Şimdi hatırlamıyorum nerde gördüm ama bir istatistik koymuştu bir sayfa:
-Eğer bu metni okuyabiliyorsan, dünyada okuma bilmeyen 1 milyar insandan daha şanslısın.
-Bugün sağlıklı uyandıysan ve 1 hastalığın yoksa, bu hafta bir hastalık yüzünden ölecek milyonlarca insandan şanslısın.
-Eğer iyi kötü bir sağlık güvencen varsa, hasta olsan bile doktor bulamayan milyonlardan şanslısın.
-Şu an bir savaş, kıtlık, susuzluk, esir düşme gibi riskin yoksa, özgürce gezebiliyorsan 500 milyon insandan şanslın
-İstediğin siyasi görüşü destekleyebiliyor, özgürce ibadet edebiliyor, istediğin tarzda yaşayabiliyorsan, dünyadaki 3 milyar insandan daha şanslısın.
-Buzdolabında yemeğin, dolabında giysilerin, ve başını sokabileceğin sıcak bir evin varsa dünyanın %75'inden daha zenginsin.
-Bankada biraz nakitin, yatırımın bile olsa dünyanın en varlıklı %8'lik dilimindesin.
O yüzden bu elindekiler için şükret, değerini bil ve bu imkanları olmayan insanlarla imkanlarını paylaş gibi bir metin. İstatistikler ne kadar doğru bilemem.
Bence kimse kendinden kötü durumda olanları görünce mutlu olmuyor. Yoktur böyle bir insan. Ama kendinden kötü durumda insanları görünce elindekinin değerini anlıyordur.
Şöyle düşünüyorum, daha büyük ev istiyorsun mesela, daha iyi araba istiyorsun. Alamayınca üzülüyorsun. Arkadaşların yurt dışına çıkıyor sen üzülüyorsun bu sene bütçen olmadığı için. Ya da herkes iphone 13 alıyor sen ortalama bi android kullanıyorsun memnun değilsin bundan içten içe.
Ama mesela evine internet bile bağlatamayan çocuğu görünce, diyorsun ki "yahu öyle böyle benim internet erişimim var". Ya bu da olmasaydı?
Arkadaşın yeni lüks bir araç almış. Senin 2. el mütevazı bir araban var. Özeniyorsun, ama başkasına bakmana bile gerek yok. 2 sene önce soğukta 45 dakika otobüs beklediğin günleri düşünüyorsun, şükürler olsun diyorsun. En azından sağa sola gidebilmeni sağlayan bir aracın var.
babam mesela vefat etmeden önce ömrünün son 1 senesini kısmi felçli geçirdi. Balkona kadar gitmek, orada 1 saat oturmak bile büyük olaydı onun için. Bu tarz durumları düşününce, bırak tatile gitmeyi şöyle sahilde bir oturmak, çay kahve içmek bile ne kadar değerli olabiliyor fark ediyorsun.
Şükretmek sanıldığı gibi aza tamah etmek değil. Elindekinin kıymetini değerini bilmek. Bir karikatür görmüştüm, senin normalin, başkasının hayali olabilir diye.
Yolda ortalama arabada giden bir adam, yandaki lüks 4x4'e bakıyor hayran hayran.
Hemen yanda da tekerlekli sandalyede bir adam o mütevazı arabadaki adamın arabasını kullanabildiğini hayal ediyor kafasında düşünce balonunda. Tam olarak bu durum.
Elindekinin kıymetini bilmek önemli. Elbette daha iyisi için mücadele etmeli insan. Hayal kurmalı. Ama son yıllarda o kadar materyalist bir yaşama geçtik ki, hayallerimize kavuşamayınca elimizdekinden bile nefret ediyoruz.
Çocuklarda çok olur bu, eğer değer bilmeyi öğrenmediyse görürsünüz. Oyuncak ister atıyorum. Evde var ya bir sürü oyuncağın dersin. Onları beğenmez. Öbürünü almadığın için gider onları da kırar falan...
0