sakin yazdığıma bakmayın, felaket sinirliyim. elim ayağım titriyor şuanda. öncelikle hikayenin başını kaçıranlar şuradan olayların başlangıcını okuyabilir ki fikir vereceklere yardımcı olacağını tahmin ediyorum; http://www.eksiduyuru.com/index.php?m=d&id=178058ek$i'ye durumumu anlattıktan sonra ruti
sakin yazdığıma bakmayın, felaket sinirliyim. elim ayağım titriyor şuanda.
öncelikle hikayenin başını kaçıranlar şuradan olayların başlangıcını okuyabilir ki fikir vereceklere yardımcı olacağını tahmin ediyorum;
www.eksiduyuru.comek$i'ye durumumu anlattıktan sonra rutin hayatımızda pek bişey değişmedi açıkçası. "ayrılalım" demesinden bir sonraki sabah hiçbir şey olmamış gibi sırnaşmaya başladı, pek yüz vermedim. suçluluk psikolojisi midir nedir, bilmiyorum bunun üzerine ultra anlayışlı davranmaya başladı bir-iki gün. o günden bugüne "bitse de gitsek" havasında sürdürdük bu birlikteliğimizi.
iki gün önce birlikteliğimizin üçüncü ayıydı ve buranın iyi yerlerinden birinde rezervasyon yaptırmıştık, oraya gittik. ben bu ilişkiyi tam olarak nasıl bitirmem gerektiğini, ne demem gerektiğini düşünürken elimi tuttu ve "seni anlıyorum, bundan sonra sana daha fazla destek olup ev işlerinde de yardımcı olacağım." dedi. ben bişeyler söylemeye çalıştımsa da açıkçası kelimeler ağzımdan bi türlü çıkmadı. "pekiiii, cumadan beri ne değişti? sözünü tuttu mu?" derseniz, hayır, hiçbir şey değişmedi.
bu sabah kahvaltıdan sonra benim bilgisayarımdan facebook benzeri sosyal paylaşım sitelerinden birine girmiş, ben de o ara onun bilgisayarının kurulumu ile uğraşıyordum. tesadüf bu ya, telefonu çaldı ve içeri gitti. ben de bir dil paketi indirmek için kendi bilgisayarıma geçtim. normalde hiç adetim değildir, üç aydır ne telefonuna ne mesajlarına ne de bişeyine bakmışımdır. ancak o an ne olduysa şeytan dürtükledi ve gelen kutusuna tıkladım. tıkladım ki ne göreyim? herifin birine "sen de kafa güzel yapan şeylerden var mı? arkadaşlarla partyler yapıyoruz da" yazmalar, öbürüne "senin kız arkadaşın vardı, ne oldu? aldatmayı düşünürsen ben buradayım"lar, falan filan. kan beynime sıçradı, nevrim döndü tabi.
sinirli biriyimdir ama çok sakin davranırım lakin etten kemikteniz sonuçta, mesajları görünce bi an elimin kolumun şimdikinden çok daha şiddetli şekilde tir tir titrediğini hatırlıyorum. bu arada belirteyim mesajların bazıları benimle birlikteyken, bazıları ise benden önce atılmış. tabi ne kadar önemli? karakter elzem olan sonuçta. ilişkide olan birini yoldan çıkarmaya çalışanda ne kadar bulunur?
neyse, uzatmıyayım. odaya dönünce olanca gücümle kendimi sıkıp sakinliğimi korumaya çalışarak "hiç beni aldattın mı?" dedim, şaşırdı ya da şaşırmış gibi yaptı. "anlamadım" dedi. "gel, anlatayım" dedim ve mesajları gösterdim. "tarihlere baksana yaa" demez mi pişkin pişkin? hani sanki herşey çok normal gibi. ben de bunun üzerine ilişkimiz içerisinde attıklarından birini gösterdim.
bişey değiştirmeyecek olsa bile insan bi özür falan bekliyor di mi? ya da bi utanma? bunların hiçbirisi de yoksa ses çıkarma bari. neredeee? ablam bi de üzerine "attım ama hiç yapmadım ki" demez mi? "ya" dedim, "şaka mı yapıyorsun? makara falan mı?". hani bunlara verilecek tepki bu mudur? ben belki utanır diyordum ama hala konuşuyor. hatta yetmedi üzerine "özel hayatıma saygı göstermemişsin" diye azara kalkar gibi oldu, dayanamadım, allah yarattı demeden geçirdim bi tane suratının orta yerine. çok sağlam geçirdim ama, üç tur burgu dönüp duvara yapıştı. buradaki bayanlardan da özür dilerim ve gerçekten üzgünüm, hayatımda ilk kez bi bayana el kaldırmış oldum.
başladı ağlayıp zırlamaya. utanmadan ya da acıdan falan değil ha, yüzü şişerse güzel görünmeyebilirmiş. "yahu" dedim, "sana diyecek bişey bulamıyorum ama galiba ben bunu hakettim". bu arada sinirlenince ve verdiği tepkiyi de görünce içime atmaktan olsa gerek kapının camını da aşağı indirmişim, elim falan kanamış, onu temizledim. bu o sırada birilerini aradı.
ben salona girince telefonuyla uğraşmaya devam ederek "ben gidiyorum" dedi, ayıptır söylemesi "siktir, durduğun kabahat" dedim bende. neyse abi, tekrar banyoya döndüm elimi falan sardım, baktım beni çağırıyor. "ne var?" dedim, yüzsüz yüzsüz "gidecek yerim yokta sen iki-üç gün gider misin? ben bi yer bulana kadar" dedi. cevap bile vermedim.
şimdi kültürümüz gereği kadını ortada bırakmak olmaz, ben birazdan çıkıp gideceğim. nereye gideceğim ben de bilmiyorum çünkü bu şehire geleli bir ay oldu ve tanıdığım kimse yok. açıkçası cebimde para da yok ama olsun, gideceğim. bu yüzsüz insan müsveddesi ile aynı havayı soluyamam daha fazla. bu arada soracaklara söyliyeyim, kızın beni kapı dışarı etme şansı yok, ev sahibi çok kafa adamdır. beni sever ve beni muhattap alır sadece, kontrat vs. benim üzerime.
velhasıl kelam sizce doğru mu yaptım? herşey bi yana içim burkuldu be usta, valla. hani hakedecek bişey yapmadım. daha öncede başıma böyle bişey geldi ve çok zor atlattım. o günden beri insanlara güven problemim vardı ve yeni yeni atmaya başlamıştım. ne olacak şimdi? bu olanlar bundan sonraki hayatımı ve ilişkilerimi etkiler mi? etkilerse nasıl etkiler? bir daha kimseye güvenemeyecek miyim? şuan içim buruk, üzgün müyüm? onu bile bilmiyorum. sadece haketmediğimi düşünüyorum ve verdiği tepkileri düşününce sinirleniyorum.
ps: bütün hayatımı burada ifşa ediyormuş gibi hissettim kendimi. öyle düşünüp beni ayıplabilecek arkadaşlara söylüyorum, cidden etrafımda konuşabileceğim kimse yok. ülke bile yabancı ak. temeli budur olayın.
ps2: ya biliyorum, çok daha hayati meseleler var ama bi süre üstte kalabilir mi? birilerinin fikirlerine belki de dertleşmeye herşeyden çok ihtiyacım var.