şu saatten sonra kasma bence :)

kısa sürede w3schools'tan öğrenemezsen hiçbi yerden öğrenemezsin. kullancak bişey yok css'i açıp yaznları okuyup bi sonrakine geçiceksin. aynı zamanda karşına denemeler yapabileceğin şeyler de çıkıcak. w3schools'a bak sen. 1'er saat bak ikisine sınav için yeter.

sabaha kadar çalışsan 30 alırsın en fazla

ne istendiğini biliyorsan google a yaz öğrenmeye çalış nasıl yapıldığını

(git: 304843)

zz top - la grange

bildiğin ret işte

VİCDANİ RET NEDİR?
Vicdani ret, bir bireyin politik görüşleri, ahlaki değerleri veya dinsel inançları doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmesidir. Vicdani retçiler kendilerini antimilitarist ya da pasifist olarak tanımlayabilmektedirler.

En çok karşılaşılan ret sebepleri şunlar:
Düşman olsa bile insan öldürmeyi ahlaki bulmamak,
Hiyerarşik ve statüsel yapılandırmalarda yer almayı ahlâki bulmamak,
Güncel sorunlardan dolayı o ülkenin silahlı birliğinde bulunmayı ideolojik ve dini inanca aykırı bulmak.

kaynak:HABERTURK

sanırım şu an konuşulan; isteyen askerlikle, belirlenen bir kamu hizmeti arasında tercih yapabilecek.

@wide
onu gördüm de o zaman sanırım böyle hükümetin gündemine filan gelmemişti. yanılıyor da olabilirim.

bi de sorum vicdani ret nedir değil.

bide gazeteci rasim ozan kütahyalıda vicdani retçi olduğu için askere gitmiyor diye duymuştum.aslında şimdi bile var fakat kimler kullanabiliyo bende bilmiyorum.

aynı grubun başka firmalarına başvuracaksan ve de ilk görüşmense bence git. en kötü deneyim edinmiş olursun. hem zaten kabul edip etmeyecekleri beli değil. zaten ilk görüşmede de kabul etmezler.
ha oldu ki kabul edildin ya da 2. görüşmeye çağrıldın o zaman ulaşım benim için sorun olacak daha istanbul içi bakmaya karar verdim dersin ama git bence bu görüşmeye.

ciddi maazeret belirten bir maili oranın ik sına ve sizinle ilgilenmiş olan kontak kişisine gönder cc ye kendini koy o mailide sakla problem etmeyip gerçekten sana ihtiyaçları var ise ileri tarih belirtecekler sende planlarının değiştiğini 2-3 aylık periyotta başka bir yerlerde olman gerektiğini belirtirsin sizinle çalişmadağımı için üzgünüm saygılar filan falan

baska firmalar dediğim hepsi cok buyuk yerler, bir koordinasyon oldugunu dusunmuyorum cunku kendi sitelerinden değil kariyer.net'ten direk o pozisyona basvurmustum. benim bahane nasıl, bir gun önce arayıp söylemeye uygun mu?

@sazan, ik.cı hatun mail falan vermedi direk kendi dahili telefonunu, ordan arıcam yani. aslında mesela ankara'daymıs bu 2 aylık deneme suresi. mış da mış. bu nasıl?

git.

herşey mukemmel olsa bile calısmayacagım orda, ondan ayak suruyorum zaten. ama vicdanımız sıkıstırıyor işte. insan beyni bunda bile stres yapabiliypr.

çalışmayacak olsan bile verilen bi randevuya gitmemek hoş bişey değil özellikle de böyle durumlarda ki bahanenin yalan olduğu da belli olur genelde. zaten ilk görüşmenmiş işin yok gücün git işte. bişey kaybetmezsin aksine kazanırsın. hadi yapacak bişeyin olsa o kadar yol gitme o zaman diyicem de gitmeyip oturucaksın büyük ihtimalle.

geçen ay aynı duruma kalıp görüşmeye gitmiştim. Kahretsin ki görüşmede çok iyi geçti ama kabul etmedim. Evime 30km uzaktı zira.

ara kendini tanıt mail adresini al mail at mazeret harika

mutlaka git zaten bir form doldururlar ücret kısmına 5000.tl yazarsın olur biter. nasılsa red ederler.

@ned flanders, simdi o tecrubeye dayanarak git mi gitme mi diyorsun?

sakın ha 5000 filan yazma dalga geçer gibi müdürler almıyor adam inadına kabul eder ağzın burnuna karışır varsa parası iki ay çaliştirir deneme süresi bitmeden çıkartır sudan çıkmış balığa dönersin (şaka tabi olmaz da piyasa küçük hiçkimseyi aşağılamamak lazım sen genede yazma 5000 diye )

5000.tl veren şirket olursa zaten durmasın gitsin 2 ay sonrada cıkınca 10000.tl paran olur çıkarırsada cıkarsın :D

@genius, aynen zehir olsa içilir hesabı

i.k cı yorumluyor;

kesinlikle git ve iyi bir izlenim bırak, diğer başvurularında yardımcı olacak;)

bence git:) vicdanım rahat olsun bana yeter sizi bilemem tabi.

@ned flanders, ben de öyle yapacagım galiba.

www.dipnotkitap.net derecelendirme yok ama

kitapyurdu'ndaki yorumlar iyidir. özellikle kitabın mütercimi iyi mi, tashihi titiz bir şekilde yapılmış mı filan gibi teknik konularda çok yardımcı oluyor.

(bkz: kitapyurdu.com)

ya ben bunu yapıcam ne zamandır aklımda, lanet olsun hep yarım kalıyor. böyle bişeye girmeyi düşünen varsa uygun şartlar sağlanırsa belki yapılmaya çalışılabilir. olmadı ben bi gün yapıcam, valla bak eheh.

www.aklimizdakalanlar.com

yerli değil ama bu tür sitelerde bir numara goodreadsdir.

goodreads yazacaktım, yazılmış. resistance is futile +1

ya sen şimdi site sormuşsunda hatta belki benim şimdi yazcaklarım mantıksızda olabilir ama çok kitap okurum .sürekli farklı türler okumaya çalışırım dolayısıyla aramasıda zor oluyo ama siteden bakmak yerine kitapçıda tek tek kitapların arasında dolaşarak arkalarını okuyarak kitap almayı hiçbişeye değişmem .siteden bakman yerine kesinlikle bunu tavsiye ederim kitap zaten beni al diye mutlaka göz kırpıcaktır ;)

yemeyin. suya atınca batarsa bozulmamış olması lazım ama ben yine de yemezdim.

bir kaseye bir tanesini kırın eğer sarısı dağılmıyorsa yenilebilir haldedir dağılıyorsada çoktan gitmiştir.ama bence onlar sizi çoktan terketmiştir atın çöpe yazık arkadaşınıza.

kolay bozulmaz. kış şimdi. alciphron doğru söylemiş. bi de daha zor bir tespit yöntemi var. olduğu yerde çevirin. dönerken üstüne parmağınız ile bir saniye bastırın ve çekin. eğer dönmeye devame ederse sağlamdır. dönme hızla durursa bayattır. bunu fizik eğitimi almamış birisi olarak yanlış değildir umarım diyerek "ataletin momentumu" kuralı ile açıklayabiliriz. nedeni ise şudur: i.imgur.com

buradaki yumurta beyazı ve sarısı + bağların ilişkisi yumurta bayatladıkça "yavşar" öyle olunca yumurtanın içinde sizin fıldır!! diyerek verdiğiniz devinim (ulan bi de fizik okusam uzay bilimci olacakmışım!) bir süre sonra işe yaramaz hale gelir. bu yumurtayı kırmadan, dolayısı ile bakkal markette de deneyebileceğiniz bir metod olup uydurma değil turizm okulu yemek pişirme teknikleri dersi billgisidir.
oh.

onları da düşün, çöz diye.

hayatın olmadığını nereden biliyorsun?
allahın yarattığını nereden biliyorsun?
allahın gerçekten olup olmadığını nereden biliyorsun?
bunlar da önemli sorular mesela. bunların üstüne de düşünebilirsiniz belki hep birlikte.

hayat olmadığını nereden biliyoruz?

Kuzeninin sorusuna değil ama daha genel olarak bakış açısına cevap: Ne işe yaradığını bilmemen, o şeyin işlevsiz olduğu anlamına gelmez. Hayattaki her hangi bir şeye uyarlanabilir.

dedikleri gibi yahu.
hayat olmadığını ne biliyorsun?
belki de oradan bir yerlerden biri dünya için orada sıcaklık ortalama derecelerde diyordur ve kendi gezegeninde -200 derecede yaşıyorlardır.

ayrıca allah'a inanmayan biri için de dünya'da olan yaşam belki milyonlarca başka gezegendede olabilir. yani ne biliyorsun ?

belki binlerce yıl önce vardı oralarda hayat güneşi soğuttu belki ilk zamanlar plütonda vardı hayat belki güneş çok sıcaktı diğer gezegenler en sıcak zamanlara denk gelince plüton ile güneşin arasına girip plütonun yaşanıcak sıcaklığa gelmesini sağlardı sonra satürn sonra uranüs şimdi dünya binlerce yıl sonra mars kim bilebilir daha 250 yıl olmadı dünya yuvarlak diyen ilk adamı öldürdükleri ! öldürmeyip ellerinden alsaydı da peygamber diye o akıllı adama mı inansalardı ?

allahın varlığına inanmayan önce aynaya baksın sonrada bilim insanlarına 100 senede anca koşabilen bi asimo yaptı japonlar insanı yapabiliyorlar mı aha işte en taklitçi haliyle yap bi insan sperm orda yumurta orda başka bi yerde döllendir ver besini yapabiliomusun yok ! beyin ölümü gerçekleşmiş bir insanı bile bi yakını izin vermeden öldüremiyorsun gitmiş ruh yok içinde koy içine ruh robot gibi yaşat nerdeeeeeee sınamayın kendinizi


Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koşardık, ne de atalarımız ortak koşardı, hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan önce yalanlayanlar da böyle söylemişlerdi de sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: "Yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi mi var? Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz."

3.sınıf çocuğuna cevap veriyoruz arkadaşlar.yok demek var demekden daha kolay olduğu için yok dedim.Şu an içinde bildiğimiz kadarıyla yok zaten.

biraz kafa patlatıp gizemini çözelim diye olabilir.)

çocukta ışık gördüm, 4-5 seneye kalmaz alayına giden bir ateist kardeşimiz olacak inşallah.

şimdi senin 1 milyon liran olsa torosa mı binersin audiye mi? şimdi anadolunun bir şehrine bir bak bir de istanbula, ya da newyork a, şimdi bi istanbuldaki ikiz kulelere bak bir de dubaideki burj lara, bunlar hep gücün ihtişamın göstergesidir, allah en güçlü en yüce olduğuna göre o yarattı mı en görkemlisini yaratır.

hayatına bi renk bi çeşitlilik gelsin diye...

evrendeki enerjiyi dengeleyebilmek icin...vb vb.

işte bu çocuk aynşantayndır..

oralarda hayat olmak zorunda değil çünkü o gezegenlerin varlığının sebebi güneş sistemini oluşturması
ortada bi sistem var.

misal, koca bir göktaşı var diyelim dünyaya kadar gelmeden gidiyor marsa çarpıyor ya da ne bilim ay'a çarpıyor

yani gezegenler birbirini korur kollar
işte bu yüzden

bunu ben de fader'a mesaj atmıştım baya oluyor. hiç tepki vermedi. şu sağdaki bölümler ilk çıktığı zamandan beri var o.

edit: benim de sonradan aklıma geldi de compumaster'a mesaj atmış olabilirim.

teee ne zaman compumaster'a ben de bildirmistim ayni hatayi. duzeltecegim demisti ama ya unuttu ya da firsat bulamadi.

tek sorguda nasıl yapılacağını denemem lazım da en basit yöntemi söyleyeyim.
stored procedure içinde sorguyu oluştururken parametreye göre sorgu oluşturursan olur. (aşağıdaki sorguyu test etmedim. eksikliği vardır)
if @parameter>0
BEGIN
select * from table where col1=1 and col2=2
end
ELSE
BEGIN
select * from table where col1=1
END

bu da aklıma geldi ama şu anda değiştirmeye çalıştığım şey daha önce başkası tarafından yazılmış ve gayet uzun. bütün kodu tekrar etmek istemiyorum. yani tabii tekrar etsem de bütün kod işlenmeyecek sonuçta ama daha sade bi çözüm olsa iyi olurdu.

geldi, if'i en başta örnekte sembolik olarak yazdım zaten. ilk case when'i denemiştim yine olmadı. yani aslında oluyordur herhalde ama yapamadım.

@thebug dediğin gibi de denedim son olarak öyle de olmuyor.

prosedur icinde bir text degisken tanimla. sonra da sorguyu parca parca bu text'e ekleyerek yaz.. en son text'i de execute et..

@nooneatall öyle bişeyler denemiştim olmamıştı. sonuçta yine if-else'le yaptım ama işte tüm sorguyu tekrar etmiş oldum. bir de begin, end filan yazmadım öyle oldu. ne zaman oluyor bu begin'ler filan bilmiyorum. sonuçta şunun gibi bi şekilde oldu.

if @parameter > 0
select * from table
where col1=1
and col2=2;
else
select * from table
where col1=1;

where içine koymayı deniycem biraz daha yarın. olursa o halini de yazarım.

case ... when ... ile yapılır bahsettiginiz sorgu. tabi PL/Sql de yazmıyorsanız.. orda else if vb kalıplarda kullanılabilir.

msdn.microsoft.com

www.codeproject.com

halen olmadı mı? ben ilk örnekteki sorguyu test ettim çalışıyor.

DECLARE @parameter TINYINT
SELECT @parameter=2
if @parameter>0
BEGIN
PRINT 'Parametre 0''dan büyük'
end
ELSE
BEGIN
PRINT 'Parametre 0''dan Küçük'
END

kadın / erkek?

ben 1.90 olmak istemezdim mesela.
1.90'dan kısayım tabii bu arada.

erkek

uzunsunuz işte. ve bunda üzülecek birşey yok. o 1.90 boyu spordur vesairedir birde efektif kullanırsan, birde o zaman gör tepkileri.

valla kardeş hiç bozulma geçen cuma gecesi istiklalde bi çocuk gördüm 1.95 filan ama tip 0 ın altında erzurum abi yanındaki kız 1.85 civarı aman allahım demeyen erkek değildir! kız sırf boydan dolayı armutu seçmek zorunda kalmış bi tek boy yakışıyordu 1.80 den uzun bi hatun olsam ben bile bana varmam bide topuklu giyince 5-10 cm takar bana :)

ortalama türk erkeğinden 20 cm uzunmuşsun istatistiklere göre. aşırı zayıf değilsen ne güzel bir durum. kompleks yapıp saçmalama keyfini çıkart.

asıl sorun sevdiğim tüm kızlar kısa sinek gibi yaralı yere konuyorum off yaaa

üzülme sevin

o boy bu yaşlarda spor yapmassan ileride sorun çıkarır söyleyim
kamburun çıkarsa çok kötü görünürsün

mümkünse yüzme ya da fitnesse başla sporla ilgin yoksa

ya abicim dersanedeki ,okuldaki bebeler kıskanıyo resmen anlıyorum

Uzun boyluların %10 daha yüksek maaş aldığı, araştırmalarla gösterildi. Boyun misal 202 cm olsaydı, biraz problem olurdu ama, 190 cm ideal. Senin yerinde olabilmek isteyecek binlerce kişi var. istanbul beyefendisi üstadımızın dediği gibi, Ağa Camiine gidip iki rekat şükür namazı kıl.

1.90 problem denilebilecek kadar uzun değil, millet 2 metre dik yürüyemiyor. 1.88 lik erkek olarak, bazen sorun çıkarsa da boyumdan şikayetçi değilim, kısa olsam o koyacak, ortalama olsam uzun tipler kompleks yaptıracak.

kızlar da yorum yazsın lütfen hedef kitleye yönelik bi araştırma olsun

tabiki sevin kız olsan neyse de erkekmişsin mis işte git biraz vücut çalış

ben 1.81 im. allah herkese böyle bi boy nasip etsin.

uzun desen uzun, kısa desen kısa.. yılan gbiiyim ortamlarda onu soruyorsan.

seninki birazcık yalı kavağı stayla olmuş.

sen içini doldur yeğenim. avarel'de de boy var amk. taktığın şeye bak. büyüyünce daha büyük sorunların olacak. bunları aşın artık.

Bence uzun boy=özgüven tadını çıkar ;)

1.90'ım, yüzücüydüm. Gayet memnunum halimden. Bence sevinmelisin. Kambur durma!

bence de sevin, ben çok çekici buluyorum uzun boylu erkekleri, ama biraz da yapılı olması gerek tabi.

önemli olan dalga boyu. bırak şimdi 190ım yürürken türbülansa giriyorum ayaklarını.

1.90 normal bir boy arkadaşım.1.96 2.00 falan olsaydan dediklerin doğruydu...

biri olacaksa ikincisi ama ben beatles tablosu alacak olsam ikisini de almazdım.

2

bok gibi değilse de ikisi de değil, bikaç alternatif daha eklesen?

2 alır götürür

klasik ama tek geçerim.
www.allposters.com.tr

şahsen ben olsam siyah beyaz bir fotoğraflarını koyardım, ama renkli istiyorsan şurada biraz saykodelik modlarda bi' şeyler var:
www.flickr.com

başvurduğun işe, pozisyona göre değişir ama genel olarak fotoğraf koymak iyidir.

direk çöpe gitmez, eğer fotoğraflı ilanların hiçbirinde iş yok ise sizinkine bakarlar.

(bkz: isimsiz fotoğrafsız cv)

Bilhassa 2. Entry

Başvurduğun pozisyon / görev ile alakalı.

İş ilanında prezentabl denen saçma kelime bulunuyorsa koymakta fayda olabilir. Kurumsal bir şirket içerisindeki kalburüstü bir departmana başvuruyorsan fotoğrafına bakılmaz zaten denilir. Ancak fotoğraf insanlarda yargı oluşturabilecek bir şey, o yüzden bu tarz pozisyon başvurularında fotoğraf koymamakta fayda var. Kimse de sormaz neden fotoğraf koymadın diye.

yurt dışı için gereksiz diyor herkes.

gitmez ama yeterli etkiyi gösteremeyebilir.

Ayrimcilik olmasin diye yurt disinda fotografsiz, cinsiyet ve dogum tarihi olmayan CV'ler isteniyor. Ama TUrkiye'de farkli tabi.

Türkiye için olması lazım. Kızsa mesela bunu yapan sıkmabaş diye düşünülüyor ve eleniyor.

fotoğraf her zaman tipinize bakmak için kullanılmaz.

kurumsal bi firmaya yolladığınız cv'de, bi düğünde şebek gibi çekildiğiniz fotoğrafı crop edip koymuşsanız elenmenize neden olabilir.

vardı.

facebookta ipek & burak diye grup varmış oradan okudum tamamdır:)

(bkz: amadeus)

film değil dizi ama the tudors izle bence the other boleyn girl hikayesini de içeriyor.

(bkz: elizabeth)
(bkz: elizabeth: golden age)

the other boleyn girl den sonra iyi gidiyolar

(bkz: pope joan )
(bkz: the countess)

süper değilller ama, sıkılmadan izlemiştim ikisini de.

(bkz: the pillars of the earth)'ü de ekleyeyim dedim.

(bkz: the young victoria)
(bkz: marie antoinette)

hatta şunu da yazmak istedim yenilerden (bkz: the queen)

(bkz: kingdom of heaven )

king's speech de izlenebilir.
bi de şimdi freud ve jung un filmi çıktı a dangerous method galiba adı.
darwinle ilgili de bi film vardı ama adını anımsayamadım.

film değil dizi ama The Borgias, tam istediğin gibi buram buram tarih

tr.forvo.com

Tureng var 3 aksanlı

www.howjsay.com

seslisozluk.com da cesitli aksanlarda telafuz olayi var

hepsini seçip sağ tıklayıp bağlantı konumunu kopyala de. ama böyle olmayabilir. o zaman tek tek sağ tıklayıp bağlantı konumunu kopyala diyip yapıştırman lazım.

linke sağ tıklayıp özellikler deyip açılan penceredeki adres(url) kısmından görebilirsiniz.

evet o şekilde görüyorum fakat tek tek görüyorum çok uğraştırıyor.

ben smyrna, sana mesaj attım dostum ordan bak sana zahmet.

şu sitedeki "list all links" bookmarkleti işini görür:
subsimple.com

asdasdas, yapamadım dostum.

dönem içi harcamalara bakın.

dönemiçi işlemler diye bişey var. orada 0 kayıt bulunmuştur diyor. dönemiçi harcamalar diye bi yer varsa onu göremedim.

açık provizyon da gözükür, açık provizyonu bul

açık provizyon'un hesap hareketlerim'de olduğu yazılmış ama orda yok. başka yerde de bulamadım. zaten hesabımdan para çekilmiş değil. kredi kartı limitim 5 lira kadar azılmış görünüyor sadece.

evet dönemiçi işlemler'de açık provizyon varmış. orada da şifre görünüyor. oldu yani, teşekkür ederim.

gelişmekte olan ülkelerde yaşamak ve çalışmak gönüllere karşılaştıkları insanların hayatında bir fark yaratma olanağı verir ama hastalanma, yaralanma ve ölüm risklerini de artırır.

kalkınmakta olan ülkelerde yaşamak ve çalışmak gönüllülerin karşılaştıkları insanların hayatlarında değişiklikler yapmalarını sağlar, bunun yanında hastalık, yaralanma ve hatta ölüm risklerini de arttırabilir.

vuu geç kalmışım, olsun dursun.

zamanında sadece bkz verme amaçlıysa önüne ardına bir şeyler yazılsa da legal sayalım diye karar almıştık ama o kararlar derli toplu bir şekilde aktarılmadığı için bilmiyor olabilir ya da karar sonradan değiştirilmiş olabilir.

yani o bkz'ı verdiğim kısmı da sonradan ekledim mesela. neyse, olabilir.

bu tarz entry'ler uzun zamandan beri legal kabul ediliyor, silinmemesi lazimdi.

neyi nasıl olduğuna göre değişecek bir soru bence. tır çekerek rekor kıran var ama iterek rekor kıran yok.

üf abi biliyordum abi böyle bi cevap geliceğini. tekerlek filan yok işte düz düşün. evde dolap var mesela itiyosun çekiyosun aynı yerde. sürtünme kuvveti filan aynı hep.

iyide soru çok saçma. tekerlek itmeye yada çekmeye artı güç yada eksi güç değil. tekerlek sadece sürtünmeyi azaltan bir unsur. tekerleksiz tır konteynerinin olduğunu düşün, ittirmek yerine yine çekeceklerdi.

vüsut yapınla alakalı. iterken vücudundan tan destek alabiliyosun ama çekerken alamıyosun

kişisel vücut yapınızdan ziyade, insan vücudunun yapısıyla alakalı. ittirmek istediğin şeye yüzünü dönersin, çünkü ileri doğru gitmeye ayarlı bir vücut yapın vardır. ama bir şeyi ittirmek yerine ip ile bağlayıp önünde tutarak çekersen daha fazla ilerletirsin. neden? çünkü hareket mesafen kol uzunluğundan daha fazladır. ben çekmek diyorum. -tek el olmasını düşünürsek omzu komple kullanabilmenin avantajı

@sormaya geldim dediğinde haklısın. ben de vücut yapın derken insan yapısından bahsetmiştim. ikinci olarak da tepedeki... anladığım kadarıyla çok büyük olmayan bişeyi araç kullanmadan hareketlendirmeyi soruyomuş gibi geldi. yoksa dediğin doğru; önemli olan vücut yapın değil nasıl hareketlendirmeye çalıştığın. mesela en kolay yukardan aşağıya bişeyi çekersin çünkü vücudunu havaya kaldırmaya çalışman yeterli olur.

@sormaya geldim, amma komplike hale getirmişsin durumu yahu. adam mesela bi kanepeyi kollarıyla itmek veya yine kollarıyla kendine doğru çekmek arasındaki farktan bahsediyor. senin verdiğin kamyon çekme örneğinde halatlardan tutup kendine doğru çekmiyor ki adamlar. vücuduna bağlıyor halatı ya da "dişlerimle kamyon çekeceğim" iddiasındaysa ağzına halatı takıyor ve yürür gibi, gidiş yönüyle aynı yöne çekiyor. yani yine tüm vücudundan kuvvet alıyor. tpa'nın sorduğu şey aynı değil.

@tpa(adını kısalttığım için kusura bakma), ben de seninle aynı fikirdeyim. senin bahsettiğin şekilde itmek daha kolay, tüm vücutla abanıldığı için.

Hayır ya çekmek itmekten daha kolaydır çünkü iterken uyguladığımız kuvvet yere doğrudur böylece uyguladığımız kuvvetin x eksenindeki bileşkesi itme işini yaparken y'deki bileşkesi ittiğimiz nesneyi yere bastırıp sürtünme kuvvetini artırır ve hareketi zorlaştırır. Bunun aksine çekerken ise uyguladığımız kuvvetin y bileşkesi nesneyi yukarı kaldırıp sürtünmeyi azaltır böylece hareket kolaylaşır.

ne denmiş bakmadım ama aynısı sorulmuş şurda da: physics.stackexchange.com

iterken uyguladığımız kuvvet niye yere doğru ya da çekerken ki niye yukarı doğru? kuvvetleri yere paralel uyguladığımızı düşünsek? ya da gayriihtiyari bi şekilde iterken aşağı doğru, çekerken yukarı doğru kuvvet uyguluyoruz diye bişey mi var?

hayır, ittirirken eşyalar düşme eğilimi gösterirler. ama çekerken düşemezler. düşçeği yerden tutuyorsun çünkü.

Omuz hizandan aşağıdaki bir cismi iterken aynı zamanda yere bastırırsın tam tersi çekerken de geçerli tabi uyguladığın kuvvet yere paralel olursa ikisinde de değişen birşey olmaz.

@sormaya geldim
hayır, ittirirken eşyalar düşme eğilimi gösterirler. ama çekerken düşemezler. düşçeği yerden tutuyorsun çünkü.

bu ne demek yahu. gerçekten anlamadığım için soruyorum. niye ittirirken öyle bi eğilimleri var da çekerken yok. düşeceği yerden tutuyorsun ne demek?

dolabı ittirdiğini düşün. ittirdiğin dolabı devirme ihtimalin var. çünkü uyguladığın kuvvet yere doğru. bu dolabın düşme eğilimi göstermesi.

dolabı çektiğini düşün. dolap devrilir, ama çektiğin yöne devrilir yani sana ve çekmeye devam edebilirsin. @haldemir'in dediği gibi nesnenin bir tarafı yukarı kalkmış olacağından sürtünmeyi azaltırsın, böylece hareket bile kolaylaşır.

sormaya geldim, biz seninle anlaşamadık. neyse artık. dolaptaki bi eşya itsem de çeksem de düşme eğilimi gösterir zaten. ayrıca bi tarafını kaldırmak diyorsun. başından beri diyorum basitçe itme ve çekme eylemi. sen hala başka şeyleri sokuyosun araya. neyse teşekkür ederim herkese cevaplar için.

Hareket ettireceğin çeyin altına 4 köşesine düz kesilmiş patates yerleştir sonra tek parmağınla itersin

evet anlaşamadık, çünkü görüntüyü aynı şekilde resimleştiremiyoruz zihnimizde. yanyana olsak 2 el hareketiyle iletişim kurulabilecek bir şey esasında.

kendi ağırlığımızı da ona eklediğimiz için daha kolay ittiriyoruz bence. çekerken de kendi ağırlığımızı da çekiyoruz gibi bişey geldi benim aklıma.

şu anda

cümleye göre değişir.

elxa ??? şu an dan sonra nasil

@elxa bana ikisinde de da ayrı yazılacak gibi geliyor birince yazdığında şu an burada olmanı isterdim de gayet mantıklı.

@sazan

son yazdığın yanlış. Şu andan sonra olacak.

şu anda bir güzellik var. ("çekmecede defter var" derkenki gibi)
şu an da tıpkı o gün fotoğrafladığımız an gibi ölümsüz olmalı.

bence elxa yanlış, maimai ve microfiction doğru, siz ne dersiniz ?

yahu tam olarak ne demeye çalıştığını söylesen. onların hepsi de doğru aslında yerine göre. senin sorduğun soru yanlış.

@elxa doğru söylüyor.Verdiği örneklerin ilkinde "-de" eki durum eki.Bitişik yazılır.İkincisinde ise bağlaç, ayrı yazılır.

microfiction'un verdiği ikinci örnek doğrudur, çünkü o örnekte ''da'' bulunma anlamı katmıyor cümleye ve bulunma anlamı katmayan de, da ekleri ayrı yazılır. benim yorumum budur.

grgn en anlaşılır şekilde ifade etti durumu.

@tepedeki psychedelic adam, bence ne demeye çalıştığım gayet ortada. ama hala net bir cevap bulamadım kafamda.

kafanızın karışmasının sebebi elxa'nın ilk cümlesinin iki türlü de okunabilmesi. yani şöyle:

şu anda burada olmanı isterdim. (tam o anda, tam şu zamanda. çekmecede kalem var der gibi)
şu an da burada olmanı isterdim. (-seni seviyorum. -ben de seni seviyorum. diyaloğundaki veya "yav bırak yav. orada kalıp da ne olacak"taki gibi)

ne demeye çalıştığın ortada değil. bunların ikisi de doğru. yerine göre ikisi de kullanılır.

görelim:

"şu anda orada bir şeyler oluyor.

"bunu daha önce yapabilmiştim. şimdi, şu an da yapabilirim"

cümle cümle örnek vermek yerine kuralı söyleyelim. ismin -de halinde olunca, yani bulunma belirtince bitişik yazıyoruz.
ne dedik yineleyelim, bulunma!

örnekse,
bodrum'da yazlıkları var.
gönderde bayrak asılı.
bu kitapta çok az sayfa var.
benim adımda dört sessiz harf var.
şu anda (at this moment gavurcası) pek çok mutluluk gizli.

ötekisi ise dahi anlamına geliyor. yani bir şey var, bir de o olan şey dışında bundan var.

ahmet de hasan da esmerdirler.
tıpkı erzincan gibi van da doğu anadolu'da.
onun küfretmesi gibi senin çocuğun kafasına vurman da çok ayıp.
daha önce yaşadıklarımız gibi şu an da benim için çok özel.

umarım açıklayıcı olmuştur.

orphan, cold prey, the frozen, eden lake, peliculas para no dormir (tv serisi 6 bölümlük)

daha çok gerilim tarzında bunlar, sanırım aradığın gibi..

lake mungo'yu da deneyebilirsin.

martyrs

www.eksiduyuru.com bu duyuruda önerdiğim filmler. artı olarak ta; www.imdb.com

lanetli topraklar filminde çok gerilmiştim.

(bkz: thin red line)

en iyi savaş filmleri:

www.imdb.com

Sıralama Puan Filmin adı Aldığı Oy
1. 8.9 Schindler's List (1993) 346,437
2. 8.7 Ningen no jôken (1961) 1,077
3. 8.6 Apocalypse Now (1979) 209,423
4. 8.5 Paths of Glory (1957) 55,204
5. 8.5 Saving Private Ryan (1998) 340,045
6. 8.5 Ningen no jôken (1959/I) 1,450
7. 8.5 Lawrence of Arabia (1962) 93,334
8. 8.5 The Pianist (2002) 175,652
9. 8.5 Das Boot (1981) 83,219
10. 8.5 Ningen no jôken (1959/II) 1,088
11. 8.4 La vita è bella (1997) 141,772
12. 8.4 The Great Dictator (1940) 47,668
13. 8.4 The General (1926) 24,647
14. 8.4 The Bridge on the River Kwai (1957) 71,009
15. 8.4 Voskhozhdeniye (1977) 1,199
16. 8.4 Full Metal Jacket (1987) 192,452
17. 8.4 The Big Parade (1925) 2,921
18. 8.3 El laberinto del fauno (2006) 199,391
19. 8.3 Der Untergang (2004) 106,253
20. 8.3 Braveheart (1995) 300,864
21. 8.3 Hotaru no haka (1988) 45,912
22. 8.3 The Great Escape (1963) 75,493
23. 8.3 Inglourious Basterds (2009) 267,115
24. 8.3 Ran (1985) 40,717
25. 8.3 The Best Years of Our Lives (1946) 20,593
26. 8.3 La grande guerra (1959) 1,177
27. 8.2 La battaglia di Algeri (1966) 17,524
28. 8.2 Hotel Rwanda (2004) 116,150
29. 8.2 Idi i smotri (1985) 11,509
30. 8.2 The Deer Hunter (1978) 108,152
31. 8.2 Andrey Rublyov (1966) 12,312
32. 8.2 Platoon (1986) 134,769
33. 8.2 La grande illusion (1937) 14,678
34. 8.2 Roma, città aperta (1945) 7,539
35. 8.2 Gone with the Wind (1939) 97,809
36. 8.2 L'armée des ombres (1969) 6,788
37. 8.2 Ballada o soldate (1959) 3,932
38. 8.2 Guizi lai le (2000) 2,596
39. 8.1 Stalag 17 (1953) 24,246
40. 8.1 A zori zdes tikhie (1972) 1,026
41. 8.1 To Be or Not to Be (1942) 10,437
42. 8.1 Un condamné à mort s'est échappé ou Le vent souffle où il veut (1956) 5,226
43. 8.1 Incendies (2010) 9,138
44. 8.1 Letyat zhuravli (1957) 4,854
45. 8.1 Ivanovo detstvo (1962) 7,220
46. 8.1 All Quiet on the Western Front (1930) 26,270
47. 8.1 Bronenosets Potyomkin (1925) 20,324
48. 8.1 The Lion in Winter (1968) 14,316
49. 8.1 Nobi (1959) 1,811
50. 8.1 Obchod na korze (1965) 3,856

(bkz: paths of glory)
(bkz: patton)

www.imdb.com

Bana teşekkür edeceksin. Bırak klişeleşmiş hollywood filmlerini. Şu film sana ilaç gibi gelecek.

@Komutanlogar

O zaman red Cliff'i izle hocam. O da çok güzel. Red Cliff'i de izlediysen al bunu izle. Bu filmin içinde hem dram hem komedi hem de savaş var...

www.imdb.com

Red Cliff; www.imdb.com

enemy at the gates

forum.divxplanet.com

ya kimyasal filan karışınca mavi olmuştur işte. saç dediğin nedir uçmuştur aralara bi yerlere girmiştir. hayatınıza normal bir biçimde devam edeiblirsiniz.

muhtemelen ikinitden birinin saci camasirlarla legene girmis ve boyanmistir camasirlarin verdigi renkten ötürü. siz onu cöpe atmissinizdir ama biraz hava akimiyla ucmustur o kovaya girmeden. yoksa bilim ve fizik disi seyler....lütfen yani.

ikimizin saçı da değil, bundan eminiz. benimkiler kadar kısa ve onunkiler kadar uzun değildi saçlar. ayrıca o kadar toplu bir şekilde saçımız dökülse bunu fark ederdik herhalde değil mi? :/

@freekara: ev değil, yurt ortamı.

ee yurtmuş zaten başka yerlerden gelmiştir bi şekilde, bi giysinin içindeki tüydür bişeydir. zaten kafamızdaki bütün saçlar da aynı boyda değil. evet gerçekten de böyle bişey var, inanılır gibi değil. dersinize çalışın siz.

Sevgilin seni mavi saçlı bi kızla aldatıyor olmasın sakın?

anlatamadım derdimi herhalde. çamaşır yıkadığımız yerin temizliğine özen gösteriyoruz bi yerde. :) neyse, teşekkür ediyorum yardımlarınız için.

muhakkak bir açıklaması vardır. öyle başka şeyler düşünüp korkutmayın hem kendinizi hem de bizi.

peki nasıl bir açıklama işte? biz orada takıldık... bu yaşadığımız çoğarip bir olay idi. hayal olsa değil, iki kişi aynı anda aynı halüsinasyonu görebilir mi ki?

sanırım halüsinasyon diye yazılıyordu. :/

ingmar bergman.

isim aynı ingmar, soyadı bariman gibi ilk a biraz uzun olucak.

lars von tierre değil, trier olacak o.
bergman'ı düzgün telafuz edip oradan yamulmayın.

yoktur.

süreklisini bırak, sigur ros çalan mekan bulmak bile zor. izmiri, eskişehiri bilmem ama istanbulda hiç yok.

mekan tanıdık olursa sürekli olmasa da açtırabiliyorsunuz.ben denedim oldu :)

sigur ros üyeleri kafe açsa, onlar bile çalmaz sürekli sigur ros.

anlaşılan benimkisi fazla hayali bi mekan oldu.. =/

benim bildiğim legal o. galadnikov'un dediği gibi yani. önceden söylediğinin üstüne ek bilgi varsa legaldir. ama linki verip burda da dediğim gibi hededir derse legal değil mesela.

"aşağıdaki kalıplardan birini içeren entry'ler bu gerekçe vesilesiyle kesinlikle hatalıdırlar:" diyor kimi raikkonen, kesinlikle diyor adam

ya ben bu tarz entryleri anlamak için ispiyonladığımı ve galadnikov'un dediği gibi olduğunu gördüm. yani "daha önce dediklerimin (bkz: #8917255897) yanında aynı zamanda hödedir de." formatında bi entry'ye olan ispiyonum reddedilmişti.
raikkonen de kesinlikle demiş ama dediğin gibi. işte moderatörler arası yine ufak farklılıklar oluyor belki de.

Ya gece geç vakit olduğu için entry'i tam okumadım ama sana naçizane şöyle bi' şey söyleyeyim.


1. hededir. (kirpi, 02.11.3011 21:29) (#8917255897)
2. daha önce dediklerimin (bkz: #8917255897) yanında aynı zamanda hödedir de. (kirpi, 02.11.4011 21:29) (#9781498198)

Bu şekilde entry girersen eğer kimse silmez entry'ni. Kimi raikkonen'in söylediği, entry numarasının yanı sıra herhangi bir şey yazmazsan geçerli. Yani ilgili başlığın altına daha önce girdiğin entry'nin numarasını direkt bkz. olarak verip hiçbir şey yazmazsan silinir. Tabii yazdığın zaman nasıl yazdığın da önemli. Bkz. cümleden çıkarıldığında anlam bozulmuyorsa silinmiyor, diğer türlü yine siliniyor. Evet.

bahsettiğiniz entry legaldir. bkz ile verilen entry numarası çıkarıldığında anlam bozulmuyorsa her türlü legaldir. ssg'nin söylediği ile kimi raikkonen'in söylediği çelişmiyor.

2. daha önce dediklerimin (bkz: #8917255897) yanında aynı zamanda hödedir de. (bu legal, çünkü bkz'ı çıkarınca anlam bozulmadı.)

2. daha önce (bkz: #8917255897) no'lu entry'de dediklerimin yanında aynı zamanda hödedir de. (bu silinir, çünkü bkz'ı çıkarınca anlam bozuluyor.)

benim yazdığım entry konuyla ilgisiz bu arada. ek olarak şunlar da hatalı artık demişim. ha entry legal, ben moderatörkenki kurallara göre legaldi en azından.

yapabilirsin de.

aslında yazı dilinde yok bu ondan öyle bi sorun oluyor. yapabilirsin de yaz sen.

yahu eskiye duyulan özlem, herkesin birbirinin dediğinin peşinden gitmesi vs. hagi, maldini filan vardı ondan güzel geliyor işte. ben 6 yaşımdan beri cm oynuyorum demek bi yerde de. nolacaksa. sen yeni çıkanlarla devam et.

benim içinde premier manager 97 güzeldi 97 yılında www.mobygames.com şu netlikte ve detayda bir ekranı vardı oyunun
bu muhabbet biraz da eski ramazanlara benziyor,

@long live rock n roll
Abi gelmiş geçmiş en iyi versiyon hala o bence. Evet Roma-Lazio, Yunanlar, İsveçliler gibi dengesizlikleri olsa da oldukça dengeliydi oyun. Ayrıca geleceği görme bakımından en başarılı oyun budur bence. Tamam Tsigalko falan vardı da, Källström falan bir sürü oyuncuyu neredeyse bedavaya alabiliyorduk bu oyunda.

@tepedeki psychedelic adam
Abi tam olarak öyle değil aslında. Hani öyle veya böyle CM3'ün önceki versiyonlarını da oynadık, 4'ü de oynadık vs ama hiçbiri 01/02 gibi kalıcı olamadı nedense. Alıp kurduğum günden beri oynuyorum, oyundaki oyuncuların çoğu hala futbola devam ediyordu o sıralar. Gerçi şimdi düşündüğümüzde dediğin gibi olabilir, futbolun çok güzel olduğu dönemlerdi ancak bundan 4 yıl önce o günlere hasret çekmediğim halde yine oynuyordum ben.

sen daha kum ile oynuyordun o yüzden anlamazsın bu oyunun o zaman ki oynayanlara verdiği zevki. hele tsigalko yok mu ah ulan yanına da to madeira yı alırdım ki bunu bilen pek yok. her sene ikisi toplam 80 gol atar. hangisi daha fazla gol atacak diye meraktan ölürdüm.

@Pukay
Abi benim de dediğim o işte; iki adamın bir senede 80 gol atması çok saçma. O oyundan nasıl keyif alırsın ki, gerçekçilik sıfır! Bir manager oyunu gerçekçi olduğu kadar güzeldir bence. Sırf başarılı olduğun için sevmek çok saçma.

bence en önemlisi çok hızlı olması. süper makinalarda bile fm çok ağır kalıyor. gayet akıcı bir oyundu yani. ikincisi fm'deki gibi hatalar yok bu oyunda. bug açısından kusursuz. ama bir dolu "glitch" var. mesela as roma, tsigalko, mark kerr, chiotis, to madiera, alex de souza. ayrıca bunları saymazsak acayip gerçekçiydi. yok artık nasıl olacak bu demezdin. bi de arada garip şeyler olurdu. futbolcu maçta tribünlere orasını burasını gösterdi diye ceza aldı diye mesaj falan gelirdi. izinsiz kamptan ayrılırdı falan.

(bkz: championship manager 01/02)
genel olarak bahsedilen de bu: oyunun acayip bi şekilde "oynanabilir" olması bence en önemli etken 11 yıl geçmesine rağmen halen oynanmasında. ses efektleri, arkaplan resimlerinin güzelliği, oyunun basitliği çekici kılmıştı bir dönem için tüm futbol severleri, -ki halen çekiciliğinden bir şey kaybettiğini düşünmüyorum.

eskiye duyulan özlem,hagi,maldini diyorsunuz da 2011 update indirip onla oynayanlar var.

bir özellik olarak da yazı tabanlı olması. 2d maç motorundan daha heyecanlı gerçekten. ha bu özellik geldiğinde sevinmemiş miydim, sevindim tabii ki. ama o yazılar kayıp akarken son hızda, kendi takımının renklerini gördükçe "aha şimdi gol geliyor" demek güzel bir olaydı.

kanımca cm serisinde gelmiş geçmiş en zor oyundur. bi de o zaman görüntü yoktu. bizler ingilizceyi cm ile çözdük. ayrıca ciddi anlamda managerlik yapıyordun. yani bilmiyorum ben cm 01/02'deki tadı hiçbirinde alamadım. fm 2012 dahil. bi de tabi şimdi nostalji olması şu an sahada olmasını arzuladığımız oyuncuları orada sahaya sürebiliyoruz ondan da sempatik geliyor herkese. şöyle düşün nasıl ki bi filmin serisi çıkar sen en sondan izlemeye başlarsan ilk serisi hiç güzel gelmez göze cm 01/02 de öyle bi şey. hala bilgisayarımda durur sıkıldıkça oynarım ayrıca =)

valla millet zamanında deli gibi cm01/02 oynarken de ben Ultimate Soccer Manager 98 oynuyordum. Yeni oyunlar yavaş ilerliyor, daha gerçekçi, eski oyunlardaki gibi öyle bir gecede 30 yıl ilerleyip dünya'da alınmadık kupa bırakamıyorsun.

print screen calismayabilir.
fotografini cek cep telefonunla ;)

www.technibble.com

bir de, boot ederken F8'e basinca gelen seceneklerde "disable automatic restart on error" gibi bir sey, tam hatirlamiyorum. onu secip sistemi acarsan yine mavi ekran gelince kalir oyle.

Go to Start -> Control Panel -> System
Go to Advanced
Under the Startup and Recovery section, click Settings...
Under System Failure un-check "Automatically restart"

klavyedeki pause tuşunu deneyin. dos mode da işe yarıyor ama mavi ekranda işe yarar mı bilmem.

tamam bbuldum hatırlayamadığımı.
başlarken f8'e basıp "disable automatic start on system failure" yapmaktı aradığım.

debut sanırım aradığın kelime.

popüler desem ingilizce konup türkçe düşünmüş mü olurum

popüler olmak gibi

grammy ödülleri'nde "best new artist" diyorlar.

juno ödülleri'nde "new artist of the year" var.

"best featured" veya "best newcomer" da denebilir

bafta film ödüllerinde "best newcomer" diye bir ödül var mesela.

best upcoming artist

break through aradığın kelime.
debut degil. debut ilk anlamina geliyor daha cok. debut album derler mesela bir grubun ilk albumu icin.

bu cevabı çok veriyorum ama call of cthulhu: dark corners of the earth. oyunun bir kısmı silahsız, tamamen stealth, daha doğrusu sıvışma şeklinde geçiyor.

ben de amnesia'yı geçen hafta bitirdim şimdi penumbra'nın ilk oyununu oynuyorum, fena gitmiyor. ama amnesia bana biraz kısa gelmişti
ayrıca evet ben de cthulhu diyicektim ama orda silahla öldürmeli olaylara da giriyorsun, ondan yazmamıştım. ama onu da seversin gibi.

undying oynayacağına cthulhu'yu oyna bence. undying'in çok beğeneni var ama cthulhu sana daha uygun gibi ve ben onu undying'ten daha çok sevmiştim.

Undying mükemmel ama değeri bilinmemiş oyunlar listesinde tepelere oynar. Oynarken öğlen vakti tırsıp kendimi sokağa attığımı bilirim.

Cthulhu da çok güzel, ama sanırım Lovecraft'in dünyasını hayalde yaşatmak bambaşka. Yine de ikisini de oyna.

Vazgeçtim amk. Bi daha da sikseler oynamam böyle bi oyun. Teşekkür ederim ilgilenen ve öneride bulunan herkese.

ehehehe coc: dcote'den mi bahsediyorsun, undying'ten mi? ikisi de hayvani iyi oyunlar. undying konusunda atmosferdeki korku öğesinin artık aşırıya varan derecede yoğun olduğunu düşünüyorum, ama bundan hiç de rahatsız değildim. coc'da oyunun başındaki sanırım yüzde 30'luk kısmı tamamen düşmanlardan kaçıp saklanma şeklindeydi, ve düşmanlara karşı yapabileceğin başka da bir şey yoktu.

yok öyle bişey, yapamazsın.
ha bu hesabını kapatıp yeni bi nickle kaydolup sıranı bekleyebilirsin tabii o ayrı.

8.nesil birisiyle takas yaparım aslında. varsa niyetli ayrıntıları konuşuruz

yaparsın bi bok olmaz ama ana konu bu hesaba tekrar girmemen.

garanti olsun diyosan şimdi logout oluyosun, 1 hafta login olmuyosun sonra yeni hesap acıyosun yazar olmayı bekliyosun.

@radikalherif sen de 8.nesilsin neden değişicen :D

bu profili kapatıp, yeni hesap alıp sıra bekledikten sonra olabilir.

fenerbahçe tcdd kampında var çeçenler. stadın ordakini ilk defa duydum.

kamp denilen şey ne ki tam olarak? ne biliyim misafirhane gibi bişey mi ya da nedir?

bildiğim kadarıyla orada yatıp kalkıyorlar. ekmek elden su gölden.
senelerdir var. yanış hatırlamıyorsam fenerbahçe camii'nin tuvaletini çalıştırıyorlardı.

Fenerbahçe stadında değil semtinde. Burada Çeçen mülteciler kalıyor. Misafirhane falan değil. Durumları ve şartları iyi değil. İstanbul'da birkaç kamp daha var. İstersen nerede olduklarını öğrenirim. Biz Fenerbahçe Çeçen Kampına yardım kampanyasında bulunmuştuk.

@sutlu nescafe
Sen git de orada ekmek elden su gölden yaşa bakalım iki gün. Göreyim seni.

bir de ümraniye'de vardı hala duruyorsa. sağdan soldan gelen yardımları (pirinç, bulgur vs.) satıyorlardı pazarda. atakent civarındaydı.

@hipersomniac
durumlarının benden iyi olduğu kesin.

@sutlu nescafe
neden duruyorsun öyleyse?

(bkz: jules et jim)

(bkz: trois couleurs bleu)

en iyisini bilecek düzeyde bilgi sahibi değilim ama www.imdb.com bu güzel bir filmdi.

la science des rêves - senaryo

en iyisini ben bilemem ama izlediklerimden yorum yapacak olursam; jean pierre jeunet'nin filmlerini ben mutlaka çok beğeniyorum.

Eger olcutum sicaklik samimilik ise cevabim hayat treni olur. masal gibi bir film, train de la vie

(bkz: vegas)
(bkz: hævnen)

(bkz: krótki film o zabijaniu)
aslında kieslowski'nin dekalogundaki bütün filmleri izleyebilirsin.

show me love

bugün ikinci kez öneriyorum ama, dancer in the dark var.

koyu renkli. cümle ne ki?

koyu rengin ...
?

cümle içinde de böyle geçiyor. bir denizin adından bahsederken, avesta dilindeki axšaina (of dark color)

tamam sorun çözülmüştür. bir başka yerde bunun bir adjective olduğu yazıyor. o halde koyu renkli.

tee sugar dream.

ben de her gün görüyorum nerdeyse kadıköy-beşiktaş vapurunda. hatta ilk gördüğümde kırmızı montuyla schindler's list'teki kız gelmişti aklıma. neyse. mevzuya gelirsek, benim de dikkatimi çekmişti ama kızın konuşması çok bozuk. yani doğru düzgün anlaşılmıyor bile ne dediği. ne biliyim ben hiç şüphelenmedim. aslında ben başta para da vericektim hem sevdiğim bi parçayı çalıyordu hem de kızı gördüm işte ama adam yavşak yavşak sakız çiğneyip artiz gibi dolaşıyor o çok sinirimi bozdu. hiç para vermedim şimdiye kadar.

Ben de gördüm onları; genelde anadolu yakasında akordeon çalan insanlar, fenerbahçedeki çeçen kampında yaşayan insanlar diye biliyorum ben. bu mantıkla kızda da zaten öyle bir slav havası var; bana hiç garip gelmedi açıkçası durum.

printscreen tuşu var ona bas sonra painte ctrl v ile at sonrada ona maille yolla.

win7 için alternatif: snipping tool

kesin olmamakla beraber ben filmde açık sahne ya da pornografik bir öğe hatırlamıyorum.
masal gibi anlatımı olan bir romantik film diyebilirim.

tamamen uygundur. severek izlesin.

uygun olmadığı düşünülecek iki tane yer var. gayet kısalar. film güzel çocuk sever mi onu bilmem. porno değil tabii ki kesinlikle. o, oradaki adamların işgüzarlığı.
www.youtube.com
www.youtube.com

@tepedeki psychedelic adam
bu sahnelerin başlangıçlarını not alıp oraya gelince geçeyim bari :)

bir de bunlardan başka cafe'deki sevişme sahnesi var. gösterilen bir şey değil ancak 'baba niye öyle oluyor?' sorusu gelebilir:) ha bu arada bir de sex shop'taki dildolar vs var. aslında çok güzel bir film, tabi bunlar normalde rahatsızlık verecek şekilde kullanılmış şeyler değil ancak 10 yaş için sakıncalı olabilir tabii ki:)

edit2: bahsettiğim cafe sahnesi www.youtube.com

edit: milliyet'teki olaya gelince, herkes aynı değerlendirmeyi yapacaktır sanırım, saçmalıktan başka bir şey değil. çok aşırı popüler olduğu için ben de uzun zaman seyretmemiştim ancak seyrettikten sonra acayip sevdim, izlemediğim zamanlara yandım. eminim siz de çok seversiniz.

bence uygun degildir. yani kotu etkilenecek falan degil de, ne bilim 10 yasindaki cocuga biraz bos gelebilir konu..

cookie'leri filan silmeyi denedin mi.

tabii ki denedim. işe yaramadı.

Edit: Suçlu bulundu. LastPass eklentisi imiş... Eskiden normal çalışan şey şimdi sürekli "otomatik doldurma"ya çalışıyormuş meğer. Tek tek eklentileri kaldırarak fark ettim. "Asla Otomatik Doldurma" deyince düzeldi.

bard's song geldi aklıma ama bilmem.

ensiferumun herhangi bir parçası olabilir

taşındığın yerin nüfus müdürlüğüne kimliğinle birlikte git. onlar ordan bişeyler yapıcak. sonra da taşındığın yerin muhtarına gidiceksin.
bi de nakil belgesi diye bişey var da sormuyorlar genelde onu. gerekirse onu da daha önce ikametgahının bulunduğu yerin muhtarından alıcaksın.

taşındığın mahallenin muhtarına gidip, orda oturduğuna dair belge alıyorsun. sonra bulunduğun ilçenin nüfus müd gidip ikametini taşıyorsun.

belki nüfustakiler muhtarlık belgesi istemeyebilir

kendi muhtarına git ikametgahımı değiştircem de. belge vercek, onunla gideceğin yerin ilçe nüfus müdürlüğüne git onaylat. sonra gideceğin yerdeki muhtara bu belgeyi ver.

Bu işleri yeni yapmış biri olarak yeni taşındığın yerin nufus mudurluğune elinde adına veya ev ahalisinden birinin adına kayıtlı bir fatura ile başvuruyorsun onlar direk sistemden değiştiriyorlar.
eski muhtardan boşuna para verip de belge alma hikaye hepsi

herhangi bi fatura gelmedi ki daha yeni taşındık sorun olur mu?

kimliğin, kira kontratı, varsa fatura, yoksa elektrik, su doğalgaz vs. sözleşmesiyle taşındığın yerin nüfus müdürlüğüne git.

''Verilen bilgiye göre, adres beyanında bulunmak için nüfus müdürlüğüne gittiğinizde, eğer o adreste kimse kayıtlı değilse, herhangi bir ek belge istenmeden, nüfus kayıt bilgilerine göre adres kaydınız yapılabiliyor. Eğer o adreste başkası kayıtlı görünüyorsa, elektrik, su, doğalgaz faturası, noter onaylı kira sözleşmesi gibi, kişinin adına kayıtlı belgeler isteniyor''
diye bilgi verilmiş bir sitede
yani taşındiğiniz yeni evdeki daha önce oturanlar ordan kayıtlarını sildirdilerse bir sorun yok hemen yapıyorlarmış

valla ben bir kaç ay önce gittim nüfus müdürlüğüne. dedim buraya taşındım. adam baktı bu dairede oturan var hala dedi. emin misin dedi. değilim dedim. komşuların adını bilion mu dedi. bilmiyorum dedim. ondan sonra tamam dedi taşıdım seni bu adrese. al bu kağıdı diye bir çıktı verdi. ben elimde kira sözleşmesi ile gitmiştim ama adam hiç belge melge sormadı. emin bile olamadığım halde taşıdı geçti.

bu arada o 20 gün değil de 20 iş günü.

az önce söylemeyi de unuttum. nüfus müdürlüğü belediyeye gönderip adres teyidi yaptırmanızı da isteyebilir. müteahhit daireleri kendi kafasına göre mi numaralamış, yoksa bunların sistemine göre mi numaralamış diye.

yok video doğru. askerleri öldürüyordunuz, şimdi zorda kalınca onlardan yardım beklemeyin/istemeyin diyor. bütün van halkına demiyor tabii. öyle.

polisi taşlamayın askeri öldürmeyin diyor.neden bu kadar abarttılar ben de anlamadım.

ağır bir laf göremedim ben dediklerinde. haklı da buldum yani. sonuç olarak oh iyi oldu size anlamında bişiler demiyor,ama herkes böle anladı nedense.

aynı şeyi ben de yaşadım.
dedikleri video bu mu yaw? acaba eksik mi ki bu video dedim izleyince.
belki insanlar daha çok tüm Van halkına, tüm Doğu insanlarına atfedilmiş gibi düşündükleri için bu kadar tepkililer. yani u konuşmadan şunu çıkarıyorlar.

doğulu=terörist didi. vay niye öyle didi. ayrımcı pislik dediler. ben öyle anlamadım.


bi de diğer hatun da deprem van da olmasına rağmen hepimiz çok üzüldük. demiş. ben onu da şöle anladım, deprem sadece Van'da, ama üzülen tüm Türkiye oldu. gibi.

Ya çok iyi niyetliyim, ya da bu politik davalardan imalardan anlamıyorum.

bi daha deneyelim ama başka açıdan. bakalım empati yeteneginiz sıfırdan fazla olabilecek mi...

_____
yıl 2014. Almanya başbakanı Gerard Müller azınlıklara dair konusmasında belirtir:

Türkler bildiginiz gibi almanca konusmayan, yerlere tüküren, ormanda mangal yapan, ulu orta yerde hayvanlık yapan bazı kimseleri barındıran bir azınlık. madem azınlık taban ücretinize zam istiyorsunuz; önce adam olmayı ögrenin. insan gibi yaşayın. para dilenmeyin. siz insan olursanız, biz size sadaka veririz.
_____

burada sizi rahatsız eden herhangi bir şey var mı? sizin mantıgınıza göre olmaması lazım çünkü hakikaten Türkler arasında bazıları öyle davranıyor.

kafa halen almıyorsa cocuga anlatır gibi deneyelim: bu, Ahmet Çakarlıktır. hani "sana şerefsizsin demiyorum ama bu yaptıgın şerefsizliktir" diyen...

orada yüzlerce insan ölmüş, insanlar sıfır derece sogukta battaniye bulamadan sokakta yatıyorlar. sen gidip "dilenmeyin" diyorsun. askere, polise taş atmayın diyorsun. ben öz be öz beyaz türk biri, bunu diyenin gidip kafasını kırmak isterim. ulan ne alakası var depremle taşın? Van'da milyon insan var, hepsini nasıl terörist ilan edersin? isterse değil yarısı, tamamı BDP'ye versin ne fark eder? siyasi partiye ıy vermek anayasal hak değil mi?

"her ne kadar Van'da olmuş olsa da üzüldük" lafını da nasıl başka türlü anlarsınız onu da anlamıyorum. Gölcükte deprem olunca herhangi bir insan "Gölcükte de olsa üzüldük" dedi mi? bunun tek meali şudur: "sadece Kürtler öldü ama yine de üzüldük". direkt ayrımcılık, ırkçılık. bu da dayaklık.

ha unutmadan; deprem merkezi olan Erciş, Türklerin en yogun yaşadıgı Dogu Anadolu ilçelerinden biri. fark ettiyseniz onlarca "Türk" öğretmen öldü. onların ailelerine de deyiverin bir zahmet "taş atmayın" diye. insanlar bir ekmege muhtaç, hala faşizanlık yapılıyor ya. zannedersin ki Pkk kampları Van'ın orta yerinde kurulmuş. kimisi de depremde teröristler öldü filan zannediyor o daha da bomba.

bu spikerler hayatlarında Van'a gitmemiş belli ki (ben gittim, 1 ay kaldım), bari uzaktan sıçmık üretmesin. kimisi diyor ki "vergi vermeden hizmet istiyorlar". vergiyi, üretim altyapısının devlet tarafından kuruldugu bölgelerde, çalışanlar ve şirketler öder. Doguya tek kuruş yatırım yapılmış mı da bu adamlar iş güç sahibi olup vergi ödeyecek. Doguda yoldaki her 3 adamdan 2'si işsiz. üstüne terör örgütünün silahlı baskısını yiyorlar (bize katıl veya para ver, diye). üstüne de azınlık muamelesi görüp, "ne farkları var Türklerden" laflarını yiyorlar.

her Dogu Anadolu'ya direkt PKK'lı damgası vuranlara lafım: ilkokul 1.e geri dönün, eğitim çok yanlış olmuş.

insanlara, insan gibi davranmayı öğrenin. ayrımcılıgı çok normal, standart bir şeymiş gibi kabul etmeyin.

(uzun oldu ortaya yazdım. sorana karşı cevap gibi algılamayınız)

herkes gergin, öfke boşaltmaya yer aradılar gibi geliyor bana. kadının dediklerini yanlı bir şekilde dinlemediğin zaman zaten e normal normal konuşuyor diyorsun. sorun objektif bakamayanlarda, bir hedef göstermeleri (hatta belki de bir şekilde suçlu bulmaları) gerekiyordu olan bu zavallıma oldu. ben de gayet normal buldum söylediklerini. asker-polis kötüpiskakadır diyen kesimin gafleti bu. politik görüş veya benzeri bir şey değil olay. kadın da orda kimseye yalvar yakar yardım istemeyin demiyor zaten. bak yine de yardımınıza koşan asker oldu polis oldu kötü insanlar değil onlar demiş ne var bunda bilemedim. siz doğulusunuz siz kürtsünüz yardım istemeye hakkınız yok ölün geberin demiyor ama öyle demiş gibi anlıyor tepki verenler, ben de bunu anlayamıyorum.

@in vino veritas,

Gündemdeki tek madde deprem ve ölüm-yaşam olan bir olayda "taş atmayın" gibi konudan tamamen alakasız bir şey söylemenin neresi normal?

tuttugun takımın Avrupa maçında spiker maçın orta yerinde "bu Türkler başka Ermeni öldürmesin. kıroluk da yapmasınlar. bizden üyelik filan istemesinler yetti artık 40 yıldır" dese... "olur öyle, tam yeri bunun söylemenin" mi diyeceksin sırf tek tek okuyunca cümleler dogru oldugu için?

gündemdeki tek madde deprem-ölüm yaşam değildi, daha 1 hafta önce 1 günde 26 askerin şehit olması ve konunun burdan nerdeyse doğrudan bağlantılı olması yeterince normal kılıyor söylediklerini bence. kimse sen kürtsün geber orda demiyor (ha bazı cidden gerizekalılar var onlar onu da diyor onları bu genellememden ayrı tutuyorum), ama bak öyleydi ama bu da böyle diyor ve senin de dediğin gibi ayrı ayrı ve tarafsız şekilde baktığında yanlış bir şey ifade etmiyor sözleri.

depremden zar zor kurtulmuş bir ilin, halen sokakta yatan T.C. vatandaşlarına "dilenmeyin, yalvarmayın" demek de doğru mu peki?

"madem polise askere taş atıyorsunuz, o zaman onlardan yardım istemeyin" demiyor ki, "bakın siz taş attığınız halde onlar size yardım ediyor, biraz empati kurun, taş atmayın" diyor. bence de abartılacak kadar kötü bir şey demiyor.

tabii eğer çıkarmak istersen bu cümleden "bütün vanlılar polis taşlayan teröristlerdir" anlamını çıkarabilirsin. aynen sözlükteki "şerefsiz taksiciler", "orospu çocuğu doktorlar" başlıklarında olduğu gibi. önemli olan anlatılmak isteneni anlamaya çalışmak. aynen "şerefsiz taksiciler" derken "bütük taksiciler şerefsizdir" anlamını değil, "bütün taksicilerin içindeki şerefsiz olanlar" anlamını çıkarmamız gerektiği gibi, "bütün doktorlar orospu çocuğudur" anlamını değil, "bütün doktoraların içinde orospu çocuğu olanlar" anlamını çıkarmamız gerektiği gibi. "bütün vanlılar polis taşlayan teröristlerdir" şeklinde değil, "ey bu bütün van halkının içinde polise taş atanlar, bak onlar sen ben demeden herkesi kurtarmaya çalışıyor, sen de biraz düşün, onlara taş atma" şeklinde anlamalıyız.

kibritsuyu ve invino veritas'a katılıyorum.

görüşüm verilen cevaplar doğrultusunda yine değişmedi.

alakasız da bulmuyorum iki olayı.

Gerçek olan birşey var, polise askere pusu kurulan, taş atılan yer doğu illeri.

depremin olduğu yer doğu ili.

yardım eden taşlanan polis, asker.

devleti karşınıza almayın bak yine devlete devletin insanlarına muhtaç kalırsınız.

Onlar yine sizin arkanızda.

Demeye çalışmış.

Tüm Van Halkı teröristtir dememiş ki...

@507 yok ben anlatamıyorum tamam sen haklısın.

anlatamazsın tabi. Van'ın nüfusu 1 milyon. şehirde PKK'lı kişi sayısı 2 bin yoktur. kalan 998 bin depremzedeye yapılan haksızlığı saçma açılardan doğru bulmaya aynen devam...

kimseye haksızlık yapıldığı yok, sen at gözlüğüne devam.

sevgili arkadaşım. sadece bu meselede değil. tüm meselelerde genellemeye müsait cümleleri bir de farklı anlamıyla düşünün. "şerefsiz taksiciler" dendiği zaman "bütün taksiciler şerefsizdir" anlamı çıkarmayın bundan. ısrarla böyle dendiğini savunuyorsunuz. evet orada "taş atan vanlı teröristler" derken "bütün vanlılar teörristtir" anlamı çıkmıyor. zorlarsanız çıkar, bakış açınıza bağlı. müge anlı da aynen sizin sayısını verdiğiniz gibi bir milyon vanlı içindeki o 2000 teröriste laf söylüyor. kalanlarına değil. o 2000 kişinin hiçbirinin enkazda kalmadığını söyleyebilir misiniz? "enkazdakilerin hiçbiri istisnasız terörist değil, diyebilir misiniz?. bu kadın da enkazda olup, aynı zamanda da polise taş atan 2000 kişiye söylüyor lafını. kalan vatandaşlara değil.

@kibritsuyu, çok anlattım kardeşim, anlamıyor arkadaş. tamam haklısın deyip geçelim bence artık. at gözlüğüyle yaşıyor bazı.. arkadaşlar.

şöyle bişey vardı.
(git: 311347)

Üniversiteler izin verecek dahi olsa YÖk iki "farklı" yüksek lisansa izin vermiyor diye biliyorum ben. Şöyle olabilir, vakıf üniversitelerinde bir yüksek lisansa başladığınız zaman, seçmeli ders statüsünde başka bölümlerin dersini alabiliyorsunuz, örneğin ben Bilgi Üniversitesi'nde finansal ekonomi alanında yüksek yaparken quantitative finance'a sıçrayabilip oradan accounting dersleri alabiliyorum ancak mühendislik yüksek lisans programlarında bu ne kadar işlerliklidir bunu bizzat yüksek yapacağınız (mühendislik için) ünviersiteye sormanız gerekiyor, bence hemen pes etmeyin.

bilişsel bilimler de ilginizi çekebilir.
murat gülsoy olacaksınız diye bir zorunluluk yok tabi ancak fikir vermesi için bakabilirsiniz.
www.bme.boun.edu.tr

(bkz: pavane)
www.youtube.com

helal para camii'ne 79,201,986 gibi yeşilyurt, koop. evleri, balçova otobüslerine binip bahçelievler tansaş ya da şoförler lokali duraklarında indikten sonra 5-10 dk. kadar bozyaka ssk'ya doğru yürüyerek gidebilirsiniz. hastaneye kadar gitmiyorsunuz.

balçova otobüsleriyle gelinirse (şoförler lokali):
g.co

yeşilyurt otobüsüyle gelinirse (79,18) (bahçelievler tansaş ya da itfaiye durağı):
g.co

koop. evleri otobüsüyle (201,20) (buradaki durağın ismini bilmiyorum):
g.co

metroyla üçyol durağından:
g.co

annesi neden tepkili?

Allah rahmet eylesin çok yazışmıştık kendisiyle ben sorardım o cevaplardı, o sorardı ben cevaplardım.

Allah Gani gani rahmet eylesin..

korkarım ki intihar ... :( nur içinde yatsın, gitti gencecik çocuk

inanamiyorum...

başımız sağolsun. duyuruda hatırladığım 2,3 adamdan biriydi:(

Allah rahmet eylesin. çok üzüldüm.

üç hafta önce "zırnık" arıyordu kendisi buradan. son mesajlaşmamız da odur. umarım bu zırnıkla falan alakalı bir şey değildir vefatı.

nur içinde yatsın.

sabahtan beri kabulenmekte zorlanıyorum. tanımıyordum ama sanki tanıyormuşum gibiydi. ailesine sabır diliyorum.
huzur içinde uyu atatürkiye.

sözlük yazarı olarak, ailesini de bu zor günde düşünmek gerekir bize tepkiliymişler haklarıdır muhakkak. ama son vedayı etmek istiyorum içim hiç rahat değil.

allah rahmet eylesin...

duyurusu: (git: 294918)

duyurusuna cevaplardan biri:"bence bir psikoloğa görün.benzer seyleri abim yaşadı cddi ve önemli şeylerdi hçbir şey umrunda değildi yaşadık bitti moduna da girmişti .nyse snra psikiyatriye gtti adam bnlrı beynine atıyorsun acısı ilerki yaşlarda cıkar intihara kadar yolu var gibi bir şeyler diyip psikloğa yönlendirdi şimdi daha iyi bir süre önce de psikoloğu bıraktı.şimdi en azından kaytsız değil ve yaşama sevnci var adamda." burchak

erken ölüyor iyiler..
huzur içinde yatsın.

hayır olamaz yaa ınanamıyorum! söylüyodu yurt dışına çıkıcam herkesten uzaklaşıcam diye. neresi dediğimde söylemem diyodu bu muydu yani? gideceği yer orası mıydı? neden ya neden:( inanamıyorum hala inanamıyorum! nur içinde yat gencay.

şahsım adına son birkaç yılın en çok kötü haber/olaylarını aldığım/yaşadığım bir ayın sonlarına doğru, bugünkü moral bozukluğu kontenjanımı da bu acı haberle doldurmuş oldum. hava kapalı burada biliyor musunuz, ve ben yüzyüze hiç görüşmediğim, ismini dahi bilmediğim, ama yıllardır duyuruda görüştüğüm/takip ettiğim...

ne diyorum ya ben, niye yazıyorum bunları...

Allah rahmet etsin, taksiratını affetsin :(

allah rahmet eylesin...

hesabı silinmese ve burda hatırlansa? ne olduğundan emin olamadığımız bu dunyada kendisine ya da yakınlarına faydası olur mu bilemem ama.. bu arada ortak noktamız da varmış. kendisi kadar olmasa da ben de baya duyarsız kalıyorum birçok şeye :s

Söylecek çok şey var da yazıp yazıp siliyorum. Sözlükte değil de duyuruda çok rastlardım cevaplarına. Mesajlarına baktım bir daha... Allah rahmet eylesin.

Allah rahmet eylesin...

Hiç bi zaman insanların intihar laflarını, bunalım duyurularını hafife almadım..

Keşke bilseydim de iki üç cümle de ona deseydim, dertleşebilseydim..

Ne acı bu kadar yalnız kalmış bu kadar çaresizmiş bi kamyon dolusu adam yardım edememişiz..

Allah rahmet eylesin......

niye böyle oluyo niye intihar ediyo bunlar cok üzücü ya. herkesin başı sagolsun.

"ekşi duyuru'yu anlat" deseler en başta sayacağım isimlerden biri ataturkiye. çok üzdü. huzur içinde yatsın.

Allah rahmet eylesin.

Başımız sağolsun.

çok üzüldüm... gencecik! :(

Sözlükte görüp de pek tasvip etmediğim adamları Duyuruda tanımak daha güzel. Yardımseverliklerine, içtenliklerine tanık olunca fikir ayrılıklarının ne kadar önemsiz olduğunu anlıyorsunuz. Ortak yönlerimizin çok daha fazla olduğunu görüyorsunuz.
Bne Atatürkiye'yi burda sevdim. Allah gani gani rahmet etsin.

daha geçen hafta yazıştık.
...
bir süre ortadan kaybolacağım, netten uzak olacağım demişti.
güzel güzel dertleşirdik, arada ölümden bahsettiği olurdu ama hep aksi yönde telkinlerim olurdu.
güzelce vedalaştık.
ve bugün bu haberi gördüm.
güle güle Gencay.
nereden bilebilirdim ki gizli gizli temelli gitme planları yaptığını?

Allah rahmet eylesin. duyurudan cevaplarını görürdüm. düzgün biri gibiydi. kişisel olrak da öyleydi muhtemelen...

Allah rahmet eylesin. Tüm sevdiklerinin başı sağolsun. Sorarsa imam, yüz yüze tanımasak da iyi bileceğiz hep.

Ya çok kötü oldum. Allah bilir bana elli defa yanıt verdi ben hiç rumuzlara dikkat etmediğim için bilmiyorum. Allah rahmet eylesin.

çok üzgünüm, nickine aşinaydım buradan, yardımsever bir insandı.

Ruhuna Allah'tan huzur , geride kalanlara da sabır ve tevekkül diliyorum...

okuyorum yazilanlari ama inanamiyorum..3-5 duyurusunu gormustum o kadar..cok uzuldum..su an hayatta olmadigini dusunmek cok aci..lutfen herkes kendine dikkat etsin,kimseyi uzmesin..

İç burkucu... Rahat uyusun.

kac defa mesajlasmistik ya :( lan acayip uzuldum. hay ya.

Kafamdan vurulmuşa döndüm. Çok üzüldüm. Allah rahmet eylesin.

Allah rahmet eylesin cok sorumuzu cevaplamisti zamaninda

annesinin neden tepkili oldugunu anlayabiliyorum. oglu vefat etmiş üzüntüden herhalde sardı. allah rahmet eylesin.

Mekanın cennet olsun. Söyleyecek birşey bile bırakmadın bize, keşke burada olsaydın, keşke yine mesaj yazsaydın.

Allah rahmet eylesin,sevenlerinin başı sağolsun.

Allah rahmet eylesin . . .

o sıralar sözlük hesabını kapatıp ayrılmıştım buradan. şimdi gördüm bu haberi ve çok üzüldüm. aramada arattım, www.eksiduyuru.com karşıma ilk sırada kendisiyle yaptığım soru-cevap başlığı gelince daha bir kötü oldum. allah rahmet eylesin. huzur içindesindir umarım...

printf("Kac adet oldugunu giriniz");
scanf("%d",&adet);
if (adet<10)
printf("Toplamda 0&d adet ürün girdiniz\n", adet);
else
printf("Toplamda &d adet ürün girdiniz\n", adet);

yazdığım şey böyle basit olmayacak, o yüzden %d fonksiyonu için 4.2%d tarzı birşeyler vardı o olursa daha iyi olur. 0 integer bir değer olacak.

dediğini anlamadım o zaman. %2f gibibi kullanım var da onun konuyla alakası yok. zaten o tarz bişeyler var mı demişsin. ama mesela şöyle 4.2%d diye bişey yok. direk 4.2'yi yazar işte. başa 0 koymak için o tarz bişey olduğunu sanmıyorum.

tamam dediğiniz doğru ama ben daha sonra matematiksel işlem yaptırıcam o sayılara. 0 ın integer olması gerekmiyor mu o yüzden

matematiksel işlem yaptırıcaksan integer olması lazım tabii ama bunun için niye başına 0 eklemek istediğini anlamadım. yani 5'le de yaparsın o matematiksel işlemi? yok illa onu integer olarak öyle eklemem lazım diyorsan ben bilmiyorum.

dediğiniz şey pek mümkün değil, yani siz diyorsunuz ki 5 gireyim onu 05 olarak alsın fakat 05 string değil integer olsun. 05 integer olmaz, integer'a çevirecek olsan bile onu 5 olarak alır, tam olarak 05 ile nasıl bir matematiksel işlem yapacaksınız?

ben birşey yapmayacağım, aslında integer olmasada işimi görüyor ama hoca yazmış , integer olacak değer diye.

printf("Toplamda %02d adet ürün girdiniz\n",adet);

@samfisher teşekkür ederim

Balıklar gelmiş, bu da olta :

www.codingunit.com

@pipbull rica ederim :) . kimlanbu'nun dedigi gibi, google candir bu konuda. how to format integer c yazinca cikti ben de oradan baktim.

1 - aslında tam olarak o şekilde kurulmuyor cümle. yani atıyorum şöyle bişey söylemeye çalışsak "maratonda koşarken acıkacak olmam bir gerçek." normalde şöyle deriz:
it's a fact that i'll get hungry while i'm running a marathon.
illa dediğim gibi olsun diyorsan da pek güzel durmuyor, zorlama oluyor filan.
my hunger when i will be running a marathon is a fact.

2 - bunun için de şöyle bişey diyebilirsin:
i'm like that and indeed you know this.

"(the fact) that I'll get hungry while running is what makes me worried." (koşarken acıkacagım (gerçeği) beni endişelendiriyor. veya beni endişelendiren şey koşarken acıkacak olmam, diye cevrilebilir sanırım.)

bizim turkcede kullandıgımız "olmak", ingilizcede karşılığı olmayan bir kullanım. "uyuyor olacak olmam" diye dusundugunuz icin karşılıgını bulamıyorsunuz, "uyuyor olacakmak" diye turkcede olmayan bir ifadeyle dusunmeniz gerek.

2) which veya and deseniz?

ikincisi için
this is the way i am and you know it gibi basit bir bağlaçla da sağlanır. veya as you know kullanabiliriz.

bence alakası yok indirdikten sonra hiç login olamamış ki free music player a orda yazdıgına göre bana kalırsa sadece bi tesadüf.

ben de okumuştum o entry'yi onunla alakası yok gibi. sanırım yaptığı müzikleri last.fm'e koymuş ve sürekli insanlara mesaj atıp rahatsız etmiş ve şikayet üzerine hesabı kapatılmış. tahmin tabii sadece bu.