @fakyoras?

www.iskultur.com.tr

Bende indirimsiz fiyati 30, indirimlisi 18. Yaninda %40 indirim yaziyor

bu kitap 30 lira
size 18 Lira olacak

normalde:
düz insana 22,5 Lira
iş bankası/maximum kartıyla ödeyene 21 lira olacaktı.

şimdi indirim olduğu için düz insan ve iş bankası kartıyla ödeyene de 21 Lira. hatta tüm kitaplar böyle sanırım.

neden bende %40 gorunmuyor hic anlamadim, yarin musteri hizmetlerini bi arayayim bakalim. tesekkurler @fakyoras

yok 30 e

bir şeyi almamam için tek geçerli sebep onu bir influencer'ın övüyor olması.

super kahraman olsaydim baba olurdum +1

vasıfsız influencer takip etmiyorum. ama normal ünlüler de artık bir şeylerin reklamını yapar oldu ve çok itici geliyor bu ürünler. asla terci sebebim olmaz, daha çok negatif etkiler. o ürünü alsam sanki kandırılmışım gibi hissederim.

30-k

Evet, ilgimi çeken bana lazım olacak bir şey olunca bakıp alıyorum. Yeni ürün keşfetmek açısından faydalı bir şey bence, ama sırf yorumlara inanıp dan diye ürün almak biraz saflık.
31e.

negatif yönde etkiler.
influencer'lığa en aklı başında başlayanlar bile zamanla bi değişik oluyorlar. bu işe girdiğini gördüğüm herkesi engelliyorum, görmek istemiyorum. örn: numerusclauses. çok tatlı kadın aslında. ama linklerinden içim bayıldı.

30küsur k

Bende de ters etki yapıyor. Ürün tanıtacaksan da azıcık gerçekçi tanıt yani. Her gün 10 tane krem tanıtıyor, aynen hepsini aynı anda kullanıyorsundur kesin. Ama altlarına mercedes audi çekebildiklerine göre muhtemelen iyi satış yapıyorlardır, gözü kapalı tercih eden kesim çoğunluktadır.
22 k

İnfluencerler ile herhangi şekilde etkileşimim yok, olsa da etkilenmezdim muhtemelen.

hayır, hiçbirini güvenilir bulmadığımdan verdikleri önerileri ciddiye almıyorum.
29 k

Hepsi satış için sevgi ponçiğine dönüşüyor, normaldeki cool havaları birden gidiyor. Ama bazen ilgimi çeken ürün olduğunda etkileniyorum ve çok nadir de olsa alıyorum. Ece Targıt tanıtım işini dengeli yaptığı için takip ediyorum, tarzısın seviyorum.

25-e

nope. hatta bunlar paylaşıyorsa kesin bir bokluk vardır diyorum.

Hayır ya aksine itiyor yani. Nisan hakan takip ediyordum komik şeyler paylaşıyor diye. Adam da Trendyol linki verme terör örgütüne katıldı. Yakında çıkacağım takipten. Saçma sapan şeyler öneriyor bir de yani aşırı saçma geliyor. Alacağım varsa da almıyorum.

Hayır. 32 E.

Reklam parası için, iyi teklif ile gelenin ürününü övecek kişiye güvenmek mantıklı gelmiyor. Evet, reklam izleyip de gaza gelip ürün almaya ikna olmak da pek yaptığım bir şey değil.

Not: Takip ettiğim bir influencer yok.

Reklamı yapılan ürün için etkilemiyor ama sosyal medyada sürekli tüketimin vurgulandığı gönderiler, reklamlar sinirlerimi bozmaya başladı. Farkında olmadan tüketime itiyor mu diye düşünmeye başladım. Takip ettiğim bir influencer yok ama bir yerlerden denk geliyor illa.

27k

influencer denilen şeylere neden influencer acaba diyordum, şu an öğreniyorum. bana yeterince influence edememişler demek ki şimdiye kadar. neyse özetle hayır, zaten hiçbir ürünü biri güzel dedi diye almıyorum, ihtiyacım olan şeyler için ekşi ve muhtelif alışveriş sitelerinden yorumlara bakıyorum. sonuçta influencer önerisi kanald reklamından farklı bir şey değil.
33 k

Hayır 24 K

25-e

hayır hatta olumsuz etkiliyor. iyi bir ürünün bu şekilde değil de mouth-to-mouth anlayışıyla tanıtımını yapacağını düşünüyorum.

kalitesiz bir ürünüm olsaydı ilk influencerlara reklam verirdim

Cevap sayılır mı bilmiyorum ama etkileşim halinde olmamama rağmen "influencer" kelimesini duyduğum an saçlarım diken diken oluyor.
39 e

evet çok etkileniyorum. tiksinti ve türevi etkiler yaratıyorlar bende. yani aşırı etkileniyorum infuluınsır lardan.

30küsür E

Bir kremci beyefendi var. Onun tavsiyelerinden secerek alisveris listemi oyle olusturuyorum, cunku guven veriyor urun denerken.

Kremci bey dedigim, biyolog aslinda.

Sarap alirken de, deneme listemi olustururken de, Instagram´dan bol bol faydalaniyorum. Damak tadimin yakin oldugu isimler var, onlarin onerileri genelde beni tatmin ediyor. Ne icmis, ne soylemis onlar hakkinda? Profesyonel mi yoksa sarapsever mi? Prof. ise tabii bir tik daha onyargi ve acaba ile yaklasiyorum. Tabii ki kendi sattigi saraplari ovecek ve sunacak. Ancak tüketicilerdense influencerler, boyle bir durum yok. Bir üretici ile isbirlikleri vs. olursa, o ayri tabii.

Mesela V. Milor yabanci sarap onerilerinden masama koyup "ya hu ne alaka?!" dedigim bir sarap olmadi. Sürekli iyi cikan onerileri var, bu nedenle güveniyorum.

Bunlar disinda, moda ürünlerinde vs. kimseyi takip etmiyorum.
29 K

Amazon com yorumları referans noktam

İnfulinsır övüyorsa hayatta almam

Artık gelinen nokta evinin mobilyasını çekip en güzel mobilyalar için kaydırın. Kaydırınca da kel alaka ürünler :)
O kaydırın tayfasını topyekün çıktım takipten. Yemek sayfası bile takip etmiyorum tencere tas kaydırını yüzünden artık aradığım şeyi googlelayarak araştırıyorum.

Sosyal eczaci’yi takip ediyorum ben.
Bir de link, kaydirin vs umrumda olmuyor ama restoran vs bakabiliyorum bazen.

Bazen story e “dun giydigimi cok soran oldu, aynisini bulamadim ama benzerlerini ekledim, yukari kaydiriiin” diyenlere sinir oluyorum :/ influencer arkadasim var birkac tane ama millet gercekten soruyor bunlari, gercekten merak ediyorlar, gercekten aliyorlar.

Enteresan yani.

influencer veya ticari hesap takip takip etmiyorum 38e

o kadar ilgimi çekmiyor ki sanki hiç görmemiş gibi oluyorum
34 e

26E.

influcancer kitlesinden kimseyi takip etmiyorum, dolayısıyla neyi tercih ettikleri konusunda da fikrim yok. bir şeyi öneriyorlarsa da bunu para aldıkları için yaptıklarını biliyorum, haliyle beni hiçbir şekilde etkilemiyor. yani ortada bir ürün söz konusu, bu ürünü yapanlar atıyorum 5 bin lira verip birilerine "bizim ürünümüzü öv" diyorlar. bu beni niye etkilesin ki? ürünün özelliğiyle ilgili şeyler dikkatimi çekebilir tabii ama bu durumda da zaten işin influencer'lık bir yanı kalmıyor.

bir tüketici olarak reklamın benim için iki anlamı var: birincisi aşinalık (sürekli maruz kaldığım bir markayı tercih etmem veya benimsemem daha kolay oluyor), ikincisi firmanın satış için aktif çaba göstermesi ve reklam yapması. yani birisi reklam yaptığında, "ürünlerini satmak için uğraşıyorlar" diye düşünüyorum; bu otomatik olarak biraz daha olumlu bir izlenim uyandırıyor reklam yapmayan işletmeye kıyasla, biraz daha fazla güven veriyor. ama influencer dediğimiz kitlenin yaptığı şeyin benim açımdan reklamın bu "olumlu" yönüne hiçbir katkısı yok. o açıdan ben umursamıyorum. tercihimde kullanıcıların yorumları, ürünün işlevselliği vs. daha belirleyici olur.

influencer'lardan sadece güzel memesi olanları takip ediyorum. sattıkları ürünlerle hiç ilgilenmiyorum.

evin yolunu bulabilecek kadar zeki olan birisi oldugum icin hayir,
buyuk firmalar reklam yaptirirsa almiyorum, yorumlara da yaziyorum
30k

covid için çok yoğun bir belirtidir.Tat duygunuz nasıl ?
covid testlerinin yanlış yapma ihtimali var,dikkatli olun.

tat alabiliyorum orada sikinti yok. testler pozitif cikabiliyor ama benim baska belirtim yok, hastaligi bana bulastirabilecek kimsem de yok. iletisim kurdugum insanlar da evden cikmayan insanlar ve onlarda da bir sorun yok. bagisikligimin nispeten dusuk oldugu bir donemdeyim, covid olsam bu kadar basit ve kimseye gecirmeden atlatiyor olamam en azindan bi ates olurdu bence. bir de dedigim gibi bende covid oncesinde de yillardir vardi bu durum ilk defa yasadigim bir sey degil sadece bu kadar uzun surmuyordu :

Arapca dilinin ozelliginden kaynaklaniyor diye biliyorum, mesela bir italyan ingilzce konusurken sessizle bitmis kelimelerin sonuna sesli harf koymaya calisir istemsizce. bunlarin dili de boyle. O degil bir ara ne patlamisti bu olay sozlukte:) eksisozluk.com

cevab veremedi diye bir kitap vardı onun üzerinden çıktı sanırım

evet ama o kitabi bilmeyen de oyle konusuyor, arapca bilmeyen de oyle konusuyor.

(bkz: cevab veremedi)

Türkçede yumuşak sessizle biten sözcük yok (olanlar da diğer dillerden geçenler) o yüzden verdiğiniz örneklerdeki gibi Arapçadan dilimize geçen sözcüklerin sonunu sertleştiriyoruz. Arapça asılları kalb, cavab falan onların. Arapça bilen, en azından kuran falan okuyanların telaffuzu oraya kayıyor. Beyaz yakalılar nasıl İngilizceye yanlayarak konuşuyorsa dinciler de böyle Arapçaya yanlıyor işte.

Dincilere atfediliyor çünkü dinciler bu şekilde yazıyor. Birbirlerinden görüyorlar. Okudukları şeylerde de o şekilde yazıldığı için o şekilde kullanıyorlar. O şekilde yazanların büyük bir kısmı Arapçanın A'sını bilmiyordur.

sıkıntı olmaz

Faturalıysa sıkıntı yok, faturasızsa 6+3 ay içinde para yüklenmezse bloke oluyor.

Ben mi stick kullaniyorum memnunum. Ama box daha iyidir sanirim azcik yavas tepki verebiliyor mi tv stick. Gecen boxta 399 lira fiyat gordum cok iyi bence fiyat olarak amazon ya da digerlerininkine gore. Cok buyuk devasa farklar olacagini sanmam. Tavsiye ederim.

Geçen hafta box 360 liraydı amazonda. Stick 209a geliyordu.

red g+1

memnunum bende, box daha iyidir muhtemelen. Yani her işimi görüyor akılsız tv yi akıllı yapıyor. Fakat yaptığım ufak araştırmada amazonun stick inin daha iyi olduğunu söyleyenler olmuş ama bilemiyorum, tabi bu söylediğimin box ile ilgisi yok ek bir bilgi olarak verdim.

yaklaşık 1 yıldır kullanıyorum, memnunum. 60 yaşındaki kayınbabam bile bu alet güzelmiş bana da al dedi, gittim ona da aldım. o da kullanıyor, memnundur sanırım.

@red g ve @top_secret, stick'te usb girisi yok sanirim, klavyesiz kullanmak zor oluyor mu peki? en buyuk fark bu sanirim, usb girisi olmasina deger mi aradaki fiyat farki?

@tirajikomix ayni sekilde 64 yasindaki dayim diyerek artiriyorum :D

buds+ kullanıyorum. ilk başlarda biraz baş ağrısı yapmıştı (ama bende bütün kulakiçi kulaklıklar yapar) sonra alıştım. Ses olarak çok fazla müzik dinlemediğim için bir şey diyemeyeceğim. Bana yeterli geliyor. Fakat batarya ömrü uzun. Saatlerce dinleyebiliyorsun. ortam sesi özelliğini pek kullanmıyorum (bence kullanışlı değil) dokunmatiği çok iyi.

live'da ses olarak aşağı yukarı aynı kaliteymiş. (batarya ömrü daha az gidiyormuş)

Biz delonghi marka almıştık bi tane hava temizleyici, modeli hatırlamıyorum. Gerçekten odanın havasını değiştiriyordu. Dyson'un da işe yarayabileceğini düşünüyorum. Delonghide sorun filtresini değiştirmek gerekiyordu ama yedek parçacıda yedek filtre 0 alet kadardı o yüzden bir daha kullanmadık.

Venta diye bir marka var. Alman mali ona da bakabilirsiniz.

O biraz gereksiz pahalı bence başka markalara yönelin.

Bende xiaomi air purifier 3h var, sadece bademcik ameliyatı olduğum zaman 1 hafta kullandım. Sonra baktım odam tozlanmıyor, boşa çıktı. 1000 liraya bırakacağım sıfır gibi.

Filtreleri çok pahalıydı diye hatırlıyorum ben de, o yüzden vazgeçmiştim.

bu da fos oyleyse, anlasilan bize yine uykusuz alerjik geceler :( tesekkurler yukaridakiler.

dün sipariş verdim.
winix zero pro ile arasında kalmıştım.

@vaktiyle iyi biriydi memnun kalirsan bana da yazabilir misin biz de alalim?

takip ben de geceleri uyuyamıyorum alerjiden :(

Bu sabah yaptırdım
Özel bir hastahanede dahiliye doktoruna kayıt açtırdıktan sonra belirtinize göre doktorun yönlendirmesiyle test yapılıyor.
Sgklı muayene fiyatı geçerli oldu.

@purplee peki belirtimiz yok ama test sonucu lazim yine de bu prosedur mu gerekiyor?

benim gördüğüm fiyatlar en düşük 175 tl(özel bir laboratuar) en yüksek 400 tl(medical park). sigorta kapsama kısmını bilemiyorum, temas şüphesi var dedi sanırım bizim arkadaşlar ve özel sigorta ödedi.

@surprise ve @the cat in the hat, cok tesekkur ederim peki acaba sonuc ne surede cikiyordur?

pcr hemen çıktığını hiç görmedim. alınan yere ve alınış saatine göre değişiyor. en erken 16 saat civarını gördüm, ama benim sonuç 3 günde belli oldu. test yapan yer sürüntü alıyor ve onu başka biryere yolluyor. hemen çıkan ile kasıt antikor testi olabilir.

2 kez yaptırdım ikisinde de ücret ödemedim ( özel sağlık sigortam var) ikisinde de belirtilerim devam ettiği ve acilden giriş yaptığım için ödemedim muhtemelen.ilkinde pozitif diğerinde negatif çıktım.
Normalde fiyatı 300,400 tl olarak değişiyor.
Özel sigortanız varsa ve belirtiniz varsa ödemiyorsunuz yani.

Geçen gün medical parka gittim. Göğüs hastalıklarından randevu aldım. Boğazım ağrıyor başım ağrıyor test istiyorum dedim. Ücretsiz bir şekilde yapıldı.

Bütçe nedir?

Düşük bütçe için Hoover öneriyorum. Ben kullanıyorum gayet iyi. Tek problemi biraz gürültülü çalışması.

a evet butce yazmamisim ama o kadar sinirli degil yani 7-8bine kadar cikabilirim. cok iyi makineyse 10 bine kadar yolu var.

Arçelik iyidir.

Ben Bosch kurutma kullanıyorum.

Çok da memnunum. 2 sene önce 4 bin liraya almıştım.

Kurutma + makine önermemişti mağazadaki arkadaş.

Bosch öneririm.

Kurutma makinesi en iyi buluşlardan biri bence. Sadece süre çok uzun oluyor.

@makarnacanavari hangi modeli kullaniyorsunuz, mutlaka olmasi gerekiyor dediginiz ozellik var mi varsa nedir? alirken kriterlerimiz ne olsun?

kurutma uzun suruyor ama camasir asildiginda kurumasi daha uzun suruyor sonucta hele kisin kapali ortamda cile oluyor resmen camasir kurutmak. o yuzden uzun surmesi cok umrumda degil artik acikcasi ;)

Arçelik 8050YKI kullanıyoruz kurutma + yıkama. Güzel, yıkıyor, kurutuyor, vs vs. Memnunuz. Kurutma bira uzun sürüyor sadece arkadaşların dediği gibi.

5 yıl önce saklattırdık, kimse yüzde yüz içinize sinecek net bir cevap vermiyor. Ben şöyle düşündüm: ikinci çocuk yapmayı düşünmüyorum, teknoloji hızlı ilerliyor, yarın bazı genetik hastalıkları tedavi etmenin bu şekilde yolu bulunursa pişman olmak istemem dedim, maddi imkanım da vardı o ara saklattım. Şimdi unutmuştum bile başlığı görünce hatırladım. Yetkinliğim sıfır (düz araştıran üniversite mezunu baba), ytd.

çocuk doğmadan önce konuyu ve fiyatları araştırdım, kök hücrelerin farklı yollarla da edinilebiliyor oluşu üzerine vazgeçtim ondan. bir de bana son derece niş ve karanlık bir sektör gibi geliyor, kim denetliyor abi bunları. belki komik gelecek ama beden dondurma, zenginlere post apokaliptik zamanlar için vault - sığınak odası kiralama gibi hizmetlerle aynı kefeye koyuyorum bunu. en fazla ve iyi ihtimalle içinde farelerin dolaştığı unutulmuş bir depoda yıllardır bakımı yapılmamış power supply ve jeneratörlerin insafına kalmış bir soğutma odası hayal ediyorum, ver stem cellimi dediğinde verebileceklerine asla güvenmiyorum. siz de niyetliyseniz ömür boyu kesintisiz uygun koşul ısı/nem vb verilerin zaman damgalı loglarının tutulduğu ve istediğiniz her anda bunları görebileceğiniz bir altyapı talep edin.

Çocugun dökülen dişlerini buzlukta saklayın. Kordon kanı sadece üç kagitcilik.

İbrahim Selim?

stolk/ibrahim selimli bölümler aklima geldi okuyunca ama?

ay evet hele sukur yaaa :) programin da adi vardi rok,tok vs. gibi biseyler kalmis aklimda diye yazacaktim onu yazmayi unutmusum. stolk'tu evet :) hay aklinla bin yasa cok tesekkur ederim :)

Ben de bir süredir görüyorum bunu arada uçuyor da çok merak ediyorum ne böceği umarım çıkar bilen birileri:)

evet eve girmeye basladigindan beri ben de merak ediyorum. daha once hic gormemistim bunun gibi bir bocek :) cok komik tipi de :) bilen yok ama galiba :/

www.google.se

Şöyle bişi buldum ama :)

ormanlık bir alanda yaşıyorum, her türlü böcekle karşılaşmışlığım var ama bunlar bu sene çıktı piyasaya, ben de merak ediyorum.

@suicides underground bunun poposundaki tuyleri benziyor da bizdekinin kanatlari yok bembeyaz albino gibi.

www.treehugger.com

planthopper nymph şeklinde buldum ama siz de bir inceleyin:) Sitede aşağılara inebilirsiniz, çeşit çeşit kuyrukları var. Pek de güzellermiş

woolly aphid olabilir.

i.pinimg.com

afitler (yaprak bitleri) sonbahara doğru kanatlı bireyler üretip uzak noktalarda yeni koloniler kurmaya gönderiyorlar, afitlerin yüzlerce türü var o yüzden tam hangisidir söylemek zor. eğer bunlardansa insana zararı yok ama bitki filizlerine ciddi zararlar verebiliyorlar. doğal düşmanları uğur böceği, peygamber devesi, altıngözlü avcı vb.

@fingers of fury; evet galiba bunlar:). bizdeki tam olarak rhonny dayusasono'nun fotografindaki cinsi. cok komik gercekten tipi ama bize veya ciceklere zarari olur mu ki onu yazmamislar. ben isminden arayip bulmaya calisayim bakalim.

@engelbert humperdinck buna da benziyor gerci ama bizimkinin kanatlari yok ve tamamen beyaz. oyle bir cinsi var miymis wooly aphid'in onu da arastirayim bakalim ama fingers of fury'nin dedigine daha cok benziyor.

polonezköy yürüyüş parkuru çok güzel

Aydos ormanı anadolu yakasinda

aydos'ta sürekli yangın çıkmaya başladı ve aynı zamanda yokuşları olan bir yer.

belki belgrad ormanı?

Şile

yalova termal (git: )www.gezi-yorum.net

şile karakiraz kurna koyleri, sofular köyü

İatanbul içi isterseniz hafta içi sakin olacak yerler: Mihrabat Korusu, Hıdiv Kasrı, Beykoz Korusu, Tema Park.

Ben kullanıyorum. Singapurdan almıştım, memnunum.

Uzak dogu mekanlarinda bununla cay getiriyorlar. Bence sunum amacli guzel ama eve alinacak bir ozelligi yok.

ben de ev için alır mıydım bilemedim. sanırım içindekini epey süre sıcak tutuyor malzemesinden dolayı, özelliği o galiba yani. bende cam demlik var, çok istersem onu kullanıyorum bitki çayında. içini görmek ve malzemenin kolay temizlenmesi, ince olduğu için hafif olması falan daha güzel geliyor.

evet gereksiz bir alisveris olacak gibi alsam vazgectim oyleyse cok tesekkurler :)

Yol yanlış, covid-19 da BT(tomo) ile sürüntü testi sonucuna göre teşhis koyuluyor. Örnek; Benim kan ve röntgen temiz çıktı fakat tomogrofide buzlu cam görüldü akabinde doktor sürüntü testi istedi ve sonuç pozitif geldi.

Sorunuzun cevabı; akciğer filmi sonucuna göre covid çıkma ihtimali vardır yada yoktur demek sağlıklı olmuyor.

yani o kiside hala corona olma ihtimali var midir? teshis faranjitmis cunku, coronayla karistirilabilir mi ki?

biz işyerinde test olduk. benim boğazım ağrıyordu o günlerde. sürüntü negatif çıktı, tahlillerde de enfeksiyon çıkmayınca (CRP ve bir kaç değer daha), üşütmüşsündür denildi. sağlık ekibi kan vb. alıp doktor gelmediği için boğazıma falan bakılmadı. biraz daha devam etse (öksürük vb.) film çektirecektim.
örnek olması bakımından anlattım. faranjit diyen aslında kanda enfeksiyona baksaydı iyi olabilirmiş.

enfeksiyon testi nasil yapildi, faranjit teshisini koyan neye gore koydu bilmiyorum aslinda, onu bir ogreneyim. peki suruntu testi ve tomografi sonuclari ne kadar surede cikiyor acaba?

ben anne tarafı karasuluyum çocukluğum geçti orda, en son gittiğim ile bir önceki gidişim arasında 10 sene vardı, acayip değişmiş, her yerde villa var, önceden sokakta ışık yok diye yürümeye korkardım heryer avize gibi olmuş şimdi. insanı biraz çomardır ama yazlık yere adapte oldukları için çok yansıtmazlar, denizi biraz tehlikelidir villa havuzlu ise iyi, denizi çok dalgalı oluyor her sene birileri boğuluyordu sanırım sahilin bir bölümüne dalgakıran koymuşlar biraz kotarmışlar işi. trabzonlu çok var karasuda, trabzon insanı da malumunuz. ucuza kapattıysanız villa alınabilir istanbula da yakın olması açısından iyi. her sene festival gibi şeyler olur eğlenceli akşamları var.

Koşarak uzaklaş

karasu'dan yazıyorum. yerel halk tutucudur. ama tatilcilerin bulunduğu deniz tarafında çok az yaşarlar. genelde tatilciler vardır çevrenizde. ben de istanbul'dan gelen bir tatilciyim. büyük sorun yaşamadım. ama bir alaçatı beklemeyin. deniz sezonu çok kısadır. güneşten değil dalgadan. ama villarda genelde havuz olduğu için oradan karşılarsınız.

istediğiniz tip ve çeşitte villa vardır. uygundur fiyatları.

alaçatı, bodrum, izmir, muğla gibi bir standardınız varsa yanlış seçim olur.

deniz sevenlere pek hitap etmez (bkz: karadeniz). ama temiz havada kafa dinlemek için iyi bir seçenektir.

çok kalitesiz bir yer.

Karadenize doğru giderken bir sonra gelen komşu ilçesi Kocaali’den bildiriyorum :) 17 km sahil şeridi var ve sahil kesimi ya almancı ya istanbullu aileler. Ortam nezih. İç kısımları bilmiyorum biz de yeniyiz ama esnafı oturan normal halkı çok yardımsever ve yeni popüler olduğu için daha uygun.

Ben de az önce başlık açmıştım bu konu hakkında. Vestel için çoğu kişi uzak durun diyor, fiyat olarak çok cazip şuan ama okuduklarım başka firmaların aynı fiyata daha iyi olduğunu söylüyor. Kullanan arkadaşların tavsiyelerini ben de merak ediyorum.

yaklasik 10 sene once vestelin en basic modellerinden birini aldim. 5 yil garantiliydi aldigimda, hala tas gibi ve yikamasindan cok memnunum. bi daha alsam direk vestel alirim.

Beko aldık, bir yıl önce. Üç programlı olanını. Hiç memnun değiliz• güzel yıkamıyor. Hep yoğun programda yıkıyoruz. Yoksa pis bırakıyor.

iyi markalar uçmuş. 1-2 hafta önce grundig aldım. a++ enerji ve 14 kişilik ti.

arçelik satın almış, arçelik servisi kurdu etti. fiyatı uygunda aldık. baya teknolojik sensörlü falan. memnunuz. çok para vermeye gerek yok

Altus al gec. Vestel hakkaten alinmaz

Yurtdışı; beko aldim çünkü banyo kapisindan gecebilecek fazla marka yoktu :)
Ama özellik olarak; en az 7kg, hizli yikama, hassas yikama, a+++ olmasina dikkat ettim. Bir de darty makineyi "saglam" listesine eklemisti ondan.

sesli mesaj komutunu duyana kadar caldiriyorum. niye ayip olsun ki. hayir orada degilse zaten acamaz, kac kere caldirdigini nerden bilecek de senin gosterdigin adabi anlamis olacak?

Ben de 3 kere falan çaldırıyorum. Açıkçası uzun çaldırmak anlamsız geliyor. Ofiste bazen arkadaşlar telefonlarını masalarında bırakıp bir yerlere gittiklerinde o telefonun uzun uzun çalması, sonra çağrı düştükten sonra diğer tarafın tekrar arayıp çaldırması... Deli ediyor.

ailem ve arkadaşlarım dahil 3 defadan fazla çaldırmıyorum ben de. Bazen gördüğümüz halde açamadığımız oluyor çünkü, sessiz bile olsa açamazken telefonun çalmaya devam etmesi insanı geriyor.

benim eski telefonu aradıklarında arayan çalma sesini duyarken benim telde tık yoktu. 2-3 defa çalma sesi geldikten sonra benim telefon çalmaya başlıyordu. araştırdım çoğu eski android telefonların kronik sorunuymuş.

haberin olsun sen telefon çalıyor açsınlar diye beklerken karşı tarafın telefonu daha çalmaya başlamadan sen kapatabilisin. uzun çaldırmanın bir sakıncası yok. açmayacak adam açmıyor zaten.

Ben 4 veya 5 sefer çaldırıyorum çünkü duymayabilir, çantasından çıkarana kadar kazı çalışması yapması gerekebilir, başka odadaysa yetişmek için koşabilir vs.

3 kere çaldırıyorum. zaten ulaşabilecek seviyede müsait ise açar. değilse çaldırmanın manası yok uzun uzun.

Üçü geçince zaten sıkılmaya başlıyorum en fazla üç.

müsait değilsem ve arandığımı gördüğüm halde açamıyorsam telefonumun uzun uzun ve sürekli çalmasından rahatsız olduğum için ben de genelde 3-4 kere çaldırır kapatırım.
ancak çok yakın arkadaşlarımı falan aradığımda açılana kadar çaldırırım.
onu da her zaman yapmam.

bir işim olduğu için "birazdan ararım" diye düşünüp o an cevap vermiyorum mesela.
ama telefon sürekli çalınca "acil bir şey mi var?" duygusuna kapılıyorum.
o an işimi yarım bırakıp telefonu açtığımda öylesine bir şeyse, "birazdan arayacağım" diye kapatmak bazen çok sinir ediyor beni.
boşuna dikkatim dağılıyor çalışırken falan.
"nasılsa bir çağrı düşüyor" demek doğru değil bence yani.

Aynı senin gibiyim ve şık olanın bu olduğunu düşünüyorum.açmazsa ısrar etmeyip acil bir şeyse mesaj atıyorum,.

Telefonumu keyfi açan birisiyim.birileriyle konuşurken,bir şey okurken,oyun oynarken kısacası başka bir işim varsa telefon ekranına veya tablete bakıp kim olduğunu görüyorum.titreşimde olduğu için kendi haline bırakıyorum.eğer telefonunu uzun uzun çaldıran biriyse ona dönüş yaptığımda direk çok çaldırmamasını söylüyorum.acil bir durumsa mesaj at diyorum.aynı durumu tekrarlarsa blokluyorum.

Ben de dörtten fazla çaldırmam; bir tek annemi bayağı uzun uzun arıyorum çünkü telefonu bulup açması o kadar sürüyor zaten.

Beni aradiklarinda bunun ile ilgili bir sorunum yoktur ama; arandiktan sonra kaç kre çaldığının önemi yok benim için.

3 bana çok kısa geliyor, genelde bana gelen aramaları düşününce 3 seferde kesin açamazdım.

öte yandan telefonunu iş için çok sık kullanan insanlar mesela ofis ortamında telefon önünde, çaldığı gibi ekrana bakıp ilk çalışta açabiliyorlar,

sanırım insanların işlerine göre de değişebilir bu 3 5 olayı.

Sonuna kadar çaldırırım. 8-9’dan sonra falan kapanıyor sanırım.

65 yaşına kadar olanları ararken 3-4; 65 yaş üstü ararken mümkün olan en uzun.
65 yaş altı tekrar aramam aramasını beklerim. 65 yaş üstü 1-2 saat geçti ise tekrar ararım.

Herkese 3. Aile merak edildiği için sonuna kadar.

3 kere çaldırım, elim artık kapat tuşuna gider, basmadan önce bir iki saniye daha beklerim, 4üncü çalmış olur zaten, kapatırım.

ailem de öyle yapar, bir kaçı dışında arkadaşlarım da.

bu işin kuralı olarak 4 defa biliyorum ben. biri oturup kural koymuş mu etmiş mi bilmem ama ben çevremde 4 kere çaldırıp kapatmaktır evla olanı.

açmadıysa mesaj atarım ardından, şu sebeple aramıştım diye.

Fotoğraf makinesi ve telefon alırdım. Uygun fiyatlı 2-3 bin lirayı geçmeyecek bir Samsung işinizi görür. Kalan parayla da fotoğraf makinesi alabilirsiniz.

Samsung kaliteli fotoğraflar çekmiyor. Kamera ve pil kalitesi cihaz kullanılmaya başladıktan sonra yavaş yavaş ölüyor. 7 bin liram olsa samsung telefon almazdım.

ben olsam 7 bin liraya iphone 11 alırdım bu bütçe ve isteklerle.(pil performansı da baya iyi görünüyordu, kamerası da gayet güzel)

Diğer türlü 4500 liralara Samsung S10e vb. S10 serisinden bir telefon bakabilirsin bence.

sadece telefon alinabiliyor bu parayla oyle bir secim sansi yok, sadece onu almasin demeyelim sunu alabilir diyelim.

Samsung Note 10.

s10e güzel telefon, boyutu da büyük sayılmaz. fotoğraf konusunda da fena değil, bir iphone değilse de kamerası kesinlikle iyi. fiyatı 4500 civarıydı en son baktığımda.

iphone 11 alırdım.
samsung note 10 da internette o fiyattan ucuza bulunuyor.
ama en önemlisi ne olursa olsun artık androidden vazgeçsin. en uzun ömürlü ve kaliteli iphone, boş yere inat etmesin.

@Cesario o laf abarti biraz. 2014'ten beri aktif olarak kullandigim bir android telefonum var (samsung galaxy alpha) ekim ayinda 6. yili dolacak hala catir catir calisiyor. o nedenle o tarz genellemeleri pek dikkate almiyorum acikcasi.

oppo ve redmi'yi onerme sebebi nedir bir de? o ozellikleri inceleyelim.

iPhone 11.

güncellemelerle çöp olan iphone'dur. 3 sene sonra uygulamarın açılmasını 5 saniye beklemek zorunda kalırsın. snapdragon işlemçili kamerası iyi bir android alabilirsin f/p için. önerim xiaomi note 10 lite 3500 tl, şu an piyasanın en iyi f/p'si.

illa 7 bin vereyim bir tık üst özellikler olsun diyorsan samsung s20 plus veya samsung note 10.

www.youtube.com

www.youtube.com

@la traviata ikinciye benzer bi tarif ben de biliyorum ama bunlarin ikisi de kuru kayisi :( bana duz meyvesi icin tarif lazim.

Kayısılı muhallebi? Çok severim, yapımı da çok kolay.

denenmis tarif varsa cok super olur :)

anladim.
valla bu sicakta en guzeli kayisiyi kaynatmak serbet yapmak.
sonra suyla seyreltmek ve buzla icmek. (cok sekerli olmayacak ama)

kayisi form itibariyle normal meyve haliyle ancak yogurt vs gibi seylerle karistirilip tatli niyetine yenir sanirim. ya da belki tatli ustu süs gibi. kayisiya ozel bi tatli gormedim hic.

@la traviata, aynen ben de dusundum aklima pek bi tarif gelmedi. internetten bakip denenmemis bir seyi denemek de istemedim. biraz fazla alinmis evde olunca degerlendirmek istedim ama ne yapacagimi bulamadim. cok kucuk olmasa ayva tatlisi gibi biseyler yapayim diycem ama dedigin gibi form itibariyla pek musait degil :/ sirke filan yapacagim hicbir sey bulamazsam.

Kaysefe

Şeftalili crumble yaptım geçen çok güzel oldu. Kayısıyla deneyin isterseniz.
Link koymaya üşeniyorum. İdil Yazar’ın çilekli crumble yazım YouTube’a

acaba o coğrafyalardan biri gooogle hesaplarından birini çalıp geziyor olabilir mi. google hesaplarından lokasyonlarına bir bak.

ortak bir ağ kullanıyorsan ofis gibi, başkalarının internet kullanımı da sana gelecek önerileri etkiler.

bana da hintçe reklamlar çıkıyor arada.

@buenosdias, kontrol ettim bir anormallik gorunmuyor hep benim etkinliklerim var.

@the last, yok evdeki kablosuz baglanti onu da yabanci biri kullanmiyor.

duyuru'yu adblockla kullanıyodum. Bi kaldırıp baktım reklamlara, hep Türkçe ve genelde girdiğim alışveriş siteleri falan. Sizdeki gibi bi soruna denk gelmedim.

Bu arada ilk kez adblock'u açtım sanırım burada. Amma çok reklam varmış yahu sitede..

Erir gider, olmaz. O kadar erir ki, çikolatayla karıştırıp pasta üstü kreması yapılıyor, denedim. :)

Pişmiş bisküvinin birsürü yağ eklenerek sürülebilir hale getirilmişi o. Biscoff spread'e ne kadar un yumurta gider diye uğraşana kadar kolay bir kurabiye tarifi bulursunuz.

ben de oyle tahmin ettim de belki bi umut sorayim dedim :) tuh kolay kurabiye olur diye heves etmistim neyse artik tesekkurler :)

hem masraflı olur, hem de kobuzchu kız'ın dediği gibi içine eklenecek malzemeleri ayarlamak uğraştırır bayağı.

bildiğim kadarıyla hazır bisküvi, kurabiye gibi şeyleri rondoda çekip içine birkaç şey ekleyip kurabiye hamuru haline getiriyorlar, bu tarz tariflere bakabilirsin. veya pratik kurabiye istiyorum dersen fıstık ezmesiyle yapılan çok kolay kurabiyeler var, onlar da iş görür.

değişmez. belki sadece paralı kanallarda kalkar. sinema kanalları, dizi kanalları vs.
izlemeyerek sinirimi bozmamaya alıştım.

Ay her gördüğümde aynı şeyi düşünüyorum; sanki böyle yapınca farkedilmiyor aksine daha çok farkediliyor. Ayrıca sağda solda sürekli sigara içen insanları çocuklar da görüyor zaten. Anlamsız, saçma sapan bir hareket.

Ben değişir diye düşünüyorum ya da umut ediyorum diyelim.

Benim de sinirimi bozuyor. Hayır yani anlaşılıyor blurlanma olsa da. Programın akışını, görsel yapısını bozmaktan başka bir halta yaradığı yok. Bir de içki sigara olsa yine iyi. Bir ara kadının omzunu blurlamışlardı. Kemal sunal filmlerinde sıkça geçen eşekoğlueşek bile sansürlenmişti ya. Kafayı yiyorum. Artık bu insanlarla dalga geçmektir, saygısızlıktır. İzlemiyorum sırf bu yüzden tv.

Hükümet değişince bu saçmalığın kaldırılacağını düşünüyorum. Tabi yine tepki gösterenler olacaktır.

Ben memnunum hatta az bile buluyorum. Tekel ürünlerinin tamamen yasaklanması taraftarıyım. Bu tabi şu an için çok zor ama en azından tekel ürünlerine tek çeşit ambalaj ve sadece lisanslı yerlerde tüketim şekline gidilebilir. İkinci konu mevcut hükümet değişsede sansür konusunda pek bir değişiklik olacağını sanmıyorum zira bu konu anayasada yer alıyor.

Tam bir sacmalik. Televizyon zaten izlemedigim ve Turkiye'de yasamadigim icin gormuyorum genelde ama 1-2 yilda bir geldigimde "Evet lan, bunca sacmaligin arasinda bir de boyle bir sey vardi" diye hatirliyorum.

Chp'nin bir başka vaadide baş örtüsüne özgürlük getirmekti yine bir başka vaadi ülkedeki bütün fakirlere 600 tl maaş vermekti. Siz meselelere duygusal baktığınız için öyle düşünüyorsunuz. Tekel ürünlerine uygulanan sansür "özgürlükler" kapsamında değerlendirilemez. Devlet vatandaşını korumakla yükümlüdür. Ayrıca tekel ürünlerine uygulanan vergi türü tamamen caydırıcı niteliktedir.

Türkiye'de yapılan olumsuz herhangi bir değişikliğin geri alınmasına örnek aklıma gelmiyor. İktidar değişse de bu saçma uygulama başımıza kalır diye düşünüyorum. Şaka maka bu uygulamadan memnun olan, çoluğumuz çocuğumuz TV izleyip alkolik olacak diye düşünen bir kesim var. Ama sigaraya bir şey deneceğini sanmıyorum, onu mozaiklemeseler de kimsenin sesi çıkmaz.

Anayasa devlete gençliği kötü alışkanlıklardan koruma görevi veriyor da, bunun yolu evde anası babası püfür püfür sigara içerken televizyondaki sigarayı mozaiklemek değil.

Gormezse nasıl odeyecek?detaylı bir şekilde iletiliyor,onlarda inceleyip ödeme onayı veriyorlar.seneye fiyat verirkende bakıyorlar senin neyin var diye ona gore risk belirliyorlar.

odemeyi sigortaci bizzat yapmiyor ki? provizyon talebi gidiyor, sigortadan onay geliyor. onayi veren kisi benim sigortada gorustugum kisi degil. benim asil sordugum acentada gorustugum kisilerin ne kadar ayrinti gorebildigi.

onların nefreti almancılara karşı olduğu için bir yerden vurmaya çalışıyorlar. malatyalı bir teyze 10 tl koysaydı kimse cimri demezdi. almancıları ben de sevmiyorum orası ayrı.

Gönülden geçendir. Muhtemelen durumu çok da iyi değil. Ergen veya ergen zihinli kişilerin yorumları bence onlar.

Linç kültürünün korkunç bir yere gittiğine güzel bir örnek. İnsanlar ne yapsa yaranamıyor artık kimseye. İsterse 5 euro bırakır isterse hiç bırakmaz. Her şeyi eleştiren tayfa bir rahat bıraksın artık insanları..

Bunu linç edenler muhtemelen isyankar ergen tayfa. Hiçbir şeyi beğenmemeye yemin etmişler.

En hastasi oldugum da bari 100 euro biraksaymis diyenler. 100 euroyu hayatlarinda gorduklerini sanmiyorum. 100 euroyla burada ekmek falan aliyoruz sanıyorlar heralde. Millet 1.5-2 haftalik mutfak alisverisi yapar tek kisi 100 euroya.

sözlükte de kimse dememiş, kadının durumu kötü olabilir ama muhtemelen kendi parasını bile kazanmıyor başkasının eline bakmak zorunda. para bırakmayıp sadece o notu bile bırakması çok anlamlı. kaldı ki bir öğrenci için 10 euro hiç de az değil, şu anki kurla 76 tl. paraya az demek ayıp bence. 10 lira bıraksaydı da az denmez. herkesin imkanı farklı.

benim takıldığım 10 euro değil de almanya'da yaşayan bir türk'ün yazı yazmayı bilemiyor olması. hem cümle kuramıyor, hem de yazısı çirkin. bu insanlar en gelişmiş ülkelerden birinde refah içinde yüzerken biz burada o 10 euro için adam bıçaklayacak tiplerle birlikte yaşıyoruz.

Makedon hocam, takılmamak lazım. Almanya'ys gidip Almanca öğrenmeyen insan çok var. Ülkemizde de okuma yazma bilmeyen çok fazla insan var. Komşum emekli öğretmen ama karısı okuma yazma bilmiyor. Çok garip ama alışmak lazım artık. Maalesef.

Saçma tabi ki. Bu ona devletin sağladığı bir imkan. Nitekim o kaldığı oda da, yatak da o öğrencinin şahsi malı değil, devletin sağladığı bir imkan yine. Öyle bir not bırakmak zorunda değilken bile harçlık bırakması gayet şık, içimizi ısıtan bir hareket. Ayrıca curious mind +1

takip numarası yoksa aliexpress takipsizlerle karışmıştır o.

benim takipsiz baloncuklu zarflarım nedense bazı ptt'lerden asla bana ulaşmadı.

Pandemi sureci etkiledi. Ben fransa'da 1 ay posta almadim misal.

@logisticsmanager, elimizde bir referans olarak ayni gun dublin'e gonderilen ayni boyuttaki zarfin dun ulastigi bilgisi var bu arada soylemeyi unutmusum. genelde dublin'le ayni donemde ulasirdi istanbul'a da ama bizim su vergi isleri araya girince surec ne oldu onu da bilmiyorum tabii.

Aynı ülkeden takip numarası olmayan ve ptt tarzı bir kurumla gönderilen zarfımız sanırım kayboldu çünkü bana hiç ulaşmadı. Pandemi sürecinden iki üç ay öncesi

18 gün önce aliexpressten sipariş verdim. 3 gün sonra istanbul'a geldi. 15 gün ptt'nin keyfini bekledim.

@lenah ben 30dan sonra bu sorunu yasayan kimse duymadim ama sadece benim mi kulagim buyuyor :)

@lenah, nasil bulunmaz ya aciyor cok fena :/ ama burada asil anlamaya calistigim sey gozlukle ilgisi olabilir mi? cunku gozlugu bu kadar sık takmiyorken hic boyle bi durum yoktu.

hocam kemik gözlüğün kulakla birleştiği yer, ağırlık ve darlıktan dolayı ağrı yapmıştır, bende de oluyor çünkü

cok tesekkurler sanirim bendeki durum da bu cunku gozlugun kulagimin uzerinde durdugu kisim da surekli agrimaya basladi. peki nasil cozdunuz ya da cozdunuz mu? rahatsiz ediyor cok her uykudan boyle uyanmak :(

gözlükçüye gidip kafa enime göre sapını ayarlattım ve genişlettirdim. ısıyla açıyorlar. Şikayetlerim azaldı ama uzun kullanımda çok yoruyor. Bu sebeple hafif gözlük modellerine terfi ettim.

kısa cevap: evet zordur.
şirketinde bunu yapabilecek bir it'ci çalışıyorsa o şirket kurumsal ve büyük bir şirkettir, zira her yiğidin harcı değil; bu durumda da bunu yapmaya cüret etmez o it'ci. gerçi kurumsal şirketten bağımsız, bununla uğraşması için sana ciddi şekilde kafayı takması gerekir, öyle bir potansiyel var mı onu ayrıca düşün.

buna önlem alana kadar siber güvenlik konusunda alman gereken daha hayati önlemler var denebilir. seninle hiçbir alakası olmayan bir hacker'ın banka ve şifrelerine ulaşması daha muhtemel bence.

banka hesabına girerken kullandığın uygulama ve websiteleri üzerinden şifreye erişmek ağ üzerindeki herhangi bir güç tarafından kolay kolay gerçekleştirilemez. ağa bağlı kişisel bilgisayarın ortak paylaşıma kapalıysa(default olarak kapalıdır) bu da pek mümkün değil.

kısacası fbi ya da anonymous peşinde değilse sorun yaşayacağını sanmıyorum.

türkiye'de genel olarak servis sağlayıcılar cgn ip denilen son kullanıcıya aynı ip adresi verilen havuzu kullanır.

yani aynı mahallede aynı apartmandaki adamla ip adresin aynı olabilir. bundan dolayı zaten birçok port servis sağlayıcı tarafından bloklu olacağından ulaşması zordur.

özetle evde mesela güvenlik kameran olsun, buna ulaşımın bile mümkün olmayabiliyor cgn ip sisteminde.

imkansız gibi denebilir.

onun yerine dikkat edilmesi gerekenler:
- phishing mailleri
- virüslü mailler
- kripto virüslü mailler

bunlar daha çok iş kullanıcılarını hedef alıyor artık 3 ay önce şirkette birinin phishinge kurban gitmesi sonucu herkese kripto maili gitti. kimsede admin olmaması nedeniyle kurtulduk.. çok dikkat etmek lazım.

iş bilgisayarını takip edebilir. diğer şeylere girişi biraz zor.

@Bruce, ben tam tersini dusunmustum. buyuk sirketlerde bir suru guvenlik onlemi kullanici rol tanimlamalari filan oldugu icin kucuk sirketlerin kendi kurdugu minimal sistemi kurcalamasi daha kolay olur gibisinden. bu durumda sikinti yoktur oyleyse. anlik paranoya yoklamasi geldi gitti neyse ki sorun yok bu durumda :)

bu soruyu 10 sene önce sorsaydın mümkün derdim ama şu durumda imkansıza plank uzunluğu kadar yakın. :p kameranı kapat yeter gerisini boşver

Gerekmiyor.

Yok gerekmiyor geçen hafta şehir değiştirdim