[]

internete kabloyla bağlı bir laptop, bir de internesiz bir telefon var e...

...limde.

bilgisayarda XP yüklü.

bu iki zıkkım arasında internet bağlantısını nasıl kurarım?

 
şöle bişi çıktı
support.microsoft.com

  • herospower  (16.02.15 02:39:46) 
aynı sorun bende de var. microsoft sitesindeki olay başka bilgisayarlarla internet paylaşımı. o işine yaramaz. telefonlarda tethering denilen bir olay var.telefondan usb yi pc ye takınca soruyor sana "internet paylaşılsın mı ?" diye. bu telefon hattının internetini pc ye yolluyor. reserve tethering diye paralı bir olay var pc deki interneti telefonla paylaşıyor . bu reserve tetherin bize lazım olan ama ücretsiz bir versiyonunu bulamadım anddroid'te. bulan olursa yada başka yöntem varsa bana da mesaj atın.


  • savagemirage  (16.02.15 04:59:47 ~ 07:04:45) 
(bkz: ad hoc) ilen olaibliyordu ama xp de stabil degildi.

(bkz: connectify) vardı bı de yıne ms urunu. paralıydı bu ama. bu daha stabil bi cozumdu bedava iken.
  • bryan fury  (16.02.15 07:57:31) 
[]

şu ilişkinin adını koyun hele

ilişki derken içinde bağlılık ve diğer kavramlar en hafif halinde. ona göre..

şimd bu ilişkide;

seks bi nevi akış içinde kendiliğinden olan bir şey, burda amaç birlikte güzel vakit geçirmek
ama karşı tarafı hayatın önemli bir parçası haline !!getirmemek!!

kişi istediğini tercih edebilir tabii ama karşı taraf istiyorsa başkasıyla da birlikte olabilir.

ama gelip bunu anlatmaz, bu tabu.
saklamak gibi bi amacı da olmamalı. varsa var, bildimesi de teşvik ediliyor.

benle alakasız bir şey olmalı diğer yaşadığı da. girişim yok.

bir çeşit kendi hayatlarımızdan kaçıp nefes aldığımız bi yere girip
iki kıkırdayıp kendisine dönen iki kişi.
tatil gibi.

ne olur bu ilişkinin adı?

 
fuckbuddy kardeş ne olacak başka.


  • hala mi ceren yahu  (16.02.15 02:29:11) 
bak emin misin? daha iyi, daha türkçe, az daha cinselliği azaltılmış bi şey yok mu bunun için?


  • namus ninjası  (16.02.15 02:30:47) 
zülküfte, neden bilmem, hala bi ero-çağrışım var. evet zülküf olabilir ama daha light cinsellikli başka bişi?


  • namus ninjası  (16.02.15 02:38:24) 
açık ilişki

open relationship
  • ermanen  (16.02.15 02:38:32) 
tutku ve ihtiras varsa behlül
yoksa ilişme (olumsuzluk eki -me değil.)çengelli iğne gibi bir şey.

  • suspendline  (16.02.15 02:41:39) 
sekize.. pakize gibi mi okunuyor, hafize gibi mi?
(öyle deme, arada büyük fark var)

  • namus ninjası  (16.02.15 03:10:45) 
Ne emmeye ne gommeye


  • damdanakan  (16.02.15 07:37:47) 
hüseyin.

ama fb de olabilir. fenerbahçe yani.
  • mermize  (16.02.15 07:47:51) 
bence mustafa deyin; ama bildiğin fuckbuddy


  • bradshaw  (16.02.15 09:04:07) 
  • ron dennis  (16.02.15 10:46:02) 
ron,
hipotetik bi ilişki bu. ben değil, bi arkadaşım ayrıca.

  • namus ninjası  (16.02.15 14:38:12) 
[]

benim bu tinderde hep tanıdıklar var

lise arkadaşları falan, takıldığım yerlerden tanıdığım çıkıtı tipler, eski eşimin arkadaşları.. sizde de oluyor mu?




 
ninja iyi de çevresi kötü demek.


  • rygard  (04.02.15 07:50:39) 
[]

bütün gün televizyon izleyen biri var

hayatı televizyon, ne kadar çöplük varsa maruz kalıyor akşama kadar.

60 yaşında, kadın, anam oluyor kendisi.

bu arada zannedersem okb falan. yani, ev işini düzenli yapmaz, günübirlik yaşar. 1 haftalık bir planı asla olmaz. ev çok acayip bir dağınıklık içindedir sürekli.

komşularıyla ilişkisi kısıtlı. akrabalarının pek azıyla iletişimde.
mevcut kısıtlı çevresiyle arada avm gezer, ismek falan gibi organizasyonlara uzaktan uzaktan karışır. ama asla düzenli yapmaz hiçbir şeyi.

hiçbir plan program yok, evde oturur, kardeşlerimi, babamı ve beni troller, sinir bozar. hiç sigortalı işte çalışmamış.

bu insan benim üzerimde olumsuz etkiler bırakıyor 30 yıldır. kötülüğünü istemiyorum ama benden uzak olduğunda özlemiyorum da.

eğitimli değil ama okumuş, boş durmamış.

bu kanserojen organizmayı nasıl tedavi edelim? sabah tartıştık, kahvaltıyı bizimle yapmadı, yeminle kafa dinledim. şimdi geldi, yanımda atıştırıyor. tv açtı hemen. gözünü ayırmadan yemek yiyor. günde 16 saat tvye maruz kalıyorum bu yüzden. sürekli tv açık.

30u geçip annesiyle kalan ev pandalarından değilim, öyle anlamayın, arada tatil zamanlarımda eve geliyorum, masraflar azalsın falan diye.

yeniden evden ayrılmadan önce şu kadını nasıl kendine getirsem.
lan iki muhabbet ediyoruz, hemen narın faydası, yok benim böbreklerime iyi gelecek şeyler, karbonatla zayıflama, kafayı yemek üzereyim.

 
60 yaşında bütün gününü dışarıda mı geçirecek? ne yapacak?
dağınıklık o evde asıl yaşayanı rahatsız etmiyorsa neden sorun olsun?
evde geçirdiği onca saatini sıkılarak geçireceğine boş boş zaman öldürüyor işte, ben bir sıkıntı görmüyorum.
senede kendi isteğinle beraber geçirdiğin bir kaç ay rahat etmek için karşındakini senin istediğin kişi olmaya zorlamana gerek yok. istemiyorsan hiç gitme.
zaten sen şimdi naparsan yap, sen gittiğinde yine kendi bildiğini yapacak, eski haline dönecek büyük ihtimalle.
  • ucan spagetticanavari  (31.01.15 15:07:09) 
upsss. bence ilk olara annene karşı kullandığın dili değiştirmelisin. bu onun hayatı. istediğini gibi yaşar. sen de ona bu kadar öfkelenemezsin. bu öfkeni hakedecek ne yapmış kadın anlamadım? tüm hayatı boyunca çalışmamışsa 60 yaşında ne yapmasını bekliyorsun. 40 yaşındayken sorsaymışsın keşke bu soruları ve o zaman çözüm arasaymışsın. türkiye'de yaşayan 60 yaşındaki insanların ne yaptığını sanıyorsun? ayy kızdım ben sana şuan. annenden böyle bahsetme lütfen. kadın bu öfkeni hakedecek hiçbir şey yapmıyor.


  • sheridans  (31.01.15 15:14:47) 
öteki tarafa empati güzel. ama fikrim değişmedi.
bir defa iç kulak iltihabı yüzünden hastalandı. sedyeye zor kaldırdık. baygınken taşınmıyor. ilk kaldırışında 120 kg deadlift yapmış adamım ben, anamı kaldıramıyorum.
öyle saçma bir düzeni var ki sürekli hastalanıyor. bir yerlerden düşüyor. bacağı beli ağrıyor. kulağı sarılı dolaşıyor (kulak bizde genetik defolu organ)
bu okb, aynısı bende de var.
ne kadar berbat ırsi miras varsa bana da tevarüs etmiş.
bakıp bakıp lan ben böyle bir yaşlıya dönüşmemeliyim diyorum. ama olacağım bu. korkuyorum.
  • namus ninjası  (31.01.15 15:22:55) 
oha 60 yaş demesen benim annem zannedecektim. Benimki 45 yaşlarında; gündüz zaten televizyon başında, geceleri de televizyon karşısında uyuyakalıyor. çok nadir dışarı çıkar, birileriyle görüşür. ev "garip bir dağınıklık"tan öte çöplüktür. seninki yine sağlıklı beslenmeye takmış; benimkisi sabah akşam burç, numeroloji, rüya müya, melekler falan takılıyor (üni mezunu). geçmişte okb tedavisi görmüş. kendisi yüzünden depresyona girdim, antidepresan kullandım. daha 1 hafta önce, ben şubat tatili dolayısıyla onlarda kalırken, yine kavga ettik, ağır bir laf söyleyip çıktım evden; o gün bugündür gitmedim, gitmeyeceğim.

bunları niye anlattım? ben pes ettim, sen 60'ına kadar iyi dayanmışsın; bari bundan sonra kendi yoluna bak.
  • rivulet  (31.01.15 15:23:24 ~ 15:25:05) 
o kırk yaşındayken ben 10 yaşındaydım. o zaman odunla dövüyordu beni.
olm benim anamla aram iyi değil. ateist olduğumu duyunca evden kovan, bir sene para yollatmayan bir insandır. kendisinden akşam vakti yemek bekleyemezsin, sabah kahvaltıyı hazırlamaz, kendi düzeni öyle berbattır ki kendi başının çaresine de bakamazsın.

  • namus ninjası  (31.01.15 15:24:59) 
rivulet beni bi sen anlarsın canım kardeşim benim. bizim ev de çöplüğün bir seviye üstü sadece.

bizim evde herkes kaçar. 4 kardeşiz. sadece en küçüğümüz evde kalmaya muhtaç. o da liseyi bitirirse evde iki ihtiyar kalacaklar.

uzun vadeli bi çözüm lazım bana yav.
  • namus ninjası  (31.01.15 15:26:47) 
öncelikle anneye kanserojen organizma denmez, ayıp.

uyuz oldum şu yazım tarzına ve anlattıklarına. hiçbir yazdığını katılmıyorum. kendi halinde türk annesi işte, ne yapsın bu saatten sonra kendini geliştirmek için, japonca mı öğrensin? şu yaşında karakterini değiştirip hamarat, titiz mi olsun. rahat bırak lan kadını. belki ölüm korkusu var, belki umutsuzluk var, belki ben bundan sonra bir şey yapamam korkusu var, belki kocası ya da çocukları hayalindeki gibi olmadı, belki elli bin tane başka derdi var. 60 yaşında bir insandan artık almaya çalışmazsın, ona bir şeyler vermeye çalışırsın, mutlu etmeye uğraşırsın. muhabbet ederken narın faydası anlatmayı mı dert ettin kendine. derde gel..

ökkeş gibi yorum yazmışsın, gerçekten ayıp lan.
  • sir gawain  (31.01.15 15:27:32 ~ 15:29:33) 
torun baksın.


  • prompter  (31.01.15 15:30:15) 
ben yıllardır dil döküyorum psikiyatriste götüremedim. babam desen kabullenmiş o artık, ben evin huzur kaçıranı oluyorum. değişmeyecek gerçekten. ya kadına "yalnız öleceksin" dedim daha ne diyeyim? hani daha ne demem gerekiyor kafasına dank etmesi için? biliyorum hiçbir zaman kabullenemeyeceksin ve annen hep kafanın bir köşesinde anti-rol model olarak kalacak ama gerçekten böylesi psikolojin açısından daha iyi. belki üzülüyorsun kardeşin de gidince yalnız kalacaklarına ama yapabileceğin bir şey yok maalesef. ben tek çocuğum, ayrı evdeyim; bazen yalvarıyor geleyim diye ama gidince kavga kıyamet.


  • rivulet  (31.01.15 15:30:48) 
benden torun çıkmaz kanka. kardeşlerim de badak.


  • namus ninjası  (31.01.15 15:30:54) 
anne normal bir anne, trolluk derken ne yapıyor? hepimizin anne babası kontrol üzerine kurulmuş varlık sistemine sahip , angelina brad tipi anne baba mı arıyorsunuz?


  • bonifas  (31.01.15 15:33:07) 
60 yasinda ve kapali fikirli birini degistirmek atomu parcalamaktan daha zor demis aynstayn. Degisim kuvvet gerektirir, onun icin kolay olan alisilagelmis sekilde yasamaya devam etmesi olacak. Liseliye odaklan bence.


  • f_d  (31.01.15 15:34:07) 
ilgilenme, gitme yanına bırak... hele kardeşlerin de varsa hiç ilgilenme. arayıp sorma bile...
niye yanına gidip o kadar uzun süre kalıyorsun o kadar rahatsızsan?
sevmek zorunda değilsin anneni, buradaki kişilerin çoğu gibi düşünmüyorum ben.
aranızdaki kişisel sorunlar nedeniyle nefret dahi edebilirsin, istediğin gibi hitap da edebilirsin. bilmeden yorum yapılması kolay sonuçta...
ama istesen de değiştiremezsin diyorum, bırak pes et. canını sıktığına değmez. ne kendinin ne onun...
zamanında senin kararına dahi saygı duymamış birine saygı duymak zorunda değilsin, ben senin yerinde olsam hayatım boyunca bir daha yüzünü bile görmezdim.
  • ucan spagetticanavari  (31.01.15 15:37:07 ~ 15:38:04) 
bilmiyorum hanımlar beyler. bilmiyorum.
ben de asap sahibi oldum. gerçekten uzlaşılmaz bir insanım. kardeşlerim varken denge oluyor ama şimdi biri askerde diğeri şehirden taşındı.
babam da denge politikası güdüyor.

neyse yaaa. ben çıkıp arkadaşlarla buluşucam. buna çözüm bulabilen arkadaşlar, varsa bana ulaşın lütfen. ya da analarımızı tanıştıralım birbirleriyle, çıkartalım bi yerde maşukiyeye sapancaya falan yollayalım minibüsle. aramızda para toplayıp bi de gündelikçi tutalım. bunlar evde yokken evi temizletiriz.
  • namus ninjası  (31.01.15 15:38:23) 
Muhtemelen annen de senden pek hoslanmiyor. İgnore edeceksin.


  • damdanakan  (31.01.15 15:46:27) 
yahu anneleriniz bu kadar kötüydü ama sizi onlara laf sayacak kadar büyütmüş. o kadar pisti, yemek yapmazdı falan ama ölmemişsiniz bak. 6 aylık bir bebeğe bir annenin harcadığı enerjiye/zamana ve emeğe şahidim. yapmayın yani! yineliyorum bu kadar öfkeleneceğiniz birşey yok. ayrıca ülkenin gerçeğinden uzak mısın sen ninja? ateistim diyince evden atmış, atar tabi. türkiye'deyiz yahu. bu zaman kadar kaç kere 'hayatında ne yapmak istedin?' diye sordunuz? ya da kaç kere 'bir sıkıntın, derdin var mı?' dediniz? ne paylaştınız? onun sizinle birşey paylaşabilmesi için ne yaptınız? bir de 'annem yüzünden psikolojim bozuldu' ne demektir. siz doğduğunuzda da onun hayatı sikildi. olsun o kadar yani. terlikte dalıcam şimdi size


  • sheridans  (31.01.15 16:03:32) 
bende de böyle bir sorun var, biraz daha karmaşık yalnız. ne kadar ignore etmeye çalışsan da olmuyor. psikoloji falan kalmıyor adam da. hiçbir şeye tahammül edemeyen biri haline gelebiliyorsun. haliyle bu kadar mantıksız şeyler yapan biriyle aynı mekanda bulununca kendine güvenin de kalmıyor, kendini mal gibi hissediyorsun. yaptığı her şey, attığı her adım anlamsız gelebiliyor. sanırım tek çözüm bir an evvel yol almak. yalnızlığın işkenceli halindense huzurlu halini tercih ederim.


  • carnal malefactor  (31.01.15 16:08:33) 
şurada şu kafadaki bir kadını bile sırf "anne" sıfatına sahip diye ölesiye savunuyor hala bir sürü kişi, nasıl bir şey anlamıyorum ya...
imkanı olmayan çocuk yapacak diye bir şey yok, yapıyorsa hatalıdır. saygı duyulacak bir tarafı yoktur...

"ne zor şartlarda dünyaya getirip büyüttü seni" -getirmeseydi
"yemedi yedirdi, kendine almadı sana harcadı" -parası yoksa çocuk yapmasaydı

ulan salaklığı yüzünden insanların övüldüğü nadir konulardan sanırım bu... çocuk yapmak çok matah bir şey değil, üstün yetenek gerektirmiyor... hayvanlar da yapıyor onu...

ailesini seviyor diye herkesin ailesi sevgi pıtırcıklarından oluşacak sanıyor optimistlerimiz her ortamda. yok öyle bir dünya...
  • ucan spagetticanavari  (31.01.15 16:15:47) 
bence kendin ayrı yaşayabiliyorsan hiç takma boşver ayrı yaşa.anca bayramlarda vs yanına git biraz oyur kalk git.başka türlü bu durum değişmez.bende de tam birebir olmasada aynı durumdan muzdaribim umarım yakında bende kurtulucam.

birde burdaki bazı tipleri takma yok öyle konuşulmaz yok o sana o kadar bakmış sen böyle konuşamazsın diyenleri.birisi annen veya baban diye illa sabretmek zorunda değilsin.
  • lprytk  (31.01.15 16:34:35) 
benim annem de 65 yaşında. akrabalarıyla falan iletişimi iyi ama televizyon konusunda ben de huzursuzum zira takıntılı olmaya başladığını fark ettim.

her gün bir yerim ağrıyor diye geliyor mesela. kendini dinlemeye başladığını fark ettim. oram ağrıyor, buram kaşınıyor, şuramda bir şey mi var. sabahtan akşama kadar dışarıdayım mesela, eve geliyorum, hemen(cidden hemen, eve girer girmez) gün içinde ağrıyan yerlerini anlatıyor. babam vefat ettikten sonra daha da arttı bu durum ama babam vefat edeli 12 sene olmuş. ben suçu doktor programlarına atıyorum. bazen kanal frekanslarını mı bozsam falan diyorum.

sabah doktor programı, öğlene doğru cinayet, kaçırılma, iz sürme programları, akşam halk tv'de "akp ebemizi belleyecek" temalı yayınlar derken psikoloji kaldırmıyor bence. anne çık biraz dışarı dolan diyorum yok, haftalarca evde durabiliyor, telefonla konuşuyor neyse ki.

psikolojik olarak toparlaması için bunu yapıyoruz. doktora götürdük ilaçlı tomografiler, kan tahlilleri, kolonoskopi falan her şeyi yaptırdık. yok işte bir şeyin diyoruz, 1-2 gün şuram ağrıyor buram ağrıyor demiyor, 3. gün yinje bir yeri ağrıyor kesin. evde kalmaktan oluyor bu.

şimdi 3-5 gün teyzemlerin yanına gitti, açılmış, aradım az önce neşeliydi. böyle olacaksın. bozacam valla kanal frekanslarını. o doktor programlarını, iz sürme programlarını hangileri yayınlıyorsa, tamamen bozacağım. nat geo falan kalsın.
  • mesglsn sanirm bn yatiyrm  (31.01.15 16:47:39 ~ 16:48:37) 
tabiki kimseyi sadece anne ve babanız diye sevmek zoruna değilsiniz. ama bir insana hele ki 60 yaşındaki bir insana evi temiz değil ve tüm gün tv izliyor diye hakaret etmemelisiniz, nefret etmemelisiniz, onu aşağılamamalısınız. kötü bir insandır, hırsızdır şudur budur, birilerinie zarar veriyor, canını yakıyordur tamam. ama ortada böyle bir durum yok. kadının evi yahu! temizlemez. eğer pis olmasından rahatsızsa sen temizle/temizlet. rahatsız değilse karışamazsın. onun hayatı. eğer sabah onunla kahvaltı etmediysen ve o yalnızlıktan bunu tv karşısında yapmaya başladıysa da susacaksın. ya da sadece sevdiği için bile bunu yapabilir.
çocuklar ilerliyor diye anne ve babalar ilerleme zorunda değil. sen üniden mezun olduğunda annen böyleydi, sen işe başladın annen hala aynı yerde, sen dil öğrendin ama annen hala o tv karşısında. evet, öyle. o yaşlarda sen de yavaşlamış/durmuş olacaksın. 60 yaşında bir insanın ne yapmasını planlıyorsunuz anlayamıyorum.
ve yineliyorum bu öfkeye de hiç anlam veremiyorum. ha belki de ben 18 yaşından beri ailemle ayrı yaşadığım için bu süreçleri yaşamadım. ama burada da hata belli bir yaşa gelip hala ailesiyle yaşayanlarda bence.
sevgi pıtırcığı bir ailem yok. kimseyi de kutsamıyorum. sadece anlamaya çalışıyorum. yakınmak, öfkelenmek yerine anlamak ve çözmeye çalışmak daha doğru
  • sheridans  (31.01.15 17:10:26) 
Sheridans o şekilde hitap etmesinin ya da hakaret etmesinin sebebi sadece bu sorunlar mı ki?
adamı evinden kovmuş, tercihine saygı duymamış, üstünde kendi fikirlerini dayatmaya çalışmış geri kafalı biri... genel hitap şekli de gayet bu şekilde olabilir.
he ben de karışmamasından yanayım, çünkü değişmez... boşa uğraş olur. değmez vereceği uğraşa. zaten karışma hakkı da yok, aynen o kadının zamanında bu arkadaşın inançlarına karışma hakkı olmadığı gibi.
ama o kadın nasıl karıştıysa zamanında, şimdi karışılması da hakettiği karşılıktır. laf etmeye yüzü olmamalı... hep biri birini kötülüyorsa kötüleneni savunmak, tek taraflı empati filan yanlış. iki tarafın da hataları olabilir. genel olarak ninja gayet haklı bana kalırsa... tek sorun, maddi olarak rahat ettiği için o eve gidip kalması... hiç arayıp sormayıp yüzünü dahi görmese sorun kalmayacak işte. iletişimi kesip hayatından çıkarsa olup bitecek.
  • ucan spagetticanavari  (31.01.15 17:33:49) 
belki annen kendindedir de, sen kendinde değilsindir.
nereden biliyorsun?

  • pangea  (31.01.15 18:08:31) 
[]

ürkünç bi olay

ergen kardeşim yer yokmuş gibi salonda, bilgisayarın yanında uyuyor, yer yatağında. ben de bu saate kadar uyumadım. oyun var oynadığım. çok sardı, oynuyorum.

bu benim kardeş az önce uyandı gibi oldu, kafayı kaldırdı, anamın iğneleyici ve enerji emici soru cümlelerine benzer bi cümle kurdu. sonra vahi öz ve burhan kuzu arası bir ses tonuyla tokat şivesi yaparak ilk cümledeki soruya, kendi kendine cevap verdi.

sonra vurdu kafayı uyumaya devam etti.

adam piyes metni okuyan tiyatro yönetmeni gibi iki farklı insanın konuşmasını taklit etti uyurken lan. götüm attı. bu herifte çoklu kişilik bozukluğu falan olmasın?
yaşı 16.

 
zulaları bi kontrol etmekte fayda var çünkü silivri tarafının yeşil çayı bu tarz sanrılar yaratabilir


  • mrvengeance  (29.01.15 04:15:50) 
arkadaşıyla gece ikiye kadar dolandı mahallede. öyle geldi. ben o zulayı kolay kolay bulamam. yatmazdan evvel iyiydi ama. bu çay böyle 2-3 saat sonra mı tesir ediyor aceba?


  • namus ninjası  (29.01.15 04:20:00) 
yani 2-3 saat sonra da edebilir, 10dk sonra da edebilir. bünye meselesi, bizim bi arkadaşa 9. gün tesir etti mesela elinde bi salkım yeşil üzümle yok mu beni silken diye koşuyodu yokuş aşaaya


  • mrvengeance  (29.01.15 04:22:31) 
yok bişi yok ya boşver git yat uyu..

benim uyurken nas suresi okumuşluğum -hemi az buz da değil, 3 kere- çok var rüyamda korkunç şeyler gördüğüm için, bir de bunlara gözlerini açmaya çalışan -hatta çoğu zaman gözleri aralık uyuyan- okuduğu duayı yükselip alçalan bir tonda ve nefes nefes okumaya çalışan bir beyaz surat ekle, sonra da arkadaşının yanında bunu yaptığını düşün. kız korkudan ağlamaya başlamış bi de beni tokatlayarak uyandırmıştı, sabaha kadar ağlamış sonra manyak -ha ben kıçımı dönüp uyumaya devam etmişim, o ayrı :D - olur yani öyle.
  • pasp  (29.01.15 07:27:23) 
uyurgezerligi vardır yav, ben uykudayken mutfaga gidip su içmişligim bile varmış, olur öyle arada


  • mirty  (29.01.15 07:43:03) 
ot içmiş adam uyanmaz. yatar uyur. paranoya yapma olur böyle şeyler.


  • matematik koyu  (29.01.15 08:21:42) 
normal normal.

benim biraderde benle muhabbet ederdi ben eve gelince ama haberi olmazdi hic. baya baya bagirdigi tartistigi da olurdu kendi kendiyle.

yalniz dikkat et isemeye kalkinca her yeri tuvalet zannedebiliyor bazen.
  • gel gel sarisinim sag yap gel  (29.01.15 08:57:10) 
[]

elinde fazladan kefir hayvanı olan var mı?

istanbul, avrupa yakasında falan?
hazır kefirler çok pahalı yav.



 
Burdan kimse cikmazsa nette 10 tlye falan satanlar var.


  • photo85  (23.01.15 08:39:33) 
pintiliğim tuttu, 10 lira çok büyüdü gözümde.


  • namus ninjası  (23.01.15 08:42:27) 
Bi universiteden 35 tlye aldim ve sanirim kefirler ölmüstü :( o yuzden aktif kullanan birinden alirsaniz daha iyi olur. Burdan biri cikmazsa bloglarinda kefirim var vs yazanlara mail atin cekinmeyin


  • photo85  (23.01.15 08:44:40) 
Ben de vardi ama aylardir buzlukta, sanirim artik ölmüştür. Beklerseniz haftaya annemin yanina gidiyorum, 1 hafta sonra dönüyorum. Gelirken ondan alip getirebilirim.


  • fraise  (23.01.15 09:10:20) 
benim var sözlükte kefir baslıgından almıstım cogalttım. taksim tarafında bi yerde verebilirim.


  • slalom  (23.01.15 14:49:16) 
[]

bu ne aq: homeopati

kim milyoner olmak isterde an itibariyle yarışan bıldırcın pratisyen hekimmiş ve homeopati üzerine çalışıyormuş.
olm homeopati sahtebilim değil mi lan?

not: bu alternatif tıp saçmalıklarının yasal olduğunu biliyorum, ilgili yasa falan vardı, geçen çıktı hatta epey sövmüştüm. ama 7 sene tıp okumuş birinin ilgisini çekmesi garibime gitti.

 
Homeopati, bir hastalığın, hastalık belirtilerini sağlam bir insanda ortaya çıkarabilecek maddelerin çok düşük dozlarda hastaya verilmesiyle tedavi edilebileceği inancına dayanan bir alternatif tıp yöntemidir. diyor viki


  • fucking machine in my head  (20.01.15 22:10:22) 
www.quackwatch.org

quackwatch da tek yasal kandırmaca diyor (abd için)
ben yasal olmasının sebebini "faydası olmadığı halde, zararı da olmadığı için hukuken yasaklanamaması", diye biliyordum.
  • namus ninjası  (20.01.15 22:14:37) 
ha fötrü bilemeyecek elenecek şimdi. oh canıma değsin.


  • namus ninjası  (20.01.15 22:15:01) 
değil, bir kısım insan arasında acayip popüler, buna hekimler de dahil. homeopatlar illa hekim olmayabilir ama hekimler homeopat da olabiliyorlar.

sağlıkçı olarak bana sorarsanız tamamen saçmalık, bilimsel de değil ama gittikçe yaygınlaşıyor.
  • malwethiel  (20.01.15 22:17:35) 
yalan dolan. alternatif tıp bile olamayacak bir yöntemsizlik abidesi.

yalansavar.org

hatta sitenin yazarlatrından biri bunun deneyini de yaptı geçtiğimiz sene: eksisozluk.com
  • in pyjamas  (20.01.15 22:20:39) 
sahte bilimdir ve malesef ülkede hekimlere yeterli bilimsel nosyon kazandırılamadığı için pek çok homeopatiyle, hacamatla uğraşan, hatta akademisyen olanları mevcut. hatta geçenlerde bir tıp fakültesinde homeopatiyle ilgili seminer mi ne vardı diye denk gelmiştim ama hatırlamıyorum tam.

bir de bu tarz işlerle niyeyse genelde aile hekimleri ve pratisyen hekimlerin uğraştığını gözlemledim ama genelleme yapmak mümkün değil tabi.
  • gibicibicis  (20.01.15 22:38:13) 
Abicim "Astroloji fakultesi" bile var....


  • delifaruk  (20.01.15 22:46:09) 
homeopati = sahtekarlık


  • fayfim  (20.01.15 23:37:07) 
[]

access point wifi adaptör router.. bunlar ne yahu?

wireless modemim olmadı hiç. kablomu takarım, işime bakarım. yalnız netbookum kabloyla çalışmıyor.
az göz gezdirdim anlamadım.

şimdi;
elimde kablolu modemim var, (5-6 sene önce ttnetin dağıttığı, tek girişli)
switch var, 5 girişli.
bir pc var
bir netbook var.

bu netbooka wireless bağlantı yapmak istiyorum.
almam gereken zımbırtının adı ve asgari maliyeti nedir?

 
wireless adaptör alıp, pcden dağıtabilirsin (hotspot gibi düşün)
www.oxhow.com
burdan detaylı anlatımıda var.

adaptör:35 tlye felan satılır.
  • yaraticilik0  (13.01.15 17:54:53 ~ 17:56:43) 
jugador +1. hiç bulaşma o tür zımbırtılara. 2 el wifi modem al geç max 40-50 tl. hatta burada sevabına dağıtan bile vardı.


  • mrthany  (13.01.15 19:09:35) 
[]

tatlı lor ballı lor bu ne biçim lor?

öğk. bu ne böyle çok kötü tadı. 1 kg aldım dün. aynı yerden ama öncekiler gibi değildi. beklesem ekşir mi kendiliğinden? ekşirse dolapta durması ekşimeyi yavaşlatır mı? ekşimezse kendim nasıl ekşitirim?
iç bayıyor yenmiyor bunun ekşimesi lazım.



 
Tuzla


  • damdanakan  (01.01.15 12:02:59) 
tuzladım ama tuz ve şeker sanki farklı damak tadı notaları gibi.. hatta yağladım ve baharatladım bile. olmuyor. tuzlayıp beklesem olur mu?
o şekeri bazı afacan mikroorganizmalar ekşi asitlere çevirmeli gibi geliyor bana.

  • namus ninjası  (01.01.15 12:06:19) 
Bizimkiler tuzlayip bekletiyor. Gerisini bilmiyorum.


  • damdanakan  (01.01.15 12:10:18) 
[]

buzdolabının kompresörü erkenden devreden çıkıyor

dün akşam şu ufak, tezgah seviyesi tipteki buzdolabımı belki temizlerim diye fişten çektim. sonra caydım geri taktım. meret bi kendine gelemedi. kompresör tıklıyor. başlıyor çalışmaya. sonra hemen duruyor. 5-6 saniye çalışıp. sonra 2 dk geçiyor. bir daha bi silkiniyor, yine 5 sn.

termostat çalışıyor. buzları erimeye başladı. dün gece bir süre tam çalıştı zannedersem. bir yanına baktım, çok sıcaktı kapadım. kompresör eski ısıya dönmek için epey çalışmış herhalde.
gece kapalıydı. sabah yine açtım, aynı kesintili halde çalışıyor. ısınma yok. hiçbir şey yok.

yüksek soğutma için sona çekiyorum ayarı, yok. termostat devreye almada başarılı ama sürekli çalıştırmada başarısız gibi. bir de hafif gürültülü kompresör istopundan sonra başka bir termostat çıtırısı geliyor, bir motor sesi geliyor 2-3 saniyelik. ama o kadar sadece. kompresör sesi de değil.

noldu buna şimdi?

 
buzdolabı tamire gitti. pert. yenilemiş olduk iyi oldu.


  • namus ninjası  (28.12.14 18:25:01) 
[]

elinizde şu tip kadri bilinmemiş 80ler pop varsa:::

::: www.youtube.com
verin de coşayım he?

synth italo hi-nrg new dark freestyle fark etmez.

karşılığında ben de bildiklerimi dökerim:
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
bunlar yine popüler, daha kıyıda köşede kalanlar da var.
diğer yarısı teslimattan sonra.

 
  • freebird5406_2  (16.12.14 01:15:17) 
  • kaset  (16.12.14 10:50:23) 
[]

şu şarkı gibisinden daha fazlası

www.youtube.com

hem kadının vokali tatlı olacak, hem şarkı aşk üstüne olacak, hem kadın çok pis acı çeken taraf olacak.

"goodnight moon" ya da "and the you kissed me part 2", siz demezden evvel ben dedim. bunlar sayılmaz. büyrun, bulamazsanız da canınız sağ olsun.

nöt: şunun gibi erkek bestesi ama kadın ağzına oturanlar da olur:
www.youtube.com

uğraşana şimdiden kolay gelsin.

 
Boyle pop mu olsun?


  • damdanakan  (11.12.14 18:57:23) 
  • washe  (11.12.14 19:12:26) 
özgür olun canlarım benim. misal az evvel çorba kayatırken radyoda adele çaldı, set fire to the rain.
son derece uydu konsepte. kiss you.

evet dinledim hepsini. bugün duyurunun müzik tavsiyelerine güvenmem gerektiğini anladım.
  • namus ninjası  (11.12.14 20:12:08 ~ 20:27:12) 
www.youtube.com

çok az acı olsa da olur.
  • namus ninjası  (11.12.14 21:21:45) 
[]

1 saat acun 0.5 saat endüstriyel futbol izledim ve sorularım var

4 de bira içtim bu arada.

bazı önemli tesbitlerim var.
öncelikle dmf bir takımın bel kemiği.
bunu bir kenaraa yazınç.
athena gökhan harbi totoş. o ne lan öyle vıcık vıcık.
olm sene 2014(...%92)
hala ajun izleyen var.
özkan mazharın sepeti gibi, konuşmuyor, öyle çömmüş bekliyor.

son olarak sorum şu:
zevk neden bu kadar kaprisli?
mutluluk neden bu kadar kısa?
neden beni terk ettin?
neden gittin?

ha? (soru tam olarak bu: ha?)

 
Ha.


  • damdanakan  (09.12.14 21:50:54) 
yüksek bir yerden atla.


  • Dr. Watson  (09.12.14 21:52:29) 
Damar damar üstüne binmiş.


  • damdanakan  (09.12.14 21:53:28) 
tikler sabaha.


  • namus ninjası  (09.12.14 21:54:57) 
Hocam 4 biraya boyle olduysan...


  • uu1  (09.12.14 21:56:58) 
4 bira içip g.tü dağıtan burda kafa .ikiyo.
tüm sorularının cevabı bu.

  • kertenkelebek  (09.12.14 21:57:04) 
anapın ölüsü barajı geçer. sen kendinize bak gebeş.
ayrıca ona göt ve sik derler.

  • namus ninjası  (09.12.14 22:03:37) 
athena gökhan'a laf ediyosun ama 90'lardan beri duymadığım "janr" telaffuzunu kullanıp nostalji yaşattı sağ olsun.


  • nereye bu gidis  (09.12.14 22:04:02) 
Sataşma sakin millete


  • damdanakan  (09.12.14 22:07:30) 
Olacaniz basima bir cete


  • damdanakan  (09.12.14 22:07:52) 
La havle vela kuvvete


  • damdanakan  (09.12.14 22:08:08) 
ben janr lafını 2006 civarı perihan mağdenden duyduğumu çok net hatırlıyorum.
gel bak gel otu sana ne anlatıcam.

  • namus ninjası  (09.12.14 22:08:14) 
2 bira daha iç abi sen.


  • reavelyn  (09.12.14 22:09:01) 
2 bira daha var zaten. sen antisilecenin feyk misin?
ayrıca damdanakan ben bir yorum girerken sen üç giriyorsun gölgesinden hızlı silah çeken kovboy.

  • namus ninjası  (09.12.14 22:10:46) 
perihan mağden sayılmaz gardaş. onun ne dediği belli değil.


  • nereye bu gidis  (09.12.14 22:11:45) 
bu kaç


  • emirkulu2  (09.12.14 22:12:11) 
yea özkan gibi memeleketin sayılı basçısı nasıl mazhar gibi bir retardın sidekicki olur arkadaş baa bunun cevabını verin?


  • namus ninjası  (09.12.14 22:12:15) 
emirluku, kalın bir.


  • namus ninjası  (09.12.14 22:12:38) 
Yok ya, ben atlara fisildayan kovboyum, yanlisin var.


  • damdanakan  (09.12.14 22:13:17 ~ 22:14:20) 
özkan'a öyle diyon ama fuat olmak da vardı.


  • nereye bu gidis  (09.12.14 22:13:55) 
bilemedin beş secure.static.tumblr.com


  • emirkulu2  (09.12.14 22:15:35) 
fuat koroner bypassdan sonra çok bozdu.
damdanakan, aman brockback kovboyu olma da var aatına fısılda. ben okeyim.

  • namus ninjası  (09.12.14 22:16:07) 
brus li idolümdür.


  • namus ninjası  (09.12.14 22:17:05) 
Brus li nin oğlu genç öldü. Yazik oldu çocuğa.


  • damdanakan  (09.12.14 22:18:38) 
bruş li bütün enstrümanları çalabiliyomuş.


  • nereye bu gidis  (09.12.14 22:21:04) 
brus li kafa attığında yarım ton çekiyormuş.


  • namus ninjası  (09.12.14 22:25:31) 
Bruş mu?


  • damdanakan  (09.12.14 22:26:46) 
burucelle bile olur yöresine göre. bruş ne ki?


  • namus ninjası  (09.12.14 22:32:54) 
Bruşka liitanstki harusova


  • damdanakan  (09.12.14 22:34:26) 
havar ha

ha uşağım ha
  • bluebey  (09.12.14 22:46:53) 
[]

teknik fotoğrafçılık

Slm duyurunun erol atarları.
Benim bir su numunem var. Sürekli aynı kaynaktan çıkıyor. Günlük izliyorum.
Bu suda bir renk değişimi olmasını bekliyorum ama ani değil. 1 haftada mesela, anlamlı bir değişiklik olur ancak.
Her gün aynı şeffaf kaba aynı miktar numune alıp aynı kapalı ortamda aynı ışık altında aynı manuel fotoğraf ayarıyla, xperia e1 gibi eski moda bir telefonun kamerasıyla fotoğraf çekmeyi düşünüyorum.
Bütün ayar, ışık, mesafe aynı olduğu sürece bu makine güvenilir bir renk değişimini izlettirebilir mi bana?

 
ışıktaki en küçük bir değişme olayı bozar. bir şey elde edememe ihtimalin var. pencereden gelen ışık ve günün saati bile etkileyecektir.


  • argent dawn  (09.12.14 15:37:31) 
Buradaki temel nokta ortam ışığının aynı olması ve makinenin otomatik beyaz dengesinin kapalı olması. Makine kendi kendine düzeltme yapmamalı ve sabit bir kelvin değerinde çekim yapılmalı.
Xperia e1 'in teknik yeterliliği konusunda malesef bir fikrim yok.

  • Sandeman  (09.12.14 15:39:31) 
[]

dev anket

rol modeliniz kim? gerçek hayattan ya da fikşın karakter olaraktan, fark etmez.

fotoda benim rol modelim. frank reynolds.


 
(bkz: randy marsh)


  • ron dennis  (07.12.14 18:44:42) 
(bkz: rigby)


  • mayaa  (07.12.14 18:45:48 ~ 18:46:00) 
(bkz: oblomov)


  • razvan rat  (07.12.14 18:48:10) 
kirpma.com
pek bi egoistim

  • seksen9  (07.12.14 18:48:29) 
duğş
hangisi?
altarın oğlu mu tevetoğlu mu?
  • namus ninjası  (07.12.14 18:56:30) 
çok klişe olacak ama michael jordan.

çocukken basketbol ve nba hastasıydım. gerçi mj reyiz basketbolu bıraktığında 9 yaşındaydım ama son yıllarını, canlı izlediğimi hatırlıyorum. hayata bakışı olsun, "sıçıp batırmak" konusundaki meşhur lafı olsun ne bileyim benim için bir numaralı reis kendisi olmuştur her zaman.

ha sözünü dinledik mi, dinlemedik. çok ayıb oldu.
  • pescador  (07.12.14 18:56:56) 
  • westblack  (07.12.14 19:04:58) 
bi de Kenenisa Bekele var.


  • [silinmiş]  (07.12.14 19:07:33) 
  • spirit crusher  (07.12.14 19:09:13) 
[]

vahşi hayvanların pazarlamasının hukuku

şu ilana rastladım:
ilan.elookat.com
sinirlerim hopladı.
bu satışı yapmaya hakları var mı? varsa, ben bunları alıcı gibi irtibata geçip, punduna getirip sopalasam bana mı ceza yazarlar?

 
Hayvanlar dinde komünizmde vs türlü şeylerde nesne olarak görülüyor, eşya statüsünde gibiler. O sebeple bu algı değişmeden vahşi olsun evcil olsun hayvan hakları hiçbir şekilde sağlanamayacak tam anlamıyla.


  • Cursed Chico  (01.12.14 19:40:31) 
ingilizce aramalarda karakulak (caracal) illegal diyor.
serval de farksızdır muhtemelen. savan kedisi kırma, evcil kediyle serval hibridi galiba.
orman mühendisi bir arkadaşın dediğine göre egzotik türlerin evcil bakımda ömrü artmaz, azalırmış. karmaşık davranışları olan hayvanlar bunlar. felix domesticus gibi kendi isteğiyle bizimle beraber yaşayan istismarcı türler değiller.
şu an daha sinirliyim.
  • namus ninjası  (01.12.14 19:41:45) 
yabani kirpi satisi da yasak wiki'den ogrendigim kadariyla ama internette gormustum ilan filan. yalniz bu ilan kuskulu geldi bana. icerik google translate. fotolar baska yerlerden. 1200 lira da dusuk sanki yasadisi ve boyle bir canli icin. ilan sahibinin diger ilanlarina tiklayinca da sunlar cikti:
ilan.elookat.com
ilan.elookat.com
(edit: oha simdi tikladim bunlar cikmadi. edit2: anladim sanirim kullanici yoksa ya son eklenenlere yoneliyor ya da son bakilanlara)

bir iki tane daha ayni siteden:
ilan.elookat.com
ilan.elookat.com

zamaninda t1 ararken bir ilana rastlamistik biz de. ispanyol'um ulkeme dondum turk plakali aracimi satiyorum diye. mail filan atmistik. siz suraya su kadar yatirin bilmem ne filan diye cevap gelmisti. sonra arastirdik baska ulkelere yonelik de ayni yontemin kullanildigi ilanlar varmis. bu da onun bir benzeri olabilir.
  • John Finn  (02.12.14 06:04:03 ~ 06:17:11) 
hayvan alım satımı yapan birisi olarak hakları olmayabilir ama belki kanunlardaki boşluklardan yararlanıp satış yapabilirler. Bu arada satıcı gibi gidip adamlara saldırırsan suçlu durumuna düşersin ha bu arada yasa dışı işlerle uğraşan insanlar tedarikli gezer.


  • Sandman  (02.12.14 07:39:56) 
[]

yine bir tükenmişlik yine işten, meslekten soğuma

olayları sırasıyla anlatıyorum. gerçekten çok az kişiyle konuşabileceğim şeyler. o yüzden salim kafayla akıl verirseniz sevinirim.

6 ay önce "yurtdışı işine" diye ayrıldım istanbuldan geldim buraya.
ilk gelişimde eski müdürüm, onun iki adamı ve bu üçünün işlerini yaptığı babadan zengin bir müteahhitle geldik. müteahhit olan meslektaşım.
eski müdürüm ise burada taşeron. buradaki büyük şirketin işini yapıyorlar. beni eski müdür önerdi buraya.

daha gelirken, uçakta, bana bu müteahhit manipülasyon amaçlı yanaştı. o zamana kadar sadece istanbuldaki patronla konuşmuşum. bana denilen "işte sorumluluk almaktan ve it gibi çalışmaktan çekinmezsen bütün şantiyelerde ve fabrikalarda sırayla sen işletmeyi ele alırsın". aynen böyle dediler.

bu müteahhit ise bana orada yeni müdürümün çok aksi olacağını (ben şef ayarındayım, bir altım) aralarının kötü olduğunu, müdürün zaten çok uzun ömrü olmayacağını, işi yapacak daha genç elemanların onun yerini alacağını söyledi. müdürü sallamamam gerektiğini ima etti yani açık açık.

neyse vardık buraya, hakkat müteahhitle müdürün arası kötü. müdür "bu adam bu işi bilmiyor" diyor. müteahhit "müdür profesyonel değil" diyor.
takarım münakaşanıza ben işime bakarım dedim. neyse müteahhit adamlarını bıraktı, kendi defoldu gitti, müdür sorumluluğu bana verdi. ben bir ay cehennem sıcağında sadece o iki teknik adamla elimden gelen gayreti gösterdim. müdür dedi be senin çalışmana güveniyorum. neticede bir şeyler yapıldı ama yetmedi.

bir tesis işletiyorum. daha önce eksikler belirlennmiş. ama kimse prosesi sorgulamamış. baktım proses yanlış. başa da bela, düzelmesi şart. yazdım bir rapor bu bir ayın sonunda. ama öyle böyle değil, sorun-kaynağı-çözümü, her konuyu yazdım.

müteahhit kulağının üstüne yattı. ben tesisi her açıdan denedim. prosesi aldım modifiye ettim. işleri yoluna soktum. ispatımı yaptım. müteahhite bi rapor daha yolladım. tekrar çağırdım geldi. tesisi gözüne soktum, aksayanı gösterdim, bir hafta hatasını kabul etmedi, "benim sistemim hatasız" diyor adam yaaa. ben böyle yüzsüz ve pasif agresif üslup görmedim. büyük patron geldi. "ne gerekirse, bedeli neyse yapılacak" dedi (patron sanıyor ki 5-10 bin doloreslik iş var). müteahhit rahatladı bunu duyunca. hala sorumluluk kabul etmiyor ama "para da geliyorsa madem" diye sordu bana "ne istersin ninja" dedi. ben de allah belanı versin dedim içimden ve istediğim revizyonları sıraladım.

hepsini not aldı, patronun beklentisinin 10 katı masraf çıktı. gittiler kendilerince pazarlık yaptılar, benim revizyonları kırpıttılar, istediklerimin yarısını ancak kabul ettirebildim.

tam bu anda işten soğudum. bunun üzerinden 2 ay geçti. mallar malzemeler geldi. gelene kadar tesis farklı sorunlar çıkardı. ben her işi pamuk ipliğine bağlı hallettim. gece tesiste saatlerim geçti kaç defa.
her arızada biraz daha sıkıştım. palyatif çözümlerle geçiştirdim.

bu sıra revizyonlarımın haklılığını tekrar ispat ettim. neyse bugün, tam bugün revizyonları yapacak ekip geldi.

gerçekten çok bitkin haldeyim. kafam bomboş. 3 ay önce nefes alıp verir gibi otomatik yaptığım işlerin yarısını bile organize edemez haldeyim. sürekli aksilikler çıkıyor bugün işte. bu yetmez gibi yeni gelen adamlar tesisi gezdirmemi istediler ve daha ilk 10 adımda beni sindirmek için her şeyi yaptılar.

sorular şu sırada, içimden geçenler parantez içinde:

nerelisin? (sinop amk sana ne?)

tesisi gezdir bize (gelin amk bu taraftan)

tesise giderken=> malzemeyi göster bize (ebenin.. o zaman depo alanına gidelim... de bi karar verin böyle ne? kafası kesik tavuk gibi?)

malzemeye bakmaya giderken kanalı görmüşler=> sen bu tesise fuel oil giriyor görmüyor musun? (ne fuel oili amk burası şarap fabrikası arıtması o gelen şarap suyu)

yanlış anlama uyardık ama şeyden, bu tesisi biz yaptık. (ulan pezevenk söylesene baştan, o zaman sen beni gezdir ben sana sorayım yanlış imalatların hesabını)

bu tesisten anlıyor musun, prosesi biliyor musun?? (hayır mk ben bostan korkuluğuyum, 6 aydır karga kovalıyorum küçük mustafa ve kardeşi makbule gibi)

daha önce nerede çalıştın? (çöp sızıntı suyu tesisinde şeftim amk)

çöp başka bu başka, onda rotifer olur bunda bakterisi fazı başkadır sik sok buna e diycen genş? (are you a fucking microbiologist?)

neyse 10 dakikalık sinir harbi, bana bu adamlar açıkça sakin ol dediler.
"abi" dedim "ben çevre mühendisiyim, 6 aydır burayı işletiyorum, ne soracaksaız toparlayın, bilmiyorum sanmayın, buraya imalata geldiğiniz işleri öneren benim, (bunun meali= ukalalık yapmayın)

şimdi bu iki "usta" geldi beni çocuk yerine koydu. bunların patronu olan müteahhit zaten ayrı fırıldak.
müdür beni koruyor. onda sorun yok.
ben bu dallamalarla en az 1 ay burada 2 ay başka yerde çalışacam.
hiç bu sikiklerle uğraşmaya dermanım yok.
içeride 4 maaşım var (8bin dolores)
hiçbir motivasyonum kalmadı
tc'ye dönersem o para beni 1 yıl bile götürür. doğrudan bisiklet turuna çıkarım.
işi bırakıp gideyim desem ne derler bilmiyorum, burada işim kritik değil, yerime bulurlar birii. paramı da ha deyince vermezler ama. terfi hakkında bana arada umut vaadeder kouşuyorlar, çalışmamdan da memnunlar..

bu işyeri biraz ağır yürüyen, insanların gelince bi ayda bunalıma girdikleri tuhaf bir düzene sahip. bana mühendislik tecrübesi katmaz. parası iyi ama. yeri güzel. her yer orman.

hazırda işim yok ama 1-2 aya bulurum.

entelektüel birikim düşük, hayatımı duyuruda falan geçiriyorum, çok boş vaktim var, %10 kapasitedeyim ve çevremde hiç insan yok.

şimdi neticede soru şu:
ben ne bok yiyim? çıkacak olsam altyapısını nasıl hazırlayayım?

yaş 31, erkek. bir de çok sıkıldım. tşk..

 
Hani rahat adamdın lan sen. İşe gelince kafayı ye, başka şeyde... Neyse lan banane Allah vermiş cezanı zaten.

Sonuna kadar okudum. Düşündüm. Tecrübeli adamsın vasıflısın. İş ara ve bul, şimdikinden daha iyi bir maaşa. Böyle hastalıklı yöneticilerle daha bi on sene sorunu bitmez oranın. Bırak ne halleri varsa görsünler. Yeni bulacağın işteki adamlar da sorarsa niye bıraktın diye, dersin ben disiplinli adamım öyle ustanın çöm ayaklarına gelemem diye ne bilim resmicesini anlatırsın. Kalk uğraş biraz da kurtul o cehennemden.
  • emirkulu  (21.11.14 19:58:57) 
yazacam sonra

her ne kadar yeni değilsen de, şindilik şunnan idare et namus:

bonus: (bkz: yeni başlayanlar için iş hayatı/@compadrito)
  • compadrito  (21.11.14 20:03:14 ~ 20:05:27) 
p.s. iş yürümeyince başarısız hissediyorum, o da testosteronumu düşürüyor. 2 ay önce böyle değildi.
ben testo için yaşarım. adrenalin için yaşarım.
yoksa başka konularda rahatız elhamdülillah.
  • namus ninjası  (21.11.14 20:05:44) 
Bu konularda erkekler nedense böyle anlamıyorum, işe karşı korkunç bir vefa oluyo. De yürüyecek iş var yürümeyecek iş var ya. Tek omuz sen itiyorsun farkındasın dimi. Testoyu yükseltmen için de o ortamdan ayrılıp başarılı işler yapabileceğin yere geçmen lazım. You're not a tree istemediğin yerden çekip gidersin. Ayrıca burda iltifat etmek tarzım değil lakin genel kültürünün düşük olduğunu söylemişsin kendine haksızlık ettiğini düşünüyorum seni burdan tanıdığım kadarıyla. Komple duyuruya takılan herkesi küçük görüyorsan bilemem tabi.


  • emirkulu  (21.11.14 20:13:47) 
Dur sana naçizane tavsiyelerimi sıralayayım:

Flowchart gibi anlatıcam:

Eğer ilk işinse -> Kal ve organizasyonu ve çevreni değiştirmeye çabala; ne yaptığımı bilen insan için en iyi ilk tecrübe kötü yöneticinin yanında olandır.

Eğer gücün yeterse bulunduğun ortamı şekillendirmeye çalış başaramıyorsan ayrıl.

İlk işin değilse -> Ayrıl. Deneyimli bir çalışan için yurtdışında 2000 Dolares az para; şekillendirebileceğin başka bir çalışma ortamı ara.

Ne olursa olsun etrafını değiştirmeye çalış.
  • dusunuyorumoyleysevurun  (21.11.14 20:35:49) 
yanlış anlaşılacak şekilde yazmışım, buradaki arkadaş çevremde entel kuntel yok. geriliyorum sözel yeteneklerde. o yüzden internetle falan dolduruyorum boşluğu. internet her yalnızlığın ilacı.

edit: parada karambole geldik. ayrıca çevre mühendisleri o kadar çok almıyor. piyasada ihtiyaçtan çok ama çok fazla mezun var ve meslek düşmanı bir bakanlığa bağlıyız. valla sandığınız gibi değil. ben okuldan kurtarıyorum.
  • namus ninjası  (21.11.14 20:37:51 ~ 20:40:44) 
İşi gereksiz fazla üstlenmişsin aynen. emirkulu +1
Kendi işini üstlenmeyen adamların işini neden üstleniyorsun ki...
Herhangi bir işte çalışmadım ama bu içeride maaş bırakma olaylarını aklım almıyor. Neden içeride maaş biriktirerek çalışmaya devam ediyorsun? Adamlara koz veriyorsun, belki de bunu yapmamalıydın.
  • e_rsin  (21.11.14 20:54:14) 
bu firmada huy bu. yani asla paramı alamadım diyen görmedim. ha paramın hayrını görmedim diyen çok. mesela 8bin doloresi yatırırlar, ama dolar iner 1.5 olur kuş olur. o zaman söverim.


  • namus ninjası  (21.11.14 21:11:40) 
hem maaşını düzgün alamıyorsun, hem de pek çok sorunla uğraşıyorsun. derdin ne? kendi işin olsa, amenna. daha fazla yıpratma kendini, başka iş bul.


  • oinone pe  (21.11.14 21:35:52) 
içeride 4 aylık maaşınız var. yurt dışındasınız. yalnızsınız. 4 aydır ne yiyip ne içiyorsunuz, nasıl geçiniyorsunuz?

toplam 3 ay bu adamlarla çalışmak için çok uzun bir süre eğer daha ilk günden bu kadar gerilimli geçtiyse. eğer hep böyle gereceklerse, eninde sonunda tartışırsınız. bu şirketteki konumunuzu etkiler mi?

türkiye ve çevre mühendisliği tereddütünüzde ise çok haklısınız. eğer adamların kafasını gözünü kırmadan bu 3 ayı geçirebilirim diyorsanız sabredin, yaptığınız önemli bir şey ve o kadar emek verdikten sonra sonucunu almak da hakkınız. ama yok dayanamam o kadar diyorsanız ya başka iş bakacaksınız ya da her şeyi göze alıp gemileri yakıp gelip türkiyede iş arayacaksınız. ha paranızı hemen vermezler muhtelemen, o süreci finanse edebilecek misiniz, bunu da düşünmeniz lazım.
  • vesna  (21.11.14 21:51:24) 
her şey şantiye usulü, yemekler ve ev onlardan. haftalık avanslar var. yetiyor çok gece hayatı falan yoksa. zaten ben mazbutum onda sıkıntı olmuyor.
burası pek işlek yer değil. ister istemez para atıyoruz kenara. yani içerde kalanlar aslında birikiyor.

bahsettiğim yeni gelenler, garip bir cinsler. evvelden beri burada en kötü adamla bile sağlıklı ilişki kurdum ama işte bu numunelik yeni gelenler keşke gözüme görünmeden halledip işlerini gitseler.

gerçi onlar daha bu işin kontrol mühendisinin ben olduğumu bilmiyorlar. ya da bilip yapıyorlarsa durum daha fena. ama bilmiyorlardır. bakalım iki güne anlaşılır.
  • namus ninjası  (21.11.14 22:08:14) 
"işte sorumluluk almaktan ve it gibi çalışmaktan çekinmezsen bütün şantiyelerde ve fabrikalarda sırayla sen işletmeyi ele alırsın"

bunu kim söyledi büyük patron mu söyledi? bu cümle, evrensel geçerliliği olan bi cümle. her kuruluşta, senin ve benim gibi gözükara, cesur, yükün altına girmekten çekinmeyen, elini taşın altına sokan, aklına, yüreğine ve taşşaana güvenen bikaç deli olur. bi de geriye kalan bullshitçiler, asalaklar ve kaytarıcılar olur. işler o delilerin omuzlarında yürür. o delilerin title'ının herhangi bir önemi yoktur. hiyerarşide, kendilerinden 2-3 seviye yukarıdaki koltukları işgal edenler, bu delilerin ağzına bakar, onların dediğini yapar, onlardan aldıkları akılları, kendi akıllarıymış gibi etrafa ve büyük patrona satarlar. bullshitçiler, asalak ve kaytarıcılar, zaman içinde, sistem tarafından doğal seleksiyona uğrarlar. geriye iyiler kalır.

özel sektörde çalışmak, memuriyete hiç benzemez.
şantiyede çalışmak, ofiste, plazada kebap yapmaya hiç benzemez.
yurtdışı şantiyede çalışmak, yurtiçi şantiyede kebap yapmaya hiç benzemez.
mahrumiyet bölgesi bir ülkedeki şantiyede, Allah'ın unuttuğu bi yerde, can güvenliğin Allah'a emanet olarak çalışmaksa hepsinden daha da zordur. ak göt kara göt ahan da tam orda belli olur işte!

sen şindi çok güzel bi noktadasın. yannız bi paradigma değişimi geçirmen gerekiyo. çünkü içinde bulunduğun bu durumun güzelliklerini göremiyon. ben sana bunun niye güzel olduğunu gösterecem şindi:

1. ak göt kara götün tam belli olduğu yerdesin.
2. problemin tam göbeğine düşmüşün
3. yetenekli, becerikli, gözükara, cesur, elini taşın altına sokmaktan korkmayan, sorumluluk almaktan çekinmeyen, aklına, yüreğine ve taşşaana güvenen bi herifsin

ben bu durumu bi zamanlar, 'where challenge meets talent' olarak tarif etmiştim.

maaşın az. ben öyle bi yerde bi herifi çok beğendim ve transfer etmeye kalktıydım da, 4 bin dolar alıyomuş, veremediydim o kadar. ama böyle güzel bi ortamda maaş en son düşüneceğin şey olsun.

sen ordan çıkma şindi. sebebi şu:

1. şindi çıkarsan, 6 ayda dayanamadı ipne! kaçtı gitti! olur adın.
2. bir işyerinde 6 ay çalışmış olmak, özgeçmişte hiç güzel durmuyo, job hopper'lık marifet diil! zayıflık göstergesi.
3. bişeyleri daha başar ve gitmeyi o zaman planla
4. içeride kalan paran azalsın. gemileri yakmaya karar verdiğinde, riske attığın miktar az olsun.

sen o seni sorguya çekenlere içerleme, küfretme, kızgınlık hissetme. bir tesisi, bir süreci anlamak için en basit ve en salak sorular dahi sorulmalıdır. bunun sorulmasını, kişisel olarak algılama.
profesyonelin gerçek tanımı şudur: person who can get things done when he/she doesn't feel like it
misal, Volkan maçı terketmeseydi, profesyonelliğin heykelini dikmiş olacaktı gibi.

sen orda biraz daha piş, orda yaşadıkların, orda kazandığın bu tecrübe sana güzel bi şekilde geri dönecek.
iletişiminiz nası dönüyo bilmiyorum ama, mümkün mertebe, işlerini hep yazılı yapmaya çalış ve götünü hep sağlama al.

adamlara kızgınlık hissetme, seni çocuk yerine koyuyolarmış gibi hissetme. senin ne tüyde bi canavar olduğunu iki günde anlar onlar zaten. gurbet ellerde bi avuç adamsınız, hırlaşmadan, ortamı germeden, laflara, dedikodulara, tavırlara, mimiklere, ses tonlarına filan takılmadan, sadece sonuca, sadece işi bitirmeye odaklan. sen büyük patronun yerinde olsaydın, neye önem verirdin, senden beklenen majör şey ne? bunu kafanda yeniden tart ve emek, zaman, para yatırımını buna yap. ne parası la? diyecen. ben ekmek yediğim yerin işini güzel yapabilmek için, gerekiyosa, kendi cebimden de para veririm, çok verdim. çünkü o işin altına ben atacam imzayı. 'bunu ben yaptım, onun için farklı oldu!' diyecem. CEO'sunun maaşı 30 milyon dolar olan bi şirkette çalışıyodum. benden bi iş istediler. o işi yapabilmek için bi yazılım keşfettim gugıldan. 100 dolar! bastım parayı aldım yazılımı. onlardan istemeye kalksam, peeeee! yılan hikâyesine döner ve sonunda da almazlar. o yazılımla yaptığım işi bi çıkardım karşılarına! ağızları iki karış açık kaldı.
senden beklenen iki ya da üç maddeye odaklan, detaylarla 'distracted' olma. hedefe kilitlen ve yürü. bazen çita adımlarıyla, bazen bebek adımlarıyla, bazen kaplumbağa adımlarıyla. ama daima o hedefe doğru yürü ve fark yaratarak ortaya koyduğun gelişmeleri, ölçülebilir halde belgele. köy kaavesinde ahkâm keser gibi konuşma. soru sorduklarında, çıkar rakam göster mütevazı bi tavırla. o tevazu çok etkili olur işte! bullshitçilerin hiçbiri sennen aşık atamaz o zaman.

orda major bir accomplishment'ın altına imzanı attıktan sonra da kafanı kaldırıp etrafa bakar ve iki misli maaşla bi yere geçersin. mülakatta sorduklarında, 'anasını bile tikerim, iki de pantolon dikerim!' dersin.

ama hep söylerim, söylemeye de devam etcem: 'işyerinde huzur' bir oksimorondur.
  • compadrito  (22.11.14 07:38:33 ~ 08:08:36) 
kanıma giriyorsun compadrito :)
evet büyük patrondan çıktı o işleri bana devretme vaadi.

adamlarla bugün gerginliğimiz sürüyor. ama yoğunuğu düştü. okuldan falan zorladılar, ne mezunusun tecrüben ne vs vs. soğuk savaşta sorguya çekilen çift taraflı ajan gibi eğleniyorum aslında. duruma rol icabı yaklaşım sergiliyorum.

bunlar, bu belalı kovboylar, bizim sektörün eskileri. daha çevre mühendisliği bölümleri yokken arıtma yapan adamlar. (sektördeki tesis çöplüğünün sebebi de bu adamların deneme yanılmayla mesleği öğrendiği işlerden arta kalan enkazlar)
ama tabii zamanında çok yanıldıklarından şimdi çok iyi biliyorlar işleri. biz de makale, el kitabı, allah ne verdiyse okuyup başka açılardan yetişmeye çalışıyoruz adamlara. çok gariban bir durum yalnız.
klasik ustanın elinde oyuncak olan mühendis tipolojisiyiz hepimiz. (aslında toplu halde ölseler bu ihtiyarlar, işimiz ne kolaylaşır ha :))
mühendisler arasında bir usta çırak anlayışı olmadığıdan da sarf malzemesiyiz piyasada. çalışmazsan yerine adam çok. kimse de tecrübe paylaşmaz. fuck obskurantizm.
iki ayda bir ilan verip iki ay maaş vermeyip iki ay sonra yeni eleman ilanı veren firmalar var. millet de tecrübe olsun diye giriyor üç kuruşa, onu da alamıyor..

ha delilik de güzel de, kayıt altına almayaydık işleri, tavsiye ettiğin gibi, işte o zamann delirdiğimle kalırdım. her şeyi yazılı raporlu hallettik. sorana bak zamanında bunu bunu bildirdim deme şansım var. hatta bunların işlerinin kotrolü benim, sonsuza dek süründürebilirim onları. şihirli kelime: hakediş!
ama nedense psikolojiye oynamayı onlar seçiyorlar.
eski ekibimi özledim, şu ilk beraber uçakla geldiğimiz ikiliyi... fakirdik ama huzurluyduk.

şimdi şu tevazuyu nasıl halledeceğim sorunu var. 6 aydır yanlış hedeflere koşturuluyorum. başarısızlığın sinirini kinayeye hatta alaya dönüştürmeye başladım. adamlar ifrit oluyorlar, hissediyorum. iki güne sakinleşirim. bi taraftan da iş durumlarına bakayım.

saolun saouln soaauolun!
  • namus ninjası  (22.11.14 13:01:50) 
kanıma giriyorsun compadrito :)

*** kanına girmiyom, sana doğruyu gösteriyom. no winner quits, no quitter wins! can güvenliğin tehlikedeyse, o bambaşka bak! önce survival! bırak gel aq!!!

büyük patrondan çıktı o işleri bana devretme vaadi.

**** iki ihtimal var:

1. Büyük patron, anasının gözü değil, anasının damı! Sana sırf havuç göstermek için söyledi o lafı
2. Hak-ket-ten sözünün eri adam. Dediğini yapçak

Her iki ihtimalde de sen kazanırsın.

adamlarla bugün gerginliğimiz sürüyor. ama yoğunuğu düştü. okuldan falan zorladılar, ne mezunusun tecrüben ne vs vs. soğuk savaşta sorguya çekilen çift taraflı ajan gibi eğleniyorum aslında. duruma rol icabı yaklaşım sergiliyorum.

**** benim ifade etmeye çalıştığım şey şu abicim: Çok yannış sularda yüzüyon! IKHTIYARLAR ve BEN framework'ü çok yannış bir framework. Bak ben sana Hacı'mer Sabancı'nın bi lafını söyliyim: 'Hilekârlık ahmaklık, GURUR EŞŞEKLİKTİR!' Kim demiş bunu?!? Sakıbağa'nın babası, yani imparatorluğun sıfırdan kurucusu demiş. 'Bunnar ıkthıyar, ölseler keşke! Ben meendizim, bunnardan mı öğrencem ben bu işi?' yaklaşımı da hiç akıllıca diil, gusura galma da...

bunlar, bu belalı kovboylar, bizim sektörün eskileri. daha çevre mühendisliği bölümleri yokken arıtma yapan adamlar. (sektördeki tesis çöplüğünün sebebi de bu adamların deneme yanılmayla mesleği öğrendiği işlerden arta kalan enkazlar)
ama tabii zamanında çok yanıldıklarından şimdi çok iyi biliyorlar işleri. biz de makale, el kitabı, allah ne verdiyse okuyup başka açılardan yetişmeye çalışıyoruz adamlara. çok gariban bir durum yalnız.
klasik ustanın elinde oyuncak olan mühendis tipolojisiyiz hepimiz. (aslında toplu halde ölseler bu ihtiyarlar, işimiz ne kolaylaşır ha :))

****Senin o enkaz dediğin tesisler çok kıymetli biliyon mu? Onlar deneme yanılma laboratuarları. El yordamıyla, sıfır bilgiyle, cahil cesaretiyle ve patronların paralarını havaya savurarak oluşturulmuş gerçek hayat laboratuarları. Acaib-ül garabet olmalarının sebebi de bu. Hani çocuğun ilk yaptığı oyuncak gibi, hiçbi tike benzemiyolar. Eciş bücüş hilkat garibesi şeyler. Amarikâ'da bile yoktur o tesislerden. Çünkü burdaki sistem, öyle maceralara izin vermez. Ikhtıyarlar, işi 'on the job training' metodunnan, o tikindirik tesisleri yaparak, çekirdekten yetişme öğrendiler. Son derece pratik ve pragmatik yaklaşımları var. Bu tür bir 'eğitim'in 1 senesi, 20 sene teorik eğitim almaya eşdeğer. Onların göt kalkıklıklarının sebebi bu. Sen onları karşına almakla çok büyük hata edersin. Sen onları karşına alma, yanına al. Oturun ve beraber için. Sen çok içme. Hatıralarını dinne masada, gülün, eğlenin. Arkadaş ol onnarnan. Hayranlık duy. Tekrar ediyom: Onnarı karşına alma, yanına al. Tekrar ediyom: GURUR EŞŞEKLİKTİR! O deli ve cahil cesaretlerine, o maceraperestliklerine, zamanında çekmiş oldukları çileye ve bu işteki kıdemlerine saygı göster. Koftiden saygı değil, kalben hürmet et. Bu devletin kurucusunun bir sözü var: 'Mazide muktedirken, bütün kuvveti ile çalışmış olanlara karşı, minnet hissi duymayan bir milletin, istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur!' Bu söz, Angara'da Emekli Sandığı binasının duvarında yazardı bi zamannar. Şindi hâlâ duruyo mu bilmem. Oturup içtiğiniz, muhabbet edip buzları kırdığınız gecenin ertesinde, onnardan pratik, pragmatik çözümler öğrenmeye başla. Onların bu eğitim dönemlerinde keşfettikleri çözümleri, ne Alman'ın kitabında bulursun, ne Amarikân'ın!

Ben gendimi o ıkhtıyarın yerine koyuyom. Garşımda meendiz bi delağannı var. Bana posta koyuyo. Benim kellemi ortaya koyarak, hayatımı heder ederek kazandığım tecrübemi hiçe sayıyo. Gendi tikinin doğrultusuna gidiyo. Bennen gıcıklaşmayı seçiyo, sürekli bana laf sokuyo. Sence ben bu meendize, bildiğim, keşfettiğim puştlukları öğretir miyim, öğretmez miyim? Gurban ederim! Zırnık koklatmam valla!

Bi de şööle düşünelim: Garşımda meendiz bi delağannı var. Çok akıllı bi oğlan! Bizi aşşaalamıyo, biznen arkadaş gibi oturup içiyo. Bu saçları değirmende ağartmadığımızın farkında ve bu işteki kıdemimize samimi bir hürmet hissi besliyo. Gurur sıfır! Tevazu tavan yapmış. Çoğiy çocuk lan! Gel lan, şu keşfettiğim puştluklar bennen mezara gitmesin, ben bu oğlana öğretiyim bunnarı.

Fıskoloci bu işte!

Bak aslan yiğenim! Ben sana 1 daşnan 3 guş vurmayı öğretecem, şindi beni iy dinne:

1. Ikhtıyar kovboylarnan iy geçin. Kıdemlerine ve tecrübelerine saygı duy ve işin pragmatik puştluklarını öğrenmeye bak. O puştlukları Amarikâ'da bu işin mastırını yapsan gene öğrenemen. Gendi gözümnen gördüm bunu, götümden sallamıyom.
2. Sen framework'ü 'IKTHIYARLAR ve BEN' yerine, 'İŞBİRLİĞİ ve DAYANIŞMA' olarak kurarsan, bunun orada yapılmakta olan işin sürat ve kalitesine, direkt ve %110 olumlu etkisi olur. Günün sonunda, kimin hoşuna gider bu?!? Büyük patronun! Peki ne düşünür senin hakkında? 'Af-ferin lan elemana! Kimsenin geçinemediği kovboylarla hem iyi geçinmeyi başardı, hem de işi toparladı. Harbi takım oyuncusuymuş!' Bir büyük patron için 6 ay çok kısa bir süre. Sen hâlâ 'deneme süresi'ndesin şu anda. Sennen ilgili bir hüküm vermiş değil kafasında. Bu dediğimi yaparsan, büyük patronun gözünde, 10 numara, 5 yıldız adam olursun.
3. Böylece altına imza atacağın 'major accomplishment'ın kalitesi de yükselir. Daha parlak bi başarı olur. Bi sonraki gireceğin işin mülakatı, sohbet havasında geçer. Götümden uydurmuyom, başıma gelenneri diyom sana. Tesadüfen gelmedi tabii, sana bu söylediklerimi gendim düşündüm, plannadım ve uyguladım da geldi...
  • compadrito  (22.11.14 16:32:48 ~ 17:03:46) 
[]

hayatım boyunca hep kaçtım barfiksten

ama sonunda korkumla yüzleşiyorum. 2+2+1+1+1... gibi bütün gün toplamda 10-15 barfiks çekmemle sonuçlanan garip bir set düzenim var, şu sıra tahminen 86-87 kg olmalıyım bir de.. 175 cm boy ile fatass kıvamında takılıyorum.

(diğer ağırlık çalışmalarından ayrı olarak) barfiksi günaşırı yapıyorum ve ertesinde yeterince ağrı hissetmediğim için dinlediğim günler moralimin bozulmasıyla sonuçlanıyor bu çalışmam. misal bi bacak günü ardından iki gün merdiven çıkamayıp mutlu oluyorum ama sıra barfikse gelince :( sanki çalışmamışım gibi..

abi ben ne yapayım? her çalışma 1-2 kg ağırlık ekleyerek zorluğu mu arttırayım. şu sırtımı hissetmek istiyorum artık dinlenme gününde :(

yardımcım yok, paraşüt tipi emniyet kemeri gibi eksantrik kkd zımbırtılarım var. 2.5 m yükseklikteki tabliye betonuna tutunup yapıyorum hareketi bi de. bar yok. bu ağırlık ekleme nasıl fikir sizce?

hadi be şu bouldering heveslisi kardeşinize bi akıl verin he?

 
yürümek çok mu tehlikeli? soğuk ve can güvenliği açılarından?

insan vücudundaki kas kütlesinin %80'i belden aşşaada. götte ve bacaklarda yani.

götü ve bacakları çalıştırmak, kolları çalıştırmaktan daha akıllıca ve çok daha kolay. o bakımdan şeyaptım.
  • compadrito  (19.11.14 18:32:13 ~ 18:32:27) 
bafaya git dediler, sebil gibi tırmanmalık kaya var dediler..
www.lakebafa.org

bacaklarımı daha önce ifşa ettim zaten. o nahiyelerde bell bi standardı yakaladım ama 0 tutma gücü, 0 sırt kası kaynaklı kaba kuvvet.. o yüzden barfiks şart. o gölün kenarında hayatta kalmak için..
  • namus ninjası  (19.11.14 18:48:56 ~ 18:49:53) 
kilo ver hocam. önce kilo ver. hayatta tutman gereken ağırlık azalsın önce. 85 kiloyu düşürmemen için tutman için gereken güç nerde, 70 kilo için gereken güç nerde? o zaman barfiks de çok daha kolay olur, kol kası da daha çabuk gelişir.


  • compadrito  (19.11.14 18:53:54 ~ 18:56:15) 
@compadrito pampa naptin sen yaa %80 nedir allah için %60 civarinda oda kas kütlesi için geçerli bi söylem diğer dokular dahil değil bu yüzdeye


  • berginyonbaenre  (19.11.14 19:46:54) 
bacaklarımda sorun yok benim :(
bana
www.functionalhandstrength.com
tutma kabiliyeti lazım
  • namus ninjası  (19.11.14 20:02:16) 
Gün içinde durup durup kafana estikçe barfiks çekiyorsan olmaz o iş. Hatta kendini bile sakatlarsın. Belli bir programın bir parçası olarak barfiks yap. 3-4 set olsun. Her set yapabildiğin kadar çek. Her program günü, bir öncekine göre daha nizami ve daha fazla tekrar yapmaya çalış. Barfiks eğer nizami yapıyorsan, en temel 3-4 hareketten birisi. Acayip faydasını görürsün.


  • maxim gorki  (19.11.14 20:09:02) 
işte duyuruyu açma nedenim bu sıkıntı.. mesela bir hoca yazmış:

7. "Grease The Groove". Get a doorway pull-up bar and do 1 Pull-up or Chin-up every time you pass the bar.
Read more: stronglifts.com

buna kalsa ben doğru yapıyorum. al bi kapıüstü barfiks her geçişinde bi asıl diyor adam.
aynı adam 10 defa yap diyor setleri ki maksimum 1 yapsan da yap o 1'i 10 defa diyor.

kendimi sakatlamayacak kadar nizam yapıyorum, onda sorun yok ve çalıştığım tek hareket bu değil, serbest ağırlıklı çalışıyorum falan. daha sıkıntılı şeylerle, squatla falan başa çıkıyorum, her şeyde gelişme var, bacaktı karındı izolasyonlardı falan... ama bu barfiks nanesinde ne bir ağrı sızı ne de bir kuvvet artışı var. başladığım gibiyim sanki.

neyse, uyku saati geçmesin, zıbarayım.. yarın hazine değerinde bir cevap bulup duyuruyu tike boğmak istiyorum sevgili frank zane'ler. fit kalın.
  • namus ninjası  (19.11.14 20:18:43 ~ 20:21:00) 
tick'imizi ver öyle yat bari. :))


  • maxim gorki  (19.11.14 20:24:33) 
[]

mide sorunu

yemek borusunda yanma, hatta asit hücumu, ekşime, midede ağrı, bulantı ne ararsan hepsinden biraz var. son bir haftadır.

şu sıralar epey fazla tereyağı ve yeşil çay tüketiyorum. öğünleri de üçten dörde çıkardım. sabah şantiyede kahvaltıya başladım (dünyanın en kötü peyniri ve en sentetik çayı burada). dolayısıyla ekmek tüketimim de arttı.

bunlardan en muhtemel zanlı hangisi sizce? gluten mi? yağ mı? koniçiva çayı mı? sentetik sabah çayı+kurtlu peynir kombosu mu?

 
ekmeği, poğaçayı, tuzlu, acı yemekleri azalt hatta sıfırla.


  • razvan rat  (18.11.14 23:43:39) 
cay icme. yagli yiyecekleri yeme. aci yeme. ac durma, midende tampon bir seyler bulunsun.

ekmek aslinda iyi gelir boyle durumlarda. pogaca vs kalitesiz yag kullanilmissa dokunabilir.
  • federer  (18.11.14 23:52:46 ~ 23:53:11) 
burada poğaça kültürü yok. tuz minimal. aç kalmıyorum hiç. acı da cüzi.
çay içmezsem kafam sünger oluyor. çay yok demeyin. gözünüzü seveyim. çaysa bari panzehirini söyleyin.

  • namus ninjası  (19.11.14 00:01:11) 
kızartma, tuz, acı olmamalı hayatında.

tereyağı az ye. yemeklerin zeytinyağı ile pişsin.

ekmek benim bildiğim zarar vermez mideye. beyaz ekmek yerine lifli tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği gibi ekmelere yönelebilirsin çünkü sindirimi daha kolaydır. mideni daha az yorar.

koniçiva çayı ne bilmiyorum ama bir süre çaydan kahveden uzak dur. mümkünse sigara/dumanından da. alkol de alma bu aralar (eğer alıyorsan).

biraz dinlendir mideni. taze sıkılmış meyve sularına ve ayrana yönelebilirsin. taze meyve suyunu bulamam dersen, cam şişede (maden suyu boyutunda) üzüm sularından alabilirsin.

bilmediğin peyniri de yeme. pınar beyaz al kendine, minik kahvaltılık boy.

bir de, çay musluk suyuyla yapılıyorsa ondan da olmuş olabilir.
  • m e l t e m  (19.11.14 00:30:44 ~ 00:32:09) 
her sabah aç karnına bir çay kaşığı sodyum bikarbonatı sıcak suda eritip için. kısa bir süre sonra rahatsızlığınız geçecektir. sürekli kullandığınızda hiçbir şekilde hasta olmazsınız.


  • derz dolgusu  (19.11.14 00:50:54) 
her sabah bir tane lansor alıyorsun ne yanma ne başka bişey hiç bişeyin kalmıyor.

eğer sürekli ilaç kullanmayayım yandığında alırım diyorsan da rennie işini görecektir.
  • ghaash  (19.11.14 01:18:06) 
peynirin mayası midenin florasını bozuyor zaar üstüne bi de çayı koyu içiyorsan...

gaviscon iyidir gaviscon.
ama likitini al tableti kötü.
  • gis  (19.11.14 01:34:32 ~ 01:39:49) 
-Yağ, yiyeceklerin mideden boşalım süresini artırıyormuş ve sindirilmesi için asit ve safra salgılanıyormuş.(zararı olabilir)

-Siyah çay zararlı biliyorum, kafein maddesi içerdiğinden dolayı.

-Ekmek çok zararlı sayılmaz, lifli bir gıda , lif sindirim için faydalı, fakat fazla lifin farklı zararları var.(zararlı sayılmaz ama çok ekmek yemek tıkanmaya yol açabilir).

-Su faydalı olabilir, suyun zararı ise fazla su mideden yukarı reflü yapabilir(faydalı).

Bulantı hazımsızlık-şişkinlikten veya iltihaptan olabilir ? Hafif ateş de varsa iltihabi bir hastalık(gastrit) olabilir.

Yutma güçlüğü, kanlı-kusma, boğaz reflüsü gibi semptomplar varsa daha önemlidir ?
  • sonra baksak  (19.11.14 01:37:40) 
Yanma olunca soda iç anında geciyor


  • steward  (19.11.14 02:20:03) 
10 yasindan beri bu dedigon sikayetlerden muzdaribim. 5-6 kere endoskopi oldim sonuc mide fitigi. Milyon tane ilac denedim ama tek bi cozum bildum: kilo vermek.


  • prompter  (19.11.14 08:04:30) 
sabah akşam 1 bardak kefir içip bütün şikayetlerinden kurtuluyorsun.
sonra istediğin şeyi rahatlıkla ye.

  • duhan  (21.11.14 20:47:54) 
[]

abhazya semalarında bir parheli ve bazı garip alaimisemalar ve işsizlik

bu sahte güneşlere ve güneşin gökyüzü ekvatoruna göre (ya da zodyaka göre) kuzeyinde kalan bu tuhaf ikiz gökkuşaklarına geçen gün rastladım. siz de görün istedim. bi apod.nasa.gov değil ama napalım..
gökkuşaklarının garipliği şu: normalde çifte gökkuşakları birbirinin tersi renk dizilimi gösterirken (kırmızı içte ya da kırmızı dışta) bunlarda kırmızılar aynı yöne bakıyordu.
sahte güneşlerde ise (gavur buna sun dog diyor) güneş gözlüğümü ilkel objektifimin önüne koydum. filtre hesaaabı. o yüzden o kadar karanlık.

az da kontrastla falan oynadım gimp'te. öyle işte. aşırı derecede işsizim lan. bana bi maşguliyet öneriniz varsa, ikinci el org olur, teleskop olur, elden çıkaracağınız vakit öldürmelik bi şey varsa.. yoksa alkolizme ilerliyorum.

şimdilik iyi geceler.

 
nice pics. git yat artik gec oldu.


  • melancholia  (16.11.14 01:22:50) 
alkolik olma abi ne olur. [küçük emrah bakışlı smiley]

kendine acilen bi hobi bul. mesela sinema? kısa film filan çekersin.
  • kendi kendine yasayan yavrucak  (16.11.14 01:25:30) 
kısa film aklıma yattı. uzakdoğu sineması fonu gibi atmosferler var burada. arkadaki bambu korusunda çekiyorum ilk kısayı.


  • namus ninjası  (16.11.14 16:06:32) 
[]

fena durumdaki kediciğimi tedavi etmem lazım (biraz sövdüm idare edin)

ön not: türkiye dışındayım, her öneri değerli tabii ama kendi yapacağım her şey daha önemli ve öncelikli şu an.

şimdi bu kediye bakıyordum ben, talihsizimin 4 yavrusunu bazı pezevengin evlatları aldı dağıttı, ikisi kayboldu, ikisi hastalıktan öldü. şurada duyuru açtım:
www.eksiduyuru.com
ilaç istedim söyleyenleri ilaçlarını aldım. bu duyurudaki bütün ilaçlar ya da muadilleri var elimde.

kedi biraz kaçardı ama artık çok çok zayıf düştü, çağırınca geliyor. temas edebiliyorum, yanii yarası olmayan yerlerine sadece.
besliyorum ama toparlaması en iyi şartlarda bile zaman alır. kemikleri batıyor elime.
gördüğünüz kısıklığın arasında gözleri aslında sağlıklı şimdilik. göz içi iltihap yok.
sürekli kaşıyor yüzünü. derisinde döküntü var. tüylerin altı biraz kabuk tutmuş.
tam burnunun üstünde mesela, yarası çatlamış.alttan kanlı deri görünüyor.

benim bu yukarıdaki ilaçların işe yarayacağı bir hastalığı mı var? uyuz mu? bu aynı hastalığa yakalanan 3. kedi. ilki öldü. ikinci kayıp. bunda umut var mı?

nasıl iyileştireyim ben bunu? mükemmel kedidir. yazın başında bıngıl bıngıldı şu an gidici. bi yardım edin. kafayı yiyorum bu sene en az 15 ölü kedi gördüm burada.

 
Şuraya bi sorsana üye olup www.mihav.com

Bak en başta veterinerimize sorun diye bi yer var, kedi sorunları var onun altında da. Oraya yaz derdini, fotoğraf da koy. Veteriner gerçekten cevap veriyor. Bizim buradan bi şey dememiz çok doğru olmayabilir, hayvan epey kötü gözüküyor çünkü. Yalnış yunluş ilaç kullanırsan daha beter de edebilirsin.
  • buff  (12.11.14 17:12:12) 
korusev.com

telefon numarasini arayip 24 saat istediginizi danisabilirsiniz.

bu da aklinizda olsun.
  • mutevazi  (13.11.14 10:05:43) 
[]

güzelsin dedik hata mı ettik bayan?

anlamıyorum ki lan, flört sitesindesin, yaşın yaşıma uygun, ilgi alanların falan tamam, uyuyor, kültürümüz denk, tipsiz de değilim, altı üstü "huzur veren bi güzelliğin var, yanılıyor muyum?" gibi bir şey söylemişim lafa girerken, artık nasıl şikayet ettinse ilk mesajımda ip ban yemişim, yani yüzüne bakılacak adam değilsin desen bu kadar koymazdı..
ayıp değil mi bu yaptığın bayan?



 
'huzur veren bi güzelliğin var, yanılıyor muyum?' bu nasıl bir cümle yav :))
hadi huzur veren bir güzellik dedin tamam ama o sonda ki yanılıyor muyum nedir?

  • rock n roll  (10.11.14 13:17:29) 
yeaa dublaj ingilizcesi işte. napam kız yabancı?
bu arada rus kızlarını dezenformatif tanıtan götoşlara buradan çok selam. iyi sıkmmışsınız. haddimi bileyim diye en orta halli kıza yazdım, göd oldum.

  • namus ninjası  (10.11.14 13:21:07) 
hangi site yahu xD


  • ayse kadin fasulyesi  (10.11.14 13:21:12) 
1-bayan çirkin bir kelime.
2-huzur veren güzellik nedir arkadaş, ayder yaylası'na mı iltifat ediyorsunuz? iltifatsa hakkını verin, kibar olmak için böyle anlamsız cümleler kurmayın.
3-yanılıyor muyum da çok anlamsız olmuş. onay bekler gibi..
  • bradshaw  (10.11.14 13:22:35) 
love.mail.ru
znakomstva.
ve evet hayat bana güzel. 2 yıldır yaban ellerde yalnızım lan biriniz sordunuz mu ninja bi ihtiyacın var mı diye? hafta sonu soçide bi akşamım geçsin, sahilde yürüyelim istedim çok mu? 2 yıl diyoum hüoo..
  • namus ninjası  (10.11.14 13:24:39) 
yanlış kadınlara güzel diyorsun. bana de :)
(ben ikidir sana yürüyorum ama nedenini unuttum)

  • sheridans  (10.11.14 13:25:14) 
hacı sen yakışıklı adamsın ortamlara gir öyle şansını dene.
2 mınagoyyim az değil, la adamın eli ayağı titrer la. millet seni parkinson sanar la hacı.

  • seyduna6687  (10.11.14 14:11:43) 
  • namus ninjası  (10.11.14 14:22:26) 
tipini bilmem de kayahanlık da var galiba biraz :)

"huzur veriyor ılık nefesin
bu gece sen daha güzelsin"
  • rare  (10.11.14 14:28:00) 
daha çok selami şahinlik var bende.


  • namus ninjası  (10.11.14 14:30:20) 
@yesilimtrak www.google.com.tr


  • rare  (10.11.14 14:49:03 ~ 14:49:37) 
orijinal metni yazsanıza ne dediniz tam olarak? :)


  • icemint  (10.11.14 15:00:34) 
kadayıf nincası asjdgasasdg
çirkinsin işte çirkin. bide heryere işiyosun kim napsın seni.

(sheridans bu sefer kıskançlık yapmıcam, sen belanı arıyosun bacım buyur senin olsun)
  • emirkulu  (10.11.14 15:04:50) 
"hi daria, i saw a pure restful beauty when i looked at you" demişim karşim. sonunda da "am i wrong" demişim sıvamışım. o da bloklamış. daha deşecek misiniz yaramı?


  • namus ninjası  (10.11.14 15:07:46) 
  • emirkulu  (10.11.14 15:09:49) 
hay senin ingilizcene o ne lan. restful ne lan. böyle bi kelime var mı ki? peaceful falan daha oturaklı sallayaydın keşke, direkt sözlüğe huzur veren yazıp karşısındaki kelimeyi yabıştırmışsın. am i wrong ahahahah


  • emirkulu  (10.11.14 15:12:24) 
bu memi kaçırmışım, anlamadım.


  • namus ninjası  (10.11.14 15:13:08) 
karşımdakinin native anglofon speaker olmadığını arz ederim.
sadede gelelim, gramer ve vocabulary hariç hatam yok işte.

  • namus ninjası  (10.11.14 15:14:30) 
Hayalimdeki nincanın resmi o mem.

Restful ölümü çağrıştırıyo, seni satsnik sanmış olabilir. Caps ver bakalım bi sebebini anlarız

Ek: Türk olduğunu yazmışsan kız ondan kaçmıştır, bide kimbilir yaşı ne kadar küçüktü kızın dede öldiiiii diyerek blokladı seni asdgsfssf
  • emirkulu  (10.11.14 15:28:24 ~ 15:30:43) 
nerede aradığın önemli. imkansız değil ama internetten manitamı olur la


  • gokhan atestepe  (11.11.14 16:47:43) 
boşver ya kim o bağyanın aklından neler geçti de öyle bi şey yaptı. bazı bağyanları anlamak gerçekten imkansız boşuna kasma yukarıdaki link'in aksine bence bağyanlar da bağyanları anlayamıyor. en azından bu örnekteki gibi garip bağyanları.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (11.11.14 16:52:34) 
[]

pinokyo şimdi burnum uzayacak derse ne olur?

evet bu ve benzeri saçmalıklar. birkaç saniye tereddütte bırakan en aptalca şakalar, mesela bu:

rs1img.memecdn.com

böyle üzerine çok felsefe yapılması gerekmeyen basit şeyler varsa aklınızda, aşağıya bırakıverin ltfn. tşkr. tikler teslimattan sonra.

ekleme: troll science iyi, şatları sağlar ama neredeyse hepsi ezberimde.

biraz daha açayım:
misal şu da
37.media.tumblr.com

 
  • bass solo take one  (10.11.14 00:09:54) 
başlığa cevap: paradoks olur.


  • devilred  (10.11.14 00:16:34) 
tamam paradoks olur ama işte o bi kısa süre bunu düşünmenin verdiği saloz olma hali. benim istediğim bu. saloz olmak istiyorum. salozlaşmalıyım.


  • namus ninjası  (10.11.14 00:19:01) 
[]

bu lanet olası rusça

sabah akşam çalışsam şu seviyelere ne zaman ulaşırım:

lvl1
şu vurgulu vurgusuz kelimeleri öğrenme, bunlardaki "o" harfinin doğru okunması. kaliteli telaffuz ve (anlamadan da olsa) okumada türkçedeki hızıma yaklaşmam.

lvl2
magazinden canımın istediğini alabilmek.

lvl3
100 km ötedeki bir yere sora sora ulaşmak

lvl4
bir haber bültenini tam olarak anlamak

lvl5
yerli kılığında sınırdan sızmak, ajanlık

lvlx
james bond gibi ajan manita yapmak.

he? ne kadar sürer bu seviyeler. sabah akşam diyorum. az sonra başlıyorum.

 
3. seviyeye 2. seviyeden daha önce varabilirsin. varını yoğunu rusçaya vereceksen de 5-6 aya haber bülteni anlayacak kıvama gelirsin.


  • reavelyn  (06.11.14 18:57:03) 
ilk o'yu a ikinci o'yu o olarak okuyosun amk bu kadar basit

magazin dedigin dukkandan heralde. ben 15 gunde cozmustum o isi paket nujna? het bitti bu kadar. 2 gunde ezberlersin zaten neyin seker neyin tuz neyin ekmek oldugunu komple.

adres sormak harbiden zor onun icin bence 2 ay rusya'da yasaman lazim.

haberlerdeki mevzulari 1 ayda anca anlarsin. bazi kelimeleri tekrar ede ede artik hafizaya kaziniyo oha bu suydu su soyleydi anlami buydu diye ampuller yaniyo kafada ama en az 1 ay lazim bence

yerli kiliginde bi yere sizamazsin kontroller cok sıkıdır. kodese girersen rusvet vermeden cikamazsin. yabancilari cok guzel ottururler rusya'da

manita yapman icin adam gibi rusca konusman lazim. ingilizceyle olmaz bu isler
  • maresalx  (06.11.14 19:37:56) 
misal podorojnik moskova'daki istanbulkart gibi akıllı kartlara deniyor. PADAROJNİK diye okuycan ilk 0, a sonraki hep o


  • maresalx  (06.11.14 19:39:20) 
abhazlar sinirli. magazinden dayak yemeye ramak kala kaçtım kaç defa. lan iki bira iki yumurta bi de yoğurt verecen, kafama fırlatır gibi. bi de çok rusça bilirim gibi anlamadığım şeyler söyleyip bi de anlamayınca bağırıp rencide ediyorlar. :(
bi de evet bazı şeyler ingilizceyle olmuyor. :((

  • namus ninjası  (06.11.14 19:47:38) 
semiya ya da magnet varsa oralara git hacı. bim ayarında ucuz hesaplı migros ayarında kaliteli magazinler bunlar


  • maresalx  (06.11.14 20:00:36) 
kontinent var, sahipleri aralarında çatıştığından 6 aydır kapalı :(


  • namus ninjası  (06.11.14 20:21:20) 
[]

kadınların simaları neden böyle kafa karıştırıcı?

teeeee ne zaman bir forumda bir hanımla sohbetim olmuştu da pek ısrar etti, ekledik birbirimizi fb'ta. böyle hafif meyillendiydim de bakayım bi rakip var mı diye kısa bir tarama yapmıştım. neredeyse 30 fotoğrafı olan bu hanım arkadaşımın öehh bir tane fotoğrafında ötekiyle yakından benzerliğini bulamamış, acaba fake profil oltasına mı geldim demiştim.

tam aksine, aynı zaman zarfında, karşı komşum olan 3 öğrenci kız vardı. bunların ikisini birbirinden ayıramıyordum. yani ben o evde 2 kişi kalıyor sandım lan uzun zaman. en son birbirinin aynı iki kız çıktı kapıdan o zaman ayıktım duruma. akraba da değillerdi, aidat listesinden baktım, 3 farklı canlıydılar.

şimdi bu iki hadise çok temel bi sorunda birleşiyor aslında, yav bu kadınlar, neden her fotoğraflarında başka başka çıkıyorlar ama yan yanayken ben bunları bu tipitipliklerine rağmen birbirinden ayıramıyorum? abi sizlere de aynı şey oluyor mu? dizi oyuncuları falan daha beter, yaa memlekette karakteristik bir yüzü olan tek kadın yok mu yaa? herkes tek tip. kendi içinde ise binbir surat.

bak daha bu fiziksel kısmıydı.. terk eden sevgililer zamanla değişip o beraber takılırkenki entel dantel tavrı bırakıp demet akalın fanlarına döüşüyorlar, o daha çılgınca. qızlar, illa kuzenlerinize, çocukluk arkadaşlarıza falan benzemek zorunda mısınız sevdiğinizden ayrılınca? 6 ay önce oturmuş materyalist felsfe söyleşisi yapıyoruz, altı ay sonra ben kendimi geri çektim sen bana öyle söyleyince gibi cümleler kuruyonuz. nedir bu elastik plastik şekil değiştirmeler allasen? nedir bu başı ayrı gerdanı ayrı oynamalar? ne bu tek tiplik ve amorfluk? çok girift.

 
alın, burun ve göz çevresine dikkat edin hocam oradan gayet net ayırt edebilirsiniz :)


  • delineron  (05.11.14 20:20:57) 
  • namus ninjası  (05.11.14 20:26:44) 
Sen hepsine aynıymış gözüyle bakıyorsun sanki. Sorun bizde değil sende

Edit: Ben de tam aynını diyordum ^
  • emirkulu  (05.11.14 20:27:38 ~ 20:28:15) 
aidat listesinden baktım'dan sonrasını okumadım. :D :D

Tam bu şekilde olmuyor da, benzeri oluyor. Çünkü fotoğraf o anki açıdan, ışıktan, zarttan, zurttan yakalıyor görüntüyü. Gerçek hayatta öyle olmuyor. Yaşadığınız sıkıntı normal.
  • grgn  (05.11.14 21:16:40) 
[]

şimdi bu hava üfleyen makinalar nam-ı diğer blower

bazı olumsuz işletme şartları ve bakımlarını yapacak kalitede elemanın ha deyince bulunmaması sebebiyle tesisimde kullandığım hava körükleri bozulmaya başladı.
termik attırıyorlar. yağlarının aşırı azaldığını fark ettik ama geç oldu tabii. 40 kw civarı kuvvetteler. çok pahalı parça değişimi çıkartır mı bunlar? keçeleri rulmanları falan diyorlar. tamirle eski haline döner mi? motorda proplem yok sanırsam.



 
duşta işerseniz işiniz böyle rast gitmez işte. :P


  • emirkulu  (05.11.14 13:35:02) 
www.quickmeme.com

ben zaten bu bloweri atıksu arıtma tesisinde kullanıyorum. bok ve çişi su yapıyoruz biz.
  • namus ninjası  (05.11.14 13:41:40) 
i.imgur.com
afiyet olsun

  • emirkulu  (05.11.14 13:48:15) 
5,5 kw lıklardan satalım size alüminyum fan.


  • allahinadiylaoku  (05.11.14 20:49:42) 
abi 400 milibara saatte 2500 m3 hava basmak icap ediyor. 5,5 ile koku giderimi yapılır en fazla sanırsam :(


  • namus ninjası  (05.11.14 20:55:59) 
[]

birayı ilk dikişte

dikiş açımız ne olmalı? bu işin stadardı var mı?




 
70 dereceden başlayıp 105-110 derecede dikmiş olmalısın.

Ek: Ciddiyim.
  • buff  (02.11.14 22:20:45 ~ 22:22:12) 
bardağın altının masayla yaptığı açının kosünüsünün, vücut kitle indeksinle yaşının farkının yarısına eşit olması gerekiyor.


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (02.11.14 22:24:05) 
ben buna ampirik bi formül bulmaya and içtim aga. tombul şişede farklı olacak dar ağızda farklı. ısı düzeltmesi de koyacam.


  • namus ninjası  (02.11.14 22:27:43) 
İçtiğimiz birayı bardak, şişe fark etmez 0-90 arasında bir derece ile ağzımıza dayayıp içerken küt diye masaya koymayın, yavaş yavaş açısını düzeltin, küt diye masaya 90 derecelik bir açı ile koyarsan bira köpürür ve bu hareketi 2-3 defa tekrarlarsan içtiğiniz bira lezzetsizleşir.


  • grimer  (02.11.14 22:31:44) 
88 derece


  • Sskywalkeremre  (02.11.14 22:37:56) 
aga şarap gibi ilginç hallere sokmayın vatandaşın rahat rahat içtiği birayı da. en nihayetinde avam tabakasının içkisidir bira, standarttan öte esneklik ön plana çıkar. ha biradan biraya bardak-şişe, sıcaklık, doldurma şekli gibi farklar yok mu elbet var, ama bu şekilde ampır ampır konuşup milleti kasmayın, ampirik kasacakmış peh!


  • candanag  (02.11.14 22:39:43 ~ 22:40:32) 
sonuna geldiğimde gazı bitiyor. daha çok istifade etmek istiyorum :(


  • namus ninjası  (02.11.14 22:45:12) 
Kutu bira değil şişe al, daha efektif içersin.


  • buff  (02.11.14 22:48:25) 
gaz anlamında Türkiye'de görmedim ama Almanya'da bazı bira markaları şişelerini tıpalı piyasaya sürüyorlar baya da kullanışlı oluyor portatif olarak kullanabileceğin kişisel tıpalar da mevcut www.funice.de

böyle bir hediye al kendine.

EK: daha süper bir hediye buldum de.aliexpress.com
  • candanag  (02.11.14 22:53:53 ~ 22:56:33) 
büllüklüsü daha kullanışlı gibi :))


  • namus ninjası  (02.11.14 22:59:37) 
grolsch al. içmedikçe tıpasını takarsın. gazı kaçmaz


  • hononu  (02.11.14 23:03:44) 
hem köpüğünden, hem de sıvı kısmından gelecek şekilde büyük bir yudum almalısın.


  • burfak  (03.11.14 12:15:44) 
[]

kısa gerilim: ninjanın gözü

normalde (tc'de olsam) saniye durmam nöbetçi göz dokturu ararım. ama tatil kasabasının az büyüğü bir ülkedeyim ve buranın göz doktorları bizzat adamı kendileri kör ederler. (bkz: iatrojen)
ve ben o ülkede bir yabancıyım. ve sağ gözüm batıp acıyor.
şuradaki üç fotoğraf gözümün güncel hali.

i.imgur.com
i.imgur.com
i.imgur.com

dün de böyleydi. önceki günü hatırlamıyorum çünkü batma yoktu. herhelde normaldi.
konjuktiva mı ne? bu beyaz kısmı hani. orası batıyor. gözüm sanki biraz kuru gibi. yüzeyini diğer gözle kıyasladım, ışık yanıltıyor olabilir ama bu sağ göz diğerine göre sanki kusursuz bir yuvarlak değil. yüzeyi misket kırığı gibi (benzetme tırt oldu biraz).

tırsıyorum, yarın pazar, tercüman bul araba bul doktor bul eczacı bul. çok zor. içim rahat olsun mu? bu iş pazartesiye kalır çünkü. bu çok büyük bir sorunun başlangıcı olabilir mi?

bir not ve ikinci soru:
kediler var burada, bir yavru gözleri kör oldu böyle. şişti şişti yuvalarından çıktı. onunla ilgili duyuru da açtım zamanında hatta. ona bakıyorken temas ettim bolca, gözlerine pansuman falan yapardım ama iki ay falan önceydi. işin kötüsü burada yüz tane kedi var ve tutabildiğim hepsini de seviyorum. bazılarının gözleri kötü durumda. onları sevmiyorum ama birinden diğerine bulaşmış da olabilir. onlardan bana bulaşır mı peki?

 
bakteriyel ya da viral konjiktivit olmuş olabilirsin. lens kullanıyorsan kullanma bir iki gün. o gözünden diğerine de bulaştırabilirsin eğer enfeksiyon ise. bulaştırmamaya dikkat et. ayrı ayrı sil mesela, aynı havluyla silme gözlerini.

şunu* okumanda da fayda var. gözü çok da yorma bunu okuduktan sonra yat uyu :)

geçmiş olsun.

*www.mersin.edu.tr
  • the kene  (01.11.14 22:11:00) 
hay aksi, dedim "neyi yazmayı unuttum"!!
ben lens kullanıyorum bi de, tabii yaa. (bi de tekkaşım, martı gibi böyle)

  • namus ninjası  (01.11.14 22:13:00) 
[]

bition ve ihtiva ettiği tipler

garip değil mi lan?

"... .. .. cooooooo111111111111111hehehhehehhe"
bunu yazıyor adam ve çokomik olduğunu düşünüyor ve insanlardan bu forse memi olumlu karşılayanlar hatta taklit edenler oluyor.
bitiona bu tarz yorum girenler, mal mısınız?

bi de bu saçma sitede worksafe paylaşımlarımız neden 10 saat yayına girmeden duruyor?

bi de neden göt gamzeleri görünen adamın fotosu diğer kategorisinde ana sayfada çıkarken benim tüysüz pürüzsüz cillop sırtım (sevgi ptrcıı kategorisindeyken) ana sayada çıkmıyor?
aşırı seksi falan olduğumdan mı?

bition amele kaynıyor. ne pis alt kültür oluşturmuşsunuz. buyrun savunun kendinizi.

 
psikolojik sorunlu bir arkadaş o. buralarda da çok var onlardan.


  • widee  (30.10.14 20:05:59) 
garip ve daha çok malca bence. kendilerince bir grup oluşturmuşlar ve kendilerini farklı görüyorlar(sanıyorlar) anladıgım kadarıyla. aynı olay duyuruda da var aslında ama burası daha çok diyaloga dayalı oldugu için çok belli olmuyor.


  • nun  (30.10.14 20:06:14) 
bition'daki insanlarin %90'i hayatlarini orada gecirir ve kendi aralarinda anlamsiz aptalca geyikler yaparlar. buna kizlari dahil etmeye calisip numaralarini alip bulusmaya calisirlar falan.
bunu yaparken aslinda "sakaciktan" yapiyorlarmis gibi davranirlar fakat alttan alttan isterler de. boylece reddedildiklerinde "yav geyik yapiyordum ben" deme opsiyonlari olur.

  • bohr atom modeli  (30.10.14 20:08:14) 
Kendi icinde kendince eglenen insanlara hakaretler edip kendinizi savunun demek ordan cok seckin bir davranis gibi gorunuyor sanirim, yazik vallahi ne kadar bos


  • sirena  (30.10.14 20:09:14) 
bunu yapan tek kişi mi?
bilmyordum. bana yayılmış bi forced meme denemesi gibi geldi.

ayrıca, duyuru arada birbirine halleniyor falan ama bition kadar leş olma ihtimali sıfır. burası iyi, daha da gitmem oraya.
  • namus ninjası  (30.10.14 20:11:31) 
sirena, komik değiller, hiç. geyik de kısır.


  • namus ninjası  (30.10.14 20:12:39) 
2 bira çak anlarsın :/


  • ron dennis  (30.10.14 20:14:32) 
hayatımda bition kadar gerzek bir ortam görmedim. zaten kendisini de bu sebepten ötürü çok görmedim. hiç ilgilenmiyorum. sen de takma boşver.


  • pescador  (30.10.14 20:16:26) 
ron, ikinci baltika 7 bitiyor, bakalım. belki 9 lazımdı. emin değilim. belki çaça çakmalı.


  • namus ninjası  (30.10.14 20:16:41) 
pesca daha gitmicem zaten. sözlüğe de bkz verip içine etmek için giriyorum sadece. duyrudur benim yurdum. 3 feyk var. kovulsak da yedeği hazır. raadım.


  • namus ninjası  (30.10.14 20:17:55) 
fuckbuddy aranıyor ilanlarının fotoğraflısı, pek takılmamak lazım. geyik meyik hikaye çoğunluk sex peşinde.


  • halitkin  (30.10.14 20:18:25 ~ 20:18:39) 
%89.78 kızlar ego, erkekler kız peşinde.

istisnaları hariç.
  • neferkitty  (30.10.14 20:20:08 ~ 20:20:24) 
şu an cevabımı almış gibiyim... de zeta, yaa, niye öyle dedin ki yaaa...


  • namus ninjası  (30.10.14 20:23:15) 
yaa şimdi özeleştiri, ben de öyle fotoğraf yolladım, bi sözlük muhabbetine istinaden ama yani arkam dönük olduğu halde göbekli olduğumu anladılar falan, ne güzel orda muhabbet döndüydü.
tamam ben de çok iyi katkı sağlayamam, çok manalı paylaşımlar, özgün içerikler falan da çıkmaz. ama en azından altında geyiğini yaptığımız bi image board tarzı vasat üstü tipler olsa ben de lurker denen cins kullanıcılardan olsam.

yok hayır adamlar defaatle yazıyor aynı kısır yorumları. seviyeyi yükselteyim diyorum çeştlilik olsun diyorum, ama ben de açılamıyorum. ben de aynı saçmalıkları yolluyorum. neyse yaa. özeleştiri bitti(on).
  • namus ninjası  (30.10.14 20:30:05) 
Bitionda bildiğin kankacılık hüküm sürüyor. Maymundan hallice bir fotoğraf koysa biri, kankası "çok tatlığğğğğğğğğ, inanılmaaağğğzzz" diyor. Hakikaten saçma sapan bir ortam.
Komik zati değiller, eğlenceli hiç ama hiç değiller. Keşke ölseler.

(Bir adamı tenzih ediyorum çünkü sanırım ciddi ciddi aşık oldum kendisine.
Samimiyeti ilerletip onu da çekip alıcam o salak ortamdan acilen.)
  • teoridefeminist pratiktegeysa  (30.10.14 20:51:46) 
reklam kokan hareketler bunlar.


  • fukka  (30.10.14 21:03:02) 
ne reklamı be fukka. aha bak şimdi siliyorum o bition şeylerini. ayrıca göbek diyorum. bildiğin göbek. reklamlık tarafı yok. görmüşsündür.
6 ay oldu bisikletten uzağım. iyice saldık.

  • namus ninjası  (30.10.14 21:10:14) 
sacma olabilir ama bu kotu degil ki? kendine sanal alemde bir kimlik edinmiş onu oynuyor ve egleniyor kendince, hatta bazen eglendiriyor.

senin buralari ne kadar ciddiye aldigin ile alakali bir durumdur dusuncelerini belirleyen. adam icin stres atma yeri belli ki. oyle olsa da olmasa da banane zaten. cokta seyyapmamak lazim.
  • cursed  (30.10.14 21:50:24) 
cursed, tamam biraz yumuşadım.
bana kalsa her yer anonim olmalı. hiçbir üretimin üstünde isim yazmamalı. hayaller paris gerçekler eminönü tabii. reaktifleşiyorum ama gerçekten geyiğe ihtiyacım var. o sebepten. beklentim var evet. üst üste binen git gide coşan taşkınlaşan bi alt kültür bekliyorum. öyle mal gibi bekliyorum. ama o alt kültür gelmiyor kolay kolay.
saçmalığını geçtim bu kötü. bu copypasta. gavur boardlarda bulamazsın. bizde neee yok?
  • namus ninjası  (30.10.14 22:07:30) 
muhabbetin içine dahil ol(a)madığınızda gerçekten çok aptalca gözüküyor. bition'a ilk girdiğimde ben de benzer bir hissiyata kapılmşıtım. hatta bununla alakalı birkaç entry bile yazmıştım ama sonradan silmiş olabilirim. tabi bition'daki muhabbetin seyri zaman zaman kimlik değiştiriyor. orada takılmayı akıl edenlerin muhabbet kalitesiyle alakalı bir durum. ve tabi ki sizin bu muhabbeti ne kadar çekici bulduğunuzla alakalı. misal author'un faal olduğu zamanlarda (ki 2008-2009 gibi oluyor) baya şenlikli bir ortam varmış. tabi tek sebep onun orda olması değil. ona malzeme verecek ve etrafta muhabbeti şenlendirecek başka adamlar da lazım. öyle muhabbet ki bazıları aynı fotonun altında 3 yıl falan sürmüş düşünün.

ondan sonra benim orada olduğum zamanlarda şahit olduğum paqho-ticani-zortlak,ex12trem (böyle değil de tam hatırlayamadım)-upuzun hint fakiri vs vs'nin bir muhabbetleri vardı ki sadece dışarıdan izlemek bile keyifliydi bazen.(en azından benim için) mesela okan ve serhat (yani paqho ve şimdiki nickiyle s parsadan) hayatları geyik adamlardır. kafanız uyuşursa ve goygoya vaktiniz varsa saatlerce saatlerce muhabbet edersiniz. e haliyle orada yazarken kimseye karşı bir sorumlulukları da olmadığı için kendi kendilerine takılıyorlar. araya karışırsanız da tadından yenmediği zamanlar oluyor. bir de etraftan tuz biber namına başkaları da muhabbete dahil olduğunda ciddi bağımlılık yapabiliyor. ama sadece izliyorsanız genelde sinir bozucu oluyor.

alper ise (işte o ehehehe diyen adam. yani anti silence. bir de aysel gurel diye nicki var) benim de hiç ısınamadığım birisi. tanıyanlar baya geyik olduğunu söylüyor ama gerçek hayatta yalnızca "iki bira çek, amaç ne cooo ehehe111" falan diye dolanmıyordur heralde.

beyleyken beyle arkadaşlar.

edit: bir de şimdiki zamana ekleme yapayım. mesela geçen yaz falan ben de çok takılıyordum ama artık benim de giresim gelmiyor. bana da şimdiki muhabbet bayık geliyor. sürekli orada olan birkaç kız var. kanım onlara pek ısınmadı açıkçası.
  • kuul  (30.10.14 23:21:22 ~ 23:24:09) 
şu sözlükte en büyük pişmanlığım 2006da eli yüzü düzgün 10 entry girmemekti zaten. author gitti, dengizik, lagrima, airlangga.
ext12eme zaten içimde yaradır.

ama bition potansiyelinin çok altında çalışıyor. yani karikatür dergisi al, ilk hafta yadırgar 1 ay sonra anıra anıra gülersin ama bition benim için bildiğin ceset. ölüp gitmiş bi potansiyel. 1 senedir giriyorum ama hala bi bok anlamıyorum.
  • namus ninjası  (30.10.14 23:34:59) 
dostum s parsadan'ı takibe al. kendi aleminde yazmaya başladı mı iyi oluyor. aradan zortlak gelip eşlik ediyor, ortam şenleniyor falan. paqho da iyidir ama bayadır gelmiyor bition'a. daha çok facebook'ta bir grup var orada olduğuna dair rivayet var.


  • kuul  (30.10.14 23:43:51) 
[]

çifte standart mı var?

duyuru kullanıcıları arasında bir tolerans farkı mı var acaba?
mevzu eski ama aklıma yeni takıldı daha, şurada 3 kullanıcı hesabım var, senelerdir aynı dallamalıkla yazarım hepsinde, cevap oranları da yakındır, yani birinde tiksinç öbüründe sevgi pıtırcığı takılmıyorum. anayasayı da bi defa delerim icabında. post-özal nesliyim.
gel gör ki 4. hesabımla, yani sözlük hesabımdan buraya kopup geldiğim gibi siteden engellendim lan?!?!

aranızdaki ispiyoncu götoşlardan sebebini alabilirsem ayrıca mesud olurum.
sözlükte kuyruğunuza mı bastım haaa!! haaa!??

 
sözlük nickini bilmeden nasıl bilelim kuyruğumuza mı bastın? :)


  • fallthepieces  (27.10.14 13:22:19) 
haklısın da sözlükte de aynı dallamalıkla yazıyorum. yani gerçi mecra farklı ama o kadar da mal olamam yaa... olm niye banladınız lan beni, sözlük hesabı da lazım oluyor arada.


  • namus ninjası  (27.10.14 13:24:17) 
[]

bu flört/arkadaşlık sitelerinde usül nedir?

ilk adımı erkek mi atıyor?
her malın alıcısı var mı?
türküm, hedef kitlesi rus. dikkat etmem gereken şeyler neler?

not: yargılayana ve rencide edene misliyle karşılık veririm peşinen söyleyim, sabrımı sınamayın.

 
Ilk adimi erkek atacak diye bir sey yok ama genelde erkek atiyor tabi her zamanki gibi.

Turklere ve ortadogululara karsi (hakli olarak) onyargililar biraz. Ozellikle web sitelerinde vs illallah demis durumdalar, bunu goz onunde bulundursan iyi olur.
  • fortisvita  (14.10.14 16:12:09) 
[]

kenarda param var şimdi benim

ne çocuk var, ne eş, ne ilişki. haliyle para birikiyor.
mertebe vereyim, ayda 1500 dolores civarı kenara atıyorum. bi 5-6 sene bu katlanarak artacak böyle, bu medeni hal ile de gideceğim gibi, çok büyük bir felaket olmazsa işler stabil.

şimdi değerli sansar kardeşlerim, para ve yatırım mefhumuna vakıf olabileceğim kaynaklar sunar mısınız bana? online kaynak olur, veri tabanı olur, takip ettiğiniz iktisatçı blogları olur. online ne varsa.

mühendislik ekonomisi dersi almış ortalama bir beyaz yakalıya hitap edecek şeyler var mı elinizde?

stopaj nedir bilmiyorum, faiz arttırımı neyi hoplatır neyi çakıltır anlamam. anlamak istiyorum velhasıl. kafa var çünkü, çok mal biri değilim.

 
Ev al, morgage a gir.


  • innerbliss  (13.10.14 16:53:42) 
bakınız işte böyle olmasın. öyle sihirli bir tavsiye beklemiyorum.
abicm/ablacım, innerbliss kardeşim,
ben bir defa eve girmem, arsaya girerim. tamam param çok değil ama ailem geniş, benim bir koyduğuma iki gelir en az. kardeşlerden, babadan falan.
ve bu parayla son yapacağım şey bütün parayı tek bir eve bağlamak olur.
  • namus ninjası  (13.10.14 16:58:40 ~ 16:58:55) 
eksisozluk.com

Şöyle, ekonomi 101 tadında çok güzel bir entry var.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (13.10.14 17:02:36) 
madem o kadar ciddi düşünüyorsun bi şekilde makroekonomi eğitimi al bir yerden. sonrası tecrübe. biraz para batırınca anlayacaksın neyin ne olduğunu.

50 tane köşe yazarı, koca koca firmalar, bankalar her sene kur tahmini açıklıyor ama bi sike yaramıyor. hepsi revize edip duruyor.

illa cevapsa : www.mahfiegilmez.com
  • merhum  (13.10.14 17:11:47) 
Aylık %4 e alıyorum.


  • saksı  (13.10.14 17:33:13) 
mahfi reisi takipteyim.

saksı reis, enflasyona ezdirdin beni. doloresin getirisi durduğu yerde %4 olma mı? ha dolores üzerinden %4 vereceksen düşünebilirim. bunlar hesap işi neticede.
  • namus ninjası  (13.10.14 17:38:24) 
ne kadar risk almak istediğine bağlı yatırım kararların.

eğer en risksiz olanı istiyorsan bireysel emeklilik sistemine bak, tabi türkiye'de yaşıyorsan. bu kadar garantili bu kadar yüksek getiri başka yerde bulamazsın. biraz uzun vadeli.

temel göstergelere bakmak ve temel kavramları, bağlantılarını anlamak için mahfi eğilmez iyidir, ben iktisat doktorası yapıyorum ama asla borsa falan düşünmem, aşırı riskli. zaten hırslı biriysen sürekli koyup kazandığını bile kaybedebilirsin. en azından ben öyle olduğum için hiç yanaşmıyorum :)
  • passion rules the game  (13.10.14 17:43:11 ~ 17:43:35) 
bes mantığıma ters. çok okudum aklıma yatmadı. ha şu var, tasarruf/yatırım her neyse, besi bir şeylere denk sayarsak, ben o diğer şeyleri okuyup anlayıp hesaplayabilecek kapasiteye geldiğimde belki bese dönecek olurum. belki o mantıklı gelir. anamın babamın üstüne yaparım bi bes falan.

yani durum şu, okuyorum anlamıyorum, bi disiplin yok kafamda, sistem yok. forex, borsa, bes hepsini okudum ama mukayesede sıkıntı var.
  • namus ninjası  (13.10.14 17:49:25) 
Edit : malesef TL üzerinden yüzde 4:)


  • saksı  (13.10.14 17:52:00 ~ 18:03:52) 
yıllık %15 vereyim. enpara 10 falan veriyor, çok iyi bence.


  • [silinmiş]  (13.10.14 18:04:05) 
Vaktiyle sözlükte yazan bir arkadaş vardı, yatırıma dair oldukça dolu yazılar yazıyor blogunda da: www.akilligelisim.com 'dan bakabilirsin. Ben kendisinin de argümanlarına ikna olarak BES yatırımı yaptım, bakalım 10 sene sonra ne olacak...


  • sevgikusunkanadinda  (13.10.14 18:09:11) 
akilliyi takip ediyorum. douche, akenr abanıcam tatile tcye dönünce.


  • namus ninjası  (14.10.14 15:11:15) 
1.10 altından al. ytd :)


  • [silinmiş]  (14.10.14 15:14:15) 
[]

bu hatunun üzerinde durduğu şey ne? burası neresi?

jimnastik amaçlı mı? revü mü? yoksa aklıma gelen şey mi?




 
sirklerde gosteri amacli boyle bir sey var, o da olabilir.


  • bohr atom modeli  (12.10.14 11:48:54) 
aklına gelen sey ne? jimnastikimsi esneme hareketleri iste bildigin.


  • cokponcik  (12.10.14 11:49:38) 
her şeye biraz benziyor. aklıma gelen şey buranın seks turizmi yapılan bir yer olması tabii ki de. böyle ışıklı olduğuna bakmamak lazım. arka bölmede lapdance yapan birileri olabilir.


  • namus ninjası  (12.10.14 11:55:53) 
porno'da sirf bu tarz edevatlarla yapilan bir tur var.


  • mayeskuel  (12.10.14 11:58:31) 
bir tür sporumsu bir şey bu ama adı aklıma gelmedi. bazı spor salonlarında filan var. ne seks adamlarsınız ya. are you sex misiniz nesiniz :)


  • papitheclown  (12.10.14 12:06:07) 
Bu tamamen jimnastik amaçlı olanı. Sex swing bundan ilham alınarak yapılmış ama o ayrı bir konu, burası ile pek ilgisi yok.


  • aychovsky  (12.10.14 12:06:38 ~ 12:07:00) 
çok bilgim yok ama pilates yapanlar da böyle garip şeyler kullanıyor. onlardan biri de olabilir


  • argent dawn  (12.10.14 12:09:27) 
  • kafadanbacakli  (12.10.14 12:13:00) 
günahını aldık kadının demek.


  • namus ninjası  (12.10.14 12:15:54) 
anti-gravity yoga deniyor.


  • kaset  (12.10.14 12:24:54) 
[]

nedir bu ağrının sebebi?

geçen bi dips yapayım dedim, zannedersem o sıra el bileklerimi sakatladım. şimdi şınav çekmek istesem uzandığım gibi avuç içlerim, bileğe yakın kısımlarından şiddetli ağrı yapıyor.

ben burada bi dokuyu telef ettim galiba ama nedir bilmiyorum. yumuşak doku zedelenmesi dedikleri şey mi? tendonlar mı?

bilek eklemini kola bakan taraftan sıkıştırınca ağrı yok ama el ayasının bilek eklemine komşu olan kısımları, tam böyle eliniz klavyedeyken destek aldığınız kısımlar var ya, oralar bastırınca tatlı tatlı ağrıyor.

ben bu şınava ne zaman dönebilirim ya?

 
ısınmadan yaparsan öyle olur.


  • iiiiiiiiiiii  (08.10.14 16:35:59) 
yaa onu biliyorum. nasıl sağaltıcaz bunu?


  • namus ninjası  (08.10.14 16:41:01) 
[]

rusya tarafında, kafkaslarda işler nasıl yürüyor (bilhassa size beyleerrr!)

genelde sizin el attığınız dal kuruyor ama elde daha iyisi de yok şu sıra. mecbur yine buraya soracaz. çevremde beni anlayacak kimse yok.

şimdi bulunduğum yerde sürekli takıldığımız bir kafede bir garson kız var. kendisi ince narin nazenin falan. bildiğiniz şeyler. uzun zamandır ilgimi çekiyordu, neredeyse 5 aydır yani.. ama son birkaç haftaya kadar göz göze gelme şansımız bile olmamıştı (bu kız genelde bizim gibi erkek yoğun masalara bakmaz, ailelerin masalarıyla ilgilenir, sağına soluna da bakmaz iş sırasında).
aramızda dil engeli var. rusça bilmediğimden, kızın nereli olduğunu bilmediğimden ve kızın kuvvetle muhtemelen ingilizce ya da türkçe bilmemesinden ötürü bir özbek arkadaşımdan yardım istedim. rusça tercümanlık yapacak bana. buraya kadar organizasyon tamam.

şimdi merak ettiğim kısıma geçeyim bir özetten sora;
büyük bir türk işci grubuyuz burada, genelde ölü diri elf orc fark etmiyor arkadaşlarım için, sağ olsunlar, seçicilik hiç yok. o yüzden yereller, bilhassa hanımlar biz türklere pek sıcakkanlı davranmıyor, rusya ortalamasına göre tabii, bilenler ne demek istediğimi anlayacaktır. biraz, çok değil, biraz çekinilen bir grubuz. yereller rus değil, abhaz, ermeni, gürcü vs, kafkas halkları. bu önemli ayrıntı.

böyle bir ortamda epeydir yalnız takılıyorum ve çok az karşı cins kişiyle iletişimim oldu. bunun kötü tarafı, günübirlik maceralar hiç olmadı, iyice kabuğuma çekildim, iyi tarafı, etrafta bu adam sakin, güvenilir, gözü dışarıda değil intibası oluştu haliyle.

şimdi, bu kızın kafe bugün yarın kapanır, ya abhazya içinde evi vardır döner, ya okumaya gider rusyaya, ya da kocaya falan varır. ben bu ihtimallerin hiçbirini istemiyorum. aklını çelebilirsem alır gelirim tr'ye. güzel kız, gülünce ışıl ışıl oluyor gözleri, evlenilir de bile. bu tür durumlarda %90 fiziksel özelliklerden kararlar çıkardığımdan mutlu olurum gibime de geliyor. benim bu süreçte eylem planım ne olmalı?

bonus bilgiler (doğrudan genelleme yapacaklar burayı okumasa da olur):

çok sağlam içtiğim, biraz dertlendiğim, ama geri kalan herkesin birbiriyle dans ettiği, en civcivli gecelerden birinde ilk defa bana baktığını gördüm. yani bütün gece ne zaman beni görse kafasını çevirip baktı (daha öncesinin aksine). talih de yardım etti, nereye gitsem karşıma çıktı o gün. net göz temasları ama selam dahi veremedim sarhoşluktan ve tek kelime rusça bilmemememden ötürü. en son biraz beden diliyle takıldım şakalaştık, gülüştük o da mekan kapanırken. sonra uzun bir ara girdi çünkü izne geldim tr'ye. dönünce eski muhabbetli bakışlarını tekrar gördüm tabii. bir süreklilik var.

hiç birinin gelip onu işe bıraktığını/işten aldığını görmedim.

buralarda kafe çalışanları genelde ermeni oluyor.

ortam leş, yani şu da var, bir erkek arkadaşı olmama ihtimali yüksek, hem gurbette gibi, hem buranın erkekleri genelde rus karısı peşinde koşan sarhoş tipler. yani toplamda iyi bir sevgili adayıyım ortam şartlarına göre.

kıza garson falan dedim ama şu da var, burada garson tezgahtar kızlara soruyorsun, doktor, avukat falan çıkıyorlar. bizim magazinin başında duran bi yetim kız vardı, o mesela, kız doktormuş, yaz bitince staja başlayacakmış. böyle bi yer yani, herkesin her şey çıkma ihtimali var. her şey olur.

şimdi bu akşam stratejim ne olmalı? benzer tecrübesi olanlar, neler yapmalı, nelerden sakınmalı?

gereksiz, magazinel bilgi:
belki dikkatinden hiçbir şey kaçmayan ilişki uzmanları çıkabilir aranızda, geçen bi soruda başka bir kızdan dolayı bir şeyler sormuştum, :) onu artık ciddiye almayınız, ben harekete geçene kadar, izne gittiğimde, o da bizim arkadaşlardan biriyle takılmaya başlamış, şimdi mutlular ikisi. o mesele de böylece çözüldü.

 
o kadar zamanda 3-5 kelime rusça öğrenemedin mi lan. şirinlik olsun diye bile mi öğrenemedin yani. ben masada yabancı biri olduğunu fark ettiğim anda açıyorum google translate'i çaktırmadan, bakıyorum iki kelime telefondan. sende iş yok pampa.

3-5 kelime rusça öğren. sonra da rusçam bitti demeyi öğren. bi kere böyle bi git, muhabbet eder gibi takıl, sonra rusçam bitti de git. sonra 3-5 kelime daha öğren öyle git, ingilizcesi falan var mı darla biraz. bu bi başlangıç olur.
  • roket adam  (03.10.14 11:27:39) 
roket, biraz öğrendim tabii. yanımda da google translate kadar güvenilir bir özbek olacak. has adamımdır. ben sıkışınca o anlatır zaten kalanını. bunu mu deneyeyim yani? sufle alıp mı konuşayım?


  • namus ninjası  (03.10.14 11:31:05) 
kafkasyayı hiç bilmiyorum. işin doğu avrupa kısmını biliyorum biraz
hani demişsin ya "büyük bir türk işci grubuyuz burada, genelde ölü diri elf orc fark etmiyor arkadaşlarım için, sağ olsunlar, " hah
işte o büyük sorun, aynı işyerinden 10 tane adamın aynı kızla yattığını biliyorum..kız seks işçisi filan da değil. sonra kavga kıyamet (en sonunda biri öbürünü öldürdü şimdi içerde) ya da kızı farklı farklı anlatmalar, çok tuhaf tuhaf şeyler.
neyse yani türk erkeklerini iyi bilen ve bulaşmak istemeyen kız haklı, kızamazsın. seni onlardan farklı bir adam olarak değerlendirdiyse gerçekten yardırabilirsin.
ben ilişkide uzman değilim ama dediklerine baklınca iyi bir aday gibi duruyorsun -kız milliyetçi değilse olur bu iş bence, bi de 3-5 kelime ruşça öğren bence her insan kendi için dil öğrenen birini sempatik bulur illa ki.
olursa kızı da türk ortamından uzak tut zaten :)
not: yukardakileri hiç okumamıştım. bana kalırsa ilk başbaşa konuşmayı sufleyle tercümanla filan yapma..kadın olarak bence pek sevimli değil. başka birisinin hatunun ağzını araması bile daha iyi bundan :)
  • niye ama  (03.10.14 11:37:32 ~ 11:40:04) 
roketadam'ın rusçam bitti taktiği bence daha sevimli:)
başta bir kendiniz gidip şirinlik yapın sonra böyle olmayacak diyip çevirme yapacak arkadasınızı çağırırsınız.
ilk anda yanınızda tercümanla gidince garip olur bence:)
  • demoniclewinsky  (03.10.14 11:38:59) 
tercüman aslında muhabbete geldiğim arkadaşım olacak ama.. yani side kick olacak, wingman olacak. ben zaten tek başıma gidip içemem, sıkılırım. en iyi arkadaş o. nazımı da çeker. sufleyi alırım. aldığımı belli etmem.

sevimlilik zaten benim en tabii karakterimdir, bi tanısanız evde beslemek istersiniz beni. o kadar. mirket gibi bi şeyim.
  • namus ninjası  (03.10.14 11:43:55) 
tercümanla olmaz o iş. tarzanca + vucut dili bile daha evladır. en azından sempatik olur. kız sana bakmış, senin gönlün zaten onda, bar kapanacak kız memleketine, okuluna dönecek diyorsun. ciddiyim, evlenirim, kızı alır türkiyeye bile getiririm diyorsun. daha ne bekliyorsun birader? bu akşam git yanına zdrazvuyte, spasiba filan yardır allah ne verdiyse. ben ki hayatımda rusyaya gitmedim bak 2 kelime biliyorum. gerisi kısmetse gelir.


  • ezeriko  (03.10.14 11:48:55) 
bi de ister istemez su olay geliyor insanın aklına :D
alkislarlayasiyorum.com

  • demoniclewinsky  (03.10.14 11:51:39) 
izviniti diyeyim, ti oçin grasiva diyeyim, bunları biliyorum tamam da bak sonra konu orada takılı kalırsa döner burada sinkaf ederim size. ermeni çıkarsa da sorun olmaz gibi, sonuçta arkadaş grubum 10 tane türk, benim de türk olduğumu çıkarıyordur az çok.


  • namus ninjası  (03.10.14 11:56:06) 
www.omniglot.com

kız özbeğe söyleyecek, özbek sana çevirecek, sen özbeğe cevap verecen, özbek kıza çevirecek. sıkıştığın zaman muhabbetin böyle ilerleyebileceğini düşünüyor musun gerçekten? bu yolla mı kıza kur yapacaksın? bu sistem iş toplantısında yürür anca. dediğin kadar şirinsen kız seni alıp beslemek isteyecekse zaten ortak bir dil bulursunuz.
  • ezeriko  (03.10.14 12:02:14) 
özbek sağlam, onla muhabbet eder gibi yapıp aslında tüyo alıcam. gittiği yere kadar böyle. sonrasında bir not yazıp telefonunu yazmasını istesem mi? gerçi telefondan çok bana gereken odno ya da ona benzer bi siteden arkadaşlık isteği yollamak. kötü bir plan mı?

(ev arkadaşım bu yöntemle bu yaz 3 deuşkayla sıradan tatil yaptı, buranın plajı güzel, onun etkisi de var, ha benim niyetim bu değil tabii.)
  • namus ninjası  (03.10.14 12:14:04) 
öyle çevirmenle falan olmaz, önce kendin muhabbet kur. he masaya geldiğinde muhabbet döner falan tabi sosyal bir ortam oluşması daha iyi ama sürekli öyle tercümanla olmaz o iş. zaten madem herkes doktor falan çıkıyor az buçuk ingilizcesi vardır kızın.


  • r_u_h  (03.10.14 13:04:43) 
Bence de bu zaman içinde dilini geliştir ve bir sürelik bakışmadan sonra zamanı geldiğinde konuşun. Gerçi alır Türkiye'ye getiririm falan filan diyorsun da kızın planları buna uymazsa ellerin boş kalır. Fiziksel güzellik için delmeyeceğiniz dağ yok.


  • entre  (03.10.14 16:22:05) 
ya kız bir daha dönmemek üzere gidebilir bi yerlere. sorun bu. benim vaktim yok. şimdi ya da asla. seversiniz böyle durumlar için tavsiye vermeyi. yapın bi şeyler, sanatınızı konuşturun işte.

durumu da en iyi şu açıklıyor:
(bkz: kütleçekim kilidi)
benim için artık çok geç. kendi eksenimde dönme periyodum ile onun yörüngesinde bir tam tur periyodum eşitlendi.
verilenler bunlar. cevabı koşulları eğip büküp vermeye çalışmayın.
  • namus ninjası  (03.10.14 16:47:03) 
hocam o cografyada ermeniden canını, azeriden paranı, türkten karını sakın derler.
o yüzden bahsettiğin türk arkadaşlarından biri kızı götürmeden evvel harekete geç.
rus yada eski sovyet cograyasında gönül işlerinin nasıl döndüğünü az çok bilen birisi olarak tavsiyem hiç zaman kaybetme.
yerellere pek güven duymamak lazım, ama özbek kankan sağlamsa onla git yada git yanına rusça bildiğin kelimelerle muhabbete gir. gerisini google translate ile getir.
o cografyada bu doğal.
yapıştır hocam, hiç çekinme.
  • tensai  (05.10.14 02:46:51 ~ 02:48:22) 
bu yazıyı bilgisayarımda bir txt dosyası olarak atıyorum. en kötü ihtmalle birkaç güne yollamak üzere.. olayı sıcağı sıcağına yazayım, yarın detaylar uçabilir.

neler oldu neler..
gittik kamil "the uzbeg" ile. araba bulduk. gagraya indik. bahçeli kafeye çöktük. sağa sola bakındım. ev arkadaşım da buraya takılır. beni de o alıştırdı zaten buraya. gözüm onu aradı. göremedim. "yeni bi yer keşfetti galiba" diye düşündüm. hep buraya takılır çünkü. ama dans pistinde yok, her zaman oturduğu dans pisti kenarındaki masada da yok. "tanıdık kimse yok" dedim o an. daha iyi oh. muhabbete limon sıkacak kimse yok. bu kızı ona ilk gösterdiğimde ev arkadaşım çok net konuştu çünkü: "yerellerle olmaz". ev arkadaşım garantici. binemeyeceği eşeğe ot vermez diyeyim siz anlayın. bu tavrı inancımı baltalıyor. ben çok az şeye inanıyorum zaten. eldeki inançlar da gidice sıkıntı oluyor.dediği de doğru çıkar hep ama bu durumda bende göstergeler aksi sonuçlar işret edyor. şüphe ile yaklaşıyorum ama bir taraftan inanmak da istiyorum.inanç ve bilim kol kola!! inanabiliyor musunuz? ama boş inançla, eksik deney ve gözlemle olmaz deyip istihbari bili toplamaya var gücümle devam ediyorum. bir aydır operasyonu olgunlaştırıyorum işte..


neyse, biraz ısıttık oturduğumuz sandalyeleri, kamile sordum "burayı bildin mi" diye. "altı aydır gelmedim" dedi. gelmez çünkü bir gelişinde iki yövmiyesi gidiyor burada. ben bu gece zorla getirdim. hesaplar benden. operasyonda kritik görev üstleniyor. basit bir çevirme değil, aynı zamanda kızın siyallerini doğru mu anlıyorum? onu öğrenecek.

bi beş dakika bakındım biraz, bütün garsonları tek tek gördüm. kısa kel çocuk. orta yaşlı abla. yeni başlayan genç kız.. ve en nihayetinde de zat-ı şahaneleri teşrif etti. .... gözümün çiçeği, deri montu öyle yakışmış ki..menü geldi.. kendi getirdi. bir gülücükler, bir selam hoşbeşler.. anlatamam. menüye göz gezdirirken kamile ilk intibasını sordum. "kız güzel" dedi. çok güzel. "bi özel alaka sezdin mi" dedim. "sana meyilli gibi" dedi, "bana da öyle geldi" dedi. ohh. içim bi rahat etti. bir sonraki aşama. siparişi de mi o alacak? evet yine o geldi, istediklerimizi söyledik, aynı cilveli eda ile bara hareketlendi. ikinci aşama, pürüzsüz, akıyor. allahım sana geliyorum. derken kamil beni dürtüyor. "ne var" diyorum kamile, "daha biralarımız gelmedi" diyorum içimden, derken, biralar geliyor ve tarkan çalmaya başlıyor. "the dudu dudu". kamil "anonsu duydun mu" diyor, "her gün gelen türk dostumuz için tarkandan çalıyoruz" dedi müzisyen.

kim ki lan o her gün gelen? ben olamam, en fazla iki gün üst üste giderim oraya ben. sanki benim ev arkadaşından bahsediyorlar ama arkadaşım yok ortada. 15 dakikadır her köşeye baktım yok. e kim kaldı? tek türk benim olum ortada. açıklayamıyorum, bu şarkı kimden bana geliyor? ne sebeple bana geliyor?.. bira geliyor, şahaneleri kendisi getirip veriyor (çünkü o bir garson evet, olması gereken de bu). kamile soruyorum, "kamil" diyorum "bunlar rastlantı değil mi? ben kendi kendime kuruyorum di mi", zira bu kadar iyi gitmemeli bu iş! kız türk olduğumu biliyor sonuçta. daha gireli 10 dakika olmuş. bana siparişle beraber şarkıyı hediye eden o mu yoksa? bu nasıl bir mesaj ya rab? neden bu kadar acımasızca işimi rastgetiriyorsun? buna hazır değilim.. kamil bir şeyler söyle kamil. nabıcaz kamil?

kamil diyor, "kıza sorucam bi dahaki gelişinde ingilizce biliyor mu diye. öyleyse sen devam edersin sipariş verme görüntüsünde yoklarsın ağzını" diyor. "dur" diyorum çünkü daha olaya hakim değilim. arkamı dönüp pisti kesiyorum. şarkıyı hediye eden müzisyenle göz göze geliyoum. geçerken bana selam veriyor. hala tarkan çalıyor. tarkan bizim için söylüyor: the dudu dudu.

bira ardından kartoşka da geliyor. bu sefer kısa çocuk getirdi. hmm. neden acaba?. derken sola dönüyorum: en sevmediğim sahne. kız müzikten uzaklaşmak için yandaki yoldan caddeye gidiyor. telefon edecek. kime ki? diye düşünürken kız dönüp bana bakıyor. "ayrıl şu erkek arkadaşından ben buradayım" diyorum "bak". bakıyor bakıyor. o yol boyunca çalılık çitlerin arasından kaybolana kadar bana bakıyor. sanki gidiyorum ama aklım sende gidiyorum der gibi. bu bakışla akli melekelerimin bir kısmı daha yitip gidiyor.

bu işte aksilik var. hala aksilik çıkmadı çünkü. kız şu an iş başında değil bile, molada, masaya her gelişinde daha samimileşiyor aramızdaki derme çatma sohbet, uzaklaşırken de arkamdan gel der gibi gidiyor ve şimdi molaya çıkarken bile bana bakıyor. bir kuvvet ayaklarımı karıncalandıracak kadar şiddetleniyor, bacaklarım yol ver gidelim bu kızla gezelim diyor. bekliyorum. telefonuyla konuşsun. uzaktakindense ben yakındayım, her tür avantaj bende. beklemem daha temkinli olmam lazım. bekliyorum. kamil "gelince konuşmayı açıyorum ben" diyor. bende tereddüt zaten yok da.. telefonu bitiyor. çalıların arasından beliriyor. bara geçiyor. "kamil şu an ne görüyorsun?" diyorum. onu hakim noktaya oturttum. benim gözüm kör olabilir. o herkesin içinde dolaşırken kıza bakacak ve askıntısı var mı görecek. ben göremem çünkü aşk başa düşünce gözler devreden çıkıyor. bakar körlük başlıyor. kamil hala ısrarcı. "bizim masaya o bakıyor sadece" diyor. başka kimseyle ilgisi yok diyor. her şey lehimeymiş. iyi diyorum. iki ihtimal var. ingilizce bilmezse kötü, ama bilirse, bu akşam neticeyi kesinnlikle öğreneceğiz. netice için de iki ihtimal var. reddederse kötü. ama reddetmezse yaşanacak hislerin tarifi yok.

"tamam hazırım" diye geçiriyorum içimden. kamil "geliyor" diyor. ne? niye geliyor? biralar bitmedi, siparişimiz yok neden geliyor ki? beklemiyordum ama hazırım. bu heyecanlanmama vakit kalmayacak kadar kısa süren bir an. gelen o ve sebepsiz yere geliyor. hayır sebep olmalı. oun bir sebebi var, onun bir sebebi var. eyyoeeyooeee.

kafayı sıyırmama birkaç femtosaniye kala göz ucuyla dönme cüretini gösteriyor ve ev arkadaşım, mekanın müdavimi, idari işler müdürümüz, mümtaz şahsiyet tingiz abiyi görüyorum (tingiz the mongol) göremeyeceğim kadar uzakta oturuyormuş. meğersem..bu birikim, bu mükemmel ihtimalsizlikler örgüsü, çorap söküğü gibi çözülmeye başlıyor o an. gelen kız değil, tingiz.. muhtemelen telefonla konuşmaya çıktı bir süredir ve görünmedi ortalarda. geri dönüp biraz dans etti ve köşede bizi gördü.

şarkı bize gelmemiş. sadece tesadüf. müzisyen, tarkan (the hun) koyup bira almaya giderken yani mola vermişken göz göze gelmişiz, bu da tesadüf. bütün bu gümbürtü tingiz the mongol için kopmuş. hmm. biz onun için baktığımızda o tuvalet ihtiyacına, telefona falan kalkmış. meğersem. 3. tesadüf. ne kadar geriledik plandaN? fevkalade gerideyiz..

HAYIR BUNLAR GÖREVİ ENGELLEYECEK GELİŞMELER DEĞİL!!! TESLİM OLMAK YOK GERİ ÇEKİLMEK YOK!
yalnız.. hipotezlerimi gözden geçirece vaktim de yok. tingiz gidiyor. "az sonra gelirim yanınıza" dyerek. bir dans edip gelecek. kamile dönüyorum, artık sadece gözlem, plan bozuldu, mongol burada, "harekete geçmiyoruz" diyorum. kamil "tımmam" diyor. uzbegler tamamı tımmam diye telaffuz ediyorlar.

her şey sakin her şey susmaya yakın. son 15 dakika, son 5 şarkı, piste dansa davet ediyor müzisyen çiftleri. bakıyorum. bekliyorum. bir şarkı. ikinci. bir daha. tingiz geldi yanımıza. artık beraber oturuyoruz. biramız bitti. getiren yok. bira almaya kendim gidiyorum. amacım onu muhakak görmek. ama sadece görmek. bara doğru yöneliyorum ve o da ne? barın önünde bir izbandut mu var? o kim lan? bu buranın fedaisi mi? ilk defa görüyorum. kimle konuşuyor? o-oo bizim kız bununla konuşuyor yaaa. sakin olalım. adam alelade bir çalışan ise, iş arkadaşlarına yönelmez, bar gibi yerde sayısız kadın geçer bunun elinden. bir kişiye bağlanmaz bu hayvanat. hem şu bahsettikleri çanta hırsızı çete de varken (ve bu çete yan masada etrafı kesiyorken). bunu bence yeni tutmuşlardır. itlere gözdağı versin diye. neyse birayı unuttuk. "dva piva". bardakta veriyorlar, bardak bunlarda köpeğin yattığı yer demek, bişey tarif ederken tabu kelime. şişe alıcaktım ama neyse, izah edemedim. alıyorum bardakları. masama savuşuyorum. ama o dingil kim? ne iş? aklımda hiç rastlamadığım bir duruma ilk defa rastlamanın yarattığı karmaşa. beklemeliyim. son iki şarkı. hala slow çalıyor. geceyi yalnız geçirmek istemeyenlere son çağrı. masada tingiz, kamil ve ben. son biralarımızı içiyoruz. kamile "sorun var" diyorum sessizce. tingizi bu işe karıştıramam. kamil bu meselede güvendiğim adam. son dans şarkısı. gece bitecek, ama asıl düğüm noktası, hiç görmediğim adam bu geceyi nasıl bitirecek? "KAMİL" diyorum, sorun var. KAMİL ANLAMIYOR.

son şarkıyı müzisyen bizzat seslendiriyor. orga kasedi koydu. insanlar piyano arpejlerinden hemen çıkardı şarkıyı. artık çift olan kimse oturmuyor. pist doldu. bekliyorum. ve beklediğimi görüyorum. bizim hayvan eti yemiş yarma benim kızı elinden tutarak dötürüyor sahneye. ama çekerek değil. yan yanalar. daha fazla bakmamın anlamı yok. önüme dönüyorum. kamil kendini gülmemek için zor tutuyor.

"kamil" diyorum, "bu herifi ilk defa gördüm. daha önce yoktu. hiç dans ettiklerini görmedim." kamil bana bakmıyor. dansı izliyor. soruyorum, ne oluyor şu an? "çok yakınlar" diyor. "öpüştüler. birbirlerine öyle yakınlar ki" diyor. evet, bütün gözlemler çöpe. hipotezler çöktü. yeterince şüpheci olamadım. inanmak istedim ve inandım. ve işin tepe noktasında bir saniye geçirdikten sonra serbest düşüş başladı. biralar bitiyor. artık herhangi bir detaya odaklanmak gerekmiyor. retrospektifliğin alemi yok. sonuç çok net. bu sıra bayram (the assimilated kurd) çakal kasa, vişne çürüğü be-emvesiyle mekana geliyor. biralar bitiyor. müzik bitiyor. dans bitiyor keza..masa birkaç kez "malum kız, paralel şıfrıntı, işte o aşufte" tarafından, bardaklar, tabaklar, küllükler sırasıyla temizleniyor. sıfır göz teması. kamil burada çünkü. rol yapmam gereksiz. acımadı ki bakışı atmak gereksiz. kalkıyoruz. bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri evlerine dağılıyor.

ben ciddi bir hata yapıyorum ama işin kötüsü bunu 15 yaşımda yapmak yerine 30umda yapıyorum.

ve en kötüsü, kontrolü çabuk elden bıraksaydım; off düşünmek bile istemiyorum. mevcut sevgili olacak öküz ve göz yumduğu belki de elebaşı olduğu çantacı şebekesiyle geçebilecek linç dolu bir finalden kıl payı kurtuluyorum.
önemli mi peki? n'yet! o gözler için ölümün kıyısıdan dönülebilir sağ sağlim. ama o kıyılar çok uzak..

ruh halimi yansıtacak bir şeyler arıyorum.
en iyisi bu geliyor aklıma:
i.imgur.com
  • namus ninjası  (06.10.14 09:23:11 ~ 09:23:37) 
türk olmayan kızlara hep aynı öğüdü veriyorum.
türk erkeklerinin gözlerinin içine bakmayın ve yazmıyorsanız, gülümsemeyin.
bunları yaparsanız, size aşık olurlar, anında " bu kız bana bkaıyor" derler, aman dikkat.

sizinki de o durum. iyi kurtulmuşsunuz.
  • ykyt  (06.10.14 09:33:45) 
aşık olmak? öyle bir şey demedim ben.
en kötü ihtimaller halinde tony montana-elvira hancock "aşkı" gibi bir şeyler hayal ediyordum daha çok.

  • namus ninjası  (06.10.14 09:48:10) 
hocam eski sovyet cografyasının kızları bir iki bakar, pas verir. adam bir şekilde kızın yanına gidip bağlamayı çekmezse siktiri basarlar.
arkasına bakmadan giderler, başka adam aramaya başlarlar. sonrasında da kendisine yaklaşan adamla takılırlar.
bence kız sana pas vermiş, şans vermiş ama senden karşılık alamayınca, basıp gitmiş.
  • tensai  (06.10.14 22:10:36) 
[]

rusça mesaj geldi telefona

şöyle:

ната я сейчас к мане мы можем выйти во двор

google türkçe çeviriden bi şey anlaşılmıyor.
ingilizcesi, "nat i'm to manet we can go innto the yard" diyor, yardımcı olması açısından.

ne diyor olabilir?

 
bence мане diye biri, ната diye bir kız arkadaşına "gel bahçeye çıkalım" diye mesaj atmış. ama bu sana nasıl gelmiş çözemedim.


  • sir gawain  (30.09.14 16:27:04 ~ 16:27:55) 
gawain'in dediği gibi 2 rus arkadaşın birbiriyle buluşma konusunda mesajlaşması mantıklı.

numaralar bizim operatörlerden atılmışsa ya burada yaşayan 2 rustur veya erasmus ile gelip numara alıp birbiriyle haberleşen oğrencilerdir. numarayı yanlis yazmistir , o da sana denk gelmiştir.
  • montauq  (30.09.14 16:32:43 ~ 16:33:41) 
mesajın gelmesi normal, operatör abhazya operatörü ben de abhazyadayım. ingilizce çeviri üzerinden mi gittiniz, öyleyse onu ben de anladım ama rusça biliyorsanız falan yine aynı şey mi çıkıyor? çok da mühim değil de işte işsiz güçsüz anıma denk geldi merak ettim.


  • namus ninjası  (30.09.14 16:35:42) 
Rus arkadaşıma sordum, cevap gelince güncellerim.


  • jesterdvine  (30.09.14 16:50:29) 
nata - natasha kısaltması, mana- ise başka bir ismin kısaltması diye düşünüyorum. çünkü mana ve nata diye isim yok rusçada (bildiğim kadarıyla)

"nata, ben şimdi mana'ya gidiyorum, dışarı çıkabiliriz" demiş.
  • lesmiserables  (30.09.14 16:57:47) 
büyük ihtimal iki nine ya da iki ergenin mesajlaşması o zaman. mana abhaz ismidir nata da kısaltma olmayabilir. bunlar hepsi erkek ismi de olabilir. roma diye kamyon şoförü var bizim burada mesela. isimde dörtharfliler çoğunlukta.


  • namus ninjası  (30.09.14 17:05:24) 
@namus ninjası

roma, "roman" isminin kısa biçimidir. yani o dışarıda duyduğun isimlerin çoğu resmi isimleri değildir. ama tabi dört harfli isimler de mevcut rusçada.
  • lesmiserables  (30.09.14 17:10:54 ~ 17:12:39) 
Rus arkadaş dedi ki "Nata, we are going to Mana and can go outside" Something like that


  • jesterdvine  (30.09.14 18:51:07) 
[]

ifşa he mi?

buy'run bir adet turcu:

1.bp.blogspot.com


 
prntscr.com
link kırık

  • basond  (28.09.14 10:39:21) 
fuk odoklassnik! gizli sekmede açılmıştı ama.

1.bp.blogspot.com
  • namus ninjası  (28.09.14 10:40:29 ~ 10:41:13) 
Bacak kaslarına iltifat edelim diye mi koydun bunu hocam


  • shiranai  (28.09.14 11:20:53) 
niyetimi çok belli ettim he mi?


  • namus ninjası  (28.09.14 11:25:48) 
e bütün yük diger bisiklette.


  • shi aila  (28.09.14 13:13:55) 
@shi, diğer bisikletin sürücüsü ideal tırmanışçı, 180 cm, 63 kg bir insan evladı. bana da kıyamaz hiç :P
ben burada göstermesem de 90 kg civarıyım ve 175 cm bir insanım. o fotoğraf çekildiğinde 300 m (dikeyde)(16 km yol yatayda) kadar tırmanmışız. fotoğraf çekildiğinde götümden soluyordum. bu günün sonunda sol dizimi de sakatlamıştım.

bir de, benim bisiklet biraz eski ve tura uymayacak bir donanıma sahipti falan.
şavşattan aşağı inerken ben hala pedal basıyordum gidebilmek için, tırmanışçı denyo (kardeşim oluyor kendisi) yanda dereyi izleye izleye salmış aşağı tadını çıkarıyordu turun.

asıl amele benim :(

şuralarda bi yerdeyiz. b noktası civarı, cycleroute.org
  • namus ninjası  (28.09.14 13:27:44 ~ 13:32:16) 
kardes ifsayi daha cok haketmis.


  • shi aila  (28.09.14 14:48:32) 
[]

tıka basa dolu ekşi başlıklarını

ama böyle sayfa sayfa, 100 entry bi sayfada dururken bile 15 sayfa entry olan başlıkları, mümkünse tek bir sayfa olarak kaydetmenin bi kolayı var mı?
işyerinde görüp zamansızlıktan okuyamadığımı bilgisayara atıp evde okumak istiyorum çünkü evde internet yok. temel saikim bu.



 
sedet'ten sozlugun yedegini iste onbes yirmi gb bir seydir tas catlasa : )


  • idexo  (24.09.14 17:35:49) 
bütün sayfayı kopyalayıp word'e atabilirsin.

bu arada 1997'de mi yaşıyosun evde internet yok ne demek abi..
  • mosakale  (24.09.14 17:38:10) 
yav, sedete belediye baksın.

sayfaları html olarak kaydediyorum zaten, word lüzumsuz, böyle başlığın linki yazsam komple eklese bütün sayfaları.
1997 değil ama epey geri kalmış bir muz cumhuriyetinde yaşıyorum, bulutlu havada uydu, şebeke, elektrik ve dolayısıyla su gidiyor. beni yargılamayın.

sayfabaşı 100 yaptım, uzun zamandır öle kullanıyorum ama az önce bireysel emeklilik sistemi başlığını kaydetmeye yeltendiğimde bi üşenme geldi. ondan açtım duyuruyu zaten. 8 sayfa kaydediyorum. millet birbirine laf atıyordur. ctrl f yapmam gerekse 8 ayrı sayfada yapmam lazım işlemi. böyle işte.
  • namus ninjası  (24.09.14 17:43:40) 
Şu işe yarayabilir: (bkz: ekşi sözlük entry indirme şeysi)


  • ufukcel  (24.09.14 17:52:20) 
Eklentiyi yapan yazarla iletişim kurarsanız yardımcı oluyor.


  • ufukcel  (24.09.14 17:53:14) 
Şöyle bir tool ile yapabiliyormuşsun. Benzer bir çok tool vardır. Nasıl kullanıldığını incelemedim.

www.httrack.com
  • saygilarefendim  (24.09.14 17:53:47) 
[]

şu kediye teşhis

fotoğraftaki kedinin göz hastalığı için kullanmam gereken ilaç ne ola ki?
şurada sorduğum tüm ilaçları aldım, elimde var hepsi:
eksiduyu.ru

bu hayvanı nasıl sağaltırım ki?

not; lütfen iki üstteki duyuruya bakın, oradaki ilaçlarda varsa önerin. tobrased var, terramycin var. yok bunlar çare değilse, sıkıntı var.

 
tam doğru bir ilaç için veterinere göstermek gerekir tabii ki ama teramicyn kedilerde göz enfeksiyonları için etkili bir ilaç.


  • lesmiserables  (20.09.14 15:53:56) 
veteriner yok maalesef. ben ve ecza dolabım var sadece. detay soranlara gidip kediyi yakalayıp cevap yazabilirim. fotoğraf da bulanık oldu, hayvan bi rahat durmadı çünkü.
dün gözleri bu kadar akıntılı değildi. bugün biraz rahatsız, pati yalayıp gözlerine yakın yerlere sürüp duruyor.

  • namus ninjası  (20.09.14 15:59:38) 
gözlerinde yaşarma, akıntı çapak oldu mu evdeki ve bahçedeki kedilerimizin, direk önce göz teramicyn i sürüyorum. gözü hafif kapanmış kabuk olmuş kedi bile, 2-3 günde açtı gözünü, ki doğru düzgün yakalamıyordum da ele gelmiyordu, elimde pamuğa termicyn i sürüp pusuya yatıyor, bacaklarıma sürünürken pamuğu gözün üstüne sürttürüveriyordum.


  • alice practice  (20.09.14 16:03:48) 
onadron simple ve gentagut kullanmıştık arkadaşımın kedisinin göz enfeksiyonu için. günde hepsinden 10'ar dk arayla üç kere sürüyorduk diye hatırlıyorum.


  • charango  (20.09.14 16:05:54 ~ 16:06:41) 
itirazı olan yoksa, teramisini basıyorum gözlere.

birazdan ofis kapanacağından internete giremiycem ama yarın da kafasında mantar enfeksiyonu olduğundan şüphelendiğim (arkadaki siyah) kediyle ilgili sorular soracağım. yarın aynı saatte beklerim efendim.
  • namus ninjası  (20.09.14 16:07:44) 
[]

hikayenin gidişatını seçebildiğimiz kitaplar oluyor ya

bunların özel bi adı var mı?




 
alternate ending deniyor ama daha özel bir tabiri var mı bilmiyorum.


  • ufukcel  (19.09.14 17:07:36) 
paralel son diyen gördüm, bunu ve bir dizi başka kombinasyon denedim, alternatif tarih hikayeleri çıkıyor internette arayınca, paralelin son videosu çıkıyor.. arama sonuçları verimsiz genelde.


  • namus ninjası  (19.09.14 17:13:45) 
benim de aklımdaydı, bunu görünce araştırdım biraz. "alternate ending book" diye. şunlar çıktı.

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

türkçesi ne oluyor bilmiyorum yalnız. bulursanız bana da haber verin.
  • inheritance  (19.09.14 17:20:39 ~ 17:22:27) 
çok ilginç bi durum var, bende bu tür aramalar sonuç vermiyor, google bağlandığı bölgedekinden farklı dilde kullanıldığında sapıtıyor galiba.
ekşide epey detaya girmişler, türkçe seri vermişler, bundan arayarak birkaç kitap bulurum belki. hedefim buydu zira.
tam türkçe karşılığı, arasam da bulamam galiba.
  • namus ninjası  (19.09.14 17:29:38) 
bulursanız ben de istiyorum


  • sheridans  (19.09.14 19:10:08) 
  • inheritance  (22.09.14 09:21:53) 
[]

veterinerin olmadığı yer

hayvancağızların, bilhassa kedilerin göz akıntısı, pire, salya akıntısı vb sorunlarına müdahale edebileceğim bir ilaç envanterim olsun istiyorum. gittiğim yer yurt dışı, değil veteriner, eczane bulmak bile sorun. tr'den götürebileceğim tobrased vs gibi, parazit sorunu için falan aklınıza gelen hangi ilaçlar var?
yavru kediler için de kullanılabilecek şeyler olursa fevkalade olur.



 
Ba-cipro (goz kulak merhemi), ercefuryl (bagırsak antiseptiği) ilk aşamada aklıma gelenler


  • elmyra  (14.09.14 14:29:24) 
macrol 125 gr (antibiyotik) burnu akan, hapşıran, ateşi olan kedilerde işe yarıyormuş.
gözdeki enfeksiyonlar için de terramycin (göz merhemi), ba-cipro (göz kulak merhemi), zovirax (steril göz pomadı) ve tobrased (steril göz damlası) kullanıldığını biliyorum.

  • treize  (14.09.14 15:44:08) 
Mantar için tricopom krem ve baticon antiseptik. İnatçı bir mantar ise ketoral şampuan da lazım olur.


  • istinyede bekle  (14.09.14 16:49:43) 
[]

sizin için belki 2 saniyelik bir iş

ama benim açımdan çok çetrefil, telefon modelleri arasında kayboldum gitti. bir telefona ihtiyacım var. para mühim bu konuda. yani telefona verdiğim bana çok batıyor. 500-600 tl civarı, android işletim sistemli, viber mi ne, o programı çalıştırabileceğim ve google translate ile sesli konuşmayı çeviri yapabileceğim, tabii haliyle internete gireceğim bir telefona ihtiyacım var.
cümle düşüklüklerinden dolayı üzgünüm, bu terminolojiye uzağım.
sony tipi evladiyelik elektronik tercihimdir. böyle abartısız, bir seviyede kalite garantili bir şey var mı önerebileceğiniz?


 
(bkz: moto g)


  • emininsel  (12.09.14 14:26:24) 
xperia z artık uygun fiyattan alınabiliyor. tavsiye ederim.


  • bira sisesi kapagi  (12.09.14 14:26:36) 
moto g uygun gibi geldi bi an,
xperia z bir model adıysa yani alt modeli yoksa 1000 tl üzeri biraz tuzlu oldu.

  • namus ninjası  (12.09.14 14:29:57) 
Seni Moto g paklar. Ucuz ve iş görür. Başka modeller arasında gezerken bütçeni aşarsın ister istemez. 2-3 binlik telefon performansı bekleme elbette. Ama dediğin işleri sorunsuz yapar.


  • osurdum  (12.09.14 14:38:19) 
asus zenfone 5 için de iyi diyorlardı.


  • r_u_h  (12.09.14 15:24:02) 
Moto g veya ikinci el nexus 4


  • halitkin  (12.09.14 15:48:30) 
[]

scarface oldum

yüzde eşşek kadar sıyrıklı yara var, alnımın üstünde. yara kurudu çatladı iğrenç oldu falan.
önce bi kozmetik reyon görevlisine sordum, o "terramycin" dedi, kendisinde yüzde yaraya çok işe yaramış. sonra gittiğim eczacı "terramycin yarayı sulandırır, batticon ve fucidin kullan, önce batticon 5 dakika sonra kuruyunca fucidin sür" dedi.
eczacıya uydum ama emin de olamadım. kafamda 3 günlük sıyrık var, kuruyunca derimin içine göçmeye ve vahimleşmeye başladı. naapam ben şimdi? sarı merheme mi abansam acaba?
i.chzbgr.com
artık scarface olarak mı kalacam?

 
ben iz kalmasından korktuğum her şeye bepanthen sürüyorum. :/


  • snape i başından beri tanırım  (10.09.14 15:12:36) 
işe yarıyor mu?


  • namus ninjası  (10.09.14 15:20:28) 
bepanthene çok iyi gelir, bi de yeni keşfim sudocrem 2 günde alerji izlerimi %60 geçirdi. bi de yine test ettiğim kantaron yağı var ki o da acayip mucizevi bi şey.


  • cadi iren  (10.09.14 15:31:39) 
batticon yaranın mikrop kapmasını önler fakat iyileşmeyi geciktirir bunu da göz önünde bulundur.


  • my name is faith  (10.09.14 15:31:48) 
yaa batticon dokuyu tarumar ediyor elbet. yara mikrop kapmasın da geç iyileşsin tamam. ama epitel mepitel orada dokular gelişse, asıl lazım olan o. bana verilenler antibiyotikler, antiseptikler. kafam karıştı. zaten sağlam darbe almışım, çok düşününce ağrı yapıyor.
bi de bephanten çakarım bunun üstüne bi de kakao yağı özlü vazelin. ne varsa sürüyorum.

  • namus ninjası  (10.09.14 15:48:27) 
Yara kuruduysa dermatix al. Ben ameliyat izimde onu kullandım.


  • lcha  (10.09.14 16:00:17) 
alındaki yanığı madecassol ile iz kalmadan geçirmiştim.


  • inheritance  (10.09.14 16:25:01) 
burada bahsedilen ilaçların hepsi yarayı tedavi eden ilaçlar. yara izleri ile çok alakaları yok.

teramisin veya fucidin mikrop kapmasın diye günde 2 kez sürülebilir doktorun önerdiyse. batikon ile ise sadece pansuman yapılır, o da yaraya bağlı gerek olmayabilir de.

yara izi bambaşka bir durum. onun için contractubex gibi ilaçlar var ancak ilaçlar hem biraz tuzlu, hem de 3-6 ay arası düzenli kullanım gerektiriyor. bir plastik cerrahi uzmanına danışmanı tavsiye ederim.
  • vendorth  (10.09.14 17:29:43) 
kantaron yağı iz bırakmıyor ama sürmekte geç kalmışsın. eşim labda deney yaparkan yüzüne erimiş plastik sıçramıştı çok kötü yanmıştı. kurumasına izin vermeden sürekli kantaron yağı sürdü hiç iz kalmadı.


  • yue  (10.09.14 17:34:00) 
lcha +1


  • Goldstein  (10.09.14 17:35:06) 
yara kabuk baglasin dussun, ardindan dermatix ya da contrectubex al. ikisini cok duenli ve uzun sure kullanman gerekecek (birkac ay gunde 2-3 defa)

ha kantaron yagi da olur
  • earthsea  (10.09.14 19:25:13 ~ 19:26:21) 
yumurta akı sür


  • siradisi00  (11.09.14 01:18:48) 
contractubex jel gunde bir defa kullanin


  • shotgunwoman  (14.09.14 00:51:09) 
[]

mazot sevkiyatı

soçiden istanbula geçiyorum bugün. uçağa ne kadar alköl sokabiliyoruz maksimum onu merak ettim. free shop olaylarına yabancıyım, zaten bulunduğum yerin şarabı meşhur, çaçası iyi, şampanyası iyi, her birinden 2-3 şişe atmalıyım, havaalanında alınacak şeyler değil bunlar, soçide yoktur yani, valizi bunlarla doldursam, freeshoptan da votka falan alsam, yani özetle bi tanker mal indiricem. oluru var mı bunun?
düğün var, bekleyen var, bu sevkiyatta sorun çıkmamalı anlıyor musunuz ha sorun istemiyorum!



 
bavula istediğiniz kadar koyabiliyorsunuz sanırım. freeshopta ise uçağa almanın bir limiti var gidilen ülkeye göre ve alkol oranına göre değişiyor. freeshoptakiler daha bilgili olur bu konuda. ben budapeşteden dönerken freeshoptan 6 7 şişe şarap bir şişe de palinka aldım kimse napıyorsun demedi


  • argent dawn  (04.09.14 12:06:58) 
Freeshopta içkinin alkol oranına göre 3 litre, 1 litre gibi sınırlamalar var.


  • grimer  (04.09.14 12:21:08) 
bavulu doldurma niyetindeyim aslında. onu istediğimizle doldurabiliyorsak gaste kağıtlarını top yapmaya başlıyorum şimdi.
burada 2 litreymiş sınır galiba freeshopta, votka türü zımbırtılar için. bavulu da bi 8-10 lt doldursam tamamdır.

  • namus ninjası  (04.09.14 13:38:00) 
genelde klasman klasman ayırıyorlar. mesela altılı bira iki şişe şarap bir şişe votka alıp geçebiliyorsunuz yani. dediğim gibi en iyi freeshop görevlileri biliyor siz havalanına gitmeden ikmalinizi yapın oradan da yolluk yaparsınız kendinize gümrük izin verdiği kadar


  • argent dawn  (04.09.14 14:28:04) 
soçide taşıyabileceğim her şeyi taşıdım. 6-8 euro ucuz içki başına, türkiyeye göre. evden paketlediğim 3 şişe şarap valizdeydi, 6 şişe muhtelif distile içkileri de duty free aldım. bir sınır yok imiş. yarın alkol koması kaçınılmaz.


  • namus ninjası  (05.09.14 13:39:59) 
[]

pasaport yenileme için

ikamet adresindeki ya da pasaportun alındığı yerdeki emniyet müdürlüğüne başvurmak şart mı?




 
Hayir.


  • delifaruk  (29.08.14 18:06:38) 
internetten başvurarak nereden alacağını görebilirsin.


  • false pretension  (29.08.14 18:06:57) 
pasaport yenileme diye bir şey yok zaten. herhangi bir emniyetten yeni pasaport başvurusu yapmak gerekiyor..


  • calzoncillos  (29.08.14 18:21:06) 
@calzoncillos, yeni pasaport başvurusu yapmak ve yeni pasaport almak mevcut olanı yenilemek oluyor zaten?


  • headredhead  (29.08.14 18:56:57) 
@headredhead, teknik olarak evet öyle ama duyuru sahibi "pasaportun alındığı yerdeki emniyet müdürlüğü" dediği için temdit işlemini kastettiğini düşünerek öyle yazdım..


  • calzoncillos  (29.08.14 19:23:12) 
duyuru kirliliği yapmıyım şurda bi kenarda sorayım.

reşitim, annem kaynaklı sahip olduğum yeşil pasaportu yeniletmek için annemin bir sey yapmasına gerek var mı?
  • pegi  (29.08.14 20:59:20) 
@pegi

yeşil pasaport hakkını annenden alıyorsan anneninde yenilerken yanında olması gerekiyor.
  • false pretension  (29.08.14 21:04:43) 
[]

kayda değer bir hatundaki anatomik bozukluk

dün gece oturuyorduk dışarıda. ortada kızlar dans ediyor falan böyle. içlerinden birisi hep kenardaydı. diğerlerinin fotoğrafını çekiyor, videoya kaydediyor ama kendisi dansa katılmıyor. neyse bu bi yürüdü, bi baktık (topluca kızları kesen hayvanlarız biz) bir bacağında bi arızası var. tarif edeyim:
yürürken bir bacağı kısaymış gibi görünüyor. kısa olduğunu tahmin ettiğim bacağında ayağını gerdirerek mesafede eksikliği kapatıyor ama bildiğimiz topal yürüyüş neticede ortaya çıkan, çok abartılı değil ama gözden kaçmayacak gibi de değil. uzun süre tetkik ettim :) kalçada eğrilik ve desteksizlik yok gibi. omurga son derece dik duruyor. bacaklar arasında belirgin kalınlık farkı yok. ayakları da simetrik, biri diğerinden ufak değil.
bu bilgiler ışığında, bu kızcağızda kolayca düzelebilecek bir kemik problemi var diyebilir miyiz? yani bu tür vak'ada bir kemik uzatma ya da kısaltma müdahalesiyle duruşunun dengeye gelmesi mümkün mü? bu müdahalelerde belli uzunluk farkları kısıtlamaya yol açar mı? sorular bunlar. çok olumsuz ve tedavisi mümkün olmayan problemler olabilir mi yoksa?

basit trigonometri kullanıyorum, açtım çizim programını, 6-8 cm falan bi uzunluk farkı tahminen ama daha az da olabilir fazla da, sonuçta gizliyor kusurlarını, hatun kafası işte.

kendisi dansa katıldı, pek de güzel dans ediyor ama işte bu rahatsızlık utangaç yapmış kendisini.

bu arada, ben bunu kestim uzun uzun, sonra durumu fark ettim ama kesmeye de devam ettim. çünkü hakkat çok güzel hatun lan. o rusça ve abhazca ben ise türkçe ve ingilizce biliyorum, dolayısıyla iletişimimiz olmadı ama rusça bilen çizmeli kedi ruhlu bir arkadaş beni kendisine tanıttı arada, ben konuştukları sıra orada değildim ama kim olduğumu anlamış (10 saat kesen hayvan bendim işte). ileride sohbetimiz olabilir kendisiyle zira burası ufak yer. zaten sohbetimiz olursa yazarım da ben buna. o yüzden merak içindeyim.

ilizarov falan okuyorum şimdi, günde 1 mm uzama diyolla, oha iki ay falan olabilir yani di mi, bu uzamaya kaslar diğer bacakla simetrik görünecek şekilde uzayarak tepki gösteriyor mu? nedir ne değildir?

 
düzelebilecek bir şey olsaydı kız zaten düzeltirdi o halini öyle insan içine çıkardı.
bence otur düşün, bu şekilde kabul edebilecek misin onu diye. yoksa karşısına geçip "bak şu yöntem bacak uzatıyomuş" dersen tokat yiyebilirsin hacıt.

  • shiranai  (28.08.14 15:30:27) 
ya tabii ilk ben de onu düşündüm ama burası çok şahane sağlık hizmetlerinin olduğu bir yer değil. insan umut ediyor.
benim kabul etmem meselesi teferruat, kız gerçekten çok güzel, öyle böyle değil, hem genç ve zamanı olmamış olabilir buna. bide ben hamamda sabun yuvarlayıp kızım getirir misin diyen çakal ekolden değilim. zaten şu da var, kültürel bariyer falan ayrı mesele tabii ama bu kız bu haline çok takmışsa asıl bu haliyle kalması potansiyel beraberliğin şansını sıfıra indirir. ben başlangıçta ne kadar rahat teklif ederim onun derdindeyim. kızın iyileşme şansı varsa daha çok risk almaya değer, risk diyorum çünkü bu abhazların savaştan kalma büssürü silahları var ve babaları genelde sinirli insanlar oluyor.
yakınları, kendileri bu tür operasyon geçirmiş kişiler ya da yardım olabilecek tıpçı abiler ablalar neredesiniz?
  • namus ninjası  (28.08.14 15:40:42) 
o kız bile bu kadar takmamıştır bu konuya. iyi niyetli kızın sağlığını düşünüyorsan önce bi arkadaş olursun konuşursun. nedir ne değildir öğrenirsin. ona göre tedavi olayını araştırırsın. kıza tavsiyelerde bulunursun. bu sanki çözümsüz bir sağlık sorunuysa hiç bulaşmayayım der gibi olmuş.


  • nick konusunda kararsizim  (28.08.14 16:28:19 ~ 16:28:56) 
kızın bacağındaki soruna basit bir tesisat sorunu olarak bakman beni benden aldı. "civataları gevşemiştir heralde, hallederiz" diye mi bakıyorsun nedir anlamadım ama yukarıdaki yoruma katılıyorum, düzeltilecek bir şeyi olsaydı düzeltirdi zaten.

sen bence hiç yazma bu kıza, çünkü beraber olsanız bile ertesi sabah kız bir bacağını senin tarafından çekilerek uzatılmaya çalışıyor olarak uyanabilir, aman yani.
  • fengari  (28.08.14 16:41:02) 
limb lengthening ameliyatlari ile belli bir raddeye kadar duzeltilebiliyor. (gormeden teshis koymak mumkun degil tabi.) yalniz cok masrafli ve 6-8 ayi bulan bir surec. ayrica riskli ve hissedecegi acilar katlanilacak gibi degil.(tamamen duyum bunlar)

ayrica her ulkede yok. soz konusu rusya(buyuk sehirleri saymazsak) ise insanlarin gelir durumlari malum, bence cozumu olsa da duzeltebilecek ekonomik durumu da olmayabilir.

bi de bunlari onunla konusmak onu kotu etkileyebilir. bence uzun soluklu ve saglam temele oturan bi arkadasliginiz olursa kayda deger bir zaman gectikten sonra bu konulari yavas yavas ac/
  • schizo  (28.08.14 16:50:01 ~ 16:52:25) 
bi anlayın yaaa..
20 yaşına kadar s harfini peltek, f harfine yakın bir ses olarak telaffuz eden bir insandım. ciddi bir kusurdu, kuran kursunda falan bile sorun çıktıydı hatta, benden önce kurana geçen bi piç vardı, o yapıyordu benim sınavımı, elifbadaki yazıyı yanlış okuyorum diye tokat attıydı, cezmde kaldım, sonra ateis oldum zaten, bunlar hep kaos teorisi, butterfly efffect. bakkaldan süt büfeden su alamıyordum, sade mi sütlü mü sorusuna cevap vermemek için çay söylüyordum (demli açık sorun değil zira). kızın psikolojisini mükemmele yakın anladığımı iddia ediyorum bu cüretle. ben kimseyle konuşmazdım, bana ilgi gösterecek kadar sıcak kanlı kızlarla dahi.

bu vak'ada da muhtemelen apar topar kıza gidip dans teklif etsem reddedilecektim.
çünkü kendimden biliyorum. çekingenlik özellikle fiziksel kaynaklıysa çok daha itinalı olmalıyım.

şimdi daha baş başa bir ortam kolluyorum. bilgi güçtür yav, bu rahatsızlığını netleştirirsem bana tepkisini de iyi anlarım. oluyorsa tedavi de olsun tabii. olmasa da çok umurumda değil çünkü daha önce defaatle söyledim, kız güzel, saçlar bel sırt yüz çene gerdan kol komple tetkik ettim. bu kadar güzel uzvu tek bir kusur kötü yapamaz. hem bacağı düzelirse bisikletle tura da çıkarız lan ne güzel. eksantrik bacakla uzun yol tura çıkılmaz.
  • namus ninjası  (28.08.14 16:52:22) 
@fengari
evet basit bir tesisat sorunu, tıbbı icat etmiş basit gen makineleriyiz neticede. çözümü varsa şartları iyileştiririz zaten. ya olm tarzımı eleştirmeyin ben böyleyim. ayrıca totaliterim, egoistim, indirgemeciyim, indeterministim, makyavelistim ve oportünistim. daha bu ne ki?

@schizo
aynen dediğin gibi yapmaya karar verdim ben de okudukça. burası abhazya, sefalet ve geri kalmışlık rusyanın genelinin çok ötesinde. muhtemelen imkan bulamıyordur. hallederiz yaaa, süreç o noktaya gelsin hele.
  • namus ninjası  (28.08.14 16:58:41) 
doktor değilim ama yazdıklarından aklıma sadece kalça çıkığı olabileceği geldi. onun da ileri yaşlarda tedavisi yok.
ayrıca onun bunu kusur olarak gördüğünü nereden biliyorsun ben onu anlıyorum diyorsun ama daha konuşmamışsın bile doğru düzgün. o gün dans etmemesinin başka bir sebebi olabileceği aklına bile gelmemiş hemen ayağında problem var kesin ondan diyip kestirip atmışsın ve bence bir harfi doğru telaffuz edememekle onu anladığını düşünmen çok mantıklı değil.

  • kuzey li  (28.08.14 17:13:29) 
kuzey li,
herkesin hayatı anlamaya çalışırken bazı önyargıları var işte.
temel kabulüm şu ki, o kadar güzel bir kızın (dalgalı kızıl saçlar, bebek gibi pürüzsüz bir yüz, dik omuzlar, sırtı dantel siyah bluzuyla) 4-5 saatte hepi topu iki şarkıda arkadaşlarıyla dans etmeye kalkması.. ben bu durumu çekingenlikle ve bu çekingenliği rahatsızlığıyla açıklıyorum. tabii merak var başka konularda. soruda çok fazla koşul var. bir de dün gece gibi votkaya dadandığım günlerde gözlem kabiliyetim ve muhakemem belirgin şekilde iyileşiyor. ona güveniyorum açıkçası. zaten şu yaşımda hala daha içmeden kadınlara onlardan hoşlandığımı belli edemiyorum.

bi de bir harf gerçekten çok şeyi değiştiriyor yav :/ ben hayata küstüydüm.

neyse böyle işte.
  • namus ninjası  (28.08.14 17:35:13) 
[]

can sıkıcı bir soru (yavru kedi)

annesinin bakmadığı dört yavru kedi vardı. süt, sulu lor peyniri ve yiyebilenlere verdiğim et ile iki hafta kadar yaşattım ikisini. durumları ve neşeleri iyiydi. düne kadar. biri halsiz düştü aniden, yemez oldu. diğerininin ise gözlerini şişmiş buldum. şişikler biraz inince fark ettim ki gözü görmesini bitirecek kadar tahriş olmuş. dün sabah yemleyip bıraktığım kedi akşam kör olmuştu yani.
bir taraftan korkuyorum, kedilerle iki haftadır temas halindeyim. gözlerinde kalıcı da olsa görmelerini engellemeyen bir enfeksiyon vardı, bu birden ilerleyip birini bir günde kör edebildi resmen. bana bulaşır mı diye tedirginim.
diğer kediyi bugün öğlen yemeğinden kalanlarla bbeslemeye gittiğimde ölü buldum ama kör olan, canlıydı ve acı çekiyordu.

bana cani ruhlu diyebilirsiniz bile. ama durumun çaresizliğine bakalım önce:
yer, abhazya. bırakın hayvanı, insanın bile pek değerinin olmadığı bir yer. komşularımızdan biri kendi köpeğini döverek öldürdü, bir diğeri canı sıkkınken tüfekle bir sokak köpeğini öldürdü daha iki gün önce.
içkili araba kullanıp ağaca çarpa çarpa azalıyor adamların nüfusları.
veteriner yok yakınımda, olanlar da muhtemelen diplomalı değildir ve başka şehirlerdedirler. iş arkadaşlarıma kör kediyi uyutmak için veteriner sordum, burda kimse uğraşmaz öyle işlere dedi geçti.

şimdi bu hayvan acı içinde, sürekli miyavlamasını geçtim, büyük bir fabrikanın bahçesinde bi başına. ortalık tehlike dolu. ezilebilir, kanalda suya düşebilir. sürekli bakamam. evim yok, ortak kullanılan bir kamp alanı sadece. zaten bir ay sonra dönüyorum tr'ye. moralim bombok oldu bütün gün bunu düşünmekten. uyutmak lazım. veteriner yok, uyutamaz. terk etsem kendimi çok kötü hissederim. ne yapayım lan ben?

en boktanı da hayvan yaşamak istiyor. zaten kardeşleri de ölene kadar tahammül edebildiğim kadar yanlarında durdum. can vermeleri çok zor lan. böyle olacağını bilseydim iki hafta önce yağmurun çamurun içinde bırakırdım kulaklarımı tıkar kaçardım.

 
her ne olursa olsun uyutmak çözüm gibi görünse de değil. internette bir çok kötü durumdaki hayvanın bakım sonrası imkansız görünmesine rağmen iyileştiği görseller mevcut. bakım şartları ve birazcık özveri ile her şey mümkün. facebook gruplarına fotoğraf ile durumu yazın. gönüllü bir veteriner seni yönlendirip gereğini yapmanı sağlayabilir. umutsuz olma. umut sen ol.


  • zam sampiyonu domates  (19.08.14 13:19:30) 
Kedilerde koku ve duyma çok gelişmiş olduğu için, gözleri görmeyen bir çok rahat bir şekilde hayatına devam edebilir. Ancak köpeklerden ve hızlı hareket eden arabalardan kaçamayacağı için kapalı bir yerde bakılması lazım. Bir de gözlerindeki iltihapın temizlenmesi lazım. İnsanlar için olan kremleri (teramisin vb.) kedilerde de kullanabilirsin.


  • zombi  (19.08.14 15:13:17) 
hayvanın basit hastalıkları yok. en temel yeteneği kayıp artık yahu. bir bacağı değil, kuyruğu kulağı değil, iki gözü birden görmüyor. eski haline dönmesi imkansız. ya el bebek gül bebek bakılacak ya da eninde sonunda bir kazaya kurban gidecek. acıkınca çöp bile karıştıramaz. kaybolsa yeni bir yere alışamadan kalıverir.

ha koku alması ve işitmesi şahane. çok gürültülü bir yerde ama beni yine de seslerimden buluyor. en çok canımı yakan kısım bu zaten. peşimden koşturup durdukça acıyorum acıdıkça bağlanıyorum. etrafta bir tane bile tanıdık insan yok, dışarıya kapalı bir yerdeyiz. yerellerle iletişimimiz alışverişle kısıtlı. zaten dil sorunu var. yani kapalı alan bul, birine emanet et, yok işte bu ihtimaller. türkiyede değilim ki buradan açıp duyuruyu sahip arayayım.

az önce besledim, çıktım geldim ofise. sonra dönüp yine beslerim, böyle böyle en fazla bir ay daha. sonra bakacak kimsesi olur mu? çok çok düşük ihtimal. benim gibi kedilerle uğraşan 2-3 kişi daha vardı ama insan sirkülasyonu çok bu iş yerinde. hepsi gitti. yani emanet etsem birine, o da eli mahkum bi gün dönecek tr'ye. bayramda olmasa nişanda düğünde. sonra hayvan sefil olacak.

kaldığı bahçede bekçilerin baktığı saldırgan köpekler var, bir sürü yılan var, yanda bir dere, orta yerde bir yeraltı atıksu tankı, ortalıkta sürekli dolaşan kamyonlar, jcbler, beton mikserleri, forkliftler. daha da.. sakatlanmadan yaşaması bile mucize.

ve ölmüyor da. diğer yavruların yemeden içmeden kesilip bütün gün can çekişip ölmelerini gördüm diyorum. bunun ise belki acısına rağmen hayatta kalması ve aciz duruma mahkum kalması daha beter. kedi manyağı bir arkadaşıma anlattım aynen bunları, uzağa bırak kimsenin olmadığı bi yere dedi. gece rüyama girer lan. götüm yemiyor. yemeğine kat bişeyler bile dedi. acısız ölsün yeter dedi.

bu duyuruyu biraz kafam rahatlar belki bi cevap ya da bir bilenden yardım gelir diye açtım ama açtıktan 5 dakika sonra elektrik gitti (aşırı yağmur indirince böyle oluyor burası)

bakın bu da benim duyurum:
www.eksiduyuru.com
bu kediyi kısırlaştırdık ve çok emin bi yerde ve gözümüzün önünde bakıyoruz. çünkü hiçbir engeli yok ama bu kör hayvanı ne gözümün önünde tutabilirim ne de bir yere emanet edebilirim (ve ne de terk edebiliyorum)
  • namus ninjası  (20.08.14 12:12:46) 
Zor şartlarda olduğun çok belli. Ancak hayvan yaşamak ister be..
Onu bırak sen kendini çok kötü hissedersin, unutamazsın hayatın boyunca. Hayvan benden medet umdu da göz göre göre ölüme terkettim diye. Şu an onun koca dünyada kimsesi yok sadece sen varsın.
Belli ki vicdanlısın, umudunu kesme. Kör olan, 2 ayağı kesik ne kediler köpekler gördüm, herşeye rağmen mutlular.
elinden geleni yap, belki bu senin sınavındır. hem de şartların en kötü olduğu yerde karşına çıktı belki özellikle.
gerekirse sana buradan ilaç falan yollarız. dönerken de tr ye getirirsin, burda hayatını kurtarır.
  • innerbliss  (20.08.14 12:22:55 ~ 12:24:26) 
ilaç getirmem nispeten kolay fakat kediyi getirmem zor belki imkansız.
abhazya türkiyenin tanıdığı bir yer değil. o yüzden rusya üzerinden geçip geliyoruz. sınırdan canlı hayvan geçirebilmek ne kadar mümkün bilemiyorum. zaten bütün yol masrafını şirket çektiği için şirketin kurallarına uymak gerekiyor. bir de o teferruatı var. binilecek araç belli, beklenecek yer belli.

zamanında ilaç isteseydim, ama hali iyiye gidiyordu, gözleri açılmıştı, her gün siliyordum. yine de bi tobrased falan işe yarardı, kafamı duvarlara vurdum, bi daha dünyanın neresine gidersem gideyim göz damlası pire damlası parazit ilacı ne varsa toplarım valizde.
  • namus ninjası  (20.08.14 12:38:05) 
e hayvan şüphesiz yaşamak istiyor. alıyorum elime. mırıl mırıl. iyi olduğunu düşünmek istiyorum. gel gör ki kediler stres altında ya da yaralıyken de mırıldarlar. aklıma acı çektiği ihtimali geliyor. üç gündür böyle mal gibiyim işte. hal i pür melalimiz bu.


  • namus ninjası  (20.08.14 12:40:05) 
kendini suçlama, sen elinden geleni yapmışsın zaten. sen olmasan onu kimse yapamazdı.
şimdi oraları hiç bilmiyorum ama hiç yok mudur böyle götürüp bırakabileceğin bir yer? Bir mahalle, bir sokak falan en azından? kutuya koyup otobüse atlayıp götürsen?

  • innerbliss  (20.08.14 13:00:52) 
yavru dayanamadı. gözü çok fena şişmişti. o halde birkaç gün daha yaşadı. sonra sabah süt vermeye gittiğimde ses vermedi. baktım, ölmüş.


  • namus ninjası  (25.08.14 13:20:32) 
[]

şu kedinin derdini bi teşhis ediverin be!

sürekli salya akıtıyor, tüyler bakımsız, uykudan uyandığından gözler kapalı ama normal zamanlarda iyi. kapanma yok.

şimdi bu kedi kardeşimizi nasıl iyi edebilirim? yakında bırak veterineri eczane bile yok. yurt dışı, ücra ve az gelişmiş bir yerdeyim. ayrıca batı kökenli ilaçlar bulmam sıkıntı, eski sovyet topraklarına yakınım. hani olur ya, bi ilaç önerirseniz, etkin maddesine göre söyleseniz ve ben de bir eczane bulabilirsem alsam. ılık poşet çay sürmek vs gibi mucize tedavileriniz varsa o da olur.

ekleme: kedi sürekli böyle değil, yemekhanemizin önünde mesela, yemek saati artıklara üşüşürlerken diğer kedilerle, hali vakti sağlığı yerinde görünüyor ama salya akıntısı, tüylerini temizlememesi, arada sırada aşırı miskin ve bitkin tavırlar sergilemesi.. insan müdahale ihtiyacı hissediyor. bulaşıcı bir durum değil galiba, beraber yaşadığı 15e yakın kedide onun gibi hasta olan yok. bu kedi dişi, erkekler de pek yanaşmıyor buna. bunu da belirteyim. tüm olgun dişiler gebe kalmış veya kalmak üzereler. bunda tık yok.

 
ateşi var mı acaba? kulakları çok sıcaksa anlayabilirsiniz. virütik bir şey de olabilir. hay allah ya.


  • kaputt  (25.06.14 09:22:28) 
kedinin ateşi yok sanırım. severken dikkatimi çekmedi. bu hali ben ilk gördüğümden beri 2-3 haftadır böyle. sürekli salya akıtıyor. uyurken birikiyor. fotoğrafta ayağına yakın birikinti de uyurken akan salyası.


  • namus ninjası  (25.06.14 09:28:14) 
Şimdi;

Gözlerden başlayalım; bunun gözleri poşet çay aşamasını birkaç tık geçmiş. Göz damlası lazım. www.ilacpedia.com Etken maddesi vesair bilgileri var ilacın bu linkte.

Salyaya gelelim; Bunun çok fazla sebebi olabilir. www.animallia.com Hangisi olduğu bilinmeden müdahale etmek olmaz. Burada yazanlara ek olarak HEPATIC LIPIDOSIS de olabilir, kedilerde salyayı artıran hastalıklardan. (Karaciğer yağlanması - erken teşhis edilmezse, kedilerde ölümcüldür.) www.sokakkedisi.net
Bir de salyanın sebebi yaygın iç parazit olabilir. 1 hafta arayla 2 kere iç parazit tableti verin her ihtimale karşı. Hatta bu hayvancıkta muhtemelen dış parazit de fazladır, sağlıksız hayvana daha çok geliyor dış parazitler, mümkünse dış parazit aşısı da yaptırın.

Tüyleri ise hastalığından dolayı böyledir zaten. Vitamin takviyesi verme şansınız varsa eğer, kediler için özellikle sarımsak veya maya içeren takviyelerden verirseniz, bağışıklığının güçlenmesini destekleyebilirsiniz.

Hayvanlar içgüdüsel olarak doğal seçilim yapıyorlar, erkek kediler hasta olduğu için yaklaşmıyordur.
  • istinyede bekle  (25.06.14 09:43:28) 
salyasında kötü koku var mı?


  • ben butun cbnce dizilerini izliyorum  (25.06.14 18:26:39) 
pek yakınlaşmadım açıkçası. koku gelmiyor fazla, ama zaten gerçekten çok pis bi yerde yaşıyor. çöplük kedisi. kötü kokuyu ayırt etmem bile zor.


  • namus ninjası  (26.06.14 16:07:32) 
[]

türkçe (ve ingilizce) bilen kişi için rusça ses kayıtları

kısa bir aramayla meşhur 50 derste rusça kitabına ulaştım.

telaffuz çalışmak ve kulak aşinalığı olması için birkaç mp3 dosyası fena olmazdı. böyle türkçe/ingilizce mealini verdiği rusça ses dosyası var mı elinizde? ya da internette indirilebilir mp3 olarak?

torrent verseniz de olurdu ama yurt dışında ve iş ortamındayım, haricen internetim yok ve torrent sorun çıkarıyor. o yüzden birkaç yüz mb tutacak bir dosya falan varsa kıyıda köşede bildiğiniz, çok makbule geçer.

sıpasiva (ya da öyle bi şey)

sözlük varsa o da süper olur tabii.

 
Thank you, Spasibo. Спасибо


  • compadrito  (07.06.14 15:50:11) 
lisedeki hocamız yabancı dil öğrenmenin en iyi yolu müziktir derdi. youtube'a russian songs with lyrics and english subtitles yaz.

mesela şöyle bişey var, benzerleri de varsa tam senlik işte.

www.youtube.com
  • b1019  (07.06.14 16:18:49) 
[]

fatoş ablamın facebook hesabı

zbam diye açıldı. ablam şifreyi kaydetmiş. kendisini tanımıyorum, geçen gün aldığım bilgisayarın eski sahibi galiba, teknolojiden pek çakmayan mazbut bi abla ama arkadaşları arasında hoş kızlar felan var. ne yapayım? bu gizem taş mesela. yeğeniymiş.

edit; ikinci el işte yav.


 
bilgisayarı sıfır aldıysan ilk düşünmen gereken o hesabın orada işi ne olmalı


  • raskolnikov2  (01.06.14 00:34:11) 
bilgisayarı sıfır aldığını söylemiyor zaten.
bir şey yapma tabi, hesaptan çık gitsin.

  • clones  (01.06.14 00:37:10) 
fatoş ablanın hesabından yazarak mı tavlayacan? kapa gitsin


  • eleutheiros  (01.06.14 01:31:13) 
gizemi sik, bilgisayarı sat, fatma teyzeye de selam söyle.


  • umarsizca umarim  (01.06.14 01:33:04) 
çok basit. fatoş'un hesabından hemen gizem'e mesaj yazacaksın. böyle böyle anlatacaksın. fatoş hanım'a haber verin biraz daha dikkatli olsun. kötü niyetli insanların eline geçebilirdi hesabı diyeceksin. en sonda da, oturumu hemen kapatacağını söyleyeceksin ve kapatacaksın da.

sonra kendi profilinden, (mümkünse profil foton iddialı bir şey olsun) gizem'e yazacaksın. "tamamdır, kapattım oturumu" tarzı bir mesaj. tabi daha yaratıcı olabilirsen iyi olur. neyse sonra gelen "teşekkürler" cevabına göre, artık varsa şayet yeteneğini konuşturacak ve muhabbeti ilerleteceksin.

hadi bakalım.
  • kmtetrfn  (01.06.14 03:07:31 ~ 03:09:44) 
@kmtetrfn ahahaha artı bin , akla bak ya ahaha


  • elyafiyaffellaffelebelyafelyaf  (01.06.14 03:48:00) 
kapak fotografina siyah arka plan ve yesil font rengi ile -'HACKED by NAMUS NINJASI'- yaz matrix stayla.


  • bilader  (01.06.14 04:40:43) 
kmtetrfn ve bilader,
önce kapatıyormuş gibi yapıp dümenden yokluycam, olmazsa biladerin dediği gibi hacked by yazacam.
çook saolun beyler.

not: fatma teyzeye selamları bilahare ileticem.
  • namus ninjası  (03.06.14 15:25:56) 
12  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.