yabancı ülkedeki arkadaşlarına önce yumurta çeşitlerini öğret ozaman. yumurtada 30 farklı çeşit yiyecek yapılır. önce bi krep süzet yapmayı öğren hele. sonradan makarnada geliştir kendini, fırında makarna ile başla lazanyayı öğren. mantı açacakmış :) oldu, kolaydı zati mantı açmakta.

o kadar zor değil. koca kazık kadın oldum, çocuğum filan oldu, ben bile hala yemek bloglarından bakıp yemek yaparım..
bilhassa hanımların blogları iyi. mesela yapımını fotoğraflı olarak anlatıp, sonucun da fotoğrafını koyuyorlar. yani garanti "denenmiş" tarifler oluyor bunlar...
önemli olan tarifin denenmiş olması zaten. sana düşen tek şey, orada yazılanları harfiyen uygulamak.. zaten zor değil, patatesi haşla, soğanı doğra, yağda çevir gibi şeyler. 10 yaşında bi çocuk bile yapabilir

bence gelişmenin tek yolu deneme yanılma, zira ev yemeği dediğimiz (fasulye, bezelye vs) çoğu şeyin temeli aynı; soğanı kavur, kıymayı salçayı koy, ana malzemeyi koy, kaynar su koy.
Onun dışında yukarıda saydıkların biraz daha dert, mesela pilavı ilk kez yaptığından itibaren nefis yapanlar var, yıllarca kötü yapanlar da var. Sonra, beşamel sosu yapmayı öğren, ondan sonra beğendi yapmak çok daha kolay olacak. Sadece patlıcanı ocak üzerinde közleyip ezerek katacaksın. Ellerin falan yanacak tabii :)
Etli dolma da kolay mesela, tarifi karıştır, doldur, pişsin. Zeytinyağlı biraz daha zahmetli olabilir, etliyle çalışmadan zeytinyağlıya girişme mesela, sarmayla da uğraşma, doldur biberi kabağı. Tabii kabağı zeytinyağlı yapma mesela.
Aslında en önemlisi malzeme seçmek. Mesela biber olması için seçtiğin biberler körpe, pörsümemiş olmalı, patlıcanlar da aynı şekilde güzel, çekirdeksiz olmalı. Deneyim hep bunlar.
Ben senin yerinde olsam sebzeli makarnayla falan uğraşmam, direkt fasulye bezelye yemeği pişiririm. Hepsinin dondurulmuşu, konservesi var zaten.

of çok uzun bir cevap yazmıştım ama internetin gazabına uğradı. özetliyorum.

1. işi bilen birini gözlemlemek, ufak işlerde yardım etmek. (anane, anne, sevgili, yakın kız arkadaş vs.)

2. değişik yemekler yemek.

3. yemek blogları ve videoları takip etmek. (jamie oliver ve martha stewart iyidir. youtubeda bulabilirsin.)

4. malzeme malzeme gitmek de bir yöntem olabilir. yumurtadan dedikleri gibi 30 tarif çıkabilir. önce bir malzemeyi çözersin. sonra patatese geçersin, sebzeleri yaparsın fln. tavuktu, etti derken gider zaten.

5. damak tadının (hangi malzemenin neyle uyumlu olabileceğini tahmin edebilmek, misal elma+tavuk, tarçın+et vs gibi.)

6. elinin ayarının ya da gözünün kararının iyi olması gerek. temel prensipleri bildikten sonra (neyin hangi sırayla atılacağı gibi) her tarifi kendine göre yorumlayabilirsin.

arman kırım'ın muhteşem bir yazısı var bu konuda işin tekniği ile ilgili:

hurarsiv.hurriyet.com.tr

"Bizim kültürümüzde bu gerçek, bu sayfadan önce hiçbir zaman gündeme gelmemiş olduğundan, yemek yapmak sanki sadece annelerin bildiği ve çocukların çok zor öğrenebileceği bir beceri olarak görülmüş. Annelerin de bir zamanlar çocuk olduğunu unuturcasına! Oysa eğer belli başlı pişirme tekniklerini bilirseniz, yemek yapmanın ne kadar kolay olduğunu şaşırarak keşfedersiniz. Zira annelerimizin çok iyi yaptığı Türk yemekleri aslında çok ama çok az sayıdaki birkaç basit tekniğe dayanıyor. Örneğin bugün anlatacağım sadece dört farklı Türk mutfağı tekniğini öğrenirseniz, Türk
yemeklerinin yüzde 60'ını pişirmeyi (hatta sadece 1 günde) öğrenebilirsiniz. Bunlara, hemen hemen hepsi aynı basit temele dayanan ‘börek' tekniğini de eklerseniz, Türk mutfağının yüzde 70'ini halletmiş olursunuz. Ve o zaman anlarsınız ki 200 çeşit köftemiz aslında tek bir tekniğin marjinal varyasyonları; 50 çeşit dolmamız da öyle... Ve mutfağımızın aslında zengin ve gelişmiş tekniklere dayanmadığını, hepsi Allah vergisi olan malzemelerimizin bol ve güzel olması nedeniyle lezzetli bir mutfağımız olduğunu anlarsınız. Belki o zaman “Türk mutfağı dünyanın en zengin mutfağıdır” hurafesini bir yana bırakır, “Mutfağımızı zenginleştirmek (tanıtmak değil!) için ciddi çaba göstermeliyiz” görüşüne daha yakınlaşırsınız."

sucuk, kahve, kuru meyve. bu sucuk hadisesi kimi için çok önemli :D (yurtdışındaki türklerin istekleri olarak yazdım bunu yabancıya sucuk götürülmez elbette :D ona pastırma yakışır)

Türk kahvesi, turkish delight adı altında çakma şekerlemeleri saymazsak kaymaklı afyon lokumu

Mesir macunu ;)

beyaz peynir çoğu ülkede yok. beyaz peynir önemli. zeytin de öyle. akdeniz ülkeleri dışında kahvaltıda zeytin yiyen de yok.

ilk arkadaşın dediği gibi sucuk da yok. var ama değişik tatları var.

tatlı olarak şerbetli tatlıları listeye koyabilirsin çoğu ülkede yemezler şerbetli tatlı (bizim türklerin açtığı yerlerden bulabilirsen belki oradan temin edersin)

bu arada düz yoğurt yok kimi ülkelerde. meyveli yoğurt var hep.

kimi ülkelerde çarliston biber yok.

ama bu dediklerim çoğu avrupa ülkesinde veya amerika'da türklerin açtığı yerde var. yani adamlar "burada ne yok" diye düşünüp orada satıyorlar.

fakat eski sovyet ülkelerine, rusya'ya veya asya'ya gidersen işin çok zor :)

tarhana yok sanırım.

leblebi abi.değişik değişik versiyonları var.acılı, şekerli, ballı-susamlı gibi.

pişmaniyeyi iplik sanmıştı bi yabancı arkadaş, birde çekirdek bilmeyen vardı benim tanıdıklarımdan.

saygı ile sakso'yu, hiyerarşiyi karıştırmayınız. söylendiği gibi önce insanın kendisinde başlar.

bence alakası var. özellikle bakan, müdür vs..örneklerini verdim. bunlar toplum algısını belirleyen küçük öğeler. iş yerinde müdüre, okulda hocaya, sokakta vali'ye kısaca arada rütbe,makam farkı olan ilişkilerde saygı adı altında verilen bu ufak kişilik tavizleri zamanla toplumun karakteristiğini oluşturuyor. halbuki herkes konumunu, haklarını bilse bu tarz çirkin olaylarla karşılazdık. BENCE.

Herkesin konumunu, haklarını bilmesi dediğiniz şey saygının ta kendisi zaten. Duyuruda anlattığınız şey ise yalakalık.

Senin saygı algın sayrı olduğundan olabilür mü bu durum?

pirinçli midye yanlış anlamadıysam bildiğimiz sokakta satılan seyyar midye.midye dolma diye de geçer.evet bence lezzetlidir.sokaktan almam diye düşünürseniz bir çok balık lokantasında var.hatta çiğ köfteciden tut kokoreççisine kadar bilumum yerde var.

midye dolma demeye çalıştıysan çok lezzetlidir ve sokakta yenir. nezih olursa olmaz.

en temiz ve leziz olanları yazlık yörelerde oluyor.
oranın müdavimleri en iyi bilir genelde.
istanbuldakilerin çoğu bunların yanına bile yaklaşmaz.

midye dolma ımm olsa da yesek.. oldukça lezzetlidir. deneme yanılmayla bulucaksın en güzel yerini temizliğine bakmıcaksın. en önemli kriter midyenin fazla,pirincin nispeten daha az olması..

Defne yaprağı.

kereviz sapı da çorbalarda iyi olur

kimyon olabilir diye düşünüyorum.

gene kafa karışıklığı kaldı bana. yukarıdakilerin hangisi yaygın olarak ekleniyor? yani bazı kişi ve restaurantların değil de herkesin kullandığı hangisi? çünkü netteki tariflere bakınca üçü de görünmüyor.

İki kişinin, aynı malzemelerle yaptığı yemeğin tadı bile farklı oluyor. Çok zor soru sormuş senin misafir de.

kimyon ve defne yaprağı.

açıklıyorum;
kesinlikle baharat değil. tencerede önce biraz un kavrulur susuz ve yağsız şekilde, sonra yağ ile kavrulur en son haşlanmış mercimek dökülerek karıştırılır. bu da enteresan bir koku yayar. daha çok fırında yapılan mamüllerdeki tada benzer is gibi bir kokudur, nefistir.

o halde ground'un verdiği başka bir tarif. ben annemden öğrendiğim şekilde sebze, defne ve mercimeği haşlayarak yapıyorum sonra el blendırıyla pürüzsüz çorba formuna getiriyorum. kimyonu tuzu yağıyla beraber tam kendine has lezzeti alıyor. başka çorbalar için kıvam verme amacıyla un kavrulabilir, ama mercimek çorbasına o lezzeti veren un değil.

siz yemediniz mi aynı çorbadan?

büyük ihtimalle kimyondur, baskın bir tat katar çünkü.
hem de bu coğrafyalardan bir baharat kendileri yamulmuyorsam...
soran kişinin kendisi nereli o da önemli... çinli falansa kimyon için "size özgü" bir tat demez mesela :)

tahin.

un güzel bi koku ve tat verir evet, ayrıca patates ve havuç konduğunda da aroması güzel olur. üzerine yağda nane kavurur dökerseniz de tadından yenmez.

pişmişinden alıp da ısıtabilirsiniz. akmaz kokmaz ki börek.
gerçi bol tereyağlı missss gibi kokar ama yolculuk sırasında kokmaz yani.

iyi bir ambalajla sorun olmaz.
sıkı sıkıya sardırın falan.
tabi pişmişini alır uzun süre kapalı kutuda tutarsanız biraz hamur olur ama o kadarcık olur artık.
sonra tavada ısıtır mis gibi yersiniz.

kardes eger amerikaya geliyorsan ve bana da bir tepsi getirmezsen sana buralari dar ederim:(

en az 1500 lira

e skype internet harcar görüşmeler için, başka ne faturası gelecek ki?

anlamadığım olay neden normal görüşmeler için skype kontör montör olaylarına girerken bunu ücretlendirmiyor?

bilgisayardan bilgisayarı aramakla aynı mantıkt telefondan telefonu aramak. skype aracılığıyla telefon numarasını aramıyorsun ki, başka bir skype hesabını arıyorsun.

Skype'ta para sonradan ödenmez. Skype kredisi satın alırsın peşin parayla, onu kullanırsın en fazla. Onun dışında internette harcadığın veri ne kadarsa, o kadar kotan dolar, hepsi bu.

lüfer al lüfer

somon fileto al.

deniz alası diye bişey var yerli somon diye de geçiyor, onun etide çok lezzetli ve kılçıksız

bi site vae hangi mevsim ne yenir diye ona bak olmadı adam sor adam ne veriyim abime der önce sonra sen bana bırak bi der.
edit:imla

minare kalıntısı?

hamam bacası ?

sanmıyorum. civarlarında cami namına birşey yok. yangınla ilgili bişey olmalı. baca falan.

sütün yada minare kalıntısı

3 yerde gördüm. eyüp, galata, küçükayasofya. bu küçükayasofyada çekildi. minare, sütun, hamam bacası olduğunu sanmıyorum.

tuğla fabrikasından kalan son baca.

gece aydınlatması için olabilir. üzerinde ateş yakılaraktan etraf aydınlatılabilir. yangın gözetleme kulesi diyenler de var.

tahminden ziyade linklerle destekli cevap verirseniz daha iyi olur.

baca bunlar, divan otelin yanında var, kasımpaşa'ya giderken var...

adama bak cevap beğenmiyor. bunların baca olduğunu anlayamacak bir insansın gelip burada milletin verdiği cevaplara ağız burun kıvırıyorsun. hadi canım hadi.

bizans zamanında üzerine heykel dikilen, ince, uzun kaideler bunlar.

(bkz: çemberlitaş)

@esenboğa, cvp beğenmeme değil senin gibi bilgi sahibi olmadan fikir yürüten ve bunu gerçek kabul eden ergenler yüzünden link bekliyorum.

www.tuyed.org.tr

takdir?

takdir?

bu arada, takdir etmek o bildiğimiz anlama gelen şeyken taktir etmek damıtmak anlamına geliyormuş. benim sözlüğümde öyle yazıyor valla.

Mevcut geçerli Schengen vizesi varken başka ülke vize vermiyor. Ancak vizeyi aldığınız ülkeden o vizeyi iptal ettirip, yeni başvuru yaparak alabilirsiniz ki hiç gerek yok bence.

evet gidebilirsin. ama vizende izin verilen kalma süresi de önemli.

multiple ise girebilirsin, tek giriş olsaydı tr ye gitmen durumunda dönemezdin

multiple vizeyle türkiye ye girip tekrar çıkış yapabilirsin, eğer single olsaydı vizen yani tek giriş ozaman sadece shengen ülkeleri içinde seyahat edebilirdin.

@biseysorcaktim adam "multiple" demiş, çoklu giriş.

kalma süreni doldurmadıysan ispanya'ya gitmende sıkıntı olmaz.

multiple ise sorun olmaz. gönül ferahlığıyla dolaşın.
iyi eğlenceler.

ekran çok çiziliyor o zaman da. ama bence zaten adamlar milyon dolarlık ar-ge yapıyorlar o ekran için. biz de gidip 10 tl'lik şeyi yapıştırıp sikip atıyoruz ekran kalitesini. tıpkı ipince telefona gidip hayvan gibi kalın kılıflar alııp sonra da "en ince benim telefonum" dediğimiz gibi.

sonuç: haklısın. dikkatli kullan. jelatinsiz kullan.

kısmen öyle ancak ekran da çizilmeye oldukça müsait. telefonu hoyrat kullanmam ancak ekranda bir ton ufak tefek çizik oluyor. jelatin bunu engellediği için tercih ediyorum. değiştirince fark daha net olarak ortaya çıkıyor. bahsettiğin durumdan farklı olarak mat jelatin dokunmatik kullanımda ciddi rahatlık sağlıyor. ipad'i jelatinsiz, iphone'u jelatinli kullanıyorum, fark büyük.

bu arada arkalı önlü jelatin var 4s kullanıyorum.

5 tl ver balonsuz takarlar onu. Çizik ekran pek hoş bir görüntü olmuyor ipad2'yi jelatinsiz kullandım bi süre ufaktan minik minik çizilmeler başladı millet eline alıyor tırnaklıyor falan önüne geçemiyorsun. Ben taktır derim. Elalemin adamı 600 dolara alıyor sen 2000tl'ye biraz içinde bulunduğun durumlara uygun hareket etmek lazım. Ha çizilirse çizilsin ben takmam dersen bilemem benim gözüm sürekli takılıyor çizildiği zaman rahatsız olmamak için telefonda da ipadde de kullanıyorum jelatin çok büyük fark olduğuna inanmıyorum görüntü açısından.

ön arka var, daha aldığım ilk taktırdım jelatini. sonra bir ara kendim değiştirdim, jelatin topoğrafik haritalara dönmüş.

bence tak kafan rahat etsin.

Bunların bir de yurtdışı versiyonları var. Pes videoları falan koyuyolar. Demek ki o.çocukluğu evrensel. Youtube bazen izlenme başına ödeme yapabiliyor ama bunların o amaçla yapıp yaptığından emin değilim.

Trolluk genel anlamiyla

benim de insanliga inancimin azaldigi anlar oluyor.

isin gücün yok mu demek istiyorum böyle insanlara.

youtube çöplük ve ayrıca maç yayınları kısa sürede uçuyor. o yüzden

goalsarena.org

20:25'te maç yayını başlıyor (almanya saatiyle, yani tsi 21:25), canlı yayın tabi. İnternetten izlemeyeceksen açık olacak sanırım. İnternet yayınını bilemeyeceğim.

bildiğim kadarıyla önce sen ödüyorsun sonra sigortanı yaptırdığın şirketten talep ediyorsun ücreti.

sanırım durum şöyle işliyor en azından bende öyle oldu.
hastaneye ya da doktora gittiğinizde siz tedavinizi ve ilaçlarınızı cepten ödüyorsunuz. geri geldiğiniz zaman, faturalarınızla birlikte sigorta şirketine başvuruyorsunuz ve onlar size geri ödeme yapıyor.

finlandiyada ilacımı aldım, geri geldiğimde ilacın kutusu, fişi ve kredi kartı slibiyle birlikte acentaya gittim, onlar benden alıp istanbula (merkeze)gönderdiler. evraklar kayboldu. acentayı ve müşteri hizmetlerini yüzlerce kez arayıp sorduktan sonra, ödediğim telefon faturası ilaçtan daha pahalıya gelince pes ettim ve peşini bıraktım. üstelik bunu yapan anadolu sigorta. (gerçi benim acentam çok üçkağıtçıydı, öyle her gördünüz acentaya atlamayın hemen, hepsi aynıdır nasıl olsa diye)

seyahat sigortasi derken neyi kastettigine bakiyor.

bir seyahat sigortasi var bir de saglik sigortasi var.

bazi seyahat sigortalari seyahatinizi sigortalar. yani aylar öncesinden biletler alinmis, oteller ayarlanmis, pat hasta oluyorsun, veya baska bir durum cikiyor karsina policede yazan, o zaman sigorta gidemedigin tatilin masraflarini karsiliyor.

bir de saglikla ilgili sigortalar var, basina bir sey geldiginde hastane doktor masraflarini falan karsiliyor.
parayi cebinden mi odersin sonra sigortadan mi alirsin o yaptirdigin sigortaya bagli olarak degisiyor ama bir cogunda öyledir eminim. yoksa gittigin doktorun/hastanenin sigortayla halihazirda anlasmasi olmasi lazim ki "haci biz taniyoruz bu sigortayi, biz paramizi aliriz onlardan, senin paran gecmez burada" diyebilsinler.

göz dis ile ilgibi tedavilere gelince, bu sigortalar her seyi karsilamaz. özellikle seyahat öncesinde baslayan bir rahatsizliksa hic karsilamaz. gittigin ülkede aniden basina gelen seyler icin gecerlidir.
her seyin öncesi var tabii de kriter herhalde bunu bilip bilemeyecegindir.
dis icin falansa daha da dikkat. bazen avrupadaki devlet sigortalari bile karsilamiyor ki sanmiyorum seyehat sigortasi karsilasin.

omurga çatlağı sorunum olmuştu. cepten ödedim, türkiye'de ödediğim miktarın tamamı bana geri ödendi. benim sigorta axa idi yanılmıyorsam o zamanlar.

bu bahsettiginiz durumlarin cogunu karsilamaz seyahat sigortalari. zaten bahsedilmis, ab icinde de bir cok devlet sigortasi bu bahsettiklerinizi karsilamaz.

mesela disiniz cürük cekilmesi lazim, hiiccc sorun degil, cürük dis ücret vermeden cekilir, ammma velakinn yeni dis yapilmasi ya da ona protez hazirlanmasi ek ücret ve fazlaca bir ücret. bazi durumlarda hatta anestezi bile ek ücrettir, dis doktoru anestezi yapiyimmi diye sorar.

yani bu halde gidip anestezi olmadan, kanal tedavisi yaptirabilirsiniz belki, filmlere kitaplara konu olur bu acida:)

ama mesela böbrek tasiniz olsa seyahatteyken ameliyat olma durumunuz olsa bunda sorunsuzca ameliyat olabilirsiniz.

ayrica belirtmeden gecmek istemiyorum türkiyedeki doktorlar ve büyük oranda hastaneler ab dekilerden daha iyi ve tecrübelidir. ki bunlara cok iyi saglik sistemleri olan almanya ve avusturya dahildir(ikisinde de hastanelik oldugumdan bu ikisini örnekliyorum).

bana böbrek tasi semptomuyla yatip prostat kanseri teshisi filan konuldu...

he ayrica, zaten bu ülkelerden bir cok kisi türkiyeye tedaviye geliyor hem daha ucuz hemde kaliteli oldugu icin.

Geç değil onların hatası seve seve düzeltecek...

degisir bu durum, konsolosluga verdiyseniz eger iyi niyetli biri degilse basvurunuz yanmis olabilir.

o board'ın içine etmişlerdi hocam en son. baya kötü duruyordu cumartesi akşamı.

ben akşam orda olucam çeker atarım önünden geçersem

bişey olmaz hocam. çekin gönderin. ben photoshopla düzeltirim.

Yolladim

çok kötüler banada hediye vermişti bir kurum, ya açılmıyor kapanmıyor. açsan birşey yapamıyorsun.

500 verebiliyorsan (bkz: nexus 7)

öyle bir şey yapacağınıza ipad, ipad 2 gibi temiz kullanımış ikinci ellerden alabilirsiniz. yenisi zaten 1000 tl civarı olan bu kadar çabuk güncellenen aleti ikinci elde 500 e falan çok temiz bulursunuz.

ipad mini geçenlerde vatan bilgisayar'ın kampanyasıyla 700 liraya kadar düşmüştü. üstelik 10 taksit yapıyordu. 500 ü gözden çıkardıysan öyle bişiler de bakabilirsin.

Amazon Kindle Fire, şu anda amerikanın en çok tercih edilen tableti. Kullananlardan da hep olumlu yorumlar aldım.

O dediğin şeyler artık her şeye rezaletmiş gibi yaklaşıyor. Sorunun cevabı bu bence.

alan razi veren raziysa elaleme ne ya boyle boktan seylere kafa takmayin hayatiniza bakin sanki herifin yada karinin koynuna kendi giryor gibi bidi bidi yapiyor bazi tipler

5 lira için işten kovulmayı göze almaz bence. gerçi böyle böyle günde kaç kişiye geçiriyordur kim bilir.

bankalarda bu tip masraflar için standart bir prosedür yok. aslında hiç bir masraf için standart bişi yok. örneğin herhangi bir şubenin ciddi anlamda kurumsal müşterisi olan bir firma, bırak herhangi bir işlem için masraf ödemeyi, maaş ödemelerini ordan yaptığı için bonus bile alabiliyor.

eleman sana masraf yazabilecekken bundan vazgeçmiş. olay budur. cebe atma falan olmaz bankada.

yurtdışı çıkış harcının vizeyle ilgisi yok. her zaman ödeyeceksin.
seyahat sigortası sana kalmış bir şey. vize aldıktan sonra hiç yaptırmaya da bilirsin. turistik amaçlı gidersen sadece 1 aylık yaptırabilirsin mesela (3aylık sağlık hizmetlerini de kapsayan seyahat sigortası 70 lira civarı; sen hesap et yani 1 ay için çok bir şey ödemezsin) uçak düşerse falan cenaze için ailen çok fazla para ödememiş olur. başka bir mantığı yok zaten.

bir de kimse sormadan ben sorayım; vizen çoklu girişli di mi?

bi ekleme de benden. orada oturma izni alınca yurtdışı çıkış harcı ödemene gerek yok. iznini gösterip geçiyorsun.

kendimden neredeyse hiç yemediğim/içmediğim şeylere örnekler vereyim.

-şeker
-kola
-pasta/kek/börek
-patates kızarması
-hamburger
-pizza
-çikolata (haftada max 2 tane)

kendimi zorladığım için değil. ciddi ciddi canım istemiyor.

dişlerini fırçala her gün iki defa.

spor yapabilirsen yap.

gerisi gelir zaten

spora basla.

Kekik, nane karabiberin filan zararı yok. Tüketebilirsiniz.

Beyaz unlu şeyler yerine tam buğday unuyla yapılmış şeyleri "kararında" tüketmeye çalışın.

Sebze ve proteine ağırlık verin.

Ama neden titrediğinizi anlayamadım. Kafeinden sanırım? Eğer yaptırmadıysanız check up tarzı bir şeyler yaptırabilirsiniz ufak çaplı. İşte tirod, şeker, kolesterole baktırmak filan.

sırf düzgün beslenmeyle olmuyor işte malesef. mutlaka sporu sokmalısınız hayatınıza ki bagısıklıgınız güçlensin kan akışınız hızlansın.

bir bardak kahve içince bile tir tir titriyorsan, başka bir sorunun var demek ki, bi' genel cerraha falan görün. kahve içince titremek ne dostum? sorun sende kahvede değil.

spor, uyku düzeni, protein ağırlıklı iyi beslenme.

yazı yazamasaydım katlanamazdım birçok şeye.
hele yazdıklarımı yaktığım zaman yaşadığım şeyi tarif edemiyorum

futbol.
oynamaktan bahsediyorum. yeşile bastığım an araba kornaları, kadın dırdırı, motor sesleri, bebek ağlamaları, ısrarla çalan telefon sesi... hiç bişey duymuyorum.

cherie fm olmasaydı
resim yapamıyor ve yazı yazamıyor olsaydım

snowboard ,

Karikatür dergileri ,

izlediğim animeler ,

arkadaşlarım ,

içtiğim şeyler ,

poker ,

seyahat etmek ,

Finans piyasaları ,

diziler ,

Kitaplar ,

adrenalin salgılatacak herhangi bir fırsat .

bunlar olmasaydı hayat daha sıkıcı olurdu..

yemek, çikolata, uyku, sevdiğim diziler ve kitaplar.

viski.
zekam.
portishead.
behzat ç.

Seks, futbol, canli muzik.

kediler

yazmak +1
gezmek, güzel yerlere gitmek

ondan sonra da turk kizi kezban; erkegi de az kezban degil.iki muabbet etti diye neden hemen illaki gonul isi olacak diye dusunsun ki; yeni bir ulkeye gelmis, geziyor. elbette yeni insanlar taniyacak, onlarla sohbet edecek. sonra da ulkesine geri donecek.

Fransaya gittiği zaman haber alabilirsen iyi :)

Seni pohpohlamak adına öylesine söylemiş olabilir.

Bana göre bir keko olabilirsin ama fransıza göre bir biscolata erkeğisin.

Olur veya olmaz demek için bütün parametreleri bilmek lazım. Ama tahminimce olmaz. Böyle gezgin insanlar, aman gezeyim, yeni insanlar tanıyayım olaylarını çok severler. Duygusal bir şey için %90 hayır diyorum. Ha Fransa'ya gidersen çok da güzel ağırlar, fırsatın varsa git gezdirsin.

gitmeden seks yapabildin yaptın, yapamazsan bir daha göremezsin. aşk falan olmaz.

bizim buldugumuz en ucuzu bu, eger sen daha ucuzunu onerirsen ayarlariz. iki tane order'in var ama odememissin bunlari. lutfen bu orderlari tamamla, veya bu islemleri iptal edebiliriz, problem degil.

"Elimizdeki en ucuz opsiyon bu...ama sen daha ucuzunu biliyorsan ondan yollarız bizim için sorun değil" demişler.. Sanıyorum beklemede olan iki adet siparişin var... Onun için de "hala o ürünleri istiyorsan lütfen onayla(haber ver)istemiyorsan iptal edebiliriz..Sıkıntı yok. Diyorlar.

giderin kralını koymuşlar resmen olm

Malı Türkiye'den bir Türk almış. İsmi Yakup. Kendine Jacop dedirtiyor.

Satıcı da "Daha iyi bi fikrin yoksa boş konuşup dükkanın önünü kapatma" demiş.

senin koyun gütmüşlüğün kadar bizim çoban sikmişliğimiz var diyor kısaca. varsa bildiğin bişey söyle yapalım, en uygunu bu diyor. ha çok da sikimizde değil, istersen iptal edelim diyor, zaten ödememişsin hıaamına, diyor.

belgede sahteciliğin hoş karşılanacağını zannetmiyorum. belgeleri kontrol ederlerse ne cevap vereceğini düşün.

gerçeğini almak zor bi iş mi?

ben sağlık belgesi için yapmıştım sıkıntı olmamıştı. (:

umut kalabilirde burak nereye kulubüede kalıyor.

her şeyden önce milli takımın ihtiyacı var bu adamlara. o yüzden hangisi kesilirse kesilsin milli takım adına üzülürüm.

kim hak ederse o giyer formayı. bu kadar basit. fatih hoca küstürmez kimseyi.

rekabet iyidir. hakeden oynar.

Ürkütmüşsün

büdüt: "vaktin yoksa bulusalim dedim" bunu dedikten sonra nasıl ürkmez, vaktin yoksa buluşalım nedir :)

bence sıkıntı yok biraz daha bekleyebilirsin.

metroda beklemesene oğlum çekmiyodur belki.

fransız ise beklenir, sıkıntı yok.

Urkerler tabi gormuyir musun gelen tum turist bayanlar sevgili turk erkeklerinden neler cekiyor..hafi bizi gec biz alistik artik..elin kuzi bilmez kiruyamaz kendisini..sozum meclisten disari

metronun içinde sms gelmiyo. günyüzüne çıkman gerekiyor.

edit: yeryüzü ne la, gün yüzü tabi ki..

"vaktin yoksa buluşalım" demek yerine "vaktin varsa buluşalım" diyeydin o iş olmuştu :)

şaka bi yana kız senle buluşacak ama belki bugün değil. git evine mal gibi bekleme

vay amına koyım ya, kız yol sordu diye hemen telefonunu istemeler falan. sizin yüzünüzden biz psikopatlaşıyoruz, sonra sevgililerimiz isyan ediyor bizi sıkıyorsunuz vs diye. sikeyim.

kız seninle buluşacak. metroda bekleme ama. evine git. yarın öbür gün mesaj gelir en geç.

yeryuzune ciktim. 15 dk oldu. artik bekleyemeyecem. ariyorum. bi de beyaz masadan ist haritasi aldim vermek icin. ezikligin tarihini bastan yaziyor gibiyim:(

bu arada oyle mal bulmus magribi gibi daveanmadim. kisa sohbet ettik ve istersen yarin obur gun bulusup seni gezdirebirim dedim. ok dedi sonra tel alisverisi oldu.

sana mesaj atmış. istemese atmazdı. bekle biraz.

ee son durum nedir su an ?

eve donuyorum beyler:( uyuyordur diye arayamadim. cunku sirtinda essek kadar canta vardi. ama gene elimde cep tetikteyim. yari yolda msj gelirse donerim. muhtemelen otogardan geliyordu. bakalim yarin ogle yemegine davet edicem. sans bu ya isyerimle oteli ayni yerde.

yav bence o seni aramadan ya da mesaj atmadan bi yere davet etme. cok israrci bi davranis olarak yorumlanabilir. hani yarin degil de yarindan sonra mesela, davet edersen daha hos olur.

abicim numarasını aldığın gibi niye msj attın, bu işin raconu 2-3 gündür.

elementary, sherlock
ikisi de sherlock holmes, ikisi de güzel.

The mentalist

spartacus'un yeni sezonu çekiliyor diyorlar, ben onu izleyeceğim.

homeland

hobbit'i seyrediyorum ben. fakat kitapla öyle birebir gidiyor ki, kitaptan farklı çekilen filmlerin o kadar da kötü birşey olmadığna karar verdim. kitabı okuduysan sıkıcı olabilir.

fakat the wire izleyenin oz sevmemesi mümkün değil. mutlaka izle.

oz'a başla bir hafta çıkmazsın o evden. the wire sevdiysen oz'a bayılırsın zaten.

süper güçlü saçma salak şeyler sevmeyen insan black smoke'nin olduğu lost'u ve ejderhaların vs. olduğu game of thronesi seviyor...

House M.D.
Breaking Bad
Dexter

o süper güçlü şeylerin hepsinin saçma olmadığını anlayabilirsen

Supernatural
Doctor Who

(bkz: BREAKING BAD)

kezin izle herkesi boşver beni dinle lütfen!!!!!

the wire sevdin mi? al o zaman

www.youtube.com

the wire sevginden yola çıkarak sons of anarcy diyelim.

metin şentürk siliyor. hatta tarkanın videolarında da o siliyormuş yorumları diye söylenti var.

* muyap siliyor tabi ki kim silecek. tek hesap var muyap diye onlar siliyor bişi olduğunda.

www.google.com.tr
benzemiyor herhalde ama bende bağımlılık yaptı.

öncesi: "ekonomi berbat, kriz var, borç çok, sıçtık" haberleri medyada, halk et yiyebiliyor.
sonrası: "ekonomide rekor büyüme, krizi teğet geçtik, bilmem nereye borç veriyoruz, süperiz" haberleri medyada, halk et yemekte tereddütlü.

bu tip bi soruya siyasi duruşunu bi kenara bırakıp cevap verecek bir insan olacağını sanmıyorum zira bahsettiğiniz konu siyasi duruşa göre farklı farklı algılanıyor.

örneğin sağlık hizmetlerine sağ görüşlü birisi "artık her hastanede bedava tedavi olabiliyorum hem de sırada perişan olmuyorum" diye bakarken sol görüşlü birisi "hastanelerde uzman doktor kalmadı, ücretsiz olsa ne yazar, kaliteli hizmet yok artık" şeklinde bakıyor.

şu evrim teorisi çizimi var ya hani meşhur, balıktan insana doğru. onu düşün, şimdi tersten düşün. bu. zemzem şişesinde balığız.

her yıl 45 milyar dolar cari açık veriyoruz bu zamlar neden durmuyo sanıyosun.bi kaç sene önce yıllık 75milyar borcu bile gördük biz.şimdi düşüyo açık ama bu hükümet buna care bulamaz spor totoyu satıcaklar oda anca 10 milyar dolar borcu karşılıyo.böle böle kötü gidiş son bulmicak eminim.yurtdışına kaçmak en iyisi

duyan da bu hükümetten önce ülke cari açık vermiyordu sanacak.

bazılarının anlaması için basitleştiriyorum. önceden milli gelir 10 lirayken cari açık 15 liraydı, şimdi milli gelir 50 lira cari açık 70 lira. sadece cari açığa bakıp "oha aq 15'ten 70'e çıkarmış şerefsizler, ülke elden gidiyor demekle" sadece milli gelire bakıp " ulan nankörler milli gelirimiz 10'dan 50'ye çıktı, her şey güllük gülistanlık" demek aynı.

ben de 1 tane öncesi sonrası yazayım:

önce: amerika ve avrupa merkezli ihracat
sonra: özellikle afrika ve pasifik ülkelerini de kapsayan, ihracattaki paylarının daha dengeli bir hale geldiği ihracat sepeti (siz neden türkiyenin krizden diğer ülkelere nazaran daha az hasarla çıktığını sanıyorsunuz, nedenlerinden biri de bu)

dur bi tane daha yazayım
önce: acaba şunu yazsam asker ne der diye korka korka yazan medya
sonra: acaba şunu yazsam hükümet ne der diye korka korka yazan medya

hacı sur son bi tane sonra işim var
önce: gerekirse darbe yaparız diyen asker
sonra: "darbe yapacak komutan da kalmadı" diyen chp li milletvekili osman aydın

amiral gemisi olarak inşaat sektörü ve finansa dayalı bir ekonomi ile yükselişe geçtik, 16. olduk. ama yerli teknoloji endüstrisi aynı oranda atak yapamadı ve daha cılız kaldı.
muhafazakar olmayan topluma baskı çok arttı, muhafazakarların yıldızı parladı.
30 yıldır ilk kez pkk ile masaya oturuldu.
türk lirasındaki sıfırlar nihayet atıldı. enflasyon 10 puanın altını görebildi.
düşük faizli otomobil ve konut kredisi sayesinde ev sahibi nüfus arttı, büyük şehirlerde trafik dayanılmaz hale geldi.
laiklik sekteye uğradı, mustafa kemal atatürk gibi çok önemli bir değer cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar yargılanır hale geldi. toplumda çatlaklar oluştu.
sağlık sistemi canlandı ama kaynak olarak halkın kendi mali kaynakları kullanılıyor (bkz gssdeki enayi uygulamalar).
özellikle bu yıl inşaat sektöründeki yavaşlama nedeniyle hükümet, gss, trafik ve vergi cezaları, artan vergi oranları, özelleştirmeler vb kaynaklarla durmadan sıcak para oluşturuyor.
dolardaki dalgalanma duruldu, belirli çevreler dışında alım gücü kesinlikle düştü. ayrıca ekonomik altyapıyı asıl hazırlayan bir önceki ecevit önderliğindeki üçlü koalisyondur ve kendi iplerini çekme bahasına 2001 dolar krizi sonrası reformlar o dönemde ilk olarak başlatılmıştır. ancak mhp, bu üçlü koalisyonda yer alan bir şahit ve şu anki mecliste milletvekilleri olan muhalefet partisi olmasına rağmen bunları dillendirerek muhalefet yapma konusunda olabildiğine beceriksiz davrandı ve akp o altyapıları da sahiplenmiş oldu, diğerleri sustu.
düşünce özgürlüğü geriledi, kendi tarafında olmayanlara tahammül kalmadı. google, youtube ve yüzlerce sitenin kapanmasına şahit olduk, o gazeteleri okumayın gibi dikteler yapıldı. anayasa vadi tutulmadı.
uzun yıllardır ilk kez muhalefetin şortlu oğlanlar gibi dolaştığı bir siyasi ortam oluştu, akp bunu gayet iyi değerlendiriyor.

aslında özetle şunu diyebilirim, ekonomide 16. büyük ekonomiyiz çok güzel lakin insana verilen değer konusunda 80 küsuruncu sıradayız.
nihayetinde bir ülkenin gelişmesi sadece ekonomi ile olmaz.

sorunun cevabı değil de, erzurum atatürk üniversitesi bir diğeri de.

aslında mağdurluk sizin elinizde. çok mu mağdur olduğunuzu düşünüyosunuz? paşa paşa gider dava açarsınız. kendisine kağıt gittiğinde bak bakalım beyfendi ne hallere düşüyor. eli ayağı titriyor. dersini anca o zaman alır
edit: ablam avukat. açıkçası benim için bu kadar kolay olmasına rağmen benim bile davayla uğraşasım gelmedi. onu da belirtim

dava için şimdi basvursan 3 yıl sonra açılır. hangi birine açacaksin, çok bos vaktin olmalı. sırf rahatlamak için küfreden, sebep yokken tersleyen de var. bazen gaza gelip duyuruya da küfür yazıyorlar. o zaman da uçuyorlar zaten. belki duyuru da sözlük gibi sınırli ve belli zamanlarda kullanıcı almalı. troll tiplerin duyuruları, üsluplari, insanlara hitaplari tekrar incelenmeli.

dava açsam ne yazar. üstteki arkadaşın dediği gibi 3 yılda sonuçlanacak ona da öpüşüp barışın diyecekler yada 3 yıl akıllı durursan birşey olmasın cezası alacak. o kadar masrafa, uğraşa değmez. ilaveten yurtdışında falan yaşıyorsa hiçbirşey olmaz.

sen haklısın.

sen haksızsın diyorum ve artırıyorum

haksızsın net

vay babanın kemiğine. demek o haklı ha? anladım ki ben pis bir varoşum ve bir daha alanımı ihlal etmemeliyim.

yaptıgı saygısızlık. hadi tek başına otursa tamam da seninle birlikte paylaştığı masada bi garip olmuş. Senin de kibarca uyarman yeterliydi, bizim türkler gibi "sttr lan sana ne" demezdi bence.

ama sen gercekten magandasın :) kızkacıransın hatta ahahaha :)

turist haklı, bildiğin magandalık yapmışsın.

az bile yapmışsın, ben olsam bacağından yakalar sırt üstü yere yapıştırırdım.

iteklemeden uyarsaydın daha iyi olurmuş,bu durumda haksızsın.

Cok iyi yapmissin. gordugun uzere asagilik kompleksimiz var ve adamlarin gotlerimizi sikmesine bile ses cikarmamamiz gerekiyor ama yine de karsidakinin yaptigina gore bir tepki vermissin. Ulan iyice got oglani olduk ha, gitsin bir kendi ulkesinde yapsin bakalim o hareketi

haklısın, ama o piçte buna yapmasına izin verecek bi izlenim bırakmışsın. mesela masada kahven falan olsaydı, elini kolunu falan dayasaydın masaya veya asabi bi tipe sahip olsan kıçı yemezdi diye düşünüyorum. cesaretlenmiş it oğlu it. ama iyi yapmışsın.

sen haklısın. bıktım lan haksız insanların haklıymış gibi tavır almalarından. ne demek masaya ayak uzatmak. benim masam olmasa bile kızardım. piç kurusu götlek turist, insanlar oralara ellerini kollarını dayıyorlar. yeter lan. az bile yapmışsın. sırf sarışın mavi gözlü batılı diye haklı çıkmaya alışmış tabi piç.

over reaction

haklısın, insan olsaymış.

hareketi yapan bizim vatandaşlardan biri olsaydı yine aynı şeyi mi yapardın? bu öylesine bir soru. önce güzelce söyleyebilirdin. bizde ayak uzatma çok nahoş bir hareket, hem aşağılama çağrışımı var hem de yemek yenen içilen yere saygısızlık manası var, ama adamlarda öyle bir tabu yok. ayağı gösterip "please" diyebilirdin ve bundan hiç hoşlanmadığını gösterebilirdin. geldiği ülkenin kültürüne uygun davranmayı öğrenirdi. şu anda da öğrenmemiş sayılmaz ama yanında başka şeyler de öğrendi kültürümüz hakkında.

takımların 2 maçta attıkları gol sayılarını topla. yani maçı 180 dakika gibi düşün. eğer skor olarak bir üstünlük yoksa bu sefer kim deplasmanda daha fazla gol attıysa turu geçen takım o olur.

örneğin; 2006 dünya kupası elemelerinde türkiye ile isviçre eleme oynuyorlardı.
isviçredeki maçı 2-0 isviçre kazandı. türkiye'deki maçı ise 4-2 türkiye kazandı.
toplamda 4-4 beraberlik var fakat biz deplasmanda hiç gol atamadık ama onlar 2 gol attılar. dolayısıyla turu isviçre geçmiş oluyor.

evet yakışan için fena birşey.kirli sakalda favorimdir

herkes bıyıklı oldu,sokaga cıkınca 70-80lerde yaşıyorum sanıyorum.

ben sakal seviyorum.ne gada da kıllı bi o ga da tatlı.

Kenan'dan (imirzalıoğlu) başkasına yakıştıramıyorım.onda da yakışmaktan öte bir şey oluyor gerçi.

biri de çıkıp dememişki aga hipsterlık diye bi illet moda oldu,ondan ötürü o bıyıklar.

defalarca sucsuz olan insanlarin vesikalik fotografini yayinlayip hayatlarini kararttilar. taylan diye cok da kullanilmayan bir adi kullansalar ne olacak ki?

ben mi yanlış görüyorum bilmem ama taylan dedikleri kişi "taylan" diye birisi değil. o isim adamın "takma adı" olarak biliniyormuş. bunda yanlış bir şey göremedim ben.

bu haberde yanlış bir şey yok ki.

evet orada bir yanlış anlaşılma olmuş; ama yine de başlıkta "kaçıranın kimliği tespit edildi" içerikte de "Emniyet yetkilileri, bu kişinin şüpheli olmadığını, sadece ifadesine başvurulacağını kaydederek" tutarsızlık var.

yanlış olan takma ismi kullanmaları değil zaten. taylan nickli kişinin sadece son görüşen olduğu halde o kaçırmış gibi kesin haber yapmaları.

elena kaçıranın kimliği tespit edildi diyor ama yine de takma ad var. yani uyduruk habere alıştığımızdan ben bunu çok hatalı görmüyorum :)

gerçek isim olsaydı suç olurdu. ama taylan sadece takma isim diye belirtilmiş.

Takımlar halka açık oldukları için hisse fiyatlarını etkileyebilecek aksiyonları kamuyu aydınlatma platformuna bildirmekle yükümlüler. Bu bildirim yapılmazsa kulübe ceza verilir.

teracopy
dfx audio enhancer
ccleaner

any video convertor

şşş... kimse duymasın.

unlocker

total video converter

revo uninstaller
jk defrag

Deepfreeze
fine reader
dopdf

vlc media player, gom player.

ne işe yaradığını da yazsaydınız ya la!!

renamer
index your files - belirlediğin dizindeki dosyaları indexliyor.(harici diskin içinde ne var diye bakmak için açmam gerekmiyor.)
acronis true image
sumatrapdf

tabü kü de idman yani nam ı diğer internet download manager... müthiş bir pırogıram....

nitropdf pro - hayat kurtaran çok işlevsel bir pdf düzenleme-oluşturma vs.
jetaudio - eq ayarlarıyla beni benden almış bir music player.
revo uninstaller - basit ama işlevsel birçok toolun yanında program ekle kaldırın gelişmisi olarak nitelendirebiliriz.
soluto - ailede bilgisayar kullanamayan insanlara uzaktan erişim ve düzenleme imkanı.
the powder toy - manyak bir oyun lan.
splashtop - ipoddan masaüstü yönetimi. vnc gibi bişi.

billy : güzel bir mp3 player
keynote : 10 numara bir not tutma programı

AllMyNotes

Tek bir arayüzden tüm notlarınızı saklayıp organize edebildiğiniz güzel bir program. bunun dışında çok süper birçok özelliği var.

Bu arada www.vladonai.com adresinde "Trial expired" seçeneğini seçerseniz programın full sürümünü ücretsiz elde edebilirsiniz.

Avafind - aradığınız dosyayı bulmanızı sağlar
TimeLeft - zamanlayıcı, alarm, gerisayım vs..

Acente siteleri üzerinden yapılmaz bu tür işlemler, havayollarından kendi sitelerini dene. Opsiyon süresi genelde kısa oluyor ama belki vize almana yardımcı olur.

Bilet satış ofislerinde işlem yaptırırsan biraz daha uzun opsiyon alabilirsin.

ekobilet.com bazen bir hafta filan veriyor.

başvuruya gitmeden 1 gün önce yaparsın. thy den al. dün aldık,1 şubata kadar opsiyonu verdi.

opsiyon süreleri önemli mi? sonuçta e-bilet ekranının çıktısını alsam yeter. isterse 2dakikalık rezervasyon olsun. haksız mıyım?

bilmem deneyebilirsin. olabilir.

pegasusta yapıyor ücret karşılığı, çok pahalı değildi.
kısa süreli yapabilirsin tabi ama konsolosluğun havayolu şirketini arayıp bileti kontrol ettirmesi belki olur mu bilemedim

arkdasım merhabalar ben kırklarelıyıyım ve hale kırklarelınde ıkamet etmekteyım ancak malesef denız yolu ıle kırklarelıne gelmenız mumkun degıl.

Siz büyütüyorsunuz. İki kelam nezaketen güzel laf etmenizi istemiş, siz tutmuş bunu sorun yapıyorsunuz. Kaldı ki bence zaten öyle bir durumda gelip giderken "Merhaba nasılsın?" "Güle güle, kendine iyi bak." demiyorsanız kabasınız. İlla anlaşmanıza, samimi olmanıza gerek yok, etiket gereği yapılması gereken şeyler bunlar. Sonuçta aynı evde yaşamasanız da aynı ortamı paylaşıyorsunuz. İki kelime sizi zora sokmaz.

Edit: Uyarsın ne olacak? İleride ilişki ilerlerse size "Kilo aldın, az ver." falan da diyebilir ki gayet normal. O zaman da "Kadına böyle şey denir mi?" mi diyeceksiniz? Unutmuş olabileceğinizi düşünüp hatırlatmak istemiş işte, olabilir unutulabilir, insanlık hali. "Kaba kadın! Nasıl 'güle güle' demezsin?" falan mı demiş?

Kusura bakma; sen çok sorunlu birisin. Ben bu sorduğun sorudan sadece bunu anlayabildim.

Nezaket gereği arkadaşı ile iyi olmanı istediği için giderken bir hoşçakal demeni istemişse, iyi bir şey yapmıştır. bunda kavga edilebilecek ne olabilir?

anlamadım ki kavga edilecek durum ne. size "çıkmadan güle güle de" demiş olması mı ağır geldi? nezaketen güle güle denir zaten, bakkaldan çıkarken bile iyi günler diliyorsunuz ki o insan sizle hiç alakası olmayan biri de değil sonuçta. nezaketen güle güle denebilir. sevgilinize hayıflanmış olabilir arkadaşı "insan bir güle güle der" vs gibisinden daha önceleri. sevgiliniz de ayıp olmasın diye sizi yönlendirmek istemiştir. sevgilinizin yöntemi çocuğa tembihler gibi olduğundan pek doğru olmayabilir ama kavga çıkacak bir durum yok. siz de biraz kibar olun canım aaa.

evde bulunan kişiyi yok sayıp ona bi hoşçakal bile dememeni doğru bulmayın sana yapmang erekeni söylemiş. olur böyle şeyler kafana takmak yerine kusura bakma akıl edemedim demen gerekirdi.
bazen benim de arkadaşlarım evden çıkarken anneme hoşçakalın vs demiyor sonra annem ne biçim çocuk bunlar görgü öğrenmemişler diyor ki haklı da.

böyle bir durumda gerekenden biraz fazla ilgi gösterirdim. malum sevdicek hassassa bu konuda, ben daha bi özen gösteririm.

o demesede sizin zaten güle güle diyeceğinizi düşünüyorum. belliki kapıya gelmişsiniz siz hala demediğiniz içinde sevdicek sizi uyarmış.

sevdicek belliki arkadaşına fazla önem veriyor. galiba sizde içten içe bu önemi biraz kıskanıyorsunuz. yazdıklarınızdan biraz bunu çıkardım. haklı yada haksızsınız demiyorum ama bence bu olayın size bukadar batmasının sebebide bu.

rahat olun, sevdiğiniz kişinin arkadaşına o dedirtmeden ona bırakmadan fazla itinalı davranın, değişin bu konuda. sevdicekte bunu farkedince emin olun çok sevinecek, size daha bir önem verecek. benden demesi ;)

not:birde onun açısından bakmayıda deneyin hem. düşünsenize sevgiliniz en yakın arkadaşınıza güle güle dememiş birde sizin sevgilinize güle güle de tarzı bişeyler demeniz gerekmiş. onun içinde bunun hoş olduğunu sanmıyorum, belki o kavga çıkarsa bile yeridir.

@carpediem, beni en iyi anlayan sensin dostum:) bu kadar kızmamın sebebi birazcık kıskançlık olması ve aynı şey, ev arkadaşının başına gelseydi o'nu bu şekilde uyarmayacağını bildiğim için.

@afiyet, sen de kısmen haklısın. çok severken böyle şeyler duymak koyuyor. yani daha güleryüzlü ve yumuşak şekilde söylenebilirdi. kızmamın diğer sebebi de bu.

4-5 gün zorla kendini. sonra zaten alışırsın.

otel rezervasyon ve uçak rezervasyonları her ülke için olursa iyi olur, inandırıcılığı açısından. aslında gerek yok formda gidilecek ülke ve sadece giriş tarihi bildirmeniz yetiyor diye biliyorum.

multi şengen vizesi aldıysanız şengen dahilinde gezebilirsiniz. fakat; eğer oturma izniniz olmadan şengen dışına çıkarsanız tekrar girmenizde sınırda sıkıntı çıkma olasılığı yüksek.

@dahinnotha, onu sormamıştım:(

sadece portekiz için evrak toplarsanız adamlar size niye 6aylık çok girişli schengen versinler ki? bütün seyahat planını göstermeniz lazım, mevcut haliyle.
bir de sağlık sigortası olayı nası çözülüyor böyle durumlarda?

bu arada schengen dışına çıkmak : TRye dönmek.

sadece portekiz için belge götürme tabiki, denedim vermiyorlar. gelecek seyahatlarına dair otel rezervasyonu vs göster, uçak biletin yoksa pegasustan falan rezervasyon yaptır sadece sonra almasanda olur sanırım

şengen ülkeleri arasında en uzun turistik vizeyi (6 ay içinde 90 gün kalmalı multi vize) en rahat veren ülke italya diyolar. yani bence tek atımlık bi şans deneyeceksen italya'dan dene. pek çok kişi bu şekilde uzun süreli vize aldı.

ha bana ziyaret sürem kadar vize vermişti italya ama benim ilk şengenimdi. bundan sebep olabilir yan. :)

eğer multiple entrance ise evet.

çoklu girişli vize verirlerse, gideceğin ülke en az şu kadar geçerli vize/pasaport istiyorum dediğinde şartı sağlayabiliyorsan evet, canın hangi shengen ülkesine gitmek isterse gidebiliyorsun.

normalde schengen vizesi schengen'e dahil olan tüm ülkelere kesin olarak giriş yapabileceğini garanti etmez. konsolosluklara da sorarsan, böyle bir yanıt alman olası. türkiye'den gideceğini düşünürsek gittiğin havaalanında pasaport kontrolü yapılacak. çok düşük bir ihtimal de olsa sorun çıkabilir. eğer schengen sınırları içinde yolculuk ediyor olsan zaten pasaportuna bakılma ihtimali neredeyse yok gibi ama tr'den gideceğin için bu ihtimali göz önünde bulundurman gerekir.

Aykırı, Ankara'daki bu şekilde davranan belediye kuruluşu aleyhine dava açıldı ve şu an yapamıyorlar bir şey. Ama İSPARK'a karşı böyle bir karar almak göt ister ve malesef o göt şu anda mahkemede yok.

aykırıdır ancak tek nokta bu da değildir.

bir arkadaşın park ettiği vev bir hafta kadar kullanmadığı arabasının bulunduğu yere bir anda ispark dikilmesi ve fatura kesilmesi, adamın habersiz olduğu süre için de ödeme yapması.

belirsiz direkler ile tam olarak belirtilmemiş bir alanda otopark sayılması. isparkın çekicilerle enteresan bir iletişimi.

daha da devam eder liste. nereye nasıl şikayet edilir,soucu ne olur bilmiyorum.

bir başka eğlenceli konu için fatih bölgesinde trafiğin belirli saatlere bölünmesi ve çok alakasız zaten kullanılmayan yerlere görevli kulubeleri ve hidrolik kukalar yerleştirmeleri incelenebilir.

Cihazın üstünde bulunan mikrofonda bir sorun olabilir, bir kaç ses kaydı yaparak test edin

Mikrofonu iki seferdede eşit uzaklıkta duracak şekilde, bi kulaklık üzerinde bulunan mikrofon ile kayıt yap, birde telefonun üzerinde olan ile, ses kalitesinde bir sorun yok ise karşı tarafın speakerındadır sorun.

telefonun alt kismindaki mikrofonu kapatmazsan sıkıntı olacağını sanmıyorum

@grimer bana özelde durduk yere ana, avrat saydırdın. çocuk gibi modlara şikayet bir yana şu an tik'ini veriyorum süt oğlan. umarım ibret alıp bir daha böyle terbiyesizlikler yapmayı bırakırsın.

not: buraya taşımak istemezdim; ama küfredip üstüne mallar listesine eklediği için buradan söylemek zorundaydım.

Ya serce parmaginizla telefonun mikrofonunu kapatiyorsunuz ya da bir bozukluk var, simdiye kadar hic oyle bir sikayetle karsilasmadim cunku.