Direk macbook air derim,aşağılarda benzer soruda arkadaş kulaklık hediyeside var demiş hatırladığım fiyatıda 8,5 falandı.

www.pt.com.tr

Macbook Pro almanızı tavsiye ederim.

thinkpad al

Kendini koruyacak önlemleri aldıktan sonra gitmekte bir sakınca görmüyorum. Ben istanbul'da yaşıyorum. Riskin en fazla olduğu şehir. Neredeyse normal hayatına döndü burada herkes. Hafta sonları sahiller tıklım tıklım dolu.

Ortalık çok tehlikeli, balkona bile çıkmayın.

Git tabiki manyak misin..

Maskeni tak tamam sahilde kimse takmiyor ama mesafe var ve açık hava.

riskleri bir çok açıdan değerlendirmen lazım. mesela benim bulaştırırsam çok kötü etkileyecek yakınım var. sırf bu sebep bile beni dışarı çıkmaktan alı koyuyor. hala şubat ayındaymış gibi haftada 1 markete gidiyorum.

kardeşim çeşmeye gitti geldi 5 gün. oteller dolu olmadığı için çok risk yok. havuza falan girme tabi. deniz tercih edilebilir.

bir arkadaşım yarıyor dedi, sipariş ettim ulaşmasını bekliyorum. Umarım işe yarıyordur :D

yarıyor

Yariyor bi 15-20dk beklemen lazim. Sonra sesler kesiliyor. Ama pencere veya camdan biri acik olsun.

yarıyor 15 dakka içinde saldırganlıkları geçiyor.

ben aldım taktım sineklerin üstüne konmadığı kaldı, ben oyumu yaramıyordan yana kullanıyorum.

Yaramıyor. Küçük odada da ise yaramıyor

ben dunlop aldım parasına göre gayet memnunum sessiz ve iyi yol tutuyor. falken varmış aynı fabrikada üretiliyor 40-50 tl daha ucuz onu da tavsiye ediyorlar. dunlop 350 falken 290 gibi tanesi. skoda fabia gibi bir araç için performans lastiği almana gerek yok.

En iyisi michlein'dir. Ama pahalıdır. Sonra en iyisi bence Continental eContact ya da premium contact'tır. O da pahalıdır. Ama lastik önemli bir parça. O yüzden ucuza kaçıp petlas falan alma sakın.

Lastikten beklentinize göre değişir. Şehir içi kullanımına uygun ortalama birşey arıyorsanız eğer, Michelin Energy Saver veya Continental Ecocontact önerebilirim.

Hankook

yorumları görünce geldim, Continental kullanıyorum, mutlu değilim, çok ses yapıyor. sağlam lastikler ama tavsiye etmiyorum.

yorumlarda geçen üç lastiği kullandım.

m. energy saver iyiydi fakat bir lastiğin yakıt tüketimini öncelik olarak görmesi bana hep mantıksız geldi. (imho)

michelin primacy 4 kullandım, her açıdan tatmin edici. fren, tutunma, ses gibi kriterlerdeki farkın bu kadar gözle görülür olabileceğini tahmin etmezdim.

falken de tam f/p canavarı. bütçeniz kısıtlıysa, çok uçma kaçma gibi alışkanlığınız yoksa mis gibi lastik.

conti Michelin falan boşverin Falken alın.

Falken ze310 al tam fp

En son hankook aldım, memnunum. Petlas çok pişman etmişti.

vodafone red varsa budgettan %40 indirim ile kiralayabilirsin. ister internet üzerinden ister şubesine giderek. antalyada şubesi olduğunu varsayarak söyledim. aracı kiralayan kişinin sürmesi gerekiyor, eğer eşin de kullanacaksa onun da bilgilerini vermen ve ek bir ödeme yapman gerekiyor. (budget için) öteki türlü kaza gibi durumlarda eğer aracı eşin kullanıyorsa kasko işe yaramıyor, bilgin olsun. iyi yolculuklar kardeşim.

havalimanından kiralayın kurumsal yerler vardı. merdivenaltı yerlere bulaşmayın bence.
kredi kartı ve ehliyet lazım.

Havaalanından kiralayın ve boş senet imzalamayın. Boş senedi hiçbir zaman imzalamayın gerçi.

Budget gibi yerlerde pahalı olabiliyor bütün firmaları gözden geçirin , biz genelde antalyada havalimanından kiralıyoruz AVİS,enterprise vs. Budget bize pahalı geliyordu. Süreç olarakta internetten bir sipariş oluşturuyorsunuz ön ödeme yapmanıza gerek yok daha sonra şubeye gidiyosunuz seçtiğiniz araç yada onun altında neler sunuluyosa onları size gösterip soruyolar daha sonra sizin kredi kartınızdan araca bağlı 1500 e kadar çıkabilir sizden bir ücret alıyorlar fakat bunu araba ile işiniz bittiğinde geri transfer ediyorlar sebebide arabaya zarar gelirse buradan keseceğiz algısı. Ve kesinlikle senet sepet imzalamayın asla dışarıdan da kiralamayın lütfen kurumsal bir firmadan yapın çünkü 30 bin eden arabaya bile 90 bin senet imzalatıyorlar ve bilerek bişeyelrini bozup verenler bile var sırf yaptırtmanız için aman dikkat tercih ve öneri HAVALİMANI.

aracın her yerinin fotoğrafını çek orada. sonradan bişeyler kitlemeye kalkmasınlar.

xrated'ın dediğine katılıyorum. yazdıklarıma ek olarak, budget'da yaptığım kiralamada anahtarı teslim etmeden önce arabanın etrafını dolanıp eleman şurada şu var burada bu var diye not ediyor. fakat ben farkettim ki bazı kusurları yazmamış. gittim tekrar düzelttirdim. firma kurumsal da olsa gözünüzü dört açın.

bu sorunun cevabı 126

hizliresim.com

13 döngü fazla oluyor. 12 döngü ve +6 adım yeterli. 126 adım yani.

hayatımda gördüğüm en anlamlı açıklama çok teşekkür ederim @xrated :)

hmm doğru, 52 değil de 48 kabul etmek doğru olan. iyi de bunu nerden biliyorsun. Yani 52 de 4 ün katı 48 de benim sizden istediğim şey doğru seçtiğin şeyin kanıtı nedir ? 52'nin olmamasının sebebi nedir ? aradığımız şey 4 ün katı olması değil mi

Bir kişi 7 ileri 3 geri gidiyorsa, her adım setinde 4 adım ileriye gidiyor demektir. (+7-3 =+4) 11 adım setinde başlangıçtan 44 adım ilerde olacaktır. 12. adım setinde 44+7 yani 51 adım mesafesine çıkacak ancak 3 adım geriye giderek 48 adım mesafede kalacaktır. Bir sonraki sette öncelikle 7 adım ileriye gittiği için 6. adımında 48+6=54 adım mesafeye ulaşır. Yani toplamda 12 set ve 6 adım atmış olur. Her bir seti de 7 ileri 3 geri toplam 10 adım olduğundan, 10*12+6=126 adım atarak bu mesafeye ulaşır.

Arabada sorun olmadığını biliyorum demişsiniz ama söküp bakmadan nasıl emin olabilirsiniz ki. Arkadaşınız da alıştıysa bu kullanıma, normali bu zannediyor olabilir.

Öte yandan aracın rölanti ayarı aşağılardaysa bu da çok etki eder, biraz fazla gaz ister kalkışta.

Bir de kavrama noktası ve gaz arasındaki ilişkide sizin çok büyük bir fark olarak hissettiğiniz şey aslında alışana kadar. Bunun böyle olmadığını belirtmek için o kadar araç modeli yazdınız biliyorum ama; gerçekten hepsine alışılıyor, meleke haline geliyor bir yerden sonra.

@armagan abanuz

Araç sahibi çok temiz kullanıyor, görseniz bu konuda örnek vatandaş, ona güvendiğimden ben de araba iyi kondisyonda dedim, ama belki de aşınmıştır.

@onemoremile

doğru söylüyorsunuz. alışmak lazım.

Bir de şöyle bir şey söylediler, ben aracı kaldırmakta sıkıntı yaşayınca, bir daha durup kalkma yapmamak için tedirginlikten 500m 1. viteste gittim. 20km sabit hızla, aracı sahibine bıraktım sonrasında. 1. viteste gitme olayından olabileceğini söylediler kokunun, 1. viteste gitme meraklısı değilim ama ben kendi aracımda e-5 trafiğinde bazen uzun süre 1. viteste gidiyorum, hiç sorun yaşamadım bu güne kadar. 1. vites konusu doğru mudur acaba?

yıllar önce ben de corolla kullanmıştım benzinli aşırı zorlanmıştım kaldırırken. çok hassas kavrama noktası sanırım. baya stop ettirmiştim o aracı. sonra hep otomatik kullandım. beni manuelden soğuttu :)

@xrated

Çok şaşırdım ben de, normalde gaza basmaya bile ihtiyaç duymuyorum kalkış için.

kokunun balata kokusu olduğuna eminseniz 1. viteste uzun süre hangi hızda giderseniz gidin en fazla radyatör sıvısı kokar hararetten.

Corolla nin kavrama noktası yere yakın. Kullandığım tüm modellerde böyle. Bende vw vardı ona göre yerde resmen debriyaj kavraması. Arabayı temiz kullanan ve debriyaj az kullanan bir şoför baskı balatasini aşındırmaz kolay kolay. Bir kerelik yanık kokusundan çok zarar gelmez. Balata bitik olsa araba kalkışta titrer, sarsıntılı kalkar, debriyajı çok geç bırakman gerekirdi kalksın araba diye. öyle bir sorun oldu mu?

@ onemoremile

1. viteste 2. deviri geçmedim. Arkadaşlar ısrarla 1. viteste araba kullanılmaz, 2. vitese geçmen gerekir diyorlar, benim de 1. viteste araç kullanmak gibi bir tercihim yok normalde ama bana mantıksız geldi 500m kullanımada sorun olması.

@ armagan abanuz

Sanırım öyle oldu. Çok özgüvenliydim önceki kullandığım araçlardan, mahçup etti beni arkadaşa.

@ Topalordek

Kavrama noktasını anlayabilmek için önce ayağım frendeyken debriyajı biraz salıyorum hissetmek için, araç gücü nerede vermeye başlıyor diye, bu aracın gücü verdiği yeri tespit ettikten sonra ayağımı frenden çektiğimde direk stop etti. Bir daha çalıştırdım, yeniden buldum kavrama noktasını, bu sefer gaz verdim, kalkar gibi oldu, titreme yaptı ve yine stop etti, park yerinden çıkmış bulundum, arkadan araba da geldi, çaresiz kaldım ve yarım debriyajda araba kalkana kadar gaz vermeye devam ettim içim acıyarak, ve direk derin bir plastik kokusu geldi, o yoğun koku yarım saat gitmedi.

Yav bu corolla hantal araba. Zor kalkıyordur ondan. Sorsan mükemmel bir araba WV den sonra

Farklı kaydet PDF yap.

PDF de düzenlenebiliyor

Ekran görüntüsünü al. Wordun resim olarak ekle.

Hazırsan aşamaları yazıyorum;

1-Dosyayı pdf olarak kaydet.
2-Pdf dosyayı jpeg'e dönüştür. (ilovepdf.com var tavsiye ederim.
3-jpeg dosyasını pdf'e dönüştür. (ilovepdf)

Hem yazı tamamen okunabilir, hem de düzenleme yapılamaz. Paintte ps'ta uğraşması gerekir, düzenleyecek kişinin. O da profesyonel değilse yüksek ihtimalle beceremez. Hem de pdf olarak gönderdiğin için; yazıymış gibi muamele görür. (jpeg yazdırmaktan nefret ediyorum mesela ben)

istediğiniz formata sokun isterse oynama yapar. çok basit hem de. atıyorum düzenlemeyi kapattınız. ekran görüntüsü alır. ve bu görüntüyü google dökümanlar ile açarsa ta ta. text olarak karşınızda. ama ana dosyada değişiklik yapamaz sahtesini oluştrabilir sadece.

okunabilen veri kopyalanabilir. tek yolu feel the blanks'in dediği gibi image dosyasına çevirmek ama ocr'a okutursa verileri text'e kolaylıkla dönüştürebilir.

yukarıdakilere katılıyorum.

en iyi yöntem feel the blanks'in dediği ama dosya uzun değilse isterse uğraşır baştan düzenler

yok çeşme suyunu koyuyorsun, filtreleyip damacana suyuna çeviriyor.

yok musluk suyunu arıtıyomus

biz kahve, çay, yemek ve ütü için suyu britadan kullanıyoruz. damacanayı içmek için sadece. evde su bitince acil durumlarda içilebiliyor ayrıca. tadı fena değil.

Kahveye görece uygun su filtreliyor. Suyu musluktan içebildiniz ama kahve ve çay için çok sert olan yerlerde (mesela Londra) amacına iyi hizmet ediyor. (Musluk suyunu arıtmıyor. Pis, mikroplu suyu aratabilseydi Afrika’da ulaşılabilir olurdu her yerde temiz su.)

bi olayi yok, kireci tutuyor.

Musluk suyu içilebilir yerlerde suyun kirecini süzüp tadını yumuşatıyor.
Londra'da yaşıyorum, herkes musluk suyu içiyor ama bana çok sert geldiği için ben brita ile süzüp öyle içiyorum. Tadını cidden yumuşatıyor.

Ama Istanbul gibi bi yerde brita ile dahi musluk suyu içilmez sanırım.

istanbulda kullaniyorum. tadi hala les gibi. hicbir faydasi yok bence. sadece cay icin kullaniyorum.

suyun icilebilir oldugu yerde kullaniliyor daha cok soylendigi gibi. ben en son tezgahin altina karbon filtre taktirdim, kucuk bir musluktan aritip veriyor direkt. istanbulda filan karbon filtrenin kurtaracagini sanmiyorum.

Suyu gayet iyi arıtıyor illa ki damacana su ile farkı var ama içilebilir yine. Biz çay ve yemek için kullanıyoruz, çaydanlık kireç bağlamıyor kesinlikle.

Biz ofis ve evde kullanıyoruz çeşme suyunu içilebilir hale getiriyor klor kokusu vs kalmıyor suda onun dışında oturup suyu test etmedim tabi de normalde içemediğim musluk suyunu içilebilir hale getiriyor.

buzluk altta olanlar bana pratik gelmiyor. eğer ki uzun boy var ise buzluk altta ve hacmi geniş olanı al.

eğer atılan kıyafete göre su, enerji harcamıyorsa sürekli zarar edersin. çünkü 9luk makineyi doldurmak zor. benim makine 7 kg. battaniye yorgan vs kuru temizlemeye de verilebilir.

bulaşık makinesinde 2 programdan fazla kullanan var mı? 1 kısa program 1 uzun program etti 2. kalan 6sı filan ne işe yarıyor cidden merak ediyorum. değmez.

@elorelia çamaşır için söylediğiniz çok mantıklı.
bulaşık için de aslında enerji sınıfına bakarak seçim yapmıştım. ben de az programdan yanayım ama yüksek enerji sınıfında az program yok. bu konuda enerji sınıfını mı programımı seçmek daha mantıklı olur?
enerji sınıfı muhabbetini ben mi abartıyorum yoksa?

Bizim makineye baktım şimdi (bulaşık) a+ sadece. Diğer makinelere bakmadım da onlar da öyledir muhtemelen. Elektrik faturası abartı gelmiyor hiç.

buzdolabını bosch xl serisinden bak bence. 3 tane aldık biz baya hacimli ve uygun fiyat.

çamaşır makinesi 9 kg yeter. 1200 devir varsa daha iyi olur.

bulaşık makinesi güzel o model.

ben olsam almadan önce şunu okurdum:www.sikayetvar.com

sözlüktede başlığı var.

15 senelik evliyim.
bulaşık makinesinde sadece en uzun ve yüksek ısı veren programı kullanıyoruz.
başka bir program hiç kullanmadık.

buzluk altta olması daha pratik. buzlukle her zaman işiniz olmaz.

enerji tüketimi az diye fazla para vermek bana mantıklı gelmiyor.
bugünki teknoloji ile 100 sene dayanacak beyaz eşya yapılabilir ama tüm markalar 6-7 senede bozulmak üzere üretiyor.

Ne üzerine yoğunlaştığı önemli. Düz üstyapıcı, projeci bulamaz. Altyapıcı, yolcu bulabilir.

5

herşey ortalamaysa iş bulma derecesi de ortalama olur ve tamamen şansa bakar.

iyi sayılan devlet üniversitelerinden 2016 mezunu 2 inşaat mühendisi arkadaşım işsiz, 1 tanesi de alanı dışında çalışıyor.

şu anda inşaat sektörü durgun. iş bulması 3/10. itü mezunu falan işe girer ama o da komik maaşlara. şu an böyle seneye değişebilir.

bulur hocam. burada sorun iş değil adamlar işi yada maaşı beğenmiyor. hemen bulur. 10/8

eksideki sozde rezaleti okudum, 10 ustunden 0 verdim. insanlar itu gibi belli basli kurumlara bir sekilde kapagi atinca yirttik artik, bundan sonrasi kolay kafasina giriyor, sonra tunelin ucu bombok bir yere cikiyor. mulakatta ikram beklemeler, adamin konusmasina takmalar, bir suru gereksiz afra tafra.

elin adami size padisah muamelesi cekmek zorunda degil yaw. bir de muhendislerin zaten ezici cogunlugunun ciddi "soft skill" problemi var. biraz girdigin kabin seklini alacaksin.

Benim arkadaşların çoğu işsiz. Hepsi de çok yüksek puanla kazanmıştı

tanıdık yoksa 10 üzerinden 1.

Cooperr cok guzel demis

O eleman daha cok issiz kalir. Boyle seylere bu kadar aglayan adamin mizmizligini patron adam saniyede hisseder

Edit: bu arada ulke bok gibi is yok isverenler de kansiz ama sokaga cikip iyy yere tukuruyorlar, iyy dolmusta hep ayakta gidiliyor nasil ulke burasi diye aglamakla ayni seviyede gozumde. boyle rezalet basligi acmak her detayi bu kadar ufak ufak anlatmak o kisinin karakteri hakkinda biraz fikir veriyor. Yani aslında yetenekleri vs. değil bence direkt bizim rezaletçiye gıcık olmuş o patron da bundan önce reddeden patronlar da.

Turbo+1

İş beğensen nolacak, adam şirket zarar ediyor deyip maaşın üstüne yatmaya çalışıyor.

Minimum 50 gb paket gerekecektir, online oyun oynamıyorsan belki olabilir, online oyun oynuyorsan ping sorunu yaşarsın

oyun oynamıyorum panpa dedim ya cd'den anca oynasam oynarım.

Bende de benzer kullanim var, aylik yaklasik 60 gb gidiyor. Oyle bir paket yok sanirim. Bir komsunuza sorabilirsiniz eve baglatmak istemiyorsaniz.

bence çok saçma. Astarı yüzünden de daha pahalıya gelir. Millenicomdan turknetten vs taahhütsüz internet bağlat telefona da sağlam bir paket yerine normal bir paket al.

Oyunları cd ile alırsın almasına da yeni oyunlar güncel sistem de ister sistem güncellemesi diye dayatır.

hotspottan vs netflix youtube da gayet iyi internet kullanır.

hücresel paketiniz 100 gb civarı değilse mantıklı değil. playstationda cd'den oynasan bile bir süre sonra öyle bişey oluyorki update yapmadan oynayamıyorsun. illaki bir yerde sana update indirtiyor.

ben olsam şöyle 10 20 mbit sınırsız bi paket alır keyfime bakardım.

50 gb paketler 80 tl üzeri zaten. sınırsız internet de o paralar.

Benim telefon internetim sınırsız, evdeki wifiyi kapattım. Bilgisayarı bağlayıp takılıyorum. Netflix youtube falan gayet akıyor. Oyun oynamıyorsan mantıklı.

Telefon interneti, konsol, bilgisayar için çerez gibi tam anlamıyla. Siz her yeri kıstığınızı, kapattığınızı falan zannedersiniz ama cihazlar hiç aklınıza gelmeyecek yerden interneti kullanır.

Hem artık oyunları adamakıllı, eksiksiz, hatasız, cilalanmış şekilde çıkaran firmalar bayağı azaldı eskisine göre. Artık oyunları buglı muglı, tam bitmemiş halde çıkarıyorlar, bir iki hafta içinde de 50-60 gblık Day One güncellemelerini dayıyorlar. Al sana oyun hazır. Hatta bir iki güncellemeyle geçmeyen hatalar var. Daha bunların sonradan çıkan DLCleri var. Onları da almak isterseniz indirmek zorundasınız. DLCler şart değil de bu güncellemeleri almadan oyunları oynamak adamı kanser eder. İki saat oynadıktan sonra işkence gibi gelir, bırakırsınız.

Bir de hattınızın çekim kalitesi kötüyse video falan izlerken kanser olursunuz. Mesela benim hattım Vodafone ve çekim kalitesi evde falan leş gibi. Telefon internetini kullanmak işkence gibi geliyor. Film falan izlesem burnumdan getirir o derece.

Yani ev interneti olmazsa olmaz.

130 liraya vantilator mu var? Kendine bile havasi yetmez. Ben tek odada Premier sanayi tipi 18'lik kullaniyorum. Kardesim gecenlerde gidip ucuzunu almis 150 liraya plastik bir sey, bir kenara kaldirdi, yaktigi elektrik bos. Motorundan daha cok sicaklik yayar.

Bende 200 liralık sanayi tipi bi vantilator kullanıyorum markasını unuttum 130 lira az kalabilir

bim veya a101 e sanayi tipi gelecekti bi bakın isterseniz.

Bimde digitsu Nun vardı .

Rubenis var bende baktım emsalleri dediğin fiyat. Evde tek odada işe yarıyor ancak ayak kısmının malzemesi iyi değil. En son vidaları çivi gibi çaktım nerdeyse, sağlam olsun diye. Yoksa tangirti yapıyor dönerken sallanıp.

h&m

lcw, defacto, %100 pamuk ve duz siyah/lacivert modelleri var. bir boxer'dan beklentimi karsiliyor

HAYDER i araştırabilirsiniz. Afrika da su kuyuları da açtı.
Benim yardım konularında ilk düşündüğüm yerlerden.

cansuyunu öneririm. senelerdir de oraya veriyorum. kesimden sonra video ulaştırıyorlar.

Lösev

Bence kızılay güzel bir seçim. Kızılay dışında İHH, Diyanet vakfı, Mehmetçik vakfı olabilir.

Ben kurban bayramında bu işlerin tam olarak doğru yapılabildiğine asla inanmıyorum, çünkü topladıkları kurban bağış sayısı ile kesilebilecek hayvan ve zaman sayısı pek mantıklı gelmiyor.

Zaten bir kaç sene önce de Mehmetçik Vakfı ve Deniz Feneri dahil bir çok yardım kuruluşunun işi taşeron olarak verdiği firma tarafından dolandırıldığı meydana çıkmıştı.

Bi ihtimal Afrikada ve Yemen gibi yurt dışında kurban kesen dernek ve vakıflar bu işin altından kalkıyor olabilir.

Onlardan da kesimi sizin isminizle yapıp videoya çeken dernekleri tercih edin ki ibadetin tam olarak yerine geldiğine emin olun.

Kızılay devlet kurumu değil kamu menfaatine çalışan dernek statüsünde bir cemiyettir. Dolayısıyla iftiralara itibar etmeyiniz. Kızılayın herhangi bir siyasi parti ile bağlantısı yoktur. www.kizilay.org.tr

kağıt üzerindeki tanımlamaları geçeli çok oldu bu ülkede. başkent gaz ile ensar vakfı kime yakınsa kızılay da oraya yakındır.

Çare derneği ne verdim. Video ile kesimi ulaştırdılar. Sorun yok gibi.

Merhabalar, 2 yıldır kardeşeli derneğine bağışımı yapıyorum. Tüm süreci açıkça bana bildiriyorlar. www.kardeselidernegi.org.tr

msi veya asus rog serisi öneririm.

işlemci ve ekran kartı en önemli bileşenler. i7 HQ işlemci ve nvidia gtx 1060 veya üzeri ekran kartı olsun.

1-2 hafta geri veya ileri olduğu oluyordu ama hiç bir zaman doktor anormal bu demedi. veya erken doğumla almaktan bahsetmedi. her sordugumuzda normal diyordu.

Cam silecekleri oluyor ya, çekpas da deniyor, onlardan bir tane edinin, tarak gibi halının üstünden geçin. Acayip güzel topluyor.

@kobuzchu kiz denedim baya topladı teşekkür ederim

Supurgenin firca ozelligi varsa o sekilde toplaniyor

windowsun kendi defender programı yeterli

kaspersky internet security tek geçerim. windows defender yeterli olsa birkaç on milyar dolarlık endpoint security pazarı olmazdı :)

çok çok antin kuntin işler yapmıyorsanız, çok değerli bilgiler saklamıyorsanız bilgisayarınızda windows'un kendi defender'ı gerçekten fazlasıyla yeterli.


diğerleri gereksiz yük oluyor bilgisayara. en son ne zaman kullandım virüs programı hatırlamıyorum gerçekten. bilgisayarı yormayacak virüs programı yoktur. o sebeple olabildiğince kaçınmak lazım. kurumsal vs. bir bilgisayar değilse cidden gerek yok .

Avira Antivir, senelerdir ücretsiz kullanırım.

antivirüs programları bilgisayarın en ücra noktalarına dahi ulaşabiliyor. geçmişte bazı antivirüs programlarının bu yolla veri hüplettiğine dair haberler çıkmıştı.

windows defender ev kullanıcısı için gayet yeterli. şirket sahibi değilseniz tırıvırı virüslerden tehditlerden vs. korur sizi. hiç bulaşmayın derim diğer firmalara.

piksel tabanlı olduğu için normal değil mi hocam öyle gözükmesi

text seçeneği seçildikten sonra üst tarafta punto kısmının yanındaki menüde "none" seçilidir. Bunu smooth veya strong şeklinde ayarlayabilirsiniz.

açtığınız projenin netliğini yükseltin, ardından büyük font size ile deneyin ve illustrator'e atın.

Piksel tabanlı olduğu için öyle gözüküyor +1 Düzenleyip png, jpg falan kaydediyorsanız piksellere dönüşüyor sizin metniniz.

Yazı yazdıktan sonra text layerını text olarak bırakıp, dosyayı psd kaydedip illustrator'da öyle açmayı deneyebilirsiniz.

Yalnız metni niye direkt illustrator'da yazmıyorsunuz ki? Vektörel çalışmanız daha mantıklı.

acaba çözünürlüğü mü düşük, çok kıtırlı görülüyor.

bimcell al ucuza gelir.

şirket hattını üzerine alabiliyorsan al derim. yoksa irtibat kopuyor.

izin verirlerse tabi ama sadece şirket hattını kullanıyorsan bahanen bol olmalı. bankalara verdim vs gibi.

vodafone al da eski numaranı alamazsan irtibatın zaten kopmuş olacak

bence o paraya çıkacağınıza başka alternatiflere yönelin. ikea, porland gibi

ikea çelik al. çok sağlam

Eğer işim Anadolu Yakası’na yakınsa Avcılar, yok eğer Beylikdüzü tarafında çalışıyorsam Beylikdüzü.

Hayata trafik ve trafiksiz hayat diye bakıyorum. Beylikdüzü trafiği korkunç. Avcılar da öyle gerçi.

beylikdüzü, şehirleşme, düzen, evlerin yeni olması bakımından avcılardan çok daha iyi.

Beylikdüzü.

Avcılar tam bir çomaristan. Beylikdüzü buraya nazaran daha medeniyet görmüş bir yer.

@kırmızıayakkabılıgargamel
trafiği düşünmüyoruz(trafikten kaçmak mümkün değil), yaşam açısından değerlendirelim.

@late ben bir Beylikdüzü’nde yaşayan bir vatandaş olarak Beylikdüzü diyorum. Siteler var, bahçesi var, çıkar kahve içersiniz çocuğunuz varsa oyun oynar, yeğeniniz varsa o oynar.

Yollar nispeten geniş yaşam yerine göre. Beylikdüzü <3

@kırmızıayakkabılıgargamel
şu an anadolu yakasındayım ama uzun zamandır o taraflara gitmeyi düşünüyorum. hem maddi, hem de iş nedeniyle(iş yoğunluğum beylikdüzü, esenyurt, arnavutköy, silivri tarafında).

Beylikdüzü kesinlikle. Avcılar keko dolu

Beylikdüzü.

moderasyon "yer/yön" yapmış ama bu yerlere ulaşımı sormadım(zaten hemen her gün o taraflara gidip-geliyorum). Sorum oradaki hayattı.

beylikdüzünün bir çok yeri heyelan bölgesi.Kale kent sitesinin olduğu yerler dahil. Avcıları da 99 da gördük.

Beylikduzu'nü her türlü avcılara tercih ederim; ki ben de 5 yıldır Beylikduzu'ne oturuyorum.

Hatta ben beylikduzu'nü İstanbul'daki çoğu ilçeye tercih ederim diyebilirim.

Avcılar'da oturan biri olarak Beylikdüzü derim. Yerleşimi yeşilliği sakinligi

Tartışmasız Beylikdüzü

beylikdüzü tabiki. insan profili düzgün, her yer koruluk, geniş cadde sokak. avcılar leş bi yer.

yani eğer vdsl'yi fiber olarak saymıyorsanız tek alternatifiniz kablonet.

evet SOL ve ttkom dışında fiber altyapısı olan firma yok.

vdsl ile 100 mbit e kadar hız alabilirsiniz.

vodafone de fiber altyapısı kuruyordu. bir ihtimail ama büyük ihtimalle yoktur.

balık ve patates.

kaliteli hazır mantı + yoğurt alın.
nugget şinitizel olabilir.
hellim peyniri kızartabilirsiniz.
soğan halkası + patates olabilir.

Jrr tolkien hayraniyla hep ayni seyleri dusunuyorum :D

Menemen +1

enpara en yuksek 7,75 veriyor, normal banka ile konusulsa pazarlik ile 8 falan alinir ama onu da bir ay verirler,

pazarlik yapmak lazim. hele ceppteteb iyice dusurdu zaten bunlarin ilk kurulus cazibesi yuksek faizdi. bir esprisi kalmadi.

ykb, akbank vs sorabilirsiniz.

burgan bank dijital hesap

burgan iyidir %10 veriyor.

şu anda en iyi faizi burgan bank veriyor 250bin tlye kadar net yüzde 10 faiz. herkes oraya geçiriyor parasını.

burganda benim kampanya bitti.o yüzden icbc olabilir.hepsinin tanışma faizleri var.

aöf ikinci universite kapsamında adalet'e sınavsız girersin. 2 yıl sonra dgs ile hukuka geçiş yaparsın. ama adalet mezunu çok olduğu için hukuka geçmek biraz zor. 120 soru vardı dgs de. 50 sayısal-50 sözel yapman gerek en az.

Adaletten hukuka dikey geçiş uzun bir süredir çok zor. Ki aslında hiç olmaması gereken bir şey böyle açık öğretimde falan adalet bitirip hukuk okumak. Ki bildiğim kadarıyla çoğu hukuk fakültesi, dikey geçiş yapanları ikinci sınıftan başlatıyor. Direkt üçten başlatanlar varsa zaten muhtemelen o üniversiteden hayır gelmez. Dikey geçiş yerine sıfırdan başlamak daha mantıklı ve daha kolay gibi.

Bir de hukuk okumak işinizde ne gibi bir yükselme sağlayacak bilmiyorum ama amaç avukatlık değilse yüksek lisansı da göz önünde bulundurun derim.

grohe'nin küt kesimli olanı yok muydu. 5 yıldızlı bir otelde kullanmıştım çok harikaydı. eca etmez o paralar. grohe ömürlük olur. arge'ye çok büyük paralar harcayan bir firma.

Ya grohenin küt kesimli olanı vardır mutlaka da bakmaya korkuyorum fiyatlar 2000tl’den aşağı değildir hem de bauhausta felan satmıyorlardı zaten :(

abi duş başlığına ne kadar para verirsen ver kireç senin belini bükecek. bu kadar pahalılarını hiç incelemedim ama açılıp kireç temizlenebilir mi falan onları incele. eğer öyle bir olayı yoksa zaten 2-3 sene sonra kireç yüzünden fışkırtması zayıflayacak ve dağınıklaşacak. bi de "bence" bu duş başlıklarında çok fena tokatlama dönüyor. daha bilgili biri doğrular veya yalanlar bu düşüncemi de.

Ben de bir otelin spasında grohe kullanmıştım,aşırı beğenmiştim ya.Onu tavsiye ederim

@ proletarier aller lander vereinigt euch
'A katılıyorum. Dedemlerde de tepeduş dedikleri naneden var. Mis gibi kireçlenmiş ilk hali ile alakası yok. Bu kadar para verme, sonuçta çok basit bir cihaz bunlar. N11'de bilmemnede bence çok daha uygunlarını bulursun.

Marka olarak bilmem ama 2. si daha şık durmakta. tabi banyonun dizaynı da bu konuda önem teşkil edecektir. Her iki sette şayet merkezi ısıtmaya bağlanacaksa sorun teşkil etmez. fakat elektrikli şofben gibi bir cihaza bağlanacaksa performansları düşük olacaktır. Tepe duş için biraz yüksek basınç gerekiyor.

Şayet gömme yaptıracaksanız ve duş alanı dar ise vücudunuzu köpüklerken suyu kapatmak zorunda kalıyorsunuz. yuvarlak borulu olanları köşeye çevirebiliyorsunuz.


Banyo 1 kez kırılıp döküleceği için seçimi dikkatli yapın. bir daha banyo kırılmayacak.

kireç ise sorun edecek bir şey değil. bir leğene 2-3 litre kadar kaynamış su koyup içerisinde bir avuç limon tuzu atıp karıştırın. başlıkları içine koyup yarım saat bekleyin.

Eve kimse gelmiyor, ben de kimsenin evine gitmiyorum. Sadece açık havada buluşuyorum insanlarla. Market dışında kapalı alana girmiyorum. Sık el yıkama, dışarıdayken elleri dezenfekte etme gibi şeylere eskisi gibi devam ediyorum.

kesinlikle hayir. herhangi bir degisiklik yok genel olarak.

marketten aldığım eşyaları bekletirdim 24 saat, sadece onda gevşeme var. 1 saat sonra kullanmaya başlıyorum.

Normale cok yakinim. Saldim artik. Maskemi takiyorum her yere gidiyorum.

arkadaşlarla bir araya geliyoruz.
dışarıda yemek yiyorum. açık alan arıyoruz tabi.
maske hariç büyük oranda normale döndüm.

Yakin cevremle görüşmeye başladım. Kapalı ortamlara girmiyorum ama açık havalarda yemek yiyorum.

maske mesafe uyarak normale döndüm.

Hiç ara vermemiştim ki. Artık dışarıda falan da buluşabiliyoruz güzel oldu.

Maske + mesafe devam.

maskemi takıyor ve sosyal mesafe kurallarına uyuyorum ama bunu da sadece diğer insanlar için yapıyorum. şu noktadan sonra bana bulaşmış beni öldürmüş gerçekten umrumda değil, bıktım. tamam yaşamak güzel falan ama bu kadarı fazla geliyor bana kardeşim robot gibi yaşayacaksak gereği yok öldürüyosa öldürsün napiyim yani yeter, kendi adıma saldım tamamen umrumda değil. tek derdim ben hastaysam başkasına bulaştırmayayım, gerisini umursamıyorum.

Okul olmadığı için normal hayatıma pek dönemiyorum ama elimde olsa dönerim. Maskeyi de zorunluluktan takıyorum.

Decathlondan 2 sandalye bir masa aldım, park bahçe'de takılıyoruz. Birşey yiyeceksek paket yaptırıp yine bahçede vs. yemeye çalışıyoruz. Maske ve açık havaya devam. Umarım kış gelene kadar biter. Yazın iyi de, soğukta ne yaparız bilmem.

Ha bir de internet bağlantısında sıkıntı oluyor mu?

Taşkışla'da okuduğum için hep gözlemliyordum. Kapısında kuyruk olmadığı zaman yok. Virüsten sonra hiç gidemedim o tarafa. şu anki durumunu bilmiyorum.

yakın zamanda durum nasıl bilmiyorum ama xrated gibi bir taşkışla sakini olarak gündüzleri sürekli sıra olduğunu biliyorum. geceleri gittiğimizde rahat yer buluyorduk ama.

interneti rezaletti bu arada. ibb'nin kendi internet sistemi gibi bir şey var, bir iki saat mi ne kullanabiliyorsun, sonra sistemden atıyor ve bir daha giremiyorsun. bu sistem değişmiş olabilir ben gitmeyeli, ki umarım değişmiştir.

KAS Vana bataryaları hem çok pahalı değil, hem de gerçekten kaliteli ürünler. Yapı marketlere bakabilirsiniz, perşembe pazarında ucuz ürün bulursunuz ama kalitesiz olur.

Kaliteli ürünler ise perşembe pazarında ucuz olmaz, ben olsam internetten alırım hiç düşünmem.

internetten al +1

marka olarak eca, grohe bakabilirsin. ben mutfak bataryası eca aldım geçenlerde n11'den. piyasada 450 lira civarıydı 330 liraya almıştım hatta puanda kazandım 290a falan gelmişti.

Koçtaş yakınsa bakabilirsiniz. Banyo için. Termostatik batarya alın gpd2 diye geçen model tam bir fiyat performans ürünü... sıcak soğuk bağlantılarını yapıyorsunuz malumunuz ayarladığınız sıcaklıkta suyu veriyor. Gayet de şık... Sakın ola ki markaya para vermeyin banyo bataryasında bu marka ve model çok iyi.

Çok teşekkürler arkadaşlar, sizce duş başlığı felan eca olmasa ne olur? Sadece duş musluğunu markalı bişi alırız çünkü duş takımı tümüyle öyle olunca da aşırı bir maliyet

Çevrenkelier belki farklıdır ama ben bunu "6,ay içinde tanışıp evlenmeye" bağlıyorum.

6 ay tabi lafın gelişi. Bir insanı tanımak için hem yıllar geçmesi gerekiyor hem de birçok durumu birlikte yaşamış olmak gerekiyor.

Ama çoğu kişi, kısa bir sevgililik döneminden sonra evleniyor. Çünkü sanıyorlar evlilikte sevgililik gibi neşeli bir oyun. Her günleri öyle geçecek sanıyorlar. Sonra da gerçekle çat çat yüzlerine vurmaya başlayınca her iki taraf da afallıyor, çirkibleşebiliyor vsvs.

ben hic gormedim acikcasi.

bir hizla evlenip mutsuz oluyorlar. bosanan cok var. 22-30 yas arasi cok.

Evli insani tanimasam bile genel ifadesinden anliyorum artik. Mutsuz, bezgin bi ifade.

çevremde mutlu olan var.
genç olan, söylediğiniz yaş aralığında bir tane.
ileri yaşlarda daha fazla çift var mutlu olan.

mutsuz olanların durumu dramatik değil, çünkü zaten beklenen bir şey bu.
perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor genelde.
sorun evlilikte değil, insanların yaklaşımında.

Yok. Bir tane bile yok. 30 yıllık evlisinde de aynı bıkkınlık 5 senelik evli olanda da.

30 yaş altı evet mutsuz ve paylaşım cok az
Ama 30/35 civarı evliler daha iyi ya da stabil gibi.

Hiç yok. Seks hayatları berbat.

Benim çevremde de durum kötü. Mutlu evlilikler az. Herkes hemen tanışıp evlenme derdinde. Bir yarış var da bizim haberimiz yok galiba. En çok üzüldüğüm de arada kalan çocuklar. Daha kendileri büyümemiş insanlar biran önce çocuk sahibi olma peşinde. Çok yazık.

Ben bu konuda şanslı azinliktanim galiba; arkadaşlarım, ailem içinde evliliğini güzel bir şekilde idare eden çok insan var. İç dünyalarını %100 bilemiyorum tabii, her evlilikte olduğu gibi ufak tefek sorunları oluyordur ama birbirleriyle iletişimi olan, mutlu çiftler genelde yakinimdakiler. Bunu empati yeteneğine bağlıyorum ben. Empati, sevgi ve saygı bir ilişkide ne kadar fazlaysa o ilişki o kadar güzel şekilde ilerliyor. Çocuk konusunda da mesela; hiç çocuk düşünmeyen ve korkan ben bu çiftler sayesinde yavaş yavaş daha sıcak bakmaya başladım.

Ha hiç mi boşanan yok? 2 dayım birer yıl arayla boşandı; biri 30 yıllık evliydi, diğerı 4 yıllık. Ama sırf bu ikisine bakarak tüm çevremde evlilikler çok sorunlu diyemem.

Evlilik bir mutlu olma aracı değil ki zaten ? De facto olarak evliliği neden mutlulukla bir yazarlar anlamam.

Evlilik bir insanla aynı evi paylaşmanın maddi ve manevi olarak ibraz edilmesinden öte bir şey değil.

en son evli bir arkadaşa sorduğumda %60 pişmanım demişti. %40 mutluluk da çocuk içinmiş.

Benim çevremde mutsuz olan az ama çevremdeki evli erkeklerin yarıya yakını abaza. Kalan yarısının da bir kısmı aşırı görgüsüz. Hanımlarını tanımıyorum bu adamları nasıl çekiyorlar bilmiyorum belki onlarda öyledir. Çoğunluğu evliliklerinden memnun. Gelip evlenme diye kafa utuleyene boşan o zaman diyorum ağlamaya başlıyor.

bir hızla evlenip mutsuz olanlar konusunda herkes yazmış zaten ve fakat üniversitenin ilk yıllarından itibaren beraber olup, yedi sene sonunda evlenip bir sene sonra boşanan da var. zor işler.

Ben varım.

Çünkü eşim en iyi arkadaşım, tek arkadaşım. Klişe bir tabir biliyorum ama ben zaten çok bir çevresi olmayan bir insanken, bir de başka bir şehre çalışmaya geldim. E tanıdık da kimse yok. Birbirimizden başka arkadaşımız da yok.

Bunu bozacak, huzur kaçıracak tek şey olarak çocuk yapmayı görüyoruz. O yüzden mesela çocuk yapmaya mesafeliyiz. Çünkü bahsettiğiniz gibi "evli ve mutsuz çiftler" genelde çocuklu çiftler oluyor. Çocuktan sonra bir yerde mecburi katlanmaya dönüyor olay.

Valla ben memleketten çok uzak bir yerde yaşıyorum. Antalya'da çevremde bir sürü mutsuz çift var. Her gün kavga gürültü, tartışma. Antalya'da genel olarak herkes mutsuz gibi geldi bana
Fakat; yaşadığım yerde birçok mutlu çift var. Havasından mı suyundan mı bilemedim.

Bunlardan biri de benim. İki evlilik yaptım, biri 4 biri 3 yıl sürdü. Sanırım insanlar içinde büyüdüğü aile ortamını bekliyor, bulamayınca da hüsranla sonuçlanıyor. Bulmak da pek mümkün değil, jenarasyon farklı. Erkeklerde kabahat çoktur ama kadınların hiçbir şeye tahammülü yok. Maddi zorluk da buna dahil, kocalarının depresyona girmiş olmalarını bile ben bu dünyaya mutsuz olmaya gelmedim diye karşılayabiliyorlar. Entelektüel düzeyler hemen hemen aynı da olsa ev içinde farklılıklar batabiliyor bir süre sonra. Kadınlar ev işlerinde erkeklerin kendileri kadar becerikli olmalarını beklerken, erkekler ev işlerinin karı koca arasına girmesinden şikayetçi. Eşleri geçtim, aileler bile tahammülsüz, boşanırlar biter kafasındalar. Karı koca ikisinin de çalıştığı durumlarda yorgunluktan cinsel istek daha da azalıyor, ve bu mesafeleri arttırıyor. Bir taraf sürekli ilgi ve pohpohlanma beklerken diğer taraf yorulduğunda artık beni sevmiyorsunlar başlıyor. Tahammülsüzüz, en büyük problem bu. Ailenin kutsallığı da kalmamış üstelik. Biterse bitsine dönüyor iş. Bir şekilde olmuyor yani.

32 yaşındayım. izmir. Cevremde henüz mutlu bir evliliğe rastlamadım. Kendi annem babam/abimin evlilikleri ve arkadas cevrem dahil. Evliliğe olan yaklaşımım nihayete erdi sanırım. Evlenmeyeceğim.

ben bugüne kadar bir tane mutlu evlilik gördüm. bir gamer çiftti onlar da kafaları müthiş aynı çalışıyordu. başka da görmedim. geri kalanların hepsi sorunlu, hepsi problemli. tam olarak antihero'nun anlattıklarıyla dolu evlilikler.

evlenmeyin, gerek yok. saçma sapan bir kurum.

Ben de çok kısa sürede tanışıp evlenen çiftlerde bunu görüyorum ya hemen boşanıyorlar yada ailelerinden eşinden felan mutsuzlugunu cok kolay dile getirebiliyorlar, ben ve eşim 3 yıldır evliyiz, üniversiteden beri beraberiz total 8 yıl, gayet arkadaş sevgili her şeyiz. Evlenince farklı bir insanlar karşılaşmadım, ve hiç konuşmasak bile gayet ne dediğimizi anlıyoruz. Bu işler sabır işi biraz da. Evlenmeden önce sevgiliyle mutlaka 2-3 tartışma yaşıcak kadar birlikte olunmalı. Tüm ortamlara girilmeli ve iki bireyde olgun olmalı çünkü bu iş sevgililinten öte biraz daha. Tartışma konusu ise şu şekilde ilk tartışmada cok muhim değil hemen biri alttan alır geçer ama 2-3 tartışmada artık insanın gerçek yüzünü görüyorsun o şekilde kabullenirsin veya etmezsin

Var. Abim ve 3 kuzenim evli. Hepsi mutlu. Abimin 2 çocuğu var, bir kuzenin 1 tane çocuk. Hepsi mutlu, herkes mutlu.

Biz varız :)

Daha önce benzer konulara da yazmıştım. 15 senedir evliyiz , 1 gün bile eve ayaklarımız geri geri gitmedik , seve seve koşa koşa gittik hep. Huzur,güç bulduğumuz tek yer birbirimizin yanı oldu. Evlilik genel anlamda güzel bir şey mi ? Çevremde gördüklerimden çıkan sonuç asla değil. Bizim evliliğimiz güzel :)

evde kardeşinizle nasıl tartışıyorsanız eşinizle de tartışıyosunuz arada. ama sıklığı ve şiddeti önemli. azcık tartışma çokça mutluluk var bizde.

benim 5-6 kişilik arkadaş grubumda herkes mutlu. ben nişanlıyım ne olacağını kestiremiyorum. evlilik çok zor bir şey. tahammülsüz, uzlaşmayı bilmeyen insanlar evlenirse ister çok sevsinler ister 10 sene çıkmış olsunlar o evlilikler yürümüyor. birçoğumuz da tahammülsüzüz aslında. kendimizi bu yönde geliştirirsek karşımızda da böyle olmayan biri olursa yürümemesi için ekstrem bir şey olmadıkça bir sebep yok bence. sevgi saygı onları saymaya gerek yok zaten.

sadece 1 çift bizde bir garip onları unutmuşum. 6 ay sonra uzak evlilik (atama memuriyet meselesi) olmasına rağmen boşanmaya falan kalktılar ki evlendikten sonra 1 kez görüştüler zaten. sorunları da şuydu: bunlar evlenmeden hiç bir ciddi konuyu konuşmamışlar. Resmen hayat görüşleri bile ayrı. Görünen köy olayı var mesela bunlarda da.

Kesinlikle sevgilimle 6 ay aynı evde yaşarım. Eğer hala herşey iyiyse ozmn evlenirim.

Şöyle diyim, gören herkesin hayran ötesi hayran olduğu, ben sormadan çevremin kendiliğinden sevgilin çok kaliteli çok düzgün çok harika biri deme gereği duyduğu über yakışıklı eski sevgilimden ayrıldım mesela. Hem de bitiren bendim. Aynı evde yaşamasam bilemezdim ama. Aşırı bencildi misal, aşırı tembeldi. Aşırı rahatına düşkündü. Hani herkes rahatına düşkündür hatta ben rahatıma düşkünlüğüm ile mehşur biriyim, ama sıkıya gelmem gerekiyorsa alasını yaparım. Ama o 7/24 rahatına düşkündü misal. Hatta son zaman, ya bundan çocuğum olursa ayvayı yedim diyecek bir duruma geldim. Ama dışarda gör ütüsüz kot bile giymez, gerekirse dışarı çıkmaz ama çıkacaksa jilet gibidir. Bir bakmışsın bütün haftasonu evde mahoş mahoş gezinen, sana kahrını çektiren adam kalkmış dışarı çıkacağı için ütüsünü yapıyor, şoka girersin. Harikadır yani dışarıdan. Bazen ben bile unutup diyorum, nasıl bıraktın mis gibi çocuğu diye, tabi bu düşünce 2sn sürüyor, sonra asıl olan karakteri aklıma geliyor of iyi ki bıraktın aferin kızım diyorum. Ev diyip geçmeyin öyle çok şey oluyor ki evde.

Kısacası yaşamadan bilinmiyor. Önce tadına varacaksın. Birkaç aşama kaydedilecek evde, sonra zamanla herkes artık kendi olduğunda hala herşey iyiyse tamam, hatta öylesini bulursan kaçırmayacaksın.

Eskiden insanlar seyahat edermiş ama artık tanıma yolu değil, seyahatler uzun süreli yol yapma serüvenleri.

Aynı evde yaşayacaksın. Budur.

Soruna cevap değil biliyorum ama böyle. Öyle 3 gün bende 4 gün kendi evinde de değil. G.t g.te yaşayacaksın arkadaşım aylarca aynı evli gibi. Ondan sonra o kişi ile evlenmeyi gözün yiyorsa, kesiyorsa canın istiyorsa evleneceksin.

Soruna kısa bir cevap verirsem çoğu ilişki dürüst değil çünkü. Konuaşamadıkları, ay bundan alınır mı diyecekleri insanlarla evleniyorlar. Sonra buraya gelip soru soruyorlar eşim bunu yaptı konuşsam mı ama nasıl diyeceğim alınır o öyle bu böyle olur. Eşimle bir konuyu konuşarak çözmek mümkün değil, konuşarak çözemiyoruz biz.... Ee napacaklar. İki seks yap halının altına süpür sorun gerçekten patlak verene kdr...

Ya da mesleği için evlen, evi arabası için evlen, güzelliği için evlen ee sonra??? Güzelliği ile sahip olduğu kibir, onun için harcadığı zaman ve para, bencilliği belki takındığı yapay davranışlar sana uyacak mı? Yada bütün haftasonu pes oynaması. Aslında onun boş hayatının içinde mutlu olmadığını fark ettiğinde ne olacak?

İnsanın değeri olacak değeri, değerleri.. Sonra benzer değerlere sahip biri ile olacak. Sevmeyi bilecek. Dürüst olacak. Sonra evleniyor mı çocuk mu yapıyor me bok yapıyorsa yapsın. Değer derken ah o egeli ben de egeliyim, aynı kafadayız değer yargılarımız aynı vs vs bundan bahsetmiyorum. Misal senin için film izlemek bir değerdir, öbürü için sürekli film izlemek anlamsızdır, belgesel izlemek ya da sıkıcı diye tabir edilen sanat filmleri izlemek bir değerdir. Misal senin için sağlıklı beslenmek bir değerdir, onun için bulduğu her dönerciye girmek. Yani aslında küçük değerlerin büyük puzzle ı oluşturduğu bir şeydir ilişki.

Ama biz hala ben onu değiştiririm kafası ile evlenelim, konuşamadığımız konuları içimize atalım, aman ne güzel ilişkim var şimdi kavga etmeyelim bundan diye gerçek fikirlerimizi söylemeyelim. Ama bu böyle gitmez ki, patlar işte bir yerde..

Dramatik mi bilmiyorum ama bir tiyatro oyununda sahneler ilerledikçe ortaya serilen çözümlenmeler gibi.

Kargo şubesinde bekleyen kargo ile trendyolun alakası yok. Şunçbe ve o firma odaklı. Gidşp kargodan alman gerekiyor biran önce yoksa geri gider. Hatta belkı gitmiştir.

kargo şubesini ara veya bizzat gidip al.

Kargo benim bulunduğum şehirdeki şubede değil, gönderilen şehirdeki şubede bekliyor.

Eğer adalet diploması elindeyse, adaletten de İktisata dikey geçiş varsa okuyabilir sıkıntı yok

adaletten iktisata geçiş yok.
www.osym.gov.tr
tablo 2

aöf iktisat okuyabilirsin. örgün okuyamazsın.

xrated +1.

sorunun cevabı değil belki ama e-nabizdan çok basit şekilde aile hekimliğini ıspartaya alabilirsin.

Sene 2012. Askerlik şubesi ikamet ettiğim ilçeden farklıydı ve şubeye yakın aile hekimliğine yönlendirildim.

aile hekiminiz dışında bir hekim o raporu veremiyor. ama bir nedenle aile hekiminizi değiştiremediniz diyelim (ki e-devlett'ten kolay şekilde yapılıyor), ilçe sağlık müdürlüğü'ne gidip durumu açıklayınca onlar sistemden bir hekime yönlendiriyor.

internet download manager kullanabilirsin. internet explorer ile kullan ama.

Chrome'da video downloader professional diye bir eklenti kullanıyorum. Her site için olmasa da genelde işe yarıyor

Akuculer cikarilan akuye el koyduklari icin kanitsiz bir sahtekarlik olurdu, muhtemelen buna guvenen bir ahlaksiz

akü bitik değilse araba niye çalışmadı hocam. merak ettim sadece.

Çiftçilik yapan bir ailem var ve on yıllardır sanayideki ustaları tanıyorlar, ben ilgili olmasam da abim işlerle ilgileniyor artık bu akü konusunda ustalar için hem daha pahalıya satıyorlar hem de aküye de el koyuyorlar diyordu ki ölü akü 50-60 liraya gidiyor diyordu (kilosuna göre), nereden baksan son 5 senedir yedek parça seviyesinde her şeyi ya internetten yada daha merkezi toptancı da olan dükkanlardan alıyoruz, maalesef yalan parayla değil.

aküyü multimetrenin max min fonksiyonu açıkken marșa basıp ölçtüyseniz problem yok gibi..

Bostayken ölçüm yanıltıcı olabilir

Xrated, hocam malum arabaları sık kullanıyoruz korona günlerinde. Gittiğimiz yerde dörtlüleri ve farı açık bırakmışız iki saat kadar.

ölçtüğünüz değerler çokta yanıltmasın sizi. akü sadece multimetre ile test edilmiyor çünkü, içerisindeki plakalar özelliğini kaybetmiş ve uzun süreli şarj tutma sorunu yaşatıyor olabilir. ya da mevcut sıvı yoğunluğu olması gerekenden farklı olduğu için bu gibi sorun yaşıyor olabilirsiniz.

aracınızı servisinize götürüp ücretsiz bir şekilde ölçüm yaptırabilirsiniz.

normal şartlarda bir akünün 4 yıl ömrü vardır. sen 8 yıl kullanırsın başkası 2 yıl kullanır o başka

NOT: şimdi 4'lü yazısını okudum. eski aracım hyundai i20 ydi ve 1- 1.5 saat 4'lü veya 3-4 saat tepe lambası açık kalması aküyü bitiriyor. haberin olsun

Hocam içini kontrol etmedi usta. Sadece kontak kapalıyken ölçüm yaptı.

@fusha ;

kontak kapalıyken ölçüm hiç bir anlam ifade etmez :) araç rölantide ve gaz verdiğinizde ne değerler çıkıyor onlar da önemlidir. aracınızın kia olduğunu gördüm şimdi. hyundai ile aynı ürünler kullanılıyor. ortlama 4 ila 5 yılın sonunda akü çöp oluyor. kumanda ile kapı bile açamıyorsunuz .

aracımı servise götürdüğümde plakalar özelliğini kaybetmiş uzun süreli şarj tutma sorunu oluşur denildi. yani sizin dediğiniz gibi bir iş için 30dk 4'lü yaksam marş basmıyordu. servsiten orijinal 2 yıl garantili akü ile değişim yapıldı.

Hocam ben ustadan daha ciddi bir ölçüm yapmışım :)

Çünkü multimetre kullanmayı vs bilmiyordum, o yüzden birkaç tane video seyrettim. Akü ölçümüne dair de video seyredince hem kontak kapalıyken, hem marşa basarken hem de çalışırken ölçüm yaptım ve internetteki veriler ışığında iyi bir durumda olduğunu anladım. Kia nin forumunda 8.5 yıl akü kullanan insanlar olduğunu gördüm. Demek ki dayanabiliyor uzun bir süre. Benim akü de 3.5 yıllık ve orijinal.

hocam
akü bosta ölçülür
usta doğru ölçmüş
araba calısırken zaten sarj basıyor 13.5 v
araba aküsünde kac seviyesi en düşük bilmiyorum
ama çok çökerse akü zarar görür
araba calısmayacak kadar düşmüşse akü
değiştirmek lazım
bir daha yaparsa değiştir

Hocam çalışmazken, marşa basarken ve çalışırken ölçmek daha doğru benim araştırdığım kadarıyla.

çalışmazken 12.6
marşa basarken en az 10
çalışırken 13.5 ve üzeri deniyor.

aku 4-5 yasina gelmisse yolcudur buyuk ihtimal. benim aracin akusunu her serviste mutlaka kontrol ettiririm, 5 yasindaki aracin akusu patlamadan once service girdi sikinti yok daha goturur dediler, 1 ay sonra yolda kaldim :)

Hocam 8.5 senelik aküler var :) bilemiyorum

amd ryzen5 veya i5/iy işlemcili 16gb ram bir oyuncu bilgisayarı iş görür.

aynı senaryo için acer nitro 5 aldık amd ryzen 5 işlemcili, memnunuz.

ince ve güçlü bir cihaz arıyorsunuz galiba.

mx250 güçlü bir kart değil. gtx960m e yakın gözüküyor kağıt üstünde.

www.notebookcheck.net

mx250 autocad gibi aramalar yapıp performans testi yapan varsa fikir edinebilirsiniz.

ince ve zarif değil ancak o fiyata kaliteli, ve tasarımını beğendiğim bir laptobu şuraya bırakıyorum belki fikriniz değişir.

www.hepsiburada.com

ince küçük olup güçlü performanslar beklemek biraz zor hocam. bulabilirsen i7 HQ işlemci ve gtx1060 ve üzeri ekran kartı ara. gerisi ssd ram vs.

eğer vodafone faturalıya numara taşıyacaksan internetten başvuruyorsun. daha sonra onay için arıyorlar. 2-3 gün sonra kurye ile simkartını eve teslim ediyorlar. ama faturasızda vodafone bayisine gitmen lazım.

Sonradan getirdiler onu sanırım. Geçen ay girdiğim bir yayına rasgele çıplak bir adam bağlandı. Aratılıp random girilebiliyormuş ona karşı şifre vb. getirdiler, olması iyi aslında.

Fakat yine de, pcden uygulamadan açtığım sohbete direkt link ile katılabilmişti arkadaşlarım. Sadece geleni tek tek onaylamam gerekiyordu.

merhaba eğer öğrenci edu.tr maili ile üye olup bağlanırsa password istemiyor. ayrıca waiting room'a da düşmüyor. itü için böyle en azından.

"copy invitation" ile doğrudan link verdiğimde o link sahibi öğrencilerin derse girebilmesi için sadece linke tıklamaları yetiyordu sanki ama...

Muhtemelen gelmeyecek bir bardak su içiniz

genelde ya ürün çook geç geliyor ya da gelmeyen ürün için para iadesi istediğinizde iade çoook geç yapılıyor. hiç iyi yorum yapanı görmedim, ama yine de bekleyin bakalım.

şikayetler MtKrt'in dediği gibi. Tam olarak dolandırıcı değiller, fakat 1 ay sonra falan gönderiyorlar veya iade istiyorsun birkaç ay sonra alabiliyorsun falan gibi. Keşke ekşi'den yorumlara baksaydınız önce :/

Gecmis olsun hocam. Internetten bisey alirken eger mal nispeten ucuzsa muhakkak detayli arastirmak gerekiyor. Vakit kaybetmeden yasal haklarinizi arastirip hemen o kanala girmenizi tavsiye ederim.

Selam, ürünü web uzerinden iptal ettirip genel müdürlüğe gidin iptal kodu ile beraber. Paranızı 2-3 gün içinde alırsınız.

hocam çok konuşuldu burada da. battı o firma. paranızı işletip 1-2 ay sonra iade ederler.

Bedava peynir fare kapanında olur

(bkz: case logic)

samsonite bak.

ucuza bulabilirsen thule bak. olmadı caselogic

www.hepsiburada.com

Notes. Bir sürü denedim, wunderlist ve minimalist favorimdi bi aralar, ama en çok hoşuma giden bu oldu. Default not app'ini kastediyorum.

Paralı olanları (things 3) olanları da denedim ama hiçbiri içime sinmedi. Sildim hepsini. Ben de notes/notlar kullanıyorum.

Araştırırken notion diye bir app buldum fena değil gibi

Tam to-do list olmamakla birlikte o işe yarayan şablonları da var, evernote. Ben tüm yazı çizi işlerimi artık oradan yürütüyorum size de tavsiye ederim.

en iyisi wp da boş grup açmak

Simdiye kadar nerdeyse tüm programlari denedim, benim icin en iyisi "Todoist".

+ Her platformda mevcut
+ Planlama yapmasi cok ama cok kolay. Örnegin "Süt al, today (türkce destekliyormu bilmiyorum)" yapildiginda otomatikmen planlamayi yapiyor.
+ Projelere kisileri davet etme olayi var
+ Projelere yorum yapma destegi var.....

alisveris listesi gibi kisa listeler icin Clear. not almak vs icin Notion, bazen de kendi icindeki Notes uygulamasi.

iphone'un kendi uygulaması en güzeli.

bankalar al sat makaslarina vergi tutarini da ekledi. altyapilarini kurana kadar boyle olacak diye okudum ama kalici da olabilir bu hal cunku bu kadar zamanda kurulabilirdi bu altyapi diye dusunuyorum. hangi bankadan alirsan al ayni sey olacak o yuzden. bankanin gunahi yok, sorumlusu her aldigin altinin %1'i ni de bana vereceksin diyenler.

vergiyi ayrıca alıyorlar. "rekabetçi" fiyatlara çekmişler marjı. öyle bir açıklama yaptılar.

türkiye finans tfx'e geç. en düşük makas onlarda. kuveyt vazgeçti düşük makas politikasından anlaşılan.

(bkz: volte)

voice over lte falandı sanırsam.

telefonla konuşurken kaliteyi arttırmak adına wifiden de destek alıyor vs.

şebeke zayıfken wifiyi kullanıyor ama çok dandik bişey. konuşma kalitesini baya düşürüyor. bence kapat.

edit: 1 yıl önce falan denemiştim ben gerçi. belki daha iyidir şu anda.

VoLTE Wifi'den bağımsız bir teknoloji, normalde konuşma esnasında ses aktarımı klasik şebeke üzerinden sağlanırken VoLTE devreye girdiğinde LTE üzerinden ses aktarımı yapmaya başlıyor. Wifi desteği VoWifi servisiyle oluyor benim bildiğim.

evet wifi ile alakası yok. o wifi calling diye ayrı bir özellik, şebeke sinyali yokken bile wifi varsa internet üstünden şebekeye erişim sağlayıp ses verisini internet üstünden operatöre, oradan da diğer tarafa ulaştırıyor.

Volte sesi 1-2-3g üstünden değil de 4g üstünden iletiyor. 4g'nin bant genişliği çok daha yüksek olduğu için ses kalitesi (bitrate) çok daha yüksek oluyor, iki taraf da destekliyorsa görüşme pırıl pırıl oluyor.

Volte açıkken karşılıklı görüşmede ses kalitesi çok daha iyi. Mobil bağlantı ile şebekeyi destekliyor. Dolayısıyla 4.5G kalitesinde konuşmuş oluyorsunuz normal şebeke kalitesi yerine.

Gideceğiniz bölük belli ise benim bildiğim bakaya durumundan çıkılmış yoklama yaptırılmış demek oluyor.
gideceği bölük belli olan kişi bedelli yapamaz benim bildiğim.

yeni sistemde bilmiyorum ama eski sitemde bedelli yapabiliyordu. zaten bakaya kalanlar yapıyor çogunlukla bedelli. bölüğü belli olsada yapabiliyordu bedelli eski sistemde.

yapılıyor

emin miyiz arkadaslar? bir genelge falan var mi buna dair? sanirim benim bildigim kadariyla su anda yururlukte olan yeni bedellide mumkun degil, eski bedellilerde zaten ozellikle bakaya kalanlar hedef aliniyordu.

Asker alma kanunu madde-9
"Bedelli askerlik hizmetinden; fiili askerlik hizmetine başlayanlar, bakaya durumunda bulunanlar ve yoklamasının yapıldığı tarihte yoklama kaçağı veya saklı olanlar yararlanamazlar."

yararlanamaz. tekrar tecil edip (yl falan) başvurması lazım.

mattiadestro

isin komigi tekrar tecil etme yolu da kapali bu durumda.

Bi öncekinde bakaya olup fakat bölüğü belli olmayan işlemleri yaptırmayanlar başvurabildi ama bölükleri belli olanlar yapamadı

Valla teslimat da geldi az once. Aliexpress,ten.

yapıyor. aradılar, evde değildim. şubeye götürün dedim.

kargolar 7/24 calisir durmaz. tatil de olsa sehirler arasi tasima devam eder.

hiçbir şey almadım. kafamı dinliyorum spor yapıyorum evde.

coursera dan sertifikasız eğitimleri ücretsiz alabilirsin. ben css ve html çalışıyorum şu anda.

fırında da çok güzel oluyor, yağda kızartmaya hiç gerek yok bence, tepsiye yağlı kağıt serip üzerine dizebilirsin çözünmesini beklemeden

@freebird5406_2 Fırın kaç derece, 200 çok gelir mi? Bir de kaç dakika kalması lazım?

180-200°c arası bunun üzerine çıkma bence, 20-25 dakikada pişiyor. ilk sefer için başından uzun süre ayrılmadan arada istediğin gibi ne kadar sürede oluyor diye kontrol etmen iyi olur

Ben hep firinda yapiyorum daha guzel oluyor bence.

Afiyet olsun.

derin yağda kızartabilirsin fritözle aynı şey. ama arkadaşların dediği gibi fırın daha sağlıklı.

ben evde yapıyorum bu arada falafeli. fırında hiç yapmamıştım çok kuru olmuyor mu fırında?

Firinda haddinden fazla kalmadigi surece kurumuyor. Bir de uzerine tahinli sos yapabilirsiniz.

zorla güzellik olmaz. mesafe koymaya çalışıyor işte, üstüne gitmeyin ilgilenmeyin. bazı şeyler değişmiş olabilir onun için. kabullenmek en güzeli.

Neden anlamak istemiyorsunuz bilmiyorum ama salın insanları. Kendi hayatınıza bakın.

@gaip
Normalde insan salmakla hic problemim yoktur ama sanirim eskiden cok yakin arkadas olmamizin etkisiyle biraz sorun yasiyorum bu kisiyi salmakta.

kesin bir karin agrisi vardir. bosver bence de. prenses olmasaydi bir aciklama yapabilirdi, aciklama icin de bekleme bence. birak gitsin.

Fazla takmayın; insanlar karmaşık, tuhaf. İşi düştü mü mutlaka arayacak zaten sizi.

ben olsam birakirdim dusunmeyi. o bu kadar dusunseydi gorusmus olurdunuz sonucta. gorusmek istemiyorsa kendi bilir. arayip sormazdim da bir daha, gorusmek istiyorsa o arasin sorsun.

Arkadaşının yaptığının bi benzerini ben de insanlara yapıcam :( kendi mantığımı anlatıyım belki anlamana yardımcı olur, bilmiyorum farklı mıdır durumlar ama. Korona sürecinde tedbirsizliğine ve gevşekliğine çok kızdığım insanlar oldu. Bunun yanında hayatın akışı içinde senin dertlerin varken insanların kimi diyalogları toksik geliyor, aynı kişilerde bi paterne dönüştüyse artık uzaklaşma kararı alıyorum. Dünya kendi etraflarında dönüyormuş ve benim hayatım da onların nazarındakinden ibaretmiş gibi davrandıklarını seziyorum, tek tek örneklerle açıklamak istemedim şimdi. Mesela diyo ki dönünce haber ver, sen tüm dünyayla temas etmiş ve topluma karşı sorumsuz davranmışın, ben de döner dönmez ailemden önce seninle görüşeyim oldu diye içimden sinir olduğum insanlar var. Boş bi anımı yakalayıp yine mağdurca şeyler anlattıkları için o an tepki veremiyorum, karşıdaki de anlamıyor durumu böylece. Şimdi ben bu insanlardan kaçıcam, artık diyalog, iletişim, kibarlık noktalarından geçtim yani.

Bu seni ya da arkadaşını korkunç biri yapmıyo. Benden de vazgeçen insanlar oldu. Sitem edecektim ama adam zaten yılmış ve kaçıyor, bana faydası olmayacak bir sitemle belki benim de sıktığım adamı darlamanın kime faydası var diye düşündüm. Kırıldım ama adamın gerçekten canını sıkıp karnını ağrıtmak mı istiyorum, bu beni mutlu edecek mi hayır. Arkadaşlığımızı toparlamak önemli olsa zaten kendi konuşmam için adım atardı diye artık hiç yazmıyorum. O yazınca da mesafeli pozitif arasında seyreden cevaplar veriyorum. Kendisi eski tatlışlığa dönmek isterse ve bi tık daha samimi davranırsa ancak sitemimi, sorunumu dökerim, onun dışında ilişkinin aldığı mesafeye müdahale etmem bu saatten sonra mevcut şartlar altında.

yukarıdaki bazı arkadaşlara katılıyorum.

Bence kendisi sizi hayatından çıkarmış ya da umursamıyor. Sinirlenerek, ona ulaşarak kendinize yazık etmeyin. Korona etkisi olduğunu zannetmiyorum.
Öyle olsa, siz yakın yazdığınızda, evet yakınız ama malum, görüşmesek iyi olur, virüsden endişeleniyorum, virüs geçsin acısını çıkarırız tarzında bir şey yazar.

aynı şekilde kaldığınız kasabaya gelseler, arayabilirlerdi, uzaktan görüşebilirdiniz.

onu aramanız pek bir işe yaramaz gibi, belki içinizdekileri haykırıp rahatlayabilirsiniz.

“baskalariyla gorusmeye baslayanlarla gorusmuyoruz biz cnm” kısmında olay bitmiş zaten hocam niye bu kadar direttin ki? sal gitsin kendi kaybeder de geç

Böyle insanları sen de hayatından çıkar. Israrla üzerine gitmeye gerek yok.

Arkadaşın seninle olan arkadaşlığını bitirmiş.

4 lü takılanadığınız için kocişini riske etmek istemiyor

Artık arkadaşın olmak istemiyor. Bence hiç arayıp ne oldu diye sorma.

kocasını senle görüştürmek istemiyodur. kıskançlık etkisi. sizin kendisinden daha güzel oldugunu falan düşünüyodur. vardır bir sebebi.

Ben de çocukluktan beri arkadaş olduğum insanları çok nadir görüyorum. Üstelik biriyle hala aynı yerde oturuyoruz. Bu davranış sizin arkadaşınıza ait bir şey değil. İnsanlar 'büyüdükçe' değişiyor. Bana da şu anda çok farklı geliyor o arkadaşlarım ama zerre bir sıkıntı yaratmıyorum kendimde. Yine oturur bir şeyler içerim zamanı gelince. Sevgili, eş yapan insanlarda bu tarz özellikler çıkabiliyor.

Yerinizde olsam zerre umursamam. Koy tavrını. Bu kadar can sıkıp, ilk çağrıldığında gidersen eğer ne diyeyim artık.

Eşi seninle olan arkadaşlığını onaylamiyor olabilir, kendisi de kocisinin sözünden çıkmak istemiyordur. Bu birinci ihtimal.

İkinci ihtimal, sen ona arkasında bırakmaya çalıştığı şeyleri hatirlatiyorsundur, kendine apayrı bir hayat kurmaya çalışıyordur.

Her türlü sana olan yakınlığını, ilgisini kaybetmiş görünüyor. Ben olsam hesap sormam, usulca ortamdan uzaklasirim.

Evlendi, yani evli, yani çift olarak görüşülür yada görüşülmez.

Evlenince bekar arkadasi cesitli sebeplerden istemez hale gelen kadinlardan biri gibi geldi bana

Bu durum direkt evlenildigi gibi ya da bi sure sonra gelisebiliyor.

Senden sikilmis da olabilir vs...

Her durumda bosver. Yakin arkadas olunca insan aciklama bekliyor, uzuluyor, sinirleniyor, sasiriyor falan ama unutuyosun sonra. Hic usteleme bence, birak ararsa arar o zaman sorarsin