[]

Kötü insanı hayatınızda neden tutuyorsunuz?

Kötü bir insan olduğuna emin olmanıza rağmen hayatınızda tuttuğunuz birileri var mı?
Neden tutuyorsunuz?
(Akraba hariç)


 
babam dahil yok


  • robert bosch  (31.05.24 20:05:34) 
kardeşim dahil yok.


  • kimlanbu  (31.05.24 20:24:02) 
Kötü insanları hayatımda tutmuyorum çünkü güçlüyüm ama buna imkanı ve güce sahip olmayan insanlar var, sihirli değneğim olsa yardım etmek isterdim hayat onlar için çok zor. Bunun aksi ihtimali zaten diğer kötü insanlar oluyor, onlar rahatsız olmuyorlar çünkü aynı değerleri benimsiyorlar.


  • titanic kemancısı  (31.05.24 20:59:15) 
yok tutmam.


  • jelly bear  (01.06.24 00:38:28) 
benim yok, tutmuyorum.

yalnız bu "hoşuma gitmeyenin anasını belleyeyim" tavrıyla inanılmaz yalnız bir insan olduğumu ifade etmem lazım. bugün 30 yaşına bastım. annem, kız kardeşim, erkek kardeşim, belki iki tane arkadaşım dışında doğum günümü bilen bile yok mesela. yani komşu komşunun külüne muhtaçtır hesabı, insan ilişkilerinde biraz gevşek olmayı bilmek ve alttan almak faydalı olabilir sanki.

böyle böyle önümüze gelene bir tekme deyince çok yalnız kalıyoruz. en azından ben öyle oldum. hayatımda canımı sıkabilecek tek bir insan dahi yok hakikaten. ama sonuç olarak kimse yok yani. bu da ne kadar iyi veya sağlıklı, emin değilim.
  • mark greg sputnik  (01.06.24 01:34:40) 
iyi etmeye çalışıyorum.


  • numlock  (01.06.24 01:52:47) 
Hasretimden eşşek gibi anırsam da hayatımda tutmuyorum. Kötülüğü de kötüyü de hayatımda tutmam.


  • muhayyer divan  (01.06.24 02:48:44) 
eski eş. çocuk olduğu için tutmasam olmuyor, tutmak zorundayım.


  • deartheodosia  (01.06.24 04:15:37) 
kötü olmadığı için


  • geveze yazar  (01.06.24 09:44:04) 
[]

Memurlar farklı mı?

Bebek bakıcımız çocuğunun okuluyla ilgili bir iş için izin aldı. Ben de iş görüşmesine gitme ihtimali olduğunu düşündüm. Öğretmen arkadaşıma sordum o dediği işlem bu aylarda yapılıyor mu diye.

Öğretmen arkadaşım da dedi ki "başka bir iş için görüşmeye gitse size söylerdi. Neden söylemesin ki?"
Benim arkadaşım mı böyle saf yoksa genel olarak memurların iş hayatıyla ilgili düşünceleri geri kalan insanlardan çok mu farklı?

 
"çocuğunun okuluyla ilgili bir iş için izin aldı" konuda burada kapanmış. siz hem kuruntu yapıp güvenmeyip bir açık arıyorsunuz, hem arkadaşınıza sorup onu yargılıyorsunuz, hem de alakasız şekilde mesleği sorguluyorsunuz :)

şimdi ben şirket çalışanı olarak "kesin iş görüşmesine gitmiştir arabayla takip edin" desem, "özel sektör çalışanları farklı mı" diye mi soracaksınız? :)
  • avatar is back  (29.05.24 14:42:56) 
abi bir kişiden nasıl genelleme olabilir. arkadaşın iyi niyetli diyelim.


  • jülsezar  (29.05.24 14:43:05) 
bir memur olarak düşüncemi yazayım: çocuğunun okulu da sebep olabilir, gezmeye de gider, iş görüşmesi de olabilir. çalışan izin aldıktan sonra işverenin arkasını araması falan çok kötü geliyor bana. şüpheleniyorsanız açık açık sorun, işi bırakacaksa size zaman versin yerine başkasını arayın. böyle çok fazla izin alıyorsa da yine başka bakıcı ile anlaşabilirsiniz.


  • gnosis  (29.05.24 14:56:29) 
benim memurlarla ilgili gözlemim şu. beyaz yakadan farklı bakıyorlar olaylara.

öncelikle, izin konusu memurlar için pek problem değil. özel sektörde çalışan birisi için izin almak büyük bir olay iken memurlar için öyle değil. özel sektördeki kişilerin zor izin almaları onlara garip geliyor ve hatta bu durumun farkında bile değiller.

ikinci olarak memurlar için mobbing denen olay neredeyse tümüyle siyaset ile ilgili. siyasi görüş veya bir stk, sendika üyeliği onlar için mobbing, torpil veya yalakalık ile daha ilişkili iken, özel sektörde bütün bunlar siyasetten bağımsız oluyor.

iş hayatı ile ilgili biraz daha iyi niyetli olduklarını düşünüyorum ben de. sizin verdiğiniz örnekte anlamaması bu yüzden kaynaklanıyor olabilir. saf diyemem ama özel sektördeki olayları anlamıyorlar. mesela memurlar belki kendi aralarında konusuyorlardır kurum değiştiricem diye ama özel sektörde iş değiştireceğim diye konuşulmaz genellikle.
  • abelardo  (29.05.24 15:24:24) 
Arkadaşlar ben memurların iş hayatına ne şekilde farklı baktıklarını öğrenmek için sormuştum ama siz bakıcının haklarını savunur bir konum almışsınız nedense.

@avatar konu orada kapanmadı benim için. Patronu veya yöneticisi olduğunuz bir şirket gibi düşünmeyin bakıcı konusunu. Bir çalışan var. Onun yokluğunda diğer iş arkadaşları idareten de olsa işleri yürütür gibi bir durum yok. Özel sektörde de bu şekilde izin aldığınızda yöneticiniz kendi içinden "acaba mı" diye düşünür ama bir kişinin gitmesi şirketi yok etmez.

@gnosis açık açık sormak ilişkimizi zedeler. Bu sektörde genelde işi bırakacak kişiler zaman vermiyor, bir anda gidiyor. Bu gidiş de maaş alınan gün oluyor. Bu ay bizi bıracaksa buna 2 gün kaldı. Yanlış anlamayın bakıcıları suçlamıyorum, durumu tarif ediyorum.
  • michael_knight  (29.05.24 15:54:27) 
Öğretmen arkadaşınız saf olabilir ama genel olarak memurların bakış açısı bu şekilde değil bence. Hatta arkadaşınızı ileri derecede saf buldum. "Neden söylemesin ki" sorusu çok saçma. Dediğiniz gibi işi bırakacaksa hemen bırakır bunlar. O yüzden pek yapacak bir şey yok gibi. En fazla gideceğini önceden tespit edebilirseniz maaş konusunda terslik yapabilirsiniz. Ben de genel olarak bakıcı ve temizlikçilerin bu tok satıcı tavırlarına gıcık olurum o yüzden "öyle bir anda yüzüstü bırakıp gidemezsin" tavrı yapardım sanırım.


  • bhhs  (29.05.24 16:52:37) 
[]

Esnaf herkese hizmet etmek zorunda mı?

Esnaf kanunen herkese hizmet etmek, satış yapmak zorunda mı?

“Sana satış yapmak istemiyorum” diyebilir mi?
“Başkasına 1 lira, sana 10 lira” diyebilir mi?

Ahlaki olarak veya pratikte değil, kanuni olarak merak ediyorum.

 
Suştur. Müşteri ayıramaz. Ama şu an kanunu maddeyi hatırlayamadım. Ama sen yine de Tüketici Kanunu ile Tüketicinin korunması hakkında yönetmeliğe bir bak. Orada olabilir.


  • Mirket  (29.05.24 11:13:36) 
Hukukçu değilim.

Kanuni olarak vatandaş da hakim de anayasayı uygulamak zorunda. Uygulamazsa cezası nedir bilemiyorum. Anayasa der ki:

1982 Anayasasında, eşitlik ilkesi 10. maddede düzenlenmiştir. 10. madde şöyle demektedir: "Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Esnaf bu maddeye karşı gelemez. Ama bu madde dışındaki bir nedenle müşteriyi red edebilir, mesela müşterinin ödeme yapmaması veya başka müşterileri rahatsız etmesi gibi.
  • alfired  (29.05.24 11:16:45) 
Hizmette sınır yok :)
Buldum.
6. Madde Satıştan Kaçınma

www.mevzuat.gov.tr
  • Mirket  (29.05.24 11:37:28) 
  • namandigurai  (29.05.24 16:53:02) 
[]

Türkiye'de bu ürün neden bu kadar pahalı?

Benzer durum bazı başka ürünlerde de var galiba. Mesela bazı gitar markaları geliyor aklıma. Sebebini anlamak için soruyorum, bu durumun sebebi nedir?

Cybex markanın bir bebek arabası;
- Türkiye'de 26 bin TL (805 USD)
- Avrupa'da 16 bin TL (520 USD)
- ABD'de 8bin 600 TL (269 USD)

Gözümden kaçan bir detay vardır belki, linkler:

- Avrupa www.cybex-online.com
- ABD www.cybex-online.com
- Türkiye www.operaistanbul.com

 
Vergiler.


  • marsli gocmen  (27.05.24 23:59:30) 
2015'ten beri ek yüzde 50 gümrük vergisi varmış.

Bu arada Türkiye'de çoğu ürün zaten Avrupa'dan da pahaliya satılıyor. Kendi üretmiyorsa kesin daha pahalı.
  • logisticsmanager  (28.05.24 00:06:45) 
Türkiye'de ithal ürünlerin hepsi pahalı. Hatta İhraç ürünler bile pahalı.

Avrupada satılan Türk markası küçük ev aletlerinin karşılaştırmalı fiyatı düşüyor ara sıra Twitter'a. Türkiy'de pahalılar.
  • Mirket  (28.05.24 00:10:30) 
1. Spesifik bir ürün bu yüzden piyasası oluşmamış. 2. Bazı ithal ürünlere uygulanan koruyucu gümrük vergileri


  • doharkoman  (28.05.24 00:26:24) 
Türkiye'de her ürün yurt dışından daha pahalı. İhraç ettiğimiz ürünlerden bile daha pahalı. Aralarında paylaşmışlar. Bir kısmında vergiler ile diğer kısmında esnaf eli ile tokatlanıyoruz.


  • nawar  (28.05.24 00:31:19) 
Türkiye'de her ürün yurtdışından (hangi ülke olduğu belli değil ama) pahalı değil hatta ithal ürünler bile bir çok ülkeden ucuz bu yüzden Türkiye reexport yaparak ithal ettiği bir çok ürünü yurtdışına ihraç ediyor.


  • doharkoman  (28.05.24 01:43:15 ~ 01:43:47) 
evet kol saati mesela. ya da her türlü elektronik
koruyucu gümrük vergisi anlamsız çünkü kimi koruyacak türkiyede tüketici elektroniği üretimi yok.
adını "distribütör koruyucu vergi" "yüzyıllık büyük holdingleri korucu vergi" ... olarak değiştirmeliler
  • lambırcek  (28.05.24 02:34:36) 
vergiler +1. hepsini geçtim, sırf kkdf diye bir vergi var, mal gümrüğe geldiği anda fatura toplamının %6sı kadar vergi verirsin (önden peşin ödemdiysen). devlet satmadığın malın kdv'sini senden peşin alır, sanki hepsini satmışın gibi. sırf bunlar bile yeter.

@doharkoman da haklı bazı sektörler için. ülkeler fiyat politikalarını, o ülkedeki rakiplere göre, ülkenin ekonomik durumuna göre, ticari şartlarına göre belirler. o yüzden atıyorum bir araba lastiği (tamamen salladım) türkiye'de daha ucuz olabilir almanya'ya nazaran. zincirin 3 veya 4. satıcıları reexport yapabilir ama deli para kazanamazlar.
1-2. satıcılar yapamaz çünkü ana firma buna müsaade etmez.
  • numlock  (28.05.24 04:34:05) 
E alınıyor çünkü hocam? 1000 liraya sattığında alınacak bi aleti niye 500 liraya satasın ki?

TR'de büyük şirketlerin para kazanmakla ilgili bi derdi yok.
  • plutongezegendegilmi  (28.05.24 10:17:38) 
Ithal urunlerde gorece nis olan urunler daha pahali oluyor genelde. Import eden acisindan urunun satis hizi vs de etkili olabilir. Bunun yaninda algilar da var, mesela airfryer fiyatlarinda absurd bir fark vardi. Sonra artik piyasaya baska oyuncular da mi girdi nolduysa yurtdisindan getirmeye degmeyecek farklara indi.

Bunlarin disinda gunluk alisverislerde Bati Avrupa bariz daha pahali oluyor.
  • mbond  (28.05.24 10:49:42) 
"Her ürün" mübalağa olduğu belli bir tabir ama teknoloji, giyim, gıda, içecek alanlarında aynı markaların AB ve ABD pazarındaki fiyatlarından pahalı, kalitelerinden düşük seyir ediyoruz. Bağcılarda kot atölyesinde güneş görmeyen işçilere diktirdiğin kotu, Almanya'daki ucuza satıyor olman senin ucuz olduğun anlamına gelmez.

Kaldı ki reexport nasıl ucuz olduğuna kanıt olabilir? Aksine tersi için sunulabilir. Ürettiğinizi ya da yurt içi pazarda satın aldığınızı ihraç etmiyorsunuz. Daha ucuz bir yerden aldığınızı, üzerine işlem bedeli ve kar bedeli ekleyerek başka yere satıyorsunuz. Gerçekten sattığınız ülkeden ve satın aldığınız ülkeden ucuza olsa zaten Asya-Pasifik'ten dropshippinge, orta doğu ve Türkmen devletlerden reexporta bu kadar yönelinmezdi.
  • nawar  (28.05.24 15:03:57) 
fluke marka cihazlar amerikadaki fiyatın 2 katı türkiyede. hem de resmi distribütörden
not. türkiyede fluke un ürettiği cihazları üreten kimse yok, olmaz da yakın zamanda

devlet, bazı sektörlere x alanında mühendisi çalıştır (kontrat imzala, ayda 1 imza at) vb gibi şart koştuğu gibi, çoğu alsatçıyı da böyle ayakta tutuyor. her türlü sırtımıza biniyor. sıkıntı devletin kendisi.
  • lambırcek  (29.05.24 07:10:37) 
[]

Bebek arabasıyla uçağa binmek

Yurtdışına giderken bebek arabasını bagaja verirsem 2 saat bebeği kucağımda taşımam gerekiyor.

- Bebek arabasını uçağın kapısında alıyorlar gibi bir şey okudum ama bu şirketten şirkete değişiyor mu?
- Eğer her bebek arabasını kapıda alıyorlarsa "kabin boy" bebek arabası almaya ne gerek var?

Aslında sorma sebebim şu; bebeğimiz 7 aylık. Birkaç ay sonra hayatımız değişecek ve Avrupa - Türkiye arası sık sık uçuş yapmamız gerekecek. Büyük, ağır ve katlanınca pek küçülmeyen bir bebek arabamız var. O yüzden kabin boy almam gerekiyor zannettim. Ama durum sandığımdan daha karışık galiba bebek arabası konusunda.

 
Kabin boy bebek arabasi diye bir konsept mi varmis? Istisnalari var mi bilmem ama benim gordugum her zaman ucagin kapisinda gorevliler teslim aliyor. Siz check in'de belirtirseniz uygun bir poset verip icine koymanizi isteyebilirler.
Ucaga alinan herhangi bir bebek arabasi var mi bilmiyorum ama varsa da sonucta ucak icinde gezdiremezsiniz, her halukarda kucakta olmasi gerekecek. Bebek icin verilen kemer uyduruk birsey oluyor zaten, biz yanimiza da oturtuyoruz bazen. Yurudugu icin surekli tutmak da mumkun olmuyor bazen koridorda yuruyoruz.

  • mbond  (27.05.24 14:14:40) 
pegasus ve thy uçak kapısında teslim alıyor, inince direkt kapıda teslim ediyor. diğer firmaları bilmiyorum, bir sürü y.dışı firması var, hepsini tek tek araştırmanız gerek. böyle teslim edebilmek için de katlanınca yine tak parça olmasını istiyolar diye biliyorum.

ama kabin boyun olayı farklı. katlanınca tamamen kabin boy ölçülerinde olacağı için yanınıza alıp kabin bagaj yerine koyabilirsiniz. normalde şartlarda kapıda teslim etme sebebi zaten kabine sığmıyor oluşu (ya da yolcu kabin bagaj hakkından feragat etmek ismiyor olabilir)

sonuç olarak kullanacağınız firmalar belli ise onları araştırıp durumu netleştirebilirsiniz. yok bu mümkün değil diyorsanız kabin boy işinizi görür.
  • elorelia  (27.05.24 14:56:43) 
Biz de şu aralar bebek arabası arayışındayız neredeyse tüm major havayolları bebek arabalarını uçağın dibine dek alıyorlar. Eşikten bebeğinizle geçiyorsunuz araba bagaja iniyor. Kabin boyları elinizde katlayıp üst kompartmana alabiliyorsunuz da çok saçma, kendi çantamı mı tutacağım, bebeği mi tutacağım, bebek arabasını bi daracık koridordan geçireceğim??
Bana manasız geldi.

  • wild honey suckle  (27.05.24 15:10:59) 
kabin boy bebek arabasına falan gerek yok. uçağın kapısına kadar bebek arabasıyla geliyorsunuz, orda katlayıp teslim alıyorlar. uçaktan indiğinizde ya da bagaj alanında da teslim alıyorsunuz.


  • brkylmz  (27.05.24 16:51:29) 
[]

Azerbaycan'da yaşayan insanlar kendilerine ne denmesini istiyor?

Azerbeycanlı, Azeri, Azeri Türkü veya aklıma gelmeyen hangi kelimeyi tercih ediyorlar?
Bu konuda fikir birliği var mı?
Israrla başka kelime kullananlar varsa onların bir sebebi var mı?


 
benim komşularım var tr de yaşıyor. Azerbeycan türkü diye tanımlıyorlar kendilerini. azeri kelimesini sevmiyorlar diye biliyorum ama üzerine oturup da detaylı konuşmadık


  • delidiyorum  (27.05.24 10:55:46) 
azeri denilmesini istemiyor benim tanıdıklarım, azeri denilince türk değil de farklı bir millet gibi anlaşıyor diyorlar. (gürcü, ermeni, kürt v.b) azerbaycan türkü denilmesini tercih ediyorlar.


  • sealth  (27.05.24 11:09:57) 
İnternette gördüklerim Azeri kelimesine tepkili ama üniversitede konuştuklarım boş ver Azeri diyebilirsin diyodu. Azerbaycan Türkü çok uzun yani şimdi kusura bakmasınlar ama günlük hayatta en fazla Azerbaycanlı derim ki Azeri de güzel bi sözcük bence, tarihsel sebeplerle karşı olmalarını anlamakla beraber Azeri denmesini tercih ederdim yani Azerbaycanlı olsam :D


  • nundu  (27.05.24 11:18:39) 
Azerbaycanlı veya Türk.


  • doharkoman  (27.05.24 12:21:05) 
Azerbaycan'ın anayasasında "Azerbaycan halkı" (Azerbaycanlı) olarak bahsediliyorlar. Dillerinden de "Azerbaycan dili" olarak bahsediliyor.


  • arame  (27.05.24 14:20:55) 
www.youtube.com

azerbaycan türkü
  • ofelia  (27.05.24 15:00:59) 
[]

Teknosa Hediye Çeki Nasıl Satılır?

Eşimin çalıştığı şirket 20 bin liralık Teknosa hediye çeki vermiş. Teknosadan almak isteyeceğimiz hiçbir şey yok.

Bu hediye çekini satmak mümkün mü? Nerede nasıl ve kaç liraya satılabilir?
Parça parça da kullanılabilen bir çek, 20 bin liralık tek ürün almak mecburi değil.

 
buradan sözlükten donanımhaberde forumlarda vs satabilirsiniz

ben olsam önce eş dost arkadaşa sorardım, daha kolay olur ve arıza çıkmaz
  • jülsezar  (27.05.24 11:31:42) 
kaça satıyorsunuz? fiyat uygun gelirse değerlendiririm


  • lafacukur  (27.05.24 11:56:08) 
ben alayım 15'e? bir araya geliriz, ben çek tutarını girerim eğer fiyat düşerse hesabınıza atarım tutarı.

gerçi teknosa'da da herşey çok pahalu

eş dost daha garanti
  • duyurukullanıcısı  (27.05.24 12:00:21) 
@lafacukur kaça satılabileceğini de bilmiyorum. Bana kalsa ben satmam, evde unuturum çürür gider :)

Eşime birisi "bunu satıyorlar" demiş. O da bana "sat" dedi. Siz bir teklif yaparsanız patrona sorayım :)
Bu transferin nasıl gerçekleşebileceğini de bilmiyorum.

Ne para ne de çek veren taraf önce göndermek istemez. Birlikte Teknosa'ya gitmek dışında bir yöntem de bilmiyorum.
İstanbul, Şişli'deyim. En yakın Teknosa Cevahir AVM'deki. Almasanız bile yöntem hakkında bilgi verseniz o da çok makbule geçer.

Teknosa'da kasanın oraya gidip alışveriş yapanlara satmaya çalışsam tutuklanır mıyım? :) Belki de en doğru yöntem o.
  • michael_knight  (27.05.24 12:02:56) 
donanımhaberde çek takas/satış bölümü var ama bu çek biraz büyük miktarda bence de önce yakınlara satmaya çalışın

örnek bir ilan buldum : 10.500 liralık çeki 9.500 e satıyorlar. bence sizde 18 in altına satmayın
  • pislick0  (27.05.24 20:34:12) 
[]

Neden yorumlar İspanyolca?

Bu video Türkçe. Sunan kişi sanırım yarı ünlü bir Türk. Konuştuğu kişi eski ünlü bir Türk.
Hem izlenme aşırı düşük hem de yorumların biri dışında hepsi İspanyolca, o diğer yorum da Rusça.

Neden böyle olmuş sizce?

www.youtube.com

 
İspanyollar ispanyolca altyazi koyun diyor


  • Zetnikov  (24.05.24 21:21:51) 
bunlar bot. 600 takipcili kanalin 500 izlenmeli vidosuna normal insanlarin ususmedigi belli. zaten cevirilerini okursan hicbiri spesifik degil yorumlarin, koray hatasiyiz kargo dinleyicisiyiz falan demiyorlar. hepsi ayni hemen hemen.


  • hot potato  (24.05.24 21:25:52) 
[]

Köpeği varmış demek ki

Bir insanın köpek sahibi olduğunu öğrendiğinizde onunla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bekar, evli, genç, yaşlı, zengin, fakir olması gibi bir bilgi daha eklenince düşüncelerinizde değişiklik oluyor mu?



 
Sorumluluk sahibi derim. Ayrıca köpek birçok sosyal aktiviteyi direkt veya dolaylı yoldan engeldir, yani kendi kadar hayatındakileri de düşünüyor derim.


  • numlock  (24.05.24 19:14:08) 
Bahçedeki bir köpek sorun değil.

Genellemek istemem ama köpek sahibi orta yaşlarda, bekar, maddi durumu iyi olan birinden arkadaşım da olsa biraz uzak dururdum.

Dış dünyaya ve diğer insanlara bakış açılarında olumsuzluk hissediyorum.
  • diyecevaplandı  (24.05.24 19:14:54) 
bahçeli bir evde köpek besliyorsa olumlu.

apartman dairesinde besliyorsa olumsuz.
  • benarrivo  (24.05.24 19:20:21) 
Sorumluluk sahibi +1


  • grimavi  (24.05.24 19:20:35) 
zenginse eli boş her şeyi tatmış birde bunu deniyor derim, fakirse üzülürüm kimi kimsesi yok ondan medet umdu derim. yaşlıysa çok üzülürüm ne yaptığını biliyr mu diye sorgularım, bekar ve gençse ilgi çekmeye çalışıyor derim, evliyse karısına ya da kocasına üzülürüm. ben köpeklerden korkarım. birde konuyla alakasız beni niye engelledin yahu. normal yazışmışız. neyse.


  • geveze yazar  (24.05.24 19:22:03 ~ 19:22:42) 
Ya öncekinden daha olumlu düşünmeme sebep olur ya daha olumsuz. Evde nasıl yaşadıklarını görmem lazım.

Hayvan bulunan evin temizliğine dikkat edilmezse kokuyor. Eğer o ev kokmuyorsa harika, demek ki baya disiplinli, temiz biri. Cidden zor çünkü bunu başarmak.
  • akhenaten  (24.05.24 19:26:36) 
Petshop ya da köpek üretenlerden para verip almışsa olumsuz düşünürüm. Barınaktan ya da sokaktan sahiplendiyse olumlu düşünürüm. Bir de güzel ilgileniyor mu, bakıyor mu o da düşüncemi etkiler.


  • rock n roll  (24.05.24 19:51:01) 
rock n roll+1 kedi kopek cok severim ama oyuncak niyetine alanlardan fenalik geldi


  • ala09  (24.05.24 20:10:25) 
Köpekler çok yakın bir geçmişte kurtlardan evrilmisler, ataları kurt. Kurtlar çok benzer özelliklere sahipler aslında.

Bir Kurt günde en az 10 km yürüyen bir canlı. Km'lerce alanı kendisine bölge olarak edinir. Geniş alanlarda sık haraket hayvanın en temel doğası.

Büyük bahçelerde, Bağda tarlada vs doğasına uygun besleyenlere lafım yok ama sırf kendi yalnızlık duygusunu tatmin etmek için hayvanı çok afedersin sik kadar bir apartman dairesine hapsedenlere ben uyuz oluyorum.

Müthiş canlılar, mucizevi bir karsiliksiz sevgileri var ve bu ozellikleri bunu bilen insanlar tarafından somuruluyor.
  • makbur  (24.05.24 21:13:04) 
Nötr. Herhangi bir aksesuarı varmış gibi düşünürüm.


  • doharkoman  (24.05.24 21:14:25) 
Köpeğin cinsi, diğer bilgilerden daha önemli.


  • nawar  (24.05.24 21:16:54) 
Valla ben bir şey düşünmezdim taa ki tüm binanın 1+1 dairelerden oluştuğu apartmanda 2 köpek besleyen komşu mu görene kadar. Hayvanlar için çok üzülmüştüm. Bir çeşit bencillik geliyor. Köpekler kapıdan çıkar çıkmaz farklı bir hayvana dönüşüyor.


  • Amaranta ursula  (24.05.24 22:17:03) 
Sahiplenmiş mi yoksa para verip mi almış bu konudaki tek kriterim budur. Köpek sahiplenmis biri olarak para verip cins köpek peşinde koşan insanlarla arama mesafe koyarım.


  • mirty  (25.05.24 00:01:52) 
apartman dairesinde besleyen ex gf geldi aklına.

ben ona göre çok daha alt seviyedeyim ama cringe geliyor bana. davul değilseniz, denginiz düğünde figür olmak değil. eksi yi veriyorum orada ben. mantığım böyle çalışıyoe
  • baldan kaymak  (25.05.24 00:03:32) 
çelik gibi bir iradesi olduğunu düşünüyorum. köpek bakmak güçlü irade ve disiplin gerektiriyor, saygı duyuyorum.


  • zararsızamip  (25.05.24 12:26:37) 
@diyecevaplandı +1

bir de köpeğine oğlum/kızım diyorsa kaçarım.
  • WithWorth  (25.05.24 12:47:44) 
[]

Sokak köpekleri konusunda kimin ne çıkarı var?

Sokak köpekleriyle ilgili son günlerde iyice artan bir tartışma var.
Konu hakkında ne düşündüğünüzü sormuyorum, onu yazınca tartışma çıkıyor. Twitter'da yapalım bu tartışmaları :)

Bu konudan kimin çıkarı var? Hangi karar verilirse veya verilmezse kim nasıl para kazanıyor?
Tartışma öyle bir hal aldı ki arkasında başka bir konu olduğu belli ama ne olduğunu anlayamıyorum. Siz biliyor musunuz?

 
Mama lobisi var diyorlardı.

Yani sokakta köpek kalamzsa onları beslemek için mama alınmayacak bundan kazananlar artık kazanmayacak.
  • jülsezar  (24.05.24 10:57:46) 
1.Rant
mama ve bağış lobisi ve oy potansiyeli.


2.Rant
ayrıca köpek dışkısı çok zararlı bir madde ve özellikle ilerleyen süreçte başıboş köpek sorunu yüzünden almanya regülasyonlar ile türkiye gıda ithalatına sınırlar koyacak. zaten bu amaçla bnd ve alman kaynaklı kuruluşlar bu konuyu destekliyor .

3.Rant
yıllık bazlı satılan kuduz aşısı miktarı ve ilerleyen süreçte covid benzeri solunum yolu ile bulaşan kuduz pandemisi uydurup tekrardan küresel ekonomik daralma ve büyüme yaratma
  • alp9900  (24.05.24 11:02:13) 
Ekonomik kısmını bilmiyorum ama mama lobisi vs toplayıp imha etme ihalesini alacak akp yandaşı gibi bir durumdur muhtemelen.

Siyasi açıdan ise bu konu özellikle Erbakan'ın ve YRP'nin üstünde durduğu bir konuydu. Mesela seçim öncesinde YRP'nin İstanbul belediye başkan adayı Mehmet Altınöz'ün bir röportajını izlemiştim, orada da belirtmişti sokak köpeklerinin toplanması ve imha edilmesi gerektiğini. Yani seçim sonrasında Erdoğan'ın bir anda bu konuya eğilmesinin sebebini YRP'ye mesaj olarak görüyorum ben. YRP sadece bu konuda değil bildiğiniz gibi aşı karşıtlığı, lgbt düşmanlığı gibi konularda da ekstrem fikirlere sahip. Önü alınmazsa bu konularda da daha büyük etkileri olabilir diye korkuyorum.
  • nundu  (24.05.24 11:03:40) 
1. Ben avukat olsam, sokak hayvanları aktivisti olur, böylelikle hayvanseverler arasında adımı duyururdum. Apartmanda hayvan yetiştirme konularında komşular çok davalık oluyorlar.

2. Ben veteriner olsam sokak hayvanları aktivisti olurdum. Ne kadar çok hayvan, o kadar çok iş.

3. Ben yem imalatçısı ve satıcısı olsam sokak hayvanı aktivisti olurdum. Sokaklarda besleme yapanları çok severdim.

4. Mama ve veteriner masrafı bağışçılığıyla geçinen fenomenleri unutmuşum :)

Konuya mizahi yaklaştım. Gerçekten gönül vermiş herkese saygım sonsuz.

En çok çıkarı olanı söylemeyi unutmuşum. Bunu aslında en başa büyük harflerle yazmak lazım. Şu an sokak hayvanlarını gündem yapmak asıl iki gündemi arka plana itmek içindir. Ekonominin çıkmazda olduğunu ve kaçak göçmenleri konuşmaktansa bu konunun konuşulması iyidir diye düşünenlerin çıkarı en baştadır elbette.

Yoksa sokak hayvanlarıyla ilgili hiçbir şey değişmeyecektir. Konu konuşulduğuyla tartışıldığıyla ve diğer iki konu unutulduğuyla kalacaktır.
  • Mirket  (24.05.24 11:09:19 ~ 11:27:37) 
mama lobisi zannedildiğinden çok daha korkunç güçlü. benim keşfete bi adam düşüyordu eli yüzü düzgün saçı sakalı nizami kesilmiş ama 30 yıllık leş bi arabaya binip "bakın arkadaşlar bu son param ama onu da simit alıp bu yavrucaklara veriyorum" diye duygu yapıyordu. ben de başta inanmıştım da sömürücü çıktılar. bir benzeri geçenlerde sokak köpeklerine mama toplicam diye 27 milyon mu ne toplamış. dışarda deli gibi kedi köpek mama toplayacam para atıncılar var onların sesi çıkıyor o kadar.

çok da bi şey olacağı yok da boş teneke misali 200 kişi birleşip twitter'da gündem yapıyor her boku
  • avatar is back  (24.05.24 11:11:34) 
aslında olayın sosyal medyada geçirilen süreyi arttırmakla çok ilişkisi olduğunu düşünüyorum. facebook belgeselini izlemişsinizdir, köpekler konusu da da benzer bir şekilde ateşlendi. evet tabii ki sorun yeterince ele alınmadığı için bazı ilçelerde ve bazı şehirlerde daha büyük ancak bu kutuplaşma, oluşturulan görseller vs sorunu olduğundan çok daha büyük ve korkunç algılatıyor insanlara. taraf oluyorlar, daha çok paylaşım yapıyorlar, her seferinde daha korkunç görseller paylaşıyorlar. ben en büyük kazananın twitter gibi sosyal medya hesapları ve yrp gibi gücünü göstermek isteyen küçük partiler olduğunu düşünüyorum.


  • red g  (24.05.24 11:39:42) 
büyük bir çıkar falan yok, sadece medya üzerinden belli dönemlerde belli konular abartılarak gündem değişikliği sağlanıyor. yaklaşan büyük olaylar için güzel bir altlık. bakın nasıl çözdük zaferi olur bu konu.


  • orpheus  (24.05.24 14:25:44) 
mama lobisi, bağış lobisi, etkileşim lobisi, hayvansever kadınları tavlama lobisi.

mama lobisini çokça yazmışlar zaten yukarıda.
bir de bağış toplayanlar var. sosyal medyada veya başka yollarla hayvanseverlerin duygularını kullanarak sokak hayvanlarına yardım ediyoruz diye para toplayanlar var.
etkileşim lobisi dediğim yine hayvanseverlerin beğenisini kazanmak ve bu sayede ünlü olmak isteyenler var. bu şekilde binlerce takipçi ve beğeni kazanıyorlar. bunu sadece kişi olarak düşünmemek lazım. bazı şirketler de bu şekilde sempati topluyorlar.
sonuncusu da malum. hayvanseverim ayağına hayvansever kadınlara yanaşan tipler var :)
  • benarrivo  (24.05.24 14:51:11 ~ 14:51:54) 
Hem belediyeler hem stklar mama üzerinden dünya kadar para kaldırıyor.

Stk ile alakası olmayan, instagram'da tiktok'ta falan saf insanların saf duygularıyla oynayan, yorumlarda bahsedilen dolandırıcılar da mevcut. Sonra gidip kendilerine ev araba alıyorlar enayi paralarıyla.

Ankara BŞB mama fabrikası açmıştı saçmalığa bakar mısınız. Şimdi de bu kadar köpeğe nasıl kıyacaksınız diye ağlıyorlar. E mama fabrikası açacak parayı kısırlaştırmaya, düzgün barınaklara harcasaydınız ya.

Toplatılması da birilerine rant olur kesin.

Üzgünüm keşke işler buraya gelmeseydi ama şu an bu kadar köpeğin mutlu mesut bakılması mümkün değil belediyeler işlerini savsakladığı için bu noktaya geldik.
  • chicha_v2  (24.05.24 15:06:53) 
alp9900 güzel açıklamış buna ek olarak sokak hayvanları sömürüsü kalitesiz şirketlerin sözde sosyal sorumluluk adı altında en ucuz pr yöntemlerinden biri.


  • doharkoman  (24.05.24 20:45:31) 
chp izmir bb 40 milyon tlye barınak yaptı hem de 2 sene öncenin parasıyla. 1500 köpeklik kapasiteli. deü'deki köpekler belki sığar. ortada bir rant var evet.

bence en çok sesi ve etkiyi kedici köpekçi malum kitle yapıyor
popülist siyasetin çekincesi de onlar.
üstelik en kalabalık 3 partide o kitleden mebzul miktarda insan var.

türkiyede 80 darbesinden sonra başlayan, 90larda fırına giren, 2000lerde iyice pişen şehirli ve yeni malum kitle tam da kedi köpek için kurşun atacak bir ruh halinde.
  • lambırcek  (24.05.24 21:41:45 ~ 21:42:30) 
Rant o kadar büyük ki yaz yaz bitmiyor. Bir diğer çıkar grubuda vurguncu dernekler. Bu hayvanlar üzerinden gerek toplumdan gerekse AB hibelerinden vurgunu vuruyorlar. Yetmedi bir de şimdi bu suistimali destekleyen Halktv, sözcü gibi yandaş provokatif medyalar var. Nasıl olsa kitlesi müsait ne versen yiyorlar.

Konu köpekler üzerinden tartışılıyor fakat sokaklarda sahipsiz hayvan olması bir sorun. Sokaklarda kedilerde olmamalı. Kuduz, bit pire riski bir tarafa kedi dışkısı toksoplazma içeriyor hani medyada ''kediye kafa tutan fare'' içerikli yayınlar var ya işte o fareler toksoplazmalı ve o farelerle temas eden kedilerde taşıyıcı daha sonra insana bulatırıyorlar halk sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun.
  • doharkoman  (24.05.24 22:12:00) 
en ufak yapılanı söylüyorum;
bir tane instagram, tiktok v.b. hesabı açıyorsun.
adını patili bilmem ne, can dostlarXX şeklinde sevimli bir hesap açıyorsun.
sonra besleme ve yaralı hayvanlar acındırma postları kasıp takipçi topluyorsun.
daha sonra canlı yayın açıp sözde veterinerlere ve mama firmalarına olan borçların için para topluyorsun.
gelen paranın bir kısmını gerçekten kopeklere harcıyorsun ama önemli kısmı sana kalıyor.
bingo artık tam zamanlı bir köpekçısın, bu iş üzerinden geçimini sağlıyor, işleri büyüttükçe araba hatta ev bile alıyorsun. en iş bilmeyeni estetik masraflarını buradan sağlıyor.

binlerce köpekçi dernek var, neden sizce bir kaç büyük derken altında toplanmak yerine her önüne gelen dernek açıyor düşündünüz mü?
  • nuisance2  (24.05.24 22:18:51 ~ 22:19:41) 
"Mama lobisi" iddiası komik. "Faiz grupları" gibi bir şey. Yani bu alanda ciddi dolandırıcılar var ama ulaşabildikleri kitle sandığınızdan çok daha küçük. Genelde varlıklı tiplere ulaştıkları için sosyal medyada biraz algı yönetimi ile vurgun yapıp gidiyorlar ama cidden öyle etkileri yok. Hisselerinden takip de edebilirsiniz.

Sokak köpeklerini kısırlaştırmak, yakalamak, uyutmak, barınakta toplamak gibi şeyler devletin ve belediyelerin işine gelmiyor. Çünkü şu kardeşinize yetkiyi verdikten sonra gördüğümüz etkiden dolayı ekonomik bir kriz içerisindeyiz. Harcama kalemlerini kısmaya çalışıyorlar. Bunlardan bir tanesi de sokak hayvanları konusu oldu.

Sokak hayvanları ülkede her zaman vardı ama konunun algı olarak değil, gerçek anlamda kontrolden çıkması başkanlık sistemi sonrasındaki son 7 yılın konusu. Yukarıda saydığım masrafların ve onlarda sırasında oluşacak sorunlar sebepli oy kaybının altına girmek istemiyorlar. O yüzden hayali hedefler yaratıp algıyı oraya kaydırıyorlar. 10 kişi barınak ya da belediye önünde protesto yaptı diye hükümet düşmez ama birilerinin istediği gibi on binlerce köpeği katledersen etkisi içeride ve dışarıda büyük olur.
  • nawar  (24.05.24 23:03:45) 
@nawar etkisi içeride ve dışarıda büyük olur demiş de,

İçeride büyük bir etki olmayacaktır. Çünkü sokaklarda hayvan istemeyen bir %80 var. Yapılan kamuoyu yoklaması ortada.

Dışarıda niye etkisi olsun. Birkaç Afrika ya da Güney Amerika ülkesini saymazsak diğer bütün ülkelerde farklı bir şey mi yapılıyor sanıyorsun. Hepsinde var sahiplenilmeyen hayvanın uyutulması ya da itlafı.
  • Mirket  (24.05.24 23:20:23) 
@mirket içeride "on binlerce köpeği toplayıp katledelim" diyen oran %80 değil. Emin olabilirsin. Belirli bir zeka seviyesinin üstündeki herkes farkındalık sahibi. Benim yaşadığım mahallede sokak köpekleri sorun olacak miktarda değil ama benim mahallem böyle diye ülkeyi de böyle sanacak değilim. İşte böyle sananlar var maalesef. Orası doğru. Yine de "nugget sevmek ile nuggetın nasıl yapıldığını izlemek" aynı şey değil. İnsanlar sorunun çözümü istiyor. Alternatifler sunuyor ya da sunamıyor o başka bir şey.

Evet farklı şey yapıyorlar. Avrupa ve ABD'de köpek ve kedi sorunu tabii ki kontrol ve itlaf ile çözüldü ama şu an başıboş köpek sayısı yurt genelinde yaklaşık 3 milyon olarak gözüküyor birkaç araştırmada. Sence sahipliyken bir şekilde sokakta kalan ve yakalandıktan sonra sahip bulunamayınca uyutulan köpek sayısı ne kadar o ülkelerde? Yani 1 ayda birkaç milyon köpeği katletmenin "Avrupa da yapıyor aynısını" seviyesinde olduğuna emin misin gerçekten? Tabii Avrupa ve ABD'nin yaptığı gibi hepsini yok edip fare ve haşere cennetine çevirmemeliyiz ülkeyi ama ekosisteme göre hesaplanacak şekilde (atıyorum) 500 bin köpeği bırakıp, onların da 3/4'ünü kısırlaştırırsan yine de çok kısa sürede 2,5 milyon gibi ciddi bir sayı yapıyor. Bir tek Çin'de o sayılar görülüyordu. Onlar da sadece Dünya ekonimisi oraya kaydığından beri sessiz kalınan konu.
  • nawar  (24.05.24 23:52:24) 
Katledelim diyen oran %80 demedim zaten de.
Başlık altında ilk cevabımda mevcur statikonun korunacağını yeni bir şey olmayacağını söyledim.
Ama varsaysak ki itlaf kararı alındı. Hani eli silahlı adamlar yollara indi, gördüğü hayvanı anında infaz ediyor şeklinde bir durum olmayacaksa (ki olsa saçma olur) bu durumda zaten bu işin yapılması öyle bir ya da birkaç ayda olabilecek bir şey değil.
Kısırlaştırma dediğimiz olay bir ameliyat. Birkaç gün önce Bir kanserli insan ameliyatı için bile beklenildiğine dair bir duyuru vardı. Bu ülkede bu kadar hayvanın kısırlaştırılması için gerekli paranın bulunabileceğine inanıyor musunuz gerçekten?
Varsayalım ki bulundu o para. Bu kısırlaştırma işi kaç yıl sürer. Bu arada mevcut üreme tüm hızıyla devam etmez mi? 20 yıl öncesini bilenler son 20 yılda popülasyonun artışını bir gözünün önüne getirsin. Bu sayı artışına hangi kısırlaştırma hızı yetişebilir?
Hani el kangren olur kola doğru yürür de kolu kesmemiz lazım dediklerinde yaa kol kesilir mi, vahşettir romantizmini anlayamıyorum. Sevgi kısmı tamam da matematiğini görmezden gelme lüksünü anlamlandıramıyorum.
  • Mirket  (25.05.24 00:20:31) 
Geçen twitter'da görmüştüm, 3 tane taşra belediyesi 40 milyon liralık mama ihalesi yapmış. TR'de binlerce belediye var, milyar liralık rant dönüyor. Ki yani bu sadece mama, barınak inşası, aşısı, veterineri derken kim bilir nasıl rakamlar çıkıyordur. Daha bunun bağış / dernek kısmı var falan filan.

Ama asıl sıkıntıyı kimse söylememiş. Yani 40 yaş üstü, çocuksuz bekar kadın pandemisi bu. Burada da çok dönüyor "çocuk yapılır mı yapılmaz mı" konusu falan filan da yapmayınca kafa gidiyor, böyle sorunlar ortaya çıkıyor işte. Çocuk yapmak kendi akıl sağlığına yapabileceğin en büyük yatırım. Kamu spotunu da sıkıştırayım araya.

Neyse, ben şahsen itlaf kararı çıkacağını da düşünüyorum (ihalesi/rantı olur, o da sorun çözmek için motivasyon), hatta bu konuda "single issue voter" kıvamına bile geldim, sorunu kim çözerse oyum ona.

"%80'in" ne düşündüğü de çok önemli değil. Yani ortada basit bi matematik var, kısırlaştırma / barınak feasible'ı geçtim viable bi seçenek bile değil. Sorunu çözeceksen elinde tek seçenek var, ya da sorunu çözmeyip böyle devam edersin, Hindistan olursun. Başka bi opsiyon yok.
  • plutongezegendegilmi  (25.05.24 00:24:49 ~ 11:51:24) 
istanbul belediyesi kendi b.kunu yiyen iti metrolarda vapurlarda maskot diye dolaştırdı.
evet boji!
millet ürkerek koltuğundan fırlayınca, "yer verdi" diye haber yaptılar. bu sitede bile buna aşkla bakanlar var. milletin dini hassasiyeti varmış(oy veren hdpliler nerede?), çocukların alerjisi varmış, parazit varmış filan hak getire.

chp üsküdar, sahipli köpeklere özel park yaptı sahilde. başıboş köpek giremiyor. sınıfsal...

ankara belediyesi "mama fabrikası" kurdu, mansur aynı esnada köpek krizine dikkat çekiyordu ekranlarda

akp belediyeleri zaten mama çuvalı dağıtıyor evlere :d

iyiplilerin köpek koruma timi var. alarm gelince arabayla intikal ediyorlar :d
topunun...

mama lafı zaten bi mesele. yem niye diyemiyoruz? insan mı bunlar

millet sokakta sahipli kedi köpek dolaştıramamalı. onlar da dışkılıyor yollara parklara. bahçesi olan baksın orada

vahşi türler sahibinin elinden alıp itlaf edilmeli

plutongezegendeğilminin bahsettiği pandemiyi isim vermeden yazdım, linççiler gelmedi mi
bahsettiği şeyin erkek versiyonları da var. hem de evli barklı çocuklu. bekarlık mutlak kriz sebebi değil.
tam bir psikolojik hastalık

nunduya göre bütün belediyeler chpde ama rantı akp paylaşacak. siyasi deha

uyutma ilacının ihalesi açılacaktır sadece. fakat o da açılmamalı. devlet fabrika kurmalı. sonsuza dek sürecek itlaf. belediyelerde personel de var para da var.

"1 ayda birkaç milyon köpeği katletmenin "Avrupa da yapıyor aynısını" seviyesinde olduğuna emin misin gerçekten?"
evet.

avrupa her işte örnek olmaktan çıkmalı. biz de akıl sahibiyiz.

"ama ekosisteme göre hesaplanacak şekilde..."
görüyorsunuz. kedi köpeği ekosistemin parçası zannedenler var. sıkıntı çok büyük. halka trt'den açık dersler verilmeli.

3 değil 10 milyon köpek var tahminlere göre. hindistandaki kişibaşına düşen oran'dan fazla.

itlaf kararı çıkmayacak!
belediyenin itlaf hakkı zaten var.
madde 13: tıbbî gerekçeler ve insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler dışında hayvanlar öldürülemez.

millet bunun farkında değil mesela. partiler niye işe koyulmuyor?'un tek bir sebebi var. geliyoruz ona da

niye "önlenemez" şart mesela? tehdit olması yetmiyor mu? kanun bile korkarak yazılmış. hayvanı tepemize çıkarıyor.

belediyenin veteriner kurulu diyecek ki bu bi tehdittir. bitti gitti.
hatta onu demesine de gerek yok

kocaeli valiliği, belediyeyi köpeklere müdahale etmesi konusunda uyardı. ama öyle yorarak konuştuğu bir metin paylaştı ki, sanki birinin kutsalı incinir diye çekiniyor

itlafı da bu gidişle maalesef yapamayacaklar. çünkü oy. millet bi uyansa

akıllandırıcı bir bela olarak bakıyorum meseleye
popülizmden, demokrasi şarlatanlığından tövbe eder belki millet

eksisozluk.com
  • lambırcek  (25.05.24 06:07:35 ~ 07:06:52) 
[]

Avrupa'da bankanın müşteriyi kovması neden?

Avrupa'da yaşayan insan bir sabah uyanıyor ve banka hesabı kapatılmış. Banka diyor ki "artık seninle çalışmak istemiyoruz". Banka bunu neden yapıyor?

Türkiye'deyse hesap açalım diye bankalar birbirini eziyor.

Avrupa'da neden böyle, Türkiye'de neden öyle?

 
avrupa'da kullanıcı ve hesap konularında bankacılıkta ciddi regülasyonlar var. arada bir de regülasyonları uyguladıklarını göstermek için belirli sayıda banka hesap açma talebini reddediyorlar, hesap kapatıyorlar, transferleri incelemeye alıp bloke atıyorlar.


  • avatar is back  (23.05.24 16:28:09) 
Türkiye, gri listede. Eğer hesabınıza Türkiye'den para girişi olmuşsa, olabilir.

En doğru cevabı banka verebilir ama. Buradaki gibi bir danışma hattı yok mu? Neden diye bir sorun.


.
  • kartallar yuksek ucar  (23.05.24 16:30:58) 
Türkiyede de eger hesabın bahis kumar işlerine bulaştıysa bizdeki bankalarda aynı şeyi yapıyor


  • limonlu eksi  (23.05.24 16:38:39) 
Yasadışı işlem şüphesi gibi değil de mesela şuradaki gibi durumlardan bahsediyorum.
Banka müşterisinin bankaya hiç masrafı yokmuş gibi geliyor bana. Ama yanıldığım veya anlayamadığım bir kısım var belli ki.

www.reddit.com
www.reddit.com
  • michael_knight  (23.05.24 16:40:47) 
türkiye gri listede. bu hafta listeden cikmamiz bekleniyordu, durum nedir su an bilmiyorum ama türkiye'de dogmak yetiyor yani riskli olarak degerlendirilmaye. dogmak ve/veya yasamak. diyelim türkiye'de dogdun ama hic yasamadin türkiye'de, vatandasligin da abd vatandasligi olsun, gene fark etmez, gene riskli degerlendiriliyorsun. yani türkiye'den hesabina para girmemis olsa dahi sadece dogdugun yer sebebiyle seni bir tehdit görüyorlar. gri listede kimler var? türkiye, irak, afganistan...

sebebine gelince fatih altayli'nin timur soykan ve murat agriel ile yaptigi söylesiyi izlemenizi öneririm.
  • alice in potatoland  (23.05.24 16:59:04 ~ 17:00:02) 
Abi yolladiklarinin ikisi de ing ikisi de Lüksemburg. Buradan anladigim ing ve Lüksemburg iliskisi olanlarda sıkıntı var.

Ben misal Fransa'da su ana kadar şu şekilde duydum;
Kisi cryptolar vs gibi şeylerde kullaniyor. Ondan sıkıntı olmus.
Kişi yurtdışı hesaplarla özellikle sıkıntılı ülkelerle çok girdi çıktı parasal işlemler yapiyorsa.

Onun dışında cost vs diyerek kapatilan bir şeye hiç denk gelmedim sosyal medyada.
Orada kesin dediğim gibi ing'nin belki Lüksemburg'tan çıkma vs bir şeyi varsadir ya da küçülme vs.
  • logisticsmanager  (23.05.24 17:02:33) 
@alice
listede afganistan ve 20 sene işgal görmüş yakasından bi türlü düşmedikleri düzeni kalmamış zavallı ırak yok. yalan söylemişler sana.
kaynak gösterdiklerin parayı trollükten örnekteki gibi yalandan ve kışkırtmadan kazanan tipler
üstelik bu derecede yabancı yaptırımların içten içe gönüllü destekçisi olmamak lazım.

zaten liste çıtırdan ideolojik. kara listede myanmar, iran, k.kore var. darbe hükümeti, ezeli nato düşmanı, nato düşmanı + komünist.
  • lambırcek  (23.05.24 17:37:39 ~ 17:43:38) 
Ya tamam Irak ve Afganistan yok ama Mozambik var, Niijerya var, Suriye var, Kenya var, Namibia var, Kameron, Burkina Faso, Yemen gibi şahane başka ülkeler var.
Şahanelikten bayılacağım.

  • alice in potatoland  (23.05.24 19:22:15) 
@alice felakat masalların bitmedi mi hala? bence de parantez açıp seni istisna saymalı. ne o öyle kara kara heriflerle bi arada saymak. onlar kokuyodur bi de eminim. avrupa ayıp ediyor.


  • lambırcek  (23.05.24 22:18:52 ~ 22:19:53) 
www.bloomberg.com
bitmedi felaket masallarım çünkü masal değil gerçekler. kaynak österdiklerimle bir husumetin varsa sorun sendedir.

  • alice in potatoland  (23.05.24 23:29:44) 
kriptopara işlerine baya karşılar. O yüzden olabilir. Devletler zorluyor.

Şöyle düşün, birkaç yıl önce Türkiye'de bankalarda döviz tutmak zordu şahsen beni sürekli taciz edip illa vadeliye geçirelim, KKM yapalım falan diyorlardı. Onun son noktası "madem dolar tutacaksın al paranı başka bankaya git" olabilirdi.
  • nhk ni youkosu  (24.05.24 00:15:21) 
Belirsiz ucuz açık bir soru daha. Avrupa'da yaşayan biri? Hangi avrupa ülkesi olduğu belli değil. Öncesi ve sonrası hakkında bir detay yok. Pek inandırıcı gelmedi. Ayrıca konunun Türkiye'nin gri listede olup olmaması ile alakası yok Türk vatandaşı gri listeden bağımsız olarak bir çok ülkede banka hesabı açabilir. Gri liste çok ciddiye alınacak bir durum değil bu iddia (saçma sapan ideolojik kanalların algı oyunu ne de olsa alıcısı var) Velev ki müşteri uygu bir profilde değildi baştan hesap açmazlardı zaten.

Gri listeye gelirsek bu liste dönem dönem değişir buradaki kriter ülke isimleri değil kategorizasyondur.
  • doharkoman  (24.05.24 00:24:09) 
alice aktardığın yalanı düzelten zaten benim. linke gerek yok biliyorum
bugün nasıl kandırılsam diye haber dinleyip karikatür kötüye dönüştürülen 2 ülkeyle (2si de 20 sene amerikan işgali görmüş tesadüfe bak) türkiyeyi yanyana getiren sensin. bu çarpık zihni üreten ve ekmeğine bakanlar da saydığın isimler. yazdığın ilk şey yalan ama hala vurgulu vurgulu gerçekleri konuştuğunu düşünüyorsun. hala ayıkmadın

  • lambırcek  (24.05.24 07:02:54 ~ 07:06:51) 
[]

Maçka Parkı - Küçük Çiftlik Parkı Konserleri Sesi

Küçük Çiftlik Parkı'ndaki konserlerin sesi Maçka Parkı'na ne kadar geliyor.
Ona yakın bir tarafa geçince mükemmel olmasa bile parktan da iyi kötü dinlenebiliyor mu konserler?



 
bok gibi geliyor kimin çaldığını bile anlayamıyorsun çoğu zaman


  • rentts  (17.05.24 21:02:02) 
parkın konser alanına yakın yanına oturup yayılınca güzel oluyor.

dinlemek için uygun değil de, arkaplanda çalınca, rastgelince güzel oluyor. mesela bahsettiğim noktada oturup demleniyordunuz, grup çıktı, güzel eşlikçi oluyor.
  • biseysorcaktim  (17.05.24 22:01:16) 
[]

Devlet ikinci telefona el koyacakmış

Sabah gazetesinde çıkmış bu haber. Gerçek olamaz. O kadarını yapmazlar.
Türkiye'ye girerken cebinde iki telefon varsa birini devlet alıyor. Depoya koyuyor. "Çıkarken alırsın" diyor.

www.sabah.com.tr

Sizce bunu yaparlar mı?

 
dusunelim.. vatandasin zararina mi? evet.. cevap basit o zaman, yaparlar.


  • gule gule  (16.05.24 17:47:26) 
"o kadarını yapmazlar"
bu sözün boşa çıktığını kim bilir kaç kere yaşadık son 22 yılda.
cevap: istedikten sonra her türlü yaparlar.
  • lazpalle  (16.05.24 17:49:26) 
Bavul ticareti ve yurt dışına çıkanlara verilen siparişlerin önüne geçiyor. Vergi yetmez, iç pazardaki satış oranını ve biraz da ona bağlı gelecek sözleşmeleri ile dolaylı vergileri düşürmeyelim diyor. Yani yurt dışına çıktın. Üstünde kendi telefonun, şirket telefonun ve bir de gizli kapaklı işleri için olan 3. telefon var. Yurda dönerken de kendine yeni bir telefon aldın. Vergisini ödüyorsun. Gümrükte de sorun yaşamıyorsun. Kendine aldığın telefonun yanında bir de birinin siparişini getirdin, o 5. telefon gümrükte kalıyor.

Komünist ülke gibi ona buna yasak getireceklerine ekonomiyi düzgün yönetseler bu tip ambargolara gerek kalmaz. Gerçi bizim ülke kobisi rekabete girip kaliteli ürünü uyguna satmak yerine rakiplerinin önünü kesmek istiyor hep. İyi ekonomi yönetimi yetmez, esnafın da ağzına biber sürmek lazım. Oradan kaçacak oy kaygısından dolayı da ses etmiyorlar. Hop, yine döndü her şey siyasete.

@gule gule halkın zararına değil. Halkın zararına olan iç piyasada yaptıkları zaten. Bu, halkın çıkarının engellenmesi.
  • nawar  (16.05.24 17:56:28 ~ 17:56:44) 
1. Bunu nasıl kontrol edecekler?
2. İkinci vatandaşlığı olan Türklere de yapabilecekler mi?
3. Zaten imei kaydı olayı var, yapmazsan kullanım kısıtlı. Hadi kayıtsız kullanım süresini azalt bari.
4. El koyup geri verme olayı çalışmaz. Bir de devlet sınıf öğretmeni mi oldu bizi telefonla yakalayınca ders bitimine kadar telefona el koyuyor. Bu ne yahu. Ne yapacaklarını şaşırdılar.

Bu arada yurtdışı kripto para borsalarını da Türklere yasaklatmaya çalışıyorlar galiba. Burayı avantajlı hale getirip akışına bırakmak yerine hep başkasını yasaklama mantığı çok ilginç ya.
  • nhk ni youkosu  (16.05.24 18:34:27) 
Öncelikle şurayı düzeltelim el koyma (müsadere) değil o, yurda girişine izin vermeme! Güzel bir gelişme hem yerli üretici korunacak hem vergi kaçağı azaltılacak bu kadar cari açığı olan bir ülkede kapsamı daha da genişletilmelidir. Vatandaşın ve ülkenin lehine bir uygulama. Özellikle vatandaşı yerli ürünlere daha fazla yönlendirmeliyiz.


  • doharkoman  (16.05.24 22:32:40 ~ 23:26:44) 
yaparlar niye yapmasınlar. 2 binlik kayıt ücretini 30 bin yaptılar bir günde. ekonomiyi biz bozduk ceremesini siz çekeceksiniz diyorlar.


  • paintov  (16.05.24 22:42:36) 
Yaparlar. Gördüğümüz üzere savunucusu her yerde var da buraya az bütçe vermişler ondan bir iki tane var. Bir de yeni yasayi getirirler eleştireni de operler öyle mis.

Benim de fikirlerim var; misal makam arabaları Türkiye'de üretilen egea olsun. Herkesin arabası olmasin, misal sarayin bütçesi ve diyanetin bütçesi sürekli artmasin ve bütçeyle yapamiyorlarsa yapmasinlar falan filan. Ama bunu yapamazlar çünkü halkın yarari var, ust yönetimi etkiliyor.
  • logisticsmanager  (17.05.24 09:36:23) 
[]

En komik ikili kim?

Yıllar önce Cenk-Erdem'di en komik ikili. Son 3-5 yıldır Kalt(Ozan Akyol - Erman Çağlar)
Bu durum değişti ve yeni bir ikili çıktı mı? Tahta oturmadıysa da tahtı zorlayanlar var mı?



 
iki tane kadın görüyorum instagramda falan shortslarını görüyorum. ünlülerle yayın yapıp gömüyorlar. bence gayet komikler.


  • buenosdias  (16.05.24 11:11:58 ~ 11:12:55) 
cem işçiler komikte fazlı polat değil ya


  • eja  (16.05.24 11:14:39) 
cem-fazlı
jiklet kızları (ben sevmem ama seviliyor nedense)

  • summerjam0306  (16.05.24 11:23:19) 
Pınar Fidan ve Seda Yüz.


  • ms brownstone  (16.05.24 13:15:50) 
cen kerdem ve kalt tadında ilk akla gelen pes(Pınar Fidan ve Seda Yüz)

çimen show güzel ama farklı bir tür bence.

kurcala vardı ama devam etmiyorlar galiba. nevzat can ünsal mezat şov çekiyor; sahneye çıkanlar dışında gelen konuklar bölümün kalitesini çok etkiliyor zamanla oturacak gibi.

bunlar dışında futbol sevmesem de underdog kanalının futbol bakanlığı ve diyojen programları çok zevkli.
  • late viper  (16.05.24 18:12:49) 
Cenk ve Erdem Bey'lere yetisemezler ama Fazla Merak Podcast ekibi de fena degil, YouTube'da varlar.


  • sertac akin  (16.05.24 18:59:16) 
[]

Rocky 4 filmindeki robotun Capitol'de olması

İnternette hiçbir kanıt bulamadım.

Hafızam bana diyor ki;
18 Eylül 1993 günü Capitol Alışveriş Merkezi'nin açılışında Rocky 4 filmindeki robot vardı. AVM yönetimi bu robotu satın almıştı ve birkaç yıl bu robot AVM'de kalmıştı.
Açılış günü Süleyman Demirel ile robot karşılıklı sohbet etmişlerdi.

Ama internette buna dair bir iz bulamadım.
Hayrına google'layan olur mu bu konuyu? Hatırlayan zaten yoktur di mi?

 
Rocky 4 filminde robot yoktu ki?


  • summerof69  (15.05.24 11:46:19) 
nasıl da kendinizden eminsiniz @summerof69

www.youtube.com

Edit: onu geç google'a rocky 4 robot scene yazsan bile bin tane foto var.
  • summerjam0306  (15.05.24 13:41:31 ~ 13:41:53) 
Sözlükteki başlıkta capitol diye aratınca 2006 tarihli bir entry var sizi doğrulayan.

eksisozluk.com
  • pispinti  (15.05.24 14:10:52) 
@pispinti çok teşekkürler. Hafızamdan şüphe etmeye başlamıştım.
Bu kadar büyük bir olayla ilgili internette hiç iz bulamayışım da şaşırtıcı. Kuzenime sorduğumda robotu hatırlıyor ama Rocky 4'teki robot olduğunu hatırlamıyordu.

  • michael_knight  (15.05.24 14:18:18) 
kara şimşek abi, 17sn lik sahneyi hatırlayamamışım, kusura bakma.

twitter'da da birisi bahsetmiş :

twitter.com
  • summerof69  (15.05.24 16:37:28) 
[]

Avrupa'ya döküman göndermek için hangi şirket?

Lüksemburg'a 15-20 dosya kağıdı döküman göndermem gerekiyor.
İnternetten baktığım fiyatlar sizce doğru mudur? Saçma göründü bana ama belki de böyledir bu iş.
- Ptt 175 TL
- UPS 3400 TL
- DHL 2000 TL

Siz nasıl gönderiyorsunuz? PTT'nin ne kadar süreceğine dair bir deneyiminiz var mı?
(Toplam ağırlığı 25 gram olan A4 boyutunda dosya kağıtları)

 
PTT ile "Turpex" servisini kullanarak gönderebilirsin. Biraz daha pahalı ama çok daha hızlı diyorlar. eksisozluk.com

Bir yakınım bana paket gönderirken o şube Turpex ile göndermiyormuş, düz takipli airmail ile gönderdi(15x10cm gibi kutu 250 lira tutmuştu, turpex olursa 750 falan tutacaktı galiba), İngiltere'ye girip bana ulaşması 1 ay sürdü. Tabii Türkiye'den çıkış mı uzun sürdü İngiltere'de gümrük işleri mi emin değilim ama normalde Aliexpress veya Almanya'dan DHL ile gelen şey 4-5 günde geliyor.

Ups ve DHL doğru olabilir, ben de bi baktığımda 50-60 dolar çıktığını hatırlıyorum.
  • nhk ni youkosu  (15.05.24 00:41:02 ~ 00:41:53) 
Fransa'dan Türkiye'ye düz posta ile yolladigim evraklar yaklaşık 3 haftada geliyor. Tahminen aynı mantıkla düz şekilde yollarsaniz 3 hafta 1 aya gelir anca.


  • logisticsmanager  (15.05.24 01:02:42) 
PTT 175 ama gideceginin garantisi yok bir de yavas.
UPS/DHL garantili, hizli ve pahali. 48 saatde teslim icin $80 verdigimi net hatirliyorum.

Onemli bir dokumansa asla PTT'yi kullanmam.
  • cooperr  (15.05.24 01:38:59) 
PTT


  • doharkoman  (15.05.24 02:12:03) 
@copper %100 doğru yazmış.

PTT ve turpex I de denedim biri 1 Ayda gitti , turpex daha pahalı olan 1.5 ay oldu kargo nerede olduğu belli değil , bıraktım aramayı.

Dhl 2 kez İtalya ücra köşesine yolladım max. 48 saat de ulaştı. Ama gerçekten pahalı.

Önemliyse DHL
  • coner  (15.05.24 13:05:02) 
Çok teşekkürler arkadaşlar.
DHL çağırdım eve.
Printer'dan bir çıktı almamı istedi. Çıktı aldım, bekliyorum kuryeyi.
  • michael_knight  (15.05.24 13:16:51) 
[]

Kiracıyı 55 günde evden çıkaran mahkeme

Normalde bu mahkemeler 2 yıla yakın sürüyor.
Bu nasıl 55 gün sürmüş?

www.medyatava.com

 
Linkte aldatan kocasını bombalayan bir ablamız var.


  • orangesandsea  (10.05.24 17:31:09) 
Ev sahibi yüksek ihtimal: ya bir siyasi, ya bir hakim/savcı veya bunların kıramayacağı bir tanıdığıdır. Başka türlü mümkün değil.

Selam verseniz, ilk davanın günü 1 yıldan başlıyor.

.
  • kartallar yuksek ucar  (10.05.24 17:53:05) 
Mahkeme süreçlerinin çok uzun olmasının en önemli sebebi ilk mahkeme bir karar verdikten sonra, kiracının istinaf mahkemesine başvurarak karara itiraz etmesi. dosya istinaf mahkemesine düşünce de sonucun açıklanması aylar, yıllar sürüyor ne yazık ki. Ama istinaf mahkemesine dosyayı taşıyabilmek için dava bedelinin 28.250 tl ve üstü olması lazım. Burada kiracı 1800 tl'ye oturuyormuş. Bu durumlarda yıllık kira bedeli baz alınıyormuş. Yıllık bedel de 28.250 tl altı olduğu için kiracı dosyayı istinafa taşıyamamış. İlk mahkemede ilk duruşmayı 55 gün sonrasına verdiği için, karar kesinleşmiş ve mesele kısa sürede hallolmuş.
Zaten artık bu tür mahkemeler eğer geçerli sebep varsa mümkün olduğunca erken sonuçlandırmaya çalışıyor. Ama iş istinafa gidiyorsa ayrı bir hikaye.

  • fobfilm  (10.05.24 18:14:32) 
Ev sahibi evinde oturmak istiyor, 9 Yıllık kiracı, rayiç değerinin çok altında kira ödüyor İtiraz istinaf yok normal bir süre.

Biriside mahkeme kararının siyasi bağlantılı olduğunu iddia etmiş (iddia mı iftira mı belli değil. İspat istesen ispatlayamaz kurumları karalamak bu kadar ucuz olmamalı keşke bazıları bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmasa!)
  • doharkoman  (10.05.24 19:55:31) 
Ben mahkeme siyasi bağlantıyla karar vermiştir demedim ama 55 günde ilk duruşmaya çıkmak hiç mümkün değil. Ankara'da, İstanbul'da bir tahliye davası açsanız min. 7-8 ay, ortalama 1 sene sonraya gün veriyorlar. 55 gün çok çok zor.

Bir tanıdığın İstanbul'da 2-3 sene önce açtığı davayı biliyorum, 6 ay sonraya gün vermişlerdi. Hakim gelmedi, ilk duruşmasına 13 ay sonra çıktı. Şu an daha da kilit mahkemeler.

55 gün sonra ilk duruşma için : ya bir torpil var, ya avukatı çok dişli ya da ev sahibi süper ballı bir insan...


.
  • kartallar yuksek ucar  (10.05.24 22:01:57) 
E o zaman bu su manaya gelmiyor mu? Kirayı düşük göster, ben oturcam de, pat diye adamı çıkar?


  • parka  (10.05.24 22:24:44) 
[]

Z kuşağıyla ilginç anılarınız var mı?

Z kuşağıyla yaşadığınız ilginç anılar var mı? Özellikle iş hayatında.

"Sevgilimle ayrıldığımız için çok kötü hissediyorum. Bu hafta işe gelemeyeceğim, anlayışın için şimdiden teşekkürler, pazartesi görüşmek üzere" diye email gelmiş işyeri sahibi bir arkadaşıma.
Bana çok garip geldi. Normal mi? Siz böyle yazabilir misiniz?

 
2 sene önce depoya bi çocuk almıştım, 3 gün işe geldi, 4.gün whataspptan yazdı "abi hayat boş, sikmişim işini de gücünü de, hakkını helal et, kral adamsın" diye :D kızamadım bile kahkaha attım. inşallah güzel bi yere gelmiştir, zehir gibiydi zaten.


  • numlock  (08.05.24 13:21:10) 
Aşırı yoğun bi tempoda çalışıyoruz, ortalık yangın yeri, hiçbir şey tamamlanmamış ve ertesi güne, projedeki en önemli toplantıya sunum hazırlıyoruz ve belli ki sabahlayacağız ancak yetişecek. Aşırı sakinlikle 'bu akşam benlik bir şey var mı sevgilimle program yaptım' dedi.


  • amelie poulain  (08.05.24 13:30:15) 
@amelie poulain aslında öyle olmak lazım ya, aşırı yoğun tempoda çalışmak normal değil aslında, keşke ben de öyle söyleyebilsem özeniyorum o tarz insanlara

not: y kuşağı spor
  • jülsezar  (08.05.24 13:36:36) 
@jülsezar evet ama bu her gün olan bir şey değil, her projede olan bir şey de değil. arada denk geliyor ve hepimiz orda çalışıyoruz yani :))


  • amelie poulain  (08.05.24 13:44:46) 
Intern olarak bir çocuğu almıştık işe, ben veriyordum işlerini, bir şey olduğunda da bana söylüyordu. Daha o zaman 1-2 aylıktı, yine bir gün bir iş verdim; o datayı hazırlayacak, yönlendirmesini ekiplere ben yapıcam analizlerle birlikte. Neyse datayı 1-2 kez yaptı, sonrasında "bunu sen yapabilirsin, bak göstereyim sana, bundan sonra datayı da sen hazırla." diye bana iş buyurmaya kalktı. xD iş yapmak istemiyorlar yani, direkt ceo olarak başlamak istiyorlar..

Başka bir şirkette de yine bir başkası (ki o apayrı bir case'di) bizim VP'ye sunumlar yapıyorduk düzenli. O sunumlarda da her hafta datalarının hazırlanması, sunuma eklenmesi ve ekiplere önden gönderilmesi lazım. Bizim VP de eli maşalı, aşırı sert bir kadın, title olarak da aşırı güçlü. Herkes korkuyor kadından filan. Bu çocuk sunumdan 5 dk önce VP'nin odasına dalıp (ki müdür altının o odaya girmesini istemiyordu kadın) "sunumu iptal edelim ben hazırlayamadım" derdi... Çocuğun tek işi de buydu. :)
  • mor oje  (08.05.24 13:47:34 ~ 13:59:07) 
hastayım vs diyip yalan sıkmasından daha samimi geldi bana :D

ben 96lıyım, kimi kaynaklara göre y; kimi kaynaklara göre z kuşağı kabul ediliyor. O yüzden çok abartı sorumsuzluk içermediği sürece twitter'da, sözlük'te vs "Bakın Z kuşağı ne dedi!!!" tarzı yazılar çok da tuhaf gelmiyor bana ahaha

Ha ama aşırı sorumsuz içeren tutumlar bence zaten kuşaktan bağımsız herkeste var da, yaşı büyük olup bu derece sorumsuz olanlar zaten iş hayatından ayrıştığı için onlarla muhatap olmuyorsunuz.

Z kuşağı mail atmayı beceremiyor diye bir isyan var mesela ki bazı örnekleri cidden feci. Ama mail atma dersi diye bir ders yok, bu nesil de doğduklarından beri teknolojinin içinde chatleşerek büyüyorlar. Ben ilkokuldayken mektup nasıl yazılır öğrendim ki hayatımda mektup yazmışlığım yok ama sanmıyorum ki 2000 sonrası doğan nesil bunları öğrensin yani. Insta dm'den nasıl chatleşiyorsa onun için internetten biriyle iletişime geçme yöntemi o. Doğrusunu oturup anlatsan anlamayacaklarını, direneceklerini de sanmıyorum çoğunun.

Şu ana kadar profesyonel hayatta benden küçük biriyle aynı ortamda bulunmadım maalesef, çalıştığım tüm kurumlarda en küçük bendim, o yüzden Z kuşağı anım yok ama arada fakülteden öğrenciler geliyor merak ettiklerini soruyorlar, çalışmaları izlemek istiyorlar. 2004'lü falandır yani ortalama, hepsi çok aklı başında konuşup kendilerini düzgün ifade eden çalışkan çocuklar. Bir tersliklerini görmedim
  • nundu  (08.05.24 13:55:33) 
Fabrikada bir stajyer vardı. Mühendislik öğrencisi. Günlerce not aldı. Ben de çok sade öğretme taraftarıyım. Çocuğa her gün aynı temel bilgiyi söylüyorum. Stajın son günü söylediğim şeyi sordum. Bilmiyorum dedi. :D

Bir de iki üniversite hazırlık öğrencisi gelmişti. Sevgili olup işi bırakmışlar.
  • dissendium  (08.05.24 14:26:33) 
Öğrencilerim has öz hakiki z kuşağı. Bir kız öğrencim yanıma geldi dersten sonra hocam dedi geçen hafta dersinize gelemedim çünkü regl olmuştum ve çok ağrım vardı ondan, yok yazmasanız olur mu? Çok açık sözlü geliyorlar bana bu kadar info gereksiz geliyor.


  • buzbebek  (08.05.24 14:28:33) 
Bizim departmanda her birimiz donusumlu olarak ayda bir, bir kisi cumartesi de calisilirdi. Is yuku cok hafif olurdu, 2-3 telefon mail cevaplardin, koca ofiste tek basinasin, yonetici yok kimse yok, al cayini, kahveni excelde, sirket programinda hafif tempoda calis, kafani dinle iste kebap. Neyse bu Z kusagi arkadas kaldi ilk cumartesinde, sonraki hafta internet log raporlarina bakilmis, bir suru sitede surf yapmis, gunduz maclarini izlemis saatlerce falan:) O sirada selcuksports'un benzeri videostream diye bir yer vardi eksisozluk.com Paso ordan mac izlemis adam:) Patron cildirdi tabi, sen nasil pervasizca ofiste saatlerce mac izlersin falan direk kovuldu.

Bir seferinde de patron sirketinde calisiyordum. Patron otoriter ve zor bir adam. Gun icinde patron bu Z kusagina bir is vermis yap diye, olanlardan habersiz yonetici de baska bir is vermis bizim elemana. Bu gitmis patronun verdigi isi ikinci plana atip, yapmaya baslamamis bile, yoneticinin verdigi ise oncelik vermis:) Patron da "lan sen beni kaale almiyon mu, biz burda bilmemne basi miyiz" diye epey bagirip, cagirmisti:) Patron sirketinde patronun bir dedigi 2 yapilmaz, yonetici falan senin gibi maasli calisandir.
  • freedonia  (08.05.24 15:53:40 ~ 15:57:43) 
bir önceki iş yerimde yetiştirilmek üzere üniversite mezunu bir kız alınmıştı , benim yanıma oturttular iş öğrenmesi için . her fırsatta instagramı açıp ekran kaydırıp duruyordu ben bir şey söylersem telefonu bırakıyor ilk boşlukta tekrar eline alıyordu . uzun tırnaklarından klavye tuşlarına zor basıyor günde en az 10 tane selfie çekiyordu.
bir de mail göndermesi gerektiğinde yanlış yazdığı kelimeleri hatırlamak bile istemiyorum . bunların dışında kız çok cici ve güzeldi . iş aralarında güzel sohbetlerimiz oldu

  • devilone  (08.05.24 17:04:42) 
ben bi grafikerle calisiyordum. uzaktan calistigimiz bir donem. sabah gunluk toplantimizi yaptik. her zaman oldugu gibi gec kaldi :)

sevecegi bir is verdim. super dedi ben bunu hallederim hemen. 2 saat sonra gonderiyorum dosyayi.

4-5 saat gecti, bunaltmakta istemiyorum. dayanamadim sordum, durum ne diye.

abi kusura bakma diziye dalmisim dedi :D

o gun 2 saatlik isi gece 12 de anca bitirebildik
  • foster  (08.05.24 17:24:08) 
[]

Faydalı bir eğitim aldınız mı?

Birkaç saat veya birkaç günde verilen eğitimlerden bahsediyorum.
Böyle bir eğitim aldınız mı? Çok faydalı veya çok faydasız mıydı?



 
Kısa eğitim olarak çeşitli seminerlere katılmıştım ama bir faydasını göremedim. CV'ye yazmıyorum. Etkisini gördüğüm eğitimler uzun süreliydi. En az iki ay.

Ekleme: Bir de Boğaziçi görünce aklıma geldi. Eğitim alacaksanız parayı basıp iyi üniversitelerden almaya çalışın. Boğaziçi, İTÜ gibi. İleride bütçe ayırabilirsem Boğaziçi'den almak istediğim bir eğitim var.
  • dissendium  (07.05.24 14:58:07 ~ 15:05:00) 
datacamp.bogazici.edu.tr

iki gun cok iyi yukleme olmustu.
  • gule gule  (07.05.24 14:59:23) 
ileri düzey excel eğitimine katılmıştım, çok faydasını gördüm. o eğitim olmadan kendim araştırarak, video izleyerek de öğrenir miyim? belki evet ama uzun zaman alabilirdi.
onun dışında 1-2 günlük çok eğitime katıldım, birçoğunun kalıcı bir faydasını görmedim. bir tek segem sertifikası almak için katıldığım eğitim dolu doluydu. diğerleri çer çöp

  • mustafakesekci  (07.05.24 16:59:51) 
Yöneticilik programında bir eğitim aldim (uygulamalı bir egitimdi, ekip yönetimi icin) kendim hakkında çok şey öğrendim. Üzerinden bir sene geçti hala aklımda.

Onun dışında etkili sunum eğitimi de çok iyiydi Amerika'dan bir danışman tarafından verildi.

Bir de insights egitimi almistim. Onda garip olan insights sonuçları yesil/sari/kirmizi giderken 20 kisilik ekipte beni yüzde 70 kırmızı yüzde 40 sarı koydular kimse yeşil, mavi demedi :)

Design thinking eğitimi de aldım. Acayip güzeldi, iki gün boyunca sıfırdan bir ürün dizayn edip bütün design thinking metodlarini kullandık. Su an bile beyin firtinasi yaparken kullanıyorum hatta Amerika'daki ekipten randevu Alip "şöyle bir şey var, hangi metodlari kullanayim" diyorum.

Vallaha soru sayesinde son bir senede çok güzel egitimler aldığımı gördüm.

En kötüsüyse COVID dönemi olan genç lider programiydi. Normalde Avrupa'da hep beraber bulusup vs oluyor ama olmadi patladi. Hep onlinedi sunumlar falan kesinlikle aynı etki değildi. Oradan hiçbir şey hatırlamıyorum eğitim olarak misal.

Bir de filipinlilerle nasıl calisilir eğitimi almistim, kadının "bunlar her şeye pozitif yaklasir her şeyi yapariz der yapamayacak olsa bile" demesi hala aklımda. Harbiden oyleler :)
  • logisticsmanager  (07.05.24 17:53:49) 
ben 3 aylık dikiş eğitimi aldım. kendi pijamımı, 2 parçalı eteğimi, yatak yüzümü, perdemi daha birçok şeyimi dikebiliyorum. ayrıca kumaş alırken, elbise seçerken dokusundan kalitesini anlayabiliyorum.

2 senelik enstrüman eğitimi aldım maalesef solfej okuyamıyorum ama belli başlı parçaları çalabiliyorum. üzerine gitsem daha iyi olurum ama buna sıra gelmiyor çünkü dikiş tüm vaktimi alıyor.
  • geveze yazar  (07.05.24 18:54:36 ~ 18:55:59) 
Almanya’da liderlik eğitimine katıldım. Aldığım en iyi eğitimlerden. Beni gerçek anlamda değiştirdi.


  • gabe h coud  (07.05.24 20:21:44) 
Merhaba, mesleki eğitimler yıllar içinde çok faydalandıklarım oldu.
Şahsım adına aldığım en iyi eğitim, Şiddetsiz İletişim eğitimleriydi. Herkese öneririm. Kendime, hayata bakış açım inanılmaz değişti ve gelişti.

  • from where i ride  (08.05.24 11:12:03) 
Cevaplar hep mesleki eğitimlerden geldi ama sorarken benim aklımda daha çok nefes eğitim, özşefkat, yoga, hızlı okuma vs. gibi konular vardı.


  • michael_knight  (08.05.24 11:17:17) 
[]

Discord nedir?

Discord nedir?
Neden tercih ediliyor? Sahibi kim?



 
Eski forumların uygulamalı(App) hali gibi düşün.

Sesli, görüntülü görüşmeye de izin veriyor. Genelde oyun oynayanlar onun üzerinden yayın veya paylaşım yapardı ama bizim arkadaş grubumuzun discord serverı da var mesela. WhatsApp veya telegram göre daha düzenli, tablı(başlıklı) sekmeler açabiliyorsun. Bence cidden yeni nesil forum bu işte :D
  • nhk ni youkosu  (03.05.24 13:24:21) 
Twitch'in yan ürünü olarak ortaya çikti. Twitch'deki chat'in farkli bir versiyonuna da sahip. Ayrica Telegram gibi yazip konusabiliyorsun private olarak.


  • Yourcousinmarvinberry  (03.05.24 13:25:20) 
Arkadaş grubuyla iletişimde kalabilmenin en kolay ve iyi yolu.

Sunduğu özellikleri (bütün server üyelerine görünür, sürekli açık voice channel, ekran paylaşımı vs.) Discord kadar iyi sunan başka bir uygulama benim bildiğim pek yok.

Birisini aramaya üşenen ve çok da sosyal olmayan bir insan olarak, arkadaşlarımın server'da hali hazırda zaten konuşuyor olduğunu görünce direk bağlanıp 15-20 dk. sohbet edip daha sonra istediğin zaman çıkmak kadar sosyal olarak tatmin edici bir şey yok.

Sahibini tanımıyorum.
  • king lizard  (03.05.24 13:35:48 ~ 13:39:21) 
Arkadaşlar gerçekten aptala anlatır gibi anlatabilir misiniz?
Sadece özel server'lara bağlanarak mı çalışıyor yoksa Whatsapp gibi merkezi bir yere de bağlanıyor mu yoksa ikisi birden mi?
Gizlilik sağlamak için Whatsapp ve Telegram'a göre bir avantajı var mı?

Yapay zeka tool'larından bazılarını kullanabilmek için girmek zorunda kalıyorum ama hiçbir şey anlamıyorum.
  • michael_knight  (03.05.24 13:35:51) 
Kurulan server'ları adı server ama aslında kendi altyapını kurmuyorsun tabii ki hepsi Discord'un kendi altyapısında, Discord'a bağlı.

O yüzden Whatsapp ve Telegram'a göre gizlilik sağlamak için bir avantajı olduğunu sanmıyorum.
  • king lizard  (03.05.24 13:49:03) 
elinizde 3 kişilik, 500 kişilik ve 100 bin kişilik 3 grup/topluluk var diyelim. bu 3 gruba da aynı anda hizmet verebilen(yönetim veya katılımcı iki taraflı da) bir uygulama olduğu için kullanılıyor.

istediğiniz gibi özelleştirebiliyorsunuz, yönetebiliyorsunuz ve arayüzü de çok kolay. serverlar @king lizard'in dedigi gibi.
  • gule gule  (03.05.24 14:01:54) 
bu kadar yaygın olmasının sebeplerinden biri teknik olarak başarılı olması. tüm platformlarda ve web'de iyi şekilde kullanılıyor.

gizlilik konusunda bir iddiası olduğunu sanmıyorum, varsa bile mesnetsizdir ve o amaçla kullanılamaz.

kendisi aynı zamanda kahvehane gibi. server'ları kahvehane, içindeki odaları da masa gibi düşünün. istediğin kahveye gidip istediğin masaya oturabiliyorsun.

özelleştirme oranı yüksek. hem ücretli hem ücretsiz seçeneklerle kullanılıyor.

biz evden çalışıyoruz ve iletişim, dosya paylaşımı, başka araçlarla entegrasyon, geçmiş konuşmalarda arama, video görüşme, ekran paylaşımı gibi amaçlar ile hem slack hem zoom kullanıyoruz.

discord bu işleri iyi yapıyor. o yüzden aramızda "slack ve zoom'a para ödemekten vazgeçip, bedava discord'a mı geçsek" tartışması oldu. bedavasında bazı özellikler kapalı, paralısına geçersek bile daha az ödemiş oluruz şeklinde konuşuldu.

kendine ait bir sunucuya kuramıyorsun. yani data'n onlarda.
hatta oluşan datayı satmak ve özel amaçlar için kullanmak konusunda cömertler bildiğim kadarıyla.
  • biseysorcaktim  (03.05.24 14:12:52) 
Biz çok bir özelliğini kullanmıyoruz, en basit olarak server oluşturmayı whatsapp grubu kurmak gibi düşünün bu serverların içerisinde sürekli aktif olan ses kanalları var buraya bağlandığınızda (bağlanmak derken tek tıkla oluyor bu) o an orada olan diğer kişilerle doğrudan konuşmaya başlayabiliyorsunuz, arama kapama çaldırma vesaire yok. Bununla birlikte aynı ekranda yazışma paneli de bulunuyor. Ortak kanaldan müzik vs dinletme, ekran görüntüsü üzerinden yayın açma gibi özellikleri de var.

Ses çözünürlüğü skype gibi muadillere göre daha tatmin edici. Oyun oynarken kullanıyoruz. Başka topluluklarla bir ilişkimiz yok, sadece grup içi iletişim.

Güvenlik konusunu da düşünmedik hiç bu sebeple. Ekstra bir güvenlik sunduğunu sanmıyorum +1
  • akhenaten  (03.05.24 14:22:20 ~ 14:24:58) 
belirli bir amaç için öğrenci grubu vs kullanılabilir ama burası güvenli bir platform değil, bilmediğiniz her sunucuya dahil olmanızı ya da kişisel bilgilerinizi bu platformda çok fazla sunmanızı tavsiye etmem.


  • titanic kemancısı  (03.05.24 14:24:52) 
Eskiden teamspeak vardı, oyunun içerisinde teamspeak ile oyuncular birbiri ile konuşabilirdi. Teamspeak bazı yönlerden yetmediği (arkadaşının oyununu izlemeyediğin, karşılıklı oynayamadığın vs.) için discord geliştirildi diyebiliriz. Discordun çıkış mantığı budur. Gerçek amacı ise; oyun içerisinde sesli sohbet ortamı yaratmasıdır. Misal bu özellikler bugün PS5' e bile entegredir.

Mesajlaşma sistemi merkezidir. Yazdığın yaptığın herşey discord sunucularında saklanır.
  • krtkartal  (03.05.24 19:18:26) 
[]

Sosyal medya paylaşma linkinde kullanıcı adı yazıyor mu?

Tiktok'ta bir videoyu "paylaş" diyerek linki kopyalarsam gönderdiğim kişide benim kullanıcı adım yazıyor.
"michael_knight paylaştı" gibi bir şey yazıyor.

Benzer durum sık kullandığımız diğer sosyal medyalarda da var mı? Twitter, YouTube, instagram, Facebook, Spotify vs.
Tiktok'ta kullanıcı adımı belli etmeden paylaşmam mümkün mü?

 
[]

Pasaport yenilemek ne kadar sürüyor?

Pasaportumu yenilemem gerekiyor. Ama bir yandan da pasaportla yapmam gereken işlemler var yakın zamanda o yüzden ne kadar süreceğini merak ediyorum.

- İstanbul'da son zamanlarda pasaport yenileyen oldu mu, kaç gün sürdü?
- Yeni doğan oğluma 15-20 gün önce ilk pasaportunu çıkarttırmıştım ve 5-6 gün sürmüştü, benim pasaportumun yenilenmesi de aynı süre midir?

 
maks 10 gün


  • numlock  (28.04.24 20:10:31) 
yenileme diye bir olay yok sıfırdan pasaport başvurusu yapıyorsunuz her halükarda. sonra da ankaradan postayla geliyor. bu ara randevu sıkıntısı yok hemen tamamlarsını başvuruyu. bir ay önce benimki 3 günde geldi. geçen hafta arkadaşınki ertesi gün ulaştı. ikisi de istanbul. yolda kaybolma gibi ekstrem bir olay yaşanmadığı sürece 1 haftayı geçmez.


  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (28.04.24 20:51:36) 
- İstanbul'da son zamanlarda pasaport yenileyen oldu mu, kaç gün sürdü?
+ İkinci pasaport başvurusunu 22 Mart Cuma yaptım, 25 Mart günü gelmişti.

@kanatlı kontun müşfik öpücüğü -- +1
  • put it in your appropriate place  (28.04.24 22:21:23) 
eskisini iptal ettirmenize gerek yok bu arada. ikinci pasaport olarak yasvuru yapacagim deyip nedeninizi sundugunuzda ikinci pasaportu alabiliyorsunuz, ilki de sizde kaliyor.


  • sanal uyku  (29.04.24 01:13:54) 
Merak eden olursa bilgi olsun;
29 Nisan'da başvurdum.
30 Nisan'da postaya verdiler ve Posta Takip Kodu verilmişti.
3 Mayıs sabahı ilçenin PTT'sine geldi.
6 Mayıs'ta getirdi görevli.

Yani pasaport çok hızlı hazırlandı, PTT biraz uzun sürdü ama toplamda yine de 7 gün.
  • michael_knight  (13.05.24 12:08:01) 
[]

Aşırı zenginler hangi ürünleri kullanıyor?

Jeff Bezos, Ali Koç kadar varlıklı zenginlerden bahsediyorum, hangi günlük ürünleri kullanıyorlar?
Diş macunu Colgate, el sabunu Dove değil herhalde Ali Koç'un.

Bizim asla adını duymadığımız çok özel markalar var mı bu insanlar için yoksa Macro Center'da satılan en iyi ürün neyse onu mu kullanıyorlar?

Diş macunu, tuvalet kağıdı, sabun, gazoz, parfüm, şampuan, deodorant ve bunun gibi aklıma gelmeyen ürünler.

 
gizemli urunler kullandıklarını sanmıyorum. ya marketteki ürünlerden yada channel, gucci gibi pahalı ama bilinen şeyleri kullanıyorlardır. zira bu ürünleri aramak, keşfetmek ciddi emek ve zaman gerektirir. dünya kadar işlerinin arasında bunları araştıracaklarını sanmıyorum.


  • buenosdias  (24.04.24 17:39:09) 
www.vice.com

bunu ornek olarak verdim, bu tarz bir suru baska butik, luks urun/marka var. adini bile duymadigimiz daha da luks urunler elbette ki vardir. colgate de kullanan zengin vardir illa ki ama cogunlugu luks marka kullaniyordur diye dusunuyorum. bu urunleri aramak, kesfetmek icin ciddi zaman harcamalik bir durum yok cunku sadece zenginleri hedef alan pazarlamacilar var onlara ulasan.
  • hot potato  (24.04.24 18:06:52 ~ 18:07:58) 
Ozel kozmetikciler var kisiye gore urun uretiyor


  • duyurukullanıcısı  (24.04.24 19:50:24) 
  • foucauldian  (25.04.24 01:30:39) 
Bill gates casio saat kullanıp mcdonals'tan yiyor.


  • ferenc  (25.04.24 01:45:24) 
yani bezos kadar olmasa da çok çok zengin genç ve yaşlı sanayici tanıdıklarım var. normal senin benim kullandığımız ürünleri kullanıyorlar. sadece şimdi sen sorunca fark ettiğim parfüm konusunda daha farklı şeyler kullanıyorlar. ama öyle binlerce dolarlık parfümler değil, bulmuş kendine yakışan kokuyu sadece onu kullanıyor. hepsinin yadigarlık lüks saatleri var ama günlük yaşamda takmazlar pek.


  • numlock  (25.04.24 01:48:52) 
Birbirlerinden görerek markalar yayılıyor zaman harcamaya gerek yokx
Ali Koç’u bilemem de Rebul’un sıvı sabunu 700 lira mesela. Vakti zamanında bir çevrede iken sabun kolonya oda için koku çubukları vs hep aynı kokudan kullanırdım. Benim evdeki sabun Rebul ise onların bizim hiç bilmediğimiz markalardan seçimleri olabilir veya Dove alıp geçebilirler tabii hepsi aynı halt diye :)

  • cilekli pasta  (25.04.24 03:10:39) 
Aşırı zenginleri, dünya ile bağlarını koparmış, günde 20 saat çalışan uhrevi kişiler gibi görenler var. Ben de birkaç yıl önce aynı şeyi cep telefonu olarak merak edip sormuştum yani dünyadaki milyarderler, bizim beyaz yakalının borç harçla aldığı son model akıllı telefonlarla aynı şeyi mi kullanıyor diye; o zaman da yok zenginler çok takmıyor, tuşlu telefon kullanıyorlar vs diyen vardı. Yani böyle takılan zenginler de vardır da gösteriş hastası petrol zenginleri falan da var bu dünyada. Bence kesin altın kaplama klozet tadında gereksiz lüks tüketim günlük eşyaları vardır.

Bi ara ekşide Beymen'deki metal bir kürdanla ilgili başlık açılmıştı, tek kürdan bilmem kaç liraydı. Yani onun gibi şov amaçlı eşyalar vardır zenginlerde, hepsi tibet keşişi gibi maddi yüklerden arınmış sadece çalışarak yaşamıyor sonuçta :)
  • nundu  (25.04.24 09:31:02) 
Ben Ali Koç ile aynı tuvalet kağıdını kullandığıma inanmıyorum. (Selpak)


  • michael_knight  (25.04.24 09:53:34) 
[]

Maaş mı şirket sahibi olmak mı daha kazançlı?

Ayda 100 bin lira brüt maaş alan bir çalışanla ayda 100 bin lira kar eden bir şirket sahibini karşılaştırsak hangisinin cebine bir yılda daha fazla para girer?
Şirket sahibinin sadece yeteneği ve zamanını sattığını, herhangi bir malzeme masrafı olmadığını ve 10 bin lira iş yeri kirası ödediğini varsaysak.

Maaşı çalışanın aylık ortalama kazancı 65 bin lira oluyor. Şirket sahibi için nasıl bir tahmin yapabiliriz?
(Pek çok harcamasını masraf yazabilecek ama mesela muhasebeci parası, defter masrafı vs. ödeyecek)

 
Şirket sahibi olursanız, hukuki olarak işçi değilsiniz ve işveren olursunuz. Dolayısıyla bazı avantajlarınız olur, ancak örneğin SSK primi yerine BAĞKUR primi ödersiniz ve daha yüksektir. Ayrıca muhasebeci tutmanız ve her ay devlete vergisel konuları iletmeniz gerekir. Bu süreçte hata yaparsanız ceza ödersiniz vs. Yani işveren olmanız çok daha fazla efor ve risk içerir.

Tek müşteriniz olacaksa maaşlı devam edin. Birden fazla müşteriniz olursa zaten fatura düzenlemeniz gerekecek, ve işveren olmanız gerekecektir.
  • alfired  (22.04.24 12:51:31) 
Vergilerle ilgili kabaca bir fikir edinmek için sormuştum.
Maaşlı çalışanın eline 65 bin lira geçerken şirket sahibinin eline 80 bin lira mı geçecek mesela?

  • michael_knight  (22.04.24 12:53:51) 
Şirket şahıs şirketiyse gelir vergisi oranları ve dilimleri aynı şekilde. Avantaj olarak olarak yemek, benzin vb giderlerinizi vergiden düşebileceksiniz. Dezavantaj olarak muhasebeci ücreti, bağkur primi vb ücretler olacak. KDV konusundan bahsetmemişsiniz, eğer %20 KDV ile fatura kesip brüt 100 bin lira alacaksanız vergi matrahınız düşük olacağından ekstra avantaj olur. 100 bin net üzerine kdv kesecekseniz de o kdv'nin bir kısmını giderlerden dolayı ödemeyeceğiniz için yine ufak bir avantaj olur.

limited şirketse şu an %25 kurumlar vergisine tabi. giderlerinizi de yine düşeceksiniz vergiden. Dolayısıyla 80 bin gibi bir şeye gelecek. sanal ofis ücreti ödemeniz veya ofis olarak kullanabileceğiniz bir adresiniz olması gerekecek. Muhasebe ücreti biraz daha fazla olacak. Bir de ticaret odası aidati var. Ayrıca şirketten kendi hesabınıza para çekerken kar payı ödemesi olarak çekerseniz %15 stopaj var sanırım. Avans olarak çekerseniz yok vergi.

Her iki alternatif için ayrıntılı hesaplama yapmak gerekir ama gider gösterebileceğiniz giderlerinizin büyüklüğüne göre şirket daha avanajlı olur muhtemelen.

tabi diğer arkadaşların da ilettiği gibi kıdem tazminatı, işsizlik ödemesi vb gibi özlük haklarınız olmayacak, yıllık izin, resmi tatil izinleri gibi konular da müşterinizle sözleşmenizin konusu olacaktır.
  • perferil  (22.04.24 13:36:17) 
şirket sahibi olmak daha iyi. bankalarla anlasırsın calısanların promosyonuna cokersın :)


  • sizofren06  (22.04.24 13:45:45) 
100k maaşı brüt değil net olarak varsayarsak aynı karı elde etmek için en az 2 kat kazanç lazım. İşverenlerin sabit giderleri var, kira, stopaj, muhasebe vs vs. kar oranına göre cironuzun da en az 3-5 kat olması lazım. Özetle ayda 400-500k döndürebilecekseniz şirket açmak mantıklı.


  • kimlanbu  (22.04.24 14:28:06) 
[]

Sokakta satış yapmanın cezası kaç lira?

Termosuma filtre kahve doldurup İstanbul'da yoğun bir yerde bardak bardak satmak istiyorum. Bu hafta sonu "mekanlara boykot" meselesi varken aslında bunu denemek için en iyi zaman.
Sokakta satış yapmanın cezası kaç lira?
Ceza dışında termos ve bardaklarıma ve da el koymaya hakları var mı?
Zabıtaya kimliğimi göstermek, ceza kesmesi için ismimi söylemek zorunda mıyım?
Belediye zabıtasının vereceği ceza dışında bir sıkıntı var mı?
Seyyar mafyası bıçaklar mı?

Yüzde 99 ihtimalle böyle bir şeyi yarın yapmam ama bir gün yaparım diye düşünüyorum.

 
Yasak, vergisiz kazanç oluyor bu. Zabıtanın insiyatifine bağlı işlem yapıp yapmamak. Ama birisi şikayet ederse de (ki ben esnaf olsam net şikayet ederdim) mecbur işlem yapmak zorunda (yine insiyatif kullanıp ceza yazmayabilir ama tezgahı kaldırtır her türlü). İsterse malzemelere el de koyar.
Seyyar mafyası nerede yapacağınıza bağlı, bazı yerlerde o tarz işler olmaz ama bazı yerlerde de göz açtırmazlar, çökerler.

  • pianeta  (19.04.24 20:30:44) 
Galatasaray üniden birkaç öğrenci zamanında tam olarak senin gibi Ortaköy'de termosla çay satalım lan diye böyle bir maceraya girmişler sadece birkaç dakikada esnafın gazabına uğrayıp vazgeçmişler.

İstanbul gibi yerde göz açtırmazlar muhtemelen ama deneyin sonucu da yazın bir şey olmazsa biz de deneriz.
  • chicha_v2  (19.04.24 21:52:40) 
Sahil gibi yerlerde gezen elemanlar oluyor. Onlar oranın gediklisi. Zabıta ve esnaf sorun yapmazsa bile onlar da yapabilir.


  • dre mithatoğlu  (20.04.24 10:23:31) 
bunu yaparak teorik olarak su anda soru sordugun insanlarin parasini cebine indirmis oluyorsun.

vergisiz kazanc ahlaksizca bir seydir. yapma.
  • bohr atom modeli  (20.04.24 10:54:33 ~ 10:54:59) 
[]

Overbooking'den hangi aşamaya kadar korkmalıyız?

Overbooking sebebiyle uçağa binememek riskinden ne zaman tamamen kurtulmuş oluyoruz?
Online check-in sonrası? Valizi verdikten sonra? Koltuğa oturduktan sonra?



 
Benim bildiğim online checkin ile gg wp oluyor. Aynı bileti iki farklı kisiye kestiklerini görmedim duymadim (yani 23-c michael ve 23-c logi diye)


  • logisticsmanager  (17.04.24 18:21:56) 
online checkin, fakat artık standart 24 veya 48 saat öncesi olayı kalkmış sanki ya. Çoğu firma bilet alırken x lira daha ver şimdi koltuğunu seç vs. diyor. Checkin'i 1 ay önceye kadar yapan firma da gördüm (WizzAir). Bir biletimde önceden checkin yaptım, dönüşüm çok önemli olmadığı için koltuk satın almadım onu 24 saat önce yapabilirsin diyor. Herkes koltuk satın alıyorsa yer kalmama ihtimali var :D

Fakat bir kere başımıza geldi, biletleri ayrı ayrı aldığımız için havaalanında checkin yapalım yan yana oturalım demiştik overbooking dediler. 400'er euro aldık, uçuş bulamasalar otel de ayarlayacaklardı sonraki gün gidecektik ama 2 saat içinde başka bir uçuş buldular onunla gittik. (Gatwick yerine Heatrowa uçtuk ulaşım parası arttı ama olsun) 2 saat rötarla 800 euro cebe geldi. Aslında öğrenci falan olsam, illa yetişmem gereken bişey olmasa checkin yapmayıp risk alırdım.
  • nhk ni youkosu  (17.04.24 19:08:09 ~ 19:08:20) 
uçağın kapısında teklif ettiklerine 2-3 kez şahit oldum. (kapıya gelince checkin, güvenlik vs. işlemleri zaten bitmiş oluyor).

koltuktan kaldırma olayını da 1 kere gördüm, kavga çıktı. (overbooking miydi, yetkili biri mi uçacaktı son dakika bilemiyorum net olarak).
  • brkylmz  (17.04.24 23:27:21) 
[]

Yurtdışında çalışan Türkler birikimlerini ne yapıyor?

Genelde birikimlerini nerede tutuyor, nasıl değerlendiriyorlar?
Türkiye'ye para getirmek veya yurtdışına geri götürmek zor ve pahalı mı?
Türkiye'deki varlıkları ve bunlardan elde ettikleri gelirler yurtdışındaki vergilerini etkiliyor mu?


 
Ülkesine göre değişir. Eu içinde bile değişiyor. Genel olarak eu’ya para getirince kaynak sorar açıklama ister, miktara bağlı olarak belge ister. Tr den elde ettiğin gelirleri de beyan etmen gerekiyor buna göre vergi oranı çıkıyor. Tr, eu sistemine entegre değil o yüzden takibi zor. Eu’daki beyax yaka uçuk maaşlar almıyor, aldığını da harcıyor. Eskinin alamancısı gibi dişinden tırnağından artırmaya çalışmıyor. Benim gördğklerim max. yaşadığı ülkede ev almaya çabalıyor.


  • ya volna  (16.04.24 18:32:48) 
Yani kendim örnek verirsem ben etflere yatırıyorum, amacım da ev almak tabi.
Onun dışında yatırım yapilabilecek scpi denilen bina/ofis vs yatırımı olan şeyler var.
Onun dışında bazi sirketlerde sirket hissesi alirsan o kadar da sirket senin adına alıyor misal (5 sene satamama falan gibi şeyleri vardi).

Ben Türkiye'de bir yatırım yapmıyorum dönme gibi bir planim olmadığı için.

Cevremde aldığını harcayan herhangi bir milletten pek tanıdığım yok. Herkes bir şekilde yatırım peşinde, ilk evini alma pesinde. Tabi yasanilan ülkeye, şehre göre çok değişir. Paris'teki kişi ile beziers'de yaşayan kişinin ev alma hızı arasında deli fark var misal.

Türkiye'ye para getirmek (banka üzerinden) kolaydir ama gene bati Avrupa'ya Türkiye'den ya da benzer ülkelerden para getirmek kolay değil. Getirdiği paralarin bankalar tarafindan reddedildiği arkadaşlarım oldu. O konuda sıkı.

Vergileri etkiliyor mu; yani Fransa'da Türkiye'den gelirin varsa soylemezsen ve ileride sistem birleşimi ile ortaya çıkarsa opebilirler. Genelde opulenler fakirim diyip Türkiye'de evi, kira geliri falan olanlar.
  • logisticsmanager  (16.04.24 18:46:00) 
Kendim dahil cevremde gordugum ornekler:

1. Yasadigi ulkede en az 1 ev almayan yok gibi
2. Yurtdisinda ETF'ler (satistan elde edilen kar yasanilan ulkede vergiye tabi)
3. Turkiye'de fonlar (satistan elde edilen parayi yasanilan ulkeye transfer etmezsen, Turkiye'de tutarsan vergiden kaciniyorsun)
4. Turkiye'de evler (genelde bir tane Istanbul'da, digerleri Ege sahil boyunca)
  • sertac akin  (16.04.24 19:45:11) 
Hazineye ait Eurobondlar'da. ikamet yurtdışı ise vergiden muaflar. bu yüzden müko bi yatırım aracı gurbetçiler için.


  • zeleno  (16.04.24 20:06:36) 
Kazandigimin ciddi bir kismi mortgage odemesine gidiyor, 25.5 senesi var. Onun haricinde yasam giderlerim dusuk, maasin geri kalaniyla genelde sp500 veya benzer sekilde Kanada borsa endeks fonlari ariyorum genelde her ay. Abim Turkiye'den ev al arsa al falan dedi ama pek guvenmiyorum o ise, zaten takibini yapamam buradan agri.


  • hot potato  (16.04.24 20:25:58) 
benimki borasada.
banka araciligiyla pahali. fiziksel olarak cikardigin ya da getirdigin paranin da kaynagini aciklamak zorundasin. yoksa cezasi var. sinir 10k€ idi galiba ama emin degilim.

tr'deki gelirin zaten tr'de vergileniyor. genelde ülkelerin double taxation anlasmasi vardir. eger kira vergisi türkiye'de %25 x ülkesinde 30% ise 25ini tr 5ini x ülkesi alir. y ülkesinde 20 ise, y ülkesi büyük ihtimal bir sey almaz ama beyan etmek gerek her seyi.
  • robert bosch  (16.04.24 21:30:05) 
[]

iPhone yıllık maliyet

iPhone'lar arasında seçim yapmaya çalışıyorum. Anneme alacağız.
Bir iPhone'un çıkışından itibaren 7 yıl kullanılacağını ve bozulmayacağını/kırılmayacağını varsayarak şöyle bir hesap yaptım.

- iPhone 12 64GB 26000 TL (2020) 3 yıl 8666 TL/yıllık
- iPhone 13 128GB 370000 TL (2021) 4 yıl 9250 TL/yıllık
- iPhone 14 128GB 44000 TL (2022) 5 yıl 8800 TL/yıllık
- iPhone 14 Plus 50000 TL (2022) 5 yıl 10000 TL/yıllık
- iPhone 15 128GB 52000 TL (2023) 6 yıl 8666 TL/yıllık
- iPhone 15 Plus 57000 TL (2023) 6 yıl 9500 TL/yıllık


Yukarıdaki tabloya bakınca iPhone 15 almak en mantıklı göründü bana.
Gözümden kaçan detay, sizin önereceğiniz başka bir düşünme/hesaplama şekli var mı?

 
En mantıklısı bence 13 bu tabloda çünkü 12’ye göre bariz daha iyi kamera var. Yani 12 serisi artık bence alınmaz. 13-14-15 arasında (hatta buna 12 de dahil edilebilir) kullanıcı deneyimi açısından anlamlı fark yok. Yazılım desteği açısından elbette 15 en doğrusu fakat onun da fiyatı malum. Yine 13-14-15’in kameraları da birbirine yakın, hepsi memnun eder.

O yüzden en mantıklısı fiyat/fayda açısından 13.
  • orient blue  (14.04.24 10:53:07) 
@orient ama 13'ün yıllık maliyeti 9250 TL. 15'in ise 8666 TL. Hem de 15 alınca yeni telefon almak sebebiyle gelen bir keyif de var.
Neden 13'ün sizin açınızdan öne çıktığını anlayamadım.

Ben fiyatlara yıllık maliyet olarak bakıyorum, bir kerelik yüksek-düşük fiyat olarak bakmıyorum.
  • michael_knight  (14.04.24 10:58:30) 
Annene niye en üst iPhone alıyorsun? O telefon kamerası için alınır. Kamerasını hakkını verecek kadar kullanacak mı? Para odaklı değil, kullanım odaklı seçim yapmak daha iyi sonuç verir.


  • dissendium  (14.04.24 11:17:36) 
yanıt vermek için giriş yaptım.

bende böyle bakarak android fancılığımı kenara bırakıp s20 fe den bu cihaza geçtim. kalite evet. ve yine evet ki bu mantıklıydı. son taksidi bu ay ödeyeceğim. yıllık maliyet yüksek görünse de 1 yıl sonra dahi bu fiyatın çok üstüne satabileceğimi düşünüyorum. öyle olmasa dahi yeni bir iphone kullanıcı oluyorsun. bence son seriden devam. yeni modelin çıkmasına yarım yıl var.
  • baldan kaymak  (14.04.24 11:22:17) 
@dissendium
Anneme en üst iPhone alma sebebim yıllık maliyet olarak onun en ucuzu olması.
Annem telefonunu güzel kullanır, kırılmaz, çizilmez, bozulmaz. Ondaki telefon kullanım ömrü boyunca yaşar genelde. Yıllık maliyetinin daha ucuz olmasına ek olarak en yeni iPhone'u almanın keyfi de olacak. Kamerası annem için çok önemli değil, o kadar özenli fotoğraflar çekmez.

Daha savurgan olduğum için değil daha tutumlu olduğum için pahalı olanı tercih ettim.

@baldankaymak iPhone alma konusunda bir tereddüt yok. Anneme daha ucuz diye android aldık. 2 yıl olmadan saçmalamaya başladı. Sonunda hem daha kalitesiz hem de daha pahalıya geldi o iş. Youtube izlerken telefon çalamıyor vs.


Ek: Çok yanlış bir düşünme şeklim mi var ki orient ve dissendium'a 15 seçme sebebimi doğru aktaramadım?
  • michael_knight  (14.04.24 11:35:35) 
ben s serisinden memnundum.

ama fiyatı iphone 11 ile aynıydı. sonrasında ne mi oldu iphone 11 2 katı fiyatına çıktı. s serisi cihazım yerinde kaldı. donma kasma yaşamadım.

s serisi bakabilirsin fp arıyorsan. ama yine de iphone değer kaybı az.
  • baldan kaymak  (14.04.24 11:49:34) 
ben sizi anladım fakat 13 ile 15 arasında ne tasarım, ne performans, ne de kullanım deneyimi açısından anlamlı fark var. iki cihazı sadece ekranlarını görebileceğiniz şekilde önünüze koysalar farkı anlamazsınız (aynı anda test edip 15’in daha hızlı olduğunu görmezseniz). o yüzden pahalısını almanın bir anlamı yok. aradaki hız farkı da gündelik hayatta anlamı olmayacak kadar az.

yıllık maliyet hesabı da finansal açıdan yanlış. önemli olan toplam cebinizden çıkan para. gerçi enflasyonu dahil edip ona göre hesaplamak lazım ama çok büyük farklar yaratmaz bu miktarlarda. o yüzden cebinizden çıkan toplama bakın. birine 37 bin, diğerine 52 bin veriyorsunuz ve ikisi de pratikte aynı telefon. en yeni telefonu kullanma keyfi de pek anlamlı değil zira 5 ay sonra yenisi çıkacak.

siz bilirsiniz tabii.
  • orient blue  (14.04.24 11:57:59) 
yıllık maliyet hesabı finansal açıdan doğru.

size iki anlaşma önerseler:
1) 6 yıl sabit tutar
2) 3 yıl sabit tutar sonra değerleme

böyle bir ortamda hangisini tercih ederdiniz?

sadece yenisini alırım yanıtınız var ise 2.tercih edilir. siz uzun vadede üzmeyecek bir çözüm arıyorsunuz annenize. her halükarda mantıklı çözüm 1 yani iphone 15 olurdu.
  • baldan kaymak  (16.04.24 12:55:54) 
ucuz olsun diye dandik android alıp 2 sene sonra bozuldu diyip, 7 sene kullansın diye iphone 15 düşünmek çok mantıklı değil. Geçen senenin samsung amiral gemileri gayet hesaplı şu an. Onları da minimum 5 sene kullanırsınız. Telefonu ikinci elde satma planınız da olmadığına göre sizin için daha kârlı olur.

Bence iphone almanın androide göre tek mantıklı yanı ikinci el fiyatı. Ben hayatımda hiçbir telefonu ikinci el alıp satmadım, böyle bir niyetim olsa istemeye istemeye iphone alabilirdim belki. Onun dışında annenizi minimum 5 sene sorunsuz götürecek telefon olarak galaxy s23 serisine bakabilirsiniz.

İlla iphone olsun derseniz de anneniz iphone 13'ü niye 5 sene kullanamıyor onu da anlamadım. 4 sene dolunca telefon kendini imha mı edecek? Güncelleme almayı kesse bile minimum 2 sene daha kullanılıyor iphonelar gibi gözlemledim hep. Ama sizin 15 alasınız var gibi, o zaman onu alın içiniz rahat etsin
  • nundu  (16.04.24 13:08:19) 
@nundu Android-iOS konusunda kararımızı verdik. Tüm dünyada tarafların tartıştığı, biraz da takım tutma haline gelmiş bir konu. O konuda sizin de benim de fikrimiz aynı kalacak.

13'ü belki 5 sene de kullanabilir ama ben hesaplama yapmak için toplam ömrü çıkışından itibaren 7 sene olarak hesapladım. Hesaplama yapabilmek için bir kullanım yılı tahmin etmem gerekiyordu, o şekilde tahmin ettim.

Bütün bu hesaplamayı yaptıktan sonra farkettim ki iPhone 12 ile iPhone 13'ün işlemcileri aynıymış. Tüm hesabım şaştı, kafam karıştı.
  • michael_knight  (16.04.24 13:42:23) 
[]

Yurt dışında altın

Kuyumcudan çeyrek, gram altın alıyoruz ya biz para biriktirmek için;
yurt dışında (doğumuzdaki ve batımızdaki ülkelerde) bu şekilde altın alınıyor mu?
Yatırım veya biriktirme amacıyla aldıkları fiziki bir ürün var mı?


 
Geçenlerde bu sorunun benzeri sorulmuştu. Yurt dışı deneyimli biri "onlar altın vb. almaz, enflasyon olmadığından bu tip şeyler orada değerlenmez. Hisse senedi alırlar, yatırım denince onlar bunu bilir" benzeri bir şey söylemişti, aklımda kalanlar bunlar.


  • zaman ilac degil insanlar unutkan  (04.04.24 10:49:20) 
@zaman Yurt dışı sadece Avrupa ve ABD'den oluşmuyor ki.
İflas etmiş devletiyle Lübnan var, yasaklarla dolu İran var, düğünlerini altınlara boğan Hindistan var, parası çuvallarla taşınan Venezüella var. Daha pek çok ilginç ülke var. Mesela göçmenler genelde yanlarında sadece altın veya dolar taşıyorlar sanırım.

  • michael_knight  (04.04.24 11:11:43) 
yurt disi dediginizi butun dunya ulkelerini kapsayacak sekilde soruyorsaniz, 200'un uzerinde farkli cevap verilebilir bu soruya. bazi ulkelerde altin aliniyor, bazi ulkelerde alinmiyor.


  • icim urperiyor  (04.04.24 11:35:09) 
bizde ziynet yaygın olduğu için sistem biraz farklı, çeyrek, yarım vb altınlar 22 ayar oluyor. bunların saflık derecesi 916.66. 24 ayar bilezikler ve külçe altınlar ise 995 saflıkta oluyor. gördüğüm kadarıyla avrupa'da bunlar değil genellikle saflığı 999.9 olan külçeler alınıp satılıyor. satış yapan web siteleri ve kuyumcular var ama bizdeki gibi yaygın olduğunu düşünmüyorum ben de.

www.bullionbypost.eu
  • engelbert humperdinck  (04.04.24 11:36:48) 
Arap ülkelerinde ve Hindistan'da bizden daha fazla bu merak. Takı olarak da aşmış durumdalar. Birleşik Arap Emirliklerinde bir kuyumcu görsen, bizdekilerin haline acırsın. Som altın elbise falan satıyor adamlar.

Avrupa ve Amerika hisse senedi biriktiriyor anladığım kadarıyla. Amerikada, bizdeki gibi bankada vadeli mevduat alışkanlığının olmadığını, Bizdeki emeklilik fonuna benzer fonların çok yaygın olduğunu okumuştum.
  • Mirket  (04.04.24 11:41:00) 
Fransa'da hayatımda görmedim duymadım. Ayda yılda bir tane böyle altın alan satan yer görebiliyorum. O yüzden en azından Burası için yaygın diyemem. Zaten finans forumlarinda ya da redditte bir kere bile altın al diyen görmedim hiç.


  • logisticsmanager  (04.04.24 11:42:02) 
Ülkesine ve ekonomiye bağlı olarak değişir.

Örneğin ABD'de altın kavramı kültürel olarak yoktur, fakat USD enflasyonu olunca CostCo (supermarket) şubelerinde külçe altın satmaya başladı ve milyarlarca dolarlık satışlar yaptı.
  • alfired  (04.04.24 12:52:15) 
dubai'de altin otomati bile var.


  • Sour  (04.04.24 13:04:41) 
Büyük ihtimalle emtia fonu falan alıyorlardır.

Fakat fiziksel de var yok değil, sadece alış satış arasında yerel yerlerde aşırı fark oluyor diye duymuştum.
www.bullionbypost.co.uk

Aslında düşününce döviz dönüşümü için de hayvan gibi fark var burada.
  • nhk ni youkosu  (04.04.24 13:42:51) 
bankada yatan paradan yüksek vergi aldıkları için herkes bir şekilde borsa, fon vb. birşeylere giriyor diye duymuştum.
bir de halkın coğunluğu müstakil, fazla korunaklı olmayan evlerde oturdukları için de altın, ziynet fazla tutmuyorlar muhtelen.

  • parka  (04.04.24 14:23:14 ~ 14:25:03) 
ben 2 tane ingiliz arkadaşım olmuştu biri eğitim doktora parası için vs uğraştığı için takmıyordu yatırım birikim falan. diğeri de 2 senelik çalışma geçmişi olmasına rağmen direkt mortgage patlatmıştı onu ödüyordu. müstakil güzel bir ev vardı. maaşından kalanları da premier lig takımının kombinesi, arada bir spain-turkey-greece tatili patlatıyordu. birikimi napacak mesele bu adam?

bizim mentalitemiz de farklı. adam var 2 evi 1 arabası var teknik olarak kendini kurtarmış dersin ama hala korkuyor, gelecek kaygısı yaşıyor. çok acayip. çinliler de böyle.
  • avatar is back  (04.04.24 15:03:04) 
Kuzey amerikada gidip fiziksel altin almak kesinlikle Turkiye kadar kolay ve yaygin degil


  • hot potato  (04.04.24 18:53:58) 
[]

Bir telefondan birçok bluetooth kulaklık mümkün mü?

iPhone'da iki adet bluetooth kulaklık bağlanabiliyor.
5-6 tane bluetooth kulaklıktan aynı müziği dinlemek için çözüm nedir?



 
[]

Neden muhtar olmaya çalışıyor insanlar?

İnsanlar neden muhtar olmaya çalışıyor?
Muhtarlar rüşvet mi alabiliyor ne yapabiliyor? Özellikle şehirler için soruyorum ama köylerdeki sebebini de merak ediyorum.



 
Muhtar Maaşları ve Ortalama Maaş Bilgileri - Kariyer.net www.kariyer.net


  • but that was just a dream  (03.04.24 13:52:30) 
bedavadan maaş, silah taşıma ruhsatı, arada bir reisle yemek :) köylerde az biraz forsu da oluyor muhtarın


  • mustafakesekci  (03.04.24 13:53:23) 
Muhtarlar 17.002 TL alıyor diye biliyorum. Maaş dışında başka bir gelirleri mi var?


  • michael_knight  (03.04.24 13:59:27) 
köydeki adam bağ bahçe hayvanla uğraşıyor parasını kazanma peşinde oluyor zaten. evi var arabası var traktörü var. ee bir de muhtar oldu mu yılda kılçıksız +200k tl para havadan. çok cazip onlara. şehirdekiler de öyle aslında. ek gelir kafasıyla bakıyorlar. bizim mahalledeki muhtar teyze eşiyle esnaf oysa. havadan 17k az mı hojam sen söyle


  • avatar is back  (03.04.24 14:02:14) 
  • gule gule  (03.04.24 14:05:33) 
Emekli insanlar için meşgale, mahalleliyle sosyalleşme, ufak da olsa hizmet sağlayabiliyosun, sağladığın en ufak hizmette hürmet görüyosun vs yani emekli olsam siyasete girmek için keyifli bi yol bence.

Mesela bizim ilçe belediye başkanının programını izliyodum yerel bi tv kanalında seçim öncesi. Muhtarlar çok önemli, bizim yapacağımız projelerin çoğu onlardan gelen taleplerle oluyor demişti. Muhtarlar işe yarıyormuş demek ki, belki de biz halk olarak mahalle ile ilgili taleplerimizi muhtarlara iletmeye başlamalıyız :D
  • nundu  (03.04.24 14:06:53) 
bizim köyün muhtarı var kazanmak için uçakla seçmen getirtiyor, köyü ele geçirmiş şehirden gelen minibüsü kaldırıp kendi fahiş fiyata taksicilik yapıyor. köydeki adam için asgari maaş aşııırııı çok bir para.


  • eja  (03.04.24 14:14:16) 
Muhtar dediğin adam ger partinin ilçe başkanını, kaymakamı, belediye başkanını aracısız görebilen, bunlarla samimi olabilen biri. Bu sayede her işini görebileceği gibi işi olanlara aracı da olabilir. Ciddi bir gelir kapısı olabilir yerine göre.


  • dre mithatoğlu  (03.04.24 14:47:48) 
zaten bir dolu sebep yazılmış ama asıl başka bir sebep var. köylerde ve şehirlerin kırsal bölgelerinde (örnek İstanbul Beykoz Karlıtepe) birileri gelip gelip devlet arazisine çöker. bu dağıtımı muhtar yapar.


  • co2s2  (03.04.24 15:26:15) 
statü her şeydir


  • benarrivo  (03.04.24 16:38:35) 
statu +1. sonucta insanlar sirf mahallelerinde/koylerindeki insanlara gosteris yapmak icin sacma sapan arabalar aliyorlar guclerinin otesinde. muhtarlik da oyle, hatta daha ucuz.


  • hot potato  (03.04.24 16:42:44) 
Köylerde maalesef genel olarak daha çok inat, hırs ön plandadır ve akraba yakınları miras dışında birbirine düşürebilecek şeylerden biri varsa muhtarlık seçimleridir.

Yıllar önce köyde kalan biriyle konuşuyordum seçimler öncesi.sanırım 4-5 aday varmış. Adaylardan birbirine akraba olanlar da var.

+ en azından hangisinin elinden bir iş gelir ? dedim.

- hiç birisi bilmez.

Durum bu.

Bu seçimlerde de bir köyden tanıdıklarımla konuştum. Biri eski muhtar olmak üzere iki aday arasında büyük çekişme söz konusu. evlere ziyaretler, ikna çabaları da var.
Yaklaşık 1 ay önceden adaylardan biri seçim faaliyetlerine başlıyor.
Misafir karşılamalar, ikramlar derken seçime kadar bir çok tanıdığın söylediğine göre harcamalar 700.000 TLyi aşıyor.

Burada mesele belli ki, devletin sağladığı imkanlar, maaş, statü vs haricinde tamamen "inada" biniyor.

Sonuçta ise bu harcamaları yapan aday, (geçersiz oylar hariç) yaklaşık 10 oy fark ile kaybediyor.

Yine kumarda kaybetmek yerine böyle bir mücadele için para harcamak bana göre daha anlamlı.
  • diyecevaplandı  (03.04.24 18:45:43) 
Annemin babamın kırk yıllık çocukluktan tanıdıkları muhtar işlem başına para alırdı. Hiç utanmadan.
Neyse ki artık muhtara işimiz düşmüyor.

  • pro9it9is9  (03.04.24 19:20:04) 
@pro9it9is9 muhtar tüm mahalleyi tanır ki. O zaman kimden para alacak?


  • michael_knight  (03.04.24 21:01:58) 
Köyden yabancı biri arsa alır muhtarı görür. Kaçak yapı yapar muhtarı görür. Muhtarı görmeden ev bile alamazsın. Ama rıza ama başka formul.


  • hunharca ben  (07.04.24 17:12:39) 
[]

Yapay zeka ile neler yapıyorsunuz?

Yapay zeka ile pek çok şey yapılabiliyor ama bunların çoğundan haberim yok.
Siz neler yapıyorsunuz?

Soru-cevap dışında şarkı üreten, evine asmak için çizim yaptıran, kredi kartı harcamalarını grafik haline getiren vs. gibi aklımıza gelmeyecek işler de yapıyor musunuz?

 
bir konu hakkinda uzmanlik gerektirecek herseyi soruyorum.

saglik, pisirme, gida, spor, bilim vs..
  • buenosdias  (03.04.24 11:34:53) 
ben genelde yeni öğrendiğim kodlamayla alakalı teknik şeyleri soruyorum, ingilizce sorunca daha detaylı cevap veriyor ve güzel açıklıyor.


  • titanic kemancısı  (03.04.24 12:02:27) 
araştırma yaptığım bazı konularda bana ön bilgi vermesini istiyorum. konu başlıkları veriyor, bu konu başlıklarını araştırmak daha pratik oluyor.


  • co2s2  (03.04.24 16:31:38) 
[]

Çadır kampına götürülecek eğlence

Elektrik olmayan, yanından ufak bir dere akan bir kamp alanında çadır kuracağız. 8-10 kişi.
Etrafı çok rahatsız edemeyiz. Hoparlör aldım. Glow stick denen ışık saçan çubuklardan aldım.

Kampta hoşumuza gidecek, keyifli olacak başka ne alabilirim yanımıza? (Standart kamp ekipmanlarını sormuyorum)

 
uno, jenga


  • bravoteam  (01.04.24 15:34:55) 
kamp kuracağınız yeri tam olaak bilmemekle birlikte, bu mevsimde kamp kurmayı planladığınız yeri göz önünde tutarak biraz acemi olduğunuzu düşünüyorum ve yanlış yer seçmemeniz için sizi şiddetle uyarıyorum. bahar ayında dere kenarı diyorsunuz. bir daha düşünün.

öte yanda eğer arabayla kamp kurmaya gidiyorsam ben hamak, twister, kubb ve slackline alırım yanıma.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (01.04.24 15:45:03) 
Kamp yaptığım zaman benim bir şey oynayacak vaktim kalmıyor. Siz glow stick falan demişsiniz. Bence muhabbet edip uyursunuz. Akşam rüzgar çıkar, uno tabu falan patlar. Eğer az çok konforlu alan yaratabilirseniz okey götürün. Okeyli kamp harikadır.


  • prole  (01.04.24 20:19:34) 
[]

Soba Zehirlenmesi - Karbonmonoksit dedektörü

Sobalı bir evde birkaç gece kalmamız ihtimali var. 1 yaşın altında bebeğimiz var.
Eşim de ben de soba zehirlenmesinden korkuyoruz, sobalı evde hiç yaşamadık.

Karbonmonoksit dedektörü alırsam soba zehirlenmesinden %100 korunmuş oluyor muyuz?
Linkteki 600 TL'lik ürün bu iş için yeterli mi?
www.hepsiburada.com

Önerebileceğiniz başka bir çözüm olur mu?

 
50 sene öncesine kadar her evde soba vardı ve karbonmonoksit zehirlenmesi binde, onbinde bir olan bir şey.
Zaten bunun olması için de ya lodos olacak ya da biri gelip bacayı tıkayacak.
Gece soba yakmalık hava mı kaldı abi, akşamdan sonra yeni kömür yüklemesi yapmazsın olur biter.
  • Mirket  (29.03.24 14:55:14) 
@mirket bayram tatilinde bir kamp alanındaki "oba çadırı" veya ahşap karavan gibi bir konaklama seçeneğine bakıyoruz.
O yüzden hem soba tesisatının düzgünlüğüne güvenemedim hem de yakmazsak çok üşürüz diye düşündüm.

  • michael_knight  (29.03.24 15:36:48) 
Karbonmonoksit yarı yanma ürünü. Bacadan geri beslenme, havasız ortam, tam söndürülmemiş yakacak, kurum ile vs. tıkalı boru olmadığı sürece düşük ihtimal +1

Hepsiburada'daki random bir satıcının sattığı random bir ürüne güvenmezdim. +1

Uygun ve bakımı yapılmış bir dedektör elbette işinizi görebilir. Bireysel olarak hiç almadığım için marka fikrim yok. Başka çözüm de yok pek. Havalandırma sistemi de kuramayacaksınız çünkü. Eskiden madenlerde küçük kuşları bulunduruyorlarmış yanlarında, gazdan zehirlenmede onlar bayılınca tahliye yoluna geçiyorlarmış tabii bu da uyanık olmayı gerektiriyor :)
  • nawar  (29.03.24 18:25:36) 
Abi ben kendi evime aldım iki kata da sebebi de şömine olması.
O dönem çok araştırdım ve çok fazla çin işi, hiçbir testi olmayan ve sadece amazonda bulunan firmalar var.

Bu sebepten araştırıp merkezi hollanda'da olan smartwares ürünü aldım.

O yüzden Türkiye'de alacaksan en azından nerede üretildiği belli olan, testi olan, firmasının yeri belli olan bir şey al.

Misal baktim ve ben alsam hepsiburadada olanlardan;
Fireangel
Eds
Itek
3mk

Bunlar arkasında firma olan ürünler. Senin attığın bildiğin Aliexpress ürünü.
  • logisticsmanager  (29.03.24 20:57:09) 
gece uyumadan önce sobayı güzelce söndürün yeterli.


  • orpheus  (29.03.24 21:34:09) 
Yanarken kömür ilave etmeyin derler ,
sadece odun yakmak da olabilir .

  • dunyatuhaf  (31.03.24 00:20:43) 
iyi bir marka alırsan, evet, %100 çalışıyor. bizde var. memnunuz.
bunu kullanıyoruz: www.amazon.de

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (31.03.24 02:16:01 ~ 02:16:53) 
Çok teşekkürler cevaplarınız için.
Bebeği yanımıza almamaya karar verdik.
Öyle olunca da bungalow'da kalmak gereksiz pahalı göründü gözümüze zaten sobadan korkuyorduk. Çadırda kalmaya karar verdik.
  • michael_knight  (01.04.24 15:05:01) 
[]

İyi ki boşanmışlar diyor musunuz?

Boşanan anne-babası için "iyi ki boşanmışlar" diyebiliyor mu insan?
Yoksa hep bir "biraz daha şöyle davransaydınız boşanmazdınız, keşke deneseydiniz" gibi bir düşünce mi oluyor?

Kendinizden olmak zorunda değil, arkadaşlarınızdan da biliyorsunuzdur bu durumu.

 
İşin en temeline inersek her zaman bir keşke olacaktır, kötü bir evlilik olacağına iyi ki boşanmışlar demek bile keşkeyle düzelir. (Keşke müthiş bir çift olsalardı da güzel bir evlilik ve aile hayatı olsaydı)


  • olaylar olaylar  (29.03.24 12:53:52) 
Evet diyorum. Hatta bosanmalari icin push ettim zamaninda. Herkes memnun halinden.


  • mor oje  (29.03.24 13:13:09) 
Çocuklar bencil canlılardır. Anne babalarının bir birey olarak değil de sadece ve sadece kendilerine anne baba olmak maksadıyla yaratıldığını, kendilerine ait bir hayatlarının olamayacağını düşünürler. Bu sebeple de boşanmak eylemini haklarının gaspı olarak algılıyorlar.

Ama yaş ilerleyip belirli bir olgunluğa gelince, keşke kendisini bu kadar yıpratmasaydı da daha önce boşanabilseydi düşüncesi hakim oluyor.

Ayrıca 'keşke' lafı üzerinden fikir yürütürsek, İnsanın kafasını her 'keşke' mutlaka meşgul etmiştir. Hangimiz düşünmedik ki, Amerikalı bir ailenin çocuğu olarak, ya da zengin bir ailenin çocuğu olarak doğmayı, keşke tek çocuk olsaydım da demişizdir, keşke daha çok kardeşim olsaydı da. Bu keşkelerden biri de, 'Keşke ayrılmasalardı.' mutlaka olmuştur.
  • Mirket  (29.03.24 13:27:01) 
keşke boşansalar dediğim oldu.


  • inheritance  (29.03.24 14:01:38) 
Keşke boşansalar lafını ömrüm boyunca ettim, kız arkadaşımın annesi babası ayrı ikisiyle de görüşüyor huzur var. Huzursuz bir birlikteliği devam ettirmek çok zararlı. Normal bir çocukluğum olmadı.


  • furry burns  (29.03.24 14:15:25) 
kendi anne babam için kesinlikle evet.

ben çocukken babam eve gelmesin isterdim. annem, babam evle ve kendisiyle ilgilenmediği için çok üzülürmüş. akşamları babam dışarı çıkacağı zaman ona kızdığında ben gidip "anne bırak gitsin" dermişim, ona ayrıca üzülürmüş.

şu an 29 yaşındayım, "aileyle mutlu bir pazar kahvaltısı" ya da "aileyle güzel vakit geçirmek" gibi şeyler olduğunu hatta ailenin gerçekten önemli bir şey olduğunu ben ne yaızk ki 20'li yaşlarımdan, babam hayatımızdan büyük ölçüde çıktıktan sonra öğrendim.

bugün ölecek olsam hayatıma dair hatırladığım en güzel şeyler annem, kız kardeşim ve erkek kardeşimle yaptığımız pazar kahvaltıları, sonrasında içtiğimiz kahve, ettiğimiz muhabbetler filan olur.

babamı sırf maddiyattan dolayı iyi anabilirim, erkek kardeşim şu an onun emekli maaşı sayesinde okula gidebiliyor mesela yoksa imkanımız olmazdı ama onun dışında kendi tabiriyle çok "cins" adamdı maalesef. anneme 20 sene kan kusturdu, biz çocukları olarak onun yanında kendimizi asla rahat ve huzurlu hissedemedik.

annem de babamdan boşandıktan sonra her anlamda aldı yürüdü bu arada, çok daha mutlu ve özgüvenli birisi oldu.

benim şu an tek kaygım annemin yaşlılığı. ben 30 yaşında kendimi bu kadar yalnız hissediyorum, anam gibi ailevi değerleri önemseyen muhafazakar bir insan 60 yaşında tek başına çok mutsuz olur diye korkuyorum. yani biz yanında yöresinde olmaya çalışırız tabii ki ama ne kadar? evlat ayrı, eş ayrı. bazen "seni güzel bi huzurevine yerleştiririz, orda kankitolarınla sabahtan akşama takılırsın, canın sıkılmaz" diyom şakasına, "siz benimle ilgilencekseniz olur valla napcam tek başıma" diyo ama bilmiyom.
  • mark greg sputnik  (29.03.24 14:24:31) 
evet diyorum.


  • sanguine mcqaer  (29.03.24 14:46:32) 
Keşke daha erken boşansalarmış diyorum.


  • jazzabel  (29.03.24 17:13:12) 
Keşke boşandalardı diyorum, simdi hasta oldukları için birbirlerine muhtaç kaldıklar.


  • mirty  (29.03.24 20:07:01) 
yakın arkadaşım anne babası için iyi ki boşanmışlar diyor her seferinde.
benim anne babam ayrı olmadığından kişisel tecrübem yok.

  • biskuvilipasta  (29.03.24 22:31:00) 
Tam olarak cevap değil ama daha kötüsü: keşke boşansalardı...Annem "çocuklarım için" diye diretti, sonuç: hepimiz ruh hastası olduk.


  • gadlemler  (29.03.24 23:58:54) 
Kendimden bildiriyorum. Benimkiler 24 yilin sonunda bosandilar. Keske, keske daha önce bosansalarmis diyorum.


  • chihirovekohaku  (30.03.24 00:06:18) 
iyi ki boşanmamışlar diyorum ben ya. ikisi de tekrar evlenirdi çünkü ve yine mutsuz olurlardı. ben de üvey anne/baba ve belki üvey kardeşlerle uğraşmak zorunda kalırdım.


  • deartheodosia  (30.03.24 00:28:39) 
Kendi ailemle ilgili keske cok önce bosansalarmis diyorum. Mutsuz, kavga dolu, kötü bir evde büyümüsüm.


  • robert bosch  (01.04.24 17:57:38) 
[]

Emlakçılık için yeni sistem önerisi (kiralık ev)

Kiralık evler için emlakçılık sistemini kökten değiştirmeyi öneriyorum.
Bu sistemin dezavantajı var mı?
Başka ülkelerde nasıl bir sistem var?

- Emlakçı parasını ev sahibi verecek.(Bir kerede değil, kiracı çıkana kadar ufak ufak)
- Aylık kiranın %5'i kadar parayı her ay ev sahibi emlakçıya ödeyecek. O kiracı o evde oturmaya devam ettikçe bu ödeme de devam edecek. (Kira artışıyla birlikte bu ücret de artacak)
- Kiracı kirayı ödemediği durumda emlakçı o güne kadar aldığı %5'lerin hepsini kira olarak ev sahibine ödeyecek.

Amaçlar;
- Emlakçının güvenilmez kiracılara daire kiralamasının önüne geçmek.
- Emlakçının "Maykıl'ın evindeki kiracı çıksa da oraya yenisini sokup komisyon alsam" diye düşünmesini engellemek.
- Bir kerede ödenmesi gereken ve büyük bir para olan "emlakçı parası" engelini hafifletmek.
- "Düzgün kiracı bulma" hizmetini alan taraf olan ev sahibinin hizmet için ödeme yapmasını sağlamak.

 
Bunun benzeri var zaten adı trink kira. Kira hukukunun ve refah seviyesinin gelişmiş olduğu ülkelerde böyle şeylere gerek kalmıyor. Bazı ülkelerde kira yönetim sistemleri var aylık komisyon alıyorlar onun dışında kiracı temerrüde düşerse sabıkasına işliyor ve 5 yıl boyunca ev kiralamak istediği takdirde sicili malikler ve gayrimenkul danışmanları tarafından görülebiliyor


  • doharkoman  (28.03.24 13:52:31) 
"mabel emlak" diye bir oluşum var. kiracı kirayı ödemezse onlar ödüyordu sen asla kiracıyla uğraşmıyordun falan. istanbulda yok ama kardeniz bölgesinde şubeleri var. benim kuzenler de onların bünyesinde çalışıyor.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (28.03.24 13:58:29) 
Buca'da ev almaya niyetlendiğimde emlakçı öyle bir sistemden bahsetmişti. Evi evlakçıya vekaletle bırakıyorum. Kiracı çıksa ev boş kalsa dahi emlakçı kira ödemeye devam ediyor. Her tür demirbaş hasarını da üstleniyordu.

Bu arada, ekonomiyi ve bu konulardaki geleceği doğru okuyabiliyorsam eğer:

Ev sahipliği olayı bitecek. Dolayısıyla emlakçılık da tarih olacak. Büyük Gayri Yatırım Şirketleri kurulacak ve konutlar o şirketlerin olacak. Kiralama işini onlar kendileri yapacak. Kehanet gibi oldu gerçi.
  • Mirket  (28.03.24 19:56:39) 
Türkiyede çok işe yaramayacak bir sistem. bizim insanımız zaten ev alırken kiralarken emlakcıyı aradan çıkarma derdinde. bizim insanımız hele bu sisteme hiç gelmez. ben evi kiralamışım daha niye emlakcıyla muhatap olacagım der. kuzenimin ev sahibi de böyle bir emlakcıyla çalışıyordu. emlakcının buna benzer talepleri olmuştu. kuzen emlakcıyı mahkemeye verdi. mahkeme haklı da buldu. hatta emlakcı arayıp mesaj attıgı için de ceza aldı uzaklaştırma yedi. yani şuan tc kanunlarına göre böyle bir sistem aslında yok ama emlakcılar sanki böyle bir yetkileri varmış gibi davranıyor.


  • limonlu eksi  (29.03.24 11:03:25 ~ 11:03:49) 
[]

Duygusal Halı Yıkamacılar ne yapıyor?

Zamanında onlarla ilgili videoları merak edip izlememiştim. Şimdi de izliyorum ama anlayamıyorum.

Bu arkadaşların olayı nedir? Ne kadar ciddiler ne kadar sağlıklılar?
Anlayabileceğim gibi tarif edebilir misiniz?

 
Normal halı yıkamacı abi, bir farkları yok. İlk çıktıklarında "sofort" adı altında yumuşacık narince yıkarız, duygusalız falan diye geyik yaptılar, o şekilde popüler olup internette yayılınca abartıp geyiğe vurarak kelebekler gibi lay lay lay falan diye video çektiler, reklam yaptılar.

Bildiğin halı yıkamacı.
  • kibritsuyu  (26.03.24 19:49:40) 
yanik balata kokusu buraya kadar geldi, baski balata dagilmis abilerde.
rol kestiklerini hic sanimiyorum.

bu tarz delilerden yurtdisinda da cok var, bu abiler yalniz kalmis gibi.
  • cooperr  (26.03.24 21:05:46) 
@kibritsuyu geyik veya rol yapıyorlar gibi gelmedi bana o yüzden sordum. Çocukluklarında babaları kapıcı. Büyüyünce kendileri de kapıcılık yapıyor bir süre vs.
Aynı cümle içinde Erasmus, Gündüz Vassaf, Bauhaus, Heideger, Nietzsche, Müjdat Gezen, Kafka, Sartre, Nazım, Leibniz, Fikret Mualla ve birçok başka düşünürden bahsedip bunların hepsini halı yıkama müşterilerine bağlıyor.
Tarif edemiyorum ama çok acayip bir kafa.

Ne aklını kaçırarak ne çok zeki olarak ne de rol yaparak erişilecek bir seviye değil gibi geldi bana.
  • michael_knight  (26.03.24 22:23:51) 
Sanırım bir çeşit kişilik bozukluğu


  • doharkoman  (27.03.24 01:32:57) 
rol oldugunu sanmiyorum. bence gercekten kafayi kirmis 2 kardes.


  • antikadimag  (27.03.24 07:21:00) 
[]

Camilerin masraflarını kim ödüyor?

Camilerin masraflarını devlet ödüyor diye biliyorum.
Ortalama bir caminin masrafı yaklaşık ne kadardır? Devletten gelen dışında geliri var mıdır?

Dünyanın farklı ülkelerinde camilerin masraflarını yine devlet mi karşılıyor, nasıl bir sistem var?

 
Bağış ve yardımlar burada etkilidir.
Alınacak yeni halı ve elektrik gideri, kurslar için yardım toplanır.

  • diyecevaplandı  (25.03.24 13:29:45) 
Farklı ülkelerinde derken soru müslüman ülkeler mi?
Çünkü Avrupa'da benim aklima gelen yerlerde (ve kesin olarak Fransa'da) dini yerlerin masraflarini o dine üye olanlar karsiliyorlar ki doğrusu bu. Italya'da galiba herkese vergi var inansan da inanmasan da.

Bir de tabi tarihi olanlarda devlet tarihi yer diye bakımını vs yapiyordur ki Fransa'da 1905ten önce olanlarda yapılıyor çünkü sahibi devlet olarak görülüyor.

Neyse genel olarak dini olmayan birinin çoğu Avrupa ülkesinde vergisi ile alakası yok.
  • logisticsmanager  (25.03.24 13:42:37) 
@logisticsmanager müslüman olmayan ülkelerde cemaatin ödediğini tahmin ediyorum ama müslüman ülkeleri özellikle merak ediyorum.


  • michael_knight  (25.03.24 14:27:13) 
Türkiye'de camilerin elektrik faturaları devlet tarafından ödeniyor. Fakat ısınma ve soğutma faturaları ise cami cemaati ve derneklerine aittir.


  • jamswety  (25.03.24 15:49:42) 
Masrafların bir kısmı (elektrik, şu gibi) devlet tarafından bir kısmı bağış ve yardımlarla karşılanıyor. Diyanet personelinin maaşlarıda diyanet işlerinin bütçesinden karşılanıyor sistem tıpkı devlet okullarındaki gibi. Osmanlı'da ibadethaneleri iratlari vakıflar tarafından karşılanıyordu cumhuriyet döneminde şeriye ve Evkaf kanunu ile evkafa el konuldu.


  • doharkoman  (25.03.24 18:00:31) 
tarihi (selatin) camileri komple devlet ödüyor, belediye temizliğini, güvenliğini sağlıyor avlu vs.


  • bir soru sorcam  (25.03.24 18:43:03) 
[]

Eurobond fonu neye göre düşüyor/yükseliyor?

Eurobond fonu ne olursa yükseliyor ve düşüyor?
Türkiye'ye yurtdışındaki güven düşerse ne oluyor? Dolar yükselince ne oluyor?

Türk ekonomisinin kötüye gideceğine inanan biri hangi fonu almalı?


GPA - GARANTİ PORTFÖY EUROBOND BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVİZ) FONU
www.tefas.gov.tr

 
Bir ülkenin CDSleri yükselirse, yani o ülkeye güven azalırsa Eurobond fiyatları düşer.
Doların yükselmesi veya düşmesi ekonomiye güveni arttırıyorsa Eurobond fiyatları artar.
Kötüye gideceğini düşünüyorsan:
Faize girilmez
Para piyasası fonu alınmaz.
Eurobond alınmaz.

Altın, Gümüş, Dolar, Yabancı hisse senedi
Veya bütün bunların fonları alınabilir.

Güven artıyorsa da tam tersi.
  • Mirket  (22.03.24 11:42:48 ~ 11:46:07) 
türk ekonomisinin kötüye gitmesi ne demek?
bunu bana açıklarsan soruna cevap verebilirim.

  • benarrivo  (22.03.24 16:13:30) 
@benarrivo, Türk lirasının değer kaybetmesi, enflasyonun artması, büyümenin azalması, üretimin azalması, işsizliğin artması, ihracatın düşmesi, iş kurmak yerine parayı faize yatırmanın daha cazip hale gelmesi gibi.


  • michael_knight  (22.03.24 16:33:00) 
Ekonominin kötüye gitmesi şu demek olabilir mesela.

twitter.com
  • Mirket  (22.03.24 17:24:59) 
@michael knight türk lirasının değer kaybedeceği düşünülüyorsa döviz bazlı tüm araçlara yatırım yapılabilir: altın, yabancı borsa endeksleri, döviz, vs.
enflasyonun artacağı düşünülüyorsa türk borsası da değer kazanır. ancak büyümenin azalması, üretimin azalması da öngörülmüş. bu yüzden borsa tercih edilmeyebilir.
iş kurmak yerine paranın faize yatırılması cazip geliyorsa para faize yatırılabilir :)

@mirket eğer gıda fiyatlarının artacağı düşünülüyorsa gıda hisselerine yatırım yapılabilir.

soru başlığında eurobond sorulmuş. en kazançlı hali cds yüksek iken almak. şu an cds nispeten düşük. zaten türkiyeye güven düşeceği tahmin edilmiş, o halde cds artar. eurobond pek kazançlı olmayabilir bu hali ile.
  • benarrivo  (23.03.24 00:53:47) 
[]

Lezita Hint işçileri nasıl işe alabiliyor?

Lezita'da Türk işçiler greve başlayınca 50 tane Hint işçi getirip çalıştırmaya başlamışlar. Sayının 500'e çıkacağını iddia ediyorlar.
Bu işin hukuki kısmı nasıl oluyor? Vasıfsız işçi için çalışma izni almak mümkün mü?
Ek: Lezita marka ürün görünce alıp almamak size kalmış.


 
bunu ben de merak ediyorum, Türkiyenin en önemli projelerinden birinde 1000 kadar hintli çalışıyor mesela çoğu da vasıfsız işci.


  • valkin rockefeller  (15.03.24 19:39:05) 
[]

Özgür Demirtaş yayınları var mı?

Özgür Demirtaş'ın Twitter'da sadece abonelerine yayınladığı videolar var ya.
Kötü niyetli kişiler o videoları yasadışı olarak yayınlıyor mu? Veya anlattıklarının özetlerini yazanlar oluyor mu?



 
[]

Kuyumcu sahte altın sattı mı?

Şimdiye kadar hiçbir kuyumcunun sahte altın sattığını duymadım. Ne ben yaşadım ne de etrafımda kimse böyle bir şey yaşadı.

İnsanların paralarını yüksek kazanç vereceğim diye toplayan kuyumcular oldu, başka dolandırıcılıklar da olmuştur ama bir müşterinin altın diye aldığı ürünün sahte olduğuna hiç rastlamadım.
Siz hiç böyle bir olay duydunuz mu?

 
duymadım. kuyumcu neden ayağına sıksın. bi daha ekmek yiyemez bu işten.

ama tersi çok oluyor. sahte ya da değeri düşük altını kuyumcuya kitlemeye çalışıyorlar. şu sıra suriye altını muhabbeti dönüyor mesela. 22 ayar diye 14 ayar satıyorlarmış.
  • zeleno  (14.03.24 20:22:32) 
son bir vurgun yapmayan niyeti olmayan hiçbir kuyumcu boyle bir işe girişmez hatta dolandırıcsı bile sahte altınla falan uğraşmaz. Dolandırıcı kuyumcular millete altın faizi vaadi ile altınları toplayıp kaçıyorlar. Sahte altın satan varsada gerçekten yanlıslıkla yapmıstır


  • Aşk Adamı  (14.03.24 21:50:06) 
sahte uçak bileti satan acenta gibi bir şey olur bu. kısa zamanda ortaya çıkar, bir daha da iş yapamaz. manasız bir uğraş. bugün bir kuyumcu açmak, içerisini malla doldurmak tahmin edersiniz ki çok pahalı bir iş.

yapması için bir sebep yok yani. (sirkülasyonun çok olduğu yerlerde çok çok nadir de olsa alış satış sırasında belki sahte alıp, onu da müşteriye verdikleri durumlar olmuştur belki ama diğer türlüsü pek mantıklı değil)
  • brkylmz  (14.03.24 23:38:04) 
valla senelerin kuyumcu ciniyim ama piyasayı dolandırıp kaçmaya çalışan kuyumcu hariç kimse bunu yapmaz. geçenllerde biri bir duyuru açmıştı, orada da sertifikalı ata altınları soruyordu. dedim yani, sattığı ataya dahi güvenmeyenden kuyumcu mu olur?


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (15.03.24 00:27:32) 
Ne kadar vurgun yapabilirsin ki? Cüzi bir miktar yaptın yakalandın, değmez. 100 kilo altın dolandıramayacağına göre değmez


  • olaylar olaylar  (15.03.24 01:18:05) 
Arada tek tük satabiliyorlar bazıları
Kime denk gelirde

  • photo85  (15.03.24 07:54:26) 
@photo85 size veya tanıdığınız birine böyle bir satış oldu mu? "Şu kuyumcu dükkanı bana sahte altın sattı" diye söyleyen oldu mu?


  • michael_knight  (15.03.24 13:10:12) 
Kuyumcu zaten kazanıyor parasını bu işten. Sahte altın için riske gireceğini sanmıyorum. Hiç de duymadım şahsen.


  • drako  (15.03.24 13:20:27) 
[]

CHP para sayma görüntüleri neden kötü?

CHP'lilerin balya balya para saydıkları görüntüler ortaya çıktı. Önce başka iddialar vardı, sonra il binası alırken ödeme yapmak için olduğu açıklandı vs.

Ama yine de bu görüntüler çirkin, yanlış bulunmuş. Ekrem İmamoğlu bile "usül olarak yanlış" veya buna benzer bir şey dedi.
Neden öyle düşünüyor insanlar?

 
çünkü yıl olmuş 2024 herhangi bir şey için elden para vermek mi kaldı? bir yerde bolca nakit para varsa oradan pis koku gelmesi gayet doğal.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (14.03.24 15:49:21) 
Sadece bu seçimde meclis üyeliği adaylığı için bile milyonlarca lira döndü her başkanlıkta ve bu parti bağımsız oluyor, yani chpnin x ilçe başkanlığında 15 milyon toplandı ise, akpnin x başkanlığında 25 milyon toplanmıştır, neden nakit çünkü bu para kontrölsüz harcanmak isteniyor, o kahveler tepsiler kitapçıklar pankartlar nasıl basılıyor, böyle.

Ama video'da nakit çanta ile para taşınması görününce düşünceler farklı oluyor ki insanlar ev alırken falan da aynısını yapıyor.
  • atom karincanin torunu  (14.03.24 16:13:23) 
şuan tapu noter büyük alacak verilen işlerin %90 yakını elden yürüyor. ortalama bir iş insanının bile rahatlıkla ofisinde sayabileceği para yok yere gündem oldu.


  • alp9900  (14.03.24 16:38:52) 
ya bu ülkede ayakkabı kutularıyla bakanlar yakalandı gene bir şey olmadı. boş gündem değiştirme hamleleri.


  • mikahakkinen  (14.03.24 16:47:23) 
ben buna biraz da şöyle bakıyorum. 5 yıl içinde gerçek bir yolsuzluk olsa içişleri, savcılık çoktan harekete geçerdi. seçim öncesi ortaya atılacak bir şey lazımdı. akpliler tüm trollleriyle beraber ortalığı ayağa kaldırdı. sonuç ne peki haberimiz var mı? savcılık içişleri ne yapmışlar? gerek yok zaten. haberlerde orda burda konuşulsun yeter. bir de komiğime giden mesele bu adamlar 17-25 aralık'ı ve sayılamayacak kadar yolsuzluğu sindirmiş insanlar. çalıyorsa benim paramı çalıyor deniliyordu eskiden. ne oldu da yolsuzluk alerjileri tuttu birden!

parti ayırt etmeksizin bu ülkede artık "bunlar yolsuzluk yapıyor oy vermeyeyim" düşüncesi olmaz. 90lı yıllarda hükümet düşerdi ama artık tırıvırı işler bunlar.
  • jepa  (14.03.24 16:59:06) 
İyi mi kötü mü meçhul ama şaibeli. Sizce şaibeli değil mi?


  • doharkoman  (14.03.24 17:04:27) 
Paranın bir partiyle bağlantısı,tutarın büyüklüğü, paranın nakledilme şekli ve bu konudaki tutarsız savunmalar meseleyi daha da büyütüyor.
Normal bir şey değil bu husus.
Benim izlediğim bir videoda görüntüdeki kişilerin gerilimli hallleri nedeniyle, yine içerden birinin dışarıya sızdırdığı bir video olduğu yönünde değerlendirmeler yapılıyordu.
  • diyecevaplandı  (14.03.24 17:42:01) 
[]

Avukat tüm davaları nasıl takip ediyor?

Bir davam var. Karar yazıldı, karşı taraf istinafa götürecek mi diye bekliyoruz. Avukat benim davam gibi belki 100 dava ile ilgileniyor.

Bu kararların itiraz sürelerinin ve başka pek çok detayın takibi için avukatlar nasıl bir yöntem, sistem, yazılım kullanıyor?


 
Avukatlara tebligat geliyor mahkemeden. Tebligat ile takip ediyoruz. Yine UYAP üzerinden de takip ediyoruz.

Ben iş listem ile liste oluşturup yapılacak işleri takip ediyorum.
  • drako  (13.03.24 17:48:03) 
@drako, tebligat PTT ile gelen bir kağıt galiba di mi? O gelmeyebilir, gecikebilir.
Bu durumda itiraz sürelerini kaçırmamak için birkaç günde bir baktığınız tüm davaları ayrı ayrı kontrol mü ediyorsunuz ya da tüm davalarınızı gördüğünüz bir yer mi var?

Avukatım "ben takip ediyorum, size haber vereceğim" dedi ama "ya unutursa" diye endişeleniyorum.
  • michael_knight  (13.03.24 18:02:17) 
Süreler istisnai (AYM) harici tebliğ ile başlar. Tebligat da avukata elektronik olarak gelir. Dolayısıyla tebligatı artık bize postacı getirmiyor. Sistem üzerinden geliyor. Vatandaş olarak siz de e-tebligat kullanabilirsiniz bu arada. Önemli davaları takip ediyorum ayrıca not alıp.

Avukat unutmaz bizim için bu zira büyük sorumluluk. En büyük korkumuzdur sürenin kaçması..
  • drako  (13.03.24 18:13:33) 
1- Süreli işlerde elektronik tebligat geliyor, süre tebligat ile başlıyor. Biz de takvime son günleri not ediyoruz hatırlatıcı vs. kuruyoruz.
2- Süreli olmasa da davalarda gelişme var mı diye tek tek dosyalara bakmıyoruz. UYAP sisteminde dosyalarımızda toplu bir şekilde eklenen evrak var mı görebiliyoruz. Böylece haftalık en son eklenen evraklara bakarak hangi dosyalarda ne gelişme var bakabiliyoruz.

  • eatpraylaw  (13.03.24 18:18:11) 
Doğru anladıysam çok haklısınız, avukatlık tamamıyla takip işidir. Ben google keep üzerine ve şeffaf panoma işliyorum süreli bir işim gelir gelmez. Çok dosyam olmadığı için ikisi yeterli oluyor. Çok dosyam olsa mutlaka mesleki sigorta da yaptırırım, çünkü kaçan süreyle müvekkili maddi zarara uğratmam da söz konusu olabilir


  • yap desem yapmazsin he  (13.03.24 18:23:35) 
Benim arkadaş da aynen böyle sürekli takip programları, to do listler falan. Harbiden çok ciddi takip işi yani ve kötü avukatin olayi sadece kanun bilmemek degil ek olarak takip etmemek olabiliyor.

Kolay iş değil.
  • logisticsmanager  (13.03.24 21:25:40) 
[]

Devletten bir şey alıyor musunuz?

Devletten bedavaya, elinizle tutabileceğiniz (yemek, süt, makarna, kahve, takvim, kalem vs) gibi bir şey aldınız mı son bir yılda?
Etrafınızda alan var mı?
Herkes bir şeyler alıyor da sadece ben ve çevremdekiler almıyoruz gibi hissetmeye başladım.


 
hayır almıyoruz.


  • sizofren06  (13.03.24 14:42:26) 
yoo ne alcaz veriyoz aksine


  • rentts  (13.03.24 14:42:43) 
almiyorum tabii ki. ac ve acikta degilse de alanlara asalak gozuyle bakiyorum. tamam kriz, enflasyon falan var ama insanimizda da hayvani bir acgozluluk var. adam baklava dagitiyor. millet birbirini yiyecek nerdeyse. olecek misin baklava yemezsen?


  • dokunmakalbime  (13.03.24 14:45:13) 
rentts +1 dokunmakalbime +1

almıyorum, etrafımızda da yok.
insanların ihtiyacı olduğu şey elinin altında dağ kadar da olsa beleş olunca bir açgözlülük geliyor. onlara bakıp da kendinizi enayi gibi hissetmek yanlış olur.
  • MtKrt  (13.03.24 14:48:38) 
korona zamanı bin tl yardım yapmıştı 2 kez. yine koron dönemi hem okuyorum hem işim yoktu belediye 1 koli gıda göndermişti.


  • neira  (13.03.24 15:18:34) 
almıyorum, tanıdığım kimse de almıyor. maddi olanaklarımızın yetersiz olduğu eski zamanlarda bile ailemin, akrabalarımın iftar çadırlarına vs gittiğini bile hiç görmedim, maalesef ülkemizde öyle olmasa bile, gerçekten ihtiyacı olanların (öğrencilerin, işsizlerin vs.) hakkına girmemek gerek diye düşünüyoruz. özellikle babam aç gözlü, ihtiyacı olmadığı halde her türlü bedava şey peşinde koşan, aşırı pinti insanlardan nefret eder, aynı düşüncedeyim.


  • hypathia  (13.03.24 15:24:44) 
mayış dahil değilse sanırım almadım hiç. Çocukken memurlara giyim desteği oluyodu sümerbanktan kupon mu veriyolardı öyle bi şeydi. O kuponlarla mont falan alındığını hatırlıyorum. Onun dışında bi kere ilçe belediyemizden laptop aldım üniversite sınavı kazanan öğrencilere veriliyordu. Başka düşünüyorum memur anne babanın memur çocuğu olarak devletten maddi bi şey aldım mı diye de aklıma gelmiyor.

Takvim kalem gibi eşantiyon şeyler konusunda çok şanssızım ya, ne bi belediye başkan adayından denk geliyor ne de doktor olmama rağmen ilaç yazmayan bölüm olduğumuz için ilaç firmalarından. Şöyle kahve fincanı, çakmak vs çözsek iyi olurdu :d (şaka yapıyorum tabii ki)
  • nundu  (13.03.24 15:37:22) 
Almadım çevremde de alan yok sosyal yardımlar ihtiyacı olanlara yapılır


  • doharkoman  (13.03.24 21:35:20) 
ne ben aldım ne çevremden duydum böyle bi şey. devlet yok gibi bi şey valla hayatımızda sağ olsun, ancak maaşlarımızı sömürmekle meşgul kendisi.


  • nic cage  (13.03.24 21:37:54) 
gece lambası; belediyede birinin yeğeni gece lambası işine girmiş sanırım, promosyon olarak belediye amblemini basmışlar; bayramda, kandilde, seçim öncesi, cuma namazı çıkışı vs habire dağıtıyorlar bunlardan. Babamda denk geldikçe alıp getiriyor, evde 6-7 tane belediye amblemli gece lambası var.


  • zikardo  (13.03.24 22:19:56 ~ 22:21:12) 
geçen senelerde deprem bölgesindeyiz diye erzak vermişlerdi.

onu da yardım kuruluşu vermiş olabilir tam hatırlamıyorum.

onun dışında bir şey almadık sanırım yandaşlara para yağıyor.
  • ananiyimioguz  (13.03.24 22:47:03 ~ 22:47:25) 
marketlere gittiğimde ev hanımlarının sürekli istanbulkart ile alışveriş yaptığını görüyorum. ekmekleri de fırından, "askıda ekmek" ile büfelerden bedavaya alıyorlar . bedavaya yaşamanın yolunu bulmuşlar gibi. nasıl yaptıklarını merak ediyorum.


  • summerof69  (13.03.24 22:56:15) 
Benim devletten aldığım bedava aldığım tek şey corona zamanı dağıtılan maskelerdi; onu da keşke satsalardi da parayla alsaydık dedirttiler, malum.

Bunun dışında değil yardım almak; devlet hastanesi, devlet okulu vs gibi yerlerin de kapısından girmisligim yok (Evlilik sağlık raporu için bir kere aile hekimine gittimz iki kere de Corona testi yaptırmıştım sadece). Devlet resmen benim için yokmuş, soruyu düşününce üzüldüm.

Aynı şey ailem ve çevrem için de geçerli.
  • fraise  (14.03.24 00:47:42 ~ 00:48:18) 
Bu zamana kadar hiçbir şey almadım. Maske dağıtıldığında dahi maske bile teslim edilmedi.


  • drako  (14.03.24 01:01:28) 
Eşimin anne kartı var, belediye araçlarına ücretsiz biniyor, onun dışında aldığı bir şey olmadı.

Benim de vergi dekontu haricinde devletten bir şey almışlığım yok.
  • burfak  (14.03.24 13:19:33) 
[]

2 yaş öncesi kreş

2 yaşından önce çocukları kreşe vermek pek yaygın değil galiba.
Kreşler mi bu hizmeti vermiyor, aileler mi tercih etmiyor ya da yanlış mı biliyorum?

Sizin bu konuda bilginiz, fikriniz var mı? 5 aylık bir bebek için. (Annenin çalıştığı, kreş dışındaki seçeneğin bakıcı olduğu durum için soruyorum)

 
ben 2,5 yaşında verdim. pedagog, mecbur değilseniz 3'ten önce vermeyin demişti hatta.


  • summerjam0306  (11.03.24 11:24:13) 
Pedagog'u da geçtim, kresler hiç de gönüllü değil o yaşta cocuk almaya. 3 yaş öncesine hizmet veren yer de çok nadir bulunuyor. Kimse o sorumluluğu almak istemiyor.


  • allah yazdiysa bozsun  (11.03.24 11:28:01) 
temel tuvalet eğitimi önemli bir faktör, otomatik olarak 2 yaş sonrasına atıyor hemen hemen. onun dışında çocuğun kendisini belirli bir düzeyde ifade edebiliyor olması da önemli, onun için de 2 yaş erken biraz.
hele bir de 5 aylık bebeği 10-15 çocuğun 1-2 bakıcıyla takip edildiği bir kreş ortamına bırakmak hiç akıl karı değil, birebir bakım gerekir. öyle bir hizmet verecek kreşin en fazla 2 çocuk başına 1 çalışan ayırması gerekir ki maddi olarak bakıcıdan daha pahalıya gelir eğer amaç maddi olarak daha uygun olsun düşüncesi ise.

  • hrskrs  (11.03.24 11:39:38 ~ 11:44:49) 
Evet oldukça az, bazı şehirlerde hiç yok gibi. Amaverenler oluyor. Sonuçta bazen bu durum mecburi oluyor. 4 aylıkken bile kreşe vermek zorunda kalan arkadaşım olmuştu. Tabiki bu durumda bile Süt/mama olaylarını düzenlemeniz gerekiyor ve her kreşin şartları farklı oluyor.


  • yeninesiltupcu  (11.03.24 12:46:15) 
genelde tuvalet eğitimi almış olmasını istiyor kreşler. tuvalet eğitimi almamış bebekleri kabul edenler daha pahalı ve sayıca az hatta. 5 aylık bebek sürekli ilgi, alaka bekler. arkadaşın dediği gibi 2 bebek hadi olsun olsun 3 bebek başına bir çalışan verilmesi lazım. bundan daha kötü bi senaryo bebek için çok kötü olur. hatta üç bebek bile düşününce fazla geldi. tabi ki her durumu anne baba olarak değerlendirip düşünüyorsunuzdur eminim ama söylemeden edemeyeceğim. güvenilir bakıcı bulamıyorsanız ve üstte söylediğim şartı sağlayan bir yer bulamıyorsanız şartları zorlayıp kendiniz bakın çok daha iyi. aksi türlü gerçekten bebek için çok üzücü olur ya.


  • elorelia  (11.03.24 16:17:13) 
5 aylık çok küçük kreş için. çünkü bir sürü çocuk oluyor birebir ilgilenemez kimse.
ben de aynı dönemde bakıcı tutmayı düşünüyorum. eve de kamera döşeteceğim. kreş ortamı epey sağlıksız.

  • kaptan maydanoz  (12.03.24 11:28:55) 
[]

Midas ne sebeple ceza almış?

Midas ne sebeple ceza almış? Şirketi sarsacak kadar büyük bir ceza mı? Kullanıyorsak endişelenmeli miyiz?




 
spk.gov.tr

4.sayfada yazıyor.

ben olsam kalmazdım. amatörlük.
  • gabe h coud  (08.03.24 19:15:56 ~ 19:16:51) 
Gabe +1
Ben de kalmazdim. Bir iki tane değil bir sürü şeyden sıkıntı olmuş.

  • logisticsmanager  (08.03.24 19:50:28) 
Midas'a ceza uygulanmasına neden olan eylemler ve ceza miktarları şöyle:

1. Aracı Kurumun emir iletim sistemine ilişkin sistem yedeğinin mevzuattaki şartları sağlamaması: 5.833.734 TL

2. Aracı Kurumun bilgi sistem altyapısında muhtelif tarihlerde aksaklıklar ortaya çıkması: 1.944.578 TL

3. Aracı Kurum tarafından adres teyidi gerçekleştirilmeksizin sözleşme ilişkisi kurularak müşterilere hesap açılması veaişlem yaptırılması: 3.000.000 TL

4. Aracı Kurum tarafından uzaktan kimlik tespiti yöntemi ile hesap açarken yapılması zorunlu görüntülü görüşme gerçekleştirilmeksizin sözleşme ilişkisi kurularak müşterilere hesap açılması ve işlem yaptırılması: 4.500.000 TL

5. Aracı Kurum tarafından uzaktan kimlik tespiti ile gerçekleştirilen hesap açılışlarında mevzuata uygun olmayan belgelerin kabul edilmesi: 1.500.000 TL

6. Aracı Kurum tarafından uzaktan kimlik tespiti ile gerçekleştirilen hesap açılışlarında NFC (Yakın alan iletişimi) teknolojisini kullanma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi: 1.000.000 TL

7. Aracı Kurumun müşterilerine uygunluk testi gerçekleştirme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması: 4.500.000 TL

8. Aracı Kurumun zaman damgası kullanımında mevzuata aykırı davranılması: 1.500.000 TL

9. Aracı Kurumun sosyal medya hesapları aracılığıyla yaptığı paylaşım ve açıklamalarda mevzuata aykırı davranılması: 3.000.000 TL

10. Aracı Kurumun iç kontrol sisteminde aksaklıklar tespit edilmesi: 1.000.000 TL
  • sertac akin  (08.03.24 21:30:51) 
ben kullanmıyorum ama sanki devlet bu uygulamanın sahiplerini pek sevmiyormuş gibi geldi.


  • paintov  (08.03.24 23:13:03) 
Ben kullanıyorum iki yıldır. Bir yamuklarını görmedim.

Bankaların yurtdışı opsiyonları çok pahalı, komisyonları yüksekti. Yakın zamanda komşsyonlar düştü (hala midas daha avantajlı olsa da).

Bankaların komisyon düşürmesine sebep olacak kadar rekabet düzeyi yüksek bir yer demek ki. Bana biraz kasıtlı gibi geldi bu ceza olayları
  • biseysorcaktim  (08.03.24 23:18:21) 
sertaç'ın yazdığı usulsuzlüklerin bir kısmını yaşadım, bir kısmını gördüm. şaşırtmadı. benim hesabımın açılmasında da baya bi sıkıntı yaşatmışlardı. en yakın zamanda hesabımı kapattıracağım ben de.


  • false pretension  (09.03.24 02:09:37) 
[]

Bebek bakıcısına ne sorular sorulur?

Bebeğimiz için bir bakıcı aramaya başladık, 4 aylık. Bir de 5 aylık kuzeni var. İkisine birden anneannelerinin evinde bakacak bir bakıcı arayışındayız. (İstanbul - Avrupa yakası)
Tek çözüm ajanslardan yardım almak galiba, değil mi? Bilmediğim bir sistem, web sitesi vs. var mı bu konuda?
Ajansa 1 maaş komisyon vereceğiz diye biliyorum.

Genellikle Özbek ve Türkmen oluyorlarmış. Ne sorular sormak nelere dikkat etmek gerekebilir? "Çalışma izni var" diyorlar ama bana pek inandırıcı gelmedi. Bu kişiler nasıl Türkiye'de kalabiliyorlar?

Bir bakıcıyla çalışmaya başlamadan önce sorulması gereken ve aklıma gelmeyen sorular neler olabilir?
Her türlü bilgi ve önerinize talibim. Bakıcınız varsa fiyatını buradan veya özelden yazarsanız pek sevinirim.

 
Aklıma gelenler: Daha önceki deneyimleri ve referansları (kaç yaşındaki çocuklara bakmış, o ailelerle kaç yıl çalışmış), sigara içiyor mu, kronik rahatsızlığı var mı, çocuk bakımı dışında yardımcı olabileceği konular var mı (çocuklar uyurken yemek veya ufak temizlik gibi), hangi saatlerde çalışabileceği, yaşadığı yerin uzaklığı

Ben özellikle Türk olsun istemiştim, düzgün Türkçe konuşması ve kitap okuyabilmesi için. Şansımıza bize daha önce temizlikte yardımcı olan hanımın kuzeni bebek bakıcısıydı, işinden de yeni ayrılmıştı. Siz de çevrenizdekilere muhakkak sorun derim.
  • fotrsapka  (06.03.24 21:26:27 ~ 21:27:48) 
Yabancıysa dikkatli inceleyin. Fuhuş muhuş her şey olabilir. Tehlikeli oluyorlar. Takip yok bir şey Türkiye'de.


  • ferenc  (06.03.24 21:28:34) 
özbek hasta bakıcılar ile 10 sene uğraştım, alayı hırsız ve yalancı bebeğim için bile olsa çok zor durumdaysam alırdım. evde her odaya kamera koyun, pasaportunun fotokopisini alın ve sürekli 2 günde bir yeni bir bakıcı değiştirmeye hazır olun, genel taktikleri bu şekilde 2 gün çalışıp ben gidiyorum diyorlar böyle böyle 1 sene adam gibi iş yapmadan sizi oyalıyorlar ama siz sinir ve stress sahibi oluyorsunuz.
mesela bize gelen bir tanesi youtubeda korkunçlu kötü videolar izliyordu işten çıkarttık sonra duydukki bebek bakmaya başlamış.
ne kadar çok para verirseniz o kadar kalma süresi artar daha iyi maaş bulduklarında çıkıyorlar, şu an piyasası 20-25 bn aylık olarak değişiyor ama 2 bebek bakacaksa fiyatta değişebilir.
Referanslı bulmaya çalışın ve mümkünse türkiyeye ilk defa yeni gelmiş bir kadın olsun ki daha saf ve gözü açılmamış taktikleri bilmeyen biri olsun
  • eja  (07.03.24 07:41:13) 
çalışma izni almak için oturum izni almak gerekmiyor mu? oturum izin belgesi de kimlik kartı gibi bir şey, onu göstermelerini istersiniz. çalışma izni de illaki sorgulanabiliyordur ya da belgesi vardır.


ama ben olsam ben de türk isterdim.


dahil olduğum anneler grubunda şu firma tavsiye edilmiş.
kaliteik.com
grupta baktım biraz asgari veren de var asgari artmadan önce 15-20 arası veren de varmış. ama yabancılar dolarla çalışıyor diye biliyorumç
  • elorelia  (07.03.24 09:57:39) 
[]

Skoda kaç maaş ikramiye verdi?

Geçen yıl 25 bu yıl 29 maaş ikramiye verdiğini söyleyen bir haber var.
Bu işin aslı farklıdır bir şey midir?
Ayda 50 bin TL maaş alan her çalışanına 1,5 milyon TL ikramiye vermemiştir di mi?


 
Muhtemelen eski zamsız maaşıyla vermiştir ikramiyeyi. Bir de maaşların düşük oldugu yazıyor sözlükte.


  • regina phalange  (06.03.24 00:02:46) 
hocam konuyla alakalı değil ama "vermemeiştir dimi" deyince aklıma şurdaki film sahnesi geldi. paylaşmak istedim. affet :)

youtu.be
  • jepa  (06.03.24 02:33:35) 
@regina phalange

Hocam maaş asgari ücret olsa bile 29 ikramiye mükemmel bir rakam değil mi?
  • metal69  (06.03.24 10:23:12) 
verilen prim maaşın bürütünden hesaplanıyor, devlet %30 kadar vergiyi yapıştırıyor, kafadan 20 maaşa iniyor.


  • ravenudon  (06.03.24 12:09:25) 
Araç satışı işinde çalışanların çoğuna prim usulü yatar maaş, baz maaş vardır + prim vardır, satışlardan, servisten genel cirodan falan, bir satışcı şu anda 40-50k kazanıyor diye maaşı o olmuyor, atıyor belki baz maaşı 22bin + primlerle bu para oluyor, ikramiye de genelde o baz üzerinden olur, yaptığı şey kesinlikle küçük bir şey değil yine büyük güzel bir şey ama detayı da böyledir sanırım


  • atom karincanin torunu  (06.03.24 12:58:55) 
[]

Belediye başkanı olsanız neyi farklı yapardınız?

Şu anda bir ilçenin belediye başkanı olsanız ve bir sonraki seçimde kaybetmekten korkmasanız neler yapardınız?




 
enerji tasarrufunu anlıyorum ama led tabelaların bir sınırı olmalı, birden fazla çok parlak led tabelayı indiririm


  • grimavi  (04.03.24 16:09:04) 
Üniversite öğrencilerini görevlendirip kapı kapı dolaştırırım, çocuklara ek gelir olur. herkesin derdini tek tek sorarım, sokaktaki tamir edilmeyen yoldan, dükkanın önünü usulsüz kapatan esnafa, normalde fazla kaza olan kavşağa, sahipsiz ve tehlikeli sokak hayvanlarına kadar dertleri tek tek kayıt altına alırım. Bunun için de bir uygulama yaptırıp her probleme bir kayıt açtırırım, fotoğraflı, konumlu, isteyene sorun çözüldüğünde geri bildirim vermek için iletişim bilgilerini de alırım. Şikayetleri düzgün bir şekilde kategorilere ayırıp istatistik çıkarırım. Önem sırasına ve maliyetine göre tek tek çözmeye başlarım.

İlerleyen zamanlarda bu uygulamayı yerel cimer gibi çalışacak şekilde halka açarım.

Kopirayt kimlanbu başgan.
  • kimlanbu  (04.03.24 16:13:55) 
Çok yoğun olarak araba kullanan biri olarak söylüyorum. Şehri yayalar için dizayn eder, kalan alanı kaldığı kadarıyla arabalara bırakır, bakın başınızın çaresine derdim.

Yol kenarlarına araç parkını yasaklardım.

Metro hattını seyrekte olsa sabaha kadar çalıştırırdım.

Nostaljik otobüs ve tranvay dışında toplu ulaşımda sadece metroyu kullanırdım.

Yemez içmez, şehri Moskova'daki örneğe uygun, metro hattıyla donatırdım.

Şehir planını yeni baştan yapar, cadde, sokak ve kaldırımları cetvelle çizer, bir standart getirirdim.

İmar planında her daireye, iki araç park yeri, yeteri kadar yeşil alan ve ağaç şartı getirirdim.

Her mahalleye, Okul, Aile sağlığı merkezi, spor kompleksi, kültürel faaliyet kompleksi standardı koyardım.

Akla gelebilecek her konuda kurslar açardım.

Güzellikten, paten yarışına, balkon tanziminden, kek pişirmeye kadar her konuda her yıl yarışmalar düzenlerdim.

Tüm semt pazarlarını kapatır, hepsini sabit manava dönüştürürdüm.

Herkesin evindeki kullanmadığı eşyayı getirip satacağı pazarlar oluşturur, teşvik eder ve çok sıkı denetlerdim.
  • Mirket  (04.03.24 18:35:24 ~ 18:51:33) 
Belediye meclisinden sivasiz veya boyasiz bina, cephe, duvar sahiplerine ceza kesmek icin bir karar cikartirim ve ihtardan sonra belli surede yapmayan mulk sahiplerinin mulklerini belediyeye sivatip boyatir, maliyetini ve bir miktar cezayi mulk sahibinden tahsil ederim.

Yetkim var mi bilmiyorum ama varsa sehrin en saygin mimarini sehir bas mimari olarak gorevlendirir, ger projenin ve tabelanin bile onun ve ekibinin onayindan gecmesini zorunlu tutarim, boylece sokaklar caddelerin belli bir butunlukte olmasini saglarim.

Tum sehri gercekten engelli dostu hale getiririm, her sene engelliler gununde tum ekibimle beraber tekerlekli sandalyeyle tum gun dolasir teftis ederim.

Yogun semtlerde bir binayi istimlak edip katli otopark yaparim ve oraya 1km mesafede sokaga parki komple yasaklarim.

Kanunlara tam ve esksiksiz uyulmasini saglarim, tekrar secilmek umurumda olmaz, kaldirim ve sokak isgaline filan asla izin vermem.
  • kartonpiyer  (04.03.24 21:41:56) 
Rögar kapaklarını asfalt seviyesine getiririm.

Kasisleri standart hale getiririm.
  • hebanon  (05.03.24 12:03:25) 
123456  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.