Yeterli coğunlugu yakaladığınız zaman istediğiniz kanunu geçirebilirsiniz. Lakin anayasa mahkemesi üst mercii olarak denetime tabi tutacaktır sizi unutmamak gerekir. Tek parti iktidarı olmasanız dahi koalisyonla da kanun yapabilirsiniz.

Merhaba,

Şahsi görüşüm, gelen vergiler konusunda pek umutlu olmamız. Yanlış mı, yanlış. Fakat devlet baba ne zaman aldığını geri vermiş ki...

Diğer yasaklar göreceli. AKP dışında bir parti tek gelirse mesela, AKP'den aldığı oyları kaybetmemek için durumu fazla eşelemeyebilir... vs.

Siyaset çok boktan ve ikiyüzlü bir şey.

vergiler değişmez. deprem vergileri misal, ötv ha keza. geçiciydi, kalıcı oldu. o hesap.

geçen gün seçimde akp'ye basacak bir arkadaşla konuşuyorduk, "mit+hsyk+sansür" dedim, "hangi hükümetin işine gelmez bunlar?" dedi. "e ondan geçmemesi lazım bunların" dedim ama geçirecekler işte, bir mit kaldı. hasılı insanların tepesinde kılıç gibi sallanacak şeyler de değişmez.

213 lira gibi dibine kadar zırva olanlar belki diyeceğim de pek sanmıyorum.

normal bir memlekette kürtaj olayı geri çekilir, alkol de öyle. ama ben türkiye'den zerrece umutlu değilim. alkol geri çekilse misal, sabah'ın ertesi gün manşeti "milleti alkolik yapmak istiyorlar" filan olur.

ülke s.ki tuttu çoktan...

Ashampoo

nero

ashampoo

Edinebiliyorsanız Nero'dan iyisi yok. imgburn kullanmıştım fakat daha önce nero kullandığım için beni germişti biraz, ama işimi görüyordum.

Diğerleri hakkında bir fikrim yok.

Suriyelilere kimlik verildiğini gözlerimle gördüm ama hepsini verildi diyemem. İsimleri değişmediği için doğru olabilir.

pause adam koyun gibi biat etmiyor sorguluyor/soruyor onyargılarını ve siyasi saplantılarını duyurunun dısında bırak..soruya gelirse burası alice in harikalar diyarı hersey olabilir(tabiki alice biz degiliz:)

kadının doğum yeri casablanca yalnız, bu da suriyeli değil faslı olduğunu gösteriyor. velev ki suriyeli olsun, belki de kadın yasal yollarla aldı vatandaşlığı, nerden bilecez?

not for sale +1

doğru mudur değil midir bilemem de beklenir mi? kesinlikle. şaşırtır mı? asla.

Merhaba;

Yerleşen Suriyeli göçmenlere TC Kimlik Numarası verilmişti, ki hatta bu eski bir haberdi.

Sonuçta TC Kimlik No'su olan herkes oy kullanma hakkına sahiptir. Tersini söyleyenler gidip "hani biz koyunduk?" diye otlamaya gitsinler artık, ne diyeyim...

Beyler, cehalet almış yürümüş artık ülkede.
yok birisi ben gördüm de demiş, hepsine verildi diyemezmiş... nerede gördün arkadaşım? bir açıkla istersen. hadi burada açıklayamıyorsun git bi chp merkezine orada anlat neler gördüğünü...
hiçbir suriyeli göçmene vatandaşlık falan verilmedi. hiçbirinin de ortada belgesi yok. ama yine iftiracı zihniyet almış başını gitmiş.
T.C. vatandaşı olabilmenin şartları bellidir. Ha şartları sağlamadan bi Suriyeli T.C. vatandaşı yapıldı ahan da bu belgesi deyin oyunu KK ya vermeyen adam değil be!
Bak bu kağıtta da bir şeyler yazıyor ama nedense hiçbir şey okunmuyor. Ha velev ki bu adam Suriyeli ve oy kullanacak, e ne var bunda? Adamın kaç yıldır TR de olduğunu biliyor musun?

TC vatandaşı olmanın şartları tabi ki belli, ancak siz bunları 1 milyon dolara TC vatandaşı yapan arkadaşlara anlatın bence.

Bıktım insanlara bir şeyler anlatmaya çalışmaktan.

@ne nicki be, ben gözlerime mi inanayım yoksa size mi? Vatandaşlık verilmedi diyende sizsiniz, sizde verilmediğini ispat edin?

Parti tutmuyorum yine de CHP diyorsunuz bunun adı partizanlık. Zaten sizden olmayan herkes ya cehape zihniyeti ya da paralel devlet.

Merhaba ben aynı zamanda güzel insan olan idiot.

Asgari ücret aldığım sosyal medyacılık işiyle ancak geçinebiliyorum. Gönül isterdi ki ben de Suriyeli göçmen olayım, Hatay'ın altını üstüne getireyim, bedavadan İzmir'e yerleşeyim; fakat olmadı.

Şimdi bana "İnsanlığın yüzkarası, orada adamın güvencesi yok, ailesini kaybetmiş. Kucak açmayacak mısın?" derler. Haklılar da kendilerince. Ama sorun kucak açıp açmamak değil, yapılan bir iyiliği suistimal etmek. Gittikleri yerde asayişin altını üstüne getirirlerse, kendilerine kucak açanları ezmeye çalışırlarsa tabi ki herkes tavır alır kendilerine. Neyse, konu bu değil zaten.

Ben maaşım gereği değil, bildiklerimi söylemek için buraya cevap giriyorum. Kendi çapımda mantık sınırlarında cevaplar veriyorum, ki bazıları hatalıdır kabul ediyorum; ama "yok şunu gösterin, yok bunu gösterin" diyenlere de gıcığım biraz. Ya tabi şunu kabul ediyorum, adam ortada olan bir iddianın kanıtını elbette ister, zaten olması gereken bu. Ama ortaya çıkan kanıtlara, şahitlere de inanmıyorlar bu sefer. "Montaj, dublaj, komplo" nidaları hala hepimizin kulağına çalınıyor, yalan mı? Bir yerden sonra "YUH ARTIK!" deniliyor hakkaten.

CHP'li sayılmam tam olarak. Aslında apolitik bile sayılabilirim, zira her partide kafama göre bir şey bulabiliyorum. Hatta AKP'nin bile bazı yaptıklarının arkasında dururum, objektifliğime yanayım (az önce taktım fularımı). Sağduyulu da biriyim, bana göre. Ama şu yazdıklarımı bir partiye ya da KK'ye nasıl bağladınız ben anlamadım.

Neyse; ben şahsen bildiğimi söylüyorum, tıpkı buradaki herkes gibi. Bilerek yalan yanlış konuşmak, konuşanın kendi kişiliksizliğidir kanımca. Burada yazanlara inanabilirsin, inanmayabilirsin; bu senin tercihin. Tıpkı televizyondaki söylenenlere biat edip etmeyeceğin gibi. Fakat yok orçmuş, yok salak değil idiotmuş, geç kardeşim bunları... Aş artık biraz.

rte istedikten sonra yapılamayacak bir şey var mı şu ülkede? kanunlu ya da kanunsuz?

olaya bakıyorum, amaca bakıyorum, yaptığı iddia edilene bakıyorum. yapar mı? yapar.

ulan adamlar komşumuz bile oldu. oy da kullanırlar tabi. hala inanlar bar yaeeaaaaaaaaeea diye ağzı yayanları görünce camı çerçeveyi dağıtasım geliyor!

edit: mahallede komşu.

Suriye'lilere oturma izni ya da tc vatandaşlığı verildiğini inkar etmek komik.

Fakat şöyle bir olay var yanılmıyorsam. Sonradan tc. vatandaşlığına geçildiğinde oy kullanmak için belirli bir süre ikametgah şartı olması lazım.

Gerçi bunlar hep normal şartlar altında. Bizde ise maalesef en son referandumda gelmeyenler adına oy kullanan sandık görevlileri davası vardı. Olmayan katlara, olmayan kişileri yerleştirme olayı da haberlere çıktı. Sonuç?

Adama seçmen yaptıklarını ispat et diyorum, sen yapmadıklarını ispat et diyor. :)
Bi başkasıda komşu oldular diyor:) yav vatandaşlık diyoruz adam komşu oldular diyor:)asddfgfdssdfgda
Bu duyurunun seviyesi iyice düştü. Mantıklı bi şekilde tartışma yapacak adam kalmadı pek...

Ölüler;
www.beyazgazete.com

Akli dengesi yerinde olmayanlar;
forum.memurlar.net

Suriyeliler;
sozcu.com.tr
www.gencbakis.org

şimdi kaynaklara 'güvenilir değil hüloğ' diyeceksin canım kardeşim, biliyorum, fakat inan zerre sikimde değil.

sakın ola ki bana kalkıp da 'cehape kk ya siz biz ehü' yapma, senin hayatın boyunca öğrenebileceğin şeylerin çok ötesinde bir ideolojiye sahibim.

@ne nicki be

Bir AKP'li ile mantıklı ne konuşabilirsin ki bu saatten sonra

@ mackinaw
Olm böyle cevaplar yazıyorsunuz, sonra benim cevaplarımı tartışma başlatıcı içerik diye siliyorlar:)

vay arkadaş insanların yalan borcu var ya "gözümle gördüm" demek de yetmiyor artık...

adam gayet mantıklı bir şey demiş: iddianızı belgelendirin demiş. sonar çok net bir şey demiş: "T.C. vatandaşı olabilmenin şartları bellidir. Ha şartları sağlamadan bi Suriyeli T.C. vatandaşı yapıldı ahan da bu belgesi deyin oyunu KK ya vermeyen adam değil be!". siz adamın ne akp li olduğunu bırakmışsınz ne bu akp uşağıyla mantıklı konuşulamayacağını ne koyunluğunu ne otladığını vs. vs.

ayıptır, yazıktır, günahtır. el insaf!


ayrıca mortar kardeşim, bu millet neler gördüm dedi de insanları sokaklara döktü, yaktırdı, yıktırdı, nefret ettirdi de sonradan yalan çıktı. olan garibanlara oldu. onların yalan borcu mu vardı? sen kimsin ki sana inanalım?

ve 2. ayrıca, daha okuduğunu anlamayan, casablankanın suriyede olduğunu sanan gerici düşmanı aydın neferlerimizin varlığı koltuklarımı kabarttı.

@yemrem
insanlar kanıt getirsin sonra peşlerine düşülsün sözde komplo(!)tezgahlıyorlar diye hayatları zehir olsun öyle mi? kanıt olsa bile inanılmıyor; photoshop deniliyor, montaj deniliyor, deniliyor oğlu deniliyor. twitter davasını hatırlarım sana; atılan twitler belli ama göz korkutmak için davalar açıldı.

inanmak istemeyen kanıt olduğu halde inanmayabiliyor zaten; o sebepten neyi kime ispatlamaya çalışıyoruz ki derim ben. ben kimim; sade vatandaşım. peki sen kimsin benim kim olduğumu sorguluyorsun?

sorgulayacaksanız son 1-1,5 yılda olan kps(kimlik paylaşım sistemi)sistem kesintilerinin çokluğunu sorgulayın. ne oldu da sürekli bakım yapılma ihtiyacı duyuldu sistemde?

binaya göre değişir de katları ortalama 3 metre alabilirsin.

yuvarlama 3 metredir.

2,5 - 4 arasında değişebilir; bazı hobbit evlerinde (bkz: sahibinden.com'da 600 lira kira istenen zindan) tabi 2 metreye falan düşebilir.

Bir mimara sordum. Yaklaşık 3 metre dedi.

Çeliğin bir şarkısında değil miydi..

www.youtube.com


Vallahi buldum :)

vallahi buldun samur:) ohh life'mış..

Ben tebrik etmek için geldim. Yomaha yomaso'dan sonra bu da bir fenomen olmalı. Şarkı mp3 çalarımda var, yine anlamamıştım.

aychovsky +1

ben de o durumdan muzdaripim de, sanırım harddiskin içinde oluyor kurulum olayları, recover denen nane o.

detaylı bilgiyi arkadaşlar verecektir.

edit: bir de windows'un içinden kurulum cd'si hazırlanabiliyor sanırım.

o CD verme isi benim bildigim vista ile bitti. 2009'da aldigim laptop lanet vista ile geldi. ama adamlar cd vermek yerine bir tane partition yapmislar, yeniden yuklemek istersen (bkz: format atmak) oradan boot edip yukluyorsun.

benim hard disk değişince recover denen hadise pek mümkün olmuyor :)

cd'deki windows sürümünün aynısını bir yerlerden bulup kuracaksın. masaüstüyse kasanın yan tarafında, laptopsa kasasının altında bir yerde seri kodu yazılıdır. o seri kodunu kurulum aşamasında gireceksin, aktifleşecek, tam sürüm olacak.

1 cd ne kadar olabilir ki diyorsunuz da.. inanın rekabet o kadar yüksek ki, koşullar da uygun olunca (sistemler recovery için daha uygun olunca) o diski kaldırdılar.
o disk:
basılıyor(kayıt)
üstü basılıyor (matbaa anlamında)
zarfa konuluyor (hem maliyet hem işlem)
yapıştırılıyor çoğu zaman (hem işlem hem maliyet)

globalnews.ca

bakın geçen yıl tüm dünyada (sanırım.. yarım yamalak okudum) 316 milyon pc satılmış ve tabletler nednei ile bu çok düşük bir rakammış...

250 altına çok inmediği sürece sorun olacağını sanmıyorum.babamda var note 2, keskin de değil rahatsız edici de.bu 267ppi demeseler farketmezdim bile.

ne kadar çok pixels per inch o kadar net görüntü. ama ekranın kalitesi de bunu dengeleyici bir unsur, hele o ekrandaki renkler normal değil de daha doygunsa fark kapanabilir. en azından göze öyle gelebilir. fakat doygunluk, keskinlik ve netlik katmaz, bunu da belirteyim.

erkekler için pisuara işerken faydalı oluyor.

genelde uzun montlarda oluyor, bir yere oturduğunuz zaman falan o etek kasıyor; alttan fermuarı açıyoruz montumuzu üstümüzden çıkarmadan keyifle oturuyoruz hatta kebap yapıyoruz.

bir farkı yok zaten o ikisinin

ikisi de mantıksız aslına bakarsan. tabi oy verecek bir adayım yok da diyebilirsin. muhtara oy at bari.

böyle bi düşüncem olsa muhitimdeki en güçsüz partiye,adaya oy verirdim.

en güçsüz adaya oy vermek, sonucu değiştirmiyor ama yüzdeyi değiştiriyor. en azından yüzde bilmem kaç benim arkamda muhabbetine bir katkı oluyor.

büyükşehirde olmasan bile kullanacağın oy 1 tane değil. belediye başkanı seçiminde vermek istemiyorsun bunun muhtarı var bilmem nesi var. hepsinde de mi kararsızsın arkadaş.

Oy kullanmayı istememek de güzelmiş. Ne desem boş.

oy kullanmamayı istemek gayet de güzel bir şey, kitlesel olarak uygulandığında var olan bütün sistemlerin çöküşüne sebep olacak kadar güzel bir şey.

tabii şuan bulunduğumuz durumun devamına katkıda bulunmak isteyen bir takım insanlar olduğu için ütopya olarak kalıyor bu fikir.

en azından geçersiz oy at, boş oy attığın zaman ya da oy kullanmaya gitmediğin zaman akpye gidiyor o oy.

@Mackinaw kesinlikle aynı fikirdeyim oy vermeme sebebim de büyük oranda bu zaten

onu ben de düşündüm ama çoğunluk oy kullandığı için oy kullanmamak protestodan çok çoğunluğun oyunu alanın işine yarayacak. en azından çoğunluğun yüzdesini düşürmek için bilmediğin birine oy ver. toplum toplu bir şekilde oy vermeme bilincinden çok uzak şu an.

gerçi ölülere, suriyelilere, var olmayan vatandaşlara oy kullandırtan bir hükümete sandıkta ne kadar zarar verilebilir orası tartışılır fakat tartışmak artık bir fayda sağlamıyor kimseye, o oy pusulasının birilerinin kirli pençelerine düşmesindense mürekkebe boğulması daha iyi, en azından bir kişilik de olsa bir etkin olur.

Muhtar, ilçe, il, belediye meclisi var. Git bir kısmına ver en azından. Meclisi dengeli dağıt mesela çoğunluk tek partiye geçmesin. Muhtarını seç.

@instant crush güzel söylemiş. türkiye'de kitlesel sandık boykotu düzeyinde bi siyasi tepki verildiği tarihlerde muhtemelen insanlığın kalanı başka bi galakside kurduğu kolonide yaşıyor olacak. yazık olacak ya, onlar da görebilseler eminim duygulanırlardı.

neyse, sandığa gitmemek suçtur, hakkında cezai işlem uygulanma ihtimali mevcuttur. her türlü git bence, artanı sana kalmış.

beyn.org

Oy vermemeniz en cok iktidar partisine yarayacak, bunu bilerek davranis gelistirin.

gecersiz olmasın ama hiç bi partiyede basmak istemiyorum diyorsan pusulada bulunan ve her seçimde anca 30-40 k oy alan aşırı sol partileri seçebilirsin yada ismini hiç duymadığın bağımsız adaylara verebilirsin.
ne akp ne chp ne mhp ne bdp diyenlerin yapması gereken budur eğer o oy sizin tercihiniz dışında akp yada chp ye gitsin istemiyorsanız

Bence oy kullan. Sonra tayyip tayyip diye aglama

geçen yerel seçimlerde kazanma ihtimali en düşük olan işçi partisine, bbp'ye ve saadete vermiştim. (meclis üyeleri, belediye bask. vs.)

hal böyleyken doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri söylüyorum diye bi de adım akp'ciye çıktı ya ona yanarım

merhaba yine,

bunu da buraya koyayım da tam olsun twitter.com

Büyük ihtimalle laptop kullanıyorsunuz. Harici fare kullanıyorsanız touchpad'i iptal etmek iyi bir çözümdür.

laptop kullanıyorum ve harici mouse yok. mouse ayarlarına mı bir şey yapmalı?

hayır, klavyeyi kullanırken bileğiniz ve ya avcunuzun bileğinizle kesiştiği o başparmağınının dibindeki tombul kısım touchpad'e değiyor. sadece yazı yazacaksanız, fareyle işiniz olmayacaksa yazı yazarken touchpad'i kapatabilirisinz. asus bilgisayarımda fn+f8 tuşuna basınca kapanıyordu. pratik bir çözüm.

oy oy. öyle bir arkadaşım neden yok be. -bence senle yatmak istiyor-

al bence.

haha :D iyi güldürdünüz valla :D erkeğiz :D

alınmaz, hele hele bedava hiç alınmaz çok kötü telefon :)

abi ne diyelim?

al veya almayın deyiverin nedeniyle birlikte :)

Ben kullanıyorum, silver rengini (önü beyaz, arkası gri)... Gayet memnunum, bundan önceki telefonum da iPhone 4'tü, onda da hiçbir sorun yaşamadım 3 yıl boyunca. Buna daha 1,5 ay oldu, bakalım...

şahane bir telefon ben çok memnunum

merhaba.

evet, iphone5s gerçekten çok iyi bir telefon, fakat fiyat/performans oranı çok düşük. Daha iyi performans veren daha ucuz telefonlar var, hatta bir sonraki nesil birkaç ay içinde çıkmaya başlayacak bile... Hazır yeni bir telefon edinecekseniz ve para probleminiz yoksa, bence daha yeni ve daha performanslı bir telefon almanız daha iyi olur.

Ayrıca, beyaz.

hic dusunmeden alin on numara telefon

erkek olması daha kötü olabilir senin açından, gerçi tercihin ne bilemiyorum.

ehehe, hakikaten pek bi' farkı yoksa, bedava gibi gelecekse alın tabii ki, bedavadan daha iyi fiyat/performans mı olur? Hem biraz gıcıklıkları olsa da iOS çoğu insanın günlük ihtiyacını görüp, üstüne fazlasıyla mutlu etmeye yetiyor. Çok ekstrem ihtiyaçlarınız olsa da zaten bu soruyu sormazdınız, alın gitsin o sebepten.

çok zevkli bir point&click oyunu, biraz bulmacalı gibi. türkçe altyazı desteği var.

(bkz: dudefish) perfectlyparanormal.com

rayman origins. çizimleri ve müzikleri müthiştir. oyun da zor baya :))

the curse of monkey island'ı tavsiye ederim eskilerden. platform oyun.
(git: images6.fanpop.com )

Borderlands
XIII
Jet Set Radio

Tam olarak olmasada cell shade denen nane oyunları yakın.

sıcak sıcak:

(bkz: south park the stick of truth)

aradığınız düpedüz madagascar olmalı.

www.google.com.tr

gta vice city dediniz ama tur vermediginiz icin;

borderlands de cizgi film tarzi bir oyun.

ama ben "call of juarez gunslinger" oneriyorum.

simdi herkesin popisi kendine.

(bkz: bastion)
(bkz: spore)

@susamli cubuk
teşekkürler, güzel bir oyuna benziyor.

@melancholia
the great escape (steve mcqueen) oyununu ararken karşıma hep rayman 2 t.g.e. çıktığından beri rayman gördüğüm yerde kaçıyordum, o da iyi bir oyuna benziyor.

@tut i mucize i guem
çizimler bunu hatırlattı; www.imdb.com

@klakie
bunları da deneyeyim :)

@yadigar
çocukken japon çizgilerini sevmezdim, şimdiye kısmetmiş!

@nodrap
ben de tam kupa keep'ten geliyorum. son sp bölümleri ne kadar saçma diyordum, meğer game of thrones değil stick of truth parodisiymiş, şimdi espriyi anladım:D size de iyi oyunlar sir douchebag!

@kmtetrfn
daha çok clear line tarzı (tenten gibi) çizgileri seviyorum ama dreamworks'te de bir şeytan tüyü var.

@gel gel sarisinim sag yap gel
bilerek popi belirtmedim, sonuçta gta benim için suç-aksiyon değil bildiğin komedi:D gunslinger dehşet oyuna benziyor yalnız!

machinarium

Oni

Nasıl kimse söylemez şu ana kadar hayret ettim: Braid

broken sword bu konuda kişisel favorim, hatta oynadığım en iyi oyunlardan biri.
1. 2. ve 5. oyunları çok iyi.

söylenmiş ama bir de monkey island serisi.

hayata daha iyi bakacaksın. kendine güvenin yerine gelecek. bu işi seveceksin de.

ama bu hayatı paylaşman gerek, çünkü program demek monotonluk demek. arkadaşları, etkinlikleri ihmal etmemeli.

(bkz: hayatını düzene sokmak/@compadrito)

Bi çalışanın hayatını özenmişsin. Aradaki sapmalar da hafta sonu oluyor. :-)

merhaba,
düzenli yaşamın olumlu yanları saymakla bitmez tabii ama siz sıkıntı ve zorlukları sormuşsunuz. dolayısıyla o noktadan dalıyorum mevzuya.

- sosyal yaşam/çevre bakımından zorlayabiliyor. bu yüzden de programınızı mümkün olduğunca uygulanabilir yapmalısınız. yani haftada 3 gün gece eğlencesine çıkan bir kimseyseniz ve programınızda "uyku: 23.30" yazıyorsa e buna uymak sıkıntı yaratacak haliyle. ya da sizin spor yapacağınız saatte bir arkadaşınız bir yere çağırabilir atıyorum, buna cevaben "o saatte x yapıyorum, şu saatte musaitim" dediğinizde çevre bu tip cevapları olumsuz algılayabiliyor. bunlara hazırlıklı olmak gerekli. çevrenizin de sizin sisteminize adapte olması için onlara zaman vermelisiniz. bir süre sonra onlar da alışacak.
- programınızdan sıkılabiliyorsunuz. bu durumda tamamen eski serbest stile dönmek yerine saatleri biraz değiştirmek çok faydalıdır. rutinden sıkılma hissi konusunda işe yarıyor kesinlikle programı yenilemek.
- ilerleyen zamanlarda programa uyma konusunda çok takıntılı hale gelebiliyorsunuz. (bir nevi OCD gelişebiliyor) yani nedir, diyelim 13de öğle yemeğiniz var ve bir sebepten yiyemeyeceksiniz o gün o saatte, bu durumda bir delirme, aşırı motivasyon düşüklüğü ya da sinir hali falan olabiliyor. bunu anlatmak zor. ama olabiliyor. bu durumunuzu fark edip saatleri biraz esnetmek gerekli bu hallerde. yani günlük standart işler için direk saat değil de biraz daha geniş aralıklar vermek mesela. ama bunu ilk baştan bu şekilde geniş aralıklı yapmanızı tavsiye etmiyorum. duruma göre, gidişata göre esnetmek daha faydalı.
- alıştıktan ve artık programınız hayat normaliniz haline geldikten sonra, başka türlü bir hayatı tahayyül edememe ve düzensiz yaşayan insanlara tepeden bakma durumu olabiliyor.
- kontrolünüz dışında gelişen durumlarda, hali hazırda alışmış olduğunuz rutininiz bozulacak olursa ve çok uzun zamandır aynı programa göre yaşamaktaydıysanız yeniye adaptasyon güç olabiliyor. o yüzden yukarıda da dediğim gibi arada saat-program değişikliklerini kendiliğinizden yapmanız gerekli.

şimdilik bunlar geldi aklıma. ekleme yaparım.

@tutun kolonyası; teşekkürler öneri için ama zaten tüm hayatım boyunca yetecek kadar güzel bir hayat yaşadım. bundan sonrası programlı olsun, sorun olmaz:)

dinlerin temeli varsayımlara dayandığından hiç kimse kesin bir kanıt sunup, karşılıklı bir tartışmadan diğerini ikna edemez. daha doğrusu diğeri kabul etmez karşısındakinin söylediklerini.

dini görüşlerin etrafını sağlam duvarlarla çevirmek gereklidir dışarıdan gelecek teorilere karşı, yoksa zaten güç bela sadece imana tutunabilen dinler çok hızlı bir şekilde taraftar kaybederler.

ya örnek veriyorum
biri diyor senin kitabında dil bilgisi hataları var sonra yanıt geliyor yok yanlış biliyorsun
sonra o diyor senin kitabında benim dinimden bahsediliyor sonra o diyor sen yanlış anlamışsın falan filan

a dininin ağırlıklı olduğu ülkelerde millet televizyona çıkıp b dinini çürütüyor adamın teki kaydedip yutuba atıyor
başka bir ülkede benzer bir durum

ben de diyorum ki ringe çıksınlar artık olmuyor böyle kafamı karıştırıyorlar

ateisti de çıksın müslümanı da hristiyanı da musevisi de budisti de ineğe tapanı da

kutsal kitapların yorumu muhabbeti bu tartışma işinin bokunu çıkarır kafadan. alegorik malegorik, hepsi kendi dinini diğerinin yanlış anladığını savunur fakat kendi yorumu bile hatalı olabilir. yani dinlerde sanıldığı kadar nesnellik yoktur, kitaplar dahil.

ayrıca ateizm ve agnostiklik böyle bir tartışmanın içine girmezler, zira din değildirler. ancak daha önce bahsettiğim duvarlar kaldırılırsa, ateizm dini düşünceleri ezer geçer, yerle bir eder. tabi bunun için tartışmaya açık, kuşkucu, önyargısız ve tarafsız düşünme yetisini koruyabilen akıllar gerekli.

demek istediğim bu biraz. dawkins'in de dediği gibi, dini düşüncelerinizi korumak için "şeytan işi" kitapları okumamak gerekir.

yoo tartışılıyo. en azından islam için tartışılıyor. ama bilen biliyor, kalkıp da gazetelere haber yapmıyorlar. mısırda mı ne hatta en son konferans yapıldı. sene içerisinde bşr çok defa farklı mezhep imamları bir araya gelip güncel durumları konuşuyup ictihat yapıyorlar.

Din tartışılmaz da ondan. Ama karşısındakini din olarak görmediğinden çürütmeye açıktırlar. İslam profesörleri karşılıklı islamı çürütme amaçlı tartışmıyorlardır herhalde. Şu hadis gerçek mi, şunu mu demek istemiş bunu mu diye tartışıyorlardır.

çok acil yardım arkadaşlar lutfen.

sketchtoy.com

3'ünün tura gelme olasılığı= 4/16
4'ünün tura gelme olsaılığı= 1/16
toplam= 5/16

4/16 yı bulamamıştım ben. Y her yerde olabıldığınden 1/16X4 miş.

çok tşkler.

sanal kart açma imkanın varsa onu kullanabilirsin.

visa electron ise bankamatik kartı iş yapamazsınız.

maestro ise oluyor. (paypal'ın saçmalığı).

mevduat hesabı tanıtılabiliyor fakat sadece para alabiliyorsunuz.

benim de başıma gelmişti.

enpara benim bu paypal muhabbetimin hemen ertesinde çıkmıştı. bu yüzden bilmiyorum. fakat kendi işbank ve ziraat kartlarımla iş yapamadım, çok araştırdım kabul etmiyormuş zaten. ben paypal'dan vazgeçtikten sonra -büyük ihtimalle 1 ay sonra falan hatta- paypal'dan gelen bir mailde ödeme sistemini güncellediklerini söylüyordu, hatta bir tablo vardı hangi hesap nasıl kullanılabilir diye. oradan biliyorum.

enpara'da bir farklılık vardı sanırım, ancak emin değilim.

telefonla aradığınızda paypalın müşteri hizmetlerinde türkçe konuşan call center çalışanları var , derdinizi onlara anlatırsanız işinizi genelde çözüyorlar.

hayranıyım. şahsi favorim hep diavel olmuştur fakat özellikle tron'dan sonra sport 1000 modelini de çok sevdim ama yine de gözümde diavel ile yarışan tek motorsiklet harley davidson nightrod oldu, fakat son modellerinin görünüşünü sevmemiştim, favori modelim 2012 olan onda da... ducati monster'lardan 696'yı çok sevmiştim fakat tabi o zaman diavel'i bilmezdim.

şu anda mimarlık öğrencisiyim. motorsiklet tecrübem yok, sadece dayımın kullandığı yamaha ybr 125 ve suzuki inozuma gw250'ye bindim (arkasına :). mezun olup para kazandığımda, ailemin borçlarını kapattıktan sonra, ilk işim bir motorsiklet almak olacak, sanırım başlangıç için ben de inozuma'yı alırım.

öyle yazmak istedim. ne kullanırsanız kullanın, benim için de kullanın. keyifli sürüşler.

hizmet bedeli vs. olabilir kitap parasına artı olarak.

bankamatikte kalması gereken minimum tutar yok. muhtemelen kargo veya kdv veya hizmet bedeli (eğer varsa) dolayısıyla 16 liranın üstüne çıkıyordur.

minimum bir tutar yok fakat bazı siteler bankamatikle alışveriş seçeneğini kaldırmış olabiliyor.

kredi kartıyla çalışmak daha kazançlı tabi onlar için.

dr'den alacağınız bazı kampanyalarda 25, çoğu zaman 50 liralık alışverişlere kadar kargo ücreti ödenir.

18 liralık kitaba 3,43 TL kargo ücreti ödemiştim.

Tasarim 10, donanim 8: htc one
Tasarim 7, donanim 10: lg g2
Tasarim 9, donanim 10: xperia z1

Ben one'i tercih ettim

şu an piyasadaki en iyi telefon: samsung galaxy note 3

Bu mesajı Lamia 920 den yazıyorum

Samsung Galaxy Note 3

donanımsal olarak note 3, ancak büyük ekran sevmiyorsanız lg g2. note3'ün muadili pek yok, g2 ise muadillerinden batarya ömrü ile ön plana çıkıyor.

iphone 5s, her türlü.

donanım olarak note3 bir adım önde lg g2'den, lg g2'deki donanım 2GB ram ile kısıtlı, aynı donanıma sahip note3'te 3GB ram var. Donanımsal farkları bu kadar yanlış hatırlamıyorsam. Bir de tabi kalem'e ve getirdiklerine fazladan para veriyorsunuz, ayrıca arka kapağı lg g2'deki ve S4'teki kaygan plastikten değil deriye benzeyen kaymaz yapışmaz bir malzeme ile kaplı; kap kullanmıyorsanız bu da önemli bence. htc one bu telefonlara göre bir nesil geride, S4 ile yarışıyorlar. xperia z1 hakkında çok bilgim yok fakat aynı donanıma sahipler galiba G2'ye göre. ama yaklaşık 400 lira falan daha pahalı. tabi daha iyi de görünüyor ve benchmark testlerinde ufak bir önde olma durumu da var açıkçası.

benim arkadaşım note3 ile G2 arasında kalmıştı, kalemi kullanacaksan note3 al, kullanmayacaksan boşuna tonla para verme G2 fiyat/performans olarak bu senenin padişahı dedim; note3 aldı. Kalemin kullanıyor. Ama ben olsam G2 alırım.

Bu arada G2'ye sd kart takılmıyor, 16 ve 32GB lık versiyonları var, 32GB'lığı tabi daha tuzlu ve diğer telefonların fiyatlarına yaklaşıyor. Bunu da gözardı etmemek gerek bence.

Bir görüş almak için şu videolara bir göz atmak isteyebilirsiniz:

G2 > www.youtube.com
Note 3> www.youtube.com
Z1 > www.youtube.com
Sonra hepsi uşağa > www.youtube.com

bu arada yanlışlarım varsa lütfen düzeltin.

İphone 5s

en iyi cep telefonu senin cebinde durandır.

general mobile disc... pardon yanlış oldu telefon görünce yapıştırayım dedim zaten copy'de hazır duruyor paste edilmeye.

bence de note 3. hele o arkasındaki deri detayı efsane bir şey bence.

Ben kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi başkasına yapmayacağım için normal yaşantıma devam ederdim. Zira senin yapacağın bir suçu başkası da aynı şekilde, hatta daha kötüsünü sana karşı yapabilir. Yaptığın her şeyin bir sonucu, mağdur edeceği birileri olacaktır, en basitinden bir somun ekmek hırsızlığı bile...

zenginden çalıp, fakire verirdim sanırım.

nisanda evlenecek arkadaşımın tüm masraflarını hesaplamıştık. çarşı, tektaş, nişan, düğün, balayı ve aklına her ne geliyorsa hepsi 90000-100000 arası birşey tutuyordu.

Düğün salonu ve balayı yeri gibi mevkisel ve katılımcı sayısı gibi sayısal değişkenlere sahip bir listenin fiyat aralığı çok geniş olacaktır. Küçük bir ilçede düğün salonu kirası 2000 lira olabilir ancak bir ilde 12000 tl gibi bir rakam en düşük fiyata denk gelebilir.

bütçene ve mevsime göre değişir ama 100 bin diyen arkadaşa smayli gönderiyorum buradan :)

bu dediklerinin hepsini 20-25'e yaptım ben ama daha ucuz yapan da vardır muhakkak.

düğün var mı? kaç kişilik? yemekli mi, düğün salonu mu? balayı nerede( türkiye/yurt dışı)?
tektaşın 300tl'liği var, 14000liği de. alyans da öyle keza.
2 sene önce denizli'de 350 kişilik yemekli düğünü havuzbaşı güzel bir yerde 7500'e yapmışlardı.
bir başka arkadaşım da yine denizli'de yemekli kır düğünü, 700 kişilik davetli listesi, maldivlerde balayını 90000'e yapmıştı geçtiğimiz yaz.

100 bin TL ne ya :D

Evlilik işleriyle hiç alakam yok da, tek taş 2.000 olsa, yüzükler 3.000 olsa, kişi başı 80 liradan 200 kişilik düğün yapsan, bi de 10.000 TL balayına harcasan bile 30.000 TL ediyo :D Ne yaptınız siz :/

30.000e patlamıştı bir tanıdığıma.

dayım toplamda 35 bin e evlenmşti 2 yıl önce. söz, nişan, ev döşeme, takılar ve düğün salonu dahil. balayı hariç.

Konum ve duruma gore değişir tabii. Biz evlilik teklifinden balayı sonuna kadar 50 civarı harcama yaptık.

birbirinizin cevaplarını eleştirmeyin lütfen. tamamını okuyunca, oldukça iyi bir fikir oluşuyor insanın kafasında.

sadece düğün 12.000 TL
salon takımı 10.000 TL
beyaz eşya 8.000 TL
balayı 3.000 TL

aklımda kalanlar bunlar..

Sırf kır düğününe 10bin verdiler kuzenimgil. Eşyalar 2 buzdolabi 3 çamaşır bulaşık fırın koltuk takımı 3 bin, salon takımı 5bin, yatak odası 5 olsa, (bellona, istikbal falan saydım) 28bin. Balayinda 5 bin harcasalar 33bin. Gelinliği 2bin olsa (Oha demeyin normal gece elbiseleri 900-1000) 35bin lira. Artı nişanlık, kınalık, tektaş, küçük mutfak aletleri falan saymadım.

ya duruma göre çok değişen bir şey cidden bu. mesela düğün inanılmaz para harcatıyor, nerede yaptığına göre, en ufak bir süslemesine göre bile. gelinlik-damatlık falan var daha. yani 30000'e her şeyi yapabilen süper yapmış misal, sırf düğünü 30000'e -o da tanıdık yer olduğu için- yaptıran insan var istanbul'da. ki istanbul zaten çok pahalı. mesela bir arkadaşım yaptı geçen sene, yüzüğe para vermedi -adam laboratuvarda kendi yaptı ahahhaha gerçi karbon değil başka bir elementten yaptı ama olsun :D karbon olunca elmas oluyor tabi - neyse, 100 kişilik de bir düğün yaptı boğaz'daki bir yalıda, amerika'da da tatil falan yaptılar, iş yoğunluğu nedeniyle balayı sonraki seneye kaldı, bu sene gittiler. düğün kişi başı 140 euro idi sanırım geçen sene -euro 2.5 liradan hesapla desem- 35000 lira sırf düğün tutmuş, düşün. gelinliği falan bilmiyorum ama yabancı bir tasarımcının işiydi, ona da bir 5000 lira falan de minimum, vay bee.. :( olm çok para lan! :(


edit: bu arada şu yazdığım düğün katıldığım en ekstrem düğündü, daha normal düğünler daha az paraya yapılabilir tabi, maksat gönüller bir olsun, aileler anlaşssın falan filan feşmekan..

biz evde 4 kişi yaşıyoruz. eve giren toplam para 1.500 lira. ne yiyip ne içiyorsunuz siz :)

1250 lira çok fazla gerçekten. ben hiç hesaplamadım ama tahmini bir cevap vermem gerekirse kardeşim ve ve bir ay boyunca 3 öğün yemek için 700 lira diyebilirim

izmir'li şarap içer de ondan fazla gelmiş :D

sadece mutfak demeyelim, bunlara temizlik malzemelerini de katalım?
Şarap ayda 3-4 şişe falan çok değil yani. 30,00 tl birim.

normal bence.
yani canının istediğini yiyen insanlar olduğunuzu düşünürsek, içkisinden şarküterisine, etinden ıvır zıvırına evin genel ihtiyaçlarına falan 1.000-1500 rahat gider.

valla ben bir market arabası doldurunca 600'den aşağı ödemiyorum.
ki ona da bir ay idare ediyor diyemeyiz.
2-3 haftada bir erzak alışverişi yapılıyor bizde ortalama.
ayda 1.000 ya da 1.250 elbet ödeniyor.
zaten kırmızı et alınca kıymasıyla bilmemnesiyle neredeyse 200 sırf o tutuyor.

hayat çok pahalı.
bizde de aynı yani durum.

evin genel ihtiyacı denince zaten mutfak masrafı + temizlik malzemeleridir benim aklıma gelen.

onu düşünerek yazdım.
konumuz o olduğu için.

yuhh diyorum...

bizde evde iki kişiyiz. dışarıdan hiç yemek yemeyiz. canımız ne isterse yeriz. aylık gıda harcamamız 125 tl yi geçmiyor... ki evde hiçbir eksik yok. sizin harcadıgınız parayı biz toplam gider olarak bile harcayamıyoruz.

sana tavsiyem alacaklarınızı 2-3 günlük alın. inan böyle daha az israf oluyor.

not: hani ögrenci de değiliz. çalışıyoruz. bu durumda giderimiz bu kadar. bence özeleştiri yapma zamanı...

@deju aylık gıda masrafı 125.00 tl mi? nerede yaşıyorsunuz yahu? kendi gıdanızı kendiniz mi üretiyorsunuz nedir? biz de yapalım?

Her gün dışarıdan yemek yeseniz günde 30 tl falan eder zaten. Hadi 40 olsun. 1200tl ediyor ayda. Eğer mutfak masrafına içki dahil değilse çok fazla gibi.

karnınız açken markete gitmeyin. önce güzelce doyurun karnınızı, sonra markete gidin. markete giderken, mutlaka liste yapıp gidin ve o listeye titizlikle uyun.

buzdolabının sebzeliğinden, direkt çöp kutusuna giden şeyler var mı?

sürekli evde mi yemek yapıyorsunuz? yoksa dışarıda da yiyor musunuz?

semt pazarlarına gittiğiniz oluyor mu hiç?

raf ömrü uzun olan kalemleri azar azar mı alıyorsunuz yoksa toptan mı alıyorsunuz? toptan almanız, çok daha akıllıca olur. toptan alamıyorsanız bile, en büyük ambalajının birim fiyatıyla, en küçük ambalajının birim fiyatını karşılaştırın. bazı durumlarda ciddi tasarruf edebilirsiniz. 1-2 kereliğine yaptığınızda önemsemeyebilirsiniz ama yıllarca aynı şeyi yaptığınızda çok fark eder çünkü ''yekûn tutar''!

bir de markadan markaya farklılıklar var. BİM'den alışveriş edin demiyorum ama markalar arası farklar da var.

''işten çok yorgun çıktım, çok gergin bir gün geçirdim, zaten karnım da çok aç, hadi bi an önce doldur şu arabayı da, kasaya gidelim, boşver şimdi fiyat karşılaştırmasını!'' dediğiniz anda, sayaç deli gibi işlemeye başlar.

bu bir yol ayrımı. bu tavsiyelerime uyan ve harcamadığı parasını biriktirenler, sonunda ev satın alırlar.

bibip: @godsparticle, çünkü sen çok akıllı bir adamsın hocam. hayat beni iki değirmen taşının arasında öğüttü. sen de satır aralarından bunu okuyabiliyorsun.

compadrito olayı güzel özetlemiş. Adamın her cevabından bir hayat dersi çıkarıyorum :)

1250 lira cokmus. havyar yemeden sofradan kalkmam diyorsaniz normal ama, arada falan domestik takilin tarhana falan icin. portakalli ordegi ayda 1-2 yemeniz yeterli

çok fazla 1250. her şey dahil en fazla tuttuğu zamanlar 400-500 falan tutuyor. her istediğimizi de alıp yiyoruz çok şükür.

biz de 2 kişiyiz ve 1.500'ü buluyordur ortalama. fazla olup olmadığının belirleyicisi bizleriz geneliikle ekonomik koşullar haricinde. yüksek gibi görünen bu miktarın oluşumunda tükettiğim bazı gıdaların organik olması -fiyat direkt 1,5- kat oynuyor- semt pazarı desen ortalama semt pazarlarının iki katı fiyatlara sahip (Ayrancı Mahallesi), her gün ortalama yarım kilo et yiyen adamım -etimi kasaptan alırım, marketten bir tık daha pahalı-, haftada 1-2 kez balık alırım -deniz balıkları 1,5,2 katı pahalı kültür balıklarına nazaran- besin takviyelerim var, yöresel ürünlere dair uğradığım yerler marketlerin yine 1,5 katına fiyat içeren bazı sevdiğim ürünlere sahipler, Bim ve A101'den alacak pek bir şey pek bulamadığım için nadir uğrarım gibi sebepler etkili. tek başıma 2 kişilik yemem de etkili elbette. Haftada bir kez dışarıda yeriz.

Kişisel özellikler yanında, nerelerden alışveriş yapıldığı, hangi kalite ürün tercih edildiği, mahallenin konumu, beslenme tercihinize bağlı olarak yapılan alışverişte protein ağırlıklı ürünlerin karbonhidrat ağırlıklı ürünler karşısında görece pahalılığı genelleştirebileceğim maddeler olarak karşıma çıkıyor.

EK: bu masraf kalemlerinde ayrıntı olarak belirtmek istediğim bir husus eve patates, makarna, pirinç, salam-sosis gibi görece ucuz ürünlerin girmemesidir. ikamesi olarak tükettiğim karabuğday, esmer pirinç, kavurma ve pastırma gibi ürünler de ortalama 1,5 katı fiyata sahip karşılaştırıldığında. öyle şarap marap gibi zevklerim de yoktur, eve girmez. soda hariç asitli içecek ve abur cubur kategorisindeki ürünler de girmez eve, bunlar da görece ucuz kalemler. ayda ortalama 2-3 kilo kaliteli kuruyemiş, 1 kilo kuru meyve alırım bu abur cubura karşılık olarak, onlar da ucuz değil karşılaştırıldığında abur cuburla.

bu arada compadrito'nun yazdıklarından sonra eklemek istedim.

daha pahalı olsa da memnun olduğum markayı alırım, ucuz olduğu için başka marka çok nadiren tercih ederim.

yani dondurma yiyeceksem ucuz diye x markayı değil, sevdiğim z'yi alıyorum.
ya da x salam/sucuk yerine y alıyorum.
fiyatı da ona göre fark ediyor.

ya da belli mağazalardan alışveriş yapmayı seviyorum.
bim'i ya da çağrı market'i tercih etmiyorum.

benim de kendimce uyguladığım ekonomi yöntemleri var, ama genel olarak keyfimi ve kaliteyi olabildiğince ön planda tutarak alışveriş yapıyorum.

bu biraz da tercih meselesi tabii.

bu demek değil ki en kaliteli şarapları içiyorum vs.
yani öyle üstdüzey bir durumum da yok.
ailemden gelen, büyürken edindiğim alışkanlıklarımı devam ettiriyorum sadece.

ama şu var ki, eskiden de aynı şekilde yaşıyordum, o zaman evin kirasına denk gelmiyordu bu masraflar.
şimdi aynı şekilde yaşayınca evin kirasına denk mutfak masrafım oluyor.

gelişen ekonomimizin bir örneği olsa gerek.

şimdi aylık 300-400 deyip te her istediğimizi yiyoruz diyen arkadaslara şaşırıyorum. Nasıl oluyor bu? ya ulkede etın kılosu 35,00 lira? bilemiyorum çıkamadım 400'le işin içinden.

2 kişiyiz evde
haftaiçi akşam yemekleri yeniyor, 1 kişi kahvaltı ediyor. haftasonu 2-3 öğün evde
abur cubur çokça alınıyor
her akşam mutlaka et-tavuk-balık üçlüsünden biri

haftalık 100-130 lira arası market alışverişine gidiyor

Biz dört kişi yaşıyoruz, aylık mutfak masrafımız, 600 civarı. bunun içinde iki çocuğumuz için yaptığımız organik gıda alışverişleri de var. Yalnız çocuklar öğle yemeklerini okulda yiyor, biz de ticketla hallediyoruz. Onun haricinde hafta sonları dışarda yiyoruz. Bu saydıklarım rakama dahil değil. haftada bir ya da iki balık yeniyor, onun dışında çocuklar haricinde biz kırmızı et yemiyoruz.

Kuzenimin de dört kişilik ailesi var ve mutfak masrafı 4000 tl (dört bin)yi buluyormuş. Duyduğumda nedir bu, her gün havyar, trüf mü yiyorsunuz diye şaşırmıştım. (Evet Türkiye gerçeği) :)

mumkun

mümkün, tecrübeyle sabit.

alıcının tel no.sunu da yazın. kargonuz şubeye geldi diye mesaj atıyorlar. arkadaşınıza da haber verin tabi. mesaj falan atmayabilirler de. kendisi sorsun kargom geldi mi diye.

kargo numarasını alıcıya iletin, internetten takip etsin.

www.eksiduyuru.com

"şubeden teslim" diye bir gönderi seçeneği var. mümkün yani :)

Alıcının adı siyadı, X şubesi - Telefon ihbarlı yazın il-ilçe adı. Mutlaka alıcıya ait telefon nosu da olsun. ;)

olimpiyat köyü binalari cok kötü, yeri de cok kötü. bütceni de söylersen ona göre bir sey söylenir ama ortamlara uzak olmasin, konu komsu karismasin diyorsan, bornova bostanli derim. bornova'da manavkuyu camkiran degil, merkeze yakin, bostanli'da demirköprü cigli'ye degil denize yakin mahalleleri tercih et.

hangi semtte çalışacağını söylersen ona göre tavsiye verelim.

hocam alsancakta çalışıcam ama ofise gitmek zorunda değilim servis mühendisi olucam ayrıca bütçem 600-650 yi geçmesin istiyorum para biriktirmek lazım

maddi zorluk yoksa k.yaka-bostanlı sahil şeridi ya da sahile paralel caddeler,
bostanlı, atakent dolayları,
yine karşıyakada aksoy dolayları,
bornovada özkanlar dolayları.

edit: bütçe bilgisinden sonra,
karşıyaka nergis dolayları
karşıyaka girne caddesine paralel sokaklar

Olimpiyat Köyü'nü falan boşverin öncelikle.

Karşıyaka-Bostanlı sizin için en ideali gibi. Kıyı şeridinde değil de, biraz içerilerde nispeten ucuza evler bulabilirsiniz. Hem ofise giderken arabanızı bırakıp vapurla da gidebilirsiniz.

Ortamlara yakınlık ✔
Bekara uygunluk, arızasız komşular ✔
Nezihlik ✔
Bütçenin 600-650'yi geçmemesi, işte burada biraz sıkıntı olabilir. Ama evi paylaşabilirim sorun olmaz derseniz kesinlikle geçmez.

hatay taraflarını da düşünebilirsiniz. sahil tarafına inip küçükyalı güzelyalı tarafları da olabilir. bostanlı ve karşıyakaya göre alsancağa da daha yakın. olimpiyat köyünü düşünmeyin bile.

karşıyaka bostanlı nergis bölgesi, ofise gideceğin zaman vapuru kullanırsın, 600 650 tl standart evlerden birilerini bulabiirsin 2+1 v.s şeklinde izmire yeni taşınan tüm arkadaşlarıma burayı tavsiye ettim herkes memnun.

karşı olmazsa balçova, güzelbahçe de iyidir.

650 aradığın standartlarda çok zor, anca üçyol-hatay civarında bulabilirsin..(İyi bir ev bulmak çok zor)

karşıyaka candır. 600 - 650 civarı ancak tersane mahallesinde giriş kat ev bulunur.
650ye full dayalı doseli studyo tarz ev tutarsınız alsancakta.

www.hurriyetemlak.com

bilgisayarını al ve okuma yapmak üzere farklı yerlere git. kütüphaneler, kafeler, güzel havalarda ağaç altları, hatta ve hatta evin başka bir odası vb.

bilgisayar yerine tablet kullanmak. ilk söyleyince saçma geliyor fakat tabletler bildiğimiz kitaplara daha yakın araçlar, böylece hem mobilite artıyor, hem de onu kitap gibi istediğiniz anda istediğiniz yerde kullanabiliyorsunuz. ayrıca bilgisayara nazaran daha az akıl çeliciye sahip olması da cabası.

Herkes kendisine bir çalışma yolu bulmak zorunda, artık kafeye mi gidersin, kütüphaneye mi, yoksa kendi çalışma masam mı, bunu sen bileceksin. Otur makalenin başına, kalkma.

çalışma yöntemi olarak makaleleri kağıda basıp önemli yerlerini renkli kalemlerle altını çizmek, sayfa kenarlarına not almak, makalelerin özetlerini çıkarmak gibi yöntemler benim çok işime yarıyor

bir de bu akademik makale, edebiyat değil, zevk için okumuyorsun, bunu kafana sok, beğenmek hoşlanmak zorunda değilsin

sadece önemli yerlerini çıkartıp anlaman gerekiyor, bu da bir teknik. Zamanla öğrenecek ve geliştireceksin

bunları yazan insan şu anda starbucks ta önünde makalelerle ve iki ders için okuması gereken 724 sayfalık tutunamayanlar ile oturuyor

alışkanlık kazanman gerekiyor, onu da artık sen yapacaksın

eğer bu mesleği seçtiysen bu iş böyle. Artık üniversitedeki parti ortamı bitti

ben de sıkıntı çekiyorum bu konuda fakat çözüm wordpad tarzı uygulamalar sanırım.

yahu google drive varken geri kalan her şey fasa fiso.

bak anlatayım.
tamamen kumpasa geldi. padişah'ın da suçu yok. adam büyük oyuna geldi. resmen kendi mührü ile imzalanmış mektuplar falan gönderildi kanuni'ye. e bir de karısı ve sadrazamı da devreye girince adam karambole gitti. öldürüldüğünü falan da izlediğini zannetmem. televizyonda olaya çok fazla dram katıyorlar. millet de üzülüyor haliyle reyting.

bir gözden geçirmekte fayda var eksisozluk.com

özellikle muhteşem yüzyıl öncesi entry'lerin daha önemli olduğunu hatırlatma fayda var, en azından bana göre.

donem sairleri onun icin dizeler yazmis. onlari okuyarak fikir sahibi olabilirsin.
ayrica olay seyhulislamin da onayiyla gerceklestiriliyor.
ve evet izlemis diyorlar.

www.ekrembugraekinci.com

genişçe işlenmiş burada:

www.dropbox.com

Olum anında Kuran okuduğunu biliyorum ilber hocadan onun dışında da biraz da olsa padişahlığa yürüdüğü söylenir hep çevresindekilerin gazıyla lakin yiğidi öldürüp hakkını vermemişlerdir orası ayrı

vermene engel mi ? kilo almazsan şükret bence.

Alkol kilosu en zor verilen kilolardan biri. Onun yerine iskender yeseniz tereyağlı, daha iyi.

Edit: Gerçekten daha iyi mi bilmiyorum da o ayarlarda bir kötülüğü var biranın.

Anladım, birayı kesiyorum; yüzsüzlük yapıp "peki ya şarabın durumu nedir?" diye sorsam peki?

şaraptan pek bir şey olmaz abartmadığın sürece sanırım.

Merhaba,

Bira, karbonhidrat kaynağıdır, o nedenle kilo verirken ekmek yemek gibi bir şey.
Bira'nın vücudunuza "göbek" etkisi, birayı ne zaman ve nasıl içtiğinize göre değişir. Örneğin yemekle birlikte bir bira içerseniz, alkol karaciğerinizi yoracağından, yediğiniz yemekten alacağınız kalori miktarı da artar.
Aynı zamanda metabolizmanın yavaşladığı akşam saatlerinde de biranın göbek etkisi daha fazla.
Bir şişe bira 150-200 arasında bir kaloriye sahip.

Edit: Şarap'ta da durum çok farklı değil, miktarı az da olsa daha fazla alkol içeriyor.

Son bir soru o zaman:

dampire yazınca farkettim, sonra elimdeki şişenin etiketini kontrol edince farkettim. Bu ürünlerde kola ambalajlarındaki gibi ne kadar enerji değeri falan içerdiğini belirten etiketlerden de olması gerekmiyor mu? İçindekiler var fakat atıyorum 100ml'de ne kadar kalori, karbonhidrat içerdiği yazmıyor?

Kalori hesabı yapcan net. 2 bira tahmini 750 kcal. Yanına birşey yen rsen onu da dahil et. Günlük bazalın 2000 yaksa 1250 kcalden az alman lazım ki kilo veresin

insanlar gözünü çok korkutmuş ama aslında öyle değil biradan ziyade yanında yediklerin kilo yapar ve bira öyle aman aman kilo yapacak bir şey değildir, ben günde istisnasız 3 bira içerim 1.83 boy 72 kiloyum. yedikten sonra her şey kilo yapar tabii ki, önemli nokta aldığından fazlasını harcamak bu kadar net.

sıla - kafa

elbette bulunuruz.

bob dylan - like a rolling stone
bob dylan - blowin' in the wind
leonard cohen - a thousand kisses deep
tom waits - ol' 55
tom waits - old & shoes
esmeralda
jacques brel - amsterdam
charles aznavour - la boheme
charles aznavour - idiote je t'aime
detroit - droit dans le soleil
noir desir - le vent nous portera
eric clapton - wonderful tonight
jacques brel - ne me quitte pas
soad - roulette
soad - soldier side
nirvana - the man who sold the world
marc aryan - c'est bien dommage
leonard cohen - a thousand kisses deep
sting - all for love
sting - shape of my heart
sting - desert rose
deep purple - soldier of fortune
gipsy kings - un amor
gipsy kings - no volvere

bt - skylarking

@papillon7 helal be

drive.google.com

Diddy - Dirty Money - Coming Home ft. Skylar Grey
The National - Exile Vilify

bir çırpıda aklıma gelenler. daha var, ancak yazamadım, belki editlerim bunu ileride.

bir çırpıda aklıma gelenler de ne kadar azmış bu arada...

ha bak beach house'un tüm albümleri olabilir, şarkı olarak myth iyi gidebilir.

www.trntbl.me

havaalanından izban,
halkapınar'da izban'dan inip metro'ya geçiş. metro'dan ege üniversitesi durağında iniş. (evka 4 yönüne bineceksiniz) ben oradayken izban - metro arasındaki tek aktarma durağı halkapınar'dı. başka açıldıysa orada da inip metro'ya geçebilirsiniz tabii.

dönüş için de bunun tam tersi.

halkapınar dışında bir de hilal durağında aktarma açıldı.
onun dışında oxibrinth en makul gidişi açıklamış.

aktarma yapmadan direkt otobusle de gidebilirsniz. cevre yolundan gittigi icin hemen hemen ayni surede gidersiniz.
www.eshot.gov.tr

anladığım kadarıya otobüsle ulaşım için havaalanından 204 numaralı bornova metro-otogar-havaalanı otobüsüne binip bornova metro'da ineceksiniz, oradan da metro ile ege üniversitesi'ne geçeceksiniz.

ekleme: bunu biliyorsunuz sanırım gerçi ama, bornova metro'dan ege üniversitesi ana kampüse gitmek için metroya binip ege üniversitesi durağında inmeniz gerekiyor.

ucaktan indiğinde izbanı bul bin.

halkapınar yönüne gidene bin. halkapınar istasyonunda in.

halkapınardan indikten sonra metroya geçiş yap.

ege üniversitesi giden taraftan metroya bin.

ege üniversitesi durağında in. çok basit.

otobusten indikten sonra tekrar metroya gerek yok. zaten otobus duraklari hemen universitenin onunde.

ama tabi ege uni. kocaman yer, hangi fakulte vs degisebilir durum.

halkapınarda aktarma, hilalde aktar. izban alsancak'ta vakit kaybettiriyor.

metro-izban tam 2 lira. otobüste de aynıdır herhalde.

bu arada ekleyeyim, yamulmuyorsam havalimanından eshota, yani otobüse binerseniz 3.5 lira basarsınız, izban hattını kullanarak giderseniz 1.10 basarsınız metroya da aktarma beleş olur. bu öğrenci ücretleri. tam bilet ücretleri 3.5 liradan fazla olabilir, emin değilim.

adnan menderesten izbana bin. hilal istasyonunda in. halkapınarda inmen sanin için fazladan 10 dakika demek yaklaşık olarak. hilalden metroya geç.

lg g2 derim. f/p oranı diğerlerinden daha üstün bence.

g2 diğer iki telefondan bir nesil daha yeni bir işlemciye sahip, performans olarak karşılaştırılamaz bile diğerleriyle.

nexus 5 derim.

g2 sahibi olarak g2 diyorum.

tek kotu yani var sarji cok gidiyor :|

Kitaplar için kesinlikle ve kesinlikle oxford'un start readingleri bir harika.
Kitaplar şu şekilde ; elt.oup.com

Youtube'da onlarca video çıkıyor "songs for children learn english" yazınca,
linki şu şekilde;
www.youtube.com
internet bu açıdan bir nimet, akıllıca kullanırsanız, akıllıca arama yaparsanız,bunları download edebiliyorsunuz youtube'dan. Bilmiyorsanız yardımcı olabilirim nasıl yapacağınız konusunda.
Daninonun sitesi;
Anne -Babalara yönelik bir site ama siz de faydalanabilirsiniz;
Danino'nun hazırladığı kapsamlı bir site:
www.danino.com.tr
Kolay gelsin hocam ;))

umarım zamanla heyecanını kaybetmezsin ve bir şeylerin hevesini kaçırmasına, cesaretini kırmasına izin vermezsin; böyle idealist öğretmenlere ihtiyacımız var :)

Ben de çok mutlu oluyorum böyle öğretmenleri görünce. Genelde belli bir kelime seviyesine eriştiğinde şöyle bir oyun oynatıyordu bizim öğretmenimiz, zevkli idi: Biri bir kelime söylüyor, başka biri önceki kelimenin son harfi ile başlayan başka bir kelime söylüyor. Böyle devam ediyor. O oyun güzeldi ama işte, bir birikim gerektiriyor.

benim de ilköğretim 1. sınıfa giden bir kız öğrencim var. kendisi özel okula gidiyor. kitapları pearson - longman serilerinden. boyama kitapları var. dinleme kitapları var. ve bu kitaplar oldukça işe yaramış gözüküyor ki kız daha 1. sınıfta olmasına rağmen bayağı bir kelime biliyor ve doğru sesletim yapıyor. sınıfta bilgisayar kullanarak ancak görsellik katabilirsin. devletteysen eğer kimsenin sana neden derste laptop kullanıyorsun diyeceğini sanmıyorum. ama mutlaka yazı yazdır. çünkü herkes görerek, işiterek anlayamayabilir. hem konu işlediğine kanıt olur.

bir de öğretmenlik içten gelen bir şeydir. kesinlikle yapmacık olmayın. giyiminize, temizliğe çok dikkat edin. kitap olarak ben de okumadım ama kütüphanede bir kitap görmüştüm. adı becoming a teacher tarzında bir şeydi. bu tip yayınlar çok var ama ingilizce hepsi. türkçe pek yok bildiğim kadarıyla. kolay gelsin. biraz da işin içine drama katın. çocukları konuşturun. iyi gözlem yapın. sorunları şak diye tespit edin ve çözün.

çizgi film ve animasyonlar olabilir. okuma bilenler için türkçe, ayrıca ingilizce altyazılı olarak izletilebilir. özellikle komut olayını zihinde oturturlar diye düşünüyorum, çocuk zihni görerek ve duyarak bağdaştırır bunları.

görsellik ve gündelik yaşamdan benzetmeler konuşmalarına ve öğrendiklerini pekiştirmeye yardımcı olur. yerli malı günü yapıp yiyecekleri tanıtmak gibi mesela, kabaca.

komut olaylarında ayrıca mimiklerinizi kullanabilirsiniz, hitabetlerimizde çok kullanıyoruz, mimiklerinizler sürekli ifade etmeniz pekiştirici olur. see derken gözleri, listen derken kulakları işaret etmek, sit derken ellerle otur işareti yapmak vs.

genele hitap ederken de, karşılıklı bir öğrenci ile konuşurken de 2. çoğul şahıs kullanın hep. teşvik edici vurgu yaparak soru sorun, komutu siz vermeyin, onları teşvik etmeye çalışın soruyla. teşvik edici vurguyla "yapalım mı, ne yapalım, şunu mu oynasak acaba?" vs. kararı sanki onlara bırakmış gibi soru sorun.

hata yaptığınızda, yanıldığızda bunu ifade edin "aa ben de yanlış yaptım :), aa nasıl da unuttum" gibi veya bilerek böyle hatalar kurgulayabilirsiniz. bu durum onlar hata yaptığın zaman uyardığınızda, doğrusunu göstermeye/söylemeye çalıştığınızda kabullenmelerini ve doğruya yönelmelerini kolaylaştıracaktır.

Ben sizin yerinizde olsaydım, YouTube'u didik didik eder ve bulduğum filmleri çocuklara seyrettirirdim. Ya da orada gördüğüm öğretmenleri taklit ederdim.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Benim kızımın geçen yıl gittiği okulda, çok şeker bir ing. öğretmeni vardı. Pijama partisi düzenliyordu ve ingilizce çizgi film. izliyorlardı o partide. Toy Story, Ice Age vb. Her biri, meyve, kuruyemiş filan getiriyordu. O gün pijama ile gelip en sevdikleri birer oyuncakları ile minderlere uzanıp o filmi izliyorlardı. Çok mutlu oluyorlar. Tabi bunu yılda en fazla iki kere yaptılar.

Bir de, Cambridge'nin Playway to English setiyle çalışıyorlardı ve orada Max diye bir karakter var ve onun oyuncağını, her hafta en katılımcı ve dersi dinleyen öğrenci kazanıyor ve o hafta sonu eve götürüyordu.Hafta başı tekrar getiriyordu. Bu çocukları çok motive ediyor.

Ayrıca bilmiyorum, ödül sistemine yaklaşımınız nasıl ama dersi dinleyen öğrenciler her gün birer çıkartma kazanıyordu. Öylesine hırslanıp öğreniyorlar ki şaşırıp kalıyordum. Bütün hayvanları, vücuttaki uzuvları , meyveleri, sebzeleri hepsini öğrendi benim kızım.

seviye bir miktar fazla gelebilir fakat wallace and gromit izlemeden ingilizce öğrenilmez bence :D

200 lira fark için bu kadar kasma bence

ver gitsin i7 al

bulduğum i7 çok uygun zaten fiyatta değil sorun, ekran kartı ve ssd olmaması düşündürüyor.

he o zaman i5 al tabii

ortalama bir kullanici icin i7'nin hic bir avantaji yok. paylasimsiz bir ekran karti uzun vadede cok daha isine yarayacaktir. benim evdeki i5 islemci ofisteki i7 islemcilerden daha iyi performans veriyor. neden? cunku frekans hizi daha yuksek. mevcut uygulamalar multicore islemcileri cok iyi kullanamiyor. o yuzden i7'nin cekirdekleri bos bos bekliyor. 2 cekirdekli yuksek frekans hizi ve onbellegi olan islemci ortalama bir kullanicinin her turlu isini gorur

3230m kodlu bir i5 ile 3630qm kodlu bir i7 işlemciyi karşılaştırman abes bence. eğer sadece işlemcileri konuşuyorsak durum bu gerçekten. bahsettiğimiz i5 işlemci giriş seviyesinden bir işlemci, i7 ise i7lerin giriş-orta seviyesinde. ben de zamanında kendi laptopumu alırken i7-740qm işlemcili bir bilgisayar ile i5-26xx işlemcili bir bilgisayar arasında kalıp tercihimi i7'den yana kullanmıştım. aslında yukarıda söylediğime ters gelse de biraz pişman oldum, çünkü hem 740qm kötü bir işlemciydi kendi sınıfında, hem de i7 diye bir sürü para bayılmama rağmen gelen ekran kartı vs sınıfta kalmıştı.

ama yine de i7 neredeyse i5'ten her zaman daha iyi performans gösterdi 3. nesille birlikte. bu yüzden 200 lira fark olsa da i7 alman iyi olacaktır, benim dandik 740qm bile beni yarı yolda bırakmadı hiç.

ha, toptan bir dizüstü düşünüyorsak diğer elementlerin durumu da önemli. ekran kartlarının durumu ne, ssd falan filan bir sürü fiyata etkiyen etmen var. mesela, ssd gerekten jet hızına çıkarıyor bilgisayarı fakat 128gb'lık bir ssd sadece windows ve birkaç profesyonel programa yeter. depolama yapamazsın rahat rahat. ayrıca özellikle dizüstünde hala ssd'ler fiyatları deli gibi yukarıya çekiyorlar. bu yüzden illaki içinde ssd istiyorsan en azından 250gb lık bir şey olsun. 128gb'lık bir ssd'li bilgisayara deli gibi para verme, sonradan alırsın. ama önceden de alsan sonradan da alsan ssd ihtiyaç.

kısaca bence i7 al.

3,5 yıl önce Macbook alacakken son anda Sony F serisini gördüm ve onu aldım. İlk i7 makinalardan diyebilirim. Şu an da aklına gelebilecek her şeyi yapar. 5 Yıl kullanayım her işimi yapsın arıza yaratmaasın diyoırsan Apple tercih edebilirsin. Ben Sony'den memnunum ama ne yaptı isem ısınma olayını çözemedim mesela.

Bütçe problem değil yazmışsın o zaman i7 al ama işlemci nesline bak, en son nesil galiba 3. nesil daha öncekilere göre daha performanslı. Ek olarak ssd harddisk hızlıdır ama kapasitesi azdır. Amma ssd hdd olan makinaları elektriksiz en az 6-7 saat kullanabilirsin. 128gb ssd aldığını düşünürsen ek olarak bir de taşınabilir hdd alırsın işlem tamam.

madem nesilden açıldı konu, intel'in son işlemci nesli 4. nesil. işlemci kodları 4xxx diye gidiyor, sanırım piyasada şu anda 4700hq ve 4702hq var bolca. tabi üst modeller de mevcut.

zaten kendin de belirtmişsin, aman aman bir ağır aktivitem yok diye. bu konuda tercihin i5 olabilir. i7 daha çok rendering için ideal. ayrıca i7ler daha çok ısınır, bunu da bilmen gerek.

son nesil bir i5 alıp uzun yıllar kullanabilir misin, evet.

aradaki farkı gözle görülür bir efektiflik için kullanacak olsan, düşünme i7 al derdim ama öyle bir durumla karşılaşmayacaksın.

i7

ayrıca i5'ler reel 4 çekirdek. i3'ler 2 çekirdek 4 mantık. i7'ler 4 çekirdek 8 mantık. ben öyle biliyorum en azından.

her i7 4 reel cekirdekli olmuyor sanirsam. modeline gore degisiyor olsa gerek.
bence seni i5 idare eder iyi bir cache ve frekansi olan.
ssd al bir de hdd zamani degil artik. hdd yi depo amacli kullanabilirsin ama isletim sistemin ssd de olsun.

8.20'ye yetişmek için;6.30'ta selçuktan binmen lazım. 7.20-7.30 arası yeni garajda olursun. yeni garajdan alsancak normal şartlarda yarım saat sürer ama yeni garaj-alsancak arası otobüsten emin değilim.

çok net cevaplayamayacağım ama şöyle diyeyim; selçuk'tan basmaneye giden trene binebiliyorsanız binin. eğer alsancak'a gitmek istiyorsanız gaziemir'de ve ya cumaovasında inin, izban'a binin; bununla alsancak gar'a gidebilirsiniz. Gitmek istediğiniz yer yeni garaj ise, yine izban'la halkapınar'da inebilir, oradan yeni garaja 555 numaralı eshot ile gidebilirsiniz www.yoltarifi.com

sanırım ben olayı tam anlayamadım, verdiğiniz linkte selçuk otogar seferi var.

buldum buldum, otogara gelirseniz 250'ye binersiniz, otogar-uzundere.

şuradan kalkış saatlerine bakabilirsiniz, güzergahta alsancak gar var.

flood gibi olacak sanırım ama selçuk-gaziemir-izban-alsancak gar daha mantıklı geldi bana. gerçi selçuk otobüsleri gaziemir semt garajında iniyorsa, gaziemir garına yürümeniz gerekebilir. hatta tam mesafeyi bilmiyorum fakat bayaa yürünüyor sanırım.

kontrol edeyim dedim, izban istasyonlarında semt garajı yazıyor (www.izban.com.tr fakat bu gaziemir semt garajı mı emin değilim. eğer öyleyse ve selçuk otobüsleri gaziemir semt garajına geliyorlarsa hiç düşünmeden selçuktan benim dediğim güzergahı kullanın; en yakını bu olacaktır. yeni garaja gitmek ve oradan alsancağa dönmek büyük zaman kaybettirir.

şöyle diyelim o zaman sabah 6.30 da selçuk'tan binip 7.30 da yeni garaj da oluruz ordan 163 veya 250 numaralı hatlara binersek kaç dakikada alsancak gar da oluruz?

tam emin değilim açıkçası... o taraflarda hiç işim olmadı.

sketchtoy.com

2 a) böyle sanki.

2 a) 'da x yerine pi/6 yazacaksın.

3. de fonksiyonun grafiğini çiz diyor.

i. şıkkında tanım kümesini belirle.

tanım kümesi reel sayılar. ifadeyi tanımsız yapan bir değer yok.

y' ve y'' bildiğin bölümün türevi. kurala bakarak uygula.

asimptotlara bak bir de. düşey asimptot yok. çünkü paydayı tanımsız yapan değer yok. yatay asimptot sanırım var. x sonsuza ve eksi sonsuza giderken fonksiyonun limitine bak.

sketchtoy.com

bu da 2. örnekte 3a)

teşekkürler @hohoya.

sketchtoy.com

2.a

www.youtube.com

vay arkadaş.. vallahi bu..

yahu senelerce ben de bu şarkının bana nereden tanıdık geldiğini merak ediyordum (23 senedir aklımda değil de, denk geldikçe, vatan şaşmaz muhabbeti geçince falan). hayır, şarkıyı ve özel hat muhabbetini biliyorum da, yıllarca ps1'de rapid racer oynayınca... sanırım albüm kapağı olan fotoğrafta yazıyor.

kısaca; abi rapid racer müziğiymiş bu ya.

www.winamp.com kısa bir süre sonra bir daha gelmemek üzere gidecek. bir an önce indirin derim. bence en başarılı mp3 oynatıcı. hele o klasik görünümü enfes.

jet audio bence. sonra gom audio derim ama ehh diye. winamp gitmedi mi daha? efsanedir ama jetdeki eq ayarlari iyidir.

(bkz: foobar 2000)

AIMP

neronnuri +1

aimp'le hiçbir sıkıntı yaşamaz, uzantı derdi olmadan istediğin dosyayı çalabilirsin. diğerlerini bilmiyorum fakat mesela ben .flac dinliyorum aimp ile, altına da eklenti olarak minilyrics kurdum iyi oldu.

götür tabi. böyle saçmalık olmaz. iki gün sonra yine bozulur...

edit: oha sim kartı miniltmiştim kelimesini görmezden gelip sorunun telefonda olduğuna odaklanmışım. kartı gidip insan gibi mikro ya da nano neyse onu alın. karttan da olabilir.

abi neden adam gibi turkcell/avea/vodafone'a gidip düzgün bir mini simkart almıyorsunuz? bildiğim kadarıyla beleş de...

Tesekkurler sayin yazarlar. Oneriye kulak asip orijinal mikro simkart aldiktan sonra da bir sey degismeyince telefonu servise goturdum, sorun telefondaymis. Degistirildi.

Altyazi ile filmin adini birebir ayni yapin. Nokta virgule kadar

filmin adını altyazıyla birebir aynı yapmak için;

filmin üstüne gelip tek tıklayın (seçin onu yani)
f2'ye basın (yeniden adlandır)
metin otomatik seçili olacaktır, ctrl+c (kopyala)
esc'ye basıp seçimi kaldırın.
altyazıya gelip tekrar tek tıklayın
f2'ye basın
ctrl+v (yapıştır)

kolay yoldan noktası virgülüne kadar aynı isimler. ta taaaa

cevaplarınız için teşekkür ederim.
i.imgur.com
dediğinizi yaptım.
smart tv menüsünden bilgisayarımda ki klasörlere erişiyorum. sadece salt video dosyalarını tespit ediyor. alt yazının bulunduğu dosyayı gözardı ediyor. olmadı yani!

Gozardi ediyor ama altyaziyi otomatik gormesi lazim bu şekilde. Film acildiktan sonra gelmiyorsa menuden altyazi seneceklerine bir bakin. Orada gozukebilir. Tabii altyazi ve film isimlerini tipa tip ayni yaptiysaniz ve altyazinin uzantisini ellemediyseniz.

Joan baez-diamonds and rust

Coldplay'in de şarkı sözleri net gibi galiba.

Fredrika Stahl'ın Tributaries ve A Fraction Of You albümlerindeki bütün şarkılar. Bu iş için biçilmiş kaftanlar. Sen İngilizce geliştir diye söylemiş sanki kadın. Çok da güzel şarkılardır. Örnek:
Fredrika Stahl - In My Head
Fredrika Stahl - Please Let Me In

Uzak durulması gereken isim Björk burada.

www.youtube.com

tüm queen şarkıları.

zamanında ilköğretimdeki ingilizce hocamız her hafta mutlaka bir dersini ayırırdı bir şarkı ezberletmek için.

bence konuşur gibi bir şeyler anlatan şarkılara yoğunlaşabilirsiniz. hemen aklıma gelen birkaç basit örnek:

eagles - hotel california
jewel - foolish games
alanis morissette - joining you

ingilizleri dinle.
BBC Radyoları var mesela, efsanedir.

şimdi bu tarz bir pc için masaüstü pc daha mantıklı.gerçekten ucuza gelmesi için ise toplama alman en mantıklısı.toplama pc güvenilir değildir muhabbeti vardır ama bence gayet güvenilir düzgün bilinen bir yerden alındığında.
grafik tasarım için önemli olan bi gpu teknolojisi fln vardır onu bilemem ondan pc özelliklerine yorum yapmıyım ama fiyatları gerçekten araştırmaya başladığında dediğim şey mantıklı gelecektir sana

bende satıyom xd xd www.eksimarket.com

toplama alman daha mantıklı olur kanısındayım. senin düşündüğün bilgisayarlar ile oyun bilgisayarları benzer oluyorlar, ancak fazladan ram alman yerinde bir karar olabilir. kendin fiyat ve fiyat/performans araştırıp toplaman daha yerinde olur bence.

europa universalis 4 var, epey detaylı hali.

total war'da ne varsa indir işte :D

şu sıralar rome 2 popüler, napolyon ve empire hiç eskimez, oynamadım ama dediklerine göre shogun 2 bir şaheser.

harita üzerinde turn bazlı bir strateji arıyorsan seni en iyi tatmin edecek oyun kanımca civilization serisidir.

o zamanlarda geçen benzer bir oyun arıyorsan ben bilmiyorum.

dosyayi kaydetmeye calistigin klasorun adinda muhtemelen turkce karakter var, "yeni klasör" gibi. o yuzden kaydedememis.
"yeniklasor" gibi degistirirsen sorun cikmaz.

Geçici dosyaların indiği klasörün adını hatalı bulmuş.

Orada verdiği yolu izleyip geçici dosyalar için varsayılan konumu aktif hale getirip, geçici dosyaların saklandığı klasörün adını da sadece harfler ve rakamlardan oluşan bir hale getirmen gerektiğini söylüyor özet olarak.

alt çizgi/tire vs. kullanma.

dizimag'de var.

www.doctorwho.gen.tr

banka hesabı ve bankamatik kartı üzerinden de açılabiliyor sanırım ama yurtdısı ve döviz ödemesi yapamıyorsun. yanlış bilmiyorsam böyleydi. sanal kart açarak halledebilirsiniz ama dendiği gibi...

çok yanlış geldin.

steam meteam tarzı işlerde kullanmak istiyorsan, unut. paypal hesabına vadesiz mevduat hesabını atayabiliyorsun, fakat bu sadece yurtiçinden para almana yarıyor. bu kadar.

inan bana ben de çok uğraştım, kredi kartı olmadan olmuyor.

editleyeyim: sonradan hatırladım, bankamatik kartlarından maestro oluyor ancak visa electron olmuyor.

paypal ile ilişkilendirdiğim sanal kredi kartımı steamde kullanıyorum bir süredir.

enpara hesabı açıp onu ekleyebilirsin.

ben kullanıyorum işbankasının kartını ? debit kart.

var ama adini hatirlayamiyorum. isteki bilgisayarda kurulu.

@lorenzen öğrenebilirsen söyler misin? ben aradım bulamadım hiç...

pazartesi soylerim.

hocam biraz geç de olsa aklıma yeni geldi.
Stealthy imiş adı.

gunesten foton geliyor. fotondan enerji elde ediliyor. yalniz sorunuz bir garip. elektrikle calisan bir seyden tekrar elektrik elde etme ustune kurulu. niye oyle bir sey yapasiniz?

güzel soru.

"niye yapılsın"a gelince. tabii ki elektrikle çalışan şarj aleti kullanmak yerine elektrikle çalışan floresan lamba kullanıp ışık enerjisiyle şarj etmek mantıksız. sanırım soruluş amacı, güneş (ışık) enerjisi kullanırken teknik olarak floresan veya tungsten ışığının niye günel ışığına alternatif olamadığı.

elektrikle çalışan bir şeyden elektrik elde etmek elbette efektif bir yöntem değil. olsa olsa elektriğin formunu değiştirirsiniz. sonuçta fotoğraf makinesini ampul duyuna takıp kullanamam. pilini şarj etmem lazım. ya fişe takacağım, ya çok fantastiksem ışıktan elektrik elde etmeye çalışacağım. her halükarda elektrikle çalışan bir sistemden farklı formda elektrik elde edeceğim.

arkadaşlar yanlış anlamadıysam soru bu değil. güneş paneline sahip şarj cihazlarından bahsediyor sanırım, neden sadece güneş ışığı ile çalışıyorlar, floresan ışığı falan neden şarj etmiyor cihazı; soru bu sanırım.

soruya cevap olmadı bu gerçi...

yaparsın ama verim alamazsın.
hesap makinelerindekiler misal.
yoksa foton hep aynı foton, ama yoğunluğu farklı, senin sorun bu sanırım.

teknik olarak bilmiyorum ama florasan lambadan elektrik elde etmek neden mantıksız olsun yapılabildikten sonra?

örneğin, bir kütüphanede bilgisayarınızı zaten kullanılan ışıktan elde etseniz, ekstra enerjiye ihtiyaç duymasanız?

Geçen gün sabaha kadar acildeydim, annemi bekledim. şarjım bitti, şarj edecek bir priz yok. Böyle durumlarda şarj edilse kötü mü?

hacı ne yapıcan gece gece açık uçlu filmi, iyice uykun kaçacak.

gel biz sana komedi filmi verelim, önerim "ted".

the pledge veya zodiac.

jagten

Nelerden hoşlanırsın?

marvel'a giriş direk hacı.

film serileri olabilir. toplu charlie chaplin filmleri veya hannibal serisi gibi. tam arşivlik.

Öncelikle Planet Earth, sonralıkla Human Planet belgesellerini 1080p olarak tavsiye ederim.

eski doctor who bölümleri.

zaten bbc bile arşivinden bazı bölümleri kaybetmiş; bari geri kalanları da biz koruyalım. ne olur ne olmaz, elin gâvuruna güven olmaz.

sketch up

kesinlikle solidworks için biçilmiş kaftan.
sw bu arada oldukça hızlıdır

Evet sw kullanmıştım başka bi iş için ama pek ısınamadım kullanımına nebilim. Ya aslında istediğim hazır nesneler olsun ben sürükleyip bırakayım falan. Sonuçta yapacağım şeyler karışık değil. Çok kolaya kaçayım istiyorum.

SW çizmek için denediğim en kullanışlı ve hızlı program. kütüphanelerden bir sürü hazır parça bulabilirsin.

sw kullanmadım ancak sketch up da başlangıç seviyesi için gayet on numaradır.