[]

yine bir tükenmişlik yine işten, meslekten soğuma

olayları sırasıyla anlatıyorum. gerçekten çok az kişiyle konuşabileceğim şeyler. o yüzden salim kafayla akıl verirseniz sevinirim.

6 ay önce "yurtdışı işine" diye ayrıldım istanbuldan geldim buraya.
ilk gelişimde eski müdürüm, onun iki adamı ve bu üçünün işlerini yaptığı babadan zengin bir müteahhitle geldik. müteahhit olan meslektaşım.
eski müdürüm ise burada taşeron. buradaki büyük şirketin işini yapıyorlar. beni eski müdür önerdi buraya.

daha gelirken, uçakta, bana bu müteahhit manipülasyon amaçlı yanaştı. o zamana kadar sadece istanbuldaki patronla konuşmuşum. bana denilen "işte sorumluluk almaktan ve it gibi çalışmaktan çekinmezsen bütün şantiyelerde ve fabrikalarda sırayla sen işletmeyi ele alırsın". aynen böyle dediler.

bu müteahhit ise bana orada yeni müdürümün çok aksi olacağını (ben şef ayarındayım, bir altım) aralarının kötü olduğunu, müdürün zaten çok uzun ömrü olmayacağını, işi yapacak daha genç elemanların onun yerini alacağını söyledi. müdürü sallamamam gerektiğini ima etti yani açık açık.

neyse vardık buraya, hakkat müteahhitle müdürün arası kötü. müdür "bu adam bu işi bilmiyor" diyor. müteahhit "müdür profesyonel değil" diyor.
takarım münakaşanıza ben işime bakarım dedim. neyse müteahhit adamlarını bıraktı, kendi defoldu gitti, müdür sorumluluğu bana verdi. ben bir ay cehennem sıcağında sadece o iki teknik adamla elimden gelen gayreti gösterdim. müdür dedi be senin çalışmana güveniyorum. neticede bir şeyler yapıldı ama yetmedi.

bir tesis işletiyorum. daha önce eksikler belirlennmiş. ama kimse prosesi sorgulamamış. baktım proses yanlış. başa da bela, düzelmesi şart. yazdım bir rapor bu bir ayın sonunda. ama öyle böyle değil, sorun-kaynağı-çözümü, her konuyu yazdım.

müteahhit kulağının üstüne yattı. ben tesisi her açıdan denedim. prosesi aldım modifiye ettim. işleri yoluna soktum. ispatımı yaptım. müteahhite bi rapor daha yolladım. tekrar çağırdım geldi. tesisi gözüne soktum, aksayanı gösterdim, bir hafta hatasını kabul etmedi, "benim sistemim hatasız" diyor adam yaaa. ben böyle yüzsüz ve pasif agresif üslup görmedim. büyük patron geldi. "ne gerekirse, bedeli neyse yapılacak" dedi (patron sanıyor ki 5-10 bin doloreslik iş var). müteahhit rahatladı bunu duyunca. hala sorumluluk kabul etmiyor ama "para da geliyorsa madem" diye sordu bana "ne istersin ninja" dedi. ben de allah belanı versin dedim içimden ve istediğim revizyonları sıraladım.

hepsini not aldı, patronun beklentisinin 10 katı masraf çıktı. gittiler kendilerince pazarlık yaptılar, benim revizyonları kırpıttılar, istediklerimin yarısını ancak kabul ettirebildim.

tam bu anda işten soğudum. bunun üzerinden 2 ay geçti. mallar malzemeler geldi. gelene kadar tesis farklı sorunlar çıkardı. ben her işi pamuk ipliğine bağlı hallettim. gece tesiste saatlerim geçti kaç defa.
her arızada biraz daha sıkıştım. palyatif çözümlerle geçiştirdim.

bu sıra revizyonlarımın haklılığını tekrar ispat ettim. neyse bugün, tam bugün revizyonları yapacak ekip geldi.

gerçekten çok bitkin haldeyim. kafam bomboş. 3 ay önce nefes alıp verir gibi otomatik yaptığım işlerin yarısını bile organize edemez haldeyim. sürekli aksilikler çıkıyor bugün işte. bu yetmez gibi yeni gelen adamlar tesisi gezdirmemi istediler ve daha ilk 10 adımda beni sindirmek için her şeyi yaptılar.

sorular şu sırada, içimden geçenler parantez içinde:

nerelisin? (sinop amk sana ne?)

tesisi gezdir bize (gelin amk bu taraftan)

tesise giderken=> malzemeyi göster bize (ebenin.. o zaman depo alanına gidelim... de bi karar verin böyle ne? kafası kesik tavuk gibi?)

malzemeye bakmaya giderken kanalı görmüşler=> sen bu tesise fuel oil giriyor görmüyor musun? (ne fuel oili amk burası şarap fabrikası arıtması o gelen şarap suyu)

yanlış anlama uyardık ama şeyden, bu tesisi biz yaptık. (ulan pezevenk söylesene baştan, o zaman sen beni gezdir ben sana sorayım yanlış imalatların hesabını)

bu tesisten anlıyor musun, prosesi biliyor musun?? (hayır mk ben bostan korkuluğuyum, 6 aydır karga kovalıyorum küçük mustafa ve kardeşi makbule gibi)

daha önce nerede çalıştın? (çöp sızıntı suyu tesisinde şeftim amk)

çöp başka bu başka, onda rotifer olur bunda bakterisi fazı başkadır sik sok buna e diycen genş? (are you a fucking microbiologist?)

neyse 10 dakikalık sinir harbi, bana bu adamlar açıkça sakin ol dediler.
"abi" dedim "ben çevre mühendisiyim, 6 aydır burayı işletiyorum, ne soracaksaız toparlayın, bilmiyorum sanmayın, buraya imalata geldiğiniz işleri öneren benim, (bunun meali= ukalalık yapmayın)

şimdi bu iki "usta" geldi beni çocuk yerine koydu. bunların patronu olan müteahhit zaten ayrı fırıldak.
müdür beni koruyor. onda sorun yok.
ben bu dallamalarla en az 1 ay burada 2 ay başka yerde çalışacam.
hiç bu sikiklerle uğraşmaya dermanım yok.
içeride 4 maaşım var (8bin dolores)
hiçbir motivasyonum kalmadı
tc'ye dönersem o para beni 1 yıl bile götürür. doğrudan bisiklet turuna çıkarım.
işi bırakıp gideyim desem ne derler bilmiyorum, burada işim kritik değil, yerime bulurlar birii. paramı da ha deyince vermezler ama. terfi hakkında bana arada umut vaadeder kouşuyorlar, çalışmamdan da memnunlar..

bu işyeri biraz ağır yürüyen, insanların gelince bi ayda bunalıma girdikleri tuhaf bir düzene sahip. bana mühendislik tecrübesi katmaz. parası iyi ama. yeri güzel. her yer orman.

hazırda işim yok ama 1-2 aya bulurum.

entelektüel birikim düşük, hayatımı duyuruda falan geçiriyorum, çok boş vaktim var, %10 kapasitedeyim ve çevremde hiç insan yok.

şimdi neticede soru şu:
ben ne bok yiyim? çıkacak olsam altyapısını nasıl hazırlayayım?

yaş 31, erkek. bir de çok sıkıldım. tşk..

 
Hani rahat adamdın lan sen. İşe gelince kafayı ye, başka şeyde... Neyse lan banane Allah vermiş cezanı zaten.

Sonuna kadar okudum. Düşündüm. Tecrübeli adamsın vasıflısın. İş ara ve bul, şimdikinden daha iyi bir maaşa. Böyle hastalıklı yöneticilerle daha bi on sene sorunu bitmez oranın. Bırak ne halleri varsa görsünler. Yeni bulacağın işteki adamlar da sorarsa niye bıraktın diye, dersin ben disiplinli adamım öyle ustanın çöm ayaklarına gelemem diye ne bilim resmicesini anlatırsın. Kalk uğraş biraz da kurtul o cehennemden.
  • emirkulu  (21.11.14 19:58:57) 
yazacam sonra

her ne kadar yeni değilsen de, şindilik şunnan idare et namus:

bonus: (bkz: yeni başlayanlar için iş hayatı/@compadrito)
  • compadrito  (21.11.14 20:03:14 ~ 20:05:27) 
p.s. iş yürümeyince başarısız hissediyorum, o da testosteronumu düşürüyor. 2 ay önce böyle değildi.
ben testo için yaşarım. adrenalin için yaşarım.
yoksa başka konularda rahatız elhamdülillah.
  • namus ninjası  (21.11.14 20:05:44) 
Bu konularda erkekler nedense böyle anlamıyorum, işe karşı korkunç bir vefa oluyo. De yürüyecek iş var yürümeyecek iş var ya. Tek omuz sen itiyorsun farkındasın dimi. Testoyu yükseltmen için de o ortamdan ayrılıp başarılı işler yapabileceğin yere geçmen lazım. You're not a tree istemediğin yerden çekip gidersin. Ayrıca burda iltifat etmek tarzım değil lakin genel kültürünün düşük olduğunu söylemişsin kendine haksızlık ettiğini düşünüyorum seni burdan tanıdığım kadarıyla. Komple duyuruya takılan herkesi küçük görüyorsan bilemem tabi.


  • emirkulu  (21.11.14 20:13:47) 
Dur sana naçizane tavsiyelerimi sıralayayım:

Flowchart gibi anlatıcam:

Eğer ilk işinse -> Kal ve organizasyonu ve çevreni değiştirmeye çabala; ne yaptığımı bilen insan için en iyi ilk tecrübe kötü yöneticinin yanında olandır.

Eğer gücün yeterse bulunduğun ortamı şekillendirmeye çalış başaramıyorsan ayrıl.

İlk işin değilse -> Ayrıl. Deneyimli bir çalışan için yurtdışında 2000 Dolares az para; şekillendirebileceğin başka bir çalışma ortamı ara.

Ne olursa olsun etrafını değiştirmeye çalış.
  • dusunuyorumoyleysevurun  (21.11.14 20:35:49) 
yanlış anlaşılacak şekilde yazmışım, buradaki arkadaş çevremde entel kuntel yok. geriliyorum sözel yeteneklerde. o yüzden internetle falan dolduruyorum boşluğu. internet her yalnızlığın ilacı.

edit: parada karambole geldik. ayrıca çevre mühendisleri o kadar çok almıyor. piyasada ihtiyaçtan çok ama çok fazla mezun var ve meslek düşmanı bir bakanlığa bağlıyız. valla sandığınız gibi değil. ben okuldan kurtarıyorum.
  • namus ninjası  (21.11.14 20:37:51 ~ 20:40:44) 
İşi gereksiz fazla üstlenmişsin aynen. emirkulu +1
Kendi işini üstlenmeyen adamların işini neden üstleniyorsun ki...
Herhangi bir işte çalışmadım ama bu içeride maaş bırakma olaylarını aklım almıyor. Neden içeride maaş biriktirerek çalışmaya devam ediyorsun? Adamlara koz veriyorsun, belki de bunu yapmamalıydın.
  • e_rsin  (21.11.14 20:54:14) 
bu firmada huy bu. yani asla paramı alamadım diyen görmedim. ha paramın hayrını görmedim diyen çok. mesela 8bin doloresi yatırırlar, ama dolar iner 1.5 olur kuş olur. o zaman söverim.


  • namus ninjası  (21.11.14 21:11:40) 
hem maaşını düzgün alamıyorsun, hem de pek çok sorunla uğraşıyorsun. derdin ne? kendi işin olsa, amenna. daha fazla yıpratma kendini, başka iş bul.


  • oinone pe  (21.11.14 21:35:52) 
içeride 4 aylık maaşınız var. yurt dışındasınız. yalnızsınız. 4 aydır ne yiyip ne içiyorsunuz, nasıl geçiniyorsunuz?

toplam 3 ay bu adamlarla çalışmak için çok uzun bir süre eğer daha ilk günden bu kadar gerilimli geçtiyse. eğer hep böyle gereceklerse, eninde sonunda tartışırsınız. bu şirketteki konumunuzu etkiler mi?

türkiye ve çevre mühendisliği tereddütünüzde ise çok haklısınız. eğer adamların kafasını gözünü kırmadan bu 3 ayı geçirebilirim diyorsanız sabredin, yaptığınız önemli bir şey ve o kadar emek verdikten sonra sonucunu almak da hakkınız. ama yok dayanamam o kadar diyorsanız ya başka iş bakacaksınız ya da her şeyi göze alıp gemileri yakıp gelip türkiyede iş arayacaksınız. ha paranızı hemen vermezler muhtelemen, o süreci finanse edebilecek misiniz, bunu da düşünmeniz lazım.
  • vesna  (21.11.14 21:51:24) 
her şey şantiye usulü, yemekler ve ev onlardan. haftalık avanslar var. yetiyor çok gece hayatı falan yoksa. zaten ben mazbutum onda sıkıntı olmuyor.
burası pek işlek yer değil. ister istemez para atıyoruz kenara. yani içerde kalanlar aslında birikiyor.

bahsettiğim yeni gelenler, garip bir cinsler. evvelden beri burada en kötü adamla bile sağlıklı ilişki kurdum ama işte bu numunelik yeni gelenler keşke gözüme görünmeden halledip işlerini gitseler.

gerçi onlar daha bu işin kontrol mühendisinin ben olduğumu bilmiyorlar. ya da bilip yapıyorlarsa durum daha fena. ama bilmiyorlardır. bakalım iki güne anlaşılır.
  • namus ninjası  (21.11.14 22:08:14) 
"işte sorumluluk almaktan ve it gibi çalışmaktan çekinmezsen bütün şantiyelerde ve fabrikalarda sırayla sen işletmeyi ele alırsın"

bunu kim söyledi büyük patron mu söyledi? bu cümle, evrensel geçerliliği olan bi cümle. her kuruluşta, senin ve benim gibi gözükara, cesur, yükün altına girmekten çekinmeyen, elini taşın altına sokan, aklına, yüreğine ve taşşaana güvenen bikaç deli olur. bi de geriye kalan bullshitçiler, asalaklar ve kaytarıcılar olur. işler o delilerin omuzlarında yürür. o delilerin title'ının herhangi bir önemi yoktur. hiyerarşide, kendilerinden 2-3 seviye yukarıdaki koltukları işgal edenler, bu delilerin ağzına bakar, onların dediğini yapar, onlardan aldıkları akılları, kendi akıllarıymış gibi etrafa ve büyük patrona satarlar. bullshitçiler, asalak ve kaytarıcılar, zaman içinde, sistem tarafından doğal seleksiyona uğrarlar. geriye iyiler kalır.

özel sektörde çalışmak, memuriyete hiç benzemez.
şantiyede çalışmak, ofiste, plazada kebap yapmaya hiç benzemez.
yurtdışı şantiyede çalışmak, yurtiçi şantiyede kebap yapmaya hiç benzemez.
mahrumiyet bölgesi bir ülkedeki şantiyede, Allah'ın unuttuğu bi yerde, can güvenliğin Allah'a emanet olarak çalışmaksa hepsinden daha da zordur. ak göt kara göt ahan da tam orda belli olur işte!

sen şindi çok güzel bi noktadasın. yannız bi paradigma değişimi geçirmen gerekiyo. çünkü içinde bulunduğun bu durumun güzelliklerini göremiyon. ben sana bunun niye güzel olduğunu gösterecem şindi:

1. ak göt kara götün tam belli olduğu yerdesin.
2. problemin tam göbeğine düşmüşün
3. yetenekli, becerikli, gözükara, cesur, elini taşın altına sokmaktan korkmayan, sorumluluk almaktan çekinmeyen, aklına, yüreğine ve taşşaana güvenen bi herifsin

ben bu durumu bi zamanlar, 'where challenge meets talent' olarak tarif etmiştim.

maaşın az. ben öyle bi yerde bi herifi çok beğendim ve transfer etmeye kalktıydım da, 4 bin dolar alıyomuş, veremediydim o kadar. ama böyle güzel bi ortamda maaş en son düşüneceğin şey olsun.

sen ordan çıkma şindi. sebebi şu:

1. şindi çıkarsan, 6 ayda dayanamadı ipne! kaçtı gitti! olur adın.
2. bir işyerinde 6 ay çalışmış olmak, özgeçmişte hiç güzel durmuyo, job hopper'lık marifet diil! zayıflık göstergesi.
3. bişeyleri daha başar ve gitmeyi o zaman planla
4. içeride kalan paran azalsın. gemileri yakmaya karar verdiğinde, riske attığın miktar az olsun.

sen o seni sorguya çekenlere içerleme, küfretme, kızgınlık hissetme. bir tesisi, bir süreci anlamak için en basit ve en salak sorular dahi sorulmalıdır. bunun sorulmasını, kişisel olarak algılama.
profesyonelin gerçek tanımı şudur: person who can get things done when he/she doesn't feel like it
misal, Volkan maçı terketmeseydi, profesyonelliğin heykelini dikmiş olacaktı gibi.

sen orda biraz daha piş, orda yaşadıkların, orda kazandığın bu tecrübe sana güzel bi şekilde geri dönecek.
iletişiminiz nası dönüyo bilmiyorum ama, mümkün mertebe, işlerini hep yazılı yapmaya çalış ve götünü hep sağlama al.

adamlara kızgınlık hissetme, seni çocuk yerine koyuyolarmış gibi hissetme. senin ne tüyde bi canavar olduğunu iki günde anlar onlar zaten. gurbet ellerde bi avuç adamsınız, hırlaşmadan, ortamı germeden, laflara, dedikodulara, tavırlara, mimiklere, ses tonlarına filan takılmadan, sadece sonuca, sadece işi bitirmeye odaklan. sen büyük patronun yerinde olsaydın, neye önem verirdin, senden beklenen majör şey ne? bunu kafanda yeniden tart ve emek, zaman, para yatırımını buna yap. ne parası la? diyecen. ben ekmek yediğim yerin işini güzel yapabilmek için, gerekiyosa, kendi cebimden de para veririm, çok verdim. çünkü o işin altına ben atacam imzayı. 'bunu ben yaptım, onun için farklı oldu!' diyecem. CEO'sunun maaşı 30 milyon dolar olan bi şirkette çalışıyodum. benden bi iş istediler. o işi yapabilmek için bi yazılım keşfettim gugıldan. 100 dolar! bastım parayı aldım yazılımı. onlardan istemeye kalksam, peeeee! yılan hikâyesine döner ve sonunda da almazlar. o yazılımla yaptığım işi bi çıkardım karşılarına! ağızları iki karış açık kaldı.
senden beklenen iki ya da üç maddeye odaklan, detaylarla 'distracted' olma. hedefe kilitlen ve yürü. bazen çita adımlarıyla, bazen bebek adımlarıyla, bazen kaplumbağa adımlarıyla. ama daima o hedefe doğru yürü ve fark yaratarak ortaya koyduğun gelişmeleri, ölçülebilir halde belgele. köy kaavesinde ahkâm keser gibi konuşma. soru sorduklarında, çıkar rakam göster mütevazı bi tavırla. o tevazu çok etkili olur işte! bullshitçilerin hiçbiri sennen aşık atamaz o zaman.

orda major bir accomplishment'ın altına imzanı attıktan sonra da kafanı kaldırıp etrafa bakar ve iki misli maaşla bi yere geçersin. mülakatta sorduklarında, 'anasını bile tikerim, iki de pantolon dikerim!' dersin.

ama hep söylerim, söylemeye de devam etcem: 'işyerinde huzur' bir oksimorondur.
  • compadrito  (22.11.14 07:38:33 ~ 08:08:36) 
kanıma giriyorsun compadrito :)
evet büyük patrondan çıktı o işleri bana devretme vaadi.

adamlarla bugün gerginliğimiz sürüyor. ama yoğunuğu düştü. okuldan falan zorladılar, ne mezunusun tecrüben ne vs vs. soğuk savaşta sorguya çekilen çift taraflı ajan gibi eğleniyorum aslında. duruma rol icabı yaklaşım sergiliyorum.

bunlar, bu belalı kovboylar, bizim sektörün eskileri. daha çevre mühendisliği bölümleri yokken arıtma yapan adamlar. (sektördeki tesis çöplüğünün sebebi de bu adamların deneme yanılmayla mesleği öğrendiği işlerden arta kalan enkazlar)
ama tabii zamanında çok yanıldıklarından şimdi çok iyi biliyorlar işleri. biz de makale, el kitabı, allah ne verdiyse okuyup başka açılardan yetişmeye çalışıyoruz adamlara. çok gariban bir durum yalnız.
klasik ustanın elinde oyuncak olan mühendis tipolojisiyiz hepimiz. (aslında toplu halde ölseler bu ihtiyarlar, işimiz ne kolaylaşır ha :))
mühendisler arasında bir usta çırak anlayışı olmadığıdan da sarf malzemesiyiz piyasada. çalışmazsan yerine adam çok. kimse de tecrübe paylaşmaz. fuck obskurantizm.
iki ayda bir ilan verip iki ay maaş vermeyip iki ay sonra yeni eleman ilanı veren firmalar var. millet de tecrübe olsun diye giriyor üç kuruşa, onu da alamıyor..

ha delilik de güzel de, kayıt altına almayaydık işleri, tavsiye ettiğin gibi, işte o zamann delirdiğimle kalırdım. her şeyi yazılı raporlu hallettik. sorana bak zamanında bunu bunu bildirdim deme şansım var. hatta bunların işlerinin kotrolü benim, sonsuza dek süründürebilirim onları. şihirli kelime: hakediş!
ama nedense psikolojiye oynamayı onlar seçiyorlar.
eski ekibimi özledim, şu ilk beraber uçakla geldiğimiz ikiliyi... fakirdik ama huzurluyduk.

şimdi şu tevazuyu nasıl halledeceğim sorunu var. 6 aydır yanlış hedeflere koşturuluyorum. başarısızlığın sinirini kinayeye hatta alaya dönüştürmeye başladım. adamlar ifrit oluyorlar, hissediyorum. iki güne sakinleşirim. bi taraftan da iş durumlarına bakayım.

saolun saouln soaauolun!
  • namus ninjası  (22.11.14 13:01:50) 
kanıma giriyorsun compadrito :)

*** kanına girmiyom, sana doğruyu gösteriyom. no winner quits, no quitter wins! can güvenliğin tehlikedeyse, o bambaşka bak! önce survival! bırak gel aq!!!

büyük patrondan çıktı o işleri bana devretme vaadi.

**** iki ihtimal var:

1. Büyük patron, anasının gözü değil, anasının damı! Sana sırf havuç göstermek için söyledi o lafı
2. Hak-ket-ten sözünün eri adam. Dediğini yapçak

Her iki ihtimalde de sen kazanırsın.

adamlarla bugün gerginliğimiz sürüyor. ama yoğunuğu düştü. okuldan falan zorladılar, ne mezunusun tecrüben ne vs vs. soğuk savaşta sorguya çekilen çift taraflı ajan gibi eğleniyorum aslında. duruma rol icabı yaklaşım sergiliyorum.

**** benim ifade etmeye çalıştığım şey şu abicim: Çok yannış sularda yüzüyon! IKHTIYARLAR ve BEN framework'ü çok yannış bir framework. Bak ben sana Hacı'mer Sabancı'nın bi lafını söyliyim: 'Hilekârlık ahmaklık, GURUR EŞŞEKLİKTİR!' Kim demiş bunu?!? Sakıbağa'nın babası, yani imparatorluğun sıfırdan kurucusu demiş. 'Bunnar ıkthıyar, ölseler keşke! Ben meendizim, bunnardan mı öğrencem ben bu işi?' yaklaşımı da hiç akıllıca diil, gusura galma da...

bunlar, bu belalı kovboylar, bizim sektörün eskileri. daha çevre mühendisliği bölümleri yokken arıtma yapan adamlar. (sektördeki tesis çöplüğünün sebebi de bu adamların deneme yanılmayla mesleği öğrendiği işlerden arta kalan enkazlar)
ama tabii zamanında çok yanıldıklarından şimdi çok iyi biliyorlar işleri. biz de makale, el kitabı, allah ne verdiyse okuyup başka açılardan yetişmeye çalışıyoruz adamlara. çok gariban bir durum yalnız.
klasik ustanın elinde oyuncak olan mühendis tipolojisiyiz hepimiz. (aslında toplu halde ölseler bu ihtiyarlar, işimiz ne kolaylaşır ha :))

****Senin o enkaz dediğin tesisler çok kıymetli biliyon mu? Onlar deneme yanılma laboratuarları. El yordamıyla, sıfır bilgiyle, cahil cesaretiyle ve patronların paralarını havaya savurarak oluşturulmuş gerçek hayat laboratuarları. Acaib-ül garabet olmalarının sebebi de bu. Hani çocuğun ilk yaptığı oyuncak gibi, hiçbi tike benzemiyolar. Eciş bücüş hilkat garibesi şeyler. Amarikâ'da bile yoktur o tesislerden. Çünkü burdaki sistem, öyle maceralara izin vermez. Ikhtıyarlar, işi 'on the job training' metodunnan, o tikindirik tesisleri yaparak, çekirdekten yetişme öğrendiler. Son derece pratik ve pragmatik yaklaşımları var. Bu tür bir 'eğitim'in 1 senesi, 20 sene teorik eğitim almaya eşdeğer. Onların göt kalkıklıklarının sebebi bu. Sen onları karşına almakla çok büyük hata edersin. Sen onları karşına alma, yanına al. Oturun ve beraber için. Sen çok içme. Hatıralarını dinne masada, gülün, eğlenin. Arkadaş ol onnarnan. Hayranlık duy. Tekrar ediyom: Onnarı karşına alma, yanına al. Tekrar ediyom: GURUR EŞŞEKLİKTİR! O deli ve cahil cesaretlerine, o maceraperestliklerine, zamanında çekmiş oldukları çileye ve bu işteki kıdemlerine saygı göster. Koftiden saygı değil, kalben hürmet et. Bu devletin kurucusunun bir sözü var: 'Mazide muktedirken, bütün kuvveti ile çalışmış olanlara karşı, minnet hissi duymayan bir milletin, istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur!' Bu söz, Angara'da Emekli Sandığı binasının duvarında yazardı bi zamannar. Şindi hâlâ duruyo mu bilmem. Oturup içtiğiniz, muhabbet edip buzları kırdığınız gecenin ertesinde, onnardan pratik, pragmatik çözümler öğrenmeye başla. Onların bu eğitim dönemlerinde keşfettikleri çözümleri, ne Alman'ın kitabında bulursun, ne Amarikân'ın!

Ben gendimi o ıkhtıyarın yerine koyuyom. Garşımda meendiz bi delağannı var. Bana posta koyuyo. Benim kellemi ortaya koyarak, hayatımı heder ederek kazandığım tecrübemi hiçe sayıyo. Gendi tikinin doğrultusuna gidiyo. Bennen gıcıklaşmayı seçiyo, sürekli bana laf sokuyo. Sence ben bu meendize, bildiğim, keşfettiğim puştlukları öğretir miyim, öğretmez miyim? Gurban ederim! Zırnık koklatmam valla!

Bi de şööle düşünelim: Garşımda meendiz bi delağannı var. Çok akıllı bi oğlan! Bizi aşşaalamıyo, biznen arkadaş gibi oturup içiyo. Bu saçları değirmende ağartmadığımızın farkında ve bu işteki kıdemimize samimi bir hürmet hissi besliyo. Gurur sıfır! Tevazu tavan yapmış. Çoğiy çocuk lan! Gel lan, şu keşfettiğim puştluklar bennen mezara gitmesin, ben bu oğlana öğretiyim bunnarı.

Fıskoloci bu işte!

Bak aslan yiğenim! Ben sana 1 daşnan 3 guş vurmayı öğretecem, şindi beni iy dinne:

1. Ikhtıyar kovboylarnan iy geçin. Kıdemlerine ve tecrübelerine saygı duy ve işin pragmatik puştluklarını öğrenmeye bak. O puştlukları Amarikâ'da bu işin mastırını yapsan gene öğrenemen. Gendi gözümnen gördüm bunu, götümden sallamıyom.
2. Sen framework'ü 'IKTHIYARLAR ve BEN' yerine, 'İŞBİRLİĞİ ve DAYANIŞMA' olarak kurarsan, bunun orada yapılmakta olan işin sürat ve kalitesine, direkt ve %110 olumlu etkisi olur. Günün sonunda, kimin hoşuna gider bu?!? Büyük patronun! Peki ne düşünür senin hakkında? 'Af-ferin lan elemana! Kimsenin geçinemediği kovboylarla hem iyi geçinmeyi başardı, hem de işi toparladı. Harbi takım oyuncusuymuş!' Bir büyük patron için 6 ay çok kısa bir süre. Sen hâlâ 'deneme süresi'ndesin şu anda. Sennen ilgili bir hüküm vermiş değil kafasında. Bu dediğimi yaparsan, büyük patronun gözünde, 10 numara, 5 yıldız adam olursun.
3. Böylece altına imza atacağın 'major accomplishment'ın kalitesi de yükselir. Daha parlak bi başarı olur. Bi sonraki gireceğin işin mülakatı, sohbet havasında geçer. Götümden uydurmuyom, başıma gelenneri diyom sana. Tesadüfen gelmedi tabii, sana bu söylediklerimi gendim düşündüm, plannadım ve uyguladım da geldi...
  • compadrito  (22.11.14 16:32:48 ~ 17:03:46) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.