eskiyi düşünmeyeceksin. Bu pc'yi genç biri alsa oyun bile pek oynayamaz sanki.

Ben gtx1080, 32gb ram, i7 8700k işlemcili (+Noctua fan) pc'mi 9000'e verdim bu yıl. İlanı 12-13'e açmıştım.

980ti'lar geçmişte 850 dolara mı satıldı hatırlamıyorum ama mesela ben amazon abd'den 1080'i 450 dolara getirtmiştim. Tüm pc'ye 1300 dolar civarı bişey vermiştim sanırım. Çeyreğine mi gitti tam hatırlamıyorum 9000 lira işte.
www.eksiduyuru.com

edit: biliyorum kıyamıyorsun, ama yeni pc alacak birinin gözünden bak. Benim pc seninkinden iyiydi hala kurgu da yapıyordum oyun da oynuyordum ama artık elden çıkarmak istiyordum. Yüksek fiyattan koyunca 3-4 ay öyle bekledi sonra düzgün bi teklife sattım gitti. Mesela millet şimdi rtx3060'lı bi pc buluyor işlemcisi ram'i düşük bile olsa 20 bine onu buluyorsa bilmemkaç düşüğüne eski pc almak istemiyor.

edit2: benimkine 9000tl dedim ama seçim öncesi sattım ben. Dolar ile oradan bi endekslemek lazım. Fakat Ocak'ta ilan açıp Mayıs'ta satabildim onu da söyliyim :D

@nhk $650 liste fiyatıydı. classified edition $700'dü bunlar amerika fiyatları tabi. amazondan aldım kargo ve gümrük masrafı derken $850'yi buldu. ama türkiyede fiyatlar daha da yüksekti. sc gibi alt tier modeller bile daha pahalıydı türkiyede benim bunu amazondan getirttiğim fiyata kıyasla.

980ti ile oynanamayacak oyunlar az ya. tripple a oyunların çoğunu yine bi 60fpsle oynatır ayarları kısarsan. esports için ise fazlasıyla yeterli. en popüler oyunlar bunlar zaten, valorant lol vs. ikisinde de 300-400fpsleri görüyorum. 3060 demişsin evet daha iyi. ama işin içine ray tracing girmeyince öyle 2'ye 3'e filan katlamıyor 980ti'ı bu da. döneminin kralıydı. gtx titan'dan yüksek oyun performansı vardı. yani 9-10k'ya satacağıma kenarda yedek dursun derim. ana sistemimde bir problem olursa yeni parça gelene kadar işimi görür.

fsr yaygınlaştıkça ömrüne ömür de katabilir hala. amd tüm kartlarda kullanılabilir şekilde çıkardığından 980ti da yararlanabiliyor upscaling işinden. çöp olmasına daha çooooook var.

6500xt'li sistemler var mesela 18-20k bandında. 980ti daha güçlü. hala sıfır olarak alabileceğin güncel kartlarla yarışacak güçte. rtx3050'den de çok geri kalmıyor ray tracing'i saymazsan. ama ray tracingi saymanın anlamı yok zaten 3050 ile de oynanabilir seviyede fps alamıyorsun zaten açınca :D

1080'li sistemi o fiyata satmak senin kararın tabi ama dediğim gibi ölü fiyata vereceğime yedek tutmak daha mantıklı kalır. satılsın gitsin diye fiyat kıramam eğer çok ucuza gidecekse.

anladım o zaman ilan koyup beklemek mantıklı. Ben minimum 1 yıl yurtdışındayım o sebeple elden çıkardım macbook pro aldım, diğer türlü hala iş görürdü ona katılıyorum. Fakat bizim gibi düzgün pc toplayıp 5-6 yıl kullanan kişiler için ikinci el satış kötü gerçekten. Ya birkaç yılda bir parçaları satıp güncellemek lazım ya da koleksiyoner gibi elde tutmak lazım sanki.

Her parçanın ikinci el değeri aynı oranda düşmüyor. Mesela kasalar çok hızlı düşüyor, ikonik bir model değilse ikinci elde çok bir değeri yok.

Bu nedenle, aynı ya da eş değer parçaların ikinci el değerlerini göz önünde bulundurarak fiyat belirleyin. Parçalara tek tek bakarsanız, siz toplu satacağınızdan dolayı bir miktar daha indirim yapmanız gerekebilir.

(bkz: üçlü averaj)

Bahsettiğin senaryoda Üçlü averaja bakılacak üçlü averajda Galler lider biz 2. Hırvatistan 3. oluyor zira Türkiye Hırvatistan ve Galler'den toplam 6 puan almış olacak, Galler 7 Hırvatlar da 4 puan. Yani tüm maçlar bittiğinde en kötü ihtimal 2. olarak gidiyoruz bu şekilde.

www.reddit.com

surada sormayi deneyebilirsin.

Merhaba,
Amsterdam icerisinde buyuk magazalar yok malesef. Eger yol bisikleti icin bakiyorsaniz belki Cor Mantel 2wielers ya da Kaptein Tweewielers'da bulabilirsiniz. Google maps size yerlerini gosterecektir.
En mantikli secenek ise Utrecht'teki mantel mega store. Amsterdam'dan trenle yarim saatte ulasabilirsiniz.

Konunun uzmani degilim ama BDDK'dan bir arkadasim Apple/Google Pay'in sadece Turk bankalari ile kullanilamadigni soylemisti. Yani bir Turk bankasindan aldiginiz kredi/banka kartinizi Apple/Google Pay'e ekleyemiyorsunuz cunku banka izin vermiyor.

Ancak Apple/Google Pay'in aktif oldugu bir ulkedeki bankadan alinan karti ekleyip Turkiye'deki POS makinelerinde alisveriste kullanabiliyorsunuz. Yani burada kilit nokta odeme alan sirketin hangi ulkede oldugu vb degil, odeme yapacak kisinin bankasinin bulundugu ulke.

Sorunuza gelirsek, odeme yapacak kisiler yabanci bankalarla calistigi varsayilirsa, Turkiye'deki sirketin bu ozelligi kullanmasi mumkun. Test icinse ya yabanci bir banka kartiniz olacak, onu Apple Pay'e ekleyip test edeceksiniz ya da su sekilde alengirli yollar varmis ama hic denemedim (kopyala yapistir yapip :// sonrasi boslugu silin)

https:// muakyurt.medium.com/i̇sviçrede-online-banka-hesabı-açmak-ve-türkiye-de-apple-pay-ile-kullanmak-d7826e68b9ee

Yurtdışında yaşıyorum, buradaki bankadan aldığımız kredi kartları apple pay - cüzdan kısmına eklenebiliyor. Türkiye'ye gelince ödeme yapabiliyoruz. Aslında inanılmaz rahatlık, burada araba ruhsatı, kimlik kartı vs herşey iphone cüzdan'a eklenebiliyor. Dışarıya sadece telefonla çıkıyorum uzun süredir. Cüzdan taşıma derdi sona erdi.

Türkiye'de @sertac akin'in da belirttiği gibi BDDK onayı olmadığından çalışmıyor.

Şu an tekrar öğrencilik geldiği için ms office, ama olmasaydı libre kullanırdım (ücretsiz muadili).

~
macos'un içinde gelenler ms office ile ne kadar uyumlu save as yapabiliyor bilmiyorum ama kendi içlerinde iyiler epey iş görürler her türlü.
Ben tez, makale mevzularına daldığımdan zorunda olarak ms office.

Google Drive

Ne yaptığına bağlı. Ben de Onedrive'a para ödediğimden dolayı Office kullanıyorum ama mesela Apple'ın kendi Pages-Keynote-Numbers'ı hiç fena değil hatta Keynote Powerpoint'ten çok daha şık şeyler yapmaya izin veriyor.

Sanıyorum sadece Excel rakipsizdir veya Google Spreadsheets online olduğu için iyi alternatiftir.

Cok cok az işim dustugu ixin libre office kullaniyorum.

illa indirmeli bir sey yapacaksam libre office var. genelde google sheets/documents kullaniyorum ama.

Geçen hafta başvuru yaptım, Ben ne olur ne olmaz ekledim.
Vizenin tüm amacı oraya gidip de geri döneceğinize inandırıp kanıtlayabilmek. Cover letterda da geri dönmek için gerekçeleriniz olduğundan bahsetmeniz faydanıza olabilir.

Avukat tutun, burdan yada netten elde ettiginiz bilgilerle birşey elde edemezsiniz.

Durum anladığım kadarıyla karşılıklı uzlaşı ile ticaret olmuş. Bunun adı dolandırıcılık degil, güveni kötüye kullamma olur.

Tabi ürünün faturası muhasebesi hatta pos cihazından çekilen rakamın kdv si bile incelenmesi gerekir.

Elbette iade olmaz ürün nette alınmadıysa,

Açıkçası mobilyanın kıymeti vs tam bilinmiyor.

Avukatınız bir kaç yönden bu mobilyacıları sıkıştırabilir bankaya charback başvurusu da dahil. Avukatınız gerekli belgeleri inceledikten sonra yasal surece karar verecektir.

Masa Takımına 60 bin TL denilmiş. 30 bin sandalyelere verilmiş (Kredi kartı ile sandalyelere ödeme yapılmış orada sorun yok). geri kalan 30 bin için senet imzalamışlar 10 bin euro'luk :) Masa gerçekten de pahalı bir masa. Ama babam 30 bin TL diye düşünerek imza atmış. Adam hatta Facebook'ta şu şekilde paylaşım yapmış. Bu arada Fatura da yok.

Tecrübeli bir avukata danışın. Zaman kaybetmeden hızlı davranın.

Avukat +1
Buna ek olarak benim bildiğim Türkiye'de döviz ile çek olmuyordu, o konuda arastirilmali. O yüzden kesin avukat.

Adamı dolandırıcı olarak niteleyip, verdiğin linkle adamı ifşa ediyorsun. 'Ticari itibar' gerekçesiyle sen dava konusu olmak istemiyorsan o linki kaldır bence.

10 bin eurluk senet ne la şaka mı?

Adamı öperler.

Eğer istersen sözlümte başlığını açayım, gerçi başlık açma yetkileri de değişti. Bilmem açabilir miyim ama denerim. Detayları, adresine numarasına vs kadar iletirsen eğer açabilirim.

dükkna gidip kararlı bir şekilde çeki düzelttirin
mobilya sitesinin yönetimine de başvurabilirsiniz
yerleşik bir dükkan ise böyle bir olaydan dönerler

Hocam sizin anahtarlarınızda büyük ihtimalle anahtarı gece görebilmeniz için yanan ledler var. yani ışığı söndürünce anahtarın üzerindeki led yanıyor. normalde led olmayan ampülleri o küçük enerji aydınlatmadığı için görmüyorsunuz, ama led takıp ışığı kapatınca led ampülünüz de azıcık yanıyor. siz anahtarı açacaksınız ve anahtarın arkasında yukarıda anlattığım devreye değil, sadece ampüle giden yere kabloya bağlayacaksınız. bunları yapmadan önce sigortaları kapatın. ve daha sonra da anahtar üzerindeki ışık yanmayacak. eski nesil bu tip anahtarlar led ampüllerle böyle çalışıyor ne yazık ki.

Hocam benim anahtarımda ışık yok. Ama anahtar bi değişik, açık ya da kapalı konumu yok.

Hani bundan 10 sene 20 sene önce apartmanlarda, apartmanın merdivenlerinin ışığını yaktığınız anahtar hani siz basınca geri yenine düşer ya. Açık kalmaz, siz basınca 0 konumuna geri döner direk ama merdivenlerin ışığı yanar hani. Benim koridor ışığımda o şekilde. Bu sistemin adını bilmiyorum. Bulup size adını söyleyeyim olmadı. Anlatabildim mi bilmiyorum.

Bir de bu ışıkları iki anahtar kontrol ediyor. Tek değil. Anahtarların biri koridorun bir ucunda diğeri öbür ucunda.
Aynı apartmanın merdiven ışıklarının mantığı yani.

vavien diyorsunuz, fakat ona nasıl müdahale edersiniz bilemiyorum. sizin o anahtarlardan birinde herhalde faz direkt ampüle bağlanmış olduğu için az yanılı kalıyordur o zaman. evin tesisatını bilmiyorsanız ona siz müdahale etmeyin, elektrikçi çağırın.

Peki ben ampülün fazla nötürünü değiştirip bağlasam normale döner mi sizce?

bilemiyorum, yanlış yönlendirmek istemiyorum.

hocam yanlış hatırlamıyorsam özellikle vavien hatlarda elektrik hatları birbirine paralel geçtiği için basit bir kapasötir yapısı oluşturuyor. öyle olunca da elektriği kesseniz bile bu kapasitör yapısı led ampulleri besleyecek kadar akım oluşturabiliyor. led değil, eski tip ampul kullanırsanız sorununuz çözülür muhtemelen (daha kalıcı bir çözümü kendiniz yapamazsınız büyük ihtimalle). yanlış bilmiyorsam kaliteli led'lerde buna karşı bir önlem de oluyordu, farklı led lambalarla da deneyin isterseniz.

tesisatınız vavien ama anahtarlarınız vavien değil. kapı zilleri benzerinde bir anahtar takılmış anladığım kadarıyla ve ben böyle bir uygulamayı uzun zamandır görmedim. muhtemelen anahtarlar eski olduğu için üzerinde yük tutuyor, bu sebepten ötürü lambada yanma yapabiliyordur. anahtarları vavien anahtarla değiştirirseniz durum çözülür. tabi daha önce de yazıldığı gibi içinde ışık olmayan lambalardan almanız lazım. hatta en çok kullandığım model olan legrand önerebilirim. legrand ürünlerinde çerçeve ve anahtar ayrı ayrı satılır alırken dikkat edin.

bunu da şöyle yapabilirsiniz. elektriği kesip iki taraftan da kabloları sökün. sonrasında fazı tespit edin ve faz kablosunu vavien anahtarda L girişine veya şebeke işareti vardır oraya bağlayın. diğer iki kabloyu da 1 ve 2 yazan yere bağlayın sırası önemli değil. sonrasında ikinci anahtarın olduğu yere gelin. elektriği açın ve orada da fazı tespit edin. aynı şekilde fazı L bölümüne bağladıktan sonra diğer kabloları 1 ve 2 yazan yerlere bağlayın. iki taraftan da kontrol edil düğmelerin doğru çalışıp çalışmadığını. eğer sadece tek taraftan kontrol edebiliyor veya bi taraftan açmadan diğerinden açamıyorsanız fazı yanlış yere başlamışsınız demektir buna göre tekrar bağlayın.

Vavien değil sistem, lüks evlerde ve otellerde filan olur bu tür sistemler. sigorta panelinde bir sürü röle olur, lambaları bu röleler açar kapatır. Sadece koridorlarda değil her lambada kullanırlar ve bana hep saçma ve gereksiz gelir.

siz o butona her bastığınızda röle on off / yapar sırayla, yükske ihtimal ile bu lambayı besleyen rölede bir bağlantı hatası var ya da rölede bir kaçak söz konusu.

Buldum, darbe akım anahtarıymış resmi adı;

www.elektrix.com

Bir elektrikçi panonuza baksın ve sizin lambayı açıp kapatan röleyi bulup kontrol etsin. Hatta röleyi panodaki diğer bir röle ile değiştirip sistemi tekrar deneyin.

Sorun çözüldü, burada durması için yazayım,

Benim bu anlattığım sistem aynı zamanda ayarlıymış. Yani ayarlı ampüllerle kullanılması gerekiyormuş.
Ben de zaten ikeanın ayarlı ampülleriyle deniyordum ve bu sorunu ikeanın ayarlı ampülleriyle yaşamıştım.

Sonra çok daha kaliteli bir ayarlı ampül aldım. Artık sorun yaşamıyorum.

kilo verince vücudun harcadığı kalori düşer.
Tahminen aldığın kalori yaktiginla aynı oluyor.
Şu anki kilo ile kalori hesaplayip kalori takibi yapmak lazım.
Bir de insanlar sporun katkisini abartiyor. Bir saat koşsan bir hamburgeri anca yakarsin misal. Zaten öyle olmasa evrimsel olarak hayatta kalamazdik.

Tdeecalculator'dan kalorini hesaplayip myfitnesspaldan takip et.

bu yaygın ve genel bi durum;
weight-loss plateau diye aratırsanız ingilizce kaynaklar bulabilirsinz.

kas yoğunluğu artıyordur ki bu iyi bir şey
kiloyu değil görünüşü takip edebilirsin

Motivasyonunuz düşmesin. Diyetisyen yardımıyla 48.günde -9kg'dayım. İlk iki hafta 4-5kg verdim. Bir hafta on gün kadar kilo kaybı durduğu oldu bende de ancak bir aydır o kilodaysanız kesinlikle bir şeyi yanlış yapıyorsunuzdur.
Yok ben her şeyi düzgün yapıyorum diyorsanız vücudunuzda bir şeyler yanlış gidiyordur (Şeker-tiroid vs).

yediklerinizi arttirmasaniz bile kilo verdikce temel metabolizma hizi dusecegi icin bir noktada ayni seyleri yeseniz bile harcanan alinan enerji esitlenebilir bu durumda da kilo veremeyebilirsiniz. bu kadar kafaya taktiysaniz kalori takibi yapmanizi oneririm.

onun haricinde zaman zaman kilo verme sirasinda bu tur platolar olabilir. beslenmede bir kac degisiklik yapmanizi tavsiye ederim orn haftada 2 gun daha fazla karb tuketmek vs gibi.

Karadutu çok duydum bu konuda.

(bkz: oralmedic)

kenacort, konu kilit.
geçmiş olsun.

** kenakort

afta sebep olan şeyler
- gazlı içeçeklerin hepsi
- c vit duyarlılığı

Bende de var, tuzlu su ile gargara iyi gelir mi? Gazlı içeceklerin nesi var? Bende diş tedavisi sonrası oldu.

ne yaparsan yap 1 hafta sonra falan kendiliğinden geçecek.

Acıyı almak için oralmedic çok işe yarıyor ama 2-3 güne etkisi gidebiliyor.

Kendi kendine 1 haftada falan geciyor ama tuzlu su gargarasi hizlandiriyor. Bu hafta cikan aft 3-4 gunde gecti tuzlu su ile. Tabi ilac kullanirsaniz iyilesmeyi hizlandirir.

sumak çayı

Kenacort orabase

6 yaşından bu yana ağzımda aftlarla yaşıyorum, yani yaklaşık 26 yıldır. Ağzımda 2-3 tane aft olduğunda bu aralar az çıktı diyorum öyle hesap edebilirsiniz. Burda bahsedilen her türlü ilacı denedim, her şeyi yaptım. Ancak içlerinde tek etkili olan oralmedic oldu. Diğerlerini denemenize bile gerek yok bana kalırsa.

Kullandığınızda çok büyük bir acı verir ama sonrasında çok rahat edersiniz.

max değerlerin ne kadar yüksek olduğunu bilmeden bişey söylemek güç.

voltaj aynı amper yüksekse sorun olmaz. voltaj yüksekse en kısa sürede yeni adaptör al.

Voltajlar aynı. Amperler orijinalde input 0.4 output 1, taktığımda input 1 output 2

ben geçenlerde aradım arıza var diye. birkaç saat içinde gelip adaptörü değiştirdiler falan. arayın yani geliyorlar

homend kaliteli, tefalin tasarimi guzel

tefal çok iyi.

www.trendyol.com
Pandemi öncesinden beri bunu kullanıyoruz, hiçbir yeri paslanmadı. Yalnız cam demliği iki kere kırdık, ikisi de taşınırken oldu, Arzum'un online yedek parça satışından yenisini aldık. (Sanırım bu modelin artık üretimi yok, Arzum'un sitesinde bulamadığım için trendyol linki ekledim.)

Arçelik cm 6964 modelini kullanıyoruz, altı üstü cam. Memnunuz.
www.arcelik.com.tr

Şimdilerde alt-üst cam olan farklı markalar da çıkmış. Mesela bu da aşt üst cam:

www.karaca.com



Diğer modeller genellikle ya ısıtıcı kısmı (alt taraf) ya da tamamı plastik

Fakir Ceremony, 5 yıl sorunsuz çalıştı. 5. yıl termostatı bozuldu , mahalledeki tamirci tamir etti. Sanırım 8 yıldır kullanıyorum.

www.akakce.com

Bankalar kredi veriyor, oranlar saçma derecede yüksek.

internet sitelerindeki oranlarda mı veriyorlar? sürekli sözlükte, internette 70 binden fazla ihtiyaç kredisi çıkmıyor, vadeleri 12 ay oluyor falan gibi şeyler duyuyorum. öyle değil mi? ev kredisi falan da 200-300 bin çıkıyor diye duyuyorum.

İspat edebileceğiniz geliriniz var mı, kredi skorunuza baktınız mı?

Genel olarak finansal sıkılaşma politikası başladığı için krediler daha zor onay alıyor ve daha maliyetli

evet ispat edebileceğim gelir var. ancak gelirin olsa da çıkmıyor gibi şeyler duyuyorum. maliyetler de pek sorun değil internet sitelerindeki oranlarsa.

Kredi yok diye birşey yok. Faizler yükselince artık kredi veriyor bankalar. Sadece maliyetler yükseldi. Zorunlu ihtiyaç dışında çekmek mantıklı değil artık.

Sicario ve devam filmi.

Desperado

o meconismo, narcosun yapimcilarinin olmasi lazim.

teşekkürler, desperado ve once upon a time in mexico'yu izlemiştim daha önce. iyi ki yaşım daha gençken izlemişim açıkçası, şimdi izlesem çok komik bulurdum muhtemelen :(

zerozerozero

The Marked Heart (Palpito)

suudi arabistan'a transfer sürecinde egosunun ne kadar acınası durumda olduğunu görmüştük. avrupa'da onu istemeyecek takım yoktu ama yok şampiyonlar ligi isterim, yok şu maaşı isterim vs. diye diye kulüpsüz kaldı ve en sonunda istediği parayı verdikleri için arabistan'a gitti.

bence bu kadar görkemli bir kariyere, ronaldo'nun psikopatlık derecesinde vücuduna dikkat ettiğini de düşünürsek memleket takımında bitirmek yakışırdı. şahsen en azından bir sene funchal takımlarından birinde oynamasını isterdim. kendisi hangisini sever, destekler bilmiyorum ama üç tane takımı var oranın. maritimo belki kasar ama diğerlerinde ligin tozunu attırır.

onun dışında ronaldo sözleşmesi devam ederken suudi arabistan'ı bırakıp gelmez. ona istediği paraları da buralarda hiçbir takım vermez.

o yüzden bence muhtemelen arabistan'da bırakır. düzenli top oynayıp tanrı muamelesi görebileceği başka yer kalmadı zaten. ya arabistan ya da portekiz'de memleket takımı filan. altyapıdan dolayı aslında sporting lizbon düşündüm ama yok sporting'de oynayamaz artık.

araplar ona istedigi gibi bir jubile yapar. dunyanin butun yildizlarini da getirirler jubile macina.

bence suudi arabistan'da bırakır çünkü müthiş bir jübile yapma imkanı var.

eğer olay bu kadar astronomik seviyelere çıkmamış olsaydı sporting lisbon'a dönüp oynardı bir kaç sene daha. ama artık suudi arabistan'da oynayabileceği kadar oynayacak sanırım.

Portekiz'de 1-2 sene oynayıp bırakır bence.

suudi arabistan'da iyi niyet elçisi gibi saçma bir unvana sahip olabilir jübile sonrası.

her şeyden önce bağlı bulunduğunuz belediyeye gidip bilgi alacaksınız, büyüklük, tip, vb gibi ne tür bir yapıya izin verecekleri konusunda

İmarlı ve ruhsatlı bir yapı yapacaksanız;

belediyeye gidip "resmi imar durumu" alacaksınız.

bir mimara gidip bu imar durumuna uygun avan proje isteyeceksiniz, sonra oturup şurası şöyle olsun burası böyle olsun diye ufak tefek düzeltmeler yapacaksanız.

tamam derseniz, mimarlık ofisi belediyeye gidip ruhsat başvurusu yapacak.

belediye mutlaka bir eksik bulur ve "şurasını düzletin tekrar getirin" der. belediyenin talebi de düzeltilip ruhsata tekrar başvurulur ve gerekli harçlar yatırılıp ruhsatı alırsınız.

buraya kadar olan kısım en zor kısım aslında, yazınca kolay ama bürokrasisi oldukça zordur. mimar sadece kağıt üstünde çizim yapmayacak, bir zemin etüdü ile anlaşıp zemine baktıracak.

elektrik için ayrı su ve gaz için ayrı mühendislerden proje ve imza alacak, elbetteki bir inşaat mühendisinden statik proje isteyecek.

Belediyeden Ruhsatı aldıktan sonra 5 sene içinde yapıyı bitimeniz gerekmekte, 2 sene içinde de temel üstü ruhsatı almanız gerekmekte. Yoksa tekrar harç tadilat vs uğraşırsınız.

Hayırlı olsun, bölgede daha önce ev yapmış birilerinden mutlaka fikir alın. Onların yaptıkları hataları ve pişmanlıkalrı öğrenin.

www.hepsiemlak.com

ayrıca plansız alanlar imar yönetmeliğini okumanızda fayda var.

"Eğer, tüketilen besinler yüksek oranda karbonhidrat içeriyorsa vücutta aşırı insülin salınımı gerçekleşebilir. Bu artış, uykudan sorumlu hormon olan seratonin hormonunu da tetikler. Böylece, yemekten sonra halk arasında "ağırlık çökmesi" denilen uyku hali ortaya çıkar."

gibi bir durum varmış.
peki mesela, ben ayşekadın fasulye yaptım diyelim. zeytinyağlı vs. bu da karbonhidrad kategorisine giriyor mu?

yoksa; örneğin ketojenik diyetlerde lifli gıdalardan alınan karbonhidratları, karbonhidrat olarak görmüyorduk. onları eliyorduk. bunda da böyle bir durum var mı?

sırf et balık yumurta yemek iç baydırır çünkü bi noktada.
yeşil sebze, yeşil salata ne bileyim bu kinoali falan salatalar falan gömsek, yine ağırlık yaratır mı?

www.acibadem.com.tr

tüm sebzeler ve tahıllar karbonhidrat içeriyor ama önemli olan bunun kana karışma hızı.

tchuck baydırır demişsin de alışınca sorun olmuyor. karbonhidrat tüketmeyi bırakınca bağımlılıktan kurtuluyorsun yoksunluk hissetmiyorsun. çoğu insanın açlık sandığı his aslında karbonhidrat yoksunluğu. yeterli kaloriyi aldığın aslında aç olmadığın halde yeniden yeme dürtüsü oluyor karbonhidrat ile beslenince.

ben 3. yılımdayım carnivore diet'de ^^ şişkinlik filan yok mesela böyle beslenirken. kırmızı et tavuk yumurta filan yiyorum sadece. yaklaşık 3 yıldır 1 yudum bitkisel besin geçmedi boğazımdan.

yapabilirsen sorunlarının en etkili çözümü olur ama dışarıda yemeyi veya hazır yemek sipariş etmeyi unutman lazım direkt.

Buharda pişmiş sebze deneyebilirsin. Konetsu'nun dediği diyet full kolestrol. Canan Karatay hiçbir bilimsel veriye dayanmadan savunmuştu bunu. Et = kolestrol = kalp krizi. Bu kadar net.

www.youtube.com

kolesterol=kalp krizi yanlış.
kolesterol+karbonhidrat=kalp krizi doğru.

carb tüketmediğin sürece kolesterolün bir zararı/tehlikesi vs. yok.

kilit açma konusunda bilgim yok ama o işlere hiç girmeyin, pilot belgesinin hiçbir anlamı da yok bu arada. her halükarda 250 gram altı bile olsa uçuşa yasak bölge için izin almanız lazım.

shgm’nin sitesinden haritaya bakın, muhtemelen kıpkırmızı bir bölgedesiniz yani uçuş yasağı var. risk alıp uçmak sizin bileceğiniz iş ama ben olsam drone’u satardım.

kısa cevap; uçuramayacaksınız.

drone'u almadım zaten, öncesinde araştırıyorum. ben de sizinle benzer bir sonuca ulaştım almaktan vazgeçtim. teşekkürler.

Türkiye'de her boyutta drone yasak malesef.

Kilit açma için önce Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden izin almak gerekiyor, bunun içinde mali yükümlülük sigortasından IHA profesyonel lisansına birçok belge isteniyor.

Yani işin özü Türkiye'de drone kullanılmaz, DJI Mavic cihazımı yıllar önce bu nedenden sattım Türkiye'de ikametim varken.

Bu konuyla ilgili ilginç bir olay aktarayım. NatGeo bir belgesel çekimi için Boğaz Sahnesi çektirecekti uzun süre uğraştılar ama izin alamadılar. Sonradan Kültür ve Turizm Bakanlığı devreye girip öyle aldırdı.

Ha uçmanın yolu var mı?Var. Kaçak olarak çatılardan veya sote yerlerden uçan çok var. Hatta Marmaris'te su sporları satıcıları izinsiz kafaya göre uçup çekim yapıyorlar.

artık doğrudan savaş olmaz, ülkelere çok maliyetli bir yük, onun yerine vekalet savaşları var

amerikanın ukrayna üzerinden rusya savaşı

iranın çeşitli örgütler üzerinden israili sıkıştırması gibi

Tabi ki de savaş ama şu fark var. Hamas denilen yapı tam anlamıyla devlet halini almamış bir Filistin hükümeti zaten. Askeri özellikte taşıyor malum.

Yine Filistin toprakları BM tarafından da tanınıyor Çin tarafından da Rusya tarafından da.
Bir de batının yüz yıllardır huyudur ki,
.taraflara çözüm için söz verir, .kritik ve olay çıkması muhtemel hususları ortadan kaldırmaz,
.yerine göre olayları yatıştırır,ama kesin çözüm sunmaz.
.ve bu diplomatik fasid daire(!) bu döngüyle böylece devam eder.

İran'ın geçmişine bakılırsa İslam adına hiç bir gayrimüslim ülkeyle savaşmışlığı yoktur. Geçmişte Ahmedinejad'ın bir açıklamasında:
- biz olmasaydık abd buralarda rahat hareket edemezdi.. türünden açıklaması var. Ve yine son saddamın devrildiği Irak-ABD Savaşı'ndan sonra ABD bölgeyi İran'a teslim etti. Irak halkına batı eliyle verilecek olan o sözde özgürlük gelmedi ve aksine halk daha beterini yaşadı.

İran burada görünürde Filistin'e destek verse de ben olaya biraz daha şüpheyle bakıyorum. Şu süreçte Türkiye'nin bölgede etkin olması hiç işine gelmez.

Daha kötü senaryo ise ABD'nin bölgede daha çok askeri olmak yerine diplomatik olarak temas halinde olması planları vardı yakın zamandaYine gemilerle geldiler ki İsrail devletinin buna çok ihtiyacı vardı.
Ayrıca bölgede diğer Arap ülkeleri ile "normalleşme çabası" vardı. Suudlar bunu şimdilik askıya aldı.
Kendi yönetim kademelerinde sorunlar, netenyahu hükümetine bir çok eleştiri zaten mevcut.

Gazzeyi artık istedikleri gibi dümdüz ederek ve istedikleri kadar kan döktükten sonra kendi iç sorunlarına da bir süre sonra mecburen döneceklerdir.
Yine de bu son olaylar Filistin devletinin kurulmasını daha da hızlandıracaktır. Hamas ise farklı bir isim alabilir veya dönüştürülebilir.

Abd' in yaklaşan seçimleri ve diğer iç sorunları derken Orta doğu, Çin, Rusya ve hatta Avrupa'ya ayar verme çabası, Ukrayna'ya olan maddi desteği, artık kendisinin diğer ülkeler tarafından eskisi gibi dinlenmemesi, neredeyse 20 yıllık süre harcadığı Afganistan'dan yenik ayrılması asla eski gücünde de olmadığının göstergesi.
Tarihine baktığımızda ise tek başına girdiği hiç bir savaşı kazanamaması, gücünü kendi çalışması ile değil de medya, sömürgeleri ve Hollywood filmleri yoluyla sağladığının göstergesi.

Her filmin sonunda da yazan ise:
- the end -

israilin el altından desteklediği büyüttüğü hamasın saldırısıyla filistini tahliye ettirdi işte haması bahane edip. tiyatro her şey. olan insanlara oluyor

EPSON ECOTANK L3251 FOTOKOPİ, TARAYICI, Wi-Fi MÜREKKEP TANKLI YAZICI

çok memnunum

Aslında "Şu Çılgın Türkler"in ve "Kurtuluş"un ilgili bölümlerinden de pasajlar okumak mümkün, bu kitaplarda savaşla ilgili çok ciddi ayrıntılaron verildiğini biliyorum.

Bunu internet üzerinde (mesela zoom) bir program olarak hazırladan ben katılırım. Belki bu bir çalışma grubu bile olur. Şahane olabilir.

Bunu bizim hoca lisedeyken yapmıştı. Bir de müdür nutuk hediye etmişti. Teke tek’e Selim Erdoğanın katıldığı bölüm de güzel.

Dinlensin geçer. Çayı pamukla bastırmak, dinlendirmek iyi gelecektir.

yorgunluk ve strestendir. güzelce dinlensin, ekran karşısında geçirdiği süreyi de biraz azaltsın geçer.

Bende de olmuştu. Dönemsel yorgunluk, uykusuzluk sebepliymiş.

Çay pamuk +1

var. muhasebeciyle görüşürseniz sizi aydınlatır ve gerekli evrakları tedarik eder. annemin adına aldığım kamyoneti ben kullanıyorum annemden kendime kiralık gösterip araç masraf ve mazot fişlerini gider gösteriyorum.

Çalışmak yıpratıyor insanı.

sana verilen para=deger. az sevilip hayvan gibi fedakarlik yapmak gibi bi sey enayilik mi sana kalmis cunku callsarak fazla tatmin oluyo olabilirsin. benim icin kesinlikle enayilik. hakkindan az para almanin anlami=birilerinin havadan cebini doldurmak yani baskasi zengo olsun diye daha iyi calisiyosun sonra da yorulacaksin

Senin düşüncen doğru.
Atatürk'ten geliyor;
Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.
Emeğinin karşılığını alamadığını düşünüyorsan ya zam istersin ya da ayrılırsın işinden.
Görevi iyi yapmak başka olay, bunun maddi değeri bambaşka bir olay. Herkes bu ikisini aynı gördüğü için tembel, hasut, geri kalmış bir toplum olduk.

Uluslararası şirketlerde çalışmayı hedef edinin. Özellikle Amerikan, Alman, Japon.

Bu ozelliklerinizle hem rahat eder, hem de başarılı olur ve para kazanırsınız.

Enayilik falan değil. Haklısın burada.
Az çok bir işyerinde gerçekten kişinin yaşadığı bazı haksızlıklar sebebiyle işine karşı gereken önemi vermemesini, motivasyonsuzluğunu anlarım. Bu ayrı konu.
Diğer yandan normal koşullarda gevşeklik, tembellik ve kişinin kendi rahatlığına verdiği önemden dolayı iş yapmamazlığı ise artık bir tür hobi ve cidden bulaşıcı bir nitelik taşıyor.

Buna benzer şeyler yaşadım. Çoğu insanımız ucuz yollu, az emek vererek, az iş yaparak çok kazanma derdinde.
Verilen para kadar çalış.. demeden az evvel işssizken, ne iş olsa yapıyorduk oysa.

Ürün aldığımızda "f/p" değerine dikkat ederiz. Çalışma hayatında ise kazanma ölçütümüz:

az iş / prim+ikramiye+fazla mesai+iş yerinden zimmete geçirilenler+ bizden biraz fazla kazanan arkadaşı aylarca kıskanmak+kredi kartları borcumu banka silse de rahatlasam arzusu+iş arkadaşından alınan borcu bilerek unutmak+ işe geç gelmek+ işten erken gitmek+ hastane gibi acil işlerimiz bitse bile keyfi olarak dışarıda fazladan bir kaç saat daha geçirip iş yerine öyle gitmek+ silsilenin üstü ile yakınlığı tamamen iş adına değil de kişisel menfaat için kullanmak, şirin görünerek onlardan takdir beklemek

abartı gelecek ama gerçek bunlar.

evinde yatağından kalkmadan, sadece dışarıdaki hayatında bir kadro işgal ettiği için aylık maaşını atm'de hazır bekleyenlerin olduğunu düşünmemek elde değil.

İşini düzgün yapmak insanın kendine saygısıdır bence.
Paran azdır çoktur onlar başka konu. Ya iş değiştir ya zam iste. Ama param az diye düzgün iş yapmamak ahlaksızlık.

Düzgün yapmak kendine saygıdır.

Parası azdır çoktur kalitelidir değildir o ayrı mevzu.

Genel yargı ise çalışmanın yıpratmasından kaynaklı.

işine önem göstermek en az tabirle iyi ahlak göstergesidir, hakkınızı alamadığınızı düşünüyorsanız gidin kendinizi anlatıp konuşun, hakkınızı isteyin.

Eğer alamıyorsanız, arkadaşların dediği gibi çalışana değer veren firmalarda ki çalışanlarına şirket hissesi veren firmalar bile var, bu firmalara girmeyi deneyin, oda olmadıysa imkanınız var ise yurtdışında olabilir.

ülkemizde maalesef bir çok şey kokuşmuş durumda, iş yerinde yalakalar, ispiyoncular, yalayıcılar daha çok maaş alıyor.


Ayrıca bir seçenek olarak işini iyi yapan insanların kendi işlerini kurduklarında başarılı olma ihtimalleri de yüksektir, ancak tabiki tek başına yeterli değil.

enayilik değildir.
enayilik olarka gören tüm arkadaşlarım şuan benimle aynı yaşta ve sürünüyorlar. ben belki geçmişimde daha fazla çalıştım ama şuan çok daha rahat bir pozisyondayım ve geleceğim daha parlak.

Onların söylemek istediği "kendini kullandırtma, herkesin işini yüklenmene sebep olacak şekilde öne çıkma, ortalığın düzenini olumlu yönde bile olsa bozma çünkü zaten hepimiz kullanılıyoruz (enflasyon sürekli maaşlarımızı yiyor) bir de sen kendini gereksiz yorma, bizi de töhmet altında bırakma".

Seni de kendilerini de korumaya çalışıyorlar, bunu bizzat kardeşim yaşadı oradan biliyorum. Bir departmanın 1 haftada yapacağı işi kardeşim yarım günde bitiriyordu, ona çok fazla yük yüklediler, yaptıkça da kötü davranıp sürdüler. Gerek yok evet.

Yoksa işine saygı göstermek iyi çalışmak en doğru şey. Dengeleri bozmadan yapmak lazım. Bazen her insan senin yeteneğinde de olmayabiliyor, çoğunluk orta seviyede olabiliyor sen sırıtabiliyorsun... denge gözetmek en doğrusu.

Benim anlamadığım bazı şeyler var.

İş yerinde yaptığınız bir şeyi anlatmak ve aldığınız para kadar çalışmak ne açıdan işe özen göstermemekle ilgili ki?

İşe özen göstermek işi vaktinde ve doğru şekilde bitirmekle görünür olan bir durum. Bu saydıklarınız işi belirlenen sürede ve doğru olarak bitirmenin önünde engel değil.

"Çok çalışıyormuş gibi görün ama keyfine bak" kısmı da yanlış ifade edilmiş bence.

İşten kaytarmak ayrı bir konu ve uygunsuz. Ancak mesele hızsa işinizi hasta, sağlıklı, mutlu, üzgün her çeşit ruh halinde sürdürebileceğiniz bir tempoda yapmazsanız enerjik bir dönemde yaşadığınız parlamanın sonuçlarını, enerjik olmadığınız bir dönemde çekersiniz.

Sizin sağlığınızı kimse düşünmez @skr1292 yarın ölseniz iş yerinde yaratacağı şaşkınlıktan sonra kimsenin umrunda olmazsınız. Hal böyleyken hayatta daha önemli şeyler var.

yeteneğinin ve çalışmanın karşılığını verecek iş yeri bulabilmekle ilgili bu
mevcut işte yeni bir şeyler öğrenmiyorsan, yaptığın az iş de yeterliyse zaten çatışma yok
ama ilerleme de olmaz

Türkiye'de çalışırken böyle yorumlar duydum ama şimdi düşününce ne kadar saçma olduğunu görüyorum.

Aslinda olay doğru yerde çalışmak. Doğru yerde calisinca olay win-win oluyor. Misal şu an çalıştığım yerde durum aynen böyle haliyle isimin en iyisini yapmaya çalışıyorum ama ben buraya isimin en iyisini yaparak geldim, paramin karsiligini yaparak değil.

Örnek verirsem ilk satin alma yapiyordum ve Fransa'da memur işi gibi; sabah 9 aksam 5 bitti, iki saat öğle arası. Ama ben fazlasını yaptim, daha fazlasini öğrenmek istedim. Şirket bunu gördü ve sonrası iyi bir kariyer gelişimi.
Ama cevremdekileri dinlesem heralde hala satin almaci ya da iste key user takilip dururdum.

Bu arada iki adet yüz bin+ kisinin olduğu sirkette calistim. Ikisinde de isinizi ne kadar iyi yaptiginiz kadar bunun ne kadar görüldüğü de önemli dendi. Bu sebepten benim müdürlerim yaptığım işleri üst yönetime sunarken benim yaptığımı söylerlerdi, ben de böyle bir eğitim aldığım için bir calisanim bir şey yaparsa kesinlikle onun yaptığını söylerim hatta ben bile yapmış olsam işi beraber yaptık derim misal.

Kısacası sizin yapmaniz gereken karakterinizi dandik is yerleri için degistirmemek. Siz işini düzgün yapan biriyseniz işini düzgün yapana doğru parayi veren yerde calismalisiniz. Dediğiniz doğru ama buradaki tek sıkıntı karsiligini vermeyince ayrilmamak. Bunu yapan çok insan olduğu için boyle konusuluyor ama karşılığını alamadığı zaman başka yere geçse çoğu kişi böyle sıkıntı olmaz

Verdiğin ekstra emeğin karşılığını alıyorsan tabii ki enayilik değil.

Herhangi bir kariyer hırsı olmayan, severek yaptığı mesleğine devam eden biriyken içinde bulunduğum kurumun çalışana değer veren yapısı sayesinde çok çalıştım çünkü karşılığını alacağımı biliyordum. Ondan önceki şirketim ise öyle değildi ayrıldım.
Kadirşinas şirketteki başarım karşılık buldu, sonraki iş seçimlerimi de benzer yaptım ve 32 yaşında direktör oldum.
Doğru organizasyona doğru yatırım yaparsan emeğinin karşılığını alıyorsun, buna inandığın yerde çok çalışmanın bir zararı yok.

İşsizlik çok, rekabet çok ve herkesin arasından sıyrılmak için işini en iyi biçimde yapman lazım. Evet bunu göstermen de lazım ama bu yalakalık yapmak anlamına gelmiyor.
En çıkmaz durumda başka şirketlerle görüşüp pazardaki ağırlığını ölçerek bundan daha fazlasını yapabilir miyim, benim değerimi anlayacaklar mı diye bakıp düzenli iş görüşmeleri yaparak bi sonraki seviyeye atlayabilirsin.

benim gördüğüm herkes kaç paralıksa onun karşılığını alıyor. o sızlanıp duranların çapı aslında o kadar. eğer yerini beğenmiyorsan ve ağaç değilsen yerini değiştirirsin. eğer yerini değiştirmiyorsan veya bunun için gerekli çabayı sarf etmiyorsan aslında orada olmak senin de işine geliyor bi şekilde. benim gördüklerim sızlanıp duruyorlar ama durumlarını iyileştirmek için bulundukları şirket içinde hiç bir reaksiyon göstermiyorlar, şirket dışı fırsatlar için de kollarını kıpırdatmıyorlar. böylelerine söylenecek tek şey var. sürünün ....

hangisinin dogru oldugu sana ve senin hayatta ne gerceklestirmek istedigine bagli.

memur zihniyetli adam cok calisiyormus gibi gorun keyfine bak, ne kadar az calisirsan senin icin kardir der.

yirtici piyasa adami ise bu tazr hesaplara girmez, isin sonunda yapacagi paraya bakar. bazi aylar cok calisirsin bazi tohumlar dikersin, hemen meyvasini yiyemezsin ama ilerde donusu buyuk olur.

Artık bazı mesleklerde çok çalışmak bir zorunluluk. Eğer senin gibi çok eleman varsa, yaptığın işi yapabilecek çok adam varsa o zaman çok çalışmak zorundasın.

Başarılı bir cerrah günde 1 ameliyat yapar. Onda da bir sürü naz yapar. Hastayı azarlar, çevreyi azarlar. Kimse ona ses edemez. Böyle bir konumda değilsen sıradan bir beyaz yaka için çalışma koşullarını eleştirme hakkı yok gibi.

Kyocera, hp, bu gibi markalardan bakabilirsiniz kaliteli , sorunsuz ve uzun ömürlüdür

Onun için termal kamera değil de radar kullanıyorlar genelde. Termal kamera eğer ciddi bir ısı kaynağı varsa işe yarıyor, ısıtma sistemi ya da jeneratör vs. gibi.

Derinlik mevzusu değişken. Yakınlarda su kaynağı varsa daha kolay oluyor mesela, ama yeraltı sığınağının üst kısmını çelikten yaparsan (askeri üsleri böyle yapıyorlar genelde) pek bi faydası olmuyor. 100 metrenin altındakileri tespit etmek zor, ama o senaryoda da zaten çok fazla miktarda toprak / çöp çıkarman gerekeceği için düz casus uydusuyla tespit edebiliyorsun aktiviteyi.

tünelleri gpr (ground penatrating radar) ile bulurlar, sınırda yatay tarama yapmaları ilk aşama için yeterli, derinlik belli olduğu için nokta atışı çökertirler.

PTT en ucuz çıkar da asıl önemli nokta gümrük.
Yüzde 99 (mevzuatin son haline bakmadim) size yeni ürün alıyor muamelesi yapip vergi çıkarırlar.

Yanlış bilmiyorsam normalda tamir için geçici ihraç belgesi falan lazım. Sizinkisi değişim, onda nasıl bilmiyorum.

Ama bu kısmı kesinlikle atlamayin, sonra burada gümrükte takıldı diye duyuruc acarsiniz :/

Giderken sorun oluyor mu? Gelecek ay ingiltere'ye gidecegim zaten gelirken yanimda getiririm

Giderken sorun olmamasi lazim, yolladiginiz oldukça standard bir ürün.
Olay her zaman Türkiye'ye giriş.

Çevrendeki insanlar "sessiz seni" daha çok beğeniyorlar demek ki.

kumlar düüzenli temizlenmiyorsa kuma yapmayıp etrafa yapıyorlardır.

Normal koşullarda kediler gidip toprağa yapıp kapatır. Sağa sola kaka yapılıyorsa genelde sağlık sorunlarından (fiziksel ya da psikolojik :) oluyor amabalkon dediğiniz için muhtemelen kavga ediyorlardır ve korkudan salıyorlardır :) şaka değil, bu tür gerginlkiklere böyle tepki veriyorlar :) mamadan, mıntıka belirlemeden veya çiftleşmeyi reddetmeden dolayı olabilir. ben de bizim apartmana girenlerinkini çok temizledim her arbededen sonra :)

@veritaslibertas, balkon teras gibi, üstü açık. Kum koyma şansım yok. Zaten burada çok kedi var. Kumla başa çıkılmaz.

@e mice, hiç olmuyordu bu zamana kadar. Arka arkaya 2 kere olunca balkonu biri tuvalet belledi herhalde dedim.

bellediyse sıkıntı. helasının üzerine dam uydurup çam peleti koy bence. odunsu bir madde zaten, kum gibi sağa sola saçılmaz. kakayı hemen malzemenin üzerinden alıp atarsın poşete. bu şekil bir yönlendirme yapman şimdilik aklıma gelen çözüm.

sorun olmaz.

150€ ve 5 adet sınırını geçmezseniz bir şey olmaz. TC falan önemli değil. Ya Aras ya PTT getirir zaten. Kargo takibini de AliExpress’ten yapabilirsiniz.
Burda gümrüğe takılma olayı değişik biraz. Bizim iki kargomuz takıldı ikisi toplam 8.500₺ civarı. İkisi de takıldı. İki kargoyu gümrükleme yapıp çekmek için bizden 13.000₺ para istedi müşavir. Kime sorsak aynı fiyatı verdiler. Biz de ürünleri de almadım. AliExpress de ücret iadesi beye ürünü geri alma işlemi yapmadı. 8.500₺ havaya uçtu.

yemeyince yemiyorlar. karistirarak verdigim bi mamadan sadece bi markayi icinden ayira ayira yemişti kedim. zorlamayin bosuna. elinizdekini bitirmek icin uzerjne malt bulayarak yedirebilirsiniz

Karıştırarak verirken eski mamanın oranını çok yüksek vermeyi deneyin. Kedi mamada inada gelmiyor zaten, ben de özendim ettim Acana aldım zamanında yemediler. Cama gelen kediler var beslediğim onlardan bile anca biri yemişti zor bitti mama.

Tüy dökmesine karşın da balık yağı deneyebilirsiniz. Mevsim geçişlerinde dahi tüy dökümlerini çok azaltıyor.

www.trendyol.com

The missing
Night of

True Detective

true detective +1 (sadece konusu değil kurgusu, oyuncuları bile değişiyor)
dexter
la casa de papel
you
westworld (iptal edildi)
house
prison break

the sinner

Çok rahat

Aynısını yaptım. Çok rahat yetiştirsiniz

Pasaportunda ne yaziyorsa aynisi.

gelir tablosu varsa, pazarlama harcaması epey uğraştığını gösterir. arge gideri tutmuşsa nitekim aynısı. üretim gideri de. hizmet sektörü olup sadece personel gideri varsa relax az işlemle yapmış demektir.