var mı oynayıp memnun kalan. tavsiye verebilecek. orta ağırlıkta..

tercihen dizel önerileriniz var mıdır?

benim düşündüklerim;

honda civic
skoda octavia

ayıptır söylemesi borsadan kendi çapımda iyi para kazandım. 2-3 yıldır borsadayım. 2015 eylül ayında 20 bin lira param vardı. 1 yılda %70 kazandım ve parayı 34 bin yaptım. 2016 aralık ayında thyao aldım ve baya yükseldi. son 1 yılda da 4'e katladım ve para 130-140 bin civarı bir şey oldu. yani ilk yıl %70 ikinci yıl %400 kar yaptım.

nazar değdirmeyin lütfen zengin biri değilim. :D ama merak ediyorum çok mu şanslıyım yoksa borsada böyle kazançlar sürekli mümkün mü? öyle aşırı bilgi ve deneyimim yok. teknik analiz biraz da temel analiz yapıp alıp satıyorum. thyao'yu en diplerden aldım şansıma. ama merak ediyorum bu kar sürekli mümkün mü? yani bu yıl %40 kazansam yılda 50 bin civarı yapıyor ve aylık 4 bin liradan fazla. uzun vadede amacım iyi bir pasif gelir elde etmek ama bu kadar kısa sürede bu kadar kazanmayı beklemiyordum.

bu arada kazandığımı borsaya koydum 1-2 şey dışında para harcamadım.

Annemde topuk dikeni, tabanı yan basma, dizde kıkırdak aşınması mevcut, birkaç güne Tabanlık da gelecekmiş evde ayakkabı ile dolaşacak rahat edebileceği spor ayakkabı tavsiyesinde bulunur musunuz? Teşekkürler:)

Yazin bir ayligina Turkiye'de olacagim. O sure boyunca internete baglanmanin en iyi yolu nedir? Cep telefonuna hat veya bilgisayara hat var sanirim? Ne dersiniz canlar?

Evet, rüyamda avuç içi büyüklüğünde bir taşı bildiğin kıtır kıtır yedim. Hatta yerken de içimden la amma sertmiş diyodum. Yutarken de boğazımı yırta yırta geçtiğini hissettim resmen. Yorumları alayım...

Şimdi şöyle bir şey istiyorum,
Excelde bi rapor formatı hazırladım, içeriği ile oynayabilsin diğer kullanıcılar fakat satır ve sütun boyutları ile oynayamasin, amına koymasinlar formatin. Mümkün mü böyle bir şey?

Versiyon: 2007

biliyorum, biraz tezcanlılık yapıyorum şuan. nisan'da askere gidebilmek için ne zaman askeriyenin kapısını çalayım? tecilimi bozdurmak ve nisan'da asker olmak istiyorum diyeyim?

ayrıca nisan-eylül arasında askerlik yapmış arkadaşların fikirleri nedir? git panpa sıcak olur mu? gitme panpa yanarsın mıdır?

mal gibi sürekli düşünüyorum. sevgilim benden ayrıldı. bazen intiharı düşünüyorum; bazen çok mutlu bi şekilde şarkılar söylüyorum. her gün içki içecek kadar param yok. öğrenciyim. içmek de zaten fayda etmiyo.

antidepresan daha rahat ve mutlu bi insan olmamı sağlar mı? nasıl alabilirim? (birkaç arkadaş "sağlık ocağından yazdırabilirsin." dedi.)

kafayı yiycem. yardım edin.

bu mobilyaları ben evde yokken gelip monte ettiler ve yukarıdaki o raflı şeyi çok yükseğe takmışlar...tv zaten 82 ekran, yukarıya kadar da çok boşluk var (kırmızı ile işaretlediğim yer), sizce de rahatsız edici mi bu görüntü?

o rafın boyu sizce ne olmalı, evinizde bu tarz bişey varsa ne yükseklikte?

iq tahlili neden yapılamıyor? zekanın ölçülmesi için illa ki çoktan seçmeli test mi yapılması gerek? fizyolojik bir şey değil mi bu? yani düşünürken beyinde gidip gelen birtakım zamazingoların hızından fln hesaplanamıyor mu? şimdi google'da bi sürü şey vardır da, tek tek okumak istemiyorum. bilen varsa kısacık yazıverirse güzel olur. lazım bi şey değil, meraktan sordum.

sabah kalktım, alt dudakta böyle gölge gibi bir leke var. neden olabilir?

alta cevap: bir şey içmedim.

1 yıl önce nüfus cüzdanımı kaybettiğim için 60 lira cezayı kaymakamlığa ödemem gerekiyordu. ödemedim. ara sıra aklıma geliyor. herhangi bir yerde karşıma çıkar mı, zamanaşımı var mı diye.

selam bugün hangi balığı nasıl yiyek?

Türkiye - Hırvatistan X

Çek Cumhuriyeti - Karadağ 1

Macaristan - Liechtenstein 1

Hollanda - İsviçre 1

6,05 oran veriyor.

Ne dersiniz?

olay şu.ben ayak tırnağımı dipten kestiğim için tırnak ete battı ve ayak başparmağımın köşesinde et büyüdü.doktora gittim 10 gün sonra gel çekeceğiz dedi bir de kan aldırdı.tırnağın üstünde et var bu tırnağı nasıl çekecek eti kesecek mi çekerken hiç uyuşturmayacak mı bunu yaşayanlar veya bilgisi olanlar yardım etsin lütfen.bunları neden doktora sormadın derseniz ben adam çekeceğiz dedikten sonra korkudan başka bi şey düşünemiyordum.resim benim ayağımı tam anlamıyla ifade ediyor.

eskilerden kalma bir gelenek olarak ölü evinde yakilan bi ot vardi. tüm evin icinde gezdirirlerdi. ölen kisinin ruhunu tamamen özgür birakma düsüncesinin yani sira dezenfekte etme gibi bi görevi de varmis sanirim.

adini getiremiyorum, neydi o otun adi? toz halinde bir sey de olabilir, tam hatirimda degil.

Ekşi duyurunun güzide yaşam koçları.

info: yaş 24, boy kısa, saçlar dökülmeye başladı, cinsiyet erkek.

6 yıl üniversiteye gittim (Sosyoloji) bitiremedim ama bu süre içerisinde yapmak istediğim birçok şeyi yaptım. Şöyle ki, İletişim Yayınları'nda 5 yıl boyunca çalıştım, Orhan Pamuk'un web sitesini tasarladım, bir sürü yazarla tanıştım, 1 kısa film 2 belgesel çektim (1'i kültür bakanlığı destekli) falan filan. Sonunda da İstanbul'dan sıkılıp (okulu bitirememem de bir etken elbette) her şeyi bırakıp Fransa'ya Avrupa Birliği gönüllüsü olarak geldim. 6 aydır buradayım, fransızca öğreniyorum, bir AB kültür merkezinde görsel direktörlük yapıyorum. 6 ay daha kalacağım garanti.
Yanlış anlaşılmaması için, üniversiteye başladığım zamandan beri kendi paramı kendim kazanırım, zaten yayınevinde çalışmaya başlamam da bu sebepleydi, şimdi de gönüllü olarak geldiğim proje bütün masraflarımı karşılıyor artı bir miktar da para veriyor. Arada eski çalıştığım yerlere de freelance işler yapıp gezecek/görecek paramı iyi kötü çıkarıyorum. Baba parası yiyen bir tip olmadım yani hiç bir zaman.

Şimdi böyle anlatınca her şey güzelmiş gibi görünüyor ancak, okulu bitirmeden buraya geldiğim için lise mezunu statüsündeyim, yamulmuyorsam artık asker kaçağıyım, bir de tabii çevrenin ve ailenin beklentileri var, İstanbul'dayken kendi evim, işim, kız arkadaşım vardı, etrafımdaki bir çok insan okulu bitir - askerlik - evlilik gibi bir yol çiziyordu bana. Tabii ben buraya gelince her şey alt üst oldu, kız arkadaşımla ayrıldık, ailemle doğru dürüst görüşmez oldum vs.

Ailemin kaygısı artık düzenli bir işim, hayatım olması yönünde ama buradaki insanlara bakınca 30'lu yaşlarına kadar gönülülük usulü çalışıp, gezip yaşayabiliyorlar. Açıkçası bu bana daha cazip geliyor, hiç bir zaman iyi bir arabam evim olsun insanı olmadım.

Çok uzattım ama soru şudur ki, ailemin ve çevremin istediği hayatı yaşamam aslında bu kadar kolayken (şu an bile geri dönüp bi iş bulup çalışmaya başlayabilirim) bu şekilde yaşamaya çalışmaktan pişman olur muyum? Maddi olarak bir şeyler biriktirmek, bir temel hazırlamak gibi bir derdim yok ama bir taraftan da 30 yaşından sonra sıfırdan başlamak zorunda kalınca "ne yaptım lan ben" der miyim?

Bugün oglen gorusme yapabileceğimiz (derinlemesine görüşme - 1 saat kadar) bir nefrolog tanıdığı bildiği olan var mıdır?

Durum çok acil.

TŞk

tek başıma gidiyorum, var mı başka 8 Aralık'a biletli Üsküp yolcusu?
couchsurfingle ayarlıcam kalacak yeri.
4 günüm var. önceki Üsküp duyurularına baktım biraz da gene bi güncellemiş olalım. var mıdır tavsiyeniz?
en iyi şarap&bira markaları, en lezzetli yemekler, en güzel dur seyret noktaları..hediyelik ne alınır? güzel müzik nerde dinlenir? bi müzik cd'si alsam ne tavsiye edersiniz?
bütçe sınırlı tabi..

İstanbul'da trafiğe tahammül edemiyorum herkes gibi ve bunun önüne geçmek istiyorum artık yoksa hayvanın biri tarafından kurşunlanacağım yakında.
esasında acayip uzlaşmacı, (bi dönem diplomat diyorlardı hatta) hayat kavgasız dövüşsüz geçsin diye uğraşan, kavga görürse ayıran, sürekli soğukkanlı, kontrollü falan filan pamuk gibiyim işte.
Ancak gel gör ki trafikte deliriyorum. Delirmekten kastım sürüş ile ilgili değil, diğer sürücülerin hareketlerine, sıkıştırmalarına, dönüş ışıklarında duble şerit oluşturmalarına, kavşak tıkamalarına filan.
resmen şirazem kayıyor, inip kafa göz dalmak istiyorum, bağırıp çağırıyorum, nefretim ele geliyor neredeyse. yolcu koltuğunda olsam bile deliriyorum. yürüyerek gidebileceğim bir işe girmek için iş ve ev değiştirmek istiyorum mesela ciddi ciddi. (yeni iş bulursam hemen yapacağım hatta)


nasıl kurtulunur bu tavırdan?

yukarıdaki formatta ilginç sorular üretmenizi istiyorum, yaratıcılığınızı konuşturun. (canım sıkıldı)

örnek:

dünyanın en yakışıklı adamı/en güzel kızı olacaksın ama 2 sene boyunca seks yapmak yasak. kabul mü ?

veya

beynine matrix'teki gibi fransızca yükleyecekler akıcı şekilde konuşabileceksin ama 2 tane zenci izbandut, ağzını yüzünü dağıtacak şekilde seni dövecek -ama hiç bir yerinde iz kalmayacak-. kabul mü ?

veya klasik

1 milyon euro verseler bok yer misin ?

(kararsız bırakacak cinsten şeyler verin yalnız.)

öylesine soracağım bir soru. çok bir önemi yok. düşüncelerinizi merak ettim sadece. kendim hakkımda bilgi vereyim: 27 m ist
evlilik bir başlangıçtan ziyade bir sonmuş gibi geliyor bana. bakın gerçekten abartmadan söylüyorum evli insanlara, yeni evlenmiş insanlara acıma hissiyle bakarım çoğu zaman, içten içe.
bu yaşıma kadar 1 ciddi ilişkim oldu. sonra olmadı ve ayrıldık. şu an bir ilişkim yok. olması için bir çaba harcamıyorum, hatta yine samimi bir şekilde yazıyorum: aslında bir ilişkiye başlamamak için çaba harcıyorum zaman zaman. yani bir ilişkiye başlama niyeti olan karşımdaki kişiyle aramı soğutmaya çalışıyorum. sebebi şu: bu yaştan sonra çıkacağım kişiyle kesinlikle evliliği düşünerek çıkmam gerekir ama ben evliliğe soğuk olduğum için bu ilişkinin hiç başlamamasından yanayım.
yani kısaca denklemim: ilişki = evlilik = 0 (sıfır)
ne zamana kadar gidecek böyle bilmiyorum. ama bir 30'u görücem sanırım. bu yaklaşımımın beni en düşündüren tarafı, çevrenin de sık sık bahsettiği "geç çoçuğun olursa, yaş farkınız büyük olursa kötü olur". biraz katııyorum aslında ama kesinlikle genç yaşta çoçuğum olsun fikriyle de insan evlenmez diye düşünüyorum.

evlilik benim özgürlüğümü alacak diye korkuyorum, ben yapamam diyorum. bu zamana kadar hep tektim, hayatımı paylaşmak çok zor olur diyorum. hareket alanım daralır diyorum. yapmak istediğim bir şeyi evli olduğum için yapamazsam içten içe üzülürüm, yıpranırım diyorum.

siz nasıl bakıyorsunuz?

Selam arkadaşlar.

Sorum şu şimdi bizim ev sahibiyle 1 yıllık sözleşmemiz var,ev başka birine satıldığı taktirde bu sözleşme geçerliliğini korur mu ?Yani yeni ev sahibi bize siktirin lan dese çatıya çıkıp kiremit atmak dışında yapabileceğimiz bir şey olur mu ?

yaklaşık 16-17 sene önceydi. ya da ona yakın.

kel, planör gözlüğü gibi bir şey takan bir adam vardı. böyle loş- karanlık, kırmızı ışıklı, denizaltı, yeraltı gibi bir yerde garip bir şarkı söylüyordu. çocuk aklıyla "puhahh adama bak lan" diye güldüğümü hatırlıyorum. o zamanlara çok aykırı gelen bir şarkı söylüyordu. (söz anlamında değil) sanırım alternatif, rock v.b türde bir şeydi. sanki hayko cepkin in "fırtınam" ı gibi bir şeydi.

aklımda kalanlar bunlar.

neydi bu şarkı? adam kimdi?

etiler-sabiha gökçen arası korsan taksi arıyorum, bir de aşağı yukarı ne kadar tutar gidiş? teşekkür ederim şimdiden.

şimdi ben bel fıtığıyım sanırım biraz da ileri seviye de, yasım 25 ben bundan sonra futbol oynayamıyacagım de mi? ortada boyle acı bir gercek var sanki?

aslında istemiyorum ama..
1 kilogram platin ya da paladyum almak istersem (fiziksel olarak bende bulunacak şekilde) nereye gitmem gerekir. bunları alıp satan hiç kuyumcu var mı?

steve jobs öldü diye haberler çıktımı ben mi yanlış hatırlıyorum.

ya da ölen kimdi böle ceo olur unlu olur biri öldüde üzülmüştüm yahu

e-book arıyorum. yanlış anlamayın başka bişey değil. şöyle bildiğiniz sağlam bir memba, baba bir arşiv var mı?

google değil no.

selam,
pazar gecesi birileri ev kapısını zorladı, dün gece de deprem oldu vs.
zaten güvercin tedirginliğinde bir insanım, günlerdir doğru düzgün uyku uyuyamadım geceleri bunlar yüzünden, kalbim gümbür gümbür, aklımda sürekli kötü senaryolar. şimdi de tam 4 gece yalnız olacağım, gündüzler çok sorun değil ev dışında geçiririm de, geceleri ne bok yiyeceğim kara kara düşünüyorum. sakinleşmek, korkuyla baş etmek için önerebileceğiniz yöntemler varsa çok makbule geçer.
teşekkürler

20 kişiye mail atmak istiyorum, ama istiyorum ki bu 20 kişi to kısmında sadece kendilerini görsünler.

napıyoruz?

taşıma kolaylığı nedeniyle "netbook" almayı düşünüyorum ama işin içinden çıkamadım... cihaz önerebilecek olan var mı?

Selamlar,

339. kısa donem olarak askerlik yapıyorum. Askerligim 30 mayıs 2011 günü bitiyor ancak izinleri kullanmadigim icin 17 mayis gunu terhis olup ozgurlugume kavusuyorum. 20-30 mayis arasi yurtdsina cikmayi planliyorum ancak soylenenlere gore resmi olarak 30 mayisa kadar asker oldugumuz icin yurtdisina cikisimizin yasakmıs. Bu konu hakkında ayrintili bilgisi olanlar var ise, paylasirlarsa sevinirim...
Saygılar.

internette zibilyon çeşit söylenti var. ırak vize istiyor mu? havaalanında mı istiyor? karayoluyla olunca nasıl oluyor? bilen ya da fikri olan biri varsa ırak'a çift kişilik tatil hediye ediyorum. gelirsen.

Merhabalar.


Daha önce yurtdışına çıkmadım. Eşimle birlikte Norveç'e gitmeyi düşünüyoruz.

- Finlandiya'dan vize alırsak Finlandiya'ya gitmeden Norveç'e direk gidip giriş yapabilir miyiz? Sorun çıkarırlar mı?

ipod'a müzik atmalıyım artık sıkıldım aynı şeyleri dinlemekten ama piyasayı çok takip edebilen birisi değilim. klasik/jazz dışında kaliteli, her türden müzik olabilir.. tek şartım kaliteli olması.

aslında jazz'da son dönemlerde kulağınıza çalınmış sağlam isimler varsa söylemekten geri kalmayın.

Merhaba, okulumun bahar tatiline girmesi nedeniyle, bir çılgınlık yapıp frankfurta bilet aldim, asil amacim amsterdama gitmek ama aileme soyliyemedigim icin bileti frankfurta almış bulundum.
Acaba frankfurtta yapılmasi gerekenler veya oraya yakin gidilmesi gereken şehirlerin bilen biri varsa, yardımcı olursa çok sevinirim, tatilim 1 hafta surucek, tek başıma olacagim o yuzden her turlu en abuk subuk absürd şeylere bile açığım, şimdiden tesekkurler.

umut sarıkaya'nın şu karikatürünün büyük halini arıyorum, elinde olan varsa bir yerlere yükleyebilir mi? link de olur.

3.bp.blogspot.com

kendi kendini eğlendirebilen, hayattan zevk alabilen bir insandım. ta ki iki ay önce bronşit olup bir hafta yataktan çıkamayana kadar.. ne olduysa o zaman oldu. bir haftalık süre içerisinde hayatımda bu zamana kadar yapmış ve yapmakta olduğum şeyleri düşündüm. her şey o kadar boş geldi ki.. kurduğum ilişkilerin, dostlukların, okuduğum kitapların, okul hayatımın, iş hayatımın bir değeri var elbet ama 'şimdi ölsem' dedim, 'şimdi şuracıkta ölsem, hayat yine öyle ya da böyle devam eder..'

bu gerçeği tabi ki biliyoruz ama bu sefer nedense çok sert bir şekilde yüzüme çarptı. hastalığım geçti, ben normal hayatıma döndüm. ama 'yaptığım hiçbir şeyin bir amacı yok.. ne istiyorum? bir sürü ülke gezmek, bir sürü kitap okumak vs.. gezeceğim de ne olacak, okuyacağım da ne olacak?' düşüncesi yakamı bırakmıyor bir türlü. eskiden bunları düşünmek bile bana heyecan verirdi. şimdi hiçbir şeyden tat, zevk almıyorum..

yaklaşık 3 yıldır aynı iş yerinde çalışıyorum. işimi seviyorum, yöneticim iyi bir insan, başarılı olduğumu her fırsatta söylüyor, ortam da fena sayılmaz ama çok rutine bindi herşey çok kof geliyor.. çoğu zaman çalışasım bile gelmiyor. günü bitirmeye bakıyorum. aşk hayatımda da hiçbir sorunum yok. beni çok seven ve çok sevdiğim, çok anlayışlı bir sevgilim var. bu yıl içinde evlenmeyi düşünüyoruz. ama bu tür düşünceler yüzünden gerektiği gibi heyecanlanamadığımı görünce sürekli ağlıyorum sinirimden.

ne oldu da böyle oldu anlayamıyorum. kendimi teşvik etmek istiyorum bir şeyler okumaya, bir şeyler izlemeye ya da yapmaya ama olmuyor. çok zorlanıyorum. düşünmemek için saat akşam 8'lerde yatmaktan bıktım. yatmadan önce aklımda sadece ölüm oluyor, bir de 'ya sevdiklerimin ailemin başına bir şey gelirse ne yaparım ben' korkusu..

öyle bir şeyi yapmak kesinlikle aklımdan geçmiyor ama arkasından 'her şey yolundaydı, niye böyle yaptı anlayamıyoruz' denilen insanların neden intihar ettiklerini en azından ruh hallerini az çok anlayabiliyorum. böyle olmak istemiyorum. sorunum ne onu da tam anlamış değilim zaten.. bu tür durumlarda ne yapılmalı? geçici mi? hiçbir fikrim yok.. varsa öneri yoksa iyi bir psikolog/psikiyatr tavsiyesi yapabilirseniz çok sevineceğim..

Kız arkadaşımla kısa bir yurtdışı tatil yapasımız var. Pasaport+vize dahil en uygun 1 gecelik dahi olsa nereye gidilebilir?

*Kıbrıs olmayacak
*Yunanistan adalar olabilir

Bi yardımcı olsanız hiç iş bilmeyiz tur fiyatları deseniz minimum 700 falan(Roma)

ve bu albüm dinlenir arkadaş dediğiniz albüm(ler) hangileri? yerli-yabancı fark etmez. 2010 yılında askerdeydim haberim yok.

?

yurtdışında doktora yaparken üniversiteden alınan para, 3 sene dolduğu takdirde bedelli askerlik yapmayı mümkün kılıyor mudur?

İkametgahım Eskişehir'de 2 gün içinde nüfus cüzdanı çıkartmam lazım yalnız sorun şu ki, pazar günkü sınav için İstanbul'da bulunuyorum. İkametgahımın bulunduğu şehirden başka bir yerde nüfus cüzdanı yenileme imkanım var mıdır?

paris'te havaz bulutsuz güneş var mis gibi diyelim. ve sıcaklık 20 derece
antalya'da da hava bulutsuz güneş var mis gibi. ama 40 derece

ikisinde de aynı hızla mı bronzlaşırız?

selamlar,

nette bakıyorum ama o kadar cok forumda konusulmus ki "neden gelemıyor, gelsın" anlamında. sebebı bulamadım.

neden?
link?

mersi.

oldboy ve usual suspects gibi şeyler olsun pek bi film kültürüm yok zaten çoğunu izlemedim öyle işte

İş için 4 günlüğüne Seoul'e gidiyorum. İlk yurt dışı deneyimim olacak. Yolculuk planım Ankara-Doha-Seoul şeklinde.

Tavsiye etmek istediğiniz ne varsa açığım. (Giderken yanına mutlaka şunları al, orada mutlaka şuraya git, şunu dene, şöyle davran, böyle davranma, gibi)

Selamlar;

1) Uzun saçlı bir erkeğim, saçlarıma oldukça iyi bakmaya çalışıyorum, o yüzden de 17-18 yaşımdan beri saçma sapan erkek berberlerine gideceğime hep kadın kuaförlerine gittim. Yalnız yıllardır gittiğim kadın kuaförü anadolu yakasında kaldığından, şimdi Şişli-Mecidiyeköy taraflarında beni almayı kabul edecek, kesimi bakımı iyi, fiyatı normal bir kadın kuaförü aramaktayım. Tavsiye edebileceğiniz bir yer var mıdır?

2) Yüz temizleme jeli olarak Neutrigina'nın yüz temizleme jelini kullandım, siyah noktaları temizleme konusunda pek bir faydasını göremedim. Siyah nokta temizliği ve yüz bakımı için neler önerirsiniz?

3) Yıllardır geçmek bitmek bilmeyen bir nasırım var sol ayağımın en küçük parmağımın kenarında. Psikopatça yerinden söktüm bir daha çıktı, nasır bandı kulandım, ayakkabımı değiştirdim yok arkadaş gitmiyor ve neredeyse 2-3 yıl olacak. Ben bu nasırdan kökten nasıl kurtulurum?

4)Mecidiyeköy taraflarında veya Ortaköy taraflarında Boşnak böreği nereden bulup da yiyebilirim? Boşnak böreği satan nereleri var bildiğiniz?

5)Bir kaç seferdir yakışıklı/havalı ve fotojenik bir tip olduğum söyleniyor girdiğim ortamlarda. Televizyonda, reklamlarda filan neden oynamıyor muşum diye sordular geçen gün. Bu televizyon işlerine nasıl girilir? Yağmur gibi casting ajansı var, hangisi iyidir, ne yapılır nasıl edilr, bilen eden var mıdır?

6) Mecidiyeköy'deki 80-100 metrekare civarlarındaki evimizi temizletmeye uygun fiyatlı temizlikçi arıyoruz. Var mıdır bir tavsiye veya telefon numarası verebilecek olan?

7) Küçüklüğümden beri aşıdan iğneden kan aldırmaktan pek korkmuşumdur, hep böyle tansiyonum düşer, kanım çekilir, gözlerim kararır. 7-8 sene önce üniversiteye hazırlanırken annem bana grip aşısı yaptırmak istedi, ben de bu korkumu yenmek aşmak istediğim için kabul ettim, adam geldi yaptı, bana bişi olmadı. 6 sene önce de ehliyet alırken, tıp merkezinde orta parmağıma bişi saplayıp azcık kan aldılar, eyvah dedim yine öyle olucam, hiç bişi olmadı. Sonra başka başka sebeplerden psikiyatriste gittim 5 sene önce ona anlattım bu durumu, o da bana benim bu durumumun sadece iğneyle aşıyla ilgili değil genel olarak "batma" ile ilgili olduğu yorumunu yapmıştı, fakat çok sürmeden o psikiyatristi bıraktım. Geçen sene de dişime kanal tedavisi uygulanacaktı, dişime diş hekiminin elindeki batıcı zımbırtı hafifce battığında ben yine öyle oldum, gözlerim karardı, tansiyonum düştü.

Şimdi hikaye bu, gelelim sadede:

Askere gitme planları yapıyorum, askerlikle ilgili tek ama tek çekincem şu aşılanma olayı, ne nöbet, ne yatmak kalkmak, tek kafama taktığım şey aşılama. Yok efendim gittiğin ilk günlerde hem sağ hem sol koldan aynı anda aşı yapıyorlarmış, sonra aradan bir kaç gün geçtikten sonra bi tane daha yapılıyormuş. Neymiş efendim hastalanırsan hiç ilaç filan demeden direk bacağım kadar iğneyi kalçadan basıyorlarmış hikayeleri. Diyorum ki bu askere gitmeden önce bu aşı iğne olmayını yeniyim bitireyim tarihe gömiyim. Ama nasıl? Nasıl bitirilirki bu olay? Benim gibi böyle aşı olurken gözleri kararan ama sonradan yenmiş bir emsal var mıdır ki?