Başvurular bitti ygs için. Lys girmek için de ygs barajını geçmen gerekiyor.

başvurular geçti maalesef. 27 martta ygs'ye giriliyor eski zamanın öys'si zannedersem. daha sonra bu sınavı geçenler haziranda kendi alanlarında göre lys lere giriyorlar.

sınav iki bölüme ayrıldı. ilk sınav ygs mart ayının sonunda yapılacak bu sene. temel matematik, türkçe, fen bilimleri ve sosyal sınavları olacak. barajı geçenler lys'ye başvuru hakkı kazanıyor. lys'de yabancı dil, edebiyat-coğrafya, matematik-geometri, fen ve sözel sınavları ayrı ayrı oturumlar halinde yapılıyor haziran ayında.

hayır şimdiki sınav ygs eskinin öss si, lys ise eskinin öys si.. eskiden de öss yi geçenler öys ye giriyordu ama tabii o zaman şimdiki gibi 1.700 adamın 1.600 ünü geçirtmiyorlardı..

başvuru tarihini kaçırmana üzüldüm hocam ama istersen ygs'de benim yerime ilk yarım saat takılabilirsin,sonra oyuncu değişikliği yaparız ben devam ederim?

evet doğru.

ilk defa bir yuksek ogretim kurumuna girecekseniz durum boyle ama daha once birip mezun olmus ya da yarim birakmissaniz puan kesintisi yine artabiliyor.

iç gıcıklayıcı ne demek?

edit : daha doğrusu iç gıcıklayıcı zeka sorusu nasıl olur?

www.egonomik.com


ufak bi tane buldum ben

google'ın mülakatlarında sorulanlar vardı. on tane üst üste yapmış adamlar. onları bir araştır derim.

buldum bile: www.businessinsider.com

örn:

sabit bir hızla giden aracın içindesiniz (90 km hızla giden bir otobüsde olduğunuzu düşünün). oturduğunuzu varsayalım. elinizde bozuk para var ve parayı havaya fırlatıyorsunuz yazı tura gibi. para nereye düşer? fırlattığınız gibi elinize mi? ya da arkaya mı? neden?

bir kitap var cambridge mi harvard in mi ne tam hatirlamiyorum, iste oyle bir okullarin mulakat sorulari.
su aralar kitapcilarda var hep.

ornek,

musa gemisine kac cesit hayvan almisti?

boyle cin sorular oldugu kadar, daha yoruma acik sorular da var. ve cevaplari elbette.

riddlenow.com

geometrik şekiller iç gıcıklayıcı geliyorsa :
www.web-books.com

büyükşehir belediyesinin spor aş. ye bağlı havuzları oluyor, onlara kaydolup öğrenebilirsin. ben şahsen öyle öğrenmiştim yüzmeyi.

zeplich haklı hem ucuza hem de stil yuzme ögrenebilirsiniz orada, ama biraz sabırlı olmak gerek.

spor aş. lerden birindeki bir yüzme öğretmeni arkadaş pek steril havuzlara sahip olmadıklarını söylüyordu. hatta kendileri bile zor durumda kalmadıkça o havuzlara girmiyormuş. bilginize.

grooveshark

ufizy

ufizy +1

fizy nedir ey cemaat ? bu isin piri, orjinali, en efendisi, en bagisi hakedeni grooveshark'tır biline..

fizy = cURL'dur bu alemde.

hacılar grooveshark kapalı,
ufizy şarkı seçiyor. mesela emrah-unutabilsem çalmıyor
ttnet müzikde üyelikti, ttnet kullanıcı adıydı, şifresiydi uğraştırır ki zaten kapasitesi ne..
şöyle fizy ile kapışacak tarzda bişe yok mu ya?

Turkce agirlikli ve dengeli besleniyorsan ttnetmuzik diyelim madem.

grooveshark iyi. proxy mroxy halledin grooveshark kullanın. ben superonline fiber ile herhangi bir işlem yapmadan kullanabiliyorum şu an.

yahu fizy zaten grooveshark'tır, dailymotion'dur youtube'dur, şarkıyı türküyü ordan çeker kendileri. ttnetmuzikte üyelik olmadan da şarkı dinlemeniz mimkin, bir unkle yoktur ama bir portishead bir massive attack vardır yani.

Tek miyim lan su anti-fizy propagandamda çok merak ettim.

vpleer

yeni tip bilgisayarlarda recover özelliği olduğundan yani yedekte hdd'de saklandığından cd'ye ihtiyacınız yoktur.

yeni nesil bilgisayarlarda artık cd olayı yok imiş. format atmak istediğin zaman bilgisayarda neyin var neyin yok yedekleyebiliyormuşsun flash diske ya da bir dvd ye yazdırarak. sonrasında işte bilgisayarı başlatırken kendi bilgisayarım için kounuşuyorum f8 e basıyorsun ve herşey siliniyor, ilk günkü gibi oluyor bilgisayarınız.

kaynak: daha dün bilgisayarımı alırken bilgi veren teknosa görevlisi

sanırım birincisi şu:
www.youtube.com

ikinciyi bilemedim

ilki için nato- chorjavon diye bir tahmin yürütüyorum

6 seneden fazla oldu kullanmaya başlayalı. çok memnunum hiçbir sorun yaşamadım yıllardır. tam emin değilim ama 3 çift lensi 55 liraya almıştım sanırım bi kaç ay önce.
bi göz doktoruna danışıp almanı tavsiye ederim yine.

- lens ciddi anlamda bir rahatlık. hele ki göz numaran ileriyse. buğ yapmaz, kirlenmez falan. temiz iş. kesinlikle kullanabiliyosan, doktor onaylıyorsa kullanmalısın.

-uzun süredir kullanıyorum, bi zararını görmedim. benden daha uzun kullananlar da tanıyorum, onlar da bir zarar görmedi. retinayı korneayı inceltir diyen doktor da var, retinayı inceltmez onlar lazerle ameliyat işine girip para kazanmak için söylüyor diyen doktor da var. aslını bilmiyorum açıkçası.

- çeşitli markalar var, gene doktoruna danışarak marka önerisi alabilirsin ama genelde, 6lı olan paketler 60tl civarı, markaya göre değişir. bir tanesi 1 ay diyor içinde, ama temiz kullanırsan 2 aya kadar yolu var 1 adetin.

son olarak benim de tek gözüm 0,50 diğeri 6 numara. bu sebeple tek gözüme lens takıyorum. zaten lens iki ayrı göz için birer paket alınır. yani tek gözün bozuksa pahalıya değil aksine ucuza gelir sana. tek göze kullandığın da şeffaf olduğu için belli bile olmuyor. rahat olabilirsin :)

sorularınızın hepsine yeterli cevap veremesem de, lens kullanmaya başlayınca çok büyük bi rahatlık olduğunu farkedeceksiniz ve evet keşke daha önce başlasaynışım kullanmaya diyeceksiniz.uzun süreli kullanım derken, gün içerisinde saatler boyu kullanmak ve bunu alışkanlık haline getirmek göz kuruluğuna yol açabiliyor, tabi lensiniz gece çıkarmalık lens ise. öte yandan, en fazla 10-15 yıl kullanabilirsiniz lens sonrasında birtakım göz rahatsızlıklarınız olur, ne bileyim korneanız incelir diyenler de var, ne kadar doğru bilmiyorum. son sorunuza gelirsek, ben aylık lens kullanıyorum. bir pakette 6 adet lens oluyor ve fiyatı tabi aldığınız yere göre ve markaya göre değişiyor. ben 50tl ye almıştım en son paketini. tek göz için lens derken, gözünüzün numarasına göre bi paket alırsınız ve onu kullanırsınız. benim ikisi farklı numaralarda olduğu için iki ayrı paket alıyorum.

umarım yardımcı olmuşumdur. iyi akşamlar.

-7 yıldır lens kullanıyorum, gözlükle aram hiç iyi değil ve hiç olmadı bu sebeple tavsiye ederim tabi. hem de sigara dumanı ve soğan bile gözde lens varken yakmıyor :)

-doktorum her retinanın bir lens kullanma ömrü vardrı kiminin 10 yıl kiminin 30 yıl dayanır demişti.nihai süreçte lazerle çizdirirsin demişti.

-oksijen geçirgenliği çok olanlarından kullanmanızı tavsiye ederim. Len türleri ve markaları da giderek gelişiyor yenileniyor her seferinde daha konforlusu çıkıyor. Şu anda accuve oasis marka lens kullanıyorum ve mutluyum. Hepsinin kendince bi niteliği var tek döyleyebileceğim focus markalılar daha kalın ve rahatsız edici.

-Fiyatlara www.lensmarket.com 'dan bakabilirsiniz, tüm marka ve modeller var, 1- gün içinde getiriyorlar ve yanında len solüsynu da getiriyorlar. Bana solüsyonlar dahil 6 aylık 150 gibi bişeye maloluyor.

-Tke göze takılan lens hiç duymadım açıkçası, baş dönmesi sorunu yaratabilir gibi geldi, göz doktorunuza danışmanız daha iyi olur bu konuda.

-Tavsiyelerim:
*oksijen geçirgen bir lens bile olsa mümkün olduğunca lensinizle uyumayın her akşam solüsyona koyun, iki lensi ayrı kutulara koyun, 4
*üstünde ip makyaj toz kaldıysa avuç içinize koyarak diğer elinizin bi parmağıyla temizleyşn mutlaka.
*tırnaklarınız uzunsa takıp çıkarırken ayrıca özen göstermek gerekiyor.
*lens takmadan önce değil taktıktan sonra makyaj yapmak gerekiyor
*gözünüzün derecesinden 0.25 düşük lensi kullanmak gerekiyor sanırım göz tembelliği yapmasın diyeç yani -3 miyop iseniz -2.75 lensiniz olmalı. doktorlar hep öyle yazıyor reçeteyi.
*uzun süre bilgisayar başında duracaksanız lens kuruyabilir gözlük takmanızı tavsiye ederim.
*haftanın bigünü mesela evden çıkmayacağınız bir pazar günü evde lens yerine gözlğkle durmak da gözlerinizin dinlenmesini sağlayabilir.
*denize/havuza girerken ya çıkarmanız gerekiyor ya da hiç dalmamanız gerekiyor. yoksa lens suya düşebileceği gibi düşmese bile mikrop kapabilir.

Bunca detaya rağmen hala tavsiye edebildiğime ben de inanamadım ama evet tavsiye ediyorum hala :)

önceki cevapları okumadım.

- 17 yıldır gözlerim bozuk ama aşırı rahatsız etmedikleri için gözlük kullanmıyordum çok fazla. arabada, sinemada, okulda falan kullanıyordum sadece. 9 aydır falan ev dışında lensle geziyorum hep. evde gerek duymuyorum, bilgisayar kullanırken de rahatsız ediyor.

- doğru galiba ya. mümkün olduğu kadar az kullanmak en iyisi.

- lens var lens var şimdi, toric (astigmat) lensler daha pahalıdır mesela. acuvue oasys ya da acuvue advance'ler fena değil. (johnson and johnson'ın) piyasada çoğunlukla 3 çift lens olan kutular var ama bu çift tabirine takılmayın, 6 tane demek o işte. tek gözde kullanabilirsiniz tabi ki. fiyatta sorun olmaz, 6 tane aynı lensten almış olacaksınız sonuçta.

ek: astigmat 0.75 ve üzeriyse genelde toric lens veriliyor, daha düşükse sadece kontact lensle geçiştiriliyor. kontact ve toric arasında nerden baksanız kutu başına 20-40 lira fark oluyor.

Oasys(yanlış yazmış olabilir), Actuva(gene yanlış yazmış olabilirim).
Gayet sağlam, kullanışlı ve dayanıklı lensler. 50 kağıt civarı ederi.
Bir kutudan 3 tane çıkar ve 3 ay gider.

sürekli kullanacaksanız yeni nesil bol oksijen geçiren lensleri tercih edin, şimdi hiçbir markayı hatırlayamadığım için sadece şunu yazacağım: gözlük numarası ile lens numarası arasında 0.25 gibi bir farkın bulunma nedeni gözlük merceğinin göze uzaklığının gözle sıfır olan bir lenste sıfıra inmesinden kaynaklanır. yoksa gözünüz her türlü tembelliğe alışabilir, onunla ilgisi yok.

lensli dönemlerim çok rahattı, sonra bir saçmalıklar oldu, bir doktor gözümün lense uygun olmadığını dahi iddia etti bir dönem. sonra anladım ki markaya şuya buya göre değişiyor. sürekli bilgisayar başında olduğum için gözlük kullanıyorum ama yine de lens gibisi yok.

adam musalla terk.

ya bir şey vardı ama sorusunu bilmiyorum.
rabbim allah
dinim islam
kitabım kuran
peygamberim hz. muhammed
kıblem kabe

(bkz: son 45 yılın çıkmış soruları)

(bkz: münker ve nekir)

(bkz: işte o sorular)

sana verdigimiz beyni naptin derler sana.

umarım gittiğinizde sizi muhattap alacak bir melek ile karşılaşabilirsin

(bkz: bunu düşünmemiştik)

çoktan seçmeli ve yahudilik,budizm,tao,şinto vb. gibi konulardan da gelecekmiş. şimdiden oturup çalışmaya başla. anca bitirirsin.

dua et de çalışmadığın yerden sormasın!!

nurcularla iletişime geç bence, sızdırırlar büyük ihtimalle soruları.

:D cok pis seyler olabilir cevaplara dikkat edelim arkadaslar

gökten yıldırım düşüp ekşi duyuru serverlarını bozabilir. hatta birisi bozulmuş bile glba : ((

michel foucaul'un cevabına ek olarak, mormonizmi de unutmamanı salık veririm.

çalışıp mı gideceksin ?

cevapları veriyorum:

-hz ebubekir
-1453
-anamız
-kanuni sultan süleyman
-imparator neron

bu sırayla ama, sırayı karıştırma ,)

@ no avalon eheuh ölme emi

sırayı karıştırırsan ÖLÜRSÜN!!!111

bu sene soruları tübitak hazırlıyomuş

soruları tübitak hazırlasında aman ösym yapmasın sınavı :) sonra cennetmi cehennem mi bekleki atamalar yapılsın. allah korusun (tahtaya vurun)

okuduğumuzu anladık mı cevap verelim

bu sene sistem değişmiş, ondan cevaplar tutarsız.

katkı kredisini harçlarla ilgili olan burs diye biliyorum, öğrenim kredisi ise her ay
220 civarı aldığınız ve okulu bitirdikten sonra geri ödeyeceğiniz olan burs oluyor. Burs olarak kastettiğiniz şey başbakanlık bursu, geri ödemesiz fakat tabi herkese çıkmıyor.

önceki cevabımda hata yaptığım için tembellik etmeyip bilgilerin bulunduğu link'i veriyorum, sorduğunuz soruların tümünün yanıtı var burada:

www.kyk.gov.tr

katkı kredisi ; bu ne bilmiyorum. harç kredisi mi oluyor acaba? geri ödemeli bu onu biliyorum
öğrenim kredisi ; bu da geri ödemeli, aylık işte 200 küsür olan.
burs ; geri ödemesiz, aylık ne kadar bilmiyorum.

katkı kredisi ikici öğretimlere çıkmıyor maalesef. evet ayrıca katkı kredisi harçlar için verilen kredi ve geri ödemeli.

ikinci öğretim iseniz başbakanlık bursu almanız da zor. tabi ekonomik ve ailevi şartlarınız müsaitse mümkün. yurt-kur kredisi alacaksınız muhtemelen ve bu da geri ödemeli.

1- katkı kredisi birinci öğretimler içindir ve harçların bi kısmını öder size de 20 ila 50 liralik bi ödeme kalır fakat bunun da geri ödemesi vardır
2- başbakanlık diye bir kredi artık yoktur
3- kyk başvurunuz sonucu size burs ya da kredi çıkar ve aylık(2010için) 200 lira alırsınız.
4- eğer kredi çıkmışsa mezuniyetten 2 yıl sonra ödemeye başlarsınız yani geri ödemelidir.
5- burs çıkmışsa bunun geri ödemesi yoktur(yani çok çok düşük sembolik bi ödemesi vardır)

sağ elle yazı yazacaksın habire, başka bi çözüm yolu düşünemiyorum şuan

sağ elle yazmak beynin sol tarafını çalıştırır.

ne olacak diye sormussun,ya ikisini de iyi kullanır hale gelirsin,yada ikisi de kotuleşir,tecrube..

sağ elle yazı yazmak beynin sol lobundaki yazı yazmayı (da) kontrol eden merkezi çalıştırır sadece...beynin sol tarafı için yazı yazmaktan başka bir çok egzersiz var.

tabii amaç bi'tek yazı yazmayı hızlandırmaksa @zeplich ve @tamamtamambuldum yeterli cevapları vermişler.

bana kalırsa sadece yazı yazmak değil, günlük hayatta sol elle yaptığınız diğer şeyleri de sağ ele aktarırsanız daha çabuk sonuç elde edersiniz gibime geliyor.

geometri sorularında da nicelikten çok nitelik önemlidir, belki bazen bir soru bir gününü alır, nereden dikme ineceğini, bulunan bir benzerliği görmek için, böyle sorularla aşama katedersin, arkadaşlarla ve hocayla ders çalışılmaz, beraber yüzlerce soru da çözsen eve döndüğünde sana fazla birşey katmadığını görürsün, sonuçta herkes sınava kendisi giriyor, en güzeli tek başına uğraşmak

edit: benzerlik ve özel üçgenleri kıvırırsan soruların %70 ini çözersin

güvenderin zannedersem kolay geometri kitabı vardı, üstüne kolay yazıyor hatta. Onunla başlayabilirsin bence, sonrası için de baya baya soru çözmen gerekecek. Ki 2010 lys deki geometri acayip kolaydı, bu sene de öyle olursa zorlanacağını zannetmiyorum.

kolay geometriyi bitirdim ama o seviyenin uzerindeyim. cidden kolay geliyor ve birsey katmiyor. suan birey b geometri var elimde fakat sorularin yarisindan biraz fazlasini belki cozebiliyorum :(

Merhaba,

Benim uyguladığım ve hocamın da tavsiye ettiği bir şey vardı. Çok da işime yaramıştı. Dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım: Tüm teoremleri ve kuralları renkli kalemler ve renkli kâğıtlara yazın. Dikkatinizi çeksin ve sevimli hâle sokmaya çalışın. Siyah ya da mavinin tekdüzeliğindense yeşil, kırmızı, sarı, turuncu, kahverengi vb. renklerin çekiciliğini ya da "aykırılığı"nı kullanın. O notları şeffaf dosyalara takıp bir dosya oluşturun. Soru çözerken bu notları açıp açıp bakın. "Bu soruda hangi teoremi kullanabilirim?" diye tek tek gezin sayfaları. Başlarda soru çözerken inanılmaz zaman kaybettiğinizi düşüneceksiniz ama, sonradan o teoremlerin, ezberlemeye çalışmadan kafanızda yer ettiğini göreceksiniz (Çünkü sürekli olarak o notları açıp baktınız). Çözemediğiniz her soruda da ümitsizliğe kapılmayıp sonraki soruya geçin. Bunda da kullandığım bir yöntem vardı. Onu da önereyim: Soruyu alıp bir A4 ya da A3 kâğıdına sayfayı dolduracak büyüklükte çizin (A3'e yapmadım ben hiç ama, yapılabilir). Yani, şekli olabildiğince büyütün. Sonra, o kâğıt üzerinde soruya bakın. Göremediklerinizi daha rahat gördüğünüzü fark edeceksiniz. Geometri bolca soru çözülerek öğrenilen bir derstir. Başlarda "göremediğiniz" şeyler sonra çocuk oyuncağı gelecektir.

Biyoloji için ise tavsiyem yazarak çalışmaktır. Ben çok çok severdim ve sürekli tama yakın yapardım biyolojiden. Şekiller ile öğrenmeye çalışmak ve ezberlememek temel kuraldır bana göre. Biyolojinin ezberle değil, yazarak çalışılıp sorular üzerinden gidilerek kafada yer edici şekilde öğrenileceğini düşünüyorum.

İyi çalışmalar. Başarılar.

Birey B felakettir, onu hocalar bile zor çözüyor. Yapamıyorum demen normal eğer o kitabı çözüyorsan.

benzer durumdaydim. Geometriyi catir catir cozen arkadas geometri cozerken ona yanci oldum. Sorulara bakis acim ve seklim degisti.

Kendi basina yapamadikca yine diger derslere donecegine sikilsan da yanci olacagin biri bul sorulari anlayarak gec derim.

Niye hoca görüyor, ben göremiyorum derseniz, hoca aynı veya çok benzer soruları bininci defa gördüğü için diyebilirim. Geometride çok soru çözmeniz lazım. Fizik ve diğer tür matematikte sorununuz olmamasına sevindim. Özellikle fizik iyi bir geometri görüşü gerektirir, demek ki bu sizde var. Sizin şimdi soru çözmeniz gerekiyor. Benzerlik, dik üçgen, tümler-bütünler açılar, dairede teğet-kiriş gibi konular en önemli konular. Neredeyse diğer her şey bunları bilirseniz çözülecek şeyler. Analitik geometriyi de geometri gibi düşünürseniz vakit kaybetmeden sonuca gidebilirsiniz. Adı analitik ama görüşünüz yerleştiyse mesela bir doğru denklemini çotank diye uğraşmadan görür hale gelirsiniz. Mühendislik istiyorsanız zaten onu okurken de lazım olacak :)

Biyolojiyi yazarak, çizerek çalışın. Çizmeden öğrenilmez bence. Kısaltmalar, isim takmalar yardımcı olur. Benim zamanımda "profesör mete annesine telefon etti" vardı mesela (profaz, metafaz, anofaz, telofaz) :) Hala aklımdan çıkmamış bakın (Şimdi düşündüm de bunu 20 yıl önce öğrenmişim).

fem'in konu anlatımlı güzel bi kitabı vardı zamanında. sıfırdan o kitapla başlamıştım, gayet de iyi kavradım ve öss'de soru kaçırmadım geometriden. konu eksiğinizi kapatıp, bol bol soru çözdükçe ufkunuz açılır.

şu anda geometri dersi veren bir öğrenci olarak söyleyebilirim ki piyasadaki en iyi öğrenilecek kitap fem' in konu anlatımlı kitabıdır. ben üniversite sınavına hazırlanırken iki kere bitirmiştim. sonra sırasıyla birey ve finali bitirmiştim. çalışma yolu için iki şey söyleyeyim, 1. si senin için çözümlü sorular çok önemli çünkü testlerde de sonuçta az biraz değiştirilmişi var. 2. ve en önemlisi gideceksin hocana soracaksın ve onun çözümünü izleyeceksin, yani nasıl çözüyor önemli, tanıdığım bütün geometri hocaları da renkli insanlardı iyi anlatmışlardı bana şanslıydım sanırım, tekrar tekrar anlattır, sor, bir de çok kitap çözmen gerekiyor en azından 6-7 tane yani.. kolay gelsin..

her şeyden önce formülleri ezberlicem diye kasma, aynı soruyu farklı biçimde sorarlar yapamazsın.

sürekli soru çöz, formüllere çözümlere baka baka binbir çeşit soru çöz zamanla her şeyin her formülün kafana oturduğunu ve herhangi bir soruda geometrik şekle baktığında nerede ne yapılması gerekeceğini çok güzel bir şekilde anlıyacaksın. başka bir şey yapmana gerek yok tekrar ediyorum formüllere ve çözümlere bakarak soru çöz zamanla bakma ihtiyacın kalmayacak.

ben bu şekilde çalışmıştım ve öss full çekmiştim.

ve tabi bir şeyi unutmamak gereklidir ki her insan kendi stilini kendisi bulur ilk önce kendine güven. hakkında hayırlısını diliyorum. şimdiden başarılar.

öss (yeni adı her ne ise) denilen sistemde geometri için yapılabilecek tek şey var (ben denedim %100 çalışıyor);

bol soru çözeceksin. ne kadar çözersen, soru tiplerine o kadar alışırsın. zaten öss'de çıkan sorular da öyle yaratıcı sorular değil. karşına ne kadar karmaşık bir üçgen çıkarsa çıksın, test kitaplarında hepsinin örneği bolca var.

bi de geometri uyuz bi derstir. 5 dakika kasarsın, bi çözüm üretemezsin. sonra başka sorular çözüp tekrar bakarsın, ilk saniyede "enee şuradan bi çizgi çekmekteymiş tüm olay" dersin.

17 bin soru çöz geçer.

duvarın sözlük anlamı itibariyle bu düşündüğünüzün gerçek olması imkansız.

mesaj atmak daha mantıklı değil mi

gelen kutusu pek göz önünde değil. yazdığım şeyi silene kadar, her profiline girdiğinde görsün istiyorum.

iyi de yolladigin kisi senin gonderini gormek istemezse duvarindan da siler..yine amacina ulasamazsin..illa sen silene kadar diye birsey yok yani..

@tux: süpermiş, denedim çalışıyor.

puanın yetmemiş. tekrar sınava girmen ve daha iyi bir puan alman gerekiyor.

en son 335 le almışlar ben 342 idim direkt girmem gerekiyor.
boş kontenjanda 33 tü. bu mudur yani :/

342'den yüksek puan alan 33 kişi daha yazmış demek ki.

yerleşemediğinize sevinin bence, zaten kayıt dönemi geçmiş seneye tekrar girseydiniz puanınız kırılırdı.

19.00 diye biliyorum.

Bu ülkenin tarihi, büyük hayal kırıklıklarının tarihidir aslında. Cumhuriyeti milat olarak aldığınızda, devrim kendi çocuklarını yemekle başlamıştır işe.
Kurucu kadronun neredeyse yarısından fazlası telef olmuştur.
Birlikte Kurtuluş Savaşı verdiği Kürtleri yok saymış ve büyük acılar yaşatmıştır.
Varlık vergileri, çalışma kampları, kutsal varlıkların yağmalanması sıradan bir reflekse dönüşmüş; kendinden olmayan, bir gün bile güven duygusu içinde olamamıştır.
Başbakanını idam etmiş, fidan gibi gençlerini darağaçlarına göndermiş, yargısız infazlarda yok etmiştir.
Resmi olarak ölüm listeleri yayımlamış, yayımlamakla kalmayıp listedeki herkesi ölüm üçgenlerinde, sokak köşelerinde, evlerinden alarak, gözaltı merkezlerinden çıkararak canlarına kıymıştır.
‘Düşman’ icat etmeden idare edebilme kabiliyeti geliştirememiştir. Kendi yurttaşına bir gün bile güvenmemiştir.
Giyimine karışmış, inancına karışmış, fikrine karışmış, mezhebine laf etmiş, yoksulunu yok saymıştır.
Hiçbir üniversitesi dünyanın seçkin akademi listelerine girememiş ama yolsuzluk ve yoksulluk listelerinde ülke olarak hep üst sıralarda yer almıştır.
Karakol gidilecek yer mi düşülecek yer mi?
Dünyanın bütün dillerinde ‘gidilen’ bir yer olan polis karakolları, sadece bizde ‘düşülen’ bir yer olmuş, üzerine türküler yakılmıştır.
Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, “Gözaltındayken intihar etti” haberlerinin bir tekine şüphe duymadan inandınız mı?
Dünyada hiçbir ülke gösteremezsiniz ki hapishanelerinde bizdeki kadar aydın, sanatçı, bilim insanı, gazeteci ve politikacı ağırlamış olsun.
Baro başkanlığı yapmış, büyükelçilik yapmış insanlara, son günlerinde bir pasaportu çok gören bir cumhuriyetin vicdanı hür diyebilir misiniz?
Kapattığımız siyasi partiler, tarihte kurup batırdığımız devletlerden daha çoksa bu işte bir arıza var diye düşünmez mi insan?
Kurulduğu günden beri milli birlik ve beraberliğe muhtaç olunmayan bir gün bile geçirmemişsek bu cumhuriyetin sefasını ne zaman süreceğiz sizce?
Okul sayısından çok dershane olur mu?
Kime sorsanız ‘eğitim, güvenlik, sağlık ve yoksulluk’ olarak sıralar bu ülkenin dertlerini.
Nerede dert varsa çözümünü ekmeğe bağlamışsınız.
Eğitimi dershanelere, güvenliği koruculara ve özel güvenlikçilere, sağlığı tüccar hastanelere, yoksulluğu da inayet ve sadakaya teslim edince cumhuriyet mi olunuyor?
Ekonomisi bir sert yellenmeye bakan bu ülkede en çok kazananların bankalar olmasında hiç mi bir garabet yok?
‘Herkese eşit eğitim hakkı’nı programında yazmayan bir tek parti var mı?
Seçim meydanlarında bunu söyleyerek gerinmemiş bir lider hatırlıyor musunuz?
Bu sözü bir beze yazan öğrencilerin cezaevinde olduğunu söylediler mi size? O öğrencilere istenen cezanın 15 yıl olduğunu da duymadınız mı?
Fikri hür, irfanı hür nesilleri biraz uzun bekleyeceksiniz; Cumhuriyetin 100. yılı geldiğinde halen cezaevinde yatıyor olacaklar çünkü.
Ne yapabiliriz?
Bu yazıyı vakitlice okuduysanız eğer, valilik ve belediyeyi aramakla işe başlayabilirsiniz.
Kişi başına düşen milli gelirden payınıza düşen kısmını, havai fişeklerle heba etmelerini engelleyebilirsiniz. Bu yoksul halka bir de pespaye görgüsüzlüklerle zulüm etmelerinin önüne geçebilirsiniz. Zaten o fişekler masum kuşları öldürüyor.
İnsanların patır patır öldürülmelerine genellikle sessiz kaldınız; bari kuşlara olsun mani olabilirsiniz. Onlar sıcak yerlere göçüyorlar, cumhuriyetinize bir şey demediler ki.

süpergüç Türkiye, şakşakşakşak...şaka

Ondan bi tane daha oldugunu sanmam, ha orjiyi elde edersen de helal..

böyle zamanlarda diyorum etikmiş değilmiş insan klonlasalar ya

ben onu yakışıklı bulmuyorum (:

@zeplich: burak özçivit gibi sizden de pek yok

alessandra ambrosio gibi bir kadın olduğunda,yorulma,o seni zaten bulur.

gugılda baktımda burakçığıma o kadar da yakışklı değilmiş.. kadın milletini anlamak zor tabi.. ama iranda arabistanda bulursun belki bu tipte birilerini.

bulunca sorun bakalım kaşlarını nerde aldırıyomuş.

sahibinden.com a ilan veriyorlar bazen. takip et.

insanlarla dalga geçmek için manasız sorular sormayı bırakırsan. değil burak çivit şirinleri bile görebilirsin.

kaşları çok düşük ya. o da geceleri buna üzülüp ağlıyor. bir de öyle düşün.

öyle yakışıklı bulur musun bilmem ama lavitaebella'yı kaçırma derim,yakışıklı mı bilmiyorum ama IQ ağır basmış cidden=)

Kahve dunyasi ?

çok basit gibi olacak ama kahve dünyasında satılıyor onlar hem de çikolatalarıyla birlikte.

kahve dünyasında satılıyor ama istediğiniz şey tam olarak öyle mi bilmiyorum.

mudo conceptlerde var. tasarımı çok şık . 6 tane de fondü çatalı çıkıyor içinden farklı renklerde hepsi. ben bayılarak aldım tavsiye ediyorum

resimdeki set kahve dünyasında satılanın aynısı.

dilimi sokmak istiyorum şu fondülere

kahve dünyasında sadece çikolatası satılmıyor değil mi. böyle fincanıyla mum koyma yeriyle beraber alabilir miyim.

boyner home da gördmüştüm sanki

efruz; kahve dünyasına gidip aynısını alabilirsin, meyveler hariç gördüklerinin hepsi dahil sete:) mumu da dahil.

boşa geçecek dediğin 2 yıl sana hayatının geri kalan kısmında enfes avantajlar yaratacak. direk git, hiç durma. 25 yaşında üniversiteden mezun olmak kötü bir olay değil yani. büyütme gözünde.

Burada iyi bir lisede okumuyorsan direk git....

uzun vadede gitmek daha mantıklı gözüküyor ama japon lise eğitimi buradan daha zor olabilir. her yıl "şimdi mezuniyete 1 yıl kalmıştı, şimdi mezundum, türkiye'de olsaydım geçen sene mezundum!" gibi bir moda girmeyecekseniz gidin ki genlerimize mi işlenmiş nedir, olmayan bir şeyin hesap kitabını tutmayı pek bir severiz.

her türlü hayırlı olsun ,)

Bence durduğun kabahat.
2 yıl boşa geçmeyecek, bilakis alışma-uyum ve dil öğrenimi 2 yıl önce gerçekleşmiş olacak.
orada ne kadar uzun süre okursan o kadar iyi entegre olursun.
hem dil, hem de daha iyi bir lise eğitimi de cabası.

liseyi bitir öyle git. 2 yıl içinde kim bilir ne gibi değişiklikler olur. ne bileyim baban dönme kararı alır, sen gitmeme kararı alırsın vs.. varolan düzenini bozma, japonca öğrenmeye başla temel düzeyde burada, altyapı oluşturmaya başla.

önce şunu yap. Okuldan bir transkript al ve bunu yeminli tercüman aracılığı ile çevirtip babana yolla. Baban orada bir soruştursun. Burda liseyi bitirmek istiyorsun ama burda bitirdiğin lise orada hiç bir şey ifade etmiyor olabilir. Ayrıca her ne olursa olsun bekleme. Emin ol orda geçireceğin 1 haftanın bile sana katacağı çok şey var. Senin yerinde olsam ben şuan işi gücü bırakırım basar giderim arkama da bakmam :D Bak hala duruyor :D

burda düz lisede okuyorum ama derslerim iyi. istanbul içerisined ortalama bi üniversite kazanabilirim. allah korusun bi sağlık sorunu vs. olmazsa babamın dönmeye niyeti yok gibi. 6 yıldır türkiyeye gelmedi zaten.

ben şimdi lise bittikten sonra gitsem 2 yıl dil eğitimi olsa, 4 yıl üniversite 24 yaşında üniversite mezunu bi birey olacağım.

şimdi gitsem 2 yıl dil eğitimi, 4 yıl lise + 4 yıl üniversite 26 yaşında üniversite mezunu olacağım.

bu 10 yıllık eğitim hayatımca gayet iyi bi japoncaya sahip olmakla beraber karşıma bir sürü avantaj çıkabilir. + türkiyeye göre daha iyi bir hayat imkanlar vs. kendimi orada daha iyi geliştirebilirim diye düşünüyorum.

orada yabancı okuluna gideceksin büyük ihtimalle, American School var Nakameguro, Tokyo'da alev alatlı liseyi orda okumuş mesela.

eğer öyle bir şansın varsa, düşünmeden git. burada alacağın eğitimden vizyondan bin kat iyisini alırsın. 1-2 yıl kaybetmeyi de düşünme burada üni. bitirip bir iki yıl kaybetmeyen mi var.

dakika durma emmoğlu, bana şuan japonya deseler amuda kalkar giderim. üni 2. sınıf öğrencisiyim hemde.

git!

lise bittikten sonra git, 2 yıl dil eğitimi olsa, 4 yıl üniversite, 2 yıl da uzatırsın 26 yaşında üniversite mezunu bir birey olursun, mis;)

o değil de dil eğitimi neden 2 yıl? bana biraz fazla gibi geldi...

go go go

Liseyi bitirip öyle gidin. Zaten pek bir şey kalmamış. Sizin yaşlarınızda biri için ortam önemlidir. Hem bitirmenin ucuna geldiğiniz bir şeyi bırakacaksınız hem de yepyeni bir yerde her şeye yeniden başlayacaksınız. Hiç kolay değil. Üniversiteye orada gitmenizi de sonuna kadar desteklerim.

sen burada liseyi bitirsen dahi orada denklik alamayacağın için tekrar lise okuyacaksın ya da onların müfredatına göre yapılacak sınavı geçbilirsen üniversiteye giriceksin. burada lise bitirip japonya'ya gideyim hemen üniversiteye alırlar beni diye bir dünya zaten yok.

her şekilde erken gitmen senin yararına, dil olsun oranın sistemini tanımak olsun... hem iş yok güç yok burada. durduğun hata.

haala duruyo musun daha? bak kime diyorum ben ya? uç kardeş uççç!!

"o zman, burda ve senin olmadığın yerde olduğuma sevindim" diye sallıyorum.

o zaman iyiki buradayım, senin oldugun yerde degil.

öyleyse iyi ki burdayım, senin olduğun yerde değilim.

Bu durumda senin oldugun yerde olmayip burada olduguma seviniyorum..

öyleyse bu durumda,senin yerinde olmadığıma memnunum

senin yaninda degilim allahtan burdayim.( ne güzel salladım)

öyleyse, burada, senin olmadığın bir yerde olmaktan memnunum.

o zaman iyi ki buradayım,fakat seninle aynı yerde olmadığım için mutlu değilim.

bu bağlamda, burada senin olmadığın yerde olduğum için mutluyum

kesinlikle aynı durumdayız,küçüklüğümden beri bu böyle.şöyle içimden geçenleri rahat rahat söylesem,kavga sonrası provasını yapıp keşke şunu şunu ağlamadan deseydim dediğim anlar o kadar çok ki.

bende de var. çaresini ne yazık ki bilmiyorum. çevremdekiler ağlama huyumdan bıktı. ama ben sadece kavga ederken ağlıyorum.

ilk kafayı sen at geçer.

kavga ederken düşünce tarzınızı değiştirin. yani kavga etme stilinizi değiştirin. kavga ederken ağlamanın bence en büyük sebeplerinden birisi ne olursa olsun haklı olduğunu ortaya koyma davranışı. bu otomatik olarak beraberinde duygu sömürüsü işlevini istemsiz şekilde ortaya çıkarıyor ve kişi ağlıyor.

kavga ederken kendiniz için değil bir başkasını savunuyormuşçasına düşünürerek telkinli bir şekilde konuşmaya çalışırsanız ses titremesinin, ağlamanın önüne geçebilirsiniz diye düşünüyorum.

(bkz: pasif agresif)

ayni durum bende de var. son donem yavas yavas asmaya basladim. soyle ki; dikkat ettiginde surekli tartistigin kisilerler bu olay daha az yasaniyor. ama mesela siniftan bir arkadasin ya da yoldaki bir insanla kavga ettigin zaman daha fazla ortaya cikiyor. bir de elinde geldigince sogukkanliligini korumaya calis. karsi tarafi hic takmiyormussun gibi dusun. en azindan bana faydasi dokunuyor.

ben pasif agresif dedim, ama bu sizin ve bu gibi durumların rahatsızlığının adı, ondan dedim:)

benim de istediğim yerrden 11 puan fazlam var ve sadece 1 kişi alıyor,ama umutluyum gibi.sen de ol ki 7 kişi fazla yani :d ama çok da bel bağlamamk lazım,bi gözün test kitaplarında olsun.

dostum ek yerleştirmede şans faktörü önemli:))
bence işini kış tut yaz çıkarsa bahtına felsefesinden bi yandan da çalışmaya devam öbür sene için... hayal kırıklığı yaşarsan gelecek sınava da yansıyabilir...

ben ek yerleştirmeyle girmiştim. girmek istediğin üniversite ve bölümü de yazarsan bir tahmin yapabiliriz. borsa gibi düşün. yani ek yerleştirme de 4-5 kişilik kontenjanların boş kaldığı bile oluyor ama tabii ki bunlar çok tercih edilen üniversitelerin popüler bölümleri olmuyor. puanın ilk tercihlerdeki taban puandan çok yüksek değil eğer popüler bir bölümse yerleşemeyebilirsin fazla umut bağlama

dokuz eylül gemi mak işletmeciğini istiyorum.

hayret nasıl o kadar boş yer kalmış gemi mak. işlet. de. ben seni kötüye hazırlayayım da yerleşirsen sevinirsin ama bana tutmaz gibi geliyor.

11 ekim

11 ekim pazartesi günü tercih bildirimi için son gün.

okullar,dersaneler falan tatil.diğer resmi kurumları bilmiyorum.

tr.wikipedia.org
not: sayfa sonu en alt

üniversiteler?

malesef.

çalışanlara tatil olmaz 6 ekim'de.

bu arada istanbul'un kurtuluşu nedeniyle tatil. istanbul'un fethi 29 mayıs ve tatil değil.

peki üniversiteler ?

üniversiteler açık olacak. resmi tatil değil.

sinek vızıltısı

:) direk manasını kasdetmemiştim. nedir? neden oluşur? diye sordum..

neyi kast ettiğinizi de yazarsanız belki daha faydalı olur. yani çok teknik, sadece bir bilenin anlayabileceği bir şeyse bilemem de biz anlamadık nereden çıkan bir gürültü olduğunu. tek bildiğimiz sivrisinekten çıktığı.

www.urbandictionary.com

video sıkıştırmadaki manasını kasdetmiştim. mesela şurda bi kaynak var ama pek bişey anlamadım.

www.eetimes.com

şurada biraz bahsetmiş ama yeterli mi bilmiyorum.

www.ilaclama1.com


edit: bu olmuyosa bile belki bu sitede ya da benzerlerinde daha ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.

Görüntünün kenarlarında görülen sivrisinek tipi gürültü oluyor bu. Sıkıştırma yapınca oluşan bozulmalardan kaynaklanıyor. Video sıkıştırmada oluşan bir bozulma türü.

Mesela alttaki linkte soldaki resimdeki gibi parlayan ve bulanıklaşmış pikseller gibi duruyorsa sivrisinek gürültüsü (mosquito noise) var demek oluyor.
img.zdnet.com

soruda video sıkıştırmayla ilgili olduğundan bahsetseydin daha iyi anlaşılırdı bu arada.

gürültü değil de parazitlenme ya da bozulma desek daha doğru olur.

piksel tahmin etmeye çalışan sıkıştırma yöntemlerinin genel sorunu.
bu tür sıkıştırmalarda belli pikseller alınır diğerleri bunlara göre tahmin edilir, düz renklerde sıkıntı çıkarmasa da, ani renk geçişlerinde bu tür parazitlenmeler oluşur.
diye biliyorum.

ooooo
ooooo
ooooo diye bir resim olsun. bu sıkıştırılınca

oxoxo
xoxox
oxoxo bu şekilde olsun kaydı tutulanlar yalnızca o pikselleri diğerleri ise bu o lara göre tahmin edilen renk pikselleri olsun. (haliyle boyut %50 düştü şimdiden) Resim mavi tonlarındaysa sıkıntı çıkmaz, ancak mavi gökyüzünde dalgalanan turuncu bir bayrak varsa bayrağın sınırlarının etrafındaki pikseller karışabilir.

çok bilmem moda falan anlamam ama bu fotodaki ayakabıyı giyene acırım onun yerine utanırım

abidik gubidik giyinen tikiler,zenginler bi şekilde takıp takıştırıp bunları gözümüze alıştırıyorlar,gittikçe normal geliyor.

Haklısınız... Ama bunların önüne geçecek bir sistem yok... Yani bir kere biz tüketim manyağı olduğumuzdan naylon poşet geçirsem kafama moda olacak...

neyse, sevindim ya sağolun.. ben de çok mu demodeyim diye düşünür olmuştum son zamanlarda =) zira benzer şeyleri zara, jezebel, mango, adil ışık gibi markaların kıyafetleri için de düşünür oldum.. yahu koskoca mağazalarda, bir tane mi bana göre bir şey olmaz.. halbuki millet haldır haldır alışveriş yapıyor..

aynı sorundan muzdaribim, moda olsun insanlar alıp giysin, yine bir derece de kendine göre bir şey bulamamak ok sinir bozucu. görgüsüzlük bence bu insanların almasına neden olan, estetik zevki olan birisi üstü çizme altı sandalet ucubik bir ayakkabı ile miksen sokağa çıkmaz bence. yazık insanlar onlar, ne dayatılırsa sorgulamadan "modern" olmak için tüketiyorlar.

uzerinde tas olmayan ve dar kesım degıl de bıldıgın normal tisort bulmak ne kadar zor farkında mısınız? istediğim gibi bir şeyi bulmak haftalarca sürebiliyor. aynı sekılde aykkabı da oyle. bir moda olunca pazarı da dahıl, hepsi aynı tirende takılıyor. bir Beta vardı eskiden hayat kurtarırdı ama onlar da babaanne ayakkabısı yapıyorlar artık.
eskiden boyle degıl mıydı? boyleydı muhtemelen ama genel begenı daha cok sayıda ınsan ıcın gecerlı ve popularıtesı de bır o kadar guclu. satmak ıstıyorsa, ucan, kacan seyler olmak zorunda sanırım artık. bir de model tasarlaya tasarlaya, yenılık yapmak ıcın bir yerlerden manyamak durumundalar belki.
benı erkek cocugu gibi gıyınmeye mecbur kılan tum tasarımcılara burdan saygılarımı saydırıyorum.

tinyurl.com

hewit onu biliyoruz zaten ama sıralamalar açıklanmadı diyor arkadaş

aynen öyle. sıralamalara ulaşmak istiyorum, puanlara ulaşması kolay.

ygs-lys3.tercih.tv şöyle bir site var sıralamaları buradan bulabilirsiniz.

esaretin bedeli
dead man walking

en iyisini izlememişsin.

(bkz: the shawshank redemption)

uçurtmayı vurmasınlar

cell 211

(bkz: duvar)

yeşil yol - green mile

(bkz: uçurtmayı vurmasınlar)
+1

ben de klasiklerden yazayım da tam olsun ;

- (bkz: papillon )
- (bkz: birdman of alcatraz)

the shawshank redemption ben de vurgulayim, en iyi hapishane filmi dışında en iyi film bile denebilir.

onun dışında:
papillon
american history x
the green mile
lockdown
the rock
o brother where art thou
cool hand luke
the blues brothers

izlediğim en iyi hapishane filmlerinden biri :
www.imdb.com

(bkz: felon) güzeldir . . .

Brubaker (robert redford vardı)

evet çıkınca noldu? şeriat gelmedi mi hâlâ?

hehe :)
şeriat gelecek diye çok korktular ama yok gelmedi.
daha insan gibi yaşayacaksın, asker kendi işini yapacak teröristlere finansman destek sağlayacak adamları alıp general yapmayacak, devlet de işini yapacak.

hacı konuşturma beni şimdi.

dünya savaşı çıktı. amerikaya atom bombası attılar. depremde japonya adaları suya gömüldü. mars'ta ilk koloni kuruldu. güney amerika'da iç savaş çıktı 120 milyon insan öldü. galatasaray fenere 6 gol attı.

bu tarz şeyler oldu.

kızılderililer türkmüş. pek gelişen bir şey yok.

allah eylül ayında Dünya'ya 8.7 cm daha yaklaştı... çıplak gözle bulutsuz havada ay sonuna kadar izlenebiliyor...
ben denedim çalıştı siz de deneyin %100 çalışıyor

altın coştu. ipne altın!

şirinleri görebilen cocuk kalmamış diye flash haberler cıkmıştı iyi cocuk kalmamış dünyada diye

sanat galerisinde şarap içiliyo diye sergi açılışı basıldı,
alkol komasına giren bir genç öldü, antalya oktoberfest'e "ahlaksız, şer yuvası" falan denildi.
ha bir de kpss eğitim bilimleri sınavı iptal edildi, tekrar yapılacak.

cigaracı tarkan reyiz öp diye bi şarkısına akıllara zarar bi klip yaptı

Nihat Doğan yine "fırsatını buldu" ve boşadığı kadının topuğuna baktı!

(bkz: #20065896)

ipne altın konusuna ben de katılıyorum

bu kadar ahenk içinde bir yaşamı bize sunan allah-u teala, türkiye şartlarında asgari ücret kazanan bir adama 4 çocuğa bakıp kira ödemeyi kolaylaştırdı. -bibisinivs-

basketbol şampiyonası oldu,amerikayla finale kalıp ikinci olduk.ödül töreninde abdullah gül ve recep tayyip erdoğan yuhalandı izleyiciler tarafından.

insan maymundan gelmiyormus. evrimciler darwinciler panikte hocacilar sevinc icerisinde.

u2 var irish deyola

thanos petrelis

eleftheria arvenidaki

flogging molly

sharon shannon

Mick Foster

Richie Kelly

The Bridge Céilí Band

The Bridge Céilí Band
solas
lunasa
bu 3'ü tam istediğim gibi ama ilk ikisine ulasamadım torrentten.torrentz bulmadı.

diğer cevaplara da bakıyorum, cevaplar için tesekkürler.yeni önerilere hala acıgım.

amy macdonald diyeceğim ama sürpriz olur mu bilmiyorum.

stromae-alors on dance
David Guetta vs The Egg - Love Don't Let Me Go
Madonna Feat. Akon - Celebration
3oh3! ft. Katy Perry - Starstrukk

kesha-take it off

kelly rowland ft. david gueatta - commander
david gueatta - choose.

david guetta-memories
david guetta-gettin' over you

davit guetta seksi biç :D

dj laz - move shake drop

david vendetta - can you feel it

dj joss - my party

scooby doo daki sarışın karaktere benzettim sanki ama.

edit:baktım da sarışın olan erkekmiş :)

fatoş ile basri diye bilinir türkiyede.

www.cizgiroman.gen.tr

callan method.yabancı ya da çok iyi bilen türk hocalarla birebir pratik yapabiliyorsunuz.sınıf ortamı yok yani.bakırköy haricinde nerede şubeleri var bilmiyorum.

boğaziçi üni de gayet koca koca insanlar geliyor.

english time düşünürsen mail atabilirsin. özelden msj atabilrsin.

hemen iyiliştirir mi bilmem de,geçen sene ben de aynı şikayetten gidince doktora bana uyumadan 2 saat önce birşeyler yiyip içme demişti.özellik meyve gibi asit içeren yiyecekler.uyuduğumuz sırada onlar boğazı tahriş edebiliyorlarmış.hatta uzun yaşamanın sırrıymış falan.

asitli seyler normalde tuketen birisi degilimdir, ozellikle bogazim yuzunden surekli birseyler iciyorum, o da anlik rahatlama sagliyor sadece.

çok soğuk ve çok sıcak yiyip içmeyeceksin. gerçi bunu biliyor olman gerekir :)

aldığın sıvılar,yiyecekler vs... çok sıcak ya da çok soğuk olmamalı. bal veya pekmez gibi yoğun ve sıvı bir ürün rahatlatabiliyor (pekmez daha makul). Çok şiddetli bir öksürük varsa (örneğin kusmaya yol açabilecek derecede)doktora gitmende fayda var. Bu pek de bilimsel olmayan öneriler deneyimle sabittir, bir başka kişide nasıl etki yaratırlar bilemem. Mesela bazen gündüz değil, gece yatınca öksürme durumu var. O hatırlayabildiğim kadarıyla (pozisyon itibarıyla) yatıyor olmaktan kaynaklanan bir durumdu. İyi bir aktarın önereceği bir karışımda iş görebilir, denemek gerek. Geçmiş olsun...

ballı ıhlamuru denemelisin mutlaka ama fazla sıcak olmamasına dikkat et , ılık iç

cevaplar icin tesekkurler, yavas yavas oksuruk basladi, balli ihlamuru deneyecegim.

herhangi bir mide sorunundan kaynaklı olabilir. mide asidi özellikla yatarken mide kapakçıklarının gevşemesi nedeniyle geri gelebilir ve boğazı ve boğazdaki yaraları tahriş edebilir. yatmadan bir iki saat önce bişey yememek ve yüksek yastıkla yatmak rahatlatıcı olabilir. ben de reflüye bağlı kronik faranjiti olan biri olarak yoğun öksürük krizlerinde balla karıştırılmış toz zencefil kullanıyorum. ayrıca zencefil çayı içiyorum. gerçekten rahatlatıcı etkisi var. geçmiş olsun.

My sassy girl 'ü izlemediyseniz işinizi görebilir. Ne aradığınıza dair yeterince bilgi vermemişsiniz, alanı biraz daha daraltırsanız daha yerinde tavsiyeler gelir.

he loves me , he loves me not

I'm A Cyborg But That's OK ve Adams Aebler. Yani Amélie'ye pek benzemezler ama çok çok iyi ve özgün filmlerdir bence.

forrest gump

hocam imdb top 250 dekileri izle. ama tanımını daraltsan daha iyi tavsiye verebiliriz. şimdi 2001 a space odyssey dicem, ben çok severim ama sana gidermi ki. şu anda senin hakkında bildiğimiz tek şey amelie sevdiğin, işimiz zor.

run lola run, goodbye lenin falan olur belki. avrupadan bunlar da. hatta leon

bahçelievler olabilir ama orda site tarzı yerleşim yok bildiğim kadarıyla..

evet orayı da dusundum ama dedigin gibi bi durum var orda sanırım.

merter?

merter'de istanbul evleri olabilir.

bahçelievler yayla gayet iyi bir seçenek bence.site yok fakat yeşil,sessiz sakin bir ortamı var.evler de birbirinin aynısı gibi.çoğu eski fakat yeni yapılan lüks binalar var.

fareler ve insanlar - steinbeck
gazap üzümleri - steinbeck
ana - gorki
bir delinin hatıra defteri - gogol
genç werther'in acıları - goethe

david copperfield - charles dickens
çanlar kimin için çalıyor - hemingway

germinal-emile zola
meyhane-emile zola

kesinlikle tavsiye ederim

monte kristo kontu - alexander dumas
sefiller - victor hugo

gerçekten bu iki kitap okuduğum ne iyi kitaplardan

guru ve önyargı - kadının adını unuttum

başlangıç için ben de hemingway tavsiye ederim. yaşlı adam ve deniz. bu kitaptan sonra zannetmiyorum başka kitaplarını da merak etmeyeceğinizi.
dünya klasikleri genel olarak okuması zevkli ve akıcıdır. ancak konuşmada akıcılık için ben oyun da okumanızı tavsiye ederim. örneğin altona mahpusları oldukça akıcı ve şahane bir oyundur-jean paul sartre'ın.

direk savaş ve barış tek geçerim :D

hemingway,goethe,savaş ve barış başlangıç olarak tavsiye etmiyorum.çünkü zamanında okuyamamıştım.tabi kişisel görüş bu.
başlangıç için;
steinbeck kitapları
knut hamsun-açlık
bilimum gorki kitapları

aaa simyacı var.

bua rada hemingvey yorumuna katıldım +1

dostoyevski oku çok severim

"kumarbaz"

kesinlikle steinbeckten başla.bitmeyen kavga süper bir başlangıç olur bence.

okumanin konusmaya cok az katkisi vardir ve bu cogunlukla okunulan metnin iceriginden bagimsizdir. Bunun aksi olsaydi zaten, $akiyordunuz simdi siz. Okumakla asil vurgulanmak istenilen kelime haznenizi genisletmektir. Ama bunu da ancak okumak gibi edilgen bir eylemden ziyade yazmak ya da konusmak gibi etken eylemlerle gerceklestirebilirsiniz. bol sans.

bir delinin hatıra defteri - gogol iyi bir başlangıç olabilir. hem dili akıcı hem de ince bir kitap, bir solukta okursunuz.

puşkin de iyidir, severiz sayarız.
hemingway'in çoğu çevirisi berbat, sıkıntıdan ölürsün.

İyi çevirmenleri neden es geçiyorsunuz ki? mesela ahmet cemal gibi bir üstattan okumak fena mı olur? iletişim yayınları örneğin genel olarak iyi çeviriler yayınlıyor. bence çevirmenin kim olduğuna dikkat ederek okumak yerinde olacaktır. bu yayınevinden ucuzmuş dur bunu alıyım demeyin, çevirmene dikkat edin...

slumdog millionaire

goodbye lenin,the kite runner

tatar ramazan

usual suspects x 10

star wars serisi, forrest gump, pulp fiction.

(bkz: criticker)

black(ındia 95),hongover,the jacket,ben x,esaretin bedeli,batman dark knight şimdilik aklıma gelenler bunlar

the road

Das Leben der Anderen

Wallace & Gromit in The Curse of the Were-Rabbit

City of God

Crouching Tiger, Hidden Dragon

American Beauty

Central Station

The English Patient

The Wages of Fear

Bicycle Thieves

People vs. Larry Flynt

12 Angry Men

Entre les murs

Ta'm e guilass

Paris, Texas

Roma, Città Aperta

Paths of Glory

Birds

ölümden dönenler, intikam yemincisi, çılgın karateciler, dayak-3, dehşet treni, havada katliam.

25th hour
Her şey çok güzel olacak
Stranger than fiction
sideways
casino

prestige

(bkz: candida)

büdüt: şimdi bu cevabı niye beğenmedin izlemedin diye mi ismi mi hoşuna gitmedi yani niye öksüz kaldı bu cevap?

Fight Club
Primal Fear
25th Hour
Atonement
The Departed
American History X
Unforgiven
Casablanca
Goodfellas
Pulp Fiction
Taxi Driver
V For Vendetta.
Hayat Güzeldir.
Snatch
K-Pax
Life of David Gale
Stranger Than Fiction
21 Grams
Forrest Gump
Across The Universe
American Beauty
Big Fish
Sunset Blvrd.
Walk The Line
Se7en
Sweeney Todd
Shoot 'Em Up
Big Nothing
Hot Fuzz
Star Wars serisi
Equilibrium(Matrix özentisi diyenler bkumu yesin.)
Man on the Moon
Liar Liar
Me Myself And Irene
Man From Earth
Rescue Dawn
Zeitgeist
Perfume
Rear Window
To Kill A Mockingbird
BettleJuice
City Of God
Slumdog Millionere
Usual Suspects
Old Boy
Wall-e
Amelie
Leon
Sid And Nancy
The Fall
The Big Lebowski
Love Me If You Dare
Life of Brian
Holy Grail
The Boy in the Striped Pyjamas
Pineapple Express
Ben X
District 9
Zombieland
500 Days of Summer
The Game
Das Experiment
The Fall
Kick Ass

(bkz: )www.eksiduyuru.com

ozellikle bir video var izleni tavsiye edrim. Haa beni sorarsan hala bir sonraki sefere diyorum o ayri...

uzatmadan gireyim konuya. ramazan birakmak icin en uygun zaman galiba. ben bi 10 senedir iciyorum sigara. hos son bir senedir bir tiksinti geldi, arada esiyor icmiyorum arada istiyorsam iciyorum. ozellikle son 1-2 aydir gunde 2-3 sigara esiginde geziyorum. (3-4 sene evvel 1, 1*5 paket arasiydi)

bunun haricinde pro. yardim almani oneririm. yani o hap map veya sakiz falan bence doktor kontorulunde kullanilmali...

he bi de sigaranin fiziksel + ruhsal bagimliligi var. niktotin konusunu yani fizikseli geçtin ama el aliskanligi denilen dalgayi yenmek icin bir yol bulman lazim...

sana bi tavsiye vereyim. sigara icmeyi ertele. yani yemekten hemen sonra yakma , bi 10 dakka sonra icerim de. sonra gene yakma dur bi dus alayim oyle yakarim de. ama araliklar kendini kandirmak adina kisa olsun. ben misal aksam yemeklerini 7 gibi yiyiorum. bu dedigim seyleri yapa yapa sigarayi yakmam 23:30 u falan buluyor. he birde evde sigara içmeyi kendine yasakla.

interkamil'in ''o adam tekrar başlar'' dedği şahıs benim.

23 gün oluyor içmeyeli.Hiç ağzıma sürmedim daha.

sigara nöbeti öyle 5dk 10dk falan değil saatlerce sürüyor.

psikolojik olarak son bir senedir sürekli bırakmaya niyetliydim.en son sağlık elden gidince göt mecbur bırakmak zorunda kaldım.

6 yıllık tiryakiyim.son 3 senedir 1.5 paket içerdim.

hap,nikotin sakızı denemedim.naneli sakız iş görüyor az çok.

tavsiyeler;karnını tıka basa doyurma insan en çok o an istiyor sigarayı hazım açısından.
bir süre kahve,çaydan uzak dur.

biraz karamsar bie yazı oldu ama gerçekten hiç kolay değil sigarayı bırakmak.10 gün içme daha istemezsin şeklinde gazların yalan olduğunu baştan bil ona göre hazırla kendini.

14 yıl günde 2 paket içtikten sonra bıraktım..şubatta 4 yıl olacak..ilk 10-15 gün zor gelmişti ama sonra alışılıyo..ben kriz geldiğinde su içiyodum baya faydasını gördüm..bir de spor yapmak ta olumlu yönde motive ediyor..bir süre sigara içilen mekanlardan uzak durmakta fayda var..alıştıktan sonra farketmiyo..ben en çok içki içerken arıyodum o da geçti artık..

nikotin sakızı konusuna değinmek istiyorum.
evet bak elin ayağın titrerken bir tane çiğnedinmi şıp diye kesiyor isteğini, seni rahatlatıyor.
fakat birde acı gerçekler var, nikotin aldığın süre içinde hangi şekilde alırsan al bunu bırakamıyosun.
bende bırakmak aşamasında nikotin sakızı kullandım, eczacı arkadaşımdı sürekli gidip sakız alıyodum, adam dediki ya sigara neysede asıl bunu bırakamıyanlar var, dikkat et sakın sigara gibide değil.bu

ha şimdi içiyorum hayatımda şiddetli problemlerle karşı karşıyayım.

10 gün kendini sıkarsan hiç saigara içmezsen ondan sonra çok rahat edeceksin.hem 10 gün dediğin nedir ki?bir sürü abur cubur leblebi çekirdekte yesen 10 günü rahat atlatırsın.birde her sigara istediğinde bir kaç yudum su içersen işin iyice kolaylaşır.

ve şunu söylemek isterim.tam anlamıyla hazır olmadan bırakma. şimdi 5 6 gün sonra direncin kırılıp içmeye başlarsan ve bunu alışkanlık haline getirirsen iyice güvenin kalmaz.

annem yılların tiryakisiydi,3-4 ay oldu bırakalı.aniden bırakmaya karar verdi.azaltarak bıraktı.ve ara ara gelen sigara içme isteğini bitki çaylarıyla,kimi zaman kahveyle atlattı.şimdi onlara da ihtiyaç duymuyor,tabi kararlılık da çok önemli..kolay gelsin

10 yıl kadar içtikten sonra 2.5 yıldır içmiyorum

- sigarayı hala seviyorum bunu öncelikle yazayım. bırakırken de seviyordum ayrıca. kendinizi çok sevdiğiniz bi sevgiliden ayrılmak zorundaymış gibi motive edebilirsiniz orası size kalmış.

-ben kendime 3-4 ay önceden bir gün belirleyip bıraktım o günden sonra da nargile dahil yanına yaklaşmadım çünkü halen korkuyorum açıkçası tekrar içmeye başlamaktan.

- sigara içerken de mentolden pek hazzetmezdim mentollü şeker yedikten sonra içtiğim sigaradan bi şey anlamazdım. o sebeple mentollü şeyler aldım ben kendime ama bunların içinde en iyi ve zahmetsizleri kağıt gibi olan şekerleri.

- su çok önemli. hem el alışkanlığını devam ettirirsin hem de sigara içme isteğin azalır.

- uzun bi süre kahve çay içemedim umarım sende olmaz

onu tagleyen arkadaşları hesaplarını iptal ettirdilerse veya geri döndülerse facebooka,böyle birşeyin olması mümkündür

mutlaka bir etkisi vardır ama kendimden örnek verecek olursam. 98-99 gibi gözlerim 1 miyop çıktı. ilk bilgisayarımı 2003-2004 gibi almıştım. şimdi yıl 2010 hala o gözlüklerle net görüyorum. (günde 8 saatten fazla pc başındayım)

bende goz doktoruna gittiğim zaman bilgisayar bilmem ne sendromu varmıs, ondan olmussun demişti, dinlendirici gozluk vermişti 1 numara sanırım.. tv pc fln basında kullanmak için

bende de aynı şekilde oldu.ortaokuldayken sapasağlam olan gözlerim lisenin ilk dönemi bilgisayarla haşır neşir olmanın akabinde bozulmuştu.bilgisayar bozmaz gözleri,hastalık varsa ortaya çıkarır diye duymuştum tvden

evde 96 dan beri pc var, son 4-5 yıldır da günde 10+ saat kullanıyorum ama bi sıkıntı olmadı bende.

evde 98 den beri pc var gözlerim süperdi ta ki liseye kadar. bir gün gittim maç izliyorum benchteki oyuncuların yüzlerini tam ayırt edemiyorum anladım ki gözlerin şaftı kaymış.o dönemde bilgisayarla fazla haşır neşir oldum sonra miyop ve astigmat ortaya çıktı.berbat bişey.

bilgisayar bozmaz ancak bilgisayar ekranına bakarken insan daha az göz kırpar odaklanıp dikkat kesildiği için.bu da ağrı yapar.yenileme sıklığını ayarlamanızda fayda var.

istanbul :/

eğer boğaziçinden mezun olup gerçekten de iyi bir yerde çalışabileceksen boğaziçi.öss de derece yapmış ve hacettepe ing tıptan mezun olmuş bir tanıdığım 3 kere girdiği tusu kazanamayıp,memleketinde sağlık ocağında çalışıyor.

boğaziçi ee. hacettepe tıp insana iyi işden başka bi şey sağlamaz ki bunu boğaziçi de sağlar. çingene mahallesiin dibinde sıfır kampüs ve üni hayatı, ankarada zaten yapıcak başka hiç bir şey yok. kafama silah dayamaları lazım.

iyi araştır hangisini seviyosan onu seç. çünkü iki bölümüde sevmeden gidersen işkence çekersin. mühendislik başlı başına zor bişey bide boğaziçi ee deki yüksek sınav ortalamalarını hesaba katınca dahada zor oluyor. tıpta aynı bokun laciverti bi fark yok. ben şahsen boğaziçini seçerdim çünkü ankarayı sevmiyorum. boğaziçi ile ilgili sorcak bişeyin olursa sözlükten mesaj at yardımcı olurum.

üniversiteyi büyüyeceğin, hayatı öğreneceğin bir yer olarak da görmek lazım. bu nedenle tek hayalin doktor olmak değilse hacettepe tıp'ı yazma derim. burnu kaf dağında doktorların, dertli hastaların arasında kampüs hayatı olmaz. hele sıhhıye'de.

Say-1'di bizim zamanımızda, o puan yetiyorsa ve bu iki meslek hayallerde yer etmemişse direk Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık yazmak lazım. Dikkate alın derim.

mühendislik seçerseniz gırtlağınıza kadar matematiğe boğulacaksınız, eğer teknoloji, matematik, programlama, analiz ilginizi çekmiyorsa tekrar düşünün.

Aslında şöyle bir şey yapabilirsiniz, elektrik elektronik mühendisliğine gidip medikal elektronik üstünde uzmanlaşıp yüksek yaparsınız en bombası bu olur.

amaçsız isen boğaziçini yaz, tıp biraz özveri ister daha önceden aklına koymadan tıp yazarsan büyük ihtimal ile yarıda bırakırsın.

boğaziçi elektrik elektronik

(bkz: boğaziçi endüstri mühendisliği)

tabiki de hacettepe tip

mühendisliği yapamayacağım için hacettepe tıp isterdim ama hacettepe de ankara'da olduğundan istanbul üni. ya da marmara tıp yazardım. (yeditepe tıp da olabilir burslu oluyordur sanırım)

nedeni ise istanbul'u çok seviyor olmam tabi.

tıp okuyacağım diye yanıp tutuşmuyorsan hiç düşünme bile zaten. Boğaziçi bir kere ülkenin en güzel okulu ya her açıdan

Soruları çözerken , daha çok soru kısmına yönelin , yani soruyu sorarken , -in , -ın gibi , eklere dikkat edin , mesela :''ahmet parasıNIN yarısını '' gibi ,

Birde soru çözdükçe gelişecektir ,
Bu yanlış mıdır diye düşünmeden , denklem kurmaya çalışın

fem yayınlarının simetri eğitim seti vardı baba gibi nerdeyse 1 kitap ayırmışlardı problemlere.Ve bolca çözümlü örnek de var.İşine yarar

pratik yapacaksın, tek yolu odur. otur beş bin soru çöz anlarsın olayı.

şekil çiz, isim yaz, oklarla falan göster. gözünde canlanınca aklın sana mantıklı yolu gösteriyor. bir de en kötü ihtimal mantıklı olan cevaplardan gitmek çözüm olabiliyor.

bir kirtasiyeye gidip "zihinden problemler 1-2-3-4-5" serisini alin. 5 kitabi da hakkini vererek cozun, daha da sorun yasamazsiniz. ilkokul duzeyinde kitaplar oldugundan tamamen istediginiz amaca yonelik. size karsilastiginiz problemleri ne sekilde cozeceginizi ogretecek. zaten cok da uzun surmez. 5 kitabi tas catlasa 2 haftada bitirirsiniz. oyle kalin seyler degil.

Michael Jackson

tr.wikipedia.org
...
tr.wikipedia.org

İki tane Dünya Kupası oldu, bizim cumhurbaşkanı değişti, ABD'de ilk defa siyahi biri başkan seçildi, küresel ekonomik kriz çıktı...

papa öldü 2005teydi sanırım

siz nerdeydiniz ayıptır sorması? :)

one minute

evlendim, iki çocuğum oldu, daha ne olsun :)

son 5 yıl değilde son 1,5 yılda sırasıyla önce annemi kaybettim sonra üni den mezun oldum ardından askere gittim askerdeyken dedem vefat etti askerden döndüm 6 yıllık sevgilimden ayrıldım akabinde kamuda iş buldum göreve başlamak üzereyim ve ilk defa tek başıma eve çıkma telaşındayım..sanırım sordugun 5 yılın rar lanmıs halinin yasıyorum..

ne diye uğraşıyosun ki? ben olsam arkama bakmadan kaçardım..

duyan da 40 yasında biri sanır sizi. ne acelesi varmış ki? boşver valla. kaç kaç.

@pu
öyle kolay değil işte.. ortada büyük, çok çok büyük bir aşkım var ona karşı.. ve öyle çöpe atamam..
"duyanda 40 yaşında biri sanar sizi" şeklindeki fikrine katılıyorum..
daha 20 yaşında ve çok endişeleniyor hayat hakkında.. çok gülecek bu endişelerine ilerde, buna ben de eminim.. ama işte şu anda anlatamıyorum ona.. kaçmasını veya kaçmayı istemiyorum..
aşkımı yanımda istiyorum.. lütfen empati kurun :((

:((

eğer tam olarak mesele yaşayacağınız gelir sıkıntısı ise okulun yanı sıra bi işe gir derim ben.Hem sevgilin/ailesi onu kazanmak için ne kadar istekli olduğunu görür,sen de para biriktirirsin

@zeplich
okulu hızlıca bitirmek için 1 buçuk iki dönemlik dersi tek dönemde alıyorum ve ders/okul olayından başımı kaldıracak zamanım yok.. mühendislik okuyorum sonuçta..
işe giremem ki..
durumu çok kötü hale getirmişim :((

serkan serkan, kız aslında biraz da haklı gibi. aslında seninle bir hayat düşünmesi de güzel tabi, ileriye dönük şeyler düşünmüş hatta taşınmış ve kendince doğru olanı yapmış.

mutlaka bir çok kişiden fikir almış ve kararını etkileyen kişiler de olmuştur bunu da unutma.

ama gerçekten haklı be. 28'inden sonra hayatındaki ilk maaşı kazanacaksan, birşeyler yapana kadar 30'u geçmiş olacaksın. e kızın da yaşı küçükmüş. boşver bu da böyle bir deneyim olsun. kafana çok takıyosun gibi geliyor. şu an ne söylense ama çok seviyorum da bık bık diyceksin. normal sen de haklısın ama yapcak gerçekten bişey yok...

bir de o yaştaki birinden olgun şeyler beklemek de yanlış gibi geldi... bildiğin ufacık kız daha...

bence kendini suçlaman büyük yanlış. okulu 27 yasında bitirmek kötü bir şey değil. hayata 2 sene geç atılacaksınız diye size böyle davranılması hoş değil. ona toplumun dayattığı bakışı sizde kabullenmişsiniz. oysa aklı basında bir adam gibisiniz. uzun süren bir sevgililik ve nişanlılık döneminiz olur işte ne güzel?

ayrıca 20 yasında bir kıza her ne kadar aklı basında hanım hanımcık olsa da güvenme derim ben. şu an istediği her şeyi elde edebileceğini düşenecek yaşta. serkan olmaz merkan olur havasındadır. (çok sevse bile bilir ki yarın başka adamlar kapıda olacaktır, seçip beğenip alacaktır. kadınlar bilir bunu.)

serkan kızın üstüne fazla gitme derim ben. lütfen hatalı, ezik vs hallere de girme. hayat müşterek ise o da üniversite okuyor ise bu hayat birlikte paylaşılacaksa ne demeye senden önceden her şeyi ayarlamanı bekliyor?


bi de 18 miş o ilişkiye başladığınızda. sen uzaktasın. yanında istiyor olabilir aşkı, ilişkiyi. bana biraz bahale gibi geliyor bu laflar. keşfetmek istiyor olabilir hayatı. kızlar genelde ilk ciddi ilişkilerini bitirirler eninde sonunda. çünkü o ilişki evliliğe gidecektir ve bunu istemezler pek.

durumlar biraz karısık da olsa senin asla kızın üstüne düşmemeni, özgür bırakmanı ama çok önemli noktalarda da sevgini, beklediğini hissettirmeni öneririm. üzgün romantik aşık modundansa kararlı, güçlü, istekli ve azimli güçlü erkek profili çizmen son derece önemli.

iş konusunda kastırmalısın. haftasonu çalışabilirsin vs. okul bitimi gireceğin işyerlerinde staj yapabilirsin vs.

hayal kırıklığına hazır ol.

sakin ol

savaş

ama doğru yöntemlerle. yeniden aynı ortama girdiğinizde istanbulda eğlenceli ol, kararlı ol, güçlü ol, okul, arkadaş ortamlarına hakim ol. büyüle onu ki bağlansın sana.kadınlar kendilerini seven, aşkla bağlı senin gibi erkeklerden sıkılmaya başlıyor bir süre sonra. çantada keklik görüyorlar. sakın öle olma. sakın. hele ki 2o yasında ünv. bir kız karşısında.

iyi şanslar.

20-21 yaşlarında şu anda..
ama "ufacık kız" değil emin olun, olgunluk ve hayata karşı duruş şekline bir yaş koymak gerekirse çok rahatlıkla "25 yaşında, aklı başında bir insan" etiketi koyabilirim.

ama şu endişelerine 3-4 sene sonra güleceğine, biraz abartmışım, fazla panik yapmışım diyeceğine de eminim..
ama gel de anlat işte bunu şimdi o'na..
o da bir şeyler planlıyor sonuçta kafasında, bir hayat planlıyor.. ama abartıyor..
bunu o'na nasıl anlatacağımı, nasıl hissettireceğimi bilmiyorum..

ayrıca @anlam,

evet o dediğiniz sorun da var, yanında istiyor, bunun gibi bir kaç ufak tefek sorun var..
ama en önemlisi bu, kilit sorun bu.. onun için bunu yazdım..

Kusura bakmayın biraz tuz basıyor gibi olacak ama kız toplumun ona dayattıkları ve kendi hayalleri doğrultusunda sizi harcamış. "2 yılım olduğunu öğrenince, benden soğudu" herşeyi açıklıyor. İki yıllık ilişki süresince kız sizinle, sorunlarınızla hatta bahsettiğiniz sorumsuzluklarınızla hiç mi ilgilenmedi de şimdi öğreniyor 2 yılınız kaldığını. Ya da siz kızı bir şekilde uyuttuysanız orasını bilemem -ki bu çok yanlış olur.

Büyük ihtimalle sizden beklentileri başka şekildeydi, hayallerini de bu beklentilere göre kurdu ama işlerin farklı ilerlediğini gördü. Ha bunu "sevgim azaldı" olarak değil de direkt söyleseydi dürüst bir davranış olurdu hem de sizi oyalamamış olurdu.

Sizin bir hatanız yok kaldı ki iki seneniz kalmış, sıkı çalışıyormuşsunuz, destek olacağı yerde bırakıp gitmiş. Hiç kasmayın sıkın dişinizi okulu bitirin aslanlar gibi mühendis olun. Kaldı ki 27-28 yaş hiç geç değil.

bu tip şeyleri düşünmek için çok erken bir yaşta bence bende onunla aynı yaştaım ve şunuda sölemeyeliyimki biraz açık ve direk yüze vurur gbi olucak ama bence altında farklı sebebler var sen şuan aşkından dolayı onun yerine düşünür onun yerine olaylara bakar olmuşsun ayrıca gelecekte bunlara çok gülecek demekte çok saçma bi laf sonuçta sen onu büyütüyormusun yoksa sevgili yerinemi koyuyorsun bence iyi düşün derim çünkü bana sen onu kendine göre büyütüyor gibisin ve 20 yaşındaki bi kız gaet çılgınlığa müsaitken bir erkek daha olgun düşüncelere girebilir... ve sen sevgilini kafanda yarattığın gibi görüyorsun bunuda sölemeden geçemicem...

1. Üniversitede çalışıyorum ve üniversiteyi sekiz yıl uzatmak inanılmaz değil, bunu yapan çok insan var. Sonrasında da (veya bir yandan okurken) güzel güzel iş hayatına atılıyorlar.
2. Karşınızdakinin sizi ne kadar sevdiğini asla tam olarak bilemezsiniz. Siz böyle yanarken o kendisiyle ilgilenen başka birine meyletmiş olabilir (veya tabii ki olmayabilir). Ama kesinlikle karşınızdakini tam olarak tanıyamazsınız. Hele iki senede hiç tanıyamazsınız. Uzak mesafeli ilişkilerde insan karşısındakini olduğundan çok daha fazla yüceltiyor, kötü taraflarını daha az düşünüyor. Siz şimdi onu melek gibi görüyorsunuz ama hiç kimse melek değildir.
3. "Bir başka insana bu denli büyük bir sevgi ve aşk besleyemem bir daha" düşüncesi emek verilmiş her ilişkiden sonra düşünülen ama kesinlikle doğru olmayan bir düşünce. Başkaları da olacak ve aynı şekilde (hatta daha fazla) seveceksiniz.
4. Siz yalan söylediniz mi ona? İki yılınız kaldığını yeni mi öğreniyor? Daha önce ne demiştiniz? Eğer yalan söylediyseniz yalanların devamının geleceğinden haklı olarak korkmuştur.
5. Sevgi bir haftada değil, bir saniyede bile bitebilir. Tek bir cümle bile yetebilir karşınızdakinin sizden iğrenmesine.
6. "27-28 yaşında mezun olacaksın, ben de aynı yıl mezun olacağım seninle, nasıl yapacağız bu hayatı, 2 yıl boyunca daha liseli sevgililer gibi mi takılacağız, ailemle tanıştıramıyorum seni çünkü 25 yaşındasın ve bir gelirin ve işin yok hala vs. vs. vs." konuşması kusura bakmayın ama çok kezbanca. Seviyorsa hayatı beraber kurarsınız, hazır kurulmuş rahat hayata konmayı bekliyor sanırım. Ailesiyle de hemen tanıştırması gerekmiyor. Bir ihtimal ailesine sizden bahsetti, onlar da kızı "bu yaşta daha okulu bitirememiş, ne zaman iş sahibi olacak da evleneceksiniz? Karta kaçarsın o eline ekmeğini alana kadar" filan diyerek doldurdu (yazdığınız cümleler anne konuşması gibi zaten). Bu dolduruşa geldiyse ruhu kezbandır, kurtulduğunuza şükredin.
7. Kendinizi fena kaptırmışsınız. Sırf aklınızda kalmasın diye, keşke yapsaydım dememek için elinizden geleni yapın ama olmazsa da olmaz, dünyanın sonu değil ve inanın kendinize uygun birini mutlaka bulacaksınız. Önce kendiniz, sonra sizi gerçekten sevenler ve sevecekler için derslerinize iyi çalışın. Kafanızı toparlayamıyorsanız arkadaşlarınızla çalışın.

aslında sevgilime kızmak yerine, şu yazdığım sorun için neler yapabilirim, o'na neler diyebilirim, bu konuda tavsiye verseniz ("anlam" veya bir iki değerli arkadaşın yaptığı gibi)..

sanki sevgilim iğrenç ve acımasız bir insan gibi görünüyor böyle olunca..
ancak o'nun kafasından geçenleri biliyorum ben, o da kendince çok ama çok haklı, biliyorum.. çünkü başka sorunlar da var ufak tefek.. 2 yıl boyunca o da bana destek verdi tabi ki, alttan da aldı, onun da emeği var..
benim de büyük bir emeğim var..
işin içine onları katarsak ve bunları tartışma konusu yaparsak hiç çıkamayız işin içinden şu minik duyuru penceresi kapsamında..

şu anda ben, şu durum için, sadece şu yazdığım sorun için neler yapabilirim, bunun düşüncesindeyim.

@cosmicstring,

üniversiteyi 8 degil 10 yilda bitiren bir cok kisi var bizim bolumde..
bölümün bitirilme ortalamasi 6 sene zaten.. ama onun bildiği hayat 25 yaşında erkek eline ekmeğini almış olmalıdır şeklinde.. çok ama çok yanlış ve toplum düz mantığı bu, ve ilerde değişecek olduğuna emin oldğum bu toplum düzmantığı fikri sebebiyle beni harcayacak.. buna yanıyorum...
ama gene de saygı duyuyorum tabi ki bu görüşüne de..

ilişki iki yıllık diyorsun, mezun olman gereken sene başlamış olmalısınız. kız bu durumu bilmiyor muydu? bir anda mı dank etmiş kafasına? sorunun sadece bu olduğundan emin misin?

bir de iki sene boyunca her hafta sonu ankara-istanbul yaparak okulun bitirilemeyeceğini şimdi mi düşünebiliyormuş?

aşkın gözü kördür, insanı da kör eder ama bunlar üstüne düşünülesi şeyler. bencillik yapıyor, fedakarlık yapıyorsun üzerine. kız hala bencilce bitti diyorsa ve sebep olarak sadece bu durumu gösteriyorsa ben olsam ben de arkama bakmadan kaçardım ne yalan söyliyim..

- serkan seni cok seviyorum cok buyuk bir sevgi benimki.
+ param yok. ama azimliyim, calisiyorum duze cikacagim, destegine ihtiyacim var.
- ohoo o zaman olmaz bu is. anama babama ne derim, komsular ne der, arkadaslarim ne der, toplum ne der...

bence "beni cok seviyor oyle bulunmaz bir sey bizimkisi" diyerek kendini kandiriyorsun. biraz dusunursen yanlis kisiyle hayatini birlestirmekten kilpayi kurtuldugunu anlayip sevinebilirsin bile.

insanlik hali, bugun duze cikarsin kalbini kazanirsin, yarin zora dusersin.

zora dustugunde "geliriz ustesinden" diyen biri mi "ne bicim adamsin rezil ettin beni elaleme" diyen biri mi olsun istersin yaninda?

@snowflake (ve ayni sekilde düsünen arkadaslar)

cevaplariniz ve ilginiz icin onlarca kez tesekkur ederim her birinize..
ama hayir hayir hayir!!!
durum "kisa yoldan zengin olayim" degil, dusuncesi oyle degil..
20-21 yas idealistligi ve korkusu/endisesi yasiyor biraz.. yani 27 yasinda mezun olmus bir adami garipsiyor.. (muhendislikte bunun cok olagan bir sey oldugunu bilmiyor tabi ki)

sonuçta sevgilim canavar degil.. öyle olsa ben 2 sene beraber olur muyum? aptal değilim sonuçta :)) hiç birimiz aptal değiliz :))

oyle parada malda mülkde lüksde çok gözü olan birisi değil.. parada gözü olan birisi değil derken de gayet tabi ki belli bir hayat standartı istiyor hepimiz gibi.. ki zaten ben de mühendis olacağım ve hayat standartım ortalamanın zaten üzerinde olacak.. o da aynı şekilde güzel bir mesleğe sahip olacak.. parada malda mülkde gözümüz yok derken "aç yatarız razıyız" şeklinde de olmaz tabi..

ancak bu 2 sene o'nun gözünü çok korkutuyor.. "2 sene nasıl beni bekler" bunu bilemiyor.. ayrıca sevgilisini yanında istiyor..
bir an önce sevgilisini ailesi ile tanıştırıp biraz daha resmi bir sevgililik istiyor (yani babasına akşamleyin eve geç geleceği zaman "baba ben trafiğe takıldım" diye yalan uydurmak yerine "baba ben serkanlayım, merak etmeyin" demek istiyor..)
ailesi ile beni tanıştırması için de (aile yapılarından dolayı) benim bir iş güç sahibi olmam gerektiğini zannediyor.. sanki buna mecburmuş gibi hissediyor şu anda..
ve bu tip düşünceler beyninde çıkmaza götürüyor onu.. ama o bu düşünceler ile çıkmaza giderken olan da benim bu aşkıma, onun da sevgisine, bu güzel ilişkiye oluyor, harcanıyoruz!!

yoksa "para, mal mülk, zenginlik" istediği için bunları söyleyen bir kız değil..

onu gayet iyi anlamakla (anladığımı düşünüyorum) beraber şu yaptığının yanlış ve gereksiz endişe olduğunu da düşünüyorum..
yukarıda "kız arkadaşınızın iki katı yaşındayım" diyen ablacığımın dediği gibi, hayatı kuracağız beraber, öyle korkmaya gerek yok!!

serkan bu dediklerin maalesef kendi bakış açın. insan birini gerçekten sevince böyle şeyler düşünmez. kimse türk filmlerindeki aşktan bahsetmiyor ve kız arkadaşından da bir türkan şoray tavrı beklemiyor ama, kusura bakma da daha 3.sınıfa geçmiş küçük bir kız çocuğu bu tarz şeyler düşünmez düşünse de sorun edip olayı ayrılık noktasına getirmez bence. getiriyosa ya sana ilgisi azalmıştır ya da gerçekten kısa yoldan zengin koca bulmak için etekleri tutuşan pek çok genç kızımızdan biridir.

serkan mesele para pul degil. daha hayatinizi birlestirmemeissiniz bile, kucuk-orta buyuklukte bir zorlugunuz var cift olarak ve sana destek olmak istemiyor. zorluk parayla pulla da olur baska seyle de. sen buna garipseme de, ben buna "zorluk" diyorum. senden vazgecmeyi goze alabilmis, o veya bu sebeple. sen birlesmek adina hic bir adim atmasan, bir gun seni cok sevdiginden dayanamayip kendi geri doneceginden "sana destek olacagim, gerekirse arkanda duracagim, bunu da asariz" diyeceginden adin gibi emin misin? degilsen bir dur dusun bence. daha bugunden senden vazgecmis birinden bahsediyorsun, daha yasiniz kac...

burada onu da kotuledigimi sanma, her insanin huyu beklentileri kendine. senin de boyle bir muameleyle ilgili bir sorunun olmayabilir (beni desteklemesi gerekmez, benim gorevim buna meydan vermemektir vs. falan gibi dusunebilirsin ornegin). E burda herkes kendi fikrini soyluyor haliyle, baskasi gibi olmak zorunda da degilsin, o da degil. Hani diyoruz belki daha net gorursun goremedigin bir seyleri. :) Gorup de "ok, yine de kabulumdur" diyorsan sorun yok tabii..

siz erkek olarak okulu hızla bitirmek ve hayatınızı kurmak konusunda anlattığınız kadar azimliyseniz, o kızda da 250 gr aşk varsa, ana babasını çeker karşısına durumu olduğu gibi anlatarak ne yapar eder o ilişkiyi azıcık resmiyete döker zaten. insan yeter ki sevdiğinden vazgeçmek istemesin, yapılabileceklerin inanın sonu yok. bunu da tamamen tecrübelerime dayanarak söylüyorum. diyemez mi "serkan hala okuyor ama çok sıkı çalışıyor, inşallah en kısa sürede bitirecek ve hayata beraber atılacağız". diyemiyorsa bu durumu daha kendi bile sindirememiş demektir, nerede kaldı ailesine kabul ettirmek. ayrıca "2 sene sizi nasıl bekler" de ne demek? aşıksan gayet de beklersin. daha biriniz 20 biriniz 25, beklemeyecek ne var ki? yanında istemeye gelince, herkes aşkını yanında ister ama bazen hayat size ne getiriyorsa aşkınız uğruna katlanmak zorunda kalabilirsiniz. o kız beklemek ve hasret konusunda benim yaşadıklarımı yaşasa sizi elli sefer ortada bırakırmış demek ki. şu an, içinde sizin hiç olmadığınız bir hayat içinde sizin de olduğunuz ama uzakta olduğunuz bir hayata göre daha makul geliyorsa ona, bana sevgiden söz etmeyin.

Kalbini dinleyerek karar ver. Aklınıkullanarak hamle at. Kız belkide senin okuldan ümidi kesmiş(8 sene de çok be). Derslerine çalıştığını ve şimdiden iş görüşmelerine girdiğini söyle(ve yap). Planlarını anlat.